COVİD-19 DERGİ
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
İÇİNDEKİLER
Virüs Nedir ?
Koronavirüs Nedir?
İsmi Nereden Geliyor?
Akrabaları ve Benzer Özellikleri
Nasıl Ortaya Çıktı?
Koronavirüs Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlar
Koronavirüsü Tedavi Etme Yöntemleri
Günden Güne Belirtileri
Tedavisi
Korunma Yolları
Diğer Koronavirüslerden farkı
Dünyadaki Durum
Türkiyedeki durum
Evcil Hayvanlardan Bulaşır mı?
Koronavirüs hakkında yanlış bilinenler
Kimler Risk Altındadır?
Evde Kalmanın Önemi
Evde Neler Yapılabilir
Bulmaca
1
Virüs Nedir ?
Virüsler ilk olarak 19. yüzyılda Louis Pasteur ile Robert Koch’ un araştırmalarında
anlaşılmıştır. Virüs kelimesi zehir ve yapışan sıvı anlamına gelmektedir. Virüsler ışık
mikroskobu ile gözlenemeyecek kadar küçüktürler. Elektron mikroskobu ile gözlenebilirler.
Elektron mikroskobu keşfedildikten sonra ilk olarak 1930’da görüntülenmiştir. Bu sayede
virüslerin bakterilerden farklı olduğu görülmüştür. Virüsler doğada kristal halde inaktif
olarak bulunurlar. Virüslerin metabolizmaları yoktur. Bu yüzden canlı hücrelere ihtiyaç
duyarlar. Canlı hücrenin metabolizmasını kullanarak ürerler. Virüsler zorunlu hücre içi
parazitidirler.
Koronavirüs Nedir ?
Korona virüsler memeli hayvanlar ve kuşlarda (deve, yarasa, sığır, kedi) görülen bir virüs
ailesi olup nadiren insanlara bulaşabilen bir hastalığa ve insandan insana geçmesine de
sebep verebilir. SARS-CoV-2 insanlarda görülen yedinci Koronavirüs türüdür. Ağır akut
solunum yolu yetersizliği sendromuna (SARS) neden olan virüs de Koronavirüs ailesindendir.
Hastalık sürecinde Koronavirüs daha önce insanlarda tespit edilmemiş olduğundan yeni bir
Koronavirüs olarak tanımlanmıştır.
4 farklı cinsi bulunmaktadır. Bunlar alfa Koronavirüs, beta Koronavirüs, gama koronavirüs ve
delta Koronavirüstür. Bunlardan alfa ve beta koronavirüsleri insanları enfekte
edebilmektedir. Geri kalan gama ve delta koronavirüsleri sadece hayvanları enfekte
edebilmektedir. İnsanları enfekte eden Koronavirüsler daha çok basit bir soğuk algınlığı ya
da MERS (Ortadoğu solunum sendromu) ve SARS (Ciddi akut solunum sendromu) gibi ciddi
hastalıklara neden olabilir.
İsmi Nereden Geliyor ?
WHO’nun (dünya sağlık örgütü) uluslararası halk sağlığı acil durumu ilan etmesine neden
olan Covid-19 virüsü, başlarda 2019-nCov olarak adlandırılmıştır. WHO’nun resmi kararıyla
Covid-19 olarak değiştirilmiştir. Bu isme karar verilirken hastalığa sebep olan
Koronovirüsten “Co” ve “Vi”, “d” ise İngilizcede hastalık anlamına gelen “disease”
kelimesinden gelmiştir. Sonuna ise vakanın görülmeye başlandığı yıl olan 2019’dan 19
eklenmiştir.
Akrabaları ve Benzer Özellikleri
Çin’de ortaya çıkan SARS salgınına neden olan virüsün Koronavirüs olarak tespit edilmesi ve
ardından çok da uzun bir süre geçmeden bir başka Koronavirüs türünün Suudi Arabistan’da
görülen MERS salgınına neden olduğu ortaya çıkınca Koronavirüs araştırmaların odak
noktası olmuştur. 2002 yılında Çin’de görülen SARSCoV’ün misk kedisinden insana
geçmesiyle SARS salgını ortaya çıktığı detaylı araştırmalarla tespit edilmiştir. Aynı zamanda
2
2012 yılında Suudi Arabistan’da görülen MERS-CoV’ün ise çöl devesinden insana geçmesiyle
MERS salgını ortaya çıktığı tespit edilmiştir. COVID-19 salgınına neden olan SARS-CoV-2
isimli virüs, bir RNA virüsü olmakla birlikte koronavirüs ailesindendir. SARS-CoV-2 virüsü
SARS salgınına neden olan SARS-CoV isimli virüsün yakın bir kuzenidir. Covid-19 salgını hala
devam ettiği için SARS-COV-2’nin SARS-CoV kadar ölümcül olup olmadığı bilinmemektedir.
Kıyas yapacak olursak şuandaki verilerle için SARS-COV-2’nin öldürücülük oranı yaklaşık
olarak %3, SARS-CoV'un öldürücülük oranı %10’dur. Bu iki virüsün yanında yine Koronavirüs
ailesinden olan MERS-CoV’un öldürücülük oranı %40 idi. SARS Koronavirüsü ile %70
benzerlik gösterdiği açıklanmıştır.
Nasıl Ortaya Çıktı ?
İlk vaka, 2019 Aralık ayının sonlarına doğru Çin’in Wuhan kentinde bulunan hayvan
pazarında balık satıcısı olan 49 yaşındaki bir kadındı ve bu kadın ateş, öksürük ve göğüste
sıkışma gibi şikâyetlerle 27 Aralık 2019 tarihinde hastaneye başvurdu. İkinci vaka ise bu
pazardan sıkça alışveriş yapan 61 yaşındaki bir erkekti. Daha sonra virüsün yayılması ile 30
Aralık 2019 tarihinde Çin Ulusal Sağlık Komisyonuna nedeni bilinmeyen zatürre vakaları
bulunduğunu iletti. 13 Ocak 2020’de bu virüs tanımlanmıştır.
Çin’de başlamasının nedeni ise kalabalık bir nüfusa sahip olan bu şehirde tüketilen
besinlerin çeşitliliğinin çok olması(özellikle de hayvansal besinlerden böcek, çekirge, yarasa
vb.) ve bu hayvanlarda bulunan bazı mikropların insanlara geçerek zaten bünyesel olarak
hasta olmaya meyilli kişileri hasta etmesiyle ortaya çıkmaktadır. Bu mikroplar yepyeni
ortaya çıktıkları için onlara karşı “bağışık” olma durumumuz “sıfır” oluyor; yani virüs,
hastalanma potansiyeli olan herkesi hastalandırıyor.
Başlangıçta bu hastalığa yakalanan birçok kişinin deniz ürünleri ve canlı hayvan pazarlar ile
ilişkisi olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle ilk başta sadece hayvanlardan insana geçtiği
düşünülmüş olsa da kısa zamanda vaka sayısı arttığında hayvanlarla temasta olmadığını ve
insandan insana da bulaşa bildiği tespit edilmiştir.
Bünyesel olarak hastalanmaya meyilli kişiler arasında çocuklar, yaşlılar, kronik bir rahatsızlığı
olan kişiler yer aldığı için herhangi bir rahatsızlıkta normal(sağlıklı) bir bağışıklık sistemine
sahip olan insanlara göre daha fazla etkilenen bu hassas grup, böylesine hızlı yayılan ve ağır
belirtileri olan bu virüs karşısında çok ciddi durumlarla karşı karşıya kalabilmektedirler. Bu
yüzden bu hassas grup Koronavirüsten korunmak için alınması gereken önlemler konusunda
oldukça özenli olmalıdır.
Türkiye’de bir anda meydana çıkan ve tüm hayatımızı kötü etkileyen bu virüs, sağlığımız
açısından ağır sonuçlar doğuracak hastalığa sebep oluyor ve hatta ölüme kadar
sürükleyebiliyor.
3
Şu anda yaşanılan salgın çoğu insanın aklına geçmiş tarihlerde yaşanmış birkaç ölümcül
salgını getirmiştir. Örneğin;
·Veba (Kara Ölüm): 1347-1351 yıllarda meydana gelmiş ve 75-100 milyon insanın
ölümüne sebep olmuştur.
·Kolera: 1817-1824 yıllarda ortaya çıkmış ve 1 milyon 500 bin kişinin ölümüne yol
açmıştır.
·Tifüs:1848 yılında ortaya çıkan bu salgın yaklaşık 20 bin kişiyi öldürmüştür.
·SARS:2002-2003 yılları arasında görülen salgında 8422 vaka ve 1524 ölüm görülmüştür.
Koronavirüs Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlar
· Sarımsaklı su, alkol, tuzlu su, çeşitli antiseptik gargaralar gibi sıvıların boğaz ya da
burun mukozasına uygulanması kesinlikle koruyucu değildir.
· Vitamin ilaçlarının, çeşitli besin takviyelerinin ve bitkisel ürünlerin sistemi
kuvvetlendirdiği bilgisi tamamen yanlıştır.
· Sıcak uygulama, sauna, nem ya da soğuk uygulama virüsleri yok edemez. Virüsler 56
derecede ölür ama bu sıcaklıkta kendi hücrelerimizin içindeki proteinler de
denatüre olarak hücrelerimizin ölümüne yol açar.
· Maskeler kendisinde ateş veya solunum belirtileri (öksürük, hapşırık, burun akıntısı,
balgam çıkarma gibi) olan hastaların diğer hasta olmayanları korumak için
kullanılmalıdır.
· Toplumlardaki bir diğer yanlış anlaşılma ise virüs salgını geçene kadar kişilerin
maske takarak korunacağını düşünmesidir. Oysa ki sadece virüs bulaşmış
kişilerin virüsü çevresinde bulunan kişilere bulaştırmaması adına maske takması
daha doğru bir uygulama olacaktır.
Koronavirüsün (nCovid-19) Belirtileri Nelerdir?
Virüs genellikle bulaşmasından 2-14 gün kuluçka süresinden sonra ilk belirtilerini vücutta
göstermeye başlıyor. Hastalığın belirtileri genellikle virüsün vücuda girmesinden bir hafta
sonra göstermeye başlıyor.
Koronavirüs belirtilerinden en çok karşılaştıklarımız ise ; ateş, öksürük ve nefes darlığı
belirtileridir. Eğer hastalık şiddetli düzeyde ise gösterilen belirtilerde ona oranla şiddetli
olmaktadır. O zaman gösterilen belirtiler ise şunlardır; zatürre, ağır solunum yetmezliği,
4
böbrek yetmezliğidir. Eğer hastalığın seyri çok kötü olarak ilerlemekteyse bu belirtiler ölüm
ile de sonuçlanabilir.
Eğer son zamanlarda yurt dışından gelen birisi ile temasta bulunduysanız veya yukarıda
bahsedilen belirtilen belirtileri taşıyorsanız Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Koronavirüs
Bilgi hattı olan 186’yı arayarak Koronavirüs ile bilgi alabilir ve maske ile en yakın pandemi
sağlık kuruluşuna başvuru yapabilirsiniz.
Gün Gün Vücutta Görülen Koronavirüs Belirtileri Nelerdir ?
1-3.Gün arasında vücutta görülen Koronavirüs belirtileri nelerdir?
●
●
●
Soğuk Algınlığı ve gribe benzeyen belirtiler ortaya çıkar.
Hafif ateş ve boğaz ağrısı görülebilir.
Bağışıklık zayıfsa mide bulantısı ve ishal görülebilir.
4. Gün vücutta görülen Koronavirüs belirtileri nelerdir?
●
●
●
●
Boğaz ağrısı şiddetlenir.
Ses boğuklaşmaya başlar.
Yeme ve içmede zorluklar yaşanmaya başlar.
Hafif baş ağrısı ve ishal başlar.
5.gün vücutta görülen Koronavirüs belirtileri nelerdir?
●
●
●
Yeme ve içme oldukça ağrılı bir hale gelir.
Vücudu hareket ettirmek oldukça sancılı bir hale dönüşür.
Eklem ağrıları görülür
6.gün vücutta görülen Koronavirüs belirtileri nelerdir?
● Kuru öksürük başlar.
● Şiddetli bitkinlik başlar.
● Zaman zaman nefes almakta zorluk yaşanır.
● İshal ve kusma şiddetlenir.
7.gün vücutta görülen Koronavirüs belirtileri nelerdir?
●
●
Ateş 38 dereceye yükselir.
Öksürük ve balgam çok şiddetlenir.
8.gün vücutta görülen Koronavirüs belirtileri nelerdir?
●
●
Göğüs bölgesi çok ağır olarak hissedilir.
Vücut sıcaklığı 38 derecenin üzerine çıkar.
5
9.gün vücutta görülen Koronavirüs belirtileri nelerdir?
●
Tüm belirtiler şiddetle artar
Belirtiler Koronavirüs Nezle Grip Alerji
Ateş ✓sık ✓nadiren ✓sık -
Yorgunluk ✓sık ✓sık ✓bazen ✓bazen
Kuru Öksürük ✓sık - ✓sık ✓bazen
Solunum Zorluğu ✓şiddetli - - ✓bazen
Öksürük ✓sık - ✓bazen ✓bazen
Ağrı ✓bazen ✓nadiren ✓sık -
Hapşırma - ✓sık ✓sık ✓bazen
Burun Akıntısı - ✓sık ✓sık ✓bazen
Burun Tıkanıklığı ✓bazen - ✓bazen ✓sık
Gözlerde Sulanma - - - ✓sık
Boğaz Ağrısı ✓bazen ✓bazen ✓sık -
İshal ✓bazen - ✓nadiren -
Koronavirüsü Tedavi Etme Yöntemi Nedir?
6
Şuan için Koronavirüsü tedavi etmede bilinen bir tedavi bilinmemektedir. Çoğu zaman
belirtiler kendiliğinden kaybolmaktadır. Doktorlar teşhis sonrası Koronavirüs hastalarına
ateş düşürücü ve ağrı kesici ilaçlar vererek hastalığın belirtilerini hafifletmeye
çalışmaktadırlar. Yaşam alanlarındaki oda neminin dengelenmesi ve ılık duş ile boğaz ağrısı
ve/veya öksürüğün hafiflemesine destek sağlarlar. Ayrıca bol sıvı tüketmek, dinlenme ve
uyku tedavi için faydalıdır. Belirtiler standart soğuk algınlığı sürecinden daha kötü
seyretmeye başlar ise mutlaka uzman hekime danışılması gerekir. Şuan için koronavirüs için
tam bir tedavi yöntemi bilinmemektedir.
Korunma Yolları Nelerdir?
Panik değil ÖNLEMkurtarır!
Koronavirüs bir kişiden diğer kişiye, hastanın hapşırması ve öksürmesi sırasında havaya
saçılan küçük su damlacıklarının solunması durumunda veya damlacıklarının etraftaki
nesnelere ve yüzeylere düşmesi, veya hasta kişinin hapşırma, öksürme gibi yollarla ellerine
bulaşması ile elleri ile temas ettiği yerlere, insanların bu yerlere temas etmiş kirli elleri ile
gözüne, burnuna ve ağzına temas etmesi ile koronavirüse yakalanmaları mümkündür.
Bu nedenle en önemli önlem yollarından biri ellerimizin hijyenidir.
Sık aralıklarla elimizi 20 saniye boyunca sabunla yıkamalıyız. Su yoksa alkol bazlı dezenfektan
veya kolonya yardımıyla dezenfekte edilmeli.Ellerimizle yüz temasından kaçınmalıyız.
Öksürürken ve hapşırırken ağzımızı tek kullanımlık peçetelerle kapatmalıyız, peçete mevcut
değil ise dirsek içimizi kullanmalıyız.
Hasta kişilerle temastan kaçınılmalıdır ve hasta kişinin dokunduğu yerler dezenfekte
edilmelidir.
Kapalı ortamlarda uzun süre kalınmamalıdır, bu tarz yerler sık sık havalandırılmalıdır. Kapı
kolları ve oyuncak gibi sık dokunulan yüzeyleri temizlemeliyiz ve bunları dezenfekte etmeliyiz
Toplu olarak bulunmak zorunda olduğumuz yerlerde gerekli önlemler alınmalı ve kişilerle
aramızda mesafe kuralı uygulanmalı.
Bağışık sistemimizi güçlendirecek besinler tüketilmelidir.
Bol bol sıvı tüketilmeli, beslenme ve uyku düzenine dikkat edilmeli. Gıdalar tüketilmeden
önce güzelce yıkanmalıdır.
Kişisel eşyalar(havlu, tarak, tırnak makası vb.) ortak kullanılmamalıdır.
Mecbur olmadığımız sürece evlerimizden çıkmamalıyız.
7
Yurt dışından dönüşte ilk 14 günü evimizde geçirmeliyiz.
Maskeler tekrar tekrar kullanmamalı nemlendiği anda çöpe atılmalıdır.
Dışarıdan alınan malzemelere iyice dezenfekte etmeden temas edilmemelidir.
Dezenfektan Nedir?
Dezenfektan, sözlükte mikropları kırma özelliği olan madde anlamına gelir. Dezenfektanların
içinde alkol bulunur ve bu sayede virüsler yaşayamaz ve yüzeylere tutunması engellenmiş
olur. Unutmayalım dezenfektanlar sabunun yerini tutmaz o yüzden mutlaka sabun
kullanalım. Kişisel eşyalarımızı sürekli temizleyelim ve ellerimizi doğru şekilde yıkayalım.
Bu önlemleri almanıza rağmen yine de virüse yakalandıysanız erken tıbbi yardım çok
önemlidir. Hastalık belirtileri görüldüğünde zaman kaybetmeden maske takarak ve kimseyle
temasa geçmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.
Eğer ki Koronavirüsü olduğunu öğrendiğiniz bir yakınınızla yakın bir zamanda temasta
bulunduysanız maske takarak yakındaki bir sağlık kurumuna başvurunuz. Erken teşhis çok
önemlidir. İyileşmeye başladığınızı fark ettiğiniz zaman bile evden dışarı çıkmayın çünkü
virüs hala içinizde olabilir ve taşıyıcılık görevi görebilirsiniz ailenize veya yakınlarınızın
hastalanmasına sebep olabilirsiniz.
Diğer Virüslerden Farkı Nelerdir ?
Yeni tip korona virüsün en belirgin özelliklerinden biri hızlı yayılmasıdır. Korana virüs yeni bir
tip olması nedeni ile bu yeni etkene karşı hiçbir insanda daha önceden var olan bir bağışıklık
yok; bu nedenle virüs çok süratle yayılıyor ve özellikle yaşlı bireyler ile kronik rahatsızlıkları
olanlarda solunum güçlüğü, akciğerde ciddi tahribat yaratabiliyor.
DÜNYA’DAKİ DURUM:
İlk olarak Çin’in Wuhan Eyaleti’nde Aralık ayının sonlarında solunum yolu belirtileri (ateş,
öksürük, nefes darlığı) ile gelişen bir grup hastada yapılan araştırmalar sonucunda tanı
konulmuştur. Ve daha sonra bütün dünyaya yayılmıştır.
Mart 2020’de Dünya Sağlık Örgütü Koronavirüs salgınını bir pandemi* ilan etmiş ve bu
durumun bir Uluslararası Kamu Sağlığı Acil Durumu (PHEIC) olduğunu açıklamıştır.
Günümüzde Koronavirüs hastalığı bütün dünyada hızla yayılmaktadır. Hastalığın tedavisi
henüz bulunamamış ama üstünde çalışmalar yürütülmektedir.
Virüs ilk çıktığı zamanlar sadece Çin’in Wuhan kentinde görüldü. Daha sonra Çin’in diğer
kentlerine ve Dünyaya yayılmaya başladı. Özellikle Avrupa olmak üzere Dünyanın neredeyse
bütününde virüs bulunmaktadır. Çin’in ardından en ciddi şekilde artış gösteren ve Avrupa ya
neredeyse virüsü sokan ülke denilse yanlış olmayacak olan ülke İtalya’dır. İtalya bütün
Avrupa ülkelerinden önce virüsle tanışmış ve çok büyük kayıplar vermiştir ve vermeye
8
devam etmektedir. Ardından bütün Dünyaya sıçrayan virüs Fransa, Almanya, İngiltere başta
olmak üzere birçok ülkeye sıçramıştır. Amerika da bu virüsten çok ciddi şekilde yaralar
almaktadır.
Vaka sayılarını aşağıdadır.
18.04.2020 verileri:
ABD: 712.184 vaka - 32.823 ölüm
İspanya: 190.859 vaka - 20.002 ölüm
İtalya:172.434 vaka - 22.745 ölüm
Almanya: 141.399 vaka - 4.352 ölüm
Çin: 82.719 vaka -4.632 ölüm
Fransa: 109.252 vaka - 18.681 ölüm
İran: 80.868 vaka - 5.031 ölüm
Avustralya: 6.565 vaka - 68 ölüm
Türkiye: 78.546 vaka - 1.769 ölüm
Rusya: 36.793 vaka – 313 ölüm
Pandemi*:Dünyada aynı anda yaygın bir şekilde çok fazla insanı tehdit eden bulaşıcı
hastalıklara verilen bir isimdir.
TÜRKİYE’DEKİ DURUM: #evdekaltürkiye
Türkiye hayli uzun bir zaman Koronavirüsten korunmuş ve virüsün dışında kalan ülkeler
arasında yer almıştır. Türkiye’de ilk vaka 11 Mart tarihinde yurt dışından gelen bir erkek
hastayla ortaya çıkmıştır. Önlemler alınsa da yurt dışı giriş çıkışlarının kapatılmaması ve
daha virüsün ciddiyetinin tam kavranamaması nedeniyle vaka sayıları hızlı bir şekilde artış
göstermiştir. Şu anda 65 yaş üstü ve 20 yaş altına sokağa çıkma yasağı getirilmiştir.
Kalabalık yerlere (marketlere, pazarlara, bankalara ve toplu taşıma araçlarına vb.) maske ve
eldivensiz girmek yasaktır. Koronavirüs en yaygın İstanbul ve daha sonra İzmir’de
görülmektedir. Bunun açıklaması da tabi ki kalabalık ve büyükşehir olmalarından dolayıdır.
Ne kadar kalabalık olursa Koronavirüsün yayılması o kadar kolaylaşıyor. Buna dair Fahrettin
Koca’nın açıklaması: "Türkiye genelindeki dağılımda İstanbul, Ankara, İzmir, Körfez, Kocaeli,
Sakarya, Zonguldak özellikle bu noktalarda yoğunluğun fazla olduğunu haritadan görmek
mümkün." dedi. 30 büyükşehir ve Zonguldak iline giriş çıkışlar tamamen kapatılmış ve bu
şehirler de büyük bir izolasyon çalışması yapılmaya çalışılmaktadır.
11 Mart'tan günümüze kadar Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın vermiş olduğu bilgilere göre
78.546 vaka ve 1.769 ölüm vardır.
9
KORONAVİRÜS ÜLKEMİZE GEÇ GELMESİ İÇİN NE GİBİ ÖNLEMLER ALINDI?
1) Virüsün Türkiye'ye girişini önlemek için 13 Ocak'ta ilk ölüm vakasının bildirilmesinin
ardından Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu tarafından "2019-nCoV Hastalığı Rehberi" hazırlanarak
14 Ocak'ta yayımlandı.
2) 22 Ocak tarihinden Çin havayoluna ait Wuhan-İstanbul seferleri karşılıklı olarak
durduruldu.
3) Sağlık Bakanlığımızın kurmuş olduğu Bilim Kurulu’nun önerileri 5 Şubat tarihinden geçerli
olmak üzere Çin ile karşılıklı olarak uçak seferleri durdurulmaya başlandı.
4) Virüsün İran’da görülmesinin ardından Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile İran arasında
bulunan sınır kapıları 23 Şubat 2020 saat 17.00’da geçerli olmak üzere kapatıldı.
ÜLKEMİZE KORONAVİRÜS NE ZAMAN GELDİ? ÜLKEMİZDEKİ SEYRİ NELER OLDU?
Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın 11 Mart gecesi saat 00.30 ‘da açıklama
yapacağını Anadolu Ajansı tarafından duyurulmuştur ve tüm haber kanallarına bu bilgi
düşmüştür. Dünya’nın her yerinden görülen koronavirüs ülkemize geldi mi yoksa virüsün
gelmemesi için alınan tedbirlerden mi bahsedilecekti. Herkes bunu merak ediyordu. Sağlık
Bakanı saat 00.53 sularında kamera karşısına geçti ve herkesin korktuğu ama acı gerçeği
Türk Milletine şu sözlerle duyurmuştu:
-“Size üzücü ama korkutucu olmayan bir haberi paylaşmak istiyorum. Akşam saatlerinde bir
vatandaşımızın Koronavirüs belirtileri göstermesi durumunda müşahede altına alınmış ve
yapılan test sonucu pozitif olarak çıkmıştır. Vatandaşımızın virüsü kapmasının Avrupa
kaynaklıdır. Lütfen gerekmedikçe yurt dışına seyahat yapmayalım.” diyerek sözlerine son
noktayı koydu.
Ülkemizde ilk vaka açıklandıktan sadece 6 gün sonra ilk vefat haberini Türk ve Dünya
kamuoyuna paylaşıldı. Ülkemizde gün gün vaka ve vefat sayısı artmaktadır. Ülkemizdeki
koronavirüs ile ilgili güncel sayıları Sağlık Bakanlığımızın “https://covid19.saglik.gov.tr/”
internet adresinden öğrenebilirsiniz.
Ne zaman geçeceği bilinmeyen ve aşısı olmayan bu virüs üzerinde bilim insanları ve sağlık
çalışanları ciddi bir şekilde çalışma yapmakta ve aşısını veya ilacını bulmak için yoğun bir
mesai harcanmaktadır. Bu dönemde bizim üzerimize düşen gerekli önlemleri alıp evde
kalmaktır. Koronavirüs bir gün geçecektir. Bu virüs geçene kadar sevdiklerimizi ve kendimizi
tehlikeye atmamak için evde kalmalıyız. HAYAT EVE SIĞAR!
10
EVCİL HAYVANLARDAN BULAŞIR MI?
YENİ TİP KORONAVİRÜSÜ EVCİL HAYVANLARDAN İNSANLARA BULAŞIR MI?
Koronavirüs, insanlarda ve birçok hayvanda görülen, başta sindirim sisteminde olmak üzere,
dolaşım sistemi, solunum sistemi gibi sistemlerde de enfeksiyon meydana getiren bir
hastalıktır. Bu virüs bulaştığı canlıda tedavi edilemediği durumda canlının tüm
organizmasında kalıcı hasarlara hatta canlının ölümüne de yol açabilir.
Bilindiği üzere 2020 yılının Ocak ayında Çin'in Wuhan Kenti'nde ortaya çıkan yeni tip
Koronavirüsü (Covid-19) Mart ayından itibaren Türkiye’de de görülmeye başlanmıştır. Sağlık
Bakanlığı'nın yaptığı resmi açıklamalara göre yeni tip Koronavirüsünden korunmanın en etkili
yolu sosyal izolasyondur. Ancak insanların kafasını karıştıran bir problem daha var.
Evcil hayvan besleyenlerin yeni tip Koronavirüsüne yakalanma oranları daha mı yüksek?
Acaba evde beslenen hayvanlar insanlar için virüs taşıyıcısı olmada büyük bir risk
oluşturuyor mu?
Evcil hayvanların bu hastalığı insanlara bulaştırabileceği bilgisi kanıtlara dayalı bir bilgi
değildir. Hong Kong'da enfekte olmuş bir köpek örneği var fakat bugüne kadar herhangi bir
evcil hayvanın yeni tip Koronavirüsünü insanlara bulaştırabileceğine dair kanıtlanmış bir
bilgi yoktur.
Koronavirüsünün birden fazla çeşidi vardır. Türk Veteriner Hekimleri Birliği’ninyaptığı
açıklamaya göre bazı Koronavirüs çeşitleri hem insanlarda hem hayvanlarda görülürken
çoğu koronavirüs sadece hayvanlarda bulunmaktadır. Mesela;
•Sığırlarda bulunan Koronavirüs = Bovine coronavirüs
•Kedilerde bulunan Koronavirüs = Feline coronavirüs – FIP
•Köpeklerde bulunan Koronavirüs = Canine coronavirüs
hastalıkları sadece belirtilen bu hayvanlarda görülür.
11
Türk Veteriner Hekimleri Birliği’nin yaptığı başka bir açıklamaya göre ise Çin'de ortaya
çıkmış olan Koronavirüsten dolayı ölen köpek vakasında köpeğe virüs, Koronavirüs taşıyıcısı
bir insandan geçmiştir. Haliyle evcil hayvanlar da koronavirüsü insanlara geçirme konusunda
bir risk taşımıyor. Ancak virüsten korunmak için kişisel hijyenimize özen gösterdiğimiz kadar,
evcil hayvanlarımızın hijyenine ve evcil hayvanlarımıza olan iletişimimizin hijyenine de dikkat
etmeliyiz. Örneğin; hayvanlarımıza mamalarını verirken, onlara ait eşyalara dokunurken
öncesinde ve sonrasında mutlaka ellerimizi yıkamalıyız. Hayvanlarımızın tedavilerini düzenli
olarak takip ederek aşılarını veterinerimiz rehberliğinde uygulamalıyız.
KİMLER RİSK ALTINDA?
Belirli yaşlarda ve durumlardaki kişiler daha fazla risk taşısa bile virüsten yetişkinler,
gençler, çocuklar hatta yeni doğmuş bebekler bile etkilenebilir. Etkilenen herkes de hastalık
belirtisi gözlenmeyebilir. Hastaların hepsi ise ağır hastalık geçirecek anlamına gelmez. Bu
yüzden herkesin korunma kurallarına uyması gerekmektedir.
Hastalığa yakalananların yüzde 80'i hastalığı hafif geçirmektedir.
Hastalığa yakalananların %20’si hastane koşullarında tedavi edilmektedir.
Hastalıktan en fazla etkilenen kişiler;
• 60 yaş üstü kişiler
• Ciddi kronik rahatsızlığı olan kişiler( astım, kalp hastalığı, hipertansiyon, kanser, diyabet)
• Sağlık çalışanları
ÇOCUKLAR RİSK ALTINDA MI?
Çocuklarda hastalığa diğer yaş gruplarına göre daha az rastlanmıştır. Ayrıca diğer yaş
gruplarına göre hastalık oluştuğunda daha hafif atlattıkları kanısına varılmıştır.
HAMİLELER RİSK ALTINDA MI?
Hamile kadınlarda korona virüs hastalığı geliştiğinde hastalığın ciddiyeti konusundaki
bilimsel çalışmalar sınırlı kalmıştır. Mevcut çalışmalarda korona virüs hastalığı sonrası
hamile kadınlar arasındaki şiddetin hamile olmayan korona virüs hastalarına benzer olduğu
tespit edilmiştir. Ayrıca hamilelik sırasında koronavirüsün bebekte olumsuz bir etkisi
görülmemiştir. Şu ana kadar koronavirüsün anneden bebeğe bulaştığı da görülmemiştir.
EVDE KALMANIN ÖNEMİ VE BU SÜREÇTE EVDE NELER YAPABİLİRİZ?
Evde kalmanın öneminden bahsetmeden önce ülkemizde Koronavirüs’e karşı birtakım
önlemler alındığını belirtmeliyiz. “65 yaş üstü ve 20 yaş altı için evden çıkma yasağı getirildi.
Bununla birlikte vatandaşlarımızın evde kalarak kendilerini izole etmesi istendi. Okullar ve
üniversiteler uzaktan eğitime başladı. Yurtdışı uçuşları durduruldu. Toplu mekanlar kapandı.
Maskesiz toplu ortamlarda bulunmak yasaklandı. En az 3 adım kuralı konuldu. 30 şehir için
12
şehirlerarası ulaşım durduruldu. Hastalığın yayılma hızını düşürmek için uygulamaya
konulan bu tedbirler Avrupa’daki çoğu ülkeden daha önce alındı.”
Koronavirüs salgını nedeniyle evde kaldığımız bu süreçte çocuklar giderek artan bir şiddette
korku ve paranoya yaşamaktadır. Çocukların bugüne kadar devam eden rutin okul
hayatlarına ara verildiği için gün boyunca evin içinde kalmaları onların stres seviyesini
arttırmaktadır. Henüz bilim insanlarının da kesin olarak belirttiği net bir bilginin olmayışı
çocukların ailelerinden ve haberlerden duydukları ile kendileri ve aileleri için kaygı
düzeylerinin artmasına sebep olmaktadır. Bu durum çocuklarda patolojik davranış modelleri
gelişimini tetiklemektedir. Bebeksi konuşma, tırnak yeme, tek başına uyuyamama gibi
davranışlar çocuklarda karşılanamayan duyguların etkisi olarak baş göstermektedir. Bununla
birlikte çocukların uzun süreli gergin ortama maruziyetleri onların agresif davranış paterni
geliştirmesine neden olmaktadır. Müdahale edilemeyen bu tür durumlarda davranışlar kalıcı
hale gelebilmektedir. Ailenin saptanan davranış değişikliğinin sürekli hale geçişini önlemede
soğukkanlı ve akılcı bir yol izlemesi gerekmektedir.
Pandemi süreci çocuklar tarafından tatil olarak algılanıp onların okuldan uzaklaşmasına
neden olabilmektedir. Sürecin ne kadar süreceği henüz öngörülemediğinden bu durum
çocukların akademi başarıları ve motivasyonlarında düşüşe yol açabilmektedir.
Eğitim-öğretim sürecinin evde kalınan bu süreçte devamlılığında ailelere düşen sorumluluk
artmaktadır. Bu süreçte çocuklarına karşı daha ilgili ve hassas olmaları, derslerini onlarla
birlikte takip etmeleri büyük önem taşımaktadır. Ders öncesi veya sonrası birlikte
yapabilecekleri eğlenceli küçük aktivitelerle (puzzle yapmak, satranç veya zeka oyunları
oynamak, boyama yapmak gibi) çocuklar derslere daha hevesli ve mutlu katılacaktır.
Evde kaldığımız bu süreçte çocuklar kendilerini hapsedilmiş hissettikleri için sıkılmaktadır.
Evde geçen zamanı değerlendirirken bazı çocuklar sürekli televizyon, tablet, telefon ve
bilgisayar başında zamanda geçirmektedir. Bütün gün boyunca teknolojik araçlarla vakit
geçiren çocuklar fiziksel olarak hareketsiz kalmakta ve bazıları için bu süreç teknolojik
bağımlılığa dönüşmektedir. Çocukların evde geçirdikleri zamanı mümkün olduğunca aktif ve
etkili sürdürebilmeleri için ebeveynlere çok iş düşmektedir. Evde geçireceğiniz verimli
zamanla uzmanların evde kalınması gerektiği yönündeki önerilerine uymuş olarak bu süreci
etkili bir şekilde yönetebilirsiniz. Evde geçireceğiniz zamanı eğlenceli hale getirmek hem
çocuklar hem de ebeveynler için birtakım tavsiyelerde bulunulması gerekliliğini
doğurmuştur. Bu çalışmada bireylerin Koronavirüs kaynaklı evde kalmaları gereken
durumlarda tercih edebilecekleri ev içi rekreaktif oyunların incelenmesi amaçlanmıştır.
Bireylerin rekreaktif oyunlar ile evde kaldıkları süreçte eğlenceli vakit geçirebilecekleri, ev
içindeki bireyler ile boş zaman faaliyetleri için ciddi caydırıcı ve engelleyici olarak
nitelendirilebilecek aşırı teknoloji, internet ve akıllı telefon kullanımından, aşırı ekran
sürelerinden uzak durarak verimli zaman geçirebilecekleri düşünülmektedir.
13
Küresel Koronavirüs salgını yüzünden evlerimize kapandık. Haftalardır birçoğumuz markete
gidip gelmek dışında evden çıkmıyoruz. Hal böyle olunca ruhsal olarak bu durumdan çok
etkileniyoruz. Önceleri istediğimiz gibi dışarı çıkabilirken şimdi dışarı çıkıp alışveriş
yapamıyor, okula gidemiyor, sevdiklerimize sarılamıyor, kafede arkadaşlarımızla kahve
eşliğinde sohbet edemiyoruz. Şimdilerde evde kalmamız hepimizin sağlığı için çok önem arz
ediyor. Evde kalıp salgının yayılmaması için üzerimize düşen bu görevi yerine getirmeli ve
salgının yayılmasını engellemeliyiz. Peki, sosyal olarak kendimizi izole ettiğimiz bu süreçte
depresyona girmemek için ne yapabiliriz? Bu yazımda sizin için birkaç altın değerinde tavsiye
vereceğim. Haydi başlayalım!
ONLİNE SERTİFİKA PROGRAMLARINA KATILIN.
Hem iş hem de akademik hayatınızda size pek çok katkı sağlayacak sertifikalarınızı bu
süreçte arttırabilirsiniz. Geriye dönüp bu günlere baktığınızda verimli geçen zamanınız sizi
mutlu edecektir. Böylece kendinizi geliştirmenin mutluluğuyla karantina günlerinizi daha az
negatif düşünceyle bitirebilirsiniz.
KİTAP OKUYUN, FİLM VE DİZİ İZLEYİN.
Birçoğunuz eminim ki iş veya okul yoğunluğu sebebiyle kitap okuyamıyor ya da film veya dizi
izleyemiyordunuz. İşte size altın fırsat! Evde zaman geçirmenin en güzel yanlarından biri
boş vaktinizi dolduracak bir sürü film ve dizi olması. Okumak için zaman ayıramadığınız
kitaplarınız için eşsiz zamanınızın olması. Erteleyip durduğunuz her şeye şimdi kucak
açabilirsiniz. Çünkü bu sizin zamanınız. Zamanınızı değerlendirin.
YAZI YAZIN.
Kitap okumak insanı bambaşka diyarlara götüren hayal gücüne güç katan harika bir
aktivitedir. Peki ya o kitabı yazmak nasıldır? İçinizde belki de gizli bir cevher
taşıyorsunuzdur. Yazı yazmaya başlayıp bu cevheri açığa çıkarın. Belki karantinadan sonra
bir kitap bile çıkarırsınız. Kim bilir?
AİLENİZLE VAKİT GEÇİRİN.
İş hayatı, okul, temizlik derken ailemizi ihmal ettik biraz. Bu süreçte onlarla vakit geçirin.
Bazen fark etmeden de olsa uzaklaşabiliyoruz ailemizden. Aradaki buzları eritmek için çok
güzel bir fırsat. Hiçbir şey yapamam diyorsanız günün en az bir öğününde beraber yemek
yiyin. Aranızdaki buzların eridiğini göreceksiniz.
ASLA ÜZGÜN OLDUĞUNUZU DÜŞÜNMEYİN.
Unutmayın ki bu hastalık bitecek ve normal hayatımıza döneceğiz. Hayatın akışı eski haline
döndüğünde kendinize kattıklarınızla mutlu olmalısınız. Bunun için ise bugünlerinizde mutlu,
14
verimli ve pozitif olmalısınız. Sadece biraz dişinizi sıkmanız ve evde vakit geçirebilmeniz
gerekiyor.
Koronavirüs insanların hayatını her açıdan etkilemiş, tamamen sınırlandırmış ve hatta bazı
işlerin yapılamamasına neden olmuştur. Bunun başında da eğitim ve öğretimin okullarda
değil, uzaktan öğretim olarak yapılması geliyor. Sadece eğitim üzerinde değil çoğu iş yerinin
kapanmasına neden olmuş ve bu yüzden ülkenin ekonomisine büyük zarar vermiştir. Bu
virüsü engellemek adına birlik içinde olmalıyız. Hepimiz bir süreliğine kendimizi izole etmeli
hem kendimiz hem sevdiklerimiz için sosyal mesafemizi korumalıyız. Ülkemizde alınan
yasaklara uyum sağlamak ve gereken önlemleri almak hepimizin üzerine düşen bir görevdir.
Hastalığın yayılımını önlemek için en önemli koşullar zorunlu olmadıkça evden çıkmamamız,
evde kişisel karantina oluşturmamız, dışarı çıkılacak ise maske ve eldiven kullanmamız,
diğer kişiler ile aramızda en az 1 metre mesafe koymamız gerekiyor.
Bu dönemde bizim üzerimize düşen gerekli önlemleri alıp evde kalmaktır. Evde kalarak hem
birinden hastalık kapma olasılığımız düşecek hem de hastalık bizde varsa taşıyıcı isek bu
hastalığı birilerine bulaştırmayacağız ve belirtileri fark edip tıbbi yardım alarak kimseye
bulaştırmadan tedavi olabiliriz. Bu yüzden evde kalmanın önemi çok büyük. O yüzden evde
kalarak bu hastalığın önünü kesebilir, bulaşmasını önleyebiliriz. Lütfen kendi sağlığımız,
sevdiklerimizin sağlığı ve herkes için sağlıklı günler için evde kalalım. HAYAT EVE SIĞAR!
Güzel günler yakındır.
15
BULMACA
Aşağıda yer alan bulmacanın içinde Koronavirüs’ten korunmanız için gizli bir mesaj
bulunmaktadır. Bulmacayı çözerek sırasıyla renkli kutucukların içindeki harfleri yan yana
yazınız ve gizli mesajı bulunuz.
1
2
3
4
5
6
7
GiZLİ MESAJ:
16
1. Belirli bir türde dış çevreye uyum konusunda daha elverişli özelliklere sahip
organizmaların, bu elverişli özelliklere sahip olmayan diğer bireylere göre yaşama ve üreme
şanslarının daha yüksek olması olayı.
2.Sadece canlı hücreleri enfekte edebilen mikroskobik enfeksiyon etkenleri.
3. İnsanlar üzerinde uygulanan tıbbi araştırmalar.
4. Kötü veya yanlış bir şeyi önleyecek yol, tedbir.
5. Belirli bir mikroorganizmaya karşı vücut direnci.
6. Mortalite.
7.Bir canlının bir ortamda yaşayabilmesi için gereken minimum ve maksimum ortam şartları.
BULMACANIN YANITLARI
1.Seçilim
2.Virüs
3.İnsan Deneyi
4.Önlem
5.Bağışıklık
6.Ölüm Oranı
7.Tolerans
GİZLİ MESAJ:EVDE KAL
17
OYNAYARAK ÖĞRENELİM
Bulmaca Zamanı !
Bakalım kutucuklarda yazan bilgilerin doğru mu yanlış mı olduğunu işaretleyerek kaç numaralı yıldıza
gidebileceksin !
18