You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
KÜRESEL SALGIN
KORONA VİRÜS
(COVİD-19)
COVID-19 (Yeni Koronavirüs Hastalığı) Nedir?
Yeni Koronavirüs Hastalığı (COVID-19), ilk olarak Çin’in Vuhan
Eyaleti’nde Aralık ayının sonlarında solunum yolu belirtileri (ateş,
öksürük, nefes darlığı) gelişen bir grup hastada yapılan araştırmalar
sonucunda 13 Ocak 2020’de tanımlanan bir virüstür.
Salgın başlangıçta bu bölgedeki deniz ürünleri ve hayvan pazarında
bulunanlarda tespit edilmiştir. Daha sonra insandan insana bulaşarak
Vuhan başta olmak üzere Hubei eyaletindeki diğer şehirlere ve Çin Halk
Cumhuriyeti’nin diğer eyaletlerine ve diğer dünya ülkelerine
yayılmıştır.
Koronavirüsler, hayvanlarda veya insanlarda hastalığa neden
olabilecek büyük bir virüs ailesidir. İnsanlarda, birkaç koronavirüsün
soğuk algınlığından Orta Doğu Solunum Sendromu (MERS) ve Şiddetli
Akut Solunum Sendromu (SARS) gibi daha şiddetli hastalıklara kadar
solunum yolu enfeksiyonlarına neden olduğu bilinmektedir. Yeni
Koronavirüs Hastalığına SAR-CoV-2 virüsü neden olur.
KORONAVİRÜS BELİRTİLERİ GÜN GÜN NELERDİR?
1-3. gün: Soğuk algınlığı ve gribe benzeyen belirtiler ortaya çıkar. Hafif ateş ve
boğaz ağrısı görülebilir. Bağışıklık zayıfsa mide bulantısı ve ishal görülebilir.
4. gün: Boğaz ağrısı şiddetlenir. Ses boğuklaşır. Yeme ve içmede zorluk
yaşanabilir. Hafif baş ağrısı ile birlikte ishal başlar.
5. gün: Boğaz ağrısı şiddetlenir. Yeme ve içme oldukça ağrılı bir hale gelir. Vücudu
ve uzuvları hareket ettirmek sancılı olur. Eklem ağrıları görülür.
6. gün: Kuru öksürük başlar. Konuşurken yutkunurken boğaz ağrısı şiddetlenir.
Şiddetli bitkinlik başlar. Mide bulantısı artar. Zaman zaman nefes almada zorluk
yaşanır. İshal ve kusma şiddetlenir.
7. gün: Ateş 38 dereceye yükselir. Öksürük ve balgam çok şiddetlenir. Vücut ve
baş ağrılarıyla birlikte kusma çok şiddetli bir hale gelir.
8. gün: Soluk alıp vermek çok güç bir hale gelir. Göğüs bölgesi çok ağır olarak
hissedilir. Öksürükle birlikte baş ve eklem ağrıları son derece artar. Vücut sıcaklığı
38 derecenin üzerine çıkar.
9. gün: Tüm belirtiler şiddetle artar. Yüz veya dudaklarda mavileşme görülür.
Öksürük ve balgam çok şiddetlenir. Vücut ve baş ağrılarıyla birlikte kusma çok
şiddetli bir hale gelir. Bu belirtilere sahipseniz hemen tıbbi yardım alın.
CORONA VİRÜSÜ NASIL BULAŞIR?
Corona Covid-19 (Korona) olarak da adlandırılan virüsleri insanların hayvanlarla
temasından yayılabilir. Bunun yanı sıra Dünya Sağlık Örgütü’nün bildirilerine göre
MERS’in develer arasında, SARS’ın ise misk kedileri arasında yayıldığını
düşünülüyordu. Covid-19 (Korona) virüsünün ise direkt olarak insandan insana
bulaşması, genellikle sağlıklı bir insanın enfekte bir insanın vücut salgılarıyla
temas etmesi sonucu mümkün olduğu görülmüştür. Corona Virüsü enfekte
olmuş yani hasta insanlardan öksürme, hapşırma yoluyla ortaya saçılan
damlacıklarla ve hastaların temas ettiği yüzeylerden göz, ağız, burun mukozası
ve herhangi bir şekilde dokunması ile bulaşabilir. Coronaviruslar (koronavirüs)
genel olarak dış ortamda dayanıklılığı olmayan bir virüs olması ile birlikte bugün
için COVID-19’un bulaşıcılık süresi ve dış ortama dayanma süresi henüz net olarak
bilinmemektedir.
Kimler Daha Fazla Risk Altında?
COVID-19 enfeksiyonu ile ilgili şimdiye kadar edinilen bilgiler, bazı insanların
daha fazla hastalanma ve ciddi semptomlar geliştirme riski altında olduğunu
göstermiştir.
• Vakaların yüzde 80'i hastalığı hafif geçirmektedir.
• Vakaların %20’si hastane koşullarında tedavi edilmektedir.
Hastalık, genellikle 60 yaş ve üzerindeki kişileri daha fazla etkilemektedir
Hastalıktan En Çok Etkilenen Kişiler:
• 60 yaş üstü olanlar
• Ciddi kronik tıbbi rahatsızlıkları olan insanlar:
• Kalp hastalığı
• Hipertansiyon
• Diyabet
• Kronik Solunum yolu hastalığı
• Kanser gibi
• Sağlık Çalışanları
Çocuklar Risk Altında Mı?
Çocuklarda hastalık nadir ve hafif görünmektedir.
Çocuklarda şimdiye kadar ölüm görülmemiştir.
Hamileler Risk Altında Mı?
COVID-19 enfeksiyonu gelişen gebe kadınlarda hastalığın ciddiyeti konusunda
sınırlı bilimsel kanıt vardır.
Bununla birlikte mevcut kanıtlar COVID-19 enfeksiyonu sonrası hamile kadınlar
arasındaki hastalık şiddetinin, hamile olmayan yetişkin COVID-19 vakalarına
benzer olduğunu ve hamilelik sırasında COVID-19 ile enfeksiyonun fetüste
olumsuz bir etkisi olduğunu gösteren hiçbir veri olmadığını göstermektedir.
Şu ana kadar COVID-19'un hamilelik sırasında anneden bebeğe bulaştığına dair
de bir kanıt bulunmamaktadır.
TANI NASIL KONUR?
Yeni Koronavirüs tanısı için gerekli moleküler testler ülkemizde mevcuttur. Tanı
testi sadece Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Ulusal Viroloji Referans
Laboratuvarında ve belirlenmiş Halk Sağlığı Laboratuvarlarında yapılmaktadır.
CORONA VİRÜS TESTİ ONLINE NASIL YAPILIR? (ONLINE KORONA TESTİ)
Koronavirüs için vatandaşların hastalık riskini kolayca sorgulayabileceği ve 8-10
soruluk test içeren koronaonlem.saglik.gov.tr adresi kullanımına açıldı. Testi
yaptırmak isteyen kişilerin, T.C. kimlik numaraları, baba adı, doğum yılı ve telefon
numarası bilgilerini girdikten sonra açılan sayfadaki sorulara eksiksiz bir şekilde
cevap vermesi gerekiyor.
CORONA VİRÜSÜ TEDAVİSİ
Corona virüsü tedavisi henüz kesin olarak bilinmiyor. Aşı çalışmaları tüm
Dünya’da devam etmektedir.
Hastaların Bolca su içmeleri ve C vitamini takviyesi almaları önerilmektedir.
Hastalığa yakalanan bazı kişilerde plazma tedavisi yapılmaktadır.
CORONA VİRÜSÜNDEN KORUNMA YOLLARI
Dünya Sağlık Örgütü’nün yayınladığı listeye göre,
• Enfekte olmuş kişilerle yakın temastan kaçınmanın,
• Özellikle el hijyenine dikkat etmenin, sık aralıklarla elleri en az 20 saniye
boyunca sabun ve su ile yıkamanın; sabun ve su olmadığı durumlarda alkol
bazlı el antiseptiği kullanmanın; özellikle hasta insanlar veya çevresi ile
doğrudan temas ettikten sonra elleri mutlaka yıkamanın gerekli olduğu,
• Çiftlik veya vahşi hayvanlarla korunmasız temastan kaçınmanın,
• Eğer corona virüsüne yakalandıysanız, sağlıklı insanlarla mesafeyi
korumanın, öksürürken, hapşırırken tek kullanımlık kâğıt mendil ile ağızın
ve burnun kapatılmasının, kağıt mendilin bulunmadığı durumlarda ise
dirsek içinin kullanılmasının, ellerin yıkanmasının; gözlerinize, burnunuza
ve ağzınıza dokunmaktan özellikle kaçınmanın gerekli olduğunu,
• Enfekte olan kişilerin dokunduğu yüzeylerin dezenfekte edilmesinin,
• Et, yumurta gibi hayvansal gıdaların iyice pişirilmesinin,
• Özellikle hasta kişilerin mümkünse kalabalık ortamlara girmemesinin, eğer
girmek zorunda kalınıyorsa ağız ve burnun maske ile kapatılmasının,
mümkünse tıbbi maske kullanılmasının önemli olduğunu belirtmiştir.
Sağlık Bakanlığı corona virüs hattı nedir?
SABİM Koronavirüs Whatsapp danışma hattı numarası!
Corona virüsü mücadelesi kapsamında Sağlık Bakanlığı SABİM korona virüs
danışma hattı vatandaşların virüsle ilgili güncel ve doğru verilere ulaşmasını
sağlıyor. Bakanlık tarafından hizmet veren koronavirüs hattı numarası aracılıyla
korona virüs ile ilgili en güncel ve doğru bilgilere erişme imkânı sunuluyor. SABİM
Koronavirüs danışma hattından corona danışma numarasını arayan riskli
vatandaşların ayrıca ne yapması gerektiği konusunda bilgi veriliyor.
Corona danışma hattı nedir? sorusu, coronavirüsü kapsamında bilgileri merak
eden vatandaşlar tarafından sorgulanıyor. Bu kapsamda korona danışma
numarası Sağlık Bakanlığı tarafından hizmet sunuyor. 7 gün 24 saat ulaşılabilen
bu hat sayesinde Covid 19 korona virüsü ile ilgili bilgiler veriliyor. Peki,
coronavirüs danışma hattı numarası nedir? İşte, korona virüs SABİM Whatsap
danışma numarası 0541 888 0184
CORONA VİRÜS DANIŞMA HATTI NEDİR?
Vatandaşlar Sabim whatsapp danışma hattında bilgilere yazılı ve görsel
materyaller ile erişebiliyor. Vatandaşlar korona virüs ile ilgili en güncel ve doğru
bilgilere Whatsapp danışma hattıyla ulaşıyor.
Sağlık Bakanlığı tarafından korona virüse karşı alınan tedbirler kapsamında
oluşturulan SABİM 184 Whatsapp danışma hattı vatandaşların virüsle ilgili güncel
ve doğru verilere ulaşmasını sağlıyor. Vatandaşların 0541 888 0184 numarasıyla
ulaşabileceği hatta kişilere riskli durumlarda yapmaları gerekenlere dair
yönlendirme de yapılıyor.
Sağlık Bakanlığı İletişim Merkezi (SABİM), 0541 888 0184 numaralı SABİM 184
Whatsapp Danışma Hattı vatandaşlara yeni hizmetler sunuyor. Sağlık Bakanlığı
Bilim Kurulu tarafından hazırlanan algoritma çerçevesinde hizmet sunan hatta,
korona virüsle ilgili güvenilir ve güncel bilgiler paylaşılırken riskli vatandaşların ne
yapması gerektiği konusunda doğru yönlendirmeler de yapılıyor.
Türkiye’de Bir Üniversitenin Halk Arasında Yaptığı Anket Sonuçları
İklim Değişikliği ve Coronavirüs (COVID-19) İlişkisi
Corona virüsünün sebep olduğu Covid-19 hastalığının tüm dünyayı etkisi altına
alması ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından 11 Mart 2020 tarihinde pandemi ilan
edilmesi sonrasında, bu durumun iklim değişikliği ile olan bağlantısına dair birçok
görüş ortaya atıldı.
İklim değişikliği ve patojenlerin yayılması arasındaki ilişki
Virüsün ortaya çıkmasında iklim değişikliğinin rolü olup olmadığı konusuyla ilgili
yorum yapan Harvard Üniversitesi İklim, Sağlık ve Küresel Çevre Merkezi
Direktörü Dr. Aaron Bernstein, corona virüsünün hızla yayılmasını iklim
değişikliğinin tetiklediğine dair bir kanıt olmadığını belirtiyor. Fakat, iklim
değişikliğinin Dünya'daki diğer türlerle ilişkimizi değiştirdiğini ve bunun
enfeksiyon riski açısından önemli olduğunu belirtiyor.[1] Aaron’a göre, gezegen
ısınırken, karada ve denizde yaşayan çeşitli türler sıcağın artan etkisi sebebiyle
kutuplara yöneliyor. Bu da, normalde temas etmemesi gereken pek çok türün
temas etmesi anlamına geliyor ve patojenlere yeni türlere yerleşmek için bir
fırsat doğuruyor. Ayrıca ormansızlaşma, dünyadaki habitat kaybının en büyük
nedeni. Yaşam alanı kaybı da, hayvanları göç etmeye, yeni türlere temas etmeye
ve dolayısıyla yeni patojenlerle tanışmaya zorluyor.
Karbon emisyonlarının azalması geçici bir sonuç
Virüs ve iklim değişikliği arasında diğer kurulan bağlantı ise geçici de olsa Çin ve
İtalya gibi virüsten en çok etkilenen ülkelerin sera gazı emisyonlarının azalması.
Corona virüsü sebebiyle endüstriyel çalışma saatlerinin azaltılması, dükkânların
kapalı tutulması ve değişen yaşam alışkanlıklarımız sebebiyle küresel
emisyonlarda azalma meydana geldi. Guardian Küresel Çevre Editörü Jonathan
Watts’a göre karbon salınımındaki bu azalma trendi devam ederse, 2008 mali
krizinden bu yana küresel emisyonlarda ilk kez düşüşe şahit olabiliriz.
Birçok uzman ise corona virüsünün iklim krizine olumsuz etkisi olacağını söylüyor.
Örneğin Stanford Üniversitesi Öğretim Üyesi Rob Jackson’a göre; corona virüs
krizi küresel karbon emisyonlarında geçici bir düşüşe yol açmış olsa da, salgın
sonrası ekonomik toparlanmaya ihtiyaç duyacak olan devletler temiz enerjiye
yapılan küresel yatırımlardan, iklim dostu politikalarından ödün verecek ve bu
durum uzun vadede iklim değişikliği mücadelesi için ciddi bir tehdit oluşturacak.
Üstelik, karbon emisyonlarındaki bu azalma salgın sonrasında bu şekilde devam
etse dahi, Paris Anlaşması hedeflerini tutturmamız olası görünmüyor. UNEP’in
hazırladığı rapora göre, küresel ısınmayı 1.5 derece ile sınırlayabilmek için, global
karbon emisyonlarımızda her sene %7.6 düşüş yaşanması gerekiyor. Fakat pek
çok işletmenin kapandığı ve insanların mümkün olduğunca evlerinden çıkmadığı
bu olağanüstü durumda dahi, emisyonlar ancak %5.5 azalabildi. Bu da Paris
Anlaşması hedeflerine ulaşabilmek için ne kadar geç kaldığımızı ve harekete bir
an önce geçmemiz gerektiğini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Kriz bir “sosyal işbirliği” duygusunu tetikleyebilir
Kimi uzmanlar, corona virüsünün iklim değişikliği ile alakalı bazı olumlu sonuçları
da olabileceğini düşünüyor. Örneğin çevre aktivisti Bill McKibben’a göre, salgın
sonrasında devletler içinde yaşadığımız Dünya ve onun getirdiği birtakım
risklerden bir ders çıkarabilir ve iklim kriziyle mücadelede daha radikal, daha
uzun vadeli planlar yapabilirler. Aynı şekilde Stockholm Çevre Enstitüsü ABD
Direktörü Michael Lazarus’a göre, bir tehdide yanıt olarak ortaya çıkan bir sosyal
işbirliği duygusu kamuoyunun iklim krizi için de bir araya gelmesi için bir işaret
olabilir.
Evden çalışma pratikleri yaygınlaşabilir
Öngörülen bir başka olası olumlu sonuç ise, salgın sonrası dönemde evden
çalışma pratiklerinin artması ve bu durumun kişisel karbon ayak izimizi azaltması.
Coronavirüs salgınının tüm dünyayı etkisi altına almasıyla birçok kurumun
çalışanı uzaktan çalışmaya başladı. Bunun insanların çalışma şekli için bir dönüm
noktası olabileceği, bu tür çalışma şekillerinin artabileceği
düşünülüyor. Fraunhofer Enstitüsü İşbirliği ve Liderlik Başkanı Josephine
Hofmann’a göre, normal şartlarda insanların ciddi oranda karbon salımına sebep
olan uçak seyahatleri yaparak katılacağı pek çok büyük toplantının çevrimiçi
olarak başarılı bir şekilde gerçekleştirilebileceği ve böylesinin hem zaman hem de
enerji bakımından çok daha verimli olduğu görüldü. İngiltere’de ise yakın
zamanda duruşmaların online olarak gerçekleştirileceği duyuruldu. Eğer sistem
başarılı bir şekilde işlerse yaygınlık kazanma ihtimali yüksek ve bu çevresel
etkilerimizin azalması bakımından büyük öneme sahip.
Tıbbi atıklar doğru yönetilemezse büyük risk teşkil ediyor
Salgının çevre üzerinde yarattığı olumsuz etkilerden biri de oluşan tıbbı atıklar.
Çin’de bulunan ve Covid-19’un ilk görüldüğü şehir olarak kabul edilen Wuhan’da,
salgının zirve yaptığı dönemde hastanelerde günde 240 ton tıbbi atık üretildiği ve
normal şartlar altında bu miktarın 40 ton olduğu belirtiliyor. Hong Kong’da
yaşayan 7.4 milyon insanın çok büyük bir kısmının haftaladır her gün kullan-at
yüz maskesi taktığı açıklandı ve dünyada pek çok yer için aynı durum geçerli.
Hong Kong'daki “Plastiksiz Denizler” adlı sivil toplum kuruluşunun kurucusu
Tracey Read, maskelerin bir tür plastik olan polipropilenden yapıldığını ve
doğada çözünmesinin çok uzun zaman alacağını söyledi. Tüm bunlar gösteriyor
ki, oluşan bu tıbbi atıkların yönetimi doğru yapılamazsa hem salgının gidişatını
hem de çevreyi ciddi bir tehdit bekliyor.
Salgın olası bir “iklim göçü” krizi için test oldu
Fakat ne yazık ki dünya bu testten geçemedi. İklim değişikliğinin bir sonucu olarak
ilerleyen dönemlerde pek çok kitlesel göçle karşılaşacağımızı biliyoruz. Covid-19
salgınıysa, dünyanın buna hazır olup olmadığını gösteren bir test oldu. İtalya’da
vakaların kuzeyde yoğunlaştığının açıklanmasının ardından insanların tren
istasyonlarına akın ederek güneye göçmesi, Hindistan’da 21 günlük evden çıkma
yasağı ilan edilirken hükümetin başka şehirlerdeki göçmen işçilere ne olacağıyla
ilgili hiçbir öngörüde bulunmaması ve işçilerin memleketine yürüyerek dönmeye
çalışırken hayatını kaybetmesi gibi olaylar, aslında devletlerin olası bir iklim
göçüne hazır olmadığını ve bununla ilgili planlama yapmaları gerektiğini gösterdi.
Pandemi (pandemic) Nedir? Corona Virüs Pandemik Hastalık Mıdır?
Yatıyoruz corona virüs, kalkıyoruz karantina… Saatler geçiyor bir bakıyoruz
dünyada coronadan ölenlerin sayısı katlanmış gidiyor. Bir yandan çekirge
istilası öte yandan karıncaların yer yüzüne çıkması… Depremler, fırtınalar
derken nasıl bir 2020’de yaşıyoruz bilmiyoruz, hoş yaşadığımızın farkında mıyız o
da bilinmiyor!. Corona virüs’ten sonra ikinci kelime olarak hayatımıza giren
pandemi ya da pandemic ne demek biraz bundan bahsedelim.
Pandemi nedir, kısaca...
Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve binlerce kişinin ölümüne neden olan
corona virüs Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi olarak ilan edildi. Şimdi
hepimizin merak ettiği sorulardan birkaçı; pandemi nedir, pandemik hastalıklar
nelerdir, pandemiler nedir? Kısaca şöyle tanımlayalım. Pandemiler ya da
pandemik hastalıklar olarak tanımlanan sağlık sorunları bir kıta ve hatta tüm
dünya yüzeyine yayılan, etkisini tek bir yerde değil tüm dünyada
gösteren bulaşıcı hastalıklara verilen isimdir. Bazı kaynaklarda pandemie olarak
da geçer. Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan corona virüs ilk zamanlar tehlikeli
bir hastalıktı ancak giderek dünyaya yayılması üzerine artık hastalık değil bir
salgın haline geldi. Dünyada eş zamanlı olarak çok yaygın bir şekilde olan ve tüm
insanlığı tehdit eden bulaşıcı hastalığa pandemi deniyor. Pandemik hastalık
nedir sorusunun yanıtı ile devam edelim. Pandemik hastalık da pandemi türünde
olan hastalıkların genel çatısıdır. Yani corona virüs bir pandemik hastalıktır. Her
hastalık pandemi midir? Elbette hayır. Bir hastalığın pandemi sayılması için bazı
önemli kriterler gerekiyor. Bunları birkaç başlık altında toplayalım.
Pandemi nasıl ilan edilir?
Bir hastalığın pandemi olup olmadığının tespiti Dünya Sağlık Örgütü tarafından
yapılıyor. Hastalığın pandemi sayılabilmesi için şu kriterler göz önünde
bulundurulur;
• Virüsün yeni tip bir virüs olması yani nüfusun daha önce maruz kalmadığı bir
hastalık türü olması
• İnsanlar arasında kolayca yayılabilmesi ve hastalığa neden olan bu etmenin
tehlikeli bir hastalığa yol açması
• İnsandan insana çok kolay geçebilmesinin yanı sıra sürekli olarak bulaşarak
hastalığın tüm dünyaya yayılması
Pandemi hastalıklara örnek olarak geçtiğimiz yıllarda yaşanan salgınları
verebiliriz; 1918 yılında ortaya çıkan ve dünyayı etkisi altına alan İspanyol gribi,
1957 yılında Singapur’da milyonu bulan kişinin ölümüyle sonuçlanan Asya gribi,
1968 yılında Hong Kong’da 500 binden fazla kişinin ölümüne neden olan Hong
Kong gribi gibi… Bu salgınlar sadece dünyayı kasıp kavurmakla kalmadı; 2009
yılında biz de bu salgınlardan nasibimizi aldık ne yazık ki.
Domuz gribini hatırlamayan yoktur. İlk olarak Meksika’da görülen ancak sonra
ülkemize kadar ulaşan domuz gibi binlerce insanın ölümüne neden oldu. Domuz
gribi günümüzde, onca yıl geçmesine rağmen hala varlığını sürdürüyor olsa da
etkisi biraz daha azaldı diyebiliriz.
Domuz gribi teşhisi konan hastalar, gelişen ilaçlar ve/veya aşılar sayesinde tedavi
edilebiliyor. Tarihteki pandemiler arasında kara veba, kolera, tifo gibi hastalıklar
da bulunuyor.
Endemi, epidemi ve pandemi arasındaki fark nedir?
Endemi, epidemi ve pandemi birbiri ile karıştırılan ancak aralarında fark olan
kavramlardır. Bu üç kavramın arasındaki farkı şu şekilde anlatalım;
• Küçük çaptaki salgınlara endemi denir. Bu salgınlar dünya genelinde bir tehdit
değildir yalnızca belirli bir bölgeyi etkiler.
• Daha büyük çaplı salgınlara epidemi denir. Epidemiler bir ülkeyi etkileyecek kadar
büyük olur. Endemi kadar basit değil, pandemi kadar da korkutucu değildir ancak
korkutucu olmaması, basite indirgeneceği anlamına gelmez çünkü burada söz
konusu bir ülkedir.
• Ve son olarak pandemi. Dünyanın yarısından fazlasını hatta neredeyse tümünü
etkileyen salgınlara pandemi deniyor. Çin’in Wuhan bölgesinden yayılan
coronavirüs tüm dünyayı etkisi altına aldığı için Dünya Sağlık Örgütü (WHO)
tarafından artık bir pandemi olarak ilan edildi.
Dünyada hala varlığını sürdüren pandemiler de mevcut. Küresel pandemi
örneklerinden en bilineni AIDS. 2020 yılında 1.8 milyon insan AIDS nedeniyle
hayatını kaybediyor. 2019 yılında çıkan ve 2020’de etkilerini arttıran korona virüs
pandemisi de devam eden pandemik hastalıklardan.
Koronavirüs ( Covid-19) Salgınını Çocuklara Nasıl Anlatmalı?
Bir Dünya Çocuk, Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi olarak ilan edilen
Covid-19 salgını süresince merkezlerindeki faaliyetlere ara verdi. Psikososyal
Destek çalışanları Skype üzerinden bir araya gelerek her gün evde olan çocuklar
başta olmak üzere toplumun ruh sağlığına olumlu katkıda bulunmak için
içerikler üretiyor.
İlk içerik bütün ebeveynlerin karşı karşıya olduğu temel bir soruyu ele alıyor: Bu
salgını çocuklara nasıl anlatmalı? Salgını çocuğuma anlatmalı mıyım? Ne
söylemeliyim? Korkmaması için ona başka bir şey mi söylemeliyim?
Bu yazıyı, Bir Dünya Çocuk Psikososyal Destek Uygulayıcıları Beyza Çelik, Selen
Ulu ve Şerif El Hacı güvenilir kaynaklardan faydalanarak hazırladı ve Psikolog
Muhammet Can da gözden geçirdi.
Koronavirüs (Covid-19) Salgınını Çocuklara Nasıl Anlatmalı?
Pek çok ebeveyn, çocuklarını günlük streslerden korumaya çalışır. Bunun için
çocukların yanında tartışılmaz ve bir çok söylemlere dikkat edilir. Günümüz
hastalığı olan ve milyonlarca insanı önemli ölçüde etkileyen Covid-19 ebeveynler
ve çocuklar açısından kaygı ve korku yaratmaktadır. Ebeveynler çocuklarına bu
durumu izah etmekte zorlanmakta ve bunu çocuklara anlatmakta hangi yöntemi
kullanacağını bilmemektedir. Buradaki en önemli husus ebeveynlerin
çocuklarının yaş ve gelişimlerini göz önünde bulundurarak bu durumu onlara
aktarmasıdır.
0-3 yaş arası çocuklarda soyut düşünme becerisi henüz gelişmediğinden Covid-
19 oyunlaştırılarak o yaş grubu çocuklarına aktarılabilir. Basit ve anlaşılabilecek
bir şekilde izahı çocukların gelişiminin olumsuz yönde etkilenmesine engel olur.
6-10 yaş arası çocuklarda soyut düşünme becerileri gelişmiş olduğu için bu
hastalığı kavrama becerileri daha fazladır. Önemli olan nokta hastalığın bütün
yönleri ve gerçekçiliği ile çocuklara aktarılmasıdır. Evde sürekli haber kanallarının
açık olmamasına çocuğunuzun bulunduğu ortamlarda kaygılı ya da kötü sonuçlu
düşünceler paylaşılmamasına dikkat edilmelidir. Okula gitmemesinin tedbir
amaçlı olduğu ve kaygılarının anlaşıldığı aile tarafından çocuklara aktarılmalıdır.
11-15 yaş arası çocuklar ya ebeveynlerinden ya sosyal medyadan ya da farklı
mecralardan bilgileri kendileri edinmişlerdir ancak edinilen bilgilerin doğru
olmasına ve bilimsel dayanağının olmasına dikkat edinilmelidir.
Son günlerde sıklıkla duyduğumuz korona virüs hakkında endişelenmemiz
oldukça normal, çocukların da gerek televizyondan gerek sosyal medyadan tanık
olduğu haberlerle olumsuz süreçlere girmesi muhtemel. Peki küresel bir sağlık
krizi olarak adlandırdığımız korona virüsü çocuklara nasıl anlatacağız?
Çocuğunuzun konu hakkındaki bilgi düzeyini öğrenin, çocuğunuzu dinleyin
Çocuğunuzu konuyla ilgili konuşmaya teşvik ederek bilgi düzeyini ölçmekle
başlayabilirsiniz. Önce ne kadar bilgi sahibi olduklarını anlayabilir, konuşmanıza
o yönde şekil verebilirsiniz. Eğer çocuklar çok küçükse ve Covid-19 hakkında
hiçbir şey duymamışlarsa konuyu gündeme daha dikkatli bir şekilde getirebilir bu
durumdan yararlanarak, ortada korkulacak yeni bir durum varmış gibi
hissettirmemeye özen göstererek, temel hijyen uygulamalarından (el yıkama
yöntemleri vb) bahsedebilirsiniz.
Çocuğunuzun rahatça sizinle bir şeyler paylaşabilmesi için güvenli bir konuşma
ortamı yaratılmalı ve çocuğunuzun serbestçe konuşmasına olanak tanımalısınız.
Resim çizmek, öykü anlatmak ve diğer etkinlikler sohbetin başlamasına yardımcı
olabilecek aktivitelerdendir. Çocukları dinlemek, duygusal durumlarının ne
olduğunu anlamak onları psikolojik olarak desteklemek için ilk adımdır.
Ebeveynlerin dikkat etmesi gereken en önemli şey çocukların kaygılarını
küçümseme ve dikkate almama gibi tutumlardan uzak durulması gerektiğidir.
Çocukların hissettiklerini düşündüklerini kabul edin ve böyle durumlardan
korkmanın normal bir şey olduğunu çocuklarınıza anlatın. Dikkatinizi vererek
dinlediğinizi onlara gösterin; ayrıca gerek sizinle gerekse güvendikleri ve
konuşmak istedikleri yakın çevresiyle ne zaman isterlerse konuşabileceklerini
onlara iyice anlatın.
Doğru ve Gerçekçi olun! Bu durumu algılayabilmelerine zemin hazırlayın
Çocuklar dünyada neler olup bittiğine ilişkin doğru bilgiler edinme hakkına
sahipler. Ancak yetişkinlerin de çocukları sorunlardan uzak tutma sorumlulukları
olduğu da bir gerçek. Çocuğun yaşına uygun bir dil kullanın, tepkilerini gözleyin
ve endişe düzeylerine göre duyarlılık derecenizi ayarlayın. Çocuklara basit ve net
bilgiler verin.
Sordukları sorulara yanıt bulamadığınız durumlarda uydurulmuş cevaplar
vermeyin. Bu tarz durumları, sorunun cevabını birlikte araştırmak için bir fırsat
olarak kabul edin. UNICEF ve Dünya Sağlık Örgütü gibi uluslararası kuruluşların
web sayfaları bilgi edinme açısından oldukça önemli kaynaklardır. Çevrimiçi
dolaşan bazı bilgilerin gerçek olmadığını, uzmanlara güvenmenin yapılacak en
doğru davranış şekli olduğunu anlatın.
Kendilerini ve çevresinde değer verdikleri şeyleri nasıl koruyacaklarına dair
onlara rehberlik edin!
Çocukları koronavirüsten ve diğer hastalıklardan korumanın en iyi yollarından
biri düzenli el yıkamanın teşvik edilmesidir. Bunu korkutucu bir konu gibi
anlatmanız gerekmez. İşin içine eğlence katmak için el yıkama sırasında şarkı
söyleyip, dans bile edebilirsiniz. Çocukların gereksiz ve yanlış bilgilere ulaşmasını
bu dönemde aza indirmeye gayret gösterin güvenmediğiniz doğruluğundan
şüphe ettiğiniz her bilgiyi bir uzmana danışın. Edindikleri yanlış bilgiler çocukları
etkileyebilir ve psikolojik anlamda çocukların iyi olma durumunda hasar
yaratabilir. Çocuklarınızı bu dönemde ölüm haberlerinden, yaralanmalardan
sakınmaya özen gösterin çünkü deneyimledikleri her olayı kendi korkularıyla
özdeştirip daha çok kaygılanmalarına yol açacaktır.
Çocuklara, öksürme ya da hapşırma esnasında ağız ve burunlarını kol içleriyle
nasıl kapatacaklarını gösterin. Bu gibi durumları olan kişilere fazla
yaklaşmamalarının iyi olacağını onlara anlatın. Ayrıca ateşleri çıktığında,
öksürmeye başladıklarında ya da solunum güçlüğü çektiklerinde sizi bu
durumdan mutlaka haberdar etmeleri gerektiğini belirttiğiniz takdirde durumun
erken müdahale edilmesi ve fark edilmesi açısından daha yararlı olacaktır.
Çocuklarınıza güven aşılayın !
TV’de ya da internette rahatsız edici bir sürü görüntüyle karşılaştığımızda dört bir
yanımızın krizle çevrildiği gibi bir hissiyata kapılabiliriz. Çocuklar ekrandaki
görüntülerle kendi gerçek yaşantılarını tam olarak ayırt edemeyebilirler ve çok
yakın bir tehlike altında olduklarını hissetmeleri çok olası bir durum. Mümkün
olan bu durumlarda oyun ve rahatlama fırsatları yaratarak çocuklarınızın bu tür
stresli durumlarla baş etmelerinde onlara yardımcı olabilirsiniz. Çocukların sizinle
birlikte her şeyin üstesinden gelebileceklerini hissetmeleri içinde bulundukları
güvensizlik hissiyatını ortadan kaldıracaktır. Özellikle çocuklarınızla birlikte
yatmadan önce her zamanki rutin ve olağan işleri tekrarlamaya özen gösterin ya
da mevcut yeni ortamda bulunuyorsanız her gün yaptığınız rutin işlerinizi
aksatmadan yapmaya devam edebilirsiniz.
Çevrenizde Covid19’a yakalanan birileri varsa! Ya da tedbir amacıyla böyle bir
durumu düşünecek olursak
Eğer çevrenizde salgın varsa çocuklarınıza hastalığa yakalanmayabileceğini,
Covid19 a yakalanan pek çok kişinin çok da ağır bir şekilde yakalanmadığını
bazılarının bağışıklığına göre bunu atlatabildiğini, bir sürü yetişkinin de ailelerinin
güvenliği için ellerinden gelen her şeyi yaparak önlemlerini aldıklarını
söyleyebilirsiniz.
Çocuğunuz kendini iyi hissetmiyorsa evde/hastanede kalması gerektiğini, çünkü
bunun hem kendileri hem de arkadaşları için daha güvenli olacağını söyleyin.
Bunun zaman zaman güç (belki de ürkütücü ya da sıkıcı) olabileceğini, ancak
kurallara uymanın herkesin güvenliğini sağlayacağını anlatın. İçinde
bulunduğumuz kriz için gerekli önlemlerin alındığını ve bu önlemlerin onları
koruyacağı bilincini onlara hissettirin.
Başkaları tarafından herhangi bir zorbalığa maruz kalıp kalmadığını gözden
geçirin
Koronavirüs salgını nedeniyle dünyanın farklı yerlerinden ayrımcılıkla ilgili
haberler gelmeye başlamış bulunmaktadır. Bu nedenle çocuklarınızın bu tür bir
zorbalığa fiziksel veya çevirim içi ortamlarda maruz kalıp kalmadığını veya bu tür
bir ayrımcılığa katkıda da bulunup bulunmadığını kontrol etmeniz oldukça önemli
bir yer taşımaktadır.
Covid-19 insanın görünümüyle, nereden geldiğiyle ya da hangi dili konuştuğuyla
hiçbir ilgisinin olmadığını çocuklarınıza anlatın. Okullarında ya da kendi
çevrelerinde bu tür olaylara maruz kalmışsa veya çevrim içi ortamlarda kalıyorsa
ya da kendi uyguluyorsa bu duruma engel olmak çocuğun psikolojik anlamda
kendini toparlamasına yardımcı olacaktır.
Bütün bilim dünyasının bu salgın ile baş etmeye çalıştığını çocuklarınıza anlatın
Böyle bir durumda çocukların bilim dünyasında gelişmeler yaşandığını bilmek
onları bir nebze rahatlatacaktır. Davranışlarınızı çocukların örnek aldığını
unutmadan, alınan tedbirler kapsamında bu süreci olumlu yönetmeye ve
davranışlarınızı korkudan uzak olumlu şekilde yönlendirmeye ve bilim
dünyasındaki gelişmeleri çocuğunuzla birlikte araştırmaya özen gösterin.
Salgını durdurmak ve insanların güvende olmalarını sağlamak için çalışan sağlık
görevlilerinin, bilim insanlarının ve gençlerin hayatlarını ve başarılarını onlara
anlatın. Duyarlı insanların bu sorun karşısında bir şeyler yaptıklarını bilmek
çocuklara iyi gelecektir.
Konuşmanın dikkatli ve rahatlatıcı bir şekilde sonlandırılması
Bu konuşmanın ardından çocukları farklı sorularla bırakmamak onlarda daha
büyük stres bozukluklarına neden olmamak psikolojik anlamda çok fazla önem
taşımaktadır. Konuşmanız biterken çocukların jest ve mimiklerine soluk alıp
vermelerine bakarak endişeli olup olmadıklarını belirtmelerini isteyin. Bu tür
zorlu konular hakkında ne zaman isterlerse sizinle rahatlıkla konuşabileceklerini
hatırlatın. Çocuklarınız, onlara önem verdiğinizi, sözlerini dinlediğinizi, ihtiyaç
duydukları her an yardıma hazır olduğunuzu bilmeleri bu süreci rahat ama
tedbirli bir şekilde atlatmalarına yardımcı olacaktır.
Bir Dünya Çocuk, 19 Mart 2020
DÜZENLEYEN: DURU ÖZVEREN