Gdabiyoteknolojisi_FBU
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
See discussions, stats, and author profiles for this publication at: https://www.researchgate.net/publication/337533426
9 Fermente Bitkisel Ürünler
Chapter · April 2010
CITATION
1
READS
111
2 authors, including:
Hasan Tangüler
Ömer Halisdemir University
33 PUBLICATIONS 440 CITATIONS
SEE PROFILE
Some of the authors of this publication are also working on these related projects:
"shalgam which is traditional Turkish Lactic acid fermented beverage" View project
All content following this page was uploaded by Hasan Tangüler on 26 November 2019.
The user has requested enhancement of the downloaded file.
9
Fermente Bitkisel Ürünler
Hüseyin Erten - Hasan Tangüler
İçerik
9.1 Giriş
9.2 Sofralık Zeytinler
9.2.1 Sofralık Yeşil Zeytin Üretimi
9.2.1.1 İspanyol Yöntemi
9.2.1.2 Çizme ve Kırma Yeşil Zeytin
9.2.1.3 Dolgulu Zeytin
9.2.2 Sofralık Siyah Zeytin Üretimi
9.2.2.1 Salamura Yöntemi
9.2.2.2 Sele (Kuru Tuzlama) Zeytini
9.2.2.3 Diğer Sofralık Siyah Zeytin Üretim Yöntemleri
9.3 Turşular
9.3.1 Hıyar Turşusu
9.3.2 Hıyar Turşusu Benzeri Ürünlerin Üretimi
9.3.3 Lahana Turşusu
9.4 Şalgam Suyu
9.4.1 Geleneksel Yöntem
9.4.2 Hamur Fermentasyonu Yapılmadan (Doğrudan) Şalgam Suyu Üretimi
9.5 Sirke
9.5.1 Etil Alkol Fermentasyonu
9.5.2 Asetik Asit Bakterileri
9.5.3 Sirke Üretim Yöntemleri
9.5.3.1 Yavaş Yöntem
9.5.3.2 Çabuk Yöntem
9.5.3.3 Derin Kültür (Submers) Yöntemi
9.5.4 Asetik Asit Fermentasyonu Sonrası Uygulanan İşlemler
9.6 Tarhana
9.6.1 Doğrudan Tarhana Üretimi Yöntemi
9.6.2 Ekşi Hamur Yöntemi
9.7 Boza
9.8 Soya Ürünleri
9.8.1 Soya Sosu
9.8.2 Tempe
9.8.3 Diğer Soya Ürünleri
9.9 Çay, Kakao ve Kahve
9.9.1 Çay
9.9.2 Kahve
9.9.3 Kakao
Kaynaklar
242
Gıda Biyoteknolojisi
9.1 GİRİŞ
Fermentasyon meyve, sebze ve tahılların korunmasında çok eski çağlardan
beri yararlanılan ve kaynağı doğada olan bir uygulamadır. Gıdalara
sağladığı koruyucu etkisi yanında, gıdanın besin değerini olumlu etkilemesi,
gıdaya işlevsellik, eşsizlik ve kendisine özgü duyusal özellikler kazandırması
ve ekonomik değerini artırması gibi yararları vardır (1) . Fermentasyonla elde
edilen ürünler gerek gelişmiş, gerekse gelişmekte olan ülkelerde yaygın olarak
tüketilmektedir. Bunlardan bazıları ev ve küçük işletmelerde yöresel olarak
üretilirken, bazıları da, örneğin sofralık zeytin, turşu ve sirke, evrensel nitelikte
olup önemli ekonomik değere sahiptir (2-4) .
Bu bölümde fermentasyon ürünlerinden sofralık zeytin, turşu, şalgam
suyu, sirke, tarhana, boza, fermente soya ürünleri ve diğer bazı bitkisel fermente
ürünler üzerinde durulacaktır.
9.2 SOFRALIK ZEYTİNLER
Zeytin (Olea europaea) sofralık ve yağlık olmak üzere iki şekilde tüketilen
karakteristik bir Akdeniz bitkisidir. Ülkemizde daha çok Ege, Marmara,
Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yetişmekte ve çok sayıda çiftçimizin
geçiminde rol oynamaktadır. Zeytin üretimi periyositeye bağlı olarak
değişiklik gösterebilmektedir. Ülkemiz 2006 yılı verilerine göre, 1600000 ton
zeytin üretimi ile dünyada yaklaşık %9’luk bir payla dördüncü sırada yer almaktadır
(5,6) . Üretilen zeytinlerin %60-70’i yağlık ve %30-40’ı sofralık olarak
değerlendirilir (5) . Ege Bölgesi en fazla zeytin üretiminin yapıldığı bölgedir ve
Memecik, Domat, Ayvalık, Uslu, Memeli, Yamalak Kabası, Çilli ve İspanyol çeşidi
Manzanilla başlıca sofralık zeytin çeşitleridir. Marmara Bölgesinin başlıca
sofralık çeşitleri ise Gemlik, Edincik Su, Karamürsel Su ve Samanlı’dır. Akdeniz
Bölgesinde Tavşan Yüreği, Sarı Ulak ve Kan Zeytini ve Güneydoğu Anadolu
Bölgesinde Halhalı, Kan çelebi ve Eğriburun zeytinleri sofralık çeşitlerdir (7) .
Sofralık zeytin laktik asit fermentasyonu ile elde edilir ve üretiminde
yeşil, pembe (rengi dönük) ve siyah zeytinler kullanılır (8) . Zeytin tanesinde
bulunan fermente olabilir şeker miktarı %1-5 arasında değişir ve bunun
çoğunu glukoz oluşturur. Glukoz yanında fruktoz ve az miktarda sakkaroz
da bulunur (1,4) . Ülkemizde sofralık zeytin işleme tekniği yeterince gelişmiş
düzeyde değildir. Bölgeler bazında ve farklı zeytin çeşitleri üzerinde teknolojik
çalışmalara gereksinim duyulmaktadır. Ülkemizde çeşit sayısı fazladır,
çeşitlerin ayrı ayrı ele alınarak, her birinin özellikleri ve en uygun işleme tekniği
belirlenmelidir.
Fermente Bitkisel Ürünler 243
9.2.1 Sofralık Yeşil Zeytin Üretimi
9.2.1.1 İspanyol Yöntemi
İspanyol yöntemiyle sofralık yeşil zeytin üretimi dünya ticaretinde
önemli bir yeri olması nedeniyle en çok uygulanan işleme tekniğidir. Bu yöntemle
zeytin üretimi Şekil 9.1’de verilmiştir. İşlenecek zeytinler tam olgunlaşmadan,
renkleri yeşilden saman sarısına dönmeye başladığında ve normal
iriliğe ulaştığında hasat edilir. İşletmeye getirilen zeytinlere ayıklama ve boylama
işlemleri uygulanır ve acılığını gidermek için seyreltik alkali çözeltisi içerisine
konulur (2,9) .
Hasat
Ayıklama ve boylama
Acılık giderme
Yıkama
Salamuraya koyma ve Fermentasyon
Ayıklama,
Ambalaj
Şekil 9.1 İspanyol yöntemi ile sofralık yeşil zeytin üretimi
Kaynak (2) : Canbaş, A. 1988. Gıda Bilimi ve Teknolojisi. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi
Ofset ve Teksir Atölyesi, Adana. s.116, 123-138, 164-174 (Uyarlanmıştır).
Zeytinlere acılık veren madde 3,4 - dihidroksitirozol ve elenolik asidin
esterleşmesiyle oluşan glikozit yapıdaki oleuropeindir (1) . Ülkemizde Hatay
yöresinde yetiştirilen bazı zeytin çeşitleri üzerine yapılan bir çalışmada
oleuropein miktarının olgunlaşma ile birlikte azaldığı ve hasat zamanına bağlı
olarak miktarının kuru madde üzerinden, 23,27-88,47 mg/100 g arasında değiştiği
belirlenmiştir (5) . Zeytinler acılığı giderilmeden tüketilemez ve acılığı
gidermek için %1,3-3,5 oranında alkali çözeltisi genellikle NaOH, çözeltisi kul-
244
Gıda Biyoteknolojisi
lanılır. Zeytin çeşidine göre kullanılacak alkali miktarı değişir. Alkali zeytin et
kalınlığının 3/4’üne işleyene kadar, yaklaşık olarak 5-12 saat kadar seyreltik
çözelti içinde tutulur. Alkalinin etkisi, tane kesilip fenolftalein damlatılarak
pembe renk oluşumu veya kesilen tane hava ile temasta bırakılarak alkalinin
etki ettiği bölgenin okside olup rengin siyaha dönmesi ile kontrol edilir (4) . Öte
yandan, alkali ile acılık giderme sırasında çeşitli bileşen ve besin maddelerinin
kaybolması ve ayrıca kostik (alkali) çözeltisi ve yıkama suyunun çevreye verdiği
etkiden dolayı son yıllarda acılık maddesi olan oleuropeini enzimatik
olarak parçalayan, yüksek miktarda β - glikozidaz ve esteraz içeren ve saf kültür
olarak kullanılabilecek bazı Lactobacillus (Lb.) plantarum ve Lb. pentosus
bakteri türleri ile çalışmalar yapılmaktadır (10-13).
Alkali çözeltisi taneye istenen seviyede işledikten sonra zeytinler hemen
bol su ile yıkanarak çözelti uzaklaştırılır. Yıkama işlemi sırasında zeytinler
hava ile temas etmemelidir. Zeytinlerin fazla yıkanması şeker gibi suda çözünen
maddelerin kaybına da neden olur. Yıkama işlemi için zeytinler önce yarım
saat süre ile sürekli olarak su altında yıkanır. Daha sonra 2. ve 9. saatlerde
suları değiştirilerek 24 saat kadar su içerisinde bırakılır. Yıkama sırasında, alkaliliği
gidermek için gıdalarda kullanıma uygun vasıfta olan HCl gibi kuvvetli
asitlerin seyreltik çözeltileri kullanılabilir. Yıkama işlemi bittikten sonra zeytinler,
çeşit ve iriliğe göre, tuz miktarı %5-15 arasında değişen salamuraya konularak,
kapalı kaplarda, fermentasyona bırakılır. Bazı çeşitlerde yüksek tuz miktarından
dolayı çatlama ve buruşmalar oluşabilir. Salamuranın başlangıç tuz
miktarı Manzanillo çeşidi için %10-15, Sevillano çeşidi için %5-6,25 arasında
değişir (14) . Ülkemizin yerel çeşitlerden olan Domat için başlangıçta %8-10 ve
Memecik ve Memeli için %6-10 oranında tuz ilavesi tavsiye edilmektedir.
Fermentasyon süresince tuz miktarının %7’den aşağı düşmesine izin verilmemeli
ve gerektiğinde tuz ilave edilmelidir (15-17) . En uygun fermentasyon
sıcaklığı 20-27°C arasındadır. Fermentasyon, sıcaklık, tuz miktarı ve başlangıçtaki
laktik asit bakterilerinin sayı ve cinslerine bağlı olarak en az 3-4 hafta
sürmektedir. Fermentasyon sonunda pH 3,4-4,4 ve toplam asitlik, laktik asit
cinsinden, %0,8-1,2 arasındadır.
Sofralık zeytin fermentasyonları doğal (spontan) olarak veya saf laktik
asit bakteri kültürleri kullanılarak gerçekleştirilir. Doğal fermentasyonda başlangıçta
bakteriler (özellikle Gr (-) aerobik bakteriler), mayalar ve küfler bulunur.
Toplam asitlik %0,15-0,30’a çıktığında Gr (-) aerobik bakteri sayılarında
önemli düzeylerde azalmalar ortaya çıkar. Bu bakterilerin daha kısa sürede
elimine edilebilmesi için gerekirse fermentasyonun başlangıcında ortama
Fermente Bitkisel Ürünler 245
laktik veya asetik asit ilavesiyle ortam pH’sı düşürülür. Asitlikteki artış ile birlikte
laktik asit bakterileri, özellikle Pediococcus spp., Leuconostoc spp. ve
Lactococcus spp., ortama hakim olur. Bunların yanısıra Lb. plantarum ve Lb.
delbrueckii de fermentasyon ortamında bulunur. Fermentasyonun sonuna
doğru asitlik artıkça ortamda Lb. plantarum hakim duruma geçmekte ve
fermentasyonu tamamlamaktadır. Bu bakteri yanında Lb. delbrueckii de son
aşamada zeytin fermentasyonlarından izole edilmektedir. Günümüzde özellikle
Lb. plantarum’un tek veya karışık suşları saf kültür olarak zeytin
fermentasyonlarında kullanılmaktadır. Öte yandan, bazı işletmelerde
fermentasyonun yoğun olduğu bir tanktan salamura alıp yeni bir
fermentasyon ortamına ilave etmek suretiyle de fermentasyon gerçekleştirilmektedir
(4) .
Fermentasyon tamamlandıktan sonra zeytinler cam kavanoz, laklı teneke
kutu veya plastik ambalajlara konulur ve en az %5 tuzlu salamurayla
doldurulur. Fermentasyon sonunda yeterince asitlik gelişmemişse zeytinler
uygun ambalajlara konulur ve pastörize edilir veya sıcak salamura (80-82°C)
ile doldurulur.
9.2.1.2 Çizme ve Kırma Yeşil Zeytin
Ülkemizde yaygın olarak kullanılan çizme ve kırma zeytin işleme tekniklerinin
İspanyol yönteminden farkı, alkali ile acılık giderme işleminin olmamasıdır.
Ticari çizme zeytin üretiminde zeytinler elle veya çizme makinesinden
geçirilerek birkaç yerinden boylamasına çizilir ve %0,1 oranında laktik veya
sitrik asit, %0,1 CaCl 2 ve %2 tuz içeren suya konulur. Bu arada zeytinin acılığı
giderilinceye kadar düzenli olarak su değiştirme işlemi uygulanır. Tatlanan
zeytinler %6-8 tuz ve %0,5-0,7 laktik veya sitrik asit içeren salamuraya konur
ve ambalajlanıncaya kadar tutulurlar. Ortamda şeker mevcutsa laktik asit
fermentasyonu da gerçekleşebilir. Zeytinler uzun süre muhafaza edilecekse
tuz miktarı %10’a, asit miktarı da %1,0-1,2’ye çıkarılmalıdır (7) . Kırma zeytin
üretiminde ise zeytinler çizme makinesi yerine vals aralığı ayarlanabilen, kırma
makinesinden geçirilir ve ardından çizme zeytin üretimindeki işlemler
uygulanır.
9.2.1.3 Dolgulu Zeytin
Dolgulu zeytin İspanyol yöntemi ile elde edilen zeytinden üretilir. Önce
zeytin çekirdeği elle veya otomatik çekirdek çıkarma makinesinde çıkarılır ve
246
Gıda Biyoteknolojisi
çekirdek evi havuç, kırmızı biber, badem içi, kereviz, ançuez, portakal veya
limon kabuğu, fındık içi, kapari gibi uygun dolgu maddeleri ile doldurulur (8) .
9.2.2 Sofralık Siyah Zeytin Üretimi
9.2.2.1 Salamura Yöntemi
Salamura yöntemi, ülkemizde yaygın olarak uygulanan sofralık siyah
zeytin üretim yöntemidir. Bu yöntemle üretim zeytin çeşidine göre farklılık
gösterir (2,7,9,17) . Salamura yöntemiyle sofralık siyah zeytin hazırlanmasında uygulanan
işlemler Şekil 9.2’de gösterilmiştir.
Sofralık siyah zeytin üretimi için, zeytinler, kabuğun siyahlaşıp, et rengi
menekşe - mor olduğunda hasat edilirler. Hasattan sonra zeytinlerin zarar
görmeden işletmeye taşınması gerekir. İşletmeye getirilen zeytinlerden işlemeye
elverişli olmayan ezilmiş, bozuk, yumuşak olanlar ayıklanır. Bazı işletmelerde
boylarına ayırma işlemi fermentasyondan önce de yapılabilir. Zeytinler
gerekirse su püskürtmek suretiyle kısa süreli veya %2’lik salamurada 3 gün
kadar bekletilerek uzun süreli yıkanır. Uzun süreli yıkamada zeytinlerin acılığı
da bir ölçüde giderilir.
Hasat
Seçme ve boylama
Salamuraya koyma ve fermentasyon
Havalandırma
Seçme ve boylama
Ambalajlama
Şekil 9.2 Salamura yöntemiyle sofralık siyah zeytin üretimi
Kaynak (2) : Canbaş, A. 1988. Gıda Bilimi ve Teknolojisi. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi
Ofset ve Teksir Atölyesi, Adana. s.116, 123-138, 164-174 (Uyarlanmıştır).
Zeytinler, çeşide göre, %6-10’luk salamuraya konularak, kapalı tanklarda,
fermentasyona bırakılırlar. Ozmos nedeniyle salamurada azalan tuz miktarı
tuz ilavesiyle istenen seviyeye getirilir. Fermentasyon normal ortam sıcaklığı
Fermente Bitkisel Ürünler 247
koşullarında yürütülür. Fermentasyon süresi sıcaklık, salamuranın tuz miktarı
ve zeytinin şeker içeriğine göre değişir. Fermentasyon sonunda toplam asitlik,
laktik asit cinsinden, %0,5-1,0 ve pH 4,3-4,5 arasındadır. Fermentasyon doğal
veya saf laktik asit bakterisi ilavesiyle gerçekleştirilir. Fermentasyonda etkili
olan flora sofralık yeşil zeytin üretiminde belirtildiği gibidir. Saf kültür olarak
da Lb. plantarum kullanılır.
Fermentasyonun sonunda yeme olgunluğuna gelen zeytinlerde renk
istenilen siyahlıkta değildir. Bu nedenle salamura içerisinde bulunan zeytinlere
doğrudan hava verilerek veya zeytinleri tuzlu sudan çıkarıp havalandırarak
ürün renginin siyahlaşması sağlanır. Kararan zeytinlere seçme ve gerekirse
boylama işlemleri uygulanır, ambalajlanır. Zeytinlerde yeterince asitlilik gelişmemişse
ürünler pastörize edilir.
Öte yandan, ülkemizde Gemlik çeşidine uygulanan fermentasyon yöntemi
farklıdır. Gemlik çeşidi diğer çeşitlere göre daha etlidir. Bu yönteme
“Gemlik Yöntemi” de denilir. Gemlik yönteminde tuz, zeytin ağırlığının %10’u
kadardır. Zeytinler havuz veya tanklara bir kat tuz, bir kat zeytin olacak şekilde
yerleştirilir, üzerlerine bol miktarda tuz serpilir. Böylece zeytinin bünyesine henüz
su girmeden tuz ile temas sonucunda bitki özsuyunun kaybolması ve tuzun da
zeytin içine daha kısa sürede nüfus etmesi sağlanır. Havuzun üst kısmı tahtalarla
kaplanır, üzerine de baskı yapmak için taş veya su dolu bidonlar yerleştirilir. Bunların
ağırlığı, zeytin ağırlığının %10-20’i kadardır. Daha sonra içilebilir nitelikte
suyla havuz veya tank doldurulur. Fermentasyon sırasında tuz kontrolü ve gerekirse
tuz ilavesi yapılır. Bu yöntemle işleme genel olarak 6-8 ay sürer.
9.2.2.2 Sele (Kuru Tuzlama) Zeytini
Sele zeytini üretiminde Gemlik çeşidi ticari olarak en çok kullanılan
çeşit olup, üretiminde fermentasyon yer almamaktadır. Bu yöntemde zeytinler
selelere bir kat tuz bir kat zeytin olacak şekilde doldurulur, selenin
ağzı bez ile kapatılır. Kullanılan tuz miktarı zeytin ağırlığının %10-20’si kadardır.
Seleler birkaç günde bir çevrilerek tanelerin tuzla iyice temas etmesi
sağlanır. Büyük işletmelerde sele yerine plastik kasalar da kullanılır, kasa bir
kat tuz bir kat zeytin konularak doldurulur ve birkaç günde bir başka bir
kasaya aktarılır. Sele yöntemi ile zeytinler 1 ay içerisinde tüketime hazır hale
gelir. Bu şekilde işlenen zeytinlerde fire kaybı oldukça yüksektir (%20-30).
Sele zeytini üretimi için kullanılan diğer bir işleme tekniğinde ise hasat edilen
zeytinler acılığı gidermek için %0,5-2,0 alkali çözeltisinde kısa bir süre
bırakılmakta, yıkanmakta ve yukarıda açıklandığı gibi kuru halde tuzlanarak
işlenmektedir.
248
Gıda Biyoteknolojisi
9.2.2.3 Diğer Sofralık Siyah Zeytin Üretim Yöntemleri
Çizme (Kalamata) zeytin: Bu yöntemde hasat edilen sağlam zeytinler
seçme ve boylama işlemlerinden geçirilir. Çizme işlemi elle veya çizme makinesinde
acılık giderilmeden önce veya acılık giderildikten sonra zeytinler satışa
sunulmadan önce yapılır. Suda acılığı giderilerek tatlılaşan zeytinler %8-
10’luk salamurada satışa sunuluncaya kadar bekletilir.
Teneke zeytini: Çizme zeytin üretimine benzer ancak bu yöntemde
zeytinler çizilmez. İşletmeye taşınan sağlam zeytinler laklı tenekelere konulur
ve üzerlerine %8’lik salamura, hacmin %25’i kadar sirke ve belirli miktarda
zeytinyağı konularak tenekeler kapatılır.
Bu yöntemler yanında çabuk, Kaliforniya, hurma zeytini gibi farklı zeytin
üretim yöntemleri de bulunmaktadır.
9.3 TURŞULAR
Turşu üretimi gıda sanayinin önemli konularından biridir. Turşular, çeşitli
sebze ve meyvelerin, içerisinde belli oranda tuz bulunan salamurada laktik asit
fermentasyonuna bırakılması sonucu elde edilen ürünlerdir. Ülkemizde turşu
üretiminde en fazla kullanılan sebze hıyardır ve daha sonra sırasıyla lahana,
domates ve biber gelmektedir. Son yıllarda iç tüketimin ve dışsatımın artması
nedeniyle turşu üreten işletmelerin kapasite ve teknolojileri gelişmiştir (2,9,18) .
9.3.1 Hıyar Turşusu
Hıyar (Cucumis sativus) dünyada birçok yerde yetiştirilir. Çeşide göre
değişmekle beraber fermente olabilir şeker miktarı ağırlıkça %2,0-2,7 arasındadır.
Hıyarda bulunan başlıca şekerler glukoz ve fruktoz olup her ikisinin de
miktarları eşittir (4) . Ülkemizde turşu yapımında çoğunlukla Kornişon, Maltepe
(19) ve Çengelköy çeşitleri kullanılır. Bu çeşitler yanında Octobus, Troy, Ajax,
Opera gibi yabancı çeşitler de turşu üretimi için yetiştirilir (20,21) . Hıyar turşusu
üretimi Şekil 9.3’de verilmiştir.
Turşuya işlenecek hıyarlar tam olgunluğa gelmeden, meyveler tümüyle
yeşilken hasat edilir. Ham meyveler koparılmamalıdır, çünkü özellikle çiçek
kısmı tarafından başlayarak poligalakturonaz etkisiyle yumuşama olur. Tam
olgunluk beklenir ise meyveler aşırı irileşir, çekirdekler sertleşir; turşuda şişme
veya çekirdek evinde boşluklar oluşur, böylece son ürün kalitesi düşer. Turşuluk
hıyarların 10 cm’den daha küçük olması istenir. Ancak hamburger türü
Fermente Bitkisel Ürünler 249
Hasat
Seçme ve Boyla-
Yıkama
Fermentasyon
Boylama
Satışa Sunulacak turşu
İşletmede satılıncaya kadar bekletilecek turşu
Tuz alma
Satışa kadar % 15 lik salamurada saklama
Dolum
Pastörizasyon
Şekil 9.3 Hıyar turşusu üretimi (1,4)
hazır gıdalarda kullanmak için 12-15 cm boyundaki hıyarlar tercih edilmektedir.
Hasat edilen hıyarlar en kısa sürede işletmeye taşınarak en geç sekiz saat
içerisinde işlenmelidir. İşlemeye başlamadan önce bozuk, hastalıklı, lekeli,
bereli, küflü ve olgun olanları ayrılır. Hıyarlar iriliklerine göre
fermentasyondan önce veya fermentasyondan sonra boylama işlemine tabii
tutulur. Çok kirli ve çamurlu olanlar havuzlarda veya yıkama makinelerinde
yıkanır. Yıkama işlemi sonrası hıyarlar %5-10’luk salamurada kapalı tanklarda
fermentasyona bırakılır. Fermentasyonun başlangıcında laktik asit bakterilerinin
ortama daha çabuk hakim olması için pH, asetik asit ilavesiyle 4,5 veya
altına düşürülür. Çeşitli çeşni maddeleri yanında gerekirse sertlik vermek
amacıyla %0,2-0,4 oranında CaCl 2 ilavesi de yapılır. Fermentasyon oda koşullarında
yürütülür. Fermentasyon süresince salamuradaki tuz miktarı izlenmeli
ve gerektiğinde ortama tuz ilave edilmelidir. Fermentasyon süresi, ortam sıcaklığı,
hammaddenin şeker miktarı ve salamura tuz miktarına bağlı olarak 2-
250
Gıda Biyoteknolojisi
6 hafta arasında değişir. Fermentasyon sırasında hıyarların rengi açık yeşilden
zeytin yeşili ve sarımsı yeşile döner. Salamuradaki toplam asitlik, laktik asit
cinsinden, %0,6-1,1 arasında olur ve pH 3,3-3,5’e kadar düşer (2,4,9,22,23) .
Hıyar turşusu fermentasyonunda etkili olan mikroorganizmalar laktik
asit bakterileridir. Fermentasyon, spontan veya kontrollü olarak veya saf laktik
asit bakterisi ilavesiyle yürütülür. Spontan fermentasyonda, fermentasyon
başlangıcında Gr (-) ve Gr (+) bakteriler, mayalar ve küfler bulunur. Asitlik artıkça
istenmeyen mikroorganizmaların sayıları azalır ve ortamda laktik asit
bakterileri ile birlikte muhtemelen mayalar da gelişmeye başlar. CO 2 üretmeleri
ve üründe şişmeye neden oldukları için Leuconostoc mesenteroides ve Lb.
brevis gibi heterofermentatif laktik asit bakterilerinin ortamda bulunmaları
istenmez. Fermentasyonun ilerleyen aşamalarında Pediococcus pentosaceus
(eski adı Pediococcus cerevisiae), Lb. brevis ve özellikle Lb. plantarum ortama
hakim olur ve fermentasyon Lb. plantarum tarafından tamamlanır.
Fermentasyon sırasında Saccharomyces spp. ve diğer bazı mayalar da ortamda
bulunurlar. Günümüzde yüksek tuz içerikli salamuraların çevreye verdiği
zararlar ve tuzun sağlık üzerine olan olumsuz etkilerinden dolayı düşük tuz
içerikli salamurada fermentasyon yöntemleri önem kazanmıştır. Bu tür
fermentasyonlar kapalı kaplarda, havasız koşullarda ve CaCl 2 ilavesiyle kontrollü
olarak yapılır. Ayrıca, fermentasyon ortamında CO 2 varsa azot gazı ile
uzaklaştırılır. Hıyar turşusu fermentasyonunda saf kültür kullanımı sınırlıdır. Bu
amaçla daha çok Lb. plantarum kullanılır. Lb. plantarum şekerlerden CO 2
üretmez, ancak malik asidi parçalayarak CO 2 üretebilir. Bu nedenle kullanılacak
saf kültürün malolaktik fermentasyonu gerçekleştirmemesi gerekir. Öte
yandan, bakteriyosin üreten laktik asit bakterileri de hıyar turşusundan izole
edilmiştir, ancak henüz endüstriyel düzeyde başarılı bir şekilde kullanılamamışlardır
(4) .
Fermentasyonu sona ermiş hıyarlar doğrudan tüketime sunulmazlar.
Bunların yenilebilmeleri için tuzlarının giderilmesi veya istenildiği takdirde
sirke ile işlenmesi gerekebilmektedir. Tuz miktarı hıyarları soğuk veya sıcak su
içerisinde bırakmak suretiyle istenen seviyeye düşürülür. Hıyar turşusuna
istenirse sarımsak, dereotu, maydanoz gibi çeşitli çeşni maddeleri ve sirke
veya asetik asit ilave edilir ve ambalajlanır. Pastörizasyon sık uygulanan bir
işlem değildir, gerekirse uygun ambalajlar kullanılarak hıyar turşusu düşük
sıcaklıklarda ısıl işleme tabi tutulur. Öte yandan, hemen pazara sunulmayacak
turşular ticari olarak günümüzde stok veya tuzlu hıyar turşusu işleme yöntemiyle
üretilir. Bu yöntem için başlangıçta hıyar üzerine %5-8’lik salamura ilave
edilir ve gün aşırı %1-2 oranında tuz ilavesi ile salamuranın tuz miktarı 3-4
hafta içinde %15’e kadar çıkarılır. Tuz miktarı %15 olduğunda fermentasyon
Fermente Bitkisel Ürünler 251
da tamamlanır ve ardından turşular depolanır. CO 2 oluşmuşsa azot veya hava
verilerek uzaklaştırılır.
9.3.2 Hıyar Turşusu Benzeri Ürünlerin Üretimi
Salamurada laktik asit fermentasyonu ile hıyar turşusu üretimi yanında
ülkemizde tüketilmeyen ancak dış satım amacıyla yapılan fermente olmamış
veya kısmen fermentasyona uğratılmış turşu benzeri ürünlerin üretimi de
yapılmaktadır. Bu tür ürünler gelişmiş ülkelerde önemli miktarda tüketilmekte
olup çabuk yöntem ile üretim ve soğukta saklama yöntemi ile üretim olmak
üzere iki yöntemle elde edilmektedirler (1,4) .
Taze hıyarlardan çabuk yöntemle üretimde işlemeye uygun, sağlam hıyarlar
boylanır ve yıkanır. Bütün olan veya enlerine kesilen hıyarlar haşlanır,
cam kavanoz veya laklı kutulara doldurulur. Ortama %0,5-0,6 oranında sirke
ilave edilerek pH 3,7’ye düşürülür, dereotu tohumu veya yağı gibi çeşitli aroma
maddeleri, istenirse %3’e kadar şeker eklenir ve ambalaj kapatılarak
74 o C’de 15 dakika pastörize edilir. Bu tür fermente olmamış ürünler gevrek ve
hafif asidik olması nedeniyle oldukça rağbet görmektedir.
Taze hıyarları soğukta saklama yönteminde ise sağlam hıyarlar bütün
olarak veya dilimlerine ayrılarak kaplara doldurulur. Sirke, çeşitli çeşni maddeleri
ve sodyum benzoat gibi koruyucu maddeler ilave edilir ve ürün 5 o C’nin
altındaki sıcaklıklarda saklanır. Bu yöntemde pastörizasyon işlemi uygulanmaz.
Kısmi bir laktik asit fermentasyonu söz konusu olabilir. Bu ürün sert, gevrek
ve açık yeşil renkte olması nedeniyle tercih edilir.
9.3.3 Lahana Turşusu
Lahana turşusu, turşu yapmaya elverişli lahana (Brassica oleracea var.
capitata)’dan salamura içerisinde veya kuru halde tuzlanarak (Sauerkraut)
laktik asit fermentasyonuna terk edilmesiyle üretilir (24) . Alman’lara özgü bir
fermente ürün olan “Sauerkraut”un üretimi Türkiye’de yaygın değildir. Almanya
yanında diğer bazı Avrupa ülkeleri ile Amerika Birleşik Devletleri ve
Kanada’da üretilmektedir (25) .
Ülkemizde lahana turşusu salamurada laktik asit fermentasyonuyla elde
edilir. İyi kalitede turşu yapmak için tam olgunluğa erişmiş, küçük, beyaz ve
sıkı yapraklı lahanalar kullanılır (2,9) . Lahanaların dış kabukları ayıklanır, bütün
veya ortasından ikiye veya dörde bölünerek iri parçalar halinde %4,5-7 oranında
tuz içeren salamurada fermentasyona bırakılır. Fermentasyon sırasında
tuz miktarında azalma oldukça tuz ilave edilir. Normal koşullarda asitlik laktik
252
Gıda Biyoteknolojisi
asit cinsinden, %1-1,5 düzeyine ulaştığında fermentasyon yaklaşık bir ay içinde
tamamlanmaktadır. Saf kültür kullanımı yaygın değildir; ancak Lb. brevis ve
özellikle Lb. plantarum kültürleri ortama ilave edilebilir. Olgunlaşmış lahana
çiğ beyaz rengini kaybeder, sarı - beyaz bir renk alır. Fermentasyon tamamlanınca
lahanalar fermentasyon tankından çıkarılır, doğranarak ambalajlanır. Bu
arada gerek görüldüğü takdirde üzerlerine seyreltilmiş sirke ilave edilebilir.
Ülkemizde ticari olarak biber turşusu (26) , domates turşusu (27) , havuç turşusu
(28) ve karışık turşu (29) üretimleri de yapılmaktadır. Bu turşuların işleme
tekniği hıyar ve lahana turşu üretimlerine benzer. Ancak karışık turşu, ayrı ayrı
yapılan hıyar turşusu, domates turşusu, biber turşusu, lahana turşusu, havuç
turşusu, patlıcan turşusu ve benzeri diğer turşuların belli oranda karıştırılmasıyla
elde edilir.
9.4 ŞALGAM SUYU
Şalgam suyu laktik asit fermentasyonu ile elde edilen, kırmızı renkli, ekşi
tatta bir içecektir. Başta Adana olmak üzere, Mersin, Hatay, Osmaniye ve
Kahramanmaraş illerinde ve bu illere bağlı ilçelerde yaygın olarak tüketilmektedir.
Ayrıca son yıllarda İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük illerde de tüketilmeye
başlanmıştır (30-32) . Şalgam suyu üretiminde kullanılan hammaddeler
siyah havuç, ekşi hamur, bulgur unu, tuz, şalgam ve sudur (32,33) .
Siyah havuç (Daucus carota spp. sativus var. atrorubens Alef.) kullanılan
başlıca hammaddedir. Şalgam suyunun kırmızı rengini siyah havuçtan geçen
antosiyanin maddeleri oluşturur (30-32) . Siyah havuçta antosiyanin miktarı yaklaşık
olarak 1 750 mg/l düzeyindedir (34,35) . Antosiyaninlerden, aglikon yapıdaki
siyanidin glikozitleri siyah havuçta en fazla bulunan bileşiklerdir, ayrıca
malvidin ve peonidin glikozitleri de bulunmaktadır (36,37) . Siyah havuçta fermente
olabilir şeker miktarı %5,1-6,5 arasında değişir (31) , bu şekerleri sakkaroz
(%1,2-3,3), glukoz (%1,1-5,6) ve fruktoz (1,0-4,4) oluşturmaktadır (37) .
Şalgam suyu üretiminde kullanılan ekşi hamur, ekmek mayasının oda
sıcaklığında bir gece kadar bekletilmesiyle elde edilir. Bulgur unu (setik), bulgura
işlenmek üzere kaynatılmış ve kurutulmuş buğdayın dış kabukları ayrıldıktan
sonra, kırma haline getirilmesi sırasında oluşan ve elek altında kalan
kısmı olup kırma haline getirilen tanenin %2-3’lük kısmını oluşturur. Bulgur
unu ağırlıkça %4,4-5,8 oranında nişasta içerir. Üretimde rafine edilmemiş kaya
tuzu kullanılır. Temin edilebilirliğine bağlı olarak diğer hammaddelerden şalgam
turpu da bazı işletmeler tarafından şalgam suyu üretiminde kullanılmaktadır.
Şalgam (Brassica rapa) turpgiller (Brassicaceae) familyasına ait bir bitki-
Fermente Bitkisel Ürünler 253
dir (30-32) . Şalgamda fermente olabilir şekerlerden glukoz %1,41, früktoz %1,10,
sakkaroz ise %0,21 oranında bulunmaktadır (38) .
Şalgam suyu evlerde, küçük işletmelerde ve son yıllarda endüstriyel
düzeyde üretilmektedir. Ancak sayıları hızla artan büyük işletmelerde standart
bir üretim tekniği bulunmamaktadır. Ticari olarak şalgam suyu üretimi geleneksel
üretim (hamur fermentasyonu ve havuç fermentasyonu) ve hamur
fermentasyonu uygulamadan yapılan doğrudan üretim olmak üzere iki şekilde
olmaktadır (32) .
9.4.1 Geleneksel Yöntem
Geleneksel yöntem I. fermentasyon (hamur fermentasyonu) ve II.
fermentasyon (havuç fermentasyonu veya esas fermentasyon) olmak üzere
iki aşamada gerçekleştirilir (32) (Şekil 9.4).
Bulgur unu Maya Tuz Su
I. Fermentasyon (Hamur Fermentasyonu)
II. Fermentasyon (Havuç Fermentasyonu)
Siyah Havuç
Tuz
Şalgam
Su
Şalgam Suyu
Şekil 9.4 Geleneksel yolla şalgam suyu üretimi
Kaynak (32) : Erten, H., Tangüler, H. and Canbaş, A. 2008. A traditional Turkish lactic acid
fermented beverage: Shalgam (Salgam). Food Reviews International 24, 352-359 (Uyarlanmıştır).
İlk aşamada %3 bulgur unu, %0,2 tuz ve %0,2 ekşitilmiş maya karışımı,
üzerlerine su ilave edilerek, yoğrulur ve hamur kıvamına getirilir. Bu karışım
oda koşullarında 3-5 gün süreyle fermentasyona bırakılır, bu süre sonunda
hamur su ile birkaç kez ekstrakte edilir. I. fermentasyondan elde edilen
ekstrakt, II. fermentasyonu gerçekleştirmek için fermentasyon tankına aktarılır
ve tanka ayrıca %10-20 oranında temizlenmiş ve doğranmış siyah havuç, yak-
254
Gıda Biyoteknolojisi
laşık %1 oranında tuz ve arzu edilirse doğranmış şalgam ilave edilerek tank
dolum seviyesine gelinceye kadar su eklenir ve oda koşullarında
fermentasyona bırakılır. Fermentasyon sıcaklığı mevsime göre 10-35 o C’ler
arasında değişir. Fermentasyon sırasında, renk maddeleri, antosiyaninler,
şalgam suyuna geçerler ve ürünün kendine has kırmızı rengini verirler. Şalgam
suyunun hoşa giden ekşi tadını fermentasyon sonucu oluşan laktik asit
vermektedir. Fermentasyon sonunda şalgam suyuna genelde süzme uygulanmaz,
tortusundan uzaklaştırılan ürün, plastik veya cam şişelerde satışa
sunulur. Şalgam suyu dayanıksız bir ürün olması nedeniyle kısa sürede tüketilmesi
gerekir. Şalgam suyu fermentasyonu üzerine mikroflora, hammaddelerin
bileşimi, fermentasyon sıcaklığı ve tuz miktarı etki eder. Fermentasyon
spontan olarak yürütülür. Etkili olan mikroorganizmalar laktik asit bakterileri
olup, mayalar da ortamda bulunabilirler. Şalgam suyu üretiminde saf kültür
kullanılmamaktadır, ancak bazı işletmeler %15’e kadar bir önceki üretimden
elde edilen şalgam suyunu fermentasyonda kullanırlar (32) .
9.4.2 Doğrudan Şalgam Suyu Üretimi
Doğrudan şalgam suyu üretiminin geleneksel yöntemden farkı, I.
fermentasyon (hamur fermentasyonu)’un yapılmamasıdır (Şekil 9.5). Bu üretimde
sadece II. fermentasyon (havuç fermentasyonu veya esas
fermentasyon) söz konusudur. Fermentasyon tankına %10-20 oranında doğranmış
siyah havuç, %3 bulgur unu, %1,2 tuz, %1 doğranmış şalgam ve %0,2
ekmek mayası veya ekşi hamur ve su ilave edilerek oda sıcaklığında
fermentasyona bırakılır. Fermentasyon tamamlanınca geleneksel yöntemde
belirtilen işlemler uygulanır (32) .
Bulgur unu
Siyah havuç
Tuz
Su
Şalgam
Ekşi hamur /
ekmek mayası
Fermentasyon (havuç fermentasyonu)
Şalgam suyu
Şekil 9.5. Hamur fermentasyonu (I. fermentasyon) yapılmadan şalgam suyu üretimi
Kaynak (32) : Erten, H., Tangüler, H. and Canbaş, A. 2008. A traditional Turkish lactic acid
fermented beverage: Shalgam (Salgam). Food Reviews International 24, 352-359 (Uyarlanmıştır).
Fermente Bitkisel Ürünler 255
9.5 SİRKE
Sirke, çok eski zamanlardan beri bilinen bir fermentasyon ürünüdür. Gıda
sanayiinde, özellikle turşu, mayonez, ketçap, hardal, sos ve balık konservesi yapımında
hem çeşni ve hem de koruyucu madde olarak kullanılır (2) . TSE 1880’e
göre sirke; “Tarım kökenli sıvılar veya diğer hammaddelerden, iki aşamalı önce
etil alkol fermentasyonuna ve sonra asetik asit (sirke) fermentasyonuna terk
edilmesiyle, biyolojik yolla üretilen kendine özgü ürün” olarak tanımlanmaktadır
(39) . Sirke üretiminde ilk aşama şekerli hammaddenin etil alkol
fermentasyonuna terk edilerek, şekerin etil alkole dönüştürülmesidir (Şekil 9.6).
Şekerli hammaddeler (üzüm, elma vb.)
Nişastalı hammaddeler (tahıllar, malt vb.)
C 6 H 12 O 6
Glukoz/Früktoz
C 2 H 5 OH+ O 2
Etil alkol
Fermente olabilir şekerler
(glukoz, früktoz, sakkaroz, maltoz, maltotrioz)
Saf Maya İlavesi
Etil alkol fermentasyonu
2 C 2 H 5 OH + 2CO 2
Anaerobik koşul
Etil alkol
Saccharomyces cerevisiae
Alkollü sıvı (şarap, meyve şarabı vb.)
Saf asetik asit bakterisi veya Sirke ilavesi
Asetik asit fermentasyonu
Asetik asit bakterisi
CH 3 COOH + H 2 O
Hava
Asetik asit
Sirke
Dinlendirme
Durultma
Paçal yapma
Süzme
Dolum
Şekil 9.6. Sirke üretimi (3,9,41)
Pastörizasyon
256
Gıda Biyoteknolojisi
9.5.1 Etil Alkol Fermentasyonu
Ülkemizde sirke üretiminde hammadde olarak şarap mevzuatına uygun
şarap, başta elma olmak üzere çeşitli meyveler veya çilek, böğürtlen gibi
üzümsü meyveler ile bunların şarapları, tarımsal kökenli damıtılmış alkol, tahıl
taneleri, arpa maltı, peynir suyu, şeker ve nişasta içeren tarımsal kökenli diğer
maddeler kullanılır (39) . Nişastalı hammaddeler α - ve β - amilazlarla fermente
olabilir şekerlere dönüştürülür ve daha sonra alkol fermentasyonuna bırakılır.
Örneğin arpa maltı öğütülerek kırma haline getirilir ve sıcak su ile karıştırılarak
mayşeleme işlemine tabii tutulur. Mayşeleme sırasında α - ve β - amilazların
etkisiyle nişasta özellikle maltoz ve dekstrinlere parçalanır. Dekstrinler maya
tarafından fermente edilemez. Mayşeleme ile bu şekerler yanında glukoz,
früktoz, sakkaroz ve maltotrioz da şırada bulunur (40,41) . Ülkemizde sirke yapımında
daha çok üzüm ve elma kullanılır. Şekerli hammaddeler, şarap yapımında
olduğu gibi spontan veya saf Saccharomyces cerevisiae mayası ilavesi
ile fermente edilir. Fermentasyon bitince tank doldurulur ve iki üç hafta kadar
tortunun çökmesi için bekletilir. Bu süre sonunda berraklaşan şarap aktarılarak
tortusundan ayrılır ve sirke üretim tankına verilir (2) .
9.5.2 Asetik Asit Bakterileri
Asetik asit fermentasyonu, etil alkolün asetik asit bakterileri tarafından
oksijen varlığında asetik asit ve suya oksidasyonudur (42) . Gluconobacter
ve Acetobacter olarak iki cinse ayrılan asetik asit bakterilerinin günümüzde
rDNA analizleri verilerine göre yapılan filogenetik analizler sonucu
Acetobacter, Gluconobacter, Gluconacetobacter, Acidomonas, Asai, Kozakia,
Swaminathania, Saccharibacter, Neoasaia ve Granulibacter olmak üzere on
cinsten oluştuğu saptanmıştır (43) . Sirke fermentasyonu spontan veya saf
asetik asit bakterisi ile veya bakteri karışımları kullanılarak yürütülür. Sanayide
sirke üretiminde asetik asit fermentasyonlarından en çok izole edilen
bakteriler Acetobacter, Gluconobacter ve Gluconacetobacter cinslerine aittir.
Sirke üretiminde kullanılan bakterilerin seçimi büyük önem taşır. Asit üretimi
yanında oluşturdukları tat ve koku maddeleri de önemlidir. Acetobacter
aceti eskiden beri sirke fermentasyonlarında etkili olan bakteri olarak bilinir.
Bu bakteri yanında, Acetobacter pasteurianus, Gluconacetobacter europaeus
(eski adı Acetobacter europaeus), Gluconacetobacter xylinus (eski adı
Acetobacter xylinus), Gluconobacter oxydans ve Gluconobacter entanii sirke
fermentasyonu ortamından izole edilen başlıca asetik asit bakterileridir (1) .
Fermente Bitkisel Ürünler 257
Sirke üretiminde ortamdaki alkol miktarı bakterilerin çalışmasını etkiler.
Asetik asit bakterilerinin normal çalışabilmeleri için alkol miktarı, hacmen,
%10-13 arasında olmalı ve %14’den yüksek olmamalıdır. Bu alkol düzeyinin
üzerinde alkol sirkesi üretimi ancak asetatörde (sirke fermentasyon tankı)
yapılabilmektedir. Etil alkolün asetik aside dönüşmesi bir oksidasyon veya
dehidrojenasyon olayı olduğundan, asetik asit fermentasyonunda çok fazla
miktarda oksijene gereksinim vardır. Bir gram alkolün oksidasyonu için yaklaşık
0,49 litre oksijene gereksinim duyulmaktadır. Fermentasyon sıcaklığı da
sirkeleştirmede önemli olup, asetik asit fermentasyonu için en uygun sıcaklık
30 o C civarındadır. Sirke fermentasyonu üzerinde besin maddeleri ve oluşan
asetik asidin de etkisi vardır (2,3,44) .
9.5.3 Sirke Üretim Yöntemleri
Sirke üretiminde yavaş yöntem, çabuk yöntem ve derin kültür (“submers” /
“submerged”) yöntemi olmak üzere üç temel yöntem uygulanır (44,45) .
9.5.3.1 Yavaş Yöntem
Sirke yapımında kullanılan ilk yöntemdir. Bu yöntemin değişik uygulamaları
vardır. Bunlar arasında en yaygın olan yöntem Orleans (Fransız) yöntemidir.
Günümüzde asetik asit üretiminin çok az bir kısmı bu yöntemle elde
edilir. Bu yöntem, özellikle bağlık bölgelerdeki bağcıların sirke ürettiği bir
yöntemdir ve ev tipi üretimlerde de kullanılır. Yavaş yöntemle sirke üretmek
için, %10-13 alkol içeren şarap hava ile azami temasını sağlayacak şekilde
tasarlanmış, üzerinde delikleri bulunan fıçılara yerleştirilirek asetik asit
fermentasyonuna bırakılır. Belirli bir süre sonra “sirke anası” adı verilen ve
sirke bakterileri tarafından oluşturulan bir zar tabakası sıvı yüzeyinde gelişir.
Alkol, asetik asit bakterilerince asetik aside okside olur. Bu yöntemde, verim
düşük olup işlem çok yavaş gerçekleşir, ancak elde edilen sirkeler aromalıdır
(46) . Sirkeleşme sonunda üst oksidasyonu yani asetik asidin karbondioksit ve
suya parçalanmasını önlemek amacıyla az miktarda alkolün sirkede kalması
istenir. İlgili standarda (TS 1880 EN 13188) göre ülkemizde kalıntı alkol oranı,
şarap sirkesi dışındaki sirkelerde hacimce %0,5’den, şarap sirkelerinde hacimce
%1,5’dan ve özel sirkelerde hacimce %3’den fazla olmamalıdır (39) .
9.5.3.2 Çabuk Yöntem
Çabuk yöntem temel olarak basit çabuk yöntem ve jeneratör yöntemi
olmak üzere ikiye ayrılır. Günümüzde jeneratör yöntemi ile sirke üretimi daha
258
Gıda Biyoteknolojisi
yaygın olarak gerçekleştirilmektedir. Jeneratör yönteminde sirke bakterilerine
geniş yüzey alanı sağlamak amacıyla daneleri alınmış mısır koçanı ve yonga
gibi çeşitli dolgu maddeleri kullanılır. Sirkeleştirmeye başlamadan, bir önceki
fermentasyondan kalan sirkede bulunan veya saf kültür olarak kullanılan bakterilerinin
dolgu maddeleri üzerinde tutunması sağlanır. Bu yöntemde, sirkeleştirme
işlemi sırasında alkollü sıvı otomatik besleme tankı veya püskürtmeli
bir alet vasıtasıyla üstten jeneratöre verilir ve dolgu maddeleri arasından yavaş
yavaş geçirilir. Hava ise alt bölmeden verilir. Sıcaklık 30°C’yi geçmemelidir.
Isınmayı önlemek amacıyla soğutma ceketleri kullanılır (47) . Ortamdaki alkol
derecesi, hacmen, %0,3’e düştüğünde sirkeleştirme bitirilir. Fermentasyon
süresi 3 ile 7 gün arasında değişir. Elde edilen asetik asit miktarı %10-12 ve
verim %85-95 arasındadır (3,45) . Alternatif olarak ikinci bir tank (jeneratör)
oksidasyonu hızlandırmak ve ürün miktarını artırmak için kullanılır. Starter
kültür aşılanan alkollü sıvı önce birinci tankta fermente edilir ve sonra aktarma
sırasında iyice havalandırılarak ikinci tanka alınır. İstenilen sirkeleştirme
sağlanıncaya kadar iki tank arasında sirkeleştirilen sıvının değişimi söz konusudur.
Bu yöntemde hacimce %12 etil alkol içeren alkollü sıvıyı %10-12 (hacimce)
asetik asit içeren sirkeye dönüştürmek için üç gün yeterlidir (1) .
9.5.3.3 Derin Kültür (“submers” / “submerged”) Yöntemi
Derin kültür yönteminde, sirkeleştirilen sıvı içerisinde süspansiyon halinde
bulunan asetik asit bakterileri ile sirke üretimi gerçekleştirilir. Sirkeye
dönüştürülecek sıvı içerisine ince hava kabarcıkları halinde sürekli hava verilir.
Bu yöntemde dolgu maddeleri kullanılmaz (48) . Derin kültür yöntemiyle sirkeleştirme
amacıyla daha çok asetatör, kolon ve jet türbin fermentörleri
(vinegator) kullanılmaktadır. Günümüzde asetatörler, endüstriyel düzeyde
sirke üretiminde geniş ölçüde kullanılır. Derin kültür yöntemini kullanarak
%12’den daha yüksek asitli sirke üretimi yapan işletmeler kurulmuştur (49) .
Derin kültür yönteminde temel olarak, 100-400 hL kapasiteli paslanmaz
çelikten yapılmış kesikli veya yarı sürekli çalışan fermentasyon
tankları kullanılır. Tanklarda havalandırma, karıştırma ve soğutma sistemleri,
mekanik köpük kırıcılar, yükleme ve boşaltma vanaları ve alkolimetre
bulunur (49) . Bu yöntem, diğer yöntemlerden hızlıdır (45) . Bakterilerin oksijen
isteğini karşılamak için havalandırma dikkatli yapılmalıdır. Fermentasyon
genellikle saf asetik asit bakterisi ilavesiyle yürütülür. Saf kültür olarak ortama
tek veya karışık kültür halinde Acetobacter, Gluconobacter ve
Gluconoacetobacter cinslerine ait bakteriler ilave edilebilir (1) . Ortamda alkol
miktarı, hacmen %0,1-0,3’e düştüğünde hava kesilerek işleme son verilir.
Fermente Bitkisel Ürünler 259
Genellikle %8-9 asitli sirke elde etmek için bir ila iki gün yeterlidir (46,50) .
Derin kültür yönteminde alkolün asetik aside dönüşümü hızlıdır, verim
yüksektir ve işlem otomasyona uygundur. Alkolün %90-98’i aside dönüştürülür
(51,52) . Ancak, elde edilen ürün fazla miktarda bakteri içerdiğinden
bulanıktır, bakterileri uzaklaştırıp, berrak bir ürün elde etmek için süzme
işlemi gerekir (52) .
9.5.4 Asetik Asit Fermentasyonu Sonrası Uygulanan İşlemler
Asetik asit fermentasyonu sonucu elde edilen sirke doğrudan satışa
sunulmaz. Sirke tanklarda tam dolu olarak en az 6-8 ay dinlendirmeye bırakılır.
Dinlendirme sırasında esterler oluşur, tat ve kokuda olumlu gelişmeler
ortaya çıkar. Sirkenin asit miktarı yüksek ise, su ilave edilerek sirkenin
asitliği düşürülür. TS 1880 EN 13188 sirke standardına göre, toplam
asit miktarları, şarap (üzüm) sirkesinde suda serbest asetik asit cinsinden,
60 g/L ve diğer sirkelerde ise 50 g/L’den az olmamalıdır (39) Ancak, aynı
standarda ek olarak çıkan, Nisan 2004 tarihli tadilin Türkiye başlıklı sapmasında
ülkemizde üretilen sirkelerin toplam asit içeriği suda serbest asetik
asit cinsinden, 40 g/L seviyelerinden az olmamalıdır (53) .
Sirke satışa çıkarılmadan önce süzülerek berraklaştırılır. Bu amaçla geleneksel
kizelgur (diatome toprağı) filtresi ve ultrafiltrasyon gibi süzme düzenlerinden
yararlanılır. Derin kültür yöntemiyle elde edilen sirkeleri durultmak
için genellikle bentonit, kazein, jelatin - tanen ve balık tutkalı kullanılır
(2,41) . Sirkede mikrobiyolojik stabiliteyi sağlayabilmek için sıcak dolum yapılır
veya pastörizasyon işlemi uygulanır (3,44) .
9.6 TARHANA
Tarhana, Türkler tarafından Orta Asya’da yaşadıkları dönemlerden itibaren
tüketilen geleneksel gıdalardan biri olup göçlerle Orta Asya’dan Anadolu’ya
gelmiştir. Anadolu’dan da Orta Doğu, Balkanlar ve diğer Avrupa ülkelerine
yayıldığı tahmin edilmektedir. Tarhana, Orta Doğu ülkelerinde “kışk” veya
“kushuk”, Yunanistan’da “trahanas”, Macaristan’da “thanu”, Finlandiya’da
“talkuna” ve İskoçya’da “atole” olarak adlandırılmaktadır. Tarhana amino asit,
vitamin ve mineralleri önemli miktarda içermesi nedeniyle besin değeri yüksek
bir üründür (54-60) .
TS 2282’de tarhana “buğday unu, kırması, irmik veya bunların karışımı
ile yoğurt, biber, tuz, soğan, domates ve tat, koku verici, sağlığa zararsız bitkisel
maddelerin karıştırılıp yoğrulduktan ve fermente edildikten sonra kuru-
260
Gıda Biyoteknolojisi
tulması, öğütülmesi ve elenmesiyle elde edilen bir gıda maddesi” olarak tanımlanmaktadır.
Yapımında kullanılan buğday unu, kırma ve irmik gibi maddelere
göre un tarhanası, göçe tarhanası, irmik tarhanası ve karışık tarhana
olmak üzere dört tipe ayrılır (61) .
Tarhana günümüzde artan talebe bağlı olarak endüstriyel düzeyde de
üretilmekte olup, üretimi işletmeye bağlı olarak farklılıklar göstermekle birlikte
genel olarak doğrudan tarhana üretimi ve ekşi hamur yöntemleri söz konusudur
(54,60) .
9.6.1 Doğrudan Tarhana Üretim Yöntemi
Doğrudan tarhana üretim yöntemi Şekil 9.7’de verilmiştir. Bu yöntemde
hammadde olarak buğday (Triticum aestivum) (58) unu, makarnalık
buğday irmiği, set veya pıhtısı kırılmış yoğurt, soğan, domates salçası, kırmızıbiber
salçası, mercimek unu, bitkisel yağ, tuz, ekmek mayası ve sitrik
asit kullanılır. Önce soğanlar kıyılır ve tarhana yapımında kullanılan, diğer
hammaddeler ilave edilir ve ardından 50 devir/dak.’da 15 dak. karıştırma
işlemi uygulanır. Elde edilen hamur 1-1,5 cm kalınlığında paslanmaz çelik
tepsilere yayılarak 35 o C’de 5 gün fermentasyona bırakılır (54,60) .
Fermentasyonda hakim flora ürün bileşimine giren yoğurt ve ekmek
mayası nedeniyle laktik asit bakterileri ve Saccharomyces cerevisiae mayasıdır.
Bu mikroorganizmalar oluşturdukları birincil ve ikincil ürünler ile
tarhananın karakteristik ekşi tadı ve kokusu üzerinde rol oynarlar. Mikroorganizmalar
karbonhidrat, protein ve lipitleri kısmen veya tamamen parçalayarak
tarhananın sindirilebilirliğini de artırırlar (54,60) . Tarhana
fermentasyonu üzerine yapılan bir çalışmada ortamdan Lb. plantarum, Lb.
casei subsp. pseudoplantarum, Lb. delbrueckii subsp. bulgaricus, Lb.
helveticus, Lb. fermentum, Lb. brevis, Leuconostoc mesenteroides subsp.
mesenteroides, Streptococcus thermophilus ve Pediococcus pentosaceus gibi
laktik asit bakterileri izole edilmiştir (62) .
Fermentasyon bitiminde yaş tarhana 55 o C’de yaklaşık 28 saat, nem içeriği
%10’un altına düşünceye kadar kurutucularda kurutulur, partikül büyüklüğü
<0,8 mm olacak şekilde öğütülür, elenir ve ambalajlanır (54,60) .
Fermente Bitkisel Ürünler 261
Buğday
unu
(100 kısım)
Makarnalık
buğday
irmiği
(37,5 kısım)
Domates
salçası
(7,5 kısım)
Kırmızı
biber
salçası
(7,5 kısım)
Mercimek
unu
(5 kısım)
Bitkisel
yağ
(1,5 kısım)
Sitrik
asit
(1 kısım)
Kıyılmış soğan (37,5 Kısım)
Yoğurt (60 kısım)
Ekmek mayası (20 Kısım)
Tuz (5 kısım)
Yoğurma
Fermentasyon
Yaş tarhana
Kurutma
Öğütme
Eleme
Kuru tarhana
Şekil 9.7 Doğrudan tarhana üretimi (54,58,60)
9.6.2 Ekşi Hamur Yöntemi
Sanayide ekşi hamur yöntemi ile tarhana üretiminde üç farklı
formülasyon kullanılır. Ekşi hamur yöntemi, doğrudan tarhana üretim yöntemine
benzer, ancak bu yöntemde ekmek mayası kullanılmaz ve ilave edilen
hammaddelerin miktarı da farklıdır. Ekşi hamur yöntemi ile tarhana üretiminde
buğday unu (100 kısım), makarnalık buğday irmiği (50 kısım), yoğurt (80
kısım), domates salçası (10 kısım), biber salçası (10 kısım), soğan (50 kısım),
mercimek unu (7 kısım), tuz (7 kısım), bitkisel yağ (1,5 kısım) ve sitrik asit (0,4
kısım) kullanılır (54,60) .
262
Gıda Biyoteknolojisi
Doğrudan tarhana üretiminde belirtildiği şekilde elde edilen tarhana
hamuru 40-42 o C’de yaklaşık beş gün kadar fermentasyona bırakılır, ardından
80 o C’de nem içeriği <%8 olacak şekilde kurutucularda kurutulur, öğütülür,
elenir ve ambalajlanarak piyasaya sunulur.
9.7 BOZA
Boza, tarihi çok eskilere dayanan, Türklere özgü, maya ve laktik asit
fermentasyonuyla elde edilen, geleneksel, besleyici nitelikte bir içecektir,
bugünkü biralar ile arasında büyük ayrıcalıklar olmasına rağmen, en eski ve
en basit bira çeşidi olarak kabul edilmektedir (63) . TS 9778’e göre boza “yabancı
maddelerden temizlenmiş darı, pirinç, buğday, mısır vb. hububatın kırma
veya unlarından biri veya birkaçına içme suyu katılarak pişirilmesi ve beyaz
şeker ilave edilerek tekniğine uygun olarak alkol ve laktik asit
fermentasyonlarına tabi tutulması ile hazırlanan ürün” olarak tanımlanmaktadır
(64) .
Üretimde kullanılacak darı, buğday, bulgur, mısır ve pirinç temizleme
ve ayıklama makinelerinden geçirilerek kırma değirmenlerinde öğütülür.
Öğütülen un ve irmiğe ağırlığının 4-6 katı oranında içilebilir nitelikte su katılır
ve kaynama sıcaklığı ve hammaddeye bağlı olarak 2-8 saat arasında kazanlarda
kaynatılır. Kaynatılan mayşe fermentasyon sıcaklığına getirilir ve paslanmaz
çelikten yapılmış ince tel veya delikli eleklerden süzülür. Fermentasyona
bırakılacak, süzülmüş mayşeye %15-20 oranında şeker, bir önceki
fermentasyondan elde edilen sağlıklı boza veya ekşi hamur veya yoğurt ilave
edilerek fermentasyon 15-25 o C’de 24 saat kadar sürdürülür (63,65) (Şekil 9.8).
Fermentasyon laktik asit bakterileri ve mayalar tarafından gerçekleştirilir.
Fermentasyon sırasında Lb. sanfrancisco, Lb. coryniformis, Lb. confusus, Lb.
fermentum, Leuconostoc mesenteroides subsp. dextranicum, Leuconostoc
mesenteroides subsp. mesenteroides, Leuconostoc oenos ve Leuconostoc
paramesenteroides gibi laktik asit bakterileri ve S. cerevisiae ve S. uvarum türlerine
ait mayalar izole edilmiştir (66,67) . Bu mikroorganizmalar yanında farklı ülkelerde
boza fermentasyonunda Lb. plantarum, Lb. coprophilus, Lb. pentosus, Lb.
brevis, Lb. acidophilus, Lb. rhamnosus, Lactococcus lactis subsp. lactis,
Leuconostoc raffinolactis, Weissella confusa ve Pediococcus pentosaceus gibi
laktik asit bakterileri ve Candida inconspicua, Candida diversa, Candida
pararugosa, Pichia norvegensis, Pichia fermentans, Pichia guillermondii,
Issatchenkia orientali ve Rhodotorula mucilaginosa gibi mayalar da belirlenmiştir
(68) .
Fermente Bitkisel Ürünler 263
Şekil 9.8 Boza üretimi
Kaynak (65) : Arıcı, M. and Dağlıoğlu, O. 2002. Boza: A lactic acid fermented cereal beverage as a
traditional Turkish food. Food Reviews International 18, 39-48 (Uyarlanmıştır).
Boza üretiminde fermentasyon tam gerçekleştirilmez ve 24 saat sonunda
kısmen fermente olmuş boza 15 o C’nin altına soğutulur ve sade veya
tarçınla aromatize edilerek özellikle kış aylarında tüketilir (63,65) .
264
Gıda Biyoteknolojisi
9.8 SOYA ÜRÜNLERİ
Uzak Doğuda soya fasulyesinden, Glycine max (69) , elde edilen en önemli
fermente bitkisel ürünler soya sosu, tempe, miso, natto ve sufu’dur (70) .
9.8.1 Soya Sosu
Soya sosu Asya ülkelerinde en fazla tüketilen ürünlerden biridir ve
fermentasyon ve kimyasal yöntemle elde edilir. Kimyasal yöntemle elde edilen
soya sosları dimetil sülfit, hidrojen sülfit, levulinik asit gibi istenmeyen tat
ve koku maddelerini ve monokloropropanol ve dikloropropanol gibi
kanserojenik bileşikleri içerme olasılığı ve üretiminde en önemli besleyici
amino asitlerden biri olan triptofanın tamamen parçalanması nedeniyle
tercih edilmezler. Japonya’da kimyasal yöntemle elde edilen ürün soya sosu
olarak adlandırılmaz, soya sosunun fermentasyonla elde edilmiş olması gerekmektedir.
Fermentasyonla elde edilen soya soslarının renk ve aroma içerikleri
farklıdır. Soya sosu, “shoyu” olarak bilinir ve “koikuchi - shoyu” (normal soya
sosu), “usukuchi - shoyu” (açık renkli soya sosu), “tamari - shoyu”, “saishikomi
- shoyu” ve “shiro - shoyu” olmak üzere beş çeşidi vardır (70) .
Soya sosu üretimi için öncelikle kojinin hazırlanması gerekir. Bu amaçla
soya fasulyesi veya yağı alınmış soya pulpu su içerisinde 12-15 saat bekletilir,
süzülür ve üzerine tekrar su ilave edilerek pişirilir. Kojinin buğday bileşeni ise
170-180 o C’de birkaç dakika ısıl işleme tabi tutulur. Soğutma işlemlerinden
sonra iki bileşen belli oranlarda karıştırılır (Şekil 9.9) (70) .
Koji üretimi için, soya fasulyesi - buğday karışımına bir önceki koji
fermentasyonundan tane koji (çekirdek koji) veya proteolitik ve amilolitik
aktiviteleri yüksek, iyi tat ve koku maddeleri üreten Aspergillus oryzae veya
Aspergillus soyae küfleri ilave edilir. Koji fermentasyonu 25-30 o C’de 2-3 gün
kadar sürer. Bu sırada küfler salgıladıkları enzimler ile proteinleri peptit ve
amino asitlere ve nişastayı da daha basit şekerlere parçalar. Soya sosunun
aroması başlıca amino asitlerden kaynaklanır. Fermentasyon sonunda elde
edilen maddeye koji denir (71) .
“Moromi” (mayşe) yapımı için koji üzerine %17-23 oranında tuz içerecek
şekilde salamura ilave edilir, ve yaklaşık bir yıl laktik asit ve etil alkol
fermentasyonlarına bırakılır. Bu aşamada ortamda tuza toleranslı bakterilerden
Tetragenococcus halophilus (eski adı Pediococcus halophilus) gelişir ve laktik asit
üretir. T. halophilus yanında Lb. delbrueckii gibi bakteriler de ortamdan izole
Fermente Bitkisel Ürünler 265
Şekil 9.9. Soya sosu üretimi
Kaynak (70) : Fukushima, D. 2004. Industrialization of fermented soy sauce production centering
around Japanese Shoyu. pp: 1-98. In: Industrialization of Indigenous Fermented Foods, Ed. K.
H. Steinkraus, Marcel Dekker Inc, New York (Uyarlanmıştır).
266
Gıda Biyoteknolojisi
edilmiştir. pH 5’in altına düştüğünde ortamda Zygosaccharomyces rouxii (Eski adı
Saccharomyces rouxii) ve Candida versitalis (Eski adı Torulopsis versitalis) gibi mayalar
etkili olur ve fermente olabilir şekerleri parçalayarak, hacmen, %2-4 oranında
etil alkol üretirler. Bu aşamada koji yapımında olduğu gibi küf gelişimi
söz konusu değildir; ancak çeşitli hidrolitik enzimler protein, polisakarit ve
nükleik asitleri daha küçük moleküllere parçalamaya devam ederler (1,46,70) .
Laktik asit ve etil alkol fermentasyonlarından sonra elde edilen soya sosu dinlendirilerek
olgunlaştırılır, hidrolik preslerde sıkılır ve mikroorganizmaların
inaktivasyonunu, enzimlerin denatürasyonunu ve aroma oluşumunu artırmak
için 70-80 o C’de pastörizasyona tabii tutulur.
9.8.2 Tempe
Tempe (tempeh), çeşitli tahıl ve baklagillerin küf fermentasyonuna
uğratılmasıyla elde edilen Endonezya’ya özgü fermente bir bitkisel üründür.
Yüksek miktarda bitkisel protein içermesinin yanında B 12 vitamini, bitkisel lif
ve minerallerce de zengindir. Tempe tüketimi Endonezya yanında diğer
Uzak Doğu ülkelerinde, Hollanda ve Amerika Birleşik Devletleri’nde de yaygınlaşmıştır
(1,46,72,73) .
Soya fasulyesi seçme ve ayıklama işlemlerinden geçirildikten sonra
oda koşullarında 16-24 saat su içinde tutularak ıslatılır. Islatma işlemi %1’lik
laktik asit içeren suda da yapılabilir. Soya fasulyesinin kabukları soyularak
uzaklaştırılır ve 45-90 dakika kaynatılır. Kaynatma yerine soyaya basınç altında
120 o C’de 5 dakikalık ısıl işlem de uygulanabilir. Daha sonra süzülür,
25-37 o C’ye kadar soğutulur, ardından ortama proteolitik ve lipolitik aktiviteye
sahip bir küf olan Rhizopus oligosporus ilave edilerek fermentasyona
bırakılır (Şekil 9.10).
R. oligosporus proteinleri daha düşük moleküllü peptit ve amino asitlere,
yağları da yağ asitlerine dönüştürür. Fermentasyon katı faz
fermentasyonu yöntemidir, 1-2 gün kadar sürer, bu sırada pH 7’ye kadar
yükselir. Fermentasyon bitiminde tempe 4 o C’de veya dondurularak saklanır.
Tempe kızartılarak veya yemeklere katılarak tüketilmektedir (1,46,72,73) .
Fermente Bitkisel Ürünler 267
Soya Fasulyesi
Seçme ve ayıklama
Islatma
Kabuk soyma
Kaynatma
Süzme ve soğutma
Fermentasyon,
Rhizopus oligosporus ilavesi
Tepme
Paketleme
Depolama
Şekil 9.10. Tempe üretimi (73,74)
9.8.3 Diğer Soya Ürünleri
Soya sosu ve tempe yanında miso, natto ve sufu gibi ürünler de soya
fasulyesinden fermentasyon yoluyla elde edilmektedirler.
Miso üretimi, soya sosu üretimine benzer, ancak miso üretiminde sıkma
işlemi söz konusu değildir. Ürün yarı katı formda, püre halindedir, çorba ve
sosların yapımında kullanılır. Yalnızca soya fasulyesinden elde edilebileceği
gibi, üretiminde soya fasulyesi yanında pirinç ve arpa da kullanılabilir. Üretimde
parlatılmış pirinç, ıslatılır, pişirilir ve tane - koji veya Aspergillus oryzae
ilave edilerek 30 o C’de fermentasyona bırakılarak pirinç kojisi elde edilir. Daha
sonra ıslatılmış, pişirilmiş, kabukları uzaklaştırılmış ve öğütülmüş soyaya, pirinç
kojisi ve tuz eklenerek karıştırılır ve 25-30 o C’de fermentasyona tabi tutulur.
Ortama pirinç kojisinin iki katı kadar soya ve %4-13 oranında tuz ilave
268
Gıda Biyoteknolojisi
edilir. Laktik asit ve maya fermentasyonları, bir önceki fermentasyondan elde
edilen tane miso veya soya sosu üretiminde olduğu gibi saf T. halophilus, Z.
rouxii ve C. versitalis ilavesiyle gerçekleştirilir. Miso çeşidine göre
fermentasyon 52 hafta kadar sürebilir. Elde edilen taze miso olgunlaştırılır ve
pastörize edilerek tüketime sunulur (74,75) .
Natto üretimi, soya sosu, tempe ve misodan farklıdır. Bu ürünün
fermentasyonunda küf, laktik asit bakterileri ve mayalar etkili olmaz, baskın
olan mikroorganizma Bacillus subtilis var. natto bakterisidir. Natto, pilav ve
sebzelere çeşni ve aroma maddesi olarak ilave edilir. Natto üretimi için soya
fasulyesi ıslatılır, basınç altında çirişlendirilir ve soğutulur. Ortama natto bakterisi
ilave edilir ve 40 o C’de aerobik koşullarda 16-20 saat fermentasyona tabi
tutulur. Fermentasyon sonunda ürün 5 o C’nin altına soğutularak paketlenir ve
piyasaya verilir (1) .
Sufu, soya peyniri olarak da bilinmektedir. Sufu üretimi için soya fasulyesi
ıslatılır, öğütülür ve süzülür. Elde edilen ve soya sütü olarak da adlandırılan
filtrattaki protein, kalsiyum ve/veya magnezyum tuzları ilavesi ile pıhtılaştırılır.
Elde edilen pıhtı tofu olarak adlandırılır. Tofu, küçük küpler halinde kesilir
ve 100 o C’de 10 dakika kurutulur ve Actinomucor elegans küfü ile aşılanarak
20 o C’nin altında 3-7 gün, küf miselleri pıhtıyı tamamen kaplayıncaya kadar,
fermentasyona bırakılır. Fermentasyon sonunda küflü pıhtı, %12 alkol ve %12
tuz içeren salamuraya konur ve 1-3 ay kadar olgunlaştırılıp piyasaya sunulur
(71,76,77) .
9.9 ÇAY, KAHVE VE KAKAO
9.9.1 Çay
Tüketime sunulan çay, çay bitkisinin (Thea sinensis veya diğer adıyla
Camelle sinensis) genç sürgünlerindeki körpe uç yapraklarının toplanarak bazı
teknolojik işlemlere tabi tutulması ve bu sırada oluşan bazı biyokimyasal değişmeler
sonucu elde edilen bir üründür (78) . Ilıman ve subtropik iklimlere uygun
olan çay bitkisinin, ülkemizde Karadeniz Bölgesi’nde tarımı yapılır. Ülkemizde
yetiştirilen çay bitkisi, Thea sinensis var. assamica ve Thea sinensis var.
sinensis’ın melezidir. Genellikle ticari olarak siyah çay (fermente olmuş çay),
yeşil çay (fermente olmamış çay) ve Oolong çayı (yarı fermente olmuş çay)
olmak üzere üç tip çay üretilmektedir. Ülkemizde siyah çay üretimi ve tüketimi
yaygın olduğu için kısaca siyah çay üzerinde durulacaktır.
Çay kalitesi açısından hasadın çok önemli rolü vardır. Hasat sırasında
çay filizi üzerindeki tomurcuk ile bunun altındaki iki yaprak toplanmalıdır.
Fermente Bitkisel Ürünler 269
Hasat edilen taze çay yapraklarının nem içeriği soldurma işlemi ile %50-60’a
düşürülür. Yapraklar, soldurulduktan sonra kıvırma işlemine tabi tutulurlar.
Kıvırma işleminde, yaprakların bükülmesi ve yırtılması sonucu hücre çeperleri
zedelenir ve hücre özsuyu yaprak dışına çıkar (78,79) .
Çay yapraklarında kıvırma işleminin ardından enzimatik oksidasyon
gerçekleşir. Enzimatik oksidasyon için en uygun ortam sıcaklığı 26-27 o C, nem
ise %85-95’dir. Bu aşamada ortama sürekli hava verilir. En iyi nitelikli çay 2-2,5
saatlik bir oksidasyon süresi sonunda elde edilir. Yaprakların hücre öz suyunda
bulunan fenolik bileşikler (polifenoller) oksijen varlığında enzimatik
oksidasyona uğratılır ve siyah çayın renk, aroma, parlaklık, burukluk ve içim
özelliklerinin oluşması sağlanır. Taze çay yaprağı, kuru maddede, %25-30
oranında fenolik madde içerir. En çok bulunan fenolik bileşikler flavonlardır
ve flavonlardan en önemlileri kateşinler ve epigallokateşinin gallik asit esterleri
yani gallatlardır. Oksidasyon sırasında, özellikle epigallokateşin ve gallatı,
çaydaki polifenol oksidazlar tarafından okside edilerek o - kinonlara, o -
kinonlar da enzimatik olmayan oksidasyon ile sarı - portakal renkli
“theaflavin” ve “theaflavin” gallata parçalanır. “Theaflavin” ve “theaflavin”
gallatlardan da “thearubigin” bileşikleri oluşur. Çaya rengini veren
“thearubigin” bileşikleridir. Çay kalitesi ile polifenol oksidaz aktivitesi arasında
yakın bir ilişki vardır. Çay yapraklarında aynı zamanda peroksidaz enzimi de
bulunur. Theaflavinlerin flonoglükinol halkası, peroksidaz tarafından
oksidasyona uğratılırsa çay kalitesi düşer, bu nedenle çay yapraklarında
polifenol oksidazın yüksek ve peroksidaz aktivitesinin düşük olması istenir.
Enzimleri inaktive ederek enzimatik oksidasyon işlemini sonlandırmak ve çay
yapraklarının nem içeriklerini çayın bozulmasını önleyecek seviyeye (<%5)
düşürmek için yapraklar 80-95 o C’de kurutulur. Kurutma sonunda, çaylar elenir,
sınıflandırılır ve ambalajlanarak piyasaya verilir.
9.9.2 Kahve
Kahve, daha çok tropik bölgelerde yetişen kültüre alınmış kahve bitkisinin
(Coffea arabica ve Coffea canephora var. robusta) meyve çekirdeklerinden
elde edilir. Yeşil kahve çekirdeği, kurumadde üzerinden, %60 karbonhidrat,
%14 protein, %13 yağ ve ayrıca uçucu olmayan asitler, trigonellin, kafein
ve theobromin içerir. Kahve, ıslak ve kuru işleme olmak üzere iki yöntemle
üretilmektedir. Kuru işleme yönteminde fermentasyon uygulaması yoktur.
Islak işleme yöntemi özellikle “arabica” çekirdekleri için fermentasyon uygulanır
(79-81) . Bu yöntemde (Şekil 9.11) olgun kahve meyveleri hasat edilir ve
palperden geçirilerek dış kısımdaki meyve eti parçaları (pulp) ayrılır; ancak bu
aşamada kahve çekirdeklerine yapışık halde bulunan zamklı tabaka (müsilaj)
270
Gıda Biyoteknolojisi
uzaklaştırılamaz. Zamklı tabaka önemli miktarda pektin içerir, pektin yanında
bu tabakada pektik asit, indirgen şekerler, sakkaroz, kafein, amino asitler,
hidrolitik ve oksidatif enzimler de bulunur. Müsilaj çekirdekten
fermentasyonla veya enzim (hemiselülaz, selülaz da içeren ticari pektinaz
preparatları) veya alkali (karbonat, NaOH vb.) uygulaması ile veya mekanik
yolla ayrılır. Islak işlemede sadece fermentasyon yöntemi uygulanmaktadır.
Hasat
Palper
Fermentasyon
Yıkama
Kurutma
Kabuk soyma
Kavurma
Öğütme
Çözünür kahve
üretimi
Ambalajlama
Şekil 9.11. Islak işleme yöntemiyle kahve üretimi (78,79)
Fermentasyon işlemi ile zamkın uzaklaştırılması spontan olarak 7-96
saat arasında sürer. Anaerobik koşullarda gerçekleştirilen bu fermentasyonla
daha iyi kalitede kahve elde edilir. Fermentasyon sırasında endojen Gr (-) bakteriler
(Erwinia spp., Escherichia spp., Klebsiella spp.), küfler (Aspergillus spp.,
Penicillium spp., Fusarium spp.), mayalar (Saccharomyces spp.,
Schizosaccharomyces spp.) ve laktik asit bakterileri (özellikle Lb. brevis) izole
edilmiştir. Bunlardan Erwinia dissolvens bakterisi yüksek pektolitik aktiviteye
sahip olması nedeniyle önemlidir. Zamklı tabakanın uzaklaştırılmasında
Fermente Bitkisel Ürünler 271
pektolitik aktiviteye sahip mikroorganizmalar yanında, bitkide bulunan
endojen enzimler de rol oynar.
Fermentasyondan sonra yıkama işlemi yapılarak çekirdekler üzerinde
arta kalan zamklı tabaka uzaklaştırılır, kahve çekirdekleri kurutularak, nem
içeriği düşürülür ve dış kabukların ayrılması sağlanır. Kahve çekirdekleri, tat ve
koku maddelerinin oluşumu için kavrulur, öğütülür ve ambalajlanarak piyasaya
verilir veya çözünür kahve üretimi ünitesine gönderilir.
9.9.3 Kakao
Kakao, kakao bitkisi (Theobroma cacao) meyvesinin çekirdeklerinden
fermentasyon yoluyla elde edilir. Ekvatorun kuzey ve güney 20. enlemi arasındaki
bölgelerde, özellikle Orta ve Güney Amerika kıtasında yetiştirilen kakao
ağacından üretilen kakao, şekerleme sanayiinde, çikolata, bazı içecekler,
dondurma ve tatlıların yapımında kullanılır (79,82) .
Kakao çekirdeğinden kakao üretimi Şekil 9.12’de verilmiştir. Kakao
meyveleri uygun olgunlukta, sarımsı - portakal renkte iken hasat edilir, aynı
gün veya hasattan birkaç gün sonra meyveler açılır ve zamklı tabaka ile çevrili
olan çekirdekler, yaklaşık 40-50 adet, tohum zarfından çıkarılarak
fermentasyona bırakılır.
Fermentasyon yöntemleri ülkeler arasında değişiklik göstermektedir.
Yığma, kutuda fermentasyon ve fermentasyon odalarında fermentasyon olmak
üzere başlıca üç fermentasyon uygulaması vardır. Fermentasyon süresi
kullanılan yönteme göre 4-9 gün sürer. Fermentasyon sırasında endojen mikroorganizmalar
ve enzimlerin etkisi ile zamklı tabaka çekirdekten ayrılır, embriyo
canlılığını kaybeder ve kakao çekirdeğinin rengi pembeden turuncu -
kahverengiye döner. Bu aşamada tat ve koku maddeleri üzerine etkili olan
çeşitli bileşiklerin öncül maddeleri de oluşur. Fermentasyonda Saccharomyces
spp. ve Saccharomyces spp. olmayan mayalar (Hansenula spp.,
Hanseniaspora/ Kloeckera spp., Candida spp.), laktik asit bakterileri (Lb.
plantarum, Lb. mali, Lb. collinoides, Lb. fermentum, Lb. lactis) ve asetik asit bakterileri
(Acetobacter rancens, Acetobacter xylinum, Acetobacter ascendens,
Gluconobacter oxydans) rol oynarlar ve çeşitli metabolitleri üretirler. Bunlar
yanında Bacillus cinsi bakteriler ve bazı küfler de izole edilmişlerdir (79,82) .
272
Gıda Biyoteknolojisi
Hasat
Fermentasyon
Kurutma
Sınıflandırma
Kavurma
Soğutma
Kabuk ve embriyo ayırma
Kakao
Şekil 9.12. Kakao üretimi (78,79)
Fermentasyon tamamlanınca kakao çekirdeklerinin nem içeriği doğal
veya yapay kurutma ile <%7 seviyesine düşürülür. Kakao çekirdeği “base” ve
“flavor” olarak sınıflandırılır. Çikolata yapımında daha kaliteli olan “flavor” tipi
çekirdekler kullanılır. Kavurma 70-180 o C arasında değişen sıcaklıklarda gerçekleşir.
Bu işlem ile renk değişir, enzim ve mikroorganizmalar inaktive olur ve
maillard reaksiyonu sonucu tat ve koku maddeleri oluşur. Soğutulan çekirdekler
kabuk kırıcıdan geçirilir ve aspirasyon ile çekirdek içinin embriyo gibi
maddelerden ayrılması sağlanır. Elde edilen çekirdek içi kakao tozu veya çikolata
likörü yapımında kullanılır (78,80,82) .
KAYNAKLAR
1. Hutkins, R. W. 2006. Microbiology and Technology of Fermented Foods. Blackwell
Publishing, IFT Press, Iowa. pp. 11-13, 233-258, 397-417, 419-455.
2. Canbaş, A. 1988. Gıda Bilimi ve Teknolojisi. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Ofset ve
Teksir Atölyesi, Adana. s.116, 123-138, 164-174.
3. Adams, M. R. 1998. Vinegar. pp. 1-44. In: Microbiology of Fermented Foods, Vol. 1, Ed. B. J.
B. Wood, Blackie Academic and Professional, London.
Fermente Bitkisel Ürünler 273
4. Harris, L. J. 1998. The microbiology of vegetable fermentations. pp. 45-72. In: Microbiology
of Fermented Foods, Vol. 1, Ed. B. J. B. Wood, Blackie Academic and Professional, London.
5. Bozdoğan - Konuşkan, D. 2008. Hatay’da yetiştirilen Halhalı, Sarı Haşebi ve Gemlik zeytin
çeşitlerinden çözücü ekstraksiyonuyla elde edilen yağların bazı niteliklerinin belirlenmesi
ve mekanik yöntemle elde edilen zeytinyağları ile karşılaştırılması. Doktora Tezi, Çukurova
Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Adana, s. 1, 105-113.
6. FAO Database. http://faostat.fao.org/site/567/DesktopDefault.aspx?PageID=567 (Alıntı
tarihi: 02 Temmuz 2008).
7. Tetik, H. D. 2005. Sofralık Zeytin İşleme Teknikleri. T.C. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Zeytincilik
Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, Yayın No. 53, Emre Basımevi, İzmir. s. 45-48, 121-128.
8. Anon. 2008. Türk Gıda Kodeksi Sofralık Zeytin Tebliği (Tebliğ No. 2008/24). Başbakanlık
Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü, Resmi Gazete No. 26886, Tarih 25.05.2008.
9. Özçelik, F. 1998. Fermente Gıdaların Üretim Teknolojisi. s. 263-293. Gıda Denetçisi Eğitim
Materyali, Ed. M. Kayahan, Aydoğdu Ofset, Ankara.
10. Marsilio, V. and Lanza, B. 1998. Characterization of an Oleuropein degrading strain of
Lactobacillus plantarum. Combined effects of compounds present in olive fermenting
brines (Phenols, glucose and NaCl) on bacterial activity. Journal of the Science of Food and
Agriculture 76, 520-524.
11. Leal - Sanchez, M. V., Ruiz - Barba, J. L., Sanchez, A. H., Rejano, L., Jimenez - Diaz, R. and
Garrido, A. 2003. Fermentation profile and optimization of green olive fermentation using
Lactobacillus plantarum LPCO10 as a starter culture. Food Microbiology 20, 421-430.
12. Servili, M., Settani, L., Veneziani, G., Esposto, S., Massitti, O., Taticchi, A., Urbani, S.,
Montedoro, G. F. and Corsetti, A. 2006. The use of Lactobacillus pentosus 1MO to shorten
the debittering process time of black table olives (Cv. Itrana and Leccino): A pilot - scale
application. Journal of Agricultural and Food Chemistry 54, 3869-3875.
13. Landete, J. M., Curiel, J. A., Rodriguez, H., de las Rivas, B. and Munoz, R. 2008. Study of the
inhibitory activity of phenolic compounds found in olive products and their degradation
by Lactobacillus plantarum strains. Food Chemistry 107, 320-326.
14. Guizani, N. and Mothershaw, A. 2006. Fermentation. pp. 63/1-23. In: Handbook of Food
Science, Technology and Engineering, Vol 2, Ed. Y. H. Hui, Taylor and Francis, Boca Raton.
15. Kılıç, O. 1989. Sofralık Zeytin ve Turşu Üretimi. Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda
Bilimi ve Teknolojisi, Bursa. s. 11-14.
16. Canbaş, A. ve Fenercioğlu, H. 1989. Adana’da yetiştirilen bazı zeytin çeşitlerinin yeşil ve
siyah salamuraya işlenmeleri üzerine araştırmalar. 1. Uluslararası Gıda Sempozyumu, s.
242-244, Bursa, 4-6 Nisan.
17. Aktan, N. ve Kalkan, H. 1999. Sofralık Zeytin Teknolojisi. Ege Üniversitesi Basımevi, Bornova,
İzmir. s. 69-102.
18. Uylaşer, V. ve Erdem, F. 2004. Stoklanmış hıyarlardan farklı uygulamalarla turşu üretimi.
Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 18, 81-92.
274
Gıda Biyoteknolojisi
19. Anon. 1993. Hıyar Turşusu, TS 11112 Türk Standartları Enstitüsü, Necatibey Caddesi, 112
Bakanlıklar, Ankara. Eylül 1993.
20. Özer, M. H., Akbudak, B. and Uylaşer, V. 2006. The effect of controlled atmosphere storage
on pickle production from pickling cucumbers cv. ‘Troy’. European Food Research and
Technology 222, 118-129.
21. Akbudak, B., Özer, M. H., Uylaşer, V. and Karaman, B. 2007. The effect of low oxygen and
high carbon dioxide on the storage and pickle production of pickling cucumbers cv.
‘Octobus’. Journal of Food Engineering 78, 1034-1046.
22. İç, E. ve Özçelik, F. 1999. Hıyar turşularının düşük tuzlu salamurada fermentasyonu üzerine
bir araştırma. Gıda 24, 77-87.
23. Oliver, G., Nunez, M. and Gonzalez, S. 2000. Fermented vegetable products. pp. 739-744.
In: Encyclopedia of Food Microbiology, Eds. R. K. Robinson,. C. A. Batt, and P. D. Patel,.
Academic Press, San Diego.
24. Anon. 1990. Lahana Turşusu TS 4200. Türk Standartları Enstitüsü, Necatibey Caddesi, 112
Bakanlıklar, Ankara. Şubat 1990.
25. Çakır, İ., Kurucu, A., Başaran, N. ve Çakmakçı, M. L. 2002. Sauerkraut üretiminde bazı parametrelerin
ürün kalitesi üzerine etkileri. Gıda 27, 187-192.
26. Anon. 1990. Biber Turşusu TS 4199. Türk Standartları Enstitüsü, Necatibey Caddesi, 112
Bakanlıklar, Ankara. Şubat 1990.
27. Anon. 1993. Domates Turşusu, TS 5983 Türk Standartları Enstitüsü, Necatibey Caddesi, 112
Bakanlıklar, Ankara. Ocak 1993.
28. Anon. 1993. Havuç Turşusu, TS 5984 Türk Standartları Enstitüsü, Necatibey Caddesi, 112
Bakanlıklar, Ankara. Ocak 1993.
29. Anon. 1990. Karışık Turşu, TS 4214. Türk Standartları Enstitüsü, Necatibey Caddesi, 112
Bakanlıklar, Ankara. Şubat 1990.
30. Canbaş, A. ve Fenercioğlu, H. 1984. Şalgam suyu üzerine bir araştırma. Gıda 9, 279-286.
31. Canbaş, A. ve Deryaoğlu, A. 1993. Şalgam suyunun üretim tekniği ve bileşimi üzerinde bir
araştırma. Doğa - Turkish Journal of Agricultural and Forestry 17, 119-129.
32. Erten, H., Tangüler, H. and Canbaş, A. 2008. A traditional Turkish lactic acid fermented
beverage: Shalgam (Salgam). Food Reviews International 24, 352-359.
33. Anon. 2003. TS 11149 Şalgam Suyu Standardı, Türk Standartları Enstitüsü, Necatibey Caddesi,
112 Bakanlıklar, Ankara. Kasım 2003.
34. Canbaş, A., 1985. Siyah havucun renk maddesi üzerinde bir araştırma. Doğa 9, 394-398.
35. Canbaş, A. 1991. Recovery of Anthocyanins from Black Carrot to be Used in Foodstuffs,
European Patent, Patent no. EP 0480297/ TR 90/929.
36. Narayan, M. S. and Venkataraman, L. V. 2000. Characterization of Anthocyanins Derived
from Carrot (Daucus carota) Cell Culture. Food Chemistry 70, 361-363.
Fermente Bitkisel Ürünler 275
37. Kammerer, D., Carle, R. and Schieber, A. 2004. Quantification of anthocyanins in black
carrot extracts (Daucus carota ssp. sativus var. atrorubens Alef.) and evaluation of their
color properties. European Food Research and Technology 219, 479-486.
38. Rodriguez - Sevilla, M. D. Villanueva - Suárez, M. J. and Redondo - Cuenca, A., 1999. Effects
of processing conditions on soluble sugars content of carrot, beetroot and turnip. Food
Chemistry 66, 81-85.
39. Anon. 2003. Sirke: Tarım Kökenli Sıvılardan Elde Edilen Ürün- Tarifler, Özellikler ve İşaretleme
TS 1880 EN 13188. Türk Standartları Enstitüsü, Necatibey Caddesi, 112 Bakanlıklar,
Ankara. Mart 2003.
40. Türker, İ. ve Canbaş, A. 1995. Malt ve Bira Teknolojisi. Ç. Ü. Ziraat Fakültesi, Genel Yayın No.
4, Ders Kitapları Yayın No. A–2, Adana. s. 161-164.
41. Adams, M. R. 2000. Vinegar. pp. 2258-2263, In: Encyclopedia of Food Microbiology, Eds. R.
K. Robinson, C. A. Batt and P. D. Patel, Academic Press, San Diego.
42. de Ory, I., Romero, L. E. and Cantero, D. 2002. Optimum starting - up protocol of a pilot
plant scale acetifier for vinegar production. Journal of Food Engineering 52, 31-37.
43. Cleenwerck, I. and de Vos, P. 2008. Polyphasic taxonomy of acetic acid bacteria: An
overview of the currently applied methodology. International Journal of Food Microbiology
125, 2-14.
44. Aktan, N. ve Kalkan, H. 1998. Sirke Teknolojisi. Yardımcı Ders Kitabı, Ege Üniversitesi Basımevi,
İzmir. s. 21-64.
45. Waites, M. J., Morgan N. L. Rockey J. S. and Higton G., 2001. Industrial Microbiology: An
Introduction. Blackwell Science Ltd., London. pp: 144-147.
46. Adams, M. R. and Moss, M. O. 1997. Food Microbiology. The Royal Society of Chemistry,
Cambridge, pp. 291-296, 299-301.
47. Frazier, W. C. and Westhoff, D. C. 1988. Food Microbiology. 4 th Edition. McGraw - Hill
International Editions, New York. pp. 345-352.
48. Crueger, W. and Crueger, A. 1990. Biotechnology: A Textbook of Industrial Microbiology.
2 nd Edition, Sinauer Associates, Inc. Sunderland. pp. 144-147.
49. Tesfaye, W., Morales, M. L., Garcia - Parrilla, M. C. and Troncoso, A. M. 2002. Wine vinegar:
Technology, authenticity and quality evaluation. Trends in Food Science and Technology 13,
12-21.
50. Sievers, M. and Teuber, M. 1995. The microbiology and taxonomy of Acetobacter
europaeus in commercial vinegar production. Journal of Applied Bacteriology Symposium
Supplement 79, 84S-95S.
51. Ghose, T. K. and Bhadra, A. 1985. Acetic acid. pp. 701-729. In: Comprehensive
Biotechnology; The Principles, Applications and Regulations of Biotechnology in Industry,
Agriculture and Medicine, Eds: M. Moo - Young, H. W. Blanch, S. Drew and D. I. C. Wang,
Vol. 3b, Pergamon Press, England.
276
Gıda Biyoteknolojisi
52. Madigan, M. T., Martinko, J. M. and Parker, J. 1997. Biology of Microorganisms. 8 th edn.,
Prentice Hall International, New Jersey, pp.454-455.
53. Anon. 2004. Sirke: Tarım Kökenli Sıvılardan Elde Edilen Ürün - Tarifler, Özellikler, İşaretleme
Tadil 1, TS 1880 EN 13188/T1. Türk Standartları Enstitüsü, Nisan 2004, Ankara.
54. Dağlıoğlu, O. 2000. Tarhana as a traditional Turkish fermented cereal food. Its recipe,
production and composition. Nahrung 44, 85-88.
55. Hayta, M., Alpaslan, M. and Baysar, A. 2002. Effect of drying methods on functional
properties of tarhana: A wheat flour - yogurt mixture. Journal of Food Science 67, 740-744.
56. Koca, A. F., Yazıcı, F. and Anıl, M. 2002. Utilization of soy yoghurt in tarhana production.
European Food Research and Technology 215, 293-297.
57. Dayısoylu, K. S., Gezginç, Y., Duman, A. D. ve Didin, M. 2004. Geleneksel Kahramanmaraş
tarhanasının kimi özellikleri ve beslenmedeki fonksiyonel önemi. Geleneksel Gıdalar Sempozyumu,
s. 407-411, Van, 23-24 Eylül.
58. Erbaş, M., Certel, M. and Uslu, M. K. 2005. Microbiological and chemical properties of tarhana
during fermentation and storage as wet - sensorial properties of tarhana soup. LWT -
Food Science and Technology 38, 409-416.
59. Bilgiçli, N., Elgün, A., Herken, E. N., Türker, S., Ertaş, N. and İbanoğlu, Ş. 2007. Effect of
wheat germ/bran addition on the chemical, nutritional and sensory quality of tarhana, a
fermented wheat flour - yoghurt product. Journal of Food Engineering 77, 680-686.
60. Özdemir, S., Göçmen, D. and Kumral, A. Y. 2007. A traditional Turkish fermented cereal
food: Tarhana. Food Reviews International 23, 107-121.
61. Anon. 1981. TS 2282 Tarhana Standardı, Türk Standartları Enstitüsü, Necatibey Caddesi,
112 Bakanlıklar, Ankara. Temmuz 1981.
62. Temiz, A. and Yılmazer, A. N. 1998. Identification of lactic acid bacteria isolated from tarhana
during fermentation. Acta Alimentaria 27, 277-291.
63. Tamer, C. E. ve Çopur, Ö. U. 2004. Geleneksel bir içeceğimiz: Boza. Geleneksel Gıdalar
Sempozyumu, s. 85-89, Van, 23-24 Eylül.
64. Anon. 1992. TS 9778 Boza Standardı, Türk Standartları Enstitüsü, Necatibey Caddesi 112
Bakanlıklar, Ankara.
65. Arıcı, M. and Dağlıoğlu, O. 2002. Boza: A lactic acid fermented cereal beverage as a
traditional Turkish food. Food Reviews International 18, 39-48.
66. Hancıoğlu, Ö. and Karapınar, M., 1997. Microflora of boza, a traditional fermented Turkish
beverage. International Journal of Food Microbiology 35, 271-274.
67. Zorba, M., Hancıoğlu, O., Genç, M., Karapınar, M. and Ova, G. 2003. The use of starter
cultures in the fermentation of boza, a traditional Turkish beverage. Process Biochemistry
38, 1405-1411.
68. Botes, A., Todorov, S. D., von Mollendorff, J. W., Botha, A. and Dicks, L. M. T. 2007.
Identification of lactic acid bacteria and yeast from boza. Process Biochemistry 42, 267-270.
Fermente Bitkisel Ürünler 277
69. Song, J., Frias, Y. S., Martinez - Villaluenga, C., Vidal - Valdeverde, C. and Gonzalez de Mejia,
E. 2008. Immunoreactivity reduction of soybean meal by fermentation, effect on amino acid
composition and antigenicity of commercial soy products. Food Chemistry 108, 571-581.
70. Fukushima, D. 2004. Industrialization of fermented soy sauce production centering
around Japanese Shoyu. pp: 1-98. In: Industrialization of Indigenous Fermented Foods, Ed.
K. H. Steinkraus, Marcel Dekker Inc, New York.
71. Yokotsuka, T. and Sasaki, M. 1998. Fermented protein foods in the Orient Shoyu and Miso
in Japan. pp. 351-415. In: Microbiology of Fermented Foods, Ed. B. J. B. Wood, Blackie
Academic and Professional, London.
72. Gandjar, I. 2000. Fermentations of the Far East. pp. 767-773. In: Encyclopedia of Food
Microbiology, Eds. R. K, Robinson, C. A. Batt, and P. D. Patel, Academic Press, San Diego.
73. Kozaki, M. 2004. Tempe production in Japan. pp: 637-645. In: Industrialization of
Indigenous Fermented Foods, Ed. K. H. Steinkraus, Marcel Dekker Inc, New York.
74. Ward, O. P. 1989. Fermentation Biotechnology. John Wiley and Sons, Chichester, pp. 123-125.
75. Ebine, H. 2004. Industrialization of Japanese Miso fermentation. pp: 99-147. In:
Industrialization of Indigenous Fermented Foods, Ed. K. H. Steinkraus, Marcel Dekker Inc,
New York.
76. Wood, B. J. B. 1998. Protein - rich foods based on fermented vegetables. pp. 486-504. In:
Microbiology of Fermented Foods, Vol. 2, Ed. B. J. B. Wood, Blackie Academic and
Professional, London.
77. Lotong, N. 1998. Koji. pp: 658-695. In: Microbiology of Fermented Foods, Vol. 2, Ed. B. J. B.
Wood, Blackie Academic and Professional, London.
78. Altan, A. 2001. Özel Gıdalar (Şeker, Kakao ve Çikolata, Çay, Kahve) Teknolojisi. Ç. Ü. Ziraat
Fakültesi Genel Yayın No. 178, Adana. s. 179-231.
79. Fowler, M. S., Leheup, P. and Cordier, J. L. 1998. Cocoa, coffee and tea. pp. 129-147. In:
Microbiology of Fermented Foods, Vol. 2, Ed. B. J. B, Wood, Blackie Academic and
Professional, London.
80. Lee, B. H. 1996. Fundamentals of Food Biotechnology, VCH, New York. pp: 337-351.
81. Thompson, S. S., Miller, K. B. and Lopez, A. S. 1997. Cocoa and coffee. pp. 649-661. In: Food
Microbiology: Fundamentals and Frontiers, Eds. M. P. Doyle, L. R. Beuchat, and T. J.
Montville, ASM Press, Washington D. C.
82. Nigam, P. 2000. Cocoa and coffee fermentations. pp. 466-473. In: Encyclopedia of Food
Microbiology, Eds. R. K. Robinson,, C. A. Batt,. and P. D. Patel, Academic Press, San Diego.