SAVTÜRK DEFENCE INDUSTRY JOURNAL

OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
SAVUNMA SANAYİ HABER DERGİSİ
SAYI: 04/OCA-ŞUB 2020
savturk.com ISSN:2667-7628 40 TL
ANALİZ-MAKALE
ANALYSIS-ARTICLE
Siber savaş çağında
yerli yazılım mecburiyeti
Domestic software imperative in the age of
cyber warfare
Av. Arb. Murat KEÇECİLER
SAVUNMA SANAYİ
TARİHİ
HISTORY OF DEFENCE
INDUSTRY
Milli Savunma Sanayimizin İlk
Silah Fabrikası: Şakir Zümre
The First Weapons Factory Of Our
National Defense Industry: Sakir Zumre
SÖYLEŞİ/INTERVIEW
“Dünyanin Temeli Temel Bilimdir”
“The Foundation Of The World Is Basic Science”
İlhami KELEŞ
SAHA İSTANBUL Genel Sekreteri
SAHA ISTANBUL General Secretary
HABER/NEWS
Askeri araçların kurtarıcısı M4K
zorlu testleri başarıyla geçti
The M4K, the liberator of military vehicles
has successfully passed tough tests
‘‘
HAVELSAN hem bir Türk şirketi olması hem de teknolojilerini götürdüğü
coğrafyalarda ürün ya da hizmetlerinin her zaman arkasında durması nedeniyle son
derece güvenilir bir şirket olarak görülüyor.
HAVELSAN is seen as a highly reliable company both because it is a Turkish
company and because its products or services are always behind it in the
geographies where it carries its technologies.
‘‘AHMET HAMDİ ATALAY / HAVELSAN Genel Müdürü General Manager of HAVELSAN
1

OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
YILMADAN ÇALIŞIYOR
ÜRETİYOR VE GELİŞİYORUZ.
Yivli tüfeğimiz OVİS çok kısa sürede büyük bir ilgiliyle
karşılandı. Türkiye'nin global markalarından biri olarak,
savunma sanayisindeki son yıllardaki hızlı gelişim içinde
yer alıyor olmaktan mutlu ve gururluyuz. Değerli
halkımızın gösterdiği bu teveccühe sonsuz
teşekkürlerimizi sunuyoruz.
purplecrtv.com
2 3

OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
Yayın Yönetimi / Publication Management
İmtiyaz Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni
Editor-in-Chief
Yelda BUĞDAYCI
Yayın Danışmanı
Editorial Consultant
O. Fatih YALÇIN
Genel Koordinatör
General Coordinator
Ayşe TEKER
Kurumsal İletişim Danışmanı
Corporate Communications Coordinator
Arif SUNA
Digital Yayınlar İletişim Koordinatörü
Digital Publishings Communication Coordinator
Zeynep GÜZELCİK
Fotoğraf Editörü / Senior Photo Editör
Hüseyin GÜNGÖR
Kreatif Tasarım / Creative Design
Savcom Creative
Çeviri / Translation
Mecidiyeköy Tercüme Yay.Tic.Ltd.Şti.
Hukuk Danışmanı / Legal Consultant
Zeynep Bahadır
Yayıncı / Publisher
SAVTÜRK YAYINCILIK LTD. ŞTİ.
Adına İmtiyaz Sahibi
Yelda BUĞDAYCI
yeldabugdayci@savturk.com
Merkez: Ortabayır Mahallesi Şair Çelebi Sokak No:1/3
Kağıthane - İstanbul
www.savturk.com / bilgi@savturk.com
Baskı-Cilt / Printing - Binding
ŞAN OFSET MAATBACILIK SAN. ve TİC. LTD. ŞTİ.
Hamidiye Mahallesi Anadolu Cad.No:50
Kağıthane - İstanbul
Tel:+90 (212) 289 24 24 Fax: +90 (212) 289 24 31
SAVTÜRK
Havacılık - Savunma Sanayi Teknolojileri Dergisi
Aviation - Journal of Defense Industry Technologies
Yayının Türü / Publication Genre
Ulusal Süreli Yayın / National Periodical Publication
Yayının Dili / Publication Language
Türkçe - İngilizce / Turkish - English
Yayının Mahiyeti /Publication Content
Havacılık - Savunma Sanayi Teknolojileri Dergisi
Aviation - Journal of Defense Industry Technologies
Yayının Süresi / Publication Period
İki Aylık / Two months
Görsel ve Haber Çözüm Ortağı
Visual and News Solution Partner
Anadolu Ajansı - Getty Images Turkey
Dergimizde yayımlanan yazı ve fotoğraflardan
yayıncının izni alınmadan, kaynak belirtilmeden
tam ve özet alıntı yapılamaz.
Neither text nor photographs from this publication may be
reproduced either in full or summary without acknowledging
the source and without prior permission from the publisher.
Reklam /Advertising
reklam@savturk.com
Görüş öneri ve yorumlarınız için
For your comments and suggestions
bilgi@savturk.com
Günlük savunma sanayi haber bültenine üye olmak için;
bulten@savturk.com adresine mailinizi göndererek
ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
SAVTÜRK dergisine www.savturk.com adresinin
iletişim sayfasından abone olabilirisiniz.
Savtürk / @sav.turk
Savtürk / @ savturkofficial
Savtürk /@savturkofficial
Savtürk /@savtürk
İÇİNDEKİLER INDEX
04
06
08
10
12
42
44
46
48
50
52
56
58
ÖNSÖZ / Genel Yayın Yönetmeni Yelda BUĞDAYCI
INTRODUCTION / Chief Editor Yelda BUGDAYCI
Milli fırkateyn projesi hız kazanıyor
The national frigate project is gaining momentum
Türkiye’nin ‘Kunduz’u Filipinler ordusunun yolunu açacak
Turkey’s ‘Kunduz’ will pave the way for the Philippine army
Helikopterler ASELSAN ile daha yetenekli
Helicopters are more capable with ASELSAN
Askeri araçların kurtarıcısı M4K
zorlu testleri başarıyla geçti
The M4K, the liberator of milItary vehicles
has successfully passed tough tests
16 Ahmet Hamdi Atalay / Söyleşi / Interview havelsan küresel güç olma yolunda
60
HAVELSAN is on its way to become a global power
ASELSAN’dan Jandarmaya
‘Kaplan’ jesti
ASPİLSAN, HAVELSAN’ın ‘Bulut Bilişim Sistemi’ne geçti
‘Kaplan’ gesture from ASELSAN
30 ASPILSAN switched to HAVELSAN’s ‘Cloud Computing System’
to the gendarmerIe
ALACA 35 GHz RKA, Deniz Kuvvetleri envanterinde
32 ALACA 35 GHz RKA at Naval Forces inventory
İSO ve SAHA İstanbul iş
62 dünyasını bir araya getirdi
Milli radarda sona yaklaşıldı
ISO and SAHA Istanbul brought together
36 On the national radar, the end was approached
the business world
Üs bölgeleri ‘Sarp kulesiyle’ korunacak
Uzun menzilde hassas vuruş
38
66
The base areas will be protected by the ‘Sarp tower’
KGK: Kanatlı güdüm kiti
Long range lethal strıike
MİT’in yeni binası ‘KALE’ hizmete açıldı
KGK: Wing-Assisted GuIdance Kit
40 MIT’s new building ‘KALE’ opens for service
İlhami Keleş / Söyleşi / Interview
BMC’ den Tunus’a zırhlı araç ihracatı
Armored vehicle exports from BMC to Tunisia
‘Türk Kaplanı’nın taliplileri artıyor
The suitors of the ‘Turkish KAPLAN’ are increasing
Gökbey helikopteri ‘Kartal’ ile uçacak
Gokbey helicopter will fly with ‘Kartal’
Dünyadaki yeni güvenlik politikaları
SEDEC Türkiye 2020’de şekillenecek
New security policies in the world will be shaped
in Sedec Turkey 2020
ASELSAN’ın Nefer’ini Türk zırhlıları kuşanacak
Aselsan’s Nefer will be equipped with Turkish battleships
Milli savaş uçağının altyapısı yükseliyor
The infrastructure of the national fighter jet is rising
Savunma sanayiinin devleri Saha Expo 2020’de
Giants of the defense industry
at Saha Expo 2020
SONGAR ‘TOGAN’ ile vuracak
SONGAR will hit with ‘TOGAN’
68
74
78
80
84
88
“Dünyanın temeli temel bilimdir”
“The foundation of the world is basic science”
Milli motor TEI-PD170’in teslim töreni gerçekleşti
National motor TEI-PD170 delivery
ceremony took place
Teknopark İstanbul 2. Etap açıldı
Teknopark Istanbul 2. Stage opened
ZMA Modernizasyonu ile Envanterdeki
ZMA-15 Araçları Yenilenecek
ZMA-15 vehicles in inventory
will be renewed with ZMA modernization
STM ThinkTech, NATO için ‘Elastikiyet
Karar Destek Modeli’ni geliştirdi
STM ThinkTech has developed the ‘Resilience
Decision Support Model’ for NATO
Av. Arb. Murat KEÇECİLER / ANALİZ - MAKALE
ANALYSIS - ARTICLE
Siber Savaş Çağında Yerli Yazılım Mecburiyeti
Domestic Software imperative
in The Age Of Cyber Warfare
94
100
102
106
110
112
114
116
120
122
124
Prof. Dr. Ferhat PİRİNÇÇİ / ANALİZ - MAKALE
ANALYSIS - ARTICLE
Suudi Arabistan’ın dev savunma bütçesi
güvenlik sağlamıyor
Saudi Arabia’s giant defense budget does not
provide security
Hacettepe Üniversitesi Alpha Projesi
Hacettepe University Alpha Project
Ege Savunma Teknolojileri Topluluğu
Ege Üniversitesi
Ege Defence TechnologIes CommunIty
Ege UnIversIty
İTÜNOM İnsansız Hava Araçları Takımı
İTÜ / İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
ITUNOM Unmanned AerIal VehIcles Team
ITU / ISTANBUL TECHNICAL UNIVERSITY
SASTEK Eskişehir Teknik Üniversitesi
Savunma Sanayii ve Teknolojileri Kulübü
ESKIŞEHIR TEKNIK ÜNIVERSITESI
SASTEK Eskisehir Technical University Defence
Industry and Technologies Club
ESKISEHIR TECHNICAL UNIVERSITY
ODTÜ 17. Uluslararası Robot Günleri’nde
şampiyonlar belli oldu
At the 17th International Robot Days of METU,
the champions were announced
Erzurum Teknik Üniversitesi savunma
sanayisine destek olmak istiyor
Erzurum Technical University wants to support
the defence industry
Teknofest 2020 tanıtım toplantısı
Gaziantep’te düzenlendi
Teknofest 2020 introductory meeting was
held in GazIantep
Bahçeşehir Üniversitesi eğitim
teknolojilerini Londra’da tanıttı
Bahcesehir University introduced
the educational technologies in London
Yapay zeka mühendisliği için
TUSAŞ/TAI’den eğitim desteği
Training support from TUSAS/TAI
for Artificial intelligence engineering
Milli Savunma Sanayimizin İlk Silah Fabrikası
ŞAKIR ZÜMRE
The First Weapons Factory
Of Our National Defense industry
SAKIR ZUMRE
4 5

Savunma sanayi sektörü her daim teknolojik
ilerleme ve gelişmelerin başında yer almıştır.
Dijital teknoloji savunma sanayinde güçlü olmak
için zorunlu hale gelmiştir. Günümüzde birçok
savunma sanayi şirketi dijital yatırımlara öncelik
tanımakta ve rekabet avantajı sağlamak için için
gerekli olan stratejik çalışmaları yapmaktadır.
Çünkü ülkeler güvenliklerini sağlayamazsa, hiçbir
endüstrinin ayakta kalması mümkün değidir.
Dijital dönüşümü tetikleyen teknolojiler savunma
sanayinide yeniden şekillendirmektedir. Savunma
sanayi şirketleri çalışmalarını geliştirmek,
cirolarını artırmak ve inovasyonu etkin kılmak
için dijital teknolojileri kullanmaktadırlar. Bir
şirketin dijital donanımlı olabilmesi için, yeni
teknolojileri uygulamaktan daha fazlasını
yapması gerekir. Aynı zamanda etkin uygulamayı
sağlamak için gereken geniş görüşlülük, araçlar,
çalışma biçimleri, örgütlenme ve ortaklıklara
sahip olmalıdır. Şirketler, dijital yatırımlarının
müşteri ihtiyaçlarını ve önemli iş hedeflerini
karşıladığından emin olmalıdır.
Dijital dönüşümü tetikleyen en önemli
teknolojilerden olan yapay zeka ve robotik bilim
savunma sanayine şekillendirmede önemli rol
oynamaktadır. Ülkemizin bulunduğu coğrafi
konumundan dolayı bu tür gelişmelere kayıtsız
kalmamamız gerekmektedir.Bu nedenle yazılım
konusunda bilinçli ve yenilikçi fikirler ortaya
çıkararak ülke sanayisine katkıda bulunmalıyız.
Yapay zekanın savunma endüstrisinde ivme
kazanmasıyla birlikte bu alanda ihtiyaç duyulan
insan kaynağının yaratılması gerekmektedir.
Geleceğin meslekleri arasında yapay zeka
mühendisliğide ayrı bir öneme sahiptir. Ülke
olarak hedefimiz ,yapay zeka alanında donanımlı
mühendislere ihtiyacımızı ;bu donanıma sahip
mühendisler yetiştirip ulusal ve küresel rekabette
kullanmalıyız.
Yapay zekanın askeri alanda kullanımı son
yıllarda yapılan çalışmalarla hız kazanmıştır.
Büyük devletlerin yapay zeka alanında yaptıkları
çalışmaların ileride modern savaşların yapay zeka
üzerinden ilerleyeceği kaçınılmaz gözükmektedir.
The defense industry sector has always
been one of the leading technological
developments and developments. Digital
technology has become mandatory to be strong
in the defense industry. Today, many defense
industry companies prioritize digital investments
and carry out the strategic work necessary to
provide a competitive advantage. Because if
countries can’t secure it, it’s not possible for any
industry to survive.
Technologies that trigger digital transformation
are also reshaping the defense industry. Defense
industry companies use digital technologies
to improve their work, increase turnover and
enable innovation. For a company to be digitally
equipped, it needs to do more than implement
new technologies. At the same time, it must
have the broad-mindedness, tools, ways of
working, organization and partnerships needed
to ensure effective implementation. Companies
must ensure that their digital investment meets
customer needs and important business goals.
Artificial intelligence and robotics, one of the
most important technologies that trigger
digital transformation, play an important role
in shaping the science defense industry. Due
to the geographical location of our country, we
should not be indifferent to such developments.
Therefore, we should contribute to the country’s
industry by creating conscious and innovative
ideas about software.
With artificial intelligence gaining momentum
in the defense industry, the human resources
needed in this field should be created. Among
the professions of the future, artificial intelligence
engineering has a special importance. As a
country, our goal is to train engineers with this
equipment and use them in national and global
competition.
The use of artificial intelligence in the military
has gained momentum with recent studies.It is
inevitable that the work of the Great States in
the field of artificial intelligence will advance the
future of Modern Warfare on artificial intelligence.
OCA-ŞUB / Korkut JAN-FEB Kundağı 2020Motorlu
Namlulu Alçak İrtifa Hava
Savunma Silah Sistemi
KORKUT Self Propelled Air
Defense Gun System
Genel Yayın Yönetmeni /Chief Editor
Yelda BUĞDAYCI
6 7

SAVUNMA SANAYİ HABERLERİ
DEFENSE INDUSTRY NEWS
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
MILLI FIRKATEYN PROJESI
HIZ KAZANIYOR
THE NATIONAL FRIGATE PROJECT
IS GAINING MOMENTUM
MİLGEM konseptinin devamı olarak yürütülen İ sınıfı fırkateyn projesi
tüm hızıyla sürüyor. Projenin ilk gemisinin planlanan tarihten önce
teslimatı hedefleniyor.
The I-class frigate project, which is carried out as a continuation of
the MILGEM concept, continues in full swing. The first ship of the
project is intended to be delivered before the scheduled date.
STM Savunma Teknolojileri Mühendislik ve
Ticaret AŞ Genel Müdürü Murat İkinci,
İ sınıfı fırkateyn projesindeki son duruma ilişkin
değerlendirmelerde bulundu.
MİLGEM’in 5’inci gemisinin, İ sınıfı fırkateyn
projesi olarak Cumhurbaşkanlığı Savunma
Sanayii Başkanlığı öncülüğünde, STM
ana yükleniciliğinde, Deniz Kuvvetleri
Komutanlığıyla birlikte İstanbul Tersanesi
Komutanlığında inşa edildiğini belirten
İkinci, projenin hemen hemen Türk savunma
sanayisinin tüm kesimlerinin katılımıyla
gerçekleştirildiğini dile getirdi.
İ sınıfı fırkateyn, yerlilik oranı en yüksek,
Türkiye’nin kendi imkanlarıyla geliştirdiği en
büyük milli savaş gemisi ve fırkateyn sınıfındaki
ilk gemi olacak.
Türk Deniz Kuvvetlerine en kısa sürede teslim
edilecek diyen İkinci, böylesine önemli ve ilkleri
barındıran bir projede ana yüklenici alarak
Stm Defense Technologies Engineering and
Trade Inc. General Manager Murat Ikinci ,
I-class frigate project made assessments on the
latest situation.
MILGEM’s 5th ship was built under the leadership
of the Presidency of the Presidency of the Defense
Industry as a Class I frigate project, under the
main contractor of STM, with the Naval Forces
Command in istanbul Shipyard Command. The
project was carried out with the participation
of almost all segments of the Turkish defense
industry.
Stating that the 5 th ship of MILGEM was built
under the leadership of the Presidency Defense
Industry Directorate under the leadership of the
Presidency Defense Industry as an İ class frigate
project, under the command of the Istanbul
Shipyard together with the Navy Command, Ikinci
expressed that the project was carried out with
the participation of almost all parts of the Turkish
defense industry.
görev almaktan büyük bir gurur ve mutluluk
duyduklarını vurguladı.
Geminin bir an önce teslimiyle ilgili çok yoğun
çalışma içerisinde olduklarını dile getiren İkinci,
şunları kaydetti:
Geminin inşasıyla ilgili faaliyetler tam gaz
devam ediyor. Son olarak ASELSAN ile
HAVELSAN arasında oluşturulan iş ortaklığı ile
savaş sistemleriyle ilgili sözleşme imzaladık.
Böylece silah sistemlerinin teslim edilmesine
yönelik çalışmalar başlatıldı. Gemimizin silah
sistemleri, mühimmatları, hava savunma
kısmı da dahil olmak üzere milli imkanlarla
gerçekleştirilmiş olacak.
Projede, STM ana yükleniciliğinde ASELSAN,
HAVELSAN, ROKETSAN’ın katkılarıyla Türk
savunma sanayisinin en uç noktasındaki ürünün
ortaya çıkartılacağını ifade eden Murat İkinci,
“İ sınıfı fırkateynin, Akdeniz’deki durum başta
olmak üzere Türk Deniz Kuvvetlerine çok ciddi
güç katacağını değerlendiriyoruz.” dedi.
The Class I frigate will be the largest national
warship developed by Turkey with its own
facilities, with the highest indigenity and the first
ship in the frigate class.
Ikinci expressed that they are working very the
delivery of the ship as soon as possible, said:
Activities related to the ship’s construction are
continuing at full throttle. Finally, we signed
a contract with the combat systems with the
partnership between ASELSAN and HAVELSAN.
Thus, efforts were started to deliver weapons
systems. Our ship’s weapons systems will be
carried out with national facilities, including
ammunition, air defense.
Murat Ikinci, who stated that ASELSAN,
HAVELSAN and ROKETSAN will produce the most
extreme product of the Turkish defense industry
as the main contractor of STM, said, “We assess
that the class I frigate will add great power to
the Turkish Navy, especially the situation in the
mediterranean.” said.
8 9

SAVUNMA SANAYİ HABERLERİ
DEFENSE INDUSTRY NEWS
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
TÜRKIYE’NIN ‘KUNDUZ’U FILIPINLER
ORDUSUNUN YOLUNU AÇACAK
TURKEY’S ‘KUNDUZ’ WILL PAVE THE
WAY FOR THE PHILIPPINE ARMY
Filipinler’e silah kulesi ve Türk
Silahlı Kuvvetleri envanterinde
de bulunan Kunduz Amfibi Zırhlı
Muharebe İstihkam İş Makinesi
satışı gerçekleştirilecek.
Türk savunma sanayisinin özgün ürünlerle
yaptığı ihracata Filipinler’de yenileri ekleniyor.
Filipinler’e yapılacak satış Kunduz’un ilk ihracatı
olacak. Temel olarak amfibi, zırhlı, paletli, 1
operatör ve 1 mürettebat ile kullanılan bir istihkam
iş makinası olarak geliştirilen Kunduz, küreme,
düzleme, taşıma ve kazıma operasyonlarını
yapabiliyor.
KUNDUZ / BEAVER
The sale of a Beaver Amphibious
Armored Combat Machine, which
is also in the inventory of the
Turkish Armed Forces, will be
sold to the Philippines.
New ones are being added in the Philippines
to the exports made by the Turkish defence
industry with original products.
The sale to the Philippines will be Beaver’ s first
export. Developed mainly as an fortification
machine with amphibious, armored, tracked, 1
operator and 1 crew, Beaver is capable of plowing,
strapping, carrying and scraping operations.
Kunduz, karada saatte 45, suda 8,6 kilometre hıza
ulaşabiliyor, azami 400 kilometre menzile sahip
bulunuyor.
FNSS Genel Müdürü ve Üst Yöneticisi Nail
Kurt,şirketin ihracat faaliyetlerine ilişkin bilgi
verdi. Malezya Silahlı Kuvvetleri için 12 değişik
konfigürasyonda 257 adet 8x8 Tekerlekli
Zırhlı Muharebe Aracı’nın (AV8) geliştirme ve
üretimini kapsayan projede, teslimatları yapan
Malezyalı iş ortağı DEFTECH’e sorumlulukları
altındaki kalemleri ve kitleri verdiklerini belirten
Kurt, “Oradaki desteğimiz ise devam ediyor.
Teslimatların bu yıl tamamlanması bekleniyor.”
dedi.
Umman Kraliyet Kara Kuvvetlerine, PARS III 8x8
ve PARS III 6x6 olmak üzere toplamda 13 farklı
konfigürasyonda
172 zırhlı aracı
kapsayan projedeki
teslimatların geçen
yıl sürdüğünü
anlatan Nail Kurt,
“Umman’da bu yıl
içinde teslimatlar
tamamlanıp lojistik
destek kapsamında
desteklerimiz
sürecek. Dolayısıyla
ihracatta iki önemli
sözleşmenin
başarıyla sonuna
yaklaşmış
bulunuyoruz.” diye
konuştu.
PARS III 6X6
The beaver can reach speeds of 45 kilometers
per hour on land and 8.6 kilometers in water, and
has a maximum range of 400 kilometers.
Nail Kurt, FNSS General Manager and Senior
Executive, provided information on the company’s
export activities. Nail Kurt said that in the project
that covers the development and production of
257 8x8 Wheeled Armored Combat Vehicles
(AV8) in 12 different configurations for the
Malaysian Armed Forces, they gave the delivery
of the pens and kits under their responsibility to
the Malaysian business partner, “Our support
there continues. is expected to be completed this
year. “ said.
“Deliveries to the Royal Land Forces of Oman,
including pars III 8x8 and PARS III 6x6, in
a total of 172
armoured vehicles
PARS III 8X8
in 13 different
configurations, took
place last year,” said
Nail Kurt, explaining
that deliveries
in Oman will be
completed within this
year and our support
will continue as
part of the logistics
support. Therefore,
we are close to the
successful end of
two important
contracts in
exports., “he
said.
Amfibi araçların suya girebilmeleri için kıyı
özelliklerinin farklı araçların kabiliyetlerine
göre uygun hale getirilmesi gerekiyor. Kunduz,
yüzebilmesi dolayısıyla standart askeri iş
makinalarından farklı olarak karşı kıyının da aynı
şekilde hazırlanmasını sağlayabiliyor.
In order for amphibious vehicles to enter the
water, coastal features need to be tailored to
the capabilities of different vehicles. The Beaver
is able to swim so that the opposite shore is
prepared in the same way as the standard military
machinery.
10 11

SAVUNMA SANAYİ HABERLERİ
DEFENSE INDUSTRY NEWS
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
HELIKOPTERLER
ASELSAN ILE DAHA YETENEKLI
HELICOPTERS ARE MORE
CAPABLE WITH ASELSAN
Son olarak jandarma envanterindeki
helikopterleri modernize eden
ASELSAN, Türkiye’de askeri
fabrikalardan sonra en fazla sayıda
helikopter üzerinde modifikasyon
gerçekleştiren kuruluş oldu.
ASELSAN tarafından modernize edilen
jandarma helikopterlerine yeni yetenekler
kazandırıldı.Türkiye’nin savunma sanayisindeki
lider kuruluşu ASELSAN, aviyonik alanında yurt
içi ve dışındaki ihtiyaçların karşılanması için,
döner kanat, sabit kanat ve insansız hava aracı
tarafından kullanılan en kritik aviyonik ürünlerin
tasarım, üretim, test, entegrasyon ve enstalasyonu
ile lojistik destek aktivitelerini başarıyla yürütüyor.
Müşteri memnuniyetine en üst seviyede önem
veren ASELSAN, yüksek güvenilirlik ve emniyet
kriterleri çerçevesinde pilota; görev sahası
farkındalığı, azaltılmış iş yükü, etkin insan makine
arayüzü, lojistik destek kabiliyetlerini sunuyor.
ASELSAN son olarak, Cumhurbaşkanlığı
Savunma Sanayii Başkanlığı ile ASELSAN
arasında 2008’de imzalanan Jandarma
Helikopteri Aviyonik Modernizasyonu Projesi
kapsamında, Jandarma Genel Komutanlığı
envanterinde bulunan S-70A-28 Blackhawk,
Finally, ASELSAN modernized the
helicopters in the gendarmerie
inventory and became the
largest body to perform
modifications on helicopters
after military factories in Turkey.
New capabilities have been added to gendarmerie
helicopters modernized by ASELSAN.
ASELSAN, Turkey’s leading organization in the
defense industry, design, production, testing of
the most critical avionics products used by rotary
wing, fixed wing and unmanned aerial vehicle to
meet domestic and international needs in the
avionics field, successfully carries out logistics
support activities with integration and installation.
ASELSAN attaches utmost importance to
customer satisfaction, within the framework of
high reliability and safety criteria; it offers task
site awareness, reduced workload, efficient
human machine interface, and logistical support
capabilities.
ASELSAN was last signed in 2008 between the
Presidency of the Defense Industry and ASELSAN,
as part of the Gendarmerie Helicopter Avionics
Modernization Project, the S-70A-28 Blackhawk,
Mi-17 and AB-205, which are in the inventory of
Mi-17 ve AB-205 helikopterlerinin aviyonik
modernizasyonunu tamamladı ve son helikopter
Jandarma Havacılık Komutanlığına 31 Aralık
2019’da teslim edildi.
Şirket projede, tasarım, prototip üretim ve seri
üretim faaliyetlerinin tamamının sorumluluğunu
üstlendi. ASELSAN, Türkiye’de askeri fabrikalardan
sonra en fazla sayıda helikopter üzerinde
modifikasyon gerçekleştiren kuruluş oldu.
Proje kapsamında, pilotların iş yükünün
azaltılması amacıyla sayısal kokpit
entegrasyonu yapıldı. Ayrıca kullanıcının gece
ve gündüz şartlarında daha hassas seyrüsefer
gerçekleştirebilmesi, güvenli haberleşmesi ve
arama kurtarma faaliyetlerinde teknolojinin
imkanlarından daha fazla yararlanabilmesi
maksadıyla helikopterlere yeni nesil seyrüsefer,
haberleşme ve elektro-optik sistemlerin
entegrasyonu yapıldı.
Geliştirilen sayısal harita sistemi ile her türlü
hava şartında ve arazi koşullarında pilotlara
daha güvenli uçuş yapma kabiliyeti kazandırıldı.
Modernizasyonu tamamlanan helikopterler, iç
güvenlik, trafik kontrol, arama kurtarma gibi
birçok faaliyette aktif olarak görev yapıyor.
gendarmerie General Command completed the
avionics modernization of helicopters and the last
helicopter was delivered to gendarmerie aviation
command on December 31, 2019.
In the project, the company took responsibility for
all of its design, prototype production and mass
production activities. ASELSAN, after military
factories in Turkey, was the organization that
carried out modifications on the largest number
of helicopters.
As part of the project, digital cockpit integration
was undertaken with the aim of reducing the
workload of the pilots. In addition, new generation
navigation, communication and electro-optical
systems were integrated into the helicopters in
order to enable the user to perform more precise
navigation in day and night conditions, secure
communication and to make more use of the
technology in search and rescue activities.
The improved numeric map system gave
pilots the ability to fly more safely in all
weather conditions and terrain conditions. The
modernized helicopters are active in operating
activities such as Homeland Security, traffic
control, search and rescue.
12 13

SAVUNMA SANAYİ HABERLERİ
DEFENSE INDUSTRY NEWS
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
ASKERİ ARAÇLARIN
KURTARICISI M4K ZORLU
TESTLERI BAŞARIYLA GEÇTI
THE M4K, THE LIBERATOR OF MILITARY
VEHICLES HAS SUCCESSFULLY
PASSED TOUGH TESTS
Savunma Sanayii Başkanlığından alınan bilgiye
göre, her türlü arazi ve hava koşullarına uygun 8x8
platformu, bağımsız süspansiyon, patlak gider
lastikleri ve uzaktan komutalı silah sistemiyle
dikkati çeken kurtarıcı, çekme, kaldırma, eğim,
hız, tırmanma ve patlatma gibi çok sayıda teste
tabi tutuldu. Saatte 80 kilometre hıza ulaşabilen
kurtarıcı araç, yüzde 60 dik ve yüzde 25 yan eğim,
bom vinci, yedekte çekme, çeki demiri ile çekme,
çekilme, sudan geçme, balistik ve patlatma
testlerini tamamladı.
Silah kulesi ve iç konuşma sistemi testini de
başarıyla tamamlayan kurtarıcının 4 kişilik
konforlu ve geniş iç hacme sahip kabini, mayın,
EYP ve kinetik enerjili mühimmata karşı yüksek
koruma sağlıyor. Beş noktalı emniyet kemerleri,
KBRN koruma sistemi, yangın söndürme ve infilak
bastırma sistemi, özel tasarım koltuklar, personel
için güvenli ortam oluşturuyor.
According to information received from the Defense
Industry Presidency, 8x8 suitable for all kinds of land
and weather conditionsthe platform, independent
suspension, break-out tires and remotecommanded
weapon system attracted attention
with the rescuer, pull, lift, slope, speed, climbing and
blasting were subjected to numerous tests. Capable
of reaching speeds of 80 kilometres per hour, the
rescuer has completed 60 per cent steep and 25
per cent side slope, boom crane, tow pull, pull with
pull iron, pull, pass through water, ballistics and
detonation tests.
Having successfully completed the gun tower
and speech system test, the rescuer’s 4-seat
comfortable and spacious interior provides
high protection against mine, EYP and kinetic
energy ammunition. Five-point seat belts, KBRN
protection system, fire extinguishing and explosion
suppression system, specially designed seats
create a safe environment for personnel.
TSK envanterindeki askeri
araçların güvenli şekilde
kurtarılması amacıyla Konya’
da üretilen “Mayına Karşı Kısmi
Korumalı Kurtarıcı” M4K’nin
zorlu test aşamaları başarıyla
tamamlandı.
Türkiye’nin önemli vinç üreticileri arasında
yer alan ve son yıllarda savunma sanayisine
yönelik ürün de geliştirmeye başlayan hızlı,
kaliteli ve verimli üretim prensibini benimseyen
Bera Holding kuruluşu MPG A.Ş. tarafından,
imal edilen ve askeri araçların güvenli şekilde
kurtarılmasında görev yapacak Mayına Karşı
Kısmi Korumalı Kurtarıcı M4K, kalifikasyon
testlerini başarıyla geçti.
The challenging test steps of
the “ Partial Protected Rescuer
Against Mine “ produced in
Konya in order to safely recover
military vehicles in the TAF
inventory have been successfully
completed.
Produced by Bera Holding company MPG Inc.,
which is one of the major crane manufacturers
in Turkey and adopts the principle of rapid, high
quality and efficient production, which has started
to develop products for the defense industry in
recent years, and military vehicles “Partial Protected
Rescuer Against Mine M4K” against mine, which will
serve in the safe recovery, has successfully passed
the qualification tests.
14 15

SAVUNMA SANAYİ HABERLERİ
DEFENSE INDUSTRY NEWS
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
Taktik tekerlekli zırhlı askeri araçların cankurtaranı
olarak ifade edilen M4K, 600 beygir gücündeki
motoru, tork konvertörlü otomatik şanzımanı gibi
özellikleriyle dikkati çekiyor. M4K, güzergahta
veya görev anında oluşabilecek tehditlere karşı
ASELSAN Uzaktan Komutalı Silah Sistemi (SARP)
ile donatıldı. Operasyonda kullanılmak üzere
3 halat tamburuna sahip kurtarıcının, 7 metre
mesafeden 25 ton kaldırma kapasitesi bulunuyor.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin envanterine girecek
29 kurtarıcı, askeri araçların güvenli şekilde
kurtarılmasında görev yapacak.
MPG A.Ş
Bera Holding kuruluşu olan firma, Türkiye’nin
önemli vinç üreticileri arasında yer almaktadır.
MPG A.Ş.’nin ana üretimi araç üstü katlanır
bomlu hidrolik vinçler, teleskopik bomlu
vinçler ve ağaç sökme dikme makinelerinden
oluşmaktadır. Sivil kullanıma yönelik ürünlerin
yanında askeri kullanıma yönelik çözümler
de sunan firma çağın gerektirdiği yenilikler ve
müşteri talepleri doğrultusunda kuruluşundan
günümüze sürekli gelişim göstermektedir.
Ürünleri, hem 30 yılı aşkın birikimin vermiş
olduğu tecrübe hem de teknolojinin getirdiği
yeniliklerin bir sentezi olarak üretilmektedir. İlgili
kalite standartlarına uygun ürünler ve yenilikçilik
anlayışıyla faaliyetlerine devam etmektedir.
The M4K, described as a lifeguard for tactical
wheeled armored military vehicles, is a
600-horsepower engine, torque converter automatic
transmission, such as the features of the remarkable.
The M4K is equipped with ASELSAN Remote
CommandEd Weapon System (SARP) against
threats that may occur on the route or at the time of
duty. The rescuer, who has 3 rope stamina for use in
the operation, has a lifting capacity of 25 tons from a
distance of 7 meters. The 29 rescuers, who will be in
the inventory of the Turkish Armed Forces, will serve
to securely rescue military vehicles.
MPG Inc.
The company, which is the subsidiary of Bera
Holding, is one of the major crane manufacturers
in Turkey. The main production of MPG Inc.
consists of folding boomed hydraulic cranes,
telescopic boom cranes and tree removal sewing
machines. In addition to the products for civilian
use, the company offers solutions for military use
and is constantly improving from its establishment
to the present in line with the innovations
required by the age and customer demands. Its
products are produced both as a synthesis of the
experience of more than 30 years of experience
and innovations brought by technology. We
continue its activities with products and innovation
approach that meet the relevant quality standards.
16 17

SÖYLEŞİ
INTERVIEW
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
AHMET HAMDİ ATALAY HAVELSAN GENEL MÜDÜRÜ / GENERAL MANAGER OF HAVELSAN
HAVELSAN
KÜRESEL GÜÇ
OLMA YOLUNDA
HAVELSAN IS
ON ITS WAY TO
BECOME
A GLOBAL POWER
HAVELSAN Türkiye’nin en büyük
yazılım şirketi. Sadece Türkiye’nin
değil, içinde bulunduğumuz yakın
coğrafyanın da en büyüklerinden.
Birçok alanda Türkiye’nin göğsünü
kabartıyor. Genel Müdür Ahmet
Hamdi Atalay’la, HAVELSAN’ın
başarılarını ve gelecek vizyonunu
konuştuk. Atalay, HAVELSAN’ın
2023 hedefini “Küresel güç
olmak” olarak özetledi. Milli
Muharip Uçak projesine
verecekleri katkıyı ilk kez açıkladı.
Siber güvenlik konusunda yeni
ürünlerinin yakında kullanılmaya
başlanacağını da SAVTÜRK’e
anlattı. İşte Ahmet Hamdi
Atalay’la yaptığımız o keyifli
röportaj…
HAVELSAN, the largest software
company of Turkey. It is one of
the biggest companies not only
in Turkey but also in the nearby
geography. It makes Turkey
proud in many areas. We talked
with general manager Ahmet
Hamdi Atalay about HAVELSAN’s
achievements and future vision.
Atalay summarized HAVELSAN’s
2023 goal as “to become a global
power.” He announced for the
first time their contribution to the
National Combat Aircraft project.
He also told SAVTÜRK that new
products on Cyber Security will be
started to use soon. Here’s that
delightful interview we did with
Ahmet Hamdi Atalay…
18 19

SÖYLEŞİ
INTERVIEW
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
n SAVTÜRK: HAVELSAN olarak stratejik
hedefleriniz neler? Faaliyet alanlarınızda hangi
konumdasınız?
n ATALAY: Bizim HAVELSAN olarak stratejik
hedefimiz, satışlarımızın üçte birini savunma
alanında, üçte birini sivil alanda, üçte birini de yurt
dışına yapmak. Buna da çok uzak değiliz. Geçen
yıl toplam satışlarımızın yüzde 21-22’sini yurt
dışına yaptık. Savunma Sanayii Başkanlığı’ndan
(SSB) aldığımız işlerin toplamı yüzde 50 civarında.
Biz her işi yapanlardan olmak istemiyoruz.
Alanında en iyilerden olmak istiyoruz.
4 faaliyet alanımız var.
Birincisi Komuta Kontrol ve Savunma
Teknolojileri...
Bu alanda Dünya’daki bir kaç firmadan
biriyiz. Hiç mütevazı olmaya gerek yok.
Bütün gemilerimizin, uçaklarımızın,
platformlarımızın, komuta kontrol ve savaş
yönetim gibi teknolojilerini yerli ve milli üretiyoruz.
Bununla da gurur duyuyoruz.
n SAVTURK: What are your strategic objectives
as HAVELSAN? Which position are you in your
fields of activity?
n ATALAY: As HAVELSAN our strategic objective
is to make one third of our sales in the national
defense field, one third in the civilian field, and
one third abroad. And we’re not far from that. Last
year our overseas sale rate was 21-22%. The total
of the projects we got from the Presidency of
Defence Industries is around 50%.
We don’t want to be among those doing everything.
We want to be one of the best in the field.
We have 4 areas of activity.
The first is Command and Control and
Defense Technologies...
We are one of the few companies
in the world in this field. There is
no need to be so modest. We produce
all the technologies of our ships, airplanes and
ADVENT’in sadece Amerika’da
muadili var. Amerika bunu satmıyor.
Bu konuda pazarda tekiz diyebiliriz.
ADVENT bunun en önemli örneği. Sadece
Amerika’da muadili var diye biliyoruz. Üçüncü ülkeyi
bilmiyoruz. Ama hadi bizim bilmediğimiz üçüncü
bir ülkede de var diyelim. Bu teknolojiye sahip
Dünya’daki iki ya da üç ülkeden biriyiz. Amerika
bunu satmıyor. Bu konuda pazarda tekiz diyebiliriz.
ADVENT sistemi, bütün gemilerin komuta
kontrol ve savaş sistemlerini yöneten bir beyin...
Normalde pazardaki tüm ürünler tek gemiyi
yönetme mantığı üzerine kurulu. Ancak ADVENT,
filonun tamamını tek gemi gibi yönetiyor. Komutan
herhangi bir gemideyken diğer gemilerdeki sensör
ve silahlara da komuta edebiliyor.
Bir başka örnek AWACS uçakları. Bu uçakların
içerisindeki yazılımların yüzde 85-90’ını biz yaptık.
Dolayısıyla o sistemlerdeki her geliştirmeyi
yapabiliyoruz. Sahil Güvenlik uçakları için MELTEM,
denizaltılar için SEDA (Sonar Entegre Denizaltı)
Only the USA has ADVENT’s
equivalent product. And the USA does
not sell it. We can say that we are the
only one in the market about that.
platforms, such as command and control and
combat management, both domestically and
nationally. And we are proud of this.
ADVENT is the most important example of this.
We only know that it has a equivalent product
only in America. We don’t know if there is a third
country that has this system. But let’s just say
there’s a third country that we don’t know. We are
one of two or three countries in the world which
has this technology. The USA does not sell it. We
can say that we are the only one in the market
about that.
The ADVENT system is a brain that manages the
command and control and combat systems of all
ships... Normally, all the products in the market
are based on the logic of managing a single ship.
But, ADVENT manages the entire fleet like a single
20 21

SÖYLEŞİ
INTERVIEW
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
sistemlerimiz var. Şimdi Pakistan’daki Fransa
yapımı denizaltıları modernize ediyoruz. Fransızları
geride bırakarak STM ile birlikte ihaleyi aldık.
“İçinde bulunduğumuz, 4 saatlik
uçuşla ulaşılabilen coğrafyada,
yazılım alanında bizden daha iyisi
ve büyüğü yok. Bölgesel bir güç
olduğumuz düşünüyoruz. 2023
hedefimiz Bu bölgesel gücü küresel
güce döndürmek.”
İkinci faaliyet alanımız Eğitim ve
Simülasyon Teknolojileri
Yine Dünya’da iddialı ve güçlü olduğumuz bir
alan. İlk 5’te olduğumuzu söyleyebiliriz. Ürün
çeşitliği açısından ilk üçteyiz. Çünkü çok geniş
bir yelpazede ürünümüz var. Örneğin; tüm
askeri uçak ve helikopterlerimizin simülatörlerini
yaptık. Sivil yolcu uçaklarınınkini de yapıyoruz.
Denizaltı, keskin nişancı, paraşüt, yangıncı
eğitimi gibi simülatörlerimiz var. Avrupa Sivil
Havacılık Otoritesi’nin (EASA) en üst düzey olarak
nitelediği, D seviye simülatör üretebilen birkaç
firmadan biriyiz.
ship. While on any ship, the commander can also
command sensors and weapons on other ships.
“In the geography, in which we can
reach by 4-hour flight, there is no
one better or bigger than us in the
software field. We think that we’re a
regional power. Our 2023 goal is to
become a global power instead of a
regional power.”
Another example is Airborne Warning and Control
System (AWACS) aircraft. We made 85-90% of
the software on these aircraft. So we can make
every development on those systems. We have
MELTEM system for Coast Guard aircraft and
SEDA (Sonar Integrated Submarine) system for
submarines. We are now modernizing Frenchbuilt
submarines in Pakistan. Leaving the French
behind, we won the tender together with STM.
Our second area of activity is Training
and Simulation Technologies
This is also an area we are assertive and powerful
in the world. We can say we’re in the top five.
We are in the top three in terms of product
range. Because we have a
wide product range. For
example, we have
Üçüncü faaliyet alanımız: Bilgi ve
İletişim Teknolojileri
Burada sivil asker ayrımı yok. Yönetim
bilgi sistemleri, kurumsal kaynak yönetimi,
otomasyonlar yaptık. UYAP, SEÇSİS, TAKBİS
gibi uygulamaları hayata geçirdik. Yazılım ve
iletişim teknolojilerindeki en büyük oyuncu biziz.
Ekosistemle bunu yapıyoruz. Sektörde regüle edici
bir tarafımız da var. Belli bir hacim ve kritiklikteki
projeler ya da güvenlik açısından başkalarının
yapmaması gereken uygulamaları yapıyoruz.
Bu konuda da mütevazı olmaya gerek yok. İçinde
bulunduğumuz, 4 saatlik uçuşla ulaşılabilen
coğrafyada, bu alanda bizden daha iyisi ve
büyüğü yok. Bölgesel bir güç olduğumuzu
düşünüyoruz. Doğu Avrupa ve Ortadoğu’ya,
Pakistan’a kadar bizim gibi bir oyuncu yok. Bu
bölgesel gücümüzü küresel güce döndürmeyi
hedefliyoruz. 2023 hedefimiz o.
Dördüncü faaliyet alanımız ise güvenlik
Türkiye’nin şu an kritik bazı altyapılarını biz
yapıyoruz. Burada ASELSAN’la işbirliği halindeyiz.
MOBESE’nin yeni hali Kent Güvenliği Sistemi,
BOTAŞ’ın Boru Hatları Güvenliği Projesi, Komuta
Kontrol ve Savunma Teknolojileri birimimiz
tarafından yürütülen Sahil Güvenlik Gözetleme Radar
Sistemi, Türk Boğazları Gemi Trafik Hizmetleri gibi...
Şu an İstanbul ve Çanakkale
boğazlarında bir Amerikan
sistemi var. Onu 1-2 ay içerisinde
söküp atacağız İnşallah. Yerli
çözümümüzle boğazları
biraz daha güvence altına
alıyor olacağız. Orada biz
produced simulators of all our military aircraft
and helicopters. We also produce simulators of
civilian passenger planes. We have simulators like
submarines, snipers, parachutes and fire fighting
rescue training. We are one of the few companies
capable of producing a Level D simulator, which the
European Union Aviation Safety Agency(EASA) has
described as the highest level.
Our third area of activity: Information and
Communication Technologies.
In this field it is not important for us to be civilian or
military. We have produced management information
systems, enterprise resource management and
automations. We realized the projects such as UYAP
(National Judiciary Informatics System), SEÇSİS
(Computer-Aided Central Voter Registration System),
TAKBİS (Land Registry and Cadastre Information
System). We are the biggest company in software
and communication technologies. We do this with
the ecosystem. We regulate the sector. We realize
the projects of a certain volume and criticality, or
applications that others should not do in terms of
security.
And there is no need to be so modest in this subject.
“In the geography, in which we can reach by 4-hour
flight, there is no one better or bigger than us in this
area. We think that we’re a regional power. There is
not a company like us in this region starting from
Eastern Europe to the Middle East and to Pakistan.
We aim to become a global power instead of a
regional power. This is our 2023 objective.
Our fourth area of activity is security.
We are preparing some critical infrastructure
of Turkey right now. We are in cooperation with
22 MELTEM_3_ATR72_600
23

SÖYLEŞİ
INTERVIEW
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
ana yükleniciyiz. ASELSAN alt yüklenicimiz.
n SAVTÜRK: Yurt dışında HAVELSAN’a
nasıl bakılıyor?
n ATALAY: Türkiye Türkiye’den büyüktür. Biz
kendi kendimizi eleştiriyoruz ama dışarıdan
bakıldığında bambaşka bir Türkiye var.
Hayranlıkla izlenen ve herkesin zorda kaldığında
aklına gelen bir ülke olarak görülüyoruz. Bu
özelliğimizden hem gurur
duymalıyız hem de gereğini
yapmalıyız. Mazlumların bize
ihtiyacı var. Biz de onların
ihtiyaçlarını her alanda olduğu
gibi teknoloji alanında da
karşılamalıyız.
HAVELSAN hem bir Türk şirketi
olması hem de teknolojilerini
götürdüğü coğrafyalarda ürün
ya da hizmetlerinin her zaman
arkasında durması nedeniyle son
derece güvenilir bir şirket olarak
görülüyor.
n SAVTÜRK: HAVELSAN Milli
Muharip Uçak (MMU) projesinde
yer alacak mı? Alıyorsa görevleri
neler olacak?
n TALAY: Şu an ön fikir ve
planlama aşamasında ama
biz de projedeki oyunculardan
biriyiz ve çalışmaların içinde
varız. Arkadaşlar şu anda burada
çalışıyorlar. Yakında TUSAŞ’ın
içinde ortak bir ofis oluşturulacak
ve oraya geçecekler. MMU
Projesi’ne HAVELSAN’ın katacağı
değeri çok önemsiyorum. Ortaya
çıkacak ürünün kapasitesi ve kalitesi açısından
çok önemli katkılar sunacağız... Ürünleşme
aşaması yaklaştıkça projenin içinde daha yoğun
olarak yer alacağız.
MMU Projesi çok önemli bir proje. Savaş
uçağınızın her şeyiyle sizin kontrolünüzde olması
ve kimseye bağımlı olmamanız için, uçağı sizin
yapıyor olmanız lazım. Buna çok önemli bir
örnek vereyim. Hendek operasyonları sırasında
bize Türk Silahlı Kuvvetlerimizden keskin nişancı
simülatörü talebi geldi. Yurt dışından acilen temin
etmemiz istendi. Biz de belli yerlerle temasa
geçtik. Amerika’da temaslarımız oldu, siparişler
Biz kendi kendimizi
eleştiriyoruz ama
dışarıdan bakıldığında
bambaşka bir Türkiye var.
Hayranlıkla izlenen ve
herkesin zorda kaldığında
aklına gelen bir ülke
olarak görülüyoruz. Bu
özelliğimizden hem
gurur duymalıyız hem de
gereğini yapmalıyız.
We are criticizing
ourselves, but when we
looked from abroad, there
is a completely different
Turkey. We are seen as a
country that is admired
and comes to mind when
someone is in trouble.
We should both be proud
of this feature and do
what is necessary.
ASELSAN about that. Such as; City Security
System, which is the new version of MOBESE, the
BOTAŞ Pipeline Security Project, The Coast Guard
Surveillance Radar System that is operated by our
Command and Control and Defense Technologies
unit, the Turkish Straits Ship Traffic Services...
Currently, there is an American system in the
Bosporus and Dardanelles. If God let’s, we
will remove and throw it in 1-2 months. With
our domestic solution, the
Straits will be safer. We’re
the prime contractor in this
project. ASELSAN is our
subcontractor.
n SAVTURK: How they see
HAVELSAN abroad?
n ATALAY: Turkey is bigger
than Turkey. We are criticizing
ourselves, but when we
looked from abroad, there is
a completely different Turkey.
We are seen as a country that
is admired and comes to mind
when someone is in trouble.
We should both be proud of
this feature and do what is
necessary. Oppressed people
need us. We have to help them
in the field of technology as
well as in every field.
HAVELSAN is seen as a
very reliable company both
because it is a Turkish
company and because it
always stands behind its
words for its products or
services in the geographies
where it brings its technologies.
n SAVTURK: Will HAVELSAN take part in the
National Combat Aircraft (NCA- MMU- Milli
Muharip Uçak) project? If yes, what will be its
tasks?
n ATALAY: This project is now in the preliminary
idea and planning stage, but we are one of the
players in the project and we are in it. Our friends
are currently working here. Soon a joint office will
be established in TUSAŞ and they will move there.
I really care about HAVELSAN’s contribution to
the MMU project. We will make very important
verdik. Ancak bize bunu göndermediler. Önce
oyaladılar sonra göndermediler. Bunun üzerine
HAVELSAN mühendisleri; “Biz yaparız” dedi ve
6 ay içinde yaptılar. Üstelik bize gönderilmeyen
ürünün daha iyisini yaptılar. Bu örnekte olduğu
gibi uçağa sahip olabilirsiniz. Ama onu yapabiliyor
olmak sizi bambaşka bir kategoriye taşıyor. Biz de
onu yapacağız inşallah.
Biz uçak simülatörleri yapıyoruz. Kokpitini birebir
üretiyoruz. Uçağın bütün aerodinamiklerini simüle
ediyoruz. Gerçek uçağı uçuruyoruz. Bu know-how
bize gerçek uçak yapmakta çok yarar sağlayacak.
Bizim Milli Muharip Uçak’a en önemli katkımız bu
olacak.
n SAVTÜRK: Türkiye’den beyin göçü
iddiaları var. HAVELSAN beyin göçü
alıyor mu, veriyor mu?
n ATALAY: 2019’da 11 kişi Avrupa’ya gitme
gayesiyle bizden ayrıldı. 3 kişi de Avrupa’dan
bize geldi. Dönenlerle konuştuk. Gidenlerin çoğu
pişman ama dönmeye cesaretleri yok.
Gidenler niye gidiyor? Benim şahsi tespitim
bazıları FETÖ’cü. Onlar gitsin, kurtulmuş oluyoruz.
Bazıları ne yapsanız memnun edemeyeceğiniz
tipler. Bir başka kategori yeni mezunlar. Fırsat
MİLLİ MUHARİP UÇAĞI (MMU)
NATIONAL COMBAT AIRCRAFT (NCA)
contributions in terms of the capacity and
quality of the resulting product... We will be more
involved in the project as the productization phase
approaches.
The MMU project is a very important project.
In order for your combat aircraft to be under
your full control and not to be dependent on
anyone, you should build it yourself. Let me give
you a very important example. During trench
operations, we received a request from Turkish
Armed Forces for a sniper simulator. We have
been asked to provide it urgently from abroad.
And we made contact with some companies.
We contacted some companies in America and
placed orders. They did not sen it to us. First
they made us wait and then they didn’t send.
Then HAVELSAN Engineers said, “We can do it,”
and they did it in 6 months. And they did better
than the product that wasn’t sent to us. As in this
example, you can build aircraft. But capability
to produce warplane puts you to a completely
different category. I hope that we will manage it.
We produce airplane simulators. We produce
the cockpit exactly the same. We simulate all the
aerodynamics of the airplanes. We fly the real
airplane. This know-how capability will help us
24 25

SÖYLEŞİ
INTERVIEW
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
MERKEZI KENT GÜVENLIGI YÖNETIM SISTEMI (KGYS)
CENTRAL URBAN SAFETY MANAGEMENT SYSTEM (USMS)
SAHIL GÖZETLEME
RADAR SISTEMI (SGRS)
COASTAL SURVEILLANCE
RADAR SYSTEM (CSRS)
TÜRK BOĞAZLARI GEMI TRAFIK HIZMETI (TBGTH)
TURKISH STRAITS SHIP TRAFFIC SERVICE(TSSTS)
bulmuşken “Ben bir gidip geleyim, oraları
göreyim” diyenler var. O gençlere “Gidin orada
kendinizi yetiştirin ama geri gelin” diyorum. Bir
süre oralarda olmanın faydası var.
n SAVTÜRK: HAVELSAN’ın gençlere dönük
projeleri var mı? HAVELSAN’ın iş gücü yapısı
nasıl?
n ATALAY: Bir gençleştirme programı
uyguluyoruz. Yaş ortalamamız şu an 37… Ben
genel müdür olduğumda 41’di, 37’ye indirdik.
Emekli olanların yerine gençler geliyor. Büyüyen
bir şirketiz, yeni aldıklarımızın çoğu gençlerden
oluşuyor.
Çalışanlarımızın yüzde 26’sı kadın, yüzde 74’ü
erkek… Kadın yönetici sayımızı her geçen gün
artırıyoruz.
Yazılım ve bilişim alanında bizim en önemli
sermayemiz insan kaynağımız. Yaptığımız
iş insanın beyniyle yaptığı bir iş. İstihdam
oluşturmanın en ucuz olduğu alandayız.
Bir bilgisayar ve bir akıllı çalışanı bir araya
getirdiğinizde sistem tamamlanıyor.
Diğer sektörlerin kişi başı yatırım maliyeti
bize göre çok fazla. Ama biz makinalarla değil
insanlarla iş yapıyoruz. Dolayısıyla bizim en önem
verdiğimiz konu insan kaynağımız.
Çalışanlarımızın yüzde 76’sı elektronik ve
bilgisayar mühendislerinden oluşuyor… Bunlar
Dünya’nın her yerinde değerli olan insanlar. Biz
de bunun bilincindeyiz ve onlara gereken değeri
in building real airplane. This will be our most
important contribution to the National Combat
Aircraft.
n SAVTURK: There are allegations about brain
drain from Turkey. Does HAVELSAN suffer brain
drain? Or exact opposite?
n ATALAY: In 2019, 11 people left us to go to
Europe. And 3 people came to us from Europe.
We haev talked to those who came back. Many of
those who left us regretted but they do not have
the courage to return.
Why do they leave us? In my opinion, some of
them are the members of FETÖ (Fethullah Gülen
Terrorist Organization). It’s good for us that they’re
gone. Some of them are people you can never
please. Another category is fresh graduates. There
are those who say, “Let me go and see Europe
when I have the opportunity.” I say to those young
people, “go and improve yourself there, but come
back.” It is useful to be there for a while.
n SAVTURK: Does HAVELSAN have projects for
young people? How is HAVELSAN’s workforce
source?
n ATALAY: We’re running a regeneration
program. Our age average is now 37... When I
became general manager, it was 41, we reduced it
to 37. Young people are being replaced by retired
people. We’re a growing company, most of the
new ones are young people.
26% of our employees are female, 74% are
veriyoruz. Bunları motive ediyoruz.
Bir kere alanda en iyilerle çalışıyoruz. Çok sıkı
bir eleme sistemimiz var ve bundan asla taviz
vermiyoruz. Giriş kriterlerine uygun olmayan hiç
kimseyi istihdam etmiyoruz. En iyi okuldan mezun
olsa da bizim kullanmak istediğimiz alanda
yetkinliği olmayabiliyor. O nedenle biz iç eğitimler
yapıyoruz. Üniversitelerle iş birliği yapıyoruz.
Diyoruz ki “Bize uygun insanlar yetiştirin”.
Her yerde kariyer günlerine gidiyoruz. Sadece
İstanbul ve Ankara ile sınırlı kalmayalım
diyoruz. Bize Diyarbakır’dan da başka yerlerden
de insanlar gelsin istiyoruz. Ama en iyilerin
gelmesini arzuluyoruz. En iyileri mutlaka alıyoruz,
ihtiyacımız var mı yok mu diye bakmıyoruz orada.
Mutlaka ihtiyacımız olacağını biliyoruz.
n SAVTÜRK: Günümüzün en önemli konularının
başında siber güvenlik geliyor. Türkiye
siber güvenlikte hangi noktada? Dünya’yla
karşılaştırdığımızda hangi durumdayız? Neler
yapılıyor? Neler yapılmalı? Eksiklerimiz neler?
n ATALAY: Ben aynı zamanda Türkiye Bilgi
Güvenliği Derneği’nin 2012 yılından bu yana
başkanıyım. O sıfatımla bu soruya cevap
vereyim. Türkiye siber güvenliğin önemini
erken kavrayan ülkelerden biri… Bilgi Güvenliği
Derneği, Bilgi Teknolojileri ve İletişi Kurumu (BTK)
bünyesinde 2006 yılında kuruldu. Kuruluş gayesi
siber güvenlik konusunda toplumda farkındalık
oluşturmaktı. O dönemde Cumhurbaşkanlığı,
Başbakanlık, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve tüm
kamu kurumlarına sunumlar yaptık.
male... We are increasing our number of female
managers every day.
Our most important capital in the field of
software and IT is our human resource. What
we do is a work done with the brain. We’re in the
area in which it’s cheapest to create employment.
When you put together a computer and a smart
employee, the system completes.
The cost of investment per person in other
sectors is too much compared to us. But we do
business with people, not machines. So our most
important issue is human resources.
76% of our employees are electronics and
computer engineers… These are valuable people
all over the world. We are aware of this and give
them value greatly. We motivate them.
First of all we work with those who are the best
in their fields. We have a very serious elimination
system and we make no compromises on that.
We do not employ anyone who does not meet
the starting criteria. Even though they graduated
from the best school, they may not have the
competence in the field we want to use. For this
reason we plan in service trainings. We cooperate
with universities. We say that ” train people who
are suitable for us”.
We go to career days everywhere. We say that we
don’t want people only from İstanbul and Ankara.
We want people from Diyarbakır and other places
to come to us. But we want the best. We employ
the best ones, we don’t think if we need them or
26 27

SÖYLEŞİ
INTERVIEW
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
not. We know we’ll need them in the future.
HAVELSAN AKADEMI TEKNOLOJI KAMPLARI
HAVELSAN ACADEMY TECHNOLOGY CAMPS
HAVELSAN STAJ PROGRAMI
HAVELSAN INTERNSHIP PROGRAM
2011 yılında dönemin Ulaştırma Bakanı Sayın
Binali Yıldırım’a bir sunum yaptık. “Bana yapılması
gereken en önemli 3 şeyi söyleyin, yapalım” dedi.
Biz de dedik ki “Birincisi; konunun bir sahibi yok,
sahiplendirilmesi lazım. İkincisi; bu konuda bütün
gelişmiş ülkelerde bir strateji belgesi var, bizim
de böyle bir belgeye ihtiyacımız var. Üçüncüsü;
bu konuda kimin ne yapacağını anlatan bir eylem
planına ihtiyaç var. En önemlisi bunlar.”
Sayın Yıldırım; “Bu konunun sahibi kim olmalı?”
diye sordu. “Siz olmalısınız” dedik. Bir kanun
hükmünde kararnameyle Ulaştırma Bakanlığı bu
konuda koordinasyon makamı olarak ilan edildi.
Strateji Belgesi konusunda “Dernek olarak bunu
hazırlayabilir misiniz?” dedi. “Hazırlarız” dedik.
Bir ay içinde Türkiye’nin ilk strateji belgesini
hazırladık. Üçüncü tavsiyemiz olan eylem planı
da hazırlandı. Bunu da dünyada yapan 10-12 ülke
vardı o dönemde.
n SAVTÜRK: Bugün ne durumdayız?
n ATALAY: Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm
Ofisi’ne siber güvenlikle ilgili bir takım
n SAVTURK: Cyber security is one of the most
important issues in these days. What is Turkey’s
situation in cyber security? What situation
are we in when we compare with the other
countries? What are we doing? What should we
do? What are our shortcomings?
n ATALAY: I am also the president of the Turkey
Information Security Association (ISA) since 2012.
Let me answer that question in the capacity of
this. Turkey is one of the countries that understood
the importance of cyber security very early... The
Information Security Association was founded
in 2006 within the structure of Information
Technologies and Communications Authority
(BTK - Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu).
The purpose of that organization was to raise
awareness in the community about cyber security.
At that time, we made presentations to the
Presidency, the Prime Ministry, the Turkish Grand
National Assembly and all public institutions.
In 2011, we made a presentation to the Minister
of Transport of that period, Mr. Binali Yıldırım. He
said that “Tell me the 3 most important things
to do and let’s do it”. We said, “First of all, this
subject does not have an owner, it needs one.
Second, there is a strategy paper on this issue
in all developed countries, and we need such a
strategy paper. Third, there is a need for an action
plan that tells who will do what. These are the
most important things”.
Mr. Yildirim asked that “who should be the
owner this subject?” We said,” it should be
you.” The Ministry of Transport was declared
as the coordination authority on this subject
by a decree-law. On the issue of the strategy
paper he said that “can your association prepare
this?” We said “yes we can”. Within a month, we
prepared Turkey’s first strategy paper. Our third
recommendation, the action plan, has also been
prepared. And there were only 10-12 countries
that done this in the world at that period.
n SAVTURK: What is the situation today?
n ATALAY: The Presidential Office of digital
transformation has been tasked with carrying out
a number of regulations on cyber security. The
Ministry of Transport has a number of powers
and responsibilities. BTK has the responsibility
of National Computer Emergency Response
Yerli ve milli çözümleriniz yoksa yüzde
yüz güvenlikten bahsedemezsiniz.
Siber güvenlikte yerli ve milli çözümler
olmazsa olmaz... Yerli ve milli
ürünlerimiz artık çok yakın zamanda
kullanımda olacak. Havelsan’ın 3-4
ürünü var çeşitli kurumlarda deneniyor.
Sayıyı hızla artırmayı hedefliyoruz.
Amacımız, siber güvenlikte kullanılan
araçlardaki yabancı payını yüzde 50’nin
altına indirmek.
regülasyonları yapma görevi verildi. Ulaştırma
Bakanlığı’nın bir takım yetki ve sorumlulukları
var. BTK’ya verilen Ulusal Siber Olaylara
Müdahale (USOM) sorumluluğu var. Sektörel
olayları bildiren Siber Olaylara Müdahale
Merkezleri (SOME) var. Bu yapılar büyük bir olay
olduğunda USOM’a bildiriyor. Mekanizmalar iyi
çalışıyor. Bu açıdan bakıldığında Türkiye siber
güvenlik konusunda Dünya ortalamasının üst
segmentinde diyebiliriz.
n SAVTÜRK: Eksiklerimiz neler?
n ATALAY: İki eksiğimiz var. Birincisi tüm
Dünya’da olduğu gibi uzman eksiğimiz var.
Türkiye’de 20 bin siber güvenlik eleman açığı var.
Bu konuda eleman yetiştirmemiz gerekiyor.
İkincisi kullanılan koruma sistemlerinin yerli
ve milli olması gerekiyor. Bugün Türkiye’de
siber güvenlikte kullanılan araçların yüzde
90’dan fazlası yabancı… Siber güvenlikte bir
HAVELSAN AKADEMI TEKNOLOJI KAMPLARI
HAVELSAN ACADEMY TECHNOLOGY CAMPS
You can’t talk about 100% security if
you don’t have domestic and national
solutions. It is essential to use domestic
and national solutions in cyber security...
Our domestic and national products will
be in use very soon. HAVELSAN has 3-4
products and they are being tested in
various institutions. We aim to increase
the number swiftly. Our goal is to reduce
the foreign share of tools used in cyber
security below 50 percent.
(in Turkish USOM). There are Cyber Incidents
Response Centers (SOME - Siber Olaylara
Müdahale Merkezleri) reporting sectoral events.
These structures inform USOM when there is a
big event. These mechanisms work well. When
considered from this point of view we can say
that Turkey is in the upper segment of the world
average of cyber security.
n SAVTURK: What are our shortcomings?
n ATALAY: We have two shortcomings. The first
one is that, as in all over the world, we have a
lack of experts. Turkey needs 20 thousand cyber
security personnel We need to train people on this
issue.
The second one is that, the protection systems
must be domestic and national. More than 90%
of the tools used in cyber security in Turkey today
are foreign-based... There is a principle in cyber
security: You can’t talk about 100% security if you
28 29

SÖYLEŞİ
INTERVIEW
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
prensip var: Yerli ve milli çözümleriniz yoksa
yüzde yüz güvenlikten bahsedemezsiniz. Siber
güvenlik için aldığınız teknolojik cihazlar sizin
düşmanlarınıza bir kapı açıyor olabilir. Siber
güvenlikte yerli ve milli çözümler olmazsa
olmaz...
n SAVTÜRK: Türkiye siber güvenlikte
gelecek perspektifini nasıl çiziyor?
Hangi adımları atıyor?
n ATALAY: Savunma Sanayii Başkanlığı
bünyesinde Siber Güvenlik Dairesi kuruldu. Onun
koordinasyonunda Siber Güvenlik Kümelenmesi
oluşturuldu. Bu konuda faaliyet gösteren firmalar
bir araya getirildi. Bunlar çalışma alanları ve
yatırım konusunda yönlendiriliyor.
Kümelenme içindeki şirketlere liderlik yapacak,
onlara iş ve destek verecek, onlarla birlikte
ürünler geliştirilecek ve bir ekosistemin
oluşturulacağı yeni bir yapıya doğru gidiliyor.
n SAVTÜRK: Siber güvenlikte önceliğiniz
devlet kurumları mı olacak?
n ATALAY: Atatürk’ün “Hattı müdafaa yoktur
sathı müdafaa vardır” sözü siber güvenliğe yüzde
yüz uyuyor. Siz ne kadar güvenlik önlemi alırsanız
alın, bütün ülke sathında güvenlik varsa siz
güvendesiniz. Yani bu konuda kamu ya da özel
ayrımından bahsedilemez. Herkes birbirine bağlı
ve etkileşim halinde, konuya bir bütün olarak
bakmak lazım…
n SAVTÜRK: Biz HAVELSAN’ın siber
güvenlik ürünlerini ne zaman kullanmaya
başlayabileceğiz?
n ATALAY: Kimse siber güvenlikten kendini ayrı
olarak göremez. Bireysel olarak almamız gereken
tedbirler var. Kurumsal olarak almamız gereken
tedbirler var. Artık siber güvenlik ve teknolojik
ürünlerde yerlileri tercih etmeliyiz. Daha iyi
olmaları için tercih etmeliyiz.
Şu an ürünler geliştirildi ve bir noktaya geldi.
Eksiklerimiz var ama yola çıkıldı. Yerli ve milli
ürünlerimiz artık çok yakın zamanda kullanımda
olacak. HAVELSAN’ın 3-4 ürünü var çeşitli
kurumlarda deneniyor. Sayıyı hızla artırmayı
hedefliyoruz. Amacımız, siber güvenlikte
kullanılan araçlardaki yabancı payını yüzde 50’nin
altına indirmek.
don’t have domestic and national solutions. The
technological devices you buy for cyber security
may be opening a door to your enemies. It is
essential to use domestic and national solutions
in cyber security...
n SAVTURK: How does Turkey draw its future
perspective in cyber security?
What steps does it take?
n ATALAY: Cyber Security Department was
established under the structure of Presidency
of Defence Industries. Under its coordination,
Turkish Cyber Security Cluster was established.
Companies operating on this issue were brought
together. These are being directed about the
issues of their working areas and investment.
We are moving towards a new structure that will
lead the companies in the cluster, give them jobs
and support them, develop products with them
and create an ecosystem.
n SAVTURK: Will government structures be
your priority in cyber security?
n ATALAY: Ataturk’s statement; ” There is no
defense line, but defense territory“ definitely fit
well with cyber security. No matter how much
security precautions you take, you are safe only
if there is security all over the country. In other
words, in this issue you can not separate it as
public or private. Everyone is connected each
other and interacting, we need to handle that
issue as a whole…
n SAVTURK: When will we start using
HAVELSAN’S cyber security products?
n ATALAY: Nobody can think of themselves as
free from cyber security. There are precautions
we need to take individually. There are
precautions we need to take institutionally. From
now on we should prefer domestic security and
technological products. We should prefer them to
make them better.
At this time we have products developed and we
reached to a good point. We have shortcomings
but we started. Our domestic and national
products will be in use very soon. HAVELSAN has
3-4 products and they are being tested in various
institutions. We aim to increase the number
swiftly. Our goal is to reduce the foreign share of
tools used in cyber security below 50 percent.
30 31

SAVUNMA SANAYİ HABERLERİ
DEFENSE INDUSTRY NEWS
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
ASPİLSAN, HAVELSAN’IN
‘BULUT BILIŞIM SISTEMI’NE GEÇTI
ASPILSAN SWITCHED TO HAVELSAN’S
‘CLOUD COMPUTING SYSTEM’
ASPİLSAN Enerji AŞ’nin HAVELSAN Bulut Bilişim Sistemi’ne geçişi
dolayısıyla tören düzenlendi.
ASPILSAN Energy Inc.’s transition to HAVELSAN cloud computing
system was held for the ceremony.
HAVELSAN Genel Müdürü Ahmet Hamdi
Atalay, dünyada 2-3 milyon, Türkiye’de de 25-
30 bin siber güvenlik uzmanı açığı bulunduğunu
belirterek, “Hiçbir kurum kendi güvenliğini yüzde
yüz güvence altına alacak uzman bulamıyor. Bu
nedenle var olan uzmanlığı ortak kullanıyor. Bulut
sistemi bunu da sağlıyor.” dedi.
Atalay, dijital dönüşümün üç boyutu olduğunu
belirterek, şöyle konuştu: “Biz bugün altyapı
boyutunu konuşuyoruz. İşin maddi faydasını
yadsımak mümkün değil. Bu altyapıyı parasını
verip kendiniz kurdunuz diyelim, işletmek için
uzmanlık alanınız dışında olan bilgi ve iletişim
teknolojileri uzmanları istihdam etmeniz gerekiyor.
Siber güvenlik şebeke güvenliği uzmanları
gerekiyor. Bunlarla uğraşmak yerine alan
uzmanlığı olan firmalardan faydalanıyorsunuz ve
siz kendi alanınıza yöneliyorsunuz. Nasıl elektrik
ihtiyacınız için santral kurmuyorsanız, nasıl ki
haberleşmek için telefon santrali kurmuyorsanız
bilgi ve iletişim teknolojileri ihtiyacınız için de
herkesin kendi veri merkezini kurması gerekmiyor.
Şu an kamuda ve özel sektörde yapılan en büyük
yanlış bu. Bu altyapıların 3-5 yılda yenilenmesi
gerekiyor. En önemlisi de siber güvenlik uzmanı
açığı. Dünyada 2-3 milyon, Türkiye’de de 25-30
bin siber güvenlik uzmanı açığı var. Hiçbir kurum
kendi güvenliğini yüzde 100 güvence altına alacak
uzman bulamıyor. Bu nedenle var olan uzmanlığı
ortak kullanıyor. Bulut sistemi bunu da sağlıyor.”
ASPİLSAN Genel Müdürü Ferhat Özsoy ise Türk
Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfının teşvikiyle
HAVELSAN’ın siber güvenlik şemsiyesinin altına
girdiklerini söyledi.
Havelsan general manager of Ahmet
Hamdi Atalay, 2-3 million in the world, 25-
30 thousand in Turkey stated that there is a
shortfall of cyber security experts, “no institution
can find experts to guarantee its own security
hundred percent. That’s why he’s using the
expertise he has in common. The cloud system
provides that, too.” said.
Atalay, noting that there are three dimensions
of digital transformation, said:”We are talking
about the size of infrastructure today. There’s no
denying the financial benefits. Let’s say you paid
for this infrastructure and set it up yourself, you
need to employ information and communication
technology professionals who are outside your
area of expertise to operate it. Cybersecurity
needs network security experts. Instead of
dealing with these, you benefit from companies
with field expertise and you are turning to your
own field. Just as you are not setting up a power
station for your electricity needs, just as you
are not setting up a telephone exchange for
communication, everyone does not need to set
up their own data center for your information
and communication technologies needs. That’s
the biggest mistake that’s been made in the
public and private sector right now. These
infrastructures need to be renewed in 3-5 years.
The most important is the cybersecurity expert
deficit. There is a deficit of 2-3 million cyber
security experts in the world and 25-30 thousand
in Turkey. No institution can find experts to
guarantee its own safety 100 per cent. That’s why
he’s using the expertise he has in common. The
cloud system provides that, too.”
ASPİLSAN GENEL MÜDÜRÜ
GENERAL MANAGER OF ASPILSAN
FERHAT ÖZSOY
ASPİLSAN’ın Kayseri, Ankara ve İstanbul’da
faaliyet yürüttüğünü belirten Özsoy, şunları
kaydetti: “Ankara ve İstanbul’daki temsilciliklerimiz
Kayseri’deki merkezde bulunan bilişim
dükkanlarından yararlanamıyordu. Birçok idari
yük getiren işlemler yapılıyordu. Ortak veri tabanı
yokluğu işlerin sorun olmasına neden oluyordu.
Ayrıca data transferlerinde de sorun yaşıyorduk.
HAVELSAN Bulut Bilişim Sistemi’ne geçmeye
karar verdik. Sisteme geçişle beraber artık
mekandan bağımsız olarak dilediğimiz yerden
dosya ve yazılım uygulamalarına erişim imkanına
kavuştuk.”
ASPİLSAN lityum pil üretimine geçecek
Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı Genel
Müdürü Sadık Piyade de vakıfla ilgili bilgiler verdi.
Piyade, vakfın diğer askeri vakıflardan farklı olarak
savunma sanayi alanında faaliyet gösteren, 20 bin
çalışanı, 100 bin bağışçısı, 61 şirketi bulunan ve
ekonomiye ciddi katkılar sunan bir vakıf olduğunu
anlattı.
ASPİLSAN’ın lityum pil üretimine geçeceğini dile
getiren Piyade, “Mart ayında fabrikanın temeli
atılacak. Pillerin hücresini bile biz üreteceğiz. Bu
büyük bir başarı. Biz bunu başaracağız. Biz niye
milli aracın (Türkiye’nin otomobili) bataryasını
üretmeyelim. Bu fabrikayı kurarken niye ayrı bir
bölümde bunu da yapmayalım. Ben inanıyorum ki
siz bunu da yaparsınız.” diye konuştu.
TSKGV GENEL MÜDÜR VEKILI
ACTING DIRECTOR GENERAL OF TSKGV
SADIK PIYADE
HAVELSAN GENEL MÜDÜRÜ
GENERAL MANAGER OF HAVELSAN
AHMET HAMDI ATALAY
General manager of Aspilsan Ferhat Ozsoy
said that they came under Havelsan’s cyber
security umbrella with the encouragement of the
foundation for strengthening the Turkish Armed
Forces.
Aspilsan’ın Kayseri, Ankara and Istanbul, indicating
that the activity carried out Ozsoy, said: “Ankara
and Istanbul representative offices in the center
of Kayseri information shops could not benefit.
Many administrative burdens were being carried
out. The lack of a common database was causing
business problems. We were also having trouble
with the data transfers. We’ve decided to move on
to the HAVELSAN Cloud Computing System. With
the transition to the system, we now have access
to files and software applications from anywhere,
regardless of location.”
ASPILSAN to switch to lithium battery
production
The Director General of the foundation for
strengthening the Turkish Armed Forces,
Sadiq Infantry, also provided information about
the foundation.Infantry, unlike other military
foundations of the foundation operating in the
field of Defense Industry, 20 thousand employees,
100 thousand donors, 61 companies that have a
foundation that offers serious contributions to the
economy, he said.
Aspilsan lithium battery production will move
expressed Infantry, “ the foundation of the factory
will be laid in March. We’ll even build the cell of the
batteries. It’s a huge achievement. We’re gonna
do it. Why do we not produce the battery of the
National vehicle (Turkey’s car). Why don’t we do
this in a separate department when we’re building
this factory? I believe you can do that, too., “he said.
32 33

SAVUNMA SANAYİ HABERLERİ
DEFENSE INDUSTRY NEWS
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
ALACA 35 GHz RKA, DENIZ
KUVVETLERI ENVANTERINDE
ALACA 35 GHz RKA
AT NAVAL FORCES INVENTORY
Meteksan Savunma tarafından geliştirilen Alaca 35 GHz
Radar Kesit Alanı Ölçüm Sistemi, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı
envanterine girdi.
The Alaca 35 GHz Radar cross-section area measurement
system developed by Meteksan Defense entered the Naval
Forces Command inventory.
Meteksan Savunma’nın radar sistemleri
alanında yaptığı çalışmalar doğrultusunda,
Deniz Kuvvetleri Komutanlığımız için tamamen
yerli imkânlarla “Milimetre Dalga Radar Kesit Alanı
Ölçüm Sistemi” tasarlanması, geliştirilmesi ve
üretilmesine yönelik sözleşme 13 Temmuz 2018
tarihinde Deniz Kuvvetleri Araştırma Merkezi
Komutanlığı (ARMERKOM) ile Meteksan Savunma
Sanayii A.Ş. arasında imzalanmıştı.
Sözleşme kapsamında geliştirilen ALACA
35 GHz Radar Kesit Alanı Ölçüm Sistemi’nin,
Deniz Kuvvetleri Komutanlığımız tarafından
gerçekleştirilen testleri başarı ile tamamlanarak,
teslimatı 2019 yılı Aralık ayı içerisinde tamamlandı.
“ALACA” Deniz Kuvvetleri Komutanlığı muharip
platformlarının, muhasım platformlarda
bulunabilecek atış kontrol radarları ile
güdümlü mermi arayıcı başlık radarlarından
korunmasında önemli bir parametre olan radar
In line with the work carried out by Meteksan
Defense in the field of radar systems, the
“Millimeter Wave Radar Section Measurement
System” with all domestic facilities for our Naval
Forces Command is designed, developed and
produced. The contract was signed on July 13,
2018 between The Naval Forces Research Center
Command (ARMERKOM) and Meteksan Defense
Industry Inc.
The ALACA 35 GHz Radar Cross Sectional
Measurement System developed under the
contract was successfully completed by our
Navy Command and its delivery was completed
in December 2019.
Measurement of radar-cutting ground, a key
parameter for the protection of battlefield
shooting control radars and propelled bulletsniper
radar that can be found on compelling
platforms, the current or newly designed
34 35

SAVUNMA SANAYİ HABERLERİ
DEFENSE INDUSTRY NEWS
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
kesit alanının ölçülmesinde, mevcut veya yeni
tasarlanacak platformların milimetre dalga radar
kesit alanlarının iyileştirilmesine yönelik olarak
uygulanan tedbirlerin test edilmesinde ve bu
platformlarımızı hedef alması olası güdümlü
mermilerin aldatılması ve karıştırılmasına yönelik
karşı tedbir dekoy sistemlerinin belirlenmesinde
kullanılacaktır. Ayrıca ISAR kabiliyeti ile gemilerin
ISAR görüntülerinin oluşturulmasına imkân
sağlayacaktır. Bu fonksiyonları itibarı ile ALACA,
muharip platformlarımızın bekası için kritik öneme
sahip bir sistemdir.
Meteksan Savunma Helikopter MİLDAR, Retinar
Çevre Gözetleme Radar Ailesi ve Otomatik Kalkış
İniş Sistemi (OKİS) gibi milimetre dalga bandında
yaptığı ileri teknoloji çalışmaları, Deniz Kuvvetleri
Komutanlığının harekât ihtiyaçları doğrultusunda
da geliştirip kullanıma sunuyor.
Meteksan Savunma Sanayii A.Ş.
Meteksan Savunma 2006 yılında Bilkent
Holding bünyesinde faaliyet gösteren
yüksek teknoloji şirketlerinin savunma
sanayisine yönelik proje ve aktivitelerini
tek bir çatıda birleştirmek ve koordine
etmek amacıyla kurulmuştur. Savunma
sanayisi sektöründe, Savunma Sanayii
Müsteşarlığının da vizyonu doğrultusunda,
Türk Silahlı Kuvvetlerine milli, bağımsız
ve özgün, yüksek teknoloji ürünler ve alt
sistemler geliştirmek üzere çalışmalarına
devam etmektedir.
Radar sistemleri, çevre gözetleme
sistemleri, lazer ve elektro-optik sistemler,
haberleşme sistemleri, su altı akustik
sistemler ve platform simülatörleri olmak
üzere 6 ana alanda faaliyet gösteren
Meteksan Savunma, Türkiye’nin milli
gemi, helikopter, insansız hava aracı gibi
platform projelerinde ve tanksavar ve hava
savunma füze sistemleri geliştirilmesi
gibi birçok kritik projede görev almaktadır.
Helikopterler ve İHA’lar için radar sistemleri,
çevre gözetleme radarları, altimetreler,
taktik ve stratejik füze sistemlerinin veri
bağları, sonar sistemleri, su altı erken
uyarı ve haberleşme sistemleri ve eğitim
simülatörleri, Meteksan Savunma’nın
geliştirdiği başlıca özgün ve milli ürünlerdir.
platforms are for testing measures to improve
millennium wave radar cross-section fields and
possibly targeting our platforms, and misuse the
impulse and exploitation of propellants that could
target our platforms the countermeasure will be
used to determine the dekoy systems. It will also
enable ISAR capabilities and the creation of ISAR
images of ships. By virtue of these functions,
ALACA is a critical system for the maintenance of
our compelling platforms.
Meteksan Defense Helicopter MILDAR develops
and uses advanced technology studies such as
the Retinar Perimeter Surveillance Radar Family
and Automatic Takeoff Landing System (OKIS)
in line with the operational needs of the Naval
Forces Command.
Meteksan Defense Industry Inc.
Meteksan Defense was established in 2006
to combine and coordinate the projects and
activities of high-tech companies operating
within Bilkent Holding on a single roof. In
the defense industry sector, in line with the
vision of the Undersecretariat of Defense
Industry, it continues to work to develop
national, independent and original, high-tech
products and subsystems to the Turkish
Armed Forces.
Meteksan Defense, which operates in 6
main areas: radar systems, environmental
surveillance systems, laser and electrooptical
systems, communication systems,
underwater acoustic systems and platform
simulators, turkey’s national ship, helicopter,
it is involved in platform projects such as
unmanned aerial vehicles and in many
critical projects, such as the development
of anti-tank and air defense missile
systems. Radar systems for helicopters
and Drones, environmental surveillance
radars, subimeters, data links of tactical
and strategic missile systems, sonar
systems, underwater early warning and
communication systems and training
simulators, Bteksan Defense are the main
original and national products that are
developed.
36 37

SAVUNMA SANAYİ HABERLERİ
DEFENSE INDUSTRY NEWS
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
MILLI RADARDA
SONA YAKLAŞILDI
ON THE NATIONAL RADAR,
THE END WAS APPROACHED
Türkiye’nin ilk sivil havacılık amaçlı
yaklaşım radar sistemi Milli Gözetim
Radarı, Gaziantep Havalimanı’na
kuruldu, test aşamasının ardından
hizmete başlayacak.
Turkey’s first civil aviation approach
radar system, National Surveillance
Radar, was installed at Gaziantep
Airport and will begin service after
the test phase.
Türkiye’nin ilk sivil havacılık amaçlı yaklaşım
radar sistemi Milli Gözetim Radarı (MGR)
göreve hazırlanıyor.Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığından yapılan açıklamaya göre,
Gaziantep Havalimanı’nda kule ve radar binası
inşaatı biten MGR, test aşamasının ardından
hizmete girecek.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank,
radarın TÜBİTAK Bilişim ve Bilgi Güvenliği
İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi (BİLGEM)
ve Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ)
Genel Müdürlüğü iş birliğinde, yerli ve milli
olarak geliştirildiğini bildirdi. Varank, “MGR, milli
imkanlarla hayata geçirdiğimiz Türkiye’nin ilk
sivil havacılık amaçlı havaalanı yaklaşım radar
sistemi olacak. Milli Gözetim Radarı’ mız ile sivil
uçaklarımız daha güvenli iniş kalkış yapacak.”
ifadelerini kullandı.
MGR’nin test aşamaları tamamladıktan sonra
tam fonksiyonlu olarak DHMİ’ye teslim edileceğini
belirten Varank, ardından da hava trafik kontrol
hizmetlerinde aktif olarak kullanılacağını kaydetti.
Bakan Varank, BİLGEM’in Türkiye’nin kendi
özgün teknolojilerini geliştirmede çok önemli
bir fonksiyona sahip olduğuna işaret ederek
“Elbette TÜBİTAK enstitülerinin temel görevi kritik
Ar-Ge çalışmaları yürütmek. Bu geliştirdiğimiz
teknolojileri ticarileştirmek, seri üretimini yapmak
isteyen firmalarla iş birliğine, onlara bu teknolojiyi
lisanslamaya da hazırız.” değerlendirmesinde
bulundu.
Menzili 112 kilometre
MGR, tam yedekleme özelliğine sahip birincil
gözetleme radarı PSR ve ikincil gözlem radarı
SSR’den oluşuyor. PSR radarı, S bantta çalışarak
112 kilometre menzile ve 8,5 kilometre azimut
kapsama alanına sahip bulunuyor. SSR radarı
da MODE-S desteği sağlıyor. Bu sayede, uçağın
tescil işareti, mevkisi, irtifası ve hızı gibi bilgiler
iletilebiliyor.
Hareketli hedef takibi yapabilen algoritmaya
sahip MGR, yağış konumunu ve yoğunluğunu da
ölçebiliyor.PSR sisteminin tam yedeklilik testleri
ve fabrika kabul testleri tamamlandı. Sistemin
saha kabul test süreci ise 24 Şubat’ta başlayacak.
Turkey ‘ s first civil aviation approach radar
system, the National Surveillance Radar
(MGR), is preparing for the mission.According
to the Ministry of industry and technology,
construction of the tower and radar building
at Gaziantep Airport is finished, MGR will enter
service after the test phase.
Industry and Technology Minister Mustafa
Varank, radar TUBITAK Informatics and
Information Security Advanced Technologies
Research Center (sages) and State Airports
Authority (DHMI) General Directorate, in
collaboration with local and national improved
as reported. Varank said: “MGR will be the first
Civil Aviation Airport approach radar system in
Turkey, which we have implemented with national
facilities. With our National Surveillance Radar,
our civilian aircraft will make landing and taking
off safer.” he said.
Varank stated that MGR would be delivered to
DHMI in full function after completing the testing
stages, and then it would be used actively in air
traffic control services.
Minister Varank pointed out that Bilgem has a
very important function in developing Turkey’s
own unique technologies and said: “of course, the
main task of TUBITAK institutes is to carry out
critical R & D studies. We are ready to collaborate
with companies that want to commercialize and
mass-produce these technologies and to license
these technologies to them.”in his assessment.
Range 112 kilometers
The MGR consists of the primary surveillance
radar PSR with full backup capability and the
secondary observation radar SSR. The PSR
radar operates in the S band, with a range of
112 kilometers and an azimuth coverage of 8.5
kilometers. SSR radar also provides MODE-s
support. In this way, information such as the
registration mark, position, altitude and speed of
the aircraft can be transmitted.
With an algorithm capable of tracking moving
targets, MGR can also measure rainfall location
and intensity. Full redundancy tests and factory
acceptance tests of the PSR system have been
completed. The system’s field acceptance testing
process will begin on February 24th.
38 39

SAVUNMA SANAYİ HABERLERİ
DEFENSE INDUSTRY NEWS
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
ÜS BÖLGELERI
‘SARP KULESIYLE’
KORUNACAK
THE BASE AREAS WILL
BE PROTECTED BY THE
‘SARP TOWER’
ASELSAN’ın yurt içinde ve dışında yoğun talep gören Sarp Uzaktan
Komutalı Silah Sistemi, kule üzerine yerleştirilerek üs bölgelerinin
korunmasında kullanılmaya başlandı.
ASELSAN’ s Sarp Remote Command Weapon
System, which is in high demand both at home
and abroad, was placed on the tower and
started to be used to protect the base areas.
Kritik üs bölgeleri, uzaktan komutalı silah
sistemi yerleştirilen Sarp kuleleriyle korunacak.
ASELSAN’ın yurt içinde ve dışında yoğun talep
gören “Sarp Uzaktan Komutalı Silah Sistemi”
yeni görevler üstleniyor.Milli Savunma Bakanlığı
ile ASELSAN arasında Uzaktan Komutalı Silah
Sistemi Kurulumu Projesi sözleşmesi, Nisan
2019’da imzalandı.
Proje kapsamında, halihazırda yürütülen
Modüler Üs Bölgesi Projesi’ne dahil edilmeyen
ancak kritikliği nedeniyle yakın alan koruması
sağlanması gereken üs bölgelerinin acil ihtiyacı
olan Sarp Silah Sistemi, Sarp Kulesi, sistem
işletim konteyneri, video kayıt sistemi, jeneratör ve
kesintisiz güç kaynağının anahtar teslimi istendi.
Milli Savunma Bakanlığı tarafından yer teslimi
yapılan 8 üs bölgesinde sistemlerin geçici kabulü
geçen yılın sonlarında gerçekleştirildi.ASELSAN
Sarp Uzaktan Komutalı Stabilize Silah Sistemi,
yurt içinde ve dışında, taktik kara araçları ve sabit
tesislerde hava ve kara tehditleri ile asimetrik
tehditlere karşı kullanılıyor.Harekat ihtiyacına
uygun olarak sisteme farklı silahlar takılabiliyor.
Gece ve gündüz gözetleme, hedef tespit ve takip
imkanı sağlayan Sarp sistemi, gelişmiş uzaktan
komuta yetenekleri ile kullanıcı personelin
güvenliğini en üst seviyeye taşıyor.
Sarp sisteminin 12,7 ve 7,62 milimetre makineli
tüfek, 40 milimetre otomatik bombaatar gibi
silah seçenekleri bulunuyor.Hareket halinde ve
hareketli hedeflere atış gerçekleştirebilen Sarp
silah sistemi, balistik hesaplama, mesafe ölçme,
bilgisayar tabanlı atış kontrol fonksiyonları,
mühimmat sonu uyarısı gibi kabiliyetlerle görev
yapıyor.
Critical base zones will be protected by Sarp
towers, which have a remote-controlled
weapon system .ASELSAN’s “Sarp Remote
Command Weapon System”, which is in high
demand at home and abroad, is taking on new
tasks.The Contract for Remote Control Weapon
System Installation Project between the Ministry
of National Defense and ASELSAN was signed in
April 2019.
Within the scope of the project, the turnkey
delivery of Sarp Weapon System, Sarp Tower,
system operating container, video recording
system, generator and uninterrupted power
supply, which are not included in the Modular
Base Zone Project currently carried out, but which
require immediate area protection due to their
criticality, were requested.
Temporary acceptance of the systems took
place at the end of last year in the 8 base regions,
which were delivered by the Ministry of National
Defense. ASELSAN Sarp Remote Controlled
Stabilized Weapon System is used in Turkey
and abroad against tactical ground vehicles and
fixed facilities as well as air and ground threats
and asymmetric threats.Different weapons can
be attached to the system in accordance with
the operational needs. The Sarp system, which
provides day and night surveillance, target
detection and tracking, brings the security of
the user personnel to the highest level with its
advanced remote command capabilities.
The Sarp system has weapon options such as
12.7 and 7.62 millimeter machine guns and 40
millimeter automatic grenade launchers. It is
powered by capabilities such as the Sarp arms
system, ballistics calculation, distance testing,
computer-based shooting control functions,
end-of-ammunition alerting, which can shoot on
moving and moving targets.
40 41

SAVUNMA SANAYİ HABERLERİ
DEFENSE INDUSTRY NEWS
MİT’IN YENI BINASI ‘KALE’
HIZMETE AÇILDI
MIT’S NEW BUILDING ‘KALE’ OPENS
FOR SERVICE
Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı’nın
Etimesgut ilçesindeki Bağlıca semtinde
inşa edilen yeni binası “KALE”, 6 Ocak
Pazartesi günü hizmete girdi.
The new building of the National
Intelligence Agency, “KALE”, which
was built in the Bağlıca district of
Etimesgut district, entered service
on Monday January 6th .
HUĞLU KALİTESİ
GUINNESS TARAFINDAN ONAYLANDI!
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı’nın Etimesgut
ilçesindeki Bağlıca semtinde inşa edilen yeni
binası “KALE” hizmete açıldı. 5 bin dönümlük
bir alan üzerine inşa edilen ve etrafında başka
herhangi bir yapı bulunmayan, yaklaşık 3 metre
boyunda beton duvarlar ve dikenli tellerle çevrili,
dinlemelere, yetkisiz girişlere ve sızmalara karşı
özel olarak tasarlanmış yeni karargah binasının
açılışı 6 Ocak Pazartesi günü yapıldı.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan,
geçtiğimiz yılın Temmuz ayında Etimesgut’ ta
yapımı tamamlanan yeni hizmet binasını ziyaret
ederek incelemelerde bulunmuştu. Erdoğan, 1,5
saati aşan ziyaretinde, son teknoloji kullanılarak
inşa edilen binanın teknik donanımı ile ilgili bilgi
almıştı.
İlk bina Hacı Bayram’da
TBMM’de 1965’te kabul edilen 644 sayılı
Kanun’la, devletin milli güvenlik politikasının
hazırlanmasına ilişkin her konuda istihbaratın
tek elde toplanabilmesi amacıyla oluşturulan
Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) ilk binası
Hacı Bayram Camisii bölgesinde yer alıyordu.
Yıllar içinde farklı nedenlerle pek çok kez yer
değiştiren MİT, Gençlik Parkı’nın karşısındaki
Vakıflar Binası’na, ardından 1970’li yıllarda
Yenimahalle’deki adresine taşınmıştı.
“KALE”, the new building of the National
Intelligence Agency, built in the Bağlıca district
of Etimesgut district, was put into service. The
new headquarters building, which was built on
an area of 5 thousand acres and has no other
structure around it, surrounded by concrete walls
and barbed wires of approximately 3 meters, was
opened on Monday, January 6th.
Our President Recep Tayyip Erdogan visited
the new service building that was completed
in Etimesgut in July of last year and made
examinations. During his visit exceeding 1.5
hours, Erdogan received information about the
technical equipment of the building, which was
built using the latest technology.
The first building is in Hacı Bayram
The first building of the National Intelligence
Service (MIT), which was established with the
Law No. 644 adopted in the Turkish Grand
National Assembly in 1965 in order to gather
intelligence on all matters related to the
preparation of the state’s national security policy,
was located in the Hacı Bayram Mosque area.
MIT, which has been displaced many times over
the years for different reasons, moved to the
Foundations Building opposite the Youth Park and
then to its address in Yenimahalle in the 1970s.
purplecrtv.com
ABD’de Powder Creek Shooting Park
atış poligonunda, 12 saat içerisinde 5
kişilik bir takım en fazla plak kırma
rekorunu denedi. Bu rekor CZ için
üretilen ve Huğlu’nun Renova
modeli ile aynı olan CZ 1012
tüfekleri ile 12.10.2019 tarihinde,
14.167 plak kırılarak egale
edildi ve tescil edilerek
Guiness rekorlar
kitabında yer almaya
hak kazandı.
42 43

SAVUNMA SANAYİ HABERLERİ
DEFENSE INDUSTRY NEWS
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
BMC’ DEN TUNUS’A ZIRHLI
ARAÇ IHRACATI
ARMORED VEHICLE EXPORTS
FROM BMC TO TUNISIA
Türkiye’nin önde gelen savunma sanayisi
firmalarından BMC, Tunus İçişleri Bakanlığının
“Uluslararası Zırhlı Araç İhalesini” kazanarak
9 adet 4x4 Orta Sınıf Çok Amaçlı Zırhlı Araç
üretilmesine yönelik sözleşme imzaladı.
BMC, one of turkey’s leading
defense industry companies,
has signed a contract for the
production of 9 4x4 Middle Class
Multi-Purpose Armored Vehicles
by winning the “International
Armored Vehicle Tender” of the
Tunisian Interior Ministry.
BMC, paletli, zırhlı ve taktik tekerlekli araçlardan
oluşan geniş ürün ailesiyle başta Türk Silahlı
Kuvvetleri olmak üzere dost ve müttefik ülkelerin
ihtiyaçlarına yönelik özel çözümler sunmaya
devam ediyor.BMC’den yapılan açıklamaya göre,
Tunus İçişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan
“Uluslararası Zırhlı Araç İhalesi”ni kazanan şirket,
bakanlıkla sözleşme imzaladı.İhale sürecinde BMC,
küresel pazarda faaliyet gösteren ABD, Almanya,
Fransa ve Finlandiya menşeli birçok dünya devi
askeri araç üreticisi firmayı geride bıraktı.
Türk savunma sanayisinin ihracat alanında
gösterdiği başarılara bir yenisini ekleyen BMC,
halihazırda TSK envanterinde kullanılan Orta Sınıf
Zırhlı Araç çözümlerini, küresel pazarda ilk
defa yurt dışında bir ülkenin envanterine
sokma başarısını gösterdi.İmzalanan
sözleşme kapsamında, tamamen Tunus
İçişleri Bakanlığı isteklerine yönelik üretilecek
9 adet 4x4 Orta Sınıf Çok Amaçlı Zırhlı
Araç ile entegre lojistik destek çözümleri de
kullanıcıya sunulacak.
BMC continues to offer special solutions to the
needs of friendly and allied countries, especially
the Turkish Armed Forces, with its extensive
product of tracked, armored and tactical wheeled
vehicles. According to a statement from BMC,
the company that won the “International Armored
Vehicle Tender” issued by the Tunisian Interior
Ministry signed a contract with the ministry.
During the tender process, BMC outperformed
several world-class military vehicle manufacturers
originating in the United States, Germany, France
and Finland operating in the global market.
Adding a new one to the Turkish defense industry’s
achievements in the field of exports, BMC has
succeeded in introducing the Medium Class
Armored Vehicle solutions currently used in the
TAF inventory into the inventory of a country
abroad for the first time in the global market.Within
the scope of the signed contract, logistics support
solutions integrated with 9 4x4 Medium Class
Multi-Purpose Armored Vehicles to be produced
entirely for the requests of the Ministry of Interior
of Tunisia will also be offered to the user.
44 45

SAVUNMA SANAYİ HABERLERİ
DEFENSE INDUSTRY NEWS
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
‘TÜRK KAPLANI’NIN
TALIPLILERI ARTIYOR
THE SUITORS OF THE ‘TURKISH
KAPLAN’ ARE INCREASING
NAIL KURT
Endonezya’nın ihtiyaçları için Türkiye’de
tasarlanan ve geliştirilen Kaplan MT (Harimau)
orta ağırlık sınıfı tankın seri üretimi başlıyor. Tank
için yeni ihracat olanaklarına yönelik görüşmeler
de sürdürülüyor.
FNSS Üst Yöneticisi Nail Kurt, Endonezya’nın
savunma sanayisindeki devlet kuruluşu PT
Pindad firması ile Endonezya Kara Kuvvetleri için
geliştirdikleri Kaplan tankı projesine ilişkin bilgi
verdi.Geçen yılın son günü itibarıyla 18 aracın seri
üretiminin nihai sözleşmeye bağlandığını bildiren
Kurt, Kaplan tankının seri üretiminin başladığını
söyledi. Kurt, bir prototipin yıl sonuna doğru
teslim edileceğini, kalan siparişin de büyük ölçüde
2021’de teslimatlarıyla tamamlanacağını belirtti.
Kurt, “Endonezya’dan beklentimiz, projenin
tüm hızıyla devam etmesi. Bütçe çalışmaları
kapsamında bu yıl içinde ve önümüzdeki yıl ilave
siparişlerin alınmasını bekliyoruz.” dedi.Kaplan
tankının çok kullanışlı bir ürün olduğuna işaret
eden Kurt, çalışmalar sonunda ortaya zırhlı
birliklerin kullanabileceği, gerektiğinde piyadeyle
birlikte rahatlıkla hareket edilebilen, ana muharebe
tankından daha hafif ve maliyet etkin ama vuruş
gücü neredeyse ana muharebe tankına eş değer
bir ürün ortaya çıktığını dile getirdi.
Türkiye’nin tank sınıfında ilk ihracatı olan
ve Endonezya’nın kullanımına sunulacak
Kaplan MT’nin seri üretimine yönelik
nihai sözleşme imzalandı.
Turkey’s first export in the tank class
and will be made available to Indonesia
Kaplan MT’nin the final contract for
mass production was signed.
Kaplan MT (Harimau), designed and developed
in Turkey for indonesia’s needs, is starting to
mass production of the medium weight class
tank. Negotiations are also underway for new
export opportunities for the tank.
FNSS Chief Executive Nail Kurt gave information
about the Kaplan tank project developed for the
Indonesian Land Forces with pt pindad, the stateowned
company in Indonesia’s defence industry.
As of the last day of last year, the mass production
of 18 vehicles is tied to the final contract, Kurt said
that the mass production of kaplan tank has begun.
Kurt said a prototype will be delivered towards the
end of the year, and the remaining order will be
largely completed by deliveries in 2021.
Kurt, “Our expectation from Indonesia is that
the project continues in full swing. We expect
additional orders to be received within this
year and next year as part of the budget work.”
Pointing out that the tiger tank is a very useful
product, Kurt said that at the end of the studies,
the armored units can be used, can be easily
moved with the infantry when necessary, lighter
and cost effective than the main combat tank, but
the strike power almost a product equivalent to
the main battle tank, he said.
Yeni ihracat için karar aşaması
Projenin aynı zamanda bir teknoloji transferi
olduğuna dikkati çeken Kurt, proje kapsamında
Endonezya’ya lisans verdiklerini ve belirli ülkelerin
ihtiyaçlarına yönelik söz hakkının ortaklarında
olacağını söyledi.
Kurt, halihazırda tankla ilgilenen ülkelerin ana
anlaşma kapsamında Endonezya’nın alanında
olduğunu ve kendilerine destek verdiklerini
belirterek, şu değerlendirmede bulundu:”2
ülkede daha ciddi ihtiyaç var. Bir tanesi karar
aşamasına yaklaşmış durumda. Testler de
yapıldı. Bunlardan biri gerçekleşirse 2 dost
ülkenin ortak geliştirmesi bir ürünün üçüncü bir
ülkeye ihracatının örneğini göreceğiz. Türkiye için
de güzel bir örnek olacak. Diğer dost ülkelerle
bunu daha da öteye taşımak olası. Ülkelerin
ilk maliyetleri tekrar tekrar üstlenmesine gerek
yok. Birbirlerine kısıtlayıcı olmayacak, birbirlerini
destekleyecek, ilk maliyetleri paylaşacak şekilde
2-3 ülkenin ortaklaşa ürün geliştirmesi çok akılcı
bir yaklaşım.” dedi.
Decision phase for new exports
Noting that the project is also a technology
transfer, Kurt said that they have licensed
Indonesia to the project as part of the project
and that their right to speak towards the needs of
certain countries will be in their partners.
Kurt stated that the countries that are currently
interested in tanks are in the area of Indonesia
under the main agreement and they support
them. He made the following assessment:
“There is more serious need in 2 countries.
development, we will see an example of export
to a third country of a product. it will be a good
example for Turkey. Other friendly countries with
the potential to take this even further. Countries
don’t need to take on the initial costs over and
over again. It is very rational for 2-3 countries
to jointly develop products so that they will not
be restrictive to each other, support each other,
share initial costs,” he said.
46 47

SAVUNMA SANAYİ HABERLERİ
DEFENSE INDUSTRY NEWS
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
GÖKBEY HELIKOPTERI
‘KARTAL’ ILE UÇACAK
GOKBEY HELICOPTER
WILL FLY WITH ‘KARTAL’
Türk savunma sanayisi
bünyesinde yürütülecek
Kartal Projesi’yle helikopter
pallerinin üretiminde kullanılan
malzemelerin tedarikinde dışa
bağımlılık ortadan kalkacak.
With Kartal Project, which
will be carried out within the
Turkish defense industry, the
external dependence on the
supply of materials used in
the production of helicopter
coats will be eliminated.
Savunma sanayisinde platform üreticisi haline
gelen, güvenlik güçlerinin ihtiyaçlarını yaklaşık
yüzde 70’ini yerli olarak karşılayan Türkiye,
yerlileştirme çabasını kritik alt sistemler, bileşen
ve malzeme bazında yaygınlaştırıyor.
Bu kapsamda Cumhurbaşkanlığı Savunma
Sanayii Başkanlığı koordinasyonunda bir dizi
proje yürütülüyor. Söz konusu projelerden biri
yerli imkanlarla geliştirilip üretilen ilk genel
maksat helikopteri Gökbey’e yönelik olarak hayata
geçirildi.
Karbon ve Cam Elyaf Epoksi Prepreg Geliştirilmesi
(Kartal) Projesi’nde Türk Havacılık ve Uzay Sanayii
AŞ. (TUSAŞ) ana yüklenici, KORDSA ise ana
alt yüklenici olarak yer alıyor.Projeyle Gökbey
platformuna ait helikopter pallerinin üretiminde
kullanılan, halihazırda Türkiye’de üretilmeyen,
ihracat lisansına tabi epoksi reçine emdirilmiş
cam elyaf ve karbon elyaf takviyeli prepreg
malzemelerin geliştirilmesi, üretilmesi, doğrulama
ve kabul testlerinin yapılması hedefleniyor.
Geliştirilen prepreg malzemeler ilgili helikopter
ana rotor pal ve pal bağlantı çenesi yapılarına
uygulanarak tasarım doğrulama süreci
tamamlanacak.Yerli prepreg malzemelerin
üretiminin gerçekleştirilmesiyle helikopter
pallerinin üretiminde kullanılan malzemelerin
tedarikinde dışa bağımlılık ortadan kalkacak.
Turkey, which has become a platform manufacturer
in the defense industry and meets about 70 percent
of the needs of the security forces domestically, is
expanding its localization effort on the basis of critical
subsystems, components and materials.
In this context, a series of projects are being carried
out under the coordination of the Presidency of the
Defense Industry. One of the projects in question was
developed and produced with domestic facilities and
the first general purpose helicopter was implemented
for Gokbey.
Carbon and Glass Fiber Epoxy Prepreg Development
(Kartal) Project, Turkish Aerospace Industry Inc.
(TUSAS) is the main contractor and KORDSA is
the main subcontractor. The development and
production of epoxy resin-absorbed glass fiber and
carbon fiber reinforced prepreg materials, which
are not currently produced in Turkey and subject to
export license, used in the production of helicopter
coats belonging to Gökbey platform, verification and
acceptance tests.
The design verification process will be completed
by applying the developed prepreg materials to the
main rotor pal and pal connection jaw structures
of the respective helicopter. With the production of
domestic prepreg materials, the outward dependence
will be eliminated in the supply of materials used in
the production of helicopter coats.
48 49

SAVUNMA SANAYİ HABERLERİ
DEFENSE INDUSTRY NEWS
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
DÜNYADAKI YENI GÜVENLIK
POLITIKALARI SEDEC TÜRKIYE
2020’DE ŞEKILLENECEK
NEW SECURITY POLICIES IN THE
WORLD WILL BE SHAPED IN SEDEC
TURKEY 2020
Boeing, Airbus, Rolls Royce, BAE Sysytems, KAI, Rus devlet silah
ihracat şirketi Rosoboronexport, Avrupa Sınır Güvenlik Ajansı Frontex
ve Avrupa Güvenlik Örgütü’ nün resmi davetliler arasında bulunduğu
etkinlik, 02-04 Haziran’da Ankara’da...
The event, where Boeing, Airbus, Rolls Royce, BAE Sysytems, KAI,
Russian state arms export company Rosoboronexport, European
Border Security Agency Frontex and European Security Organization
are among the official guests, will be in Ankara on June 02-04.
Dünyanın pek çok ülkesinde artık sınır ve
anayurt güvenliği politikaları gündemin
birinci sırasında yer alıyor. Ülke yönetimleri,
teknolojinin hızla geliştiği bu alanı yakından
takip ediyor. Anayurt güvenliği, sınır güvenliği, iç
güvenlik ve savunma sistemleri konularında; yurt
içinden ve yurt dışından önde gelen firmaların
bir araya geleceği Savunma Sanayii Başkanlığı
(SSB) ve Savunma Sanayi İhracatçıları Birliği’nin
(SSI) desteğiyle organize edilen SEDEC Türkiye
2020, dünyadan dev oyuncuları, uluslararası
faaliyetlerde bulunan kurum ve kuruluşları
Ankara’da buluşturmaya hazırlanıyor.
46 Ülkeden profesyoneller davet edildi
SEDEC Türkiye CEO’su Hilal Ünal Türkan, Asya
Bölgesi’ndeki ülkeler ağırlıklı olmak üzere Orta
Doğu ve Afrika’dan 46 ülkenin temsilcilerini
SEDEC’te ağırlamaya hazırlandıklarını söyledi.
SEDEC’in ihracat amaçlı stratejik öneme sahip
bir etkinlik olduğuna dikkat çeken Hilal Ünal
Türkan, “Türkiye’de geliştirilmiş olan sistem ve
ekipmanların dost ve müttefik ülkelere ihracatı
ile ilgili olarak çalışmalarımızı Asya Bölgesi’nde
In many countries around the world, border and
homeland security policies are now at the top
of the agenda. The country’s governments are
closely following this area where technology is
rapidly developing. Homeland security, border
security, homeland security and defense
systems; Organized with the support of the
Defense Industry Presidency (SSB) and the
Association of Defense Industry Exporters (SSI),
SEDEC Turkey 2020, which is organized with the
support of leading companies from abroad and
abroad, is a giant player from around the world,
in international activities the institutions and
institutions in Ankara are preparing to meet.
Professionals from 46 countries are
invited
SEDEC Turkey Ceo Hilal Unal Turkan said
countries in the Asian Region are preparing to
welcome representatives of 46 countries from
the Middle East and Africa to SEDEC. Noting that
the purpose of exports SEDEC is an activity of
strategic importance Hilal Unal Turkan, “having
enhanced our working systems and equipment in
yoğunlaştırdık. Türkiye’de gerçekleştirilecek
olan SEDEC TÜRKİYE etabına doğru kişileri ve
katılımcıları getirebilmek için ‘SEDEC ASIA Ekibi’ni
kurduk” dedi.
Güneydoğu Asya Ülkeleri’nde savunma
bütçeleri artıyor
Hilal Ünal Türkan, “Asya Bölgesi’ndeki güvenlik ve
savunma sektörünün önde gelen oyuncuları ile
bağlantıları güçlendiren ekip, bölgenin genel yapısı
ve önemli konular hakkında çalışmalar yaparken,
SEDEC’e katılan firmalar da ihracat hedeflerini
gerçekleştirebilecekleri işbirliği fırsatlarını
yakalamış olacaklar” şeklinde konuştu.
Türkan, özellikle Güneydoğu Asya Ülkeleri
olan Endonezya, Malezya, Tayland, Filipinler
ve Vietnam’da yoğunlaştırdıkları çalışmalarda,
bölgedeki savunma sanayi harcamalarındaki
artış oranının dikkat çekici bir şekilde yükseldiğini
farkettiklerini ifade ediyor. Türkan şöyle devam
etti: “Her ülkenin harcamalarının oranları değişse
de ortalama %10 oranında artışlar yaşanıyor.
Savunma ve güvenlik sektörlerinde genellikle
ithalat yapan bu bölgelerde her geçen gün artan
güvenlik ve savunma teknolojileri ihtiyacı ise
ülkemiz sanayisi için fırsat oluşturuyor. SEDEC,
ülke sanayisine ve ihracatına katkı sağlayacak
şekilde Asya Bölgesi’nden SEDEC 2020’nin
yapılacağı Ankara’ya davetler gerçekleştiriyor.”
HILAL ÜNAL TÜRKAN
SEDEC TÜRKIYE CEO
Turkey with regard to exports to friendly and allied
countries have intensified in the Asian region. In
order to bring the right people and participants to
SEDEC TURKEY stage which will be held in Turkey
‘SEDEC ASIA team we have established. “ said.
Defense budgets are increasing in
Southeast Asian Countries
Hilal Unal TUrkan, “While the team strengthening
the connections with the leading players of the
security and defense sector in the Asian Region,
while working on the general structure of the region
and important issues, companies participating in
SEDEC will also have the opportunity to cooperate
to achieve their export targets.” said.
Turkan states that they have realized that the
increase in defense industry expenditures in the
region has increased remarkably, especially in
the studies they have concentrated in Southeast
Asian Countries, Indonesia, Malaysia, Thailand,
Philippines and Vietnam. Turkan continued:
“Although the rates of expenditures of each
country change, there is an increase of 10% on
average. The need for increasing security and
defense technologies in these regions, which
generally import in the defense and security
sectors, creates opportunities for our country’s
industry. SEDEC is making invitations from the
Asian Region to Ankara where SEDEC 2020 will
be held in a way to contribute to the industry and
exports of the country.”
50 51

SAVUNMA SANAYİ HABERLERİ
DEFENSE INDUSTRY NEWS
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
ASELSAN’IN NEFER’INI TÜRK
ZIRHLILARI KUŞANACAK
ASELSAN’S NEFER WILL BE EQUIPPED
WITH TURKISH BATTLESHIPS
Kara Kuvvetleri Komutanlığı
envanterindeki zırhlı muharebe
araçları kapsamlı bir
modernizasyondan geçirilecek.
Armoured in the Land
Forces Command
inventory combat vehicles
will undergo extensive
modernisation.
Kara Kuvvetleri Komutanlığının ihtiyacını
karşılamak üzere Cumhurbaşkanlığı Savunma
Sanayii Başkanlığı ile ASELSAN arasında Zırhlı
Muharebe Aracı (ZMA) Modernizasyon Projesi’ne
yönelik 900 milyon lira bedelli ana yüklenici
sözleşmesi imzalandı.Sözleşme kapsamında
araçların atış gücü, durumsal farkındalığı, beka
yeteneği, kullanım ömrü, harekat kabiliyeti
artırılacak, kritik alt sistemleri yerlileştirilecek.
Yenileştirme ve iyileştirme işlemleri
doğrultusunda ana yüklenici ASELSAN tarafından
25 milimetre silaha sahip Nefer insansız kule
sistemi, lazer uyarı sistemi, yakın mesafe
gözetleme sistemi, sürücü görüş sistemi, yön
bulma ve seyrüsefer sistemi, komutan, nişancı,
personel ve sürücü gösterge panelleri araçlara
entegre edilecek.
Alt yüklenici FNSS tarafından ZMA platformlarına
iklimlendirme, ısıtma, yangın söndürme ve infilak
bastırma sistemleri entegre edilecek. Araçların
zırh ve mayın koruma seviyeleri yükseltilerek,
bakım ve onarımları yapılacak.Bu sayede, ZMA’lar
modern silah sistemleri ve ASELSAN’ın yüksek
teknoloji görev ekipmanlarıyla donatılacak.
Böylece araçların muharebe sahasında beka
kabiliyeti ile vuruş gücü etkinliği önemli ölçüde
artırılmış olacak.
The main contractor contract for Armored
Combat Vehicle (ZMA) modernization project
was signed between the presidency of Defense
Industry and Aselsan in order to meet the needs
of the Land Forces Command with a cost of
900 million TL.Under the contract, the vehicles ‘
firing power, situational awareness, survivability,
lifespan, operational capability will be increased
and their critical subsystems will be localised.
In accordance with the process of innovation and
improvement, the contractor by a Soldier with a
gun 25 mil ASELSAN unmanned tower system,
laser warning system, close-range surveillance
and Vision System Navigation System Navigation
System driver, commander, sniper, staff, and driver
will be integrated into the vehicle instrument panel.
Air conditioning, heating, fire suppression and
explosion suppression systems will be integrated
into ZMA platforms by sub-contractor FNSS. The
vehicles ‘ armor and mine protection levels will
be upgraded and maintenance and repairs will be
carried out.In this way, the Zmas will be equipped
with modern weapons systems and Aselsan’s
high-tech mission equipment. Thus, the ability
of the vehicles to survive in the combat zone
and the effectiveness of the strike force will be
significantly increased.
52 53

SAVUNMA SANAYİ HABERLERİ
DEFENSE INDUSTRY NEWS
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
MILLI SAVAŞ UÇAĞININ
ALTYAPISI YÜKSELIYOR
THE INFRASTRUCTURE OF THE
NATIONAL FIGHTER JET IS RISING
Türkiye’nin gündemindeki uçak ve helikopter projelerinin
hayata geçirileceği yüksek teknolojili altyapıyı kurmak için Türk
Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ’nin Kahramankazan yerleşkesinde
yoğun bir çalışma yürütülüyor.
An intensive work is being carried out at the Kahramankazan
campus of Turkish Aerospace Industries INC. to build hightech
infrastructure where aircraft and helicopter projects will
be implemented in Turkey.
54 55

SAVUNMA SANAYİ HABERLERİ
DEFENSE INDUSTRY NEWS
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
TUSAŞ Genel Müdürü Temel Kotil, şirketin ana
yüklenici olduğu uçak ve helikopter projelerini
gerçekleştirebilmek için nitelikli iş gücüne ihtiyacı
olduğunu söyledi.Bu ihtiyacı karşılamak için
3 yılda 2 bin 500 mühendis aldıklarını belirten
Kotil, “Bunun yanında yazılımlara, bilgisayarlara,
güçlü bir teknolojiye ihtiyacınız var. Türkiye’deki 2
büyük makine bizde. Her birinde 10 bin çekirdek
var.” dedi.
Projelerin zamanında yapılabilmesi, siparişlerin
vaktinde yetişmesi için modern tesislere ihtiyaç
olduğunu vurgulayan Kotil, şöyle konuştu:”Yapımı
süren ve Milli Muharip Uçak’ın (MMU)
kompozitinin üretileceği tesis, bunun da ötesinde
Airbus ve Boeing’in işleriyle dolu. Burası 95 bin
metrekare. Dünyada tek çatı altındaki 4 büyükten
bir tanesi. Son yapıldığı için de en modern ve
iyisi olacak. MMU için yaptığımız yıldırım testi
alanı, rüzgar tünelleri var. Tesis, laboratuvar,
test imkanı, bilgisayar, yazılım, mühendis
olmadan hiçbir şey olmaz. TUSAŞ yapabilirliği
tamamlamış durumda. F35’in orta gövdesini
yapıyoruz. Bu yeterince kritik bir parça. Yapabilirlik
konusunda sorunumuz yok. Tasarlayıp, test edip,
uçurmak gerekiyor. Modern binaları onun için
görüyorsunuz.”
Devam eden altyapı yatırımlarının devreye
alınmasına ilişkin de bilgi veren Kotil, şunları
kaydetti:”Kompozit tesisimiz 1, rüzgar tünelimiz
2 yılda devreye girer. Burası dünyadaki sayılı
tünellerden biri olacak. Çünkü MMU’yu yapınca
denemeniz gerekiyor, yıldırım testleri, diğer
testler. MMU’nun binası 1 yılda biter. 2 bin 500
mühendisin çalışacağı tek bina. ‘Top secret/çok
gizli’ bir proje.
TUSAS General Manager Temel Kotil stated
that he needed qualified workforce in order
to realize the aircraft and helicopter projects that
the company is the main contractor. In order to
meet this need, Kotil said that they took 2,500
engineers in 3 years and said, “You also need
software, computers, powerful technology.
2 large machine us in Turkey. There are 10
thousand cores in each. “said.
“The facility, which is under construction and
where the National Combat Aircraft (MMU)
composite will be produced, is also full of jobs
from Airbus and Boeing,” said Kotil, who stressed
the need for modern facilities to make projects
on time and to deliver orders on time. This is 95
thousand square meters. One of the 4 largest
under one roof in the world. And since it was
last done, it’s going to be the most modern and
the best. We have a lightning test site for MMU,
wind tunnels. Without facilities, laboratories,
testing facilities, computers, software, engineers,
nothing happens. TUSAS has completed the
capability. We’re building the midbody of the
F35. That’s a critical enough piece. We have no
problem with constructibility. You have to design,
test, fly. You see Modern buildings for him.”
Kotil also gave information about the ongoing
implementation of infrastructure investments,
said: “Our composite plant 1, our wind tunnel
comes into play in 2 years. This is going to be
one of the few tunnels in the world. Because
when you do MMU, you have to try, lightning
tests, other tests. MMU’ s building ends in a year.
It’s the only building where 2,500 engineers will
work. It’s a ‘top secret’ project.
56 57

SAVUNMA SANAYİ HABERLERİ
DEFENSE INDUSTRY NEWS
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
SAVUNMA SANAYİİNİN DEVLERİ
SAHA EXPO 2020’DE
GIANTS OF THE DEFENSE INDUSTRY
AT SAHA EXPO 2020
Yerli ve milli savunma ve
havacılık sanayi için önemli bir
iş birliği platformu olan SAHA
EXPO 2020, 25-28 Mart tarihleri
arasında savunma sanayinin
dev firmalarının ve kurumlarının
katılımı ve sponsorluğunda
gerçekleştirilecek.
Savunma, havacılık ve uzay sanayine yönelik
üretim yapan firmaların SAHA EXPO Fuarı’na
yoğun ilgi gösterdiğini belirten SAHA İstanbul
Genel Sekreteri İlhami Keleş, SAHA EXPO
2020’de, Milli Teknoloji Hamlesi’ ne destek
veren tüm paydaşların bir araya geleceğini
söyledi. Yüksek teknolojinin hâkim olduğu
SAHA EXPO 2020’de savunma sanayinde
stratejik öneme sahip pek çok ürün, sistem ve
tasarımların ilk kez tanıtılacağına dikkat çeken
Keleş, “SAHA EXPO 2020’de yer alacak pek
çok firma ilk kez sergilemek istedikleri ürünleri,
fuara yetiştirebilmek için yoğun bir şekilde
çalışmalarına devam ediyor. SAHA EXPO bir
fuar olmanın yanı sıra farklı büyüklüklerde yerli
firmalarımızın, yeni ürünlerini, projelerini en doğru
kişilere tanıtabildikleri heyecanlı bir buluşma
haline geldi” dedi.
SAHA EXPO 2020, which is an
important cooperation platform
for domestic and national
defense and aviation industry,
will be held between 25-28
March with the participation and
sponsorship of giant companies
and institutions of the defense
industry.
Stating that the companies producing for the
defense, aviation and space industry showed
great interest in the SAHA EXPO Fair, SAHA
Istanbul Secretary General İlhami Keleş said
that all stakeholders supporting the National
Technology Move will come together at SAHA
EXPO 2020. Drawing attention to the fact
that many products, systems and designs of
strategic importance in the defense industry will
be introduced for the first time in SAHA EXPO
2020 with high technology, Keleş said, “Many
companies that will take part in SAHA EXPO 2020
will be intensively to raise the products they want
to exhibit continues to work. Besides being a fair,
SAHA EXPO has become an exciting meeting
where local companies of different sizes can
introduce their new products and projects to the
right people. ” said.
58 59

SAVUNMA SANAYİ HABERLERİ
DEFENSE INDUSTRY NEWS
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
TOGAN
SONGAR ‘TOGAN’
İLE VURACAK
SONGAR WILL HIT
WITH ‘TOGAN’
Türkiye’ de bir ilki gerçekleştiren proje
kapsamında ASİSGUARD tarafından
geliştirilen SONGAR silahlı drone sistemi
ile TÜBİTAK SAGE’nin TOGAN silah sistemi
güçlerini birleştiriyor
As part of the project, which carried out a first
in Turkey, the SONGAR armed drone system
developed by ASISGUARD and TUBITAK
SAGE’s TOGAN weapons system join forces.
ASİSGUARD ve TÜBİTAK SAGE, harekât
senaryolarında yüksek saldırı kabiliyeti
sağlayacak bir silah sistemi geliştirmek üzere
15 Ocak tarihinde MoU anlaşması imzaladı.
ASİSGUARD’ın SONGAR silahlı drone sistemi
ile TÜBİTAK SAGE’nin TOGAN silah sistemini
bir araya getiren proje kapsamında; mühimmat,
atış kontrol sistemi ve silah yer kontrol
istasyonundan oluşan, iç güvenlik ve yakın
hava desteği operasyonlarında kullanılabilecek
maliyet etkin bir platform geliştiriliyor.
Savunma sektöründe önemli bir eşik
Proje kapsamında yerli ve milli kaynaklarla
geliştirilen ileri teknolojilerin yenilikçi çözümlere
dönüştürülmesiyle savunma sektöründe
önemli bir adım atılıyor. Her türlü koşulda görev
yapabilecek şekilde geliştirilen sistem; silahlı
drone sistemi ile yakın hava desteği sağlamak
üzere Türkiye’de bir ilke imza atıyor.
ASISGUARD and TUBITAK SAGE have high attack
capability in operations scenarios MoU agreement
on January 15 to develop an arms system signed.
TUBITAK SAGE’s TOGAN with ASISGUARD’s
SONGAR armed drone system within the scope
of the project, which brings together the weapons
system; ammunition, shooting control system and
internal security and close air support consisting of
weapons ground control station developing a costeffective
platform that can be used in operations.
An important threshold in the defense
sector
Within the scope of the project, innovative advanced
technologies developed with domestic and national
resources an important step is being taken in the
defense sector by converting them into solutions.
Any system developed to serve under the condition;
close with armed drone system it is signing a policy
in Turkey to provide air support.
Songar’ a yeni yetenekler kazandırmak üzere
son hızla çalışmalarına devam ettiklerini belirten
ASİSGUARD Genel Müdürü Ayhan Sunar; “Otomatik
makinalı tüfekten sonra bombaatar entegre
ettiğimiz Songar’ı TÜBİTAK SAGE ile yaptığımız iş
birliği ile geliştirmeye devam ediyoruz. Hem maliyet
anlamında hem de sahada çok daha etkin bir
çözüm sunmak üzere Eylül 2019’da başladığımız
çalışmalarda, kısa bir süre içinde önemli bir yol kat
ettik ve yapılan testlerde başarılı bir şekilde atış
yapmaya başladık” dedi.
Yakın hava desteğinde yüksek
saldırı kabiliyeti
Platformda öne çıkan özellikler arasında; havada
kurulan yakınsama / zaman ayarlı / çarpma etkili
tapa sistemi; yüksek etkili harp başlığı, geliştirilmiş
atış kontrol hesaplama algoritmaları, kayar harita
entegreli yer kontrol istasyonu, görev planlama ve
otonom görev icrası öne çıkıyor.
SONGAR
Songar said they were continuing their work at
the latest speed to give new talent. Ayhan Sunar,
General Manager of ASISGUARD; “After the
automatic machine gun with our cooperation with
TUBITAK SAGE, we have integrated songar.We
continue to improve. Much more effective both in
terms of cost and in the field in september 2019,
we started to provide a solution, and in a short
period of time we have come an important way
and we have started to shoot successfully in the
tests carried out.”said.
High attack capability in close air support
Among the features featured on the platform are:
air-established convergence / time-adjustable/
multiplication effective plug system; Highimpact
warfare head, improved shot control
calculation algorithms, floating map integrated
ground control station, mission planning and
autonomous task performance stand out.
60 61

SAVUNMA SANAYİ HABERLERİ
DEFENSE INDUSTRY NEWS
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
ASELSAN’DAN JANDARMAYA
‘KAPLAN’ JESTI
‘KAPLAN’ GESTURE
FROM ASELSAN
TO THE
GENDARMERIE
ASELSAN, Aralık 2019’da Şırnak’ın İdil ilçesinde
teröristler tarafından tuzaklanan el yapımı
patlayıcının (EYP) imha edilmesi sırasında
meydana gelen can kayıpları ve yaralanmalar
sonrasında Jandarma Genel Komutanlığına
destek verdi.
Kaplan Bomba İmha Robotu
KAPLAN İnsansız Kara Aracı (İKA) Ailesi; yüksek
hareket kabiliyetine sahip dayanıklı bir araç
platformu üzerine göreve özel değişik Faydalı
Yüklerin kolaylıkla entegre edilebildiği, ayarlanabilir
otonomi seviyelerine sahip, modüler Kontrol
Konsolu ile uzaktan komuta edilebilen son
teknoloji ile donatılmış yeni nesil bir ürün ailesidir.
KAPLAN İKA’lar uzaktan kullanımdan tam otonom
kullanıma kadar kontrol seçenekleri sunan
gelişmiş, ağ tabanlı bir kontrol konsol ile komuta
edilmektedirler. Kontrol Konsolu arayüzleri
kullanıcıya zor durumlarda destek vererek iş
yükünü hafifletecek ve durum farkındalığını
artıracak şekilde tasarlanmışlardır.
Bu yeni nesil araçların donanımı güvenilir,
denenmiş, askeri standartlarda ürünlerden
seçilmiş olup, tüm sistem kapsamlı çevre şartları
testlerinden geçirilerek zorlayıcı şartlar için
kullanıma hazır hale getirilmiştir.
KAPLAN, modüler yapısı sayesinde görev
gereksinimlerine göre farklı faydalı yükler ile
kolaylıkla donatılarak, keşif gözetleme, toprağa
gömülü mayın veya uzaktan komutalı patlayıcıları
tespit ve imha etme, elektronik harp gibi birçok
görevde kullanılabilmektedir.
ASELSAN supported the Gendarmerie General
Command in December 2019 after the casualties
and injuries that occurred during the destruction
of the handmade explosive (EYP) trapped by
terrorists in Idil district of Sirnak.
KAPLAN Explosive Ordnance
Disposal Robot
KAPLAN Explosive Ordnance Disposal (EOD)
Robot is a genuine product for disposal of
explosives remotely from a safe distance under
demanding conditions.
KAPLAN EOD enables the bomb squads to
examine a suspicious object from at least 500
meters and is equipped with a seven-degree-offreedom
robotic arm for detailed inspection and
disposal of explosives. The agile vehicle platform
provides enhanced mobility on various terrains
such as rock piles, steep slopes, stairs etc. under
snowy and muddy conditions.
The onboard surveillance system enables the robot
operator to examine suspicious objects with high
resolution in real-time from the remote Operator
Control Unit (OCU) and record for future examination.
Additionally, with 3D Robot display shown on the
OCU, all movements of the robot can be monitored
even if the robot is not within line of sight.
KAPLAN EOD also allows the operators to use
automated processes and predefined operations
to increase their attention on the mission by
decreasing the work load in such a highly stressed
environment.
ASELSAN, mayın ve patlayıcıların
tespiti ve imhasında kullanılmak
üzere jandarmaya 4 adet Kaplan
Bomba İmha Robotu hediye etti.
ASELSAN gifted 4 “KAPLAN
Bomb Destruction Robots” to
the gendarmerie for use in the
detection and destruction of
mines and explosives.
62 63

SAVUNMA SANAYİ HABERLERİ
DEFENSE INDUSTRY NEWS
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
İSO VE SAHA İSTANBUL IŞ
DÜNYASINI BIR ARAYA GETIRDI
ISO AND SAHA ISTANBUL BROUGHT
TOGETHER THE BUSINESS WORLD
Türkiye’nin en büyük sanayi kümelenmesi SAHA İstanbul’un stratejik
önemi ve teknolojik gelişime etkisiyle Türkiye’nin küresel gücünü
belirleyen başlıca faktörlerden olan savunma sanayinin “milli ve yerli”
yapısına katkısını sürdürüyor.
Turkey’s largest industrial cluster SAHA Istanbul’s strategic
importance and technological development impact of turkey’s
global strength, one of the main factors that determine the defense
industry’s “national and domestic” structure continues to contribute.
SAHA İstanbul ve İSO’nun savunma sanayi
temsilcilerini bir araya getirdiği “Savunma
Sanayi Buluşmaları”nın ikincisi Swiss Otel’de
gerçekleştirildi. Programa; Sanayi ve Teknoloji
Bakanı Mustafa Varank, Cumhurbaşkanlığı
Savunma Sanayi Başkan Yardımcısı Celal Sami
Tüfekçi, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı
Hasan Büyükdede, İSO Yönetim Kurulu Başkanı
Erdal Bahçıvan, İSO meclis üyeleri, SAHA İstanbul
üyeleri ve iş adamları katıldı.
Savunma, diğer sektörler üzerinde
çarpan etkisine sahip
Programın açılış konuşmasını yapan İSO Yönetim
Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan “Son dönemde
geliştirilen projelerle savunmada sanayinde
yerlilik oranı yüzde 20’lerden yüzde 70’lere çıktı.
Sektörü yalnızca silah, mühimmat ve askeri
araç üretimi olarak düşünmeyelim. Belki de en
önemli özelliği; diğer sektörler üzerinde bir çarpan
etkisine sahip olması. Hem yarattığı üretim
talebi hem de teknolojik geri beslemeler yoluyla
makine, kimya, tekstil, otomotiv, bilişim, inşaat,
gemi endüstrisi gibi birçok sanayi alt sektörüne
de önemli katkıları oluyor” şeklinde konuştu.
The second of the “Defense Industry Meetings”
where SAHA Istanbul and ISO brought together
representatives of the defense industry were held at
the Swiss Hotel. The program is a Minister of Industry
and Technology Mustafa Varank, Vice President of
Defense Industry Celal Sami Tufekci, Deputy Minister
of Industry and Technology Hasan Buyukdede,
ISO Chairman Erdal Bahce, ISO councillors, SAHA
Istanbul members and business the men attended.
Defence has a multiplier effect
on other sectors
“With the projects developed recently, the
indigenous rate in the defense industry has
increased from 20 percent to 70 percent. Let’s not
think of the industry as weapons, ammunition and
military vehicles production. Perhaps the most
important feature is that you’re not going to be
able to do that. Having a multiplier effect on other
sectors. Both the production demand it creates
and through technological feedback, machinery,
chemistry, textile, automotive, itinmatics,
construction, ship industry, such as many
industries are also contributing significantly to the
sub-sector,” he said.
“2019’da savunma sanayi
ihracatı %35 arttı”
İş dünyasını bir araya getiren etkinlikte konuşan
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank
ise “Hedefimiz uluslararası savunma sanayi
üreticileriyle sadece taşeronluk yapmak değil, tam
bağımsız Türk savunma sanayini oluşturmaktır.
18 sene önce yüzde 80 oranla dışa bağımlı olan
savunma sanayi, bugün ekosistemde yer alan tüm
aktörlerin katkılarıyla milli bir yapıya dönüşmüş
oldu. 2019 yılında savunma ve havacılık ihracatı
bir önceki seneye göre yüzde 35 artarak 2.4 milyar
dolara ulaşmış oldu. Sektörde 50 bine yakın
emekçi çalışıyor. Son 4 senede 400’ün üzerinde
yerli patent başvurusu yapıldı” dedi.
“SAHA İstanbul, savunma havacılığın
önemli oyuncularından biri”
Kendi öz sermayesiyle yatırım yapan işletmeleri
destekleyecek mekanizmalar için çalıştıklarını
belirten Varank SAHA İstanbul’a da değindiği
konuşmasında 5 yıl gibi kısa bir sürede 430 üyesi
ile Türkiye’nin en büyük kümelenmesi olan SAHA
İstanbul’un, Türkiye’de üretilemeyen sistem ve alt
sistemlerin geliştirilmesi konusunda, savunma
sanayine önemli katkılar sağladığını ifade etti.
Varank şöyle devam etti: “Kamu, özel sektör ve
üniversite ekosistemini başarıyla hayat geçiren
SAHA İstanbul bugün savunma ve havacılık
sanayinin en önemli oyunculardan bir haline geldi.
Sektörün gelişimine, yerlileşmesine katkı sağlayan
“Defense industry exports
increased by 35% in 2019”
Speaking at the event, which brings together
the business world, Minister of Industry and
Technology Mustafa Varank said, “Our goal is not
only to subcontract with international defense
industry manufacturers, but to create a fully
independent Turkish defense industry. The defense
industry, which was dependent on the outside
18 years ago at an 80 percent rate, has become
a national structure with the contributions of all
actors in the ecosystem today. In 2019, defense
and aerospace exports increased by 35 percent
compared to the previous year to $2.4 billion.
Nearly 50,000 workers work in the sector. More
than 400 domestic patent applications have been
made in the last 4 years.”
“SAHA Istanbul is one of the important
players of defense aviation”
Varank SAHA Istanbul, which stated that they are
working for mechanisms to support businesses
investing in its own equity, also mentioned in
his speech to SAHA Istanbul, Turkey’s largest
cluster with 430 members in as little as 5 years.
the defense industry has made significant
contributions in the development of systems and
subsystems that cannot be produced.
Varank continued: “SAHA Istanbul, which
successfully lives the public, private sector and
university ecosystem, has become one of the most
64 65

SAVUNMA SANAYİ HABERLERİ
DEFENSE INDUSTRY NEWS
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
SAHA MBA mezunlarına
diplomalarını Varank verdi
Açılış konuşmalarının ardından SAHA İstanbul
ve TÜBİTAK TÜSSİDE işbirliği ile savunma,
havacılık ve uzay sektöründe faaliyet gösteren
firmalara özel hazırlanan Yöneticilik Gelişim
Programı “Mini MBA Programı” diploma
törenine geçildi. 1.Mini MBA programını
tamamlayan 17 sektör profesyoneline
diplomalarını Sanayi ve Teknoloji Bakanı
Mustafa Varank verdi.
pek çok başarılı projeye imza attı. Bugün yine
SAHA İstanbul’un sektöre artı değerler sağlayacak
projelerinden biri olan; savunma sanayinde üst
düzey yöneticilere ve yönetici adaylarına yönelik
TÜBİTAK TÜSSİDE ile gerçekleştirdiği Mini MBA
programının diplomalarını verecek olmaktan
mutluluk duyuyorum. SAHA İstanbul sektöre katkı
sağlamaya devam edecektir. ”
“Savunma Sanayinde Yerli ve Milli
Üretim Arayışları” paneli yapıldı
Program kapsamında; SAHA İstanbul ve
İSO üyesi, savunma sanayinin önde gelen
temsilcilerinin katılımıyla “Savunma Sanayinde
Yerli ve Milli Üretim Arayışları” başlıklı panel
gerçekleştirildi.
SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Üyesi ve Altınay
Havacılık Yönetim Kurulu Başkanı Hakan
Altınay’ın moderatör olduğu panele konuşmacı
olarak TÜBİTAK SAGE Enstitü Müdürü Gürcan
Okumuş, SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Bşk.
SAHA MBA graduates gave
their diplomas Mustafa Varank
After the opening speeches, the Executive
Development Program “Mini MBA Program”
diploma ceremony was started in cooperation with
SAHA Istanbul and TUBITAK TUSSIDE, specially
prepared for companies operating in the defense,
aerospace and aerospace sector. Minister of
Industry and Technology Mustafa Varank gave
his diplomas to 17 industry professionals who
completed the 1st Mini MBA program.
important players in the defense and aerospace
industries today. He has signed many successful
projects that contribute to the development
and domesticization of the sector. Today, SAHA
Istanbul’s projects that will provide surplus values
to the sector; I am pleased to give diplomas to
the mini MBA program carried out with TUBITAK
TUSSIDE for senior managers and executive
candidates in the defense industry. SAHA Istanbul
will continue to contribute to the sector. “
“Domestic and National Production
Quests in Defense Industry”
panel was held
Within the scope of the program; With the
participation of SAHA Istanbul and ISO members,
leading representatives of the defense industry,
a panel titled “Local and National Production
Seekings in Defense Industry” was held.
SAHA Istanbul Board Member and Altinay Aviation
Chairman Hakan Altinay moderated the panel,
TUBITAK SAGE Institute Director Gürcan Okumus,
Yard. ve STM Genel Müdürü Murat İkinci, Kale
Savunma Genel Müdürü Latif Cengiz, ASELSAN
Mali Yönetim Genel Müdür Yardımcısı Mehmet
Fatih Güçlü ve HAVELSAN Komuta Kontrol ve
Savunma Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı
Savaş Yanık katıldı.
F-35 belirsizliği milli projelerimiz
etkilemez
Kale Havacılık Genel Müdürü Latif Cengiz ise
Kale Grubu’nun da yer aldığı F-35 projesindeki
belirsizliğin sorulması üzerine gruptaki şirketlerin
faaliyet alanlarını ayrı ayrı değerlendirdiklerini
söyledi. Üç temel işlevi kendilerine misyon
olarak edindiklerini söyleyen Cengiz, “Bunlardan
bir tanesi küresel programların paydaşı
olarak yetkinliklerimizi geliştirmek. İkincisi
kazandığımız yetkinlikleri milli projelerde yüklenici
olarak kullanmak. Üçüncü de yapabiliyorsak
kazandığımız yetkinlikleri sanayinin hizmetine
sunup kuluçka görevi üstlenmek” dedi. Cengiz
“Faaliyetlerindeki bu ayrım nedeniyle F-35’teki
belirsizliklerin milli projelerimizi etkilemesi
mümkün değil” şeklinde konuştu.
1325 ikili iş görüşmesi yapıldı
Panelin ardından savunma sanayi kuruluşlarıyla
tedarikçi firmalar, ikili görüşmelerde bir araya
geldi. Savunma Sanayi Buluşmaları’nın en
önemli etkinliği olan, SAHA İstanbul ve İSO’nun
katkılarıyla organize edilen B2B görüşmelerinde,
savunma sanayinin önde gelen 15 ana yüklenici
firma yöneticileri 1325 sanayici ile ikili görüşmeleri
yaptı. Kendilerini tanıtma, üretim kabiliyetlerini
anlatma fırsatı bulan sanayiciler ana yüklenici
firmalarla işbirliği imkanlarını konuştu.
SAHA Istanbul board vice president and STM
General Manager Murat İkinci, Kale Defense
General Manager Latif Cengiz, Aselsan Financial
Management Deputy General Manager Mehmet
Fatih Guclu, and Havelsan Command and Control
and Defense Technologies General Manager Savaş
Yanik participated as the speakers.
F-35 uncertainty does not affect our
national projects
Kale Aviation general manager Latif Cengiz, who
is also involved in the Kale Group, asked about the
uncertainty in the F-35 project, said the companies
in the group were evaluating their areas of
activity separately. “One of them is to develop our
competencies as a stakeholder of global programs,
“he said. The second is to use the competencies
we have gained as contractors in national projects.
The third is to serve the industry and incubate the
competencies we have gained if we can.” “Because
of this distinction in its activities, it is impossible for
the uncertainties in the F-35 to affect our national
projects,” Cengiz said.
1325 bilateral job interviews were held
After the panel, defense industry organizations and
suppliers met in bilateral talks. In B2B meetings
organized with the contributions of SAHA Istanbul
and ISO, the most important event of The Defense
Industry Meetings, 1325 industrialists held bilateral
meetings with 1325 industrialists, the leading 15
main contractor company managers of the defense
industry. Industrialists who had the opportunity to
introduce themselves and explain their production
capabilities spoke about the opportunities to
cooperate with the main contractor companies.
66 67

SAVUNMA SANAYİ HABERLERİ
DEFENSE INDUSTRY NEWS
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
UZUN MENZİLDE HASSAS VURUŞ
KGK: KANATLI
GÜDÜM KİTİ
LONG RANGE LETHAL STRIKE
KGK: WING-ASSISTED
GUIDANCE KIT
KGK, mevcut güdümsüz 1000 lb’lik
MK83 ve 500 lb’lik MK82 genel
maksat bombalarını havadan karaya
uzun menzilli akıllı mühimmatlara
çeviren kanatlı bir güdüm kitidir.
Böylece mevcut bombalara, her tür
hava koşulunda, 100 km’nin üzerinde
bir mesafeden atıldığında hassas
vuruş yeteneği kazandırılmaktadır.
Bu da uçakların tehlikeli bölgelere
yaklaşmadan, güvenli bir şekilde
görevlerini tamamlamasını
sağlamaktadır. TÜBİTAK SAGE
tarafından geliştirilmiş, ASELSAN
tarafından üretilmiştir.
Kit Yeteneklerine Genel Bakış
n Açılır kanat bütünü ile uzun menzil
n Tüm hava şartlarında gece gündüz
görev yapabilme
n Tümleşik ANS/KKS (İng. INS/GPS
şifreli yazılım desteği) vuruş kabiliyeti
n F-16C Blok 40 ve F 4E / 2020
savaş uçaklarına sertifiye
n Seçilebilir vuruş açısı
n Fırsat hedeflerine taarruz
n Yol noktası takip edebilme
n MIL STD 1760 uyumluluğu
Artırılmış Menzil
KGK Yüksek irtifadan atıldığında
azami 60 deniz mili, düşük irtifadan
atıldığında ise azami 20 deniz mili
menzillere ulaşabilmektedir.
Overview of Kit Capabilities
n Extended Range with wing assistance
n Operation in all weather conditions day
and night
n Capability to hit the target with highprecision
with the use of INS / GPS with
crypto support
n Certified to F-16C Block 40 and
F-4E/2020 fighter aircrafts
n Selectable impact angle in advance
n Target of opportunity capability
n Ability to follow waypoints
n Compatibility to MIL STD 1760
Extended Range
KGK has ranges maximum 60
nm when released from high
altitudes and 20 nm when
released from low altitudes.
KGK is a wing-assisted guidance
kit that converts existing
unguided 1000 lb MK83 and 500
lb MK82 general purpose bombs
into long-range, air to ground smart
weapons. With KGK, the bombs
have the capability of precision
hitting of target from 100 km
range, in all weather conditions,
providing aircraft to complete the
mission safely without entering
into enemy air defense zone.
Hedefi Vurma Doğruluğu
n Tümleşik ANS / KKS ile CEP değeri
10m’den küçük
n Aktarım yönlendirme yeteneği ile ANS
başarımını arttırılması
Target Hitting Accuracy
n With integrated INS / GPS, CEP is
maximum 10 m
n Optimized INS performance with
Transfer Alignment capability
Farklı Bombalara Uyumu
Farklı bombalarda (MK82 / MK83)
tek tip kit kullanımı
Compatibility to Different
Kind of Bombs
Single guidance kit can be used
for different kinds of unguided
bombs (MK82 / MK83)
Gelecekteki
Geliştirme Planları
n NATO UAI
uyumluluğu
n Silah sisteminin
F-16 POIII uçaklarına
entegrasyonu
Future
Improvement Plans
n NATO UAI
compatibility
n Certification to
F-16 POIII fighter
aircraft
68 69

SÖYLEŞİ
INTERVIEW
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
İLHAMİ KELEŞ
SAHA İSTANBUL GENEL SEKRETERİ
SAHA ISTANBUL GENERAL SECRETARY
“DÜNYANIN TEMELİ
TEMEL BİLİMDİR”
“THE FOUNDATION
OF THE WORLD IS
BASIC SCIENCE”
Teknolojinin geliştirilmesinde
uygulamalı bilimlerin yanı sıra,
temel bilimlerin de “olmazsa olmaz”
olduğu bu dünyada , Türkiye’ de yakın
zamanda bu alanda hayata geçmesi
planlanan, amaçları , hedefleri ve
yönetim sistemi ile bir ilk olacak
“Temel Bilimler Üniversitesini” İlhami
Keleş SAVTÜRK’ e anlattı.
In addition to the applied
sciences in the development
of technology, in this world
where basic sciences are
“indispensable”, Turkey will
be the first with its goals,
objectives and management
system, which is planned
to be implemented in this
field in the near future” Basic
Sciences “The university” ,
Ilhami Keles told SAVTURK.
SAVTÜRK: İlhami Bey, yakın zamanda temel
bilimler alanında öncülük edecek bir proje
hayata geçecek. Sizin de yer aldığınız bu proje
nasıl ortaya çıktı, gelişim süreci nasıl oldu
bahseder misiniz?
İlhami KELEŞ: Savunma Sanayii Başkanlığı
tarafından iletilen rakamlara göre savunma
sanayiinde %68’ ler gibi bir yerlilik oranına
kavuştuk. Buraya mühendisliklerimizle ; yani
platformlar projelendirdik, tasarladık, bunları
üretecek irade gösterdik, kaynak ve bunları
yapacak mühendis ayırdık bu şekilde %68’ lere
kadar geldik. Buraya kadar hızlı bir şekilde yol
katettik, ama burdan ileriye gitmek hızlı bir şekilde
olmayacak . Bir yerden sonra sonra mühendislik
yetmeyecek orda bilim ihtiyacı doğacak. Şu ana
kadar biz ağırlıkla artık anonimleşmiş, herkes
tarafından bilinmesi mahsur görülmeyen, orta
yerde dolaşan bilimi kullanarak yetiştirdiğimiz
mühendislerle biz bunu başardık.
Ama birde orta yere saçılmayan bilim var. İşte o
bilim özel ürünlerin yapılmasında ihtiyaç duyulan
bilim. O bilime sahip olanlar bunları yapabiliyorlar.
Ve bu sayede bir tık öndeler. Yani işin hamaliye
tarafından çok yüksek katma değerli ürünlere
veya malzemelerle geçmek suretiyle daha önde
oluyorlar. Ve biz onların sınırına giren malzemeleri
yapmak için onlara muhtaç duruma geliyoruz
veya onların burda ürettiği o kritik ürünleri
kendi sistemlerimizde kullanmak için onlara
SAVTURK: Mr. Ilhami Keles will soon
implement a project that will lead the field of
basic sciences. Can you tell us how this project
you are involved in has emerged, how the
development process happened?
Ilhami KELES: According to the figures conveyed
by the Defense Industry Presidency, we have
achieved a locality rate of 68% in the defense
industry. Here with our engineering; In other
words, we designed platforms, designed them,
showed the will to produce them, allocated
resources and engineers to make them, so we
reached up to 68%. We’ve come quickly here, but
going forward from here won’t be fast. After a
while, engineering will not be enough, there will be
a need for science. Until now, we have achieved
this with engineers who have been educated by
using science that is now anonymized, not known
to everyone, circulating in the middle.
But there is also science that is not spread in
the middle ground. That science is the science
needed to make special products. Those who
have that science can do it. And that’s how they’re
one click ahead. In other words, they are ahead
by passing the work with very high value-added
products or materials by the hamaliye. And we
are becoming dependent on them to make the
materials that enter their limit, or we need them
to use those critical products that they produce
here in our own systems. If they give, we can do
70 71

SÖYLEŞİ
INTERVIEW
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
muhtaç oluyoruz. Onlar verirse
yapabiliyoruz, vermezlerse
yapamıyoruz. Hal böyle olunca
burda, bizim çok yakında
tıkanacağımız nokta temel
bilimler olacaktır. Buda nedir
fiziktir, kimyadır, matematiktir,
biyolojidir. Biyoloji şu anda
savunma sanayiinin çok fazla
üzerinde durduğu bir konu değil
ama çok yakın bir gelecekte
biyoloji temel girdilerden biri
haline gelecektir. Onun için bizim
temel bilimlerde bilim üretiyor
olmamız gerekiyor. Ama burda
iki aşamaya ihtiyacımız var.
Halihazırda çalışan faaliyet
gösteren firmalarımızın ciddi
anlamda temel bilimcilere
ihtiyacı var. Fakat işin enteresan tarafı firmalarda
bunun çok farkında değil. Ve o firmalarda
bilim dalı adı geçen şeyler üzerinden bunu
ikmal etmeye çalışıyor, yani fizik mühendisliği
üzerinden fizik, kimya mühendisliği üzerinden
kimya sorununu çözmeye çalışıyorlar, böyle
sıkıntılarımız mevcut.
Hal böyle olunca bir taraftan firmaların gerçek
ihtiyaçlarını, firmaların kendileri tarafından, bilinir
hale getirilmesini sağlamak içinde bu alanda
çalışmaya ihtiyaç var. Halihazırdaki mevcut
endüstrinin cari temel bilim ihtiyacını karşılamak.
Bu işin bir tarafı, ve şu anda biz, bununla ilgili
olarak bir adım attık. Sanayiciler
olarak temel
“Beklenti üniversiteden
para kazanmak değil,
öğrencileri firmalara
katmak suretiyle onların
katma değerlerinden
istifade ediyor olmak.”
“The expectation is not
to earn money from
the university, but to
take advantage of their
added value by involving
students in companies.”
it, if they don’t, we can’t.As such,
the point we will clog very soon
will be basic sciences. What is
Buddha is physics, chemistry,
mathematics, biology. Biology is
not a subject that defense industry
emphasizes too much at the
moment but biology will become
one of the basic inputs in the
very near future. That is why we
need to produce science in basic
sciences. But we need two stages
here. Our companies that are
already working need a lot of basic
scientists. But the interesting thing
about this is that companies don’t
realize it very much. And in those
companies, they’re trying to refuel
that through something called
science, which is physics through engineering
physics, chemistry through chemistry, and we
have problems like this.
As such, on the one hand, there is a need to work
in this field to ensure that the real needs of the
companies are made known by the companies
themselves. To meet the current basic science
need of the current industry. This is one side of
the business, and now we have taken
a step towards it. As
industrialists,
bilimler araştırma vakfı kurduk ve bu vakıfla
birlikte, bir vakıf üniversitesi kuruyoruz. Adı
“Temel Bilimler Üniversitesi”. Üniversite Tuzla’da
olacak. Başkanımız bu işe gönül vermiş Tuzla
Belediye Başkanı Şadi Hocamız.
SAVTÜRK: Temel Bilimler Üniversitesi hakkında
detaylı bilgi alabilir miyiz? Proje son olarak
hangi aşamada?
İlhami KELEŞ : Üniversitemizin yeri alındı,
projelendirildi, hatta projemiz ödül aldı. Proje
e=mc 2 Binalara havadan bakıldığı zaman bu
şekilde olacak. Şu anda e’ yi yapıyoruz. İnşallah
c 2 ’ yi üstün zekalılar lisesi gibi düşünüyoruz.
Bu üniversite çok az sayıda ve en iyi öğrencileri
alacak, yüzde yüz burslu olacak. Lisans
diploması verecek. Para harcayan, para
kazanmayan bir üniversite olacak. Türkiye’ de
böyle bir üniversite yok ilk olacak. Artısı iş
garantili, çünkü bütün mütevelli sanayicilerden
oluşuyor. Hiçbir guruba veya hayırsevere ait değil,
tamamen anonim, çıktılarınıda sanayicilerinin
kullanacağı bir üniversite.
we have established a basic sciences research
foundation and together with this foundation, we
are establishing a foundation university. Its name
is “University of Basic Sciences”. The university
will be in Tuzla. Our mayor is the mayor of Tuzla,
Sadi Hodja, who has been passionate about this
business.
SAVTURK: Can we get detailed information
about the University of Basic Sciences? At what
stage is the project last?
Ilhami KELES: Our university has been
positioned, projected, and even our project has
been awarded. Project e = mc 2 This will be the
way when buildings are viewed from the air. We
are currently doing e. Hopefully we think of c 2 as
a high school for gifted children. This university
will receive very few students and the best, with
a hundred percent scholarship. He will give a
bachelor’s degree. It will be a university that
spends money and does not earn money. In
Turkey, it will be the first not such a university.
Plus, the job is guaranteed because it consists
of all trustee industrialists. It does not belong
to any group or philanthropist, it will be a fully
anonymous university and its output will be used
by industrialists.
72 73

SÖYLEŞİ
INTERVIEW
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
Temel Bilimler Araştırma
Vakfımızın ve üniversitemizin Temel
Bilimler konusunu dert edinmiş
başarılı sanayiciler ve duayen
akademisyenlerden oluşan özverili
mütevelli heyeti üyeleri mevcuttur.
Ülkenin bu önemli ve stratejik
sorununu çözmek üzere maddi ve
manevi elini taşın altına sokmuş bu
insanlar büyük bir özveri ile bu hayali
gerçekleştirmek için gayret ve kaynak
sarf ediyorlar.
SAVTÜRK: Bu proje kapsamında pilot
bölgeler seçilerek oralarda da bu
yapıda üniversiteler planlanıyor mu?
İlhami KELEŞ: Şu anda
gündemimizde öyle bir şey yok.
“Temel Bilim” adı üzerinde bilim…
Bilime hakim olmak işin bir tarafı.
Gerek ülkede gerek yurt dışında
temel bilimler konusunda artık
duayen olmuş hocalarla ilerlemeye
çalışıyor olacağız. Burda sadece
kaliteyle ilgili derdimiz var.
Üniversiterle ilgili, Türkiye’nin
şu an temel problerinden birisi,
üniversitelerde temel bilim sadece mühendisliğe
giremeyenlerin öğretmen olmak için girdikleri
bir yer. Üçüncü dünya ülkelerinin düşürüldükeri
bir tuzak ve biz o tuzağın içindeyiz. En zeki,
dahi derecesindeki çocuklarımızı bile mühendis
yapıyoruz.
İnsanlarda değişik zeka türleri vardır. Bazıları
derinliğine ölçeklendirilmiştir, bazıları yatayda
ölçeklendirilmiştir. Yatayda ölçeklendirilenler
liderlik vasfı olan insanlardırki bunlar endüstri
“Şunu belirtmek isterim ki
bizim şöyle bir derdimiz
yok. Ülkenin eğitimi
yetersiz biz bunu ikmal
edelim düzeltelim değil, biz
sadece kendi ilgi alanımıza
giren ve çok büyük eksiklik
olduğunu farkettiğimiz
bir alana dolgu yapmaya
çalışıyoruz.”
I would like to point out
that we do not have a
problem like this. The
education of the country
is insufficient, we can
replenish it, not fix it, we
are trying to fill an area
that is only in our field of
interest and we realize that
there is a huge deficiency.
Our Foundation of Basic
Sciences Research and our
university have members of
self-sacrificing trustees
consisting of successful
industrialists and veteran
academics who have been
concerned about the Basic
Sciences. These people, who
put their material and
spiritual hands under the stone
to solve this important
and strategic problem of the
country, endeavor and
resources to realize this dream
with great devotion.
SAVTURK: Within the
scope of this project, are
pilot regions selected and
universities in this structure
planned?
Ilhami KELES: There is no
such thing on our agenda right
now. Science on the name of
“Basic Science”… Mastering
science is one thing. We will
be trying to move forward
with professors who are already veteran in basic
sciences both in the country and abroad. We only
have a problem with quality here. about Üniversiterl,
Turkey’s one of the basic probe moment, they enter
a place to enter basic science teachers who can
not only engineering in college. It is a trap in which
the third world countries are dropped, and we are
in that trap. We make even the most intelligent
children our engineers.
There are different types of intelligence in humans.
mühendisliği vb. herhangi bir konuda
derinleşmeden yönetebilen, yönettiği tabana da
hakim olabilecek yapıya sahip olanlardır. Ama biz
normalde dikeyde derinleşebilecek çocuklarıda
puanları yüksek diye yatayda etkinlik sahibi olan
branşlara verip çocukları burada yok ediyoruz.
Fizik okuyacak çocukları endüstri mühendisi
okutup lider , yönetici yapmaya çalışıyoruz. Birde
Türkiye’de tıp tuzağı var. Tıp Türkiye için çok büyük
bir tuzak. Çünkü zeki çocukların hepsi toplumsal
algı nedeniyle, ailelerin yönlendirmeleriyle
doktor olmaya çalışıyorlar. Ama tıp çok özel bir
alan. Gerçekten sevmeden, gönül vermeden
yapılamayacak kadar zahmetli ve özel bir alan.
Kısacası biz bir ışık yakmak istiyoruz. Bu alanda
okumak isteyen en iyi çocukları alacağız. Ve yüzde
yüz burs vereceğiz. İş garantisi sağlayacağız.
Bu, sanayinin cari ihtiyacının karşılanması
demek, işin bir tarafı bu. Diğer tarafta bizim
yapmamiz gereken bir konu ise temel bilimlerde
bilim üretmek. Bu çok kısıtlı sayıda üstün zekalı
çocuklarla, emek ve para harçayarak kapalı kapılar
ardından yapılacak bir şey. Bizim bu çocukları
tespit edip küçüklükten başlayıp ilerlememiz
gerekiyor. Örnek vermek gerekiyorsa arkadaşlar
Rusya’ya gittiler, Rusya temel bilimlerde çok
iyidir. Orada matematik vb. olimpiyatlar yapılıyor.
Olimpiyatlarda birinci olan çocukları bile kendi
alanında tekrar eleyip belli bir çıtanın üstünde
kalanları aldıkları özel bir okul var ve orada
çocuklar temel bilim çalışıyorlar. Putin yılda 10-12
gün onlarla vakit geçiriyor.
Bizim ülke olarak yapmamız gereken böyle bir
merkez kurmak, burda çok sınırlı sayıda ama çok
üstün zekalı, bilim üretebilecek, insan bağımsız,
özel bir yasa ile kurulan bir yapı oluşturmak.
Biz bunu başabilirsek , o zaman ülke olarak dönüp
iyiki biz bunu yapmışız diyebiliceğimiz bir iş
yapıyor olacağız.
SAVTÜRK: Son olarak neler söylemek
istersiniz?
İlhami KELEŞ: Dünyanın temeli temel bilimdir,
Allah cihanı yaratırken temel bilim üzerine
kurgulamıştır. O kurguya hakim olmadan
teknolojiye hakim olunamaz. Muhakkak
teknolojinin temelinin “temel bilim” ve o temelinde
bize ait olması gerekiyor.
Some are scaled in depth, some are scaled
horizontally. Those who are scaled horizontally are
people with leadership qualifications, such as those
who can manage without any deepening in any
subject, such as industrial engineering etc. But we
normally give the children who can deepen vertically
to branches that have horizontal activity because
their scores are high and we destroy the children
here. We try to make physics students an industrial
engineer and become leaders and managers.
There’s a trap in medicine in Turkey. Medicine has
a big trap for Turkey. Because all of the intelligent
children are trying to be doctors because of their
social perception, with the guidance of their families.
But medicine is a very special field. It is a very
demanding and private area that cannot be done
without really loving and loving.
In short, we want to light up. We will take the
best kids who want to study in this field. And we
will give a hundred percent scholarship. We will
provide business guarantee. This means meeting
the current need of the industry, this is one side
of the business. On the other hand, the subject
that I am passionate about and trying to bring to
the fore in the foundation is to produce science
in basic sciences… This is something to do with
closed doors with a very limited number of gifted
children, spending labor and money. We need to
identify these children and start from childhood. If
it is necessary to give an example, friends went to
Russia, Russia is very good in basic sciences. There
math, etc. olympics are held. There is a private
school where even the children who are first in
the olympics are eliminated in their own field and
get the ones that are above a certain bar, and the
children study basic science there. Putin spends
time with them 10-12 days a year.
What we have to do as a country is to establish
such a center, to create a very limited number of
but highly gifted, science-independent, humanindependent
structures established by a special law.
If we can handle this, then as a country, we’ll be doing
a job where we can turn around and say we’ve done it.
SAVTURK: What do you want to say as last words?
Ilhami KELES: The foundation of the world is basic
science, while Allah created the world, he built it
on basic science. Technology cannot be mastered
without mastering that fiction. Certainly, the
foundation of technology must be “basic science”
and it must belong to us.
74 75

SAVUNMA SANAYİ HABERLERİ
DEFENSE INDUSTRY NEWS
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
MILLI MOTOR
TEI-PD170’İN
TESLIM TÖRENI
GERÇEKLEŞTI
NATIONAL MOTOR
TEI-PD170
DELIVERY CEREMONY
TOOK PLACE
TUSAŞ Motor Sanayii AŞ (TEI) tarafından üretilen Türkiye’nin ilk milli
havacılık motoru TEI-PD170’in Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ’ ye
(TUSAŞ) teslim töreni gerçekleştirildi. TEI’nin üzerinde çalıştığı bir
diğer proje olan TS1400 turboşaft motorunun ilk resmi testlerinin de
başarıyla geçtiği müjdesi verildi.
The delivery ceremony of Turkey’s first national aviation engine, TEI-
PD170, produced by TUSAS Motor Industry Inc. (TEI), was delivered to
Turkish Aerospace Industries Inc( TUSAS). Another project that TEI is
working on, the TS1400 turboshaft engine, was given the good news
that the first official tests had been successfully passed.
TEI’de düzenlenen törene katılan
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı
İsmail Demir, yaptığı konuşmada, TEI-PD170
motorunun insansız hava araçları başta olmak
üzere çeşitli platformlarda kullanılacağını söyledi.
Savunma sanayinin belli noktaya geldiğini
anlatan Demir, şöyle konuştu: “Özellikle platform
üretiminde artık dünyanın söz sahibi ülkelerinden
birisi olmaya doğru yol alıyoruz. Alana ürün
vermek çok önemli. Bu ürünler kullanıldıkça ufak
tefek aksaklıklarla ilgili olabilecek, tasarımda,
üretimde daha da mükemmelleşmeye doğru
gideceğimizi de belirtmek istiyorum. PD170’in
Akıncı’da da kullanılacağını belirtmek isterim.
Akıncı’nın belirli modelleri olacak, bu modellerin
birini de inşallah PD170 ile uçuruyor olacağız.
Participating in the ceremony held in TEI,
Presidential Defense Industry President Ismail
Demir, in his speech, TEI-PD170 engine will be
used on various platforms, especially unmanned
aerial vehicles, he said.
Explaining that the defense industry has reached
a certain point, Demir said:
“We are on the way to become one of the world’s
leading countries, especially in the production of
platforms. It is very important to give products to
the field. As these products are used, I would like
to state that we will go towards further perfection
in design and production as they may be related
to minor problems. PD170 will also be used in
Akinci. I would like to mention. There will be
certain models of Akinci, and hopefully we will be
Buradaki PD170’lerin bir kaçını alıp, Akıncı’ya
göndereceğiz. Buradan Akıncı’ya motor
gönderiyoruz. Hayırlı olsun.”dedi.
PD170
Türkiye’nin ilk yerli ve milli havacılık motorunu
geliştirmek üzere TEI, Savunma Sanayii
Başkanlığı’nın (SSB) desteklemiş olduğu PD170
Operatif İHA Motor Geliştirme Projesi’ne 2013
yılında başladı. Projenin çıktısı olan PD170
isimli 170 beygir pistonlu turbodizel havacılık
motorunun, başta ANKA platformu olmak
üzere MALE (Medium Altitude Long Endurance)
sınıfı insansız hava araçlarının güç ihtiyacını
karşılaması hedefleniyor.
Yoğun tasarım, imalat ve montaj faaliyetleri
neticesinde, 30 Ocak 2017 tarihinde TEI-PD170
turbodizel havacılık motoru ilk kez çalıştırılıp, 27
Aralık 2018 tarihinde ise ANKA platformu ile ilk
uçuşunu başarı ile gerçekleştirildi. Güç ve yakıt
tüketimi hedefleri de kısa sürede yakalanarak
motorda 6 bin saati aşan kalibrasyon ve
olgunlaştırma testleri tamamlandı ve EASA CS-E
testlerini başarıyla bitirildi.
“Yeni motor tiplerimizi alanında
kullanıyor olacağız”
TEI’nin üzerinde çalıştığı bir diğer proje olan
TS1400 turboşaft motorunun ilk resmi testlerini
başarıyla geçtiği müjdesini veren Demir, şöyle
devam etti:“TUSAŞ’ın ürettiği T70 Genel Maksat
Helikopteri’mize TEI’nin imal ettiği ilk iki motor
flying one of these models with PD170. We will
take a few of the PD170s here and send them to
Akıncı. Good luck.” he said.
PD170
To develop Turkey’s first domestic and national
aviation engine, TEI started the PD170 Operative
UAV Engine Development Project, which was
supported by the Defense Industry Directorate
(SSB), in 2013. The project’s output, the PD170,
is intended to meet the power needs of male
(Medium Altitude Long Endurance) class
unmanned aerial vehicles, especially the ANKA
platform.
As a result of intensive design, manufacturing and
assembly activities, the TEI-PD170 turbodiesel
aviation engine was first started on January
30, 2017 and its first flight was successfully
carried out on 27 December 2018 with an ANKA
platform. Power and fuel consumption targets
were also captured in a short time, calibration and
maturation tests in excess of 6 thousand hours of
the engine were completed and EASA CS-E tests
were successfully completed.
“We will be using our new engine
types in the field”
Demir, who gave the good news that the TS1400
turbocharger engine, which TEI is working on,
has successfully passed the first official tests,
continued as follows: “The first two engines
manufactured by TEI were fitted to our T70
76 77

SAVUNMA SANAYİ HABERLERİ
takılarak 25 Aralık 2019’da başarıyla
çalıştırıldı. 2020 yılı içinde 25 adet
daha motor teslim edilecek.
Toplamda bilindiği üzere
236 adet T700 motoru
üretilecek. Tabii bizim
savunma sanayi
ailesi olarak motor
çalışmalarımız
bunun dışında da
sürüyor. Bugün
uçaktan tanka, zırhlı
kara araçlarımızdan
füzelerimize,
helikopterden İHA’lara
kadar kullanmakta
olduğumuz bütün
platformlarımızda yerli ve
milli motor çalışmalarımızın
devam ettiğini, hatta bir ileri
aşama olan hibrit ve elektrikli
motorla ilgili de bir gayretimiz olduğunu
da belirtmek isterim”. dedi.
“İplerin gerilmesini isteyen taraf
hiçbir zaman biz olmadık”
TEI’nin 35. kuruluş yıl dönümün kutlayan Demir,
TEI’nin stratejik ortağı General Electric firmasının
ve yetkililerinin de başarıda önemli payının
olduğunu dile getirdi.
Türkiye-ABD ilişkilerinde burada çok güzel bir
örneğin olduğunu ifade eden Demir, “İki ülke
arasında gerilimden çok iş birliği alanlarının çok
çok fazla olduğunu ve herhangi bir gerilimden veya
tek taraflı adımdan kaynaklanacak kayıpların her
iki taraf için de söz konusu olduğunu vurgulamak
istiyorum. İş birliğinde, birlikte bir fayda ve
rahmet var. O anlamda iplerin gerilmesini isteyen
taraf hiçbir zaman biz olmadık, olmamaya da
devam edeceğiz. Umarız ki, aklıselim galip gelir.
‘Bu karşılıklı kazan kazan ilişkisini daha da ileri
boyutlarla devam ettirmemiz gerek’ diyorum.” dedi.
Eskişehir Valisi Özdemir Çakacak da savunma
sanayisinde gerçekleştirilen başarılı çalışmalar
sonunda ülkede öz güven ve kabiliyet artışının
yaşandığına dikkati çekti.TEI Yönetim Kurulu
Başkanı ve Genel Müdürü Mahmut Faruk Akşit
ise motorun tamamen Türk mühendislerinin,
işçilerinin, çalışanlarının el emeği ve göz nuru
olduğunu kaydetti.Konuşmaların ardından
TEI-PD170 motorunun TUSAŞ’a teslimi
gerçekleştirildi.
DEFENSE INDUSTRY NEWS
General Purpose Helicopter
manufactured by TUSAS
on December 25, 2019.
was successfully run.
25 more engines
will be delivered
in 2020. As
known in total,
236 T700
engines will
be produced.
Of course, as
our defense
industry family,
our motor
work continues
outside of it. I
would like to state
that we continue to
work on domestic and
national engines on all our
platforms, from aircraft to tank,
armored ground vehicles, to our missiles,
from helicopters to UAVs, and even we have an
effort for hybrid and electric engines, which is an
advanced stage ”. said.
“We were never the one who
wanted the ropes stretched”
TEI’s 35. celebrating the anniversary, Demir said
that TEI’s strategic partner, General Electric, and
its officials had a significant share in the success.
Turkey-US relations here’s a great example that
Iron “very much a lot of areas of cooperation
between the two countries, there is a lot of
tension, and any tension or losses resulting from
the unilateral step, I want to emphasize that this
is a question for both sides. There is a benefit
in co-operation, together. In that sense, we have
never been, never will be, the side that wants
the ropes stretched. ‘We need to continue this
mutual win-win relationship with even further
dimensions,’ I say.” said.
Eskisehir Governor Ozdemir Cakacak also
pointed out that the country has experienced
an increase in self-confidence and talent after
successful work in the defense industry. TEI
Chairman and General Manager Mahmut Faruk
Aksit said the engine is purely Turkish engineers,
workers, employees, hand labor and eye light.
After the speeches, the delivery of the TEI-PD170
engine to TUSAS was carried out.
EL BİRLİĞİ İLE GÜÇ BİRLİĞİNE
BÜYÜK TÜRK MİLLETİNİN VAKFI
TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNİ
GÜÇLENDİRME VAKFI
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
78 79

SAVUNMA SANAYİ HABERLERİ
DEFENSE INDUSTRY NEWS
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
TEKNOPARK İSTANBUL 2. ETAP AÇILDI
TEKNOPARK ISTANBUL 2. STAGE OPENED
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,
Teknopark İstanbul’un 2. Etap resmi açılış
törenine katıldı. Programda Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktay, Milli Savunma Bakanı
Hulusi Akar, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa
Varank, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, AK Parti
İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ile Savunma
Sanayii Başkanı İsmail Demir ve İstanbul Valisi Ali
Yerlikaya’da yer aldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tören
öncesinde Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay
ve bakanlarla beraber Aselsan, TAİ, TEİ, Roketsan
gibi firmaların ve girişimcilerin Teknopark
İstanbul’da geliştirilen ürünlerinin sergilendiği alanı
gezerek, yerli ve milli olarak tasarım ve üretimi
yapılan teknolojiler hakkında bilgi aldı.
Sergi alanı ziyareti sonrası Cumhurbaşkanı,
tören alanına geçti, burada konuşmalar öncesi
tanıtım filmini Sayın Cumhurbaşkanıve davetlilere
izletildi.Açılış konuşmasını yapan Teknopark
İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Metin
President Recep Tayyip Erdogan, Teknopark
Istanbul’s 2. The Stage attended the official
opening ceremony. Vice President Fuat Oktay,
Minister of National Defense Hulusi Akar, Minister
of Industry and Technology Mustafa Varank,
Trade Minister Ruhsar Pekcan, AK Party Izmir
Deputy Binali Yildirim and Head of Defense
Industry Ismail Demir and Governor of Istanbul He
took part in Ali Yerlikaya.
President Recep Tayyip Erdogan, before the
ceremony, Vice President Fuat Oktay and
ministers, Aselsan, TAI, TEI, Roketsan, such as
companies and entrepreneurs developed products
in Teknopark Istanbul by touring the area, local
and received information about the technologies
that were designed and produced nationally.
After a visit to the exhibition area, the President
moved to the ceremonial area, where the prespeeche
sit-up film was shown to the President
and the guests. Teknopark Istanbul Chairman
Prof. Dr. Metin Yerebakan gave information about
Yerebakan, Teknopark İstanbul hakkında bilgi
verdi. Prof. Dr. Metin Yerebakan, Teknopark
İstanbul’un bugünlere taşınmasına vesile olan
başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
olmak üzere ilgililere teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı konuşması sırasında Türk-Japon
Bilim ve Teknoloji Üniversitesinin Teknopark’ın
hemen yanında kurulmasını isabetli bulduğunu
ifade ederek, havalimanı bölgesinde kurulan
fuar ve kongre merkezi ile millet bahçesinin de
Teknopark İstanbul’a önemli katkılar sunacağını
dile getirdi.Açılış törenini ve hediye takdimi sonrası
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Delta-V
firmasınıı ziyaret ederek tasarım ve üretimi
gerçekleştirilen Ar-Ge projelerini inceledi.
Teknopark Istanbul. Prof. Dr. Metin Yerebakan
thanked those concerned, especially President
Recep Tayyip Erdogan, who helped move
Teknopark Istanbul to this day.
During his speech, the President stated that he
found it appropriate to establish the Turkish-
Japanese Science and Technology University
right next to Teknopark, and stated that the fair
and congress center established in the airport
region and the garden of the nation will make
important contributions to Teknopark Istanbul.
After the opening ceremony and gift presentation,
President Recep Tayyip Erdogan visited Delta-V
and examined the R&D projects that were
designed and produced.
80 81

SAVUNMA SANAYİ HABERLERİ
DEFENSE INDUSTRY NEWS
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
ZMA MODERNIZASYONU ILE
ENVANTERDEKI ZMA-15
ARAÇLARI YENILENECEK
ZMA-15 VEHICLES IN INVENTORY
WILL BE RENEWED WITH ZMA
MODERNIZATION
FNSS ve ASELSAN arasında Zırhlı Muharebe Aracı (ZMA) Platform
Modernizasyonu Alt Yüklenicilik Sözleşmesi imzalandı.
An Armored Combat Vehicle (ZMA) Platform Modernization
subcontractor contract was signed between FNSS and Aselsan.
82 83

SAVUNMA SANAYİ HABERLERİ
DEFENSE INDUSTRY NEWS
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
FNSS ve ASELSAN arasında 31 Aralık
2019 tarihinde imzalanan, ZMA Platform
Modernizasyonu Alt Yüklenicilik Sözleşmesi
kapsamında, ZMA Platformları modernize
edilecek olup, platforma yönelik yapılacak olan
tüm yenileştirme ve iyileştirme faaliyetlerinin yanı
sıra prototip üretim, kalifikasyon faaliyetleri, kule
dahil tüm görev donanımlarının entegrasyonu ile
seri üretim ve platforma yönelik lojistik destek
faaliyetleri FNSS tarafından gerçekleştirilecek.
Proje kapsamında, 25mm NEFER Silah Sistemi,
Lazer Uyarı Sistemi, Yakın Mesafe Gözetleme
Sistemi, Sürücü Görüş Sistemi, Yön Bulma ve
Seyrüsefer Sistemi Ana Yüklenici ASELSAN
tarafından sağlanacak.
1990’lı yılların
başından
2000 yılına
kadar, Silahlı
Kuvvetlerimizin
yanı sıra, Birleşik
Arap Emirlikleri,
Malezya, Suudi
Arabistan,
Bahreyn ve
Filipinler Silahlı
Kuvvetlerinin
envanterinde
de bulunan
ZMA’lar, değişen
tehditler ve gelişen teknolojilere uygun
olarak modernize edilecektir. Araçların beka
yeteneğinin arttırılmasını ve modern teknolojik
alt sistemler ile donatılmasını amaçlayan çözüm
paketi, kullanıcılardan alınan geri bildirimler ile
hazırlanmıştır. Bu çözüm paketi ile azami beka
yetenekleri kazandırılırken, araçların kullanım
ömrünün uzatılarak, geleceğe yönelik büyüme
potansiyelinin arttırılması için kritik alt sistemler
imkanlar dahilinde yenilenerek, yerli alt sistemler
entegre edilecek.
Dünya çapında, M113 ve ZMA sınıfı araçlarda
uygulanan en modern ve yüksek performanslı
modernizasyon çözümlerini hayata geçiren
FNSS, ZMA Platformlarını; tecrübesi ve yeni
nesil araç geliştirme teknolojisi yetkinlikleri ile
harmanlayarak, ASELSAN’ın modern ve üstün
teknoloji ateş gücü ve görev ekipmanlarını da
entegre ederek, Türk Silahlı Kuvvetleri hizmetine
sunulacak.
Between FNSS and Aselsan signed on
December 31, 2019, platform modernization
ACV sub-contracting under the contract, the
platform will be upgraded and the ACV have
to be made for all Platforms innovation and
improvement activities as well as prototype
production, qualification activities, including the
integration of mass production with all the tower
hardware and platform logistics support for task
activities will be performed by FNSS.
Within the scope of the project, 25mm NEFER
Weapon System, laser warning system, closerange
Surveillance System, Driver Vision System,
Navigation and navigation system will be provided
by the main contractor ASELSAN.
From the beginning
of the 1990s until
2000, our Armed
Forces, as well
as the United
Arab Emirates,
Malaysia, Saudi
Arabia, Bahrain and
in the inventory
of the Armed
Forces of the
Philippines ZMA,
will be modernized
with changing
threats and
evolving technology. The solution package aimed
at increasing the survivability of the vehicles
and equipping them with modern technological
subsystems has been prepared with feedback
from users. With this solution package, while
providing maximum survival capabilities, the
critical subsystems will be renewed and the
domestic subsystems will be integrated in order
to increase the growth potential for the future by
extending the life of the vehicles.
FNSS, which implements the most modern
and high performance modernization solutions
implemented in M113 and ZMA class vehicles
worldwide, has ZMA Platforms; by combining
experience and next-generation vehicle
development technology competencies, the
Turkish Armed Forces will be offered to the
service by integrating ASELSAN’s modern and
cutting-edge technology firepower and mission
equipment.
84 85

SAVUNMA SANAYİ HABERLERİ
DEFENSE INDUSTRY NEWS
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
STM THINKTECH, NATO IÇIN
‘ELASTIKIYET KARAR
DESTEK MODELI’NI GELIŞTIRDI
STM THINKTECH HAS DEVELOPED
THE ‘RESILIENCE DECISION
SUPPORT MODEL’ FOR NATO
Türkiye’nin ilk teknoloji odaklı düşünce merkezi
STM ThinkTech, NATO’nun büyük çaplı ve
karmaşık problemlere ilişkin karar verme
süreçlerine destek olmak maksadıyla “Elastikiyet
Karar Destek Modeli”ni geliştirdi.
STM ThinkTech, Turkey’s first technologybased
think tank, has developed a
Resilience Decision Support Model to
assist NATO in decision making process
when encountering large-scale and
complex problems.
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı
(SSB) öncülüğünde mühendislik, teknoloji
ve danışmanlık alanlarındaönemli projeler
gerçekleştiren STM Savunma Teknolojileri
Mühendislik ve Tic. A.Ş. yenilikçi ve özgün çözümler
üretmeye devam ediyor. STM’nin Teknolojik
Düşünce Merkezi ThinkTech tarafından NATO
için özgün olarak geliştirilenElastikiyet Karar
Destek Modeli büyük çaplı, karmaşık problemlerin
yaratacağı etkilerin doğru analizi ve karar vericiler
tarafından çizilecek yol haritalarının belirlenmesi
adına önemli bir rol üstleniyor.
NATO’nun elastikiyet konusundaki karar
alma süreçlerine destek oluyoruz
STM ThinkTech’in “Sistem Dinamikleri”
yaklaşımıyla geliştirdiği Elastikiyet Karar Destek
Modeli; 29 Ekim 2019 tarihinde yürürlüğe giren
proje kapsamında başarı ile tamamlanarak
Carrying out significant projects in the fields of
engineering, technology and consultancy under
the leadership of the Presidency of Defence
Industries (SSB), STM Savunma Teknolojileri
Mühendislik ve Tic. A.Ş. continues in its efforts
to develop innovative and unique solutions. The
Resilience Decision Support Model developed
indigenously for NATO - by ThinkTech – STM’s
technology-based think tank – assumes an
important role in the accurate analysis of the
effects of large-scale, complex problems and
in determining the road maps to be drawn by
decision-makers.
STM supporting NATO’s decision
making processes related to Resilience
The Resilience Decision Support Model
developed by STM ThinkTech is based on
“System Dynamics” approach, and has been
86 87

SAVUNMA SANAYİ HABERLERİ
DEFENSE INDUSTRY NEWS
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
NATO Müttefik Dönüşüm Komutanlığı’na teslim
edildi. Beş ay sürecek ve mevcut modelin bir üst
versiyona yükseltileceği projenin ikinci fazı, yeni
bir sözleşme ile başlatılmıştır.
Karar Destek Modeli; büyük göç hareketleri,
çatışma ortamının oluşması, büyük çaplı elektrik
kesintileri ve doğal afetler gibi NATO tarafından
belirlenen şok türlerinin gerçekleşmesi halinde;
hangi alanların ve altyapıların ne seviyede
etkileneceğine ilişkin bir analiz sunuyor. Böyle
bir durumun sosyal ve politik alanlar dahil
olmak üzere tüm stratejik etkileri, sivil ve askeri
sistem unsurlarında yaratacağı olası sonuçları
ve performans değişimlerini göstererek
karar vericilere kaynak ve yatırımların nasıl
yönlendirileceğine dair önemli bir destek sağlıyor.
Yaşanan durum karşısında nasıl bir iyileşme
sürecinin takip edilmesi gerektiği konusunu da
işleyen model, yetkili makamların uygulayacakları
eylemler ve önlemler adına karar alma süreçlerini
kolaylaştırıyor.
STM ulusal güvenliğe katkı sunuyor
STM ThinkTech’in savunma ve güvenlik
alanlarında sürdürülebilir çözümler üretme
hedefiyle çalıştığını vurgulayan STM Genel
Müdürü Murat İkinci; “STM’nin otuz yıla yaklaşan
bilgi birikimi ve kabiliyetlerini hem düşünsel
hem de teknolojik çıktılara ve öngörülere
dönüştüren ThinkTech, yalnızca ülkemizdeki yerli
ekosisteme farkındalık sağlamakla kalmıyor, aynı
zamanda küresel bir misyon üstlenerek kritik
organizasyonlara somut çıktılar sağlayan özgün
modeller de üretiyor. NATO’nun karar süreçlerine
destek sağlama bağlamında özel olarak
geliştirdiğimiz Elastikiyet Modeli, bu anlamda
önemli bir katkı olarak öne çıkıyor. Ulusal güvenliği
tehdit eden durumlar için geliştirdiğimiz çözümleri
hem ulusalda hem de uluslararası alanda
çeşitlendirmeye ve NATO gibi prestijli kurumlarla
iş birliği yapmaya devam edeceğiz” dedi.
Kurumların üstlendiği görevler ve ihtiyaçları
doğrultusunda farklı senaryolara uyarlanabilecek
bir sistem sunan Elastikiyet Karar Destek Modeli,
hem ülkemizde hem de uluslararası alanda
güvenliğin sürdürülebilirliği adına özgün bir çözüm
teşkil ediyor.
successfully completed and delivered to NATO’s
Allied Command Transformation (ACT) within the
scope of a project launched on 29 October, 2019.
The second phase of the project that will last five
months and in which the existing model will be
upgraded was just started by a new contract.
The Decision Support Model analyses which
areas and infrastructures will be affected, and
to what extent, in the event of various types of
shocks determined at the outset of the project
by NATO, such as large migration movements,
the build-up of a conflict environment, largescale
power outages and natural disasters. It
provides significant support to decision makers
when deciding on the allocation of resources
and investments by showing them the strategic
impacts of such shocks, including those with
potential social and political effects, and their
possible consequences on civil and military
system elements, along with potential changes in
the performance of such elements. The model,
which also supports decisions of what kind of a
recovery process should be initiated in the face
of such shocks, facilitates the decision making
processes of authorities in terms of the actions
and measures they need to take.
STM contributes to national security
Emphasising that STM ThinkTech works with the
aim of developing sustainable solutions in the
fields of defence and security, Murat İkinci, General
Manager of STM, said: “ThinkTech has transformed
STM’s almost 30-years of know-how and
competency into both intellectual and technological
outputs and forecasts, and not only raises
awareness in the local ecosystem in our country,
but also undertakes a global mission to produce
indigenous models that provide concrete outputs
to critical organisations. The Resilience Model
we have developed specifically to support NATO
decision making process makes an important
contribution in this sense. We will continue to
diversify our solutions to address situations that
threaten national security, both in the national and
international arena, and to cooperate with such
prestigious institutions as NATO.”
As a system that can be adapted to different
scenarios in accordance with the duties and
needs of institutions, the Resilience Decision
Support Model constitutes a unique solution for
the sustainability of security, both at home and
abroad.
88 89

ANALİZ / MAKALE
ANALYSIS / ARTICLE
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
SIBER SAVAŞ ÇAĞINDA
YERLI YAZILIM MECBURIYETI
DOMESTIC SOFTWARE IMPERATIVE
IN THE AGE OF CYBER WARFARE
Savunma ve güvenlik ihtiyacı insanın
toplumsallaşmasını tetikleyen en önemli
faktördür. Öncelikle doğal tehditlere karşı
başlayan bu bilinçlenme, zaman içerisinde
kendi türünün tehditlerine karşı daha öncelikli ve
önemli hale gelmiştir.
Devlet dediğimiz aygıtın ortaya çıkması ile
savunma ve güvenlik ihtiyacı kurumsallaşmaya
başlamıştır. Modern ulus devletlerin ortaya
çıkmasıyla, savunma ve güvenlik bir ulusal
politika konusu haline gelmiştir. Tehditlerin
çeşitlenmesi, güvenlik politikalarının ve
stratejilerinin de çeşitlenmesine yol açmıştır.
NATO’nun Siber Güvenlik Konsepti
Günümüzde geleneksel ve konvansiyonel savaşın
yanına siber savaş kavramı da eklenmiştir.
Muhabere sahası ve tehdit algısı siber uzaya
dönmüştür. Hibrit savaş kavramının yeni unsurlar
ile her geçen gün daha da zenginleştiği bir
zamandayız. Bu teknolojik değişim, dünyanın
Av. Arb. Murat KEÇECİLER
The need for defense and security is the
most important factor that triggers human
socialization. This awareness, which started
primarily against natural threats, has become
more important and priority over time against the
threats of its own kind.
With the emergence of the device we call
the state, the need for defense and security
has started to be institutionalized. With the
emergence of Modern nation states, defense and
security have become a national policy issue.
The diversification of threats has also led to the
diversification of security policies and strategies.
NATO’s Cyber Security Concept
Today, the concept of cyber warfare has
been added in addition to traditional and
conventional warfare. The communication
field and the perception of threats have turned
into cyberspace. We are at a time when the
concept of hybrid warfare is getting richer with
en büyük ve önemli askeri ittifakı konumunda
olan NATO’nun da konseptini ve politikalarını
etkilemiştir.
NATO 2016 yılından bu yana siber güvenlik
konsepti geliştirmektedir. İttifak ilk olarak kendi
operasyonel alt yapısının güvenliğini temin etmek
amacıyla siber güvenlik stratejisi geliştirmiştir.
2018 yılında Brüksel’de yapılan zirvede NATO
komuta yapısı içerisinde Siber Operasyon
Merkezi kurulmasına karar verilmiştir. NATO’nun
siber güvenlik unsurları, ittifak üyelerinin talep
etmesi durumunda devreye girmek üzere 24 saat
esasına göre hazır bir şekilde beklemektedir.
Şubat 2019 tarihinden bu yana NATO kötü
amaçlı siber tehditleri önceden tespit ederek
tepki vermek konusunda yetkilendirilmiştir.
En son olarak ittifak, 4 Aralık 2019 tarihinde
Londra’da düzenlenen liderler zirvesinin sonuç
deklarasyonunda, yeni teknolojileri ittifakın
güvenlik konsepti için yakından takip ettiğini,
siber saldırılar ve hibrit tehditlere karşı ittifakın
yeni bir savunma konsepti geliştireceğini karara
bağladığını açıklamıştır.
Rusya ve Çin’in Siber Güvenlik Algısı
NATO, yeni konseptinde siber güvenliği önceleyen
adımlar atarken, NATO’nun mütteffikleri için
temel tehdit olarak gördüğü Çin ve Rusya da
bu alanda önemli hamleler yapmaktadır. Rusya
Devlet Başkanı Vladimir Putin, 2 Aralık 2019
tarihinde yeni bir yasayı onayladı. Söz konusu
yasa uyarınca Temmuz 2020 tarihinden itibaren
Rusya’da satılan akıllı telefonlara Rus işletim
sistemleri kullanılması zorunluluğu getirildi.
Buna ek olarak Rusya’nın özel siber saldırı
birimleri oluşturduğu ve bu alanda son yıllarda
önemli saldırıları organize ettiği sıklıkla ifade
edilmektedir.
Özellikle İngiltere Rus istihbarat servisi GRU’nun
siber saldırılar organize etmek üzere hacker
gruplarını yönlendirdiğine ilişkin önemli ve
ciddi ithamlarda bulunmaktadır. Temmuz 2018
tarihinde İngiltere’de başta hastaneler olmak
üzere kamu kurumlarına yönelik yapılan siber
saldırıların Rusya destekli hacker grupları eliyle
gerçekleştirildiğine ilişkin önemli bulgulara
ulaştıklarını iddia etmişlerdir. İngiliz Dış İşleri
Bakanlığı’na göre GRU, 2017 yıl Ekim ayında
Kiev metrosunu, Odessa Havalimanını etkileyen
“BadRabbit” zararlı yazılımının kullanıldığı
saldırılardan da sorumludur.
new elements. This technological change has
also affected the concept and policies of NATO,
the world’s largest and most important military
alliance.
NATO has been developing a cyber security
concept since 2016. The alliance first developed
a cyber security strategy to ensure the security
of its operational infrastructure. At the 2018
Summit in Brussels, it was decided to establish
a Cyber Operations Center within the NATO
command structure. NATO’s cyber security
elements are on a 24-hour stand-by basis to
engage if alliance members request it. Since
February 2019, NATO has been authorized to
respond to malicious cyber threats by detecting
them in advance. Finally, the Alliance, held in
London on 4 December 2019 at the summit,
the final declaration of the leaders in the new
technologies the alliance closely to the concept
of security, cyber attacks, and threats against
the alliance’s hybrid that would develop a new
concept of Defense announced it was settled.
Russia and China’s Perception
of Cyber Security
As NATO takes steps to prioritize cybersecurity in
its new concept, China and Russia, which NATO
considers a key threat to its ally, are making
significant moves in this area. Russian President
Vladimir Putin approved a new law on December
2, 2019. Under the law, it was required to use
Russian operating systems on smartphones sold
in Russia as of July 2020. In addition, it is often
stated that Russia has created special cyber
attack units and organized significant attacks in
this area in recent years.
In particular, the UK has made significant and
serious accusations that the Russian intelligence
service GRU is directing groups of hackers
to organise cyber attacks. In July 2018, they
claimed to have reached important findings that
cyber attacks on public institutions, particularly
hospitals, were carried out by Russian-backed
hacker groups. According to the British Foreign
Office, the GRU is also responsible for attacks
using the +”BadRabbit” malware that affected the
Kiev metro, Odessa Airport, in October 2017.
In the first link to the U.S. trade war against
China, Americans targeted Huawei, China’s most
important mobile device manufacturer. With a
market share growth of 41% in 2018, the company
90 91

ANALİZ / MAKALE
ANALYSIS / ARTICLE
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
ABD’nin Çin’e karşı başlattığı ticaret savaşının ilk
halkasında Amerikalılar Çin’in en önemli mobil
cihaz üreticisi olan Huawei’yi hedef aldılar. 2018
yılında % 41’lik pazar payı büyümesi ile Amerika’lı
akıllı telefon üreticisi Apple’ı geride bırakarak
54.2 milyon akıllı telefon satış yapan firma, akıllı
telefon pazarında önemli bir
oyuncu konumuna gelmiştir.
Huawei, 5G teknolojisine
yaptığı yatırımlar ile önemli
bir teknoloji devi olma
yolunda da sağlam adımlar ile
ilerlemektedir.
ABD’nin Huawei’yi yaptırım
listesine almasıyla
Amerikalı Google, kendi
yazılımlarının Huawei
marka akıllı telefonlarda
güncellemesini yapmayacağını
ve yeni modellere lisans
vermeyeceğini duyurdu.
Huawei ve Çin devletinin
ABD’nin bu tutumuna karşılık
tepkileri ise yerli ve milli işletim
sistemlerini geliştirmeye
ayırdıkları dev bütçeler ile
olmuştur.
Çin özellikle yapay zeka
alanında yaptığı yatırımlar ile
adından söz ettirmektedir.
Teknolojinin artan gelişme
hızı içerisinde Çin hem katma
değerli ürün ihracatı yapan
hem de teknoloji üreten bir ülke konumuna
yükselmek için çok önemli hamleler yapmaktadır.
Çin son 5 yılda yapılan patent başvurularında
gelişmiş ülkelere yakın performanslar
sergilemektedir. 2011 yılında Çin dünyada en
çok patent başvurusu yapılan ülke olmuş ve
bu alanda ABD’yi o sene geçmiştir. Çin üreten
olmaktan çok icat eden ülke konumuna gelmek
ve katma değerli ürünlere ilişkin değişimini
sağlamak için GSMH’nin % 2,7‘ni Ar-Ge’ye
harcayan ABD, Japonya ve Almanya gibi
gelişmiş ekonomileri yakalamak zorundadır.
Bu açıdan Çin son yıllarda güçlü atılımlar
yapmaktadır ve çoğu OECD ülkesini geride
bırakan bir performans sergilemektedir. Çin,
ABD patent bürosuna patent başvurusu yapan
ülkeler arasında da önemli bir hamle yapmış
ve Almanya, Kore ve Japonya gibi ülkeler ile
arasındaki farkı kapatmıştır.
Çin’in siber güvenliğe ve
milli yazılım geliştirme
konusundaki çabaları çok
uzun zamandır devam
etmektedir. Özelikle ABD
ile Çin arasında yaşanan
ticaret savaşları, Çin’in
bu politikasının ne kadar
haklı olduğunu ortaya
koymuştur.
China’s efforts on
cybersecurity and
national software
development have been
going on for a long time.
In particular, the trade
wars between the United
States and China have
revealed how justified
China’s policy is.
has sold 54.2 million smartphones, surpassing
American smartphone maker Apple, making it a
major player in the smartphone market. Huawei
is also progressing with solid steps towards
becoming an important technology giant with its
investments in 5G technology.
With the US on huawei sanctions
list, American Google has
announced that it will not
update its software on Huawei
smartphones and will not license
new models. The reaction of
Huawei and the Chinese state
in response to this attitude of
the United States was with huge
budgets that they have devoted to
developing domestic and national
operating systems.
China makes its name especially
with its investments in artificial
intelligence. In the increasing
pace of technology, China is
making very important moves to
become a country that exports
value-added products and
produces technology. China has
performed closely with developed
countries in patent applications
over the last 5 years. In 2011,
China became the most patentsubmitted
country in the world
and passed the United States in
this field that year. China has to
capture developed economies such as the United
States, Japan and Germany, which spend
2.7% of GDP on R&D to become more
invented countries than producing
and to ensure its change in valueadded
products. In this respect,
China has made strong strides in
recent years, and most OECD
countries are performing
behind. China has also
made a significant
move among
countries applying
for patents to the
U.S. patent office
and has closed the
gap with countries
such as Germany,
Korea and Japan.
Google’dan Türkiye hamlesi
Çinli Huawei’nin yaşadığı sorunun bir benzeri ile
Türkiye’de karşı karşıya kalacak gözükmektedir.
Söz konusu olay Rekabet Kurumunun Google’a
kestiği “hakim durumu kötüye kullanma, piyasaya
girişi engelleme ve zorlaştırma” nedeniyle verdiği
cezadan kaynaklanmıştır. Rekabet Kurumu, Rus
arama motoru olan Yandex tarafından yapılan
şikayet sonucunda yaptığı inceleme neticesinde,
Google’ın Rekabet Kanununu ihlal ettiğine karar
vermiştir. Kurum yaptığı incelemede, Google’ın
Android işletim tabanlı akıllı telefon üreticileri ile
yapmış olduğu anlaşmalarda bir seri ihlali tespit
etmiştir. Bu ihlallerin belli başlıları şu şekildedir;
n Arama motoru olarak Google Chrome’u
varsayılan arama motoru yapılmasını
zorlaması,
n Google’ın uygulama mağazasına ilişkin
uygulamayı telefonların ana ekranlarına koyma
zorunluluğu getirmesi ve
n Harita uygulaması olarak Google Maps
uygulamasını temel harita uygulaması olarak
ilk kurulumda kullanıcıya sunma yükümlüğü
getirmesi
Kurum söz konusu hükümleri içeren sözleşmeler
nedeniyle Google’a 93 milyon TL idari para cezası
vermiş ve buna ek olarak söz konusu ihlale konu
sözleşmeleri düzeltmesi için süre tanımıştır.
Ne var ki Google, kurum tarafından verilen
süreye uymamıştır. Verilen süre sonunda kurum
tarafından yapılan ek incelemede, kurum Google’ın
ilk kararda düzeltmesi için kendisine süre verilen
Google’s Turkey move
It seems that China will face a similar problem
with Huawei’s law in Turkey. The incident
stemmed from the competition authority’s
penalty for mishandling the prevailing situation,
blocking entry into the market and complicateing
the prevailing situation that Google has cut.
As a result of a complaint by The Competition
Authority, The Russian search engine Yandex,
it was decided that Google violated the
Competition Act. In its review, the agency
found a serial breach in Google’s agreements
with Android operating-based smartphone
manufacturers. The main pillars of these
violations are as follows;
n Forcing Google Chrome to become the
default search engine as a search engine,
n Google’s application for the app store must be
put on the home screens of phones and
n As a map app, the obligation to present
Google Maps to the user in the first
installation as the basic map application
The agency has imposed an administrative fine of
TL 93 million on Google for contracts containing
these provisions, and in addition to that, it has
granted time to correct the contracts subject
to such infringement. However, Google did not
comply with the time given by the institution.
An additional review by the agency at the end
of the given period determined that a daily
92 93

ANALİZ / MAKALE
ANALYSIS / ARTICLE
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
hususları düzeltene kadar günlük idari para cezası
uygulanmasına karar verilmiştir. Kurum tarafından
günlük para cezası uygulanacağı açıklandıktan
sonra Google, telefon üreticilerine gönderdiği
bilgilendirme de 2020 yılından itibaren Türkiye
pazarında satılacak olan Andorid tabanlı telefonlar
için Google uygulamaları için lisans vermeyeceğini
açıklamıştır.Tüm bu yaşananlar
Türkiye’nin milli yazılımlara neden
ihtiyaç duyduğunu açıkça ortaya
koymaktadır.
Donanımınızın yerli olması
kullanılan yazılım yerli olmadığı
zaman çok fazla bir anlam
ifade etmemektedir. Huaewi
örneği bu durumu açıkça ortaya
koymaktadır. Hem donanımınızın
hem de yazılımınızın yerli olmak
zorunda olduğu zamanlardayız.
Casus yazılımların artması, siber
saldırı tekniklerinin gelişmesi,
artan dijitalleşme ile saldırı
konseptinde önemli sıçramalar
yaşanmaktadır. Siber saldırıların
hem sayısı artmakta hem de
kapsamı genişlemektedir. Buna
ek olarak, bu saldırıların yapıları
her geçen gün daha da kompleks
bir hal almaktadır. Hibrit savaşın
yaygınlaşması ve gelişmesi ile
siber güvenliğin önemi daha da
artmaktadır. Bu nedenle, yerli
yazılımlarınızı yabancı donanımlar
ile kullanmanız da yüzde yüz bir
güvenlik tesis etmeyecektir.
Değişen teknoloji ile tehdit
konsepti de değişmiştir. Siber
saldırılar karşısında daha
dayanıklı ve daha güvenli bir
savunma geliştirmek için yerli ve
milli yazılımların kullanılmasına
daha çok dikkat etmek
gerekmektedir. Bu nedenle, ülke olarak sınırlı
olan ekonomik imkan ve kaynaklarımızı doğru bir
şekilde yerli ve milli yazılımların geliştirilmesine
kanalize etmeliyiz.
Milli ve Yerli bir savunma
sanayine sahip olmak
istiyorsak, milli silah
ekipmanlarımıza ilişkin
milli ve yerli platformlar ile
üretilen silah sistemlerinin
kullandıkları motor, namlu
sistemleri gibi kritik
aksamlarının yanı sıra bu
ekipmanlar tarafından
kullanılan yazılımları
da milli ve yerli olarak
üretmek zorundayız.
If we want to have a
national and domestic
defense industry, we have
to produce national and
domestic products, such
as the engine, barrels,
the weapons systems
built using national and
domestic platforms for
our national weapons
equipment, as well as
software used by those
equipment.
administrative fine would be imposed until the
agency corrected the issues Google had given it
time to correct in the initial decision. After it was
announced that a daily fine would be imposed by
the institution, Google announced that it would
not license Google applications for Andorid-based
phones, which will be sold in the Turkish market
starting from 2020.All these
events make it clear why Turkey
needs national software.
Being native to our hardware
does not mean much when the
software used is not native.
The huaewi example makes
this very clear. This is a time
when both your hardware
and your software have to be
native. With the increase of
spyware, the development of
cyber attack techniques, and
increased digitalization, the
attack concept is experiencing
significant leaps. Both the
number of cyber attacks is
increasing and the scope is
expanding. In addition, the
structures of these attacks are
becoming more complex with
each passing day. With the
spread and development of
hybrid warfare, the importance
of cybersecurity is growing.
Therefore, using your domestic
software with foreign hardware
will not establish a hundred
percent security.
With changing technology,
the concept of threat has also
changed. It is necessary to pay
more attention to the use of
domestic and National software
to develop a more durable and
secure defense against cyber attacks. Therefore,
as a country, we must channel our limited
economic resources and resources into the
development of domestic and National software.
Tarih bize, teknolojik değişimlere duyarsız
kalan toplumların teknolojik değişim karşısında
kaybetmeye mahkum olduklarını bir çok kez
göstermiş durumdadır. Bu nedenle, ülke güvenliği
için milli ve yerli yazılımlara mahkum olduğumuzu
unutmamamız gerekir.
History has shown us many times that societies
that are insensitive to technological changes
are doomed to lose in the face of technological
change. Therefore, we must remember that we
are doomed to national and domestic software
for the security of the country.
94 95

ANALİZ / MAKALE
ANALYSIS / ARTICLE
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
Prof. Dr. Ferhat PİRİNÇÇİ
Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi
Faculty member of Bursa Uludağ University, Department of International Relations
SUUDİ ARABİSTAN’IN DEV SAVUNMA
BÜTÇESİ GÜVENLİK SAĞLAMIYOR
SAUDI ARABIA’S GIANT DEFENSE
BUDGET DOES NOT PROVIDE SECURITY
Suudi Arabistan son beş yıllık dönemde sadece
bölgenin değil, dünyanın en fazla silah satın
alan ülkesi konumunda. Silahlarının yüzde 68’ini
ABD, yüzde 16’sını İngiltere ve yüzde 4,3’ünü ise
Fransa tedarik etmekte.
In the last five years, Saudi Arabia is the largest
arms buyer, not only in the region, but also in
the entire world. 68 percent of its arms supplied
by the USA, 16 percent by England and 4.3
percent by France.
Suudi Arabistan 1993’ten beri Körfez bölgesi ve
Ortadoğu’nun en fazla savunma harcaması yapan
ülkesi konumunda. 2018’de 67 milyar doların
üstünde savunma harcaması yapan Riyad yönetimi,
ABD ve Çin’in ardından dünyanın en fazla savunma
harcaması yapan üçüncü ülkesi. Körfez’de Suudi
Arabistan’dan sonra savunma harcaması açısından
ikinci sırada olan İran ise 14 milyar doların altında
bir savunma harcaması yapmış.
Silahlanma açısından bakıldığında ise Suudi
Arabistan’ın açık ara öne çıktığı görülüyor. Zira
Suudi Arabistan son beş yıllık dönemde sadece
bölgenin değil, dünyanın en fazla silah satın alan
ülkesi konumunda. Silahlarının yüzde 68’ini ABD,
yüzde 16’sını İngiltere ve yüzde 4,3’ünü ise Fransa
tedarik etmekte. Normal şartlar altında, “istikrarlı”
bir şekilde bu denli büyük savunma harcaması
yapan ve dünyanın en büyük silah ithalatçısı
konumundaki bir ülkenin askeri kapasitesi ve
hazırlık derecesinin de yüksek düzeyde olması
beklenir. Bu açıdan, Suudi Arabistan öncülüğündeki
koalisyonun 2015’te başlattığı ve hâlâ devam eden
Yemen’e yönelik operasyon, Riyad’ın askeri hazırlık
derecesi hakkında ciddi ipuçları veriyor.
spending, Saudi Arabia is the largest defense
spending country in the Gulf region and
the Middle East since 1993. The Riyadh
administration spent more than $ 67 billion
on defense in 2018, and it is the third largest
defense spending country in the world after the
USA and China. Iran, which ranked second in
terms of defense spending in the Persian Gulf
after Saudi Arabia, made less than $ 14 billion in
defense spending.
In terms of armament, Saudi Arabia is far ahead
from other countries. Because, in the last five
years, Saudi Arabia is the largest arms buyer, not
only in the region, but also in the entire world.
68 percent of its arms supplied by the USA, 16
percent by England and 4.3 percent by France.
Under normal conditions, it is expected that
the military capacity and readiness of such a
country, which consistently makes large defense
expenditure and which is the world’s largest
arms importer, would be at high level. In this
respect, the Saudi-led coalition launched in 2015,
and the ongoing operation against Yemen, gives
serious clues about Riyadh’s military readiness.
RAMCO tesislerine 14 Eylül’de düzenlenen
kapsamlı saldırıların ardından iki hafta geçti.
Yemen’deki Husiler saldırıların sorumluluğunu
üstlenmesine rağmen, bu durum Riyad yönetimi
tarafından tam olarak kabullenilmedi ve İHA’lar
ile füzelerin nereden fırlatıldığı (resmî düzeyde)
belirsizliğini koruyor. Günümüz teknolojisi ve
istihbarat imkânlarıyla bu denli kapsamlı bir
saldırının nereden kaynaklandığının henüz
belirlenememesi bir soru işareti oluştursa da,
sorgulanması gereken diğer bir nokta, dünyanın
en fazla savunma ve silahlanma harcamasını
yapan ülkeleri arasında yer alan Suudi Arabistan’ın
savunma kapasitesi oldu. Bu sorgulama,
ARAMCO saldırılarının ardından Suudilere yönelik
boyutu derinleşen yeni saldırılar sonrasında daha
elzem hale gelmiş bulunuyor.
Riyad yönetimi, ABD ve Çin’in ardından dünyanın
en fazla savunma harcaması yapan üçüncü
ülkesi. Körfez’de Suudi Arabistan’dan sonra
savunma harcaması açısından ikinci sırada olan
İran ise 14 milyar doların altında bir savunma
harcaması yapmış.
Suudi Arabistan’ın Silahlanma Ve
Savunma Harcamaları
Savunma harcamaları açısından ele alındığında,
It has been two weeks since the attack that
organized to ARAMCO facilities on September
14th. Although the Houthi insurgents in
Yemen claim responsibility for the attacks, this
situation has not been fully accepted by the
Riyadh administration, and it remains unclear
(officially) where the UAVs and missiles were
launched. Despite the fact that the source of
such a comprehensive attack has not yet been
revealed with today’s technology and intelligence
capabilities, another point that needs to be
questioned is the defense capacity of Saudi
Arabia, which is one of the countries that make
the most defense and armament expenditures in
the world. This questioning has become more and
more important after the ARAMCO attacks, and
following new big attacks towards the Saudis.
The Riyadh administration is the third largest
defense spending country in the world after the
USA and China. Iran, which ranked second in
terms of defense spending in the Persian Gulf
after Saudi Arabia, made less than $ 14 billion in
defense spending.
Arms and Defense Expenditures of
Saudi Arabia
If we look from the viewpoint of defense
Suudi Arabistan’ın askeri hazırlık
derecesi ve Yemen müdahalesi
Yemen müdahalesinin başladığı yıl Suudi
Arabistan’da kişi başına düşen savunma
harcaması 2 bin 867 dolarken Yemen’in kişi
başına düşen gayrisafi yurtiçi hasılası bin 610
doların altındaydı. Aynı yıl Suudi Arabistan ordusu
227 bin kişilik bir güce sahipken Yemen’deki
Husiler dâhil bütün isyancıların sayısı 20-30
bin civarındaydı. 2018’e gelindiğinde ise Suudi
Arabistan’ın savunma harcaması 67 milyar doların
üstündeyken Yemen’in gayrisafi yurtiçi hasılasının
toplamı 27 milyar doların altındaydı.
Sadece bu verilerden hareketle, Suudi Arabistan’ın
bin 300 kilometrelik kara sınırı paylaştığı
Yemen’deki isyancılar karşısında epey avantajlı
olduğunu ve tek başına bir askeri müdahaleyi
rahatlıkla yapabileceğini öngörmek mümkün.
Bununla beraber meşruiyet sağlamak, zaman
kazanmak, maliyeti paylaşmak gibi faktörler
nedeniyle, müdahalenin bir koalisyon oluşturularak
gerçekleştirilmesi de anlaşılır görünüyor.
Koalisyonun öncelikli müdahale aracının hava
saldırıları olduğu Yemen operasyonuna Suudi
Arabistan bin 500, Birleşik Arap Emirlikleri
(BAE) ise 3 bin asker gönderdi. Ancak
Saudi Arabia’s military readiness level
and Yemen intervention
In the year in which Yemen intervention started,
Saudi Arabia’s per capita defense spending
was $ 2,886, and Yemen’s gross domestic
product per capita was less than $ 610. In the
same year, the Saudi Arabian army had 227,000
soldiers, and the number of insurgents in Yemen,
including the Houthis, was around 20-30,000. By
2018, Saudi Arabia’s defense spending was over
$ 67 billion, and Yemen’s gross domestic product
was less than $ 27 billion.
According to these data, it is possible to foresee
that Saudi Arabia is quite advantageous against
the rebels in Yemen, where it has a land border
of 1,300 kilometers and that it can easily conduct
a military intervention alone. However, due to
factors such as providing legitimacy, gaining time
and sharing costs, it seems understandable that
the intervention should be carried out by creating
a coalition.
The coalition’s primary intervention instrument
was the air strikes in Yemen intervention,
and Saudi Arabia sent 1,500 troops and the
United Arab Emirates (UAE) sent 3,000 troops.
However, despite the fact that more than four
96 97

ANALİZ / MAKALE
ANALYSIS / ARTICLE
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
müdahalenin üzerinden dört yıldan fazla bir
zaman geçmesine rağmen Riyad yönetiminin
ve koalisyon ortaklarının Husilere karşı net bir
üstünlük elde edemediği ortada. Tam tersine,
Yemen müdahalesi, Suudi Arabistan’ın devasa
harcamalar yaparak güçlendirdiği düşünülen
askeri kapasitesinin etkinliğini ve savunmasının
kırılganlığını gözler önüne sermeye yaradı. Zira
müdahalenin başından itibaren büyük ilerleme
kaydedilememesi bir tarafa, Husilerin Suudi
Arabistan üzerindeki baskısı artmış bulunuyor.
2018’e gelindiğinde, önceleri Suudi Arabistan’ın
Yemen sınırındaki bazı bölgelerine yönelen
balistik füze saldırılarıyla hissedilen baskı, Riyad’a
yönelik füze saldırılarıyla devam etti. Suudi
hava savunma sistemleri söz konusu balistik
füze saldırılarını büyük bir zarar oluşturmadan
devre dışı bırakabildiler. Bununla beraber, Husiler
konvansiyonel olmayan saldırı yöntemleriyle
Suudi Arabistan içlerine doğru saldırmaya devam
etti. Nitekim balistik füzelere ilaveten insansız
hava araçlarının (İHA) da kullanıldığı saldırıla
Suudi Arabistan’ın petrol tankerleri, havaalanları,
petrol pompalama istasyonları gibi kritik ve
sembolik altyapısına yöneldi. Çoğunun Suudi hava
savunma sistemlerince engellendiği iddia edilen
bu saldırıların yoğunluğu, aslında günümüzde
faili henüz net bir şekilde ortaya konulamamış
ARAMCO saldırılarının da işaret fişeği niteliğinde.
Son olarak, Husilerin bazı görüntüler ortaya
koyarak, Suudi Arabistan’da Necran’a yaptıkları
saldırılar sonucunda üç Suudi tugayını devre
dışı bıraktıkları, binlerce askeri ve milisi esir
aldıkları ve yüzlerce askeri öldürdükleri veya
yaraladıkları iddiaları ve Riyad’ın bu iddialar
konusundaki suskunluğu önemli. Zira saldırılar
sonucunda Suudi Arabistan’a iddia edildiği kadar
zarar verilmediyse bile, durum Riyad yönetimi
açısından artık “şüyuu vukuundan beter” hale
gelmiş durumda.
Saldırılardan Çıkarılacak Bazı Sonuçlar
ARAMCO saldırıları ve akabinde gerçekleşen
saldırıların yansımalarına ilişkin çok sayıda analiz
yapılabilir. Burada sadece silahlanma faaliyetleri
ve savunma harcamalarına ilişkin öne çıkan bazı
değerlendirmeler yapmakla yetinelim:
1. Tehdit algısı kaynaklarıyla karşılaştırılamayacak
nitelikteki devasa savunma harcamaları,
güvenliğin sağlanması için yeterli olamayabilir.
Bu nedenle savunma harcamalarına sadece
rakam olarak bakmak yerine, harcamanın etkili bir
years have passed since the intervention
started, the Riyadh administration and its
coalition partners have not achieved a clear
advantage over the Houthis. On the contrary,
Yemen intervention revealed the effectiveness
of the military capacity of Saudi Arabia,
which is thought to be strengthened by large
expenditures, and the vulnerability of its defense.
Although no big progress has been made since
the beginning of the intervention, the Houthis
have increased their pressure on Saudi Arabia.
In 2018, the pressure felt by the ballistic missile
attacks on some parts of Saudi Arabia on the
Yemen border continued with the missile attacks
against Riyadh. The Saudi air defense systems
repulsed aforementioned ballistic missile
attacks without causing great damage. However,
the Houthis continued to attack through inner
parts of Saudi Arabia with unconventional attack
methods. As a matter of fact, with the attacks
in which they used unmanned aerial vehicles
(UAV) in addition to ballistic missiles they turned
towards Saudi Arabia’s critical and symbolic
infrastructure such as oil tankers, airports and
oil pumping stations. The density of these
attacks, most of which are claimed to have been
prevented by Saudi air defense systems, is in
fact a signal flare of ARAMCO attacks that have
not yet been clearly identified.
Finally, Riyadh administration’s silence is
important about the footages of attacks, that
shows Hauthi insurgents neutralized three Saudi
brigades, captured thousands of soldiers and
militias, and killed or wounded hundreds of
soldiers in Najran city of Saudi Arabia. Because,
as a result of the attacks, even if Saudi Arabia
has not suffered as much damage as alleged,
the situation has become worse for the Riyadh
administration than the allegations.
Some conclusions to be drawn of attacks
A lot of analyzes can be carried out about
the reflections of ARAMCO and following
attacks. Here, let us only make some important
evaluations of arms activities and defense
expenditures:
1. Large defense expenditures that cannot be
compared to sources of threat perception may
not be enough to provide security. Because of
that, it should be questioned whether defense
expenditure is used effectively, instead of
looking at these expenditures as numbers
şekilde kullanılıp kullanılmadığının sorgulanması
gerekir. Bu noktada, ordu personeline yapılan
yatırım ve özellikle komuta kademesinin eğitimi,
profesyonelliği ve liyakati ön plana çıkmaktadır.
2. Güvenliğin sağlanmasında ve tehditlerin
dengelenmesinde önemli rolü bulunan silahlanma
planlarında, tehditlerin değişen doğası da dikkate
alınarak revizyona gidilmesi gerekmektedir.
Burada tehdit kaynağının devlet veya devlet-dışı
aktör olması sonucu değiştirmemektedir. Zira
tehdit kaynağı devlet dahi olsa, vekiller üzerinden
ve konvansiyonel olmayan yöntemlerle de saldırı
yapılabileceği dikkate alınmalıdır. Bu nedenle
ister saldırı nitelikli ister savunmacı karakterde
olsun, envanterdeki silah sistemlerinin tehditlerin
doğasına ve gelişen yeni yöntemlere uygun olarak
gözden geçirilmesi, geliştirilmesi veya yenilenmesi
elzemdir. Kaldı ki dünyanın en büyük petrol
üreten ülkelerinden biri olan Suudi Arabistan’ın
petrol çıkarma, pompalama ve işleme tesisleri
gibi kritik altyapıları, savunma açısından ülkenin
yumuşak karnını oluşturmaktadır. Bu bölgelerin
korunmasında ortaya çıkan bir zafiyet, diğer
olumsuz etkilerinin yanı sıra psikolojik açıdan ciddi
olumsuzluklar ortaya çıkaracaktır.
3. Silah tedarikçileri salt ticari ortaklar değildir;
fakat güvenliğin nihai garantisi de değildirler.
Orta Doğu’da istisnalar dışında bütün ülkeler,
silahlanma faaliyetlerini silah satın alarak
gerçekleştirmekteler ve bölgede ana silah
tedarikçileriyle alıcılar arasında bir ittifak ilişkisi
bulunmakta. Öyle ki bölge dışı güçlerle kurulan
ittifakların bazen aracı, bazen de amacı olan
silah ticareti, alıcılar tarafından güvenlik garantisi
sağlamak için de kullanılmaktadır. Örneğin Suudi
Arabistan 1945’ten günümüze kadar ABD ile
ittifak ilişkisi içindedir ve silah ticareti bu ittifakı
güçlü kılan faktörler arasında önemli bir yere
sahiptir. 1950’den bu yana Suudi Arabistan’ın
bazen tek (ama her zaman başlıca) tedarikçisi
ABD olmuştur. Son beş yıllık veriler bile dikkate
alındığında dünyanın en büyük silah ihracatçısı
olan ABD’nin en büyük müşterisi, aynı zamanda
dünyanın en büyük silah ithalatçısı olan Suudi
Arabistan’dır. Bu ilişki, başta petrol olmak üzere
diğer unsurlarla birleştiğinde, Suudi Arabistan
rejimi ve ülke bütünlüğü açısından ABD’nin
güvenlik sağlayıcı rolü hep ön planda olmuştur.
Ancak yaşanan son gelişmeler, ABD’nin en büyük
silah müşterisi olmanın ve milyarlarca dolar
harcanarak alınan silahların Suudi güvenliğini
sağlamada beklenen caydırıcılığı temin
edemediğini göstermiştir.
only. At this point, the investment made for the
army personnel and especially the education,
professionalism and competence of the
command echelon is very important.
2. Armament plans, which play an important role
in ensuring security and balancing threats, need
to be revised considering the changing nature
of threats. At his point, whether the source of
threat is a state or a non-state actor does not
change the result. Because, even if the source of
the threat is a state, the attacks can be carried
out through other elements and unconventional
methods. Because of that, it is essential that
the weapon systems in the inventory, whether
it is used for attack or defensive, must be
reviewed, developed or renewed in accordance
with the nature of the threats and new methods
developed. Besides, Saudi Arabia‘s, one of
the world’s largest oil producing countries,
critical infrastructure facilities, such as oil
drilling, pumping and processing facilities, is
the country’s weak spot in terms of defense.
A vulnerability about the protection of these
regions will cause serious psychological
problems as well as other negative effects.
3. Arms suppliers are not only business partners;
but also they are not the ultimate guarantee of
safety. Almost all countries in the Middle East
carry out armament activities by purchasing
arms, and in the region, there is an alliance
between the main arms suppliers and buyers. So
much so that, arms trade, which is sometimes
the mediator and sometimes the aim of the
alliances formed with the forces outside the
region, is also used by the buyers to provide
security guarantee. For example, Saudi Arabia
has been in an alliance with the US since 1945,
and arms trade is one of the factors that make
this alliance strong. Since 1950, the USA has
sometimes been the only (but always the
main) supplier of Saudi Arabia. Considering the
data for the last five years, the biggest buyer
of the the United States, world’s largest arms
exporter, is Saudi Arabia, which is the world’s
largest arms importer. When this relationship is
combined with other factors, particularly oil, the
security role of the USA has always been at the
forefront in terms of the Saudi Arabian regime
and the integrity of the country. However, recent
developments have shown that being the largest
US arms customer and the billions of dollars
spent on weapons has not provided the expected
deterrence in ensuring Saudi Arabia’s security.
98 99

ANALİZ / MAKALE
ANALYSIS / ARTICLE
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
4. İttifaklar ve müttefiklerin sınırları ortaya
çıkmıştır. Yemen müdahalesinde karşılaşılan
başarısızlıklar ve söz konusu saldırılar
bağlamında, sürecin bir bumerang gibi Suudi
Arabistan’ı olumsuz etkilemesi, aynı zamanda
bölgede on yıllardır kurgulanan ittifakların ve
müttefiklerin limitini de ortaya koymuştur. Politik
düzeyde söylem açısından bütün müttefikleri
Riyad yönetimine desteklerini ifade edip Riyad’dan
daha açık bir şekilde ARAMCO saldırılarının faili
olarak İran’ı işaret etseler de aynı desteğin askeri
düzeyde gelmediği görülmektedir. Zira ARAMCO
saldırılarının sıcağında, İran’ın “olağan şüpheli”
olduğu iddialarından hareketle, ilk günlerde Suudi
Arabistan tarafından kanıtlarla desteklenmiş bir
suçlama ve ABD destekli bir misilleme beklentisi
vardı. İki hafta sonunda ABD’nin gerçekleştirdiği
tek eylem ise Suudi savunmasını desteklemek
üzere dört adet Patriot bataryası ve 200 Amerikan
askerinin gönderileceğinin açıklanması oldu. Bu
durum, ABD’nin kısa vadede Suudi Arabistan
için İran’ı askerî açıdan doğrudan karşısına
almayacağını göstermektedir.
ARAMCO saldırılarının üzerinden geçen iki hafta
içinde, Suudi Arabistan bu saldırının şokunu
unutturacak boyutta yeni saldırılarla karşılaştı. Bu
nedenle Riyad açısından, ARAMCO saldırılarına karşı
nasıl bir cevap verileceğinden ziyade, genel bir hasar
tespiti yapılması ve durumun kontrol altına alınması
öncelikli hale gelmiş bulunuyor. Hasar kontrolünde
yukarıda ifade edilen hususlar da orta ve uzun
vadede dikkate alınacaktır. Öte yandan, bölgede
doğrudan veya vekiller üzerinden, konvansiyonel
veya konvansiyonel olmayan saldırılarla yaşanacak
bir çatışmanın tırmanma ihtimali her zaman için
bulunuyor. Fakat taraflar böylesi bir tırmanmaya
giderken olası maliyetleri bir kez daha hesaba
katmak zorundadır. Zira yaşanacak bir tırmanma
hiçbir taraf için maliyetsiz olmayacaktır.
REFERANSLAR
[1] Suudi Dışişleri Bakanı Adel Al-Jubeir bu
saldırıları 260’ının balistik füzelerle ve 150’sinin
İHA’larla düzenlendiğini ifade etmiştir. Council on
Foreign Relations, “A Conversation With Minister
Adel al-Jubeir of Saudi Arabia”, https://www.cfr.
org/event/conversation-minister-adel-al-jubeirsaudi-arabia-0,
24 Eylül 2019.
[2] https://www.aa.com.tr/tr/dunya/husilerdensuudi-arabistanda-350-kilometrekarelik-alani-elegecirdik-iddiasi/1597348
4. Alliances and borders of allies have been
formed. The failures of the Yemen intervention
and the attacks we have mentioned have
revealed the negative impact of the process like
a boomerang on Saudi Arabia, as well as the limit
of alliances and allies established in the region
for decades. At the political level, even though all
of its allies expressed their support to the Riyadh
administration, and more clearly pointed to Iran as
the perpetrator of ARAMCO attacks than Riyadh,
but they did not seem to give the same support
at the military level. Because, immediately after
the ARAMCO attacks, there was an expectation
of a USA-backed retaliation and an accusation
supported by Saudi Arabia in the early days,
based on the allegations that Iran was the “usual
suspect”. At the end of two weeks, the only US
action was to announce the deployment of four
Patriot batteries and 200 US troops to support
the Saudi defense. This situation shows that, in
the short term, the US will not directly intervene in
Iran militarily for Saudi Arabia.
In the two weeks after the ARAMCO attacks,
Saudi Arabia has confronted with new attacks
that are so large that they will make everybody
forget the shock of the these attacks. Because
of that, for Riyadh it is more important to make a
general damage assessment and control of the
situation than to respond to ARAMCO attacks.
About this damage assessment, the above
mentioned issues will be taken into consideration
in the medium and long term. On the other hand,
there is always the possibility of a conflict in the
region, either directly or through other elements,
with conventional or nonconventional attacks.
However, the parties have to take into account
the possible costs once again while causing
such tension. Because such a tension that will
emerge will not be at no cost for any party.
REFERENCES
[1] Saudi Arabian Foreign Minister Adel Al-Jubeir
stated that 260 of these attacks were carried out
by ballistic missiles and 150 by UAVs. Council on
Foreign Relations, “A Conversation With Minister
Adel al-Jubeir of Saudi Arabia”, https://www.cfr.
org/event/conversation-minister-adel-al-jubeirsaudi-arabia-0,
24 September 2019.
[2] https://www.aa.com.tr/tr/dunya/husilerdensuudi-arabistanda-350-kilometrekarelik-alaniele-gecirdik-iddiasi/1597348
100 101

KAMPÜS
CAMPUS
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
Hacettepe Üniversitesi (H-Mech) Kurucu Başkanı / Hacettepe University President of H-Mech
Ata ÇETİN ERSÖZ
ALPHA PROJESI
Gelişen ve yerlilik oranını arttırma yolunda
ilerleyen savunma sanayimiz, TSK’nin
modernizasyonu konusunda her geçen gün yeni
başarılar elde etmekle beraber biz üniversite
öğrencilerine de ilham kaynağı olmaya devam
etmekte. Bu bağlamda akademik düzeyde
ilerlemek için Hacettepe Üniversitesi’ne bu yıl
kazandırmış olduğumuz Makina Topluluğu
(H-Mech) olarak, TSK’nin temel operasyonel birimi
olan piyadenin modernizasyonu adına ‘’Xsens
Ürünleri ile Tasarım’’ yarışması kapsamında Alpha
Projesi’ni yürütmekteyiz.
Alpha Projesi kapsamında, operasyonel timlerin
atış sırasında aktif olarak hareket etmelerinden
kaynaklanan sapmayı minimize etmeyi
hedeflemekteyiz. IMU sensörleri yerleştirilmiş
bir takım taktik kıyafet, aktif sıfırlama kabiliyetine
sahip bir hologram dürbün ve ana bilgisayar
olmak üzere üç parçadan oluşan ve operasyon
esnasında personele nişan desteği sağlayan bir
sistem geliştirmekteyiz. Bu sistem, kullanacak
ALPHA PROJECT
Our advancing industry, which is developing
and advancing towards increasing the rate
of domesticity, has achieved new successes
in the modernization of the TAF, and continues
to inspire university students. In this context,
as the Machine Society (H-Mech), which was
founded at the university of Hacettepe in this
year, we are conducting Alpha Project within the
scope of “Desing with XSENS” competition for
the modernization of industry, which is the main
operational unit of TAF.
Within the Alpha Project, we aim to minimize
the deviation caused by the active action of the
operational teams during the shooting. We are
developing a system consisting of three parts;
tactical outfit with IMU sensors, a hologram
binocular with active resetting capability and a
host computer,providing engagement support
to personnel during operation. This system aims
to actively perform binoculars reset during
operation and to give excellent firing positions.
personelin çeşitli atış pozisyonlarındaki
sapmalarını esas alarak operasyon sırasında
aktif bir biçimde dürbün sıfırlaması yapmayı ve
kişiye mükemmel atış kabiliyeti kazandırmayı
hedeflemektedir. Sistemin çalışma biçiminden
bahsedecek olursak, proje kapsamında hazırlanan
taktik kıyafetin çeşitli yerlerine yerleştirilmiş IMU
sensörleri vasıtasıyla atıcının 3 boyutlu uzaydaki
yeri ve hareketleri ana modül tarafından bilgisayar
ortamında simüle edilir. Operasyon öncesinde,
çeşitli atış pozisyonlarında elde edilen sapma
bilgisi sisteme manuel olarak girilir. Sistem,
operasyon esnasında personelin hangi atış
pozisyonunda olduğuna ve beklenen sapma
yönünün ne olduğuna karar vererek en isabetli
atışı yapmasını mümkün kılmak adına dürbünde
bulunan işaretleyiciyi hareket ettirerek dürbünü
anlık olarak sıfırlamaktadır.
Projemiz tasarım aşamasından itibaren yerli
silah teknolojilerine entegre edilebilir biçimde
ve uluslararası standartlar çerçevesinde
tasarlanmaktadır. Bu bağlamda projenin ilerleyen
safhalarında yapay zeka ve modern üretim
teknolojilerinden yararlanarak sistemin farklı
platformlarda da kullanılabilirliğinin arttırılması
hedeflenmektedir.
If we talk about the way the system works, the
position and movements of the shooter in 3D
space are simulated in computer environment
by IMU sensors placed in various parts of the
tactical suit prepared within the scope of the
Project. Before the operation, the deviation
information obtained from various firing positions
is entered into the system manually. The system
resets the binoculars momentarily by moving the
pointer in the binoculars to enable the personnel
to make the most accurate shot by deciding
which firing position the personnel take and the
expected deviation direction during the operation.
Our Project has been desingned in accordance
with the international standards and can be
integrated to the domestic gun Technologies. In
this context, we aimed to increase the usability of
the system in different platforms by making use
of artifical intelligence and modern production
Technologies in the later stages of the Project.
102 103

KAMPÜS
CAMPUS
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
EGE SAVUNMA TEKNOLOJILERI TOPLULUĞU
EGE ÜNIVERSITESI
EGE DEFENCE TECHNOLOGIES COMMUNITY
EGE UNIVERSITY
Ege Savunma Teknolojileri Topluluğu, yerli
ve milli teknolojiye sahip olmanın öneminin
bilincinde olan üniversite öğrencileri tarafından 19
Eylül 2019 tarihinde kurulmuş; kurulduğu günden
bu yana Ege Üniversitesi bünyesinde projeler
üreterek ve etkinlikler düzenleyerek üniversitemiz
öğrencilerinde savunma sanayine dair farkındalık
oluşturmayı hedeflemiştir. Savunma teknolojileri
alanında ulusal ve uluslararası yarışmalarda
geliştirdiği yerli ürünler ile Ege Üniversitesi’ni
temsil etmek ve bu alanda üniversite öğrencilerinin
aktifliğini arttırmayı amaçlayan topluluğumuz,
düzenlediği eğitimler, atölye çalışmaları, tecrübe
sohbetleri ve salon etkinlikleri ile bu hedef
doğrultusunda çalışma yürütmektedir.
Ege Defence Technologies Community was
founded on September 19, 2019 by university
students who are aware of the importance of
having domestic and national technology; Since
its inception, it has aimed to raise awareness of
the defence industry in our university students by
producing projects and organizing events within
Ege University since its inception. Our community,
trainings, workshops aimed at representing
Ege University and increasing the activity of
university students in this field with the domestic
products developed in national and international
competitions in the field of defence technologies
works, experience conversations and salon
activities and work in line with this goal.
Topluluğumuz bünyesinde en değer verdiğimiz
konulardan biri de üniversite öğrencileri
tarafından geliştirdiğimiz projelerimiz. Katıldığımız
yarışmalar, patent çalışmalarımız ve topluluk
faaliyetlerimiz ile ülkemize savunma sanayi
alanında katma değer üretmek adına emek
harcayarak üniversite öğrencilerimize, savunma
One of the most important issues within our
society is the projects that we have developed by
university students. To give our university students
awareness and experience in the field of defence
technologies by working hard to produce added
value in the field of defencse industry with our
competitions, patent studies and community
104 105

KAMPÜS
CAMPUS
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
teknolojileri alanında farkındalık ve deneyim
kazandırmayı hedefliyoruz. Bünyemizde bulunan
Ege Roket Takımı, Teknofest 2019 yarışmasında
yüksek irtifa roket kategorisinde KTR aşamasında
571 takım arasından ilk 15’e girerek finalistlik;
Egeik İKA Takımı 27-28 Ağustos 2019 tarihlerinde
Ankara’da düzenlenen T.C. Cumhurbaşkanlığı
Savunma Sanayi Başkanlığı ROBOİK İnsansız
Kara Aracı Yarışmasında yarışan otonom
kara aracı OĞUZ ile Türkiye Dördüncüsü olma
başarısını elde ettik. Bu yıl ise geçtiğimiz
yıl yürüttüğümüz projelerin dışında kuluçka
aşamasında ilerleyen İnsansız Hava Aracı,
İnsansız Su Altı Aracı, Taşınabilir Yer İstasyonu
Projesi, Model Uydu Projesi, Otonom Taret
Sistemi ve EMP İmha Sistemi gibi projelerimiz
ile birçok dalda ön hazırlıklar yapıyor ve topluluk
üyelerimizin kendi ilgi alanlarında katma değerli
ürünler üretmesini hedefliyoruz. Ayrıca Siber
Kümelenme kapsamında faaliyet yürüten Siber
Kulüpler Birliği tarafından Ege Üniversitesi
Temsilci olarak tanınan ekibimiz ile siber güvenlik
alanında faaliyetlerimiz devam ediyoruz.
Kurduğumuz topluluk sayesinde öğrenci
kulüplerinin, öğrencilerimizin meslek hayatında
ne kadar önemli rol oynadığının bilincine daha
iyi vardık. Biz ve bizim gibi üretime dayalı
toplulukların ülke geleceğinde oynadığı önemli
rol yadsınamaz düzeyde. Amacımız savunma
sanayi firmaları ve topluluğumuz iş birliğiyle;
üniversitenin, savunma sanayi firmalarıyla olan
iletişimini güçlendirmek öğrencilerimiz ve firmalar
arasında köprü oluşmasını sağlamaktır. Bu
anlamda ilgili tüm firma ve kişilerden biz üniversite
öğrencilerine destek olmalarını bekliyoruz.
Birlikte gelişebilmek, birlikte üretebilmek için!
activities. we aim. Ege Rocket Team, which is in our
body, is a finalist in the Teknofest 2019 competition
by entering the top 15 of the 571 teams in the KTR
stage in the high altitude rocket category; Egeik
IKA Team held in Ankara on August 27-28, 2019,
turkey’s fourth success with the autonomous land
vehicle OGUZ competing in the Roboik Unmanned
Land Vehicle Competition of the Turkish Presidency
of Defence Industry. This year, apart from the
projects we carried out last year, we have projects
such as Unmanned Aerial Vehicle, Unmanned
Underwater Vehicle, Portable Ground Station
Project, Model Satellite Project, Autonomous
Turret System and EMP Disposal System, which
are advancing in the incubation phase, as well as
many we are making preparations in the branch
and we aim to produce value-added products in
our community areas. In addition, we continue our
activities in the field of cybersecurity with our team
recognized as Ege University Representative by the
Cyber Clubs Association, which operates within the
scope of Cyber Clustering.
Thanks to the community we have established,
we have become more aware of the important
role student clubs play in the professional life
of our students. The important role that we and
our production-based communities play in the
future of the country is undeniable. Our goal is to
strengthen the communication of the University
with the defence industry companies and our
community in cooperation with the defence
industry companies and to provide a bridge
between our students and companies. In this
sense, we expect all relevant companies and
individuals to support university students.
In order to thrive together, to produce together!
106 107

KAMPÜS
CAMPUS
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
İTÜNOM İNSANSIZ HAVA ARAÇLARI TAKIMI
İTÜ / İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
ITUNOM UNMANNED AERIAL VEHICLES TEAM
ITU / ISTANBUL TECHNICAL UNIVERSITY
İNSANSIZ HAVA ARAÇLARI ILE
GÖRÜNTÜLEME SISTEMLERI
Geçtiğimiz 20 yılda bütün ülkelerin gündemine
giren ve ülkelerin savunma teknolojilerinde
önemli bir yer alan İnsansız Hava Araçları (İHA)
beraberinde birçok alandaki teknolojik gelişmeleri
hızlandırmıştır. İHA teknolojilerindeki gelişmelerin
en fazla katkı sağladığı alanlardan biri de
görüntüleme sistemleridir.
Bir İHA’nın yer istasyonundan takibini
kolaylaştırmak veya başlı başına ayrı görevleri
yerine getirebilmek adına gelişmiş görüntüleme
sistemlerine sahip olması gereklidir. Bu görevler,
hedef tanıma, konumlandırma ve hedef takibi gibi
çoğaltılabilir. Bunları gerçeklemek için en basit
düzeyde, İHA üzerinde görüntülemeyi sağlayacak
yeterli çözünürlükte bir kamera ve bu kameradan
alınan görüntüleri işleyecek algoritmalar
gerekmektedir. Görüntünün netliği, görüntüyü
yakalama hızı, parlaklık dengesi gibi parametreleri
göz önünde bulundurarak, bu tür amaçlara
özel üretilmiş “makine görü” (Machine Vision)
kameralar veya görevde sıcaklıkla ilgili bir odak
noktası var ise, termal kameralar gibi seçenekler
mevcuttur. Kısacası görev tanımına göre istenen
görüntüyü elde edebilecek bir kamera seçimi
yapılabilir. Sonrasında ise, alınan bu görüntüden
verimli ve anlamlı veri elde edebilmek adına, gerek
İHA üzerinde gerek yer istasyonunda koşacak
yazılımların hazırlanması gerekmektedir. Bu
UNMANNED AERIAL VEHICLES
AND IMAGING SYSTEMS
Unmanned Aerial Vehicles (UAV), which has
been on the agenda of all countries in the past
20 years and is an important part of the defense
technologies of the countries, has accelerated
technological developments in many fields. Imaging
systems are one of the areas where developments
in uav technologies contribute the most.
A UAV is required to have advanced imaging
systems to facilitate tracking from the ground
station or to perform separate tasks on its own.
These tasks can be replicated, such as target
recognition, positioning, and target tracking. To
achieve these, at the simplest level, a camera
with sufficient resolution to allow viewing on the
UAV and algorithms to process the images taken
from it are required. “Machine Vision” cameras
designed specifically for such purposes, taking
into account parameters such as sharpness
of the image, speed of capturing the image,
brightness balance, or thermal cameras, if
there is a temperature-related focus on the
task, are available. In short, according to the
task description, a camera can be selected to
obtain the desired image. Then, in order to obtain
efficient and meaningful data from this image, it is
necessary to prepare software that will run on the
UAV and on the ground station. This software may
vary depending on which language or languages
yazılımların hangi dilde veya dillerde hazırlanacağı,
sistemin gerektirdiği , çalışacağı platform,
hız, kütüphane bağımlılığı gibi özelliklere göre
değişiklik gösterebilir. Gerektiği yerlerde açık
kaynak kodlu hazır yazılımlar sisteme adapte edilir,
gerektiğinde ise sıfırdan algoritma geliştirerek
görüntüleme sistemi hazır hale getirilir. Görüntü
içinde bulunan nesnelerden, otonom bir şekilde
anlam çıkarmak adına, genellikle yapay zeka
tercih edilir. Daha önceden toplanan binlerce
veri ile eğitilen bir yapay zekadan, yeni gelen
görüntülerden anlam elde etmesi beklenir.
Biz İTÜ’lü farklı mühendisliklerden öğrencilerden
oluşmuş İTÜNOM İnsansız Hava Araçları
takımı olarak, yarışmalar özelinde İHA
üretiyoruz. Ürettiğimiz İHA ’lar ile, Amerika’da
gerçekleşen AUVSI SUAS İHA yarışmasında
ülkemize çeşitli dereceler getirdik. Ayrıca, Eylül
2019’da gerçekleşen Teknofest Savaşan İHA
yarışmasında, sabit-kanat kategorisinde birincilik
ödülünün sahibi olduk.
AUVSI SUAS yarışmasında tasarlayıp
programladığımız görüntüleme sistemi, İHA’nın
uçuşu sırasında, yerde bulunan çeşitli öğeleri
otonom bir şekilde ayırt edip raporlamasını
sağlamaktadır. Kendi geliştirdiğimiz kamera kontrol
algoritmamız ile, kameradan aldığımız görüntünün
yeterli kalitede olmasını sağladıktan sonra alınan
görüntüyü manipüle edip, içinde bulunan harf
ve şekilleri makine öğrenmesi algoritmaları ile
tanıyıp ve bunların renk, yön, enlem-boylam gibi
bilgilerini elde ediyoruz. Bu bilgileri de, kurduğumuz
kablosuz ağ bağlantısı sayesinde anlık olarak yer
istasyonuna paylaşıyoruz.
to prepare, the system requires , the platform it
will run, speed, library dependency, etc. Where
necessary, Open Source ready-made software
is adapted to the system, and when necessary,
the imaging system is made ready by developing
algorithms from scratch. Artificial intelligence is
often preferred in order to extract meaning from
objects within the image in an autonomous way.
An artificial intelligence trained with thousands
of previously collected data is expected to derive
meaning from newly arrived images.
We, as ITUNOM Unmanned Aerial Vehicles team
composed of students from different engineering
fields from ITU, produce UAVs in special
competitions. With the UAVs we produced, we
brought various degrees to our country in the
AUVSI SUAS UAV competition which took place
in America. We were also the winner of the first
prize in the fixed-wing category at the Teknofest
fighting UAV competition, which took place in
September 2019.
The imaging system we designed and
programmed in the AUVSI SUAS competition
allows the UAV to autonomously distinguish and
report various items on the ground during its
flight. With our own camera control algorithm,
after ensuring that the image we receive from the
camera is of sufficient quality, we manipulate the
image taken, recognize the letters and shapes in
it with machine learning algorithms and obtain
their information such as color, direction, latitudelongitude.
We share this information to the
ground station instantly thanks to the wireless
network connection we have established.
108 109

KAMPÜS
CAMPUS
İ T Ü N O M
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
İ n s a n s ı z H a v a A r a ç l a r ı Ta k ı m ı
Teknofest Savaşan İHA yarışmasında, başka
İHA’ları, geliştirdiğimiz makine öğrenmesi
algoritmasıyla tanıdıktan sonra, gördüğümüz
İHA’nın geçmiş hareketlerinden, gelecekteki
hareketlerini matematiksel işlemlerle tahmin
ederek otonom bir şekilde takip ediyoruz.
Kilitlenmeye ait görüntüleri ve bilgileri, aynı şekilde
kurduğumuz kablosuz ağ sayesinde yer istasyonu
ile paylaşıyoruz.
İTUNOM takımı olarak, bu sistemleri hazır hale
getirene dek yüzlerce sorun ile karşılaşmaktayız.
Henüz kendi donanımımızı üretemediğimiz
için, yaşadığımız donanımsal problemlerde
çözüm bulmakta oldukça zorlandık. Yaşadığımız
yazılımsal problemlerde ise, hazır yazılımların
içerisine girerek görevlere uygun hale
getirmeye çalıştık ve kendi algoritmalarımızı da
olabildiğince test ederek, uzun süre sorunsuz
çalışabilecek halde yazmaya çalıştık. 5 yıldır
biriken deneyimlerimizle, bu hatalarla karşılaşma
sıklığımızı ve bu hataların üzerimizdeki etkisini
azaltmaya devam ediyoruz.
Dünyada giderek artan öneme sahip olan İHA’lar
ülkemizde de yapılan yarışmalar ve yatırımlar
ile desteklenmekte ve büyük ilgi görmektedir.
Ülkemizde savunma sanayii, haritalama projeleri
ve tarım gibi alanlarla halihazırda kullanılmaktadır.
İnsansız hava araçlarının üzerine yoğunlaşan
çalışmalar ve önümüzdeki senelerde yapılacak
yatırımlarla birlikte, birçok endüstride çok
yönlü çözümler sunabilecek seviyeye geleceği
öngörülmektedir. İHA’lar, kargo, doğal afetlerde
müdahale ve ulaşım gibi alanlarla hayatımızda yer
alacaktır.
In the Teknofest fighting UAV competition,
after recognizing another UAV with the
machine learning algorithm we developed, we
autonomously follow the UAV’s past movements
by predicting its future movements through
mathematical operations. We share images and
information about the crash with the ground
station thanks to the wireless network that we
have set up in the same way.
As the ITUNOM team, we face hundreds of
problems until we get these systems ready.
Since we have not been able to produce our own
hardware yet, we have had a very difficult time
finding solutions to the hardware problems we
live in. In the software problems we experienced,
we tried to fit the tasks by entering into the ready
software and tried to test our own algorithms as
much as possible, even though they could run
smoothly for a long time. With our experience
accumulated for 5 years, we continue to reduce the
frequency of these mistakes and their impact on us.
UAVs, which are of increasing importance in
the world, are supported by competitions and
investments in our country and receive great
attention. It is currently used in areas such
as defense industry, mapping projects and
agriculture in our country. With the studies
focused on unmanned aerial vehicles and the
investments to be made in the coming years,
it is anticipated that they will be able to offer
multifaceted solutions in many industries.
UAVs will be involved in our lives through areas
such as cargo, natural disaster response and
transportation.
F l y t o G l o r y
T a k i p t e K a l ı n
110 111

KAMPÜS
CAMPUS
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
SASTEK Eskişehir Teknik Üniversitesi Savunma Sanayii ve Teknolojileri Kulübü
ESKIŞEHIR TEKNIK ÜNIVERSITESI
SASTEK Eskisehir Technical University Defence Industry and Technologies Club
ESKISEHIR TECHNICAL UNIVERSITY
Eskişehir Teknik Üniversitesi Savunma Sanayii
ve Teknolojileri Kulübü (SASTEK) olarak ilkini
düzenlediğimiz Eskişehir Savunma Sanayii
Konferansı (ESAS) İki Eylül Kampüsü Kongre
Vadisi Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.
Büyük ilgi olan konferansımıza MSB 1’nci Hava
Bakım Fabrika Müdürü Hava Tuğgeneral Gürhan
Ergürhan, Eskişehir Teknik Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Tuncay Döğeroğlu, Rektör Yardımcısı
Prof. Dr. Gürsoy Arslan, T.C. Cumhurbaşkanlığı
Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) Uçak Daire
Başkanı Abdurrahman Şeref Can ile birlikte
sektörden davetli konuşmacılar, konuklar,
akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Eskisehir Defense Industry Conference (ESAS),
which we organized as the defense industry and
technologies Club of Eskisehir Technical University
(SASTEK), was held at the Congress Valley
Conference Hall on two September campuses.
In our conference which is of great interest, air
Brigadier General Gürhan Ergurhan, director of
the 1st Air Maintenance factory of MSB, Rector
of Eskisehir Technical University Prof. Dr. Tuncay
Dogeroğlu, Vice Rector Prof. Dr. Gursoy Arslan,
President of the Department of Defense Industry
(SSB) aircraft Abdurrahman Seref Can and invited
speakers, guests, academics and students from
the sector attended.
T.C. SSB Uçak
Daire Başkanı
Abdurrahman
Şeref Can, STM
İş Geliştirme
Yöneticisi Hikmet
Aybar, TEI
Malzeme ve Proses
Geliştirme Müdürü
Rabia Günay, TEI
Elektrik Elektronik
Kontrol ve Gömülü Sistemler Müdürü Özgür
Ünsar, FNSS Savunma Sistemleri Malzeme
ve Özel İşlemler Müdürü Halim Meço, TUSAŞ
Akademi Müdürü Emre Yılmaz ve son olarak
Roketsan Balistik Koruma Ürünleri Tasarım
Mühendisi Gamze Uysal Sapancı konuşmaları ile
bu konferansta yer aldılar.
Ayrıca T.C. SSB, STM, TUSAŞ, TEI, Form
Additive, YDS Academy ve Bilişim Eğitim gibi
kurumlar açtıkları stantlara uğrayan katılımcıları
bilgilendirirken, sponsorlar da ürün destekleri ile
katılımcılara çeşitli ikramlar sundu.
T.C. SSB Aircraft
Department Head
Abdurrahman Seref
Can, STM Business
Development Manager
Hikmet Aybar, TEI
Material and Process
Development Manager
Rabia Gunay, TEI
Electrical Electronic
Control and Embedded
Systems Manager Ozgur Unsar, FNSS Defense
Systems Material and Special Operations Manager
Halim Meço, TUSAS Academy Manager Emre
Yilmaz and finally Roketsan Ballistic Protection
Products Design Engineer Gamze Uysal Sapancı
attended this conference.
In addition, institutions such as T.C. SSB, STM,
TUSAS, TEI, Form Additive, YDS Academy and IT
Education informed the participants who visited
the stands they opened, while sponsors offered
various treats to the participants with product
support.
112 113

KAMPÜS
CAMPUS
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
ODTÜ 17. ULUSLARARASI
ROBOT GÜNLERİ’NDE
ŞAMPİYONLAR BELLİ OLDU
AT THE 17TH INTERNATIONAL
ROBOT DAYS OF METU, THE
CHAMPIONS WERE ANNOUNCED
Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) öncülüğünde
kritik teknolojiler geliştiren STM Savunma
Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret A.Ş.’nin
bu yıl ana sponsorluğunu üstlendiği ODTÜ
17. Uluslararası Robot Günleri, heyecanlı bir
mücadelenin ardından sona erdi. Türkiye’de
robotiği sevdirmek ve yaygınlaştırmak üzere 22-
23 Şubat tarihlerinde ODTÜ Kültür ve Kongre
Merkezi’nde düzenlenen etkinlikte Türkiye’nin
farklı illerinden lise ve üniversite öğrencileri
yeteneklerini sergilediler.
METU 17th International Robot Days, which
is the main sponsor of STM Defense
Technologies Engineering and Trade Inc.,
which develops critical technologies under the
leadership of the Defense Industry Presidency
(SSB), ended after an exciting struggle . High
school and university students from different
provinces of Turkey exhibited their skills at
the event held at METU Culture and Congress
Center on February 22-23 to endear and promote
robotics in Turkey.
İki gün boyunca 2.500 kişinin katıldığı
yarışmalarda; Otonom İnsansız Hava Aracı -
Otopilot Kategorisi’nde; Ankara Üniversitesi’nden
Kusbegi takımının “Bürküt” isimli dronu birinci
olurken, ODTÜ’den katılan HU-35 takımının aynı
isimli dronu ikinci ve Marmara Üniversitesi’nden
DRONTEAM.İO takımının “Frank” adlı dronu
üçüncü sıraya yerleşti.
In the competitions attended by 2,500 people
over two days, the drone “Burkut” of the Kusbegi
team from Ankara University was the first in the
autonomous unmanned aerial vehicle - Autopilot
category, while the drone of the Hu-35 team from
METU was the second and the drone of the same
name from Marmara University. DRONTEAM.IO
his team’s drone, “ Frank,” placed third.
Otonom İHA – Bilgisayarlı Görü Kategorisi’nde ise
Konya Teknik Üniversitesi RAC-LAB takımı “RAC-
LAB Tuğberk” ile birinci oldu. “Kolbala” ile Ankara
Üniversitesi Kusbegi ekibi, “Buraya Bakarlar” ile
Hacettepe Üniversitesi Robot Topluluğu Otonom
Drone Takımı, “KBUİHA Tulpar” ile Karabük
Üniversitesi’nden KBUİHA ekibi ve “Ayasoft” ile
ODTÜ’den Mehmet Şansal ise mansiyon ödülüne
layık görüldüler. İlk üç dereceye girenler 15.000
TL, 10.000 TL, 5.000 TL’lik ödüllerin sahibi olurken,
mansiyon alan her takıma 3.750 TL ödül verildi.
Ücretsiz atölye çalışmaları ve birbirinden ilginç
robot gösterilerinin de düzenlendiği ODTÜ Robot
Günleri, bilim ve teknoloji dolu bir programla iki
gün boyunca 8 bine yakın ziyaretçi ağırladı.Robot
teknolojisini daha yakından tanıtmayı amaçlayan
ODTÜ 17. Uluslararası Robot Günleri’nin ana
sponsoru STM, genç ve dinamik vizyonuyla
çalışmalarının etki alnını genişletmek üzere
çalışıyor. Faaliyet alanları kapsamında farkındalık
yaratmak ve nitelikli insan kaynağı yetişmesine
katkı sunmak üzere yarışmalardan eğitimlere,
projelerden etkinliklere kadar geniş bir yelpazede
girişimler gerçekleştiriyor.
In the autonomous UAV – computerized vision
Category, Konya Technical University RAC-LAB
team won first place with “RAC-LAB Tugberk”. ”
Kolbala “and Ankara University Kusbegi team,”
here Bakarlar “and Hacettepe University Robot
Group Autonomous Drone Team,” KBUIHA
Tulpar “and Karabük University Kbuiha team,
and” Ayasoft “ and METU Mehmet Sansal were
awarded honorable mention. The top three
winners were awarded TL 15,000,TL 10,000, TL
5,000, while each team that received honorable
mention was awarded TL 3,750.
METU Robot days, where free workshops
and interesting robot demonstrations were
organized, hosted nearly 8 thousand visitors
for two days with a program full of Science and
technology. STM, the main sponsor of METU 17th
International Robot days, which aims to promote
Robot technology more closely, is working to
expand the impact of its work with its young and
dynamic vision. It carries out a wide range of
initiatives, from competitions to trainings, projects
to activities, in order to raise awareness and
contribute to the development of qualified human
resources within the scope of its fields of activity.
114 115

KAMPÜS
CAMPUS
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
ERZURUM TEKNIK ÜNIVERSITESI
SAVUNMA SANAYISINE
DESTEK OLMAK ISTIYOR
ERZURUM TECHNICAL UNIVERSITY
WANTS TO SUPPORT THE
DEFENCE INDUSTRY
Erzurum Teknik Üniversitesi, Yüksek Teknoloji
Uygulama ve Araştırma Merkezi (ETÜ-YÜTAM)
ile ülkenin savunma ve teknoloji projelerindeki
bazı alt bileşenleri yapmayı hedefliyor.Araştırma
grupları, 2 adet 1000 Sınıfı Temiz Oda bulunan
YÜTAM’da, 22 farklı laboratuvar ve birçok mikro
nano boyuttaki lazer aygıt ile fotonik aygıtların
üretimi sağlanabiliyor.
Erzurum Technical University, High Technology
Application and Research Center (ETU-YUTAM)
aims to make some sub-components of the
country’s defence and technology projects.
Research groups, 2 1000 class clean rooms
YUTAM, 22 different laboratories and many micro
nano size laser devices with the production of
photonic devices can be provided.
ETÜ Rektörü Prof. Dr. Bülent Çakmak, YÜTAM’ın
güçlü altyapısıyla bölgenin en büyük araştırma
merkezlerinden biri olduğunu söyledi.
Üniversite olarak ülkenin yerli ve milli savunma
sanayisi projelerinde pay sahibi olmayı
hedeflediklerini ifade eden Çakmak, “Amacımız
yüksek teknoloji alanlarında araştırma yapmak ve
bu araştırmaları geliştirip şehrimizde, bölgemizde
üretim potansiyelini geliştirmek. Yani Ar-Ge’sini
yaptığımız birçok teknolojik ürünün şehrimizde,
sanayide üretilmesini istiyoruz.” dedi.
Prof. Dr. Bulent Cakmak said that YUTAM is one
of the biggest research centers in the region
with its strong infrastructure. Cakmak stated
that they aim to have a share in the country’s
domestic and national defence industry projects
as the University, “Our goal is to conduct
research in high-tech areas and develop these
research and develop production potential in our
city, our region. In other words, we want many
technological products that we do R & D in our
city to be produced in the industry.” said.
116 117

KAMPÜS
CAMPUS
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
Havacılık ve uzay gelişmelerinin
heyecanını daha çok gencin
yüreğine düşürmek istediklerini
kaydeden Bayraktar, bu sevdanın
tam bağımsız ve güçlü Türkiye
yolundaki en önemli hazine
olduğuna dikkati çekti.
SELÇUK
BAYRAKTAR
Noting that they want to bring the
excitement of aviation and space
developments to the hearts of more
young people, Bayraktar noted that
this love is the most important
treasure on the path to fully
independent and strong Turkey.
TEKNOFEST 2020 TANITIM
TOPLANTISI GAZIANTEP’TE
DÜZENLENDI
TEKNOFEST 2020 INTRODUCTORY
MEETING WAS HELD IN GAZIANTEP
Dünyanın en büyük 2’inci havacılık festivali
olan “Teknofest Havacılık, Uzay ve Teknoloji
Festivali’ne” ev sahipliği yapacak Gaziantep’ te tanıtım
toplantısı düzenlendi. Teknofest’ in 22-27 Eylül
tarihlerinde Gaziantep Havalimanı’nda gerçekleşecek.
The world’s 2nd largest aviation festival, the
“Teknofest Aviation, Space and Technology
Festival” will host the presentation meeting held in
Gaziantep. Teknofest will take place at Gaziantep
Airport on 22-27 September.
“Bir yıl Anadolu’da bir
yıl İstanbul’da yapmayı
hedefliyoruz”
Teknofestin 2021 yılının Eylül
ayında İstanbul’da olacağını
belirten Bayraktar, şunları ifade
etti:”İnşallah bundan sonra bir
yıl Anadolu’da, bir yıl İstanbul’da
yapmayı hedefliyoruz. Festivalin
ilkinde 560 bin, ikincisinde
1 milyon 720 bin katılımcıyı
ağırladık. Sadece 2 yılda bu alanda
dünyanın en büyük organizasyonu
olduk. Bu başarı aziz milletimiz,
paydaşlarımız, gönüllülerimiz
ve olağanüstü çaba gösteren
ekibimize ait. Bu yıl çıtayı daha da
yukarılara çekmeyi hedefliyoruz.
Roketten uçan arabaya, otonom
sistemlerden insanlık yararına
teknolojilere kadar birçok farklı
alanı içeren toplam 23 dalda
3 milyon avroyu aşan ödül
yarışmaları için son başvuru tarihi
28 Şubat 2020.
İSMAİL
DEMİR
FATMA
ŞAHİN
DAVUT
GÜL
FATİH
KACIR
“We aim to do one year in
Anatolia and one year in
Istanbul”
Stating that Teknofest will be
in Istanbul in September 2021
Bayraktar, stated:”I hope that after
this, we aim to do one year in
Anatolia and one year in Istanbul. We
hosted 560 thousand participants
in the first one and 1 million 720
thousand participants in the second
one. In just 2 years we have become
the largest organization in the
world in this field. This achievement
belongs to our cherished nation,
our stakeholders, our volunteers
and our team who have made
extraordinary efforts. We aim to
raise the bar even higher this year.
The deadline for prize competitions
exceeding € 3m in 23 branches,
including many fields from rocket
to flying car, autonomous systems
to technologies for the benefit of
humanity, is February 28, 2020.
T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve Teknofest
Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar,
Zeugma Mozaik Müzesi’nde düzenlenen tanıtım
toplantısında, rüyaları olan festivali Anadolu’ya
taşımanın mutluluğunu yaşadıklarını söyledi.
Teknofesti Anadolu’ya taşımalarının amaçlarından
birinin de İstanbul’a gelemeyen gençlerle ve
çocuklarla buluşmak olduğunu ifade eden
Bayraktar, onların gözlerindeki pırıltının en kıymetli
umut ışığı olduğunu, bu umut ışığının sayısını
artırmak istediklerini belirtti.
T3 Foundation Chairman of the Board of Trustees
and Teknofest Chairman Selcuk Bayraktar,
Zeugma Mosaic Museum’ in the presentation
meeting, said they were happy to move the
festival, which has dreams, to Anatolia.
Bayraktar stated that one of the aims of the
Teknofest move to Anatolia is to meet young
people and children who cannot come to Istanbul,
and that the twinkle in their eyes is the most
precious light of hope, and that they want to
increase the number of this light of hope.
118 119

KAMPÜS
CAMPUS
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
“Oldukça zengin aktivitelerimiz olacak”
Yarışmalara katılacak gençlerin yıllar içerisinde
Türkiye’nin en önemli teknolojik girişimlerini
kuracağını, en kritik projeleri hayata geçiren
ekiplerde yer alacağını dile getiren Bayraktar,
Teknofest’te tohumlanan düşünce filizlerinin
Türkiye’yi dünyanın zirvesine taşıyacağını
vurguladı.
“Gaziantep lojistiğiyle, coğrafyasıyla
buna hazır”
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı
Fatma Şahin de bilginin güç, elinde tutanın söz
sahibi olduğunu kaydetti.Gaziantep’in eski bir
medeniyetin taşıyıcısı olduğuna işaret eden
Şahin, “Dünya Orta Çağı yaşarken İbni Haldun,
İbni Sina’nın yeşertmiş olduğu medeniyetin
taşıyıcısıyız. Önümüzde kocaman bir fırsat var.
Bilgi ekonomisine sahip olabilecek güçteyiz.
Festival, dönüşümü getirecek. Festivalden önce
bunu başarmamız lazım. Gidecek çok yolumuz,
ulaşmamız gereken hedeflerimiz var. Gaziantep
lojistiğiyle, coğrafyasıyla buna hazır.” diye konuştu.
Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir de
Teknofest gibi milli teknoloji hamlesine katkı veren
bir organizasyonun paydaşı olmaktan duyduğu
memnuniyeti dile getirdi.Teknofest’in İstanbul’dan
sonra Gaziantep’te düzenlenecek olmasının
vizyonel bir çıkış olduğuna dikkati çelen Demir,
kentin İstiklal Harbi’nde de meşaleyi yakan bir
şehir olduğunu hatırlatarak, Gaziantep’in teknoloji
ve sanayi hamlesinde de başarması gerekenler
olduğunu söyledi.
“We’re going to have a lot of rich
activities.”
The young people who will participate in the
competitions will establish the most important
technological initiatives in Turkey over the years
and will take part in the teams that implement the
most critical projects, Bayraktar said, the thought
sprouts seeded in Teknofest will carry Turkey to
the top of the world.
“Gaziantep is ready for this with its
logistics and geography”
Gaziantep Metropolitan Mayor Fatma Sahin
also noted that knowledge is power, and that
the person holding it has a say. Pointing out that
Gaziantep is the carrier of an ancient civilization,
Sahin said, “While the Middle Age of the World is
alive, we are the carrier of the civilization brought
by Ibni Sina. We have a great opportunity ahead
of us. We have many ways to go, we have goals
to achieve. Gaziantep is ready for this with its
logistics and geography. “ he spoke.
Defense Industry President Ismail Demir
expressed his satisfaction at being a stakeholder
in an organization that contributed to the national
technology move such as Teknofest. Noting that
Teknofest will be held in Gaziantep after Istanbul,
Demir pointed out that the city is a city that lit the
torch in the Istiklal War, and Gaziantep’s success
in the technology and industrial move He said
there were things to go on.
120 121

KAMPÜS
CAMPUS
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
sivil havacilik kulübü
Eskişehir Teknik Üniversitesi
Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi
BAHÇEŞEHIR ÜNIVERSITESI
EĞITIM TEKNOLOJILERINI
LONDRA’DA TANITTI
BAHCESEHIR UNIVERSITY
INTRODUCED THE EDUCATIONAL
TECHNOLOGIES IN LONDON
Bahçeşehir Üniversitesi’nin bilimsel altyapısıyla
Bahçeşehir Koleji tarafından üretilen
teknolojik ürünler, İngiltere’nin başkenti Londra’da
düzenlenen dünyanın en büyük eğitim teknolojileri
fuarı BETT Show’da tanıtıldı.
Technological products produced by Bahçeşehir
College with the scientific infrastructure of
Bahçeşehir University were introduced at the BETT
show, the world’s largest educational technologies
fair held in London, the capital of England.
Bu yıl 146 ülkeden 800’ü aşkın şirketin katıldığı
ve 1985 yılından bu yana düzenlenen eğitim
teknolojileri fuarı BETT Show’da, Bahçeşehir
Üniversitesi bilim insanları liderliğinde Bahçeşehir
Kolejleri teknoloji birimi tarafından üretilen hidrolik
kol, geri dönüşüm filamenti, solar panel gibi
teknolojik ürünler ile yapay zeka temelli dijital
öğrenme platformu Metodbox fuar ziyaretçilerinin
yoğun ilgisiyle karşılandı.
Fuarda sergiledikleri bir diğer ürünün de
“Metodbox” adlı yapay zeka temelli öğrenme
platformu Bahçeşehir eğitim kurumlarında
görev yapan öğretmenlerin katkısı ve Ankara
Teknopark’ta 3 yıllık bir çalışma yürüten 40’a yakın
yazılımcının imzasını taşıyor.
This year, more than 800 companies from
146 countries participated and since 1985,
the educational technology fair bett show,
bahcesehir University under the leadership of
scientists bahcesehir Colleges technology unit
produced by the hydraulic arm, back Methodbox,
a digital learning platform based on artificial
intelligence with technological products such as
transformation filament, solar panels, was met
with intense interest from exhibition visitors.
Another product they exhibited at the Fair is the
artificial intelligence based learning platform called
“Metodbox” which is the contribution of teachers
working in Bahçeşehir educational institutions and
the signature of nearly 40 software developers
working in Ankara Teknopark for 3 years.
DAİMA İLK UÇUŞ HEYECANI İLE !
122 estushk18 estushk18_ estushk18 Estü Sivil 123Havacılık
Kulübü

KAMPÜS
CAMPUS
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
YAPAY ZEKA
MÜHENDISLIĞI IÇIN
TUSAŞ/TAI’DEN
EĞITIM DESTEĞI
TRAINING SUPPORT
FROM TUSAS/TAI
FOR ARTIFICIAL
INTELLIGENCE
ENGINEERING
Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Haluk
Özen, bu yıl ilk öğrencilerini alan yapay
zeka mühendisliği bölümünde nitelikli eğitimin
sağlanabilmesi için TUSAŞ/TAI, ASELSAN,
HAVELSAN gibi kurum ve kuruluşlarla iş birliği
yapıldığını bildirdi.Özen, Türkiye’de ilk olarak
bu akademik dönemde başlatılan Hacettepe
Üniversitesindeki Yapay Zeka Mühendisliği Lisans
Programı’na 2019 yerleştirme puanına göre
öğrenci alındığını anımsattı.
Özen, “Hacettepe, son 10 yılda Türkiye’deki bütün
üniversitelerin arasında yapay zeka konusunda
en çok çalışma yapan üniversite olarak belirlendi.”
diye konuştu.
Prof. Dr. Özen, yapay zeka mühendisliğinde
eğitimciler için TUSAŞ/TAI ile görüşmeler
yaptıklarını anlatarak, “Bizim yerli ve milli uçak,
helikopterlerimizi yapacaklar. Sayın (TUSAŞ
Genel Müdürü) Temel Kotil ilk dersi üniversitemize
gelerek verdi. Yapay zeka bölümündeki
öğrencilerimize, tüm öğrenimleri boyunca, bizim
Teknokent’teki ofislerinde çalışmak kaydıyla 1.
sınıftan itibaren burs verildi.” diye konuştu.
Hacettepe University Rector Prof. Dr. Haluk
Ozen, this year in order to provide qualified
education in the Department of artificial
intelligence engineering students who received
the first TUSAS/TAI, ASELSAN, HAVELSAN
institutions and organizations such as said that
cooperation was made.Ozen reminded that
students were enrolled in the Artificial Intelligence
Engineering undergraduate program at Hacettepe
University, which was first launched in Turkey
during this academic period, according to the
2019 placement score.
Ozen, “ Hacettepe, among all the universities in
Turkey in the last 10 years has been identified as
the university that does the most work on artificial
intelligence” said.
Prof. Dr. Ozen, artificial intelligence engineering for
educators, TUSAŞ/TAI talks with explaining, “ our
domestic and national aircraft, helicopters will do.
Mr. (General Manager of TUSAS) Temel Kotil came
to our university and gave the first course. Our
students in the artificial intelligence department
were awarded scholarships from 1st grade on
condition that they work in our Technopolis offices
throughout their education” said.
124 125

SAVUNMA SANAYİ TARİHİ
HISTORY OF DEFENCE INDUSTRY
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
MILLI SAVUNMA SANAYIMIZIN
İLK SILAH FABRIKASI
THE FIRST WEAPONS FACTORY OF
OUR NATIONAL DEFENSE INDUSTRY
ŞAKIR ZÜMRE
1925 yılında İstanbul Haliç’ te
özel sektöre ait yerli sermaye
ile kurulan Şakir Zümre’nin
savunma sanayi fabrikası
ilk denizaltı su bombaları,
ilk yerli uçak bombaları gibi
birçok ilke imza atmıştır.
II. Dünya Savaşı’ ndan
sonra imzalanan Marshall
yardımları kendisi için sonun
başlangıcı olmuştur…
Founded in 1925 with
privately owned domestic
capital in Istanbul’s Golden
Horn, Sakir Zumre’s defense
industrial factory has signed
many principles such as the
first submarine water bombs
and the first domestic
aircraft bombs. Marshall’s
help, signed after World War
II, was the beginning of the
end for him.
Mareşal Fevzi Çakmak’ın yakın
akrabalarından biri olan Şakir Zümre 1885
yılında Varna’da doğdu.İlk öğrenimini burada
tamamladıktan sonra Cenevre’ye gitti. Burada
hukuk alanında eğitim aldı. I. Dünya Savaşı
sırasında da Varna Türk milletvekili olarak Bulgar
Parlamentosu’na girdi. Bu dönemde Sofya’da
yarbay rütbesiyle Türk Askeri Ataşeliği görevinde
bulunan Mustafa Kemal ile tanışarak yakın
dostluk kurdu. İstiklal Savaşı’nın başlaması
üzerine de Anadolu’ya silah ve cephane
göndererek milli mücadeleye destek verdi.
Daha sonra Türkiye’ ye gelerek Mustafa Kemal
Atatürk’ün de onayıyla savunma sanayisinin ilk
özel sektör fabrikasını kurdu. İstiklal Savaşı’na
destek vermek üzere yurt dışından Anadolu’ya
silah ve cephane gönderdi. Savaş sanayiinde
değerlendirilmek üzere Türkiye’ye usta ve
teknisyen temin etti. Ayrıca ilk yapılan silah
ve mühimmatlar bu usta ve teknisyenlerin
öncülüğünde yapılmış olduğundan TBMM, Şakir
Zümre’yi İstiklal Madalyası ile ödüllendirmiştir.
Sakir Zumre, one of the close relatives of Marshal
Fevzi Cakmak, was born in Varna in 1885. After
completing his primary education here, he went
to Geneva. Here he studied law. I. He also entered
the Bulgarian Parliament as a Turkish MP for Varna
during World War II. During this period, he met
Mustafa Kemal, who served as a Turkish military
attaché in Sofia with the rank of lieutenant colonel,
and formed a close friendship. Upon the start of
the war of independence, he gave support to the
national struggle by sending arms and ammunition
to Anatolia. Later, he came to Turkey and, with the
approval of Mustafa Kemal Ataturk, established the
first private sector factory of the defence industry.
He sent weapons and ammunition from abroad
to Anatolia to support the war of independence.
He provided Masters and technicians to Turkey for
evaluation in the war industry. In addition, since the
first weapons and ammunition were made under
the leadership of these masters and technicians,
the Turkish Grand National Assembly awarded Sakir
Zumre with the Independence medal.
126 127

SAVUNMA SANAYİ TARİHİ
HISTORY OF DEFENCE INDUSTRY
OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
Ulusal bağımsızlık savaşı kazanılıp Cumhuriyet
ilan edildikten sonra, Şakir Zümre Türkiye’ye gelip
yerleşmiş ve Mustafa Kemal Atatürk’ ün onayıyla
Türkiye’ nin savunma sanayisinin ilk özel sektör
fabrikasını kurmuştur. Fabrika, İstanbul Haliç’in
Karaağaç mevkiinde Tapa Fabrikası’ndan geriye
kalan yıkıntıların üzerine inşaa edilmiştir. İlk
üretimler Bulgaristan’dan getirilen yabancı teknik
kadro ile yapıldı. Zamanla yetiştirilen Türk işçiler,
1930’lu yıllarda Bulgar teknisyenlerin yerini aldı.
After the national war on independence was won
and declared a Republic, Shakir Zumre came
and settled in Turkey and opened the first private
sector factory in Turkey’s defense industry,
following Mustafa Kemal Ataturk’s approval.
The plant was built on the remains of the Tapa
Factory near the site of Istanbul’s Halic. The first
productions were made by foreign technical
staff from Bulgaria. Eventually, Turkish workers
replaced Bulgarian technicians in the 1930s.
İlk yerli uçak ve denizaltı bombaları
Türk Hava Kuvvetleri’nin ve Türk Kara
Kuvvetleri’nin ihtiyacı olan ilk silah ve cephaneler,
ilk Türk denzaltı su bombaları, Şakir Zümre
Fabrikası tarafından üretildi. 100 kg, 300 kg,
500 kg, ve 1000 kg .’lık uçak bombaları ve çeşitli
yangın bombaları bu fabrikada seri olarak
üretilmiştir.Ayrıca Türk Deniz Kuvvetlerinin ihtiyacı
olan cephaneleri ve hatta ilk Türk denizaltı su
bombalarını da üretmeyi başarmıştır. Yine ihtiyaç
olan aydınlatma fişekleri, mayın, el bombaları da
burada üretilmiştir.
Şakir Zümre Fabrikası, yalnızca yurt içi ihtiyacı
olan üretimle yetinmedi. 1937 yılında yurt dışına
silah ve cephane ihraç etti. İhracat yaptığı ülkeler
arasında Yunanistan Bulgaristan, Polonya ve Mısır
da vardı. O dönemde Yunanistan’a 1,5 milyon
liralık ihracat yapılmıştır.
First domestic aircraft and
submarine bombs
The first weapons and ammunition needed by the
Turkish Air Force and the Turkish Land Forces,
the first Turkish submerged water bombs, were
produced by the Sakir Factory. The 100kg, 300kg,
500kg, and 1,000kg of plane bombs and various
firebombs were mass produced in this factory,
and were also able to produce the ammunition
the Turkish Navy needs and even the first Turkish
submarine bombs. The lighting firecrackers,
mines, grenades are also produced here.
The Sakir Zumre Factory did not settle for only
domestic production. In 1937, he exported
weapons and ammunition abroad. Among the
countries it exported were Greece, Bulgaria,
Poland and Egypt. At the time, Greece was
exported TL 1.5m.
ABD’ nin Marshall yardımları sonu oldu
Türkiye’nin NATO’ya üye olması ile birlikte silah
üretimi yasaklanmıştır. II. Dünya Savaşı’nın
sonunda ABD ile imzalanan Marshall yardımları
yüzünden Şakir Zümre silah ve cephane üretimini
bitirmek zorunda kalmıştır.. ABD’ nin 1948-1951
yılları arasında Türkiye’ ye yaptığı yardımları ve
Türkiye’nin NATO’ ya üye olması sebebiyle ABD,
silah üretiminin yasaklanmasını istemiştir. Bunun
sonucunda Şakir Zümre’ nin Fabrikası sipariş
alamayınca üretime son vermiştir.
Şakir Zümre’nin sıfırdan oluşturduğu ve
Cumhuriyetle yaşıt milli kurum böylelikle
bitirilmişti. Bugün, Şakir Zümre’nin Fabrikası
kapatılmasaydı ve devlet tarafından
desteklenseydi, bugün savunma sanayisinde daha
da ileride olunacağı kesindi.
Fabrika uçak bombaları, denizaltı bombaları,
mayın, el bombaları, aydınlatma fişekleri, 5
beygirlik mazotla çalışan motorlar yerine kumbara
ve soba üretmeye başlamıştır. Sanayicilere
tanınan hakların geliştirilmesi amacıyla yapılan
ve Türkiye’nin 2. büyük iktisat kongresi olan 1948
Türkiye İktisat Kongresi’ne katılanlar arasında yer
almıştır.
II. Dünya Savaşı’nın sonunda, ABD’nin yaptığı
silah yardımı sebebiyle Şakir Zümre Fabrikaları,
silah ve cephane üretimini terk etti. “Şakir Zümre”
marka sobalarını üretmeye başladı. Şakir Zümre
16 Haziran 1966 tarihinde vefat etti. Ölümünden
sonra faaliyetini ancak 4 yıl daha sürdürebilen
fabrika, 1970 yılında kapatılmış, büyük bir sınai
potansiyel kaybedilmiştir.
U.S. ends Marshall aid
With Turkey becoming a member of NATO,
arms production is prohibited. Sakir Zumre
was forced to end production of weapons and
ammunition because of marshall’s assistance
signed with the United States at the end of World
War II. The United States has requested a ban on
arms production since the United States helped
Turkey between 1948 and 1951 and Turkey’s
membership in NATO. As a result, Sakir Zumre’s
Factory ended production when it could not get
an order.
The national institution that Sakir Zumre
established with the Republic from scratch was
thus finished. Today, if the Factory of Sakir Zumre
had not been closed and was supported by the
state, it would be certain that it would be further
in the defense industry today.
The factory started to produce piggy bank and
stove instead of aircraft bombs, submarine
bombs, mines, grenades, lighting flares, 5
horsepower diesel engines. The rights granted to
the industrialists made in order to improve and
Turkey’s 2nd largest economic congress in 1948
that Turkey was among the participants of the
Economic Congress.
At the end of World War II, Sakir Zumre Factories
abandoned the production of weapons and
ammunition due to u.S. weapons assistance.
“Sakir Zumre” brand stoves began to produce.
Sakir Zumre died on June 16, 1966. After his
death, the factory was closed in 1970 and a major
industrial potential was lost.
128 129

OCA-ŞUB / JAN-FEB 2020
Şirketler Grubu
Haberleşme ihtiyaçlarınıza yenilikçi çözümler sunuyoruz.
Telsiz sistemleri
Satış - Kiralama
Telsiz Frekans Tahsisi
Telsiz Altyapı Tesisi
Ar-Ge Faaliyetleri
130 131
www.ser.net.tr

132