17.02.2021 Views

Dünya Fanzin 1

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

İMKÂN OLDUKÇA ÇIKAN KÜLTÜR-SANAT-FİKİR VE EDEBİYAT MECMUASI / SAYI:1 / ŞANLIURFA / 2020

Ali Lidar - Ayşe Buluç – Bedirhan Kurt - Beyhan Uygur Olcay – Erkam Yıldırım – Evren Eroğlu

Evrim Arslan – Fazile Aşar Aydınalp - Hamit Karaca - Kadir Huylu - Mehmet Şirin Aydemir

Muhammet Baran Aslan – Muhammet Burak Tunay - Mustafa Tenker – Nurçin Arlı

Osman Aytekin – Ramazan Olgun – Rıdvan Yıldız - Sefa Sami – Serap Fidancı - Sümeyye Gül

Süleyman Yücel - Tahir Emre Tekmen


Künye

Dünya Fanzin

İmkân Oldukça Çıkan Kültür-Sanat-Fikir Ve Edebiyat Mecmuası

Yıl: 1 / Sayı: 1

Şanlıurfa / 2020

İmtiyaz Sahibi - Genel Yayın Yönetmeni : Muhammet Baran Aslan

Hazırlayan / Tasarlayan : Muhammet Baran Aslan – Mehmet Güçlüdal –

Mehmet Onur – Murat Adanalı - Sümeyra Berfin Aslan – Tahir Emre

Tekmen

İnstagram: mba_dergiveaslanfanzin İnstagram: Muhammet.baran.1453

Twitter:@MuhammetBaranA2

( Her Hakkı Saklıdır. İzinsiz Bir Şekilde Satılamaz, Basılamaz,

Kopyalanamaz. )

( Eserlerinden Yazarlar Mesuldür. )


DÜNYA FANZİN #MBA

- Emek var.

-Aşk var.

-Muhabbet var.

-Ümit var.

-Kararlılık var.

- İnanç var.

- Hürriyet var.

- Dostluk / kardeşlik var.

- Gençliğe güven ve destek var.

- Sanata değer, sanatkâra hürmet var.

- Şiire rağbet var.

ve kendi çapında bir manifesto…

- Menfaat yok !

- Yalan yok !

- Hırs yok !

- Para sevdası / banka mantığı yok !

- Hor görme yok !

- Kibir yok !

-Karamsarlık yok!

- Kula kul olma yok !

- Dergi-Gazete-Yayınevi-Matbaa kapılarında sürünme yok !

- Kıyas yok !

- Şöhret kaygısı yok !

1


ODA

Sen bir bakarsan otlara iplikler arkandan

eğirilir

yeter ki sakinleş bu tabiat herkese yeter

bilirim nazarında kuşlar da bir dallar da

bir

sen bilmezsin parkta dallar bir tek

arkandan eğilir

güzelsin lakin güzelliğin benim baktığım

kadar

benim durduğum yerden anlaşılırsın

sadece

hırçın ve öfkelisin

kızgın ve kafiyesiz

bilirim bu ev sana yetmez

ruhunun yelkenini şişirip

uzak denizlere açılmak istersin

sana engel olamam, yeterince yorgunum

ama sen kalır da bir bakarsan raflara

kitaplar yanında dikilir

bu oda ikimize de yeter

yeter ki sakin ol

olmazsan her şey biter!

Ali LİDAR

BU KEZ

Neşve bulur çimenler değse ak

topukların.

Ar ederler ötmeye serçeler duysa seni.

Kürenin ateşinden ziyade bakışların

Gül olsam küllenmeye sürükler her

dem beni.

Ey mihrimah şu dilim güç bulmaz

anlatmaya.

Hangi kelam bir kadem andırır

nefesini?

Çekilenler, kaleme fırsat vermez

yazmaya.

Ben az desem de bu kez sen anlasan ya

beni!

Muhammet Baran ASLAN

2


ÖLMESEM DE GÖMÜLMEK İSTERİM

İnsan neyi kaybetmiş, arıyor bu dünyada?

Sade zatını görür garip olan aynada!

İşlenmiş yanaklara yaşlar dünden bu yana.

Ölmesem de gömülmek isterim gözlerine.

Tırnaklarla kazımış eskiler bu yolları.

Demirden ayrılıklar örmüş parmaklıkları.

Canın derinlerine çekince iblis yayı,

Ölmesem de gömülmek isterim gözlerine.

Zerre küreye küskün çölleşen dimağımda.

Bir lacivert düş örter yüzümü yatağımda.

Fevc fevc karanlıklaşır kumrular kulağımda.

Ölmesem de gömülmek isterim gözlerine.

Ah Defnenaz… Mecburum ömrü böyle sürmeye.

Ellerimle boyadım okyanusu ateşe.

Defne kokularından korku kaldı geriye.

Ölmesem de gömülmek isterim gözlerine.

Baranî şu cihanda bir dem görmedi rahat.

Ölüler diyarında kemik kuleler kat kat…

Bu kadim sırdaşından haberdar mı kâinat?

Ölmesem de gömülmek isterim gözlerine.

Muhammet Baran ASLAN

3


CEMİL MERİÇ

Cemil Meriç kimdir desem ne cevap verirdiniz? Evet, Cemil Meriç bir yazar, çevirmen,

mütefekkir, hoca… Asıl ismi Hüseyin Cemil olan 1916’da Hatay- Reyhanlı’da doğan, ailesi

Balkan asıllı, İstanbul Üniversitesinde Fransız Dili ve Edebiyatı öğrenimi gören, Elazığ ve

İstanbul’da Fransızca muallimliği yapan, 13 Haziran 1987’de de vefat eden biri. Hint Edebiyatı,

Bu Ülke, Kırk Ambar, Işık Doğudan Gelir, Kültürden İrfana gibi kitapları bulunan bir adam.

Cemil Meriç birçok şey… Ama bende ‘Cemil Meriç Kimdir’ sualinin cevabı farklı!

O bir baba, o bir eş, evlat, arkadaş… O bir insan! Hem de ömrü boyunca hakikati arayan ve

bunun telalığına soyunan, fikirleriyle birçok insanın yüreğine dokunan bir insan. Hastalıklar

uğraşan, aşık olan, acılar çeken, kabuslar gören bir insan. Cemil Meriç herkesten bir parça…

Cemil Meriç bir mefhum, bir mefkure, bir mana!...

Ahlakı, sûlhu, insaniyeti, kardeşliği, adaleti ve birlik-beraberliği haykıran ve gönlünün

gönderine çeken biri…

O hayatı boyunca bir şeyleri dert edindi. Kültür, medeniyet, tarih, sanat, vatan, millet gibi

güzide kavramlara değer verdi. Kuru kavganın kimseye yaramayacağını söyledi. Sağcılığınsolculuğun

değil hakikatperestliğin ve vatanperverliğin gerektiğini anlattı.

O kör döğüşü yapmak yerine konuşalım, derdimizi anlatalım, hürce düşünelim, hoşgörülü

olalım isterdi.

O insanlara sevgi beslerdi. ‘Sevin’ derdi. Sevgiyle aşın dağları, sevgiyle akıtın pınarları…

O kökünüze sahip çıkın derdi. Köksüzleşenler ruhlarını kaybeder. Ruhlarını kaybedenlerden

ise geriye bir şey kalmaz. Türkiye bugün ruhunu kaybetti. Müslümanlığınızdan,

Doğululuğunuzdan utanmayın diye inlerdi.

Çokca okur, okumayı şiddetle tavsiye ederdi. İlimden, irfandan ve fikirden yanaydı. İdrak etme

nimetinin farkındaydı. Yabancıların kulağımıza bir şeyler fısıldayıp birbirimizi yememizi

istediklerini dile getirir ve buna bütün belagati, fesahati, takati ile karşı dururdu.

‘Ölmeyin’ derdi Cemil Meriç. Birbirinizin kollarında birbiriniz yüzünden boş yere can

vermeyin.

‘Gitmeyin’ derdi. Sonunu bile bile yanlış yollarda yürümeye devam etmeyin.

‘Bölmeyin’ derdi. Ekmeğinizden başka şeyleri bölmeyin. Fikirlerinizi, hislerinizi, sevdiklerinizi

bölüp görünmez kutucuklara hapsetmeyin.

‘Gömmeyin’ derdi. Hakkı ve hakikati katmak bağlamış topraklara gömmeyin..

.

Çığlık atardı Cemil Meriç. Kararan dünyasının derinliklerinde yankılanan sesiz çığlıklar.

Çalışırdı Cemil Meriç. Hayat önüne türlü engeller de çıkarsa, zaman zaman ümitsizliğin

kapısıyla yüz yüze de gelse çabalardı, azminden vazgeçmezdi.

Şimdi biz hala bilmiyorsak ‘Cemil Meriç Kimdir’ ve dönmüyorsak yanlışlardan, duymuyorsak

feryatları geçen asırda koca bir çınarı boşa devirdik demektir.

Muhammet Baran ASLAN

4


YAYLA DUMANI

Gümüş bir dumanla kapandı her yer

Yer ve gök bu akşam yayla dumanı.

Sürüler, çimenler, sarı çiçekler

Beyaz kar, yeşil çam yayla dumanı.

Ben de duman olsam senin yerine

Yaylasam dağların şu mahşerine

Güzelin saçına ve gözlerine

Ben girsem, ben dolsam, yayla dumanı!

Beni içerine aldın ağ gibi

Doldun gözlerime bir rüya gibi

Ben de güneş gibi, yüce dağ gibi

İçinde kaybolsam yayla dumanı!

Ömer Bedrettin UŞAKLI

MAĞARA

İçimdeki mağarada

kurumuş ölüler yatar

zehirle gülen zümrüt

ve yakut yatak içinde

bir zaman

beni uğurlamaya gelen

haramîler.

İçimdeki mağarada

bir yığın kitap var

bakınca yakından

tasvirlerin gözleri oynar

ve konuşur

hepsinin yüzleri benim yüzüm gibi

ve gözleri benim gözüm gibi.

Asaf Halet ÇELEBİ

5


ÇİZİMLER : Osman AYTEKİN

GEL BAHAR

Gel bahâr erit, bu yolun karını,

Geçen seneleri anmayalım hiç

Dinle bülbüllerin şarkılarını,

Güllerin kıpkızıl şarabını iç,

Bu dünya bir büyük meyhânedir, gel!

Saçında baygın bir gül kokusu var…

Dudakların kızıl, karanfil gibi.

Gözlerinde gülsün mine ışıklar,

Sesinle büyüle çarpan her kalbi.

Bu hayat zâten bir efsânedir, gel!

Ben mi çıldırmışım, sen mi delirdin?

Yalvaran sesimden bu kaçış neye?

Git dediğim zaman koşar gelirdin;

Gel şimdi de, inan bu efsaneye;

Şimdi günler bir peymânedir, gel!

Gel bahâr, gel bahâr, yakınlarda gül!

Denize renginden armağan bırak;

Ufuklarda gezin, semâya süzül,

Sonra yavaş yavaş in, içime ak!

Gönlüm hasretinle divânedir, gel!

Halide Nusret ZORLUTUNA

GİT BAHAR

Çekil bu gölgeli yolda gezinme,

Bahar bakişlarin yine pek sarhoş.

Yanilip gönlüme misafir inme.

Kapisi kilitli, mihrabi bomboş

Mabettir orasi, meyhane degil...

Işiklar, kokular, sesler, çiçekler...

Ömrünün her günü bir başka dügün,

Bülbüller koynunda açti çiçekler

Güller dökülürler gögsüne bütün!..

Gerçekten güzelsin, efsane degil:

Altinli başinda papatya niçin?

Sari saçlarina pembe gül takin

Git bahar...Gönlümde ibadet için,

Diz çöken kizlari ürkütme sakin,

Kalbime girme, o kaşane degil!..

Git bahar, git bahar ! Uzaklarda gül,

Denize renginden birak hediye,

Ufuklarda gezin, semaya süzül...

Kalbime sokulma "Peymane!" diye,

Gördüklerin kandil, peymane degil!

6

Halide Nusret ZORLUTUNA


BÜYÜK DOĞU MARŞI

Allah'ın seçtiği kurtulmuş millet!

Güneşten başını göklere yükselt!

Avlanır, kim sana atarsa kement,

Ezel kuşatılmaz, çevrilmez ebet.

Allah'ın seçtiği kurtulmuş millet!

Güneşten başını göklere yükselt!

Yürü altın nesli, o tunç Oğuz'un!

Adet küçük, zaman çabuk, yol uzun.

Nur yoklu izinden git, KILAVUZ'un!

Fethine çık, doğru, güzel, sonsuzun!

Yürü altın nesli, o tunç Oğuz'un!

Adet küçük, zaman çabuk, yol uzun.

Aynası ufkumun, ateşten bayrak!

Babamın külleri, sen, kara toprak!

Şahit ol, ey kılıç, kalem ve orak!

Doğsun BÜYÜK DOĞU, benden doğarak!

Aynası ufkumun, ateşten bayrak!

Babamın külleri, sen, kara toprak!..

Necip Fazıl KISAKÜREK

7


AHMET HAŞİM’İN ‘’BİZE GÖRE’’ ADLI

ESERİNDEN SATIRLAR…

‘…Büyük Üstadım Gourmont, şunu der: Bütün canlı yaratıklara göre insanı üstün

yapan, becerilerinin çeşitliliğidir. En zeki hayvan, bir tek şeyi yapar. Fakat onu en iyi

şekilde yapar… Halbuki bin alana yayılmış insan faaliyetinin eserleri, ister istemez eksik

ve geçicidir. Hayvan, amacına varmış duruyor. İnsan amacını hala aramakla meşgul.

Herhangi bir alanda insanı artık daha ileriye gitmekten vazgeçmiş görenler, bilmeyerek

onu hayvan seviyesine indirmek isteyenlerdir…’ ( Münekkit )

‘… Çingene, insanın tabiata en yakın kalan güzel bir cinsidir. Sanılır ki, bu tunç yüzlü ve

porselen dişli kır sakinleri insan şekline girmiş bir takım neşeli yeşil ağaçlardır…’

( Çingene)

‘… Edebiyattaki manasına göre, melek bir kadındır ki gözleri mavi, saçları sarı ve

bembeyaz entarisinin etekleri uzundur… Bu verem çehreli güzelin örneği kadın

kıyafetinin son inkılabına kadar devam edebilmişti. Fakat kadın saçları, berber

makasıyla kısalıp eteklerinin yarısı da terzi nefesiyle uçarak dizleri çıplak bıraktığı

günden sonra melek birden geçmişin silik şekilleri arasına düşmüştür…’

( Kelimelerin Hayatı)

‘… Mimari eserler fazla çirkinliğe, fazla garabete gelmez. Gülünç bir resme bakmamak,

kötü bir şiiri veya ahenksiz bir musikîyi dinlememek suretiyle zararlı etkilerinden

ruhumuzu koruyabiliriz. Fakat kötü mimarın eserlerinden sakınmak kolay bir iş

değildir. Aciz bir hayal gücüyle fakir bir ruh, yol ortasına dikilmiş koca bir taş şeklini

alınca, bütün bir şehrin manevi sağlığını, nesillerce bozma gücünde bir tehlike olur. Son

yılların ağlanacak sahte mimarisi yüzünden değil midir ki, ruhumuz estetik yeteneğine

delil aramak için geçmiş sanatkarların eserlerine başvurmaktan başka çare

bulamıyoruz.’ ( Yeni İstanbul)

‘… Fikrin şekilden önce hazırlandığı hissini veren eserlerde, şiir mucizesinin var

olmasına imkân yoktur. Ahenk ve kafiyenin tesadüflerinden doğmayan fikirler, sanata

mâledilemez.’( Ahmet Hikmet)

8


9


SEFA

SAYGI

Sefa Sami

Saygı; eskimeyecek, değersizleşmeyecek bir kıymettir. Kişilerle veya

eşyalarla sınırlandırılacak kadar basit bir duygu değildir. Bağımsız, sınırları

olmayan, herkesi, her şeyi kuşatan hayatın karakteristik bir özelliğidir.

Günlük hayatımızda pek çok yerde yararlandığımız, karşımızdakilerin de

bizlerden beklediği güzel bir değerdir. Önyargısız, şartsız ve karşılıklı bir

duygu aktarımıdır saygı. İçerisinde bulunduğu her ortamı sükûnete, huzura

kavuşturan bir anahtardır. Muhatabını rahatsız etmekten çekinme

duygusudur. Muhatap; başta insan olmak üzere, var olmak hasebiyle irtibat

kurduğumuz her şeydir. Günümüzün en çok ihtiyaç duyulan, eksikliği görülen

ab-ı hayatıdır saygı…

Sadece sevgi, samimiyet ve anlayışın yer alabileceği bir vücuttur

saygı… Bu vücudun bir parçası olabilmek için evvela kişinin kendine saygısı

olmalıdır. Daha sonra ailesine, komşularına, arkadaşlarına hürmetkâr ve

muhabbet dolu olacaktır. Bencilce duyguların, yargıların, beklentilerin ve

hesapların yeri olmaz bu duyguda. Samimiyetsiz saygı, riyadır. Riyakâr da

evvela kendi benliğine ihanet etmiş demektir. Evvela kendi kişiliğine

saygısızlık göstermiştir.

10


‘’ Bu acip dünya bir var bir yok arası,

Onu ebedi kılan; aşık ve maşuktur.

Çağlayan gönlümüzün mısralarıdır.

Sevinç dolu bülbüllerin şarkılarıdır. ‘’

Tahir Emre TEKMEN

‘’ Ne vakit bir şey demeye niyetlensem,

yorgun kelimelerin ince hüznü düşer

gözlerimden akarak göğsüme…

Anlamış olmanın sızısı boğar havsalamı!

Sonra uzun uzun susarım…

Viran bir kente rağbet edilmez çünkü…’’

Fazile Aşar AYDINALP

‘’ Yüreği güzel insan hiçbir surette çirkin değildir.

Asıl olan sirettir suret değildir.’’

- Mehmet Şirin AYDEMİR

‘’ Yazsın kalem ama güzel olanı!

Tanıtsın doğruyu, hakkı bulanı.

Alkışlasın eller gülü tutanı.

Sözün kıymeti o zaman bilinir.’’

Süleyman YÜCEL

‘’ Ne çok özlemişim meğer;

Annemi, çocukluğumu… Hepsi

çocukluğumun anı defterinde

kaldı...

Beyhan Uygur OLCAY

‘’ Bir an-ı seyyale dolaşırken zamanda,

Fehm ettim ki hayatım gizlenmiş bir anda. ‘’

Erkam YILDIRIM

‘’ Ve geç kalmalarla dolu bir günde vazgeçtim çok istediğim şeylerin peşinde koşmaktan…’’

Sümeyye GÜL

‘’ Ruhumda, paslı rayları gıcırdatarak bir kara tren

geçiyor. Düdüğü, vagonlarında taşıdığı hüznü

haykırarak… Ayrılığın kurumu kokan buharı

gözlerimde birikirken, yazdıkça tükenen bir kurşun

kalem telaşı var yüreğimde. Ya onu hislerimi

söyleyemezsem! ’’

Ramazan OLGUN

‘’ Bir veda büyür göğsümün ortasında,

Akşamın yasına düşer bir nilüfer çığlığı.

İçimden geçen nehirlerden geçmez aşkın otağı.

Turnalar, uçup fecre bırakır mı son salık ? ‘’

Kadir HUYLU

’Ağaçta ki yeşil yapraklara bakarken, ayağımızın altında

ezilen kuru yaprakların farkında bile değildik…’’

Mustafa TENKER

‘’ Bir bakışla kuşlar uçuruyorum.

Ekmek paylaşıldığından beri

Çocuk bozkırlarına uyanıyorum

her sabah

Masalları yeniden yaymak için.

Ben de dünyada izim böyle kalsın

istiyorum. ‘’

Rıdvan Yıldız

‘’ Bana değil içindeki bana,

Sana değil içimdeki sana

Kırgınım…’’

Serap FİDANCI

‘’ Gözlerim kapanana dek

Her gece ve ansızın bir gece

Gözlerim kapanana dek

Yazdığım her bir hece

‘’ Olan şeylerin kıymetini bilemedik.

Olmayacak şeylerin hiçliğini…

Ruhumuzu bozan sevgisizliğin içinde

Buz tutmasın kalplerimiz! ‘’

Evrim ARSLAN

‘’ Bir de buradan bak.

Gözün gördü mü beni ana!

Bulutlar ha ağladı ha ağlayacak.

Bilmem bu can daha ne kadar

yanacak. ‘’

Evren EROĞLU

İntihar mektubundan hallice

Gözlerim kapanana dek

Her gece ve ansızın bir gece

Yazdığım her bir hece

Sonrası çetrefilli bilmece.’’

Bedirhan KURT

‘’ Kelebekler uçuşurken

rüzgardan öğren nezaketi.

İncitip savurmadan nasıl da

okşuyor kanatlarını. Baştan

başa bu kainat bir intizamın

esiri. Rüzgarın nabzını tutan

üzer mi hiç kelebekleri…’’

Muhammed Burak TUNAY

11


SANMA YAŞARSIN

Saltanatı para diye görenler,

Kuş kanadı dokunur da düşersin.

Etrafını duvar ile örenler,

Nuh tufanı çıkar, sanma yaşarsın.

İnsanoğlu elbet beşer, şaşıyor.

Elbet insan yürekte can taşıyor.

Sen sefada millet kışta üşüyor.

Sen de yanar elbet bir gün pişersin.

Para biter, servet biter, ün biter.

İnsan ol sen dostluğuna can yeter.

Firavunlar nasıl olmuş gör, beter!

Kuş kanadı dokunursa düşersin.

Şah da olsan üstün hasır serilir.

Etrafına toprak duvar örülür.

Ahirette her hesabın görülür.

Dil tutulur göz konuşur şaşarsın.

Hamit KARACA

SEBİL VE GÜVERCİNLER

Çözülen bir demetten indiler birer birer,

Bırak, yorgun başları bu taşlarda uyusun.

Tutuşmuş ruhlarına bir damla gözyaşı sun,

Bir sebile döküldü bembeyaz güvercinler...

Nihayetsiz çöllerin üstünden hep beraber

Geçerken bulmadılar ne bir ot ne bir yosun,

Ürkmeden su içsinler yavaşça, susun, susun!

Bir sebile döküldü bembeyaz güvercinler...

En son şarkılarını dağıtarak rüzgâra,

Beyaz boyunlarını uzattılar taslara...

Bir damla suya hasret gideceklermiş meğer.

Şimdi bomboş sebilden selviler bir şey sorar,

Hatırlatır uzayan dem çekişleri rüzgâr

Mermer basamaklarda uçuşur beyaz tüyler.

Ziya Osman SABA

12


13

‘’ Çizgilerle Hayat ‘’


- FİLM TAVSİYESİ –

( Hint sinemasından her hoca ve talebenin izlemesi gereken 3 film )

3 APTAL HER ÇOCUK ÖZELDİR HIÇKIRIK

- KİTAP TAVSİYESİ -

Bu kitapta kendi fıtratınızdan parıltılar bulacak ve

zihin – mazi- ati sarmalında yolculuğa çıkacaksınız…

SİYAH PELERİNLİ ADAM

NECİP FAZIL KISAKÜREK

BÜYÜK DOĞU YAYINLARI

Şarkı Tavsiyesi : Sigaramın Dumanına Sarsam ( Ezginin Günlüğü – İlk Aşk – 1980)

14


TAŞ

En kara gecenin ıssızlığı

Yutuyor hayallerimizi yeniden

Siyahı seven yarınlar

Hüzünlere seslenip dururken

Yıkılıyor geleceğe dair fikirler

Duruyor bir anda saat

Bitiyor tüm hikâyeler

Ve bir bir dikiliyor mezar taşları

Düşen her bir yağmur

Can veriyor sanki bu taşlara

Ruha bürünmüş gibi hepsi

Kalpleri yok yalnız

Karşımıza geçiyor insan gibi

En kara gecenin sessizliği

Korkutuyor varlığı bu sefer

Direnmiyor artık umudu olan

Medet ummuyor toprağa yaklaşan

Yalnızca susuyor

En kara gecenin zehri

Şimdi damarlarımıza işliyor

Gece misali, mezar taşı gibi

Yaşayanlar da taş kesiliyor birden

AYŞE BULUÇ

BİR ÜMİT BİR IŞIK ÇOKÇA GÜLÜŞ

Ceplerimde taşıyorum ümitlerimi.

Her an

elimin altında olmaları

güç katıyor hayatıma.

Hiçliklerin çokluğu korkutmuyor gözümü.

Ümidin o ışığı gözlerimin gördüğü…

Gölgelemeye çalışanlara hediyem olsun,

Ceplerimdeki ümitlerim.

Işık olalım güneşi kararanlara!

Karanlıkları yarıp, güneşin doğuşunu

seyredelim hep beraber.

Birlikten doğan kuvvet korkutmasın

kimseyi…

Bu kuvvet, güzel günlerin habercisi!

Bu ümit ile aydınlanan dünyanın makyajı

olsun gülüşler.

O gülüşler ki

kim bilir içinde

daha ne ümitler gizler…

15

Nurçin ARLI


Güzel olacak güzel! Elbet birgün bir şeyler güzel olacak. Tek sorun

neyin, ne zaman düzeleceğini bilmememiz..

#MBA

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!