25.04.2021 Views

matematik dergisi (1)

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

MA

TE

MA

TİK

DERGİSİ


İSTİKLÂL MARŞI

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;

Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.

O benim mil l etimin yıl dızıdır , par l ayacak;

O benimdir , o benim mil l etimindir ancak.

Çatma, kur ban olayım çehr eni ey nazlı hilâl!

Kahraman ırkıma bir gül…ne bu şiddet bu celâl?

Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl,

Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklâl.

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.

Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!

Kükremiş sel gibiyim; bendimi çiğner, aşarım;

Yır tar ım dağl ar ı, enginl er e sığmam, taşar ım.

Gar b’ın âfâkını sar mışsa çel ik zır hl ı duvar ;

Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.

Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir îmânı boğar,

"Medeniyet!" dediğin tek dişi kalmış canavar?

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın;

Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.

Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın…

Kim bilir, belki yarın…belki yarından da yakın.

Bastığın yerleri "toprak!" diyerek geçme, tanı!

Düşün altındaki binler ce kefensiz yatanı.

Sen şehîd oğlusun, incitme, yazıktır atanı;

Ver me, dünyâlar ı alsan da, bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ?

Şühedâ fışkıracak, toprağı sıksan şühedâ!

Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hudâ,

Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ.

Ruhumun senden, İlâhî, şudur ancak emeli:

Değmesin ma’bedimin göğsüne nâ- mahrem eli!

Bu ezanlar- ki şehâdetleri dînin temeliEbedî yurdumun üstünde

benim inlemeli

O zaman vecd il e bin secde eder –varsa- taşım;

Her cerîhamdan, İlâhî, boşanıp kanlı yaşım,

Fışkırır rûh- i mücerred gibi yerden na’şım;

O zaman yüksel er ek Ar ş’a değer , bel ki başım.

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl;

Ol sun ar tık dökül en kanl ar ımın hepsi hel âl .

Ebediyen sana yok, ır kıma yok izmihlâl:

Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;

Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklâl!

MEHMET AKİF ERSOY


GENÇLİĞE HİTABE

Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk

Cumhuriyet'ini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel,

senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden

mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır.

Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen,

vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve

şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerait, çok nâmüsait bir

mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek

düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin

mümessili olabilirler.

Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün

tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin

her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elîm

ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip

olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler.

Hatta bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasî

emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve

bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi,

vazifen; Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır

Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK



MATEMATİK NEDİR

Matematik numaralar, felsefe, uzay ve fizik gibi konularla ilgilenir. Matematikçiler

ve filozoflar arasında matematiğin kesin kapsamı ve

tanımı konusunda görüş ayrılığı vardır.

Matematikçiler örüntüleri araştırır ve bunları yeni

konjektürler formüle etmekte kullanırlar. Bu

konjektürlerin doğruluğunu veya yanlışlığını

matematiksel ispat yoluyla çözmeye çalışırlar.

Matematiksel yapılar gerçek fenomenleri iyi modelize ettiklerinde matematiksel

düşünce doğa hakkında tahmin yürütmemizi ve onun iç yüzünü anlamamızı

sağlayabilir. Matematik soyutlama ve mantığı kullanarak ve sistemli çalışmayla

fiziksel objelerin şekillerini ve hareketlerini saymayı, hesaplamayı ve ölçmeyi

mümkün kılar ve böylece gelişir. Pratik matematik yazılı kayıtlardan beri insan

etkinliği olagelmiştir. Matematik problemlerinin çözümü için gerekli araştırma

yıllarca hatta yüzyıllarca süren bir çaba gerektirebilir.

İlk titiz kayıtlara Yunan matematiğinde rastlanır. Giuseppe Peano (1858-1932), David

Hilbert (1862-1943) ve diğerlerinin geç 19 yüzyılda belitsel sistemler üzerine

kurdukları çalışmalarından beri matematiksel araştırmada doğruyu kurmanın

geleneği değişti. (Artık uygun olarak seçilen aksiyom ve tanımlardan titiz bir şekilde

tümdengelim yapılmaktadır.) Matematik Rönesans'a kadar görece yavaş gelişti.

Sonra matematikteki yenilikler diğer yeni bilimsel keșiflerle etkileșerek matematiksel

keșiflerde günümüzde hala devam eden hızlı bir artış sağladı.

Matematik dünya genelinde doğa bilimleri, mühendislik, teknoloji ve maliye gibi

birçok alanın temel aracıdır. Uygulamalı matematik, matematiksel bilginin diğer

alanlara uygulanmasıyla ilgilidir. Bu uygulamalar sayesinde istatistik ve oyun teorisi

gibi tamamıyla yeni matematik disiplinleri doğmuştur. Ayrıca matematikçiler soyut

matematikle akıllarında herhangi bir kullanım olmadan da yalnızca matematik

yapmak için uğraşırlar. Soyut matematikle uygulamalı matematiği ayıran belirgin bir

çizgi yoktur. Soyut matematikteki keşifler sıklıkla pratik matematik uygulamalarının

başlatıcısı olurlar.

3


PİSAGOR

Pisagor, M.Ö. 580 yılında Yunanistan'da, Ege Denizi'nde, Dilek Yarımadası'nın

karşısında bir ada olan Sisam Adası'nda doğmuştur.Yüzük taşı yapımcısı

Mnesarkhos'un oğludur.Pisagor, Tales'in öğrencisidir. "Sayıların babası " olarak da

bilinir.

M.Ö. 589 yılında Güney İtalya bölgesindeki zengin liman kentlerinden biri olan

Crotona'ya göç etti. Pisagor burada, kendinde olduğunu iddia ettiği kehanet

yeteneği, gizemli ve çekici havası ile zengin ve soylu gençleri etrafında toplayarak

onlarla beraber bir okul kurdu. Pisagor, bu gençleri "Dinleyiciler"ve "Matematikçiler"

olarak ikiye ayırıyordu. Kademeli bir sisteme sahip bu okula başlandığında

"Dinleyici" olarak başlanıyor ve başarılı olunursa "Matematikçi" olunuyordu.

Pisagor'un öğretileri, Mısır ve Babil

kahinlerinden aldığı 34 yıllık eğitim

sonrası oluşmuştu. İtalya'ya

döndüğünde belirli kademelere bağlı

bir şekilde oluşturduğu Orfik

öğretilerin yeniden canlanmasını

sağlayacak gizemciliği de taşıyordu.

Pisagor için sayılar çok önemliydi

çünkü Mısır'da aldığı eğitim ve daha

sonrasında Babil'in Mısır'ı işgal etmesi

ile gittiği Matematik ülkesi Babil'de

aldığı eğitim ile Matematiğin

kutsallığına fazlasıyla inanmıştı. Eski Mısır kahinlerinin ve Babil rahiplerinin

ayinlerini Matematiksel işlemlerle döküman edilen bir müzikle yapması, müziğin

Pisagor felsefesinde önemli bir yer tutmasına sebep oldu. Buna bağlı olarak sayıların

notalarla paralel olarak belirli bir düzende sıralandığını savunmuştur.

Pisagor bir çalgı aletinde bir telin kısalmasıyla sesin inceldiğini keşfetti. Eğer tel

diğerinin 2 katıysa kısa telin çıkardığı ses, uzun telin çıkardığı sesin 1 oktav

üstündeydi. Eğer tellerin uzunluklarının oranları 3/2 ise tellerin çıkardığı sesler beşli

aralıklıydı. Pisagor 1'i Tanrısal, 10'u ise Tanrısal olanla hiçliğin mükemmel birliği

olarak ifade etmiştir. O'nun öğretisi, evrende herşeyin bir sayı özellikle bir tam sayı

ile bağdaştığını iddia eder. Örneğin; 5, rengin; 6, soğuğun; 7, sağlığın; 8, aşkın

nedenidir.

4


PİSAGOR TEOREMİ

Pisagor teoremi ya da diğer adı ile Pisagor bağıntısı, geometrinin Öklid konusunda

üçgenin kenarları arasındaki temel ilişkiyi kurmayı hedefleyen ilk teoremlerden

biridir. Bu teoremi gerçek hayattan örnek alarak konuşmak istiyorsak buna telli

çalgıları örnek gösterebiliriz; 'telin uzunluğu arttıkça titreşim artar' prensibine

dayanmak durumundadır.

Pisagor, bir üçgende dik kenarların karelerinin toplamının hipotenüsün karesine

eşit olduğunu bulmuştur.Yani c2 = a2 + b2 (c: Hipotenüs uzunluğu, a: Dik

kenarlardan birinin uzunluğu, b: Diğer dik kenarın uzunluğu.) Bu teorem bilinen en

eski geometri teoremlerden biridir.

.

Peki teoremlerin en önemli kısımlarından biri olan Pisagor teoremi ispatı nasıl olur?

Pisagor'un ispat yöntemine "yeniden düzenleme" adı verilmiş ve farklı teorem

ispatlarında kullanılmıştır. Bahsetmek istediğimiz a + b kenarlı büyük karenin alanı,

4 üçgen alanı ve c kenarlı küçük karenin alanlarının toplamına eşit olma

durumundadır. Yani büyük karenin alanı, 4 üçgen alanı + c2 'dir. İşte ispatı budur

5


HESAP MAKİNESİ

Hesap makinesi, ilk zamanlar dört işlemi yapabilen, daha sonraları geliştirilerek

her türlü sayısal işlemi yapar duruma getirilen elektronik ve mekanik bir araçtır.

İlk hesap makineleri abaküsler idi. 1623 yılında Wilhelm Schickard ilk kez dört

işlemi bir arada yapabilen hesap makinesini Almanya’daki Heidelberg

Üniversitesinde geliştirdi. Schickard geliştirmiş olduğu araç ile astronomi,

matematik, alan ölçümleri, yüz ölçümü hesaplama ve haritacılık işlemlerinde

kullanmıştır. Geliştirmiş olduğu cihaz oldukça karmaşık ve herkesin kolaylıkla

kullanamayacağı bir çalışma sistemine sahipti.

Yaklaşık yirmi yıl kadar sonra, 1645 yılında

Fransız filozof Blaise Pascal, vergi tahsildarı olan

babasına yardımcı olmak için bir hesap

makinesi tasarladı. 1799 yılına kadar kullanılan

bu mekanik aygıt, kadranlarla girilen sayıları

toplayıp çıkarıyordu. Gottfried Wilhelm Leibniz

1671 yılında toplama ve dört işlemi yapabilen

mekanik bir aygıt geliştirdi. Ancak bu aygıtlar, çok yaygın olarak

kullanılmamıştır. Bunlardan yaklaşık bir asır kadar sonra Charles Xavier

Thomas’ın bulduğu dört işlemi ve karekök alma işlemini yapabilen

Aritmometre, 1970’lere kadar kullanılmış olan mekanik

hesap makinelerinin atası olmuştu .

Daha sonra üretilen bu hesap makineleri, ara sonuçları

toplayan, eski sonuçların saklanıp gerektiğinde

kullanılabilmesini sağlayan, trigonometrik, istatistiksel

ve ileri matematik işlevleri içeren ve yazılımlanabilme

özellikleri ile daha çok bilgisayarlara benzeyen çok

karmaşık elektronik cihazlar hale gelmiştir.

6


ALTIN ORAN

Altın oran, eski dönemlerden bugüne dek varlığını koruyan ve şuan ki devirde bile

tanımı bilinen sanata ve matematiğe anlam katarak bir bağlantıdır. Altın oran,

matematik ve sanat gibi bir bütün olarak ele alınan bunlar arasında ki uyumları ve

aralarında ki en yetkin boyların verildiği sanılan sayısal bir oran bağlantısı olarak

tanımlanır ve bilinir. Her ne kadar tam anlamıyla kimler tarafından bulunduğu ve

keşfedildiği bilinmese bile Eski dönemlerde hem Mısırlılarda hem de Yunanlılarda

kullanılmış ve aynı zamanda onlar tarafından

keşfedildiği söylentiler arasında yer alıyor. Mısırlılar

ve Yunanlılar döneminde mimar ve sanatta

kullanılmıştır. Orta Çağda en ünlü matematikçi olan

ve tanınan İtalyan asıllı Leonardo Fibonacci bir

araştırma yapıp birbiri ardındaki ardışık sayıları ele

alarak sayıları ve bu

sayılarda ki olağanüstü

ilişkiyi incelemiştir. Tüm dünyanın düzeni ele alındığı

zaman tam anlamıyla bu düzen ile birebir aynı olan altın

oran sayıları keşfedilerek daha fazla araştırmalara konu

olmuş ve isim olarak da Fİ sayısı olarak anılmıştır. Bir

yapı ya da herhangi bir sanat eserinin parçasının altın

orana yakınlığına bakılır ve eğer ki altın orana yakın ise

estetik olarak bir güzellik ölçüsü olarak kabul görülür.

Altın oranın kendine has ayrı bir hesaplama şekli vardır. Bu hesaplamalar büyük bir

titizlikle yapılır ve herhangi bir sanat eseri ve güzelliğin doğru bir şekilde

hesaplandığı zaman altın orana uyup uymadığı hesaplanır. Altın oran sayısının Pİ

sayısına benzer bir oranı vardır. Pİ sayısı 3.14’tür. Fİ sayısı ise 1.618e eşit olan bir sayı

olarak bilinir ve hesaplamalar bu orana göre yapılır.

Günümüzde giderek popülerleşen “altın oran” kavramı;

büyük olan kısmın, küçük olan kısma oranı olarak ifade

edilmektedir. Yüz estetiğinde de son derece önemli bir

denge olan altın oran, boyun genişliğinin yüze oranı;

dudağın ve kaşların birbirlerine oranları gibi mesafe

ölçümleri ile belirlenir.

7


Altın Oran Nerelerde Kulllanılır?

1) Ayçiçeği: Ayçiçeği'nin merkezinden dışarıya doğru sağdan sola ve soldan sağa doğru tane

sayılarının birbrine oranı altın oranı verir.

2) Papatya Çiçeği: Papatya Çiçeğinde de ayçiçeğinde olduğu gibi bir altın oran mevcuttur.

3) İnsan Kafası: Bildiğiniz gibi her insanın kafasında bir ya da birden fazla saçların çıktığı

düğüm noktası denilen bir nokta vardır. İşte bu noktadan çıkan saçlar doğrusal yani dik değil,

bir spiral, bir eğri yaparak çıkmaktadır. İşte bu spiralin ya da eğrinin tanjantı yani eğrilik açısı

bize altın oranı verecektir.

4) İnsan Vücudu: İnsan Vücudunda Altın Oran'ın nerelerde görüldüğüne bakalım:

a) Kollar: İnsan vücudunun bir parçası olan kolları dirsek iki bölüme ayırır(Büyük(üst) bölüm

ve küçük(alt) bölüm olarak). Kolumuzun üst bölümünün alt bölüme oranı altın oranı verceği

gibi, kolumuzun tamamının üst bölüme oranı yine altın oranı verir.

b) Parmaklar: Ellerimizdeki parmaklarla altın oranın ne alakası var diyebilirsiniz. İşte size

alaka... Parmaklarınızın üst boğumunun alt boğuma oranı altın oranı vereceği gibi,

parmağınızın tamamının üst boğuma oranı yine altın oranı verir.

5) Tavşan: İnsan kafasında olduğu gibi tavşanda da aynı özellik vardır.

6) Mısır Piramitleri: İşte size Altın Oran'ın en eski örneklerinden biri... Şimdi ne alaka Altın

Oran ve Milattan Önce yapılan Mısır Piramitleri? Alaka şu; Her bir piramitin tabanının

yüksekliğine oranı evet yine altın oranı veriyor.

7) Leonardo da Vinci: Bilindiği gibi Leonardo da Vinci Rönesans devri ünlü ressamlarındandır.

Şimdi bu ünlü ressamın çizmiş oolduğu tabloları inceleyelim.

a) Mona Lisa: Bu tablonun boyunun enine oranı altın oranı verir.

b) Aziz Jerome: Yine tablonun boyunun enine oranı bize altın oranı verir.

8) Picasso: Picasso da Leonardo da Vinci gibi ünlü bir ressamdır. Ve resimlerinde bu oranı

kullanmıştır

8


9) Çam Kozalağı: Çam kozalağındaki taneler kozalağın altındaki sabit bir noktadan kozalağın

tepesindeki başka bir sabit noktaya doğru spiraller (eğriler) oluşturarak çıkarlar. İşte bu

eğrinin eğrilik açısı altın orandır.

10) Deniz Kabuğu: Denize çoğumuz gitmişizdir. Deniz kabuklarına dikkat edenimiz, belki de

kolleksiyon yapanımız vardır. İşte deniz kabuğunun yapısı incelendiğinde bir eğrilik tespit

edilmiş ve bu eğriliğin tanjantının altın oran olduğu görülmüştür.

11) Tütün Bitkisi: Tütün Bitkisinin yapraklarının dizilişinde bir eğrilik söz konusudur. Bu

eğriliğin tanjantı altın orandır.

12) Eğrelti Otu: Tütün Bitkisindeki aynı özellik Eğrelti Otu'nda da vardır.

13) Elektrik Devresi: Ya demek ki Altın Oran sadece Matematik ve kainatta değil, Fizik'te de

kullanılıyormuş. Nasıl mı? Şöyle... Verilen n tane dirençten maximum verim elde etmek için

bir paralel bağlama yapılması gerekir. Bu durumda Eşdeğer Direnç, yani Reş= yani altın oran

olur.

14) Salyangoz: Salyangozun Kabuğu bir düzleme aktarılırsa, bu düzlem bir dikdörtgen

oluşturur (-ki biz bu dikdörtgene altın dikdörtgen diyoruz.-) İşte bu dikdörtgenin boyunun

enine oranı yine altın oranı verir.

15) OTOMOTİV SANAYİ: İlk önce ben size bir soru yönelteyim. Estetik bakımından bir Murat

131 mi daha çok ilginizi çeker yoksa bir Mazda ya da Toyota mı? Tabi ki Mazda ya da Toyota

demişsinizdir. Peki bunun nedenini hiç düşündünüz mü? Ben size söyleyeyim. Şimdi Murat

131'e bakıyorsunuz, baktıkça içiniz kararıyor, yine bakıyorsunuz yine kararıyor. En sonunda

ya kardeşim bu ne biçim araba diyorsunuz. Ama gidip bir Mazda ya da Toyota'ya

bakıyorsunuz. Baktıkça içiniz rahatlıyor, yine bakıyorsunuz ferahlıyorsunuz. Çünkü o kadar

güzel bir estetik var ki. İşte bu estetiği eğim sağlıyor. Mesela Murat 131'in önü, arkası, kapısı

her yeri düz (Mübarek kibrit kutusu) Ama Mazda ya da Toyota'nın kapısında özellikle ön ve

arka tamponunda bir eğim var. İşte bu eğimin eğrilik açısı araştırılmış ve bunun altın oran

olduğu görülmüştür. Bundan dolayı Çin, Amerika, Japon Otomotiv Sanayi Dünya'da ilk üçü

oluştururken; Türkiye maalesef ve maalesef 30-40-50. sıralarda yer almakta. İnşallah bir gün

bunu biz de akıl ederiz...

16) MİMAR SİNAN: Mimar Sinan'ın da bir çok eserinde bu altın oran görülmektedir. Mesela

Süleymaniye ve Selimiye Camileri'nin minarelerinde bu oran görülmektedir.

9


İLGİNÇ BİLGİLER

1- Pi sayısının içinde tüm her şey vardır.

Bu garip gelebilir ama herkesin doğum tarihinden tutun kimlik numarasına tüm sayılar pi sayısının içinde

vardır. Pi sayısı bu yüzden de olağanüstü bir sayıdır

2- Doğa, Fibonacci dizilerini sever

Ayçiçeklerinin sarmal şekilleri ve doğadaki diğer desenler bir Fibonacci dizisini izler; burada iki sayıyı

ekledikten sonra diğer sayıyı üstüne ekleme ile elde edilen dizidir. Altın oran diyebiliriz. Doğada çok

fazla bu tekrarı görürüz. Kabuklarda, çiçeklerde ve hatta kelebeklerde… (1+ 1= 2+3=5+8, vb.)

3- Kalabalık bir odada iki kişi muhtemelen bir doğum gününü paylaşır

23 kişi olan bir odada doğum günü aynı olan kişi sayısı %50’dir. Odada 75 kişi varken şans yüzde 99’a

yükseliyor!

4- Bunları çarpmak her zaman size palindromik sayılar verir

111,111,111 × 111,111,111’i çarparsanız, 12,345,678,987,654,321 elde edersiniz – ileri ve geriye sayan

sayılar elde edersiniz.. Ve bunlarda, 11 x 11 (121) sadece 1 x 1 (1) ‘e kadar geriye doğru çalışır.

10


5- Evren, Googolplex için yeterince büyük değil

Bir googolplex, bir googolün kuvvetine 10 üzeri veya 10 üzeri 10 üzeri 100 kuvvetine eşittir. Bilinen

evrenimiz bunu kağıda yazmak için yeterli alana sahip değildir. Bu toplamı bir bilgisayarda yapmaya

çalışırsanız, cevabı asla alamazsınız çünkü yeterli hafızaya sahip olmayacaktır.

6- Yedi favori sayıdır

Çoğu insanın favori sayısının 7 olduğunu tahmin etmiş olabilirsiniz, ancak bu şimdi kanıtlandı. Alex Bellos’un

3.000 kişiyle yakın zamanda yaptığı bir çevrimiçi anket, çoğu kişinin 7’yi seçtiğini gösteriyor.Bunun nedeni, yedi

tanesinin k pek çok olumlu bağlantıya sahip olması olabilir (dünyanın yedi harikası, bilgelik sütunları, yedi deniz,

yedi cüce, yedi gün, gök kuşağında yedi renk). Ancak yedinin “aritmetik olarak benzersiz” olduğu da doğrudur –

yanıtı 1-10 grubunda çarpamayacağınız veya bölemeyeceğiniz tek sayıdır.

7- 2520 sayısı, 1 ile 10 arası tüm sayılara tam olarak bölünebilen en küçük sayıdır.

8- Eski Babilliler matematikte temel olarak 60 sayısını esas almışlardır. Bu yüzden günümüzde 1 dakika=60

saniye, 1 saat=60 dakika ve 1 daire=360 derecedir.

11


.....................................................................................................................................................

.....................................................................................................................................................

12


..............................................................................................................................................

...............................................................................................................................................

13


PİCK TEOREMİ

Pick Teoremi, George Pick tarafindan 1899’da keşfedilmiştir. Noktalardan oluşan kareli kağıt

üzerinde çizilen geometrik şekillerin alanlarını değişik bir yoldan hesaplamayı konu edinir.

Kareli kağıt üzerine, köşeleri kareli kağıttaki noktalara gelecek şekilde geometrik şekiller

çizilir. Şeklin alanı hesaplanırken şeklin kenarları üzerindeki ve içindeki nokta sayılarından

yararlanılır. Şeklin kenarları üzerindeki nokta sayısının yarısı, şeklin içindeki nokta sayısının 1

eksiği ile toplanır. Bulunan sayı şeklin alanını verir.

Burada ,

B: Çizdiğimiz çokgenin kenarları üzerine gelen nokta sayısıdır.

N: Çokgenin içindeki nokta sayısıdır.

Örneğin; yandaki görselde D şeklinin alanını hesaplayalım.

Şeklin üzerindeki nokta sayısı (B) = 14

Şeklin içindeki nokta sayısı (N) = 5

Alan = B/2 + N – 1

= 14/2 + 5 -1

= 7 + 5 – 1

= 11 br2

Bir tahta levha üzerine eşit aralıklarla çiviler çakarak tahta levha kareli zemine dönüştürülüp,

lastikle geometrik şekiller oluşturularak Pick Teoremi yardımıyla alan hesaplamaları

yapılabilir.

14


SUDOKU

Sudoku Nedir?

Günümüzün en ünlü Japon oyunu olan sudoku Japonca "Sayılar tek olmalı" anlamına

gelmektedir. Sudoku oyunu günümüzün düşünme ve mantık yürütme yeteneğini

geliştirmeye en fazla fayda sağlayan zeka oyunu olarak bilinmektedir. Bu yüzden uzak

doğuda okullarda çocuklara sudoku oynama imkanları sunulur.

Sudoku Oyun Kuralları Nelerdir?

Basit olarak sudoku oynamak için 3 kurala dikkat etmemiz gerekir. 1'den 9'a kadar olan

sayıları her sütuna, her satıra ve her kare içine tekrar etmeden girmeniz gerekir.

Sudoku Nasıl Çözülür?

Sudoku oyununda temel olarak iki çözüm stratejisi bulunur. Sudoku çözüm yollarından

birincisi hangi hücrede hangi sayıların olabileceği, ikincisi ise hangi kutucukta hangi sayların

olamayacağıdır. Bu şekilde sudoku oyununda size verilen sayılara dayanarak hangi

hücrelerde hangi sayıların olabileceği ve hangi sayıların olamayacağı mantığına dayanarak

çözebilirsiniz. Sudoku çözmek için sıralı gitmek ise her zaman sudoku çözümünde kolaylık

sağlamaktadır. Bu yüzden sayıları karmaşık olarak kullanmak yerine sıralı olarak kullanmak

çözümü kolaylaştırır.

Örnek:

15


Şimdı sıra sizde:

16


KAYNAKÇA

www.inavasyon.weebly.com

www.wikipedia.com

www.unlumatematikciler.blogspot.com

www.sabah.com.tr

www.sedatbas.com.tr

www.odtunet.com

www.cnnturk.com

www.matematikvakti.net

www.sudoku.yazarokur.com

www.fıkraoku.com

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!