01.05.2021 Views

Kullan-at Kamera

TOBB ETÜ Mimarlık ve Tasarım Fakültesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü İÇT220 Mobilya ve Mekan Donatısı Tarihi HATİCE ÖLMEZ-ZELİHA KAMACI-EMİNE GENÇ-MERVE MUTLU-YASEMİN PAT

TOBB ETÜ Mimarlık ve Tasarım Fakültesi
İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü
İÇT220 Mobilya ve Mekan Donatısı Tarihi
HATİCE ÖLMEZ-ZELİHA KAMACI-EMİNE GENÇ-MERVE MUTLU-YASEMİN PAT

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.


1960’LI YILLAR

"1960'lar" terimi aynı zamanda, dünya genelinde birbiriyle ilişkili kültürel ve politik eğilimlerin

kompleksini ifade eden ve “altmışlı” yıllar olarak adlandırılan bir dönemi ifade eder.

1960’lı yıllarda Pop Art Sanat Akımı

“Pop Art 1950’li yılların sonunda İngiltere’de ortaya çıkıp 1960’larda Avrupa ve Amerika’ya yayılan

bir sanat akımıdır.

Genellikle resim ve çok az sayıda heykel ürünü görülür.

Temel yönelimi endüstri günlük tüketim eşyalarını kitlesel

iletişim teknikleriyle betimlemektir. Bu tür objeleri çevreden

yalıtıp abartılı boyutlarda resmeder . Genellikle resimli

roman ya da reklamcılık

teknikleri kullanır. Konular

hamburgerden konserve

kutusuna kadar değişir”.

(Sözen,1996)

“Pop, sanatçıların popüler

kültürün ( bu yüzden pop

denilmiştir ) öğelerini

aldıkları ve kendi sanat eserlerine uyarladıkları bir sanat akımıdır.

Sanatçılar insanlara etraflarındaki dünyayı; normalde gözden

kaçırdıkları gündelik detayları fark ettirmeye çalıştıkları için tüketici

kültürü, seri üretim ve reklamlar ilham kaynaklarıydı. Pop art terimi

modern olan, sanayiye ve toplum

bilime ilişkin özellikler gösteren ve

kentsel nitelikler taşıyan doğaya özgü yeni bir anlamın keşfiyle

ortaya çıkmış çağdaş gerçekçilik alanının tümünü kucaklar. Pop art

hızlı kentleşme, siyasileşen gençlik, yaşam ve toplum üzerine

alternatif düşünceler, tüketimin artması gibi olgularla Amerikan

günlük hayatını yansıtır.”(Bayraktar, 2004 )

Pop art Amerika’da endüstrileşmenin ortaya çıkardığı doğa ile

bütünleşmenin eğilimlerini göstermeye başlamıştır. Ortaya çıkışından


itibaren bazı problemlerle aynı eşikte olmuştur ve tüketimin

hızına erişmek için kitle kültürünün ürünleri gibi değişmek yerine

yenisini getirmek gibi zorunlulukla hareket etmiştir. Buna bağlı

olarak

kitle

kültürünün güncel,

günübirlik imajları gibi kısa ömürlü olmakla karşı karşıya kalmıştır. Kullanıldıktan sonra atılan kağıt

mendil,plastik bardak gibi.” (Bayraktar.,2004 )

.Popüler Kültürünün Yaygınlaşması, 1960’lardan sonra büyük patlama yaşayan ve kitle

kültürünün yaygınlaşmasını sağlayan araçlar ,kitlelerin hayatında ayrılmaz bir parça haline

gelmiştir. Sinema hem eğlence hem de kültürel yaşamın parçası olarak kitle kültürünün en yaygın

aracı olmuştur. Müzik ise daha çok kitleye ulaşıp onların yaşamı, zevkleri ,modayla

özdeşleşmektedir


Popüler Kültürde Sinema; Pop art döneminin yaşandığı 1960’lı yıllarda televizyon kadar

sinemaya da ilgi gösterilmişti. ABD'de ilk olara küçük fiyatlarla

girilebilen sinema salonları açılmıştır. Filmler önce 36 sessizken

Fransa'da film gösterimlerinin müzik eşliğinde yapılması kitlelerin

sinemaya ilgisini artırmıştır.

Bundan sonra ABD ise uzun

metrajlı sesli filmler çekerek

kitleleri salonlara çekmeyi

sağlayacak bir başarı elde

etmiştir. ABD'li yapımcılar,

kitlenin de talebini göz önüne

alarak onların hoşlanacağı

türden öykü ve romanları

filme çekmişlerdir

Popüler Kültürde Müzik; Kitle kültürü toplumun tüm

özelliklerini içinde barındıran bir yapıdır. Kitle kültürü toplumun giyim, yeme içme, eğlence, zevkler,

gelenekler, düşünce yapısı, ailevi özellikler vb. tüm öğelerine dair ipuçları verir. Kitle kültüründe

kitlenin sahip olduğu düşünce yapısı, her alanda kendini gösterir: Sanat, siyaset, kültür, din, moda

gibi. Kitle toplumunun yapısal ve düşünsel özelliklerinin yansıdığı bir başka alan da müziktir. Pop

Müzik, Mc Gregor'a göre çevreden ilham alır ve toplumun dışavurumunu gerçekleştirir. Mc Gregor

kitle toplumunun yapısına bağlı olarak biçimlenen Pop Müziği, "sosyal" bir olgu olarak değerlendirir.

Pop Müziğin toplumla karşılıklı ilişkiye geçmesinden dolayı Mc Gregor onu sosyal bir müzik olarak

adlandırır. 60’lı yılların sonuna gelindiğinde elektronik gelişmeler, teknik buluşlar pek çok sanatçıyı

yaratıcı müzik üretimine yöneltti. Led Zeppelin, 37 Deep Purple gibi müzik grupları oluştu. Bob

Marley sayesinde reggae meşhur oldu aynı zamanda hard rock ortaya çıktı.

Popüler Kültürde Eğlence; Kitle toplumları kültürel ihtiyacını derinlemesine değil yüzeysel olarak

giderir. Kitle toplumu bu ihtiyacını kitle iletişim araçlarından karşılarken ( gazete, mecmua,

televizyon) kendisine sunulduğu kadarıyla yetinir. Böyle bir bilinçle hareket eden toplum için

kültürün kaynaklarına ulaşmak ve kültürü edinmek esas değildir. Kitle toplumunun ihtiyacını

duyduğu şey onu günlük yaşamın karmaşasından kurtaracak bir şey olmalıdır. Bu da kitle

toplumunun ona kültürden daha fazla önem verdiği "eğlence" olgusudur. Kitle toplumu kültüre değil

eğlenceye ihtiyaç duyar. Kitleler, kültüre vakit ayırmaktan kaçınmakta ve düşünmekten duyacağı

sıkıntının korkusuyla kendini kültürden uzak tutmaktadır. Kitle iletişim araçlarının ve eğlence

endüstrisinin sunduklarıyla oyalanmak ve boş vakit geçirmek kitleye daha cazip gelmektedir.

Eğlence endüstrisi bir bakıma kitlelerin günlük hayatın sorunlarını unutmak için başvurduğu bir

araçtır.


Popüler Kültürde Reklam; Amerika 20. yüzyılda reklamında doğduğu yer olmuştur. Reklamların

ilk kez radyodan yayınlanmaya başlamasından sonra ise televizyon reklamları ortaya çıkmıştır.

Başlangıçta konuşan kafalar ve söz yığınlarından oluşan televizyon reklamları görüntülü birer radyo

gibidir. Televizyon reklamlarının gündeme gelmesinden sonra ABD'de reklamlar zamanla satıcının

yerine geçen önemli bir güç olmuştur. Dünya savaşından sonra televizyon reklamları, Kuzey

Amerika ve Batı Avrupa'da reklamcılığın en yaygın türü haline gelmiştir. 1950'lere gelindiğinde

televizyon reklamlarında sözler, sesler, vücut dili, jestler ve hareketli öğeler ile daha iyi kurgulanmış

bir nitelik kazanmıştır. Reklamcılar aynı yıllarda reklamın mesajını iletmek için canlandırma

tekniklerine, 1980'lerde ise bilgisayar grafiklerine başvurmuşlardı

Popüler Kültürde Televizyon; Toplumların hayatını değiştiren, ona yön veren en popüler iletişim

aracı televizyondur. Televizyon popüler bir iletişim aracı olarak kurumları ve toplumsal ilişkilerin

çoğunu değiştirmiştir. Televizyon hızlı bir değişim içerisinde olan dünyayı tüm gerçekleriyle ekrana

taşır. 40 Fakat televizyonun tespit ettiği gerçeklik dünyanın gelişimiyle değil, durağanlığıyla

ilişkilidir. Televizyon keşfedildiği andan itibaren, kendisini izleyecek büyük bir kitleyi de ortaya

çıkarmıştır. Kitle kültürünün en yaygın aracı olarak televizyonun, kitlenin birçok beklentisini

karşıladığı söylenebilir. Kitlelerin pek çoğu televizyonu, günlük yaşamlarını değiştiren bir güç ve bir

eğlence aracı olarak algılamaktadır.


1960’LI YILLARDA AVRUPA VE AMERİKA’DA KÜLTÜREL YAPI

Atom bombasının kullanılmasından, Sovyetler Birliğinin yıkılışına kadar geçen kırk beş yıllık süreç,

dünya tarihinde tek bir homojen dönemi oluşturmamaktadır. SSCB'nin dağılmasına kadarki bu

süreç şöyle anlatılabilir: İkinci Dünya Savaşı'ndan çıkmış olan iki gücün "soğuk savaş" denilen bir

mücadelede sürekli karşı karşıya gelmeleri ve dünyada

yarattıkları tedirginlik. Toplumlar soğuk savaşın bu iki

kahramanının yarattığı korkuyla, her an patlak verebilecek bir

savaşın tahrip tehlikesiyle yaşamak durumundaydılar. Sonuçta,

soğuk savaşın bitimiyle, karışıklıklarla dolu ve kısmi çöküntü

içinde olan bir dünya ortaya çıktı ve soğuk savaş öncesi varolan

siyasal yapının ve dengelerin yerini tutacak hiçbir şey yoktu.

Bu yıllarda sanayileşen ülkeler, dünyanın her yerine, kapitalist

bölgelere ve üçüncü dünya ülkelerine yayılıyordu. Gelişmiş

ülkeler ne yapacaklarını bilemedikleri besin maddesi stoklarıyla

yoksul ülkelerle aralarındaki farkı açıyorlardı. Dünya

ekonomisinde yaşanan patlama aynı zamanda dünyayı çevre

kirliliği ve ekolojik dengenin bozulması gibi sorunlarla karşı

karşıya getirmiştir. Bu sorunların ortaya çıkış nedeni olarak da

insanın doğaya hakim olma arzusunun, ilerlemeyle

karıştırılması gösteriliyordu. İnsanlık tarihinde, gelişimin büyük

bir aşaması olarak nitelenen endüstrileşme ve sanayileşme olguları, teknolojisi yüksek bir dünya

yaratmış ve sosyal yaşamı da

temelden değiştirmiştir. İnsanlar o

güne kadar hiç görmedikleri bir

teknolojiyle karşılaşmış ve bu

teknolojiyi hayatlarına monte

etmişlerdir. Endüstri çağı, insanlara,

demokratik ve eşitlikçi bir toplum

yapısı: her şeyi tek tip yapan,

yaşamlarını birbirinin kopyası haline

getiren bir hayat biçimi sunmaktadır.

Bunun yanı sıra, endüstrideki gelişme,

tüketim çılgınlığına neden olmuş ve

tüketim toplumlarını meydana


getirmiştir. Bunun bir örneği olarak ABD'deki tüketim çılgınlığı doyumsuz ve tatminsiz bireylerin

yetişmesine neden olmuştur . İnsanın makineyi hayatının içine yerleştirmesi ve ona bağlanması bir

taraftan da kendi hakimiyetini ortaya koyması anlamına geliyordu. Teknolojik gelişmeler, bir grup

insan tarafından ilerlemenin göstergesi ve insanoğlunun kurtuluşu olarak algılanıyor olsa da;

kültürel değerlere önem veren bir grup insan da bu fikri yadsımaktadır.

“İş yaşamı eskisinden daha düzenli ve daha etkin hale gelmiştir ancak zamanının çoğunu

fabrikalarda, mağazalarda, ya da bürolarda çalışarak geçiren insanlar, çalışma saatleri haricindeki

yaşam tarzlarıyla mecburen standartlaşmışlardır. Dolayısıyla hayat bir bakıma standart ve rutin

şeyler üretmektedir. Bu klişeleşmiş yaşam tarzının getirdikleri yalnızca işçi sınıfının hayatını

değiştirmektedir. Televizyonun yaygınlaşması ile birlikte futbol maçları ve ancak kısıtlı bir insan

topluluğunun gidebileceği eğlence yerleri en mütevazı evlere bile girebilir hale gelmiştir. İşçi

sınıfının yaşamındaki bu değişim

yine de sıradan ve içine kapalı bir

hayat düzenini göstermektedir.

Böylece, teknolojinin gelişimi insanı iş

yaşamına, doğa gerçeklerine

yabancılaşmış biri haline

getirmekteydi. 43 İnsanlar tarafından

yaratılmış olan teknoloji, bir bakıma,

insanın kendisi karşısındaki

çaresizliğinin bir göstergesidir. İnsanın

içine düştüğü bu durumu Pappenheim

şöyle dile getirmektedir: "Çağırdığım

ruhlardan şimdi bir türlü

kurtulamıyorum.” Bu alıntı, bireylerin,

standart bir hayata ve o hayatın kendilerine sunduğu ürünlere bağlanmalarının getirdiği sıkıcı

yaşam tarzından bir türlü kurtulamamalarının içsel sesidir.

SANATTA POP ART AKIMI;

Pop sanat terimini ilk ortaya atan kişi, Lawrance Alloway’dir. En yaygın göründüğü yerler İngiltere,

A.B.D. ve Fransa’dır. Pop sanat ,soyut ekspresyonistlerin, iç dünyasını dışa vurup, ifade etmekte

gösterdiği çabalara tepki olarak doğmuştur. Esere bir anlam yüklemek için hiçbir çaba

göstermemiştir. “Pop sanat içinde bulunulan çağın popüler, en standart, bilinen ve en beğenilen

imgelerini objelerini kişi ve eşyalarını sıradanlaştırıp çoğaltan , basitleştirerek bir sanat eseri


döneminde kendi ifadesini bulmuş bir söylemdir. Sanata eklenen “pop” sıfatı toplumdaki bir takım

yüzeysel olguları kapsar.

Özellikle 60’lı yıllarda gelişen Pop kültürü ve yaşam tarzı, geliştirdiği hareketle toplumsal yaşamın

tümüne yayıldı ve modern sanata yansıdı. Tüketim malları , paketleme endüstrileri sanatın

nesnesi olup müzelere de girdiler. Eğlence endüstrisi Beatles ve Rolling Stones ile pop müziğe

yöneldi. Bu grupların kapaklarının tasarımını da Richard Hamilton ve Andy Warhol gibi ressamlar

yaptı

Doğaçlama ve rastgele kullanılan renk ve formları reddeden sanatçılarda bunların yerini ,

formların ve içeriğin anlamını oluşturan kompozisyonda açıklık aldı. Sahne sanatçıları da , bu

dönemde önemli ikonlardandı. Bu yıldızlar o döneme kadar kişisel problemlerini yüzlerinin

gerisinde saklıyorlardı. Ancak bu ikonların imajı 1962’de Marliyn Monroe’nun intiharı gibi olaylarla

sarsıldı. (ECZACIBAŞI, 1998)

POP SANATIN AVRUPA VE AMERİKA SANATINA ETKİSİ

Pop sanat ilk olarak İngiltere' de ortaya çıkmıştır. İngiliz Pop sanatı Richard Hamilton'un bir resmiyle

doğmuştur. Bu yapıt, 1956 yılında Londra' da White Chapel Art Gallery' de düzenlenen serginin

afişi olarak kullanılmıştır. New York, Amerika' daki ilk Pop sanat yapıtı, Claes Oldenburg'un "Sokak"

adlı düzenlemesidir . 1959 tarihli bu yapıtta, insan, araba ve çeşitli eşyalardan oluşmuş bir

çevre görülür. Amerikan Pop Sanat'ın medyanın üzerinde büyük etkisi olmuştur. Medyanın

insanları etkileme yöntemleri üzerindeki gücü anlatılmaya çalışılmıştır. Amerikan Pop sanatında

İngiltere'ye göre anlam, daha zayıf kalmaktadır. En ön planında 46 objeler ve nesneler gelir. İngiliz

Pop sanatçıları sembolik öğelerin etkisini tam olarak üzerinden atamamıştır. Şekillerin ve

renklerin görüntüsünden çok, anlamı da onlar için önem taşır. Amerikalılar sadece obje,

şekil ve renklerle uğraşmışlardır.

İngiltere’de Pop sanat ve İngiliz Pop Sanatçıları

1950' den sonra, İngiltere' deki sanat okullarında yeni bir akım dikkati çekmeye başlamıştır. İnsanın

özel halleri ile ilgili konulan dış dünya gözüyle yorumlayan Francis Bacon’un yapıtlarının genç

sanatçıları etkilediği görülmektedir. Sanatta günlük yaşama yeniden dönüş isteğinin bu sanatçıları

yakından ilgilendirdiği gözlenmektedir. TV, reklam, çizgi film, sinema ve benzeri iletişim

araçlarının gerçekliğinin farkına varan bu kişiler, yaşamın içine girmek için ifade aracı olarak

kitle iletişiminde kullanılan imgeleri kullanmak gerektiğini düşünmüşlerdir. İngiliz Pop

sanatının gelişiminde üç bölüm gözlemlenmektedir. Birincisi, Richard Hamilton'un kişiliğinin

egemen olduğu dönemdir. 1921 'de Londra'da doğmuş olan Hamilton, 1955'te Çağdaş Sanatlar

Enstitüsü'nde, konusu "İnsan, Makine ve Devinim" olan bir fotoğraf sergisi düzenlemiştir.


POP SANATIN MİMARİDEKİ YANSIMALARI

1960’lar mimarlıkta teorik anlamda o güne dek görülmemiş şekilde, oldukça fazla çalışmanın

yapıldığı bir dönem olmuştur. 1920’lerde 50’lere kadar işlevsel evrede kalan mimarlık 50’lerin ortası

itibari ile büyük bir değişime girmiştir. Bu dönemde mimarlığa kullanılan bir makina olarak

bakılması, binaların fonksiyonlarına göre planlanması, görünüşünün ise Modern Mimarlık’ın

belli kuralları çerçevesinde oluşması, mimarın mimarlığa yaklaşımının bina ölçeğinde kalıp, yapının

sosyal önemini ya da çevresiyle ilişkisini değerlendirmemesi 1950’lerin sonu itibari ile önemli bir

sorun haline gelmişti. Bu sorunu çözmek ve mimariyi Modernizm’den sıyırmak adına oldukça geniş

çaplı bir dönüşüm başlamış, bu dönüşüme oldukça fazla ve çeşitli insan katılmıştı (Sharp, 1991,

s.234). 1960’larda yeni yeni etkisini göstermeye başlayan bu dönüşüm, Post-Modernizm’in çoğulcu

etkisiyle daha geleneksel, çevresiyle ilişkili, iletişim kurabilen yapılar ortaya çıkarma kaygısı

meydana getirmiş, öncelikle bunun kuramsal alt yapı çalışmaları yapılmış, binalar bu çalışmaların

sonucunda ortaya çıkmaya başlamıştır.

I. Guild House (1960)

Mimarlar: Robert Venturi, Cope and Lippincott

Proje Yeri: Philadelphia, Pennsylvania, Amerika Birleşik

Devletleri

Proje Hakkında: Guild House (Şekil 4.1), yaşlılar için bir

konaklama evi ya da bir başka deyişle bir huzurevi olarak

yapılmış olup, Post-Modern Mimarlık’ın en önemli

örneklerinden biridir. 1963’te tamamlanan proje altı kattan oluşmuş olup, giriş cephesi olan güney

cephesi simetrik bir şekilde tasarlanmış, klasiğe gönderme yapan ve anıtsal, aynı zamanda beyaz

tuğla ile belirginleştirilmiş bir girişten oluşmuştur. Bu giriş, binanın bulunduğu caddeye açılı şekilde

oluşturulmuş, ortasına da cepheyi taşırcasına kocaman siyah bir kolon yerleştirilmiştir. Yapının en

üst katı sosyal alan olarak düşünülmüş, bu alan cepheye yay şeklinde bir pencere açılarak

taşınmış, girişte siyah kolonla başlayan süreklilik bu yay ile sonlandırılmıştır. Çatıda stilize edilmiş

ve işlevsel olmayan bir anten bulunmaktadır. Cephede, o güne dek yapılan binaların aksine binanın

adının yazdığı bir tabela bulunmaktadır.

II. The Fun Palace (1961)

Mimar: Cedric Price

Proje Yeri: Uygulanmamış projedir.

Proje Hakkında: The Fun Palace (Şekil 4.2),

yönetmen ve yapımcı Joan Littlewood tarafından

ortaya atılmış, Littlewood mimarlık kısmı için Price

ile görüşmüştür. Proje çeşitli etkinliklerin yapılması

amaçlanan bir etkinlik makinası olarak

tasarlanmıştır. Demir kafes sistemde sadece

kolon, kiriş, sirkülasyon alanı ve tesisatların sabit olduğu projede, tüm sinema salonları, ses


sistemleri, tiyatro sahneleri, etkinliğe göre değişebilir durumda tasarlanmıştır. O dönem gündemde

olan sibernetik teoriler, yenilikçi sahne sanatları ilkeleri, son teknolojik teknikler ve özgür ruhlu

eğlence anlayışı konsepti ile doğrudan örtüşen bir yapı olmuştur (URL-6).

III. Superstructure over Manhattan (1963)

Mimar: Hans Hollein

Proje Yeri: New York City, New York, Amerika Birleşik Devletleri

Proje Hakkında: Hollein, yeni yaşam alanları yaratmak adına

kolaj tekniğiyle yaptığı çalışması gerçek bir şehir gibi çalışan,

kentsel düzenlemesi olan ve 7000 kişiye konut sağlayan bir

projedir. Hollein kullandığı malzeme doğrultusunda, Wall

Street’te her köşede olan Rolls Royce arabalarını Manhattan’ın

silüetine taşıyarak, değişen şehirler için konsept bir proje (Şekil

4.5) ortaya çıkarmıştır.

POP SANATIN MOBİLYA YANSIMALARI

“II. Dünya savaşı sırasında, 20. yy başının ilerici hareketlerinin Avrupa’ lı öncüleri ABD’ye göç

etmişlerdir. 1945-50 arasında hızlanan bilimsel araştırmalarla yeni malzeme ve yapım

teknikleri geliştirilmiş, artan talebi karşılamak için, modern teknolojilerden yararlanarak az ve

ucuz malzemeden yapılmıştır. Ekonomik ürünlere yönelmek gerekmiştir. Aynı zamanda

modernizmin geometrik biçimlerinden organik formlara geçilmiştir. Bauhaus’un temel eğitim

anlayışı ve tasarıma getirdiği ilkeler 1932’de kurulan ve başında Eliel Saarinen’in bulunduğu

“Cranbrook” sanat akademisinde sürdürülmüştür.”


1960-70’lerde, uluslararası boyutta bir mobilya endüstrisi

oluşmuş, ilk büro mobilyaları da bu dönemde yapılmaya

başlanmıştır. Ancak bu yıllarda , akılcı modern akıma karşı

gelişmeye başlayan ve mobilyaları tüketim ürünleri gibi gören bir

eğilim doğmuştur. Gençlik de ucuz, iddialı olmayan istiyordu.

Endüstri petrolün düşük fiyatından yararlanıp bu talebe,

petrolden elde edilen plastiklerle cevap vermiştir.

MALZEME

Pop art dönem ile Modernizmin

geometrik, sade ve işlevsel

biçimlerinden organik formlara geçilmiştir. Ancak modernizmde görülen yere yakın mobilyalar ve

sadelik bu dönemin mobilyalarında da etkindir. Modüler ,demonte mobilyalar kullanılmıştır.

1960’lı yıllarda fonksiyon ve sembol gibi kavramlar mobilyada önemli yer tutmuştur.Bu oyuncaksı

tasarımlar 1970’li yıllarda da etkisini sürdürmüştür. Esprili tasarımlar ve sembollerden yola

çıkılarak birçok biçim tasarlanmıştır. Bu yenilikler oldukça büyük ilgi görmüş ve günümüze kadar

etkisini sürdürmüştür. 1960’ların en sık kullanılan malzemesi polietilen ve termo plastikler

olmuştur. Bu sentetik bileşimler hafif ve dayanıklıydı. Katkı malzemesi gerekmiyordu kolay

renklendirilebilir ve iki yüzü de parlak görünümlüydü.1954’de keşfedilen polipleni Robin Ray

başarıyla uygulamıştır.

FORM

1940 ve 50’lerde İskandinav tasarımcılar, net ve temiz bir

ahşap işçiliğiyle yalın malzemelerden yarattıkları

heykelimsi mobilyalarla öne çıkmışlardır. Aalto’nun tümü

ahşap iskemle ve masaları Jacobse’nin tik ağacından yaptığı

köşeleri yuvarlatılmış mobilyaları ile usta bir el işçiliği

sergiliyordu.

Joe Colombo gibi tasarımcıların tasarladığı modüler

mobilyalarla kullanıcı isteğine göre mobilyasını farklı

biçimlerde düzenleyebiliyordu. Dönemin önemli

tasarımcılarından Luigi Colani ise doğanın şekillerinden yola

çıkarak tasarladığını ifade etmiştir ve değişik pozisyonlarda

kullanılabilen mobilyalar tasarlamıştır. Modüler mobilyalar yüzyılın başından itibaren çalışılmış,

demonte şekilde satılan mobilyalarda bu çalışmanın ürünü olmuştur. Bu dönemin özgürlükçü

tutumu , iddialı olmayan biçimler, ucuz maliyet satış ve herkese benzer standartta mobilya

üretimini getirmiştir. Bu talep, petrol türevi malzemelerde çok kolay karşılanabilmiş, 1960’ların

çizgisini oluşturmuştur. Bu dönemdeki yeni bir formu ve yapay malzeme kullanılarak tasarlanan

şişme koltuklar istendiğinde havası boşaltılarak ortadan kaldırılabilir özelliktedir.


RENK

Pop art döneminde ise renkler canlı ve

parlak kullanılmıştır. Özellikle

özgürlüğün ifadesi kabul edilen

kırmızı, turuncu gibi renkler

kullanılmıştır. 1960’larda pop kültürün

ve feminizmin gelişmesinden dolayı

feminen çizgilerde desenler ortaya

çıkmıştır . 60’ların Op-art ve kinetik

desenlerinden etkilenilmiş, bunlar

perde, döşeme ve halılarda

kullanılmıştır. Aynı zamanda bu

desenlerde doğadaki formlardan

etkilenme de görülmektedir.

Moda tasarımcılarının sanattan, özellikle ressam ve heykeltıraşların renk ve çizgilerinden oldukça

fazla yararlandıkları bilinmektedir. Belli dönemlerde popüler olan sanat akımları ve bu akımların

popüler sanatçıları moda için her zaman yönlendirici etken olmuştur. Moda da sanat gibi yapıt,

yaratıcı ve izleyici üçlüsünü birleştirmektedir. Bu yüzden

moda sanatın bir dalı olarak sayılmakta ve bu güncel bir konu

olarak tartışılmaktadır.

1960’lı yıllarda gençlik yenilikler aramaktaydı. Dönemin sanat

akımı Pop Art insanları sadece düşünsel olarak değil, renk

ve desen olarak da kendine çekmekteydi. Andy Warhol

dönemin en dikkat çeken sanatçısıydı ve onun eserlerinde

kullanmış olduğu renk ve desenler modaya doğrudan etki

etmekteydi.

Erkekler rengarenk giyinmeye başlamış, çiçekli gömlekler,

hippi kürkler ve bol kesimli kıyafetler dönemin erkek modasına

damgasını vurmuştur. Bu dönemde erkek takım ve

paltolarında dar kesim modası yaygınlaşmış; takım elbiselerin

içine giyilen gömlekler yerini balıkçı yaka kazaklara

bırakmıştır. Tasarlanan kravatlar renklenmiş ve desenlerinde

Pop Art akımının etkileri görülmüştür. Tepeden tırnağa

tek tip giyinmek moda olmuş, dokuma kumaşların yerini uzay kumaşları almıştır. Andy

Warhol dönemin modası için ‘Her şey güzeldir.’ ifadesini kullanmıştır.

1960’lı yıllarda Yves Saint Laurent Pop Art sanat akımından etkilenerek koleksiyonlar hazırlamıştır.

Siyah-beyaz, sarı-kırmızı-siyah renk bölmeli Pop Art’ı yansıtan bu tasarımlar başta Yves Saint

Laurent olmak üzere pek çok tasarımcının koleksiyonunda yer almıştır (Bkz. Şekil 5.1.). Laurent’in;

geometrik formlar kullanarak tasarladığı bu koleksiyonunda Andy Warhol ve Roy Lichtenstein’in

yapıtlarından etkilenmiştir


POP SANATIN SANATTA(PORTRE) YANSIMALARI

Pop sanatının en ünlü isimlerinden biri olan Warhol, Rus asıllı bir Amerikan sanatçıdır. Pop

sanatının ikonlaşmış ismi olan bu sanatçı, sanat hayatı boyunca ressam, reklamcı, yönetmen ve

yazar olarak tanınmıştır. Warhol, işlerini afiş tekniği ile yaratmış ve baskı tekniği ile çoğaltmıştır. Bu

tekniği Pop Sanatına benimsetmiş bir sanatçı olarak Warhol, Marilyn Monroe, Elizabeth Taylor,

Elvis Presley ve daha birçok popüler sanatçının portrelerini çalışmıştır. Tüketim toplumunun her

parçası Warhol için bir malzeme olmuştur. Özellikle Marilyn’in ölümünden sonra sanatçı seçmiş

olduğu bir resminden defalarca değişik portre eserleri ortaya çıkarmıştır. Kullanmış olduğu resim

aynı olmasına karşı, teknik bakımından birbirinden farklı birçok iş yaratmıştır.

Lichtenstein(1923-1997)

Marilyn Monroe, Amerikan kültürünün ikon yıldızlarından biri olmayı

başarmış sanatçılarından biridir. İlk dönemlerinde küçük rollerde

görünen sanatçı ileride

oynadığı filmlerle kendini

ispatlayan, 1950 ve

1960’ların başında

parlayarak yıldız olmayı

başarmıştır. Oynadığı filmlerde sahnelediği başarı ile

kültleşmeyi başaran sanatçı, camia haricinde kendi özel

hayatında buhran içinde bulunması ve birçok problemler

yaşaması nedeniyle aşırı

dozda uyku hapı

alması sonucunda

intihar görünümlü bir

ölüm sebebiyle

hayatına son

vermiştir. Fakat

ölümünden sonra

sanatçının filmleri ve onu betimleyen resim çalışmaları

sayesinde ünü giderek artmış ve toplumsal statüde yıldız


olmayı başarmıştır. Şu an bile ikon olarak görülen sanatçının başarısı onu unutulmaz bir seviyede

tutmayı başarmıştır.

1960’lara doğru Robert Rouchenberg ve Jasper Jhons gibi sanatçılardan esinlenerek kolaj tekniğini

uygulamaya başlamıştır. Popüler kitle kültürünün ikon sanatçılarını kullanırken imajlarında bir

bozulma yaratmadan aynen işlemesi ve atık maddeler, kartpostallar, dergiler kullanarak çalışması

sanatçının farklılığının kanıtı olmuştur. İleriki dönemlerde bulunduğu gruptaki sanatçılar ile sanatsal

dürtülerini ve dönemin ahlaki yenilenmesini ortaya çıkarmak adına farklılık yaratacak eserler

resmetmişlerdir. Sanatçı modern dönem tekniği ve gelenekselliği de kaybetmeyerek

çalışmalarına işlemesiyle tanınmıştır.

Andy Warhol (1928-1987.)

Andy Warhol (doğum adı Andrew Warhola; 6 Ağustos

1928 - 22 Şubat 1987), POPART olarak bilinen görsel

sanat akımının önde gelen isimlerinden abd'li sanatçı,

film yönetmeni ve yapımcı. Eserleri, 1960'larda gelişen

sanatsal ifade, reklam ve ünlü kültürü arasındaki ilişkiyi

araştırır ve resim, ipek perdeleme fotoğrafçılık, film ve

heykel gibi çeşitli medyayı kapsar. En iyi bilinen

eserlerinden bazıları campbell's Soup Cans (1962)

ve Marilyn Diptych (1962), deneysel

filmler Empire (1964) ve Chelsea Girls (1966)

ve Patlayan Plastik Kaçınılmaz (1966-67) olarak bilinen multimedya olaylarıdır.Pop Sanatı

dönemine denk gelen sanatçılardan biri de Chuck

Close’dur. Sanatçı dönemin ünlü karakterlerini fotoğraf

yoluyla ve büyük çalışmalar olarak işlemiştir. 1960’larda

portre çalışmalarına başlayan sanatçı, diğerlerinin aksine

portrelerde kusurları saklamamış aksine daha da

netleştirmiştir. Kimi zaman sanatçı portrenin odak noktasını

bulanıklaştırıp ikinci planda bulunan bölgeleri netleştirerek

izleyicinin resmi farklı şekilde anlamasına yol açmıştır.

Uzaktan bakıldığında tek bir bütün

olarak görülen portreler,

yakınlaştıkça parçalanmaya ve

ayrıntının artması ile dikkati

arttırmaya odaklanmış çalışmalar

yapmıştır. Sanatçı, 1988 yılında

geçirmiş olduğu omurilik felci ile

uzuvlarının hareket kabiliyetini kaybetmesine karşın sanatçı hala eserler vermeye devam etmiştir.


David Hockney (1937-)

David Hockney(d. 9 Temmuz 1937), İngiliz ressam,

ressam, baskıcı, sahne tasarımcısı ve fotoğrafçı. 1960'ların

pop sanat akımına önemli bir

katkıda bulunan sanatçıdır.

1960'ların başında Richard

Hamiltonile birlikte Pop

Art akımının öncüsü olan David

Hockney, 1967'de İngiltere'de

suçlu ilan olmadan önce eşcinsel

aşk konulu yarı soyut resimleriyle

tanındı. We Two Boys Clinging Together (1961) adlı şarkıda kırmızı

boyalı çiftler, Walt Whitman şiirinden parçalar arasında yüzerken

birbirlerini kucaklarlar. 1963'ün sonunda Kaliforniya'ya taşındıktan sonra

Hockney, yüzme havuzlarını, palmiye ağaçlarını ve sürekli güneş ışığını

tasvir eden atletik genç erkeklerin şehvetli ve sınır

tanımayan yaşamının sahnelerini boyamaya başladı.

1970'lerin ortalarında fotoğrafçılıkla deneyler eden

Hockney, polaroidler ve ızgara şeklinde

düzenlenmiş anlık görüntü baskılarıyla ünlü fotoğraf

dekoltelerini yaratmaya devam etti, fotoğrafçılığın

iki boyutluluğunu sınıra kadar zorladı, kameranın

monoküler görüşünü parçaladı ve izleyiciyi

bu süreçte etkinleştirdi. Çok yönlü bir sanatçı

olan Hockney, faks makineleri, lazer fotokopi

makineleri, bilgisayarlar ve hatta iPhone'lar

ve ipadlergibi en son teknolojiyi kullanan tam

ölçekli opera seti tasarımları, baskılar ve

çizimler de dahil olmak üzere hemen hemen

her ortamda çalışma üretti.


KAYNAKÇA

Çubukçu, E. (2012, 06 13). Pop Art Akımının Mobilya Tasarımıyla İlişkisi ve Etkisi. Yeditepe

Üniversitesi, s. 154-210. 03 11, 2021 tarihinde file:///C:/Users/user/Downloads/320433.pdf

adresinden alındı

Göçek, E. (2015, 05 26). 1960-2015 YIlları Arasında Pop Sanatının Mimarideki Etkileri. İTÜ, s. 57-135.

03 11, 2021 tarihinde file:///C:/Users/user/Downloads/397834.pdf adresinden alındı

Kenger, O. (2015, 07 10). Pop Sanatta Portre İmgesi. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, s. 53-78.

03 11, 2021 tarihinde file:///C:/Users/user/Downloads/408881.pdf adresinden alındı

Üstündağ, C. (2012, 06 15). Pop Art Akımının Postmodernizm İle İlişkisi ve Tekstil Modasına

Uyarlanması. Haliç Üniversitesi, s. 115-205. 03 11, 2021 tarihinde

file:///C:/Users/user/Downloads/342421.pdf adresinden alındı

Vikipedi. (2011, 07 26). Tartışma. 03 11, 2021 tarihinde Vikipedi:

https://tr.wikipedia.org/wiki/1960%27lar adresinden alındı

Yavuz, H. (2007, 06 20). Pop Art Döneminin İncelenmesi ve Pop Art Döneminin Günümüz Mobilya

Tasarımına Etkileri. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, s. 67-88. 03 11, 2021 tarihinde

file:///C:/Users/user/Downloads/213946.pdf adresinden alındı

Joe Colombo | "Tube" Chair | The Metropolitan Museum of Art (metmuseum.org)

Cappellini reissues Joe Colombo's classic 1960s Tube Chair (dezeen.com)

Blog- tmgb decorative arts & design, llc (tmgbdecarts.com)

Peter Murdoch | Artnet

Chair | Murdoch, Peter | V&A Explore The Collections (vam.ac.uk)

The Bean Bag Chair: Comfy Sacks of the Seventies - Flashbak

Furniture • Chairs • Beanbag Chairs Tagged "1960's" - Modernica Props

Rare Campbell's Soup 1960's Paper Apron Andy Warhol lnspired Soup Can Display | #442028711

(worthpoint.com)

Imgur: The magic of the Internet

The Disposable Clothing: Hot Trend "Paper Dress" Was a Short-Lived Fashion Novelty Item in the

Mid-1960s ~ Vintage Everyday

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!