05.10.2021 Views

Azami Sektörel dergisi Sayı:1 Ekim 2021

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Ekim 2021

Sayı 1 ● Fiyatı 15TL.

SEKTÖREL

01 Burda AVM’ye

“En İyi

AVM Ödülü”

Adana’nın eğlence, yaşam ve buluşma

merkezi MIPIM Ödülleri kapsamında

“En İyi Alışveriş Merkezi”

kategorisinde ödüle layık görüldü.

İngiliz otomobil markası

MG (Morris Garages)

Türkiye’de ön

satışa sunuldu.

HAGER GROUP

GELECEĞİ

PLANLIYOR

GODIVA

95’inci YILINI PEMBE

KAMYONETİ

İLE KUTLUYOR!

www.azamihaber.com





O


GENEL YAYIN YÖNETMENİ

Ayhan KARAHAN

KREATİF DİREKTÖR

Ethem PEHLİVAN

YAZI İŞLERİ KOORDİNATÖRÜ

Gamze ÖZCE

KURUMSAL İLİŞKİLER VE

REKLAM PAZARLAMA

Nermin ERCAN

BASKI TASARIM

ZEE MEDYA

İLETİŞİM

+90 (0542) 550 75 90

azamihaber@gmail.com

Başakşehir /İstanbul

www.azamihaber.com

06


İÇİNDEKİLER

12

01 BURDA AVM’YE

“EN İYI AVM ÖDÜLÜ”

14

İKİNCİ EL ARAÇLARA

GARANTİ SİGORTASI

16

TÜRKÇİMENTO 63. GENEL KURULU

ANKARA’DA YAPILDI

19

VE KAHVE

34

İNGİLİZ OTOMOBİL MARKASI

MG’NIN (MORRIS GARAGES)

38

HAGER GROUP

GELECEĞİ PLANLIYOR

50

DEVLETLERİN KARŞISINDAKİ GÜÇ:

KRİPTO PARA!

56

GODIVA, 95’inci YILINI

PEMBE KAMYONETİ İLE KUTLUYOR!

07






01 BURDA AVM’YE

“EN İYI AVM ÖDÜLÜ”

Adana’nın eğlence, yaşam ve buluşma merkezi

01 Burda AVM, MIPIM Ödülleri kapsamında “En İyi

Alışveriş Merkezi” kategorisinde ödüle layık görüldü.

Türkiye’nin önde gelen gayrimenkul

yatırım şirketlerinden olan Esas Gayrimenkul

tarafından Adana’da hayata geçirilen ve mimari

konsepti dünyaca ünlü JERDE tarafından

oluşturulan 01 Burda AVM, dünya gayrimenkul

endüstrisinin en seçkin projelerini

belirleyen MIPIM Ödülleri kapsamında “En

İyi Alışveriş Merkezi Ödülü”ne layık görüldü.

01 Burda AVM’nin tek Türk markası olarak

ülkemizi temsil ettiği 2021 yılı ödüllerinde;

genel kriterlere ek olarak, yarışan projelerin

yaşam, alışveriş ve eğlence açısından pandemiye

nasıl uyum sağladığı da göz önünde

bulunduruldu.

12


Konuyla ilgili açıklama yapan Esas Gayrimenkul

CEO’su Cem Eriç, “Bu önemli ödüle layık görülmek,

ülkemiz ve sektörümüz adına bizi çok gururlandırdı.

JERDE ekibiyle iş birliği içerisinde çalışarak mevcut

şehir dokusuna uyum sağlayan ve ziyaretçilerimizin

her zaman keyif alacağı bir alışveriş merkezi tasarladık.

Emeği geçen herkesi yürekten kutluyorum. Daha

nice ödüllü projeler gerçekleştirmek ve sektörümüzü

global arenada en iyi şekilde temsil etmek adına var

gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.” dedi.

1.500 m2 eğlence alanı, 2.750 m2 hipermarket alanı,

2.000 m2 elektronik market alanı, 3.000 m2 yapı market

alanı, 7 salonlu sinema kompleksi ve 2.500 araç

kapasiteli otopark barındırıyor. Bünyesinde yer alan

Performans Gösteri Merkezi ile bölgenin yeni yaşam

ve kültür merkezi olarak öne çıkan 01 Burda AVM, Çukurova’da

bir ilk olan FDR Oyun Cumhuriyeti’nin yanı

sıra ilk kez bölge halkıyla buluşan markalara, restoran

ve kafelere ev sahipliği yapıyor.

Çukurova Bölgesi’nin yaşam ve alışveriş merkezi

01 Burda AVM, Adana ve tüm bölgedeki farklı beğeni

ve ihtiyaçlara cevap verecek bir alışveriş merkezi olma

özelliği taşıyor. Yeni nesil bir yaşam merkezi olarak

tasarlanan 01 Burda AVM; benzersiz atmosferi, ziyaretçilerine

sunduğu eğlenceli ve kültürel etkinliklerle

Adana halkının alışveriş alışkanlıklarında değişim ve

dönüşüme öncülük ediyor. Göz alıcı mimarisi, açık

alanları ve dünyaca ünlü markalardan oluşan mağaza

karmasıyla bölgeye yeni standartlar getiren 01 Burda

AVM, 111 mağazasıyla 60.000 m2 kiralanabilir alanda,

Esas Gayrimenkul hakkında:

Türkiye’nin önde gelen gayrimenkul yatırım

firmalarından biri olan Esas Gayrimenkul, alanında uzman

ekibi ile uzun vadede değer yaratan projeler geliştiriyor

ve yönetiyor. 2009 yılında faaliyete başlayan

Esas Gayrimenkul, bugün yurtiçi ve yurtdışında toplamda

3 milyar Euro yatırımla, 971.000 m² kiralanabilir

alanda, çevre dostu olan ofis, konut, alışveriş merkezi

ve otel projelerine imza attı.

Türkiye genelinde 7 alışveriş merkezi, 3 ofis

binası, 1 konut ve 1 otel projesini hayata geçiren Esas

Gayrimenkul, sahibi olduğu alışveriş merkezlerinin

yanı sıra yönetimini üstlendiği alışveriş merkezleriyle

AVM yönetimi alanında faaliyetlerine devam etmektedir.

MalatyaPark, Gaziantep Sanko Park, Konya Kentplaza

ve Van Alışveriş Merkezi’nin kiralama ve yönetim

başta olmak üzere tüm süreçlerine rehberlik eden Esas

Gayrimenkul, toplamda 64 projeyle alışveriş merkezi

otel ve ofis binalarına yatırımlarını sürdürmektedir.

13


İKİNCİ EL ARAÇLARA

GARANTİ SİGORTASI

ÖzserNEO ve Axa Sigorta iş birliği ile geliştirilen “İkinci El Garanti Sigortası”

paketi hem galericileri hem de alıcıları riskten kurtarıyor.

ÖzserNEO ve Axa Sigorta’nın birlikte

gerçekleştirdiği yeni sigorta paketi ile galericilerin,

satışını gerçekleştirdikleri ikinci el araçlara

garanti verme yükü hafifliyor. ÖzserNEO

tarafından reasüre edilen “İkinci El Araçlara

Garanti Sigortası”, Axa Sigorta iş birliği ile Türkiye

sigorta sektörüne sunuldu. Galericilerin

asgari 3 ay vermekle zorunlu olduğu garanti

kapsamına uygun olarak minimum 3 ay olarak

sunulan İkinci El Araçlara Garanti Sigortasının

6 ay ve 12 aylık ekstra paketleri de bulunuyor.

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın Resmi Gazete’de

yayımladığı yönetmeliğe göre ikinci el kara taşıtı

ticareti yapan işletmelere, satışını gerçekleştirdikleri

araçları teminat altına alma zorunluluğu getirildi.

Yapılan düzenlenmeye göre galericiler satış itibariyle

3 ay boyunca 8 yaş ve daha küçük, 160.000 kilometre

ve altında olan otomobillerin; motor, şanzıman, tork

konventörü, diferansiyel ve elektrik sistemini garanti

altına almak zorunda.

14


İkinci El Garanti Sigortası ile hem

galericilere hem de araç satın alanlara avantaj

sağladıklarını belirten ÖzserNEO Sigorta ve

Reasürans Brokerliği A.Ş. Genel Müdürü Ramazan

Ülger, “Sektördeki 41 yıllık tecrübemizle globaldeki

ve yereldeki tüm gelişmeleri yakından takip

ediyoruz. Piyasa ihtiyaçlarını iyi analiz edip yurt

dışındaki ürünleri getirerek, kendi tüketicimizin

ihtiyaçları doğrultusunda geliştiriyoruz. İkinci

El Garanti Sigortası paketimiz de Türkiye’ye

getirdiğimiz ve Axa Sigorta iş ortaklığıyla Türk

pazarına sunduğumuz, branşın pazardaki ilk

ürünlerinden biridir. Bu ürünümüz galericiler

açısından baktığımızda oldukça faydalı. İlk

olarak galericiler, yönetmeliğe göre alıcılara 3

aylık garanti vermek zorundalar. Biz bu ürünle

galericilerin üzerinden risk yükünü alıyoruz.

İkinci olarak da bu poliçe sayesinde galericilere

alıcının güvenini kazanarak daha hızlı ve kolay

satış yapma imkânı sunuyoruz.” dedi.

Ramazan Ülger, yeni ürünlerinin

detaylarını ve kapsamını ise şöyle anlattı: “İkinci

El Garanti Sigortası benzinli, dizel, hibrit (melez)

veya gazlı olarak üretilmiş; herhangi bir ticari

amaç gözetmeyen gerçek ve tüzel şahıslara

satılacak otomobiller ile şahıslara satılacak olan

kapalı kasa kamyonetlerinin tümü için yapılabilir.

Satış işleminin, yetki belgesine sahip işletme

tarafından ve ticari amaç gütmeyen gerçek ve tüzel

kişilere yapılması durumunda, sigorta satışından

hemen önce alınmış ekspertiz raporuna sahip

otomobilleri kapsamaktadır. Satışın gerçekleştiği

tarihte, 8 yaş ve daha küçük ayrıca 160.000

kilometre ve altında olan otomobiller sigorta

kapsamındadır. İkinci El Garanti Sigortasında

sadece Türkiye’de kayıtlı olan motorlu taşıtlar

kapsam dahilindedir. Müşterilerimiz, teminat

limitleri dahilinde oluşabilecek arıza durumunda

7/24 Axa Sigorta Hasar İletişim Merkezine

ulaşabilir ve çekici hizmetinden yararlanabilirler.”

15


TÜRKÇİMENTO 63. GENEL KURULU

ANKARA’DA YAPILDI:

TÜRKÇİMENTO BAŞKANI YÜCELİK:

“ÇİMENTO SEKTÖRÜ OLARAK ÜLKEMİZE KATMA DEĞER YARATMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

TÜRKÇİMENTO 63. Genel Kurulu yapıldı. Sektör

temsilcilerinin katıldığı genel kurul toplantısında

Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Yücelik, ülkeye hizmet

etmeye devam edeceklerini söyledi.

Çimento sektörünün çatı örgütü TÜRKÇİMENTO,

2020 Faaliyet Yılı 63. Genel Kurulu’nu Ankara’da

gerçekleştirdi. Genel Kurula sektörün %94’ünü

temsil eden çimento üreticileri katıldı.

Genel kurul toplantısının açılışında konuşan

TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Başkanı Fatih

Yücelik, “Projelerimiz ile hem sektörümüzü destekleyecek

hem de koyacağımız vizyonla üyelerimizin

gelişimine öncülük edeceğiz. Ülkemizin

kuruluşundan bu yana sürdürdüğümüz milli beraberlik

anlayışıyla, ülke ekonomisine katma değer

yaratmaya devam edeceğiz” mesajını verdi.

Her yıl şubat ayında gerçekleşen Genel Kurulunu

bu yıl pandemi nedeniyle ertelemek zorunda kaldıklarını

söyleyen TÜRKÇİMENTO Başkanı Yücelik,

2020 yılının ülkemizde ve dünyada olumsuz

anlamda ilklere sahne olduğunu belirterek, sektörle

ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:

“Türk çimento sektörü olarak biz de 2020 yılında

zorlu koşullar altında faaliyetlerimizi sürdürdük.

Üst üste daralma yaşadığımız yılların ardından

umutla başladığımız yılda, pandeminin etkisiyle

yaşanan satış iptalleri, gelir kayıpları, çalışma

kısıtlamaları gibi zorluklara, umutların yerini

risklerle mücadeleye bıraktı. 2020 yılında Ocak

itibariyle rakamlarda artışlar görmeye başlarken,

devam eden 4 ayda iç pazarda tekrar daralma yaşadık.

2020 Haziranı’ndan itibaren normal hayata dönüş

ve inşaat sektöründe yaşanan canlanma ile

satışlarda gördüğümüz artış, yılsonuna kadar

olumlu etkilerini gösterdi. İç satış ve üretim rakamlarında

artışla 2020 yılını tamamladık.”

16


TÜRKÇİMENTO CEO’SU BOZAY:

“ÇİMENTO İHRACATINA KISIT GETİRİLMESİ MA-

LESEF, ÜLKE EKONOMİSİNE KATKIMIZI OLUMSUZ

YÖNDE ETKİLEYECEKTİR.”

TÜRKÇİMENTO 63. Genel Kurulu yapıldı. Sektör

temsilcilerinin katıldığı genel kurul toplantısında

Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Yücelik, ülkeye hizmet

etmeye devam edeceklerini söyledi.

Çimento sektörünün çatı örgütü TÜRKÇİMENTO,

2020 Faaliyet Yılı 63. Genel Kurulu’nu Ankara’da

gerçekleştirdi. Genel Kurula sektörün %94’ünü temsil

eden çimento üreticileri katıldı.

Genel kurul toplantısının açılışında konuşan TÜRK-

ÇİMENTO Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Yücelik,

“Projelerimiz ile hem sektörümüzü destekleyecek

hem de koyacağımız vizyonla üyelerimizin gelişimine

öncülük edeceğiz. Ülkemizin kuruluşundan

bu yana sürdürdüğümüz milli beraberlik anlayışıyla,

ülke ekonomisine katma değer yaratmaya devam

edeceğiz” mesajını verdi.

Her yıl şubat ayında gerçekleşen Genel Kurulunu bu

yıl pandemi nedeniyle ertelemek zorunda kaldıklarını

söyleyen TÜRKÇİMENTO Başkanı Yücelik, 2020

yılının ülkemizde ve dünyada olumsuz anlamda ilklere

sahne olduğunu belirterek, sektörle ilgili şu değerlendirmeyi

yaptı:

“Türk çimento sektörü olarak biz de 2020 yılında

zorlu koşullar altında faaliyetlerimizi sürdürdük. Üst

üste daralma yaşadığımız yılların ardından umutla

başladığımız yılda, pandeminin etkisiyle yaşanan

satış iptalleri, gelir kayıpları, çalışma kısıtlamaları

gibi zorluklara, umutların yerini risklerle mücadeleye

bıraktı. 2020 yılında Ocak itibariyle rakamlarda

artışlar görmeye başlarken, devam eden 4 ayda iç

pazarda tekrar daralma yaşadık.

2020 Haziranı’ndan itibaren normal hayata dönüş

ve inşaat sektöründe yaşanan canlanma ile satışlarda

gördüğümüz artış, yılsonuna kadar olumlu

etkilerini gösterdi. İç satış ve üretim rakamlarında

artışla 2020 yılını tamamladık.”

2021’NİN İLK YARISINDA

ÜRETİM DE

SATIŞLAR DA ARTTI

TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Yücelik,

Genel Kurul’daki konuşmasında 2021 yılının ilk 6 ayını

da şöyle değerlendirdi:

Sektörün %94’ünü temsil eden TÜRKÇİMENTO üyelerinin

2021 yılı 6 aylık dönemde çimento üretimi geçen

yıla oranla %26’lık artışla 37 milyon tona çıkarken,

iç satışlar %29 artışla 28,3 milyon tonu buldu.

Geçtiğimiz aylarda olduğu gibi tüm bölgelerde iç

satışlarda artış görüldü. Yılın ilk 6 ayında üretilen çimentonun

yaklaşık %80’i iç satışa konu oldu.

Ayrıca İhracatçı Birlikleri’nin geçici verilerine göre,

2021 yılı Ocak-Ağustos döneminde de çimento sektörünün

toplam ihracatı, değer bazında %12,3 oranında

artarak 836 milyon dolara çıktı. Ancak toplam ihracat

miktarı, bir önceki yılın aynı dönemine göre %2,9 gerileyerek

20,8 milyon tona indi.

Bu yılın ilk 8 ayındaki ihracatın 12,3 milyon tonu çimento;

8,5 milyon tonu ise klinkerden oluştu.

Tüm bu gelişmelere rağmen sektördeki fiyatlar, maliyet

artışının çok daha altında seyretmektedir.

2021 yılı Ağustos ayında petrokok fiyatları geçen

senenin Ağustos ayına göre %270 artış gösterirken,

elektrik ve ithal kömür fiyatları sırasıyla %62 ve %197

artış göstermiştir.

Yine 2021 yılı Temmuz ayında Yerli Linyit %43 oranında

artış yaşanmıştır.

2020 Ağustos ayında 7,27 TL olan dolar kuru ise

8,49 TL’ye yükselmiştir.

TürkÇimento Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Yücelik,

konuşmasında çimento maliyetlerinin yaklaşık yüzde

80’ini döviz bazlı yakıt, elektrik gibi enerji girdilerinin

oluşturduğunu belirterek, “Buna karşın artışları tam

olarak fiyatlara yansıtmayarak, ülkemizin kuruluşundan

bu yana sürdürdüğümüz milli beraberlik anlayışıyla,

ülke ekonomisine sunduğumuz katkıdan taviz

vermeden çalışmalarımıza devam ediyoruz.” dedi.

17



19


20


21


r.

JURA Elektroapparate AG 1931

r

r

de (Canton Solothur r.

r

re

r,

r

r.

r

Neuchâtel, Berne, Basel-Land ve

Solothur r r

r.

Jura Marka T

Federer

r

r

rekora

r

r.

r r-

r

r.

r r.

r

r.

r

r

r

rek

r

re ve Fransa) devam eder

r

rden fazla

r.

r

önce sona er

T

22



24


25


26


27


28


29






MG’nin yeni şarjlı aracı

“MG EHS PHEV” Aralık’ta Türkiye’de!

Köklü İngiliz otomobil markası MG’nin (Morris Garages),

ilk şarj edilebilir hibrit modeli yeni

MG EHS PHEV Türkiye’de ön satışa sunuldu.

Yenilikçi hibrit motoru, C SUV segmentindeki

rakiplerine kıyasla avantajlı boyutları ve yüksek donanımıyla

ön plana çıkan EHS PHEV, Aralık ayında ülkemizde

kullanıcılarıyla buluşacak. Türkiye’nin ilk dijital

otomotiv fuarı olan Autoshow Mobilite’de MG standında

sergilenmeye başlanan yeni MG EHS PHEV, iki farklı donanım

seviyesiyle Türkiye’de pazara sunuluyor. MG EHS

PHEV’in “Comfort” versiyonunda; 12,3 inç dijital gösterge

paneli, suni deri koltuklar, yükseklik ayarlı halojen

farlar, navigasyon / Apple CarPlay ve Android Auto,

ısıtmalı ön koltuklar ve dinamik kılavuzlu geri görüş kamerası

gibi fark yaratan özellikler bulunuyor. “Luxury”

versiyonunda Comfort’a ek olarak panoramik açılır cam

tavan, özel tasarım deri-Alcantara koltuklar, ambiyans

aydınlatma, elektrikli bagaj kapağı, yükseklik ayarlı LED

farlar, arka dinamik sinyal lambalar ve 360° kamera gibi

ayrıcalıklar sunuluyor. MG EHS PHEV Comfort 649 bin

TL’den ön satışa sunulurken, EHS PHEV Luxury ise 689

bin TL’den kullanıcılarıyla buluşuyor. MG markası, Autoshow

Mobility Fuarındaki standında yeni EHS PHEV

modelinin yanında, Mayıs ayında satışa sunduğu %100

elektrikli ZS EV ve 2022’de satışa sunulacak olan Marvel

R Electric modellerini de sergiliyor.

MG Türkiye Marka Direktörü Tolga Küçükyumuk,

ön satışına başlanan yeni MG EHS PHEV ile ilgili

yaptığı açıklamada “Aralık ayında ilk teslimatlarını gerçekleştirmeyi

planladığımız MG EHS PHEV için müşterilerimiz

60 bin TL kapora ödeyerek ön satış için açıklamış

olduğumuz fiyatları sabitleme şansını elde edebilecekler.

Buna ek olarak, kullandığı fosil yakıtlı otomobilini

yenilemek isteyen müşterilerimize sağladığımız 50 bin

TL “Elektrikliye Geçiş Desteği”, bu çevreci ve üstün performanslı

otomobile sahip olmayı kolaylaştıracak. Dileyen

müşterilerimiz ise MG Kiralama’dan aylık 7 bin 990

TL+KDV’den başlayan fiyatlarla EHS modelimizi kiralayabilecek”

dedi.

34


MG EHS PHEV’in “Comfort” versiyonunda suni deri koltuklar, elektrikli ayarlanabilir

yükseklik ayarlı sürücü koltuğu, ısıtmalı ve spor ön koltuklar, 18 inç alaşım

jant, dinamik kılavuzlu geri görüş kamerası ve yükseklik ayarlı halojen farlar gibi

seçkin özellikler bulunuyor.

Elektrikli ve benzinli motoruyla toplam 258 PS (190 kW) güç ve 480 Nm tork

üreten, 100 km/sa hıza 6,9 saniyede çıkabilen yeni EHS PHEV, Türkiye’deki

kullanıcılarının karşısına Comfort ve Luxury donanım seviyeleriyle çıkıyor.

35


Marmara Park, Espark ve TerraCity

AVM’leri %100

Yenilenebilir Enerji Kullanıyor

ECE Türkiye yönetiminde bulunan Marmara Park,

Espark ve TerraCity alışveriş merkezleri, kullandıkları elektriği

yerli ve milli yeşil enerji sertifikası YEK-G ile belgelendirdi.

Ziyaretçilerine sunduğu hizmetleri her geçen gün daha da genişleten ECE Türkiye yönetimindeki alışveriş

merkezleri, sürdürülebilirlik alanında yaptığı çalışmalarla da adından söz ettirmeyi başarıyor. ECE

Türkiye yönetimindeki Marmara Park, Espark ve TerraCity AVM’leri, EPİAŞ (Elektrik Piyasaları İşletme

A.Ş.) tarafından sağlanarak Zorlu Enerji üzerinden aldıkları elektrik sayesinde, 1 Temmuz 2021 tarihi

itibarıyla elektrik tüketiminden kaynaklanan karbon emisyonlarını sıfırlayarak %100 yenilenebilir enerji

kullandıklarını belgelemiş oldu. Bu gelişme ile ECE Türkiye sürdürülebilirlik konusuna verdiği önemi bir

kez daha kanıtladı.

Konuya ilişkin bir değerlendirmede

bulunan ECE Türkiye Tesisler Yönetimi Müdürü

Hakan Kaya, “Yönetimimizde bulunan alışveriş

merkezlerinde misafirlerimizin ihtiyaçlarına

yanıt vermenin yanı sıra topluma, doğaya ve

çevreye karşı sorumluluklarımızı da dikkate

alarak hareket ediyoruz. ECE Türkiye olarak

sürdürülebilirlik konusu her zaman ana gündem

maddelerimiz arasında yer aldı. Yönetmekte

olduğumuz Marmara Park, Espark ve TerraCity

AVM’lerinin yeşil enerji sertifikaları almaya hak

kazanması da bu yöndeki çalışmalarımızın

bir sonucu. Temmuz ayından itibaren elektrik

tüketiminden kaynaklı karbon emisyonumuzu

sıfırladık. YEK-G sertifikasıyla birlikte, Zorlu Enerji

üzerinden tedarik ettiğimiz enerjinin yenilenebilir

kaynaklardan üretildiği kanıtlanmış oldu.

Müşterilerimizin güvenli ve sağlıklı ortamlarda

keyifli bir alışveriş deneyimi yaşamaları için

çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi.

Türkiye’nin en prestijli alışveriş merkezlerinden

olan İstanbul’daki MIPIM Ödülü sahibi Marmara

Park, Aqua Florya, Axis İstanbul ve Beylikdüzü

Migros Alışveriş Merkezi, Ankara’da ANKAmall,

Eskişehir’de Espark, Afyonkarahisar’daki Park

Afyon, Bursa’daki Sur Yapı Marka ile Antalya’daki

TerraCity ve Antalya Migros Alışveriş

Merkezi, ECE Türkiye tarafından başarıyla

yönetilmektedir. Türkiye’de 20, Avrupa’da ise 55

yılı aşkın tecrübesi ile ECE, projeye özel sunduğu

hizmetler, yenilikçi konseptler, güçlü mağaza

ve marka karması, profesyonel yaklaşım ve

uzmanlığı, müşteri odaklı stratejisi ve yüksek

performans bilinirliği ile perakende sektörünün

geleceğine yatırım yapmaktadır.

36

ECE Türkiye Hakkında

Ekim 2000’de İstanbul’da kurulmuş olan ECE

Türkiye, aktif olduğu 13 ülkede yönetmekte

olduğu yaklaşık 200 alışveriş merkezi ile

Avrupa sektör lideri olan Alman ECE’nin Türkiye

iştirakidir. Bir yatırım ve hizmet firması olan ECE

Türkiye, alışveriş merkezlerinin geliştirilmesi

ile ilgili olarak mimari ve konsept planlama,

proje yönetimi, kiralama, alışveriş merkez

yönetimi, bütçeleme hizmetleri ile finansal ve

hukuki hizmetlerin tümünü aynı çatı altında

toplamaktadır. Bununla birlikte, ECE Türkiye,

alışveriş merkezlerini bir platform olarak

görmekte ve ortak çalışma alanları, sağlık ve

kültür merkezleri, yeme-içme ve eğlence alanları

veya marka showroom’ları gibi alışveriş harici

branş ve fonksiyonları da entegre ederek bu

kompleks yapıların çekim gücünü artırmaktadır.



Gelecek, doğru bir planlama ile şekilleniyor

Hager, gelecek 10 yılın stratejisini belirliyor

Enerji dağıtım, bina otomasyonu, kablo yönetimi ve enerji verimliliği

alanlarında faaliyet gösteren Hager Group, geleceği şimdiden

planlamanın ve elektrik dünyasında yaşanabilecek gelişmeleri öngörmenin

mutlak başarıyı getireceğini belirtiyor.

Önümüzdeki 10 yıllık süreçte yüksek güçlü, gelişmiş elektrik panolarına,

alternatif dağıtım sistemlerine ve birbiri ile haberleşen

çevresel aygıtlara daha fazla ihtiyaç duyulacağı öngörülüyor.

“Dünya genelindeki 25 fabrikası ile 136 ülkede faaliyet gösteren Hager Group Türkiye

Genel Müdürü İlker İşgör, 2030 yılında dünyamızın nasıl görüneceğini kimsenin tam olarak

bilemeyeceğini ama ona hazır olmak için yenilikleri planlamaya şimdiden başlamanın çok

önemli olduğuna dikkat çekti.”

Hager’in sektöründeki lider pozisyonunu daha fazla

güçlendirmek için parlak yeteneklere, deneyimli

uygulayıcılara, dürüst ve bilgili iş arkadaşlarına ihtiyaç

duyulduğunu belirten İlker İşgör, ‘‘Hager Group’un

kapıları bu nedenle geleceği şekillendirmeye yardımcı

olmak ve sürdürülebilir bir büyüme hikayesine katkıda

bulunmak isteyen herkese sonuna kadar açık’’ ifadesini

kullandı.

elektrik dünyasına giden yolda kesinlikle yenilenmiş

ve yüksek kapasiteli elektrik panolarına, dağıtım

sistemlerine ve dijital ev ağlarına ihtiyaç duyulacak.

2030 yılına kadar ortaya çıkacak olan ve giderek daha

fazla elektrik enerjisine ihtiyaç duyulacak dünyamızda;

bizler, elektrik sektörü paydaşları ve müşterilerimiz

için birlikte geliştirdiğimiz çözümler adına da büyük

değişiklikler gerekecek’’ diye konuştu.

Alternatif enerjili araçlara 300 milyar Euro yatırım

38

‘’2030’daki elektrik dünyasından ne beklemeliyiz?’’

sorusuna yanıt aradıklarının altını çizen İlker İşgör,

‘’Geleceğimizi sağlıklı bir biçimde şekillendirmek için

bizi 2030 yılına götürecek gelişmeleri detaylı bir şekilde

analiz etmemiz gerekiyor. En önemli gelişme tartışmasız

olarak ‘akıllı mobilite’ alanında olacak. Önümüzdeki on

yıl içinde dünya çapındaki en büyük 29 araç üreticisi,

alternatif güç sistemlerinin geliştirilmesi ve üretimine

300 milyar Euro’dan fazla yatırım yapmayı planlıyor.

Hager Group olarak biz de bu yönde yatırımlarımızı

şekillendiriyoruz. Akıllı şarj konusunda ise 2030’a kadar

sadece araç güç üniteleri, motorlar, bataryalar ve şarj

noktaları değil, aynı zamanda bunların besleneceği

binalar, elektrik şebekeleri ve ilgili tüm altyapıları da

güncellememiz gerekiyor’’ dedi.

Daha fazla elektriğe ihtiyaç duyulacak

Son yıllarda hane başına tüketilen elektrik enerjisindeki

artış ile birlikte elektrik iletim ve dağıtım hatlarının,

şebekelerin ve uç dağıtım panolarının daha bugünden

sınırlara ulaştığına dikkat çeken İlker İşgör, ‘‘2030’un

Hager Group Hakkında:

1955 yılından bu yana Akıllı Evler, Bina Otomasyonu,

Güvenlik Sistemleri ve Bina Kablo Aksesuarları ile enerji

yönetim ve dağıtım sistemlerine öncülük eden Hager

Group, enerji dağıtım sektörünün lider şirketlerinden

biridir.

Bağımsız bir aile şirketi olan ve Almanya’da kurulan

Hager Group, endüstrinin inovasyon liderlerinden biri

olup, 11.500 çalışana ve 2.3 milyar Euro yıllık ciroya

sahiptir. Ürünleri ve sistemleri dünya üzerinde 24 farklı

noktada üretilmekte ve yine dünya üzerinde 136’den

fazla ülkede Hager markasına güvenen müşterilere

iletilmektedir.


Yeşil enerjiler, iş modellerini ve

yaşam biçimlerini değiştirecek

2000’li yılların başında rüzgar,

güneş enerjisi ve sudan

faydalanılarak elde edilen

enerjinin Almanya’nın elektrik

ihtiyacının sadece yüzde 6’sını

karşıladığına dikkat çeken İşgör,

‘‘O zamanlar Avrupa’da dahi

siyaset ve iş dünyasında, toplam

enerji üretimi içinde yenilenebilir

enerji kaynaklarından elde edilen

enerjinin payının, yüzde 30’lu

seviyeleri yakalamasının tamamen

ütopik olduğu konusunda geniş bir

fikir birliği vardı. Bugün Almanya’da

yenilenebilir kaynaklardan elde

edilen enerji, yüzde 45’in üzerinde

bir paya sahip. Ülkemizde

günlük tüketimimizin dörtte

birini yenilenebilir kaynaklarımız

sağlıyor. Dünya çapında

yenilenebilir enerji ise üretim

kapasitesinin yüzde 36’sından

fazlasını oluşturuyor. 2019 ve

2020’li yıllarda yenilenebilir enerji

kaynakları arzında çok yüksek

bir büyüme görüldü’’ ifadesini

kullandı.

‘2030 Projesi’ ile net bir strateji

belirlendi

Kaynakları ve çevreyi koruyan

sürdürülebilir iş modellerinin

gelecekte ciddi anlamda başarı

getireceğine değinen İlker İşgör,

şöyle devam etti: ‘‘Döngüsel

ekonomi kavramlarını teşvik

ederek ve ürünlerimizin tüm

yaşam döngüsünü izleyerek,

karbon sonrası topluma katkıda

bulunmaktan gurur duyuyoruz.

Gelecekte bu taahhüdümüzü

her zamankinden daha güçlü bir

şekilde yerine getireceğiz. Hager

Group’un 2030 Projesi ile net bir

strateji belirledik ve geleceğe

yönelik önemli alanlarda doğru

temelleri attık ve sayısız projeyi

harekete geçirdik.’’

39


İlk 1000 ihracatçının 157 tanesi Egeli

Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından açıklanan 1000 ihracatçı listesinde Ege Bölgesi’nden

157 firma yer aldı. TİM İhracat Ödül Töreni’nde de 38 ödülün 11 tanesi Egeli firmaların oldu.

Ege Bölgesi, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi 2020 yılında da

Marmara Bölgesi’nden sonra 1000 ihracatçı listesinde ikinci

sıradaki yerini korudu. İzmir 80 firmayla İstanbul’dan sonra

ikinci sırada yer aldı.

Ege İhracatçı Birlikleri’nden yapılan açıklamaya göre Vestel

Ticaret A.Ş. Ege Bölgesi’nde en çok ihracat yapan firma

olurken, Türkiye listesine dördüncü sıradan girdi.

PERGAMON STATUS DIŞ TİC.A.Ş. İzmir şampiyonu

İzmir’de üretim tesisleri bulunan TÜPRAŞ, HABAŞ, Star

Rafineri listede üst basamaklarda yer bulurken, PERGAMON

STATUS DIŞ TİC.A.Ş. İzmir merkezli firmalar arasında 698

milyon dolarlık ihracatla İzmir birincisi oldu. PERGAMON

STATUS DIŞ TİC.A.Ş., Türkiye sıralamasındaki yerini de iki

basamak yukarı taşıyarak 17. sıranın sahibi oldu.

BAŞAK METAL TİC.VE SAN.A.Ş. Denizli lideri

Denizli merkezli BAŞAK METAL TİC.VE SAN.A.Ş. 2020 yılında

389 milyon dolar dövizi Türkiye’ye kazandırırken Denizlili

firmalar arasında birinci oldu. Başak Metal Türkiye listesindeki

yerini de 38. sıradan 32. sıraya yükseltti.

Türkiye su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörü ihracat

şampiyonu KLC GIDA ÜRÜNLERİ İTH.İHR.VE TİC.A.Ş. 2020

yılında gerçekleştirdiği 199 milyon dolarlık ihracatla Muğla’nın

da ihracat şampiyonu olarak kayıtlara geçti. KLC Gıda, Türkiye

genelinde de 82. sıradan, 64. sıraya çıktı.

Aydın’da ihracat şampiyonu olan firma adının açıklanmasını

istemezken, JANTSA JANT SANAYI VE TIC.A.Ş. 63 milyon

dolarlık ihracatıyla öne çıktı.

Kütahya’da da ihracat şampiyonu gizemini korurken, NG

KÜTAHYA SERAMİK PORSELEN TURİZM A.Ş. 49 milyon

dolarlık ihracatla kente en çok katkı sağlayan ikinci firma oldu.

2020 yılında Türkiye’ye 56 milyon dolar döviz kazandıran

BALTA ORIENT TEKSTİL SAN.VE TİC.A.Ş. ilk 1000 ihracatçı

listesinde Uşak’ı temsil etme başarısı gösterdi.

Balıkesir’den 6 firma ilk 1000 ihracatçı listesine girerken,

BANVİT BANDIRMA VİTAMİNLİ YEM SAN. A. Ş. 84 milyon

dolarlık ihracat performansıyla Balıkesirli firmaların lideri

konumunda.

BATI ÇİM 592 basamak birden atladı

TİM 1000 ihracatçı listesinde en hızlı yükselen Egeli firma

BATI ÇİM BATI ANADOLU ÇİMENTO SAN.A.Ş. oldu. 2019

yılında yaptığı 23 milyon dolarlık ihracatla 917. sırada yer alan

firma, 2020 yılında ihracatını 54 milyon dolara taşıyınca 592

basamak birden atlayarak 325. sıraya tırmandı.

İzmir merkezli TUKAŞ DIŞ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ, 2019

yılında 973. sıradayken, 2020 yılında 438 sıra yükselerek 535.

basamağa çıktı. TUKAŞ, 2019 yılında 21,8 milyon dolar ihracat

yapmışken, 2020 yılında yüzde 69’luk artışla 36,9 milyon

dolara yükseldi.

40


Eskinazi: “İhracat şampiyonları

listesindeki güçlü konumumuzu

koruyoruz”

Ege Bölgesi’nin Türkiye İhracatçılar

Meclisi’nin ilk 1000 ihracatçı listesinde

güçlü konumunu koruduğunu belirten

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör

Başkanı Jak Eskinazi, “Ege Bölgesi’nden

yapılan aylık ihracatımız 2021 yılında 2,5

milyar dolar bandına oturdu. 2021 yılı

sonunda 30 milyar dolar ihracat rakamına

ulaşacağımıza inanıyoruz. İhracat

şampiyonlarımız bu hedefe en büyük

katkıyı sağlayacak” diye konuştu.

Pandeminin ticaretin seyrini olumsuz

etkilediğini, ticaretin seyrinde henüz

normalleşmenin sağlanamadığını dile

getiren Eskinazi sözlerini şöyle tamamladı:

“Hammadde, navlun fiyatlarında

anormal artışlar oldu. Fuarlar, seyahatler

fiziki yapılamadı, son dönemde fiziki

fuarlar ve seyahatler başlasa da, eski

günlere dönmek zaman alacak. Bütün

olumsuzluklara rağmen 2022 yılında

35 milyar dolar ihracat gerçekleştirmek

için sürdürülebilirlik, inovasyon, Ar-Ge,

Tasarım ve dijitalleşme öncelikli çalışma

konularımız olacak. TİM 1000 İhracatçı

Listesi’nde daha fazla firmamızla yer alma

çabamız sürecek.”

41


Sanayi Sektöründe

Endüstriyel Doğal Gaz

Talebi Artıyor

Endüstriyel doğal gaz tesisat projelendirmelerinin uzmanlık gerektiren çok hassas bir işlem olduğunadikkat

çeken Fortes Mühendislik A.Ş Genel Müdür Yardımcısı Şahin Çetin, endüstriyel doğal

gaza olan talep hakkında bilgiler paylaşarak, tesisat süreçleri hakkında merak edilen konulara

açıklık getirdi.

Türkiye’de doğal gazın 50 yıldan fazla bir süredir kullanıldığını

belirten Fortes Mühendislik A.Ş Genel Müdür Yardımcısı Şahin

Çetin, şunlara değindi: “Türkiye’de doğal gaz; çevrim, enerji,

ulaşım, sanayi, hizmet sektörü ve konut gibi diğer alanlarda

yoğun bir şekilde tüketilmektedir. Türkiye’de kullanılan doğal

gazın önemli bir bölümü Rusya ve İran’dan boru hatları ile

tedarik edilmektedir.

Katar ve Cezayir’den ise sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) olarak

deniz yoluyla tedarik edilmektedir. Doğal gaza olan talep,

sağladığı mali ve çevresel avantajları sayesinde her geçen yıl

artmaktadır. Özellikle sanayi sektöründeki doğal gaz talebinin

gelecek yıllar içerisinde hızla artması bekleniyor ve biz, Fortes

Mühendislik AŞ. olarak, bu beklenen yoğun talebe yılların

getirdiği deneyim, bilgi birikimi ve disiplinimizle tamamen

hazır olduğumuzu düşünüyoruz.” dedi.

EPDK (Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu) Doğal Gaz Piyasası

2020 Yılı Sektör Raporu incelendiğinde, doğal gazın sanayi

sektöründeki tüketim oranının %26,31 olduğu söyleyen Fortes

Mühendislik A.Ş Genel Müdür Yardımcısı Şahin Çetin, şöyle

devam etti: “Sanayi sektöründeki doğal gaz tüketimi 12.697,67

milyon Sm³ seviyesinde gerçekleşmiştir. Ulusal doğal gaz

tüketimimizin, 2023 yılında 60 ile 65 milyar Sm³ seviyesinde

olması öngörülüyor.

Uluslararası Enerji Ajansı beklentilerine göre ise 2010-2035

döneminde senelik en yüksek talep artışının %1,9 oranı ile

sanayi alanında görülmesi beklenmektedir.

Mevcut sektörel raporlar değerlendirildiğinde, var olan doğal

gaz talebinin gelecek yıllar içerisinde sanayideki kullanımının

hız kesmeden artacağı beklenmektedir.” dedi.

42


Endüstriyel Doğal Gaz Sistemleri

Kendine Has Unsurlar Barındırıyor

EPDK tarafından oluşturulan Doğal gaz Sektörüne

ait şartname olan TSE 7363’e göre endüstriyel ve

sanayi doğal gaz kullanımları konut kullanımına göre

daha detaylı ve hassas belirtilmiştir diyen Fortes

Mühendislik A.Ş Genel Müdür Yardımcısı Çetin,

şunları söyledi:

“Planlanan bir doğalgaz sisteminin boru çapına

göre saatlik kullanım kapasitesine göre Endüstriyel

bir sistem olup olmayacağı belirlenmektedir. Bu

parametreler doğrusunda projenin Endüstriyel

olması durumunda hem kullanılacak ürünler hem de

birleştirme metotları değişmektedir.

Ülkemizde sanayi bölgelerinin gelişimi ve artması

sayesinde Doğalgaz sektöründe Endüstriyel tarafta

ivmelenerek büyümektedir. Hem mevcut sanayi

bölgeleri hem de kurulma aşamasında olan bu

bölge yönetimleri güvenli bir doğalgaz kullanımını

sağlamak adına bölgelerinde bulunan yapılar ile

birlikte koordine olup koydukları kurallar çerçevesinde

süreci ilerletmektedir. Bu süreçler de ayrıca doğalgaz

müşavir firmaları da yer almaktadır.

Özellikle sanayi bölgesi odaklı olan bu kullanımlar

ticari bir amaç ile yapılacağı için profesyonel imalat ve

hızlı gaz arzı sağlamak çok önemlidir. Sözleşmeden

gaz arzına kadar geçen her kayıp gün imalatçı ya da

üretici için zarar olabilmektedir. Taahhüt anlamında

hizmet veren doğalgaz firması bunu göz önüne alarak

müşterisini mağdur etmemelidir. İş başlatma ve iş

bitirme dosyaları hazırlamada ki tecrübe sürecin

hızlanması için en önemli etkenlerdir. Dosyalar

hazırlanırken imalatın projelendirilmesi, gerekli

ürünlerin temini usta ekiplerinin planlaması, imalat

tekniği seçildikten sonra gereken malzemelerin elde

edilmesi, çalışılacak gaz dağıtım firması veya müşavir

firmalarla olan sıkı iletişim süreç yönetiminde büyük

önem taşımaktadır.

Endüstriyel sistemler de kullanılan ürün ve ihtiyaç

çeşitliliği çok geniş bir skalada olduğundan dolayı

ihtiyaç duyulan doğalgaz basıncı ve saatlik kapasitesi

de değişkenlik göstermektedir. Teklif ve sözleşme

zamanında müşterinin taleplerini ihtiyaçlarını ve en

önemlisi kullanacağı cihazların bilgileri kesin olarak

öğrenilmelidir. Bu cihazların doğalgaz ile çalışma

izninin olup olmadığı üretici firma tarafından teyit

edilmedir. Bu teyit aşamaları TSE, CE belgeleri ile

kontrol edilmelidir. Doğalgaz şartnamesinde yazan

standart kodları ile uyumlu olmalıdır.

Endüstriyel doğal gaz dönüşüm süreçlerinde,

operasyona başlamadan önce gazın ana hattan

alınmak suretiyle gaz teslim noktasının belirlenmesi,

ihtiyaç olan tüketim ve basınç değerlerini

karşılayabilecek şekilde projelendirilmesinin hayati

bir öneme sahip olduğunu ve uzmanlık gerektirdiğini

sözlerine ekleyen Çetin, şunları aktardı: “Endüstriyel

tesislerin doğal gaz dönüşüm işlemleri; kazı ve

dolgu işlemleri, canlı hat bağlantısı (hottap) işlemi,

altyapı boru hatları (çelik hat – polietilen hat) yapım

işleri, istasyon ve sayaç grubu montajı işlemi, test

ve devreye alma (gaz verme) işlemi gibi her biri ayrı

uzmanlık alanı gerektiren alt uygulamaları bünyesinde

barındırmaktadır.” dedi.

43



www.idealmodel.com.tr

40 Yıllık Deneyimimizle

Dökümhanelerde

Çözüm Ortağınız




Elektrik

zamlarının

üreticiye

yüklenmesi

enflasyonu

şahlandırıyor

Elektrik faturaları ve ekimde gelecek zamlar geçtiğimiz haftaların en sıcak gündem maddesi oldu.

Uzmanlar farklı artış oranlarındaki beklentilerini ve bunun sebeplerini açıklarken neredeyse herkes

1 Ekim’den itibaren elektrik fiyatlarının zamlanacağı beklentisinde birleşti. Elektrik tedarikçileri

karşılaştırma ve değiştirme sitesi encazip.com, elektrik zamlarının tüketiciye etkisi ile ev harici

elektrik tüketimindeki fiyatların yüksek olmasının tüketiciye ve makroekonomiye etkisini analiz etti.

Elektrik tarifelerinde 1 Ekim’den itibaren

geçerli olacak zam beklentisi elektrik piyasasında

ortak bir görüş haline geldi. En geç 30 Eylül’de

açıklanacak ulusal tarifelerde zam yapılmasına

kesin gözüyle bakılırken farklı abone gruplarına

farklı oranlarda zam yapılacağı söylentileri de

enerji kulislerinde konuşuluyor. Vatandaşın cebini

daha az etkilemesi amacıyla gerekli artışın ev

harici abone gruplarına yükleneceği ve ev abone

grubuna yapılacak zammın sınırlı tutulacağı da

söylentiler arasında. Elektrik tarifeleri karşılaştırma

ve değiştirme sitesi encazip.com’un yaptığı analize

göre, gerekli olan elektrik zamlarının ev harici yani

sanayi, tarım ve ticarethane abone gruplarına daha

çok yansıtılmasının tüketiciye etkisi çok daha

olumsuz oluyor.

Ulusal tarifelerin belirlenmesinde görevli tedarikçilerin kar

garantileri de önemli bir faktör

Elektrik tedarikçisini değiştirmemiş tüketicilere uygulanacak

elektrik fiyatlarını belirleyen ve Enerji Piyasası Düzenleme

Kurumu (EPDK) tarafından belirlenen ulusal tarifeler, elektrik

üretim maliyetlerini gözeterek üç ayda bir açıklanıyor. EPDK

bu tarifeleri hesaplarken yönetmelikle belirlenmiş formülleri

kullanıyor. Bir diğer taraftan kamuya ait olan ve elektrik

kapasitesinin yüzde 25’ine denk gelen EÜAŞ santrallerinden

üretilen elektrik, bazı abone gruplarının fiyatlarını sübvanse

etmek için 21 görevli elektrik şirketine piyasa maliyetlerinden

daha ucuza satılıyor. Böylece bu şirketlere taahhüt edilen

kar oranı sağlanırken elektrik maliyetlerindeki artışın

tüketicilere daha sınırlı yansıması amaçlanıyor. 2018’den

itibaren ev harici elektrik fiyatlarında fahiş artış oldu

48


2018’den itibaren ev harici

elektrik fiyatlarında fahiş artış oldu.

Geçmişte bu sübvansiyon daha çok tarımsal

sulama ve sanayi abone gruplarına göre

yapılıyor ve böylece üreticinin en önemli girdi

maliyetlerinden biri olan elektrik maliyetleri

düşürülerek son tüketici ürünlerinin fiyatlarının

düşük olması sağlanıyordu. Diğer taraftan

üretim dışı abone grupları olan ev ve ticarethane

abone grupları görece daha yüksek fiyattan

elektrik kullanıyor ve enerji tasarrufu teşvik

ediliyordu. Ancak 2018’in Ağustos ayından

itibaren bu durum değişti ve sanayicinin,

çiftçinin ve esnafın kullandığı elektrik fiyatı,

evlerdekinin neredeyse iki kat üzerine çıktı.

Bunun sonuçlarının ise makroekonomik

verilere yansıdığı görüldü.

Üretici elektrik fiyatlarının yüksek

olması, enflasyonu da yükseltiyor

Üretici ve ticarethane elektrik fiyatlarının

yüksek tutulmasının en hızlı yansıması, üretici

enflasyonu tarafında oluyor. Ev harici elektrik

fiyatları ile üretici enflasyonu grafiklerine

bakıldığında yapılan her elektrik zammının

üretici enflasyonunu direkt olarak etkilediği

görülüyor. 2018’in Eylül ayında yüzde 46 ile

rekor kıran üretici enflasyonun açılandığı

dönem ile önceki iki dönemde, ticarethane

elektrik fiyatları toplamda yüzde 77 yükseltilmiş

ancak ev elektrik fiyatları ilk defa bunun çok

altında tutulmuştu. Takip eden aylarda da

üretici elektrik fiyatlarındaki artış evlerin çok

üzerinde olmaya devam etti ve enflasyondaki

artış da buna paralel seyretti.

Üreticinin maliyetinin artması ise eninde sonunda

tüketici fiyatlarına yansıdığından ev tüketicileri

evlerindeki elektrik faturalarına daha düşük bedeller

ödese de bu farkın çok daha fazlasını market

alışverişinde harcadı. 2018 öncesinde ev elektrik

fiyatlarından düşük olan üretici elektrik fiyatlarının,

bu tarihten günümüze kadar evlere kıyasla daha

fazla yükselmesi, bir başka değişle gerekli fiyat

artışının üreticiye ve esnafa yüklenmesi enflasyonun

yükselmesinde etkili oldu.

Zamların üreticiye yüklenmesi tüketiciyi

daha kötü etkiliyor

Tüketici enflasyonu tarafında ise evlere yapılan elektrik

zamlarının etkisinin, üreticiye yapılan zamlardan çok

daha sınırlı olduğu gözlemlendi. Buna en güzel örnek

ise Temmuz 2019 verilerinde ortaya çıktı. Temmuz

ayında sanayi elektrik fiyatları yüzde 13 ve tarım

fiyatları yüzde 16 indirilirken ev elektrik fiyatları yüzde

19 zamlandı. Ev elektrik fiyatları zamlanmış olsa da

tüketici enflasyonunun devam eden aylarda yüzde

16 seviyelerinden yüzde 8,5 seviyelerine düştüğü

gözlemlendi. Bu veriye göre bahsi geçen aylarda

tüketiciler elektrik faturalarına daha yüksek ödeme

yaptıysa da üretici elektrik fiyatlarının düşürülmesi ile

market alışverişleri ve diğer harcamalarında daha az

ödeme yaparak daha avantajlı konuma geldi.

49


DEVLETLERİN

KARŞISINDAKİ GÜÇ:

KRİPTO PARA!

Kripto Para Nedir ve

Nasıl Ortaya Çıkmıştır?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bitcoin’e karşı savaş içindeyiz!” açıklamasının ardından

Çin Merkez Bankası tarafından bugün “Bitcoin, Ethereum ve Tether’in Çin’de dolaşımda

olmaması gerektiği” açıklaması yapıldı.Peki devletler kripto paralara karşı neden önlem

almaya çalışıyor? Konuyu blok zinciri teknolojisi ve kripto para üzerine çalışma yapan Av.

Kaan Özçelik ile konuştuk.

Son senelerde daha geniş kesimlerce

bilinen ve tanınan blok zinciri teknolojisi, kripto

paralar ve kripto para borsaları, dünyada olduğu

kadar ülkemizde de daha yaygın hale gelmiştir.

Bu yaygınlaşma esas olarak kripto paraların

borsalar üzerinden alım satımının daha kolay

ulaşılabilir olmasından kaynaklanmaktadır.

Bu sebeple blok zinciri teknolojisi kripto para

ile eş olarak anlamlandırılsa da kripto para

sistemleri kendilerinden önce de var olan

blok zincirleri üzerinde çalışmaktadır. Zincirin

her bir halkası bir veri bloku olarak geçer ve

transferler geldikçe bu blok içerisine kaydedilir.

Her yeni işlem için yeni bir blok zincir halkası

yaratılır ve bu iki halka gelişmiş şifreleme

algoritmaları ile birbirine bağlanır. Bu zincirler

üzerinde yapılan işlemler devam ettikçe, zincir

uzamaya devam eder. Zincirin kırılmaması için

ise bir blok yaratılırken o blokun içine bir önceki

bloktan veri konulması gerekmektedir. Bu yolla

oluşturulan her halka, zincirde bulunan tüm

halkalar tarafından doğrulandığından sisteme

sahte kripto para sokulmasının da imkânı

bulunmamaktadır.

veri bir kez bu halkalara yazıldığında tekrar değiştirilemez

ya da silinemez. Verilerle dolan halkanın yanında yaratılan

yeni halka ile bu zincir devam ettirilir ve iki halka değişik

şifreleme algoritmaları ile birbirine bağlanır. Her bir yeni

blokta bir önceki bloktan veri bulunur ve eğer blokta bir

değişiklik yani hile yapılırsa, ana blok zinciri bu değişikliği

anında algılayarak zincir doğrulama methodları ile bozuk

halkayı düzeltir. Sisteme tekrar giriş için gerekli olan şey ise

hileyi ortadan kaldırıp durumu düzeltmektir.

Günümüzde birçok farklı endüstride kullanılan blok zinciri

teknolojisinin en önemli özelliği, gayrı merkezi ve dağıtık bir

sisteme sahip olmasıdır. Merkezi sistemlerde, merkezin ele

geçirilmesi ile sistem rahatlıkla manipüle edilebilir ve veriler

üzerinde oynamalar olabilir. Bunun yanı sıra çıkabilecek

değişik arızalar sonucu tüm sistem hasar görebilir. Blok

zinciri teknolojisi ise tek bir merkeze bağlı olmadığı için bu

gibi olumsuz durumlardan etkilenmez. Blok zinciri teknolojisi

genellikle kripto para birimleri ile bağdaştırılır ancak esasta

çok geniş bir çalışma alanına sahiptir. Bankaların yaptığı

değişik işlemler, akıllı sözleşmeler, noter işlemleri gibi farklı

işlemler, günümüzde blok zinciri teknolojisinin kullanım

alanlarından birkaçı olarak sayılabilir.

50

Para sistemlerinin merkezi bir otoriteye bağlı

olmasını reddeden kişilerce geliştirilen bu

sistem, yaratılan elektronik para sistemiyle

zenginleştirilmiş; bu sayede insanların anonim

bir biçimde para transferi yapabilmesinin önü

açılmıştır.

Blok Zinciri Nedir ve Nasıl Çalışır?

Güncel zamanda artık herkesin yeni yeni

yakından tanımaya başladığı ancak aslında

çok da yeni sayılmayacak bir teknoloji olan

blok zinciri (Blockchain) teknolojisi, kökeni

yıllar öncesine dayanan bir kayıt defterine

benzetilebilir. Bu teknolojide zincirin her

halkası bir veri bloku olarak ortaya çıkar ve

yapılan işlemler bu halkaların içine yazılır. Bir


Kriptografik protokoller

kullanılarak tasarlanan ve karmaşık

kod sistemleri sayesinde şifreli hale

getirilen kripto paralar, yeni dijital

para birimleri olarak ortaya çıkmıştır.

Özgürlük ve herhangi bir merkezi

otoriteye bağlı olmama üzerine

kurgulanarak Satoshi Nakamoto

isimli kimliği hala gizemini koruyan

kişi ya da kişiler tarafından ortaya

çıkarılan Bitcoin, insanlar arasında

hiçbir aracı olmadan çalışan bir

elektronik paradır. Bitcoin de blok

zinciri teknolojisine bağlı olarak

varlığını kazanmıştır. Dahil olduğu

blok zincirinin ilk bloğu olarak

bilinen Genesis blok yaratılarak bu

elektronik para herkesin kullanımına

sunulmuştur. Dünya genelinde

en çok bilinen kripto para Bitcoin

olmakla bunun yanında yüzlercesi

daha dolaşımda kullanılmaktadır.

Kripto paraları geleneksel para

sisteminden ayıran pek çok özellik

bulunmaktadır. Herhangi bir kişi,

kurum ya da kuruluş tarafından

kontrol edilemeyen bu elektronik

sistemler herhangi bir devlet

otoritesi tarafından da kontrol altına

alınamamaktadır. Bu paraların

transferi sırasında herhangi bir

kurum aracı kılınmamıştır. Kripto

paraların transferi doğrudan dijital

cüzdanlar arasında gerçekleşir ve

dışarıdan hiçbir şekilde müdahale

söz konusu değildir. Bu nedenle

birkaç yıldır dünya genelindeki kayıt

dışı para dolaşımının ana aracı

haline gelmiştir. Örneklendirmek

gerekirse ülkemizde MASAK olarak

bilinen başlıca görevleri arasında

para aklama suçunu önlemek olan,

Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı

Mali Suçları Araştırma Kurulu,

herhangi bir hesaptaki olağandışı

bir hareketlilikte soruşturma

açıp paranın hesaba düşmesini

engellemeye varacak tedbirler

alabilmektedir. Ülkemizde olduğu

gibi her devletin bu amaca hizmet

eden kuruluşları bulunmaktadır.

Ancak bu kurumların hareket

kabiliyetleri kayıt altındaki paraların

hareketleri üzerinde olduğundan,

dijital cüzdanlar arasından

gerçekleşen kripto para transferi

işlemlerinin boyutları ne olursa

olsun herhangi bir denetim ve

kontrol altına alınmaları mümkün

değildir.

Kripto paraların üretimi için

kullanılan madencilik sistemi, çeşitli

donanım ve yazılımlar kullanılarak,

bir dizi karışık matematik işleminin

çözülerek karşılığında kripto para

alınması esasına dayanır. Bu

endüstrinin odak noktasında yer

alan kripto para madencileri, direkt

blok zincir teknolojisine bağlı olarak

çalışmaktadır. Kripto paraların

uygulama alanları zaman geçtikçe

büyümekte ve şekillenmektedir.

Dünyanın en büyük sermaye

sahiplerinin geleceğe dönük finansal

hedeflerinin arasında bulunan

nakitsiz toplum hedefi, kripto

paraların geleceğini sağlamlaştıran

en önemli kriter olarak öne çıkar. Bu

hedefi sağlayacak olan sistem blok

zinciri teknolojisidir ve bu teknoloji

ilerleyen yıllarda mülk alım satımı,

siyasi parti seçimleri, sözleşmeler,

noterlik faaliyetleri ve saymakla

bitiremeyeceğimiz birçok alanda da

uygulanabilir.

51


Kripto Para

Borsaları

Ülkemizde kripto para ile alışveriş sistemi gelişmediğinden

kripto paralar çoğunlukla yatırım aracı olarak kullanılır. İlk

ilan edildiği dönemlerde daha yavaş geliştirilen bu sistem,

son senelerde devletlerden büyük şirketlere kadar birçok

farklı kesim tarafından tanınır hale gelmiştir. Bu durum kripto

paraların çeşitli alanlarda ödeme amaçlı kullanılması sürecini

de desteklemiştir. Kripto paralar, geleneksel bankacılık

sistemlerinin aksine merkeziyetsiz olduklarından online

olarak yönetilmeleri ya da manipüle edilmeleri mümkün

değildir. Her türlü kripto para yalnızca gerçek sahipleri

tarafından verilen emirlerle el değiştirebilir. Dijital cüzdan ismi

verilen sistemlerde saklanan kripto paralar, yalnızca paranın

sahibinin bildiği şifreler ile saklanır.

Kripto paraların ortaya çıkması ve yaygınlaşmasının hemen

ardından, dünya çapında kripto para borsaları da daha bilinir

ve tanınır hale gelmiştir. Kripto para alıcı ve satıcılarını

buluşturan platformlar olarak tanımlanabilecek bu borsalar,

yüksek işlem hacimleri ile faaliyetlerini sürdürmektedir.

Paralarını değerlendirmek isteyenlerin uğrak yeri haline gelen

kripto para borsaları, Türkiye’de de değişik isimlerde varlık

göstermektedir. Bu borsaların birbirinden farkı, işlem hacmine

ve yoğunluğa göre belirlenmekte ve aynı zamanda 5500’ün

üzerinde olduğu paylaşılan değişik kripto para birimlerine

göre şekillenmektedir. Herhangi bir merkezi otoriteye bağlı

olmayan çeşitli kripto paralar bu borsalar üzerinden işlem

görür ve kullanıcılar istedikleri alım satım işlemini yine bu

piyasalar üzerinden yaparak kripto paralarını reel paraya

dönüştürür.

Ancak kripto para borsalarında işlem yapanların bilmesi

gereken ve gözden kaçan önemli bir husus mevcut. Kripto para

borsalarında işlem yapmak isteyen biri yatırım sermayesini

borsayı işleten şirketin kendisi için özgülediği hesaba gönderir.

Aslında bu para doğrudan borsayı işleten şirketin hesabına

düşer. Oluşturulan yazılımla borsa sistemine girdiğinizde

sistem ara yüzünde parayı kendi hesabınızda görseniz de para

borsayı işleten şirketin hesabındadır. Her ne kadar kripto para

kimin hesabındaysa ondan başkasının para üzerinde işlem

yapamayacağını belitmiş olsak da borsaya gönderilen parayla

alınan kripto para sıcak cüzdandan soğuk cüzdana çekilene

kadar aslında borsanın parasıdır. Kripto para borsalarındaki

dolandırıcılık işlemleri bu temele dayanmaktadır.

Blok zinciri teknolojisine ve kripto paralara merkezi otorite

tarafından bir kısıtlama getirilemeyeceği, kontrol altına

alınamayacağını belirtmiştik. Ancak Kripto Para Borsaları

ile yatırımcı arasındaki ilişki, borsaların bulunduğu merkezi

otorite tarafından denetlenebilir. Zira yatırımcı ile borsa

arasında Türk Borçları Kanunu md. 532 uyarınca kripto

para alım satımına ilişkin komisyonculuk sözleşmesi

akdedilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi tarafından

verilen bir kararda “Taraflar arasındaki uyusmazlık; kripto

para alım-satımına dair komisyonculuk sözlesmesinden

kaynaklanmaktadır. Uyusmazlıgın çözümünde 6098 Sayılı

TBK’nın 532 vd maddelerinin uygulanması gerekmektedir.”

Denilerek ilişkinin hukuki boyutu açıklanmıştır. Bu husustaki

en büyük sorun karşımıza kripto para borsalarının sair finans

kuruluşları gibi Sermaye Piyasası Kurumu ve Merkezi Kayıt

Kuruluşu gibi bir kurum tarafından denetlenemiyor, işlemlerin

incelenemiyor oluşudur. Kripto para borsalarının sair finans

kuruluşları gibi müşterilerinden aldıkları paralara karşılık depo

etmek zorunda oldukları bir maddi karşılık bulunmadığından

olası bir dolandırıcılık hadisesinde zararın tazmininin mümkün

olamayacağı sonuçlar ortaya çıkmaktadır.

Kripto para borsaları için öne çıkan ayırıcı faktörler arasında

güvenlik ilk aşamada gelmektedir. Hacim, komisyon oranları,

ulaşılabilirlik gibi etkenler ise yine borsa ayrımı yapılırken

dikkat edilen konular arasında sayılır. Kripto para yatırımı

yaparken dikkat edilmesi gereken en önemli husus ise

elbette ki dolandırıcılıktır. Sahte ve güvenilir olmayan web

siteleri aracılığı ile yapılan dolandırıcılık işlemleri dünya

genelinde pek çok ülkede kayıtlara geçmiştir. Kripto para

çeşitliliği arttıkça, doğru orantılı olarak artan değişik kripto

para borsalarının birtakım dolandırıcılık vakalarına karıştığı

bilinmektedir. Ülkemizde de bu konuda bir kripto para borsası

şirketinin yöneticilerinden birinin şirket hesabındaki varlıklarla

beraber yurt dışına çıktığına yönelik iddialar basına yansımış

ve farklı bir kripto para borsası da faaliyetini durdurduğunu

açıklamıştır.

Blok zincir teknolojisi ile oluşturulan ve güvenliği de yine

bu teknoloji sayesinde sağlanan kripto paralar, yıllar içinde

binlerce kişi tarafından daha sık kullanılır hale geldiğinden,

yüksek maliyetli ve yetersiz bulunan diğer para transferi

yöntemleri yerine tercih edilmeye başlanmıştır. Kişiler

ve şirketler sahip oldukları varlıkları kripto para şeklinde

değerlendirmeye ve bu paraları yatırım aracı olarak kullanmaya

başlamıştır. Bu kısımda devreye giren kripto para borsaları

ise bu işlemlerin şeffaf bir biçimde, merkezi bir otoriteye

ihtiyaç duyulmadan hızlı bir şekilde sonuçlanmasına aracılık

etmiştir. Online ortamda kontrolleri sağlanamayan ve sadece

blok zincir işlem veri tabanları üzerinden işlenen kripto

paraların, gelecekte kullanılacak en büyük yatırım ve ödeme

araçlarından bir tanesi haline gelmesi de beklenen bir durum

olarak öne çıkmaktadır.

52


KRİPTO PARALAR MİRAS

BIRAKILABİLİR Mİ?

Yukarıda kripto paraların yeni nesil yatırım aracı olarak

görüldüğünü belirtmiştik. Yatırım konusundaki en önemli

hususlardan bir tanesi yatırımın nesilden nesle sürdürülebilir

olup olamayacağıdır. Bu konuda da önemli bir sorun mevcut.

Kripto paraların transferi doğrudan dijital cüzdanlar arasında

gerçekleşir ve dışarıdan hiçbir şekilde müdahale söz konusu

değildir. Her türlü kripto para yalnızca gerçek sahipleri

tarafından verilen emirlerle el değiştirebilir. Dijital cüzdan

ismi verilen sistemlerde saklanan kripto paralar, yalnızca

paranın sahibinin bildiği şifreler ile saklanır. Sorun da tam

olarak burada başlamaktadır. Dijital cüzdan bir ağa özgüdür,

kişiye değil. Dijital cüzdanı elinde bulunduran ve şifresini bilen

aslında cüzdanın sahibidir.

2020 yılında Antalya Bölge Adliye Mahkemesi’nden verilen

bir kararda “Günümüzde dijital mal varlıgının yadsınamaz ve

göz ardı edilemez bir gerçeklik oldugu, kripto para adı verilen

ve uluslar arası ödemelerde dahi kullanılmaya baslanmıs

dijital sistemlerin var oldugu, yine astronomik reklam gelirleri

saglayan sosyal medya hesaplarının gün geçtikçe arttıgı, aynı

sekilde youtube ve benzeri dijital platformlarda salt reklam

geliri ve hatta ücretli üyelik sistemi ile hizmet veren kanallar

olusturuldugu bir ortamda dijital mal varlıgı ve dijital miras ile

ilgili olarak yasal bir düzenleme bulunmadıgı, bu konuda yasal

bir bosluk bulundugu degerlendirilmistir. 4721 sayılı Türk

Medeni Kanununun 1.maddesi; “Kanun, sözüyle ve özüyle

degindigi bütün konularda uygulanır. Kanunda uygulanabilir

bir hüküm yoksa, hakim, örf ve adet hukukuna göre, bu da

yoksa kendisi kanun koyucu olsaydı nasıl bir kural koyacak

idiyse ona göre karar verir.” düzenlemesini içermektedir.

Murisin e posta hesabı ve buna baglı olarak kullanılan sosyal

medya hesapları, dijital cüzdan hesapları vb maddi deger

ifade eden ve TMK’nun 599.maddesi kapsamında terekesine

dahil olup mirasçılarına intikali gereken dijital mal varlıgının

da tespitinin gerekecegi kanaatine varılmıstır.” Hükmü

verilerek dijital mal varlığının da mirasen intikal edebileceği,

intikal esnasında dijital mal varlığının tespit edilmesi gerektiği

karara bağlanmıştır.

Ancak yukarıda açıkladığımız gibi dijital

cüzdan ağı ve şifresi sahibinden başka kimse

tarafından bilinemeyeceğinden, soğuk cüzdandaki

kripto paralar ancak dijital cüzdan sahibinin

noterden vasiyetname ile belirterek miras

bırakması ile resmi olarak miras hükümlerine

tabi olabilir. Kişinin kripto para borsalarındaki

malvarlığı ise soğuk cüzdana göre nispeten daha

kolay olarak; banka hesaplarındaki para, yabancı

para cinsinden döviz ya da kıymetli madenin

mirasçılara dağıtılması hakkındaki düzenlemelere

tabi olacaktır.

53




GODIVA, 95’inci YILINI PEMBE

KAMYONETİ İLE KUTLUYOR!

GODIVA’nın 95’inci yılına özel

pembe kamyoneti çikolata tutkunları için yola çıktı.

GODIVA CEO’su Nurtaç Afridi, bu heyecan verici yolculuk hakkında şunları söyledi: “GODIVA, tarihi boyunca tüm

dünyadaki çikolata severler için uyandırdığı merak ve sunduğu zevkli tatlarla, küresel çikolata endüstrisinde lider konumunu

sağlamlaştırdı. 95’inci yılımızı bu güzel yolculuğumuza saygıyla kutlamaktan daha fazla mutluluk duyamazdık. Gelecek 95 yıl

boyunca da ister geleneksel bir bayram veya özel gün, isterse hayatın günlük anlarından biri olsun, müşterilerimizin tüm anlarını

tatlandırmaya devam etmeyi istiyoruz.”

1926 yılında kurulan dünyanın lider premium

çikolata markası GODIVA, 95’inci yılını ikonik Pembe

Kamyoneti ile kutlayacak. En az çikolata kadar mükemmel

geçen 95 yılını, Eylül ayında kutlamaya başlayacak olan

GODIVA, birbirinden farklı çikolatalarını taşıyan Pembe

Kamyonet ile çikolata severlerin karşısına çıkacak.

GODIVA, bu heyecan verici yolculuğuna İstanbul Bağdat

Caddesi Şaşkınbakkal’da* başlayıp İstinye Park’ta

devam edecek. GODIVA, lezzet duraklarında ikram edilen

çikolatalar ve kutlamalar aracılığıyla tüketicilerle neşe

ve mutluluğu paylaşacak. Hikâyesi GODIVA kurucusu

Pierre Draps’ in İkinci Dünya Savaşı sonrasında Brüksel

halkının moralini yükseltmek için teslimat kamyonlarını

pembeye boyamasına dayanan Pembe Kamyonet, 95’inci

yıl kutlamaları için yola çıkarak, GODIVA’nın zengin tarihini

ve sevilen çikolatalarını sunacak. GODIVA, benzersiz

lezzetlerini ve 95’inci yıl heyecanını, Pembe Kamyoneti

eşliğinde 2 Ekim saat 11:00-17:00 arasında Bağdat

Caddesi Şaşkınbakkal’da* ve 9 Ekim saat 10:00-22:00

arasında İstinye Park alışveriş merkezinde çikolata

severler ile paylaşacak.

56


TÜRKİYE’NİN DÜNYACA ÜNLÜ MARKASI

NUSR-ET BU KEZ

LONDRA’YI FETHETTİ

Türkiye’nin yeme-içme alanında en başarılı markalarından biri

haline gelen ve ünü dünyaya yayılan Nusr-Et 23 Eylül’de açılışını

yaptığı Londra’daki ilk restoranıyla İngilizleri büyüledi.

Türkiye’deki başarılarını dünyaya taşıyan

Nusr-Et markası Avrupa’nın önde gelen yeme-içme

başkentlerinden Londra’da açtığı ilk restoranla daha ilk

geceden Londra’nın en değerli markaları arasındaki yerini

aldı. Beverly Hills’teki görkemli açılışın ardından bu kez

İngilizlerle buluşan dünyaca ünlü markanın Londra şubesi

açılış gecesinde büyük ilgi gördü.

Nusr-Et restoranlarının önemli simgelerinden

“Açık Mutfak” ve sergileme tezgahı ile ultra premium

steakhouse menü içeriğinin yanı sıra suşi ve deniz ürünleri

de Londra menüsünde öne çıkan lezzetler arasında yer

alıyor. Klasikleşen Nusr-Et lezzetlerinin yanı sıra menüde

ayrıca yaratıcılığın kültürel deneyimle buluştuğu 24 ayar

altın kaplama lezzetler ve özel reçeteli kokteyller servis

ediliyor. Dünya’nın farklı bölgelerine ait özel şaraplarına

ev sahipliği yapan zengin kavı ile de Nusr-Et Londra farklı

bir yeme-içme deneyimi vaat ediyor.

Sunduğu eşsiz lezzetler kadar mimari tasarımıyla

da adından söz ettiren restoranın pirinç ve mermer

unsurlarının hakim olduğu dekorasyonu konforlu ve şık

detaylarıyla dikkat çekiyor. Londra’nın gözde semtlerinden

Knightsbridge’de yer alan ve 210 kişilik kapasiteye sahip

Nusr-Et Londra’nın girişinde yüksek tavan ve camlar ile

ferah bir atmosfer sağlanmış. Bölgenin ikonik binaları

arasındaki yerini hızla alan restoranın özel ışıklandırma

sistemi ve peyzajı ile dikkat çeken geniş terası müthiş

lezzetleri tamamlayan benzersiz bir deneyimin

tamamlayıcıları olarak öne çıkıyor.

Pandeminin başından bu yana bu yana titizlikle yürüttüğü

başarılı çalışmalarla yatırımlarını ve büyümeyi sürdüren

markanın dünya çapındaki 27. restoranı olan Nusr-Et

Londra, diğer tüm Nusr-Et restoranlarında olduğu gibi

Covid-19 tedbirlerini en üst düzeyde uygulamaya devam

ediyor.

57


RENAULT’NUN KONSEPT

OTOMOBİLLERİNE İKİ ÖDÜL

Renault, konsept otomobil modelleri MORPHOZ ve Renault 5 Prototype ile iki ödüle

layık görüldü. Renault 5 Prototype, Car Design Review dergisinin düzenlediği

yarışmada “Yılın Konsept Otomobili” seçildi. Renault MORPHOZ ise Uluslararası

Otomobil Festivali Grands Prix ödüllerinde yaratıcılığla “Créativ’Experience”

ödülünün sahibi oldu.

Renault 5 Prototype, Mart 2020 ile Mart 2021 arasında

otomobil üreticileri tarafından sunulan konsept

otomobillerle girdiği yarışın sonucunda, prestijli Car

Design News dergisi tarafından “Yılın Konsept Otomobili”

seçildi.

R5 Prototype modelinin, bu önemli ödülün sahibi

olmasının Renault Tasarım ekibi için özel bir önemi

olduğunu vurgulayan Renault Tasarım Başkan Yardımcısı

Gilles Vidal, “Otomobil uzmanlarından ve en büyük

otomobil imalatçılarının tasarım yöneticilerinden oluşan

bir jüri tarafından bu ödüle layık görülmek çok gurur verici.

Seri üretimde dış tasarıma %90 oranında sadık kalınacağı

da düşünüldüğünde, Renault 5 Prototype modeline karşı

beğeniden ve ilgiden çok mutluyuz” dedi.

Renault’un elektrikli otomobilleri Avrupa’da

yaygınlaştırmaya dönük isteğini ortaya koymak için

tasarladığı Renault 5 Prototype, efsane modelin popüler

ve temel özelliklerine sahip yapısıyla öne çıkıyor.

Renault 5 Prototype, Renault’un zamandan bağımsız

lider otomobillerinden birini, %100 elektrikli modern

bir dokunuşla geleceğe taşıyor. Renault 5 Prototype

modelden hareketle üretilecek seri üretim modelin 2024’te

satışa sunulması planlanıyor.

Renault MORPHOZ yaratıcılığıyla

“Creativ’Experience” ödülünü kazandı.

Uluslararası Otomobil Festivali Grands Prix ödüllerinde

motor sporları, mimari, moda, tasarım, kültür ve medya

üyelerinden oluşan uzman bir jüri ekibi yılın en iyi ve

etkileyici otomobil projelerini değerlendirerek ödüllendirdi.

Bu yıl 36’ncısı verilen ödül kapsamında, Renault MORPHOZ,

en yenilikçi konseptin ödüllendirildiği Creativ’Experience

ödülünün sahibi oldu. 29 Eylül Çarşamba günü düzenlenen

gecede Renault Tasarım Direktörü Laurens van den Acker,

ödülü teslim aldı. Renault Tasarım Direktörü Laurens

van den Acker, “Renault olarak yaratıcılığımız dolayısıyla

ödüllendirilmiş olmaktan gurur duyuyoruz. Bu ödülü,

otomobil dünyasının geleceğini yansıtan bu proje için

çalışan ekipler adına alıyorum” dedi.

Renault MORPHOZ, 2025 sonrasına dönük Renault’un

kişisel ve paylaşılabilir mobilite vizyonunu temsil eden

fütürist bir araç olarak öne çıkıyor. İttifakın CMF-EV

elektrikli modüler platformundan faydalanılan modelde,

çok sayıda güç ve otonom kapasitenin yanı sıra iç hacim

ve bagaj hacmi konfigürasyonu sunuluyor.

58


YEMEKSEPETİ YENİ

LOGOSU VE TASARIMIYLA

‘’AKLINDAYSA KAPINDA’’ DİYOR

20 yıl önce restoranları dijitalleştirerek başlattığı ekosisteme sanal marketlerinin

ardından mahalle esnafını da dahil ederek büyüyecek Yemeksepeti,

“Aklındaysa Kapında” sloganıyla marka konumunu yeniledi.

Yenilenen logo ve tasarım, Yemeksepeti’nin hizmet kapsamıyla

birlikte dinamik bakış açısını da yansıtıyor.

Türkiye’nin hızlı ticaret platformu Yemeksepeti, 20

yıl önce zamanının çok ötesinde bir vizyonla restoranları

dijitalleştirerek başladığı hizmet yolculuğunda ekosistemin

ihtiyaçlarına göre değişmeye ve dönüşmeye devam ediyor.

Tecrübesi, teknolojik gücü, geniş ve nitelikli operasyonel ağı

ile Yemeksepeti, “Aklındaysa Kapında” diyerek, kullanıcılarının

istedikleri her ürünü hızlı, güvenilir ve pratik şekilde dakikalar

içinde kapısına ulaştırıyor.

Yenilenen marka konumlaması dahilinde Yemeksepeti

ve alt markalarının logoları da bu dönüşümü yansıtacak şekilde

yenilendi. Yemeksepeti’nin yemek siparişinden çok daha fazlası

olduğunu vurgulayan marka, bundan böyle Nar Çiçeği rengini

kullanarak, tüm hizmetlerin aynı çatı altında Yemeksepeti

güvencesiyle sunulduğuna işaret ediyor. Yeni kurumsal kimlik

için seçilen narçiçeği rengi şirketin dinamizmini, canlılığını

ve enerjikliğini sembolize ederken, müjdelerle dolu parlak bir

geleceğe ve bolluğu simgeleyen, üretken bir döneme işaret

ediyor.

Nevzat Aydın

59


DARÜŞŞAFAKA BAĞIŞÇILARINDAN

“EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİ”NE ANLAMLI KATKI

Darüşşafaka Rezidansları’nda yaşayan bağışçıların

bir yıl boyunca ürettiği el emeği göz nuru

eserler Yakacık Rezidans’ta düzenlenen “Geleneksel

Kermes” etkinliğinde satışa sunuldu. Elde

edilen gelir, Darüşşafaka’da okuyan 1.000’e yakın

öğrencinin eğitimi için Darüşşafaka Cemiyeti’ne

bağışlandı. Darüşşafaka’nın rezidans bağışçıları tarafından

düzenlenen “Geleneksel Kermes” etkinliği

geçtiğimiz günlerde Darüşşafaka Yakacık Rezidansı’nda

düzenlendi. Bağışçıların yoğun ilgi gösterdiği

etkinlikte, rezidans üyeleri bir yıl boyunca hobi

odalarında ürettikleri ürünleri hazırlayıp satışa sundu.

Örgüden dikişe, keçeden ahşap boyamaya, takı

tasarımından resme, seramikten rölyefe, nakıştan

dantele kadar çeşitli el işlerinin yer aldığı kermes

organizasyonuna 50’nin üzerinde Darüşşafaka bağışçısı

katılırken, satışlardan toplam 50 bin TL’nin

üzerinde bir gelir sağlandı. Söz konusu gelir, Darüşşafaka’da

okuyan 1.000’e yakın öğrencinin eğitimine

destek olmak için Darüşşafaka Cemiyeti’ne bağışlandı.

Etkinliğe katılan bağışçılar, eğitimde fırsat

eşitliği misyonuna katkı vermekten büyük mutluluk

duyduklarını ifade etti.

OYAK Yatırım ile Fibabanka’dan

Yeni İş Birliği

Teknolojik alt yapısı ile müşterilerine ve sektöre

değer katan çözümler geliştiren Fibabanka ve sermaye

piyasalarının köklü kuruluşu OYAK Yatırım iş

birliğinde FibaBorsa kullanıma açıldı.

Müşterilerinin ihtiyaç duydukları her an ve her yerde

yanında olan Fibabanka, üstün teknolojik alt yapısıyla

bankacılık lisansı olan bir teknoloji şirketi

gibi çalışırken, müşterilerine kesintisiz, hızlı ve yerinde

bankacılık hizmetleri sunmaya devam ediyor.

Bu doğrultuda Fibabanka, OYAK Yatırım iş birliğiyle

dijital yatırımlarına FibaBorsa’yı ekledi.

Fibabanka müşterileri; dijital kanallarda yer alan

‘Yatırımlar’ menüsünden FibaBorsa’ya kolay ve hızlıca

ulaşabiliyorlar. Yatırımcılar takip etmek istedikleri

hisse senetlerinin listesini oluşturabilir, ‘Piyasalar’

sekmesinden canlı fiyatları ücretsiz görerek

Borsa İstanbul’da işlem gören tüm hisse senetlerinde

alım satım işlemlerini gerçekleştirebilirler.

60


7




PARK ŞAMDAN’IN

LEZZETLERİ, SONSUZ EGE

MANZARASIYLA G-BEYOND

YALIKAVAK’TA BULUŞUYOR

Kusursuz hizmet anlayışı ve 40 yıllık deneyimi ile birbirinden özel lezzetler sunan Park

Şamdan Restaurant bu yaz Bodrum’da kapılarını açıyor. Sonsuz Ege manzarasına sahip

Mar Yapı’nın G-Beyond projesi içinde açılacak Park Şamdan, bu yaz büyülü bir yemek

deneyimi yaşamak isteyenleri bekliyor!

Yalıkavak’ta, muhteşem bir

manzaraya sahip olan Mar Yapı’nın

G Beyond projesinin içinde 40 yıllık

geçmişiyle yer alacak olan Park Şamdan

Restaurant, deneyimli şeflerin ellerinden

nefis yemekleri, seçkin müzikler eşliğinde

sunarak konuklarına eşsiz bir ambiyans

yaratmaya hazırlanıyor. Üst düzey servis

standartlarını benimseyerek, deneyimli

ekibi, özenle tasarlanmış masaları, mum

ışıkları ve keyifli sunumları ile misafirlerine

unutulmayan hatıralar bırakacak olan Park

Şamdan Restaurant, bu yaz Bodrum’da

vazgeçilmez bir seçenek olacak.

Mar Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Münir Özkök, “40

yıllık geçmişi ile bir klasik olan Park Şamdan Restaurant

ile lüksü ve çarpıcı mimariyi öne çıkaran projemiz

G-Beyond’un birleşmesinden ve iki güçlü markanın

yaratacağı sinerjiden dolayı çok heyecanlıyız. Kusursuz

hizmet anlayışı ile G-Beyond’a değer katacak olan

Park Şamdan Restaurant’ın Yalıkavak’a bambaşka bir

soluk getireceğine inanıyoruz. Bodrum’un en güzel

beldesi Yalıkavak’a tepeden bakan G-Beyond projemiz,

doğanın huzur dolu atmosferini Ege’nin nefes kesen

manzarası ile birleştirerek insanlara hak ettikleri lüksü

sunacak ve unutulmaz deneyimler yaşatacak” diyerek

projenin önemini vurguladı.

64

Yalıkavak’ta Olağanüstü Bir Deneyim:

G-Beyond!

Her yaptığı projede beklentilerin üzerinde

mükemmel işlere imza atan Mar Yapı,

tasarım odaklı ve yenilikçi bakış açısıyla

G-Beyond’u harika bir konuma sahip

Yalıkavak’ta hayata geçirerek lüksü

düşlerinde ötesine taşıyor. Denizi, plajları,

tatil köyleri ile adeta cennetten bir

köşe olan Bodrum’un en güzel beldesi

Yalıkavak’a tepeden bakan Mar Yapı’nın

G-Beyond projesi, doğanın huzur dolu

atmosferini Ege’nin nefes kesen manzarası

ile birleştirerek unutulmaz bir tatil deneyimi

yaşatmaya hazıranıyor.

Sonsuz Ege manzarasının hakimiyetindeki

G- Beyond, lüks kavramını çarpıcı mimarisi

ile ortaya çıkararak iç mekan tasarımlarında

ki mükemmeliyetçiliği ile üst düzey bir

yaşam biçimi sunuyor. G-Beyond, beach

clubları, lüks restoranları, barları, kafeleri,

lüks mağazaları ve ihtiyaç duyulabilecek

hemen her şeyi sunuyor.


Mar Yapı Hakkında:

Mükemmeli hedefleyen bir anlayışla imza attığı öncü gayrimenkul projeleriyle Cityscape, WAF,

MIPIM Architectural Review gibi uluslararası arenalarda ödüller kazanan Mar Yapı, çevreye

duyarlı, modern anlayışıyla erişilebilir lüksü yatırımcılarına sunuyor. Mar Yapı; ‘Divan Residence

at G Plus’, ‘G Marin Managed by Divan’, ‘G Yoo Inspired by Starck’, ‘Divan Residence at G Tower’

ve ‘G Rotana’ projelerine imza atarak modern mimarinin şık, işlevsel ve seçkin örneklerini

sergiliyor. Uluslararası iş birlikleriyle kalitesini tescilleyen, yüksek getiri ve kazançlı yatırım

sunan Mar Yapı, bölgesine ve yatırımcısına değer katan yeni projeler geliştirmeye devam ediyor.

65


SOYCAN ŞIRKETLER GRUBU,

KOBİ’LERE AMERIKA VE AVRUPA’DA

E-IHRACATIN KAPILARINI AÇACAK

Soycan Şirketler Grubu’nun 1952 yılından bu yana tedarik zinciri ve lojistik yönetimi alanında faaliyet

gösteren iştiraki CAG Logistics, dünya çapındaki güçlü acente ağıyla uluslararası karayolu, demiryolu,

denizyolu, havayolu, intermodal, proje ve 4PL taşımacılığı türlerinde hizmetler sunuyor. CAG Logistics

ve Sarpedon Global Trade, güçlerini IT altyapısında birleştirecek.

Soycan Şirketler Grubu bünyesinde faaliyet

gösteren, 1952 yılına dayanan köklü geçmişi ve geniş

acente ağıyla küresel çapta her ölçekten kurum ve

kuruluşa hizmet veren CAG Logistics, grup iştiraklerinden

Sarpedon Global Trade ile entegre ettiği yazılım ve

uygulamalarla KOBİ’lere e-ihracat ve e-ticaretin kapılarını

açmaya hazırlanıyor.450’nin üzerinde tedarikçisiyle

uluslararası karayolu ve demiryolu taşımacılığında yıllık

ortalama karayolu ile 10 binden fazla TIR ve demiryolu ve

intermodal ile 250 bin tondan fazla yükleme yapan CAG

Logistics, grup iştiraklerinden Sarpedon Global Trade ile

entegre edilen yazılım ve uygulamalarla KOBİ’lere uçtan

uca e-ihracat ve lojistik desteği vermeye hazırlanıyor.

Güçlü IT altyapısı sayesinde özellikle Amerika, İngiltere

ve Almanya pazarlarına yönelik avantajlı fiyatlarla

fulfillment hizmeti sunmayı amaçlayan CAG Logistics’in

hedefinde Romanya ve Litvanya var.

“Önemli IT yatırımları gerçekleştirdik”

66

CAG Logistics ve Sarpedon Global Trade’in

entegre yazılım ve uygulamalarıyla KOBİ’lere sunacakları

hizmetlerden söz eden Soycan Şirketler Grubu Yönetim

Kurulu Başkanı Yılmaz Soycan, “Bu yatırımlar sayesinde

KOBİ’lere uçtan uca e-ihracat ve lojistik desteği

vereceğiz. Firmalar uygulama üzerinden kargo siparişi

verebilecek, kargo durumlarını anlık takip edebilecek

ve ödemelerini gerçekleştirebilecek. KOBİ’lere işlerinin

tüm aşamalarında ihracat, ithalat, gümrükleme, tahsilat

ve uygunluk gibi tüm ihtiyaçlarına uygun alternatifli

paketler sunulacak. Vermeyi planladığımız güvenli depo

hizmetleri ve kendi CRM programımız ile depolama

masrafı ve yazılım maliyetlerinden muaf olacak olan

KOBİ’ler, maliyetlerinde ciddi oranda tasarruf sağlayacak.

Bu noktada özellikle Amerika, İngiltere ve Almanya

pazarlarına yönelik avantajlı fiyatlarla fulfillment hizmeti

vereceğiz. Ayrıca Amazon’da Vendor satıcı avantajından

yararlanarak KOBİ’leri pazar yerlerine entegre edip

satışlarına da destek vereceğiz. Fiyatlarımız diğer kargo

firmalarına göre daha uygun ve cazip olacak. Altyapı

yatırımlarımızın tamamlanmasının ardından hizmetimize

2022 yılı içerisinde başlamayı amaçlıyoruz” dedi.

“Soycan Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı

Yılmaz Soycan, “Bu yatırımlar sayesinde

KOBİ’lere uçtan uca e-ihracat ve lojistik desteği

vereceğiz. Firmalar uygulama üzerinden kargo

siparişi verebilecek, kargo durumlarını anlık takip

edebilecek ve ödemelerini gerçekleştirebilecek.”

Türk bayrağı ile uluslararasında

hat açan ilk şirket

Yapacakları yatırım sayesinde özellikle B2C

müşterilerinin de tedarik hizmetini tek bir firma ile

gerçekleştirebileceklerini söyleyen Soycan, tüm taşıma

modellerini kullanarak operasyonu yöneteceklerini

belirtti. CAG Logistics’in 2021 yılı itibarıyla Finlandiya,

İsveç, Norveç, Danimarka ve İngiltere ve Amerika’yı

rotasına eklediğini anımsatan Soycan, “Bu yılın son

çeyreğinde Romanya ve Litvanya’ya da yatırım planlıyoruz.

Yurt dışında tamamen Türk bayraklı demiryolu hattı olan

ilk şirketiz ve bununla gurur duyuyoruz. Demiryolunda

yıllık ortalama 250 bin ton yük taşıyoruz” dedi.


“AB ülkeleri ile ortak sınır güvenliğini

istişare etme zamanımız geldi”

Pandemiyle birlikte Türkiye’nin tedarik

zincirindeki rolünün arttığını kaydeden Soycan, lojistik

sektöründeki gelişmelerle ilgili şunları söyledi: “Bugün

Kuşak Yol İnisiyatifi ile 12 günde Avrupa’dan Çin’e

gidilebilirken, biz 13 günde Erzurum’dan karayoluyla

Avrupa’ya gidemiyoruz. Bunun önündeki en büyük engel

sınırlardaki beklemeler. Bu artık sadece Türk ihracatçısı

ve lojistikçisinin değil, Avrupalı üreticinin de sorunu.

Bizim AB ülkeleri ile ortak sınır güvenliğini istişare etme

zamanımız geldi. Geçiş belgesi gibi konuların ötesine

geçmemiz gerektiğini pandemi zoraki bir şekilde bize

öğretti. Bugünün farkındalığı ile artık bunları müzakereye

açmamız gerekiyor.”

“Just in time anlayışı sona erdi”

İş dünyasındaki “just in time” yani tam

zamanında anlayışının pandemiyle birlikte sona erdiğini

aktaran Soycan, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Yeni

dönemde şirketler üretim kapasitesini ve stokunu yeterli

süre taşıyabilecek güçte olmak zorunda. Bu durum

ilave sermaye ihtiyacını artırmakta ve finansal maliyet

getirmektedir. Daha önce otomotiv ve diğer sektörlerdeki

ortalama satın alma süresi 3 gün ve 28 gün olarak iki

opsiyonluydu. Önümüzdeki dönemde bu sürenin 7 gün

ve 45 güne çıkacağını ve bu sürelerin de Afrika’nın önünü

açacağını düşünüyorum. 45 günlük tedarik zinciriyle

beraber Afrika’nın lojistik konumundan dolayı üretici

olarak aktif rol oynayacağını tahmin ediyorum.”

67


Organik Ürün Pazarı

Pandemide Yüzde 12 Büyüdü

İnsan sağlığına ve çevreye zarar vermeyen, üretimden tüketime kadar her aşaması kontrollü ve

sertifikalı olarak gerçekleştirilen organik tarım üretimi 2012 yılından bu yana yüzde 46 arttı. Öyle ki

dünya’da 2027 yılına kadar 272,18 milyar dolar değerine ulaşması beklenen organik gıda pazarı da

koronavirüsün etkisiyle 2020’de yüzde 12’lik bir büyüme gösterdi.

68

Her geçen gün büyüyen sektörün temsilcileri ise İstanbul’da bir araya geliyor. Bu kapsamda Tureks

Uluslarası Fuarcılık tarafından 7- 10 Ekim tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde ‘Temiz Beslenme’ teması ile

düzenlenecek ‘Doğal, Organik ve Sağlıklı Ürünler Fuarı Exponatura21”, 42 farklı ülkeden binlerce ziyaretçi ağırlarken,

uluslararası iş birliklerine de ev sahipliği yapacak.

Türkiye’nin en organik buluşması için geri sayım başladı.

Her yıl Avrupa, ortadoğu başta olmak üzere birçok ülkeden

sektör profesyonelleri, iş adamları, perakende, toptancı ve

tüm ilgilileri tek çatı altında buluşturan ‘‘Doğal, Organik ve

Sağlıklı Ürünler Fuarı’ bu yıl ‘Temiz Beslenme’ teması ile

7 -10 Ekim tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde

kapılarını açacak. Organizasyonda, vitaminlerden

organik yiyecek içeceklere ve bitkisel kozmetik ve temizlik

ürünlerine kadar Türkiye’nin 7 farklı bölgesinde yetiştirilen

birçok doğal ve organik ürün görücüye çıkacak.

Sağlıklı Yaşamın Sırrı ‘Temiz Beslenme’

Çağın felaketi olan koronavirüs sürecinde bağışıklık

sistemimiz için beslenme şeklimiz büyük önem taşıyor.

Yapılan araştırmalarda bu durumu kanıtlar nitelikte yer

alıyor. Covid -19 beslenme ile ilişkisi ile ilgili yapılan son

araştırma beslenme şeklimizin virüse karşı koruma ya

da zayıflık yapabileceğine dair önemli sonuçlar ortaya

çıkarıyor. Bu kapsamda birçok organik ürünün yer alacağı

organizasyon ile eş zamanlı olarak; sağlıklı yaşam, temiz

beslenme, doğal güzellik tüyoları gibi birçok konuda

uzman konukların katılımıyla workshop, seminer ve

söyleşiler düzenlenecek.


OYUN SEKTÖRÜNDE HEDEF

AVRUPA’DA İLK ÜÇ

2015 yılından beri oyun sektöründe faaliyet gösteren Mayadem ise

çocuklara özel içerikler üretiyor. Bu alanda şimdiye kadar 50’den

fazla oyunu uygulama marketlerinde yer alan şirket, 70 milyonun

üzerinde indirme sayısına ulaştı.

Son yıllarda etkisi giderek artan oyun sektörü

büyümeye devam ediyor. 2020 yılında %10 büyüyerek

159 milyar dolar hacme ulaşan oyun sektörü, ülkemizde

de hacmini giderek artıran bir büyüklüğe sahip. Mobil

oyunlar sektörü ise bu alanda başı çekiyor. Mobil oyun

sektörünün ülkemizde hacmi 2020 yılında 450 milyon

doları bulurken, 230 milyon dolarlık hacimle bilgisayar

oyunu ve 200 milyon dolarlık hacimle konsol oyunları

mobil oyunları takip etti.

5 yıl içinde 250 milyar dolar üzeri bir hacme

ulaşması beklenen oyun pazarında Türk üreticiler

de yerini almaya başladı. Geçtiğimiz yıllarda adından

sıkça söz edilen sektör içi şirket satın almalarının yanı

sıra global oyun listelerinde üst sıraları zorlayan bir çok

Türk yapımı oyunun piyasaya çıkması, dikkati Türk oyun

sektörünün üzerine çekerken, sektörün ihracat geliri de

hızlıca artıyor.

Konuyla ilgili konuşan Mayadem CEO’su Uğur

Tılıkoğlu, “Oyun sektörü ülke olarak önemli oyuncular

arasında yer aldığımız sektörlerden biri ve son yıllarda

ülkemize katma değer sağlamak noktasında ciddi

başarılar elde ettiğimiz bir faaliyet alanı. Biz bu noktada

Mayadem olarak daha niş bir pazar olan çocuklara

özel içerikler üretiyor ve yayınlıyoruz. Bu da farklı

sorumlulukları beraberinde getiriyor, çocuklara özel

içerikler üretirken, onların gelişimine zarar vermeyecek,

aksine fayda sağlayacak öğeler barındırabilmek adına

süreçlerimizi kurgulayarak faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.

Gelecek yıllarda payını giderek artıracak bir alan olduğunu

düşündüğümüz çocuklara yönelik mobil oyun pazarında 5

yıl içerisinde Avrupa’nın en büyük 3 firmasından biri olmayı

hedefliyoruz ve bu amaçla çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”

şeklinde konuştu.

69


Aksa Enerji, Yatırımı Devam Eden

Özbekistan Santrallerinde 2021 yılı sonunda

üretime geçmeyi hedefliyor

Aksa Enerji; Türkiye, KKTC, Gana, Madagaskar ve Mali’den sonra Özbekistan’da kurmakta olduğu enerji

santralleri ile faaliyetlerini üç kıta ve altı ülkeye taşıyor. Şirket’in şimdiye kadar imzaladığı en uzun

vadeli dolar bazlı alım garantili anlaşması olma özelliğini taşıyan projede, santrallerin ilk fazının Aralık

2021’de devreye girmesi planlanıyor.

70

Türkiye’nin globalleşme yolunda hızla ilerleyen enerji şirketi Aksa Enerji, 2020 yılında Özbekistan’ın başkenti

Taşkent ve Buhara’da, toplamda 740 MW’lık doğal gaz kombine çevrim santralleri için gerçekleştirdiği yatırımları

faaliyete geçirmek için gün sayıyor.

Şirket, Taşkent ve Buhara’da 740 MW kurulu güçteki santrallerin tamamının devreye alınmasıyla 2022 yılının ilk çeyreği

itibarıyla toplam kurulu gücünü 2.706 MW’a yükseltmeyi hedefliyor. Özbekistan’daki santraller üretime başladığında

Aksa Enerji’nin kurulu gücünün yaklaşık yarısı Türkiye’de, yarısı ise Afrika ve Asya kıtasında olacak.

Taşkent’te iki ayrı santralde toplam 470 MW, Buhara’da ise 270 MW’lık kurulu güce sahip santrallerin üretime

geçmesi için çalışmalarını sürdüren Aksa Enerji, Taşkent’teki santrallerin 240 MW’lık bölümünü bu yılın Aralık

ayında, 230 MW’lık kısmını ise 2022 Ocak ayında faaliyete geçirecek. Buhara’da 270 MW kapasiteye sahip santral

ise 2022 Şubat ayında üretime başlayacak.

Asya kıtasındaki ilk yatırımı olan Özbekistan santrallerinin devreye girmesiyle birlikte faaliyetlerini üç kıta ve altı

ülkeye taşıyacak olan Aksa Enerji’nin toplam kurulu gücü ise 2.706 MW’a ulaşacak. Böylece Şirket’in toplam kurulu

gücünün yaklaşık yarısı Türkiye’de, yarısı ise Afrika ve Asya kıtasında olacak. Coğrafi çeşitlilik stratejisini başarıyla

hayata geçirmeye devam eden Aksa Enerji, Özbekistan’daki santrallerini 2021 yılı Aralık ayından başlamak üzere

2022 Şubat ayının sonuna kadar devreye alacak. Proje, bugün itibarıyla yaklaşık yüzde 70 oranında tamamlandı.

Faaliyette bulunduğu ülkelerde istihdam ettiği insan gücünün sağlıklı ve güvenli ortamlarda çalışması için yerel

ve uluslararası mevzuatlara ve ilgili diğer yükümlülüklere uymayı taahhüt eden Aksa Enerji, Özbekistan projesinde

şimdiye kadar 26.865 kişi saat İSG eğitimi verdi.

Aksa Enerji, sektördeki deneyimi ve uzmanlığıyla Afrika’dan Asya’ya geniş bir coğrafyada yeni yatırımlarla

sürdürülebilir kârlılık odağında büyümeye devam edecek.


Yemeksepeti Banabi kendisine eşlik

edip bayilik açacak girişimciler arıyor

Anında market alışverişi sektöründe kurulduğu 2019 Nisan ayından

bu yana hızla büyüyen Yemeksepeti Banabi, bu yılın sonuna kadar depolarının

sayısını 400’ün üzerine çıkartmayı hedefliyor. Türkiye’de 37

ilde ve 141 ilçede, 4 binden fazla ürünü dakikalar içinde milyonlarca

kullanıcısına ulaştıran Yemeksepeti Banabi, franchising sistemi/bayilik

modeli ile 100-250 metrekare büyüklüğünde depolar açarak girişimcileri

Yemeksepeti ailesine katılmaya davet ediyor.

Hızlı ticaret platformu Yemeksepeti’nin anında

market alışverişi markası Yemeksepeti Banabi, hizmete

başladığı 2019 Nisan ayından beri büyümesini istikrarla

sürdürüyor. Türkiye’de 37 ilde ve 141 ilçede 4 binden

fazla ürünü dakikalar içinde milyonlarca kullanıcısına

ulaştıran Yemeksepeti Banabi, büyümesiyle paralel

depo sayısını artırmayı hedefliyor ve kendilerine

geleceği olan, karlılığı ve verimliliği yüksek bir iş kurmak

isteyen girişimcileri franchising sistemi /bayilik modeli

ile bir depo sahibi olarak Yemeksepeti Banabi ailesine

katılmaya davet ediyor.

Son bir yılda siparişlerini 2 buçuk kat büyüten

Yemeksepeti Banabi, depo açmak isteyen girişimcilerden

ön şart olarak, perakende ve kurye yönetimi konusunda

tecrübeli olmalarını bekliyor. Ancak, Yemeksepeti’nin

kuruluşundan bu yana özünde var olan girişimcilik ruhu,

iş ortağı adaylardan istenen ön gereklilikler arasında

listenin en üst sırasında yer alıyor. Adaylar Yemeksepeti

Banabi başvuru sitesinden başvurularını yapabilirler.

https://bayibasvuru.yemeksepetibanabi.com/

Yemeksepeti Banabi Genel Müdürü Bülent Dölek

yeni hedefleri doğrultusunda şöyle konuştu: “Kurulduğu

günden bu yana anında market alışverişi sektöründe

büyüyen Yemeksepeti Banabi olarak dağıtım ağımızı

genişletmek ve kullanıcılarımıza anlık ihtiyaçlarını

çok daha hızlı ulaştırmak için depolarımızı arttırmayı

hedefliyoruz. Bu hedefimiz doğrultusunda ilerlerken

yerel ekonomiye ve istihdama katkıda bulunmayı da

çok önemsiyoruz. Bu nedenle franschising sistemi/

bayilik modeli ile yeni girişimcileri Yemeksepeti Banabi

deposu açarak bizlerle ortak olmaya, hızla büyüyen bu

işten pay almaya davet ediyoruz. Ortalama bir Banabi

deposu yaklaşık 250 metrekare civarında, ancak bakkal

konseptindeki depolarımız için 100 metrekarelik bir

alan yeterli olabiliyor. Elbette ailemize katılacak olan

yeni girişimcilerimizde aradığımız ilk özellik, girişimcilik

ruhuna sahip olmaları. Bunun yanında perakende

ve kurye yönetiminde gerekli deneyimleri olması da

beklentilerimiz arasında yer alıyor. İnanıyorum ki,

Yemeksepeti Banabi, girişimci ortaklarıyla birlikte çok

daha hızlı büyüyecektir.”

71




Sektörel

Haber

Sitesi

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!