23.10.2021 Views

Namazın Ön Koşulları ve Vacibeleri

İmam Muhammed İbn Abdulvahhab'ın Namaz, Şartları, Vacibeleri, Namazı Bozanlar, Abdest ve Bozanlar ile ilgili risalesi

İmam Muhammed İbn Abdulvahhab'ın Namaz, Şartları, Vacibeleri, Namazı Bozanlar, Abdest ve Bozanlar ile ilgili risalesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İSLAM FIKHI – SEVİYE 1

NAMAZ’IN ÖN KOŞULLARI, ŞARTLARI VE

ZORUNLULUKLARI

İmam Muhammed İbn Abdulvahhab Et Temimi (rahimehullahu)

Madrasah Al-Ansar Online – tarafından İngilizce’ye tercüme edildi.

Madrasah Al-Ansar Online

Giriş

بِسْ‏ مِ‏ اللهِ‏ الرَّحْمَنِ‏ الَّرحِيم

(Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla)

الحمد اللهِ‏ الَّذِ‏ ي أَرْسَ‏ لَ‏ رَسُ‏ ولَهُ‏ بِالْهُدَى وَدِينِ‏ الْحَقِّ‏ لِيُظْهِرَهُ‏ عَلَ‏ لدِّيْنِ‏ كُلِّهِ‏

وَكَفَى بِاللهِ‏ شَ‏ هِيْدً‏ ا وَأَشْ‏ هَدُ‏ أَن الَ‏ إِلَهَ‏ اللهُ‏ وَحْدَ‏ هُ‏ الشَ‏ ‏ِيكَ‏ لَهُ‏ إِقْرَارًا بِهِ‏ وَتَوْحِ‏ يدً‏ ا

وَأَشْهَدُ‏ أَنَّ‏ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ‏ وَرَسُ‏ ولُهُ‏ صَ‏ لَّ‏ اللهُ‏ عَلَيْهِ‏ وعَلَ‏ آلِهِ‏ وَصَ‏ حْبِهِ‏ وَسَ‏ لَّمَ‏

تَسْ‏ لِيمً‏ مَزِيدًا

Tüm Hamdler Allah’a aittir, ki O rasulunü tüm dinler üzerine tezahür ettirmek

için hakk din ile gönderdi. Şahit olarak Allah yeter. Şehadet ederim

Allah’tan başka ibadeti hakk eden ilah yoktur, O’nun hiçbir eşi ve

ortağı yoktur ve Tevhid O’nun birliğini tesis eder. Ve şehadet ederim ki

şüphesiz Muhammed O’nun kulu ve elçisidir, Muhammed’e, ailesine, ashabına

çokça salat ve selam olsun.”

“Namaz’ın Ön Koşulları, Şartları ve Zorunlulukları” isimli Şeyh Muhammed

İbn Abdulvahhab’ın(ölümü Hicri 1206- rahimehullahu) namaz

ve abdeste ilişkin hükümlerle ilgili bir kısa risalesini tercüme ettik. Bu risalede

biz her Müslümanın, Peygamber Muhammed’in(sallallahu aleyhi

ve sellem) Sünneti’ne göre bilmesi üzerine farz olan namazı nasıl kılaca-

1


ğına odaklandık, nitekim Peygamber(sallallahu aleyhi ve sellem) dedi;

صَ‏ لُّوا كَمَ‏ رَأَيْتُمُونِ‏ أُصَ‏ لِّ‏

“Beni namaz kılarken gördüğünüz gibi namaz kılın.”(Sahih El Buhari-

5662)

Bu risalede yer alan hükümler temel olarak İmam Ahmed İbn Hanbel’in(ölümü

Hicri 241- rahimehullahu)Mezhebi’ne dayanmaktadır. Birçok

farklı görüşün olduğu bazı hükümler vardır, ancak her bir görüşün

açıklamasına dalmadık. Kıdemli ilim talebelerine gelince, onlar bunu diğerlerine

öğretirken kullanabilir ve kendi anlayış seviyelerine göre belirli

hükümleri genişletebilirler.

Bu risalede bahsedilen Fıkıh(İslam hukuku) kuralları her Müslümanın

bilmesi üzerine zorunluluk olan hükümleri kapsamaktadır. Kur’an ve

Peygamberin hadislerinden tüm referansları ekledik.

Allah’a duamız, bu küçük çabamızı kabul etmesi ve dünya genelinde

Müslümanlar için rehberlik aracı kılmasıdır. Tüm amellerimizde ihlas

içinde olmayı Allah’tan dileriz. Amin.

Madrasah Al-Ansar Online’den Kardeşleriniz

20 Rebi’el Ahir 1442- 5 Aralık 2020

2


شُ‏ ُ وطُ‏ الصَّ‏ لَ‏ ةِ‏ وَأرْكَ‏ نُ‏ ا وَوَ‏ اجِ‏ باتُه

Namazın Ön Koşulları, Şartları ve Vacibeleri

‏ِسْ‏ مِ‏ اللهِ‏ الرَّحْمَنِ‏ الَّرحِيم

(Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla)

شُ‏ ‏ُوطُ‏ الصَّ‏ لَ‏ ةِ‏

Namazın Ön Koşulları-Ön Şartları

Namazın ön koşulları dokuzdur;

ا لَِسْلَ‏ مُ‏ – olmak] 1-) İslam [Müslüman

وَالعَقْلُ‏ – olmak] 2-) Akıl [Aklı başında

3-) Ayırt etme-muhakeme yeteneği- temyiz [ergenlik çağına ulaşmış ol-

وَالتَّمْيِيِزُ‏ - mak]

وَرَفْعُ‏ - alarak] 4-) Guslü gerektiren halden kurtulmak [gusül abdesti

الحَدَثِ‏

5-) Her tür kirliliğin giderilmesi [vücuttan, elbiselerden ve namaz kılınan

وَإِزَالَةُ‏ النَّجَاسَ‏ ةِ‏ - yerden]

وَسَ‏ تْ‏ ُ العَورَةِ‏ - örtülmesi 6-) Örtünme-avret yerlerinin

وَدُخُولُ‏ الوَقْتِ‏ - girmesi 7-) Namaz vaktinin

وَاسْ‏ تِقْبَالُ‏ القِبْلَةِ‏ - dönmek 8-) Kıbleye

وَالنِّيَةُ‏ – etmek 9-) Niyet

3


الشَّ‏ ‏ْةُ‏ الْ‏ ‏َوَّلُ‏ : الْ‏ ‏ِسْ‏ لَ‏ مُ‏ وَضِ‏ دُّ‏ هُ‏ الْكُفْرِ‏ , والْكَافِرُ‏ عَمَلُهُ‏ مَرْدُودٌ‏ وَلَوْ‏ عَمِلَ‏ أَيَّ‏ عَمَلٍ‏

, وَدَلِيلُ‏ قَوْلُهُ‏ تَعَالَ‏

Birinci Ön Koşul- İslam [Müslüman olmak zorunluluğu]: İslam’ın zıttı

Küfürdür. Kafirler hangi iyi ameli yaparlarsa yapsınlar onlardan kabul

edilmeyecektir. Delili, Allah’ın sözüdür;

مَا كَانَ‏ لِلْمُشْ‏ ‏ِكِنيَ‏ اَنْ‏ يَعْمُرُوا مَسَ‏ اجِدَ‏ اللّٰهِ‏ شَ‏ اهِدِ‏ ينَ‏ عَلٰٓ‏

اَنْفُسِ‏ هِمْ‏ بِالْكُفْرِ‏ اُولٰٓئِكَ‏ حَبِطَتْ‏ اَعْمَ‏ لُهُمْ‏ وَفِ‏ النَّارِ‏ هُمْ‏ خَالِدُونَ‏

“Küfürlerine kendileri şahit iken müşriklerin Allah’ın mescidlerini

imar etmeleri olacak iş değildir. İşte bunlar, yaptıkları-amelleri boşa

gitmiş olanlardır. Ve bunlar ateşte ebediyen kalacak olanlardır.”(Tevbe:

17)

Ve Allah buyurdu;

وَقَدِ‏ مْنَٓا اِلٰ‏ مَا عَمِلُوا مِنْ‏ عَمَلٍ‏ فَجَعَلْنَاهُ‏ هَبَٓاءً‏ مَنْثُورً‏

“Onların amelden yaptıkları her şeyi önüne getiririz ve onu saçılmış

toz zerreleri haline getiririz.”(Furkan: 23)

الشَّ‏ ‏ْةُ‏ الثَّانِ‏ : الَعَقْلُ‏ وَضِ‏ دُّهُ‏ الجنُونُ‏ , والْمَجْنُونُ‏ مَرْفُوعٌ‏ عَنْهُ‏ القَلَمُ‏ حَتَّى

يَفِسقَ‏ , وَدَلِيلُ‏ حَدِ‏ يثُ‏

İkinci Ön Koşul – Akıl [Aklı başında olmak]: Zıttı deliliktir. Deli olan-

aklı yerinde olmayan kişiye gelince aklı yerine gelinceye kadar kalem

ondan kaldırılmıştır. Bunun delili şu hadistir;

رُفِعَ‏ الْقَلَمُ‏ عَنْ‏ سَ‏ لَ‏ سَ‏ ةٍ‏ : النَّاءِمُ‏ حَتَّى يَسْ‏ تَيْقِظَ‏ والْمَجْنُونُ‏ حَتَّى يَفِيقَ‏

, والصَّ‏ غِريُ‏ حَتَّى يَبْلُغَ‏

4


“Kalem üç kişiden kaldırılmıştır: Uyanana kadar uyuyandan, aklı yerine

gelene kadar deliden, ergenlik çağına gelene kadar çocuktan.”

(Müsned Ahmed: 144, Sünen Ebu Davud: 4398, Sünen En Nesai: 656, Sünne İbn Mace:

2041 ve İbn Hibban: 142. İmam Hakim Müstadrak 1. Cilt sayfa 251’de benzer sözlerle

şöyle dedi: ‘Bu hadis, Buhari ve Müslim’in şartlarına göre sahihtir.’ Ez Zehebi aynı fikirdedir.

Aişe(radiyallahu anha) otoritesi ile.)

الشَّ‏ ‏ْطُ‏ الثَالِثُ‏ : التَّمِيِيزُ‏ وَضِ‏ دُّهُ‏ الصِّ‏ غَرُ,‏ وَحَدُّهُ‏ سَ‏ بْعُ‏ سِ‏ نِنيَ‏ ثُمَّ‏ يُؤْمَرُ‏ بِالصَّ‏ لَ‏ ةِ‏

لِقَوْلِهِ‏ صَ‏ لَّ‏ اللهُ‏ عَلَيهِ‏ وَسَ‏ لَّمَ‏

Üçüncü Ön Koşul – Ayırt Etme Yeteneği [ergenlik çağına ulaşmış olmak]:

Zıttı çocukluk çağıdır. [ergenlik çağına gelmeyene çocuk denir]. 7

yaşına geldiğinde çocuğa Namaz kılması emredilir.[vasisi tarafından]Bunun

delili Peygamberin(sallallahu aleyhi ve sellem) şu sözüdür;

مُرُوا أَبْناءَكُمْ‏ بِالصَّ‏ لَ‏ ةِ‏ لِسَ‏ بْعٍ‏ , واضْ‏ ‏ِبُوهُمْ‏ عَلَيْهَا لِعَشْ‏ ٍ وَفَرِّقُوا بَيْنَهُمْ‏

فِ‏ املَضَ‏ اجِعِ‏

“7 yaşına geldiğinde çocuklarınıza Namaz kılmalarını emredin. 10 yaşına

geldiklerinde Namaz kılmıyorlarsa onları hafifçe dövün ve onların yataklarını

ayırın.”

(Sünen Ebu Davud: 495- Abdullah İbn Amr İbn El As otoritesiyle. İmam Buhari ‘İlal El

Kebir’de (225) hasen olarak sınıflandırdı. İmam İbn Hazım El Muhalla’da (9/206) sahih

olarak sınıflandırdı ve İmam Nevevi El Mecmu’da (6/253) sahih olarak sınıflandırdı.)

الشَّ‏ ‏ْطُ‏ الرَّابِعُ‏ : رَفْعُ‏ الحَدَثِ‏ , وَهُوَ‏ الوُضُ‏ وءُ‏ املعْرُوفُ‏ , وَمُوجِبُهُ‏ الحَدَثُ‏

Dördüncü Ön Koşul - Guslü gerektiren halden kurtulmak [gusül abdesti

alarak]. Bu gusül abdesti alarak olur. Kur’an ve Sünnetten iyi bilinir.

Guslü gerektiren şey hadestir. (gusül abdesti almayı gerektiren kirlerdir).

5


Abdestin Ön Koşulları

Abdest almayı gerektiren ön koşullar on tanedir;

ا لَِسْلَ‏ مُ‏ – İslam (-1

وَالعَقْلُ‏ – Akıl 2-)

وَالتَّمْيِيِزُ‏ – Ergenlik 3-)

‏.وَالنِّيَةُ‏ – Niyet 4-)

5-) Abdest alma işlemi tamamlanıncaya kadar abdest almada durmaya-kesintiye

niyetlenmeyerek abdeste devam etmek -

واسْ‏ تِصْ‏ حَابُ‏ حُكْمِهَا بِأَن الَ‏ يَنْوِيَ‏ قَطْعَهَا حَتَّى تَتِمَ‏ الطَّهَّارَةُ‏

وانْقِطَاعُ‏ مُوجِبٍ‏ - olmak 6-) Abdest almayı gerektirecek durumdan uzak

7-) Kişinin avret yerlerini temizleyici su ile veya taş ile temizlemesi

واسْ‏ تِنْجَاءٌ‏ أو اسْ‏ تِجْمَ‏ رٌ‏ قَبْلَهُ‏ - ile] [veya tuvalet kağıdı

8-) Kullanılması caiz olan temizleyici su kullanmak [çalınmış su kullan-

وطُهُورِيَّةُ‏ مَاءٍ‏ وَإِبَاحَتُهُ‏ - vs.] mamak

9-) Suyun vücudun derisine temas etmesini engelleyecek olan engelleri

kaldırmak [abdest organlarından] -

6

وَإِزَالَةُ‏ مَا يَ‏ ‏ْنَعُ‏ وُصُ‏ ولَ‏ املَاءِ‏ إِلَ‏ البَشَ‏ ‏َةِ‏

10-) Namaz vakti girdiğinde abdest alınmalıdır. Bu sürekli abdest alma

durumunda olanlar için geçerlidir. [yani idrar kaçırma sorunu yaşayan

veya aşırı kanama yaşayan adet gören kadınlar gibi.] Nedeni zorunlu ol-

وَدُخُولُ‏ وَقْتٍ‏ عَلَ‏ مَنْ‏ حَدَثُهُ‏ دَاءِمٌ‏ لِفَرْضِ‏ هِ‏ - masıdır.


Abdestin farzları altıdır;

Abdestin Farzları

1-) Yüzü yıkamak, burna su çekmek ve sümkürmek ve yüzün hatlarını

yıkamak – boylamasına saç çizgisinden çeneye, enlemesine sol kulaktan

غسْ‏ لُ‏ الْوَجْهِ‏ , وَمِنْهُ‏ املَضْ‏ مَضَ‏ ةُ‏ , وَحَدُّهُ‏ طُوالً‏ مِنْ‏ - kadar. sağ kulağa

مَنَابِتِ‏ شَ‏ عْرِ‏ الرَّأْسِ‏ إِلَ‏ الذِّقْنِ‏ , وَعَرْضً‏ ا إِلَ‏ فُرُوعِ‏ الُذُنَنيْ‏ ِ

وَغسْ‏ لُ‏ اليَدَيْنِ‏ إِلَ‏ - yıkamak 2-) Dirsekler dahil dirseklere kadar elleri

مِرْفَقَنيْ‏ ِ

وَمَسْ‏ حُ‏ جَمِيعِ‏ الرَّأْسِ‏ وَمِنْهُ‏ - etmek [Kulaklar dahil] tüm başı mesh 3-)

ا لُْزُنَنيِْ‏

وَغسْ‏ لُ‏ الرِّجْلَنيِ‏ - yıkamak 4-) Ayakları [topuklar dahil] topuklara kadar

إِلَ‏ الْكَعْبَنيْ‏ ِ

وَالتَّ‏ ‏ْتِيبُ‏ – uymak 5-) Abdest alma sırasına

6-) Süreklilik [abdest organlarını arada büyük boşluk vermeden birbiri

وَاملَواالَ‏ ةُ‏ - yıkamak.] ardına tertibe göre

Bunun delili Allah’ın(subhanehu ve teala) sözüdür;

وَدَلِيلُ‏ قَولُ‏ تَعَالَ‏

يَا اَيُّهَا الَّذِينَ‏ اٰمَنُٓوا اِذَا قُمْتُمْ‏ اِلَ‏ الصَّلٰوةِ‏ فَاغْسِلُوا وُجُوهَكُمْ‏

وَاَيْدِ‏ يَكُمْ‏ اِلَ‏ الْمَرَافِقِ‏ وَامْسَ‏ حُوا بِرُؤُسِ‏ كُمْ‏ وَاَرْجُلَكُمْ‏ اِلَ‏ الْكَعْبَنيْ‏ ِ

7


“Ey iman edenler Namaza kalktığınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere

kadar ellerinizi yıkayın. Başlarınızı mesh edin ve topuklara kadar

ayaklarınızı yıkayın...”(Maide: 6)

وَ‏ دَلِيلُ‏ التَّ‏ ‏ْتِيبِ‏ حَدِ‏ يثُ‏ : ابْدَءُوا بِ‏ ‏َا بَدَأَ‏ اللهُ‏ بِهِ‏

Bunun delili şu hadistir: “Allah’ın başladığı şeyle başlayın.”

(Sünen En Nesai: 506- Cabir İbn Abdullah otoritesiyle. İbn Mulakkin Tuhfat’ul Muhtac(2/174)

sahih olarak sınıflandırdı. İmam İbn Hazım El Muhalla(2/48), İmam En Nevevi

El Mecmu(8/78), Hafız İbn Kesir Tefsiri’nde(3/48) ve İmam Es Suyuti El Cami Es

Sağir’de(syf. 48))

وَ‏ دَلِيلُ‏ املَوَاالَ‏ ةِ‏ حَدِ‏ يثُ‏ صَ‏ احِ‏ بِ‏ الُمْعَةِ‏ عَنِ‏ النَّبِيِّ‏ صَ‏ لَّ‏ اللهُ‏ عَلَيهِ‏ وَ‏

سَ‏ لَّمَ‏ : أَنَّهُ‏ ملا رَأَى رَجُلً‏ فِ‏ قَدَمِهِ‏ ملعةً‏ قَدْرَ‏ الدِّرْهَمِ‏ لَمْ‏ يُصِ‏ بْهَا الْمَ‏ ءُ‏

فَأَمَرَهُ‏ بِالِعَادَةِ‏

Abdest alırken sürekliliğin delili yani organları birbiri ardına yıkama sürekliliğinin

delili Peygamberin(sallallahu aleyhi ve sellem) [abdest alırken]

bir yeri yıkanmadan bırakan bir adamı gördüğü hadisidir. Bildirildi

ki bir gün Peygamber(sallallahu aleyhi ve sellem) bir adamın abdest aldığını

ve ayağında bir dirhem miktarı kadar bir yere suyun temas etmediği

bir adamı gördü. Bunun üzerine o adama abdesti iade etmesini- tekrar almasını

emretti.

(Sünen Ebu Davud: 175, bazı sahabelerin otoritesiyle. İmam Ahmed Ta’lik El İ’lal (158)

sıhatini ceyyid-iyi olarak sınıflandırdı ve Hafız İbn Kesir Tefsiri’nde(3/52)

Abdestin Nevakızları-Abdesti Bozan Şeyler

Abdesti geçersiz kılan şeyler sekizdir;

الْخَارِجُ‏ مِنَ‏ - organlar) 1-) Ön ve arkadan çıkan her şey (dubur-cinsel

السَّ‏ بِلَنيْ‏ ِ

8


2-) Ön ve arka özel yerler haricinde vücutta bulunan her tür kirler-

الْخَارِجُ‏ الفَاحِ‏ شُ‏ النَّجِسُ‏ مِنَ‏ الْجَسَ‏ دِ‏

وَزَوَالُ‏ - vb.] 3-) Aklın gitmesi- bilinç kaybı [yani derin uyku, baygınlık

الْعَقْلِ‏

وَمَسُّ‏ الْمَرْأَةِ‏ - tersi] 4-) Cinsel arzu ile bir kadına dokunmak [veya tam

‏.بِشَ‏ هْوَ‏ ةٍ‏

5-) [Çıplak] el ile kişinin dübürüne-anüsüne veya cinsel organlarına do-

وَمَسُّ‏ الْفَرْجِ‏ بِاليَدِ‏ قُبُلً‏ كَانَ‏ أَوْ‏ دُبُرًا - kunması

وَأَكْلُ‏ لَحْمِ‏ الجَزُورِ‏ - yemek 6-) Deve eti

وَتَغْسِ‏ يلِ‏ املَيِّتِ‏ - yıkamak 7-) İnsan cesedini/ölüsünü

وَالرِّدَّةُ‏ عَنِ‏ - korusun! 8-) İslam’dan irtidad etmek, Allah bizleri bundan

الِسْ‏ لَ‏ مِ‏ أَعَاذَنَا اللهُ‏ مِنْ‏ ذَلِكَ‏

وَالشَّ‏ ‏ْطُ‏ الخَامِسُ‏ : إِزَلَةُ‏ النَّجَاسَ‏ ةِ‏ مِنْ‏ ثَلثٍ‏ : مِنَ‏ البَدَنِ‏ , وَالثَّوْبِ‏ , وَالْبُقْعَةِ‏

, وَدَلِيلُ‏ قَوْلُهُ‏ تَعَالَ‏

Beşinci Ön Koşul - Her tür kirliliğin giderilmesi: Üç yerden kirlilik-necaset

giderilmelidir; Bedenden/vücuttan, elbiseden ve namaz kılınan yerden,

delili Allah’ın(subhanehu ve teala) sözüdür;

“Ve elbiseni temizle.”(Müddesir: 4)

وَثِيَابَكَ‏ فَطَهِّرْ‏

9


الشَّ‏ ‏ْطُ‏ السَ‏ ادِسُ‏ : سَ‏ تْ‏ ُ العَوْرَةِ‏ . أَجْمَعَ‏ أَهْلُ‏ العِلْمِ‏ عَلَ‏ فَسَ‏ ادِ‏ صَ‏ لةِ‏ مَنْ‏ صَ‏ لَّ‏

عُرْيَانًا وَهُوَ‏ يَقْدِ‏ رُ‏

Altıncı Ön Koşul – Avret yerlerinin örtülmesidir. İlim ehli icma etmiştir

ki imkanı olduğu halde avret yerlerinden örtülmesi gereken yerler örtünmediği

halde namaz kılanın namazı geçersizdir.

وَحَدُّ‏ عَوْرَةِ‏ الرَّجُلِ‏ مِنَ‏ السُّ‏ ‏َّةِ‏ إِلَ‏ الرُكْبَةِ‏ , وَالَ‏ ‏َمَةُ‏ كَذَلِكَ‏ , والحُرَّةُ‏ كُلُّهَا عَوْرَةٌ‏

إالَّ‏ وَجْهُهَا , وَدَلِيلُ‏ قَوْلُهُ‏ تَعَالَ‏

Erkeklerin avret yeri göbeğinden dizine kadardır, kadın köle için de aynısı

geçerlidir. Hür kadına gelince, yüzü hariç tüm bedeni örtünmelidir. Bunun

delili Allah’ın(subhanehu ve teala) sözüdür;

يَا بَنِي اٰدَمَ‏ خُذُوا زِينَتَكُمْ‏ عِنْدَ‏ كُلِّ‏ مَسْ‏ جِدٍ‏ . أَي : عِندَ‏ كُلِّ‏ صَ‏ لةٍ‏

“Ey Ademoğlu her mescidin yanında ziynetlerinizi takıverin...”(A’raf:

31) Yani: Her namaz sırasında, demektir.

الشَّ‏ ‏ْطُ‏ السَّ‏ ابِعُ‏ : دُخُولُ‏ الْوَقْتِ‏ وَدَلِيلُ‏ مِنَ‏ لسُّ‏ نَّةِ‏ حَدِ‏ يثُ‏ جِبْ‏ ‏ِيلَ‏ عَلَيْهِ‏ السَّ‏ لمُ‏

أَنَّهُ‏ أُمَّ‏ النَّبِي صَلَّ‏ اللهُ‏ عَلَيْهِ‏ وَ‏ سَلَّمَ‏ فِ‏ أَوَّلِ‏ الوَقْتِ‏ وَفِ‏ آخِرِهِ‏ , فَقَالَ‏ : يَا

مُحَمَّدُ‏ الصَّ‏ لةُ‏ بَنيْ‏ َ هَذَيْنِ‏ الْوَقْتَنيْ‏ ِ

Yedinci Ön Koşul – Namaz vaktinin girmesidir: Bunun delili Sünnettir,

Hadistir, Cibril(aleyhi selam) namaz vaktinin girişinde ve namaz vaktinin

çıkışında Peygambere(sallallahu aleyhi ve sellem) namaz kıldırdı ve sonra

ona “Ya Muhammed, namaz bu iki vakit arasındadır” dedi.

(Sünen Ebu Davud: 393 ve Sünen Et Tırmizi: 149, Abdullah İbn Abbas otoritesiyle. Hafız

İbn Hacer Tahric Mişkatul Mesabih (1/288) hasen olarak sınıflandırdı. İmam İbn Receb

Feth El Bari (2/117) sahih olarak sınıflandırdı ve İbn Mulakin Tuhfat’ul Muhtac’da

(1/243) hasen veya sahih dedi.)

10


وَقَوْلُ‏ هُتَ‏ علَ‏

Ve Allah(subhanehu ve teala) dedi:

اِنَّ‏ الصَّ‏ لٰوةَ‏ كَانَتْ‏ عَلَ‏ الْمُؤْمِنِنيَ‏ كِتَابًا مَوْقُوتًا أَيْ‏ : مَفْرُوضً‏ ا فِ‏

الَوْقَاتِ‏

“...Muhakkak namaz müminler üzerine belirli vakitlerde yazılmıştır.”(-

Nisa: 103)-Belirli vakitlerde farz kılınmıştır demektir.

وَدَلِيلُ‏ الْ‏ ‏َوْقَاتِ‏ قَوْلُهُ‏ تَعَلَ‏

Namazın belirli vakitlerde olduğunun delili Allah’ın(subhanehu ve teala)

sözüdür;

أَقِمِ‏ الصَّلٰوةَ‏ لِدُلُوكِ‏ الشَّمْسِ‏ اِلٰ‏ غَسَ‏ قِ‏ الَّيْلِ‏ وَقُرْاٰنَ‏ الْفَجْرِ‏ اِنَّ‏

قُرْاٰنَ‏ الْفَجْرِ‏ كَانَ‏ مَشْ‏ هُودًا

“Güneşin sarkmasından gecenin kararmasına kadar namaz kıl. Ve fecr

vakti Kur’anı(sabah namazı). Muhakkak fecr vakti Kur’anı şahit olunandır.”(İsra:

78)

الشَّ‏ ارْطُ‏ الثَّامِنُ‏ : اسْ‏ تِقْبَالُ‏ الْقِبْلَةَ‏ ِ , وَدَلِيلُ‏ قَوْلُهُ‏ تَعَالَ‏

Sekizinci Ön Koşul – Kıbleye dönmektir. Bunun delili Allah’ın(subhanehu

ve teala) sözüdür;

قَدْ‏ نَرٰى تَقَلُّبَ‏ وَجْهِكَ‏ فِ‏ السَّ‏ مَٓ‏ ء فَلَنُوَلِّيَنَّكَ‏ قِبْلَةً‏ تَرْضٰ‏ يهَا فَوَلِّ‏

وَجْهَكَ‏ شَ‏ طْرَ‏ الْمَسْ‏ جِدِ‏ الْحَرَامِ‏ وَحَيْثُ‏ مَا كُنْتُمْ‏ فَوَلُّوا وُجُوهَكُمْ‏

شَ‏ طْرَهُ‏

“Muhakkak senin yüzünü göğe çevirip durduğunu görüyoruz. Şimdi

11


elbette seni hoşnut olacağın kıbleye döndürüyoruz. Artık yüzünü Mescid’i

Harem yönüne çevir. Her nerede bulunursanız, yüzünüzü onun

yönüne çevirin...”(Bakara: 144)

‏.الشَ‏ ‏ْطُ‏ التَاسِ‏ عُ‏ : النِّيَّةُ‏ وَمَحَلُّهَا الْقَلْبُ‏ , والتَّلَفُّظُ‏ بِهَا بِدْعَةٌ‏ , والدَلِيلُ‏ حَدِ‏ يثُ‏

Dokuzuncu Ön Koşul – Niyettir. Niyetin mahalli kalptir. Onu sözlü dile

getirmek bid’attır. Delili Hadistir;

إِنَّ‏ ‏َا الَعْمَ‏ لُ‏ بِالنِّيَّةِ‏ , وَإِنَّ‏ ‏َا لِكُلِّ‏ إْمْرِىءٍ‏ مَا نَوَى

“Ameller sadece niyete göredir, ve herkes için ancak niyet ettiği vardır.”

(Sahihi Buhari: 1, Sahihi Müslim: 1907 ve diğerleri.)

Namazın şartları on dörttür;

أَرْكَانُ‏ الصَّ‏ لةِ‏

Namazın Şartları

الْقِيَامُ‏ مَعَ‏ - durması 1-) Kişinin yapabildiği minvalde ayakta-kıyam da

القُدْرَةِ‏

2-) Başlangıç tekbiri getirmek – “Allahu Ekber- Allah En Büyüktür” -

وَتَكْبِريَةُ‏ الْ‏ ‏ِحْرَامِ‏

وَقِرَاءَة الفَاتِحَةِ‏ - suredir.] 3-) Fatiha Suresini okumak [Kur’an daki ilk

وَالرُكُوعُ‏ – gitmek 4-) Rükuya

وَالرُفْعُ‏ مِنْهُ‏ - doğrulmak 5-) Rükudan

وَالسُّ‏ جُودُ‏ عَلَ‏ الَعِضَ‏ اءِ‏ السَّ‏ بْعَةِ‏ etmek- (-6 Yedi uzuv üzerine secde

12


وَاالعْتِدَالُ‏ مِنْهُ‏ - doğrulmak 7-) Secdeden

وَالجَلْسَ‏ ةُ‏ بَنيْ‏ َ السَّ‏ جْدَتَنيْ‏ ِ - oturmak 8-) İki secde arasında

9-) Namazın tüm şartlarını yerine getirirken sukünet içinde olmak/sakin

وَالطُمَ‏ ‏ْنِينَةُ‏ فِ‏ جَمِيعِ‏ الَرْكَانِ‏ - olmak

10-) Düzeni korumak – Namazın gerektirdiği şartların sırasına uymak

وَالتَّ‏ ‏ْتِيبُ‏ –

وَالتَّشَ‏ هُدُ‏ الخِ‏ ريِ‏ - okumak 11-) Son teşehhüdde iman duası

وَالجُلُوسُ‏ لَهُ‏ - oturmak 12-) Son teşehhüde

13-) Peygambere(sallallahu aleyhi ve sellem) salat ve selam getirmek-

وَالصَّ‏ لةُ‏ عَلَ‏ النَّ‏ ‏ِيِّ‏ صَ‏ لَّ‏ اللهُ‏ عَلَيْهِ‏ وَسَ‏ لَّمَ‏

وَالتَّسْ‏ لِيْمَتَانِ‏ bitirmek- 14-) İki selam duası ile namazı

الرُّكْنُ‏ الَوَّلُ‏ الْقِيَامُ‏ مَعَ‏ القُدْرَةِ‏ , وَ‏ الدَّلِيلُ‏ قَوْلُهُ‏ تَعَالَ‏

Birinci Şartı – kişinin yapabildiği kadar ayakta-kıyam da durmasıdır.

Delili Allah’ın(subhanehu ve teala) sözüdür;

حَافِظُوا عَلَ‏ الصَّ‏ لَوَاتِ‏ وَالصَّ‏ لٰوةِ‏ الْوُسْ‏ طٰى وَقُومُوا لِلّٰهِ‏ قَانِتِنيَ‏

“Namazları ve orta namazı koruyun ve Allah için gönülden bağlılık ve

saygıyla kıyama durun.”(Bakara: 238)

الثَّانِ‏ : وَتَكْبِريَةُ‏ الِْحْرَامِ‏ , وَلدَّلِيلُ‏ حَدِيثُ‏ : تَحْرِيُهَا التَّكْبِريُ,‏ وَتَحْلِيلُهَا

التَّسْ‏ لِيمُ‏

İkinci Şartı – İhram- Başlangıç tekbiri getirmektir. Yani Allahu Ekber-

13


Allah En Büyüktür diyerek namaza başlamaktır. Delili Hadistir; Peygamber(sallallahu

aleyhi ve sellem) dedi; “Namazın başlangıcı Tekbiyr [Allahu

Ekber diyerek başlamak] ve bitirişi Tesliymdir.” [Namazın sonunda

Es Salamu Aleykum demek]

(Müsned Ahmed: (1/123), Sünen Ebu Davud: 61, Sünen Et Tırmizi: 3 ve Sünen İbn

Mace: 224, Ali İbn Talib otoritesiyle. İmam Et Tırmızi bu husustaki en sahih hadistir

dedi. İmam En Nevevi El Khulasah’ta (1/384) ve İbn Hacer Nata’ic El Efkar’da(2/230)

hasen olarak sınıflandırdı.)

Ardından tavsiye edilen açılış duasını okumaktır;

وَبَعْدَهَا االسْ‏ تِفْتَاحِ‏ وَهُوَ‏ سُ‏ نَّةٌ‏ قَوْلُ‏

سُبْحَانَكَ‏ اللَّهُمَّ‏ وَبِحَمْدِكَ‏ , وَ‏ تَبَارَكَ‏ اسْمُكَ‏ , وَتَعَلَ‏ جَدُّكَ‏ , وَالَإِلَهَ‏

غَريُْكَ‏

“Allah’ım Sen Subhansın, her türlü Hamd-övgüler Sana aittir. Senin İsmin

Mübarektir. Senin İsmin Yücedir. Senden başka ibadeti hakk eden

ilah yoktur.”

(Sahihi Müslim: 399. Umar İbn Hattab’a(radiyallahu anhu) atfedilen duadır.)

أَعُوذُ‏ بِاللهِ‏ مِنَ‏ الشَّ‏ يْطَانِ‏ الرَّاجِيمِ‏ مَعْنَى أَعُوذُ‏ : أَلُوذُ‏ وَالْتَجِىءُ‏ وَأَعْتَصِ‏ مُ‏

بِكَ‏ يَا الله مِنَ‏ الشَّ‏ يْطَانِ‏ الرَّجِيمِ‏ املطرُدِ‏ املبْعَدِ‏ عَنْ‏ رَحْمَةِ‏ اللهِ‏ , اليَضُ‏ ‏ُّنِ‏ فِ‏

دِينِي وَالَ‏ فِ‏ دُنْيَايَ‏

Ve sonra şöyle der: “Kovulmuş Şeytan’dan, Allah’a sığınırım.” Sığınmanın

manası şudur; Kovulmuş, lanetlenmiş, Allah’ın rahmetinden uzaklaştırılmış

Şeytan’dan Sana sığınırım Sana güvenirim Ya Allah. Şeytan

bana dinimde veya dünyamda zarar veremez.

وَقِرَاءَةُ‏ الفَاتِحَاةِ‏ رُكْنٌ‏ فِ‏ كُلِّ‏ رَكْعَةٍ‏ , كَمَ‏ فِ‏ حَدِ‏ يثِ‏

14


Namazın her bir rekatında Fatiha okumak bir şarttır, hadiste söylendiği

gibi;

Üçüncü Şartı - Fatiha Suresini okumaktır [Kur’an daki ilk suredir]. Namazın

her rekatında okumak şarttır, çünkü hadiste belirtildi;

الَ‏ صَ‏ لةَ‏ لِمَنْ‏ لَمْ‏ يَقْرَأْ‏ بِفَاتِحَاةِ‏ الكِتَابِ‏ , وَهِيَ‏ أُمُّ‏ القُرْآنِ‏

“Kitabın açılış suresini okumayanın kesinlikle namazı yoktur. Ve o

Kur’anın anasıdır-temelidir.”

(Sahihi Buhari: 756 ve Sahihi Müslim: 394, Ubeyde İbn Es Samit otoritesiyle.)

بِسْ‏ مِ‏ اللَّهِ‏ الرَّحْمَٰنِ‏ الرَّحِ‏ يمِ‏ : بَرَكَةٌ‏ واسْ‏ تِعَانَةٌ‏

Sonra şunu söyler. “Bismillahir Rahmaniyr Rahiym”- Rahman ve Rahim

olan Allah’ın adıyla: Bereket ve yardım talebidir.

اَلْحَمْدُ‏ لِلّٰهِ‏ : اَلْحَمْدُ‏ ثَنَاءٌ‏ , والَلِفُ‏ واللَّمُ‏ الِسْ‏ تِغْرَاقِ‏ املحَامِدِ‏ , وَأَمَّا الجَمِيلُ‏

الَّذِ‏ ي ال صُ‏ نْعَ‏ لَهُ‏ فِيهِ‏ مِثْلُ‏ الجَمَ‏ لِ‏ وَنَحْوِهِ‏ ‏,فَالثَّنَاءُ‏ بِهِ‏ يُسَ‏ مَّى مَدْحًا الَ‏ حَمْدًا

“El hamdu lillahi”- Tüm Hamdler Allah’a aittir. Hamd övgü demektir.

Hamd sözcüğünün başındaki Elif Laam belirlilik takısı O’nun yaptığı,

yapmakta olduğu, yapacağı övülmeye değer tüm fiilleri her türlü övgüyü

kapsar demektir. Tüm iyilikler-güzellikler Allah’tandır, kullarına-yaratıklarına

verdiği iyilikler-güzellikler medhtir, hamd değildir.

رَبِّ‏ العَالَمِنيَ‏ , الرَبُّ‏ : هُوَ‏ املَعْبُودُ‏ , الخَالِقُ‏ , الرَّزَّاقُ‏ , املَالِكُ‏ , املُتَصَ‏ ‏ِّفُ‏ ,

مُرَبِّ‏ جَمِيعِ‏ الخَلْقِ‏ بِالنِّعَمِ‏

“Rabbil Alemiyn.”Alemlerin Rabbidir. O benim mağbudumdur- ibadet

ettiğimdir. O, Yaratıcı, Rızık Veren, Hükümdar Olan, İşleri Yürüten ve

tüm yaratıklarını nimetleriyle Besleyendir.

15


العَالَمِنيَ‏ - كُلُّ‏ مَا سِ‏ وَى اللهُ‏ عَالَمٌ‏ , وَهُوَ‏ رَبُّ‏ الجَمِيعِ‏

“Alemiyn” -Alemler: Allah dışında her şey alemdir. Ve O, onların hepsinin-her

şeyin Rabbidir.

الرَّحْمَنِ‏ رَحْمَةٌ‏ عَامَّةٌ‏ بِجَمِيعِ‏ املَخْلُوقَاتِ‏

“Er Rahmaanir” O Rahmandır. O’nun mahlukatının-yaratıklarının tümüne

genel bir rahmeti-merhametidir.

الرَّاحِ‏ يمِ‏ رَحْمَةٌ‏ خَاصَّ‏ ةٌ‏ بِاملؤْمِنِنيَ‏ , وَدَلِيلُ‏ قَوْلُهُ‏ تَعَالَ‏

“Er Rahiym”O Rahiymdir. O’nun sadece Müminlere özel bir rahmeti-merhametidir.

Delili Allah’ın(subhanehu ve teala) sözüdür;

“...o müminlere karşı çok merhametlidir.”(Ahzab: 43)

16

وَكَانَ‏ بِالْمُؤْمِنِنيَ‏ رَحِ‏ يمً‏

مَالِكِ‏ يَوْمِ‏ الدِّينِ‏ يَومُ‏ الجَزَاءِ‏ والحِ‏ سابِ‏ , يَوْمَ‏ كُلُّ‏ يُجَازَى بِعَمَلِهِ‏ , إِنْ‏ خَريْ‏ ‏ًا

فَخَريْ‏ ٌ , وَإِنْ‏ شَ‏ ‏ًّا فَشَ‏ ٌّ , وَدَلِيلُ‏ قَوْلُهُ‏ تَعَالَ‏

“Maliki yevmiddiyn” Din Gününün Sahibidir. Karşılık ve Hesap günüdür.

Her nefsin amelinin karşılığını alacağı gündür. Hayırlı amel yaptıysa

karşılığı hayırlı olacak, kötü amel yaptıysa karşılığı kötü olacaktır. Delili

Allah’ın(subhanehu ve teala) sözüdür;

“Din gününü sana bildiren nedir?”(İnfitar: 17)

وَمَٓا اَدْرٰيكَ‏ مَا يَوْمُ‏ الدِّينِ‏

وَحَدِيثُ‏ عَنْهُ‏ صَ‏ لَّ‏ اللهُ‏ عَلَيْهِ‏ وَسَ‏ لَّمَ‏ : الكَيِّسُ‏ مَنْ‏ دَانَ‏ نَفْسَ‏ هُ‏ وَعَمِلَ‏ لِمَ‏

بَعْدَ‏ املَوْتِ‏ , والعَاجِزُ‏ مَنْ‏ أَتْبَعَ‏ نَفْسَ‏ هُ‏ هَوَاهَا وَتَ‏ ‏َنَّى عَلَ‏ اللهِ‏ الَمَانِ‏


Ayrıca Peygamberin(sallallahu aleyhi ve sellem) bu konuda bir hadisi

vardır: “Bilge kişi kendisini hesaba çeken ve ölümden sonraki hayat için

çabalayandır. Aciz kişi nefsinin hevasına tabii olan ve Allah hakkında

hüsnukuruntuya kapılandır.”

(Sünen Et Tırmizi: 2459- hasen olarak sınıflandırdı. Ve Sünen İbn Mace: 161. İmam Suyuti

El Cami Es Sağir’de(6450) sahih olarak sınıflandırdı. Şeddad İbn Evs otoritesiyle.)

إِيَّاكَ‏ نَعْبُدُ‏ : أَي:‏ الَ‏ نَعْبُدُ‏ غَريْ‏ ‏َكَ‏ , عَهْدٌ‏ بَنيَ‏ الْعَبِدِ‏ وَبَنيْ‏ َ رَبِّهِ‏ أَن الَ‏ يُعْبَدَ‏ إِالَّ‏ إِيَّهُ‏

“İyyake na’budu”- Yani: Senin dışındakilere ibadet etmeyiz. Kulu ve

Rabbi arasında sadece Allah’a ibadet edilmesi için bir ahittir.

إِيَّاكَ‏ نَسِ‏ تَعِنيْ‏ ُ : عَهْدٌ‏ بَنيَ‏ العَبْدِ‏ وَبَنيَ‏ رَبِّهِ‏ أَن ال يَسْ‏ تَعِنيَ‏ بِاأَحَدٍ‏ غَريَاللهِ‏

“İyyake nesta’iynu”- Kulu ve Rabbi arasında Allah’tan başka kimseden

yardım ve istiaane istememe konusunda bir ahittir.

اهْدِ‏ نَا الصِّ‏ ‏َاطَ‏ املُسْ‏ تَقِيمَ‏ مَعْنَى اهْدِنَا : دُلَّنَا وَأَرْشِ‏ دْنَا وَثَبِّتْنَا , وَالصِّ‏ ‏َاطُ‏

: الِسْ‏ لمُ‏ , وَقِيلَ‏ : الرَّسُ‏ ولُ‏ , وَقِيلَ‏ القَرْآنُ‏ , وَكُلُّ‏ حَقٌّ‏ . واملَسْ‏ تَقِيم : الَّذِي الَ‏

17

عِوَجَ‏ فِيهِ‏

İhdina siraatel mustakiym” Bizi dosdoğru yola ilet. İhdinaa- manası bize

rehber ol, bizi doğru yola ilet ve irşad et ve bizi o yolda sabit kıl demektir.

Es Siraat – Yoldur – İslam’dır, denilir ki Rasulün yoludur, denilir ki

Kur’andır ve bunların hepsi doğrudur. Vel mustakiym – kendisinde hiçbir

eğriliğin olmadığı dosdoğru yoldur.

صِ‏ ‏َاطَ‏ الذِّينَ‏ أَنْعَمْتَ‏ عَلَيْهِمْ‏ طَرِيقُ‏ املنْعَمِ‏ عَلَيْهِمْ‏ , وَلدَّلِيلُ‏ قَوْلُهُ‏ تَعَلَ‏

“Siraatelleziyne en am’te aleyhim” Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna.

Allah’ın kendilerine nimet verdiklerinin yoludur. Delili Allah’ın(subhanehu

ve teala) sözüdür;


وَمَنْ‏ يُطِ‏ عِ‏ اللّٰهَ‏ وَالرَّسُ‏ ولَ‏ فَاُولٰٓئِكَ‏ مَعَ‏ الَّذِ‏ ينَ‏ اَنْعَمَ‏ اللّٰهُ‏ عَلَيْهِمْ‏ مِنَ‏

النَّبِنيِّ‏ َ وَالصِّ‏ دِّيقِنيَ‏ وَالشُّ‏ هَدَٓاءِ‏ وَالصَّ‏ الِحِ‏ نيَ‏ وَحَسُ‏ نَ‏ اُولٰٓئِكَ‏ رَفِيقًا

“Kim Allah’a ve Rasulüne itaat ederse işte onlar Allah’ın kendilerine

nimet verdiği nebiler ve sıddıklar ve şehitler ve salihlerle beraberdir.

Bunlar arkadaş olarak ne güzel ne iyidir.”(Nisa: 69)

غَريْ‏ ِ املَعْضُ‏ وبِ‏ عَلَيْهِمْ‏ وَهُمْ‏ اليَهُودُ‏ , مَعَهُمْ‏ عِلْمٌ‏ وَلَمْ‏ يَعْمَلُوا بِهِ‏ , نَسْ‏ أَلُ‏

اللهَ‏ أَنْ‏ يُجَنِّبَكَ‏ طَ‏ ِ ريقَهُمْ‏

“Ğayril mağduubi aleyhim” Gazabına uğrayanların değil – Onlar yani

gazaba uğrayanlar Yahudilerdir. Onların ilmi vardı ancak onunla amel etmediler.

Allah’tan bizimle onların yollarını ayırmasını dileriz. Allah bizi

onların yolundan korusun.

وَ‏ الَ‏ ضَّ‏ الِّنيْ‏ َ وَهُمْ‏ النَّصَ‏ ارَ‏ , يَعْبُدُونَ‏ اللهَ‏ عَلَ‏ جَهْلٍ‏ وَضَ‏ لَلٍ‏ , نَسْ‏ أَلُ‏ اللهَ‏ أَنْ‏

يُجَنِّبَكَ‏ طَ‏ ِ ريقَهُمْ‏

“Ve leddaalliyn” Dalalete sapanların da değil – Onlar Hristiyanlardır.

Cehalet ve batıl-dalalet üzerine Allah’a ibadet ederler. Allah’tan bizimle

onların yollarını ayırmasını dileriz. Allah bizi onların yolundan korusun.

وَدَلِيلُ‏ الضَّ‏ الِّنيَ‏ قَوْلُهُ‏ تَعَالَ‏

Onların dalalette olduğunun delili Allah’ın(subhanehu ve teala) sözüdür;

قُلْ‏ هَلْ‏ نُنَبِّئُكُمْ‏ بِاالَْخْسَ‏ ‏ِينَ‏ اَعْمَالً‏ اَلَّذِينَ‏ ضَلَّ‏ سَعْيُهُمْ‏ فِ‏

الْحَيٰوةِ‏ الدُّنْيَا وَهُمْ‏ يَحْسَ‏ بُونَ‏ اَنَّهُمْ‏ يُحْسِ‏ نُونَ‏ صُ‏ نْعًا

“De ki: ‘Amelleri bakımından size en fazla hüsrana uğrayacak olanları

haber vereyim mi?’ Ki onların dünya hayatındaki bütün amelleri boşa

gider. Halbuki, kendileri güzel işler yaptıklarını sanırlar.”(Kehf: 103-

18


104)

وَالحَدِ‏ يثُ‏ عَنْهُ‏ صَ‏ لَّ‏ اللهُ‏ عَلَيْهِ‏ وَسَ‏ لَّمَ‏ : لَتَتََّبِعُنَّ‏ سَنَنَ‏ مَنْ‏ قَبْلَكُمْ‏ حَذْوَ‏

القُذَّةِ‏ حَتَّى لَوْ‏ دَخَلُوا جُحْرَ‏ ضَ‏ بٍّ‏ لَدَخَلْتُمُوهُ‏ , يَا رَسُ‏ ولُ‏ اللهِ‏ : اليَهُودُ‏

وَالنَّصَ‏ ارَ‏ ؟ قَالَ‏ : فَمَنْ‏ أَخْرَجَاهُ‏

Bu konuda şu Hadis vardır, Rasulullah(sallallahu aleyhi ve sellem) dedi;

“Siz sizden öncekilerin yoluna karış karış, adım adım uyacaksınız. Öyle

ki onlar keler deliğine girse siz de gireceksiniz.” Ya Rasulullah(sallallahu

aleyhi ve sellem) Yahudiler ve Hristiyanların mı?” Rasulullah(sallallahu

aleyhi ve sellem) dedi; “Başka kim olabilir?”

(Sahihi Buhari: 3456, Sahihi Müslim: 2669, Ebu Said El Hudri otoritesiyle.)

وَالحَدِ‏ يثُ‏ الثَّانِ‏ : افْتَ‏ ‏َقَتِ‏ اليَهُودُ‏ عَلَ‏ إِحْدَ‏ ى وَ‏ سَ‏ بْعِنيَ‏ فِرْقَةٍ‏ , وافْتَ‏ ‏َقَتِ‏

النَّصَ‏ ارَ‏ عَلَ‏ ثَانٍِ‏ وسَ‏ بْعِنيَ‏ فِرْقَةٍ‏ , وَسَ‏ تَفْتَ‏ ‏ِقُ‏ هَذِ‏ هِ‏ الُمَّةُ‏ ثثَلَثٍ‏ وَسَ‏ بْعِنيْ‏ َ

فِرْقَةٍ‏ , كُلُّهَا فِ‏ النَّارِ‏ إِالَّ‏ وَاحِ‏ دَةٌ‏ , قُلْنَا : مَنْ‏ هِيَ‏ يَا رَسُ‏ ولُ‏ اللهِ‏ ؟ قَالَ‏ :

مَنْ‏ كَانَ‏ عَلَ‏ مِثْلِ‏ مَا أَنَا عَلَيْهِ‏ وَأَصْ‏ حَابِ‏

Bu konuda ikinci bir Hadis vardır: “Yahudiler 71 fırkaya bölündüler ve

Hristiyanlar 72 fırkaya bölündüler. Ve bu Ümmet 73 fırkaya bölünecek

bir fırka hariç hepsi ateşte olacaktır.” Biz dedik: “Ya Rasulullah(sallallahu

aleyhi ve sellem) “Onlar kimdir?” Rasulullah(sallallahu aleyhi ve sellem)

dedi, “Benim ve ashabımın aynı yolu üzerinde olanlardır.”

(Sünen Et Tırmizi: 2641, Abdullah İbn Amr otoritesiyle. Şeyhul İslam İbn Teymiyye Fetaava’da(3/345)

sahih olarak sınıflandırdı.)

Dördüncü Şartı– Rükuya gitmektir.

وَالرُّكُوعُ‏

19


وَالرَّفْعُ‏ مِنْهُ‏

Beşinci Şartı – Rükudan doğrulmaktır.

20

وَالسُّ‏ جُودُ‏ عَلَ‏ الَعِضَ‏ اءِ‏ السَّ‏ بْعَةِ‏

Altıncı Şartı – Yedi uzun üzerine secde yapmaktır. [alın- burun, iki el,

iki diz ve iki ayak]

Yedinci Şartı – Secdeden doğrulmaktır.

Sekizinci Şartı – İki secde arasında oturmaktır.

وَاالعْتِدَالُ‏ مِنْهُ‏

وَالجَلْسَ‏ ةُ‏ بَنيْ‏ َ السَّ‏ جْدَتَنيْ‏ ِ

والدَّلِيلُ‏ قَوْلُهُ‏ تَعَالَ‏

Bunun delili[rüku ve secdenin] Allah’ın(subhanehu ve teala) sözüdür;

يَٓا اَيُّهَا الَّذِ‏ ينَ‏ اٰمَنُوا ارْكَعُوا وَاسْ‏ جُدُوا

“Ey iman edenler rüku edin ve secde edin...”(Hacc: 77)

وَالحَدِ‏ يثُ‏ عَنْهُ‏ صَ‏ لَّ‏ اللهُ‏ عَلَيِهِ‏ وَسَ‏ لَّمَ‏ : أُمِرْتُ‏ أَنْ‏ أَسْ‏ جُدَ‏ عَلَ‏ سَ‏ بْعَةِ‏ أَعْظُمٍ‏

Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) dedi; “Yedi uzuv üzerine secde

etmem emredildi.”

وَالطُمَ‏ ‏ْنِينَةُ‏ فِ‏ جَمِيعِ‏ الَرْكَانِ‏

Dokuzuncu Şart ı– Namazın tüm şartlarını yerine getirirken sukünet

içinde olmaktır.

وَالتَّ‏ ‏ْتِيبُ‏ بَنيَ‏ الَرْكَانِ‏ , والدَّلِيلُ‏ حَدِ‏ يثُ‏ امليسءِ‏ فِ‏ صَ‏ لتَهُ‏ عَنْ‏ أَبِ‏ هُرَيْرَةَ‏ :


بَيْنَمَ‏ نَحْنُ‏ جَلُوسٌ‏ عِندَ‏ النَّبِيِّ‏ صَ‏ لَّ‏ اللهُ‏ عَلَيهِ‏ وسَ‏ لَّمَ‏ إِذْ‏ دَخَلَ‏ رَجُلٌ‏

فَصَ‏ لَّ‏ فَسَ‏ لَّمَ‏ عَلَ‏ النَّبِيِّ‏ صَ‏ لَّ‏ اللهُ‏ عَلَيهِ‏ وَسَ‏ لَّمَ‏ , فَقَالَ‏ : ارْجِعْ‏ فَصَ‏ لِّ‏

فَإِنَّكَ‏ لَمْ‏ تُصَلِّ‏ , فَعَلَهَا ثَلثًا ثُمَّ‏ قَالَ‏ : وَالَّذِي بَعَثَكَ‏ بِالحَقِّ‏ نَبِيًا الَ‏

أُحْسِ‏ نُ‏ غَريَ‏ هَذَا فَعَلِّمْنِي , فَقَالَ‏ لَهُ‏ النَّبِيُّ‏ : إِذَا قُمْتَ‏ إِلَ‏ الصَّ‏ لةِ‏ فَكَبِّ‏ ْ

, ثُمَّ‏ اقْرَأْ‏ مَا تَيَسَّ‏ َ مَعَكَ‏ مِنَ‏ القُرْآنِ‏ ثُمَّ‏ ارْكَعْ‏ حَتَّى تَطْمَءِنَّ‏ رَاكِعًا ثُمَّ‏

ارْفَعْ‏ حَتَّى تَعْتَدِ‏ لَ‏ قَاءِمًا , ثُمَّ‏ اسْ‏ جُدْ‏ حَتَّى تَطْمَءِنَّ‏ سَ‏ اجِدًا , ثُمَّ‏ ارْفَعْ‏

حَتَّى تَطْمَءِنَّ‏ جَالِسً‏ ا , ثُمَّ‏ افْعَلْ‏ ذَلِكَ‏ فِ‏ صَ‏ لتِكَ‏ كُلِّهَا

Onuncu Şartı - Düzeni- namaz tertibini korumak – Namazın gerektirdiği

şartların sırasına uymaktır. Bu son iki şartın yani 9. ve 10. Şartların

delili Ebu Hureyre’nin aktardığı kötü namaz kılan bir adam ile ilgili

Peygamberin(sallallahu aleyhi ve sellem) hadisidir. Ebu Hureyre aktardı:

“Bir gün Peygamber(sallallahu aleyhi ve sellem) ile otururken bir

adam girdi ve namaz kıldı ve sonra Peygamberi(sallallahu aleyhi ve sellem)

selamladı. Peygamber(sallallahu aleyhi ve sellem) o adama; “Git ve

namaz kıl çünkü namaz kılmadın” dedi. Bu olay üç defa tekrarlandı. Ve

sonra adam “Seni Peygamber olarak hakk ile gönderene yemin ederim ki

bundan daha iyisini yapamam” dedi. Peygamber(sallallahu aleyhi ve sellem)

ona dedi; “Namaza kalktığında Allah’ı tekbir et. Sonra Kur’an dan

sana kolay olanı oku. Daha sonra sukünet içinde oluncaya kadar rüku

et. Daha sonra sukünet içinde oluncaya kadar ayağa doğrul. Daha sonra

sukünet içinde oluncaya kadar secde yap. Sonra sukünet içinde hissedinceye

kadar secdeden doğrul. Sonra tüm namazlarını böyle kıl.”

(Sahihi Buhari: 6667)

وَالتَّشَ‏ هُدُ‏ الَخِ‏ ريُ‏ رُكْنٌ‏ مَفْرُوضٌ‏ , كَمَ‏ فِ‏ الحَدِ‏ يثِ‏ عَن ابْنِ‏ مَسْ‏ عُودٍ‏ رَضِ‏ َ اللهُ‏

عَنْهُ‏ قَالَ‏ : كُنَّا نَقُولُ‏ قَبْلَ‏ أَنْ‏ يُفْرَضَ‏ عَلَيْنَا التَّشَهُّدُ‏ , السَّ‏ لمُ‏ عَلَ‏ اللهِ‏

21


مِن عِبَادِهِ‏ , السَّ‏ لمُ‏ عَلَ‏ جِبْ‏ ‏ِيْلَ‏ و مِيكَاءِيلَ‏

On Birinci ve On İkinci Şartı – Son oturuş duası ve son oturuş yani teşehhüd

farzdır. İbn Mes’uddan (radiyallahu anhu) gelen hadis nedeniyle

böyledir. O dedi “Bize teşehhüd farz kılınmadan önce biz ‘Allah’ın selamı

kullarının üzerine olsun, Cibril’e ve Mikail’e selam olsun” derdik.

قَالَ‏ النَّبِيُّ‏ صَ‏ لَّ‏ اللهُ‏ عَلَيهِ‏ وَسَ‏ لَّمَ‏ : الَ‏ تَقُولُوا : السَّ‏ لمُ‏ عَلَ‏ اللهِ‏ مِن عِبَادِهِ‏

, فَإِنَّ‏ اللهَ‏ هُوَ‏ السَّ‏ لمُ‏ وَلَكِنْ‏ قُولُوا

Nebi(sallallahu aleyhi ve sellem) dedi; “Allah’ın selamı kullarının üzerine

olsun demeyin. Çünkü Allah Selamdır. Lakin şöyle deyin:

التَّحِ‏ يَّاتُ‏ للهِ‏ والصَّ‏ لَوَاتُ‏ والطَّيِبَاتُ‏ , السَّ‏ لمُ‏ عَلَيْكَ‏ أَيُّهَا النَّبِيِّ‏ وَرَحْمَةُ‏

اللهِ‏ وَبَرَكَاتُهُ‏ , السَّ‏ لمُ‏ عَلَيْنَا وَعَلَ‏ عِبَادِ‏ اللهِ‏ الصَّ‏ الِحِ‏ نيْ‏ َ أَشْ‏ هَدُ‏ أَن الَ‏ إِلَهَ‏

إِالَّ‏ اللهُ‏ وَ‏ أَشْ‏ هَدُ‏ أَنَّ‏ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ‏ وَرَسُ‏ ولُهُ‏

“Tüm övgüler, dualar ve temiz sözler Allah’a mahsustur. Selam sana olsun,

Allah’ın rahmeti ve bereketi üzerine olsun Ey Peygamber. Bize ve

Allah’ın salih kullarına selam olsun. Şehadet ederim ki Allah’tan başka

ibadeti hakk eden ilah yoktur ve şehadet ederim Muhammed O’nun kulu

ve elçisidir.”

(Sünen En Nesai: 1277, İbn Mes’ud otoritesiyle.)

وَ‏ مَعْنَى التَّحِ‏ يَّاتُ‏ لله : جَمِيعُ‏ التَّعْظِ‏ يمَ‏ تِ‏ اللهِ‏ , مُلْكًا وَاسْ‏ تِحْقَاقًا , مِثْلُ‏

االنْحِ‏ نَاءِ‏ وَالرُّكُوعِ‏ والسُّ‏ جُودِ‏ وَالبَقَاءِ‏ والدَّوَامِ‏ , وَجَمِيعُ‏ مَا يُعَظِّمُ‏ بِهِ‏ رَبُّ‏

العَالَمِني فَهُوَ‏ اللهُ‏ , فَمَنْ‏ صَ‏ ‏َفَ‏ مِنْهَا شَ‏ يْأً‏ لِغَريِ‏ اللهِ‏ فَهُوَ‏ مُشْ‏ ‏ِكٌ‏ كَافِرٌ‏

“Et Tehiyyaatu lillahi” anlamı: örneğin saygı eylemleri, rüku, secde ve

diğer ibadetler gibi tüm övgülerin onu hakk eden ve onun sahibi olan

Allah’a ait olması demektir. Alemlerin Rabbinin övüldüğü her şeydir, sa-

22


dece Allah’a aittir. Bu yüzden her kim bunlarda [yüceltme ve övgü] Allah’tan

başkasına herhangi bir pay ayırırsa, o kişi bir müşriktir, bir kafirdir.

وَالصَّ‏ لَوَاتُ‏ مَعْنَهَا : جَمِيعُ‏ الدَّعَوَاتِ‏ . وَقِيلَ‏ الصَّ‏ لَوَاتُ‏ الخَمْسُ‏

“ves Salavaatu” manası: Tüm dualar demektir. Ayrıca günde beş vakit

namaza da atfedildiği söylenir.

وَالطَّيِبَاتُ‏ : اللهُ‏ طَيبٌ‏ , وَالَ‏ يَقْبَلُ‏ مِنَ‏ الَقْوَالِ‏ وَالَعْمَ‏ لِ‏ إِالَّ‏ طَيِّبَهَا

“Vettayibaatu”. Allah İyidir-Temizdir ve Allah sadece iyi-temiz sözleri

ve amelleri kabul eder.

السَّ‏ لمُ‏ عَلَيْكَ‏ أَيُّهَا النَّبِيِّ‏ وَرَحْمَةُ‏ اللهِ‏ وَبَرَكَاتُهُ‏ , تَدْعُو لِلنَّبِيِّ‏ صَ‏ لَّ‏ اللهُ‏ عَلَيهِ‏

وسَ‏ لَّمَ‏ بِالسَّ‏ لمَةِ‏ وَالرَّحْمَةِ‏ وَالبَ‏ ‏َكَةِ‏ , وَالَّذِ‏ ي يُدْعَى لَهُ‏ , مَا يُدْعَى مَعَ‏ اللهِ‏

“Es Selaamu aleyke eyyühen nebiyyi ve rahmetullahi ve berekaatuhu” –

Selam sana olsun, Allah’ın rahmeti ve bereketi sana olsun ey Peygamber:

Peygambere salat, rahmet ve bereket vermesi için Allah’a dua ediyorsun.

Kendisi için dua edilendir, Allah ile birlikte kendisine dua edilen değildir.

(yani dua sadece Allah’a edilir).

السَّ‏ لمُ‏ عَلَيْنَا وَعَلَ‏ عِبَادِ‏ اللهِ‏ الصَّ‏ الِحِنيْ‏ َ تُسَ‏ لِّمُ‏ عَلَ‏ نَفْسِ‏ كَ‏ وَعَلَ‏ كُلِّ‏ عَبْدٍ‏

صَ‏ الِحٍ‏ فِ‏ السَّ‏ مَ‏ ءِ‏ وَالَرْضِ‏ , والسَّ‏ لمُ‏ دُعَاءٌ‏ , والصَّ‏ الِحُونَ‏ يُدْ‏ عَى لَهُمْ‏ وَالَ‏ يُدْ‏ عَوْنَ‏

مَعَ‏ اللهِ‏

“Es Selaamu aleyna ve ala ibadillahi saalihiyn” – Kendinize ve göklerde

ve yerde olan tüm salih kullara dua ediyorsunuz. Selam duadır. Salih

kullar kendileri için dua edilenlerdir. Allah ile birlikte kendisine dua edilenler

değildir. (yani dua sadece Allah’a edilir).

أَشْ‏ هَدُ‏ أَن الَ‏ إِلَهَ‏ إِالَّ‏ اللهُ‏ ‏َحْدَهُ‏ الَ‏ شَ‏ ‏ِيكَ‏ لَهُ‏ , تَشْ‏ هَدُ‏ شَ‏ هَادَةَ‏ اليَقِنيِ‏ أَنْ‏ الَ‏ يُعْبَدُ‏

23


فِ‏ الَرْضِ‏ وَالَ‏ فِ‏ السَّ‏ مَ‏ ءِ‏ بِحَقٍ‏ إِالَّ‏ اللهُ‏ , وَشَ‏ هَادَةُ‏ أَنَّ‏ مَحَمَّدًا رَسَ‏ ولُ‏ اللهِ‏ , بِأَنَّهُ‏

عَبْدٌ‏ الَ‏ يُعْبَدُ‏ , وَ‏ رَسُ‏ ولٌ‏ الَ‏ يُكَذِّبُ‏ , بَلْ‏ يُطَاعُ‏ وَ‏ يُتَبَعْ‏ , شَ‏ ‏َّفَهُ‏ اللهُ‏ بَالعُبُودِيَّةِ‏

“Eşhedü en la ilahe illallah”- vahdehu la şeriyke lehu- Şehadet ederim

ki Allah’tan başka ibadet edilmeyi hakk eden ilah yoktur- O’nun hiçbir

ortağı yoktur – bu, Allah’tan başka ibadeti hakk eden ne yerde ne gökte

ibadet edilecek hiçbir ilahın olmadığına kesin bir inançla şahitlik etmektir.

“Eşhedü enne Muhammeden abduhu ve rasuluhu”- Şehadet ederim ki

Muhammed Allah’ın kulu ve elçisidir. Muhammed’in Rasul olduğuna şehadet

etmek- Muhammed O’nun kuludur Muhammed’e ibadet edilmez.

Ve O’nun Rasulüdür Muhammed yalanlanmaz. Bilakis Muhammed’e itaat

edilir, Muhammed’in yoluna tabii olunur, demektir. [onunla gelen her

şeyde]. Ve Allah, Muhammed’i kulluk makamı ile onurlandırmıştır[ihlasla-samimiyetle

sadece Allah’a ibadet etmekle].

Delili Allah’ın sözüdür;

وَالدَّلِيلُ‏ قَوْلُهُ‏ تَعَالَ‏

تَبَارَكَ‏ الَّذِ‏ ي نَزَّلَ‏ الْفُرْقَانَ‏ عَلٰ‏ عَبْدِ‏ هِ‏ لِيَكُونَ‏ لِلْعَالَمِنيَ‏ نَذِ‏ يرًا

“Alemlere uyarıcı olsun diye kuluna furkanı indiren ne Yücedir.”(Furkan:

1)

اللَّهُمَّ‏ صَ‏ لِّ‏ عَلَ‏ مُحَمَّدٍ‏ وَعَلَ‏ آلِ‏ مُحَمَّدٍ‏ كَمَ‏ صَ‏ لَّيْتَ‏ عَلَ‏ إْبْرَاهِ‏ يمَ‏ إِنَّكَ‏

حَمِيدٌ‏ مَجِيدٌ‏

On Üçüncü Şartı- Peygambere Salat ve Selam getirmek. “Allah’ım tıpkı

İbrahim ve aline salat ettiğin gibi Muhammed ve aline de salat et. Gerçekten

Sen Övülmeye Layıksın Çok Yücesin.”

(Sünen Ebu Davud: 978, Ka’b İbn Ucreh otoritesiyle.)

24


الصَّ‏ لَةُ‏ مِنَ‏ اللهِ‏ : ثَنَاؤُهُ‏ عَلَ‏ عَبْدِ‏ هِ‏ فِ‏ املثَلَ‏ ِ الَعْلَ‏ , كَمَ‏ حَكَ‏ البُخَارِيُّ‏ فِ‏

صَ‏ حِ‏ يحِ‏ هِ‏ عَنْ‏ أَبِ‏ العَالِيَةِ‏ قَالَ‏ : صَ‏ لةُ‏ اللهِ‏ ثَنَاؤُهُ‏ عَلَ‏ عَبْدِ‏ هِ‏ فِ‏ املثَلَ‏ ِ الَعْلَ‏

Allah’ın Salatı: Kulunu Melei A’la da övmesidir. Bunu Buhari’nin Sahihi’nden

Ebi Aaliye’den aktardığı hadisten biliyoruz; Ebi Aaliye ; “Allah’ın

Salatı Melei A’la (yüce meclis-melekler meclisi) da kuluna olan

yani Muhammed Peygamber(sallallahu aleyhi ve sellem) övgüsüdür”

dedi.

وَقِيلَ‏ الرَّحْمَةُ‏ , وَالصَّ‏ وَابُ‏ الَوَّلُ‏ , وَمِنَ‏ املَلءِكَةِ‏ : االِسْ‏ تِغْفَارُ‏ . وَمِنَ‏ اآلدَمِينيَ‏ :

الدُّعَاءُ‏ , وَبَارِكْ‏ وَمَا بَعْدَهَا سُ‏ نَنُ‏ أَقْوَالٍ‏ وَأَفْعَالٍ‏

Salat için rahmette denildi. Doğru olan ise ilk tanımıdır. Yani Allah’ın

kulu Muhammed’i(sallallahu aleyhi ve sellem) Melei A’la da övmesidir.

Meleklerin Salatına gelince, o zaman (onun için) af-bağışlanma- istiğfar

istemeleri demektir. İnsanın Salatına gelince genel olarak duadır. Ve bunun

ardından söylenen diğer tüm dualar örneğin Barik ve diğerleri tavsiye

edilen dualardır.

25

وَالتَّسْ‏ لِيمَتَانِ‏

On Dördüncü Şart – İki selam duası ile namazı bitirmektir. Yani “Es

Selamun aleykum ve rahmetullahu” demek şarttır.(Selam üzerinize olsun,

Allah’ın rahmeti üzerinize olsun, demektir.)

وَالوَاجِبَاتُ‏ الصَّ‏ لةُ‏

(Namazın Vacibleri-Farzları)

Namazın farz-zorunlu fiilleri sekizdir;

جَمِيعُ‏ التَّكْبِريَاتِ‏ غَريَ‏ تَكْبِريَةِ‏ الِحْرَامِ‏

1-) Başlangıç- İhram Tekbiri haricinde de Tekbir getirilmesi gereken her


yerde Tekbir getirmek- “Allahu Ekber” demek- Allah En Büyüktür.

وَقَوْلُ‏ : سُ‏ بْحَانَ‏ رَبِّ‏ َ العَظِ‏ يمِ‏ فِ‏ الرُّكُوع

2-) Rükuda “Subhane Rabbiyel Aziym” demek – Yüce Allah Çok

Büyüktür.

وَقَوْلُ‏ : سَ‏ مِعَ‏ اللهُ‏ لِمَن حَمِدَهُ‏ لِإلِمَمِ‏ وَاملُنْفَرِدِ‏

3-) Rüküdan doğrulurken cemaatle kılınan namaz da imamın, münferit

kılınan namazda namaz kılanın “Semiallahu limen hamideh” demesi-

Yani, Allah Kendisine Hamd Edeni- Kendisini Öveni İşitir.

وَقَوْلُ‏ : رَبَّنَا وَلَكَ‏ الحَمْدُ‏ لِلكُلِّ‏

4-) Rükudan doğrulduktan sonra ayakta iken secdeye gitmeden önce her

kesin -imam, imama tabii olan, münferit namaz kılan- “Rabbena ve lekelhamd”

demesi- Yani, Rabbimiz Hamd- her türlü övgüler sadece Senin

içindir.

وَقَوْلُ‏ : سُ‏ بْحَنَ‏ رَبِّ‏ َ الَعْلَ‏ فِ‏ السُّ‏ جُودِ‏

5-) Secdede iken “Subhane rabbiyel a’la” demek- Yani, Yüce Rabbim

A’ladır-Büyüktür- demektir.

وَقَوْلُ‏ : رَبِّ‏ اغِفِر ْ لِ‏ بَنيْ‏ َ السَّ‏ جْدَتَنيِ‏

6-) İki secde arasında “Rabbiğfirliy”demek- Yani, Rabbim beni bağışla.

7-) İlk teşehhüd duasını(iman duası) yapmak

وَالتَّشَ‏ هُّدُ‏ الَوَّلُ‏

وَالجُلُوسُ‏ لَهُ‏

8-) İlk teşehhüde(iman duası için) oturmak.

26


فَالَرْكَانُ‏ مَا سَ‏ قَطَ‏ مِنْهَا سَ‏ هْوًا أَوْ‏ عَمْدًا بَطَلَتِ‏ الصَّ‏ لةُ‏ بِتَ‏ ‏ْكِهِ‏ , وَالوَاجِبَاتُ‏ مَا

سَ‏ قَطَ‏ مِنْهَاعَمْدًا بَطَلَتِ‏ الصَّ‏ لةُ‏ بِتَ‏ ‏ْكِهِ‏ , وَسَ‏ هْوًا جَبَ‏ ‏َهُ‏ السُّ‏ جُودُ‏ لِلْسَ‏ هوْ‏

Namazın Şartlarından herhangi birini kişi unutarak ve kasten terk ederse,

terk etmesi sebebiyle namazı bozulur. Namazın vacib fiillerine gelince

kişi kasıtlı olarak herhangi birini ihmal ederse, terk ettiği sebebiyle namazı

geçersiz olur. Ancak namazın vaciblerinden herhangi birini kasti

olmayarak unutmak nedeniyle yapmayan kişi ekstra unutma-yanılma secdesi

yani sehiv secdesi yapmak zorundadır. [namazın sonunda].

واللهُ‏ أَعْلَمُ‏

En İyisini Allah bilir.

[Risalenin Sonu]

MADRASAH AL-ONLINE TARAFINDAN ARABÇA’DAN İNGİLİZCE’YE TERCÜ-

ME EDİLDİ

TELİF HAKKI YOKTUR- SADECE SERBEST DAĞITIM İÇİNDİR.

https://t.me/Madrasah_AlAnsar

madrasah.alansar.online@gmail.com

27


28

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!