18.01.2022 Views

LİDER KURUMLAR- TARIM ÖZEL

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ISSN NO

2791-8882

LİDER KURUMLAR /1


2/LİDER KURUMLAR


LİDER KURUMLAR /3


Kıymetli okurlarımız;

Ozan ERDEM

Yayın Kurulu Başkanı

Siyaset Bilimi Uzmanı

Dergimizin bu sayısındaki konusu: “Tarımda

Dijitalleşme”

Dünyanın diğer ülkelerinde olduğu gibi

Türkiye'mizde de güçlü bir tarım ekonomisine

sahip olunmadan geleceğe güvenle

bakılamayacağını gerek yaşanan salgın hastalıklar

gerekse doğal afetlerle her geçen gün bir kez

daha anlıyoruz. Gıda talebini karşılamak için

bugünkünden %60 daha fazla gıdaya ihtiyaç

duyacağız. Dünya nüfusunun 2050 yılına kadar

9 milyarı aşacağı, şehirleşme oranının %70’lere

çıkacağı öngörüsü de bu yapının stratejik

önceliğe sahip olduğunu gösteriyor. Bu nedenle

araştırmalar; 21. yüzyıl için tarım, gıda ve su

sektörlerini stratejik mücadele edilmesi gereken

alanlar olarak tanımlıyor.

Türkiye nasıl enerji ve savunma sanayii gibi

alanlarda kaynaklarını çeşitlendiriyorsa

tarım sanayii kaynaklarını da çeşitlendirmek

durumundadır. Yaşadığımız coğrafya itibarıyla

Türkiye’nin büyüyen, genç, dinamik nüfusu ve

coğrafyası dikkate alındığında, farklı kaynaklardan

tarım sanayisi ihtiyaçlarını karşılamasından daha

doğal bir şey olamaz. Bu sebeplerden, bugün

ülke olarak gündemimizde dijital ekonomi, dijital

ticaret, dijital tarım ve geleceğin marka şehirleri

var. Dijitalleşme artık hayatın her alanında

var. Bu konuya verilen önem sebebiyle yeni

yönetim sistemine geçilirken Cumhurbaşkanlığı

bünyesinde Dijital Dönüşüm Ofisi oluşturuldu.

Yine dijital dönüşüm kapsamında, Tarım ve

Orman Bakanlığı bünyesinde; “Kim olursan ol,

dijital tarım pazarına gel” sloganıyla DİTAP (Dijital

Tarım Pazarı) kuruldu. Bu uygulama ile üreticinin

de tüketicinin de alternatifi daha da çoğalıyor.

Her gelişmeyi aynı anda görüp değerlendirip

istediğini alabiliyor. Dijitalleşen dünyada, Türkiye;

DİTAP ile tarımını çok daha iyi noktalara getirecek

ve daha büyük fırsatlar, pazarlar sağlayacaktır.

Bununla birlikte, Dijital Tarım uygulamalarında

hem doğa korunacak hem de girdi miktarı

azaltılarak sadece sulamada %45, gübre de %

27 tasarruf sağlanması sağlanarak üreticilerin

gelirlerinde artış sağlanacaktır. Özetle bu alandaki

çalışmalar ile kaynak israfının ve üretimden

kaynaklanan çevresel kirliliğin önüne geçilmesine,

çiftçilerimizin iş yükünün hafifletilmesine ve

maliyetlerin azaltılarak üretimde verimliliğin

sağlanmasına katkıda bulunulacaktır.

Yine Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde,

e-tarım platformunun hayata geçirilmesiyle

toplam 138 hizmet, bu portaldan online olarak

sunulmaya başlanmıştır. Uydu teknolojileri ve

coğrafi bilgi sistemlerinin kullanımındaki etkinlik

artmaya devam etmekte, yerli ve milli elektrikli

traktör prototipi geliştirilmektedir. Akıllı küpe

uygulaması ile de binlerce hayvan üzerinde

deneme çalışmalarına başlanılmıştır. Bunlarla

birlikte, Dijital tarım kütüphanesi BM Tarım ve

Gıda Teşkilatı kapsamında yapılan anlaşma ile

kurulmuştur. 1800 yılından bu yana, tarımın her

alanında 40 bin kitap, 400'den fazla süreli yayına

bu kütüphaneden ulaşmak mümkündür.

Yukarıda bahsedilen gelişmeler çerçevesinde,

tarımda üretilen katma değeri ve dijital çözüm

fırsatlarını değerlendirmek adına, dergimizin bu

özel sayısını “Tarımda Dijitalleşme” konusuna

ayırdık. Türk tarımında yapılan çalışmaları ve

tarımda gelecek vizyonunu Lider Kurumlar

Dergisiyle paylaşan başta Tarım ve Orman

Bakanımız Sayın Dr. Bekir Pakdemirli’ye ve

güzide kurumlarımızın genel müdürleri ile

bize bu alandaki faaliyetlerini aktaran özel

sektörümüzün temsilcilerine ve emeği geçen tüm

akademisyenlere teşekkür ederiz.

Yeni sayımızda buluşmak üzere tüm okurlarımızı

saygıyla selamlıyorum.

4/LİDER KURUMLAR


Merhaba değerli okurlar,

Yayın hayatına başladığı ilk günden bugüne kadar sizlerin

teveccühü ile hak ettiği saygın yere ulaşan LİDER Kurumlar

Dergisi olarak ülkemize katma değer sağlayan, alanında lider

olan kurum, kuruluş ve kişilerle çalışmaya; lider olmanın zorluğu

ve arka planında yatan emek ve özveriyi gözler önüne sermeye

devam ediyoruz.

Melih Furkan Yapalak

Yazı İşleri Müdürü

Dergimizin elinizde bulunan Tarım ve Orman özel sayısında;

“Tarımda Dijitalleşmeyi” ele alıyoruz. Tarımda dijitalleşme,

ülkemizdeki tarımsal üretimin artmasında önemli bir rol

oynamaktadır. Üreticiler; tarımsal ilaçlama, sulama ve gübreleme

konularında dijitalleşme ile kaliteli ve verimli üretimde öne

geçmektedir. Yakın zamanda dünyada milyarlarca insanın daha

fazla gıda ve suya ihtiyacı olacaktır. Küresel anlamda yaşanan

iklim değişiklikleri ve tatlı su kaynaklarının giderek azalması

ile insan nüfusu ciddi anlamda etkilenecektir. Dünyadaki

tatlı su kaynaklarının büyük çoğunluğu tarımsal sulamada

kullanılmaktadır. Özellikle son yıllarda kendini göstermeye

başlayan küresel ısınma ve buna bağlı değişen iklim koşulları

dünyadaki su kaynakları üzerindeki mevcut baskıyı daha da

arttırmıştır. Teknolojiye ne kadar ayak uydurabilirsek, bu kayıp

büyük oranda düşecektir.

Dergimizin “Tarım ve Orman Sayısı’nda”, kurumlarımızın

sürdürülebilir kalkınma ilkeleri çerçevesinde, doğal

kaynaklarımızın korunması ve gelecek kuşaklara en iyi koşullarda

aktarılması hususunda yapmış oldukları çalışmaları, alınan

tedbirleri, yürütülen politikaları sizlerle paylaşıyoruz.

Bu çalışmamızda, bizlere katkı sağlayan Tarım ve Orman

Bakanımız Sayın Dr. Bekir Pakdemirli başta olmak üzere tüm

kurum ve kuruluşlarımıza, değerli hocalarımıza ve ekibimize

teşekkürlerimizi sunar, bir sonraki sayımızda buluşuncaya

kadar sağlık ve esenlikler dileriz.

Selam ve saygılarımla,

LİDER KURUMLAR /5


06

DİJİTAL TARIM PAZARI’NDA

100 MİLYON LİRANIN

ÜZERİNDE CİRO

18

DİJİTALLEŞMEDE ÖNCÜ

KURUM OGM

22

SULAMA YÖNETİMİNDE

KULLANILAN TEKNOLOJİ

KULLANIMI

6/LİDER KURUMLAR


İmtiyaz Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü

MELİH FURKAN YAPALAK

Genel Yayın Yönetmeni

CAN ARIKAN

Yayın Kurul Başkanı

OZAN ERDEM

Hukuk Danışmanı

AV. M. ALİ ASLAN

Danışma Kurulu Başkanı

DOÇ. DR. BİROL KAYRANLI

Kreatif Direktör

MUHSİN KAYACAN

Yayın Türü: Yaygın Süreli Yayın

Yayın Periyodu: 3 Aylık

Aralık sayısı ekidir.

Kapak Konusu:

TARIMDA DİJİTALLEŞME

SÜRÜYOR

İdare Merkezi

Esentepe Mah. Esentepe Sok. 86/3 Yenimahalle-

Ankara

www.liderkurumlar.com

bilgi@liderkurumlar.com

Baskı Yeri

Uzerler Matbaacılık Reklamcılık Turizm Sanayi

Ticaret Limited Şirketi

info@uzerler.com

Turan Güneş Bulvarı 22/26 Yıldız Çankaya-

ANKARA

03124426214

ISSN NO

2791-8882

Lider Kurumlar Dergisi’nde Yayımlanan İlan,

Röportaj veya Köşe Yazılarındaki, Fikir ve

Görüşler, Yazarı ve Görüşü Bildireni Hukuken

Bağlar. Hiçbir Şekilde Lider Kurumlar Dergisi

Sorumlu Tutulamaz.

LİDER KURUMLAR /7


DİJİTAL TARIM PAZARI’NDA

100 MİLYON LİRANIN ÜZERİNDE CİRO

Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli bir dizi

programa katılmak üzere Manisa'ya gitti. Manisa

Ticaret ve Sanayi Odasında düzenlenen Tarım Sektör

Buluşmasına katılan Bakan Pakdemirli, burada yaptığı

konuşmada, tanıtımını yaptıkları Dijital Tarım Pazarı'nı

oldukça önemsediklerini belirterek, "Şu anda 100

milyon liranın üzerine çıktı buradaki cirolar. Hedefimiz

milyarlarca lira ciroya ulaşmak, belli miktarda bir ciroya

ulaştığımızda gıda enflasyonuna çözüm olacak, üretici

daha fazla para kazanacak, tüketici belki biraz daha

ucuza yiyecek." dedi.

Salgın sürecinde Türkiye'nin, gıda arzında diğer

ülkeler gibi bir problem yaşamadığına dikkati çeken

Pakdemirli, bunda üreticinin, sanayicinin ve lojistik

sektörünün büyük payı olduğunu ifade etti.

Pakdemirli, çiftçinin salgına rağmen üretime ve hasada

devam ettiğini dile getirerek, bu yıl pek çok üründe iyi bir

rekolte beklediklerini, kullanılmayan hazine arazilerinin

tarıma açılmasıyla ilgili düzenlemeyi de eylül veya ekim

ayına yetiştirmeye çalışacaklarını kaydetti.

Türkiye'nin geçen yıl 275 milyar liralık tarımsal hasıla

elde ettiğini dile getiren Pakdemirli, 18 milyar dolar

tarımsal ihracat yapılıp, 5,5 milyar dolar ihracat fazlası

verildiğini hatırlattı.

Pakdemirli, üretici dostu politikalar benimseyip

üreticinin mağdur olmaması için müdahale alımları

yaptıklarını, bu sayede hiçbir üreticinin tarlasında ürün

kalmadığını, artan kur nedeniyle üretim maliyetleri artan

çiftçiyi destekleme primleriyle yalnız bırakmadıklarını

ifade etti.

"ÜRETİCİYLE TÜKETİCİYİ BİR ARAYA

GETİRECEK"

Salgın sürecince Dijital Tarım Pazarı'nın tanıtımını yapıp

hayata geçirdiklerini anımsatan Pakdemirli, şunları

kaydetti:

8/LİDER KURUMLAR


"Bu dijital pazar, üreticinin aradaki aracıları gerektiğinde

ortadan kaldırıp, gerektiğinde etrafındaki zincir

mağazalara girmesini sağlayacak, elleçleme ve lojistik

süreçlerini en aza indirecek ya da pazara erişim

noktasında kolaylıklar sağlayıp, Van'da üretilen bir

ürünün Edirne'ye satılmasını sağlayacak. Bu, internet

üzerinden üreticiyle tüketiciyi bir araya getirecek,

sigortacıyı ve gıda işletmelerini birleştirecek bir

platform. Burası tarımın Mevlanası, herkesi çağırıyorum,

kimseyi dışlamıyorum. Yeter ki çalışalım, doğru dürüst

ürünü vatandaşlara ulaştırmaya gayret edelim.

Dijital Tarım Pazarı'nı çok önemsiyoruz. Şu anda 100

milyon liranın üzerine çıktı buradaki cirolar. Hedefimiz

milyarlarca lira ciroya ulaşmak, belli miktarda bir ciroya

ulaştığımızda gıda enflasyonuna çözüm olacak, üretici

daha fazla para kazanacak, tüketici belki biraz daha

ucuza yiyecek ve daha sağlıklı bir şekilde bunlara

ulaşacak. Tüm pazar ve ekosistem bundan beslenecek."

ÇÖPE GİDEN GIDALAR

Pakdemirli, "Gıdanı koru sofrana sahip çık" adlı bir

kampanyaya başladıklarına da dikkati çekerek, bu

kampanya sayesinde tasarruf kültürünü yaygınlaştırmayı

hedeflediklerini aktardı.

Çöpe giden gıdanın yüzde 2'sinden tasarruf edilmesi

halinde 10 milyar lira değerinde, 360 bin ailenin bir

yıllık gıda giderinin korunmuş olacağına işaret eden

Pakdemirli, "Tasarruf miktarını yüzde 5'e çıkarırsak 25

milyar liraya denk gelen, 1 milyon ailenin bir yıllık gıda

giderini koruruz." dedi.

Manisa'nın tarımsal üretimde ülkenin önemli

şehirlerinden olduğunu hatırlatan Pakdemirli, kentteki

üreticiye 18 yılda 10 milyar liralık yatırım ve tarımsal

üretim desteği sağladıklarını, 17 bin dekar merayı ıslah

edip, 21 milyon lira hibe desteği verdiklerini aktardı.

Pakdemirli, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü olarak

il genelinde 567 milyon lira yatırım bedeliyle 8 yeni

sulama barajını da hayata geçirip, sulanmayan tarım

arazisi bırakmayacaklarını sözlerine ekledi.

“Dijital Tarım Pazarı'nı çok önemsiyoruz.

Şu anda 100 milyon liranın üzerine çıktı

buradaki cirolar. Hedefimiz milyarlarca

lira ciroya ulaşmak, belli miktarda bir

ciroya ulaştığımızda gıda enflasyonuna

çözüm olacak.”

LİDER KURUMLAR /9


TARIMDA DİJİTALLEŞME

SÜRÜYOR

Tarım ve Orman Bakanımız Sayın Dr. Bekir Pakdemirli,

tüm Tarımsal ve Hayvansal kayıtların ve işlemlerin tek

bir platformda toplandığı E-Tarım portalının tanıtım

toplantısına katıldı.

Dijital teknolojinin hayatımızın her yerinde olduğu

belirten Bakan Pakdemirli, Tarım ve Ormanın da bu

dijital hamle içerisinde, güçlü bir alt yapıyla yerini

aldığını ifade etti ve Bakanlığının dijital çalışmalarını

paylaştı.

''E-DEVLET'TE EN FAZLA

HİZMET VEREN

BAKANLIKLARDAN

BİRİYİZ''

Bakan Pakdemirli ilk

olarak e-devlet üzerinden

verilen hizmetlere

değindi. ''Bugün 49 milyon

vatandaşımız, 5 Bin 99

hizmete e-devlet üzerinden

kolayca erişebiliyor.

Biz de Bakanlık olarak; 2018 yılında e-devlet

entegrasyonunu başarıyla gerçekleştirdik. Şu ana kadar

77 entegre hizmeti, 270 kimlik doğrulama hizmetini

vatandaşlarımıza sunuyoruz. E-devlet sisteminde en

fazla hizmet veren Bakanlıklardan birisi olduğumuzu

da önemle ifade etmek istiyorum.''

Bakan Pakdemirli, Tarım ve Orman Bakanlığı'nın uydu

teknolojilerini de yaygın olarak kullandığını belirtti

ve ''21. yüzyıl, aynı zamanda uydu teknolojilerinin de

hızla geliştiği bir dönem! Bu teknolojiler, Dünya'da

askeriyeden sonra en fazla tarımda kullanıyor.

Yine altını çizerek ifade etmeliyim ki; Türkiye'de uydu

teknolojilerini en fazla kullanan Bakanlıklardan birisiyiz.

Uydu görüntüleri sayesinde; tarım ve orman varlığımızı,

su kaynaklarımızı izliyor, gelişmelerini takip ediyor, sorun

varsa anında çözüm üretebiliyoruz. Uydu teknolojileri,

ayrıca bilgi derinliğimizi de artırıyor. Ekilmeyen

alanları izliyor, ürün var mı yok mu kontrol ediyoruz.

Ekili alanlarda haritalama altyapısını oluşturuyoruz.

Tarım arazilerinde yapılaşmaları, ormanların ve su

kaynaklarının durumunu hep uydudan takip ediyoruz.

Ayrıca, pamuk gibi bazı ürünlerde; desteklerin çapraz

10/LİDER KURUMLAR


kontrolünü de uydudan aldığımız görüntüler sayesine

yapabiliyoruz'' dedi.

Coğrafi Bilgi Sistemlerinin de karar aşamasında oldukça

önemli olduğunu ifade eden Bakan Pakdemirli;''

Coğrafi Bilgi Sistemleri ile uydu ve hava görüntülerini

sayısal veriye çeviriyoruz. Yani, uydu görüntülerini ete

kemiğe büründürüyor, dillendiriyor ve onlara hayat

veriyoruz. Okunması kolay haritalar oluşturuyoruz.

Özellikle belirtmek isterim ki; Bakanlığımızın tüm

dijital sistemleri, Coğrafi Bilgi Sistemleri uygulamaları

ile entegre yapıdadır. Ve son 2 yılda, Bakanlık olarak;

birçok projede Coğrafi Bilgi Sistemleri verilerini altlık

olarak kullandık. Yine bu kapsamda; tarım parsellerinin

tamamı sayısallaştırıldı. Yani 36 Milyon tarım parselinin

her birini tek tek belirledik.

Ulusal Ölçekte Sayısal Toprak Haritaları oluşturuldu.

Her bölgedeki toprak tipi ve özelliği bu haritalara

işlenmektedir. Bu anlamda; pamuk gibi birçok üründe

de, ekim alanlarını daha net tespit edebiliyoruz'' diye

konuştu.

Bakan Pakdemirli, 2019 yılı şubat ayında hayata geçirilen

'E-Çiftçi Portalı'nın da önemle üzerinde durdu. Tüm

üreticilerin işletmesindeki tüm bilgilere, cep telefonu

ya da bilgisayarlarıyla kolayca ulaşabildiği ve işlemlerini

yapabildiği sistem sayesinde; kayıtlı tüm arazi bilgileri,

parsellerdeki kayıtlı ürünler, hayvanların doğumundan

ölümüne, nakil işlemlerine kadar her türlü bilgiye yol

katetmeden veya vakit kaybetmeden ulaşmak mümkün.

'5 GÜNDE BİTECEK İŞ 1 GÜNDE

TAMAMLANIYOR'

2019'da hizmete sunulan sistemlerden biri de Tarım

Arazileri Yönetim Portalı. Bakan Pakdemirli; ''Bu sistem

ülkemizde, tapu işlemleri ile ilgili en büyük yazılım

entegrasyonlarından birisidir. Bildiğiniz gibi; tarım

arazilerinin devir işlemleri için vatandaşımızın önce

Tapu Müdürlüğüne giderek işlem başlatması gerekiyor.

Devrin olması için de tarım arazisinin yeterli büyüklüğe

ve ekonomik değere sahip olması gerekiyor. Bu durum

tarım arazilerinin bölünmesini önleyen mevzuatta yer

alan önemli bir husus. Eğer belirlenen sınırın altında ise

devir işlemine izin verilmiyor.

Sırf bu işlem için vatandaşımız, il/ilçe Müdürlüğümüze

gelerek önce kontrolleri yaptırıyor ve uygunsa onay

alıyor. İşte tüm bu git-gel süreci vatandaşın ortalama

4-5 gününü alıyordu. Tarım Arazileri Yönetim Portalı

sayesinde ise; vatandaşımız sadece Tapu Müdürlüğüne

giderek 24 saatin altında online olarak bu cevabı alıyor

ve işlemini bu çerçevede yapabiliyor. Bugüne kadar 6

aylık sürede, 80 Bin işlemi bu sistem üzerinden yaptık''

dedi.

Bu yıl hayata geçirilen önemli portallardan biri de

Pancar Kayıt Sistemi oldu. Şeker pancarının tohumdan

başlayarak şeker fabrikasına teslimine kadar olan tüm

süreçleri, çiftçi bazında bu sisteme giriliyor.

2020: TARIMDA DİJİTALLEŞME YILI

2020 yılının Tarımda Dijitalleşme Yılı ilan edildiğini

hatırlatan Bakan Pakdemirli, bu doğrultuda atılan

önemli adımlardan birinin de DİTAP olduğunu belirtti.

''DİTAP, sadece üretici ve tüketiciyi buluşturan bir dijital

platform değil! Arkasında, sözleşmeli üretim başta olmak

üzere, üretim maliyetlerinin düşmesi, fiyat istikrarının

sağlanması, aracı unsurların kaldırılması, üreticinin

pazar gücünün artması, finansman olanaklarının

arttırılması gibi tarıma değer katacak birçok faktör

var! Bu arada DİTAP'taki üye sayısı, 3 ayda 28 Bini,

toplam ciro da 100 Milyonu geçti. Hayırlı, uğurlu olsun!

Ayrıca, şu anda DİTAP üzerinden sözleşmeli satışlar da

yapılmaya başlandı. Örneğin; Erzurum Olur ilçesinden

İstanbul'a pekmez satışı yapıldı. Yine Kahramanmaraş

Türkoğlu ilçesinden Ankara'daki bir turşu fabrikasına

salatalık satışı yapıldı. İnşallah bunları daha da artırmak

ve çeşitlendirmek istiyoruz.''

Mayıs ayında hizmete giren Dijital Tarım-Orman

Akademisine de değinen Bakan Pakdemirli, şu ana

kadar 65 akademisyen ve uzmanın portal üzerinden

eğitim verdiğini belirtti.

Sığır, koyun ve keçilerin kayıt altına alındığı TÜRKVET

sisteminin de temmuz ayı başında mobile ortama

taşındığını belirten Bakan Pakdemirli, sadece Bakanlık

değil, bağlı kuruluşların hizmetlerinin de artık dijital

ortamda olduğunu belirtti. ''Örneğin; besicilerimiz Et ve

Süt Kurumumuzdan hayvan kesimi için randevularını,

e-devlet üzerinden dijital olarak sorgulayabiliyor.

Meteoroloji Genel Müdürlüğümüzü de; 65 Otomatik

Gözlem İstasyonu ve 100 taşınabilir Havaalanı Gözlem

Sistemi ile güçlendirdik. Ve 4,8 milyon çiftçimize de

meteorolojik uyarıları SMS olarak iletiyoruz. Orman

Genel Müdürlüğümüz de; Orman Ürünlerinin satışını,

e-Satış portalı üzerinden yapmakta! Ayrıca, orman

koruma faaliyetlerinde İHA ve Drone yanında, foto

kapanları da etkin olarak kullanıyoruz. DSİ tarafından

su verilerinin web servisler üzerinden paylaşılmasını

sağlayacak olan Ulusal Su Bilgi Sistemini de inşallah

bu yıl içinde kullanıma açıyoruz. Yine DSİ kamulaştırma

işlemlerinin tek sistem üzerinden elektronik ve mobil

olarak yapılmasını sağlayan Emlak ve Kamulaştırma

Bilgi Sistemini de Haziran ayında hizmete aldık.''

İHA İLE 1 DAKİKADA 3,5 MİLYON HEKTARLIK

ALAN İZLENEBİLİYOR

Bakan Pakdemirli, Orman yangınları ile mücadelede de

dijital sistemlerin etkin kullanıldığını ifade etti. ''Bu yıl

LİDER KURUMLAR /11


İHA'ları yangınlarla mücadele için kullanmaya başladık.

Ülkemizde askeri amaçlar dışında ilk kez orman

yangılarıyla mücadele için İHA kullanılıyor. Bir İHA ile

anlık olarak 600-800 Bin hektarlık alanı, 1 dakika içinde

ise, 3 ile 3,5 milyon hektarlık alanı tarayabiliyoruz.

Böylece yangınları en hızlı şekilde tespit ederek bölgeye

ulaşıyoruz.

Orman yangınlarıyla mücadelede haberleşme

sistemimizi güçlendirdik ve YANGIN-CEL HABERLEŞME

SİSTEMİ kurduk. Bu sistemde, bas-Konuş cihazları

ile telsiz sistemleri arasında bağlantı kuruluyor. Akıllı

telefonlar ile telsiz sistemlerinin entegrasyonu sağlandı.

Böylece yangın anında mobil telefonlarla hızlıca

iletişime geçiyoruz. Sistemin testleri başladı ve 3 ay

içinde inşallah tam olarak hizmete alacağız.

Diğer bir çalışmamız ise NAVİGASYON TAKİP SİSTEMİ.

Bu dijital sistem sayesinde,

Orman Genel Müdürlüğümüzün yangın söndürme ve

hizmet araçları uydu üzerinden on-line takip edilecek.

Yangın olduğunda, o bölgeye söndürme araçlarının en

hızlı ve en etkin şekilde yönlendirilmesi sağlanacak.

Sistemin denemeleri başladı ve 2 ay içinde hizmete

alınmayı planlıyoruz.''

E-TARIM PORTALI İLE TARIMSAL KAYIT VE

İŞLEMLER TEK ÇATI ALTINDA TOPLANIYOR

Tarım ve Orman Bakanlığının 2023 hedefleri

doğrultusunda tarımda dijitalleşme adımlarından birisi

olan E-Tarım portalı sayesinde başta çiftçilerimiz olmak

üzere, tüm vatandaşlarımız, Bakanlığımız ile olan iş ve

işlemlerini daha kısa sürede, il ve ilçe müdürlüklerine

gitmeden tamamen evraksız şekilde online olarak

yapabilecek.

Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli bugün itibariyle

hayata geçen E-Tarım Portalının detaylarını anlattı.

''E-Tarım Portalı; Bakanlığımızın çiftçi, vatandaş ve

firmalara yönelik tüm işlemlerini tek çatı altında

toplayan online bir sistemdir. Yani her bir iş için İl/

İlçe Müdürlüğüne gitmeden, her bir işlem için ayrı ayrı

sistemlere girmeden,

E-tarım portalı üzerinden yüzlerce hizmete tek çatıda

ulaşabileceksiniz. Sisteme etarim.gov.tr web adresinden

giriliyor. ANDROİD veya IOS uygulamaları ile sistemi

cep telefonunuza veya tabletinize indirebilirsiniz.

Çiftçilerimiz için 88 hizmet, vatandaş ve firmalar için

50 hizmet olmak üzere toplam 138 hizmeti buradan

sunuyoruz.''

E-TARIM PORTALI ÇİFTÇİYE YILDA 300

MİLYON LİRA TASARRUF SAĞLAYACAK

E-Tarım Portalının getirdiği büyük kolaylıklar yanında,

Zaman ve Mali olarak da önemli tasarruf ve katkı

sağlayacağını belirtti Bakan Pakdemirli. ''Bir çiftçi;

yıl içerisinde ÇKS, destek başvuruları, hayvanları ile

ilgili iş ve işlemleri için İl/İlçe Müdürlüğüne ortalama

3 ila 8 defa gidiyor. Her seferde yol dâhil, ortalama 1

saatini harcıyor. E-tarım portalı sayesinde bir kez bile

İl/İlçe Müdürlüğüne gitmeden, işlemini dijital olarak

yapmasını sağlayabilirsek; Türkiye'deki 2,7 Milyon

çiftçi için 2,7 Milyon saat tasarruf etmiş oluruz. Ya da

55'lik bir traktörle, 1 saatte ortalama 5 dekar arazinin

işlemesi yapılırsa, 2,7 Milyon saatte 13,5 Milyon dekar

arazi işlenebilir. Bu da Türkiye'deki mısır ekili 6,4 Milyon

dekar arazinin 2 katından fazlasının işlenmesi demektir.

Mali faydasına bakacak olursak; Yine bu sistem

sayesinde üreticimiz işlemlerini dijital olarak yaparsa,

yılda ortalama 110 Lira tasarruf etmiş olacaktır. 2,7

milyon çiftçimiz için de yaklaşık 300 Milyon Lira tasarruf

sağlanacaktır. Bu miktar ile 157 Bin ton buğday tohumu

alınabilir. Bu tohum ile 7,1 Milyon dekar arazide, 2,5

Milyon ton buğday hasat edilebilir. Böylece ekonomiye

yılda 4,1 Milyar Lira katkı sağlanacaktır.''

12/LİDER KURUMLAR


LİDER KURUMLAR /13


14/LİDER KURUMLAR


LİDER KURUMLAR /15


16/LİDER KURUMLAR


LİDER KURUMLAR /17


ÇAĞLAK VETERİNER KLİĞİNİ

Doğan ENSİVRİ

Veteriner Hekim

VETERİNERLİK

HİZMETLERİNDE

DİJİTALLEŞME

Veteriner hekimlik; başta hayvan sağlığı olmak üzere,

sağlıklı çevre, sağlıklı gıda, sağlıklı insan, sağlıklı toplum

aşamalarının tamamında yer alan tek meslek grubudur.

Zira her ne kadar veteriner hekimliğin temelinde hayvan

sağlığını korumak varsa da insan sağlığını korumak

görevi en az onun kadar önemlidir. Çünkü hayvanlardan

insanlara zoonoz adı verilen çok sayıda hastalık

bulaşmaktadır. Bunca olası zoonoz hastalıktan ve

hortladığı taktirde neden olacağı ekonomik kayıplardan

bu ülkeyi ve insanımızı koruyacak tek meslek Veteriner

Hekimlik mesleğidir.

Halk sağlığı; sağlıklı çevre -sağlıklı hayvan -sağlıklı gıdasağlıklı

insan-sağlıklı toplum aşamalarında bir anlam

kazanır. Veteriner hekimler bu aşamalarda görevleri

ve etkileri olan tek meslek grubudur. Sağlık kontrolleri,

teşhis, tedavi, karantina, aşılama, mezbaha kontrolleri

halk sağlığı konusunda veteriner hekimlerin yürüttüğü

çalışmalardan bazılarıdır.

Dijital çağa doğru hızla ilerleyen dünyada, profesyonel

bir meslek olan veterinerlik hekimlik de dünyadaki her

şey gibi dijital çağa ayak uydurmak zorundadır. Her

alanda olduğu gibi veterinerlik hizmetlerinde de dijital

teknolojilerden faydalanmak bir zorunluluk haline

gelmiştir.

Bu çağın yakalanması ve dijital sağlığın getireceği

fırsatlardan yararlanılabilmesi için en önemli husus bolca

veri toplanması ve paylaşımının sağlanmasıdır. Çünkü

dijital sağlığın merkezinde yapay zekâ, yapay zekanın

da merkezinde veri işleme vardır. Veteriner hekimlik

olarak bu fırsattan faydalanabilmek için biran önce

“ulusal dijital hayvan sağlık ekosistemi” oluşturmamız

gerekiyor. Bu konuda İngiltere örneğinde olduğu gibi

özel firmalara iş düşmektedir. Bu geç kalmadan atmamız

gereken bir adımdır. Bunu başaramazsak mesleğimiz

için yapay zekâyı ve dijital sağlığı kurgulayamayız ya da

hayvan dostlarımıza bu imkanı sunmakta çok geç kalırız.

Akıllı hayvan sağlığı sistemleri, veteriner hekimlikte

dijitalizasyon ve yapay zeka, 3D yazılımı, gen teknolojisi ve

bilişim teknolojisinin veteriner hekimlikteki uygulamaları

yakın gelecekteki gelişmelerin habercileri olup,

veteriner hekimlikte devrimsel nitelikte değişimlere yol

açacaktır. Bu değişimler, bir taraftan veteriner hekimlik

tedrisatının yeniden kurgulanmasını, diğer taraftan da

veteriner hekimin yeniden tanımlanmasını zorunlu hale

getirmektedir. Bu bağlamda veteriner hekim, daha

yenilikçi, teknolojik açıdan yetkin, iletişim becerileri

güçlü olmak durumundadır. Veteriner hekimler olarak

tarihte yaptığımız başarılardan feyz alarak yeni dijital

çağda da öncü olacağımıza inancım tamdır.

18/LİDER KURUMLAR


www.pimakina.com.tr

sales@pimakina.com.tr

LİDER KURUMLAR /19


DİJİTALLEŞMEDE ÖNCÜ KURUM

OGM

1- DİJİTALLEŞMEDE ÖNCÜ KURUM

Ülkemizde seçim sonuçları ilk kez bilgisayar ortamında

1983 yılında değerlendirilmiştir.

6 Kasım 1983 yılı Milletvekili Genel Seçimleri

Genel Müdürlüğümüz bilgi işlem merkezinde

değerlendirilmiştir.

2- E-İHALE

Orman Genel Müdürü

Bekir KARACABEY

2019 yılında Kamu İhale Kurumu tarafından yapılan

toplam e-ihale sayısı 6.230 adettir. Orman Genel

Müdürlüğünce yapılan toplam ihale adedi 4.649 olup

2.381 adedi e-ihale yöntemiyle yapılmıştır. OGM nin

yaptığı ihaleler içinde E-ihale oranı %51’dir. KİK ihaleleri

içinde ise 2381 adedi Orman Genel Müdürlüğü (OGM)

tarafından gerçekleştirilmiştir. Kamu Kurumları içinde

%38’lik e-ihale oranı ile Orman Genel Müdürlüğü ilk

sırada yer almıştır.

2020 yılında Genel Müdürlüğünce yapılan toplam

ihale adedi 4.784 olup 3.997 adedi e-ihale yöntemiyle

yapılmıştır. E-ihale oranı %84’dir.

2021 yılında bugüne kadar Genel Müdürlüğünce yapılan

toplam ihale adedi 4.257 olup 3.929 adedi e-ihale

yöntemiyle yapılmıştır. E-ihale oranı %92’dir.

3- E-SATIŞ

Yeni Koronavirüs (COVID-19) pandemisi nedeniyle,

Genel Müdürlüğümüzce 18.03.2020 tarihinden sonra

yapılacak oduna dayalı orman ürünleri satışlarının

ihale salonlarında yapılması, müşterilerimize virüs

bulaşmasının önüne geçilmesi amacıyla iptal edilerek,

daha önce pilot bölgede uygulamış olduğumuz

20/LİDER KURUMLAR


ve tamamen Kurumumuz tarafından geliştirilmiş

programla tüm satışlar elektronik ortama taşınmıştır. E-

satış kapsamında 2020 yılında 193 bin partiye ait ihale

süreci gerçekleştirilerek 4,2 milyar TL lik, 2021 yılında

ise 179 bin partinin ihale süreci sonucunda 8,2 milyar TL

lik gelir elde edilmiştir.

Elektronik ortamda yapılan satışlarla müşterilerin ihale

yapılacak yerleri gitmeyip ihaleyi bürosundan takip

etmesi nedeniyle yıllık ortalama 20 Milyon TL tasarruf

sağlanmıştır.

4- ORBİS

Genel Müdürlüğümüzün iş ve işlemlerinin elektronik

ortamda yapılmasına imkân sağlamak üzere geliştirilen

Orman Bilgi Sistemi (ORBİS) üzerinden vatandaş ve

özel sektöre hizmet sunulmaktadır. Sunulan hizmetlerle

bürokratik süreçler daha verimli hale getirilmekte,

nitelikli ve rasyonel karar alma mekanizmaları ile

müşteriye ulaşılmaktadır. Ayrıca kurumsal hizmet

ve kaynakların akılcı ve verimli ve etkin kullanımı

sağlanmaktadır.

Orman Genel Müdürlüğü iş ve işlemleri artık elektronik

ortamda gerçekleştiriliyor. Orman Bilgi Sistemi (ORBİS)

web, masaüstü ve mobil uygulamaları olan CBS tabanlı

bir uygulamadır.

ORBİS, 41 ana modül, 3.756 ekran (ara yüz), 30 bin iç

kullanıcı, 300 bin dış kullanıcı, 3520 tablo ve 30 milyon

satır ile 1,9 TB veri tabanı boyutu içermektedir.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Coğrafi Bilgi

Teknolojileri, coğrafi veri üretimi ve uygulamaları

konularında başarılı çalışmalar yürüten, coğrafi veri

altyapısının kurulmasına ve geliştirilmesine katkı

gösteren kamu kurumları, özel sektör, üniversiteler

ve sivil toplum kuruluşlarına ödül verdiği Dünya CBS

gününde Genel Müdürlüğümüz de Orman Bilgi Sistemi

(ORBİS) ile “Coğrafi Bilgi Sistemleri temelli kurumsal

iş süreçlerinin etkin ve hızlı hayata geçirilmesi”

çalışmasından dolayı Dünya CBS Günü 2015 ödülüne

layık görülmüştür.

ORBİS Kamuda en büyük bilişim projesidir.

5- E-DEVLET

Genel Müdürlüğümüzce vatandaş, özel sektör ile kamu

kurum ve kuruluşlarına, 17 adet kategori altında toplam

61 adet hizmet e-Devlet üzerinden BAŞVURU şeklinde

sunulmaktadır. Bu hizmetler için başvurular e-Devlet

sistemi üzerinden alınmakta, ilgili birime iletilmekte ve

değerlendirilmektedir. Bu hizmetler için toplam 52.561

adet başvuru yapılmış olup bunların 32.019 adedi

sonuçlandırılmıştır. Gerçek ve tüzel kişiler tarafından

ormanlık alanlardan 6831 Sayılı Orman Kanunu’nun

16, 17 ve 18.maddelerine göre talep edilen 25.456

adet iznin başvuruları e-Devlet üzerinden alınmıştır.

Orman Ürünlerinin açık artırmalı satışları, e-Satış

portalı üzerinden elektronik ortamda yapılmaktadır.

e-Satış portalına üyelik işlemleri e-Devlet üzerinden

yapılmakta olup bu kapsamda 2020 yılında 4.104

adet ihale ilana çıkarılmış ve bunlardan 4.100 adet

satış sonuçlandırılmıştır. 2021 yılında 8.290 adet

ihale ilana çıkarılmış ve bunlardan 8.150 adet satış

sonuçlandırılmıştır. Genel Müdürlüğümüz personel

alımı kapsamında iş başvuruları e-Devlet üzerinden

alınmakta, yerleştirme sonuçları e-Devlet üzerinden

açıklanmaktadır. En son 2019 yılında gerçekleştirilen

5.000 adet personel alımında olduğu gibi 2016 yılından

bugüne kadar Orman Mühendisi, Orman Muhafaza

Memuru, Engelli Personel ve Sözleşmeli Personel

alımları için toplam 105.699 adet başvuru bu şekilde

gerçekleştirilmiştir.

6-EPTTAVM

Afyonkarahisar Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Merkezimizde;

Ormanlarımızdan toplanan ve merkezimizde yetiştirilen

bitkilerden üretilen bitki çayları, uçucu ve sabit

yağlar ile fidanlıklarımızda ürettiğimiz fidanlar E-PTT

AVM üzerinde oluşturduğumuz mağaza ile satışları

yapılmakta, vatandaşlarımızın online erişimleri

sağlanmaktadır.

https://www.epttavm.com/magaza/ogmgovtr linki

üzerinden ulaşılabilen online mağazamızda 14 farklı

bitkisel çay, 7 farklı bitkisel yağ ve 2 farklı bitki fidanı

satışı yapılmaktadır.

Ormandan Sağlık Üretiyoruz.

7- İHA VE ERKEN UYARI SİSTEMİ

Orman Yangın Erken Uyarı Sisteminde geliştirilen

yazılım ile kulenin bulunduğu yerden 15 km çapındaki

orman görüntülerini analiz ederek, uzaktaki bir dumanı

15 ile 25 saniye arasında tespit edip alarm üretmektedir.

Kurulan sistemler aracılığı ile orman yangınları internet

üzerinden canlı olarak izlenebilmektedir. Yangının

başlangıcı otomatik olarak e-posta, SMS veya MMS

yoluyla yetkililere bildirilmektedir.

İnsansız yangın gözetleme kulesi sistemi ile orman

yangınlarının söndürülmesinde erken tespit, hızlı

ve etkin müdahale amacıyla ülkemiz genelinde 776

adet yangın gözetleme kulesi ile ormanlar 24 saat

gözetlenmektedir.

Ayrıca Orman yangınlarında İHA kullanan Avrupa’da

birinci , dünya da ise ikinci ülkeyiz.

Bir İHA anlık olarak 600-800 bin hektarlık alanı,

1 dakika içinde de 3 ile 3,5 milyon hektarlık alanı

tarayabilmektedir.

2020 yılında yangın tespiti ve izlemelerinde 1 adet 2021

yılında ise 4 adet İHA kullanılmıştır.

LİDER KURUMLAR /21


8-YANGIN YÖNETİM SİSTEMİ

28 Orman Bölge Müdürlüğü ve KKTC’de yaklaşık 8000

adet hava ve kara aracına mobil veri iletişim cihazı

kurularak, sayısal haritalar üzerinden izlenmekte,

orman yangınlarına ilişkin anlık, güncel ve doğru bilgiler

üretilerek, yöneticilerin doğru karar vermesine yardımcı

olunmaktadır.

Yangın Yönetim Sistemi, Türkçe, İngilizce, Arapça,

Farsça, Azerice, Arnavutça, Kazakça, Gürcüce, Almanca,

Romence ve Rusça olmak üzere 11 dilde online olarak

çalışmaktadır.

9- YANGIN CELL

Yangın-Cell Yazılım platformu, merkezi bir sunucu

üzerinden, Bas-Konuş Cihazlarına, İdare personelinin

kullandığı akıllı telefonlara ve İdare’nin envanterinde

olan ve Operatör olarak kullanılacak bilgisayarlara,

aşağıda sıralanan fonksiyonları Grup Çağrısı, Özel

Çağrı, Acil Çağrı, Metin Mesajı, Dosya Transferi, Konum

Takibi, Konum ve Ses Kayıt Haberleşme Raporlarının

alındığı, Anlık konuşma grubunun oluşturulabildiği

sahadaki telsizler ile konuşabilen sunucusu OGM ‘de ait

bir platformdur.

10-FOTOKAPAN

Ormanlarımızı; korumak, izlemek, yasa dışı faaliyetleri

engellenmek, orman suçlarına karşı anında ve

yerinde müdahale edebilmek amacıyla Orman Genel

Müdürlüğü’nce 2017 yılında Foto kapan Projesi

başlatılmıştır.

Proje dahilinde; otlatma, işgal, izinsiz kullanma, kaçak

avcılık, orman yangını vb. suçlarla etkin ve yerinde

müdahale edebilme, toplumda farkındalık oluşturma ve

suçun oluşmadan önlenmesi amaçlanmaktadır.

Taşra Teşkilatında foto kapanların kurulumu yapılmış,

Makineden makineye kablosuz iletişim (M2M)

teknolojisi kullanılarak sahadan elde edilen fotoğraflar

Yapay Zeka ile işlenmiştir. İşletme Şeflerine bölgeleri

dahilinde alarmlar tanımlanmış (insan, hayvan, araç vb.)

ve fotoğraflar işlenerek, eşzamanlı elektronik postalar

gönderilmiştir. Böylece, suç ve unsurları anında ve

yerinde tespit edilmiş, gerekli müdahaleler sağlanmıştır.

Mevcut foto kapan sayısı 2671 adettir.

11- ORMAN YOLLARININ

SAYISALLAŞTIRILMASI

Orman yolları; sayısallaştırılmakta ve ORBİS modülünde

"Orman Yol Ağı Planları" ekranında dijital olarak takip

edilebilmektedir. Aynı zamanda; bu sayısallaştırılmış

verilerin fiziki çıktıları Genel Müdürlüğümüz ve Orman

Bölge Müdürlüklerimiz arşivlerinde saklanmaktadır.

12- PERSONELİN UZAKTAN EĞİTİMİ

Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi tarafından

kurulan Uzaktan Eğitim Kapısı uygulaması ile Kamu

personelinin eğitimi hedeflenmektedir. Kamu Kurumları

içinde bu sistemi ilk kez Orman Genel Müdürlüğü

kullanmaya başlamıştır. İlk etapta haziran ayı içinde

731 personele 5 günlük eğitim verilmiş ve bu sayede 1

Milyon TL tasarruf sağlanmıştır.

2020 yılında göreve yeni başlayan 5000 sözleşmeli

personele hizmet içi eğitim, 5417 personelimize Bilgi

Güvenliği Eğitimi verilmiştir.

2021 yılında 6372 personelimize Kişisel Verilerin

Korunması Eğitimi, 1581 personelimize İş Güvenliği

Eğitimi ve göreve yeni başlayan 164 adet aday memura

Aday Memur Hazırlayıcı Eğitimi sistem üzerinden

verilmiştir. Bakanlığımız Personel Genel Müdürlüğü

tarafından talimatlanan AFAD Eğitimleri kapsamında

“İnsan Hakları” eğitimine 2261 personelimiz, “İnsan

Hakları Çerçevesinde Etik Eğitimi”ne 1563 personelimiz,

“İnsan Hakları Ve Kamu Denetçiliği Kurumu Bağlamında

İyi Yönetim İlkeleri Eğitimi”ne 1391 personelimiz, “İnsan

Hakları Temelinde İş Yerinde Cinsiyet Eşitliği Eğitimi”ne

1367 kişi katılmış olup eğitimler Cumhurbaşkanlığı

Uzaktan Eğitim Kapısı üzerinden yıl sonuna kadar

devam edecektir.

Genel Müdürlüğümüz İnteraktif Eğitim Programı

kapsamında; Teftiş Kurulu Başkanlığı, Personel Dairesi

Başkanlığı, Bilgi Sistemleri Dairesi Başkanlığı, Kadastro

ve Mülkiyet Dairesi Başkanlığı, İzin ve İrtifak Dairesi

Başkanlığı, İnşaat ve İkmal Dairesi Başkanlığı, Silvikültür

Dairesi Başkanlığı, Orman Zararlıları ile Mücadele Dairesi

Başkanlığı, Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığının

eğitimleri interaktif olarak gerçekleştirilmiştir.

Pandemi sürecinden dolayı bu platformda eğitim

çalışmalarımız devam etmektedir. Uzaktan

eğitim sayesinde eğitim harcamalarında tasarruf

sağlanmaktadır.

13- DEVAM EDEN PROJELER

ORMAN YANGINLARIYLA MÜCADELE EĞİTİM

SİMİLATÖRÜ (OYMES)

Orman Yangınlarıyla Mücadele Eğitim Simülatörü

(OYMES), OGM’nün Antalya’da bulunan Yangınla

Mücadele Eğitim Tesisleri’ne kurulan bir eğitim sistemidir.

OYMES kapsamında, orman yangınlarıyla mücadelede

en önemli rolü üstlenen orman mühendislerinin

eğitimi simülasyon aracılığıyla gerçekleştirilebilir hale

getirilmiştir. Orman mühendisleri, orman yangınları

sırasında tim komutanı veya daha üst düzey görevler

üstlenerek yangına müdahale etmektedirler. Yangın

anında başarının en önemli faktörü değişik koşullarda

edinilecek tecrübe olarak değerlendirilmektedir.

22/LİDER KURUMLAR


Proje, Türkçe, İngilizce, Arapça ve Rusça olmak üzere 4

dilde eğitim verilmektedir.

ORMAN YÖNETİM SİSTEMİ

Karar destek programının altyapı çalışmaları; ABD’deki

Yale Üniversitesinden Ord. Prof. Dr. Chad Oliver ve Daire

Başkanlığımız yürütücülüğünde; Antalya Orman Bölge

Müdürlüğü, Alanya Orman İşletme Müdürlüğü, Alara

Orman İşletme Şefliği sınırları içerisinde arazi çalışmaları

yapıldı. Bu arazi çalışmalarında elektronik kumpas,

dijital boy ölçer ve tablet kullanıldı. Ayrıca karar destek

sisteminin yardımcı metot olarak kullanılmasına yönelik

çalışmalar da devam etmektedir.

AĞAÇ KİMLİKLENDİRME VE ÜRÜN TAKİP

SİSTEMİ

Ağaç Kimliklendirme ve Ürün Takip Sistemi Projesi OGM

ile Havelsan arasında yapılan protokol ile çalışılmaktadır.

Proje ile;

• Öncelikle 6831 Sayılı Orman Kanunu Madde 14’ün

ve Madde 27’nin Kontrol ve Denetimini Sağlayarak

• Orman Kaynak Yönetimini ve Korumacılığını

Sağlamak

• Kaçak Kesimi Engellemek

• Kesim Sonrası Tomruk Kayıplarının Önüne

Geçebilmek

• Daha Az Personel ile Muhafaza Yapabilmek

• Ülke Genelinde Envanter Yönetimi Yapabilmek

• Otomasyona Dayalı Kayıt Sistemini Oluşturmak

hedeflenmektedir.

YAPAY ZEKA İLE YANGIN MODELLEME

PROJESİ

Proje kapsamında, maliyet ve zaman konusunda tasarruf

sağlayacak 4 adet ileri analitik konusu seçilmiştir.

• Yangın tahmini ile gelecekte çıkması muhtemel

yangınların boyutu bölgesi ve zamanı

tahminlenecek,

• Kaynak planlaması yangın söndürme ekiplerinin

mevsimsel konumlandırılmasını planlayarak yangına

en erken şekilde müdahale edecek optimum çözüm

geliştirilmesini sağlanacak,

• Yangın söndürme ekiplerinin verimliliklerinin

ölçülerek yangına müdahale sürelerinin kısaltılması

ve söndürme maliyeti düşürülecek,

• Video analitik çözümleri ile yangın uyarı sistemleri

geliştirilerek video ve fotoğraf üzerinden yangın

tespiti yapılması sağlanacak.

3 BOYUTLU CİHAZLARLA AĞAÇLARIN

HACMİNİN ÖLÇÜLMESİ

• OGM ile ODTÜ arasında yapılan protokol

kapsamında çalışılan Üç Boyutlu Görüntüleme

Teknolojileri Kullanılarak Temassız Ağaç Çap ve

Hacim Ölçüm Sistemi Geliştirilmesi Araştırma

Projesi ile amaçlanan iki ve üç boyutlu görüntüleme

teknolojileri kullanılarak temassız olarak:

• Maktada ağaçlar kesilip boylandıktan sonra elde

edilen ürünlerin çap, boy ve hacim ölçülendirilmesini

yapabilecek,

• Rampa ve depolarda bulunan ürünlerin çap, boy ve

hacim ölçülendirilmesini yapabilecek,

• Kesilecek ağaçların işaretleme ve damgalama

sürecinde D-1,30 cm göğüs yüzeyi çap ölçümünü

ve ağacın kabuklu gövde hacminin hesaplanmasını

yapabilecek özelliklerde taşınabilir üç boyutlu

görüntüleme aracını (sistemini) geliştirmektir.

UZAKTAN ALGILAMA METODU İLE DİJİTAL

ORTAMDA ORMAN AMENAJMAN PLAN

YAPIMI

Dünya ormancılığının günümüzde yönelmekte olduğu

uzaktan algılama sistemlerinden birisi olan, helikopterin

altına monte edilen lazer tarayıcı bir cihaz ve aynı

anda hava fotoğrafının da çekilebildiği kamera ile yer

yüzeyinin taranması sonucu üretilen hassas yükseklik

bilgisine sahip içeren verilerin üretildiği yersel ve havasal

Lidar teknolojisi sistemlerinin ülkemiz ormancılık

envanter uygulamalarında kullanılabilmesidir.

LİDER KURUMLAR /23


SULAMA YÖNETİMİNDE TEKNOLOJİ

KULLANIMI

DSİ Genel Müdürü

Kaya YILDIZ

Canlıların en temel ihtiyacı olan beslenmenin

sağlanabilmesi için tarımsal üretim ve gıdalar stratejik

önem taşımaktadır. Gıda arzının yeterli düzeyde

sağlanabilmesi tarımsal faaliyetlerin sürdürülebilirliğine

bağlıdır.

Suyun sektörel kullanımında tarım sektörünün dışındaki

diğer sektörlerde oransal artışa rağmen, küresel

ölçekte tarımsal sulama halen en büyük su kullanıcısı

durumundadır. Dünya su kaynaklarının % 70’i tarımda,

% 19’u sanayide ve % 11’i evsel amaçlı kullanılmaktadır

(FAO Aquastat, 2013). Türkiye’de ise bu oranlar; % 77

tarım, % 23 sanayi ve evsel kullanım şeklindedir.

Ülkemiz yarı kurak iklim bölgesinde yer alması

sebebiyle; yılın büyük bölümü kurak geçmektedir.

Yıllık ortalama yağış 574 mm olup, kuzey kesimlerde 2

500 mm, iç ve orta kesimlerde ise 250 mm civarında

seyretmektedir. Yağışların genelde kış ve bahar

aylarında düşmesinden dolayı, özellikle sulama suyuna

ihtiyaç duyulan dönemlerde akarsularımızda yeterli

su bulunamamaktadır. Bu sebeple, yağışın çok olduğu

aylarda akıma geçen suyun depolanarak sulamada

ihtiyaç duyulan aylarda kullanılması sağlanmaktadır.

Suyun depolama tesislerinde depolanması ile sulama

suyu ihtiyacının yanında içme kullanma suyu ihtiyacının

karşılanması, ucuz ve çevreci enerji üretimi ve taşkınların

ötelenmesi sağlanmaktadır.

24/LİDER KURUMLAR


Sınırlı su kaynaklarının tarım sektöründe etkin

kullanımının sağlanması, suyun temini aşamasından,

suyun dağıtılması ve denetimi, sulama sistemlerinin

bakım-onarımı ve yenilenmesi, sulama sistemlerinin

izlenmesi ve değerlendirilmesi, sulama maliyetlerine

karar verilmesi, çiftçiler arasında çıkan anlaşmazlıkların

çözülmesi gibi çok geniş bir faaliyetler zincirinin

başarıyla yönetimini gerektirmektedir. Bu sebeple, su

kaynakları tedariki, kullanımı ve yönetiminin, bütüncül

bir yaklaşımla değerlendirilmesi esastır.

Sulama yönetiminin temel amacı sulama sahası

içerisindeki sulama suyu taleplerinin mevcut su

potansiyeli, sulama sisteminin kapasitesi ve gerçek

ihtiyaçlar ölçüsünde istenilen zaman ve miktarda,

membadan mansaba adil paylaşım ve akış güvenliğinin

sağlanarak karşılanmasıdır. Otomasyon ve buna bağlı

karar destek sistemlerinin ilk kuruluş ve tesis maliyetleri

yüksek olsa da, orta ve uzun vadede sağlayacağı

faydalar ve katma değer, sulama tesislerinin işletme

sürecinde gittikçe daha fazla tercih edilmesi sonucunu

doğurmaktadır.

• SUTEM (Sulama

özelliğine

Tesisleri

sahiptir.

Mekânsal

Tüm kullanıcılar

Bilgi Sistemi)

program üzerinde

sahip oldukları yetkilere göre işlem yapabilmektedir.

Web tabanlı Su bir kullanıcıları, uygulama olan sistem SUTEM üzerinden ile DSİ Genel parsellerini Müdürlüğü takip tarafından işletilen

veya işletme, bakım edebilmekte, ve yönetim sorumluluğu sulama sezonu devredilen öncesinde tesislerin beyanname işletme, bakım ve yönetim

faaliyetlerinin izlenmesi,

verebilmekte,

değerlendirilmesi

mesahalarını,

ve raporlanmasını

geçici

sağlanması

ve kesin

hedeflenmiştir.

tahakkuklarını görüntüleyebilmektedir.

Bu çerçevede sulama yönetiminde teknoloji kullanımına Sutem programı; Sulama Sicil tesisleri ve Tanımlama, ve üniteleri, Tesis sulama ve Envanter, parselinin Bütçe şebekedeki ve Muhasebe, Tahakkuk

yönelik uygulamalar aşağıda başlıklar

ve Tahsilat,

halinde

Sulama durumu Yönetimi, (şebeke Mesaha içi-dışı), ve beyanname Saha Operasyonları, durumu, Bakım mesaha ve Onarım, Su

özetlenmiştir.

Kullanıcıları, EBYS, durumu, Haberleşme, ÇKS sayısal Denetim, servislerinin Satın Alma, entegrasyonu Yatırım Kamulaştırma, ile su Mahsu

SUTEM (Sulama Tesisleri Mekânsal Bilgi Sayım, Sistemi) İzleme Değerlendirme kullanıcılarının Modülü destekleme olmak başvuruları üzere 16 ana tematik modülün haritalar birbirleriyle entegre

Web tabanlı bir uygulama olan SUTEM çalışma ile prensibine DSİ ile

göre

coğrafi

kurgulanmıştır.

olarak izlenebilmektedir.

Genel Müdürlüğü tarafından işletilen veya işletme, Sulama sezonu sonunda parselde üretim yapılan alanın

bakım ve yönetim sorumluluğu devredilen tesislerin Program; tesisin ve ürün tanımlanması, çeşitlerinin tesisin belirlendiği hizmet ettiği mesaha parsellerin işlemi TAKBİS’ten tabletler indirilmesi

işletme, bakım ve yönetim faaliyetlerinin parsellere izlenmesi, su kullanıcısı vasıtasıyla tanımlanması, sahada parsele fotoğraf üye eklenerek kaydının yapılması, yapılmaktadır. üye kaydı oluşturulan

değerlendirilmesi ve raporlanmasını parsellere sağlanması beyanname Sahada girilmesi, gerçekleştirilen beyanname girilen mesaha parselleri işlemleri oluşturan tüm sistem sulama alanının su

hedeflenmiştir.

ihtiyacının hesaplanması, üzerinden hesaplanan görüntülenebilmektedir. sulama alanı sulama Mesaha suyu ihtiyacının sonucu su kaynağı ile

Sutem programı; Sicil ve Tanımlama, Tesis karşılaştırılarak ve Envanter, tesisin gerçekleşen “su tahsis protokolü”nün tahakkuk işlemleri yapılması, sistem arz veya üzerinden talep yöntemine göre su

Bütçe ve Muhasebe, Tahakkuk ve Tahsilat, dağıtım Sulama programının

muhasebeleştirilmekte

yapılması, arazide mesahaların

ve sistem

oluşturulması,

üzerinden tahsil

mesahalara geçic

Yönetimi, Mesaha ve Saha Operasyonları, Bakım ve edilmektedir.

tahakkukun hesaplanması, geçici tahakkukun onaylanarak mesaha listelerinin oluşturulması

Onarım, Su Kullanıcıları, EBYS, Haberleşme, kesin Denetim, tahakkuka göre Program tahsilatları ile yapılması hayata sırasına geçirilen göre çalışmaktadır.

merkezi bütçe ve

Satın Alma, Yatırım Kamulaştırma, Mahsul Sayım, muhasebe sisteminde sulama birlikleri bütçelerini

İzleme Değerlendirme Modülü olmak üzere 16 ana

modülün birbirleriyle entegre çalışma prensibine göre

http://sutem.dsi.gov.tr

kurgulanmıştır.

Program; tesisin tanımlanması, tesisin hizmet ettiği

parsellerin TAKBİS’ten indirilmesi, parsellere su kullanıcısı

tanımlanması, parsele üye kaydının yapılması, üye kaydı

oluşturulan parsellere beyanname girilmesi, beyanname

girilen parselleri oluşturan tüm sulama alanının su

ihtiyacının hesaplanması, hesaplanan sulama alanı

sulama suyu ihtiyacının su kaynağı ile karşılaştırılarak

tesisin “su tahsis protokolü”nün yapılması, arz veya

talep yöntemine göre su dağıtım programının yapılması,

arazide mesahaların oluşturulması, mesahalara

geçici tahakkukun hesaplanması, geçici tahakkukun

onaylanarak mesaha listelerinin oluşturulması, kesin

tahakkuka göre tahsilatları yapılması sırasına göre

çalışmaktadır.

Uygulama içerisinde, Tapu ve Kadastro Genel

Müdürlüğü tarafından yayınlanmakta olan TAKBİS

(Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi) ve MEGSİS (Mekânsal

Gayrimenkul Sistemi), Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel

Müdürlüğü tarafından yayınlanmakta olan MERNİS

(Merkezi Nüfus İdare Sistemi), Tarım Reformu Genel

Müdürlüğü tarafından yayınlanmakta olan ÇKS (Çiftçi

Kayıt Sistemi) servisleri ile entegrasyon sağlanmaktadır.

Program ile gereksinimlerin tek bir uygulama üzerinden

karşılanmakta, zaman ve işgücü tasarrufu, kontrol ve

denetim kolaylığı, raporlarda standartlaşma ve veri

güvenliğinde merkezi yapıya geçiş sağlanmaktadır.

Program, Genel Müdürlük ve Bölge Müdürlüklerinde

İdare kullanıcısı, Devralan Kuruluş kullanıcısı ve

Su kullanıcısı olmak üzere çoklu kullanıcı yönetimi

LİDER KURUMLAR /25

Şekil 1. Sulama Tesisleri Mekânsal Bilgi Sistemi (SUTEM) Giriş Sayfası


Seyitler Sulaması Merkezi Kontrol Ekranları

Şekil 5. Seyitler Sulaması Merkezi Kontrol Ekranları

Bölge Müdürlüklerinin onayına sistem üzerinden Kompleks ve kendi içinde etkileşimli bir otomasyon

gönderilebilmekte, bütçe Sayfa 2 / 6 kalemleri Bölge Müdürlükleri ve buna bağlı karar destek sistemlerinin ilk kuruluş

tarafından ayrıntılı olarak kontrol edilmekte • ve Sulama Yönetiminde Uzaktan Algılama ve İnsansız Hava Araçlarının Kullanımı

ve tesis maliyetleri yüksek olsa da, orta ve uzun

onaylanarak yürürlüğe girmektedir.

Yeryüzünden vadede belirli sağlayacağı uzaklıkta faydalar atmosferde ve veya katma uzayda değer, hareket sulama eden platformlara

Arıza kayıt ve takip işlemleri tabletler vasıtası yerleştirilmiş ile tesislerinin

ölçüm aletleri

işletme

sayesinde

sürecinde

onlara dokunmaksızın

gittikçe daha

yeryüzündeki

fazla tercih

nesneler hakkında

sahada da gerçekleştirilebildiği gibi web ortamından

bilgi alma ve bunları değerlendirme tekniği olarak tanımlanan uzaktan algılama, uzun zamandır

edilmesi sonucunu doğuracaktır. Özellikle kapalı

yaşamın birçok alanında olduğu gibi sulama zamanı planlaması, su stresi, ilaçlama, verim

da gerçekleştirilebilmekte, kayıtlara sahada fotoğraf sulama sistemlerindeki otomasyon uygulamaları,

tahmini, arazi kıymeti belirleme vb. işlemleri ile tarımsal üretimde yaygın olarak kullanılan bir

entegre edilebilmektedir. Sulama tesislerinin muayene su ve sulama yönetiminde dışarıdan müdahaleyi

teknolojidir. Uzaktan algılama destekli CBS tabanlı sulama yönetimi çalışmalarında çok

durumları, programlanan ve gerçekleşen iş kalemlerine engelleyebilmekte, şebekeye gerçek ihtiyaçlar

zamanlı alınmış uydu görüntüleri yardımıyla ürün deseni hızlı ve doğru bir şekilde tespit

ait kayıtlar sistem üzerinden takip edilebilmektedir.

edilebilmektedir.

nispetinde

Bu tespitlerden

su sağlanabilmektedir.

yola çıkılarak çiftçilerin sulama beyanları hızlı ve kolay

Sistemde yer alan haberleşme modülü sayesinde, biçimde kontrol Planlama edilebilmektedir. ve/veya proje aşamasındaki yeni sulama

sulama tesislerinin işletme, bakım ve yönetim

Uzaktan projelerinde, algılama teknolojisi, otomasyon tüm ve dünyada karar farklı destek mekânsal sistemleri ölçeklerde ile sulu tarım

sorumluluğunu devralan su kullanıcı teşkilatların, alanlarının haritalanması ilgili bu gelişmeler için etkili dikkate bir araç olarak alınmakta, işaret geçmiş edilmektedir. yıllarda Bu teknoloji aynı

İdare iletişim altyapısını kullanarak su kullanıcılarına işletmeye açılmış olan sulama tesislerindeki dönüşüm

elektronik posta ya da kısa mesaj ile bilgilendirme de eş zamanlı olarak devam etmektedir.

yapabilmesi mümkündür.

Sayfa 3 / 6

Sulama Yönetiminde Otomasyon

Sulama sahası içerisindeki sulama suyu taleplerinin

mevcut su potansiyeli, sulama sisteminin kapasitesi ve

gerçek ihtiyaçlar ölçüsünde istenilen zaman ve miktarda,

membadan mansaba adil paylaşım ve akış güvenliğinin

sağlanarak karşılanması şeklinde tanımlanan sulama

yönetiminin temel amacına ulaşabilmenin günümüz

koşullarındaki en etkin yolu otomasyon ve karar destek

sistemlerinin kullanılmasıdır.

Karar destek sistemleri, karar alma işleminde yöneticiyi

desteklemek, karmaşık problemleri çözebilmek için

insan zekası, bilgi teknolojisi ve yazılımın etkileşim

içinde olacak şekilde harmanlandığı yapılardır. Karar

destek sistemleri, bir organizasyon içinde bulunan çok

fazla sayıda bilgiyi düzenlemek ve dağıtımını sağlamak

için özel olarak tasarlanmış bir sistem olarak tanımlanan

yönetim bilgi sistemlerinin üzerine inşa edilmektedir.

Bu sistemlerde, yönetim bilimi modelleri ve teknikleri,

karar alıcıyla etkileşim içinde olacak şekilde bir çatı

altında toplanmıştır.

Korkuteli Sulaması Merkezi Kontrol Ekranları ve Saha Ekipmanları

Şekil 6. Korkuteli Sulaması Merkezi Kontrol Ekranları ve Saha Ekipmanları

Bu kapsamda, DSİ 21. Bölge Müdürlüğü sınırları

içerisindeki işletmede bulunan Bayırköy, Aydın ve

Söke Sulamalarında başarıyla sonuçlanan pilot sulama

otomasyonu projeleri yürütülmüştür. Proje kapsamında,

açık kanal şebekeye sahip Söke Sulamasında yedek ve

tersiyer kanallardaki kapak sistemleri uzaktan kontrol

edilmesi sağlanmıştır.

Batı Akdeniz Havzası içerisinde bulunan, su kaynağı

Bayır Barajı olan ve net 317 ha sulama alanına hizmet

eden, işletme, bakım ve yönetim sorumluluğu Menteşe

Havzası Sulama Birliğine devredilmiş olan Bayırköy

Sulamasının hidrantlara uzaktan kontrollü sayaç

sistemi takılarak, bitki desenine göre sulama zamanı

ve sulamada kullanılacak su miktarı su kullanıcı kuruluş

tarafından belirlenmektedir. Su kullanıcı arazisine

gitmeden merkez aracılığıyla ya da cep telefonu

uygulaması ile sulamayı başlatabilmektedir.

DSİ 18. Bölge Müdürlüğü sorumluluk alanında yer alan

işletmedeki Seyitler Sulamasında Yenileme Projesi

kapsamında borulu şebekeye dönüştürme çalışmalarıyla

birlikte pilot ölçekli sulama otomasyonu uygulanmıştır.

26/LİDER KURUMLAR


250 ha alanda her parsele özel sulama amaçlı vana ve

sayaçların SCADA sistemi ile merkezi olarak kontrol

edildiği tarımsal yönetim sistemi kurulmuştur. Mobil

uygulama ile Bölge ve su kullanıcı teşkilat yöneticileri

sistemi uzaktan da yönetebilmektedir. Bu kapsamda;

sulama başlatma, bitirme, beyan işlemleri, su gözlem

istasyon verilerine erişim ve alarm kurabilme, parsel/

çiftçi sulama tarih, miktar, yetki değişiklikleri yapabilme,

bitki deseni işlemleri gibi birçok farklı veri erişimi veya

müdahale imkânı tanınarak 7 gün 24 saat mekân veya

cihaz sınırı olmaksızın erişim ve yönetim sağlanmaktadır.

Bu sahalarda yetiştiriciliği yapılan bitki desenine göre

ihtiyaç duyulan su miktarı su kullanıcıya tahsis edilecek

ve aşırı sulama önlenmiş olacaktır.

DSİ 13. Bölge Müdürlüğü sorumluluk alanında bulunan 5

686 ha sulama alanına sahip Antalya Korkuteli Sulaması

Rehabilitasyonu işinin kapsamında kurulan SCADA

sistemi ile depolama tesisindeki su seviyesinin ve ana

boru hatlarının kontrolü sağlanmaktadır.

Sulama Yönetiminde Uzaktan Algılama ve İnsansız

Hava Araçlarının Kullanımı

Yeryüzünden belirli uzaklıkta atmosferde veya uzayda

hareket eden platformlara yerleştirilmiş ölçüm aletleri

sayesinde onlara dokunmaksızın yeryüzündeki nesneler

hakkında bilgi alma ve bunları değerlendirme tekniği

olarak tanımlanan uzaktan algılama, uzun zamandır

yaşamın birçok alanında olduğu gibi sulama zamanı

planlaması, su stresi, ilaçlama, verim tahmini, arazi

kıymeti belirleme vb. işlemleri ile tarımsal üretimde

yaygın olarak kullanılan bir teknolojidir. Uzaktan algılama

destekli CBS tabanlı sulama yönetimi çalışmalarında

çok zamanlı alınmış uydu görüntüleri yardımıyla ürün

deseni hızlı ve doğru bir şekilde tespit edilebilmektedir.

Bu tespitlerden yola çıkılarak çiftçilerin sulama beyanları

hızlı ve kolay biçimde kontrol edilebilmektedir.

Uzaktan algılama teknolojisi, tüm dünyada farklı

mekânsal ölçeklerde sulu tarım alanlarının haritalanması

için etkili bir araç olarak işaret edilmektedir. Bu teknoloji

aynı zamanda, çiftçilere ve yöneticilere, anlık olarak

bitki su ihtiyaçlarını gösteren “sulama tavsiyesi” gibi

ilave bilgilerin verilmesi için de kullanılabilmektedir.

Farklı mekânsal ve zamansal çözünürlüğe sahip multispektral

uydu görüntüleri kullanımına dayalı yenilikçi

yöntemlerden yararlanılarak sulama şebekesi içerisinde

su stresi altındaki sulanan alanlar tanımlanabilmektedir.

Hava akımı ve tahrik kuvvetlerinden faydalanarak

uçabilen, otonom uçuş kabiliyetine sahip, yük veya silah

taşıyabilen, otomatik veya uzaktan komuta sistemi ile

kontrol edilebilen pilotsuz hava aracı olarak ifade edilen

insansız hava araçlarının (İHA), tarım uygulamalarında

kullanılması, teknolojileri ve bu cihazlara takılacak

kameraların hafiflemesi ve gelişmesi ile ivme

kazanmıştır. Yüksek mekânsal ve zamansal çözünürlüğü

daha elverişli hale getiren İHA teknolojisi, yüksek

çözünürlük ihtiyacı gerektiren tarımsal uygulamalar için

avantaj sağlamaktadır.

Multi spektral görüntüleme ile bitki canlılığı kontrol

edilebilmekte bitkinin içinde bulunduğu stres durumu

saptanabilmektedir. Bu tür çalışmalarda, İHA’lar üzerine

monte edilen multi spektral kameralar ile kırmızı, yeşil,

yakın infrared ve kırmızı kenarı (red edge) bantlarından

alınan veriler farklı algoritmalar kullanılarak elde edilen

bitki indislerine çevrilmekte ve bu indisler vasıtası

ile bitki sağlığı ve stresi kolayca saptanabilmektedir.

Uzaktan algılama çalışmalarında en yaygın kullanılan

bitki indisleri NDVI’dır.

Güvenilir ve sürdürülebilir bir işletme düzeninin

kurulması, bu düzen içinde işletme haritaları üzerinde

sulanan sahaların takip ve kontrolü açısından da

uzaktan algılama destekli CBS tabanlı sulama yönetimi

büyük önem taşımakta olup, DSİ Genel Müdürlüğü

LİDER KURUMLAR /27


işletmeye açtığı sulama projelerinde bu doğrultuda bir

sulama yönetiminin gerçekleştirilmesi için çalışmalarını

sürdürmektedir.

Bu kapsamda; 2017 ve 2018 yıllarında Tekirdağ ili

Hayrabolu ilçesinde, 1995 yılında işletmeye açılan

işletme, bakım ve yönetim sorumluluğu Temrezli Köy

Tüzel Kişiliğine devredilen Temrezli Sulaması sahasında,

DSİ Genel Müdürlüğü İşletme ve Bakım Dairesi Başkanlığı

ile Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi ve Çanakkale

18 Mart Üniversitesi akademisyenlerinin işbirliği ile

“Sulama Performans Değerlendirmesinde İnsansız Hava

Araçlarının Kullanım Olanaklarının Araştırılması Projesi”

ile araştırma alanındaki bitki gelişimi, haftada iki gün

olmak üzere, görüntü almada ve uçuş sürelerinde

yeterli stabilizasyonu sağlayacak İHA’lara monte edilen

multispektral ve termal kameralar ile görüntülenmiştir.

Bitki örtüsü, bitki deseni, arazi kullanımı gibi

sınıflandırma işlemlerinde farklı sınıflandırma metotları

kullanılmaktadır. Sınıflandırmada kullanılan görüntünün

özelliklerine göre görüntüler kontrollü ve kontrolsüz

sınıflandırma işlemine tabi tutulmaktadır. Ancak, İHA ile

alınan görüntülerde yersel ve zamansal çözünürlüğün

yüksek olması nedeniyle sınıflandırmada yüksek

doğruluğa sahip olunması adına görsel sınıflandırma multispektral

multispektral Sulama hava

hava Tesisleri fotoğrafı

fotoğrafı Merkezi İzlemeli Ölçü Tesisleri

işlemi yapılmıştır.

Alınan bu görüntüler görüntü işleme programları

Kurumumuz tarafından inşa edilerek işletmeye açılmış

ile işlenerek gerek direkt bitki sıcaklığı gerekse bitki

olan depolama tesisleri ve sulama şebekelerine merkezi

Sayfa 5 / 6

fizyolojik değişikliklerinin incelenmesinde son derece

izlemeli ölçü tesisleri kurulması hedeflenmiştir.

Şekil 8. Sulama Tesisleri Merkezi İzlemeli

Sayfa 5

Ölçü

/ 6

Tesisleri

yaygın olarak kullanılan bitki indisleri haritaları Bu kapsamda; Bölge Müdürlükleri tarafından belirlenen

• SVT (Su Veri Tabanı)

oluşturularak, parsellere ait arazi çalışmalarında elde depolama tesisleri ile öncelikle 500 ha ve üzerindeki

edilen toprak nemi ve bitki sıcaklıkları gibi gerçek veriler alana sahip sulama şebekeleri ve uygun görülen

karşılaştırılmış ve sulama yapılan alanlar saptanmıştır. diğer sulama tesislerine su seviyesi ölçüm cihazları

AR-GE Projesi kapsamında yapılan çalışmalar ile

(limnigraf), sulama sistemi borulu olan şebekelerde

oluşmaktadır.

tarımsal üretim ve sulama faaliyetlerinin izlenebileceği,

ultrasonik transit-time prensibiyle çalışan elektronik

su kullanım hizmet bedeli tahakkuk ettirilen alanların

ölçüm cihazlarının kurulması tamamlanarak, ölçü

karşılaştırılmasıyla kaçak sulamaların engellenebileceği,

tesislerinden otomatik olarak cbsportal uygulamasına

böylece sulama hizmeti alan vatandaşlar arasında adalet

aktarılan veriler kayıt altına alınmaktadır.

ve eşitliğin sağlanacağı, sulama tesisinin işletme, bakım Mevcut durumda, 470 adet limnigraf, 335 adet

ve yönetim sorumluluğunu devralan ve su kullanım debimetre olmak üzere toplam 805 adet elektronik

hizmet bedeli dışında herhangi bir ilave geliri olmayan

su kullanıcı teşkilatların sürdürebilirliğinin sağlanmasına

fayda sağlayacağı tespit edilmiştir.

Çalışmanın yürütüldüğü sulama sahasında multi rotorlu

İHA beklenen sonucu vermiş olmakla birlikte daha

büyük sulama sahalarındaki çalışmalarda sabit kanatlı

İHA kullanımının daha etkili olacağı sonucuna varıldığı

göz önünde bulundurularak diğer sulama alanlarında

kullanması ile ilgili bir planlama yapılacaktır.

Merkezi İzlemeli Ölçü Tesisleri

Su kaynaklarının kısıtlı olması ve tüm sektörlerde talebin

gün geçtikçe artması, mevcut su kaynaklarının en

ekonomik şekilde kullanılmasının öneminden hareketle,

olmakla Çalışmanın birlikte daha yürütüldüğü büyük sulama sulama sahalarındaki sahasında multi çalışmalarda rotorlu İHA sabit beklenen kanatlı sonucu İHA kullanı verm

olmakla

daha etkili

birlikte

olacağı

daha

sonucuna

büyük sulama

varıldığı

sahalarındaki

göz önünde

çalışmalarda

bulundurularak

sabit kanatlı

diğer

İHA

sulama

kullanımını

alanl

daha etkili olacağı sonucuna varıldığı göz önünde bulundurularak diğer sulama alanlarınd

kullanması ile ilgili bir planlama yapılacaktır.

kullanması ile ilgili bir planlama yapılacaktır.

Ar-Ge Projesinda kullanılan insansız hava aracı, Temrezli Sulama alanındaki

parsellerden multispektral hava fotoğrafı

Şekil 7. Ar-Ge Projesinda kullanılan insansız hava aracı, Temrezli Sulama alanındaki parsellerde

Şekil 7. Ar-Ge Projesinda kullanılan insansız hava aracı, Temrezli Sulama alanındaki parsel

Türkiye’nin yeraltı ve yüzey su kaynaklarından toplanan su ile ilgili tüm verilerin

merkezdeki veri tabanında toplanarak hidrolik, hidrolojik, su miktarı, sulanan alan ve su kalitesi

açısından değerlendirildiği bir proje olan SVT programı, Rasatlar, Yeraltı Suları, İşletme

Hidrolojisi, Su Kalitesi, Sulama, Pompaj, Taban Suyu ve Harita olmak üzere 8 modülünden

2005 yılında hayata geçirilen SVT uygulamasının, günümüzdeki son teknolojilere uyum

sağlaması, daha ayrıntılı ve dinamik raporlar sunabilmesi, ihtiyaç duyulan bilgi sistemlerinin

analizi ve yeni modüllerin eklenmesi, eski bilgilerin yeni yapıya transferinin sağlanmasını ve

sistem kullanıcılarına (DSİ Genel Müdürlük Merkez ve Taşra Teşkilatı kullanıcılarına) daha

hızlı, kolay ve etkin hizmet sunması ve kurumlar arası bilgi alışverişinin sağlanması amacıyla

2016 yılında Ulusal Su Bilgi Sistemi (USBS) ile birlikte revize edilmesine karar verilmiştir.

Şekil 9. Yeni SVT Giriş Sayfası

28/LİDER KURUMLAR

SVT programda sulama yönetimi için üç ana modül (Sulama, Pompaj, Tabansuyu)

bulunmaktadır. Sulama Modülü; DSİ Tarafından işletmeye açılmış olan sulamalarda, şebekeye

alınan sular, sulama randımanı, sulama oranının kayıt altına alındığı ve sorgulandığı modüldür.

Pompaj Modülü; pompaj sulamalarına ilişkin izleme ve değerlendirmelerin yapıldığı modüldür.


oluşturulabilmesi, Proje kapsamında Seyhan Havzası için geliştirilen sistemin Türkiye’deki

tüm havzalara uygulanabilecek şekilde tasarlanması etmektedir. projenin Yeni havzalar bazı için özelliklerini veri altyapıları teşkil hazırlanm

etmektedir.

Hem Avrupa hem de model tarafından üretilen m

kapsayacak şekilde genişletilmiştir. Güncellenen litera

modellerinin geliştirilme çalışmaları devam etmektedir

akarsu havzalarında akım tahmini yapan ve bunla

hidroelektrik santrallerde maksatlarına göre su k

gerçekleştiren ATHOM sisteminin tüm Türkiye’y

havzalarının tek elden milli bir sistem ile yönetilmesi m

Türkiye’nin yeraltı ve yüzey su kaynaklarından toplanan

su ile ilgili tüm verilerin merkezdeki veri tabanında

toplanarak hidrolik, hidrolojik, su miktarı, sulanan alan

ve su kalitesi açısından değerlendirildiği bir proje olan

SVT programı, Rasatlar, Yeraltı Suları, İşletme Hidrolojisi,

Su Kalitesi, Sulama, Pompaj, Taban Suyu ve Harita

olmak üzere 8 modülünden oluşmaktadır.

2005 yılında hayata geçirilen SVT uygulamasının,

günümüzdeki son teknolojilere uyum sağlaması, daha

Sayfa 13 / 14

ayrıntılı ve dinamik raporlar sunabilmesi, ihtiyaç duyulan

bilgi sistemlerinin analizi ve yeni modüllerin eklenmesi,

eski bilgilerin yeni yapıya transferinin sağlanmasını ve

sistem kullanıcılarına (DSİ Genel Müdürlük Merkez ve

Taşra Teşkilatı kullanıcılarına) daha hızlı, kolay ve etkin

hizmet sunması ve kurumlar arası bilgi alışverişinin

sağlanması amacıyla 2016 yılında Ulusal Su Bilgi Sistemi

(USBS) ile birlikte revize edilmesine karar verilmiştir.

SVT programda sulama yönetimi için üç ana modül

(Sulama, Pompaj, Tabansuyu) bulunmaktadır. Sulama

Modülü; DSİ Tarafından işletmeye açılmış olan

sulamalarda, şebekeye alınan sular, sulama randımanı,

sulama oranının kayıt altına alındığı ve sorgulandığı

modüldür. Pompaj Modülü; pompaj sulamalarına ilişkin

izleme ve değerlendirmelerin yapıldığı modüldür.

Tabansuyu Modülü; drenaj problemi olan ve olması

muhtemel sulama tesislerinde, tabansuyu gözlem

kuyularından her ay alınan ölçüm sonuçlarına göre

• Sulamada Teknoloji Kullanımında Yakın Ge

Bitki su ihtiyacı hesaplarında; toprakta buluna

meteoroloji istasyonundan elde edilen yersel veriler, uyd

verileri kullanılarak yapılacak düzeltme ile gerçek b

kullanıcısına uygulayacağı su miktarının bildirilmesi

ihtiyaçları kullanılarak sulama zamanı planlaması ve

ölçü tesisi kurulumu tamamlanmıştır. Ayrıca ölçü tesisi yapılmakta olan tabansuyu izleme çalışmalarının

destek sistemleri ile hazırlanması, tarla içi sulama s

kurulumu yapılmayan sulama sahaları için ihtiyaç izlenmesine yönelik bir modüldür.

Şekil belirleme 10. ATHOM ve ihale Giriş süreçleri Sayfası devam etmektedir. Yeni ATHOM alanlarda, (Akım karar Tahmini destek ve sistemleriyle Havza Optimizasyon hazırlanan sulama

ihaleler kapsamında tahliye kanallarına da ölçü tesisleri Modeli) programlarının otomasyon sistemi ile uygulanması, yap

kurulması planlanmakta olup bu kanallardaki su

Baraj ve hidroelektrik santrallere (HES) gelecek su

miktarları da takip edilecektir.

kaybı ve en yüksek ekonomik getiriyi sağlayan kısıntılı

akımının tahmin edilmesini, optimizasyon modeli

SVT (Su Pilot Veri proje Tabanı) olarak seçilen Seyhan Havzasında bileşeni ve başarılı destekleme ile taşkın bir şekilde anındaki mekanizmalarında geliştirilerek işletme ve yıllık uygulanan yapılacak işletme düzen

programlarının çıkarılmasını ve Web-tabanlı kullanıcı

ATHOM modelinin, Haziran 2020 itibari ile imzalanan konularının yeni yakın proje gelecekte ile ülkemizin ele alınacak en büyük konular olacağ

arayüz yazılımı ile tüm çıktılara erişimi sağlayan geniş

akarsu havzalarını içeren Fırat-Dicle, Kızılırmak, ölçekli Yeşilırmak bir sistemdir. ve Ceyhan havzalarına da

yaygınlaştırılmasına karar verilmiştir. Bu kapsamda ATHOM Geliştirme ve Yaygınlaştırma

projesi adıyla yeni havzaların da sisteme dahil edilme ve geliştirme çalışmaları devam

Şekil 11. Modern Sulama Yönetimi

LİDER KURUMLAR /29


Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’ne (DSİ) ait akım,

kar, meteoroloji, göl vb. gözlem istasyonlarının ölçüm

verilerinin otomatik olarak alınması, Meteoroloji Genel

Müdürlüğü’ne (MGM) ait otomatik meteoroloji gözlem

istasyonları ve sayısal hava tahmin verilerinin otomatik

olarak alınması, WRF sayısal hava tahmin modeli ile

meteorolojik tahminlerin üretilmesi, seçilen havzada,

gelecek su akımlarının hidrolojik modeller ve makine

öğrenmesi içeren hibrit tahmin modelleri ile tahmin

edilebilmesi, Kaskat yapıdaki havzayı dikkate alarak

baraj ve HES’lerin taşkın anındaki işletme ve yıllık

işletme programlarının optimizasyon yöntemleriyle

oluşturulması, tüm ölçüm ve tahmin verilerinin

merkezi bir veri tabanında saklanması, web-tabanlı

arayüz yazılımları ile verilerin havzaya ait haritalar

üzerinde görselleştirilmesi ve ölçüm/tahmin verilerinin

sorgulanarak otomatik/manuel rapor oluşturulabilmesi,

Proje kapsamında Seyhan Havzası için geliştirilen

sistemin Türkiye’deki tüm havzalara uygulanabilecek

şekilde tasarlanması projenin bazı özelliklerini teşkil

etmektedir.

Pilot proje olarak seçilen Seyhan Havzasında başarılı

bir şekilde geliştirilerek uygulanan ATHOM modelinin,

Haziran 2020 itibari ile imzalanan yeni proje ile

ülkemizin en büyük akarsu havzalarını içeren Fırat-

Dicle, Kızılırmak, Yeşilırmak ve Ceyhan havzalarına da

yaygınlaştırılmasına karar verilmiştir. Bu kapsamda

ATHOM Geliştirme ve Yaygınlaştırma projesi adıyla

yeni havzaların da sisteme dahil edilme ve geliştirme

çalışmaları devam etmektedir. Yeni havzalar için

veri altyapıları hazırlanmış operasyonel veri ağı

tamamlanmıştır. Hem Avrupa hem de model tarafından

üretilen meteorolojik tahminler tüm Türkiye’yi

kapsayacak şekilde genişletilmiştir. Güncellenen

literatüre göre yeni tahmin ve optimizasyon modellerinin

geliştirilme çalışmaları devam etmektedir. Ülkemiz

için son derece önemli olan akarsu havzalarında akım

tahmini yapan ve bunlar üzerinde kurulu bulunan

baraj ve hidroelektrik santrallerde maksatlarına göre

su kullanımı ve üretim optimizasyonu gerçekleştiren

ATHOM sisteminin tüm Türkiye’ye yaygınlaşması ile

ülkenin bütün havzalarının tek elden milli bir sistem ile

yönetilmesi mümkün olabilecektir.

Sulamada Teknoloji Kullanımında Yakın Gelecekte

Beklenen Gelişmeler

Bitki su ihtiyacı hesaplarında; toprakta bulunan nemölçer

verileri, sulama alanındaki meteoroloji istasyonundan

elde edilen yersel veriler, uydu görüntülerinden bitki

gelişim dönemi verileri kullanılarak yapılacak düzeltme

ile gerçek bitki su ihtiyacının belirlenmesi ve su

kullanıcısına uygulayacağı su miktarının bildirilmesi,

sulamaya özgü düzeltilmiş bitki su ihtiyaçları kullanılarak

sulama zamanı planlaması ve parsel su dağıtım

programlarının karar destek sistemleri ile hazırlanması,

tarla içi sulama sistemleri otomasyona entegre edilmiş

alanlarda, karar destek sistemleriyle hazırlanan sulama

zamanı planlaması ve parsel su dağıtım programlarının

otomasyon sistemi ile uygulanması, yapay zeka ile kurak

koşullarda en az verim kaybı ve en yüksek ekonomik

getiriyi sağlayan kısıntılı sulama simülasyonlarının

hazırlanması ve destekleme mekanizmalarında

yapılacak düzenlemelere bağlı olarak uygulanması

konularının yakın gelecekte ele alınacak konular olacağı

değerlendirilmektedir.

30/LİDER KURUMLAR


Liebherr Makine Ticaret Servis Ltd. Şti.

Orhanlı Mah. Katip Çelebi Cad. No. 17 34956 Tuzla, Istanbul, Türkiye

Tel: +90 216 453 1000 E-Mail: info.ltk@liebherr.com

LİDER KURUMLAR /31


T0PRAK MAHSÜLLERİ OFİSİ

Yönetim Kurulu Başkanı

Genel Müdür

Ahmet GÜLDAL

Ofisin temelleri 1932 yılında Ziraat Bankası bünyesinde

Ülkemizin çeşitli yerlerinde açılan “Buğday Alım

Şeflikleri” ile atılmış, 13 Temmuz 1938 tarihinde Toprak

Mahsulleri Ofisi (TMO) kurulmuştur.

Kuruluşundan bugüne 20.yy’da İkinci Dünya Savaşı,

silahlı çatışmalar, Soğuk Savaş dönemi, SSCB’nin

dağılması, petrol ve gıda krizleri gibi pek çok gelişmenin

damgasını vurduğu bu süreç ülkemizi de etkilemiş; TMO,

değişen koşullar karşısında farklı piyasa enstrümanları

ile üreticilerimizin, tüketicilerimizin ve sanayicilerimizin

yanında olmuştur.

Ülkemiz tarımında 83 yılını tamamlayan TMO, 1938

yılından bu yana genişleyen ürün yelpazesi, gelişen

altyapısı ve üreticiyi, tüketiciyi, sanayiciyi buluşturan

politikaları ile yoluna devam etmektedir.

Günümüzde TMO, hububat ve bakliyat piyasalarında

faaliyet göstermekte afyon ve uyuşturucu maddelere

konulan devlet tekelini işletmekte, AFAD ve Kızılay ile

işbirliği içerisinde ihtiyaç sahibi ülkelere gıda yardımında

bulunmakta; ayrıca Cumhurbaşkanlığı makamınca

verilen görevleri (fındık, kuru üzüm, kuru kayısı vb)

yerine getirmeye devam etmektedir.

TMO aynı zamanda ülke tarımının altyapısını

güçlendirmek adına inisiyatif almakta; bu sayede

öncülüğünü yaptığı “Depoculuk Hamlesi” ile lisanslı

depoculuk sistemine yaygınlık kazandırıp işlerliğini

artırarak sektöre öncülük etmektedir.

TMO-TOBB Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Anonim

Şirketi’nin kurulması ve “Uzun Süreli Kiralama” projesi

kapsamında ülkemiz depolama altyapısı daha da

güçlenmektedir.

Modern üretim ve ticaretin sembolü, gelişmiş hububat

piyasalarının temel altyapısı olan lisanslı depolar bugün

32/LİDER KURUMLAR


8,2 milyon ton kapasitesi ile kapılarını üreticilerimiz ve

sanayicilerimize açmıştır.

Bugün geldiğimiz noktada tüm dünya yeni bir sınavdan

geçmektedir. 2019 yılı sonundan bu yana karşı karşıya

olduğumuz COVID-19 salgını, gıdanın önemini bir kez

daha gözler önüne sermektedir.

Pandemi ile birlikte toplumsal hayatımıza karantina

uygulamaları, seyahat kısıtlamaları, testler, aşılar gibi

yeni zorunluluklar girmiş, karantina tedbirleri nedeniyle

özellikle yurtdışında gıda tedarik zincirinde aksamalar

meydana gelmiştir. Özellikle evlere kapanma, işgücünün

uzaktan çalışması, turizm sektörünün seyahat yasakları

nedeniyle sekteye uğraması gibi pek çok faktör, tüketim

alışkanlıkları üzerinde etkili olmuştur. 2020 yılı süresince

etkisini yoğun hissettiğimiz bu süreç 2021 yılına da

taşınmış, dünya genelinde ekonomik dengelerde

sarsıntıya neden olmaya devam etmiştir.

Pandemi koşullarının yanı sıra 2021/22 sezonunda

tarımsal üretim, tüm dünyayı etkisi altına alan

kuraklık başta olmak üzere, yangın, sel, deprem gibi

doğal felaketlerin peş peşe geldiği bir imtihandan

geçmektedir.

Dünyamızın başa çıkmak durumunda olduğu bir

diğer önemli konu iklim değişikliğidir. Dünyanın çeşitli

yerlerinde yağış rejimindeki düzensizlik, aşırı sıcak

hava koşulları gibi nedenlerle ürünlerin ekiliş ve hasat

dönemlerinde kaymalar görülmekte, bu durum verim

kayıplarına yol açabilmektedir.

Söz konusu iklimsel değişim ve beraberinde gelen

doğal felaketler, hemen hemen tüm tarımsal ürünlerde

etkisini hissettirmekle birlikte insanlığın temel besini

olan hububatta ürün arzında azalışa neden olmakta

ve bu durum küresel ticaret sisteminde önemli politika

değişikliklerini beraberinde getirmektedir. Üretiminde

azalma görülen ihracatçı ülkelerde hem yurtiçinde hem

ihracat fiyatlarında artış olduğu gözlemlenmektedir. Bu

ülkelerde gıda enflasyonunu kontrol altına almak üzere

ihracat kısıtlamaları ve kotaları gündeme alınmıştır.

Korumacı politikalara rağmen dünyada talep yönüyle

artış sürmüş, bazı ülkeler uyguladıkları gümrük vergisi

indirimleri ile stoklarını güçlendirmek üzere ithalat

taleplerini arttırmışlardır. Bu talep artışıyla birlikte

küresel ticaret sisteminin diğer unsurlarında da

değişiklikler gözlemlenmiştir.

Küresel talepteki artış, nakliye talebini de artmış ancak

lojistik imkânlar talep karşında sınırlı kalmış, dökme

yük taşımacılığına dayalı olarak gerçekleşen hububat

ticaretindeki navlun fiyatlarını da hızla yükseltmiştir.

Tüm bu faktörler karşısında bugün gerek navlun gerekse

dünya hububat fiyatlarındaki artış oranlarını ortaya

koymak gerekirse; navlunda ortalama %160, dünya

hububat fiyatlarında da ürünlere göre değişmekle

birlikte %20-100 arasında artış gözlemlenmiştir.

FAO’nun “Gıda Fiyatları Endeksi” son 10 yılın en yüksek

seviyesine ulaşmıştır.

Ülkemizde ise özetle 2021/22 sezonunda tüm dünyada

etkisini hissettiren kuraklık etkili olmuş; özellikle önemli

üretim bölgelerimiz olan Güneydoğu ve İç Anadolu’da

etkisi çok daha fazla hissedilmiştir. Yakın zamanda

yayınlanan TÜİK ikinci üretim tahminlerine göre ülkemiz

toplam hububat üretimi yıllık %15, buğday üretimi

%14 ve arpa üretimi %31 azalmıştır. Buna karşılık mısır

üretimimiz geçen sezon ile aynı kalmıştır.

LİDER KURUMLAR /33


Bu gelişmeler karşısında Toprak Mahsulleri Ofisi

(TMO) tarafından 2021 yılı alım fiyatları buğdayda

%36, arpada %37 arttırılarak Mayıs

ayı itibariyle ilan edilmiş ve

açıklanan alım fiyatlarımız

üreticilerimiz tarafından

memnuniyetle

karşılanmıştır.

Yine Mayıs ayı

içerisinde

sektörün önünü

görebilmesini

teminen

TMO’nun

s a t ı ş

fiyatları da

ilan edilmiştir. Ancak

hasadın ilerlemesiyle birlikte kuraklığın

etkilerinin belirginleşmesi neticesinde Haziran ayının

ortası itibariyle yurt içi hububat fiyatları hızlı bir atışa

geçmiştir. Üreticilerimiz de yükselen bu fiyatlardan

ürünlerini pazarlama imkanı bulabilmişlerdir.

TMO’nun ana görevlerinden biri üreticilerimiz aleyhine

gerçekleşen fiyat düşüşlerinin önüne geçmek iken bir

diğer görevi de fiyatların tüketicilerimiz aleyhine aşırı

yükselmesini önlemektir.

Bu kapsamda yeni sezonda hububat fiyatlarındaki artış

sebebiyle et, süt ve yem üreticilerimizin maliyetlerinde

oluşabilecek artışın önüne geçebilmek üzere yurt

genelinde “Yem Regülasyonu Çalışması” ve ekmeğin

en önemli girdisi olan un maliyetlerinin azaltılması

amacıyla da “Un Piyasası Regülasyonu Çalışması”

başlatılmıştır.

Bu doğrultuda TMO politikalarını etkili bir şekilde

uygulamak üzere Haziran ayı sonunda ilk dış alım

ihalesi gerçekleştirilmiş, Temmuz ayı itibariyle de TMO

stoklarındaki ürünler tarımsal üretim faaliyetinin bir diğer

kolu olan besici ve yetiştiricilerimiz ile

yem üreticilerine; Eylül ayı itibariyle

de un sektörüne satışa sunulmuştur.

Bugün geldiğimiz noktada

TMO, piyasa istikrarı,

üreticiler ile tüketiciler

arasındaki dengeyi

sağlamak için

Temmuz

ayından

b u g ü n e

piyasalara 3,7

milyon ton hububat

arzı gerçekleştirmiş. Bu

minvalde hayvancılıkla

iştigal eden üreticilerimizin

üzerinde oluşacak 2 milyar

TL’lik ilave maddi yükün önüne

geçilmiştir.

Kurumsal politikaların yanı sıra diğer kamu kurum ve

kuruluşları ile yakından çalışmalar devam etmekte,

sektör ile sık sık bilgi alışverişinde bulunulmaktadır.

Yurtiçi hububat piyasasında devletiyle, üreticisiyle,

sanayicisiyle bir bütün olarak ortak hareket etmenin,

istişare etmenin değeri içinden geçtiğimiz bu süreçte

bir kez daha anlaşılmaktadır.

Nitekim 13-14 Kasım 2021 tarihlerinde TMO-TUSAF

işbirliği ile sektörün tüm aktörlerini bir araya getiren,

üretici temsilcilerinden sanayiciye, kamu kurumlarının

yetkililerinden akademi ve medyaya kadar pek çok

alandan uzman Türkiye Hububat Kongresi altında bir

araya gelmiş, hububat sektörünü ortak akıl çerçevesinde

masaya yatırmıştır.

Hububat sektörü, ülkemiz tarımsal üretiminde stratejik

bir sektördür ve önümüzdeki süreçte tüm aktörlerimizle

işbirliği içinde politikalarımız belirlenmeye, üreticilerimiz

ve tüketicilerimiz korunmaya devam edilecektir.

34/LİDER KURUMLAR


LİDER KURUMLAR /35


SU YÖNETİMİ

Su Yönetimi

Genel Müdürü

Bilal DİKMEN

Su Kanunu Taslağı, Cumhurbaşkanlığı Hükümet

Sistemine göre revize edilmiş olup kanunlaşmasına

yönelik çalışmalar sürdürülmektedir.

Ulusal Su Planı (2019-2023) yayımlanarak 28.05.2019

tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Ülkemiz için kaynaktan-musluğa, etkili bir su yönetiminin

ilk adımı olarak nitelendirilen “Gaziantep Kaynaktan

Musluğa İçme ve Kullanma Suyu Güvenliği Planının

Hazırlanması Projesi” çalışmaları 27.04.2021 tarihinde

başlamış olup çalışmalarına devam edilmektedir.

Ülkemizde içme suyu maksatlı kullanılan ve planlanan

su kaynakları; “İçme-Kullanma Suyu Havzalarının

Korunmasına Dair Yönetmelik” kapsamında kalite

ve miktar açısından korunan bu kaynaklardan

hâlihazırda 18 tanesi için İçme Suyu Havza Koruma

Planı hazırlanmıştır. Bununla birlikte, 5 ayrı su kaynağı

için Genel Müdürlüğümüzce; 11 su kaynağı için de

Büyükşehir Belediyeleri ile birlikte koruma planı

çalışmalarına devam edilmektedir. Ergene Havza

Koruma Eylem Planı kapsamındaki 15 ana eylem başlığı

altındaki 19 alt eylemden 9’u tamamlandı, 8 eylem

tamamlanmak üzere devam ediyor, 2 eylem ise sürekli

yapılan eylemdir. Marmara Derin Deniz Deşarj Sistemi

Projesinde karaboru hattı, tüneller ve derin deniz hattı

ile 4 OSB atıksu arıtma tesisi tamamlanmış olup arıtılmış

atıksu alımına başlanmıştır. Velimeşe OSB atıksu arıtma

tesisi inşaat aşamasında olup yüzde 83’lük bir ilerleme

bulunmaktadır.

11 havzada Nehir Havza Yönetim Planları hazırlandı,

7 havzada çalışmalara başlanmış olup 1 havzada ihale

süreci devam etmektedir.

6 havzada Sektörel Su Tahsis Planları hazırlandı, 3

havzada çalışmalar başlanmış olup 6 havzada sektörel

su tahsis planlarının hazırlanması çalışmalarına bu yıl

başlanacaktır.

Havza Ölçekli Yönetim Planlarının Uygulanmasının

36/LİDER KURUMLAR


takibi maksadıyla 81 ilde İl Su Yönetimi Koordinasyon

Kurulu, 25 havzada 26 Havza Yönetim Heyeti, merkezde

ise Havza Yönetimi Merkez Kurulu ile Su Yönetimi

Koordinasyon Kurulu teşkil edilmiş olup toplantılarını ve

çalışmalarını düzenli aralıklarda gerçekleştirmektedirler.

Taşkın öncesi, taşkın anı ve taşkın sonrasında

alınması gereken yapısal/yapısal olmayan tedbirlerin

planlanması ve yönlendirilebilmesi maksadıyla; kriz

yönetimi yerine risk yönetimi esaslı Taşkın Yönetim

Planları hazırlanmaktadır. 23 havzada Taşkın Yönetim

Planı tamamlandı. 1 havzada çalışmalar sürmektedir.

2023 yılına kadar 25 havzanın hepsinin tamamlanması

planlanmaktadır.

Kuraklık öncesi, esnası ve sonrasında alınması

gereken tedbirlerin planlanması ve yönlendirilebilmesi

maksadıyla; kriz yönetimi yerine risk yönetimi esaslı

Kuraklık Yönetim Planları hazırlanmaktadır. 15 havzada

Kuraklık Yönetim Planı tamamlandı. 10 havzada

çalışmalar sürmektedir. 2023 yılına kadar 25 havzanın

hepsinin tamamlanması planlanmaktadır.

İklim değişikliğinin su kaynaklarımızı, kar yükünü ve kar

erimelerini 2100 yılına kadar nasıl etkileyeceğine dair

tüm havzalarımızda tespit çalışmaları yapıldı.

Ülkemiz yerüstü su kaynakları için risk teşkil eden

tehlikeli maddeler belirlendi ve mevzuata aktarıldı. Su

kaynaklarımızda bulunması muhtemel endokrin bozucu

kimyasallar ve bunların atık sulardan giderimine ilişkin

çalışmalar tamamlandı.

Sucul çevre ve insan sağlığı açısından risk teşkil

eden siyanobakterilerin artış potansiyelinin yüksek

olduğu 18 pilot alanda gerçekleştirilen çalışmalar

ile siyanobakterilere karşı mücadele ve müdahale

yöntemleri ortaya konuldu ve siyanobakteri ve

siyanotoksinlere ilişkin sınır değerler belirlendi ve halk

sağlığı temelli tedbirler oluşturuldu.

Yerüstü sularında bulunan mikroplastiklerin mevcut

durumunun ve etkilerinin ortaya konulması ile kontrol

yöntemlerinin geliştirilmesi, kirlenmiş alanların

temizlenmesine ilişkin stratejilerin belirlenmesi

maksadıyla çalışmalar yürütülmektedir.

Su kaynaklarının miktarının ve kalitesinin korunması,

geliştirilmesi ve sürdürülebilir kullanımının sağlanması

maksadıyla baskı ve etkilerin yoğun olduğu kirlilik tehdidi

altında olan sıcak noktalarda, alt havza bazında alınması

gereken tedbirleri içeren 13 adet su kalitesi eylem planı

hazırlanmış olup takibi gerçekleştirilmektedir.

AB normlarında su kaynaklarının izlenmesi için

25 Havzada yerüstü suları için İzleme Programları

oluşturuldu. 2.877 izleme noktasında izleme çalışmaları

DSİ tarafından yürütülmektedir.

Ülkemizdeki 302 göl ve sulak alanın korunması için

“Göller ve Sulak Alanlar Eylem Planı” hazırlandı. Ayrıca

Akarçay, Meriç Ergene, Susurluk, Sakarya, Kızılırmak,

Yeşilırmak, Konya, Gediz, Küçük Menderes, Büyük

Menderes, Ceyhan Havzalarında 422 göl, baraj ve

göletin batimetri haritaları hazırlanmış, su bütçelerini

ve özümleme kapasiteleri hesaplanmış ve su kalitesinin

iyileştirilmesi için tedbirler programı oluşturulmuştur.

330 göl, gölet ve baraj gölü için batimetri haritalarının

oluşturulması, su bütçesi ve özümleme kapasitesinin

tespiti ile su kalitesinin iyileştirilmesine ilişkin tedbirlerin

belirlenmesine yönelik projenin ihale süreci devam

etmektedir.

Burdur Gölü Alt Havzası Eylem Planı çerçevesinde

“Burdur Gölü’nde Buharlaşmanın Azaltılması Pilot

Ölçekli Çalışma” sı gerçekleştirilmiştir. Çalışma

sonucunda güneş panellerinin buharlaşmanın

azaltılması için uygulanabilecek en iyi yöntem olduğu

kanaatine varılmıştır. Bu kapsamda, Burdur Gölü

üzerine güneş paneli yönteminin uygulanabilir olup

olmadığı hususunda gerekli araştırmaların yapılabilmesi

maksadıyla “Burdur Gölü Üzerinde Güneş Enerji Santrali

LİDER KURUMLAR /37


ile Buharlaşmanın Azaltılması ve Elektrik Enerjisi

Üretme İmkanlarının Araştırılması Fizibilite Raporu”

hazırlanmıştır.

İçme Suyu Temin ve Dağıtım Sistemlerindeki Su

Kayıplarının Kontrolü Yönetmeliğini çıkardık. 2012

yılında su kayıp oranı yüzde 43 iken, 2020 yılında bu

oranı yüzde 35,4’e düşürüldü.

Ülkemizde kullanılmış suların yeniden kullanımını

sağlamak için 25 havza için Ön Fizibilite Raporu ve

Taslak Eylem Planı hazırlanmıştır. Ayrıca, Kullanılmış

Suların Yeniden Kullanım Uygulamalarına İlişkin Rehber

Dokümanı hazırlanmıştır.

Ulusal Su Bilgi Sistemi’nin 2017 yılı sonu itibari ile

kurulumu tamamlanmış ve kullanıma açılmıştır. Sistemin

yaygınlaştırılması ve sürdürülebilirliğinin sağlanması

kapsamında kurum/kuruluşlarla entegrasyon çalışmaları

ile paydaş kurumların içme suyu kayıpları, içme suyu

arıtma tesisleri, içme suyu kaynakları ve eylem planları

konularında veri girişi devam etmektedir. İleri geliştirme

çalışmaları kapsamında ise sistem iyileştirilmesi,

devamlılığının sağlanması ve ihtiyaca binaen belirlenen

önemli gereksinimlerin tamamlanması planlanmakta

olup III. Faz ihale süreci devam etmektedir.

Ülkemiz su kaynakları yüksek hassasiyetle CBS

ortamında sayısallaştırılmıştır. Bu sayede etkin ve

verimli bir su yönetiminin sağlanması maksadıyla

Ülkemiz tüm kamu kurum ve kuruluşlarının coğrafi veri

ve haritacılık alanında faydalanacağı analiz edilebilir/

sorgulanabilir, doğru ve güncel Sayısal Su Kaynakları

altlığı oluşturulmuştur. Söz konusu veriler kullanılarak

ülkemize özgü bir metodoloji ile 6 Hidrobiyocoğrafik

Bölge belirlenerek nehir, göl, kıyı ve geçiş sularında

su tipleri ve kütleler ortaya konulmuştur. Su kütleleri

özelinde baskıya dayalı risk analizleri gerçekleştirilmiş ve

tüm çalışmaların neticesinde Havza İzleme Programları

oluşturularak Ulusal İzleme Ağı güncellenmiştir.

Su kaynaklarının sürdürülebilir yönetiminin

sağlanması maksadıyla önemli bir karar destek

sistemi olarak tasarlanan, ülkemizde üretilmekte olan

verilerin kullanılabileceği, esnek bir dizayna sahip,

coğrafi bilgi sistemi tabanlı, bütüncül, hidrolojik,

hidrodinamik, hidrojeolojik, su kalitesi ve ekolojisi

modellerinin geliştirilmesi projesinin (HİDROTÜRK)

ilk fazı tamamlanmıştır. HİDROTÜRK 2 faz çalışmaları

kapsamında ilk fazda yer alan modellerin iyileştirilmesi

ile otokalibrasyon aracının geliştirilmesi planlanmakta

olup projenin ihale süreci devam etmektedir.

Türkiye’de Referans İzleme Ağının Kurulması Projesi

2020 sonu itibarıyla tamamlanmış olup, 25 havzada

toplam 1061 noktada izleme çalışmaları gerçekleştirilmiş

ve 853 referans izleme noktası belirlenmiştir. Aynı

zamanda 700 noktada tuzluluk ölçümleri yapılarak

103 geçiş suyu kütlesi belirlenmiştir. Proje kapsamında

referans izleme noktalarının, parametre ve sıklıkların

yer aldığı Referans İzleme Ağı oluşturulmuştur. Çalışma

süresince toplamda 5299 sucul flora ve fauna türü

tespit edilmiştir.

Nehir ve göller için hidromorfolojik indeksler geliştirilmiş

olup, kıyı ve geçiş suları için hidromorfolojik indeks

geliştirilmesi çalışmaları devam etmektedir.

Ülkemizde su yönetimi konusunda yürütülen

çalışmaların kamuoyu ile paylaşılarak farkındalık

oluşturulması maksadıyla, Genel Müdürlüğümüz

tarafından su yönetimi konusunda yapılan çalışmaların

yer alacağı “Dönüşüm Çağında Suyun Gündemi” adlı

kitabın hazırlanması çalışmaları devam etmektedir.

Genel Müdürlüğümüzce Veri Kataloğu uygulaması

geliştirilmiş olup, Veri Kataloğu uygulamasında veri girişi

ve arayüzün ihtiyaçlar doğrultusunda geliştirilmesine

devam edilmektedir.

38/LİDER KURUMLAR


LİDER KURUMLAR /39


DOGAMIZI KORUYORUZ

Doğa Koruma ve Milli Parklar

Genel Müdürü

İsmail ÜZMEZ

Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü

ülkemizin korunan alan potansiyelini ve bu korunan

alanlarımızın barındırdığı zenginlikleri korumak ve

yönetmekle sorumlu bir genel müdürlük olarak

doğanın korunması ve bozulmadan gelecek

nesillerimize aktarılması için çalışmaktadır. Bu

çerçevede tür ve alanların korunması için milli park

tabiat parkı, yaban hayatı geliştirme sahası gibi

korunan alanlar ilan etmekte; biyolojik çeşitlilik,

yaban hayatı, avcılık, sulak alanlar gibi konularda

da düzenlemeler yapmaktadır. Doğa Koruma ve

Milli Parklar Genel Müdürlüğü yapmakta olduğu

çalışmaları yürütürken, bir çok yönüyle hayatı

kolaylaştıran ve hızla gelişen dijital teknolojilerden de

faydalanmaktadır.

40/LİDER KURUMLAR

Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğümüzce

korunan alanlarımıza pek çok yatırım yapmaktayız.

Daha çok sayıda vatandaşımızı doğa ile buluşturma

amacı taşıyan yatırımlarımıza erişimi kolaylaştırmak

için 2016 yılında korunan alanlarımızı ceplere taşıyarak

korunan alanların ziyaretini kolaylaştıran Milli Parklar

Mobil Uygulaması hayata geçirildi.

Türkiye’de AppStore 2016 yılının en iyi 10 uygulaması

arasında 4. sırada yer alan Milli Parklar Mobil

Uygulaması milli park veya tabiat parklarını ziyaret

etmek isteyen vatandaşlar için seyahatlerine

başlamadan önce tabiatta gerçekleştireceği aktiviteye

göre park seçme, rota oluşturma, fotoğraf galerileri

sayesinde park alanı hakkında önceden bir izlenim

edinme gibi verilere erişebilme imkanı sağlanıyor.

Yine aynı amaçla http://ekotaban.tarimorman.gov.

tr web sitesi hazırlanarak bu site ile entegre olan

korunan alanlar hakkında detay pek çok bilgiye erişim

sağlayan “Ekotaban Mobil Uygulaması” geliştirilerek

kullanıcıların hizmetine sunuldu.

Genel Müdürlük olarak özellikle ziyaretçi

yoğunluğunun fazla olduğu korunan alanlarımızda

Hızlı Geçiş Sistemi gibi alana ulaşımı kolaylaştıracak

hizmetlerden de faydalanmaktayız.

Yukarıda belirtildiği gibi yaban hayatı, avcılık gibi

çalışmalar da Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel

Müdürlüğümüzün çalışma alanına girmektedir.

Yaban hayatı doğası gereği çalışması oldukça zor bir

konudur. Ülkemizde yakın zamanlara kadar yapılan

çalışmalar, daha çok doğrudan gözleme dayalı olarak

gerçekleştirilmiştir. Teknolojinin gelişmesiyle Genel


Müdürlüğü müz de bu imkanlardan azami derecede

istifade etmeye başlamıştır. Fotokapanlar ile yapılan

çalışmalarda; yaban hayvanları, insan faktöründen

mümkün olduğunca az etkilenmekte, edilen verilerin

doğruluk ve güvenilirlik oranını da yüksek olmaktadır.

Fotokapan çalışmalarımız ile türlerin yayılış alanları,

popülasyon dinamikleri, popülasyon yoğunlukları,

bireylerinin teşhisi vb. bilgiler kesin veriler ile ortaya

konabilmektedir. Ayrıca fotokapanlar yasa dışı

avcılık ile mücadelede faaliyetin başarısını arttırmak

amacı ile Genel Müdürlüğümüzce av koruma ve

kontrol çalışmalarında ülkemiz çapında yoğun olarak

kullanılmaya başlanmıştır. Ülke genelinde doğaya

yerleştirdiğimiz 3180 adet fotokapan ile yaban

hayvanları takip edilmektedir.

Ayrıca yaban hayvanlarına GPS-GSM’li tasma takarak

da onları takip etmekteyiz. 2020 yılında yaban keçisi,

alageyik, yaban koyunu, küçük akbaba, kara akbaba,

bozayı türlerinden toplam 23 yaban hayvanına

GPS-GSM’li tasma takılmıştır. 2021 yılında ise turna,

bozkır kartalı ve yaban koyunu türlerinden toplam 10

yaban hayvanına GPS-GSM’li tasma takılarak takip

yapılmaktadır.

Genel Müdürlüğümüz avcılığın kayıt altına alınarak

yapılması noktasında da yaban hayatı çalışmalarını

sürdürmektedir. Bu gaye ile avcılıkla ilgilenen

vatandaşlarımızın kullanımına yönelik de uygulamalar

geliştirmiştir. 2013 yılında hizmete sunulan Av

Yönetim Bilgi Sistemi (AVBİS) aracılığıyla

avcılar vize işlemlerini yapabilmekte ve

sistemden kota alarak avlanma faaliyetlerini

gerçekleştirmektedir. AVBİS kullanıcılarına üç

kanaldan (AVBİS WEB Sayfası, AVA Avcı Mobil

Uygulaması ve 0850 888 06 06 numaralı Çağrı

Merkezi) hizmet verilmektedir.

Genel Müdürlüğümüzce

ülkemizin biyolojik çeşitliliğini kayıt altına

almak amacıyla “Biyolojik Çeşitlilik Envanter

ve İzleme Projesi” uygulanmıştır. Projede

edinilen flora ve fauna envanter sonuçları

Nuh’un Gemisi Ulusal Biyolojik Çeşitlilik

Veri Tabanına aktarılmaktadır. Veri

tabanına bu güne kadar 1 milyon

901 bin 238 veri girilmiş olup bu

veri tabanı ilgi gruplarına

hizmet vermektedir.

Genel Müdürlüğümüz

ayrıca biyolojik

çeşitliliğimizin

korunması

maksadıyla

doğada

bilimsel

çalışma

talebinde

bulunan gerçek ve tüzel kişilerin araştırma faaliyetlerine

izin vermektedir. Araştırmacılar e-Devlet Kapısı

hizmetleri arasında yer alan ARİBS (Araştırma İzinleri

Bilgi Sistemi) uygulamamız sayesinde başvuru ile izin

iş ve işlemlerini kolaylıkla, hızlı ve güvenilir bir şekilde

sonuçlandırılmaktadır.

Sulak alanların korunması ve yönetilmesi konularında da

çalışmalar yürüten genel müdürlüğümüz Ulusal Sulak

Alan Envanter Yönetim Bilgi Sistemi Projesi ile ülkemizin

sulak alan varlığının belirlenmesi çalışmalarına başlamış

ve bugüne kadar toplam büyüklüğü 1.568.000 ha olan

3265 adet sulak alanı sisteme kaydederek halkımızın

istifadesine sunulmuştur. https://saybis.tarimorman.gov.

tr adresinden sisteme ulaşım sağlanabilmekte, sistemde

sorgulama yapılarak sulak alanlarla ilgili detay bilgilere

ulaşabilmektedir.

Ayrıca sulak alanlarda faaliyet gerçekleştirmek isteyen

ve sulak alan faaliyet izin belgesine tabi olan gerçek

ve tüzel kişiler de yine e- Devlet Kapısı üzerinden

başvurularını gerçekleştirerek en kısa sürede işlemlerini

sonuçlandırabilmektedir.

e- Devlet Kapısı üzerinden erişilen bir diğer hizmet

de YABİS (Yaban Hayatı Bilgi Sistemi Uygulaması)

uygulamasıdır. Kullanıcıların kendilerine özgü sınırlı

haklarla verilere erişerek, yaban hayatı konusunda Genel

Müdürlüğümüzce yürütülen çalışmalar sonucunda elde

edilen halkalama, sayım, izleme, izinler gibi bilgilerine

erişimini sağlamaktadır.

Yine e- Devlet Kapısı üzerinden 5199 sayılı Hayvanları

Koruma Kanunu hükümleri çerçevesinde yürütülen

“Sokak Hayvanlarının Rehabilitasyonu Projesi”

kapsamında, sahipsiz hayvanlar yerel yönetimlerce

kısırlaştırılıp işaretlenerek HAYBİS’e (Hayvanları Koruma

Bilgi Sistemi) kaydedilmektedir.

e- Devlet Kapısı üzerinden genel müdürlüğümüzce

hizmet verilen bir diğer alan da CITES Sözleşmesi yani

yabani hayvan ve bitki türlerinin canlı ve ölü örnekleri

ile bunların kolayca tanınabilen parçaları ile türevlerinin

sözleşmeye taraf ülkeler arasındaki uluslararası

ticaretinin düzenlenmesi için gereken izinler için

başvurunun yapıldığı platform olan CİTES uygulamasıdır.

Tüm bu ve bunlar gibi düzenlemeler genel

müdürlüğümüzün hizmetlerinden faydalanmak isteyen

kullanıcıların kolay erişimi ve hızlı sonuç alması için

hayata geçirilmiştir.

Genel Müdürlüğümüz hızla gelişen teknolojik

gelişmelere ayak uydurarak çağın gerekliliklerini

yakalamak ve vatandaşlara daha kolay hizmet

sunabilmek noktasında yeniliklere açık bir genel

müdürlük olarak faaliyetlerini sürdürmektedir.

Yapılan çalışmaların görünürlüğü arttırmak

için de yine dijital iletişim platformu

olan pek çok sosyal medya ağlarında

çalışmalarını vatandaşlara iletmektedir.

LİDER KURUMLAR /41


TARIMDA DİJİTALLEŞME VE TKDK

DESTEKLERİ

TARIM VE KIRSAL KALKINMAYI

DESTEKLEME KURUMU BAŞKANI

Dr. Muhammed ADAK

Kurumumuz, 18 Mayıs 2007 tarihli ve 26526 sayılı Resmi

Gazete ‘de yayımlanan 5648 Sayılı kanun ile kurulmuş

ve amacı, ulusal program ve stratejilerde öngörülen ilke

ve hedefler çerçevesinde, Avrupa Birliği ve uluslararası

kuruluşlardan sağlanan kaynakları da kapsayacak

şekilde kırsal kalkınma programlarının uygulanmasına

yönelik faaliyetleri gerçekleştirmektir.

Türkiye’nin katılım öncesi dönemdeki önceliklerini ve

ihtiyaçlarını dikkate alarak sürdürülebilir kalkınmayı

sağlayacak şekilde tarımsal işletmeleri AB standartlarına

yükseltmeyi amaçlayan IPARD Programı çerçevesinde

42 ilde; tarım, hayvancılık, gıda, balıkçılık ve alternatif

tarım alanlarında faaliyet gösteren işletmelere,

üretici bireylere, kooperatiflere ve üretici birliklerine

hibe programları aracılığı ile finansman desteği

sağlanmaktadır.

Avrupa Birliği Üyelik Öncesi Mali Yardım Aracının

(IPA) kırsal kalkınma bileşeni (IPARD) altında farklı

sektörlerden proje sunan başvuru sahiplerine %40-

70 oranlarında hibe desteği verilmektedir. IPARD

programında belirlenmiş olan uygunluk koşulları

çerçevesinde gerçek ve tüzel kişi başvuru sahipleri

tarafından sunulan başvurular incelenmekte ve uygun

bulunanlar desteklenmektedir. Bu kapsamda 2012

yılından bugüne 19.530 projeye 6.5 milyar TL hibe

desteği sağlanmış ve yaklaşık 80.000 kişilik istihdam

oluşturmuştur. 2021 yılında ise işlemleri tamamlanan

3.862 projeye 1,4 milyar TL destek ödemesi yapılmıştır.

42/LİDER KURUMLAR


Kurumumuz, birçok farklı sektörde AB standartlarında

tesisler kurabilmek için destek veren bir kurum olarak

sürekli değişen ve gelişen koşullara ülkemiz üreticisinin

de ayak uydurabilmesi için çalışmaktadır. Bilindiği

üzere, 2020 yılı sayın bakanımız Dr. Bekir Pakdemirli

tarafından “tarımda dijitalleşme yılı “olarak ilan

edilmiş ve bu kapsamda dijitalleşme çalışmalarımız hız

kazanmıştır. Ayrıca Endüstri 4.0 devriminin bir sonucu

olarak ortaya çıkan Tarım 4.0 kavramı ile kaynakları

daha verimli kullanıp su kirliliğinin de önüne geçerek

daha verimli, daha güvenli ve hızlı üretimi hedefleyen

bir sürece girmişken, bu süreç dahilinde Tarım ve Kırsal

Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) olarak güncel

teknolojilere sahip makine-ekipman destekleri vererek

tarımda dijitalleşmeye katkı sağlıyoruz.

Bu hedefler doğrultusunda Kurumumuz; sürü takip

sistemleri, tarımsal yazılımlar, otomatik süt sağım

sistemleri, yemleme sulama sistemleri, pastörizasyon,

homojenizasyon, paketleme, soğuk hava depoları ve

otomatik dolum makineleri gibi otomasyon sistemleri

içeren projeleri desteklemektedir. Ayrıca Coğrafi Bilgi

Sistemleri kullanılarak çevre dostu uygulamalarla

başvuru sahiplerine parsellerinde ektikleri ürünlere ait

ödemeler gerçekleştirilmektedir.

Tarım sektörünün en önemli girdilerinden olan,

enerjinin temiz hali, yenilenebilir enerji de Tarım

4.0 sürecinin vazgeçilmez kalemlerinden biridir. Bu

kapsamda IPARD destekli yenilenebilir enerji yatırımları

ile kurulan GES santrallerinin elektrik enerjisi üretim

miktarı yıllık 208.500.000 kwh olup yaklaşık yıllık 99

milyon TL değerinde elektrik üretilmektedir. Doğalgaz

ile karşılaştırıldığında 92 bin ton karbon emisyonun

azaltılmasının yanında 19.6 milyon m³ doğalgaz

ithalatına engel olunmuş ve doğalgaz ithalatında yıllık

5.1 milyon dolar tasarruf sağlanmıştır. Kurumumuz

Güneş Enerji Sistemlerinin yanı sıra rüzgâr enerjisi ve

jeotermal enerjiye de destek sağlamaktadır.

Tarımda dijitalleşmede öncü olan teknolojilerden bir

diğeri ise Zirai İnsansız Hava Araçlarıdır. ZİHA (Zirai

İnsansız Hava Aracı) projesi Türkiye’de TKDK’nın

sağladığı destekle ilk olarak Samsun’da hayata geçirildi.

TKDK ve Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından

yürütülen çalışma kapsamında, geniş tarım alanlarının

zirai insansız hava araçlarıyla çoklu uçuş yapılarak

ilaçlama denemesi 2021 yılı temmuz ayında başarıyla

tamamlandı. Geleneksel ilaçlama işlemlerinde uzun

süren ilaçlama işlemlerinin insansız hava aracı (İHA)

kullanılarak yapılmasıyla çok daha kısa sürelerde ve çok

daha verimli bir ilaçlama işlemi yapıldığı bir gerçektir.

Otomasyon, dijitalleşme ve teknolojik anlamda yukarıda

sayılan örneklere bakıldığında; kurulduğu günden

bugüne kadar kırsalda tarım ve hayvancılığın yanı sıra

bu ürünlerin işleme ve pazarlamasına, tıbbı aromatik

bitki yetiştiriciliğinden el sanatlarına, kırsal turizmden

arıcılığa, su ürünlerinden yenilenebilir enerjiye ve makine

parklarına kadar bir çok sektörde verdiği hibe desteği

ile Kurumumuz; kuruluş amacını gerçekleştirmek adına

ülkemizin Avrupa Birliği üyelik sürecine katkı sağlarken

aynı zamanda dijitalleşen dünyada ülkemizin de tarımsal

alanda dijitalleşmesine katkı sağladığı görülmektedir.

Bu doğrultuda çalışmalarına devam eden Kurumumuz,

tarım sektöründe yer alan her bir paydaş ile işbirliği

halinde çağın gerekliliklerine ve teknolojisine uygun

yatırımlara destek vermeye devam edecektir.

LİDER KURUMLAR /43


BİTKİSEL ÜRETİMDE

DİJİTALLEŞME

Bitkisel Üretim Genel Müdürü

Dr. Mehmet HASDEMİR

Pandemi sonrası, “Yeni Normaller, Yeni Tarım” olarak

adlandırdığımız

bu dönemde;

• E-ticaretin ivme kazanması,

• Tarımsal teknoloji, yapay zeka, dijitalleşme, geri

dönüşüme dayalı yeni üretim ekosistemlerinin öne

çıkması,

• Özellikle Çin ürünlerinin pazar gücünün azalmasına

bağlı olarak yeni dönemde çoklu ve alternatif pazar

arayışlarının artması,

• Bu durumun ülkemize yeni pazarlar, yeni fırsatlar ve

küresel tedarik zincirinden daha fazla pay alabilme

fırsatı sunacağı beklenmektedir.

Tarımda yeni dönem aslında teknolojiyi daha güçlü

kullanmayı da gerektirmektedir. Yeni dönemde

tarım sektörünün gelişme alanı; yapay zeka, tarımsal

teknolojiler ve dijitalleşmeyi içeren Tarım 4.0 sürecidir

TARIM 4.0 üretimde;

44/LİDER KURUMLAR


• Zamandan ve işgücünden kazanım,

• Girdi optimizasyonu,

• Saha şartlarının kapsamlı ve doğru analizi,

• Daha az çevre kirliliği gibi gibi avantajlarla beraber beraber

daha düşük maliyetle kaliteli ve ve verimli ürün elde elde

edilmesini sağlayacaktır.

• Bu sürecin öne çıkan teknolojileri olarak;

• Elektrikli traktörler,

• Otomatik dümenleme sistemleri,

• Dron teknolojisi,

• Akıllı sulama sistemleri,

• Tarım robotları,

• Değişken oranlı gübre ve ilaç uygulamaları ile

• Akıllı tarım teknolojileri

BİTKİSEL ÜRETİMDE YENİLİKÇİ

UYULAMALAR

Son yıllarda nüfus artışı, gıda güvenliği ve erişilebilirliği,

erişilebilirliği,

mevsimsel mevsimsel sınırlı sınırlı üretim üretim ve yüksek ve yüksek su su tüketimi gibi

gibi problemler alternatif tarım teknolojilerini zorunlu

kılmaktadır.

Genel Müdürlüğümüzce Bitkisel Üretimde Yenilikçi Yenilikçi

Teknolojilerin Kullanımı kapsamında “Dikey “Dikey Tarım” Tarım” tek-

teknolojilerinin yerli yerli ve milli ve imkanlarla milli imkanlarla ülkemizde ülkemizde uygula-

uygulanabilirliğine yönelik yönelik çalışmalar çalışmalar yürütülmektedir. yürütülmektedir.

Dikey Tarım ile;

Coğrafyadan bağımsız, toprağa bağlı bağlı olmadan olmadan her her

yerde yüksek verim ve kalitede ürün elde edilir.

• Yerinde üretim olanağı sağlar. sağlar. Pazara Pazara taşınma taşınma

esnasında oluşan ürün ve kalite kayıplarının önüne

geçilir.

• 12 ay kesintisiz üretim sağlanır.

• Atıl durumdaki tüm kapalı alanlar (fabrika, hangar,

atölye, bina, depo vb.) üretime katılır.

• Taze ve besin değeri yüksek ürünler üretilir.

• Zirai ilaç ilaç (Pestisit) (Pestisit) kullanılmadan kullanılmadan sağlıklı, sürdürü-

sağlıklı,

sürdürülebilir üretim yapılır. üretim yapılır.

• Su, gübre gibi gibi tarımsal tarımsal girdilerin girdilerin kullanımında kullanımında

yüksek oranda tasarruf sağlanır.

• Coğrafi koşullar izin vermese bile bu modelle katma katma

değerli değerli bitkilerin bitkilerin üretimi üretimi gerçekleştirilebilir.

30/LİDER KURUMLAR

LİDER KURUMLAR /45


ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA

MÜCADELE

Çölleşme ve Erozyonla

Mücadele Genel Müdürü

Nurettin TAŞ

Ülkemizde su erozyonu ile yerinden oynayan ve

taşınan sediment miktarının belirlenmesine yönelik

olarak Genel Müdürlüğümüz tarafından "Dinamik

Erozyon Modeli ve İzleme Sistemi (DEMİS)" yazılımı

geliştirilmiştir. Su erozyonu sonucu meydana gelen

toprak kayıplarını ortaya koyabilmek için uluslararası

kurum, kuruluşlar ve akademik çevreler tarafından

kabul görmüş RUSLE/YETKE (Revised Universal

Soil Loss Equation / Yenilenmiş Evrensel Toprak

Kaybı Eşitliği) modeli kullanılmıştır. YETKE/RUSLE

modelindeki her bir parametrenin yoğun veri içermesi

ve belirli zaman aralıkları ile bu verilerin güncellenmesi

gerekliliği yazılımı zorunlu kılmıştır.

46/LİDER KURUMLAR


YETKE/ RUSLE modelindeki parametrelerin DEMİS,

CBS, UA ve jeo-istatistik yöntemler kullanarak su

erozyonu şiddetinin dağılımını niteliksel ve niceliksel

olarak gösteren Türkiye Su Erozyonu Haritası

oluşturulmuştur. Yazılım şu an Erozyon Kontrolü Daire

Başkanlığı bünyesinde çalışana personele ait masaüstü

bilgisayarlarda tutulmaktadır.

DEMİS yazılımına bağlı olarak YETKE/RUSLE R (Yağışın

Aşındırma Gücü Faktörü) parametresinin hesaplanması

amacıyla Meteoroloji Genel Müdürlüğünden (MGM)

temin edilen dakikalık yağış verilerinin bulunduğu bir

veri tabanı oluşturularak yoğun hesaplamaların yapıldığı

ayrı bir yazılım sistem dâhilinde geliştirilmiştir. Yazılım,

Erozyon Kontrolü Daire Başkanlığı iş istasyonlarında

RUSLE R faktörü hesaplamalarını yapmaktadır.

Yapılan bu çalışmalar ile Türkiye Su Erozyonu Haritasından

büyük nehir su havzası, ana su kolu havzaları, il, mikro

havza ve parsel ölçeklerine doğru artan hassasiyette

toprak erozyonu verilerini üretmek mümkün hale

gelmiştir. Ancak erozyon haritasının oluşturulması için

kullanılan topografya, bitki örtüsü, yağış ve toprak

koruma faktörleri zamanla değişmektedir. Değişimin

belirtilen ölçeklerde izlenmesi ile birlikte erozyon

haritası da güncellenmektedir. Güncel erozyon verilerini

analiz edebilmek amacıyla Coğrafi Bilgi Sistemleri

Tabanlı İstatiksel Değerlendirme Modeli (CBSTIDM)

yazılımı geliştirilmiştir. CBSTIDM yazılım aracı arazi

örtüsü, eğim, bakı parametrelerini kullanarak bölgesel

veya bütün şekilde çalışılan alanda parametrelere bağlı

olarak erozyon miktarını ton cinsinden ve alan olarak

hesaplamaktadır.

Çığ Başlama Bölgelerinin Belirlenmesi

Jandarma Genel Komutanlığınca teröristle mücadele

faaliyetlerinde kullanılmak üzere 10 İle ait (Hakkâri,

Şırnak, Van, Ağrı, Tunceli, Muş, Bingöl, Bitlis, Siirt, Hatay)

“Çığ Başlama Bölgelerinin” belirlenmesi talep edilmiştir.

Bu kapsamda Genel Müdürlüğümüze bildirilmiş olan

illere ait 365 adet 1/25.000’ lik pafta üzerinde çalışmalar

tamamlanarak Jandarma Genel Komutanlığına teslim

edilmiştir. Bu çalışmalardaki doğruluk JGK tarafından

test edilmiş, doğruluk oranı yüksek bulununca da

tüm Türkiye’nin çalışılması talep edilmiştir. Bu talep

üzerine tamamı ÇEM Genel Müdürlüğümüz personeli

tarafından yapılan çalışmalar 2020 yılı sonu itibariyle

tamamlanmıştır.

Üretilen bu haritaların kullanımını kolaylaştırmak

amacıyla mobil yazılım geliştirilmiştir. Android ve

IOS versiyonları olan ve çevrimdışı da çalışabilen bu

program ile çığ bölgesine girilmesi durumunda kullanıcı

uyarılarak güvenli bölgeye geçişi sağlanmaktadır.

Sisteme giriş şifreli olup şu anda sadece güvenlik

kuvvetlerimizin kullanımına sunulmuştur.

LİDER KURUMLAR /47


ÜLKEMİZDE HAYVANCILIK

Hayvancılık Genel Müdürü

Zekariyya ERDURMUŞ

Ülkemizdeki büyükbaş-küçükbaş hayvan üretimi

verileri ve üretim hedefleri, büyükbaş ve küçükbaş

hayvan varlığımız ile ilgili olarak,

Ülkemiz büyükbaş ve küçükbaş hayvancılıkta ülkemiz

nüfusunun yeterli ve dengeli beslenmesini amaçlayan,

hayvancılık ve hayvansal üretimde çevre, insan ve

hayvan sağlığını koruyarak sürdürülebilirliği temel

hedef olarak belirlemektedir.

Temel hayvancılık politikalarında büyükbaş hayvanlarda

birim hayvandan daha fazla verim (buzağı, et ve

süt) elde edilmesi, küçükbaş hayvan varlığının ise

nüfusumuza yeterli sürü büyüklüğüne ulaşmaktır.

Hayvan varlığımız son 18 yılda yapılan atılım ve

ilerlemeler ile Avrupa ve Dünyadaki birçok ülkeden hızlı

gelişme sağlamıştır. Büyükbaş hayvan varlığı % 84,5

artışla 18,3 milyon başa, küçükbaş hayvan varlığı % 79,7

artışla 57,4 milyon başa ulaşmıştır.

Sadece son 3 yılda büyükbaş hayvan varlığı % 6,4,

küçükbaş hayvan varlığı % 24,5 artmıştır.

Ülkemiz Avrupa’da Küçükbaş hayvan varlığında 1’inci,

büyükbaş hayvan varlığında 2’nci sırada yer almaktadır.

Genel Müdürlüğümüzün büyükbaş ve küçükbaş

hayvancılığa yönelik çalışmaları ve projeleri:

Büyükbaş hayvancılık politikalarımız doğrultusunda

uyguladığımız proje ve destekleme programları mevcut

büyükbaş hayvan varlığından daha fazla verim elde

edilmesine yönelik uygulanmaktadır.

Bu kapsamda büyükbaş hayvancılıkta uyguladığımız

buzağı desteğinde döl verim şartları uygulanmaya

başladı.

48/LİDER KURUMLAR


Damızlık büyükbaş hayvanlarımızdan daha fazla buzağı

elde etmek amacıyla uyguladığımız buzağı ölümlerinin

azaltılması çalışmaları ve döl verim kayıplarının

azaltılmasına yönelik çalışmalarımız sonuçlarını vermiş

ve geçtiğimiz yıllarda mevcut damızlıklarımızdan daha

fazla buzağı alınmıştır.

Bakanlığımızca uygulanmaya başlayan Etçi ve

Kombine Irkların Suni Tohumlama Uygulamalarıyla

Yaygınlaştırılması Projesi ile 42 ilimizde devam ettirerek

etçi ve kombine ırklardan 1,7 milyon buzağı elde

edilmesi planlanmaktadır.

Yine büyükbaş hayvancılıkta uyguladığımız besilik

erkek sığır desteklemelerinde performansa dayalı

destekleme modeliyle son iki yılda karkas ortalamamızı

%8 arttırarak 296 kg çıkardık. Bu yıl karkas veriminin

300 kg’ın üzerine ulaşılacağı öngörülmekte olup,

ortalama karkas verimimizi 320 kg kadar çıkartılması

hedeflenmektedir.

Ayrıca hayvansal ürün kalitesini artırmaya yönelik

çalışmaları sürdürüyoruz. Özellikle süt ve karkas et

için sınıflandırma mevzuatı hazırlayarak uygulamaya

başladık. Bu kapsamda karkas sınıflandırmasına ilişkin

pilot uygulama devam etmekte olup, çiğ sütte ise

3 ilde yürüttüğümüz pilot uygulamayı Mayıs 2021

tarihinden itibaren Ülke geneline yaygınlaştırdık. Bu

sayede çiğ süt artık kalitesine göre fiyatlandırılmakta ve

desteklenmektedir.

Yine 2021 yılında 81 ilimizde uyguladığımız Büyükbaş ve

Küçükbaş Hayvancılık İşletmelerine Yönelik Yatırımların

Desteklenmesi Projesi ile makine-ekipman alımı,

hayvansal üretimde verimlilik ile kalitenin artırılması ve

modern hayvancılık işletmelerine dönüştürülmesi için

yapılan yatırımlara % 50 hibe desteği verilmektedir.

Küçükbaş hayvancılık coğrafyamızın bir gerçeğidir.

Anadolu coğrafyamızın mera yapısı küçükbaş için çok

uygundur. Küçükbaş hayvancılıkta yapılan atılımlarla,

sadece son üç yılda küçükbaş hayvan varlığımız % 24,5

artarak 57,4 milyon başa ulaşmıştır. Küçükbaşta her

nüfusumuza bir küçükbaş hedefimiz bulunmaktadır.

Diğer taraftan yeterli ve dengeli beslenmede önem arz

eden hayvansal kaynaklı protein tüketiminde, küçükbaş

hayvan kaynaklı protein oranının artırılması amacıyla

Küçükbaş Hayvan Eti Tüketiminin Özendirilmesi

Projesini uygulamaya başlanmıştır.

Proje ile sağlıklı ve lezzetli küçükbaş hayvan etinin

%10 olan kırmızı et tüketimindeki payının %20’ye

çıkarılması, küçükbaş eti tüketiminin yaygınlaşması ve

pazar istikrarı sağlanması hedeflenmektedir.

Ayrıca küçükbaşta yaptığımız atılımların yanında

2019 yılında 167 bin başın üzerinde küçükbaş hayvan

ihracatı gerçekleştirilerek ülke ekonomisine 29 milyon

$ , 2020 yılının da ise yaklaşık 156 bin baş küçükbaş

ihracatı gerçekleştirilerek 29 milyon $ katkı sağlanmış

ve bölgesinin önemli bir küçükbaş ihracat merkezi

niteliği kazanmıştır. 2021 yılı ilk 8 aylık dönemde ise 135

bin 500 baş küçükbaş ihracatı karşılığında 21,3 milyon

$ değerinde ihracat gerçekleşmiştir. Yapacağımız

çalışmalar doğrultusunda ihracat odaklı büyüyen bir

hayvancılık sektörü hedefliyoruz.

Hayvancılıkta ve süt ürünlerinde ithalatçı olduğumuza

yönelik iddialara;

Ülkemiz canlı hayvan ve hayvansal ürünlerin dış ticaret

rakamları incelendiğinde net ihracatçı konumdadır. Son

üç yılın rakamlarına bakıldığında 2019 yılında ihracat

fazlamız 585 milyon $, 2020 yılında 727 milyon $

ihracat fazlası vermiştir. 2021 yılının ilk sekiz ayında 887

milyon $ fazla vererek 2020 yılının verilerini şimdiden

geçmiştir.

Kırmızı et ve et ürünlerinde ülkemiz 2020 yılında 32,4

milyon dolarlık özellikle Ortadoğu ülkelerine ihracat

gerçekleştirmiş olup, ihracatın ithalatı karşılama oranı

% 121 ile net ihracatçı konuma gelmiştir. 2021 yılının ilk

8 aylık döneminde kırmızı et ve et ürünleri ihracatı bir

önceki yılın aynı dönemine göre %40,4 artarak 29,5

milyon dolara yükselmiştir.

Süt ve süt ürünleri özeline baktığımızda süt tozu, peynir

altı suyu, peynir ürünleri başta olmak üzere 2020

yılında ithalatın 4,3 katı ihracat gerçekleştirilmiştir.

286,6 milyon $ dış ticaret fazlası verilmiştir. 2021 yılının

il sekiz ayında ithalatın 9 katı ihracat gerçekleştirilmiş

ve 282,8 milyon $ dış ticaret fazlası olmuştur.

Biz süt sektöründe üreticilerimizin her an yanındayız

Sayın Bakanımızın da destekleri ile üreticiyi pandemi

sürecinden ve dünya piyasalarında yaşanan

gelişmelerden etkilenmesini engellemek için bütçe

imkânlarımızı sonuna kadar kullanıyoruz. Çiğ süt

üretiminde üreticilerimizin girdi maliyetlerini düşürerek

sürdürülebilirliği korumak ve tüketiciyi kollayarak arz ve

LİDER KURUMLAR /49


talep dengesinin gözetilmesi amacıyla verdiğimiz çiğ

süt desteği 2018 yılında 695 milyon TL iken, 2019 yılında

1,4 milyar TL’ye, 2020 yılında 1,6 Milyar TL’ye ulaşmıştır.

Ayrıca 2021 yılında çiğ süt piyasasında oluşan arz

fazlası süt Bakanlığımızca süt tozuna çevrilmek üzere

Et Süt Kurumu aracılığı ile piyasadan çekilerek çiğ sütte

regülasyon işlemi yapılmaktadır.

Bu kapsamda Nisan ayından itibaren Et ve Süt Kurumu,

sütte müdahale alımlarını başlatmış olup, Nisan Eylül

dönemi için yaklaşık 172.350 ton çiğ süt karşılığı 14.363

ton yağsız süt tozu kotası tahsis edilmiştir.

4 yılda 1.122.246 ton arz fazlası üretilen çiğ süt piyasadan

çekilerek 92.330 ton süt tozu üretilmiştir. Bu sayede arz

fazlası üretimin dış piyasaya ihraç edilmesi sağlanmıştır.

Hayvancılık destekleri ile ilgili olarak,

Bakanlığımızca üreticilerin girdi maliyetlerinin

düşürülmesi ve üretimde sürdürülebilirliğin korunması

amacıyla 2018 yılında 3,7 milyar TL olan toplam

hayvancılık desteği 2020 yılında %109 artışla 7,86 milyar

TL’ye yükselmiştir. Son 18 yılda hayvancılık destekleme

bütçesi 94 kat artırılmıştır.

Bu kapsamda;

• 2002 yılında 83 Milyon TL,

• 2019 yılında 5 Milyar TL,

• 2020 yılında 7,86 Milyar TL,

• 2021 yılında ise Eylül itibariyle 4,8 Milyar TL ödeme

yapılmıştır.

• 2002-2021 döneminde Eylül ayı sonu itibariyle

toplam 45,9 Milyar TL hayvancılık desteği

ödenmiştir.

Bu sayede hayvancılık alanında yapılan atılım ve

ilerlemeler ile ülkemiz Avrupa ve Dünyadaki birçok

ülkeden hızlı gelişme sağlamıştır

Ülkemiz Avrupa’da Küçükbaş hayvan varlığında 1’inci,

büyükbaş hayvan varlığında ise 2’nci, çiğ süt üretiminde

3’ncü sırada yer almaktadır.

Bu çalışmaların haricinde son 3 yılda;

• 26 Damızlık Düve Üretim Merkezi,

• 6 adet Damızlık Manda Üretim Merkezi,

• 6 tane Damızlık Koç ve Teke Merkezi,

• Muş ve Ardahan 500 adet kapasiteli 2 adet Ticari

Kaz Yetiştiriciliği tesisi,

• Bursa ilinde ipekböceği toplu besleme evi ve dut

bahçesi tesisi kuruldu.

• Ayrıca GAP, DAP, KOP ve DOKAP Projeleri 738 adet

ahır ve ağıl yapımına hibe 109,7 milyon TL hibe

desteği ödedik.

Üreticilerimizi destekliyor, sektörün tüm paydaşlarıyla

birlikte şeffaf, ortak akla dayalı, katılımcı bir hayvancılık

politikasıyla yarınlara güvenle ilerliyoruz.

50/LİDER KURUMLAR


GLP kapsamında gerçekleştirdiğimiz analizler;

Tıbbi Cihazların Biyouyumluluk Testleri

• Ames Testi

• Deri Hassasiyet Testi

• Akut Toksisite Testi

• Mikronukleus Testi

• Kromozal Aberasyon Testi Pirojenite

• İmplantasyon

Biyosidal Ürünlerin Ruhsata Esas Testleri

• Mikrobiyoloijik Etkinlik Testleri

• Virüsidal Etkinlik Testleri

• Kısa Süreli Stabilite, Uzun Süreli Stabilite,

Açık Kapak Stabilitesi

• Fiziksel ve Kimyasal Testler

• Akut Toksikolojik Testler

Bitki Koruma Ürünlerinin Akut Toksikolojik

Testleri

• Akut Oral Toksisite Testi

• Akut Dermal Toksisite Testi

• Akut İnhalasyon Toksisite Testi

• Akut Dermal İrritasyon/Korozyon Testi

• Akut Göz İrritasyon/Korozyon Testi

• Deri Hassasiyet Testi

LİDER KURUMLAR /51


TÜRK TARIMINDA DİJİTAL TEKNOLOJİLERİN

KULLANIMI VE TARIM-GIDA ZİNCİRİNDE TARIM

Tarımsal Araştırmalar Ve Politikalar

Genel Müdürü

Dr. Nevzat BİRİŞİK

İnsanoğlunun en içgüdüsel ihtiyacı gıdadır. Günümüzde

7 milyardan fazla insan için gıda güvenliğini sağlamak

hiç kolay değildir. Birleşmiş Milletler’in tahminlerine

göre 2050 yılında Dünya nüfusu 9 milyarı aşacaktır. Bu

nedenle tarımsal işlemlerin verimliliğini artırmak için

birçok analitik araç kullanarak arazideki değişkenlikleri

yönetmek ve birim alandan yüksek verim elde etmek bir

gerekliliktir. Dijital teknolojileri kullanarak uluslararası ve

yerel pazar taleplerini takip etmek, küresel rekabetçi

bir üretime kavuşarak GSYİH'ye önemli ölçüde katkıda

bulunulabilir.

Bununla birlikte günümüzde toprak erozyonu, çölleşme

ile iklim değişikliği gibi olumsuzluklar nedeniyle birim

alandan daha fazla ürün almak önem arz etmektedir.

Üretim maliyetini azaltırken verim artışını sağlamanın,

tarımı yönetmenin en etkili yolu dijital teknolojileri

tarımda kullanmaktır.

Teknoloji hayatımıza su ve buhar gücünün keşfedilmesi

ile 1800'lü yıllarda sanayi sektörü ile girmiştir. 20.

yüzyılın başlarında ise elektrik enerjisinin üretimi ile

üretimde makinelere geçiş olmuştur.

Bu dönemde tarımda makinelere geçiş olsa da bu

dönem emek yoğun bir süreçtir. Daha çok insan gücüne

dayalı üretim mevcuttur. 1950'lerin sonlarında İkinci

Dünya Savaşı sonrası elektronik otomasyon sağlanmış

makineler üretim maliyetini düşürmüş daha çok alan

ekilebilmiştir ve verimlilik artışı olan süreç başlamıştır.

1990'lar sonrası GPS kullanımının açılmasıyla Hassas

Tarımın uygulandığı süreç başlamıştır. Hassas tarım

yöntemleri ile arazinin her bir parseline özgü ya da

52/LİDER KURUMLAR


erimliliğini artırmak için birçok analitik araç kullanarak arazideki değişkenlikleri

üksek verim elde etmek bir gerekliliktir. Dijital teknolojileri kullanarak uluslararası

p etmek, küresel rekabetçi bir üretime kavuşarak GSYİH'ye önemli ölçüde katkıda

toprak erozyonu, çölleşme ile iklim değişikliği gibi olumsuzluklar nedeniyle birim

ak önem arz etmektedir. Üretim maliyetini azaltırken verim artışını sağlamanın,

olu dijital teknolojileri tarımda kullanmaktır.

buhar gücünün keşfedilmesi ile 1800'lü yıllarda sanayi sektörü ile girmiştir. 20.

ik enerjisinin üretimi ile üretimde makinelere geçiş olmuştur.

lere geçiş olsa da bu dönem emek yoğun bir süreçtir. Daha çok insan gücüne dayalı

sonlarında İkinci Dünya Savaşı sonrası elektronik otomasyon sağlanmış makineler

daha çok alan ekilebilmiştir ve verimlilik artışı olan süreç başlamıştır. 1990'lar

ılmasıyla Hassas Tarımın uygulandığı süreç başlamıştır. Hassas tarım yöntemleri

özgü ya da sürüdeki her bir hayvana özgü takip ve çözümler sunulmakta ve üretim

daha etkin bir şekilde yönetilmektedir.

ile sanayide yaşanan devrime paralel olarak bilgi teknolojileri tarımda kullanıldığı

ç tarım uzmanlarının

2. Tarım robotları

daha üretken ve verimli olmalarına yardımcı olan çeşitli araç

iği bir üretimdir. Emek yoğun süreçten bilgi yoğun sürece geçiş olmuştur.

3. Sulama otomasyonları

üreçlerine ilişkin, birçok araç ve gereç hâlihazırda geliştirilmiş olup piyasada

ygulamaları

4.

aşağıdaki

Değişken oranlı

gibidir.

gübreleme sistemleri

lojisi 5. Otomatik hayvan sağım-besleme sistemleri

ları

sürüdeki her bir hayvana özgü takip ve çözümler

sunulmakta ve üretim maliyetleri azaltılarak süreç daha

etkin bir şekilde yönetilmektedir.

2010'lu yıllarda endüstri 4.0 ile sanayide yaşanan devrime

paralel olarak bilgi teknolojileri tarımda kullanıldığı

Tarım 4.0 sürecidir. Bu süreç tarım uzmanlarının daha

üretken ve verimli olmalarına yardımcı olan çeşitli araç

ve teknolojilerle güçlendirildiği bir üretimdir. Emek

yoğun süreçten bilgi yoğun sürece geçiş olmuştur.

ilaçlanmamış ya da gübrelenmemiş yer bırakmaz.

2015 yılında yayınlanan bir makaleye göre Çin’in

Heilongjiang bölgesinde en popüler hassas tarım

teknolojisi Otomatik Dümenlemedir.

İnsansız Hava Aracı ile Görüntü İşleme Temelli

Hassas Tarım Uygulamaları Projesi (ASELSAN-

TAGEM: ASELSAN’ın ARI-1 Döner Kanatlı İnsansız

Uçan Sistemi ile toprak, kuraklık, gübre durumu,

hasat tahmini, rekolte hesabı ve farklı ürünler için

Bilgi işleme ve kullanma süreçlerine •İnsansız ilişkin, birçok Hava araç Aracı ve ile Görüntü bir kütüphane İşleme oluşturulmasına Temelli Hassas yönelik Tarım altyapı Uygulamaları Proj

kurulacaktır. Altyapı kurulduktan sonra, tarım

gereç hâlihazırda geliştirilmiş olup TAGEM: piyasada ASELSAN’ın mevcuttur. ARI-1 Döner Kanatlı İnsansız Uçan Sistemi ile toprak, kuraklık, güb

sigortalarına yönelik hasar tespit çalışmalarında da

Bazı Tarım 4.0 Uygulamaları aşağıdaki tahmini, gibidir. rekolte hesabı ve farklı ürünler için bir kütüphane oluşturulmasına yönelik altyapı kuru

kurulduktan sonra, tarım sigortalarına kullanım yönelik imkânları hasar doğabilecektir. tespit çalışmalarında da kullanım imkânla

1. Drone teknolojisi

6. Sera iklimlendirme otomasyonları

asyonları

7. Zararlılar için tahmin ve erken uyarı sistemleri

anlı gübreleme sistemleri

8. Akıllı çiftlik uygulamaları

yvan sağım-besleme sistemleri

ndirme otomasyonları

in tahmin ve erken uyarı sistemleri

uygulamaları

üçük ve orta ölçekli çiftçiler ve tarımsal işletmeler tarafından kullanılabilir ve

lir üretimin temel dayanak noktası ise Ar-Ge’dir. Akıllı Tarım Teknolojilerine

yürütülen çalışmalardan bazıları aşağıda verilmiştir.

Dümenleme Sistemi ile hava şartlarından etkilenmeden (gece bile), hiç aralık

e bindirmeden daha hızlı ama hassas işleme, hep aynı yoldan gidildiği için daha az

yse sıfıra inmiş operatör yorgunluğu, sıfır hata riski ve operatör memnuniyeti,

) kolaylık ve yakıt, ilaç, tohum, gübre ve işçilikten tasarruf mümkün olmaktadır.

yakıt tasarrufu, Gece çalışma imkanı, Üst üste ekim, ilaç ve gübre uygulamasını

ş, ilaçlanmamış ya da gübrelenmemiş yer bırakmaz. 2015 yılında yayınlanan bir

Heilongjiang bölgesinde en popüler hassas tarım teknolojisi Otomatik

Akıllı Tarım Teknolojileri küçük ve orta ölçekli çiftçiler ve

tarımsal işletmeler tarafından kullanılabilir ve

Şekil

erişilebilir

2: Haymana TAGEM İkizce ve lokasyonun ASELSAN ortaklığı multispektral ile geliştirilen kamera YERLİ ORTAK ile alınan buğday tarla

olup sürdürülebilir üretimin temel • dayanak Çiftlik Yönetim noktası ise Sistemi Geliştirildi: Çiftlik Yönetim Sistemi, tarımsal döngünün tüm sür

Ar-Ge’dir. Akıllı Tarım Teknolojilerine toplama, yönelik izleme, TAGEM değerlendirme • Çiftlik Yönetim ve karar Sistemi verme Geliştirildi: süreçlerini Çiftlik entegre Yönetim bir şekilde ele alan

tarafından yürütülen çalışmalardan Teknoloji bazıları kullanımında aşağıda dünyanın Sistemi, yaşadığı tarımsal son döngünün endüstriyel tüm devrimin süreçlerine yani Endüstri 4.0

verilmiştir.

teknolojilerine olan yansıması, dair veri tarımsal toplama, verimliliği izleme, çok değerlendirme daha üst bir seviyeye ve çıkarmakt

traktörler ve bağlı oldukları karar ekipmanlar, verme süreçlerini tüm üretim entegre sürecinde bir şekilde birbirleriyle ele iletişim hali

• Traktörlerde Otomatik Dümenleme Sistemi ile

TAGEM-ASELSAN işbirliği alan ile bilgi gerçekleştirilen sistemidir. projede Teknoloji tarım kullanımında araçları üzerindeki uluslar

hava şartlarından etkilenmeden (gece bile), hiç

Standart ara yüzünde toplanan dünyanın mesajların, yaşadığı telsiz son linki endüstriyel üzerinden devrimin uzak mesafeye yani aktarılarak h

aralık bırakmadan ya da üst üste bindirmeden daha

toplanan verilerin harita üzerinde Endüstri işlenmesine, 4.0 sürecinin, tarihsel tarım olarak teknolojilerine görüntülenmesine olan ve analiz e

hızlı ama hassas işleme, hep aynı yoldan gidildiği yansıması, tarımsal verimliliği çok daha üst bir

için daha az toprak sıkışması, neredeyse

sağlayacak

sıfıra

yazılım

inmiş

geliştirilmiştir.

seviyeye çıkarmaktadır. Bu süreçte, traktörler ve

operatör yorgunluğu, sıfır hata riski ve operatör bağlı oldukları ekipmanlar, tüm üretim sürecinde

memnuniyeti, sonraki işlerde (hasat vs) kolaylık birbirleriyle iletişim halinde olacaklardır. TAGEMve

yakıt, ilaç, tohum, gübre ve işçilikten tasarruf ASELSAN işbirliği ile gerçekleştirilen projede

mümkün olmaktadır. %12'ye varan oranlarda yakıt tarım araçları üzerindeki uluslararası ISO 11783

tasarrufu, Gece çalışma imkanı, Üst üste ekim, ilaç Standart ara yüzünde toplanan mesajların,

ve gübre uygulamasını engeller ya da ekilmemiş, telsiz linki üzerinden uzak mesafeye aktarılarak

haberleşilmesine, toplanan verilerin harita üzerinde

işlenmesine, tarihsel olarak görüntülenmesine

ve analiz edilmesine imkan sağlayacak yazılım

Şekil 3: OTAK geliştirilmiştir. ve İHA’nın koordinasyonunu sağlayan Çiftlik Yönetim Sistem

• Ülkesel Hassas Tarım • Projesi: Ülkesel Proje Hassas ile Tarım veriler Projesi: konuma Proje dayalı ile veriler olarak konuma zamansal ve mek

edilecek ve analiz edilerek dayalı değişken olarak oranlı zamansal tarımsal ve girdi mekânsal kullanımı olarak sağlanacaktır. elde Böylec

ve etkin olmayan kullanımı edilecek engellenerek ve analiz üretim edilerek maliyeti değişken ve oranlı çevre tarımsal kirliliği azaltılırken

kalitesi de artırılabilecektir. girdi Yüksek kullanımı maliyetli sağlanacaktır. tarımsal Böylece girdilerin girdilerin çiftçi aşırı üzerinde oluştu

baskılar analize dayalı girdi ve kullanımı etkin olmayan ile engellenecektir. kullanımı engellenerek Ankara ve üretim Konya olmak üzer

çalışmalar devam etmektedir. maliyeti ve çevre kirliliği azaltılırken, ürün verimi

• Merkezi Dane Kaybı İzleme ve kalitesi ve Takip de artırılabilecektir. Sistemi: Hasatta Yüksek tahmini maliyetli dane kaybı yaklaşık

toplam ekonomik etkisi 2,4 milyar TL’dir. Eylül 2015’te Birleşmiş Milletler tarafınd

TAGEM ve ASELSAN ortaklığı ile geliştirilen YERLİ Sürdürülebilir ORTAK Kalkınma Hedefleri (SKH) bünyesinde, “2030’a LİDER KURUMLAR kadar perakende /53 ve tüke

kişi başına düşen küresel gıda atığının yarıya indirilmesini ve hasat sonrası kayıplar dâh

tedarik zincirlerindeki gıda kayıplarının azaltılması” hedeflenmiştir. Bu proje ile Bulut

il 1: TAGEM ve ASELSAN ortaklığı ile geliştirilen Yerli OTAK


OTAK ve İHA’nın koordinasyonunu sağlayan Çiftlik Yönetim

Sistemi projesi

tarımsal girdilerin çiftçi üzerinde oluşturduğu

ekonomik baskılar analize dayalı girdi kullanımı ile

engellenecektir. Ankara ve Konya olmak üzere iki

lokasyonda çalışmalar devam etmektedir.

• Merkezi Dane Kaybı İzleme ve Takip Sistemi:

Hasatta tahmini dane kaybı yaklaşık 1,77 milyon

ton, toplam ekonomik etkisi 2,4 milyar TL’dir.

Eylül 2015’te Birleşmiş Milletler tarafından kabul

edilen Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SKH)

bünyesinde, “2030’a kadar perakende ve tüketici

düzeylerinde kişi başına düşen küresel gıda atığının

yarıya indirilmesini ve hasat sonrası kayıplar

dâhil üretimdeki ve tedarik zincirlerindeki gıda

kayıplarının azaltılması” hedeflenmiştir. Bu proje ile

Bulut tabanlı sistemde dane kaybının anlık olarak

operatör ünitesinde görüntülenmesi ve merkezi

izleme sistemine iletilmesi sağlanacaktır. Hasat

aşamasında GSM sinyali olmadığında offline veri

depolanması ve internet bağlantısının ilk kurulduğu

anda merkeze verilerin iletilmesi merkezi altyapı

üzerinden hasat yapan biçerdöverlerin anlık

konumu, işlem/kayıp durumu bilgilerinin mobil

ve web tabanlı uygulama altyapıları ile izlenmesi

sağlanabilecektir. Bu takip sistemi ile % 90,5

oranında israfın önleneceği öngörülmektedir.

Yerli örtü altı robotik ilaçlama

pülverizatörün tasarımı ve imalatı yapılmıştır.

• Buğdayın Önemli Zararlısı Süneyle Mücadelede

Yapay Zeka Kullanılarak Tahmin Uyarı Sistemi:

Bu çalışmada sünenin tüm biyolojik dönemleri ve

yaşam döngüsü ile iklim verileri arasındaki ilişki

ortaya konulmuş, mücadeleye esas olmak üzere

yapay zekâ tekniklerinden yararlanılarak, sürvey

ve mücadele zamanını en az hata ile belirleyen

bir tahmin-uyarı sistemi oluşturulmuş, prototip

yazılımı yapılarak iki yıl süre ile Aksaray ve Kırşehir

illerinde yazılımın güvenirliliği test edilmiştir.

• Hayvan Takip Sistemi geliştirme çalışmaları

başladı. Dünyada bir ilk olan ‘’Hayvan Takip

Sistemi’ ile hayvanların canlı olup olmadığı, hangi

koordinatlarda bulunduğu gibi bilgilerle her zaman

hayvanların tam sayımını sağlayacak ve sanal

karantina uygulamaları, el terminalleri ile hayvan

sağlığı hizmetlerinde uygulayıcılara kolaylıklar

sağlayarak işletme yönetimi basitleştirilecektir.

Ayrıca belirli hayvan davranışlarının (kızgınlık,

ruminasyon karakteristiğinin, kulak iç yüzey sıcaklığı

değişimi değeri) hayvan takip cihazından elde

edilecek veriler kullanılarak hayvan takip sistemi

yazılımında Ar-Ge kapsamında analiz edilmesi

planlanmaktadır. Söz konusu proje da yaygın pilot

uygulaması gerçekleştirilecektir. Yaklaşık 20.000

adet büyükbaş hayvan sisteme dahil edilerek

izlenecektir. Toplanan veriler makina öğrenmesi ile

algoritmalar oluşturulacaktır. Servis periyodunda

yaklaşık 80-90 günlük azalma ortalama 3 ay

olarak yıllık buzağı üretimi ve süt veriminde % 25

oranında (12 ayın 3 aylık kısmı olarak % 25 olarak

Dane Şekil Kaybı 5: İzleme Dane sisteminin Kaybı İzleme iş akış sisteminin şeması iş akış şeması

ebze Yetiştiriciliğinde Kullanılmak Üzere Kendi Yürür Pülverizatör Tasarımı: Örtüaltı yansıyacaktır) katkı sağlayacaktır. Süt veriminde %

pan çiftçilerimizin

büyük

Örtüaltı

bir çoğunluğu

Sebze

gerek

Yetiştiriciliğinde

tarım ilaçlarının

Kullanılmak

uygulanma yöntemlerinde 25 lik ve artış sağlanacaktır. Buzağı veriminde ise yıllık

llanılması gereken ilaç %20 oranında artış sağlanacaktır.

Üzere

miktarlarında

Kendi

önemli

Yürür

hatalar

Pülverizatör

yapmaktadırlar.

Tasarımı:

Bu proje kapsamında örtü

da kullanılmak üzere Örtüaltı uzaktan kumanda üretim edilebilen yapan çiftçilerimizin kendi yürür pülverizatörün büyük bir tasarımı Türkiye’nin ve imalatı en büyük Ar-Ge organizasyonu olan

r.

çoğunluğu gerek tarım ilaçlarının uygulanma Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve

yöntemlerinde ve gerekse kullanılması gereken ilaç Politikalar Genel Müdürlüğü Tarım 4.0 konusunda

miktarlarında önemli hatalar yapmaktadırlar. Bu kendi enstitülerinde yapmış olduğu çalışmalara

proje kapsamında örtü altı tarımında kullanılmak ilaveten özel sektöre de destek vermektedir. Rekabet

üzere uzaktan kumanda edilebilen kendi yürür gücünün artırılabilmesi ise; eğitimli ve kaliteli insan

54/LİDER KURUMLAR


acaktır) katkı sağlayacaktır. Süt veriminde % 25 lik artış sağlanacaktır. Buzağı veriminde ise

20 oranında artış sağlanacaktır.

ile 30 cm iş derinliğinde çalışma koşulları için 500 saatlik

kullanımda elektrikli traktör için yıllık enerji maliyeti

11.992,25 TL ve dizel yakıtlı traktörde yıllık yakıt maliyeti

96.525 TL olarak hesaplanmaktadır. Bu rakamlar

sonucunda elektrikli traktör ile dizel traktör arasında

yakıt masrafı olarak 8 katlık farkı ortaya koymaktadır.

Denemeler ve hesaplamalar tarımsal mekanizasyonda

en çok güç gerektiren toprak işleme işi üzerinden

yapılmıştır. Ekim, bakım ve gübreleme işleri dikkate

Elektronik Şekil Hayvan 8: Elektronik Takip Sistemi Hayvan Arayüzü Takip Sistemi Arayüzü

n en büyük Ar-Ge organizasyonu olan Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar alındığında ve tüketimler doğru orantılı şekilde düşecektir.

Genel Müdürlüğü kaynağına, Tarım 4.0 konusunda doğal kaynakların kendi enstitülerinde verimli yapmış kullanılmasına

olduğu çalışmalara Elektrikli ilaveten özel traktör yaklaşık 1,7 kat daha fazla güç

destek vermektedir. geliştirilmesine Rekabet gücünün artırılabilmesi ve teknolojik ise; eğitimli gelişmelere ve kaliteli hızlı insan bir kaynağına, oluşturmuş doğal 8 kat daha az yakıt tüketmiştir.

n verimli kullanılmasına ve geliştirilmesine ve teknolojik gelişmelere hızlı bir şekilde uyum

şekilde uyum sağlamaya bağlıdır. Çeşitliliğin arttığı,

bağlıdır. Çeşitliliğin arttığı, rekabetin kızıştığı ve sınırların ortadan kalktığı piyasa Diğer koşullarında, bir prototip ise 65 BG gücünde elektrikli bahçe

ilir üretimin temel rekabetin dayanak noktası kızıştığı Ar-Ge ve sınırların ve inovasyon ortadan olarak ortaya kalktığı çıkıyor. piyasa Ar‐Ge traktörüdür. harcamaları Proje kapsamında özgün şasi tasarlanmış

nda bir yatırım niteliğindedir koşullarında, ve öyle sürdürülebilir ki Ar‐Ge yatırımları üretimin için yapılan temel harcamalar dayanak yapılan olup harcama dış tasarım ile ilgili tasarımcı ile çalışılmaktadır.

n daha fazla bir noktası getiri sağlayacağından Ar-Ge ve inovasyon ötürü bu harcamalar olarak yapılmaktadır.Tarımsal ortaya çıkıyor. Ar- Araştırmalar 65 BG ve gücünde elektrikli traktör prototipi atölye

Genel Müdürlüğü Ge olarak harcamaları Tarım 4.0 aynı konusunda zamanda özel sektöre bir yatırım vermiş niteliğindedir

olduğumuz destek miktarı 2020

aşamasında olup tamamlanmak üzeredir. İşletme

r 7 milyon TL olduğu saptanmıştır.

ve öyle ki A-Ge yatırımları için yapılan harcamalar

Orman Bakanlığı tarafından 2019 yılında başlatılan çalışma kapsamında Tarımsal Araştırmalar maliyetlerinin ve elektrikli traktör ile birlikte 20’de 1

Genel Müdürlüğü yapılan (TAGEM) harcama öncülüğünde miktarından bir prototip daha geliştirilmiştir. fazla bir 75kW getiri (105 BG) seviyelerine gücündeki düşmesi beklenmektedir.

bu elektrikli traktör, sağlayacağından 4 teker tahrikli manevra ötürü ve bu dümenleme harcamalar kabiliyetine yapılmaktadır. sahiptir. 236 adet prizmatik

Makinaların giderek daha kapasiteli ve deyim yerindeyse

aryanın seri olarak Tarımsal bağlanmasıyla Araştırmalar 53 kWh ve batarya Politikalar kapasitesine Genel ulaşıldığı, Müdürlüğü batarya şarj sisteminin

rj fişi (plug–in) “akıllı” hale geldiği bir dönemde, FAO- TAGEM İşbirliği

olarak bağlantısına Tarım uygun 4.0 bir konusunda şekilde tasarlandığı özel sektöre ve şarj için vermiş trifaze prize ihtiyaç

ır.

olduğumuz destek miktarı 2020 yılına kadar 7 milyon

TL olduğu saptanmıştır.

ile TCP-Ulusal E-Tarım Stratejisinin Geliştirilmesinin

Desteklenmesi Projesi başlatılmıştır. Projenin amacı

Türkiye tarımında dijitalleşmenin mevcut durumunun

Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından 2019 yılında tespit edilmesi, iyi uygulama örneklerinin ortaya

başlatılan çalışma kapsamında Tarımsal Araştırmalar konulması ve Ulusal E-Tarım Stratejisinin geliştirilmesidir.

ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) öncülüğünde Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü

bir prototip geliştirilmiştir. 75kW (105 BG) gücündeki koordinasyonunda çalışmalara başlanmıştır. Proje

tarla sınıfı bu elektrikli traktör, 4 teker tahrikli manevra Bakanlığımızın tüm uygulayıcı ana hizmet birimlerinden

ve dümenleme kabiliyetine sahiptir. 236 adet prizmatik hem teknik düzeyde hem de yönetici düzeyde temsili

LiPO4 bataryanın seri olarak bağlanmasıyla 53 kWh ile yürütülmektedir. Ayrıca Bakanlığımız dışında Ziraat

batarya kapasitesine ulaşıldığı, batarya şarj sisteminin Odaları Merkez Birliği, Bilgi teknolojileri ve İletişim

Şekil 9. 105 BG kablolu ve 65 BG şarj Yerli fişi Elektrikli (plug–in) Traktör bağlantısına Prototipleri uygun (TAGEM) bir şekilde Kurumu, Haberleşme Genel Müdürlüğü, Ankara

meleri Tekirdağ

tasarlandığı

Bağcılık Araştırma

ve şarj

Enstitüsünde

için trifaze

yapılan

prize

elektrikli

ihtiyaç duymaktadır.

traktörün, muadili dizel traktörle

alı denemelerinde 4 soklu pulluk ile 30 cm iş derinliğinde çalışma koşulları için Üniversitesi 500 saatlik projenin ana paydaşıdır. Proje kapsamında

elektrikli traktör Saha için yıllık denemeleri enerji maliyeti Tekirdağ 11.992,25 TL Bağcılık ve dizel yakıtlı Araştırma traktörde strateji yıllık yakıt belgesinin yanı sıra çiftçiler tarafından kullanılan

.525 TL olarak Enstitüsünde hesaplanmaktadır. yapılan Bu rakamlar elektrikli sonucunda traktörün, elektrikli muadili traktör ile dizel traktör dijital arasında uygulamalar hakkında “Tarımda Dijital Dönüşüm

afı olarak 8 katlık farkı ortaya koymaktadır.

traktörle karşılaştırmalı denemelerinde 4 soklu pulluk Ülke Envanter Raporu” hazırlanmıştır.

ve hesaplamalar tarımsal mekanizasyonda en çok güç gerektiren toprak işleme işi üzerinden

. Ekim, bakım ve gübreleme işleri dikkate alındığında tüketimler doğru orantılı şekilde Çeşitliliğin düşecektir. arttığı, rekabetin kızıştığı ve sınırların

raktör yaklaşık 1,7 kat daha fazla güç oluşturmuş 8 kat daha az yakıt tüketmiştir. ortadan kalktığı piyasa koşullarında, sürdürülebilir

rototip ise 65 BG gücünde elektrikli bahçe traktörüdür. Proje kapsamında özgün şasi üretimin tasarlanmış temel dayanak noktası Ar-Ge ve inovasyon

asarım ile ilgili tasarımcı ile çalışılmaktadır. 65 BG gücünde elektrikli traktör prototipi atölye

olarak ortaya çıkmaktadır.

a olup tamamlanmak üzeredir. İşletme maliyetlerinin elektrikli traktör ile birlikte 20’de 1 seviyelerine

klenmektedir.

Özellikle Tarım makineleri endüstrisinde yeterli ölçüde

ın giderek daha kapasiteli ve deyim yerindeyse “akıllı” hale geldiği bir dönemde, FAO- Ar-Ge TAGEM yapıldığından söz edilmesi mümkün değildir.

TCP-Ulusal E-Tarım Stratejisinin Geliştirilmesinin Desteklenmesi Projesi başlatılmıştır. Projenin

4

105 BG ve 65 BG Yerli Elektrikli Traktör Prototipleri (TAGEM)

Çalışmalar daha çok ürün geliştirme olarak tanımlanır.

Bakanlığımız sektördeki Ar-Ge açığını ortadan kaldırmak

için Tarımsal Mekanizasyon Alt Yapı Geliştirme projesi ile

TAGEM Araştırma Enstitülerinde tarımsal mekanizasyon

ve bilişim teknolojileri düzeyinde dünyanın ileri

teknolojilerini yakalamak, seviyeyi yükseltmek, edinilen

teknolojik bilgiyle yeniden üretebilme ve tasarımlama

yeteneğini kazanmak, tarım makinaları konusunda

uzmanlaşmak için faaliyetlerini sürdürmektedir.

LİDER KURUMLAR /55


ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ

Türkiye Cumhuriyeti’nin verimli arazilerini işlemek,

Türk çiftçisine azim ve kararlılıkla neler yapılabileceğini

göstermek gayesiyle 1925 yılının Mayıs ayında Ankara’da

çorak ve verimsiz arazide kurulan Atatürk Orman

Çiftliği (Kurulduğu yıllardaki adı Gazi Orman Çiftliği),

1937 yılında Atatürk tarafından feragat mektubuyla

hazineye devredildi. 1938 yılında Devlet Ziraat İşletmesi

Kurumu’na bağlanan çiftlik, 1950 tarihine kadar 12 yıl

bu statüde işletilirken, Atatürk’ün feragat mektubu

doğrultusunda 24 Mart 1950 tarihinde çıkarılan 5659

sayılı Kanun’la günümüzdeki hüviyetine kavuştu.

“Çiftliklerin yerine göre araziyi ıslah ve tanzim etmek,

muhitlerini güzelleştirmek, halka gezecek, eğlenecek

ve dinlenecek sıhhi yerler hilesiz ve nefis gıda

maddeleri temin eylemek, bazı yerlerde ihtikârla fiili ve

muvaffakiyetli mücadelede bulunmak gibi hizmetleri

de zikre şayandır.” Şiarıyla yola çıkan Atatürk Orman

Çiftliği’nin kurulma amaçlarını kısaca özetleyecek

olursak;

56/LİDER KURUMLAR


• Hasadın vaktinde yapılmaması yüzünden bir kısım

ekinlerimiz çok sıcağa uğradığı gibi, dövenle

harman yapmak zorluğu karşısında çiftçilerin

vaktinde tarlalarını da hazırlayamadığı düşünülerek

hasat ve harman işinin makine ile yapılmasının

hasılata ve kazanca tesirini göstermek,

• İstinasız; memleketin her tarafında nitelikleri

bozulmuş olan tohumların ıslahını ve gidişatın

değiştirilmesini göstermek üzere tohum dağıtmak,

• Hayvancılığın, hara ve kümes hayvanlarının,

arıcılığın ıslahı ve bunların ziraatının çok kârlı

olduğunu gösterilmek,

• Ziraat sanatından sütçülüğü ve konserveciliği

genelleştirilip yaygınlaştırmak,

• Geniş alanlarda karşılaştırmalı

sebzecilik ve meyvecilik yapmak,

• Tesis edilen fidanlıklarda kaliteli

miktarda fidan yetiştirilerek

çıplak alanları doldurmak,

• Çiftliğin bir bölümünün

fazlasıyla tatmin edecek

derecede kâr getirdiğini

göstermek; müteşebbislerin,

büyük çiftlik sahiplerinin

topraklarını işlemeye

sevk etmek ve memleketin

üretimini fazlalaştırmak şeklinde

sayabiliriz.

Atatürk Orman Çiftliği Süt Fabrikası

Müdürlüğü kurulduğu yıllarda ülkemizde gıda

sanayisinde mihenk taşı özelliği taşımaktaydı. Özel

teşebbüslere de örnek olmak maksadıyla ilk olarak 1926

yılında günlük 3 bin litre kapasiteli “süt işleme tesisi”

kuruldu. 1930 yılından itibaren pastörize süt üretimine

başlanarak, imalathaneden fabrika üretimine geçilirken,

kaşar, peynir, yağ da üretilmeye başlandı. 1937 ve 1938

yıllarında yeni yatırımlar sayesinde bütün Ankara’nın

süt ihtiyacı karşılanıyordu. 1956 yılına gelindiğinde ise

Türkiye’nin ilk “Süt ve Mamulleri Fabrikası” olarak tek

çatı altında endüstriyel üretime geçildi.

Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğünün amaçları

arasında memleketimizin bereketli toprakları

üzerinde çiftçilerimizin desteklenmesi ve üretime

teşvik edilmesi olduğu için günümüzde süt

alımında güzide kooperatiflerimizden gelen

talepleri değerlendirilmekteyiz. Hepsi birbirinden

kıymetli olan Eskişehir’den Burdur’a; Kırşehir’den

Antalya’ya faaliyetlerini sürdüren süt üretim

kooperatiflerden sadece Covid-19

pandemisi döneminde almış

olduğumuz çiğ süt miktarı 22

milyon litre civarındadır. Süt

Fabrikası Müdürlüğümüz

bugün süt, yoğurt, ayran, kefir,

tereyağı, peynir ve dondurma

gruplarında 52 çeşit ürün

üretmekte ve piyasada ürün

kalitesi olarak üst sınırı temsil

etmektedir. Bütün bu üretim

yoğunluğuna rağmen ne

lezzetinden ne de doğallığından

zerre taviz vermiyoruz.

Tereyağımızı geleneksel usullerle

yayıklayarak yapıyoruz. Kaşar

peynirimizi sulu haşlama yöntemi

kullanarak üretiyor; tadının değişmemesi için

buhar haşlama yöntemine başvurmuyoruz. Kefirimizi

de sütün içine her daim aynı probiyotik değerlere sahip

mayamızı ilave edip tüketime sunuyoruz. Geleneği

…Çiftliklerin yerine göre araziyi

ıslah ve tanzim etmek, muhitlerini

güzelleştirmek, halka gezecek,

eğlenecek ve dinlenecek sıhhi yerler

hilesiz ve nefis gıda maddeleri temin

eylemek, bazı yerlerde ihtikârla

fiili ve muvaffakiyetli mücadelede

bulunmak gibi hizmetleri de zikre

şayandır…

LİDER KURUMLAR /57


korumak için yeniliği yakından takip ediyoruz. Gıda

teknolojisindeki her gelişmeyi dikkatle izliyoruz.

Meyvesuyu ve Bal fabrikamızın da geçmişi Süt üretimine

başladığımız yıllarla eşgüdüm göstermektedir. 52 çeşit

üretim gerçekleştiren fabrikamızda Sıkma Nar, Sıkma

Üzüm ve Domates Suyumuz gibi doğrudan meyveden

sıkıp şişelediğimiz meyve sularımızın yanında Türk Gıda

Kodeksi standartlarında muhafaza ettiğimiz elma, vişne,

kayısı ve şeftali konsantrelerimiz de pastörizasyon

işlemlerinden sonra raflardaki yerini almaktadır.

Kurumumuzun bal üretim faaliyetleri memleket

genelinde arıcılığın yaygınlaştırılması esas alınarak

1929 yılında başlamıştır. 1930 yılında 20 kovan ile bal

üretimi başlamış 1939 yılına gelindiğinde üretim 30

kovana çıkarılmıştır. 1966 yılında süzme bal üretiminde

tamamen modern yöntemler devreye alınmıştır.

1987 yılına geldiğimizde de kullanılan teknikler ve

yapılan teknoloji yatırımları sonucunda “Nefis Ankara

Balı” markasıyla Türkiye’de sektörün öncüsü haline

gelinmiştir. Türkiye’nin farklı bölgelerindeki yaylalarda

üretilen çiçek ballarının harmanlanmasıyla da bugünkü

“AOÇ Ankara Balı” markası oluşturulmuştur.

Türkiye’de süzme bal piyasasının oluşmasında

dengeleyici ve belirleyici rolü olan Müdürlüğümüz 2008

yılı içerisinde ilk defa bal üretim sezonundan önce, o

yıllarda bal üretiminin yoğun olarak yapıldığı bölgeler

olan Mersin, Adana, Hatay, Muğla, Antalya, Aydın,

Edirne, Kırklareli, Tekirdağ illeri ve civarındaki köyleri

tek tek yerinde incelemiştir. Bu bölgelerdeki üreticilerle

yüz yüze görüşmeler gerçekleştirildikten sonra bizzat

üretim yerlerinde bal alımı gerçekleştirilmiştir. 2010

yılında ise yine büyük ölçekli bir yatırımla bal üretim

tesislerimiz yenilenmiştir. Kurumumuz bal alımında da

tıpkı süt alımındaki gibi kooperatiflerimizi desteklemek

amacıyla alımları kooperatiflerden yapmaktadır. İlk

aşama olarak ülkemiz coğrafyasının güzide yaylarında

arıcılık faaliyetinde bulunan kooperatiflerimiz süt

alımında olduğu gibi müdürlüğümüze başvuruda

bulunup numunelerini laboratuvarlarımıza iletiyorlar.

Laboratuvarlarımızda gerçekleştirilen birinci karbon

testinden çıkan sonuçlara göre davet ettiğimiz

kooperatiflerimizin getirdiği bal tenekelerinin içinden

seçtiğimiz numuneleri bir kere daha karbon testine

tabi tutuyoruz. Bizim yaptığımız iki testten sonra bir

de akreditasyon kurumunun onaylı laboratuvarlarında

test yapılıyor ve AOÇ Ankara Balı üreticiye arz ediliyor.

Arıcılık faaliyetinde bulunan kooperatiflerimizin

numunesi arasından testlerimizi geçemeyen

üreticilerimizin tarafımızdan dilekçe yoluyla bilgi isteme

hakları bulunmaktadır. O zaman da görevli mühendis

arkadaşlarımız ilgili kooperatifleri test sonuçlarıyla

ilgili bilgilendiriyor. Bu sayede kooperatiflerimiz bal

üretiminin bilimsel tekniklerini de öğrenmiş oluyor.

Tabiri caizse kovanlardan alıp cam kavanozlara koyup

tamamen doğal olarak piyasaya sunduğumuz balımızın

58/LİDER KURUMLAR


bu yolculuğunda, kooperatiflerimizden tüketicilerimize

kadar her kesimin menfaatini gözetiyoruz.

Salça Ülkemizde domates denilince ismi ilk üç sırada

geçecek Ayaş domatesleri ile sofralık domatesleri

bizzat kendi personellerimizce tarladan fabrikamıza

getirip üretimde hammadde olarak kullanıyoruz.

İşte bu hammaddeye sadece tuz ilave ederek salça

haline gelince de piyasaya arzını gerçekleştiriyoruz.

Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü olarak her bir ürün

kaleminde hassasiyetimizden taviz vermeden üretimi

sürdürüyoruz.

Atatürk, çiftliklerinin milletine devri için yazmış olduğu

mektupta “…yerine göre araziyi ıslah ve tanzim etmek,

muhitlerini güzelleştirmek, halka gezecek, eğlenecek

ve dinlenecek sıhhi yerler temin eylemek…” görevini

tebliğ etmiştir. Biz de üzerinde titizlikle yenileme

çalışmaları yürüttüğümüz Gazi Piknik Alanımızın yanı

sıra 2011 yılında kurumumuz çekirdek alanını rehabilite

ederek kurduğumuz Gazi Orman Çiftliği Parkında

çocuklarımız için oyun alanları ve bizler için de oturma

alanları inşa ettik. Parkımızın ağaçlandırmasında

Bitkisel Üretim Müdürlüğümüz tarafından yetiştirilen

Dişbudak, Akçaağaç, Meşe, Karaçam, Sedir gibi ağaç

çeşitlerini kullandık. Parkımızın muhtelif yerlerine,

aynı ağaçlarımızda olduğu gibi, yine Bitkisel Üretim

Müdürlüğümüzün yetiştirmiş olduğu 500 adet gül ile

çiçek çeşitlerimizi diktik ve bir havuz ile de şirin bir

yer haline getirdik. 10 Kasım 1981 tarihinde Atatürk'ün

43’üncü ölüm yıldönümünde açılışı gerçekleşen Atatürk

Evi Müzesini Pazar ve pazartesi günleri haricinde

açık tutup ziyaret kabulü yapılabilir şekilde planladık.

Kültürel mirasımıza sahip çıkmak maksadıyla Müze ve

Sergi Salonumuz ile Tarihi Hamamda da düzenlemeler

yaptık. Düzenlemeler doğrultusunda, Atatürk’ün çiftlikte

çalışan personellerin ihtiyaçlarını karşılamak için 1935

yılında yaptırmış olduğu hamamı atıl vaziyetinden alıp

yepyeni bir çehreye büründürdük. Yakın zamanda sanat

galerisi olarak kullanılabilmesi için de Kültür ve Turizm

Bakanlığı, Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma

Bölge Kurulundan onayını almış bulunuyoruz. Yüz yıllık

kurumsal hafızamızı gelecek nesillere aktarabilmek,

kuruluş yıllarımızda kullandığımız araç, gereç ve

ekipmanlarımızı sergilemek ve geçmişten günümüze

gelen manevi yapımızı korumak için restore ettiğimiz

Müze ve Sergi Salonumuzun da pazartesi ve Salı günleri

haricinde rehber eşliğinde ziyaretinin gerçekleştirilebilir

olmasını sağladık.

“Araziyi ıslah ve tanzim etme” konusunda Bitkisel

Üretim Müdürlüğümüzce nizamlı şekilde fidan ve çiçek

yetiştiriciliği aralıksız sürdürülmektedir. Atatürk Orman

Çiftliği, hazineye bağışlandığında 55 Bin 538 dekar

araziye sahipken; 22 bin 239 dekar araziye 1939 – 1983

yılları arasında çıkarılan yasalarla ve Devlet Ziraat

İşletmeleri Yönetim Kurulu Kararları ile Milli Savunma

LİDER KURUMLAR /59


Bakanlığı, Hazine ve çeşitli kurum – kuruluşlara satıldı

veya devredildi. Arazilerin satışı veya devri ile ilgili 1983

yılından günümüze kadar kanun çıkarılmazken, Atatürk

Orman Çiftliğinin şu anda 33 bin 098 dekar arazisi

bulunmaktadır. Atatürk’ün “Yeşil görmeyen gözler, renk

zevkinden yoksundur. Burasını öyle bir ağaçlandırın

ki, kör bir insan dahi yeşillikler arasında olduğunu

anlasın” sözünden sonra ağaçlandırma

çalışmaları başlamış fakat kısa süre

sonra ağaçlandırma çalışmaları

yapılmamaya başlanmıştır.

2000’li yıllarda ağaçlandırma

seferberliğine gidilmiş ve

bugün Atatürk Orman

Atatürk Orman Çiftliği

Müdürlüğü

olarak yüzyıla dayanan köklü

geçmişimizle önümüzdeki

yüzyıla da aynı azim ve inançla

hazırlanıyoruz.

Çiftliği arazilerinin yüzde

67’sinin ağaçlandırılması

tamamlanmıştır. Sayın

Cumhurbaşkanımızın

ilan etmiş olduğu Milli

Ağaçlandırma Günü

kapsamında da her yıl

ağaçlandırma oranımız

artmaya devam etmektedir.

Covid 19 pandemisi boyunca

vatandaşlarımızın talepleri karşılıksız

bırakılmamış; 516 dekar açık alan, 1 dekar cam

sera ve 4 dekar plastik serada, 5 grubundan 31 çeşit

dış mekân süs bitkisini ve 10 türde üretimini yaptığı 24

çeşitten müteşekkil 60 bin 400 adet meyve fidanını

yetiştirerek vatandaşlarımızın talepleri karşılanmıştır.

Kurumumuz son yıllarda dijitalleşme çalışmalarına

bilahare önem vermiş ve konu üzerine yoğunlaşmıştır.

Hızla gelişen küresel teknolojiye kayıtsız kalmayan

kurumumuz geçtiğimiz senelerde bir atılım

gerçekleştirerek Halkla İlişkiler ve Pazarlama

Müdürlüğümüzün koordinasyonunda ürünlerini sanal

markette ulaşılabilir kıldı. PTT Genel Müdürlüğü ile

yaptığımız istişareler sonucu “www.epttavm.com”

üzerinden Atatürk Orman Çiftliği ürünlerimizden

soğuk zincire ihtiyaç duymayan ürünlerimizin

milletimizle buluşturduk. Bu çalışmayla Şırnak’taki

vatandaşlarımızdan Edirne’deki vatandaşlarımıza kadar

gelen tüm talepleri karşıladık. Bir yandan “www.epttavm.

com” üzerinden çalışmalarımızı yürütürken diğer

yandan da tüm ürün çeşitlerimizi vatandaşlarımıza

ulaştırabilmenin yollarını araştırdık. Neticede

ar-ge çalışmalarında başarılı sonuçlar

elde ettiğimiz “www.aocmarket.

com” online alışveriş internet

sitesinin açılışını gerçekleştirerek

Ankara il sınırları içinde tüm

vatandaşlarımızın kapılarına

kadar ürün sevkiyatı yapmaya

başladık. Ulusal çapta online

satış pazarını kurabilmek için de

çalışmalarımız tüm gayretimizle

sürmektedir. Dijital Tarım Pazarına,

hammadde alımı yaptığımız üretici

kooperatiflerimizi teşvik etmek için

kendilerini hem bilgilendiriyoruz hem de

artık hazırladığımız teknik şartnamelerimizin

içine Dijital Tarım Pazarına üyelik şartı eklemeye

başlayarak kooperatiflerimizi bu yönde teşvik ediyoruz.

Kurumumuz gıda sektöründe öncü ve örnek olma

misyonunu yerine getirmeye devam etmektedir. Yurtiçi

ve yurtdışında gıda sektörüyle ilgili organize edilen

tüm fuar, açık oturum, konferans ve panelleri yakından

takip ediyor katılım göstermeye gayret ediyoruz.

Yurtdışından gelen yoğun taleplere de kayıtsız kalmadık

ve ürünlerimizi Almanya, Hollanda ve Belçika’ya ihraç

ettik. Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü olarak yüz yıla

dayanan köklü geçmişimizle önümüzdeki yüzyıla da

aynı azim ve inançla hazırlanıyoruz.

60/LİDER KURUMLAR


LİDER KURUMLAR /61



Yeni Dönem, Yeni Yaklaşımlar!

Türkşeker Bilgi İşlem Daire Başkanlığı ve Elektromekanik Aygıtlar Fabrikası

(EMAF) 2019- 2021 yılları arasında, kuruluşundan bugüne kadar şeker sanayiinin

öncü kuruluşu olan Türkşeker’in teknolojik altyapısını günümüz şartlarına uygun

hale getirmek için planlı ve özverili bir çalışma yürütmektedir.

Münavebede CBS & ERP Dönemi!

Son dönemde Türkşeker’de kurulumu ve ERP ile ilişkilendirilmesi

sağlanan; Coğrafi Bilgi Sistemi (CBS) ile pancar

üretiminin münavebe sistemine uyularak ekiminin yaptırılıp tarım

sahalarının korunması sağlanmıştır.

LİDER KURUMLAR /63


Türkşeker çok kısa sürede hayata geçirilen “Elektronik Raporlama Programı” için hazırlanan ilişkilendirme yazılımları ile ERP dışındaki birçok modül ve veri kaynağını gerçek zamanlı birleştirerek zengin içerikli, etkileşimli, dikkat çekici görsellere sahip analitik raporları hazırlayıp, güncel ve gerçek verileri yönetim ekibinin kullanımına sunmuştur.

Ölçemezsek Yönetemeyiz!

2019 Yılı Ağustos ayında planlanan Kurumsal Kaynak Planlama Bilgi Sistemi (ERP) benzer kuruluşlara

kıyasla çok kısa bir sürede 2021 yılında tüm modülleri ile devreye alınmış, ERP ile lokal olarak çalışan uygulamalara

son verilerek kaynakların daha verimli kullanılması sağlanmıştır. Bu sayede mükerrer işlemlerin

önüne geçilmiş, ölçülebilir ve izlenebilir bir yapı oluşturularak zaman kayıpları ve insan inisiyatifi en aza

indirilmiştir.

“Kurumsal Kaynak Planlama Bilgi Sistemi”nde (ERP); Personelin özlük, sicil, kadro, tayin terfi vb. işlerin

takibi “İnsan Kaynakları Yönetimi Modülü” ödeme işlemlerinin otomatik muhasebeleştirilmesi, vergi,

beyanname, teminat, bilanço, kar-zarar gibi mali işlerin takibi “Mali İşler Yönetimi Modülü” alımların

ambar kayıtlarına alınmaları, fabrikalar arası transferler, depo giriş çıkışları, stok takibi “Malzeme Yönetimi

Modülü” pancar, şeker, melas, küspe, alkol üretimlerinin takibi “Üretim Yönetimi Modülü” ihale süreçlerinin

takibi ve sonuçlandırılması “Satınalma Yönetimi Modülü” üretilen tüm ürünlerin pazarlama, satış işlemlerinin

programlanmasının takibi “Satışve Pazarlama Yönetimi Modülü” ile hızlı ve doğru bir şekilde yapılabilir

ve şeffaf olarak raporlanabilir olmuştur.

Bilişim Altyapısı Çoklu Entegrasyon İle Gelişiyor!

64/LİDER KURUMLAR


Otomasyonla Verimlilik Artıyor

Randevulu Pancar Alım Sistemi ile fabrikalarımızın işleme kapasitelerine göre pancar tesellümü programlanmış,

çiftçilerimizin fabrika kapılarında beklemelerine son verilmiştir. Pancar söküm işlemlerinin bir programa

bağlanmasıyla kayıpların önüne geçilmiştir.

Hububat Alım Sistemi ile pancar dışı ürünlerin alış ve satış işlemleri elektronik altyapı üzerinden yapılmıştır.

Gayrimenkul Bilgi Sistemi ile kurumumuzun tüm gayrimenkullerinin bilgi sistemleri ile takip edilmesi

sağlanmıştır. Personel Devam Kontrol Sistemi (PDKS) ile merkezi kontrol sağlanarak personel devam sistemi

disipline edilmiştir.

Ayrıca daha önceki dönemlerde kullanılan Elektronik Belge Yönetim Sistemi (EBYS), Sağlık Bilgi Sistemi,

Portal Hizmetleri, Web Sitesi, Kurumlar arası Veri İletişimi (Tapu, KPS, SGK) gibi uygulamaların da ERP sistemleri

ile entegrasyonu sağlanmıştır.

Türkşeker Fabrikaları Otomasyonla

Donatılıyor Verimlilik Artıyor!

Fabrikaların modernizasyon çalışmaları kapsamında otomasyon sistemlerinin kurulması, yenilenmesi öncelikli

hedefimizdir. Ankara Şeker Fabrikasının tüm bölümlerine otomasyon sistemi yapılarak daha verimli ve

düzenli çalışması sağlanırken bu yıl bir çok fabrikamızda faaliyete geçen otomatik pancar analiz sistemleriyle

çiftçimizin emeği şeffaf ve denetlenebilir sistemlerle korunmuş adil ölçüm sistemleri geliştirilmiştir.

LİDER KURUMLAR /65


Türkşeker Yozgat Şeker Fabrikasının

Hayali Gerçek Oldu!

Özel sektörün bile yapamadığı, Yozgat Şeker Fabrikasının 15 yıllık hayali gerçek oldu. Fabrikanın 75t/s’lik

buhar kapasiteli akışkan yataklı kazanın mekanik, elektrik ve otomasyon işleri yapılarak devreye alındı.

Böylece fabrika verimli ve ara vermeden bir kampanya dönemi geçirme fırsatı yakaladı.

Türkşeker Bütün Fabrikalarında Teknolojik

Altyapıyı Kuvvetlendiriyor!

Fabrikalarda üretim değerlerinin, proses değerlerinin uzaktan izlenebilmesi için gerekli donanım ve yazılım

alt yapıları kurulurken, donanımları eskimiş, ekonomik ömrünü tamamlamış, sıklıkla arızalanan alçak gerilim

ve orta gerilim elektrik alt yapıları yeniden projelendirilerek yenileniyor.

66/LİDER KURUMLAR


Türkşeker Çalışıyor Ülkemiz Kazanıyor!

Türkşeker’e ait Elektromekanik Aygıtlar Fabrikası (EMAF)’ın elektrik motor onarım atölyesi yapılan yeni

yatırımla ile enerji santralleri, çimento fabrikaları gibi ülke sanayine hizmet eden diğer kuruluşlara da

hizmet verirken iş hacmini artırıyor oluşturduğu katma değerle üreten Türkiye’ye motor oluyor.

Türkşeker Dijital Çağa Hazırlanıyor!

Yarının dijital dünyasında hak ettiği yeri alabilmek için

tüketici davranışlarını gözlemleyen ve kurumsal performansı

değerlendirmek açısından büyük önem taşıyan

verileri analiz ederek raporlayan, ham bilginin analitik bir iş

akışına dönüşmesini sağlayan Türkşeker böylece daha

doğru bilgiler ve hızlı etki-tepki yeteneği sayesinde özel

sektör esnekliği kazanıyor.

Onlarca farklı kaynaktan elde edilen verileri

hızla ve titizlikle işleyen bir İş Analitiği çözümü,

kritik anlarda ihtiyaç duyulan bilgiyi anlık sunarak

karar alma mekanizmalarını güçlendiriyor.

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip

ERDOĞAN’ın tensipleriyle 29 Nisan 2021 tarihinde

özelleştirme programından çıkarılarak

Finansal olarak Türkiye Varlık Fonu bünyesine

dâhil olan Türkşeker, 13 Kasım 2021 tarih ve

4803 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı ile idari

olarak ta Tarım Bakanlığı ile ilgilendirilen

Türkşeker ülkemiz tarımı ve sanayisi için

çalışmaya devam ediyor.

LİDER KURUMLAR /67



EĞİTİM VE YAYIN DAİRESİ BAŞKANLIĞI

akademi.tarimorman.gov.tr


METEOROLOJİ STRATEJİK BİR

KAMU KURULUŞUDUR

Tahmin ve erken uyarı kuruluşu olan MGM;

vatandaşlarımızın can ve mal kaybını en aza indirmek

için yaklaşık 3 bin personeli, 16 Bölge Müdürlüğü, 81

il Müdürlüğü, 73 Askeri-sivil Meydan Müdürlüğü ile 7

gün 24 saat kesintisiz hizmet veren uluslararası ilişkileri

yoğun, stratejik bir kamu kuruluşudur.

19 Şubat 1937 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk’ün

imzaladığı kanunla kurulan Meteoroloji Genel

Müdürlüğü, meteorolojik ürün ve hizmetlerin

hazırlanması ve sunulmasında tek yetkili ve sorumlu

kamu kurumu olarak;

• Meteorolojik gözlem verilerinin elde edilmesi,

arşivlenmesi ve sunulması,

• Saatlikten mevsimlik periyotlara kadar tahminlerin

hazırlanması,

• Kuvvetli meteorolojik hadiseler için erken uyarılar

yapılarak can ve mal kayıplarının azaltılması,

• İklim değişikliğinin izlenmesi ve iklim

projeksiyonlarının hazırlanması,

• AR-GE çalışmaları

hizmetlerini yürütmektedir.

MeteoUYARI sistemini hizmete sunduk:

Kuvvetli meteorolojik hadiseler, günlük hayatın

işleyişini aksatan, can ve mal kayıplarına sebep olabilen

meteorolojik olaylardır. Bu hadiselerin sebep olabileceği

olumsuz etkilerin azaltılması, zarar ve kayıpların en aza

indirilmesi, vatandaşların ve ilgililerin gerekli tedbirleri

almasına yönelik bilgilerin kamuoyuna duyurulması

amacıyla önleyici tedbir olarak meteorolojik uyarılar

hazırlanmaktadır.

Vatandaşlarımız ve yetkililer ile paylaşılan meteorolojik

uyarıların daha kolay anlaşılabilmesi için MeteoUYARI

sistemi yerli ve milli kaynaklarla geliştirilerek 9 Şubat

2019 tarihinde hizmete sunulmuştur.

Uyarı seviyelerindeki renkler; meteorolojik hadisenin

şiddeti, görülme sıklığı, etki alanı ve süresi dikkate

alınarak belirlenmiştir. MeteoUYARI’da Soğuk/Sıcak

Hava Dalgası, sis, zirai don, buzlanma ve don, toz

taşınımı, kar erimesi, çığ, kar, gökgürültülü sağanak

yağış, kuvvetli rüzgâr ve fırtına ile yağmur ve sağanak

hadiseleri için uyarılar yayınlanmaktadır.

Uygulamada 2 günlük uyarılar öncelikle Türkiye

genelinde gösterilmektedir. İlçelere ait detay bilgilere

seçilen il özelinde erişmek mümkündür.

Denizyolu Tahmin Sistemi ve Piri Reis

denizcilik web sayfası:

Denizyolu Tahmin Sistemi ile Cebelitarık Boğazından

Hazar Denizine kadar; tüm denizlerde deniz yoluyla

70/LİDER KURUMLAR


Renk Kodu

YEŞİL

SARI

TURUNCU

KIRMIZI

Uyarı Seviyesi

Uyarı yapılmasını gerektiren meteorolojik

hadise tahmin edilmemektedir.

Hava durumu potansiyel tehlikelidir:

Tahmin edilen meteorolojik hadise olağandışı

olmamakla birlikte, meteorolojik

şartlardan etkilenebilecek faaliyetler

konusunda dikkatli olunmalıdır.

Hava durumu tehlikelidir: Tahmin edilen

meteorolojik hadise sıklıkla görülmemektedir.

Hasar ve kayıpların oluşması

muhtemeldir. Çok tedbirli olmalı, güncel

meteorolojik koşullar ve tahminler takip

edilmelidir.

Hava durumu çok tehlikelidir: Son derece

kuvvetli bir meteorolojik hadise

tahmin edilmektedir. Büyük hasar ve

kayıpların oluşması muhtemeldir. Bu

hadiseler çoğu durumda geniş bir alan

üzerinde hayatı tehdit eder. Güncel meteorolojik

koşullar ve tahminler sıklıkla

takip edilmelidir.

yapılan seyahatlerin planlanmasına ve deniz ulaşımının

güvenliğine katkı sağlamak için 5 güne kadar

güzergâh boyunca noktasal hava ve deniz tahminleri

yayınlanmaktadır. İşlevsellik ve kullanım kolaylığı

açısından yerli ve milli imkanlarla geliştirilmiş bu

alandaki öncü bir web uygulamasıdır.

Ülkemizin üç tarafının denizlerle çevrilmiş olması

nedeniyle Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ve Sahil

Güvenlik Komutanlığının deniz meteorolojisi desteği

yanında, her gün büyüyen ve modern sistemlerle

donatılan deniz ticaret filosu ile balıkçılık, deniz ve

yat turizmi, deniz kirliliği, kıyıda ve kıyıdan uzakta

yapılan su altı maden ve petrol araştırmalarında deniz

meteorolojisi tahmin ve verilerine ihtiyaç vardır.

Bu hizmetlerin yerine getirilmesinde, raporların,

tahminlerin, uyarıların hazırlanmasında değişik okyanus

durumları ile deniz havası ve deniz ikliminin ana

özellikleri hakkında bilgi sahibi olmak gerekir. Bunlara

ilaveten dalgalar, fırtına dalgaları ile ilgili tahminlerin

yapılması için meteorolojik verilerin toplanmasına

ihtiyaç duyulur.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından Deniz

Meteorolojisinde geliştirilen bütün tahmin ve gözlem

ürünleri Piri Reis denizcilik sayfaları altında derlenmiştir.

2020 yılı sonunda hizmete sunulan sayfada, denizcilik

sektörünün ihtiyaç duyduğu ürünlere yer verilmiştir.

Piri Reis denizcilik sayfalarında günlük ve saatlik hava

ve deniz durumu, kıyı kesimlerimizde bulunan marinalar

için ayrıca 5 günlük tahminler, Deniz Meteorolojik

Gözlem Sistemlerinden elde edilen rüzgâr, sıcaklık ve

deniz suyu sıcaklığı gibi parametreler sunulmaktadır.

Alçak Seviye Rüzgar Kırılımı Uyarı Sistemini (LLWAS)

kurduk.

Antalya Havalimanına kurduğumuz ve 9 Şubat 2019

tarihinde Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Dr. Fuat

OKTAY, Sayın Bakanımız Dr. Bekir PAKDEMİRLİ, Dışişleri

Bakanımız Sayın Mevlüt ÇAVUŞOĞLU ve Ulaştırma ve

Altyapı Bakanımız Sayın Mehmet Cahit TURHAN’ın

teşrifleriyle açılışını yaptığımız Alçak Seviye Rüzgar

Kırılımı Uyarı Sistemi özellikle iniş ve kalkışları esnasında

uçaklar için tehlike oluşturan ani ve kuvvetli rüzgar

değişimleri için uyarı yapılmasına imkan sağlamakta ve

uçuş güvenliğine büyük katkı yapmaktadır.

Almanya, Japonya, ABD, Hong-Kong gibi dünyada az

sayıdaki gelişmiş ülkelerin havalimanlarında kurulmuş

olan, radar ve lidar bileşenleriyle ileri teknoloji ürünü

olan bu sistemi ihtiyaç duyulan diğer havalimanlarımıza

da yaygınlaştırmayı ve uçuş güvenliğine sağaldığımız

katkıyı artırmayı hedefliyoruz.

Antarktika’da Otomatik Meteoroloji Gözlem

İstasyonu Kurduk:

• Sayın Cumhurbaşkanımızın himayelerinde,

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı uhdesinde, İstanbul

Teknik Üniversitesi Kutup Araştırmaları Uygulama-

Araştırma Merkezi koordinasyonunda sürdürülen

Antarktika'ya Bilim Üssü Kurulması Projesi kapsamında,

Tarım ve Orman Bakanı sayın Dr. Bekir PAKDEMİRLİ’nin

onay ve talimatlarıyla, 2019 yılında Horseshoe Adası’na

düzenlenen 3. Bilim Seferine ilk kez Meteoroloji

Genel Müdürlüğümüz Gözlem Sistemleri Daire

Başkanlığımızdan bir mühendisimiz katılım sağlamıştır.

Sefer kapsamında bölgedeki iklimsel verilerin

toplanması amacıyla bir adet Otomatik Meteoroloji

Gözlem İstasyonu (OMGİ) kurulumu gerçekleştirilmiştir.

• Kurulan OMGİ; Rüzgâr Hızı, Rüzgâr Yönü, Hava

Sıcaklığı, Nispi Nem, Hava Basıncı, Yağış Miktarı,

Kar Kalınlığı, Küresel Güneş Radyasyonu ve

Güneşlenme Süresi gibi meteorolojik parametreleri

dakikalık olarak ölçerken, bu verileri hem

Ankara’da bulunan merkez kampüsümüze anlık

olarak göndermekte aynı zamanda 2 yıl süresince

sistemin veri toplama ünitesinin hafıza modülüne

kaydederek depolamaktadır.

• OMGİ tarafından ölçülen ve kayıt edilen veriler,

ilgili kurumlar, bilim insanları ve araştırmacılarla

paylaşılarak bilimsel araştırma çalışmalarında

kullanılacaktır.

• Bununla birlikte 2020 yılı Şubat ayı içerisinde

Antarktika ya gerçekleştirilen 4.Bilim Seferine

yine kurumumuzdan konusunda uzman bir adet

mühendis görevlendirilerek, Bilim Üssümüzde

LİDER KURUMLAR /71


bulunan OMGİ’mizin periyodik test, kontrol

ve bakımlarını gerçekleştirmiş aynı zamanda

sensörlerinin kalibrasyonları yapılarak elde edilen

verilerin daha güvenilir olmasını sağlamıştır.

İki yıl süre ile OMGİ’den elde edilen veriler tüm

ilgili kurum ve kuruluşlar ile Türk ve dünyadaki tüm

bilim insanlarının kullanımına sunulmuştur. Özellikle

TÜBİTAK tarafından birçok bilimsel araştırma, makale

ve uluslararası yayınlarda kurulan OMGİ verileri

kullanılmıştır.

MGM-TOGG

Tarım ve Orman Bakanlığı Meteoroloji Genel Müdürlüğü

ile Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu AŞ (TOGG)

arasında, meteorolojik verilerin elektronik ortamda

karşılıklı paylaşılması için çalışmalar başlatıldı.

TOGG’un elektrikli ve bağlantılı yeni nesil otomobiller

geliştirme ve bu otomobiller etrafında bir mobilite

ekosistemi oluşturma hedefi kapsamında Gebze Bilişim

Vadisindeki ofislerine Genel Müdürlüğümüz tarafından

Ocak 2020’de ziyaret gerçekleştirildi. Meteorolojik

verilerin yerli otomobile entegrasyonunun konuşulduğu

ikinci toplantı Meteoroloji Genel Müdürlüğü Keçiören

yerleşkesinde Mart 2020’ tarihinde yapıldı.

Bu görüşmelerin ardından Tarım ve Orman Bakanlığı

Meteoroloji Genel Müdürlüğü ile Türkiye'nin Otomobili

Girişim Grubu AŞ (TOGG) arasında, meteorolojik

verilerin elektronik ortamda karşılıklı paylaşımına

yönelik protokol 11.02.2021’de imzalandı.

Protokol kapsamında ; TOGG'la paylaşılacak

meteorolojik veriler sayesinde sürücüye anlık

meteorolojik gözlemlerin gösterimi, tahmini, erken

uyarılar ve rota önerileri sunulabilecek.

Bu meteorolojik verilerin katkısıyla araç, pil güç

tüketimini optimize edebilecek ve doğru menzil

hesaplaması yapabilecek. Diğer taraftan TOGG

araçlarından sağlanacak anlık sensör veriler de

Meteoroloji Genel Müdürlüğümüze gerçek zamanlı

olarak iletilecek.

Aracın silecek, hız, sıcaklık gibi sensörlerinden alınacak

veriler, Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından

hazırlanan anlık hava durumu bilgilendirmeleri ile

hava tahmin çalışmalarında kullanılabilecek.

Akıllı ve bağlantılı yerli otomobilin etrafında

oluşturacağı ekosistem dâhilinde sunulacak yeni

hizmetlerde, meteorolojik verilerin sürüş ve araç içi

karar destek sistemlerinde kullanılması amacıyla

aşağıda verilen uygulamalara yönelik çalışma

yapılması kararlaştırıldı.

Sürücüye Yönelik Uygulamalar:

Anlık gözlemlerin gösterimi, saatlik tahminlerin

sunumu, Meteorolojik uyarılar, hedefteki ve rota

boyunca hava durumu bilgilerinin sunulması, sürücüye

hava durumuna göre rota önerileri, güzergâh boyunca

meteorolojik uyarılara göre risk değerlendirmesi ve

uygun kıyafet önerileri, araç şarj istasyonlarında hava

durumu ve tahmini sunumu ile sürücü bilgilendirme

sistemi

Araç İçi Uygulamalar:

Sürüş rotası üzerindeki anlık hava durumunun ve

olası hadiselerin yerli otomobile aktarılarak aracın far,

silecek, iklimlendirme vb. sistemlerin güç tüketimlerinin

optimize edilmesi, elektrikli otomobiller için kritik

öneme sahip batarya konusunda sileceklerin, far ve sis

lambalarının, iklimlendirme sistemi gibi önemli kaynak

tüketicilerin meteorolojik hadiseler nedeniyle ilave

enerji tüketimlerinin öngörülebilecek olması sayesinde

daha doğru menzil tahmininin yapılması)

Araçtan Alınacak Sensör Verilerinin MGM’ye

Aktarılması:

Silecek, ABS, ESP, hız, sis farı kullanımı, sıcaklık vb.

sensörlerden alınacak verilerin MGM’de anlık durum

bilgilendirmeleri ve hava tahminde kullanılması

Konuları öncelikli çalışma alanları olarak belirlenmiştir.

Uluslararası Uzay İstasyonu ile Telsiz Bağlantısı

Gerçekleştirdik:

Sayın Bakanımız Dr. Bekir Pakdemirli’nin talimatlarıyla

Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından organize edilen

ve Amatör Uydu Teknoloji Derneği (TAMSAT) tarafından

telsiz bağlantı altyapısı sağlanan “Uluslararası Uzay

72/LİDER KURUMLAR


İstasyonu (ISS) ile telsiz görüşmesi” etkinliği 9.12.2020

tarihinde gerçekleştirilmiştir.

Uluslararası Uzay İstasyonu, alçak Dünya yörüngesine

yerleştirilmiş bir uzay üssüdür. Dünyadan 400 km

yükseklikte olup, dünyanın etrafındaki bir turunu 90

dk'da tamamlamaktadır. İstasyon ülkemiz üzerinden

geçerken özel izinler alınarak telsiz vasıtasıyla

astronotlarla iletişim kurulabilmektedir.

Bu görüşme ISS ile Türkiye’den yapılan ilk direkt

görüşme olması, bir kamu kurumu tarafından organize

edilmesi ve tamamen TAMSAT tarafından geliştirilen

anten vasıtasıyla yapılması açısından bir ilk olma özelliği

taşımaktadır. Sayın Bakanımız Dr. Bekir Pakdemirli’nin

yaptığı selamlama sonrası 4 farklı okuldan gelen

öğrencilerimiz Astronot Victor Glover’a sorularını

sormuş ve cevaplarını dinlemişlerdir. Etkinliğe eski Milli

Eğitim Bakanımız Sayın Ziya Selçuk da teşrif etmişlerdir.

EUMETSAT Sanayi Günü Düzenledik:

Şirketlerimizin Avrupa Meteoroloji Uyduları İşletme

Teşkilatı (EUMETSAT) tedarikçileri arasında yer

alabilmesi ve yerli uzay sanayimizin gelişebilmesi için

EUMETSAT Sanayi Günü düzenledik. Yerli firmalarımızın

EUMETSAT ihalelerine katılması için olanak sağladık.

AVRUPA’NIN BÖLGESEL KALİBRASYON VE EĞİTİM

MERKEZİYİZ

TÜRKAK tarafından akredite edilmiş 8 laboratuvardan

oluşan Kalibrasyon Merkezimiz, Ekonomik İşbirliği

Teşkilatı Kalibrasyon Merkezi olarak kabulünün ardından

WMO tarafından da Avrupa Bölgesel Kalibrasyon

Merkezi olarak tanındı. 2000 yılından günümüze

kadar 136 farklı ülkeden 1500’ü aşkın yabancı katılımcı

Bölgesel Eğitim Merkezimizin Ankara, İstanbul ve

Antalya’da bulunan tesislerinde düzenlenen kurs,

çalıştay ve seminerlere katıldı.

YÜRÜTME KONSEYİ’NE SEÇİLDİK

Sayın Bakanımız Dr. Bekir Pakdemirli’nin “Meteoroloji

konusunda dünya ile yarışan bir ülke olmaya kararlıyız”

talimatı gereğince WMO Yürütme Konseyi üyeliğine

aday olduk. Haziran ayında düzenlenen 18. Dünya

Meteoroloji Kongresinde Meteoroloji Genel Müdürü

olarak Yürütme Konseyi üyeliğine 195 ülkenin oy birliği

ile seçildik.

Türk Dünyası Meteoroloji Forumu

Düzenledik:

Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından organize

edilen Türk Dünyası Meteoroloji Forumu, Tarım ve

Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin koordinasyonunda,

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Azerbaycan

Başbakanı Ali Esedov ile Kültür ve Turizm Bakanı

Mehmet Nuri Ersoy'un katılımıyla Bakanlığın Afet

Acil Durum Yönetim Merkezi'nde çevrim içi olarak

gerçekleştirildi. Toplantıya, Azerbaycan, Kazakistan,

Kırgızistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Özbekistan,

Tacikistan ve Türkmenistan'dan temsilciler katılım

sağladı.

19 Şubat 2021 tarihinde düzenlenen Forumda

konuşan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli,

küresel ısınma ve iklim değişikliği gibi sorunlarla başa

çıkma kapasitesini artırmak, bölgenin sürdürülebilir

kalkınmasına katkıda bulunmak, imkan ve kabiliyetleri

paylaşmak için "Türk Dünyası Meteoroloji Birliği"nin

kurulması çağrısında bulundu.

TARIM SEKTÖRÜNE VE ÇİFTÇİLERE

YÖNELİK HİZMETLERİMİZ

Tarımsal üretimin her aşamasında iklimin olumlu ve

olumsuz etkileri çiftçilerimizi etkilemektedir. Tarım

sektörüne ve araştırmacılarımıza iklimin bu olumlu

etkilerinden yararlanmak, olumsuz etkilerinden de

korunmak için meteorolojik destek vermekteyiz.

MGM olarak bu konuda birçok program ve araştırma

çalışmaları ile çiftçilerimize ek planlamadan hasada

kadar üretimin her aşamasında destek oluyoruz.

Kurumsal internet sitesinden de kullanıcıların hizmetine

sunduğumuz bu çalışmalardan bazıları;

Tarımsal Hava Tahmini İnternet Sayfası

Tarımsal faaliyetlerin planlanmasında meteorolojik

LİDER KURUMLAR /73


şartların uygun olup olmadığının önceden bilinmesi

kaynak ve işgücü kullanımına katkı sağlamak kalite ve

verimliliği artırmak için Tarımsal Hava Tahmini İnternet

Sayfası Haziran 2019 tarihinde hizmete sunulmuştur.

Cumhurbaşkanlığı Eylem Planı (III. 100 günlük)

kapsamında Dijital Tarım Pazarına (DİTAP) entegre

edilmiştir.

Çiftçilere özgü hazırlanan internet sayfasında, tarımsal

üretim faaliyetlerinde ve tarımsal araştırmalarda ihtiyaç

duyulan araştırmacı ve akademisyenlerimizin de

kullanacağı çok sayıda meteorolojik bilgi bulunmaktadır.

Sayfada güncel ve gerçekleşen verilerle beraber, saatlik

ve 5 günlük tahminler yer almaktadır. Genel meteorolojik

uyarılarla birlikte zirai don riski ve sığırlardaki sıcaklık

stresi ile ilgili renk kodlu ve yazılı uyarılar üreticilerimizin

kullanımına sunulmuştur. Tarımsal faaliyetlerde en

önemli kültürel işlemlerden olan ilaçlama ile ilgili uygun

olan ve uygun olmayan saat ve günler görsel simgelerle

çiftçilerimizin hizmetine sunulmuştur.

Tarımsal Hava Tahmini Mobil Uygulaması

Tarımsal Hava Tahmini Mobil Uygulaması III. Tarım

ve Orman Şurası kapsamında Tarımsal faaliyetlerin

planlanmasında meteorolojik şartların uygun olup

olmadığının önceden bilinmesi kaynak ve işgücü

kullanımına katkı sağlamak kalite ve verimliliği artırmak

ve çiftçilerimize hizmet etmek için Tarımsal Hava

Tahmini Mobil Uygulaması 2021 yılı başında hizmete

sunulmuştur. Tarımsal Hava Tahmini İnternet Sayfasında

yer alan meteorolojik bilgiler mobil uygulamada da

üreticilerimize anında, bulunduğu her yerden hizmet

vermektedir.

Yapılan Protokoller

Meteoroloji Genel Müdürlüğü ile Türkiye Ziraat Odaları

Birliği (TZOB) arasında, meteorolojik uyarıların TZOB

üyesi 4,8 milyon çiftçiye SMS ile iletilmesi ve eğitim

verilmesi konusunda işbirliği protokolü 29 Kasım 2018

tarihinde imzalanmıştır.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü ile Türkiye Süt Üreticileri

Merkez Birliği (SÜTBİR) arasında meteorolojik

uyarıların süt üreticilerine ulaştırılması ve akıllı tarım

uygulamalarına geçişte işbirliği protokolü 10 Mart

2020 tarihinde imzalanmıştır.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü ile Türkiye Tarım Kredi

Kooperatifleri Merkez Birliği arasında meteorolojik

veri ve tahminlerin tarımda daha etkin kullanımının

sağlanması, birlik yöneticileri, çalışanları ve üyelerine

(çiftçi) tanıtım, bilgilendirme yapılması ve eğitim

verilmesi konularında işbirliği protokolü 16 Ocak

2020 tarihinde imzalanmıştır.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü ile Türkiye Arı

Yetiştiricileri Merkez Birliği arasında anlık meteorolojik

uyarıların 81 il temsilcisi ile birlikte birliğe üye 72.000

arı yetiştiricisine SMS ile iletilmesi konusunda işbirliği

protokolü 08 Aralık 2020 tarihinde imzalanmıştır.

Zirai Meteorolojik Bülten

Tarımla uğraşan kesime rehberlik etmesi amacıyla her

ay ihtiyaç duyulabilecek tüm meteorolojik analizlerin

içinde yer aldığı Zirai Meteorolojik Bülten hazırlanmakta

kurumumuz internet sayfasından yayınlanmaktadır.

Bülten içerisinde ülkemiz için geçtiğimiz son ay ve

tarım yılı itibarı ile yağış, sıcaklık ve kuraklık analizleri ile

tarıma zarar veren olağan üstü olaylar hakkında bilgiler

yer almaktadır. Bülten her ay Bakanlık yöneticilerine

e-mail ile gönderilmektedir.

MİLLİ SAVUNMA ALANINDA METEOROLOJİ

GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HER ZAMAN GÖREVDE

Meteoroloji Genel Müdürlüğü ülke savunmasında, yurt

içi, sınır ötesi ve denizaşırı askeri operasyonlarda Türk

Silahlı Kuvvetlerimizin ihtiyaç duyduğu meteorolojik

desteği sağlamaktadır. Son yıllarda savunma

sanayinde sağlanan teknolojik gelişmelerle Türk

Silahlı Kuvvetlerinin imkân ve kabiliyetlerinde büyük

ilerlemeler kaydedilmiştir. Savunma sanayindeki

bu gelişmeler meteorolojik hizmetlere olan ihtiyacı

arttırmıştır. Dolayısı ile meteoroloji operasyon sahasında

bir kuvvet çarpanı olarak karşımıza çıkmaktadır.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin her aşamadaki faaliyet ve

planlamaları ile harekâtların da başarılı bir şekilde icra

edilmesinde meteorolojik veriler kritik öneme haizdir.

Bu kapsamda Meteoroloji Genel Müdürlüğü

askeri havaalanlarında 7/24 esasına göre personel

bulundurmakta, tatbikat ve harekâtlara destek

vermektedir. Bunun yanında güvenlik güçlerimize,

meteorolojik ürünler tanıtılırken, sahada kullanımı

ve faydaları konusunda eğitimler düzenliyoruz. Türk

Silahlı Kuvvetleri ile güçlü işbirliği ve koordinasyon

artarak devam etmektedir.

74/LİDER KURUMLAR


SPOR MÜSABAKALARINDA

METEOROLOJİNİN ÖNEMİ

Hava koşullarından günlük hayattaki her türlü

faaliyetlerimiz direkt etkilenmektedir. Açık alanda

gerçekleştirilen spor faaliyetlerindeki hava şartları

sporcuların sağlık durumu ve performansı açısından

önemli olduğu gibi müsabakanın sonucu da

etkileyebilmektedir.

Örneğin motor sporlarında yağmur yarışın sonucunu

etkilerken, kısa mesafe atletizm yarışlarında, limitlerin

dışında bir rüzgâr şiddeti kırılan rekorun geçersiz

sayılmasına neden olabilir. Özellikle aşırı sıcak ve

soğuk havalarda yapılan karşılaşmalarda sporcuların

olumsuz etkilendikleri bilinmektedir.

Müsabaka öncesi ve müsabaka sırasındaki hava

durumu hakkında bilgi sahibi olunması hem karar

vericilerin tedbir almasını hem de sporseverlerin hava

şartlarına uygun davranması sağlar.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü olarak spor faaliyetlerini

desteklemek amacıyla Stadyum Tahmin Sistemi ile

saatlik olarak sıcaklık, nem, rüzgâr yönü ve şiddeti ile

hava durumu bilgilerini sporseverlerle paylaşıyoruz.

TIBBİ METEOROLOJİ

(TOZ TAŞINIMI-POLEN TAHMİNİ)

Genel Müdürlüğümüz bünyesinde “Tıbbi Meteoroloji”

alanında değerlendirilebilecek çalışmalar yapılmaktadır.

Bunların başında aşırı sıcak ve soğuk hava dalgalarına

yönelik tahmin ve uyarılar gelirken, ilkbahar ve yaz

mevsiminde zaman zaman ülkemizi etkileyen ve kalp ve

solunum yolu rahatsızlığı olanlar, hamileler, çocuklar ve

yaşlılar ile kronik rahatsızlığı bulunanlar için risk teşkil

eden “Çöl Tozlarının Taşınımı” konusunda da tahmin

ve uyarılar yapılmaktadır. Ayrıca kış mevsiminde

yaşanması muhtemel kentsel hava kirliliği riski için

operasyonel olarak “Enverziyon Tahminleri” hazırlanarak

yayınlanmaktadır. Tıbbi Meteoroloji kapsamına

yapılan çalışmalar arasında ozon konstantrasyonu ve

Ultraviole (UV) ışınlarının ölçümlerinin yapılması da

yer almaktadır. Tıbbi Meteoroloji konusunda en ciddi

çalışma polen gözlemleri ve uyarısı konusudur. Ege

Üniversitesi tarafından yürütülen “Polen Gözlemleri

ve Uyarıları” konusunda birlikte çalışma kararı alınmış

olup, İzmir ili pilot bölge olarak seçilmiştir. Toplumda %

20’ yi aşan bir oranda polen alerjisi görüldüğü tahmin

edilmektedir.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü ile Milli Eğitim Bakanlığına

bağlı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ve Özel

Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile

işbirliği protokolleri imzalandı.

“Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü” ile

imzalanan protokol ile Milli Eğitim Bakanlığına bağlı

eğitim kurumlarındaki öğrenci, öğretmen, kursiyer ve

çalışanların meteoroloji, iklim ve hava olayları hakkında

farkındalıklarının artırılmasını hedefliyoruz.

Bu amaçla, örgün ve hayat boyu öğrenme kurumlarındaki

öğrenci, kursiyer, çalışan ve veliler için düzenlenecek

eğitim programları ve yayınlar ile meteorolojik faaliyet

ve ürünlerin tanıtımı yapılacaktır.

Afet ve acil durumlar dışında da meteorolojik

okuryazarlığın artırılması amacıyla oluşturulan “Mobil

Meteoroloji Gözlem ve Tahmin Merkezinin” (Meteoroloji

Tırı) protokol kapsamında aktif olarak kullanılmaktadır.

Meteoroloji Tırı ilk olarak Iğdır’da ardından Gaziantep’te

öğrencilerimizle buluştu

Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya SELÇUK ve Bakanımız

Sayın Bekir PAKDEMİRLİ huzurlarında Meteoroloji

Genel Müdürlüğü ile Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim

ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü arasında

09.12.2020 tarihinde imzalanan işbirliği protokolü

kapsamında; 26 Mart 2021 tarihinde Meteoroloji Genel

Müdürü ve Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel

Müdürü ile birlikte 25 öğrencinin fiziki, 180 Bilim ve Sanat

Merkezi (BİLSEM) müdürünün çevrimiçi katılımlarıyla

eğitim programı açılış töreni yapıldı.

Ayrıca, 29 Mart - 02 Nisan tarihleri arasında Bilim ve

Sanat Merkezi (BİLSEM) öğrencilerine atmosfer, iklim,

hava kütleleri, su çevrimi ve yağış, orman yangınları,

zirai meteoroloji, meteorolojik karakterli doğal afetler,

hava kirliliği ve asit yağmurları, güneş ve rüzgar enerjisi,

kum ve toz fırtınaları gibi çok geniş bir yelpazede

meteorolojik eğitim verildi.

LİDER KURUMLAR /75


İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ, TARIM VE

ARITILMIŞ ATIKSULARIN KULLANIMI

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ

Prof. Dr. Okan Tarık KOMESLİ

Buhar makinesinin bulunması ile birlikte 1. Sanayi

devrimi yani İngiliz Sanayi Devrimi başlamış ve bu ilk

hamleden sonra dünya hızlı bir endüstrileşme dönemine

girmiştir. Daha sonra ise 2. Sanayi devrimi yani teknoloji

devrimi başlayarak ucuz çelik üretimi ve seri üretime

geçilmiştir. Sanayi devrimleri ile birlikte üretimin

artması sonucunda ortaya çıkan enerji ihtiyacı fosil

yakıtlardan sağlanmıştır. Fosil yakıtların başında kömür

ve petrol gelmektedir. İlerleyen zamanlarda doğalgazın

bulunması ile fosil yakıtlara bir yenisi eklenmiştir. Fakat

belirtilen fosil yakıtların yanmasından dolayı daha çok

karbondioksit (CO2) atmosfere salınmaya başlanmıştır.

Yapılan araştırmalara göre sanayi öncesindeki son

400bin yılda atmosferdeki CO2 miktarı 200 ile 280 ppm

(milyonda bir birim) iken sanayi devrimi sonrasında

bu değer hızla artmaya başlamıştır. Sanayi devriminin

ilk yılları olan 1880 yılında CO2 miktarı 290 ppm iken

ve günümüzde 420 ppm seviyelerine ulaşmıştır. CO2

gazının yanı sıra başta su buharı olmak üzere diğer sera

gazı adı verilen H2O, CH4, O3, N2O, CFCs, HCF, gibi

gazlarında atmosfere salınması sonucunda dünyanın

sıcaklığı artmıştır. Çok basit bir ifade ile dünyanın

ateşi yükselmeye başlamıştır. Küresel Isınma olarak

76/LİDER KURUMLAR


adlandırılan bu durum sonucu iklim

değişiklikleri meydana gelmeye

başlamıştır. Küresel ısınma ve iklim

değişiklikleri başta su kaynaklarımız

olmak üzere her şeyi etkilemektedir.

Aşırı yağışlar veya aşırı kuraklık

oluşmaktadır. Üretimde çok yüksek

verim beklenirken birden oluşan

aşırı yağış ve seller yüzünden

bütün ürünler kaybedilebilmektedir.

Bunun yanında sıcaklıkların artması

ile birlikte buzullar erimekte, deniz

seviyeleri yükselmektedir. Deniz

kıyısına yakın yerler sular altında

kalabilmektedir. Buzullarda yaşayan

virüsler bakteriler insanlığın

geleceğini tehdit etmektedir.

Fakat daha da kötüsü karalarda

bulunan buzullar erimekte, eriyen

bu tatlı sular denizlere karışmakta

denizdeki tuz oranını düşürmekte

ve dünyanın yeni bir buz devrine

girmesine sebep olmaktadır.

Sanayi devrimleri ile birlikte sanayi

tesisleri yoğun su kaynaklarına ihtiyaç duydukları için su

bölgelerine kurulmuşlardır. Böylece insanlar sanayilerin

olduğu yerleşim yerlerine doğru göç ederek büyük

kentlerin oluşmasını neden olmuştur. Sanayi tesisleri

ve büyük kentlerin kurulmasına sebep olan insanoğlu

sanayinin bu kadar hızlı ilerlemesi ile birlikte mevcut

temiz su kaynakları da hızla tüketmeye başlamıştır.

İnsanlık için en önemli madde olan su tükenmez bir

kaynak olarak görülüyordu. Sanayinin hızla gelişmesinin

yanında dünya nüfusu da hızlı bir şekilde artmaya

başlamıştır. 1807 yılında 1 milyar olan nüfus, 1960

yılında 3 milyara, 1999 yılında 6 milyara ve günümüzde

8 milyara yaklaşmıştır. Bu kadar hızlı artan nüfusla

beraber üretim ve tüketimde aynı doğrultuda artmaya

başlamıştır. Hızla artan nüfus ile birlikte hayatın en

önemli maddesi olan suyun tüketimi de her geçen gün

artmaktadır. Gerek yerüstü su kaynaklarımız gerekse

yeraltı su kaynaklarımızın bilinçsiz tüketilmesinin

yanında temiz su kaynaklarımızın da kirletilmesi

sonucunda mevcut su rezervlerimiz hızla azalmaktadır.

UNICEF tarafından hazırlanan 2017 yılı İçme Suyu,

Sanitasyon ve Hijyen Alanındaki İlerleme raporuna

göre dünyada yaklaşık olarak 2.1 milyar insan (nüfusun

%30’u) evinde güvenilir kullanma suyu bulamazken, 4.4

milyar insan (%60) uygun koşullara sahip sanitasyon

sitemine sahip değildir. Dünyada artan temiz su

ihtiyacı ülkemizde de ciddi sorunlar oluşturmaktadır.

Devlet Su İşleri verilerine göre 2000 yılında Türkiye’nin

nüfusu 63 milyon iken kişi başına düşen su miktarı

1652 m3/yıl olarak belirlenmiştir. Diğer bir ifade ile

2000 yılında ülkemizin 104 Milyar m3 kullanılabilir

suyumuz mevcuttur. 2009 yılında ülkemizin nüfusu 71

milyona ulaşmış olup kişi başına düşen temiz su miktarı

1544 m3 olmuştur. Ülkemizdeki temiz su kaynakları

yaklaşık olarak 110 Milyar m3’e çıkmasına rağmen

nüfus artış oranı su artış oranından fazla olduğu için

kişi başına düşen su miktarı azalmaktadır. 2020 yılında

ise nüfusunuz 83 milyona ulaşmış kişi başına düşen

temiz su miktarı 1346 m3’e gerilemiştir. Yine ayın

şekilde mevcut temiz su kaynaklarımız 112 Milyar m3’e

çıkmasına rağmen nüfusun aşırı miktarda artmasından

dolayı kişi başına düşen su miktarı her yıl daha da

azalmaktadır. 2100 yılında ise nüfusun 100 milyonu

aşacağı ve kişi başına düşen su miktarının 1000 m3’ün

altına düşeceği yapılan hesaplamalarla bulunmuştur.

Üstelik mevcut temiz su kaynaklarımızın kirletiliyor

olması bu hesaplamalara dahil edilmemiştir. Bahsedilen

kişi başına düşen suyun yaklaşık olarak %72 si tarımda,

%12’si sanayi de ve %16’sı evsel olarak kullanılmaktadır.

Dünyada ise tarımda yaklaşık olarak %71, sanayide

%18 ve evsel %11 kullanılmaktadır. Dünya ortalaması ile

yaklaşık olarak paralel olan bu değerlere göre dünyada

ve ülkemizde en fazla su tüketimi tarımda olmaktadır.

Üstelik bilinçsiz tüketimin ve üretimin artmasından

dolayı her geçen gün ormanların yok edilerek tarım

alanı olarak açılması sonucunda da tarımda tüketilen

su miktarları artmaktadır. Dünya genelinde 1995 yılında

253 milyon hektarda, 2010 yılanda ise 290 milyon

hektarda sulamalı tarım yapılmaktadır. 2025 yılanda bu

rakamın 330 milyon hektara çıkması beklenmektedir.

LİDER KURUMLAR /77


2050 yılına kadar ise artan sulamalı tarım yüzünden

%19 daha fazla suya ihtiyaç olması gerekmektedir.

Bir yandan iklim değişikliğinden dolayı yağışların

azalması, bir yandan artan tarım alanları, bir yandan

da bilinçsiz sulamadan dolayı mevcut yerüstü ve yeraltı

temiz su kaynaklarımız hızla azalmaktadır. Özelikle

izinsiz olarak açılan kuyular bu azalmanın en büyük

sebeplerindendir. Örneğin; Konya ilindeki yeraltı su

seviyesi 1960’lı yıllar ve günümüz göz önüne alındığı

zaman 45 m’lik bir düşüş görülmektedir. 100binin

üzerinde bulunan kaçak kuyu sayısının bu düşüşün

en büyük sebebi olarak gösterilmektedir. Bunun

yanında yeterince yağışların olmaması, şehirleşme ve

betonlaşmadan dolayı yeraltı sularının beslenememesi

bu azalmanın başlıca sebepleridir. Sürdürülebilir

kalkınma için mevcut su kaynaklarımızı korumamız

gerekmektedir. Her ne kadar iklim değişikliğinden

dolayı yağışlar azalsa ve kuraklık olsa da bizim

mutlaka iklim değişikliğine uyum sağlamamız ve

önlemler almamız gerekiyor. Bunun içinde yeni su

kaynakları bularak su ihtiyacımızı karşılamamız,

mevcut su kaynaklarımızı sürdürülebilir bir gelecek için

korumamız gerekmektedir. Dünya yüzeyinin %70’inin

deniz ve okyanuslardan oluşmasından dolayı yeni su

kaynaklarından bir tanesi denizlerin arıtılarak sulamada

kullanılması gelmektedir. Fakat gerek her yerleşim

yerinin deniz kenarında olmaması, gerekse deniz suyu

arıtma sistemlerinin yatırım ve işletme maliyetlerinin

yüksek olmasından dolayı alternatif su kaynakları

araştırılmıştır.

Ülkemizdeki günlük atıksu miktarı yaklaşık olarak

13 milyon m3 civarındadır. Biz bu atıksuyun sadece

%1.2’sini geri kullanabiliyor olup gerisi alıcı ortama

bırakılmaktadır. Üstelik eksik veya hiç arıtılmayan

atıksular mevcut su kaynaklarını da kirletmektedir.

Bunun yanında 1960’lardan önce organik,

azot ve fosfor gibi belli başlı kirleticiler

bulunmasına rağmen gelişen kimya

ve ilaç sanayi ile birlikte

yeni kirleticiler ortaya

çıkmıştır. Mevcut

atıksu arıtma

yöntemleri bu kirleticileri arıtamayıp yeni teknolojilerin

kullanılması gerekmektedir. Atıksuların geri

kullanılabilmesi için ileri atıksu arıtma yöntemlerinin

kullanılması gerekmektedir. Atıksuların geri kullanımı

için bu kirleticilerin yanında bakteri hatta virüs

olmaması gerekmektedir. Büyük bölümünü tarımsal

sulamanın oluşturduğu mevcut su kaynaklarının

tüketilmesinde atıksuların geri kullanımı çok önem arz

etmektedir. Atıksular arıtılıp geri kullanıldığı zaman

arıtılmış atıksuyun içerisinde bulunan azot ve fosfor

da toprağa verilmektedir. Normalde atıksu içerisinde

azot amonyum formunda bulunmaktadır. Arıtma

sonucunda amonyumum bir kısmı tüketilmekte, bir

kısmı amonyum olarak kalabilmekte ve bir kısmı da

nitrata dönüşebilmektedir. Fakat şunu bilmemiz gerekir

ki; nitrat ve fosfat tarımda bitki gübresi olarak kullanılan

yararlı bileşiklerdir. Aşırı nitrat varlığında yeraltı suları

ve tarımsal topraklar kirlenmektedir. Bununla ilgili

olarak Avrupa Birliği tarafından 1991 yılında 91/676/EEC

sayılı Nitrat direktifi kabul edilmiştir. Ülkemizin de AB

katılım ile ilgili olarak bu kuralları kabul edip uygulamak

sürecin bir parçasıdır. Nitrat direktifi kapsamında

ülkemizdeki nitrata hassas bölgeler belirlenmiştir.

Ülkemizdeki toprakların yaklaşık olarak %40-45’i

nitrata hassas toprakları oluşturmaktadır. Tarımsal

alanlarda nitrat içerikli gübreler kullanıldığında ve aynı

zamanda içerisinde amonyum veya nitrat bulunan

arıtılmış atıksular ile sulandığında topraklarımıza

aşırı miktarda nitrat yüklenmiş olacaktır. Atıksuların

geri kullanılması değerlendirilirken mevcut sularımızı

kirletme ile karşı karşıya kalabileceğimiz bir gerçektir.

Gerek toprakların gerekse yeraltı ve yüzey suların

kirlenmesinde önemli yere sahip olan nitrat kirliliği

birçok hastalığa neden olmaktadır. Özellikle yemek

borusu, kolon, prostat ve mesane kanserlerinde

artış gözlenmektedir. Hem sağlığımızı hem

de mevcut su ve toprak kaynaklarımızı

korumak için atıksuların geri

kullanılmasında mutlaka

nitrata dikkat etmemiz

gerekmektedir.

78/LİDER KURUMLAR


LİDER KURUMLAR /79


• PESTİSİTLER

• POLARLI

PESTİSİTLER

• VETERİNER İLAÇ

KALINTILARI

• NİTROFURAN

tarımdaki bulaşan riskleri için

AKREDİTE

analiz metotları

• DTC GRUBU PESTİSİTLER

• NİTROZAMİN

• MULTİTOKSİNLER

• ANTİKOKSİDİYAL

• CİTRİNİN

• T2

• DİOKSİN VE PCB’LER

• HT2

GIDA, YEM VE SU ANALİZLERİNDE;

DOĞRU,

Fiziksel

Kimyasal

Mikrobiyolojik

0

Nanolab Laboratuvarlar Grubu

Adnan Kahveci Mahallesi Çankaya Caddesi

Vadi İş Merkezi N2-E Beylikdüzü/İSTANBUL

0212 855 48 10

HIZLI,

GÜVENİLİR SONUÇ

Moleküler Biyoloji

Katkı

Kalıntı

Mineral

Mikotoksin

80/LİDER KURUMLAR

www.nano-lab.com.tr


LİDER KURUMLAR /81


L0209TU07W

Türkiye’de ilk yünlü dokuma ve imalat tesisi olarak

bilinen Kula Mensucat Sanayi’den sonra kurulan ilk

tekstil fabrikası olmanın haklı gururu içerisindeyiz. Yünlü

scotch battaniye ve diğer ürün gruplarıyla beraber

1972’den beri faaliyet gösteren İmamoğlu Tekstil firması

olarak; iç ve dış piyasada varlık gösterdiğimiz bu

sektörde, misyonumuzun ve vizyonumuzun en başında

%100 kalite ve müşteri memnuniyeti gelmektedir. Bu

nedenle global dünyayı ısıtmak için hedefimiz, kalitemizi

yeni teknolojilerle her yıl en üst seviyelere taşımaktır.

Yünlü battaniye tercihinde maalesef ülkemiz diğer

soğuk Avrupa ülkelerinden daha geridedir. Ülkemizde,

polyester ve akrilik gibi ürünler ne yazık ki daha çok

tercih edilmektedir. Halbuki çoğu polyester, antimon

ile üretilir ve antimon; kalp, akciğerler, karaciğer ve cilt

için toksik olan bir kanserojendir. Polyesterin ayrıca

mevcut cilt problemlerine neden olması veya daha kötü

hâle getirmesinin yanı sıra kızarıklık, kaşıntı, egzama ve

dermatite de neden olduğu belirtilmektedir.

Bununla birlikte yün ise; sağlık ve kaliteyi aklımıza

getirir. Yün, gerek tekstil endüstrisinde gerekse de

bireysel hayatımızda protein esaslı hayvansal liflerin

en önemlisidir. Yün lifi, tarihin her döneminde tercih

edilen bir ürün olmuştur. Kullanımının kolay olması ve

sağlık açısından tehdit oluşturmaması, onun konumunu

korumuş, hayatımızdaki yerini belirlemiştir.

Yünün içerisinde sağlığımızı olumsuz etkileyebilecek

herhangi bir toksin bulunmamaktadır. Sade ve içerisine

herhangi bir kimyasal bileşen katılmayan yün, hiçbir

şekilde alerji yapmamaktadır. Yünün ikinci önemli

yararı; sıcaklığı düzenleyici özelliğidir. İçerisinde

bulunan lanolin doğal bir antibakteriyeldir. Bu özelliği

ile içerisinde küf, yatak böcekleri ve toz akarlarının

büyümesinden korur. Bizi dışarıdan gelebilecek

zararlı bakteri, küf, mantar gibi şeylerden korur. Yün,

bünyesinde doğal olarak keratin isimli bir protein

bulundurmaktadır. Bu protein, onun çevresel şartlara

karşı bariyer görevi görmesini sağlar. Yani yün; sıcağa,

soğuğa, rüzgara ve güneşe karşı koruyucudur. Yün

sayesinden koyunlar, Moğolistan’da -40, Avustralya’da

ise +40 derece sıcaklıklara kadar yaşayabilmektedirler.

Avustralya Sidney Üniversitesi tarafından yapılan

araştırma ve çalışmalara göre, yünlü uyku giysileri

ve yatak malzemeleri, toplam uyku zamanını

arttırmakta ve uyku etkinliğini geliştirmektedir.

Bu bağlamda İmamoğlu Tekstil; Türkiye’deki tek

“Woolmark Sertifikası”na sahip firmadır. İşletmemiz

olarak yünlü ürünler ile ilgili gerekli hassasiyeti ve

duyarlılığı müşterilerimize en ince ayrıntısına kadar

bilgilendirmeye özen göstermekteyiz.

İmalat tesisimiz saf kuzu yününü yıkanmış vaziyette alıp,

yün örtü haline gelene kadar geçen tüm aşamalardaki

makine ve ekipman parkurunu kendi bünyesinde

bulundurmaktadır. Bununla birlikte, İmamoğlu Tekstil

olarak üretimde dijitalleşme ve verimliliğe verdiğimiz

önem her geçen gün artmaktadır. Zira; hızla değişen

tüketici beklentileri, bağlı cihazlar ve tedarik zincirindeki

teknolojik gelişmeler üreticileri dijital çağa ayak

uydurmaya

zorlamaktadır. Biz de sektörün öncü kuruluşlarından biri

olarak, çağa uygun üretim süreçlerini yerine getiriyoruz.

Yılların tecrübesiyle atmış olduğumuz adımların

etkili sonuçlar vermesi, İmamoğlu Tekstil olarak bizi

tekstil alanında lider konuma getirmiştir. Sizlere daha

iyi hizmet verebilmek ve İmamoğlu markasını, kalite

anlayışımızdan ödün vermeden, sürekli geliştirerek

sizlerle buluşturabilmek için, elimizden geleni yapmaya

sizden aldığımız güçle devam edeceğiz.

82/LİDER KURUMLAR


LİDER KURUMLAR /83


84/LİDER KURUMLAR

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!