Muhammed Ümmetinin Faziletleri
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
46 Muhammed Ümmetinin Faziletleri
Allah’ın şeriatında üstünlüğün karşılığında bir mükellefiyet gelir.
Bundan ötürü bu ümmetin görevi çok büyüktür ve geçmiş ümmetlere
verilen mükellefiyetten daha büyüktür, geçmiş ümmetlerin üzerine
koyulan ağır yük ve zincirler bizim ümmetimizde yoktur.
Teklifin maksadı teşriftir. Allah bu ümmeti cihad ile mükellef kılmıştır,
çünkü bu ümmet zafer ümmetidir. Bu ümmeti ibadetler ile mükellef
kılmıştır, çünkü bu ümmet ibadet etme ümmetidir. Ve bu böyle
devam eder… Verilen her şeref, kendisinden ayrılmayan bir mükellefiyet
ile beraber gelir. Verilen görev yerine getirildiği takdirde şerefe
ulaşılmış olur. “Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği
emreder, kötülükten alıkoyar ve Allah’a iman edersiniz.” 27 Diğer
ümmetlere yönelik görevler de yerine getirilince, en hayırlı olma vasfı
yerine gelmiş olur. Bundan ötürü bu ayette iman etme özelliği en sonda
zikredilmiştir. Çünkü iyiliği emretme görevi, diğer ümmetlere de
faydası dokunan büyük bir fazilettir.
Ümmetimiz dışında hangi ümmet güzel bir hâl üzere olmuşsa, kesinlikle
bizim ümmetimiz o halden daha üstün bir hâl üzeredir. Bizim
ümmetimizin zayıflığı karşısında diğer tüm ümmetlerin şerri bulunmaktadır.
Diğer ümmetlerde bulunan güzelliğin karşısında da, onların
güzelliklerinden daha çok bu ümmetin güzelliği bulunmaktadır.
İşte şu zamanda dünya bu ümmetin komutasını kaybetmiş durumdadır.
Dünyanın durumuna ve dünyada bulunan kötülüklere bir bak!
Tüm bu zorluklara rağmen yine bu ümmet; dini, ahlakı ve Allah’a itaati
hususunda en hayırlı ümmettir.
Bu üstünlük hiçbir durumda geride kalmayan mutlak üstünlüktür,
yoksa durum bu üstünlüğün eski zamanda kaldığını söyleyenlerin ve
günümüzde ümmette bulunan zayıflığın üstünlüğü götürdüğünü düşünen
kimselerin dedikleri gibi değildir. Bilakis bu ümmet, zayıflık ve
yenilgi halinde de en hayırlı ümmettir.
27. Âl-i İmrân sûresi, 110. ayet meali.