03.04.2022 Views

GEOMATİK (1)

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.


matematik

0 3

İÇİNDEKİLER

M A T E M A T İ Ğ İ N B A Ş L A N Ğ I C I

M A T E M A T İ K K O R K U M U Z

0 4

0 5

A T A T Ü R K V E G E O M E T R İ K İ T A B I

A N A L İ T İ K G E O M E T R İ N İ N

T A R İ H Ç E S İ

0 6

0 7

0 8

0 9

C A H İ T A R F K İ M D İ R ?

2 0 2 2 A B E L Ö D Ü L Ü 1 0

P A L M S P R I N G S S E Y A H A T İ

1 1 M A T E M A T İ K V E Y E D İ M E S L E K İ

M A T E M A T İ K H A B E R L E R İ

1 3

1 4

K İ T A P T A V S İ Y E L E R İ

1 6

1 7

1 2

K İ M S E N İ N Ç Ö Z E M E D İ Ğ İ 7

P R O B L E M

E Ğ L E N C E B Ö L Ü M Ü

1 5

S U D O K U N U N B A B A S I H A K K I N D A

H A B E R L E R

1 8

1 9

S U D O K U B Ö L Ü M Ü

02 | YİAFL GEOMATİK


MATEMATİĞİN BAŞLANGICI

M a t e m a t i k

e s a s o l a r a k

s a b ı r o l a y ı d ı r .

E z b e r l e y e r e k

d e ğ i l

k e ş f e d e r e k

a n l a m a k

g e r e k i r .

Cahit ARF

Benimle aynı şeylerden etkilenmemiş olsanız dahi bir

şeylerden Matematik sözcüğü ilk kez M.Ö. 550 civarında

Pisagor okulu üyeleri tarafından kullanılmıştır. Yazılı

literatüre girmesi, Platon'la birlikte, M.Ö. 380 civarında

olmuştur. Kelime manası "öğrenilmesi gereken şey", yani

bilgidir. Bu tarihlerden önceki yıllarda yer ölçümü

manasına gelen geometri yada eski dillerde ona eşdeğer

olan sözcükler kullanılıyordu. Arkeolojik bulgular değil de

resmi belgeler ele alındığında M.Ö. 3000-2000 yılları

arasında Mısır ve Mezopotamya'da başlamıştır.

Geometrinin ortaya çıkışıyla ilgili 2 düşünce mevcuttur.

Birincisi:

- İlk düşünce Herodotos'a aittir. Herodotos'a göre matematik

Mısır'da başlamıştır. Mısır'a hayat veren Nil deltası oldukça

verimli bir topraktır. Her yıl meydana gelen Nil taşkınları

sonucunda toprak sahiplerinin arazilerinin sınırları

belirsizleşmektedir. Her taşından sonra, devletin bu işlerle

görevli geometricileri gelip, ölçümlerini yaptıktan sonra

herkesin sahip olduğu kadar toprağı sahiplerine tekrar

vermektedir. Herodotos geometrinin bu ölçüm ve

hesaplamalar sonucunda oluşmaya başladığını söylemektedir.

- Matematiğin doğuşu hakkında ikinci bir görüş ise Aristo

tarafından öne sürülmüştür. Aristo da matematiğin Mısır'da

doğduğunu düşünmektedir Aristo'ya göre matematik din

adamlarının can sıkıntısından doğmuştur. O zamanlar Mısır

gibi devletlerin tek entelektüel sınıfı rahip sınıfıdır. Bu sınıfın

geçimi halk veya devlet tarafından karşılandığı için rahiplerin

geçim kaygısından uzak bir yaşamları vardır. Bu da onlara

fazlasıyla boş zaman yaratmaktadır. Rahipler de kendilerini

meşgul etmek için geometri ve aritmetiği yani o zamanın

matematiğini icat etmişlerdir.

03 | YİAFL GEOMATİK


Matematik

Korkumuz

Matematik, hayatımızın her alanında karşımıza çıkan

zihinsel bir sistemdir, bir disiplindir.

“Korkarak yaşıyorsanız yalnızca hayatı seyredersiniz”

Friedrich Nietzsche

“Matematiği hiç anlamıyorum”, “Matematik çok karışık

ve sevimsiz bir ders”, “Matematiği hiç beceremiyorum”,

“Kabus gibi rüyalarıma giriyor” gibi cümleler her

matematik eğitimcisinin sıklıkla duyduğu cümlelerdir.

Bu cümlelerin, öğretmenlerin sınıf içindeki tutumlarının

katı olması, öğrenilen konuların anlaşılma düzeyinden

yüksek olması, matematiği başaramayacağına dair

önyargılı olmak, matematik okuryazarlığının eksik

olması, bireyin zekasının matematik notlarıyla

ilişkilendirilmesi gibi pek çok sebebi olabilir.

Matematik, hayatımızın her alanında karşımıza çıkan

zihinsel bir sistemdir, bir disiplindir. Kendine göre planlı

programlı bir ilerleyişi, kuralları ve çözümlere ulaşmak

için geliştirilen pek çok yöntemi vardır. Ancak

hayatımızın içinde olmasına rağmen fazlasıyla soyuttur

ve çoğu insan tarafından zor olarak kabul edilir. Hatta

bazılarına göre “korkutucu, anlaşılması güç,

karmakarışık” bir dersten başka bir şey değildir.

Korku, bir tehlike ya da tehlike düşüncesi

karşısında duyulan kaygı ve üzüntüdür. İnsan

kendisinin kontrol edemediği, anlayamadığı

olaylar karşısında korkuya kapılır ve reaksiyon

geliştirir. Korku hissine aslında, kişinin kendi

düşünceleri sebep olmaktadır ve insanlar

bunun farkında olmadığı için de korkularını

daha büyük boyutlara taşıyabilirler.

Başarısızlık durumu korkularımızı tetikleyen

başka bir durumdur. İnsanların aynı durumlar

karşısında verdiği korku tepkisi de farklıdır.

Yaşanan olumsuz bir olay da, aynı tip olaylar

karşısında aynı tepkiler verilmesine neden

olabilir. Bu da korku konusunda kısır döngüye

sebep olabilir,

Matematik korkusu da kendi geliştirdiğimiz duygusal

bir reaksiyondur. İnsan matematiği anlayamadığı,

yapamadığı zamanlarda doğal olarak ondan

uzaklaşmak, kaçmak isteyecektir. İnsanların çözüm

odaklı düşünmeleri yerine, matematikten kaçarak

rahatlamaya çalışmaları, problemi kalıcı hale

getirmekten başka bir işe yaramayacaktır. Üstelik

insanın bu konuda yetenekleri olabileceğini test etme

olasılığını, yaşayabileceği olumlu duyguları da elinden

alacaktır. Her başarısızlık durumunda bu korku daha

da büyüyecektir. Sürekli olarak olumsuz düşünen bir

insanın paniklemesi, başarısızlığa uğraması normaldir.

Kişilerin matematiği değerlendirme tarzları da

matematik korkusunun farklı boyutlarda

yaşanmasına neden olur. Konuları anlamamak,

çaresizliğin büyümesine, daha da içinden çıkılmaz bir

hal almasına neden olmaktadır.

04| YİAFL GEOMATİK


ATATÜRK VE GEOMETRİ

KİTABI

Atatürk, Geometri kitabını, ölümünden bir

buçuk yıl kadar önce III. Türk Dil Kurultayı (24-

31 Ağustos 1936)’ndan hemen sonra 1936-1937 yılı

kış aylarında Dolmabahçe Sarayı’nda kendi

eliyle yazmıştır.

Atatürk’ün yazdığı geometri kitabı Atatürk, Sivas

Kongresi’nin toplandığı Sivas Lisesi’ne, Lise Müdürü ve

Matematik öğretmeni Ömer Beygo ve Başyardımcısı

Felsefe öğretmeni Faik Dranaz ve öteki ilgililerle Kongre

salonuna geldiler. Burada önce, 4 Eylül 1919da tarihî

kongrenin toplandığı Kongre salonunu ve özel odasını

gezdi ve o günkü dekoru aynen korunan bu oda ve

salonda o güne ait hatıralarını anlattı. Sonra topluluk

halinde Lisenin 9/A sınıfında programdaki Hendese

(Geometri) dersine girdi. Bu derste bir kız öğrenciyi

tahtaya kaldırdı. Öğrenci tahtada çizdiği koşut iki

çizginin başka iki koşut çizginin kesişmesinden oluşan

açıların Arapça adlarını söylemekte zorluk çekiyor ve

yanlışlıklar yapıyordu. Bu durumdan etkilenen

Atatürk, tepkisini, “Bu anlaşılmaz Arapça terimlerle,

öğrencilere bilgi verilemez. Dersler, Türkçe, yeni

terimlerle anlatılmalıdır.” dedi ve tebeşiri eline alıp,

tahtada çizimlerle “zaviye”nin karşılığı olarak “açı”,

“dılı” nın karşılığı olarak “kenar”, “müselles”in karşılığı

olarak da “üçgen” gibi Türkçe yeni terimler kullanarak,

bir takım Geometri konularını ve bu arada Pythagoras

teoremini anlattı.

Atatürk, dilimize karşılığı “koşut” olan

“muvazi” kelimesinin yerine kullandığı

“paralel” teriminin kökenini açıklarken Orta

Asya’daki Türklerin, kağnının iki tekerleğinin

bir dingile bağlı olarak duruş biçimine

“para” adını verdiklerini anlattı. Atatürk, bu

derste aynı zamanda ders kitaplarının

birkaç ay içinde Türkçe terimlerle yazdırılıp

bütün okullara ulaştırılmasını emir

buyurdu.

05| YİAFL GEOMATİK


ANALİTİK

GEOMETRİNİN

TARİHÇESİ

Analitik geometri, koordinat geometrisi olarak da bilinir, geometri

problemlerini tanımlamak ve çözmek için cebirsel yöntemler ve

simgelerden yararlanan matematik dalı. Analitik geometrinin önemi,

geometrik eğrilerle cebirsel denklemleri birbirleriyle eşlemesinden

kaynaklanır. Bu eşleme, geometri problemlerini, eşdeğerleri olan cebir

problemlerine dönüştürmeyi ya da bunun tersini olanaklı kılar. Böylece

bu iki disiplinden birinde kullanılan yöntemlerle öteki disiplindeki

problemler de çözülebilir.

Eski çağlarda birçok matematikçi, biçimlerin geometrisiyle sayıların

cebiri arasında bir ilişki olduğunun farkındaydı. Ancak eski Yunanlılar

bile, matematiğin fiziksel dünyaya bağımlı olduğu ve onu yansıttığı

görüşününün ve cebirsel yöntemlerle simgelerin ilkel biçimlerinin

ötesine geçememişlerdi. Örneğin sayıları doğru parçaları olarak, iki

sayının çarpımını alan olarak, üç sayının çarpımını da hacim olarak

düşünüyorlardı. Fiziksel dünyada, ölçülebilen geometrik biçim olarak

yalnızca uzunluk, alan ve hacim varolduğuna göre, Yunanlıların y=x4

türündeki cebirsel bağıntıların geometrik eş değerlerini

tanımlayabilmeleri olanaksızdı. Ancak cebir bağımsız olarak kendi içinde

daha eksiksiz ve kullanışlı bir disipline dönüştüğünde ve matematik

fiziksel dünyayla bağlantısını ve bağımlılığını bir ölçüde kırdığında,

geometri ile cebir arasında verimli birilişki kurabilme olanağı ortaya

çıktı.

UYGARLIKLARDA ANALİTİK

GEOMETRİ

ESKİ MISIRLILAR ve MEZOPOTAMYALILARDA ANALİTİK GEOMETRİSayı ve uzay

büyüklükleri arasındaki ilişkiler, bir büyüklüğün aynı ölçüde başka birbüyüklükle

birleştirilmesi suretiyle veya büyüklüğü kendisi ile aynı büyüklüklereparçalamak

şeklindeki bilgiler eski Mısırlılar ve Mezopotamyalılar dönemindekullanılmıştır.Bu

tür operasyonlara yalnız tam sayılar ve kesirli sayılar yani paydası 1 ve 1’ den

farklıolan rasyonel sayılar düşüncesi vardı.Bu bilgiler, eski Mısır ve

Mezopotamyalılar Babil dönemine ait zamanımıza kadarulaşabilen papirüs ve kil

tabletlerden edinilmiştir. Fakat bunlar hakkında henüz bilgimiztam

değildir.GREKLER ve ANALİTİK GEOMETRİA) Apolonyos ve Analitik

GeometriMatematik tarihinde analitik geometriye ait ilk eserin, Gerk bilgini

Apolonyos‘un ( MÖ260-200),Konika ( Konikler)adlı eseri örnek olarak

gösterilir.Konuyu ayrıntılı olarak inceleyen matematik tarihçileri analitik

geometrininApolonyosileilgisinişu şekilde açıklamıştır.“ Apolonyos’ un Konika adlı

eserinde hiç bir cebirsel kavram yoktur. Aslında genelolarak tüm Grek dünyasında o

dönemde cebir bilgisi mevcut değildir.”B)İskenderiyeli Heron ve Analitik

GeometriİskenderiyeliHeron’ un ( MS 1. yy) Metrika( Ölçü Bilgisi) adlı eserine ait iki

örnekgünümüzde de kaynaklarda yer almaktadır.Bu eserden günümüze kadar gelen

iki örnekten bahsedelim.

Yüksek bir tepe çevresinde, A ve B noktaları arasında tünel yapılmak isteniyor.

Buörnekte, tünelin A ve B noktaları istikametlerinin koordinat değerlerinin nasıl

bulunacağıaşağıdaki gibi açıklanmıştır. A ve B noktaları, bir poligon çizgisi ile

birleştirilsin. Bir P noktası elde edilsin. Bu poligonçizgisi yardımıyla A ve B’ nin bu

poligon çizgisine paralel bir eksen sistemi ilekoordinatların farkı bulunsun. Bundan

sonra; bir köşesi A ve B’ de bulunan ve kenarlarıeksenlere paralel, kenarlarının

uzunlukları da, yukarıdaki koordinat farkları ile orantılı dilüçgenler çizilir. Bu

üçgenlerin hipotenüslerinin uzantısı, kazılacak tünelin istikametiniverir. ii.

Astronomi problemlerinin çözümünde kullanılan grafik yöntemde, dik açılı

uzaykoordinatlarının varlığı görülmektedir. Burada, koordinat düzlemleri olarak

meridyendairesi, ufuk dairesi ve düşey daire kullanılmıştır. Bu tür astronomi

problemlerinden,enlem ve boylam farkları bilindiğine göre Roma ve İskenderiye

şehirleri arasındakiuzaklık bulunmuştur.Böylece milattan sonra 1. yüzyılda

koordinat yöntemi, hem teorik hem de uygulamalıolarak analitik geometride

kullanılmıştır.

Analitik geometrinin temelleri, bir noktanın aynı düzlemde

kesişen iki doğrudan(eksenler ya da koordinatlar eksenleri)

uzaklığı ile sıralı gerçek sayı çiftleri arasındakiilişkinin

önemini birbirlerinden bağımsız olarak kavrayanRené

DescartesvePierredeFermattarafından 17.yüzyılda Fransa’da

atıldı.Matematiği, felsefe araştırmaları için bir model olarak

da değerlendirenDescartes,biryandan Eski Yunan’da gelişmiş

geometri yöntemlerini, öbür yandan da kendi çağınıncebir

bilgisini derinlemesine inceledi. Matematiğin bu iki dalını da

kendi amaçlarıaçısından yetersiz ve soyut buluyordu.

Geometrinin, biçimlerle uğraşırken, kavrayışıgeliştirecek

yolları ihmal ettiğini, cebrin ise kimi kuralların

boyunduruğunda, karanlık vekarmaşık bir sanata

dönüştüğünü düşünüyordu. Analitik geometri, bilgi yolunu

tıkayaneksikliklerini gidermek amacıyla bu iki dalın

birleştirilmesinin ürünüydü. Yeni geometrideDescartes, bir

düzlemdeki noktaları birbirine dik iki eksene uzaklıklarıyla

belirtiyordu.Böylece, geometride cebirsel yöntemlerden,

cebirde de geometriden yararlanmaolanağı ortaya çıktı.

Fermat Pierrede modern sayılar kuramının kurucusu

olarak kabul edilen Fransızmatematikçi.Fermat,René

Descartes’tan bağımsız olarak, analitik geometrinin

temelilkesini bulmuştur. 1629’ da Eski Yunanlı

geometriciPergeli Apollonios’unPlane loci(Düzlemsel

Geometrik Yerler) adlı kayıp yapıtını yeniden düzenledi ve

geometrikyerlerin (belirli bir niteliği olan noktalar kümesi)

, cebrin bir koordinat sistemi aracılığıylageometriye

uygulanması yoluyla kolayca incelenebileceğini buldu.

Descartesda aynı

5yıllarda, analitik geometrinin, iki değişkenli denklemler

düzlemsel eğrileri tanımlarbiçimindeki temel ilkesini

bulmuştu.Fermat’ın “Düzlemlerin ve Katıların

GeometrikYerlerine Giriş” adlı kitabı ölümünden sonra

1679’da yayımlandığından, 1637’deDescartes’in “Geometri”

adlı yapıtında ele alınan bu buluşa dayalı

geometri,Descartes’çı geometri (Kartezyen Geometri)

olarak anılagelmiştir.Analitik geometri sonraki yıllardaSir

Isaac NewtonveGottfried Wilhelm Leibniz’ingeliştirdiği

matematiksel analizin temelini oluşturdu.

06| YİAFL GEOMATİK


TÜRK-İSLAM DÜNYASI

VE ANALİTİK GEOMETRİ

Harezmi ve Analitik Geometri Analitik geometri

ve ilgili eserlerde, analitik geometri 16. Yüzyıl

Fransız matematikçi ve filozof Descartes‘ in 1637

yılında yazdığı La Géométri adlı eseri ile

başlar.Bu konunun gerçek yönü şudur. Harezmi

tarafından 830 yılında yazılan Cebr ve’l

Mukabeleadlı eserin ikinci bölümündeikinci

derece tam olmayan denklemlerin çözümü

vardır. Bu eserde, her tip denklem için iki ayrı

çözüm yöntemi gösterilmiştir. Bu çözüm

yöntemlerinin birincisi geometrik çözüm

yöntemi olup, bu çözüm yöntemine “kare ve

dikdörtgen çözüm yöntemi” denir. Harezmi’ nin

bu çözüm yöntemi, matematikte cebir ile

geometri arasında bir nevi yakınlığı hedef alan

bir araştırmanın ilk ürünüdür. Başka bir ifade

ile;Harezmi’ ninCebrve’l Mukabeleadlı eserindeki

çözüm yöntemleri analitik geometriye ait ilk

örneklerdir

Bu tür çözüm yöntemini eski Mısır, Mezopotamya, Grek

ve eski Hint matematiğinde görmek mümkün değildir.

Bu durumda Descartes kendisinden önceki yıllarda var

olan analitik geometrinin temel bilgilerini derleyerek

önce sistemleştirmiş ve sonra da kısmen geliştirmiştir.

Müsteşrik Sigrid Hunke analitik geometri konusunda

şöyle düşünmüştür.“Sayısal niceliklerle geometrik

niceliklerin beraber yürütülmesi gerektiğine dair kesin

fikre ilk olarak, İslam ilim sahasında rastlanmıştır... Bu

anlamda Rönesans’ ın üstadları Grekler değil, İslam

dünyası oldu.” Ömer Hayyam ve Analitik Geometri

Ömer Hayyam, Cebir adlı eserinde cebirsel

denklemlerin çözümünü geometrik yöntemlerle yani

çizim yöntemi ile açıklamıştır.Ömer Hayyam, bu

eserinde kübik denklemlerin kısmi çözüm yöntemlerini

açıklamış, birçok denklemi de geometrik olarak çözmeyi

başarmıştır.

BATI DÜNYASI ve ANALİTİK GEOMETRİ

Descartes ve Analitik Geometri: Önceden de

belirttiğimiz gibi, çoğu Batılı matematikçi analitik

geometriyi Descartes’ in bilgileri ile başlatır.Bu konuda

tarihe geçmiş olan yaygın görüş şöyledir.“ Descartes

cebiri geometriye soktu ve analitik geometriyi

kurdu.”Descartes’ in kurduğu analitik geometri;

Greklerin geometri yardımıyla aritmetiği kavramak

istemelerinin tam tersine, analitik geometriyi aritmetik

ve cebir sistemleri sonucu ortaya koymuştur. Descartes,

bir doğru üzerinde başlangıç olarak aldığı bir noktanın

sağında pozitif, solunda da negatif nicelikleri

(büyüklükleri) göstermeyi esas alan geometrik anlama

dayanmıştır.Descartes’ ten 4000 yıl kadar önce de eski

Mısır ve Mezopotamya döneminde yer almış analitik

geometri çalışmaları vardı.Descartes’ ten 1000 yıl önce

Harezmi, 600 yıl önce

Ömer Hayyamtarafından analitik geometriye ait zamanı

için yeni problem ve çözümyöntemleri ortaya

konmuştur.

S A Y F A D Ö R T | Y O L C U L U K

07| YİAFL GEOMATİK


Cahit Arf

Kimdir?

910 yılının 11 Ekim günü, Yunanistan Selanik'te

dünyaya gelen Cahit Arf, 26 Aralık 1997'de

İstanbul'da hayatını kaybetmiştir. Cahit Arf, Türk

matematikçi, dünyaca ünlü bilim adamı ve

TÜBİTAK'ın eski bilim kolu başkanıdır. Cahit Arf

matematiği hiçbir zaman meslek olarak görmemiş;

yaşam biçimine dahil etmiştir.

Öğrencilere matematiği ezberlememelerini,

öğrenmeleri gerektiğini her zaman dile getirmiştir.

Matematiğin sabır olayı olduğunu dile getirmiş;

matematiğin her zaman sanatsal yönünü öne

çıkartmıştır. Çok sevdiği matematik hakkında

kendisini matematikte ölümsüz hissettiğinden de

bahsetmiştir.

Cahit Arf, sultani isimli liselerin ilk bölümünde

okumuş ama beşinci sınıftayken tanıştığı bir

öğretmen ile matematiğe ilgi duymaya başlamıştır.

Lise hayatının tam ortasındayken matematik

sorularını çözebilmesi öğretmenlerinin ve ailesinin

dikkatinden kaçmamış; neticede daha iyi bir eğitim

alması için ailesi tarafından Paris'e St. Louis

Lisesi'ne gönderilmiştir. Başarısıyla dikkat çeken

Cahit Arf, eğitimini bitirip Türkiye'ye dönünce,

hükümet tarafından yüksek öğrenim için Avrupa'ya

gönderilecek öğrenciler arasında yer almayı

başarmıştır.

Yüksek öğrenimini, Fransa'da Ecole Normale

Superieure'de yapmış ve 1932 yılında

tamamlamıştır. Yüksek öğrenimi bittikten sonra

Galatasaray Lisesi'nde öğretmenlik yapmış

sonrasında İstanbul Üniversitesi'nde Fen Fakültesi

Bölümünde doçent adayı olarak görev almıştır.

Doçentlik için ise Almanya’da eğitim almış ve

doktorasını tamamlamıştır.

23

08| YİAFL GEOMATİK


CAHİT ARF’IN MESLEK HAYATI

İstanbul Üniversitesi'nde ordinaryüs

profesörlüğe yükseldi ve burada 1962 yılına

kadar görev yaptı. Ardından matematik dersi

vermek için Robert Koleji'nde göreve başladı.

Yıl 1964'ü gösterdiğinde Türkiye Bilimsel ve

Teknik Araştırma Kurumu'nda ilk bilim

kurulu başkanı olarak göreve başladı.

Sonraki yıllarda ABD'de araştırmalar yapmış;

bu dönemde Kaliforniya Üniversitesi'nde

konuk öğretim görevlisi olarak çalışmıştır.

1967 yılında Türkiye'ye döndükten sonra

Amerika ve Kanada'dan teklifler aldı. Ancak

kendisi Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde

göreve başladı. ODTÜ'den 1980 yılında emekli

oldu ve ardından ara vermeksizin TÜBİTAK

görevi başladı.

Bu dönemde TÜBİTAK'ın kurulmasında ciddi

emekleri olmuştur. Ardından kuruma bağlı

Gebze Araştırma Merkezi'nde göreve

başlamıştır. 1983 ve 1989 yılları arasında Türk

Matematik Derneği'nin başkanlığında yer

almıştır. Meslek hayatında 1943 yılında İnönü

Armağanı ve 1974 yılında TÜBİTAK Bilim

Ödülü kazanmıştır. Cahit Arf onuruna sayılar

ve cebir üzerine 1990 yılında uluslararası

sempozyum yapılmıştır. Bunun arkasından

Türkiye'de de konferanslar yapılmıştır.

CAHİT ARF’IN ESERLERİ

Cahit Arf, özellikle cebir alanındaki

çalışmalarıyla tüm dünyada ün

kazanmıştır. Geometri problemlerinin

pergel veya cetvel yardımıyla

çözülebileceği hakkında çalışmalar

yapmış ve cisimlerin kuadratik

formlarının tasnif edilmesinde görülen

değişmezlerle alakalı terimler ortaya

çıkartmıştır.

Bunlara Arf değişmezi ve Arf halkaları

denen terimler matematik dünyasında

yer almayı başarmıştır. Bunların

dışında Hasse-Arf Teoremi olarak

bilinen teorileri de keşfetmiştir.

Ülkemizdeki matematiğin

günümüzdeki seviyeye gelmesinde

Cahit Arf'ın ciddi bir rolü vardır.

09| YİAFL GEOMATİK


2022 ABEL

ÖDÜLÜ

STONY BROOK ÜNİVERSİTESİ’NDE VE CİTY

UNİVERSİTY OF NEW YORK GRADUATE

CENTER’DA MATEMATİK PROFESÖRÜ OLAN

DENNİS P. SULLİVAN, BU YILKİ ABEL

ÖDÜLÜ’NÜN SAHİBİDİR.

Dr. Sullivan, 1941’de Port Huron, Michigan’da doğdu; ailesi daha sonra

Houston’a taşındı.

Paralel bir evrende, Dr. Sullivan belki kariyerini kimya mühendisi olarak

geçirdi. Bu, ikinci sınıfına kadar Rice Üniversitesi’ndeki anadaldı. Bir

gün, ileri düzey bir matematik dersi sırasında, profesör tahtaya iki şekil

çizdi – biri daire, diğeri böbrek gibi daha fazla kabarcıklı. Daha sonra

birini diğerine uyacak şekilde uzatabileceğinizi söyledi.

Bu özellikle şaşırtıcı değildi. Ama sonra profesör, esnemeyi her yönde

aynı olacak şekilde esnetmenin bir yolu olduğunu ve esasen tek yol

olduğunu söyledi.

2022 ABEL ÖDÜLÜ NEW

YORK MATEMATİKÇİSİNE

GİDİYOR

“Bu aklımı başımdan aldı,” diye hatırlattı Dr. Sullivan. “Bu, o noktaya

kadar öğrendiğim matematik gibi değildi. Çok daha derindi.”

Kimya mühendisliğinden matematiğe geçti ve 1966’da Princeton’da

doktorasını tamamladı.

Dr. Sullivan, cerrahi teorisi olarak bilinen bir tekniği ilk

benimseyenlerdendi. Bu yöntemi kullanmak, bir küre içinde iki yuvarlak

delik açmak ve daha sonra bir tüpün bir ucunu kürenin dışındaki her

bir deliğe yapıştırmak ve kettleball benzeri bir şekil üretmek gibi

yenilikçi matematiksel keşiflere izin verdi.

Bu, matematikçilerin ne tür topolojilerin bir araya getirilebileceğini

incelemesine izin verdi.

Dr. Sullivan, manifoldların daha basit parçalara nasıl bölünebileceğini

incelemek için cerrahi teorisini kullandı: Örneğin, bir kürenin yüzeyi gibi

iki boyutlu bir manifold, daha sonra tekrar birbirine yapıştırılan

üçgenler ile yaklaşıklaştırılabilir.

İki boyutlu yüzeylerin tüm üçgenlemelerinin eşdeğer olduğu biliniyordu

ve aynı şey üç boyutlu manifoldlar için de geçerliydi.

Bu iddianın tüm boyutların manifoldları için doğru olduğu varsayıldı ve

Dr. Sullivan bunun neredeyse her zaman beş veya daha fazla boyutta

doğru olduğunu gösterdi.

Beş boyutlu bir manifoldun iki nirengisinin eşdeğer olmadığı birkaç

istisna olduğu ortaya çıktı. Diğer matematikçiler daha sonra

varsayımın birçok dört boyutlu manifold için doğru olmadığını gösterdi.

Daha sonra, Dr. Sullivan odağını dinamik sistemlere kaydırdı, ancak bu

problemler hala çok yönlü içeriyordu. “Dinamik sistemler manifoldların

içinde gerçekleşir” dedi. “Bu geometrik bağlama dönmenin bir yolu.”

Onun kalıcı katkılarından biri, dinamikleri üç boyutlu geometri ile

birleştiren “Sullivan sözlüğü” olarak bilinen şeydir. Bu, 1920’lerden beri

çözülmemiş bir matematiksel varsayımı kanıtlamasına olanak sağladı.

Bu disiplinler arasındaki derin ve beklenmedik bağlantılar, Dr.

Sullivan’ın fizikçiler tarafından keşfedilmiş ve üzerinde çalışılmış olan,

periyot ikiye katlanması olarak bilinen bir olgunun matematiksel

temellerini bulmasına da yardımcı oldu.

Kolay bir sorun değildi. Sullivan, “Bunu doğru yapan hipotezi bulmanız

gerekiyordu,” dedi. “Sekiz yıl sürdü.”

Yüksek lisans eğitimini Dr. Sullivan’ın danışmanı olarak tamamlamış

Harvard matematikçisi Curtis T. McMullen, “Karmaşık dinamik

sistemlerin yepyeni bir teorisini başlattı” dedi. “Kullandığı araçlar ve

daha da önemlisi öne çıkardığı benzetmeler, o zamandan beri alana

rehberlik ediyor.”

Dr. Sullivan o zamandan beri akışkanlar dinamiğindeki sorunları da

çözmüştür.

Dr. Sullivan 2014 yılında Balzan Matematik Ödülü’nü kabul ettiğinde,

geliştirdiği teorik araçların kasırga tahmini ve uçak kanatlarının hava

direnci gibi pratik problemlere uygulanıp uygulanamayacağını test

etmeyi umduğunu söyledi.

Dr. Sullivan, daha iyi bilgisayar modelleri bulduğunu henüz

gösteremediğini söyledi. Ama doğru yolda olduğumuzu söyleyebilirim”

dedi.

10| YİAFL GEOMATİK


MATEMATİK VE YEDİ MESLEK

İŞTE MATEMATİĞİ SEVEN VE MATEMATİKSEL DÜŞÜNME

YETİSİNE SAHİP OLDUĞUNU DÜŞÜNEN OKUYUCULARIMIZ

İÇİN 7 FARKLI KARİYER SEÇENEĞİ…

0 1

0 2

0 3

0 4

0 5

D E N E T Ç İ

Denetçiler genel olarak mali kayıtları inceler, hazırlar ve

doğruluklarını kontrol ederek bulguları paydaşlara açıklar.

İ N S A N K A Y N A K L A R I

Özellikle küresel firmalarda insan kaynakları yönetimi uzunca

bir süredir sayısal verilere dayanılarak yapılmaktadır.

Matematikçilerin kolaylıkla adapte olabileceği bu çalışma alanı

gitgide daha çok sayısallaşmakta ve analitik yaklaşıma sahip

kişilerin istihdam edildiği bir alana dönüşmektedir.

T I P B İ L İ M C İ S İ

Tıp bilimcileri, tıp doktorlarından farklı olarak bulgularını

araştırmak için genellikle klinik deneyler ve istatistiksel

araştırma yöntemlerini kullanarak hipotezler oluşturur ve

deneyler geliştirir.

F İ N A N S A L A N A L İ S T

Finansal analistler; bankalar, emeklilik ve yatırım fonları, menkul

kıymetler şirketleri, sigorta şirketleri ve diğer işletmelerdeki

yatırım fırsatlarını değerlendirir. Mevcut ve geçmiş finansal

verileri değerlendirmekten, ekonomik ve ticari eğilimleri

incelemekten, şirketin beklentilerinin gerçekleşmesi için fikir

üreterek şirket yetkililerini yönlendirmekten sorumludurlar.

İ S T A T İ K T İ K Ç İ

İstatistikçiler; işletme, mühendislik ve sosyal bilimler dahil olmak

üzere çeşitli alanlarda çalışır, problemleri çözmek için yeni

matematiksel model ve teknikler uygularlar.

11| YİAFL GEOMATİK

0 6

0 7

A K T Ü E R

Aktüerler; matematik, istatistik ve finansal teoriyi kullanarak risk

ve belirsizliğin finansal maliyetlerini analiz ederler. Ayrıca

işletmelerin ve müşterilerin bu risklerin maliyetini en aza

indirmek için politikalar geliştirmelerine yardımcı olurlar.

E K O N O M İ S T

Ekonomistler: veri toplayıp analiz ederek eğilimleri araştırır,

ekonomik sorunları değerlendirerek malların, kaynakların,

hizmetlerin üretimini ve dağıtımını inceler. döviz kurları veya

para politikaları gibi makro ekonomik alanlarda faaliyet

gösterirler.



HENÜZ KİMSENİN

ÇÖZEMEDİĞİ 7 BASİT

MATEMATİK

PROBLEMİ

1 - N A V İ E R - S T O K E S D E N K L E M L E R İ

Bu matematik problemini bilmiyor olabilirsiniz. Bununla birlikte,

muhtemelen tarif ettiği ilkeleri biliyorsunuzdur. Fransız mühendis

ve fizikçi Claude-Louis Navier ve Anglo-İrlandalı fizikçi ve

matematikçi George Gabriel Stokes’in adını taşıyan Navier-Stokes

denklemleri, akışkan maddelerin hareketini açıklamak için kullanılan

bir dizi kısmi diferansiyel denklemdir. Bu denklemler, bir uçak

kanadının üzerinden geçen havayı veya mutfak lavabonuzdaki

musluktan akan su gibi durumları tanımlamada kullanılır. Ancak, bir

sorun var. Denklemler belirli durumlarda başarısız olur ve

matematikçiler neden olduğundan tam olarak emin değildir. Navier-

Stokes Denklemi, doğru çözümlerinin her biri 1 milyon dolarlık ödül

taşıyan matematik problemlerinin bir listesi olan yedi Milenyum

Ödül Probleminden biridir

2 C O L L A T Z V A R S A Y I M I

Açıklaması en kolay problem budur desek hata

yapmış olmayız. Önce bir pozitif tamsayı seçin. Bu

sayıya yapılacak işlem şu. Sayı tek ise 3 katını alıp

1 ekleyin. Sayı çift ise 2’ye bölün. Aynı işleme

çıkan sayıya uygulayın. En sonunda elde edeceğiniz

sayı 1’dir. Hemen şöyle bir örnekle başlayabiliriz.

n=5 için 5,16,8,4,2,1,4,2,1 şeklinde olacaktır.

Benzer biçimde n=11 için,

11,34,17,52,26,13,40,20,10,5,16,8,4,2,1,4,2,1.

Matematikçiler, Collatz varsayımının tekrar tekrar

doğru olduğunu kanıtladılar. Onların merak

ettikleri şey ise bu durumun nedeni ve kurala

uymayan bir sayının bulunup bulunmayacağı.

Deneyen çok ancak henüz aksini bulan çıkmadı.

3 G O L D B A C H V A R S A Y I M I

Collatz varsayımına çok benzer şekilde, bu problemin

açıklaması da basittir. Hipotez 2’den büyük her çift sayı,

iki asal sayının toplamı şeklinde yazılabilir” der. Cevap

kolay gibi gelse de öyle değil. Yüzyıllar boyunca ünlü

matematikçiler bu varsayımı kanıtlamak veya bir şekilde

haklı çıkarmak için önemli girişimlerde bulundu. Ama

sonuç nafile.

13| YİAFL GEOMATİK




EĞLENCE

MATEMATİK

KARİKÜTÜRLERİ

San Francisco 29 Haziran 1776'da, İspanya'dan gelen

sömürgeciler, Golgen Gate'de Presidio of San

Francisco'yu ve adını Assisili St. Francis'ten alan Mission

San Francisco de Asís'i de buradan birkaç kilometre

mesafede oluşturmasıyla kurulmuştur. 1849 yılında

Kaliforniya'da meydana gelen Altına Hücumu dönemi,

hızlı büyüme getirmiş ve şehri o zamanlarda Batı

Sahili'nin en büyük şehri yapmıştır. San Francisco 1856

yılında konsolide bir şehir-ülke olmuştur. 1906 depremi

ve yangını şehrin dörtte üçünü yerle bir ettikten sonra

San Francisco kısa sürede yeniden inşa edilmiş ve

bundan dokuz yıl sonra gerçekleştirilen Uluslararası

Panama-Pasifik Sergisi'ne ev sahipliği yapmıştır. Savaş

bittikten sonra yurda dönen askerlerin, göçmen akışının,

liberalleşme eğilimlerinin ve bunlarla birlikte görülen

"hippi" karşı kültürünün, Cinsel Devrim'in, ABD'nin

Vietnam Savaşı'na dahil olmasına karşı olan Barış

Hareketi'nin ve diğer etkenler sonucunda ortaya çıkan

Aşk Yazı ile eşcinsel hakları hareketi, San Francisco'nun

liberal aktivistlik merkezi olarak konumunu

kesinleştirmiştir.

16| YİAFL GEOMATİK


17| YİAFL GEOMATİK


Sudoku

babasını

kaybetti

Sudoku bulmacasının mucidi Maki Kaji,

geçtiğimiz hafta maalesef evinde ölü

bulundu. 69 yaşında hayata gözlerini yuman

‘Sudokunun Babası’nın ölüm haberi, kendi

şirketi tarafından bugün açıklandı.

Sudoku oyununu duymayanınız yoktur.

Dünyanın belki de en ünlü mantık bulmacası

olan sudoku, nasıl oynandığını bilmeseniz

bile illaki bir yerlerde karşınıza çıkmıştır.

Oyun bugün hâlâ popülerliğini kaybetmiş

değil, ancak bugün alınan habere göre

maalesef yaratıcısını kaybetti.

Sevdiği bir sayı oyununu dünyanın en

popüler bulmacalarından birine çeviren,

‘sudokunun babası’ olarak bilinen Maki Kaji,

geçtiğimiz hafta hayatını kaybetti. Bugün

kamuoyuna duyurulan habere göre Kaji,

safra kanalı kanserine karşı verdiği savaşı

kaybettikten sonra evinde ölü bulundu.

M A K İ K A J İ , S U D O K U Y U

N A S I L V E N E Z A M A N

B U L D U ?

Her yıl dünya şampiyonası yapılan, en az 200 milyon insanın bizzat oynamış

olduğu düşünülen sudoku, 10 Ağustos’ta yaratıcısını kaybetti. Haber, Maki

Kaji’nin kuruluşunda yer aldığı Nikoli tarafından bugün kamuoyuna sunuldu.

Kansere yenik düşen bulmaca efsanesi, evinde ölü bulunduğunda 69 yaşındaydı.

Zihni genç tutmak için genç yaşlı herkese doktorlarca önerilen sudokuyu para

kaygısı gütmeden evlerimize kadar ulaştırdın, teşekkürler Maki!

Japonya’da yaşayan ve üniversiteyi

bırakmış olan Maki Kaji, sudokuyu

1984’te hayranı olduğu ‘number

place’ adlı oyundan esinlenerek

buldu. Oyunda ufak değişiklikler

yaparak sudoku isminde karar kılan

Kaji, verdiği bir röportaja göre oyunu

toplamda 25 saniyede buldu.Nedeni

ise yine kendi ifadelerine göre bir at

yarışına yetişmek istemesiydi.

Japoncada “tek sayılar” anlamına

gelen sudoku adını oyuna oldukça

umursamaz bir şekilde veren Kaji, bu

ismi belki milyarlarca insanın

anacağından habersizdi.

Maki Kaji, 2 çocukluk arkadaşıyla

birlikte daha sonra Nikoli diyecekleri

bulmaca şirketini kurdu. Zamanla

daha da popüler dergi ve gazetelerde

yerini bulan sudoku, 2000’lerde ‘ana

akım’ sınıfına giren bir oyun oldu.

Sudokunun kökeni oldukça

tartışmalı; kimileri oyunun ortaya

çıkışını 18. yüzyılda yaşamış

İsviçrelimatematikçi Leonhard

Euler’e bağlarken kimisi Çin’e, kimisi

Hindistan’a, kimisi 8. yüzyıl

Arabistan’ına bağladı. Ancak yine de

oyunun sudoku olarak bilinip büyük

başarı sağlayan versiyonu, neredeyse

40 yıl önce Maki Kaji tarafından

ortaya kondu.

18| YİAFL GEOMATİK


S U D O K U B Ö L Ü M Ü

B E Y N İ N İ Z İ L E B A Ş B A Ş A K A L I N !

19| YİAFL GEOMATİK


YÜKSEL İLHAN ALANYALI

FEN LİSESİ

Adres: Karlıktepe, Güneş

Sk. No:1, 34870 Kartal/

İstanbul

Tel: 02163534647

https://yiafl.meb.k12.tr

HAZIRLAYAN

YUSUF YILDIRIM

20| YİAFL GEOMATİK

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!