17.05.2023 Views

Uzay Serüveni

Pınar Uzunoğlu Uzay Dergisi Proje Ödevi

Pınar Uzunoğlu Uzay Dergisi Proje Ödevi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.


Editör Pınar Uzunoğlu

DERGİ

MAYIS - 2023

UZAYIN SERÜVENİ

Dergidekiler

Solucan Delikleri ••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••1-2

○ Genel Görelilik Kuramı Nedir?

Kara Delikler•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••3

.

.

.

Beyaz Delikler•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••4

Bilim Kurguda Yer Alan Teknolojiler Teoride Gerçek Olabilir!•••••••••••••5-6

○ 1- Solucan Delikleri

○ 2- Zamanda Yolculuk

○ 3- Paralel Evrenler

Solucan Delikleri’nin Popülerleşmesi•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••7

○ Carl Sagan Kimdir?

Kara Delikler ve Bilgi Paradoksu:Kara Delikler, Enerjinin Korunumu

Yasası'nı İhlal Ediyor Olabilir mi?•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••8-9

Bilgi Paradoksu••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••10

Paradoksun Olası Çözümleri••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••11

○ 1- Holografik Prensip (Holografi İlkesi)

○ 2- Kara Delik Tamamlayıcılığı İlkesi


SOLUCAN DELİKLERİ

Solucan deliği (Einstein-Rosen köprüsü veya Einstein-Rosen solucan deliği), uzayzamandaki

farklı noktaları birbirine bağlayan kurgusal bir yapıdır ve Einstein

alan denklemlerinin özel bir çözümüne dayanır. Solucan delikleri ilk

olarak 1916 yılında Ludwig Flamm tarafından ileri sürülmüştür.

Flamm, Einstein'ın Genel Görelilik Teorisi denklemlerini elden

geçirirken, beyaz delik adını verdiği, kara deliklerin tam tersi

özellikteki bir gök cisminin teorik olarak mümkün olabileceğini fark

etmiştir. Bir beyaz delik ile bir kara delik arasında bir köprü

kurulabileceğini düşünmüştür. Sizlere solucan deliklerini

anlatmadan önce Einstein’ın Genel Görecelik Teorisi’nden biraz

bahsetmek istiyorum.

Schwarzschild solucan deliğinin

. "yerleştirme diyagramı"

Genel Görelilik Kuramı Nedir?

Albert Einstein tarafından geliştirilen genel görelilik kuramı

esasen bir kütleçekim kuramıdır. Bu kuramın Newton’un

kütleçekim kuramından temel farkı, kütleçekimini

cisimlerin kütlelerinden kaynaklanan bir kuvvet ile değil,

uzayın eğriliği ile açıklamasıdır. Genel görelilik kuramına

göre kütle, içinde bulunduğu uzayın bükülmesine neden

olur ve iki nokta arasında hareket eden serbest (üzerine

hiçbir kuvvet etki etmeyen) cisimler, aradaki en kısa yolu

takip eder. 1935 yılında Albert Einstein ve Nathan Rosen,

Genel Görelilik kuramını kullanarak uzay-zaman içerisinde

köprülerin varolduğu önermesinde bulunmuşlardır.

Arka fondaki Samanyolu ile 600 kilometre

uzaklıktan görülen 10 güneş kütlesindeki

karadelik simülasyonu

Solucan delikleri, uzayı bükerek iki farklı nokta arasında kestirme yollar oluşturan yapılardır. Bir

solucan deliğinin bir tünele/boğaza bağlı en az iki ağzı vardır. Solucan deliğinden geçilebilirse,

diğer ağıza ulaşılarak uzayda yolculuk yapılabilir.

1


Solucan deliğini kavramak için, uzayı iki boyutlu bir

düzlem gibi düşünebiliriz. Solucan deliği, bu düzlem

üzerinde yalnızca birer delik gibi gözükecektir.

Halbuki 2 boyutlu düzlemin altında, 3 boyutlu bir

silindir köprü olarak yer almaktadır. Bu tünelin ucu, 2

boyutlu varsayılmış uzay üzerinde herhangi bir

noktada bir delik görünümünde ortaya çıkacaktır.

Gerçek bir solucan deliği, bu anlatıma benzer olabilir.

Basit bir örnek vermek gerekirse, kağıt üzerinde

birbirine uzak iki nokta işaretleyin. Daha sonra

kağıdınızı, işaretlediğiniz iki nokta üst üste gelecek

şekilde katlayın. İki nokta arası mesafeyi kağıdın

açık halinde giderseniz herhangi bir tünelden yararlanmamış olursunuz. Fakat, noktaların üst

üste geldiği kısım iki nokta arası oluşmuş bir tüneldir. Eğer bu tünelden geçilebilirse, uzayda size

çok uzak olan bir noktaya kısa ve pratik bir şekilde ulaşmış olursunuz. Örnekte bahsedilen tünel,

solucan deliğidir.

Eğer solucan deliklerinin varlığı ve

geçilebilir olduğu ispatlanmış olsaydı,

bir solucanın elmanın etrafından

dolaşmak yerine elmada bir delik

açarak yolunu kısaltması örneğinde

olduğu gibi, insanlar olarak,

uzay-zamandaki bu doğal tüneller ile

aşması imkansız gibi gözüken çok

büyük mesafeleri oldukça kısa bir

sürede kat edebilirdik. Ancak,

Einstein'ın görelilik denklemlerinin

geçerli çözümleri olan solucan delikleri

evrende mevcut olsa bile, çok kısa bir süre için açık kalıp hemen ardından kendi üzerlerine

çökeceklerdir. Dolayısıyla, bir solucan deliğinden geçmek için yeterli zamanımız olmayacaktır;

yani Genel Görelilik Teorisi'ne göre solucan delikleri, geçilemezdir.

Buna rağmen, kolayca vazgeçmeyerek bir solucan deliğinden nasıl geçilebileceğinin yolunu

arayan teorik fizikçiler, solucan deliğini hipotetik bir warp sürücüsü için kullanılabilecek aynı

türden negatif enerji ile kaplayarak, içinden geçilebilir hale getirebileceğinin mümkün olabileceğini

keşfettiler. Ancak, henüz Evren'de negatif kütleli veya enerjili egzotik maddelerin var olup

olmadığı tam olarak bilinmemektedir.

2


KARA DELİKLER

Kara delik; astrofizikte, çekim alanı

her türlü maddesel oluşumun ve

ışınımın kendisinden kaçmasına

izin vermeyecek derecede güçlü

olan, büyük kütleli bir gök cismidir.

Kara delik, uzayda belirli nicelikteki

maddenin bir noktaya toplanması

ile meydana gelen bir nesnedir de

denilebilir. Bu tür nesneler ışık

yaymadıklarından kara olarak

nitelenirler. Kara deliklerin

"tekillik"leri nedeniyle, üç boyutlu

olmadıkları, sıfır hacimli oldukları

kabul edilir. Kara deliklerin içinde

ise zamanın yavaş aktığı veya akmadığı tahmin edilmektedir. Kara delikler Einstein'ın Genel

Görelilik Kuramı ile tanımlanmışlardır.

Genel görelilik, evrendeki kara deliklerin birbirleriyle bir şekilde irtibat halinde olduklarını

göstermektedir. Bu yapıda kara delikleri birbirlerine bağlayan koridorlar alışılmış adıyla, solucan

delikleri veya nadir kullanımıyla Einstein-Rosen delikleri olarak belirtilmektedir. Bu konudaki

düşünceye göre, kara delikler bir başka evrene açılmaktadır veya bu ikinci evrene geçiş

kapılarıdır. Kara delikleri birbirine bağlayan söz konusu koridorlar bir elmanın içindeki kurdun

yolunu andırır biçimde düşünüldüğünden, söz konusu koridorlara “kurt deliği” adı verilmiştir.

Evrende pek çok kara deliğin var olduğu göz önünde bulundurulduğunda, uzayın birbiri içine

geçmiş sayısız tünellerden oluştuğu sonucuna varılır. Zaman ve ışık-yılı uzaklıkları hiçe sayarak

kozmozda “zıplama”lara olanak veren bu kurt delikleri ister istemez bilimkurgu yazarlarına esin

kaynağı olmuştur.

1979 yılında Jean-Pierre

Luminet’in, ilk bilgisayarlardan

biri ile bol miktarda matematik

ve çini mürekkebi kullanarak

oluşturduğu ilk kara delik

görüntüsü

Güneş'ten 7 milyar kat fazla kütleye sahip, eliptik

galaksi Messier 87'nin merkezindeki süper kütleli kara

delik. 2019'da elde edilen bu görüntü, bir kara deliğe ait

ilk görüntüdür

3


BEYAZ DELİKLER

Beyaz delik ya da ak delik, kara deliğe düşen

bir maddenin solucan delikleri aracılığıyla

evrenin başka bir yerinde yeniden ortaya

çıktığı noktalardır. Başka bir zamana veya

başka bir Bebek Evren'e de açılabilirler. Kara

delikler, içine düşen hiçbir şeyin (ışık dahil)

kendisinden kaçamadığı cisimlerdir. Bunların

tam tersi olan beyaz deliklere ise hiçbir madde

giremez, yalnız kara deliğe düşen maddeler

çıkabilir. Bu sebeple beyaz delik olarak

adlandırılmışlardır. Bu konuda önemli

çalışmalar yapmış olan teorik fizikçi Stephen

Hawking, son makalesinde solucan deliklerinin ve beyaz deliklerin bulunmadığını savunmuştur.

Yüzeyi olmayan, yerçekimsiz bir alan hayal edin. Bu

durumda, yerçekimi ivmesi herhangi bir vücut

yüzeyinde en fazladır. Ama kara deliklerin bir yüzeyi

olmadığından, yerçekimi ivmesi katlanarak artar;

fakat asla son değerine ulaşamaz çünkü tekillikte

kabul edilen bir yüzel bulunmamaktadır. Kuantum

mekaniklerinde, kara delik Hawking radyasyonu

yayar ve böylece radyasyon gazıyla termal dengeye

gelebilir. Stephen Hawking, termal dengedeki bir

kara deliğin zaman tersinin yine termal dengedeki bir

kara delik olduğunu savundu çünkü termal denge

durumu, zaman- tersinir- değişmezdir. Bu da, beyaz

deliklerle kara deliklerin aynı nesne olduğu anlamına

gelebilir.

Genel görelilikte; beyaz delik, madde ve ışık kendisinden

kaçabildiği halde dışarıdan girişe izin vermeyen uzayın

varsayımsal bir bölgesidir. Bu anlamda, sadece

dışarıdan giriş olabilen, madde ve ışığın kaçamadığı

kara deliğin tersidir. Beyaz delikler, sonsuz kara delikler

teorisiyle ortaya çıkar. Gelecekteki kara deliğe ek olarak,

Einstein alan denkleminin bir çözümü geçmişinde bir

beyaz deliğe sahiptir. Fakat, bu alan, yerçekimsel çöküş

boyunca oluşturulan kara delikler için mevcut değil ve

beyaz deliğin oluşmuş olabileceği bilinen bir fiziksel

süreç de yok. Şimdiye kadar hiçbir beyaz delik

gözlenmemiştir. Tıpkı kara delikler gibi, beyaz delikler de

kütle, yük ve açısal momentum özelliklerine sahiptir ve

diğer kütleler gibi maddeleri çekerler. Ama beyaz deliğe

doğru düşen nesneler asla beyaz deliğin olay ufkuna tam

olarak ulaşamazlar

4


Bilim Kurguda Yer Alan Teknolojiler

Teoride Gerçek Olabilir!

Bilim kurgu romanları ve filmleri, bilim veya teknolojide gelecekteki eğilimleri tahmin etmek için

gerçek bir girişimden ziyade, genellikle aksiyon dolu bir macera için bir sιçrama tahtası olarak

kullanılan, çok zorlama kavramlarla doludur.

Bir uzay aracını insanları ezmeden birkaç saniye içinde inanılmaz hızlara çıkarmak gibi en

popüler motiflerden bazılarını, mevcut fizik anlayışımıza göre elde etmek kesinlikle imkansızdır.

Ancak aynı kurallar, solucan delikleri ve paralel evrenler gibi diğer imkansız görünen bilim kurgu

kavramlarına izin veriyor gibi görünüyor. İşte, en azından teoride, gerçekten gerçekleştirilebilecek

bazı bilim kurgu kavramlarından birkaç tanesi.

1- Solucan Delikleri

Belirli yerçekimi koşullarında bir solucan deliğinden geçmek mümkün olabilir!

Günümüzde geçerli fizik kurallarını

varsayarsak solucan deliklerine seyahat

etmek imkansızdır. Solucan delikleri fikri

-evrenin uzak kısımları arasında neredeyse

saniyesinde seyahate izin veren uzayda bir

kestirme yol- kurgusal bir romanda fırlamış

gibi duruyor. Fakat, resmi ismiyle

Einstein-Rosen köprüsü kavramı, bilim kurgu

yazarları onları fark etmeden çok daha önce

ciddi bir teorik kavram olarak var olmuştur.Bu,

Einstein’in yer çekimini nesnelerin neden

olduğu bir uzay zaman bozulması olarak gören; özel görelilik teorisinin bir yansımasıdır. 1935

yılında fizikçi Nathan Rosen ile iş birliği içinde, kara delikler gibi aşırı yoğun yer çekimi

konumlarının doğrudan bağlantılı olabileceğini öne sürdü. Yani, solucan delikleri kavramı doğdu.

Bir kara deliğin etrafındaki enerjiler çok yaklaşan herkesi yok edeceğinden, bir solucan

deliğinden geçme fikri, astrofizikçi Carl Sagan’ın bir bilim kurgu romanı yazmaya karar verdiği

1980’lere kadar pek düşünülmedi. BBC’ye göre Sagan, meslektaşı fizikçi Kip Thorne’u

gezegenler arası mesafeleri birkaç saniye içinde kat edecek bir teknik geliştirmeye zorladı.

5


2- Zamanda Yolculuk

Klasik bilim kurgu anlatı araçlarından

biri, bireylerin zamanda geriye

gitmesine ve tarihin akışını iyi ya da

kötü yönde değiştirmesine olanak

tanıyan zaman makinesidir. Ancak, bu

zorunlu olarak mantıksal çelişkilere yol

açar.

Zamanda geriye gitmemizi sağlayan

fizik, tıpkı solucan delikleri gibi

Einstein’ın genel görelilik kuramından

kaynaklanmaktadır. Bu, uzay ve

zamanın aynı “uzay-zaman” sürekliliğinin bir parçası olarak amansız bir şekilde bağlantılı

olduğunu düşünür. Zaman, uzayın bir solucan deliği ile çarpıtılabileceği şekilde bükülebilir.

Zaman o kadar bükülebilir ki kendi üzerine kıvrılarak “kapalı zaman benzeri bir eğri” haline

gelebilir – ama aynı zamanda bir zaman makinesi olarak da adlandırılabilir.

3- Paralel Evrenler

Teleskoplarımızın kozmos hakkında ifşa ettiği

her şey – Büyük Patlama’dan dışarı doğru

genişleyen milyarlarca galaksinin tümü –

evrendir. Ancak, hepsi bu kadar mı? Teoriye

göre, dışarıda bütün bir çoklu evren olabilir.

“Paralel evrenler” kavramı, iyi bilinen bir

başka bilim kurgu kavramıdır, ancak ekranda

temsil edildiklerinde genellikle kendi

evrenimizden yalnızca küçük açılardan

farklılık gösterirler.

Bununla birlikte, yerçekimi yoğunluğu veya nükleer kuvvetler gibi bizimkinden farklı bir paralel

dünyadaki temel fizik ile gerçek daha garip olabilir.

“Sonsuz Şişme” kavramı, mevcut paralel evren anlayışımız için çok önemlidir. Bu, süresiz olarak

son derece hızlı bir oranda genişleyen sınırsız uzay dokusunu tasvir eder. Zaman zaman, bu

uzayda yerel bir bölge – kendi kendine yeten bir Büyük Patlama – ana genişlemeden ayrılır ve

daha yavaş bir hızda büyümeye başlar ve içinde yıldızlar ve galaksiler gibi maddi nesnelerin

oluşmasına izin verir. Bu hipoteze göre evrenimiz bu bölgelerden biridir, ancak sayısız başka

olabilir.

6


Solucan Delikleri’nin Popülerleşmesi

Einstein’ın Solucan Deliği Teorisi 1960’lı yıllarda inanılırlığını kaybetti ve bu konu üzerine

fazla araştırma yapılmadı. 1997 yılında bir bilim kurgu filmi olan “The Contact”(Mesaj) filmi

vizyona girdi. Ünlü astronom Carl Sagan’ın kitabından esinlenilerek çekilen filmde, solucan

deliklerinin uzayda yolculuğu mümkün kılacağı söyleniyordu. Bu kitap ve sonradan aynı

isimle çekilen film, bilim kurgu alanında solucan deliklerini herkesin görebileceği önemli bir

yere koymuştu. Bu sayede de insanlar solucan delikleriyle tekrar ilgilenmeye başladı. Carl

Sagan bu kitabı yazmadan önce, bu konu fizikçilerin fazla ciddiye almadığı bir hayal ürünü

olarak görülüyordu ama artık gerçek gözler önündeydi. Einstein’ın İzafiyet Teorisin’ni

inceleyen teorisyen fizikçiler, solucan deliklerinin yolculuğu mümkün kılabileceğini

düşünmeye başladı.

Mesaj (İngilizce özgün adı: Contact),

Carl Sagan'ın aynı adlı romanından beyaz perdeye

uyarlanan 1997 yapımı bir bilimkurgu filmidir.

Mesaj, Amerikalı bilim insanı

Carl Sagan'ın 1985 tarihli sert bilimkurgu

romanıdır.

Carl Sagan (9 Kasım 1934 - 20 Aralık 1996)

Amerikalı gök bilimci ve astrobiyolog

Sagan'ın düşüncelerini ifade etme yeteneği, pek çok insanın evreni

daha iyi anlamasını sağlamıştır. 1980 yılında astronominin geniş

kitlelerce sevilmesini sağlayan 13 bölümlük Kozmos adlı bir belgesel

hazırladı. Söz konusu belgesel, yayınlandığı her ülkede halkın ilgisini

topladı ve sonradan yapılan belgeseller için örnek oldu. Bu başarıda,

Sagan'ın yazılarında da kullandığı kendine özgü dilin önemli payı

vardı. Belgeselle aynı ismi taşıyan kitapta da yer alan şu ifadesi

buna örnektir: "DNA'mızdaki azot, dişlerimizdeki kalsiyum,

kanımızdaki demir, elmalı turtamızdaki karbon, çöken yıldızların

içlerinde yapıldı. Bizler, yıldızların malzemesinden yapıldık."

7


Kara Delikler ve Bilgi Paradoksu:Kara

Delikler, Enerjinin Korunumu Yasası'nı

İhlal Ediyor Olabilir mi?

Kara Deliklere Giren Cisimlerin Bilgileri, Evrende Kayıp mı Oluyor?

Diyelim ki oyuncak bir kamyonunuz var ve bir

balyoz kullanarak kamyonu bir vuruşta

paramparça ettiniz. Balyozu kaldırdığınızda,

yüzlerce ufak parçaya ayrılmış olsa da,

vurmadan öncesiyle aynı kütlede kamyon

parçalarınız olur, değil mi? Peki ya şunu

söylesek: Balyozu kaldırdınız ve parçaların

bazılarının ortadan tamamen yok olduğunu

gördünüz. Bunun doğru olamayacağını

düşünüyorsunuz, çünkü okullarınızda kütlenin yaratılamayacağını ve yok edilemeyeceğini

öğrenip durdunuz. Benzer bir şey, bir göktaşı bir kara delik tarafından yutulduğunda da olur. Her

ne kadar bir kara deliğin içini görmesek de, kütlenin yok olamayacağını varsayarak gök taşının

atomlarına kadar ayrıştığını, dolayısıyla kara deliğin kütlesinin de 1 gök taşı kadar arttığını

söyleriz.

Şimdiye kadar söylediklerimiz ne kadar da mantıklı geliyor, değil mi? Ancak kara delikleri

incelediğimizde, bu mantık silsilesini altüst eden bir durumla karşılaşıyoruz. Kara delikler,

yuttukları onca şeyle birlikte "buharlaşıp" yok oluyorlar ve o kadar kütlenin nereye gittiğine dair

hiçbir fikrimiz yok.

Kara delikler, 1950-60’lı yıllardan beri üzerinde çalışılan ve fizikçiler başta olmak üzere birçok

bilim insanının dikkatini çekmiş yapılardır. Bildiğimiz üzere bu yapılar, ölen devasa yıldızların,

sonsuz yoğunluktaki bir noktaya çökmesiyle oluşur. Bu noktaya tekillik denir ve dev yıldızlar bu

küçücük noktaya sıkıştırılır. Çöken devasa yıldızların tekillikte sıkıştırılacağını ileri süren kuramı,

Roger Penrose, 1965 yılında matematiksel olarak ispatlamıştır. Tekillik, uzay-zamanın artık var

olmadığı ve klasik fiziğin genel görelilik kuramının da artık geçerli olmadığı noktadır.

Stephen Hawking, 1970’li yıllardan beri kara delikler üzerinde (özellikle tekillikler konusunda)

yaptığı çalışmalarıyla ünlenmişti. 1974’te, kara deliklerin aslında ‘’tamamen kara’’ olmadıklarını

ve kütlelerine bağlı sıcaklıkta radyasyon yaydıklarını ileri sürmüştü. Bunu nasıl açıklayabiliriz?

8


Gözünüzün önüne bir

kara delik getirin. Kara

deliğin olay ufku, ışığın

kaçamayacağı bir nokta

olsun. Bunu bir örnekle

şöyle açıklayabiliriz:

büyük bir şelalede

kayıktasınız ve kürek

çekiyorsunuz. Şelalenin

sonuna yaklaştıkça, akıntı

sizi gittikçe daha büyük bir

etkiyle aşağıya doğru

çekiyor. Eğer yeterince

hızlı kürek çekmeyi

başarırsanız, buradan kurtulabilirsiniz. Şelalenin belirli bir noktasına vardığınızda ise, hızlı kürek

çekmek de artık sizi kurtaramaz. İşte kara deliklerde bu nokta olay ufku olarak adlandırılır. Bu

noktadan sonra kara delik, etrafındaki cisimleri ve ışığı, ışık hızından daha hızlı çeker ve böylece

hiçbir şey bundan kurtulamaz.

Bir kara deliğin en temel özelliği “artık geriye dönüşün mümkün olmadığı noktası” veya daha

teknik bir dille ifade edersek, onun “olay ufku”dur. Herhangi bir şey (ki bu bir yıldız veya bir

parçacık olabileceği gibi, bir insan da olabilir) olay ufkunu geçerse, kara deliğin o muazzam

kütleçekimi onu o kadar büyük bir kuvvetle içine çeker ki artık kaçış mümkün olmaz. Diğer bir

deyişle, o nesneye veya kişiye dair geriye en ufak bir bilgi kırıntısı dahi kalmaz. En azından, bu,

hiçbir şeyin ışıktan daha hızlı hareket edemeyeceğini söyleyen genel göreliliğe dayalı geleneksel

kara delik modellerinde böyle.

Ancak bir sorun var: Hawking radyasyonu

sahiden geçerliyse, bu, kara deliklerin ‘’fiziksel

verilerinin’’ yani kara deliğin içine çekilmiş

parçacıkların yapı ve özelliklerinin, evrende

tamamen kaybolacağı anlamına geliyor. Oysa

bu olay, evrende bir bilginin kaybolamayacağını

savunan fizik yasalarına aykırı.

Başta Stanford Üniversitesi’nde fizik profesörü olan Leonard Susskind olmak üzere birçok bilim

insanı yıllardır bu konuya dikkat çekmiş olsa da, Hawking 30 yıl boyunca görüşünü savunmaya

devam etmişti; 2004 yılında ise, Leonard Susskind ile arasında geçen ‘’kara delik savaşında’’

tıpkı başarılı bir bilim insanından beklendiği gibi hatalı olduğunu kabul etmişti. Leonard Susskind,

bilginin korunmasının ne kadar önemli olduğunun altını çizmek için buna ‘’fiziğin eksi birinci

kuralı’’ demişti; çünkü dediğine göre her şeyden önce gelen bir ilkeydi.

9


Bilgi Paradoksu

Diyelim ki, beğenmediğiniz bir fotoğrafınız var ve ondan kurtulmak istiyorsunuz. Onu ateşin

içine atarak yok edebilirsiniz. Pişman olursanız hiç üzülmeyin çünkü kuantum teorisi size bir

şekilde bilginin tekrar bir araya getirilmesinin mümkün olduğunu söylüyor. Şayet

fotoğrafınızdan sonsuza dek kurtulmak istiyorsanız, tek yapmanız gereken onu bir kara

deliğin içine atmaktır! Acaba öyle mi?

İşte tam da bu noktada karşımıza “Bilgi Paradoksu” çıkıyor. Çünkü “Enerjinin Korunumu”

yasasına göre, enerji ne yok olur ne de yoktan var edilir; sadece enerjinin türü değişebilir.

Fizikçiler, kara deliğin içine giren bilginin gerçekten kaybolmamış olduğunu, belki de bir

yerlerde kapalı kaldığını veya erişimimize kapalı olduğu düşünüyordu. Ta ki 1975’te Stephen

Hawking, kara deliklerin aslında tam anlamıyla “kara” olmadığını ve dönerek düzensiz

radyasyon (ışınım) yaydığını söyleyene kadar.

Hawking, olay ufkunda yaratılan parçacık ve karşıt parçacık çiftlerinin ayrılabileceğini, bir

parçacığın kara deliğin içine girerken diğerinin dışarıya kaçacağını ve böylelikle ışınım

yayabileceğini gösterdi. Bu ışınım sayesinde, bir kara deliğin kazandığından daha hızlı kütle

kaybederek, en sonunda patlayıp her şeyiyle beraber yok olacağını öne sürdü. Ancak,Hawking’in

bu teorisi, hiçbir şeyin, bilginin bile, asla kaybolamayacağını söyleyen kuantum teorisiyle

çelişiyordu.

10


Paradoksun Olası Çözümleri

Şu ana kadar, bu paradoksu çözebileceğini söyleyen pek çok iddia ortaya atılageldi. Bunlara bir

bakış atalım.

1- Holografik Prensip (Holografi İlkesi)

Bunlardan biri, ilkin Gerard ‘t Hooft

tarafından ortaya atılan, daha

sonra Leonard Susskind

tarafından sicim teorisi yorumuyla

son şekli verilen “Holografik

Prensip”. Bu ilkeye göre, kara

deliğe düşen her cismin verileri

aslında kara deliğin olay ufku

denilen yerinde kalıp, burada

korunuyor. Böylece, cisimlerin üç

boyutlu hallerinin verileri, olay

ufkunda "kodlanmış" oluyor. Bu da

bir nevi holograma benziyor.

Gerard’t Hooft, Leonard Susskind ve Charles Thorn tarafından geliştirilmiş bu kuram, Susskind

ve Hawking gibi iki değerli fizikçinin arasında geçen bu bilimsel çekişmeye bir son vermiştir;

Hawking, sonradan bu fikre olumlu yaklaşmıştır.

Holografi İlkesi, yalnızca kara delikler için geçerli değildir. Evrenin tamamında, -biz de dahil

olmak üzere- üç boyutlu cisimlerin aslında iki boyutlu verilerin ‘’hologramı’’ olabileceğini gösterir.

Bu ilkeye göre, herhangi bir yüzeyin yakınındaki alanda, maksimum miktarda bilgi mevcuttur.

Buna göre bir odanın içindeki bilgi odanın hacmine değil, alanına bağlıdır. Henüz matematiksel

olarak ispatlanmamış olan bu ilke, kara deliklerin bilgiyi nasıl koruduğu hakkında önemli ve ilginç

bir fikir sunmuştur.

2- Kara Delik Tamamlayıcılığı İlkesi

Getirilen diğer bir çözüm ise “kara delik

tamamlayıcılığı” iddiası. Bu fikir, kara deliğe

düşen bir parçacığın (bu parçacığa Bob

diyelim) ve bunu uzaktan gözleyen bir

parçacığın (Alice) tamamıyla farklı şeyler

görmesine dayanıyor. Dışarıdaki parçacık

yani Alice, olay ufkunda donup kalmış olan

Bob’u görüyor ve onun aslında kara deliğe

düştüğünü, yani olay ufkundaki son halini,

biliyor. Ne var ki, Bob’un kara deliğin

içindeki halini gösteren bilgiye ise sahip

değil.

11


Kaynakça

https://tr.wikipedia.org/wiki/Solucan_deli%C4%9Fi

https://evrimagaci.org/bir-solucan-deliginden-gecmek-eger-mikroskobik-bir-uzay-araciniz-var

sa-mumkun-olabilir-10299

https://bilimgenc.tubitak.gov.tr/makale/genel-gorelilik-kurami-nedir

https://tr.wikipedia.org/wiki/Kara_delik

https://tr.wikipedia.org/wiki/Beyaz_delik

https://beyinsizler.net/bilim-kurguda-yer-alan-teknolojiler-teoride-gercek-olabilir/

http://www.biyolojiegitim.yyu.edu.tr/f/kozmikdelik/kozmikdelik.mp4

https://evrimagaci.org/karadelikler-ve-bilgi-paradoksu-kara-delikler-enerjinin-korunumu-yasa

sini-ihlal-ediyor-olabilir-mi-3268

https://tr.wikipedia.org/wiki/Dosya:Lorentzian_Wormhole.svg

https://tr.wikipedia.org/wiki/Dosya:Black_Hole_Milkyway.jpg

https://physics.aps.org/assets/c3b9331f-5080-421d-b6d2-1944b1b26ae3/e28_1.png

https://www.sciencefocus.com/space/what-is-a-wormhole/

https://www.livescience.com/building-a-wormhole-with-cosmic-strings.html

https://alpha.aeon.co/images/8c5cde6d-bd81-4c6c-90fe-3b0da8b2cde4/header_creating-a-worm

hole-in-a-quantum-computer-landscape-1.jpg

https://s.yimg.com/uu/api/res/1.2/DA1D7XVzwdmtsLInFAj3iw--~B/aD04MDA7dz0xNjAwO2FwcGl

kPXl0YWNoeW9u/https://o.aolcdn.com/hss/storage/midas/29cdfcf2bb2af26b103c432d02cbe5e2

/205180329/TN-JPL1978-300dpi-ed2.jpg.cf.jpg

https://tr.wikipedia.org/wiki/Dosya:Black_hole_-_Messier_87_crop_max_res.jpg

https://cdn.evrimagaci.org/nEoiXNCHpumHFNKPtTNHbr2IGs4=/evrimagaci.org%2Fpublic%2Fq

na_media%2F3ae6655eb83dbe3c3189c0c626dc1e64.jpeg

https://wp-assets.futurism.com/2013/12/PIA13168_hires.jpg

https://cdn.mos.cms.futurecdn.net/XJ6mcghpaoUkBfH4cJcpNf.jpg

https://media.istockphoto.com/id/1063896834/photo/the-composition-of-the-space-of-time-the-flig

ht-in-space-in-a-spiral-of-roman-clocks-3d.jpg?s=170667a&w=0&k=20&c=sgu-PeX-OfEvNi35N-_

Uql1heTP6CAHXxN-_wXD8Xbg=

https://cosmosmagazine.com/wp-content/uploads/2020/06/050416_timetravel_H-scaled-e16181

83920747.jpg

https://listelist.com/wp-content/uploads/2020/05/paralel-evren-4.jpg

https://beyinsizler.net/wp-content/uploads/2022/03/kara-delik.png

https://cdn.evrimagaci.org/q7NmvtDvInq5Pi-hBLrkGDxZJfg=/825x0/filters:no_upscale():format(w

ebp)/evrimagaci.org%2Fpublic%2Fcontent_media%2Fbbac9e49139b711f6c497b311d7f6d7d.jpg

https://bilimvegelecek.com.tr/wp-content/uploads/2018/01/uzay-zaman.jpg

https://cdn.yenicaggazetesi.com.tr/news/854914.jpg

https://ares.shiftdelete.net/2022/04/Filmdi-gercek-oldu-Hologram-yoluyla-bir-insan-uzaya-isinland

i-1.jpg

https://evrimagaci.org/public/uploads/photos/Fizik/21154723_black-hole-magnetic-.jpg

12



Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!