GİGT DERGİ SON 26.06
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Yaklaşık 4,5 milyar
kadın, yüzlerce yıl
boyunca, bu
uygulamaya tabi
tutuldu ve bütün
bir ömürlerini acı
içinde geçirdiler.
‘Yaban Kuğuları’ adlı romanda,
kızının ayaklarını bağlayan bir
anne ve kızı arasında
yaşananlar, şu cümlelerle
aktarılmıştır: “Küçük kız,
dayanılmaz ızdıraplar içinde,
annesine bağlarını çözmesi için
yalvardığında, anne hüngür
hüngür ağlardı ve ona,
ayaklarının bağlanmaması
halinde, tüm yaşamının kötü
geçeceğini ve bunu, onun
gelecekteki mutluluğu için
yaptığını söylerdi.” Bazen,
anneler, kızlarının çektiği bu
korkunç acıya katlanamaz ve
kızlarının ayaklarına
bağladıkları sargı bezlerini
çıkarırlardı.
Pek çok kadın, Konfüçyanizmin ve toplumsal estetik
yargılarının verdiği güçle bu durumdan şikayetçi
olmazdı. Çektikleri acının karşılığında, yüksek
toplumsal statü, zenginlik, saygınlık ve iyi bir evlilik
elde edeceklerini düşünürlerdi. Ayağı bağlanan her
kız çocuğunun, hükümdarın karısı olmaya aday
olduğu söylenirdi. Bu küçük ayaklı kadınlar, bu
nedenle kendilerini ayrıcalıklı hissederlerdi. Bağlı
ayaklarıyla cinsel cazibenin ve namusun timsali
sayılırlardı. Ayrıca, bu dönemde, Çinli erkekler ayağı
bağlı olmayan kızlarla evlenmezlerdi. Normal ayak
ölçülerine sahip kızlar, evlendiklerinde, kocalarının
aileleri için bir utanç kaynağı olurlardı. Bu nedenle,
anne, oğlunu evlendirmeyi düşündüğü kızın ayağının
bağlı olup olmadığını bilmek isterdi.