07.12.2023 Views

DENARK-BASKI-SON

  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

SAYI 5 YIL 5 GÜZ 2023

İTÜ DENARK

CAPELLA

Denizcilik Araştırmaları Kulübü dergisidir

MedCruise Birliği'nin İlk

Türk Başkanı

FİGEN AYAN

KUZEYDE

OLUŞAN

İPEKYOLU

FIRSATI

BİRGÜL ERKEN:

“Dalışın sonunda yüzeyde aldığım

her nefes yeniden doğmak gibi...”

Para ile satılmaz


İÇİNDEKİLER

Editör ve Bartu UTUGUN ‘dan Veda

Faaliyet raporu

Mezunlar Köşesi

Karadeniz Holding LifeShip

Figen Ayan Röportajı

Buzul İpek Yolu

Birgül Eken Röportajı

Sektörden Haberler

Bunları Biliyor musunuz?

Kültür Sanat Köşesi

Kitap Tanıtım

Bulmaca

7

8

12

18

20

26

36

42

44

46

48

51


İTÜ DENARK

CAPELLA

Denizcilik Araştırmaları Kulübü Dergisi

Sayı 5 Yıl 5 – Güz 2023

DERGİ YÖNETİMİ

Genel Yayın Yönetmeni

Teknik Koordinatör

İÇERİK EKİBİ

İçerik Düzenleme.

Yayın Danışma Kurulu

REKLAM VE TANITIM

Sponsor.

GÖRSEL TASARIM

Grafik Tasarım

Kapak Fotoğrafı

Yazarlar

Ar-Ge çalışmaları

Sena Tuğçe KANBERK

Hüseyin İŞDAR

Sena Tuğçe KANBERK

Esra KARAMAN

Hüseyin İŞDAR

Hüseyin İŞDAR

Turgay CİNPİR

TÜRK P&I

Beşiktaş Marine

Kozen Shipping

Osman BALABAN

Kapt. Burak Reis YAVUZ

Figen AYAN

Birgül ERKEN

Furkan GAZİ

Berke İlhan CEVRİOĞLU

Hüsnü Yusuf ELMA

Fatih KÜÇÜK

Can TANGUÇ

Mert GÜVERCİNOĞLU

Süleyman DOĞAN

Kenan TABAK

Ali GÜDÜM

Bartu UTUGUN

Fatma Nur BAYIR

Haluk İlhan YENİKURTULUŞ

Bu yazılardan

dolayı Denizcilik

Araştırmaları Kulübü

Dergisi sorumluluk

üstlenmez.

Yayımlanan ilanların

sorumluluğu sahibini

bağlar.

İçerik Ekibi

Reklam ve İletişim Adresi

itüdenark@gmail.com

Sena Tuğçe KANBERK

Ayşe Gül AYERDEM

Su Eda TAŞLI

Bayram SONAR

Fatih DOST

Esra KARAMAN

Atahan AKKAN

3



İTÜ DENARK YÖNETİM KURULU

BAŞKAN

TURGAY CİNPİR

BAŞKAN YARDIMCISI

BAŞKAN YARDIMCISI

GENEL SEKRETER

YÖNETİM KURULU ÜYESİ

BEDİR BIÇAKÇI

SAMED ATAMAN

ALMİRA ÖZTOP

UMUT ÜNLÜ

YÖNETİM KURULU ÜYESİ

DERGİ DEPARTMANI

SOSYAL MEDYA DEPARTMANI

EĞİTİM DEPARTMANI

ÜMRAN ÖZDEN

SENA TUĞÇE KANBERK

MİKTAT YELLİKAYA

MAHMUT ZIMBA

AR-GE DEPARTMANI

AR-GE DEPARTMANI

ETKİNLİK DEPARTMANI

ETKİNLİK DEPARTMANI

FATMA NUR BAYIR

HALUK İLHAN YENİKURTULUŞ

VEYSEL BİTER

ERKAN EMİR AY

5


6

MAKALE DENARK CAPELLA / GÜZ 2023


BARTU UTUGUN’DAN VEDA

Sevgili Kulüp Üyeleri,

Kulübümüzdeki yolculuğumun sonuna

yaklaşırken, bir veda yazısı yazmak benim

için büyük bir onur. Kulübümüzde

başkanlık yapmak, benim için unutulmaz

bir deneyimdi.

Bu kulüp, sadece denizcilikle ilgilenen

öğrencilerin değil, aynı zamanda arkadaşlığın,

dayanışmanın ve tutkunun

bir araya geldiği bir yer oldu. Birlikte

geçirdiğimiz bu yıllar, benim için unutulmaz

anılarla dolu. Konferanslar, etkinlikler

ve daha birçok projede birlikte

çalışmak, her birinizi tanımak ve sizlerle

zaman geçirmek benim için büyük

bir zenginlikti.

Gelecekteki başkanımıza ve yeni üyelere,

bu kulübün fakültemiz için ne ifade

ettiğini anlamalarını, değerini ve potansiyelini

görmelerini ve daha da ileriye

taşımalarını öneriyorum. Denizcilik

dünyasında pek çok fırsat ve zorluk bulunsa

da, bu kulüp, birbirimize destek

olarak her türlü zorluğun üstesinden

gelebileceğimizi gösterdi.

Sizlere teşekkür ediyorum. Bu kulüpte

geçirdiğim zaman benim için büyük

bir ayrıcalıktı. Unutulmaz anılarla dolu

olan bu dönemi asla unutmayacağım.

Hepinizin başarılı bir denizcilik kariyeri

ve hayatının her alanında başarılarla

dolu bir geleceği olacağına inanıyorum.

Selametle,

Bartu UTUGUN

EDİTÖRDEN

Saygıdeğer Okuyucular,

İstanbul Teknik Üniversitesi Denizcilik

Araştırmaları Kulübü (İTÜ DENARK)

dergi ekibi olarak, uzun bir yılın emeği

ve çalışmasının ardından gurur ve mutlulukla

sunduğumuz kulüp dergimizin

5. sayısı DENARK CAPELLA’yı paylaşmanın

sevincini yaşıyoruz. “CA-

PELLA” ismini seçmemizin sebebi,

içeriğimizin okuyucularımıza ilham

kaynağı olacağına olan inancımızdan

kaynaklanmaktadır. Bu kelime, Boğa

takımyıldızında yer alan parlak iki yıldızdan

oluşan bir ikili yıldız sistemine

atıfta bulunarak, birlikteliği vurgulamaktadır.

Dergimizde, denizcilik sektöründeki

başarılarıyla tanınmış mezun abilerimiz

ve ablalarımızın katkılarıyla hazırlanan

yazılar, alanında uzman isimlerin

makaleleri ve kulübümüzün AR-GE

ekibinin çalışmalarıyla dolu bir içerik

sunmayı amaçladık. Bu aşamaya gelmemizde

emeği geçen tüm yazarlara,

kulüp arkadaşlarıma ve destek verenlere

içten teşekkürlerimi sunarım.

Bu yazıyla birlikte, denizcilik tutkunlarına

zengin bir okuma deneyimi sunan

yeni sayımızı sizlere sunmanın heyecanını

taşıyoruz.

Sevgi ve saygılarımla,

Sena Tuğçe Kanberk

Dergi Editörü

7


FAALİYET RAPORU

DENARK CAPELLA / GÜZ 2023

ETKİNLİK FAALİYET RAPORU

TÜBİTAK MAM Kutup Araştırmaları

Enstitüsü koordinatörlüğünde Horizon

Europe Programı MSCA CITIZENS

eylemleri tarafından desteklenen projeye

katılım (30 Eylül)

Tanışma Çayı (7 Ekim)

English Spoken Etkinliği (20 Ekim)

English Spoken Etkinliği (17 Kasım)

8

Back To School Kulüpler Şenliği katılım (5-6-7 Ekim)


Staj Anıları Ali Boran NEROĞLU - Galina YETKİN (19 Ekim)

Beşiktaş Shipyard Teknik

Gezi (25 Kasım)

TK Tuzla Shipyard Teknik

Gezi (30 Kasım)

9


FAALİYET RAPORU

DENARK CAPELLA / GÜZ 2023

ART Shipyard Teknik Gezi (6 Aralık)

Hazırlık Buluşması (9 Aralık)

Genel Kurul Toplantısı (7 Aralık)

Film Gösterim Etkinliği - Cruella (7 Aralık)

Staj Uğurlaması ve Boğazda Tekne Turu (17 Aralık 2022)

Film Gösterim Etkinliği - Awakenings (21 Aralık)

10


138. Balık Günü (10 Aralık)

Advert template.qxp_Layout Paintball 1 04/04/2019 Etkinliği 08:44 (11 Aralık) Page 1

11


MEZUNLAR KÖŞESİ

DENARK CAPELLA / GÜZ 2023

MEZUNLAR KÖŞESİ

Hazırlayan: Fatih DOST

Denizciliğe nereden merak saldınız?

Denizciliğe olan merakımdan çok makinelere olan

merakım yüzünden Gemi Makineleri İşletme Mühendisliği’ne

yöneldim. Tanıdıklarım sayesinde bölüm

hakkında bilgi aldım. Çalışma şartlarının ne kadar zor

olduğunu belirtmiş olsalar da hayalime yatkın olan bölüm

buydu. Aradığım mesleki beklentileri karşılıyordu.

Denizcilik ise işin süsü oldu diyebiliriz. Denizcilik

Fakültesi’ni okurken çok zevk aldığım için denizciliğe

merakım gelişti ve şimdi de böyle devam ediyoruz.

Berke İLHAN

Lise son sınıfın başlarında bir arkadaşımın bahsetmesi

üzerine merak saldım, internet üzerinden araştırdım ve ilk

tercihim oldu. Denize ve denizciliğin gizemli ilgi çekici

havasına hep ilgim vardı fakat mesleğin nasıl işlediğine

dair pek bilgim yoktu, şu an herhangi bir pişmanlığım olmamasına

rağmen, bu mesleği tercih edecek genç kardeşlerimize

araştırmalarını iyi yapmalarını tavsiye ederim.

Kenan TABAK

Sizce denizciliği diğer mesleklerden

ayıran şey nedir?

Bana göre denizciliği diğer mesleklerden en çok ayıran

yanı öğreticiliğidir. Tabii ki her meslek grubu kendi içerisinde

değerli bilgiler edinip bir takım hayat gerekliliklerini

öğrenebilir. Ama denizcilikte hayatın belki de

o ana kadar öğrenilmemiş bir çok yönünü öğrenmekten

başka çareniz yoktur. Örnek vermek gerekirse, bir fırtınaya

girdiğinizde çaresizliği ve aciz kalmanın nasıl bir

his olduğunu öğrenmekten başka çareniz yoktur. Çalışma

koşullarınızdan memnun değilseniz sabretmeyi veya

vazgeçmeyi öğrenmek zorundasınızdır. Güçlü sinirler,

güçlü karakter oluşturmak sizin için kolay olacaktır

çünkü deniz bunu sizi öğretecektir. Çözümsüzlüğe karşı

tahammülü, zorluklara karşı çözümü öğretir deniz. Ben

bazen arkadaşlarımın iş hayatında yaşadıkları zorlukları

dinlerken gülümsemekten kendimi alıkoyamıyorum.

Bu onları küçümsediğim için değil fakat zorlukları yaşama

koşullarımızdaki farklılıklardan. Dediğim gibi

okyanustaki ya da Biscay’daki ya da Lyon Körfezi’ndeki

bir fırtınaya günlerce maruz kalıp, ayakta kalıp,

yemek yiyip, gündelik işlerini yürütüp çalışabilmek

bile bir mücadele türlüdür ve bunu bize deniz öğretir.

Bilenler bilir yapı olarak her zaman mücadeleci biri oldum

ama denize çıktıktan sonra bu yanım katbekat arttı.

İnanıyorum birçok meslektaşım da denize açıldıktan

sonra bu açılardan kendini geliştirmiştir. Hani artık halka

mal olmuş bir söz vardır ya, bize artık karada ölüm

yok diye, işte bu söz bence bu yollardan geçen denizcilerin

ürettiği bir söndür. Ayrıca belirtmeden geçemeyeceğim

ki bizim meslekte kolektif bilinç ve iş birliği

de çok önemlidir. Yine artık bir deyim olmuş olan ve

ülkemizde de sık sık duyduğumuz “hepimiz aynı gemideyiz”

düsturu bizim için bir gerçektir. Başka mesleklerdeki

gibi bana ne diyemeyeceğimiz işler vardır

çünkü hepimiz aynı gemideyizdir. Özellikle art niyetsiz

insanlarla donatılmış bir gemide kısa sürede oluşan aile

ortamında çalışmak istemsiz bir şekilde bana ne dememeyi

ve topluluk için de bir şeyler yapmayı öğretir.

Furkan GAZİ

Denizcilik mesleğini diğer mesleklerle karşılaştırdığımız

zaman açıkça farklı bir meslek olduğu gayet aşikâr

bir durumdur. Mesleğin getirdiği şartlar, çalışma süreleri,

yapılan işin özelliği ve ekonomik sebepler denizciliği

diğer mesleklerden ayıran temel farklardır. Denizcilik

sadece belli bir kontrat içerisinde ve gemide kendisi için

belirlenmiş bir iş tanımını icra etmek olarak görülmemelidir.

Tabii ki gemilerde hayatlarının belli zamanlarından,

yakınlarından, sosyal hayatlarından feragat edip,

gece gündüz demeden çalışan deniz emekçilerinin yeri

12


ayrıdır. Genel olarak denizcilik dediğimiz zaman gemilerde

çalışan personel ve zabitlerden, işletmelerden,

tersanelerden, sörvey firmalarından, acentelerden, liman

işçilerinden ve pilotlardan tutun, birçok iş kolunu

içinde bulunduran bir sektör olarak görülmelidir. Sektör

olarak bakıldığında kapsayıcılığının ve etkisinin

daha çok olacağını görmekteyim. Eğer gemilerde zabit

veya personel olarak çalışanlardan bahsedecek olursak,

dünyanın en zor mesleklerden biri olduğu görülmektedir.

Buradaki asıl zorluk mesleğin icra edilmesinden

daha çok mesleğin şartları konusundadır. Fiziksel ve

psikolojik olarak yükü fazla olan bu işin içinde, kısıtlı

sosyal imkanları ile zorluklar katlanmaktadır. Zaten

biz denizciler olarak yakınlarımıza anlatmakta en çok

zorlandığımız şeylerden biri mesleğimizdir. Geminin

içinde belirli görevler tanımlı olsa da okulda görülen

derslerin dışında her şey ile karşılaşılabilmesidir. Bu

yüzdendir ki denizciler gerçekten iyi birer yöneticilerdir.

Çok gezen mi bilir yoksa çok okuyan mı sorusunun

ortak bir cevabıdır denizcilik. Dünyanın değişik

bölgelerini görerek uluslararası bir zihniyete ve akla

sahip oldukları gibi, okuyarak araştırma yapan bir

sentezin ortaya çıkmasına olanak veren bir meslektir.

Ali GÜDÜM

Gemiye katıldığınızda ne hissettiniz?

İlk katılışımla ilgili çok bir şey hatırlamıyorum; mesleğe

ilk adım atmanın vermiş olduğu heyecan vardı,

aileden uzak olmanın burukluğu vardı, gemiye çıkmış

olmanın mutluluğu vardı. Üstünden geçen bunca zamandan

sonra detayları çok hatırlamıyorum maalesef.

Süleyman DOĞAN

Sanırım 2019 Ağustos ayıydı. Her zaman olduğu gibi

kötü olan derslerimden ötürü yaz dönemine kalmıştım.

Son sınavım Cuma günüydü. Sınavdan çıktıktan sonra

bir cevapsız çağrım olduğunu gördüm. Telefonumu

cevapladığımda 4 saat sonra Havalimanına gitmek için

bir aracın beni alacağını öğrendim. Sınavı geçip geçmediğimi

bile öğrenemeden 2 saat içinde o malum seyir

valizini hazırlamaya başladım. Bu kadar hızlı olabileceğini

düşünmüyordum. Önce şirkete sonra Havalimanına

ulaştık. Yoldayken aileme haber verdim. Bu mesleğin

zorluklarını tahmin edebiliyordum fakat daha ilk dakikalardan

bu kadar hızlı olması heyecanımı daha da katladı.

Havalimanında uçak biletlerimiz de Singapur yazdığını

gördük. Evet 16 saat kesintisiz bir uçuş beni bekliyordu.

Sabah sınavda iken, aksam Asya semalarında derin bir

uykuya daldım. Singapur’a ulaştığımızda bir araçla otelimize

doğru yol aldık. Otelde dinlenmek için 8 saatimiz

vardı. 4 saat uyku ve sonrasında biraz şehri gezdikten

sonra bir bot ile gemimize doğru yol aldık. 6 ay sürecek

yeni gemimizi görünce diğer stajyer arkadaşlarla doğal

olarak heyecanlandık. Tek makine stajyeri bendim. Gemiye

ilk adımımızla beraber hayatımızın farklı bir rotaya

çevrildiğini anladık. Stajyerlik her zaman için zordu,

böyle duymuştuk. Gemi 4. kaptanı bizlere kamaralarımızı

gösterdi. 3. mühendis hoş geldin için kamarama

geldi ve yarım saat içerisinde manevra için tulumumu

giymemi ve makine dairesine inmemi söyledi. Kendimi

6 aylık bir seyir için hiç ama hiç hazır hissetmiyordum.

Çünkü dinlenememiştim. Makine dairesine indiğimde

sırayla 2. mühendis ve baş mühendis ile tanıştım. Hangi

okuldan geldiğimi sordular ve birçok soru ile ardı ardına

sanki yeni bir sınava tabii oldum. Okulda gösterilen eğitimler

bir yana sanki canlı bir simülasyonun içinde gibi

hissettim. Singapur yaz dönemi ve makine dairesinin 50

dereceyi bulan sıcağı adeta halime gülerek hoş geldin

diyordu. Benim o zor günlere dair hatıralarım böyleydi.

Yusuf ELMA

Gemideki bir gününüzü anlatır mısınız?

Boş vakitlerinizdeki aktiviteleriniz

neler?

Gemide bir günüm klasik olarak 7 civarı uyanıp, eğer iyi

hisseder isem bir kahvaltı yapmak ile başlıyor. Sallandığınız

günler hiçbir şey yemek istemiyorsunuz. Sabah

8’de her sabahki iş toplantımızı yapıp insan gücü ve zaman

planlamasını ayarlıyoruz. Sonra genel mesaiye başlamadan

önce fiks makine dairesi turu yaparak herhangi

bir sorun ve sıkıntı arıyoruz. Bu zaman aralığında gü-

13


MEZUNLAR KÖŞESİ

DENARK CAPELLA / GÜZ 2023

MEZUNLAR KÖŞESİ

verte ve kuzine departmanından herhangi bir istek olursa

iş planımızı tekrardan ayarlıyoruz, çoğunlukla gemi

ve yükün selameti için önceliğimiz onlar oluyor. İşe başladığınız

zaman ise bir yarış başlıyor. İnsan, makine ve

yedek parça yönetimine başlıyorsunuz. Bakımlar sırasında

makinelerde gördüğünüz her parametreyi ve kondisyonu

değerlendirmek zorundasınız. Klasik öğlen yemeği

12.00 ve akşam yemeğine 18.00’de geçiyorsunuz.

Akşam yemeğinden sonra departman amirlerinize geri

bildirim yapmalısınız ve iş sonu raporu vermelisiniz. Bir

şeylerin ters gitmesi veya işin bitmemiş olması sorun

değil, önemli olan düzgün yapılmış ve sorunun çözülmüş

olmasıdır. Ertesi gün için iş planınızı ve planın önemini

belirtip, iş gününü bitiriyorsunuz. Gemideki boş

vakit aktiviteleri çalıştığınız personelle alakalı. Yabancı

personelle çalışıyorsanız, ne yazık ki yalnızsınız. Mesaiden

sonra zaman kamarada dizi film gibi aktivitelerle

geçiyor. Ama Türk personelle çalışırsanız işin eğlencesi

o zaman başlıyor. Okuldan üst dönem veya alt dönemlerinizle

çalıştığınız için muhabbetiniz çok hızlı gelişiyor.

İlk aylar biraz daha yeni zabitlerle ve stajyerlerle

psikolojik yardım gibi geçiyor. Onların mesleki korku

ve özgüven sorunlarıyla uğraşıyorsunuz. Korkular aşıldıktan

ve gerekli özgüveni kazandıktan sonra onlar da

bizim gibi normal sakin düşünebilen bir zihin yapısına

sahip oluyorlar. Zamanınızın çoğunu zabitan oturma

odalarında onlarla sohbet ederek ve akıllarındaki sorulara

cevap vererek geçiriyorsunuz. Eğer zaman bulabiliyorsanız

topluca dizi ve film izlediğiniz bile oluyor.

Berke İLHAN

Gemide diğer firmalardan farklı olarak çalıştığım firmada

görevim olan 3. Zabit, seyir zabiti olarak görev

yapıyor. Sabah kahvaltısını yaptıktan sonra 07:45 gibi

köprüüstüne çıkıp vardiyayı teslim almadan önce gece

veya sabah erkenden gelen, hazırlık gerektirecek bir

mail var mı diye bakıyorum. Daha sonrasında 8-12 vardiyamı

alıyorum ve günlük rutin kontrollerimi ve rutin

evraklarımı dolduruyorum. Güncel olarak tuttuğum,

yapılacak işlerin bulunduğu not defterimden o gün için

iş planlaması yapıp, varsa ilerisi için yeni işleri yazıyorum.

Özellikle seyir zabiti olarak çalışırken bir adım

önden gitmenin çok önemli olduğunu düşünüyorum

aksi takdirde işler çok sıkışabiliyor. Vardiyam bittikten

sonra öğle yemeği yiyip 13.30 a kadar kamaramda dinleniyorum.

Sonrasında genelde 2. Zabitin güvertedeki

işlerini halledebilmesi için köprüstünde onu yedekliyor

veya yedeklemek için vardiyaya süvari bey geldiyse,

2. Zabit ile güverteye çıkıp ona yardımcı oluyorum. Bu

sayede kendimi de ikinci zabitlik için hazırlamış oluyorum.

Boş vakitlerimdeyse genelde yanımda götürdüğüm

enstrümanlarımla kamaramda veya bir etkinlik planlanmışsa

toplandığımız ortamlarda müzik yapıyorum.

Mert GÜVERCİNOĞLU

İleriki zamanlarda denizciliği

bırakmayı düşünüyor musunuz?

Denizciliği ne olarak algıladığınızla ilgili olarak sorunun

cevabı değişir. Bir kere denizci olan her zaman denizcidir,

bana kalırsa bırakılabilecek bir alan değil. Denizin

üstünde bir gemide çalışmaktan bahsediyorsak eğer, onu

2 sene evvel bıraktım. Tekrar denizde çalışmayı şuan için

düşünmüyorum. Halihazırda Scot Tanker’de personel

departmanında çalışıyorum. Denizciliğin çok geniş bir

çalışma alanı var denizcilikten kopacağımı sanmıyorum.

Süleyman DOĞAN

Şimdiki düşünceme göre, en azından kaptanlığı alıp 1

ya da 2 kontrat kaptanlık yaptıktan sonra denizi bırakabilirim.

Ya da senede 1 kontrat atıp geri kalan zamanımı

karada geçirebilirim. Denizin nimetlerinden elimizden

geldiğince faydalanmak gerektiği düşüncesindeyim.

Can TANGUÇ

14


Denizcilik sizin için ne ifade ediyor?

Denizcilik benim için dünya ticaretinin döndüğü, insanların

ortalamanın üzerinde para kazandığı ve çalışırken

farklı ülkeler görebileceği bir sektör olarak anlam taşıyor.

Denizciler iyi bilirler ki personel iyi oldukça kontratlar

uzatılır. Keyifli ve arkadaş canlısı ortamda herkes

işini yapar ve mesleğin tadı çıkartılır. Aynı zamanda

sevdiklerinden uzak, merak dolu bazen de can yakan

anıların başrolü de olabiliyor. Eşiniz doğum yaptığında

yanında olamamak, babanız vefat ettiğinde cenazesini

kaldıramamak veya çocuğunuz sandalyeden düşüp kolunu

kırdığında onunla ilgilenememek bunlardan bazıları.

Bazen de kafanız attığında birkaç kontrat atıp kafanızı

ve cebinizi toparlayabildiğiniz bir sektör denizcilik. Biliyorum

yazdıklarım kurmay tayfa için fazla basit ancak

bunlar sektörün gerçekleri ve hepsini kabullenip sektöre

adım atmak önemli. Benim hikayeme gelirsek ben Deniz

Harp Okuluna giriş yaptıktan sonra sivil denizciliğe

yöneldim ve o zamanlar denizciliğin anlamı benim

için donanmada görev yapmaktı. Son derece havalıydı

ve tabii üniformanın verdiği zevkte cabası. Donanmada

çalışıyorum demek içindi her şey, bazen hayal ve hedeflerimiz

çok basit olabiliyor. Zamanla mantıklı temellere

oturuyorlar. Denizcilik benim için hala donanmayı ifade

ediyor. Bir de şu sözü: Eğer kolay olanı seçerseniz

hayat boyu zorluk çekersiniz ama zor olanı seçerseniz

hayatınız kolay olur. Denizcilik yapması zor ama hayatınızı

kolay yaşamanızı sağlayan havalı bir meslek.

Fatih KÜÇÜK

Denizciliğin günümüz şartlarında tercih edilmesinin

önemli sebeplerinden birisi hiç şüphe yok ki,

sağlamış olduğu maddiyat. Tabii ki bu işi sadece

maddiyata temellendirmek pek doğru olmayabilir.

Neticesinde denizi/denizciliği sevip, benimseyip, sahiplendikten

sonra maddiyat ister istemez geliyor. Ayrıca

deniz birçok duyguyu da içinde barındırıyor. Sevgi,

tutku, özlem… daha niceleri. Kimi zaman yalnız kalmayı

kimi zaman da aile olmayı öğretiyor denizcilik.

Can TANGUÇ

Aileniz ya da çevreniz denizcilik

yöneliminizi nasıl karşıladılar?

Başlarda karşı çıktılar tabii, her ebeveyn çocuklarını

yanında ister, güvende olduklarını bilmek ister. Diğer

yandan da mesleğin maddi kazancı da onlar için tatminkar

ve kabul edilebilir olduğundan kararsız kalmışlardı.

Sonuçta bilmedikleri bir meslek en doğru şekilde çocuklarını

nasıl yönlendirebilirlerdi ki? Ailem benim başarılı

ve refah seviyesinin yüksek bir hayat sürmemi istediklerinden

ve en doğru kararı vermemi istediklerinden biraz

araştırdıktan sonra benim de kararıma saygı duyup kabul

ettiler. Çevreme gelirsek sürekli aynı şeyleri duyuyordum:

Denizde 6 ayda bir geleceksin, evliliğin yürümez,

başına bir şey gelse kimse yardım edemez. Ailene bir şey

olsa onlara yardım edemezsin, arkadaşların ve sosyal hayatın

olmayacak gibi cümleler. Ama sektördeki maaşları

duyduktan sonra nedense bunlar hep göz ardı edilebilen

şeyler olmaya başladı yine çevremde, o yüzden neye

karar verirseniz verin aileniz ve çevreniz sonunda size

saygı duyuyor, kabulleniyor ve onların yakın çevresinin

de nasıl bu mesleğe dahil olabileceklerini soruyorlar.

Fatih KÜÇÜK

Ben 2016 yılında kapatılan Deniz Harp Okulundan

İTÜ Denizcilik Fakültesine gelen yaklaşık 30 öğrenciden

biriydim. Hem askeri hem sivil denizcilik eğitimi

alma fırsatım oldu. Ailemin de askeri geçmişi olduğu

için denizcilik mesleği bize çok uzak değildi. Deniz

Harp Okulunda gördüğümüz birçok kavram ve eğitim

modeli aslında İTÜ Denizcilik Fakültesinde de benzerdi.

Hatta üniformalarımı bile yeni almamıştım. Aileme

böyle bir tercih yapacağımı anlattığımda artık denizden

uzaklaşmam gerektiğini tavsiye ettiler. Daha sakin ve

daha garanti bir hayat yaşamam üzerinde hemfikirdiler.

Alacağım birçok kararda farklı değerlendirmeleri dinlemeyi

önemserim. Ama bu tercihimde sanki geleceği

görmüşçesine tüm yorumlara kulak tıkayarak bir tercih

yaptım. Bu tercihimin üzerinden yaklaşık 7 yıl geçti.

Denizcilik fakültesinden mezun oldum ve mezuniyetimin

hemen arkasından Frankfurt’taki iş hayatıma başladım.

Bu süreçte hem ailemin isteği hem de benim iste-

15


MEZUNLAR KÖŞESİ

DENARK CAPELLA / GÜZ 2023

MEZUNLAR KÖŞESİ

ğim oldu diyebilirim. Ama denizi çok özlediğimi itiraf

etmeliyim. Denizin bağımlılık yaptığını düşünenlerdenim.7

yılın ardından iyi ki bu okuldan mezunum diyebiliyorum

ve tercihimin hala sonuna kadar arkasındayım.

Yusuf ELMA

Gemide ailenizden sevdiklerinizden

uzak kalıyorsunuz. Sizin bu konudaki

en büyük motivasyonunuz nedir?

Gemi tabii ki bizleri ailemizden dostlarımızdan sevdiklerimizden

uzak tutuyor. Bunun psikolojik açıdan insanı

oldukça zorlayan bir süreç oluşturduğu bir gerçek. Çok

ciddi fedakarlıklar yaparak bir hayat yürütmeye çalışıyoruz.

Bir büyüğüm bir keresinde bana ‘biz ömür satıcılarıyız’

demişti, ömrümüzü para karşılığı satıyoruz.

Yani ömürden sayılmayan günlerimiz geçiyor gemide.

Herkesin bu konuda farklı motivasyon kaynağı vardır

eminim. Benim bu noktada birkaç motivasyon kaynağım

var, birincisi ailem. Aynı zamanda en önemli unsur.

Ailemin refahı ve rahatlığı için bu mesleği yapıyorum.

İkincisi kariyer hedeflerim, denizde kazandığımla bir

sermaye oluşturup siyasi hedeflerime yönelik çalışma

yapabilecek maddi ve manevi iklimi oluşturmak. Bir

diğer önemli nokta dünyayı görebiliyor olmak, kültürleri

yaşamları gözlemleyebiliyor olmak. Burada turistik

gezilere kıyasla önemli bir nüans farkı olduğu düşüncesindeyim.

Şöyle ki turistik gezi için Barcelona’ya

gidebilirim, ama gemi beni aynı zamanda Castellon’a

da götürebilir. Yani demek istediğim gündelik hayatın

turistik olmayan “sıradan” şehirlerinin “sıradan” yemeklerini,

“sıradan” insanlarını da taşıyabilirim. Bu da

bana oldukça haz veren bir şey. Bir arkadaşımla dünyanın

başka köşesindeki bir şehirdeki yemek hakkında

mekan hakkında konuşabilmek bir özgürlük gibi gelir

zaman zaman. Yine önceki sorunuzla ilintili olarak aynı

anda özgürlüğü ve esareti öğretiyor bu meslek. Bu özgürlük

anlarında kendinizi geliştirecek alanlara odaklanmanız,

bu meslekten kazanacağınız en değerli şey

olacaktır. Kendinizi para mal mülk üçgenine hapsederek

bu mesleğin nimetlerine gözlerinizi kapatmamanız,

size verebileceğim en büyük tavsiyedir. Özetlemek gerekirse

motivasyonumuzu kaybettiğimiz anda denizcilik

bizler için çok zorlayıcı bir hale gelebilir. Ben ailemi

ve kendimi geliştirebileceğim alanları motivasyonumun

merkezine yerleştirerek bu mesleği yapıyorum.

Furkan GAZİ

Ailem ve sevdiklerimden uzak kalmama yardımcı olan

beni bu konuda motive eden şey gemiden ayrıldığımda

onlarla kesintiye uğramadan vakit geçirebilecek olduğumu

bilmemdir. Günümüzde neredeyse tüm meslekler

büyük şehirlerde ya da sizin ikamet ettiğiniz şehir dışındaki

yerlerde olduğu için aslında her meslek bizim kadar

ya da daha fazla ailesinden uzak kalıyor, ben gemide

dört ay kalıp izinde ailemi ve sevdiklerimi istediğim

kadar görebilirken başka şehirlerde çalışanlar sadece

izinlerde ya da resmi tatillerle birleştirilen izinlerde görebiliyor.

Beni motive eden bir diğer faktör de finansal

olarak daha özgür hareket edebiliyor olmak, ailem ve

sevdiklerimle tatil planı yapıp gerçekleştirebilmek. Günümüzde

gemilerimizin çoğunda internet olması sebebiyle

istediğimiz zaman konuşabiliyor olmak ve sürekli

iletişim halinde kalıyor olmak da büyük bir artı tabii ki.

Kenan TABAK

Denizci adaylarına önerileriniz

nedir? Ya da genç denizcilere bir

mesajınız var mı?

Denizci adaylarına tavsiyem, gerçekten sektörü iyice

araştırıp öyle yola çıkmalarıdır. Eğer yakınlarında denizciler

varsa kesinlikle fikirlerini alıp, sonucunda kendi

kararlarını vererek sektöre girmeleridir. Bir yandan da

16


denizcilik hayatı ve yaşamı her insanın kaldırabileceği

bir şey değildir. Seçim yapmadan önce bunu mutlaka

değerlendirip ne istediği konusunda isteklerini netleştirmelerini

öneririm. Genç denizcilere tavsiyem, sektörün

aslında çok geniş ama belirli yerlerde çok kısıtlı olduğunu

idrak etmeleri olur. Sektörün genişliğinden kastım,

kendinizi kesinlikle zabit veya personel olarak sınırlandırmayın.

Kendi kariyer planlamanızı yaparak ona göre

hareket etmelisiniz. Denizcilik sürekli büyüyüp kendini

geliştirmektedir. Her geçen gün yeni kural ve regülasyonlar

denizciliği ileriye taşımak için yürürlüğüne

girmektedir. Bizim genç denizciler olarak mesleğimizi

sadece gemiye çıkıp para kazanmak için bir araç olarak

değil, gerçekten sevip kendimizi geliştirebileceğimiz

ve ülkemize katkısı olan yönlerine odaklanmamız gerekmektedir.

Basit bir örnek olarak, üniversiteden sonra

tercihlerine denizcilik yazmış ve okumuş ama sonrasındaki

öğretim hayatında avukatlık mesleğine yakınlık

duyup, belli bir süre deniz tecrübesi kazandıktan sonra

hukuk okuyarak, deniz hukuku konusunda kendisini

geliştiren birçok kişi vardır. Bunun gibi çokça örnek

vardır. O yüzden denizcilik okuyan ve yeni mezun olan

gençlerimiz ufuklarını ve hayallerini geniş tutmalıdırlar.

Son olarak genç denizcilere tavsiyem, denizcilik tecrübe

konusunu öne koyan bir meslek olduğundan, bu tecrübenin

en kısa sürede kazanılması için gereken çalışmayı

ve azmi göstermeliler. Denizde bazen genç denizcilerin

insan faktöründen dolayı denize ve gemiye karşı negatif

bir duygu içerisine girdiğini çokça görmekteyim. Bu

durum beni derinden üzmektedir. Deniz örf ve adetlerine

gerçekten uymak, sevgi ve saygıyı hiçbir zaman yitirmemek

gerekmektedir. Buradaki asıl sorumluluk siz

genç denizcilere düşmektedir. Hizmet yaptığınız sürece

tecrübe ve bilgi kazanacaksınız ve bununla birlikte

yetki ve sorumluluk kazanacaksınız. Türk denizciliğinin

sürdürülebilir ve ilerletilebilir olması sizin kendinizi geliştirip,

daha sonrasında sizin gibi yüzlerce gencin ileride

sizden daha iyi bilgi ve birikime sahip olması için

elinizden gelen çabayı göstermenizdir. Bu bilinç oluşup

yerleştiği zaman Türk denizciliği hak ettiği yerde olacaktır

ve gelişecektir. Bütün genç denizcilere Allah selamet

versin, denizleriniz sakin ve pruvanız neta olsun.

Ali GÜDÜM

Denizcilik okulu sayısı ülkemizin uzun süredir devam

eden bir sorunu. Çok fazla meslektaşımız her sene sayısı

çok fazla olan denizcilik okullarından mezun oluyor ve

istihdam yarışı başlıyor. Özellikle staj sürecinde bunu

her ne kadar bizim okulumuz az yaşasa da şirketlerin

tüm öğrencilere staj imkanı sağlayamamasından anlıyoruz.

Bununla alakalı özellikle yabancı dil başta olmak

üzere kendilerini geliştirmelerini, diğer meslektaşlarından

farklı olarak tercih sebebi olabilecekleri yetenekler

kazanmalarını tavsiye ediyorum. Staj süreçlerini iyi değerlendirmelerini,

mesleğe zabit olarak adım attıklarında

şirketin ve gemi ekibinin kendilerinden bir beklenti

içinde olacağını, kolay kolay soru soramayacaklarını

-en azından kendi görevleriyle alakalı temel konularda-

hatırlatmak istiyorum. Bu yüzden stajlarında gün

doldurmak yerine bilgi haznelerini doldurmalılar. Boş

vakitlerinde ellerine geçecek tüm kaynakları okumalı,

ömür boyu bir başucu kitabı gibi kendileriyle gezdirecekleri

not defterlerine not almalarını tavsiye ediyorum.

Zorunlu olmadıkları halde gemide kendileriyle bir

öğretmen hassasiyetiyle ilgilenen abi veya ablaları da

olursa, bunu çok iyi değerlendirmelerini ve bu kişilerin

kıymetini bilmelerini öneriyorum.

Denizci adayları için ise Dünya’nın en zor mesleklerinin

başında gelen bu mesleği seçmeden önce

iyi düşünmelerini, üniforma veya para hevesiyle bu

mesleği seçmemelerini şiddetle tavsiye ediyorum.

Tüm heveslerin bittiği yerde bazı durumlarda yaşadıklarınızın

sizi tatmin edebilecek hiçbir karşılığının

olmadığını buna gerçekten ancak ve ancak

seviyorsanız katlanabileceğinizi fark edeceksiniz.

Mert GÜVERCİNOĞLU

17


ARAŞTIRMA

DENARK CAPELLA / GÜZ 2023

KARADENİZ HOLDİNG’İN

YAŞAM GEMİLERİ (LIFESHIP)

Hazırlayan: Ayşe Gül AYERDEM

Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası bölgeye insani yardım sağlamak

amacıyla iki acil yardım gemisinden Karadeniz Lifeship Süheyla Sultan’ı

İskenderun limanına gönderen Karadeniz Holding, ikinci gemisi Karadeniz

Lifeship Rauf Bey yüzer yaşam kentini de hazır hale getirdi.

Dünyanın İlk Rüzgar

Balıkçılığı Entegre

Tasarımı Yetkililerden

Sertifika Aldı

18

Yakın zamanda CHN ENERGY’nin

geliştirdiği offshore platformlarda kullanılacak

olan “Ar-Ge ve Mühendislik

Yüzen Açık Deniz Offshore Rüzgar

Enerjisinin Anahtar Teknolojisi” projesi,

Çin Klas Kuruluşu(CCS) tarafından

AIP sertifikasına layık görüldü. Bu durum

projenin endüstri yetkilileri tarafından

tanınmasına ve önemli bir dönüm

noktasının aşıldığı anlamına geliyor.

CHINA ENERGY geliştirilen açık deniz

platformlarında işlevselliği amaçlıyor.

Offshore platformlarda Rüzgar

enerjisinin yanında, platforma entegre

derin deniz balıkçılığı ve su ürünleri yetiştiriciliğiyle

ilgili CHN ENERGY’nin

çalışmaları CSS tarafından onay verilen

projede yer alıyor. Çin’nin Nanri Adasının

Ulusal Rank Deniz Çiftliği bölgesine

onaylanan projede yer alan ürünlerin

yapılması sertifikalandırma sonucunda

mümkün oldu. Açık denizlere doğru

rüzgar enerjisi platformlarının geliştirilmesinde

Ar-Ge ve mühendislik çalışmaları

git gide hız kazanıyor.

Karadeniz Holding'in Yaşam

Gemileri (LifeShip),

3000'den fazla kişi

için acil barınma ihtiyacını karşılayacak

şeklinde olan gemiler; yaşam

alanları, yemek, sağlık, sosyal

ve eğitim tesislerini içeriyor.

Dünyanın en büyük yüzer santral

filosunun sahibi ve işletmecisi

Karadeniz Holding, 74 yıldan bu

yana başta enerji sektörü olmak

üzere finans, gayrimenkul, gemi

inşa sektörlerinde faaliyet gösteriyor.

Karadeniz Holding, birkaç

gün önce Türkiye'nin güneyi ve

Suriye'nin kuzeyini vuran yıkıcı

depremin kurbanlarına insani yardım

sağlamak için görüşmelerde

bulunuyor.

Şirketin Lifeships olarak bilinen

acil yardım gemileri, doğal afetler sırasında

3000'den fazla kişiye yardım sağlayabilir.

Hemen konuşlandırılabilir, kendi

kendilerine yeterlidirler ve en önemlisi

herhangi bir kara altyapısına bağlanmaları

gerekmez. Gemiler 15 gün gibi kısa

bir sürede kısa süreli, acil yaşam alanı

sağlayabiliyor.

Karadeniz Holding Yönetim Kurulu Üyesi

Zeynep Harezi Yılmaz, gazetecilere

yaptığı açıklamada, 1948 yılında dedesi

Rauf Osman Karadeniz tarafından kurulan

şirketlerinin 2007 yılından itibaren

yüzer santrallerle dünyanın ilk yüzer santral

filosunu geliştirdiğini söyledi.

Yılmaz, 4 tersanede inşa ettikleri 36 yüzer

santral gemisiyle normalde karada olan

santralleri denize kurma deneyimini, insanlık

için yararlı hale getirmek üzere afet

zamanlarında binlerce kişiyi barındırabi-


lecek yüzer yaşam kentlerinde de kullanmak

istediklerini aktardı.

Bu nedenle 5 yıl önce yüzer yaşam kenti

projesini hayata geçirdiklerini kaydeden

Yılmaz, "Bunun arkasındaki sebep Türkiye'nin

deprem bölgesinde olmasıydı ve

biz tersanemizde 2 bin kişinin barınabileceği

hayat gemisi yüzer kent Lifeship

Süheyla Sultan isimli gemimizi inşa ettik.

Şu anda bu gemi İskenderun'da ve 2 bin

kişiyi barındırabilecek şekilde, elektriği,

kanalizasyonu, suyu, yaşam mahalleri,

derslikleri, yemekhanesi, çocuk parkları

olacak şekilde misafirlerini iki haftadır

kabul etti ve gündelik yaşam devam ediyor."

diye konuştu.

"Biz bu gemiyi insani yardım

amacıyla satın aldık"

Bugün ise 2 bin kişi kapasitesine sahip Lifeship

Rauf Bey Gemisi'nin İskenderun'a

gönderilmek üzere hazırlandığına vurgu

yapan Yılmaz, şöyle konuştu:

"Derslikleri, çocuk kreşleri, oyun alanları,

reviri, çamaşırhanesi, sosyal tesisleriyle

tam anlamıyla gündelik yaşamın devamını

sağlayabilecek özelliklerde. İnşallah

yarın İskenderun'a gönderiliyor. İçerisinde

bulunduğumuz bu gemi dünyanın en

büyük ve en hızlı feribotuydu. Eski ismi

Stella Explorer olan bu geminin asıl amacı

İrlanda ve İngiltere arasındaki feribot

seferlerini yapmaktı.

Biz bu gemiyi insani yardım amacıyla

satın aldık. Maalesef bugüne kısmetmiş

ki bu gemi depremzedelerin kullanımına

sunulacak. İçini tamamen yeniledik. Binlerce

kişinin barınabileceği yatakhaneleriyle

tam anlamıyla yaşam mahali haline

getirildi. Yarın da kısmetse yola çıkıyor.

Bu deprem felaketinden sonra başkasının

yapamayacağı ama bizim yapabileceğimiz

en doğru hareketin barınma imkanı

sunma olduğunu fark ettik.

Çünkü bu kadar tersane bilgisi, deniz

üzerindeki mühendislik bilgisiyle biz bu

yaşam kentlerini anında İskenderun'a

gönderebilecek naçizane tek şirket olduğumuzu

gördük. Şu anda 2 bin kişilik

Süheyla Sultan İskenderun'da, 2 bin kişilik

Rauf Bey yarın yola

çıkıyor. Toplam 4 bin kişi

ve bir de üzerine koyduğumuz,

orada karaya

konumlanmak üzere eklediğimiz

ek konteynerlerle

Allah kısmet ederse

5 bin kişinin barınmasına

imkan verebileceğiz.

Lifeship Süheyla Sultan,

92 metre uzunluğunda

ve 27 metre genişliğindedir.

Toplam 1500 kişinin

yaşayabileceği Süheyla

Sultan yüzer yaşam kentinde

klima, televizyon ve

buzdolaplı ve her biri 12 kişilik 72 oda,

yine her biri 4-6 kişilik 116 oda bulunuyor.

900 öğrenci için 18 derslik ile sürekli eğitim

sağlanabilen, bilgisayar laboratuvarı,

konferans ve iletişim merkezi yer alan Süheyla

Sultan yüzer yaşam kenti, poliklinik

ve revirlerin yanı sıra 20 kişilik yatarak

tedavi sağlanabilecek sağlık alanlarını da

içeriyor.

Karadeniz Holding, Lifeships yüzen köylerinin

verimli, sürdürülebilir ve hızlı olması,

acil ihtiyaçlara cevap vermesi ve

şirketin uzmanlığını temsil etmesi gerektiğine

inanıyor.

Ayrıca, tekerlekli yük taşımakta kullanılan

KPS Emre Bey RO-RO gemisi de

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı koordinasyonunda

İstanbul-İskenderun arasında

lojistik destek sağlamak üzere görevlendirildi.

Lifeship Rauf Bey, 127 metre uzunluğunda

40 metre genişliğinde bir katamaran

gemisidir.

Rauf Bey yüzer yaşam kenti ise bünyesinde

her biri 4-6 kişilik 150 konteyner

kent ve 1000 kişilik açık yatakhane barındırıyor.

Toplam 1000 öğrenci için 20

derslik ve bilgisayar laboratuvarı bulunan

Rauf Bey yüzer yaşam kentinde, poliklinik,

revir ve 20 kişilik yatarak tedavi alanı

da bulunuyor. Şirket yetkilisinin konuya

ilişkin açıklamasında, yüzer yaşam kentlerinin

lojistik ya da karasal altyapı gerektirmediğinden

anında kullanıma hazır olduğunu

belirterek, 'Yüzer yaşam kentleri,

tüm hava koşullarına ve doğal afetlere dayanıklı

ve kendine yeten yüzer konaklama

ve acil yardım gemileridir. Karadeniz

Holding olarak depremden etkilenen vatandaşlarımıza

bir an evvel hizmet verebilmek

amacıyla tüm varlık ve enerjimizi

bu projeye odakladık. Tamamen bedelsiz

olarak gerçekleştirilecek olan bu projenin

amacı, zaten büyük bir yıkım yaşamış vatandaşlarımıza

zaman kaybetmeden güvenli

bir liman sağlayabilmek.' ifadelerini

kullandı.

Karadeniz Holding 2007 yılında, Powership

olarak bilinen dünyanın ilk ve tek yüzer

elektrik santralini inşa etti. Bugün, 36

Powership filosu, dünya çapında toplam

6000 MW güvenilir ve esnek elektrik kurulu

gücü sağlıyor. Karadeniz Holding şu

anda Türkiye, Ukrayna, Yeni Kaledonya,

Gana, Brezilya, Sudan, Mozambik, Gine

Bissau, Gambiya, Fildişi Sahili, Gine

Konakri, Senegal, Sierra Leone, Küba'da

faaliyet gösteriyor ve yakında Dominik

Cumhuriyeti ve Güney Afrika'da faaliyete

geçecek.

Karadeniz Holding faaliyet gösterdiği

ülkelere hızlı, güvenilir ve temiz elektrik

sağlamanın yanı sıra yardım bağışları ve

ağaçlandırma projeleri, deniz ekosistemlerini

korumak için paydaşları desteklemek

ve kızlar için eğitim bursları sağlamak

gibi kurumsal sosyal sorumluluk

projelerine de önem vermekte ve sosyal

sorumluluk projeleri içerisinde yer almaktadır.

19


RÖPORTAJ

DENARK CAPELLA / GÜZ 2023

MedCruise Birliği'nin

İlk Türk Başkanı

FİGEN AYAN

Hazırlayan: Şu Eda TAŞLI

20

1.Röportajımıza sizi tanıyarak başlamak isteriz. Bize

kendinizden bahseder misiniz?

28 yılı aşan profesyonel kariyerimde kruvaziyer sektörüne

1994 yılında ilk adımımı attım. 2003 yılından itibaren liman

işletmeciliğine odaklanırken, Şubat 2014 döneminden beri

Galataport İstanbul çatısı altında Liman İşletme Genel Müdür

Yardımcılığı görevini üstleniyorum.

22 ülkeden Akdeniz çanağındaki 150 limanı temsil eden MedCruise

Başkanlığı görevini MedCruise Birliği’nin 59. genel

kurulunda olarak seçilerek üstlendim. 2021-2024 yılları arasında

birliğin başkanlığı görevini yürütmek üzere onurlu ve büyük

bir sorumluluk aldığımı düşünüyorum. Dünya genelinde kadın

çalışan oranının az olduğu denizcilik sektöründe, MedCruise

tarihinin ikinci kadın başkanı olarak gurur duyuyorum. Tüm

bu güzel ödüllere layık görülen Galataport İstanbul’un dünya

standartlarında bir kruvaziyer limanı olarak yeraltı terminali,

özel kapak sistemi, geçici gümrüklü alan gibi inovasyonları

sektör ile tanıştırmasından gurur duyuyoruz.

2.MedCruise Başkanı seçildiniz? Bize kısaca MedCruise

dan bahseder misiniz?

MedCruise Birliği; dünyanın en büyük kruvaziyer limanlar birliğidir.

Birliğin üyeleri, limanlar, destinasyonlar ve kruvaziyer

firmaları arasında köprü vazifesi görerek yolcular, mürettebat ve

sektörün tüm oyuncuları için güvenli bir ortam yaratıyor. MedCruise

Birliği üyeleri olarak bizler, kruvaziyer sektörünü ve

kültürlerarası mozaiği daha da güçlendiriyor ve daha çevreci ve

sürdürülebilir limanları gelecek nesillere taşıyoruz. MedCruise

Birliği’nin başkanı ile 12 yönetim kurulu üyelerimiz mevcut, her

bir yönetim kurulu üyesine Başkan tarafından verilen bir görev

sayesinde limanlar ele ele vererek çalışmaktayız.

Kruvaziyer sektörünün başarısına büyük katkı sağlayan ve

önem verdiğim Pandemi döneminde bizler evlerimize çekildiğimizde

gemilerde görev alan mürettebat sayesinde sektör

ayakta kalmıştır, onlar aslında sektörün bilinmeyen kahramanları

ve MedCruise sayesinde kendilerine ışık tutacağız ve üye

limanlarında Galataport İstanbul’dan esinlenerek evde hissedebilecekleri

özel uygulamaları (ücretsiz wifi, özel indirimler


gibi) MedCruise Birliği’ne üye olan ve Akdeniz çanağında bulunan

150 limana yaymak için yol aldık.

3. 2021-2024 yılları arasında Akdeniz’de 140 limanı temsil

eden birliğin Başkanlığını yapıyorsunuz. Stratejik olarak

nasıl bir yol haritası izliyorsunuz?

Öncelikle Başkanlığım süresince üye liman sayısını 140 limandan

151 limana ve yedek üye sayısını ise 34’ten 45’ çıkarttım

onu düzeltmek isterim. MedCruise Birliği’nde 11 yıl yönetim

kurulu üyesi olarak görev aldım. MedCruise Birliği yönetim

kurulu üyeleri tek tek farklı görevler üstlenerek sektörü en üst

noktaya getirmek için çalışıyor. 11 yıl boyunca ben de diğer

yönetim kurulu üyeleriyle beraber elimden gelenin fazlasını

yaptım. Başkan olarak ise, 12 yönetim kurulu üyelerine belirli

görev tanımlayarak önümüzdeki 3 yıl Sürdürülebilirlik ve veri

analiz olmak üzere 2 ana başlık daha kapsamlı ve etkileyici

şekilde bir Türk kadını olarak sektöre damgamı vurmayı hedefliyorum.

Yine Galataport İstanbul’dan esinlenerek, sürdürülebilirlik

konularını holistik ve kapsamlı şekilde birçok kurum,

liman, gemi firmaları ve Avrupa komisyonu ile birlikte ele alıyoruz.

Bu bağlamda, MedCruise 2022 yılında Avrupa Komisyonu’nun

kurduğu “BlueMission Med” isimli programa dahil

olduğumuz için çok mutluyum (https://bluemissionmed.eu/).

4.Denizcilik mesleğinin daha iyi yerlere gelebilmesi için ne

yapılması gerektiğini düşünüyorsunuz?

İlk olarak, denizcilik mesleği için yabancı dil bilgisi çok önemlidir,

bu sektörde çalışanlar farklı ülkelerden gelmektedir ve

farklı dillerde iletişim kurmak zorunda kalmaktadırlar. Denizcilerin

farklı ülkelerdeki müşterilerle daha iyi iletişim kurmasına

da yardımcı olabilir. Bu nedenle, denizcilik mesleği için

İngilizce gibi dünya genelinde yaygın bir dili bilmek şarttır.

İkinci olarak, denizcilik sektöründeki gelişmelerin yakın takip

edilmesi önemlidir. Sektörümüz, sürekli olarak değişen, farklı

ülkelerle, ekonomilerle ve kültürlerle iletişim halinde olmamızı

sağlayan bir sektördür. Jeopolitik gelişmeleri, stratejileri

ve yeni teknolojileri, hukuki düzenlemeleri hakkında bilgiye

sahip olmak önemlidir. Denizcilik mesleğinde çalışanlar, bu

değişikliklerden haberdar olmalı ve bu değişikliklere uyum

21


RÖPORTAJ

DENARK CAPELLA / GÜZ 2023

22

sağlamak için gereken eğitimi almaları gerekmektedir.

Üçüncü olarak, Denizcilik sektöründe çalışan insanlar, dünya

çapında saygın üniversitelerden mezun olmalı ve kaliteli

eğitim almış olmalıdırlar. Bu, denizcilerin yüksek kaliteli hizmetler

sunmasına ve sektörde daha iyi bir konuma gelmesine

yardımcı olacaktır. Bununla birlikte bir denizci olmak sürekli

meraklı olmamızı da bir nevi mecbur tutuyor. Kişisel gelişim,

hobi veya başka ilgi duyduğumuz alanların eğitim programlarına

yatırım yapmak çok kıymetli olacaktır.

Sonuç olarak, denizcilik mesleğinin daha iyi yerlere gelmesi

için yabancı dil bilgisi, sektördeki gelişmelerin yakın takip

edilmesi ve kaliteli eğitim programlarına yatırım yapılması

gerekmektedir. Bu adımlar atıldığında, denizcilik sektörü daha

rekabetçi ve güçlü hale gelecektir.

5.Gerçekleştirmek istediğiniz yeni hedefleriniz nelerdir?

Bizlerle paylaşır mısınız?

Öncelikli hedefimiz kruvaziyer sezonunun tüm yıla yayılarak,

şehrin tüm paydaşlarının havaalanı, toplu taşıma, turizm profesyonelleri

ile yerel esnaf ve halkın da dahil olduğu sürdürülebilir

bir habitat oluşturmak. Kruvaziyer turizminin Istanbul

için her zaman çok önemli bir yeri olmuştur. Geçmiş yıllarda

sezon 6 ay gibi bir döneme sıkışmışken Galataport Istanbul ’un

hizmete girmesi ile bu dönemi 10 ay gibi bir süreye çıkarttık.

Hedefimiz tüm yıla homojenik olarak dağılmış ve geniş bir

skaladan oluşan müşteri portföyü oluşturmaktır.

Sürdürülebilirlik benim için çok önemli bir konu, Galataport

Istanbul ve MedCruise birliği gelecek hedeflerinin ilk kriteri

ülkemiz ve dünyamız için sadece teknolojik (shore power,

LNG) çevresel faktörler açısından değil holistik bir yaklaşımla

ve Galataport Istanbul örneğinle şehri, turistleri, kruvaziyer

yolcularını bir araya getiren sosyal anlamda sürdürülebilir limanlar

destinasyonlar oluşturmak. Bunu sağlamak için tüm

paydaşlarla uyumlu çalışmak önemlidir.

6.Biz denizcilik sektöründeki öğrencilere tavsiyeleriniz

nelerdir?


Kruvaziyer sektöründe 1994 yılından beri lider firmalarda liman

acenteliği, tur operatörü, Türk ve uluslararası kruvaziyer

limanlarının pazarlama ve satışı gibi çeşitli pozisyonlarda göreve

başladım. İşin mutfağından geldiğimi söyleyebiliriz ve

hiçbir zaman iş seçmedim. Her daim yeni şeyler öğrenmek için

hevesliydim.

Denizcilik öğrencilerine tavsiyem, kruvaziyer liman sektöründe

kendilerini geliştirmeleri için her daim meraklı ve sabırlı olmalarını

önerebilirim. Merak yeni ufukların açılmasına olanak sağlar.

Araştırma ruhunu kaybetmeden, karşınızdaki kişinin statüsü

ne olursa olsun dinleyerek herkesten öğrenilecek bir şey olduğu

anlayışıyla çalışmalarını önerebilirim. İş haricinde mutlaka hobi

edinmeleri performans için son derece önemlidir. Son olarak, 15

yıldır bana çok destek olduğuna inandığım meditasyonu tavsiye

edebilirim.

için eğitim programlarına yatırım yapılmalıdır. Denizcilik okulları

ve meslek yüksekokulları daha fazla desteklenmeli, öğrencilerin

işletme, yönetim, güvenlik, çevre yönetimi ve diğer ilgili

konularda yeterli bilgi ve beceriye sahip olmalarını sağlamak

için müfredatlar geliştirilmelidir.

Yatırım: Türk denizcilik sektörüne yatırım yapmak, donanım ve

teknolojik altyapıyı güçlendirmek sektörün gelişimi için önemlidir.

Özellikle limanların modernizasyonu ve daha gelişmiş konteyner

terminalleri, daha hızlı ve daha verimli yükleme-boşaltma

süreçleri için yatırımlar yapılmalıdır.

Araştırma ve Geliştirme: Denizcilik sektörünün ilerlemesi için

araştırma ve geliştirme çalışmalarına yatırım yapılmalıdır. Yeni

teknolojiler, gemi inşa teknikleri, sürdürülebilir enerji kaynakları

ve çevre dostu uygulamalar hakkında araştırmalar yapılmalıdır.

7.Sizce Türk denizciliğinin daha iyi yerlere gelebilmesi için ne

tarz çalışmalar yapılmalıdır?

Eğitim: Denizcilik sektörüne nitelikli elemanlar kazandırmak

İş birliği: Uluslararası iş birliği, Türk denizcilik sektörü için

büyük bir fırsat sağlayabilir. Özellikle, Türkiye'nin denizcilik

sektöründe uzman olduğu alanlarda uluslararası iş birlikleri yapılmalıdır.

23


RÖPORTAJ

DENARK CAPELLA / GÜZ 2023

24

Denizcilikle ilgili yasal düzenlemeler: Denizcilikle ilgili yasal

düzenlemelerin güncellenmesi, uluslararası standartlarla

uyumlu hale getirilmesi ve uygulanması önemlidir. Böylece

Türk denizcilik sektörü uluslararası alanda daha rekabetçi hale

gelebilir.

8.Galataport İstanbul için çok önemli bir proje, böyle bir

projede yer almak size neler kazandırdı?

Karaköy’ün devamı niteliğinde organik bir mahalle olarak hayata

geçen Galataport İstanbul, mikro hedefte Karaköy’e ve

Beyoğlu’na, makro hedefte ise ülke turizmine, tanıtımına ve

ekonomisine önemli ölçüde katkı sağlıyor. Galataport İstanbul’a

yılda mürettebat dahil 1,5 milyon kruvaziyer yolcusu

gelmesini bekliyoruz. Turizm Bakanlığı verilerine göre Türkiye’ye

gelen bir turist ortalama 62 dolar harcıyor. Galataport İstanbul’a

gelecek kruvaziyer yolcusu turistin ortalama harcamasının

400-600 Euro arasında olacağı tahmin ediliyor. CLIA’nın

(Uluslararası Kruvaziyer Hatları Birliği) 2018 yılı raporuna

göre ise indi-bindi yapan bir yolcu ana liman şehrinde 376 dolar,

günübirlik seyahat eden bir yolcu 101 dolar harcıyor. Bu

araştırmalar kruvaziyer yolcularının, gemiyle uğradıkları her

ülkede diğer turistlerin ortalama harcamalarının çok üstünde

bir döviz girdisi sağladığını ortaya koyuyor.

Ayrıca Galataport İstanbul’un, Türkiye’yi dünyada gelen turist

sıralamasında şu anda bulunduğu 8. sıradan 6. sıraya taşıyacağımızı

öngörüyoruz. Galataport İstanbul ana liman olarak konumlandı

ve Akdeniz çanağından Karadeniz'e kadar geniş bir

coğrafyada kruvaziyer turizmine hareketlilik getirecek.

Kruvaziyer gemilerinin alışveriş listeleri ile ilgili de bir bilgi

vermek isterim; bu gemilerin bir haftalık alışveriş listesinde

48.000 yumurta, 9.000 kg kırmızı et, 7.500 kg patates gibi ciddi

miktarda ürünler bulunuyor.

Marka değeri anlamında da Galataport İstanbul’un kuşkusuz

çok büyük katkısı olacak. Burada kaliteli vakit geçiren her turist,

ülkesine döndüğünde 4 kişiye Türkiye ziyaretinden söz

etse, her sezon milyonlarca insana erişmiş oluruz.

9.Pandemi sonrası kruvaziyer sektörü için çok canlı bir yıl

olacağından bahsetmiştiniz, sizce de o canlılığı kazandığını

düşünüyor musunuz?

Birçok ülke aşılama programlarını hızlandırmakta ve seyahat

kısıtlamalarını azaltmaktadır. Bu da turizm sektörünün canlanması

için olumlu bir etkendir. Kruvaziyer sektörü de bu

kapsamda turistlerin seyahat etme isteklerinin yükselmesiyle

tekrar hareketlenme göstermiştir. Ayrıca, kruvaziyer şirketleri

de sağlık ve güvenlik önlemleri alarak seyahat edenlerin güvenliğini

sağlamak için çaba göstermektedir.

Bu nedenlerle, pandemi sonrası kruvaziyer sektöründe bir artış

ve memnun edici bir sezon beklentisi mevcuttur.

10.Dünya genelinde kadın çalışan oranının az olduğu

denizcilik sektöründe, MedCruise tarihinin ikinci kadın

başkanı olma onurunu yaşamak nasıl bir duygu bizimle

paylaşır mısınız?

Toplumsal cinsiyet eşitliğine inanan biriyim ve her sektörde


desteklenmesi gerektiği kanısındayım. Bir kadın olarak, daha

çok erkeklerin egemen olduğu kruvaziyer sektörüne MedCruise

gibi dünya çapında kuvvetli bir birliğin başkanı olarak

seçilmekten gurur duyuyorum. Kadınların gücüne inanıyor ve

kadın istihdamını destekliyorum. MedCruise Birliği’nin tarihindeki

ikinci kadın başkan olarak göreve gelmem sorunuzda

da belirttiğiniz gibi kruvaziyer sektöründe erkek egemenliğini

gözler önüne seriyor. Zorluk kavramına hangi açıdan baktığınız

önemli, MedCruise Birliği başkanlığım öncesinde 11 yıl

yönetim kurulu üyeliği yapmış birisi olarak kadın kimliğimden

dolayı bir zorluk yaşamadım. Aksine, kadın olmam ve kadın

olarak var olmam kruvaziyer sektöründe nezaketle karşılandı.

11.Hedefleriniz arasında yer alan günümüz şartıyla daha

yeşil ve sürdürülebilir projelere yer vermek amaçlı yaptığınız

çalışmalardan bahseder misiniz?

Başlı başına bir sürdürülebilirlik projesi olarak adlandırabileceğimiz

Galataport İstanbul’un en etkileyici özelliklerinden

birini, İstanbul’un yer altı sarnıçlarından esinlenilen, Red Dot

tasarım ödüllü dünyanın ilk yer altı kruvaziyer terminali oluşturuyor.

Dünyanın ilk yer altı terminali ve terminale bağlı özel

kapak sistemi, şehrin tarihi limanını dönüştürerek yıllar sonra

erişime açtı. Terminal, dünyadaki benzer projeler için örnek

teşkil ediyor ve yurt içinde olduğu kadar yurt dışında da ilgiyle

karşılanıyor.

Galataport İstanbul, 1,7 milyar dolarlık bir mega proje olmakla

birlikte, kentsel planlama yaklaşımı, ziyaretçilerin az katlı

binalar ve ayrı ayrı tasarlanmış meydanlar ve sokaklarla şehre

entegre olmuş organik bir mahallede hissetmelerini sağlıyor.

Sosyal sürdürülebilirlik açısından şehre ve ülkemize katma değeri

çok büyük.

Galataport İstanbul, yer aldığı bölge itibariyle tarihi miras açısından

da çok zengin bir alan. İçerisinde yer alan tescilli binaların

restorasyonu gerçekleştirilerek İstanbul'un çok değerli

tarihi yapıları şehre geri kazandırıldı. Proje kapsamındaki peyzaj

düzenlemesi ile hayata geçirilen, şimdiki adıyla Saat Kulesi

Meydanı, tarihi Tophane Meydanı’nın merkezinde, Galataport

İstanbul’un bir diğer simge yapısı, tarihi 1848’e uzanan Tarihi

Tophane Saat Kulesi, çok özel bir teknikle yerinde kaldırılarak

restore edildi. Rıhtımın en eski binası olan Paket Postanesi

(1911), özel arduaz çatıları ve cepheleri ile projenin simgelerinden

biri haline geldi.

Bu dönüşüm aynı zamanda ekonomik sürdürülebilirlik açısından

da çok önemli. İstanbul’un doğrudan istihdama katkısı

beklentilerimizi aşarak 5 bine yaklaşırken bu rakam dolaylı

olarak yaratılan istihdam açısından 20 bin kişiye yaklaşıyor.

Toplam 300 milyon Euro’luk yatırımla hayata geçirilen Peninsula

Istanbul ile ülke ekonomisine 150 milyon Euro’luk doğrudan

yabancı yatırım sağlandı. Galataport İstanbul’un ekonomik

sürdürülebilirlik ile şehrin ve ülkemizin ekonomisine

kattığı büyük değer katıyor.

Galataport İstanbul’da yapılan çalışmalar sırasında çevresel

sürdürülebilirlik şüphesiz ilk günden bu yana öncelikli konularımızdan

biri oldu. Tasarımdan inşaata ve işletmeye kadar,

projenin çevresel etkisini en aza indirmek ve karbon ayak izini

azaltmak için özel bir özen gösterildi.

Galataport İstanbul’daki binaların tamamında soğutma gazı

yerine deniz suyu kullanılıyor, bu da %34 oranında enerji tasarrufu

sağlıyor, karbon emisyonlarını azaltıyor ve iklim değişikliğine

katkıda bulunan zararlı soğutma gazlarının yerini

alıyor. Bu uygulama ile ayrıca binaların çatılarında göz hoş

gözükmeyen ünitelere gerek kalmadı. İstanbul'a özgü bitkiler

ve verimli sulama sistemleri %50 daha fazla su tasarrufuna

yardımcı olurken, peyzajlı alanların ve yeşil çatıların kullanımının

ısı adası etkisini azaltması bekleniyor. Projenin çevresel

etkilerini izlemek için deniz suyu kalitesi, partiküller, toz ve

gürültü seviyeleri üç ayda bir ölçülüyor ve deniz ekolojisi yıllık

olarak izleniyor.

Tüm bu çalışmalar ile Galataport İstanbul, Avrupa'nın en büyük

ikinci LEED Platinum sertifikalı projesi oldu. Avrupa’nın

LEED Platinum sertifikasına sahip en büyük ikinci projesi

konumuna geldi ve bu yıl da sektörün en prestijli ödül organizasyonu

Seatrade Cruise Awards’un “Port of the Year/Yılın

Limanı” kategorisinin kazananı oldu.

Aynı zamanda MedCruise Birliği 2021 yılında Galataport İstanbul’u

“Çevresel Sorumluluk Ödülü’ne de layık gördü. Galataport

İstanbul, 2020 yılında da MedCruise Ödülleri’nde henüz

açılmadan “Pandemi Sürecinde Sektöre En Yüksek Bağlılık

Gösteren Doğu Akdeniz Kruvaziyer Limanı” ödülünü aldı.

12.Galataport kruvaziyer sektörü açısından önemli ve ses

getiren bir proje bunun için denizcilikte olmazsa olmazınız

nelerdir bizimle paylaşır mısınız?

Sahada yer alan diğer üç tescilli yapı; Merkez Han, Karaköy

Yolcu Salonu ve Çinili Han binaları titiz bir restorasyon çalışmasının

ardından The Peninsula İstanbul’a ev sahipliği yapmaya

başladı. Bu üç yapıdan Çinili Han da toplam 54.000 çini

restore edildi ki, çinileriyle ünlü Sultanahmet Camii’nde bulunan

toplam çini sayısı 20.000 civarındadır.

Öncelikle alçakgönüllü olmayacağım çünkü Galataport Istanbul

dünya standartlarının üzerinde ve sektör temsilcileri tarafından

örnek alınan bir proje oldu. Tüm hizmet sektörleri için

geçerli olan kriter misafir memnuniyeti ve yüksek kaliteli hizmet

anlayışı olmazsa olmazımız.

25


AR-GE

DENARK CAPELLA / GÜZ 2023

Hazırlayan: Fatma Nur BAYIR - Haluk İlhan YENİKURTULUŞ

KUZEYDE OLUŞAN İPEKYOLU FIRSATI

26

Küresel ısınmanın getirdiği buzların erimesi sorunu

bazı dünya ülkelerinin bu sorunu fırsata çevirme

şansı doğuruyor: Arktik seferler. Özellikle Çin ve

Rusya cephesinde büyük yatırımlar yapılıp siyasi ortaklıklar

kurulmaya başlandı. Kutup bölgesinde bu hareketliliğe rağmen

uluslararası uyuşmazlık giderilmiş değildir. Sadece Arktik

Bölge ülkeleri değil, bölgenin ekonomik gücünden faydalanmak

isteyen İngiltere, Japonya gibi ülkeler de mevcuttur.

Çin'in süper projelerinden biri olan Buzul İpekyolu Süveyş

Kanalı ya da Panama Kanalı gibi işlek kanalların değerini düşürme

ihtimaline sahip. Bu proje ile İskandinav ülkelerinin

ekonomileri canlanabilir, Rusya için de ekonomik güç anlamına

gelebilir. [1]

Arktik seferlere örnek vermek gerekirse, Hollanda’dan

Çin’e giden bir geminin Akdeniz - Süveyş Kanalı - Hint okyanusu

ya da Atlas okyanusu- Ümit burnu - Hint okyanusu

rotaları yerine Kutup Dairesinden Çin’e inmesidir. Bu sefer

planı 4000 mile kadar yolu, 20 güne kadar da seyir süresini

kısaltabilir. [2]

ARKTİK BÖLGESİNİN ÖNEMİ

Arktik bölgesi çoğumuzun aklında iklimsel araştırmaların bir

merkezi olarak kalsa da, buzulların küresel ısınma sebebiyle

erimeye başlaması ve teknolojik gelişimin doğurduğu yeni

fırsatlar, Arktik Denizi ve çevresine olan ilginin özellikle

2005 yılından sonra artmasına neden oldu. Bölgenin birçok

ülke ile sınırının olması; ekonomik, ekolojik, istihdam ve barışın

korunması gibi mevzularda birlikte hareket etme hedefini

doğurmuş ve bu amaçla uluslararası örgütler kurulmuştur.

Bunlar İskandinav (Nordik) Konseyi (1952), Barents Avrupa-

Arktik Konseyi (1993) ve Arktik Konseyi’dir (1996).

Bölgeye olan ilginin artması ile giderek değer kazan bu örgütlerden

en önemlisi, Arktik’e kıyısı olan tüm ülkelerin kurucu

olması sebebiyle Arktik Konseyi’dir. Kuzey Kutup bölgesine

kıyısı olan hükümetlerin ve Kuzey Kutbu’ndaki yerel halkın

sorunlarını ele alan üst düzey bir topluluktur. Konseyin kurucu

üyeleri bölgeye kıyısı olan sekiz devletten ve yerel halktan

seçilen delegelerdir. Bunların dışında ise gözlemci devlet

olarak Almanya, Hollanda, Polonya, İngiltere, Fransa, İtalya,

İspanya, Çin, Hindistan, Japonya, Güney Kore, Singapur ve

İsviçre yer almaktadır. [3]

Konsey, iklim değişikliğinin etkileri üzerindeki iş birliği hedefleriyle

öne çıkarken eriyen buzullar ülkeleri iki yönden

bölgeye çekmiştir: Yer altı kaynakları ve deniz yolları.


Yer Altı Kaynakları

Mayıs 2008’de U.S. Geological Survey (USGS), Kuzey

Kutup Dairesi’nin kuzeyindeki tüm alanların petrol potansiyelinin

değerlendirmesini içeren bir rapor yayımladı. Kuzey

Kutbu’ndaki yeni saha keşiflerinden dünya petrol ve gaz rezervlerine

gelecekte katkı oluşturma hedefiyle hazırlanan bir

rapor olan Kuzey Kutbu Çevresi Kaynak Değerlendirmesi

(CARA); 33 ili incelenmiş ve bu illerden 25’inde yüzde 10

veya daha yüksek keşfedilmemiş petrol ve doğalgaz yatağı

olduğunu tespit etmiştir. Ayrıca keşfedilmemiş petrol ve gazın

yaklaşık yüzde 84’ünün açık denizde meydana geldiği

tahmin edilmektedir. Kuzey Kutbu’nun toplam ortalama keşfedilmemiş

konvansiyonel petrol ve gaz kaynaklarının yaklaşık

90 milyar varil petrol, 1.669 trilyon fit küp doğal gaz ve

44 milyar varil doğal gaz sıvısı olduğu düşünülmekte. ABD

Jeoloji Kurumu (USGS )’nun verileri, keşfedilmemiş toplam

rezervlerin ülkelere dağılım oranlarını şu şekilde açıklamıştır:

Rusya %52, Amerika Birleşik Devletleri %20, Norveç

%12, Grönland %11 ve Kanada %5 [4]

Şekil 2. Arktik Çevresi Kaynak Değerlendirmesindeki 50

milyon varil petrol eşdeğerinden fazla geri kazanılabilir

kaynaklara sahip en az bir keşfedilmemiş petrol ve/veya

gaz sahasının bulunma olasılığı (Circum-Arctic Resource

Appraisal: Estimates of Undiscovered Oil and Gas North of

the Arctic Circle ,2008)

27


AR-GE

DENARK CAPELLA / GÜZ 2023

Şekil 3. Petrol sahalarında ortalama keşfedilmemiş petrol

için Arktik Çevresi Kaynak Değerlendirmesindeki (CARA) iller.

(Circum-Arctic Resource Appraisal: Estimates of Undiscovered

Oil and Gas North of the Arctic Circle, 2008)

28

Kuzey Kutup dairesinde 400’den fazla petrol ve doğalgaz

yatağı olmasıyla beraber bunun yaklaşık üçte ikisi batı Sibirya’da,

Rusya’nın kontrolü altındadır. ABD’nin bölgedeki

petrol rezervinin 15 milyon varil ve doğalgaz yataklarınınsa

2 trilyon metreküpün üzerinde olduğu düşünülürken Kanada’nın

Arktik’de yer alan takımadalarında 15 ayrı petrol alanı

mevcuttur.

Petrol ve doğalgazın yanında bölgenin barındırıyor olduğu

maden yatakları da kapasite açısından önem arz etmektedir.

Rusya’nın kuzeyi bakır, demir, kalay, platin, paladyum, apatit,

kobalt, titanyum, nadir metaller, seramik hammaddeleri,

mika ve diğer değerli taşlarca zengindir. Bahsedilen madenlere

ek olarak Sibirya bölgesi elmas ve kömür yatağı rezervinde

dünyada ilk sırada yer almaktadır. Buradan Rusya’nın madencilik

alanındaki gelişmişlik seviyesi rahatça gözlemlenebilir.

Amerika’nın Kuzeyi bakır, nikel, demir ve uranyum madenlerini

barındırıyor olsa da çıkartma maliyetleri sebebiyle


Şekil 4. Ortalama tahmini keşfedilmemiş gaz için Arktik

Çevresi Kaynak Değerlendirmesindeki (CARA) iller.

rezervlerden faydalanılamamaktadır. Öte yandan Alaska’da

belli boyuttaki altın madenleri faaliyet göstermektedir. [3]

Avrupa Arktik Konseyi’nin yayımlamış olduğu raporda, Fennosknadiya

olarak adlandırılan İskandinav Yarımadasını ve

Koala Yarımadasını kapsayan bölgede 40’dan fazla maden

yer almakta. Büyük miktarda tantal, altın, platin, paladyum,

molibden, berilyum, lityum uran, strontium, kurşun, çinko ve

demir madeni yatakları bulunan Grönland’ın da jeolojik oluşumu

oldukça zengindir. [5]

29


AR-GE

DENARK CAPELLA / GÜZ 2023

Kuzey Deniz Yolu (Northeast Passage): Atlantik ve Pasifik

okyanuslarını Norveç ve Rusya kıyıları ile bağlayan yoldur.

Deniz ticareti açısından da en çok potansiyele sahip olan

yoldur. Güzergahın çoğuna Rusya sahip olduğundan hukuki

sorunları en aza inmesiyle liman ve altyapı işlemleri daha

kısa sürmektedir. Kuzey Avrupa’dan çıkan yükün Çin’e bu

yolla gitmesi Süveyş Kanalına nazaran %40, Ümit Burnuna

ise %60 daha kısa sürmektedir. Ayrıca Rusya’nın sağlayabileceği

güvenlik ile beraber bu bölgede deniz haydutluğu olmayacaktır.

Bu bölge Çin için özel bir öneme sahiptir. Buzul

ipekyolu projesinin bir ayağıdır ve Rusya ile olan projelerde

iki tarafı da kazan-kazan ilişkisine sokmaktadır. Rusya

bu bölgede altyapılarını ve limanlarını geliştirirken, Çin’ de

yeraltı kaynaklarını ihraç edebilmek için yardım etmektedir.

Çin Halk Cumhuriyeti 100.yılı (2049) için uzun vadeli yatırımlar

planlamaktadır.

Kutup Ötesi Deniz Yolu (Transpolar Sea Route/Trans-Arctic

Route): Atlantik ve Pasifik okyanusunu Arktik okyanusun

merkezinden geçecek şekilde planlanan rotadır. Bu

rotayla da Çin fazlasıyla ilgilidir çünkü bu rota ile ülkelerin

sınırlarına girmeden açık denizde yolculuk edilebilir. Uzunluğu

yaklaşık 4000 kilometre olup Kutup deniz yolları arasından

en kısa olanıdır. Şu an bu yol sadece buzkıranlar ile

geçilebilir. 2030 yılında Kuzey Kutup noktasında baskın rota

haline gelmesi düşünülüyor.

30

Şekil 5. Fennoskandiya ve Grönland’ın maden dağılımı

(Ricardo Preveoni, GRID-Arendal 2014)

Deniz Yolları

4 farklı kutup seferi geçidi vardır: Kuzeydoğu geçidi, Kuzeybatı

geçidi, Transpolar kutup rotası ve Kutup köprüsü.

Kuzeybatı Geçidi (Northwest Passage): Bu geçit Kuzey

Amerika’ya yakın yoldur. Avrupa’dan Doğu Asya’ya gidecek

gemilerin Panama Kanalı güzergahından yaklaşık olarak

14.000 kilometre daha kısa olacaktır. Ayrıca Kanada için yer

altı kaynaklarını ihraç edebilmek ekonomik açıdan avantaj

sağlayacaktır. Yılın birkaç ayı boyunca gemi geçişi olması

durumunda bile ulaşım maliyetinden tasarruf edecektir. Geçit

en çok Kanada’nın işine yarayacaktır. Kanada, geçidi Kanada

iç suları olarak kabul ederken ABD bunu kabul etmemekte,

gemi ve denizaltılarını geçirmektedir. Bu yüzden Kanada ve

ABD arasında Kutup Bölgesi üzerinde bir uyuşmazlık mevcuttur.

Arktik Köprüsü (Arctic Bridge Route): Batı Avrupa ve

Kuzey Amerika ticaretine özgü bir yoldur. Genellikle Rusya-Kanada

arası ticaret yapılır. 6700 km uzunluğunda ve yılın

4 ayı kullanılabilmektedir. [2]

2017 yılında yayımlanan bir raporda, bölgede deniz ticaretinin

üç sebepten hala riskli olduğu belirtilmiştir: (Nathanael

Melia, Keith Haines ve Ed Hawkins, “Future of the Sea: Implications

from Opening Arctic Sea Routes”, UK Government

Office for Science, 2017) Gemilere ve mürettebatlarına zarar

verebilecek aşırı soğuk hava koşulları ve buz dağlarına çarpma

tehlikesi, mürettebatın deneyimsizliğinden kaynaklı insan

hataları ve son olarak güzergâhlar etrafında liman azlığı ve

altyapı eksikliğidir. Birçok uzman da Kuzey Kutbunu tehlikeli

bulmakla beraber buzkıran ve rehberlik maliyetini karşılayıp

karşılamayacağı hakkında düşünmektedirler. [2]

ARKTİK İÇİN HAREKETE GEÇEN

DEVLETLERİN POLİTİKALARI

İklim değişikliğinin bir sonucu olarak buzulların giderek erimesiyle

beraber, potansiyeli günden güne artan Kuzey Kutbu

Dairesi’nin beş ülke sınırına ev sahipliği yapıyor oluşu birçok

yönden konumunu oldukça değerli hale getirmiştir. Yer

altı kaynaklarının ve doğal zenginliklerinin net bir şekilde

saptanamamış olması, ülkeleri bu bölge dahilinde uluslararası

anlaşma yapmaktan alıkoymuş; 28 Mayıs 2014 tarihinde

Ilulissat Deklarasyonu’nda alınan kararla ise Arktik için yasal

düzenlemenin gerekli olmadığı konusunda fikir birliğine varılmıştır.

Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesini imzalayan

beş kıyı ülkesi, kıyıları itibariyle 12 deniz mili toprak

denizi ile sınırlandırılmış, geri kalan bölgeler ise uluslararası

sular olarak kabul edildiği için herhangi bir kısıtlamaya tabi

tutulmamıştır.


Şekil 6. Kuzey Kutbu Dairesi üzerindeki yol güzergahları

Rusya

En büyük Arktik devleti olan Rusya, Ağustos 2007 tarihinde

Kuzey Kutbu’nun 4 kilometre altına titanyum kaplı bayrağını

dikmesiyle beraber çevredeki komşu fakat aynı zaman

da potansiyel rakip olan devletlere mesajını net bir şekilde

vermiştir. Bu olay ile sert tepkiler ardı ardına gelmiş, konu

hakkında açıklama yapan Kanada Dışişleri Bakanı Peter

MacKay, “Kuzey güçlü ve özgürdür. Okyanus tabanına bir

bayrak bırakmanın herhangi bir şeyi değiştireceğini düşünürlerse

kendilerini kandırıyorlar. 14. veya 15. yüzyılda değiliz.”

diyerek tavrını ortaya koymuştur. Ayrıca bölgeye güvenlik

alanında yeni politikaların eklenmesi ile ilgili çalışmalar da

bu olayın ardından başlamıştır. [1]

2008 yılında da bölge hakkında çalışmalarına son hız devam

eden Rusya, 21.yüzyılın refah kaynağı olarak Arktik’deki yer

altı kaynaklarına dikkat çekmektedir. Fakat Rusya’nın bölgedeki

petrole ulaşması sürecinde Batılı devletlerden yardım

alıyor olması, 2014’den sonra gelen BM ve ABD ekonomik

yaptırımlarıyla beraber tersine döndü. Petrol rezervlerinin çıkarılması

sürecinde teknik açıdan yetersiz kalan Rusya, pruvasını

Çin’e çevirmiş ve Arktik bölgesi için ortaklıklar 2015

yılında Rosneft ve Okhotsk denizinde iki keşif kuyusunun

açılması anlaşmasıyla resmen başlamıştır. Çin’den gelen yatırımlar

ve Çin’in oluşturacağı ticaret sahası Rusya’nın Arktik’deki

ilerleyişinin önünün açmış oldu. [2]

Rusya için oldukça önemli olan Sabetta Limanı ve Yamal

LNG projesi de yine BM ve ABD yaptırımları sebebiyle engellenmeye

çalışılmıştır. Rus şirketlerine getirilen fon kısıtlamaları

ve yalnızca 30 gün içinde geri ödemeli borçlanmalara

müsaade edilmesinin ardından ikinci bir seçene arayan

devlet, Kuzey’e ulaşmak isteyen Çin’in %29.9 hisse sahibi

olması ile sorunu çözmüştür. Bu durumun ileride Rusya’nın

Çin’e pasif kalışına neden olacak olmasını ve nakliye halkalarının

Çin dolayısıyla zayıflaması gibi olumsuz sonuçları

düşündürtse de diğer yandan bölgedeki ekonomik kalkınmanın

anahtarı olacağı da Rusya tarafından değerlendirme altına

alınmaktadır. [2]

Kutup bölgesi günümüzde dahi gerek araştırma çalışmaları

için gerekse ticaret yolunun kullanımı açısından zor koşullara

sahiptir. Dünyanın tek nükleer enerjili buzkıran gemilerine

31


AR-GE

DENARK CAPELLA / GÜZ 2023

Şekil 7. Rosneft Firmasına ait sondaj platformu

sahip olan Rusya, hali hazırda faaliyet gösteren 7 ve imalat aşamasında olan 5 buz kıranıyla Arktik bölgesinde. [3]

Şekil 8. Artica

Şekil 9. Sibir

32

Şekil 10. Yamal


Çin

Son yirmi beş yılda kutup bölgesinde hem çevresel hem siyasi

açıdan büyük değişimler gözlenmiştir. Bu değişimlerin

Rusya’dan sonraki öncülü Çin’dir. 2013 yılında Çin Halk

Cumhuriyeti Devlet Başkanı Şi Cinping tarafından Kuşak ve

Yol Girişimi (One belt One Road) projesini açıklamıştır. Proje

yüzyılın projesi olarak nitelendirilmektedir. Amacı İpekyolunu

tekrar canlandırarak ihracatı kolaylaştırmak, enerji

ihtiyacını karşılamak ve limanlar inşa ederek stratejik bir politika

izlemektir. Bu yüzden Çin, nakliye rotalarını ve sürelerini

kısaltmaya gitmektedir. Buzul İpekyolu bu rotalardan bir

tanesidir ve Çin buraya yatırım yapmaktadır. [1]

Yıllara Göre Çin’in Arktik Bölgesi İle ilişkisi:

• 1925 yılında Svalbard Antlaşmasını imzaladı. Bu antlaşma

ile beraber Norveç’in Svalbard’daki takımadalarının

Norveç’in egemenliğinde olduğunu kabul etmiştir. Bölge

askersizleştirilmiştir ve Norveç yasalarının tamamına

uymakla yükümlü değildirler. İmza atan ülkelerin eşit

şekilde ticari faaliyet kullanma hakkı vardır. 2012’den

beri Norveç ve Rusya bu adalarda kömür madeni işletmektedir.

• 1980’lerin sonlarında Şangay-Çin Kutup Araştırma Enstitüsü

kuruldu.

• 1988’de Bilimler Akademisi tarafından Çin Kutup Araştırmaları

Dergisi oluşturuldu.

• İlk keşif 1984’te gerçekleşti.

• 2011 yılına kadar toplamda Kuzey Kutbu ve Antartik’da

26 sefer yaptı. Son 20 yılda bu sayısı 40 a çıkmıştır. [2]

• 1996’da Uluslararası Arktik Bilim Komitesine katıldı.

• 1999, Çin, platform olarak araştırma gemisi Xue Long

(Kar Ejderhası) ile Kuzey Kutbu’nda bir dizi bilimsel

keşif gezisi düzenledi.

• 2004 yılında Arctic Yellow River İstasyonunu Svalbard’a

inşaa etti.

• Ağustos 2012’de Xuě Lóng, Kuzeydoğu Geçidi’ni geçen

ilk Çin gemisi oldu.

yayımlayarak insanlığın refahı için olduğunu Arktik bölgedeki

ülkelere belirtmiştir.

• Kasım 2018’de Xue Long 2 araştırma gemisi sefere başlayıp

Temmuz 2019’da seferini tamamlamıştır.

• Çin Arktik bölgesine 90 milyar dolarlık yatırım yapmıştır.

2013 yılında İzlanda, ÇHC ile serbest ticaret anlaşması

imzalayan ilk Avrupa devleti oldu. Kuzey Kutbu’ndaki

en yüksek yatırım yüzdesine Çin sahiptir.

• 2017 itibariyle, bu yatırımlar Grönland’ın GSYİH’sının

yaklaşık %12’sini ve İzlanda’nın GSYİH’sının %6’sını

oluşturuyordu. 2018’de Çin Kalkınma Bankası, özellikle

Arktik ve Kuzey Denizi Rotasını geliştirmeye odaklanan

Rusya’daki Kuşak ve Yol Girişimini desteklemek için

yaklaşık 10 milyar dolar taahhüt etti. [6]

• Şubat 2022’de Rusya ve Çin, “Kuzey Kutbu’nun sürdürülebilir

gelişimi için pratik iş birliğini” yoğunlaştırma

taahhüdünde bulunan ortak bir bildiri yayınladı.

Bu ülkeler arasında kutup bölgesi ülkeleri (Norveç, İsveç,

Finlandiya, Danimarka, ABD, Rusya, İzlanda, Kanada) haricinde

Almanya, Güney Kore, İtalya, Japonya, Fransa, İngiltere,

Çin, Hindistan gibi ülkeler arktik ile ilgilenmektedirler.

Çoğu 2013-2015 yılları arasında kendi politikalarını yayımladılar.

Son yıllarda bazıları daha çok ilgilenmeye başlamıştır.

ABD 2022 yılında Ulusal Arktik Bölgesi planı yayımladı.

ABD’de de artan kutup rekabetine 675 milyon dolarlık yatırım

ile buzkıran yapmaya başlamıştır. ABD’nin şu an 2

tane buzkıranı vardır. Konuyla ilgili Hindistan 2022’de Arktik

politikası için Beyaz kitap yayımladı. İngiltere ise Şubat

2023’de politikalarını belirttiği belgeyi yayımlamıştır. [1,7,8]

• Mayıs 2013’te Çin, Arktik Konseyi’nin gözlemcisi oldu.

• 2018’de COSCO, Kuzey Kutbu üzerinden Avrupa ve

Çin arasında sekiz geçiş yaptı.

• 2018 yılında “Arktik Politikası” adında Beyaz Kitap

yayımladı. Kitapta Çin kendisini “Arktik bölgeye yakın

devlet” olarak tanımlamıştır. Çin “sürdürülebilirlik,”-

saygı”,”kazan-kazan” ve “işbirliği” olmak üzere 4 ilke

33


AR-GE

DENARK CAPELLA / GÜZ 2023

Arktik Konseyine katılmak için Avrupa birliği ve Türkiye’nin

başvuru süreci tamamlanmış, gözlemci ülke olarak kabul

edilmeyi beklemektedirler. Ayrıca Türkiye 2019 ve 2022

yılında Arktik Bölgeye bilimsel araştırmalar için ekip yollamıştır.

Svalbard Antlaşmasına taraf olmak isteyen Türkiye,

2018-2022 Ulusal Kutup Bilimleri

Programı yayınlamış ve hedefleri

arasında Arktik Konsey’e gözlemci

olarak girme hedefini belirtmiştir.

[9,10,11,12,13]

Kuzey Kutbu’nun Dünya’nın geri

kalanından yaklaşık olarak 4 kat

daha fazla ısınmasıyla buz kalınlıklarının

incelmesi çevre ve dünyanın

dengesi açısından oldukça

tehlikeli bir durumdur. Ayrıca bölgede

yaşayan birçok türün yaşam

koşulları tehdit altındadır. Ancak

öte yandan buzulların eriyişi bölgeyi

ticari ve yukarıda saymış

olduğumuz sebeplerden elverişli

hale getirecektir. Çağın bir gereği

olan adaptasyonun bölgede sağlanması

için yapılan çalışmalar gelecekte

bazı ülkelere avantaj sağlarken;

keşifte, teknolojide ve bölgede faaliyet gösterebilmek

için atılacak adımlarda geride kalmış olan ülkelere dezavantaj

sağlayabilir.

A

W

34


At Besiktas Marine, we aim to provide customers with good service, superior products and competitive prices.

Working in close partnership with top manufacturers all over the worldwe offer high-quality, cost-effective and

tailor-made solutions for our customers' needs.

Expert Ship

Service and Repair

Ship Chandling and

Technical Store

Crewing and Ship

Agency Service

Provision and

Bonded Store

+90(216) 701 15 00

+90(216) 701 15 05

+90(535) 898 19 84

info@besiktasmarine.com

safety@besiktasmarine.com

www.besiktasmarine.com

besiktas.marine

HEAD OFFICE

Evliya Çelebi Mah. Genç Osman Cad.

No:45/C P.K. :34944 İçmeler

Tuzla/İstanbul

35


RÖPORTAJ

DENARK CAPELLA / GÜZ 2023

Hazırlayan: Bayram SONAR

BİRGÜL ERKEN:

“Dalışın sonunda

yüzeyde aldığım

her nefes yeniden

doğmak gibi...”

36


1. Öncelikle serbest dalış sporuna değinelim. Uluslararası

arenada ülkemizi başarı ile temsil eden bir serbest dalış

sporcusu olarak bu sporla tanışmanız hikâyenizi paylaşabilir

misiniz? Serbest dalış size neler kattı/katıyor?

Serbest dalış kısaca, havuzda ve açık suda tek nefeste en büyük

derinlik, en uzun mesafe ve süreye ulaşmanın hedeflendiği

bir su altı aktivitesidir. Serbest dalışla tanışmam, tamamen

şans eseri, Çanakkale’deki Sualtı Sporları Kulübü’nde oldu.

Bu spor henüz Türkiye’de çok yeniydi. Geçmişte; voleybol,

atıcılık, yüzme, sualtı ragbisi ve sualtı hokeyi sporlarını branşlarında

profesyonel olarak icra ettim. Daha sonra sualtı deneyimim

scuba (aletli dalış) ve sualtı fotoğrafçılığı ile devam

ederken, Çanakkale Sualtı Sporları Kulübü’nden serbest dalış

takımına davet aldım. Kulübün antrenörü benim serbest dalışı

yapabilecek bir potansiyele sahip olduğumu belirterek serbest

dalış branşı için beni cesaretlendirdi ve dediği gibi de oldu.

İlk yarışmamda Fethiye’nin akvaryum koyundaki turkuaz

mavisine tek nefesle indim. Türkiye 2.’liği geldi. Şaşırtıcı

bir adaptasyona sahiptim. Bunun, sakin bir yapıya sahip ve

Çanakkaleli bir deniz çocuğu oluşumla ilgili olduğunu düşünüyorum.

Bu yarışmadan sonra hayatımın yönü değişti. 2010

yılından sonra Milli Sporcu olarak, hiç ara vermeden antrenmanlarımı

sürdürdüm. Yıllar içinde milli takımın bir parçası

olarak dünya kürsüsünde her zaman yerimi aldım.

Serbest dalışın bana ne kattığını düşündüğümde, aklıma ilk

gelen şey özgürlük hissi oluyor. Serbest dalış insanın iç alanına

doğru bir yolculuğun kapısını aralıyor. Bu sporun diğer

tüm sporlardan farklı bir yanı olduğuna inanıyorum. Bence

serbest dalış sadece bir spor değil, aynı zamanda insanın kendini

tanıması için bir fırsat tanıyan bir özel alan. Bu yönden

ele alındığında bu sporun en belirgin özelliğinin nefis terbiyesi

ve kişinin kendiyle olan yüzleşmesi olduğunu söyleyebilirim.

Tek nefes alıp dalışa başladığımda, hissim şu: Tüm varlığımın

içine yüzüyormuş gibiyim. Nefesimi tuttuğumda mikron

mikron her hücremi, bedenimin en küçük parçacıklarını, dokuları,

tüm hislerimi takip ettiğim bir yolculuk başlıyor sanki...

Dalışın sonunda yüzeyde aldığım her nefes

yeniden doğmak gibi...

Nefesimi tutup dalışa geçtiğim anda hem “hiç”lik hem de “tamamlanmışlık”

hissi bütün bir halde tüm hücrelerimi kapsıyor

adeta. Tarifi mümkün olmayan bir duygu.

Derine indikçe hisler de vücudumdaki fizyoloji de değişiyor.

Orada artık basınç da var narkoz kafası da… Başka türlü bir

“hal” içinde oluyor insan. Bu spor, spordan öte başka bir şey!

Serbest dalışın uzun vadede ruh ve beden sağlığına katkıları

da çok kıymetli. Öncelikle kalp damar sağlığını koruyan bir

yönü var. Nefes tuttuğumuz zaman damar elastikiyeti artıyor.

Bu sayede varis de olmuyor. Damar cidarının sağlıklı ve genç

kalıyor olması size gençlik aşısı gibi bir hediye. Ayrıca nefes

tuttukça damarlarımız genişliyor. Beyne giden kan akışının

da artışı ile daha zinde bir zihin yaratıyor. Tüm bunların yanı

sıra zor zamanlarınızda stresinizi yönetmeyle ilgili antrenmanda

yaptığınız nefes çalışmaları ile daha dingin ve huzurlu

oluyorsunuz.

Bütüncül olarak baktığınızda, serbest dalış kendinize nazik

bir meydan okuma aslında. Zorlama ile elinizden kaçıyor,

ama moduna girdiğinizde limitsizliğinize şaşıracağınız bir

yerde olduğunuza siz de şaşırıyorsunuz.

Yaptığınız antrenmanlar sonucunda hem büyük bir adaptasyon

gelişiyor, hem de zorlama olmadan çabasızca ilerlemeyi

öğreniyor vücudunuz. Dolayısıyla disiplinli, sabırlı ve azimli

çalışmanın sizi bir yere götürdüğünü biliyorsunuz.

2. Kadınlar Günü’ne ithafen gerçekleştirmek istediğiniz

“Buz Altında Paletle En Uzun Mesafe” rekor denemesinin

sürecinden bahsedebilir misiniz? Fikir nasıl ortaya çıktı ve

nasıl gelişti süreç?

Tamamen yeni bir meydan okuma alanı yeni bir deneyimi bedenimde

test etme isteğinden doğan bir fikirdi.

Çocukluğumdan beri suyu severdim. Su her zaman benim

'mutlu yerim' idi ve her zaman daha büyük hedefler koymayı

sevdim. 14-18 yaşlarında Çanakkale Boğazı’nın güçlü

akıntılarına karşı yüzdüm. Bunu aklıma koyup yaptığımda

ailem bilmiyordu. Her 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda boğaz

maratonunda yüzdüm. Bir gün yüzerken üstümüze dolu

yağdı. Çıktığımda mosmor dudaklarımla çenemin titremesini

durduramıyordum. O günkü haleti ruhiyem hiç değişmedi.

Zorluklar varsa, dayanmak ve sınırlarımı görmek adına vazgeçmemek

bana aşırı derecede haz veriyor. Başardığımdaki

tamamlanmışlık duygusu inanılmaz bir yoğunlukta yaşanıyor.

13 yılı aşkın bir süredir serbest dalış yapıyorum, şimdi

iki yıldan fazla bir süredir soğuk su serbest dalışında uzmanlaşıyorum.

Çocukluğumdan beri hep daha zor alanları keşfetme arzumun

önüne geçemedim. Bir gün bir yerde buz altı dalışı hakkında

bir şeyler okudum. Buz altına dalan bir Fransız kadının rekorunu

gözüme kestirdim, farklı bir deneyimdi ve ilgimi çekti,

bunun için kendime bir şans vermek istedim. O sıralarda

37


RÖPORTAJ

DENARK CAPELLA / GÜZ 2023

Boğazın derinliklerinde 50 mt ye indik. İstanbul Boğazı'nda bir ilke imza

atmış olduk.

buz altı ile ilgili Wim Hof'un “Bu yöntem sizi mutlu, sağlıklı

ve güçlü hale getirebilir” sözlerini okuduğumda, buz altına

dalma isteğim zirveye ulaştı. Öncesinde buzun altına dalma

konusunda kaygılarım vardı. Bu yüzden önce vücudumu bu

disipline alıştırmak için soğuk duş aldım ve kış aylarında yaşadığım

yerde buz gibi sularda dalmaya gittim. Sponsorum

Carmed İlaç’ın desteği ile soğuk sulara dalışım bir sosyal

sorumluluk projesine dönüştü. 25 Aralık 2020 günü yılın en

soğuk zamanında, derinleştikçe soğuyan İstanbul Boğazı'nda

akıntılı ve zorlu sularda bedenimi soğuğa alıştırdığım bir başka

etkinlik gerçekleştirdik.

Boğazın derinliklerinde 50 mt ye indik. İstanbul Boğazı'nda

bir ilke imza atmış olduk.

Bu deneyimlerden sonra buz altına ilk dalışımda hızlıca adapte

olabildiğimi gördüm ve buz altını çok sevdim. Buz altında

yaptığım antrenmanlarda, önce 130 m. mesafe ile, tek nefesle

buz altında paletle en uzun mesafe dünya rekorunu kırabildiğimi

gördüm. Spornor bulduğum zaman buz altı dünya rekorunu

seneye kırıp kayıtlara geçirmeyi istiyorum.

3. Bildiğimiz kadarıyla bu yıl için 100 metrelik serbest dalış

hedefiniz bulunuyor. Hedefe yönelik hazırlık süreci nasıl

gidiyor? Rekor denemesinin detayları belliyse bizimle paylaşmanızı

istesek…

2021 yılında Bahamalar’da dünyanın en prestijli yarışması

olan Vertical Blue’ya katıldım ve burada kırdığım iki ulusal

rekor ile yaklaşık 4 dakikaya yakın dip süresi olan dalışlarımda

bu hedefe yakın olduğumu gördüm. 77 m. ve 78 m. ile

yaptığım dalışlarım ulusal rekor olarak kayıtlara geçti. Son

gün 81 mt ye dalarak kendi en derin derecemin zirvesini yaşadım.

Hedefim, bu dünya sıralamasında kürsüde 100 metreye dalabilen

az sayıda kadın sporcudan biri olabilmek. Bunun için

çok çalışıyorum. Bu yıl aynı yarışmadaki sınırlı sayıdaki asil

listeye seçilme şansını yine yakaladım. Başvuru ücretlerini

yatırdım. Şu anda en acil olarak bu yarışma için sponsor arayışım

başladı. 20 Temmuz 2023 'te başlayacak olan yarışma 9

gün sürecek ve canlı yayından derinlere dalışımın her saniyesini

suyun altında izleyebilme şansının olduğu yüksek reklam

ve görünürlüğün sağlandığı bir platformda dünyanın izlediği

bir yarışma olacak. Dünyanın gözleri üzerimizdeyken kendi

en iyilerimizle her gün yeni bir rekor deneyeceğiz.100 metreye

dalıştan kastım şu: İlk defa uluslararası yarışmalarda 100

metreyi yapabilen ilk Türk Milli sporcu olmayı istiyorum.

4. Ülkemizde ön plana çıkan birkaç spor dışında diğer sporlara

hak ettiği önem verilmiyor? Sizce bunun sebebi nedir?

Ülkemizde hem genel anlamda spor bilincinin oluşturulması

hem de her spora eşit derecede destek verilmesi için neler

yapılmalı?

Ne yazık ki, bireysel sporlar başta olmak üzere birçok spor

dalına hak ettiği önem verilmiyor.

Ülkemizde kendine çok emek vermiş iyi sporcular var. Bunlar

kendi çabalarıyla aile desteği ile bir noktaya kadar geliyor.

38


Büyük başarılar bile elde etseniz, spor bilinci yoksa spor bir

yere kadar sürdürülebilir oluyor. Dolayısıyla da sporu desteklemek

ve uzun vadede toplumsal barışın teminatı kılmak için

ülkelerin spor politikaları olması gerektiğine inanıyorum.

Projeyi öncelikli olarak Anadolu’da yapmak daha anlamlıydı

benim için. Üstelik de bu sporda kan değerlerinin önemi büyük

olduğu için, irtifada yetişen gençlerden çıkacak yetenekleri

merak ettim diyebilirim.

Spor bilinci olan toplum refah seviyesi yüksek ve gelişmiş

ülkeler oluyorlar. Herkesin spor yaptığı bir toplum sağlıklı

bir yapıyı kurguluyor. Hiç şaşmaz kural: Sağlam kafa sağlam

vücutta bulunuyor.

5. Bir önceki sorumla da bağlantılı olarak, önemli başarılara

imza atan sporcularımız olmasına rağmen serbest dalış

da ne yazık ki çok yaygın bir spor değil. Serbest dalış sporunun

yaygınlaştırılması ve yetenekli gençlerin keşfedilmesi

için neler yapılmalı sizce?

Çok doğru, az bilinen bir spor zaten serbest dalış. Bunun yanı

sıra ekipmanları, lojistiği pahalı bir spor. Benim gibi bu spora

yıllarını vermiş, değeri yüksek bir elit bir sporcu bile yarışma,

antrenman ve rekor bütçelerini tamamlamakta zorluklar

yaşıyor.

Dolayısıyla bu spora yeni başlamış bir sporcunun ilerlemesi

daha da zorlaşıyor.

Tüm bunların ışığında, rekortmen bir Milli sporcu olarak,

gençlere el vermek, spor kültürü ile kötü alışkanlıklardan

uzak tutmak ve serbest dalışı yaygınlaştırmak adına Birgül

Erken Gençlik ve Spor Kulübü adına proje yürütüyorum.

Ülkemiz çok güzel bir doğaya sahip. Suya erişimi olan insanlar

bu projede belki kolay adapte olabilirler. Ancak ben başka

bir yolda ilerlemeyi seçtim.

Projemiz İç İşleri Bakanlığı’mızın desteği ile gerçekleşti.

Totlamda 150 gence serbest dalış öğrettim.

6.İçişleri Bakanlığı'nın desteğiyle hayata geçirdiğiniz “Birgül

Erken’le Edirne’den Kars’a Serbest Dalış Şampiyon Avı”

isimli yeni bir projenizi anlatır mısınız?

2019’da İstanbul’da yapılan Serbest Dalış Indoor Dünya

Şampiyonası’nda milli sporcu olarak ülkemizi temsil ederken

İtalyanların en tecrübeli yaşlı antrenörü Stefano ile uzun

yıllardır konuştuğumuz konu üzerinde ciddi bir sohbet sonrasında

bu proje aklıma geldi. Stefano “Sizin ülkeniz çok güzel

çok büyük. Neden tüm ülkede yetenek taraması yapmıyor ve

neden alt yapıyı oluşturmak için harekete geçmiyorsunuz”

dedi.

Bu sözlerden sonra serbest dalış branşında yeni yetenekleri

keşfetme ve bir yetenek havuzu oluşturma fikrini öncelikli

hedefim olarak belirledim. Kendi adımı taşıyan ‘Birgül Erken

Gençlik ve Spor Kulübü’nü kurdum. Serbest dalış branşında

yetenek havuzu oluşturmak üzere yola çıktım. Proje fikrini

İçişleri Bakanı Sn. Süleyman Soylu ile paylaşma fırsatı buldum

ve Sn. Soylu’nun da desteğini de alarak proje başvurusunu

İçişleri Bakanlığı Proje Destek Sistemi (PRODES) üzerinden

Gençlik ve Spor Kulübü adına yaptım. Projem kabul

edilerek onaylandı. Bu proje ileyeni yetenekler keşfederek,

yeni şampiyon ve rekortmenler yetiştirmeyi düşündüm.. Bu

benim yolumdu. Biz olma adına farklı bir şey denedim ve çok

başarılı oldu.. Kendimi bu konuda sorumlu hissettiğim için re-

39


RÖPORTAJ

DENARK CAPELLA / GÜZ 2023

40

korerım kadar kıymetli bir iş yaptığıma inanarak ilerledim ve

zor olsa da projeyi başarı ile tamamladım.

7. Proje kapsamında gençler ile serbest dalış arasında güzel

bir bağ kurmuş gibi duruyor. Proje ile hedefleriniz neler, çalışmalar

nasıl gidiyor ve ilgi nasıl?

Projemiz pandemi sürecinden etkilendiyse de Türkiye Sualtı

Sporları Federasyonumuz işbirliği ile ve İç İşleri Bakanlığı’mızın

desteği ile devam etti.

Projenin Edirne den başlayıp, sırasıyla Elazığ, Samsun, Trabzon,

Adana ve en son Çanakkale eğitimlerini tamamladık. Çok

mutluyum ki, öngördüğüm şekilde Anadolu’dan gördüğüm

ilgi ve samimiyet çok güzeldi. Edirne zaten benim uzun yıllar

yaşadığım yerdi. Geriye dönüp baktığımda Edirne’ye gönüllü

olarak daha önce ektiğim serbest dalış tohumları yeşermiş yetenekli

gençler hali hazırda beni bekliyordu. Özellikle Anadolu'da

hem yeni yeteneklerle şaşırtıcı idi hem de yeni bir branşa

karşı üst düzey ilgi ve istek göstermeleri sevindirici idi.

Projemiz özetle şöyle:

“Birgül Erken’le Edirne’den Kars’a Serbest Dalış Şampiyon

Avı” adlı projemiz kapsamında, Edirne'den Kars'a, Türkiye'nin

altı ilinden (Adana, Çanakkale, Edirne, Elazığ, Samsun, Trabzon)

18-35 yaş arası toplamda 150 gençten oluşan bir yetenek

havuzu oluşturuldu. Proje, serbest dalışla ilgilenen, bu alanda

belirli bir seviyede eğitim almış veya almak isteyen 18-35 yaş

arasında herkesin başvurusuna açık. Başvurular Adana, Çanakkale,

Edirne, Elazığ, Samsun ve Trabzon’da ikamet eden

kişiler tarafından www.birgulerkensporkulubu.com adresi üzerinden

yapıldı..

Katılımcılara verilecek olan eğitimler iki aşamadan oluştu.. Birinci

aşama teorik eğitim, ikinci aşama suda uygulamalı dalış

eğitimi. Birinci aşama hazırlık faaliyetleri esnasında gerçekleştirildi.

İkinci aşama ise benim önderliğimde yüz yüze serbest

dalış eğitim faaliyetleri kapsamında, temsilci eğitmenlerle birlikte

yürütüldü.. Proje kapsamında ekibi ile tüm illere gittimve

bu illerdeki katılımcılara 1. seviye serbest dalış eğitimlerini

bizzat verdim.

Projenin son faaliyeti olan final yarışmalarına katılmaya hak

kazanan öğrencilerle proje bitiminden sonra da özel olarak ilgilendim

ve bu öğrenciler Birgül Erken Gençlik ve Spor Kulübü’nün

sporcuları olarak ulusal ve uluslararası yarışmalara ve

rekorlara hazırlanacak şekilde kulübüme aldım.

8. Biraz da geleceğimizden, özellikle de denizlerin geleceğinden

bahsedelim istiyorum. Su kaynakları tüm dünya için çok

önemli ancak ne yazık ki her geçen gün artan bir tehlike ile

karşı karşıya. Sürekli su ile iç içe olan, deniz yaşamının dostu

biri olarak sizce denizlerin geleceği adına farkındalık nasıl

artırılabilir?

Dünyamızda okyanusları korumak adına söylenecek çok söz

var.


Şu anda dünyada denizlerin kağıt üzerinde sadece 6 % sı korunuyor.

Bunun içerisinde Balıkçılara kapalı alanların oranı %1.

Daha çok farkındalık, daha çok korumaya dair kanunlara ihtiyacımız

var.

2030 için toplam korunan alan miktarının %30’a çıkarmak gibi

bir hedef var. Ancak bu hedef hiç gerçekçi olmamakla beraber

ne kadar artabilirse o kadar dünya denizleri ve sürdürülebilir

kaynaklar için önemli. Özellikle korunan alanlar içerisinde her

türlü insan aktivitesine kapalı özellikle balıkçılar kapalı alanının

arttırılması lazım.

O yüzden 2030 yılına kadar Türkiye’mizin de bu konuda önündeki

potansiyeli arttırmak konusunda çalışması gerekiyor. Bu

konu hakkında çok şey söylenebilir. Deniz kirliliği de apayrı

bir röportaj konusu olur. Örneğin sürdürülebilir su ürünleri avcılığı

ve yetiştiriciliği, ekolojik çalışmaların önemi, ekosistem

dostu projelerin artırılması, derin deniz deşarjlarının doğru

yönetimi (pis atık suların arıtılmadan denizlerimize verilmesi)

denizlerde özel çevre koruma alanlarının oluşturulması vb…

Aşırı ve bilinçsiz avlanma, büyük ölçekli endüstriyel balıkçıların

(gırgır, trol) daha iyi denetlenmesi gibi konular acil olarak

ele alınmayı bekleyen konular.

Ayrıca yeni nesillerimize deniz kültürünü aşılayabilecek, su

ürünleri tüketimimizi artırabilecek projeler üretmek gerek. Denizel

kaynaklarımızdan en efektif ve optimum şekilde istifade

edebilecek politikalar ve destekler sağlanmalı ki koruma kültürü

oluşsun.

9. Denizlerdeki artan atık ve kirlilik oranını suyun içinde herkesten

daha uzun vakit geçiren biri olarak nasıl gözlemliyosunuz?

Önceki yıllara göre değerlendirdiğinizde ekosistemde

gözle görülür ne gibi değişmeler neler? Bu kirlilik dalış esnasında

size ne gibi zorluklar yaratıyor ya da yaratıyor mu?

Geçtiğimiz dönemde Mısır’da antrenman yapmak için 3 ay

Mısır, Dahab Blue Hole’de yaşadım. Mısır’daki evimde damlayan

suyun bile hesabını yapıyorduk. Çünkü 3 evin bir temiz

su deposu vardı ve su bitmeye yakın musluktan çamur gibi su

geliyordu. Susuzluk korkunç boyutlardaydı. Eve döndüğümde

suya bakışım ve israfa karşı duruşum çok değişti.

Mısır sualtı zenginliği, canlı çeşitliliği ile muhteşemdir. Dahab

ise Mısır’da dünyanın dört bir yanından gelen en iyi serbest dalıcıların

mekanıdır. Blue Hole denilen bölgede yüzlerce serbest

dalıcı antrenman yapar. İşte yine burada Blue Hole’de onlarca

şamandra birbirine bağlanmış herkes derinlik antrenmanı yaptığı

bir günde denizin akıntıları değişti ve o güzelim kızıl deniz

bütün plastik atıkları adeta kustu.

Hiç unutamayacağımız bir gündü. Herkes kamyon tekerine

benzeyen ortasına derine daldığımız ipleri koyduğumuz şamandıralarının

başında olduğu halde idi. Bir anda dalmayı

bırakıp çevremizi çepeçevre kuşatan plastikleri alıp şamandıralara

toplamaya başladık.

Göz gözü görmüyordu poşetler, çeşitli plastik atıklar her yerde

ve garip bir şekilde sadece yüzeyde değil, derinliklerde vardı.

Dalışlar bütün bu kirliliğe karşı bir mücadeleye dönüştü. Akşam

17:00’de milli park kapanana kadar, çöp toplamak için kaç

dalış yaptık hatırlamıyorum.

Bu arada, Milli sporcu olarak serbest dalış yapmadan önce

aletli dalış ve sualtı fotoğrafçılığı en önceliğim idi. Uzun yıllar

fotoğraf aşkı ile yaşadım. Hala da fotoğrafçıdır kafam. Antrenmanlardan

fırsat buldukça gözümü ve gönlümü aynı nişan

çizgisinde tutarım.

Sualtına dair portfolyomla dünya denizlerinden 40 fotoğraflık

ilk kişisel sergimi 2015 yılında Çanakkale’nin Kültür Müdürlüğü

Salonu’nda açtım.

Yıllardır fotoğraflarını çektiğimiz bir çok canlı türü tehlike altında.

Yıllar içinde doğup büyüdüğüm yer olan Çanakkale’deki

fotoğraflarım, dalışlardaki gözlemlerim gösteriyor ki bazı türler

yok oluyor.

Çanakkale’nin Pina’ları artık eskisi kadar çok görülmüyor.

Dünyanın bir çok noktasında mercanlar küresel iklim krizinin

etkisi ile yok oluyor. Bazı türler küresel ısınmanın etkisi ile

renk değiştirip ayakta kalma çabası verse de yıldan yıla kötüye

gidişi biz sualtı fotoğraf ve videocuları acı bir şekilde izliyoruz.

Tehlikenin farkında olup vatandaş olarak, toplum olarak ve

yetkililer açısından herkese düşen görevler var. Başka bir dünya

yok.

10. Serbest dalış özelinde gerçekleştirmek istediğiniz en büyük

hayaliniz nedir?

Bir ünlü iş adamı ya da ünlü bir sanatçıya serbest dalış dersi

vermek isterim. Ünlü bir pop star da olabilir, sualtı sevdalısı

bir oyuncu da… Yeter ki enerjisi serbest dalış sporunu büyük

kitlelere taşısın.

Ayrıca derinlik havuzu yıllardır hayalim benim. Dubai’de en

büyüğü olan derinlik havuzunun daha derininin Türkiye’mizde

de yapılmasın isterim.

Bundan sonraki hedeflerim de rengarenk ve hepsi dalışa dair

çeşitli projeler olacak. Akışta ortaya çıktığı biçimde sürprizlere

açtım kendimi. Mucizelere inanıyorum.

41


SEKTÖRDEN HABERLER

DENARK CAPELLA / GÜZ 2023

SEKTÖRDEN HABERLER SEK

Kömür Taşıyıcı Corona Citrus Gemisine Seawing

Otomatik Uçurtma Sistemi Entegre Ediliyor

Hazırlayan: Atahan AKKAN

Kawasaki Kisen Kaisha Şirketi (“K” LINE) ve

J-POWER, rüzgar gücünden yararlanmak amacıyla

“Seawing” ürününü CORONA CITRUS gemisine

entegre etmeye karar verdi. Seawing’e adeta bir uçurtma benzetmesi

yapsak yanlış olmaz. Seawing, havacılık ve denizcilik

teknolojilerinin bir arada kullanıldığı nakliyede en optimumu

hedefleyen bir proje. Seawing sistemi genelde geminin ön tarafına

konuşlandırılarak rüzgar enerjisinden faydalanılmasını

böylece daha az enerji harcanmasını hedefliyor. Hava durumu,

deniz trafiği ve birçok veriyi anlık alan sistem maksimum güvenlik

ve uygunluğu amaçlıyor. Seawing sisteminin entegre

edileceği CORONA CITRUS gemisi geçtiğimiz yıllarda da

yenilikçi, çevre dostu yaklaşımların uygulandığı bir gemi olarak

biliniyor. Gemiye 2019 yılında balast suyu arıtıma sistemi,

2020 yılında da SOx gazı yıkama sistemi kurulmuştu. Seawing

sistemi entegre edilen gemiye %10’la %40 arası yakıt

tasarrufunu taahhüt ediyor. Seawing sisteminin entegre olduğu

gemilerden çıkan CO2 emisyonlarının gemilerin eski hallerine

göre en az %20 oranında az salınım yapması bekleniyor.

Çin’in İlk Hidrojen Yakıt Hücreli Gemisi Başarılı

Bir Şekilde Suya İndirildi

Çin’in ilk hidrojen yakıt hücreli gemisi “Three Gorges Hydrogen

Boat No.1” başarılı bir şekilde Guandong’da suya

indirildi. Jianglong Shipbuilding Co.Ltd. tarafından inşa

edilen Ar-Ge gemisinin çizimler ve denetimleri CCS tarafından yapılıyor.

Yapılan gemi Çinin kabotaj denizlerinde sıfır atık ve sıfır

emisyon amacına iyi bir örnek teşkil ediyor. “Three Gorges Hydrogen

Boat No. 1” gemisi, 49.9 metre uzunluğunda ve 10.4 metre

genişliğinde ana gövdesi çelikten, alüminyum ve cam giydirme

konstrüksiyon yapılarından oluşmaktadır. Hidrojen yakıt hücreli

tekne maksimum 28 km /s hıza ulaşmaktadır. Wuhan Changjiang

Gemi Dizayn Enstitüsü. tarafından geliştirilen yakıt hücresi sistemleri

ve China Shipping Group Co.’nun araştırma kolunun geliştirdiği

lityum batarya sistemleriyle birlikte “Three Gorges Hydrogen

Boat No.1” maksimum tek seferde 200 kilometre menzile gidebilecek

kabiliyette tasarlanmıştır. Projeyi destekleyen Three Gorges

Group hidrojen yakıt istasyonlarını uzun vadede bu tarz yeni gemiler

için transfer noktaları kuracağını açıkladı.

42


KTÖRDEN HABERLER SEKTÖ

Japonya’da Metanolle Çalışan Tanker İnşası

için Firmalar Ortak Oldu

Japonya’da türünün ilk örneği iddia edilen metanolle çalışan

kıyı tankerinin yapılması için 6 firma ortak olduklarını

duyurdu. Metanolle çalışan geminin ortak sahibi

olacak MOL Coastal Shipping, Tabuchi Kaiun ve Niihama

Kaiun şirketleri geminin inşası için Murakami Hide Tersanesi

ile anlaşma yaptıklarını duyurdu. Aralık 2024 de kızaktan

inmesi beklenen gemi sonrasında Japonya’da yurtiçi metanol

taşımacılığında görev alacak. Metanol yakıtı şu an dünya

çapında yaklaşık 130 büyük limanda tedarik edilebiliyor ve

yakıt olarak kullanılabiliyor. Tankerin üretim sürecinde teknik

destek vermekle sorumlu MOL şirketine göre metanol

yakıtla çalışacak tanker diğer standart tankerlere göre %99

oranında SOx(kükürt oksit) emisyonunu, PM (partikül madde)

emisyonunu %95’ e kadar, NOx(nitrojen oksit) emisyonlarını

%80’e kadar, CO2 (karbondioksit) emisyonlarını da

%15 oranına kadar azaltabileceğinin öngörüsünü paylaştı.

Avrupa Birliği Denizcilik Sektöründe Emisyonları

Azaltmak için Anlaşmaya Vardı

Avrupa Birliği denizcilik sektöründe

5000 gross ton ve üzeri gemilerin

çıkardıkları emisyonları

azaltmaya yönelik yasa konusunda ortak

karara vardı. Deniz taşımacılığında karbon

emisyonunun yaklaşık %90 oranında 5000

gross ton ve üstü gemilerin açığa çıkardığı

biliniyor. Avrupa Birliği Konseyi anlaşmada

sera gazı hakkında kısıtlamaları yer

alıyor. Denizcilikte açığa çıkan sera gazını

2025 yılına kadar %2 ve oranı belirli yıllarda

arttırarak 2050 yılında %80 oranında

açığa çıkan sera gazını azaltmayı hedefliyor.

Anlaşmada, 2030 yılında Avrupa Birliği

sınırları içindeki limanlarda yolcu gemilerinin

limana yanaşması sırasında karadaki

güç kaynaklarını kullanarak manevra yapabilir hale getirilmesi

hedefi de yer alıyor. Avrupa Birliği Parlamentosu’ndan Jörgen

Warborn anlaşma hakkında: “Anlaşma denizcilikte karbon

arındırma konusunda dünyanın açık ara en iddialı şartlarını

ortaya koyuyor. İklim değişikliğini önleme girişimleri her ne

kadar önemli olsa da tüm faturaları AB vatandaşlarına ve şirketlerine

kesmek doğru değil. Parlamento ayrıca anlaşmanın

uygulanmasından sonra AB dışındaki devletleri de konu hakkında

harekete geçireceğini düşünüyor.

43


BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?

DENARK CAPELLA / GÜZ 2023

Hazırlayan: Esra KARAMAN

BUNLARI

BİLİYOR

MUYDUNUZ?

BİR BATIL İNANÇ

Denizciler arasında yaygın batıl inançlardan biri de

teknede ıslık çalınmaması gerektiğidir. İnanca göre çalınan

ıslık rüzgarlara meydan okuyarak fırtınaları çağırmaktadır.

II. ARTEMİSİA

Salamis Savaşı’nda gemilerini ve mürettebatını tek çizik

almadan kurtaran tarihin ilk kadın amirali I. Artemisia’yı

duymuş olmalısınız. Peki ya ondan 127 sene

sonra tahta geçen torunu II. Artemisia’nın da isyancı

Rodoslulara karşı birbirini takip eden iki büyük zafer

elde etmiş bir amiral olduğunu biliyor muydunuz? II.

Artemisia iyi bir denizci ve savaşçı olmasının yanında

sadık bir aşıktı. Çok sevdiği eşi Kral Mausolos’un

anısına ölümsüz bir eser, bir anıtmezar niteliğinde görkemli

bir yapı inşaa ettirdi. Öyle ki inşaasına eşi henüz

ölmeden başlanan bu anıt öyle benzersizdi ki bugün

dünyanın yedi harikasından biri olarak bilinen Halikarnas

Mozelesi olarak hatırlanmaktadır. Ayrıca günümüzde

birçok dilde yer edinmiş mozele kelimesinin buradan

köken almaktadır. II. Artemisia hakkındaki bilgiler

sınırlı ve hatta bazıları kesin olmamasına rağmen her

şeyden önce o, tarihe adını yazdırmış bir abide niteliğinde

güçlü bir kadındı.

KRAKEN

Meşhur canavar Kraken denizlerdeki kabus hikayelerini

dinlemiş olmalısınız. İskandinav denizci mitlerinde

44


önemli yer tutan dehşetengiz canavar Kraken pek çok

topluma ait çeşitli mitlerde kendini gösterir. Bu dev

yaratık aslında sadece efsanelerden taşıp edebiyata ve

filmlere ilham veren bir hayal gücü tezahürü olmaktan

çok, tam aksine Latince adı Mesonychoteuthis hamiltoni

olan devasa kalamar türüne dayanmaktadır. Colossal

kalamar olarak tanınan bu canlı 14 meyre boyuna ve

450 kg ağırlığına ulaşabilmekle birlikte okyanusların

1000 metre kadar derinliklerinde yaşamakta. Bu yüzden

hakkındaki soru işaretleri henüz giderilememiş de

olsa araştırmalar gösteriyor ki eski insanların ve maceracı

denizcilerin onunla karşılaşmış olmaları pek de

imkansız görünmüyor.

KARADENİZ VAPURU

Genç cumhuriyetin vizyon ve kültürünün bir simgesi

olmuş Karadeniz Vapuru dünyada bir ilk, Türk denizciliğindeyse

parlak bir iftihar nişanesidir. Her ne kadar

1954’te Cenova tersanelerinde sökülerek denizlere hazin

bir şekilde veda ederken Türk denizcilik tarihinde

de yavaş yavaş kaybolmuş olsa da Karadeniz Vapuru

büyük önder Atatürk’ün çokça emeği ve desteğiyle dönemini

aşkın bir amacın gerçekleşmiş bir projesiydi.

Seyyar ticaret sergisi olarak karşılaştığı tüm zorluklara

rağmen 86 günde 12 şehirde 16 liman ziyaret etti ve

yeni Türkiye’nin Batı camiasında tanıtımını başarıyla

gerçekleştirdi. Gemide yalnızca Türkiye’nin sahip olduğu

ticari ve kültürel ürünler değil, modern Türk kadını

ve Türkiye’nin aydın insanları, usta sanatçıları birbir

takdim edidi. Şair Kemalettin Kamu, İstiklal Marşı’nın

bestecisi Zeki Üngör, ilk Türk kadın gazetecilerden

Bedia Arseven, ilk Türk kadın milletvekillerinden

Mebrure Gönenç gibi birçok

önemli isim Türkiye’nin kültür elçileri

olarak gemide hazır bulunuyordu.

tılsımlara kadar pek çok anlam atfedilerek taşınmıştır.

Denizciler arasındaki yaygınlaşmasıysa 18. yüzyılın

sonlarına dayanır. Denizciler, kendileri için önemli anlamlar

taşıyan nesneleri yanlarında taşırdı. Dövme yaptırmak

da pek tabii olarak bunu epeyce kolaylaştırmış

oldu. Örneğin; geride bırakılan sevgiliyi onurlandırmak

adına gül, kaybedilen yol arkadaşlarının anısına kırlangıca

saplı hançer, boğulmaktan korunmak için ayak bileklerine

horoz ve domuz, eve sağ salim dönebilmek

için pusula gülü, Ekvator’un geçildiğini göstermek için

üç dişli yabasıyla birlikte Poseidon dövmeleri yapılırdı.

PİRİ REİS HARİTASI

İşte üzerine çokça tartışılan Piri Reis’in ünlü haritası

hakkında sıradışı hikayelerden biri daha!.. Usta coğrafyacı,

büyük denizci Piri Reis çizdiği ilk dünya haritasını

1517’de Mısır Seferi dönüşünde Yavuz Sultan

Selim’e takdim eder. Rivayete göre Sultan Selim haritayı

inceledikten sonra ikiye bölmüş. Batı tarafını atmış

ve doğu tarafını göstererek “Biz burayı elimizde tutacağız.”

demiştir. İlginç olan o ki yıllar sonra Topkapı

Sarayı’nda haritanın kayıp olduğu söylenen batı tarafı

bulunmuşken doğu tarafına henüz ulaşılamamıştır.

DENİZCİ

DÖVMELERİ

İnsanlık tarihinde uzun bir geçmişe sahip

olan dövmeler; zaman içerisinde kötücül

damgalardan şans getirici işaretlere,

inanç ve umut sembollerinden koruyucu

45


KÜLTÜR SANAT KÖŞESİ

DENARK CAPELLA / GÜZ 2023

VEDA

Hazırlayan: Esra KARAMAN

Nedendir bilmem, hiç gün doğmaz

Sararmış duvarların üzerine çöktüğü

Bu garip kamaraya.

Etil kokusu, kader yazısı gibi sinmiş alnıma

Boğazımı yakarken,

Gözlerimi örter yaramaz bir cam parçası

Kayıp düşerken ellerimden...

Ve içimde bir yerlerde,

Bilmediğim bir iskelede,

Yine bilmediğim bir gecede

Bir sızı geçiyor şimdi.

Öksüz çığlıkları kulaklarıma çarparken

Sus, diyorum ona, zamanı değil...

Hep çocuk kalmış bir özlem;

Etrafı sirenlerin çığlıklarıyla

Sarılmış kalbimden fırlayacak,

Sana koşacak diye

Korkuyorum...

Farz ediyorum ki ferini yitirmiş elim,

İstemsizce yanağıma gidiyor sonra.

Dokunuyorum, henüz soğumamış

Ilık bir temas:

Küskün bir veda busesi

Dudakların hala tenimdeymiş gibi...

Tanrı’nın bu fena kuluna son lütfu belki de

Karalarla örtünmüş melek

Kamaranın kapısına dayanmadan önce.

46


KALP AĞRISI

Her gidişini uğurladığım, her dönüşümü

beklediğin rıhtıma

Yabancı ve solgun bir gölge gibi gündüz

vakti kaçarcasına

Bu kez son gelişim, bir veda niyeti virane

olmuş bahtıma

Gitmek boynumuza kaldı, sonsuza yelken

açarcasına...

Buz kesmiş iskelede oturuyorum

ayaklarım boşlukta sallanırken

Bir çığlık yüzüme vurdu rüzgarla gelen,

denizin öfkesiydi belki

Üşüyorum, yanı başımda yalnızlık

kollarını sarmışken

Deniz bekliyor beni, sensiz demir almam

gerek oysaki...

Gözyaşlarımı denize akıtıyorum sağanak

yağmur eşliğinde

Sen uzaktaki ülkeye ayak basmadan önce

Sana yetişir de duyarsın umuduyla

deliliğin eşiğinde

Arkana dönersen ara sıra diye bir şiir

sakladım sessizce...

Biz denizciler böyleyiz iste, Tanrı’nın

özlemle lânetlediği yitikleri!..

Dönüşü olmayan gidişlere mahkumuz

hepimiz de

Deniz bir kere kalbe girdi mi koşulsuz

teslimiyet ister

Biliyorum, ilk sözlerimizi denize

vermiştik ikimiz de

Yalnız ona ait olmalı yara bere içinde

çarpan bu kalpler

Limanda bağlanmış gemiyle gideceğim

kendimi kaybetmeye

Denizde kaybolmak gerek her zerreyle,

kalp ağrısından arınırcasına.

Benden sana kimsesiz ölü bir denizcinin

selamı kalacak şimdi

Benim sana ilk ve son vedam olsun,

arkama bakmaya korkarcasına

Yıllar önce çalmıştı ezgisi bir batıktan,

denize yazılmış bir şiirdi

Sırlara karıştı şimdi, dönmek vakti gelince

kalp ağrısını terk etmeye...

47


KİTAP TANITIM

DENARK CAPELLA / GÜZ 2023

KİTAP

TANITIMLARI

Hazırlayan: Esra KARAMAN

Kon Tiki

Buz

Norveçli antropolog Thor Heyerdahl’ın

beş arkadaşı ile Polinezya

adalarında yaşayan yerlilerin köken

olarak Güney Amerika’dan

geldiğini ispatlamak için Pasifik

Okyanusu’nda çıktığı yolculuğu

anlattığı günceleridir. Tıpkı Polinezya

yetkileri gibi balsa kütüklerden

yapılmış ve yazarın adını

güneşin çocukları anlamına gelen

Kon Tiki koyduğu bir sal ile yüz

bir gün boyunca süren destansı bir

macera...

Dünyanın dört yanındaki denizleri

yelkenlisiyle defalarca

dolaşmış ve Batı denizcilik

camiasında tanınır hale gelmiş

Tristan Jones teknesi Creswell

ile çıktığı sürprizlerle dolu efsanevi

bir Grönland yolculuğunu

eserinde adeta okuyucu için

sahneliyor. İki yılı aşkın bir sürede

tamamladığı seyirde köpeği

Nelson ile birlikte buzulların

üzerine gemi çıkardığı, kutup

ayılarının saldırısıyla karşılaştığı, ölümcül yaralanmalar yaşadığı

doğaya karşı yürekleri ağza getiren amansız mücadelelere

girişiyor.

Deniz Kurdu

İki zıt ana karakterin etrafında

örülmüş bu deniz serüveninde rahat

bir şehir hayatından gelmekte

olan kitap eleştirmeni Humphrey

van Weyden ve vahşi bir deniz yaşamında

türlü güçlüklerle başa çıkmış

Kaptan Kurt Larsen ile temsil

edilen denizin zorlu yaşamının

deniz dışı yaşamla çatışması gözler

önüne serilmiş. Hayalet isimli

gemide van Weyden, Kaptan Larsen

tarafından köle olarak çalıştırılmaya başlıyor önce. Uzun

ve zorlu bir sürecin ardından ise van Weyden geminin ikinci

kaptanı olmayı başarmış bir denizidir artık.

Son Süngerci

Denizden doğma gerçek bir deniz

adamı Aksona Mehmet... Dişiyle

tırnağıyla, yüreğiyle emeğini ve

alın terini denize ve süngerciliğe,

denizin tüm güzelliğini, doğasını

ve kanunlarını da ruhuna ince ince

işlemiş bir gönül insanı, öğretmen,

emekçi, deniz ve turizm duayeni...

Teknesine koyduğu Aksona ismiyle

anılan Mehmet Baş erken yaşlarda

duyduğu deniz ezgisinin peşinden giderken o ilk andan

beri tuttuğu notları, günceleri, anıları ve fotoğrafları bir araya

getirdi ve kendisinde topladığı kültürel birikimini geleceğe

bir miras olarak

ölümsüzleştirdi.

48


Deniz Küstü

Üstat Yaşar Kemal, Türk edebiyatında

toplumun gölgede bırakılmış

emekçi-taşra insanını tüm gerçekliğiyle

gözler önüne serdiği ince

çizgisiyle bu eserinde insanlarda

başlayan yozlaşmanın bir şehre ve

deniz yaşamına nasıl sirayet ettiğini

sade ve doğal bir dille anlatıyor.

Bir yunusla arkadaşlık eden balıkçı

Selim, Marmara denizinde yunusların avlanmasına engel

olmaya çalışmaktadır. Ancak balıkçının çabaları boşa çıkar.

Yunusların ölümü Selim’in korktuğu gibi denizin doyumsuz

insanlara küsmesine delalet eder. Öte yandan Zeynel karakteri

şişirilmiş bir kahraman kabadayı duruşu sergilerken Selim

ile çatışmaya sürüklenir.

Yaşlı Adam ve Deniz

Deniz edebiyatında başyapıtlardan

biridir şüphesiz Yaşlı Adam ve Deniz...

Yazar, denizdeki kara talihiyle

adı çıkmış ihtiyar bir denizcinin

yaşama sıkı sıkıya bağlı olan bir

kılıçbalığıyla amansız mücadelesinin

üzerine kurduğu bu romanında

balıkçı ve kılıçbalığı ile sembolize

ettiği başarıya yürüyen idealist duruşun

ve ulaşılmaz görünen hedeflerin

inatçılığını birbirine yaklaştırarak mukayese etmekle

kalmamış, balıkçının balığa duyduğu saygı ile azmi ve cesareti

yüceltmiş. Yazarın sade ve benzersiz üslubuyla taçlandırdığı

romanı Nobel ve Pulitzer ödülleri ile dünya edebiyatında

ölümsüz bir başarıya ulaşmıştır.

Kayıp Rota

Avukat Özgen Biçgin’in bir üçleme

olarak tasarladığı dizisinin ilk

kitabı Kayıp Rota’da Karadeniz’de

seyreden bir kuru yük gemisinin

astrofiziksel küresel çaplı bir felaket

sonrasında karşılaştığı gizemli

olayları konu alır. Bilimkurgu ve

gerilimseverleri etkileyecek kitap

kıyamet sonrası bir hikâyeyi deniz

ve denizcilerin yaşamına taşıyarak

bir felaketi denizden portreliyor.

Tiamat

Ülkemizde postmodernizmin usta

kalemi Ihsan Oktay Anar mitolojiden

ve tarihten esrarları gizlediği

bu romanında ince bir kalem işçiliğiyle

inşaa ettiği bir sualtı dünyasında

1915’te telsiz kod adını

Babil okyanus tanrıçası Tiamat’tan

alan Tahtelbahir isimli bir Osmanlı

denizaltısının mürettebatının Port

Said yakınlarında terk edilmiş bir

şilepten elde ettiği ganimetlerde

rastladığı gizemli bir sandığın yarattığı doğaüstü olaylarla

mücadelesini anlatır.

49


BULMACA

ALLAH RAHMET EYLESİN

DEPREMDE VEFAT EDEN DENİZCİLER

Batuhan MEŞE, Batuhan YÜCE, Burak Dinç DAĞTEKİN

(İTÜ)

Mahmut Abidin YAMAÇ

(Ordu Üniversitesi)

Alparslan ÜNAL

(Girne Üniversitesi)

Ömer GÜRSOY

(Mersin Üniversitesi)

İbrahim ÖZKAN, İsmail KORKMAZ ve eşi Şaziye KORKMAZ

ve doğmamış yavruları

(Dokuz Eylül Üniversitesi)

Abdullah Akın AKINCILAR

(İstanbul Üniversitesi)

Doğukan Alper AZKARA, Hamis Mertcan GÜLER,

(Yıldız Teknik Üniversitesi)

Hayrullah GÜNDÜZ, Semanur BAYSAL, Aycan ÇELİKOĞLU,

Nasser Isman AHMED

(İskenderun Teknik Üniversitesi)

Erdem GÜMÜŞ

(Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi)


BULMACA DENARK CAPELLA / GÜZ 2023

SAĞDAN SOLA

4. Yelkenleri toplamak.

6. Gemilerde borda kaplamalarının en üstü, güverteden yukarıda kalan

bölümler.

9. Kayıkta, dümeni sağa ya da sola çevirebilmek için dümenin baş

tarafına takılan ağaç ya da metal kol.

14. Gemilerde yolcu ve gemicilerin kaldıkları oda.

15. (Gemi) Devrilecek derecede yan yatma ya da yan yatarak devrilme.

16. Bir su taşıtının burun kısmı, baş kısım.

17. Dalgaların ya da rüzgârın etkisiyle geminin bir sancağa, bir iskeleye

doğru yatıp kalkması.

19. Geceleri denizde, balıkların ya da sandal küreklerinin kımıldanışıyla

su içinde oluşan ışıltı.

20. Yelkenli teknelerin altında bulunan, temelde denge sağlamaya

yarayan ağırlıktır.

YUKARIDAN AŞAĞIYA

1. Gemilerin iç kısımlarını aydınlatmak için bordalara ve güvertelere

açılmış olan yuvarlak deliklerdir, gemi penceresi.

2. Bir liman veya koy içindeki kalabalık tekne gurubu, karışık olarak

demirlemiş olan tekneler topluluğu.

3. Borda iskelelerinin altında ve üstünde durulacak yer.

5. Gemilerde türlü işler için kullanılan, genellikle de çapa bedeninin

tepesine açılmış yuvarlak deliğe takılan özel biçimde demir halka.

7. Deniz taşıtlarının iskele, rıhtım gibi yerlere yanaşmaları sırasında

olabilecek çarpmaları önleyen, halat, lastik, ağaç, plastik gibi esnek

bir gereçten yapılmış, sabit ya da taşınabilir yastık.

8. Gemiyi iskeleye, rıhtıma ya da şamandıraya bağlamaya yarayan

kalın ip.

10. Halat volta etmek için ağaç veya metalden yapılmış silindirik

biçimde güverte veya rıhtıma bağlanmış bir eleman.

11. Gemilerde, aşağı katlardaki kamaraları, ambarları, makine dairelerini

havalandırabilmek için güverteye açılmış olan baca.

12. Birden fazla direkli gemilerdeki en yüksek direk.

13. Zincir ya da ipin bağlanma olan yerlerine konulan, birinin dönmesi

durumunda ötekinin dönmesini önlemek için uç uca getirilerek

serbest bir eksenle bağlanmış çift halka.

18. Deniz taşıtlarının sağ tarafını ifade etmek için kullanılan bir terim.

51


Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!