01.02.2024 Views

IT Network Ocak 2024

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

<strong>IT</strong><br />

B<br />

n e tw o r k<br />

İ L G İ T E K N O L O J İ L E R İ D E R G İ S İ<br />

05 <strong>Ocak</strong> •25 <strong>Ocak</strong> <strong>2024</strong> • KDV Dahil 70 TL www.itnetwork.com.tr<br />

KPMG Türkiye CBDC’lerin Finans<br />

Ekosistemindeki paydaşlara etkisini<br />

analiz etti<br />

Her 4 şirketten biri işe alım sürecinde<br />

yapay zekayı kullanıyor<br />

<strong>2024</strong> yılının ilk çeyreğine dair<br />

istihdam beklentileri geriledi


<strong>2024</strong>’te Teknolojin Yolculuğu Hızlanacak<br />

Eğrisiyle doğrusuyla, hatasıyla sevabıyla geride bıraktığımız 2023 yılı içerisine birçok yaşanmışlığı sığdırdık. Bazen yaşanılan elim<br />

olaylar dolayısıyla ülke olarak hüzne gark olurken; bazen de ülke olarak gurur duyacağımız gelişmelerle sevindik. Ne yaşamış olursak<br />

olalım her zaman teknolojiyi, gerekliliklerini ve yeni yaşanması gereken teknolojik gelişmeleri konuştuk. <strong>2024</strong> yılı tüm dünyada<br />

beklenen teknolojik gelişmelerle beraber ülke olarak daha da ilerilere gideceğimiz yeniliklere şahit olacağımızı düşünüyoruz.<br />

Dergimiz ve itnetwork.com.tr adresimiz ile tüm gelişmeleri siz değerli okuyucularımıza ulaştırmaya devam edeceğiz. Gelelim bu<br />

sayımızın içeriğinde hazırladığımız teknolojik gelişmelerden birkaç paylaşıma.<br />

ASPA Konferansı Teknopark İstanbul’un ev sahipliğinde yapıldı<br />

Asya merkezli teknoparkların ve teknoloji şirketlerinin bir araya geldiği 26. Asya Bilim Parkları Birliği (ASPA) Konferansı, Teknopark<br />

İstanbul’da gerçekleştirildi. Bu yıl ‘Asya Bilim ve Teknoloji Parklarını İpek Yolu Modelinde Birleştirmek’ temasıyla gerçekleştirilen<br />

konferansta konuşan Teknopark İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Metin Yerebakan, “Türkiye’nin Derin teknoloji merkezi<br />

Teknopark İstanbul, teknoloji dünyası açısından doğu ile batıyı birleştiren bir köprü konumunda bulunuyor. Teknoloji dünyasına<br />

liderlik eden bizler için İpek Yolu modeli, geçmişin mirasını geleceğin teknolojisiyle birleştirme yeteneğiyle birlikte daha iyi bir dünya<br />

inşa etme yolculuğunda hepimize ilham kaynağı olacak.” dedi. Detayları haberimizin içeriğinde bulabilirsiniz.<br />

Tüketiciler sürdürülebilir ürünlere yüzde 12 fazla ödemeye hazır<br />

Bain & Company’nin yeni Küresel Sürdürülebilirlik Raporu işletmelerin yüzde 60’ından fazlasının sürdürülebilirlik hedeflerine<br />

ulaşma yolunda ilerlemediğini ortaya koyuyor. Giderek daha bilinçli hale gelen tüketici ve çalışan kitlesi bu konuda şirketlere<br />

yardımcı olabilir. Tüketiciler, ekstrem hava koşulları nedeniyle çevresel kaygılarının arttığını söylüyor. Sürdürülebilirliğin yerel iş<br />

ekosistemi için hiç olmadığı kadar stratejik hale geldiği bu büyük maratona Türkiye de katılıyor. Raporun detaylarını içeriden takip<br />

edebilirsiniz.<br />

İBB verilerine afet önlemi!<br />

İBB, şehir verilerini afet durumlarına karşı koruma altına almak için Felaket Kurtarma Merkezi(FKM) projesini hayata geçiriyor.<br />

Proje ile veriler Ankara da düzenli olarak yedeklenecek. İstanbul ve bölgesini kapsayan olası büyük deprem, sel ve yangın gibi büyük<br />

afet durumlarında kritik kamu düzenine ait faaliyetler kesintisiz sürecek…<br />

Kriptoda düzenleme çalışmaları hızlandı<br />

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in Türkiye’nin Mali Eylem Görev Gücü (FATF) gri listesinden çıkması için kripto yasasına<br />

yönelik çalışmaların hızlandığına yönelik ifadeleri, kripto yasasının yıl sonundan önce TBMM’ye sunulacağına dair beklentileri<br />

artırdı. Küresel oyuncular, kripto düzenlemesinden umutlu…<br />

*****<br />

<strong>Ocak</strong> sayımız ile yeni yıla merhaba dediğimizi dergimizin içeriği yukarıda örneklendirdiğimiz gibi teknoloji ve sürdürülebilir<br />

hayata yönelik birçok gelişmeyi içeren haberlerle dolu. Sektör market sayfalarımızda bulacağınız sektörün önemli oyuncularının<br />

sundukları teknolojik gelişmelerin detaylarının yanı sıra sektör paydaşlarıyla gerçekleştirdiğimiz söyleşi ve araştırma sayfalarımız<br />

da ilginizi çekecek.<br />

Hem dünya da hem de ülkemizde gerçekleştirilen yenilikçi teknolojilerdeki son gelişmeleri, sürdürülebilir bir yaşam için teknolojinin<br />

sektörlere katkılarını kapsayan araştırma haberlerini ve geleceğe yönelik öngörülen teknolojilerin detaylarının olduğu içeriklerimizle<br />

yeniden görüşmek üzere…<br />

Hoşça kalın…<br />

Ahmet Mızrak<br />

ahmet.mizrak@img.com.tr


Dreame<br />

Technology,<br />

yeni nesil<br />

ürünleriyle<br />

Türkiye’de<br />

4<br />

7<br />

Türkiye Copilot<br />

M365 ile uçmaya<br />

başladı<br />

15<br />

Son Bitcoin<br />

2140’ta<br />

üretilecek!


01-25 Ekim 2023<br />

<strong>IT</strong><br />

BİL<br />

network<br />

Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK<br />

İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. ADINA<br />

İMTİYAZ SAHİBİ<br />

H. FERRUH IŞIK<br />

30<br />

Teknoloji ve<br />

İnovasyon<br />

Dünyası<br />

Bakü’de<br />

buluştu!<br />

20<br />

Red Hat<br />

Summit<br />

Connect<br />

Istanbul<br />

yoğun katılımla<br />

gerçekleşti<br />

39<br />

“Gönül Bağı”<br />

ilk mezunlarını<br />

verdi!<br />

GENEL MÜDÜR<br />

(Sorumlu)<br />

MEHMET SÖZTUTAN<br />

mehmet.soztutan@img.com.tr<br />

GENEL YAYIN KOORDİNATÖRÜ<br />

SIDIKA AKYOL KAYIR<br />

sidika.kayir@aplusmedya.com<br />

GE NEL YA YIN MÜ DÜ RÜ<br />

AHMET MIZRAK<br />

ahmet.mizrak@img.com.tr<br />

DIŞ İLİŞKİLER MÜDÜRÜ<br />

YUSUF OKÇU<br />

yusuf.okcu@img.com.tr<br />

HABER MERKEZİ<br />

ENES KARADAYI<br />

enes.karadayi@img.com.tr<br />

KAT KI DA BU LU NAN LAR<br />

Doç. Dr. M.ALİ ÖZ BU DUN<br />

ozbudun@gmail.com<br />

ÖMER KARDAŞ<br />

omer.kardas@ihlas.com.tr<br />

ALİ İLKER YÜCEER<br />

ali@mak ro bil.com.tr<br />

TEKNİK MÜDÜR<br />

TAYFUN AYDIN<br />

Tayfun.aydin@img.com.tr<br />

GRAFİK TASARIM<br />

HAKAN SÖZTUTAN<br />

hakan.soztutan@img.com.tr<br />

FİNANS MÜDÜRÜ<br />

Cuma KARAMAN<br />

cuma.karaman@img.com.tr<br />

MUHASEBE MÜDÜRÜ<br />

Yusuf DEMİRKAZIK<br />

yusuf.demirkazik@img.com.tr<br />

A BO NE VE DAĞI TIM<br />

İSMAİL ÖZÇELİK<br />

ismail.ozcelik@img.com.tr<br />

Reklam Rezervasyon<br />

A PLUS MEDYA<br />

NISH ISTANBUL RESIDENCE<br />

Çobançeşme Mah. Sanayi Cad.<br />

No: 44/B - D: 167 Yenibosna/<br />

Bahçelievler - İstanbul<br />

Reklam İletişim<br />

reklam@aplusmedya.com<br />

Tel : 0212 216 99 13<br />

Gsm : 0552 805 34 35<br />

İdare Merkezi:<br />

Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza<br />

No:11 34190 Yenibosna–Bahçelievler / İSTANBUL<br />

Tel: 0212 454 22 22<br />

Renk Ayrımı:<br />

Türkiye Gazetesi Renk Ayrımı Servisi<br />

CTP - BASKI : İHLAS GAZETECİLİK A.Ş.<br />

Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza<br />

No:11 A/41 Yenibosna–Bahçelievler / İSTANBUL<br />

Tel: 0212 454 30 00


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Dreame Technology,<br />

yeni nesil ürünleriyle Türkiye’de<br />

Dünyanın en yenilikçi tüketici elektroniği şirketlerinden<br />

Dreame Technology, ev ve saç temizliğine yönelik<br />

yüksek teknolojili ürünlerini Türkiye pazarında da satışa<br />

sunmaya başladı…<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

4<br />

Tüketici elektroniği devi Dreame Technology,<br />

yenilikçi çözümler sunan<br />

ürünlerini Türkiye pazarı için duyurdu.<br />

Duyurulan ürünler arasında şirketin bugüne<br />

kadarki en gelişmiş hepsi bir arada<br />

temizlik robotu DreameBot L20 Ultra,<br />

yeni nesil süpürge modelleri Dreame R20<br />

ve Dreame H12 Dual’in yanı sıra Dreame<br />

Hair Glory adlı saç kurutma makinesi ve<br />

robot köpek DreameDog gibi heyecan verici<br />

ürünler de yer aldı.<br />

Konuyla ilgili olarak açıklamada bulunan<br />

Dreame Türkiye Ülke Müdürü Engin<br />

Cesurer, “Tüketici elektroniğini alanında<br />

dünyadaki önemli markalardan biri<br />

olarak ürünlerimizi Türkiye’deki kullanıcılarımızla<br />

buluşturacağımız için çok<br />

mutluyuz. Dreame Technology olarak<br />

kullanıcılarımızın yaşamlarını kolaylaştırmak,<br />

yüksek teknoloji ile hayatlarına<br />

değer katmak en önemli önceliğimiz. Piyasaya<br />

sunacağımız ürünlerimizin kısa<br />

vadede Türkiye’de çok sevileceğine inanıyoruz.”<br />

dedi.<br />

Yaşam kalitesini yükseltme vizyonuyla<br />

bugüne kadar 150’den fazla patente<br />

imza atan Dreame Technology’nin ülkemizde<br />

satışa sunduğu ürünler ve dikkat<br />

çeken özellikleri şu şekilde:<br />

Hem evi hem kendini<br />

temizleyen süpürge:<br />

DreameBot L20 Ultra<br />

Dreame Technology’nin gelişmiş hepsi-bir-arada<br />

temizlik robotu DreameBot<br />

L20 Ultra, ev temizliğini yepyeni bir boyuta<br />

taşıyor. Kullanıcıya ihtiyaç duymadan<br />

kendi başına tam 75 gün boyunca<br />

temizlik yapabilen DreameBot L20 Ultra,<br />

toz haznesini otomatik olarak boşaltıyor,<br />

paspaslarını temizleyip kurutuyor,<br />

su ve solüsyonları bağımsız olarak dolduruyor.<br />

DreameBot L20 Ultra sektördeki ilk yapay<br />

zekâ tabanlı MopExtend teknolojisiyle<br />

paspaslarını otomatik olarak<br />

hareket ettirerek ulaşılması zor köşe ve<br />

pervazları derinlemesine temizliyor. İki<br />

adet yüksek hızlı döner paspası kontrol<br />

eden DuoScrub Sistemi, inatçı kir ve sıvıları<br />

basınç altında fırçalayarak eve yayılmalarını<br />

engelliyor.<br />

150 dakikalık ultra uzun pil ömrüne<br />

sahip DreameBot L20 Ultra, Vormax<br />

Emiş Sistemi’yle saç, toz ve kirler için<br />

7.000Pa’lık sıra dışı bir vakumlama gücü<br />

sunuyor. 3D Yapılandırılmış Işıklı Engellerden<br />

Kaçınma Sistemi’ne sahip DreameBot<br />

L20 Ultra sayesinde ev sakinlerine<br />

zahmetsizce yapılan temizliğin<br />

keyfini çıkarmak kalıyor<br />

Dreame R20 ile çok yönlü<br />

kablosuz temizlik<br />

Yüksek teknolojisi ve pratikliğiyle temizlik<br />

stresini azaltan Dreame R20 Kablosuz<br />

Süpürge, ev temizliğini adeta bir<br />

eğlenceye dönüştürüyor. Zemin türünü<br />

algılayarak uygun temizlik moduna geçen<br />

Dreame R20, mavi ışıklı LED Optik<br />

teknolojisiyle loş bölgelerdeki kirlerin<br />

fark edilmesini kolaylaştırıyor. Sıra dışı<br />

emiş gücü, yüksek hızlı fırçasız motoru,<br />

yüzde 99,9’luk toz filtreleme oranı ve<br />

özel aparatlarıyla Dreame R20 kumaş<br />

kaplı mobilyalar ve ulaşılması zor bölgelerdeki<br />

tüy ve kırıntıları kusursuzca<br />

temizleyerek herkes için hijyenik yaşam<br />

alanları vadediyor.<br />

Temizlik sihirbazı Dreame H12<br />

Dual<br />

Yetenekli Dreame H12 Dual hem yer yıkaması<br />

yapabilen hem de halı ve mobilya<br />

yüzeylerini süpürebilen kapsamlı bir<br />

3’ü 1 arada temizlik sihirbazı. Dreame<br />

H12 Dual kısa süre içinde kablosuz dikey<br />

süpürge ya da el süpürgesine dönüşerek<br />

ıslak ve kuru zeminlerin etkili şekilde<br />

temizlenmesini sağlıyor. Fırçalarını otomatik<br />

olarak hareket ettirerek köşe ve<br />

kenarlarda uçtan uca temizlik sağlayan<br />

Dreame H12 Dual, temizlik sonrasında<br />

fırça ile toz haznesini su ve deterjanla<br />

yıkayıp kurutarak ev sakinlerinin işini<br />

kolaylaştırıyor.<br />

Dreame Hair Glory ile zafer<br />

kazanan saçlar<br />

Dreame Technology’nin yeni nesil saç<br />

kurutma makinesi Hair Glory, kelimenin<br />

tam anlamıyla “çok havalı”. Göz alıcı<br />

tasarımıyla dikkat çeken Dreame Hair<br />

Glory, yüksek hava akışı sağlayan motoruyla<br />

ıslak saçların kolayca ayrışmasını<br />

ve yalnızca iki dakika gibi kısa bir sürede<br />

kurutulmasını sağlıyor. LED göstergeleri,<br />

dört farklı sıcaklık ve iki hız ayarı<br />

bulanan Dreame Hair Glory, negatif iyon<br />

teknolojisiyle elektriklenmeyi bir önceki<br />

modele göre 30 kata kadar azaltarak<br />

saçlara parlak ve sağlıklı bir görünüm<br />

kazandırıyor.<br />

Akıllı robot köpek:<br />

DreameDog<br />

Dreame Technology’nin lansmanda<br />

sergilediği bir diğer ürün ise sektörün<br />

baş-vücut koordinasyonuna sahip ilk<br />

dört ayaklı biyonik robotu olan akıllı<br />

robot köpek DreameDog. Sahibinin ihtiyaçlarını<br />

anlayıp sesli iletişim kurabilen,<br />

dokunuşlara tepki verebilen, insan hareketlerini<br />

taklit edip oyun oynayabilen bu<br />

akıllı robot köpek, bulunduğu ortamın<br />

haritasını çıkarıp devriye gezebiliyor.<br />

Geliştirmeye açık yapısıyla ihtiyaca göre<br />

özelleştirmeye imkân sağlayan Dreame-<br />

Dog’un <strong>2024</strong> ilkbaharında satışa sunulması<br />

planlanıyor.<br />

Lansmana özel Dreame<br />

R20’de yüzde 11 indirim<br />

Dreame Technology, gösterilen yoğun<br />

ilgi ve hareketlenen alışveriş sezonu<br />

nedeniyle özel bir indirim kampanyası<br />

da düzenliyor. Dreame R20 Kablosuz<br />

Süpürge, lansmana özel yüzde 11 indirim<br />

fırsatıyla kasım ayı boyunca 12.990<br />

TL’den satışa sunulacak.<br />

Öte yandan DreameBot L20 Ultra 44.999<br />

TL, Dreame H12 Dual 16.199 TL ve Dreame<br />

Hair Glory ise 4.099 TL’den raflardaki<br />

yerini alacak.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Türk Telekom’dan “İletişimle Sürdürülebilir<br />

Dönüşüm” temalı sürdürülebilirlik raporu<br />

Sürdürülebilir bir gelecek için teknoloji<br />

alanındaki birikimini hayatın tüm alanlarına<br />

yansıtan Türk Telekom, kaynakları<br />

verimli ve özenli kullanarak Türkiye’ye<br />

‘Değer’ katmaya devam ediyor.<br />

Sürdürülebilirlik ilkelerini iş stratejilerinin<br />

merkezine yerleştiren, iklim riski yönetimine<br />

katkıda bulunmak amacıyla çalışmalarını<br />

yürüten ve Birleşmiş Milletler<br />

Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin (UNGC) 10<br />

temel evrensel ilkesine uygun davranacağına<br />

dair taahhüt veren Türk Telekom,<br />

2022 yılına ait Sürdürülebilirlik Raporu’nu<br />

“İletişimle Sürdürülebilir Dönüşüm” temasıyla<br />

yayımladı.<br />

Güneş Enerjisi Santralleri (GES), Elektrikli<br />

Araç Şarj Ağı hizmetlerinin yanında; yapay<br />

zekâ ve IoT teknolojileriyle akıllı şehircilik,<br />

elektrik ve sulamada da çözümler sunan<br />

Türk Telekom, akaryakıt tüketimi ve karbondioksit<br />

salımının azalmasını sağlıyor.<br />

Teknolojiyi iyiliğe ve faydaya dönüştürme vizyonuyla<br />

faaliyetlerini sürdüren Türk Telekom, “İletişimle<br />

Sürdürülebilir Dönüşüm” başlığıyla 2022 Sürdürülebilirlik<br />

Raporu’nu yayımladı. Türk Telekom Finans Genel Müdür<br />

Yardımcısı Kaan Aktan, “Yükselen sürdürülebilirlik<br />

performansımızla uluslararası endekslerde yer alıyoruz.<br />

Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakma<br />

hedefiyle iklim riski yönetimine katkı sağlayan proje ve<br />

çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi…<br />

“GES yatırımlarımızı<br />

hızlandırıyoruz”<br />

Raporla ilgili değerlendirmelerde bulunan<br />

Türk Telekom Finans Genel Müdür Yardımcısı<br />

Kaan Aktan, “Türk Telekom olarak<br />

çevresel sürdürülebilirlik konusunda da<br />

öncü adımlar atıyor, gelecek nesillere yaşanabilir,<br />

daha yeşil bir dünya bırakma hedefiyle<br />

iklim riski yönetimine katkı sağlayan<br />

proje ve çalışmalarımızı sürdürüyoruz.<br />

Yükselen sürdürülebilirlik performansımızla<br />

Türkiye’nin yanı sıra uluslararası endekslerde<br />

de yer alıyoruz. Sürdürülebilirlik<br />

stratejimizi uluslararası standartlarda<br />

ve başarılı bir şekilde uygulamamızın bir<br />

sonucu olarak Küresel e-Sürdürülebilirlik<br />

Girişimi GeSI’nin raporuna göre dünyada<br />

elektrik tüketimini azaltan sayılı operatörlerden<br />

biriyiz. 2023 için koyduğumuz<br />

güneş enerjisinden elde ettiğimiz üretim<br />

kapasitemizi yüzde 60 artırma hedefine<br />

2022 yılında ulaştık. Karbon ayak izimizi<br />

azaltmak ve iklim değişikliklerinin sebep<br />

olduğu riskleri yönetmek adına GES (Güneş<br />

Enerjisi Santrali) yatırımlarımızı hızlandırıyoruz.<br />

Öncelikli yatırımlarımız arasına aldığımız<br />

GES kurulumları kapsamında şirketimize<br />

tahsis edilen kapasiteyi 405,8 MWe’ye<br />

çıkardık. E4 Şarj-Elektrikli Araç Şarj Ağı<br />

projemiz ile elektrikli araç kullanıcılarına,<br />

her anlamda güvenli, çevreci ve jeneratörlerle<br />

beslenen kesintisiz şarj hizmeti sunmaya<br />

başladık.<br />

Tüm paydaşlarımızla sürdürülebilirlik temelli<br />

çalışmalar yapmak, bu doğrultuda<br />

yenilikçi ürünler geliştirmek ve paylaşmaya<br />

devam etmek öncelikli hedefimiz.<br />

Çevreye duyarlı, düşük karbon salımına<br />

sahip hizmet ve çözümlerle başta telekomünikasyon<br />

olmak üzere birçok sektöre<br />

ve ülkemizin 2053 Net Sıfır hedefine katkıda<br />

bulunuyoruz. Türk Telekom olarak<br />

yenilenebilir enerji kaynakları, elektrik ve<br />

enerji verimliliği, veri merkezleri, sürdürülebilir<br />

odaklı yatırımlar, akıllı çözümler<br />

gibi çok geniş bir perspektifte sürdürülebilirlik<br />

faaliyetlerimizi yürütmeye devam<br />

edeceğiz” diye konuştu.<br />

Çevre dostu amaçlarını geliştirmek doğrultusunda;<br />

orta ve uzun vadeli sürdürülebilirlik<br />

hedeflerini Bilim Temelli Hedefler<br />

Girişimi (SBTi) ile uyumlu hale getirmek<br />

üzere çalışan Türk Telekom; sürdürülebilirlik<br />

yaklaşımını günlük operasyonların<br />

yanı sıra tüm kurumsal stratejilerine entegre<br />

ediyor. Türk Telekom, oluşturduğu<br />

sürdürülebilirlik politikası ile bu doğrultudaki<br />

odak alanlarını da “Güvene Duyarlı<br />

İş Yapma Odağı, İnsana Değer Odağı,<br />

Topluma Katkı Odağı, İklim Değişikliği ve<br />

Çevre Odağı ve Müşteri Odağı” tanımlıyor.<br />

Sürdürülebilirlik stratejisini belirlemek, bu<br />

alandaki çalışmaları daha etkin bir şekilde<br />

yürütmek, sürdürülebilirlik yaklaşımının<br />

tüm iş süreçlerine entegrasyonunu sağlamak,<br />

hedeflere yönelik çalışmaları hayata<br />

geçirmek gibi süreçler için kurumun üst<br />

yönetiminin öncülüğündeki ve koordinasyonundaki<br />

Sürdürülebilirlik Komitesi’ni<br />

oluşturan Türk Telekom, yüksek teknoloji<br />

birikimini hayatın tüm alanlarında faydaya<br />

dönüştürme vizyonuyla faaliyetlerini<br />

sürdürüyor.<br />

5Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

eLogo ve Agra Fintech iş birliğiyle<br />

derin gömülü finans uygulaması<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

6<br />

eLogo ve Agra Fintech, yenilikçi derin gömülü finans<br />

uygulamasını geliştirmek için stratejik bir iş birliği<br />

hayata geçiriyor. İş birliğiyle işletmeler, verilerini<br />

paylaşmadan finansal sağlıklarını ölçebilecekleri ve<br />

özel bankacılık ürünlerine kolayca erişebilecekleri bir<br />

çözüme sahip olacak. Proje aynı zamanda veri güvenliği<br />

ve müşteri izni konularında tam şeffaflık sağlarken, ERP<br />

sistemlerden çıkmadan finansman ürünlerine erişimi de<br />

mümkün hale getirecek…<br />

eLogo ve Agra Fintech, alanında öncü<br />

ERP içi derin gömülü finans uygulamasını<br />

geliştirmek için iş birliğine imza attı.<br />

Bu inovatif iş birliğiyle işletmeler, verilerini<br />

finansal kurumlarla paylaşmadan<br />

finansal sağlıklarını ölçebilecek. Böylece<br />

gelecekte ihtiyaç duyabilecek kredi, mevduat<br />

ve avantajlı POS teklifleri gibi özel<br />

bankacılık ürünlerine kolayca erişilebilecek.<br />

İş birliği kapsamında geliştirilecek derin<br />

gömülü finans projesinin merkezinde,<br />

veri güvenliği ve müşteri izni gibi kritik<br />

unsurlar bulunuyor. Bu kapsamda işletmelere<br />

hangi verilerin işlendiği ve bu<br />

verilerin nereye aktarıldığı konularında<br />

tam bir şeffaflık sağlanacak.<br />

Son dönemdeki gelişmelerle birlikte gömülü<br />

finansın yeni bir fintech kavramı<br />

olarak ortaya çıktığını ifade eden eLogo<br />

Genel Müdürü Başak Kural, “İşletmelerin<br />

günlük iş süreçleri oldukça yoğun<br />

durumda. İş akışını uçtan uca ele aldığımızda<br />

süreçlere entegre olmayan finansal<br />

teknoloji çözümleri eklemek, beklenen<br />

değeri ve verimlilik artışını ortaya<br />

çıkarmıyor. eLogo olarak tasarladığımız<br />

fintech ürünlerinde, iş akışını detaylıca<br />

analiz ederek ihtiyacı tespit ediyor ve sürece<br />

bütünleşik bir şekilde çözümümüzü<br />

entegre ediyoruz. İş süreçlerinin temeli<br />

olan Logo ERP sistemlerinin içerisine<br />

fintech çözümlerimizi konumlandırıyoruz.<br />

Agra Fintech iş birliğiyle geliştirmeye<br />

başladığımız ERP içi derin gömülü<br />

finans uygulaması da bu yaklaşımımız<br />

için çok önemli bir örnek. Geliştireceğimiz<br />

derin gömülü finans uygulaması<br />

sektörde öncü bir uygulama olmakla beraber<br />

müşterilerimizin, ihtiyaç duyduğu<br />

anda Logo ERP sistemleri içerisinden kolaylıkla<br />

kredi gibi finansman tekliflerine<br />

erişime olanak sağlayacak” ifadelerini<br />

kullandı.<br />

eLogo Genel Müdürü<br />

Başak Kural<br />

Agra Fintech Kurucu Ortağı<br />

Muharrem Uğurelli<br />

Agra Fintech Kurucu Ortağı Muharrem<br />

Uğurelli ise, “Bu iş birliği, Agra Fintech<br />

ve eLogo’nun güçlü teknolojik altyapıları,<br />

deneyimli ekipleri ve uzman kadrolarının<br />

yenilikçi bakış açıları ve değer<br />

yaratmaya duydukları tutkunun bir sonucu.<br />

Agra Fintech olarak Türkiye’nin<br />

ERP sistemi içinde çalışan yenilikçi gömülü<br />

finans uygulamasını geliştirecek<br />

olmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Bu<br />

projenin temel hedefi, işletmelere finansal<br />

sağlıklarını ölçme ve ihtiyaçlarını<br />

önceden belirleme konusunda büyük<br />

bir avantaj sunmanın yanı sıra hassas<br />

finansal verilerin daha güvenli bir şekilde<br />

yönetilmesini sağlamak. İşletmeler,<br />

finansal performanslarını artırma ve<br />

daha bilinçli finansal kararlar alma konusunda<br />

önemli bir adım atmış olacaklar”<br />

dedi.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Türkiye Copilot M365 ile uçmaya başladı<br />

Microsoft’un yapay zeka temelli “Copilot for 365”<br />

uygulamalarının pazara sunulmasıyla birlikte, şirketler<br />

kokpite oturdu. 1 ayda 5 bine yakın kurumsal kullanıcıya<br />

ulaşan Copilot for 365 uygulamasının bu trend ile 6 ay<br />

sonunda Microsoft Ortadoğu, Doğu Avrupa ve Afrika<br />

bölgesindeki 107 ülke arasında en yüksek kullanım<br />

oranına Türkiye’de sahip olacağını belirten Microsoft<br />

Türkiye Genel Müdürü Levent Özbilgin “Türk şirketleri<br />

yapay zekada kokpite oturdu, yüksek teknolojide<br />

uçmaya başladı” dedi…<br />

Microsoft Türkiye tarafından Kolektif House’ta<br />

düzenlenen “Microsoft Copilot Teknolojileri<br />

ile Yapay Zekanın Yeni Çağı” başlıklı<br />

etkinlikte çok sayıda basın mensubu Microsoft<br />

Türkiye yöneticileriyle bir araya geldi.<br />

Yaptığı açılış konuşmasında yapay zekanın<br />

internetin icadından bu yana teknoloji dünyasındaki<br />

en büyük kırılım olduğunu vurgulayan<br />

Microsoft Türkiye Genel Müdürü<br />

Levent Özbilgin, Microsoft’un yapay zeka<br />

temelli teknolojilere yılda 27 milyar dolar<br />

Ar-Ge yatırımı yaptığını belirtti. Yapay<br />

zeka konusunda en önem verdikleri noktanın<br />

güven ve sorumluluk olduğuna dikkat<br />

çeken Özbilgin, şunları söyledi: “Öncelikle<br />

yapay zeka ve bulut arasındaki ilişkinin<br />

anlaşılması gerekiyor. Bulut dediğimiz aslında<br />

gezegen çapında çalışan bir süper<br />

bilgisayar. Dünyadaki en büyük bulut bilişim<br />

kapasitesine sahip şirket de Microsoft.<br />

Yapay zeka bugün yapabildiklerini bulut<br />

bilişimin ölçeği sayesinde yapabiliyor. LLM<br />

(Large Language Models) dediğimiz büyük<br />

dil modellerinin gerçek zamanda hesapladığı<br />

parametre sayısı trilyonları aşmış durumda.<br />

Bu kapasite sadece bulut üzerinde<br />

mevcut olduğu için, bulutsuz bir yapay zeka<br />

yetkinliği düşünmemiz mümkün değil. Bir<br />

de işin sorumluluk boyutu var ki bunu çok<br />

ciddiye alıyoruz. Yapay zekanın işlediği<br />

veriyle ne yaptığımızı açıklamak, şeffaf bir<br />

anlayışla hesap vermek zorundayız. Microsoft<br />

bünyesinde 350 kişilik bir ekip sadece<br />

responsible AI dediğimiz sorumlu yapay<br />

zeka & etik yapay zeka üzerine çalışıyor. Ne<br />

mutlu bize ki bu ekibin başında da bir Türk<br />

olan Ece Kamar var. Yapay zekanın regülasyonu,<br />

geliştirilme ilkeleri ve çıktıların filtrelenmesi<br />

gibi konular üzerinde hassasiyetle<br />

çalışıyorlar”.<br />

“Copilot ile Yeni Bir Gelecek” başlıklı bir<br />

sunum yapan Microsoft Türkiye Müşteri<br />

Deneyiminden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı<br />

Cavit Yantaç ise hem yapay zekayı<br />

bugünkü potansiyeline taşıyan süreçlerden<br />

hem de Microsoft ile OpenAI’ın iş birliğinden<br />

bahsetti. Yantaç, “OpenAI 2015’te kuruldu<br />

ancak 2019’da ‘bizim çok güçlü bir bulut<br />

işletim sistemine ihtiyacımız var’ dedikleri<br />

noktada Microsoft ile iş birliği sağladılar ve<br />

Azure üzerinde yeni dil modelleri üzerinde<br />

çalışmaya başladılar. ChatGPT’nin temelleri<br />

böyle atıldı. 3 ayda 100 milyon kullanıcıya<br />

ulaşan ChatGPT teknolojisini biz de Copilot<br />

adı altında tüm Microsoft programlarına<br />

entegre ederek bunu kişisel yapay zeka<br />

asistanınız gibi kullanmanızı sağlıyoruz.<br />

Hızla bir sunum mu hazırlamanız gerekiyor?<br />

Copilot’a nasıl bir sunuma ihtiyacınız<br />

olduğunu söylüyorsunuz, hazırlıyor. Metin<br />

güzel ama görsel içime sinmedi derseniz<br />

sizin için animasyon ekliyor; üstüne bunu<br />

bir de konuşma metni formatında istiyorum<br />

derseniz, onu da yapıyor. Bunun yanında<br />

müşterilerimize kendi copilot’larını<br />

yaratma imkanı sunuyoruz. Copilot ile bir<br />

seyahat chatbot’u yaratan Setur bunun çok<br />

başarılı bir örneği. Bugün Antalya’da tatil<br />

yapmak isteyen bir kişi, Setur’un seyahat<br />

chatbot’una aklına takılan tüm soruları sorarak<br />

hayalindeki tatil planını kendi kendine<br />

yapabiliyor” dedi. Copilot üzerinden elde<br />

edilen tüm çıktıların fikri mülkiyetinin<br />

kullanıcıya ait olduğunu da sözlerine ekleyen<br />

Yantaç, herhangi bir telif sorunu yaşanması<br />

durumunda ise Microsoft’un devreye<br />

girerek sorumluluğu üzerine aldığını dile<br />

getirdi.<br />

Etkinlikte Microsoft Teknoloji Merkezi<br />

Teknik Çözüm Mimarı Mustafa Aşıroğlu ile<br />

Microsoft Türkiye Üretkenlik Çözüm Satış<br />

Uzmanı Merve Deniz de “Uygulamalı Örneklerle<br />

Microsoft 365 Copilot” başlıklı bir<br />

demo sunumu gerçekleştirdi. Merve Deniz<br />

“Kullanıcıların yüzde 90’dan fazlası Copilot<br />

sayesinde zamandan tasarruf ederek katma<br />

değeri yüksek işlere odaklanabildiğini<br />

belirtiyor” derken; Mustafa Aşıroğlu ise<br />

Copilot ile çalışma hayatının nasıl kolaylaştığına<br />

dikkat çeken örnekler paylaştı.<br />

“Copilot, Outlook’ta sizin için önemli mailleri<br />

ön plana çıkarıyor, özetliyor, cevap yazmanız<br />

gerektiğinde ‘Şu excel dosyasına bak,<br />

olası satış tahminlerini de ekleyerek benim<br />

adıma bu maile bir cevap yaz’ şeklinde komut<br />

verebiliyorsunuz. Öte yandan örneğin<br />

bu maili kendi ekibinize yollayacaksanız,<br />

daha samimi bir dilde yazmasını isteyerek<br />

çıktıları bireyselleştirebiliyorsunuz. Çevrimiçi<br />

bir toplantıya geç kaldıysanız, sizden<br />

önce kimin hangi konuda konuştuğunu<br />

öğrenebiliyorsunuz” diyen Aşıroğlu, tüm bu<br />

servislerin Microsoft arama motoru Bing<br />

üzerinden ücretsiz bir şekilde bireysel kullanıma<br />

açık olduğunu söyledi.<br />

Copilot ile angarya işler<br />

ortadan kalkıyor; verimlilik<br />

artıyor<br />

Global çapta Copilot’u deneyimleyen ilk 600<br />

şirket arasında yer alan Arçelik ve Enerjisa<br />

Üretim’in konuk edildiği Müşteri Deneyimi<br />

Paneli’nde ise markaların Copilot entegrasyon<br />

süreçlerine ve deneyimlerine değinildi.<br />

Enerjisa Üretim’in zaten Microsoft 365<br />

programlarını aktif şekilde kullandığı için<br />

Copilot’tan yüksek verim aldığını belirten<br />

Enerjisa Üretim Dijital İş Teknolojileri Lideri<br />

Berkay Kurtaran, “Copilot ile Word ve<br />

PowerPoint gibi uygulamaların kullanım<br />

şekli çok değişti. Biz ciddi bir üretkenlik<br />

sağladık; iş yerinde herkes birbiriyle deneyimlerini<br />

paylaşmaya başladı ve 6 ayda olgunluk<br />

seviyesine ulaştık. Copilot üzerinde<br />

kendi verimizle çalıştığımız için halüsinasyon<br />

sorununu ekarte ettik, en büyük kazanımımız<br />

da bu oldu” dedi.<br />

Kendi endüstrilerinde yapay zekayı en iyi<br />

kullanan şirket olmak gibi iddialı bir hedeflerinin<br />

olduğunu ifade eden Arçelik Bilişim<br />

Teknolojileri Direktörü Yekta Caymaz ise<br />

“Copilot ile zaman kazanmaya başladık.<br />

Verimliliği artırarak katma değeri yüksek<br />

işlere odaklanmaya imkan veriyor. Dünya<br />

genelinde 40 bini aşkın çalışanı olan bir<br />

şirket olarak üretken yapay zekayı en iyi<br />

kullanan şirketlerden biri olmayı hedefliyoruz.<br />

Üretken yapay zeka projelerimizden<br />

Arçelik’s Developers AI Platform ile developerlarımızın<br />

verimliliği yüzde 25 oranında<br />

arttı. Ürünlerini dünyanın dört bir yanına<br />

satan bir şirket olarak, ürün kullanım kılavuzlarımızı<br />

50’den fazla dile çevirmek için<br />

yapay zekadan faydalanıyoruz. Arçelik’te<br />

çalışan tüm arkadaşlarımızı usta, Copilot’u<br />

ise çırak olarak konumluyoruz. Gelecekte<br />

ise çıraklar usta; ustalar ise ustaların ustası<br />

olsun istiyoruz; hayalimiz bu” dedi.<br />

7Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

26. Asya Bilim Parkları Birliği Konferansı<br />

Teknopark İstanbul’un ev sahipliğinde<br />

yapıldı<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

Asya merkezli teknoparkların ve teknoloji şirketlerinin bir araya geldiği 26. Asya<br />

Bilim Parkları Birliği (ASPA) Konferansı, Teknopark İstanbul’da gerçekleştirildi. Bu<br />

yıl ‘Asya Bilim ve Teknoloji Parklarını İpek Yolu Modelinde Birleştirmek’ temasıyla<br />

gerçekleştirilen konferansta konuşan Teknopark İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Prof. Dr. Metin Yerebakan, “Türkiye’nin Derin teknoloji merkezi Teknopark İstanbul,<br />

teknoloji dünyası açısından doğu ile batıyı birleştiren bir köprü konumunda bulunuyor.<br />

Teknoloji dünyasına liderlik eden bizler için İpek Yolu modeli, geçmişin mirasını<br />

geleceğin teknolojisiyle birleştirme yeteneğiyle birlikte daha iyi bir dünya inşa etme<br />

yolculuğunda hepimize ilham kaynağı olacak.” dedi…<br />

arasında kurduğumuz “İpek Yolu”nun<br />

da temelini oluşturuyor. İpek Yolu, farklı<br />

dünyaları bir araya getiren bir ağdır ve<br />

biz de bu ağın birer halkasıyız. Bu model,<br />

geçmişin mirasını geleceğin teknolojisiyle<br />

birleştirme yeteneğiyle birlikte teknoloji<br />

dünyasına liderlik eden bizler için<br />

iş birliklerimizi geliştirmek, sinerjimizi<br />

artırmak ve ‘İpek Yolu’ yaklaşımı ile iyi<br />

bir dünya inşa etme yolculuğunda hepimize<br />

ilham kaynağı olacaktır.” şeklinde<br />

konuştu.<br />

Teknopark İstanbul, Asya’nın önde gelen<br />

teknoloji şirketleri ve teknoparkları<br />

ile Türkiye’nin seçkin üniversitelerinin<br />

katılımıyla gerçekleşen 26. Asya Bilim<br />

Parkları Birliği (ASPA) Konferansı’na ev<br />

sahipliği yaptı. Teknopark İstanbul Turgut<br />

Özal Etkinlik Merkezi’nde düzenlenen<br />

konferansa Güney Kore, İran, Tayland,<br />

Moğolistan, Tayvan, Vietnam ve<br />

Malezya’dan temsilciler katıldı.<br />

Prof. Dr. Metin Yerebakan, “Tarihi İpek<br />

Yolu’nun bizlere kazandırdığı bu eşsiz<br />

mirası, günümüzün teknoloji parklarına<br />

yansıtarak dünyamızı heyecan verici bir<br />

geleceğe hazırlıyoruz. Bilinmeyeni keşfetme,<br />

ekonomik etkileşim, kültürel alışveriş<br />

ve bilgi transferi, teknoloji parkları<br />

Teknopark İstanbul, doğu<br />

ile batıyı birleştiren teknoloji<br />

köprüsü<br />

Türkiye’nin derin teknoloji merkezi Teknopark<br />

İstanbul’un Türk savunma sanayinin<br />

ileri teknoloji merkezi konumunda<br />

yer aldığını vurgulayan Prof. Dr. Metin<br />

Yerebakan, 3286 milli proje üzerinde çalışmaların<br />

sürdüğünü hatırlatarak, “Bugün<br />

burada Asya’da bulunan teknoparkların<br />

temsilcileri aramızda.<br />

8<br />

“Dünyamızı heyecan verici bir<br />

geleceğe hazırlıyoruz”<br />

Toplantının açılış konuşmasını yapan<br />

Teknopark İstanbul Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Prof. Dr. Metin Yerebakan, İpek<br />

Yolu’nun eski çağlardan günümüze uzanan<br />

köklü geçmişiyle farklı kültürlerin<br />

etkileşimini ve zenginliğini yansıtan bir<br />

anlam taşıdığını, bu yolun önemli noktalarından<br />

biri olan İstanbul’da böyle<br />

anlamlı bir toplantıya ev sahipliği yapmaktan<br />

dolayı mutluluk ve gurur duyduklarını<br />

belirtti.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Onların da çok iyi bildiği üzere bizim<br />

gibi teknoloji üsleri için en önemli başlıklardan<br />

biri ‘sinerji’dir. Kendi üslerimizde<br />

şirketler ve kurumlar arası sinerjiyi<br />

oluşturduğumuz gibi bunu global<br />

ölçekte ya da Asya’mız ölçeğinde de inşa<br />

etmemiz gerekmektedir. Bir arada işler<br />

yaparak çok daha olumlu sonuçlar elde<br />

edebiliriz. Teknopark İstanbul, teknoloji<br />

dünyası açısından doğu ile batıyı birleştiren<br />

bir köprü konumunda bulunuyor.<br />

Gerçekleştireceğimiz her ortaklık, bilgi<br />

akışını güçlendirdiği kadar teknoloji ticaretini<br />

de güçlendirecektir.” dedi.<br />

Muhammet Fatih Özsoy:<br />

İpek Yolu’nu, teknoloji ve<br />

bilgi transferinin ana yolu<br />

yapmayı hedefliyoruz<br />

Teknopark İstanbul Genel Müdürü Muhammet<br />

Fatih Özsoy ise Teknopark<br />

İstanbul’un, tarih boyunca çeşitliliğe<br />

kucak açan İstanbul şehri gibi farklı ülkeleri,<br />

farklı milletleri ve farklı kültürleri<br />

barındıran bir yapıya sahip olduğuna<br />

dikkat çekerek, İpek Yolu temasının<br />

İstanbul’da konuşulmasının önemini<br />

vurguladı. Muhammet Fatih Özsoy<br />

sözlerine şöyle devam etti: “Bugün İpek<br />

Yolu’ndan aldığımız ilhamla incelikle<br />

planladığımız projelerimizi, modern teknolojinin<br />

karmaşıklığı ve küresel etkisi<br />

altında paylaşmak için çabalıyoruz. Tarihsel<br />

İpek Yolu’ndan modern İpek Yolu<br />

Projesi’ne geçiş aslında teknoloji ve inovasyonun<br />

ticaret, kültür ve yaşam tarzlarında<br />

oluşturduğu değişimdir. Orada<br />

İpek Yolu’nun geçmişten geleceğe nasıl<br />

evrildiğini ve teknolojinin bu evrimdeki<br />

rolünü görürüz. Geçmişte zenginliğin<br />

ve kültürün ana yolu olan İpek Yolu’nu,<br />

şimdi teknoloji ve bilgi transferinin ana<br />

yolu yapmayı hedefliyoruz. Bugün sahip<br />

olduğumuz kabiliyetler ve hız çok daha<br />

ileri seviyede, dolayısı ile Japonya’da ortaya<br />

çıkan bir gelişmeyi, doğru paylaşım<br />

ve iş birlikleri ile çok hızlı bir şekilde İstanbul’da<br />

da hayata geçirebiliriz.”<br />

ASPA yapılanmasının önemini vurgulayan<br />

Özsoy, İpek Yolu yaklaşımının yalnızca<br />

teknoloji transferi için değil, teknoloji<br />

ticareti için de kullanılabileceğini<br />

belirtti. Teknoloji üreten tüm firmalar<br />

için ‘Know-How’un son derece değerli<br />

olduğunu söyleyen Muhammet Fatih<br />

Özsoy, “Bilgi paylaşımıyla ülkeler ve şirketler<br />

arası projelerin hızlanmasına,<br />

güçlenmesine yardımcı olabiliriz. ASPA<br />

ve benzeri etkinlikler bizler için biraz da<br />

iş birliklerimizi inşa ettiğimiz, fikirlerimizi<br />

paylaştığımız, ortak iş yapma becerilerimizi<br />

geliştirdiğimiz ilham veren,<br />

güzel fırsatlar.” dedi.<br />

Özel çalışma yapıldı<br />

Bu yıl ‘Asya Bilim ve Teknoloji Parklarını<br />

İpek Yolu Modelinde Birleştirmek’<br />

temasında gerçekleştirilen konferans<br />

için “İpek Yolu’ndan Teknoloji Yolculuğu:<br />

Geçmişten Günümüze” başlıklı özel<br />

çalışmalar hazırlanarak, tarih boyunca<br />

farklı kültürleri, coğrafyaları ve ticaret<br />

yollarını birbirine bağlayan önemli bir<br />

ağın sembolü olan İpek Yolu’nun aynı<br />

zamanda tarih boyunca ticaretin ve bilginin<br />

akışını teşvik ederek farklı bölgelerin<br />

inovasyon ve iş birliği potansiyelini<br />

ortaya çıkardığı vurgulandı.<br />

9Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Keenetic’ten<br />

sanata teknolojik dokunuş!<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

10<br />

Keenetic Türkiye olarak sektöre çok farklı<br />

çözümler, özel topolojiler içeren projeler<br />

ürettiklerini dile getiren Keenetic<br />

Türkiye Satış Müdürü Dinçer Mehmed:<br />

“Özellikle teknoloji geliştikçe, müzik dijitalleşti.<br />

Müşterilerimiz ve bayilerimiz<br />

de dijital stüdyolara ve ev tipi stüdyolara<br />

daha çok yöneldi. Son dönemde bu konuda<br />

bize müzik yapım şirketlerinden özel<br />

bireysel stüdyosu olanlara, amfilerden,<br />

konser salonlarına kadar çok farklı proje<br />

talepleri geldi. Temel kriterimiz, müzik<br />

üreten kitlenin kaliteli, stabil ürünler<br />

ile ve doğru konumlandırma ile en yüksek<br />

performansa ulaşabilmesi., internet<br />

bağlantınız ister Fiber ister VDSL ister<br />

3G/LTE olsun, ya da 1GB seviyelerinde<br />

olsun, şayet Modem/Router bu bağlantı<br />

hızını akıllı bir şekilde servis ya da cihaz<br />

önceleyerek yapamıyorsa yayın kalitesi<br />

düşecektir. Özellikle kullanıcı sayısı<br />

arttıkça stabil bir yayın imkansız hale<br />

gelmekte. Keenetic burada büyük fark<br />

yaratıyor ve çok küçük donanımlar ile<br />

veya düşük hızlı internet bağlantısında<br />

bile harikalar yaratabiliyor.”<br />

Diğer taraftan büyük alanlarda Mesh yapısıyla<br />

da tekrarlayıcı veya Wi-Fi sinyal<br />

uzatıcıların aksine cihazları Keenetic<br />

mesh modelleri arasında kesintisiz akıllı<br />

geçişler yaparak kaliteyi koruyabilmekte.<br />

Bunun için tüm Keenetic cihazlar<br />

mesh çalışabilmekte. Tek bir cihazla<br />

başlayıp ofisin ihtiyacına göre ek modem<br />

routerlar mesh olarak eklenebilmekte.<br />

Örnekler ile bizlere mesh altyapıların<br />

müzik stüdyolarında nasıl kullanılabileceğini<br />

anlattı: “Stüdyonuzun İnternet<br />

tarifesi 100 Mbit/s’nin üzerinde ise Ana<br />

Router’ın Skipper, Titan, Hero DSL veya<br />

Hero 4G gibi gigabit modeller olabilir.<br />

Wi-Fi menzilini genişletici olarak, önceden<br />

yapılandırmaya gerek kalmadan<br />

Wi-Fi Sistemine hızlı bir şekilde eklemek<br />

için kasa üzerinde bir çalışma modu seçiciyle<br />

donatılmış Speedster veya Sprinter<br />

modellerini seçebilirsiniz.<br />

Eğer kablolu bir bağlantı yapacaksanız,<br />

etkin mesh sistemler için gigabit ana<br />

routera Speedster veya Sprinter modellerimizi<br />

node ya da extender olarak kullanabilirsiniz.<br />

Alternatif olarak, doğrudan<br />

elektrik prizine takılan kompakt Wi-Fi<br />

menzil genişleticiler Buddy 4/5/5S, Wi-Fi<br />

Sisteminizin kapsama alanını genişletmek<br />

için kullanılabilir. Stüdyo ağınızdaki<br />

Wi-Fi kapsama alanını genişletmek<br />

için Voyager Pro ve Orbiter Pro tavana<br />

monte erişim noktalarını (PoE destekli<br />

“Türkiye pazarında Premium Modem Router<br />

çözümleriyle bambaşka bir internet kullanım konforu<br />

oluşturan Keenetic Türkiye, sanat ve sanatçının<br />

hayatını da kolaylaştıracak çözümler sunmakta. Dijital<br />

müzik platformlarının giderek artması ile evinde bile<br />

kendi stüdyosunu kurarak; sanat yapan kişilerin sayısı<br />

gün geçtikçe artıyor. Dijital müzik ekipmanları her gün<br />

yaygınlaşıyor ve internete açılıyor. Keenetic Türkiye<br />

ekibi de tüm dijital yayınların gereken kalitede, doğru<br />

verilebilmesi için internet bağlantısının en stabil ve<br />

ses paketlerinin gecikmeksizin en öncelikli iletilmesi<br />

gerektiğini dile getirdi!”<br />

modeller) kullanabilirsiniz.”<br />

Dört Dörtlük internet için üretilen Keenetic<br />

cihazları, kullanıcılarına yüksek<br />

hızda ve stabil bir internet bağlantısı<br />

sunmaktadır. Günümüzde müzik ve<br />

sanat dahil hemen hemen tüm sektörlerde<br />

kullanılan akıllı cihazların stabil<br />

ve yüksek hızda internet bağlantısına<br />

ihtiyaç duymalarının yanı sıra, güvenlik<br />

ve izolasyona ihtiyaç duymaktadırlar.<br />

KeeneticOS işletim sistemine sahip<br />

olan cihazlar gelişmiş firewall, güvenli<br />

DNS sunucuları, WPA3-PSK, OWE, WPA<br />

Enterprise gibi en gelişmiş kablosuz güvenlik<br />

protokollerini desteklemektedir.<br />

Birden fazla kablosuz ağ oluşturarak,<br />

oluşturduğunuz bu ağları birbirlerinden<br />

izole edebilirsiniz.<br />

Dinçer Mehmed, açıklamasını şu şekilde<br />

sonlandırdı: Birçok müzik enstrümanı<br />

aynı anda internet üzerinden kayda<br />

giriyor ise trafik önceliklendirme IntelliQos<br />

ağ önceliklendirme akıllı seçeneği<br />

ile istedikleri cihazı ağlarında öncelik<br />

tanıyabileceklerini vurgulayan Dinçer,<br />

ağınızı aynı zamanda yedekli de kullanabilir,<br />

çok kritik online müzik kayıtları<br />

esnasında ya da ev stüdyonuzdan verdiğiniz<br />

canlı konserlerde hiç kesintisiz şekilde<br />

performans alabilirsiniz. Bir servis<br />

sağlayıcıda sorun yaşanırsa yedekleme<br />

işlemi sayesinde diğer bağlantılar hızlıca<br />

devreye girecektir.”<br />

Keenetic her zaman müzik üreten sanatçıları<br />

ve sanatı destekleyen, sanat dostu<br />

bir marka olmayı hedeflerken işleri<br />

kolaylaştıran çok fonksiyonlu Premium<br />

ürünleri ile müzikseverlerin yanında olmaya<br />

devam ediyor.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

HP, Pavilion Plus portföyünü ilk 16 inç<br />

Dizüstü PC ile genişletiyor<br />

HP, daha yüksek performans, yeni özellikler ve daha<br />

büyük bir ekran seçeneği sunarak kullanıcıların<br />

hedeflerine şık bir şekilde ulaşmasını sağlayan ilk 16 inç<br />

Pavilion Plus olan yeni HP Pavilion Plus 16 inç Dizüstü<br />

Bilgisayarı duyurdu…<br />

Kullanıcılar ister evde eğlencenin tadını<br />

çıkarmak, ister iş yerinde gerçek zamanlı<br />

işbirliği yapmak veya hareket halindeyken<br />

içerik oluşturmak istesin, HP’nin Pavilion<br />

Plus dizüstü bilgisayarları ilham geldiğinde<br />

yaratıcılığı teşvik etmek için tasarlandı.<br />

HP, yeni Pavilion Plus modellerine ek olarak,<br />

bugün üretkenliği bir üst seviyeye taşıyacak<br />

yeni HP 420/425 Programlanabilir<br />

Bluetooth Mouse’u da tanıtıyor.<br />

HP’nin güncellenmiş Pavilion Plus portföyü,<br />

kendine özgü tarzı ve akıllı geliştirmeleriyle<br />

öne çıkıyor:<br />

• Daha fazlasını yaratmak, bağlantıda kalmak<br />

ve Wi-Fi 6E ile daha hızlı indirmek<br />

için Intel (14 inç ve 16 inç) ve AMD’nin (yalnızca<br />

14 inç) en yeni işlemcilere sahip.<br />

• Eyesafe® sertifikalı ekranda oyun, eğlence<br />

ve sunumlarda akıcı ve keskin görseller,<br />

daha iyi görünürlük için büyük fontlu,<br />

yüksek kontrastlı klavye ile tamamlanıyor.<br />

• Sanal odayı yönetmek için 5MP kamera<br />

ve çift dizili mikrofon gibi sezgisel araçlar<br />

ve “kamera kapalı” olduğunda daha fazla<br />

gönül rahatlığı için manuel kamera deklanşörü<br />

bulunuyor. Windows Hello yüz<br />

tanıma özelliğinin artırılmış güvenliğiyle<br />

hızlıca oturum açılabiliyor ve HP Presence<br />

aracılığıyla güvenle iletişim kurmak için<br />

akıllı video denetimlerinden yararlanılabiliyor.<br />

• Tarz ve sürdürülebilirlik için yaratılmış<br />

şık renklerde tam metal kasası ile 2023<br />

Pavilion Plus dizüstü bilgisayar portföyü,<br />

EPEAT® Gold Kayıtlı ve ENERGY STAR®<br />

Sertifikalı bir tasarım için yüzde 20 tüketici<br />

sonrası geri dönüştürülmüş plastik ve<br />

yüzde 50 geri dönüştürülmüş metal kullanıyor.<br />

Pavilion Plus 16, daha sürükleyici bir ekranda<br />

her görevin üstesinden gelmek için<br />

13. Nesil Intel® Core i7 İşlemci seçeneğiyle<br />

desteklenen Intel EVO sertifikalı bir tasarımda<br />

16 inç 2,5K WQXGA ekran sunuyor.<br />

NVIDIA RTX 3050’ye kadar Grafik ile<br />

hayal gücünü hassas ayrıntılarla hayata<br />

geçirirken, 120Hz Değişken Yenileme Hızı<br />

teknolojisi, 11 saat 45 dakikaya kadar<br />

[DG2] pil ömrü boyunca optimize edilmiş<br />

çözünürlük ve maksimum güç verimliliği<br />

sağlıyor.<br />

HP 420/425 Programlanabilir Bluetooth<br />

Fare, hareket halindeki yaşam için mükemmel<br />

bir yardımcı cihaz. Kullanıcılar,<br />

favori kısayollarına ve uygulamaya özel<br />

işlevlere göre uyarlanmış altı adede kadar<br />

programlanabilir düğme ile iş akışlarını<br />

özelleştirebiliyor. Yüksek hassasiyetli 4000<br />

dpi ile neredeyse her yüzeyde hassas izleme<br />

çok kolay ve sessiz tıklama özelliği her<br />

ortamda güven sağlıyor. Düşük enerjili<br />

Bluetooth 5.3 ve Microsoft Swift Pair teknolojisi<br />

sayesinde tüm cihazlara ve işletim<br />

sistemlerine zahmetsizce bağlanabiliyor.<br />

Bu ince, şık mouse, kauçuk yan tutma<br />

yerleri ile gün boyu konfor sunar, %65 oranında<br />

tüketici sonrası geri dönüştürülmüş<br />

malzeme içeriyor ve geri dönüştürülebilir<br />

ambalajda geliyor. Sadece bir adet AA pil<br />

ile iki yıla kadar pil ömrü sayesinde kullanıcılar<br />

en çok ihtiyaç duydukları anda farenin<br />

gücüne güvenebiliyor.<br />

11Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Ethereum ekosistemi,<br />

İstanbul’da bir araya geldi<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

Ethereum’un kurucu ortağı<br />

Buterin de İstanbul’daydı<br />

Dünyanın dört bir yanından gelen katılımcılar<br />

ve geliştiriciler, Türk kullanıcı<br />

ve geliştiricilerle buluşarak fikirlerini<br />

paylaşıp networking imkanı elde ettiler.<br />

7 gün süren etkinlikler zinciri süresince<br />

paneller, geliştirici atölyeleri, eğitimler<br />

ve hackathon’lar düzenlendi.<br />

Devconnect’in ilk gününde düzenlenen<br />

ETHGünü’nde Ethereum’un kurucu ortağı<br />

Vitalik Buterin de bir konuşma yaptı.<br />

Buterin, “30 Dakikada Ethereum” adlı<br />

sunumunda Ethereum’u anlattı. Etkinliğe<br />

yaklaşık 2 bin katılımcı eşlik etti.<br />

En sıcak noktalardan biri<br />

Cross-Chain Hacker’s Den<br />

oldu<br />

Devconnect’in en sıcak noktalarından<br />

biri de Internet Computer (IC) tarafından<br />

tertiplenen Cross-Chain Hacker’s<br />

Den oldu. Masterpiece Maslak’ta yapılan<br />

hackathon’da katılımcılar bilgi, yenilik<br />

ve heyecan verici ödüller kazanma şansıyla<br />

dolu bir gün geçirdiler.<br />

Ekosistem kurucularının ustalıkla hazırladıkları<br />

Cross-Chain Hacker’s Den<br />

programı, tamamen zincir üzerinde<br />

dApp’ler oluşturma, Bitcoin üzerinde<br />

akıllı sözleşmeler kodlama ve zincirler<br />

arası dApp’ler geliştirme gibi konuları<br />

kapsayarak katılımcılara IC üzerinde geliştirme<br />

yapmanın temel yönlerini gösterdi.<br />

Etkinliğin başlangıcındaki beyaz tahta<br />

oturumu sırasında katılımcılar, Web3<br />

hakkında daha fazla bilgi edinmek, Internet<br />

Computer teknolojilerini keşfetmek,<br />

benzer düşünen bireylerle bağlantı<br />

kurmak, ekipler oluşturmak ve ICP’de<br />

dApp geliştirmek dahil olmak üzere,<br />

beklentilerini paylaştılar.<br />

Bu yılın en büyük Ethereum etkinliği olan Devconnect,<br />

13-19 Kasım haftasında İstanbul’da düzenlendi.<br />

Devconnect boyunca, Ethereum ekosisteminde yer<br />

alan geliştirici ekipler, İstanbul’un farklı yerlerinde<br />

100’ün üzerinde yan etkinlik organize ederek tüm<br />

dünyadan binlerce kişiyi ağırladılar.<br />

Dominic Williams: Türk Web3 topluluğu<br />

gelecek vadediyor<br />

DFIN<strong>IT</strong>Y’nin kurucusu ve baş bilim insanı<br />

Dominic Williams, yaptığı konuşmada,<br />

ICP’nin temel özelliklerini ve sağladığı<br />

avantajları vurguladı. Williams’ın<br />

konuşmasının ardından, katılımcılara<br />

yaratıcılıklarını desteklemek için sağlanan<br />

dört farklı yol ve örnek fikirlerle tamamen<br />

zincir üzerinde dApp geliştirme<br />

görevi verildi.<br />

Williams, etkinlikle ilgili olarak şu değerlendirmeyi<br />

yaptı: “Etkinlik sırasında,<br />

Internet Computer’ın temel yönlerini<br />

geliştiriciler ve Web3 meraklıları ile<br />

paylaşma fırsatı bulduk. Gün zorlu ama<br />

verimli geçti. Ekipler, uzmanlarımız ve<br />

mentorlarımızın rehberliği ve ilgisiyle<br />

yeni çözümler üretmek için yarıştılar.<br />

Birçok olağanüstü fikir elde ettik. Geliştiricilerin,<br />

bunları bizim desteğimizle<br />

gelecekte de geliştirmeye devam edeceklerini<br />

umuyoruz.”<br />

Türk Web3 topluluğunun gelecek vadettiğini<br />

belirten Williams, “Burada,<br />

çalışmaya ve yeni şeyler yaratmaya hevesli<br />

yetenekler var. Birçoğu ICP’ye aşina<br />

fakat uygulama geliştirme ve Internet<br />

Computer’ı bir Web3 platformu olarak<br />

kullanma açısından fırsatlar çok. Hibe<br />

programlarımız ve deneyimli profesyonellerimiz<br />

aracılığıyla ICP, Türk topluluğunun<br />

aktif gelişimini en başından<br />

itibaren destekleyip yönlendirebilir ve<br />

geliştiricilerin dünyayı fethetmelerine<br />

yardımcı olabilir” dedi.<br />

12<br />

Gözler, şimdi DevCon’da<br />

Pazar günü sona eren Devconnect’in<br />

ardından şimdi gözler Ethereum ekosisteminin<br />

en büyük etkinliği olan Dev-<br />

Con’a çevrildi. İstanbul, gelecek yıl Güney<br />

Asya’da yapılacak olan DevCon’un<br />

2025’teki en büyük adayı konumunda.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Paynet, Fintech Sektöründe yenilikçi<br />

çözümleriyle satış hacmini büyütüyor!<br />

Fintech pazarı büyümeye<br />

devam ediyor<br />

Dünya genelinde fintech pazarının hızlı<br />

büyümesini sürdürmesi bekleniyor. GlobeNewswire’a<br />

göre fintech pazarının 2025<br />

yılına kadar 305 milyar dolara ulaşması<br />

bekleniyor. Kartlı ödemeler pazarına gelirsek,<br />

BKM 2023 Ağustos verilerine baktığımızda,<br />

geçen yılın aynı dönemine göre<br />

Türkiye’de mağaza içi yapılan her 4 kartlı<br />

ödemeden 3’ü temassız gerçekleşirken<br />

banka kartı ile ödemelerde yüzde 101, kredi<br />

kartı ile ödemelerde ise yüzde 138 büyüme<br />

gerçekleşti. İnternetten kartlı ödeme<br />

tutarı ise 232 milyar TL’ye ulaştı.<br />

Yapay zeka, blockchain ve alternatif kredilendirme<br />

gibi yenilikçi teknolojilerin finansal<br />

hizmetler dünyasını dönüştürdüğünü<br />

ifade eden Paynet Satış Direktörü Deniz<br />

Şensabah, “Bu dönüşümle birlikte giderek<br />

artan rekabet fintech şirketlerini sürekli<br />

olarak daha iyi ürünler ve hizmetler sunmaya<br />

teşvik ediyor. Bu da tüketicilerin<br />

daha iyi fiyatlar, daha düşük ücretler ve<br />

daha kullanıcı dostu arayüzler gibi avantajlardan<br />

faydalanmasını sağlıyor. Ayrıca,<br />

rekabet, fintech şirketlerini güvenlik ve<br />

veri gizliliği gibi önemli konularda daha<br />

titiz olmaya zorluyor. İşletmelerin ödeme<br />

süreçlerini kendi ihtiyaçlarına göre özelleştirebilmelerine<br />

olanak tanıyan ve entegrasyon<br />

süreçlerini kolaylaştıran API’ler de<br />

rekabette önemli rol oynuyor.<br />

Paynet olarak işletmelere, ürün ve hizmetlerini<br />

daha kolay satabilmeleri için alternatif<br />

ödeme kanalları sunmalarına yardımcı<br />

oluyoruz. Aynı zamanda bankalarla ve<br />

farklı teknoloji şirketleriyle iş birliktelikleri<br />

yapıyoruz. Çözüm ve teknolojilerimizle<br />

tüketicilere ödemelerini hızlı, kesintisiz,<br />

konforlu ve güvenli bir şekilde tamamlama<br />

ayrıcalığını sunarken, işletmelere de enerjilerini<br />

tahsilata değil büyümeye harcamaları<br />

için destek oluyoruz” dedi.<br />

Son dönemde elektronik ticarette yaşanan yükseliş,<br />

online ödeme çözümlerine ve finansal alandaki inovasyonlara<br />

duyulan ihtiyacın artmasına sebep oldu. Bu<br />

durum, fintech sektörünü daha dinamik hale getirirken<br />

rekabeti de artırdı. Diğer taraftan fintech sektörüne her<br />

gün başka bir yeni şirket dahil oluyor. Yatırımcılar, girişimciler<br />

ve büyük teknoloji şirketleri, fintech alanına<br />

yatırım yapıyor ve rekabet daha da artıyor. Bu rekabet<br />

tüketicilere daha fazla seçenek sunarken şirketleri<br />

daha fazla yenilik yapmaya ve yeni çözümler sunmaya<br />

teşvik ediyor…<br />

Paynet, Rekabetçi<br />

çözümleriyle kurumsal<br />

firmaların nakit akışını<br />

dijitalleştiriyor<br />

Paynet, bayi ağı olan firmalara özel geliştirilen<br />

çözümlerle özellikle distribütör, bayi<br />

ve alt bayiye sahip şirketlerin kredi veya<br />

kredi kartı ile yaptıkları tahsilat akışını<br />

daha kolay yönetmelerine yardımcı oluyor.<br />

Paynet Bayi Ağım Çözümü ile son kullanıcıya<br />

yapılan ürün/hizmet satışı sonrası<br />

alınan tüm ödemeler, daha önceden ana<br />

firmanın belirlediği oranlarda distribütör<br />

ve bayi hesaplarına ya da direkt ana firmanın<br />

hesabına aktarılıyor. Tahsilatların<br />

dağıtımı dışında, ilgili kredi kartı komisyonları<br />

da alt paydaşlar arasında paylaştırılabiliyor.<br />

Paynet Tedarikçi Ödeme çözümü, işletmelerin<br />

tedarikçilerine taksitle ödeme<br />

yapmalarına, çek-senet döngüsünden<br />

kurtulmalarına ve nakit akışını daha kolay<br />

yönetebilmelerine olanak tanıyor. Çözüm<br />

kapsamında işletmeler herhangi bir<br />

sözleşme imzalamaya gerek kalmadan 18<br />

aya varan taksitlerle tedarikçilere ödeme<br />

yapabiliyor. Tedarikçiler tek seferde ödeme<br />

alma, işletme ise ödemesini taksitlere<br />

bölme imkanına kavuşuyor. Çözüm kapsamında<br />

tüm ticari kartlarla ödeme yapılabiliyor.<br />

Paykredi, işletmelerin kart limiti yetersiz<br />

olan veya daha uzun vade talep eden müşterilerine<br />

alternatif bir ödeme yöntemi<br />

sunmalarına imkan sağlıyor. Tüketiciler<br />

bankaya gitmeden, evrak imzalamadan,<br />

masrafsız, anında dijital onaylı ve güvenilir<br />

bir şekilde kredi kullanabiliyor. İşletmeler<br />

müşterilerine 36 aya varan vade imkanı<br />

tanırken satış hacimlerini artırma fırsatı<br />

elde ediyor.<br />

PayPOS, işletmelerin cep telefonu, tablet,<br />

kiosk veya el terminali gibi tüm Android<br />

tabanlı cihazlar üzerinden NFC/temassız<br />

özelliğini kullanarak hızlı, güvenli ve<br />

düşük maliyetli bir şekilde anında ve her<br />

yerde temassız ödeme almalarını sağlıyor.<br />

Fiziki POS işlemleriyle aynı güvenlik seviyesine<br />

sahip olan çözüm, fiziki POS satın<br />

alma, bulundurma bedeli, servis, bakım<br />

gibi pahalı yatırımlara olan ihtiyacı ortadan<br />

kaldırıyor<br />

Paynet geçtiğimiz günlerde Türkiye Cumhuriyet<br />

Merkez Bankası’ndan Açık Bankacılık<br />

Lisansını aldı. Açık Bankacılık hizmetini<br />

kullanan ve birden fazla bankayla<br />

çalışan işletmeler, sisteme entegre ettikleri<br />

tüm bankalardaki hesaplarını tek tek giriş<br />

yapmaya gerek kalmadan portal üzerinden<br />

kontrol edebiliyor. İşletmeler, ödeme<br />

almanın yanı sıra tüm finansal yönetimi<br />

bu portal üzerinden gerçekleştirebiliyor.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

13


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Tüketiciler sürdürülebilir ürünlere<br />

yüzde 12 fazla ödemeye hazır<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

14<br />

Bain & Company’nin dünyanın dört bir yanındaki<br />

çevresel kaygılar hakkında geniş bir<br />

fikir edinmek için 23.000 tüketiciyle yaptığı<br />

anketin sonuçları sürdürülebilirliğe ilişkin<br />

konulardaki artan aciliyetin altını çiziyor.<br />

Bain & Company’nin yeni araştırması işletmelerin<br />

yüzde 60’ından fazlasının mevcut<br />

sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşma yolunda<br />

ilerleme kaydetmediğini gösteriyor. İlerleme<br />

için teknoloji, politika ve davranış değişikliğinin<br />

birleşimi gerekirken giderek daha<br />

bilinçli hale gelen tüketici ve çalışan kitlesi<br />

işletmelere bu konuda yardımcı olabilir.<br />

Rapora göre ekstrem hava koşulları dünya<br />

genelinde çevresel kaygıların artmasına neden<br />

olurken, katılımcıların yüzde 64’ü sürdürülebilirlik<br />

konusunda yüksek düzeyde<br />

endişe duyduklarını belirtti. Çoğu, endişelerinin<br />

son iki yılda yoğunlaştığını ve endişelerinin<br />

ilk olarak aşırı hava koşullarından<br />

kaynaklandığını söyledi.<br />

“Sürdürülebilirlik maratonuna<br />

Türkiye de katılıyor”<br />

Bain & Company ortaklarından Armando<br />

Guastella konuyla ilgili olarak şu değerlendirmelerde<br />

bulundu: “Sürdürülebilirliğin günümüzde<br />

değer yaratmayı sağlayan temel bir<br />

farklılaştırıcı unsur haline geldiğini tekrarlamaktan<br />

asla yorulmayacağız. Sürdürülebilir<br />

ürünlere yüksek ücret ödeme isteğinin dünya<br />

çapında bir gerçeklik olduğunu doğrulayan<br />

araştırmamızdan elde edilen net kanıtların<br />

da ortaya koyduğu gibi müşteriler bu devrime<br />

öncülük ediyor. Tüketici cephesinde, bir<br />

ürünün yaşam döngüsünün tamamının anlaşılmasına<br />

yönelik yeni bir ihtiyacın ortaya<br />

çıktığının fark edilmesi son derece önemli.<br />

Artık bir şeylerin nasıl üretildiği değil, uçtan<br />

uca tüm yolculuğun doğru bir şekilde ele<br />

alınması söz konusu. Bu da döngüsellikten<br />

yararlanan birçok sektörde yeni iş modelleri<br />

için açık bir alan yaratacaktır.<br />

Burada ortaya çıkan bir diğer nokta ise kuruluşların<br />

bu fırsatları yakalamak için yalnızca<br />

yeni iş rotalarını belirlemekle kalmayıp,<br />

aynı zamanda yetenekler üzerinde çalışan<br />

Bain & Company’nin yeni Küresel Sürdürülebilirlik Raporu<br />

işletmelerin yüzde 60’ından fazlasının sürdürülebilirlik<br />

hedeflerine ulaşma yolunda ilerlemediğini ortaya<br />

koyuyor. Giderek daha bilinçli hale gelen tüketici ve<br />

çalışan kitlesi bu konuda şirketlere yardımcı olabilir.<br />

Tüketiciler, ekstrem hava koşulları nedeniyle çevresel<br />

kaygılarının arttığını söylüyor. Sürdürülebilirliğin yerel iş<br />

ekosistemi için hiç olmadığı kadar stratejik hale geldiği<br />

bu büyük maratona Türkiye de katılıyor…<br />

ve kendi kuruluşları içinde yeniden beceri<br />

kazandırma ve beceri geliştirmeye yönelik<br />

kapsamlı programları başlatarak doğru yetenekleri<br />

bulmaları gerektiği. Bütünsel bir<br />

plan geliştirmek ve stratejik ve operasyonel<br />

değişiklikleri belirlemek yalnızca ekonomik<br />

bir çaba değil, aynı zamanda ticaretin motor<br />

gücünden yararlanarak sürdürülebilirlik<br />

yoluyla yeni değer kaynakları yaratmak için<br />

de büyük bir fırsat. Daha sürdürülebilir bir<br />

gelecek şimdiden başlamış durumda ve sürdürülebilirliğin<br />

yerel iş ekosistemi için hiç olmadığı<br />

kadar stratejik hale geldiği bu büyük<br />

ESG maratonuna Türkiye de katılıyor.”<br />

Tüketiciler hakkında şaşırtıcı<br />

gerçekler<br />

Bain’in araştırması, tüketiciler hakkında<br />

bazı şaşırtıcı gerçekleri ortaya koyuyor ve<br />

bazı yaygın yanlış algıları ortadan kaldırıyor.<br />

Bunlar arasında, tüketicilerin sürdürülebilir<br />

ürünler için daha fazla ödeme yapmayacağı<br />

ve tüketici davranışının sabit olduğu fikirleri<br />

de yer alıyor.<br />

* Baby Boomer kuşağı, genellikle Z kuşağı<br />

kadar endişeli. Pek çok şirket uzun zamandır<br />

genç tüketicilerin yaşlı tüketicilere göre<br />

sürdürülebilirliğe daha fazla odaklandığını<br />

düşünüyordu, ancak gerçek o kadar net değil.<br />

Örneğin, dünya genelinde Z kuşağı tüketicilerin<br />

yüzde 72’si ve Boomer kuşağının yüzde<br />

68’i çevre konusunda oldukça ya da aşırı derecede<br />

endişe duyarken, Hindistan, Fransa<br />

ve Japonya gibi çeşitli ülkelerde Boomer kuşağı<br />

daha fazla endişe duyuyor.<br />

* Tüketiciler sürdürülebilir ürünler için ortalama<br />

yüzde 12 oranında fazladan ödeme<br />

yapmaya istekli, ancak bu ürünlerin fiyatları<br />

hala çok yüksek. Endişeler arttıkça, tüketiciler<br />

çevreye duyarlı seçimler yapmak istiyor<br />

ve sürdürülebilir ürünler için daha fazla<br />

ödemeye razı oluyor. Ancak çoğu zaman<br />

engellerle karşılaşıyorlar. Örneğin, ABD’deki<br />

tüketiciler çevresel etkisi en aza indirilmiş<br />

ürünler için ortalama yüzde 11 daha fazla<br />

ödemeye hazır. Ancak ABD’de sürdürülebilir<br />

olarak pazarlanan ürünler ortalama yüzde<br />

28 daha pahalı. Bain’in araştırmasına göre<br />

çevresel kaygıların en yüksek olduğu Hindistan,<br />

Endonezya, Brezilya ve Çin gibi hızlı büyüyen<br />

pazarlardaki tüketiciler daha da fazla,<br />

yüzde 15 ila 20 fazladan ödeme yapmaya hazır.<br />

Öte yandan İngiltere, İtalya, Almanya ve<br />

Fransa’daki tüketiciler yalnızca yüzde 8 ila<br />

10 ekstra ödeme yapmaya istekli.<br />

* Hükümet düzenlemeleri gibi dış faktörlerin<br />

pazarı büyük ölçüde etkilemesiyle birlikte,<br />

tüketici davranışları, birçok şirketin tahmin<br />

ettiğinden daha hızlı değişebilir. Çin, 2009<br />

yılında elektrikli araçlar için finansal teşvikler<br />

sunmaya başladı; şu anda Çinli tüketicilerin<br />

yüzde 19’u elektrikli araba kullandığını<br />

bildiriyor, dünya genelinde ise bu oran yüzde<br />

8. İngiltere’de tek kullanımlık süpermarket<br />

plastik poşetlerinin kullanımı, hükümetin<br />

2015 yılında perakendecilerin bu poşetler<br />

için ücret talep etmesini zorunlu kılmasından<br />

bu yana yüzde 98 oranında azaldı.<br />

* Tüketicilerin istekleri ile çoğu şirketin<br />

sattığı ürünler arasında bir uyuşmazlık var.<br />

Dünya genelinde tüketicilerin yüzde 48’i<br />

sürdürülebilirlik konusunda düşünürken<br />

ürünlerin nasıl kullanıldığını göz önünde<br />

bulunduruyor. Bu tüketiciler, bir ürünün<br />

dayanıklılığı, nasıl yeniden kullanılabileceği<br />

ve atıkları nasıl en aza indireceği konusunda<br />

daha fazla endişe duyuyor. Buna karşılık,<br />

çoğu şirket sürdürülebilir ürünleri üretim<br />

biçimleri, doğal içerikleri ve kullanılan tarım<br />

uygulamaları gibi faktörlere dayanarak satıyor.<br />

Bu faktörler birçok tüketicinin “sürdürülebilir”<br />

ile “premium”u birbirine karıştırmasına<br />

neden oluyor. Bu kopukluğun bir sonucu<br />

olarak, gelişmiş pazarlardaki tüketicilerin<br />

neredeyse yarısı sürdürülebilir yaşamın çok<br />

pahalı olduğuna inanıyor. Buna karşılık, hızla<br />

büyüyen pazarlardaki tüketicilerin yaklaşık<br />

yüzde 35’i buna inanıyor.<br />

* Tüketiciler sürdürülebilir ürünleri saptamakta<br />

zorlanıyor ve şirketlerin bunları ürettiğine inanmıyor.<br />

Bain’in araştırmasında, tüketicilerin yüzde<br />

50’si sürdürülebilirliğin alışveriş yaparken en<br />

önemli dört satın alma kriterlerinden biri olduğunu<br />

belirtiyor. Bain, tüketicilerin yalnızca yüzde<br />

28’inin gerçekten sürdürülebilir ürünler üretme<br />

konusunda büyük şirketlere güvendiğini, buna<br />

karşılık yüzde 45’inin küçük, bağımsız işletmelere<br />

güvendiğini ortaya koyuyor.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Son Bitcoin 2140’ta üretilecek!<br />

Güncel veriler, dünyanın piyasa değeri<br />

açısından en büyük kripto para biriminin<br />

arzının giderek azaldığını gösterdi. Doğası<br />

gereği limitli bir arza sahip olan ve Bitcoin<br />

madenciliği kapsamında yalnızca 21<br />

milyon adet üretilebileceği tahmin edilen<br />

Bitcoin’in toplam arzının yüzde 93’ü<br />

üretildi. Küresel kripto para borsası Gate.<br />

io’nun Küresel Büyüme Direktörü Kafkas<br />

Sönmez, Bitcoin arzının ve Bitcoin madenciliğinin<br />

geleceğine ilişkin görüşlerini<br />

paylaştı.<br />

Doğası gereği limitli arzıyla tanınan Bitcoin’in geleceğine<br />

ilişkin veriler, toplam arzın yüzde 93’ünün gerçekleştirildiğini<br />

gösterdi. Üretilebilecek yalnızca 1,49 milyon<br />

Bitcoin kaldığı öngörülürken, bugüne kadar üretilen<br />

toplam Bitcoin sayısı 19,54 milyonu aştı…<br />

Üretilebilecek yalnızca 1,49<br />

milyon Bitcoin kaldı!<br />

CoinMarketCap’te yer alan veriler, Kasım<br />

2023 ortası itibarıyla 19,54 milyonu aşkın<br />

Bitcoin’in üretildiğini gösterdi. Toplam<br />

arzın 21 milyonla kısıtlı olduğu düşünüldüğünde,<br />

geriye yalnızca 1,49 milyon adet<br />

Bitcoin’in madencilik faaliyetleri sonucunda<br />

ortaya çıkarılabileceği tespit edildi. Bitcoin’in<br />

bir limitle tasarladığını hatırlatan<br />

Kafkas Sönmez, “Bir varlık sınıfı olarak tasarlanan<br />

Bitcoin, değerinin arz talep dengesine<br />

göre belirlenmesi ve fiyatının yıllar<br />

içinde artış eğilimi göstermesi için sınırlı<br />

bir arzla geliştirildi. Toplam arza yaklaşık<br />

her 10 dakikada bir yeni Bitcoin’ler ekleniyor.<br />

Daha doğrusu şu an için ortalama 6,25<br />

Bitcoin’in eklendiği her bir bloğun oluşturulma<br />

süresi 10 dakika olarak ölçülüyor.<br />

Blok başına düşen Bitcoin sayısı, her dört<br />

yılda bir yarı yarıya azaltılıyor. Kripto ekosisteminde<br />

Bitcoin halving olarak bilinen<br />

bir sonraki yarılanma, <strong>2024</strong>’te gerçekleştirilecek.<br />

Yarılanmadan sonra her blok için<br />

3,125 adet Bitcoin üretilecek” dedi.<br />

Milyoner başına 0,35 Bitcoin<br />

düşüyor<br />

2022 tahminlerine göre dünyada yaklaşık<br />

60 milyon milyoner olduğunu belirten<br />

Gate.io Küresel Büyüme Direktörü Kafkas<br />

Sönmez, “Mevcut Bitcoin arzını bu<br />

kişiler arasında eşit olarak paylaştırsak,<br />

her milyonere yalnızca 0,35 Bitcoin düşüyor.<br />

Üretilmiş toplam Bitcoin’in yaklaşık 6<br />

milyon adetinin, dijital cüzdan şifresinin<br />

unutulması gibi sebeplerle geri döndürülemez<br />

şekilde kaybolduğu düşünüldüğünde,<br />

bu ortalama 0,25’lere kadar geriliyor.<br />

Bu durum Bitcoin’in halihazırda ne kadar<br />

nadir ve değerli olduğunu ortaya koyuyor.<br />

Yalnızca bu denli nadir oluşu düşünüldüğünde,<br />

günün birinde 0,1 Bitcoin’in dahi<br />

servet sayılabileceğini söyleyebiliriz. Bu<br />

hesaplamalar son Bitcoin üretiminin 2140<br />

yılında gerçekleştirileceğini öngörse de,<br />

Bitcoin’in ağ genelindeki yuvarlama algoritmaları<br />

sebebiyle hiçbir zaman 21 milyon<br />

arza ulaşmasının mümkün olmadığı da<br />

düşünülüyor” ifadelerini kullandı.<br />

“Bitcoin’in gelecekteki<br />

değerini kullanım yöntemleri<br />

belirleyecek”<br />

Altının da arzı sınırlı bir varlık olduğunu,<br />

bugün dünyanın her yerinde geçerli, içsel<br />

değere sahip bir kıymetli maden olduğunu<br />

hatırlatan Kafkas Sönmez, değerlendirmelerini<br />

şu ifadelerle sonlanırdı:<br />

“Önümüzdeki yıllarda toplam Bitcoin arzının<br />

ne kadarının dolaşımda olacağı, ne kadarına<br />

erişileceği, Bitcoin benimsemesinin<br />

nasıl seyredeceği ve Bitcoin’in finansal hayatta<br />

nasıl konumlanacağı gibi ayrıntılar,<br />

kripto para biriminin gelecekteki değerini<br />

belirleyecek. Son Bitcoin’in üretilmesi durumunda<br />

bu durumdan başta madenciler<br />

etkilenecek, madencilik ücretleri ortadan<br />

kalkacak ve geriye gelir elde edebilecekleri<br />

işlem ücretleri kalacak. Ancak Bitcoin arzında<br />

sona ulaşılmasının yatırımcıyı nasıl<br />

etkileyeceği konusunda sıraladığımız bu<br />

faktörler belirleyici olacak. Gate.io olarak<br />

bugünün ve yarının piyasa koşullarına en<br />

hızlı biçimde uyum sağlamak için çalışıyor,<br />

kripto ekosisteminin kapılarını dünyanın<br />

dört bir yanından 14 milyonu aşkın<br />

kayıtlı kullanıcıya açıyoruz.”<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

15


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Sektör, <strong>2024</strong>’e odaklanırken, yapay zeka<br />

ve sürdürülebilirlik ön plana çıkıyor<br />

Vertiv’in trend tahminleri, önümüzdeki dönemde,<br />

yapay zekanın sunduğu olanaklara ve enerji yönetimine<br />

odaklanılacağını öngörüyor…<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

16<br />

Günümüzde, yapay zekanın (AI) sunduğu<br />

olanaklara yönelik yoğun ve kaçınılmaz<br />

bir talep bulunuyor. Bu ortamda,<br />

enerji tüketimini, maliyetleri ve sera gazı<br />

emisyonlarını azaltmaya yönelik baskı<br />

da giderek artıyor. <strong>2024</strong>’e girerken, veri<br />

merkezi sektörünün bu durumdan büyük<br />

ölçüde etkilenmesi bekleniyor. Vertiv’in<br />

<strong>2024</strong> veri merkezi trend öngörüleri,<br />

sektör genelinde etkisini hissettiriyor.<br />

Bunların başında, yapay zekanın (AI)<br />

hızla yaygınlaşması (Vertiv’in iki yıl önce<br />

öngördüğü gibi) ve bununla birlikte, yapay<br />

zeka tabanlı bilgi işlemdeki altyapı<br />

ve sürdürülebilirlik zorlukları geliyor.<br />

Vertiv CEO’su Giordano (Gio) Albertazzi,<br />

“Yapay zeka ve yapay zekanın veri merkezlerinde<br />

neden olduğu yoğunluk ve<br />

enerji talebi, sektörümüzün odaklandığı<br />

konular haline geldi. Müşterilere yapay<br />

zeka taleplerini destekleme ve aynı<br />

zamanda enerji tüketimini ve sera gazı<br />

emisyonlarını azaltma konusunda yardımcı<br />

olma yolları bulmak, endüstrimizde<br />

önemli bir zorluk haline geldi. Bu, veri<br />

merkezleri, çip ve sunucu üreticileri ile<br />

altyapı sağlayıcıları arasında yeni iş birliklerini<br />

gerektiren bir süreç.” dedi.<br />

Vertiv uzmanlarının, <strong>2024</strong> yılında veri<br />

merkezi ekosistemine hakim olmasını<br />

beklediği trendler şu şekilde:<br />

1. Yapay zeka, yeni yapılar ve güçlendirmelerin<br />

şartlarını belirliyor: Yapay<br />

zekaya yönelik talebin artması, organizasyonları<br />

operasyonlarında önemli değişiklikler<br />

yapmaya itiyor. Eski tesisler,<br />

yapay zeka için yüksek yoğunluklu bilgi<br />

işlemi destekleyecek donanıma sahip değiller.<br />

Öyle ki, birçok tesis, sıvı soğutma<br />

için gerekli altyapıdan yoksun. Gelecek<br />

yıl, daha fazla sayıda organizasyon, aldıkları<br />

eksik önlemlerin yetersiz olduğunu<br />

fark edecek. Bunun yerine, dağıtım<br />

sürelerini kısaltan prefabrik modüler<br />

çözümleri içeren yeni yapıları veya güç<br />

ve soğutma altyapılarını temelden değiştiren<br />

büyük ölçekli iyileştirmeleri tercih<br />

edecekler. Bu önemli değişiklikler, tüm<br />

veri merkezi alanını desteklemeye yönelik<br />

hava soğutmalı termal yönetimle<br />

birlikte yapay zeka sunucuları için sıvı<br />

soğutma da dahil olmak üzere daha çevre<br />

dostu teknolojilerin ve uygulamaların<br />

hayata geçmesi için fırsatlar sunuyor.<br />

2. Enerji depolama alternatiflerine<br />

yönelik arayış genişliyor: Yeni enerji<br />

depolama teknolojileri ve yaklaşımları,<br />

şebekeyle akıllı bir şekilde entegre olabilme<br />

ve acil bir hedefi yerine getirme<br />

- jeneratör başlangıçlarını azaltma - konusunda<br />

önemli ölçüde başarı gösteriyor.<br />

Batarya Enerji Depolama Sistemleri<br />

(BESS), yoğunluğu gerektiğinde ve daha<br />

uzun süre boyunca kaydırarak daha<br />

uzun çalışma süresi taleplerini karşılıyor.<br />

Ayrıca, güneş veya yakıt hücreleri<br />

gibi alternatif enerji kaynaklarıyla sorunsuz<br />

bir şekilde entegre olabiliyor. Bu<br />

sayede, jeneratör kullanımı en aza inerken<br />

çevreye olan olumsuz etkiler önemli<br />

ölçüde azalıyor. BESS kurulumlarının,<br />

<strong>2024</strong> yılında daha yaygın hale gelmesi ve<br />

“Kendi Enerjini Getir” (BYOP) modellerine<br />

uyacak şekilde gelişmesi öngörülüyor.<br />

Ayrıca, yapay zekaya olan talebi desteklemek<br />

için gerekli kapasiteyi, güvenilirliği<br />

ve maliyet etkinliğini sunması bekleniyor.<br />

3. İşletmeler esnekliğe öncelik veriyor:<br />

Bulut ve ortak yerleşim sağlayıcılarının<br />

yoğun talebi karşılamak için yeni<br />

dağıtımlar peşinde koşarken, kurumsal<br />

veri merkezlerine sahip organizasyonların<br />

yatırım ve dağıtım stratejilerini<br />

çeşitlendirmeye eğilimli olacağı öngörülüyor.<br />

Organizasyonlar, teknolojiyi en<br />

iyi nasıl uygulayacaklarını düşünürken<br />

sürdürülebilirlik hedeflerini de karşılamaya<br />

çalışıyorlar. Yapay zeka, bu noktada<br />

önemli bir faktör olarak karşımıza<br />

çıkıyor. İşletmelerin sahip oldukları<br />

yapay zekayı desteklemek için kapasite<br />

arayışına yönelmeleri bekleniyor. Ayrıca,<br />

uç uygulama dağıtımlarının yapay<br />

zekanın rüzgarlarından etkilenebileceği<br />

düşünülüyor. Birçok organizasyonun,<br />

eski ekipmanlarının ömrünü uzatmak<br />

için önemli yatırımlara öncelik vereceği<br />

bekleniyor. Bunlar arasında, prefabrik<br />

modüler çözümler, servis ve bakıma<br />

hizmetleri bulunuyor. Bu tür hizmetler,<br />

yan avantajlar sağlayabilir; işletimleri<br />

optimize ederek kapasiteyi maksimum<br />

hesaplama ortamlarında serbest bırakabilir<br />

ve bu süreçte enerji verimliliğini<br />

artırabilir. Benzer şekilde, organizasyonlar,<br />

mevcut sunucuların ömrünü uzatarak,<br />

bunları değiştirmek ve hurdaya<br />

çıkarmak yerine, Scope 3 karbon emisyonlarını<br />

azaltabilirler.<br />

4. Bulut yarışı güvenlik engelleri ile<br />

karşı karşıya: Gartner, genel bulut hizmetlerine<br />

yönelik küresel harcamaların<br />

<strong>2024</strong>’te yüzde 20,4 artacağını öngörüyor<br />

ve bulut ortamına olan yoğun göç dalgasının<br />

devam etmesi bekleniyor. Bu,<br />

bulut sağlayıcıları üzerinde, yapay zeka<br />

ve yüksek performanslı bilgi işlem talebini<br />

desteklemek için kapasiteyi hızlı<br />

bir şekilde artırma gerekliliğini ortaya<br />

koyuyor. Bu genişlemeyi sağlamak için,<br />

organizasyonlar, dünya çapındaki işbirlikçi<br />

partnerlere yönelecekler. Giderek<br />

daha fazla veriyi tesis dışına taşıyan bulut<br />

müşterileri için güvenlik en önemli<br />

konulardan biri haline geliyor. Gartner’a<br />

göre, CIO’ların yüzde 80’i <strong>2024</strong> yılında siber/bilgi<br />

güvenliği harcamalarını artırmayı<br />

planlıyor. Farklı ulusal ve bölgesel<br />

veri güvenliği düzenlemeleri, standardizasyon<br />

çabaları devam etse de karmaşık<br />

güvenlik zorluklarına yol açabilir.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Veri sızıntılarının<br />

ortalama maliyeti 4,45 milyon dolar!<br />

Değişen tehdit ortamı ve artan veri akışları veri<br />

güvenliğini BT liderlerinin ajandasında ilk sıralara<br />

taşırken, tahminler veri sızıntılarının ortalama<br />

maliyetinin 2023’te 4,45 milyon dolar olduğunu gösterdi.<br />

Türk otomotiv perakendecisi, değişen koşullara uyum<br />

sağlamak ve KVKK gereksinimlerini karşılamak için veri<br />

kaybı önleme çözümünü yeniledi…<br />

Gelişen teknolojileri siber saldırganların<br />

teknik ve araçlarını güçlendirirken, her<br />

ölçekten şirket için veri ve bilgi güvenliği<br />

kritik unsurlardan birine dönüştü. IBM<br />

tarafından yayımlanan Veri İhlallerinin<br />

Maliyeti 2023 raporunda, 2023’te veri sızıntılarının<br />

ortalama küresel maliyetinin<br />

4,45 milyon dolara ulaştığı görülürken,<br />

veri kaybı önleme (data loss protection |<br />

DLP) yazılımlarına yönelik talep de arttı.<br />

Mercedes-Benz’in Türkiye’deki ilk distribütörü<br />

olan ve 10 şehirde, 25 hizmet noktasıyla<br />

faaliyet gösteren Türk otomobil<br />

perakendecisi Mengerler, veri kaybı önleme<br />

yazılımı için SearchInform’u seçti.<br />

Konuyla ilgili değerlendirmelerini paylaşan<br />

Mengerler Bilgi İşlem Sorumlusu<br />

Uğur Öndüç, “Yeni bir veri kaybı önleme<br />

yazılımı sağlayıcısı arayışımızın temelinde<br />

mevcut çözümümüzün yönetimsel<br />

zorlukları ve yüksek donanım gereksinimleri<br />

belirleyici oldu. Bu sebeplerden,<br />

dünyanın dört bir yanında 3 bini aşkın<br />

şirkete hizmet vererek BT sektöründe küresel<br />

gücünü kanıtlayan SearchInform’u<br />

tercih ettik” dedi.<br />

Kolay kontrol ve yalın<br />

kullanıcı deneyimi sunuyor<br />

Veri kaybı önleme sistemleri bir yandan<br />

gelişmiş bilgi güvenliği ve koruması<br />

sağlarken bir yandan da şirketlerin Kişisel<br />

Verileri Koruma Kanunu (KVKK)<br />

yükümlülüklerine uyumunu mümkün<br />

kılıyor. Birden fazla hizmet noktasında<br />

faaliyet gösteren, çok sayıda tedarikçiyle<br />

çalışan işletmeler için ise uçtan uca veri<br />

görünürlüğü kritik başlıklar arasında<br />

yer alıyor. Müşterilerine doğru ve kişiselleştirilmiş<br />

hizmetler sunabilmeleri için<br />

veriye önem veren bir şirket olduklarının<br />

altını çizen Uğur Öndüç, “Finans, muhasebe,<br />

insan kaynakları ve satış gibi farklı<br />

birimlerin verisi, Mengerler’in verimli iş<br />

süreçlerinin temelinde yer alıyor. Önceki<br />

tecrübelerimizi de göz önünde bulundurarak,<br />

çözümün kolaylıkla yönetilebilir<br />

olmasını ve yalın bir kullanıcı deneyimi<br />

sunmasını bekliyorduk. SearchInform’un<br />

DLP çözümü, tüm beklentilerimizi uçtan<br />

uca karşıladı. Veri güvenliği görevleri, tek<br />

bir arayüz üzerinden verimli bir şekilde<br />

kontrol edilebiliyor” ifadelerini kullandı.<br />

“İş süreçlerinin kesintiye<br />

uğramasını engellemek kritik”<br />

Araştırmaların veri kaybı önleme yazılımı<br />

pazarının 2028’e kadar yaklaşık 9<br />

milyar dolar büyüklüğe ulaşacağını gösterdiğini<br />

hatırlatan SearchInform Türkiye<br />

Bölge Müdürü Elena Varol, “Mengerler,<br />

bini aşkın çalışanıyla Türkiye’nin önde<br />

gelen otomobil perakendecileri arasında<br />

yer alıyor. Geniş bir ağ yöneten Mengerler<br />

için tüm iş süreçlerinin hiçbir zaman<br />

kesintiye uğramamasının ve iç tehditlerin<br />

oluşturabileceği risklere önleyici tedbirler<br />

uygulanmasının öneminin farkındaydık.<br />

2004’ten bu yana bilgi güvenliği teknolojileri<br />

geliştiren, dünya çapında 3 bini<br />

aşkın şirketin veri güvenliğine katkıda<br />

bulunan, risk yönetimi ve bilgi güvenliği<br />

konusunda uzmanlaşan SearchInform<br />

olarak geliştirdiğimiz çözümler, düşük<br />

altyapı gereksinimleriyle uçtan uca kontrol<br />

sunuyor ve müşteri ihtiyaçlarına göre<br />

uyarlanabiliyor. Mengerler’in bilgi güvenliği<br />

korumasını üst seviyeye çıkaran çözümümüzü<br />

tercih etmesi, yaklaşımımızın<br />

müşterilerimiz için faydalı olduğunu<br />

doğruluyor” diye konuştu.<br />

BT sektöründe 20 yıl<br />

deneyimli Türk iş ortağı<br />

tarafından uygulandı<br />

Dünya standartlarındaki güvenlik çözümlerin<br />

yerel pazarda Türk şirketlerinin<br />

kullanımına sunulmasının, yerli teknoloji<br />

ortaklarıyla mümkün olduğuna dikkat<br />

çeken Mengerler Bilgi İşlem Sorumlusu<br />

Uğur Öndüç, değerlendirmelerini şu ifadelerle<br />

sonlandırdı: “SearchInform DLP<br />

çözümüne sorunsuz ve kesintisiz geçiş<br />

sürecimizde uzmanlığında güvendiğimiz<br />

Nexta Çözüm Danışmanlık ile çalıştık.<br />

Türkiye BT sektöründe 20 yılı aşkın<br />

geçmişiyle farklı sektörlerin karmaşık<br />

BT ihtiyaçlarına en doğru çözümleri bir<br />

araya getirerek yanıt vermeyi başaran<br />

Nexta’nın desteğini her aşamada hissettik.<br />

Nexta, teknik destek hizmetiyle tüm<br />

sorularımıza anında ve kapsamlı yanıtlar<br />

vermeyi sürdürüyor ve doğru bir iş ortağı<br />

seçtiğimizi her geçen gün kanıtlıyor.”<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

17


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

OPSWAT, EPDK tarafından hazırlanan<br />

siber güvenlik yetkinlik modeline hazır<br />

EPDK’nın yaptığı çalışma, enerji sektöründe ulusal<br />

güvenliği sağlama konusunda çok büyük bir irade ortaya<br />

koyduğunu, kurumları bilgilendirip, güvenlik aksiyonu<br />

almak adına onları yetkilendirdiğini gösteriyor…<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

18<br />

Küresel siber güvenlik çözümleri lideri<br />

OPSWAT, Türkiye Enerji Piyasası Düzenleme<br />

Kurumu (EPDK) tarafından hazırlanan<br />

ve zorunlu kılınan Siber Güvenlik<br />

Yetkinlik Modeli Yönetmeliği’ne hazır olduğunu<br />

duyurdu. Bu model, enerji şirketlerinin<br />

ve altyapılarının siber güvenliğini<br />

artırmak amacıyla tasarlanmasının yanında,<br />

çeşitli endüstrilere de uygulanması<br />

yönünden büyük bir öneme sahiptir.<br />

EPDK’nın enerji sektörüne yönelik modelini<br />

tanıtması, otomasyon ve kontrol<br />

sistemlerini korumanın siber güvenlik<br />

açısından kritik olduğu anlamını da taşıyor.<br />

OPSWAT gibi siber güvenlik firmaları,<br />

kritik altyapıları güçlendirmek için<br />

çeşitli yöntemler kullanarak önemli bir rol<br />

oynarlar ancak siber tehditlerin giderek<br />

karmaşık hale gelmesi, enerji şirketlerinin<br />

dayanıklılığını sağlamak adına düzenli<br />

olarak dikkatli ve proaktif önlemler almayı<br />

gerektiriyor.<br />

EPDK’nın, enerji şirketleri arasında<br />

100MW ve üzeri kapasiteye sahip olanları<br />

siber güvenlik modeline uymalarını<br />

zorunlu kılması, kurumlar için bir hazırlık<br />

dönemini öngörüyor. 6 Haziran 2023<br />

itibariyle OPSWAT, EPDK Siber Güvenlik<br />

Yetkinlik Modeli Yönetmeliği’ni detaylı bir<br />

şekilde inceleyerek ürünlerini belirtilen<br />

gereksinimlere uygun hale getirdi. Dokuz<br />

kriterin belirtildiği genelgeye uyum sağlamak<br />

adına 5 kriterde gerekli teknolojileri<br />

kolayca sağlayabilen OPSWAT’ın çözüm<br />

sağladığı kriterlerin dışında kalan maddeler<br />

özelinde ise kurumlar, farklı şirketlerden<br />

ürünleri değerlendirip kendilerine<br />

uygun tedariği sağlayabiliyorlar.<br />

Düzenlemenin getirdiği yükümlülükler,<br />

lisans sahiplerinin EPDK tebligatını almasıyla<br />

başlıyor.<br />

Bilişim Güvenliği<br />

Yönetmeliği’nin emekli<br />

edilmesi<br />

Enerji Sektöründe Siber Güvenlik Yetkinlik<br />

Modeli Yönetmeliği’nin EPDK tarafından<br />

yürürlüğe girmesiyle beraber, Enerji Sektöründe<br />

Kullanılan Endüstriyel Kontrol<br />

Sistemlerinde Bilişim Güvenliği Yönetmeliği<br />

yürürlükten kaldırıldı. Bilgi Güvenliği<br />

Yönetmeliği’nin emekli edilmesi, artan<br />

tehditlere karşı EPDK’nın çok önemli bir<br />

çalışma yaptığını, enerji sektöründe ulusal<br />

güvenliği sağlama konusunda çok büyük<br />

bir irade ortaya koyarak, kurumları bilgilendirip<br />

güvenlik aksiyonu almak için onları<br />

yetkilendirdiğini gösteriyor.<br />

Bu bağlamda OPSWAT, Bilgi Teknolojisi<br />

(BT) çözümleri yanında, Operasyonel Teknoloji<br />

(OT) çözümlerini de içeren bir birleşik<br />

yaklaşımın önemine değiniyor.<br />

Kurulumlar operasyonel teknolojiyi güvence<br />

altına almanın önemini fark ettikçe<br />

hem BT hem de OT’yi kapsayan siber<br />

güvenlik stratejilerine olan yatırımlarını<br />

artıracaklar diyen OPSWAT’ın METAP Satış<br />

Başkan Yardımcısı Sertan Selçuk, “Hem<br />

Bilgi Teknolojisi (BT) hem de Operasyonel<br />

Teknoloji (OT) alanlarını kapsayan bütünsel<br />

bir yaklaşımı benimsiyoruz. ABD<br />

merkezli bir siber güvenlik firması olarak<br />

denetim yetkisine sahip değiliz ancak<br />

önde gelen enerji şirketleriyle işbirliği yaparak<br />

ve uzmanlığımızı kullanarak siber<br />

güvenlik savunmalarını güçlendiriyoruz.<br />

OPSWAT’ın OT siber güvenlik yetkinlik<br />

modeli, sadece enerji sektörün için değil<br />

finansal hizmetler, sağlık hizmetleri, üretim<br />

& endüstri, savunma & askeri ve telekomünikasyon<br />

gibi siber güvenlik yetkinliğinin<br />

kritik olduğu birçok başka alanda da<br />

uygulanabilir durumdadır. Bu sektörler,<br />

müşteri gizliliği, operasyonel süreklilik ve<br />

ulusal güvenlik gibi çeşitli nedenlerle siber<br />

saldırılara karşı korunmayı son derece<br />

önemserler. Dolayısıyla, OPSWAT gibi siber<br />

güvenlik yetkinlik modellerine hazır<br />

firmalar bu ve benzeri alanlarda çok kritik<br />

öneme sahiplerdir” dedi.<br />

Modelin enerji sektörü için<br />

sağlayacağı avantajlara<br />

stratejik bir bakış<br />

Enerji sektörü için özel olarak geliştirilen<br />

bu siber güvenlik yetkinlik modeli, bir dizi<br />

avantaj ve faydayla birlikte gelirken, mevcut<br />

durumu daha da iyileştirebilecek bir<br />

bakış açısıyla ele alınabilir.<br />

Altyapı Güvenliği: Enerji sektörünün, kritik<br />

altyapılara yönelik siber tehditlere karşı<br />

daha dirençli hale getirilmesine yardımcı<br />

olabilir.<br />

Tehditleri Tanımak ve Engellemek: Model,<br />

siber tehditleri tespit etmek, analiz etmek<br />

ve engellemek için gelişmiş yetenekler<br />

sunabilir. Tehditlerin daha hızlı bir şekilde<br />

tespit edilmesi ve onlara müdahale edilmesi,<br />

olası zararları en aza indirebilir.<br />

Uyumluluk ve Regülasyonlara Uyum:<br />

Enerji sektörü, belirli güvenlik standartlarına<br />

ve regülasyonlara uymak zorundadır.<br />

Bu model, sektörün bu tür gereksinimleri<br />

karşılamasına yardımcı olabilir ve uyum<br />

süreçlerini kolaylaştırabilir.<br />

Risk Yönetimi: Enerji sektörü, siber saldırıların<br />

neden olabileceği operasyonel kesintileri<br />

ve maliyetleri en aza indirmek için<br />

etkili bir risk yönetimi stratejisine ihtiyaç<br />

duyar. Bu model, riskleri öngörme ve azaltma<br />

konusunda önemli bir rol oynayabilir.<br />

Bilinçlendirme ve Eğitim: Çalışanları siber<br />

güvenlik konusunda bilinçlendirmek<br />

ve eğitmek, güvenlik açıklarının azaltılmasında<br />

önemlidir. Bu model, çalışanları<br />

eğitmek ve farkındalığı artırmak için kaynaklar<br />

sağlayabilir.<br />

Veri Koruma: Enerji şirketleri, müşteri<br />

verileri ve operasyonel bilgiler gibi hassas<br />

verileri korumak zorundadır. Bu model,<br />

veri koruma stratejilerini güçlendirebilir<br />

ve hassas bilgilerin yetkisiz erişime karşı<br />

korunmasına yardımcı olabilir.<br />

Sonuç olarak, enerji sektörü için geliştirilmiş<br />

bir siber güvenlik yetkinlik modeli, altyapı<br />

güvenliğini artırabilir, siber tehditlere<br />

karşı daha hazırlıklı olunmasını sağlayabilir<br />

ve operasyonel sürekliliği koruyabilir.<br />

Bu da sektörün daha güvenli ve sağlam<br />

bir temel üzerinde iş yapmasına yardımcı<br />

olabilir.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Avrupa KOBİ Haftası’nda tabit imzası<br />

KOSGEB tarafından EEPA ödülüne Türkiye’den<br />

aday gösterilen Tabit, Akıllı Köy<br />

Projesi ile prestijli Avrupa İşletme Teşvik<br />

Ödülleri’nde (EEPA) özel bir mansiyon kazandı.<br />

Akıllı Köy projesi, dünya genelinde<br />

yaşayan aile çiftçilerine yönelik geliştirilmiş<br />

tarım teknolojileri ve IoT uygulamalarını<br />

içeren ilk platform olma özelliği<br />

taşıyor. Aldığı ödül ile Tabit, inovasyon ve<br />

girişimcilikteki deneyimini ve tarım sektörüne<br />

sunduğu önemli katkıları gözler<br />

önüne seriyor.<br />

Akıllı Köy projesi, tarımın geleceğine yön<br />

veren yenilikçi bir yaklaşım sunuyor. IoT<br />

teknolojileri, veri analitiği ve dijital tarım<br />

uygulamalarını bir araya getiren bu proje,<br />

çiftçilere verimliliği artırma, kaynakları<br />

daha sürdürülebilir bir şekilde kullanma<br />

ve gelirlerini artırma fırsatı sunuyor.<br />

Avrupa KOBİ Haftası 13 - 17 Kasım tarihleri arasında<br />

İspanya’nın Bilbao kentinde gerçekleşti. Etkinlik,<br />

Avrupa’daki işletmelerin potansiyel ortaklar ve<br />

yatırımcılarla bağlantı kurmaları ve sektörlerindeki<br />

son trendler ve teknolojiler hakkında bilgi edinmeleri<br />

için fırsat sundu. Türkiye’den toplantıya katılan tarım<br />

teknolojileri firması Tabit, Akıllı Köy projesi ile büyük bir<br />

başarı elde ederek Avrupa İşletme Teşvik Ödülü’nün<br />

(EEPA) sahibi oldu…<br />

Çiftçilerin teknolojiye adaptasyonu konusunda<br />

yaptığı başarılı projelerle Nobel<br />

adaylığı da bulunan Tabit Kurucusu Tülin<br />

Akın: “Akıllı Köy projemiz, tarım sektöründe<br />

inovasyonun ve teknolojinin nasıl<br />

bir araya getirilebileceğini gösteren bir örnek<br />

teşkil ediyor. Bu proje, dünya genelinde<br />

yaşayan çiftçilere sürdürülebilir tarım<br />

uygulamalarını benimsetmeye ve tarımsal<br />

üretkenliği artırmaya yönelik bir adım<br />

olarak tasarlandı. Günümüzde gıda konusunda<br />

global sorunlar ve krizler ile mücadele<br />

ediyoruz. Akıllı teknolojiler olmadan<br />

mevcut nüfusun gıda ihtiyacını karşılama<br />

şansımız kalmadı. Biz de aile çiftçilerinin<br />

teknolojik dönüşüm sürecinde güvenilir<br />

bir iş ortağı olarak onlara destek sağlıyoruz.<br />

Eğitimlerimizle, Ar-Ge çalışmalarımızla,<br />

çiftçilere özel tasarladığımız dijital<br />

platformlarla ve uygulamalarla, projelerimizle<br />

tarımsal üretime destek veriyoruz.<br />

Bu ödül, ekibimizin çabalarını ve bu projeye<br />

duyduğu bağlılığı gösteriyor. Bu prestijli<br />

ödülü kazanmaktan büyük gurur duyuyoruz.”<br />

dedi.<br />

Tarım sektöründe daha fazla inovasyona<br />

imza atmayı ve çiftçilerin yaşam kalitesini<br />

artırmayı hedefleyen Tabit, Ortadoğu,<br />

Afrika ve Türk Cumhuriyetleri’ndeki çalışmalarını<br />

da hız kesmeden sürdürüyor.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

İBB verilerine afet önlemi!<br />

İBB, şehir verilerini afet durumlarına karşı koruma<br />

altına almak için Felaket Kurtarma Merkezi(FKM)<br />

projesini hayata geçiriyor. Proje ile veriler Ankara da<br />

düzenli olarak yedeklenecek. İstanbul ve bölgesini<br />

kapsayan olası büyük deprem, sel ve yangın gibi büyük<br />

afet durumlarında kritik kamu düzenine ait faaliyetler<br />

kesintisiz sürecek…<br />

İstanbul Büyükşehir Belediyesi(İBB) Bilgi<br />

İşlem Dairesi Başkanlığı ve İBB telekomünikasyon<br />

altyapı iştirak şirketi İSTTEL-<br />

KOM AŞ tarafından yürütülen çalışmalar<br />

kapsamında Felaket Kurtarma Merkezi(F-<br />

KM) projesi uygulamaya konuyor. Proje<br />

İBB Veri Merkezi bünyesinde yer alan<br />

önemli verileri deprem vb. diğer büyük<br />

afet durumlarına karşı Ankara da düzenli<br />

olarak yedeklenerek güvenli bir şekilde<br />

korunması ve gerektiğinde kullanılabilir<br />

olmasını amaçlıyor. Oluşturulan yeni yapı<br />

ile İstanbul ve bölgesini kapsayan olası büyük<br />

deprem, sel ve yangın gibi büyük afet<br />

durumlarında kritik kamu düzenine ait<br />

faaliyetlere ait veriler korunacak, şehirdeki<br />

sürdürülebilirliğe ve toparlanmaya önemli<br />

katkılar sunacak.<br />

Depremlerden Ders Aldık<br />

İBB’nin tüm birimlerine verilerini yedekleyeceklerini<br />

kaydeden İBB Bilgi İşlem Daire<br />

Başkanı Erol Özgüner, “Felaket Kurtarma<br />

Merkezi projesi ile İBB ve iştiraklerine ait<br />

verileri büyük ölçekli afet, diğer vb. acil<br />

kriz durumlarına karşı özel olarak koruma<br />

altına alıyoruz. 17 Ağustos Marmara ve<br />

büyük Hatay depremi hepimiz için önemli<br />

bir tecrübe oldu. Yeni sistem İBB’nin afet<br />

durumlarında vatandaşlara kesintisiz hizmet<br />

vermesine güçlü destek olacak” dedi.<br />

İBB’nin Veri Güvenliği ve<br />

Dayanıklılığı İçin Önemli Bir<br />

Adım<br />

İBB İştirakler Teknoloji Grup Başkanı<br />

Nihat Narin ise “Stratejik öneme sahip<br />

’Felaket Kurtarma Merkezi’ projesi ile İstanbul’un<br />

her anlamda afetlere daha dirençli<br />

ve hazırlıklı olmasını amaçlıyoruz.<br />

Yapılan çalışmaları ile veri güvenliği, iş sürekliliği<br />

ve belediyecilik hizmetlerinin kesintisiz<br />

devam etmesi ana hedefimiz. İBB<br />

olarak İstanbul’u örnek bir dünya kenti haline<br />

getirmek için teknolojik yeni çözümler<br />

sunmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.<br />

19


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Red Hat Summit Connect Istanbul<br />

yoğun katılımla gerçekleşti<br />

Yapay zeka, açık hibrit bulut, sınır bilişim, DevOps ve<br />

konteyner gibi güncel teknolojilere ve Red Hat’in bu<br />

alanlardaki yeniliklerine dair bilgilerin paylaşıldığı, Red<br />

Hat’in müşterileriyle gerçekleştirdiği başarılı projelerin<br />

katılımcılara aktarıldığı Red Hat Summit Connect<br />

Istanbul, 28 Kasım Salı günü gerçekleşti…<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

20<br />

Etkinliğin açılış bölümünde Hoş Geldiniz<br />

konuşması, Red Hat Türkiye ve CIS<br />

Bölgesi Genel Müdürü Haluk Tekin tarafından<br />

gerçekleştirildi.<br />

Haluk Tekin: “Bulut bilişim,<br />

son on yılda uygulamaları<br />

şirketlere ulaştırma şeklini<br />

temelden değiştirirken<br />

Red Hat olarak bu alanda<br />

stratejiler oluşturduk ve<br />

gerçekleştirdik”<br />

Red Hat Türkiye ve CIS Bölgesi Genel<br />

Müdürü Haluk Tekin, konuşmasında<br />

“Teknolojinin sürekli geliştiği bu çağda<br />

gerçekleşen her şeyden haberdar olmak<br />

ve gelecekte karşımıza çıkacak şeylere<br />

yön vermek bizim elimizde. Artık yapay<br />

zeka çağındayız ve bundan dolayı günümüzde<br />

BT sektörü ve tüm şirketler<br />

önemli bir dönüm noktasında bulunuyor.<br />

Bulut bilişim, son on yılda uygulamaları<br />

şirketlere ulaştırma şeklini temelden<br />

değiştirirken Red Hat olarak bu alanda<br />

stratejiler oluşturduk ve gerçekleştirdik.<br />

Açık Hibrit Bulut odaklı stratejimiz ile<br />

açık kaynak inovasyonunun gücünü ve<br />

geniş iş ortakları ekosistemimizi bir araya<br />

getiriyoruz. Ayrıca müşterilerimizin<br />

uygulamaların tamamını istedikleri özel<br />

ve genel bulutta güvenle çalıştırabilmesini<br />

sağlıyoruz. Red Hat olarak kurumsal<br />

yapılarda kullanıma hazır açık kaynak<br />

kodunu bulut hizmeti olarak sunma alanındaki<br />

30 yıllık deneyimimizi kullanarak<br />

ispatlanmış bileşenlerden oluşan bir<br />

temel oluşturulmasına yardımcı oluyoruz.<br />

Şirketlerde teknolojiye dair her şey, bir<br />

güvenlik problemi ile karşılaşana kadar<br />

çok iyi gidiyor. Eninde sonunda güvenlik<br />

zafiyetinden ötürü hack’lendikten<br />

sonra yeni uygulamalar faydadan çok<br />

zarar getirebiliyor. Yaptığımız her şey<br />

açık kaynak topluluklarında başladığı<br />

için güvenliğin de en baştan başlaması<br />

gerektiğine inanıyoruz. Bunun ilk aşamasının<br />

da genelde birbirleriyle çekişen<br />

DevOps ve Güvenlik ekiplerinden geçtiğini<br />

düşünüyoruz. Bu yüzden yazılım<br />

güvenliğine tek ve entegre bir hizmet ile<br />

kapsamlı bir yaklaşım oluşturduk. Red<br />

Hat gibi bilinen ve güvenilir bir sağlayıcı<br />

ile müşterilerimiz kullandıkları uygulamalara<br />

daha fazla güven duyuyor ve geliştiriciler<br />

de yeni yazılım versiyonlarını<br />

ve güncellemelerini hiç olmadığı kadar<br />

hızlı hazırlayabiliyor” dedi.<br />

Açılış bölümünün diğer konuşmacıları<br />

İstanbul Topkapı Üniversitesi Rektörü,<br />

Ekonomist ve Yazar Prf. Dr. Emre Alkin,<br />

Red Hat MED Bölgesi Vice-President Gianni<br />

Anguiletti, Red Hat Senior Manager,<br />

Developer Advocates Natale Vinto<br />

ve Red Hat Business Development Lead,<br />

EMEA Automation Belkacem Moussouini<br />

oldu.<br />

Toplantının öğleden sonraki kısmında<br />

Intel, Konsalt Bilgi Teknolojileri, Ziraat<br />

Teknoloji, Odine, Turkcell, Sekom, Garanti<br />

BBVA, Anadolu Sigorta, SoftwareOne,<br />

Akbank, Veeam Turkey, Pure Storage,<br />

Payten, Quasys, Gantek, ING, Ford Otosan,<br />

ASEE-Dynatrace, SOCAR Türkiye,<br />

IBTech ve Türk Telekom’un yöneticileri<br />

başarı hikayelerini katılımcılarla paylaştı.<br />

Red Hat’in EMEA bölgesindeki ve<br />

Türkiye’deki mühendisleri de Red Hat<br />

çözümlerindeki yenilikleri aktardı.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Kriptoda düzenleme çalışmaları hızlandı<br />

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in<br />

<strong>2024</strong> bütçe görüşmeleri sırasında,<br />

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’ne<br />

(OECD) bağlı Mali Eylem Görev Gücü’nün<br />

(FATF) gri listesinden çıkması için 40 kriterden<br />

yalnızca kripto varlıklara ilişkin<br />

yasal düzenlemenin kaldığına, kripto düzenlemesinin<br />

de kısa sürede Türkiye Büyük<br />

Millet Meclisi’ne sunulacağına yönelik<br />

ifadeleri, kripto yasasının yıl bitmeden<br />

TBMM’ye gelmesi yönündeki beklentileri<br />

artırdı. Coinmarketcap verilerine göre<br />

dünyanın en büyük 10 kripto borsasından<br />

biri olan Gate.io’nun Küresel Büyüme Direktörü<br />

Kafkas Sönmez, düzenlemeye dair<br />

çalışmaların küresel oyuncuları memnun<br />

ettiğini dile getirdi.<br />

Yabancı yatırımcıyı Türkiye’ye çekecek<br />

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek,<br />

ekim ayında katıldığı bir etkinlikte Türkiye’nin<br />

yeni bir program ve yeni bir ekiple<br />

geri döndüğünü vurguladı. Türkiye Cumhuriyet<br />

Merkez Bankası’nın arka arkaya<br />

gerçekleştirdiği istikrarlı faiz artışlarının<br />

da yeni ekonomi yönetiminin izlediği stratejiyi<br />

teyitlediğini dile getiren Kafkas Sönmez,<br />

“Küresel yatırım topluluğu gözünde<br />

güveni inşa etmek istikrarlı adımlarla, net<br />

bir stratejiyle mümkün oluyor ve ülkemiz<br />

bu konudaki taahhüdünü dünya çapında<br />

dikkat çeken icraatlerle doğruluyor. Kripto<br />

varlıklar konusunda bugüne dek farklı<br />

ülkelerde yürütülen, örneğin MiCA gibi<br />

düzenlemeler üzerine temellenen ve bu çalışmaları<br />

ileri taşıyacak adımlar, şüphesiz<br />

yabancı yatırımcıların da ilgisini çekecek.<br />

Gate.io’nun da aralarında olduğu küresel<br />

kripto borsaları, Türkiye’yi özellikle Ortadoğu,<br />

Balkanlar ve Kafkas ülkeleri gibi<br />

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in Türkiye’nin<br />

Mali Eylem Görev Gücü (FATF) gri listesinden çıkması<br />

için kripto yasasına yönelik çalışmaların hızlandığına<br />

yönelik ifadeleri, kripto yasasının yıl sonundan önce<br />

TBMM’ye sunulacağına dair beklentileri artırdı. Küresel<br />

oyuncular, kripto düzenlemesinden umutlu…<br />

pazarlara erişim için merkez olarak görüyor.<br />

Bu oyuncuları da kapsayacak bir düzenleme,<br />

Türkiye’ye yönelik küresel kripto<br />

para borsası ilgisini artırabilir” ifadelerini<br />

kullandı.<br />

“Geleneksel oyuncular da<br />

kriptoya sıcak bakacak”<br />

Bloomberg Intelligence tarafından yayımlanan<br />

bir araştırma notunda, ABD’de spot<br />

Bitcoin borsa yatırım fonu (ETF) başvurularının<br />

onaylanmasının ardından, geleneksel<br />

finans kuruluşlarının artan ilgisiyle<br />

çok kısa sürede 100 milyar dolarlık yeni bir<br />

pazar oluşturabileceğine dikkat çekildiğini<br />

dile getiren Gate.io Küresel Büyüme<br />

Direktörü Kafkas Sönmez, “Kripto ekosistemi,<br />

kurumsal ilginin zirvelere çıktığı,<br />

yerleşik finansal kuruluşların kripto ve<br />

blokzinciri tabanlı yeni yatırım araçları<br />

geliştirmek için hamlelerde bulunduğu bir<br />

yılı geride bırakıyor. Bu küresel bir trend.<br />

Tutarlı bir kripto düzenlemesi, altyapısıyla<br />

küresel finans ekosisteminde parmakla<br />

gösterilen bir ülke olan Türkiye’nin köklü<br />

bankalarının, aracı kurumlarının da<br />

kriptoya sıcak bakmasını beraberinde getirebilir.<br />

Rekabeti destekleyecek ve kripto<br />

varlıkların ticaretine ilişkin net bir çerçeve<br />

sunan regülasyon, daha ilk günden ülke<br />

ekonomimiz için değer oluşturma potansiyeli<br />

taşıyor” diye konuştu.<br />

“Türkiye, küresel büyüme<br />

operasyonlarımızın merkezi”<br />

14 milyonu aşkın kullanıcısına 1.700’ü<br />

aşkın kripto para biriminde işlem yapma<br />

olanağı sunan, yenilikçi yatırım enstrümanlarıyla<br />

her seviyeden yatırımcıya tasarruflarını<br />

değerlendirme imkânı tanıyan<br />

Gate.io’nun, büyüme operasyonlarının<br />

merkezine Türkiye’yi aldığına dikkat çeken<br />

Kafkas Sönmez, “Gate.io, Türkiye’deki<br />

finans otoritelerinde yıllardır istikrarlı bir<br />

biçimde devam eden, yasaklamayı değil,<br />

düzenlemeyi öngören bir kripto regülasyonu<br />

çabası görüyor. Bu sürecin sonuna<br />

yaklaşılması ve net açıklamalar, Gate.io<br />

küresel yönetim ekibinin güvenini tazeliyor.<br />

Tam olarak bu sebeple Türkiye, Gate.<br />

io’nun büyüme yolculuğunun önemli bir<br />

durak noktası olarak konumlanıyor. Kripto<br />

yasasının 2023 bitmeden Türkiye Büyük<br />

Millet Meclisi’ne geleceğine ilişkin beklentileri<br />

yakından takip ediyor, kapsayıcı bir<br />

yasal çerçeve oluşturmak için üzerimize<br />

düşeni yapmaya hazır olduğumuzu bir kez<br />

daha vurguluyoruz.”<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

21


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Diginak.com <strong>2024</strong> yol haritasını açıkladı<br />

Lojistik Teknolojisi alanında Fintek dikeyinde pazar<br />

liderliğini hedefleyen Diginak.com, son 3 yılda toplam<br />

25 kat üzerinde birleşik büyüme gerçekleştirdi. Diginak.<br />

com, <strong>2024</strong> yılında şirket değerini 50 milyon dolara<br />

çıkartmayı hedefliyor…<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

22<br />

Finansal teknoloji pazarı tüm dünyada<br />

hızla büyüyor. Global ölçekte 150 milyar<br />

dolar büyüklüğünü geçen fintek pazarının,<br />

2027 yılına kadar yüzde 13 büyüme<br />

göstermesi bekleniyor. Küresel fintek<br />

şirketlerinin yaklaşık yüzde 90’ının yapay<br />

zekâ ve makine öğrenimine dayalı<br />

olarak çalıştığını hatırlatan Diginak.<br />

com CEO’su Oğuzhan Karaca, “<strong>2024</strong> yılında<br />

dijital nakliye platformumuza yapay<br />

zeka alanında yatırım yapmaya devam<br />

edeceğiz. Yeni teknolojiler ve iklim<br />

dostu düzenlemelerle lojistiğin daha da<br />

sofistike bir hal alacağını düşünüyoruz”<br />

dedi. Basın buluşmasında sorularımızı<br />

cevaplandıran Oğuzhan Karaca, fintek<br />

pazarının geleceği ile ilgili öngörüleri ve<br />

Diginak.com’un gelecek planlarını değerlendirdi…<br />

Lojistik teknoloji pazarında<br />

Fintek dikeyinde teknolojisi<br />

şirketiyiz<br />

Odağımızda sürdürülebilirlik<br />

ve yeşil lojistik alanında<br />

projeler var<br />

“Diginak.com’u pazarda hem bir fintek<br />

şirketi hem de Lojistik Teknolojisi (Freight<br />

Tech) alanında lider bir şirket olarak<br />

konumlandırdık. <strong>2024</strong> yılında ajandamızda;<br />

sürdürülebilirlik, yeşil ve dijital<br />

dönüşüm projeleri de bulunmakta. Gelecek<br />

yıl, sürdürülebilirlik raporlama<br />

yapan şirketlerin çözüm ortağı olmayı<br />

ve yeşil lojistik alanında da yatırım yapmayı<br />

hedefliyoruz. Diginak.com olarak;<br />

bünyemizdeki Türk mühendisler tarafından<br />

geliştirdiğimiz teknoloji ve çözümlerle<br />

sadece hizmet sunduğumuz<br />

kişi ve kurumların değil, sektörümüzün<br />

de dijitalleşmesine öncülük etme misyonu<br />

ile hareket ediyoruz. Sadece Türkiye’de<br />

değil Ortadoğu ve Asya da Lojistik<br />

Teknolojisi odaklı Fintek alanında lider<br />

bir şirket olma misyonu ile çalışmalarımıza<br />

yön veriyoruz” şeklinde konuşan<br />

Karaca<br />

<strong>2024</strong> yılında dijital nakliye alanında öne<br />

çıkacak teknolojilere dair şu bilgileri verdi:<br />

“Dünya Ekonomik Forumu’na göre,<br />

2025 yılına kadar global kamyon pazarının<br />

yüzde 15’inin dijital nakliye platformlarını<br />

kullanacağı tahmin ediliyor.<br />

Bu veriden yola çıkarak ülkemizde de gelecek<br />

yıl dijital lojistik uygulamalarının<br />

daha çok öne çıkacağına inanıyoruz.<br />

<strong>2024</strong> yılında dijital lojistik, daha akıllı,<br />

daha çevresel olarak sürdürülebilir ve<br />

daha verimli bir geleceğe doğru evrilecek<br />

gibi görünüyor. Bu trendler, tedarik<br />

zinciri profesyonelleri için yeni fırsatlar<br />

yaratırken, sektördeki rekabeti artırmak<br />

için çeşitli firmaları ve teknoloji şirketlerini<br />

bir araya getirecek. Dijital lojistik,<br />

müşterilere daha hızlı teslimat, izleme ve<br />

yönetim imkanı sunarak e-ticaretin büyümesine<br />

önemli bir katkı sağlıyor. <strong>2024</strong><br />

yılında; Akıllı ve Otomatize Depolama<br />

Sistemleri, Blockchain Tabanlı Tedarik<br />

Zinciri İzleme alanında yeni yatırımlar<br />

yapılacağını öngörüyoruz. Eko-dostu<br />

ve Sürdürülebilir Lojistik Çözümleri ise<br />

daha çok öne çıkacak. Sürdürülebilirliği<br />

artırma, elektrikli araçlar, enerji verimliliği<br />

ve karbon ayak izi azaltma stratejileri,<br />

dijital lojistik çözümlerinin temelini<br />

oluşturacak. Tedarik zinciri paydaşları<br />

arasındaki dijital işbirliği, açık platformlar<br />

ve uçtan uca entegrasyon, lojistik<br />

operasyonlarını daha verimli ve esnek<br />

hale getirecek. Büyük veri analitiği, yapay<br />

zeka ve makine öğrenimi, tedarik<br />

zinciri profesyonellerine gelecekteki talepleri<br />

daha doğru bir şekilde tahmin<br />

etme konusunda yardımcı olacak. Bu sayede<br />

stok yönetimi optimize edilecek ve<br />

tedarik zinciri maliyetleri azaltılacak.”<br />

Diginak.com’un son 3 yılda toplamda 25<br />

katın üzerinde birleşik büyüme kaydettiğini<br />

sözlerine ekleyen Karaca “<strong>2024</strong><br />

yılında da 5 kat daha büyüme ile toplamda<br />

500 milyon TL ciro hedefimiz bulunmakta”<br />

diye konuştu.<br />

Diginak.com’un, navlun satın almasındaki<br />

finansal sorunları azaltarak taşımacılık<br />

sektöründeki tarafların birbiri<br />

ile olan ticaretini kolaylaştırdığını hatırlatan<br />

Oğuzhan Karaca Türkiye’nin<br />

lojistik ve ulaştırma alanında yıllık cirosunun<br />

100 Milyar USD seviyesinde olduğuna<br />

dikkat çekti.<br />

Lojistik sektörü daha çok ilgi<br />

ve desteği hak ediyor!<br />

“Bu rakamın içerisinde kara, hava, deniz,<br />

demiryolu ve depolama işleri mevcut.<br />

Türkiye’nin GSMH sının 1 Trilyon USD<br />

ye dayandığını öngörür isek, lojistik sektörünün<br />

cirosu; GSMH’nın yüzde 10 una<br />

tekabül ediyor.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Sektör Market<br />

Bu oran takdir edersiniz ki çok büyük<br />

bir pay. Her türlü ilgiyi ve desteği hak<br />

ediyor ” şeklinde konuşan Karaca lojistik<br />

sektörüne dair şu bilgileri verdi: “Türkiye’de<br />

toplam 1 milyon adet TIR, kamyon,<br />

kamyonet, panelvan vb. ticari araç bulunmakta.<br />

Ülkemizin sahip olduğu lojistik araç filosu,<br />

Avrupa’nın araç altyapısının toplam<br />

yüzde 20 si büyüklüğünde oldukça<br />

güçlü bir filo. Ülkemizde günde 450 bin<br />

adet araç nakliye hizmetini ifa etmek<br />

için yola çıkıyor. İç pazarda günde 170<br />

milyon USD Navlun ödemesi yapılıyor.<br />

Türkiye’nin karayolu taşımasında yılda<br />

40 milyar USD navlun cirosu mevcut.<br />

Öte yandan Türkiye’de irili ufaklı 8 bin<br />

adet lojistik firması var. Bu şirketler, ülkemizdeki<br />

taşımacılık ihtiyacının ancak<br />

yüzde 20’ sini karşılayabiliyor. Pazarın<br />

geriye kalan yüzde 80’ini ise Bireysel<br />

Nakliyeci karşılıyor. Kamyoncu yani bireysel<br />

nakliyeci; hem kamyonun sahibi,<br />

hem de sürücüsü demek. Türkiye’nin yükünü<br />

onlar taşıyor. ”<br />

(Match Making) yerine<br />

pazarın tüm oyuncularını<br />

kucakladık ve başarılı olduk!<br />

Tüm lojistik sektörü paydaşlarını aynı<br />

çatı altında toplayan tek dijital platform<br />

olan, Diginak.com, lojistik sektörünün<br />

tüm oyuncularına hitap ediyor ve<br />

kimseyi dışarıda bırakmıyor. Müşteri,<br />

forwarder, acente, lojistik firması, kamyoncu,<br />

aracı; hepsi için birer dijital kapıyı<br />

bünyemizde barındırıyoruz” yorumunda<br />

bulunan Oğuzhan Karaca, Diginak.<br />

com’un elde ettiği başarının nedenini şu<br />

sözlerle açıkladı: “Başarımızın anahtarı;<br />

yıkıcı (disruptive) değil, yapıcı iş modelimizde<br />

saklı… Herkes oyuna dahil. Bu nedenle<br />

Diginak.com, her yıl 5 kat büyüyor.<br />

Sektördeki rakiplerimizin aksine yük<br />

sahibi ile taşıyanı buluşturmak (Match<br />

Making) gibi bir amacımız hiçbir zaman<br />

olmadı. Bizim düşüncemize göre süreç;<br />

taraflar birbirini bulduktan sonra başlıyor,<br />

dijital enstrümanlara asıl o zaman<br />

ihtiyaç oluşuyor.<br />

Taksi ile yolcuyu buluşturmanın katma<br />

değeri, taşımacılık sektöründe yok.<br />

Asıl iş, kamyoncu yükü sırtına aldıktan<br />

sonraki sürece müdahil olmak. Diginak.<br />

com; teslimat sürecine kadar, hizmeti<br />

alan ile veren arasında yaşanacak sorunların<br />

çözümünde standartları koyuyor.<br />

Olası sorunlarda kendimizi garantör<br />

olarak konumluyoruz. Kullanıcı dostu<br />

bir ara yüze sahip olan dijital nakliye<br />

platformumuzda tüm süreçleri, ulaştırma<br />

bakanlığının mevzuat ve yönetmeliklerine<br />

yüzde 100 uyumlu bir şekilde<br />

uçtan uca online olarak yönetiyoruz. Sorun<br />

mu çıktı, taraflar birbirini dahi aramıyor.<br />

Diginak.com, tüm taraflar adına<br />

insiyatif alarak süreci yönetiyor ve varsa<br />

sorunları çözüyor. Sonuç olarak; KOBİ<br />

imalatına, kamyoncu da yoluna devam<br />

ediyor.<br />

Yapay zeka teknolojisine<br />

yatırım yaptık, navlun<br />

ödemelerini hızlandırdık<br />

B2B’de bankalar ve finans kuruluşları<br />

yeteri kadar çevik değil. Kredilerdeki sıkılaşma<br />

ve prosedür KOBİ’leri yıldırıyor.<br />

İşte burada Diginak.com, yapay zeka<br />

teknolojisi destekli navlun ödeme bilgi<br />

işlem altyapısı ile öne çıkıyor. Diginak.<br />

com’un en güçlü kası; navlun ödemesindeki<br />

hızı. Kamyoncuya haftada 3 gün<br />

ödeme yapıyoruz, bu da bizi en çok tercih<br />

edilen dijital nakliye platformlardan<br />

birisi yapıyor.”<br />

Yılın fintech girişimi olduk<br />

Oğuzhan Karaca, ‘Diginak.com’un, in4startups’ın<br />

her yıl yerli ve yabancı yatırımcıların<br />

yatırım yapacakları girişimleri<br />

bulmalarına destek olmak amacıyla<br />

düzenlediği “Gelecek Vadeden Girişimler”<br />

Yarışması’nda bu sene fintech girişimi<br />

kategorisinin birincisi olarak ödül<br />

almaya hak kazandığını sözlerine ekledi,<br />

“Güçlü rakiplerimizin arasından sıyrılarak<br />

bu değerli ödülü almanın ve fintech<br />

kategorisinde birinci olmanın haklı gururunu<br />

yaşıyoruz” açıklamasını yapan<br />

Karaca sözlerine şöyle son verdi: “2023<br />

yılında, yapay zeka teknolojilerine ve insan<br />

kaynağına yaptığımız yatırımlarla<br />

büyümemizi 5 kat attırdık. Yatımcı firmamız<br />

olan İdaCapital’in güvenini haklı<br />

çıkardık. Aldığımız bu ödül başarımızı<br />

taçlandırdı.”<br />

<strong>IT</strong> network<br />

23


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Devam eden yatırımlarla hedef yüzde<br />

200’lük kapasite artışı<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

24<br />

Tamamı öz kaynaklarla gerçekleştirilen yatırımlarla<br />

üretim kapasitesi artırılan İstanbul,<br />

Sancaktepe’deki tesislerinde gerçekleştirilen<br />

açılış töreninde konuşan Panasonic Electric<br />

Works Türkiye Başkan Yardımcısı ve Yönetim<br />

Kurulu Üyesi Azim Tuncinar, kapasite<br />

artışı ve modernizasyonun yanı sıra planlamadan<br />

ürün sevkiyatına kadar tüm süreçlerde<br />

uçtan uca yatırımların devam ettiğini<br />

belirtti.<br />

Türkiye faaliyetlerine 2014 yılında, sektörünün<br />

lider markası VİKO’ya gerçekleştirdiği<br />

yatırımla start veren Panasonic Electric<br />

Works Türkiye, İstanbul, Sancaktepe’de bulunan<br />

tesisinde gerçekleştirdiği yatırımlarını,<br />

Türkiye bayilerinin de katılımı ile düzenlenen<br />

törenle kamuoyuna tanıttı.<br />

Halen 60’tan fazla ülkeye gerçekleştirdiği<br />

ihracat ile markasını dünya pazarlarında başarıyla<br />

temsil eden ve Türkiye’deki sektör liderliğini<br />

sürdüren Panasonic Electric Works<br />

Türkiye’nin son yatırımlarla birlikte geçtiğimiz<br />

beş yılda Türkiye’de gerçekleştirdiği yatırımların<br />

toplamı 47 milyon Euro’ya ulaştı.<br />

Panasonic Electric Works Türkiye Başkanı<br />

Takeuji Kazuhiro ve diğer üst düzey yöneticilerin<br />

katıldığı törende konuşan Panasonic<br />

Electric Works Türkiye Başkan Yardımcısı<br />

ve Yönetim Kurulu Üyesi Azim Tuncinar, “Bu<br />

önemli yatırımlarla rekabet gücümüzü<br />

artırarak markamızın<br />

Türkiye operasyonunun dünyanın<br />

dört bir yanında temsil<br />

etmenin gururunu yaşıyoruz.<br />

Son beş yıllık dönemde yaklaşık<br />

47 milyon Euro, yani 1,5<br />

milyar TL’lik tesis yatırımına<br />

imza attık. Sektörümüzde<br />

dünyanın en önemli ve modern<br />

tesislerinden birine sahip olmamızı<br />

sağlayan bu yatırımla<br />

birlikte toplam üretim kapasitemiz<br />

yüzde 43 oranında arttı.<br />

Devam eden yatırımlarımızla<br />

hedefimiz yüzde 200’lük kapasite<br />

artışı” dedi. Türkiye’nin<br />

sahip olduğu büyüme potansiyeline<br />

olan yüksek inançları<br />

nedeniyle yatırımlarını ve istihdama<br />

olan katkılarını her geçen yıl artırarak<br />

sürdürdüklerini vurgulayan Tuncinar,<br />

“Nihai ürünün fabrika dışına alınmasıyla,<br />

lojistikten üretime alan kazandırmıştık. Bu<br />

adımla başlayan yatırım sürecimizi devam<br />

ettireceğiz. Üretim kapasitemizi iki katına<br />

çıkarma yolundaki modernleştirme yatırımlarını<br />

sürdüreceğiz” diye konuştu.<br />

Panasonic’in 100 yılı aşkın tecrübesi ve birikiminden<br />

aldığı güçle ürettiği ürün ve çözümlerle kullanıcılarının<br />

hayatına konfor katmayı sürdüren Panasonic Electric<br />

Works Türkiye, son beş yılda gerçekleştirdiği toplam 47<br />

milyon Euro’luk’ yatırımla üretim kapasitesini artırırken,<br />

yüzde 40 ek istihdam sağladı. Türkiye operasyonunda<br />

60’ın üzerinde ülkeye ihracat gerçekleştiren şirketin<br />

hedefi üretim kapasitesini yüzde 200 artırarak ihracatta<br />

vites yükseltmek…<br />

Tamamı öz kaynaklarla<br />

gerçekleştirildi<br />

2018 yılından bu yana otomatik montaj hattı,<br />

plastik ve metal yarı mamullerin hazırlandığı<br />

plastik enjeksiyon makineleri, metal<br />

kesme presleri, kalıp imalat teknolojileri,<br />

kalite laboratuvarları ve yeni ürünlerin devreye<br />

alınması gibi birçok yatırımı hayata<br />

geçirmenin gururunu yaşadıklarının altını<br />

çizen Tuncinar, tüm bu yatırımları şirketin<br />

öz kaynaklarını kullanarak gerçekleştirdiklerini<br />

kaydetti.<br />

Son yatırımlarla kalıp imalat teknolojisinin<br />

güncellendiğini, kapasite artışı için kalıphane<br />

bölümüne, CNC, dalma erozyon, taşlama<br />

tezgâh yatırımları yapıldığını ifade<br />

eden Tuncinar, “Plastik yarı mamullerimiz<br />

için preshane bölümüne plastik enjeksiyon<br />

makineleri ve plastik kalıp yatırımları, metal<br />

yarı mamullerimiz için de metal kesme bölümüne<br />

yüksek hızlı pres makineleri ve metal<br />

kalıp yatırımları yaptık. Ürünlerin otomatik<br />

montajlanması için de montaj bölümüne<br />

ürünlerimize özel olarak tasarlanmış, sektörün<br />

en yüksek üretim kapasitesine sahip<br />

otomatik montaj hattını kurduk” ifadelerini<br />

kullandı.<br />

10 çalışandan dördü kadın<br />

Hem iç hem de dış pazara hizmet edecek şekilde<br />

hayata geçirilen yatırımlarla hem pazar<br />

paylarını hem de istihdama olan katkılarını<br />

artırdıklarını vurgulayan Tuncinar, son beş<br />

yılda yüzde 40’lık bir istihdam artışı yaşadıklarını,<br />

bu artışın önemli bölümünü de kadın<br />

çalışanların oluşturduğunu söyledi. Tuncinar,<br />

şirkette kadın çalışan oranının yüzde<br />

40’a yaklaştığını belirtti.<br />

Tuncinar, dünyanın teknoloji devleri arasında<br />

yer alan Panasonic Holding’e bağlı olarak,<br />

gerçekleştirdikleri tüm yatırımlarda, ‘Yeşil<br />

Mutabakat’a uygun şekilde enerji verimliliği<br />

yüksek, Endüstri 4.0 altyapısı olan çevreci ve<br />

kaynakları maksimum seviyede etkin kullanan<br />

teknolojileri tercih ettiklerini söylerken,<br />

“Önümüzdeki dönemde<br />

de sektörümüzde dünyanın<br />

lider kuruluşları arasında yer<br />

almak ve iş alanlarımızı genişleterek<br />

konforlu ev ve yaşam<br />

alanlarına katkı sağlamak için<br />

yatırımlarımızı sürdüreceğiz.<br />

Sadece kapasite artışı veya<br />

modernizasyon yatırımları<br />

değil, planlamadan ürün sevkiyatına<br />

kadar tüm süreçlerde<br />

uçtan uca yatırımlarımız da<br />

devam edecek” diye konuştu.<br />

Geniş ürün gamı<br />

Panasonic Electric Works Türkiye’nin<br />

ürün gamı içerisinde;<br />

Elektrik Anahtar ve Prizleri,<br />

Grup Prizler, Aksesuarlar, Kablo Kanalları,<br />

Alçak Gerilim Şalt Ürünleri, Sigorta Kutuları,<br />

Akıllı Ev ve Bina Otomasyon Sistemleri, LED<br />

Aydınlatma Ürünleri, Güneş Enerjisi Panelleri<br />

ve Yangın Algılama- Alarm Sistemleri yer<br />

alıyor.<br />

Sürdürülebilirliği kurumsal sorumlulukları<br />

arasında ele alan ve geleceğe değer katan<br />

birçok proje gerçekleştiren Panasonic Electric<br />

Works Türkiye; kalite, güvenlik ve çevre<br />

sorumluluğuna önem veren yaklaşımlarının<br />

sonucu olarak ISO 9001, ISO 14001, OHSAS<br />

18001 ve ISO 27001 Bilgi Güvenliği Sistemleri<br />

sertifikalarına sahip.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

TD SYNNEX,<br />

Yapay Zeka Ekosistemini genişletiyor<br />

TD SYNNEX, bu yılın başlarında “Destination<br />

AI” programını başarılı bir şekilde<br />

başlatmasının ardından, görüntüleri ve<br />

videoları analiz etmek ve anlamak için<br />

yapay zekâ kullanan yeni bir çözüm olan<br />

Intel Geti yazılım platformunu sunarak<br />

yapay zekâ imkânlarını ve eğitim yeteneklerini<br />

daha da genişletecek. TD SYNNEX,<br />

platformun ABD ve Avrupa’daki ilk distribütörü<br />

olarak hizmet verecek.<br />

TD SYNNEX’in yakın tarihli Teknolojinin<br />

Yönü raporunda, AI/ML çözümleri sunan<br />

iş ortaklarının sayısının küresel çapta yüzde<br />

625 oranında arttığı ve Kuzey Amerika’da<br />

iş ortaklarının önümüzdeki aylarda<br />

işe almak istedikleri adaylarda aradıkları<br />

en önemli teknoloji becerisinin AI/ML olduğu<br />

bilgisi de paylaşılmıştı.<br />

TD SYNNEX Kuzey Amerika Veri, Yapay<br />

Zekâ ve IoT Çözümleri Başkan Yardımcısı<br />

Lisa McGarvey yaptığı açıklamada, “Kurumsal<br />

ve bağımsız yazılım tedarikçilerinden<br />

oluşan iş ortaklarımız yapay zekâ<br />

çözümlerini içeren hizmetlerini artırıyor<br />

ve bu hızlı büyümeyi desteklemek ve sıklıkla<br />

karşılaştıkları zorlukların üstesinden<br />

gelmek için destek ve eğitim araçları arıyorlar.<br />

Bu yapay zekâ platformu, bu süreçte<br />

Intel’in bilgisayarla görme modellerini çok daha kısa<br />

sürede ve daha az veriyle oluşturan AI yazılım platformu<br />

Intel Geti’nin ABD ve Avrupa’daki ilk distribütörü TD<br />

SYNNEX oldu…<br />

kritik bir rol oynuyor. Destination AI programımızın<br />

bir parçası olan Intel Geti platformuyla<br />

iş ortaklarımıza sunduğumuz<br />

güçlü yapay zekâ araçlarına, imkânlarına<br />

ve hizmetlerine yenilikçi bir çözüm daha<br />

ekliyoruz.” dedi.<br />

Kurumsal düzeyde Intel Geti platformu,<br />

bilgisayarlı görmenin iş değeri getirebileceği<br />

herhangi bir sektörde algılama, sınıflandırma,<br />

segmentasyon ve anormallik<br />

tabanlı görevlere yönelik görüntü modelleri<br />

oluşturmak için kullanılıyor. Eğitilen<br />

modeller, CPU veya GPU üreticisinden bağımsız<br />

olarak tüm modern donanım platformlarında<br />

çıkarımda bulunmak üzere<br />

kullanılabiliyor. Kullanımı kolaylaştırmak<br />

için modeller, “Intel Distribution of Open-<br />

VINO Toolkit” için otomatik olarak optimize<br />

edilebiliyor, böylelikle Intel mimarilerinde<br />

gelişmiş performansla çıkarımlar<br />

yapılabiliyor.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

Getir, FreshDirect’i<br />

satın alma işlemlerini tamamladı<br />

Getir’in teknolojik gücü ile FreshDirect’in<br />

teknolojik altyapısı iyileştirilirken, Fresh-<br />

Direct müşterileri siparişlerine dakikalar<br />

içinde ulaşacak. FreshDirect’in iş yapış<br />

şekli Getir’in esnek ve hızlı yönetim yaklaşımı<br />

ile yenilenecek. FreshDirect’in zengin<br />

ürün portföyü ve geniş müşteri tabanı ile<br />

de Getir ABD’deki hızlı teslimat işinin büyümesini<br />

hızlandıracak.<br />

FreshDirect, 20 yılı aşkın süredir online<br />

market alışverişinin öncüleri arasında yer<br />

alıyor. Şirket, en iyi tarım ve gıda ürünleri<br />

Dünyada bir ilki Türkiye’den başlatarak market<br />

ürünlerini dakikalar içinde kullanıcılarla buluşturan Getir,<br />

yıllık cirosu 650 milyon dolar ve 3 binden fazla çalışanı<br />

olan ABD merkezli online market şirketi FreshDirect’i,<br />

ABD’nin en büyük gıda perakende gruplarından biri olan<br />

Ahold Delhaize’den satın aldı. Teknoloji sektöründe<br />

Türkiye’de kurulan bir şirketin bu büyüklükte ABD’de<br />

yaptığı bu ilk satın alma, global teknoloji ve gıda<br />

perakende sektörlerinde büyük ses getirdi…<br />

üreticileri ile çalışarak, ismi ile de uyumlu<br />

olacak şekilde taze gıda ürünlerini doğrudan<br />

müşterileri ile buluşturuyor. FreshDirect’in<br />

iş modeli, Getir’inkinden farklı<br />

olarak, siparişlerin günün belli saatlerinde<br />

ev veya ofislere randevu usulü teslimatı<br />

üzerine kurulu. FreshDirect 400 kamyondan<br />

oluşan filosu ve 60 bin metrekare<br />

büyüklüğündeki New York’taki üretim ve<br />

dağıtım merkezi ile, ABD’nin en kalabalık<br />

eyaleti New York’un yanı sıra New Jersey ve<br />

Connecticut’da hizmet veriyor.<br />

25


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

<strong>2024</strong>’te Büyümek için oyunda kalın!<br />

Inooster Kurucu CEO’su Murat Yılmaz, şirketlerin “Çalışan Bağlılığı Açığı” ve Z kuşağı<br />

ile bağ kurma sorunsalını oyunlaştırma ile nasıl kolaylıkla çözebileceklerini anlattı...<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

26<br />

Son on yılda Y kuşağı ve Z kuşağı işgücüne<br />

“dijital bir bağ” ile dahil oldu ve bu<br />

mozaik iş kültürleri ve uygulamalarında<br />

büyük değişimleri beraberinde getirdi.<br />

Her kuşağın kendine özgü öğretme,<br />

öğrenme ve katılım tarzlarının olması,<br />

şirketleri hızla artan motivasyon açığına<br />

çözüm bulmak konusunda inovatif çözümler<br />

bulmaya yönlendirdi.<br />

Şirketler için stratejik bir büyüme aracı<br />

olarak artan potansiyeli ile dikkat çeken<br />

Gamification (Oyunlaştırma)’ın Türkiye’deki<br />

lider şirketi Inooster Kurucu<br />

CEO’su Murat Yılmaz, 2016 yılından bu<br />

yana oyunlaştırma mekaniği ile dokundukları<br />

şirketlerin yüz binlerce çalışanının<br />

deneyim çıktılarını paylaştı. “Z<br />

Kuşağı, bugün piyasadaki en genç çalışan<br />

grubu ve tamamen dijital bir çağda<br />

büyüdü. Onları, değerlerine ve öğrenme<br />

tarzlarına uymayan süreçlere zorla<br />

adapte etmeye çalışmayın; bunun yerine<br />

işe yarayan motivasyon yöntemleriyle<br />

sadece başarıya hazırlayın” tavsiyesinde<br />

bulunan Yılmaz, sözlerine şöyle devam<br />

etti.<br />

Genç Nesle Yönelik Oyun<br />

Mekaniğini Kullanın<br />

Z Kuşağı, küçük yaşlardan beri teknolojiyi<br />

kullanıyor ve bilgiye anında erişim<br />

bekliyor. Gerçek zamanlı verilerden ve<br />

anlık geri bildirimlerden hoşlanıyor ve<br />

çabalarının kendileri için anlamlı olacak<br />

şekilde takdir edilmesi ve ödüllendirilmesine<br />

değer veriyorlar. Yeni bilgiler<br />

öğrenme ve yeni beceriler geliştirme fırsatlarına<br />

değer verirken, dijital ortamda<br />

hızlı bir şekilde öğreniyorlar. Bu nedenler<br />

işyerinde oyun mekaniğini kullanmak<br />

otomatik olarak; bu neslin işe alımı,<br />

motivasyonu, bağlılığı ve sürekli eğitiminin<br />

sağlanması için işe yarar bir çözüm<br />

oluyor. Oyunlaştırma; küçük, ulaşılabilir<br />

hedefler ve anında geri bildirim yoluyla<br />

çalışanların üretkenliğini, katılımını ve<br />

verimliliğini artırırken, daha iyi iş tatmini,<br />

daha iyi performans ve çalışanların<br />

elde tutulmasını sağlıyor.<br />

Z Kuşağının Yükselen Dalgası<br />

Y kuşağı, ilk “çevrimiçi” kuşaktı. İnterneti<br />

kullanarak reşit oldular ve kelimenin<br />

tam anlamıyla sosyal medyayı icat ettiler.<br />

Z kuşağı ise, daha çevrimiçi, dijital<br />

ortamda daha aktif bir iş gücüne yönelik<br />

eğilim ile sosyal medyayı metaverse kadar<br />

uzanan bir düzlemde daha da büyütecek<br />

kuşak olacak.<br />

Değişen Alışkanlıklar ve<br />

Tutumlar<br />

Y kuşağı, e-posta, kısa mesaj ve internet<br />

konusunda oldukça bilgili. Teknolojiye<br />

küçük yaşlardan itibaren adapte oldular<br />

ve kariyerlerinin başından itibaren<br />

ilişkilendirilebilir ve anlaşılır iletişim<br />

tarzlarını benimsediler. Çevrimiçi iletişime<br />

ve dijital öncelikli tutuma yönelik<br />

bu değişimin, Z kuşağı arasında daha da<br />

belirgin olduğunu görüyoruz. Z kuşağı,<br />

dijital yerlilerdir ve dışarıdaki dünyaya<br />

ayak uydurmak için dijital bir bağlantıya<br />

ihtiyaç duyarlar. Yalnızca bir tanıtım<br />

metniyle değil, aynı zamanda simgelerle,<br />

resimlerle ve kısa içerik dizileriyle iletişim<br />

kurmayı tercih ederek, basitliğe ve<br />

özgünlüğe değer veriyorlar.<br />

Oyunlaştırma Sadece Genç<br />

Çalışanlar İçin Değil, Herkes<br />

İçindir<br />

Satış yöneticilerine odaklanan ve “Motivasyon<br />

Açığı” konulu son araştırmalar<br />

oyunlaştırmanın sadece Z kuşağı<br />

üzerinde etkili bir motivasyon ve performans<br />

artışı sağlamadığını, herkes<br />

için etkili bir teknik olduğunu ortaya<br />

koyuyor. Oregon Üniversitesi’nde Medya<br />

ve Oyun Çalışmaları Profesörü olan<br />

Maxwell Foxman bu yıl gerçekleştirdiği<br />

bir çalışmasında, eski nesillerin “oyun”<br />

terimini ciddiyetsiz bir çalışmayla değil,<br />

ciddiyetsizlikle ilişkilendirebileceğini<br />

dile getirdi. Çalışmada Boomer kuşağının<br />

yalnızca yüzde 42’si, X kuşağının<br />

yüzde 33’ü ve Y kuşağının yüzde 45’i<br />

oyunlaştırmayı ismen etkili bulurken, Z<br />

kuşağı katılımcılarının yüzde 57’si bunun<br />

yararlı bir motivasyon aracı olduğunu<br />

düşünüyor.<br />

Bugün artık oyunlaştırma sadece Z kuşağının<br />

anlık tatmin ve tanınma beklentilerini<br />

karşılamak için kullanılmıyor.<br />

Oyunlaştırma, işe özgü görevlerin nasıl<br />

yerine getirileceğini daha iyi anlamalarına<br />

yardımcı olmanın yanı sıra, farklı<br />

kuşaklardan veya geçmişlerden gelen<br />

çalışanlar arasındaki iletişim ve ilişki<br />

kurma becerilerini geliştirmek için bile<br />

kullanılıyor. Gallup’un son araştırması,<br />

yüksek düzeyde çalışan bağlılığa sahip<br />

şirketlerin verimlilikte yüzde 17, satışlarda<br />

yüzde 20 ve kârlılıkta yüzde 21 daha<br />

etkili bir artış gösterdiğini vurgulamaktadır.<br />

Z Kuşağı Tüketicilerini Anlamak<br />

Çalışan bağlılığının yanı sıra, satış artırıcı<br />

oyunlaştırma tekniklerini de sıkça<br />

uygulayan bir şirket olarak, Z kuşağı<br />

tüketicileriyle gerçek anlamda etkileşim<br />

kurabilmek için onların dijital ortamda<br />

nasıl yetiştirildiklerini ve farklı eğilimlerini<br />

anlamamız gerektiğini rahatlıkla<br />

söyleyebiliriz. Yeni nesil; özgünlüğe, kişiselleştirmeye<br />

ve temel inançlarıyla örtüşen<br />

deneyimlere değer veriyor. Sosyal<br />

medya platformlarındaki aktif varlıkları,<br />

sosyal onaylanma ve etkileşime olan<br />

arzularını göstermektedir. İşletmeler,<br />

bu özellikleri anlayarak stratejilerini bu<br />

demografik grupla gerçek ve değerli bağlantılar<br />

kuracak şekilde oyunlaştırma<br />

mekaniği ile daha iyi uyarlayabilir.<br />

Z Kuşağı için Oyunlaştırmanın<br />

Cazibesi<br />

Oyunlaştırılmış deneyimler, Z kuşağı<br />

tüketicileri üzerinde manyetik bir çekime<br />

sahip. Z kuşağı etkileşimli, aktif ve<br />

sürükleyici deneyimler istiyor. Motivasyonu<br />

başarılarda ve tanınmada buluyor.<br />

Oyunlaştırılmış deneyimler, Z kuşağının<br />

hedeflere ulaşmalarını, rozetler kazanmalarını<br />

ve ödüllerin kilidini açmalarını<br />

sağlayarak başarı ve kendilerini<br />

ifade etme arzularını tatmin etmelerini<br />

sağlıyor. Z kuşağı tüketicileri akranlarıyla<br />

dostça rekabet etmekten, başarılarını<br />

paylaşmaktan ve canlı çevrimiçi topluluklara<br />

katılmaktan keyif alıyorlar.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

TELKODER’in yeni yönetimi belli oldu<br />

Türkiye’de 21 yıldır telekomünikasyon<br />

sektöründe tam rekabetin sağlanması ve<br />

sektörün gelişmesi için çalışmalar yürüten<br />

TELKODER’in, Ankara’da gerçekleşen<br />

12. Olağan Genel Kurul toplantısında, Halil<br />

Nadir Teberci tekrar başkan seçilerek<br />

güven tazeledi. Genel kurulda, dernekte<br />

<strong>2024</strong>-2025 döneminde görev yapacak yeni<br />

Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulu üyeleri<br />

de seçildi.<br />

Hedef: Sektörü geliştirirken<br />

Türkiye ekonomisinin<br />

altyapısını her daim güçlü<br />

kılmak<br />

Sektörde serbestleşme ve tam rekabet<br />

sağlanmadan yurttaşlara en ileri ve en<br />

uygun haberleşme olanaklarının sunulamayacağına<br />

dikkat çeken Halil Nadir<br />

Teberci, “TELKODER olarak her zaman<br />

iki önceliğimiz var ve bunu tek cümlede<br />

özetliyoruz. Telekomünikasyon sektörünün<br />

gelişimini sağlamak ve bu sayede Türkiye’nin<br />

ekonomisinin altyapısını her daim<br />

güçlü kılmak… Dernek olarak 21 yıldır hep<br />

Serbest Telekomünikasyon İşletmeciler Derneği<br />

(TELKODER) Yönetim Kurulu Başkanı Halil Nadir Teberci,<br />

derneğin Ankara’da gerçekleşen 12. Olağan Genel Kurul’da<br />

yeniden başkan seçildi. <strong>2024</strong>-2025 döneminde dernekte<br />

görev yapacak yeni Yönetim Kurulu ve Denetleme<br />

Kurulu’nun da belirlendiği genel kurulda, sektöre yönelik<br />

değerlendirmelerde bulunan Halil Nadir Teberci: “TELKODER<br />

olarak her zaman iki önceliğimiz var ve bunu tek cümlede<br />

özetliyoruz. Telekomünikasyon sektörünün gelişimini<br />

sağlamak ve bu sayede Türkiye’nin ekonomisinin altyapısını<br />

her daim güçlü kılmak… Dernek olarak 21 yıldır hep doğrulara<br />

dikkat çektik ve bu doğrultuda özveriyle, iyi niyetle çalıştık<br />

ve bu yeni dönemde de bu yaklaşımla çalışmaya devam<br />

edeceğiz.” dedi…<br />

doğrulara dikkat çektik ve bu doğrultuda<br />

özveriyle, iyi niyetle çalıştık ve bu yeni<br />

dönemde de bu yaklaşımla çalışmaya devam<br />

edeceğiz. Daha net ifadeyle, serbestleşme<br />

ve rekabeti savunan anlayışımızı<br />

sürdürüp, sektördeki mevcut problemlerin<br />

çözülmesi adına onları dile getirmeye ve<br />

uzmanlığımız kapsamında karar vericilere<br />

sektörün büyümesi için yapılması gerekenleri<br />

anlatmayı sürdüreceğiz.” dedi.<br />

İki yıl süreyle görev yapmak üzere seçilen<br />

TELKODER Yönetim Kurulu ve Denetleme<br />

Kurulu üyeleri ise şöyle belirlendi:<br />

Yönetim Kurulu/Asil Üyeler: Halil Nadir<br />

Teberci (TELKODER Başkan) -TTM Telekom,<br />

Mehmet Fahri Can (Yönetim Kurulu<br />

Başkan Vekili)- İşNet, Ceren Okutan (Sayman)-Voip<br />

Telekom, Fatma Köksoy-Turk-<br />

Net, İlyas Ufuk Turgut-Teletek.<br />

Yedek Üyeler: Mehmet Ali Akarca-Koç<br />

Sistem, Onur Zorlu-Atlantis Net, İbrahim<br />

Tolga Sönmezalp-Eser Telekom, Bülent<br />

Şen-DE-CIX.<br />

Denetleme Kurulu-Asil Üyeler: Sevil<br />

Çiloğlu (Denetleme Kurulu Başkan)-Eser<br />

Telekom, Bulut Helvacıoğlu-Comnet, Ezgi<br />

Ayata-Millenicom.<br />

Yedek Üyeler: Aydın İpekişleyen-TTM Telekom,<br />

Ersel Tosun-Atlantis Net, Mehmet<br />

Ali Koşar-D-Smart<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

Bilişim Vadisi’nin yeni genel müdürü<br />

Erkam Tüzgen oldu<br />

Türkiye’nin teknoloji ve inovasyon üssü Bilişim<br />

Vadisi’nin yeni Genel Müdürü Erkam Tüzgen oldu.<br />

01.06.2020 tarihinden bu yana İSTKA Genel Sekreterliği<br />

görevini yürüten Tüzgen, 30 Kasım 2023 tarihi itibarıyla<br />

Bilişim Vadisi Genel Müdürlüğü görevini üstlendi…<br />

Milli Teknoloji Hamlesi vizyonunu hayata<br />

geçirmek için önemli bir rol üstlenen, Türkiye’nin<br />

teknoloji ve inovasyon üssü Bilişim<br />

Vadisi’nde yeni bir atama gerçekleşti.<br />

Haziran 2020’den bu yana İstanbul Kalkınma<br />

Ajansı (İSTKA) Genel Sekreterliği<br />

görevini yürüten Erkam Tüzgen, Bilişim<br />

Vadisi Genel Müdürü olarak atandı.<br />

10 yılı aşkın tecrübeye sahip olan Erkam<br />

Tüzgen, sektördeki uzmanlığı ile girişimcilik,<br />

yenilikçilik ve Ar-Ge ekosistemine<br />

yönelik sektör tecrübesini aktaracağı yeni<br />

görevinde, Bilişim Vadisi’nin Türkiye’nin<br />

ekonomik ve teknolojik olarak tam bağımsızlığını<br />

sağlama hedefleri doğrultusunda<br />

büyüme stratejilerini şekillendirecek.<br />

Özellikle startup tipi girişimciliğin güçlendirilmesine<br />

yönelik gerçekleştirdiği çalışmalarla<br />

dikkat çeken Tüzgen; sanayinin<br />

dönüşümü, yaratıcı endüstriler ve sosyal<br />

kalkınmaya yönelik birçok başarılı projeye<br />

imza attı. Tüzgen, İSTKA’daki görevi boyunca<br />

birçok girişimcilik merkezinin kurulmasını<br />

destekledi. Ayrıca hızlandırma,<br />

ticarileşme ve globalleşme programlarını<br />

destekleyerek Türk girişimlerinin uluslararasılaşması<br />

ve dış pazarlara açılmasına<br />

katkı sağlayacak çalışmalar yürüttü.<br />

27


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Huawei Türkiye genç bilişimcileri<br />

‘Gelecek için Tohumlar Bursu’ ile<br />

destekliyor<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

28<br />

Huawei Türkiye, ‘Gelecek için Tohumlar<br />

Bursu’ ile Türkiye’deki sekiz üniversiteden<br />

80 öğrenciye 1,2 milyon TL değerinde<br />

özel bir destek programını hayata<br />

geçiriyor. Yeşil enerji çözümleri, 5.5G ve<br />

bulut teknolojilerinin de dahil olduğu<br />

ileri teknolojileri Türkiye bilişim sektörünün<br />

gelişimine sunmaya devam eden<br />

Huawei, bu teknolojilerin ülkemizde<br />

daha fazla geliştirilmesi amacıyla, bilişim<br />

alanında eğitim gören öğrencilere<br />

bilişim yetenekleri geliştirme programı<br />

kapsamında daha fazla katkı sağlamayı<br />

hedefliyor.<br />

İstanbul’da bulunan Huawei Türkiye Ar-<br />

Ge Merkezi’nde 28 Kasım’da duyurulan<br />

‘Gelecek için Tohumlar Bursu’ törenine;<br />

Çin Halk Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu<br />

Wei Xiaodong, Bilgi Teknolojileri<br />

ve İletişim Kurumu İstanbul Bölge Müdürü<br />

Asım Gürlük, Huawei Türkiye Genel<br />

Müdürü Kaya Shi, burs programına<br />

dahil olan üniversitelerin temsilcileri ile<br />

programdan yararlanacak üniversite öğrencileri<br />

katıldı.<br />

Çin Halk Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu<br />

Wei Xiaodong yaptığı değerlendirmede,<br />

“Çin, teknoloji inovasyonunu<br />

ülkenin gelişim stratejisinin merkezine<br />

koymaya devam ediyor. Huawei, Çin’in<br />

reform ve dışa açılımının önemli bir<br />

temsilcisi olmanın yanı sıra, Çin’in inovasyon<br />

alanındaki gelişiminin de bir özeti<br />

olarak kabul ediliyor. Huawei ayrıca,<br />

sosyal sorumluluklarını yerine getirme<br />

konusunda da özverili bir çalışma sürdürüyor.<br />

Gelecek İçin Tohumlar projesi,<br />

Huawei’in Türkiye’deki bilişim ve teknoloji<br />

alanında nitelikli insan kaynağı oluşturulmasının,<br />

Türkiye’nin inovasyon ve<br />

dijital dönüşümüne sağladığı katkının<br />

önemli bir örneğidir. Türkiye’deki faaliyetlerine<br />

2002 yılında başlayan Huawei<br />

Türkiye, Türkiye’ye hizmet etmek misyonuyla<br />

yola çıkmıştır. Huawei Türkiye Ar-<br />

Ge Merkezi, sürdürülebilirlik odaklı teknoloji<br />

çözümlerle değer üretmeye devam<br />

ediyor. Kıtalar arası bir köprü olarak konumlanan<br />

bu merkezde, yazılım alanında<br />

yenilikçi projeleri hayata geçiren Huawei<br />

Türkiye; yapay zeka, mobil servisler,<br />

bulut teknolojileri ve 5G alanlarında ses<br />

getiren birçok fikir ve projeye imza attı.<br />

Gelecek İçin Tohumlar projesinin, Türkiye’nin<br />

teknolojik inovasyonunu geliştirmek<br />

üzere daha fazla genç yeteneği<br />

yetiştirmesini umut ediyor, ‘Gelecek İçin<br />

Tohumlar Bursu’ almaya hak kazanan<br />

Huawei, küresel düzeyde yürüttüğü bir numaralı<br />

sosyal değer programı Seeds for the Future (Gelecek<br />

için Tohumlar) kapsamında, Türkiye’de önemli bir burs<br />

projesini hayata geçiriyor. Huawei Türkiye, 28 Kasım’da<br />

şirketin Ar-Ge Merkezi’nde düzenlediği törenle,<br />

Türkiye’deki sekiz üniversiteden 80 öğrenciye destek<br />

olacağı, ‘Gelecek için Tohumlar Bursu’ programını<br />

duyurdu…<br />

akademik kurumları ve öğrencilerimizi<br />

tebrik ediyorum” dedi.<br />

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu<br />

İstanbul Bölge Müdürü Asım Gürlük<br />

yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi,<br />

“Huawei Türkiye’nin geleceğimizin teminatı<br />

olan gençlerimize yaptığı yatırım<br />

ve onlara olan inancı bizleri de onurlandırıyor.<br />

Ülkemizin bilişim alanında gösterdiği<br />

gelişimin birer payesi olan bu çalışmalar,<br />

hepimiz için büyük bir heyecan<br />

kaynağıdır. Bu programla, Türkiye’deki<br />

genç yeteneklere verilen önem bir kez<br />

daha gözler önüne seriliyor. Bu destek,<br />

öğrencilerimizin teknoloji alanındaki<br />

gelişimlerine katkıda bulunacak ve eğitimleri<br />

için sağlam bir temel oluşturacaktır.<br />

Huawei Türkiye Ar-Ge Merkezi<br />

de bu potansiyelin önemli bir göstergesidir.<br />

İleri teknoloji çözümleri ile donatılmış<br />

bu merkez, ülkemizin bilişim altyapısını<br />

güçlendirecek ve küresel ölçekte<br />

rekabet gücümüzü artıracaktır. Huawei<br />

Türkiye ile yeşil enerji, bulut teknolojileri<br />

ve 5G gibi alanlardaki iş birliğimizi geliştirmeye<br />

devam edeceğiz. Bu etkinlik,<br />

Huawei ile düzenlediğimiz ilk etkinlik<br />

değil, eminim son da olmayacaktır. Bu<br />

vesileyle Huawei’e, desteği için teşekkür<br />

ediyorum. Bu burs programının öğrencilerin<br />

kendilerini geliştirmesi açısından<br />

çok önemli olduğunu düşünüyor,<br />

hak kazanan öğrencilerimizi şimdiden<br />

tebrik ediyorum.” Huawei Türkiye Genel<br />

Müdürü Kaya Shi ise konuşmasında,<br />

“Faaliyete başladığımız ilk günden bu<br />

yana, Türkiye’nin bilişim altyapı ve ekosisteminin<br />

gelişimine katkıda bulunmak<br />

için çalışıyoruz. Türkiye bilişim ekosistemine<br />

yeni yetenekler kazandırmak için<br />

akademik iş birliklerimizi geliştiriyoruz.<br />

Bu vizyonla başlattığımız ‘Huawei Bilişim<br />

Yeteneklerini Geliştirme Programı’<br />

kapsamında, ‘Gelecek İçin Tohumlar’,<br />

‘Huawei Bilişim Akademisi’, ‘Huawei Ar-<br />

Ge Kodlama Maratonu’ ve ‘Huawei Ar-<br />

Ge Buluşması’ gibi birçok projeyi hayata<br />

geçirdik. Bugün bu projelerin bir yenisini<br />

daha hayata geçirmenin gururunu<br />

yaşıyoruz. ‘Gelecek İçin Tohumlar Burs<br />

Programı’, ‘Huawei Bilişim Yeteneklerini<br />

Geliştirme Programı’nın bir parçası.<br />

Türkiye’nin bilişim alanındaki yetenekli<br />

gençlerini finansal olarak desteklemeyi<br />

amaçlayan bu projeyle, Türkiye’nin farklı<br />

bölgelerinde bilişim alanında eğitim<br />

gören ve akademik başarı elde etmiş lisans<br />

öğrencilerine odaklanıyoruz. Burs<br />

programımız kapsamında, sekiz üniversiteden<br />

80 öğrenciye toplam 1,2 milyon<br />

TL’lik destek sağlıyoruz. Huawei Türkiye<br />

olarak, gelecekte de bilişim yetenek<br />

ekosistemine katkıda bulunmaya devam<br />

edeceğiz. Bu projede emeği geçen herkese,<br />

iş birlikleri ve önemli katkıları için<br />

teşekkür ediyorum” dedi.<br />

‘Gelecek İçin Tohumlar Burs Programı’<br />

töreni, ilgili üniversite temsilcilerinin<br />

belgelerini alması ve konukların Huawei<br />

Türkiye Ar-Ge Merkezi’ni ziyaretleriyle<br />

sona erdi.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Her 4 şirketten biri işe alım sürecinde yapay<br />

zekayı kullanıyor<br />

Veri analitiği ve yapay zeka gibi teknolojiler<br />

ile otomasyon uygulamaları, iş dünyasının<br />

geleceğine yön veriyor. İK dünyasının<br />

bu yeni enstrümanları işe alım<br />

süreçlerini hızlandırırken, hedef odaklı<br />

hale dönüştürüyor. Yeni nesil teknolojilerin,<br />

özellikle şirketlerin insan kaynakları<br />

departmanındaki konumunu giderek<br />

artırdığını kanıtla global araştırmalara<br />

göre, otomasyon ve yapay zeka uygulamalarını<br />

kullanan 3 insan kaynakları<br />

uzmanından 2’si, yapay zekanın açık<br />

pozisyonları doldurma süresini yüzde 53<br />

artırdığını ve bu süreçleri yüzde 16 iyileştirdiğini<br />

belirtiyor.<br />

İK teknolojilerinin veri bilimi ve analizi,<br />

yapay zeka gibi araçları kullanarak<br />

şirketlerin ihtiyaç duydukları yetenek<br />

profilini belirleyip, gelecekteki iş gücü<br />

taleplerini tahmin etmelerine rehberlik<br />

ettiğini vurgulayan Youthall Kurucu Ortağı<br />

ve CEO’su Emre Aykan, “Bu sayede,<br />

şirketler stratejik açıdan doğru insan<br />

kaynakları planlaması yaparak rekabet<br />

avantajı elde edebiliyor. Yetenek yönetimi<br />

süreçlerini optimize ederek, liderlik<br />

potansiyeline sahip çalışanları kolaylıkla<br />

tespit edebiliyor, çalışanlarına yönelik<br />

yatırımlarını şekillendirebiliyor. İK teknolojileri<br />

sayesinde şirketler, performans<br />

analizi ve geri bildirim verilerini kullanarak<br />

güçlü ve zayıf yönlerini belirleyip,<br />

nokta atışı stratejik kararlar alabiliyor.<br />

Bu da şirketin uzun vadeli hedeflerine<br />

ulaşma sürecinde etkili bir yönlendirme<br />

sağlıyor” ifadelerinde bulundu.<br />

“Şirketler sürdürülebilir<br />

bir rekabet avantajı<br />

yakalayabiliyor”<br />

Yeni nesil İK teknolojileri; işe alım süreçlerini<br />

iyileştirme, işveren markası<br />

imajını güçlendirme, çalışan bağlılığını<br />

artırma ve risk yönetimini geliştirme<br />

konularında şirketlere bir katkı sağlıyor.<br />

Yeni nesil İK teknolojileri, işe alım süreçlerini kolaylaştırılıp etkili<br />

bir performans yönetimi sağlarken, çalışanların yeteneklerini<br />

geliştirmelerini destekliyor. İK teknolojilerindeki gelişmelerin<br />

yetenek değişikliklerini beraberinde getirirken, şirketlerin<br />

verimliliğini de artırdığını kaydeden Youthall Kurucu Ortağı ve<br />

CEO’su Emre Aykan, “Dijitalleşme ve otomasyonun hızla evrim<br />

geçirdiği günümüzde, yeni nesil İK teknolojileri şirketlerin<br />

stratejik yönetiminde söz sahibi olmaya başladı. Global<br />

araştırmalara göre, otomasyon ve yapay zeka uygulamalarını<br />

kullanan şirketlerin yüzde 85’i verimliliğini artırırken, her<br />

4 şirketten biri işe alım faaliyetlerini bu uygulamalarla<br />

destekliyor. İK personelleri gelecekteki teknolojik değişimlere<br />

adapte olabilmek için analitik, dijital iletişim ve stratejik<br />

düşünce gibi becerilerini güçlendirmeli” dedi…<br />

İK teknolojileri sayesinde şirketlerin dijital<br />

dönüşümün getirdiği fırsatları en iyi<br />

şekilde değerlendirerek, sürdürülebilir<br />

bir rekabet avantajı yakalayabildiklerine<br />

dikkat çeken Aykan, bu teknolojilerin<br />

çalışan deneyimini geliştirmeye yönelik<br />

sunduğu faydaları şu sözlerle özetledi:<br />

“Yeni yetenek çekme ve elde<br />

tutma konularında kritik bir<br />

rol oynuyor”<br />

İK teknolojileri, çalışan deneyimini ve<br />

dolayısıyla şirketlerin başarısını artırıyor.<br />

Dijital iletişim ve iş birliği araçları<br />

aracılığıyla şirket içi iletişimi güçlendirirken,<br />

proje yönetimi ve iş süreçlerini<br />

daha etkili bir şekilde yönetmeyi mümkün<br />

kılıyor. Performans ve geri bildirim<br />

yönetimi ile çalışanlar, belirledikleri hedeflere<br />

ulaşma noktasında kendilerini<br />

geliştirirken, yüksek bir motivasyon elde<br />

ederek şirketin sürdürülebilir başarılarına<br />

katkıda bulunabiliyor. İK teknolojileri,<br />

eğitim ve gelişim olanakları sunarak<br />

çalışanların yeteneklerini artırmalarına<br />

ve kariyerlerini geliştirmelerini desteklerken,<br />

hızlı ve şeffaf yaklaşımıyla yeni<br />

çalışanların şirkete adapte olmalarını<br />

kolaylaştırıyor. Çalışanların genel refahlarını<br />

artırarak sağlıklı bir çalışma ortamı<br />

oluşturan İK teknolojileri, yeni yetenekler<br />

çekme ve elde tutma konularında<br />

kritik bir rol oynuyor.”<br />

Veri analitiği ve yapay zeka,<br />

İK operasyonlarını kökünden<br />

değiştirdi<br />

Veri analitiği ve yapay zeka gibi teknolojilerin<br />

İK operasyonlarını kökünden<br />

değiştirdiğine işaret eden Emre Aykan,<br />

konuya şu sözlerle açıklık getirdi: “Bu<br />

teknolojiler çalışan performansını izleme,<br />

eğitim ihtiyaçlarını belirleme, liderlik<br />

potansiyeli değerlendirme gibi<br />

süreçlerde önemli bir rol oynuyor. Yapay<br />

zeka, çalışan verilerini analiz ederek kişiselleştirilmiş<br />

eğitim programları öneriyor<br />

ve performans değerlendirmelerine<br />

objektif bir yaklaşım getiriyor. Bu da hem<br />

işe alım süreçlerinde hem de mevcut çalışanların<br />

gelişiminde daha verimli ve<br />

etkili bir İK yönetimi sağlıyor. Veri analitiği<br />

ve yapay zeka, İK operasyonlarında<br />

daha öngörülebilir, veri odaklı ve stratejik<br />

bir yaklaşımın benimsenmesine olanak<br />

tanıyarak şirketlerin sektöründeki<br />

rekabet avantajını da artırıyor.”<br />

“İK yönetimi, organizasyon<br />

içinde daha etkin bir rol<br />

oynayacak”<br />

Dijital iletişim ve süreç yönetimi becerilerinin<br />

gelecekte daha da önem kazanacağını<br />

söyleyen Emre Aykan, “Dijitalleşme,<br />

İK operasyonlarını daha hızlı ve<br />

verimli hale getirirken, bu süreçleri etkili<br />

bir şekilde yönetebilen ve çalışanlara<br />

adapte edebilen profesyonellerin önemi<br />

artacak. İK yöneticileri, dijital araçları<br />

etkin bir şekilde kullanarak iletişimi<br />

kolaylaştırmalı, iş süreçlerini optimize<br />

etmeli ve çalışanlara dijitalleşme süreçlerini<br />

anlatabilmeli. Böylece İK yönetimi,<br />

organizasyon içinde daha etkin bir rol<br />

oynayarak, şirketlerin gelecekteki stratejik<br />

hedeflerine ulaşmasına daha fazla<br />

katkı sağlayabilir” diye sözlerine ekledi.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

29


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Teknoloji ve İnovasyon Dünyası<br />

Bakü’de buluştu!<br />

Sektör Market<br />

30 Kasım-1 Aralık tarihlerinde Azerbaycan’ın<br />

başkenti Bakü’de Pasha Holding<br />

tarafından düzenlenen InMerge Innovation<br />

Summit; küresel inovasyon ekosistemine<br />

öncülük eden şirketler liderleri,<br />

kamu ve özel sektörden üst düzey<br />

yönetim temsilcileri, elçilikleri, sektör<br />

uzmanları, startupları, yatırımcıları ve<br />

regülatörleri bir araya getirdi.<br />

Azerbaycan’ın inovasyon ekosistemine<br />

ışık tutacak zirvede katılımcılar; farklı<br />

sektör lideri, yerli ve uluslararası şirketlerin<br />

yenilikçi projeleri ve başarı öykülerini<br />

birinci elden dinleme fırsatı yakaladı.<br />

Fintech, yapay zeka, bağlantı ve iletişim<br />

teknolojileri ve akıllı tarım sektörlerinin<br />

tüm yönleriyle ele alındığı zirvede; yapay<br />

zeka uygulama ve kullanım alanları,<br />

dijital dönüşüm, bağlantılı ve otonom<br />

araçlar, global yapay zeka ekosistemleri,<br />

ekosistemlerin ihtiyaçları ve çözümleri,<br />

başarılı startuplara ışık tutuldu.<br />

Bilişim Vadisi’nin global ekosistem partneri olduğu,<br />

Pasha Holding tarafından düzenlenen InMerge<br />

Innovation Summit, 30 Kasım-1 Aralık tarihlerinde<br />

Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlendi. İnovasyon<br />

ekosisteminin bir araya geldiği zirvede; siber güvenlik,<br />

robotik otomasyon, bulut bilişim gibi alanlarda çözümler<br />

üreten Bilişim Vadisi firmaları, yenilikçi teknolojilerini<br />

sergiledi…<br />

<strong>IT</strong> network<br />

30<br />

Bilişim Vadisi Firmalarından<br />

Ziyaret<br />

InMerge Innovation Zirvesi kapsamında<br />

Bakü’de bulunan 13 Ar-Ge şirketi, Bakü<br />

Büyükelçisi Doç. Dr. Cahit Bağçı, Ticaret<br />

Müşavirleri, Savunma Sanayi Müşaviri<br />

ve kurum yetkilileri ile bir araya gelerek<br />

Azerbaycan’daki fırsatlar ve gelecek faaliyetleri<br />

değerlendirildi. Yapı Kredi Azerbaycan<br />

ve KOBİA’ da ziyaret edilerek<br />

sektöre dair iş birlikleri, çözüm önerileri<br />

ve ortak çalışmalar konuşuldu. Azerbaycan’daki<br />

girişimcilik ve teknoloji ekosistemini<br />

daha yakından tanıma imkânı<br />

sunan Bilişim Vadisi Bakü Kampüs ziyaretinde<br />

de Azerbaycan teknoloji şirketleri<br />

ile B2B görüşmeler gerçekleştirildi.<br />

Firma Standlarına Yoğun İlgi<br />

Fuarın ilk gününde bölge ekosistemiyle<br />

bir araya gelindi. Fuar kapsamında çeşitli<br />

workshoplar düzenlendi. Bilişim Vadisi<br />

firmaları da bu workshoplara katıldı.<br />

InMerge Innovation Zirvesi kapsamında<br />

açılış konuşmalarını gerçekleştiren<br />

Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcımız<br />

Zekeriya Coştu, Türkiye, Azerbaycan ve<br />

Türk devletleri arasında Ar-Ge, inovasyon<br />

ve teknoloji köprüleri kurulmaya<br />

başlandığını belirterek Bilişim Vadisi<br />

Bakü ile Türk firmaların Azerbaycan<br />

pazarına açılma imkanlarından yararlandığını<br />

ifade etti. Daha sonra Bilişim<br />

Vadisi firmalarının standlarını ziyaret<br />

eden Zekeriya Coştu, firmalardan çalışmaları<br />

hakkında detaylı bilgi aldı. Aynı<br />

zamanda Bakü Büyükelçisi Doç. Dr. Cahit<br />

Bağçı da firma standlarına ziyarette<br />

bulundu. Ekosistemin önde gelen firmaları<br />

ile bir araya gelme fırsatı bulan<br />

Bilişim Vadisi firmaları B2B görüşmeler<br />

gerçekleştirdi. Bu kapsamda Bilişim Vadisi<br />

firmaları, Bakü firmaları ile iş birliği<br />

gerçekleştirebilecek.<br />

Bilişim Vadisi Firmaları<br />

Yenilikçi Teknolojilerini<br />

Ekosistem İle Buluşturdu<br />

Bilişim Vadisi firmalarından Saha Robotik’in<br />

standı ve alanda servis yapan otonom<br />

teslimat robotu yoğun ilgi gördü.<br />

Aynı zamanda Saha Robotik, KOBİA ile<br />

yapılan görüşmeler sonucunda yatırım<br />

alma imkanı buldu.<br />

Siber güvenlik alanında çalışmalarını<br />

sürdüren Mirket Yazılım, Azerbaycan ve<br />

bölgenin en büyük inovasyon etkinliği<br />

InMerge Innovation’a çok faktörlü kimlik<br />

doğrulama cihazı MFA (Multi-Factor<br />

Authentication) ile katılım sağladı. Standı<br />

yoğun ilgi gören Saha Robotik, kapalı<br />

alanlar için geliştirdiği otonom teslimat<br />

robotunu uluslararası inovasyon dünyasıyla<br />

bir araya getirdi. Bulut bilişim<br />

alanında çözümler üreten Bulutistan,<br />

Bulut Technology ürünüyle fuardaki yerini<br />

aldı.<br />

Talebe yönelik projelendirilen kurum içi<br />

yazılımlar ve farklı ihtiyaçlar doğrultusunda<br />

geliştirilen ürün ve çözümlerle<br />

kamu veya özel şirketlere dijital dünyada<br />

dijital dünyada yardımcı olan Simeranya<br />

ise saha yönetimi çözümleri sunan Mobi,<br />

büyük verileri herhangi bir kod yazmaya<br />

ihtiyaç duymadan tamamen ara yüz<br />

üzerinden yönetebilen Formulizer ve<br />

personel rehber uygulaması ile mobil<br />

cihaz zimmet ve SIM kart fatura takibi<br />

yapabilen St@ff ürünleriyle fuara katılım<br />

sağladı. Tele-sağlık ve hastane yönetimi<br />

alanında çalışmalar yürüten Kindi Platform<br />

ise sağlık kurumlarına profesyonel<br />

tele-hizmet verdikleri Kindi Platform<br />

ürününü görücüye çıkardı.<br />

Codease ise şirketlerin tüm iş uygulamalarını<br />

tek bir platform üzerinden geliştirip<br />

yönetilmesini sağlayacak çözümlerini<br />

ekosisteme tanıttı. Kalıpların dışında,<br />

hayatın içinde olduklarını belirten ING<br />

Teknoloji, yenilikçi mobil çözümlerini<br />

inovasyon ekosistemi ile paylaştı. Yankı<br />

Akademi, iş sağlığı ve güvenliği başta<br />

olmak üzere birçok eğitim alanı için geliştirdiği<br />

yazılımları anlattı. CTcomm,<br />

A’dan Z’ye geliştirdiği telekomünikasyon<br />

çözümlerini ekosistemin beğenisine<br />

sundu. Bilgi ve haberleşme teknolojilerinde<br />

uçtan uca çözümler sunan DTA<br />

Teknoloji ve hem ihtiyaçları gideren hem<br />

de yeni ihtiyaçları öngören Mobile <strong>IT</strong>M<br />

tüm mobil çözümleriyle fuarda yerini<br />

aldı.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

ShipEntegra 9. Şubesini Denizli’de açtı<br />

ShipEntegra, Türkiye genelindeki operasyon merkezlerine<br />

bir yenisini daha ekledi. İhracat geçmişi tam 2 bin<br />

yıl ötesine dayanan ve önemli ticaret merkezlerinden<br />

biri olan Denizli’de 9.şubesini açan ShipEntegra, yeni<br />

operasyon merkezi ile bölgedeki işletmelere uluslararası<br />

ticarette daha etkin ve rekabetçi olma imkânı sunmayı<br />

hedefliyor…<br />

Türk e-ihracatçısının dünya genelinde<br />

20’den fazla global pazar yerinde satış<br />

yapmasına olanak tanıyan ShipEntegra,<br />

tüm pazar yerlerini tek bir platformda toplayarak<br />

müşterilerine; işletme, yönetme<br />

ve stok kontrol kolaylığı sunuyor. Global<br />

pazar yerlerindeki entegrasyon süreçlerini<br />

kendi bünyesinde yapan ilk firma olan ShipEntegra,<br />

PrinWork ile birlikte 360 derece<br />

sunduğu çözüm ortaklığıyla Türk e-ihracatçısının<br />

global pazarda da rekabet edebilmesini<br />

sağlıyor.<br />

E-ihracat sürecini hızlandırmak ve müşterilere<br />

daha etkili hizmet sunmak amacıyla<br />

Türkiye genelindeki operasyon merkezlerini<br />

genişletmeyi yeni yılda da sürdüreceklerini<br />

belirten ShipEntegra Ceo’su Ali<br />

Ceylan, “Denizli’deki lojistik servis merkezimi<br />

ile diğer şehirlerde olduğu gibi müşterilerin<br />

paketlerini istedikleri yerden alarak<br />

aynı gün içinde yurt dışına çıkışlarını<br />

sağlama konusundaki başarılı stratejimizi<br />

sürdüreceğiz. Bu sayede müşterilerimiz,<br />

hızlı ve güvenilir bir şekilde ürünlerini<br />

dünya geneline ulaştırma avantajına sahip<br />

olacaklar. ShipEntegra olarak, Denizli’deki<br />

operasyon merkezimizle birlikte küresel<br />

ticaretin kapılarını daha geniş bir şekilde<br />

aralamayı hedefliyoruz. Bu adım, Türkiye’nin<br />

e-ihracat potansiyelini artırmak ve<br />

ülkemizi uluslararası ticarette daha fazla<br />

konumlandırmak adına önemli bir kilometre<br />

taşıdır. Yeni operasyon merkezimizde,<br />

Denizli’deki işletmelerin ve e-ihracat<br />

yapmak isteyen tüm müşterilerin ihtiyaçlarına<br />

özel çözümler sunarak, onların<br />

global pazarda başarılı olmalarına katkıda<br />

bulunmayı amaçlıyoruz” açıklamasında<br />

bulundu.<br />

Sektöre kazandırdığı önemli ilklerin yanı<br />

sıra büyümedeki en önemli faktörün Anadolu’daki<br />

e-ihracat müşterisine gereken<br />

kolaylığı sağlamak olduğunu söyleyen<br />

ShipEntegra CEO’su Ali Ceylan, “Şu anda<br />

İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Bursa,<br />

Konya ve Kayseri’de 2 olmak üzere 8 noktada<br />

şubemiz bulunuyor. Bu noktalarda<br />

operasyonlarımızı başarıyla yürütüyoruz.<br />

Yeni yılda lojistik servis ağımızı daha da<br />

genişleterek toplamda 13 noktada hizmet<br />

veriyor olacağız. Yeni merkezlerimiz ile<br />

birlikte, müşterilerimize daha etkin, hızlı<br />

ve özelleştirilmiş çözümler sunarak ShipEntegra<br />

markasını daha da güçlendireceğiz”<br />

dedi.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

Geleceğin iş süreçlerinde<br />

robotik otomasyona dikkat çekildi<br />

Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde düzenlenen<br />

“Robusta ve PaperWork ile Geleceğin İş Süreçlerini<br />

Tasarlayın” etkinliğinde, iş süreçlerinde robotik<br />

otomasyonun önemine dikkat çekildi…<br />

İş akış ve doküman yönetimi çözümleri<br />

alanında işletmelerin dijital dönüşümlerini<br />

destekleyen PaperWork tarafından düzenlenen<br />

etkinlikte BPM ve RPA teknolojilerinin<br />

birbirlerini tamamlayan çözümler<br />

olduğu ve birlikte kullanıldıklarında çok<br />

daha verimli süreç otomasyonları sağlandığı<br />

belirtilerek “PaperWork Robusta RPA<br />

Konektörü” tanıtıldı.<br />

Konektör sayesinde, Robusta RPA sanal robotları,<br />

ek geliştirmeye gerek olmadan PaperWork<br />

platformu üzerinde çalışabiliyor<br />

ve anlık veri alışverişinde bulunabiliyor.<br />

PaperWork Robusta RPA konektörü, iş süreçlerindeki<br />

rutin, tekrar eden ve öngörülebilir<br />

görevleri otomatikleştirerek, iş süreçlerin<br />

kalitesini ve tutarlılığını artırmayı,<br />

işlerin ölçeklenebilmesini, insan kaynağı<br />

tasarrufu ve maliyet avantajı sağlıyor.<br />

PaperWork platformu ile entegre çalışan<br />

RPA çözümü, merkezinde müşteri memnuniyetinin<br />

olduğu, organizasyonların<br />

kısa sürede hayata geçmesine yardımcı<br />

oluyor. İş yoğunluğu, duygu durumu gibi<br />

koşullardan etkilenmeyen, kendilerine verilen<br />

protokolün dışına çıkmayan robotların<br />

sağladığı hız ve doğruluğa insan gücü<br />

ile erişmek pek mümkün olamıyor. Ancak,<br />

RPA çözümlerinin sağladığı yararlar çalışanların<br />

ve diğer sistemlerin yer aldığı iş<br />

süreçlerinde RPA robotlarını kullanarak<br />

en üst düzeye çıkarılabiliyor. Çalışanlar ve<br />

RPA robotlarından oluşan dijital işgücü,<br />

aynı süreç üzerinde birbiri ile uyumlu ve<br />

bütünleşik çalışarak, daha önce zaman ve<br />

maliyeti yüksek olan işlemlerde tasarruf,<br />

verimlilik, hız ve kalite imkanı sunuyor.<br />

31


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Acer, Vero Dizüstü Bilgisayar<br />

Serisine yönelik karbon nötrlüğü<br />

hedeflerini paylaştı<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

32<br />

Acer yeni Aspire Vero 16’dan (AV16-51P) başlayarak<br />

Aspire Vero dizüstü bilgisayar serisi için karbon nötrlüğü<br />

konusundaki kararlılığını paylaştı. Şirket, karbon<br />

ayak izi hesaplaması ve karbon nötrlüğü konusunda<br />

uluslararası standartları takip ederek, cihaz yaşam<br />

döngüsünün tüm aşamalarında karbon ayak izini en<br />

aza indirmek için önlemler alacak ve ardından karbon<br />

nötrlüğüne ulaşmak için yüksek kaliteli karbon kredileri<br />

kullanacak…<br />

Serinin başlangıcından bu yana Aspire<br />

Vero dizüstü bilgisayarlar, yaşam döngüleri<br />

boyunca karbon ayak izlerini en aza<br />

indirme hedefiyle çevreye duyarlı bir şekilde<br />

tasarlanıyor. Üretimden paketlemeye<br />

ve kullanım ömrü sonunda geri dönüşüme<br />

kadar tüm süreçler incelenerek emisyonların<br />

azaltılmasına katkıda bulunmak için<br />

seride sürekli olarak gerekli iyileştirmeler<br />

yapılıyor. Ürünün en son modeli olan Aspire<br />

Vero 16’da (AV16-51P) bu doğrultuda<br />

çeşitli iyileştirmeler yapıldı:<br />

* Renk, Malzeme ve Yüzey: Kasasının<br />

yüzde 60’ından fazlası geri dönüştürülmüş<br />

plastikten (ilk nesilde yüzde 30) oluşuyor<br />

ve yüzeyinde uçucu organik bileşikler,<br />

boya veya katkı maddeleri bulunmuyor.<br />

Dokunmatik yüzeyde okyanusa bağlı plastik<br />

kullanılıyor.<br />

* Bileşenler: Önceki nesillere göre daha<br />

fazla güç verimliliği sağlayan en yeni Intel®<br />

Core Ultra işlemcileri içeriyor. Intel AI Boost,<br />

yeni entegre nöral işlem birimi (NPU),<br />

olağanüstü güç verimliliği ile yeni yapay<br />

zekâ destekli yetenekler sunuyor.<br />

* Ambalaj: Üretim sırasında ortaya çıkan<br />

hurda malzemelerin geri dönüştürülmesi<br />

ve tamamen geri dönüştürülebilir ambalajların<br />

kullanılmasıyla karbon ayak izinin<br />

azaltılmasına yönelik adımlar atıldı.<br />

Özenle hazırlanan tasarımlar, yüzde 100<br />

geri dönüştürülmüş FSC sertifikalı kâğıt<br />

kutunun kolayca yeniden kullanılmasına<br />

olanak tanıyor.<br />

* Nakliye: Acer, çeşitli güzergahlarda biyoyakıt<br />

kullanımı sayesinde standart deniz<br />

konteynerlerinin emisyonlarını azaltma<br />

konusunda bir dizi lojistik sağlayıcı ile iş<br />

birliğine gitti.<br />

* Kullanım: AcerSense pil yönetim yazılımı<br />

dört performans modu ile enerji verimliliğine<br />

odaklanıyor: Eko+, Eko, Dengeli ve<br />

Performans.<br />

* Geri Dönüşüm ve Onarım: Onarım,<br />

yükseltme veya geri dönüşüm amacıyla cihazın<br />

hızla ve kolayca sökülmesi için standart<br />

vidalar kullanılıyor.<br />

Acer, bu emisyon azaltma girişimlerinin<br />

hayata geçirilmesinin ardından karbon<br />

nötrlüğüne ulaşmak için yüksek kaliteli<br />

karbon kredileri kullanımını sonlandıracak.<br />

Acer Inc. COO’su Jerry Kao, “Acer ürün tarafında<br />

iklim değişikliğinin yarattığı artan<br />

zorlukların üstesinden gelmeye yardımcı<br />

olmak için gelecek dikkate alınarak tasarlanmış<br />

ve üretilmiş ‘bilinçli teknoloji’ kullanılmasını<br />

öneriyoruz. Kurumsal tarafta<br />

ise RE100 girişimine dahil olduk ve 2035<br />

yılına kadar yüzde 100 yenilenebilir elektrik<br />

kullanmayı taahhüt ettik. Bu taahhüdümüz<br />

ayrıca 2050 yılına kadar net sıfır<br />

emisyona ulaşmayı da kapsıyor” dedi.<br />

Acer Aspire Vero 16 ile ilgili daha fazla detay<br />

<strong>Ocak</strong> ayında Las Vegas’ta paylaşılacak.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Genç kuşak ‘Dijital Değil Kağıt’ diyor…<br />

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı<br />

(COP28), bu yıl Birleşik Arap Emirlikleri’nde<br />

tamamlanırken dünya liderleri<br />

yeniden hedeflere bağlılığını ortaya koydu.<br />

Global teknoloji lideri Epson da ilk kez 1995<br />

yılında düzenlenen Birleşmiş Milletler<br />

İklim Değişikliği Konferansı’ndan (COP)<br />

sonra doğanları temsil eden COP neslinin<br />

çevreye yönelik bakışını ortaya koyan bir<br />

anket hazırladı.<br />

Ortadoğu ve Afrika Bölgesi’nde (MEA)<br />

Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 10<br />

ülkede yapılan eğitim araştırması, COP<br />

neslinin yarısından çoğu iklim felaketinin<br />

kendi ömürleri boyunca önlenebileceği konusunda<br />

iyimser olduğunu gösterdi.<br />

Yine geçtiğimiz ay Epson tarafından açıklanan<br />

İklim Değişikliği Barometresi de<br />

Türkiye’deki insanların yüzde 44.9’unun,<br />

iklim felaketini kendi ömürlerinde önleyebileceğine<br />

dair iyimser olduğunu ortaya<br />

koymuştu. Bu oran COP nesli için yüzde<br />

51.4 iken, 30 yaş ve üstü için yüzde 42.8<br />

çıkmıştı.<br />

Epson’un eğitim araştırmasına göre gençlerin<br />

çoğunluğu basılı materyallerin hala<br />

anlamaya dijitalden daha fazla yardımcı<br />

olduğunu söyledi. Ancak çok fazla baskı<br />

yapmanın dünyaya zarar vereceğini belirterek<br />

endişe taşıdıklarını da belirttiler.<br />

Gençleri anlamak için<br />

buluştular<br />

Epson, COP28 nedeniyle Türkiye’de gençlerin<br />

sürdürülebilirlik, teknoloji ve değişime<br />

bakışını anlamak için gençler ve<br />

eğitim, girişim ve sürdürülebilirlik alanındaki<br />

fikir liderleriyle bir yuvarlak masa<br />

toplantısı düzenledi. Söz konusu buluşma<br />

GelecektekiSen Platformu Kurucusu İnci<br />

Abay Cansabuncu’nun moderatörlüğünde,<br />

Epson Ortadoğu ve Türkiye Pazarlama<br />

Grup Yöneticisi Fatih Yıldız, Epson Türkiye<br />

Geniş Format Kanal Satış Yöneticisi<br />

Ersel Şamiloğlu, Ashoka Türkiye Program<br />

Direktörü Gizem Kendik Önduygu, FutureBright<br />

Group Kurucusu Akan Abdula,<br />

GenWise Kurucusu Tuğrul Ağırbaş, Happy<br />

Work Studio Kurucusu Mine Dedekoca,<br />

Ayşe Kulabaş (Web3 Maestro), Onarım<br />

1995 yılında ilk kez düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim<br />

Değişikliği Konferansı’ndan (COP) sonra doğanları<br />

temsil eden COP neslinin yarısından çoğu iklim felaketinin<br />

kendi ömürleri boyunca önlenebileceği konusunda<br />

iyimser. Epson’un araştırmasına göre gençlerin çoğunluğu<br />

basılı materyallerin hala anlamaya dijitalden daha<br />

fazla yardımcı olduğunu söylüyor. Ancak çok fazla baskı<br />

yapmanın dünyaya zarar vereceğini belirterek endişe<br />

taşıdıklarını da belirtiyorlar…<br />

Atölyesi Kurucusu Ekin Al ve öğrenci temsilcileri<br />

olan Feray Koral, Melih Andaç ve<br />

Ömer Tarık İnce’nin katılımıyla düzenlendi.<br />

Her baskıda çevre endişesi<br />

Buluşmada açıklanan eğitim araştırmasının<br />

sonuçlarına göre gençler yüzde 90’dan<br />

fazla oranda basılı materyallerin anlamaya<br />

dijitalden daha iyi yardımcı olduğunu<br />

belirtti. ‘Çok fazla baskı yapmanın israf<br />

ve dünyaya zarar vermesi olarak görülebileceğinden<br />

endişeleniyor musunuz?’ sorusunun<br />

yanıtı da ezici oranda ‘evet’ çıktı.<br />

Gençler, baskı yapmadan önce çevre konusunda<br />

endişe yaşadıklarını vurguladılar.<br />

Hatta çevreyle ilgili endişeler nedeniyle<br />

bazı belgeleri yazdırmaktan kaçındıklarını<br />

söyleyenlerin oranı da yüzde 89’a ulaştı.<br />

Karbon negatif olacak<br />

Epson Ortadoğu ve Türkiye Pazarlama<br />

Grup Yöneticisi Fatih Yıldız, önümüzdeki<br />

10 yıl içinde karbonsuzlaştırma, kaynak<br />

geri dönüşümü ve çevresel teknoloji geliştirmeye<br />

100 milyar yen harcamayı ve yatırım<br />

yapmayı planladıklarını belirterek<br />

şöyle konuştu: “Bu çabaların, şirketin tedarik<br />

zincirindeki sera gazı emisyonlarını<br />

2 milyon tondan fazla azaltması bekleniyor.<br />

Ayrıca Epson, dünya çapındaki grup<br />

tesislerinin tümünün elektrik ihtiyaçlarını<br />

2023 yılı sonu itibariyle yüzde 100 yenilenebilir<br />

enerji kaynaklarından (yenilenebilir<br />

elektrik) karşılamaya karar verdi.<br />

2050’de karbon negatif olacak ve yeraltı<br />

kaynaklarından bağımsız hale geleceğiz.”<br />

Ne su kıtlığı ne de enflasyon<br />

Epson Türkiye Geniş Format Kanal Satış<br />

Yöneticisi Ersel Şamiloğlu ise İstanbul’daki<br />

su kıtlığı, yükselen sıcaklıklar ve<br />

orman yangınlarıyla birlikte Türkiye’deki<br />

en büyük sorunun iklim değişikliği olduğunu<br />

vurguladı. Epson’un anketine göre<br />

Türkiye’de insanların yüzde 65,2’si iklim<br />

değişikliğinin en büyük sorun olduğunu<br />

söyledi. Şamiloğlu, “Katılımcıların yüzde<br />

49,5’ine göre yükselen fiyatlar, yüzde<br />

42,8’ine göre ise sığınmacı sorunu önemli<br />

çıktı” dedi.<br />

Artık onarıcı olmak gerekiyor<br />

Onarım Atölyesi Kurucusu Ekin Al, toplantıda<br />

sürdürülebilirliğin şimdiye kadar<br />

zarardan azaltma yoluydu olduğunu söyledi.<br />

Ancak bunun artık yeterli olmadığını<br />

ve ekosistem restorasyonu yapılması gerektiğini<br />

vurguladı. FutureBright Group<br />

Kurucusu Akan Abdula ise Türkiye’nin<br />

sürdürülebilirliği bilmek konusunda iyi<br />

bir yerde olduğunu belirterek, “Pandemiden<br />

önce yüzde 1.5 olan oran şimdi yüzde<br />

77’lerde. Tüketici bu kavramı artık biliyor”<br />

dedi.<br />

Genwise Kurucusu Tuğrul Ağırbaş da<br />

CEO’ların çevre konusunda ikna edilmesi<br />

ve sorumluluk verilmesi gerektiğini anlatarak<br />

gençlerin CEO’lar için koç olarak<br />

atanması gerektiğini söyledi. Ashoka Türkiye<br />

Program Direktörü Gizem Kendik<br />

Önduygu ise insan merkezli olmaktan çıkarak<br />

dünyaya saygı duyulması gerektiğine<br />

dikkat çekti.<br />

Gençler ne düşünüyor?<br />

Toplantıdaki genç öğrenci temsilcilerinden<br />

Ömer Tarık İnce, değişim elçileri<br />

olarak yola çıktıklarını belirterek iş dünyasına<br />

kendi rengini katmanın önemini<br />

vurguladı. Feray Koral ise akran öğrenmesinin<br />

önemine dikkat çekerek gençlerin<br />

sürdürülebilirlik hakkında tanıtıcı bir rol<br />

üstlenilmesi gerektiğini söyledi. Melih Andaç<br />

da interneti daha güvenli bir hale getirerek<br />

ulaşılamayan gençlere dokunmak<br />

gerektiğini belirtiyor.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

33


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

CANiK, 2023 yılını Mısır’da<br />

görkemli bir show ile tamamladı<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

Dünyanın önde gelen hafif ve orta kalibre<br />

silah üreticisi CANiK, 2023 yılının son<br />

fuar etkinliği için Afrika’daydı. CANiK,<br />

uluslararası alanda 400’ün üzerinde firma<br />

ve 30 binden fazla katılımcıyı ağırlayan<br />

EDEX’23 için Mısır’da yerini aldı.<br />

Mısır’ın başkenti Kahire’de 4-7 Aralık<br />

tarihleri arasında 3’üncüsü düzenlenen<br />

EDEX’te CANiK, 20’den fazla ülke delegasyonunu<br />

standında ağırladı. Fuara<br />

Mısır askeri otoritesi de yoğun ilgi gösterdi.<br />

Afrika bölgesinin en büyük savunma<br />

ithalatçılarından biri olan Mısır’da,<br />

geniş ürün yelpazesi ve deneyimli kadrosuyla<br />

güçlü bir katılım sağlayan CANiK,<br />

önemli ihracat başarılarına imza attı.<br />

CANiK, 2023 yılının son fuar etkinliği için Afrika’ya<br />

gitti. Türkiye’nin Akdeniz’deki köklü komşusu Mısır ile<br />

savunma sanayi alanındaki ilişkilerini geliştirmek için<br />

EDEX fuarına (Egypt Defence Expo) katılan CANiK, iki<br />

ülke arasındaki köprülerin kurulmasında önemli roller<br />

almak için düğmeye bastı. CANiK Genel Müdürü Cahit<br />

Utku Aral, “2023 yılında yoğun bir fuar yolculuğu<br />

gerçekleştirdik. Gelişmiş orduların gözdesi yüksek<br />

teknoloji ürünlerimizi tanıttığımız fuarlarla birlikte yılı,<br />

dolar bazında yüksek ciro artışıyla tamamlıyoruz” dedi…<br />

34<br />

Afrika pazarında ilk defa<br />

sergilendi<br />

Fuarda ilk defa IDEF’23 kapsamında tanıtılan<br />

Türkiye’nin kalifiye edilmiş tek<br />

ve büyük kalibre uçaksavarı olan CANiK<br />

M2 QCB’nin, 950 atıma sahip CANiK<br />

M2F ve 1100-1200 atıma haiz CANiK<br />

M3, Afrika’da ilk defa sergilendi. Yine<br />

milli uzaktan komutalı stabilize silah<br />

(UKSS) kulesi ailesinin en büyük üyeleri<br />

olan ve grup şirketlerinden UNIROBO-<br />

TICS tarafından üretilen TRAKON ve<br />

TRAKON TARGAN’a da ilgi büyüktü.<br />

Özellikle, Türk Deniz Kuvvetleri’nin yeni<br />

açık deniz karakol gemilerine entegre<br />

edilecek olan TRAKON TARGAN fuarın<br />

gözdelerinden biri oldu. Bununla birlikte<br />

modern orduların değişen muharebe<br />

alanlarındaki en çok talep gören topların<br />

başında gelen 30x113 mm toplar ve<br />

dünyanın en düşük geri tepmeye sahip<br />

30x113mm topu olan VENOM LR da yine<br />

fuarda yoğun ilgi gördü.<br />

Ağır makineli tüfek pazarının<br />

en büyük üreticisi<br />

CANiK Genel Müdürü Cahit Utku Aral,<br />

“CANiK olarak kuruluşumuzun 25’inci<br />

yılını kutladığımız 2023’ü, beklentilerin<br />

üzerinde bir başarıyla tamamladık.<br />

ABD’den Afrika’ya, Uzakdoğu’dan Avrupa’ya<br />

13 fuar etkinliğine katılarak son<br />

teknoloji ürünlerimizi sergiledik. 2022<br />

yılında İngiliz AEI Systems’ı bünyemize<br />

dahil ederek orta kalibre top pazarına<br />

giriş yaptık; böylece 30x113mm orta<br />

kalibre top üreten dünyada 3 firmadan<br />

biri olduk. 2022 yılında kullanıma sunduğumuz<br />

ve büyük beğeni toplayan 650<br />

atım/dk hıza sahip CANiK M2 QCB’nin<br />

ardından bu yıl 950 atım/dk’lık CANiK<br />

M2F ve 1100-1200 atım/dk’lık CANiK<br />

M3 versiyonlarını ürün portföyümüze<br />

ekledik. Yükselen ihracat grafiğimizde<br />

çıtayı daha da yukarılara çıkardık. 2023<br />

yılındaki bu başarılarımızı EDEX ile de<br />

taçlandırmış olduk. 2012 yılına kadar<br />

Mısır pazarında çok aktif olan Türkiye,<br />

bazı siyasi problemler nedeniyle, çalışmalarını<br />

askıya aldı. 2023 itibariyle ise<br />

iki ülke ilişkilerinde yaşanan sıcak gelişmelerle<br />

birlikte, Mısır pazarına yönelik<br />

faaliyetler de tekrar rayına oturdu. 2023<br />

yılının son fuarı olan EDEX’e katılmamızın<br />

en büyük sebebi hem iki ülke arasındaki<br />

ilişkinin düzelmesine destek olmak<br />

hem de geçmişte önemli noktalara getirdiğimiz<br />

iş birliklerini canlandırmak.<br />

Ülkemiz bu fuara çok üst seviyeden bir<br />

katılım gerçekleştirerek politikasını net<br />

bir şekilde ortaya koymuş oldu. Bu sene<br />

2023 yılını 145 milyon dolar ihracat ile<br />

tamamlıyoruz. <strong>2024</strong> yılına küresel ağır<br />

makineli tüfek pazarının en büyük üreticisi<br />

olarak giriş yapıyoruz. Bu yıl içinde<br />

tanıtımını yaptığımız Venom LR ve yeni<br />

UKSS kule ailemiz TRAKON ve TRAKON<br />

TARGAN’ın da ihracatlarına önümüzdeki<br />

sene başlıyoruz. <strong>2024</strong> yılında da yine<br />

yoğun bir fuar maratonu bizleri bekliyor.<br />

<strong>2024</strong> yılının ilk fuarı <strong>Ocak</strong> ayında SHOT<br />

SHOW ile başlayacak, ardından Şubat<br />

ayında WORLD DEFENSE SHOW’da Suudi<br />

Arabistan’da olacağız” dedi.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

KPMG Türkiye CBDC’lerin Finans<br />

Ekosistemindeki paydaşlara etkisini analiz etti<br />

KPMG Türkiye’nin “Dijital Para Devrimi: CBDC” isimli bilgi<br />

dokümanında, merkez bankası dijital para birimlerinin<br />

(CBDC) finans ekosistemindeki bankalara, müşterilere<br />

ve halka etkisi, bu paraların dünyada uygulanan modelleri<br />

ve örnek kullanımları, fırsatları ve riskleri analiz<br />

ediliyor…<br />

Dijital teknoloji, modern yaşamın her alanını<br />

şekillendirmeye devam ederken merkez<br />

bankası dijital para birimleri (CBDC)<br />

de hükümetler, finansal kurumlar ve işletmeler<br />

için odak noktası olmaya başladı.<br />

KPMG Türkiye’nin Fintech ve Dijital Finans<br />

Birimi de CBDC’lerin finans ekosistemindeki<br />

bankalara, müşterilere ve halka<br />

etkisini analiz ettiği “Dijital Para Devrimi:<br />

CBDC” isimli bir bilgi dokümanı (whitepaper)<br />

paylaştı.<br />

Dünyada, merkez bankaları tarafından<br />

doğrudan ve dolaylı ihraç çerçevelerinde<br />

çeşitli CBDC modellerinin deneme aşamasında<br />

olduğuna dikkat çekilen dokümanda,<br />

doğrudan ihraç tarafında, Doğu Karayip<br />

adalarındaki “DCash” projesi örnek<br />

olarak gösteriliyor. Bu uygulamada merkez<br />

bankası birincil finansal kurum olarak<br />

konumlandırılırken kullanıcılar, hesaplarını<br />

doğrudan merkez bankası üzerinden<br />

açabiliyor. Bu uygulama merkez bankasını,<br />

tüketici işleriyle doğrudan ilgilenen<br />

birincil finans kurumu olarak konumlandırıyor.<br />

Dolaylı ihraç tarafında ise Çin’in<br />

“e-CNY” ve Nijerya’nın “eNaira” projeleri<br />

örnek gösteriliyor. Bu uygulamalarda CB-<br />

DC’ler ticari bankaların aracı olarak hareket<br />

ettiği üçüncü taraf platformlara ihraç<br />

ediliyor. Ticari bankalar da CBDC’leri dağıtarak<br />

uzlaşma acenteleri haline geliyor<br />

ve AML/KYC gibi operasyonel konularda<br />

sorumluluk alıyor.<br />

İşletmeler ve ticari bankalar<br />

üzerindeki etkisi<br />

KPMG Türkiye’nin “Dijital Para Devrimi:<br />

CBDC” dokümanında, CBDC’lerin ödemeleri<br />

basitleştirdiği, özellikle sınır ötesi<br />

ticaret için işlem maliyetlerini azalttığı ve<br />

şu anda finansal çözümlere ulaşamayan<br />

nüfusa finansal hizmetlerin sunulmasını<br />

sağladığı üzerinde de duruluyor.<br />

Ancak, CBDC’ler aynı zamanda mevcut<br />

ödeme sistemlerinde maliyetli ve karmaşık<br />

değişikliklere neden olabiliyor ve<br />

siber saldırılar, dolandırıcılık gibi riskleri<br />

de beraberinde getirebiliyor. Bunun yanı<br />

sıra doğrudan dijital işlemler için bir yol<br />

sunan CBDC modelleri, ticari bankaların<br />

geleneksel aracı rolünü sınırlayabiliyor.<br />

Bunun sonucunda da bankalar arasında<br />

müşteri sadakatini artıran değerli ürünler<br />

ve hizmetler sunma konusundaki rekabet<br />

zedelenebiliyor. Bu da CBDC’lerin bankaların<br />

uzun vadeli kârlılığı üzerindeki etkisi<br />

hakkında daha büyük sorunları gündeme<br />

getirebilir.<br />

Ancak mevcut bankacılık kanalları üzerinden<br />

çalışacak şekilde tasarlanmaları<br />

durumunda CBDC’ler, bankalar için yönetilecek<br />

yeni bir ürün haline gelebilir ve bu<br />

da yeni gelir kaynakları doğurabilir.<br />

Fırsatlar ve riskler<br />

Bilgi dokümanında CBDC’lerin önemli<br />

avantajları ve dezavantajlarına da yer<br />

veriliyor. Buna göre ödemeleri daha verimli<br />

hale getirme ve uzlaşma sürelerini<br />

azaltma potansiyelleri CBDC’lerin önemli<br />

avantajları arasında gösteriliyor. Ayrıca<br />

merkez bankalarına maliyet tasarrufu ve<br />

para politikası üzerinde daha iyi kontrol<br />

sağlayabilme imkânı sunuyorlar. Tüketiciler<br />

ve işletmeler için ise nakit paraya karşı<br />

risk içermeyen dijital alternatif sunuyorlar.<br />

Finansal hizmetlerin kullanımı kolaylaştığından<br />

hizmet alamayan bölgelerde hizmetlere<br />

erişimi sağlayabiliyorlar.<br />

Ancak dokümana göre CBDC’lerin bazı<br />

olumsuz yönleri de bulunuyor. İstenen etkiyi<br />

almak için yaygın kullanıma ihtiyaç<br />

duyuluyor, bu nedenle tüketicilerin ve satıcıların<br />

CBDC’leri kullanmaya ve kabul<br />

etmeye istekli olmaları gerekiyor. Ayrıca<br />

bankaların, yeni risklere karşı teknolojik<br />

yatırımları yapmaları gerekiyor. CBDC’ler<br />

vergilendirmeyi basitleştirebilirken, denetimi<br />

zorlaştırabilecek düzenleyici zorluklar<br />

ortaya çıkarabiliyor.<br />

“CBDC’lerin hayatımızın bir<br />

parçası olacağı tartışmasız<br />

bir gerçek”<br />

Konuyla ilgili açıklama yapan KPMG<br />

Türkiye Fintech ve Dijital Finans Lideri,<br />

Şirket Ortağı Sinem Cantürk, “Hızla ivme<br />

kazanan CBDC’lerin yakın gelecekte hayatımızın<br />

bir parçası olacağı tartışmasız<br />

bir gerçek. Bu nedenle titiz planlama, derinlemesine<br />

analiz, etki değerlendirmesi ve<br />

riskler ile hedefleri dengeleme konusunda<br />

dikkatli olunmalı. CBDC’lerin dünyada<br />

daha geniş kitleler tarafından kullanılmaya<br />

başlanmasıyla birlikte, bu konudaki uzmanlıktan<br />

faydalanmak da büyük önem<br />

kazanıyor. KPMG olarak biz de bu alandaki<br />

stratejik vizyonumuz ile CBDC’lerin<br />

kullanım durumlarının belirlenmesi, altyapı<br />

hazırlıkları, sistem güvenliği ve dayanıklılığı,<br />

sistem uyumu ve yeteneklerin geliştirilmesi<br />

gibi konularda paydaşlarımıza<br />

hizmet veriyoruz. Müşterilerin CBDC’leri<br />

nasıl kullanabileceğini öngörmek, çoklu<br />

paydaşlar, sistemler ve kullanıcı temas<br />

noktaları üzerinde başarılı bir entegrasyon<br />

gerçekleştirmek için kritiktir. Yaptığımız<br />

bu çalışmamızın paydaşlarımıza bu<br />

alanda yol göstermesini diliyoruz.” dedi.<br />

CBDC nedir?<br />

En basit ifadelerle Merkez Bankası Dijital<br />

Para Birimi “CBDC”, bir ülkenin fiyat para<br />

biriminin (merkez bankası tarafından ihraç<br />

edilen para) dijital versiyonudur. CB-<br />

DC’ler genellikle bir hükümet tarafından<br />

verilen ve düzenlenen, bir merkez bankası<br />

tarafından yönetilen merkezi bir otorite<br />

tarafından ihraç edilen dijital varlıklardır.<br />

Bitcoin gibi merkezi olmayan kripto paralardan<br />

farklı olarak CBDC’ler merkezi, devlete<br />

ait ve yasal ödeme araçlarıdır.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

35


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Nikon tarihine saygı duruşu Z f<br />

Her yeni modelde fotoğraf dünyasını heyecanlandıran<br />

Nikon, yeni Z f ile bu geleneği bozmadı. Yeni fotoğraf<br />

makinesi geleceği geçmişle bir araya getirerek, zamansız<br />

duruşu rakipsiz yaratıcılık ve yenilik ile buluşturmayı<br />

başarıyor. Z f, kullanıcısına günü yakalama, cesur<br />

olma, yaratıcı olma, sıra dışı ve göze çarpan görüntüler<br />

yakalama olanağı sunuyor…<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

36<br />

Nikon, eski tasarımı gelişmiş teknoloji<br />

ve üstün performans ile bir araya getiren,<br />

tam çerçeveli FX biçimli aynasız<br />

fotoğraf makinesi modeli Z f ile içerik<br />

oluşturuculara ve fotoğrafçılara heyecan<br />

dolu ve karizmatik çekim vaat ediyor.<br />

İkonik FM2’den ilham alarak geliştirdiği<br />

Z f, Nikon Z 9 ile aynı EXPEED 7 görüntü<br />

işleme sistemiyle donatıldı, gelişmiş<br />

durağan görüntü ve video kaydı olanağı<br />

vaadiyle geldi. Kaliteli içerik sağlayan bu<br />

fotoğraf makinesi, olağanüstü AF ve VR<br />

performansı da dahil olmak üzere en son<br />

teknolojiye sahip.<br />

Retro tasarımı Nikon<br />

mirasının etkisi…<br />

Tasarım, kadranların ve deklanşör<br />

düğmesinin kullanılmasının yanı sıra<br />

1970’lerden kalma Nikon logosunun da<br />

eklenmesiyle ikonik FM2’yi yansıtıyor.<br />

Hassas frezeli pirinç malzeme ile kaplanan<br />

tüm kadranlar, yüksek kalite hissi<br />

sunuyor. Fotoğraf meraklıları klasik<br />

siyah renk dışında altı farklı dış yüzey<br />

renk seçeneği ile makinesini kişiselleştirip<br />

bireysel tarzını yansıtabilecek.<br />

Görüntü ifadesi olanaklarını<br />

genişleten yeni işlevler…<br />

Geleneksel monokrom Picture Control<br />

özelliğine ek olarak Z f, düz monokrom<br />

ve derin tonlu monokrom olmak üzere<br />

iki yeni Picture Control özelliği ile donatıldı.<br />

Kontroller arasında anında geçiş<br />

sağlamak için fotoğraf ve video seçiciye<br />

özel bir siyah-beyaz konumu eklendi. Ayrıca<br />

bu fotoğraf makinesi, Z f’nin ilk desteklediği<br />

bir özellik olan Creative Picture<br />

Control özellikleri ve piksel kaydırmalı<br />

çekim de dahil olmak üzere çeşitli diğer<br />

ilham verici işlev ve özelliklere sahip.<br />

Farklı ihtiyaçlar için gelişmiş<br />

video performansı…<br />

Yeni fotoğraf makinesi, dahili 10 bitlik<br />

H.265 kayıt özelliğinin yanı sıra 125 dakikaya<br />

kadar 4K UHD kayıt yapabilme<br />

gibi bazı heyecan verici video özellikleri<br />

de sunuyor. ISO duyarlılığını 1/6 EV’lik<br />

adımlarla ayarlama kabiliyeti ve video<br />

kaydı sırasında kırmızı bir çerçevenin<br />

görüntülenmesi de dahil olmak üzere diğer<br />

işlevler Z 9’dan devralındı.<br />

Kullanılan en son teknolojiler sayesinde<br />

olağanüstü performans<br />

Z f, yüksek IOS kapasitesi sağlayan en<br />

yeni EXPEED 7 görüntü işleme sistemi<br />

ile destekleniyor. İlaveten Z 8’de bulunan<br />

dokuz tür konu algılama özelliğinin<br />

tümüne sahip olan bu modelin, konu algılama<br />

özelliği kullanılırken izleme performansı<br />

da artırıldı. Ayrıca bu fotoğraf<br />

makinesi, her ikisi de loş ışıklı veya karanlık<br />

iç mekan koşullarında çekim yaparken<br />

görüntü kalitesini artıran dahili<br />

titreşim azaltma ve geliştirilmiş elektronik<br />

VR özellikleri ile de destekleniyor.<br />

Z f’nin diğer özellikleri<br />

• Enstantane öncelikli otomatik modda<br />

video kaydını destekleyen ilk Nikon<br />

fotoğraf makinesi. Bu mod seçildiğinde<br />

kullanıcı deklanşör hızını seçer ve fotoğraf<br />

makinesi de diyaframı ayarlar.<br />

• AF alanı modu seçeneklerine 3D izleme<br />

(yalnızca fotoğraf modu) ve Konu İzleme<br />

AF (yalnızca video modu) eklendi.<br />

• Görüntüleri oluşturmak için kullanılan<br />

pikseller ve AF için kullanılan özellikler,<br />

her işlem için en uygun pozlamayı elde<br />

ederek söz konusu konu arkadan aydınlatmaya<br />

karşı kontrast oluşturduğunda<br />

ya da sahne loş veya karanlık olduğunda<br />

bile çekimi yapılan konuya netleme yapmayı<br />

kolaylaştıyor.<br />

• Otomatik alan AF modunda kullanılan<br />

kapsama alanı ve netleme noktası sayısı,<br />

uzaktaki veya hareketli konulara daha<br />

iyi netleme yapma performansı sağlamak<br />

için artırıldı.<br />

• Özel geniş alan AF modu için mevcut<br />

seçenekler artırılarak birden çok konuya<br />

sahip sahnelerin etkileyiciliği artırıldı.<br />

• Bu modelde kullanılan EXPEED 7 görüntü<br />

işleme sistemi, konuların düz kısımlarında<br />

kumlanmayı azaltarak görüntü<br />

kalitesini artırıyor.<br />

• Değişken açılı ekranla donatılan, ilk<br />

tam çerçeveli Z serisi aynasız fotoğraf<br />

makinesi…<br />

• Dikey yönde görüntü izleme özelliği ve<br />

izleme sırasında kullanılabilen menü<br />

ekranı, dikey çekim için verimli destek<br />

sağlıyor.<br />

• Resimleri vizörde kadraja alırken fotoğraf<br />

makinesi ayarlarının yapılabilmesi<br />

için Dokunmatik Fn özelliğini destekleyen<br />

ilk Z serisi fotoğraf makinesi…<br />

• EXPEED 7 görüntü işleme sisteminin<br />

yüksek işleme kabiliyeti, 30 fps’ye kadar<br />

yüksek hızlı sürekli çekim sağlayan Yüksek<br />

Hızlı Çekim+ (C30) özelliğini etkinleştiriyor.<br />

• Deklanşöre tam olarak basılmadan<br />

önce ara belleğe alınmış görüntüleri bir<br />

saniyeye kadar kaydetme olanağı sunan<br />

Kayıt Öncesi Çekim işlevi ile donatıldı.<br />

• Cilt pürüzsüzleştirme ve portre gösterim<br />

dengesi işlevleri sayesinde kullanıcıların<br />

çekmek istedikleri portreleri daha<br />

iyi elde etmelerini sağlıyor.<br />

• Konunun teninin ayrıntılarını daha iyi<br />

yakalayan Zengin Tonlu Portre Picture<br />

Control özelliğine sahip.<br />

• Otomatik çekim modunda durağan<br />

görüntüler yakalarken sahneyi tanımlamak<br />

için derin öğrenme teknolojisini<br />

kullanır ve sahneye göre optimum pozlama<br />

kontrolü gerçekleştiriyor.<br />

• Toz ve suya karşı üstün dayanıklılık,<br />

zorlu ortamlarda bile zahmetsiz ve dertsiz<br />

çekim olanağı sağlıyor.<br />

• Biri SD kartları ve diğeri Micro SD kartlarını<br />

destekleyen iki adet hafıza kartı<br />

yuvası ile donatıldı.<br />

• Görüntü sensörünü tozdan korumak<br />

için çift kaplama kullanıldı.<br />

• NX Studio Sürüm 1.5.0 kullanılarak<br />

piksel kaydırmalı çekimle yakalanan<br />

NEF (RAW) görüntülerin birleştirilmesini<br />

destekliyor. Picture Control Utility<br />

2’nin işlevleri; Picture Control özelliğinin<br />

ayarlanması, uygulanması ve yönetilmesi<br />

gibi işlemlerin tek bir uygulama içinde<br />

gerçekleştirilebilmesi için birleştirildi.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Zyxel <strong>Network</strong>s Switch ürünleriyle<br />

KOBİ’lere tasarruf sağlıyor<br />

Zyxel <strong>Network</strong>s switch ürünleri, KOBİ’lerin enerji<br />

tasarrufu sağlayan ağlar aracılığıyla sürdürülebilirlik<br />

hedeflerine ulaşmasına yardımcı oluyor…<br />

Güvenli ve yapay zeka destekli bulut ağ<br />

çözümleri lideri Zyxel <strong>Network</strong>s, enerji<br />

tasarrufu sağlayan switch yelpazesiyle<br />

KOBİ’lere enerji harcamalarını azaltma,<br />

operasyonları kolaylaştırma ve sürdürülebilirlik<br />

hedeflerine uyum sağlama<br />

fırsatı sunuyor. Elektrik fiyatları son<br />

yıllarda yükselişini sürdürürken önemli<br />

araştırmalar KOBİ’lerin en çok etkilenen<br />

ekonomik oyuncuların başında geldiğini<br />

ve maliyeti azaltmanın birçok işletme<br />

için hayatta kalma meselesi olduğunu<br />

gösteriyor. Zyxel <strong>Network</strong>s switch ürünleri<br />

konuda uygun çözüm sunarak, işletmelerin<br />

verimliliği artırılabilecekleri<br />

alanları belirlemelerine ve enerji tasarrufu<br />

önlemleri almalarına yardımcı oluyor.<br />

Zyxel <strong>Network</strong>s Ağ Stratejik İş Birimi<br />

Kıdemli Başkan Yardımcısı Kell Lin,<br />

“KOBİ’ler makroekonomik zorlukların,<br />

özellikle de artan enerji maliyetlerinin<br />

artan baskısı altında” dedi. “Bu işletmeler,<br />

sürdürülebilirliğin yanı sıra verimliliği<br />

artıran, güç tüketimini azaltmalarına<br />

ve aynı zamanda tasarruf etmelerine<br />

yardımcı olan teknolojilere ihtiyaç duyuyor.<br />

Switchlerimiz, enerji tasarrufu özellikleriyle,<br />

bu zor zamanlarda hızlı kazanımlar<br />

ve çok ihtiyaç duyulan ekonomik<br />

bir soluklanma sağlayabilir.”<br />

PoE zamanlama ile anında tasarruf<br />

Çalışma saatleri dışında bağlı cihazların<br />

gücünü kesmek gibi basit bir işlem,<br />

işletmelere yılda yüzlerce dolar tasarruf<br />

sağlayabilir. Zyxel <strong>Network</strong>s’ün Smart<br />

Managed, Layer 2 Plus ve Layer 3 Access<br />

PoE switchlerinde desteklenen PoE<br />

Scheduling özelliği ile kullanıcılar, switchlerinde<br />

bağlı cihazlara ne zaman güç<br />

sağlayacağını ve gücün hangi saatte<br />

otomatik olarak kesileceğini belirleyebiliyorlar.<br />

Tipik bir küçük ve orta ölçekli<br />

işletme (KOBİ) ortamında, 20 PoE AP’nin<br />

kurulu olduğu durumlarda, bunların çalışma<br />

saatleri dışında kapanacak şekilde<br />

programlanması, her yıl 313$’a kadar tasarruf<br />

anlamına gelebilir. Maliyet tasarrufu,<br />

switch yönetim arayüzü aracılığıyla<br />

kolayca gerçekleştirilebilir.<br />

Akıllı fan eşittir tasarruf<br />

PoE zamanlama özelliğine ek olarak,<br />

XGS2220 serisi gibi belirli Zyxel<br />

<strong>Network</strong>s switchler akıllı fan tasarımına<br />

sahiptir. Bu yenilik, fan hızını cihaz<br />

sıcaklığına göre otomatik olarak ayarlar<br />

ve sürekli tam güçte çalışarak enerji israfını<br />

önler. XGS2220-54FP gibi akıllı fan<br />

tasarımına sahip on adet switch kullanan<br />

işletmeler için yıllık potansiyel tasarruf<br />

ofis için iyi bir kahve makinesini<br />

kolayca karşılayabilir.<br />

Ağ TCO’sunu optimize etmek<br />

için PoE tüketim modu<br />

Zyxel <strong>Network</strong>s switchlerin PoE tüketim<br />

modu sayesinde daha fazla tasarruf<br />

elde edilebilir. Smart Managed, Layer 2<br />

Plus ve Layer 3 Access PoE switchlerin<br />

ayrılmaz bir parçası olan bu mod, her<br />

cihazın güç tüketim durumunu ölçerek<br />

yalnızca ihtiyaç duydukları gücü almalarını<br />

sağlar. Bu sadece enerji tasarrufu<br />

sağlamakla kalmaz, aynı zamanda ek<br />

cihazları barındırmak için daha fazla<br />

güç bütçesi ayırır ve ağın toplam sahip<br />

olma maliyetini (TCO) azaltır. Zyxel<br />

<strong>Network</strong>s, yönetilemeyen switchlerden<br />

Layer 3 özelliklerine, bağımsız moddan<br />

bulut yönetimine, gigabitten 10G hızlarına<br />

kadar kapsamlı bir switch ürün<br />

yelpazesi sunarak işletmelere benzersiz<br />

zorluklar için özel çözümler sunar.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

37


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Doğru yapılandırılan yapay zeka ile<br />

E-ticaret Dünyasında fark oluşturun<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

Online alışveriş deneyimini daha keyifli<br />

hale getirmek için birçok e-ticaret sitesinin<br />

chatbotlar kullandığını vurgulayan<br />

IdeaSoft Yönetim Ofisi Proje Yöneticisi<br />

Emre Çetinaslan, “E-ticaret dünyasında<br />

yapay zeka, işletmelerin rekabet avantajını<br />

artırmak ve müşteri deneyimini optimize<br />

etmek için artık kilit bir rol oynuyor. Yapay<br />

zeka, 7/24 müşteri desteği sağlayarak, kullanıcıların<br />

herhangi bir saatte sorularını<br />

yanıtlamak ve yönlendirmelerde bulunmak<br />

gibi önemli bir işlevleri çok daha az<br />

maliyetlerle üstlenebiliyor. Ayrıca, satış ve<br />

pazarlama operasyonlarında veri analizi<br />

yaparak müşteri davranışlarını anlamak,<br />

kişiselleştirilmiş kampanyalar oluşturmak<br />

ve hedef kitleye daha etkili bir şekilde<br />

ulaşmak için de sektörde uzun zamandır<br />

kullanılıyor.” dedi.<br />

IdeaSoft Yönetim Ofisi Proje Yöneticisi Emre Çetinaslan,<br />

kullanımı hızla yayılan yapay zeka kullanımıyla ilgili,<br />

doğru bir şekilde yapılandırıldığında, müşteri deneyimini<br />

artırarak, müşteri hizmetleri sorunlarını azaltacağını ve<br />

veri toplama yeteneği sayesinde de, e-ticaret sitelerinin<br />

başarısını artırabileceğini açıkladı…<br />

Yapay zeka, e-ticaretin<br />

birçok alanında iş süreçlerini<br />

optimize ediyor<br />

E-ticaret sitelerinin yapay zeka teknolojisini<br />

müşterileriyle etkileşim kurmak ve<br />

onlara daha kişiselleştirilmiş bir hizmet<br />

sunmak için kullanabileceğini de belirten<br />

Çetinaslan, “Bunun yanında e-ticaret yapan<br />

işletmeler için yapay zeka aynı zamanda<br />

içerik oluşturma süreçlerini hızlandırarak,<br />

ürün açıklamaları, blog yazıları ve<br />

sosyal medya içerikleri gibi alanlarda da<br />

önemli bir rol oynuyor.<br />

Bu teknoloji, müşterilere kişiselleştirilmiş<br />

ürün önerileri sunma ve hatta kişiye özel<br />

ürünler tasarlama konusunda da işletmelere<br />

yol göstererek, alışveriş deneyimini<br />

daha özel hale getiriyor ve rekabet avantajı<br />

sağlıyor. Yapay zeka, e-ticaretin birçok<br />

alanında iş süreçlerini optimize ederek,<br />

daha verimli, hızlı ve kişiselleştirilmiş bir<br />

ticaret ortamı oluşturmaya devam edecek<br />

gibi duruyor. Bu teknolojileri altyapımıza<br />

dahil ederek bizler de hem sektöre katkı<br />

sağlamayı hem de kullanıcılarımıza eşsiz<br />

bir deneyim yaşatmayı amaçlıyoruz.” şeklinde<br />

konuştu.<br />

Otomatik olarak müşteri<br />

taleplerine yanıt vererek,<br />

müşteri deneyimini artırır<br />

Çetinaslan, yapay zekanın e-ticaret siteleri<br />

için birçok avantaj sağladığını da sözlerine<br />

ekleyerek, “Yapay zeka, işletmelere müşteri<br />

memnuniyeti, satış artışı, daha fazla dönüşüm,<br />

müşteri sadakati, yüksek verimlilik<br />

avantajları sağlar. Ayrıca e-ticaret siteleri<br />

için, müşteri hizmetleri ve destek ekibi de<br />

oldukça önemlidir. Ancak, büyük ölçekteki<br />

e-ticaret siteleri için müşteri hizmetleri<br />

sorunları oldukça zor olabilir. Yapay zeka,<br />

e-ticaret sitelerindeki müşteri hizmetleri<br />

sorunlarına da çözüm sunarken, bazı olası<br />

zorluklar da beraberinde getirebilir. Özetle;<br />

doğru yapılandırıldığında yapay zeka,<br />

e-ticaret siteleri için birçok avantaj sağlar.”<br />

dedi.<br />

38


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

“Gönül Bağı” ilk mezunlarını verdi!<br />

Turkcell’in Kahramanmaraş depremlerinin ardından<br />

başlattığı Gönül Bağı Projeleri kapsamında Turkcell<br />

Akademi’nin eğitimlerini tamamlayan katılımcılara sertifikaları<br />

verildi. Turkcell Genel Müdürü Dr. Ali Taha Koç,<br />

“Depremden etkilenen bölgelerdeki her yaştan insanımızın<br />

mesleki ve kişisel becerilerinin artırılması, teknik<br />

gelişimlerinin desteklenmesi gibi konularda çalışmalarımıza<br />

devam ediyoruz. Çalışmalarımızla istihdama<br />

önemli katkılar sunuyoruz” dedi…<br />

Türkiye’nin Turkcell’i, afet bölgesinin<br />

yeniden kalkınmasına destek sağlamak<br />

amacıyla başlattığı Gönül Bağı Projeleri’ne<br />

devam ediyor. Turkcell Akademi eğitim<br />

programlarıyla 7 bin kişiye eğitim verilmesi<br />

ve 1100 kişiye istihdam sağlanması hedefleri<br />

aşamalarla gerçekleştiriliyor.<br />

Turkcell’in üniversite öğrencilerine yönelik<br />

Geleceği Yazanlar Programı kapsamında<br />

sınıf içi eğitim kısmını tamamlayanlar<br />

Hatay’da sertifikalarını aldılar. Üniversiteli<br />

gençlerin eğitimi staj ile devam edecek ve<br />

başarılı olan adaylar Turkcell ve grup şirketlerinde<br />

istihdam edilecek.<br />

Ayrıca, Turkcell’in bulut tabanlı oyun platformu<br />

GAME+ markasının katkılarıyla<br />

TÜBİSAD’ın (Bilişim Sanayicileri Derneği)<br />

kurduğu Teknolojik Eğitim Sınıfları’nda<br />

gerçekleşen kodlama eğitim programı da<br />

mezunlarını verdi. Hatay’ın Samandağ<br />

ilçesindeki Jan ve Suphi Beyluni Anadolu<br />

Lisesi’nde ve Defne ilçesindeki Muhtar Ahmet<br />

Yiğitoğlu Ortaokulu’nda 7 hafta sonu<br />

süren toplam 112 saatlik eğitimi başarıyla<br />

tamamlayan ortaokul ve lise öğrencileri de<br />

düzenlenen törenle sertifikalarını Turkcell<br />

yöneticilerinden aldılar.<br />

“Ülkeye nitelikli iş gücü<br />

kazandırmaya devam<br />

ediyoruz”<br />

Eğitimlerle ilgili bilgi veren ve bölgeye yönelik<br />

istihdam seferberliğine yönelik açıklamada<br />

bulunan Turkcell Genel Müdürü<br />

Dr. Ali Taha Koç, şöyle konuştu: “Türkiye’nin<br />

Turkcell’i olarak depremden etkilenen<br />

illerdeki afetzede vatandaşlarımız ve<br />

onların bölge dışında eğitim gören birinci<br />

derece yakınları için ‘İstihdam Seferberliği’<br />

başlatmıştık. Yine bu kapsamda, deprem<br />

bölgesindeki eğitim ve gelişim programlarını<br />

Turkcell Akademi ile genişletip, bölgedeki<br />

1100 kişiyi istihdam etmeyi ve 7 binden<br />

fazla kişiye eğitim vermeyi planladığımızı<br />

da paylaşmıştık. Bu programlardan biri<br />

olarak TÜBİSAD iş birliğiyle gerçekleştirdiğimiz<br />

Game+ kodlama eğitimlerimizin<br />

ilki tamamlandı. Ortaokul ve lise öğrencilerinin<br />

yanı sıra Geleceği Yazanlar Programı<br />

kapsamında üniversiteli gençlerimizin<br />

gelişimlerini desteklemek ve istihdamlarını<br />

sağlamak amacıyla bootcamp programları<br />

düzenledik. Programları başarıyla<br />

tamamlayan ortaokul, lise ve üniversiteli<br />

arkadaşlarımız sertifikalarını aldılar. Siber<br />

dünyanın labirentlerinde güvenle dolaşan,<br />

kod yazmaya başlayan, oyun geliştirebilen<br />

gençlerimizin gözlerindeki enerjiyi gördük.<br />

İşte tam da gençlerimizin gözlerindeki bu<br />

umut için onların yanındayız. Deprem<br />

bölgelerindeki insanımızın mesleki becerilerinin<br />

artırılması, teknik gelişimlerinin<br />

desteklenmesi gibi konularda çalışmalarımızı<br />

sürdüreceğiz. Yazılım, yazılım test<br />

uzmanlığı, robotik kodlama, bulut teknolojiler,<br />

satış ve pazarlama gibi eğitimlerle<br />

ülkeye nitelikli iş gücü kazandırmaya<br />

devam ederek istihdama önemli katkılar<br />

sunuyoruz. Turkcell’in sürdürdüğü projelerde<br />

eğitimlerini tamamlayanlar Turkcell,<br />

Paycell, Atmosware, Turkcell Global Bilgi<br />

ve Turkcell Bayii Satış kanallarında iş bulma<br />

imkanına sahip olacak.”<br />

Atılan adımlar iyiliğe dönüştü<br />

Turkcell’lilerin yer aldığı “Geleceğe Adım<br />

At” projesiyle binin üzerinde Turkcell çalışanının<br />

attığı adımlarla bir iyilik projesi<br />

daha hayata geçti. Atılan 120 milyon adım,<br />

bölgedeki dört köy okuluna futbol, basketbol<br />

ve voleybol sahasına dönüştü. Sahalar;<br />

Hatay Kırıkhan Çamsarı İlkokulu ve Ortaokulu,<br />

Hatay Arsuz Gözcüler İlkokulu ve<br />

Ortaokulu, Hatay İskenderun Bekbele İlkokulu<br />

ile Kahramanmaraş Dulkadiroğlu<br />

Güzelyurt Ortaokulu’na yapıldı. Turkcell,<br />

Geleceğe Adım At projesi ile ileriki dönemde<br />

köy okullarına kitap bağışı ve kütüphanelerin<br />

yapılması için de çalışmalar<br />

yürütüyor.<br />

Turkcell çalışanlarından oluşan ‘Geleceğe<br />

Adım At’ gönüllüleri ve Turkcell Spor Kulübü<br />

Basketbol takımı oyuncuları ile çocuklar<br />

arasında dostluk maçı oynandı ve<br />

çocuklara top dağıtımı da yapıldı.<br />

Gönül bağı projeleriyle destek<br />

1100 kişilik istihdamın yanı sıra 7 bin kişiye<br />

eğitim hedeflendi.<br />

Hatay Çağrı ve Mesleki Eğitim Merkezi<br />

çok yakın bir zamanda faaliyete geçecek.<br />

Bölgenin lokomotif gücü olan küçük işletmeler<br />

ve girişimci kadınlar Paycell, Financell,<br />

Pasaj ve İşTurkcell’le destekleniyor.<br />

Financell, deprem bölgesindeki ticari işletmelerin<br />

güneş enerjisi projelerine kredi<br />

desteği sağlanıyor.<br />

Yerel üreticilere, KOBİ’lere, çiftçiye ve bölge<br />

esnafına iyi gelecek projeleri adım adım<br />

gerçekleştirmek için çalışılıyor. Seferberlik<br />

ruhuyla başlanan faaliyetlere yenileri eklenerek<br />

devam ediliyor.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

39


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Tectum blokzinciri,<br />

SWIFT’in yerini alabilir<br />

Güncel tahminler Bitcoin başta olmak üzere kripto para<br />

ödemelerinin 2029’a kadar yüzde 17 bileşik büyümeyle<br />

4 milyar doları aşkın bir pazar payına sahip olacağını<br />

gösterirken, Bitcoin’in ölçeklenebilirlik problemine<br />

çözüm olabilecek yeni bir teknoloji geliştirildi…<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

Başta Bitcoin olmak üzere kripto para<br />

birimlerine yönelik kurumsal ilginin artışı,<br />

Bitcoin’deki güncel fiyat gelişmeleri<br />

ve yükselen adaptasyon, kripto para birimlerinin<br />

gelecekte hem ulusal hem de<br />

uluslararası ödemeler için bir alternatif<br />

sunabileceği yönündeki beklentileri destekledi.<br />

Statista tahminleri, halihazırda<br />

1,20 milyar dolarlık bir pazar oluşturan<br />

kripto ödemeler pazarının 2029’a kadar<br />

4 milyar dolar büyüklüğü aşacağını<br />

gösterirken, Bitcoin’in ölçeklenebilirlik<br />

problemini çözerek daha yaygın bir ödeme<br />

aracı olarak benimsenmesini mümkün<br />

kılacak, Tectum isimli yeni bir blokzinciri<br />

geliştirildi.<br />

tüm fonksiyonlar, yenilikçi bir yaklaşımla<br />

sıfırdan tasarlandı. Bu sayede Tectum,<br />

dünyanın en hızlı blokzinciri teknolojisi<br />

unvanını taşıyor. Saniyede 1,3 milyona<br />

ev sahipliği yapabilen Tectum, Bitcoin<br />

işlemlerini anında, hesaplı maliyetlerle,<br />

anonim ve cüzdan gereksinimi olmadan<br />

yapma olanağı sunuyor. Tectum, Ripple<br />

ve Lightning <strong>Network</strong> gibi alternatif çözümlere<br />

kıyasla 30 kat daha fazla hız, 50<br />

kat daha fazla ölçeklenebilirlik vaat ediyor”<br />

dedi.<br />

coin’in dijital banknotu olarak tanımlanabilecek<br />

SoftNote ürünüyle çözüm<br />

buluyor. SWIFT’ten çok daha hızlı, Ripple’dan<br />

daha ana akım olma potansiyeli<br />

taşıyan, Lightning <strong>Network</strong>’ün BTC taahhüt<br />

gereksinimi gibi zorluklarını aşan<br />

SoftNote teknolojisi, saniyede 1,3 milyon<br />

işlem gerçekleştiren Tectum’un gücüyle,<br />

Bitcoin başta olmak üzere kripto para birimlerinin<br />

uluslararası para transferi ve<br />

mikro ödemeler için kullanım olanağını<br />

genişletiyor” ifadelerini kullandı.<br />

Kripto para borsasında<br />

listelendi<br />

Tectum blokzincirinde SoftNote basma<br />

işlemlerini hizmet token’ı $TET ile<br />

gerçekleştirileceğini belirten Tectum<br />

CMO’su Andrew Erikashvili, değerlendirmelerini<br />

şu ifadelerle sonlandırdı: “İlk<br />

10 BRC20 SoftNote’u basıldı. Ayrıca Bitcoin<br />

SoftNote’ları, bir merkezi borsada<br />

listelenen, merkeziyetsiz özerk organizasyon<br />

olmayan Bitcoin Katman-2 blokzinciri<br />

olma özelliği taşıyor. Bu dijital<br />

Bitcoin banknotları, 1 Aralık’ta XT isimli<br />

merkezi kripto para borsasında listelendi.<br />

Bitcoin SoftNote’u üretmeyi mümkün<br />

kılan $TET token’ı ise 4 Aralık’ta yine<br />

aynı borsada yatırımcılarla buluşturduk.<br />

Kripto ödemelerin geleceğine yön<br />

verecek bu yenilik, Bitcoin ETF başvurularının<br />

onaylanmasıyla çok daha kritik<br />

hale gelecek. Beş yıl içinde ATM işlemlerinden<br />

48 milyon dolar, kripto odaklı<br />

reklamcılık pazarından 850 milyon dolar<br />

ve perakende ödeme işlem ücretlerinden<br />

8,5 milyar dolar gelir öngörüyoruz. Bu<br />

potansiyeli daha erken keşfetmek isteyenleri,<br />

XT kripto para borsasına davet<br />

ediyoruz.”<br />

40<br />

Saniyede 1,3 milyon işleme<br />

ev sahipliği yapıyor<br />

Dünyanın ilk ve bugün piyasa değeri<br />

açısından en büyük kripto para birimi<br />

olan Bitcoin’in blokzincirinde saniyede<br />

7 işlem gerçekleştirilebilirken, bu kısıtlı<br />

işlem kapasitesi, ölçeklenebilirliği zaman<br />

içinde Bitcoin için yapısal bir sorun<br />

haline getirdi. Ağ büyüdükçe ve işlem sayısı<br />

arttıkça Ethereum, Cardano, Ripple,<br />

Tron, Avalanche gibi yeni blokzincirleri<br />

geliştirildi ve Katman-2 çözümlere başvuruldu.<br />

Bugüne dek Bitcoin’in ölçeklenebilirlik<br />

sorununa ilişkin yaşanan gelişmelerin<br />

uzun vadeli bir çözüm sunmadığını dile<br />

getiren Tectum CMO’su Andrew Erikashvili,<br />

“Tectum, blokzincirinin tüm temel<br />

kavramları yeniden ele alınarak geliştirilen<br />

bir Katman-2 çözümü. Blok oluşturma<br />

protokolü, bir bloğun üretilmesi için<br />

gereken onay mekanizmaları, ağ protokolü<br />

ve büyük miktarda veriyi dağıtık bir<br />

biçimde saklayabilen arama motoru gibi<br />

Bitcoin’in<br />

dijital banknotlarını üretti<br />

Bitcoin’in işlem sayısı açısından bu yıl<br />

rekorlar kırdığını dile getiren Andrew<br />

Erikashvili “Yalnızca 2023’ün ilk çeyreğinde<br />

800 milyonu aşkın Bitcoin işlemi<br />

gerçekleştirildi. Bitcoin benimsemesi<br />

arttıkça, kripto para birimleri uluslararası<br />

para transferlerinde de daha sık<br />

kullanılan bir araca dönüşecek. Özellikle<br />

Bitcoin tabanlı borsa yatırım fonu<br />

(Bitcoin ETF) onayları çıktığında, küresel<br />

Bitcoin adaptasyonu da büyük ölçüde<br />

artma potansiyeli taşıyor. Herhangi<br />

bir ERC20 ve BEP20 token’ının anında<br />

transferini düşük maliyetlerle mümkün<br />

kılan ilk üçüncü nesil blokzinciri olan<br />

Tectum, ölçeklenme problemine Bit-


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Logo Yazılım’dan Türkiye’nin ilk online şantiye<br />

yönetimi çözümü: PirCloud<br />

PirCloud Online Proje-Şantiye ve İşletme Yönetim<br />

Platformu, proje ve şantiye sahalarını şirket merkezine<br />

bağlayarak dijital bir süreç bütünlüğü sağlıyor. Logo<br />

Yazılım’ın onaylı ekosistem çözümleri ailesine katılan<br />

PirCloud, bulut tabanlı yapısı sayesinde işletmelere<br />

maliyet ve zaman avantajı sağlıyor…<br />

Türkiye’nin en büyük yerli iş yazılımı şirketi<br />

Logo Yazılım, onaylı ekosistem çözümlerine<br />

PirCloud Online Proje-Şantiye ve İşletme<br />

Yönetim Platformunu ekledi. Türkiye’nin<br />

ilk online proje-şantiye çözümü PirCloud,<br />

inşaat sektörünün yanı sıra proje ve şantiyelerdeki<br />

tüm iş alanlarında kullanılabiliyor.<br />

Yap-sat ve taahhüt alanında çalışan ana müteahhit,<br />

onlara bağlı çalışan elektrik, mekanik,<br />

peyzaj, izolasyon, mobilya gibi tüm alt<br />

taşeron firmaların yanı sıra; rüzgâr ve güneş<br />

enerjisi projeleri yapan firmalar da PirCloud<br />

platformundan yararlanabiliyor. Ayrıca temizlik,<br />

güvenlik, danışmanlık, ajans, müşavirlik<br />

gibi proje bazlı çalışan hizmet sektöründeki<br />

firmalar da süreçlerini PirCloud ile<br />

kolaylaştırabiliyor. Onaylı ekosistem çözümleri<br />

ailesine Türkiye’nin ilk online şantiye<br />

yönetimi çözümü PirCloud’u eklemekten<br />

dolayı duydukları memnuniyeti ifade eden<br />

Logo Yazılım Türkiye Genel Müdürü Akın<br />

Sertcan, “Her sektörden müşterilerimizin ihtiyaçları<br />

için Logo Yazılım onaylı ekosistem<br />

çözümleri ailesini genişletmeyi sürdürüyoruz.<br />

Bulut tabanlı altyapısı sayesinde her zaman<br />

ve her yerden ulaşılabilen PirCloud, ek<br />

lisans ve bakım bedelleri olmadan avantajlı<br />

bir kullanım sağlıyor. Logo ERP çözümleriyle<br />

entegre olarak çalışan platform, tüm proje<br />

paydaşlarının dijital ortamda hizalanmasını<br />

sağlıyor. İnşaat, enerji, üretim ve hizmet gibi<br />

temel sektörlerde proje-şantiye yönetiminde<br />

kayıp ve hataları kontrol altına alarak verimliliği<br />

artırıyor” ifadelerini kullandı.<br />

PirCloud, “Ticari Yönetim” ve “Proje-Şantiye<br />

Yönetimi” olmak üzere iki konsepti birleştirerek<br />

temel çözüm paketi ile sunuluyor.<br />

Merkez ve sahaları güçlü bir şekilde bağlıyor.<br />

Standart paketin Ticari Yönetim kısmı, ERP<br />

ile tam entegre çalışıyor. Ayrıca, uçtan uca<br />

360 derece proje-şantiye yönetimi için uygun<br />

fonksiyonları sağlayan ek paketlerle de geliştirilebiliyor.<br />

Şirket, şantiye, satın alma ve satışların cep<br />

telefonundan yönetilebildiği PirCloud üzerinden,<br />

dashboard ekranında tüm projeler<br />

listeleniyor. Her proje TL, USD, EUR, GBP olmak<br />

üzere dört farklı para biriminde finansal<br />

olarak saniyeler içinde gösteriliyor. Proje<br />

özetinde günlük planlanan ve gerçekleşen<br />

gelir ve giderler hesaplanıyor ve gelir gider<br />

kontrolü kolaylaşıyor.<br />

Anlık proje ve iş yönetimi<br />

avantajı<br />

PirCloud, tüm özelliklerinin yanı sıra bir iş ve<br />

proje yönetim platformu olarak tüm işletme<br />

ve proje paydaşlarıyla dijital ortamda online<br />

çalışmaya imkân veriyor. Müşteriler, tedarikçiler<br />

ve taşeronlar ile onların çalışanları,<br />

mali müşavir, bankalar, hatta sigorta şirketleri<br />

ile entegre çalışabilen platform, paydaş<br />

entegrasyonu ile giderek büyüyen bir proje-şantiye<br />

yönetim ekosistemine dönüşüyor.<br />

Dört temel sektör olan inşaat, enerji, üretim<br />

ve hizmet sektörlerinin proje-şantiye yönetiminde<br />

kayıp, hata ve tüm maliyet unsurları<br />

PirCloud üzerinde kategorilendirilebiliyor.<br />

Anlık proje ve iş yönetimi olanağı sağlayan<br />

PirCloud, bütün çıktıları anlık ve doğru<br />

olarak sunuyor, planlamayı, bütçelemeyi ve<br />

kontrolü kolaylaştırarak hız ve zaman kazandırıyor.<br />

Gerekli bilgileri proje bittikten<br />

sonra değil aylık, haftalık, günlük ve anlık<br />

görmeye imkân veriyor.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

Panasonic Connect Europe’da üst düzey atama<br />

Panasonic Connect Europe, Margot Lannoy’u Kurumsal<br />

Mobil Çözümler bölümünde Benelüks, DACH ve Doğu<br />

Avrupa’dan sorumlu yeni Satış Başkanı olarak atadı.<br />

Lannoy, sorumlu olduğu bölgelerdeki sektörlerin<br />

karar vericileriyle daha güçlü ilişkiler geliştirmeye<br />

odaklanacak…<br />

Bir zamanlar Panasonic Mobil Çözümler<br />

Avrupa Başkanı Steven Vindevogel’in<br />

üstlendiği göreve getirilen Margot, Benelüks,<br />

DACH ve Doğu Avrupa bölgelerindeki<br />

müşterilere ve potansiyel müşterilere<br />

TOUGHBOOK Solutions, Revive ve 5G<br />

bağlantı çözümleri gibi hizmetleri tanıtmaya<br />

odaklanacak.<br />

Panasonic TOUGHBOOK’a ilk olarak 2011<br />

yılında Belçika’da Kilit Müşteri Yöneticisi<br />

olarak katılan Margot Lannoy, burada<br />

kamu hizmetleri, nakliye ve lojistik sektörlerindeki<br />

projelerden sorumluydu. Margot<br />

Lennoy, 2017 yılında Benelüks Ülke Müdürlüğü’ne<br />

terfi etti ve burada Panasonic<br />

TOUGHBOOK’un iş ortağı ağını genişletmeye<br />

ve bölgesel pazar payını artırmaya<br />

odaklandı.<br />

Margot Lennoy, konuyla ilgili şu yorumlarda<br />

bulunuyor: “Benelüks, DACH ve Doğu<br />

Avrupa’daki Satış Müdürü olarak birincil<br />

odak noktam, tüm bölge ve sektörlerdeki<br />

müşterilerin ve potansiyel müşterilerin<br />

pazar lideri uzmanlığımıza ve gereksinimlerini<br />

karşılayan sektör lideri sağlam,<br />

modüler mobil cihazlarımıza erişmelerini<br />

sağlamak olacak. Panasonic TOUGHBO-<br />

OK, modern mobil iş gücünün gelişmesine<br />

ve gelecek için sürdürülebilir, güvenilir yatırımlar<br />

yapmasına yardımcı oluyor.”<br />

41


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

<strong>2024</strong> yılının ilk çeyreğine dair istihdam<br />

beklentileri geriledi<br />

ManpowerGroup’un İstihdama Genel Bakış<br />

Araştırması’na göre, üç çeyrektir üst üste yükselen<br />

küresel işe alım beklentileri <strong>2024</strong> yılının ilk çeyreği için<br />

düştü. Ankete göre Türkiye ise istihdam beklentilerinde<br />

küresel ortalamanın 4 puan altında kaldı…<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

42<br />

ManpowerGroup, <strong>2024</strong> yılının ilk çeyreğindeki<br />

işe alım beklentilerini ölçmek<br />

için 41 ülkede 40 bin 77 işverenle İstihdama<br />

Genel Bakış anketini yaptı. Ankete<br />

göre küresel çapta <strong>2024</strong>’ün ilk çeyreğinde,<br />

önümüzdeki yıl için zayıf büyüme<br />

beklendiğinden şirketlerin ekonomilere<br />

ilişkin endişeleri de artıyor. Ayrıca İsrail-Hamas<br />

ve Ukrayna-Rusya çatışmaları<br />

gibi jeopolitik gerginlikler de şirketler<br />

arasındaki belirsizliği artırıyor.<br />

ManpowerGroup’un anketine göre üç<br />

çeyrektir üst üste yükselen küresel işe<br />

alım beklentileri de <strong>2024</strong> yılının ilk çeyreği<br />

için bu nedenlerden ötürü düştü.<br />

Bu durum, mevsimsellikten arındırılmış<br />

Net İstihdam Görünümünün (NEO)<br />

30’dan 26’ya gerilemesine de yansıdı.<br />

Kuzey Amerika, işverenlerin en fazla işe<br />

alım beklentisine sahip olduğu bölge<br />

oldu. ABD (35) bölgedeki ülkelerin başını<br />

çekti. EMEA (23) bölgesinde ise istihdam<br />

görünümü, küresel bölgeler arasında en<br />

düşük seviyede kalmaya devam ediyor;<br />

bu durum, büyüme tahminlerinin düşürüldüğü<br />

ve birçok ülkenin stagnasyon<br />

veya resesyonla karşı karşıya kaldığı bölgenin<br />

ekonomik iklimini yansıtıyor. Asya<br />

Pasifik bölgesindeki (30) beklentiler de<br />

düşük talep, düşen ihracat ve derinleşen<br />

emlak krizi ile karakterize edilen Çin’in<br />

zayıf ekonomisinden etkilenerek geçen<br />

çeyrekten bu yana hafif bir düşüş (-2)<br />

gösterdi. Diğer yandan bölgedeki beklentiler,<br />

<strong>2024</strong>’ün ilk çeyreği için en yüksek<br />

istihdam beklentilerinden birini bildiren<br />

Hindistan (37) tarafından destekleniyor.<br />

Türkiye, istihdam beklentilerinde<br />

küresel ortalamanın altında<br />

Ankete göre Türkiye’deki işverenler ise<br />

önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde yüzde<br />

22 puanlık Net İstihdam Görünümü<br />

(NEO) ile ülkemizde sağlıklı bir işe alım<br />

ortamı öngördüklerini ortaya koysa da<br />

işe alım ortamına ilişkin beklentiler geçen<br />

çeyreğe göre 4 puan, geçen yılın bu<br />

çeyreğine göre 7 puan geriledi. Türkiye,<br />

istihdam beklentilerinde küresel ortalamanın<br />

da 4 puan altında kaldı.<br />

Araştırma sonuçlarını değerlendiren<br />

ManpowerGroup Türkiye Genel Müdürü<br />

Feyza Narlı, “Daha sıkı bir para politikasına<br />

geçişin enflasyonunu frenleyeceğine<br />

dair ülkemizde bir beklenti var. Kısa<br />

vadede, bankaların faiz oranlarını artırması<br />

ve ekonomik büyüme tahminlerinin<br />

düşürülmesi nedeniyle bu durumun<br />

zorluklara neden olacağı da tahmin ediliyor.<br />

Ayrıca para politikasındaki bu ani<br />

değişimin neden olduğu istikrarsızlık,<br />

işverenlerin önlerinde zor zamanlar olduğunu<br />

düşünmelerine de neden oluyor.<br />

Bu da şirketlerin işe alma konusunda tereddüt<br />

yaşamalarını beraberinde getiriyor.<br />

Ancak şu an uygulanan politikaların<br />

uzun vadeye ülkemizin ekonomik görünümünü<br />

iyileştirmesi bekleniyor. Dolayısıyla<br />

Türkiye’deki işverenler de uzun<br />

vadede daha iyi sonuçlar gördükçe bu<br />

durumun istihdam piyasasına olumlu<br />

etkisini de göreceğiz.” dedi.<br />

En güçlü ve en zayıf sektörler<br />

Türkiye’deki sektörlerin tamamı <strong>Ocak</strong>-<br />

Mart <strong>2024</strong> döneminde çalışan sayısında<br />

artış öngörüyor. Türkiye’nin en yüksek<br />

istihdam beklentisine sahip sektörü<br />

36’lık istihdam görünümüyle bilgi teknolojileri<br />

sektörü oldu. Geçen çeyrekten<br />

ve geçen yılın aynı döneminden bu yana<br />

beklentilerde en fazla artış gösteren sektör<br />

ise enerji ve kamu hizmetleri oldu.<br />

Bununla birlikte, bu çeyrek taşımacılık,<br />

lojistik ve otomotiv sektöründe 9 çeyreğin<br />

en düşük NEO puanı kaydedildi. Sektörlerin<br />

NEO puanları şu şekilde:<br />

• Bilgi Teknolojileri (36)<br />

• Taşımacılık ve Lojistik & Otomotiv (29)<br />

• Enerji ve Kamu Hizmetleri (29)<br />

• Tüketim Malları ve Hizmetleri (27)<br />

• İletişim Hizmetleri (23)<br />

• Finans ve Gayrimenkul (22)<br />

• Sağlık ve Yaşam Bilimleri (17)<br />

• Endüstriyel Ürünler ve Malzemeler (16)<br />

• Diğer (11)<br />

En güçlü ve en zayıf bölgeler<br />

Türkiye’de yedi bölgenin tamamındaki<br />

işverenler <strong>2024</strong>’ün ilk çeyreğinde çalışan<br />

sayılarında artış bekliyor. Türkiye’deki<br />

en fazla istihdam beklentisine sahip<br />

bölge 28 NEO ile Karadeniz Bölgesi oldu.<br />

Bölgede beklentiler geçen çeyrekten bu<br />

yana yüzde 12 puan azalmış olsa da geçen<br />

yılın aynı çeyreğinden bu yana yüzde<br />

7 puan arttı. Diğer yandan bu çeyrek,<br />

Ege’de son 8 yılın en yüksek NEO puanı<br />

kaydedildi. Buna karşın İç Anadolu’da<br />

2021 yılının 3. çeyreğinden bu yana ki<br />

en düşük NEO görüldü. Bölgelerin NEO<br />

puanları:<br />

• Karadeniz (28)<br />

• Akdeniz (20)<br />

• Marmara (19)<br />

• İç Anadolu (18)<br />

• Ege (17)<br />

• Güneydoğu Anadolu (11)<br />

• Doğu Anadolu (5)<br />

Organizasyon büyüklüklerine<br />

göre<br />

Organizasyon büyüklüğü açısından tüm<br />

şirketler <strong>2024</strong>’ün ilk çeyreğinde çalışan<br />

sayılarında artış bekliyor. Beklentiler geçen<br />

çeyreğe göre yüzde 2 puan, geçen yılın<br />

aynı dönemine göre ise yüzde 11 puan<br />

azalmış olsa da 5000+ çalışanı olan büyük<br />

işletmelerdeki işverenler 30 NEO ile<br />

en iyimserliğe sahip işverenler oldu. Geçen<br />

çeyreğe göre beklentilerinde düşüş<br />

olmayan şirketler ise 10’dan az çalışanı<br />

olan mikro şirketler oldu. Organizasyon<br />

büyüklüklerine göre NEO puanları şu<br />

şekilde:<br />

• 5000’den fazla (30)<br />

• 1000-4.999 (19)<br />

• 250-999 (22)<br />

• 50-249 (20)<br />

• 10-49 (10)<br />

• 10’dan az (16)


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

ColorPro teknolojili<br />

yeni Tapo dış mekan kamerası<br />

TP-Link, Tapo serisi kameralara yeni bir dış mekan kamerası<br />

ekledi. Tapo C325WB model kamera, ColorPro<br />

teknolojisi sayesinde geceleri spot ışığı olmadan renkli<br />

ve net çekimler yapabiliyor…<br />

Tapo markalı akıllı ev çözümleriyle kullanıcılara<br />

geniş bir ürün yelpazesiyle çözümler<br />

sunan TP-Link®, akıllı güvenlik kamerası<br />

ailesine yeni bir dış mekan kamerası<br />

ekledi. Tapo C325WB model kameranın<br />

en dikkat çeken özelliği, ColorPro teknolojisine<br />

sahip olması ve bu sayede geceleri,<br />

yoğun karanlık ortamda ve spot ışığı olmadan<br />

gündüz gibi renkli çekimler yapabilmesi.<br />

Geceleri gün ışığı netliğini sağlayan Tapo<br />

C325WB, süper açıklıklı lensi ve büyük<br />

sensörü sayesinde her ayrıntıyı net bir şekilde<br />

yakalayıp kaydedebiliyor. F1.0 süper<br />

açıklıkta lens F2.0’a göre dört kat daha<br />

fazla ışık sağlarken, 1/1.79 inç’lik sensör ise<br />

daha geniş hedef yüzeyde hassasiyet sunuyor.<br />

Bu sayede düşük ışık koşullarında<br />

kaliteli renkler elde edilebiliyor. TP-Link<br />

mühendislerinin geliştirdiği görüntü optimizasyon<br />

algoritmaları sayesinde Tapo<br />

kamera, daha yüksek netlik, parlaklık ve<br />

doygunluk için yüksek kazançlı gelişmiş<br />

algoritmalar oluşturuyor.<br />

Zifiri Karanlıkta Bile Doğal<br />

Renkler<br />

Tapo C325WB dış mekan kamerasıyla<br />

yepyeni bir gece görüşü deneyimi yaşanıyor.<br />

Spot ışığı ve projektör olmadan da<br />

zifiri karanlıkta daha doğal renkler, daha<br />

parlak ve daha net görüntüler sunan<br />

C325WB, 2688x1520 çözünürlüğe sahip<br />

ColorPro teknolojisini kullanıyor. Projektörler<br />

renkleri küçük bir bölümle sınırlar,<br />

IR sensörler yalnızca siyah beyaz görüntüler<br />

üretirken ColorPro teknolojisi ise gün<br />

içindeki doğal renge en yakın görüntüyü<br />

elde ediyor. Bu sayede gece karanlığında<br />

net ve her ayrıntıyı gösteren görüntüler<br />

elde ediliyor. Örneğin, gece eve yaklaşan<br />

bir arabanın plakasını dahi okuyabilecek<br />

netlikte görüntüler Tapo C325WB ile elde<br />

edilebiliyor.<br />

Karanlık köşeler, kör noktalar bırakmadan<br />

gece çekimi yapabilen Tapo’nun yeni kamerası,<br />

çerçevenin tamamında üstün parlaklık<br />

sağlıyor. Böylece çerçevenin en uzak<br />

noktasındaki nesneleri de tespit edebilen<br />

kamera, güvenliği en üst seviyeye taşıyor.<br />

ColorPro teknolojisinin bir başka avantajı<br />

ise daha düşük enerji harcaması. Spot ışığı<br />

ve projektör olmadan gece çekim yapması<br />

sayesinde önemli bir enerji tasarrufu yapılıyor.<br />

Ayrıca yanlış alarmları da en aza indiriyor.<br />

Spot ışığı ve projektörlerin çektiği<br />

uçan böcek, sallanan yaprak gibi gereksiz<br />

alarmlar bu teknolojide olmuyor; doğru ve<br />

güvenilir uyarılar alınıyor.<br />

İster Kablolu İster Kablosuz<br />

Bağlantı<br />

2K QHD canlı görüntü sunan Tapo<br />

C325WB, daha keskin görüntüler yakalıyor.<br />

Akıllı yapay zeka sayesinde insan, hayvan<br />

ve araçları tanımlayarak kullanıcılara<br />

doğru bilgi sunuyor. Hareket algılama alanını<br />

her kullanıcı kendi isteğine göre belirleyebiliyor.<br />

Kameranın aktif olması istenen<br />

sınırlar belirlenip, bu sınırlara yönelik bir<br />

ihlal olduğunda bildirim alınıyor.<br />

Dış mekan koşullarına uygun olarak üretilen<br />

Tapo C325WB, IP66 sertifikasına sahip.<br />

Kurulum konusunda da kullanıcılara<br />

esneklik sağlayan kamera Ethernet kablosuyla<br />

ağa dahil edilebildiği gibi istenirse<br />

WiFi ile da bağlanabiliyor. Üzerinde bir<br />

mikroSD kart yuvası olan kamera kayıtları<br />

bu karta yapabiliyor (512 GB’a kadar kart<br />

takılabiliyor). Kullanıcılar ayrıca ücretli<br />

olan TapoCare bulut depolama hizmetinden<br />

de yararlanabiliyor.<br />

127 dereceye kadar geniş bir görme alanına<br />

sahip olan Tapo C325WB dış mekan<br />

kamerası, tüm bu gelişmiş özellikleriyle<br />

evleri, küçük ofisleri gece/gündüz çok<br />

daha güvende tutuyor. Amazon Alexa ve<br />

Google Asistan desteği sayesinde ses ile de<br />

komut edilebilen kameranın tavsiye edilen<br />

satış fiyatı 131,19 USD (KDV dahil) olarak<br />

açıklanıyor.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

43


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Kalyon PV’nin <strong>2024</strong> yılı yatırım hedefi<br />

100 milyon dolar<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

44<br />

Güneş enerjisi panel üretimi alanında;<br />

dört fabrika ve bir Ar-Ge merkeziyle<br />

dünyanın ilk ve tek entegre tesisi olan<br />

Kalyon Güneş Teknolojileri Fabrikası<br />

(Kalyon PV), yüzde 80’in üzerinde yerlilik<br />

oranındaki üretimiyle güneş enerjisi<br />

teknolojilerini Türkiye’nin ve dünyanın<br />

dört bir noktasına ulaştırmaya devam<br />

ediyor.<br />

Küresel iklim krizi ile mücadele kapsamında,<br />

Türkiye’nin 2053 Net Sıfır Emisyon<br />

hedefine millî sorumluluk bilinciyle<br />

yaklaşan Kalyon PV, bu alanda yaptığı<br />

çalışmaları, yatırımlarını, yıl sonu değerlendirmesini<br />

ve <strong>2024</strong> yılı hedeflerini<br />

açıklamak üzere Kalyon PV’nin Ankara’da<br />

yer alan dev fabrikasına bir basın<br />

gezisi düzenledi.<br />

Açılış konuşmasını yapan Kalyon Holding<br />

Yönetim Kurulu Başkan Vekili Lütfi<br />

Elvan: “Kalyon PV olarak Türkiye’nin<br />

merkezinde komple bir tesis kurduk.<br />

Bu tesis, Çin hariç dünyadaki ilk ve tek<br />

entegre tesis olma özelliğini taşıyor. Burada<br />

çok önemli yatırımlar yaptığımız<br />

büyük bir AR-GE merkezimiz de var. Bu<br />

tesis aynı zamanda çip üretimi için gerekli<br />

olan, yarı iletken madde üretim altyapısına<br />

da sahip bir merkez. Gelecekte<br />

Türkiye olarak çip üretimini gerçekleştireceksek;<br />

bu fabrikada bunun ilk adımını<br />

atıyoruz diyebiliriz. Ne Avrupa’da ne<br />

de Amerika’da örneği olmayan bu tesis<br />

ile Türkiye ekonomisine yüksek bir katkı<br />

sağlıyoruz. Özellikle; ithal ettiğimiz<br />

ürünleri artık yüzde 80 oranında burada<br />

üretebilecek kapasiteye ulaşmış olmanın<br />

mutluluğunu yaşıyoruz” dedi.<br />

Elvan sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülkemizde,<br />

2002 yılından itibaren önemli bir<br />

yatırım ve kalkınma hamlesi başladı. Bu<br />

hamleyle, dünyanın dört bir yanında,<br />

çok büyük ölçekli yatırımlar gerçekleştirilen<br />

firmalarımız oldu. Bugün Avrupa,<br />

Kalyon Holding’in Toplum, Tabiat, Tasarım ve Teknoloji,<br />

kısaca 4T adını verdiği ilkesel yaklaşımının bir yatırımı<br />

olan Kalyon PV, Türkiye ve dünyada her yıl artan<br />

nüfus ile gelecek kuşakların artan enerji ihtiyacına<br />

yönelik çalışmalarını sürdürüyor. Bu kapsamda güneş<br />

enerjisini yaşamla buluşturma misyonu çerçevesinde<br />

yenilenebilir enerji teknolojileri geliştiren ve alanında<br />

teknoloji üssü olarak faaliyet gösteren şirket, <strong>2024</strong><br />

yılında teknoloji dönüşümünü gerçekleştirmeyi ve 100<br />

milyon dolarlık bir yatırım yapmayı hedefliyor…<br />

Afrika, Orta Doğu hatta Uzak Doğu ve<br />

Amerika’da bu boyutta yatırımlar yapan<br />

çok sayıda Türk şirketi mevcut. Bu<br />

şirketlerimiz ciddi bir özgüven sahibi<br />

oldular ve fırsatlar geldiği takdirde neler<br />

yapabileceklerini tüm dünyaya gösterdiler.<br />

Bu firmalarımızla hepimiz gurur<br />

duymalıyız. Buradaki tesis de gurur duyulması<br />

gereken yatırımlardan biridir.<br />

Kalyon Holding’in 79 yıllık bir geçmişi<br />

var. İlmek ilmek, nakış nakış işlenmiş<br />

bir hikâye bu. Holding, bugün dünyanın<br />

dört bir yanında yatırım yapan, büyük<br />

projeleri hayata geçiren bir şirket konumunda.”<br />

Kalyon Holding’in, dünyanın en önemli<br />

gündem maddelerinden olan iklim değişikliği<br />

konusundaki hassasiyetinin de<br />

altını çizen Lütfi Elvan; “Holding olarak,<br />

iklim değişikliği ve çevre duyarlığı konusunda<br />

son derece hassasız. Bugüne<br />

kadar gerçekleştirilen ve devam eden yatırımlarımızı<br />

dikkate aldığımızda; çevreye<br />

duyarlı bir yatırım süreci içerisinde<br />

olduğumuzu görüyoruz. Kalyon olarak,<br />

Konya Karapınar’da 1300 MW güce sahip<br />

Avrupa’nın en büyük, dünyanın da<br />

sayılı güneş enerjisi santrallerinden birini<br />

kurduk. Bunun da ötesinde; sadece<br />

Karapınar’da değil, diğer bölgelerimiz<br />

için de sosyal ve ekonomik kalkınmaya<br />

katkı sağlayan bir yaklaşım içerisindeyiz.<br />

Bu bakış açısıyla; enerji özelinde de<br />

önümüzdeki süreçte yatırımlar yapmaya<br />

devam edeceğiz.”<br />

Hedef; 100 milyon dolarlık<br />

ilave yatırım...<br />

Elvan, konuşmasının devamında; “Sadece<br />

bu fabrika için 500 milyon dolarlık<br />

bir yatırım gerçekleştirmiş durumdayız.<br />

Hedefimiz ise 100 milyon dolar daha<br />

ilave yatırım yapmak. Fabrikamızdaki<br />

yıllık 2 GW’lik kapasiteyi de artırmaya<br />

devam edeceğiz. Tüm bunlar; Türkiye<br />

vizyonu dediğimiz vizyonun tam da kendisi.<br />

Bu vizyon doğrultusunda hem yurt<br />

içinde hem de yurt dışında çalışmalarımızı<br />

sürdüreceğiz. Özellikle son 1-2 haftadır<br />

yoğun olarak yurt dışında bu konularla<br />

ilgili çalışmalar yürüttüm. İnşallah;<br />

en güzel haberleri sizlerle buluşturmaya<br />

devam edeceğiz” dedi.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Şirketin faaliyetleri ve hedefleri hakkında<br />

bilgi veren Kalyon PV CEO’su Ersan<br />

Tüfekçi ise sürdürülebilir bir gelecek<br />

inşa ederek; daha temiz, daha yeşil bir<br />

dünya için çalıştıklarını söyledi.<br />

“Üretim kapasitemizi 10 GW’a<br />

çıkaracağız”<br />

Güneş enerjisinde sadece Türkiye’nin<br />

değil, dünyanın sayılı yatırımlarına<br />

imza atan Kalyon Holding’in, güneş<br />

enerjisi alanındaki ilk yatırımı olan Kalyon<br />

PV’nin yüzde 100 Türk sermayeli bir<br />

şirket olduğunu ifade eden Tüfekçi; “Kalyon<br />

Holding’in Toplum, Tabiat, Tasarım<br />

ve Teknoloji’den oluşan kısaca 4T adını<br />

verdiği ilkesel yaklaşımının bir yatırımı<br />

olan Kalyon PV, Türkiye ve dünyada her<br />

yıl artan nüfus ile gelecek kuşakların artan<br />

enerji ihtiyacını sağlamak amacıyla<br />

hayata geçirilen bir yatırım. Ağustos<br />

2020 tarihinde kurulmamıza rağmen 3,5<br />

yıl gibi kısa bir sürede; 100 bini kapalı olmak<br />

üzere 250 bin metrekarelik bir alanda<br />

konumlanan toplamda 4 fabrikadan<br />

ve bir Ar-Ge merkezinden oluşan Kalyon<br />

PV fabrikamız, Ar-Ge dahil güneş paneli<br />

üretiminin 4 aşamasını tek çatı altında<br />

toplayan özelliğiyle dünyada ilk ve tek<br />

entegre tesis olma özelliği taşıyor. Ürettiğimiz<br />

paneller yüzde 80’in üstünde bir<br />

yerlilik oranına sahip. Bugün 500 milyon<br />

doları aşan yatırım hacmine sahibiz.<br />

Kalyon PV entegre tesisimizde 2 binin<br />

üzerinde kişiye istihdam sağlıyoruz. Yıllık<br />

2 GW’lık güneş panelini; ingot, wafer,<br />

hücre ve panel olarak entegre biçimde<br />

üretiyoruz. Hedefimiz, üretim kapasitesini<br />

10 GW’a çıkarmak ve Türkiye’nin<br />

ihtiyacı olduğu yenilenebilir ve sürdürülebilir<br />

enerji ihtiyacını tamamen yerli ve<br />

milli kaynaklarımızla sağlayarak, enerji<br />

ithalatının önüne geçebilmektir. Neticede<br />

10 GW üretim kapasitesine ulaştığımızda;<br />

yıllık yaklaşık 20 milyon ton<br />

karbon emisyonunu önleyebilecek ve 20<br />

milyon kişinin günlük elektrik ihtiyacını<br />

karşılayabileceğiz” dedi.<br />

w“2025 yılında, 500 MW<br />

ihracat hedefliyoruz”<br />

Geçtiğimiz aylarda ilk yüksek tonajlı<br />

ihracatını ABD’ye gerçekleştirdiklerini<br />

dile getiren Tüfekçi; “<strong>2024</strong> yılında teknoloji<br />

dönüşümümüzü tamamladıktan<br />

sonra, 2025 yılında 500 MW ihracat<br />

yapma hedefimiz bulunuyor. Gerek üretim<br />

alanlarındaki teknoloji yeniliği gerekse<br />

de sürdürülebilirlik bağlamındaki<br />

hedeflerimiz kapsamında <strong>2024</strong> yılında<br />

teknoloji dönüşümünü gerçekleştirmeyi<br />

hedefliyoruz. Bu dönüşümle birlikte;<br />

<strong>2024</strong> yılı içerisinde 100 milyon dolarlık<br />

bir yatırım yapmayı hedefliyoruz. Bu<br />

yatırımlar sayesinde üretim alanlarımız<br />

daha ileri teknolojiye sahip olurken fabrikamız<br />

karbon sıfır bir yapıya kavuşacak”<br />

diye konuştu.<br />

Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli noktalarındaki<br />

güneş enerjisi santrali kurulumunun<br />

panel tedarikçiliğini üstlendiklerini<br />

ve toplamda 3 GW’ın üzerinde<br />

santral kurulumunun da bir parçası olduklarını<br />

kaydeden Tüfekçi; Avrupa’nın<br />

en büyük, dünyanın ise sayılı büyüklükteki<br />

güneş enerjisi santrallerinden biri<br />

olan Kalyon Karapınar Güneş Enerjisi<br />

Santrali’nin de panel sağlayıcısı olduklarını<br />

kaydetti. Tüfekçi konuşmasını şöyle<br />

sürdürdü:<br />

Kalyon PV’den 500 milyon<br />

dolarlık değer!<br />

“Kalyon PV fabrikamızda, Faz 1 üretim<br />

tesisi Ağustos 2020’de 500 MW kapasite<br />

ile kuruldu. Faz 2 üretim tesisi ile kapasite<br />

Mayıs 2021’de 1.200 MW’a çıkarıldı.<br />

Faz 3 üretim tesisi için Eylül 2022’de kurulum<br />

kararı verildi, Şubat 2023 itibariyle<br />

devreye alındı. 5 ay gibi kısa bir süre<br />

içerisinde üretime başladık. Bu kadar<br />

kısa süre içerisinde faaliyete geçebiliyor<br />

olması Kalyon PV’nin üretim, kalite,<br />

kurulum, mühendislik ve Kalyon Holding’in<br />

inşaat yetkinliğinin bir eseridir.<br />

Faz 3 üretim tesisiyle birlikte Kalyon PV,<br />

yıllık yaklaşık 500 milyon dolarlık değer<br />

yaratır duruma gelmiştir. Bu değer yurt<br />

içi talebin karşılanmasının yanı sıra<br />

Türkiye’nin ihracattaki gücünü de artırmaktadır.<br />

Faz 4’ün devreye alınmasıyla<br />

birlikte Kalyon PV entegre fabrikamızda<br />

bir teknoloji dönüşümü gerçekleştireceğiz.”<br />

“Birçok ülke fabrikamızdaki<br />

üretimi yakından görmek<br />

istiyor”<br />

Entegre fabrikanın üretim yapısına pek<br />

çok ülkeden de ilgi gösterildiğine değinen<br />

Tüfekçi; “Çin’den bağımsız Türk<br />

mühendisliği ile dünyada üretim yapan<br />

tek firmayız. Dolayısıyla Avrupa ve Amerikalılar<br />

fabrikamıza çok kıymet veriyor.<br />

Burada elde edilen know-how ve fabrikanın<br />

üretim karakteri tüm ülkelerin dikkatini<br />

ve ilgisini çekiyor. Kalyon PV’de<br />

ABD, Almanya, Polonya, Rusya, Çin gibi<br />

ülkeler başta olmak üzere yılda 20’nin<br />

üzerinde farklı ülkeden 50’nin üzerinde<br />

ziyaretçi heyet ağırlıyoruz. Bu da ülkelerin<br />

enerji bağımsızlığı konusunda fabrikamızın<br />

üretim modelinin ne derece<br />

önemli olduğunun bir göstergesi. Bunun<br />

yanı sıra Avrupa ve Amerika’da yatırım<br />

fırsatı için şartların olgunlaşmasını bekliyor,<br />

yatırım için gün sayıyoruz” dedi.<br />

“Tarımsal GES Türkiye’nin ve<br />

dünyanın dönüşümü olacak”<br />

Ar-Ge ve inovasyon yetkinliği ile sektördeki<br />

yenilikçi ürünlerin öncüsü olma<br />

yolunda ilerlediklerini sözlerine ekleyen<br />

Tüfekçi, şunları söyledi; “Gıda güvenliğinin<br />

öneminin giderek arttığı günümüzde<br />

Ar-Ge Merkezimiz ile birlikte güneş<br />

panellerinin altında mahsul yetiştirme<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

45


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

46<br />

imkânı sağlayarak güneşten<br />

elde edilen toplam<br />

verimi artıran agrivoltaik<br />

uygulamalar yani<br />

Tarımsal GES projelerine öncelik<br />

veriyor ve çeşitli ilkleri hayata geçiriyoruz.<br />

Bu çalışmalar kapsamında, ulusal<br />

bazda bir parçası olduğumuz projeler<br />

olduğu gibi, uluslararası çapta koordinatörlüğünü<br />

yürüttüğümüz projeler de<br />

yer alıyor. Çeşitli üniversiteler, araştırma<br />

kuruluşları ve ilgili bakanlıkların ortak<br />

çalışmasıyla Ankara Ayaş’ta 1,6 dönüm<br />

üzerine kurulmuş yaklaşık 100 kilovat<br />

kapasiteli bir Tarım GES pilot uygulamasıyla<br />

ülkemizin çiftçileri için Ar-Ge<br />

yapılıyor. Bu projede Kalyon PV’nin güneş<br />

panelleri kullanılıyor. Yine Avrupa<br />

Birliği 9. Çerçeve Programı Ufuk Avrupa<br />

kapsamında yer alan ve PV4Plants Projesi’nin<br />

koordinatörlüğünü yapıyoruz. Bu<br />

projede İngiltere, Danimarka, Hollanda,<br />

İspanya, İtalya, Yunanistan ve ülkemizden<br />

14 proje ortağı ile aynı arazi alanını<br />

hem tarım ürünleri hem de yenilenebilir<br />

enerji üretmek için kullanmanın yolunu<br />

açan agrivoltaik modül geliştiriyoruz.<br />

Sahip olduğumuz know how ve yeterliliklerimiz,<br />

dünyaca ünlü rakiplerimizi<br />

geride bırakarak, PV4Plants Projesi’nin<br />

koordinatörü seçilmemizi sağladı. 4,9<br />

milyon Euro toplam bütçeli ve AB Ufuk<br />

Avrupa Programı kapsamında 4 yıl sürecek<br />

bu projeyle sürdürülebilir dünya için<br />

dev bir adım attık. 14 ortaklı projemizde,<br />

üniversite, araştırma kuruluşları ve özel<br />

sektör oyuncuları tarımın geleceği için<br />

enerji ekseninde buluşarak çalışmalarını<br />

sürdürüyor.”<br />

“Güneş paneli üretimimizi izlenebilirliği<br />

olan tedarik zincirimizle<br />

gerçekleştiriyoruz”<br />

Güneş enerjisinin verimini sanayiden<br />

tarıma hayatın her aşamasına taşıyarak<br />

küresel rekabette öncü bir rol üstlendiklerini<br />

belirten Tüfekçi; Türkiye’de, sektöründe<br />

Karbon Ayak İzi Ölçümlemesini<br />

doğrultarak ISO:14064-1:2018 belgesini<br />

hak kazanan ilk marka olduklarını vurguladı.<br />

Tüfekçi sözlerini şöyle sürdürdü:<br />

“Türkiye’de güneş paneli üretimini izlenebilirliği<br />

olan tedarik zinciriyle gerçekleştiren<br />

bir firmayız. Bu model, ürün<br />

kalite süreçlerini uçtan uca yönetmemizi<br />

ve yüksek kalitede ürünler üretmemizi<br />

beraberinde getiriyor. Tedarik<br />

zincirimize gösterdiğimiz önemin yanı<br />

sıra Kalyon PV olarak sıfır emisyon ve<br />

sürdürülebilir üretim konularında attığımız<br />

adımlarla Türkiye’nin 2053 net<br />

sıfır emisyon hedefine katkıda bulunuyoruz.<br />

Ülkemizin 2053 net sıfır emisyona<br />

ulaşma hedefi kapsamında, Kalyon PV<br />

olarak biz de 2050 yılına kadar Net Sıfır<br />

emisyonları hedefimize ulaşmayı amaçlıyoruz.<br />

“Sıfır Atık” ilkesi kapsamında<br />

tehlikesiz atıkların yüzde 100 geri kazanımını<br />

sağlıyoruz. Kalyon PV fabrikasında<br />

çalışan kompresörlerin atık ısılarını<br />

geri kazandırıyoruz. Üretim alanında<br />

çalışan kompresörlerimizin ürettiği ısı,<br />

geliştirilen geri dönüşüm sistemi ile yine<br />

üretim alanlarının ortam sıcaklığına<br />

katkı sağlayacak şekilde geri dönüştürülmektedir.<br />

Wafer ve ingot fabrikalarındaki<br />

filtre pres atık suları geri kazanılmaktadır.<br />

Burada ortalama 40 ton/saat<br />

su geri dönüştürülerek tasarruf sağlıyoruz.<br />

Akıllı fabrikamızda yıllık 45.000 m3<br />

su geri kazandırıyoruz. Kalyon PV’nin<br />

çatısında yer alan yaklaşık 5 MW’lık<br />

çatı tipi güneş enerjisi santrali sayesinde<br />

üretimde kullanılan enerjinin önemli<br />

bir kısmı temiz enerjiden elde edilmektedir.<br />

Özellikle <strong>2024</strong> yılı sonuna kadar<br />

Kalyon PV olarak, ihtiyaç duyduğumuz<br />

enerjinin yüzde 100’ünü yenilenebilir<br />

enerji kaynaklarından temin etmeyi ve<br />

fabrikamızı karbon nötr bir yapıya kavuşturmayı<br />

hedefliyoruz. Fabrikamızda<br />

üretilen güneş panellerinin sevkiyatında<br />

kullanılan ambalajlarda modernizasyon<br />

çalışmaları sayesinde yıllık yaklaşık<br />

3718 adet ağaç kesiminin önüne geçtik.<br />

Kurduğumuz Argon geri dönüşüm sistemiyle<br />

dışarıdan temin edilen Argon<br />

gazının tüketim oranı yaklaşık yüzde 80<br />

oranında azaldı.”<br />

“Türkiye, yenilenebilir<br />

enerjide koştuğu bir döneme<br />

giriyor”<br />

Türkiye’nin güneş enerjisi alanında atacağı<br />

çok büyük adımlar olduğunu da<br />

ifade eden Tüfekçi; “2023 yılı başında<br />

Türkiye’nin yenilenebilir enerji vizyonu<br />

açıklandı. Cumhurbaşkanımız, 2035<br />

yılında Türkiye’nin güneş enerjisi kapasitesinin<br />

53 GW olacağını açıkladı.<br />

Bugün bu rakam 10 GW. 12 yıl içinde 53<br />

GW’a çıkacağız ve bu yaklaşık her yıl 3-4<br />

GW’lık kurulum demektir. Dolayısıyla<br />

Türkiye yenilenebilir enerjide koştuğu<br />

bir döneme giriyor. Bizler Kalyon PV<br />

olarak ülkemizin belirlediği hedeflere<br />

ulaşmak için var gücümüzle çalışacağız”<br />

şeklinde konuştu.<br />

Ersan Tüfekçi, Kalyon PV’nin sadece<br />

kendi iş gücü değil, sektörün ihtiyacı<br />

olan nitelikli iş gücünün de inşası için<br />

çalışmalar yürüttüğünü, bu bağlamda<br />

da Millî Eğitim Bakanlığı ile bir eğitim<br />

protokolü imzaladıklarını açıkladı. Protokole<br />

göre, teorik eğitimlerini Mesleki<br />

Eğitim Merkezlerinde alan öğrenciler,<br />

pratik eğitimlerini Kalyon PV entegre<br />

fabrikasında alarak, güneş teknolojileri<br />

alanında meslek sahibi olarak istihdam<br />

edilecekler.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

eLogo ‘Finansal İnovasyonun Geleceği:<br />

Gömülü Finans’ Raporunu yayınladı<br />

Yeni teknolojiler ve düzenlemeler sayesinde<br />

finansal hizmetlere en uygun yerde ve<br />

zamanda kolayca ulaşılabilirken, geleneksel<br />

bankacılık kanallarının dışında hizmet<br />

sunan bankalar, fintech şirketleri, teknoloji<br />

firmaları ve çevrimiçi platformlar gömülü<br />

finans kavramı çatısı altında birleşiyor.<br />

Gömülü finans, finansal hizmetleri günlük<br />

süreçlerin bir parçası haline getirerek tüketicilere<br />

daha erişilebilir, hızlı ve kişiselleştirilmiş<br />

bir deneyim sunuyor. Şirketler, müşteri<br />

memnuniyetini artırmak, operasyonel verimliliklerini<br />

iyileştirmek ve rekabet avantajı<br />

elde etmek için finansal hizmetleri, sundukları<br />

ürün ve hizmetlere entegre etmeyi amaçlıyor.<br />

“Gömülü finansı geniş bir<br />

kullanıcı tabanına taşıdık”<br />

Finansal hizmetler sektöründe dönüşümün<br />

tüm hızıyla devam etiğini ifade eden eLogo<br />

Genel Müdürü Başak Kural, “Yeni teknolojiler<br />

ve regülasyonlar inovasyonu beraberinde<br />

getiriyor ve sektör yeni oyuncularla birlikte<br />

genişliyor. Hazırladığımız raporla birlikte açık<br />

finans ekosistemine doğru yol aldığımız bu<br />

yenilikçi dönemde, sektörün geleceğine yön<br />

veren trendlerden biri olan gömülü finansa ışık<br />

tutmayı amaçladık. Gömülü finansla, bankacılık<br />

hizmetleri günlük faaliyetlerimizin doğal<br />

bir katmanı haline gelerek, sürtünmesiz bir<br />

deneyim sunuyor. Her şeyi tek bir ekrandan yönettiğimiz<br />

yeni bir dönem bizi bekliyor. eLogo<br />

olarak biz de yıllardır bu doğrultuda, ülkemizde<br />

iş dünyasının dijital çözüm ortağı olarak konumlanıyoruz.<br />

Gömülü finans kavramı henüz<br />

somutlaşmamışken geliştirmeye başladığımız<br />

fintech çözümlerimiz kapsamında, başta Logo<br />

ERP çözümleri olmak üzere iş dünyasında hizmet<br />

veren ERP çözümlerine finansal hizmetlerimizi<br />

entegre ettik. Böylece gömülü finansı geniş<br />

bir kullanıcı tabanına taşıdık. Bu kapsamda<br />

önümüzdeki dönemde şirketlerin ihtiyaç anında<br />

Logo ERP sistemleri içerisinden kredi gibi<br />

finansman tekliflerine erişmesine olanak sağlamayı<br />

hedefliyoruz” dedi.<br />

Logo grup şirketlerinden eLogo’nun hazırladığı “Finansal<br />

İnovasyonun Geleceği: Gömülü Finans” raporu, gömülü<br />

finansın ekosistem üzerindeki faydalarına, kurumlara<br />

sağladığı avantajlara ve sektörel etkilerine odaklanıyor.<br />

Rapor, finansal hizmetlerin finansal olmayan<br />

platformlara entegre edilmesiyle tüketicilere daha<br />

geniş bir erişim sağladığını ve şirketler için yeni fırsatlar<br />

yarattığını ortaya koyuyor. ERP içi gömülü finans son<br />

dönemin yükselen trendi olarak dikkat çekiyor…<br />

Fintech dünyada ve Türkiye’de<br />

yatırımcıların gözdesi<br />

Fintech yatırımları, geçtiğimiz iki yılda rekor<br />

seviyeler kaydederken, Türkiye de dahil olmak<br />

üzere küresel çapta yatırımcıların gözdesi olmayı<br />

sürdürüyor. 2023 yılının ilk çeyreğinde<br />

küresel girişim yatırımları arasında fintech’ler<br />

öne çıktı. Yılın ilk üç ayında, en büyük 10 küresel<br />

yatırım sermayesi işlemi içerisinde 3 tane<br />

fintech yatırımı yer aldı. Yılın ilk yarısında ise<br />

küresel fintech yatırımları 52,4 milyar dolar<br />

olarak kaydedildi. Bu rakam rekorlar yılı olan<br />

2021’in altında kalsa da, fintech alt sektörlerine<br />

yatırımlar devam ediyor. Küresel yatırım gündeminde<br />

ön sıralarda yer alan gömülü finans<br />

ise 2023’ün ilk 11 ayında 621 milyon dolarlık<br />

yatırım aldı.<br />

Türkiye’de de start-up yatırımlarında fintech<br />

alanına olan ilgi sürüyor. 2023’ün ilk çeyreğinde<br />

sektör 13.6 milyon dolarlık işlem hacmiyle<br />

en büyük payı elde etti. İkinci çeyrekte 9 işlemle<br />

en çok yatırım alan dikey oldu ve 7.1 milyon<br />

dolar yatırım topladı. Üçüncü çeyrekte ise 5 işlemle<br />

ikinci sırada yer aldı.<br />

B2B ödemeler büyük bir<br />

potansiyel taşıyor<br />

Gömülü finans, müşterilere tanıdık ve güvenilir<br />

bir kurumsal ekosistem içinde sürtünmesiz<br />

bir şekilde finansal hizmet sunma imkânı<br />

sağlıyor. Gömülü finans sağlayıcıları, finansal<br />

olmayan kuruluşlara kendi bankacılık hizmetlerini<br />

sunma olanağı sağlarken, aynı zamanda<br />

müşteri deneyimini ve alternatif gelir kaynaklarını<br />

kontrol etme fırsatı veriyor. Bu sayede kuruluşlar,<br />

işlem maliyetlerini azaltarak müşterilerine<br />

daha fazla kullanıcı dostu bir deneyim<br />

sunma şansı elde ediyor.<br />

Gömülü finans hizmetlerinin kategorileri son<br />

dönemde çeşitlense de, mevcut hizmetler ağırlıklı<br />

olarak ödeme, sigorta, kredi ve yatırım olarak<br />

şekilleniyor. Özellikle B2B ödemeler, gömülü<br />

ödemeler kategorisi için büyük bir potansiyel<br />

sunuyor. Bu fırsatlar B2B e-ticaret pazarları<br />

ve muhasebe yazılımları gibi erişim kanalları<br />

etrafında toplanıyor. Küresel B2B ödemelerin,<br />

2027 yılına kadar toplam gömülü ödemelerin<br />

üçte birinden fazlasını oluşturacağı öngörülüyor.<br />

Risklerin önceden tespiti söz konusu olduğunda<br />

öne çıkan gömülü sigorta kavramı, şirketlerin<br />

bütüncül bir müşteri deneyimi sunmayı<br />

amaçlamasıyla birlikte birçok sektörde uygulama<br />

alanı buluyor. Gömülü sigortanın 2032<br />

yılına kadar küresel sigorta dağıtımının yüzde<br />

16’sını oluşturması bekleniyor. Türkiye’deki<br />

fintech sektöründe de gömülü sigortanın uygulanmaya<br />

başladığı görülüyor.<br />

Tüm ekosistem için fırsatlar<br />

sunuyor<br />

B2B tarafta finansal olmayan kurumlar için<br />

gömülü finans, ödemelerde maliyetleri ve<br />

karmaşıklığı azaltarak etkin bir hazine yönetimi<br />

vadediyor. B2C tarafında ise müşterilerinin<br />

harcama alışkanlıklarıyla ilgili yeni bir<br />

öngörü sağlıyor. Tüketiciler için finansal hizmetlere<br />

erişimi kolaylaştıran gömülü finans,<br />

finansal hizmet sağlayıcıları için ise yeni ve<br />

düzenli gelir kaynakları oluşturma fırsatı sunuyor.<br />

Finansal kurumlardaki yöneticilerin<br />

yüzde 70’i, gömülü finansın iş stratejilerinin<br />

temel bir parçası veya bütünleyici bir unsuru<br />

olarak görüyor. Ayrıca bu yenilikçi kavram,<br />

ülkelerin nakitsiz ekonomi hedeflerine yardımcı<br />

olması açısından büyük önem taşıyor.<br />

KOBİ’ler gömülü finansa ısınıyor<br />

Gömülü finans KOBİ’lere operasyonel verimlilik,<br />

maliyet optimizasyonu, iyileşen nakit akışı<br />

gibi birçok konuda fayda sağlıyor. Küresel<br />

trendlere bakıldığında, küçük ve orta ölçekli<br />

işletmelerin arka ofislerindeki finansal faaliyetlerini<br />

iyileştirmeye yönelik çözümler geliştiren<br />

B2B fintech’ler ön plana çıkıyor. Gömülü<br />

finansın 2025 yılına kadar küresel KOBİ bankacılık<br />

pazarının dörtte birini oluşturacağı ve<br />

neredeyse 124 milyar dolarlık bir değeri temsil<br />

edebileceği tahmin ediliyor.<br />

Sektörel bazda ise perakende ve e-ticaret, uzun<br />

vadede gömülü finans için olgunluğun ve fırsatın<br />

en yoğun olduğu sektör olarak dikkat<br />

çekiyor. 2030 yılına kadar gömülü finans fırsatlarının<br />

neredeyse yüzde 50’sinin perakende ve<br />

e-ticaretten geleceği öngörülüyor.<br />

Yükselen trend: ERP içi gömülü<br />

finans<br />

ERP sistemlerine entegre gömülü finans,<br />

sektördeki küresel trendler arasında gelecek<br />

dönem için öne çıkıyor. Bu alanda, geleneksel<br />

bankalar ile ERP sağlayıcıları arasındaki<br />

iş birlikleri giderek artıyor. ERP içi gömülü<br />

finans sayesinde, tüm süreçler tek bir ekran<br />

üzerinden, tek bir çözüm aracılığıyla yönetilebiliyor.<br />

Ayrı ayrı ekranlar arasında geçiş<br />

yapma ihtiyacı ortadan kalkıyor. Pazarlama,<br />

insan kaynakları ve tedarik zinciri gibi alanlar<br />

da finansal operasyonların paydaşı haline<br />

geliyor. Böylece finansal mükemmeliyet ve<br />

akıcı süreçler elde edilirken, finansal hizmetler<br />

kurumların DNA’sına entegre ediliyor.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

47

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!