02.03.2024 Views

Hayvancılık

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

OCAK-ŞUBAT 2024 SAYI: 105 YIL: 17 FİYATI: 150 TL

Koyun Sürülerinde Üreme Sorunu

Su Yönetimi

Düve Ve İneklerı̇ n Kuru Dönem

Beslenmesı̇

Çiftlik Hayvanları Neden Kaşınır?

Sağım Döneminde Yemleme


AKILLI OTOMASYON SISTEMLERI

ILE ÜRETIMINIZI KONTROL EDIN

CONTROL YOUR PRODUCTION WITH

INTELLIGENT AUTOMATION SYSTEMS

www.meko.com.tr

/mekoglobal

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

Yem ve Un Fabrikası Otomasyon Sistemi

Feed and Flour Automation System

Çelik Silo Otomasyonu

Steel Silo Automation

Kümes Havalandırma ve Kafes Otomasyon Sistemleri

Poultry Ventilation and Cage Automation Systems

Balık Yemleme Otomasyonu

Fish Feeding Automation

MERKEZ OFIS / HEAD OFFICE

Çetin Emeç Bulvarı Lizbon Cad. No: 36/B 06460

Öveçler - Çankaya/Ankara - Türkiye

T: +90 312 472 92 52

F: +90 312 472 92 57

M: info@meko.com.tr

ATÖLYE / WORKSHOP

1213. Sokak No:7/A 06374

Ostim - Yenimahalle/Ankara - Türkiye

T: +90 312 472 92 52

F: +90 312 472 92 57

M: info@meko.com.tr

ISTANBUL OFIS / ISTANBUL OFFICE

Ataköy 7-8-9-10 Kısım Mahallesi Çoban Çeşme

E5 Yan Yol Caddesi Ataköy Towers A Blok No: 20

Kat: 6 Bakırköy İstanbul TURKEY

T: +90 212 706 14 38

T: +90 533 737 19 36

F: +90 850 724 00 35




0 232 280 1050 info@sutkardesler.com www.sutkardesler.com


0 232 280 1050 info@sutkardesler.com www.sutkardesler.com



İmtiyaz Sahibi

Bey Medya San. Tic. Ltd. Şti. Adına

Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü

ZELİHA BEYHAN

Genel Koordinatör

Ahmet BEYHAN

Genel Yayın Yönetmeni

Fırat BEYHAN

Haber Departmanı

Tarım Türk Haber Departmanı

HAYVANLARI SATARAK KALAN

HAYVANLARI BESLIYORUZ

Reklam Müdürü

Duygu KARAKURT

Reklam Departmanı

Dilan ERTAŞ

Abone Tanıtım ve Halkla İlişkiler

Merve SAZ

Görsel Yönetmen

Arzu OKAY

Hukuk Danışmanı

Av. Şeyma GÜRBÜZ

av.seymagurbuz@gmail.com

Mali Danışman

Erkan AVCI

muhasebe.erkan.avci@gmail.com

İletişim Bilgileri

İZMİR (MERKEZ)

Şair Eşref Bul. No:18/206 Çankaya-İZMİR

TEL: 0.232.441 49 85

FAX: 0.232.441 49 28

e-mail: tarim@tarimturk.com.tr

tarimturk@gmail.com

tarimturkdergisi@gmail.com

web: www.tarimturk.com.tr

Yayın Türü

Tarım Türk Dergisi tüm Türkiye’de dağıtılmaktadır.

Basın kanununa göre yerel süreli

yayındır. Bey Medya tarafından T.C. yasalarına

uygun olarak yayınlanmaktadır.

Maliyet artışları nedeniyle hayvancılık sektörü ciddi yara aldı,

TÜİK verilerine de yansıyan süt üretiminde azalma ve canlı hayvan

varlığında düşme bunun bir yansımasıdır. Bu sürecin aynı zamanda

raf satışında ürüne zam olarak yansıdığınıda belirtmek isterim.

Üreticinin 11 liraya sattığı 1 litre süt bazı marketlerde 40 lirayı kadar

çıkıyor. Üretecinin kazanamadığı, tüketicinin de pahalıya ürün aldığı,

anlaşılması zor bir dönemden geçiyoruz.

Bizde süt ineği hayvan varlığı 6,5 milyon. Fransa’da ise 3,5 milyon.

Ancak Fransa’da elde edilen süt verimi, bizden çok fazla. Çiğ süt fiyatı

yıl boyunca aynı kalırken, süt ürünlerine neredeyse her hafta zam

geliyor. TÜİK verilerine göre süt üretiminde de düşüş var.

Hayvancılık Yapanlar Desteklenmeli

Hayvancılık yapanların sorunlarını giderecek tedbir alınmalı. Onların

mutlu olması, kentteki insanın da mutlu olmasını sağlar. Burada

maliyet düşerse, raftaki ürünün fiyatı da düşük olur. Eğer buradaki

çiftçi mutlu olmazsa, çiftçi refahı sağlanmaz ise hayvan refahı

sağlanmaz ise raftaki ürünün de fiyatı artar.

Üreten kazanamıyor, vatandaş ise pahalıya ürün alıyor. Sorunlar

giderek büyüyor. Bu sorunların çözümü Cumhurbaşkanın, Tarım ve

Orman Bakanlığının görevidir. Bunun yanı sıra mutlak surette işini

iyi yapan, geliştiren ve kendini tarlaya, bağa, bahçeye, ahıra adayan

insanlara sahip çıkılmalıdır.

Basım

KANYILMAZ MATBAACILIK

Sanat Cad. 5609 sok. No:13 Çamdibi -İzmir

0 232 449 14 43

Baskı Tarihi / Print Date

TAKİP ET

4 www.tarimturk.com.tr @TarimTurkDergi /tarimturkdergisi tarimturkdergisi www.tarimturk.com.tr



OCAK-ŞUBAT 2024

08

24

08 Sektörden Haberler

24 Koyun Sürülerinde

Üreme Seorunu

34 Su Yönetimi

38 Düve Ve İneklerı̇ n Kuru Dönem

Beslenmesı̇

18

40 Çiftlik Hayvanları Neden Kaşınır?

46 Sağım Döneminde Yemleme

40

57

46

34

Prof. Dr. Ahmet Alçiçek

Ege Üni. Ziraat Fak. Zootekni

Böl. Yem. ve Hay. Bes. ABD

ahmet.alcicek@ege.edu.tr

Prof. Dr. Ali Akmaz

Selçuk Üni. Vet. Fak. Zootekni

ve Hay. Bes. Böl. Zootekni

ABD

aakmaz@selcuk.edu.tr

6 www.tarimturk.com.tr

Prof. Dr. Dursun Ali Dinç

Selçuk Üni. Vet. Fak.

Klinik Bil. Böl. Doğum ve

Jinekolojisi ABD

dadinc@selcuk.edu.tr

Prof. Dr. Yusuf Bozkurt

İskenderun Tek. Üni. Deniz

Bilimleri ve Tek. Fak.

yusuf.bozkurt@iste.edu.tr

Prof. Dr. Ertuğ Düzgüneş

KTÜ Sürmene Den. Bil. Fak.

Balıkçılık Tek. Müh. Balıkçılık

Yön. ABD ertug@ktu.edu.tr

Prof. Dr. Mustafa Ünlüsayın

Akdeniz Üni. Su Ür.i Fak. Su

Ür. Av. ve İşl. Tek. Böl. İş.Tek.

ABD

munlusayin@akdeniz.edu.tr

Yrd. Doç. Dr. Aslı Özkırım

Hacettepe Üni. Arı ve Arı

Ürünleri Arş. ve Uyg. Merkezi

ozkirim@hacettepe.edu.tr

Prof. Dr. Ahmet Kocataş

Dr. Tülay Erkara Tekin

Besleme ve Besleme

Hastalıkları Uzmanı

tulay.erkaratekin@gmail.com



SEKTÖRDEN

TT

TARIM

TÜRK

8 www.tarimturk.com.tr



SEKTÖRDEN

TT

TARIM

TÜRK

Tarım ve Orman Bakanlığı,

İki Yerli Sığır Irkı İçin Halk Elinde Islah Projesi Başlattı

Tarım ve Orman Bakanlığı, Anadolu topraklarının iklim ve çevre koşullarına uyum sağlamış yerli sığır ırklarımızdan olan Güney Anadolu

Kırmızısı (GAK) ve Yerli Kara ırkı sığırların hem gen kaynaklarının korunup geliştirilmesi hem de süt ve et verimlerinin artırılması için

halk elinde ıslah projesi başlattı.

Hayvanların verimleri, yaşam biçimleri, dayanıklılık ve çeşitlilikleri üzerinde doğrudan etkisi bulunan küresel ısınma ve iklim

değişikliğinden kaynaklanan olumsuzlukların bertaraf edilmesi amacıyla Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü

(TAGEM) tarafından “Hayvan Gen Kaynaklarının Korunması ve Geliştirilmesi Projesi” yürütülüyor. Bu kapsamda, büyükbaş

yetiştiriciliğinde küresel ısınma ve iklim değişikliğine bağlı ortaya çıkması muhtemel şartlara uyum sağlamış, hastalıklara

dayanıklı ırkların geliştirilmesi ve ıslah edilmesi büyük önem taşıyor. Bu çerçevede, “Hayvan Gen Kaynaklarının Korunması ve

Geliştirilmesi Projesi” kapsamında ilk kez halk elinde yerli sığır ıslahı projesi başlatıldı. Söz konusu proje ile yerli genetik kaynakların

sürdürülebilirliği ile bakım ve besleme avantajlarından yararlanılması amaçlanıyor. Yeni ıslah projesi Diyarbakır, Batman ve

Şanlıurfa’da GAK, Ankara’da Yerli Kara sığır ırkları için yürütülecek. Proje kapsamında, anaç sığır başına 4.000 TL, doğum, 6 ay ve

1 yaş canlı ağırlık tartımları alınan yavrularına ise 3.250 TL destekleme ödemesi yapılacak. Projeler 5’er yıllık süreyi kapsayacak.

Her iki yerli sığır ırkında yapılacak ıslah projesi ile Türkiye’nin hem yerli genetik kaynakları korunacak hem de süt ve et gibi verim

kabiliyetleri artırılarak ülke hayvancılığına katma değer sağlanacak.

İklime uyum kabiliyetleri çok yüksek

Yayılma alanı Güney Anadolu Bölgesi olan Güney Anadolu Kırmızısı (GAK), bu bölgenin iklim ve çevre şartlarına adapte olmuş bir

ırktır. Sarıdan kırmızı ve kahverengiye kadar renk çeşitliliğine sahip olan GAK, hem et hem de süt açısından kombine verimliliğe

sahiptir ve düşük kalitedeki yemleri iyi değerlendirebilir. İklime uyum kabiliyeti çok yüksek bir ırk olan GAK, sıcaklık, stres ve yem

değişikliklerine, her türlü olumsuz doğa şartlarına, açlığa, yetersiz beslenmeye, hastalık ve parazitlere karşı dayanıklıdır. Yavrusunu

besleme ve koruma bakımından annelik içgüdüleri gelişmiş bir ırk olan GAK’ın sürü kabiliyeti de yüksektir. Halk elinde ıslah projesi

Ankara’da yürütülecek Yerli Kara’lar ise Orta Anadolu Bölgesi’nin iklim ve çevre şartlarına adapte olmuş bir ırktır. Nispeten daha az

gelişmiş bakım, besleme ve barındırma koşullarında yetiştirilebilen Yerli Kara sığır ırkının en önemli özelliklerinden birisi de çok

uysal olmasıdır. Az ot ve samanla beslenen bu sığır ırkı kanaatkâr bir hayvan olarak bilinmektedir. Öte yandan, TAGEM tarafından

GAK sığır ırkı Diyarbakır, Batman, Şanlıurfa ve Hatay’da, Yerli Kara sığırı ise Ankara, Çankırı ve Antalya’da saf olarak yetiştirici elinde

hâlihazırda korunuyor. Islah projesi için önem taşıyan koruma programı kapsamında ise hayvan başına 1.600 TL destekleme

ödemesi yapılıyor.

10 www.tarimturk.com.tr


TT

TARIM

TÜRK

SEKTÖRDEN

Çiğ süt fiyatına zam!

Ulusal Süt Konseyi (USK), çiğ süt tavsiye fiyatını

22 Ocak’tan itibaren geçerli olmak üzere yüzde

17,4 oranında artırarak 11,5 TL’den 13,5 TL’ye

yükseltti.

USK tarafından yapılan duyuruda, çiğ süt tavsiye fiyatının

yüzde 3,6 yağ ve yüzde 3,2 protein içeriğine sahip çiğ inek

sütü için litre başına net 13,5 lira olarak belirlendiği ifade

edildi. Bu fiyat, çiğ süt desteği hariç olarak üreticinin eline

geçecek miktarı temsil ediyor.

Türkiye, Rusya’ya gerekli miktarda

yumurta gönderecek!

Türkiye, Rusya pazarının yenilebilir tavuk yumurtası ihtiyacını

tam olarak karşılamaya hazır. Türkiye Yumurta Üreticileri Birliği

Başkanı İbrahim Afyon, bu konuyla ilgili müzakerelerde herhangi

bir sorun bulunmadığını belirterek, ürünlerin altı aylık süre için

planlandığını açıkladı.

Yapılan açıklamada, zam kararının sektördeki maliyet

artışları ve üreticiye adil bir gelir sağlama amacı taşıdığı

belirtildi.

Ulusal Süt Konseyi’nin yaptığı duyuruda soğutma, nakliye

ve diğer cari giderlerin üretici tarafından karşılandığı

durumda, bu giderlerin üreticiye ilave olarak ödeneceği

belirtildi. Ayrıca, yağ ve protein oranlarındaki her bir

dizyem (0,1’lik değişim) için 20 kuruş fark uygulanacağı

ifade edildi.

Türkiye Yumurta Üreticileri Birliği Başkanı İbrahim Afyon,

Türkiye’nin Rusya’ya tavuk yumurtasını eksiksiz olarak

sağlamaya hazır olduğunu, teslimatların başladığını söyledi.

Yumurta fiyatlarındaki ciddi artış ve kıtlık nedeniyle Rusya’daki

dost ülkelerden yumurta ithal etme kararı alındı. Geçen yılın

sonbaharında görülmeye başlayan bu sorunlar, bu sezonun

ortası ve sonunda zirveye ulaştı. Bu ürünün sosyal açıdan önemli

olanlar listesinde yer alması ve çoğunlukla dezavantajlı vatandaş

kategorileri tarafından tüketilmesi nedeniyle gıda pazarında en

çok tartışılan konudur.

Genel olarak yeni verilere göre yumurta fiyatları geçen yılın

başından bu yana neredeyse bir buçuk kat artarken, haftalık fiyat

artış oranları ancak yıl sonuna doğru düşmeye başladı. Bu yılki

maksimum fiyatları düzine başına 100 ruble fiyat sınırını aştı ve

artış devam ediyor. Fiyatlar 150 rubleye yaklaştı. Ülkenin Devlet

Başkanı Vladimir Putin, mevcut durumu acil taleple açıkladı.

Devlet başkanı, gerekli önlemlerin zamanında alınmamasından

dolayı özür diledi. Bunu Hükümetin çalışmalarında bir

başarısızlık olarak nitelendirdi.

Bu ürünün ithalatına Aralık ayı sonunda Tarım Bakanlığı’nın

teklifiyle izin verildi. Bu ürünün Rusya’ya gümrüksüz olarak

1,2 milyar adedi geçmeyecek şekilde tedarik edilmesinden

bahsediliyor. Tedbir resmi olarak bu yılın başında yürürlüğe

girdi ve 30 Haziran’a kadar yürürlükte olacak. Ancak ihracat,

Azerbaycan’ın Rusya pazarına bir milyondan fazla yumurta

tedarik etmeyi başardığı Aralık ayının sonunda başladı. Buna

ek olarak, Tarım Bakanlığı en büyük yumurta üreticilerinden

bazılarıyla üretimlerini aynı anda artırma konusunda anlaştı,

bazı perakendeciler ise gönüllü olarak bu üründeki fiyat

artışlarını minimuma indirdi.

www.tarimturk.com.tr 11


SEKTÖRDEN

TT

TARIM

TÜRK

12 www.tarimturk.com.tr


TT

TARIM

TÜRK

SEKTÖRDEN

Onların Rahat ve Mutlu Yaşamaları İçin En Yüksek

Standartları Sağlıyoruz

Süt ve besi hayvancılığı ile entegre olan Süt Kardeşler; doğal koşullarda yemin üretiminden, hayvanın sağlığı

ve beslenmesi dahil tüm aşamalarda, en üst düzeyde hijyenik koşullarda, standart kalite ve izlenebilirliği

sağlayarak hizmet sunmaktadır. Bu sayımızda Süt Kardeşler Tarım İşletmesi Yön. Krl. Üy. Arzu Şentürk Saltık

bizlere, işetmelerinin kuruluş hikayesini, hizmet verdikleri son teknoloji ile donatılmış, çevre dostu olan tesislerinin

özelliklerini ve çiftçilerimizin neden Süt Kardeşleri tercih ettiğini sizler için anlattı. Keyifli okumalar.

Süt Kardeşler Tarım İşletmesi firmamız, 2012 yılında rahmetli babam Hasan Şentürk tarafından İzmir

Bergama’da kuruldu. Ana faaliyetlerimiz olan; enerji, inşaat, akaryakıt ve gayrimenkulden sonra tarım ve

hayvancılık sektörüne girdik. Yoğun emek harcanılan bir sektör olan tarım ve hayvancılığın çok zor olduğunu

bu süre zarfında yaşayarak öğrendik. Fakat bu yatırım, en çok değer verdiğimiz ve geleceğimiz olarak

gördüğümüz yatırımlarımızdan bir tanesi oldu. Şimdi, Süt Kardeşler Tarım İşletmesi olarak, her geçen gün

daha iyisini yapmak için yeni bilgiler araştırmaya ve uygulamaya devam ediyoruz.

İşletmeyi kurduğumuz ilk yıllarda organizasyon, planlama ve sonuç alma konularında bazı sorunlar yaşamış

olsak dahi, birçoğunu aşabilmek ve çözebilmek gerçekten çok mutlu edici ve birbirimize daha da

derinden bağlayıcı bir duygu oldu bizim için… Tarım ve hayvancılık için en önemli unsur takım halinde

uyum içerisinde çalışabilmeyi başarmaktır. Bu yüzden özellikle genç, dinamik ve birbirinden başarılı insanlardan

oluşan bir ekibe sahip olmak, bu sektörün tüm aşamalarını çok zevkli bir şekle dönüştürdü. Doğru

yatırımcı ve doğru ekip bir araya geldiğinde, sorunların birçoğunun çözüm yollarına kolaylıkla ulaşmış

oluyorsunuz. Bu sebeple, Süt Kardeşler Tarım İşletmesi olarak, 2021 yılından başlayarak yeni yatırımlar

yapmak ve bu tesisi yeni projeler ile desteklemek adına birtakım kararlar almış bulunmaktayız. Tesis ve

üretim performanslarımızı artırarak yatırımlarımıza hızla devam edeceğiz.

Arzu ŞENTÜRK SALIK

Yönetim Kurulu Üyesi

SÜT KARDEŞLER TARIM İŞLETMEMIZ

Ülkemizde modern koşullarda üretim yaparak tarımsal ürünlerin gelişimine katkıda bulunmak ve hayvansal

ürünlerdeki kalite ve sürdürülebilirliği, saygın ve güvenilir bir marka adı altında sunmak amacıyla 2012

yılından bu yana faaliyet göstermektedir. Süt ve besi hayvancılığı ile entegre olan işletmemizde; doğal

koşullarda yemin üretiminden, hayvanın sağlığı ve beslenmesi dahil tüm aşamalarda, en üst düzeyde hijyenik

koşullarda, standart kalite ve izlenebilirliği sağlayarak hizmet sunmaktayız. Aynı arazi üzerinde, kendi

üretimimiz olan yem bitkilerini, işletmede yem hammaddesi olarak kullanıyoruz. Böylece izlenebilirlik,

gıda sağlığı ve güvenliği her noktada sağlıyoruz.

HEDEFLERIMIZ

İnsana, yasalara, çevreye saygılı, hayvan refahı odaklı, sağlıklı ve kaliteli ürünler üretmek. Ülkemiz tarım ve

hayvancılık sektöründe, faaliyet gösterdiğimiz tüm alanlarda müşteriler tarafından tercih edilen bir marka

olmak, şirketimize toplam kalite bilincini yerleştirmek, kaynaklarımızı verimli ve bilinçli olarak kullanarak

kaliteli son ürün üretmek hedeflerimiz arasında. Süt Kardeşler Tarım İşletmesi marka bilinirliğini yurt içinde

ve yurt dışında artırarak örnek tarım ve hayvancılık firmaları arasında yer almayı da orta ve uzun vadeli

bir plan olarak değerlendiriyoruz.

www.tarimturk.com.tr 13


SEKTÖRDEN

TT

TARIM

TÜRK

14 www.tarimturk.com.tr



SEKTÖRDEN

TT

TARIM

TÜRK

Ülkemizde modern sığırcılık işletmelerinin 2008 yılından itibaren hızla yaygınlaşması, süt sığırcılığı yatırımlarına verilen çok cazip krediler

ve destekler sayesinde olmuştur. Bu dönemde uzmanlarla yapılmış projelerle doğru bilgilere dayanarak kurulan ve iyi yönetilen işletmeler

karlı biçimde hayvancılığa devam etmektedir.

Doğru projelendirilmemiş yatırımların hemen hepsi cazip hibe ve destekli kredilere rağmen başarısız olup kapanmışlardır.

Maalesef ülkemizde süt üreticisi fiyat baskısı altında ve dünyadaki çiftçiler kadar kazanamamaktadır. Buna rağmen başarılı işletmecilik

mümkündür.

Sığırcılık yatırımına başlamadan önce, temel bilgilerin irdelenmesi ve ortaya çıkan soruların açıkça yanıtlanması gereklidir. Her soruya

somut yanıtlar alınmadan ve yapılacak işler netleşmeden yatırıma girişmek risklidir. Yatırımda en pahalı şey, yapılan yanlışların sonradan

düzeltilmesidir.

Sığırcılık İşletmelerinde Her Ayrıntıya Doğru Çözüm TETA’da

Başarı, işletmelerin güncel bilgiye dayalı, doğru bir alt yapısı ve teknoloji ile kurulup iyi işletilmeleriyle mümkün olmuştur. Modern sığırcılık

işletmeleri için planlama, mükemmel şekilde yapılmalı ve her ayrıntı doğru şekilde ele alınmalıdır. TETA, 1989 yılından günümüze 500’ün

üzerinde değişik ölçeklerde tamamlamış olduğu projeyle hayvancılık sektörüne bilgi, deneyim ve teknolojisiyle, çiftçilere kapsamlı,

bütünsel çözümler sunmaktadır.

16 www.tarimturk.com.tr


Süt Kalitesi, Başarılı Çiftçinin İmzasıdır!

Başarı hikayelerimizi öğrenmek için bizi arayın

+90 533 592 73 91

+90 232 328 00 55

www.te-ta.com.tr

TetaTeknikTarim


www.te-ta.com.tr

Süt Çiftliğinizde Kalite Devrimi

YATIRIMLARINIZA

İLE

DEĞER

KAZANDIRIN

Haycancılıkta Başarının Yolu TETA'dan Geçer

Kaliteli Çiğ Süt

Çiftçi Refahı ve Kazancı

Hayvan Refahı

Tüketici Sağlığı

Enerji Dostu

www.te-ta.com.tr

+90 533 592 73 91

+90 232 328 00 55

www.te-ta.com.tr

TetaTeknikTarim


TT

TARIM

TÜRK

SEKTÖRDEN

Kazançlı ve Modern İşletme Nasıl Olur?

Modern işletmelerin sığırcılık konsepti, gösterişli yapıdan daha

fazlasını ifade etmektedir. İşletme yapısı, farklı yaş, cinsiyet

ve fizyolojik durumdaki hayvanların özelliklerine uygun

olmalıdır. Alet ve makine seçimi, yapılanmaya ve sürüdeki

hayvanların gereksinimlerini karşılamaya uygun ve güncel

teknolojiyi içermelidir. İşletmelerin yönetimi, profesyonel

bilgiye dayalı olmalı ve bilgi akışının sürekliliği sağlanmalıdır.

Başarılı ve başarısız bir işletme arasındaki fark bu özelliklere

sahip olup olmamasına bağlıdır.

Her boyutu düşünülmüş bir altyapı, bölge ve iklim koşullarını

göz önüne alan, iyi havalandırma ve serinletme düşünülerek

yapılmış barınaklar, kapasite planlaması, kapsamlı bir elektrik

ve su alt yapısı, kaliteli bir içme suyu planı, iş sağlığı ve

güvenliği, hayvan sağlığı ve refahı, iş trafiği, hayvan trafiği gibi

konuları içerir.

TETA’nın sığırcılık işletmelerine yönelik planlama ve

projelendirmeleri, alt yapıdan yönetim stratejilerine,

teknolojik donanımlardan su kalitesine kadar her ayrıntıyı

kapsar.

Canlandırıcı Hayvancılık

Yapılanmada tüm birimler, başlangıç ve son kapasite

düşünülerek yerleşim planı yapılmalıdır. Bu plan, arazinin

topografik durumu ve çiftlik içi trafik gibi faktörleri hesaba

katarak oluşturulmalıdır. Bu temel ilkeler, modern sığırcılık

işletmelerinin başarısını şekillendirecek ve sürdürülebilir,

döngüsel tarımı destekleyecektir. TETA Teknik Tarım olarak,

bu ilkelerin önemini vurgulayarak çiftçilerimizin modern

sığırcılıkta başarıya ulaşmalarına katkıda bulunmaya devam

ediyoruz.

Sığırcılık işletmelerinin başarısında her ayrıntının önemli olduğuna

inanarak, TETA olarak çiftçilere sürdürülebilir ve karlı bir

işletme yönetimi için gereken desteği sağlıyoruz. Her aşamada

çiftçilerimizin yanında olmak, TETA’nın taahhüdüdür. Bunun

göstergesi de yıllardır Türkiye’nin en başarılı işletmeleri olarak

faaliyet gösteren TETAilesi çiftlikleridir.

Yatırımlarınız ve hizmetlerimiz hakkında bilgi almak için bize

ulaşabilirsiniz.

www.tarimturk.com.tr 17


SEKTÖRDEN

TT

TARIM

TÜRK

Bizim Yolumuz Doğru Beslenme

Profesyonel, Teknolojik ve Hijyenik olarak premiks üretiminin yapıldığı NUTRARES PREMİKS 10 yılı

aşkın sektör tecrübesi ve bilgi birikimi olan çalışanların oluşturduğu üretici ve tedarikçi bir firmadır.

Bu sayımızda Nutrares Premiks Genel Müdürü Suat Yiğit bizlere ürün grupları, yurtdışı faaliyetleri ve

sektöre vermil oldukları hizmetler üzerine bilfiler verdi. İyi okumalar.

Türkiye’nin hemen her bölgesinde varlığını sürdüren firmamız sektörün önde gelen firmalarından biri

haline gelmiştir. Kısa süre içerisinde Orta Doğu ve Afrika ülkeleri ile irtibatını sürdüren firmamız bu

bölgelerde de faaliyetlerini sürdürerek ihracatçı firma haline gelmiştir.

NUTRARES PREMİKS yüksek kaliteli ürünler ve ileri teknolojide teknik destek hizmeti vererek her zaman

yetiştiricinin ve tüketicinin yanında olmaya devam etmektedir.

Türkiye ve Dünya hayvancılığına yüksek kalitede ürünler sunmak, maksimum fayda sağlamak ve

gelişen teknolojiye ayak uydurarak en iyi hizmeti kalıcı olarak sağlamaktır.

Bütün müşterilerimizin memnuniyetinin sağlanması ve bizimle birlikte bir aile olmalarını sağlayıp

kazançlarını görevimiz olarak ilke edinmek ve bu ilke doğrultusunda hareket etmek en önemli

vizyonumuzdur.

Suat Yiğit

Genel Müdür

Toz ve Sıvı vitamin premiks ürün gruplarında üretim yapmaktayız. Dünyada yaklaşık 17 ülkeye ihracat

yapıyoruz. 50 yi aşkın ürün çeşidimiz bulunmaktadır. Genel itibariyle kanatlı, büyükbaş ve küçükbaş

hayvan grupları üzerine çalışmalarımız olsa da pet hayvan grubu(kedi,köpek vs) üzerinde de ar-ge ve

yeni ürün çalışmalarımız devam etmektedir. Maksimum verim ve yüksek fayda için “bizim yolumuz

doğru beslenme” mottosuyla yolumuza tüm hızımızla devam edip hayvan dostlarımızın refahı ve

sağlığı için çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz.

18 www.tarimturk.com.tr


Fevziçakmak Mah. 10501 Sk. No:53 Karatay/KONYA

www.nutrares.com

0 533 899 10 39

info@nutrares.com | export@nutrares.com


SEKTÖRDEN

Bulaşıcı Sığır Plöropnömonisi

(CBPP) nasıl bir hastalıktır,

tarihsel süreci nasıl gelişmiştir?

.. .

...· ·--.

::: :

TT

TARIM

TÜRK

. ..

-<I BIDERSY

G1da GOvenligi 6nemlidir!

Bulaşıcı sığır plöropnömonisi (CBPP), şap hastalığı ve sığır vebası ile birlikte dünyanın üç büyük tarihi sığır

vebasından birine neden olmuştur. CBPP ilk kez 1693'te Almanya'da tanımlandı. Bu bulaşıcı hastalığın diğer

ülkelere tanıtılması ve daha sonra ortadan kaldırılmasının tarihisel süreci genellikle veterinerlik hizmetlerinin

gelişimiyle paraleldir. ABD 1892'den beri, İngiltere 1898'den beri, Güney Afrika (hastalığın 1853'te

Hollanda'dan enfekte boğaların ithal edilmesiyle ortaya çıktığı yer) 1924'ten beri, Avustralya 1970'lerden beri

ve Çin 1980'lerden beri CBPP hastalığından aridir.

On dokuzuncu yüzyılda Avrupa'dan ortadan kaldırıldıktan sonra hastalık, sırasıyla 1951 ve 1957'de Portekiz

ve İspanya'da yeniden ortaya çıkmıştır. En sonuncusu 1984'te olmak üzere güney Fransa'da birkaç salgın

rapor edilmiş daha sonra İtalya'da hastalık 1990'da yeniden ortaya çıkmış, ancak 1993'te bu hastalık İtalya’da

ortadan kaldırılmıştır ve Avrupa'daki son vaka 1999'da Portekiz'de görülmüştür.

Bulaşıcı sığır plöropnömonisi (CBPP), Mycoplasma mycoides subsp. Mycoides'in (M. mycoides) neden

olduğu sığır ve manda hastalığıdır. CBPP, akciğerlere ve göğüs boşluğunu kaplayan zarlara saldırarak ateşe

ve zor veya hızlı solunum, öksürük ve burun akıntısı gibi solunum belirtilerine neden olur.

CBPP oldukça bulaşıcı ve %50'ye varan ölüm oranına sahip olduğundan önemli ekonomik kayıplara neden

olur. Günümüzde Afrika'da öne çıkan bir sığır hastalığıdır. CBPP, WOAH tarafından Karasal Hayvan Sağlığı

Kodunda listelenen bir hastalıktır. Üyeler, WOAH Karasal Hayvan Sağlığı Kanunundaki standartlara göre

hastalık oluşumlarını bildirmekle yükümlüdür.

Hastalığın Yayılması nasıl gerçekleşir?

Hastalığın bulaşması, enfekte bir hayvan ile öksürme yoluyla yayılan damlacıkların solunmasıyla enfekte olan

duyarlı bir hayvan arasındaki doğrudan temas yoluyla gerçekleşir. Bazı hayvanlar hastalığı hastalık belirtisi

göstermeden taşıyabildiğinden yayılmayı kontrol etmek oldukça zordur.

Sığırlarda ve Mandalarda Klinik Belirtiler nelerdir?

CBPP iştahsızlık, ateş ve hızlı solunum hızı, öksürük ve burun akıntısı ve ayrıca ağrılı, zor nefes alma gibi

solunum belirtileriyle kendini gösterir. Sıcak iklimlerde, etkilenen bir hayvan genellikle gölgede tek başına

durur, başı eğik, sırtı hafifçe kavisli ve uzuvları dışarı çıkmıştır. Çoğu durumda, hastalık hızlı bir şekilde ilerler,

hayvanlar kondisyonlarını kaybeder ve nefes alma, nefes verme sırasında hırıltılı bir şekilde, çok zorlayıcı

hale gelir. Ciddi vakalarda 1-3 hafta sonra ölürler.

Antibiyotik tedavisinin yokluğunda ölüm oranı %50'ye kadar çıkabilir. Ancak klinik belirtiler her zaman belirgin

değildir. Etkilenen hayvanların üç ila dört haftalık bir süre sonra kısmen iyileşmesi nedeniyle subakut veya

asemptomatik formlar ortaya çıkabilir. Ancak bu sığırlar, görünmeyen taşıyıcılar olarak hareket ederek

hastalığı yayma kapasitesine sahip olabilir.

CBPP Tanısı, Önleme ve Kontrolü

Teşhis, M. mycoides'in burun sürüntüleri ve/veya akciğer yıkama sıvıları gibi örneklerden veya delme yoluyla

elde edilen plevral sıvıdan veya otopsi örneklerinden izolasyonuna dayanır.

Kontrol veya yok etme konusundaki temel problemler, subakut veya belirgin olmayan enfeksiyonların sık

görülmesi ve kronik taşıyıcıların klinik aşamadan sonra da devam etmesidir. Çoğu kıtada kontrol stratejileri,

salgınların erken tespitine, hayvan hareketlerinin kontrolüne ve yok etme politikasına dayanmaktadır. Bu

durum, hastalığı Kuzey Amerika ve Avrupa'dan başarıyla ortadan kaldırdı. Afrika'da hastalığın kontrolü şu

anda esas olarak aşılama kampanyalarına dayanmaktadır. Mezbaha muayenesi yoluyla hastalığın

sürveyansı, klinik vakaların tespitinde etkili bir yöntemdir. Etkilenen hayvanların antibiyotiklerle tedavisi, hala

enfekte olan ve hastalığı yayabilecek sağlıklı görünen hayvanlarla sonuçlanabilir; bu nedenle tavsiye edilmez.

Enfeksiyon seviyesini azaltmak için zayıflatılmış bir bakteri türüyle aşılama kullanılır.

20 www.tarimturk.com.tr


BIOEASY SÜT GÜVENLİĞİ TESTLERİ

Sütü antibiyotik kalıntılarından,

tağşişten, mikotoksinlerden ve pestisitlerden koruyun.


SEKTÖRDEN

TT

TARIM

TÜRK

DÜNYA TARIMINI BULUŞTURACAK

AGROEXPO 30 OCAK’TA AÇILIYOR

Türkiye’nin en büyük ve Avrupa’nın dört büyük tarım ve hayvancılık fuarından biri olan AGROEXPO Uluslararası Tarım, Hayvancılık ve

Tavukçuluk Fuarı, PROGEN Ana Sponsorluğu ile 30 Ocak-03 Şubat 2024 tarihleri arasında 19. kez kapılarını açacak.

2023 yılında 74 ülkeden toplam 105.716 ziyaretçiyi ağırlayan AGROEXPO’da bu yıl da katılımcılar 330 bin metre karelik Türkiye’nin en

büyük fuar alanı olan Fuar İzmir’de 15 ayrı holde ürünlerini sergileyebilecek. Fuara gelecek olan tüm yerli- yabancı ziyaretçi ve katılımcılar

19. AGROEXPO’nun Resmi Hava Yolu olan Türk Hava Yolları uçuşları özel promosyon kodu ile uçuşlarında indirim fırsatlarından

yararlanabilecek.

HAYVANCILIK SEKTÖRÜNDEN İLGİ BÜYÜK

Tarım ve Hayvancılık Ekonomisine büyük bir güç katan AGROEXPO, Hayvancılık sektöründe faaliyet gösteren birçok sivil toplum

kuruluşunu ağırlayacak. Hayvancılık sektörünün yerli ve yabancı temsilcileri en yeni ürünlerini AGROEXPO’da yüz binlerce ziyaretçi

ile buluşturacak. Hayvancılık sektöründe faaliyet gösteren firmaların şimdiden yoğun ilgi gösterdiği fuarda en yeni teknolojiye sahip

ürünler ilk kez görücüye çıkacak.

TİCARET BAKANLIĞI’NDAN TAM DESTEK

Ticaret Bakanlığı; Agroexpo katılımcısının stant harcamaları, stant tasarımı, konstrüksiyonu, kurulumu ile raf, ışıklandırma, halı, masa

ve sandalyeye ilişkin harcamaları’na %50 destek veriyor. 30 Ocak- 03 Şubat 2024 Tarihlerinde 19.’ su düzenlenecek olan Uluslararası

İzmir Tarım ve Hayvancılık Fuarı aynı zamanda UFİ ( Dünya Fuarlar Birliği) tarafından onaylı tek Tarım ve Hayvancılık Fuarı olma özelliğini

taşıyor.

TARIM EKONOMİSİNE SOLUK KATACAK

İtalya, Rusya, Çin, Macaristan, Çekya’nın standlı ülke katılımlarının olduğu fuara, 80’i yabancı olmak üzere toplam 500’ e yakın firma

katılıyor. 90 Ülkeden yüzbinlerce ziyaretçiyi ağırlayacak olan AGROEXPO’da düzenlenecek ikili görüşmeler ile milyarlarca dolar iş hacmi

gerçekleşmesi hedefleniyor. Oluşacak iş hacmi ile Türk ekonomisine ve tarım sektörüne büyük katkı sağlanacak.

BİRBİRİNDEN RENKLi ETKİNLİKLER AGROEXPO’DA

19. kez düzenlenecek AGROEXPO her yıl olduğu gibi bu yılda birbirinden renkli etkinliklere sahne olacak. WEBAGRON iş birliği ile organize

edilen şov ve yarışmalar ile ziyaretçiler 5 gün boyunca keyifli saatler geçirecek.

ÜCRETSİZ BİLETİNİZİ ONLINE ALIN

5 gün boyunca 10.00-18.00 saatleri arasında ziyaretçileri Fuar İzmir’de ağırlayacak olan AGROEXPO’da biletler, fuarın kurumsal internet

sitesi olan www.agroexpo.com.tr üzerinden kolayca kayıt olunarak ücretsiz bir şekilde alınabilecek.

22 www.tarimturk.com.tr


TT

TARIM

TÜRK

SEKTÖRDEN

3001 Ocak - 05 -03 ŞUBAT ŞUBAt 2023 2024

01 - 05 ŞUBAT 2023 2023

www.agroexpo.com.tr

www.agroexpo.com.tr

01 - 05 ŞUBAT 2023

www.agroexpo.com.tr

#agroexpoizmir

“BU FUAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİNCE TOBB

(TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ) DENETİMİNDE DÜZENLENMEKTEDİR.”

#agroexpoizmir

“BU FUAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİNCE TOBB

(TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ) DENETİMİNDE DÜZENLENMEKTEDİR.”

#agroexpoizmir

“BU FUAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİNCE TOBB

(TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ) DENETİMİNDE DÜZENLENMEKTEDİR.”

#agroexpoizmir

www.tarimturk.com.tr 23

“BU FUAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİNCE TOBB

(TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ) DENETİMİNDE DÜZENLENMEKTEDİR.”


UZMAN GÖRÜŞÜ

TT

TARIM

TÜRK

24 www.tarimturk.com.tr

Tahir S. Yavuz

Vet. Hekim | Atafen Kurucu Ortak


TT

TARIM

TÜRK

UZMAN GÖRÜŞÜ

Koyun sürülerinde döl verimi ile ilgili sorunları öncelikle 2 bölümde ele alabiliriz.

Birincisi koçlardan dolayı ortaya çıkan sorunlar, ikincisi koyunlardan dolayı ortaya

çıkan sorunlar.

Sorunları ise birkaç başlık altında inceleyebiliriz.

1. Besleme

2. Stres

3. Enfeksiyonlar

4. Yaşlanma

5. Rahim (uterus=döl yatağı) ile ilgili sorunlar

6. Hormonlarla ilgili sorunlar.

Koyunlar, kuzey yarımküredeki bir ülke olarak, ülkemizde günlerin kısalması ile birlikte

kızgınlık siklusuna girerler.

Bu dönemde sürüye koyun sayısına göre yeterli koç katılırsa, sağlıkla ilgili sorunlar

yoksa uygun döl verimi sağlanır.

Koçlar içinde aşırı şişman

olanlar yani yağlandırılmış

koçlar sorun olabilir. Libido

eksikliği, tecrübesizlik,

koçlar arasındaki

geçimsizlik, utangaç

koçlar, aşık koçlar yani belli

koyunlara ilgi gösteren

koçlar sorun çıkartabilirler.

Ancak; bazen bu döngüye engel olan sorunlarla karşılaşıyoruz, ne yazık ki.

Koçlar içinde aşırı şişman olanlar yani yağlandırılmış koçlar sorun olabilir. Libido

eksikliği, tecrübesizlik, koçlar arasındaki geçimsizlik, utangaç koçlar, aşık koçlar yani

belli koyunlara ilgi gösteren koçlar sorun çıkartabilirler.

Stres zaten genel bir derttir. Aşırı sıcak, topallık, koçlarda ve koyunlarda zayıflık,

sinekler ve parazitler engellerin başında gelir.

Koçlarda hernia (fıtık), testis uyuzu, testis yangıları (orchitis-epididymitis) engeller

arasında yer alır.

Koyunlarda Brusella melitensis ne kadar tehlikeliyse koçlarda da Brusella ovis o

kadar tehlikeli bir hal alabilir. Koyun pseudotüberkülozu ya da kazeöz lenfadenitis

olarak bildiğimiz hastalığın etkeni Corynebacterium pseudotuberculosis testislere

yerleşebilir.

Ayrıca Trueperella pyogenes, Histophilus somni, Histophilus ovis, Actinobacillus

seminis gibi mikroorganizmalar testiste ve özellikle epididimiste (sperm transfer

kanalı) yangılara sebep olabilir. Ayrıca; fitoöstrojenler (bitkilerde bulunan östrojenler)

sperm motilitesinde ve üretiminde azalma oluşturabilir.

Östrojenik etkisi olan fitoöstrojenik bitkiler (coumestanlar) Medicago Sativa

(karayonca, yonca, lucerne), Trifolium pratense (çayır üçgülü), Trifolium subterranium

(yeraltı üçgülü), Trifolium repens (aküçgül, clover, beyaz yonca), Medicago littoralis

(kum yoncası) olarak bilinen bitkilerdir. Bunların taze olarak tüketilmesi koyunlarda

ve koçlarda sorunlar ortaya çıkarır.

Bunlara ek olarak bitkilerin mantar hastalıkları arasında yonca yaprak uyuzu olarak

bilinen Pseudopezize medicaginis fitoöstrojenik etki gösterir. Çoğunlukla Rye grass

bitkisine tutunan Nethyphodium coenophialum adı verilen fungus (mantar) toksik

etkisiyle koçlarda ve koyunlarda düşük fertiliteye (döl verimi) sebep olur. Koçlarda çav

derisinin yangısı (balanoposthitis) aşım sorunları yaratır. Yüksek protein içeren otların

bulunduğu meralarda otlayan veya yonca ile beslenen koçlarda Corynebacterium

renale adı verilen mikroorganizmanın ortaya çıkardığı üreaz (urease) enzimiyle çav

derisi yangılanır. Ülserler meydana gelir. Koçlar aşım yapamaz.

Koyunları etkileyen sorunların başında aynı dertleri sayabiliriz. Besleme, stres, aşırı

sıcak, kanda yüksek üre-nitrogen (BUN), fitoöstrojenler-mikotoksinler ve hastalıklar.

Ayrıca; eğer senkronizasyon (hormon vererek kızgınlığın toplulaştırılması) yapılıyorsa

bu konudaki aksaklıkları da engeller listemize dahil edebiliriz.

www.tarimturk.com.tr 25


UZMAN GÖRÜŞÜ

TT

TARIM

TÜRK

Besleme konusunda aşırı zayıflık ile ilgili kondisyon düşüklüğü

kesinlikle sorunların en önemlisidir. Ek olarak mineral-izmineral ve

vitamin noksanlıklarını da sayabiliriz. Örneğin; fosfor, selenyum,

bakır, iyot, mangan ve çinko eksiklikleri döl verimini kötü yönde

etkiler. Tabii vitamin E ve A eksiklikleri ile selenyum eksiklikleri de

önemli sorunlardır. Fakat ülkemizde yıllar içerisindeki tecrübelerle

bu yöndeki önlemler alınmıştır. Ancak her şey bu kadarla bitmiyor.

Hayvanların ihtiyaçları sadece A, E vitaminleri ve selenyumdan

ibaret değil. Diğer ihtiyaçların da tamamlanmış olması gerekir.

Yukarıda sözünü ettiğimiz Coumestanların içerdiği Coumestrol

aynı dışarıdan verilen 17 beta estradiol hormonu gibi etki yapar.

Hormonel dengeyi altüst eder. Bu tip bitkiler taze yedirilmemeli,

biçilip kurutulmuş olarak verilmelidir.

Koçlarda testis sorunları (epididimitis ve orchitis) oluşturan

Brusella ovis koyunlar da bulaşıp yavru atmaya ve yeni doğan

kuzuların ölümüme sebep olabilir.

Koyunların ateşli hastalıkları, özellikle kenelerle bulaştırılan

hastalıklar, genel sağlığı ve döl verimini kötü yönden etkiler.

Anaplazmoz ve babesiyöz kenelerle bulaştırılan ateşli hastalıklara

örnektir.

Koyunların zayıflamasına yol açan hastalıklar, özellikle koyunlarda

paratuberculosis (Johne’s disease) ve Maedi Visna döl verimine

kötü yönde etki ederler.

Döl verimini etkileyen diğer hastalıklar Chlamydophilosis

(Klamidya enfeksiyonu, enzootik abortus) ve toksoplazmoz’dur.

Toksoplasmoz (toxoplasmosis) kedi dışkısıyla bulaşır. Enzootik

abortus ise koyundan koyuna bulaşır. Her ikisi de tehlikeli

hastalıklardır.

Koçlarda da koyunlarda da topallık ve vücut skorunun düşük

olması döl veriminde düşüklüklerle karşımıza çıkacak olan

sorunlardır.

Ayrıca koyunlarda mastitis de döl verimi sorunlarına yol

açar. Hastalıklar arasında bakteriyel olanlar dışında virüs

enfeksiyonlarını da sayabiliriz. Örneğin; sınır hastalığı (border

disease), Akabane.

Rahim yangıları (metritis, endometritis) döl tutmaya engel olur.

Abortusa (düşüğe) yol açan birçok mikroorganizma vardır. Örneğin;

Koksiellosis, Salmonellosis, Leptospirosis.

Yabancı literatürde en çok söz edilen, insan hekimliğinde de büyük

sorun oluşturan Ureaplasma parvum döl kayıpları bakımından

önemli bir yer tutar. Granular vulvitis denen bir hastalığa yol

açan Ureaplasma parvum (Ureaplasma urealyticum) dış genital

organlardan başlayarak tüm döl yoluna yayılabilir.

Ureaplasma parvum rahim duvarına değil, yavrunun içinde olduğu

yavru sularına (amniotik sıvıya) bulaşarak abortusa (yavru atmaya)

sebep olur.

Ureaplasma enfeksiyonlarının kas içi eritromisin ile tedavisi

mümkündür. Bazı yazarlar kas içi enjeksiyonun yanısıra

intraamniotic olarak yani yavru suları içine de antibiyotik

verilmesini öneriyorlar.

Koç katımı öncesi ve sonrasında ikişer hafta “Flushing” uygulaması

döl verimine, aynı zamanda, ikizlik oranına olumlu etki yapar. Arpa,

mineral, vitamin, izmineral takviyeleriyle Flushing yapılması en

çok önerilen “döl verimini arttırıcı” yöntemdir.

26 www.tarimturk.com.tr

Yukarıda sayılan her türlü engelin koruyucu hekimliği vardır. Her

hastalığın kendine özel koruyucu hekimliği olduğu gibi, tedavileri

de mümkündür. Parazitlerle ve sineklerle mücadele ihmal

edilmemeli, vücut kondisyonlarının önemi ise akılda tutulmalıdır.


TT

TARIM

TÜRK

SEKTÖRDEN

www.tarimturk.com.tr 27


SEKTÖRDEN

TT

TARIM

TÜRK

28 www.tarimturk.com.tr



SEKTÖRDEN

TT

TARIM

TÜRK

DÜVE SATIŞLARINI

GERÇEKLEŞTIRDIK

Suat SÖNMEZ

İzmir İli Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Müdürü

Sektöre vermiş oldukları hizmetlerle ve sürekli yenilikçi bakış açısı ile üreticilerin

her zaman yanında olan ve desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen İzmir Damızlık

Sığır Yetiştiriciliği Birliği geçtiğimiz Kasım ayında, Ödemiş Üretim çiftliğinde satış

etkinliği gerçekleştirdi. Etkinliğe çok sayıda üreticiler ve çiftçiler katılım gösterip

çiftliği gezerek gözlemler yaptı ve satılacak düveleri inceleme şansı buldular.

Satışlar üreticilerin önünde şeffaf bir şekilde tamamlandı. Açık artırma usulü

gerçekleşen etkinlik sonrası bütün düveler satıldı.

30 www.tarimturk.com.tr


İZMİR İLİ DAMIZLIK SIĞIR YETİŞTİRİCİLERİ BİRLİĞİ

Umurbey Mah. İşçiler Cad. No: 147/31 Konak – İZMİR

T: +90 232 464 81 78 | +90 232 464 91 44

F: +90 232 464 95 53 izmirdamizlik@gmail.com


SEKTÖRDEN

TT

TARIM

TÜRK

VAPCO, 48 YILLIK DÜNYA TECRÜBESIYLE

ZIRAI İLAÇTAN SONRA ŞIMDI DE HAYVAN

SAĞLIĞI ÜRÜNLERI ILE TÜRKIYE’DE OLMAYA

HAZIRLANIYOR…

Hayvan Sağlığı Ürün Grupları

ANTELMİNTİKLER

ANTİBAKTERİYEL İLAÇLAR

ANTİENFLAMATUARLAR

ANTİASİTLER/LAKSATİFLER

ANTİKOKSİDİYALLER

VİTAMİN-MİNERALLER

ARI ÜRÜNLERİ

BALIK ÜRÜNLERİ

MERHEMLER

DEZENFEKTANLAR

MEDİKAL ŞAMPUANLAR

Vapco Yem Katkı-Premiksleri Çok Yakında Türkiye’de…

Yem Katkı/Premiks Nedir? Ne İçin Kullanılır?

Hayvanlarda büyüme hızı ve verim gücü yemden yararlanma düzeyi ile doğru orantılıdır. Bu nedenle yüksek verim elde etmek

için hayvan sağlığını korumanın yanında yemden yararlanma yeteneğini de üst düzeye çıkarmak gerekir. Bu yöndeki en etkili

uygulamalardan biri yem katkı maddeleri-premikslerdir.

Hayvan beslemede kullanılan yemlere çeşitli amaçlarla birçok katkı maddesi katılmaktadır. Kendileri tek başına bir yem olarak

kabul edilmeyen bu maddeler, et, süt ve yumurta verimleriyle yem tüketimi ve yemden yararlanmayı arttırmanın yanında, yemin

tadını iyileştirme, yemin peletlemesini kolaylaştırma, yemlerin ve ürünlerin kalitesini iyileştirme gibi birçok yarar sağlar.

32 www.tarimturk.com.tr


LEVOVAP®

LEVOVAP®; Levamizol ve Oksiklozanid

içeren oral solüsyon bir antelmintiktir.

Sığır ve koyunlarda aşağıdaki nematodlar

ile Fasciola spp.‘lerin tedavi ve

kontrolünde kullanılır:

Akciğer kurtları:

Dicyocaulus spp.

Mide-bağırsak kurtları:

Trichostrongylus spp.

Cooperia spp.

Ostertagia spp.

Haemonchus spp.

Nematodirus spp.

Bunostomum spp.

Oesophagostomum spp.

Chabertia spp.

VAPCO TARIM İLAÇ PAZ.DAĞ.VET.İTH.İHR.LTD.ŞTİ

Yaşamkent Mah. 3250.Cadde Pelit PLAZA

No:6A/101 Çankaya/ANKARA

0 312 217 22 06

vapco@vapco.com.tr


UZMAN GÖRÜŞÜ

TT

TARIM

TÜRK

34 www.tarimturk.com.tr


TT

TARIM

TÜRK

UZMAN GÖRÜŞÜ

SU

1. SULAMA YÖNTEMİ

Fazla su tüketimi sağlayan başlıca hususlar:

• Lezzet

• Sıcaklık

• Erişilebilirlik

• Kalitedir.

• Lezzet

Su önemlidir. Suyun tadı ve kokusu su içimini kuvvetle etkiler. Suyun tadı “nahoş”

olduğunda inek suyu az içecek ve sonuçta az da yiyecektir. Ve daha az süt verecektir.

Lezzetli su tazedir, kimyasal kalıntı içermez ve uygun miktarda kalsiyum, mağnezyum,

tuz, demir ve amonyak içerir. Doğrudan arık veya göllerden içilen sular aşırı azot,

kükürt veya zararlı mikroplarla kolayca kirlenebilir.

Bu su kötü kalitededir

İneklerin içeceği suyun kaliteli olmasını güvence altına alınmasında hijyen çok

önemlidir. İneklere su kolayca temizlenebilen yalaklarda verilmelidir. Yem parçacıkları

suyun kokusunu ve tadını olumsuz etkilediklerinden üreticiler yalakları güzelce

temizlemelidir. En iyisi yalakların her hafta iyice temizlenmesidir. Eğer su belirgin

şekilde bulaşık ise yalakların temizliği daha önce de yapılabilir. Su kalitesi bakımından

yalakların her gün temizlenmesi en iyi gözükse de yapılan temizliğin niteliği daha

önemlidir. Yalaklar hızlı ama yetersiz bir şekilde temizlendiğinde, suyun içinde küçük

parçacıklar kalacaktır. Yalakları temizlerken suya bol miktarda oksijen girer. Bu

oksijene şükredelim, yoksa faal olan bakteriler çok hızlı gelişecektir.

• Sıcaklık

Suyun sıcaklığı da çok önemlidir. Çok soğuk olan su ineklere çekici gelmez. oğuk su

işkembedeki mikrop faaliyetini azaltır, bu da yemlerin daha yavaş fermente olmasına

yol açar. İnekler için suyun 15℃ (59℉) civarında içilmesi daha iyidir. Bu şekilde

işkembenin sıcaklığı optimal düzeyde kalır ve çok düşük su sıcaklığına bağlı üretim

kaybı olmaz.

Su sıcaklığı su tüketimini kuvvetle etkiler

www.tarimturk.com.tr 35


UZMAN GÖRÜŞÜ

TT

TARIM

TÜRK

Araştırma sonuçları, ineklere 4 ila 10 ℃’lik (39,2 – 50 ℉) soğuk su yerine 30 ila 33℃

(86 - 91,4℉) sıcaklıkta su verildiğinde kuru madde tüketiminin % 3,4 ila % 6 arasında

arttığını göstermiştir. Ancak, her gün çok fazla suyun ısıtılması elde edilecek fazladan

sütle karşılaştırıldığında kârlı olmayabilir. Dünyanın soğuk bölgelerindeki üreticiler

sadece suluklarını dona karşı korumamalı aynı zamanda kışın su tüketimini artırmak

için su sıcaklığını da yükseltmelidirler.

• Erişilebilirlik

Yeterli su içilmesini sağlamada su yalaklarının yerleştirilme şekli son derece önemlidir.

Yalaklar, onların içine gübre düşme şansı az olacak biçimde yerleştirilmelidir. Yalaklar

her hayvanın özgürce su içebileceği ve su içilen yere korkmadan yaklaşabileceği şekilde

yerleştirilmelidir. İnekler normal olarak sağımdan sonra ve yemleme aralarında su

içtiklerinden, su yalakları yemliklere yakın ve sağım yerinden sonra mantıklı bir yere

konulmalıdır.

Pratik olarak iyi bir kural her 15 sağmal ineğe büyük bir su yalağı temin edilmesidir.

Bu şekilde tüm inekler yeterli su içebilirler. İnekler burunları suyun içinde su içmeyi

tercih ettiklerinden yalaklar çok yayvan olmamalıdır. En az 30 cm derinlikte olması

önerilmektedir.

İnekler ahır dışında olduğu zaman da büyük

su yalakları olmalıdır

• Kalite

Tıpkı yem ve yemleme kalitesinde olduğu gibi, suyun kaynağına bakılmaksızın, su

kalitesi süt üretim kalitesine katkıda bulunur. Su kalitesi çeşitli yollarla denetlenebilir.

Yetiştirici için su kalitesini sınamanın en iyi yolu; “Bu suyu ben kendim içer miydim?”

sorusunu sormaktır.

Daha bilimsel sonuçlar laboratuar analizleriyle elde edilebilir. Pek çok ülkede su

kalitesini belirlemek için laboratuara erişme imkânı vardır. Örneğin suyun kalsiyum

içeriği kontrol edilebilir, aynı zamanda kimyasal kalıntılara ve bakteri gelişimine de

bakılır.

Su konusu incelenirken, suyun analizinin hem suyun kaynağında hem de fiilen ineklere

verildiği yerde yapılması gerekir. Genellikle ahır içindeki su tesisatı su kirliliğine yol

açmaktadır.

Kaynak: CRV

36 www.tarimturk.com.tr


TT

TARIM

TÜRK

SEKTÖRDEN

www.tarimturk.com.tr 37


SEKTÖRDEN

TT

TARIM

TÜRK

2024 YILI

ÖRKOOP’UN

YILI OLACAK

Kooperatifimiz Aydın’ın 8 ilçesinden günlük süt toplamakta

ve topladığı bu sütlerin bir kısmını tesislerinde işlemekte,

büyük bir bölümünü de süt işleme firmalarına göndermektedir.

Çiftçi kuruluşu olarak 45 yıldır bölge çiftçimizin hayvansal

ve bitkisel ürünlerini değerlendirme amacındayız.

Özellikle son yıllarda kalkınma kooperatiflerinin amaçları

arasında yer alan seracılık, bitkisel üretim ve ormancılıkla

ilgili faaliyetlerini yürütmekteyiz.

Biz yem fabrikamızın ardından soğuk hava tesisimizi kurarak

ve paketleme tesisimizi de bünyemize ekleyerek incir,

kestane gibi önemli ürünlerimizi değerlendirmekteyiz. Bu

yıl bin yedi yüz ton inciri satın alarak, Ortadoğu ülkeleri

başta olmak üzere Suriye, Suudi Arabistan ve Irak’a ihracatını

gerçekleştirdik. Geçen hafta dokuz buçuk ton inciri

ihracat olarak Irak’a gönderdik. Üretimimizi ve ihracatımızı

artırarak bölgemize katkı sunmaya devam edeceğiz. Hedefimiz

ise şu an 4 bin ton ihracat gerçekleştirmek ve bu

ihracatı Avrupa ülkelerinde değerlendirmek istiyoruz.

2024 yılı ÖRKOOP’un yılı olacak.

38 www.tarimturk.com.tr


AYRAN

EZİNE PEYNİRİ

BEYAZ PEYNİR & TAM YAĞLI BEYAZ PEYNİR

TAM YAĞLI TULUM PEYNİRİ

TOST PEYNİRİ

ÇÖKELEK PEYNİRİ

TEREYAĞI

SÜZME & DOĞAL YOĞURT

ZEYTİN YAĞI

KURU İNCİR

ÇAM VE ÇİCEK BALI

SADE TAHİN HELVASI

Tel: 0 256 344 14 70 Faks: 0 256 344 12 26

S.S. Nazilli ve Çevresi Tarımsal Kalkınma KOOPERATİFİ

İzmir-Denizli Devlet karayolu Üzeri Bereketli Mh.Nazilli/AYDIN

www.orkoop.com.tr


UZMAN GÖRÜŞÜ

TT

TARIM

TÜRK

Tahir S. Yavuz

Vet. Hekim | Atafen Kurucu Ortak

Sığır, koyun ve keçilerde deriyi

irkilten, deri yangısına yol açan

etken ve etmenler kaşıntıya

yol açarlar. Dermatitis olarak

adlandırılan bu duruma sebep

olan çok sayıda etken vardır.

Bitler, pireler, uyuz etkenleri.

Ayrıca; allerjiye yol açan

etkenleri, yukarıda sayılan

paraziter etkenler dışında viral,

bakteriyel ve fungal (mantarlarla

ilgili) etkenleri kaşıntının

etiyolojik faktörleri (sebepleri)

arasında sayabiliriz.

Tüy dökülmesi, deride

kalınlaşma, yara

kabukları, derinin renk

değiştirmesi, derideki

sızıntılar (eksudasyon) gibi

belirtiler de kaşıntıya eşlik

ederler.

40 www.tarimturk.com.tr


TT

TARIM

TÜRK

UZMAN GÖRÜŞÜ

Kaşıntı (pruritus) yalnız olmaz. Tüy dökülmesi,

deride kalınlaşma, yara kabukları, derinin renk

değiştirmesi, derideki sızıntılar (eksudasyon) gibi

belirtiler de kaşıntıya eşlik ederler.Kaşıntı şiddetine

göre ısırma, kazıma derecesinde de olabilir.

Çevredeki objelere örneğin duvarlara sürtünme

şeklinde de gözlenebilir.

Bit, pire gibi etkenlerin üretiminin azalmasına yani verim

düşüklüğüne yol açtığı, başka enfeksiyonlara zemin hazırladığı

ve kansızlığa sebep olduğu da bilinmektedir. Bitler Mallophaga

(çiğneyici, ısırıcı) ve Anoplura (kan emici) olarak iki ayrı bölümde

incelenirler. Anoplura (kan emici) gruptan bitlerin başlıcası Linognathus

vituli, çiğneyici (Mallophaga) bitlerin başlıcası ise Damalinia’dır.

Damalinia (Bovicola) D. bovis, D. ovis, D. caprae gibi ailelerden

oluşur ve sığırlara, koyunlara, keçilere zarar verirler. Adı geçenler

sadece örnektir. Çok çeşitli aileler çiftlik hayvanlarına zarar vermek

için hazırdırlar.

Pirelere sifon benzeri ağız yapıları nedeniyle bilim insanları “Siphonaptera”

ismini koymuşlar. Birçok pire ailesi var. En ünlü aile Pulex

irritans. Pireler bitlerden farklı olarak zıplayabilme yeteneğine

sahiptirler. Arka ayaklarında elastik yapıda proteinden yapılmış (resilin)

zarımsı bir oluşum vardır. Bu yapı sayesinde sıçrayabilir, zıplayabilir

ve hızla yayılabilirler.

Kaşıntı, tüy dökülmesi, deride sertleşme, tüylerde karışıklık gibi belirtilerle

sürüleri rahatsız ederek karşımıza çıkarlar. Ayrıca sekunder

(ikincil) etkenlerin bulaşmasına da yardımcı olurlar.

Pirelerin kedi ve köpeklerden de çiftlik hayvanlarına bulaştığı bilinir.

Ctenocephalides felis yani kedi piresi ve C. canis (köpek piresi) keçilerde

önemli istilalara yol açar. Keçiler bu parazite çok hassastırlar.

Bitler ve pirelerden başka uyuz etkenleri de kaşıntıya yol açarlar.

Uyuz etkenleri çeşitlidir ama bazıları kaşıntı ile kendini belli ederler.

Sarcoptes ve koyunlarda Psoroptes uyuzu belirgin biçimde kaşıntı

ile kendini gösterir.

Bit, pire ve uyuz etkenlerinin istilası ile ilgili çeşitli tedavi önerileri

vardır. Uyuz ile ilgili olarak Macrocyclic Lactone (ML) grubu ilaçlar

yani ivermectin, doramectin, moxidectin ve eprinomectin etken

maddeli ilaçlar kullanılır. Veteriner hekimin tavsiyesine göre banyo

tarzında ilaçlar da kullanılabilir. Bit ve pireler çeşitli ailelerden olsalar

bile tedavi şemaları fazlaca değişmez. Eğer tam olarak etkenin

adını koymak istiyorsak, tabii ki, mikroskop ile muayene etmek gerekir.

Bit (Phthiraptera) ve pire (Siphonaptera) tedavisinde cypermethrin

(sipermetrin), permethrin, deltamethrin, alphacypermethrin (alfasipermetrin)

ve Flumethrin etken maddeli ilaçlar kullanılmaktadır.

Dökme, sprey (püskürtme) veya banyo tarzı uygulamalar yapılabilir.

Tedaviye başlandığında barınak ve çevre ilaçlaması yapmak, hayvanların

özellikle sırt bölgesindeki tüyleri kırkmak, 15 gün sonra

ilaçlamayı tekrarlamak, rotasyonlu ilaç kullanmak tavsiyeler

arasındadır. İlaçlama yapılırken veteriner hekimin önerisine uymak

ve prospektüs okumak gerekir.

Kapalı, kalabalık ağıl ve ahırlardan uzak durmak, ilk görülen hasta

hayvanı derhal diğerlerinden ayırmak koruma ve tedavi için büyük

önem taşır. Bit, pire ve uyuz dışındaki kaşıntı sebeplerine de göz

atalım;

Yemlerdeki küf-mantar toksinlerinin de kaşıntı yapabileceği akılda

bulundurulmalıdır. Özellikle posaların küflenmiş olması durumunda

kesinlikle hayvanlara yedirilmemesi lazımdır. Dikkat edilmesi

gereken önemli bir konudur.İzmineral eksikliklerinin kaşıntı ile ilgili

olabileceği bilinmektedir. Yemlere Çinko (Zn) ve Bakır (Cu) gibi

izminerallerin katılması kaşıntıyı ve kaşıntı yapan etkenlerin istilasına

yatkınlığı önleyecektir.

Son olarak Scrapie hastalığından da söz edelim. Scrapie hastalığına

Fransızca’da “titreme” İngilizce de “kazıma” hastalığı diyorlar.

Aktarılabilir hastalıklar listesinde olan Scrapie hastalığında diğer

belirtilerin yanısıra koyunlar tüylerini yolarlar ve ayaklarını ısırırlar.

Bu bilgiyi de “kaşıntı” konusunu ele alırken aklımızın bir köşesinde

bulunduralım.

www.tarimturk.com.tr 41


SEKTÖRDEN

TT

TARIM

TÜRK

42 www.tarimturk.com.tr



SEKTÖRDEN

TT

TARIM

TÜRK

İdeal Hayvancılık; ‘’Sürdürülebilir Sağlık& Sürekli Karlılık’’

Daha iyi bir gelecek için, Bir idealimiz var

Rıza Dönmez - Zooteknist

Zootekni Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi

İdeal Hayvan Sağlığı 2011 yılında “bir ideali gerçekleştirmek” için kurulmuştur. Bu İdeal; hayvancılık sektörüne “Sürdürülebilir Sağlık &

Sürekli Karlılık” ekseninde yeni ve yenilikçi çözümler sunmaktır. Alanlarında uzman Veteriner Hekimleri, Zooteknistleri ve Akademisyenleri

bir çatı altında toplayan İdeal; hayvancılığın her alanında ihtiyacın veya problemin belirlenmesi, ihtiyacın giderilmesi ve problemlerin hızlı

ve etkin çözümü için sektöre ürünler ve sistemler sunar. Ar-Ge çalışma sonuçlarını, uygulanabilir saha bilgileri haline getiren İdeal, hizmet

verdiği çiftçilerin ve üreticilerin sürekli gelişimlerine katkı sağlar.

24/24 KUZU – OĞLAK MAMASI

İdeal hayvan sağlığı olarak Fransa’da Lacto firmasında mamalarımızı fason olarak ürettirmekteyiz. İDEAL 24/24

Kuzu-Oğlak Mamamız; 24 Protein / 24 Yağ içeren, Enerji-Probiotik-Vitamin ve Minerallerce zengin ve koyun - keçi

sütüne en yakın mamadır. Kuzu – Oğlakların iyi gelişmesi için ya anne ya da 24 Protein / 24 Yağ içeren mama

kullanılması lazımdır.

‘Arpa ve Konsantre ile İhtiyacın Olan Yemi Kendin Yap’

İdeal Hayvan Sağlığı firması olarak Koyun, Keçi, Kuzu ve Oğlaklara yönelik bir başka ürünümüz

de Küçükbaş Konsantre’dir. Bu sloganımız ile öne çıkan ürünümüzde analitik değerler Ham

Protein %41 – Ham Selüloz %15,8 – Ham Kül %16,28 – Ham Yağ %11 – Sodyum %0,61 şeklindedir.

Arpa ve konsantreyle hem gebelik dönemi hem doğum sonrası ve kuzu – oğlak gelişiminde

yapılacak rasyonlarla en iyi sonuca ulaşılacaktır.

İdeal Hayvan Sağlığı Gürcistan, Azerbaycan, Pakistan, Fransa, İspanya gibi ülkelerle ithalat ve

ihracat yaptığı gibi hayvan beslenmesine yönelik teknolojik olarak gelişmiş ürünler üreten ve

satan bir İtalyan şirketi olan Mazzoleni SpA ile de iş ortaklığı içerisindedir.

Bu ortaklık sonucunda ithalatını yaptığımız

ürünler arasında çok fazla talep edilen Globifen

ürünümüzden kısaca bahsedecek olursak; Kuzu,

Oğlak, Buzağılar için ağız sütünün olmadığı veya

yetersiz olduğu durumlarda, ağız sütü kalitesinin

düşüklüğünde yavrulara verilecek en önemli

üründür.

Hayata Merhaba diyen yavruya ağız sütü ve Globifen

HOŞGELDİN hediyesidir.

44 www.tarimturk.com.tr



KAPAK KONUSU

TT

TARIM

TÜRK

46 www.tarimturk.com.tr


TT

TARIM

TÜRK

KAPAK KONUSU

SAĞIM DÖNEMİNDE YEMLEME

İnekler yüksek kalıtsal gizilgüce (potansiyel) sahip olsa bile, süt üretimi yine de büyük

ölçüde yem tüketimine bağlıdır. Yaklaşık olarak süt üretimini % 70 oranında yemleme,

%30 oranında genetik etkiler. Bu bölümde, tam kapasiteye ulaşılabilmesi için sürünüzü

nasıl besleyeceğiniz konusunda en önemli tavsiyeler yer almaktadır. Eğer sürünüz

yeterince büyükse (>70 inek) farklı hayvanların besin ihtiyacını karşılayabilmek için

farklı hayvan gruplarıyla çalışmak akıllıca olabilir. Bağlı duraklı ahırlar inekleri bireysel

olarak yemlemek için idealdir.

Yoğun yemlerden kuru

madde alımı, kaba

yemlerden kuru madde

tüketiminin yerini alır.

1. YEMLEME YÖNTEMİ

Yemlemeden iyi sonuç alabilmek için iyi yemlere ve beslenme bilgisine sahip

olunması yeterli değildir. Yemleme yöntemi de önemlidir. Yemleme elle, traktörle, yem

römorku ile ve yem karma vagonu ile ya da otlatma ve diğer kendi kendine besleme

yöntemleriyle yapılabilir. En yaygın sistemler ünlü toplam karışık rasyon (TMR) ya da

yemin bir kısmının tüm ineklere yedirilmesi ve yoğun (konsantre) yemlerin bireysel

olarak verilmesi şeklindedir.

• Toplam karışık rasyon

Bu yöntem iş verimliliği nedeniyle genellikle büyük işletmelerde kullanılır. İneklerin

bireysel besin ihtiyaçlarına bakılmaksızın tüm inekler yemliklerde aynı yemle

beslenirler. Bu 30 kg süt veren bir ineğin 25 kg süt veren inekle aynı rasyona erişeceği

anlamına gelir. Bu yöntemde laktasyon sonunda aşırı beslenme riski vardır. Bu

nedenle farklı üretim seviyelerindeki gruplara farklı içerikli toplam karışık yem

verilmesi önerilmektedir. Bu şekilde daha küçük inek gruplarının besin ihtiyacına göre

rasyon tertiplenebilir.

• Bireysel yemleme

İster bağlı duraklı, ister serbest ahır sisteminde olsun, kuramsal olarak bireysel

yemleme inekleri beslemenin en iyi yöntemidir. Her ineğe ihtiyaç duyduklarının tam

olarak temin edilmesi yemlerin verimli kullanılmasını sağladığı gibi, negatif enerji

dengesi riski ve ineklerin yağlanması önlenmiş olur. Bu yöntem durumu elverişli olan

her işletmede değerlendirilebilir. En uygun olanı ineklere yemliklerde bir temel kaba

yem rasyonunun yedirilmesi ve yoğun yemlerin bireysel esasa göre verilmesidir. Yoğun

yemler özel otomatik yemliklerle ya da sağımhanede verilebilir. Bağlı duraklı ahırlarda,

hatta yemlikte yoğun yemler de bireysel olarak verilebilir.

Bir yem karma vagonu ile toplam karışık yem dağıtımı

Yoğun yemler otomatik yemliklerle verilebilir

www.tarimturk.com.tr 47


KAPAK KONUSU

TT

TARIM

TÜRK

2. YÜKSEK VERİMLİ İNEKLER

Yüksek verimli inek rasyonu düzenlemenin esası, rasyonu yüksek kaliteli kaba yemlerle

oluşturmak ve ineği verim potansiyeline ulaştıracak şekilde onu yoğun yemlerle

tamamlamaktır. Kaba yemler ineğe bedensel kondisyonunu sürdürmek ve süt üretmek

için yeterli enerji ve temel besin maddelerini sağlayacaktır. Yoğun yemlerin ilave edilmesi

süt üretimi üzerinde güçlü bir etki yaratacaktır, ancak bunlar temel rasyon yeterince iyi ise

eklenebilecektir.

• Kuru madde tüketimi

Hangi ürün olursa olsun, kaba yem mümkün olan en iyi kalitede olmalı ve ineklere herhangi bir

kısıtlama olmadan verilmelidir. İnekler yiyebildikleri kadar yemelidirler. İneklere verilmeden

önce kaba yem ya bir laboratuar tarafından eğer bu mümkün değilse insan duyularına

dayanarak etraflıca analiz edilmelidir.

İneklerin kaba yemden kuru madde alımı olabildiğince yüksek olmalıdır, çünkü onlar

çoğunlukla daha lezzetli olan yoğun yemlerden de kuru madde alırlar. İnekler yoğun yem

yediğinde, kaba yemlerden alınan kuru madde miktarı azalacaktır. Eğer sadece 1 kg yoğun

yem verilirse, bu az bir miktar kaba yemin yerine geçecektir. Daha fazla yoğun yem verildiğinde,

yoğun yemlerden daha fazla kuru madde alınacak ve bu ineğin daha az kaba yem yiyeceği

anlamına gelecektir.

Üre

Üre içeriği, inek

tarafından süt üretimine

harcanmayan, (pahalı

olan) çok fazla protein

kullanıp

kullanmadığınızı

anlamak açısından

önemlidir. Değişim

aralığının, 100 gr. sütte

20 ile 25 mg olması

gerekir.

• Yoğun yemler

Yoğun yemler söz konusu olduğunda, pratik kural olarak, ineğe en fazla günde 12 kg yoğun

yem verilebilir. Eğer daha fazla verilirse kaba yemlerden alınan kuru madde miktarı çok

fazla azalacak, bu süt verimini artıracak, ancak ineğin sağlığı açısından fena olacaktır. Yoğun

yemler gün içine yayılarak verilmelidir. Bir anda verilen yüksek miktarda yoğun yem işkembe

ortamında büyük dalgalanmalara sebep olur, hatta ciddi işkembe asidozisine bile yol açabilir.

Bir seferinde 3 kg’dan fazla yoğun yem verilmemesi akıllıca olur. Öğütülmüş küspeden pelete

kadar değişen farklı yoğun yem nevileri mevcuttur. (Tablo 1’e bakınız).

Tablo 1. Yoğun yem çeşitleri

• Rasyonun değerlendirilmesi

Bir beslenme uzmanından alınan reçeteden başka, bu rasyonun pratik sonuçlarını görmek için

üretici sonuçları gün be gün değerlendirmelidir. İneklerinizin rasyonunun iyi olup olmadığını

belirlemek için dokuz temel gösterge mevcuttur.(Tablo 2’a bakınız)

• Üre

Süt toplama tankında üre miktarı ölçüldüğünde, sağmal ineklerin genel azot Kullanımı

değerlendirilebilir. Değişim aralığının, 100 gr. sütte 20 ile 25 mg olması gerekir. Üre miktarı 25

mg’dan fazla ise bu azotun inek tarafından nerji kaynağı olarak harcandığı ve verimsiz şekilde

kullanıldığını gösterir. Kalanı da üredir. Bu enerji ile protein dengesinin optimal olmadığını, ya

verilen protein miktarının azaltılması ya da enerji seviyesinin artırılması gerekir. Üre içeriği, inek

tarafından süt üretimine harcanmayan, (pahalı olan) çok fazla protein kullanıp kullanmadığınızı

anlamak açısından önemlidir.

48 www.tarimturk.com.tr


KITALARI BİRLEŞTİRİYORUZ!

Tamamı İngilizce içeriğe sahip

AGRO NEWS MAGAZINE

bitkisel, hayvancılık ve mekanizasyon

alanlarında tüm tarım sektörüne hitap eder.

Yurtiçi ve yurtdışı firmaları bir araya getirerek ihracatta köprü görevi görür

Müşteri ve bayi ağını güçlendirme imkanı sunar

Tüm dünyadan bayii ve çiftçilere işbirliği fırsatı yaratır

Kurumsal prestij ve müşteri imajının güçlenmesine olanak tanır

YER ALACAĞI 2024 YURTDIŞI FUARLARI:

LAMMA Tarım Makineleri, Ekipmanları ve Teknolojisi Fuarı- Birmingham 17-18 OCAK 2024

POLOGRA-PREMİER Uluslararası Özel Tarımsal Endüstri Fuarı – Polonya 19-21 Ocak 2024

INTERNATİONAL GREEN WEEK Uluslararası Yeşil Hafta Gıda Endüstrisi, Tarım ve Bahçecilik Fuarı- Berlin Messe Berlin 19-28 OCAK 2024

AGROmashEXPO Tarım Makineleri Fuarı - Budapeşte-Macaristan 24-27 OCAK 2024

AGROS EXPO Uluslararası Hayvancılık ve Tarım Makineleri Fuarı – Moskova 24-26 OCAK 2024

AGROTİCA HELEXPO Uluslararası Tarım Makinaları Tuarı - Selanik Helexpo 01-04 ŞUBAT 2024

SIA Uluslararası Tarım Hayvancılık Fuarı- Paris comexposium 24 ŞUBAT-03 MART 2024

AGROTECH Uluslararası Tarım Teknikleri Fuarı Targi Kielce- Polonya – 08-10 MART 2024

AGROWORLD UZBEKİSTAN Hayvancılık Fuarı Taşkent-Özbekistan – 12-14 MART 2024

TECHAGRO Uluslararası Tarım Teknolojileri Fuarı Brno- Çek Cumhuriyeti – 07-11 NİSAN 2024

SEAFOOD EXPO GLOBAL Avrupa Su Ürünleri Fuarı - Barcelona Euro Seafood 23-25 NİSAN 2024

CASPIAN AGRO Azerbaycan Uluslararası Tarım Fuarı - Bakü Caspian Event 15-17 MAYIS 2024

BELAGRO Uluslararası Tarım Makineleri, Ekipmanları Fuarı Beyaz Rusya – 04-09 HAZİRAN 2024

IRAN AGRO Uluslararası Tarım Fuarı- Tahran Fair Trade 16-19 HAZİRAN 2024

POLFİSH Su Ürünleri Fuarı Polonya – 11-13 EYLÜL 2024

CONXEMAR Su Ürünleri Fuarı Vigo-İspanya – 01-03 EKİM 2024

SOMMET DE L ELEVAGE Clermont-Fransa – 01-04 EKİM 2024

AGRAME DUBAI Agra Middle East Tarım, Balıkçılık ve Hayvancılık Fuarı – 7-8 EKİM 2024

AGRO BATUMİ Uluslararası Tarım Ürünleri ve Teknolojileri Fuarı 11-12 EKİM 2024

KAZAGRO Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Fuarı – 22-24 EKİM 2024

EİMA Uluslararası Tarım ve Bahçe Makinaları Fuarı - Bologna ITALY 06-10 KASIM 2024

EUROTİER Hannover Hayvancılık Sanal Fuarı- Hannover 12-15 KASIM 2024

SIMA / SIMAGENA Uluslararası Tarım, Hayvancılık ve Teknolojileri Fuarı- Paris Comexposium 24-28 KASIM 2024

Şair Eşref Bulvarı No:18/ 206 Çankaya Izmir | Türkiye +90 232 441 49 85 | +90 537 398 91 13


KAPAK KONUSU

TT

TARIM

TÜRK

Tablo 2. Rasyonun değerlendirilmesi

3. DÜŞÜK VERİMLİ İNEKLER

İnekleri düşük ve yüksek verimli olarak ayırmak sadece ineklerin besin gereksinmeleri

açısından değil, üretici açısından da faydalıdır. Farklı üretim grupları olduğunda, üretici

yemleri kalitesine göre ayırıp, mevcutlar içindeki en kaliteli yemleri düşük verimli ineklere

değil, yüksek verimli olanlara yedirebilir. Bu yolla yemleme çok daha verimli yapılmış olur.

• Kuru madde tüketimi

Laktasyonun sonu gözüktüğünde, düşük verimli ineklerin kuru madde alımı kaba yemden

olmalıdır. Laktasyon sonunda ineklerin yağlanmaması için yoğun yemler kısılmalıdır. Bu grup

için her hafta vücut kondisyon sayısı değerlendirmesi gerekir.

Üretimin azaldığı dönemde ineklerin vücut kondisyon sayısı 3,5 dolayında olmalıdır. İneğin

kuru madde alımının çoğu fazla enerjisi olmayan kaba yem yemek suretiyle sağlanmalıdır.

Üçüncü bölümde belirtildiği üzere, kuru dönemin başlangıcındaki uygun vücut kondisyon

sayısı pek çok sorunu önleyecektir. Yağlanmayı önlemek için mısır silajı gibi nişasta bakımından

zengin yemleri azaltın.

Küften Kaçının

Yem karma

vagonlarında kötü

(küflü) yem

kullanmayın. İnekler

sonuçta sağlık

sorunlarına yol

açacak kötü yemleri

seçemez ve

yerler.

• Grup belirlemesi

İneklerin düşük verimli gruba ayrılması sanıldığı kadar kolay değildir. Vücut kondisyon sayısı,

gebelik aşaması, üretim düzeyi,, süt veriminin azalması gibi birçok faktör rol oynar. Aşağıdaki

inekler düşük verimli gruba ayrılmalıdır:

• Süt verimi çok hızlı düşen inekler

• Laktasyon aşamasına göre vücut kondisyon sayısı çok yüksek olan inekler

50 www.tarimturk.com.tr


TT

TARIM

TÜRK

KAPAK KONUSU

4. RASYONLAR

www.tarimturk.com.tr 51


KAPAK KONUSU

TT

TARIM

TÜRK

5. VÜCUT KONDİSYON SAYISI

Vücut kondisyon sayısı, ineğin o anda ne denli

iyi olduğunun çok önemli bir göstergesidir.

Kuru dönemde aşırı bir kondisyon sayısı bazı

metabolik sorunlara yol açabilir, buzağılama

sırasında çok fazla kondisyon kaybı da ketozis

belirtisi olabilir. Bu da döllenme yetersizliği

dâhil olmak üzere pek çok sorunlara yol açabilir.

Sağmal ineklerin ideal vücut kondisyon sayısının

tüm laktasyon boyunca ve kuru dönemde 2,5 ile

3,5 arasında değişmesi gerekir (Şekil 1’e bakınız).

Bir Puanlık VKS

Laktasyonun ilk 90 gününde, ineklerin bir puandan fazla vücut

kondisyon sayısı kaybına izin verilmemesi genel kuraldır.

• Derecelendirme

Sığırların vücut kondisyon sayıları 1 den 5 puana

kadar değişen bir derecelendirme sistemiyle

ölçülür. Sadece 1 puan iyi süt veren bir inek

olmak için çok zayıf olduğunu gösterir, 5 puan ise

yine sağlık ve üretim bakımından zorluklara yol

açacak şekilde aşırı yağlanmış olduğu anlamına

gelir (Şekil 2’a bakınız).

Buzağılamadan sonra kondisyon kaybı İnekler

tekrar süt vermeye başladıklarında ağırlık

ve dolayısıyla kondisyon kaybederler. Kuru

dönemde ineklerin yedek biriktirmesine imkân

verilir, ancak inek buzağıladıktan sonra süt

üretimi başlayacak ve onun vücudundaki

yedekler seferber edilecektir.

Şekil 1. Laktasyonda vücut kondisyon sayısı

Şekil 2. Sağmal ineklerin vücut kondisyon sayıları

52 www.tarimturk.com.tr


TT

TARIM

TÜRK

KAPAK KONUSU

• Doğurganlık kayıpları

Araştırmalar vücut kondisyon sayısını 1 puandan fazla kaybeden ineklerin ilk

kızgınlıklarını sadece 0,5 puan kaybeden ineklerden 14 gün sonra göstereceklerini

belirtmektedir. Yüksek VKS kaybı olan ineklerin ilk kızgınlıktan sonra gebe kalma

oranı % 17’iken, yalnızca 0,5 puan kaybeden ineklerin gebe kalma oranı % 65’tir

(Tablo 4’e bakınız).

• Yağlandırmaktan kaçının

Vücut kondisyon kaybı önerilmese de, vücut kondisyonu artışının riski lmadığı da

söylenemez. Bir puan kuralı burada da geçerlidir. Laktasyonun sonuna doğru ve

kuru dönemlerinde inekler çok çabuk yağlanma eğilimindedirler. Bu iri buzağı ve

doğum kanalının yağlanması gibi sorunlara yol açabilir. Kuru dönemin sonuna

doğru, yağlanmış ineklerin yem tüketimi az olur, bu da buzağılamadan sonra

yağları seferber edecek yerde kuru dönemde yağ seferber etmelerine neden olur.

Seferber edilen yağların esasında süt üretiminde kullanılması gerekir, ancak inek

o arada süt vermediğinden yağın bir kısmı enerji için kullanılacak ve iğer kısmı da

karaciğerde depolanacak ve karaciğer yağlanmasına neden olacaktır.

Toplam Karışık Rasyon

Toplam karışık rasyon

(TMR) yüksek verimli

(10000 ila 12000 kg)

ve kararlı inekler için

en uygun yemleme

yöntemidir. Bu ineklerde

yağ birikimi hızlı olmaz.

Onların laktasyon

sonunda da çok enerjiye

ihtiyacı vardır.

Karaciğeri yağlanan inekler eşin düşmemesi, ketozis, yumurtalık kistleri ve bozulan

kızgınlık döngüleri gibi sorunlarla daha çok karşılaşırlar. Tablo 3 yüksek negatif

enerji dengesinin (NED) etkilerini göstermektedir. İlktohumlamadan sonra gebe

kalma oranı arasındaki fark çok büyüktür. Yüksek NED’ne sahip ineklerin kızgınlık

aralarında sapmalar görülür.

Tablo 3. Çok fazla VKS kaybının doğurganlığa etkileri

Tablo 11 Vücut kondisyon sayısı kaybı ile doğurganlık

Kaynak: CRV

www.tarimturk.com.tr 53


SEKTÖRDEN

TT

TARIM

TÜRK

Tarım Ve Orman Bakanlığı Yöresel

Hayvancılık Projelerini Destekliyor

2023’te tarımsal desteklemelere 63,4 milyar TL kaynak ayıran bakanlık, diğer yandan yöresel hayvancılık projelerine de

hibe desteği verdi.

Tarım ve Orman Bakanlığı, tarımsal üretiminde kalite ve verimliliğin artırılmasına yönelik hibe ve desteklemelerini ülke genelinde

sürdürürken yerel işletmelerin geliştirilmesi için de desteklemelerde bulunuyor. 2023 yılında toplam 63,4 milyar lira tutarında

destekleme ödemesi yapan Bakanlık, yöresel hayvancılık işletmelerine de 14 proje karşılığında 6 milyon 225 bin TL’lik destek sağladı.

Bakanlığa bağlı Hayvancılık Genel Müdürlüğü (HAYGEM), hayvancılık işletmelerinin altyapısının geliştirilmesi, kapasiteleri ve verimliliklerinin

artırılması, daha hijyenik şartlarda üretim yapılarak kaliteli ürün elde edilmesi, daha iyi gen kaynağına sahip sürü elde

edilmesi amacıyla aile işletmelerinin projelerini destekliyor. İl tarım ve orman müdürlükleri vasıtasıyla gelen projeler HAYGEM tarafından

değerlendiriliyor. Bu kapsamda Balıkesir, Tekirdağ, Aydın, İzmir, Çanakkale, Edirne, Uşak, Samsun, Kastamonu, Afyonkarahisar,

Ağrı ve Erzincan illerinden 14 yöresel proje değerlendirilerek toplam 6 milyon 225 bin TL’lik hibe desteği sağlanması uygun bulundu.

SÜT HİJYENİ PROJELERİ İllerden gelen yeni taleplerle ilgili değerlendirmeler sürerken süt hijyeni konusunda 7 projeye hibe verildi. Bu

projeler şöyle sıralanıyor:

1. Balıkesir İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün ‘’ Sağım Hijyeni ve Kaliteli Çiğ Süt Üretimi ‘’ bütçesine 386.370,00 TL,

2. Tekirdağ İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün ‘’Süt Sağım Hijyeni Projesi ‘’ bütçesine 300.000,00 TL,

3. Aydın İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün ‘’ Küçük Aile İşletmelerinde Sağım Hijyeni Eğitimi Projesi ‘’ bütçesine 494.000,00 TL,

4. İzmir İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün ‘’ Süt Sığırı İşletmelerinde Süt ve Sağım Hijyeninin Arttırılması Projesi ‘’ bütçesine

428.000,00 TL,

5. Çanakkale İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün ‘’ Çanakkale İlinde Süt Hijyeni ve Meme Sağlığı Projesi ‘’ bütçesine 450.000,00 TL,

6. Edirne İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün ‘’ Süt ve Sağım Hijyeni Projesi ‘’ bütçesine 143.845,00 TL,

7. Balıkesir İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün ‘’ Mandalarda Sağım Hijyeni ve Kaliteli Çiğ Süt Üretimi Projesi ‘’ bütçesine 229.528,00

TL destek verildi.

Yetiştiricilere çiftlik koşulları, sağım sırasında personelin hijyeni, memenin sağım öncesi ve sonrası temizliği, bakımı, sağım makinelerinin

temizlik ve dezenfeksiyonu; sağılmış sütün süt toplama merkezlerine derhal ulaştırılması, süt toplama merkezlerinin sütü

uygun sıcaklıkta muhafaza etmeleri ve sütün uygun nakil araçlarıyla süt işletmelerine ulaştırılması gibi çiğ sütün kalitesini etkileyen

faktörlerdir ile ilgili konularda eğitimler verilecek. Böylece üretilen sütlerin kalitesi artırılarak süt ürünleri sanayine kaliteli hammadde

sağlama amaçlanıyor. Bakanlık tarafından verilen hibe kapsamında temin edilen sağım hijyeni kitleri, süt sığırı/manda yetiştiricilerine

dağıtılacak. Bu sayede hayvanların meme sağlığı korunacak, kalite kriterlerini sağlayan çiğ süt elde edilmesi sağlanacak.

54 www.tarimturk.com.tr


TT

TARIM

TÜRK

SEKTÖRDEN

SÜT HİJYENİ PROJELERİ İllerden gelen yeni

taleplerle ilgili değerlendirmeler sürerken

süt hijyeni konusunda 7 projeye hibe verildi.

üretimi ve sürdürülebilirliği sağlanacak. Böylece dışarıdan tedarik

edilen ana arılardan kaynaklanan sorunlarında önüne

geçilecek.

4- Kastamonu İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün ‘’Anadolu

Merinosunun Yaygınlaştırılması Projesi’’ne 825 bin TL:

Bölgede küçükbaş hayvancılık yapan 100 yetiştiriciye Anadolu

Merinos ırkı fertil koç verilerek işletmelerin kaliteli damızlık ihtiyacı

karşılanacak. Böylece doğacak olan kuzularda et verim ve

kalitesinin artırılmasıyla, işletmelerin karlılığı ve sürdürülebilirliği

sağlanacak.

Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından hibe desteği sağlanan diğer

projeler ise şunlar:

1-Uşak İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün ‘’ Yaşasın Buzağılar

Gülsün Yüzler Projesi”ne 320 bin TL.: Proje kapsamında yetiştiricilerin

buzağı ölümlerini büyük ölçüde önleyen kolostrum

(ağız sütü) konusunda bilinçlendirilmeleri amaçlanıyor. Yine projeyle

uygun şartlarda saklanan kolostrumlar, besin madde kaybı

olmadan toz haline getirilecek. Bu sayede kolostrumun raf ömrü

uzayıp, lojistik sorunu ortadan kalkacak ve tüm bölgeye toz kolostrum

dağıtımı hizmeti verilecek. Proje sonucunda 500 paket

kolostrum tozu üretim kapasitesine ulaşılacak. Bu ürünlerin kullanılması

ile buzağı ölümlerinin büyük ölçüde önüne geçilmesi

sağlanacak.

2- Samsun Bafra İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün ‘’Bafra

Sarpın Köyü Arı Yetiştiricilerinin Kalkındırılması Projesi’’ne

400 bin TL: Proje ile arı yetiştiricilerin teknik arıcılık ve arı sağlığı

konularında eğitilerek çalıştıkları ırk hakkında bilgi edinmesini, yetiştirici

talebine ve bölgeye uygun saf Kafkas bal arısı ya da melezlerinin

elde edilmesi amaçlanıyor. Proje kapsamında dağıtılacak

arıcılık malzemeleri ile işletmelerin kapasiteleri artırılacak.

Böylece arıcılığın bölgede daha fazla gelişmesini sağlayarak yöre

ekonomisine katkıda bulunulacak.

3- Kastamonu İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün ‘’Kastamonu

Arıcılarının Ana Arı İhtiyacının İşletmede Üretilmesi Projesi

‘’ne 564 bin 622 TL: Bölgede nitelikli damızlık ana arı sorununun

çözülmesi için bölgesel koşullara uygun materyalin üretilmesi ve

bunu da işletmede gerçekleştirilmesi amaçlanıyor. Proje ile arıcılık

işletmelerine ana arı üretimine yönelik ekipmanlar temin edilerek

projenin sonunda işletmelerin ihtiyacı olan döllenmiş ana arının

5- Afyonkarahisar İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün ‘’Damızlık

Büyükbaş Hayvanlarda Verimliliği Arttırma (Kızgınlık

Tespiti) Projesi’’ne 640 bin TL: Proje ile işletmelere düve ve

ineklerde kızgınlığı yakalamaya yönelik hazırlanmış 1 okuyucu

ve bu okuyucuya tanımlanabilen aktivitemetre/pedometre

dağıtımı yapılacak. Böylece damızlık dişi sığırların (düve ve inek)

kızgınlık tespitinin doğru ve zamanında yapılmasıyla zamanında

tohumlama gerçekleştirilecek. Ayrıca geç tohumlamadan doğan

süt kaybı önlenecek, her yıl 1 buzağının elde edilmesi sağlanacak.

İşletme sahibi veya yetkilisi, aktivitemetre/pedometre

takılı her hayvanı cep telefonlardan 7/24 takip ederek gerekli

müdahaleleri zamanında yapabilecek.

6- Ağrı İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün ‘’ Arılar Yaşasın

Hayat Yeşersin Projesi ‘’ne 684 bin TL: Bölgede arıcılık yapan

yetiştiricilere arıcı seti dağıtımı gerçekleştirilerek, işletmelerde

kapasite artışı ve modernizasyon sağlanacak. Bölgede kaliteli

bal ve arıcılık ürünleri üretiminin artırılması sağlanarak yetiştiricilerin

verimli ve sürdürülebilir üretim yapmaları teşvik edilecek.

7-Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün ‘’Damızlık

Büyükbaş Hayvancılık Mastitis Tespit Projesi’’ne 360 bin

TL: Proje kapsamında seyyar veya sabit makinelerle süt sağımı

yapılan işletmelere, sağım hortumuna monte edilebilen,

içerisinden süt geçerken hayvanların memesinde oluşmuş mastitis

hastalığını subklinik haldeyken tespit edebilen “mastitis

tespit cihazları” temini yapılacak. Proje ile damızlık dişi sığırların

memelerinde oluşan mastitisin klinik hale gelmeden doğru

ve zamanında tespit edilmesi, meme sağlığının korunması, laktasyon

dönemine kesintisiz süt sağımının gerçekleşmesi, yetiştiricinin

süt gelir kaybı yaşamaması ile işletme giderinin azaltılması

amaçlanıyor.

www.tarimturk.com.tr 55


SEKTÖRDEN

TT

TARIM

TÜRK

SOMONUN YAŞAM DÖNGÜSÜ

Damızlık somonlar doğal ortamdan veya yetiştiricilerden

temin edilir. Sağım ve yumurtaların döllendirilmesi

işlemlerinden sonra kuluçkalıklara yerleştirilen

yumurtalar yaklaşık iki ay sonra açılır.

Cinsî olgunluğa ulaşan balık ya ölür

(Pasifik somonu) veya etinin kalitesi

yenmeyecek kadar düşer (Atlantik

somonu). Bu nedenle balık cinsî

olgunluğa ulaşmadan hemen önce

hasat edilerek piyasaya sunulmalı

veya dondurularak muhafaza

edilmelidir.

50–100 gram ağırlığa ulaşan gökkuşağı alabalık yavrusu

denizde yaşamını sürdürebilirken smolt dönemini

tamamlamayan somon yavruları denizde yaşayamaz.

Fakat gökkuşağı alabalığı smoltifikasyon geçirmez.

Yumurta kesesinin

çekilmesi ve dışarıdan

yem alımı yaklaşık bir

ay sonra başlar. Bu

dönem yetiştiricilikte

çok hassas bir

dönemdir ve özellikle

Atlantik somon

yavrularında yüksek

oranda ölümler

meydana gelir.

Sofralık somon yetiştiriciliğinde değişik

uygulamalar vardır. Atlantik somonu iki

yıllık yetiştirme periyoduna tabi tutularak

3–6 kg’a ulaştırılır. Kral somonunda iki

yıllık yetiştirme uygulanırken gümüş

somonu sadece 12–16 ay yetiştiricilik ile 2

kg’a ulaştırılır.

Smolt dönemine ulaşan

yavrular; denizlerde

kafeslere, kara tesislerinde

besi tanklarına stoklanarak

2–6 kg olan pazar ağırlığına

getirilir.

Atlantik ve Pasifik somonları

arasında smoltifikasyon

bakımından önemli

farklılıklar söz konusudur.

Pasifik somonlarında

yumurtanın açılmasından

yaklaşık 4–6 ay sonra, yavru

6–8 gram iken smoltifikasyon

tamamlanmış olur. Atlantik

somon yavrusu 16 ay sonra

yaklaşık 40 g iken smolt

dönemine ulaşır.Smolt

döneminde su sıcaklığı ve

tuzluluğu iyi kontrol edilmez

ise büyük oranda ölümler

gözlenir.

56 www.tarimturk.com.tr




TT

TARIM

TÜRK

SU ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜNDEN

Sürdürülebilir Beslenme: Skretting Türkiye ile

Omega-3 Zengini Premium Balıklar

Umut Uyan

Skretting Türkiye Bilimsel ve Teknik Danışmanı

kullandığımız alg yağı içeren özel formülasyonlu Marine Omega

isimli balık yemimiz ile sürdürülebilir balıkçılığa katkı sağlamakla

kalmıyor, aynı zamanda tüketicilere de hem omega-3 hem

de EPA ve DHA açısından zengin bir besin kaynağı sunuyoruz.

Proje ortaklarımız sayesinde tüm çiftlik balıklarında olduğu

gibi bu balıkların da hasat tarihi, hangi ortamda yetiştirildiği ve

hangi yemi yediği bilgisi de anaçtan itibaren 12 kriterde %100

izlenebilirlik sağlıyoruz.

Omega-3 yağ asitleri hücre zarının temel yapı taşlarından

biridir ve vücut bu önemli yağları üretemediği için dışarıdan

alınması gereklidir. Omega-3’ün yeterli olmaması durumunda

kalp, beyin, kas ve iskelet sistemi, göz, cilt ve ruh sağlığında

çeşitli olumsuzluklar ortaya çıkabilir. Özellikle hamilelik

dönemlerinde annenin ve bebeğin sağlığı açısından kritik

önem taşır.

Proje kapsamında Muğla’nın Bodrum ilçesindeki kafeslerde

metreküp başına 8-10 kg gibi düşük yoğunluklarda stoklanan

balıklara daha geniş bir yaşam alanı sağlayarak balıkların

daha az strese maruz bırakıyoruz. Refah içinde yetiştirilen bu

balıklardan hasat zamanına kadar belirli aralıklarla örnekleme

yaparak Skretting Türkiye laboratuvarımızda önce büyüme

ve gelişim parametrelerini belirlemek için diseksiyon işlemi

gerçekleştiriyor sonrasında ise balık etlerini Skretting’in

Norveç’te bulunan araştırma merkezimize gönderilerek et

analizlerini gerçekleştiriyoruz. Bu sayede balıkların kalitesini

hasat zamanına kadar güvence altına alıyoruz.

Omega-3, erken doğum riskini azaltırken, bebeğin retina

ve beyin gelişimine de katkı sağlar, aynı zamanda annenin

lohusalık sendromundan korunmasına yardımcı olur.

Amerikan Ulusal Sağlık Örgütü’nün Omega 3 yağ asitleri ile ilgili

raporunda göre Omega 3 yağ asitlerinin başta kardiyovasküler

rahatsızlıklar olmak üzere anne karnındaki bebek gelişimine

ve alzheimera da faydalı olduğu belirtilmiştir.

Ceviz, keten tohumu ve yeşil yapraklı sebzeler gibi bitkisel

kaynaklarda omega-3 bulunsa da insan vücudu için gerekli

miktarı sadece bu besinleri tüketerek karşılamak mümkün

olmadığından somon, sardalya, ton ve uskumru gibi omega-3

oranı yüksek balıkların tüketilmesi önemlidir. Bu sebeple

doğal deniz balıklarının stokları, sürdürülebilir avlanma

yöntemleriyle korunmalıdır.

Su ürünleri yetiştiricilik sektörü, balık yemi üretiminde bu

omega-3 zengini balıklara duyulan ihtiyacı karşılamak adına

önemli bir role sahiptir. Ancak, bu yemlerin ana bileşeni olan

balık yağının elde edilmesi için de ringa, hamsi, uskumru gibi

pelajik türler sıklıkla avlanmaktadır. Bu durum, doğal deniz

stokları üzerinde baskı oluşturarak sürdürülebilirlik açısından

endişe yaratmaktadır.

Doğal stoklardaki bu baskıyı azaltmak adına, Skretting

Türkiye, Metro Türkiye ve Hatko Su Ürünleri ortaklığıyla,

2021 yılında Premium Balık projesini hayata geçirdi. Proje,

endüstriyel boyutta üretilen omega-3 zengini balıkların

Türkiye’deki öncüsü olma iddiasını taşıyor. Sürdürülebilir

ham madde tedariği açısından da oldukça önemli olan proje,

“Yediği Önünde Yemediği Yarında” sloganıyla gelecek nesillerin

besleyici ve sağlıklı gıdaya erişim hakkını da gözetiyoruz. Proje

kapsamda, Türkiye’de ilk defa levrek ve çipura yetiştiriciliğinde

Skretting Türkiye olarak, Premium Balık projesiyle sadece bir

balık yetiştirme girişimi değil, aynı zamanda sürdürülebilirlik,

sağlık ve inovasyonun muhteşem bir kombinasyonunu

sunmaktayız. Yapılan iş birlikleri ve özel olarak formüle edilen

Marine Omega yemi ile sağlık ve çevre dostu bir besleme modeli

oluşturarak, deniz ekosistemlerinin korunmasına önemli bir

katkı sağlıyoruz. 2022 yılında başarıyla tamamlanan 400 ton

levrek ve çipura yetiştiriciliği, doğal deniz stoklarının daha

akılcı bir şekilde kullanılmasının ve sürdürülebilir balıkçılık

uygulamalarının mümkün olduğunu göstermiştir. Skretting

Türkiye olarak, Premium Balık projemizle yalnızca bugünü değil,

yarını da beslemeyi amaçlıyoruz. Sağlık ve sürdürülebilirlik

alanında öncü olma vizyonumuzla, geleceğe dair umut dolu

adımlar atmaya devam edeceğiz.

www.tarimturk.com.tr 57


UZMAN GÖRÜŞÜ

TT

TARIM

TÜRK

58 www.tarimturk.com.tr


TT

TARIM

TÜRK

UZMAN GÖRÜŞÜ

www.tarimturk.com.tr 59



Your Aquaculture Technology and Service Partner


SEKTÖRDEN

TT

TARIM

TÜRK

62 www.tarimturk.com.tr


Rovimax ®

Güçlü bir temel oluşturur

Rovimax®, sucul hayvanlara direkt olarak en konsantre ve en saf nükleotidleri sağlar ve böylece değerli

enerjinin immüniteye ve büyümeye yönlendirilmesine olanak tanır

Daha yüksek sağkalım

için immün modülasyon

Büyüme

performansında

artış

Diğer sağlık

yönetimi

araçlarıyla

sinerjik

etkiler

Biz değilsek, kim? Şimdi değilse, ne zaman?

BİZİMLE MÜMKÜN

www.dsm.com/anh

Bizi takip edin:


UZMAN GÖRÜŞÜ

TT

TARIM

TÜRK

BALIK YEMİ

ÜRETİMİ ve ÖNEMİ

Prof. Dr. Ali Yıldırım KORKUT

Ege Üniversitesi, Su Ürünleri Fakültesi, Yetiştiricilik Bölümü Bornova

Dünyanın yaşanabilir olan tek gezegen olma fikrini baz olarak aldığımızda önemli sorunların bizleri beklediği gerçeklerini kabul

etmek gerekmektedir. Hızla artan bir nüfus yükü ile birlikte iklim şartlarının değişmesi, diğer doğal felaketler, hiç beklenmedik

bir anda ortaya çıkan Covid19 gibi pandemiler insanlığı direkt etkileyecek koşulların ortaya çıkmasına neden olmaktadır.

Yaşadığımız sistemde beklenmedik olaylar aniden ortaya çıkabildiği gibi uzun dönemlerde de insanlığı etkileyecek sorunlar

varlığını hissettirecektir. Değişen şartlara bir şekilde adapte olmayı insanlık var olduğundan beri uygulayabilmesine karşın,

besinsiz kalmaya asla tahammül edememiştir. Bu nedenle tarım sistemine geçerek yerleşik düzenle de yaşamaya başlayarak

medeniyetlerin temelini atmışlardır. Kısaca besin her zaman ulaşılabilecek mesafede ve bol olarak bulunmak zorundadır.

Genel olarak bakıldığında besinleri bitkisel, hayvansal ve destekleyici ürünler olarak basitçe sınıflandırabiliriz. Buna göre bu

besin gruplarının ortak noktası protein olsa da aslında tüketim alışkanlıklarına göre değerlendirildikleri bir gerçektir. Genç

bireylerde büyüme ve gelişmenin öne çıkması hayvansal proteinleri öne çıkarmaktadır. Diğer yandan belli yaşlarda fazla

tüketimleri de zararlı olabilmektedir. Diğer bir değişle, bu besin grupları da kendi içlerinde gruplara ayrılabilir. Buna bağlı

olarak örneğin hayvansal protein kaynaklarını basitçe kırmızı ve beyaz et olarak ayırmak mümkün olup, bunları karasal ve

su canlıları olarak da ele alabiliriz. Tüm ürünlerin kendine has değerleri olduğu gerçeği unutulmadan su ürünlerine ayrı

bir yer ayırmak gereklidir. Kolay sindirilebilmesi, besin değerlerinin çok iyi olması, koroner hastalıkların tedavi süreçlerinde

önerilmesi, balık yağı gibi bir süper gücün olması akla gelen ilk özelliklerdir. Balık etinin hızlı sindirimi ve yüksek protein ile

yağ içeriği bakımından (omega-3 ve omega-6 doymamış yağ asitleri, balık yağlarında ve özellikle yağlı balıklarda (somon,

uskumru, ton balığı, turna, zargana, alabalık, hamsi vb. gibi) bulunan EPA ve DHA nedeniyle mükemmel bir gıdadır.

64 www.tarimturk.com.tr


TT

TARIM

TÜRK

UZMAN GÖRÜŞÜ

Ayrıca taşıdığı vitamin grupları (niasin, folik asit, A, D, E, K) yönünden oldukça zengin

bir besin olup, mineral maddelerce (özellikle iyot, flor, fosfor ve selenyum) ve diyetik

özellikteki düşük enerjisi balık etinin önemini arttırmaktadır. Tüm bunlara diğer

karasal canlıların aksine su ürünleri üretiminin dikey alanlarda (m3) yetiştirilmesi

birim alandan daha fazla ürün kazanımına yol açmaktadır.

Dünya yüzeyinin ve insanlığın tükettiği

proteinin kaynaklara göre dağılımı.

Dengeli beslenme için gerekli olan proteini ve diğer önemli besin maddelerini

içermesi yönünden su ürünleri temel bir besin maddesidir. Bir porsiyon balık

(150 gr) yetişkin bir insanın günlük protein ihtiyacının %50-60’ını karşılayabilir.

4,3 milyar insanın günlük protein ihtiyacının %15 ini su ürünleri karşılamaktadır.

Dünya genelinde 1960’lı yıllarda ortalama 9,9 kg olan kişi başına tüketim, 2014

yılında 20,1 kg’a çıkmıştır. Gelişmiş ülkeler için kişi başına yıllık tüketim 26,8 kg’ın

üzerindedir. Dünya yüzeyinin %70’lik alanı su ile kaplıyken, insan beslenmesinde

yalnızca %6’lık miktar su ürünlerinden elde edilmektedir. Karasal üretimde verimlilik

artışlarına rağmen sınırlara geldiği düşünüldüğünde gelecekte sucul alanların insan

beslenmesinde kullanımı için büyük potansiyel olduğu görülmektedir (FAO, 2016).

Su ürünlerinin bilinen ve koşulları yetiştiricilik için uygun olan her yerde ve ortamda

yetiştirilmesi mümkündür. Buna göre su ürünleri yetiştiriciliği tatlı sularda, lagüner

(dalyan) alanları gibi acı sularda ve denizlerde gerçekleştirilebilmektedir. Daha da

genelleştirilirse çeltik tarlalarında, göllerde, baraj göllerinde, toprak havuzlarda,

beton havuzlarda, akvaryumlarda, ağ kafeslerde vb. her su ortamında yetiştiriciliği

uygun koşullar altında yapılabilir. Su ürünleri yetiştiriciliğinin denizlerde ve iç sularda

21. yüzyıldan itibaren bu denli ön plana çıkmasının nedenleri olarak; doğal su

kaynaklarının tahrip edilmesi, aşırı ve kontrolsüz avcılığın uygulanması, balıkların

çeşitli teknolojik gelişmelerle açık denizlerde avlanmaya başlanması, küresel

ısınmanın etkilerinin hissedilmeğe başlaması ve artan nüfusların bu kaynağa

yönelmeleridir.

Dünya genelinde su ürünlerinin çok eski dönemlerden beri uygulandığı bilinmektedir.

Ülkemizde ise konunun ele alınması 1950’li yıllarda yerel alabalık türlerinin üretilmesi

ve göllere bırakılması şeklinde olup (Kosswig, 1954), ticari anlamda 1970’li yılların ilk

yıllarına dayanmaktadır. Aynalı sazan ile başlayan serüven alabalık ve 1980’li yılların

başlarında deniz balıklarının yetiştiriciliği ile devam etmiştir (Erençin, 1974; Alpbaz,

1989; Arpa 2015)). Günümüzde ise bu konuda çok önemli bir ülke konumuna

gelmiş, bilgi ve teknoloji pazarlayan haklı bir gurura ulaşmıştır.

Halen ülkemizde alabalık, levrek ve çipuranın başı çektiği pek çok balık türünün

yetiştiriciliği gerçekleştirilmektedir. AB ülkelerine ihraç edilebilen tek hayvansal ürün

su ürünleridir. Dünyanın dört bir yerinde yatırımların yapıldığı ve buralara ihracatın

her yıl arttığı da bilinmektedir. Yıllar itibarı ile dünya su ürünleri üretiminde avcılık

üretiminin toplam su ürünleri üretimine katkısı giderek azalmakta, yetiştiriciliğin

katkısı ise sürekli olarak artmaktadır.

Avcılık üretiminin, nispeten durağanlık gösterdiği 1980’li yıllardan beri, su ürünleri

yetiştiriciliği, insan tüketimine yönelik su ürünleri tedariki açısından, sürekli ve

istikrarlı bir büyüme göstermektedir (FAO, 2016).

A- Dünya Yüzeyi

B- İnsanlığın Tükettiği Protein Kaynakları

Su ürünleri yetiştiriciliğinde

yetiştirilen türlerin istenilen

zamanda ve istenilen

nitelikte pazar talebini

karşılamasında beslenmenin

önemi tartışılamaz.

Akuakültür üretimi ülkelerin ticareti ve ekonomisinde önemli bir yer tutmaktadır. Çin

başta olmak üzere Uzakdoğu Asya ülkeleri esas üretici konumundayken, Amerika,

Japonya ve Avrupa Birliği (AB) en önemli pazarları oluşturmaktadır. Dünyadaki

toplam su ürünleri yetiştiricilik üretiminin parasal değeri 160,2 milyar $ olmuştur.

Balık türleri akuakültür üretimi 99,2 milyar $ (16,1 milyon ton), yumuşakça türleri

üretimi 19 milyar $ (6,9 milyon ton), kabuklu türleri üretimi 36,2 milyar $ (7,3 milyon

ton) olarak gerçekleşmiştir.

www.tarimturk.com.tr 65


UZMAN GÖRÜŞÜ

TT

TARIM

TÜRK

Su ürünleri yetiştiriciliği

aslında anaç balık

temininden başlayıp, larva

temini, yavru üretimi,

yemler, hammadde, işleme,

paketleme, hastalık teşhis

ve tedavi, aşılama vb.tüm

aşamaları içeren devasa bir

sektördür.

Ülkemizde 815 milyon adet/yıl kapasiteli 20 adet deniz

balıkları, 541 milyon adet/yıl kapasiteli iç su balıkları

kuluçkahanesi bulunmaktadır. Yavru üretim tesisleri

kapasitesi 648 milyon adet balıktır. Balıkçılık ve Su Ürünleri

Genel Müdürlüğü’nün (BSGM) kayıtlarına göre, özel sektöre

ait 20 adet deniz balıkları kuluçkahanesinin ruhsatlarında

levrek ve çipura dışında sarıağız, sinagrit, kalkan, mercan,

sivri burun karagöz, eşkine, minakop, trança, barbun, kırmızı

bantlı mercan, mırmır, fangri, kırma mercan balıkları ile

üretime yeni başlanan ya da deneme aşamasında olan balık

türleri yer aldığı gözlenmektedir (BSGM, 2018).

Buraya kadar genel olarak su ürünlerinin önemi, besinsel

niteliği ve yetiştiricilik kapsamlarından söz edilmiştir. Ancak

böylesine önemli bir sektörün devamlılığı için olmazsa olmazı

yemlerden söz etmek gerekmektedir. Her canlı organizma

gibi balıklarda yaşamsal faaliyetleri ve büyümeleri için

besinlere gereksinim duyarlar (Korkut vd. 2004).

Genel su ürünleri yetiştiriciliğin önemli kalemlerinden biri

olan ve üretim maliyetlerine yaklaşık %50-70 oranlarında

etkisi olan yem ve yemin kullanımı, sektör içinde ilk sıradaki

konumunu korumaktadır. Aynı zamanda ülkemizdeki su

ürünleri yetiştiriciliği gibi yem sektörü de büyük bir hızla

gelişmekte olup, dünya ülkeleri arasında değeri yükselen

bir konuma ulaşmıştır. Su ürünleri yemleri üreten fabrikalar

aslında entegrasyonun önemli halkasını oluşturmaktadır.

Çünkü su ürünleri yetiştiriciliği aslında anaç balık temininden

başlayıp, larva temini, yavru üretimi, yemler, hammadde,

işleme, paketleme, hastalık teşhis ve tedavi, aşılama vb.tüm

aşamaları içeren devasa bir sektördür.

Su ürünleri yetiştiriciliğinde en önemli konulardan biri

beslemedir. Canlıların yaşamsal faaliyetlerini belirleyen

en önemli etkendir. Su ürünleri yetiştiriciliğinde yetiştirilen

türlerin istenilen zamanda ve istenilen nitelikte Pazar talebini

karşılamasında beslenmenin önemi tartışılamaz. Su ürünleri

yetiştiriciliğinde yetiştiriciliği yapılan ürünlerin türlerine, içinde

bulundukları döneme göre besin talepleri değişmektedir.

Gerek yetiştiricilik yoluyla üretim miktarının artması gerekse

yetiştiricilikte yeni türlerin eklenmesi talep edilen yeminde

nicelik ve nitelik yönünden zenginleştirilmesini teşvik

etmektedir. Yetiştiricilikte en önemli girdi kalemi yemdir. Artan

su ürünleri yetiştiricilik işletmelerinin artan üretim kapasiteleri

ile birlikte yem talebinin artması, su ürünleri yem sanayinin

gelişmesini teşvik etmektedir. Yemin üreten, satan ve kullanan

kimseler yönünden değişik anlamları vardır. Burada önemli

olan husus bu maddenin kullanılma amacına göre en uygun

tanımını yapmaktır. Buna göre;

Yem:

İnorganik madde + organik madde + sudan oluşan, canlıya

verildiğinde sağlığını büyüme ve gelişmesini olumsuz

etkilemeyen kolay işlenebilen maddelerdir. Hammaddeler de

tek başına yem olarak kullanılabilir.

Karma yem:

En az 2 hammaddenin belli oranlarda mekanizasyon ile

karıştırılmasıyla elde edilen, belli işlem basamakları geçiren,

üretimi daha profesyonel olan yemlerdir. Karma yemler

yapısında belli oranlarda ham protein, ham yağ, karbonhidrat,

nem, kül, vitamin, mineral ve etkicil madde barındırır. Az nemli

ve çok nemli olarak ayrılır.

Karma yem grupları:

Toz, mikro diyet, granül, pul, pond, pelet yemlerdir. Buna

göre su ürünleri yetiştiriciliğinde kullanılan yemlerin çeşitleri

ve sınıflandırılması canlı yemler (fito ve zooplankton),

taze yemler (balık ya da mezbaha atıkları etleri, ıskarta

ve dondurulmuş balık), yaş yemler (balık eti ve buna

hammaddelerin karıştırılması ile elde edilen lapa, köfte

benzeri yemler. Özellikle anaç balık beslemede tercih edilir),

hammaddeler tek başlarına kullanılabilir ve karma yemler

(toz, mikrodiyet (mikro partikül, mikro kapsül vb), granül,

pul ya da flake, pond ve pelet formundaki yemlerdir.Su

ürünleri yetiştiriciliği diğer karasal hayvan gruplarına göre

farklı aşamaları içerdiğinden, bu durumlarda değişik yem

tiplerinden yararlanılmaktadır.

66 www.tarimturk.com.tr



UZMAN GÖRÜŞÜ

TT

TARIM

TÜRK

Balıklar büyüdükçe, kullanılan yemlerin özellikleri de genel olarak değişmektedir.

Örneğin larval aşamada yapıları ve boyutları dikkate alındığında canlı yemler daha

çok tercih edilmektedir. Ancak bu süreçte karma yem gruplarından mikrodiyetler

de kullanılabilmektedir. Kısaca her grup yem için içerik ve boyutlarının önemli

olduğu belirtilmelidir. Ancak konu karma yemlere geldiğinde bu kısım için artık

profesyonel aşamadan söz edilmesi gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Çünkü bu

kısımda birden fazla hammadde ve bunların uygun protein ve diğer besin madde

gruplarına göre formüle edilmeleri gerekmektedir. Bunun yanında yem yapım

sistemleri de ön plana çıkmaktadır.

Iskarta Balıkların Öğütülmesi,

Pres Pelet Yem ve Extrude

Yemlerden Görünümler.

Karma yemler içerisinde yer alan pelet yemler bir form olup, üretim sistemlerinde

kullanılan makinelere göre isim almaktadırlar. Buna göre pres pelet, expander,

extruder ya da extrude gibi isimlendirilirler. Genelde üreticiler tamamını pelet

yem olarak adlandırmaktadır. Kavram olarak doğru gibi görünse de aslında

sisteme göre isimlendirmek daha doğrudur. Pelet formundaki yemler su ürünleri

yetiştiriciliği içinde hem uzun süre hem de en fazla kullanılan yemlerdir. Bu nedenle

gerek içeriklerinin bilinmesi ayrıca kullanım oranlarına göre balıklara verilmesi

büyük önem taşımaktadır. Yavru balık, anaç ya da besi dönemlerinde farklı

çaplarda ve besin içeriğindeki yemlerin kullanıldığı unutulmamalıdır. Bu nedenle

yem yapılmadan önce bilinmesi gerekenler göz ardı edilmemelidir. Bunlar;

Yetiştiriciliği yapılan türü, dönemi, beslenme alışkanlıkları, fizyolojileri,

yetiştirilecekleri yer (toprak havuz, ağ kafes vb), yemin üretileceği makine

ya da sistem gibi konular önem taşımaktadır. Tüm bunlar dikkate alındığında,

balık yemlerinin fiziksel ve kimyasal özelliklerinin öneminden de söz etmek

gerekmektedir.

Balık yemlerinin fiziksel ve kimyasal kalitesini belirleyen parametrelerin

arasında hammadde seçimi, balık türüne göre yem formülasyonu, yem üretim

teknolojisi ve üretim sırasında uygulanan kalite kontrol stratejisi yer almaktadır.

Bunların önemi üretilecek balığın kalitesine, ortama verilen yük miktarına ve en

önemlisi ekonomik olarak değerlendirme üzerinde etkili olacağıdır. Buna göre

yemler hazırlanırken;

Sindirilebilirlik oranı değerlendirilerek dikkatli hammadde seçimi, maksimum enerji

ve protein kullanılabilirliğinin sağlanması için dengeli yem formülasyonlarının

oluşturulması, balık yemi üretiminde yemin fiziksel ve kimyasal kalitesini sağlamak

için uygun teknoloji ve yöntemlerin uygulanması, FCR (yemin ete dönüşüm oranı)

üzerindeki değerlerinin dikkate alınması, beslenme rejimlerinin denetim altında

tutularak fazla nütrient miktarının dengelenmesi, kısaca besleme stratejileri ve

uygulamaları içerisindeki özellikler dikkate alınarak değerlendirilmelidir.

Yem ve karma yemlerin özellikleri dikkate alındığında su ürünleri yetiştiriciliği

açısından ne kadar önemli olduğu anlaşılmaktadır. Peki yem sanayimiz için neler

söylenebilir?

Karma yem sanayi genel anlamda ülkemizde 1950’li yıllara kadar uzansa da

spesifik olarak balık yemi üretimi için 1970’li yıllar belirtilebilir. Bu dönemlerde

genelde pres pelet yem teknolojisinin kullanıldığı ve diğer hayvan yemleri ile

birlikte üretildiği gözlenmektedir.

Yetiştiriciliğin ilk dönemlerinde doğal yem kaynakları besin olarak kullanılırken,

bundan sonra yerini yapay olarak üretilen yemler almıştır. Yapay yem (karma yem);

hayvanların canlılığını muhafaza etmesi için gereken besin ve enerji ihtiyacını

veren bir veya birden fazla organik ve inorganik maddelerin karışımı olarak ifade

edilebilir. Diğer bir değişle su ürünleri üretim tarihi içinde yemlerinde tarihsel bir

süreç yaşadığı gözlenmiştir. İlk başlarda kanatlı yemlerinden yararlanıldığı gibi,

balık etleri ile yaş yem uygulamalarının yaygın olduğu da görülmüştür. Buna göre

yemlerin gelişimi aşağıdaki fotoğraflardan net olarak görülmektedir.

Ülkemizde balık yemi üretimi son teknoloji ile donatılmış ve ağırlıklı olarak extruder

yem yapım sistemlerini içeren işletmelerden oluşmaktadır.

68 www.tarimturk.com.tr


TT

TARIM

TÜRK

UZMAN GÖRÜŞÜ

Genel olarak yüksek sıcaklık ve basınç

altında sıkıştırılıp itilme prensibini

içeren extrude yemler, depolardaki

ömrün uzaması, pişmiş ve bitkisel

hammaddelerin daha iyi işlenmesine

olanak sağlamaktadır. Bu tip yemler

kolay sindirilebildiği için balıklar

tarafından ete dönüşümde yani FCR

değerlerinin düşmesine yol açar. Yem

tüketiminin azalması, diğer bir deyişle 1

kg balık elde edebilmek için daha az yem

kullanımı ile daha kaliteli ve ekonomik

balık üretimi sağlanmaktadır. Yatırım

maliyetleri yüksek olan bu sistemlerin

geri kazanımlarının yüksek olması

yatırımcılar açısından önemli olabilir.

Extrüzyon sistemlerindeki yemlerin

işleniş ya da yem yapım aşamaları

aşağıdaki şekilde belirtilmektedir.

Ülkemiz balık yemi üretiminde son 10

yıl içerisinde çok büyük gelişmelere ve

yatırımlara rastlanmaktadır. Türkiye’deki

su ürünlerinin büyük bir hızla arttığı

yem sanayisinin de bununla birlikte

geliştiği dikkate alındığında, ülkemizde

faal olarak 25 balık yemi fabrikası, yem

verme ve izleme sistemi olarak 5 ve

bilgisayar programı için 7 firmanın var

olduğu bilinmektedir (Korkut ve diğ.,

2017). Bu sayının son yıl içinde yem

fabrikaları yönünde 28’e kadar çıktığı

da bilinmektedir (İşgören ve diğ., 2019).

Bu fabrikaların büyük bir çoğunluğu

extrude yem yapmakta olup, %65’i Ege

Bölgesinde yer almaktadır.

Balık yemi üretiminde diğer yemlere

göre farklılıklar olması normaldir.

Çünkü su ortamına verilecek bir yemin

planlanması gerekmektedir. Her ne

kadar ülkemiz bu konuda ilerlemiş olsa

da bu durum işe inanan yatırımcılardan

kaynaklanmaktadır. Ancak balık

yemi üreticilerinin de karşılaştıkları

önemli sorunlar bulunmaktadır.

Bunlar; hammaddelerin yaklaşık

%80’inin ithal olması, kurlardaki

değişimler, yatırım maliyetlerinin

yüksek olması, bürokrasinin uzaması,

enerji ve işçi maliyetlerinin yüksek

olması, yem üretim planlamalarının

etkin yapılamaması ve bunun sonucu

enerji maliyetlerinin artması, iş gücü

kaybı, istenen kalite değerlerini

yakalayamama şeklinde olabilir. Ancak

şu her zaman belirtilebilir ki Türkiye

için su ürünleri ve balık yemi üretimi

çok önemli bir yerdedir. Bu konulardaki

Ar-Ge çalışmaları ile de çok ayrı bir

konuma sahip durumdadırlar.

Yem Yapım Sisteminin Genel Yapısı.

www.tarimturk.com.tr 69


SEKTÖRDEN

TT

TARIM

TÜRK

70 www.tarimturk.com.tr


TT

TARIM

TÜRK

SEKTÖRDEN

www.tarimturk.com.tr 71


TARIM TÜRK’e TÜRKİYE’nin 12 AYRI NOKTASINDAN VE K.K.T.C.’DEN ULAŞABİLİRSİNİZ

17.

650

500

450

450

600

BEY MEDYA SAN. VE TİC. LTD ŞTİ.



Çiftliğinize Uygun

Yem Çözümleri

Skretting’de!

Çiftlik Yönetimi İçin

Dijital Çözümler

Yenilikçi hassas akuakültür konsepti "Skretting 360+" gün içinde yetiștirme alanından en yüksek

seviyede faydalanmayı sağlar.

www.skretting.com.tr

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!