You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
6<br />
Malum, son günlerde gündem maddemiz<br />
ODTÜ. Her dönem büyük üniversiteler gündeme<br />
oturur çeşitli nedenlerle. Kimi zaman<br />
bilimsel çalışmalarıyla olabileceği gibi kimi<br />
zaman ‘skandal’ olarak manşetlere düşen çeşitli<br />
insan içgüdüsünün kötü yanlarının ortaya<br />
çıkardığı durumlarda da üniversitelerin<br />
kimliği her zaman ön plana çıkar.<br />
Ancak bu sefer durum bir hayli farklı ve karışık<br />
oldu. İsterseniz önce süreci şöyle bir<br />
hatırlayalım...<br />
18 Aralık 2012’de ilk milli yer gözlem uydumuz<br />
GÖKTÜRK-2 uydusunun Çin’deki bir<br />
istasyondan uzaya fırlatılmasının başlangıcını<br />
yapmak üzere Başbakan, çeşitli bakanlar<br />
ve TUBİTAK temsilcileri, ODTÜ yerleşkesinde<br />
bulunan TÜBİTAK – Uzay binasına<br />
geldiler. Başbakan’ın koruma prensipleri gereği<br />
ve belki de ODTÜ’de olacak olmasından<br />
dolayı çok sayıda polis de ODTÜ yerleşkesinde<br />
konuşlandırıldı (Rutin (!) koruma ölçüleri<br />
gereği, 3600 polisin ODTÜ yerleşkesinde<br />
hazır olduğunu da laf arasında belirtelim).<br />
Hadi buraya kadar her şey normal diyelim.<br />
Normal olan bir başka konu da ve haliyle<br />
beklenen bir durum Başbakan’ın protesto<br />
edilmesiydi. Aşağı yukarı yaşı 10’dan büyük<br />
bütün üniversitelerde Başbakan yahut hükümeti<br />
temsilen bir devlet büyüğümüz konuk<br />
olduğunda mutlaka protesto edilir. Bu her<br />
dönem olur. Aynı zamanda dünyanın neredeyse<br />
her yerinde de durum böyledir. Kimi<br />
yumurta atar, kimi ayakkabı fırlatır, kimi<br />
sözle protesto eder. Ama protesto edilir.<br />
Bugüne kadar da böyle olmuştur. Protesto<br />
eden öğrenciler de ‘aman bugün Türkiye’nin<br />
ilk milli uydusu fırlatılıyormuş, bugün protesto<br />
etmeyelim, yarın ederiz’ demezler.<br />
Çünkü oradaki mesele uyduyla da ilgili değildir.<br />
Buna alışkın olmak gerekir.<br />
Kimse kimseyi sevmek, beğenmek zorunda<br />
değil. Elbette Başbakan da öğrencileri<br />
sevmeyebilir; ‘Üniversiteler iyi de keşke hiç<br />
öğrenci olmasa’ diyebilir. Bunlar da normal<br />
şeyler.<br />
ODTÜ’NÜN BASIN DUYURUSU<br />
Aslında bu kadar büyümeyebilirdi bu durum.<br />
Çünkü her zaman olan protesto gerçekleştirildi,<br />
öğrenciler gözaltına alındı. Bir<br />
şekilde durum kontrol altına alındı. Daha<br />
doğrusu öyle zannedildi. Ta ki ertesi gün<br />
ODTÜ Rektörlüğü’nden yapılan basın açıklamasına<br />
kadar...<br />
İşte bu açıklama, bu tartışmaların dönüm<br />
noktasını oluşturdu. Bir nevi yerli komedi<br />
unsurlarını da iyice gözümüze soktu açıklama<br />
ardından gelişen süreç.<br />
ODTÜ Rektörlüğü, bir önceki günkü tören<br />
Fatih Avcı<br />
avcifat@itu.edu.tr<br />
nedeniyle yerleşkede çok sayıda polisin görev<br />
yaptığını, protestocu grupla karşı karşıya<br />
gelen polisin, herhangi bir etki gelmeden<br />
anında tepkide bulunduğunu belirten bir<br />
yazı yayınladı. Polisin müdahalesi sonrası<br />
karşılıklı çatışma başladığını, bu çatışmadan,<br />
gaz bombalarından yalnızca protestocu<br />
grubun değil, tüm üniversite paydaşlarının<br />
etkilendiğini, öğretimin aksadığını güzelce<br />
anlattı. Orantısız şiddeti kınadı, aynı zamanda<br />
protestocu grup içerisinde şiddete meyledenleri<br />
de ‘demokrasi sınırlarına saygılı<br />
olun, şiddete bulaşmayın’ diye uyardı.<br />
Aslında ODTÜ Rektörlüğü’nün yazısı çok<br />
makul, anlaşılır ve mantıklıydı. Üstelik bana<br />
kalırsa çok da cesur bir yazıydı. Öğretim<br />
üyelerinin bilgileri ve istişare toplantısının<br />
ardından kaleme alınan yazı basında da hak<br />
ettiği ölçüde yer buldu. Tebrik mesajları,<br />
destek yürüyüşleri yapıldı vs.<br />
Buraya kadar da her şey normal. Ama buradan<br />
sonrası komik. Aslında traji komik.<br />
REKTÖRLER GÜNLER SONRA<br />
ODTÜ’YÜ KINADI<br />
Olayda yaklaşık bir haft a geçti, Başbakan<br />
bir televizyon programında ODTÜ’ye ağır<br />
sözlerle yüklendi. Ne hikmetse, ertesi gün,<br />
bizim demokrasi mabedi üniversitelerimizin<br />
yöneticileri bir bir ODTÜ’yü kınayan yazılar<br />
yayınlamaya başladılar. Bu sayı kısa sürede<br />
onlarca üniversiteyi buldu. Ortalık iyice karıştı.<br />
ODTÜ’ye karşı açıklama yapan üniversitelerin,<br />
ODTÜ’nün açıklamasını okumadıkları<br />
o kadar belliydi ki... Zaman zaman Zaytung<br />
haberi zannettiğimiz açıklamalar yapıldı.<br />
Canlı Zaytung...<br />
Adı henüz duyulmamış üniversiteler adlarını<br />
duyurmuş oldular tabi, önümüzdeki<br />
yıldan sonra üniversite adaylarına katkıları<br />
olmuş oldu bu sayede.<br />
Yani ilginç bir şekilde bir akım başladı;<br />
ODTÜ’yü kınama trendi...<br />
Biz de heyecanla takip ediyoruz tabi, ne<br />
olacak diye. Rektörlerin ODTÜ’yü kınama<br />
mesajlarına, üniversitenin öğretim üyeleri<br />
‘ben kınamıyorum’ diyerek rest çekti. Abartmıyorum,<br />
belki 48 saat içerisinde çok sayıda<br />
açıklamalar yapıldı, üniversiteler içinde bir<br />
nevi kutuplaşmalar oldu, kınayanlar kına-<br />
ARIYORUM<br />
OCAK 2013<br />
HEPİMİZ<br />
ODTÜ’lü müyüz?<br />
mayanlar diye.<br />
Tabi bu açıklamaların çok da tutarlı bir tarafı<br />
yoktu. İlginç bir ayrım oldu ortada.<br />
ODTÜ’nün hocaları ve hocalarının seçtiği<br />
Rektörü ve üniversite senatosu, yani o gün<br />
ODTÜ’de bulunanlar, olaylara tanık olanlar,<br />
yani birinci şahıslar bir taraft a; diğer taraft a<br />
da olaya tanık olmayan ve olaydan günler<br />
sonra, Başbakan’ın ODTÜ’yü eleştirmesinden<br />
sonra peşi sıra açıklamada bulunanlar...<br />
Yani üçüncü şahıslar...<br />
Bazen komedilerde mantık aranmaz. Hani<br />
küçüklüğümüzün çizgi filmlerinde Roadrunner<br />
bir şekilde Coyote’den kurtulması<br />
mantıksız ama komikti. Ya da Twitty ile<br />
Sylvester mevzusu...<br />
Lafı çok da uzatmadan şöyle bir gözlemi de<br />
aktarayım.<br />
ÖĞRENCİYİ SEVMEYEN<br />
‘ÖĞRENCİ KONSEYİ’<br />
Malum, geçtiğimiz dönem öğrenci harçları<br />
kaldırıldı. Yıllardır mücadelesi verilen parasız<br />
eğitimin bir nevi adımlarından biri atıldı<br />
aslında. O süreç de ilginçti. Harçlar kaldırıldıktan<br />
sonra hiç de yer gök sevinç sesleriyle<br />
inlemedi, parasız eğitmi savunanlar ‘Başbakanım<br />
çok yaşa’ da demedi. Tebrik mesajları,<br />
telefonlar alınmadı falan.<br />
Geçen yıl YÖK’e bağlı Ulusal Öğrenci Konseyi<br />
ve bu birliğe bağlı çeştili üniversite konseyleri,<br />
Abbas Güçlü’nün Genç Bakış programındaydılar.<br />
İlgiyle seyretmiştim. Tabi<br />
yine üniversiteleri ve hükümeti eleştiren<br />
öğrenciler parasız eğitimden dem vuruyorlardı,<br />
az sayıda olsalar da... Derken, Ulusal<br />
Öğrenci Konseyi bünyesinde bağlı olduğu<br />
üniversitenin ‘öğrenci temsilcisi’ olan bir arkadaşımız<br />
şöyle demişti: ‘Arkadaşlar, parasız<br />
eğitim diyorsunuz da üniversitede parasız<br />
okunur mu? Rektörlüğün de bütçesi belli.<br />
Zaten ihtiyacı olana burs, kredi veriliyor,<br />
niye bu kadar abartıyorsunuz...’ Yine keser<br />
döndü sap döndü, üniversitelerde harç kaldırılmasından<br />
yine günler sonra metroda<br />
bir afiş gözüme çarpmıştı. Bu arkadaşımızın<br />
da arasında olduğu Ulusal Öğrenci Konseyi<br />
‘yıllardır verdiğimiz mücadelemiz sonucunda<br />
artık üniversite harçları kaldırılmıştır. Bu<br />
zulme son veren Başbakan’ımıza üniversite<br />
öğrencileri adına teşekkür ediyoruz.’ Nihayet<br />
‘Başbakanım çok yaşa’ diyenler de olmuştu<br />
işte.<br />
Bu ODTÜ mevzusu da bana hemen bunu<br />
hatırlattı. Yani öğrenci olun, öğretim üyesi<br />
olun bir önemi yok.<br />
Omurgalı olun da...<br />
Evet, buraya kadar da her şey normal. Çok<br />
normal...<br />
İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ<br />
BASIN-YAYIN KULÜBÜ<br />
TANIYALIM:<br />
İTÜ DANIŞMANLIK KULÜBÜ<br />
İTÜ Danışmanlık Kulübü, Ağustos ayında Berk<br />
Ilındır, Özge Durkut ve Mehmet Niyazi Kuzu tarafından<br />
tekrar kuruldu. İki sene önce kurulmuş olan<br />
kulübün yenilendiği bu süreçte farklı ve öğrenci<br />
portföyü geniş bir yapı için çalışmalara başlandı.<br />
18 Aralık salı günü 1. Danışmanlık Günü isimli bir<br />
etkinlik düzenlendi. PwC'den dört yönetici, danışmanlık<br />
sektörünü ve kendi firmalarını tanıttılar.<br />
Bunun yanında İTÜ Danışmanlık Kulübü, bahar<br />
döneminde “Danışmanlık Zirvesi” adı altında üç<br />
gün sürecek olan bir organizasyon planlıyor. Kulüp<br />
kurucularından Mehmet Niyazi ise kulüp hakkında:<br />
“Amacımız hem farklı olup hemde geniş kitlelere<br />
hitap etmek. Bugün firmalara ve markalara<br />
baktığınızda da bunu görürsünüz. Farklı olmak sizi<br />
markalaştırır. Tabi burda farkın yanında kalitede<br />
çok önemli. Biz önce İTÜ de ilerleyen zamanlarda<br />
da Türkiye de bir marka haline gelmek istiyoruz. Bu<br />
oluşumda da arkadaşları aramızda görmek isteriz.<br />
Facebook grubumuzdan bize kolaylıkla ulaşabilirler.”<br />
dedi.<br />
facebook.com/groups/itudanismanlikkulubu<br />
KONU: SERGİ<br />
TEMA: İSTANBUL<br />
İTÜ Güzel Sanatlar Kulübü’nün eylül ayından beri<br />
hazırlandığı İstanbul temalı sergisi ocak ayında açılıyor.<br />
Daha önce denenmemiş bir biçimde yapılan eserler<br />
minyatür maketlerden ve bilindik İstanbul temalarının<br />
yeniden yorumlanmasıyla oluşturuldu. Aynı<br />
zamanda tahta üzerine yapılan aklirik ve yağlı boya<br />
çalışmalar, eski İstanbul ile yenisi arasındaki farklılıkları<br />
gözler önüne serdi.<br />
Klasik bir Galata Kulesi, Taksim Tünel beklense de<br />
bu sergide tahta çubuklardan bir Taksim Tramvay<br />
veya Kız Kulesi’ni değil ama silüetini gösteren maketler<br />
vardı. Eski İstanbul’un tahtadan evlerinin<br />
arasında kaybolunup, Tophane’nin nargile kafeleri<br />
arasında gezildi.<br />
Yapılan eserler üzerine serpilen toz boya karışımları<br />
Şehr-i İstanbul standına eskilere ait bir lezzet bıraktı.<br />
Sergimizin öncelikle Taşkışla’da sergilenmesi<br />
planlanıp, ikinci ayağı Ayazağa’da düzenlendi. Ayrıntıları<br />
ve Sanat Atölyesinin etkinliklerini ve çalışma<br />
saatlerini öğrenebileceğiniz Facebook İTÜ Güzel<br />
Sanatlar Kulubü sayfası ziyaretlerinizi bekliyor.<br />
BİLİNEN TARİHE FARKLI BAKIŞ:<br />
1881<br />
10 Kasım’da ilk gösterimi yapılan, 44 sanatçının, bir<br />
o kadar da saygın kişinin emeği olan “1881” izleyicilerin<br />
takdirini topladı. Değişen dekorlar, heyecanlı<br />
replikler ve skeçler sayesinde nasıl geçtiği anlaşılmayan<br />
bir üç buçuk saat sunuyor. Oyun, Müjdat<br />
Gezen Tiyatrosu tarafından hazırlandı. Hazırlanma<br />
sürecindeki övgülerle ve özellikle Yılmaz Özdil’in<br />
yorumu ile oyun dikkatleri üzerine çekmişti.<br />
Oyuncuların gerçekçiliği ile bebek Mustafa’dan bilinen<br />
Atatürk’e kadar hepsini gözle görmek mümkün.<br />
Küçük ayrıntıların ve bilinmeyen hikayelerin<br />
gösterildiği oyun Aralık ayında sonlandı. Müjdat<br />
Gezen Tiyatrosu’nu takip etmek için:<br />
http://www.mujdatgezensanatmerkezi.com.tr/<br />
İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ<br />
BASIN-YAYIN KULÜBÜ<br />
Çatısında güneş enerjisi<br />
santrali bulunan öğrenci<br />
yurdu buna en uygun örneklerin<br />
başında yer alıyor. Bu<br />
gelişme sayesinde elektriğin<br />
yüzde 30’undan tasarruf<br />
sağlanıyor.<br />
AKUSTİK SÖYLEŞİLER<br />
TRT Okul’un üniversite öğrencilerine<br />
ulaşmak amacıyla yaptığı<br />
bu program Keremcem’in<br />
sunuculuğunda gerçekleşiyor<br />
ve her haft a başka bir üniversitede<br />
başka konuklarla düzenleniyor.<br />
Üniversitemizde<br />
ağırlanan konuklar Pelin Öztekin,<br />
Alphan Manas, Atilla<br />
Özdemiroğlu, Öykü Gürman<br />
oldu. Keyifl i sohbetleriyle izleyenlerine<br />
eğlenceli iki saat<br />
yaşattılar.<br />
İTÜ Konservatuar mezunu olan<br />
Öykü Gürman şarkılarını canlı<br />
olarak bizlerle paylaştı. Kardeşi<br />
Berk ile yollarının kavgalı<br />
1998 yılında ortaya çıkan LEED<br />
sertifika sistemi, Amerikan Yeşil<br />
Binalar Konseyi (USGBC) tarafından<br />
geliştirilmiş ve uluslararası<br />
arenada kabul görmüş bir<br />
çevre dostu bina sertifikasyon<br />
sistemidir. Özyeğin Üniversitesi<br />
Çekmeköy Kampüsü LEED<br />
sertifikasına sahip ilk Türk Üniversite<br />
kampüsü olma özelliğine<br />
erişmiştir. Bu kapsamda bina<br />
arazisinde, inşaat esnasında ve<br />
sonrasında doğal yaşamın korunmasına<br />
azami ölçüde dikkat<br />
edilmesi hususunda birçok çalışmada<br />
bulunulmuştur.<br />
ayrılmadığını sadece müziğin<br />
farklı alanlarına yöneldiklerini<br />
belirtti.<br />
Atilla Özdemiroğlu kızının İTÜ<br />
Ayazağa Kampüsü’nde lisede<br />
okuduğunu belirterek İTÜ’ye<br />
övgülerini dile getirdi. Program<br />
boyunca tecrübelerini bizimle<br />
paylaşan Atilla Özdemiroğlu<br />
aynı zamanda 12 Aralık Çarşamba<br />
günü verdiği konserden<br />
de bahsetti. Özellikle bu konserin<br />
hayatında ilk defa kendi<br />
adıyla yapılan müzikal bir gös-<br />
İTÜ<br />
YEŞİL KAMPÜSLER<br />
Asırlardır<br />
Çağdaş Peki<br />
Ya Çevreci mi?<br />
Pınar Bahar Çelebi / Ayazağa<br />
ARIYORUM<br />
OCAK 2013<br />
teri olduğunu belirtti.<br />
Hayatında dolmuş şoförlüğünden,<br />
fahri başkonsolosluğa;<br />
mucitlikten pilotluğa kadar bir<br />
çok farklı alanda çalışmış olan<br />
iş adamı Alphan Manas ilginç<br />
hayat tecrübeleriyle izleyenleri<br />
şaşırttı. Fütüristlikle de ilgilenen<br />
Manas aynı zamanda<br />
Göztepe’nin yönetim kurulunda<br />
yer alan bir İzmirli.<br />
“Hayat Bilgisi”, “Bir Demet<br />
Tiyatro”da oynayan, BKM Mutfak<br />
ile tanınan Pelin Öztekin<br />
programa esprileriyle, Galatasaray<br />
fanatikliğiyle ve söylediği<br />
“Sil Baştan” şarkısı ile renk kattı.<br />
Son zamanlarda birçok üniversite,<br />
yerleşke içerisindeki<br />
yaşam kalitesini düzenlemek<br />
için “dolar yeşilinden doğa<br />
yeşiline geçme” konusunda<br />
bazı önemli çalışmalarda bulundu.<br />
Bazı üniversitelerin<br />
çevreci kampüsler için yaptıklarını<br />
size sunarken, gelecek<br />
sayımızda İTÜ’nün yerini<br />
sorgulayacağız.<br />
Boğaziçi Üniversitesi çevre dostu projeleriyle yeşil<br />
kampüs olma yolunda bazı yatırımlarda bulunuyor.<br />
Geleceğin en önemli teknolojileri arasında güneş<br />
enerjisinden elektrik enerjisi üretim tesislerini<br />
gösterebiliriz. Üniversitenin Yapı İşleri ve<br />
Teknik Daire Başkanı Şahin Öztürk’ün<br />
açıklamasından edindiğimiz bilgilere<br />
göre kampüste yapılan binaların artık<br />
‘yeşil bina’ standartlarında inşa<br />
edilmesi hususunda çaba<br />
sarf ediliyor.<br />
Ayrıca Pelin önce “Pelin Öztekin”<br />
olduğunu daha sona Rasim<br />
Öztekin’in kızı olarak tanındığını<br />
vurguladı.<br />
Program sırasında öğrencilerin<br />
merak ettiği sorular cevaplandı.<br />
Ayrıca İTÜ öğrencisi olan<br />
Şeymanur Kandaz ile Muratcan<br />
Özçetin yaptıkları dans ile beğeni<br />
topladı.<br />
Dilşad Dağtekin / Ayazağa<br />
Koç Üniversitesi, 2005 yılında<br />
başlatmış olduğu yerleşke içersindeki<br />
ekolojik yaşamı geliştirme<br />
çabaları sonucunda ISO<br />
14001 Çevre Yönetim Sistemi<br />
belgesi aldı. Bir yıl içinde kaynakların<br />
verimli ve tasarrufl u<br />
kullanımı sayesinde 19 öğrenciye<br />
burs imkânı tanındı. Rumelifeneri<br />
Kampüsü’nde 23 MW’lık<br />
kojenerasyon tesisi inşa edilmesi<br />
ile doğalgaz tüketiminde önemli<br />
tasarruf sağlandı. Yıl içinde 6 aylık<br />
bir süreçte üniversitede uygulanan<br />
atık yönetimi sonucu, geri<br />
dönüşüm çalışmalarında kayda<br />
değer katkılar sağlandı.<br />
SİZSİZ OLMAZ<br />
İstanbul Teknik Üniversitesi web sitesini yeniliyor. Bu<br />
süreçte akademisyenler, öğrenciler, mezunlar ve çalışanlar<br />
ile etkileşim içinde olabilmek<br />
için sizinletasarliyoruz.itu.<br />
edu.tr sitesi oluşturuldu.<br />
itu.edu.tr ana sayfasının tasarımı<br />
için yeni fikirler ile<br />
kullanımı basit, erişimi kolay,<br />
kullanıcı dostu bir web<br />
sitesi ortaya çıkması planlanıyor.<br />
www.sizinletasarliyoruz.itu.<br />
edu.tr adresine girerek fikir havuzuna<br />
fikrini ekleyenler sürece dahil olacak.<br />
Detayları İTÜ Facebook ve Twitter hesaplarından<br />
takip edebilirken, #sizinletasarliyoruz etiketiyle de<br />
Twitter üzerinden fikirlerinizi gönderebilirsiniz.<br />
7