24.01.2013 Views

gazete-sayi-1

gazete-sayi-1

gazete-sayi-1

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

4<br />

TÜRK JUDOSUNUN YAŞAYAN EFSANESİ<br />

NAMIK EKiN<br />

Türkiye’nin ilk judocularından olan ve uzun yıllar Milli Takım antrenörlüğü yapan<br />

Namık Ekin, hala deneyimleriyle Türk judosuna katkı vermeye devam ediyor. Şampiyonlukları<br />

ve kırdığı rekorlarla tanınan Namık Ekin sporla dolu hayatını anlattı.<br />

Ç<br />

ÇÇÇ SÖYLEŞİ OCAK 2013<br />

RÖPORTAJ: EMİR İNCEGÜL<br />

emirincegul@gmail.com<br />

İlginç bir hayat hikayeniz var. Zaten siz de 2012 yılında<br />

“İmkansız yalnızca bir kelimedir” isimli biyografik kitabı<br />

yazdınız. İlk olarak judo ile tanışmadan önceki sporculuk<br />

yıllarınızı anlatır mısınız?<br />

Annem 24 çocuk doğurmuş, en küçük erkek benim. Benden<br />

evvel altı kardeşim ölmüş. İsmimi bir Doktor Albay koymuş,<br />

göbek adıma Kemal demişler, “Namık Kemal”.<br />

Büyüklerim Anadolu’dan Üsküdar’a ilk gelen insanlardan. Dedelerim<br />

dört kişi kürekle Üsküdar-Beşiktaş arası yolcu taşımış.<br />

Babamlar da motorla yolcu taşımacılığı yaptı. Ben giden<br />

gelen motorun önünde oturup, ayağımı denize sokar, kürek<br />

çekerdim. Spor merakı çocukluktan, aileden geliyor yani. Mesela<br />

babam, anneme iki kat yorgan diktirmişti ve onun üstünde<br />

kardeşlerimle beni güreştirirdi. En küçük olduğum için<br />

hep yenilirdim. Babam bize boks için kum torbası da yapmıştı.<br />

Beylerbeyi Astsubay okulunda talebeleri görüp, imrenirdim.<br />

12 yaşında askeri okula girdim. Orta bir’de jimnastik hocamız<br />

Muhittin Erdönmez’di ve Türkiye Şampiyonu’ydu. O<br />

yıllarda jimnastik askeri okullarda çok yaygındı. Ben de Sadık<br />

Pekünlü, Göksel Tanrısever, Cengiz Kınay ağabeylerim gibi<br />

milli jimnastikçi, halterci olmak istiyordum.<br />

Önce akrobatik jimnastik Türkiye şampiyonu oldum.<br />

Sonra kuvvetlenince halter yaptım, üç kere İstanbul halter<br />

şampiyonu oldum. Milli takım adayıydım ama astsubay çıkınca,<br />

beni harp gemisine verdiler ve Milli Takım hayalim<br />

suya düştü. Gemi yüzen hapishane gibiydi ve ben fazla çalışamayınca,<br />

rakiplerim beni geçti. Mesela iki ay tatbikata gidiyordum.<br />

Sonra bir haftalık çalışmayla Türkiye şampiyonu<br />

oluyordum. dünya tarihinde deniz astsubayı olup da milli judocu<br />

olan ve bu dereceleri alan başka kimse yoktur herhalde.<br />

Judo ile tanışmanız nasıl oldu? Judonun Türkiye’ye gelişinden,<br />

gelişiminden ve sizin judo kariyerinizden bahseder<br />

misiniz? Uzun yıllar da Milli Takım Başantrenörlüğü<br />

yaptınız.<br />

Türkiye’de 1963’te SAT kursu açıldı ve gemiden kurtulmak<br />

için gitmek istedim. Önce üç aylık balıkadam kursu aldım,<br />

sonra SAT kursu başladı. SAT olduktan sonra da 1964’te judoya<br />

başladım. Judo Türkiye’ye 1962 yılında geldi. Japonya’ya<br />

grekoromen güreş öğretmeye giden Halil Yüceses, orada judoya<br />

merak sarmış ve 4-5 ay eğitim almış. Halil Yüceses<br />

1962’de Türkiye’ye döndü ve biz de onun judo öğrettiği ilk<br />

sporcular olduk. Bizden hemen önce Feridun Yenisey de<br />

onun talebesiydi. O dönem öncesinde biz kiremit kırar, onu<br />

judo zannederdik. 1962-63 yılları judonun acemilik devresiydi.<br />

Bilimsel çalışmalar 1965-66’da başladı. Rıza Doğan ağabey<br />

ve Ergun Göktuna’nın da katkıları büyüktür.<br />

Sonrasında judonun üstüne eğildim. 1965, 66 ve 67 yıllarında<br />

Türkiye şampiyonu oldum. 1968, 69 ve 70’te 73 kiloyken<br />

açık sıklet şampiyonu olan tek judocuyum. 1970’te Birleşik<br />

Devletler’in Texas eyaletinin San Antonio kentinde Judo şampiyonu<br />

oldum, açık sıklette de üçüncülük aldım. Böylece yurt<br />

dışında madalya alan ilk sporcu olmayı başardım ama o şampiyona’da<br />

kolumu da incittim.<br />

HEM MÜSABIK, HEM ANTRENÖR<br />

Sonrasında Türkiye’ye döndüm ve 1971 Akdeniz Oyunlarına<br />

Judo Milli Takımını hazırladım. O oyunlarda hem antrenör,<br />

hem kaptan, hem tercüman, hem de müsabıktım. Koluma<br />

kortizon yaparak müsabakalara çıktım ve birinciyi yendiğim<br />

halde puanda üçüncü olup, bronz madalya aldım. Antrenörü<br />

olduğum takım beş sıkletin hepsinde de madalya aldı.<br />

1971’den bu yana, o başarı tekrarlanamadı. Çalıştırdığım tale-<br />

beler; Süheyl Yeşilnur, Ali Demir, Osman Yanar, Adnan<br />

Özmen ve Kamil Korucu sonraki yıllarda iyi yerlere geldiler.<br />

Münih 1972 Olimpiyatı öncesinde Almanya Judo Milli Takımı’nın<br />

daveti ile Köln’e gittim. Almanya tarafından davet<br />

edilen tek yabancı sporcu olarak altı ay Alman judocularla birlikte<br />

olimpiyata hazırlandım. Hocam Wolfgang Hofmann<br />

olimpiyat ikincisi ve Avrupa Şampiyonu’ydu. Ama İstanbul-<br />

Ankara arasındaki bazı anlaşmazlıklar yüzünden Türkiye judoda<br />

oyunlara katılamadı. Hocam da ben de çok üzülmüştük.<br />

Sonrasında beni Milli Takım Başantrenörü olarak Türkiye’ye<br />

geri çağırdılar ama kadro verilmedi. 1973 yılı benim<br />

için zor geçti. Kredi Yurtlar Müdürlüğü yaptım. İstanbul Üniversitesi’nin<br />

mediko-sosyal bölümünde çalıştım. Vefa Stadyumu’nda<br />

müdürlük bile yaptım ki futbol topunu görsem<br />

bomba sanıp, karakola götürürüm. O, üzücü bir dönemdi. 1973<br />

yılında evlendim. O arada Almanya’da judo ihtisasına devam<br />

ediyordum ve 1974 yılında da o tamamlandı.<br />

Kadrosuz şekilde yıllarca Milli Takımı çalıştırdım. 1975 Balkan<br />

Şampiyonası’nda Adnan Özmen şampiyon oldu. Sonrasında<br />

Cezayir oyunlarına gittik, o tarihlerde madalyalar<br />

gelmeye başladı. O takımda Resul Yolcu, Nezih Kılıçaslan,<br />

Ömer Erol, Salim Başbuğ gibi isimler vardı.<br />

“FATİH BAŞKAN BENDEN YARARLANIYOR”<br />

Hocam bir dönem Judo Federasyonu’ndan uzak kaldınız<br />

ancak Fatih Uysal’ın göreve geldiği 2008 yılından bu<br />

yana sizden daha fazla istifade edilmeye başlandı. Şu an ne<br />

gibi çalışmalar yürütüyorsunuz?<br />

Bir dönem Federasyon ile aram çok iyi değildi. Fatih Uysal<br />

göreve gelince; “Namık ağabey senden istifade etmek istiyoruz,<br />

bilhassa kondisyon bakımından” dedi. Ben de judoya aşığım<br />

ve seve seve destek veriyorum. Şimdi eğitim komitesinde<br />

çalışıyorum, antrenör kurslarına, kamplara katılıyorum. Federasyon<br />

için “judoda ve sporda kondisyon artırma” ve “perfor-<br />

Düzenli olarak egzersizlere devam<br />

eden Namık Ekin,

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!