vitae_sayi65butun

sf.32 İdil Sevinç 

BİLGİ Enerji 

NİSAN-MAYIS 2016 SAYI:65 

MEZUNLAR DERNEĞİ DERGİSİ 

BİLGİ Enerji | BİLGİ Kariyer Merkezi | Celil Oker | ÇESUAM 

Ayşe Bengi Özçelik | Mert Taş | BİLGİ Extreme | Highlife

İstanbul Bilgi Üniversitesi 

Mezunlar Derneği Aylık Dergisi 

Sayı: 64 | Şubat-Mart 2016 

www.vitae.gen.tr 

YAYIN TÜRÜ 

Süreli Yerel 

ISSN 1309-6281 

GENEL YAYIN YÖNETMENİ 

Özgür Sağmal 

ozgur.sagmal@open.gen.tr 

GÖRSEL YÖNETMENLER 

Melis Kalpakçıoğlu 

melis.kalpakcioglu@open.gen.tr 

Serkan Eren 

serkan.eren@open.gen.tr 

YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ 

Aynur Tekin 

aynur.tekin@open.gen.tr 

FOTOĞRAFLAR 

Emre Topdemir 

Hüseyin Aldemir 

REKLAM 

Esra Yalazer 

esra.yalazer@open.gen.tr 

Betül Bozkurt 

betul.bozkurt@open.gen.tr 

İMTİYAZ SAHİBİ VE YÖNETİM ADRESİ 


İnönü Cad. No: 6 Kuştepe 34387 Şişli İstanbul 

T: 0212 311 6139 / F: 0212 212 2131 

YAPIM 

08 

HABERLER 

BİLGİ’den ve 

BİLGİ mezunlarından 

taze haberler... 

42 

PORTRE 

IŞIĞI GÖREN 

CELİL OKER’E 

GELİYOR 

En keyifli yıllarımı 

BİLGİ’de geçirdim. 

İÇİNDEKİLER 

NİSAN-MAYIS 2016 

24 

BİLGİ ENERJİ 

Her alanda çeşitliliğe önem 

veren BİLGİ ile örtüştüğümü 

düşündüm. 

Açık Yayıncılık Reklamcılık İletişim Hizmetleri 

San. ve Tic. Ltd. Şti. adına 

Kübra Güllaç 

kubra.gullac@open.gen.tr 

Bağdat Cad. Rüştiye Sok. No:13/2 

Kızıltoprak İstanbul 

T: 0216 700 1480 / F: 0216 700 1479 

E: info@open.gen.tr 

BASKI 

Matsis Matbaa Hizmetleri Ltd. Şti. 

Tevfikbey Mahallesi Dr. Ali Demir Caddesi 

No: 51 34290 Sefaköy İstanbul 

T: 0212 624 2111 

E: info@matbaasistemleri.com 

46 

BİLGİ KARİYER 

MERKEZİ MÜDÜRÜ 

NURŞEN DEMİRÖZ 

BİLGİ’lilere bire 

bir kariyer danışmanlığı 

veriyoruz. 

DAĞITIM 

Ajans Press Kurye 

Profilo AVM 5.Yıl Sk. No:1/D 

Mecidiyeköy/İstanbul 

T: 0212 356 11 51 

E: info@ajanspresskurye.com.tr 

VITAE - 4 - NİSAN- MAYIS - 2016

48 

ÇESUAM 

MÜDÜRÜ 

AYŞE 

UYDURANOĞLU 

İklim değişikliği geri 

dönülemez sonuçlar 

yaratabilir. 

52 

AR. GÖR. 

AYŞE BENGİ ÖZÇELİK 

İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin adını 

duyurabildiğim için mutluyum. 

56 

BİLGİ EKSTREM 

MURAT FERHAT KAYAR 

Snowboard erkekler takımı olarak 

Türkiye şampiyonluğu kazandık. 

HIGHLIFE 

62 YENİ NESİL KAHVECİLER 

66 VINTAGE 

70 SEYAHAT 

76 TEKNOLOJİ 

78 FESTİVAL 

84 MODA 

88 AJANDA 

92 GURME 


SISTEM OTURMUŞ, BÜYÜMEYE 

BAŞLAMIŞIZ… TIYATROMUZ IYICE 

IŞ YAPMAYA BAŞLAMIŞ. MEZUN 

OYUNLARINDA TAKIMLARIMIZ 

OLUŞMAYA BAŞLAMIŞ. KÖPRÜDEN 

ÖNCE SON ÇIKIŞ İNSAN KAYNAKLARI 

ZIRVEMIZIN IKINCISINI YAPMIŞIZ… 

GÖRSEL MEDYADA HABERLERIMIZ 

ÇIKMIŞ… 

İK ZİRVEMİZİN 

2.’SİNİ YAPTIK 

Merhaba Sevgili Mezunlar, 

Bahar ayları geldi. Boğazda açan erguvanların 

güzelliğinden ya da hormonlarımız yüzünden 

yaşadığımız dengesizliklerden bahsedebildiğimiz bir 

gündemimiz olsaydı keşke. Kimilerimiz enerji ile dolup 

taşarken, kimilerimizin halsiz ve isteksiz olduğunu 

konuşabilseydik. Bunların yerine şehir merkezlerinde 

yitip giden genç bedenlerin yasını tuttuk. 

Yas tutmak bir yana toplumsal olarak bir travma 

yaşadık. Normalde insan kalabalıklardan geçilmeyen 

kamu alanları, alışveriş ve eğlence merkezleri boşaldı. 

Oteller boşalırken etkinlik ve türev sektörleri perişan 

oldu. Çözümsüz gibi görünen İstanbul trafik sorunu bile 

geçici de olsa çözüldü. Herkes evinde oturduğu için her 

yere rahatça gidip geldik. 

Belçika ve Pakistan’da da yaşanan saldırılar ile terör; 

haber ajanslarının gündelik malzemesi haline geldi. 

Saldırının yapıldığı yerin coğrafyadaki konumuna 

göre dünya kamuoyunun tepkisinin şiddeti belirlendi. 

Belçika’ya “Je Suis Brussels”, bize “we’re sorry but only 

3% of Turkey is in Europe”, Pakistan’da ölen çocuklara 

ise koca bir sessizlik… 

İnsan hayatının bu kadar ucuz olduğu bir ortamda kendi 

hayatımıza değer katmak için yaptığımız çalışmalardan 

bahsetmek içimizden gelmiyor. Baş sağlığı dilemeye 

adeta yüzümüz kalmadı. Kaybettiğimiz gençlerin 

fotoğraflarını gördükçe, hikayelerini okudukça ister 

istemez irkildik. Tipini beğenmediğimiz her sırt 

çantalıya garip garip baktık. Kenarda dörtlüleri yanan 

lüks arabanın yanında durmak istemedik. Metrobüse 

yürürken dedik ki acaba? 

Dünya liderleri gündelik iç çekişmeleri bırakıp, sorunun 

merkezine ne zaman inecek? Bu silahları, patlayıcıları 

hangi ülkeler, hangi tesislerde üretiyor? Kimlere satıyor? 

Papa’nın dediği gibi masalları bırakıp silah kaçakçıları 

mücadele etmeye ne zaman başlayacaklar acaba? 

Bunların dışında iyiyiz işte… Muhteşem bir Rektörümüz 

var. Sohbet etmekten ve proje tartışıp, geliştirmekten 

büyük keyif alıyoruz. Üniversitemizdeki önemli 

pozisyonlara çok sevdiğimiz büyüklerimiz hak ederek 

gelmiş. Sistem oturmuş, büyümeye başlamışız… 

Tiyatromuz iyice iş yapmaya başlamış. Mezun 

oyunlarında takımlarımız oluşmaya başlamış. Köprüden 

Önce Son Çıkış İnsan Kaynakları Zirvemizin ikincisini 

yapmışız… Görsel medyada haberlerimiz çıkmış… 

Son olaraktan üniversitemizdeki kariyerine son veren 

çok sevgili Yaman Durusoy’a değinmek istiyorum. Beni 

tanıyan herkes Yaman Ağabey ile öğrencilik yıllarından 

gelen çok samimi bir ilişkimiz olduğunu bilir. Kişiler, 

mevkiler geçici, kurumlar bakidir. Üniversitemizde 

de bunun böyle olması gayet normaldir. Son olarak 

Kuştepe Kampüs Amirliğini yürüten Yaman Durusoy 

ile hemen hemen aynı senelerde BİLGİ ailesine katıldık. 

Hayatımızın en güzel yılları olan öğrencilik anılarımızın 

en önemli figürlerinden oldu. Üniversitemizin evimiz 

haline gelmesinde katkısı en çok olanlardan biriydi. 

Kuştepe Kampüsü bize bu kadar sıcak geldiyse 

bunda O’nun varlığının çok büyük katkısı olduğunu 

belirtmeliyim. En azından benim BİLGİ’m de çok önemli 

bir yeri vardı. Kendisine emekleri için teşekkür ediyor, 

yeni kariyerinde başarılar diliyoruz… 

Saygılarımla, 

DOĞUŞCAN OTO 


Mezunlar Derneği Başkanı 

doguscanoto@bilgi.edu.tr 


- HABERLER - 

BİLGİ mezununun işi hazır! 

IPSOS tarafından gerçekleştirilen ve vakıf ile devlet üniversitelerini kapsayan araştırmaya göre, İstanbul 

Bilgi Üniversitesi mezunlarının 6-12 ay içinde iş bulma oranı yüzde 85 ile Türkiye ortalamasına fark attı! 

İstanbul Bilgi Üniversitesi mezunlarının yüzde 59’u ise 6-12 ay içinde kendi öğrenim alanında iş bulma 

şansına sahip! 

İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden mezun 

olanın işi en fazla bir yılda hazır. 

Türkiye’nin ilk vakıf üniversitelerinden 

İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden mezun 

olanların ilk 6-12 ay arasında iş bulma 

oranının yüzde 85 düzeyinde olduğu, bu 

rakamın diğer vakıf üniversitelerinde 

yüzde 78, devlet üniversitelerinde 

ise yüzde 63 düzeyinde gerçekleştiği 

belirlendi. 

Araştırma kuruluşu IPSOS tarafından 

gerçekleştirilen Bilgi Employability 

Research sonuçlarını açıklayan İstanbul 

Bilgi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. 

Mehmet Durman, İstanbul Bilgi 

Üniversitesi mezunlarının işe yerleşme 

konusunda diğer vakıf ve devlet 

üniversitelerinden önde olduğuna 

dikkat çekerek, “Mezunların ilk 6-12 

ay arasında iş bulma oranında Türkiye 

ortalaması da yüzde 67 düzeyinde. 

İstanbul Bilgi Üniversitesi yüzde 85 ile 

oldukça önde” dedi. 

Mezun olmadan bile iş 

buluyorlar! 


öğrencilerinin aynı zamanda mezun 

olmadan çalışmaya da başladıklarını 

ve rahatlıkla iş bulduklarını da 

vurgulayan Prof. Dr. Mehmet Durman, 

“Bu şekildeki öğrencilerin oranı Bilgi 

Üniversitesi’nde yüzde 26, diğer vakıf 

üniversitelerinde yüzde 13, devlet 

üniversitelerinde ve Türkiye ortalaması 

olarak yüzde 14 düzeyinde” dedi. 

İstanbul Bilgi Üniversitesi Rektörü 

Prof. Dr. Mehmet Durman, “Okul 

için değil yaşam için öğrenmeliyiz” 

ilkesiyle yola çıkan ve 1996 yılında 

kurulan İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin 

20 yıl içinde hem eğitim kalitesi hem 

de mezunlarına hayata karışmasında 

verdiği destekle de önemli bir yere 

sahip olduğunu sözlerine ekledi. 

Eğitimini aldığı alanda iş bulma 

oranı yüzde 59 

İstanbul Bilgi Üniversitesi Mezunlar 

Derneği Bilgim ve Talent Army 

işbirliğiyle santralİstanbul’da 

gerçekleştirilen ‘Köprüden Önce Son 

Çıkış İnsan Kaynakları Zirvesi’nde 

konuşan Rektör Durman, “Türkiye’deki 

mezunların yüzde 85’ini kapsayan bu 

araştırmaya göre, ilk 6-12 ay arasında 

kendi öğrenim alanında iş bulma 

oranı Bilgi Üniversitesi’nde yüzde 59’a 

ulaşırken diğer vakıf üniversitelerinde 

yüzde 57, devlet üniversitelerinde ise 

yüzde 29’da kalıyor. Türkiye ortalaması 

da yüzde 29’la sınırlı” açıklamasını 

yaptı. 


- HABERLER - 

Kariyer Günleri 

14-15 Nisan’da 

14-15 Nisan 2016 tarihlerinde Kariyer Günleri kapsamında tüm gün kampüs 

genelinde fuaye alanlarında yer alacak stantlara ek olarak eğitimler, atölye 

çalışmaları, seminerler ve panel oturumları olacak. 

Neler Yapılacak? 

İş ve staj ilanlarının duyurulması: İlgili 

kurumların iş ve staj ilanları BİLGİ 

öğrenci ve mezunlarının üye olduğu 

www.bilgikariyer.com web sitesinde 

yayınlanacak olup, öğrencilere direkt 

e-mailing, sosyal medya ve etkinlik 

alanında ilan panosu yoluyla da 

iletilecektir. 

Stant Alanları: Kurumların kendilerini 

tanıtmaları, işe alım faaliyetlerinde 

bulunmaları ve öğrencilerle tanışmaları 

için kampüs içinde stant alanları 

sağlanacaktır. Stant katılımı ile ilgili 

İki yeni UFUK2020 Projesi 

BİLGİ Avrupa Birliği Enstitüsü’nün yer aldığı önemli iki uluslararası akademik konsorsiyum AB Komisyonu Horizon 2020 

Çerçeve Programı kapsamında ödüllendirilerek hibe alma hakkını kazandı. Nisan ayında başlayan her iki proje 36 ay süreli 

olup her bir projenin toplam bütçesi 2,5 Milyon Avro olarak belirlendi. 

“Critical Heritages”(CoHere) projesi kapsamında 

“Avrupalılık” hissini veren unsurlar Newcastle Üniversitesi 

önderliğinde başlatılacak çalışmalarda mercek altına 

alınıyor ve araştırmacılar bu projede kültürel miras ve 

değerlerin aynı kıtada yaşayan değişik ülkelerin insanlarının 

“Avrupalılık” kavramı etrafında nasıl bir araya gelebildiğini 

veya yabancılaşabildiğini inceliyor. 

Avrupa Birliği tarafından 2,5 Milyon Avro fon alacak projede 

detaylı bilgi şöyle: 

Kurumsal Tanıtım Oturumları: 

Kurumların kendi yapılarını, 

işleyişlerini ve işe alım süreçlerini 

öğrencilere toplu halde 30-45 dakikalık 

oturumlar düzenlenecektir. 

Kampüste Mülakat: Kariyer günleri 

dâhilinde kurumların kampüs içinde 

iş görüşmeleri yapabilmeleri için 

görüşme odaları temin edilecektir. Oda 

kapasitesi sınırlı olduğu için bu isteğin 

4 Nisan 2016 tarihine kadar Kariyer 

Merkezine iletilmesi gerekiyor. 

AB ve aday ülkelerden 12 ayrı kurum partner olarak yer 

alıyor ve projede Türkiye’yi Bilgi Avrupa Birliği Enstitüsü, 

Prof. Dr. Ayhan Kaya (Uluslararası İlişkiler Bölümü ve 

“European Politics of Interculturalism” Jean Monnet 

Kürsüsü) temsil ediyor. 

“AB-Türkiye İlişkilerinin Geleceği” (FEUTURE) projesi ise 

AB-Türkiye ilişkileri anlatılarını, değişimin dinamiklerini, 

gelecek için olası senaryoları ve tüm bu faktörlerin 

AB-Türkiye ilişkileri, komşu bölgeler ve küresel boyuta 

getirebileceği siyasal çıkarımları inceliyor. 

Toplam bütçesi 2,5 Milyon Avro olacak projede AB-Türkiye 

İlişkileri altı tematik boyut (siyasal, ekonomik, güvenlik, 

enerji, göç, kimlik) üzerinden ele alınarak dört değişik 

düzey açısından inceleniyor: AB, Türkiye, komşu bölgeler ve 

küresel boyut. 

11 prestijli akademik kurumdan oluşan konsorsiyumun Köln 

Üniversitesi önderliğinde çalıştığı FEUTURE projesinde 

İstanbul Bilgi Üniversitesini Avrupa Birliği Enstitüsü 

çalışmalarını, Doç. Dr. Senem Aydın (Uluslararası İlişkiler 

Bölümü, “EU Political and Administrative Studies” Jean 

Monnet Kürsüsü) koordine ediyor. 


- HABERLER - 

Müziğin köklerine uzanan kapsamlı 

bir çalışma: Müzik Etnolojisi 

İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, müziğin toplumsal, kültürel ve tarihsel arka planını 

inceleyen “Müzik Etnolojisi” adlı kitabı okurla buluşturuyor. Yerel ezgileri ve enstrümanları 

kökleriyle birlikte ele alan kitap, bu alandaki birikime farklı bir bakış açısı getiriyor. 


Yayınları’ndan çıkan Müzik 

Etnolojisi, sosyal bilimler 

alanında günümüzde önemli bir 

yer edinen Etnomüzikoloji’nin; 

tarihsel gelişimini, metodolojik 

farklılıklarını ve günümüzdeki 

konumunu ortaya koyuyor. 

Doç. Dr. Murat Bulgan’ın 

Türkçeleştirerek derlediği 

kitap; müzik üretimi sürecinin 

sosyoekonomik ve politik boyutuna 

ışık tutuyor. 

Yerel müzik ve enstrümanlarının 

toplumsal ve kültürel açıdan 

sembolik anlamlarını tartışan, 

müzik alanını farklı bir boyutta inceleyen kitap, 

üç bölümden oluşuyor. İlk bölümünde, müzik 

etnolojisinin İkinci Dünya Savaşı öncesi Avrupa’da 

ve Amerika’da uygulanışı ve içeriği ele alınıyor. 

İkinci bölümde, savaş sonrası değişen toplumsal 

algının bilim dalını nasıl etkilediği ve dönüştürdüğü 

tartışılırken, bu dönemde bilim dalı alanının nasıl 

genişlediğine ve bu dönüşümlerin metodolojiye 

nasıl yansıdığına değiniliyor. Üçüncü bölümde ise 

etnomüzikolojinin günümüzde aldığı son hali ve 

akademik alanındaki yeri irdeleniyor. 

İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları’nın 

“Kültürel İncelemeler” dizisi içinde yer alan 

çalışma, müzik etnolojisine disiplinler arası, 

akademik, metodolojik ve tarihsel bir perspektif 

kazandırıyor. 

“Özgür Doğaçlama Gecesi” 

müzikseverleri bekliyor 

İstanbul Bilgi Üniversitesi Müzik Bölümü tarafından 7’ncisi 

düzenlenen “BİLGİ Yeni Müzik Günleri” 12 Nisan Salı günü 

Özgür Doğaçlama Gecesi’yle devam ediyor. 

Formun önceden tasarlanmadığı, tüm ses olaylarının gerçek 

zamanlı ve kolektif olarak örgütlendiği Özgür Doğaçlama Gecesi’nde 

alanının önde gelen sanatçıları müzikseverlerle buluşacak. 

Konserde AlasNoAxis, Pachora ve BB&C gibi projelerin yanı sıra 

solo işleriyle de göze çarpan Seattle’lı davulcu Jim Black, 10 seneyi 

aşkın bir süredir beraber çalışmalarını sürdüren Oğuz Büyükberber 

ve Tobias Klein’ın Amsterdam merkezli Klarnet Duo’su ve İTÜ 

MİAM’da faaliyetlerini sürdüren oda müziği topluluğu Karakulak 

Ensemble sahne alacak. 

İstanbul Bilgi Üniversitesi Müzik Bölümü tarafından 12 Nisan Salı 

günü COOP’ta düzenlenecek “Özgür Doğaçlama Gecesi” ücretsiz 

olup tüm katılımcılara açık olacak. 


#k z g ti 

D ız ı v k m y yı 

A ım f k 

ı 

D k k k ç ım k y z? 

MYRU T H OGYM® ızı ızı y 

y k ım f k ı ızı tı z 

A ım z 

ğ 

V y z y 

A ım z ğ z ? 

MYRU T H OGYM® z yg v 

güv ım z ğ z m ızı 

ğ 

A ım vüc 

g 

D ğ m k y z? 

MYRU T H OGYM® y ç k m z 

ğ v m yı m m z v ğ vüc 

y k z g ti m y ğ 

AVV LTD T 0212 310 50 55

Tomurcuk Ressamların 

Sergisi BİLGİ’de 

- HABERLER - 

İstanbul Bilgi Üniversitesi, 8 - 12 Mart 2016 tarihlerinde özel 

bir sergiye ev sahipliği yaptı. Tomurcuk Vakfı’ndaki down 

sendromlu bireylerin yaptığı resimler ile kadın haklarına dikkat 

çeken öykü ve şiirler, Çağdaş Sanatlar Müzesi’nde sergilendi. 

İstanbul Bilgi Üniversitesi Çağdaş Sanatlar Müzesi’nde 8 Mart 2016 

tarihinde açılan sergide, Tomurcuk Vakfı’ndaki down sendromlu 

bireylerin çizdiği yaklaşık 30 resim sanatseverlerle buluştu. Sergi 

kapsamında, kadın hakları ve kadının toplumdaki yeri ile ilgili 

yazılmış şiir ve öykülerden bir seçki de ziyaretçilere sunuldu. 

Serginin bir köşesi ise kadına yönelik şiddet haberlerine ayrıldı. 

Zihinsel engelli bireylerle ilgili toplumsal bilinç oluşturmanın 

yanı sıra kadın hakları ve kadına yönelik şiddet konusuna dikkat 

çekmeyi amaçlayan sergi, 12 Mart tarihinde son buldu. 

Yerel demokrasi sorunsalı konuşuldu 

İstanbul Bilgi Üniversitesi Göç 

Çalışmaları Uygulama ve Araştırma 

Merkezi, yerel demokrasi sorunsalı 

çerçevesinde büyükşehir belediye 

meclislerinin yapısı ve işleyişi 

konusunda on ilde büyükşehir 

belediye meclis üyeleri ile yüz yüze 

görüşmelere dayanan bir araştırma 

gerçekleştirdi. 

Açık Toplum Vakfı’nın ana destekçisi 

olduğu, Friedrich Ebert Stiftung Derneği 

ve Helsinki Yurttaşlar Derneği’nin de 

birlikte katkıda bulunduğu araştırma, 

2015 yılında gerçekleştirilmiş olup 

sonuçları “Yerel Demokrasi Sorunsalı: 

Büyükşehir Belediye Meclisleri Yapısı 

ve İşleyişi” başlığı ile İstanbul Bilgi 

Üniversitesi Yayınları tarafından basıldı. 

Çalışma, içerdiği konular itibariyle 

günümüzde yeni anayasa çalışmaları 

içerisinde tartışılan yerel özerklik ve 

demokrasi konularına da ışık tutuyor. 

İstanbul Bilgi Üniversitesi Göç 

Çalışmaları Uygulama ve Araştırma 

Merkezi tarafından düzenlenen basın 

toplantısında, bu araştırmanın bulguları 

kamuoyu ile paylaşıldı ve yerel demokrasi 

sorunsalı tartışıldı ve aynı zamanda 

kitabın ikinci baskısı da tanıtıldı. 

Zeynep Öyküm Solak yaşama veda etti 

İstanbul Bilgi Üniversitesi Ekonomi bölümü mezunu Zeynep Öyküm Solak, 

4 Mart 2016’da hayata gözlerini yumdu. Solak’ın cenazesi Ankara Kocatepe 

Camii’nde kılınan öğle namazının ardından Kırklareli’nde toprağa verildi. 

BİLGİ Ekonomi mezunlarından Zeynep Öyküm Solak, 10 yaşından beri mücadele 

ettiği diyabete yenik düştü. 21 yıl boyunca insülin tedavisi gören Solak, hastalığıyla 

ile ilgili tecrübelerini diğer hastalarla paylaşmak için Türkiye Diyabet Vakfı’nda 

eğitmenlik yapıyordu. 


Her 

Pazar 

BRUNCH 

KEYFİ 

#OlmasadaOlur 

AMA EĞİTİM OLMAZSA OLMAZ. 

Darüşşafaka’ya destek olun, 

annesi ya da babası hayatta olmayan çocuklarımızın 

geleceğini aydınlatın. 

Düzenli destekte bulunmak için 0850 222 1863’ü arayabilirsiniz. 

www.darussafaka.org

- HABERLER - 

Cinsel tacizi ve 

saldırıyı önleme birimi 

kuruldu 

2015 yılının Nisan ayından itibaren yürütülen ortak çalışmalar 

sonucunda İstanbul Bilgi Üniversitesi bünyesinde Cinsel Tacizi 

ve Saldırıyı Önleme Birimi kuruldu. Birim en temel olarak cinsel 

tacizin ve saldırının yaşanmadığı, karşılıklı saygıya dayanan özgür 

bir akademik araştırma, eğitim ve çalışma ortamının yaratılmasına 

katkıda bulunmayı amaçlıyor. 

İstanbul Bilgi Üniversitesi bünyesinde kurulan Cinsel Tacizi 

ve Saldırıyı Önleme Birimi, öncelikli olarak cinsel taciz 

veya saldırı şikâyetleri için etkili bir başvuru mekanizması 

oluşturmayı ve bu tür şikâyetlerde başvurucuya destek 

vermeyi ve başvurucuyu güçlendirmeyi hedefliyor. 

Birim tarafından aynı zamanda, cinsel tacizi ve saldırıyı 

önlemeye ve ortadan kaldırmaya yönelik eğitim faaliyetleri 

ile toplumsal cinsiyet eşitliğine ve her türlü cinsiyet, 

cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine dayalı şiddet ve 

ayrımcılığın önlenmesine dair farkındalık çalışmaları da 

gerçekleştirilecek. 

Birimin kurulması sürecinde öncelikli olarak üniversitenin 

çeşitli akademik ve idari birimlerinden katılımcıların da 

katkılarıyla İstanbul Bilgi Üniversitesi Cinsel Tacizi ve 

Saldırıyı Önleme Birimi Yönergesi ile birimin kurulmasının 

gerisindeki amaçları ve ilkeleri ortaya koyan, cinsel taciz 

ve saldırı ile mücadelede üniversitenin tüm öğrenci ve 

çalışanlarına rehberlik edecek İstanbul Bilgi Üniversitesi 

Cinsel Tacizi ve Saldırıyı Önlemeye Yönelik Politika Belgesi 

hazırlandı. 

Birimin kurulmuş olması, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin 

öğrencileri ve çalışanları için cinsiyet, cinsel yönelim, 

cinsiyet kimliği veya bir başka temelde ayrımcılığa, 

sömürüye ya da bir başka nedene dayanan her türlü cinsel 

taciz ve saldırıdan arınmış bir üniversite ortamı yaratmak 

konusundaki kararlılığını da bir kez daha ortaya koyuyor. 

BİLGİ Psikoloji Programı’na TPD akreditasyonu 

İstanbul Bilgi Üniversitesi Psikoloji bölümü, Türk Psikologlar Derneği tarafından akredite edildi. 

İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi 

Psikoloji Lisans Programı, Türk Psikologlar Derneği (TPD) 

tarafından 12 Şubat 2022 tarihine kadar akredite edildi. 

Yükseköğretim Kurulu tarafından Psikoloji Lisans Programları’na 

akreditasyon verme konusunda yetkilendirilmiş bir kurum olan 

TPD, bugüne kadar Türkiye ve KKTC’deki 77 Psikoloji Lisans 

Programı içinden sadece 9 programa akreditasyon vermiştir. 

TPD tarafından verilen bu akreditasyon; her dersteki öğrenci 

sayısı, başarı bilgisi, yurt dışı değişimi, staj ve diğer öğrenci destek 

programları, kütüphane-laboratuvar donanımları gibi ayrıntılı 

verileri içeren raporların geçmiş dört yıla yönelik hazırlanması, 

akreditasyon için saha araştırma ve incelemesi yapılması gibi 

süreçleri kapsıyor. 


- HABERLER - 

İstanbul sanatla uyanmaya 

hazırlanıyor! 

4. İstanbul Çocuk ve Gençlik Sanat 

Bienali kapsamında düzenlenecek 

yüzlerce etkinlik, 19 Nisan-23 Mayıs 

tarihleri arasında şehrin farklı sanat 

mekânlarında, meydanlarında ve 

şehir hatları vapurlarında her yaştan 

İstanbulluyla buluşacak. 

4. kez gerçekleşecek olan bienalin 

konsepti ise ‘Uyandırma Servisi: 

Günaydın’. Bienal çocuk ve gençlerin 

çok sayıda görsel sanatlar projesini 

iki büyük sergi ile Salı Pazarı -Antrepo 

1 ve MKM Beşiktaş Çağdaş Sanat 

Galerisi’nde sergileyecek. Bienal 

programı, müzik ve sahne sanatları 

alanlarında da zengin bir içerikle 

karşımıza çıkıyor. Atölye ve eğitim 

programlarında ise, çocuklara/ 

gençlere ve yetişkinlere yönelik çok 

sayıda etkinlik yer alıyor. 

Etkinlikler arasında Hande İyicil’in 

çocuklarla hikaye yazmak ve 

hikayeyi resimlerle görselleştirmek 

atölyesi, Hollandalı kitap sanatçısı 

Els ter Horst’ün kitap türleri 

hakkında uygulamalı çalışmaları, 

Alman sanatçı Cornelius Braendle 

ve Hollandalı sanatçı Hanneke van 

der Hoeven’ın çocuklar ile sağlığa 

zarar vermeyen malzemelerle baskı 

atölyesi yer almakta. 

Hollanda Konsolosluğu, Aksanat 

ve Beyoğlu Belediyesi tarafından 

desteklenen; Bienal tarafından 

yürütülen, özellikle dezavantajlı 

bölgelerdeki ve Suriyeli göçmen çocuklarla 

birlikte yapılan ‘Kitabını Yap’ projesi de 

bienal kapsamında ele alınmakta. 

Bienalin reklam 

kampanyası 

BİLGİ’lilerden 

Bu yıl İstanbul Bilgi 

Üniversitesi, Reklamcılık 

Programı da bienalin 

reklam kampanyasını 

üstlenmiş 

bulunuyor. Son 

sınıf öğrencilerinin, 

uygulamalı ders 

kapsamında 

başlattıkları ve şu 

an gönüllü olarak 

sürdürdükleri 

reklam kampanyası 

‘Uyandırma Servisi: 

Günaydın’ konspeti 

etrafında oluşturuldu. 

Online ve offline tüm 

mecraların kullanıldığı 

yaratıcı kampanya 

çalışması Yunus Emre 

Akan, Vasil Vingas, Burak 

Nogay, Demre Çankara, 

Levent Pancar, Gizem 

Gündal, Mert Öktem, 

Ali Sina Gürsu, 

Sinem Aziz, Kübra 

Gizem Ağca ve Dalia 

Kittani tarafından 

hazırlandı. 

Televizyon reklamı 

ise Sinema Yüksek 

Lisans öğrencisi 

Baran Şaşoğlu 

tarafından çekildi. 

Kampanya nisan 

ve mayıs aylarında 

tüm mecralarda 

uygulanacak. 


- SERTİFİKA - 

İnsan Kaynakları 

ve Bordro 

Uygulamaları 

MARKANIN TEMELLERİ 

İNŞA EDİLİYOR 

Son yıllarda gerek pazarlama alanında 

gerekse de günlük yaşamda çok sık 

kullanılan marka kavramının ne olduğu, 

markanın hangi unsurlardan oluştuğu, 

marka isimlendirme, genişletme, deneyim 

gibi temel kavramların paylaşılacağı ve 

bir markanın nasıl yönetilmesi gerektiğini 

anlatan, “marka kavramının temelleri”ni 

ifade eden bir seminerler dizisi. 

Tarih: 9-16-30 Nisan 7 Mayıs 2016 

(Cumartesi günleri 10.00-12.00 ve 13.00- 

15.00 saatleri arasında) 

Süre: 16saat 

Ücret: 650 TL ( KDV dâhil) 

Eğitim Yeri: santralistanbul 

Program; insan kaynakları uzmanı olma ve hangi 

becerilerle davranılması gerektiği sorularına en 

etkin cevabı verecek bilgileri içermekte, insan 

kaynakları uzmanlık süreçlerinde temelden 

uygulama uzmanlığına kadar tüm aşamaları 

eksiksiz kapsamaktadır. 

Konularında uzman tüm İnsan Kaynakları 

yöneticilerinin ve uzmanların bordroya ilişkin 

tüm mevzuat ve hesaplama yöntemleri hakkında 

geniş bilgi sahibi olabilmeleri ve yürürlükte 

olan güncel personel özlük bilgilerini çeşitli 

durumlarda yorumlayarak; muhasebe ve diğer 

departmanlarla bilgi alışverişinin yapılma 

şekilleri ile ilgili yasalar hakkında bilgilerini 

tazelemeleri ve yenilikleri takip etmeleri 

hedeflenmektedir. İnsan kaynakları ve bordro 

uygulamaları eğitimleri katılımcılara konusunun 

uzmanı akademisyenler ve eğitimciler 

tarafından uygulama örnekleri ve Orka Program 

yapımcılarının eşliğinde verilmektedir. 

Tarih: 14 Mayıs – 11 Haziran 2016 Cumartesi 

günleri 09.00 - 18.00 saatleri arasında 

Süre: 40 Saat 

Ücret: 2.450 TL (KDV dâhil) 



- SERTİFİKA - 

örneklerle katılımcılara uygulamalı olarak 

aktarılacaktır ve sertifika verilecektir. 

Tarih: 30 Nisan – 14 Mayıs 2016 

(Cumartesi günleri 10.00 – 17.00 saatleri 

arasında) 

Süre: 3 hafta, 18 Saat 

Ücret: 850TL (KDV dâhil) 


Mimari 

Aydınlatma 

Tasarımı 

Dünyada yoğunlukla rağbet görmesine rağmen 

ülkemizde ihtiyacın çok gerisinde faydalanılan bir 

profesyonellik olan Mimari Aydınlatma Tasarımı 

Türkiye’de bir ilk olarak Bilgi Eğitim çatısı altında 

bir eğitim programı olarak sunuluyor. Gündelik 

hayatımızın tüm alanlarında bizimle olan “ışık” 

kavramını, yapı-alan-atmosfer ekseninde konunun 

uzman profesyonellerinin katılımıyla kapsamlı 

olarak işleyecek program profesyonellerin yanı sıra 

bu yükselen sektöre ilgi duyanlara güçlü bir altyapı 

sağlayacak şekilde tasarlandı. 

Tarih: 2 Nisan – 7 Mayıs 2016 

Süre: 5 hafta, 30 Saat 

Ücret: 2000 TL (KDV dâhil) 


Edip Cansever 

Şiirine Yeniden 

Bakmak 

28 Mayıs 2016, usta şairin ölümünün 30. yılı. 

Biz de bu program vesilesiyle şairin şiirini 

yeniden irdelemeyi düşündük. Modern Türkçe 

Şiiri yakından izleyenler için özenli, doyurucu 

ve okura yeni duyarlılıklar, düşünceler ve 

vizyon kazandıracak bir program bu. 

Tarih: 7 Mayıs 2016- 28 Mayıs 2016 

Cumartesi günleri 10.00 – 13.00 saatleri arası. 

Süre: 4 hafta, 12 saat 

Ücret: 200 TL. (KDV dâhil) 

Moda Markası 

Geliştirme ve 

Yönetimi 

Günümüzde moda dünyasında marka 

sunulan ürün ve hizmetlerin çok daha 

ötesinde bir tüketici deneyimi olarak 

algılanmaya başladı. Bir moda markasını 

rakiplerinden ayrıştıran bir marka 

felsefesinin ürün, iletişim ve perakendeye 

aktarılabilmesi başarının önkoşulu olarak 

görülmekte. Tüketici ve pazar dinamiklerine 

cevap verebilen ve aynı zamanda özgün 

bir yaşam tarzını yansıtan moda markaları 

yenilikçi iletişim ve perakende yöntemleriyle 

desteklendiklerinde ayrıcalıklı bir 

konumlandırmaya sahip olabilmekteler. Bu 

eğitim kapsamında moda marka geliştirme 

süreci tüm bileşenleriyle incelenecek ve 

güncel moda marka yönetimi globalden 

İlaç Sektörü Ürün 

Müdürü Eğitimi 

(6.Dönem) 

İlaç Endüstrisi katı kuralları, karışık iş süreçleri, 

çok çeşitli müşteri grupları ve sert rekabetine 

rağmen, köklü geçmişi, yarattığı dinamik 

çalışma ortamı ve sağladığı olanaklar ile yıldızı 

parlayan sektörlerin başında gelir. Ürün 

Müdürlüğü, bu sektördeki en kritik rollerden 

biridir; bu zorlu görevi layıkıyla yerine getirenler 

kariyer basamaklarını daha hızla tırmanma 

fırsatına sahip olurlar. Sektörün deneyimli üst 

düzey yöneticilerinin teori ile gerçek hayatın 

nasıl çalıştığını anlatacağı, katılımcıları daha 

donanımlı kılmak ve kariyerlerinde daha 

avantajlı pozisyona getirmek için tasarlanmış 

48 saatlik program santralistanbul kampüsünde 

gerçekleşecektir. 

Tarih: 7 Mayıs – 25 Haziran 2016 

(Cumartesi günleri 10.00 - 17.00 saatleri 

arasında) 

Süre: 48 Saat 

Ücret: 2.450 TL (KDV dâhil) 


İşe Alımda 

Sürdürülebilirlik 

ve Yetenek 

Yönetimi 

Cambridge English: Key (KET) sınavı hazırlık 

kursları başlangıç seviyesini tamamlamış 

olan adaylar için 60 saatlik (10 haftalık) bir 

kurstur. Kursun amacı öğrencilerinin Avrupa 

dil kriterlerine göre A2 seviyesi tamamlamasını 

sağlamaktır. 

Kurs sonunda katılımcılara İstanbul Bilgi 

Üniversitesi - Bilgi Eğitim kurumu tarafından 

ayrıca bir “Kurs Katılım Belgesi” verilir. Ders 

kitabı, materyaller ve sınav için katılımcılardan 

ayrıca bir ücret talep edilmez. 

Tarih: 7-8 Mayıs 2016 (Cumartesi ve 

Pazar Günü) 

Dersler: 10.00 – 13.00 ve 14.00 -17.00 saatleri 

arasında gerçekleşmektedir. 

Ücret: 780 TL.(KDV Dâhil) 


- KİTAP YAYINEVİNDEN - 

Bilinmeyen yönleriyle Halide Edib 

Kitabın Adı: Halide Edib ve Siyasal Şiddet – 

Ermeni Kırımı, Diktatörlük ve Şiddetsizlik 

Yazarın Adı: Hülya Adak 

Sayfa Sayısı: 208 

Halide Edib, düşünce ve edebiyat dünyamızda daha 

çok yazar ve romancı olarak tanınır. Diğer yandan 

onun özellikle Milli Mücadele dönemindeki “asker” 

kimliği; daha sonra hakkında yapılmış olan “resmi” 

suçlamalara rağmen, yine de Cumhuriyet’in kalıplaşmış 

resmi öğretisinde bir övünç vesilesi olarak sunulur. 

Hülya Adak, Halide Edib ve Siyasal Şiddet adlı bu 

çalışmasında ise tüm bilinen ve genel olarak kabul 

gören görüşlerin dışına çıkarak “ezber bozucu” bir 

bakış açısıyla bambaşka bir Halide Edib portresi 

çiziyor. Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi olan 

Hülya Adak, gerçek anlamda “ezber bozacak” bu 

çalışmasında; hayatı boyunca hep “başa güreşmiş” 

bir aydın olan Halide Edib Adıvar’ın entelektüel ve 

siyasal bir kişilik olarak ne kadar karmaşık ve zor 

bir karaktere sahip olduğunu da ortaya koyuyor. 

Türk Aleviliğinin İnşası 

Kitabın Adı: Türk 

Aleviliğinin İnşası – 

Oryantalizm, Tarihçilik, 

Milliyetçilik ve Din Yazımı) 

Yazarın Adı: Markus 

Dressler 

Çeviren: Defne Orhun 


Almanya’da halen 

Bayreuth Üniversitesi 

Din Bilimleri bölümü 

öğretim üyesi, din tarihi, 

Türkiye’de din politikaları 

ve özellikle Alevilik 

üzerine çalışmaları olan 

Doçent Markus Dressler 

bu kitabında, Aleviler ve 

Alevilik üzerine hâkim ve 

süregelen bilgi kalıplarını 

“tarihselleştirme” 

amacını güdüyor. 

Yazara göre Aleviliğin ve 

Alevilerin “heteredoks” 

ama Müslüman olarak, 

Türk kültürü içinde ve 

bu kültürün bir öğesi 

görülmesi çok eski bir 

olgu değildir. Bu olguya 

kaynaklık eden bilgi, 

Osmanlı’nın son yılları ile 

Türkiye Cumhuriyeti’nin 

ilk yıllarında çerçevesi 

çizilen, dinî ve etnik 

farklılıklara ilişkin 

yeni söylemlerin 

ortaya çıkması ve 

hepsinden önemlisi 

Türk ulusdevletinin 

temellerinin atılmasıyla 

yaratılmıştır. 

Dressler’in bu kitabı, 

Alevi kimliği ile 

Alevilerin Türk milliyetçi 

siyasetine malzeme 

olmasının ilk dönemlerini 

ele alıyor. Özellikle 

Fuad Köprülü’nün 

İslâm içi farklılıkları 

kavramsallaştırma 

tezleri, tarihyazımı, 

sosyoloji ve ulus-inşası 

arasındaki bağlar; bu 

anlamda Köprülü ile 

Ziya Gökalp arasındaki 

“simbiyotik ilişki” ve 

Türk Tarih Tezi’nden 

dinyazımına uzanan geniş 

çerçeve, esere farklı bir 

içerik kazandırıyor. 


- KİTAP YAYINEVİNDEN - 

Ruh, Zihin ve Psikanalist 

Kitabın Adı: Ruh, Zihin ve 

Psikanalist: Psikotik Yönleri 

Olan Hastalarla Psikanalitik 

Çerçevenin Yaratılması 

Yazarın Adı: David Rosenfeld 


Rosenfeld bu kitabında, psikotik 

yönleri olan zor hastalarla yaptığı 

çalışmaları anlatıyor. Analitik 

düşünebilmeye devam ederek 

anlaşılmazı anlaşılır kılmaya 

çalışırken analitik çerçeveyi 

ve karşıaktarımı nasıl ön açıcı 

bir şekilde kullandığını ve 

uygulamadan kaynaklanarak 

kuramsal katkılarını nasıl 

oluşturduğunu bizi zengin ve canlı 

bir deneyimin içine alarak sunuyor. 

Thomas Ogden’in önsözü ile 

başlayan Ruh, Zihin ve Psikanalist 

adlı bueser, aynı zamanda Ayla 

Yazıcı’nın hastane ortamında 

psikotik hastalar ve kurum 

çalışanları arasındaki ilişkinin 

farklı yönlerini samimiyetle ele 

aldığı Akıl Hastanesinde Psikanalist 

Olmak isimli bölümünü de içeriyor. 

İnsan Hakları 

Evrensel Bildirisi ve Türkiye 

Kitabın Adı: İnsan Hakları Evrensel 

Bildirisi ve Türkiye (1945-1948) 

Yazarın Adı: Rona Aybay 


Tüm akademik yaşamı insan 

hakları uğruna mücadele ile 

geçmiş; Bosna-Hersek İnsan 

Hakları Mahkemesinde yedi yıl 

boyunca Avrupa Konseyi tarafından 

seçilen uluslararası yargıçlar 

arasında görev yapmış, Avrupa 

İnsan Hakları Mahkemesi’nin 

etkinliğini arttırmak için Avrupa 

Konseyi tarafından seçilen 11 kişilik 

“Akil Kişiler Grubu” üyeliğinde 

bulunmuş Prof. Dr. Rona Aybay, bu 

kitabında İnsan Hakları Evrensel 

Bildirisi’ne ilişkin çalışmaların nasıl 

başladığını, son şeklini alıncaya 

kadar hangi aşamalardan geçtiğini 

belgelere dayanarak açıklıyor. 

Prof. Aybay, bu değerli çalışmasının 

ilk bölümünde, Soğuk Savaş 

ortamının BM çalışmalarına 

yansımalarını, genel kurulda Mısır, 

Ekvador, Yugoslavya, Suriye ve 

Sovyetler Birliği adına yapılmış 

konuşmaları ve maddelere ilişkin 

kimi oylama sonuçlarını anlatıyor. 

Müzik Etnolojisi 

Kitabın Adı: Müzik Etnolojisi 

Derleyen ve Çeviren: Murat Bulgan 


Etnomüzikoloji, sosyal bilimler 

alanında günümüzde oldukça 

önemli bir yer edinmiştir. Özellikle 

disiplinlerarası bir konumda 

bulunması ve tarih, sosyoloji, 

antropoloji ve matematik gibi 

bilim dallarından yararlanması, 

müzik etnolojisini diğer müzik 

bilimlerinden ayrı bir yere 

koymaktadır. İcra edilen müzik 

türlerinin ve enstrümanların 

toplumsal, kültürel ve tarihsel arka 

planını inceleyen bu alan, müzik 

üretimi sürecinin sosyoekonomik 

ve politik boyutuna ışık tutmak 

gibi bir karaktere sahiptir. 

Bir bilim dalı olarak müzik 

etnolojisinin müzik alanına ait 

olmasının yanı sıra yerel müzik 

ve enstrümanlarının toplumsal 

ve kültürel açıdan sembolik 

anlamlarını tartışan, müzik alanını 

farklı bir boyutta inceleyen bir 

disiplin olması, kitabı ilgi çekici 

kılan etmenlerden biridir. İstanbul 

Bilgi Üniversitesi Yayınları 

olarak, müzik etnolojisine dair 

disiplinlerarası, akademik, 

metodolojik ve tarihsel bir 

perspektif kazandırması 

açısından bu değerli çalışmanın 

çevirisini okurlara sunmaktan 

mutluluk duyuyoruz. 



BİLGİ 

ENERJİ 

TÜRKIYE’NIN YÜKSELEN SEKTÖRLERINDEN 

ENERJI, YENI YATIRIMLARLA BÜYÜYOR. 

SEKTÖR HEM ULUSLARARASI HEM DE YERLI 

YATIRIMCILARDAN BÜYÜK BIR ILGI GÖRÜYOR. 

Enerji sektöründe son yıllarda izlenilen yol haritasıyla 

yerli ve yenilenebilir kaynaklara yapılan yatırımlar 

artıyor. Yatırımların artmasıyla Türkiye’nin 

yenilenebilir enerji portföyüne rüzgâr ve güneş gibi 

yenilenebilir kaynaklar da ekleniyor. 

Global ve yerel ölçekte multidisipliner bir yapıya 

kavuşan enerji sektörü, başarılı isimlerin katkılarıyla 

ilerliyor. Bu sektörde yer alan BİLGİ’lilerle konuştuk 

ve enerjiye dair sorularımızı sorduk. Keyifle okumanız 

dileğiyle... 

Hazırlayan: Aynur Tekin 


- DOSYA ENERJİ BİLGEHAN BAHÇIVAN - 

Bilgehan Bahçıvan 

ENERJİ SEKTÖRÜNDE 

ÇALIŞMAKTAN HEYECAN 

DUYUYOR 

BİLGİ Uluslararası İlişkiler mezunlardan Bilgehan Bahçıvan, global 

ölçekte faaliyet gösteren OMV Enerji’de Kıdemli Özel Müşteriler Müdürü 

olarak çalışıyor. Uluslararası politika literatürüne hâkim olan Bahçıvan, 

öğrencilik yıllarından itibaren üst düzey sorumluklar üstleniyor. 

Röportaj: Aynur Tekin 

Fotoğraf: Turgay Arıcı 


- DOSYA ENERJİ BİLGEHAN BAHÇIVAN - 

Viyana merkezli 

enerji şirketi 

OMV Enerji’de 

Gaz Satışları 

Bölümü’nde 

Senior Key 

Account Manager (Kıdemli Özel 

Müşteriler Müdürü) olarak çalışan 

Bilgehan Bahçıvan, Türkiye’nin önde 

gelen şirketlerine doğalgaz tedariki 

süreçlerini yürütüyor. 

Erasmus’a giden ilk öğrencilerden 

Üniversite tercihini 2000 yılında yapan 

Bahçıvan, BİLGİ’yle tanışma serüvenini 

şöyle anlatıyor: “Benim için önemli 

olan şey, değerli 4 yılımı geçireceğim 

üniversitenin ülkenin önde gelen 

vizyoner, özgürlükçü ve uluslar arası 

bir anlayışa sahip üniversitelerinden 

biri olmasıydı. Her alanda çeşitliliğe 

önem veren BİLGİ ile bu noktada 

örtüştüğümüzü düşündüm. Zaten 

Bilgi’nin bu yaklaşımları sayesinde 

ülkede Erasmus değişim programına 

katılan ilk öğrencilerden biri oldum.” 

Problemleri analitik 

yöntemlerle çözüyor 

Bahçıvan, işi ve yaşam tarzım gereği 

yurt içi ve dışında sıklıkla seyahatler 

yapıyor ve yeni insanlarla tanışıyor. 

Bahçıvan, “Tanıştığım insanların büyük 

bir kısmı deneyimli ve alanlarında 

önde gelen insanlar. Onlarla yaptığım 

sohbetlerde kendimi her zaman 

rahat ve özgüvenli hissetmişimdir. 

Bunun yanında herhangi bir sorunda 

paniklemeyip sorunun kökenini 

bulup analitik yöntemlerle çözmeye 

çalışma ve konu üzerine araştırma 

motivasyonum hep yüksek oldu. 

Bunda üniversitemin de büyük 

katkısı olduğunu düşünüyorum” diye 

konuşuyor. 

Eğitimini, BİLGİ’de Uluslararası 

İlişkiler bölümünde tamamlayan 

Bahçıvan, İşletme bölümünde de yan 

dal yapmış. Edindiği bu birikimle 

ve kişilik özellikleriyle birlikte son 

sınıfta hangi alanda çalışmaktan zevk 

alacağını kendisine sormuş ve “enerji” 

cevabını almış. 

Türkiye’nin özellikle son yıllarda 

ekonomik olarak hızlı bir büyüme 

kaydettiği belirten Bahçıvan, sektör 

değerlendirmesini paylaştı: “Birçok 

sektör dünyanın dört bir yanına 

ihracat yapmakla kalmıyor, içeride kişi 

başına gelirin artmasıyla tüketim ve 

dolayısıyla üretim artıyor. Bu da enerji 

pazarının büyümesi demek. Örneğin 

yıllık bazda gaz tüketimi 50 milyar 

standart metreküpe dayandı. Elektrik 

tüketimi de aynı şekilde artıyor. 

Türkiye’de yenilenebilir enerji ile ilgili 

ciddi çalışmalar da var. Bu da pazarda 

yeni fırsatlar yaratıyor. Ülkemizin 

çevresinde ve içinde çeşitli enerji 

kaynaklarının bulunmasının yanı sıra, 

siyasi olarak hareketli bir coğrafyada 

bulunuyor olması enerji sektöründe 

çalışmayı heyecanlı kılıyor.” 

İş hayatına UEFA’nın 

organizasyonlarını düzenleyen TEAM 

AG isimli bir İsviçre firmasında 

başlayan Bahçıvan, BİLGİ’den mezun 

olduğu 2005 senesinde İstanbul’da 

düzenlenen ve Liverpool ve Milan 

arasında oynanan Şampiyonlar Ligi 

final maçının organizasyonunda 

yaklaşık 1 ay Saha Koordinatör 

Asistanı olarak çalışmış. Bahçıvan, ilk 

iş deneyimini şu ifadelerle anlatıyor: 

“Tek kelimeyle muhteşem bir 

deneyimdi. Sadece televizyonlarda 

gördüğümüz ünlü futbol yorumcuları 

ve yıldız futbolcularla aynı ortamda 

çalıştım. Organizasyonda tüm 

dünyadan çalışanlar vardı. Birçok 

dilin konuşulduğu ortamdaki kültürel 

zenginliği sizin hayal gücünüze 

bırakıyorum. Bu sürecin sonrasında da 

UEFA tarafından birçok organizasyona 

çağırıldım ve askere gidene kadar 

İstanbul’daki Şampiyonlar Ligi 

maçlarında çalıştım.” 

“BIZLERE ARKADAŞ 

GIBI YAKLAŞAN 

ENTELLEKTÜEL 

AKADEMIK KADROYU 

ÖZLÜYORUM.” 

Öğrencilik hayatına dair pek çok 

şeyi özlediğini söylüyor Bahçıvan. 

Sıralama yapmakta zorlansa da bir 

çırpıda aklıma gelenleri şöyle sıralıyor: 

“Öncelikle özgürce fikirlerin savunulduğu 

ortamımızı, arkadaşlarımızla ders 

aralarında kahve içerek yaptığımız 

uluslararası siyasete dair tartışmaları, 

okulumuzun cıvıl cıvıl ortamını... 

Hocalarımızı ve bizlere arkadaş gibi 

yaklaşan entellektüel akademik kadroyu 

özlüyorum.” 

Zamanının çoğunu hamile olan eşiyle 

geçiriyor Bahçıvan. Birlikte sık sık yürüyüşe 

çıkıyorlar. Ayrıca son 6 aydır düzenli olarak 

yoga eğitimlerine katılıyor. Yogayı hiç 

beklemediği bir anda keşfetmiş ve son 

derece memnun kalmış. Yıllardır severek 

snowboard yapan basketbol ve satranç 

oynayan Bahçıvan, her akşam mutlaka 

kitap okuyor. 

Üniversitedeki favori mekanı: 

Uluslararası ilişkiler eğitim 

kadrosunun bulunduğu koridor 

Favori hocası: 

Prof İlter Turan 

Bugünlerde En Son Okuduğu kitap: 

Suyu Arayan Adam – Şevket Süreyya Aydemir 

İzlediği Film: 

Bridge of Spies (2015) 

Şehir: Viyana 


- DOSYA ENERJİ ÖZGÜR TAVLAN - 

Özgür Tavlan 

SEKTÖRE YÖN VEREN BİR 

MARKA İÇİN ÇALIŞIYOR 

Türkiye’nin önde gelen şirketlerinden Limak Enerji’de çalışan BİLGİ 

Medya ve İletişim Sistemleri mezunu Özgür Tavlan, Türkiye’de 

itibar gören bir üniversiteden mezun olmanın avantajını iş hayatında 

yaşayanlardan. 


Fotoğraf: Emre Topdemir 


- DOSYA ENERJİ ÖZGÜR TAVLAN - 

Enerji sektörünün 

önde gelen 

isimlerinden Limak 

Enerji’de Perakende 

Satış Uzmanı olarak 

çalışan Özgür Tavlan, 

BİLGİ Medya ve İletişim Sistemleri 

mezunlarından. 

Üniversite eğitimine yurt dışında 

başlıyor Tavlan, sonra üniversite 

hayatıma Türkiye’de devam etme 

kararı alıyor. Bu süreçte çeşitli 

üniversite ve bölümleri araştırıyor ve 

BİLGİ’yi seçiyor. Bu seçimi şu sözlerle 

anlatıyor: “BİLGİ’yi tercih etmemdeki 

sebep o dönemde sadece BİLGİ’de 

bulunan Medya ve İletişim Sistemleri 

bölümüydü.” 

BİLGİ’de geçirdiği günleri 

unutulamayacak bir zaman dilimi 

olarak hatırlayan Tavlan, samimi 

bir arkadaş ortamında BİLGİ’nin 

keyifli etkinliklerini paylaşmış. İş 

yoğunluğu sebebiyle arkadaşlarıyla 

eskisi kadar sık görüşemese de pek 

çoğuyla irtibat halinde. Tavlan, 

“Türkiye’de itibar gören bir üniversite 

ve okulun imkânları çok iyi. Tavsiyem 

bütün bu imkânlardan olabildiğince 

faydalanmaya çalışın. Bu imkânlar 

sadece okul içerisinde değil iş 

hayatında da kendini belli ediyor” 

diyor. 

Enerji sektörünün diğer sektörlere 

göre, sürekli değişen ve gelişen bir 

yapısının olduğunu söylüyor Tavlan 

ve şöyle devam ediyor: “Uzun süredir 

enerji sektörünü, yeni yatırımları 

takip ediyordum. Diğer sektörlere 

nazaran yeni, sürekli gelişen ve 

değişen bir sektör. Heyecan verici bu 

süreçte Limak Enerji gibi sektöre yön 

veren firmalardan birinde bulunmak 

istedim.” 

Enerji sektöründe yapılan yeni 

yatırımların çoğunlukla yenilenebilir 

enerjiye yapıldığını söyleyen Tavlan, 

sektör değerlendirmesini paylaştı: 

“Türkiye’nin şuanda kurulu gücü 

73.000 mW civarında ve büyük 

yüzdesini Doğalgaz, kömür ve 

Hes’ler oluşturmakta. Fakat üretim 

alanındaki yeni yatırımların pek 

çoğu yenilenebilir enerji üzerine 

gerçekleşmekte ve bu yatırımlara 

YEKDEM adı altında devletin desteği 

de bulunmakta. Limak Enerji olarak 

yenilenebilir enerjiye yatırımlarını 

önemsiyoruz, yakın zamanda 13,1 

mW’lık lisanslı güneş enerjisi yatırımı 

gerçekleştirdik. Rüzgâr ve jeotermal 

enerji projeleri içinse çeşitli alanlarda 

proje çalışmalarımız devam ediyor. 

Serbest tüketiciye elektrik satışı 

tarafında ise; 2002’de yalnızca 

9.000.000 kWh’larda olan yıllık 

tüketim limiti, 2016 itibariyle 3.600 

kWh’lere indi. Buda ortalama 130 

TL civarında aylık faturaya tekabül 

etmekte. İlerleyen süreçte bu limitin 

0 kWh’lere ulaşacağını düşünüyoruz. 

Tüm bu yatırımlar planlı bir şekilde 

ilerliyor. Türkiye olarak özelleştirme 

sonrası enerji alanında geçen kısa 

süre içerisinde büyük ilerleme 

kaydedildiğini düşünmekteyim.” 

İlk durağı Coca-Cola İçecek 

İş hayatına Coca-Cola İçecek’te 

başlayan Tavlan, ilk deneyiminde 

çok şey öğrendiğini belirtiyor ve 

“Dünya çapında bir kuruluşun 

Türkiye ayağında çalışmanın tecrübe 

açısından bana çok şey kazandırdığını 

düşünmekteyim” diyor. 

Sınav öncesi arkadaşlarıyla toplanıp 

yarısı sohbetle geçen çalışmaları ve 

kantinde yapılan buluşmaları özlemle 

hatırlayan Tavlan, seyahat etmeyi çok 

seviyor. Kısa süreli de olsa yurtdışı 

gezilerine gidiyor ve farklı kültürler 

keşfediyor. Ayrıca dil kursuna gidiyor 

ve bu alanda da kendini geliştirmeyi 

hedefliyor. Tam bir festival kurdu olan 

Tavlan, film festivallerini kaçırmıyor. 

“ENERJİ, DIĞER 

SEKTÖRLERE NAZARAN 

YENI, SÜREKLI GELIŞEN 

VE DEĞIŞEN BIR 

SEKTÖR.” 


Otto Santral 


Erkan Saka 


Vahşi Kartlar – George R.R. Martin 


Hodejegerne 

Şehir: Münih 


- DOSYA ENERJİ MECİT SANCAK - 

Mecit Sancak 

YENİLENEBİLİR ENERJİ 

YATIRIMLARINDAN SORUMLU 

Sancak Enerji’de Genel Müdür olarak görev yapan Mecit Sancak, Sancak 

Group’un yenilenebilir enerji yatırımlarından sorumlu olarak çalışıyor. 




- DOSYA ENERJİ MECİT SANCAK - 

Sancak Enerji’de Genel 

Müdür pozisyonunda 

çalışan Mecit Sancak, 

2007 yılında kurulan 

aile şirketine güç 

katıyor. Sancak, 

şirketin kuruluş hikâyesini şöyle 

anlatıyor: “Sancak Enerji Hizmetleri, 

gelecekte enerjiye duyulacak ihtiyacı 

göz önünde bulundurarak hem 

ülkemizin enerji ihtiyacını karşılamak 

hem de yeni yatırımlarla istihdamı 

artırmak amacıyla kuruldu. Sancak 

Group iştiraki olan Sancak Enerji, 

ilk olarak rüzgâr enerjisine yatırım 

yaparak 2008 yılında İzmir Urla 

RES (15 MW) lisansını, 2011 yıllında 

ise Kayseri Yahyalı RES (52,5 MW) 

ve İstanbul Çatalca Yamaçtepe RES 

(30 MW) lisanslarını alarak toplam 

97,5 MW rüzgâr enerjisi portföyü 

ile enerji sektöründeki yerini aldı. 

Sancak Enerji olarak rüzgârın yanı 

sıra güneş enerjisi yatırımlarına da 

başladık. 2015 yılının Mart ayında 

imzaladığı 1 MW gücündeki lisanssız 

Aksaray Güneş Enerjisi Santrali’nin 

çalışmalarını tamamladık.” 

BİLGİ’de farklı bakış açıları 

kazanmış 

BİLGİ’de kaliteli ve ayrıcalıklı bir 

eğitim aldığını söyleyen Sancak, 

eğlenceli ve verimli bir üniversite 

hayatı geçirmiş. Sancak’ın BİLGİ’de 

aldığı eğitim, şirket bünyesindeki 

yatırımlarda finansal ve yönetimsel 

olarak farklı bir bakış açısına sahip 

olmasını sağlamış. 

Enerji sektörüyle ilgili 

değerlendirmelerini paylaşan 

Sancak, “Özellikle yenilenebilir enerji 

sektöründe Türkiye gelecek vaat eden 

bir pazar. Mevcut ithalatımızın büyük 

bir kısmının enerji olduğunu var 

sayarsak Türkiye’de ciddi anlamda 

enerji üretim açığının olduğunu 

söyleyebiliriz ve ülkemiz doğal 

kaynaklar anlamında Avrupa ülkelerine 

kıyasla daha zengin olması itibari ile 

önümüzdeki yıllarda Türkiye’ deki 

enerji sektörü ciddi anlamda büyüme 

ihtiyacı duyacaktır” diyor. 

İlk iş deneyimine Fransız yatırımcıların 

satın alarak ortak olduğu Multinet 

şirketinde başlayan Sancak, 1.5 yıl 

kadar buradaki işine devam etmiş. Bu 

sürenin biraz sancılı bir süreç olmasına 

rağmen kendisine fazlasıyla deneyim 

kazandırdığını söylüyor. 

Öğrencilik günlerine dönüp baktığında 

en çok öğrenci evini özlüyor Sancak. 

İşten kalan zamanında spor yapıyor 

ve seyahat ediyor. Vakit buldukça 

görmediği ülkeleri gezmeye çalışıyor. 

“ÖZELLIKLE 

YENILENEBILIR ENERJI 

SEKTÖRÜNDE TÜRKIYE 

GELECEK VAAT EDEN 

BIR PAZAR. 


Kantin 


Asaf Savaş Akat 


İskender Pala - OD 


Diriliş (The Revenant) 

Şehir: Amsterdam 


- DOSYA ENERJİ AHMET MÜCAHİT ARINÇ - 

Ahmet Mücahit Arınç 

MARKASININ İLETİŞİM 

SÜREÇLERİNİ KOORDİNE 

EDİYOR 

BİLGİ Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler mezunlarından Ahmet 

Mücahit Arınç, Turkish Petroleum International Company’nin kurumsal 

iletişim süreçlerini koordine ediyor. Daha önce TOBB’da görev yapan 

Arınç, sivil toplum tecrübesini şirketine aktarıyor. 




- DOSYA ENERJİ AHMET MÜCAHİT ARINÇ - 

Turkish Petroleum 

International Company 

(TPIC) şirketinde 

Kurumsal İletişim 

Koordinatörü ve 

İstanbul Branch 

Ofisi Müdürü olarak çalışan Ahmet 

Mücahit Arınç BİLGİ’yi tercih etme 

nedenlerini şöyle anlatıyor: “İstanbul 

Bilgi Üniversitesini seçmemin en büyük 

nedeni öncelikle kendi alanlarında 

duayen birçok akademisyenden 

ders alma, onların tecrübelerinden 

yararlanma ve geleceğe yönelik kariyer 

hedeflerimi istişare edebilme olanağı 

bulabilecek olmamdı.” 

BİLGİ’de geçirdiği yıllar kişisel 

gelişimine katkı sağlamış 

BİLGİ’de geçirdiği zamanı nasıl 

hatırladığını sorduğumuz Arınç, şöyle 

diyor: “İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde 

öğrenim hayatım boyunca geçirdiğim 

zamanın her anından büyük keyif 

aldım. Üniversitemizin mottosu da olan 

yaşam için öğrenmeliyiz düsturuyla 

öğrencinin taleplerine ilgi gösteren, 

fikirleri ve düşünceleri özgürce tartışmaya 

ve yansıtabilmeye imkân veren sosyal 

ortamıyla kişisel gelişimime çok büyük 

katkıları oldu.” 

BİLGİ’li olmanın kıymetli bir network 

sağladığını vurgulayan Arınç, bu network 

sayesinde hemen her sektörde yer 

alan başarılı profesyonellerle irtibat 

kurabildiklerini söylüyor. 

Türkiye enerji sektörünün gelişimini nasıl 

görüyorsunuz sorusunu sorduğumuz Arınç, 

şöyle diyor: “Türkiye bulunduğu coğrafya 

itibariyle jeostratejik bir konumdadır. 

Bunun belli avantajları ve dezavantajları 

vardır. Etrafımızda gelişmiş, gelişmekte 

olan ve az gelişmiş ülkeler vardır bunun için 

de haliyle çok farklı dil, din, ırk ve kültür 


Dolapdere Ana Kantin 


Remzi Sanver, Boğaç Erozan, Soli Özel 


Zülfü Livaneli’nin Serenad 


The Revenat-Diriliş 

Şehir: Ankara 

farklılıklarından sosyal, siyasi ve ekonomik 

olarak etkilenebilmekteyiz. Bütün bunlara 

ek olarak Dünya artık küresel bir köy 

olarak tanımlandığından etrafımızda ve 

Dünya’da olan bütün gelişmeleri çok iyi 

anlayıp, analiz edip buna göre kendimizi 

konumlandırmamız gerekmektedir. 

Türkiye aynı zamanda Dünyada ki primer 

enerji kaynak üssünün tam ortasındadır. 

Arz ve tüketim ülkeleri arasında köprü 

mahiyetindedir. Dünyadaki ülkelerin 

hepsinin şuan ve gelecekte ekonomik ve 

siyasi olarak en çok etkileneceği konu ise 

bu kaynaklara erişim kabiliyetidir. Enerji 

sektörü bu haliyle devlet politikalarının 

geliştirilmesinde başat vazife görmektedir. 

Bütün bu önemine rağmen hala daha 

sektör ülkemizde niş ve spesifik bir alan 

olarak görülmektedir. Benim enerji 

sektörüne tüm ilgim de bu uzmanlığı 

kazanıp ülkemizin kalkınmasına faydalı 

olabilecek stratejilerin kurulmasında 

vazife alabilecek olmamdır. Bu sektöre 

girmeyi düşündüğümde ve şu anda beni 

heyecanlandıran temel dinamik buydu 

ve hala yeni şeyler öğrendikçe daha da 

heyecanlanıyorum.” 

İlk iş deneyimini TOBB’da kazanmış 

Arınç, ilk iş deneyimini Türkiye Odalar 

ve Borsalar Birliği(TOBB) ve Türkiye 

Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı 

(TEPAV)’da edinmiş. TOBB’da proje 

geliştirme süreçlerinde yer alan Arınç, 

“TOBB gibi Türkiye’de Ekonomi ve Sanayi 

örgütlerinin çatı kuruluşu olan ve bu 

manada en güçlü sivil toplum kuruluşu 

niteliği taşıyan bir kurumda ekonomik 

kalkınma ve siyasi politikalara katma 

değer sağlayacak projeler geliştirilmesi 

noktasında hazırlanan çalışmalarda yer 

almak güzel bir tecrübeydi” ifadelerini 

kullanıyor. Arınç, TOBB’da yer aldığı sürece 

boyunca yatırımcıların, müteşebbislerin 

sorunlarını, taleplerini yerinde görme fırsatı 

bulmuş. 

Yakın tarihe ilişkin tartışmaları çok 

özlüyor 

Öğrencilik günlerini güzel anılarla 

hatırlayan Arınç, “Üniversite dönemi, farklı 

şehirlerden, farklı kültürlerden yetişmiş 

bireylerin ortak bir çatı altında buluşması, 

birbirini tanıması ve hayatlarının geri 

kalanında belki de güzel birliktelikler 

yaşabilmesine imkân veren bir süreçtir” 

diyor. Temel olarak siyaset bilimi ve 

uluslararası ilişkiler disiplini altında dersler 

alan Arınç, bu derslerde yakın tarih ve 

günümüze ilişkin yapılan tartışmaları çok 

özlüyor. 

Zaman kavramına çok özen gösterilmesi 

gerektiğini düşünen Arınç, düşüncelerini 

şu sözlerle paylaşıyor: “Hayatta en çabuk 

yitirdiğimiz fakat en çok üzerine özen 

göstermemiz gereken şey ‘’zaman.’’ Hayat 

olanca hızıyla akıp giderken bazen biraz 

dinlenmeliyiz. Etrafı ve kendimizi tekrar 

tekrar sorgulayıp yaptıklarımızdan dersler 

çıkarıp yarına yeniden motive bir şekilde 

başlayabilmeliyiz diye düşünüyorum. 

Sevdiklerimizi ve onlarla geçirdiğimiz 

anların kıymetini bilmeliyiz. Bu manada 

bu üniversitemizin temellerini atmış 

dolayısıyla hepimizin üzerinde ciddi hakkı 

ve emeği olan yakın zamanda kaybettiğimiz 

Latif Mutlu hocamıza da Allah’tan rahmet, 

sevenlerine ve üniversitemize baş sağlığı 

diliyorum.” 

Fuarlara ve sergilere katılıyor 

İş dışında ailesi ve çocuklarıyla zaman 

geçirmeye özen gösteriyor Arınç. Fırsat 

bulabildiği ölçüde sosyal etkinliklere 

katılıyor. Dönem dönem açılan fuarlara ve 

sergilere katılmaya gayret ediyor. Seyahat 

etmeyi çok seviyor ve sevdiklerimle yeni 

yerleri keşfetmekten çok mutlu oluyor. 


- DOSYA ENERJİ İDİL SEVİNÇ - 

İdil Sevinç 

HEDEFLERİNE ULAŞAN BİLGİ’Lİ: 

İDİL SEVİNÇ 

Üniversiteye başladığı günden itibaren kendine hedef ler koyan ve 

bu doğrultuda hareket eden İdil Sevinç, Koç Grubu’na bağlı Opet 

Petrolcülük’te Satış Destek Departmanı’nda çalışıyor. 




- DOSYA ENERJİ İDİL SEVİNÇ - 

BİLGİ Uluslararası 

Ticaret ve 

İşletmecilik 

mezunlarından 

İdil Sevinç, Opet 

Petrolcülük satış 

destek biriminde çalışıyor. 

BİLGİ’yi seçmesinin en büyük 

nedeninin sunduğu kaliteli eğitim 

anlayışı olduğunu belirtiyor Sevinç 

ve şöyle diyor: “BİLGİ’nin iyi bir 

akademik kadrosu var. Öğrencilere 

akademik ve sosyal açıdan birçok 

olanak sunuyor. O dönem gerçekten 

çok araştırmıştım, üniversite 

seçimleri sırasında herkesten 

türlü yorumlar tavsiyeler aldım. 

BİLGİ Üniversitesi için her zaman 

duyduğum şey ise memnuniyetti.” 

Mezuniyetinden bu yana BİLGİ’de 

geçirdiği günlere özlem duyuyor 

Sevinç. Sabahlara kadar uyumadığı 

vize ve final dönemlerini ise 

hiç unutmuyor. Bölümü gereği 

öğreniminin çoğunu santralistabul’da 

almış. Sevinç, “BİLGİ’liysen bence 

santralistanbul’da olmanın güzelliği 

başkadır. Çünkü tam anlamıyla 

üniversite ortamını orada yaşarsın” 

diyor. 

BİLGİ’de okumanın nasıl bir şey 

olduğunu soruyoruz Sevinç’e, şu 

yanıtı veriyor: “Bence BİLGİ eğitim 

düzeyi anlamında diğer okulların 

sunduğu akademik bilgi seviyesine 

göre kesinlikle farklılık gösteriyor. 

BİLGİ’de neredeyse bütün bölümlerde 

İngilizce olarak eğitim verilmektedir. 

Ticari terimleri burada öğrenmeye 

başlamamız bence iş hayatına 

atılmadan önce bana kattığı en önemli 

şeylerden biriydi. Her zaman, sadece 

okula gidip gelmekle büyük avantajlar 

yakalayamayabiliyorsunuz maalesef. 

BİLGİ’yi doğru kullanır ve fırsat 

varken imkânlarından faydalanırsanız 

size mutlaka yeni kapılar açacaktır.” 

Enerji sektöründe çalışmak için özel 

bir karar almamış Sevinç, fakat hedefi 

Koç Grubu’nda yer almakmış ve 

Opet’le güçlü bir başlangıç yapmış. 

Talep artıyor 

Enerji sektöründeki talep artışına 

dikkat çeken Sevinç, sektör 

değerlendirmesini okurlarımızla 

paylaştı: “Enerji sektörü her geçen 

gün biraz daha büyüyen ve gelişen 

bir sektör. Hele ki Türkiye gibi 

talebin bitmediği ve özellikle elektrik, 

petrol, doğalgaz, gibi birincil enerji 

kaynaklarının her geçen yıl artarak 

çoğaldığı bir ülkede yaşıyorsanız 

sektörün küçülme olasılığı çok daha az. 

Türkiye 2003 – 2014 yılları arasında 

ortalama % 4,8 oranında büyüme 

gösterdi yine 2003 – 2014 yılları 

aralığında Türkiye’deki birincil enerji 

tüketimi de % 4,12 oranında artış 

gösterdi. Ekonomik büyüme ve ülke 

için enerji tüketimimiz paralel olarak 

büyüme gösteriyor. Buna ülkedeki 

ekonomik dengelerin değişimi, 

refah seviyesinin yükselmesi, artan 

nüfus yoğunluğu gibi birçok neden 

sebebiyet verebilir. Bunun gibi 

durumlar enerji sektörüne olan talebi 

arttırıyor. Bildiğiniz gibi ülkemizde 

jeopolitik yapı sebebi ile enerji 

ihtiyacımızın tamamını karşılayacak 

kaynaklarımız yok. Bu durumda 

ihtiyacımızın büyük bir kısmını 

ithal ederek temin etmemize neden 

oluyor. Gün geçtikçe artan talep 

bizi zamanla yeni, alternatif enerji 

kaynakları aramaya yönlendirecektir. 

Enerji sektörü daha çok özel sektörün 

yatırımları ile büyüyen bir alan. Bu 

durum sektörde yer alan şirketlerin 

çoğalmasını ve daha fazla istihdam 

yaratılmasını sağlayabilir. Artan 

talep, yeni iş kolları olanaklarını 

doğuruyor. 

İlk iş deneyimi çok önemli 

İş hayatına ilk adımı atarken, bunu 

belirli hedefler doğrultusunda yapmış 

Sevinç. Mezun olduktan sonra tercih 

ettiği ilk iş deneyimini çok önemsiyor. 

Sevinç yeni mezunlara şu tavsiyede 

bulunuyor: “Ne istediğinize iyi karar 

vermelisiniz kesinlikle istemediğiniz 

ve yapmayı düşünmediğiniz bir 

sektörde veya meslekte sadece vakit 

geçirmek için işe başlanmayın. 

Ne yapmak istediğiniz ve bu 

yönde adımlar atmanız boşa vakit 

harcamanızı engeller.” 

Öğrencilik günlerine dair en çok neyi 

özlediğini sorduğumuz Sevinç, şöyle 

konuşuyor: “Öğrencilik günlerimin 

tamamını özlüyorum diyebilirim. 

öğrenciyken kendime, çevreme daha 

çok vakit ayırabiliyordum. Okula 

gidip gitmemek benim tercihimdi. 

Ancak iş hayatında böyle bir lükse 

sahip olamıyorsunuz ne kadar yorgun 

veya uykusuz olsanız da o sabah 

kalkmak ve görevinizin başında olmak 

durumundasınız.” 

Yoğun bir sektörde çalışan Sevinç, iş 

hayatından fırsat buldukça dans ediyor 

ve sosyal çevresine vakit ayırıyor. 


Tamirhane 


Burcu Tezcan Ünal, Cenktan Özyıldırım 


Tesla’nın Kutusu 



Şehir: Amsterdam 


- DOSYA ENERJİ EMRE EMİROĞLU - 

Emre Emiroğlu 

“BİLGİ’Lİ OLMAK ÖNCELİK 

SAĞLIYOR” 

İş hayatına üniversite yıllarında atılan Emre Emiroğlu, şu anda KPI 

Bridge Oil’de Satış Temsilcisi olarak çalışıyor. Emiroğlu, BİLGİ’de aldığı 

eğitimin kendisine iş hayatının kapılarını araladığını ve öncelik sağladığını 

söylüyor. 




- DOSYA ENERJİ EMRE EMİROĞLU - 

Emre Emiroğlu, 

gemi yakıtları 

satışı alanında 

hizmet veren KPI 

Bridge Oil’de 

Satış Temsilcisi 

pozisyonunda çalışıyor. Üniversiteye 

başladığı 1999 senesinde İstanbul’da 

Bilgi Üniversitesi’nin eğitim ve 

öğretim kalitesinde önemli bir 

konumda olduğunu söyleyen 

Emiroğlu, “Tercihimi kaliteli 

ve İngilizce eğitim sağladığını 

bildiğim BİLGİ’den yana kullandım, 

İstanbul’da ikamet ediyor olmam da 

bunda etkili oldu” diyor. 

BİLGİ’li olmak öncelik sağlıyor 

BİLGİ’nin kampüslerini şehir 

merkezinde kurması, Emiroğlu 

için önemli bir avantaj sağlamış. İş 

hayatına üniversite yıllarında atılan 

Emiroğlu, BİLGİ’nin merkezi konumu 

sayesinde o yıllarda Elmadağ’da 

bulunan ofisine rahatlıkla ulaşabilmiş. 

Zaman kaybetmeden derslerine 

girip sonrasında kolaylıkla iş yerine 

dönebilmiş. Ders saatleri dışında 

okulda pek vakit geçirememiş. 

Ancak Mayfest başta olmak üzere 

keyifli etkinliklere katılma fırsatını 

da kaçırmamış. Emiroğlu BİLGİ’de 

okumanın avantajlarını şöyle anlatıyor: 

“Repütasyonu yüksek, İngilizce 

eğitimine güvenilen ve bitirme tezinin 

birçok bolümde şart olduğu bir kurum 

olduğu için iş hayatında kapıları 

araladığına ve en azından bir öncelik 

sağladığına inanıyorum.” 

İş hayatına başladığı ilk 6 yılı 

turizm sektöründe değerlendiren 

Emiroğlu, bu deneyimin ardından 

yeni mezunları gözüne kestiren 

finans ve sigorta sektöründe de bir 

süre çalışmış ve sonrasında enerji 

sektörüne geçiş yapmış. Bu geçişi şu 

ifadelerle anlatıyor: “İnsanlara ihtiyaç 

yaratmaktansa çok daha gerçek bir 

ihtiyacın satışını gerçekleştiriyor 

olmak daha heyecan verici. Sigorta 

ve finanstan yakıt satış kanallarına 

geçişim bu şekilde oldu.” 

Türkiye’de enerji sektörünün mesafe 

kat etmeye çalıştığını ifade eden 

Emiroğlu, bürokratik engeller çok 

fazla olduğuna dikkat çekiyor ve 

“Yatırım yapılacak her alanda rant 

sektörün peşini bırakmıyor maalesef. 

Jeopolitik konumu zaten Türkiye’yi 

bir enerji koridoru olarak belirliyor. 

Ancak eldeki kaynakların daha verimli 

ve bilinçli kullanılması, doğal ve 

yenilenebilir enerji kaynaklarına ise 

öncelik verilmesi gerekiyor. Tabi ki bu 

o kadar kolay değil, çünkü yenilenebilir 

enerjinin ilk yatırım maliyetleri çok 

yüksek. Bu da enerjiyi ithal etmek 

mi daha iyi yoksa yatırım yapmak mı 

sorusunu beraberinde getiriyor.” 

Emiroğlu, BİLGİ’ye dair en çok 

okul arkadaşlarıyla zaman geçirdiği 

festivalleri özlüyor. İş dışında, eşiyle 

ve arkadaş grubuyla zaman geçiriyor. 

Kendine ayırdığı zamanlardaysa 

motorsiklet biniyor ve sahilde tempolu 

yürüyüşler yapıyor. Ayrıca fırsat 

buldukça farklı ülkelere seyahat ediyor. 

“BİLGİ, REPÜTASYONU 

YÜKSEK, İNGILIZCE 

EĞITIMINE GÜVENILEN 

VE BITIRME TEZININ 

BIRÇOK BOLÜMDE 

ŞART OLDUĞU BIR 

KURUM OLDUĞU 

IÇIN IŞ HAYATINDA 

KAPILARI ARALADIĞINA 

VE EN AZINDAN BIR 

ÖNCELIK SAĞLADIĞINA 

INANIYORUM.” 


Dolapdere Kampüsü Kantini 


Richard Reid, Betul Mardin 


Adam Fawer- Olasılıksız 



Şehir: Münih 


- DOSYA ENERJİ ÖZGENÇ ÖZTÜRK - 

Özgenç Öztürk 

SAHA SATIŞ MÜDÜRÜ OLARAK 

ÇALIŞIYOR 

Aktif bir öğrencilik hayatı geçiren Özgenç Öztürk, takipçisi olduğu 

akaryakıt sektöründe çalışmayı hedef lemiş ve yaptığı başvurularla 

hedef ine ulaşmış. Öztürk, şu anda hem global ölçekte hem de Türkiye’de 

önemli bir pazar payına sahip Total Oil’de Saha Satış Müdürü olarak 

çalışıyor. 




- DOSYA ENERJİ ÖZGENÇ ÖZTÜRK - 

Total Oil Türkiye’de 

Saha Satış Müdürü 

olarak çalışan Özgenç 

Öztürk’ün BİLGİ’yi 

tercih etmesinin 

en önemli sebebi 

BİLGİ’li arkadaşlarının referansı 

olmuş. Ayrıca BİLGİ’nin akademik 

kadrosu ve kampüsü Öztürk’ün 

seçiminde etkili olan iki önemli kriter. 

BİLGİ’de geçirdiği günlere yeniden 

dönmek istiyor Öztürk ve BİLGİ’nin 

öğrencilerini sosyalleştirirken 

sorumluluk aşıladığını belirterek, “O 

kültür bende BİLGİ’den hatıra” diyor. 

BİLGİ’nin öğrencilerine kattığı 

vizyonu önemli bir değer olarak 

görüyor ve şöyle diyor: “BİLGİ, 

üniversiteler arasında kısa sürede 

saygınlığını üst seviyelere çıkarmış bir 

üniversite. Daha öncede dediğim gibi 

akademik kadronun kendi alanlarında 

çok önemli kişilerden oluşması bu 

saygınlığın hızla artmasına sebep. 

Bu değerli kadronun öğrencilerine 

verdiği vizyon her zaman artı bir 

değer.” 

Öztürk, kullanıcısı olduğu akaryakıt 

sektörünü merakla takip ediyormuş 

ve bir arkadaşının tavsiyesi üzerine 

bir akaryakıt firmasına başvurmuş. 

Başvurusu olumlu sonuçlanmış ve 7 

yıl bu alanda çalışmış. Yaklaşık 1,5 yıl 

önce Total Oil Türkiye’ye geçiş yapan 

Öztürk, kariyerine burada devam 

ediyor. 

Sektör değerlendirmesini 

okurlarımızla paylaşan Öztürk, 

“Akaryakıt sektörü yaklaşık 85 

dağıtım firmasının ve yaklaşık 

13.500 adet akaryakıt istasyonun 

faaliyet gösterdiği bir sektör. Son 10 

yılda özellikle rekabetin artmasında 

dolayı sektör hizmet rekabetine 

dönmüştür. Rekabetten kasıtım şu, 

tüm oyuncular benzin,motorin ve 

lpg satıyor. Tüm oyuncuların aynı 

ürünü sattığı bir piyasada farklılık 

hizmetle geliyor. Hizmet rekabeti 

son yıllarda çok arttı. Dağıtım 

firmaları sürekli inovatif projelere 

büyük zaman ve para harcamakta. 

Bu rekabet hem dağıtım firmalarının 

kendilerini yenilemeleri, yenilikleri 

takip etmeleri ve gelişmelerle ilgili 

çok dikkatli olmalarını sağlıyor hem 

de müşterilerin üst düzeyde hizmet 

ve kaliteli ürünle buluşmalarına 

yardımcı oluyor” ifadelerini 

kullanıyor. 

BİLGİ’de aldığı eğitimi 

patiğe dönüştürmüş 

İlk işine askerlik görevini 

tamamladıktan sonra başlayan Öztürk 

sünger, mobilya ve kumaş üretimi 

yapan fabrikalar bulunan bir aile 

kuruluşu olan TİPİ GROUP bünyesinde 

çalışmış. İlk iş deneyimini şu sözlerle 

anlatıyor: “Yeni mezun, askerden yeni 

gelmiş ve ilk iş deneyimi olan birisi 

için tam bir okul oldu benim için. 

Okulda aldığım kuvvetli teorik eğitimi, 

pratikle buluşturmanın heyecanı ve 

mutluluğunu hala hatırlarım.” 

Üniversite yıllarında grup projelerini 

tamamlamak için arkadaşlarıyla 

kütüphane veya kantinde buluşan 

Öztürk, sohbet etmekten dolayı 

saatlerce projeye başlayamadıkları 

günleri gülümseyerek hatırlıyor. 

Ayrıca hocalarla yapılan sohbetleri 

ve BİLGİ’deki sosyal faaliyetleri de 

özlüyor. 

İş dışındaki vaktinin büyük bir 

çoğunluğunu ailesiyle geçiren Öztürk, 

“Yaklaşık 2 yaşında bir kızım var. 

Vakit, O’nun peşinden koşmakla 

geçiyor vakit. Bunun dışında iyi bir 

futbol izleyicisiyim ve dekorasyona 

meraklıyım. Yenilikleri takip etmeye 

çalışıyorum. Vakit buldukça sinema ve 

tiyatroya gidiyorum. 

“OKULDA ALDIĞIM 

KUVVETLI TEORIK 

EĞITIMI, PRATIKLE 

BULUŞTURMANIN 

HEYECANI VE 

MUTLULUĞUNU HALA 

HATIRLARIM.” 


Bilgisayar Laboratuarı 


Selime Sezgin 


Müge Seyhan Öztürk’ün-‘Nasıl Evde Kaldım’ 



Şehir: Bükreş 


- DOSYA ENERJİ TAYLAN TURAL - 

Taylan Tural 

SEKTÖR TECRÜBESİNİ KENDİ 

MARKASINA AKTARIYOR 

Enerji sektörünün köklü f irmalarında edindiği tecrübeyi kendi 

markasına aktaran Taylan Ural, BİLGİ Medya ve İletişim Sistemleri’nin 

ilk mezunlarından. 




- DOSYA ENERJİ TAYLAN TURAL - 

OMV Petrol Ofisi, 

Lukoil gibi enerji 

sektörünün önemli 

firmalarında 

çalışan Taylan 

Ural, BİLGİ 

Medya ve İletişim Sistemleri’nin ilk 

mezunlarından. Enerji sektöründe 

önemli bir tecrübe kazanan Ural, 

tecrübesini kendi işine yansıtıyor. 

Petrol istasyonları için otomasyon ve 

yedek parça distribütörlüğü yapıyor 

ve istasyon kurulumu danışmanlığı 

veriyor. Ural ayrıca butik otel de 

işletiyor. 

İletişim alanında eğitim almakta kararlı 

olan Ural, o yıllarda nadir bulunan bir 

bölümü (Medya ve İletişim Sistemleri) 

bünyesinde bulundurduğu için BİLGİ’yi 

seçmiş. Üniversite yıllarında okurken 

çalışan Ural, profesyonel DJ’lik 

yapmış. Power FM ve Number One 

FM’de gece sorumlusu olarak çalışmış. 

Ayrıca BİLGİ’de eğitim aldığı yıllarda 

mezuniyet törenleri ve May Fest’te 

DJ’lik yapmış. 

Prestijini koruyor ve adını 

daha çok duyuruyor 

BİLGİ’de eğlenceli günler geçirmiş Ural. 

BİLGİ’nin eğitiminin kaliteli olduğunu ve 

zaman zaman öğrencilerini de zorladığını 

söylüyor. Kuştepe Kampüsü’nde okuyan 

Ural, Arkadaş grubuyla keyifli yıllar 

geçirmiş. Ural, BİLGİ’nin ilk günkü 

prestijini koruduğunu ve adını daha çok 

duyurduğunu belirtiyor ve şöyle diyor: “İş 

hayatındaki yöneticiler BİLGİ’nin kaliteli 

bir eğitiminin olduğunun farkında. 

BİLGİ’de geçirdiğim yılları önemli 

kılan bir başka unsur ise edindiğim 

arkadaşlıklar.” 

Enerji sektöründe çalışmaya BİLGİ’li 

arkadaşı Onur Çakalkurt’un tavsiyesiyle 

başlamış Ural. Enerji sektörümdeki ilk 

deneyimini OMV Petrol Ofisi’nde edinen 

Ural, kurumsal bir şirkette çalışmanın 

avantajını yakalamış ve Erzurum’da Saha 

Müdürü olarak çalışmış. Burada yaptığı iş 

doğrultusunda Türkiye’nin birçok yerini 

gezme şansı yakalayan Ural, dinamik 

işlerde çalışmayı seviyor. 

Sektörde geliştirici bir rekabet olmadığını 

belirten Ural, değerlendirmelerini şu 

sözlerle paylaşıyor: “Petrol sektörü 

5 yıldır çok kötü durumda. Şirketler 

ellerindeki tüm karı bayilerine verdikleri 

için küçülmeye gidiyor ve personel 

azaltımı yapıyor. Dağıtıcı firmalar 

açısından kötü bir dönem. Yapıcı bir 

rekabet yok.” 

Ural ilk iş deneyimine Power FM’de 

başlamış. Ayrıca İstanbul’un en iyi 

gece kulüplerinde (Reina, Hammam, 

Bario Latino, Vogue vb.) DJ’lik yapmış. 

Üniversiteden sonra ise aile işi olan gemi 

acenteliği ve brokerliğine başlamış. 

Plakçıda tanışan müziksever bir çiftin 

çocuğu olan Ural, çok küçük yaşlarından 

müziğin içinde. 20 yıldır plak koleksiyonu 

yapıyor, özellikle 70’li ve 80’li yılların 

müziği ile ilgileniyor. 

Kayak yapan ve fırsat buldukça seyahat 

eden Ural, en çok Londra’ya gidiyor. 

Türkiye’de ise Bodrum ve Trakya’ya 

hayranlık duyuyor. 

“İŞ HAYATINDAKI 

YÖNETICILER BİLGİ’NIN 

KALITELI BIR EĞITIMININ 

OLDUĞUNUN 

FARKINDA.” 


Kütüphane. Kuştepe bahçe kapısının 

karşısındaki küçük bir kafe adını unuttum. 


Pınar kür,Jak Delon,Murat Uncuoğlu 


Robert Herjavec kazanma hırsı 


Stajyer 

Şehir: Londra 


- DOSYA ENERJİ İZ DENİZ - 

İz Deniz 

SOSYALLİĞİNİ İŞ 

HAYATINA DA TAŞIYOR 

Akaryakıt sektörüne ileri teknolojiyle otomasyon sistemleri üreten 

Asis Otomasyon Sistemleri’nde çalışan İz Deniz, BİLGİ Ekonomi 

mezunlarından. Deniz, üniversitedeki sosyalliğini iş hayatında da 

devam ettiriyor. 




- DOSYA ENERJİ İZ DENİZ - 

Enerji sektörünün 

devlerine otomasyon 

hizmeti veren 

Asis Otomasyon 

Sistemleri’nde Satış 

Pazarlama Müdür 

Yardımcısı olarak çalışan İz Deniz, 

çalıştığı şirketi şu sözlerle ifade 

ediyor: “Konusunda deneyimli ve 

uzman kadrosu ile Türkiye genelinde 

akaryakıt istasyonlarına, özel ve kamu 

kuruluşlarına otomasyon sistemleri 

ile servis hizmeti vermektedir. 

Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde 

faaliyet gösteren servislerin Asis’in 

yetkili servisi olma talepleri 

değerlendirilmiş, bu servislerin en 

iyileri ve kalitelileri müşterilerimize 

daha iyi hizmet vermek için 

oluşturulan servis ağımıza 

katılmışlardır. Asis, yaygın servis ağı 

ile Türkiye genelinde kesintisiz ve 

kaliteli hizmet vermektedir.” 

Deniz, öğretim kalitesi ve sosyal 

ortamı sebebiyle BİLGİ’yi tercih 

edenlerden. BİLGİ’yi espirili hocaları, 

sıkıcı olmayan dersleri ve küçük 

bahçesiyle hatırlıyor Deniz. Aldığı 

eğitimin iş hayatında bir farklılık 

sağladığını söylüyor ve “Konserve 

kutusundaki balık gibi çalışanlardan 

farklıyız” ifadesini kullanıyor. 

Enerji sektöründe çalışmak için özel 

bir tercihi olmayan Deniz, bunun 

daha çok Türkiye’nin durumuyla ilgili 

bir yönelim olduğunu söylüyor ve 

“Mezun olduğunuz okul veya bölüm 

sizin hangi sektörde çalışacağınıza 

maalesef tam olarak karar vermiyor” 

diyor. 

Türkiye enerji sektörünü hakkındaki 

değerlendirmesini sorduğumuz Deniz, 

şunları ifade ediyor: “Akaryakıt 

sektörü artık otomasyon sistemleri 

entegre edildiği için çok yüksek 

karlarla çalışmıyor. Akaryakıt dağıtım 

şirketlerinin karlılıkları maliyetler 

yükseldiği için düştü. Esas piyasaya 

hâkim olanlar ve çok etkilenmeyenler 

büyük firmalar. Küçük firmalar 

genellikle hala kontrol edilemez 

satış yaparak yasal olmayan yollarla 

piyasaya yakıt sokuyor.” 

İlk işe başlanan haftaların sıkıcı 

geçtiğini fakat sonrasında bir 

kabullenme süreci yaşandığını 

ifade eden Deniz, “Sonrasında iş 

değiştirmek istenir ve kazanılan 

deneyim iş değiştirdikten sonra 

anlaşılır” diyor. 

Yeni mezunlara tavsiyelerde bulunan 

Deniz, şu ifadeleri kullanıyor: 

“Yeni mezun arkadaşlar genellikle 

uzun süre işsiz kalıyor. Fakat biraz 

kendilerinden feragat ederlerse her 

türlü iş bulunuyor. Başta beklentileri 

biraz kısmak gerekiyor. Deneyim 

kazandıkça zaten istenilen noktaya 

geliniyor.” 

Düzenli olarak spor yapıyor 

Öğrencilik günlerinize dair en 

çok kantin sohbetlerini özlediğini 

söyleyen Deniz, aktif bir sosyal hayat 

sürüyor. Düzenli olarak spor yapıyor 

ve arkadaşlarıyla elektronik müzik 

festivallerine gidiyor. Vakit buldukça da 

resim çiziyor. 

“DENEYIM KAZANDIKÇA 

ISTENILEN NOKTAYA 

GELINIYOR.” 


Kuştepe’deki küçük bahçemiz 


Burhan Şenatalar 


The rosie Project – Graeme Simsion 


Deadpool 

Şehir: İzmir 


- PORTRE CELİL OKER - 

Celil Oker 

IŞIĞI GÖREN CELİL 

OKER’E GELİYOR 

BİLGİ’nin en çok sevilen hocalarından Celil Oker, BİLGİ Reklamcılık’ta Öğretim 

Görevlisi... Kapısı her zaman açık, ışığı gören geliyor. Samimi kelimesini 

dikkatle kullanıyor. 7 polisiye kitabının yazarı ve yaratıcılığın doğuştan olduğu 

illüzyonunu yıkmak için durmaksızın savaşıyor. Yaratıcılığın öğrenilebilir bir şey 

olduğunu savunuyor ve bunun evrensel kurallarını öğrencileriyle paylaşıyor. 






İletişim Fakültesi hocalarından 

Celil Oker’e konuk olduk. 

Celil Hoca ile BİLGİ’yle 

tanışma serüvenini, hoca 

öğrenci ilişkilerini ve polisiye 

kitaplarını konuştuk. Hayatının en 

mutlu yıllarını BİLGİ’de geçirdiğini 

söyleyen Oker, öğrencilerinin mesleki 

ve bireysel hayatına önemli katkılar 

sunuyor. 

BİLGİ’yle yollarınız nasıl kesişti, 

öncesinde neler yapıyordunuz? 

Ben Boğaziçi Üniversitesi İngiliz 

Dili ve Edebiyatı’ndan mezunum. 

BİLGİ’den önce son 15 yıl bir reklam 

ajansında çalıştım ve temel işim reklam 

yazarlığıydı. İşimi yaparken bir yandan 

da sektör için ne yapılabileceğini 

düşünüyordum ve bir kaç tane sektör 

dergisine yazı yazıyordum. Bir gün 

telefonum çaldı ve Haluk Mesci aradı. 

Haluk Mesci, sektör için çok önemli 

bir isimdi ve benim reklamcılığa 

başladığım ajansın patronu ve 

kurucusuydu. Bana, “BİLGİ’de hocalık 

yapar mısın?” diye sordu. Nasıl yaparız 

diye konuştuk ve Mesci bana “Sen bir 

Aydın Uğur ile görüş” dedi. Ben de 

İletişim Fakültesi’nin Kurucu Dekanı 

Aydın Bey’le telefonda görüştüm. Daha 

telefon konuşmamızda şunu anladım: 

Konuştuğum kişi benim gibi biriydi. 

Ben üniversite işini çok önemseyen 

biriyim. Sonra Kuştepe’de ziyaretine 

gittim. Son derece samimi, son derece 

bilgili şahane bir adam. Dolayısıyla 

heyecanlandım. Bana, “Burada ne 

yapabilirsin” diye sordu ve dersler için 

bir hazırlık yapmamı istedi. Başka bir 

görüşmede bu hazırlıkları sundum. 

“A çok iyi” dediler ve ben derslere 

başladım. 

Sonrasında süreç nasıl şekillendi? 

BİLGİ’de tam zamanlı çalışmaya 

nasıl başladınız? 

Bir süre sonra tek dersin yetmediğini 

söylediler ve “İleri Reklam Yazarlığı” 

dersini koyduk. Sonra öğrenciler 4. 

sınıfa geldi ve 4. sınıfta “Kampanyalar” 

dersini ben verdim. Tam o sırada 

da polisiye roman meselesi de 

gündeme geldi ve ajanstan ayrıldım. 

Yanılmıyorsam 1 yıl yarı zamanlı 

olarak BİLGİ’de devam ettim. Bu 

sürenin ardından Aydın Bey, “Seni 

tam zamanlı programa alalım” dedi. 

Ben de sevinerek kabul ettim ve 2000 

yılından beri buradayım, dolayısıyla 

birazcık eskidim. Gerçekten çok 

mutlu ve çok keyifli olarak devam 

ediyorum. Bir de o yıllarda bir karar 

aldım. Burası bir üniversite, buradaki 

öğretim üyelerinin ders vermekten 

başka sorumlulukları var. Araştırma 

yapmak, kongrelere gitmek gibi. Benim 

böyle sorumluluklarım yok. Ben biraz 

daha öğrencilere yakın olmak ve onlara 

her istediklerinde zaman ayırmak 

istedim. Ders dışındaki numaramın 

bu olduğunu düşünüyorum. Kapım 

her zaman açıktır, ışığı gören gelir. 

Öğrencilerin sadece akademik ve 

mesleki problemlerini değil, hayatla 

ilgili bir dolu problemlerini konuşuruz. 

Onlar bana ne kadar danışırlarsa ben 

onlara o kadar cevap veririm kimsenin 

özel hayatına burnumu sokmam. 

Biliyorsunuz okulda Yaratıcı Yazarlık ve 

Metin Yazma kulüpleri var. Onları da 4 

yıl önce Yaratıcı Yazarlık Derneği adıyla 

bahçede masa açtıklarında gördüm ve 

tanıştık. O zamandan beri bu kulüplerle 

atölyeler yapıyoruz. 

Kulüplerde yaptığınız atölyelerin 

içeriğinde neler yer alıyor? 

Ben hep şunu söylüyorum: Her türlü 

yaratıcılık öğrenebilir ve öğretilebilir bir 

şey. Bütün bunların başında yaratıcılık 

konusundaki ideolojik illüzyonu 

parçalamak için uğraşıyorum. Çoğu 

insanda yaratıcılığın doğuştan gelen bir 

şey olduğu ve o kişide yaratıcılık yoksa 

kişinin pek başarılı olmayacağı gibi bir 

inanış var. Ben buna resmen alçakla 

bir ideoloji diyorum. Bu reklamcılık 

ve futbolda da çok yaygındır. Her 

dersimde ve her konuşmamda 

bunu ön yargıyı parçalamak için 

uğraşıyorum. 

Esas acıklı olan yaratıcı olup olmadığı 

konusunda kuşkusu olan birini, 

yaratıcılığın doğuştan gelen bir özellik 

olduğuna inandırmak... Böyle bir 

durumda bu insan tamamen içine 

kapanıyor. 

ATÖLYELERE YAZARLIĞINI 

GÖTÜRMÜYOR 

Atölyelerde bir yazar olarak 

kendi deneyimlerinizden de 

bahsediyor musunuz? 

Ben bütün bu çalışmalara kendimden 

hiçbir şey katmam. “Ben böyle bir şey 

yapıyorum sen de böyle yap” gibi bir 

şey söylemem. Ben onlara evrensel 

kurallar ve yapılardan bahsederim. 

İnsanların dünyada en bildiği şeylerden 

biri hikâye anlatmak. Biz çok uzun 

zamandan beri hikâye anlatıyoruz. 

İnsanlar bir mağarada toplanıp ateşi 

yaktıktan sonra bir yaratıcı faaliyet 

olarak o mağaranın yaşlıları gençlere 

bir hikâye anlatmış. Hikâye nasıl 

anlatılır biliyoruz. Birileri bunu dert 

edinmiş ve bizimle paylaşıyor. Benim 

yaptığım faaliyetler de bunları başka 

insanlarla paylaşmak. Dolayısıyla bir 

hikâye nasıl anlatılır, olay örgüsü ve 

yapı nasıl kurulur, diyalog nasıl yazılır, 

bir ortamı tasvir etmek için nelere 

dikkat etmek gerekir bunları biliyoruz. 

Ayrıca bunların yarısını Aristoteles’in 

Poetika’sında zaten yazıyor. Ben 

de bunları bir mantık çerçevesinde 

insanlarla paylaşıyorum. 

Çok hassas olduğum başka bir şey var. 

Üniversite dâhilinde yazarlıkla ilgili 

meselelerimi birazcık bastırırım. Çok 

meraklı olup soran olursa konuşurum. 

Bunun da çok nesnel bir nedeni var. 

Hocalık siz ne kadar istemeseniz de bir 

iktidar meselesi. Sonuç olarak sınıfta 

iktidar sizsiniz. Hangi süre içinde neyi 

konuşacağınızı siz belirliyorsunuz 

ve onlara not veriyorsunuz. Bu not 

dediğiniz şey öğrencilerin hayatını 

doğrudan etkiliyor. Dolayısıyla 

o iktidarı yazarlık meselesine 

bulaştırmamak konusunda çok 

özenliyim. Çünkü eğer bulaştırırsam, 

öğrencilerde bu hocanın yazarlığına 

biraz ilgi göstersem bana bir fayda 

sağlar mı gibi bir şey düşünebilir. 



15 yılı aşkın bir süredir 

BİLGİ’desiniz. 15 yılda neler 

değişti? 

BİLGİ’de çok ciddi bir değişim oldu. 

Bu değişim santralistanbul. Çünkü 

burası fiziksel olarak bir üniversiteye 

benziyor. Kuştepe, Dolapdere ne 

kadar gayret edilse de sonuç olarak 

fiziksel durumlarından dolayı benzer. 

Santralistanbul, üniversiteye benzediği 

için, öğrenciler şöyle hissetti diye 

düşünüyorum: “Siz bize üniversiteye 

benzeyen bir kampüs verdiniz, biz de 

o zaman üniversite öğrencisi olalım.” 

Öğrencilerden böyle bir hissiyat 

alıyorum. 

Kuştepe’de dolaşırken öğrencilerin 

kendi aralarında yaptığı 

konuşmalarında duyduğum konularla 

santralistanbul’da duyduğum konular 

inanılmaz farklı. Santralistanbul’da 

duyduğum konuşmaların neredeyse 

yüzde 95’i derslerle, projelerle ilgili. 

Fakat Kuştepe’de böyle değil. Orada 

kulak misafiri olduğum konuşmalar, 

genç insanların kendi gündelik 

hayatlarına dayalı ağırlıklı olarak da 

çok manalı olmayan konuşmalardı. 

Santralistanbul’da öğrencilerimiz, 

üniversite öğrencisi olmaya başladılar. 

Bunu derslere katılım, işleri ciddiye 

alma gibi alanlarda da görüyoruz. 

Elbette ki her üniversite öğrencisinin 

değişik bir motivasyonu olabilir 

üniversite okurken. 

Aşağı yukarı her sene 100 civarında 

öğrencimiz gelir. Bunların hepsi 

reklamcı olacak diye bir şey yok. 

Üniversite sadece diploma alıp meslek 

kazandığınız bir yer değil. İkincisi; 

Kuştepe’deyken biz didiniyoruz ama 

aslında toplam öğrenci sayımızın 

yüzde 20-25’i için uğraşıyoruz diye 

düşünürdük. Burada çok büyük bir 

rahatlıkla bu oranın yüzde 35-40’a 

çıktığını söyleyebilirim. Bunun da 

küçümsenecek bir rakam olmadığını 

ve sağlıklı bir oran olduğunu 

düşünüyorum. Elbette ki her 

bölümde olduğu gibi bizde de yüzde 

20-25 oranında o bölümde okusa 

ne olur, okumasa ne olur dediğimiz 

arkadaşlarımız var. Bu da dünya 

ölçeğinde normal. 

Bizim bölümün uzun yıllar taban 

puanımız yoktu. Dolayısıyla her 

sınava giren buraya gelmek istiyorsa 

gelebiliyordu. Son yıllarda taban 

puanımız oluşmaya başladı ve buraya 

girebilmek de zorlaşmaya başladı. 

Dolayısıyla öğrenci profili ciddi bir 

şekilde değişti. 

İletişim Fakültesi BİLGİ’nin en 

aktif fakültelerinden. Birçok 

etkinlik düzenliyor ve BİLGİ’ye 

önemli ödüller getiriyor. 

Öyleyiz. Özellikle lisansın son 

sınıfında direkt piyasaya iş 

yaptığımız dersler var. Bunlardan 

en spesifik olanı Makrom dersimiz. 

Burada öğrenciler gruplar halinde 

ajans olup, hakiki bir iletişim 

problemine çözüm bulmaya 

çalışıyorlar. Buldukları yaratıcı 

çözümleri de hakiki reklam 

verenlerin önünde anlatıyorlar. 

Biz hoca olduğumuz için ne 

kadar sert davranmaya çalışsak 

da onlar bizim çocuklarımız. 

Fakat herhangi bir markadan 

gelen biri, onlara “Elinize sağlık” 

demeye mecbur değil. Bu dersten 

çok şey öğrendikleri bir gerçek. 

Bir kere defaatle sunum yapmayı 

öğreniyorlar. Diğer derslerimizde 

de sunum yapılıyor. Ama bu ders 

özelinde hiç tanımadıkları insanlara 

sunum yapıyorlar. Bu ders, diğer 

alanlardaki yarışmalara katılmak için 



de motivasyon oluyor. Yarışmalar 

kendinizi takdir etme ve reklamcılık 

endüstrisine kendinizi gösterme 

şansınızı beraberinde getiriyor. 

Türkiye’de çok büyük bir 

reklamcılık endüstrisi yok. 

Harcamaların büyüklüğü açısından 

ABD ile kıyaslarsanız çok çok 

küçücüğüz. Bu nedenle öğrenciler 

reklamcılık endüstrisine girmek ve 

kapağı atmak için büyük bir uğraş 

veriyor. 

Kitaplarınızı hangi ortamda 

yazarsınız, BİLGİ’de yazma 

fırsatınız oluyor mu? 

Hayır, mümkün değil. Burada 

insanlar gelir, ziyaret eder. Burada 

çok yazma şansım olmuyor. Ben 

buraya gelip oturduğum zaman bir 

şeylere bakıyorum ve kim gelecek diye 

bekliyorum. Evde yazmak için zamanım 

var ama ben biraz tembel bir adamım. 

“Son 3-4 yıldır evde boş zamanlarınızda 

ne yapıyorsunuz” derseniz, ben 

uyuyorum derim. Uyurum. Bazen hem 

okulla hem kitaplarla ilgili meseleleri 

uykuya dalmadan hallederim. 

Yazmaktan farklı olarak, Flight 

Simulator uçuruyorum. Bir süre ara 

vermiştim ama şimdi yoğun olarak 

uçuruyorum. Bunların bazıları oyun 

kategorisinden çıkıyor ve bütün fiziksel 

realiteleri göz önünde bulunduruyor. 

Hata yaparsanız çakılıyorsunuz. 

Ben şimdi İstanbul’dan kalkıp 

Kayseri Erkilet Havaalanı’na 

kadar uçabilirim. Normal hava 

koşulları dışında rüzgâr, yağmur, 

kar olursa durum değişir tabii. 

Yakında yeni kitap var mı? 

Yeni bir haber vereyim. Çok yeni 

olarak yazmaya başladım. Bu 

durumlarda annemden öğrendiğim 

bir rutin vardır. Annem kazak 

örmek ya da uzun sürecek bir yemek 

gibi işlere giriştiğinde bir başkası 

odanın dışından bir yerden koşa koşa 

gelir ve “Kolay gelsin, kolay gelsin” 

der. Bu ritüelin yaptığınız işin bu 

koşa koşa geliş kadar hızlı bitmesini 

sağlayacağına inanılır. Biz de aynısını 

eşimle yaptık.”Ben aşağı masaya 

gidiyorum sen iki dakika sonra 

koşarak gel” dedim. O da yukarıdan 

tantana yaparak geldi. İnşallah 

gelecek sonbaharda biter diye 

umuyorum. 

Genel olarak bitirme hedefi 

koyar mısınız? 

Evet, çünkü yaratıcılığı artırmanın 

yolu sınırlamalar koymaktır. 

Zaman da bu sınırlamaların 

başında gelir. Kendi kendinize 

verdiğiniz siparişe bir de zaman 

koyarsanız onu daha kolay 

yaparsınız. Şimdi sanatla zanaat 

zaten sipariş meselesinde artırılır. 

Sanatçılara teorik olarak şu anda 

kimse sipariş vermez. Bana da 

kimse bir roman yaz da okuyalım 

demiyor. Ama siz işinizi düzgün 

yapmak istiyorsanız kendi 

kendinize sipariş verebilirsiniz. 

Siparişin de en önemli 

özelliklerinden bir tanesi nasıl 

bir şey istediğinizi tarif etmektir. 

İkincisi ise süre vermektir. Bu 

siparişe her zaman uyabiliyor 

muyum, hayır. Ama süre vermek 

ve meseleyi mümkün olduğunca 

daraltmak yaratıcılığın çok faydalı 

tekniklerinden bir tanesi. 

Eklemek istediğiniz bir şey 

var mı? 

52 doğumlu bir adamım, 64 yıllık 

ömrümün en keyifli 15-16 yılını burada 

yaşadım ve yaşamaya devam ediyorum. 

Bunun için BİLGİ’ye teşekkür ederim. 

BİLGİ’nin öğrencilerine, hocalarına 

ve yönetimine de bana burada bir 

yer ayırdıkları için ayrıca teşekkür 

ederim. 


- SÖYLEŞİ KARİYER MERKEZİ - 

Nurşen Demiröz 

BİLGİ’LİLERE KARİYER 

YOLCULUĞUNDA DESTEK 

OLUYOR 

BİLGİ’lilerin iş hayatına en iyi şekilde hazırlanması için çalışmalar 

yürüten BİLGİ Kariyer Merkezi, öğrencilerin kariyer hayatlarına yön 

veriyor. 




- SÖYLEŞİ KARİYER MERKEZİ - 

Tüm BİLGİ 

öğrencileri ve BİLGİ 

mezunlarına açık 

olan BİLGİ Kariyer 

Merkezi, BİLGİ’nin 

stratejik hedefleri 

doğrultusunda sürekli yenilenerek 

uluslararası standartlarda hizmet 

vermeyi hedefliyor. Sorularımızı 

yanıtlayan Merkez Müdürü Nurşen 

Demiröz, kariyer yolculuğunda 

BİLGİ’lilerle beraber yürüdüklerini 

söyledi. 

BİLGİ Kariyer Merkezi hangi 

amaçlar doğrultusunda kuruldu? 

Misyonumuz, üniversite hayatına 

adım attıkları andan itibaren, 

öğrencilerimizde kariyer bilincinin 

oluşturulması, bireysel, sosyal ve 

profesyonel anlamda donanımlı 

bireyler olarak iş dünyasına 

hazırlanmalarını sağlamak. 

Bu bağlamda, tüm öğrenci ve 

mezunlarımıza iş dünyası ile sürekli 

etkileşim halinde kalarak bireysel 

ve profesyonel gelişimlerine katkı 

sağlayacak hizmetler sunmaya 

çalışıyoruz. BİLGİ Kariyer Merkezi 

olarak öğrencilerimize kariyer 

yolculuğunda destek olmayı ve 

öğrencilikten iş hayatına geçerken 

hazırlıklı ve daha yumuşak bir geçiş 

yapmalarını amaçlıyoruz. 

Bilgi Kariyer Merkezi’nin 

ulaşılabilirliği hakkında bilgi 

verebilir misiniz? 

Kariyer Merkezi santralistanbul 

Kampüsü Ç.S.M Binası 110 numaralı 

ofiste hafta içi 8.30-17.30 saatleri 

arasında hizmet vermektedir. Kuştepe 

ve Dolapdere kampüslerinde de 

çeşitli programlar ve danışmanlık 

hizmetleri için belli zamanlarda 

hazır bulunuyoruz. Öğrencilerimiz 

ve mezunlarımız, merkezimizin 

düzenlediği eğitim, sertifika 

programı, seminer ve kariyer odaklı 

etkinliklerin en güncel haline ve aynı 

zamanda kariyer gelişim kaynaklarına 

her zaman www.bilgikariyer.com web 

sitesinden ulaşabilirler. Aynı zamanda 

bize career@bilgi.edu.tr e-posta 

adresinden de danışmak istedikleri 

konuları iletebilirler. Alternatif 

olarak, sosyal medya hesaplarımızdan 

da bizi takip edebilirler. 

Öğrencilere hangi konularda 

destek sağlıyorsunuz? Bu 

destekler öğrencilerin iş 

hayatını nasıl etkiliyor? 

Öğrencilerimize ve mezunlarımıza 

destek olduğumuz konular: 

• Bire bir kariyer danışmanlığı 

hizmeti veriyoruz. 

• CV ve iş mülakatlarına hazırlık 

konusunda destek oluyoruz. 

• İşbirliği içinde olduğumuz 

işverenlerin iş/staj ilanlarını web 

sitemizden yayınlıyoruz. 

• Görevli Öğrenci Programı ile 

öğrencilerimiz okulda çeşitli 

birimlerde iş deneyimi kazanma 

imkânı sunuyoruz. 

• Sertifika programları, sektör 

seminerleri, şirket gezileri, kariyer 

günleri gibi kariyer etkinlikleri 

düzenliyoruz. 

• CV hazırlama, mülakat ve iş arama 

becerileri konularını kapsayan kariyer 

gelişim seminerleri veriyoruz. 

Verdiğimiz destekler öğrencilerimizin 

iş hayatına daha iyi hazırlık 

yapmalarına yardımcı oluyor. Daha 

öğrencilik yıllarında iş hayatında 

gereken bir takım becerileri 

kazanmalarına ön ayak olmaya 

gayret ediyoruz. Buna ek olarak 

olabildiğince çok iş hayatını yakından 

tanımalarına olanak sağlayarak, daha 

bilinçli kariyer seçimleri yapmalarına 

yardımcı olmaya çalışıyoruz. 

Kariyer Merkezi’nin kısa ve 

uzun vadede hedefleriniz 

nelerdir? 

Kısa vadede hedefimiz, geniş öğrenci 

yelpazemize hitap edecek şekilde 

programlarımızı çeşitlendirmek. 

Örnek vermek gerekirse, bu sene 

ilk kez, geçtiğimiz dönem Kasım 

ayında Sağlık Bilimleri Yüksek 

Okulu öğrencilerimiz için sağlık 

sektöründen önde gelen firmaların 

ve mezunlarımızın katılımıyla kariyer 

günleri düzenledik. Mart ayının 

başında, iki gün süren Mühendislik 

ve Kariyer Günleri kapsamında 

çeşitli sektörlerden 14 farklı firmayı 

okulumuzda mühendis adayı 

öğrencilerimizle buluşturduk. Bu ve 

buna benzer programları kısa vadede 

çeşitlendirmeye gayret ediyoruz. Nisan 

ayında gerçekleştireceğimiz BİLGİ 

Kariyer Günleri ’16 hazırlıkları ise tam 

gaz sürüyor. 

Uzun vadede hedefimiz, merkezimizi 

öğrencilerimizin ihtiyaçları ve 

okulumuzun stratejik hedefleri 

doğrultusunda sürekli yeniden 

yapılandırarak uluslararası 

standartlarda hizmet vermek ve 

Laureate üniversiteler ağı içinde en 

iyi kariyer merkezlerinden biri olarak 

isim yapmak. 

Kariyer basamaklarını güçlü 

adımlarla çıkmayı hedefleyen 

yeni mezunlara ne önerirsiniz? 

Merak ve tutku… Profesyonel 

bir kariyer koçu olarak, gençlerle 

bugüne kadar sayısız yüz yüze 

görüşmeler yaptım. Bir amaca hizmet 

etmediğimizi düşündüğümüz hiçbir 

işte hevesimizi koruyamadığımızı 

düşünüyorum. Meraklanmayı 

bıraktığımızda da hevesimizi 

kolaylıkla kaybettiğimize inanıyorum. 

Kariyerinde sağlam adımlarla ilerlemek 

isteyen yeni mezun arkadaşlarıma bu 

anlamda birinci öncelikle tavsiyem, 

tutku duydukları işlerin parçası 

olmaları ve meraklarını daima 

beslemeleri olacaktır. 

Temsil ettiğiniz kurumu 

okulumuzda ağırlayalım 

“Mezunlarımıza sizin aracılığınızla 

bizimle işbirliği yapmaları için açık 

mesaj göndermek isterim. Gelin, 

okulda öğrencilerimizle deneyimlerinizi 

paylaşın, onlara tavsiyelerde bulunun 

ayrıca temsil ettiğiniz kurumları 

okulumuzda ağırlamak için aracı olun. 

Bizimle her zaman career@bilgi.edu.tr 

adresinden iletişime geçebilirsiniz.” 


- SÖYLEŞİ ÇESUAM - 

ÇESUAM İKLİM DEĞİŞİKLİĞİYLE 

MÜCADELE BİLİNCİNİ 

ARTTIRIYOR 

BİLGİ’nin sürdürülebilirlik politikalarına yön veren ÇESUAM, iklim 

değişikliğiyle mücadele bilincini artırmak için çeşitli kampanyalar 

düzenliyor. 





Çevre problemlerini 

bütüncül bir 

bakış açısıyla ele 

alan ÇESUAM 

(Çevre, Enerji ve 

Sürdürülebilirlik 

Uygulama ve 

Araştırma Merkezi), 

gerçekleştirdiği kampanyalar 

ve araştırmalarla üniversiteler, 

STK’lar, kamu kuruluşları ve özel 

sektör arasında bir köprü kuruyor. 

Merkez Müdürü Ayşe Uyduranoğlu 

ile BİLGİ’nin ve Türkiye’nin 

sürdürülebilirliğe bakışını konuştuk. 

Çevre; Enerji ve Sürdürülebilirlik 

Uygulama ve Araştırma Merkezi 

hangi tarihte ve hangi amaçlar 

doğrultusunda kuruldu? 

Çevre, Enerji ve Sürdürülebilirlik 

Uygulama ve Araştırma Merkezi 

(ÇESUAM), enerji ve sürdürülebilirlik 

konuları dahil olmak üzere bütün çevre 

problemlerini hesaba katan bir bakış 

açısı ile, çevre alanındaki çalışmalara 

katkıda bulunmak amacıyla, 2010’un 

sonbahar aylarında kuruldu. Merkez, 

aynı zamanda, üniversiteler, sivil toplum 

kuruluşları, kamu kurumları ve özel 

sektör olmak üzere tüm paydaşlar 

arasında bir köprü kurmayı hedefliyor. 

BİLGİ’nin sürdürülebilirlik 

vizyonunu okurlarımızla paylaşır 

mısınız? Merkez, bu vizyona katkı 

sağlamak ya da yön vermek için 

neler yapıyor? 

İstanbul Bilgi Üniversitesi seçkin bir 

akademik kuruluştur. Kurulduğu yıldan 

beri sadece akademik başarısı ile değil 

aynı zamanda sosyal konulara duyarlılığı 

ile de adını duyurmayı başarmıştır. 

Çevre ve sürdürülebirlilik konularında 

da aynı duyarlılığını göstermiştir. Dört 

farklı örnek ile BİLGİ’nin konuya bakış 

açısını gösterebiliriz. 2012 yılında 

Gaia Carbon Finance gönüllü olarak 

BİLGİ’nin talebi üzerine ÇESUAM’ın 

girişimi ile BİLGİ’nin karbon ayak izini 

hesaplatmıştır. Rüzgar enerjisinden 

üretilen elektrik kampüslerimizde 

kullanılmaktadır. Bunun için 

ödenen elektrik faturası fosil enerji 

kaynaklarından (kömür, doğalgaz gibi) 

üretilen elektrik faturasından daha 

yüksektir. 2011 yılında beri aralıksız 

olarak WWF tarafından düzenlenen 

“Dünya İçin Bir Saat” kampanyasına 

ÇESAUM aracılığı ile destek veren tek 

üniversite BİLGİ’dir. Kampanyanın 

amacı iklim değişikliği sorununa dikkat 

çekmektir. Kampanya tüm dünyada 

Mart ayı içinde belirlenen tarihte yerel 

saat ile düzenlenmektedir. Son olarak, 

bu yıl öğretim elemanı değrlendirme 

anketleri internet üzerinden yapılarak 

hem kağıt tasarrufu yapılmış hem de 

anketlerin kağıt üzerine basılması için 

ayrılan finansal kaynak, gereksinimi olan 

Suriyeli göçmen çocuklara aktarılmıştır. 

Merkez gerekli gördüğü yerlerde konuyu 

rektörlük ile paylaşarak sürdürülebirlirlik 

konularında önderlik etmektedir. 

Merkezin, öğrenci ve öğretim 

görevlileriyle nasıl bir etkileşimi 

var? Üniversite bünyesinden 

gönüllü katılım mümkün mü? 

Öğretim üyelerimiz ile çok sıkı bir 

ilişkimiz var. Her şeyden önce çevre, çok 

disiplinli bir alan olduğu için doğasında 

bütün disiplinlerin katılımını gerekli 

kılmaktadır. Yönetim Kurulu üyelerimiz 

çeşitli fakültelerin öğretim üyelerinden 

oluşmaktadır. 2011 ve 2012 yıllarından 

düzenlendiğimiz karbon finansmanı 

konulu sertifika programımıza çeşitli 

öğretim üyelerimiz destek vermiştir. 

Yine Soyak için hazırladığımız Akıllı 

Yıldızlar isimli projemizde de çeşitli 

disiplinlerden öğretim üyeleri yer 

almıştır. Öğrencilerimiz ile etkileşimimiz 

maalesef sınırlı. Merkezin kapasitesinin 

geliştirilmesi ile bu da mümkün olacaktır. 

Diğer tarafta gönüllü katılabilecekleri 

bir proje olursa bütün üniversiteye 

duyuruyoruz. Myclimate Türkiye ile 

Kilis, Mersin ve Karabük’te veridiğimiz 

ev hanımları ve ilköğretim çocuklarına 

yönelik çevre bilinçlendirme eğitim 

programlarımızda gönüllü katılmak 

isteyenler olmuştur. 

2011 yılında gerçekleştirdiğiniz 

“Kâğıt Bilinci” gibi kampanyalar 

düzenlemeye devam ediyor 

musunuz? 

Kampanyaların amacı bir alışkanlığı 

yerleşmesine katkıda bulunmaktır. 

İletişim Fakültesi Reklamcılık 

Bölümü tarafından Doç. Dr. Gresi 

Sanje danışmanlığından hazırlanan 

bu kampanya ÇESUAM tarafından 

uygulamaya konulmuştur. Kampanya 

devam etmemekle birlikte, geri dönüşüm 

alışkanlığının yerleşmesine önemli 

ölçüde katkıda bulunmuştur. Şu anda 

BİLGİ’de geri dönüşüm sadece kâğıt 

atıkları ile sınırla kalmayıp, diğer katı 

atıkları da kapsamaktadır. 

Türkiye’nin iklim değişikliği 

karşısında aldığı pozisyonu 

nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Paris’te verilen bazı taahhütlere 

rağmen yerli kömür kullanımının 

arttırılması söz konu. Bununla 

ilgili ne düşünüyorsunuz? 

Türkiye’nin en büyük eksiği iklim 

değişikliğini bilimsel bir gerçel olarak 

kabul etmekle birlikte, etkin politikalar 

uygulanmaktan kaçınmasıdır. Ben iklim 

değişikliğine ilişkin tartışmaların sadece 

elektriğin kömürden üretilmesi etrafında 

odaklanmasından artık rahatsızlık 

duyuyorum. Diğer taraftan bu konu 

üzerinde İngiltere’de doktoramı yaparken 

Türkiye’de bu konu çok dar bir çevrede 

konuşuluyordu. 

Şimde ne 

zaman Taraflar 

Konferansı 

toplantıları 

yaklaşsa konu 

özelikle basında 

geniş yer 

buluyor. İklim 

değişikiği 

oluşturacağı 

tehditler açısından 

insanlığın tecrübe edeceği 

en büyük felaketler 

arasında yer almaktadır. 

Türkiye bugüne kadar 

herhangi bir azaltım 

sorumluluğu almadı 

ve 2020 sonrası için sera 

gazı emisyonlarının artışından azaltım 

yapmayı teklif etmektedir. Azaltım 



yükümlülüğün olmaması nedeni ile 

herhangi bir azaltım politikası da 

uygulamamaktadır. Dolaylı vergilerin 

(tüketim vergileri) vergi gelirleri içinde 

sahip olduğu yüksek oran (toplam 

vergi gelirlerinin yaklaşık yüzde 50’si 

dolaylı vergilerden elde edilmektedir) 

nedeni ile dolaylı bir vergi olan karbon 

vergisinin toplum tarafından tepki ile 

karşılanacağı düşünülmektedir. Bu 

nedenle karbon vergisi uygulanmak 

istediğinde kamuoyu tercihlerinin 

gözününe alınması önemlidir. ÇESUAM 

araştırmacılarından Yrd. Doç. Dr. Zahide 

Eylem Gevrek (Konstanz Üniversitesi, 

Almanya) ile ortak yaptığımız ve 

İstanbul Bilgi Üniversitesi tarafından 

desteklenen çalışma ile Türkiye’de 

kamuoyunun karbon vergisi özelliklerine 

bakış açısını, seçim deneyleri yöntemi 

ile inceledik. Araştırmanın sonuçları, 

karbon vergisinden elde edilen 

gelirlerin bütçeye aktarılması yerine 

çevrenin korunmasında fon olarak 

kullanılmasının ve vergi miktarının gelire 

göre farklılaştırılmasının tercih edildiği 

gösterdi. Hükümet tarafından karbon 

vergisinin uygulanmak istemesi halinde 

kamuoyunun tercihleri dikkate aldığında, 

verginin etkinliğini arttıracaktır. 

ÇESUAM tarafından yürütülen Tübitak 

projesi ile iş dünyasının nasıl bir emisyon 

ticaretini tercih ettiği araştırılmaktadır. 

Bu çalışmadan elde edilen veriler de daha 

etkin bir emisyon ticareti sisteminin 

oluşturulmasına katkıda bulunacaktır. 

Azaltım politikaları uygulamayan ülkeler 

(kısa dönemli analiz yapıldığında azaltım 

politikaları, bu politikaları uygulayan 

ülkeler açısından maliyetli politikalardır) 

iklim değişikliğindeki yavaşlamadan 

dolayı fayda sağlayacaklardır. Ancak 

son yıllarda sera gazı emisyonlarının 

azaltılmasına liderlik etmenin orta ve 

uzun dönemde ülke ekonomisine katkı 

sağlayacağı bir gerçektir. Nicholas Stern 

tarafından 2006 yılında hazırlanan rapor 

iklim değişikliği ekonomisini inceleyerek, 

önlem almanın ve almamanın tahmini 

maliyetini hakkında bilgi vermektedir. 

Konuyu oyun teorisi bağlamında ele 

aldığımızda “first mover advantage” 

olarak yorumlayabiliriz. 

İklim değişikliği geri 

dönülemez sonuçlar 

yaratabilir 

Türkiye iklim değişikliğinden 

nasıl etkileniyor? 

Türkiye Uluslararası İklim Değişikliği 

Paneli’nin periyodik aralıklarla 

yayımladığı Değerlendirme Raporu’na 

göre Akdeniz Havzası’nda yer alması 

nedeniyle iklim değişikliğinden en çok 

etkilenen ülkelerden biri olacaktır. 

İklim değişikliği, azaltım politikalarında 

uluslararası etkin bir mutabakatın henüz 

sağlanamaması nedeniyle kontrol altına 

alınabilmiş değildir. Uluslararası İklim 

Değişikliği Paneli sıcaklık artışının 2100 

yılının sonuna Endüstri Devrimi öncesine 

kıyasla 20C ile sınırlandırılmaması halinde, 

iklim değişikliğinin geri dönülemez 

sonuçlara yol açacağını belirtmektedir. 


SİZLERE YENİ BİR HABERİMİZ VAR! 

YETENEKLERİNİZ VE İSTEKLERİNİZ DOĞRULTUSUNDA 

SİZİ BEKLEYEN KARİYER FIRSATLARINA ULAŞMANIZ 

ARTIK ÇOK DAHA KOLAY. 

“MEZUN OLDUM, NASIL İŞ BULACAĞIM?” 

DİYORSANIZ 

’İN SİZİN İÇİN GELİŞTİRDİĞİ 

PLATFORMA BİR GÖZ ATIN. 

www.bilgimhr.com 

BİR 

DANIŞMANLIK MARKASIDIR. 

PROSİS DANIŞMANLIK TÜRKİYE İŞ KURUMU’NUN 26.02.08 TARİHLİ 

VE 273 NUMARALI İZİN BELGESİ İLE FAALİYET GÖSTERMEKTEDİR

- SÖYLEŞİ AYŞE BENGİ ÖZÇELİK - 

Ayşe Bengi Özçelik 

TÜRKİYE’Yİ EDCOM FİNALİNE 

TAŞIYAN BİLGİ’Lİ 

Türkiye’de bir ilki gerçekleştiren BİLGİ Reklamcılık bölümü Araştırma 

Görevlisi Ayşe Bengi Özçelik Avrupa Reklam Eğitimcileri Derneği 

Edcom’un yarışmasında f inale kaldı. 




- SÖYLEŞİ AYŞE BENGİ ÖZÇELİK - 

Uluslararası 

alanda önemli 

bir prestije sahip 

olan Edcom’un 

(Avrupa Reklam 

Eğitimcileri 

Derneği) düzenlediği yarışmada, 

lisans ve yüksek lisans seviyesindeki 

reklamcılık tezleri yarıştı. BİLGİ 

Reklamcılık Araştırma Görevlisi Ayşe 

Bengi Özçelik yarışmada finale kaldı. 

Bir ilke imza atan ve Türkiye’den 

finale kalan ilk tezi yazan Özçelik ile 

başarısının sırrını konuştuk. 

Öncelikle BİLGİ’yle tanışma 

serüveninizi dinleyelim... 

Kadıköy Anadolu Lisesi’nin ardından 

İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri 

Mühendisliği’nden mezun oldum. 

Mezun olur olmaz İstanbul Bilgi 

Üniversitesi Pazarlama İletişimi 

(markaokulu) yüksek lisans programına 

başladım ve 2015 yılında mezun oldum. 

Yüksek lisansım sırasında ise bu işin 

daha derinine inip araştırma yapmak ve 

tüketiciyi tanımak istediğimi farkettim 

ve akademisyenliğe doğru keskin 

bir dönüş yaptım. Yaklaşık 2,5 yıldır 

İstanbul Bilgi Üniversitesi Reklamcılık 

Programı’nda araştırma görevlisi olarak 

çalışıyorum. 

Edcom (European Institute for 

Commercial Communications 

Education- Avrupa Reklam 

Eğitimcileri Derneği) tarafından 

yapılan yarışma hakkında bilgi 

verebilir misiniz? Bu yarışmanın 

uluslararası alandaki önemi 

nedir? 

Edcom (Avrupa Reklam 

Eğitimcileri Derneği), 49 ülkeden 

18 üye ile faaliyetlerini sürdüren ve 

reklamcılık alanında çalışan sektör 

profesyonellerini ve akademik 

araştırmacıları buluşturan bir 

dernek. Her yıl Avrupa çapında 

lisans ve yüksek lisans düzeyinde 

Reklamcılık alanında yazılan tezler 

için bir yarışma düzenleniyor ve bu 

yıl üçüncüsü gerçekleştirildi. Yarışma, 

çeşitli ülkelerden gönderilen tezleri, 

akademik jüri ile birlikte üç aşamada 

değerlendiriyor ve birinci seçilen kişi; 

yine dernek tarafından düzenlenen 

reklamcılık yaz okuluna katılma hakkı 

kazanıyor. Bu yıl ilk 4’e kalarak finalist 

olmaya hak kazandım ve yarışmada ilk 

kez Türkiye’den bir tez finale kalmış 

oldu. 

Finale kaldığınız tezinizin 

konusunu ve yazım sürecini 

okurlarımızla paylaşır mısınız? 

Tezim, internet üzerindeki 

davranışlarımıza göre karşımıza çıkan 

reklamların etkinliğini, bir psikolojik 

teori ve bir medya kullanım teorisi 

çerçevesinde ölçüyor. Araştırmamda, 

hepimizin artık çok aşina olduğu bir 

reklam biçimi olan kişiselleştirilmiş 

internet reklamlarının, tüketicilerin 

satınalma güdüsünü arttırmasını 

hedeflerken aslında rahatsız edici 

boyutlara ulaşıp ulaşmadığını 

inceledim. Bu doğrultuda tüketicilerin 

yaklaşımını ölçtüm ve hem pazarlama 

literatürüne hem de sektörel 

uygulamalara yeni bir bakış açısı 

kazandırmaya çalıştım. Tez yazım 

sürecinde danışmanlığımı yapan 

Doç. Dr. Kaan Varnalı Hocam’ın 

yönlendirmeleri doğrultusunda hem 

akademik bir araştırma yapmanın 

inceliklerini öğrendim; hem de dijital 

pazarlama ve internet reklamcılığı 

konularında detaylı bilgi sahibi 

olacak okumalar yaptım. Markaokulu 

programı dahilinde 1 yıl içerisinde 

tezimi tamamladım ve 2015 Haziran 

ayında jüri karşısında sunarak oy birliği 

ile mezun oldum. 

Edcom’da finale kalmak sizin için 

ve BİLGİ için ne ifade ediyor? 

Avrupa çapında bir yarışmaya katılmış 

olmak, sonucu ne olursa olsun heyecan 

verici bir durum. Üzerinde büyük 

emek vererek yazdığınız tezinizi 

başka ülkelerdeki akademisyenlerin 

beğenisine sunmak ve onların bakış 

açılarıyla geri bildirimler almak her 

zaman elde edilebilecek bir fırsat değil. 

Bu yüzden, benim için bu yarışma 

heyecan dolu ve besleyici bir süreç oldu. 

İstanbul Bilgi Üniversitesi, beni her 

zaman vizyonuyla çok etkileyen bir 

üniversite olmuştu. BİLGİ’nin bir üyesi 

olarak bu vizyondan nasibimi almış 

olmaktan dolayı çok mutluyum. Edcom 

gibi Reklamcılık eğitimine ve sektöre 

hizmet eden bir kurum aracılığıyla 

İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin ve 

Markaokulu’nun adını duyurmaya 

hizmet edebildiysem ne mutlu bana. 

Yarışma nasıl sonuçlandı? 

Yarışmada benimle beraber 

Hollanda’dan, Yunanistan’dan ve 

Fransa’dan katılan tezler finale 

kaldı. Yarışma yaklaşık 2 hafta önce 

sonuçlandı ve Hollanda’dan katılan 

tez birinci seçildi. Benim için ise 

birincilikten öte çok değerli bir deneyim 

oldu. Avrupa’da ilk 4’e kalmış olmanın 

sevincini yaşıyorum. 

Tüm lisans ve yüksek lisans 

öğrencilerine, bu tür tez yarışmalarını 

takip etmelerini ve katılmalarını 

öneriyorum. Ulusal veya uluslararası 

düzeyde bu gibi yarışmalardan alınan 

geri bildirimlerin çok değerli olduğu 

kanaatindeyim. 

Tüketici davranışlarını 

araştırıyor 

Önümüzdeki dönemde yeni 

projeleriniz olacak mı? 

Bir doktora öğrencisi olarak, Pazarlama 

ve Tüketici Davranışları alanlarında 

öğrenmeyi, okumayı ve araştırmayı en 

yoğun şekilde sürdürüyorum. Özellikle 

Tüketici Davranışları’nı irdelemeye, 

şu sıralarda üzerinde çalıştığım birkaç 

araştırma ile devam ediyorum. Bunlar 

her ne kadar akademik seviyedeki 

araştırmalar olarak ilerlese de; 

sektörün güncelliğini kaybetmemeye 

ve pazarın dinamiklerini göz ardı 

etmemeye çalışıyorum. 


- SÖYLEŞİ MERT TAŞ - 

Mert Taş 

GENÇ BİLGİ’LİNİN 

ENGELSİZ MUTFAĞI 

BİLGİ İç Mimarlık mezunlarından Mert Taş, 11. Ulusal Ev Mobilyaları 

Tasarım Yarışması’nda “Engelliler için Ev Mobilyası” kategorisinde 

birinci oldu. Birincilik getiren projede “engelsiz mutfak” için mobilya 

tasarlandı. 





MOSDER 

tarafından 

düzenlenen 

yarışmada, 

“Engelliler 

İçin Ev 

Mobilyası” kategorisinde birinci 

olan BİLGİ mezunu Mert Taş ile 

projesini konuştuk. Taş, şu anda 

çift ana dal programı kapsamında 

BİLGİ’de Mimarlık eğitimine devam 

ediyor. Sıkı bir spor ve sinema 

takipçisi. Özellikle film mimarisi ve 

mekanlarına büyük bir ilgi duyuyor 

ve “İleride başarılı, hedeflerinden 

ödün vermeyen bir mimar-iç mimar 

olmak en büyük hedefim. İleride ‘MAİ 

Design’ adını duyarsanız Mert Taş 

adını da duyabilirsiniz” diyor. 

BİLGİ’de okumak sizi meslek 

hayatına nasıl hazırladı? BİLGİ’li 

olmak sizce bir avantaj sağlıyor 

mu? 

Küçük yaşlarımdan beri babamın 

mesleğinden dolayı iç mimari ve 

mobilya ölçeklerine çok aşinaydım. 

Mimari ve daha büyük ölçeklere ya da 

tasarımın farklı alanlarını da merak 

ediyor ve öğrenmek istiyordum. BİLGİ, 

bu isteklerim için çok uygun bir yer. 

BİLGİ’de aldığım tasarım eğitimi 

disiplinler arası geçişleri ve farklı 

disiplinlerden de bilgi sahibi olmamı 

sağladı. Deneyimli öğretim üyelerinin 

yanı sıra genç, dinamik ve iş hayatının 

içinden başarılı öğretim görevlilerinin 

de olması farklı bakış açıları 

kazandırdı. Aynı şekilde farklı tasarım 

ölçeklerinden, anlayışlarından seçmeli 

derslerle de kendimi geliştirebildiğime 

inanıyorum. BİLGİ’nin mekânsal olarak 

sunduğu olanaklarla çerçevesinde; 

7/24 çalışabileceğim atölyeler tasarım 

eğitiminin ruhunu daha iyi şekilde 

hissetmemi sağladı. 

MOSDER’in yarışmasından nasıl 

haberdar oldunuz ve yarışmaya 

katılmaya nasıl karar verdiniz? 

MOSDER Türkiye’deki mobilya 

sektörünün öncü oluşumlarından biri 

ve her sene öğrencilere yönelik tasarım 

yarışması açıyor. Bunu duyurmak 

için okullarla, öğrencilerle iletişim 

halindeler. Yarışmayı ilk gördüğümde 

yarışmanın kategorilerine baktım 

ve herhangi birine heyecan duyup 

duymadığıma baktım. Özellikle 

“Engelliler İçin Mobilya” kategorisi 

hem misyon hem de zorluk açısından 

ilgimi çekti. Bu aşamada yarışmada 

partnerim olan Ayda Müzeyyen 

Yedekçioğlu’na (İTÜ) yarışmaya birlikte 

katılmak için teklif götürdüm. Kendisi 

Endüstri Ürünleri Tasarımı okuduğu 

için BİLGİ’de öğrendiğim disiplinler 

arası çalışma anlayışını hayata geçirdik. 

Yarışmaya katıldığınız proje 

hakkında bilgi verebilir misiniz? 

Yarışmaya “engelliler için mobilya” 

kategorisinde katıldık. Ne yapabiliriz 

sorusuna engelli bireylerin hayatını 

kolaylaştıracak, gündelik işlerini 

yapabilmelerine sağlayacak bir cevap 

bulmalıydık. Ve tasarımın, çok fazla 

işlevle buluşmadığı engelliler için 

mutfak konusunda karar kıldık. 

Tasarladığımız Delta Mutfak mobilyası; 

tekerlekli sandalyeyle kolay erişim 

sağlanan bir tezgâh altı, hareketli 

tezgâh üzeri paneller, erişimi kolay olan 

yükseklikleri özel olarak ayarlanmış 

mutfak dolaplarına sahip bir mutfak 

mobilyası. Minimal ve özgün bir 

tasarıma ve kolay kullanıma sahip. 

“Detayları en iyi şekilde 

inceledik” 

Projeyi hazırlarken nasıl bir 

süreç geçirdiniz ve kimlerle 

işbirliği yaptınız? 

Yarışmadaki ortağım Ayda ile önce 

sıkı bir ön araştırma ve inceleme 

yaptık. Engelliler için gerekli ölçülere, 

yeterliliklere baktık. Tasarım 

konusunda da farklı ve dinamik bir 

çalışma yaptık ve detayları en iyi şekilde 

çözmeye çalıştık. 

Projenin başarılı olması ve 

dereceye girmesi size neler 

hissettirdi? 

Projenin ilk 3’e kalacağından nerdeyse 

emindim ve projeye güveniyordum. 

Birincilik konusunda biraz şüpheciydim 

çünkü yarışmanın 2. turunda 

yaptığımız tasarımların prototipleri 

yapılacaktı ve “Delta Mutfak Mobilyası” 

Türkiye şartlarında hayata geçirilemedi. 

Bu konuda sponspor üretici 

firmalarla problem yaşadık. Şartlarını 

zorlanmadıklarını düşünüyorum. Bu 

nedenlerden dolayı rakiplerimizi biraz 

daha avantajlı görüyordum. Fakat 

jüri tasarım kriterlerini öncelik tutup, 

birinci olarak bizi seçtiğini duyunca 

uzun bir süre şaşkınlık yaşadık. O 

şaşkınlıkla aileme ve kız arkadaşıma 

teşekkür etmeyi unuttuğum iki 

insan var, sırası gelmişken bunu da 

paylaşmak istiyorum. 

Önümüzdeki dönemlerde yeni 

yarışmalara katılmayı düşünüyor 

musunuz? 

Mosderden önce de farklı yarışmalara 

katılmıştım. 2015 yılında tasarladığım 

genç odasıyla KOÇTAŞ Açık Fikir İç 

Mekân Tasarım yarışmasında da 1. 

Mansiyon ödülünü kazanmıştım. Yine 

2015 yılı içerisinde iki farklı mimarlık 

yarışmasında son tura kaldım, fakat 

ilk üçün içerisinde yer alamadım. 

Önümüzdeki ay içerisinde İzocam 

Öğrenci yarışmasına BİLGİ’li takım 

arkadaşım Pınar Aksoy’la (BİLGİ) 

katılacağız. Hedefimiz ise Ulusal Etabı 

geçip Uluslararası etapta yer almak. 


- SÖYLEŞİ BİLGİ EXTREME - 

BİLGİ’NİN KABINA SIĞMAYAN 

KULÜBÜ: BİLGİ EXTREME 

Macera ve spor tutkunu BİLGİ’lileri çatısı altında toplayan BİLGİ 

Extreme Sporlar Kulübü, düzenlediği etkinliklerle ses getiriyor. En aktif 

öğrenci kulüpleri arasında yer alıyor ve spor yaparken köklü dostluklar 

kurulmasını sağlıyor. 





BİLGİ’nin en başarılı 

öğrenci kulüplerinden 

BİLGİ Extreme, 

snowboard erkekler 

takımıyla Türkiye 

şampiyonluğuna, 

kayak kadın ve kayak 

erkek branşında ise kişisel derecelere 

sahip. 2011 yılından beri İstanbul 

Bilgi Üniversitesi’nde okuyan Murat 

Ferhat Kayar, BİLGİ Extreme Sporlar 

Kulübü’nün başkanlığını yapıyor. 

İlk olarak Ekonomi bölümünde 

okuyan Kayar, sonrasında yeniden 

üniversite sınavına girerek BİLGİ 

Reklamcılık’a geçmiş. Şu anda son 

sınıf öğrencisi. Kulüp başkanlığına ek 

olarak snowboard kayak takımının 

kaptanlığını da yapıyor. BİLGİ 

Extreme’i Kayar’dan dinledik. 

Ne zamandır BİLGİ 

Extreme’desiniz? 

Okula başladığım dönemde snowboarda 

da başlamıştım. Sonrasında okulla 

görüştüm ve snowboard kayak takımları 

olup olmadığını sordum. Onlar da 

bana olmadığını ilettiler. Ben de “ne 

yapabilirim” diye kafa yordum ve bir 

kulüp açılabilir diye düşündüm. Bu arada 

yakın arkadaşım olan Mert Can Geyik 

dalga sörfü yapıyordu ve okulda hali 

hazırda dalga sörfü kulübü vardı. Biz de 

dalga sörfü ve rüzgâr sörfü kulüpleriyle 

birleşerek Ekstreme Sporlar Kulübü’nü 

kurmaya karar verdik. İlk yıllarda çok 

fazla etkinlik yapamadık ama kulübün 

temellerini atmış olduk. 

Bu süreç öncesinde sporla 

ilgileniyor muydunuz? 

Ortaokulda bir kürek takımı geçmişim 

var. Onun dışında fitnes ve koşuyla 

ilgilendim. Snowboard benim 

televizyondan takip ettiğim ve çok 

yapmak istediğim bir spordu. Fakat fırsat 

bulamadığım için pek yapamamıştım. 

Üniversiteye gelince bu sporu yapmaya 

ve ilerletmeye karar verdim. Snowboard 

serüvenim böyle başladı ve devam ediyor. 

Çok severek yapıyorum. 

Aynı zamanda wakeboard da 

yapıyorsunuz. Hangisi daha ağır 

basıyor? 

Tabii ki snowboard. Benim için çok 

önemli ve hayatımı değiştiren bir 

şey. Arkadaş çevrem ve yaptığım 

bütün işler snowboarddan besleniyor. 

Dağa gittiğimde ve snowboard 

yaparken, şehirdekinden çok daha 

farklı hissediyorum. Oldukça özgür 

bir ortam, kendinizi gerçekten özgür 

hissediyorsunuz. 

Tabii snowboard sadece kışın yapılabilen 

bir şey. Sıralama yapmam gerekirse 

snowboard öncelikli. Daha sonra dalga 

sörfü, ondan sonra ise wakeboard geliyor. 

Türkiye’de en çok hangi pisti 

seversiniz? 

Ben ilk olarak Uludağ’da başladım. 

İstanbul’a yakın olduğu için Uludağ ve 

Kartalkaya’ya sık sık gittim. Yurtdışındaki 

pistlere de gittim. Bence şu anda 

Kayseri Erciyes ve Erzurum Palandöken 

pistleri çok başarılı. Çünkü genel olarak 

baktığınızda Uludağ otelleşmeyi seçmiş 

ve tamamen ticari odaklı. Kartalkaya’da 

ise fiyatlar çok yüksek. O yüzden bu iki 

pisti tercih etmiyorum. Ama Kayseri 

Erciyes çok daha ayrı bir yerde duruyor 

ve yurtdışındaki dağlara rakip olabilecek 

konumda. Bunun için gerekli yatırımlar 

da yapılıyor. Erciyes, kayağın spor olarak 

yapılabileceği bir yer. Fiyatları da gayet 

uygun. Teknik anlamda da üst düzey bir 

yatırım yapılmış. 

Kulüp bünyesinde hangi 

sporlar var? 

Şu anda genel olarak wakeboard, 

yamaç paraşütü, rafting gibi etkinlikler 

yapıyoruz. Her ay bir etkinlik organize 

ediyoruz. Bu ay yarışlarımız vardı. 

Nisan’da ise yamaç paraşütü ve 

wakeboard eğitimlerimiz olacak. 

Kulüp 2011 yılında kuruldu 

ve üzerinden 5 yıl geçti. Bu 5 

yılı özetlemek gerekirse neler 

söylersiniz? 

İlk zamanlar yeterli sayıya 

ulaşamadığımız için okuldan yeterince 

destek alamıyorduk ve etkinliklerimiz 

gerçekleşmiyordu. Zaman içinde 

sosyal medyayı kullanarak takipçi 

sayımızı arttırdık. Bu sayı şu an 2 binin 

üzerinde. Bu sayede 2013 yılına doğru 

etkinliklerimiz çoğalmaya başladı. Ama 

ilk dönemlerde küçük gruplar halinde 

etkinlere gidiyorduk. Sonra insanlara 

yaymak istedik ve eğitim programlarımız 

başladı. 

2014-2015 döneminden itibaren bayağı 

yoğun bir taleple karşılaştık. Mesela sayı 

vermem gerekirse şu ana kadar 500 kişiyi 

etkinliğe götürmüş durumdayız. 

Kulübümüzün başarılı olarak 

görülmesinin en önemli sebeplerinden 

biri de snowboard ekibimizin aldığı 

başarılar. İlk olarak 2012-2013 senesinde 

yarışlara katıldık. O sene Türkiye 

Şampiyonası’nda snowboard erkek 

takımı olarak üçüncülük kazandık. 

Ayrıca kayak kadın branşında da 

kişisel derecelerimiz vardı. Bunun yanı 

sıra kayak erkeklerde de bir Türkiye 

Şampiyonumuz var. Bir sonraki sene 

olan 2013-2014 ise biraz daha durgundu. 

Sadece bireysel olarak yarışlara 

katılabildik. 



Takım olarak gidemediğimizden bir 

kupa getirme şansımız olmadı. Fakat 

2014-2015 senesinde tekrar bir takım 

oluşturduk. Türkiye’de yapılan bütün 

özel yarışlara katılma şansı yakaladık. 

Bu yarışlarda snowboard erkekler 

takımı olarak Türkiye şampiyonluğu 

kazandık. Onun dışında bireysel olarak 

katıldığımız özel snowboard yarışlarında 

derecelerimiz var. 

Özet olarak, BİLGİ Extreme ile ciddi bir 

yol aldık. Ama daha kat etmemiz gereken 

daha çok yol var diyebilirim. 

Kulübün bilinirliğini arttırmak 

için neler yaptınız? 

Kulübü duyururken bir reklam 

kampanyası yürütüyor gibi davrandım. 

“Arkadaşlar böyle bir etkinlik var, 

gelin” dediğinizde kimse gelmiyor 

çünkü. Reklam çalışması bir etkinliğin 

duyurulması için çok önemli. Örnek 

olarak yaptığımız tüm etkinliklerin 

fotoğraf albümünü oluşturuyorum 

ve instagramda video paylaşımları 

yapıyorum. İnsanlar kendi fotoğrafları 

paylaşılınca gruba çok daha kolay 

entegre oluyorlar. O yüzden kendilerini 

gruba daha bağlı hissediyorlar ve 

fotoğraflarında arkadaşlarını da 

etiketliyorlar. Ayrıca, kulüp sadece spor 

yapılan bir yer değil, önemli bir networkü 

var. Tüm BİLGİ’lilerin bizi takip etmesini 

tavsiye ederim. 

Önemli dereceler alıyorsunuz. 

Peki, yarışlara nasıl 

hazırlanıyorsunuz? 

Aslında kış dönemi Türkiye’de kısa 

olduğu ve zaman zaman dağlarda sisle 

karşılaşıldığı için çok sık antrenmana 

gidemiyoruz. Aynı zamanda bazı 

dönemlerde bütçe problemleri de 

yaşıyoruz. Sonuçta snowboard pahalı 

bir spor. Elimizden geldiğince kendi 

imkânlarımızla antrenmanlarımızı 

sürdürüyoruz. 

Takımda bulunan arkadaşlar geçmişten 

geldiği için belli bir antrenman geçmişleri 

var. Bu sayede çok fazla antrenman 

yapmadan bile iyi dereceler alabildik. 

Antrenman yapacağımız zaman Kayseri 

ve Erzurum’a gitmeyi tercih ediyoruz. 

Ayrıca yurt dışı programlarımız da 

oluyor. Yarışlara gidip derece kazanıyoruz 

ama bunun şöyle bir getirisi de oluyor: O 

sene düzenlenen yarışmalar, ısınmamızı 

ve tecrübe kazanmamızı sağlıyor. Böylece 

Türkiye Şampiyonası geldiği zaman, 

hazır olmuş oluyoruz. 

BİLGİ Extreme bütün branşlarda 

kendisi mi eğitim veriyor, 

dışarıdan eğitim desteği aldığınız 

oluyor mu? 

Snowboard kayak branşında iyi 

seviyelerde olan arkadaşlarımız eğitim 

veriyor. Aynı zamanda dalga sörfü 

eğitimini de bu şekilde veriyoruz. 

Ama diğer branşlar daha tehlikeli 

sporlar olduğu için ciddi bir teknik 

bilgi gerektiriyor. Gittiğimiz tesislerde 

sertifikalı hocalardan eğitim alıyoruz. 

Etkinliklerimize katılan öğrenciler 

genellikle İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden 

ama eksiklik olursa diğer 

üniversitelerden de kabul ediyoruz. Aynı 

zamanda İstanbul Üniversiteleri’yle 

küçük bir ekibimiz var. Snowboard 

kayak kaptanları olarak bir araya 

gelip toplantılar yapıyoruz. Yarışlara 

veya antrenmanlara gittiğimiz zaman 

yaşadığımız bazı problemler var. 

Bunların başında pist kapama, skipass 

ve konaklama gibi sorunlar geliyor. 

Bu konularda dağlarda bize destek 

sağlanmıyor ve diğer kaptanlarla bir 

araya geldiğimizde nasıl bunların 

üzerinden gelebiliriz diye konuşuyoruz. 

Ayrıca üniversite bünyesindeki 

çalışmalarımızı nasıl geliştirebiliriz 

konuları üzerine yoğunlaşıyoruz. 

Türkiye’de yapılan yarışlar çok 

profesyonelce değil de herkesin ortak 

emeği ile yapılıyor. Biz de snowboard 

kaptanları olarak bunun üzerine kafa 

yoruyor ve nasıl çözebileceğimizi 

konuşuyoruz. 

Kulüp olarak eğitimler dışında da 

bir araya geliyor musunuz? 

Biz ilk başladığımız zaman küçük bir 

gruptuk. Ama şu an okul içinde her 

gün bir araya gelen bir topluluk olduk. 

Yaptığımız etkinlikler genel olarak 

sosyalleşmeye yönelik. İnsanların ortak 

bir hobi bulup birbiriyle iletişime geçip 

etkinliklere gitmelerini sağlıyoruz. Kulüp 

bu bünyede BİLGİ’de çok önemli bir yere 

sahip. Çünkü insanların kampüs dışında 

sosyalleşebileceği bir alan sağlıyor. 

Okuldan mezun olduktan sonra da bu 

devam edecek diye düşünüyorum. Çünkü 

ilgilendiğimiz sporlar gayet sürdürülebilir 

branşlardan oluşuyor. 

BİLGİ’nin hocalarından kulübe 

gelenler var mı? 

Hocalardan değil ama BİLGİ Öğrenci 

Destek Merkezi’den katılım oluyor. 

Spor koordinatörü hocalar ve merkezde 

çalışan arkadaşlar kulübe geliyor. Biz 

de kulüp olduğumuz için direkt onlarla 

iletişime geçiyoruz ve onlar da bizim 

yorumlarımızı daha üst birimlere iletiyor. 


dMags uygulaması ile akıllı telefon 

ve tabletlerinizde!




VITAE - 61 - NİSAN- MAYIS - 2016 

62 yeni nesil kahveciler 

66 vintage 

70 seyahat 

72 istanbul’un yenileri 

74 uganda gezisi 

76 teknolojik kıyafetler 

78 festival 

84 moda

- HIGHLIFE 3.NESİL KAHVECİLER - 

3. 

Kahveyi özel bir içecek olmanın ötesine 

taşıyan 3. Nesil Kahveciler kahve sanatının 

sınırlarını tartışmaya açıyor. Kahveyle 

kurulan ilişki çok daha samimi ve hassas 

bir hale geliyor. Yetiştirilmesinden, 

demlenmesine; demlenmesinden 

sunulmasına kadar en özgün tarzlar 

benimseniyor. Bu yeni sayılabilecek akım 

Türkiye’de de kahve tutkunları cezbediyor. 

3. Nesil’in izini sürdük ve sayfalarımıza 

taşıdık. 


Nesil Kahve 

Yolculuğu 

Kronotrop 

→ 

Kahve dünyasında üçüncü dalga adı 

verilen döneme damgasını vuran 

isimlerden biri Kronotrop: Az ve kendi 

yerinde kavurduğu kahve çekirdeklerini, 

hasat dönemleri ile bağlantılı olarak, 

dünyanın dört bir köşesindeki özel 

çiftliklerden büyük bir titizlikle seçiyor. 

Bu çiftlikleri özel kılan faktörler arasında 

sadece mükemmel çekirdeği üretme 

tutkuları değil aynı zamanda hem toprağa 

hem de doğal kaynakları korumaya 

yönelik attıkları aktif adımlar büyük önem 

taşıyor. En iyi çekirdeklerin seçilmesinin 

sonra işinin ehli bir kavurma ustası 

tarafından en iyi özelliklerinin ön plana 

çıkacağı ve kompleks aroma ve tatlarının 

zenginleşeceği bir şekilde çok koyuya 

kaçmadan küçük miktarlarda açık olarak 

kavruluyor. Sıra dışı bir deneyim için 

Kronotrop üç şubesiyle sizi bekliyor. 



Kronotrop Cihangir 

Kuloğlu Mh., Firuzağa Cami Sokak 2/B, 

34433 Cihangir/Beyoğlu/ İstanbul, 

Türkiye 

Orjin Maslak Plaza 

Eski Büyükdere Caddesi Orjin Plaza 

No:27 Zemin Kat 34398 Maslak/ 

Sarıyer/İstanbul, Türkiye 

Allianz Tower 

Küçükbakkalköy Mah. Kayışdağı Cad. 

Allianz Tower Binası Zemin Kat 1/1 

34750 Ataşehir/ İstanbul, Türkiye 

Kahve Limanı 

→ 

Kendine has yöntemleriyle kahvesini 

demleyen Kahve Limanı, kahvesini 

El Salvador, Etiyopya, Güney Afrika 

Cumhuriyeti, Brezilya gibi kahvesiyle 

ünlü ülkelerden getiriyor. Özel 

makinelerde kavrulan kahveler dört 

dakikada demleniyor. Ayrıca kahve 

severlere kahve piyasasında özel bir 

yere sahip olan Etiyopya’nın yöresel 

kahveleri Sdamo ve Yirgacheffe’nin 



yanında, Guatemala, Brezilya ve 

Orta Afrika Cumhuriyeti gibi kahve 

ülkelerinin bölgesel lezzetlerini de 

sunuyor. Chemex, dripper ve syphon 

gibi özel demleme teknikleriyle 

hazırlanan kahve, kavrulduktan 

hemen sonra demleniyor ve en az 

4 gün dinlendiriliyor. Dinlendirilen 

bu çekirdekler makinelerde değil, 

eskiden evlerde kullanılan kahve 

değirmenlerine benzer özel aletlerde 

çekiliyor. Kahve Limanı, Eminönü ve 

Trump Tower’da. 

Dört 

→ 

Bu mekânda kahvenizi indirimli almak 

için yapmanız gereken çok basit bir 

şey var: Mekâna bisikletle gelmek... 

Dört, hayvan dostları olanlar için de 

vazgeçilmez bir adres. Çünkü buraya 

kedinizle ve köpeğinizle gelebilir ve 

patili dostlarınızla beraber her çeşit 

filtre kahveyi yudumlayabilirsiniz. 

Cherybean 

→ 

İlk üçüncü nesil kahvecilerden olan 

Cherrybean Galata ve Moda’daki 

şubelerinde, kahve severleri 

buluşturuyor. Moda Şubesi geniş 

kütüphanesi ve kitap takasıyla da 

adından söz ettiriyor. Alt katında 

bulunan sergi salonunda ise bağımsız 

sanatçıların eserleri sergileniyor. 

Kahveler geleneksel bir biçimde 

demleniyor ve yanında sunulan bütün 

tatlılar doğal ürünler kullanarak 

hazırlanıyor. 

Çekirdek 

→ 

Çekirdek’i sahibi tek başına işletiyor. 

Kahvelerini kendisi kavurup kendisi 

öğütüyor. Üstelik tatlılarını da kendisi 

yapıyor. Küçük ve bir o kadar sevimli 

bu kahveci güne başlamak ya da 

yorgunluk atmak için bire bir. 


- HIGHLIFE VINTAGE - 

Eski 

iyidir! 

Patchwork halılar, kanvas ve kanaviçe tablolar, renkli ve klasik desenli f incanlar... Eski modayı yeni 

eve getiren vintage dalgasıyla geçmişe sıra dışı bir yolculuk... 


Eskiye özlem duymak tüm zamanların ortak duygusu. Hiç 

kuşkusuz moda da bu durumdan nasibi alıyor ve vintage 

kavramını hayatımıza sokuyor. Peki, nedir bu vintage, bir 

ürünün vintage olması için ne gerekiyor? Bir ürüne vintage 

diyebilmek için öncelikle o ürünün en az 20 yıl önce ya da 

20 yıl önceki stilde üretilmiş olması gerekiyor. 20 yıl şartının 

yanına bir de akım ya da stil koymak şart. Vintage ürün, 

mutlaka bir dönemden esinlenmeli ve bu dönemin izlerini 

taşımalı. 

Eskileri yaşamak bir başka diyerek, geçmişten kopup gelen 

ürün ve tasarımlardan bir seçki yaptık. Evde vintage havası 

estirecek tasarımlara buyrun: 



NEVA 

Beyazın üzerine pembe 

ve yeşil tonların hâkim 

olduğu Neva Kahvaltı 

setiyle, güne iyi bir 

başlangıç yapın. 

PORMSTOREITTALA 

Çay ve kahve içmeyi anlamının 

ötesine taşıyan fincanlar.... 

MİA 

Mia’dan patili dostlarınızın 

içini açacak 

mama saklama kabı. 



BAŞKA ATÖLYE 

Yeşiliyle, mavisiyle konfora doyacağınız 

özgün bir deneyim. Eski 

zamanları hayal etmek de cabası. 

CREATE BARREL 

Minimal dokunuşlarla 

evinizi taze bir bahar 

havasıyla dolduruyor. 

PARLAK EV 

Dekoratif tasarımlar ve 

masifin hâkim olduğu 

mobilyalar renklerle 

buluşuyor. 


“Çocuğum 

büyüyünce 

kendi yemek 

yiyebilsin 

yeter...” 

Otizmli çocuk annesi Sema Demir 

Sema Hanım gibi annelerin hayalleri, birçok çocuk için küçük 

ama otizmli çocuklar için büyük hayaller. 

Fakat erken tanı ve eğitimle ulaşılamayacak hayaller değil. 

Destek verseniz yeter. 

TOHUM 

YAZIN 

www.tohumotizm.org.tr - 0 212 244 75 00 

Tüm operatörlerin faturalı hatları için geçerlidir. SMS başına Türk Telekom 2 SMS, Vodafone 1 SMS bedeli 

ayrıca ücretlendirmekte, Turkcell ücretlendirmemektedir.

- HIGHLIFE SEYAHAT - 

Patagonya 

Moğalistan’dan 

Tanzanya’ya 

sıra dışı rotalar 

Keşfetme duygusunun zirve 

yapacağı sıra dışı rotalar, seyahat 

severlere yeni bir pencere açıyor. 

Deniz, kum, güneş sevdalıları 

şöyle dursun, doğanın içinde 

kaybolacağımız rotalar bizimle 

olsun! 


Tıklım tıklım kumsalları geride 

bırakalım, sabaha kadar susmayan 

müziğin sesini kısalım. Kısalım, 

çünkü çok başka sesler duyacağız: 

Patagonya’dan Moğolistan’a doğru 

bir yolculuğa çıkıyoruz, doğalı 

keşfetmeye ve doğayı dinlemeye... 

Dünyanın ucuna yolculuk 

Arjantin’den Şili’ye uzanan Patagonya, 

tüm ihtişamı ve çetrefiliyle büyülü 

bir coğrafya. Yerleşimin çok sınırlı 

olduğu Patagonya, doğal hayata ev 

sahipliği yapıyor. W Parkuru, hem 

Atlas Okyanusu’na hem de Büyük 

Okyanus’a kıyısı bulunan uçsuz 

bucaksız bölgenin önemli yürüyüş 

rotalarından. Parkur W adını 

engebeli yer şekillerinden alıyor. Rota 

boyunca; buz gölleri, dik zirveler, 

göğe uzanan ağaçlar yürüyüşünüze 

eşlik edecek. Bu rüzgârı bol coğrafyayı 

keşfetmek için en uygun zaman 

Mayıs-Eylül periyodu. 

Geniş ovalar, uçsuz 

bucaksız çayırlar 

Geniş ovalarda ve uçsuz bucaksız 

çayırlarda kaybolmak için en iyi 

seçimlerden biri Moğolistan. Fırsatınız 

varsa, mutlaka Transsibirya’nın 

nostaljik atmosferinde yolculuk edin. 

Dünya’nın en büyük kum çöllerinden 

Gobi, es geçilemeyecek bir lokasyon. 

Moğolistan’da geçirdiğiniz süre 

boyunca okçuluk öğrenebilir ve göçebe 

ailelerin misafiri olabilirsiniz. 



Moğolistan 

Salar de Uyuni 

Kilimanjaro 

Zanzibar 

Salar de Uyuni 

Afrika’nın çatısında 

Kilimanjaro: Afrika’nın çatısı... 

Farklı zorluk seviyelerindeki rotaları 

takip ederek, zirveye ulaşılabiliyor. 

Muhteşem dağ, yağmur ormanıyla 

buluşuyor. Kadim ağaçların tepesine 

tırmanan Colobus maymunlarının 

gözü, yürüyüş boyunca üzerinizde 

olacak. Tanzanya’ya kadar gelmişken 

büyülü ada Zanzibar’a da uzun olmayan 

bir yolculuktan sonra ulaşabilirsiniz. 

Tuzdan bir göl 

Dünyanın en büyük tuz göllerinden 

Salar de Uyuni, Bolivya’da yer alıyor. 

Bölgede gündüzler çok aydınlıkken, 

akşam saatlerinde çıkan ayaz kendini 

iyiden iyiye hissettiriyor. Gölde 

bulunan tuzun 25 bin tonu şehirlere 

gönderiliyor. Gölün yakınlarında 

bulunan ve tamamen tuzdan yapılan 

otel ziyaretçilerini şaşırtmayı 

başarıyor. 

Patagonya 


- HIGHLIFE İSTANBUL’UN YENİLERİ - 

Sen yenisin galiba! 

Hepsi birbirinden özgün, hepsi kendi tarzını ortaya koyuyor. Kimi glüten alerjisi olanlar için 

bire bir, kimi organik yaşam takipçileri için... İstanbul’un yeni yüzleri şehre stil katıyor. 


İstanbul çok değişiyor diyenler haklı 

olabilir. Ama İstanbul’da değişmeyen 

önemli bir şey var: Dinamizm... 

Hiç kuşkusuz mekânlar da bundan 

nasibini alıyor. İstanbul’un yeni 

mekânlarını sizin için gezdik. 

Cadıköy: Bize hergün Hallowen 

Cadıköy, Kadıköy’lü olalı henüz bir 

kaç ay olmuş. Cadı şapkaları, cadı 

oyuncakları, renkli şemsiyeler ve 

rengârenk sandalyelerden oluşan 

özgün bir dekoru var. Taze çekilmiş 

kahvelerin yanında ev yapımı mozaik 

pasta ve elmalı turta mekânın şimdiki 

gözdelerinden. 

tatlı da yemek istiyorsanız, tazecik 

lezzetleri burada bulabilirsiniz. Mekân, 

satın alma seçeneklerine göre küçük 

indirimler de yapıyor. 

Pikap 

İki kız kardeşin birlikte açtığı Pikap, 

Moda’nın uğrak yerlerinden. Mekana 

girdiğinizde pikapta caz ya da blues 

dönmesi çok muhtemel. Pikap’a 

gelirken plağınızı da getirin. Çünkü 

burada herkes kendi plağını çalabiliyor. 

Manca 

Açılışı 5 yıl öncesine dayanan Manca, 

menüsündeki çeşitliliği arttırdı. 

Yöresel lezzetleri, doyurucu çorbaları 

ve et yemekleriyle sınırlı kalmıyor. 

Boston Donut Moda: Ortalamanın 

üstünde bir donut için 

Yeni şubesini Moda’da açan Bostan 

Donut, Modalıları nefis lezzetlerle 

tanıştırıyor. Şirin mekanın 

dekorasyonunda minimal bir stil 

hâkim. Donutla sınırlı kalmayıp 


- HIGHLIFE İSTANBUL’UN YENİLERİ - 

Vejetaryen ve vegan yemekleri de 

konuklarına sunuyor. Manca’nın etsiz 

sebzeli köftesi ne kadar tutuluyorsa etli 

yemekleri de o kadar tutuluyor. 

Eywa 

Çeşitli kahveleri ve glütensiz 

lezzetleriyle yeni açılmış olmasına 

rağmen, yerini almış ve kendisini 

Moda’ya sevdirmiş. Bu mekânda moral 

bozukluğuna birebir olan Antidepresan 

yiyebilir, orijinal tadıyla öne çıkan 

latteye doyabilirsiniz. Ayrıca mekânın 

unsuz brownisi de favorilerden. 

Pioppo Gelato 

Ev yapımı İtalyan dondurmaları, 

muhteşem tatlıları ve özel yapım 

kahveleriyle sevenlerine lezzet şöleni 

yaratan Pioppo Gelato yeni şubesiyle 

Bağdat Caddesi’nde dondurma 

severlerle buluşuyor. Bodrum 

mandalinası, Belçika kakaosundan 

üretilen Bitter, portakal kabuklu Bitter 

Portakal, Dağ Çileği günlük üretilen 

dondurma çeşitlerinden sadece birkaçı. 

Dünyaca ünlü İtalyan Restoran zinciri 

Eataly İstanbul, sağlıklı ve doğal 

beslenme mottosuyla sağlıklı beslenme 

alışkanlığını yaşam 

tarzı haline getiren 

misafirlerini 

Insalateria 

“İyi, Temiz ve Adil” 

yemek ilkesiyle hizmet 

veren Eataly İstanbul, 

sağlıklı yaşamın 

püf noktalarını 

sunmak için fit 

cafe konseptinde 

hazırlanan yeni lezzet 

noktası Insalateria’nın 

kapılarını açıyor. 

Vanilyalı yoğurt, 

kuru üzüm ve taze 

ananastan oluşan Eataly Granola, 

esmer ekmek arasında füme somon, 

roka, köz patlıcan ve sarımsaklı labneli 

sandwich Pane Nero, chia light süt, taze 

orman meyveleri ve sosu karemalize 

soğan eşliğinde servis edilen Budino 

Chia menüde yer alan seçenekler 

arasında. 



Uganda’da bir BİLGİ’li 

Murchison Şelaleleri Milli Parkı 

içindeki Ziwa gergedan sığınağı. Burada 

rangerımız’dan önce göreceğimiz 

gergedan ailesi ile ilgili bilgi alıyoruz 

sonra da muhteşem şekillere bürünmüş 

Uganda’ya gitme kararı 

almam ve uçağa binmem 

arasında sadece bir ay kadar 

vakit vardı. Kurumsal hayatı 

bırakarak Uganda’ya taşınan 

ve on senedir orada yaşayan 

arkadaşım Meltem (instagram: 

pigmelerle.dans) nefis turlar 

da düzenlerken bundan 

şahane bir fırsat daha olabilir 

miydi? 

Gidene dek benim de haritada 

nerede olduğuna dair hiçbir fikrimin 

olmadığı Uganda, Churchill’in 

deyişiyle “Afrika’nın İncisi” bu güzel 

ülke, Sudan, Ruanda, Demokratik 

Kongo Cumhuriyeti, Tanzanya 

ve Kenya ile komşu, içinde altı 

geleneksel krallık barındıran ve 33 

farklı dilin olduğu fakat resmi dilin 

İngilizce olduğu bir Doğu Afrika 

ülkesi. Heyecanım Meltem’den gelen 

tur programı ile iyice arttı. Seyahat 

ile ilgili olunması gereken aşılardan 

izleyeceğimiz programın en ince 

detaylarına kadar bilgilere ek olarak 

şu not: “Mizah, macera ve sabır 

duygunuz yanınıza almanız gereken 

en önemli detaylar”. 

THY ile İstanbul’dan kalkan uçağımız 

Ruanda’ya kısaca uğradıktan sonra 

Uganda’nın başkenti Entebbe’ye 

iniyor. Meltem, on iki gün boyunca 

bizi binlerce km taşıyacak olan beyaz 

safari minibüsümüz ve sağ kolumuz, 

kaptanımız Amos karşımızda. Gece 

sürüşü ile Kampala’ya geçiyoruz 

ve Meltem’in kocaman yemyeşil 

bahçeli, iki köpekli ve kedili evindeki 

geceden sonra sabah erkenden 

düşüyoruz yollara. Dayanamayıp yol 

kenarında yerel yöneticilerden birisini 

karşılamak için bekleyen halkın 

arasına katılıp onlarla dans etmeye 

başlıyoruz ve birden etrafımızda 

birkaç gazeteci beliriyor son derece 

eski kameralar ellerinde biz dans 

ettikçe mutluluktan dört köşe olan. 

İlk durak Murchison Şelaleleri 

Milli Parkı 

İlk durağımız uzun fakat bir o kadar 

da keyifli bir yolculuk sonrasında 



bulutlar altında çalılılar arasında 

yürüyüşe başlıyoruz. Rehberimiz 

cep telefonlarımızı kapatmamızı 

söyleyince önce anlamıyoruz, sebebini 

açıklayınca insan ırkının ne kadar vahşi 

olduğunu birkez daha anımsıyoruz. 

Sebep, boynuzları için gergedanları 

öldüren çeteler ve yer tespiti için cep 

telefonu sinyallerini izlemeleri. Yani 

nerede sinyal, orada gergedan. Önce 

bebek gergedanlar ile karşılaşıyoruz, 

sonra anne ve babalar ki büyüklükleri 

gerçekten göz kamaştırıcı. Bu dev 

yaratıkları doğal ortamlarında 

görmüş olmanın mutluluğu ile kampı 

terkediyoruz. 

Gece konakladığımız lodge’umuzda bizi 

bekleyen Ugandalı çalışanların nezaketi 

ve güleryüzü, çadırlarımızın rahatlığı 

(dileyenler taş villalarda kalabiliyordu), 

yemeklerin lezizliğine kısaca da olsa 

değinmem şart burada. Buarada 

Meltem’in Ugandalı elektrikçisinden 

sabahki dans seansımızın akşam 

bazı yerel TV kanalların haberlerinde 

çıktığını öğrenyoruz! Sabah erkenden 

yola koyuluyoruz istikamet Murchison 

Şelaleleri Milli Parkı. Yerden sisler 

henüz kalkmadan parka giriyoruz. 

Merak edenler için, milli parklar içinde 

(hayvanat bahçesi değil, gideceğiniz 

yolun belirlendiği, bu yol dışına 

çıkmanın ve park içindeyken çok zaruri 

durumlar dışında araçtan inmenin 

yasak olduğu, binlerce kilometrekarelik 

doğal yaşam alanları) Ses çıkarıp 

korkutmak ya da yanına çağırmak, 

yiyecek atmak, gereğinden fazla 

yanlarına yaklaşmak yok. Girer girmez 

bir fil ailesi ile karşılaşmak nefis bir 

sürpriz oluyor. Devam ettikçe zürafalar, 

antiloplar, buffalolar o muhteşem 

görüntülere dâhil olmaya başlıyor. 

Murchison Şelaleleri Milli Parkı’ndan 

sonraki turumuzu bitiriyoruz ve 

ardından tekne turumuza başlıyoruz. 

Etrafımızdaki bitki örtüsü, ağaçlar 

üzerindeki maymunlar ve suyun 

içinde usul usul hareket eden 

timsahlar kameralarımızı harekete 

geçiriyor anında. Yirmi dakikalık 

bir yolculuk ardından Nil Nehri’nin 

iki dev kaya arasındaki sadece 7 

metre genişliğindeki bir boğazdan 

40 metrelik bir yükseklik ile aşağıya 

döküldüğü ve Dünya üzerinde debisi 

en yüksek olan şelalelerden birisi ile 

karşı karşıyayız. Şelalenin görkemli 

sesi ve su damlacıklarının güneş ile 

buluştuğu noktada oluşan rengârenk 

ışıklar ile mest oluyoruz. Günün 

sonunda konaklamak için gittiğimiz 

Kyaninga Lodge’un terasından 

gördüğüm manzara beni başka bir 

masal içine alıyor. Seneler önce İngiliz 

bir marangozun motosiklet ile köy köy 

dolaşıp yaptığı keşif sırasında görüp 

âşık olduğu bu tepeyi tamamen doğal 

yöntemler ile inşa ettiği lodgelar ile 

taçlandırması günümüz gezginleri için 

müthiş bir kazanç oluyor. 

Burcu Yatmazoglu (2003 Siyaset Bilimi & 

Medya İletişim Sistemleri ve 2010 Bilgi MBA 

Mezunu) 

instagram:burcupinkshake 


- HIGHLIFE KİTAP - 

Kitaplığınızda 

yer açın 

Yeni çıkan kitaplardan sizin için seçtiklerimize göz atın. 

Kitabın Adı: Duyguların Enerjisi 

Yazarın Adı: Anıl Can 

Yayınevi: Altın Kitaplar 


Kitabın Adı: Klişe 

Hayatlar Matbaası 

Yazarın Adı: Can Yılmaz 

Yayınevi: İnkılap Yayınevi 


Küçük yaşlardan itibaren yazmaya 

başlayan, “geç olsun ama güç 

olmasın” diyen senarist, oyun 

yazarı, oyuncu Can Yılmaz’ın 

ilk kitabı Yeni Başlayanlar İçin 

Can Yılmaz: Klişe Hayatlar 

Matbaası İnkılâp Kitabevi 

tarafından yayımlandı. 

Can Yılmaz bir yazı dervişi… 

Neredeyse unuttuğumuz 

sokakları, insanları usta işi bir 

kurguyla diline dolayarak bize ait 

bir dünyanın, bizim tarafımızdan 

yazılmış öyküleriyle çıkıyor 

karşımıza Can Yılmaz. Huylarıyla, 

huysuzluklarıyla, sevinçleriyle, 

üzüntüleriyle ve daha bilmediğimiz, 

tanık olmadığımız pek çok 

özellikleriyle resmedilen bir dünya 

var Klişe Hayatlar Matbaası’nda. 

Büyümeden, hep çocuk kalarak, 

çocukluğumuzun elinden tutarak 

okuyalım bu öyküleri… 

Duyguların Enerjisi, Kuantum 

Fizik’ten yola çıkarak 

Kuantum Psikoloji’yi ve 

Bilinç’i anlatan, Doğu ve Batı 

felsefelerinin yanında modern 

psikolojinin yaklaşımlarını ve 

pratiklerini de inkâr etmeden 

farklı bir yol sunan zengin 

bir kuramsal çalışma. 

Kitap bir yandan modern 

psikolojiyle Kuantum 

Psikoloji’nin metotlarını 

karşılaştırırken, bir yandan 

da hem derinde yatan 

sorunları irdelemek, hem de 

sonsuzluk ve Sıfır Noktası/ 

Hiçlik bilincine ulaşabilmek 

için Kuantum Bilinç bakış 

açısıyla neler yapılabileceğini 

Kitabın Adı: Her Şey 

Yazarın Adı: Nicola Yoon 

Yayınevi: Pena Yayınları 


Cora Carmack’ın New York 

Times çok satan kitaplar 

listesinde 1 numara olan ve 

Pena Yayınları’ndan çıkan 

kitabı “Her Şey”, balon çocuk 

Madeleine Whittier’ın hikayesini 

anlatıyor. Okuyuculara eşsiz 

ve güzel bir okuma deneyimi 

sunmak isteyen Nicola Yoon 

romanında aşk hikâyesini özgün 

çizimleriyle iç içe geçiyor. 

Yeni yetişkin kategorisindeki 

kitap, bağışıklık sistemi çok 

düşük olduğu için evinden 

çıkamayan, eğitimini dahi 

evinde alan Madeleine’ın, ne 

kadar umutsuz gözükse de 

hayallerinden hiçbir zaman 

vazgeçmemesini anlatıyor. 


- HIGHLIFE VİZYONDAKİLER - 

Vizyondakiler 

Brooklyn 

Vizyon tarihi: 29 Nisan 2016 

Tür: Dram, Romantik 

Yönetmen: John Crowley 

Genç bir İrlandalı kadın olan Eilis Lacey 

(Saoirse Ronan), ABD’nin sunduğu 

imkanlara kapılarak annesini de geride 

bırakmak pahasına ABD’ye, New 

York’a göç eder. Burada ilk başlarda 

büyük bir vatan hasreti çekse de 

burada tanıştığı Tony (Emory Cohen) 

ile olan aşkı ona her şeyi unutturur. 

Ancak İrlanda’yı tekrar ziyaret etmesi 

gerekecektir, burada tanıştığı Jim 

(Domhnall Gleeson) de onu etkilemeyi 

başaracaktır. Eilis’in iki ülke, iki çok 

farklı yaşam tarzı ve iki aşk arasında bir 

seçim yapması gerekecektir. 

Bir Dilim Aşk 


Tür: Komedi, Romantik 

Yönetmen: Gustavo Ron 

Vivien ve Chloe çocukluktan beri hiç ayrılmamış 

kuzenlerdir. Birden vefat eden halaları Isabellle’in 

mirası onları zorlu bir yola sokacaktır. Bu miras dükkânı 

işletmek için Avrupa seyahati hayallerini erteleyen 

Vivien işleri daha geleneksel yollarla halletmek 

istemektedir. Bir televizyon programında şefin 

asistanlığını yapan Chloe ise daha modern dokunuşlar 

aramaktadır. Boulangerie adındaki küçük dükkânlarının 

borçlar yüzünden kapanmak üzere olduğunu öğrenince, 

Vivien ve Chloe, tüm anlaşmazlıkları bir kenara bırakıp 

aile mirasını kapanmaktan kurtarmaya karar verirler. 

Ölüm Treni 


Tür: Gerilim 

Yönetmen: Michael Petroni 

Psikolog Peter (Adrien Brody), trajik 

bir kazada küçük kızını kaybetmiştir. 

Acı ve suçluluk duygusu ile baş 

etmeye çalışan Peter, hastalarında 

karanlık duygular ve tuhaflıklar fark 

etmeye başlar. Parçaları birleştirince 

hastalarının 20 sene önce aynı gün 

ölmüş olan insanların hayaletleri 

olduğunu fark eder. Bu korkunç 

gerçek, Peter’ı geçmişte saklı kalmış 

sırları çözmek üzere sürprizlerle dolu 

bir yolculuğa sürükleyecektir. Michael 

Petroni’nin yazıp yönettiği filmin 

başrolündeki Adrian Brody seyirciyi 

tüyler ürperten bir hikâyenin içine 

sürüklüyor. Brody’ye Jurassic Park’ın 

yıldızı Sam Neill eşlik ediyor. 

Hitchcock/Truffaut 

Vizyon tarihi: 13 Mayıs 2016 

Tür: Belgesel 

Yönetmen: Kent Jones 

Yönetmenliğini Kent Jones’un üstlendiği 

iki usta yönetmen Alfred Hitchcock ve 

Francois Truffaut’nun altın değerindeki 

buluşmasını konu edinen Hitchcock/ 

Truffaut belgeselinde günümüzün ünlü 

yönetmenleri bu iki ustanın sinemalarına 

kattıklarını anlatıyor. 

Kronik 

Vizyon tarihi: 06 Mayıs 2016 

Tür: Dram 

Yönetmen: Michel Franco 

Meksikalı yönetmen Michel Franco’nun hem yönetmenliğini hem senaristliğini 

üstlendiği Kronik, prömiyerini yaptığı Cannes Film Festivali’nden En İyi Senaryo 

ödülüyle ayrıldı. Filmin başrollerinde başarılı oyuncu Tim Roth, Bitsie Tulloch ve David 

Dastmalchian yer alıyor. Kronik, Tim Roth’un canlandırdığı, bir bakımevinde ölüm 

döşeğindeki hastalarla ilgilenen bir erkek hemşirenin hikayesine odaklanıyor. 

Bu keskin dram, Meksikalı yönetmen Michel Franco’nun 2012’de Cannes’da 

Belirli Bir Bakış bölümünün galibi olan benzersiz Lucia’dan Sonra filminden 

sonraki ilk çalışması. 


- HIGHLIFE FESTİVAL - 

Bahar festivallerle geliyor 

Alaçatı Ot Festivali 

Mantar Festivali 

Bahar birbirinden farklı 

festivallerle geliyor. Alaçatı 

Ot Festivali ve Kuzu Göbeği 

Mantarı Şenliği Nisan ayının 

iki önemli keşf i... 

Ota doyuran festival 

Bu yıl 7.’si düzenlenen Alaçatı Ot 

Festivali, katılımcıları Ege’nin eşsiz 

yöresel lezzetleriyle buluşturuyor. 

Seyahat tutkunları Alaçatı ve civar 

köylerinden toplanan yöresel otların ve 

bu otlardan yapılan taze baharatların 

sergilendiği meşhur Alaçatı Pazarı’nı 

gezerken, yerel Ege otları hakkındaki 

bilgi haznesini zenginleştiriyor. Seyahat 

severler, festival etkinliklerinden 

olan yemek yarışmalarını izleme 

ve yemekleri test etme esnasında 

ilginç fotoğraf kareleri yakalarken, 

eşsiz lezzetlerin tadına bakıyor.Ege 

üzümlerinin başrolünü üstlendiği 

şarap serüvenini yerinde keşfedecek 

olan seyahatseverler, şarap kültürü 

hakkında bilgilerini tazelerken, Urla 

Şarapçılık & Şarap tadımı atölye 

çalışmasına da katılabiliyor. Festival, 

8-10 Nisan’da. 

Kuzu göbeği mantarını 

keşfedin 

Siz hiç oksijenin ve doğanın kalbine 

yolculuk yapıp, servet değerinde bir 

mantar topladınız mı? Kendinize bir 

şenlik, bir şölen hediye ettiniz mi? 

İşte size oksijenin kalbine yolculuk 

yapabileceğiniz, doğanın insanlara 

hediyesi olan servet değerindeki bir 

mantarla tanışma fırsatı ‘’İksir Resort 

Town ve Jilber Barutçiyan ile Kuzu 

Göbeği Mantar Şenliği.’’ 

Türkiye’de tek Mikolog (mantar bilimci) 

olan Jilber Barutçiyan ile baharı doğada 

karşılarken, oksijeni kucaklayıp servet 

değerinde bir şenliğe katılabilirsiniz. 

Jilber Barutçiyan ile 23/24 Nisan 

tarihlerinde Daday’da yapılacak olan 

bu doğa ve oksijen şölenine katılıp, 

Ballıdağ eteklerinde mantarların gizli 

dünyasında yolculuk yapabilir, lezzetiyle 

nam salmış, protein değeri çok yüksek 

olan, kanser tedavisinde kullanılan, kan 

yapıcı ve zihin açıcı özellikleriyle bilinen 

topraktaki servet olarak nitelendirilen 

oldukça pahalı kuzu göbeği mantarı ile 

tanışabilirsiniz. 


- HIGHLIFE SERGİ - 

Çağdaş sanat 

rotalarına yoluculuk 

Nisan ayı sanatseverler için 

oldukça yoğun geçecek. Çeşitli 

mekan ve farklı konseptlerdeki 

sergilerin izini sürdük. 

“Tahterevalli” 7-24 Nisan 

Ozan Ünal; yeni sergisinde “aşk bir 

tahterevalli ise…” ile başlayan cümleler 

kuruyor. Ozan Ünal’ın “Tahterevalli” 

sergisi 7-24 Nisan’da Galeri Selvin’de 

görülebilir. 

“Six Pack” 20-24 Nisan 

Usta ve genç sanatçıların aynı atölyede 

bir araya gelerek, kolektif bir mekândan 

farklı dillerde işler çıkardığı “Six Pack” 

resim sergisi Huri’s Studio’da 20 

Nisan’da açılıyor. 

Ustalara Saygı 

1-10 Nisan 

Mehmet Ali Diyarbakırlıoğlu’nun 

ustalık dönemi eserleriyle hazırladığı 

“Ustalara Saygı” sergisi, Yağlıboya meslek 

resimleriyle, suluboya resimlerden 

oluşuyor. 130 adet ustaların kullandığı 

araç gereçler ve onların yaptıkları ürünler 

de sergide yer alıyor. 

Vertigo 

4 Nisan-4 Haziran 

Kadir Has Üniversitesi bünyesindeki 

çağdaş sanat merkezi Galeri KHAS, 

yepyeni ve sıra dışı bir sergiyi daha ev 

sahibi olarak ağırlıyor. Küratörlüğünü, 

Kadir Has Üniversitesi Rektör 

Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Bülent 

Kahraman’ın yaptığı, Seydi Murat 

Koç’un “Vertigo ve Yerçekimi” adlı 

sergisi Galeri KHAS’ta sanatseverlere 

kapılarını açtı. 

teamLab 

05 Nisan-21 Ağustos 

teamLab’in Borusan 

Contemporary’deki harikulade, 

insanı içine çeken dünyasını 

keşfetmeye hazırlanın. Sergi 5 

Nisan-21 Ağustos tarihleri arasında 

görülebilecek. 


- HIGHLIFE YEMEK - 

Geleneksel lezzetler soya 

sosuyla buluşuyor 

Grand Hyatt İstanbul’un İtalyan executive şef i Fabio Brambilla, geleneksel lezzetleri Kikkoman soya sosuyla 

yorumladı. İtalyan şefin Türk mutfağını Uzak Doğu soslarıyla buluşturduğu bu çok kültürlü sofra, lezzetlerinin yanı 

sıra sunumuyla da dikkat çekti. 


Grand Hyatt İstanbul, farklı lezzetleri 

özel sunumlarla buluşturmaya 

devam ediyor. İtalyan Executive 

Şef Fabio Brambilla’nın hazırladığı 

özel menünün başrol oyuncusu, 

sağlıklı ve doğal yapısıyla sofraların 

vazgeçilmez lezzeti “soya sosu” 

oldu. Soyanın sofistike dünyasıyla 

misafirlerini buluşturan 34 Restoran, 

yeni lezzetlere ev sahipliği yapıyor. 

Soya sosunun sadece Uzakdoğu 

mutfağıyla sınırlı olmadığını 

belirten Fabio Brambilla, soyanın 

güçlü adaptasyon yeteneğiyle 

dünya mutfağından pek çok lezzete 

uyum sağlayabildiğini söylüyor. 

Brambilla’nın menüsü lezzeti kadar 

sunumuyla da dikkat çekiyor. 

Soyanın muhteşem dünyasını Grand 

Hyatt İstanbul’da özel bir menüyle 

buluşturan Brambilla, “Protein 

kaynağı olan soya, Omega 3, Omega 

6, folik asit, demir, kalsiyum, D 

vitamini, çinko, lif, fosfor, bakır, 

magnezyum ve B vitamini içeriyor. 

Soya marinesi, soyalı dondurma gibi 

lezzetler, soyanın evrenselliğine bir 

örnektir. Biz de Grand Hyatt İstanbul 

olarak, Kikkoman’ın doğal lezzetteki 

soya soslarıyla oluşturduğumuz 

menümüzde, soyanın kusursuz lezzet 

dünyasına bir yolculuk yaptık” dedi. 


- HIGHLIFE GİYİLEBİLİR TEKNOLOJİ - 

Stilinize 

teknoloji 

katın 

Hayatımız her gün biraz daha akıllanıyor. Akıllı telefonla başlayan teknoloji dalgası, akıllı kıyafetleri 

de içine aldı ve kullanım kolaylığı şıklıkla buluştu.“Akıllı” kavramı her geçen gün hayatımızın içine 

biraz daha giriyor. Telefonların yanı sıra kıyafetler de akıllanıyor. Şarj kablosuna dönüşen bileklik, 

kıyafetinizin bir parçası gibi görünen giyilebilir kamera ve spor yaparken sağlık durumunuzu kontrol 

eden tişört bunlardan sadece birkaçı. 


- HIGHLIFE GİYİLEBİLİR TEKNOLOJİ - 

Kyte & Key/375 TL 

Şarj aletiniz hem her an yanınızda 

olsun hem de stilinize uysun. 

Dünyanın ilk giyilebilir iPhone şarj 

kablosu Kyte & Key bilekliklerle bu 

artık mümkün! 

Narrative Clip/ 

490 TL 

Dünyanın en küçük giyilebilir 

kamerası beklenmedik en doğal 

anları ölümsüzleştiriyor. “Keşke 

bu anı fotoğraflayabilseydim!” 

dediğiniz tüm o anlar için! 

Güneş enerjili bikini 

Amerikalı tasarımcı Andrew Schneider 

tarafından tasarlanan solar bikinide, 

iletken iplikler kullanılmış. Solar 

bikiniyle güneşlenirken, elektronik 

cihazları şarj etmek mümkün. 

Smart sesion tişört 

Tişört kumaşının ten ile temas 

eden yüzeyine yerleştirilen micro 

sensörler, kişinin sağlık durumu 

hakkında bilgiler veriyor. Yorgunluk 

seviyesini, vücut sıcaklığını ve nabzı 

ölçüyor. Kalp ritmi hakkında bilgi 

paylaşıyor. 

Oceanus 

OCW-G1000/ 

6.684 TL 

Metal, zarif görünümü ile dünyanın 

ilk hibrit sistemli saati olma 

özelliğini taşıyor. Sadece 7 saniye 

gibi kısa bir sürede konumunuzu 

dikkate alan, sürekli seyahat 

edenlerin vazgeçilmezi olan bu 

modeller 2 farklı konuma ait saat 

bilgisini ekrana taşıyabiliyor. 


- HIGHLIFE MODA - 

İlkbahar-Yaz rüzgârı 

turuncudan esiyor 

Yeni renk ve tasarımlarıyla raf lardaki yerini alan 2016 İlkbahar-Yaz koleksiyonu 

yine çok dinamik. Etkisini daha çok hissettiren gün ışığından ilham alıyor ve 

rahat tasarımları şıklıkla buluşturuyor. Feminen ve maskülen tasarımlar bir 

arada. Öne çıkan renkler ise turuncu, frambuaz ve yulaf tonları... 

2016 ilkbahar-yaz koleksiyonu 

tüm sezonu renklendirecek 

hem çok rahat hem de çok 

şık parçalarla karşımızda. Bu 

sezonda da asimetrik parçalar 

öne çıkıyor ve sandıktan çıkan 

kabarık kollarla birleşiyor. Bir 

diğer müjde ise polo yakanın 

klasik konseptlerde de yer 

bulması... Sezonun en iyi 

parçalarından oluşturduğumuz 

seçkimize buyurun: 

PENTİ 

49,90 TL 

BENHAMS 

209 TL 

amerıcadanıste.com 

178 dolar 

COLOMBIA 

polarİs 

TRIGENIC 

399,90 TL 



ATASAY 

670 USD 

AMERIKADANISTE.COM 

TOMMY HILFIGER 

119 TL 

despada 

177 TL 

mudo collection 

149 TL 

gızıa 

528 TL 

pentİ 

39,90 TL 

colombıa 

269,90 TL 

ıcon tote 

559 TL 

housley 

329 TL 



Daha cesur tasarımlar, 

yeniden yorumlanan 

akımlar 

Daha cesur ve feminen tasarımlarla öne çıkan 2016 İlkbahar-Yaz erkek modası 

çok konuşulacağa benziyor. Yeni trendlerde bir yandan ejderha ve bambu 

desenleriyle Uzakdoğu rüzgârları eserken; diğer yandan pop art ve retro akımları 

yeniden yorumlanıyor. 

2016 İlkbahar-Yaz Erkek Modası 

Milano Moda Haftası’nda start verdi. 

Yeni sezonun trendlerinde en çok 

dantel ve saten kumaşlar karşımıza 

çıkacak. Özellikle maskülen 

gömleklerin içinde saten ve dantele 

sık sık rastlayacağız. 1950’lerin 

ruhuyla sportiflikle buluşan şıklık 

devam ediyor. Bunun yanında iki 

tarzı (spor-klasik) harmanlayan ara 

formlarda görüyoruz. Yeni sezondan 

bir seçki hazırladık. 

tommy hılfıger 

239 TL 

tımberland 

529 TL 


189 TL 

kİğılı 

99 TL 

tom ford 

870 TL 



BİSSE 

159 TL 

CACHAREL 

DEBENHAMS 

149 TL 

BURBERRY 

8149 TL 

PIERRE CARDIN 

450 TL 

jımmy choo 100 ML 

167 TL 

mudo collectıon 


899 TL 

joya 

797 TL 


NİSAN 

- AJANDA - 

12 Nisan Salı 

Rita Yahan-Faruz 

Yer: İş Sanat 

Saat: 20:30 

02 Nisan Cumartesi 

Markopaşa Müzikali 

Yer: Profilo KM Küçük 

Salon, İstanbul 

Saat: 20:30 

Fiyat: 44,55 TL 

7-17 Nisan 

35. İstanbul Film 

Festivali 

Yer: Çeşitli mekânlar 

14 Nisan Perşembe 

Aldırma Gönül 

Yer: Kats Sahne 

Saat: 20:30 

Fiyat: 20-30 TL 

22 Nisan Cuma 

Luzern Senfoni 

Orkestrası 

Yer: İş Sanat 

Saat: 20:30 

07 Nisan Perşembe 

Vikingur Olafsson- 

İstanbul Resitalleri 

Yer: Sakıp Sabancı 

Müzesi the Seed 

Saat: 20:00 

Fiyat: 100-160 TL 


Selçuk Balcı 

Yer: Leyla Gencer Opera 

ve Sanat Merkezi 

Saat: 20:00 



Latin Gecesi 


Saat: 21:30 

Fiyat: 25 TL 

13 Nisan Çarşamba 

Kader Arkadaşım 


Saat: 20:30 


19 Nisan Salı 

Göksel 

Yer: Zorlu PSM 

Saat: 21:00 



Dino Merlin 

Yer: Ora Arena 

Saat: 21:00 



- AJANDA - 

4 Mayıs Pazar 

Matt Simons 

Yer: Babylon 

Saat: 20:30 

Fiyat: 40 TL 

5 Mayıs Pazartesi 

Kalben 

Yer: Babylon 

Saat: 20:30 

Fiyat: 30 TL 

MAYIS 

11 Mayıs Çarşamba 

Levent Yüksel 

Yer: Beyrut Performance 

Saat: 21:30 

Fiyat: 56 TL 

13 Mayıs Cuma 

Charles Lloyd & Jason 

Moran Duo 

Yer: İş Sanat Kültür 

Merkezi 

Saat: 20:30 


28 Mayıs Cumartesi 

Beirut 

Yer: Küçük Çiftlik Park 

Saat: 21:00 

Fiyat: 100-150 TL 

Saat: 12:00 


12 Mayıs Perşembe 

Leyla Gencer Anısına: 

Norma 

Yer: Yer: Lütfi Kırdar 

Anadolu Auditorium 

Saat: 20:00 


16 Mayıs Pazartesi 

Cem Karaca’yı Anma 

Konseri 

Yer: CRR Konser Salonu 

Saat: 20:00 

Fiyat: 28.50, 38.50, 53.50 TL 

27 Mayıs Cuma 

Caz Ağacı 2016 Gitar 

Ustaları 

Yer: Salon İKSV 

Saat: 22:30 

6 Mayıs Salı 

Pilli Bebek 

Yer: Kadıköy Sahne 

Saat: 22:30 



Chill - Out Festival 

İstanbul 

Yer: Life Park 


Doretta’nın Altın Rüyası 

Yer: Ortaköy Afife Jale 

Sahnesi 

Saat: 20:00 

Fiyat: 38.50, 28.50 TL 


Luxus 

Yer: Kadıköy Sahne 

Saat: 22.30 

Fiyat: 34 TL 


- İŞ İLANLARI - 

Bilgim HR bir Danışmanlık markasıdır. Prosis Danışmanlık Türkiye İş Kurumu’nun 26/02/2008 

tarihli ve 273 numaralı izin belgesi ile faaliyet göstermektedir. 

Gizli Müşteri 

Genel 

Başvuru 

Prosis Danışmanlık olarak 

ana odak çalışmalarımızdan 

biri olan Müşteri İlişkileri 

Yönetimi kapsamında çok 

çeşitli alanlarda Gizli Müşteri 

Projeleri yürütmekteyiz. 

Gizli Müşteri olmak tam zamanlı 

bir iş olanağı değildir. Tam 

zamanlı bir işe sahip olan ya da 

olmayan herkes proje niteliğine 

göre değerlendirilebilinir. 

Projenin yapısına göre değişmek 

ile birlikte genelde tek denetimlik, 

müşteri olarak hizmet ya da 

ürün aldığınız her alanda Gizli 

Müşteri olarak görev yapmanız 

yürütmekte olduğumuz projeler 

dâhilinde mümkündür. 

Aranan Nitelikler 

• Gözlem kabiliyeti yüksek, 

• Deneyim ve gözlemlerini yazılı 

olarak ifade etmekte kuvvetli, 

• Denetim projelerinde görev 

almaktan keyif alan, 

GizliMüşteriler arıyoruz. 

Başvurular derya.kocacik@ 

prosisdanismanlik.com adresine 

yapılabilir. 

Bütün başvurular gizlilik kuralları 

çerçevesinde değerlendirilecektir. 

Prosis 

Danışmanlık 

We are actively seeking for Instructors, 

for American University Middle 

East, in affiliation with Purdue University. 

The university which is accredited 

by the Private Universities Council 

(PUC) was founded in 2007 and it is 

one of the first private universities in 

Kuwait. 

The applications will be evaluated for 

Fall 2016/2017 academic year. 

Location: Kuwait 

Requirements: 

• Having Master or PhD 

degree in Computer Science/ 

Computer Engineering/Industrial 

Engineering/ Mechanical 

Engineering / Physics / Electrical 

Engineering/English / Chemical 

Engineering, 

• Being fluent in English, 

• Minimum of 1 Year Teaching 

experience in the same or related 

Field, 

• Willing to relocate to Kuwait, 

• Having strong communication 

and problem solving skills, 

• Having the ability to work in 

interdisciplinary environments. 

Applications can be completed 

via eren@prosisdanismanlik. 

com and merve@ 

prosisdanismanlik.com 

All applications will be evaluated 

within the frame of rules of 

confidentiality. 

Prosis 

Danışmanlık 

We are actively seeking for 

Instructors, for American 

University Middle East, in 

affiliation with Purdue University. 

The university which is accredited 

by the Private Universities 

Council (PUC) was founded in 

2007 and it is one of the first 

private universities in Kuwait. 

The applications will be evaluated 

for Fall 2016/2017 academic year. 

Location: Kuveyt 

Requirements: 

• Having PhD degree in History 

/ Psychology / Mathematics / 

Accounting / HR Management, 

• Being fluent in English, 

• Minimum of 1 Year 

Teaching experience in the 

same or related Field, 

• Willing to relocate to Kuwait, 

• Having strong communication 

and problem solving skills, 

• Having the ability to work in 

interdisciplinary environments. 

Applications can be completed 

via eren@prosisdanismanlik. 

com and merve@ 

prosisdanismanlik.com 

All applications will be evaluated 

within the frame of rules of 

confidentiality.. 


Genel 

Başvuru 

Prosis Danışmanlık olarak 

2005 yılından beri Ankara ve 

İstanbul ofislerimizle faaliyet 

göstermekteyiz. İş ortaklarımıza 

verdiğimiz kaliteli hizmetlerimizle, 

her zaman çözüm ve sonuç 

odaklı çalışmayı ilke edindik. 

Bu doğrultuda çalıştığımız iş 

ortaklarımız için oluşabilecek 

pozisyonlarında değerlendirilmek 

üzere ilanımıza başvurabilirsiniz. 

Bu ilan Genel Başvuru niteliğinde 

olup belli bir pozisyon için 

yayınlanmamaktadır. 

Başvuru yaparken çalışmak 

istediğiniz departmanı, ilgili 

alanınızı ön yazı şeklinde 

belirtebilir ve bize iletebilirsiniz 

Lokasyon: Tüm Türkiye 

Başvurular merve@ 


yapılabilir. 



Fabri̇ka 

Müdürü 

Kapı & pencere imalat sektöründe, 

alüminyum ve plastik profillerin 

işlendiği bütün diğer endüstriyel 

faaliyetlerde kullanılan makinelerin 

üretimi alanında lider konumunda 

olan müşterimiz için Fabrika 

Müdürü arayışı içerisindeyiz. 

Lokasyon: İstanbul/TUZLA 


• Tercihen üniversitelerin Makine, 

Endüstri ve/veya Elektrik 

Mühendisliği bölümlerinden mezun, 

• En az 15 yıl deneyim sahibi, 

• Daha önce Makine sektöründe 

Fabrika Müdürü olarak çalışmış, 

• İleri düzeyde İngilizce bilen, 

• Müşteri ilişkilerinde başarılı, 

- İŞ İLANLARI - 

iletişim ve ikna yeteneği gelişmiş, 

• Seyahat engeli olmayan, 

• Problem çözme ve analitik 

düşünme becerilerine sahip, iletişim 

becerileri güçlü, 

• Dinamik çalışma ortamlarına ve 

esnek çalışma saatlerine uyum 

sağlayabilecek, 

• Ms Office uygulamalarına hakim, 

• Erkek adaylar için askerliğini 

tamamlamış, 

• Aktif sürücü ehliyetine sahip, 

• Tercihen İstanbul Anadolu 

yakasında ikamet eden/edebilecek, 

Takım arkadaşları arıyoruz. 

Başvurular eren@ 


yapılabilir. 



Pazarlama 

İleti̇şiṁ 

Uzmanı 

Kapı & pencere imalat sektöründe, 

alüminyum ve plastik 

profillerin işlendiği bütün diğer 

endüstriyel faaliyetlerde kullanılan 

makinelerin üretimi alanında 

lider konumunda olan müşterimiz 

için Pazarlama İletişim 

Uzmanı arayışı içerisindeyiz. 

Lokasyon: İstanbul/TUZLA 

İş Tanımı 

• Yıllık hazırlanan pazarlama planı 

doğrultusunda, şirketin pazarlama 

aktivitelerini yürütmek, 

• Hedef sektörlerdeki eğilimleri ve 

pazardaki gelişmeleri takip etmek, 

• Kurumsal kimlik, marka ve ürün 

konumlandırmasına yönelik çalışmalar 

yapmak, 

• Müşterilerin pazarlama faaliyetlerini 

desteklemek, 

• Fuar, kongre, ürün tanıtım toplantıları, 

fikir üretme toplantıları, 

yeni ürün lansmanları vb. faaliyetleri 

planlamak ve organize etmek, 

• Mailing ve e-mailing çalışmalarını 

yürütmek, 

• Faaliyet alanıyla ilgili tüm tedarikçilerle 

-Danışmanlık şirketleri, reklam 

ajansları, halkla ilişkiler ajansları şirket 

arasındaki ilişkilerin koordinasyonunu 

yapmak, 

• Hedef pazarlara yönelik basın 

bülteni yazmak ve takip etmek, 

• Yıllık iletişim planının hazırlanması 

ve yıl içinde plana uygun olarak ilanların 

hazırlatılması, 

• Marka konumlandırma ve pazarlama 

stratejilerine paralel olarak markanın 

tüm iletişim faaliyetlerini belirlenen 

çerçevede uygulamak, 

• Rakip ürün ve firma analizleri yapmak, 

• Ürünler ve yapılan uygulamalarla 

ilgili sunum ve dosyalar hazırlamak, 


• Üniversitelerin ilgili bölümlerinden 

mezun, 

• En az 3 yıl pazarlama iletişimi 

alanında deneyim sahibi, 

• İleri düzeyde İngilizce bilen 

• İngilizcenin yanı sıra Fransızca ve/ 

veya Rusça dil bilgisi tercih sebebi, 

• Müşteri ilişkilerinde başarılı, iletişim 

ve ikna yeteneği gelişmiş, 

• Seyahat engeli olmayan, 

• Problem çözme ve analitik düşünme 

becerilerine sahip, iletişim becerileri 

güçlü, 

• Dinamik çalışma ortamlarına ve 

esnek çalışma saatlerine uyum 

sağlayabilecek, 

• Ms Office uygulamalarına hakim, 

• Erkek adaylar için askerliğini 

tamamlamış, 

• Aktif sürücü ehliyetine sahip 

•Tercihen İstanbul Anadolu yakasında 

ikamet eden/edebilecek, 

Takım arkadaşları arıyoruz. 

Başvurular merve@ 


yapılabilir. 




- HIGHLIFE GURME - 

Pizzanın anavatanı 

İtalya’dan üç pizzeria 

İtalyan mutfağının bir hayranı mısınız? O zaman sizi Kuzey İtalya’dan Roma’ya 

uzanan pizza turuma davet ediyorum. 

Soğuk bir kış günü Milano’dayım. 

Akşam olunca kentin ünlü 

pizzacılarından Porto Venezia 

yakınlarındaki Maruzzella’ya 

uğruyorum. Mekanın duvarı 

süsleyen resimlere baktıkça kendimi 

Napoli’de hissetmeye başlıyorum. 

Odun ateşinde Napoli usulü pizza 

yapan mekânda Margherita denemek 

istiyorum. Buffalo mozzarella ile 

yapılan Margherita’nın yanına bir de 

bira ısmarlıyorum. Alman biraları yok 

ama hafif İtalyan birası da pizzayla iyi 

gidiyor. Pizza lezzetli lakin Roma’daki 

La Gatta Mangiona’nın bir gömlek 

aşağısı. Fiyatlar makul pizza, bira 10 

Euro. 

Bir sonraki pizzacım ise Floransa’nın 

kaplıcalarıyla ünlü kasabası 

Montecatini’de. Floransa’da pizza 

yemek akılda yoktu aslında iyi bir 

chianti classico şarabı peşindeydim 

lakin kav butiği sahibiyle sohbet 

koyulaşıyor ve yakınlarda enfes bir 

Napoli pizzası yapan bir yer tavsiye 

ediyor: Don Chisciotte. Mekâna 

gittiğimde salaş bir pizzeria yerine 

lüks bir restoran beni karşılıyor. İtalya 

genelinde restoranlarda pizza servis 

edilmez, burası farklı, taş fırında 

odun ateşinde gerçek Napoli pizzası 

yapıyorlar, şaşırtıcı doğrusu. 

Pizzanın anavatanı İtalya’da adım başı 

pizzacı var ama Vatikan yakınlarındaki 

Pizzarium gibisi az bulunur, buraya bir 

pizza cenneti desek yanılmış olmayız. 

Ünlü pizza ustası Gabriele Bonci 

Pizzarium’da La Gatta Mangiona’daki 

gibi klasik pizza yapmıyor aksine fast 

food için tepsi pizzası yapan bir yer 

burası. Tezgâhlarda sıralanmış çeşit 

çeşit pizzalardan beğendiğinizi seçip, 

istediğiniz miktarda kestiriyorsunuz. 

Dakikalar geçtikçe Pizzarium’un 

önündeki kalabalık gitgide artıyor ama 

küçük dükkândaki iki çalışan kalabalığa 

aldırmadan yavaşça çalışıyorlar. Biz 

Türklerin pek alışık olduğu bir şey değil 

ama İtalya’da hayat böyle işliyor. Piano, 

piano yani yavaş, yavaş… 

Pizzanın hamuru yağlı ve lezzetli, 

kullanılan malzemeler üst düzeyde. 

Pizzalardan deyim yerinde ise lezzet 

fışkırıyor, özellikle buffalo mozzarellalı 

pizzanın tadı hâlâ damağımda. Bir 

de elektrikli fırın yerine odunda 

pişirseler nasıl olurdu kim bilir! Kendi 

yaptıkları biralarla beğendiğiniz pizzayı 

eşleştirmek mümkün. Fiyatlar oldukça 

makul; 10-15 Euro ile doyasıya pizza 

yenebiliyor. Bu lezzet diyarından 

cüzdanımı hafifletmeden çıkmanın 

haklı gururuyla Vatikan’a doğru yola 

koyuluyorum. 

Maruzzella: Piazza Guglielmo 

Oberdan 3, Milano 

Don Chisciotte: Piazza del Popolo, 

20, Montecatini Terme, Floransa 

Pizzarium: Via della Meloria, 43, 

Roma 

Alper Öztoprak 

Kimya Mühendisi / MBA’05 

http://alperingezirehberi.blogspot.com/ 


Daha fazlasını 

arayanlara... 

ÜNİVERSİTELER 

BÖLÜMLER 

MESLEKLER 

SINAV GÜNDEMİ 

/tercihvekariyer 

/tercihvekariyer 

www 

tercihvekariyer 

com

vitae_sayi65butun

Create successful ePaper yourself

Delete template?

Save as template?