12.05.2017 Views

Dergi54_sayı02

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

İmtyaz Sahb<br />

Sakaryaspor A.Ş. adına Kulüp Başkanı<br />

İsmail GÜRSES<br />

Yazı İşler Müdürü<br />

Cihan YILDIRAN<br />

Edtör - Baskıya Hazırlık<br />

Tasarım Yayın Grubu<br />

Reklam Koordnatörü<br />

Aysel UZUN<br />

İletşm Blgler<br />

Sakaryaspor Sportif Hizmetler Tic. ve San. A.Ş.<br />

Yağcılar Mahallesi Karasu Yolu Caddesi 198. Sokak<br />

No: 345 Adapazarı / SAKARYA<br />

Tel: +90 264 281 81 55<br />

Faks: +90 264 281 81 58<br />

Tesis:<br />

Rüstemler Tesisleri<br />

Adapazarı / Sakarya<br />

www.sakaryaspor.com.tr<br />

Yayına Hazırlık<br />

Tasarım Yayın Grubu<br />

Tel: (0216) 418 32 21<br />

www.tasarimgroup.com.tr<br />

Baskı<br />

Matsis Matbaa Hizmetleri<br />

Tevfikbey Mahallesi Dr. Ali Demir Caddesi No: 51<br />

Sefaköy / Küçükçekmece / İSTANBUL<br />

Tel: 0212 624 21 11<br />

1


SAKARYASPOR<br />

İÇİNDEKİLER<br />

26 42 48<br />

4 Başkan’dan...<br />

10 Vizyonumuz<br />

12 Kurumsallaşma Nedir?<br />

Cihan Yıldıran<br />

14 Yeni Stadımızda Son Durum<br />

16 Eymen Bebek İçin...<br />

22 Kulübümüz<br />

2. Futbol Zirvesi’nde<br />

22 Başkanımızın Doğum Günü<br />

Kutlaması<br />

22 Osman Özdemir’in Doğum<br />

Günü Kutlaması<br />

23 Dükkan54 Ürünleri<br />

Diyarbakır’da<br />

23 3. Lig Karmasına Seçilen<br />

Futbolcularımız<br />

24 Mobil54 Yayında<br />

24 Müteahhitler Birliği’nden<br />

Kulübümüze Ziyaret<br />

25 Yeni Stadımızın Locaları<br />

Satışta<br />

26 Erdoğan Arıkan ile Röportaj<br />

28 Okan Gedikali ile Röportaj<br />

30 Serdar Ümit Deniz ile Röportaj<br />

32 Fatih Özçelik ile Röportaj<br />

34 Coşkun Yılmaz ile Röportaj<br />

36 Ferhat Yazgan ile Röportaj<br />

38 Talha Mayhoş ile Röportaj<br />

40 Merve Gürsel ile Röportaj<br />

42 Keçi Yılmaz ile Röportaj<br />

44 Amigo Ersin ile Röportaj<br />

48 Adnan Şeker ile Röportaj<br />

50 Eray Sakallıoğlu ile Röportaj<br />

52 Ergün Tapşın ile Röportaj<br />

54 Eyüp Taş ile Röportaj<br />

56 Fuat Birgen ile Röportaj<br />

58 Oktay Sarı ile Röportaj<br />

60 Osman Kaya ile Röportaj<br />

62 Serdar Danç ile Röportaj<br />

64 Sakaryaspor’un Tartışılmaz<br />

Büyüklüğü / Cevdet Güngör<br />

66 Futbol İline Yakışan /<br />

Zeki Aydıntepe<br />

68 Hollywood / Hakan Dikmen<br />

72 Doğal Zenginlik<br />

80 #BenimİçinSakaryaspor<br />

82 Dünyada Görülmesi<br />

Gereken Yerler<br />

90 Sağlıklı Besleniyor musunuz?<br />

95 Sağlıklı Beslenmede 12 Adım<br />

2


3


SAKARYASPOR<br />

BAȘKAN’DAN<br />

Sakaryasporumuzun başarısı için bu davaya<br />

inanan arkadaşlarımla tekrar yola çıkarken<br />

tüm zorlukları ve engelleri aşacağımıza dair<br />

birbirimize söz vermiştik. Bugün geldiğimiz<br />

noktada Yönetim Kurulu Üyelerimizin<br />

emekleri, Büyük Sakaryaspor taraftarının<br />

sevgisi ve Değerli Büyükşehir Belediye<br />

Başkanımız Zeki Toçoğlu’nun da desteğiyle<br />

önümüzde aşmamız gereken son bir zorluk,<br />

son bir engel kaldı.<br />

Finale çıkarken yaşadığımız<br />

muhteşem coşkuyu inşallah<br />

önümüzdeki son 90 dakikanın<br />

da sonunda yaşayacağız.<br />

Tek arzumuz bu büyük<br />

camiaya hakettiği başarıları<br />

kazandırabilmek. İnşallah<br />

şampiyonluğa ulaşıp<br />

aynı heyecan ve azimle<br />

daha büyük başarılar<br />

için çalışmaya<br />

başlayacağız.<br />

İsmail GÜRSES<br />

Sakaryaspor Başkanı<br />

4


5


6<br />

SAKARYASPOR


7


SAKARYASPOR<br />

YÖNETİM KURULU ÜYELERİ<br />

8


DİĞER<br />

KURULLAR<br />

9


SAKARYASPOR<br />

VİZYONUMUZ<br />

BİREYLERE DEĞİL, EVRENSEL KURALLARA BAĞLI, İNSANA YATIRIM YAPAN İDEALİST BİR KULÜP<br />

Sakaryaspor Kulübü, evrensel ve çağdaş futbol kulübü yönetim değerlerini takip ederek, etkin kurumsal kurallar<br />

çerçevesinde, tüm faaliyet alanlarında sürekli yapısını yenileyerek, çağın gereksinimlerine ayak uydurmayı kendine<br />

öncelikli hedef olarak belirler. Kısa ve uzun vadeli planlarla geleceği yapılandırmaya çaba harcayan ekipler oluşturmak,<br />

UEFA Mali Fair Play kriterlerine uymak için tüm yapılanmayı hayata geçirmek, insana yatırım yapmak, Sakaryaspor<br />

Kulübü’nün vazgeçilmez değerleridir.<br />

ŞEFFAF, VİZYONER VE KİTLESEL İLETİŞİM YÖNTEMLERİNİ ETKİN BİÇİMDE KULLANAN ÇALIŞKAN BİR YÖNETİM<br />

Sakaryaspor Kulübü’nü yöneten ekiplerin mali disiplin ve şeffaflık ilkelerini benimsemesi, eksik tüm kurumsal altyapıyı<br />

bu çerçevede yapılandırması beklenir. Yönetimler, ülkemizin en önemli markalarından birisi olan Sakaryaspor’un futbol<br />

alanında, ‘İstikrar’, ‘Kurumsallık’, ‘Yenilenme’, ‘Güç’, ‘Başarı’ kavramları ile daha sık anılır olmasını sağlamak için gerekli<br />

çalışmaları yaparlar. Ayrıca, kulübün toplumsal marka algısını ve bilinirliğini arttırmak için, konusunda uzman ekipler ile<br />

çalışarak, kitlesel iletişim araçlarını çağdaş standartlarda, şeffaf ve etkin yöntemler kullanırlar.<br />

KURUCU DEĞERLERE BAĞLI, CANINI DİŞİNE TAKIP MÜCADELE EDEN,<br />

SPORTMENLİĞİ ELDEN BIRAKMAYAN BİR TAKIM<br />

Sakaryaspor formasınının ve markasının üzerine yüklenmiş değerleri, ahlakı, kulübün özüne işlenmiş ilkeleri, şanlı<br />

tarihi kazanımları ve zorluklarda elde edilmiş tertemiz başarıları bilen, profesyonel sporcular ile çalışmak, altyapıdan<br />

ise bu kültüre bağlı gençler yetiştirmek Sakaryaspor Kulübünün öncelikli hedefidir. Sakaryaspor formasını giyip,<br />

eşsiz taraftarımızın desteğini alan her sporcunun, tüm emeğini ve çabasını şehrin birleştirici değeri olan Sakaryaspor<br />

Kulübü’nün başarısı için sarf etmesi, zaferler kazanmak için elinden gelen tüm çabayı terinin son damlasına kadar<br />

göstermesi ancak bunu yaparken sportmenlik, dostluk ve kardeşlik ilkelerinden asla taviz vermemesi beklenir.<br />

SÜPER LİG YOLUNDA FORMÜL 4Y<br />

Sakaryaspor Kulübü yönetim kurulunun 2020 Haziran ayına kadar belirlemiş olduğu vizyon programı, FORMÜL 4Y<br />

olarak tanımlanır. FORMÜL 4Y, Sakaryaspor Kulübü’nün belirlemiş olduğu ilkelere tam uyum içerisinde çalışması,<br />

kulübün dönüşümü için gerekli olan sportif ve yönetimsel faaliyetlerin hangi felsefeler ışığında, hangi zaman aralığı<br />

içerisinde yapılacağına dair bir yol haritasıdır. Yeni Yönetim, Yeni Vizyon, Yeni Takım, Yeni Stat bu formülün 4 ayağıdır.<br />

Birbirine organik olarak bağlı bu alanların tümünde yaşanacak değişimlerin, ana “başarı temelli hikâyeye” hizmet<br />

etmesi beklenmektedir. Yeni yönetim anlayışının, yeni vizyonu çerçevesinde, çağdaş standartlarda yapılacak kurumsal<br />

çalışmaları, sportif başarının ana temeli olan mücadeleci, sonuç odaklı yeni takım ile harmanlanacak, yeni stat ise<br />

kulübümüzün mali bağımsızlığının yanında, takımımızın ve taraftarımızın motivasyon altyapısını güçlendirecektir.<br />

FORMÜL 4Y stratejisinin her kademede uygulanması ile Sakaryaspor markasının 4 sezon sonrasında Türkiye Süper<br />

Ligi’ne çıkması, 7 sene içerisinde ise düzenli, istikrarlı, sürekli olarak Süper Lig’de Avrupa kupalarına katılım mücadelesi<br />

veren, şeffaf mali yapısı, kurallara bağlı istikrarlı yönetim anlayışı, sağlam sportif yapısı ile hak ettiği konuma getirilmesi<br />

hedeflenmektedir.<br />

50+1 #DirilişYılı<br />

Kulübümüzün 51. kuruluş yılı olan bu seneye uygun olarak ortaya çıkan felsefe, FORMÜL 4Y’de belirlenen yeni<br />

vizyonun bir ürünüdür ve futboldaki uzatmaları ifade eden +1 tabiri ile harmanlanarak 50+1, 50+2, 50+3, 50+4 olarak<br />

şekillendirilmiştir. Sakaryaspor Kulübünün mevcut, kendi marka değerinin çok aşağısında bulunan sportif ve yapısal<br />

konumundan bir diriliş sergileyerek kurtulması fikri üzerinden yola çıkarak, uzun çalışmalar sonunda, 2016-2017<br />

sezonu 50+1 #DirilişYılı olarak belirlenmiştir. Diriliş hikâyesi bir bütün olarak ifade edilmekte, dipten çıkış, küllerinden<br />

doğma prensipleri üzerine inşa edilmiştir. Tüm kenti, tıpkı kuruluş hikayemizde olduğu gibi birlik içinde kenetlemek,<br />

bu vizyonun bir parçası yapmak için bir sezon boyunca, markalaşmış olan 50+1 #DirilişYılı mottosu kullanılacak, temalı<br />

etkinlikler düzenlenecektir. Takım, yönetim, taraftar kısacası bir kent el ele vererek kulübümüzü diriltmenin önemi<br />

gösteren bu vizyon, önümüzdeki seneler içerisinde de yıllara uygun vizyonlarla sürdürülecektir. Nihai hedef, şehrimizin<br />

plaka numarası ile aynı olan kulübümüzün 54. kuruluş yıl dönümü olan 17.06.2019’u, Türkiye Süper Ligi’ne yükselmeyi<br />

hak etmiş bir kulüp olarak tüm şehirde düzenli, görkemli etkinliklerle kutlamak, Sakaryaspor’u hak ettiği konuma<br />

yükseltmektir.<br />

10


11


SAKARYASPOR<br />

KURUMSALLAȘMA<br />

NEDİR?<br />

Kurumsallaşma bir şirketin veya<br />

topluma mal olmuş sivil toplum örgütünün<br />

faaliyetlerini sürdürmesinde;<br />

çalışanların kişisel yönetemlerine,<br />

varlığına bağımlı olmadan kurumun<br />

kendi yöntemlerini üretmesi, geliştirmesi<br />

ve çalışanların kurumdan<br />

ayrılması durumunda dahi işlerin belli<br />

kurallar içinde yürümesi ile ilgili yapının<br />

ve süreçlerin oluşmasıdır.<br />

Kurumsallaşmadaki amaç; kişilerin<br />

kendilerine özgü yöntemlerinden<br />

bağımsız kılarak kurumsal işleyiş<br />

yöntemlerinin gelişmesidir.<br />

Bu açıklamalardan maksat yöneticilerin<br />

sistem dışına itilip, sistem ve<br />

süreçlerin daha önem kazanması<br />

anlamında yorumlanmamalıdır.<br />

Aksine, bir işletmenin kurulması,<br />

gelişmesi ve yükselmesinde önemli<br />

kararları alan şirket sahibi/yöneticiler,<br />

sivil toplum örgütlerinde yönetim<br />

kurulu ve başkanı görüşleri, önerileri<br />

ve karaları kurumun yapı taşlarını<br />

oluşturur.<br />

‘’İNSAN EN YÜCE DEĞERDİR’’<br />

Şirketler mekanik değildir ve ruhu<br />

olan canlı organizmadır.<br />

Tabi ki, kurum olmanın uymak zorunda<br />

olduğu belli ‘’kendi kuralları ve<br />

Devlet kuralları’’ vardır.<br />

Günümüzde yönetici ve paydaşları;<br />

kuralları uygulamak ve toplam kaliteyi<br />

oluşturmak için vaz geçilmez bilgi sistemlerini<br />

kullanarak, kurumun hafızasını<br />

kalıcı, karar vermede destekleyici<br />

unsur olarak kullanmak gerekir.<br />

Şirketler kurulurken küçük olması<br />

dolayısıyla yapıdaki insanlar birden<br />

fazla görev üstlenebilirler.<br />

Fakat şirketler büyüdükçe ihtiyaçlar<br />

organlarını yaratır (şirketlerde bunlar<br />

departmanlardır). ‘’Personel, İnsan<br />

Kaynakları, Muhasebe, Finans, Satış,<br />

Pazarlama, Üretim vs’’<br />

Bunlar birbirinden bağımsız düşünülemez.<br />

Bu departmanlar uyum içinde,<br />

birleşik bütünleşik, yazılım ve bilişim<br />

sitemleri ile kurularak desteklenmelidir.<br />

Böylece, yöneticiler, bilişim<br />

sisteminden alınan raporlar sayesinde<br />

doğru karar alabilirler.<br />

KURUMSALLAŞMAZSAK NE<br />

OLUR?<br />

Her gelen kendi kurallarını<br />

koyar; hesapsız, plansız bir yol<br />

alınır. Sonra, Şirketler (kurum)<br />

başlar. Yeni gelen önce baca temizliği<br />

ile uğraşır. Ve bir gün<br />

şirketler son bulur.<br />

Kalın sağlıcakla,<br />

CİHAN YILDIRAN<br />

Sakaryaspor Başkan Vekili<br />

12


13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13<br />

13


SAKARYASPOR<br />

HABER<br />

YENİ STADIMIZDA<br />

SON DURUM...<br />

Yeni Stadyumumuzun inşaatı hızla devam<br />

ediyor! Cephe imalatlarında sona doğru<br />

yaklaşılırken, içeride ince imalatlar,<br />

dışarıda ise çevre düzenleme çalışmaları<br />

yapılıyor. Saha drenaj ve yerden ısıtma<br />

çalışmaları ise tamamlandı, sıra çim serme<br />

işleminde!<br />

14


15


SAKARYASPOR<br />

HABER<br />

EYMEN<br />

BEBEK İÇİN...<br />

Spinal Musküler Atrofi (gevşek bebek sendromu)<br />

hastalığına yakalanan Metin ve Neziha Çapkın<br />

çiftinin 6 aylık bebekleri Eymen’in tedavisi için<br />

başlatılan #EymeninSiyahınaYeşilOl kampanyasına<br />

Sakaryaspor Kulübü olarak var gücümüzle destek<br />

oluyoruz.<br />

• Orduspor karşılaşmasından elde edilen tüm geliri<br />

Eymen Bebek için ayırıyoruz.<br />

• Futbolcularımız Orduspor karşılaşmasından alacakları<br />

primi Eymen Bebek’e veriyor.<br />

• Dükkan54 ise Orduspor karşılaşmasına kadar<br />

hem mağazadan hem de dukkan54.com üzerinden<br />

yapılacak olan alışverişlerin %40’ını Eymen Bebek<br />

için ayırıyor.<br />

Eymen Bebek sağlığına kavuşup<br />

büyüsün, #Sakaryaspor’u tribünden<br />

izlesin diye bir ülke kenetlendi! Sakaryaspor<br />

Kulübü olarak, destek verdiğimiz<br />

kampanya kapsamında, bugün<br />

107.712,30 TL’yi, valilik tarafından<br />

Eymen Bebek için açılan hesaplara<br />

yatırdık! Minik yavrumuzun tedavisinin<br />

gerçekleşmesi ve sağlığına kavuşması,<br />

formasını giyip takımımızı yıllarca<br />

tribünden izleyebilmesi en büyük<br />

temennimizdir! Bu anlamlı kampanyayı<br />

var gücü ile yürüten ve büyüten<br />

“Tatangalar” taraftar grubumuza,<br />

sporun birleştirici gücünü kanıtlayan,<br />

sosyal sorumluluk bilincinin önemini<br />

gösterip, kampanyaya büyük destek<br />

veren değerli halkımıza, katkı veren<br />

tüm spor kulüplerine ve kulübümüz<br />

sporcularına sonsuz teşekkürler!<br />

16


17


18<br />

SAKARYASPOR


19


SAKARYASPOR<br />

TEKNİK KADRO<br />

FUTBOL TAKIMIMIZ<br />

20


21


SAKARYASPOR<br />

KISA KISA<br />

KULÜBÜMÜZ<br />

2. FUTBOL<br />

ZİRVESİNDE<br />

Türkiye Kulüpler Birliği Vakfı tarafından bu yıl ikincisi<br />

düzenlenen 2. Futbol Zirvesi başladı. Ana tema olarak<br />

“Futbola Değer”in işleneceği Futbol Zirvesi’nde Türk<br />

futbolunun marka değeri, bugünü, yarını değerlendirilecek.<br />

Kulübümüz’ün de katılımcılar arasında yer aldığı zirvede<br />

Değerli Başkanımız İsmail Gürses, Başkan Vekilimiz Cihan<br />

Yıldıran ve Yönetim Kurulu Üyelerimizden Enes Zengin,<br />

Aydın Derman, Rahmi Şengül, Alparslan Gürses, Yavuz<br />

Alemdar, Turan Varkan bulunuyor.<br />

BAŞKANIMIZIN<br />

DOĞUM GÜNÜ<br />

KUTLAMASI<br />

Bugün Değerli Kulüp Başkanımız İsmail Gürses’in doğum günü! Rüstemler<br />

Tesislerimiz’de yöneticilerimiz, teknik heyetimiz ve futbolcularımız Değerli<br />

Başkanımız İsmail Gürses’i ziyaret ederek pasta kestiler ve doğum gününü<br />

kutladılar. Yeni yaşında Başkanımız İsmail Gürses’e sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir<br />

ömür diliyoruz.<br />

OSMAN ÖZDEMİR’İN<br />

DOĞUM GÜNÜ<br />

KUTLAMASI<br />

Rüstemler’de kamp yaparak<br />

hazırlıklarını sürdüren yeşil<br />

siyahlılarımız, Teknik Direktörümüz<br />

Osman Özdemir’in doğum günü hep<br />

birlikte kutladı. Başkanımız İsmail<br />

Gürses, futbolcularımız, teknik<br />

heyetimiz ve çalışanlarımız Osman<br />

Hocamızın doğum gününde bir<br />

aradaydı. Değerli Teknik Direktörümüze<br />

tekrar mutlu yıllar dileriz.<br />

22


DÜKKAN54 ÜRÜNLERİ DİYARBAKIR’DA...<br />

Büyük Sakaryaspor Ailesine 33 yeni bomba transfer Dükkan54’ün, Sosyal Sorumluluk projesi kapsamında, Diyarbakır Hani<br />

İlçesi, Yukarı Turalı İlkokuluna gönderdiği koliler miniklerimize ulaştı! Sakaryaspor tişörtlerini giyen, şapka ve atkılarını<br />

takan çocuklarımız, taraftarımıza “Şampiyon Sakaryaspor” pankartları ile mesaj gönderdi! En değerli resim köşelerinde de<br />

Sakaryaspor posterimiz ile yer aldık, daha da başka bir şey istemeyiz!<br />

SPOR TOTO 3.<br />

LİG KARMASINA<br />

SEÇİLEN<br />

FUTBOLCULARIMIZ<br />

Türkiye Futbol Federasyonu Milli Takım antrenörleri gözetiminde 18-19 Nisan<br />

tarihlerinde Antalya’da hazırlık maçları yapacak Spor Toto 3. Lig karmasına<br />

takımımızdan 4 futbolcu seçildi. Milli Takım antrenörleri ve TFF bölge<br />

antrenörlerinin sezon başından bu yana izlediği maçlar sonucunda belirlenen<br />

isimler arasında olma başarısını gösteren takımımız oyuncuları Abdurrahman<br />

Canlı, Burak Bekaroğlu, Canberk Özdemir ve Hüseyin Altuğ Taş’ı tebrik eder,<br />

başarılarının devamını dileriz.<br />

23


SAKARYASPOR<br />

KISA KISA<br />

MOBİL54<br />

ARTIK<br />

YAYINDA...<br />

Sakaryaspor’dan bir ilk daha! #Mobil54 Uygulaması Yayında! Mobil54 ile takımına<br />

ait güncel bilgiler, maçlardan anlık bildirimler ve çok yakında aktif olacak<br />

taraftar indirimleri artık cebinde! Ücretsiz Sakaryaspor Mobil54 uygulamasını<br />

hemen indirmek indirmek için:<br />

App Store: https://goo.gl/mQXG6z<br />

Google Play: https://goo.gl/yzrVMI<br />

MÜTEAHHİTLER<br />

BİRLİĞİNDEN<br />

KULÜBÜMÜZE<br />

ZİYARET...<br />

Sakarya Müteahhitler Birliği’nin değerli başkanı ve değerli yöneticileri bu sabah<br />

Rüstemler Tesislerimiz’i ziyaret ederek kahvaltıya katıldı. Başkanımız İsmail<br />

Gürses ve yöneticilerimizle bir araya gelen Sakarya Müteahhitler Birliği yöneticileri<br />

idari binamızın tadilat ve restorasyonunun birlikleri tarafından yapılacağını<br />

dile getirdiler. Desteklerini esirgemeyen Sakarya Müteahhitler Birliği’ne bu<br />

önemli katkıları için sonsuz teşekkür ederiz.<br />

24


YENİ STADIMIZIN LOCALARI SATIŞTA!..<br />

Yapımı hızla devam eden ve yeni sezonda<br />

açılacak olan, aynı ruhla tarihi<br />

yeniden yazacağımız yeni mabedimizin<br />

localarının 2017- 2018 sezonu için satışına<br />

başlandı. 8 kişilikten 27 kişiliğe<br />

kadar toplamda 30 adet olan localarımız<br />

tamamlandıktan sonra 7 gün 24<br />

saat kullanıma açık ve maç günleri<br />

yiyecek içecek servisi de olacak bir<br />

yaşam alanı şeklinde tasarlandı.<br />

Detayları aşağıdan görüntüleyebilirsiniz.<br />

İlgilendiğiniz loca hakkında bilgi almak<br />

için reklam@sakaryaspor.com.tr adresine<br />

mail atabilir ya da 0264 281 81 55<br />

- 05436725454 numaralı telefonlardan<br />

Aysel Hanım ile görüşebilirsiniz.<br />

25


SAKARYASPOR<br />

RÖPORTAJ<br />

ERDOĞAN<br />

ARIKAN<br />

26


SPİKERLİKLE TANIŞMANIZ NASIL<br />

OLDU? HEDEFLERİNİZ ARASINDA<br />

VARMIYDI?<br />

İlkokulda babamın omuzlarında Sakaryaspor<br />

maçlarını izlemeye gelirdim.<br />

Benim çocukluğumda sadece<br />

radyo yayınları ile anlatılırdı ve onları<br />

dinlerken hep spikerlerin yerinde<br />

olmayı hayal ederdim. Maçı en güzel<br />

yerden seyredip bundan para kazanıyor<br />

diye düşünürdüm. Okul ve üniversite<br />

derken İstanbul’da iş hayatına atıldım<br />

önceleri spikerlik ile ilgilenmedim ama<br />

aklımın bir köşesinde hep vardı. Farklı<br />

ve iyi bir iş hayatım olmasına rağmen<br />

bir gün TRT’nin spikerlik duyurusunu<br />

duydum ve arkadaşlarımın tavsiyesi ile<br />

müracat edip ilk sınava girdim, ikinci<br />

aşama üçüncü aşama derken kursa<br />

kaldım. O dönem spor spikeri alınmadı<br />

ve ben sınavı yedek olarak kazandım<br />

ve sonrasında Diyarbakır radyosunda<br />

çalışmaya başladım. Bu benim için<br />

bir dönüm noktası oldu. Bana şimdi<br />

sordukları zaman 3 doğum yerim var<br />

diyorum birincisi gerçekten doğduğum<br />

büyüdüğüm memleketim olan Sakarya,<br />

ikincisi yetiştiğim kendimi bulduğum<br />

şehir Gölcük-Kocaeli, üçüncüsü mesleki<br />

anlamda doğduğum şehir Diyarbakır.<br />

Burada bulunduğum süre boyunca hep<br />

kendimi geliştirmeye çalıştım3 sene<br />

sonunda TRT tekrar spor spikerliği<br />

sınavları açtı bunun için Ankara’ya geldim<br />

ve ben spor spikeri olmak için sınava<br />

girdim. Oradaki yetkililere benim<br />

girdiğim dönemde kimseyi almadınız,<br />

beni tekrar dinleyin belki tayinle spor<br />

servisine beni alırsınız dedim. Onlarda<br />

bana genel müdürü tanıyormusun diye<br />

sordular, tanımadığımı söyleyince yine<br />

tayin olmadım ve tekrar Diyarbakır’a<br />

dönerek herşeye sıfırdan başladım.<br />

Daha sonraki yıllarda dışarıdan tekrar<br />

müracat ettim ve bu sefer spor spikerliği<br />

sınavını kazanarak Ankara’ya<br />

geldim.<br />

Benim hikayem böyle başladı.<br />

O DÖNEM BAŞKA BİR İŞİNİZİN OLMA-<br />

SINA RAĞMEN DİYARBAKIR’ A GİTMEK<br />

SİZİN İÇİN ZOR OLMADIMI?<br />

Tabii ki İstanbul’da çok önemli bir Boya<br />

firmasında iyi bir pozisyonda çalışıyordum.<br />

O zamanlar TRT tek televizyondu<br />

ve spikerlik mesleği değerliydi, dolayısıyla<br />

hiç düşünmeden gittim. Evet uzak<br />

olması ile beraber o dönem yaşanan 1.<br />

Körfez Savaşı ve teknolojik eksiklikler<br />

daha da zorlaştırmıştı. Ama bugün iyi<br />

ki gitmişim diyorum. Hayatım değişti<br />

bugün 5 Dünya kupasını 4 Avrupa şampiyonasını<br />

yerinden anlattım . 50’den<br />

fazla farklı ülkeye futbol anlatmak için<br />

gitmişimdir, bu yüzden benim için çok<br />

güzel bir yolculuk oldu. Ortagelirli bir<br />

ailenin çocuğu olarak hiç yapamayacağım<br />

şeyleri, mesleğim sayesinde<br />

yapmış oldum.<br />

Tabii mesleki kariyerimin oluşmasında<br />

Sakaryaspor’ un çok etkisi vardır, öte<br />

yandan Trabzonspor’u da çok severim.<br />

Sebebi, çocukluğumda yaşadığım ilk<br />

şampiyonluk heyecanın kahramanlarından<br />

biridir. Sanırım 73-74 sezonuydu<br />

Sakaryaspor çok iyi bir kadroya sahipti<br />

ve Süperlig’e çıkmak için Trabzonspor<br />

ile çekişti. Maalesef o dönem Trabzon<br />

bizi geçmişti ve şimdiki Trabzonspor bu<br />

şekilde doğmuştu. O dönem çocuk aklımda<br />

Sakaryaspor gibi güçlü bir takımı<br />

geçip şampiyon olan bir takıma kızmak<br />

yerine takdir etmiştim. O zamanlar çok<br />

güzeldi, haftalarca süren heyecanlar<br />

çekişmeler halen aklımdan çıkmıyor.<br />

SON ZAMANLARDA SAKARYASPOR’ U<br />

TAKİP EDİYORMUSUNUZ? TAKIM HAK-<br />

KINDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?<br />

Tabiiki ediyorum ve maalesef çok<br />

üzülüyorum, Sakaryaspor’ un yeri<br />

3. Lig olamamalı.Benim için zaten<br />

Sakaryaspor, Kocaelispor, Eskişehir,<br />

Samsun, Ankaragücü ve Adanademirspor<br />

gibi takımların taraftarları Süperlig<br />

seviyesinde ve buradan hiç düşmüyorlar.<br />

Ama takımlar kötü yönetilmeleri<br />

ve ekonomik nedenlerden dolayı<br />

düşüyorlar. Mesela Diyarbakırspor’da<br />

öyledir benim için, iyi bir taraftarı vardır<br />

coşku ile izlerler ama takımnları kötü<br />

maalesef. Futbolumuzun gelişmesi ve<br />

daha coşku ile izlenmesi için büyük<br />

taraftar gruplarının olduğu takımlar<br />

Süperlig’de olmalı bence.<br />

Sakaryaspor’ un 3.lig de 10 bin kişi oynamasını<br />

gören taraflı, tarafsız herkes<br />

bu coşkuyu görüyor ve destekliyor.<br />

SİZCE SAKARYASPOR 3 – 4 YIL İÇERİ-<br />

SİNDE NERELERE GELİR?<br />

Ben ne olursa olsun Sakaryaspor’ un<br />

doğru bir yönetim ve doğru hamleler<br />

ile kısa sürede tekrar Süperlig’e<br />

çıkıcağına inanıyorum. Bu şehirde bu<br />

kapasite bu enerji var Tatangalar herzaman<br />

peşinde.<br />

BİRAZ GEÇMİŞE DÖNERSEK<br />

TRT’ YE İLK GİRDİĞİNİZ DÖNEM NE-<br />

LER HİSSETTİNİZ?<br />

Benim girdiğim dönemde TRT tek televizyondu<br />

ve burada çalışmak, spikerlik<br />

yapmak bir ayrıcalıktı. Beni iyi hissettiren<br />

birşeydi ve hep bunun hakkını<br />

vermeye çalıştım, burada olmanın<br />

sorumluluğunu hep hissettim ve kendimi<br />

hep geliştirdim. Geriye baktığımda<br />

iyiki bu işi yapmışım diyorum, bugün<br />

TRT’nin eğitmenlerinden bir tanesi<br />

oldum yeni dönem arkadaşlarımıza<br />

yeni gelen spiker adaylarına dersler<br />

veriyorum. Birçok kurum ve kuruluş<br />

olmak üzere İç İşleri Bakanlığı’ ndan,<br />

Kaymakam adaylarına, Adalet Bakanlığı’<br />

nda hakim ve savcılara, Dış İşleri<br />

Bakanlığı’ nda Büyükelçi adaylarına<br />

dersler veriyorum. Tüm bunlarda TRT’<br />

ye ilk girdiğim yıllardaki sorumluluk<br />

duygum ve TRT’ ye layik olma gayretimin<br />

çok etkisi var.<br />

BUGÜNE KADAR YÜZLERCE MAÇ<br />

ANLATTINIZ, BAŞINIZA GELEN İLGİNÇ<br />

BİR OLAY VEYA UNUTAMADIĞINIZ<br />

BİRAN OLDU MU?<br />

Çok var tabii, çok ilginç durumlar ile<br />

karşılaşıyoruz. Bunlar daha çok kültürel<br />

anlamda oluyor. Ama stada gittiğiniz<br />

anda herşey aynı. Mesela 2010 Dünya<br />

Kupası Güney Afrika’ya gittik farklı bir<br />

kültür, 2014 Dünya Kupası Brezilya’ ya<br />

gittik ama dediğim gibi statada girdiğiniz<br />

an herşey bir standartta oturmuş<br />

durumda. Ama kapıdan dışarı çıktığınız<br />

an kültrürel farklılıklar gösteriyor<br />

tabiiki ve bir çok olayla karşılaşıyoruz.<br />

Amerika 94 benim ilk Dünya kupamdı<br />

ve canlı analatmam gereken bir maça<br />

sadece bir dakika kala yetiştiğimi<br />

hatırlıyorum, Boston’ da oynanacak<br />

bu maça yetişmek için nefes nefes<br />

kalmıştım ve yetişemeyeceğim için çok<br />

korkmuştum. Bu anımı unutamam.<br />

MAÇ ANLATIMLARINIZ SIRASINDA YA-<br />

ŞADIĞINIZ İLGİNÇ ANILARINIZ VARMI?<br />

Benim için 2008 Türkiye Çek Cumhuriyeti<br />

maçı unutulmazdı. Ben o<br />

maçın halen bitmediğini hissediyorum.<br />

Genç bir takım olmak çok önemli ve<br />

o nesil halen devam ediyor, mesela<br />

Arda Turan. Birde 96 Avrupa Futbol<br />

Şampiyonası’nda milli takımı karşılarken<br />

yaşadığım zorlukları unutmuyorum,<br />

takım otobüsü gelecek ve bizde<br />

röportaj yapacağızz ama İngilizler bize<br />

bir türlü müsade etmemişlerdi. Kameraman<br />

arkadaşım ile gizli gizli girip<br />

röportaj yaptığım unutulmaz anlarım<br />

oldu.<br />

27


SAKARYASPOR<br />

RÖPORTAJ<br />

OKAN<br />

GEDİKALİ<br />

FUTBOLLA İLK TANIŞMANIZ NIZ NASIL<br />

OLDU?<br />

Eminim herkes aynı cevabı vermiştir<br />

ama; her çocuk gibi sokakta oynayarak<br />

tanıştım. Miladım diyebileceğim<br />

zaman ise 1974 yılında Ankara’da<br />

yıldız karma seçmelerine katıldım ve<br />

kalecisi oldum. Çok hızlı bir şekilde,<br />

sanırım 1,5 ay sonra kadar Hacettepe<br />

genç takımında lisanslı oyuncu oldum.<br />

4 yıl oynadıktan sonra 3. Lig’te sanırım<br />

17 yaşında ilk defa transfer r oldum.<br />

Gençlerbirliği’nde hiç ara vermeden<br />

13 sene kalecilik ve kaptanlık yaptım.<br />

19 yaşındayken ilk şampiyonluğumu<br />

yaşadım. Orada yaşadığım süreçte<br />

zaten kariyerimde şekillenmiş oldu.<br />

1994 yılında ayrıldıktan sonra çeşitli<br />

takımlarda oynadım. 400’e yakın maç<br />

oynamışımdır sanırım.<br />

İLK ANTRENÖRLÜK DENEYİMİNİZE EYİMİNİZE<br />

NE ZAMAN BAŞLADINIZ?<br />

Gençlerbirliği’ndeyken altyapıda kaleci<br />

antrenörlüğüyle başladım; tabii o<br />

dönemde çok önemli kaleciler yetişti.<br />

Sonrasında Osman Hoca ile birlikte<br />

yardımcı antrenörlüğe başladım.<br />

GALİBA SİZİN OSMAN HOCA İLE ARA-<br />

NIZDA İŞ ARKADAŞLIĞINDAN DAN ÇOK<br />

BİR YOL ARKADAŞLIĞINIZ DA VAR?<br />

Evet, Osman Hoca ile beraber yıllardır<br />

çok güzel günler yaşadık; kimi zaman<br />

güldük, kimi zaman ağladık. Artık<br />

birbirimizle konuşurken gözlerimize<br />

bakmamız yetiyor, 30 seneyi geçkin bir<br />

dostluğumuz var. Bu bizim benimsedi-<br />

ğimiz bir dostluk kültürü.<br />

Hoca’da buralı biliyorsunuz, onun da<br />

burada olması çok etkiledi. Yıllardır<br />

hep Osman Hoca’nın söylediği bir şey<br />

var; şehir kulüpleri varsa Sakaryaspor<br />

onların birincisidir, der.<br />

ŞEHİR FUTBOLU ÇOK SEVİYOR,<br />

TAKIMINI DESTEKLİYOR...<br />

Kesinlikle. Burada öyle bir ruh var.<br />

Sokaktaki insana bakarsınız, mutlaka<br />

Sakaryaspor’ ludur. Osman Hoca<br />

da böyle bir şeyden bahsedince,<br />

içim titredi. Yarım kalan işleri bitirelim<br />

dedim. Şu anda çok iyi gidiyor<br />

durum.<br />

SİZ BİR TRANSFER DURUMUN-<br />

DA GELMEDİNİZ...NE DEĞİŞTİ DE<br />

SKORLAR DEĞİŞTİ SİZCE?<br />

Şimdi burada çok iyi bir yönetim<br />

kadrosu var. Oyunculara bakarsanız<br />

zira, hepsi özenle seçilmiş. Burada<br />

önemli olan bu kadronun uyumunu<br />

sağlamaktı. Zaten bakarsanız<br />

Osman Hoca da çok<br />

mütevazi bir insandır;<br />

ufak rötuşlar yaparak<br />

futbolcuların hem<br />

kendi arasında hem<br />

de teknik ekiple<br />

aralarındaki iletişimi<br />

güçlendirdi.<br />

İLK SAKARYASPOR’LA NASIL BAŞLAa<br />

söylemiş<br />

sanırım. Beni Eyüp Hoca haberdar<br />

etti. Ben o sırada İnegölspor’ daydım.<br />

Ankara’ya yeni dönmüştüm. Hiç<br />

aklımda Sakaryaspor’ da yoktu. Osman<br />

DINIZ?<br />

Osman Hoca, Eyüp Hocaya 28


Sakaryaspor’ a geldiğimizden beri<br />

futbolcu arkadaşlarımızla beraberiz,<br />

birlikte sıkça vakit geçiriyoruz. Bizim<br />

motivasyonlarımıza onlar da çok iyi<br />

karşılık verdiler. Geçmişte yaşanan<br />

tüm tatsızlıklara rağmen, bugün umut<br />

ediyoruz ki bu kurduğumuz kuvvetli<br />

diyalog bize yolun sonunda galibiyetlerle<br />

döner. Şu anki hedefimiz 16 maçı<br />

alıp lig atlamak. Bu yalnızca takım<br />

için değil, taraftarlarımız için, bu şehir<br />

için. Burası çok kötü günler geçirdi;<br />

Sakaryalılar bu galibiyeti hakkediyorlar.<br />

Bugün baktığınızda şehirde çok güzel<br />

hareketlenmeler var; insanlar dayanışma<br />

içinde birbiriyle. Tatangalara da<br />

buradan çok teşekkür etmek istiyorum.<br />

Her şey bir tarafa, umarım şampiyon<br />

olacağız.<br />

PEKİ, TAKIMA GERİ DÖNECEK OLUR-<br />

SAK; NASIL DEĞERLENDİRİYORSU-<br />

NUZ KALECİLERİ?<br />

Açıkçası bu zamana kadar onlara pek<br />

iş düşmedi, bir maç oynadık biraz<br />

zorlayıcı onun haricinde genelde çok<br />

aktif olmalarına gerek olmadı. Baskı<br />

altındayken biraz da durum kendini<br />

belli eder. Şimdiye kadar baskı altında<br />

olduğumuz bir Darıca maçı vardı, orada<br />

da Bora çok iyi karşılıklar verdi. Şu bir<br />

gerçek; tüm kalecilerimiz çok iyi çalışıyorlar.<br />

Genel olarak aslında Türkiye’de<br />

kalecilerin standardı çok iyi. Burada<br />

onların eğitmenlerine de dikkat etmek<br />

gerekiyor. Ben hep kalecilerimi şunu<br />

söylüyorum; kalecilik atlamak, zıplamak<br />

değil. Diğer takım arkadaşlarıyla<br />

diyalog kurmaları, baskı altındayken<br />

çözüm üretebilmeleri, topla karşı karşıya<br />

kaldıklarında alternatif refleksler<br />

geliştirebilmeleri gerekiyor. Mevki<br />

oyuncuları oldukları için bir takımın<br />

kaderi bir nevi onların elinde, yüksek<br />

bir pozisyon; bu yüzden de bir felsefeye<br />

sahip olmaları gerekiyor.<br />

29


SAKARYASPOR<br />

SERDAR<br />

ÜMİT DENİZ<br />

30


Serdar, futbol maceran profesyonel<br />

futbolculuğa doğru nasıl gelişti?<br />

Aslında çok erken başladım diyebilirim.<br />

Ben Ankara doğumluyum. 7 yaşlarımdayken<br />

Gençlerbirliği’nin altyapısına<br />

gidip orada başladım. Yaz tatilimde<br />

gidiyordum kulübe. Yaz tatili bitince<br />

seçmeler oluyordu, ben de o sırada<br />

Ankara dışındaydım, seçmelere katılamamıştım.<br />

Son seçmeye zor yetiştim<br />

ve seçildim.<br />

Peki hep orta sahada mı oynadın?<br />

Aslında ilk forvet olarak başladım,<br />

sonra bir hocam beni orta sahaya aldı.<br />

Baktım boyum da uzamayacak, orta<br />

saha da olmak daha iyi geldi.<br />

Hangi kulüplerde oynadın<br />

Sakaryaspor’a gelene kadar?<br />

Gençlerbirliği beni 18 yaşımdayken<br />

Çankırı’ya kiralık olarak gönderdiler. 15<br />

gün sonra yapamayacağımı anlayınca ayınca<br />

Ankara’ya geri döndüm. Sonrasında<br />

Keçiörenspor A.Ş.’de oynadım. Afyon<br />

Sandıklı ve Balıkesir’e geçtim.<br />

Sakaryaspor ile nasıl başladı ?<br />

Başka bir kulüple anlaşmam devam<br />

ediyordu aslında. Sakaryaspor gibi herkesin<br />

kabul edeceği bir kulüpten teklif<br />

gelince kabul ettim. Aslında hiç niyetim<br />

yoktu Bodrum’da sözleşmeli olduğum<br />

kulüpten ayrılmakla ilgili. Ailemle<br />

birlikte oraya yerleşmiştik zaten. Ama<br />

SakaryaSpor söz konusu olunca tabii<br />

akan sular durdu.<br />

Biraz 9’da 9’dan bahsedelim mi?<br />

Osman Hoca ile iyi bir atmosfer ladığınızı düşünüyor musun?<br />

yaka-<br />

Zaten ikinci ve üçüncü ligler biraz<br />

atmosfer meselesidir; üst üste birkaç<br />

maç kazanınca o havayı yakalamak<br />

kolay oluyor. Osman Hoca’nın da takım<br />

arkadaşlarımın da büyük emeği var<br />

tabii, hepimiz çok çalışıyoruz.<br />

Çok enteresan yaşadığınız bir şey<br />

oldu mu maç sırasında?<br />

Aslında her maç çok garip şeyler er<br />

olabiliyor. Yeri geliyor bağırıyorsun,<br />

kızıyorsun. Gerideyken pek eğlenceli enceli<br />

olaylar olmuyor. Ama şunu söyleyeyim;<br />

her maçta farklı enteresan bir şey<br />

yaşanıyor.<br />

Maç oynanırken agresif tavırlar ar liglere<br />

göre fark ediyor mu sence?<br />

Evet, ikinci ve üçüncü liglerde biraz<br />

daha fazla tekme atma ya da kötü söz-<br />

ler söyleme gibi bazı agresif hareketler<br />

olabiliyor. Bir de, Sakaryaspor ile oynayınca<br />

takımlar biraz daha geriliyorlar,<br />

çünkü bizim takımda hem oyuncular<br />

hem de taraftarların uyumu karşı tarafı<br />

eziyor.<br />

Taraftarlardan bahsetmişken; nasıl<br />

görüyorsun Sakaryaspor taraftarını?<br />

Taraftarın gücünü öyle hissediyoruz<br />

ki, tam pozisyona girmişken mesela<br />

arkadan öyle bir ses geliyor ki bırakamıyorsun<br />

kendini. İçerdeki maçlarda<br />

da dışarıdaki maçlarda da muhteşem<br />

destek veriyorlar.<br />

Kariyerinde çok pişman ya da mutlu<br />

olduğun bir şey var mı?<br />

Pişmanlık değil ama, Çankırı’dan dönüş<br />

sürecim biraz problemli olmuştu.<br />

Çünkü ben dayanamayıp Ankara’ya<br />

dönmüştüm kulüpten habersiz. Bir<br />

futbolcu için hangi şehirde olursa<br />

olsun orayla uyum sağlaması, takımının<br />

taraftarının gücünü, desteğini<br />

hissetmesi çok önemli. Bunu şimdi<br />

Sakaryaspor’da olduğum için söylemiyorum<br />

ama şu ana kadar sanırım en<br />

tatmin edici kulüp burası oldu.<br />

Oynadığın maçlarda unutamadığın bir<br />

anı var mı?<br />

Sakaryaspor’dayken en son Tarsus’a<br />

karşı oynadığımız maç sanırım. İlk yarı<br />

çok rahat geçmişti, biz yeneriz kolaylıkla<br />

diye düşünüyorduk. Sonra 9 kişiye<br />

düşünce dedik bu kadar kolay olmayacak<br />

galiba ama Zafer Abi sağ olsun,<br />

toparladık hemen.<br />

Taraftara söylemek istediğin bir şey<br />

var mı son olarak?<br />

Açıkçası taraftarımıza çok saygı<br />

duyuyorum. 4 tane maçımız<br />

kaldı diye düşünüyorum; ben<br />

söylemesem de bizi destekleyeceklerini<br />

biliyorum<br />

ama bizi desteklesinler.<br />

Maç öncesinde taraftarları<br />

görmek beni<br />

çok heyecanlandırıyor,<br />

mutlu ediyor.<br />

Taraftarın<br />

gücünü öyle<br />

hissediyoruz ki,<br />

tam pozisyona<br />

girmişken<br />

mesela<br />

arkadan<br />

öyle bir ses<br />

geliyor ki<br />

bırakamıyorsun<br />

kendini.<br />

31


32<br />

SAKARYASPOR


DERNEK<br />

FATİH<br />

ÖZÇELİK<br />

Futbol oynamaya nasıl başladın?<br />

Her çocuk gibi sokakta top oynayarak<br />

başladı. Sonrasında Bursa’da amatör<br />

bir kulübe gittim. İlk başta spor olsun<br />

diye gitmiştim açıkçası. Futbolcu olurum<br />

gibi bir idealim yoktu. Fiziksel olarak<br />

elverişli olduğumdan dolayı futbola<br />

daha da önem vermeye başladım. Hocalarımın<br />

da biraz teşviğiyle başlamış<br />

oldum. Bucaspor’da oynadım bir süre.<br />

Altyapıdan profesyonel kadroya geçince<br />

artık futbolcu olmak kaçınılmazdı.<br />

Sakaryaspor’a transferin nasıl oldu?<br />

Sakaryaspor’a karşı çok oynadığım<br />

maç oldu. O maçlarda da performansımdan<br />

dolayı zaten kulüp beni<br />

istiyordu. Her futbolcu gibi ben de<br />

Sakaryaspor’da oynamak için can atıyordum.<br />

Teklif gelince hiç düşünmeden<br />

hemen kabul ettim.<br />

Son oynadığınız maçlarda ne değişti<br />

de böyle dengeli bir hava yakalandı?<br />

Futbol sonuçta neticeye bağlı bir<br />

oyun. Biz son 9 maçtır iyi sonuçlar<br />

alıyoruz. Osman hocamızın ve teknik<br />

ekibin büyük emeği var elbette. Ve<br />

elbette takım arkadaşlarım da ben de<br />

Sakaryaspor’un şampiyon olacağına<br />

inancımız çok yüksek olduğundan<br />

dolayı güzel bir atmosfer yarattık aramızda.<br />

Şimdi dönüp bakınca 9 maçta 9<br />

galibiyet almışız. Osman Hoca geldiğinden<br />

beri, takım arkadaşlarımızla<br />

dedik ki; bütün maçları galibiyetle<br />

alacağız ama asıl hedefimiz şampiyon<br />

olmak tabii ki.<br />

Son maçlarda rakiplerinden sana ayrı<br />

bir refleks geliştirdiklerini düşünüyor<br />

musun?<br />

Hem oyuncular hem de kulüpler artık<br />

beni tanıyor, bence bunun etkisi büyük.<br />

Saha içinde normal markajlar oluyor<br />

elbette, yalnızca bana karşı değil tüm<br />

arkadaşlarıma karşı. Son zamanlarda<br />

bilinçli bir faul girişimi olduğunun farkındayım<br />

ama. Mesela en son oynadığımız<br />

Tarsus maçındaki rakip arkadaşım<br />

hakeme gidip itiraz etti benim aleyhime<br />

karar aldığı için. Sonrasında hakem de<br />

o arkadaşa sarı kart gösterdi örneğin.<br />

Böyle durumlar da olabiliyor.<br />

Peki Fatih, bir lakabın var mı takım<br />

içinde seni nasıl çağırıyorlar?<br />

Şu ana kadar oynadığım tüm kulüplerde<br />

lakabım oldu. Ya benzediğim<br />

futbolcularla ya da hızımla ilgili oluyor<br />

genelde.<br />

Hazır benzediğin futbolculardan bahsetmişken;<br />

örnek aldığın futbolcular<br />

var mı?<br />

Türkiye liginden bahsedersek;<br />

Beşiktaş’ta Babel’i beğeniyorum sol<br />

açık oynayan. Adam Visca’nın da iyi<br />

olduğunu düşünüyorum. Dünyadan<br />

örnek vermek gerekirse; kenar oyuncularından<br />

Dimario, Chelsea’den Pedro<br />

diyebilirim.<br />

Unutamadığın bir maç oldu mu hiç bu<br />

zamana kadar?<br />

Türk Telekom Arena’da a Galatasaray’a<br />

karşı oynadığımız maç çok iyi geçmişti.<br />

Soyunma odasında döndüğümde<br />

gazetecilerin inanılmaz<br />

bir talebi olmuştu. Beni çok<br />

şaşırtmıştı bu denli ilgi. i.<br />

Taraftarın ilgisini nasıl<br />

değerlendiriyorsun?<br />

Açıkçası maç oynarken n<br />

saha içinde bile bazen<br />

tribüne çıkıp beraber<br />

bağırmak istiyorum<br />

onlarla birlikte. O<br />

kadar coşkulu ve takımını<br />

iyi bilen, takip<br />

eden, destekleyen<br />

bir taraftar kitlesi<br />

var ki Sakarya’da,<br />

oyuncuları inanılmaz<br />

motive ediyorlar.<br />

Futbol sonuçta neticeye<br />

bağlı bir oyun. Biz son 9<br />

maçtır iyi sonuçlar alıyoruz.<br />

Osman hocamızın ve teknik<br />

ekibin büyük emeği var<br />

elbette. Ve elbette takım<br />

arkadaşlarım da ben de<br />

Sakaryaspor’un şampiyon<br />

olacağına inancımız çok<br />

yüksek olduğundan dolayı<br />

güzel bir atmosfer yarattık<br />

aramızda<br />

33


SAKARYASPOR<br />

COȘKUN<br />

YILMAZ<br />

34


DERNEK<br />

Futbol ile tanışman nasıl oldu?<br />

1983 Iğdır doğumluyum, İşçi bir babanın<br />

6 çoğundan biriyim. Benim ailemde<br />

herhangi bir sporcu yok, tamamen<br />

kendi gayretim, çalışmam ve yeteneklerim<br />

ile buralara geldim. İlk, orta ve<br />

lise öğrenimin Iğdır’da tamamladım.<br />

Küçük bir bakkal dükkanımız vardı,<br />

ailecek sıra ile orayla ilgileniyorduk ve<br />

ailevi durumumuzun çok iyi olmamasından<br />

ötürü ekstra birşeyler yapmaya<br />

ihtiyacımız vardı. Üniversite eğitimim<br />

ile beraber futbolculuk kariyerimi<br />

sürdürdüm.<br />

O dönem herhangi bir kulübe veya<br />

futbol okuluna gittinmi? Buralara nasıl<br />

geldin?<br />

Hayır kulübe gitmedim. Futbol okuluda<br />

yoktu olsada gidecek imkanım yoktu.<br />

Ancak mahalle takımı, okul takımı<br />

maçları yapardık. Futbola olan hevesim<br />

hep vardı, kendi başıma duvara karşı<br />

top oynadığım zamanlar bile oldu.<br />

16 yaşında Üniversiteyi kazandım ve<br />

burada amatör takımlarda oynayarak<br />

harçlık kazanmaya başladım. Gençlerbirliği<br />

seçmelerine gittim ve kazandım,<br />

ancak çok istemelerine ragmen okul<br />

saatlerim uyumadığı için gidemedim.<br />

Daha sonra kalacak yer ve yemek<br />

masraflarıma karşılık amatör bir<br />

kulüpte 1 yıl top oynamayı kabul ettim.<br />

Beden eğitimi bölümünü kazanmıştım<br />

ve okul devam ederken 2 - 3 sene amatör<br />

de futbol oynadım. Oldukça fazla<br />

gol attım ve son sene 70 gol atarak<br />

rekor kırdım. O sene Antalya, Denizli,<br />

Konya, Antep gibi takımlar beni istedi<br />

ama ilk propfesyonelliğe Ankarademir<br />

ile adım attım ama okulumu bitirmek<br />

için çok yükselemedim. Okulumun<br />

son senesi Diyarbakır’ a imza attım ve<br />

orada şampiyonluk yaşadım.<br />

Ama eğitimime ara vermek istemedim<br />

ve KPSS sınavını kazanarak öğretmen<br />

oldum, öretmen olarak atamam Kars<br />

iline çıkınca Karsspor ile anlaştım ve<br />

oradada gol kralı olarak şampionluk<br />

sevinci yaşadım.<br />

Buralara böyle geldim diyebilirim.<br />

Eğitim ve futbolu bir arada götürmek<br />

ülkemizde zor ama ben bunu başardım.<br />

Belki bir üst lig fırsatını yakalamama<br />

mani oldu ama mutluyum.<br />

Sakaryaspor’ a gelişin?<br />

Eşim öğretmen ve çocuklarımız artık<br />

okula başlamıştı. Bu nedenle Ankara<br />

dışında top oynamak çok istemiyordum.<br />

Hatta Malatyaspor’ un şampiyon<br />

kadrosunun içinde olmama rağmen<br />

aile yaşantım için istemeyerek Keçiören<br />

ile anlaştım. Serdar Ümit Deniz ve<br />

Ceyhun benim eski takım arkadaşlarım<br />

onlarla sürekli görüşüyor Sakaryaspor<br />

hakkında bilgi alıyordum. Sene<br />

başında kısmet olmadı ama devre<br />

arası arkadaşlarım ve yöneticilerimizin<br />

istekli tavırları sayesinde ilk görüşmemi<br />

yaptım. Başkanımız ile olan samimi<br />

görüşmemiz sonrası Sakaryaspor’ lu<br />

olarak hiç düşünmeden imzladım.<br />

Peki son zamanlara gelecek olursak,<br />

Osman Hoca ile beraber harika bir serimiz<br />

oldu, sen 9 maçta, 9 gol attın ve<br />

bir keresinde 6 dakikada 3 gol atarak<br />

değişik istatistiklere imza attın. Hem<br />

kendini, hemde takımı değerlendirecek<br />

olursan neler söylersin?<br />

Bergama maçından sonra Düzyurt<br />

maçına giderken futbolcu arkadaşlar<br />

ile kendi aramızda şampiyon olmamız<br />

için daha az hata yapmamız gerektiği<br />

hakkında konuştuk.<br />

Kendimize 15’te, 15 yapma sözü verdik.<br />

Ama Afyon maçında 20 – 25 bin taraftar<br />

önünde yenilmek bizi oldukça üzdü.<br />

Sonrasında kenetlendik, fazlaca hoca<br />

değişikliği oldu ama Osman hocamız<br />

ile beraber iyi bir hava yakaladık. 13<br />

maçta, 13 galibiyet hedefi ile yola<br />

çıktık ve üst üstte 9 galibiyet iyet alarak.<br />

Direkt şampiyon olmak istiyorduk ama<br />

olamadık. İnanıyorum ki Playofflar ile<br />

birlikte bir üst lige çıkacağız. ağız.<br />

Biraz ailenden bahsetmek ek istermisin?<br />

Biri 4, diğeri 8 yaşında iki oğlum<br />

var. Büyük oğlum sürekli idmanlara<br />

geliyor, ikisininde futbola hevesleri var<br />

ama kendimde de olduğu u gibi önce<br />

eğitimlerini tamamlamaları arı gerek.<br />

Daha sonra oynamak isterlerse<br />

ve yetenekleri de varsa oynarlar.<br />

Bende bir baba olarak onları<br />

sonuna kadar desteklerim.<br />

Peki kariyerin boyunca<br />

en unutamadığın bir anın n<br />

varmı?<br />

Unutamadığım çok fazla<br />

anım var. Mesela 3 tane<br />

şampiyonluğum ve 7– 8<br />

tane Playoffum var ama<br />

şampiyonluklar unutulmaz<br />

tabii ki. 3 tane gol<br />

krallığı 100 küsür golüm<br />

var ama kendi bireysel başarıları<br />

geçelim şampiyonluklar hep<br />

güzel anılardır.<br />

Son olarak Orduspor maçına gelelim, 6<br />

dakikada 3 gol atmak nasıl bir duygu?<br />

Gollerden ziyade o maça Eymen bebeğimizin<br />

psikolojisi ile çıktık. Maç 0-0<br />

devam ederken, saha içinde tribünden<br />

gelen Eymen gol gol seslerini duymaya<br />

başladım. O sıra Allah’ım ne olur<br />

gol atalım diye dua ettim ve bana 3<br />

gol atmak nasip oldu. İnanılmaz bir<br />

duyguydu.<br />

Takımımızın formda<br />

golcusü Coşkun<br />

Yılmaz ile takımımız ve<br />

performansı hakkında<br />

sohbet ettik.<br />

35


36<br />

SAKARYASPOR


SAKARYASPOR / RÖPORTAJ<br />

FERHAT<br />

YAZGAN<br />

Ferhat futbol ile nasıl tanıştın? Ve<br />

devamı nasıl gelişti?<br />

2-3 yaşımdayken arkadaşlarımla<br />

oynardık. Bir arkadaşımın annesi beni<br />

görmüş. Anneme söylemiş iyi oynuyor<br />

diye. 4 yaşımda ilk defa bir kulüpte<br />

oynamaya başladım. Almanya’da isterseniz<br />

4 yaşında bir kulübün altyapısına<br />

girebiliyorsunuz. Kiel’de yaşıyorduk.<br />

Orda çok küçük bir takımda futbol<br />

hayatıma başladım ve 11-12 yaşıma<br />

kadar orda oynadım. Ordan da Holstein<br />

Kiel’e geçtim ilk profesyonelliğim de<br />

burda oldu 17 yaşındaydım. 18 yaşımda<br />

Wolfsburg’a transfer oldum. 21 yaşıma<br />

kadar Wolfsburg’taydım. U23 takımında<br />

ikinci kaptanlığa kadar yükselmiştim.<br />

21 yaşımdaysa Trabzonspor’a<br />

transfer oldum. 1 sene trabzonspor’da<br />

oynadım. 1 sene kiralık olarak 1461<br />

Tranbzonspor’da oynadım.<br />

Türkiye’ye dönüşün nasıl gelişti? Neden<br />

gelmek istedin?<br />

Açıkçası erken dönmeyi düşünmüyordum.<br />

Her zaman hevesim vardı gelmeye<br />

ama 24-25 yaşında gelirim diye düşünüyordum.<br />

Ancak Trabzonspor gibi<br />

bir kulüp isteyince dayanamadım kabul<br />

ettim. Sonuçta Trabzonspor’un nasıl bir<br />

kulüp olduğu ortada. Trabzonspor’da<br />

güzel bir sezon geçirdim. Şota teknik<br />

direktör olarak geldiğinde beni<br />

kiralamak istedi 1461 o zaman yeni<br />

PTT 1. Lige çıkmıştı. 1461’de de çok iyi<br />

bir sezon geçirdim. 27-28 maçta forma<br />

giydim PTT 1. Lig’de.<br />

Sakaryaspor’a geliş hikayen nasıl?<br />

Kiralıktan Trabzonspor’a geri dönmüştüm.<br />

Trabzonspor ile yollarımız<br />

ayrılıyordu. Baya bir kulüp ile görüşüyorduk.<br />

Bir çok teklif vardı Süper<br />

Lig’den de PTT 1. Lig’den de ancak hiç<br />

biri içime sinmiyordu. Sonra İsmail<br />

Başkan Trabzon’a geldi benimle görüşmeye.<br />

Nerdeyse 10-11 saatlik uzun<br />

bir görüşme oldu. Çok da keyifli bir<br />

sohbet olmuştu. Başkan’ı da sevmeye<br />

başladım orda çok samimi gelmişti<br />

bana. Sonra da çok düşünmedik ertesi<br />

sabah yola çıktık uçak biletleri alındı.<br />

Sakarya’ya geldik ve imzayı attım.<br />

Ben burayı 3. Lig gibi düşünmedim.<br />

Sakaryaspor’a gidiyorum diye düşündüm.<br />

DirilişYılı’ndan bahsetmişti. 4<br />

sene içinde Süper Lig’e çıkmak istediklerini<br />

anlatmıştı zaten Başkan bana.<br />

Ben de tamam dedim bu yolda varım<br />

dedim. İyi bir yola çıktık.<br />

Takımın son haftalardaki performansı<br />

çok çok iyiydi. Nasıl buluyosun takımdaki<br />

havayı. Neler değişti?<br />

Bu sene çok hareketli bir sene geçti.<br />

Bazı olumsuzluklar da oldu ama<br />

hepsi geçmişte kaldı artık. Yeni<br />

hocamız çok samimi ve çok adaletli<br />

davranıyor. Bence onun için de bu<br />

başarı geldi. Hiç kimseye haksızlık<br />

yapmadığını düşünüyorum. Takım<br />

güzel bir hava yakaladı. Play-Off’tan<br />

çıkmayı hedefliyoruz.<br />

Kariyerin boyunca en unutamadığın<br />

maç? En unutamadığın an?<br />

Altyapıda bir kupa finali<br />

oynadım. 16 yaşındaydım.<br />

Finali 6-0 kazanmıştık<br />

ve 6 golü<br />

de ben atmıştım.<br />

Hiç unutamam<br />

o anı.<br />

Bu sene takım<br />

olarak çok güzel<br />

bir hava yakaladık.<br />

Play-Off’tan çıkmayı<br />

hedefliyoruz<br />

37


SAKARYASPOR<br />

TALHA<br />

MAYHOȘ<br />

38


Futbolla ilk tanışman nasıl oldu?<br />

Herkes gibi sokakta başladı, mahalle<br />

maçları vs. derken büyüklerin babama<br />

tavsiyesi oldu, Babamda futbolu çok<br />

sevdiği ve gençliğinde amatörde<br />

oynadığı için beni bir kulübe yazdırdı.<br />

İlk önce Sakarya Serdivan’da bir yaz<br />

okuluna gittim ondan sonra deprem<br />

öncesi Sakaryaspor yaz okuluna gitim<br />

hatta şuan ki menajerim ozaman<br />

hocamdı. Daha sonra deprem oldu ve<br />

yaşım 11 – 12 olmuştu şimdiki altyapı<br />

sorumlusu Tamer hoca ozaman<br />

Tekspor’da antrenördü orada 8 sene<br />

filan oynadım. İlk lisansım orada çıktı<br />

ve birçok şeyi orada öğrendim.<br />

İlk profesyonelliğe geçiş?<br />

İlk profesyonelliğe geçiş Tekspor’ da<br />

oynarken Antep maceram oldu altyapı<br />

liglerinde ondan sonra Bursaspor’da<br />

oynadım altyapı paf takımda.<br />

Bursa’dan Lüleburgaz’ a ilk profesyonel<br />

transferimi gerçekleştirdim.<br />

Orada 1,5 sene çok iyi sezon geçirdim.<br />

Oradan Adana’ya gittim ve Lüleburgaz’<br />

da başlayan maceram Adana’da devam<br />

etti. 6-7 sene Adana’da oynadım<br />

bir yarım sezon Samsun gittim ve<br />

Bandırmaspor’da 1,5 sene oynayıp ve<br />

şampiyon olduktan sonra Sakaryaspor’<br />

a geldim.<br />

Sezon başında Sakaryaspor’dan teklif<br />

geldiğinde karar vermekte zorlandınmı?<br />

Sakaryaspor’a gelmek için çok<br />

düşünmeye gerek yok, uygun şartlar<br />

oluştuğu an herkes gelmek ister.<br />

Kendi şehrimin takımı diye söylemiyorum<br />

bugün Sakaryaspor Süperlig’de<br />

olsa talep eden değil, taleplerin takımı<br />

olacağı kesin. Biz bu formayı giymek<br />

terletmek için mahallede can atıyorduk.<br />

Sonuçta benim için çok zor<br />

olmadı şartlar oluştuğu an hiç birşeye<br />

bakmakszın bu diriliş yılında bende olmak<br />

istedim ve seve seve geldim çok<br />

da mutluyum.<br />

Dünya futbolunda örnek aldığınız,<br />

takip ettiğiniz veya beğendiniz bir<br />

futbolcu varmı?<br />

Dünyada kendi stilime yakın beğendiyim<br />

takip ettiğim çok futbolcu var.<br />

Baktığın zaman Juan Mata olsun,<br />

Dybala olsun, Türkiye’den Emre Belözoğlu<br />

olsun beğendiğim futbolculardır.<br />

Tek bir isim yok, kendi stilime yakın<br />

bu oyuncuların oyun zekalrını çok<br />

beğenirim.<br />

Kaç yıllık profesyonel kariyeriniz var?<br />

2008 yılından itibaren aralıksız oynuyorum.<br />

En unutamadığınız an?<br />

Çok fazla var açıkçası, şampiyonluklar<br />

hep güzel hatırlandığı için unutamazsınız.<br />

Ben iki kez Süperlig kapısından<br />

döndüm Adanaspor’da, mesela Kasımpaşa<br />

finalini hiç unutamam. Bazen<br />

100% favori olursunuz ama bazı<br />

şeylere engel olamazsınız kaybedersiniz,<br />

bazen kaybedişlerde unutulmaz<br />

oluyor. Son olarak Bandırmaspor’da<br />

oynarken çok gerilerden gelerek şampiyon<br />

olduğumuz seneyi unutamam.<br />

İnşallah Sakaryaspor’da unutulmaz<br />

bir an yaşayacağımızı inanıyorum.<br />

Bu sezon için ne düşünüyorsun?<br />

Sezon sonu tabii ki zirvede görüyorum,<br />

hep hayallerimiz, düşüncelerimiz<br />

bu yönde. Tabii bir statü var biz<br />

lider olamazsak bile oynayacağımız<br />

bir Playoff var, herşeyi değerlendirip<br />

sonuna kadar kovalayacağız.<br />

Son olarak taraftara mesajınız<br />

varmı?<br />

Tabiiki bu şehrin taraftarı<br />

Türkiye’de kendini kanıtlamış,<br />

yer edinmiş, rakiplerinde<br />

kabullendiği bir taraftar topluluğu<br />

var. Tatangalar deyince<br />

herkes bilir, bu yarışma programlarında<br />

bile çıkan bir soru.<br />

Hem içerde, hem dışarıda<br />

Süperlig ortalamasının üzerinde<br />

bir seyirci ortlamamız var. Onları<br />

mutlu etmenin tek bir amacı<br />

var kupayı Sakarya’ya getirmek,<br />

sonrası zaten<br />

onlar hakkını verir.<br />

Onları mutlu<br />

etmek için tüm<br />

gücümüzle<br />

çalışacağız.<br />

Takımımızın asist<br />

kralı Talha Mayhoş<br />

ile kısa bir söyleşi<br />

gerçekleştirdik,.<br />

39


SAKARYASPOR<br />

MERVE GÜRSEL<br />

Genel Koordinatör<br />

40


RÖPORTAJ<br />

Merve Hanım; kulüpteki görevi tanımınız<br />

nedir, iş tanımınıza hangi görevler<br />

giriyor?<br />

Sakaryaspor kulübünde genel koordinatör<br />

olarak geçiyor iş tanımım;<br />

yani kulübün lisans, federasyonla<br />

yazışmalar ve akreditasyon gibi çeşitli<br />

alanlarında çalışıyorum. Maçla ilgili<br />

federasyonla iletişim kuruyorum, emniyete<br />

güvenlikle ilgili bilgilendirmeleri<br />

yapıyorum,. Deplasmanda oynanan<br />

maçlarla iç sahada oynananlar arasında<br />

bazı farklılıklar var iş kalemleri<br />

açısından. Aynı zamanda akreditasyonları<br />

da yapıyorum.<br />

Maçtan bir gün önce ve maç sonrasında<br />

tahmin ediyorum ki daha yoğun<br />

oluyorsunuz. İdari olarak bu süreçte<br />

neler yaşanıyor?<br />

Bütün görevlendirmeler benim sorumluluğumda<br />

olduğu için oldukça yoğun<br />

oluyoruz. Yedek kulübesinde oturacak<br />

olan hocalardan kapılardaki güvenlikler,<br />

iş saha ve bakım onarım görevlileri<br />

ve sahaya çıkacak olan sporculara<br />

kadar geniş bir skaladan bahsediyoruz,<br />

haliyle koordinasyonumuzu iyi sağlamamız<br />

gerekiyor.<br />

Bu kadar farklı tanımlar arasında<br />

ilginç olaylar da yaşanıyordur...<br />

Tabii, her hafta farklı bir olay yaşanabiliyor<br />

ufak tefek olsa da. Ama federasyonumuz<br />

iyi çalışıyor bu gibi konularda.<br />

Unutamadığınız bir maç var mı?<br />

Tarsus maçını unutamıyorum. Son<br />

anda Zafer’in attığı kafa gölüyle maçın<br />

seyri çok değişmişti, çok heyecanlıydı.<br />

Biliyorsunuz genelde futbola kadın<br />

ilgisinin az olduğu düşünülür. Fakat<br />

sizin gibi hem idari sorumluluklarda<br />

hem de taraftarlarda kadın sayısı<br />

oldukça yüksek. Sizin ilginiz nasıl<br />

başladı futbola?<br />

Küçük yaşlardan beri aslında ben<br />

futbolun hep içindeydim. Oynamayı da<br />

çok severdim ama yaşadığım yerde<br />

kadın futbol takımı olmadığı için devam<br />

etmedim. Üniversitede de tenis oynuyordum.<br />

Sonrasında, yüksek lisansımı<br />

da spor alanında yaparken bir hocamız<br />

bana kadınların da bazı sorumluluk<br />

alması gerektiği fikrini iletmesiyle<br />

başlamış oldum ben de. Kondisyonerlik<br />

ve antrenörlükle başladım, sonrasında<br />

çeşitli kulüplerde de aynı görevi icra<br />

ettim.<br />

Sakaryaspor’la yollarınız nasıl kesişti?<br />

Aslında başka bir işe başlamak üzereydim<br />

ve fakat, İsmail Bey beni aradı; bu<br />

alanda Sakaryaspor’da çalışmamı arzu<br />

ettiğini söyleyince ertesi gün hemen işe<br />

başladım.<br />

Futbol camiasında kadın olmanın<br />

avantajları ya da dezavantajları var mı?<br />

Bence durumunuzu doğru yönetirseniz<br />

avantaj ya da dezavantaj diye bir durum<br />

yok. ‘İyi ki kadınım, işim kolaylaştı.’ ya<br />

da ‘Tüh, hep kadın olduğum için bunu<br />

yaşıyorum.’ dediğim hiç bir an olmadı.<br />

Sezon başından beri Sakaryaspor<br />

kulübü olarak bazı yenilikler yaşanıyor.<br />

Siz hem yönetimle hem de alt kadrolarla<br />

temasta olan biri olarak bu süreci<br />

nasıl değerlendiriyorsunuz?<br />

Sakaryaspor kurumsallaşma yolunda<br />

önemli adımlar atan bir kulüp.<br />

Elbette yılların verdiği bazı alışkanlıklar<br />

var, bunlar da zamanla aşılacak<br />

olan kısımlar. Ama başkanımız elinden<br />

gelenin de fazlasını yapıyor; tüm kulüp<br />

çok özverili çalışıyor. Biz de destek<br />

vermeye çalışıyoruz payımıza düşen<br />

görevlerde.<br />

Kondisyonerlik ve antrenörlük<br />

yapmış biri olarak sportif anlamda<br />

nasıl değerlendiriyorsunuz<br />

kulübü?<br />

Herkesin de hemfikir olduğu gibi<br />

Sakaryaspor bu ligin çok üzerinde<br />

bir takım. Çok büyük değerlere<br />

sahibiz. Bence bu şehirde<br />

insanlar Sakaryaspor’lu olarak<br />

doğuyor; bu da başka bir<br />

takım tutmaya benzemiyor.<br />

Bu sebeple oyuncuların yalnızca kondisyon<br />

olarak değil, psikolojik olarak da<br />

terbiye olması çok önemli.<br />

5 yıl sonra Sakaryaspor’u nerede<br />

görüyorsunuz?<br />

Süper Lig’de görüyorum elbette.<br />

Sakaryaspor’un ne yönetimi ne de<br />

taraftarı alt liglerde yer almaya uygun<br />

değil.<br />

Tarsus maçını<br />

unutamıyorum. Son<br />

anda Zafer’in attığı kafa<br />

gölüyle maçın seyri<br />

çok değişmişti, çok<br />

heyecanlıydı.<br />

41


SAKARYASPOR<br />

KEÇİ<br />

YILMAZ<br />

42


RÖPORTAJ<br />

Sakaryaspor sevdası nasıl başladı diye<br />

başlayalım?<br />

Babalarımız maçlara giderken bizi de<br />

elimizden tutup götürürlerdi. Benim<br />

Sakaryaspor aşkımı da başlatan babamdır.<br />

Sonrasında tribünlere geçiş nasıl<br />

oldu?<br />

Benim çocukluğumda gittiğim maçlarda<br />

dağınık kalabalıklar vardı, belirli<br />

gruplar yoktu. Eski fanatikler açık<br />

tribünde toplanırdı. Benim gençlik<br />

zamanlarımda okuldakiler, mahalledekiler<br />

bir araya gelmeye başladı.<br />

Sonra hepimiz beraber bir tribünde<br />

toplandık. Fuat Abi vardı; isim yarışması<br />

yapmıştık bu gruba ne ad versek<br />

diye. O zamanlar Tatangalar’ı ‘K’ harfi<br />

ile yazardık. Kurtlarla Dans diye bir<br />

film vardı, onu seyretmiş arkadaşlar.<br />

Bize onların felsefesinden bahsettiler,<br />

biz de o ‘K’ harfini ‘G’ harfine çevirdik.<br />

Başka hatırladığın bir isim var mı o<br />

yarışmada oylanan?<br />

Aslında çok klişe isimler vardı. O<br />

yüzden çok hatırımda kalmadı. Biz<br />

daha özel bir şey arıyorduk, arkasında<br />

felsefesi olan bir isim olsun istiyorduk.<br />

Kızılderililerin kabile liderinden çıkan<br />

bir isim oldu bu.<br />

O zaman tahmin ediyor muydunuz bu<br />

kadar büyüyeceğinizi?<br />

Yani maçlara bakınca ediyorsun tabii<br />

ama o zamanlar imkanlar daha kısıtlı,<br />

ulaştığınız insan sayısı daha az. Çok<br />

düşünmüyorduk bu kadar büyüyeceğimizi,<br />

ama büyüdük.<br />

Tatangalar aslında bir taraftar grubu<br />

ama sanırım daha organik bir hareketi<br />

var?<br />

İsmi bulmamızın amacı, felsefesi<br />

buydu aslında. Yalnızca bir takım grubu<br />

olmayalım; toplumsal durumlarda<br />

da aksiyon alabilelim dedik. Zaten<br />

biliyorsunuz deprem süreci oldu, takım<br />

otobüsünün kaza geçirmesi oldu. Böyle<br />

olaylarla birlikte bizim perspektifimizde<br />

değişti. İsim büyüdükçe katmanlaşmalar<br />

da oldu. Organize halinde<br />

hareket eden bir grup var; sadece stat<br />

içinde değil toplumsal ya da sosyal<br />

alanlarda da organizasyonlarımız<br />

oluyor.<br />

Unutamadığınız çok garip bir olay oldu<br />

mu? Hiç unutamadığınız?<br />

Bunu kime sorsanız herkes Eskişehir<br />

deplasmanını anlatır sanırım. 1997<br />

yılında, taraftarlar derneği olarak ilk<br />

defa kurumsal olarak bir organizasyon<br />

yapmıştık. Tam bizim kurulma aşamamıza<br />

denk gelmişti. O zamanlar<br />

kolay bir şey değildi; insanları koordine<br />

etmek, otobüsleri ayarlamak, oraya<br />

gitmek. Finalde güzel geçti ve o zamanları<br />

ben dahi kimse unutamaz.<br />

Hayal kırıklıklarınız varmı?<br />

Hayal kırıklıkları çok maalesef.<br />

En kötüsü sanırım en son yaşadığımız<br />

düşüşümüzdür. Çok mücadele etmiştik,<br />

şehir olarak da çok mücadele ettik<br />

hatırlıyorum. Biz ikinci yarı 30 puan<br />

toplayıp tek golle averajla PTT Lig’den<br />

düştük. İyi mücadele etmiştik ama<br />

olmadı3. lige düştüğümüzden beride<br />

toparlanamadık, halen o maç geliyor<br />

aklımıza.<br />

Şu anki yönetimi nasıl değerlendiriyorsunuz<br />

siz Tatangalar olarak?<br />

İsmail Bey daha önce de yöneticilik<br />

yapmıştı, ama sanırım o zamanlar<br />

şartlar henüz olgunlaşmamıştı. Şimdi<br />

hem takıma yönelik hem de taraftara<br />

yönelik güzel atılımlar yapılıyor. Bunlar<br />

herkese umut veriyor. Hele taraftarlar<br />

şu an bir lig atlamayı bekliyor.<br />

Bunu doğrudan bir başarı göstergesi<br />

olarak almıyoruz ama Sakaryaspor’ un<br />

üzerindeki tozu atması için gerekli bir<br />

adım olduğunu düşünüyorum. Herkes<br />

kendi üzerine düşen görevi fazlasıyla<br />

yapmaya çalışıyor.<br />

Göztepe ile olan kardeşlik nasıl<br />

başladı, siz bir şey biliyor musunuz bu<br />

konuda?<br />

Eskilere dayanıyor tabii. Karşıyaka<br />

maçına gelmişlerdi onlar. Sonra buraya<br />

geldiler ikinci yarıda. Biz de onları karşıladık,<br />

tribüne aldık, beraber yemek<br />

yedik. Yollarımız birbirimize düştükçe<br />

mutlaka destek verdik birbirimize.<br />

Onlar da çok büyük bir camia; eminim<br />

arada bazı pürüzler olmuştur ama<br />

böyle durumlar olabiliyor.<br />

Size Keçi denmesinin bir sebebi var<br />

mı, özel bir anlamı?<br />

Bence özel bir anlamı yok. Biraz inatçı<br />

oluşum biraz sakallarımın etkisi. Tribünde<br />

herkesin bir lakabı vardır, benim<br />

de Keçi oldu.<br />

Bu son zamanlarda Siyahıma Yeşil<br />

Ol??? kampanyası nasıl başladı, şu<br />

anda bütün Tatangalar bir bebek için<br />

bir araya geldiler?<br />

Bizim tribüne gelen bir arkadaşın<br />

fikriydi. Bizim amacımız ön plana çıkarmaktı<br />

bu olayı. Bireysel gönüllükle<br />

böyle durumlarda istikrar yakalamak<br />

zor olabiliyor eğer böyle büyük bir kamuoyu<br />

oluşturmazsanız. Tatangaların<br />

isminin gücüyle de biraz yayılmış oldu,<br />

hayırlı bir iş olduğu için herkes de destek<br />

verdi. Sadece sosyal medyada olan<br />

bir durum değil; çeşitli illerden bir sürü<br />

insan geldi, Pazar günlerini ayırdılar,<br />

çalışıyorlar.<br />

43


SAKARYASPOR<br />

AMİGO ERSİN<br />

44


RÖPORTAJ<br />

Ersin abi en baştan başlarsan nerden<br />

geliyor bu sakaryaspor sevdası?<br />

Anlatır mısın bize?<br />

Sakaryaspor sevdası anlatılmaz.<br />

Yaşamak lazım. 1954’te doğdum ben.<br />

1965 de Sakaryaspor’un kuruluşu.<br />

Ben 53 ile 65 arasında mücadele verdim.<br />

Sabahları su akşamları gazete<br />

satıyordum. Boyacılık da yapıyordum.<br />

Boyacılık yaptığım iş hanının karşısında<br />

kupon mağazası vardı. Sakaryasporumuzun<br />

ilk başkanı Ethem Boran<br />

allah rahmet eylesin oradaydı ben giderdim<br />

onun ayakkabılarını boyardım.<br />

Sonra Sakaryaspor’un maçları bizde<br />

yaşamımızda çok önemli yerler aldı.<br />

Hayatımızın içine girdi. Bu sevgi insan<br />

yeni dünyaya gelmiş çocuğunu sever<br />

gibi bi sevgi. İnanır mısınız benim için<br />

yeri geldi çocuklarımın bile önüne<br />

geçti bu. Sebebine gelince, cezalı bir<br />

maçımız vardı Bursa’da Fenerbahçe<br />

ile oynuyorduk. 3-1 yenildik orda. Ben<br />

doğumevindeydim. Eşim kapıda sedyede.<br />

Bursa’ya deplasmana gidecek<br />

taraftarlar da otobüslerle arabalarla<br />

kornalara basarak gelmeye başladılar.<br />

Hiç unutmuyorum başhekim Aydın<br />

Sarı “Ersin” dedi “Lütfen bu arkadaşlar<br />

kornalara basmasın içerde hastalar<br />

var.” Ben yöneldim. “Sen gelmezsen<br />

abi biz maça gitmeyiz.” Dediler.<br />

Ben bu şehri seven taraftar gruplarının<br />

bana sevgisini bu anla unutamam.<br />

O 302 otobüsün merdivenine ayağımı<br />

attım ve eşime baktım eşim çaresiz<br />

sedyenin üstünde yatıyordu. Eşimi<br />

doğumevinde bıraktım. Ben taraftarla<br />

maça gittim. Ben Bursa’da taraftarın<br />

başındayken eşim doğum yaptı. Yani<br />

bu sevgi anlatılmaz. Sakaryaspor<br />

sevgisi bu sokakları bu caddeleri<br />

bu mahalleleri bırakamaz. Taştan<br />

destekler yapıp stad’a kaçak girmeye<br />

çalışan çocukları nasıl unuturuz?<br />

Turgay Özbalkan vardı. Gazeteci, aynı<br />

zamanda muhabirdi. Bir de Ömer Abi<br />

var YeniGün’de. Onlarla beraber biz<br />

bundan 35-40 sene önce stada girmek<br />

için tünel yapardık. Toprağı ellerimizle<br />

eşeleyerek tünelden girerdik.<br />

Topçuların ayaklarını görürdük çıktığımızda.<br />

O zamanlar tribünler tahtaydı.<br />

Şimdi nereden nereye geldik? Yine<br />

aynı sevda devam.<br />

Türkiye’de amigo hiç kalmadı artık<br />

tribün liderleri var. Hepsi de birbirinden<br />

cevher. Ben çok tribün gördüm<br />

Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray<br />

ama takımına bu kadar sahip çıkan,<br />

iyi gününde kötü gününde başka bir<br />

taraftar görmedim.<br />

Ersin Abi, Mevcut Yönetim hakkında<br />

ne düşünüyorsun?<br />

Çok başkanlar geçti. Ben 16-17 tane<br />

başkan hatırlıyorum. Mevcut yönetim<br />

Sakaryaspor tarihinde İsmail Gürses<br />

ve yönetim kurulu üyeleri hep ilkleri<br />

yaşattılar. Bir önceki dönem transferin<br />

önünün açılmasında büyük emek<br />

verdiler topçuların peşine gidip kilometrelerce.<br />

Şimdiki ikinci dönemde<br />

Türkiye’de ilk defa 3 ligteki bir takımın<br />

maçları televizyondan yayınlandı.<br />

Sakaryaspor taraftarı toplu olarak<br />

uçakla deplasmana gitti.<br />

Bu arada Zeki Toçoğlu için ayrıca konuşmak<br />

istiyorum. Bu memlektte bir<br />

Zeki Toçoğlu gerçeği var. Her yerde<br />

o var şehrin en ucra köşesinde Zeki<br />

Toçoğlu var. Herkesle kucaklaşıyor.<br />

Yüreği de Sakaryaspor sevgisi ile dolu<br />

Antalya Kampında Zeki Toçoğlu var.<br />

Unutamadığın bir deplasman hatırası?<br />

Çok fazla var. Denizli var Rize var.<br />

İzmir deplasmanları var. Tuncer Tepe<br />

efsane başkanımız başkandı. Sandıklı<br />

maçından dönüyorduk. Dönerken<br />

çocukların ceplerinde para yok. Zaten<br />

giderken bir çorbayı beş kişi paylaşmışlar.<br />

Başkanım dedim taraftarımızın<br />

çorba içecek parası yok. Döndü<br />

bana çocuklara söyleyin gelsinler<br />

hepsi ne yiyolarsa yesinler dedi. O anı<br />

unutamam.<br />

Yeni yönetimin yeni anlayışını vizyonunu<br />

DirilişYılı’nı nasıl değerlendirirsiniz?<br />

Bu yönetim çok büyük fedakarlıklar<br />

yaptı ve her biri çok değerli olan insanlardan<br />

oluşuyor. Ve zamanında bu<br />

takımı şampiyon yapmış bir yönetim.<br />

Yönetim’in içinde Halit Evin gibi bir<br />

usta da var. Erkan Pizrenli var. Orhan<br />

Şeşen var. Yani saymakla bitmez<br />

tüm yönetim kurulu üyeleri ayrı ayrı<br />

çok ama çok değerli , deneyimli ve<br />

Sakaryaspor sevdalısı insanlar. Ve<br />

bir gerçek var İsmail Gürses gerçeği<br />

var. Bu takım şampiyonluğa oynuyorsa<br />

Zeki başkan ile İsmail Gürses’in<br />

emekleri inanılmaz. Veçok kaliteli bir<br />

kadro kuruldu. Bu takım bu sene bir<br />

üst lige çıkacak.<br />

Son olarak eklemek istedikleriniz?<br />

Bu şehrin iş adamlarına sanayicilerine<br />

bu şehrin bir çocuğu olarak,<br />

Amigo Ersin olarak çağrıda bulunmak<br />

istiyorum. Lütfen bu takımın yanında<br />

olsunlar. Bir de taraftarlarımızı<br />

sağduyuya davet etmek istiyorum.<br />

Kulübümüze ceza ödetmeyelim.<br />

Lütfen herkes birbirine sahip çıksın<br />

bu memelekette başka Sakaryaspor<br />

yok! Bu memlekette tek sakaryaspor<br />

var. Ve bu takımı seven destekleyen<br />

büyükşehir belediye başkanımız Zeki<br />

Toçoğlu var.<br />

45


SAKARYASPOR<br />

Sakarya’da düğün<br />

ve organizasyonlar<br />

Sen Otel konforunda<br />

gerçekleşiyor<br />

Yemekli & yemeksiz davet, toplantı<br />

ve organizasyon arayışınızda<br />

tüm ekibimizle yanındayız.<br />

www.senotel.com<br />

0264 666 25 25<br />

senotel<br />

senotel<br />

senotel<br />

46


47


SAKARYASPOR<br />

ADNAN<br />

ȘEKER<br />

48


RÖPORTAJ<br />

Bana Adnan<br />

Abi derlerdi.<br />

Antrenmanlara<br />

giderdim, onlarla<br />

vakit geçirirdim<br />

sıkça. Dışarıdaki<br />

maçlara da gittik<br />

beraber. Hepsi<br />

benim evlatlarım<br />

gibiydi, mutlu<br />

olurduk birbirimizi<br />

gördükçe.<br />

Sakaryaspor’u asla<br />

unutamam.<br />

Hala da takip<br />

ederim, yalnızca<br />

ben değil tüm ailem<br />

de takip eder.<br />

Adnan Bey, kulübe girişiniz üzerinden<br />

ne kadar zaman geçti?<br />

Sakaryaspor’un kurucularından biriyim<br />

ben. 1965 yılında kulübe kurduğumuzdan<br />

beri buradayım. 1986’dan itibaren<br />

de aktif olarak görev aldım. Sonrasında<br />

bıraktım ama bir türlü buradan kopamadım.<br />

Görevli değilken bile kulübe<br />

girip çıkmışlığım çok oldu.<br />

Siz bir şekilde hem Sakaryaspor’un<br />

hem de futbolcuların tarihine şahit<br />

oldunuz…<br />

Tabii ki. Kulüpten gelen geçen tüm<br />

oyuncuların ilk başlangıç zamanlarını<br />

biliyorum, hatırlıyorum. Bana Adnan<br />

Abi derlerdi. Antrenmanlara giderdim,<br />

onlarla vakit geçirirdim sıkça. Dışarıdaki<br />

maçlara da gittik beraber. Hepsi<br />

benim evlatlarım gibiydi, mutlu olurduk<br />

birbirimizi gördükçe. Sakaryaspor’u<br />

asla unutamam. Hala da takip ederim,<br />

yalnızca ben değil tüm ailem de takip<br />

eder. Birlikte çok uzun bir yol yürüdük<br />

bu kulüple. Macaristan’a, Almanya’ya<br />

maçlara gittik beraber. Avrupa’da<br />

futbol oynamak büyük bir şerefti, bu<br />

şerefe ortak olmak da büyük bir şeref<br />

benim için.<br />

En unutamadığınız bir maç var mı?<br />

Yıllarca bir sürü anı biriktirdim, çok<br />

fazla da unutamadığım maç var ve<br />

fakat Eskişehir’de oynadığımız final<br />

maçını asla unutamıyorum. Yerimde<br />

duramamıştım; saha içinde bir oraya<br />

bir buraya yürüyordum. Tribüne gönderdiler<br />

beni, orada otururken halimi<br />

bir düşünün.<br />

Peki kötü bir anınız oldu mu?<br />

Eminim olmuştur ama o kadar iyi anım<br />

var ki, onlar arasında kötüleri hatırlamıyorum<br />

hiç.<br />

Mevcut yönetimi nasıl buluyorsunuz?<br />

İsmail Bey çok değerli bir başkan,<br />

eskiden beri tanırım. Onunla birlikte<br />

takım çok daha iyi hale geldi, geliyor<br />

da. SakaryaSpor’a gönül vermiş kişiler<br />

var, çok çalışıyorlar ve emek veriyorlar.<br />

Mali durumlardan dolayı bazı sıkıntılar<br />

yaşanmıştı geçmiş dönemde, yavaş<br />

yavaş düzelmeye başladık. İyi bir hava<br />

yakaladık, daha da iyi olacağını düşünüyorum.<br />

Sizi bütün maçlarda görüyoruz, hiç<br />

kaçırmıyorsunuz sanırım?<br />

Asla kaçırmam. Tüm maçlara gitmeye<br />

çalışıyorum ama yaşımdan dolayı dışarıdaki<br />

maçlara gitmem biraz zor oluyor<br />

ama iç saha maçlarını asla kaçırmıyorum.<br />

Hala ilk zamanlardaki gibi heyecanlanıyorum<br />

maçlarda. Bastonumla<br />

beraber ayağa kalkıyorum gol olunca.<br />

Hem basın hem takım çok ilgileniyor<br />

benimle sağ olsunlar. SakaryaSpor<br />

sayesinde bu kadar saygıya layık olmak<br />

çok mutlu ediyor beni.<br />

Müdür olarak çıktığınız ilk maçı hatırlıyor<br />

musunuz?<br />

Sanırım 1986 yılıydı. O zaman takım<br />

1. Lig’teydi. Valilerin elinden kupalar<br />

almıştık.<br />

Eski futbolcularla görüştüğünüz oluyor<br />

mu?<br />

Buralarda olanlarla görüşüyoruz tabii.<br />

Ama bazıları şehir değiştirmiş oluyor,<br />

bazılarıyla denk gelemeyebiliyoruz.<br />

Kulübün kuruluşuna geri dönmek istiyorum;<br />

SakaryaSpor nasıl kuruldu?<br />

Gençlerbirliği, Ada Gençlik, İdmanyurdu<br />

ve Güneşlik yöneticileri bir araya<br />

geldiler ve karar aldılar takımı kurmaya.<br />

Sonrasında profesyonel liglere<br />

girişler için federasyona başvuruda<br />

bulunduk, onlar da kabul ettiler. Doğrudan<br />

1. Lig’e aldılar, o zamanlar çok<br />

kulüp yoktu. Sakarya da büyük bir şehir<br />

olduğundan hemen kabul ettiler.<br />

Siz maçlarda nerelerde oluyordunuz<br />

genelde?<br />

Stadın içine girerdim çoğu zaman. Kulüp<br />

müdürü olarak beni tanıdıklarından<br />

dolayı daha rahat dolaşmama müsamaha<br />

gösterilirdi. Bazen tribünde, bazen<br />

başkanın yanında otururdum. Ama<br />

yerimde duramadığımdan mutlaka stat<br />

içine girerdim.<br />

49


SAKARYASPOR<br />

RÖPORTAJ<br />

Tatangalar<br />

ise en büyük<br />

itici gücümüz.<br />

Onlar karda,<br />

kışta, iç sahada,<br />

deplasmanda<br />

takımı hiç yalnız<br />

bırakmayan bence<br />

Türkiye’nin en<br />

büyük taraftar<br />

gruplarından bir<br />

tanesi<br />

ERAY<br />

SAKALLIOĞLU<br />

Sizi tanıyabilir miyiz?<br />

1992, Adapazarı doğumluyum.<br />

1999 depreminden sonra eğitimim<br />

için İstanbul’a taşındık. İlk ve orta<br />

öğretimimi İstanbul’da tamamladıktan<br />

sonra Adapazarı’na döndüm. Sakarya<br />

Üniversitesi işletme bölümüne devam<br />

ettim. Mezun olduktan sonra aile<br />

şirketlerimizden olan Lucas Elektrik<br />

A.Ş.’nin Türkiye Distribütörlüğünü<br />

yapan ME-SA Otomotiv’de çalışmaya<br />

başladım. Halen firmada İş Geliştirme<br />

Müdürü olarak görevime devam<br />

etmekteyim.<br />

Sakaryaspor hakkındaki düşünceleriniz<br />

nelerdir?<br />

Sakaryaspor büyük bir marka, bizim<br />

içinse babadan oğula geçen bir sevdadır.<br />

İstanbul da bulunduğum süre<br />

içerisinde de şehre uzak olmama<br />

rağmen maçları hep takip ederdim.<br />

Babam Ertuğ Sakallıoğlu, Aydın<br />

Zengin ve Tuncer Tepe yönetimlerinde<br />

de kulübümüze emek vermiş, çeşitli<br />

görevlerde yönetimde yer almış birisi.<br />

Sakaryaspor benim hep en iyi yerlerde<br />

görmek istediğim bir değer.<br />

İlk gittiğiniz Sakaryaspor maçını hatırlıyor<br />

musunuz?<br />

Çok net hatırlamıyorum ama sanırım<br />

1999 yılıydı Fenerbahçe’yi yenmiştik.<br />

Nikolovski diye bir futbolcumuz vardı<br />

onu hatırlıyorum.<br />

Sizce sporun geliştirilesi için neler<br />

yapılmalıdır?<br />

Öncelikle gençlerimize spor<br />

kültürünün çok küçük yaşlardan<br />

itibaren doğru bir şekilde verilmesi<br />

gerekir. Bununla birlikte spor<br />

tesislerinin sayıları arttırılarak<br />

çocuklarımızın sporla daha iççice<br />

büyümesi amaçlanmalıdır. Bunların<br />

yanı sıra gençlerimizi spora teşvik<br />

edici organizasyonlar çok önemli.<br />

Sakaryaspor’ u 3 kelime ile anlatmanızı<br />

istesek?<br />

Mücadele , Tatangalar, ve Hırs. Kulüp<br />

kültüründe mücadele ve hırsın olduğunu<br />

düşünüyorum. Geçen yıllarda iyi<br />

günlerimiz olduğu gibi kötü günlerimizde<br />

oldu, felaketler yaşadık. Ama<br />

asla kazanma hırsından ve mücadele<br />

etmekten vazgeçmedik. Tatangalar<br />

ise en büyük itici gücümüz. Onlar<br />

karda, kışta, iç sahada, deplasmanda<br />

takımı hiç yalnız bırakmayan bence<br />

Türkiye’nin en büyük taraftar gruplarından<br />

bir tanesi.<br />

50


51


SAKARYASPOR<br />

RÖPORTAJ<br />

ERGÜN TAPȘIN<br />

Namıdiğer ABHAZ ERGÜN…<br />

Kısa bir futbol kariyeri, uzun bir başarı<br />

hikayesi...<br />

Eski İstanbul Belediye Meclis Üyesi ve<br />

İstanbul barosu üyesi Avukat Ergün<br />

Tapşın ile geçmişe yolculuk yaptık…<br />

Sakarya da doğmuş ve bir dönem<br />

futbol oynamış biri olarak sizi biraz<br />

tanımak isteriz<br />

İlkin eski bir Sakaryalı futbolcu olarak<br />

hatırlanmaktan tabii ki çok memnun<br />

oldum. Bu vefalı değerbilir yaklaşımınız<br />

içinde çok teşekkür ediyorum.<br />

Sanırım kısa bir özgeçmişimden söz<br />

açmam gerekecek. Zira yakınlarım<br />

dışında 50 yaş altı Sakaryalı futbol<br />

severler beni tanımaz. Hendek Aktefek<br />

köyünde 1937 de doğdum ve ilk öğretimimi<br />

Soğuksu köyünde tamamlayıp<br />

1951 Eylül ünde Arifiye Köy Enstütüsüne<br />

girdim. Köy Enstütüsünden<br />

sonra eski İçişleri Bakanı Hasan Fehmi<br />

Güneş ile birlikte Sakarya lisesini<br />

hariçten bitirip İstanbul Hukuk fakültesine<br />

girdim ve halen İstanbul barosu<br />

üyesi olarak mesleki kariyerimi avukat<br />

olarak sürdürmekteyim.<br />

Futbol kariyeriniz ve hatıralarınızdan<br />

kısaca bahsedermisiniz?<br />

Futbol hayatım 1956 da Sakarya Şekerspor’<br />

da başladı, aynı yıl gol kralı<br />

olup ertesi yıl Yıldırımspor’a transfer<br />

oldum. 1959-1960 yıllarında da Yıldırımspor<br />

olarak o dönemde çok önemli<br />

olan ve tüm Türkiye vilayet şampiyonlarının<br />

katıldığı Türkiye amatör futbol<br />

şampiyonu olduk ve Sakaryamız bizi<br />

gümrük önünde karşılayıp görkemli ve<br />

coşkulu bir şekilde bağrına basmıştı.<br />

Unutulmaz bir hatıramdır.<br />

Sizin birde genç milli takım seçmelerine<br />

Sakarya karması santroforu olarak<br />

da bir geçmişiniz var?<br />

Evet Bursa Atatürk Statındaki İstanbul<br />

karmasına karşı oynadığımız maçta<br />

daha sonra Fenerbahçe ve Milli takım<br />

kaleciside olan Özcan Arkoç’ a kafa ile<br />

attığım bir golüm olmuştu.<br />

Ailenizin Beşiktaş kulubü ile sıkı ilişkileri<br />

olduğunuda biliyoruz?<br />

Evet Beşiktaş kulübüne 1976 senesinde<br />

üye oldum. 1984 yılında merhume<br />

annemin kuzeni olan merhum Süleyman<br />

Seba’ nın kulüp başkanılığına<br />

seçildiği yıl rahmetlinin istediği ile<br />

kongre başkanlığı yapmıştım. O yıl<br />

itibari ile kendisinin görev süresince<br />

hukuk danışmanlığını yaptım.<br />

Siz Sakaryaspor’ da oynamadınız<br />

galiba?<br />

Oynamadım çünkü kısa bir futbol<br />

hayatım oldu. 1959’da Hukuk fakültesine<br />

girdikten sonra Yıldırımspor olarak<br />

Türkiye şampiyonu olunca futbola nokta<br />

koymak zorunda kaldım ve üniversiteyi<br />

bitirmeye ağırlık verdim.<br />

Peki Sakaryaspor için bir çalışmanız<br />

oldumu?<br />

Kuzenim Atilla Tapşın’ ın da kurucularından<br />

olduğu Sakaryaspor’ a ne<br />

yazıkki mesleki çalışmalarım nedeniyle<br />

fazlaca bir yardımım olamadı. Yalnızca<br />

uzun yıllar öncesi Maksim’ de ve Etap<br />

Marmara otelde yapılan Sakaryaspor<br />

yardım gecelerinde tertip komitesinde<br />

yer aldım. Diğer arkadaşlarım ile<br />

birlikte Aykut, Oğuz ve Tayfur ile irtibat<br />

kurarak desteklerini aldım, galiba<br />

önemlice bir finansal katkı sağladığımızı<br />

düşünüyorum.<br />

Son olarak 50+1 diriliş yılı ve<br />

Sakaryaspor hakkında ki düşüncelerinizi<br />

alabilirmiyiz?<br />

Tabi bir Sakaryalı olarak mevcut durumdan<br />

çok üzüntü duyuyorum. Yıllar<br />

sonra yeni yönetimin yeniden ciddi bir<br />

atağa kalkarak üst sıralara geçmek<br />

için büyük bir çaba içinde var güçleri ile<br />

çalışmaya koyulduklarını da memnuniyetle<br />

duyuyorum. Kuşkusuz kulübün<br />

bugün eski görkemli günlerinde uzakta<br />

olmasının da çok çeşitli ekonomik ve<br />

sosyal nedenleri var. Çağdaş yaşam<br />

şartlarının da ileteşim ve ulaşımında<br />

etkisi ile çok değiştiğini unutmamak<br />

gerekir.<br />

Sakarya eski tarıma dayalı sosyo<br />

kültürel bir yapıdan bugün sanayi<br />

odaklı gelişmiş bir metropol haline<br />

gelmiştir. Şehirciliğin gelişmesi ile<br />

Sakarya, Kocaeli ile birlikte İstanbul ile<br />

özdeş haline gelmiştir. Eskiye oranla<br />

hemşehrilik duygularının azaldığını da<br />

görüyoruz. Bu nedenle kulübe katkı<br />

verme çeşitleri çok değişti. Sadece<br />

Sakarya orjinli önemli sanayici ve iş<br />

adamlarının İstanbul’ da olduğunu<br />

biliyoruz ve bunlarla temasa yoğun bir<br />

şekilde geçmenin finansal yardımları<br />

için dikkate alınması gerekir diye düşünüyorum.<br />

Özellikle İstanbul da ve hatta<br />

Ankara da bile Sakaryaspor geceleri<br />

tertip edilmesininde yararlı olduğuna<br />

inanıyorum.<br />

Sakaryasporumuzun öncelikle yönetimimizin,<br />

belediyemizin, sivil toplum<br />

kuruluşlarımızın ve fedakar taraftarlarımızın<br />

da destek ve çabaları ile<br />

şimdikinden mutlaka daha üst sıralar<br />

tırmanacağına yürekten inanıyorum,<br />

Bu duygularla üstün başarı dileklerimle<br />

yolları açık olsun diliyorum.<br />

52


GÜNDEM<br />

<br />

S A K A R Y A R E F E R A N S L A R<br />

RAMADA OTEL SAKARYA I SAPANCA SGM<br />

I SAKARYA AKYAZI<br />

SGM I I MONO<br />

CAFE & RESTAURANT TMO I HENDEK<br />

ATATÜRK PARKI I <br />

I SOPRANO CAFE<br />

T www.tibetmimarlik.com<br />

53


SAKARYASPOR<br />

RÖPORTAJ<br />

YARDIMCI ANTRENÖRÜMÜZ<br />

EYÜP TAȘ<br />

Hocam eskilerden başlayacak olursak.<br />

Futbolla ilk tanışmanız?<br />

1972-73 Galatasaray ile başladım. O<br />

zamanlar takımların 5-6 farklı altyapı<br />

takımı yoktu. 2-3 tane vardı.<br />

O zamanlar benim oynadığımın adı<br />

Junior-Genç takım olarak geçiyordu.<br />

Orada başladım. Daha sonra<br />

Galatasaray ile devam ettim 9 sene<br />

orda kaldım 78 senesinde yine<br />

Galatasaray’da profesyonel oldum. 79-<br />

80’de Galatasaray’da oynadım. 80-82<br />

de Kayseri’deydim. Sonrasında da 5<br />

sene Gençlerbirliği, 6 sene Adanaspor<br />

şeklinde devam etti. 16-17 senelik<br />

profesyonel futbolculuk hayatım var.<br />

Bunun 12 senesi Süper Lig 5 senesi 1.<br />

Lig. Sonrası da antrenörlük ile devam<br />

ediyor<br />

Osman Hocayla yollarınız nasıl kesişti?<br />

1980’de Osman Hoca da Galatasaray’daydı.<br />

Ben genç takımdan çıkmıştım.<br />

Osman hoca da Sakarya’dan<br />

gelmişti. O günden beri devam eden<br />

bir arkadaşlığımız var. 9-10 sene de<br />

birlikte aynı takımlarda oynadık. Arkadaşlığımız<br />

zaten devam ediyordu hiç<br />

kopmamıştık. Antrenörlük hayatımız<br />

da birlikte devam etti.<br />

Antrenörlük hayatına da Osman Hoca<br />

ile birlikte mi başladınız?<br />

Birlikte başlamadık. Sonrasında bir<br />

araya geldik antrenörlük anlamında<br />

ama Osman Hoca ile arkadaşlığımız<br />

yaklaşık 37-40 senelik. 11 senedir de<br />

birlikte takım çalıştırıyoruz. Kardeş<br />

gibiyizdir.<br />

Sakaryaspor’dan gelen teklif nasıl<br />

oldu?<br />

Biz bu sene İnegölspor’da çalışıyorduk.<br />

Ordan ayrıldıktan sonra yaklaşık 1 ay<br />

boş kaldık. Sakaryaspor teklifiyle ilgili<br />

başlangıcında bilgim yoktu açıkçası.<br />

Bir akşam Otel’de yemek yiyorduk<br />

Ankara’da. Osman Hoca beni aradı.<br />

“Ekibe haber ver. Yarın sabah hemen<br />

arabaya atlayın, Adapazarı’na gelin.”<br />

Dedi. Biz de hemen atladık ve geldik.<br />

Müthiş bir hava yakalanmış durumda<br />

takımda takımın genel durumunu nasıl<br />

değerlendiriyorsunuz? Ne değişti<br />

de bir anda takımdaki hava değişti<br />

sizce?<br />

Takımımız 1. Oyuncudan 26. Oyuncuya<br />

kadar hepsinin ayrı ayrı özellikleri var.<br />

Hepsi de çok iyi arkadaşlar. Güzel bir<br />

arkadaşlığımız var bir kere. Biz onlarla<br />

ağabey-kardeş, baba-oğul gibi arkadaş<br />

gibiyiz. Bu bir hava işi diğer arkadaşlar<br />

bize çok güzel bir takım bırakmışlar.<br />

Elimizden geleni yapıyoruz. Burada<br />

en büyük pay tabii ki oyuncularındır.<br />

Cidden özverili oynuyorlar. Biz şampiyonluğu<br />

istiyoruz. Futbol’da her şey var<br />

şimdi her şeyin iyi gidiyor olması hiç<br />

önemli değil inşallah sonu iyi olsun.<br />

Sonu iyi bitsin.<br />

Sonunu nasıl görüyorsunuz?<br />

Takımımıza güveniyoruz. Bu yola baş<br />

koyduk. İnşallah bu ligden çıkacağız.<br />

Uzunca bir kariyeri konuşuyoruz. En<br />

unutamadığınız maç ya da an?<br />

Çok fazla var. Yaklaşık 45 senedir ben<br />

bu işin içerisindeyim. Bunun 17 senesi<br />

futbolculuk gerisi antrenörlük. Unutamadığım<br />

çok an var. Hiç unutamadığım<br />

anlardan biri Hacettepe takımıyla olan<br />

şampiyonluğumuz. Altyapı’dan gelip<br />

süper lig’e kadar 3-4 kere şampiyon<br />

olarak gelen bir ekiple çalıştık o<br />

kadroyu hiç unutamam. Sonrasında<br />

aynı ekip hiç kadroyu bozmadan süper<br />

lig’de 2 sene de mücadele etmek,<br />

kupada çeyrek final oynamak. Bu Hacettepe<br />

hikayesini unutamam.<br />

54


ARAŞTIRMA<br />

55


SAKARYASPOR<br />

FUAT BİRGEN<br />

Sakaryalı İş adamı Fuat Birgen ile ticari<br />

faaliyetleri ve Sakaryaspor hakkında sohbet<br />

ettik...<br />

Sizi ve firmanızı biraz tanıyabilirmiyiz?<br />

Birgen İnşaat rahmetli babamız Nejdet<br />

Birgen tarafından 1989 yılında kurulmuştur.<br />

27 senedir İstanbul Bağdat<br />

caddesi civarinda kat karşılığı işler<br />

yapıyoruz. Kendim Boğaziçi Üniversitesi<br />

İnşaat Mühendisliği mezunuyum,<br />

profesyonellikten gelen biriyim.<br />

Okuduğu bölümü mesleki kariyerinde<br />

devam ettiren şanslı insanlardanım,<br />

Bağdat caddesi özellikli ve katma<br />

değeri fazla olan bir inşaat potansiyeline<br />

sahip. Ben uzmanlık kelimesini çok<br />

kullanmak istemiyorum ama Bağdat<br />

caddesi ve çevresi artık uzmanlaştığımız<br />

ve tecrübe sahibi olduğumuz bir<br />

lokasyon oldu. Buradaki gereksinimleri<br />

oldukça iyi biliyor ve yaptığımız her<br />

iş bize referans oluyor. Bugüne kadar<br />

100’ ün üzerinde yaptığımız bina var.<br />

Belki 30 seneye vurduğunuz zaman<br />

az bir rakam gibi gözükebilir ama bulunduğumuz<br />

bölgenin koşullarını ele<br />

aldığınız zaman oldukça fazla olduğunu<br />

söyleyebilirim.<br />

Görgüsüzlük olmasın diye fazla söylemek<br />

istemiyorum ama Ben Adapazarlı<br />

bir iş adamı olarak son üç dört<br />

senedir Türkiye vergi rokertmenleri<br />

içerisinde ilk 100 de olan biriyim. Normalde<br />

5000 içinde bile bulunmamam<br />

gerekirken insanların vergi ödemekten<br />

kaçınmalarından dolayı ben buralardayım<br />

ve bununlada gurur duyuyorum.<br />

Belki birlerinin vergi ödemesine<br />

vesile olurum diye bundan bahsetmek<br />

istedim.<br />

Sakarya için düşündüğünüz bir ticari<br />

faaliyet varmı?<br />

Sakarya’da ticari bir faaliyet içerisinde<br />

bulunmaktansa, şehrime hizmet<br />

etmek isterim ve ileride bunula alakalı<br />

bir çalışmam olacaktır.<br />

İstanbul’ da yaşıyor ve burada çalışıyorsunuz,<br />

peki son zamanlarda<br />

Sakaryaspor’u takip etme şansınız<br />

oldumu?<br />

Evvela Sakaryaspor denince içim<br />

cız ediyor, Ben çocukken, rahmetli<br />

Sıtkı abimlerin sınıf arkadaşı İbrahim<br />

Beyzade abimizin giitği tüm maçlara,<br />

deplasmanlara çanta gibi yanında taşıdıkları<br />

bir Sakaryaspor taraftarıyım.<br />

Sakaryaspor’ un en güzel günlerini<br />

doyasıya yaşadık . Türkiye Şampiyonlukları<br />

Ankara’da Galatasaray ile<br />

oynanan Cumhurbaşkanlığı kupası<br />

hepsi hafızamda. Maalesef şuan içine<br />

bulunduğu durum beni çok üzüyor bir<br />

futbol fabrikası misali işleyen ve bugün<br />

3. Ligde olmasına rağmen Fenerbahçe‘<br />

nin 500 kişi ile kupa maçı oynadığı<br />

gün 10000 – 15000 kişi ile maç oynayan<br />

bir takımdan bahsediyorsunuz. Şehri<br />

ile taraftarı ile her anlamda futbolun<br />

içinde olan bir takımın buralarda<br />

olması beni gerçekten çok üzüyor. Bu<br />

durumu yönetmek veya düzeltmek<br />

sadece yönetici arkadaşların paraları<br />

ile değil daha sistematik ve istikrarlı<br />

bir hale gelmesi gerek. Bunu anlatmak<br />

uzun sürer ama bunu uygulayan bir<br />

kulübü sistem olarak incelemek gerek.<br />

Adapazarına gönül vermiş herkes bu<br />

işe el atacak mesela Sakaryanın yetiştirdiği<br />

çok önemli futbolcu arakadaşlar<br />

var bu arkadaşlar kulüp tarafından<br />

yetkilendirilebilinir. Yani dışarıdan gelen<br />

değil bu şehrin evlatları bu takımın<br />

ana öğesini oluşturacak.<br />

Bu bir sevda, bu bir ruh. O ruhu geri<br />

getirmek lazım.<br />

Ben Sakaryaspor’ un , Trabzonspor’ a ,<br />

Eskişehirspor’ a son maçta şampiyonluğu<br />

kaçırdığı maçları hatırlarım. Hatta<br />

Eskişehir maçının son saniyelerinde<br />

yapılan bir hata ile maçı verdik, Bugün<br />

56


RÖPORTAJ<br />

Sakarya’da ticari bir<br />

faaliyet içerisinde<br />

bulunmaktansa, şehrime<br />

hizmet etmek isterim ve<br />

ileride bununla alakalı bir<br />

çalışmam olacaktır.<br />

divanda olan abilerimiz hatırlarlar o<br />

zamanki hocamız Fikret Aldinç maç<br />

bitimi Sarı İhsanı sahanın etrafında<br />

terlik ile kovaladığını anlatırlardı. Ozaman<br />

ilişkiler bu şeklide samimiydi.<br />

Bugün hepimizin yakından tanıdığı<br />

Oğuz, Aykut gibi isimlerin bulunduğu<br />

ortamlar oluşturulmalı ve onlardan<br />

öneriler alınması lazım.<br />

Bu işin ekonomik taraflarıda var tabii,<br />

sadece burada iş yapan insanların<br />

destek olması para toplaması ile<br />

olacak işler değil bunlar, taşıma su ile<br />

olmaz. Bugün futbol çok büyük bir endüstri<br />

haline geldi ve 3. Ligde bile çok<br />

yüksek rakamlar ödenmekte. Eskiden<br />

işyerinde otururken gelirdi yöneticiler<br />

kulübe para lazım artık bu devirler<br />

mazide kaldı. Belediye desteğide bir<br />

yere kadar.<br />

50 + 1 diriliş yılı için neler düşünüyorsunuz<br />

?<br />

Evet maalesef Tuncay kardeşim talihsiz<br />

bir başlangıç yaptı ilk yarı 17 puan<br />

kaybettik ama 2. Yarı yeni hocamız ile<br />

beraber iyi bir çıkış yakaladık, liderlik<br />

olmadı ama inanıyorum playoff ile<br />

birlikte bu ligden çıkacağız. Bu sadece<br />

futbolcu başarısı değil yönetiminde bir<br />

başarısıdır. Bugün <strong>Dergi54</strong> olsun Dükkan54<br />

olsun çok başarılı işlere imza<br />

atılıyor. Bu çalışmaların meyvesinin<br />

alınacağıa inanıyorum.<br />

Biliyorsunuz yeni statyum geliyor,<br />

önümizdeki sene maçlarımızı burada<br />

oynayacağız<br />

Tesisleşme her anlamda önemli bugün<br />

bakıyorsunuz Türkiye’nin dört bir yerinde<br />

önemli statyumlar yapıldı, Ama<br />

ne yazıkki büyük takımların gittiği<br />

maçlarda bile özellikle Anadolu kulüpleri<br />

tribünleri doldurmakta zorlanıyor.<br />

Yaşam koşulları ile beraber Passo ligin<br />

etkiside büyük şüphesis ancak taraftar<br />

bu işin olmasa olması. Yeni stat yeni<br />

şampiyonluklar ile gelmesini ümit<br />

ediyorum.<br />

57


SAKARYASPOR<br />

RÖPORTAJ<br />

OKTAY SARI<br />

Oktay Bey, Sakaryaspor ailesine ne<br />

zaman katıldınız?<br />

2000 senesiydi; şehirde başka motivasyonlar<br />

kurguluyorduk tiyatro<br />

gibi. Bir arkadaşımın radyo açacağını<br />

öğrendim, müzik yapacaklardı. Haberi<br />

aldığım gün de Sakaryaspor’un maçı<br />

vardı. ‘Neden maçları da anlatmıyoruz?’<br />

dedim. Fikri çok beğendiler ve<br />

fakat kimin anlatıcı olacağı ile ilgili bir<br />

düşünce yoktu.<br />

‘Ben anlatırım.’ dedim, gayriihtiyari.<br />

Hiç maç anlatma tecrübem olmadığı<br />

için beni korku sardı tabii. Hatayspor’la<br />

oynadığımız bir maçtı; tek tanıdığım<br />

takımda Tuncay Şanlı vardı. Maç başladı;<br />

ilk 5 dakika bildiğim her şeyi anlattım,<br />

söyleyeceklerim bitti. Çok stres<br />

olmuştum, hiç unutmam. 2001’deki o<br />

günden bugüne maçları anlatıyorum.<br />

Kaç maç anlatmışsınızdır, var mı ortalama<br />

bir rakam?<br />

Sayısı yok, ama tahmini söyleyebilirim.<br />

Sanırım 1000’i geçmiştir. TFF’ye<br />

bağlı resmi bir spikerim; dolayısıyla<br />

Türkiye’nin her yerine gidip anlatıcılık<br />

yapıyorum. Bazen haftada 40 maçı buluyor.<br />

Sakaryaspor özelinde söylersek<br />

sanırım 500’ü bulmuştur.<br />

Sakaryaspor’lu olmak size ne ifade<br />

ediyor?<br />

Dönemin radyolarında maç anlatıyorum.<br />

Sakaryaspor bu şehrin tutkalı.<br />

Başka etkinlik yapın Sakaryaspor’un<br />

bir maçı kadar insanı asla toplayamazsınız.<br />

Biz maç kazandığımız anda bu<br />

şehir moral buluyor. Dün mesela maç<br />

kazandık diye bütün gazeteler satılmış<br />

burada. Sakaryaspor benim adrenalinim.<br />

Yıllardır maç anlatan biri olarak sizi<br />

en mutlu eden ve en üzen maç hangisiydi?<br />

Hiç unutmuyorum; Malatya’da düştüğümüz<br />

maç. 40. dakikada bir ağlamaya<br />

başladım, maçı nasıl bitirdiğimi<br />

bilmiyorum. 17 saat yolculuk yapmışız<br />

oraya varmak için, dönüş yolu 170 saat<br />

gibi gelmişti. Mutlu olduğum, coşkulu<br />

hissettiğim sanırım bütün Kocaelispor<br />

maçları. Maç skoru plaka numarası<br />

olmasın diye 5-1 kendi kalelerine<br />

attıkları gol gibi hatıralar var, bunlar<br />

sadece yaşanarak hissedilebilir.<br />

Unutamadığınız mutlaka bir sürü anı<br />

vardır ama, doğrudan sizinle ilgili olan<br />

var mı?<br />

Samsunspor maçıydı. Basın tribününe<br />

girdim, korkunç da bir yağmur yağıyor.<br />

Bir görevli geldi, ‘Sen nereden girdin?’<br />

buraya dedi bana. Boynumda da kartım<br />

var, ama bozmadım hiç; aşağıdan<br />

girdim, dedim. Görevli söylenmeye<br />

başladı tabii, her geleni buraya alıyorlar,<br />

dikkat etmiyorlar falan...Oktay Sarı<br />

geldi mi, diye sordum. Gelmedi daha,<br />

dedi. Sen tanıyor musun, dedim. Kim<br />

tanımaz Oktay Abi’yi, tabii ki tanıyorum,<br />

dedi. Yaka kartımı çıkarıp gösteremedim<br />

görevliye, hayallerini yıkmak<br />

istemedim. Benim herkes sesimi<br />

tanıyor ama yüzümü bilmiyordu. Belki<br />

o çok gösterişli bir adam bekliyordu ve<br />

karşısında ben vardım. Adınızın sizin<br />

önünüze geçtiği durumlar bunlar.<br />

Kulüpteki yeni yapılanmaları nasıl<br />

değerlendiriyorsunuz?<br />

Başkanımız çok özverili çalışıyor, tüm<br />

ekip yapabileceğinin fazlasını yapmaya<br />

çalışıyor. Mesela, internet sayfalarında<br />

bile kullanılan doğal dil ile binlerce<br />

insanın tüyleri diken diken oluyor.<br />

Kulübün hem çalıştığını görüyorlar<br />

hem de doğallığına hayran oluyorlar.<br />

O yüzden sadece yönetim değil, her<br />

anlamda Sakaryaspor ayağa kalktı.<br />

Şu anda hepimiz bu yönetime destek<br />

vermek zorundayız, birlikte hareket<br />

etmeliyiz.<br />

Maç anlatımı sırasında istem dışı ya<br />

da isteyerek söylediğiniz garip şeyler<br />

oldu mu?<br />

Bilmiyorum ne kadar garip ama<br />

insanlar o zaman çok gülmüşlerdi; bir<br />

maçta sahaya yabancı madde atıyorlardı.<br />

Ben de ‘sahaya yabancı madde<br />

atıyorlar diyemeyeceğim çünkü bu<br />

bildiğiniz pet şişe.’ dedim. Bir keresinde<br />

de, bir transferimizin sırtına<br />

vuruyorlardı arkadaşları. ‘Vurmayın,<br />

ona çok para verdik.’ demiştim. Bunlar<br />

bir anda dilime gelen, kendiliğinden<br />

azımdan çıkan cümleler. Üzerine çalışsan<br />

yapamazsın. Ben zaten bunları<br />

maç bittikten sonra fark ediyorum.<br />

Bazen de arkadaşlarım uyarıyor;<br />

hiç söylemek istemediğiniz şeylerde<br />

söylüyorsunuz olayın coşkusuyla. Eğer<br />

anlatımınızla duyguyu hissettirebiliyorsanız<br />

zaten insanlara nüfuz edersiniz.<br />

İçimden geliyor, içine geçiyor işte<br />

özetle. Herkesin duygusunu, düşüncesini<br />

ifade edeceği bir dizi platform var<br />

bugün sosyal medyasından kişisel televizyon<br />

yayınına kadar. Ama kimin ne<br />

kadar samimi olduğu ya da hissiyatını<br />

tamamen aktarıyor, bu tartışılır. Mesela<br />

yenildiğimiz bir maç sonrasında<br />

İsmail Bey’in bir fotoğrafını çemiştim;<br />

arkadan çekilmesine rağmen ne kadar<br />

üzgün olduğu görülüyordu. Paylaştım<br />

bu fotoğrafı ve ‘Beni, bizi bırakın<br />

ama bu adamı çok üzdünüz’ yazdım.<br />

Yüzlerce kişi paylaşmış sonrasında.<br />

İsmail Bey de bu paylaşımı zarf içinde<br />

tüm oyunculara göndermiş. Yani bu<br />

çalışılmış bir fotoğraf<br />

değildi, anlıktı,<br />

doğaldı. O yüzden<br />

taraftardan yönetime,<br />

oyunculara<br />

kadar herkesi<br />

etkiledi.<br />

Sakaryaspor<br />

işte böyle doğal<br />

bir takım.<br />

58


59


SAKARYASPOR<br />

RÖPORTAJ<br />

OSMAN<br />

KAYA<br />

Malzemeci Osman Kaya ile 10 yıllık<br />

Sakaryaspor’a hizmetini, 20 yıllık kulüple<br />

kurduğu gönül bağını konuştuk.<br />

Osman Bey, nedir malzemeci, ne iş<br />

yapar biraz anlatır mısınız?<br />

Maçtan önce ve sonra bir sporcunun<br />

ihtiyacı olan bütün idman malzemelerini;<br />

krampon , forma ya da top gibi<br />

tüm malzemelerin tedarikini yapan<br />

kişiye malzemeci deniyor.<br />

Yalnızca maç süresince mi yoksa<br />

başka zamanlarda da mı tedarik sağlıyorsunuz?<br />

Hayır idman zamanlarında da çalışıyoruz.<br />

Maç zamanları biraz daha<br />

sistematik bir aşama var; maç öncesi<br />

malzeme ihtiyaç listesi belirlenir, biz<br />

bu malzemeleri eksiksiz bir şekilde<br />

tedarik ederiz ve sporcuların kullanabilecekleri<br />

yönde temin ederiz.<br />

Tahmin ediyorum çok maç gördünüz.<br />

Neredeyse 20 yıldır bir<br />

Sakaryaspor’lu olarak hiç unutamadığınız<br />

bir an var mı?<br />

Antalya’da şampiyon olduğumuz maçı<br />

hiç unutamıyorum. Play-off şampiyonlukla<br />

Bank Asya’ya çıkmıştık. Maç<br />

öncesini hatırlıyorum; çok umutlu<br />

değildi kimse ama müthiş bir maç oldu<br />

ve şampiyon olduk. Bir de İzmir’deki<br />

play-off var. Maçtan yarım saat sonra<br />

yemek yemeğe gittik. Oturdum, başımdan<br />

kaynar sular döküldü, kendime<br />

geldim; dedim yenildik biz. Hiç anlamamışım<br />

maç süresince.<br />

Çok zor bir durumda kaldığınız oldu<br />

mu?<br />

Benim bireysel unutkanlığımdan<br />

kaynaklı bir problem hiç yaşanmadı.<br />

Yalnızca 4-5 yıl önce operasyonel bir<br />

sorun olmuştu ama onu da hemen<br />

çözmüştük. Ben biraz disiplinli<br />

çalışmayı severim, o yüzden her şeyi<br />

önceden hazırlamış olurum zaten.<br />

Peki bu sezonu nasıl değerlendiriyorsunuz?<br />

Şampiyon olacağız! Uzun zamandır ilk<br />

defa her şey eksiksiz, kusursuz bir şekilde<br />

yapılıyor yönetim tarafından, tüm<br />

ihtiyaçlarımız karşılanıyor. Böyle bir<br />

yönetimle insanın kulübe olan inancı<br />

büyüyor. E tabii, Sakaryaspor taraftarı<br />

gibi başka taraftar da yok.<br />

60


61


SAKARYASPOR<br />

RÖPORTAJ<br />

SERDAR<br />

DANÇ<br />

Sakaryaspor’un<br />

görünmez<br />

kahramanlarından,<br />

Dükkan54’ün<br />

işletmecisi? Serdar<br />

Danç ile taraftarlığı,<br />

kulübe olan sevgisini<br />

ve Dükkan54’ü<br />

konuştuk.<br />

Serdar Bey, siz tribünden gelen bir<br />

taraftarsınız ve şimdi Dükkan54’ü<br />

işletiyorsunuz. Nasıl bir his bu?<br />

Benim için Sakaryaspor’un bünyesinde<br />

görev almak bir ayrıcalık; özellikle<br />

belirli bir vizyonu olan insanlarla<br />

çalışmak daha büyük bir ayrıcalık. Yönetimin<br />

hedeflerini dinledim, önümüzdeki<br />

yıllar için neler kurgulandığına<br />

dair bilgi edindim ve neticesinde de<br />

iş başvurusunda bulundum. Yöneticilerle<br />

görüşürken yalnızca bir iş<br />

görüşmesi olarak tanıtmadım kendimi;<br />

Sakaryaspor’a gerçekten hizmet etmek<br />

isteyen aynı zamanda bir taraftar<br />

olarak gittim.<br />

Kurumsallığa önem veren bir kulüp<br />

mü Sakaryaspor?<br />

Elbette, hem ben hem de yöneticiler<br />

görüşmemiz sırasında bu kurumsallaşma<br />

hakkında diyaloglar kurduk. Bir<br />

kulübün sportif başarısının yanı sıra<br />

kurumsallaşması, mali olarak kendini<br />

idare edebilmesi gibi hususlar vardır.<br />

Sakaryaspor yönetimi bu konuda<br />

önemli adımlar attılar Durak54 ve<br />

Dükkan54 ile. Burada olmaktan gurur<br />

duyuyorum.<br />

Dükkan54 Kasım ayında hizmete<br />

başladı. Nasıl değerlendiriyorsunuz<br />

bu süreci, taraftarların ilgisi ne<br />

durumda?<br />

Yıllardır aslında Sakaryaspor taraftarı<br />

hasretle böyle bir girişim bekliyordu.<br />

Lisanslı ürünlerin yer aldığı bir satış<br />

noktasının olması taraftar için büyük<br />

bir özlemin giderilmesi oldu. Ürün<br />

çeşitliliğimizi arttırmaya çalışıyoruz bu<br />

günlerde taraftarlarımızın istekleri ve<br />

talepleri doğrultusunda Dükkan54’ü<br />

geliştiriyoruz. Bütün ekip bu gelişimin<br />

arzusunu taşıyor, haliyle taraftarlar da<br />

mutlu oluyor böyle girişimler gördükçe.<br />

Yalnızca fiziki olarak değil, aynı<br />

zamanda internet üzerinden de satış<br />

başladı Aralık ayında. E-ticaret de<br />

durum nasıl?<br />

Ben aynı zamanda Dükkan54.com’un<br />

operasyonel tarafından da görev<br />

alıyorum. Açıldığı günden bu yana<br />

taraftarlardan çok yoğun bir ilgi var.<br />

Hem yurtiçinden hem de yurtdışından,<br />

çünkü taraftarlarımız yurtdışından da<br />

sipariş vermek istediler. Bildiğimiz<br />

formattaki e-ticaret sistemi olarak<br />

işliyor; ama tabii bizim zaten ürünlerimiz<br />

hazır bir şekilde bulunduğu için<br />

maksimum 2 gün içerisinde taraftarımıza<br />

kargosu ulaşıyor. Kargo ile ilgili<br />

bile bir problem olsa biz tüm sorumluluğumuzla<br />

çalışıyoruz. Bir de şunu<br />

eklemek istiyorum; böyle bir yönetimin<br />

çalışanlarına olan güveni taraftara<br />

da yansıyor, onlar da biz çalışanlara,<br />

Sakaryaspor’un icraatları olan<br />

Dükkan54 ve Durak54 gibi kurumsallaşma<br />

hamlelerine ve yöneticilere olan<br />

inançları ve güvenleri artıyor. Yalnızca<br />

bu girişimler açısından değil, sportif ve<br />

teknik anlamda da durum böyle.<br />

62


63


SAKARYASPOR<br />

SAKARYASPOR’UN<br />

TARTIȘILMAZ<br />

BÜYÜKLÜĞÜ<br />

CEVDET GÜNGÖR<br />

Sakaryaspor, bir zamanlar 3 büyüklerin<br />

korkulu rüyası olmuş, Anadolu<br />

kulüpleri içinde Türkiye kupasını<br />

kazanan, milli takıma 7 futbolcu veren,<br />

gerçekten tartışılmaz büyüklüğü olan<br />

bir kulüptür.<br />

Bugün 3ncü profesyonel ligde de olsa,<br />

Türkiye’nin her yerinde sevilen, sempati<br />

duyulan bir takımdır. Büyüklüğünden<br />

hiçbir şey kaybetmemiştir.<br />

Sakaryaspor 1965 yılında zamanın<br />

Futbol Federasyonu Başkanı Orhan<br />

Apak tarafından 2nci Lige alındığında,<br />

şehirdeki büyük heyecanı dün gibi<br />

hatırlıyorum.<br />

Sakarya’nın o günlerdeki 4 büyük amatör<br />

kulübü Güneşspor, İdmanyurdu,<br />

Ada Gençlik ve Gençlerbirliği takımları<br />

birleşerek ilimizin ilk profesyonel<br />

takımını oluşturmuşlardı.<br />

Kulübün ilk başkanı, aynı zamanda<br />

Güneşspor’un da başkanı olan, terzi,<br />

rahmetli Ethem Boran’dı. Ethem<br />

Boran gerçekten kulübü maddi yönden<br />

büyük bir disiplin ve futbol deneyimi<br />

içinde yönetmişti.<br />

İlk yıl oluşan kadromuzda Sakaya dışından<br />

sadece İstanbul’dan gelen Fuat<br />

ile Eskişehir’den gelen Çarli Erdoğan<br />

vardı. Kalan futbolcularımızın tümü<br />

Sakaryalıydı.<br />

Sakaryaspor neredeyse kurulduğu ilk<br />

yıl 1nci lige (Şu anki süper lig) çıkıyordu.<br />

O dönemin statüsüne göre ilk<br />

4 takım kendi arasında çift devreli lig<br />

usulü karşılaşıyor ve 1nci olan takım<br />

1nci Lige çıkıyordu.<br />

Sakaryaspor 2nci Ligde ilk kez yer<br />

almasına rağmen ilk dört arasına<br />

girmeyi başarmıştı. Sakaryaspor’un ilk<br />

4’e girme mücadelesi verdiği günlerde,<br />

Çark Caddesi’nde evimizin önünde<br />

cadde üstüne astığımız ve üzerinde<br />

“Sakaryaspor dörtlere, gömme bizi<br />

dertlere” büyük bez pankart hala gözlerimin<br />

önündedir.<br />

Sakaryaspor son maçta Manisaspor’u<br />

kendi sahamızda Rıfkı Manavoğlu’nun<br />

son dakikada attığı golle 1-0 yenerek<br />

ilk dörde girmeyi başarmıştı.<br />

…Ve dörtlerdeki son maçımızda kendi<br />

sahamızda Bursaspor ile oynuyoruz.<br />

Maçı kazanırsak, 1nci lige çıkıyoruz<br />

ve son dakika 1-0 galibiz. Hiç unutmuyorum;<br />

Sarı İhsan bu dakikada aut<br />

atışını ileriye değil taca yapıyor ve o taç<br />

atışından gelen topu Bursasporlu Mesut<br />

gol olarak kalemize gönderdiğinde<br />

hepimiz yıkılmıştık.<br />

Sakaryaspor her yıkılışında “Yiğit düştüğü<br />

yerden kalkar” misali kalkmasını<br />

bilmiştir.<br />

Sakaryaspor’un Türkiye Süper Liginde<br />

5 kez mücadele etmesi, her düştüğünde<br />

kalkmasını, dirilmesini bilmesindendir.<br />

Bu sezon da Sakaryaspor’un diriliş<br />

yıllarından biri olacaktır. Sakaryaspor<br />

Kulüp Başkanı İsmail Gürses ve Yönetim<br />

Kurulunun bu yılı “Diriliş Yılı” ilan<br />

etmelerine bu nedenle büyük saygı<br />

duyuyorum.<br />

64


KONUK<br />

MAKALE<br />

Sakaryaspor’un ilk kurulduğu yıl kendi<br />

sahamızda oynayıp 1-0 kazandığımız Mersin<br />

İdman Yurdu kadrosu; Ayaktakiler (Soldan sağa)<br />

Fuat, Pıçır İsmet, Metin Fıçıcıgil. Fikret (Deli<br />

Fiko), Sarı İhsan, Zeki Aydıntepe, (Oturanlar)<br />

Beşir Belat, Çarli Erdoğan, WAbaza Hüsnü, Rıfkı<br />

Manavoğlu, Musa Çetiner.<br />

Mükemmel bir takımımız var. Mükemmel<br />

bir teknik heyetimiz var ve<br />

mükemmel bir taraftarımız var.<br />

Bekle bizi Süper Lig. 6ncı kez seninle<br />

buluşmak için yola çıktık.<br />

Geliyoruz!.<br />

TATANGALAR VE KENT<br />

AİDİYETİ<br />

Sakaryaspor taraftarını “Mükemmele<br />

bir taraftarımız var” sözleri ile geçiştirmek<br />

doğru olmaz. Tatangaların<br />

inanılmaz Sakarya sevdasını bugün tüm<br />

Türkiye taktir ediyor ve gıpta ile izliyor.<br />

Geçmişte yaşanan bazı şanssızlıklar<br />

bu sevdayı hiç bitirmedi. Örneğin 1998<br />

yılında Eskişehir’de oynanan Play-<br />

Off maçlarının hepsine 20 bin kişilik<br />

Tatanga ordusu ile günlerce gidip-gelmemiz<br />

hala akıllardadır.<br />

Tatangaların kimsenin pek farkında<br />

olmadığı en büyük özelliklerinden biri<br />

ise kent aidiyeti oluşturmalarıdır.<br />

Sakaryaspor ile birlikte Sakarya sevgisini<br />

yeni yetişen kuşaklara aşılamalarıdır.<br />

Tatangalar diriliş yılında yola<br />

çıktı. Bekle onları Süper Lig.


SAKARYASPOR<br />

MAKALE<br />

FUTBOL İLİNE<br />

YAKIȘAN<br />

ZEKİ AYDINTEPE<br />

Yeni Sakarya<br />

Yarım asrın ötesine taşan ve yer yer zaferlerle<br />

bezenmiş kutlu bir yolculuktur,<br />

yeşil siyahlı yürüyüş…<br />

Renklerini, 60’lı yılların ünlü avukatı<br />

Zerrin Batmaz’ın o zarif; üstü<br />

yeşil, eteği siyah kıyafetinden alan<br />

Sakaryaspor’u, yeşil sahalarda başarıyla<br />

temsil eden ve çoğu yerli futbolculardan<br />

oluşan kuruluş kadrosunun<br />

fotoğrafları, albümümün en renkli<br />

köşesini oluşturur her daim…<br />

O unutulmaz yönetim, kadro ve teknik<br />

ekipte yer alıp da bugün yaşayanların<br />

sayısı hayli az…<br />

Çoğu vefat edip ayrıldı aramızdan…<br />

Forma aşkını her şeyin üstünde tutup<br />

topa değil, tekmeye kafasını koyan<br />

cefakar ve fedakar futbolcular gelince<br />

aklıma, hislerim, duygularım kabarır…<br />

Çıkıp her maç öncesi genç oyunculara,<br />

şehrimizdeki ilk lig maçının soyunma<br />

odasını, o sihirli havasını anlatmak<br />

isterim…<br />

Dönemin en güçlü ekibi Mersin İdmanyurdu,<br />

bir trilyonluk harcamayla<br />

kurulmuş kadrosuyla gelmişti şehrimize…<br />

(Yıl 1965)<br />

Karşısında rakip olarak, amatör bir<br />

aşkla ve hırsla ilk kez seyircisi ile bulu-<br />

şup sahaya çıkan, 60 milyon lirayı geçmeyen<br />

maliyetiyle, pahalı değil, ancak<br />

paha biçilmez bir forma aşkı bulacağını<br />

hiç düşünememişti…<br />

Kadro okunurken yaşanılan soyunma<br />

odasındaki o beklenmedik hadise dahi,<br />

maçı kazanmamıza engel olamamıştı…<br />

Penaltıdan golü atan kaptan Fikret,<br />

onun yedeği Kaleci Sadettin (Sado),<br />

Abaza Hüsnü, Mikail, Rıfkı, Musa, Çarli<br />

Erdoğan, Bursalı Fuat bugün aramızda<br />

değiller…<br />

Pıçır İsmet, Metin Fıçıcıgil, Sarı İhsan<br />

ve Beşir’den gayri, o maçın kadrosunda<br />

yer alıp da yaşayan başka kimse<br />

kalmadı…<br />

Onları unutulmaz kılan sevginin temeli,<br />

Mersin İdmanyurdu’nu 1-0 yendiğimiz<br />

maçta atılmıştı…<br />

Ne zaman Sakaryaspor gelse aklıma,<br />

açılır perdeler ufkumda…<br />

O maçı yaşarım tekrar tekrar adeta…<br />

85. dakikada santra yuvarlığının ilerisinde<br />

buluşup ceza sahasına taşıdığım<br />

topla yere yıkılışım, kazanılan penaltı ve<br />

kulakları sağır eden tiz düdük!<br />

Sakarya’da hiçbir dönemde ve hiçbir<br />

maçta, böylesine sessizlik ve öylesine<br />

heyecan yaşanmadığını söyler, o günü<br />

hatırlayanlar…<br />

İlk yılında, ilk dört takım arasına girme<br />

başarısı gösteren yeşil siyahlı ekibe,<br />

sonradan kaptan ve teknik direktör<br />

Fikret Aldinç’in, “Henüz yeni doğmuş<br />

bir bebek gibiyiz. İstesek elimizde fırsat<br />

vardı ve Süper Lig’e çıkardık ama hazır<br />

değildik” şeklindeki sözleri, ilerleyen<br />

yıllarda hayli pahalıya mal oldu ve özlem<br />

sürüp gitti, ta 1980’li yılların başına<br />

kadar…<br />

Ünlü teknik direktör Necdet Niş’in<br />

kurduğu şöhretler kadrosuna, Türkiye<br />

Birinci Ligi’nde (Süper lig) şampiyonluğa<br />

oynayacak ekip gözüyle bakılıyordu…<br />

Daha sonraları inişli çıkışlı bir serüven<br />

içerisinde oldu Sakaryaspor, Türkiye<br />

Kupası’nı kazanmasına rağmen…<br />

Mazisi başarılarla dolu bir takımın son<br />

yıllarda adını dahi bilmediğimiz ilçe takımlarıyla<br />

oynaması, kurucu ve eski bir<br />

futbolcusu olarak içimi acıtıyor, inanın…<br />

Hayatımın dörtte üçü, Sakaryaspor ile<br />

ilgilenerek geçti diyebilirim…<br />

Formasını terletmenin dışında üç<br />

dönem futboldan sorumlu genel kaptan<br />

ve ikinci başkan olarak görev yaptığım<br />

yöneticilik yıllarım ve devam ede gelen<br />

Sakaryaspor tutkum hiç kaybolmadı,<br />

aksine daha da arttı diyebilirim…<br />

Bu şehrin ve gönüllerin markası Sakaryaspor<br />

ne yazık ki son yıllarda sıkıntılı<br />

süreçler geçiriyor…<br />

İkinci kez üstlendiği başkanlık sorumluluğunda,<br />

istiyor ki Avukat İsmail<br />

Gürses, bu defa hedefe varalım…<br />

Başarı, herkes omuz verirse daha da<br />

kolaylaşır…<br />

Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki<br />

Toçoğlu ile Başkan İsmail Gürses’in<br />

sözleri de böyle olduğunu gösteriyor.<br />

Sakarya, bilinir ki futbolun ve futbolcunun<br />

harman olduğu bir ildir...<br />

Bir dönem bağrından çıkardığı 8 futbolcuyu<br />

Milli Takım’a gönderme başarısı<br />

gösteren bir ilin takımı, nasıl olur da 3.<br />

Lig’de dolaşır durur!<br />

Şimdi, “Diriliş Yılında” çağrıya kulak<br />

verme zamanıdır…<br />

“Bir futbol ili olarak” Sakarya’lı<br />

sporseverlere düşen ve yakışan görev,<br />

herkesin gücü oranınca, özellikle şu<br />

aşamada destek olmaktır.<br />

Türkiye liglerinin en coşkulu taraftarına<br />

sahip takımı için bu büyük tutku, sıkıntı<br />

oluşturmasın ilerleyen haftalarda…<br />

Evet…<br />

Işık göründü…<br />

Bir üst ligle buluşmanın ayak sesleri<br />

var her yerde…<br />

İstiyoruz bu sevgi karşılıksız kalmasın,<br />

desteklensin, kucaklansın, birleşilsin…<br />

Daha ne diyebiliriz…<br />

Yolumuz açık olsun!<br />

66


KONUK<br />

67


SAKARYASPOR<br />

HOLLYWOOD<br />

Los Angeles’in Artistler Bölgesi<br />

Hollywood<br />

Bugün Los Angeles şehrinin bu<br />

müstesna bölgesini anlatayım<br />

istiyorum size. Yolda yürürken, ya<br />

da bir kahvede otururken, sinema<br />

perdesinde gördüğünüz yüzlerle<br />

karşılaşabileceğiniz Hollywood’u. 1927<br />

yılından bu yana “Oscar Törenleri”<br />

heyecanının yaşandığı bu Melekler<br />

Şehri’nin Hollywood’unu.<br />

Bu şehirde ilginç bir konu da tahmin<br />

edemeyeceğiniz kadar Türk var. Hepsi<br />

de resmi rakamlarla kayıtlı 45 bin<br />

Türk. Meşhurlar caddesi var ya hani,<br />

yıldızların olduğu yerde bir kaç saat<br />

içinde Türk olan orada okuyup, orada<br />

çalışan 20 kişiyle tanıştım. Hediyelik<br />

eşya satan mağazalardan bir kaçı<br />

İstanbul’dan çeşitli nedenlerle göçen<br />

vatandaşlarımızın malı olmuş. Ticareti<br />

seven bir milletiz. Lokanta konusunda<br />

da hiç geride değiliz. Türk Lokantaları<br />

da var. Ben bu duruma çok şaşırdım.<br />

Aslında bu güzel şehri size uzun uzun<br />

yazılar yerine resimlerle onların altına<br />

yazdıklarımla gezdireyim bugün.<br />

Hakan DİKMEN<br />

Bu meşhur sokak “Hollywood” yazısının yüksek bir yere çıkmadan görülebildiği en<br />

güzel yer. Meşhurluğu da oradan geliyor. Bizim ülkede bu kadar çok telefon, telgraf,<br />

elektrik teli olsa demediğimiz kalmaz. Ama dikkat ederseniz simge olan yazıyı<br />

gören en iyi sokak diye nam salmış sokak Tellerden geçilmiyor. Bu da ayrı bir konu.<br />

Şimdi esas turistik sanatın sanatçının iz bıraktığı caddeye gidelim doğruca.<br />

68


MAKALE<br />

Hollywood Bulvarı<br />

Sinemayı seviyorsanız, yıldızların<br />

hayranıysanız eğer, bu bulvarı yürüyerek<br />

gezebilir, “Walk of Fame” de<br />

sevdiğiniz meşhurların yıldızlarının<br />

peşine düşebilirsiniz. Yukarıdaki yıldız,<br />

bu bölgenin yolun başındaki ilk tanıtım<br />

yıldızı. Hemen ilerlemeye başlayın ve<br />

Amerika’dan dünyaya yayılmış Film,<br />

Televizyon, Radyo ve Müzik alanındaki<br />

sanatçıların Star olmalarını tastikleyen<br />

yıldızlarını görün. Bu caddede birçok<br />

Televizyon kanallarının da gösteri<br />

ve programların çekildiği stüdyolar<br />

bulunuyor. Eğer sıraya girer ve bir gün<br />

önceden davetiye alabilirseniz programın<br />

seyircisi olabiliyorsunuz.<br />

Yine bu bulvar üzerinde. Dolby Tiyatrosu’nun biraz ilerisinde ise, önünde film yıldızlarının<br />

imzalarının, el ve ayak izlerinin olduğu meşhur Çin Tiyatrosu var. Resimde<br />

gördüğünüz kalabalık ünlülerin el ve ayak izlerinin olduğu kaldırımı inceliyor.<br />

İmzalarından karakter belirlemeye çalışıyorlar.<br />

Ünlü televizyon sunucusu Jimmy<br />

Kimmel’in “Jimmy Kimmel’in Live on<br />

Hollywood Boulevard” programının<br />

çekildiği bina.<br />

Marilyn Monroe da bu cadde de yıldızı<br />

olan sanatçılardan.<br />

Bazen bu el ve ayak izlerine elinizi<br />

koyup cüsse belirlemeye çalışıyorsunuz.<br />

Sinemada “Herkül” gibi<br />

gördüğünüz bir sanatçının eli, sizin<br />

elinizden küçük olabiliyor. Ya da<br />

ayakkabı numarası sizinkinin yanında<br />

patik gibi kalıyor. Tüm dünyadan<br />

gelen turistler burada mutlaka bir<br />

el ayak ölçümü yapıyorlar. Yine bu<br />

cadde üzerinde Çeşitli filmlerdeki<br />

karakterler sizinle fotoğraf çektirmek<br />

için dolaşıyor. Karşınıza bazen<br />

Elvis, bazen de Şarlo çıkabiliyor.<br />

Daha birçok karakter var da benim<br />

yaşım bu sanatçıları tanımaya yetiyor.<br />

Bu caddeyi istemeye istemeye<br />

bırakıp giderken geniş avlulu bir<br />

Alış veriş merkezi ile karşılaşacaksınız.<br />

Bu avludaki işporta işi<br />

yapan herkes Türkiye’den gelmiş.<br />

Yalnız işporta diyince kaçak yerde<br />

mal satan Büyük Cami önü işportası<br />

aklınıza gelmesin. Çok temiz<br />

ve güzel dizayn edilmiş tekerlekli<br />

dükkân aslında. Hediyelik eşyadan<br />

Tekstile Oyuncaktan Rehberliğe her<br />

iş geliyor ellerinden.<br />

Ben kaldırıma yıldız çaktıramadım,<br />

imza atıp el-ayak izi bırakamadım<br />

ama Oscar ödüllerinin verildiği Kodak<br />

Tiyatrosu önünde poz verebildim. Bu<br />

kapı 1927 den bu yana ne umutların<br />

ne başarıların ne heyecanın kapısı<br />

olmuş. İçeri girip bu sinemayı gezebiliyorsunuz.<br />

Ancak, girmek bedava değil<br />

parayla. Ve sizi hop diye de almıyorlar.<br />

Mutlaka grup olarak belirli zamanlarda<br />

kayda değer bir ücretle geziyorsunuz.<br />

Kısa bir not daha size, Kodak şirketi<br />

kapanınca sinemanın adı da değişti ve<br />

“ Dolby Tiyatrosu” oldu. Kodak tarafından<br />

inşa ettirilmiş bu sinema ( Tiyatro )<br />

3400 koltuklu.<br />

69


SAKARYASPOR<br />

MAKALE<br />

Hollywood Los Angeles şehir merkezine<br />

araba ile ortalama 30 dakikalık bir<br />

mesafede yer alıyor. Aslında Hollywood<br />

Amerikan film endüstrisinin adeta evidir.<br />

Sanki karşınıza seyrettiğiniz bir dizi<br />

ya da filmde oynayan karakter çıkacakmışsınız<br />

gibi hissediyorsunuz.<br />

Çünkü filmlerde gördüğünüz sokaklarda<br />

yürüyorsunuz.<br />

Aslında bu iş de para kazandırıyor<br />

oradaki halka. Yapılan turlarda Artistlerin<br />

evleri, yemek yedikleri lokantalar,<br />

arkadaş barları vs size masal gibi<br />

anlatılıyor. Bir de bindiğiniz minibüsün<br />

ekranlarında o filmden kareleri görünce<br />

doğru eller fotoğraf makinesine.<br />

İçeriğine göre yaklaşık 10 ya da 15<br />

dolar karşılığında satılan Artistlerin ev<br />

adresleri ve kanunsuz olayların olduğu<br />

mekânların haritası var. Ormanda ya da<br />

Çölde safari yapar gibi bir tur yapılan<br />

aslında. Haritanın altında da artistleri<br />

rahatsız etmeyin lütfen onlar da insan.<br />

Özel hayatları var diye yazıyor. Komik<br />

geliyor ama öyle.<br />

Hollywood’da yer alan müzeler<br />

Eğer müze gezmeyi sevenlerdenseniz<br />

Hollywod’da pek çok müze yer almaktadır.<br />

Ama sakın aklınıza bizim Müzeler<br />

gelmesin. Daha eğlenceli tarih en<br />

fazla 100 yıl. Ama yine de dilerseniz bu<br />

müzeleri gezerek keyifli bir tarih akışı<br />

yaşayabilirsiniz.<br />

Çünkü her olayı öyle bir anlatıyorlar ki<br />

şaşar kalırsınız.<br />

Tur yöneticilerine göre, burada genelde<br />

en çok ilgi gören müze Hollywood<br />

madame tussaud müzesidir. Artık, her<br />

ülkede birkaç tane olan bu tip müzelerin<br />

öncüsü olmuş buradaki Müze.<br />

Müzede dünyaca ünlü pek çok yıldızın<br />

birebir boyutlarda balmumundan<br />

heykelleri yer almaktadır.<br />

Bu heykellerle fotoğraf çektirebilir ve<br />

yıldızların birebir kopyalarını inceleme<br />

şansı yakalayabilirsiniz.<br />

Rekorların yer aldığı bir Müze nin adı<br />

“Guennes World Records” Aklınıza<br />

gelmeyen konularda rekorlar var. 1991<br />

yılından bu yana Hollywood yapılacak<br />

en iyi şeylerden biri, Guinness Müzesi<br />

gezisi. Bazen canlı bir eğlenceye de<br />

rast geliyorsunuz.<br />

n uzun adamla yan yana durabiliyor ya<br />

da sakallı bir hanımla resim çektirebiliyorsunuz.<br />

Yakın zamanın pop kültür,<br />

spor, uzay, teknoloji, hayvanlar, doğal<br />

olaylar ve insan potansiyelinin sınırları<br />

hakkında bilgi alıyor, nasıl yani e<br />

nedir sorularına cevap alabiliyorsunuz.<br />

Ben biraz şişman olduğumdan mıdır<br />

bilmiyorum ama, gittiğim yerlerde ne<br />

yenir, tadılacak ne var, ne yetişiyor,<br />

nasıl satılıyor araştırıyorum. Pazarı da<br />

böyle buldum.<br />

Köylü Pazarı<br />

Hollywood Meyveleri ve taze sebzeleri<br />

için de size bir adres vereyim. Vine<br />

Street yakınlarında Hollywood bulvarı<br />

ile Sunset Bulvarının arasında İvar<br />

Caddesi var. İşte Pazar günleri orası<br />

bir panayır yeri gibi oluyor. Organik<br />

sebze ve meyvelerden tutun da bahçenize<br />

dikeceğiniz, eşinize alacağınız<br />

çiçeklere, balıktan tavuğa kadar her<br />

şey var. Hem de özel yetiştiricilerinden<br />

ilk elden alabiliyor çok makul bir ücret<br />

ödüyorsunuz. Hemen yakınlarında<br />

hızlıca tüketebileceğiniz yiyecekler var.<br />

Akşama doğru sokak çalgıcıları, dansçıları<br />

da geliyor. Eğlenceli bir akşam<br />

yemeği oluyor.<br />

Her şey gönlünüzce olsun. Bugün de<br />

hayallerinize yeni ufuklar katabildimse<br />

ne mutlu.<br />

Balmumu heykeli Müzesi<br />

70


71


SAKARYASPOR<br />

DOĞAL<br />

ZENGİNLİK<br />

TÜRKİYE BİRÇOK DOĞAL ZENGİNLİĞİNİN YANINDA SAYILARI<br />

YÜZLERİ GEÇEN SICAK SULARA, İÇMELERE VE MADEN<br />

SULARINA DA SAHİP. ÇOĞUNLUKLA BİRBİRİ YANINDA VE<br />

BOL AKIMLI KAYNAKLAR HALİNDE YÜZE ÇIKAN BU SULARIN<br />

SAĞLIK VE TURİZM AÇISINDAN BÜYÜK DEĞERİ VAR. YAPILAN<br />

ARKEOLOJİK ÇALIȘMALARA GÖRE, TERMAL SULAR YAKLAȘIK 10<br />

BİN YILDAN FAZLA SÜREDİR BİRÇOK TOPLULUK TARAFINDAN<br />

KAPLICA AMAÇLI TEDAVİ İÇİN KULLANILIYOR. GÜZELLEȘMEK<br />

VE DAHA SAĞLIKLI OLMAK, STRESTEN UZAKLAȘMAK, BEDENİ<br />

VE ZİHNİ DİNLENDİRMEK İÇİN KAPLICALARIN KULLANIMI TÜM<br />

DÜNYADA OLDUĞU GİBİ ÜLKEMİZDE DE ARTIYOR.<br />

Gazlıgöl, Afyon<br />

72


SEYAHAT<br />

EDREMİT GÜRE KAPLICASI<br />

Edremit ilçesine bağlı Güre Beldesi<br />

sınırları içerisinde yer alan kaplıcanın<br />

denizden yüksekliği 3 m olup denizden<br />

uzaklığı 300 m civarında. Edremit’e<br />

12 km, Akçay’a ise 3 km uzaklıktaki<br />

kaplıca sağlık ve dinlenme yeri olarak<br />

faaliyet gösteriyor. Orijinal bölümlerinde<br />

ilkçağ Roma hamamı özelliklerini<br />

taşıdığı görülen kaplıcanın su sıcaklığı<br />

64 derece olup, romatizma, kadın hastalıkları,<br />

cilt hastalıkları, guatr, kireçlenme,<br />

sedef, böbrek taşı ve kumları ile<br />

karaciğer hastalıklarına iyi geliyor.<br />

HARUNİYE TERMAL TURİZM MERKEZİ<br />

Adana’nın Bahçe İlçesi sınırları içinde<br />

yer alan ve Ceyhan ırmağının kenarında<br />

bulunan Haruniye Termal<br />

Turizm Merkezi’nin suyu bikarbonatlı,<br />

kalsiyumlu, magnezyumlu, hidrojensülfürlü,<br />

karbondioksitli bir bileşime<br />

sahip. Suyunun ısısı 33 dereceyi bulan<br />

tesis romatizma, kadın, deri, sinirsel<br />

hastalıklar, beslenme bozukluğu, karaciğer<br />

ve safra kesesi, mide ve bağırsak<br />

hastalıkları tedavisine yardımcı oluyor.<br />

ÖMER VE GECEK TERMAL TURİZM<br />

MERKEZİ<br />

Afyon ovasının kuzeybatısında, Afyon-<br />

Kütahya Karayolunun kenarında yer<br />

alan Ömer ve Gecek Termal Turizm<br />

Merkezi, kimyasal sınıflandırmaya göre<br />

klorürlü, bikarbonatlı, sodyumlu, demirli,<br />

arsenikli, karbondioksitli termal<br />

sular sınıfına giriyor. Ayrıca, metoborik<br />

asit, florür ve bor içeren termal<br />

sulardandır. 51-98 derece arasında<br />

değişen su sıcaklığına sahip merkez,<br />

romatizmal, deri, kalp ve kan dolaşımı,<br />

sindirim, eklem ve kireçlenme, karaciğer,<br />

safrakesesi, beslenme bozukluğu,<br />

sinirsel ve kadın hastalıkları tedavisine<br />

iyi geliyor. Ayrıca, termal sular soğutularak<br />

içme küründe, CO2 gazı içerdiği<br />

için inhalasyon (solunum) kürlerinde<br />

kullanılıyor.<br />

GAZLIGÖL TERMAL TURİZM MERKEZİ<br />

Afyon-Eskişehir karayolu ve demiryolu<br />

güzergahları üzerinde bulunan Gazlıgöl<br />

Termal Turizm Merkezi, Afyon il merkezine<br />

22 km uzaklıkta konumlanmış.<br />

Gazlıgöl kaplıcalarında faaliyette<br />

olan dört hamamdan en eskisi olan<br />

Eskihamam Roma döneminden beri<br />

kullanılıyor. Gazlıgöl Kaplıcası suyunun<br />

içerisinde klorür, bromür, iyodür,<br />

florür, nitrat, sülfat, nitrit, hidrofosfat,<br />

karbonat, hidroarsenat, bikarbonat<br />

Çeşme Termal<br />

elemanları ile karbondioksit ve hidrojen<br />

gibi gazlar bulunuyor. Kaplıca,<br />

mide, karaciğer, safra kesesi, böbrek<br />

taşı, damar sertliğinin giderilmesinde<br />

büyük yararları ve tansiyon düşürücü<br />

niteliği ile tanınıyor.<br />

HÜDAİ TERMAL TURİZM MERKEZİ<br />

Afyon’un Sandıklı İlçesine 8 km.<br />

uzaklıkta olan Hüdai Kaplıcaları çamur<br />

banyolarıyla ilgi gören yerlerden.<br />

Kaplıcanın suları jeolojik bir çatlama<br />

sonucu 500 m. derinlikten kaynıyor.<br />

Şifalı çamurları ise özel bir şekilde<br />

hazırlanan toprağın 60 0 C’lik şifalı suyla<br />

karıştırılması ile elde ediliyor. Böylece<br />

45 0 C sıcaklıkta bir çamur oluşuyor.<br />

Suyun kalsiyumsülfatı radyoaktiviteli<br />

olup, romatizma, nevralji, safra yolları,<br />

kadın hastalıkları, metabolizma bozukluklarına<br />

iyi geliyor.<br />

TERZİKÖY KAPLICASI<br />

Amasya’nın güneyinde belediye ve<br />

mücavir saha dışında kalan Terziköy<br />

Kaplıcası, Amasya il merkezine 30<br />

km. uzaklıkta bulunuyor. 37 derece su<br />

sıcaklığına sahip kaplıca, bikarbonatlı,<br />

kalsiyumlu, kısmen karbondioksitli bir<br />

bileşime sahip.<br />

İçme ve banyo kürleri uygulanan<br />

merkez, romatizma, mide ve bağırsak,<br />

böbrek ve idrar yolları, beslenme<br />

bozukluğu gibi hastalıklarda olumlu<br />

etki yapıyor.<br />

SEY HAMAMI TERMAL TURİZM<br />

MERKEZİ<br />

Sey Hamamı, Ankara Kızılcahamam<br />

Çerkeş yolu üzerinde, Güvem<br />

Bucağı’nın 2 km. batısında,<br />

Kızılcahamam’a 16 km uzaklıktadır.<br />

Su sıcaklığı 43°C, Ph değeri 6.5 olan<br />

kaplıca suyu; bikarbonatlı, sodyumlu,<br />

kalsiyumlu, karbondioksitli ve florürlü<br />

bir bileşime sahip. Banyo ve içme kürlerine<br />

elverişli olan tesisten, romatizma,<br />

kalp ve kan dolaşımı bozuklukları,<br />

böbrek, idrar yolları ve kadın hastalıkları,<br />

mide ve bağırsak hastalıkları<br />

ile sinir hastalıklarının tedavisinde<br />

yararlanılıyor.<br />

GÖNEN TERMAL TURİZM MERKEZİ<br />

Balıkesir’de Gönen çayı kenarında<br />

bulunan Gönen Termal Turizm<br />

Merkezi’nin su sıcaklığı 73 derece olup,<br />

hem banyo hem de içilmek suretiyle<br />

yararlanılıyor. Su buharının solunması<br />

müzmin üst ve alt solunum yolları<br />

iltihaplarının; mineralli suyun içilmesi,<br />

mide ve 12 parmak ülseri, hazımsızlık,<br />

safra kesesi tembelliği, kalın bağırsak<br />

spazmlarının; banyo uygulamaları her<br />

çeşit romatizma, kireçlenme, ruhsal sıkıntılara<br />

bağlı ağrı ve huzursuzlukların,<br />

kadın hastalıklarının tedavisinde, karın<br />

ameliyatları veya ortopedik ameliyat<br />

sonrası dönemlerinde yararlı oluyor.<br />

KÖS TERMAL TURİZM MERKEZİ<br />

Bingöl - Karlıova yolu üzerinde yer alan<br />

Kös Termal Turizm Merkezi, Bingöl il<br />

merkezine 18 km. uzaklıkta bulunuyor.<br />

Merkezin 47 derece sıcaklıktaki suyu,<br />

sodyum, bikarbonatlı, sülfatlı, kısmen<br />

klorürlü ve radyoaktif bir bileşime<br />

sahip. İçme ve banyo kürleri şeklinde<br />

faydalanılabilen termal, romatizma,<br />

kalp ve kan dolaşımı, solunum yolları,<br />

kadın, sinir ve kas yorgunluğu gibi<br />

hastalıklarda olumlu etki yapıyor.<br />

KARACASU TERMAL TURİZM<br />

MERKEZİ<br />

Bolu iline bağlı Karacasu belediye sınırları<br />

içinde bulunan Karacasu Termal<br />

Turizm Merkezi, birkarbonatlı, sülfatlı,<br />

kalsiyumlu, magnezyumlu, karbondioksitli<br />

ve florürlü bir su bileşimine sa-<br />

73


SAKARYASPOR<br />

hip. 44 derece su ısısı ve 6,3 PH değeri<br />

ile dikkat çeken merkezden içme ve<br />

banyo kürleri şeklinde yararlanılabiliyor.<br />

Romatizma, kalp ve kan dolaşımı,<br />

kadın, böbrek ve idrar yolu, karaciğer,<br />

safra kesesi, beslenme bozukluğu gibi<br />

hastalıklara olumlu etki yapıyor.<br />

OYLAT TERMAL TURİZM MERKEZİ<br />

Bursa iline bağlı İnegöl ilçesinin<br />

güneyinde yer alan Oylat Termal, şehir<br />

merkezine 27 km. uzaklıkta bulunuyor.<br />

Oylat Hamamı Kaynağı 40 °C, Sızı Suyu<br />

Kaynağı 30,5°C, Göz Suyu Kaynağı 10°C<br />

sıcaklığa sahip merkezde içme ve banyo<br />

kürlerinden yararlanılabiliyor. İçme<br />

kürleri, diürez kürlerde ve şişmanlıkta<br />

etkili, banyo kürlerinin sedatif özelliklerinden<br />

yararlanılıyor.<br />

ÇEKİRGE TERMAL TURİZM MERKEZİ<br />

Bursa ilinin Çekirge mevkinde yer alan<br />

termal, içme ve banyo kürleri ile ünlü.<br />

Banyo kürleri romatizmal sendromlar,<br />

hareket sisteminin diğer ağrılı hastalıkları,<br />

kronik iltihaplı ve ağrılı kadın<br />

hastalıkları, damar tıkanıkları, bronşiektaziler;<br />

içme - banyo kompoze kürleri<br />

karaciğer, safra yolları, hafif diabet,<br />

kriz devrelerinin dışında gut hastalığı,<br />

kanda fazla miktarda yağ birikintileri<br />

görülen şişmanlıklarda etkili.<br />

ARMUTLU TERMAL TURİZM MERKEZİ<br />

Bursa ili, Armutlu ilçesinin kuzeyinde<br />

ve Armutlu Belediyesi mücavir sahası<br />

içinde yer alan termal, il merkezine 2<br />

km. uzaklıkta konumlanmış. 57 derece<br />

su sıcaklığı, 6,2 - 6,5 PH değeri ve sülfatlı,<br />

bikarbonatlı, klorürlü, kalsiyumlu,<br />

sodyumlu ve karbondioksitli bileşimi ile<br />

ziyaretçilerini ağırlayan merkez, içme<br />

ve banyo kürleri için son derece uygun.<br />

Romatizma, kalp ve kan dolaşımı,<br />

kadın, sinir ve kas yorgunluğu, sinirsel<br />

rahatsızlıklar, beslenme bozukluğu gibi<br />

hastalıklara olumlu etki yapıyor.<br />

KESTANBOL TERMAL TURİZM<br />

MERKEZİ<br />

Çanakkale iline bağlı Ezine ilçesinde<br />

bulunan termal, 67°C Ana Kaynak,<br />

47°C İkinci Kaynak, 68°C Çamur Suyu,<br />

31°C Hamam Kaynağı ve 21°C Göz<br />

Suyu Kaynağı sıcaklığı ile dikkat çekiyor.<br />

Banyo, çamur banyosu, inhalasyon<br />

ve serpinti kürleri şeklinde yararlanılabilen<br />

merkez, iltihaplı kadın hastalıkları,<br />

romatizma, siyatik, kireçlenme, bazı<br />

kemik tüberkülozları, küçük çocuk-<br />

Kütahya Termal<br />

lardaki lenf bezleri şişkinlikleri, üst<br />

teneffüs yollarının spazmodik astmatiform<br />

sendromları ve serpinti (serosol)<br />

tarzında ve antibiyotikler yaparak üst<br />

teneffüs yolları ve akciğer hastalıklarında<br />

etkili.<br />

PAMUKKALE TERMAL TURİZM<br />

MERKEZİ<br />

Denizli şehir merkezine 20 km. uzaklıkta<br />

Hierapolis harabelerinin yanında<br />

yer alan termal, hipotonik bir maden<br />

suyudur. Bikarbonat, sülfat, kalsiyum<br />

ve karbondioksit içeren suyu içme ve<br />

banyo kürleri için son derece uygun.<br />

İçme kürleri sindirim sistemi, özellikle<br />

mide, bağırsak, karaciğer, safra yolları<br />

fonksiyon bozuklukları, hipostenik<br />

dispepsiler, safra pigmentlerinden<br />

stazları, safra kesesi ve safra yollarının<br />

kronik iltihapları, taşları, şişmanlık,<br />

diabet, gut; banyo kürleri dolaşım<br />

sistemine ait hastalıklar, kalp, beyin<br />

ve etraf atar damarlardaki iskemik<br />

sendromlar, damar sertliği, tansiyon<br />

değişimi, bronşiyal astım vakaları,<br />

osteoartroz sınıfına giren ve bilhassa<br />

alt ekstremitlerde yerleşen romatizmal<br />

sendromlar, akut devresini geçirmiş ve<br />

stabilize durumdaki artritis sendromlarında<br />

etkili.<br />

ÇERMİK TERMAL TURİZM MERKEZİ<br />

Diyarbakır-Çermik ilçe merkezinin<br />

doğusunda yer alan merkez, 48 derece<br />

su sıcaklığı ve 6,3 PH değeri ile özel bir<br />

tesis. Bikarbonatlı, klorürlü, karbondioksitli,<br />

hidrojen sülfürlü ve kısmen<br />

radyoaktif bir bileşime sahip olan suyu,<br />

içme ve banyo kürleri için kullanılabiliyor.<br />

Romatizma, deri, solunum yolu,<br />

kadın, eklem ve kireçlenme gibi hastalıklara<br />

olumlu etki yapıyor.<br />

PASİNLER TERMAL TURİZM MERKEZİ<br />

Pasinler ilçe merkezinde ve Erzurum-<br />

Tahran uluslararası geçiş yolu üzerinde<br />

yer alıyor.<br />

39 derece ile 45 derece arasında<br />

su sıcaklığına sahip olan merkez,<br />

bikarbonatlı, klorürlü, sodyumlu,<br />

karbondioksitli, kısmen radyoaktif bir<br />

bileşime sahip. İçme ve banyo kürleri<br />

>>> şeklinde yararlanılabilen termalde,<br />

romatizma, sinir ve kas yorgunluğu,<br />

sinirsel hastalıklar, eklem ve kireçlenme<br />

gibi hastalıkların tedavisine katkı<br />

sağlanıyor.<br />

ŞİFNE ILICA VE İÇMELERİ<br />

İzmir’in Çeşme belediye sınırları<br />

içinde kalan Şifne Ilıca ve İçmeleri,<br />

42°C Ilıca Kaynağı, 19°C Büyük İçme<br />

74


SEYAHAT<br />

Kaynağı ve 25°C Küçük İçme Kaynağı<br />

ile alternatifli bir tesis. Banyo, içme ve<br />

çamur kürleri şeklinde yararlanılabilen<br />

merkez, banyo ve çamur kürleri ile<br />

romatizmal hastalıklar, kadın hastalıkları,<br />

metabolizma bozuklukları<br />

üzerinde etkiliyken, içme kürleri ile de<br />

müshil etkisi yapıyor, karaciğer, safra<br />

kesesi ve pankreasın salgı faaliyetini<br />

hızlandırıyor.<br />

BALÇOVA TERMAL TURİZM MERKEZİ<br />

(Agememnon Termal Tesisleri)<br />

Balçova’nın batısında ve tarihi Agememnon<br />

yerleşmesi içinde yer<br />

alan termal, İzmir Adnan Menderes<br />

Havaalanı’na 25 km., şehir merkezine<br />

ise 8 km. uzaklıkta bulunuyor. Kaynak<br />

ve kuyu sularının sıcaklığı 45°C ile<br />

140°C arasında değişiyor. Tesisin suyu<br />

klorürlü, bikarbonatlı, sodyumlu, kalsiyumlu<br />

termal su olup ayrıca 112.46<br />

mg/l. karbondioksit, 4.52 mg/l. florür<br />

içeriyor. Fiziksel sınıflandırmaya göre<br />

Hipertermal (62 °C), Hipotonik termal<br />

sudur. Romatizmal hastalıklar, sindirim<br />

sistemi, göz hastalıkları, metabolizma<br />

bozuklukları, karaciğer-safra kesesi<br />

hastalıkları, dolaşım ve kalp hastalıkları,<br />

sinir sistemi hastalıkları merkezin<br />

tedavisine destek verdiği hastalıklar.<br />

ÇEŞME TERMAL TURİZM MERKEZİ<br />

İzmir ilinin batısında, Çeşme ilçesi<br />

sınırları içinde yer alan termal tesis,<br />

İzmir şehir merkezine 60 km. uzaklıktadır.<br />

55°C su sıcaklığı ve 6,58 PH<br />

değerine sahip su, hipertermal, hipotonik<br />

bir maden suyudur. Klorür, sodyum<br />

ve magnezyum açısından zengin olan<br />

sudan banyo şeklinde yararlanılıyor.<br />

KARAHAYİT TERMAL TURİZM<br />

MERKEZİ<br />

Denizli ilinin kuzeyindeki Karahayit<br />

köyünde bulunan tesis 42°C ile 56°C<br />

arasından su sıcaklığına sahip. Hipertermal,<br />

hipotonik bir maden suyu olan<br />

Karahayit, sülfat, bikarbonat, kalsiyum<br />

ve karbondioksit özellikli bir su. İçme<br />

ve banyo kürleri şeklinde yararlanılan<br />

merkez, Pamukkale kaplıcasının suları<br />

ile aynı etkileri gösteriyor. İçme kürleri<br />

sindirim sistemi, özellikle mide, bağırsak,<br />

karaciğer, safra yolları fonksiyon<br />

bozuklukları, hipostenik dispepsiler,<br />

safra pigmentlerinden stazları, safra<br />

kesesi ve safra yollarının kronik iltihapları,<br />

taşları şişmanlık, diabet, gut;<br />

banyo kürleri ise dolaşım sistemine ait<br />

hastalıklar, kalp, beyin ve etraf atar damarlardaki<br />

iskemik sendromlar, damar<br />

sertliği, tansiyon değişimi, bronşiyal<br />

astım vakaları, osteoartroz sınıfına<br />

giren ve bilhassa alt ekstremitlerde<br />

yerleşen romatizmal sendromlar, akut<br />

devresini geçirmiş ve stabilize durumdaki<br />

artritis sendromlarında etkili.<br />

Terme Termal Turizm Merkezi<br />

Kırşehir belediye sınırları içerisinde<br />

yer alan Terme Termal Turizm Merkezi,<br />

40 °C ile 56 °C arasında su sıcaklığına<br />

sahip. Bikarbonatlı, klorürlü, kalsiyumlu,<br />

sodyumlu, sarbondioksitli, florürlü<br />

bir bileşimi olan suyundan içme ve<br />

banyo kürleri şeklinde yararlanılabiliyor.<br />

Romatizma, kalp ve kan dolaşımı,<br />

kadın, sinir ve kas yorgunluğu, sinirsel<br />

hastalıklar, ameliyat sonrası rahatsızlıklar<br />

ile eklem ve kireçlenme gibi<br />

hastalıklara olumlu etki yapıyor.<br />

ILGIN TERMAL TURİZM MERKEZİ<br />

Ilgın kentinin doğusunda ve belediye<br />

sınırları içinde yer alıyor. Konya şehir<br />

merkezine 88 km. uzaklıkta bulunan<br />

merkez, Ilgın-Akşehir yolunun 2.<br />

kilometresinde konumlanmış. 42°C<br />

Lidya Sardes Termal<br />

su sıcaklığına 7.0 PH değerine sahip<br />

merkez, hipertermal, hipotonik ve<br />

radyoaktif bir maden suyu. Bikarbonat,<br />

kalsiyum, sodyum, karbondioksit<br />

bileşenler içeriyor ve içme, banyo ve<br />

inhalasyon kürleri yapılıyor. Kombine<br />

uygulamalar romatizmal sendromlar,<br />

karaciğer, safra yolları, metabolizma<br />

hastalıklarında etkilidir.<br />

HARLEK (ILICAKÖY) TERMAL TURİZM<br />

MERKEZİ<br />

Kütahya-Eskişehir yolu üzerinde Kütahya<br />

belediyesi sınırları içinde yer alan<br />

Harlek (Ilıcaköy) Termal Turizm Merkezi,<br />

Kütahya şehir merkezine 27 km.<br />

uzaklıkta bulunuyor. 25,2°C ile 43°C<br />

arasında sıcaklığa sahip merkez, termal,<br />

hipotonik, oligometalik özelliklere<br />

sahip ve bikarbonat, sülfat, kalsiyum,<br />

magnezyum açısından oldukça zengin.<br />

İçme ve banyo kürleri şeklinde yararlanılabilen<br />

tesis, romatizmal hastalıklar,<br />

karaciğer, safra yolları ve cilt üzerinde<br />

etkili. Metabolizma hastalıklarında kan<br />

seviyesinde birikmiş bazı maddeleri ise<br />

temizleyebiliyor.<br />

75


SAKARYASPOR<br />

MURAT DAĞI TERMAL TURİZM<br />

MERKEZİ<br />

Murat Dağı’nın kuzey yamaçlarında<br />

1700 m. yükseklikte orman arazisi<br />

içerisinde bulunan merkez, Gediz<br />

ilçe merkezine 27 km. uzaklıkta yer<br />

alıyor. 40 derece ile 42 derece arasında<br />

sıcaklığa sahip olan suyu, sülfatlı,<br />

kalsiyumlu, magnezyumlu, bromürlü<br />

ve radyoaktif bir bileşime sahip.<br />

İçme ve banyo kürleri ile ünlü olan<br />

merkez, romatizma, deri, kadın, sinir<br />

ve kas yorgunluğu, sinirsel hastalıklar,<br />

eklem ve kireçlenme, beslenme bozukluğu<br />

gibi hastalıkların tedavisinde<br />

başarılı sonuçlar alıyor.<br />

KURŞUNLU KAPLICASI<br />

Manisa Salihli belediye sınırları içerisinde<br />

yer alan Kurşunlu Kaplıcası,<br />

Salihli ilçe merkezine 6 km. uzaklıkta<br />

yer alıyor. Suyunun ısısı 52 derece olan<br />

kaplıca, bikarbonatlı, sülfatlı, kalsiyumlu,<br />

kükürtlü-hidrojenli, karbondioksitli<br />

bir bileşime sahip. İçme ve banyo<br />

kürleri şeklinde yararlanılabilecek<br />

olan merkez, romatizma, deri solunum<br />

yolu, kadın, sinirsel hastalıklar, ameliyat<br />

sonrası, eklem ve kireçlenme gibi<br />

hastalıklara iyi geliyor.<br />

MUĞLA SULTANİYE TERMAL TURİZM<br />

MERKEZİ<br />

Köyceğiz Gölü’nün batı sahilinde ve<br />

Ölemez Dağı’nın eteklerinde konumlanan<br />

Sultaniye Kaplıcaları Köyceğiz’e<br />

20 km., Dalyan köyüne 4 km. uzaklıkta.<br />

Türkiye’nin en yüksek (98.3) radyoaktif<br />

kaplıcası olan Sultaniye Kaplıcası, Endonezya’daki<br />

kaplıcadan sonra dünyada<br />

ikinci sırada yer alıyor. Ilıca suyunun<br />

bel ağrısı, romatizma, siyatik, nefrit,<br />

lumbago, nevtalfi, ruhi yorgunluklar,<br />

cilt ve kadın hastalıkları tedavisinde etkili<br />

olduğu söyleniyor. Kalsiyum klorür,<br />

kalsiyum sülfat, kalsiyum sülfürür ve<br />

radon açısından zengin.<br />

39 derece sıcaklıktaki şifalı sudan<br />

yararlanabilmek için, 21 günlük tedavi<br />

süresince ilk girişte 10 dakikadan başlamak<br />

üzere günde iki kez banyo almak<br />

gerekiyor.<br />

KOZAKLI TERMAL TURİZM MERKEZİ<br />

Nevşehir Kozaklı belediye sınırları<br />

içinde bulunan ve Kayseri-Ankara ana<br />

yoluna 24 km. uzaklıkta yer alan Kozaklı<br />

Termal Turizm Merkezi, 27 derece<br />

ile 93 derece arasında su sıcaklığına<br />

sahip. Klorürlü, sülfatlı, bikarbonatlı,<br />

sodyumlu, kalsiyumlu ve radyoaktif<br />

bir bileşime sahip sudan içme ve<br />

banyo kürleri şeklinde yararlanılıyor.<br />

Romatizma, deri, kalp ve kan dolaşımı,<br />

solunum yolları, kadın, sinir ve<br />

kas yorgunluğu, sinirsel hastalıklar,<br />

eklem ve kireçlenme, ameliyat sonrası<br />

rahatsızlıklar gibi hastalıklara olumlu<br />

etki yapıyor.<br />

AYDER TERMAL TURİZM MERKEZİ<br />

Çamlıhemşin ilçe merkezine yaklaşık<br />

18 km. uzaklıkta bulunan Ayder Termal<br />

Turizm Merkezi, sodyum, sülfat,<br />

kükürtlü ve radyoaktif birleşime sahip<br />

suları ile ilgi çekiyor. 46 derece su<br />

sıcaklığı olan merkezde banyo kürleri<br />

yapılıyor. Romatizma, deri, kalp ve kan<br />

dolaşımı, solunum yolları, kadın, sinir<br />

ve kas yorgunluğu gibi hastalıklarda<br />

olumlu etki yapıyor.<br />

LADİK TERMAL TURİZM MERKEZİ<br />

Ladik “Hamamayağı” ya da “Hıllaz”<br />

kaplıcası Samsun-Ankara yolunun<br />

doğusunda konumlanmış. Samsun il<br />

merkezine 60 km. uzaklıkta yer alan<br />

76


SEYAHAT<br />

merkez, içme ve banyo kürleri ile ünlü.<br />

38 derece su sıcaklığı olan ve bikarbonatlı,<br />

kalsiyumlu, magnezyumlu ve<br />

kısmen radyoaktif bir bileşime sahip<br />

olan Ladik Termal Turizm Merkezi,<br />

romatizma, sinir ve kas yorgunluğu,<br />

eklem ve kireçlenme, sinirsel hastalıklar,<br />

ameliyat sonrası yorgunluklar gibi<br />

hastalıklara olumlu etki yapıyor.<br />

Billoris Termal Turizm Merkezi<br />

Siirt’in güneyinde Botan çayı kenarında<br />

bulunan Billoris Termal Turizm Merkezi,<br />

33 derece ile 36 derece arasında<br />

değişen su sıcaklığına sahip. Siirt il<br />

merkezine 17 km uzaklıkta yer alan<br />

merkezin suyu, klorürlü, sülfatlı, bikarbonatlı,<br />

sodyumlu, hidrojen-sülfürlü,<br />

kalsiyumlu bir bileşime sahip. İçme ve<br />

banyo kürleri olan Billoris’te romatizma,<br />

deri, solunum yolları, kadın, sinir<br />

ve kas yorgunluğu, sinirsel hastalıklar,<br />

eklem ve kireçlenme, ameliyat sonrası<br />

rahatsızlıklar gibi hastalıkların tedavisi<br />

yapılıyor.<br />

YALOVA TERMAL TURİZM MERKEZİ<br />

Marmara Bölgesinde, Yalova ilinin<br />

batısında, ormanlık bir boğaz içinde<br />

yer alan Yalova Termal Turizm Merkezi,<br />

şehir merkezine 11 km uzaklıkta bulunuyor.<br />

Hipertemal, hipotonik bir maden<br />

suyu olan merkez, sülfat, sodyum ve<br />

kalsiyum açısından zengin bir suya<br />

sahip. Su ısısı 55-60 derece arasında<br />

yer alan termal tesisten, banyo ve içme<br />

kürü şeklinde yararlanılabilir.<br />

Banyo kürleri romatizmal hastalıklar<br />

başta olmak üzere, hareket sisteminin<br />

ağrılı hastalıkları, ameliyat geçirmiş<br />

ağrılı batın hastalıkları, kronik iltihaplı<br />

ve ağrılı kadın hastalıkları, bacaklardaki<br />

bazı damar tıkanıkları, içme ve<br />

banyo kürleri ise diabet, gut, şişmanlık<br />

gibi metabolizma hastalıkları, kanda<br />

biriken kolesterin, lipid gibi yağ cisimlerinin<br />

temizlenmesi ve asit ürik birikiminin<br />

idrar yoluyla itrahinda etkilidir.<br />

SARIKAYA TERMAL TURİZM MERKEZİ<br />

Yozgat’ın Sarıkaya ilçe merkezinde<br />

bulunan termalde su sıcaklığı 44 ile<br />

47 derece arasında. Klorürlü, bikarbonatlı,<br />

sodyumlu, demirli, kalsiyumlu<br />

radyoaktif bir bileşime sahip olan termalin<br />

suyu, romatizma, deri, solunum<br />

yolları, kadın, sinir ve kas yorgunluğu,<br />

sinirsel hastalıklar, eklem ve kireçlenme,<br />

ameliyat sonrası rahatsızlıklar gibi<br />

hastalıklara olumlu etki yapıyor.<br />

Pasinler Kaplıcaları<br />

77


SAKARYASPOR<br />

ȘUBAT’TAN<br />

BU YANA...<br />

78


79


SAKARYASPOR<br />

TARAFTAR KÖȘESİ<br />

#BenimİçinSakaryaspor<br />

80


81


SAKARYASPOR<br />

DÜNYADA<br />

GÖRÜLMESİ<br />

GEREKEN YERLER<br />

HAYATINIZ BOYUNCA SEYAHAT ETMİȘ BİRİ OLABİLİRSİNİZ AMA<br />

PASAPORTUNUZDA BU ÜLKELER VE SEYAHAT ROTANIZDA BU<br />

MUHTEȘEM YERLER YOKSA HİÇBİR ANLAMI OLMAYABİLİR.<br />

ABU SİMBEL - MISIR<br />

Eski Mısır firavunlarından Ramses II<br />

(M.Ö. 1301-1235) devrine ait en önemli<br />

eser olan Abu Simbel Tapınakları; Nil<br />

Nehri kıyısında, Nübya Çölü kenarındaki<br />

Abu Simbel Dağı’nın kayaları oyularak<br />

yapılmış biri büyük, diğeri daha<br />

küçük olan yeraltı tapınaklarıdır.<br />

Abu Simbel, Mısır<br />

ANGEL ŞELALESİ - VENEZUELA<br />

Angel Şelalesi 979 metrelik bir kanyonda,<br />

807 metreden dökülmeye başlıyor.<br />

Venezuella’da bulunan şelale, Churun<br />

nehrinin kuzey dalına akıyor.<br />

ANGKOR WAT - KAMBOÇYA<br />

Guiness Rekorlar Kitabı’na göre dünyadaki<br />

en büyük dini yapı. 12 yüzyılın<br />

başlarında Kral II. Suryavarman için<br />

tapınak ve başkent olarak inşa edildi.<br />

Buradaki en büyük ve en iyi korunmuş<br />

tapınak, kuruluşundan beri önce Hindu,<br />

sonra Budist olarak hizmet verdi. Tapınak,<br />

klasik Khmer mimarisinin en somut<br />

örneği ve Kamboçya’nın sembolü.<br />

Ülkenin en önde gelen turistik cazibe<br />

merkezi olan Angkor Wat’ın yapısı,<br />

Hindu mitolojisindeki tanrıların evi olan<br />

Meru Dağı’nı çağrıştırmak üzere planlanmış.<br />

Bir hendeğin etrafındaki 3.6<br />

kilometrelik bir dış duvarın içinde, her<br />

biri diğerinin üzerinde inşa edilmiş üç<br />

dikdörtgen galeri bulunuyor. Tapınağın<br />

tam merkezinde her biri dikdörtgenin<br />

birer köşesine, bir adedi de tam ortaya<br />

gelecek şekilde yerleştirilen beş kule<br />

var.<br />

Angkor Wat, Kamboçya<br />

82


SEYAHAT<br />

Büyük Mercan Resifi, Avustralya<br />

BÜYÜK MERCAN RESİFİ -<br />

AVUSTRALYA<br />

Dünyanın en büyük mercan kayalığı<br />

bölgesi ve dünyadaki yedi büyük doğal<br />

manzaradan biri. Büyük Set Resifi, aynı<br />

zamanda “şeffaf ve temiz su altı ülkesi”<br />

olarak da adlandırılıyor. Farklı aşamalardaki<br />

üç bin mercan kayalığı, mercan<br />

adası, alüvyon ve lagünlerden oluşuyor.<br />

Dünyanın en güzel ve en büyük mercan<br />

topluluğu olan ve zincir şeklinde sıralanan<br />

Büyük Set Resifi’nin yüzölçümü 207<br />

bin kilometrekare.<br />

CHİCHEN İTZA - MEKSİKA<br />

MS 10. yüzyıla kadar Chichen Itza<br />

önemli bir Maya bölgesiydi. Daha<br />

sonraki bir dönemde Maya Uygarlığı<br />

düşüşe geçtiğinde, Toltek savaşçıları<br />

kontrolü ele alıp Chichen Itza’yı kendi<br />

başkentleri Tula’dan daha iyi bir yer haline<br />

getirdi. Chichen Itza’daki kalıntılar<br />

ne tamamen Mayalara, ne de Tolteklere<br />

ait; her iki kültürün fikir ve motiflerinin<br />

bir sentezidir. Burasının hükümdartanrı<br />

Topiltzin Quetzalcoatl’ın (Maya<br />

dilinde adı Kukulcan) yeni başkenti olduğu<br />

sanılıyor. Mekanın en dikkat çeken<br />

binası ona adanan piramit tapınak El<br />

Castillo (Kale). 9 katlı ve dört tarafından<br />

91 basamak yükselen piramit, daha<br />

eski bir piramidin üzerine inşa edilmişti.<br />

El Castillo’nun boyutları ve tasarımı<br />

muhteşem. Yılın günleri ve ayları basamakların<br />

ve terasların sayısıyla temsil<br />

ediliyor. 52 heykelli levha, 52 yıllık<br />

Maya zamanını anlatıyor. Merdivenleri<br />

kuzeye, güneye, doğuya ve batıya dönük<br />

binanın özenli düzenlenişi, ilkbahar ve<br />

sonbahar gündönümlerinde etkileyici<br />

bir portre çiziyor: Güneşin açısıyla<br />

oluşan gölgeler, merdivenin alt ve üst<br />

kısımlarında başı ve kuyruğu olan yılan<br />

kralın yeniden canlanışını ve tapınağın<br />

üstüne doğru tırmanışını anlatıyor.<br />

Angel Şelalesi, Venezuela<br />

83


SAKARYASPOR<br />

Chichen Itza’da, belki de Orta<br />

Amerika’nın en iyi top sahası yer alıyor.<br />

83 metre uzunluğunda, 8.2 metre<br />

yüksekliğinde ve birbirinden 27 metre<br />

uzaklıkta paralel iki duvarı var. Tapınaklar,<br />

sahanın iki ucunda yer alıyor.<br />

Oyunun dini anlamı bilinmiyor. Başı<br />

kesilmiş oyuncuları resmeden duvarlardaki<br />

rölyefler, oyunların ölümüne<br />

oynandığına işaret ediyor. Aztek zamanlarından<br />

kalma bir bulguya göre, topu<br />

duvarlardaki taş halkalardan geçiren<br />

oyunu kazanıyordu. Ödülü ise, izleyicilerin<br />

giysileriydi.<br />

ÇİN SEDDİ - ÇİN<br />

7 Temmuz 2007 tarihinde, Dünyanın<br />

Yeni Yedi Harikası’ndan biri olarak<br />

seçildi. Çin’in kuzeybatısı boyunca<br />

uzanıyor. Dünyanın en uzun savunma<br />

duvarı. Kalıntıları Po Hay körfezinde<br />

deniz kıyısında başlıyor, Pekin’in kuzeyinden<br />

geçerek batıya yöneliyor, Huang-<br />

Ho nehrini ikiye bölerek güneybatıya<br />

uzanıyor ve Gobi Çölü’nün güneyinden<br />

batıya yönelerek devam ediyor. Çin<br />

Seddi’nin temeli 20’den fazla ayrı ayrı<br />

krallık tarafından atıldı. Chu, Qi, Yan,<br />

Wei, Han, Zhao, Qin Krallıkları birbirinden<br />

korumak için sınırlarında ilk setler<br />

inşa ettiler. Qin, Zhao, Yan kralıkları<br />

Chichen Itza<br />

ise XiongNu, DongHu, LinHu, LouFaın<br />

saldırılarını durdurmak ve ülkenin<br />

kuzey sınırlarını koruma amacıyla da<br />

inşa ettiler. Çin’in ilk imparatoru Qin Shi<br />

Huanga, burayı boydan boya aşılmaz<br />

bir savunma duvarıyla kapatmaya karar<br />

verdi ve daha önceki krallıkların yaptırdığı<br />

duvarları birleştirerek uzattı. M.Ö.3.<br />

yüzyıldan M.S.17. yüzyıla kadar Çinliler<br />

seddi uzatmaya devam ettiler. Seddin<br />

yıkılmış olan kısımlarıyla birlikte uzunluğu<br />

6 bin kilometreyi buluyor. Bugün<br />

ayakta duran kısım Ming Hanedanı<br />

devrinden kalan 2 bin 500 kilometrelik<br />

set. Duvarın yüksekliği 4-6 metre, taban<br />

kalınlığı 7 metre ve üst kalınlığı ise<br />

6 metre civarında. Kalın olan yerlerin<br />

üzerinde atlar ve arabalar gidebiliyor.<br />

Kalın duvarlar boyunca siperlik ve okçu<br />

delikleri var. 200 metrede bir gözetleme<br />

kulesi veya kale ve 9 kilometrede bir<br />

fener kulesi mevcut. Duvar üzerinde<br />

saray ve tapınaklara da rastlamak<br />

mümkün.<br />

EYFEL KULESİ - PARİS<br />

Fransa ‘nın sembolüdür. Yılda 6 milyon<br />

turist ziyaret ediyor. Eyfel Kulesi 1887<br />

ile 1889 yılları arasında Gustave Eiffel’in<br />

firması tarafından, Fransız Devrimi’nin<br />

Çin Seddi<br />

84


SEYAHAT<br />

Eyfel Kulesi, Paris<br />

100. yıl kutlamaları çerçevesinde inşa<br />

edildi. Aslında kulenin mimarı Gustave<br />

Eiffel değil, İsviçreli Maurice Koechlin’in<br />

siparişi üzerine tasarlayan Stephen<br />

Sauvestre’dir. Kulenin, 7 milyon 739 bin<br />

401 Frank 31 Sent tutan inşaat masrafları,<br />

Gustave Eiffel’in tahminlerinin<br />

1 milyon frank üstünde. 1889 yılındaki<br />

açılış tarihinden önceki 5 ayda 1,9 milyon<br />

kişi ziyaret edince, yıl sonuna kadar<br />

toplam masrafın 3/4’ü çıkartılmıştı.<br />

Böylelikle Eyfel Kulesi, daha başından,<br />

kazanç sağlayan bir şirket görünümüne<br />

bürünmüştü. 3 bin işçi 26 ay boyunca<br />

18 bin 38 adet demir parçayı 2,5 milyon<br />

perçinle bir araya getirdi. Eyfel Kulesi,<br />

dünyanın en güzel mimari yapılarından<br />

biri olarak kabul ediliyor. Parisliler onu<br />

Demir Bayan olarak adlandırıyor. İlk<br />

başlarda Eiffel, Kule’ye sadece 20 yıl<br />

için müsaade almıştı. Dolayısıyla, 1909<br />

yılında kulenin sökülmesi gerekiyordu.<br />

Ancak kule, iletişim için çok uygun<br />

yüksekliğe ulaştığından ve yeni yüzyılda<br />

Atlantik ötesi haberleşmeye imkân<br />

tanıdığından, kalmasına izin verildi.<br />

KOLEZYUM - ROMA<br />

İtalya’nın başkenti Roma’da bulunan<br />

ve Flavianus Amfitiyatro olarak da<br />

bilinmekte olan Kolezyum bir arenadır.<br />

Usta bir komutan olan Vespasianus<br />

tarafından M.Ö. 72 senesinde yapımına<br />

başlandı ve M.S. 80 senesinde Titus<br />

devresinde tamamlandı. Daha ilerideki<br />

değişiklikler Domitian hükümdarlığı<br />

vaktinde yapılmıştır. İmparatorlar burda<br />

Roma halkını eğlendirebilmek amacıyla<br />

ve birazda kendi eğlenceleri için gladyatör<br />

dövüşleri düzenlerdi. Bunlardan<br />

farklı birçok halk gösterileri, taklit<br />

deniz savaşları, hayvan avcılığı, infazlar,<br />

meşhur savaşların yeni baştan canlandırılması,<br />

klasik mitolojiye dayanan<br />

dramalar olurdu.<br />

Kolezyum daha sonrasında barınma<br />

yeri, iş dükkânları, dini kışlalar, istiham,<br />

taş ocağı, hıristiyan türbesi olarak türlü<br />

gayelerle kullanıldı. Esas ismi arena<br />

iken, sonradan, girişteki etkileyici heykelin<br />

ismini aldı. 7 Temmuz 2007 senesinde,<br />

Dünyanın Yeni Yedi Harikası’ndan<br />

biri seçildi.<br />

KREMLİN SARAYI - MOSKOVA<br />

Moskova’daki Kremlin Sarayı, devrim<br />

öncesinde Rus çarlarının ikametgahıydı.<br />

Moskova Irmağı’ndan 40 m yüksekte<br />

Kolezyum, Roma<br />

85


SAKARYASPOR<br />

Machu Picchu, Peru<br />

bulunan Borovitskiy Burnu üzerinde<br />

28 hektarlık bir alana yayılan yapıların<br />

en eskisi Spasna Boru (Ormandaki<br />

Kurtarıcı Aziz) Kilisesi’dir. İlk Kremlin<br />

yerine İtalyan mimari anlayışında yeni<br />

bir saray yapıldı. 1487’de Beklemişhev<br />

Kulesi, 1490’da Borovitskaya Kulesi,<br />

Aziz Nikola ve Aziz Flor kapıları eklendi.<br />

3. İvan döneminde birkaç katedral daha<br />

yapıldı. Dini yapılar Bizans, diğer yapılar<br />

İtalyan etkisi taşırlar. 1527’den sonra<br />

yapılan değişiklikleri Alman, İngiliz ve<br />

Hollanda’lı mimarlar gerçekleştirdi.<br />

Kremlin’in önemli yapılarından olan<br />

Büyük İvan Çan Kulesi’nin yapımına<br />

1505’te başlanıp 1600’de tamamlandı.<br />

Kulede dünyanın en büyük çanı olan<br />

218 ton ağırlığındaki Çar Kolokol (Çanların<br />

Çarı) bulunuyor. 1838-1849 yılları<br />

arasında Bolşoy Kremlyovskiy Dvoryets<br />

(Büyük Saray) inşa edildi. 1932-1934’te<br />

Kremlin Tiyatrosu, 1961’de Kongreler<br />

Sarayı yapıldı. Günümüzde Kremlin,<br />

Rusya’nın bir simgesi durumuna geldi.<br />

Kremlin Sarayı, Moskova<br />

MACHU PİCCHU - PERU<br />

Güney Amerika’nın en çok turist çeken<br />

yerlerinden biri. Günlük 2 bin ziyaret-<br />

86


SEYAHAT<br />

çisi var. 1983 yılında UNESCO tarafından<br />

Dünya Kültür Mirası olarak ilan<br />

edildi. Bu İnka antik şehri, 7 Temmuz<br />

2007 tarihinde Dünyanın Yeni Yedi<br />

Harikası’ndan biri olarak seçildi. And<br />

Dağları’nın bir dağının zirvesinde, 2<br />

bin 360 metre yükseklikte, Urubamba<br />

Vadisi üzerinde kurulu, Peru’nun<br />

Cusco şehrine 88 kilometre mesafede<br />

bulunuyor. Şehir, İnka’lı bir hükümran<br />

olan Pachacutec Yupanqui tarafında<br />

1450 yıllarında inşa ettirildi. 200’den<br />

fazla, merdiven sistemiyle birbirine<br />

bağlı taş yapıdan oluşuyor. Şehir, ismini<br />

bir dağ zirvesinden almış. Şehrin tarım<br />

alanı olarak kullanılan teraslardan<br />

oluşan bölümleri, Eski Zirve (Quechua<br />

dilinde: Machu Picchu) denen dağın<br />

eteklerinde yer alıyor. Şehrin sonunda<br />

ise Genç Zirve (Quechua dilinde: Wayna<br />

Picchu) yükseliyor. İçinde 100’den fazla<br />

insan iskeletinin bulunduğu 50 adetin<br />

üzerinde mezar keşfedilmiş.<br />

Niagara Şelalesi, Kanada<br />

NİAGARA ŞELALESİ - KANADA<br />

Kuzey Amerika’nın doğusunda, ABD<br />

ile Kanada sınırı arasında, Niagara<br />

Nehri’nin üzerinde bulunuyor. 3 büyük<br />

şelaleden oluşuyor. Horseshoe (Atnalı<br />

Şelalesi) bunların en büyükleri. American<br />

Falls ve Bridal Veils Fall diğer iki<br />

küçük şelaleler. Niagara Şelalesi’nden<br />

yarım dakikada 168 bin metreküp su<br />

akıyor. Kuzey Amerika’nın en büyük şelalesi,<br />

10 bin yıl önce Kuzey Kutbu’ndan<br />

gelen buz kütlelerinin yol açtığı çöküntüler<br />

sonucu oluşmuş.<br />

Şelalenin çevresi Niagara Şelaleleri<br />

Parkı ve kardeş şehirler olan Niagara<br />

Falls-Ontario ve Niagara Falls-New<br />

York tarafından doğal koruma altında.<br />

Niagara ismi, yerli dildeki “Onguiaahra”<br />

(düz) kelimesinden geliyor. Şelale çevresinde<br />

yapılabilecek aktiviteler, Niagara<br />

Parkı’ndan büyük şelaleyi ve havaya<br />

uçan suların oluşturduğu gökkuşağını<br />

izlemek, şelalenin altına kadar ilerleyen<br />

bot gezilerine katılmak, ortası sınır<br />

kabul edilen Rainbow köprüsünden<br />

diğer ülkeye geçmek veya gümrüksüz<br />

mağazalardan alışveriş yapmak...<br />

Niagara Şelalesi 1932 yılında tamamen<br />

donarak buz oldu. Dünyanın tek ters<br />

akan şelalesi. Şelalenin suyu taşlara<br />

çarparak geri geliyor.<br />

OPERA BİNASI - AVUSTRALYA<br />

1959’da Sydney’e bir opera binası<br />

yapmak için düzenlenen tasarım<br />

yarışmasına 32 ülkeden 222 kişi katıldı.<br />

87


SAKARYASPOR<br />

Peri Bacaları, Kapadokya<br />

Kazanan neredeyse hiç tanınmayan,<br />

40’lı yaşlarında Hollandalı bir mimar,<br />

Joern Utzon oldu.<br />

Diğer yarışmacıların çoğu gibi binanın<br />

yapılacağı yeri hiç görmeden, fotoğraflara<br />

bakarak çalışmıştı. Tasarımı,<br />

kısmen Sydney’in eşsiz güzellikteki limanında<br />

duran yatların yelkenlerinden,<br />

kısmen de Meksika’da gördüğü Maya<br />

ve Aztek tapınaklarından ilham almıştı.<br />

Opera Binası resmen 20 Ekim 1973’te,<br />

Kraliçe II. Elizabeth tarafından açıldı.<br />

Bina, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana<br />

inşa edilmiş en güzel yapılarından biri<br />

olma iddiasını taşır.<br />

En iyi limanın suları üzerinden görüntü<br />

veren bina, havalanmaya hazır dev bir<br />

kuğuyu andırır.<br />

PERİBACALARI - KAPADOKYA<br />

Günümüzde Türkiye’nin en önemli<br />

turizm merkezlerinden biri olan Kapadokya<br />

her yıl dünyanın her yerinden<br />

gelen yüz binlerce turist tarafından<br />

ziyaret ediliyor.<br />

Kapadokya bölgesi, doğa ve tarihin<br />

dünyada en güzel bütünleştiği yerdir.<br />

Coğrafik olaylar Peribacalarını oluştururken,<br />

tarihi süreçte, insanlar da,<br />

bu peribacalarının içlerine ev, kilise<br />

oymuş, bunları fresklerle süsleyerek,<br />

binlerce yıllık yaslı medeniyetlerin<br />

izlerini günümüze taşımıştır.<br />

Dünyada bir benzeri daha bulunmayan<br />

ve olağanüstü bir doğa mucizesi olan<br />

Kapadokya, orta Anadolu bölgesinde<br />

Aksaray, Nevşehir, Niğde, Kayseri ve<br />

Kırşehir illerinin kapladığı alanın ortak<br />

adıdır. Üst Myosen dönemde Kapadokya<br />

bölgesindeki Erciyes, Hasandağ ve<br />

Güllüdağ’da meydana gelen volkanik<br />

patlamalar sonucunda bölgede volkanik<br />

tüflerden büyük bir plato oluşmuş,<br />

Kızılırmak nehri ve rüzgarın on binlerce<br />

yıl boyunca bu platoyu aşındırmasıyla<br />

bir doğa harikası olan peribacaları<br />

ortaya çıkmıştır.<br />

TAJ MAHAL - HİNDİSTAN<br />

Babür İmparatorluğu’nun 6. hükümdarı<br />

Şah Cihan -Şah-ı Cihan tarafından,<br />

Hindistan’ın Agra şehrinde, Jumna<br />

Nehri’nin kıyısında yaptırılmış.<br />

Efsaneye göre yapımı bittikten sonra,<br />

türbe işçilerinin kolları aynı yapıttan<br />

bir tane daha yapılmaması için kesilmiş.<br />

Bugün Hindistan’ın en fazla turist<br />

çeken bölgesi. Bulunduğu şehrin birçok<br />

noktasından açıkça görülebilen Taj Mahal,<br />

Türk-İslam Mimarisi’nin en önemli<br />

yapıtları arasında yer alıyor. Dünyada<br />

aşk için dikilmiş en büyük ve en güzel<br />

anıt olarak kabul edilen bu türbe, Şah<br />

Cihan’ın büyük bir aşkla sevdiği eşi<br />

Arcümend Banu’nun doğum sırasında<br />

ölümü üzerine, onun hatırasına<br />

yaptırılmış. Agra ilinin dışında Yamuna<br />

Irmağı’nın kıyısında, 305x580 metre<br />

ölçülerinde dikdörtgen avluda yer alan<br />

Tac Mahal, dört cephesinin ortalarında<br />

33 metre yüksekliğindeki taç kapılarıyla<br />

75 metre yüksekliğindeki anıt kubbeyi<br />

çevreliyor. İç mekanı örten 30 metre<br />

yüksekliğindeki alt kubbeyle üst kubbe<br />

arasında türbe mekanı kadar ölü hacim<br />

var. Mümtaz Mahal ve Şah Cihan’in<br />

sandukaları üst katta, kubbenin altında.<br />

Sandukaların bulunduğu yerdeki<br />

kubbede insan ağzından çıkan her ses<br />

7 kez yankılanacak şekilde bir akustiğe<br />

sahip. Şah’ın ve eşinin asıl lahitleri ise,<br />

en alt katta bulunuyor. Taç Mahal’in yüz<br />

binlerce akik, sedef ve firuze gömülü<br />

olan duvarlarında ayrıca 42 zümrüt, 142<br />

yakut, 625 pırlanta ve 50 adet çok iri<br />

inci mevcut.<br />

YASAK ŞEHİR - ÇİN<br />

Pekin’in, görülmesi gereken yerlerinden<br />

bir tanesi de Yasak Şehir denen,<br />

88


SEYAHAT<br />

Taj Mahal, Hindistan<br />

uzun zamanlar Çin İmparatorunun hem<br />

saray, hem devlet, hem de reayanın<br />

yaşadığı bir şehir fonksiyonu icra eden<br />

büyük mekandır. Oryantalistler tarafından<br />

Yasak Şehir olarak isimlendirilen<br />

idari kompleksin Çince karşılığı Evrenin<br />

Merkezindeki Şehir; Zihincheng’dir.<br />

Adı ülkenin merkezindeki şehir demek<br />

oluyor ki, Çin için taşıdığı önemi bir<br />

ölçüde ifade ediyor bu isim. Yasak<br />

Şehrin antik saray olarak fonksiyonu,<br />

bizdeki Topkapı Sarayı’na benzemektedir.<br />

Ama yapı olarak dünyada ikinci bir<br />

benzeri bulunmamaktadır. Yasak Şehir<br />

yaklaşık 720 dönümlük bir alan üzeri<br />

kurulmuştur. 800 bina ve 9999 odadan<br />

oluşmaktadır.<br />

Opera Binası, Avustralya<br />

89


SAKARYASPOR<br />

SAĞLIKLI<br />

BESLENİYOR<br />

MUSUNUZ?<br />

İNSANIN BÜYÜME, GELİȘME, SAĞLIKLI VE ÜRETKEN OLARAK UZUN<br />

SÜRE YAȘAMASI İÇİN GEREKLİ OLAN BESİN ÖĞELERİNİ YETERLİ<br />

MİKTARLARDA ALIP VÜCUDUNDA KULLANMASI OLARAK TANIMLANAN<br />

BESLENME, YAȘAMIMIZIN VAZGEÇİLMEZ BİR PARÇASI.<br />

BU BESİN ÖĞELERİNİN HERHANGİ BİRİ ALINMADIĞINDA VEYA<br />

GEREĞİNDEN AZ YA DA ÇOK ALINDIĞINDA, BÜYÜME VE GELİȘMENİN<br />

ENGELLENDİĞİ VE SAĞLIĞIN BOZULDUĞU BİLİMSEL OLARAK ORTAYA<br />

KONMUȘ BİR GERÇEK. VÜCUDUN BÜYÜME VE GELİȘMESİ, VERİMLİ<br />

ÇALIȘMASI, DIȘ ETKENLERE VE HASTALIKLARA KARȘI DİRENÇLİ<br />

OLABİLMESİ İÇİN SAĞLIĞIN TEMELİNİ OLUȘTURAN YETERLİ VE<br />

DENGELİ BESLENME ÖNEMLİDİR.<br />

YETERLİ VE DENGELİ BESLENME<br />

Vücudun büyümesi, dokuların yenilenmesi<br />

ve çalışması için gerekli olan<br />

besin öğelerinin her birinin yeterli<br />

miktarlarda alınması ve vücutta uygun<br />

şekilde kullanılması “yeterli ve dengeli<br />

beslenme” dir. Besin öğeleri vücudun<br />

gereksinmeleri düzeyinde alınamazsa,<br />

yeterli enerji oluşmadığı ve vücut<br />

dokuları yapılamadığından “yetersiz<br />

beslenme” durumu oluşur. Birey yeterince<br />

yemesine karşın, uygun seçim yapamadığı<br />

ya da yanlış pişirme yöntemi<br />

uyguladığı zaman bu besin öğelerinin<br />

bazılarını alamayabilir. Bu durumda,<br />

o besin öğesinin vücut çalışmasındaki<br />

işlevi yerine getirilemediğinden yine<br />

sağlık bozukluğu oluşur. Bu durum da<br />

“dengesiz beslenmedir”.<br />

BESİN ÖĞELERİ VE VÜCUT ÇALIŞMA-<br />

SINDAKİ ETKİNLİKLERİ<br />

İnsanın gereksinmesi olan ve besinlerin<br />

bileşiminde yer alan 40’ı aşkın besin<br />

öğesi kimyasal yapılarına ve vücut<br />

90


SAĞLIK<br />

çalışmasındaki etkinliklerine göre 6<br />

grupta toplanır.<br />

BUNLAR:<br />

Proteinler, yağlar, karbonhidratlar,<br />

madenler, vitaminler ve sudur.<br />

PROTEİNLER: Proteinler hücrelerin<br />

esas yapısını oluşturur. Belirli hücreler<br />

birleşerek vücuttaki organları<br />

ve dokuları meydana getirir. Protein,<br />

büyüme ve gelişme için en önemli besin<br />

öğesidir. Birçok hücre zamanla ölür ve<br />

yenileri yapılır. Bu nedenle proteinler,<br />

hücrelerin sürekliliği için de önemlidir.<br />

Vücudun savunma sistemlerinin, vücut<br />

çalışmasını düzenleyen enzimlerin, bazı<br />

hormonların da esas yapıları proteindir.<br />

Protein aynı zamanda vücutta enerji<br />

kaynağı olarak da kullanılır. Yetişkin<br />

insan vücudunun ortalama yüzde 16’sı<br />

proteinden oluşur.<br />

YAĞLAR: Yetişkin insan vücudunun<br />

ortalama yüzde 18’i yağdır. Birey harcadığından<br />

çok yediğinde vücudun yağ<br />

oranı artar, harcadığından az yediğinde<br />

ise azalır. Bu nedenle vücut yağı insanın<br />

başlıca enerji deposudur. Enerji kaynağı<br />

olmadığında, vücuttaki yağ deposu<br />

kullanılır. Yağ en çok enerji veren besin<br />

öğesidir. Vitaminlerin bir bölümü vücuda<br />

yağla alınır. Yağ doygunluk hissi verir.<br />

Deri altı yağı vücut ısısını kontrol eder.<br />

KARBONHİDRATLAR: Karbonhidratların<br />

başlıca görevi vücuda enerji sağlamasıdır.<br />

Günlük enerjimizin çoğunu<br />

karbonhidratlardan sağlarız. İnsan<br />

vücudunda karbonhidratlar çok az<br />

miktarda glikojen olarak bulunur. Glikojen<br />

en çok karaciğerde yer alır. Diğer<br />

organlarda ve kaslarda da bir miktar<br />

glikojen bulunur. Kanda glikoz şeklinde<br />

belirli miktarda bulunması, dokulara<br />

sürekli enerji sağlanması bakımından<br />

önemlidir. Yetişkin insan vücudundaki<br />

toplam karbonhidrat miktarı yüzde 1’in<br />

altındadır.<br />

MİNERALLER (MADENLER): Yetişkin<br />

insan vücudunun ortalama yüzde 6’sı<br />

madenlerden oluşur. Madenlerin bir<br />

bölümü iskelet ve dişlerin yapıtaşıdır.<br />

Diğer bir bölümü vücut suyunun dengede<br />

tutulmasını sağlar. Bazı madenler,<br />

vücutta besin öğelerinden enerji<br />

oluşmasında ve zorunlu oksijenin<br />

taşınmasında gereklidir. Bazı madenler<br />

de vücudun çalışmasını düzenleyen<br />

enzimlerin bileşiminde yer alır.<br />

91


SAKARYASPOR<br />

VİTAMİNLER: Vitaminlerin bir bölümü,<br />

besinlerle aldığımız karbonhidrat, yağ<br />

ve proteinden enerji elde edilmesine ve<br />

hücrelerin oluşması ile ilgili biyokimyasal<br />

olayların düzenlenmesine yardımcı<br />

olurlar. Bazı vitaminler, kalsiyum ve<br />

fosfor gibi madenlerin kemik ve dişlere<br />

yerleşmesine yardımcıdır. Bazı vitaminler<br />

de vücut için gerekli bazı besin öğelerinin<br />

bozulmadan işlevini sürdürmesi<br />

ve bazı zararlı maddelerin etkilerinin<br />

azaltılmasında yardımcıdırlar.<br />

SU: Su, besinlerin sindirimi, dokulara<br />

taşınmaları, hücrelerde kullanılmaları<br />

sonucu oluşan zararlı atıkların ve<br />

vücutta oluşan fazla ısının atılması için<br />

gereklidir. Vücuttaki bütün kimyasal<br />

olaylar çözelti içinde oluştuğundan,<br />

vücutta yeterince su bulunması yaşam<br />

için zorunludur. Yetişkin insan vücudunun<br />

ortalama yüzde 59’u sudur. Bebeklerin<br />

vücudunda su oranı yetişkinlerden<br />

daha yüksektir. Bütün besin öğeleri<br />

birlikte alındığında vücut normal<br />

büyüme ve gelişimini, sağlıklı ve güçlü<br />

çalışmasını sürdürür.<br />

GÜNLÜK ALINMASI GEREKEN<br />

BESİNLER<br />

Yeterli ve dengeli beslenmek için<br />

değişik yaş, cinsiyet ve özel durumlardaki<br />

bireylerin enerji ve besin öğeleri<br />

gereksinmeleri farklıdır. Besinlerimiz,<br />

içerdikleri besin öğelerinin türleri ve<br />

miktarları yönünden farklıdır. Bazı<br />

besinler proteinden, bazıları karbonhidrattan<br />

zengindir. Bu nedenle, besinlerimizi,<br />

besleyici değerleri yönünden<br />

4 grup altında toplayabiliriz. Bu grup<br />

içinde yer alan besinler, birbirinin yerini<br />

tutar. Günlük beslenmemizde her gruptan<br />

besin bulunur ve bunların miktarları<br />

gereksinmemize uygun olursa, yeterli<br />

ve dengeli besleniriz:<br />

GRUP 1:<br />

Süt ve sütten yapılan yiyecekler:<br />

Bu grup kalsiyum için en iyi kaynaktır.<br />

Süt, yoğurt, peynir, çökelek, süt ile yapılan<br />

tatlılar bu gruba girer. Bu gruptaki<br />

yiyeceklerin herhangi birinden veya bir<br />

kaçından günde 2 porsiyon yenilmelidir.<br />

En az bir büyük su bardağı süt veya yoğurt,<br />

iki kibrit kutusu büyüklükte peynir,<br />

bir küçük kase muhallebi veya sütlaç<br />

bir porsiyon kabul edilir.<br />

Bu gruptaki yiyecekler özellikle büyümekte<br />

olan çocuklar, gebe ve emzikli<br />

kadınlar ile yaşlılar için önemlidir. Yetişkin<br />

ve normal durumda olan kişilere<br />

92


SAĞLIK<br />

günde iki porsiyon, çocuklar, gebe-emzikli<br />

kadınlar ve yaşlılar 3-4 porsiyon<br />

almalıdır.<br />

GRUP 2: Et, tavuk, balık, yumurta, kuru<br />

nohut, fasulye, mercimek ve bu besinlerden<br />

yapılan ürünler:<br />

Bu gruptaki besinler protein, B vitaminleri<br />

ve demir açısından zengindir. Enerji<br />

de verirler. Herhangi birinden ya da bir<br />

kaçından her gün iki porsiyon yenilmelidir.<br />

Bu grup besinler, öğle ve akşam<br />

birinci yemeği oluşturur. Öğünlerden<br />

birinde kuru baklagil, birinde etli sebze<br />

yemeği yeterlidir. Etin yerine balık veya<br />

tavuk da yenilebilir. Gençler, gebe-emzikli<br />

kadınlar bu gruptan 3 porsiyon<br />

almalıdır.<br />

GRUP 3: Taze sebze ve meyveler:<br />

C vitamini, birçok vitamin ve mineral<br />

gereksinmemizi bu gruptan karşılarız.<br />

Karnabahar, kereviz, patlıcan, enginar,<br />

pancar, kabak, domates, salatalık, biber,<br />

yeşil yapraklı sebze ve otlar, havuç,<br />

her türlü meyveler bu gruba girer. Bu<br />

gruptaki yiyeceklerin herhangi birinden<br />

veya bir kaçının karışımından her gün<br />

5-7 porsiyon yenilmelidir<br />

GRUP 4: Tahıllar ve tahıllardan yapılan<br />

yiyecekler:<br />

Bu grup temel enerji kaynağımızı oluşturur.<br />

Ekmek, makarna, şehriye, pirinç,<br />

bulgur, kuskus, börekler, un ve irmikten<br />

yapılan tatlılar bu gruptandır. Ekmek,<br />

her öğün yediğimiz yiyecektir. Yetişkin<br />

bir kişi için öğünlerde bile 1-2 orta dilim<br />

ekmek yeterlidir. Hareketi fazla olan<br />

kişiler bunun iki üç katını yiyeceği gibi,<br />

daha çok oturarak iş yapan kişilerin bir<br />

porsiyondan fazla yemelerine gerek<br />

yoktur. Hareketli kişiler yaptıkları işin<br />

derecesine göre 2-3 porsiyon yiyebilirler.<br />

Bu gruptan günde 4-6 porsiyon yenilmelidir.<br />

Bu gruplarda belirtilmeyen,<br />

fakat yiyeceklerimize lezzet vermek için<br />

kullandığımız yağlar, şeker, salça ve<br />

baharat vardır. Şeker ve şekerli tatlılar<br />

vücuda sadece enerji sağladığından<br />

bunların fazla tüketilmesi şişmanlığa<br />

neden olur. Beden hareketi çok olan<br />

işçiler ve sporcular her yemekte tatlı<br />

yiyebilirler. Günlük yediğimiz yağların<br />

aşağı yukarı yarısı, yiyeceklerimizin bileşiminden<br />

gelir. Özellikle etle pişirilen<br />

yemeklere ilaveten yağ koymaya gerek<br />

yoktur. Katı ve sıvı yağlardan dengeli bir<br />

şekilde yenmelidir. Günlük bir kişinin<br />

alacağı yağ miktarı 20-30 g. (2-3 silme<br />

yemek kaşığı) kadardır. Bu yağın 1/3’ü<br />

bitkisel sıvı yağlar, 1/3’ü zeytinyağı,<br />

1/3’ü katı yağ olmalıdır.<br />

Besinlerin satın alınması, hazırlanması,<br />

pişirilmesi ve saklanması sırasında<br />

dikkat edilmesi gereken kurallar<br />

Besinlerin hazırlanmaları sırasında<br />

uyulması gereken bazı sağlık ve<br />

temizlik kuralları vardır. Bu kurallara<br />

uyulmaması besin zehirlenmeleri gibi<br />

sonuçlar doğurabilir.<br />

* Sağlam, zedelenmemiş, bozuk<br />

olmayan besinler seçilmeli ve satın<br />

alınmalıdır.<br />

* Besinlerin hazırlanma, saklanma ve<br />

servis edilmeleri sırasında hastalık etmeni<br />

mikroorganizmalar ile kirlenmesi<br />

önlenmelidir.<br />

* Hastalık yapabilecek şüpheli besinler,<br />

özellikle küflenmiş olanlar yenilmemelidir.<br />

* Zehirli mantarları gözle ayırt etmek<br />

mümkün olmadığı için kültür mantarları<br />

dışında mantar tüketilmemelidir.<br />

* Hazırlama, saklama ve servis sırasında<br />

kullanılan araç-gereçlerde mikroorganizmaların<br />

çoğalması önlenmelidir.<br />

*Mutfak ve yemek yenen yerlerin temizliğine<br />

özen gösterilmelidir.<br />

* Çiğ yenecek sebze ve meyveler, pişirilecek<br />

taze sebzeler ve kuru meyveler,<br />

temizlenmiş ve pişmeye hazır tavuk,<br />

balık, parça etler ve yumurta iyice<br />

yıkanmalıdır.<br />

* Sebze ve meyveler toz, topraklarından<br />

ve ilaç kalıntılarından temizlenmesi için<br />

bir müddet su dolu bir kapta bekletildikten<br />

sonra, bol su ile birkaç kez<br />

yıkanmalıdır.<br />

*Herhangi bir haşere ve mikroorganizma<br />

bulaşmasından kuşkulanılırsa, taze<br />

sebzeler 20 dakika tuzlu veya klorlu<br />

suda bekletilmelidir.<br />

93


SAKARYASPOR<br />

* Besinlerin bakteriler tarafından<br />

çıkarılan toksinlerden başka zehirli<br />

maddelerle karışması veya kirlenmesi<br />

önlenmelidir.Özellikle temizlik maddeleri,<br />

DDT gibi haşere öldürücü ilaçlardan<br />

sakınmalıdır.Bu gibi maddeler<br />

besinlerden uzak yerlerde; örneğin depo<br />

olarak kullanılan ayrı oda veya kilerlerde,<br />

etiketlenmiş olarak saklanmalıdır.<br />

* Besinlerin hazırlanması, saklanması,<br />

pişirilmesi, servis için sıcak tutulması,<br />

yeniden ısıtılması sırasında uygulanacak<br />

sıcaklık dereceleri bakterilerin<br />

çoğalmasını önleyecek yeterlilikte<br />

olmalıdır.<br />

* Et, tavuk, balık, süt, yumurta ve<br />

bunlarla hazırlanmış yemekler 16-49<br />

C arasındaki en tehlikeli bölgede, asla<br />

bırakılmamalıdır.<br />

* Besinler oda sıcaklığında bütün gece<br />

boyunca bırakılmamalıdır.<br />

* Toz ve haşerelerden korumak için üzeri<br />

daima kapalı olarak saklanmalıdır.<br />

* Sıcak yemekler en kısa sürede<br />

soğutularak buzdolabına konulmalıdır.<br />

Pişmiş yemekler, oda sıcaklığında kendi<br />

kendine soğutulmaya bırakılmamalıdır.<br />

* Çabuk bozulan et, tavuk, balık, süt,<br />

yumurta gibi besinlerin dükkanlarda<br />

güneşten uzak ve buzdolabında saklanmaları<br />

gerekir. Satın alındıktan sonra<br />

yine bekletilmeden hemen buzdolabına<br />

konulmalıdır.<br />

* Dondurulmuş besinler, buzdolabının<br />

alt raflarında bekletilerek çözdürülmelidir.<br />

Çözülme işi oda sıcaklığında,<br />

radyatör üzerinde ve altında, hafif ateşte<br />

veya güneşli yerde yapılmamalıdır.<br />

* Çözülmüş besinler bekletilmeden<br />

pişirilmelidir.<br />

* Etler, birer yemeklik miktarlarda, yassı<br />

bir şekilde paketlenmiş olarak dondurulmalıdır.<br />

* Kırık, çatlak ve kirli yumurtalar satın<br />

alınmamalıdır.<br />

* Kıyma ve organ etleri kısa sürede<br />

tüketilmelidir.<br />

* Süt ve sütlü besinler, krema, deniz<br />

ürünleri, soğuk etler, ordövrler, kanepeler,<br />

sosis, salam, yumurta ve yumurtalı<br />

besinler, kremalı pasta ve tatlılar, kıyma<br />

kullanılmış besinler, sandviçler devamlı<br />

olarak buzdolabında (+50C’nin altında)<br />

saklanmalıdır.<br />

* Ekmek, çörek, kurabiye yapmak için<br />

hamurun mayalandırılması besleyici<br />

değerini artırır.<br />

* Ekmek ince dilimlenip kızartılırsa<br />

besleyici değeri azalır.<br />

* Tarhananın besleyici değeri yüksektir.<br />

Pişirirken içine pişmiş nohut, mercimek,<br />

havuç eklenmesi değerini daha<br />

da artırır. Tarhana yapılırken güneşte<br />

kurutulursa, süt ve yoğurt aydınlık yerde<br />

bekletilirse vitamin B2, vitamin B6 ve<br />

folik asit değerleri azalır.<br />

* Yumurta, süt, yoğurt, peynir ve tahinle<br />

yapılan tatlıların besleyici değerleri,<br />

sadece un, yağ, şeker kullanılarak yapılanlardan<br />

daha fazladır. Şeker yerine<br />

pekmez kullanılması besleyici değerini<br />

daha da artırır.<br />

* Sütlü tatlı yaparken şeker önceden<br />

konur ve birlikte pişirilirse veya fırında<br />

yüksek sıcaklıkta pişirilirse, protein değeri<br />

azalır. Pastörize veya sterilize uzun<br />

ömürlü sütleri kullanın.<br />

* Kuru fasulye, nohut, mercimek gibi<br />

besinler iyi pişirildiğinde sindirimi kolaylaşır<br />

ve protein değeri artar.<br />

* Yumurta çiğ yenirse ya da sarısının etrafı<br />

yeşillenecek kadar hızlı ateşte, uzun<br />

süre pişirilirse, besleyici değeri azalır.<br />

* Sebzelerden yapılan salatalara limon<br />

veya sirke eklenir, bekletilirse A ve C<br />

vitamini değeri azalır.<br />

* Sebzeler doğrandıktan sonra bekletilirse,<br />

haşlama ve pişirme suları atılırsa<br />

vitamin ve mineralleri azalır.<br />

* Meyveler kesildikten ya da suyu<br />

sıkıldıktan sonra bekletilirse C vitamini<br />

değeri azalır. Hatta sıkılmış meyve suları<br />

buzdolabında bekletilse bile vitamin<br />

değeri azalır.<br />

* Yağ yakıldıktan sonra yemeğe konursa,<br />

sağlığa zararlı duruma gelir.<br />

* Yoğurdun yeşilimsi suyu atılırsa vitamin<br />

değeri azalır. Yine, yoğurt torbaya<br />

konup süzülür, süzülen suyu atılırsa<br />

vitamin kaybı olur.<br />

* Ambalajlanmış ürünleri alırken mutlaka<br />

etiket bilgilerini okuyunuz.<br />

* Ambalajlanmış ürünlerde özellikle<br />

son kullanma tarihlerine dikkat ediniz.<br />

Son kullanma tarihi geçmiş ürünleri<br />

satın almayınız.<br />

* Üzerinde etiketi olmayan, ambalajı<br />

bozulmuş ve kapağı bombeleşmiş olan<br />

konserveler sağlık için son derece<br />

zararlıdır.<br />

94


SAĞLIK<br />

SAĞLIKLI<br />

BESLENMEDE<br />

ADIM<br />

1 Günlük tükettiğiniz besinlerin<br />

çeşitli olmasına özen gösterin. Bu<br />

besinlerin çoğunluğunu hayvansal<br />

gıdalar yerine bitkisel gıdalardan seçin.<br />

*Besinlerden en iyi şekilde yararlanabilmeniz<br />

için, mevcut olan çeşitli besinleri<br />

bir arada tüketmeye özen gösterin.<br />

*Günde sabah, öğle ve akşam olarak<br />

3 öğün beslenin. Kahvaltı günün en<br />

önemli öğünüdür, öğün atlamayın ve<br />

düzenli beslenin.<br />

*Daha çok doğal ve taze besinleri tercih<br />

edin.<br />

2 Günlük beslenmenizde ekmek ve<br />

tahıl grubu besinlerin (bulgur, mısır,<br />

pirinç, makarna v.b.) bulunmasına özen<br />

gösterin.<br />

*Günlük enerji gereksiniminin en az<br />

yüzde 55’i karbonhidratlardan sağlanmalıdır.<br />

Yeterli miktarda karbonhidrat<br />

(kompleks karbonhidratlar) ve posa<br />

içeren besinler tüketin.<br />

3 Her gün birkaç kez çeşitli taze<br />

sebze ve meyve yiyin (günde 5-7<br />

porsiyon).<br />

*Sebze ve meyveler; vitamin-mineral ve<br />

posa gereksinimini karşılar. Posa özellikle<br />

bağırsak hareketlerini düzenler,<br />

kan şekeri ve kolesterol düzeylerinin<br />

düşmesine yardımcı olur.<br />

*Her öğünde mutlaka taze sebze ve<br />

meyve yiyin.<br />

95


SAKARYASPOR<br />

SAĞLIK<br />

4 Her gün orta düzeyde fiziksel<br />

aktivite yaparak vücut ağırlığınızı<br />

tavsiye edilen sınırlarda tutun. (Beden<br />

Kitle İndeksi 20-25 olmalıdır).<br />

*Besinlerle aldığınız enerji miktarı ile<br />

harcadığınız enerji miktarını dengeleyerek<br />

vücut ağırlığınızı koruyabilirsiniz.<br />

Vücut ağırlığınızın boyunuza uygun<br />

olmasına dikkat edin.<br />

*Yeterli ve dengeli beslenmeyle birlikte<br />

düzenli olarak yapılan fiziksel aktivite,<br />

kalp ve solunum fonksiyonlarını düzenler,<br />

osteoporozu önler ve bireylerin<br />

sağlıklı kalmasına yardımcı olur.<br />

*Her gün düzenli olarak yürüyüş yapın.<br />

6 Yağlı et ve et ürünleri (sucuk,<br />

salam, sosis vb.) yerine balık, tavuk,<br />

hindi eti veya kuru fasulye, nohut,<br />

mercimek gibi kurubaklagilleri tercih<br />

edin.<br />

*Yağ ve kolesterol yönünden zengin<br />

olan hayvansal kaynaklı besinler yerine<br />

kuru baklagilleri tercih edin. Böylece<br />

yağ ve kolesterol alımını azaltmış<br />

olursunuz.<br />

*Günlük protein alımınızı hayvansal ve<br />

bitkisel kaynaklardan dengeli olarak<br />

alınmasına özen gösterin. Diyette daha<br />

çok sebze/meyve, tahıl ürünleri ve<br />

kuru baklagiller tüketilerek kompleks<br />

karbonhidrat, vitamin/mineral ve posa<br />

alımı arttırılmalıdır.<br />

9 Günlük tuz alımınızı azaltın<br />

(ortalama 1 çay kaşığı).<br />

*Sofrada yemeklerinizin tadına bakmadan<br />

tuz ilave etmeyin.<br />

*Salamura, konserve, zeytin ve turşu<br />

gibi tuz içeren besinlerin tüketimini<br />

azaltın.<br />

10 Mümkünse alkol kullanmayın.<br />

Eğer kullanıyorsanız en aza indirin.<br />

*Bir gram alkol 7 kalori içerir. Alkol ile<br />

birlikte enerjisi yüksek olan besinlerin<br />

(çerez, kuruyemiş ve bazı yağlı besinler)<br />

tüketilmesi alınan enerjiyi arttırarak<br />

kilo alımına sebep olmaktadır.<br />

5 Günlük tükettiğiniz yağ<br />

miktarını kontrol edin. Yağdan gelen<br />

enerji miktarı, toplam enerjinin<br />

yüzde 30’unu geçmeyecek şekilde<br />

olmalıdır. Yemeklerinizde hayvansal<br />

kaynaklı yağlar yerine, doymamış<br />

yağ asitlerinden zengin bitkisel sıvı<br />

yağları (zeytinyağı, ayçiçek, mısırözü vb.<br />

yağları) kullanın.<br />

*Yemeklerinizi pişirirken haşlama,<br />

ızgara ve fırında pişirme yöntemlerini<br />

kullanın, kızartma ve kavurma yöntemlerinden<br />

kaçının.<br />

*Etli pişirdiğiniz yemeklere ayrıca yağ<br />

ilave etmeyin.<br />

7 Yağsız veya az yağlı süt ve süt<br />

ürünlerini (yoğurt, peynir, kefir v.b.)<br />

yiyin.<br />

*Düzenli olarak süt veya yoğurt tüketilmesi<br />

kemik sağlığınız için de çok<br />

önemlidir.<br />

*Pastörize veya sterilize süt için.<br />

8 Az şekerli besinleri tercih edin,<br />

çay şekeri gibi rafine şekerleri<br />

mümkün olduğunca tüketmeyin,<br />

tatlılar ve şekerli içeceklerin tüketimini<br />

sınırlandırın.<br />

* Rafine şeker, şekerli içecekler, tatlılar,<br />

pasta, kek vb. besinler bileşimindeki<br />

şeker ve çeşitli soslar (karamel sos, çikolata<br />

sos vb.) nedeniyle yüksek enerji<br />

içerir. Bu besinlerin yenilme sıklığını<br />

azaltarak vücut ağırlığınızı kontrol<br />

altında tutun.<br />

11 Besinlerinizin hazırlanması,<br />

pişirilmesi sırasında hijyen kurallarına<br />

dikkat edin. Yiyeceklerinizi pişirirken<br />

haşlama, fırında ve buharda<br />

pişirme yöntemlerini tercih edin.<br />

Kızartmalardan kaçının. Böylece<br />

yemeklerinize ekleyeceğiniz yağ, tuz ve<br />

şeker miktarını azaltmış olursunuz.<br />

12 Bebeklerinizi ilk 6 ay sadece<br />

anne sütüyle besleyin ve 6 aydan sonra<br />

uygun besinlere başlayarak yeterli ve<br />

dengeli beslenmelerini sağlayın.<br />

96

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!