VEKTÖR
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Canik- İMKB Anadolu Lisesi<br />
Matematik-Bilim Dergisi<br />
Sayı: 1 Tarih: Şubat 2017<br />
Derginin Sahibi ve Sorumlusu:<br />
Canik- İMKB Anadolu Lisesi<br />
Meral RİZELİOĞLU (Matematik Öğrt.)<br />
Kurucusu:<br />
Canik- İMKB Anadolu Lisesi<br />
Meral RİZELİOĞLU (Matematik Öğrt.)<br />
Dizgi ve Sayfa Tasarımı:<br />
Melek Göksu Özgül (9/D)<br />
Yayın Kurulu:<br />
İrem LAFCİ (9/D)<br />
Kardelen AKGÜL (9/D)<br />
Melek Göksu ÖZGÜL (9/D)<br />
Nergis ESEN (9/D)<br />
Neslihan KURU (9/D)<br />
Yazı İnceleme-Denetleme Kurulu:<br />
Meral RİZELİOĞLU (Matematik Öğrt.)<br />
İrem LAFCİ (9/D)<br />
Kardelen AKGÜL (9/D)<br />
Melek Göksu ÖZGÜL (9/D)<br />
Nergis ESEN (9/D)<br />
Neslihan KURU (9/D)<br />
<strong>VEKTÖR</strong><br />
Matematik-Bilim Dergisi<br />
Şubat 2017- Sayı 1<br />
İÇİNDEKİLER<br />
Sevgili Okuyucular…………………………..........…...……1<br />
İz Bırakanlar....................................................................2-3<br />
“e” Sayısının Kayıp Tarihi..................................................4<br />
Matematiğin Notaları......................................................5<br />
Dünyadan Matematik..................................................6-7<br />
Matematik Teknolojisi.......................................................8<br />
Sayıların Babası.................................................................9<br />
Matematik Evreni......................................................10-11<br />
Yap Yapabilirsen............................................................12<br />
Kapak:<br />
Melek Göksu ÖZGÜL (9/D)<br />
Yarışma Soruları..............................................................13<br />
Adres:<br />
Canik - İMKB A. L.<br />
Kuzeyyıldızı Mahallesi, Çiflik Caddesi<br />
No:8, 55080 Canik/Samsun<br />
Telefon:<br />
(0362) 238 56 55<br />
Basım Yeri:<br />
Bunları Biliyor Musunuz?.................................................14<br />
Gül Gül Öldüm...............................................................15<br />
Hava Durumu.................................................................16<br />
Kamyon Arkası Yazılardan Derlemeler........................17<br />
Bilmeceler.......................................................................18
SEVGİLİ OKUYUCULAR,<br />
Derslerin stresli ve ağır kasvetinden sizleri bir miktar da olsa bu zor durumdan<br />
uzaklaştırarak, rutin bir ilerleyişe ayrı bir ahenk katacak ve eğlenirken bir yandan<br />
da bilmediklerinizi öğrenmek ve pekiştirmek amacıyla yapılan <strong>VEKTÖR</strong>’den<br />
herkese merhaba!<br />
Sayılarla başladığımız matematik serüvenimizde her geçen gün daha da<br />
ilerleyen bilinçaltımız belirli bir doğrultuda ilerliyor. Bizlerde sizlere bu dergiyi<br />
armağan ederek bir doğrultu yaratmaya çalışıyoruz. Matematiğin güzelliklerini<br />
sizlere sunmak amacıyla yarattığımız bu derginin vektörü matematik olacak.<br />
Çeşitli kaynaklardan derlediğimiz ve her sayfada yer alan gelmiş geçmiş ünlü<br />
matematikçilerimizin söylemiş olduğu değerli özlü sözleri, bunun yanı sıra<br />
oluşturduğumuz çeşitli eğlenceli sayfalarla eğlenirken öğrenmenizi umut<br />
ediyoruz. Her sayımızda ele alacağımız bir matematikçi hayatıyla birlikte onların<br />
ilginç hikâyelerine ortak olacağız.<br />
Tüm bunlarla birlikte son sayfamızda boş bir sayfa olacak. İsterseniz oraya<br />
dergide bulamadığınız ama olmasını istediğiniz bir bölüm veya yaptığımız tüm<br />
bu içeriği beğenip beğenmediğinize dair bir yorum yazabilirsiniz. Yazınızı sayfa<br />
arkasındaki adrese gönderebilirsiniz.<br />
Bazen şaşırtıp bazen de güldüren bir içeriği sizlere sunmak bizim için büyük bir<br />
onurdur. Umarız ki hayal gücünüzün bir parçası olmayı başarabilmişizdir. Yönünüz<br />
matematikten şaşmasın. Eğlenmeniz dileğiyle…<br />
Yayın Kurulu<br />
1
İZ BIRAKANLAR<br />
Yaşam yolculuğunda kimi yolcular çok hızlı yol alırlar, üretirler, dinamiktirler ve<br />
yaşamları son bulduğunda arkalarında çok şey bırakırlar. Ürettikleriyle anılırlar,<br />
Unutulmazlar.<br />
Bu sayımızda “İZ BIRAKANLAR”<br />
bölümünü Ulu Önderimiz Mustafa Kemal<br />
Atatürk’ün ülkemiz katkıları dışında<br />
matematik bilimine olan katkılarına yer<br />
vermek istedik.<br />
ATATÜRK’ÜN MATEMATİK HAKKINDAKİ<br />
DÜŞÜNCELERİ<br />
Günümüz bilim ve teknolojisinin bel kemiği<br />
olan matematik, kendine özgü doğrulara,<br />
yanlışlara ve dile sahiptir. Bir dile sahiptir<br />
diyoruz çünkü sadece matematik ile<br />
yakından ilgilenenlerin anlayabileceği veya<br />
“üçgen, kare, dikdörtgen, çember, daire vb.”<br />
gibi herkesin yakından bildiği terimler ve<br />
çeşitli sembolik gösterimlere sahiptir<br />
matematik. Hiç düşündünüz mü, nereden<br />
geliyor bu terimler? Kim, neden üç kenarı<br />
olan kapalı eğriye üçgen adını vermiş diye.<br />
Bu konu üzerine bir araştırma yaptığınızda<br />
karşınıza çıkacak tek isim vardır ki O da<br />
şüphesiz önünde saygıyla eğildiğimiz, büyük<br />
önder Mustafa Kemal Atatürk’tür.<br />
Cumhuriyetten önce çeşitli okullarda<br />
okutulmuş bir matematik kitaplarını<br />
incelerseniz; içlerinde Arap harfleriyle<br />
yazılmış formüller; müselles, murabba veya hatt-ı mümas gibi günümüz matematiğinde bir<br />
anlam ifade etmeyen birçok terim görürsünüz. Günümüzde Atatürk sayesinde kullandığımız<br />
terimlere baktığımızda, bu eski Arapça terimlerin anlaşılmasının ve hatırlanmasının ne denli<br />
güç olduğuna siz de hak verirsiniz elbet. Bir düşünün "Müsellesin sathı yatalay, dikeley zarbının<br />
müsavatına müsavidir." Cümlesinden ne anlıyorsunuz? Belki anneanne ve dedelerimiz bize bu<br />
cümle içinden bir kaç kelimeyi günümüz Türkçe´sine çevirebilir ama birçoğunuz gibi ben de<br />
bu cümleyi ilk okuduğumda hiç bir şey anlamamıştım. Oysa bu cümle "üçgenin alanı, tabanı<br />
ile yüksekliğinin çarpımının yarısına eşittir." Demektir. Belki sadece bu cümledeki kavram<br />
anlaşılmazlığı bile bize Atatürk´ün bu konuda matematiğe ve dolayısıyla diğer ilimlere ne<br />
denli değerli bir çalışma bıraktığını anlamamız için yeterli olacaktır. Mesela, Müselles<br />
sözcüğünü ele alalım. Müselles Arapça ´sülüs´ sözcüğünden türetilmiştir. Arapça´daki sülüs ile<br />
müselles sözcüklerinin arasındaki ilişkiyi kavrayabilmek, Arapça bilmeyenler için oldukça<br />
zordur. Sülüs sözcüğünün Türkçe´de karşılığı ´üç´ kelimesidir. Üç´ün yanına ´gen´ getirirsek<br />
üçgen sözcüğü oluşur. Bu müselles sözcüğünden daha kolay anlaşılmaktadır.<br />
2
İZ BIRAKANLAR<br />
Atatürk 1937 yılında yayımlanan bir de geometri kitabı yazmıştır. Bu kitapta kullanılan yeni<br />
terimler ayrıntılarıyla açıklanmış ve üzerlerine örnekler de verilmiştir. Bu kitap geometri<br />
öğretenlere ve bu konuda bilgi edinmek isteyenlere kılavuz olarak Kültür Bakanlığınca<br />
yayınlanmıştır. Mustafa Kemal bu geometri kitabını yazarak matematiğe daha anlaşılır yeni<br />
terimler kazandırmak isteğini Sivas´ta girdiği bir geometri dersinde ortaya koymuştur.<br />
Atatürk 13 Kasım 1937 tarihinde Sivas´a gitmiş ve 1919 yılında Sivas kongresinin yapıldığı lise<br />
binasında bir geometri (o zamanki adıyla hendese) dersine girmiştir. Bu derste öğrencilerle<br />
konuşmuş ve geometri üzerine çeşitli sorular yöneltmiştir. Ders esnasında eski terimlerle<br />
matematik öğreniminin ve öğretiminin zorluğunu bir kez daha saptayan Atatürk "Bu<br />
anlaşılmaz terimlerle bilgi verilemez. Dersler Türkçe terimlerle anlatılmalıdır." Diyerek bu<br />
konudaki kesin yargısını açıkladıktan sonra, dersi kendi buluşu olan Türkçe terimlerle ve<br />
çizimleriyle anlatmıştır. Bu sırada derste Pisagor teoremini de çözümlemiştir.<br />
Elbette ki, matematik ve geometri bilgisi yeterli olmayan bir insanın bilimsel ve dolayısıyla<br />
toplumsal açıdan bu denli önemli bir çalışmayı ortaya çıkararak nesiller boyu kabul edilebilir<br />
bir forma sokması mümkün değildir. Böylece Atatürk sadece siyasi ve idari alandaki<br />
dehasıyla değil, sayısal dünyadaki üstün başarısıyla da karşımıza çıkmış oluyor.<br />
Sizin de gördüğünüz gibi Atatürk’ün yaşamında matematiğin önemi bugüne kadar bildiğimiz<br />
veya ilkokullarda öğrenmiş olduğumuz gibi matematik öğretmeninin ona "Kemal" ismini<br />
vermesinden çok ötedir. Matematiğin bilimsel gelişme acısından anlaşılır bir dilde öğretilmesi<br />
gerektiği düşüncesi ve bu konudaki çalışmaları sayesinde bize kazandırdığı onca güzelliğe<br />
bir yenisini daha eklemiştir. Umarım bu yazıyla birlikte onun başlattığı bilimsel gelişme<br />
arzusunun bizler için de ne kadar gerekli olduğunu hatırlar ve bunun yanında sade ve anlaşılır<br />
bir dile sahip olmanın bir toplumda her alanda ne denli gerekli olduğunu daha iyi anlamış<br />
oluruz.<br />
“Geleceğin güvencesi sağlam temellere dayalı<br />
bir eğitime, eğitim ise öğretmene dayalıdır.”<br />
Mustafa kemal Atatürk<br />
3
“e” SAYISININ KAYIP TARİHİ<br />
Matematikte en ilgi çeken sayılardan biri pi sayısıdır fakat en az onun kadar önemli bir<br />
sabit daha vardır: “e”<br />
“e” sayısı matematikte ve mühendislik biliminde çok önemli<br />
bir yere sahip, sıkça kullanılan sabit bir reel sayıdır. Doğal<br />
logaritmanın tabanıdır ve ayrıca irrasyoneldir.<br />
Pi sayısının yanında daha gizemli görünen e sayısı adını ünlü<br />
matematikçi Euler’in baş harfinden alır. Bir diğer ismi de<br />
"Eulersabiti"dir.<br />
Yaklaşık değeri;<br />
e = 2.718281828459045235360287471352662497757247...<br />
e sabitine dolaylı olarak ilk değinen İskoç<br />
matematikçi John Napier olmuştur. Napier, 1618'de<br />
logaritmalar üzerine yayımladığı bir kitabın ekinde, e<br />
sabitini kullanarak bazı hesaplar yapmıştır; fakat<br />
sabitin kendisiyle fazla ilgilenmemiştir. e sayısını<br />
gerçek anlamda ilk keşfeden Jakob Bernoulli<br />
olmuştur. Bernoulli, e sayısını 1683'te birleşik faiz<br />
problemini incelerken keşfetmiş ve bu sayının yaklaşık<br />
değerini hesaplamıştır.<br />
John Napier<br />
Jacob Bernoulli<br />
Charles Hermite<br />
Sabite e ismini veren ise İsviçreli matematikçi<br />
Leonhard Euler'dir. Euler ilk olarak 1731'de Christian<br />
Goldbach'a yazdığı bir mektupta bu sabitten "e sayısı"<br />
diye bahsetmiştir. Euler öncesi ve sonrasında bu sabit<br />
için b ve c harfleri de kullanılmışsa da sonuçta kabul<br />
edilen isim e olmuştur. Euler e sayısını, virgülden sonra<br />
23. basamağına kadar hesaplayabilmiştir. Günümüzde<br />
ise e sayısının milyarlarca basamağı bilinmektedir.<br />
e’nin irrasyonel bir sayı olduğu Euler tarafından, aşkın<br />
bir sayı olduğu ise Fransız matematikçi Charles<br />
Hermite tarafından kanıtlanmıştır.<br />
Leonhard Euler<br />
“İnsanlar sayılar gibidir, o insanın değeri ise o sayının içinde<br />
bulunduğu sayı ile ölçülür.”<br />
Newton<br />
4
MATEMATİĞİN NOTALARI<br />
İnsanın bulunduğu her yerde vardır müzik. İnsanı insan yapan en önemli kültürel öğelerden biridir.<br />
Peki, insanın en önemli keşiflerinden biri olan müzik yalnızca sanatsal bir öğe midir? Sanatın<br />
ötesinde acaba müziğin müzik olmasında matematiksel bir öğe, herkesin sezemediği bir başka<br />
ahenk yok mudur? Kaçımız piyano tuşlarının ya da mırıldandığımız ezgilerin oluştuğu süreci merak<br />
etmiştir? Ezgilerdeki notalar hangi diziler içinde, hangi tanım aralığında dolaşırlar?<br />
Tarihsel olarak, ilk önce ritim, daha sonra müziğin ikinci önemli unsuru olan ezgi keşfedilmiştir.<br />
Modern müziğin temelini oluşturan armoni ise geçen bin yılın ikinci yarısında olgunlaşmıştır. Yıllar<br />
yılı müzik kimi sanatçının ekmek kapısı, kimi antropologun araştırma konusu, kimi meraklı fizikçi ve<br />
matematikçinin kafasını kurcalayan gizemli bir problem olmuştur.<br />
Ne ilginçtir, müziğin tarihsel gelişimiyle matematiğin tarihsel gelişimi paralellik göstermektedir.<br />
Her ikisi de önce somut bir düşünceyle ortaya çıkmış daha sonra soyut-somut arasında salınıp<br />
durmuştur. Örneğin matematik nesne saymayla başlamışken, müzik, ilkel toplumlarda dinsel<br />
ayinlerde çalınan ritim olmuştur. Kim bilir belki de o zamanın müzisyenleri sayı saymayı ilk<br />
keşfedenlerdi!<br />
Kimi görüşe göre tanrı tamsayıları, insan da matematiği yaratmıştır. Müzikte, seslerle notalar<br />
arasındaki ilişki bu görüşe benzetilebilir. Ancak birinin bir sanat diğerinin ise bir bilim dalı olduğunu<br />
da kabul etmek gerekir. İnsan, müziğin ham maddesi olan sesleri yüzyıllar içinde yoğurarak<br />
günümüz tonal müziğini oluşturmuştur. Bu tarihsel gelişimde dönemin büyük matematik dehalarına<br />
taş çıkaracak matematiksel zekâya sahip J.S. Bach ve W.A. Mozart’ın payı büyük olmuştur.<br />
Özellikle Bach’ın en büyük hobisinin matematik olması ilginç bir tespittir. Bach müzikte devrimsel<br />
nitelikli füg sanatını geliştirirken matematiksel yaklaşımlardan destek almış ve müzikte yeni bir<br />
çığır açmıştır. Öte yandan matematik<br />
tarihinde müzisyen matematikçilere de<br />
rastlamak mümkündür. Örneğin<br />
matematikçiliğinin yanında iyi bir müzisyen<br />
olduğu da bilinen Pisagor oktavı bulmuştur,<br />
bir teli iki eşit parçaya bölerek aynı sesin<br />
incesini elde ettiğini gözlemiştir.<br />
Çok az kişi besteciyle tanışma fırsatı bulmuştur. Bu fırsatı bulanlar, eğer matematikçileri biraz<br />
tanımışlarsa aralarındaki benzerlikleri hemen fark ederler. Besteciler, yakaladıkları ezgiyi<br />
düzenlerken sürekli sayarlar, dillerinden düşmeyen rakamlar mırıldandıklarını ezgiye güfte olurken<br />
parmak hesabı bir şeyler sayıp ince bir tahtanın üstünde dengede durmaya çalışan birinin<br />
psikolojisini sergilerler. Eminim o sırada beyinlerinin matematikle uğraşan bölümünü yoğun olarak<br />
kullanıyorlardır. Gündelik hayatları da matematikçilerinkine çok benzer, analiz yetenekleri çok<br />
kuvvetlidir. Kısacası kimi matematikçilerin matematiğin bir çeşit sanat, kimi müzisyenlerin ise<br />
müziğin bir çeşit bilim olduğunu iddia etmeleri, herhalde birbirlerine duydukları hayranlıktan<br />
kaynaklanmaktadır. Matematik yüzyıllar boyunca kendi evrensel dilini oluşturarak akla hitap<br />
etmiş, müzikse aynı evrensellikte gönüllerin ortak dilini oluşturmuştur.<br />
Bir de matemüzikçiler vardır: hem gönülden hem de akılla aynı anda konuşurlar, ya da, en<br />
azından konuşulanları dinleyebilmek isterler. Ne mutlu onlara… ♠<br />
"Matematik aşk gibidir: Basit bir fikir, fakat her an karmaşıklaşabilir."<br />
5<br />
R. Drabek
DÜNYADAN MATEMATİK<br />
DÜNYA MATEMATİK BAŞARILARI<br />
Ülkelerin eğitim sistemlerinin öğrencileri ne kadar iyi yetiştirdiğini ölçmek için OECD'nin 3 yılda bir<br />
yayınladığı PISA 2016 Raporu açıklandı. Türkiye, 64 ülke arasında 45. sırada yer alarak yine OECD ülkelerinin<br />
gerisinde kaldı. Matematikte 45'nci okuduğunu anlama da 37'nci ve fen bilgisinde 41'nci oldu.<br />
EKONOMIK İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkeleri başta olmak üzere, dünya ekonomisinin yüzde<br />
80'ini temsil eden 64 ülkedeki 15 yaş grubu öğrencilerin eğitim durumu incelendi. Uluslararası Öğrenci<br />
Değerlendirme Raporu (PISA) açıklandı. 2012'de yayımlanan son rapordaki rakamlarla karşılaştırma yapıldı.<br />
Dünyada yaklaşık 18 milyon öğrencinin matematik, okuma ve bilim dallarındaki performansları incelendi.<br />
34'ü OECD ülkelerinde okuyan 64 ülkedeki 15 yaş grubu öğrencilerin yaklaşık 4.5 milyonu yani dörtte biri<br />
matematik, okuma ve bilimde başarısız oldu.<br />
TÜRKİYENİN ÇABASINA TAKDİR<br />
MATEMATİKTE LİDER ASYA<br />
Türkiye, tüm alanlarda OECD ortalaması altında kalsa da,<br />
değerlendirmelere ilk kez katıldığı 2003'den bu yana sıralamadaki<br />
yükselişleriyle başarılı ülkeler arasında gösterildi. Brezilya,<br />
Almanya, İtalya, Meksika, Polonya, Portekiz, Rusya, Tunus ve<br />
Türkiye'nin 2003 ve 2012'deki matematik performansı düşük<br />
öğrenci sayısını OECD ortalamasını yakalayamasa bile en fazla<br />
azaltan ülkeler olduğu belirtildi. Raporda bu durum, "Bu, doğru<br />
politikaların önemli olduğu gerçeğini ortaya koyuyor" diye yer<br />
buldu.<br />
64 ülke içinde son rapora göre Türkiye; matematikte 45'inci, okumada 37'nci, bilim dalında ise 41'inci sırada<br />
yer aldı. Matematik dalında Şanghay (Çin), Singapur, Hong Kong (Çin) ve Kore ilk sırayı aldı. Okumada<br />
Şanghay, Hong Kong ve Kore ilk 3'ü paylaştı. Bilimde; Şanghay, Estonya ve Hong Kong ilk üçe girdi.Rapora<br />
göre, en kötü durumdaki ülkeler ise matematikte Endonezya, Peru, Kolombiya oldu. Okumada en kötü Peru,<br />
Katar, Kazakistan ve bilimde ise Peru, Endonezya ve Katar olarak sıralandı.<br />
MATEMATİK’TE BAŞARILI 10 ÜLKE<br />
1-Şangay-Çin<br />
2-Singapur<br />
3-Hong Kong Çin<br />
4-Çin Taipei<br />
5-Kore<br />
6-Macao Özerk Bölgesi-Çin<br />
7-Japonya<br />
8-Fillandiya<br />
9-İsviçre<br />
10-Tayyan<br />
“Bir teoremin zarafeti onda görebildiğin fikirlerin sayısıyla doğru,<br />
o fikirleri görebilmek için harcadığın çabayla ters orantılıdır “<br />
George Polya<br />
6
DÜNYADAN MATEMATİK<br />
YAPAY ZEKÂ VE MATEMATİK<br />
Uşak Üniversitesi Matematik Topluluğu,<br />
Bilgisayar Bilimleri Uygulama ve Araştırma<br />
Merkezi Müdürü Öğretim Görevlisi Utku Köse’nin<br />
konuşmacı olarak katıldığı ‘Yapay Zeka ve<br />
Matematik’ konulu bir seminer düzenledi. Fen-<br />
Edebiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Sibel<br />
Hişmanoğlu Konferans Salonu’nda<br />
gerçekleştirilen seminere özellikle Matematik<br />
Bölümü öğrencileri katıldı. Yapay zekânın<br />
matematiksel alt yapısını ve yapay zekânın<br />
temel düzeyinin anlaşılmasını amaçlayan<br />
topluluk, seminerde “Yapay zekâ nedir?” “Yapay zekâ neden önemlidir”, “Yapay zekâ’da<br />
matematiksel temellere bakış” gibi soruları tartıştı.<br />
Son yıllarda oldukça yaygın olarak kullanılmaya başlayan<br />
yapay zekanın, aslında matematiksel basit temellere<br />
dayandığını anlatan konuşmacı Köse, “Dışarıdan bakıldığında<br />
karmaşık bir yapı olarak düşünülüyor. Ancak ortaya çıkan<br />
mekanik sistemlere baktığımızda, John McCarthy tarafından ilk<br />
kez yapay zeka terimi kullanıldıktan sonra bu süreç çorap<br />
söküğü gibi geliyor” dedi. Yapay zekâ çalışmalarının insanın<br />
düşünme yöntemlerini analiz ederek bunların benzeri yapay<br />
yönergelerine yönelik olduğuna değinen Utku Köse, sunumun<br />
sonunda öğrencilerden gelen soruları yanıtladı.<br />
Bazı fotoğraf makinelerinde bulunan gülen yüz algılama sisteminin, yapay zekâ örneği olarak kabul<br />
edilip edilemeyeceği yönündeki soruyu yanıtlayan Köse, “Evet yapay zekâ örneğidir. Hatta<br />
Facebook’ta yüklediğimiz fotoğraflarda da yüz algılama sistemi vardır. Yine telefonlarda elimizin<br />
hareketiyle çekim yapabiliyoruz. Tüm bunlar yapay zekâya örnektir.” diye konuştu. Hesap<br />
makinelerinin ise yapay zekâya örnek olamayacağını savunan Köse, “Zaman anlamında hızlı bir<br />
sonuca ihtiyacınız varsa rutin belli bir algoritma varsa bu yapay zekâya girmeyebilir. Örneğin çok<br />
yüksek sayıda kökleri olan ve klasik bilimsel hesap makinesiyle veya matematiksel yöntemlerle bile<br />
çözemediğimiz bir problem düşünün, bunları sezgisel yöntemlerle çözüyoruz. Deneme yanılmalarla<br />
çözüme yaklaşıyoruz. Yapay zekâ sayesinde kısa sürede buluyoruz” dedi.<br />
...<br />
Öğretim Görevlisi Köse, yapay zekânın özellikle oyunlar, otomatik teorem, ispatlama, doğal dil anlama<br />
ve çeviri, şekil tanıma, robotik bilgi tabanlı sistemler, makine sistemleri, bilimsel buluşların<br />
modellendirilmesi gibi alanlarda kullanıldığını vurgulayarak, yapay zekânın bilgisayarların<br />
gelişmesinden sonra yaygınlaştığını belirtti.<br />
"Matematiksel olarak gösterilemeyen hiçbir araştırma gerçek bilim sayılamaz."<br />
7<br />
Leonardo da Vinci
MATEMATİK TEKNOLOJİSİ<br />
Teknolojiyi Matematik Dersine Nasıl Entegre Edebiliriz?<br />
“Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir”<br />
Herakloties ne kadar da doğru söylemiş. Günümüzde her an bir şeyler değişiyor ve değişmeye de<br />
devam edecek.<br />
Kabul etmeliyiz ki artık akıllı telefonlar, tabletler hayatımızın birer parçası. Böyle imkânlara sahip<br />
bir yeni nesil ise tahtaya arkasını dönüp x ve y lerle uğraşan, soyut, anlamlandıramadığı bir<br />
matematik dersi işlemek istemiyor. Haklı olarak da zaten başta matematiğe olan ön yargı ikiye<br />
katlanıyor. Peki teknolojiyi matematik dersine nasıl entegre edebiliriz?<br />
⋟ İşte uygulama örneklerle cevabı…<br />
๑Geogebra<br />
GeoGebra; geometri cebir ve analizi birleştiren dinamik bir matematik yazılımıdır. Bu yazılım<br />
okullarda matematik öğretimi ve öğrenimini geliştirmek için Markus Hohenwarter ve bir grup<br />
uluslararası yazılım uzmanı tarafından geliştirilmiştir.<br />
GeoGebra ile geometrik şekil ve cisimlerin çevre, alan, açı ve uzunluk gibi özellikleri ile bunların<br />
birbirleri arasındaki ilişkileri modellemeyerek somut bir biçimde gösterebilir, şekil ya da cisimleri<br />
istediğimiz gibi hareket ettirerek veya formlarını değiştirerek anlatabiliriz.<br />
Arka fona fotoğraf ekleyerek yaşamımızda olan birçok şeyi Parabol Grafikleri ile ilişkilendirebiliriz.<br />
๑Desmos<br />
Desmos da derslerde rahatlıkla kullanıp öğrencilerin<br />
ilgisini çekebileceğimiz ve eğlenerek keyifli bir biçimde<br />
ders anlatmamızı sağlayan bir uygulama, sezgisel ve<br />
tamamen ücretsiz. Uygulamada taslak fonksiyonu,<br />
tablo yaratma, slâyt ekleme, grafikleri canlandırma,<br />
animasyonlar ekleme ve interaktif akıllı<br />
tahtalarda kullanılabilme özelliği var<br />
"Doğanın muazzam kitabının dili matematiktir."<br />
8<br />
Galileo
SAYILARIN BABASI<br />
PİSAGOR<br />
( M.Ö. 580 - M.Ö. 500 )<br />
Yunan filozof ve matematikçi.<br />
En iyi bilinen teoremi; adıyla anılan Pisagor<br />
teoremidir. "Sayıların babası" olarak bilinir.<br />
Doğum yeri olan Sisam adasından M.Ö. 529'da<br />
Güney İtalya'ya, Crotona'ya göç etti. Crotona bu<br />
yörenin zengin liman kentlerinden biriydi. Pisagor<br />
burada biraz kişisel çekiciliği, kendinde var olduğunu iddia ettiği kehanet gücü, biraz da etrafında<br />
yarattığı gizemci havasıyla zengin ve soylu delikanlılardan üç yüz kadarını bir çatı altında topladı<br />
ve okul kurdu. Pisagor öğrencilerini iki bölüme ayırıyordu: Dinleyiciler ve matematikçiler. Okula<br />
dinleyicilik ile başlanıyor başarılı olunursa matematikçiliğe geçiliyordu.<br />
Klasik Mısır ve Babil kâhinlerinden aldığı eğitimi 34 yıl süren Pisagor yeniden İtalya'ya döndüğünde<br />
elinde belirli kademelere bağlı şekilde oluşturduğu Örfeik öğretilerin yeniden canlanmasına<br />
yardımcı olacak bir gizemciliği taşıyordu. Mısır'da Osiris dinine bağlı aldığı eğitim ve daha sonra<br />
Mısır'ın Babil tarafından işgali ile gittiği matematik ülkesi Byblonya'da aldığı eğitimle matematiğin<br />
kutsallığına inanan Pisagor düşüncesindeki sayıların önemi de buradan gelir. Eski Mısır'daki<br />
kâhinlerin ve Babil rahiplerinin ayinlerini müzikle gerçekleşmesi ve müzik formatının matematiksel<br />
işlemlerle döküman edilmesi ile müzik Pisagor felsefesinde önemli bir yer edindi. Notalara paralel<br />
olarak sayıların da belirli bir düzene bağlı olduğunu savunan Pisagor 1'i tanrısal olarak<br />
yorumlarken 10 sayısının tanrısal olanla hiçliğin mükemmel birliği ifade ettiğini savunmuştur.<br />
Pisagor öğretisi evrende her şeyin bir sayı ile (özellikle tam sayı) özleştiğini öne sürer. 5 rengin, 6<br />
soğuğun, 7 sağlığın, 8 aşkın nedenidir. Düzgün geometrik şekiller de pisagorculukta önemlidir.<br />
Pisagor müzik ile de uğraştı. Telin kısalmasıyla, çıkardığı sesin inceldiğini keşfetti. İki telden birinin<br />
uzunluğu diğerinin iki katıysa, kısa telin çıkardığı ses uzun telin çıkardığı sesin bir oktav üstünde<br />
olduğunu gördü. Eğer tellerin uzunluklarının oranı 3'ün 2'ye oranı gibiyse, iki telin çıkardığı sesler<br />
beşli aralıklı idi. Bu nedenle örneğin bağlamada parmağımızı tellerden birinin ortasına bastığımız<br />
zaman, teli titreştirirsek çıkacak olan ses, tel boş titreşirken çıkacak sesin bir oktav üstünde<br />
olacaktır. Benzer şekilde eğer parmağımız teli uzunluk 2/3 oranında bölen noktadaysa, telin boş<br />
durumuna oranla bir beşli aralık yukarda ses çıkacaktır.<br />
Pisagor, sabahyıldızı ile akşam yıldızının aynı yıldız olduğunu ilk anlayan Yunanlıdır. Kendisinden<br />
sonra bu yıldız uzun süre Afrodit olarak anıldı. Bugün bunun Venüs gezegeni olduğunu biliyoruz.<br />
Pisagor, Dünya'nın Güneş etrafında döndüğünü ileri sürdüğü zaman oldukça sert tepkiyle<br />
karşılaşmıştır. Bilimler hakkındaki görüşlerinin ne kadarının ona ait olduğu bilinmemektedir.<br />
Pisagor öğretisini sunduğu felsefe okulunun kurucusudur. Bu okul aynı zamanda dini bir topluluk ve<br />
o zamanın politikasına oldukça egemendir. Pisagor'un matematik, fizik, felsefe, astronomi ve<br />
müzikte getirmek istediği yenilikleri, buluşları hazmedemeyen bir takım siyasetçi ve gruplar, halkı<br />
Pisagor'a karşı ayaklandırarak, okulunu ateşe vermişler, Pisagor ve öğrencileri bu alevler arasında<br />
ölmüşlerdir.<br />
“Her şeyin ölçüsü insandır.”<br />
9<br />
Pisagor
MATEMATİK EVRENİ<br />
Evrenin gizemli dili; MATEMATİK<br />
Bilim insanlarının yapmayı en çok sevdiği şeylerden biri hiç kuşkusuz soru sormak olmalı. Bu<br />
bitmek tükenmek bilmeyen merak şüphesiz bizim şu an bulunduğumuz noktada olmamızın ana<br />
sebebi. Filozof, astronom, fizikçi, şair ya da müzisyen hangi branşla uğraşırsa uğraşsın bu meraklı<br />
insanlar yazılı tarihimizin ilk zamanlarından bu yana sorgulayıp durdular.<br />
Son yıllarda sıkça adını duymaya başladığımız CERN<br />
ile birlikte merak ettiğimiz birçok popüler soru da<br />
yeniden hayatımıza girdi. Evren nasıl oluştu? Her şeyi<br />
açıklayan tek bir teori olabilir mi? Tanrı parçacığı<br />
(Higgs bozonu) nedir? Bilim insanlarının yaptığı tüm<br />
araştırmalar, hesaplamalar, gözlemler ve bunlar için<br />
yatırılan yüksek bütçeler, hepsi bu ve benzeri<br />
soruların yanıtlarını bulabilmek için. Nedeni ise basit.<br />
Bilmek istiyoruz.<br />
Kişisel fikrim bilgi evrende serbestçe dolaşıyor ve ona ulaşmak isteyen herkes için orada bir<br />
yerlerde bulunmayı bekliyor, bu sadece bir zaman meselesi.<br />
Peki, tüm bu bilgilere ulaşma yöntemimiz nedir? Her şeyin teorisine ulaşmak için elimizde bir<br />
“Rosetta taşı” olsa fena olmaz mıydı? Belki de bilgisayarlarımızda olduğu gibi evrenin bir “dosya<br />
sistemi” vardır, onu çözebilsek evrendeki tüm bilgiyi doğru okuyabilir herkesin aradığı o sırra<br />
mazhar olabiliriz. Belki de evren anlaşılmak istemiyordur ve bize hep yapay değerler<br />
gönderiyordur? Ve belki de tüm bunları anlamak için kullandığımız beş duyu organımız gerekli<br />
ölçümleri yapmak için yeterli değildir? Bunların hepsi belirsiz sorular ve varsayımlar ancak hali<br />
hazırda bilim insanlarının araştırmalarında kullandıkları somut bir araç var: Matematik.<br />
Matematiğe Güvenebilir miyiz?<br />
Peki, matematik bize tüm yanıtları veriyor mu, doğruluğu su götürmez mi, matematiğe güvenebilir<br />
miyiz? Matematik bir keşif mi yoksa bizim icat ettiğimiz bir şey mi ve bu sebeple sınırlı duyu<br />
organlarımızla algı eşiğimiz içerisindeki kalan kısıtlı bir alan mı matematik.<br />
Kozmolog ve Fizikçi Max Tegmark<br />
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden Fizikçi ve kozmolog Max Tegmark bulunduğumuz evrenin<br />
bir bilgisayar simülasyonu olduğu ve matematiksel hesaplamaların her seferinde doğru sonuçlar<br />
vermesinin de bunun bir kanıtı olduğu teorisini ortaya attı.<br />
Biraz açmak gerekirse, çok gelişmiş bir bilgisayarda varlık bilinci olan sanal karakterler<br />
olduğumuzu varsayalım. Suyun kaldırma kuvveti, yer çekimi, evrenin büyüklüğü her şey<br />
programcı tarafından önceden matematiksel değerlerle belirlenmiş. Çevremizi ne kadar<br />
incelersek inceleyelim karşımıza çıkan matematiksel ölçümler programcının bu çevreyi<br />
oluştururken yazdığı kodlardan, verdiği değerlerden farklı bir şey olmasının imkânı yok. Bizler de<br />
sistemin içerisinde olduğumuz için farklı bir ölçüm yapma imkânımız yok.<br />
Neyse ki bu sadece bir teori ve bulunduğumuz evrende hâlâ şüpheli durumlar mevcut, bu yüzden<br />
şimdilik sakin olabiliriz paniğe gerek yok.<br />
10
MATEMATİK EVRENİ<br />
Matematikçilere Göre Evren Matematikten Yapılma...<br />
Bilimciler uzun süreden beri evrenin fiziksel özelliklerini betimlemek için matematiği<br />
kullanıyor. Peki ya evrenin kendisi zaten matematikse? Evrenbilimci Max Tegmark’ın<br />
düşüncesine göre durum bu.<br />
Tegmark’ın bakış açısında insanlar da dâhil evrendeki her şey matematiksel bir yapının<br />
parçaları. Tüm madde parçacıklardan oluşmuş durumda ve bu parçacıklar da yük ve<br />
spin gibi bir takım özellikler taşıyor. Tegmark bu özelliklerin saf matematiksel olduklarını<br />
belirtiyor. Uzayın da boyutları gibi bazı özellikleri var ama nihayetinde o da matematiksel<br />
bir yapı.<br />
“Eğer hem uzayın kendisinin hem de içindeki tüm nesnelerin matematiksel özellikler<br />
dışında bir şeye sahip olmadıkları fikrini kabul ederseniz, o zaman her şeyin matematiksel<br />
olması düşüncesi çılgınca gelmemeye başlıyor. Eğer düşüncem yanlışsa sonuçta fiziğin<br />
başı dertte demektir; ama evren gerçekten matematik ise ilkesel olarak<br />
anlayamayacağımız hiçbir şeyin olmadığı anlamına gelir,” diyor Tegmark.<br />
Matematiğin hiçbir dalı yoktur ki, ne kadar soyut olursa olsun, bir<br />
gün gerçek dünyada uygulama alanı bulmasın.”<br />
Lobachevski<br />
11
YAP YAPABİLİRSEN<br />
SORU 1) Asgari ücretle çalışan biri, maaşının 3'te 2'si ile ev kirasını<br />
ödemekte, geri kalanın 4'te 3'ü ile faturaları yatırmakta ve 1 adet<br />
balonlu sakız almaktadır. Artan bozukluklarla zıkkımın karekökünü<br />
çarparsa kaç liralık çekirdek alabilir?<br />
A ) Bir külah<br />
B ) Çekirdek sevmemelidir<br />
C ) Çekirdek yerine pasta alsın<br />
D ) Bakkalın veresiye verdiği kadar<br />
SORU 2) 2 metre derinliğindeki bir havuz 2 tane muslukla 5 saatte<br />
dolmaktadır. Sular aniden kesilince, bir tane bile faturanın<br />
ödenmediği anlaşıldığında havuz kaç saatte dolmamaktadır?<br />
A ) Abonesine bağlı<br />
C ) İndim Havuz Başına ' yı söyleyene kadar<br />
B ) Tanıdığını bağlı<br />
D ) Yağmur yağana kadar<br />
SORU 3) 8 kişilik bir ailenin masrafı, aybaşında eve giren paranın 3 katıdır. Ay ortasında maaşın % 99 ' u<br />
bitince babanın gözü 360 derece dönmektedir. Evin babası çığırından çıkınca kaç kalır?<br />
A ) 5 yıldan 10 yıla kadar hapis<br />
C ) Tek böbrek<br />
B ) Bir kasa limon<br />
D ) Eksi bir<br />
SORU 4)Melahat ' in yaşı Nebahat ' ın yaşının 2 katıdır. Bu yüzden Nebahat ' ı çekememektedir. Günün 3'te<br />
2'sinde Nebahat ' ı çekiştiren Melahat hiç durmadan Nebahat ' in kuyusunu kazmakta ve kendisine 180<br />
kilometre hızla nazar değdirmeye çalışmaktadır. Bir gün Nebahat ' in 36 parçalık yemek takımını 30 ' u<br />
aniden kırılmıştır. Bunun sorumlusu kimdir?<br />
A ) Artçı deprem<br />
C ) Örümcek adam<br />
B ) Melahat ' in nazarı<br />
D ) Kadir İnanır<br />
SORU 5) Bir otobüste ayakta duranların sayısı oturanların sayısından bayağı fazladır. Ayakta duranlardan 25<br />
tanesi oturanların hepsine pis pis bakmaktadır. Otobüsteki bütün pencereler kapalıdır ve 80 kilometre hızla<br />
yoldaki bütün çukurlara giren şoför, 2 dakikada 1 sigara yakmaktadır. Bu sırada otobüsteki 5 adet çocuk<br />
hiç durmadan ağlamakta ve dakika başı duran otobüsten kimse inmemekte, her defasında 18 kişi<br />
binmektedir. Böyle bir otobüste köfte ekmek yiyen birinin dayak yeme ihtimali yüzde kaçtır?<br />
A ) Yüzde bin<br />
C ) Ne kadar köfte o kadar dayak<br />
B ) Epey<br />
D ) Yüzde çoktur<br />
12
YARIŞMA SORULARI<br />
1 Chicago'dan hareket eden 43 yolculu bir otobüs kullanıyorsunuz. Pittsburgh´ da 7<br />
yolcu binip, 5 yolcu indi. Cleveland´ da 8 yolcu indi, yolcu tuvalete gidip geldi ve 4 yeni<br />
yolcu bindi. 20 saat sonra Philadelphia´ ya vardığınızda şoförün adı neydi?<br />
2 Bir trenin üç vagonunda toplam 90 yolcu vardı. Eğer birinci vagondan ikinci vagona<br />
12 yolcu geçip, ikinci vagondan üçüncü vagona 9 yolcu geçerse vagonlardaki yolcuların<br />
sayıları eşit oluyor. Başlangıçta her bir vagonda kaç yolcu vardı?<br />
.<br />
Tek yapmanız gereken biraz<br />
kafa yormak. Zor da olsa her<br />
matematik sorusunun üstesinden<br />
gelebileceğimizi kanıtlamak için<br />
güzel bir fırsat.<br />
Sınavdan çıktığımda: 85, arkadaşlarla konuştuğumuzda:<br />
65, kontrol ettiğimde: 45, hoca söylediğinde: 25, arabada:<br />
5 evde: 15<br />
13
➽Yarıçapı z, yüksekliği a olan bir pizzanın hacmi pi x z x z x a’dır<br />
➽Eğer bir deste iskambil kağıdını iyice karıştırırsanız, tarih boyunca daha önce<br />
hiç örneği olmayan bir şekilde dizileceklerdir. (8.0658 X 10 67 farklı olasılık vardır)<br />
➽Bir zarın karşılıkları yüzlerinde bulunan sayıların toplamı yedidir.<br />
➽Babilliler günümüz matematiğinde yaygın olarak kullanıldığı şekliyle 10 tabanlı<br />
sistemden farklı olarak 60 tabanlı bir sistem kullanıyordu. Bir saatin 60 dakika<br />
olmasının, üçgenin iç açıları toplamının 180 ya da çemberin 360 derece<br />
olmasının nedeni budur.<br />
➽Pi sayısının sonu halen getirilememiştir. Bilgisayar teknolojisi geliştikçe<br />
hesaplanan basamak sayısı da artmaktadır. 2009 yılında 29 saat boyunca<br />
hesaplama yapan bir bilgisayar pi sayısının 2.576.980.377.524 hanesini<br />
hesaplayabilmiştir.<br />
➽Kimlik numaranızın 1. 3. 5. 7. ve 9. hanelerinin toplayın ve 7 ile çarpın. Sonra<br />
bu sayıdan, 2. 4. 6. ve 8. hanelerinin toplamını çıkartın. Elde ettiğiniz sonucun<br />
10’a bölümünden kalan rakam TC kimlik numaranızın 10. basamağını size<br />
verecektir. Daha sonra ise 1’den 10’a kadar olan rakamları toplayıp 10’a bölün,<br />
bu kez kalan sayı TC kimlik numaranızın 11. ve son rakamını size verecektir.<br />
➽111,111,111 x 111,111,111 = 12,345,678,987,654,321<br />
➽4 haneli bir sayı seçin. (en azından iki hanesi farklı rakam olması koşuluyla)<br />
Seçtiğiniz sayıyı oluşturan rakamları küçükten büyüğe sıralayın ve oraya çıkan<br />
sayıyı aynı rakamları büyükten küçüğe sıraladığınızda oluşan sayıdan çıkarın.<br />
Aynı işlemi tekrarlayın en fazla yedinci seferde Kaprekar sabiti olan 6174 sayısına<br />
ulaşacaksınız.<br />
➽Pi sayısı kesirli bir sayı olarak ifade edilemez.<br />
➽Tayland’da internet yazışmalarında 555 yazarak gülerler, bunun sebebi 5’in<br />
ha olarak telaffuz edilmesidir. Yani 555 “hahaha” olarak okunur.<br />
14
GÜL GÜL ÖLDÜM<br />
♠ Başkasının Pantolonu<br />
Öğretmen matematik dersinde Temel'e sormuş:<br />
- Elini pantolonun sağ cebine attın, bir 10 milyon lira çıkarttın, sol<br />
cebinden de 5 milyon lira çıktı. Senin şimdi neyin var?<br />
Öğretmen, Temel'in '15 milyon liram var' cevabını vermesini beklerken,<br />
Temel boynun büküp cevaplar:<br />
- Sanırım, üzerimde başka birinin pantolonu var!.<br />
♠ Ters Mantık<br />
Temel coğrafya öğretmenine sorar:<br />
- İstanbul’dan Ankara’ya uzaklık kaç kilometre?..<br />
- 450…diye yanıtlar öğretmeni.<br />
Temel bunun üzerine:<br />
- Peki Ankara’dan İstanbul’a uzaklık kaç kilometre?.. diye sorduğunda<br />
öğretmen hiç düşünmeden:<br />
- Aynı uzaklık, 450…diye cevapladığında Temel biraz duraklar ve itiraz<br />
eder:<br />
- Öyle olmayabilir, mesela Ramazan Bayramı’ndan Kurban Bayramı’na<br />
iki, Kurban Bayramı’ndan Ramazan Bayramı’na ise on ay var…<br />
♠ Matematikçi ve Para Üstü<br />
Bir matematikçi kafeye gelir ve bir kola içer. Garson hesabı almaya geldiğinde fiyatı sorar. Kola<br />
fiyatının 260.000 lira olduğunu öğrenir ve yirmi altı tane on bin liralık demir parayı üst üste dizer. Garson<br />
tam parayı alacakken, bir vuruşta hepsini yere saçar. Bir şey diyemeyen garson içinden söylene<br />
söylene paraları toplamaya başlar. Ertesi gün aynı matematikçi, aynı garsondan bir kola ister. Hesabı<br />
öderken aynı şekilde yirmi altı tane on bin liralık demir parayı üst üste dizer. Garson tam parayı<br />
alacakken, yüne bir vuruşta hepsini yere saçar. Garson çok sinirlenir fakat bir şey diyemez ve paraları<br />
toplamaya başlar. Bir sonraki gün aynı adam aynı kafeye tekrar gelir ve yine bir kola içer. Fiyatı sorar<br />
garsona. Neler olacağını bilen garson bezgin bir şekilde: 260.000 TL. diye cevap verir. O da ne?<br />
Matematikçi cebinden bir beş yüz binlik çıkarıp uzatır garsona. Garson büyük bir keyifle yirmi dört tane<br />
on binliği üst üste dizer ve tam adam alacakken öncekilerden çok daha kuvvetli bir vuruşla paraları<br />
kafenin içine saçar.<br />
Matematikçi hiç istifini bozmaz. Cebinden iki tane daha on binlik çıkarıp atar diğer paraların arasına:<br />
Boş ver... Bir kola daha ver bana...<br />
15
HAVA DURUMU<br />
Öğrenci kafasından gelen meteoroloji bilgilerine göre birinci<br />
sınav sonuçları mevsim normallerinin altında olup şiddetli soğuklara<br />
bağlı olarak 1li 2li olduğu sanılmaktadır. Bir sonraki matematik sınavına<br />
giden yolların kapalı olduğu buna göre bu yana gidenlerin yanında torpil,<br />
kopya çekme aletleri bulundurmaları; aynı zamanda sözlü işaretlere uymaları<br />
gerekmedir. Hava Durumunu Sunduk...!<br />
Mantıktır amacı<br />
Ayrılmak zordur ondan be hacı<br />
Türlü türlü konuları<br />
Eğlendirir insanları<br />
Madem mutsuzsun<br />
Aç matematik kitabını<br />
Tek tek çöz soruları<br />
İnsanlık halidir yapamadığın olur<br />
Kendine güven pes etme ne olur<br />
16
“3 bilinmeyenli denklem çözerim,<br />
geçme beni çok pis ezerim...”<br />
“Aritmetiğin ustasıyım,<br />
geometrinin hastasıyım...”<br />
“Bir bilinmeyenli denkleme<br />
kadar yolum var...”<br />
“Eller çelik janta,<br />
ben kotanjanta hastayım...”<br />
“Sen asalsın dediler,<br />
seni bana vermediler...”<br />
“Tanım aralığının adamı ol...”<br />
“çıkarılmayla küçülmedik ki<br />
toplamayla büyüyelim.”<br />
“İlişkimiz devreden sayı kadar sonsuz olsun<br />
isterdim... Ama tam sayıydı.”<br />
“Gülü soluncaya, seni<br />
limx-0+1/x ‘ e kadar seveceğim...”<br />
17
1.Ali, sepetteki elmaların yarısını ve bir yarım elmayı Ayşe'ye; sonra kalan elmaların yarısını ve bir<br />
yarım elmayı Ahmet'e ve yine kalan elmaların yarısını ve bir yarım elmayı da Hasan'a veriyor.<br />
Sonuçta sepette sadece bir elma kaldığına göre başlangıçta kaç elma vardı?<br />
Not: Elmalar bölünmeden paylaşılıyor.<br />
2. Bir avcı otobüse binmek ister. Yalnız, otobüse boyutları en fazla 1mt. olan eşyalar alınmaktadır.<br />
Avcının tüfeği ise 1,5 mt.dir. Tüfeğin şeklini bozmamak şartı ile otobüse nasıl biner?<br />
3.Bir tabakta 7 tane portakal var. Bu portakalları, 7 çocuğa birer tane bütün portakal vererek<br />
paylaştırın ve hâlâ tabakta bir portakal kalsın?<br />
4.Dünyanın çevresini ekvatordan geçecek şekilde bir ip ile bağladığımızı kabul edelim.(yaklaşık 40<br />
bin km.) Bu ipi her noktadan 1mt. havada tutabilmek için, ne kadar daha ip ilave etmeliyiz?<br />
5. 6 adet kibrit çöpü ile 4 adet 'eşkenar üçgeni' nasıl elde edebiliriz?<br />
6.Bir duvarın üzerinde 5 adet kuş duruyor. O sırada oradan geçmekte olan bir avcı, tüfeğini<br />
ateşleyip ikisini vuruyor. geriye kaç kuş kalır? (Cevap 'hiç' değil)<br />
7. İki kişi yolda karşılaşıyorlar. Küçük olan, Büyüğün öz oğludur. Ancak büyük olan küçüğün babası<br />
değildir. Bu nasıl olur?<br />
8. Bir çocuk, 7 elmanın ikisi hariç hepsini yerse, kaç elma kalır?<br />
9. Bir satranç tahtasında kaç tane 'kare' vardır? ( 64 değil !)<br />
10- Ali ile Veli 100 metre yarışı yapıyorlar. Ali, Veli'yi 5 metre farkla geçiyor. Yani Ali yarışı bitirdiğinde<br />
Veli 95. metrededir. Tekrar yarışmaya karar veriyorlar. Fakat bu sefer Ali, başlangıç çizgisinden 5<br />
metre geriden başlıyor. Aynı hızla koştuklarını kabul edersek bu yarışı kim kazanır?<br />
18
KAFANIZDAKİ BİRKAÇ TİLKİNİN KUYRUĞUNU<br />
ÇÖZÜN VE SAYFALARDA GÖRMEK İSTEYİP<br />
GÖREMEDİĞİNİZİ DİLE GETİRİN.<br />
DÜŞÜNCELERİNİZİ KONUŞTURDUĞUNUZ<br />
ZAMAN SİZ DE HARİKALAR<br />
YARATABİLİRSİNİZ. BUNU UNUTMAYIN!!<br />
_______________________________________________________________________________________<br />
_______________________________________________________________________________________<br />
_______________________________________________________________________________________<br />
_______________________________________________________________________________________<br />
_______________________________________________________________________________________<br />
_______________________________________________________________________________________<br />
_______________________________________________________________________________________<br />
_______________________________________________________________________________________<br />
_______________________________________________________________________________________<br />
_______________________________________________________________________________________<br />
_______________________________________________________________________________________<br />
_______________________________________________________________________________________
Adres: Canik İMKB Anadolu Lisesi