You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Ne Kadar Sürede Gebe Kalabilirim?<br />
Kadınların maalesef büyük çoğunluğu hemen denemelerinin ilk ayında gebe<br />
kalmayı şiddetle arzu etmektedirler.Bazı çiftlerde gebe kalabilmek için geçen<br />
süre bazen bir yılı dahi bulabilmektedir.Genel kanı 1 yılı geçen sürede<br />
hamilelik oluşmuyor ise çiftlerin birlikte kadın doğum uzmanına başvurması<br />
yönündedir. Bu konuda yapılan istatistiklere göre;<br />
Çiftlerin sadece %20 si ilk ayında hamile kalabilmektedir.<br />
Çiftlerin %35 ‘i ilk 4 ayında hamile kalabilmekte.<br />
Çiftlerin %70’i ilk 6 ayında hamile kalabilmekte,<br />
Çiftlerin %80’i ilk 9 ayında hamile kalabilmekte,<br />
Çiftlerin %90 ise denemenin ilk 18 ayında hamile kalabilmektedir.<br />
Hamile kalma süresini etkileyen en önemli faktörlerden biri de tabii ki çiftlerin<br />
yaşıdır.25 yaşının altındaki kadınlarda gebe kalma için bekleme süresi<br />
ortalama 2-3 ay iken, 35 yaşın üzerindeki kadınlarda bu süre ortalama 6-8<br />
ayı bulabilmektedir.
GEBE<br />
Kalmadan<br />
Önce<br />
Yapmanız<br />
Gerekenler<br />
• İlk olarak doktorunuzdan randevu<br />
alıp muayene olun.Pap smear testini<br />
yaptırın.Gebelik öncesi kan tetkiklerini<br />
yaptırın.<br />
• Hemen 400 mcgr folik aside başlayın.<br />
• Yumurtlamanızın olabileceği günlerde<br />
(adetin ilk gününden itibaren 12-<br />
14-16. günlerde) düzenli cinsel ilişkiye<br />
girin.<br />
• Cinsel ilişkiden <strong>son</strong>ra 1 saat yataktan<br />
kalkmayın ve belinizin altına bir<br />
yastık koyun.<br />
• Sigarayı hemen bırakın.Yapılan çalışmalar<br />
günde 10 taneden fazla sigara<br />
içilmesinin gebe kalabilme ihtimalini<br />
ciddi bir şekilde azalttığı iddia edilmektedir.<br />
• Hemen tartıya çıkın , kilonuzu kontrol<br />
edin.<br />
• Kahve ve aşırı miktarda içilen çayı<br />
kesin.Eğer canınız çok istiyorsa kafeinsiz<br />
kahveyi veya açık çayı tercih<br />
edin.Bazı çalışmalar kadın tarafından<br />
alınan yüksek miktardaki kafein ve<br />
tein maddelerinin yumurta kalitesini<br />
olumsuz etkilediğini iddia etmektedirler.<br />
• Eşinizin sperm kalitesi için bu dönemde<br />
ağır işlerden uzak yaşamasını<br />
sağlayın. Ağır ve yorucu sporlar yapmasını<br />
engelleyin. Eşinizin alkol,sigara<br />
kullanmamasını sağlayın. Stresten<br />
uzak tutun.
• Şeker hastalığı, guatr ,tansiyon ve benzeri sistemik hastalıklarınız var ise<br />
ilgili doktorlar ile görüşüp bu hastalıkları kontrol altına alın.<br />
• Bir takvim üzerine adet günlerinizi işaretlemeye başlayın.Adetinizin ne zaman<br />
başladığını , kaç gün sürdüğünü not edin ,çünkü gerektiğinde doktorunuz<br />
da bilmek isteyecektir.Bu şekilde olası yumurtlama gününüzün tespiti de<br />
daha kolay olabilmektedir.<br />
• Folik asit takviyesi dışında taze sebze ve meyveleri düzenli bir şekilde tüketin.<br />
• Spermleri öldürebilecek ve zarar verecek durumlardan kaçının.Vaginal tampon,genital<br />
organ bakım kremleri-kozmetiklerini kullanmayın.Kesinlikle<br />
vaginanın içini su ile yıkamayın,enfeksiyon riskini arttırmaktan başka hiçbir<br />
işe yaramaz.<br />
• Moralinizi yüksek tutun.Hafif eksersizler yapın, düzenli uyumaya çalışın.<br />
• Eğer doktorunuz öğretmiş ise servikal akıntınızı-mukusu takip edin.Bazal<br />
vücut ısınızı takip edin ve bunun için dijital termometre kullanın.Ateş ölçümünden<br />
önce hiçbir şey yiyip içmeyin ve yataktan kalkmayın.Tüm bunlar size<br />
ovulasyon-yumurtlama döneminin tespiti için yardımcı olacaktır.<br />
• Cinsel hayatınızı düzene sokun.Beş günden fazla cinsel ilişkiye ara vermenin<br />
sperm kalitesini bozduğu iddia edilmektedir.<br />
• Eğer adetleriniz 28 günde bir değilse adetiniz muhtemelen 14’üncü gün olmayacaktır.Olası<br />
yumurtlama gününüz beklediğiniz adet tarihinden 14 gün<br />
öncesine tekabül etmektedir.<br />
•Yumurtlamanız gerçekleşmiş ve düzenli bir cinsel beraberlik olmuş ise gebeliği<br />
beklemekten başka yapacak bir şeyiniz yok .İdrarda gebelik testinde<br />
gebelik yumurtlama tarihinden yaklaşık 13-14 gün <strong>son</strong>ra çıkacaktır.<br />
• Doğum için mali ve sosyal yapınızı planlayın.
Hamilelikte<br />
Soru: Hamilelikte cinsel ilişkiye girip cinsel doyum olmam bebeğime zarar<br />
verir mi?<br />
Cevap: Hayır,<br />
hamilelikte cinsel<br />
ilişkiye girip<br />
cinsel doyum<br />
olmanız bebeğinize<br />
zarar vermez,<br />
aksine bebeğiniz<br />
cinsel doyum olduğunuzda<br />
hareketlenir<br />
ve kalp<br />
atışlarında olumlu<br />
değişiklikler<br />
meydana gelir.<br />
Soru: Hamile<br />
olduğumu anladığımda<br />
cinsel<br />
isteklerim biraz<br />
azaldı, hep böyle<br />
mi devam eder,<br />
artar mı, daha<br />
çok mu azalır?<br />
Cevap: Hamileliğinizin<br />
il 3 ayında<br />
cinsel ilişki<br />
isteklerinizde<br />
hafif azalma meydana<br />
gelir ve 3. Ayın <strong>son</strong>unda ne seviyedeyse hamilelik sürecinizin bitimine<br />
kadar aynı seviyede kalır, daha fazla azalmaz veya artmaz. Ayrıca doğum<br />
<strong>son</strong>rası lohusa döneminizin ilk 3 ayında hâlen cinsel ilişki arzularınızda<br />
azalma olacaktır. Bazı anne adaylarında hamilelik sürecinin ilerleyişine<br />
göre hamileliğin 18 28. Haftaları arasında cinsel arzularda hafif artış<br />
gözlemlenebilir.
Cinsel İlişki<br />
Soru: Hamilelik öncesi ayda ortalama 10 kez cinsel ilişkiye giriyordum,<br />
Hamilelikte hangi sıklıkla<br />
cinsel ilişkiye girebilirim?<br />
Cevap: Hamileliğinizin ilk<br />
3 ayında ortalama ayda 6<br />
kez, Hamileliğinizin 4. Ve<br />
7. Ayları arasında ayda<br />
ortalama 4-5 kez ve <strong>son</strong><br />
aylarda ayda ortalama 1-2<br />
kez cinsel ilişkiye girebilirsiniz.<br />
Soru: Hamileliğimin <strong>son</strong><br />
ayındayım, cinsel ilişkiye<br />
girmemde bir sakınca var<br />
mı?<br />
Cevap: Hamileliğinizin tüm<br />
aylarında olduğu gibi <strong>son</strong><br />
ayında da rahatlıkla cinsel<br />
ilişkiye girebilirsiniz.<br />
Soru: 2 Ay önce doğum yaptım<br />
ve cinsel isteklerimde<br />
düşüş var, bu ne kadar devam eder?<br />
Cevap: Doğum <strong>son</strong>rası ilk 3 ay cinsel isteklerinizde düşük olması normaldir.<br />
3. Aydan itibaren cinsel arzularınız hamilelik öncesindeki halini alacaktır.
Vajinal Akıntı<br />
Kadınların jinekoloğa başvurma sebeplerinin başında vaginadan gelen akıntılar<br />
gelir.Evli olsun veya bekar hemen hemen tüm kadınların yılda bir iki kez sosyal<br />
yaşantılarında rahatsızlığa sebep olan akıntılar değişik sebeplerden olmaktadır.<br />
Akıntıların özellikle bekar genç kızlarda ve menopozdaki kadınlarda başta olmak<br />
üzere herhangi bir sebebi yoktur. Bunlar fizyolojik akıntı (doğal akıntı) olarak adlandırılır.<br />
Bir enfeksiyon veya altında yatan bir neden var ise bu akıntılar fizyolojik<br />
olmayan akıntılar olarak adlandırılır.<br />
Fizyolojik (doğal) akıntılar:<br />
Doğal (fizyolojik ) akıntılar yapı olarak berraktır ve sıvı yumurta akını andırır<br />
yapıdadır.Genellikle kokusuzdur, fakat bazı kadınlar ekşi bir kokudan şikayet<br />
edebilmektedirler.Genellikle kaşıntı şikayeti yoktur ve cinsel ilişkide ağrı ,yanma<br />
hissi oluşmaz.Bu akıntıların en büyük özelliği aynı şiddette uzun süre (1-2 yıl gibi)<br />
devam etmesidir.<br />
Bazen bu akıntı miktarı çok fazla miktarda olur ve kadınlar endişeye kapılabilirler.<br />
İç çamaşırları veya günlük ped devamlı ıslak haldedir. Bu ıslaklığın kıvamı<br />
yumurtlama dönemi sırasında biraz değişir ve sıvılaşabilir. Bunun amacı doğanın<br />
döllenmeye hazır yumurtanın döllenmesini kolaylaştırmak için salgının kıvamını<br />
değiştirmesidir Bu dönemde rahim ağzındaki ve buradan salgılanan sıvılardaki<br />
(servikal mukus değişiklikleri) tüm değişiklikler buradan spermin kolayca geçerek<br />
yumurtaya ulaşmasını sağlamak içindir.<br />
Adet dönemine yaklaştıkça bazı hanımlarımızda vajinada bir koku olabilir ve akıntı<br />
rengi koyulaşabilir. Bu adet kanamasını oluşturan hormonların bu dönemde getirdiği<br />
etkidendir. Aynı sebeplerden dolayı gebelerde de tüm hamilelik boyunca vajinal<br />
akıntıda fizyolojik tarzda artma mevcuttur.<br />
Eğer akıntı normale göre artmış ise,görüntü ve yapısında değişiklik olmuş ise veya<br />
herhangi bir enfeksiyon şüphesi var ise, oluşabilecek bir mikrobik vaginiti anlayabilmek<br />
için vajinal muayene ve gerekirse vaginal kültür yapılmalıdır.
Fizyolojik olmayan akıntılar:<br />
Vajinadan olağan dışı bir akıntı<br />
Kaşıntı ve tahriş<br />
Cinsel ilişki sırasında acı duymak,<br />
disparoni<br />
Kasıklarda ve alt karın bölgesinde<br />
rahatsızlık veren ağrı<br />
Nadiren de olsa vajinal kanama<br />
Dış genital bölgede şişme,ödem.<br />
Fizyolojik (doğal) olmayan<br />
akıntıların sebepleri nelerdir?<br />
Vajinanın mantar hastalıkları<br />
Trikomanas vajiniti<br />
Bakteriyel Vaginosis<br />
Genital herpes vajiniti<br />
Vajinadaki yabancı cisimlerin oluşturduğu<br />
akıntı<br />
Genital kansere bağlı akıntı<br />
Rahim ağzı (servikse) ait sebepler:<br />
Rahim ağzı yaraları<br />
Gonore gibi cinsel ilişki ile geçen hastalıklar<br />
Herpes gibi virüsların yaptığı akıntı<br />
Rahim ağzı kanseri<br />
Spiralin ipine bağlı akıntı<br />
Servikste olan poliplere bağlı akıntı
Bu Kontroller Kadınların<br />
Hayatını Kurtarıyor<br />
Sinsi seyreden hastalıklara karşı önleminizi alın<br />
Tıbbın her branşında düzenli kontrollere devam etmek ve check up programlarına<br />
dahil olmak, sinsi seyreden hastalıkların tanı ve tedavisinde ayrıca kanser<br />
gibi ölümcül rahatsızlıkların erken teşhis ve tedavisinde önemli yer tutar. Jinekoloji<br />
açısından da düzenli kontroller, kadınlar için hayat kurtarıcıdır.<br />
Yaş arttıkça jinekolojik problemler de artıyor<br />
Kadınlarda «reprodüktif dönem» dediğimiz üreme çağının başlamasıyla birlikte,<br />
yaş arttıkça jinekolojik problem sıklığı da artmaktadır. Jinekolojik problemler;<br />
çevresel faktörler, kötü alışkanlıklar (sigara, alkol vs.), kullanılan ilaçlar,<br />
ailesel genetik yapı gibi sebeplere bağlı olarak meydana gelebilir. Düzenli<br />
kontrollere giden ve doktoru tarafından muayene ve tetkikleri düzenli olarak<br />
kayıt altına alınan hastanın, jinekolojik takip açısından problem yaşaması<br />
mümkün değildir.<br />
Senede bir kez mutlaka smear testi yaptırın<br />
Rutin yapılan jinekolojik muayenede; kadının dış genital<br />
bölgesini (vulva), doğum yolunu(vajina), rahim ağzını<br />
(serviks), rahim (uterus) ve yumurtalık (over-adneks)<br />
bölgesini, ultra<strong>son</strong> kullanılarak muayene edilir. Ayrıca<br />
pap-smear testi ile rahim ağzının mikroskobik muayenesini,<br />
patolog desteği sayesinde yapmış oluruz. Bu muayene ve<br />
smear tetkiki <strong>son</strong>ucunun kayıt altına alınması ile birlikte,<br />
senede bir kez yapılan düzenli smear ve ultra<strong>son</strong>lu muayene<br />
ile takip edilen kadında en ufak problemi saptamak ve<br />
tedavisini yapmak mümkün olur.<br />
Düzenli kontroller sayesinde rahim ağzı<br />
kanserini % 100 önlemek mümkün<br />
Genelde hastalar, dış genital bölgede (vulva) olan HPV veya<br />
uçuk (herpes) virüsüne bağlı lezyonlar ile kist gibi ele gelen<br />
kitleleri fark ederek uzmana başvururlar. Fakat vajina, rahim,<br />
rahim ağzı gibi görülemeyen yerlerdeki sinsi problemleri fark<br />
edemeyebilirler. İşte düzenli kontroller sayesinde bu<br />
bölgelerdeki problemler saptanıp, tedavisi yapılır. Düzenli<br />
kontroller ile vajinada sinsi bir enfeksiyon veya ileride<br />
kansere dönüşebilecek öncü lezyon saptanabilir.
Dünyada rahim ağzı kanseri sıklığı, meme kanserinden <strong>son</strong>ra ikinci sıradadır.<br />
Gelişmekte olan ülkelerde ise ilk sırada yer alır. Günümüzde düzenli kontroller<br />
sayesinde erken tanı ve smear testi takip programı ile rahim ağzı kanseri<br />
% 100 önlenebilir hastalık durumundadır. Hem de erken tanı ile kanser öncü lezyonlarını<br />
yakalayıp, rahim alınmasına gerek kalmadan tedavi imkanı mümkündür.<br />
Yumurtalık kistleri kansere dönüşebiliyor<br />
Rahimde yeni gelişen bir miyom veya menopoz dönemindeki endometrial hiperplazi<br />
(Rahim içi zarı kalınlaşması), belirti vermeyip düzenli kontrollerde<br />
saptanabilir. Endometrial hiperplazinin bazı tipleri ve tedaviye dirençli olanları<br />
rahim kanserine dönüşebilir. Düzenli muayeneler ile rahim kanserine karşı<br />
önlem alınmış olur. Rahim içi kalınlığını artıran diğer sebepler ise polip ve<br />
rahim içine doğru büyüyen urlardır (Submuköz miyom). Düzenli kontrollerle<br />
bu patolojik durumlar saptanıp, ilerlemeden histereskopik (Rahim içinin gözlenmesi)<br />
yöntemle tedavisi yapılır. Doğum kontrolü için spirali olan bayanların<br />
düzenli senelik kontrollerinde, hem enfeksiyon hem smear testi hem de spiralin<br />
yeri konusunda gerekli muayene yapılarak, destek sağlanır. Yumurtalıklarda<br />
olan kiste ait problemler, adet düzensizliği veya ağrı yapabildiği gibi sinsi<br />
de seyredebilir. Yumurtalık kistleri, kişinin yaşı arttıkça kanser olma ihtimalini<br />
de artırmaktadır. Yapılan düzenli muayeneler ve tetkiklerle, yumurtalık<br />
bölgesi problemlerinin önüne geçilir.
?<br />
Gebelikten Nasıl<br />
Korunurum<br />
Gebelikten korunmanın hormonal, bariyer ve doğum kontrol hapları gibi birçok<br />
yöntem vardır.<br />
Gebelikten korunmada bariyer yöntemleri nelerdir?<br />
Kondom (Prezervatif): Cinsel ilişki sırasında, sertleşme olduktan <strong>son</strong>ra penise<br />
takılan kauçuk bir kılıftır. Boşalma <strong>son</strong>rası içinde sperm bulunan meninin,<br />
kadının vajinasının içine girmesini engeller. Yöntemin başarı oranı tek başına<br />
kullanıldığında % 88’ dir.<br />
Diyafram: İlişki öncesinde, kadının rahim ağzına yerleştirilen kauçuk, şapka<br />
benzeri bir araçtır. Rahim ağzına spermisid (sperm öldürücü madde) uygulanması,<br />
fiziksel olarak diyaframı aşabilen spermlerin canlı kalabilmelerini engeller.<br />
Tek başına kullanımda başarı oranı % 82’dir.<br />
Spermisidler: İlişkiden önce vajina içine uygulanan krem, fitil veya köpük<br />
şeklinde olabilen, spermin canlı kalmasını engelleyen maddelerdir. Tek başına<br />
kullanıldıklarında etkinlikleri çok yüksek olmadığı için (%79) diğer bariyer<br />
yöntemlerle birlikte kullanılması etkinliğini artırır.<br />
Aile planlamasında HORMONAL YÖNTEMLER<br />
nelerdir?<br />
Vücuda dışardan küçük dozlu hormon vererek yumurtalık ve hipofiz bezinin<br />
çalışması önlenir. Yumurtlama, dolayısıyla gebelik olmaz.
Doğum kontrol hapları<br />
Kombine oral kontraseptifler: Kadın bedeninde var olan kadınlık (östrojen) ve<br />
yumurtlama (progesteron) hormonlarının düşük dozlarda dışarıdan verilmesi<br />
<strong>son</strong>ucu, doğal dengenin baskılanması neticesinde gebelik oluşmaması esasına<br />
dayanır. % 99 gibi yüksek koruyuculuk oranına sahiptir.<br />
Minihaplar: İçeriğinde, kadınlık hormonu (östrojen) bulunmayan, sadece<br />
yumurtlama hormonu (progesteron) bulunan haplardır. Başarı oranı % 97’ dir.<br />
Östrojen ihtiva edenlerin kullanılamadığı emzirme döneminde kullanılabilmesi<br />
bu yöntemin en belirgin avantajıdır.<br />
Ertesi gün hapları: Korunmasız cinsel ilişkiyi takip eden ilk 120 saat içinde<br />
alınan hap döllenen yumurta varlığında o yumurtanın rahim içine yerleşmesini<br />
engellemektedir. Ancak günlük pratikte ilk 24 saat geçtikten <strong>son</strong>ra alınan<br />
ertesi gün haplarının koruyuculuğunun azaldığı bilinmektedir.<br />
Doğum kontrol iğneleri, flasterleri NELERDİR?<br />
a.Aylık iğneler: Hem östrojen hem progesteron içeren bu ilaçlar düzenli olarak<br />
her ay yaptırıldıklarında yüksek koruyuculuk oranına sahiptir.<br />
b.Üç aylık iğneler: Kullanılan hormonal yöntemler içinde koruyuculuğu en<br />
yüksek yöntem olan 3 aylık iğnelerin<br />
içeriğinde sadece progesteron<br />
hormonu bulunmaktadır.<br />
c.Cilt altı implantlar: Progesteron<br />
içeren kapsül implant şeklinde üst<br />
kol iç yüzünde cilt altına yerleştirilir.<br />
Yaklaşık 5 yıl koruma sağlayan<br />
bu yöntemde kapsülün progesteron<br />
içeriği ile rahim içi tabakası incelir<br />
ve gebelik oluşumu önlenir.<br />
d.Doğum kontrol flasteri: Doğum<br />
kontrol haplarına benzer prensiple<br />
korunma sağlar. Bir kutuda 3 adet<br />
bant bulunmaktadır. Bu bantlar her<br />
biri birer hafta kalacak şekilde kol,<br />
bacak, kalça bölgelerinden birine<br />
yapıştırılır.<br />
e.Vajinal halka: Vajinal halka, 4 mm<br />
kalınlığında, 5.4 mm çapında bir<br />
halka olup, haplardaki gibi östrojen<br />
ve progesteron hormonu içeren bir
21 gün ilaç kullanımından <strong>son</strong>ra 7 gün hiç ilaç alınmaz, bu süre zarfında adet<br />
kanaması gerçekleşir. 7 gün ilaçsız dönemi takiben yeni kutu başlanır. 28 hap<br />
olan ilaçlar ise ara vermeden kullanım içindir. Kutunun <strong>son</strong> ilaçlarında hormon<br />
bulunmaz, bu ilaçlar alınırken adet kanaması başlar.<br />
KİMLER doğum kontrol hapı kullanmamalıdır?<br />
Meme kanseri, kan pıhtılaşması sorunu olanlar, kalp ve karaciğer hastaları doğum<br />
kontrol hapı kullanılmamalıdır. 6 aylıktan küçük bebek emzirenler, sigara<br />
içenler, şeker hastalığı olanlar, yüksek tansiyon, migren, depresyon tanısı<br />
alanlar ise kontrol altında kullanılmalıdır.<br />
Spiral nasıl KORUYUCULUK sağlar?<br />
Bakırlı spiral kollarındaki ve gövdesindeki bakır sayesinde sperm hareketini<br />
engeller, spermin yumurtayı dölleme yeteneğini azaltır ve en önemlisi rahmin<br />
içinde yabancı cisim reaksiyonu oluşturarak gebeliğin rahim içi tabakasına tutunmasını<br />
engeller. Hormonlu spiral kollarında, içerdiği toplam 52 mg progesteron<br />
hormon türevinin günde 20 mikrogramını salarak etkisini gösterir. Bu<br />
hormon düzeyi rahim içi tabakasını inceltmeye, yumurtlamayı engellemeye ve<br />
gebelik oluşumunu önlemeye yeterlidir.<br />
Spiralin koruyuculuğu NE KADAR sürer?<br />
Spiralin koruyuculuğu 10 yıla kadar devam edebilen bu yöntemde, kullanıcı<br />
hatalarına yer olmadığı için kullanımı güvenlidir.<br />
Spiralin YAN ETKİLERİ nelerdir?<br />
Spiralin en sık görülen yan etkisi adet kanama miktarını artırması ve adet süresini<br />
uzatmasıdır. Spiralin bir diğer dezavantajı ise cinsel yolla bulaşan hastalıkları<br />
kolaylaştırmasıdır.<br />
Gebelikten korunmada kullanılan<br />
CERRAHİ YÖNTEMLER nelerdir?<br />
Tüplerin bağlanması: Kadınlarda, yumurtayı rahim içine taşıyan tüplerin bağlanması<br />
işlemidir. Geri dönüşümü olmadığı için, gelecekte çocuk isteği olmayan<br />
çiftler için uygun bir yöntemdir. Koruyuculuğu % 100’e yakındır.<br />
Vazektomi: Erkekte sperm hücrelerinin testislerden depolandıkları bölgelere<br />
geçişinin cerrahi yöntemlerle kalıcı olarak bozulması işlemidir. Bu işlem<br />
<strong>son</strong>rasında ejekülasyon esnasında boşalan sıvının dış görünüşünde hiç bir<br />
değişiklik olmaz, ancak sıvıda sperm hücreleri olmadığından gebelik oluşmaz.<br />
Koruyuculuğu % 100’ e yakın olan bu yöntemde de kadınlarda olduğu gibi geri<br />
dönüş çok zordur.
korunma yöntemidir. Vajene yerleştirilen bu halka 3 hafta kullanıldıktan <strong>son</strong>ra<br />
çıkartılır ve halka kullanılmayan bu bir haftalık dönemde adet kanaması olur.<br />
Doğum kontrol haplarının AVANTAJLARI nelerdir?<br />
Doğum kontrol haplarının en büyük avantajlarından biri adet kanamasının<br />
miktarını azaltmak suretiyle kansızlığı önlemeleridir. Bazı kadınlarda bu azalma<br />
öyle belirgindir ki adet kanaması sadece lekelenme şeklinde, kahve telvesi<br />
gibi olabilir, bu endişelenilecek bir durum değildir. Doğum kontrol hapları<br />
adet ağrılarını azaltırlar, yumurtalık ve rahim içi kanseri olma ihtimalini azaltırlar.<br />
Doğum kontrol hapları kullanırken görülen<br />
YAN ETKİLER nelerdir?<br />
İlk kullanıldıkları dönemlerde en sık görülen yan etki mide bulantısıdır. İlaçların<br />
uyku saatinden hemen önce alınması bu etkinin kadın tarafından daha<br />
kolay tolere edilebilmesini sağlar. İkinci en sık görülen yan etki ise hap kullanırken<br />
görülen ara kanamalardır. Ara kanamaların büyük çoğunluğu, ilacın<br />
içindeki kadınlık hormonu olan östrojenin olması gerekenden daha düşük<br />
dozlarda bulunduğu durumlarda görülür. Bazı kadınlarda kilo alma şikayeti<br />
olabilir. Bu da, daha düşük dozlu hapların kullanımı ile önlenebilir.<br />
Doğum kontrol hapı NASIL kullanılır?<br />
Hapları kullanmaya başlamadan önce gebelik testi ile gebelik durumu saptanmalıdır.<br />
Piyasada çeşitli ilaçlar bulunmaktadır. Bazılarının içinden 21 tane ilaç<br />
çıkar. İlk kutuya adetin ilk 5 günü içinde (tercihen ilk günü) başlamak gerekir.
?<br />
Erken Menopoz mu<br />
Kadında yumurtlama ve adet döneminin kesin olarak <strong>son</strong>a ermesi olan menopoz<br />
genellikle 45-52 yaş arasında ortaya çıkar. Kesin <strong>son</strong>a ermeyi izleyen<br />
yaşam dönemi ‘’menopoz <strong>son</strong>rası’’ veya kesinleşmiş menopoz adını alır. Bu<br />
durumda, kemiklerde, kalp-damar sisteminde, deri ve saçlarda, zihinsel ve<br />
duygusal yaşam alanında, dış cinsel organlarda, kadınına göre az veya çok belirgin<br />
ve östrojen eksikliğine bağlı bozukluklar yerleşir. Adet görme yaşı gibi,<br />
menopozdan kesilme yaşı da bireylere ve insan topluluklarına göre değişiklikler<br />
göstermektedir. 20.Yüzyıl boyunca adet kanamalarının daha erken olmaya<br />
başladığı ülkelerde, adetten kesilme de yıllarca daha geç olmaya başladı. Buna<br />
göre, yaşam düzeyinin yükselmesi, kadının doğurganlık dönemini her iki uçtan<br />
da uzatıyor gibi görünmektedir.<br />
Normal yaşta oluşan menopoz gibi erken menopozun<br />
da belirtileri aynı şekildedir.<br />
Bir kadında adet kanamalarının 35 yaşından önce kesilmesine erken menopoz<br />
adı verilmektedir. Erken yumurtalık yaşlanmasıdır. Günümüzde halk arasında<br />
erken menopozun daha sık görüldüğü iddia edilse de bu tam olarak doğru değildir.<br />
35 yaşından önce menopoza giren kadınlarda nedenini araştırmak için<br />
çeşitli testler yapılmalıdır ve sebepleri belirlenmelidir. 35-50 yaş arası erken<br />
menopoz olarak adlandırmak da doğru değildir.
Adet Düzeninin Bozulması: Yumurtlamada azalmalar olmaktadır.<br />
Adet kanamaları kimi zaman azalır, kimi zaman çoğalır. Bazen de adet kanamalarında<br />
günler farklılık göstermektedir. Bazen bu adet kanamaları 15 günde<br />
bir olurken, bazen de 1,5-2 ay aralığıyla sekmelere uğramaktadır. Kişinin<br />
hamile kalma olasılığı ise yok denilecek kadar az olur. Bu olasılık % 1 oranında<br />
görülmektedir.<br />
Kemik Erimesi: Eklemlerde kırgınlıkla başlayan ve kemiklerde meydana<br />
gelen aşırı ağrılar da erken menopozun belirtileri arasındadır.<br />
Vazomotor Bozukluklar: Boyun ve yüz bölgesinde oluşan kızarıklıklar ve çarpıntı,<br />
ateş basması ve terleme belirtileri de ilk belirtiler arasındadır.<br />
Vagen Mukozası: Vajina bölgesinde kuruluk oluşmaktadır. Cinsel ilişki sırasında<br />
yanma ile birlikte gelen sancı ve ağrılar, idrar yaparken ağrı ve zorlanmalar<br />
da görülmektedir.<br />
Psikolojik Bozukluklar: Ateş basmasından kaynaklı sıkıntılar, huzursuzluklar,<br />
aşırı sinirlilik ve gerginlik, uyku düzensizlikleri, ağlama atakları<br />
vs. gibi belirtiler de mevcuttur.<br />
Kalp-Damar Hastalıkları: Ateş basmasının sebep olduğu sıkıntıların<br />
meydana getirdiği kronik kalp-damar hastalıkları iki kat daha artış gösterir.<br />
Ayrıca kolesterol seviyesi de artış göstermektedir.<br />
Adetten kesilen kişinin ailesinde eğer erken yaşta adetten kesilmiş,<br />
menopoza girmiş biri var ise bu doğal hormonal bir olaydır.<br />
Irsi olarak aile bireylerinden aile bireylerine geçebilir.<br />
Aşırı streste erken menopoza girmeye sebep olabilir.<br />
Beslenme bozukluğu, vejeteryan ağırlıklı beslenen kadınlarda,<br />
çevre kirliliği çok olan bölgelerde yaşamak, sigara kullanım<br />
miktarı fazla olan kadınların yumurtalıklarına zarar verir. miktarı<br />
fazla olan kadınlarda erken menopoz görülebilir.<br />
Kanser hastası olarak ilaç ve ışın tedavisi gören kadınlarda yumurtalıkların<br />
zarar görmesi <strong>son</strong>ucu meydana gelen bu durumdan<br />
dolayı erken menopoz dönemine erken yaşlarda girebilir.<br />
Bağışıklık sistemindeki problemlerden dolayıda yumurtalıkların<br />
tahrip edilmesi <strong>son</strong>ucu oluşan hastalıklarda da erken menopoz<br />
görülmektedir.
İleri Yaş Gebeliğine Dikkat<br />
!<br />
35 yaş ve üzerinde olan gebeliklere ileri yaş gebeliği denir. 40’lı yaşlarla birlikte<br />
gebe kalma olasılığı %50 oranında azalmaya başlar. Bu nedenle bu yaşlar itibariyle<br />
gebelik planlıyorsanız genel sağlık durumunuzu da göz önüne almanız gerekir.<br />
İleri yaşta gebe kalan pek çok kadın sağlıklı bebek dünyaya getirmesine rağmen<br />
genç anne adaylarına göre riskleri daha yüksektir. İleri yaş gebeliklerinde en çok<br />
korkulan komplikasyon kromozom anomalili bebek doğurmaktır. Bunlardan en<br />
sık görüleni zekâ geriliği ile birlikte bazı kalp ve organ anomalileri içeren Down<br />
Sendromu’dur. Ancak gebelik sırasında yapılan prenatal testler, özellikle amniyosentez<br />
ve korion villus biyopsisi (anne ile bebek arasında iletimi sağlayan plasentadan<br />
ultra<strong>son</strong> kontrolü altında ince bir iğne veya çubuk ile doku parçasının alınması)<br />
ile bu bebekler tanınabilir.<br />
Bazı Hastalıklar Hamilelik Döneminde Ortaya Çıkabilir!<br />
Tüm insanlarda yaşla birlikte bazı hastalıkların görülme sıklığında da artış olur.<br />
Özellikle hamilelik döneminde en sık şeker hastalığı ve hipertansiyon görülür.<br />
Diyabet: Genelde yaş ile birlikte diyabet görülme sıklığı artar. Özellikle Tip 2 diyabet<br />
gebelikte bazı istenmeyen durumları beraberinde getirebilir. Diyabetik anne<br />
adayları gebelik zehirlenmesi (preeklampsi) açısından diyabetik olmayanlara göre<br />
daha yüksek risk altındadırlar. Yine bu anne adaylarında düşükler, erken doğum,<br />
plasenta problemleri ve ölü doğumlar normalden daha fazla görülür. Diyabetik annelerden<br />
doğan bebeklerde yeni doğan döneminde daha fazla probleme rastlanır.<br />
Gebelik öncesi şeker hastalığı olmayan ileri yaşta anne adayları ise Gestasyonel<br />
Diyabet adı verilen gebeliğe bağlı şeker hastalığı açısından dikkatli olmalıdır.<br />
Yüksek Tansiyon: Yaşla birlikte artan sıklıkta görülen diğer bir durumda yüksek<br />
tansiyondur. Gebelik öncesi var olan ya da gebelikte ortaya çıkan yüksek tansiyon;<br />
ani bebek ölümü, plasentanın erken ayrılması gibi anne ve bebek hayatını<br />
tehlikeye sokan <strong>son</strong>uçlar doğurabilir. Yine gebelik zehirlenmesi görülme sıklığı ve<br />
dolayısı ile kalıcı hasar bırakan sinir sistemi bozuklukları olabilir.<br />
Yaşla birlikte kanser de dâhil olmak üzere pek çok sistemik hastalığın görülme<br />
sıklığı artar. Bu hastalıklar gebeliği olumsuz yönde etkileyebilir ya da tam tersi<br />
bu hastalıklar gebelikten olumsuz etkilenebilir. İleri yaştaki gebelerin takibi bu<br />
nedenle çok daha dikkatli yapılmalıdır.<br />
Çoğul Gebelik: Anne yaşının artması ile birlikte çoğul gebelik riski de artar.<br />
Düşük: Düşüklerin en önemli nedeni kromozomal anomaliler olduğu ve yaşla birlikte<br />
bu anomalilerin görülme sıklığı arttığı için ileri yaş anne adaylarında yaklaşık<br />
4 misli daha fazla düşüğe rastlanır.
Anomali: Yaş ile birlikte özellikle Down Sendromu başta olmak üzere kromozomal<br />
anomali riski artar. Ancak genetik geçiş göstermeyen yarık damak, yarık dudak<br />
gibi şekil anomalilerinin görülme sıklığında artış olmaz.<br />
Dış Gebelik: Yaş ilerledikçe fark edilmiş ya da edilmemiş pelvik enfeksiyon geçirmiş<br />
olma olasılığı artar. Her enfeksiyon tüplerde belirli bir miktar hasar bıraktığından<br />
ve yine yaşla birlikte tüplerin hareket etme potansiyeli azaldığından bu tür<br />
anne adaylarında dış gebelik daha fazla görülür.<br />
Plasenta: Yaştaki artış ile birlikte Plesantanın önden gelmesi (plasenta previa)<br />
sıklığı artar. Dolayısı ile kanama daha fazla görülür.<br />
Gelişme Geriliği: İleri yaşlarda dolaşım sistemini bozan tansiyon ve şeker hastalıkları<br />
daha sık görüldüğünden bu annelerin bebeklerinde rahim içi gelişme geriliğine<br />
daha sık rastlanır.<br />
Erken Doğum: Gelişme geriliğine neden olan etkenler erken doğuma da yol açabilir.<br />
Sezaryen: İleri yaş annelerinde komplikasyonlar<br />
daha sık görüldüğünden<br />
anne ve bebek hayatını kurtarmak için<br />
yapılan sezaryen operasyonlarına 2-3<br />
misli daha fazla gereksinim olur.<br />
İleri Yaşlardaysanız ve Gebelik<br />
Planlıyorsanız Bu Önerileri Dikkate<br />
Alın!<br />
İleri yaşta gebelik planlanırken, yüksek<br />
tansiyon ve şeker hastalığı gibi<br />
genel sağlık problemlerinin kontrol<br />
altına alınması gerekir. Kilo fazlası var<br />
ise bu verilmelidir. Şişman kişilerin<br />
gebeliklerinde problem yaşama şansları<br />
daha fazladır. İleri yaşta anne olma<br />
isteği pek çok sağlık riskini beraberinde<br />
getirse de daha olgun olan kadının<br />
20’li yaşlarındaki gebelere göre çok<br />
daha gerçekçi ve bebeğine daha fazla<br />
bağlı olma durumu da söz konusudur.
Özel Medikar Hastanesi Üniversite Mah. Şehit Ateşe Reşat Moralı Blv. No:7 KARABÜK