Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
TASAVVUF TASAVVUF İLMİ<br />
Ne olursan ol, yine gel.
Tasavvuf: Ebedî saadete ulaşmak<br />
amacıyla, zâhirîn ve batının tamir;<br />
ahlakın tasfiye ve nefsin tezkiye<br />
hallerini içine alan, mânevî bir<br />
ilimdir.<br />
Tasavvufun genel tanımı ise şudur:<br />
İslam dininin getirdiği hükümlerin,<br />
müslüman kimseler tarafından,<br />
zahîrî ve bâtınî yönleriyle birlikte,<br />
ruhsatlardan faydalanmaksızın,<br />
azimet ve takva üzere tatbik<br />
edimesidir.<br />
1
TASAVVUF İLMİ İÇİN<br />
ÖNEMLİ ALİMLER<br />
YUNUS EMRE<br />
(1240-Eskişehir-1321)<br />
MEVLÂ NÂ<br />
(1207-Afganistan-1273)<br />
ALİ HAYDAR<br />
(1870-Ahıska-1960)<br />
EVLİYA ÇELEBİ<br />
(1611-İstanbul-1685)<br />
2
YUNUS EMRE<br />
13. yüzyılın sonları ile 14. Yüz yılın ilk yarısında<br />
yani 1240-1321 tarihleri arasında yaşayıp vefat<br />
etmiş olduğu kuvvetli ihtimal olarak<br />
kaydedilmektedir. Tapduk Emre’den ders<br />
almıştır. Halkın anladığı sade dilden ilahi ve<br />
kasidelerini okuyup söylediği, hece vezniyle<br />
şiirlerini yazmış olması sebebiyle en çok okunan<br />
ve anlaşılan Türk Tasavvuf<br />
Pîri olmuştur.<br />
Yunus Emre Divanı olarak<br />
şiir ve kasideleri bir araya<br />
getirilmiştir. Kabri hakkında<br />
farklı yerler<br />
gösterilmektedir. Yani Onu kendi beldelerinde<br />
göstermek isteyen pek çok seveni olmuştur.<br />
Yunus Emre’nin düşünce dünyasında<br />
maddiyatın hiç değeri yoktur. İnsan sevgisi,<br />
güzel ahlak ve ilahi aşktır. İnsanlar arasında<br />
bölücülük ve ayırım, imtiyazlı sınıf anlayışı gibi<br />
sathi anlayışlara onun kalbinde yer yoktur. Her<br />
şeye, Allah’ın eseri olduğu için sevgi ile bakar,<br />
ibadet yaparak kişinin kendisini üstün görmesini<br />
şiddetle kınamıştır. Önemli olan insan gönlünü<br />
kazanmak olduğunu anlatmıştır.<br />
3
Söz var gönlü sevindirir. Söz var<br />
tanıdığı yabancı eder. Söz kişiyi<br />
yüceltir veya alçaltır.<br />
-Yunus Emre-<br />
Hiç hata yapmayan insan, hiçbir şey<br />
yapmayan insandır. Ve hayatta en büyük<br />
hata, kendini hatasız sanmaktır.<br />
-Yunus Emre-<br />
İIim iIim biImektir, iIim kendin biImektir,<br />
sen kendini biImezsen, bu nice okumaktır.<br />
-Yunus Emre-<br />
4
MEVLANA<br />
Afganistan’ın Belh<br />
şehrinde 1207 yılında<br />
doğmuştur.Anadolu<br />
Selçuklu sultanı I.<br />
Alaaddin Keykubat’ın<br />
davetini kabul ederek<br />
ailesi ile birlikte henüz<br />
küçük yaşta iken<br />
Konya’ya gelmişlerdir.<br />
Şemsi Tebrizî’den aldığı tasavvufi terbiye ile<br />
olgunluğa ermiş, Enfusi metotla zikir ve evradını<br />
icra etmiştir. En meşhur seri Mesnevî ve Fîhi Ma<br />
Fih adlı eserleridir. Mevlana Farsça yazan ve<br />
konuşan, bilcümle aleme hitap eden bir tasavvuf<br />
geleneğinin önderidir.<br />
Semâ ve raks (kendi etrafında dönme) ayinleri<br />
icra etmiştir. Dünyada en çok bilinen Tasavvuf<br />
Pîrlerinden birisi de Hz. Mevlana Celâleddin-i<br />
Rûmî hazretleridir. Felsefi düşüncesinde güzel<br />
ahlak ve başkalarının kusurlarını<br />
görmemezlikten gelmek, tevazu ve merhameti<br />
esas alan bir anlayışı savunmuştur.<br />
5
Unutma; senin için başkasından vazgeçen, bir gün mutlaka başkası için senden vazgeçer.<br />
-Unutma; senin için başkasından vazgeçen,<br />
bir gün mutlaka başkası için senden<br />
vazgeçer.<br />
-Mevlana<br />
Köpeklerin kardeşliği, aralarına kemik<br />
atana kadardır.<br />
-Mevlana<br />
Dün akıllıydım, dünyayı değiştirmek<br />
istedim;<br />
Bugün ise bilgeyim, kendimi değiştirdim.<br />
-Mevlana<br />
6
ALİ HAYDAR<br />
İstanbul-Fâtih-Çarşamba'daki<br />
Şeyh İsmet Efendi Dergahının<br />
son şeyhi. İsmi, Ali Haydar<br />
olup, babası Şerîf Efendidir.<br />
Ahıskalı Ali Haydar Efendi<br />
diye meşhûr olmuştur. 1870<br />
(H.1288) senesinde Batum'un<br />
Ahıska kazasında doğdu.<br />
Derin bir bilgisi ve kuvvetli bir hitâbet gücü olan<br />
Ahıskalı Ali Haydar Efendi, Mart 1915'te<br />
şeyhülislâmlıkta yeni kurulan "Te'lif-i Mesâil Heyeti"<br />
reisliğine tâyin edildi. Bu görevi esnâsında Mecelle'yi<br />
ikmâl için kurulan komisyonda vazîfe aldı ve iki<br />
senede Kitâb-ül-Büyû' (Alış-veriş kitabı) ve Kitab-ül-<br />
İcâre'yi hazırladı.<br />
Birinci Dünyâ Harbi boyunca bu vazîfeyi devâm<br />
ettiren Ahıskalı Ali Haydar Efendi 1916 senesinden<br />
îtibâren her ramazan ayında huzur dersleri (pâdişâh<br />
huzûrunda yapılan ilmî ders ve sohbet toplantıları)<br />
başmuhâtaplığı vazîfesini yürüttü. Bu vazîfesi 1923<br />
senesine kadar sürdü ve pâdişâhlığın kaldırılmasıyla<br />
son buldu.<br />
1960 (H.1380) senesinde İstanbul'da vefât etti. Kabri<br />
Edirnekapı Sakızağacı kabristanındadır.<br />
7
Son nefeste ne ile meşgul olmak istiyorsan<br />
yaşarken onunla meşgul ol.<br />
-Ali Haydar<br />
Dediler ki: gözden ırak olan gönülden de<br />
ırak olur. Dedim ki: gönle giren gözden<br />
ırak olsa ne olur.<br />
-Ali Haydar<br />
Nasibinde varsa alırsın karıncadan bile<br />
ders. Nasibinde yoksa bütün cihan önüne<br />
serilse sana ters.<br />
-Ali Haydar<br />
8
EVLİYA ÇELEBİ<br />
Evliy Çelei Mart <br />
tarihde İstaul'da doğdu. Ö<br />
e ahalle ekteie<br />
gitt.Daha sora Şeyhülisla<br />
Hait Efedi Medresesi'e<br />
Burada yedi yıl okuduktan<br />
sonra saraya özgü bir okul olan Enderun'a devam etti.<br />
Burada sarf (dil bilgisi), nahiv (gramer), kâfiye ve<br />
hüsn-ü hat dersleri gördü. Bunun yanında Enderun<br />
musikişinaslarından Musahip Derviş Ömer<br />
Ağa'dan musiki öğrendi.<br />
Okul öğreniminin dışında özel hocalardan Kur'an,<br />
Arapça, güzel yazı, musiki, beden eğitimi ve yabancı<br />
dil dersleri aldı. Kur'an'ı ezberleyerek hafız oldu.<br />
Öğrenimini bitirdikten sonra 25 yaşındayken<br />
Ayasofya Camii'nde mukabele okuduğu sırada<br />
camiye gelen IV. Murad'ın iradesiyle saraya alınıp<br />
musahipler arasına katıldı. Saraya alınmasına o sırada<br />
silahtar olan akrabası Melek Ahmed Paşa, Ruznâmeci<br />
İbrahim Efendi ve Hattat Hasan Paşa yardımcı<br />
olmuşlardır. Vezirlerle seyahatleri sırasında onların<br />
imam ile müezzinliklerinde ve iç<br />
ağalıklarında bulunarak birçok kez haber götürme<br />
göreviyle İstanbul'a ve başka yerlere gidip ...<br />
9
geldi.Evliya Çelei'i içide üthiş ir gezi arzusu<br />
vardı. Yei yerler görek, yei isalar taıak<br />
istiyordu. Bu yüzde sarayda fazla kalaadı.<br />
Kedisii alattğıa göre ir rüya üzerie eşhur<br />
gezilerie aşladı. Muharre ayıı Aşure<br />
Geesi 9 Ağustos gördüğü rüya şöyledir:<br />
Rüyasıda İstaul'da Yeiş İskelesi ivarıda Ahi<br />
Çelei Caii'dedir. Orada uazza ir eaat<br />
vardır. Dikkat eder, Hz. Muhaed'i aş tarafta<br />
görür. Dört sadık halifesi ve diğer ashaı da oradadır.<br />
Hz. Muhaed'i yaıa gidip oda şefaat dileek<br />
arzusudadır. Aa ir türlü esaret edip de gideez.<br />
E souda ir esaretle gidip "Şefaat ya Resulullah"<br />
diyeeğie, "Seyahat ya Resulullah" der. Böylee, <br />
yaşıa kadar süreek seyahati aşlar.<br />
İlk gezisii, İstaul ve çevresie yaptı. Daha sora<br />
İstaul dışıa çıktı. aşlarıda aasıda<br />
haersize Bursa'ya gitek üzere yola çıktı.Bu<br />
seyahatte gü sora geri dödü. Oğluu<br />
seyahat aşkıı göre aası uda sora<br />
yoluluğua üsaade ederek kedisii zaaı<br />
öeli şeyhleride Adü'l-ahat Nûri Efedi ve diğer<br />
şeyhlere götürüp el öptürerek hayır dualarıı istedi.<br />
Evliya Çelebi, 1682 yılından sonra vefat etti. Ölüm<br />
yeri ve mezarı bilinmemektedir.<br />
10
Beraber olduğu, taıştığı kişilerde asla bir<br />
şey istee. Bua riayet etezse sei küçük<br />
görürler, itibarıı kaybedersi<br />
-Evliya Çelebi<br />
İki kişi kouşurke dilee<br />
-Evliya Çelebi<br />
Dâima ileri hedefin olsun, geriye takılıp kalma<br />
-Evliya Çelebi<br />
Paran pulun olmasın sana terbiyen yeter.<br />
-Evliya Çelebi<br />
11
(Resul Tosun)<br />
Merhu Öer Nasuhi Bile Muvazzah İl-i Kela<br />
isili eseride İslai ilileri üçe ayırır. İaçla ilgili<br />
ola kısıa akaid, tevhid veya usuluddi, uaelat<br />
ile ilgi ola kısıa fıkıh/şeriat ve ahlak ile ilgili<br />
kısıa da tasavvuf dediğii yazar.Yai tasavvuf<br />
İsla’ı ahlak kuruuu adıdır. Tarikatlar da u<br />
şesiye altıdaki ahlak okullarıdır.<br />
İsla ahlakıı yai tasavvufu ortada kaldırdığıızda<br />
ortaya kaa saa ir Müslüa tipi çıkar.<br />
RESUL TOSUN KİMDİR: <strong>Yeni</strong> Şafak Gazetesi yazarı<br />
Resul Tosun 1956, Artova doğumludur. 22.<br />
Dönem AKP Tokat milletvekili olan Tosun, İstanbul<br />
Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunudur ve Marmara<br />
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 'nde master<br />
yapmıştır. Yörünge Dergisi Sahibi ve Genel Yayın<br />
Yönetmeni olan Tosun, <strong>Yeni</strong> Şafak Gazetesi yazarı ve<br />
yöneticisi, Adım Holding ve Telif Hakları Ajansı kurucu<br />
üyesi, Tokat Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi<br />
Vakfı Mütevelli Heyeti üyesi, Birlik Vakfı Dış İlişkiler<br />
Enstitüsü kurucu üyesi, Sanatçılar Derneği üyesi, Türkiye<br />
Yazarlar Birliği üyesidir. Evli, 3<br />
12
(Musa Dede)<br />
İnsanlığın manevi arayışıyla koşut gelişen<br />
'tasavvuf ilmi' her zaman bu isimle anılmasa da<br />
kastedilen ama bir türlü tam dile getirilemeyen mana<br />
hep aynıdır. Tasavvufu diğer mistik öğretilerden<br />
ayıran başlıca özellik, merkezinde yüzü "Bir olan<br />
Yaradan 'Allah'a(cc) dönük 'insan"ın yer'almasıdır.<br />
Bu bakımdan derinliği ve kapsayıcılığıyla tüm<br />
varoluştan feyz almakla birlikte tasavvufu 'ilahi<br />
din'in izleğinden ayırmak, bir bebeği annesinden<br />
ayırmak gibidir. Aslında inanan, inanmayan herkese<br />
sunabileceği bir şeyler vardır ama hakikatine ermek<br />
isteyenin gönlünde aşk ve inanç, aynasında ise 'Sırrı<br />
Muhammed' uyandırılmalıdır.. Diyelim ki tasavvuf<br />
dev bir ağaca benzer, tamamını idrak etmek belki de<br />
az insana nasip olmuştur. Yine de zevk edildiği<br />
kadarı dahi pek doyurucu ve bahsetmeye değer<br />
bulunmuştur. Çünkü herkes nasibince pay alabilir ve<br />
paylaşabilir. Kimi onun tohumunu bilir, kimi<br />
köklerini, kimi gövdesini, dallarını, yaprağını,<br />
çiçeğini, meyvesini, üstüne konan kuşları, yağan<br />
yağmuru, kimi de yalnızca altındaki toprağı..<br />
Doğrusu en güzeli yaşayanların anlatmasıdır, o da<br />
yetmez yaşatmasıdır.<br />
13
Fakir, bir papağan olarak, 'deneme'<br />
mahiyetindeki bu yazıyı haddim olmayarak böyle<br />
bir düşünüşle yazmaya cüret etmekle sizlerin ve<br />
büyüklerimin affına sığınıyorum. Lakin bu yolda<br />
kimine susmak, kimine de konuşmak<br />
emrolunmuştur… Kendimce anladığım<br />
kadarıyla ;Tasavvuf inceliktir, letafettir. Tasavvuf<br />
güzelliktir, zerafettir. Şükr'edebilmektir. Şükrün<br />
şükrünü edebilmektir. Bazen hayranlıkla kalakalıp<br />
hiçbir iş edememektir. Edemeyeceğini bilmenin<br />
miskinliğiyle yine de gayret etmektir. Ahde vefadır.<br />
Kadere rızadır. Duadır..<br />
Tasavvuf ilahi aşk kültürüdür. Kendinden başka<br />
sevecek birini bulmaktır. Leyla'dır, Mecnun'dur. Yana<br />
yana dönmektir. Leyla'dan Mevla'ya geçmektir. O<br />
sevdiği için kendini de sevmendir. İlerlemektir.<br />
Almaktansa vermektir. Hizmet etmekle himmet<br />
MUSA DEDE KİMDİR ?:<br />
Musa dede 1969 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Annesi<br />
aslen Gürcü, babası ise Sefarad Yahudisi’dir. Yahudi<br />
gelenekleri ile büyümüştür. Eğitim hayatını sırasıyla Şişli<br />
Terakki İlkokulu ve Saint Michel Lisesi’nde tamamladı. Basın<br />
yayın alanında eğitimini tamamlayan Musa Dede çok küçük<br />
yaşlardan beri mistik konulara ilgi duymuştur. Dünya<br />
hayatına ve zevki sefaya düşkün bir birey olarak sürdürdü<br />
hayatını bir dönem. Ancak genç yaşında başına gelen acı<br />
bir olay onu yine özüne ve mistik konulara yöneltmiştir.<br />
Bu acı olay 18 yaşında geçirdiği bir trafik kazası sonucunda<br />
17 yaşında ki sevgilisini kabetmiş olmasıdır.<br />
14