3.YASAMA-OCAK-ŞUBAT-MART_2018
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
3,5 MİLYON SURİYELİYE BAKILIYOR, 19 BİN GAZİ UNUTULUYOR<br />
Malul Sayılmayanlar Derneği Genel Başkanı Mesut Kılıçarslan ise yaptığı konuşmasında, "Devlet bizlere<br />
santimle milimle ölçerek gazilik vermedi. 19 bin vatan evladı bu sorunun çözülmesini bekliyor. İnşallah el birliği<br />
ile bu sorunu çözmeye çalışacağız. Bu yaramız en az 25 yıldır kanamaya devam ediyor. Mahkeme ve hastane<br />
bizi gazi olarak kabul etmek istiyor, ama bu nizamnameye göre diyorlar ki, siz gazi değilsiniz. İnşallah Miletvekilimiz<br />
Fatma Kaplan Hürriyet'in verdiği ve bundan sonra yeniden vereceği kanun teklifini dikkate alırlar. Toplum<br />
nezdinde biz gaziyiz. Devlet tarafından da gazilik hakkımızı almak istiyoruz" dedi. Gazi sayılmayanların da<br />
söz aldığı programda konuşan Soner Özdemir, "1998'de terör vatani görevimi yaparken terör örgütüyle mücadelede<br />
kurşun sağ göğüs boşluğumdan girerek sol taraftan çıktı ve 1,5 metre ince bağırsağım alındı. Beni bu<br />
şekilde askere almazlar. Yediklerimi seçerek yemek zorundayım. Yeşillikten başka bir şey yiyemiyorum. 3,5<br />
milyon Suriyeliye bakıyoruz. Bütün bunların yanı sıra 19 bin gazinin hakkı verilmiyor. Daha ne denilebilir ki?<br />
ANKARA PATLAMASINDA BİLE GAZİLİK HAKKINI VERMEDİLER<br />
Salonda bulunan diğer malul sayılmayan gaziler de şunları kaydetti, "Pusuya düşerek yaralandım, yanımda<br />
komutanım şehit oldu. Halen daha bel kemiğime giren mermiyle yaşıyorum. Etimesgut'ta gittiğim doktor<br />
bu mermiden ölmezsin diyor. Ağrıyor dediğim zaman ise, ağrıyacak tabi ki vücudunda mermi var diyor. Raporumda<br />
yüzde 40 olsa gazi sayılacağım halde yüzde 36 vererek gazi saymıyorlar. Son KHK ile de bizi gazi saymadılar"<br />
Diğer bir gazi ise Lice'de yaralandığını kaydederek, "1998 yılında Lice'de pusuya düşürülerek yaralandım.<br />
Devlet bize iş imkanı verdi. İki yıl önceki Ankara patlamasında servislerin içerisindeydim. Yine yaralandım yine<br />
gaziliğimi vermediler. Artık üçüncüyü bekliyorum ölmek için" Halen daha askerlik görevini sürdüren bir asker<br />
ise "Çatışmada ayağıma kurşun yedim. Yakınımda el bombası patladı. Halen daha görevime devam ediyorum.<br />
Gazilik kelime anlamıyla eş değer olsun kanunda. Kelime anlamı neyse kanunda da o olsun.<br />
BİZİM KAPIMIZI HİÇ KİMSE ÇALMIYOR<br />
1992 yılında Şırnak'ta operasyonda el bombası patlaması sonucu el parmaklarımı kaybeden diğer bir malul<br />
sayılmayan gazi ise "26 senedir bu dava uğruna uğraşıyoruz. Neden gazi olamadığımı kendi çocuklarıma bile<br />
anlatamadım. Çocuklarım bile gazi olduğuma inanmıyor. Kimseye gazi olduğumu ispatlayamadım. Askerlik çağında<br />
çocuğum var ben onu nasıl askere göndereceğimi düşünüyorum" dedi. 1992 yılında Hakkari'de yaralanan<br />
diğer bir mağdur, "15 Temmuz'daki gazilere bakıyoruz. Valiler, kaymakamlar evlerine gidiyorlar. Ben 5 ay<br />
evde yattım hiç kimse kapımızı çalmadı. Biz kendi derdimizi anlatmak için milletvekili, il başkanı kapısı çalıyoruz"<br />
dedi. Çatışmada kafası ve göğsünden yaralanan son konuşmacı Tuncay Asteğmen ise "Kafamdan ve göğsümden<br />
vuruldum. 30 metreden de uçuruma yuvarlandım. Tim çavuşum beni sırtlayıp kurtardı. Gözlerimi hastanede<br />
açtım. Yanıma tümgeneral geldi ve bana 'Sen bizim gazimizsin' dedi. Ama aradan yıllar geçti ve gazilik<br />
hakkımızı alamadık" dedi<br />
Konuşmamın tamamını https://youtu.be/3FasPB_gV2c linkinden<br />
izleyebilirsiniz.