3.YASAMA-OCAK-ŞUBAT-MART_2018__
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
H<br />
ürriyet, “Down sendromlu çocuklarımız<br />
ötekileştirilmesin”<br />
CHP Kocaeli Milletvekili Hürriyet, Down<br />
Sendromu Araştırma Komisyonu hakkında<br />
yaptığı konuşmada down sendromluların ötekileştirilmemesi<br />
gerektiğini söyledi<br />
Down Sendromu Araştırma Komisyonu kurulması yönündeki<br />
meclis görüşmelerinde konuşan CHP Kocaeli Milletvekili Hürriyet,<br />
“Down sendromlu çocuklarımız doğru bir yaklaşım ve nitelikli<br />
bir eğitimle Everestleri aşabilir, kitap yazabilir ve etrafına<br />
ışık saçabilir” dedi<br />
DOWN SENDROMU BİR HASTALIK DEĞİLDİR<br />
Mecliste Down Sendromu Araştırma Komisyonu konusunda önceki gün yapılan görüşmelerde konuşan<br />
CHP Kocaeli Milletvekili ve Anayasa Komisyonu üyesi Fatma Kaplan Hürriyet şunları kaydetti; “Down<br />
sendromu bir hastalık değildir, genetik farklılıktır. Kromozom sayısında fazlalık nedeniyle meydana gelen<br />
farklı yüz görünümüyle karakterize, doğuştan kalp hastalıkları, bağırsak problemleri, görme, işitme ve hormon<br />
bozuklukları ve daha başka sistemlerle ilgili sorunların yüksek oranda görüldüğü bir sendromudur. Bu<br />
yavrularımız diğer bebeklerden daha riskli bir şekilde hayata ‘Merhaba’ diyor. Anne olanlar daha iyi anlar<br />
elbette. Dokuz ay karnınızda taşıdığınız, hayalini kurduğunuz ve doğduğunda en fazla avuç içi büyüklüğünde<br />
olan bebeğiniz ilk nefesini alalı henüz birkaç saat olmuşken soğuk neşterle tanışmak zorunda kaldığını;<br />
küçücük bedenlerin, gözlerini daha açmadan annesiyle tanışmadan, ameliyat eldivenleriyle tanıştığını bir<br />
düşünün” dedi.<br />
DOWN SENDROMLU BEBEĞİN ANNESİNİN ANLATTIKLARI<br />
Down sendromlu bir annenin doğum sonrasında yaşadıklarını da meclis kürsüsünden anlatan Milletvekili<br />
Hürriyet, “Bir annenin yaşadıklarını anlattığı cümlelerle buradan ifade etmek istiyorum. Diyor ki anne;<br />
‘Doğumdan sonra eşim yanıma gelip oturdu. ‘Bebeğimiz özel bir bebek olabilir’ dedi, bu hayatımda en<br />
korkunç cümleydi. Birden hıçkırıklara boğuldum, bu kadar çabuk ağlayabileceğimi sanmazdım, sanki önceden<br />
haberim varmış gibi ama yoktu. Ne demek ‘özel’ dedim. O kadar ağlıyordum ki cümleler çıkamamıştı<br />
ağzımdan. Sadece hayır diye bir çığlık duyuyordum bana ait olduğunu düşündüğüm. O an hiçbir yerdeydim,<br />
zaman yoktu, artık sadece uğultular vardı, simsiyah bir yokluk. Şimdi geriye bakıp o hastane odasına<br />
döndüğümde keşke diyorum, keşke bugün yaşayacağım duyguları ve mutluluğu o zaman bilseydim de o<br />
kadar ağlamasaydım, keşke hastane odam hüzün değil de mutluluk dolu olsaydı. Ne olurdu biri olsaydı ve<br />
bana anlatsaydı. Tek kalan üzüntüm, pişmanlığım bu”