Okul-Dergisi-Suphan_son1
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
SÜPHAN<br />
SÜPHAN<br />
2002<br />
Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır;<br />
ya da milleti esaret ve sefalete terk eder.<br />
Öğretmen bir kandile benzer, kendini tüketerek başkalarına ışık verir.<br />
Mustafa Kemal Atatürk<br />
ÖĞRETMEN<br />
ÇALIŞMALARIMIZ<br />
ETKİNLİKLERİMİZ<br />
SINIFLARIMIZDAN KARELER<br />
PROJELERİMİZ<br />
ÖĞRENCİLERİMİZDEN ÇALIŞMALAR<br />
RÖPORTAJLAR<br />
SÜPHAN ILK-ORTAOKULU<br />
TESKOMB 1 SÜPHAN ILK-ORTAOKULU SAYI: 1 2018
KOSTÜM GİYİM<br />
Kazım Karabekir<br />
Cad. No:47 Van<br />
Telefon:<br />
4322151411
SÜPHAN<br />
Editörden<br />
Merhaba Sevgili Okurlar,<br />
Öncelikle Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal'in tüm dünya<br />
çocuklarına armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk<br />
Bayramı kutlu olsun.<br />
<strong>Okul</strong> Dergimizin ilk sayısı ile huzurlarınızdayız.<br />
<strong>Okul</strong>umuz ve kendim adına ilk dergimiz, bu konudaki<br />
tecrübesizliğimiz için hoşgörünüze sığınıyoruz. Başta okul<br />
müdürümüz olmak üzere tüm öğretmen ve idareci yol<br />
arkadaşlarıma da verdiği destekler ve bireysel katkıları için<br />
şükranlarımı sunuyorum. Dergimizin basım sürecine verdikleri<br />
desteklerden dolayı sponsorlarımıza teşekkür borçluyuz.<br />
Süphan olarak çıkarılacak bundan sonraki dergilerimiz içinde<br />
güzel bir tecrübe yaşamış olduk.<br />
Umarım keyifle okuyacağınız dergi olmuştur. İletişim<br />
adreslerimizden eksikliklerimiz ve önerileriniz için bizlere<br />
ulaşabilirsiniz.<br />
Saygılarımla<br />
Gürkan İŞLER<br />
Bilişim Teknolojileri ve Yazılım Öğretmeni<br />
Fatih Projesi Bilişim Teknolojileri Rehber Öğretmeni<br />
23/04/2018<br />
TESKOMB SÜPHAN İLK-ORTAOKULU<br />
Yayın Organı<br />
Nisan 2018 - Sayı 1<br />
Sahibi<br />
TESKOMB Süphan İlköğretim <strong>Okul</strong>u Adına<br />
Abdulbari POLAT<br />
(<strong>Okul</strong> Müdürü)<br />
Genel Yayın Yönetmeni<br />
Gürkan İŞLER<br />
(Bilişim Teknolojileri Öğretmeni)<br />
Yazı ve İmla İnceleme Kurulu<br />
Miyase ÖZBAY<br />
Deniz BOYACI ÖNDER<br />
Emine AKKUŞ<br />
Tuba CEBECİ<br />
Medine Bahar Kılıç<br />
Fotoğraf<br />
Yeliz Ertürk<br />
Gürkan İŞLER<br />
Dergi Tasarım<br />
Gürkan İŞLER<br />
(Bilişim Teknolojileri Öğretmeni)<br />
Baskı<br />
İletişim<br />
İpekyolu cad. 7.km Süphan Mh.<br />
TESKOMB Süphan İlköğretim <strong>Okul</strong>u<br />
Edremit/VAN<br />
0266 721 05 80 - 81 - 82<br />
http://vansuphanortaokulu.meb.k12.tr/<br />
http://vansuphanilkokulu.meb.k12.tr/<br />
SÜPHAN DERGİSİ<br />
Dergideki yayınların yasal sorumluluğu<br />
sahibine ait olup yazılardan kaynak<br />
gösterilmeden alıntı yapılamaz.<br />
SÜPHAN ILK-ORTAOKULU
IÇINDEKILER<br />
5.<br />
"Sorgulayıcı Akıl"<br />
Atıf Çiçekli ile<br />
röportaj<br />
7.<br />
Abdulbari Polat<br />
<strong>Okul</strong> Müdürü<br />
6.<br />
İhsan Keskin ile<br />
röportaj<br />
8-9 Cemal Safi - Diş Sağlığı<br />
10 - 11 Türkçesi Varken - Okuma Üzerine<br />
12 - 13 Van Tarihi - Mandala - Montessori<br />
14 - 15 Spor Sayfası<br />
16 - 17 Müzik Sayfası - Kayıp Kız<br />
18 Görsel Sanatlar Sayfası<br />
19 <strong>Okul</strong> Aile Birliği - Deniz Kızı Angelina<br />
20 - 21 Rehberlik Servisi<br />
22 - 23 Kadın Mucitler - Süpernova<br />
24 Sınıflarımız (8A-7D-8D-7B)<br />
25 Çalarlar - Sevi ve Saygı Duy - Dost Derken<br />
26 Sözler - Songül'den Özlü Sözler<br />
27 Sınıflarımız (7B-5B-5A-5C)<br />
28 - 29 Projelerimiz - Kodlama<br />
30 31 Bulmaca - Sınıflarımız (5E-8B-6F-7C)<br />
32 Temizlik - Gün Doğumu - Sınıflarımız (<strong>Okul</strong> Ö.-3C)<br />
33 Sınıflarımız (1A-6B) - 23 Nisan<br />
34 - 35 İngilizce<br />
36 - 37 Sınıflarımız(2C-1E-3B-1B) - (8E-6E-6C-7A)<br />
38 - 39 Sınıflarımız(4C-1D-3E-4B) - (2E-3A-4E) - Kar Sanatı<br />
40 - 41 Sınıflarımız(4A-4D-2D-3D) - (2B-2A-6A)<br />
42 Sınıflarımız(5D-6D-8C-1C)<br />
43 <strong>Okul</strong> Kadromuz<br />
44 Müdür Yardımcıları - Memur<br />
45 Personeller - Bağımlılık
•Kendinizi kısaca tanıtabilir misiniz?<br />
-12 yıllık Kaymakamım.<br />
Bayburtluyum. 6 yaşından itibaren<br />
çalışmaya başladım. Üretimin<br />
içerisindeyim. Yıllarca ticaretle ilgilendim.<br />
Ortaokulu Gelibolu’da, liseyi Tekirdağ ‘da<br />
üniversiteyi Antalya’da okudum. Çalışma<br />
hayatım ve okuma hayatım hep birlikte<br />
gitti. Sürekli üretim içerisinde olduk.<br />
Çok farklı sektörlerde çalıştım. Satışta,<br />
satın almada, pazarlamada, reklamda,<br />
tanıtımda, organizasyonlarda, turizm<br />
gibi farklı alanlarda çalıştıktan sonra<br />
kaymakamlığa başladım. Farklı yerlerde<br />
görev aldık ve buraya kadar geldik.<br />
•Bu meslek hep hayalininiz miydi?<br />
- Aslında benim hayalim üretmek oldu. Ürettiğim<br />
EDREMIT KAYMAKAMI<br />
ATIF ÇIÇEKLI ILE<br />
RÖPORTAJ<br />
"Sogulayici<br />
akil"<br />
sürece mutlu oldum ve hayalimin merkezine üretmeyi<br />
koydum. İnsanlara faydalı olmayı hayal ettim. Bir<br />
meslekten ziyade kendinizle, hayatı ve gündelik rutini<br />
birleştirdiğinizde, kendiniz ve çevre için faydalı olan<br />
neyse o mesleği seçmenizi tavsiye ederim.<br />
• Meslek hayatınızda sizi derinde etkileyen<br />
bir olay oldu mu?<br />
- İnsanoğlunu sürekli bir şeyler etkiler. Duygusal<br />
yaratıklarız. Dolayısıyla bizi derinden etkileyen çok<br />
olayla karşılaşmışızdır. Üzüldüğümüz, sevindiğimiz, hayal kırıklığına uğradığımız çok<br />
olay olmuştur. Ama sizin zannettiğiniz gibi insanlar bir ev aldıklarında, araba aldığında veya başka bir göreve geldiğinde çok<br />
etkilenmezler. İnsanları en çok etkileyen olayların en mutlu oldukları zamanlar olduğunu görürüz. Bizi en çok mutlu eden<br />
olaylarında geçmişte sevdiklerimizle birlikte geçirdiğimiz zamanlar olduğunu görürsünüz. Mesela seni mutlu eden olay nedir?<br />
Diye sorsam ailenle pikniğe gitmem aklına gelir. Doğru değil mi? İşte annenle, ablanla, babanla, abinle geçirdiğiniz keyifli<br />
zamanlar aklına gelir. O günden sonra bende önemli etkiler bırakan işte bu tarz olaylardır.<br />
• Edremit ilçemizi düşündüğünüzde eğitimde ne durumdayız?<br />
- Eğitimde gayet iyi durumdayız. Sende öyle düşünmüyor musun? Farklı düşünebilirsin problem değil. Edremit verileri<br />
itibariyle Van’ın en iyi ilçelerinden biridir. Tabi eğitim standartları her geçen gün ülkemizin ekonomik gelişmişliğine göre<br />
değişmekte. Sizden önce eğitimin nasıl olduğunu siz çok bilemezsiniz tabi. Biz ne imkansızlıklar içerisinde okuduk. Siz onları<br />
görmediniz, inşallah görmeyeceksiniz de. Çok daha iyi eğitim standartlarını yakalamanız için bizler çabalıyoruz, çabalamaya<br />
da devam edeceğiz. Eğitim standartları fiziksel anlamda gayet güzel. Kaç öğrenci var sınıfınızda? (24). Biz 52-53 kişiydik.<br />
Akıllı tahtalara geçtiniz, kitaplarınızı ücretsiz olarak alıyorsunuz. Masa ve sandalyeler çok sıkıntılıydı. Damlar çatılar akardı,<br />
sürekli problem yaşardık. Türkçe, matematik, ingilizceye derslerimize sürekli farklı kişiler girerdi. Dolayısıyla çok problem<br />
yaşadığınızı söyleyemeyiz. Standartlarımızın da iyi olduğunu düşünüyorum. Daha da güzel olması için gelişmeye ve çalışmaya<br />
devam edeceğiz. Ama asıl niteliğin eğitimcide ve öğrencide olduğunu düşünüyorum. Fiziksel şartlarda bir problem yok. Eğitim<br />
şartları denince herkesin aklına binalar geliyor, öğretmen sayısı geliyor. Önemli olan nicelik değil niteliktir. Sizlerin kendinizi<br />
geliştirmeniz için sorgulayıcı aklı kullanmanızdır. Öğretmenlerinizin sizlere bir şey vermeleri için sizler ile hemhal olmaları,<br />
dertlenmeleridir. Sizin evinize gelip gitmeleri, ödevlerinizi takip etmeleri ve size laf olsun diye değil gerçekten bir şey vermek<br />
için çabalamalarıdır. Nitelikte hem öğrencide, hem öğretmende hem de idarecide artacaktır diye umut ediyorum.<br />
• İlerde bizim gibi meslek seçimi yapacak olan öğrencilere hangi mesleği önerirsiniz?<br />
- Az önce söyledğim gibi önce kendinizi tanımanız gerekiyor. Acele etmenize hiç gerek görmüyorum. Herkes - rüzgarı<br />
belli olmayan gemi şu bilmem ne - gibi söylemler vardır. Ben onlara katılmıyorum. Siz şuan meslek seçebilecek olgunlukta<br />
değilsiniz. Kendinizi yeterince tanımıyorsunuz. Dolayısıyla kendinizi tanımadan da ne yapabileceğinize kanaat getirmenizde<br />
mümkün değil. Sizin şuan yapmanız gereken şey kendinizi tanımaya dair veya derslerinizi daha nitelikli öğrenmeye çaba<br />
göstermek olmalıdır. Süreç içerisinde kendinizi, meslekleri tanıdıkça benim için şu uygundur demeye başlayacaksınız.<br />
Bizim toplumumuzda ne yazık ki insanlar kendileri için en uygun olanı değil en iyisini seçmeye çalışıyor. Ama en uygun olan<br />
seçilmelidir. Tabi benim şahsi düşüncemdir. Tabi siz şuandan itibaren ben şöyle olmak istiyorum derseniz de kimse için bir<br />
mahsur yoktur. Katıla da bilirsiniz, katılmaya da bilirsiniz. Farklıda düşünebilirsiniz. Bunların hepsi sizin özgür iradenizle<br />
yapacağınız hususlardır. Ama şunu unutmayın her şey sorgulayıcı akıl ile başlar. Sorgulayıcı akıl nedir? Her şeyi akıl<br />
süzgecinden geçirmektir. Anne babanızın, öğretmeninizin sizlere her söylediklerinizi hemen kabul etmemektir. Acaba ne diyor?<br />
Niye? Nasıl? Neden? Gibi sorularla anlamaya çalışıp mantığını kavramaktır. Ezbercilik diye eleştirdiğimiz sistemin kaynağı<br />
da budur. Sorgulamamaktır. Siz sorgulayacaksınız. Tabi bunu yaparkengereksiz sorulardan bahsetmiyorum. Örneğin “Dünya<br />
yuvarlaktır” Neden? Niye? Gibi fiziksel anlamda hayatın akışına, sisteme, tabiata aykırı sorgulamalardan bahsetmiyorum.<br />
5<br />
SÜPHAN<br />
SÜPHAN ILK-ORTAOKULU
İLÇE MİLLİ EĞİTİM<br />
MÜDÜRÜ İLE RÖPORTAJ<br />
• Öncelikle sizi tanıya bilir miyiz? -<br />
Ben 1957yılında Van’ın Muradiye DURUKAŞ Köyü’nde dünyaya geldim. İlkokulu doğduğum köyde, ortaokul ve liseyi<br />
Muradiye Alparslan Öğretmen Lisesi’nde tamamladıktan sonra Atatürk Üniversitesine bağlı Van Eğitim Enstitüsü’nden<br />
mezun oldum.1980’de öğretmenlik mesleğine başladım. O gün bugündür, yani 38 yıldır öğretmen olarak görev<br />
yapmaktayım.16 Yıl sınıf öğretmenliği yaptıktan sonra sırasıyla okul müdür yardımcılığı, okul müdürlüğü, halk eğitim<br />
müdürlüğü, Gürpınar Milli Eğitim Müdürlüğü ve son 3 yıldır Van -Edremit Milli Eğitim Müdürlüğü’nde görev yapmaktayım.<br />
Evli ve 5 çocuk sahibiyim. Öğrencilerimi çok seviyorum. Öğretmenlik mesleği benim sevdamdır, ilk aşkımdır. Memleketimi,<br />
milletimi ve bayrağımı çok seviyorum.<br />
• İlkokulda nasıl bir öğrenciydiniz?<br />
-İlkokulda çok başarılı bir öğrenciydim. Hatta ilkokul öğretmenim ortaokula geçtikten sonra her pazar benim harçlığımı<br />
verirdi. İhsan büyüyecek, büyük bir matematikçi olacak diyordu. Ortaokula başladığımda matematik ders öğretmeni<br />
haksız yere bir tokat attı. Matematik dersinde düşük aldım ve matematikten kaldım. Daha sonra çok sevdiğim Edebiyat<br />
öğretmeni beni şiire yönlendirdi. O gün bugündür ne zaman fırsat bulursam şiirler yazarım.<br />
• Bizim yaşımızdayken unutamadığınız bir anınızı paylaşır mısınız?<br />
-ilkokul öğrencisiyken bir pazar günü birkaç arkadaşla birlikte öğretmenin bulunduğu lojmanın kapısını topu istemek için<br />
çaldık. <strong>Okul</strong>un bir topu vardı kapıyı korkuyla çalmıştık. Öğretmen kapıyı açtığında çok korkmuştuk ve heyecanlanmıştık<br />
acaba öğretmen bize ne diyecekti? Öğretmenden topu istemiştik öğretmende hayır vermiyorum dedi. O heyecanla<br />
korkuyla ilk olarak elimi uzattım ve öğretmen dokundu. Yüksek bir gerilim hattını tutmuşum gibi çarpmıştı çok<br />
heyecanlanmıştım ilk olarak bir öğretmene dokunmuştum.<br />
• Eğitim sistemi niçin önemlidir? Eğitim nedir?<br />
-Eğitim insan hayatı hazırlamaktır. Eğitim geleceğe ve hem kendine hem bulunduğu ortama faydalı bir insan olmak için<br />
yapılan bir şeydir. Gelecek eğitim üzerinde yaşadığımız gezegende meydana gelen olayları anlamak ve algılamaktır. Eğitim<br />
hayatı daha kaliteli hale getirmektir.<br />
• Edremit’i düşündüğünüzde biz ne durumdayız, neler söyleye bilirsiniz?<br />
-Kendi bölgemizde aynı şartlarda bulunan diğer ilçelerin eğitim bölümleriyle kıyasladığımızda iyi durumdayız. Eğitimde<br />
Van akademik il sıralamalarında 75 - 76. sıralamalarında iken Edremit Türkiye ortalamasını yakalayan tek ilçedir. Bu<br />
konuda istatistiklerde bunu gösteriyor.<br />
• Bizlere sosyal kültürel faaliyetlerden hangilerini önerirsiniz?<br />
-Biz insanız sosyal bir varlığız. Hem fiziki olarak kendimizi hayata hazırlamalıyız. Hem de psikolojik olarak çağın<br />
gereklerine uygun hale getirmeliyiz. Fiziksel olarak özellikle sportif faaliyetler folklor ve diğer etkinliklerde maşallahımız<br />
var. Edremit olarak birinciliğimiz var. İlde, bölgesel ve uluslararası olarak başarılarımız var. Sağlam kafa sağlam vücutta<br />
bulunduğu için ben çok önemsiyorum. Sizin okulunuz da bu konuda başarılı. Bunlar mutlaka çoğaltılarak devam etmelidir.<br />
• Vanlı biri olarak ilimiz hakkında neler söyleye bilirsiniz?<br />
-VAN buna layık değil. Van için mega bir köy diyebiliriz. Allah aşkına Van’ın neresinde bir güzellik var. Bu<br />
güzelim Van, dünyada eşi benzeri olmayan Van Gölü’nün sahilinden kim faydalanıyor? Van’ın gelişebilmesi için özellikle<br />
bizim için bir değer olan çok kıymetli bir hazine olan Van Gölü’nden faydalanmamız lazım. Tarihi ve turistik yerlerden<br />
faydalanmamız lazım. Buraya yerli yabancı turist çekmemiz lazım. Bunun içinde alt yapıyı güçlendirmemiz lazım. Sağ<br />
olsun kaymakamımız, belediye başkan vekilimiz Atıf ÇİÇEKLİ şu anda gerçekten müthiş işler yapıyor. Edremit’in sahilini<br />
görüyorsunuz, ondan sonra at çiftliği ondan sonra plaj işte yürüyüş yolları vs.<br />
• İlerde bizim gibi meslek seçimi yapacaklara önerileriniz nelerdir?<br />
-Siz hangi mesleği icra etmek istiyorsanız onun için çaba gösterin. Hem daha verimli hem de daha mutlu olursunuz.<br />
6
SÜPHAN<br />
Abdulbari Polat<br />
<strong>Okul</strong> Müdürü<br />
Değerli Okurlar,<br />
<strong>Okul</strong>umuz TESKOMB Süphan İlk-Ortaokulu olarak sizlere okulumuz dergisinin ilk sayısını<br />
sunmak heyecanını ve mutluluğunu yaşıyoruz.<br />
TESKOMB Süphan İlk-Ortaokulu olarak okul dergisi çıkartma amacımız okulumuzu tanıtmak,<br />
okulda yapılan sosyal -kültürel ve sportif faaliyetlerimizi, sınıflarda yapılan etkinliklerimizi, yapılan<br />
projelerimizi, ulusal bazda il ve ilçe bazda öğrencilerimizin yetenek ve başarıları, kayıt altına almak,<br />
toplamak ve siz okurlara sunmak.<br />
Eğitim; hedef, plan ve program belirleyerek, takip, denetim ve dönütünü sağlayarak sürecin<br />
sonunda elde ettiğimiz başarıdır. Bu anlamda TESKOMB Süphan İlk-Ortaokulu olarak eğitimde<br />
bireysel farklılıklar, dezavantajlı aile çocukları ve göç ile gelip şehre yerleşmiş ailelerin öğrencilerinin<br />
sosyo - kültürel farklılıkları da göz önünde bulundurarak eğitim- öğretimle ilgili tüm imkanları<br />
sunmak öğrencileri hayata, memlekete ve vatana fayda sağlayacak ve topluma kazandıracak bireyler<br />
yetiştirmek öncelikli hedeflerimizdendir. Bu güçlükleri de göz önünde bulundurarak başarımıza başarı<br />
katmak, öğrencilerimizi daha iyi liselere göndermek ve okulumuzu ilimiz ve ilçemizin başarılı okullar<br />
arasında görmek, yerleştirmek öncelikli gayemizdir.<br />
Bu ilk sayımız, daha sonraki sayılarımızda bize rehberlik edecek ve farklı çalışmalarımızı siz<br />
okurlarımıza sunmaya devam edeceğiz.<br />
Dergimizin hazırlamasında emeği geçen tüm öğretmen ve öğrencilerimize teşekkür ederim.<br />
Sevgi ve saygılarımızı sunuyorum.<br />
7<br />
SÜPHAN ILK-ORTAOKULU
<strong>Okul</strong>umuzun Tarihçesi<br />
<strong>Okul</strong>umuzda eğitim öğretime, 1993 - 1994 Eğitim Öğretim yılında Süphan Mahallesinde<br />
üç evler mezrasında 3 odalı bir evde başlanmıştır. Daha sonra 1996 - 1997 eğitim öğretim yılında<br />
okul için yapılan 4 katlı bir binada devam edilmiştir.<br />
<strong>Okul</strong>umuz ilimizde yaşanan deprem sonrası 2011 - 2012 Eğitim-Öğretim Yılından bu yana<br />
TOKİ Memur-Sen Mehmet Akif İnan İlköğretim okulunda 1.kademe, 2.kademe ise Orhan Okay<br />
Lisesinde devam etmekteydi. 2013-2014 Eğitim-Öğretim Yılı itibariyle yeni yapılan binamızda devam<br />
etmekteyiz. Depremde yıkılan eski binamızın yerine TESKOMB (Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar<br />
Kredi ve Kefalet Kooperatifleri Birlikleri Merkez Birliği) tarafından yeni binamız inşa edilmiştir.<br />
<strong>Okul</strong>umuza ait diğer bilgiler web sitemizde mevcuttur. <strong>Okul</strong>umuz kurulduğu günden beri bir<br />
çok alanda il-ilçe ve uluslararası bazda başarılar kazanmış ve en çok başarılı olduğumuz dal ise<br />
halk oyunları olmuştur. En son 2014'te Türkiye 3.lüğü elde etmiştir.<br />
<strong>Okul</strong>umuz her yıl başta Fen Lisesi olmak üzere, Güzel Sanatlar, Spor Liseleri ve diğer<br />
Meslek Liselerine düzenli öğrenci yerleştirmektedir.<br />
ŞİİR VE BESTELERİYLE TANINMIŞ ŞAİR CEMAL SAFİ<br />
YAŞAMINI KAYBETTİ…<br />
1938 yılında Samsun’da doğdu. Babası merhum Mehmet<br />
Safi, annesi merhume Ayşe Safi'dir. Öğrenimine Sakarya<br />
İlkokulu'nda başladı. Samsun Sanat <strong>Okul</strong>unda son verdi.<br />
Cemal Safi evli ve üç çocuk babasıdır. İlk şiirlerini Orhan<br />
Gencebay besteledi. 1990 yılında, Rüyalarım Olmasa, 1991<br />
yılında, Vurgun adlı bestelerin güftekarı olarak iki yıl ard arda<br />
yılın şairi seçildi. 1990 yılında müzikli bir şiir kasedi çıkardı.<br />
1993 yılına kadar yazdığı şiirleri, Vurgun adlı ilk kitabında<br />
yayınladı. İkinci şiir kitabı ise Sende Kalmış 'tır. Şairin bu güne<br />
kadar 40 tanesi Orhan Gencebay tarafından olmak üzere, 150<br />
civarında şiiri bestelendi.<br />
Yaz aylarını geçirdiği Akçay'da her yıl Geleneksel Akçay<br />
Şairler ve Bestekârlar Şölenini organize etti. 2003 yılında,<br />
Karamanoğlu Mehmet Bey adına düzenlenen Türk Dili<br />
Bayramı'nda Türkçeyi en etkin ve güzel kullanan güftekâr şair<br />
olarak birincilikle ödüllendirildi.<br />
Edebiyatımıza sayısız şiir ve beste bırakan Cemal Safi, bir süredir tedavi gördüğü hastanede 80 yaşında hayata gözlerini<br />
yumdu.<br />
YA EVDE YOKSAN<br />
…<br />
Aşkınla ne garip hallere düştüm.<br />
Ne kadar üşüdüm,nasıl acıktım,<br />
Her şeyim tamam da bir sendin noksan, İlk önce sıcacık banyoya soksan,<br />
Yağmur yaş demeden yollara düştüm. Sanırsın şu anda denizden çıktım,<br />
İçim ürperiyor,ya evde yoksan.<br />
İçim ürperiyor,ya evde yoksan.<br />
Elbisem gündelik,pabucum delik,<br />
Haberin olsa da sobayı yaksan.<br />
Yağmur iliğime geçti üstelik,<br />
İçim ürperiyor,ya evde yoksan.<br />
…<br />
Bakkala gitmeme lüzum kalmasa,<br />
Durumu anlardın,takvime baksan,<br />
Allah vere misafirin olmasa,<br />
İçim ürperiyor,ya evde yoksan.<br />
Kıvırcık marulun vardır inşallah,<br />
Bir salata yapsan,bol limon sıksan,<br />
Senin de iştahın iyi maşallah,<br />
İçim ürperiyor,ya evde yoksan.<br />
Yanlış mı aklım da kalmış acaba?<br />
Muhabbet sokağı numara doksan,<br />
Boşa mı gidecek,bu kadar çaba,<br />
İçim ürperiyor,ya evde yoksan.<br />
Ya yolu kaybettim,ya ben kayboldum,<br />
Ne olur bir yerden karşıma çıksan,<br />
Tepeden tırnağa sırsıklam oldum,<br />
İçim ürperiyor,ya evde yoksan.<br />
Cemal Safi<br />
Eserleri<br />
Vurgun (1993)<br />
Sende Kalmış (2000)<br />
Kıyamete Kırk Kala<br />
(2002)<br />
8
SÜPHAN<br />
Diş Sağlığı<br />
9<br />
Biz yetişkinlerin ağzında 32, çocukların<br />
ağzında ise 28 adet diş bulunmaktadır. Bu<br />
sayı bebeklerde 20 adettir. Bununla birlikte<br />
diş sağlığı denildiğinde ağız ve çene de işin<br />
içine girmektedir. Diş sağlığı maalesef ki<br />
toplumumuzda çok fazla önem verilmeyen bir<br />
unsurdur.<br />
Diş ve diş eti hastalıkları vücudumuzda<br />
pek çok hasara neden olabilmektedir. Bir<br />
çürük dişin bedenimizi nasıl olumsuz etkilediği<br />
uzmanlar tarafından kanıtlanmış bir gerçektir.<br />
Dişlerimizin sağlıksız olması sadece ağzımıza<br />
değil tüm bedenimize zarar vermektedir. Bu<br />
nedenle ağız sağlığımıza dikkat etmeli altı ayda<br />
bir mutlaka bir diş hekimine giderek dişlerimizi<br />
muayene ettirmemiz gerekmektedir.<br />
Bakımı yapılmayan çürük dişler<br />
vücudumuzda pek çok rahatsızlığa sebep<br />
olabileceği gibi ağzımızda da hoş olmayan<br />
bir kokuya neden olur. Bu durum hem bizi<br />
hem de çevremizdeki insanları rahatsız eder.<br />
Bu nedenle her yemekten sonra dişlerimizi<br />
fırçalamalı doktora giderek çürük olan<br />
dişlerimizi tedavi ettirmeliyiz. Bazen kalp<br />
krizine bile sebep olabilecek diş çürüklerine<br />
karşı oldukça dikkatli olmalıyız.<br />
SÜPHAN ILK-ORTAOKULU
TÜRKÇESI varken<br />
START ALMAK<br />
BAŞLAMAK<br />
CENTER<br />
MERKEZ<br />
SPONTENE<br />
KENDİLİĞİNDEN<br />
RELAKS OLMAK<br />
RAHATLAMAK<br />
E-MAİL<br />
E-POSTA<br />
LİNK<br />
BAĞLANTI<br />
KOMİNİKASYON<br />
İLETİŞİM<br />
CHECK ETMEK<br />
KONTROL ETMEK<br />
EXİT<br />
ÇIKIŞ<br />
CV<br />
ÖZGEÇMİŞ<br />
Türkçe<br />
Öğretmenleri<br />
Zümesi<br />
10
E m i n e A k k u s<br />
Türkçe Öğretmeni<br />
SÜPHAN<br />
OKUMANIN ÖNEMİ ÜZERİNE BİRKAÇ SATIR<br />
Okumak, okumak, okumak... Okudukça düşünür,<br />
düşündükçe yeni fikirler üretir insan. Üzerine çok yazılar<br />
yazılması, çok sözler söylenmesi de önemini bize tekrar<br />
tekrar hatırlatır. Üreten insan toplum için en faydalı<br />
insandır; toplumun gelişmesine, ilerlemesine katkıda bulunur.<br />
Bu yüzden okuyan insan meyve veren ağaca benzer,<br />
üretken olması yönüyle; okumayan insan da su verilmediği<br />
için kuruyan bir ağaca benzer. Ağaç susuz kaldığında nasıl<br />
kurursa aynı şekilde insan da susuz kalsa ölür. Okumak,<br />
kendini yenilemek, insanlar için su içmek kadar önemlidir.<br />
Okumanın insana sayılamayacak kadar çok faydası<br />
vardır. Aklıma ilk gelenleri yazayım: İstediğimiz her konuda<br />
bilgi edinebiliriz. Diğer insanlarla olan iletişimimizde daha<br />
akıcı ve etkileyici konuşabilmemizi sağlar, sosyal çevremizde<br />
bizi daha saygın hale getirir, vakit azlığından ve maddi<br />
zorluğundan gezip göremediğimiz yerler hakkında bilgi<br />
edindirir, bizi stresten uzaklaştırır, daha mutlu olmamızı<br />
sağlar, kelime haznemizi geliştirir, genel kültür seviyemizi<br />
artırır, analitik düşünme becerimizi geliştirir ve yazma becerisi<br />
kazandırır. Okuyarak kendini sürekli geliştiren kişiler,<br />
çevrelerinde meydana gelen her olaya daha fazla hakim<br />
olurlar; kitap okuyan öğrencilerin de okul hayatlarındaki<br />
başarısı artar.<br />
Kitaplar, canımız sıkıldığında hemen ulaşabileceğimiz en<br />
yakın dostumuzdur. Kitapların şarjı bitmez, internet gerekmez,<br />
istediğimiz her an onlarla bağlantı kurabiliriz; bizim<br />
hayal dünyamızı genişletir, değişik yaşam biçimleriyle, türlü<br />
türlü insanlarla bizi tanıştırır aynı zamanda bize hiç kapris<br />
yapmaz, hiç küsmez ve bizi yarı yolda bırakmaz. Kitapların<br />
önemini bilen ve öğrencilere bunu anlatmak isteyen<br />
öğretmenlerimiz ve idaremiz geçen yıl haftada bir olan<br />
okuma saatimizi bu yıl günde bir saate çıkardı ve okulumuzdaki<br />
öğrenciler daha fazla kitap okumaya başladı.<br />
Kitap okumanın faydalarından bahsettik şimdi de biraz<br />
doğru kitap seçiminin öneminden bahsedelim. Bir<br />
kişi kitap okumayı sevmiyorsa, okumayı sevmemesinden<br />
değil, ilgisini çekebilecek doğru bir kitap ile<br />
tanışamamasından kaynaklanıyordur. Okuduğumuz kitap<br />
bizi heyecanlandırmalı ve zevk vermelidir zira bu tür özelliklere<br />
sahip olmayan kitaplar bir müddet sonra okuyucuları<br />
sıkmaktadır. Kitap seçimi esnasında kolay anlaşılabilen ve<br />
samimi bir üslup ile yazılan kitaplar, kişiler üzerinde çok<br />
daha fazla etki gösterebilir.<br />
Yukarıda saydığımız sebeplerden, işe doğru kitabı<br />
seçmekle başlayabilirsiniz. Sonra gerisi gelecektir. Okuma<br />
alışkanlığınız oluştuğunda her türlü metni; dergiyi, tarih<br />
kitaplarını, bilimsel yazıları, romanları, denemeleri ve hikayeleri<br />
de rahatlıkla okuyabilirsiniz.<br />
Bu konu üzerine söylenebilecek çok söz var ama bu yazı<br />
için ayrılan yerin sonuna geldik. Dergiyi okuduktan sonra<br />
elinize güzel bir kitap alın, çayınızı doldurun ve arkanıza<br />
yaslanın.<br />
İYİ OKUMALAR...<br />
11<br />
SÜPHAN ILK-ORTAOKULU
Van'ın tarihi MÖ 7000 yıllarına kadar<br />
uzanır. Van Kalesinin 6 km güneyinde<br />
bulunan Tilkitepe ve Van Gölü'nün<br />
kuzeyindeki Ernis Mezarlıklarında yapılan<br />
kazılarda Kalkolitik, Tunç, Demir çağlarına<br />
ait yerleşimler bulunmuştur. Van'ın<br />
medeni tarihi Urartular le başlar. Van,<br />
bugünkü Doğu Anadolu ve Ermenistan<br />
ile civarındaki toprakları kapsayan Urartu<br />
Devleti'nin merkeziydi. İskit istilasının<br />
ardından zayıflayan Urartular, İran'dan<br />
gelen Medler tarafından yıkıldı. Daha<br />
sonra bölgeye Ahamenişlerler, Büyük<br />
İskender, Selevkoslar, Ermeniler, Partlar,<br />
Romalılar, Sasaniler ve Doğu Romalılar<br />
(Rumlar) hakim olmuştur. 644 yılında<br />
Müslüman Araplar bu bölgeyi fethetmiş,<br />
daha sonra bölge yine Rumlara<br />
geçmiştir. Yöre, uzun süre Abbasilere<br />
veya Rumlara bağlı yerel Ermeni beyleriyle<br />
yönetilmiştir. 11. yüzyıldan itibaren<br />
Türkmenlerin yerleşmeye başladığı Van<br />
Gölü havzası, önce Selçuklulara, sonra<br />
da İlhanlılara, Celayirîlere, Karakoyunlulara<br />
ve Akkoyunlulara yurt olmuştur. 16.<br />
yüzyılda Safevilerin Doğu Anadolu'dan<br />
uzaklaştırılmasından sonra Van'da<br />
Osmanlı egemenliği başlamıştır. Van'da<br />
20. yüzyıla kadar Ermeni, Türk, Kürt, Arap<br />
nüfus yaşamıştır. Gelenekleri Osmanlı<br />
ve İran etkisinde gelişmiştir. Van farklı<br />
kültürlerin ve toplulukların bir arada<br />
yaşayabildiği güzide bir coğrafyadır.<br />
Şehir Urartulardan kalmadır.<br />
Urartuların başkenti olan Van'ın o<br />
zamanki adı<br />
Tuşpa idi. Şehri ilk kuran Asur Kraliçesi<br />
Semiramis'tir. Bu bölgeye önce Hurriler<br />
yerleşmişlerdir. Urartular zamanında<br />
şehir bir imparatorluk merkezi haline<br />
gelmiştir. Urartulardan sonra şehre<br />
Medler, Persler, Büyük İskender, Selevkoslar,<br />
Ermeniler, Partlar, Romalılar,<br />
Sasaniler ve Bizanslılar hakim olmuştur.<br />
M.S. 675 yılında Müslüman Araplar<br />
şehri fethetmiş, daha sonra şehre yine<br />
Bizanslılar, bunları yenen Selçuklular ve<br />
sonra İlhanlılar, Celayirliler, Karakoyunlular,<br />
Akkoyunlular, Safeviler ve en sonunda<br />
Osmanlılar hâkim olmuştur.<br />
Hurrilerin MÖ 2000'lerden itibaren<br />
Van Gölü'nden başlayarak Kızılırmak<br />
ve Yeşilırmak'ın Karadeniz'e döküldüğü<br />
yerlere kadar uzanan bir bölgeye hakim<br />
oldukları görülür. MÖ 13. yüzyılda Hurri-<br />
Mitanni siyasi teşekkülün merkezi otoritesi<br />
zayıflamış ve beyliklere bölünmüştür.<br />
Asur Kralları bu küçük beyliklerini<br />
hakimiyetleri altına almaya çalışmış ve<br />
bu sırada Van Gölü çevresinde Batı İran'a<br />
kadar olan bölgede Urartular ile Asurlular<br />
arasında mücadeleler başlamıştır.<br />
Urartu-Asur mücadelesi MÖ VI. yüzyılın<br />
ortalarına kadar sürmüş, Urartular bu<br />
dağlık ve zor arazi şartlarına sahip bölgeyi<br />
egemenlik altında tutmuştur.<br />
Urartular'ın başkentliğini yapmış olan<br />
Van Kalesi, 3000 yıllık görkemiyle hala<br />
ayaktadır. Van Kalesi'nde Urartular'dan<br />
kalan kaya ve oda mezarları, tapınaklar,<br />
yazıtlar ve bazı yapılar bulunur. Urartu<br />
kralı I. Sarduri'nin kurduğu ve<br />
S e z e n T a ş m a<br />
Sosyal Bilgiler Öğretmeni<br />
Vanın Tarihçesi<br />
başkent yaptığı Tuşpa, Urartu krallarının<br />
mezralarını, uzun yazıtları içinde<br />
barındırır. Horhor Yazıtı, kaledeki en<br />
uzun yazıttır ve kral Argişti'ye ait mezar<br />
odasının girişinde bulunur. Analı kız<br />
kutsal alanında büyük bloklara yazılmış<br />
yazılar vardır ve burası bir sunak alanıdır.<br />
İç Kale'de Urartulara ait bir tapınağın<br />
temelleri bulundu. Kalenin batısında<br />
Madır Burcu isimli görkemli yapının ne<br />
amaçla yapıldığı tam olarak bilinmemektedir,<br />
fakat bir liman olduğu tahmin<br />
edilmektedir. Kalenin kuzeyinde yer alan<br />
Van Kalesi Höyüğü'nde kazılar yapılmıştır.<br />
Van şehri I. Dünya Savaşı'na kadar<br />
kalenin güney kısmında surlarla<br />
çevrili bölgede kuruluydu. Daha sonra<br />
Osmanlı'nın Kafkasya Cephesinde<br />
Ruslar'la savaşa girdiği sırada şehirdeki<br />
Ermeniler ayaklanmıştır. Bu ayaklanmalar<br />
sonucu Ermeniler ve Ruslar şehri ele<br />
geçirmiştir.21 Mayıs 1915'de Rus General<br />
Yudeniç Van'a girer. Burada Ermeniler<br />
şehrin ve kalenin anahtarlarını generale<br />
sunar. 2 Nisan 1918'de Ali İhsan Paşa<br />
komutasındaki Osmanlı Ordusu, Rusların<br />
harabeye çevirdiği Van'ı geri alır.<br />
Bu dönemden sonra Van şehri Erek<br />
Dağının eteğinde yeniden kurulur. Eski<br />
Van ise 1-2 cami hariç kullanılamaz hale<br />
gelmiştir ve günümüze gelinceye kadar<br />
ayakta kalan yapılar dayanamayarak<br />
yıkılmıştır.fte Hamam'dır. Eski Van'da<br />
günümüzde kullanılan tek eser Kaya<br />
Çelebi Cami'dir. Eskiden çok görkemli bir<br />
mekân olan Van Ulu Camisi ne yazık ki<br />
günümüzde yıkılmıştır<br />
ve sadece minaresi<br />
sağlam kalabilmiştir.<br />
Kızıl Cami'ninde aynı<br />
şekilde minaresi günümüze<br />
ulaşmış ve diğer<br />
bölümleri yıkılmıştır.<br />
(Alıntıdır)<br />
Van il Kültür ve Turizm<br />
Müdürlüğü<br />
12
SÜPHAN<br />
Leyla Zürar<br />
Müdür Yadımcısı<br />
Montessori<br />
Montessori etkinliği , 31 Ağustos 1870<br />
yılında İtalya’nın Chiaravalle kasabasında<br />
doğan ve İtalya’nın ilk bayan doktoru olan<br />
Maria Montessori tarafından bulunmuştur.<br />
Maria Montessori, bu etkinliği psikiyatri kliniğinde çalışmaya başladığında<br />
zihinsel engelli çocukların eğitimi sırasında boş bir odada zihinsel engelli<br />
çocukların yerdeki ekmek kırıntılarını sıraya dizerken sakinleştiğini gözlemlemesi<br />
üzerine keşfetmiştir. Maria Montessori bu çocuklarla çalışmaya başladı ve onları<br />
ulusal bir sınava hazırladı. Bu sınavda zihinsel engelli çocuklar yaşıtlarıyla aynı<br />
ölçüde başarı gösterdi. Bu sonuç Montessori’nin tüm Avrupa’da tanınmasını<br />
sağladı.<br />
Montessori çocuklara verilen eğitimin geleneksel yapısını tamamen değiştirdi.<br />
Ona göre çocuklar kendi kendilerine öğreniyordu ve bunun asıl adı gelişimdi.<br />
Açık olan gelişimin öğretilemez olduğuydu. Çocuk bu süreçte kendi kendini<br />
yapılandırmaktaydı. Bu görüş yüzyıl sonra çocuklar hakkında yapılan sinirbilim<br />
çalışmalarıyla da kuvvetle desteklendi. (sihirlibahçe.com.tr)<br />
Mandala<br />
MONTESSORİ ETKİNLİĞİ<br />
ETKİNLİĞİN ADI: Yapraklar ile Yapılan Çalışma Örnekleri<br />
KAZANIM: Zihinsel gelişim, ince motor gelişim,görsel algı gelişimi,dikkat ve<br />
konsantrasyon<br />
DÜZEY: +3 Yaş<br />
MALZEMELER: Çeşitli yapraklar, yapıştırıcı,A4 kağıdı,renkli fon kartonları,sulu<br />
boya,büyüteç<br />
UYGULAMA:Yapraklar kullanılarak pek çok etkinlik yapmak mümkün.Görseldeki<br />
etkinlikler büyüteçle yaprağın yapısını inceleme, yaprakları kullanarak insan<br />
yüzü oluşturma ve yaprak baskısı. Bu etkinlikler sırasında bol bol konuşarak<br />
haznemize yeni kelimeler katıyoruz. Hem eğleniyoruz hem öğreniyoruz.<br />
Mandala Sanskritçe kökenli bir sözcüktür.Manda(enerji,öz) ve la(kap)anlamını taşıyan kelimelerin<br />
birleşiminden doğar. Buna dayanarak mandala için ‘enerji tutan kap’ diyebiliriz. Yani mandalayı yaparken ki<br />
hislerinizin , dileklerinizin bu mandala tarafından tutulduğuna inanılıyor.<br />
Mandalalar her zaman daire şeklindedir, kare şeklindeki motifleri dahi yuvarlak formdadır. Ve merkezden<br />
başlayarak birbirinden farklı sembollerin bir araya gelmesiyle bütünü oluşturan, bütünü simgeleyen bir desene<br />
sahiptir. (bilgelikyolunda.blogspot.com)<br />
13<br />
SÜPHAN ILK-ORTAOKULU
SPOR<br />
KANO<br />
TAKIMI<br />
Kano, plaj voleybolu,<br />
futbol ve tenis dallarında<br />
faaliyetlerimiz yaz<br />
tatillerinde de keyifli ve<br />
eglenceli bir sekilde devam<br />
etmektedir.<br />
'' Spor yapmak kişiye<br />
saglıklı, zinde ve mutlu<br />
bir bünyenin yanında<br />
özgüven, sorumluluk ve iyi<br />
bir psikoloji gibi özellıkler<br />
katmaktadır ''<br />
Günümüzde spor sadece<br />
insanların fiziki ve psikolojik<br />
açıdan güçlenmesi için<br />
sürdürülmesi gereken bir faaliyetler<br />
bütünü olmaktan daha<br />
ileri gitmiştir. Bununla birlikte<br />
spor, sorumluluk ve işbirliği<br />
eğilimi ile düzen sağlama kabiliyetini<br />
ortaya çıkararak kişinin<br />
sosyalleşmesine yardımcı olan<br />
faktörlerin başında spor yer<br />
almaktadır. Spor kişilerin psiko<br />
- sosyal gelişiminde önemli bir<br />
yeri olduğu, insanların sosyal<br />
ve psikolojik bakımdan aktif<br />
kılmanın en kolay yolunun spordan<br />
geçtiği unutulmamalıdır.<br />
Birey sportif etkinliklere<br />
katılmakla, manevi yalnızlığın<br />
doğuşunu hazırlayan etkileri<br />
gidererek, iş hayatında görülen<br />
ve daha sonra genelleşerek<br />
sosyal hayata yansıyan,<br />
amaçsızlık ve monoton çalışma<br />
şartlarının doğurduğu kötümser<br />
ve bunalımlı tutumların<br />
giderilmesini en kolay spor yolu<br />
ile ortadan kaldırılabilir.<br />
BOCCE<br />
14
SÜPHAN<br />
SAYFASI<br />
7.SInıf öğrencimiz Nevin İNCE Adıyaman'da<br />
düzenlenen Anadolu Yıldızlar Atletizm<br />
yarışmasında yarı final 300 metre koşusunda<br />
1.olarak Denizli'de düzenlenecek olan finale<br />
katılmaya hak kazanmıştır. Öğrencimizi tebrik<br />
ediyoruz.<br />
hentbol<br />
2017-18 Küçük Kızlar<br />
VAN'da 4.<br />
■■<br />
Aktif Yaşam Tarzı: Çocuk beden eğitimi etkinliklerinekatılarak<br />
mutlu bir çocuk olabilir. Aynı zamanda bireysel sorumluluğu gelişir.<br />
2017-18 Küçük Kız VAN'da<br />
■■<br />
Akademik Başarı: Beden eğitimi "aktif beden, aktif beyin"<br />
ilkesini benimser.<br />
Basketbol<br />
2017-18 Küçük Erkek<br />
VAN'da 2 .<br />
oryantiring<br />
2017-18 Yıldız Kızlar<br />
VAN'da 3.<br />
15<br />
SÜPHAN ILK-ORTAOKULU
■■<br />
■■<br />
■■<br />
■■<br />
■■<br />
■■<br />
Müzik dinlerken beyne giden kan ve oksijen miktarında artış<br />
olduğu için, uyarıcı ve harekete geçirici etkisi vardır.<br />
Müzik ilham verir duyguları harekete geçirir ve yaratıcılığı arttırır.<br />
Müzik matematikseldir, karmaşık fikirlerin kolay çözülmesini sağlar.<br />
■■<br />
Etkili öğrenmenin temel unsuru olan beynin sağ ve sol yarım<br />
■■<br />
kürelerinin denge içinde çalışmasını sağlar.<br />
Belirli müzik türleri huzur veren endorfin hormonunun<br />
salgılanmasını ve sakinliği arttırır.<br />
Beynin, fiziksel dünyayı algılama, zihinde canlandırma ve<br />
nesneler arasındaki farklılıkları ayırt edebilme yeteneğini geliştirir.<br />
Özellikle klasik müzik dinleyen ve enstrüman çalan insanların IQ<br />
sunda artış gözlemlenir.<br />
Müzik stresi azaltır, rahatlatır. Müzik ruhun keyif damarıdır...<br />
Haftada bir saatlik müzik dersiyle öğrencilerimize müziği sevdirmek,<br />
nota bilgisi verip en azından bir enstrüman çalmayı öğretmek, müzik<br />
kültürünü geliştirmek aynı zamanda kaliteli ve kalitesiz müziği ayırt<br />
ederek iyi bir dinleyici olmasını sağlamak biz müzik öğretmenleri için<br />
bir görevdir. Tabiki bir ders saatine bunları sığdırmamız ne yazık ki<br />
mümkün değildir. Bizde bu açığı kapatmak adına okulumuzda yetenekli,<br />
istekli, müziğe gönül vermiş öğrencilerimize yönelik destekleme ve<br />
yetiştirme kurslarımızla daha iyi daha kalıcı bir müzik eğitimi vermeye<br />
çalışıyoruz. Her sene sekizinci sınıf öğrencilerimizi Güzel sanatlar<br />
lisesi sınavlarına hazırlıyoruz ve yetenekli öğrencilerimiz sayesinde<br />
başarı oranımız oldukça yüksek. Hedefimiz öğrencilerimizin<br />
yeteneklerini ortaya çıkarmak ve belki de geleceğin müzisyenlerini,<br />
sanatçılarını yetiştirmek.<br />
MÜZiK<br />
Evrensel bir dil... Müzik hayatımızın neredeyse her alanında yer alan hüzünlerimize<br />
sevinçlerimize ortak olan sanatın en çok hissetiğimiz, en güzel alanlarından biridir.<br />
Düşünsenize müziğin hayatımızda hiç olmadığını... Sizce de çok sıkıcı çok anlamsız<br />
olmaz mıydı? Ruhumuzu neyle besleyebilirdik ki müzik olmadan?... İşte müziğin<br />
hayatımızdaki yeri bu kadar önemli. Yapılan araştırmalar sonucunda müziğin insan<br />
üzerindeki etkileri nelerdir bir bakalım...<br />
16
KAYIP KIZ<br />
SÜPHAN<br />
Bir zamanlar köyün birinde Şeyma adında güzel mi güzel bir Kız varmış. kızın bu güzelliği dillere<br />
destanmış. Bir zaman sonra bu kızın güzelliği şehzadenin kulağına kadar gelmiş. Şehzade kızı araştırıp da<br />
görünce kıza aşık olmuş.<br />
Günlerden bir gün annesi kızını teyzesinin evine göndermiş. Akşama dönmesi gereken kızı eve<br />
dönmeyince kızın anne ve babası telaşa düşmüşler ve kızlarını aramaya başlamışlar. Ancak ortada ne güzeller<br />
güzeli kız ne de teyzesi varmış. Tüm köy ahalisi kızı ve teyzesini aramak için seferber olmuş. Yaşananlar<br />
şehzadenin kulağına kadar gitmiş. Şehzade aşık olduğu kız için arama başlatmış. Üzerinden uzun zaman geçmiş<br />
ancak şehzade sevdiği kızı her yerde aramaya devam etmiş. Meğerse güzelliği ile nam salmış olan Şeyma’nın<br />
güzelliğini kıskanan kötü kalpli peri kızı, zavallı kızı ve teyzesini kaçırmış. Kimseler bulamasın diye de kızı ve<br />
teyzesini bir kuyunun dibine bırakmış.<br />
Padişah şehzade’nin şeyma için yaptıklarını duyunca oğlu için endişelenmeye başlamış. Bir gün padişah<br />
bir ziyafet vermiş ve tüm halkını ziyafete çağırmış. Halkına şeyma’yı bulacak olana büyük bir ödül vereceğini<br />
söylemiş. Günlerden bir gün bir tüccar atlarına su vermek kuyunun dibine girmiş. Tesadüf o ki bu kuyu peri<br />
kızının şeyma ve teyzesini içine attığı kuyuymuş. Tüccarın önüne bir kapı çıkmış. Kapıyı açmış. Bir de ne görsün?<br />
Karşısında güzeller güzeli bir kız… Tüccarın resmen dili tutulmuş. Tüccarı gören şeyma peri kızının yaptıklarını<br />
tüccara bir bir anlatmış. Tüccar peri kızı gelmeden Şeyma’ yı ve teyzesini kuyudan çıkararak kurtarmış. Padişaha<br />
kızın bulunduğu haber verilmiş. Padişah çok sevinmiş. Oğluna söylemeden kızı ve ailesini saraya çağırmış. Hiçbir<br />
şeyden haberi olmayan şehzade sarayına yorgun argın dönmüş. Birden bire karşısında güzeller güzeli Şeyma’yı<br />
görünce sevinçten delirecek gibi olmuş. Şehzade ve Şeyma dillere destan bir düğün yapmışlar. Onlar ermiş<br />
muradına biz çıkalım kerevetine. Gökten üç elma düşmüş biri bana, biri bu masalı okuyanlara, öbürü de bu<br />
dünyada sevip de kavuşamayanlara.<br />
NUR YOLAKOÇ 8/D<br />
17<br />
SÜPHAN ILK-ORTAOKULU
GÖRSEL SANATLAR<br />
Başarmanın Sırrı<br />
Öğretmen, öğrencinin kendi özbenliğini<br />
tanımasını sağlayıp, öğrenme teknikleri, hedef<br />
belirleme teknikleri, hızlı okuma ve okuduğunu<br />
anlama teknikleri ve diğer uygulama teknikleriyle,<br />
öğrencinin yaşama entegre olmasını, yolunu<br />
en baştan doğru çizmesini sağlar.<br />
Her birimiz, içinde büyük bir potansiyel<br />
ile doğarız. Bu potansiyeli fark ederek ortaya<br />
çıkarmak, öğretmenliğin özünü oluşturur.<br />
Her öğrenci kendi içinde farklı algılama, görüş,<br />
öğrenme biçimi ve davranış biçimine sahiptir.<br />
Her birey, farklı ihtiyaçlar ve çözümsel<br />
yaklaşımlar içinde yön bulur.<br />
Ona öğüt vererek, nasihat ederek bunu<br />
yapamayız. Ona doğru sorular sorarak, kendi<br />
cevaplarıyla kendi yönünü bulmasına yardımcı<br />
olmalıyız.<br />
Kabul gören, sevildiğini hisseden,<br />
bulunduğu durumun ve nereye ulaşmak<br />
istediğinin farkında olan bir birey, başarılı ve<br />
mutlu olacaktır. Öğretmen, öğrencisinin sınavokul-kabul<br />
görme-ergenlik vb. durumlarla mücadelesinde<br />
yol arkadaşıdır. Burdan hareketle;<br />
Başarısız öğrenci yoktur. Her öğrencinin farklı<br />
bir öğrenme stili, algılama şekli ve gelişmiş zeka<br />
tipi vardır. Her öğrencinin matematik zekası çok<br />
iyi olacak diye bir kaide yoktur. Kimi öğrencinin<br />
sosyal zekası, kiminin sanat zekası ya da spor<br />
zekası gelişmiş olabilir..Evet; ancak bunlar dikkate<br />
alınınca başarı işte o zaman kaçınılmaz olur.<br />
Osman Hakverir<br />
Görsel Sanatlar Öğretmeni<br />
18
<strong>Okul</strong> Aile Birliği<br />
SÜPHAN<br />
<strong>Okul</strong> toplum tarafından istenilen özelliklere<br />
sahip, toplumun gelişmesini ve ilerlemesini<br />
sağlayacak nitelikleri kazanmış bireylerin<br />
yetişmesini sağlaması açısından önemli bir yere<br />
sahip olan, toplumu oluşturan en önemli kurumlardan<br />
bir tanesidir. Bu anlamıyla bakıldığında<br />
okulun toplum içerisinde ve toplumsal yaşamda<br />
önemli bir yere sahip olduğunu, içinde bulunduğu<br />
toplum ile belli bir iletişim ve etkileşimde bulunarak<br />
çevresini, toplumu, bireyleri etkilemekte<br />
olduğunu söylemek mümkündür. Başka bir ifade ile<br />
okul çevresi ve toplumla sürekli iletişim, etkileşim<br />
içerisinde ve işbirliği içerisindedir. Bu bağlamda<br />
okul aile işbirliğinin sağlaması açısından öğretmen ev<br />
ziyaretlerinin önemli bir yere sahip olduğunu söylemek<br />
mümkündür<br />
Weiss (1993) ev ziyareti programlarının kendisine<br />
özgü iki özelliği bulunduğunu belirtmektedir.<br />
Weiss’e göre bu özelliklerden birincisi ev ziyareti<br />
hizmetinin ailenin yaşantısının gerçekleştiği ortamda<br />
verilmesi, başka bir ifade ile ailenin gerçek yaşantısı<br />
devam ederken bu hizmeti almasıdır. İkincisinin ise<br />
muhtemelen grup ya da merkez temelli olmaktan çok<br />
ev ziyaretlerinin hizmet şeklinde gerçekleşmesi, ev<br />
ziyaretlerinin ziyaret eden ile veli arasında bire bir<br />
ilişkiyi gerektirmesidir. Bu anlamıyla ele alındığında,<br />
ev ziyaretlerinin, özellikle oldukça sık ve amacına<br />
uygun olarak ustaca yapıldığında ziyaret eden ve veli<br />
Küçük Deniz Kızı Angelina<br />
arasında birbirini destekleyici, devamlılık gösteren,<br />
bunun sonucunda yetişkin ve veli olarak büyüme ve<br />
değişmenin olduğu birebir ilişkinin oluşması için bir<br />
şansın doğmasını sağladığını belirtir. Ev ziyaretleri,<br />
ebeveynlerin değerlerini, çocuğuna karşı tutum ve<br />
davranışlarını, çocuk ile ilgili beklentilerini öğrenmek<br />
ve aileyi tanımak için kullanılan en iyi yöntemlerden<br />
biridir. Öğretmen açısından güç olsa da çocukların<br />
evlerine yapılan ziyaretler çok önemli eğitim fırsatları<br />
sunmaktadır. Öğretmenin ziyaretleri çocuk ve aileyi<br />
daha iyi tanımasına fırsat vermektedir. Aile, ev ziyaretleri<br />
sırasında duygu ve düşüncelerini daha rahat<br />
ifade edebilmekte, çocuk ise öğretmeninin kendisi ile<br />
ilgilendiğini ve değer verdiğini düşünerek öz-saygısını<br />
geliştirebilmektedir. (Alıntıdır.)<br />
Rıdvan Gündoğdu<br />
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni<br />
Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur<br />
saman içinde bir okyanus varmış.Bu okyanusda deniz<br />
kızları ,deniz erkekleri,kral,kraliçe ve onların kızları<br />
varmış.Bu okyanusun en güzel kızı Angelina`ymış.<br />
Angelina çok iyi ve güzelmiş ama kral ve kraliçe onun<br />
dışarıya çıkmasına izin vermezlermiş.Çünkü kötü kalpli<br />
büyücü güzel ve iyi kızları alıp kötü ve çirkin yapıyormuş.<br />
Ama Angelina buna inanmıyormuş.<br />
Angelina her gün sarayın penceresinden<br />
oynayanları seyrediyormuş.Bir gün Angelina anne ve<br />
babasına:<br />
Anne baba bende artık dışarıya çıkmak istiyorum.Oyun<br />
oynamak,eğlenmek istiyorum.Artık 13 yaşındayım.<br />
Kral:<br />
Ama kızım senin çirkin ve kötü olmanı istemiyoruz.<br />
Madem çok istiyorsun gidebilirsin ama muhafızlarda<br />
seninle gelecek.<br />
Angelina artık dışarıdaymış.Saraydan<br />
ilk defa çıkıyormuş.Yani arkadaşlar edinmiş,çok<br />
eğlenmiş.Angelina o kadar koşturmuşki muhafızlar<br />
yorulmaya başlamış.Angelina bunu fırsat bulup hemen<br />
muhafızlardan kaçmış.Angelina büyücünün kulübesinin<br />
yakınlarına gelmiş.Angelina ürpermeye başlamış ve<br />
arkasına döner dönmez büyücü onu yakalayıp götürmüş.<br />
Büyücü:<br />
Hahaha,sen çok güzel bir malzemesin!!!<br />
Büyücü onu kulübesine götürmüş ve ona:<br />
Bizaros çirkinleştiriyos<br />
Küçük deniz kızı artık güzel değilmiş ma hala<br />
iyimiş.Şaşkınlıkla:<br />
Hayır,olamaz seni nasıl kötü yapamadım?Artık seninle<br />
işim yok.Ya da dur,sen bana güzel kızları getirirsen seni<br />
güzelleştiririm.<br />
Angelina hiç takmamış.Ve hemen annesinin yanına<br />
gitmiş ve ona:<br />
19<br />
Anne?Ben…<br />
Kraliçe:<br />
Sende kimsin?<br />
Angelina:<br />
Benim anne.<br />
Kraliçe büyücünün kızını çirkin yaptığını anlamış.<br />
Angelina:<br />
Özür dilerim anneciğiim.<br />
Angelina birkaç yıl sonra büyümüş ve tekrardan<br />
büyücünün kapısına gitmiş.Ama bu sefer yanında yosun<br />
getirmiş.Çünkü iyi olan bir bitkiyi büyücünün üzerine<br />
atarsak büyücü kum olur.Büyücü o sıralar yaşlanmıştı.<br />
Artık büyü yapmıyordu.Angelina kapısını çalmış.Büyücü<br />
kapıyı açtığında:<br />
Aaa deniz kızı Angelina...<br />
Angelina onun daha fazla konuşmaması için hemen<br />
elindeki<br />
yosunu atmış<br />
ve yok olmuş.<br />
Angelina<br />
tekrar eski<br />
güzelliğine<br />
kavuşmuş.<br />
Bunu duyan<br />
okyanus<br />
halkı çok<br />
sevinmişler ve<br />
sonsuza kadar<br />
mutlu mesut<br />
yaşamışlar…<br />
Fatmanur<br />
Şalvan 5/D<br />
SÜPHAN ILK-ORTAOKULU
Ayşegül Aksu<br />
Yunus Ertuş<br />
Rehberlik<br />
OKUL BAŞARISI VE ÇOCUKTA MOTİVASYON<br />
Çocuğunuz normal ya da ortalamanın üzerinde<br />
zekaya sahip olsa bile, okulda başarılı olma<br />
isteği ya da motivasyonu olmazsa yeterli başarıyı<br />
yakalayamaz. Çocuklarınız yeterli motivasyona<br />
sahip olmamasının aile, okul, çevre ve çocuğun<br />
kendinden dolayı pek çok nedeni olabilir.<br />
Çaba Göstermesini Takdir Edin<br />
Çocuğunuz bir şeyi iyi yaptığında ya<br />
da zor bir problemi çözmek için çok<br />
çaba gösterdiğinde takdir edin ve<br />
ödüllendirin. Sürekli eleştirmekten<br />
kaçınarak ve çaba göstermesini takdir<br />
ederek kendine güveninin artmasına<br />
katkıda bulunun.<br />
Neslihan Yıldırım<br />
Ferhat Sağlam<br />
20
OKUL<br />
YAŞAMIYLA<br />
ILGILENDIĞINIZI<br />
GÖSTERİN<br />
Çocuğunuzla okul konusunda<br />
iletişim kurun, ilgilendiğinizi<br />
göstermek için okulda<br />
gününün nasıl geçtiği gibi<br />
okulda yaşadıkları ile<br />
ilgili konuşmaya<br />
çalışın.<br />
BAŞARI<br />
Başarının<br />
sadece akıllı ya<br />
da güçlü olmaktan<br />
çok gösterilen çaba<br />
ve ayrılan zaman ile<br />
bağlantılı olduğunu<br />
vurgulayın.<br />
BEKLENTİLERİNİZ<br />
GERÇEKÇİ OLSUN<br />
Çocuğunuzla ilgili<br />
gerçekçi beklentiler<br />
oluşturun ve bu beklentilerin<br />
karşılanmaması durumunda<br />
uygulanacak sonuçları ve<br />
bunları karşılaması halinde<br />
kazanacağı ödül ya da<br />
ayrıcalıkları önceden<br />
belirleyin.<br />
SORU<br />
Çocuğunuzun<br />
okul konusunda<br />
olumlu bir yaklaşım<br />
benimsemesi ve başarılı<br />
olmak için gerekli<br />
motivasyona sahip<br />
olabilmesi için siz neler<br />
yapabilirsiniz?<br />
HER<br />
ÇOCUK<br />
BAŞARILI<br />
OLABİLİR<br />
HERŞEYİ<br />
HEMEN<br />
BEKLEMEYİN<br />
Azim ve düzenli<br />
çalışma ile hedeflerini<br />
gerşekleştirebileceğini ifade<br />
edin. Başarıya ulaşmanın hemen<br />
olmadığınız aile olarak sizde<br />
bilmelisiniz. Bazen çabaların ve<br />
çalışmaların karşılığı uzun<br />
yıllar sonra alınır.<br />
ÇABA<br />
GÖSTERMESİNİ<br />
TAKDİR EDİN<br />
Çocuğunuz bir şeyi iyi<br />
yaptığında ya da zor bir<br />
problemi çözmek için<br />
çok çaba gösterdiğinde<br />
takdir edin.<br />
OKUL<br />
YAŞAMIYLA<br />
İLGİLENDİĞİNİZİ GÖSTERİN<br />
Çocuğunuzla okul konusunda<br />
iletişim kurun, ilgilendiğinizi<br />
SORULAR<br />
Sorgular,<br />
ifade alır gibi<br />
sormayın. Merak<br />
ettiğinizi, onun için<br />
yapabileceğiniz bir<br />
şey olup olmadığını<br />
ifade edin.<br />
göstermek için okulda gününün nasıl<br />
geçtiği gibi okulda yaşadıkları ile ilgili<br />
konuşmaya çalışın, sorular sorun.<br />
SÜPHAN<br />
21<br />
SÜPHAN ILK-ORTAOKULU
KadIN<br />
MUCITLER<br />
Mary Anderson<br />
Araba Camı Sileceği<br />
1900’lerin baslarında<br />
sürücüler, karlı ve<br />
yagmurlu havalarda<br />
camların önü<br />
doldukça durup<br />
camlarını silmek<br />
zorundaydı. Mary Anderson bu<br />
problemi mükemmel bir buluşla<br />
çözümledi. Bu zamanda araba<br />
herkes tarafından kullanılan bir<br />
araç olmasa da, 1903 yılında icat<br />
ettiği cam silecekleri oldukça ilgi<br />
gördü. Artık sürücülerin camlarını<br />
silmeleri için yapmaları gereken tek<br />
sey arabaya yerlestirilen bir kolu<br />
indirmeleriydi.<br />
Josephine Cochrane<br />
Bulaşık Makinesi<br />
Evde çalışan hizmetçisi, Josephine’in değerli<br />
porselenlerini yıkarken kırınca; Josephine sinirlenip<br />
bulaşık makinesini icat etmeye karar vermiş. İcat<br />
ettiği ilk makine, basınçlı suyu makinede bulunan<br />
bulaşıkların üzerine fışkırtacak şekilde tasarlanmış.<br />
Cochrane makinenin patentini 1886’da almış.Bu<br />
dönemde evlerin çoğunda makinenin çalışması için<br />
gerekli olan sıcak su sistemleri bulunmadığı için,<br />
Cochrane fikrini otellere ve restoranlara satmış.<br />
Sonrasında ise kadının çalışma hayatına girmesi ile<br />
birlikte bulaşık makinesi evlerdeki yerini almış<br />
STEPHANIE KWOLEK<br />
Stephanie Kwolek, Kevlar denen sert ve dayanıklı,<br />
günümüzde kurşungeçirmez yeleklerin yapımında<br />
kullanılan materyalin mucidi. DuPont’ta yıllarca<br />
bu materyalin icadı için çalışmış ve 1963’te<br />
malzemenin yapısını oluşturan molekül dizilimini<br />
üretmiş. Bulduğu dizilimle oluşturulan materyal<br />
diğer maddelerden sert oluşuyla ayrılıyor. Bu<br />
madde ayrıca asma köprülerin halatlarında,<br />
kasklarda, kayak malzemelerinde ve kamp<br />
malzemelerinde de kullanılıyor.<br />
22
Süpernovalar, büyük<br />
kütleli yıldızların<br />
yaşamlarının<br />
sonundaki<br />
ölüm çığlıkları<br />
diyebileceğimiz, ani ve çok<br />
büyük ışık şiddeti ile kendini<br />
gösteren yıldız patlamalarıdır.<br />
Patlama şiddeti öyle büyüktür ki<br />
açığa çıkan enerji, yıldızın tüm yaşamı<br />
boyunca yayınladığı enerjiden çok daha<br />
fazladır ve çok daha kısa bir zaman<br />
diliminde (saat ve gün mertebesinde)<br />
salınır. Birbirinden tamamen farklı iki<br />
tür süpernova vardır. Her iki türde de,<br />
yıldızın parlaklığı bir hafta gibi kısa bir<br />
süre içinde çok büyük oranda, örneğin<br />
bir milyar kat artar ve sonra yıldız yavaş<br />
yavaş sönükleşerek bir ya da iki yıl<br />
sonunda tümüle gözden kaybolur.<br />
2004<br />
YILINDA<br />
HUBBLE UZAY<br />
TELESKOMBU ARACILIGI<br />
ILE 11 MILYON ISIK YILI<br />
UZAKLIKTA SÜPERNOVA<br />
GÖZLEMLENMISTIR.<br />
SÜPHAN<br />
SÜPERNOVA<br />
Süpernova Nedir ?<br />
Bir yıldız patlaması, o kadar hızlı olur ki, gökbilimciler ancak olayın artıklarını izlemekle yetinmek zorunda<br />
kalırlar. Bir süpernovanın ne zaman ve nerede gerçekleşeceği ise kesin olarak bilinemez. Bu nedenle<br />
gökbilimcilerin genelde yakaladıkları süpernovanın sonraki aşaması olmaktadır. Bilim adamları Çarkıfelek<br />
galaksisinde 21 milyon ışık yılı uzaklıktaki ‘SN2011fe’ adı verilen süpernovanın, 1986’dan beri Dünya’ya<br />
bu kadar yakın ilk ‘Ia’ sınıfı süpernova olduğunu kaydettiler. Otomatik bir teleskop aracılığıyla 24 Ağustos<br />
tarihinde tespit edilen bu aşırı parlak yıldız patlamasının, evrenin genişliği ve genişlemesinin boyutlarını<br />
tahmin edebilmekte faydalı olması düşünülüyor.<br />
Halime Kekil<br />
Fen ve Teknoloji Ögretmeni<br />
23<br />
Alıntıdır "https://www.uplifers.com" " https://www.ntv.com.tr""<br />
SÜPHAN ILK-ORTAOKULU
8-A EMİNE AKKUŞ<br />
7-D YAKUP AKBAN<br />
8-D GİZEM YILMAZ<br />
7-B HALİME KEKİL<br />
SINIFLARIMIZ<br />
24
ÇALARLAR<br />
SÜPHAN<br />
Öğretmen fen bilgisi dersinde yapılan deneyin sonucunda:<br />
- Çocuklar gördüğünüz gibi demir ile bakır açıkta kalınca<br />
paslanır. Şimdi size bir soru soracağım.<br />
Peki altın ile gümüş açıkta kalırsa ne olur.<br />
Arka sıradan bir öğrenci hemen atılmış:<br />
- Çalınır öğretmenim.<br />
Yusuf KİYAT<br />
5/D<br />
SEVGİ ve SAYGI DUY<br />
Saygı duy annene,<br />
Hürmet et babana.<br />
Sev kardeşini,<br />
Karşı çıkma abine.<br />
Emeğe saygı duy,<br />
Ekmeği sev.<br />
Emekçiye saygı duy,<br />
Yaptığına hürmet et.<br />
Atanı an, sev,<br />
Ona saygı duy.<br />
Gurur duy vatanınla,<br />
Vatanını sev.<br />
Hayat çok güzel,<br />
Sev her şeyi.<br />
Saygı duy tüm evrene,<br />
Kusur etme hiçbir şeye.<br />
Tuana BENEK<br />
6/B<br />
Dost Derken<br />
Dost derken neyden bahsediyorsun sen arkadaş?<br />
Dost bilip de düşman olanlar mı?<br />
Dost gibi görünüp de arkadan iş çeviren mi?<br />
Aile sanıp da seni sevmeyen mi?<br />
Sıkıntın yoksa her şeyin,<br />
Sıkıntın varken seni tanımayan mı?<br />
Yoksa seni gerçekten seven ,<br />
Senin için kardeşten öte ,<br />
Her zorluğa rağmen yanında olan mı?<br />
Şimdi söyle bana arkadaş dost derken<br />
Neyden bahsediyorsun sen?<br />
MALİK ÇAKAN<br />
8/C<br />
25<br />
SÜPHAN ILK-ORTAOKULU
SÖZLER<br />
İnsan bir işte güçlendiği zaman bilsin ki doğru yoldadır.<br />
Kitapları okumayan cehaletin kölesidir.<br />
Akıl akıldan üstündür; peki kişi kişiden üstün müdür?<br />
Bir şeyi öğrenmek için görmek, duymak kesin şart değildir;<br />
öğrenme hevesi olanlara bunlar engel değildir.<br />
İnanmadan çalışmak uçsuz bucaksız bir çölde yürümek gibidir.<br />
Ne yaptığını bilmediğin zaman kendine inanmadığın zamandır.<br />
İnsanoğlu yapabildiklerinin yarısını bile yapmamış durumundadır. Her<br />
şeyi yapmış olsaydı ne halde olurdu birde siz düşünün.<br />
Başarılı insanlar çalıştıkları için değil; güçlüklerle mücadele ettikleri için başarılıdırlar.<br />
Zirvede olanlar basit işleri bile ince eleyip sık dokuyanlardır.<br />
Çalışmadan başarılı görükmektense çalışıp başarısız görünmeyi tercih ederim.<br />
Kimilerine göre bilginim; bilginlere göre cahilim.<br />
Güneş bile bizi karanlığa terk eder, peki ya kitaplar bizi terk eder mi?<br />
ROJDA BİLEN 8/C<br />
SONGÜL'DEN ÖZLÜ SÖZLER<br />
Hayat bir gardiyana benzer, insanlar ise mahkuma ve gardiyanlar asla mahkuma acımaz.<br />
Keşkeler yok artık boşverler var.<br />
Çarpanlar senden, katlar benden.<br />
Hayat çilesi çekilmemiş bir gün gibi.<br />
Dünya fani, ölüm ani; MİYASE HOCAM bir sözlü yapsanız ne olur yani?<br />
Yar neresi yar neresi burası köyiçi mahallesi.<br />
Hayattan çıkarılacak ilk ders MATEMATİK.<br />
Cahil bilgiye aç; bilgin cahile tok.<br />
Yine boş satırlar, yine boş akıllar.<br />
Yolunda sendeleyen yolun sonunu göremez.<br />
Dönüp bakmam arkaya; çünkü arkamda sadece hatalarım vardır.<br />
SONGÜL BOZKURT 8/C<br />
26
7-B SEZEN TAŞMA<br />
SÜPHAN<br />
5-B DENİZ BOYACI ÖNDER<br />
5-A SALİH ÇALLI<br />
5-C HAKAN<br />
KIRMIZIELMAOĞLU<br />
SINIFLARIMIZ<br />
27<br />
SÜPHAN ILK-ORTAOKULU
Projelerimiz<br />
TÜBİTAK<br />
Teknoloji eğitiminin kesin başlama tarihini ve yerini saptamak<br />
imkânsızdır. Tarihsel süreç içerisinde teknoloji eğitimi, genel<br />
eğitimin bir parçası olarak değişik isimler altında var olmuştur.<br />
Yine teknoloji eğitimi, eğitimin önde gelen ve çözüm bekleyen<br />
bir sorunu olarak eğitimcileri sürekli meşgul etmiştir.<br />
Ülkemizin büyük markalar çıkaran girişimci ve endüstrileşmiş<br />
bir ülke olma hedefinin gerçekleştirilebilmesi için yaşam<br />
boyu tasarım ilkesini ülkemizin vizyonuna adapte etmemiz<br />
gerekmektedir. Bunun için genç beyinlere bağımsız düşünme<br />
yeteneğinin aşılanması önemlidir. Bu sayede küresel bir güç<br />
olma yolunda teknolojiye yön veren ve onu üreten genç beyinlere sahip olabilir ve halkımıza daha yüksek standartlarda refah<br />
bir yaşam sunabiliriz. Bu açıdan teknoloji ve tasarım dersi TUBİTAK projelerinde oldukça önemli rol almaktadır.<br />
Her ülkede bilimi denetleyen, bilimi yönlendiren bir kuruluş mutlaka vardır ama isim<br />
olarak farklılıklar taşır. Ülkemizde bilimin yönlendirilmesi, özellikle gençlerin bilime teşvik<br />
edilmesi ve icatları desteklemesi bakımından TÜBİTAK önemli bir yere sahiptir. Verdiği<br />
teşvikler sayesinde birçok kişinin, ciddi anlamda önemli keşifleri mümkün olabilmektedir.<br />
Özellikle öğrencilerin sıkça faydalandığı TÜBİTAK, ülkemizde kendisine ait çeşitli görevlere<br />
de sahiptir. Teknoloji ve tasarım dersi bu bağlamda TÜBİTAK projelerini oluştururken<br />
Yakup Akban<br />
Teknoloji ve Tasarım<br />
Öğretmeni<br />
öğrencilere önemli ölçüde kolaylık sağlamaktadır. Öğrenciler bu ders sayesinde projelerini oluştururken sorunlara daha<br />
kolay ve hızlı bir şekilde çözüm getirebilmekte ve hayal güçlerini çok daha fazla kullanabilmektedirler. Bu yüzden teknoloji ve<br />
tasarım dersinin TÜBİTAK’a olan katkısı yadsınamaz.<br />
Kitap Okuma<br />
Kitap Okuma Projemizi geçen yılın son iki ayında uygulamaya başlattık. Her gün bir ders saati olmak üzere haftada<br />
toplam beş ders saati bütün sınıflar okuma yapıyor. Sürekli aynı dersleri işgal etmemek için kitap okuma saatlerini değişken<br />
olarak düzenledik. Geçen yıl projeyi yeni uygulamaya başladığımız için bazı eksiklerimiz oluyordu fakat bu sene başı itibariyle<br />
sorunlarımızı giderdik ve güzel bir şekilde uyguladık.<br />
Kitap okumayı alışkanlık haline getirmek ve bu davranışını pekiştirmek için<br />
ödüllendirmeler yaptık. Her ay düzenli olarak bütün sınıflardan öğrencilerin okuduğu<br />
kitap sayıları alındı. Her sınıfın birincisine ödül verildi ve birinci olanların fotoğraflarını<br />
oluşturduğumuz Kitap Okuma Projesi Panosu’nda sergiledik.<br />
Ferhat Sağlam Rehber<br />
Öğretmen<br />
Kitap Okuma Projesi’ni başlatmaktaki amacımız, öğrencilerimize kitap okuma alışkanlığı kazandırmak, okuma<br />
becerisini ve okuma hızını geliştirmek ve okuduğunu anlama becerisini kazandırmaktı. Uygulamaya başladığımızdan bu yana<br />
birçok öğrencimizde kitap okuma alışkanlığının oluştuğunu gözlemledik, okuma becerilerini ve okuma hızlarını da önemli<br />
derecede geliştirdiler ama okuduğunu anlama noktasında şu anda istediğimiz seviyede gelişme olmadı. Bu alandaki gelişimin<br />
ilerleyen süreçlerde olacağını bekliyoruz.<br />
Karne Sevinci<br />
Yarıyıl tatilinde İlçe Kaymakamımız Atıf<br />
Çiçekli, İlçe Milli Eğitim Müdürümüz İhsan Keskin<br />
ve ilçemizin kamu ve kuruluş müdürleri karne<br />
töreninde öğrencilerimize çeşitli hediyeler dağıtıp<br />
başarılar dilediler. Çocuklarımızı bu güzel karne<br />
günlerinde yalnız bırakmadıkları için kendilerine<br />
teşekkür ediyoruz.<br />
28
KODLAMA<br />
scratch<br />
SÜPHAN<br />
mbot<br />
Arduino<br />
CODe.org<br />
Günümüzde devamlı karşımıza çıkan ve<br />
bundan sonrada devamlı hayatımızda olması<br />
kaçınılmaz olan kodlama kelimesine biraz değinelim.<br />
Nedir bu “KODLAMA” Bilgisayarların anladığı<br />
dil üzerinden, yani “kod” kullanılarak bilgisayarlara<br />
istediğimizi yaptırabilme olarak özetlesek yanlış<br />
yorumlamış sayılmayız.<br />
2017 yılı verilerine göre dünya ilk 10<br />
sıralamasında 100 milyar dolardan fazla değerleriyle<br />
ilk sıralarda yer alan ve başlangıç maliyetlerinin<br />
sadece "KODLAMA" olduğunu bildiğimiz birçok marka<br />
(sosyal medya, telefon, işletim sistemleri vb.) mevcut.<br />
Bunlar sadece kendi marka değerlerini değil ülke<br />
ekonomisine de de büyük bir katkı sağlamaktalar.<br />
Bizim için çok mu geç? Bundan on yıl<br />
öncesine kadar bu saydıklarımızın çoğunu bilmezken<br />
bundan on – yirmi yıl sona bizim gençlerimizin neler<br />
yapabileceğini tahmin bile edemezsiniz. Çünkü<br />
çocuklarımız adını bile bilmediğimiz meslekleri icra<br />
edecekler. Yeter ki daha fazla geç kalmayalım. Çözüm<br />
olarak neler yapılabilir?<br />
29<br />
İlkokuldan itibaren değil, çok daha öncesinden<br />
kodlama eğitimine başlanmalıdır. Şuan ülkemizde<br />
güzel projeler üreten hocalarımız, öğrencilerimiz<br />
mevcut. Çok daha fazlasını yapabilmek için bu aşıyı,<br />
çocuklarımızın sürekli hazıra, devamlı tüketmeye<br />
alışmadan vermemiz gerekir. Son dönemlerde<br />
devlet büyüklerimiz tarafındanda gündeme alınması<br />
ile beraber güzel gelişmelerinde bizi beklediğini<br />
belirtmemiz gerekir.<br />
Biz okul olarak bu sene ikinci dönem Bilişim<br />
dersleri ve DYK'larda bu kodlamaya yukarıdaki<br />
fotoğraflarda görülen etkinlikler ile başladık.<br />
Fakat imkanlarımız malesef kısıtlı. Bu yüzden tüm<br />
okullarımıza bu dersler eklenmeli ve altyapısı<br />
d e s t e k l e n m e l i d i r . G e l e c e ğ i m i z i ç i n " K O D L A M A "<br />
Gürkan İşler<br />
Bilişim Teknolojileri ve<br />
Yazılım Öğretmeni<br />
SÜPHAN ILK-ORTAOKULU
Ö S I H H A T<br />
Z H F A S B D<br />
D F A K İ R A<br />
E Z P B S J Y<br />
Y E F K N T A<br />
İ N G O D R A<br />
Ş G K E N T M<br />
B İ Ç İ M Ö A<br />
D N S O N U Ç<br />
AŞAĞIDA YAZAN SÖZCÜKLERİN EŞ ANLAMLILARINI BULMACADAN BULUP BOYAYINIZ.<br />
VARLIKLI<br />
YOKSUL<br />
SONUÇ<br />
BEYAZ<br />
NETİCE<br />
VECİZE<br />
ŞEHİR<br />
ŞEKİL<br />
SAĞLIK<br />
EDA AZHAN<br />
6-F<br />
30
SÜPHAN<br />
5E MUZAFFER DOĞRUL<br />
8B CENGİZ DEMİR<br />
6F ELZEM DOĞAN CEYLAN<br />
7C EMEL SEZGİN<br />
SINIFLARIMIZ<br />
31<br />
SÜPHAN ILK-ORTAOKULU
TEMIZLIK<br />
Temiz bir dünya için,<br />
Ellerimizi sabun ile yıkayalım.<br />
Mikroplardan kurtulalım.<br />
İzin verin arkadaşlar,<br />
Zor olanı başaralım.<br />
Lazım bize temizlik ve hijyen.<br />
İzin verin arkadaşlar,<br />
Kalmasın temiz olmayan yer.<br />
ZEHRA ARVAS<br />
7 -E<br />
Gün Doğumu<br />
Her yer karanlıktı.<br />
Sabah olunca açtı<br />
Güneş güzel yüzünü.<br />
Tekrar aydınlattı dünyamızı.<br />
okul öncesi<br />
muazzez tutak<br />
Gün doğunca<br />
Çocuklar çıktı dışarı.<br />
Güneşin önünde<br />
Oynadılar, oynadılar…<br />
Hiç batmasın güneş.<br />
Hep aydınlatsın dünyamızı.<br />
Hep oyunlar oynasın,<br />
ESENNUR BAŞDİNÇ<br />
5 - D<br />
3-C EZGİ SARICA<br />
SINIFLARIMIZ<br />
32
SÜPHAN<br />
1-A ARZU ALKOÇ<br />
6-B VEYSİ ECE<br />
SINIFLARIMIZ<br />
23NİSAN<br />
Bu gün 23 Nisan,<br />
Atamdan armağan,<br />
Çocuklara bu gün bayram<br />
İşte 23Nisan<br />
Sınıflar süslenir.<br />
Çocuklar eğlenir.<br />
İşte bize bir gün bayram<br />
Çocuklara armağan<br />
<strong>Okul</strong>umuz şenlenir.<br />
Şarkılar söylenir.<br />
Çocuklar neşelenir.<br />
Bugün 23 Nisan!<br />
Rabia ÇILĞIN<br />
4-E Sınıfı<br />
33<br />
SÜPHAN ILK-ORTAOKULU
3. dünya ülkelerinde bile ortaöğretimden mezun<br />
olan bir öğrenci ikinci bir dili çok rahat konuşurken,<br />
Türkiye'de yıllarca uğraşılmasına rağmen neden bir sonuç<br />
alınamıyor?<br />
Sorun düşünme sistemine uygun bir müfredatın<br />
oluşturulamamasıdır. Ana dili İngilizce olan ülkelerde<br />
ilkokula başlayan çocuklar için hazırlanmış ders kitapları,<br />
setler önümüze koyuluyor. Boşluk doldurma ile dil<br />
öğretilmeye çalışılıyor. Ders kitaplarının içeriklerine<br />
bakıldığında ise oldukça detaylandırılmış ve Türkçe<br />
de dahi bilinmeyen birçok dilbilgisi kuralları mevcut.<br />
Maalesef çocuklarımıza dilbilgisi öğretmekten öteye<br />
geçemiyoruz.<br />
Maalesef çocuklarımıza anlama ve konuşma becerisinden<br />
çok ezberletme yöntemi ile sınav İngilizcesi öğretilmeye<br />
mahkum edilmişiz. Sınav bitince öğretilenler de uçup<br />
gidiyor ve her akademik kademede tekrar sıfırdan<br />
başlamak zorunda kalınıyor. Örneğin şu an 8. sınıfların<br />
müfredatı ile üniversitelerin hazırlık programlarının<br />
müfredatları neredeyse benzerdir. Bunun tek sebebi<br />
çocuk ortaokulda ve lisede öğrenemediği için üniversitede<br />
İngilizceye sıfırdan başlamak zorunda kalıyor ve çoğu<br />
zamanda başarısız oluyor.<br />
Kalıplaşmış ifadeler beynimize kazınıyor. Pavlow’un<br />
şartlanma deneyi gibi; “What is your name?”, “Where<br />
are you from?”, “How old are you?”, denildiğinde hemen<br />
kafamıza kazıdığımız cevaplar ağzımızdan fark etmeden<br />
çıkıyor. Bunlar dışında bir cümle geldiğinde ise verilecek<br />
bir cevap yok ve hedef tahtası olarak "Öğretmenimiz<br />
sadece bunları bize öğretti " denilir çoğunlukla.<br />
Halbuki ilkokulda iyi bir İngilizce temeli ile<br />
üniversitede sıfırdan başlamak yerine bu temelden<br />
devam edip İngilizceyi istenilen bir seviyeye getirilebilir.<br />
Bunu yapmak için de ders kitaplarının gereksiz dil bilgisi<br />
yapılarından arındırılıp öğrencilerin hazırbulunuşluk<br />
seviyelerine göre ve İngilizce öğretmenlerinin de<br />
fikirlerine başvurularak ders kitaplarının hazırlanması<br />
gerekir.<br />
Yanlis ama komik çevirileR<br />
Sabah sabah nereye gidiyorsun?<br />
- Morning, morning Where are you going?<br />
Piliç Çevime<br />
-Chicken Translation<br />
Bana numara yapma<br />
-Don’t make me NUMBER<br />
Ölme eşeğim, ölme<br />
-Don’t die my donkey, don’t die<br />
Bana numara yapma<br />
-Don’t make me NUMBER<br />
Kapıyı aralık bırak<br />
-Leave the door DECEMBER<br />
Her işte bir hayır vardır<br />
-In every job, there is NO<br />
Eğer SONbahar aylarını ezberlemekte zorlanıyorsanız sırasıyla S. eptember,<br />
O. ctober, N.ovember olarak ezberleyin. Bakın ilk harflere…..<br />
Hakan Kımızıelmaoğlu - Barzan Batuk<br />
İngilizce Öğretmeni - İngilizce Öğretmeni<br />
34
SÜPHAN<br />
İngilizcenin uluslararası ilişkilerde resmi dil olduğunu,<br />
İspanyolca ve Çinceden sonra dünyada en çok<br />
konuşulan 3. dil olduğunu,<br />
5. yüzyıldan beri konuşulduğunu,<br />
Türkçe’nin İngilizceden daha zor olduğunu,<br />
Amerikan İngilizcesinin Amerika’da konuşulduğunu,<br />
British İngilizcesinin de İngiltere’de konuşulduğunu,<br />
Amerikan İngilizcesi ile British İngilizcesi arasında bazı<br />
farklar olduğunu,<br />
Amerikan İngilizcesinde çok argo bulunduğunu<br />
35<br />
TEKRAR<br />
ET<br />
Her gün eve gittiğinde<br />
mutlaka o gün öğrendiklerini<br />
tekrar et. Böylece öğrendiklerini<br />
pekiştirebilir, anlamadığın<br />
noktaları not alabilir ve<br />
öğretmenine henüz bilgilerin<br />
tazeyken sorularını<br />
yöneltebilirsin.<br />
CÜMLE<br />
KUR<br />
Öğreneceğin dilin bütün<br />
kelimelerini kası sürede<br />
tabii ki ezberleyemezsin. Ama<br />
kelime hazineni geliştirmek için<br />
de elinden geleni yapmalısın.<br />
İlk adım, öğrendiğin yeni<br />
kelimelerle cümle<br />
kurmak.<br />
İngilizlerin soğuk ve kibirli insanlar olduklarını,<br />
İngiltere’nin başkenti Londra’nın dünyanın en pahalı 3.<br />
şehri olduğunu,<br />
İngiltere’de resmi dinin Hristiyanlık değil de Anglikanizm<br />
olduğunu,<br />
İngiltere’nin yönetim şeklinin (anayasal) monarşik<br />
krallık olduğunu,<br />
İngilizlerin son yıllarda bozulan aile kurumu nedeniyle<br />
Türk Aile yapısına hayran olduklarını.<br />
SORMAKTAN<br />
ÇEKINME<br />
Öğrenme aşamasında,<br />
bazen konuyu anlamaman<br />
çok normal. Bu tip durumlarda<br />
senden başka kimsenin<br />
anlamadığına dair çıt çıkmıyorsa,<br />
kendini aptal gibi hissetme.<br />
Hemen parmağını kaldır ve<br />
anlamadığın yeri sor.<br />
EN<br />
ÖNEMLISIDE<br />
Yabancı dil<br />
öğreniyorsan,<br />
öncelikle dersleri<br />
kaçırmaman gerekir.<br />
SÜPHAN ILK-ORTAOKULU
1-E DERYA ARSLAN<br />
2-C AYNUR KANAT<br />
ADSAZ<br />
3-B MELİKE ÇUBUK<br />
1-B RESUL DOĞAN<br />
SINIFLARIMIZ<br />
36
6-E MİYASE ÖZBAY<br />
SÜPHAN<br />
8-E BÜLENT TARAS<br />
6-C RIDVAN<br />
GÜNDOĞDU<br />
7-A S.SEVİL<br />
KARAYILAN<br />
SINIFLARIMIZ<br />
37<br />
SÜPHAN ILK-ORTAOKULU
4-C SEFURE ERŞİN<br />
1-D ÖZLEM İNCE<br />
3-E MAHİR EREN<br />
4-B YELDA KORKU<br />
ERDEMİR<br />
SINIFLARIMIZ<br />
38
SÜPHAN<br />
2-E ÖZGE<br />
ÜNAL ERTAŞ<br />
3-A DENİZ<br />
SAYAN İMRE<br />
4-e Berivan<br />
YALÇINKAYA<br />
SINIFLARIMIZ<br />
Kar Sanati<br />
İngiliz mühendis Simon Beck kendisini "Kar Sanatçısı" olarak<br />
tanımlıyor. Sanatını ise karlı dağların üzerine nakşediyor. Simon<br />
Beck'in başladığı bir eseri<br />
tamamlaması ortalama 2 gününü<br />
alıyor. Bazen akşam başladığı<br />
esere sabah devam edemiyor<br />
çünkü rüzgar ve yağış eserini<br />
çoktan süpürmüş oluyor.<br />
Beck önce bir pusula yardımıyla<br />
çizeceği şeklin geometrik yapısını<br />
belirliyor ve daha sonra yürümeye<br />
başlıyor. O yürüdükçe ortaya göz<br />
kamaştırıcı sanat eserleri ortaya<br />
çıkıyor.<br />
Matematik Zümre<br />
Öğretmenleri Kar<br />
39<br />
Ayakkabisi+Matematik<br />
" Mükemmel kar sanati "<br />
SÜPHAN ILK-ORTAOKULU
4-A ORHAN ÇİÇEK<br />
4-D TUFAN BONCA<br />
2-D YUSUF<br />
SOYÇİÇEK<br />
3-D MEHTAP<br />
ATABAY<br />
SINIFLARIMIZ<br />
40
2-A İLKAY KALAY<br />
2-B YELİZ ERTÜRK<br />
SÜPHAN<br />
4-e berivan ....<br />
6-A FİGEN KOCA<br />
BAYRAMOĞLU<br />
SINIFLARIMIZ<br />
41<br />
SÜPHAN ILK-ORTAOKULU
5-D VEHBİ KAVUT<br />
6-D BARZAN<br />
BATUK<br />
8-C RAHMAN<br />
KARATAŞ<br />
1-C SERPİL ÇAPAK<br />
SINIFLARIMIZ<br />
42
SÜPHAN<br />
43<br />
SÜPHAN ILK-ORTAOKULU
Necmi Uz<br />
Memur<br />
Adem Dağ<br />
Müdür Yadımcısı<br />
Fadıl Çeliker<br />
Sinan Levent<br />
Müdür Yardımcıları<br />
Bilgiye Talep Uçan Balık İnci Kefali<br />
Bilginin hızla yenilenerek üretildiği çağımızda<br />
bireyin ve toplumun geleceği,bilgiye ulaşma,bilgiyi kullanma<br />
ve üretme becerilerine bağlı bulunmaktadır.<br />
<strong>Okul</strong>umuzda da düzenlediğimiz kitap okuma<br />
etkinliği, bir bakıma öğrencilerin bilgiye olan taleplerini<br />
artırmış ve kendilerini geliştirmelerine ön ayak<br />
olmuştur. Öğrencilerimiz ,engin fikirli öğrenciler, olarak<br />
toplumda fark edilecektir.<br />
Okuma becerisini keşfeden öğrenciler ,ilk<br />
olarak kendi bireysel gelişimini sağlamaktadır.Okuma<br />
etkinliği bireylerin kişiliğini geliştirmesi ve yaşadığı<br />
toplumla sağlıklı ilişkiler kurması açısında önem<br />
taşımaktadır. Bireyin okumayı içselleştirmesi bireysel<br />
gelişmesinin yanında , ekonomik,sosyal, politik, kültürel<br />
yönden de gelişimi etkilemektedir. Bu durum<br />
yalnızca bireyin değil,bireyin içinde bulunduğu ailenin,<br />
ailenin de içinde bulunduğu topluluğun, giderek ulusun<br />
ve dünyanın gelişmesinde de belirleyici olmaktadır.<br />
Öğrencilerimizi, hayata donanımlı olarak hazırlamalıyız.<br />
Kitaplara hayatlarında güçlü bir şekilde yer<br />
ayıran öğrencilerimizin, dünyaya bakış açıları da o<br />
oranda değişir.<br />
FADIL ÇELİKER<br />
SİNAN LEVENT<br />
Uçan Balık İnci Kefali, Van<br />
Denizi’nin tuzlu-sodalı sularında<br />
yaşayabilen tek canlı türüdür.<br />
Adında kefal bulunmasına<br />
rağmen, sazangillerin bir üyesidir.<br />
Dünyada sadece Van Gölü kapalı<br />
havzasında yaşamaktadır. 20<br />
cm boya ve 80-90 gram ağırlığa<br />
sahiptir. Torpil görünümünde<br />
vücudu parlak gümüş renkli pullarla kaplıdır. Kış aylarında gölün 75<br />
m derinliklerine kadar inebilirken, yaz aylarında 10-15 m derinliklerde<br />
beslenmeyi tercih eder. Eşsiz Bir Yaşam Döngüsü Uçan Balık İnci<br />
Kefali, her yıl büyük sürüler halinde göç eder. Çünkü Van Gölü'nün<br />
tuzlu-sodalı suları üremesine imkân vermez. Akarsu sıcaklıklarının 13<br />
dereceyi bulduğu Nisan ayında balıklar derelere, doğdukları yerlere<br />
doğru göçe başlar yumurtasını bıraktıktan sonra tekrar göle döner.<br />
Bu eşsiz yaşam döngüsü her yıl Nisan ayında başlayıp Temmuz ayına<br />
kadar devam eder. İncili Kefali bu yolculukta akarsuya karşı büyük<br />
bir mücadele verir. Akarsuya karşı verdiği bu mücadelede kayalıkları<br />
ve şelaleleri zıplayarak aşarlar bu yolculuklarını muhteşem bir şölene<br />
dönüştürerek yaparlar. İnci Kefali’nin göç mevsimi, aynı zamanda<br />
balıkların avlanma karşısındaki en çaresiz zamanlarıdır. Nehirlerin sığ<br />
sularına yığılan balık sürülerinin kolay avlanabilirliği, kaçak avcılara<br />
cazip gelmektedir. Kaçak avlanmayla mücadele kapsamında balıkların<br />
üremek için çıktıkları göç yolculuğunda 75 günlük avlanma yasağı sıkı<br />
bir şekilde denetlenmekedir. Alınan tedbirlerle kıyı çevresinde bilinçli<br />
balıkçılık yapılması sağlanmıştır. İnci Kefali’nin geleceği güvence<br />
altına alınmıştır.<br />
Salih Çallı - Sosyal Bilgiler Öğretmeni<br />
44
SÜPHAN<br />
BAĞIMLILIK<br />
CENNET YOLUNDASIN<br />
45<br />
Acı verir bağımlılık<br />
Ardı sıra bir hastalık<br />
Sağlığa bir mani<br />
Vermez insanlara rahatlık<br />
Bazen bir sigarayla<br />
Bazen daha fazlasıyla<br />
Bazen de sonu olmayan bir acıyla<br />
Başlar kötü bir bağımlılık<br />
Hastaneden ölüm döşeğine<br />
Varır sonu kötü günlere<br />
Yol verir bitmez dertlere<br />
Sorun olur hep bağımlılık<br />
Bazen can alır insandan<br />
Yok eder bütün umutları<br />
Çok şey aldı hayattan<br />
Bağımlılık tüketti yarınları<br />
Bir umuttur kurtulmayı dilemek<br />
Tek gereken dur demek<br />
Hep umut yolunda yürümek<br />
Bir azimdir bağımlılıktan vazgeçmek<br />
Uğur DÜRMÜŞ 8/D<br />
Ahlaklı Olursan<br />
İyiliği Bulursan<br />
Hayvanları Korursan<br />
İşte O Zaman Cennet<br />
Yolundasın<br />
Yasak ve Emirlere uyarsan<br />
Kötülük Yapmazsan<br />
İnsanlara İyi Davranırsan<br />
İşte O Zaman Cennet<br />
Yolundasın<br />
Çevreye iyi Yönden Bakarsan<br />
Saygılı Sevgili olursan<br />
İyilikler Yaparsan<br />
İşte Ozaman Cennet Yolundasın<br />
Esra Gül Demez 5/C<br />
SÜPHAN ILK-ORTAOKULU
Alipaşa Mah. Suvaroğlu Cad. Meşeli Sok.<br />
Kozikoğlu Apt. Altı No:44 İpekyolu/VAN<br />
Tel: 04322141246<br />
Merkez Ahtamara Kahvaltı ve Cafe<br />
Adres: Sahil Cad. Eski Belediye Binası Yanı Edremit<br />
No: 318 VAN<br />
Tel: 0432 312 22 15 - 0542 548 19 30<br />
AKSÜTLER MOBİLYA<br />
Bahçıvan Mah. Sıhke Cad. 19<br />
Merkez, Van<br />
Tel: 0 (432) 216 33 03<br />
Selimbey mh. Kale Yolu Hukukçular Sit.<br />
İpekyolu/VAN Musa Yiğit 05052383825<br />
46
SÜPHAN<br />
47<br />
SÜPHAN ILK-ORTAOKULU
SÜPHAN<br />
SÜPHAN ILK-ORTAOKULU