ERP HABER Dergisi Eylül 2018 Sayısı

09 > 2018 > ERP HABER 

www.erphaber.com.tr > Türkiye’nin ilk ERP e-dergisi 

< 1

2 > 

www.erphaber.com.tr > Türkiye’nin ilk ERP e-dergisi 09 > 2018 > ERP HABER

Yazın bitmesi ile birlikte yeni bir çeyreğe girdiğimiz Eylül sayımızdan 

tüm okuyucularımıza Merhaba, 

Bu sayımızda günümüz ERP trendlerinden belki de en önemlisi 

olan IoT’yi mercek altına aldık. 

Benzersiz bir şekilde adreslenebilir nesnelerin kendi aralarında 

oluşturduğu, 

dünya çapında yaygın bir ağ ve bu ağdaki nesnelerin belirli bir 

protokol ile birbirleriyle iletişim içinde olmaları olarak tanımlan 

IoT, yani Nesnelerin İnterneti birçok şeye etki ettiği gibi ERP 

sektörünü de yakından ilgilendiriyor. 

IoT’yi işletmenize dahil etmeyi düşünüyorsanız bu sayımız tam 

size göre! 

Aynı zamanda Eylül sayımızda, 

ERP’ye dair en güncel ve doğru haberleri bir araya getirerek, yine 

Türkiye’de sektörün kalbine kan pompalayan firmaların başarı 

hikâyelerini sizlere sunuyoruz. 

Sektörün hareketlendiği bu dönemde, yine güncel etkinlik 

haberlerine de ERP HABER Eylül sayısından ulaşabilirsiniz. 

Bir sonraki sayımızda görüşmek dileğiyle… 

Keyifli okumalar… 

Pınar Şengül 



< 3

GENEL YAYIN YÖNETMENİ 

Harun Doyuran 

harun.doyuran@erpnews.com 

EDİTÖR 


pinar.sengul@erpnews.com 

İŞ GELİŞTİRME DİREKTÖRÜ 


pinar.sengul@erpnews.com 

İÇERİK VE OPERASYON TAKIM LİDERİ 

Pınar Şenturan 

pinar.senturan@erpnews.com 

YAZILIM TAKIM LİDERİ 

Burak Özturan 

burak.ozturan@erpnews.com 

SOSYAL MEDYA TAKIM LİDERİ 

Katie Slimov 

katie.slimov@erpnews.com 

İÇERİK ASİSTANI 

Burcu Nihal Demirci 

burcu.demirci@erpnews.com 

TÜRKÇE İÇERİK DEPARTMANI 

info@erphaber.com 

İNGİLİZCE İÇERİK DEPARTMANI 

info@erpnews.com 

REKLAM PAZARLAMA DEPARTMANI 

info@clickcarrot.com 

ADRES 

İSTANBUL MERKEZ 

Altunizade Mah. Kalfa Çeşme Sok. 

Validebağ 20B-10 Altunizade 

Üsküdar - İstanbul 

İZMİR OPERASYON MERKEZİ 

Tuna Mah. 1690 Sok. No:5 Ofis:402 

Karşıyaka - İzmir 

abas 

6 

Haber 

7 

Canias 

8-9 

abas 

10-11 

Haber 

12 

Makale 

13 

Makale 

14 

Logo 

15 

Nebim 

16-17 

Canias 

18-19 

Haber 

20-21 

IFS 

22 

Haber 

23 

Logo 

24-25 

Abas 

26-27 

Haber 

28-29 

Canias 

30-31 

Haber 

32-33 

abas 

34 

Global abas Konferansı 2018:20 ve 21 Eylül 2018 

Tarihlerinde 

KoçSistem Veri Merkezi’nde Robotlar İşe Başladı 

SAYGILI RULMAN’ın tercihi CANIAS ERP 

Firmanız İçin Yeni Bir ERP’nin Zamanı Geldi Mi? 

IoT Yatırım Yapan Şirketler Güvenliği Göz Ardı Ediyor 

Nesnelerin İnterneti ve Mahremiyeti 

IoT ERP’yi Nasıl Etkiliyor? 

Logo Yazılım Satış ve Kârlılıkta Çift Haneli Büyüme 

Yakaladı 

Faik Sönmez Satışlarını Nebim V3 Guided Sales İle 

Yönetiyor 

IAS Endüstri 4.0 İçin Çalışmalara Son Hız Devam Ediyor 

Fujitsu, Bankacılık Hizmetlerinde Dijital Dönüşüm 

Raporunu Yayınladı 

IFS Dünyada ve Ülkemizde Global ERP Yazılımları 

Arasındaki Lider Rolünü Sürdürüyor 

GDPR’a Uyum Sağlamayan Şirketleri Hukiki Yaptırımlar 

Bekliyor 

Logo Yazılım, Sürdürülebilirlik Raporuyla Bilişim 

Sektörüne Ortak Oldu 

ERP Sistemlerinde İş Zekası (BI) Hiç Bu Kadar Değerli 

Olmamıştı 

Avrupa’nın En İyi Çok Uluslu Şirketi Salesforce 

Yurtdışına Yapılan Yazılım Satışlarındaki Belirsizlik 

Giderildi 

Bankacılık Sektöründe Geleceğin En Önemli Yeteneği 

‘Yapay’ Olmayacak 

Görgü Hidrolik ve Makina- Müşterilerine Sunduğu 

Hizmetlere abas ERP İle Değer Katacak 

İMTİYAZ SAHİBİ 

Click Carrot Digital Marketing Agency 

Harun Doyuran 

4 > 




< 5

Global abas Konferansı 2018: 

20 ve 21 Eylül 2018 tarihlerinde 

abas 2018’e genel bakış: 

Ne: Yaklaşık 2 gün süren etkinlik, 

70 sunum, 1.500 katılımcı 

Ne zaman: 20 ve 21 Eylül 2018 

Nerede: Karlsruhe Trade Fair Center 

Kim: Karar vericiler, kullanıcılar, yeni 

müşteriler,müşteriadayları,işortakları 

Detaylı bilgi ve kayıt için: 

www.abas2018.com 

abas 2018’in ana başlıkları: 

• Yeni ürün özelliklerinin yanı sıra 

ipuçları ve püf noktaları 

• Bulut, Endüstri 4.0, İş Süreçleri 

Yönetimi (BPM), İş Zekası ve 

PazarYeri de dahil 

• abas Şirket Vizyonu ile Ürün Yol 

Haritası 

• Dijital dönüşüm için stratejik 

uyarılar 

• İş modellerini yıkan yeni tasarımlar 

• Akıllı Fabrikaya ulaşmak için 

pratik çözümler 

• İlham verici uygulama senaryoları 

ve en iyi uygulama örnekleri 

Karar vericiler abas 2018’i neden 

kaçırmamalı? 

Dijitalleşme çoğu iş sürecini değiştiriyor 

ve orta ölçekli işletmeler için 

ticari baskı giderek artıyor. Bu yıl 

yine abas Konferansı, özellikle orta 

ölçekli işletmelerin yöneticileri ve 

karar vericileri için çok sayıda kanal 

sağlıyor. Üst düzey uzmanlar ve 

uygulayıcılar size yeni teknolojilerin 

başarınızı nasıl kolaylaştırabileceğini 

gösterecek ve rekabette bir adım 

önde kalmanıza yardımcı olacak. 

Kullanıcılar abas 2018’i neden 


abas ERP’nin yeni özellikleri ve çözümleri 

neler? Rutin bir iş gününü 

hangi ipuçları ve püf noktaları ile kolaylaştırabilirsiniz? 

Uygulamalardan 

deneyim kazanın: Bir kullanıcı olarak, 

ilham verici uygulama senaryoları 

ve en iyi uygulama örneklerinden 

değerli fikirler toplayacaksınız. 

Müşteri adayları abas 2018’i neden 


Endüstri 4.0, Büyük Veri ve Bulut 

gibi gelişmeler, orta ölçekli 

iş süreçlerine büyük değişiklikler 

getiriyor. Modern ERP 

sistemleri bu yeni zorlukları karşılamalı 

ve şirketinizle birlikte büyümelidir. 

ERP sisteminiz miadını doldurdu mu? 

Ya da işiniz için önemli olan fonksiyonlardan 

yoksun mu? Ekibiniz 

daha fazla veri şeffaflığı veya daha 

kolay kullanılan bir sistem mi istiyor? 

Aslında yeni bir iş yazılımı uygulamak 

için daha pek çok neden var. 

Ancak doğru ERP sistemini seçmek 

başlı başına zor bir iş: Fonksiyon çeşitliliği 

ve maliyetler gibi ölçülebilir 

kriterlere ek olarak, “soyut faktörler” 

de önemli bir rol oynamaktadır. 

Bunlar, yazılım sağlayıcısının yetkinliğini, 

endüstri uzmanlığını, güvenilirliğini 

ve yatırım güvenliğini 

içerir. Hepsinden evvel, uzun yıllar 

boyunca yakinen çalışacağınız insanlar 

da buna dahildir. abas 2018’de 

bizi ve yazılımımızı tanıyın – sizinle 

tanışmayı dört gözle bekliyoruz! 

Müşteri adayı olarak ücretsiz biletinizi 

bugün güvenceye alın! 

Neden orada olmalısınız? Tüm ayrıntıları 

www.abas2018.com adresinde 

bulabilirsiniz. 

6 > 


KoçSistem Veri Merkezi’nde 

Robotlar İşe Başladı 

KoçSistem, veri merkezinde konumlandırdığı yazılım robotları ile dijital dönüşüm 

yolculuğunda kurumlara destek olmaya devam ediyor. KoçSistem’in Dijital 

İş Gücü ismini verdiği yüzde 200 verimlilik artışı sağlayan yazılım robotları, KoçSistem 

Veri Merkezi’nde rutin işleri hızlı, verimli, hatasız ve düşük maliyet ile yapabiliyor 

Akarca: “Hayata geçirdiğimiz Dijital 

İş Gücü hizmeti sayesinde, 

iş yapış şekillerinde geleceğin 

vizyonunu bugüne taşıyoruz.” 

“Geleceği Keşfet” söylemi ile teknolojinin 

trendlerini ülkemizde sektörlerin 

ve işletmelerin hizmetine sunan 

KoçSistem, “robotik süreç otomasyonu” 

çözümlerini hayata geçirdi. 

“Dijital İş Gücü” adıyla yazılım robotlarını 

KoçSistem Veri Merkezi’nde 

kullanmaya başlayan 

şirket, bu sayede 

yüzde 200 verimlilik artışı 

sağlıyor. 

Rutin süreçleri otomatize 

ederek çalışanların 

rutin işlerini ve operasyonel 

yüklerini azaltan 

bu teknoloji sayesinde 

hem iş süreçleri hızlanıyor 

hem de çalışanlar 

katma değer üretecekleri 

işlere odaklanabiliyor. 

AKARCA: “GELECEĞİN 

VİZYONUNU BUGÜNDEN İŞ 

DÜNYASINA SUNUYORUZ” 

KoçSistem’in hayata geçirdiği yazılım 

robotları ile Dijital İş Gücü çözümüne 

ilişkin değerlendirmelerde bulunan 

KoçSistem Genel Müdürü Mehmet 

Ali Akarca şöyle konuştu: 

“Teknolojideki baş döndürücü gelişmeler, 

iş yaşamında dijitalleşmeyi ve 

köklü değişimleri beraberinde getiriyor. 

Şirketlerin iş süreçlerini daha 

hızlı ve basit hale getirmeleri, gerek 

müşteri hizmetlerinde gerekse idari 

yönetimlerde daha başarılı olmalarını, 

dijital dünyaya daha kolay ayak 

uydurmalarını mümkün kılıyor. Dijital 

dönüşüm ve Endüstri 4,0’a odaklandığımız 

küresel pazarda, KoçSistem’in 

yeni çözümü Dijital İş Gücü, sıfır 

hata ile çalışan robotları sayesinde 

operasyonel yük yaratan rutin süreçleri 

otomatize ederek iş verimliliğini 

artıracak. Biz de KoçSistem olarak; 

tamamı yerli insan kaynağı ile hayata 

geçirdiğimiz hizmetimiz sayesinde, iş 

yapış şekillerinde geleceğin vizyonunu 

bugüne taşıyoruz.” 

İnsanı birebir taklit eden teknoloji: 

RPA KoçSistem’in yeni çözümü Dijital 

İş Gücü (RPA- Robotic Process 

Automation) ile kurumlarda yüzde 

200’den fazla verimlilik artışı sağlıyor. 

Bu sayede, yenilikçi çözümüyle 

sigorta, finans, otomotiv, enerji, 

perakende gibi pek çok sektörde 

muhasebe, finans, satın alma, insan 

kaynakları, IT ve operasyon gibi iş birimlerinde 

tekrarlanan ve iş yükü yaratan 

süreçlerde 10 kata kadar daha 

hızlı ve hatasız olarak işlem yapılabiliyor. 

KoçSistem’in yazılım robotları 

ile hayata geçen bu teknolojide 

yazılım ara yüzü bir insanın etkileşim 

hareketlerini birebir taklit 

edebiliyor. Böylece Dijital 

İş Gücü (RPA) teknolojisi bir 

kurumda herkesin anlayabileceği 

şekilde basit ve sorunsuz 

bir biçimde çalışıyor. 

Dijital İş Gücü robotu neler 

yapabilir? 

-Hızlı öğrenir ve hemen çalışmaya 

başlar. 

-Büyük yatırımlar yapmaya gerek 

kalmadan, çalıştığı kadar ücret alır 

ve şirketler kullandığı kadar ödeme 

yapar. 

-Öğretilen her türlü işi yapabilir ve 

çoklu görev üstlenebilir. 

-Tüm rutin işlerinin üstesinden rahatlıkla 

gelebilir. Böylece çalışanlar 

rutin işlerle vakit kaybetmek yerine 

yeni fikirler üretmeye daha çok 

odaklanabilir. 

-Çalışanlar ofis dışındayken bile 

7/24 çalışmaya devam eder. 

-Rahatlıkla izlenebilir ve anlık raporlanabilir. 



< 7

SAYGILI RULMAN’ın Tercihi 

CANIAS ERP 

1986 yılından bu yana Türkiye’nin 

ve dünya pazarının 

Rulman ve güç aktarım ürünleri 

ihtiyacını karşılayan satış 

ve pazarlama firması SAYGI- 

LI RULMAN, iş süreçlerinin 

yönetimi için canias ERP’yi 

tercih etti. canias ERP’nin 

kullanılmaya başlanması 

ile birlikte SAYGILI RUL- 

MAN’nın iş süreçlerindeki 

pozitif değişimleri her birimin 

yetkilileri ile konuştuk. 

Bize Saygılı Rulman’ dan bahseder 

misiniz? 

Gülnihal Saygılı Tekin; SAYGILI 

RULMAN Türkiye’nin ve Dünya 

pazarının Rulman ve Güç Aktarım 

Ürünleri ihtiyacını karşılayan 

bir satış ve pazarlama firmasıdır. 

1986 yılında 50 m2’ lik bir dükkânda 

ticari hayatına başlamıştır. 

Bugün 10.000 metrekarelik 

kapalı alanda 13.500 palet kapasiteli 

bir tesiste, genç yeteneklerle 

ve dinamik kadrosuyla günden 

güne büyümektedir. 

Mevcut kullandığınız ERP 

sistemini neden değiştirme 

ihtiyacı duydunuz? 

Gülnihal Saygılı Tekin; Firmamızın 

günden güne büyümesine 

bağlı olarak gelişen iş süreçlerine, 

bir süre sonra mevcut programımız 

yanıt veremez hale geldi. 

Bilgiye ulaşamıyor, kontrol edemiyor, 

rapor ve karar mekanizmalarında 

sorunlar yaşıyorduk. 

Tüm bu sorunları çözebilecek, 

her sürecimizi yönetebileceğimiz 

modüllere sahip, esnek ve 

8 > 


geliştirilebilir bir sistem arayışına 

girdik. Sektörel deneyimi, yaygın 

kullanımı, güçlü referans portföyü 

ve esnek altyapısının sağladığı 

avantajlar ile arayışımızı noktaladığımız 

isim, canias ERP oldu. 

canias ERP Projesinin SAYGI- 

LI RULMAN’a sağladığı avantajlardan 

bahsedebilir misiniz? 

Şu anda projede hangi aşamadasınız? 

Ozan Dükkancı (ERP Yönetmeni); 

canias ERP’nin bize sağladığı 

en büyük avantaj belirsiz 

ifadeler yerine, veriler ve 

sayılarla konuşabilmemiz oldu. 

Satış siparişinden faturanın kesilmesine 

kadar iç ve dış satınalma, 

depo ve envanter yönetimi, finans 

ve muhasebe gibi tüm operasyonları 

birinci fazda devreye aldık. 

Şu an ise ikinci faz olan B2B 

ve mobil uygulamalar üzerindeki 

çalışmalarımız devam ediyor. 

Aynı zamanda, canias ERP birden 

fazla program ile yönetilen 

süreçleri tek bir platformda yönetmemize 

olanak sağladı. Esnek 

yapısı sayesinde dilediğimiz 

raporları hızlı bir şekilde oluşturabiliyoruz. 

Aynı zamanda bize 

özel bilgi ve süreçleri standart 

ekranlara uyarlayabiliyoruz. 

canias ERP CRM modülü ile 

birlikte SAYGILI RULMAN 

Satış süreçlerindeki değişim 

hakkında bilgi verebilir misiniz? 

Orhan Çevik (Yönetim Kurulu 

Başkanı); Satış temsilcilerimiz canias 

ERP’nin IOS ve Android uygulamaları 

ile web tabanlı B2B portalı 

sayesinde tüm aktivitelerini sisteme 

entegre bir şekilde mobil olarak 

girebiliyorlar. Bu sayede CRM 

üzerinden detaylı ziyaret çizelgeleri 

ve raporlar elde edebiliyoruz. 

Ayrıca bayilerimiz ve müşterilerimiz 

B2B uygulamaları ile siparişlerini 

verip, kredi kartı kullanarak 

online ödeme yapabiliyorlar. 

canias ERP’nin Satınalma ve 

Satış modülleri ile SAYGILI 

RULMAN’da neler değişti? 

Cüneyt Ahlat (Satış ve İç Tedarik 

Yönetmeni); canias ERP’nin 

SAYGILI RULMAN için geliştirilen 

satış modülündeki sipariş ekranları 

ile müşteri ve ürün grubuna 

ait tüm bilgileri tek bir ekranda 

görebiliyoruz. Bu sayede hızlı bir 

şekilde siparişleri oluşturabiliyor 

ve gerekli aksiyonları alabiliyoruz. 

canias ERP’nin Dış Ticaret Modülünün 

SAYGILI RULMAN’a 

sağladığı avantajlar nelerdir? 

Ali Osman Kale (İthalat ve İhracat 

Operasyon Sorumlusu); 

canias ERP’nin Dış Ticaret Modülü 

ile yurtdışı siparişlerimizde 

takip etmemiz gereken tüm 

belgeleri, statüleri ile beraber 

izleyebiliyoruz. Böylece yoldaki 

mallara dahi müşteri bazında rezervasyon 

koyup başka bir müşteriye 

satılmasını önleyebiliyoruz. 

Depo ve stok yönetiminde 

canias ERP öncesi ve sonrası 

SAYGILI RULMAN’da neler 

değişti? 

Hasan Sağıroğlu (Depo Sevkiyat 

Sorumlusu); Depo yönetiminde 

hangi malzemenin hangi 

rafta olduğu bilgisi bizler için 

oldukça önem taşıyor. canias 

ERP’nin el terminali ve barkod 

uygulamaları ile raflarımızı doğru 

bir şekilde yönetebiliyor 

envanterimizi 

parti bazında rezerve statülerine 

göre takip edebiliyoruz. 

SAYGILI RULMAN Finans süreçlerinden 

bahseder misiniz? 

canias ERP öncesi nasıldı? 

canias ERP sonrası nasıl oldu? 

Pelin Derin (Planlama Sorumlusu); 

Satış & Pazarlama firması 

olduğumuz için ürün maliyetleri 

bizim için çok önemli. canias ERP 

ile Saygılı Rulman’ a özel maliyet 

ekranları geliştirdik. Böylece reel 

maliyet hesabı yapıp, anlık olarak 

raporlayabildiğimiz için fiyat 

vermede sorunlar yaşamıyoruz. 

Fatma Çam (Finans Müdürü); 

canias ERP’nin hayatımıza girmesiyle 

müşterilerimizin cari hesaplarını 

takip edebildiğimiz özel raporlar 

geliştirdik. Böylece müşteri 

ve plasiyerlerimizin tahsilat performansını 

kolaylıkla değerlendirip 

takip edebiliyoruz. Finansman 

süreçlerimizi anlık yönetebiliyoruz. 

B2B sistemi ile devreye aldığımız 

sanal pos entegrasyonu 

sayesinde müşterilerimizin kredi 

kartına taksitlendirme yapabiliyoruz. 

Ayrıca 1.1.2016 tarihinden 

bu yana e-Defter mükellefiyiz ve 

canias ERP ile e-Dönüşüm entegrasyonumuzu 

da tamamladık. 

canias ERP’yi başka firmalara 

tavsiye eder misiniz? Neden? 

Bilal Saygılı (Yönetim Kurulu 

Başkanı); Sadece standart uygulamalar 

değil şirketimize özel 

geliştirmeler yapabildiğimiz, tüm 

süreçlerimizi entegre bir şekilde 

yönetebildiğimiz esnek bir 

program olan canias ERP’yi gerek 

satış gerek üretim yapan 

tüm firmalara tavsiye ederim. 



< 9

Firmanız İçin Yeni Bir ERP’nin Zamanı 

Geldi Mi? – Yanıtı İçin Testi Çözün 

Üretim ve dağıtım şirketleri için, büyümenin desteklenmesi söz konusu olduğunda, yeni bir ERP 

sisteminin uygulanması veya halihazırda sahip olduğunuz ERP sistemini güncelleme akıllıca bir 

tercih olabilir. Daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi: Şirketinizin beş yıl içerisinde nerede 

olacağını kendinize sorun ve sistem uygulamasına hazırlanırken geleceğe bakmanızı sağlamak için 

bu stratejik plana dayalı varsayımlarda bulunun. Yeni veya güncellenmiş sistem, iş stratejinizin talep 

ettiği her şeyi yapma kapasitesine sahip olacak mı? Olması gerekir. 

ERP’ye Hazır Olma Testine Katılın 

Şirketiniz yeni veya güncellenmiş bir ERP sistemine hazır mı? Bu sorunun cevabını bilmek her zaman 

kolay değildir. Sizin için hazırladığımız, ERP’ye hazır olma durumunuzu değerlendirmenize yardımcı 

olacak teste, aşağıdaki soruları “Evet” veya “Hayır” şeklinde cevaplayarak başlayabilirsiniz. 

1. Önemli iş kararları almak için kullandığınız 

üretim, satış, envanter ve 

finansal raporlarının doğruluğundan 

emin misiniz? 

2. Mevcut sisteminiz, birleşmeler/ 

devralmalar, organik büyüme veya 

diğer ülkelere genişleme gibi gelecek 

planlarınızı destekleyebilir mi? 

3. Tüm ilgili verileriniz tek bir merkezi 

sistemde mi? 

4. Müşterileriniz sizinle iş yapma verimliliğinden 

memnun mu? 

5. Mevcut sisteminizde sorunlarla 

karşılaştığınızda kolayca destek alabiliyor 

musunuz? 

6. ERP sisteminizin kullanımı kolay 

mı? 

7. ERP sisteminizde işlev ve görevleri 

otomatikleştiren bir iş akışı yönetimi 

aracı var mı? 

8. Süreçleriniz değiştiğinde, yazılımınız 

bu değişimlere kolayca adapte 

olabiliyor mu? 

9. Tedarik zinciriniz, tedarikçilerin 

sisteminize erişmesine izin verecek 

entegrasyona sahip mi? 

10. İhtiyacınız olan raporlarınız var 

mı? 

11. Üretim süreçlerinizdeki darboğazları 

erken teşhis edebiliyor musunuz? 

12. Şu anda envanterinizde tam olarak 

nelerin bulunduğunu biliyor musunuz? 

13. Tüm servis faaliyetlerinizde, randevularınızda 

ve kaynaklarınızda 

baştan sona görünürlük var mı? 

14. Finans sisteminiz görevleri otomatikleştiriyor 

ve tüm finansal işlemleriniz 

için tam bir görünürlük sağlıyor 

mu? 

15. ERP sisteminizde mobil uygulamalar 

var mı? 

16. Çevrimdışı modda çalışabiliyor 

musunuz? 

17. Kuruluşunuz başarılı bir ERP seçimi 

ve implementasyonu için gerekli 

zaman, para vb. kaynakları sağlamaya 

hazır mı? 

18. Yaklaşan değişim hakkında çalışanlarınızla 

net bir şekilde iletişim 

kurmayı taahhüt ediyor musunuz? 

10 > 


Puanınızı Hesaplayın 

Sorulara verdiğiniz “Evet” ve “Hayır” cevapları ile, emin olmadıklarınızın sayısını çıkarın. “Hayır” 

cevabı verdiğiniz ve emin olmadığınız soruların toplamı 8 veya daha fazla ise, yeni ya da güncellenmiş 

bir ERP sistemini düşünmenin zamanı gelmiş demektir. 

Nasıl başlayacağınız hakkında bilgi edinmek için okumaya devam edin. 

Sizler için hazırladığımız klavuz ilginizi çekebilir: 7 adımda doğru ERP sisteminin seçimi 

ERP Yazılımı Seçerken 

Nereden Başlamalı 

Bir ERP sistemi aramaya başlamak 

istediğinizi bilmek bile büyük bir 

adımdır. Ancak pek çok şirket seçim 

sürecine başlamaktan korkar, çünkü 

bu hayli önemli bir karardır. Lakin bunun 

sizi durdurmasına izin vermeyin. 

Kararlı bir şekilde çıktığınız bu yolda 

ilerlerken seyredeceğiniz önemli 

adımlara gelin birlikte bakalım: 

1. Planlama: Sürece ev ödevinizi yaparak 

başlayın. ERP’nin işlevselliği, 

süreçten neler beklenmesi gerektiği 

ve maliyetler hakkında temel bilgileri 

öğrenin. Yönetim ekibinizin, ERP’yi 

uygulama hedefleri ve şirketin gelecekte 

varması istenilen konum hakkında 

mutabık kaldıklarından emin 

olun. 

2. Gereksinimleri Toplama: Gereksinimleriniz 

ile çevik olun. Seçim süreci 

boyunca ERP hakkında çok şey 

öğreneceksiniz. Dolayısıyla, gereksinimleriniz 

ile bu öğrendiklerinizi eşleştirmeye 

hazır olun. Fakat evvelinde, 

ne aradığınıza dair temel bir fikirle 

başlamanız gerekir. İleri görüşlü olmak, 

şu an neye ihtiyacınız olduğuna 

değil, işinizi büyütmek için gelecekte 

ihtiyacınız olacak şeylere bakmaktır. 

3. Alanı Daraltma: Piyasada yüzlerce 

yazılım tedarikçisi var ancak, sektörünüzde 

uzmanlaşan tedarikçileri 

arayıp, onlarla iyi bir organizasyonel 

uyum sağladıktan sonra aradığınız 

işlevselliği sunanları belirleyerek seçeneklerinizi 

daraltmaya başlayın. 

Çoğu şirket, yaklaşık 10 tedarikçiyi 

ciddi bir şekilde irdeledikten sonra 

bunların 5’ine bir RFI gönderir. 

4. Sunum ve Demolar: RFI gönderdiğiniz 

tedarikçilerin her biri için 60- 

90 dakikalık bir tanıtım sunumu/demosu 

gerçekleştirin. Bunun ardından 

yaptığınız eleme ile son 3’e bıraktığınız 

tedarikçilerle daha uzun ve detaylı 

bir demo çalışması gerçekleştirin. 

5. RFP ve Seçim: Bu noktada, kullanıcı 

sayısı, implementasyon, fiyatlandırma 

vb. gibi karar vermeniz için 

önem teşkil edecek son ayrıntıları 

sormaya hazırsınız. 

Sistemler ve Veriler 

İşletmenizin Yaşam 

Kaynağıdır 

BT sistemleri ve veriler bugün tüm işletmelerin 

yaşam kaynağıdır. Liderlik 

ekibinize ve çalışanlarınıza işletme 

performansı hakkında görünürlük 

sağlar ve planlamadan uygulamaya 

doğru hızlı bir şekilde hareket edilmesine 

imkân verir. Sistemleriniz ve 

verileriniz, hem akıllıca, hem de hızlı 

bir şekilde hareket etmek için size iş 

zekası -analizlere dönüştürülen veriler- 

fonksiyonlarını sağlamalıdır. Ancak 

sistemler ve veri akışları, şirketler 

olgunlaştıkça bazı sorunları da beraberinde 

getirebilir. Büyümekte olan 

pek çok şirket, acil bir gereksinimi 

karşılamak için mevcut sistemlerine 

ve süreçlerine eklentiler yaparak, sürekli 

gelişmekte olan işletmeye hiçbir 

zaman tam olarak entegre edilemeyen 

ve birbirine bağlanamayan bir 

çalışma tarzını benimser. 

Anlık ve geçici çözümler, olgunlaşan 

bir şirketin farklı iş alanlarında 

hızla çoğalabilir, ancak bu çözümler 

tüm işletme çapında veya genelinde 

ölçeklenmez. Aslında mükemmel 

çalışan bölümleriniz veya örnek uygulamalarınız 

olabilir, lakin paylaşılamayan 

veya ölçeklenemeyen bir 

yapıda bunları göremezsiniz. Göremediğiniz 

için de, sorunlu bölümlerdeki 

pürüzlerin giderilmesi için referans 

olarak kullanamazsınız. Sonuç 

olarak darboğazlar sonucunda ortaya 

çıkan verimsizlik ve hayal kırıklıkları 

da kar-zarar hanenizi etkiler. 

Organizasyonun 

Bağlantılı Olması 

Gerekir 

Bağlantı, hem insanları, hem de şirketleri 

olgunlaştırmak için önemli bir 

özelliktir. Farklı işlevsel alanlarınız ve 

departmanlarınız, aynı stratejik hedefe 

doğru birlikte çalışırsa iyi olur. 

Sistemlerinizi düzenli tutmak, onları 

ekibinizin, müşterilerinizin ve paydaşlarınızın 

ihtiyaçlarını en iyi şekilde 

karşılayacak biçimde bir araya getirmek; 

bunlar ERP sistemlerinin zaten 

hali hazırda yaptıkları şeylerdir. 

ERP ne sunar? Sistemlerin entegrasyonu, 

sistemlerin ve insanların 

koordinasyonu, iş birliğini destekleyen 

daha iyi iletişim, geçerli tek bir 

kaynak (yani herkes tek bir noktada 

buluşabilir), teknoloji geliştikçe 

daha iyi bir gelecek inşa etmek için 

dijital dönüşüm platformu ve çok 

daha fazlası… 



< 11

IoT’ye Yatırım Yapan Şirketler 

Güvenliği Göz Ardı Ediyor 

Dünya genelinde 1150 kişinin 

katılımı ile Nesnelerin İnterneti 

(IoT) konusunda gerçekleştirilen 

araştırmanın sonuçlarını 

açıklandı. Araştırmaya katılan 

şirketlerin yüzde 52’si bir sızıntı 

sonucu karşılaşabilecekleri en 

büyük problemin müşterinin 

güvenini kaybetmek olduğunu 

belirtti. Araştırmaya katılanların 

yüzde 42’si IoT stratejilerinde 

güvenliğin ikinci planda olduğunu 

itiraf ederken, tehditlerle 

daha çok karşılaşılmasına rağmen 

IoT’yi güvenlik riski olarak 

görenlerin oranı sadece ise yüzde 

53. 

Birbirleriyle bağlantılı cihazların sayısı 

arttıkça, işletmeler de siber tehditlere 

karşı daha açık hale geliyor. Buna 

rağmen BT ve güvenlik karar vericilerinin 

yüzde 43’ü IoT projelerini uygularken 

güvenliği ikinci plana atıyor. 

Araştırmaya katılanların yüzde 63’ü 

IoT ile bağlantılı siber güvenlik tehditlerinin, 

son 1 yılda daha da arttığını 

söylerken sadece yüzde 53’ü birbirleriyle 

bağlantılı cihazların kurumları 

için bir tehdit olduğunu düşündüğünü 

belirtiyor. 

Sonuçlar, şirket ortamlarına eklenen 

yeni cihazların güvenceye alınmasını 

sağlamak için uygulama öncesinde 

gerçekleştirilecek asgari testler 

olması gerektiğini ortaya koyuyor. 

Araştırma ayrıca işletmelerin son 

12 ayda bağlantılı cihazlara yönelik 

ortalama 3 saldırı ile karşı karşıya 

kaldıklarını da gösteriyor. Bir IoT çözümü 

uygulayan ya da uygulamayı 

planlayanların yüzde 38’i bu süreçte 

bir güvenlik karar vericisini işe almayı 

düşünüyor. Bu konu akıllı fabrika uygulaması 

olduğunda yüzde 32’ye düşüyor. 

Bu oran akıllı ekipmanların ve 

giyilebilir projelerin pazara çıkışlarında 

güvenlik ekiplerinin yardımından 

faydalanmayla benzerlik gösteriyor. 

Bu da dünya genelindeki işletmelerin 

dikkate değer bir oranının istem dışı 

da olsa geniş bir tehdit yelpazesine 

açık olabileceklerini gösteriyor. 

Güvenlik, Sorumluluk, İtibar 

ve İş Etkisi 

İşletmelere göre bir sızıntının en önde 

gelen sonuçları arasında yüzde 52 

oranı ile müşteri güvenini kaybetmek 

ilk sırada geliyor. Yüzde 49 orasında 

ise para kaybı ikinci sırada yer alıyor. 

Dünyada GDPR’ın yürürlüğe girmesiyle 

pek çok işletme bunu gündeminin 

ilk sırasına alırken takip eden diğer 

sonuçlar göreceli olarak daha az 

endişe yaratıyor. İşletmelerin bir IoT 

sızıntısının etkisi olabileceğini düşündükleri 

konular şöyle sıralanıyor: 

• Müşterinin güveni (yüzde 52) 

• Para kaybı (yüzde 49) 

• Kişisel bilgilerin kaybı (yüzde 32) 

• Kanun koyucu tarafından cezalandırılmak 

(yüzde 31) 

• Veri güvenliği kurallarını ihlal etmek 

(yüzde 28) 

Araştırma, GDPR uyumluluğunu tehlikeye 

atma ya da kritik ağları offline 

hale getirme gibi işletme operasyonları 

üzerinde önemli bir etki potansiyeline 

sahip olan sızıntılar sonucunda 

siber güvenliğin ikinci plana atılamayacağını 

ortaya koyuyor. IoT uygulama 

süreçlerinde güvenlik en başından 

itibaren kilit öneme sahip olmalı. 

12 > 


Nesnelerin İnterneti ve Mahremiyet 

Son zamanlarda adını sıkça duyduğumuz “Nesnelerin İnterneti” kavramının hayatımızı son 

derece kolaylaştırırken beraberinde pek çok tehlikeyi de getirdiğinin farkında mıyız? 

İngilizcede; Internet of Things (IoT) 

olarak ifade edilen kavramın karşılığı 

olarak Nesnelerin İnterneti terimi 

kullanılabilir. Nesnelerin İnterneti 

birbiri ile bağlantılı aygıtlarla ilgilidir. 

Bu teknolojide algılayıcısı/sensörü 

olan her çeşit nesnenin İnternet’e 

bağlanarak birbirleri ile haberleşmesi 

söz konusudur. Nesnelerin birbirleri 

ile haberleşebilmesi sayesinde insan 

hayatını kolaylaştırıcı gelişmeler 

sağlanmaya çalışılmaktadır. Bileğe 

takılabilen bileklik şeklinde egzersiz 

takip cihazları (fitness tracker), 

bebeklerin soluk alıp vermelerini takip 

edebilen giysiler, akıllı arabalar 

sensörü olan nesnelere örnek olarak 

sayılabilir. Tam olarak üzerinde anlaşılmış 

bir tanımı olmamakla birlikte 

Nesnelerin İnterneti akıllı nesnelerin 

oluşturduğu merkezi olmayan ağ 

şeklinde açıklanabilir. Bu nesneler; 

algılayabilen, kayıt tutabilen, yorum 

yapabilen, bilgi iletişiminde bulunabilen 

ve kendi başına ya da diğer 

nesnelerle birlikte işleyen nesnelerdir. 

Bu nesneler diğer nesneler, 

bilgisayarlar veya diğer kişiler ile 

bağlantı kurabilmektedir. Nesnelerin 

İnterneti teknolojisinin en çok kullanıldığı 

alanlar sağlık, otomotiv, ev, 

işyeri ve akıllı telefonlardır. 

Nesnelerin İnterneti (IoT) terimi ilk 

defa 1999 yılında Kevin Ashton tarafından 

yapılan bir sunumda kullanılmıştır. 

Günümüzde bu terimin 

yanında bir de Her Şeyin İnterneti 

anlamına gelen Internet of Everything 

(IoE) terimi de kullanılmakta ve 

ağ bağlantılarının daha yararlı olması 

için tüm insanları, süreci, verileri ve 

nesneleri bir araya getirmek olarak 

tanımlanmaktadır. Artan bağlantılılık 

her şeyi çevrimiçi hale getirmektedir. 

Böylelikle daha önce eşi görülmemiş 

imkânların işletmeler, bireyler ve 

devletler için söz konusu olacağı öngörülmektedir. 

Nesnelerin İnterneti 

fiziksel nesnelerin bir ağ üzerinde 

birbiri ile bağlantılı olmasını ifade etmektedir. 

İnsanlar ve süreç buna dâhil 

değildir. Her şeyin İnterneti’nde ise 

insanlar ve süreç de bileşen olarak 

vardır. Bu bakımdan Her şeyin İnterneti, 

Nesnelerin İnternetini de içeren 

bir teknolojidir. 

Günümüzde geniş bant internet giderek 

daha yaygın hale geliyor, internet 

ücretleri azalıyor, Wi-Fi özelliğine 

sahip sensörlü cihazların sayısı sürekli 

olarak artıyor, ürünlerin maliyetleri 

düşüyor, akıllı telefonların piyasadaki 

payı ise hiç durmadan yükseliyor. İşte 

tüm bu etkenler, Nesnelerin İnterneti 

için ideal bir ortam yaratıyor. 

Bunun yanı sıra, Nesnelerin İnterneti 

sadece nesnelerin internete bağlanması 

olarak algılanmamalıdır. RFID 

yongaları (Radio Frequency Identification) 

okuyabilen sensörlerden 

oluşan yeni bir ağ modeli de bu kavramın 

içindedir. Radyo frekansı ile 

kimlik saptama şeklinde tercüme 

edilebilir. Burada küçük bir yonga(- 

çip) ve antenden oluşan bir aygıt söz 

konusudur. 2000 Bayt’a kadar veri 

taşıyabilen bu yonga üzerinde bulunduğu 

nesne için bir kimlik belirleyici 

teşkil etmektedir. RFID teknolojisi 

tüm ürünlerin diğerlerinden ayırt 

edilmesini sağlar. Barkod sistemine 

benzemekle birlikte ondan farklı olarak 

bilginin okunabilmesi için temas 

ya da görüş alanı içinde olması gerekmez. 

Tüm nesneler bir etiket taşımak 

sureti ile bir sensörün önünden 

geçerken sinyaller sayesinde bilgi 

alışverişi yapılabilmektedir. Radyo 

frekansı ile kimlik saptama teknolojisinin 

kullanımında mahremiyetin 

korunması ile ilgili birtakım endişeler 

bulunmaktadır. Örneğin üzerine 

RFID etiketi konulmuş bir ürünün satışından 

önce müşteri tarafından incelenmesi 

halinde bu durum izlenebilmektedir. 

Müşterinin elindeki ürün 

ile mağazadaki konumu bulunabilmektedir. 

Satış sürecinde satın alınan 

ürüne ilişkin kayıt yapılması, satın alınan 

ürün ile daha önce satın alınanlar 

arasında koordinasyon kurulması, 

ürünün satış bilgisinin devlet veya 

vergi kurumları ya da başka kurumlarla 

paylaşılması yine mahremiyet ile 

ilgili endişeleri ortaya çıkarmaktadır. 

Satış sonrası ise satın alınan ürünlerin 

fiziksel olarak takibinin mümkün olması, 

RFID etiket okuyucuları sayesinde 

kişinin hareketlerinin izlenebilmesi 

de yine mahremiyet ile ilgilidir. 

Nesnelerin İnterneti veya insanlar ve 

süreçlerin dahil edilmesiyle elde edilen 

üst bileşeni olan Her Şeyin İnterneti 

kavramları pasif olarak sadece 

bilgiye ulaşmayı sağlamaktan ibaret 

değildirler, insana karar verme konusunda 

yardımcı olarak bilgiyi aktif 

hale getirmektedirler. Çünkü bu kavramlar 

sayesinde nesneler arasında 

bağlantı sağlanmasının yanında nesneler 

akıllı hale (smart things) getirilmektedir. 

Özetle, Nesnelerin İnterneti insanların 

hayatlarını kolaylaştırabilecek 

birçok avantaj sağlamasının yanı sıra 

beraberinde getirdiği hukuki sorunlar 

da bulunmaktadır. Nesnelerin 

İnterneti ile ilgili doğabilecek hukuki 

sorunların; ayrımcılık, güvenlik ve 

mahremiyet başlıkları üzerinde yoğunlaştığı 

görülmektedir. 

Kaynak: (1) BOZKURT YÜKSEL Armağan Ebru, “Nesnelerin 

İnternetinin Hukuki Yönden İncelenmesi”, D.E.Ü. 

Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt:17, Sayı:2, s.113-139. 

(2) http://www.yeniisfikirleri.net/nesnelerin-interneti-nedir-ornekleri-nelerdir/ 

Hazırlayan: Bülent DEMİREZEN- https://bilgi.zone/ 

nesnelerin-interneti-ve-mahremiyet/ 



< 13

IoT ERP’yi Nasıl Etkiliyor? 

ERP sektörü her geçen gün 

yenilenen trendler ile birlikte 

değişirken, ERP seçimi 

yapmadan önce bu trendleri 

görmezden gelmek 

neredeyse imkânsız bir hal 

aldı. Son zamanlarda teknoloji 

ile ilgili hemen her 

haberde adını sıklıkla duyduğumuz 

IoT yani nesnelerin 

interneti kavramı da 

ERP’ye yeniden şekil veren 

trendlerin başında geliyor. 

Peki, sürekli olarak gelişim 

gösteren nesnelerin interneti 

ile veri artarken, bu durum 

ERP’yi nasıl etkiliyor? 

ERP’nin kapsadığı alan 

düşünüldüğünde IoT’nin 

bu sektör açısından büyük 

bir potansiyele sahip olduğunu 

söyleyebiliriz. Küçük 

bir örnek üzerinden bu 

potansiyeli açıklamamız 

gerekirse; 

Sipariş takibi, tedarik süreci 

gibi alanlarda internete 

bağlı sensörler insan 

müdahalesine gerek kalmadan 

bir işletmenin ERP’sine etki edebilir 

ve kuşkusuz bu durum hem 

zamandan hem de iş gücünden 

tasarrufu beraberinde getirebilir. 

Yine ürünlerin onarım zamanı 

geldiğinde üreticilere uyarı veya 

bildirim gönderilmesi ile birlikte 

iş süreçlerinde yeni model 

yaratılarak, günümüzün hızına 

ulaşma noktasında bir adım öteye 

gidilebilir. 

Nesnelerin İnterneti ile gelen 

verilerin ERP ile verimli bir şekilde 

toplanması, işlenmesi, analizi 

ve doğru kullanılması gerekmektedir. 

Bu sebeple esnek bir 

ERP yazılımı bu noktada oldukça 

büyük önem taşımaktadır. 

Potansiyel IoT Zorlukları 

Nesnelerin İnterneti, ERP sektörü 

açısından büyük bir potansiyel 

taşımakla birlikte, bazı zorluklar 

da taşımaktadır. Bu zorlukların 

başında veri güvenliği en büyük 

baskı noktası olmaktadır. IoT 

üreticilerin kullanımına yönelik 

daha fazla veri bekliyor olsa da 

özellikle mobil cihazlar veya giyilebilir 

teknoloji ile daha fazla veri 

ihlali için kapı açıyor. Yeni bir teknoloji 

çözümü olarak, IoT kullanıcıları 

mobil gibi kaynaklardan 

büyük miktarda veri elde etmenin 

bir yolunu bulabilmelidir. 

IoT’yi ekleme maliyeti muhtemelen 

büyük bir başlangıç yatırımı 

olacak, birçok küçük ve orta 

ölçekli üretici açısından bu durumu 

da bir zorluk olarak değerlendirebiliriz. 

IoT verilerinin analizi 

hala nispeten zayıftır, yani üreticilerin 

hala büyük miktarda bilgiyi 

elle ayrıştırmaları gerektiği anlamına 

gelmektedir. 

Henüz yeni sayabileceğimiz 

Nesnelerin İnterneti kavramına 

dair daha birçok şey var, yakın 

zamanda aratarak devam edeceğine 

inandığımız bu trende dair 

her sayımızda yeni bilgiler vermeye 

devam edeceğiz. 

14 > 


Logo Yazılım Satış Ve Kârlılıkta Çift 

Haneli Büyüme Yakaladı 

Türkiye’nin en büyük 

bağımsız yazılım kuruluşu 

Logo Yazılım, uzun 

yıllardır devam eden 

başarılı performansını 

2018’in ilk yarıyılında 

da sürdürdü. 

Logo Yazılım, net satış gelirini bir 

önceki yılın aynı dönemine göre 

%20 artışla 139,8 milyon TL’ye 

yükseltti. Şirketin faiz, amortisman 

ve vergi öncesi faaliyet kârı 

(FAVÖK)%23 artış göstererek 

50,7 milyon TL’ye, net dönem 

kârı ise %48 artış göstererek 

34,9 milyon TL’ye ulaştı. 

e-devlet çözümlerinde firma 

sayısına göre sektör liderliğini 

sürdüren Logo’nun, ilk yarıyılda 

müşteri sayısı %26 ve harcanan 

kontör adedi ise %32 arttı. 

Güçlü bilançoyla bu yarıyılı tamamlayan 

Logo’nun özkaynakları 

yıllık %42 büyürken, likiditesi 

artmış borçluluğu %23 azaldı. 

Kuruluşundan bugüne Ar-Ge 

yatırımlarına öncelik veren Logo 

Yazılım’ın, hem Türkiye hem de 

Hindistan ve Romanya’daki Ar- 

Ge yatırımlarıyla beraber toplam 

Ar-Ge yatırımlarının faturalanan 

gelirlere oranı %31oldu. 

İlk yarıyıl finansal sonuçları 

değerlendiren Logo Yazılım İcra 

Kurulu Başkanı M. Buğra Koyuncu, 

“2018’e hızlı bir tempoyla 

giren Logo Yazılım, ilk yarıyıl 

sonuçlarında da benzer bir başarı 

yakaladı. Yıllardır devam eden 

rekor büyüme ve kârlılık oranlarımızı, 

yalın yönetim anlayışımız 

ve bu doğrultuda oluşturduğumuz 

başarılı iş modeli sayesinde, 

sürdürülebilir bir şekilde artırmaya 

devam ediyoruz. Kurumsal 

sürdürülebilirlik ile yüksek 

finansal performans arasındaki 

güçlü bağa inanıyor ve bu yönde 

yatırımlar yapıyoruz. Yenilikçi 

ürünlerimiz ve başarılı iş modelimiz 

sayesinde, iş ve çözüm 

ortaklarımızın yanı sıra müşteri ve 

yatırımcılarımıza da değer yaratmaya 

devam edeceğiz.” dedi. 

Logo Yazılım / Seçilmiş 

Finansal Göstergeler 

(UFRS) 

Net 

Satış 

Geliri 

FAVÖK 

Net 

Dönem 

Kârı 

2017 İlk 

Yarıyıl 

116,9 

Milyon 

TL 

41,2 

Milyon 

TL 

23,6 

Milyon 

TL 

2018 İlk 

Yarıyıl 

139,8 

Milyon 

TL 

50,7Milyon 

TL 

34,9 

Milyon 

TL 

Değişim 

%20 

%23 

%48 



< 15

Faik Sönmez Satışlarını Nebim V3 

Guided Sales İle Yönetiyor 

Faik Sönmez İş Geliştirme ve Bilgi 

Sistemleri Direktörü Berkan Çiçek, 

son dönemde Nebim ile hayata geçirdikleri 

ve mağazalarında müşterilerine 

kişiselleştirilmiş satış fırsatları sunabildikleri 

Nebim V3 Guided Sales 

uygulaması hakkında bilgiler verdi. 

Berkan Çiçek, 2004 yılından beri Nebim 

ile iş birliklerinin devam devam 

ettiğini, 2015 yılından bu yana ise 

Nebim V3 uygulamalarını kullanmaya 

başladıklarını söyleyen Çiçek; “Şirketimizde 

toptan satıştan perakende 

satışa, üretimden finansa, iş zekasından 

CRM uygulamalarına kadar 

tüm süreçlerde V3 uygulamalarını 

kullanıyoruz. Nebim ile en son gerçekleştirdiğimiz 

projelerden birisi de 

Nebim V3 Guided Sales uygulaması. 

Biz bu uygulama ile mağazalarımızda 

mobil cihazlar üzerinden stok kontrolü, 

müşteri bilgilerine hızlı şekilde 

ulaşım, kasa işlemlerini hızlandırma, 

sepet ortalamaları ve yok satma gibi 

parametreleri kontrol edip bunları 

geliştirebileceğimiz bir ortam oluşması 

için projeyi gerçekleştirdik. Bu 

projede iş yoğunluğu en yüksek olan 

4 mağazamızda start verdik. Bunlar 

iki cadde mağazamız iki de alışveriş 

merkezinde kurulu olan mağazalarımızdı. 

9 Nisan itibari ile bu 4 mağazamızda 

uygulamayı Android cihazlar 

üzerinde aktif hale getirdik.” diyen 

Çiçek, Nebim ile gerçekleştirdikleri 

Nebim V3 Guided Sales uygulamasının 

faydalarına değinerek devam etti. 

“Nebim V3 Guided Sales uygulaması 

ve ürün öneri motoru ile elde 

ettiğimiz faydaları şöyle sıralayabiliriz; 

• Reyonda müşterilerimize hizmet 

veren satış danışmalarımız 

bir ürünün mağazada var olup 

olmadığını çok hızlı bir şekilde 

uygulama ile kontrol edebiliyor. 

• Eğer ürün ilgili mağazanın deposunda 

yoksa müşterimizi en 

yakın mağazaya yönlendirebilir 

veya yine bu uygulama üzerinden 

diğer mağazamızdan bu 

ürünler rahatlıkla sipariş edilip 

mağazaya gelmesi istenebilir. 

• Bu uygulama ile arka planda 

çalışan ürün öneri algoritması 

ile müşterinin reyonda sorduğu 

ürünle birlikte, bunun dışında 

ürün önerilerinin ne olacağı 

ile ilgili uygulama bize birtakım 

önerilerde bulunuyor. Ör: Müşterinin 

bize sorduğu ürünle birlikte, 

en çok satılan ürünler, bunu 

tamamlayan veya alternatif olan 

ürünler, diğer müşterilerin aynı 

zamanda göz attığı veya satın 

aldığı ürünler ilgili çok geniş bir 

ürün yelpazesinde müşteriye 

öneriler sunabilecek aynı zamanda 

sepet derinliğini arttırmayı 

hedeflediğimiz çok önemli 

bir uygulama olarak görüyoruz. 

• Müşteri bazında kampanyaları 

cihaz üzerinden görebiliyoruz. 

Faik Sönmez olarak müşterilerimize 

doğum günlerinde hediye 

ettiğimiz promosyonlar var. Bu 

promosyonların o müşteriye ait 

olup olmadığını veya müşterinin 

16 > 


hangi tarih aralığında o promosyondan 

faydalanabileceği gibi 

bilgileri cihaz üzerinden rahatlıkla 

erişim sağlayıp görebiliyoruz. 

• Özellikle uygulama ile reyonda 

satışını gerçekleştirdiğimiz ürünü, 

tekrar kasaya gidip okutmaya 

gerek kalmadan reyon fişi transferi 

ile kasada tek tuşla ürünün 

satışını gerçekleştirebiliyoruz. 

Bu aynı zamanda kasada geçirilen 

zamanın azalmasına fayda 

sağlarken reyondaki arkadaşların 

da satış sürecine katkıda 

bulunmasını sağlamış oluyoruz.” 

hazlarda, kullanım amacının dışında 

herhangi bir arama veya mobil data 

hatlarının kullanılmasına gerek kalmadan 

mağazadaki var olan internet 

hattı üzerinden erişim sağlayarak 

güvenli bir şekilde server’a bağlantı 

yapmaktadır.” diye bilgi verdi. 


merkezden yönetimiyle ilgili 

yaptıkları çalışmalara da değinen Çiçek; 

“Nebim ile yaptığımız iş birliği ile 


merkezden yönetimiyle ilgili yeni 

bir program daha eklettik. Bu programla 

birlikte mağazadaki cihazların 

belirlediğiniz tarih aralığında hangi 

performansta çalıştığını, ne kadar 

adet sorgu yaptığını, hangi bölümlerle 

ilgili daha sık modüllerin kullanıldığını 

rahatlıkla raporlayabiliyorsunuz. 

Böylece mağazanın bilgisine 

başvurmaya gerek kalmadan hangi 

mağazanızda hangi cihazın hangi 

sıklıkta kullanıldığını görebiliyor 

ve gerekirse o mağazaya ikinci veya 

üçüncü cihazların alınmasına karar 

verebiliyorsunuz. Veya o mağazada 

cihazla ilgili yapılan sorgulamaların 

sayısı azsa bununla ilgili oradaki 

personelden kaynaklanan bir durum 

olduğunu mu veya cihazdan kaynaklana 

veya teknolojik alt yapıdan kaynaklanan 

bir sorun olup olmadığını 

rahatlıkla anlayabiliyorsunuz.” dedi. 

Çiçek, Nebim V3 Guided Sales uygulaması 

sayesinde sağladıkları 

müşteri memnuniyetine de değinerek 

şunları söyledi; “Bizim Faik 

Sönmez olarak yaptırdığımız gizli 

müşteri ziyaretleri deneyimlerin de 

de gördüğümüz üzere müşterinin 

hoşlanmadığı durumların en başında 

mağazada tek başına bırakılmak 

geliyor. Buda çoğunlukla müşterilerimizin 

reyonda sorduğu bir ürünün 

personel tarafından depoya gidilip 

mevcudiyetinin var olup olmaması 

ile gerçekleşiyordu. Biz bu uygulama 

ile birlikte müşteri memnuniyetinin 

arttığını, satış danışmanının reyonda 

müşteriyi tek başına bırakarak artık 

depoya giymeye gerek kalmadığı 

için bu süreçlerin oldukça iyileştiğini 

Nebim V3 Guided Sales uygulamasını 

kullandıkları mobil cihazların seçimi 

hakkında da bilgi veren Çiçek; 

“Bizim için önemli bir süreçti. Biz bu 

noktada Android cep telefonları ile 

ilerleme kararı aldık. Tabi programın 

mağazalarda kullanılmasıyla birlikte 

önemli faktörlerden birisi de güvenlik. 

Biz bu noktada yaptığımız araştırmalar 

sonucunda mobil cihaz yönetim 

programlarından firmamız için 

uygun olanını seçtik ve şu anda yüzde 

yüz güvenlikle mağazalarımızda ki 

cep telefonlarının sadece bizim uygulamayı 

çalıştıracak şekle getirerek 

bu noktada oluşabilecek eksiklikleri 

veya güvenlik açıklarını da önlemiş 

oluyoruz. Aynı şekilde bu kullandığımız 

yazılımda Nebim V3 Guided 

Sales ile ilgili bir update olduğunda 

bunu tek noktadan bütün cihazlara 

aynı anda bu update’i yayabilme kabiliyetine 

sahip. Bunun da proje kadar 

önemsenmesi gereken bir konu olduğunu 

düşünüyoruz. Çünkü firmaların 

bir kısmı bu konudaki güvenlik 

endişelerinden dolayı programla ilgili 

çekinceleri olabiliyor fakat biz bunu 

Nisan ayından beri test ettiğimiz bir 

ortamda herhangi bir güvenlik açığı 

olmadan rahatlıkla kullanabiliyoruz. 

Mağazalarımızda kullanılan mobil 

cihazları biz sim kartlı olarak mağazalarımıza 

göndermiyoruz. Tüm 

bağlantılarımızı mağazalarımızda var 

olan Wi-Fi cihazları üzerinden güvenli 

bir şekilde internete çıkararak 

yapıyoruz Dolayısı ile kullanılan cigözlemliyoruz. 

Müşterilerin aradıkları 

ürünlerle ilgili hızlı cevap alması, 

mağazada olup olmayan ürünlerle 

ilgili en yakın mağazaya yönlendirilebilmesi 

rahatlıkla veya bulunduğu 

mağazadan o ürünün başka mağazalardan 

sipariş edilerek getirtilmesi 

gibi olanakların sunulması hem müşterinin 

hayatını kolaylaştırıyor hem de 

bizim ek ve ilave ürün satışlarımıza 

katkı sağlayarak sepet ortalamalarımızın 

artmasına katkıda bulunuyor. 

Zaten projenin de en başından beri 

faydasını görmek istediğimiz noktalardan 

biri, birincisi tabi ki müşteri 

memnuniyeti, daha sonra sepet ortalamaları 

ve mağazalarımızla paylaştığımız 

satış hedeflerine ulaşılabilmek 

amacı ile ürün önerilerinin hızlı ve 

çabuk şekilde müşteriye sunulması 

en temel göstergelerimizden biri.” 

Nebim V3 Guided Sales uygulamasını, 

pilot olarak hayata geçirildiği dört 

mağazadan elde edecekleri deneyim 

ile birlikte önümüzde dönemde 

diğer mağazalarında da hayata 

geçireceklerini ve bu mağazalarda 

da aynı faydaları sağlayarak verimliliği 

artıracaklarını belirten Çiçek son 

olarak “Teknolojik gelişmelerin hayatımıza 

soktuğu ihtiyaçlar doğrultusunda 

Nebim ile olan iş birliğimize 

devam edip, teknolojiyi mağazalarımızda 

hem çalışanlarımızın hem de 

müşterilerimizin memnuniyetlerinin 

arttırılmasına dönük olarak kullanmaya 

devam edeceğiz.” dedi. 



< 17

IAS Endüstri 4.0 İçin Çalışmalara 

Son Hız Devam Ediyor 

Endüstri 4.0 kavramı ortaya atıldığından 

beri global değişimi yakalamak 

için yenilikçi çalışmalarına devam 

eden IAS, yeni dönem için yeterli altyapıya 

sahip olduğumuzu söylüyor. 

IAS Genel Müdürü İlker Er 

“Türkiye fikren ve teknik 

olarak Endüstri 4.0’a hazır 

olmasa da potansiyeli yüksek. 

IAS olarak Endüstri 4.0’ı ve 

getirdiği yenilikleri ülkemizde 

yaygınlaştırmak için çalışmaya 

devam ediyoruz” diyor. 

Dördüncü Sanayi Devrimi olarak anılan 

Endüstri 4.0 için tüm dünyada roller 

paylaşılmaya başladı. Bu süreçte 

adımlarını doğru atıp yeniliklere ayak 

uyduran, üreten, gelişen ülkeler kazanacak. 

İnsan işgücünü minimum 

düzeye indirip, bilgi ve iletişim teknolojilerini 

endüstriye adapte eden 

yeni düzende, ülkemizi ileriye taşıyacak 

yerli firmaların uzun ve maliyetli 

bir yol olan dijitalleşme sürecine 

ayak uydurmaları bir zorunluluk haline 

geldi. Dünyadaki gelişmeleri yakından 

takip eden IAS, Endüstri 4.0 

kavramı ortaya atıldığından beri global 

değişimi yakalamak, Türkiye’nin 

teknolojiyi üreten ülkeler arasına 

girmesini sağlamak için çalışıyor ve 

ERP yazılım ürünü olan caniasERP’yi 

Endüstri 4.0 için geliştirmeye devam 

ediyor. Öyle ki IAS Genel Müdürü 

İlker Er, şu anda Türkiye’nin Endüstri 

4.0’a en hazır ERP yazılımının 

caniasERP olduğunu söylüyor. Endüstri 

4.0 ile ilgili dünyadan ve Türkiye’den 

gelişmeleri Er’den dinledik. 

Sizce Türkiye’de üretim yapan 

endüstriler Endüstri 4.0’a hazır 

mı? Ülkemiz yeni bir sanayi 

devrimine ayak uyduracak 

altyapıya sahip mi? 

Tam anlamıyla hazır diyemeyiz aslında… 

Bu konuyu iki açıdan değerlendirmek 

gerekir; fikren ve teknik 

olarak hazır olmak. İki açıdan da tam 

anlamıyla hazır olduğumuz söylenemez 

fakat yeterli altyapıya sahip olduğumuz 

söylenebilir. Zaten hiç bir 

gelişme, sizin tam olarak hazır olup 

olmadığınızla ilgilenmez. Dolayısıyla 

özellikle yönetimleri tarafından gerekli 

kararlılık gösterildiği takdirde 

şirketlerin Endüstri 4.0 trenini yakalamalarının 

çok da zor olmayacağını 

düşünüyorum. Şirketlerimizin, genel 

olarak ülkemizin teknik altyapısı mükemmel 

seviyede olmasa da, bu treni 

yakalamak için yeterli düzeyde. Türk 

insanı yeniliklere açık, kolay benimseyen 

bir zihin yapısına sahip. Ayrıca 

dijital çağda doğmuş geniş bir genç 

kuşak kitlesine sahip olmamız en 

büyük avantajlarımızdan biri. Aslında 

son zamanlarda bu konunun seçim 

meydanlarında bile dillendirilecek 

kadar gündem olduğunu düşünürsek 

geleceği dair umut var diyebiliriz. 

Peki, ülke olarak Endüstri 

4.0’a ulaşmak için nasıl bir süreçten 

geçmemiz gerekiyor? 

Bu süreçte en önemli faktör iyi eğitimli 

insan kaynağı. İyi eğitimden kastım 

herkesin üniversite mezunu olması 

değil tabii ki… İlkokuldan itibaren 

18 > 


hatta okul öncesi eğitimden itibaren 

çocuklarımızın bu yenilikçi kavramları 

içeren zihniyetle yetiştirilmesi gerekiyor. 

Anaokullarında çocuklara yapay 

zeka anlatalım demek istemiyorum. 

Çocuklarımızın ve gençlerimizin bu 

kavramlarla doğru bir bağlamda tanışsınlar 

ve özümsesinler diyorum. 

Şimdiden birçok özel okulda kodlama 

eğitimleri verildiğini biliyoruz. 

Ayrıca üniversitelerimizde yapay 

zeka, sinir ağları, veri madenciliği gibi 

alanlara yatırım yapılmalı, bu alanlardaki 

eğitimin kalitesi ve yaygınlığı 

arttırılmalı. Bu girişimleri tamamlayacak 

en önemli hamle ise Endüstri 

4.0 konusunda çalışacak şirketlere 

devlet tarafından verilecek teşvikler. 

Özellikle yazılım, yapay zeka ve 

makine öğrenmesi gibi yüksek teknoloji 

alanlarında çalışan şirketlerin 

desteklenmesi gerekiyor. Çünkü bu 

alanlarda çalışan şirketlerimizin yarattığı 

katma değer, diğerlerine oranla 

çok daha yüksek. Örneğin birkaç 

ay önce bir dünya devi tarafından satın 

alınan Türk bir oyun yazılımı şirketinin 

değeri, geleneksel üretim yapan 

şirketlerimizden çok daha fazlaydı! 

Kaldı ki bu yazılım şirketini ortaya çıkarmanın 

maliyeti, geleneksel üretim 

yapan şirketlerden çok daha düşük. 

ERP ALANINDA YAPAY 

ZEKAYI 

GELİŞTİRİYORUZ 

IAS olarak Endüstri 4.0’ın getirdiği 

yeniliklere uydurmak için ne 

gibi çalışmalar yapıyorsunuz? 

Endüstri 4.0’ın içerdiği en önemli 

kavramlardan biri internet… Bu açıdan 

değerlendirdiğinizde, belki de 

Endüstri 4.0 için en hazır ERP yazılımı 

IAS’nin ürünü olan caniasERP’dir. 

Çünkü caniasERP, tüm fonksiyonları 

ile internet üzerinden çalışan ilk yazılımlardan 

biri. 2000’li yılların başında 

sahip olduğumuz bu yenilikçi vizyon, 

şüphesiz Endüstri 4.0 konusunda da 

geçerli. Öncelikli çalışmalarımız, bir 

şirkette kullanılan caniasERP sistemi 

ile üretimde ya da üretim dışında 

kullandığı tüm sistemlerin iletişimini 

sağlamak konusunda oldu. Özellikle 

üretimde kullanılan CNC, PLC, OPC 

benzeri sistemler ve veri toplamak 

için kullanılan her türlü sensörle caniasERP’nin 

iletişimini sağlayabilmek 

için bir Gateway geliştirdik. Bu araç 

sayesinde her türlü harici üretim sistemi 

ile o sisteme özgü protokoller 

kullanarak haberleşmek mümkün 

oluyor. Bu iletişimin iki yönlü olması 

veri toplamanın yanı sıra bu sistemlerin 

caniasERP içinden de kontrol 

edilmesine olanak veriyor. İşletme 

içindeki tüm sistemler bu şekilde 

caniasERP’nin bir uzantısı olduğundan 

işletme içinde olan biten her 

şey anlık olarak izlenip kontrol edilebiliyor. 

Ayrıca bu şekilde, işletme 

birbirinden bağımsız sistemler arasındaki 

veri alışverişinin ve senkronizasyonun 

getireceği sorunlardan 

ve maliyetten de korunmuş oluyor. 

IAS olarak Endüstri 4.0 konusunda 

diğer çalışmalarımız da yapay zeka 

ve makine öğrenmesi konusunda… 

ERP sistemleri, içerdikleri büyük boyutlu 

verilerle bu konularda çalışma 

yapmak için çok uygun sistemler. Bu 

büyük veri içerisinden makine öğrenmesi 

ve yapay zeka algoritmaları 

kullanılarak şirketler için çok önemli 

olacak sonuçlar çıkarmak mümkün. 

Örneğin, yapılan envanter hareketlerini 

analiz ederek uygun parti büyüklüklerini 

belirlemek, üretim verilerinin 

analizi ile uygun rotalar bulmak, MRP 

verilerinin analizi ile tedarik süreçlerini 

iyileştirmek ve bu sayede kalite, 

verim ve kullanılabilirlikte artış, maliyetlerde 

de düşüş sağlamak mümkün 

olacaktır. Ayrıca yine bu veriler 

kullanılarak yapılacak trend analizleri 

ile geleceğe dair tahminlerde bulunmak, 

hem düzeltici ve önleyici faaliyetler 

yapmak hem de olası fırsatları 

yakalamak açısından önemlidir. 

Bahsettiğim tüm bu alanlar öncelikle 

ilerleme sağlamak istediğimiz konuların 

başında geliyor. Kısa zamanda 

da sonuç alacağımızı umuyoruz. 

ENDÜSTRİ 4.0 

HAYALLERİ 

GERÇEKLEŞTİRECEK 

Endüstri 4.0 dünyaya 

ne gibi yenilikler getirecek? 

Gelecekte neler var? 

Endüstri 4.0 bize kolaylık, düşük 

maliyet ve kalite getirecek… Ancak 

en önemlisi hayal gücümüzü geliştirecek. 

Kesin olarak ‘gelecekte 

şunlar olacak’ demek bugün için 

spekülasyondan öteye gidemez; 

bunun sebebi birçok farklı kavramın 

bir arada kullanılması ve sistemler 

arası entegrasyonun getireceği 

sinerjinin ortaya çıkarabileceklerinin 

hayallerimizin ötesinde olması. 

Geleceğin en önemli getirisi hayallerimizin 

artık çok daha kolay 

gerçekleştirilebilecek olması. Bize 

gereken biraz cesarettir. Çünkü bunları 

gerçekleştirecek araçlara sahibiz. 



< 19

Fujitsu, Bankacılık Hizmetlerinde Dijital 

Dönüşüm Raporunu Yayınladı 

Teknolojik gelişmeler her sektörde 

olduğu gibi bankacılık ve 

finans sektöründe de değişim gerektiriyor. 

Bugün sürekli olarak artan 

rekabette ayakta kalabilmek 

isteyen bankalar; sadece mevduat 

yöneten bir oluşum olmaktan 

öte, ‘en iyi hizmeti sunan’ firmalar 

haline gelmek için dijital dönüşüme 

yatırım yapmaya başladılar. 

Kısa bir süre önce ‘Fujitsu Future 

Insights Digital Transformation 

of Banking Services’ raporunu 

yayınlayan Fujitsu, yeni iş 

modellerini ve iş fırsatlarını ortaya 

koyan dijital dönüşümün 

bankacılık sektöründeki zorluklarını 

ve etkisini analiz etti. 

Dijital Dönüşüm ve 

Bankacılık Sektörü 

Fujitsu’nun raporuna göre, finans 

şirketleri dijitalleşme konusunda 

öncüler. Ankete katılan şirketlerin 

%89’u dijital dönüşüm 

yolcuğunu başlatmış durumda. 

Şu ana kadar başlattıkları dönüşüm 

projelerinin %29’unda istedikleri 

sonuçlara ulaşmışlar. 

Araştırma, daha güçlü ekosistemlere 

sahip şirketlerin daha 

büyük sonuçlara ulaştığını ortaya 

çıkardı. Finans endüstrisindeki 

şirketler, dijital dönüşüm gereksinimi 

olarak iş verimliliğini ve 

büyümeyi işaret ediyor. Bir sonraki 

en önemli değişim faktörü 

ise rekabet tehdidi. Bu, muhtemelen 

endüstriyi önemli ölçüde 

etkileyen yenilikçi Fintech 

servislerinden ve diğer benzer 

trendlerden kaynaklanmakta. 

Birincil Nedenler: 

%31 Verimlilik, %32 Büyüme 

İkincil Nedenler: 

%30 Büyüme, %31 Verimlilik 

Üçüncül Nedenler: 

%23 Tehdit, %17 Yenilik 

20 > 


Dijital Dönüşümle Oluşturulan 

Yeni Bankacılık Hizmetleri 

Fujitsu raporunda gelecekteki dijital 

bankacılık hizmetleri vizyonunun bir 

parçası olarak beş trendi de belirledi: 

Katılım Bankacılığı 

İnsanların günlük yaşamlarında ve 

işletmelerinde kullandıkları hizmetlere 

bankacılık hizmetlerini eklemek. 

Platform Bankacılığı 

Finans hizmetleri sunan şirketlere 

esnek ve düşük maliyetli bankacılık 

fonksiyonları sağlamak. 

Teknoloji Bankacılığı 

Bankaların operasyonel süreçlerini 

AI teknolojisi gibi ileri 

teknolojiye dönüştürmek. 

Önde gelen bir ABD finans kurumu 

olan Citibank, AI ve diğer teknolojilerin 

önümüzdeki beş yıl içinde bankacılık 

işlerinin %30’unu üstleneceğini 

tahmin ediyor. Yine ABD’de 

önde gelen bir yatırım bankası olan 

Goldman Sachs, genel merkezde 

çalışan trader sayısını 600’den 

sadece 2’ye indirdi ve şu anda 

operasyonların çoğu bilgisayar 

programları tarafından gerçekleştiriliyor. 

Japonya’da ise ülkenin mega 

bankaları, önümüzdeki 10 yıl içinde 

30.000 çalışanın iş yüklerini azaltmak 

için AI ve diğer ileri teknolojileri 

kullanmayı planladıklarını açıkladı. 

Sosyal Bankacılık 

Blockchain teknolojisini kullanılarak 

bireyleri kişisel banka 

hesapları arasında paylaşım 

ekonomisine bağlayan 

yeni faaliyetleri desteklenmek. 

Kapsayıcı Bankacılık 

Dünya Bankası’na göre, dünya 

çapında resmi finansal hizmetlere 

erişimi olmayan veya bu hizmetleri 

kullanma imkânı bulunmayan 

iki milyar insan var. Kapsayıcı 

bankacılıkta hedef, finansal hizmetlere 

erişme imkânı olmayan, 

ekonomik olarak zorlanan kişilere 

finansal hizmetler sunmak. 

Bankacılıkta Dijital 

Dönüşüm 

Son birkaç yılda bankacılık sektörünün 

yüzü fazlasıyla değişti. Geleneksel 

bankalar için yeni iş modelleri 

geliştirme konusunda dijital 

teknolojilerin kullanımını önemli 

bir fırsat olarak görmeye başladı. 

Uzmanlık alanlarını yeni bankacılık 

hizmetleriyle birleştirerek, kullanıcılara 

sağladıkları değeri yeniden 

tanımlama şansı yakaladılar. 

Bu süreçte Yapay Zekâ ve Nesnelerin 

Interneti kadar Büyük Veri de 

önemlibirdeğerolarakkarşımızaçıktı. 

Bankacılık sektörü, anlamlı veriye 

en çok ihtiyaç duyulan sektörler 

arasında. Çünkü Big Data, bankaların 

rekabeti bertaraf edebilmeleri 

için önemli fırsatlar sunuyor. 

Sağladığı derin içgörü, bankalara 

daha yüksek düzeyde hizmet sunabilecekleri 

ve daha fazla değer 

yaratabilecekleri alanlar göstermekte. 

Ayrıca, analiz edilen 

veriler müşteri yolculuğunu haritalamak 

ve rekabet avantajı kazanmak 

için Yapay Zekâ, Blockchain 

ve IoT gibi ileri teknolojilerin 

kullanılmasına da izin vermekte. 

İş modelini ve süreçlerini yeniden 

yapılandırmak, herhangi bir bankanın 

başarılı dijitalleşmesi için 

çok önemlidir. Bir bulut uygulamasında 

yenilikçi yeteneklerden 

faydalanmak yalnızca dijital dönüşüm 

girişimlerini hızlandırmakla 

kalmaz, aynı zamanda iş çapında 

süreç iyileştirmeleri de sağlar. 

Dijital dönüşümün sağladığı iş 

fırsatlarını en üst düzeye çıkarmak 

için, güvenilir bir iş ortağı ile 

birlikte çalışmak vazgeçilmezdir. 

Fujitsu, API’lar aracılığıyla finansal 

hizmetlere yönelik bir endüstri 

platformu sağlayarak AI, IoT, Blockchain 

gibi en ileri teknolojileri 

geliştirerek ve uygulayarak yeni 

bankacılık hizmetlerinin birlikte 

oluşturulmasına katkıda bulunur. 



< 21

IFS Dünyada Ve Ülkemizde Global ERP 

Yazılımları Arasındaki Lider Rolünü 

Sürdürüyor 

IFS dünyada ve ülkemizde global ERP yazılımları arasındaki lider 

rolünü sürdürüyor. Gartner Magic Quadrant raporuna göre şirket, dünyada 

lider 2 ERP yazılımından biri. Türkiye’de de en çok kullanılan 2’nci ERP yazılımı. 

IFS Türkiye Yönetim Kurulu Başkan 

Yardımcısı Ergin Öztürk, 2017 

yılında çift haneli bir büyüme oranı 

yakaladıklarını söylüyor. Bu süreçte 

Türkiye’nin lider şirketlerini 

portföylerine kazandırdıklarını 

belirten Öztürk, iş ortağı ağlarını 

da genişlettiklerine dikkat çekiyor. 

IFS Türkiye, Türk sanayisinin 

en büyük 500’ten fazla başarılı 

şirketine hizmet veriyor. Öztürk, 

“Global bir yazılım şirketi 

olduğumuz için dünyadaki farklı 

endüstrilerdeki gelişmeleri, yenilikleri 

aynı anda müşterilerimize 

sunabiliyoruz. Dünyayla rekabet 

eden Türk şirketlerinin kurumsal 

kaynaklarının daha etkin yönetiminde 

çok başarılı projeler 

gerçekleştirdik. İşletmelerin 

büyümelerini, daha az kaynakla 

daha verimli olmalarını, kârlılıklarını 

artırmalarını sağladık. Onları 

“fit ve hızlı” hale getirdik” diyor. 

Öztürk, işletmelerin dijital dönüşümlerine 

de yardımcı olup 

onları global rekabete hazırladıklarına 

dikkat çekiyor ve şöyle 

anlatıyor: “Bu noktada işletmelerimizin 

Endüstri 4.0“ın kazandırdıklarından 

yoğun bir biçimde 

faydalandıklarını görmeye başladık. 

Dijital dönüşüm ve Endüstri 

4.0 işletmelerin işlerini hızlandırmada 

büyük rol oynayacak. IFS 

olarak bunun öncülüğünü yapacağız. 

Biz de dijital dönüşüm 

yatırımlarıyla büyüyen işletmelere 

destek olup onlarla birlikte 

büyümeye devam edeceğiz. 

22 > 


GDPR’a Uyum Sağlamayan Şirketleri 

Hukuki Yaptırımlar Bekliyor 

Avrupa Birliği tarafından yürürlüğe 

sokulan Genel Veri Koruma 

Tüzüğü (GDPR), Avrupa 

ülkeleriyle iş ilişkisi kuran Türkiye’deki 

şirketleri de etkisi altına 

alıyor. Kişi ve kurumların faaliyetlerini 

bir an evvel GDPR’a göre 

düzenlemesi, hem ticari hem de 

hukuki anlamda ortaya çıkacak 

yaptırımların önüne geçiyor. 

Avrupa Birliği’nin 25 Mayıs 

2018’de yürürlüğe koyduğu yeni 

veri koruma yasası The General 

Data Protection Regulation 

(GDPR – Genel Veri Koruma Tüzüğü), 

sadece Avrupa Birliği’ne 

bağlı ülkeleri değil, bu ülkelerle 

iş ilişkileri kuran kişi ve kurumları 

da temelinden etkiliyor. Kişilere 

ait verilerin izin alınmaksızın 

toplanması, saklanması ve işlenmesinin 

önüne geçen GDPR ile 

birlikte, verilerin hangi amaçla ele 

alınacağının da belirtilmesi ve ilgili 

kişiden onay alınması gerekiyor. 

Türkiye’deki şirketler de 

GDPR’dan etkileniyor 

Türkiye’de faaliyet gösteren ve 

Avrupa’ya satış yapan şirketlerin 

de bu düzenlemeden etkilendiğinin 

altını çizen Say, GDPR uyumluluğunun 

kritik önem taşıdığını 

belirtiyor. Piyasada firmalara kişisel 

verilerin işlenmesiyle ilgili 

yardımcı olacak, verilerin şifrelenmesi 

ve doğru bir şekilde tasnif 

edilmesi işlemlerini otomatik 

olarak gerçekleştirebilen çeşitli 

teknik araçlar bulunsa da, GDPR’a 

uyumlu olmak için gerekli işlemler 

hususunda uzman kişilerden destek 

almak büyük önem arz ediyor. 

Yapısını GDPR’a göre düzenlemeyen 

şirketler, veri ihlali sebebiyle, 

bedeli milyonlarca avroyu bulan 

cezalarla karşılaşabiliyor. Ayrıca 

ihlalin gerçekleşmesi durumunda 

kuruluşun, durumu farkına vardığı 

andan itibaren 72 saat içinde 

veri sızıntısını bildirmesi gerekiyor. 

Aksi halde kişi ve kurumları 

pek çok hukuki yaptırım bekliyor. 

GDPR uyum sürecine giren 

şirketler ne yapmalı? 

Kurumlar GDPR’a uyumluluk sürecinde, 

yalnızca teknik araçlarla 

değil, konusunda uzmanlardan 

alınacak analiz ve danışmanlıkla 

da ilerlemek zorunda. Uzman 

danışmanların, şirketlerde kişisel 

ve özel nitelikli verilerin bulunduğu 

alanları belirleme, saklama ve 

imha etme gibi süreçlerde aktif 

rol oynaması ve operasyonun takibini 

gerçekleştirmesi gerekiyor. 

Rutin olarak yapılacak analiz ve 

çalışmalara ek olarak güvenlik 

politikalarını ve işletmenin hedeflerini 

revize etmek, eğitimlerle 

yöneticileri ve çalışanları da GDPR 

konusunda yetkin hale getirmek 

kritik değer taşıyor. Bu süreçle 

birlikte veri toplayan, saklayan ve 

işlemek isteyen kurumların, verilerini 

tuttukları kişileri detaylıca 

ve açık şekilde bilgilendirmeleri 

ve onaylarını almaları gerekiyor. 



< 23

Logo Yazılım, Sürdürülebilirlik Raporuyla 

Bilişim Sektörüne Örnek Oldu 

Logo Yazılım, Borsa İstanbul 

Sürdürülebilirlik 

Endeksi’ne dâhil olmasıyla 

güçlenen sürdürülebilirlik 

yolculuğunda, yayımladığı 

raporla topluma ve tüm 

paydaşlarına sağladığı 

sosyal, ekonomik ve çevresel 

katkıları belgeledi. 

Türkiye’nin halka arz edilen ilk bilişim 

şirketi olan ve geçen yıl BIST 

Sürdürülebilirlik Endeksi’ne dahil 

olan Logo Yazılım, kurumsal sürdürülebilirlik 

stratejisi kapsamında, 

2017 Sürdürebilirlik Raporunu 

yayımladı. Logo’nun yatırımcı ve 

hissedarları başta olmak üzere, 

müşterileri, çalışanları, iş ortakları, 

sivil toplum kuruluşları, kamu 

ve üniversiteler gibi tüm paydaşlarının 

Logo Yazılım’ın faaliyetleri 

ve performansı hakkında şeffaf, 

doğrudan ve güncel bilgiye ulaşma 

ihtiyacı gözetilerek hazırlanan 

rapor firmanın sürdürülebilirlik 

yolculuğunda gerçekleştirdiği 

çalışmaları; özellikle ürünlerinin 

müşterileri için yarattığı ekonomik, 

çevresel etkilerini ve gelecek 

hedeflerini içeriyor. 

Küresel Standartlarda Bir 

Rapor 

İlk kez hazırlanan 2017 Logo Sürdürülebilirlik 

Raporu’nun, içerik, 

kapsam ve bağlayıcılık unsurlarının 

belirlenmesi, performans 

verilerinin hesaplanması ve açıklamaların 

şekillendirilmesinde, 

Küresel Raporlama Girişimi Standartları 

(GRI Standards) kullanıldı. 

Ayrıca Sürdürülebilirlik Muhasebesi 

Standartları Kurulu’nun 

(SASB) Teknoloji ve İletişim Rehberi, 

NASDAQ OMX CRD Küresel 

Sürdürülebilirlik Endeksi ve Dow 

Jones Sürdürülebilirlik Endeksi 

kriterleri referans olarak alındı. 

Logo Yazılım İcra Kurulu Başkanı 

M. Buğra Koyuncu, sektöre, 

gençlere, eğitime, çevreye, topluma 

ve geleceğe yapılan katkı 

ve yatırımları, hazırlanan sürdürülebilirlik 

raporuyla paydaşlarının 

bilgisine sunmaktan mutluluk 

duyduklarını belirterek, “girişimciler 

ve KOBİ’lerin küresel başarısı 

ve ülke ekonomisine katkıda 

bulunma misyonuyla 34 yıldır hizmet 

veren bir şirket olarak, sürdürülebilirliği 

kurumsal stratejimizin 

temel unsurlarından biri olarak 

belirledik ve sürdürülebilirlik yönetimine 

dair önceliklerimizi oluşturduk” 

dedi. Koyuncu, Logo’nun 

teknoloji ve Ar-Ge gücü, dijital 

dönüşümdeki öncü rolü, müşteri 

odaklılık ve müşteri memnuniyetine 

verdiği önem, çeşitlilik ve fırsat 

eşitliğiyle topluma katkı sağlamayı 

öncelik olarak belirlediklerini 

söyleyerek, şu bilgileri verdi: 

“2012’den bu yana lise, meslek 

lisesi, üniversiteler ve iş ortaklarımıza 

yazılım eğitimi veren Logo 

Akademi, 2017’de toplam 2.206 

kişiye eğitim verdi. Yaptığımız 

yenilikçi uygulamalar sayesinde 

2017 yılında yaklaşık 21.000 kWh 

enerji tasarrufu sağlarken, su tüketimimizi 

azalttık. Ürünlerimizle 

müşterilerimizin etkin kaynak 

kullanımına katkı sağlıyor, operasyonel 

verimlilik ve çevre yönetimi 

konularında fayda sunuyoruz. 

Böylece iç ve dış paydaşlarımızla 

birlikte sürdürülebilir bir ekosistem 

yaratıyoruz.” 

Logo Sürdürülebilirlik Raporu 

2017’den öne çıkanlar: 

– Logo Türkiye operasyonlarında 

Ar-Ge harcamalarının toplam 

gelirler içindeki payı %32 olarak 

gerçekleşti ve 60 milyon TL’lik bir 

yatırım yapıldı. 

– Yalın üretim felsefesinden esinlenerek 

tasarlanan Logo Agile 

Process Improvement System-Logo 

Çevik Süreç Geliştirme 

Sistemi LAPİS sayesinde 2017 

yılında 137 tane sürüm çıkarıldı ve 

ERP ürünleri için 1.371 yeni özellik 

geliştirildi. 

24 > 


– 2012’deki kuruluşundan 

bu yana 

4.000’e yakın kişiye 

eğitim veren Logo 

Akademi’nin 2.000’den 

fazla öğrencisi bilişim 

sektöründe çeşitli pozisyonlarda 

istihdam 

imkânı buldu. 2017’de 

Logo Akademi ile 

2.206 kişi eğitim aldı. 

– Logo üst yönetimde 

görev alan kadın çalışan 

oranı %31 olurken, 

kadın çalışan oranı 

%40’a ulaştı. 

– Logo Gebze yerleşkesinde, 

kendi alanında 

bir ilk olarak, çatıya 

kurulu 20kW kapasiteli 

güneş panelleriyle yenilenebilir 

enerji üretiliyor. 

– Güneş enerjisi destekli 

çalışabilen eviricilerle 

780 ağacın dikimine 

eşdeğer (30 ton) 

CO2 salımı önlendi. 

– 7 kişinin yıllık elektrik 

tüketimine denk enerji 

tasarrufu (21 MWh) 

yapıldı. 

– Elektrik ve elektronik 

atıkların geri dönüşümü 

yapılarak yılda 

1.000 kg’ın üzerinde 

elektroniğin geri dönüşümü 

yapıldı. 



< 25

ERP Sistemlerinde İş Zekâsı (BI) Hiç Bu 

Kadar Değerli Olmamıştı 

Baştan Sona Hızlı Kararlar Vermek 

İçin Verilerinizi Kullanın. İş 

Zekâsı (BI), daha iyi ve daha hızlı 

karar vermeyi sağlayan, eyleme 

dönüştürülebilir bilgilere sahip 

verilerdir. ERP sistemlerinde İş 

Zekası, kuruluşunuzun gözü ve 

kulağı olabilir; bu da seçtiğiniz 

temel performans göstergelerini 

izlemenizi ve bu KPI’lar olmaları 

gereken seviyede olmadıklarında 

değişiklik yapabilmenizi sağlar. 

Bu yazımızda popüler bir 2015 

blogunda, ERP Sistemlerinde İş 

Zekasının değerini araştırdık ve 

o günden bu yana BI’da ortaya 

çıkan gelişmelerin birçoğunu 

detaylandırarak güncel durum 

bilgisini sizlere aktarmak istedik 

ve işinizin daha akıllı çalışmasına 

nasıl yardımcı olabileceğini 

açıkladık. Aynı zamanda ABD’nin 

Upgrade/BI Yöneticisi Tony Moraco’nun 

da konu ile ilgili görüşlerine 

danıştık. 

Sunulan BI Araçları Nasıl Değişti? 

Veri ve BI her zaman şirketler için 

değerlidir ve uzun süredir iyi iş 

kararları verme sürecinin merkezinde 

yer alır, ancak son birkaç 

yılda değişen şeyler saklanabilen 

ve derlenebilen veri hacmidir. 

Bütün bu mevcut verilerle ERP’de 

iş zekasının geldiği yer, işletmeler 

için mantıklı olan her şeyi organize 

etmenin bir yolu olması gerektiğidir. 

“Teknoloji geliştikçe, BI da onunla 

birlikte gelişti” diyor Moraco. BI, 

sadece standartlaştırılmış kontrol 

panelleri ve raporlar sağlamaz, 

aynı zamanda şirketlerin birden 

fazla alanda en alakalı gördüğü 

kesin verileri derleyip görüntüleyebilir. 

BI aynı zamanda organizasyona 

giderek daha fazla 

yayılarak, verilerin ve iş zekâsının 

üst düzey yönetimden en alt kırılımdaki 

çalışan kadrosuna veya 

atölyeye kadar demokratikleşmesine 

izin vermektedir. 

Bulut teknolojilerini BI ile birleştirmek, 

abas ERP’ye üst düzey 

yönetimin, son kullanıcıların ve 

aradaki herkesin erişebileceği 

kokpitler oluşturma yeteneğini 

verir. Sadece görüntülemenin 

ötesinde, kullanıcıların abas içindeki 

ve dışındaki veri kaynaklarından, 

kendileri için gerekli olan 

bilgileri harmanlayan, kullanıcı 

merkezli kokpitler oluşturmalarına 

da olanak tanır. Yetkilendirilmiş 

herkes ilgili verilere erişebilir 

ve kullanabilir. 

Bununla ilgili bir örneğe bakalım. 

Bir makineyi çalıştıran bir çalışan, 

ekipmanın performansını ve 

verimliliğini gösteren bir ekranı 

görüntüleyebilir. Son kullanıcı, 

tüm verilerin toplanması için 

günün sonuna kadar beklemenin 

aksine, ilgili verileri hızlı bir şekilde 

görselleştirebilir ve ardından “Salı 

günü A makinesi, B makinesinden 

çok daha yavaştı” diyerek bazı 

raporlar hazırlayabilir. Ve kullanıcı 

bunu gerçek zamanlı olarak 

görebilme imkanına sahiptir. 

Yani bir şeyler yanlış gittiğinde, 

makinanın operatörü konuyu 

hızlı bir şekilde tanımlayabilir ve 

gerekli değişiklikleri yapabilir ya 

da konuyla ilgili yardım isteyebilir. 

Dolayısıyla, bir sorunu teşhis ede- 

26 > 


ilmek için zaman alan ve yüksek 

maliyetlere yol açan daha büyük 

problemler yaşanmasını beklemeye 

gerek kalmaz. 

ERP Sistemlerinde İş Zekası, 

İşinizi Bir Adım Önde Tutarak 

Proaktif Bir Duruş Sağlar 

Sorunları teşhis ettikten sonraki 

adım, artık BI ile ortaya çıkan veriyi, 

geçmişteki zaman dilimlerini 

görüp değerlendirerek, geleceğe 

ilişkin akıllı, veriye dayalı tahminler 

yapmak için kullanma yeteneğidir. 

“Tahmini analizler artık ön 

plana çıkıyor. Geçmiş eğilimlere 

dayanarak, gelecekteki gelişmeleri 

tahmin etme yeteneğiniz var.” 

diyor Moraco. 

Satış tahmini, yılın belirli zamanlarında 

hangi renklerin daha çok 

satıldığı gibi yaygın bir örnektir, 

ancak üretim alanlarıyla ilgili tahminde 

bile uygulanabilir. Örneğin, 

makine performans verileri ele 

alındığında, makinelerin arızalanma 

olasılığına karşı tepki vermeyi 

beklemekten ziyade, makine bakım 

gereksinimlerini ve programlamayı 

öngören arıza oranlarını 

belirlemek mümkündür. Model 

belirlendikten sonra, BI yazılımı, 

ana nedenleri bulmak için ayrıntıları 

derinlemesine incelemenize 

izin verir. Bütün bunlar sonraki 

adımlar hakkında daha iyi kararlar 

alınmasını desteklemektedir. 

Moraco, “Satış, üretim, malzeme/depo 

yönetimi ve sevkiyat 

hakkında daha iyi, bilgiye dayalı 

kararlar verebilirsiniz” diyor. 

Seçilmiş KPI’larınızı İzlemek 

İçin Küplerin Değeri 

Parmaklarınızın ucunda çok fazla 

verinin bulunması, güzel raporlar 

vermek anlamına gelmez. İster 

gelir artışı, maliyet tasarrufu 

veya ekipman bakımı, isterse 

de önemli iş alanlarında reaktif 

olmak yerine daha proaktif 

olmak olsun, bir işletmenin daha 

iyi kararlar almasına yardımcı 

olabilecek eğilimleri görebilmek 

demektir. 

Daha da iyisi, BI yazılımı kullanıcıların 

kendi verilerini, kişiye 

özel performans ihtiyaçları 

için en anlamlı olan şekillerde 

yapılandırmak ve görüntülemek 

için küçük parçalara ayırıp analiz 

etmelerine imkân sağlar. Teknik 

olmayan kullanıcılar anında 

raporlamayı yeterince kolay yapabilsinler 

diye BI yazılımı, veriyi 

daha özelleştirilmiş hale getirmek 

için küpler kullanır. Bu küpler 

ham verilerinizi depolayabilir ve 

kullanıcıların ihtiyaç duydukları 

parçayı bütünün içerisinde hızlı bir 

şekilde görmelerini sağlayabilir. 

“Gerçek değer önceden tanımlanmış 

bu küplere sahip olmaktır. 

Böylece son kullanıcı, verilerinin 

nasıl sunulması gerektiğine karar 

verebilir.” diye açıklıyor Moraco. 

abas ERP’de bulunan İş Zekâsı, 

birçok farklı endüstri ve farklı 

kullanıcı profilleri için uygundur. 

Her bir varlık için standart raporlar 

bulmak zordur. Dolayısıyla, 

her bir sektör ve her şirketin 

kendi metrikleri vardır. İş Zekâsı 

yazılımının tam değerini elde 

etmek için işletmelerin, işlemlerini 

nelerin harekete geçireceğine ve 

BI’da cevaplandırılması gereken 

sorulara karar vermesi gerekir. 

Sonunda, karar vermelerini 

desteklemek için bu verileri nasıl 

uygulanacağını tanımlamak kullanıcıya 

kalmıştır. 

Ana Fikir 

ERP sistemlerinde sürekli gelişen 

BI yazılımı, organizasyonun en 

üstünden, en alt seviyesine kadar, 

iş performansını gerçek zamanlı 

olarak izlemek için mükemmel 

bir araçtır ve BI yetenekleri, daha 

iyi, veriye dayalı karar vermeyi 

destekleyen yollarla gelişmeye 

devam edecektir. 



< 27

Avrupa’nın En İyi Çok Uluslu Şirketi 

Salesforce 

Great Place to Work Enstitüsü, 

Avrupa’nın En İyi İşverenleri 

araştırmasının sonuçlarını açıkladı. 

16. kez düzenlenen araştırmaya 

19 ülkeden, 2.800 şirket 

katıldı. Araştırmada toplam 

1,6 milyon çalışan temsil edildi. 

19.06.2018 

Dünya çapında her yıl 7 bine yakın 

işletme ve 16 milyondan fazla 

çalışanı analiz ederek en iyi işverenleri 

belirleyen Great Place 

to Work Enstitüsü, Avrupa’nın 

en iyi çok uluslu işverenlerini 

açıkladı. En az 3 ülkede faaliyet 

gösteren, minimum 1.000 çalışan 

olan şirketlerin dahil edildiği 

araştırmada; Great Place to Work 

modeline ait güvenilirlik, saygı, 

hakkaniyet, gurur ve takım ruhundan 

oluşan boyutlar analiz edildi. 

Birinci Salesforce, ikinci Mars, 

üçüncü Scandic oldu 

Listenin bir numarası 3.520 çalışanı 

bulunan Salesforce oldu. 

İkinci sırada 14.594 çalışan sayısıyla 

Mars gelirken, üçüncü sıraya 

2.339 çalışana sahip Scandic yerleşti. 

The Adecco Group dördüncü, 

Cisco beşinci, AbbVie altıncı 

oldu. SAS Institute’nün yedinci 

olduğu listede, Daimler Financial 

Services sekizinci, Cadence Design 

Systems dokuzuncu, Admiral 

Group ise onuncu oldu. 

İmalat ve pharma sektörleri ön 

plana çıktı 

11. sıradaki Hilton’u Amgen, USG 

People ve Bristol-Myers Squibb 

takip etti. Kiabi’nin 15. olduğu lis- 

28 > 


tede, Smith & Nephew kendine 

16. sırada, W. L. Gore & Associates 

ise 17. sırada yer buldu. DHL 

Express 18. olarak listeye girmeye 

hak kazanırken, Novo Nordisk 

19., EY 20., Britvic 21. olarak listeye 

girdi. SC Johnson & Son’ın 

22. sırada olduğu Avrupa’nın en 

iyi çok uluslu şirketleri listesinde, 

H&M 23., Grünenthal 24. ve 

Phoenix Contact ise 25. oldu. 

Türkiye’nin en iyi 3 işvereni listeye 

girdi 

Geçtiğimiz mayıs ayında açıklanan 

Türkiye’nin En İyi İşverenleri 

listesinde de yer alan Türkiye’nin 

en iyi işverenleri arasında 250- 

500 çalışan sayısı kategorisinin 

birincisi olan AbbVie, 2.000 üzeri 

çalışan sayısı kategorisinin ikincisi 

Hilton ve dördüncüsü H&M 

Avrupa’nın en iyi çok uluslu şirketleri 

arasına girmeyi başardı. 

Çalışanların %92’si şirketleriyle 

gurur duyuyor 

Avrupa bölgesinde faaliyet gösteren 

çok uluslu şirketlerin analizlerinde 

en yüksek Great Place 

to Work boyutu, yüzde 92 ile gurur 

oldu. Bu boyutu hakkaniyet 

ve takım ruhu izliyor. Çalışanların 

yüzde 90’ı çalıştıkları şirkette 

dostça bir çalışma ortamı 

olduğunu, çalışanların iş birliğine 

güvenildiğini ve aynı oranda 

yöneticilerin kendilerine hakkaniyetli 

davrandığını belirtiyor. 

Yüzde 89’u yöneticilerin kendilerine 

güvendiğini ifade ediyor 

Çalışanların yüzde 89’u yöneticilerin 

kendilerine güvendiğini, 

yüzde 88’i ise saygı duyduğunu 

belirtiyor. Çalışanlar, çabalarının 

takdir edildiğini, yeteneklerinin 

yöneticiler tarafından değerlendirildiğini, 

fikir ve önerilerine 

değer verildiğini, iş-yaşam dengesi 

konusunda şirket tarafından 

desteklendiklerini ifade ediyor. 

Ekonomik hedeflerle çalışanların 

mutluluğu arasında doğru 

orantı mevcut 

Avrupa’daki şirketlerin analiz 

sonuçlarında ortaya çıkan en 

önemli bulgunun gurur ve hakkaniyet 

olduğunu belirten Great 

Place to Work Türkiye Genel Müdürü 

Eyüp Toprak, “En iyi işveren 

seçilen şirket çalışanlarının iş 

yerinde kimseye ayrımcılık yapılmadığını, 

yöneticilerin tüm iş süreçlerinde 

dürüst davrandıklarını 

belirtmeleri önemli bir kıstas. 

Şirketlerin ekonomik hedefleri 

ile çalışanların mutluluğu arasında 

doğru bir orantı mevcut. Yaptığımız 

tüm analizlerde; çalışan merkezli 

ve güven üzerine kurulu iş 

yeri kültürünü benimseyen şirketlerin 

ekonomik performanslarının 

yükseldiğini görüyoruz.” dedi. 



< 29

Yurtdışına Yapılan Yazılım 

Satışlarındaki Belirsizlik Giderildi 

Yazılım ürünlerinin ihracatı 

konusunda duyulan 

tereddütler üzerine; 

Maliye Bakanlığı’na 

yapılan özelge başvurusuna 

istinaden İstanbul 

Vergi Dairesi Başkanlığı 

Gelir Kanunları KDV-Ö- 

TV Grup Müdürlüğü’nce 

verilen yanıt; yazılım 

ihracatı konusundaki 

belirsizliğe son noktayı 

koydu. 

Türkiye’de yazılım sektörünün 

öncü şirketleri, uzun zamandır 

dünyaya açılmak ve yazılım 

ürünlerine yeni pazarlar bulmak 

konusunda çalışmalarını sürdürüyor. 

Çünkü bu konu, sadece 

sektörün gelişimi açısından değil, 

hükümetin Orta Vadeli Plan 

ve 2023 hedefleri arasında da 

öncelikli sektör olarak belirlenen 

yazılım sektörünün Türkiye’nin 

toplam ihracatında alması öngörülen 

pay ve yaratacağı istihdam 

bakımından da çok önemli. Bu 

anlamıyla sektöre yönelik devlet 

destekleri ve teşvikler uzun zamandır 

yürürlükte ve bu destekler 

sayesinde pek çok yazılım şirketi 

yurtdışına açılmış, birçok hedef 

ülkede yatırımlar yapmış ve ofisler 

açmış durumda. Bu konuda Türkiye 

İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) 

kurmuş olduğu Türkiye Ticaret 

30 > 


Merkezleri’nin (TTM) girişimleri 

de sektör için çok önemli imkanlar 

sunuyor. İşte böyle bir dönemde 

yazılım sektörünün hala metal ve 

maden ihracatçı birlikleri arasında 

değerlendirilmesi, yakın zamana 

kadar serbest bölgelerde kurulu 

yazılım şirketlerinin yurtdışı 

satışlarının gümrük işlemine tabii 

olması absürt kabul edilebilecek 

bir durumdu. Mali Müşavir Hüseyin 

Fırat bu karışıklığın ve tereddütlerin 

giderilmesi için yapılan 

çalışmaları anlattı. 

Türk Yazılımcılar Global 

Pazarda Güçleniyor 

Yazılım ihracatı konusunda önceden 

yaşanan tereddütleri ve bu 

konuda yapılan çalışmaları açıklayan 

Mali Müşavir Hüseyin Fırat, 

“Dünya yazılım ticaretinin geldiği 

nokta ve teknolojik gelişmelerin 

ışığında günümüzde bir yazılım 

ürününün hala mal olarak değerlendirilip 

gümrüklenmesi gerekliliğini 

savunmak mümkün değildi. 

Nasıl ki App Store ya da Google 

Play’ den bir yazılım uygulamasını 

dünyanın her yerinde doğrudan 

tablet ve cep telefonunuza indirebiliyorsak, 

ERP yazılımlarının da 

aynı şekilde satışının yapılabilmesi 

mümkün olmalıydı. Neticede 

satılan bir fiziki mal değil, 

aksine kullanılan bir hizmetti. Bu 

değerlendirme dışında kalan her 

uygulama, Türk yazılım şirketlerinin 

global rekabet ortamında elini 

kolunu bağlayan, Türkiye’nin ihracat 

hedefleri ve verilen desteklerle 

uyumlu olmayan ayak bağı 

olmaya mahkumdu. Hal böyleyken 

2016 yılında başlatılan çeşitli 

girişimler ile serbest bölgelerden 

yapılan yazılım satışlarında CD ile 

gümrükten geçirme sorumluluğu 

ortadan kaldırıldı. Bu konuda 

3218 Sayılı Serbest Bölgeler 

Kanunu Genel Tebliği’nde (SERİ 

NO:1) Değişiklik Yapılmasına Dair 

Tebliğ (SERİ NO: 3) yayımladı. 

Düzenlemede ilk kez ‘elektronik 

transfer yöntemi’ tanımı resmi 

olarak vergi kanunlarında yer 

aldı. Böylece serbest bölgelerde 

yer alan yazılım firmaları yurt dışı 

satışlarını internet üzerinden gerçekleştirebilip, 

rakipleriyle olan 

yarışta müşterilerine ek maliyet ve 

bürokrasi yaratmadan hizmetlerini 

sunabilmeye başladılar” dedi. 

“2016 yılında başlatılan çeşitli 

girişimlerle serbest bölgelerden 

yapılan yazılım satışlarında CD ile 

gümrükten geçirme sorumluluğu 

ortadan kaldırıldı. Bu konuda 

3218 Sayılı Serbest Bölgeler 

Kanunu Genel Tebliği’ nde (SERİ 

NO: 1) Değişiklik Yapılmasına Dair 

Tebliğ (SERİ NO: 3) yayımlandı. 

Bu düzenleme ile ilk kez ‘elektronik 

transfer yöntemi’ tanımı resmi 

olarak vergi kanunlarında yer 

aldı.” 

Yerli Yazılım Ürün Değil 

Hizmet 

Söz konusu tebliğ sadece serbest 

bölgelerde kurulu yazılım 

şirketleri ile sınırlı olduğundan, bu 

bölgeler dışında kalan şirketlerin 

durumu konusunda muğlaklığının 

yakın zamana kadar devam 

ettiğinden bahseden Fırat, “Bu 

konudaki tereddütler ile ilgili 

ileride herhangi bir sorun ile karşılaşmamak 

için bir özelge talep 

ettik. Sonucunda tereddütler, tüm 

yazılım sektörü için emsal olabilecek 

bir karar ile İstanbul Vergi 

Dairesi Başkanlığı Gelir kanunları 

KDV-ÖTV Grup Müdürlüğü’nün 

yayımlamış olduğu 21.06.2018 

tarihli 39044742-130 (Özelge)-E.572125 

sayılı özelge ile 

giderildi. Böylece yazılım ürünlerinin 

mal değil hizmet olduğu 

net bir biçimde tarif edilmiş oldu. 

Yurtdışına hizmetin teslim şekli 

olarak elektronik ortam belirlenirken 

sektörde bir güzel gelişme 

daha yaşandı ve Hizmet İhracatçıları 

Birliği kuruldu. Artık şirket 

faaliyet alanını belirleyen NACE 

kodu 62.0 olan yazılım şirketlerinin, 

metal ve maden ihracatçıları 

birliklerinden ayrılarak, olması 

gerektiği gibi Hizmet İhracatçıları 

Birliğine üye olmaları gerekmekte. 

IAS’nin de kurucu üye olduğu 

Hizmet İhracatçıları Birliği ile 

sektörünün önü açıldığı ve yazılım 

şirketlerimizin global pazarda 

daha etkin olacaklarını şimdiden 

söyleyebiliriz” diye anlattı. 



< 31

Bankacılık Sektöründe Geleceğin En 

Önemli Yeteneği ‘Yapay’ Olmayacak 

• HSBC Grubu’nun İnsan Üstünlüğü: 

İnsanın Gücü Raporu’na 

göre; dijital devrim insanların iş 

gücündeki rolünü değiştirecek. 

Rapora göre gelecekte, bankacılık 

sektöründe ‘Karma Gerçeklik 

Deneyimi Tasarımcısı’ 

ve ‘Algoritma Teknisyeni’ 

gibi altı yeni mesleğin ön plana 

çıkacağı tahmin ediliyor. 

• HSBC Grubu, dijital dönüşümünü 

desteklemek için dünya genelinde 

halihazırda 1,000’in üzerinde 

işe alım gerçekleştiriyor. 

HSBC Grubu’nun hazırladığı İnsan 

Üstünlüğü: İnsanın Gücü Raporu, 

bankacılık sektöründe kariyer 

yapmanın geleceğine dair önemli 

öngörüler sunuyor. Dijital devrimin 

insanların iş gücündeki rolünü dönüştüreceğinin 

belirtildiği raporda, 

bankacılık sektöründe altı yeni mesleğin 

gözde olacağı tahmin ediliyor. 

Yapay zeka insan zekasının yerini 

almayacak 

“Yarının pek çok rol ve iş unvanı bugün 

henüz ortaya çıkmış değil” diyen 

HSBC Bireysel Bankacılık ve Birikim 

Yönetimi Dijital Başkanı Josh 

Bottomley, raporla ilgili şu değerlendirmede 

bulundu: “Ancak bir şey 

kesin; yapay zeka insan zekasının 

yerini almayacak. En iyi teknolojilerin 

insan gücüyle harmanlanması 

müşteri deneyiminde iyi ile mükemmel 

arasındaki farkı oluşturacak.” 

Bankacılıkta Geleceğin Altı Mesleği 

Karma Gerçeklik Deneyimi Tasarımcısı 

Rapora göre; karma veya artırılmış 

gerçekliğin (MA/AR) gelecekte dijital 

dünyaya açılan birincil arayüz 

olacağına ilişkin dünya genelinde 

fikir birliği sağlanmak üzere. Fiziksel 

dünyayı dijital veri ile birleştirmenin, 

hayal edilebilir herhangi bir 

karakter veya objenin yaratılmasına, 

bunların gerçekleşmişcesine fiziksel 

bir alana konumlandırılmasına 

imkan vereceği öngörülüyor ve bu 

teknolojinin gelecekte bazı bankacılık 

ihtiyaçlarının karşılanmasında 

kullanılacağı tahmin ediliyor. 

Gerekli beceriler: Karmaşık üç boyutlu 

(3D) arayüzlerin düzgün ve sezgili 

şekilde tasarlanması, gelecekte 

önemli bir yeni istihdam alanını oluşturacak. 

Estetik tasarım, markalama, 

kullanıcı deneyimi ve 3D mekaniği 

gerekli beceriler arasında yer alacak. 

Algoritma Teknisyeni 

Karar verme sürecinin önemli bir kısmı, 

hızlı bir şekilde sonuca ulaşılması 

için çeşitli veriler ile beslenmiş algoritmalar 

tarafından gerçekleştiriliyor. 

Ancak algoritmalar, regülasyonların 

hızla değiştiği, yeni bilgilerin ortaya 

çıktığı ve ürünlerin sürekli geliştiği 

bir ortamda faaliyet gösteriyor. Bu 

algoritmaların müşteri deneyiminin 

iyileştirilmesi ve ‘bilgisayar hayır di- 

32 > 


yor’ anlarından kaçınılması için sürekli 

olarak ayarlanması ve değişime 

uyumlu hale getirilmesi bankacılık 

sektöründe gittikçe daha fazla talep 

edilen bir beceri haline gelecek. 

Gerekli beceriler: Teknoloji faaliyetlerinde 

az kodla / kodsuz yazılım 

geliştirme ortamına geçilmesi 

ile birlikte bu rol, teknolojik 

uzmanlıktan ziyade risk yönetimi, 

hizmet tasarımı ve finansal okuryazarlık 

gibi beceriler gerektirecek. 

Etkileşimli Arayüz Tasarımcısı 

Makineler son yıllarda etkileşimlerinde 

gittikçe daha insansı hale 

geldiler. Rehber robotlar (Chatbot) 

bankacılıkta halihazırda basit soruların 

yanıtlanmasında ve bilgi toplanmasında 

kullanılıyor. Talimatların 

karmaşık kod dizileri olduğu dönem 

geri kaldı. Artık makinelerle konuşulabiliyor 

ve makinelerin ihtiyaçları 

anlamaları sağlanabiliyor. Etkileşimli 

arayüz tasarımı,yeni ortaya çıkan 

ve ses ve metin Chatbot’larından en 

iyi verimin elde edilmesine yardımcı 

olan bir beceri. Teknolojinin daha da 

yaygınlaşması ile birlikte bu becerinin 

önem kazanacağı öngörülüyor. 

Gerekli beceriler: Müşteri memnuniyetinin 

sağlanmasında anlık 

güçlüklere çözüm getirilmesinin 

ötesine geçen doğal, düşük sürtünmeli 

arayüzler inşa edilmesi için 

yaratıcı olmak, sözel ve antropolojik 

becerilere sahip olmak gerekiyor. 

Evrensel Hizmet Danışmanı 

Dijital, fiziksel ve uzaktan hizmet ortamları 

arasındaki ayrım ortadan kalkıyor. 

Bir banka müşterisi herhangi 

bir zamanda şubeden konuşma uygulaması, 

ses veya artırılmış/sanal 

gerçeklik yoluyla hizmet almayı talep 

edebilir. Karma gerçekliğin insanlar 

ve makineler arasındaki ana arayüz 

haline gelmesi ile birlikte, geniş bir 

ürün yelpazesinde müşterilere destek 

verecek yüksek becerilere sahip 

hizmet temsilcileri, sanal ve fiziksel 

ortam arasındaki farkı sorunsuz bir 

şekilde ortadan kaldırarak müşteri 

ihtiyaçlarını mekan ve zamandan 

bağımsız olarak karşılayabilecek. 

Gerekli beceriler: Yarının müşteri 

danışmanı için kritik öneme sahip 

beceriler, ürün bilgisinin ve uzmanlığın 

mükemmel müşteri iletişimi ve 

empatiyle birleşiminden oluşuyor. 

Bu da temel iletişim tekniklerinde 

uzmanlık ve sanal bir ortamda 

çalışma becerilerini gerektiriyor. 

Dijital Süreç Mühendisi 

Bankacılıkta, hesap açılışından kayıp 

bir kartın yeniden çıkarılmasına, 

pek çok müşteri etkileşimi, güvenlik 

ve regülasyon gereksinimlerini 

dengeleyen standartlaştırılmış süreçlerden 

oluşuyor. Bu süreçlerdeki 

değişim hızının artacağı ve süreçlerin 

birden fazla kaynaktan hizmet 

ve bilgi bileşenlerini bir araya getirmeleri 

ile birlikte daha karmaşık 

hale gelecekleri tahmin ediliyor. Bir 

dijital süreç mühendisinin ise bu iş 

akışlarını analiz etmesi, birleştirmesi, 

iyileştirmesi ve verimliliği artırırken 

uyuşmazlıkları en aza indirmek için 

sürekli olarak düzeltmesi gerekiyor. 

Gerekli Beceriler: Dijital süreç mühendisinin, 

büyük çaplı ve bağlantılı 

iş akışlarını anlaması, problem ve tıkanıklıkları 

tespit etmesi, prototipler 

oluşturması ve çözümleri test etmesi 

için üstün keşfetme ve yaratıcılık 

becerilerine sahip olması gerekiyor. 

Ortaklık Ağ Geçit Sağlayıcısı 

İş dünyasının gittikçe daha bağlantılı 

hale geldiği günümüzde, finansal 

teknoloji şirketleri 

(Fintech’ler) ve global 

teknoloji şirketleri 

gibi iş ortakları ile 

dijital ilişkiler takip, 

bakım ve müzakere 

ihtiyacını beraberinde 

getirecek. Hem para 

hem de müşteri verilerinin 

potansiyel olarak 

organizasyonlar arasında 

akacak olması 

ile birlikte performans 

ve regülasyon uygunluğu 

konularının yanı 

sıra kullanım ve yürütme üzerinde 

titiz bir denetim uygulanacak. 

Gerekli beceriler: Ağ geçit denetimcileri 

dijital arayüzler ile ilgili 

teknik bilgiyi güvenlik ve risk yönetimi 

anlayışı ile dengeleyecek. 

İş ortakları ile ilişkilerin yönetilmesinde 

gerekli iletişim becerilerine 

sahip olunması da önemli olacak. 

Yarının altı mesleği için en önemli üç 

beceri: Merak, yaratıcılık ve iletişim 

Raporda, geleceğin altı mesleği için 

gerekli ortak üç becerinin olduğu ifade 

ediliyor. Merak, yaratıcılık ve iletişim 

becerilerinin iş gücünde insanları 

robotlardan ayıracağı belirtiliyor. 

İnsan Üstünlüğü: İnsanın Gücü Raporu’na 

katkı sağlayan Fütürist Tom 

Cheesewright, konu ile ilgili şunları 

söyledi: “Yarının iş gücünde insan 

ve robotların rolü dünya genelinde 

çokça tartışılıyor ancak otomasyonun 

pozitif etkileri büyük ölçüde 

göz ardı ediliyor. Makineler daha 

robotik süreçleri yürütürken, insan 

kaynağının önemi daha da ön 

plana çıkacak. Merak, yaratıcılık ve 

empati gibi nitelikler bizi makinelerden 

ayırmaya devam edecek.” 

HSBC Grubu, halihazırda Kullanıcı 

Arayüzü Tasarımcısı, Dijital Ürün 

Müdürü, Yazılım Mühendisi, Çözüm 

Mimarı, Keşifçi Araştırma Uzmanı 

ve Hizmet Sunum Yönetici olmak 

üzere 1,000’i aşkın dijital pozisyon 

için işe alım gerçekleştiriyor. 



< 33

Görgü Hidrolik Ve Makina –Müşterilerine 

Sunduğu Hizmetlere abas ERP 

İle Değer Katacak 

1992 yılından bu yana Hidrolik 

Ünite Projelendirme, Hidrolik Tesisat 

Projelendirme, Filtreleme 

ve Filtrasyon, Pompa Tamir/Bakım 

ve Revizyonu, Silindir Tamir/ 

Bakım ve Revizyonu, Valf Tamir/ 

Bakım ve Revizyonu, Hidrolik 

Hortum İmalatı konularında hizmet 

veren GÖRGÜ HİDROLİK, 

muhasebe de dahil olmak üzere 

tüm tedarik zincirini yönetmek 

için çıktığı ERP yazılımı tedarik 

sürecinin sonunda abas ERP ile 

yoluna devam etmeye karar verdi. 

Biri Almanya’da, diğerleri Türkiye’de 

İstanbul, Kocaeli ve Bursa’da 

olmak üzere toplam 4 lokasyonu 

ile müşterilerine hizmet 

veren GÖRGÜ HİDROLİK’in faaliyet 

alanları; projelendirme, 

yedek parça tedarik hizmetleri 

ve servis ve bakım, onarım/revizyon 

hizmetlerini içermektedir. 

Anahtar teslim hidrolik, pnömatik 

ve Merkezi yağlama sistemi 

projeleri, saha keşfi, uygun ürün 

seçimleri, saha montajı, servis, 

bakım hizmetleri, eğitim desteği, 

yedek parça tedariği, pompa, 

hidrolik silindir ve valflerin 

hasar tespiti ve bakım, onarım/ 

revizyon işlemleri firma tarafından 

yapılan çalışmaların bazılarıdır. 

Ayrıca hidrolik tesisat montajı, 

tank temizliği, hidrolik yağ 

filtrasyonu ve flushing hizmetleri 

de GÖRGÜ HİDROLİK’in 

sunduğu hizmetler arasındadır. 

GÖRGÜ HİD- 

ROLİK aynı zamanda 

Bijur Delimon, 

Woerner, 

MWM Schmieranlagen, 

ASA- 

RT ve Bühler Technologies 

gibi 

firmaların akışkan kontrol alanlarında 

yetkili Türkiye mümessilidir. 

GÖRGÜ HİDROLİK, ERP projesinin 

ilk fazında CRM, satış, satınalma, 

dış ticaret, malzeme yönetimi, 

planlama, üretim, kalite 

yönetimi, servis yönetimi, muhasebe 

ve iş zekası gibi süreçlerin 

implementasyonunu gerçekleştirerek, 

baştan sona tüm süreçlerini 

profesyonel bir ERP yazılımı 

üzerinde yönetmeyi hedefliyor. 

34 > 




< 35

ERP HABER Dergisi Eylül 2018 Sayısı

Create successful ePaper yourself

Delete template?

Save as template?