You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Seyr-i Alem<br />
Her geçen gün benim için büyük<br />
bir yüke dönüşmüştü. Şeyh, her sabah<br />
sıraya giren gençleri dinliyor, yanlışlarını<br />
düzeltiyor ve benden sadece<br />
Fatiha Suresi’ni dinleyip huzurundan<br />
gönderiyordu. Camide hiç kimse benimle<br />
ilgilenmiyor, Şeyh bana bir kez olsun<br />
gülümsemiyordu. İkinci ayın sonunda<br />
artık dudaklarımın şekli değişmişti.<br />
Ağzımdan çıkan her cümle Fatiha<br />
Suresi makamında çıkıyordu. Şeyh’in<br />
gösterdiği gibi lam harfini telaffuz edebilmek<br />
için elimle dilimi tutup damağıma<br />
dokundurmaya çalışıyor, aynanın<br />
karşısında mimiklerimi, harflerin çıkış<br />
şeklini inceliyorum. Hamd, sadece<br />
âlemlerin Rabbine mahsustu...<br />
Yüzüne bakarak<br />
inanmıştım ona; artık bir<br />
ömür önünde diz kırıp<br />
Kur’an okuyabilirdim<br />
Üçüncü ayda artık tükenmiştim.<br />
Caminin kapısına kadar gidiyor ama<br />
içeri girmeye cesaret edemiyordum.<br />
Her yeni gün mutlak bir yenilginin<br />
başlangıcıydı benim için. Ruhum<br />
paramparça olmuştu. Fatiha Suresi’nin<br />
tüm damarlarıma işlediğini, benliğimi<br />
kontrol etmeye başladığını hissediyordum.<br />
Şeyh’le konuşmayı, bu durumu<br />
artık sürdüremeyeceğimi kaç kez ifade<br />
etmeyi denesem de cesaret edemiyor,<br />
geri dönüyordum.<br />
Neredeyse okulu bırakmış, her sabah<br />
ezanında Tevbe Cami’nde hazır bulunuyordum.<br />
Sakallarım uzamış, gözlerimin<br />
altında morluklar belirmişti. Yeni<br />
bir dünyaya mı adım atmıştım? Neden<br />
pes edemiyordum? Diğer öğrencilerden<br />
benim ne farkım vardı? Onlar her gün<br />
birer sayfa okuyor, okuduklarını da Şeyh<br />
huşu içinde dinliyordu.<br />
Tam yüz gün boyunca, her sabah<br />
Şeyh’in önünde diz kırdım. Yüzüne bakarak<br />
inanmıştım ona. Artık bir ömür<br />
önünde diz kırıp Kur’an okuyabilirdim.<br />
Bir ömür Fatiha Suresi’ni okuyabilirdim.<br />
Şeyh’e inanmıştım bir kere. O yüzde<br />
adaletsizliğin eserini görmüyordum.<br />
Artık Fatiha’yı her okuduğumda ayrı bir<br />
mana, ayrı bir tat almaya başlamıştım.<br />
Şeyh başka sureye geçirmese de, Fatiha<br />
Suresi benim için bir zikir olmuştu.<br />
Hamd, her zaman Allah içindi...<br />
Her kim Fatiha’yı tam<br />
anlamıyla hissederek<br />
okuyabilirse…<br />
Yüzüncü günün sonunda, değişik bir<br />
şey oldu. Camide farklı bir hava vardı<br />
sanki. Şeyh ilk kez yanına oturmam<br />
için işaret etti. Vücudumdaki bütün kan<br />
beynime hücum etti. Kalbimin sesini<br />
kulaklarımda duydum. Ayağa kalkıp<br />
attığım iki adım hayatımda yürüdüğüm<br />
en uzun yol gibiydi. Sonunda aylardır<br />
önünde diz kırıp oturduğumda nereye<br />
koyacağımı bilemediğim ellerim Şeyh’in<br />
ellerinin içindeydi. Fatiha kadar büyük<br />
bir huzur çökmüştü üzerimize. Bu kez<br />
gençler yan yana sıraya girmiş hepsi<br />
de neşeyle beni tebrik ediyor, kalbi bir<br />
dostlukla bana tebessüm ediyorlardı.<br />
Sanki bir rüyada gibiydim. Yüzüncü<br />
günün sonunda, Fatiha Suresi’nden Asr<br />
Suresi’ne geçmeyi başarmıştım.<br />
Şeyhim, âlemlerin Rabbi olan Allah’a<br />
hamd ederek tebessümle konuştu:<br />
“Fatiha Suresi, Kur’an’ın anahtarıdır.<br />
Hem mana olarak hem de teknik olarak<br />
böyledir. Her kim Fatiha’yı tam anlamıyla<br />
hissederek okuyabilirse, Kur’an artık<br />
ona açılmış demektir. Fatiha suresinde<br />
bulunan harflerin hepsi de Kur’an-ı<br />
Kerim’de mevcuttur. Sen ki, bu harflerin<br />
hepsinin de hakkını vermeyi sabırla<br />
basardın. Burada gördüğün kardeşlerin,<br />
Şam’ın en ünlü hafızlarındandır. Sen de<br />
en az onlar kadar kendini verdin. Allah<br />
mübarek etsin evladım.”<br />
Heyecanlı dudaklarımdan yine o<br />
cümle döküldü. Hamd sadece...<br />
Samet Doğan, Sancaktar gazetesi, 30<br />
Temmuz 2012.