You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
EDEBİYAT<br />
dan önce Adana Cezaevi’ne ardından Bursa Cezaevi’ne<br />
nakledilir. Burada hayatına yön verecek olan Nazım Hikmet<br />
ile tanışır. Nazım Hikmet kendisiyle çok ilgilenir. Üç<br />
buçuk sene koğuş arkadaşlığı yaparlar. Nazım Hikmet<br />
bir gün Orhan Kemal’e ‘Bırak şiiri, miiri birader, hikaye<br />
yaz roman yaz sen’ der ve bu tavsiye Orhan Kemal için<br />
dönüm noktası olur. 1943’te tahliye olan Orhan Kemal<br />
Adana’ya döner. Hikaye yazmaya devam eder ve bu hikayeler<br />
çeşitli dergilerde yayınlanır. 1945 yılında Varlık<br />
dergisi tarafından yapılan ankette en beğenilen hikayeci<br />
seçilir. 1949 yılında önce ilk romanı Baba Evi, ardından<br />
ilk hikaye kitabı Ekmek Kavgası yayınlanır. 1950 yılında<br />
eşi ve çocuklarıyla birlikte İstanbul’a yerleşirler. Burada<br />
yazarlıkla geçimini sağlamaya çalışır. Yoksulluk çektiği<br />
bu İstanbul yıllarında yoğun çalışır. Bereketli Toraklar<br />
Üzerinde, Dünya Evi, Hanımın Çiftliği, Arka Sokak gibi<br />
kitapları, bu yıllarda yazılır. Arka Sokak kitabı, hep yoksul<br />
insanları, işçileri, kötü yaşamları anlatması nedeniyle<br />
kovuşturmaya uğrar. Yargılama esnasında yargıç iddia<br />
makamına uyarak ‘Konularını neden hep fakir fukaradan,<br />
işçilerden aldığını; Türkiye’de varlıklı insanların, iyi<br />
yaşayanların olup olmadığını’ sorar. Orhan Kemal ‘Ben<br />
gerçekçi bir yazarım. En iyi bildiğim konuları alırım. Varlıklı<br />
yurttaşların yaşayışlarını bilmiyorum, nasıl yaşadıklarından<br />
haberim yok.’ diye cevap verir ve beraat eder. 2<br />
Haziran 1970’te tedavi olmak için gittiği Sofya’da beyin<br />
kanaması geçirerek hayata gözlerini yumar. 5 Haziran’da<br />
Türkiye’de toprağa verilir. Anısına İstanbul’un Cihangir<br />
semtinde Orhan Kemal Müzesi açılır ve 1972’den bu<br />
zamana kadar adına bir roman yarışması (Orhan Kemal<br />
Roman Armağanı) düzenlenmektedir.<br />
1958 yılında basılan eski bir roman olmasına rağmen<br />
hala bilinirliğini koruyan Cemile birçok yabancı dile çevrilip,<br />
yurtdışında yayınlanmıştır. Roman, Boşnak kızı Cemile<br />
ve çalıştığı fabrikada Kâtip olan Necati Bey’in zorluklara<br />
karşı gelerek savundukları masumane aşklarını<br />
anlatır. Cemile 1934 yılında Adana’da geçer. Orhan Kemal,<br />
Cemile’de ön planda tuttuğu Cemile ve Necati’nin<br />
aşkına ilaveten arka planda, geçimini emeğiyle sağlayan<br />
işçilerin yaşadıkları geçim zorluklarını etkili betimlemelerle<br />
anlatır.<br />
Romanın ana karakteri olan ve küçük yaşlarda annesini<br />
kaybeden Cemile, Bosna dağlarının eski eşkıyalarından<br />
babası Malik ve ağabeyi Sadri ile birlikte Adana’ya yerleşmiştir.<br />
Ağabeyi ve Cemile dokuma fabrikasında çalışırken<br />
yaşlı babaları Malik de ev işlerini üstlenir. Çukurova’nın<br />
zenginlerinden olan Çopur Halil’in arkadaşlarıyla Cemile’ye<br />
evlenme teklif etmesiyle olaylar başlar. Cemile’nin<br />
gönlü ise fabrikanın kâtibi Necati’de olduğu için teklifi hiç<br />
düşünmeden reddeder. Ama Çopur Halil işin peşini bırakmaz.<br />
Bu sırada fabrikada da işler yolunda gitmemektedir.<br />
Fabrikanın başına getirilen İtalyan tekstil mühendisini,<br />
fabrikanın diğer ortağı istememektedir ve işçiler üzerinden<br />
yaptığı bir takım dalaverelerle İtalyan mühendisi<br />
işinden etmeyi amaçlamaktadır. Fabrikada bir ayaklanma<br />
çıkar, bu esnada Çopur Halil boş durmaz ve Cemile’yi kaçırmayı<br />
planlar. Kaçırma planı işçilerin araya girmesiyle<br />
suya düşer. Necati babaannesiyle geldiği Malik Bey’in<br />
evinde Cemile’yi ister ve evlilik hazırlıklarına başlarlar.