Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
“ENERJİ ALANINDA <strong>2019</strong>’DA<br />
BİZİ NELER BEKLİYOR”<br />
Enerji yönetimi şirketi Eaton’ın EMEA enerji segment lideri<br />
Louis Shaffer’ın; <strong>2019</strong> yılı enerji trendlerini değerlendirdi.<br />
Şebeke operatörlerinden, belediyelere, ticari binalara ve<br />
gelişimcilere kadar pek çok paydaş, EV şarj altyapılarını<br />
sürdürülebilir şekilde barındırmak için bu uygulamayı<br />
benimsemelidir. Aurora Energy Research ve Eaton<br />
tarafından kısa süre önce hazırlanan raporda da<br />
görüldüğü gibi, milyonlarca elektrikli aracı destekleyecek<br />
olan altyapıyı geliştirmek, yalnızca Birleşik Krallık ve<br />
Almanya’da 14 milyar € pazar fırsatı anlamına geliyor.<br />
Akıllı şarj ve akü depolama bu büyümeyi sağlamada kilit<br />
rol oynuyor.<br />
Louis Shaffer<br />
27 Şubat <strong>2019</strong>, Yüksek oranda yenilenebilir enerjinin<br />
entegrasyonu’nun kaçınılmaz bir şekilde güç<br />
şebekelerimizin bir parçası haline geldiği yenilenebilir enerji<br />
taşma noktalarının planlanması Avrupa’da başlatıldı.<br />
Bloomberg New Energy Finance (BNEF) ile geçen yıl<br />
yapılan bir çalışma Avrupa’nın birçok yerinde ilk taşma<br />
noktasına zaten ulaşıldığını ortaya koydu. Rüzgar enerjisi<br />
ve güneş enerjisi yeni enerji üretimi eklemek için en düşük<br />
maliyetli seçeneklerdir ve bu şekilde maliyetlerde<br />
düşecektir. Rapor aynı zamanda güç sistemlerini<br />
yönetmede esnekliğin gerekliliğini vurguluyor. Çalışmanın<br />
Kasım ayında tamamlanan ve Almanya ve Birleşik Krallık’a<br />
odaklanan ikinci kısmı EV’lerin, talep yanıtının, Norveç’te<br />
kullanılan boru ana parçalarının ve enerji depolamanın<br />
sistem maliyetlerini düşürürken bu esnekliği nasıl<br />
sağlayabileceğini gösteriyor.<br />
Yenilenebilir enerji için yapılan Kurumsal Güç Alım<br />
Sözleşmeleri (PPA) hız kazanıyor:<br />
Apple, Google ve IKEA gibi RE100’e üye şirketler tarafından<br />
yönetilen, ABD’de gelenekleşmiş olan daha az karbon ayak<br />
izi için uzun dönemli sözleşmelere zemin hazırlayan güç<br />
alım sözleşmelerinin varlığı ve büyümesi Avrupa’da gitgide<br />
yaygınlaşıyor. İşletmeler temiz olarak oluşturulmuş gücün<br />
sürümü için yenilenebilir enerji tesislerinin inşasına<br />
doğrudan kaynak sağlayabiliyor.<br />
Elektrikli Araç (EV) pazarı da büyümeye devam edecek<br />
Gitgide daha fazla model piyasaya çıktıkça ve şarj etme<br />
altyapısı arttıkça Elektrikli Araç (EV) pazarı da büyümeye<br />
devam ediyor. Bununla birlikte, E-Mobility’nin<br />
elektrifikasyonu elektrik dağıtımı ve altyapı yönetimi<br />
üzerinde dikkate değer bir etki oluşturacak.<br />
Rüzgar ve güneş enerjisi projeleri gümrük vergilerine<br />
tabi olmadan ve enerji depolama özelliğini içerecek<br />
şekilde başlatılıyor.<br />
Avrupa genelindeki şirketler toptan enerji pazarlarında<br />
rekabet edebilmek için yenilenebilir enerji tesislerini ticari<br />
anlamda inşa etmeye başlıyor. Bu şekilde bir enerji<br />
üretimi, bu tür tesislere yalnızca mevcut geniş ölçekli<br />
enerji üretimiyle rekabet etmeye dayalı olarak etkili bir<br />
şekilde maddi kaynak sağlanabileceği anlamına geliyor.<br />
Bu tesislerin bazıları, enerji depolama özelliğini ekleyerek,<br />
yüksek perakende oranlarının ortaya çıktığı zamanlardan<br />
yararlanmak amacıyla ara kazanç sağlayabilir ve sonuç<br />
olarak yatırım karlılığını arttırabilir.<br />
Küresel emisyonları azaltmada aciliyet vurgusu<br />
yapılıyor.<br />
İki yıl önce Paris’te düzenlenen (İklim Değişikliği Çerçevesi<br />
Sözleşmesi ) 21.Taraflar Konferansı’nı takiben tüm<br />
uluslar bir ulusu kurtarmış ve kentsel ve bölgesel pek çok<br />
yönetim, CO2 azaltımı konusunda agresif hedefler<br />
belirlemişti. IPCC (Hükümetler Arası İklim Değişikliği<br />
Paneli) tarafından geçtiğimiz günlerde yayınlanan<br />
raporda, küresel sıcaklıklardaki 1.5ºC artışın bile bu<br />
hedeflere ulaşmak için ani eylemlerin gerçekleştirilmesini<br />
tetiklemesi gerektiğini vurgulamıştı. Bu rapor aynı<br />
zamanda küresel ısınmanın işaretlerini daha ağır hava<br />
koşulları ve deniz seviyesinin yükselmesiyle hali hazırda<br />
da görmekte olduğumuzu gösteriyor. Dünya genelinde<br />
had safhaya ulaşan aşırı sıcaklık, soğuk hava, fırtına,<br />
yangın ve kuraklıklardan sonra; 24.Taraflar<br />
Konferansı’nda, kısa dönemde hangi adımların<br />
atılabileceğine odaklanılması bekleniyor.<br />
www.eaton.eu.