23.04.2019 Views

BURSA ÇINARLARI 2019

EKOHABER GAZETESİ'NİN ÜCRETSİZ EKİDİR.

EKOHABER GAZETESİ'NİN ÜCRETSİZ EKİDİR.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

<strong>2019</strong><br />

1


İçindekiler<br />

Reklam İndeksi<br />

6 BTSO<br />

10 <strong>BURSA</strong> BÜYÜKŞEHIR BLD.<br />

16 KORTEKS<br />

20 BUSİAD<br />

24 ÖZDILEK<br />

26 BOSİAD<br />

28 SİNTA<br />

30 <strong>BURSA</strong> ÇIMENTO<br />

32 BEST GRUBU<br />

34 DOSAB<br />

36 ERMAKSAN<br />

38 UİB/OİB<br />

42 MEKLAS<br />

46 NOSAB<br />

48 AKTAŞ<br />

52 AKYAPAK<br />

54 POLYTEKS<br />

56 İNOKSAN<br />

58 NILÜFER BELEDIYESI<br />

60 PROFIL SANAYI<br />

62 ERMETAL<br />

64 ŞENER GIDA<br />

68 HAYAT HASTANESI<br />

70 İYIGÜLLÜ<br />

72 DURAK TEKSTIL<br />

76 İLKETAP<br />

78 BEYÇELIK<br />

80 ALSEKO<br />

88 <strong>BURSA</strong> BETON<br />

90 OSMANGAZI BELEDIYESI<br />

94 TÜYAP<br />

96 OİB TASARIM YARIŞMASI<br />

Editör<br />

Gülay Soydan Pehlevan<br />

Görsel Yönetmen<br />

Erdinç Altun<br />

Reklam Koordinatörü<br />

Fatma Demir Altıok<br />

Katkıda Bulunanlar<br />

Nagihan Görken<br />

Erol Benzer<br />

98 GÖKÇELIK<br />

102 ELTEKS<br />

104 AYHAN DENIZCI TEKSTİL<br />

106 BILEN PATENT<br />

108 DOSABSİAD<br />

110 NILTUR<br />

112 DURAK MUHALLEBICISI<br />

116 PRESTIGE MENSUCAT<br />

120 YEŞILOVA<br />

122 BYB ETIKET<br />

126 ALPIŞ<br />

128 UTİB<br />

130 UHKIB<br />

132 UMSMİB<br />

134 ÖRNEK YEMEK<br />

136 OKTAY GROUP<br />

138 AKARNAK<br />

140 BTSO KFA<br />

142 UYMSİB<br />

144 BTSO MESYEB<br />

146 ORAKÇI GRUP<br />

148 SEGER<br />

150 CHASSIS BRAKES<br />

152 KALDER<br />

154 ULUDAĞ OSB<br />

156 RUMELİSİAD<br />

158 PINAR METAL<br />

162 OYAK-RENAULT<br />

163 TOFAŞ<br />

164 COŞKUNÖZ<br />

166 PLAZA TUR<br />

Bursa Çınarları EKOHABER Gazetesi’nin yayınıdır.<br />

EkoHaber adres:<br />

Karaman Mah. Gürbüzler Cad.<br />

Kiraz Sk. No:12 Nilüfer/<strong>BURSA</strong><br />

Telefon: 0 224 223 39 39 (pbx)<br />

Fax : 0 224 223 47 48<br />

Web adresi:<br />

www.ekohaber.com.tr<br />

E-Posta<br />

e-posta ekohaber@ekohabercom.tr<br />

Baskı: Cansal Matbaacılık San.<br />

Tic. Ltd. Şti.<br />

KAPAK IÇI<br />

ERMAKSAN<br />

1 ALSEKO<br />

3 AKYAPAK<br />

5 <strong>BURSA</strong> BETON<br />

7 İLKETAP<br />

9 KIRCILAR<br />

11 BILEN PATENT<br />

13 ORAKÇI<br />

15 BEYÇELIK<br />

21 BUSİAD<br />

23 İYIGÜLLÜ<br />

27 BOSİAD<br />

29 SİNTA<br />

31 <strong>BURSA</strong> ÇIMENTO<br />

33 NILTUR<br />

39 OKTAY GRUP<br />

41 YEŞILOVA<br />

43 MEKLAS<br />

45 NILÜFER BELEDIYESI<br />

49 ULUDAĞ REKLAM<br />

51 ÖRNEK YEMEK<br />

57 İNOKSAN<br />

63 ERMETAL<br />

65 ŞENER GIDA<br />

67 HAYAT HASTANESI<br />

73 DURAK TEKSTIL<br />

75 CHASSIS BRAKES<br />

82 ZORLU<br />

83 ZORLU<br />

84 ZORLU<br />

85 ZORLU<br />

86 ZORLU<br />

87 ZORLU<br />

91 DOSAB<br />

93 PLAZA TUR<br />

95 TÜYAP<br />

97 NOSAB<br />

99 GÖKÇELIK<br />

101 ELTEKS<br />

105 AYHAN DENIZCI TEKSTİL<br />

107 DOSABSİAD<br />

113 DURAK MUHALLEBICISI<br />

115 <strong>BURSA</strong> BÜYÜKŞEHIR BLD.<br />

117 PRESTIGE TEKSTIL<br />

119 <strong>BURSA</strong> BÜYÜKŞEHIR BLD.<br />

123 BYB ETIKET<br />

125 OSMANGAZI BELEDIYESI<br />

127 ALPIŞ<br />

129 POLYTEKS<br />

131 HERITECH<br />

133 RITMIX<br />

139 AKARNAK<br />

143 <strong>BURSA</strong> BÜYÜKŞEHIR BLD.<br />

149 EKOHABER<br />

153 ULUDAĞ OSB<br />

157 RUMELİSİAD<br />

159 PINAR METAL<br />

161 KURUMSAL PROMOSYON<br />

165 <strong>BURSA</strong> BÜYÜKŞEHIR BLD.<br />

168 PROFIL SANAYI<br />

ARKA KAPAK IÇI AKTAŞ<br />

ARKA KAPAK ÖZDILEK


EDİTÖRÜN<br />

NOTU<br />

Heyecanlıyız…<br />

Bursa markası haline gelen Bursa Çınarları yenilendi.<br />

Peki, 23 yıldır yayınlanan Bursa Çınarları’nın elinizde bulunan<br />

yeni sayısında neler yaptık?<br />

Türkiye’nin ihracat üssü olan Bursa’nın köklü şirketlerinin yol haritalarını<br />

kaleme aldık. Bu esnada katma değerli üretime ve ihracatla<br />

büyümeye odaklandıklarını gördük. İleri teknoloji yatırımlarını, Ar-Ge<br />

faaliyetlerini, yeni pazar arayışlarını inceledik.<br />

Başta Bursa ihracatını sırtlayan otomotiv, makine, tekstil ve hazır<br />

giyim olmak üzere tüm sektörlerde yeni yatırımların gündemde olduğunu<br />

öğrendik.<br />

Şirketlerin yanı sıra organize sanayi bölgelerinin, yerel yönetimlerin,<br />

sivil toplum kuruluşlarının projelerini ve hedeflerini dinledik…<br />

Dolu dolu bir içerik sunmaya çalışırken, diğer yandan görsel sunumumuzu<br />

da değiştirdik. Sayfa mizanpajımızı yenilikçi düşünceyle yeniden<br />

tasarladık.<br />

Yorucu ama bir o kadar da zevkli bir çalışmanın sonunda Bursa ekonomisi<br />

açısından araştırma niteliği taşıyan Bursa Çınarları’nın yeni<br />

sayısını sizlerle buluşturduk…<br />

Buradan Ekohaber ailesi olarak bir müjdeyi de paylaşmak istiyoruz.<br />

Bildiğiniz gibi dünya dijital bir dönüşüm içerisinde... Bu doğrultuda<br />

şirketler ve kurumlar aksiyon planlarını geliştirip kendilerini güncelliyor.<br />

Gazetecilikte de internet en etkin mecra haline geliyor.<br />

Bursa’nın ilk ve tek ekonomi gazetesi olan Ekohaber de çağın şartlarına<br />

uygun adımlar atıyor. Bu doğrultuda teknolojik altyapısını tamamlayan<br />

Ekohaber Gazetesi, kuruluşunun 24. yıldönümünde dijital yayıncılığa<br />

da başlıyor.<br />

Ekohaber dijital dönüşümü içerisinde birçok yeniliği de barındırıyor…<br />

2 Nisan 1996’dan bu yana yayımlanan Ekohaber, aynı zamanda Türkiye’de<br />

internete giren ilk yerel gazete ve Bursa’nın da ilk haber sitesi olma<br />

özelliğini taşıyor.<br />

Ekohaber, ekonominin unsurlarını doğru değerlendiren,<br />

sosyo-ekonomik dinamiklerin farkında olan güçlü öngörülere ve uzman<br />

analizlere dayalı yayın politikası izliyor.<br />

Tam 24 yıldır Bursa iş dünyasının nabzını tutan Ekohaber, diğer<br />

yandan bir Bursa markası haline getirdiği Bursa Çınarları’na da dijital<br />

ortamda erişim kolaylığı sağlıyor.<br />

Ekohaber ailesi olarak Bursa Çınarları’nın yeni sayısında heyecanımıza<br />

ortak olduğunuz için hepinize çok teşekkür ediyoruz.<br />

Keyifli okumalar…<br />

Gülay Soydan Pehlevan<br />

Bursa Çınarları Editörü


<strong>2019</strong><br />

“Yüksek teknolojili üretim için 1. Bölge’de<br />

mekansal planlama revize edilmeli’’<br />

BTSO Başkanı Burkay, ülke ekonomisinin lokomotifi olan Marmara Havzası’nda üretim planlaması ve<br />

teşvik politikalarının potansiyel alanları güçlendirecek şekilde revize edilmesi gerektiğini belirterek,<br />

“Bölgemizi yüksek teknolojili üretime dönük bütünleşik ve yeni nesil teşviklerin uygulanması konusunda<br />

yeniden planlamalıyız” diyor.<br />

Bursa Ticaret ve Sanayi<br />

Odası (BTSO) Yönetim<br />

Kurulu Başkanı İbrahim<br />

Burkay, Marmara Havzası’nın<br />

Türkiye’de zenginlik üreten<br />

merkez konumunda bulunduğunu<br />

belirterek, “Üretimin ruhu bu bölgemizde.<br />

Ar-Ge, inovasyon, tasarım<br />

ve markalaşma potansiyeli ile<br />

ülkemizi gelecek hedeflerine Bursa’mızın<br />

merkezinde bulunduğu 1.<br />

Bölge şehirleri taşıyacaktır” diyor.<br />

Bursa gibi gelişmiş şehirlerin,<br />

altyapı ve insan kaynağı ile katma<br />

değerli ve yüksek teknolojili<br />

üretimin öncelikli yapılacağı alan<br />

konumunda olduğunu dile getiren<br />

Burkay, şunları kaydediyor:<br />

“Bursa’nın mevcut mekansal planlamasında<br />

sanayi ve depolama<br />

alanları, 11 bin kilometrekare toplam<br />

yüz ölçümü içerisinde binde<br />

8’lik alanı kapsıyor. Buna karşın<br />

sanayimizin kent ekonomisine<br />

sağladığı katma değer yüzde 46’ya<br />

ulaşıyor. AB ülkelerinde ise sanayi<br />

alanının payı toplam yüzölçümü<br />

içinde yüzde 2,5 iken, sağlanan<br />

katma değer yüzde 14 seviyesinde<br />

bulunuyor. Bu örnekten hareketle<br />

bölgemizi yüksek teknolojili üretime<br />

dönük bütünleşik ve yeni nesil<br />

teşviklerin uygulanması konusunda<br />

yeniden planlamalıyız.”<br />

“Yeni nesil endüstri bölgeleri<br />

pilot bölge olarak seçilmeli”<br />

Başkan Burkay, Cumhurbaşkanı<br />

Recep Tayyip Erdoğan’ın da<br />

yakından takip ettiği ve genişletil<br />

İBRAHİM BURKAY<br />

BTSO Yönetim Kurulu Başkanı<br />

6


<strong>2019</strong><br />

7


<strong>2019</strong><br />

mesi talimatı verdiği Bursa Teknoloji<br />

Organize Sanayi Bölgesi<br />

(TEKNOSAB) başta olmak üzere<br />

yeni nesil endüstri bölgelerinin<br />

pilot bölge olarak seçilmesi gerektiğini<br />

vurguluyor. Burkay, “Bölgemizde<br />

ayrıca mükemmeliyet ve<br />

Ar-Ge merkezlerinin yönetim ve<br />

işletim sistemlerinin sanayiciye<br />

yönelik yapıya dönüştürülmesi ve<br />

teşvik mekanizmalarının oluşturulması<br />

gerekmektedir” ifadelerini<br />

kullanıyor.<br />

80 bin kişilik ilave<br />

istihdam sağlandı<br />

İş dünyasına sağlanan destekler<br />

konusunda Cumhurbaşkanı<br />

Erdoğan’a ve ekonomi yönetimine<br />

teşekkür eden Burkay, “Sayın<br />

Cumhurbaşkanımızın liderliğinde<br />

2017 yılında başlatılan ‘İstihdam<br />

Seferberliği’ kapsamında kentin<br />

dört farklı alanında oluşturduğumuz<br />

‘İstihdam Ofisleri’ ile iş<br />

arayan 20 binden fazla kişiyi işletmelerimizle<br />

bir araya getirdik.<br />

Hükümetimiz tarafından sunulan<br />

desteklerle birlikte 80 bin kişilik<br />

ilave istihdamla en fazla katkı<br />

sağlayan şehirlerden biri olduk.<br />

Bu yıl da üretimin, sanayinin ve<br />

ticaretin merkezi Bursa’da yeni<br />

istihdam alanları oluşturmaya ve<br />

istihdam seferberliğine destek<br />

vermeye devam edeceğiz. Bursa,<br />

üretim ve istihdamla ülkemizin<br />

büyüme hedeflerine katkısını artırarak<br />

sürdürecektir.”<br />

Cumhurbaşkanı Erdoğan,<br />

Bursa iş dünyasının talebine<br />

ocak ayında Türkiye Odalar ve<br />

Borsalar Birliği ev sahipliğinde<br />

gerçekleştirilen ‘Ekonomi Şurası’nda<br />

cevap vermişti. BTSO<br />

Başkanı İbrahim Burkay’ı kent<br />

ekonomisine değer katan projelerinden<br />

ve istihdama katkılarından<br />

dolayı kutlayan Erdoğan,<br />

Marmara Bölgesi’nde yeni sanayi<br />

bölgelerinin yüksek teknolojili<br />

ve katma değerli üretim ile ihracat<br />

odaklı kalkınmayı daha fazla<br />

destekleyecek niteliğe kavuşturulması<br />

amacıyla ihtiyaç duyulan<br />

mekansal planlama konusunda<br />

da değerlendirmeler de bulunmuştu.<br />

Cumhurbaşkanı Erdoğan,<br />

“Mekansal planlama konusunda<br />

gerekli talimatları verdim. Bursa,<br />

yeni hedeflere de ulaşacaktır”<br />

şeklinde konuşmuştu.<br />

8


<strong>2019</strong><br />

9


<strong>2019</strong><br />

Bursa Ulaşım<br />

Ana Planı,<br />

Bursa’nın 2035 yılında<br />

4 milyonu aşacağı<br />

öngörülen nüfusuna<br />

göre tasarlandı.<br />

Bursa Büyükşehir’den yeni<br />

vizyonla ulaşıma köklü çözüm<br />

Son bir yılda akıllı kavşak uygulamaları ve yol genişletmelerle trafikte rahatlama sağlayan,<br />

Uluabat Gölü ve Marmara Denizi’ni kirlilikten arındıracak dev yatırımları hizmete açan Bursa<br />

Büyükşehir Belediyesi, Bursa’yı 2026’ya taşıyacak şehir tasavvuruyla, ulaşımdan kırsal<br />

kalkınmaya, turizmden kent ekonomisine yeni yatırımların startını bu yıl verecek.<br />

Bursa Büyükşehir Belediyesi,<br />

bu yıl ulaşımdan<br />

kırsal kalkınmaya,<br />

turizmden kent ekonomisine<br />

kadar her alanda önemli<br />

yatırımın startını vermeye hazırlanıyor.<br />

Bu doğrultuda Büyükşehir<br />

Belediyesi tarafından 2035 yılında<br />

öngörülen 4 milyon nüfusa<br />

hizmet edecek şekilde planlanan<br />

ve raylı sistem hatlarını iki katına<br />

çıkaracak Bursa Ulaşım Ana<br />

Planı (BUAP) oybirliğiyle kabul<br />

edildi. BUAP’ın toplu taşıma<br />

odaklı, ulaşım türleri arasında<br />

entegrasyona önem veren stratejik<br />

planlama çalışması olduğunu<br />

söyleyen Büyükşehir Belediye<br />

Başkanı Alinur Aktaş, “Proje ile<br />

birlikte hızlı ve yüksek kapasiteli<br />

toplu taşıma şebekesinin geliştirilmesi,<br />

otomobile olan bağlılığın<br />

azaltılması, motorsuz ulaşımın<br />

teşviki, çevrenin korunması ve<br />

ekonomik verimlilik gibi hedefler<br />

gözetildi. Geçen yıl mart ayından<br />

beri üzerinde çalıştığımız master<br />

planıyla ilgili meclis kararını<br />

aldık. Oybirliğiyle geçen bir karar<br />

oldu” ifadelerini kullanıyor.<br />

BUAP ile sıfırdan<br />

sistem kurulacak<br />

Bursa’nın 2035 yılında öngörülen<br />

4 milyon 50 bin 500 nüfusuna<br />

tasarlanan Bursa Ulaşım Ana<br />

Planı çerçevesinde sıfırdan kurumsal<br />

bir sistem oluşturularak,<br />

kent içi ulaşım sistemi 2035’e kadar<br />

problemsiz işleyecek şekilde<br />

yeniden yapılandırılacak.<br />

ALİNUR AKTAŞ<br />

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı:<br />

“Bursa’yı kendimize göre değil, zihinlerimizi<br />

Bursa’ya göre dönüştürmek zorundayız.<br />

Bursalılar olarak şehrimize sahip<br />

çıkacağız.”<br />

10


<strong>2019</strong><br />

11


<strong>2019</strong><br />

Türkiye’ye örnek olacak proje<br />

kapsamında metro hattı 114<br />

kilometreye uzatılarak, raylı<br />

sistemlerle bağlantılı 18 adet<br />

aktarma istasyonu hizmete<br />

alınacak. Uygulama<br />

kapsamında tüm<br />

ulaşım türleri ve diğer<br />

belediye hizmetlerinde<br />

ortak ücret toplama<br />

sistemine geçilecek.<br />

228 kilometrelik karayolu<br />

aksı, 60 adet kavşak<br />

düzenlemesi, 59<br />

yeni kavşak yapımı, 50<br />

kilometrelik karayolu<br />

koridoru revizyonu gibi yatırımları<br />

da içeren proje tamamlandığında<br />

37 adet park et-devam et<br />

alanı, 238,6 kilometrelik bisiklet<br />

yolu planlaması, 88.58 hektar<br />

yaya bölgesi Bursalıların hizmetine<br />

sunulmuş olacak.<br />

Bursa’nın<br />

2018 yılı<br />

nüfusu:<br />

2.994.521<br />

İki yeni metro<br />

hattı geliyor<br />

Bursa Ulaşım Ana Planı kapsamında<br />

mevcut iki hata ilave<br />

olarak iki yeni metro hattı daha<br />

inşa edilecek. 22,7 kilometrelik<br />

Emek-Arabayatağı metro hattı<br />

4,9 kilometre uzatılarak, Şehir<br />

Hastanesi ile birleştirilecek. 43<br />

kilometre olan Üniversite-Kestel<br />

metro hattı da 12 kilometre<br />

uzatılarak Görükle’ye taşınacak.<br />

Proje ile birlikte 24 istasyona<br />

sahip Emek-Arabayatağı metro<br />

hattına 4; 41 istasyona sahip<br />

olan Üniversite-Kestel hattına<br />

da 9 yeni istasyon ilave edilecek.<br />

Bursa Ulaşım Ana Planı çerçevesinde<br />

28,8 kilometre uzunluğa<br />

sahip Çalı-Acemler-Gürsu metro<br />

hattı ile 20,7 kilometre uzunluğa<br />

sahip Çalı-FSM-Demirtaş metro<br />

hattı iki yeni metro hattı<br />

olarak Bursalılara hizmet<br />

verir hale gelecek.<br />

Çalı-Acemler-Gürsu<br />

metro hattında 23, Çalı-FSM-Demirtaş<br />

metro<br />

hattında 17 istasyon<br />

yer alacak. Tüm<br />

uygulamaların tamamlanmasıyla<br />

birlikte<br />

raylı sistem uzunluğu,<br />

54,6 kilometreden<br />

114,4 kilometreye çıkmış olacak.<br />

‘Birkaç yıllık planlarla<br />

geleceğe taşıyamayız’<br />

Bursa gibi nüfusu 3 milyona<br />

yaklaşan, Türkiye’nin en büyük<br />

ikinci ihracatçısı olan bir kentin<br />

birkaç yıllık planlamalarla<br />

geleceğe taşınmasının mümkün<br />

olmadığını belirten Başkan Aktaş,<br />

bu nedenle Bursa’nın fethinin<br />

700’üncü yılını hedef alan<br />

2026 Şehir Tasavvuru<br />

çalışmasını gerçekleştirdiklerini<br />

kaydediyor.<br />

Trafik ve ulaşım, şehir<br />

gelenekleri ve kentlilik<br />

bilinci, ekonomi<br />

ile şehir ve iletişim<br />

konularından hareketle<br />

şehir tasavvurunu<br />

belirlediklerine işaret<br />

eden Aktaş, “Bursa’yı kendimize<br />

göre değil, zihinlerimizi Bursa’ya<br />

göre dönüştürmek zorundayız.<br />

Kentsel dönüşümü büyük bir<br />

Raylı sistemin<br />

ulaşacağı<br />

uzunluk:<br />

114,4 km<br />

mutabakat ve ortak akılla, kadim<br />

Bursa’yı geleceğe taşıma<br />

iradesiyle gerçekleştireceğiz.<br />

Şehrimizi, kültür ve sanat üreten<br />

kimlikli bir şehir haline getireceğiz.<br />

Bursalılar olarak ailemize,<br />

komşumuza, sokağımıza, mahallemize<br />

ve şehrimize sahip çıkacağız”<br />

diyor.<br />

Yüksek teknolojiyle<br />

‘akıllı şehir’ hedefleniyor<br />

Ulaşım başta olmak üzere<br />

kentin müşterek problemlerinin<br />

çözümünde yüksek teknolojiyi<br />

kullanacaklarına ve bu alana<br />

yatırım yapacaklarına değinen<br />

Aktaş, “Yerli ve milli teknoloji<br />

kullanımı ile teknoloji çöplüğüne<br />

dönmeden kaynaklarımızın<br />

verimli kullanımı için akıllı uygulamalar<br />

geliştirecek, ‘Akıllı Bursa’yı<br />

hep birlikte oluşturacağız”<br />

vurgusu yapıyor. Vatandaşlara<br />

günlük hayatlarında zaman,<br />

maliyet ve kalite avantajı sağlayacak,<br />

onları daha<br />

güvenli hale getirecek<br />

akıllı şehircilik faaliyetlerini<br />

yaşamın her<br />

alanına yayacaklarından<br />

bahseden Aktaş,<br />

“Bursa, zenginliklerinden<br />

kazandığını görecek.<br />

Biliyoruz ki, sanayi,<br />

bereketin kapısıdır.<br />

Sanayimizi daha da büyüteceğiz<br />

ama bunu havamızı, suyumuzu,<br />

toprağımızı kirletmeden yapacağız”<br />

şeklinde konuşuyor.<br />

12


<strong>2019</strong><br />

13


<strong>2019</strong><br />

Tarımdan mobilyaya<br />

markalaşma sağlanacak<br />

Başkan Aktaş, Bursa’nın<br />

özellikle tekstil ve otomotivde<br />

önemli bir üretim üssü olduğuna,<br />

tasarım ve kalitede yakalanan<br />

başarının ancak markalaşma ile<br />

daha kıymetli hale geleceğine<br />

dikkat çekiyor. “Tarımsal üretimimizi<br />

dünyaya açacağız. Tarımda<br />

yüksek katma değer ancak<br />

sağlıklı gıdayı güvence altına<br />

alan sistemler ve markalaşmayla<br />

mümkün” diyen Aktaş, şöyle<br />

devam ediyor:<br />

“Özellikle entegre tarım sanayi<br />

kapsamında, tarım makineleri<br />

ve yan sanayinin gelişmesi için<br />

gereken çalışmaları<br />

ısrarla destekleyeceğiz.<br />

Tarımsal üretim, tarımsal<br />

sanayi ve ticaretin<br />

bütün halinde geliştiği<br />

bir ekosistemi mümkün<br />

kılmak için kolları<br />

sıvadık ve gerekenleri<br />

birer birer hayata geçireceğiz.<br />

Mobilya sektöründeki<br />

birikimlerimizi<br />

dünya markası olma yolunda<br />

kullanacağız. Bu konuda gerekli<br />

kurumlarla işbirlikleri yapılarak<br />

tasarım ve kalitede sağladığımız<br />

başarıyı, markalaşmada da sağlamak<br />

önceliğimiz olacak. Bursa<br />

bu kadar sanayisi ve akademik<br />

birikimiyle, ihtiyaç duyduğu<br />

Bursa’nın<br />

2035 yılı tahmini<br />

nüfusu:<br />

4.050.500<br />

teknolojiyi de üretmek zorunda.<br />

Bursa’nın mevcut potansiyeli,<br />

ihtiyaç duyduğu teknolojiyi üretmesi<br />

için gerekli şartları oluşturacak<br />

güçtedir. Bu şehir mevcut<br />

yetişmiş münevverleri, kanaat<br />

önderleri, iş insanları, akademisyenleri,<br />

sanatçıları, esnafı, ev<br />

hanımları ve öğrencilerinin ortak<br />

aklı ile teknolojinin hızından ve<br />

otomasyonundan da istifade<br />

edecek.”<br />

2026 Ajansı kurulup<br />

turizme odaklanılacak<br />

Başkan Aktaş, Bursa’nın turizm<br />

pastasından da arzu ettiği<br />

payı alacağını vurguluyor. “Turizmde<br />

çok bekledik.<br />

Organize bir turizm<br />

çalışmasıyla, Bursa’yı<br />

sadece Türkiye’nin<br />

değil, dünyanın dikkatine<br />

sunmak zorundayız”<br />

diyen Aktaş,<br />

sözlerini şöyle tamamlıyor:<br />

“Zengin ve köklü Bursa<br />

mutfağını dünyaya<br />

açmak için yapılacak tüm çalışmalara<br />

tam destek vereceğiz.<br />

Doğa, deniz, tarih, kültür, sağlık,<br />

termal, tarım, inanç turizmini bir<br />

potada eritebilen bir şehir olacağız.<br />

İş dünyasının kongrelerini,<br />

fuarlarını tertip etmek için yıllar<br />

öncesinden yer ayırmak zorunda<br />

kalacakları bir Bursa olmak<br />

asla hayal değil. Sokakları güvenli,<br />

ticareti güvenilir Bursa’yı<br />

gerçek kılacağız. Ticaretine hile<br />

katanların zaten Bursa’da yeri<br />

yok. Bu konuda bütün Bursalılar<br />

olarak gerekeni yapacağız.<br />

700 yıllık çarşı-esnaf geleneğinin<br />

kendi mekânlarında geliştiği bir<br />

Bursa için pek çok çalışma yapıldı.<br />

Bunları devam ettireceğiz.<br />

2026’ya kadar Bursa’yı hak ettiği<br />

yere ulaştırmak ve gerçek manada<br />

turizm pastasından payını<br />

alması hedefiyle çalışacak olan<br />

2026 Ajansı kuracağız. Böylece<br />

turizm alanındaki çalışmaları tek<br />

merkezden yürüteceğiz.”<br />

14


<strong>2019</strong><br />

Korteks, Avrupa’nın en büyük entegre<br />

ve inovatif polyester iplik üreticisi<br />

Korteks, otomotiv dahil tekstilin girdiği her alanda yenilikçi ürünleri, yüksek üretim kapasitesi ve üretim<br />

teknolojileriyle dünya devleri için üretiyor. 5 kıtada 57 ülkeye ihracat yapıyor. Yaklaşık 2 bin 500 çeşit polyester<br />

iplik portföyü bulunan Korteks, nanoteknoloji alanındaki uygulamalarıyla mikroiplik teknolojisinde<br />

dünyada öncü şirketler arasında.<br />

Korteks’in tohumları<br />

Zorlu Grubu’nun kurucuları<br />

Zeki ve Ahmet<br />

Zorlu tarafından 1976<br />

yılında Korteks Kadife Dokuma<br />

Tesisi ile Bursa’da atıldı. 70’li yıllar<br />

Türkiye’de birçok ürün gibi tekstil<br />

ürünlerinin de çoğunun ithal<br />

edildiği yıllardı. Zorlu kardeşler,<br />

yenilikçi ve vizyoner kişilikleri ile<br />

birçok tekstil ürününün Türkiye’de<br />

de üretebileceğine inandı ve<br />

yaptıkları yatırımlarla bunu hayata<br />

geçirdi. Üretim odaklı tüm bu<br />

süreçlerin ilk tohumları hep Korteks<br />

ile atıldı. Sadece üretim ile<br />

kalınmadı. Daha kuruluş yıllarında<br />

yurtiçi satışın yanında mutlaka<br />

yurtdışı satış da oldu. Zorlu Grubu’nun<br />

üretim ve ihracat odaklı<br />

vizyonu daha o yıllarda çizilmişti.<br />

1980’lerin başında Türkiye’de tül<br />

perde üretimi yeteri kadar olmadığı<br />

için Avrupa’dan ithal ediliyordu.<br />

Zorlu kardeşler, pazardaki boşluğu<br />

görerek tül perdeyi Türkiye’de<br />

üretmeye karar verdi. Bu arada<br />

Bursa’da fabrika için arazi bakılıyordu.<br />

O yıllarda Bursa Organize<br />

Sanayi Bölgesi’nde yer bulmak<br />

çok zordu. Epey meşakkatli bir<br />

uğraşın sonunda uygun bir arsa<br />

bulunup tül fabrikası inşaatına<br />

başlandı.<br />

Korteks’in üretime başlaması<br />

ile birlikte bir yandan yurtiçine<br />

tül perde satılırken bir yandan da<br />

yabancı bir firma adına üretim yapılıyor<br />

ve bu firma ürünleri kendi<br />

etiketleriyle pazarlıyorlardı. Bu<br />

arada tohumları o yıllarda atılan<br />

ve bugün ev tekstilinin lider markası<br />

olan Taç da çok kısa sürede<br />

tüketiciden büyük ilgi görmüş ve<br />

siparişler yetiştirilemez hale gelmişti.<br />

Bu gelişim süreci ile birlikte<br />

Korteks, 1989 yılında, Taç iplik<br />

markası ile üretime başlayarak<br />

bugün kendisini Avrupa’nın en büyük<br />

entegre ve inovatif polyester<br />

iplik üreticisi konumuna taşıyan<br />

yolculuğa başlamış oldu.<br />

Kapasite kullanım<br />

oranı yüzde 95<br />

Zorlu Holding Tekstil Grubu<br />

Başkanı Necat Altın, Korteks’in<br />

bugün Bursa’da toplam 335 bin<br />

metrekare üretim alanı bulunduğunu<br />

ve aylık üretim kapasitesinin<br />

ortalama 14 bin ton olduğunu dile<br />

getiriyor. 2018 yılında 337 milyon<br />

dolar ciroya ulaştıklarını söyleyen<br />

Altın, ortalama 2 bin 100 çalışanın<br />

bulunduğu Korteks’te, kapasite<br />

kullanım oranlarının yüzde 95<br />

NECAT ALTIN<br />

Zorlu Holding Tekstil Grubu Başkanı:<br />

“Korteks olarak bu yıl yüzde 12 büyüme<br />

ve 378 milyon dolar ciro hedefi doğrultusunda<br />

çalışmaya devam ediyoruz”<br />

16


<strong>2019</strong><br />

olduğunu ve toplam 154 bin ton<br />

iplik satışı gerçekleştirdiklerini<br />

anlatıyor. “Geçen yılın ikinci<br />

yarısından itibaren<br />

ekonomide yaşanan<br />

dalgalanmalar tüm<br />

sektörleri olduğu gibi<br />

bizim sektörü de olumsuz<br />

etkiledi. Özellikle<br />

ihracat kapasitesi<br />

sınırlı olan şirketler bu<br />

durumdan daha fazla<br />

etkilendi” diyen Altın,<br />

“Tamamen iç pazara<br />

çalışan KOBİ niteliğindeki<br />

şirketler bir hayli zorlandı.<br />

Şu anda ekonomideki dengelenme<br />

sürecinin devam ettiğini görüyoruz.<br />

Ekonomistler bu sürecin yılın<br />

ilk yarısında da süreceğini öngörüyor.<br />

Özellikle yılın ikinci yarısında<br />

ekonominin genelinde göreceli<br />

olarak bir miktar toparlanma<br />

olacaktır. Bizim gibi ihracat odaklı<br />

olan, Ar-Ge ve inovasyona yatırım<br />

yapan, belirli ölçeğe ulaşmış<br />

şirketler bu dengelenme sürecine<br />

göreceli olarak daha kolay uyum<br />

sağlayabildi” ifadelerini kullanıyor.<br />

Sektörün geneli için zor bir yıl<br />

olsa da, Korteks olarak, <strong>2019</strong>’da<br />

da büyümeye devam edecekleri<br />

öngörüsünde bulunan Altın, bu<br />

yıl yüzde 12 büyüme ve 378 milyon<br />

dolar ciro hedefi doğrultusunda<br />

çalışmaya devam ettiklerini vurguluyor.<br />

Korteks’in<br />

üretim alanı<br />

miktarı:<br />

335.000 m 2<br />

Yüzde 15 ihracat<br />

odaklı üretim yapıyor<br />

Korteks, 5 kıtada 57 ülkeye<br />

ürün gönderiyor. Üretiminin<br />

yüzde 15’ini ihraç ediyor. İhracatını<br />

ağırlıklı Avrupa olmak üzere,<br />

Almanya, Belçika, İngiltere,<br />

İtalya, İspanya, Fransa, Polonya,<br />

Portekiz, İran, Mısır,<br />

ABD, Kanada, Meksika<br />

ve Güney Afrika gibi<br />

birçok farklı ülkeye<br />

yapıyor. Yurtdışında<br />

250’ye yakın müşteriyle<br />

çalışıyor. Geçen yıl 50<br />

milyon dolarlık ihracat<br />

yapan Korteks, bu<br />

yıl yaklaşık 58 milyon<br />

dolarlık ihracat hedefliyor.<br />

Altın, “Avrupa’nın<br />

en büyük entegre ve inovatif polyester<br />

iplik üreticisiyiz. Kendimizi<br />

üretim, pazarlama ve organizasyonel<br />

anlamda yenilikçi ve çevik bir<br />

marka olarak konumlandırıyoruz.<br />

Bu sayede otomotiv dahil tekstilin<br />

girdiği her alanda yenilikçi ürünlerimiz,<br />

yüksek üretim kapasitemiz<br />

ve üretim teknolojilerimizle dünya<br />

devlerinin çözüm ortağıyız” şeklinde<br />

konuşuyor.<br />

Mikroiplik teknolojisinde<br />

dünyada öncü şirketlerden<br />

Cirosunun yüzde 1’ini Ar-Ge’ye<br />

ayıran Korteks, Ar-Ge’ye yaptığı<br />

yatırım sayesinde nanoteknoloji<br />

alanındaki uygulamalarıyla mikroiplik<br />

teknolojisinde dünyada<br />

öncü şirketlerden biri konumunda.<br />

Ar-Ge merkezinde 50’yi aşkın<br />

Ar-Ge çalışanıyla, müşterilerinin<br />

talep ve ihtiyaçları doğrultusunda,<br />

üretimde çeşitlilik ve kalitenin<br />

artırılması, yenilikçi, dünya standartlarında<br />

ürünler geliştirme ve<br />

üretme gibi hedefleri doğrultusunda<br />

çalışıyor. Geliştirdiği yeni<br />

iplik tasarımları, nanoteknolojik<br />

ve çevre dostu ürünler ile katma<br />

değeri artırılmış iplikler üretiyor.<br />

Bu çerçevede kullanıcılara; spor<br />

ve gündelik giyimde kullanılmak<br />

üzere tasarlanmış, nem emiciliği<br />

yüksek, çabuk kuruyan ve nefes<br />

alabilen Dry Touch; doğal görünümlü<br />

ve yumuşak tuşeli Cottonlike;<br />

teknik tekstillere yönelik<br />

Antimicrobial; UV Resistant ve<br />

Monofilament iplikler sunuyor.<br />

Ar-Ge ekibinin çalışmaları ile güç<br />

tutuşurluk özelliği kazandırılan<br />

Flame Reterdant ve statik elektriklenme<br />

ile toz toplamayı engelleyen<br />

Antistatic özelliklerini üretim<br />

aşamasında ipliğe ilave ediyor ve<br />

kalıcı fonksiyonellik sağlayabiliyor.<br />

Ayrıca Food Contact Approval<br />

ve Ekotex Class 1 standartları ile<br />

üretim yaparak polyestere fonksiyonel<br />

özellikler katıp polyesterin<br />

kullanım yelpazesini genişletmeye<br />

devam ediyor. Altın, “Ar-Ge’mizin<br />

yaptığı çalışmalar sayesinde ürettiğimiz<br />

iplikler, sporcuların, atletlerin<br />

performansına katkı sağlayan<br />

kıyafetlerde, itfaiyecilerin ihtiyaç<br />

duyduğu yanmayan kumaşlarda,<br />

savunma sanayinde ihtiyaç<br />

duyulan uydudan görünmeyen<br />

kumaşlarda ya da leke tutmayan<br />

kumaşlarda kullanılıyor” vurgusu<br />

yapıyor.<br />

Akıllı tekstil pazarı<br />

için Ar-Ge yürütüyor<br />

Altın, bugün yaşanan büyük<br />

dönüşüm ile birlikte moda, giysi<br />

ve tekstil sektörlerinin nano<br />

malzeme ve kaplama teknikleriyle<br />

buluşmasının ardından veri ve<br />

17


<strong>2019</strong><br />

işlemciler ile bir araya gelmesinin<br />

çok büyük ve yeni bir pazarın<br />

kapısını araladığına işaret ediyor.<br />

Altın, “Geleneksel tekstil teknolojisi<br />

ile malzeme bilimi, nano teknoloji,<br />

optik, sensör, actuatör, mikro<br />

işlemci ve iletişim teknolojilerinin<br />

entegre edilmesi ile yeni nesil uygulamalar<br />

başladı. Korteks olarak<br />

2025 yılında dünyada 138 milyar<br />

dolara ulaşması beklenen akıllı<br />

tekstil pazarında; ayrıca sağlık,<br />

bakım, spor ve korunma, otomotiv<br />

ve ulaştırma, ev tekstili ve askeri<br />

uygulamaların yer alacağı pazarda<br />

söz sahibi olmak için Ar-Ge çalışmalarına<br />

devam ediyoruz” şeklinde<br />

konuşuyor.<br />

2 bin 500 çeşit polyester<br />

iplik portföyüne sahip<br />

Ürün çeşitliliği bakımından zengin<br />

olan Korteks’in ortalama 2 bin<br />

500 çeşit polyester iplik portföyü<br />

bulunuyor. Korteks olarak; Taç<br />

markalı süper parlak, yarı mat<br />

polyester tekstil cipsleri ve süper<br />

parlak/mat/yarı mat/ful mat olarak<br />

ekru ve polimerden boyalı polyester<br />

POY, FDY, tekstüre, elastanlı,<br />

hava tekstüre, düz, bobin boyalı<br />

ve bükümlü, monoflaman ipliklerin<br />

üretimini yapıyor. POY, FDY ve<br />

tekstüre ipliğin yanı sıra eriyikten<br />

boyalı (dope-dyed) 400’den fazla<br />

renk seçeneği ile farklı kullanım<br />

alanlarına özel puntalı, torksuz,<br />

efektli, fantezi bükümlü, elastanlı<br />

iplikler de üretiyor. Üretim tesisinin<br />

tamamı nitelikli ve özellikli flament<br />

iplikler üretebilecek yapıda<br />

tasarlandı. Ürün çeşitliliğini farklı<br />

ve yenilikçi opsiyonlar ile geliştirmek<br />

için pek çok yeni ve fonksiyonel<br />

ürünü portföyüne katmaya<br />

devam ediyor. Bu doğrultuda ürün<br />

yelpazesinde Dry Touch, Taç Flame<br />

Retardant, Taç Cotton-Like,<br />

Taç Antimicrobial, Taç Antistatic<br />

ve Taç UV Resistant gibi markalı<br />

ürünler ile katma değeri yüksek,<br />

özel proseslere ihtiyaç duyan, ileri<br />

teknolojiyle üretilen teknik tekstil<br />

ürünleri de bulunuyor.<br />

“Bu zorlu süreç içinde<br />

fırsatları barındırıyor”<br />

Diğer yandan sektöre yönelik<br />

değerlendirmelerde bulunan Altın,<br />

bir taraftan ticaret savaşlarının<br />

bir yandan da ekonomide yaşanan<br />

dalgalanmaların sektörü zorladığını<br />

vurguluyor. Bu durumun büyüme<br />

ve kârlılığı baskılamaya devam<br />

edeceğini söyleyen Altın, diğer<br />

bir zorluk alanının ise<br />

çevre olduğunu belirtiyor.<br />

“Azalan doğal kaynaklar,<br />

kirlenen çevre<br />

ve iklim değişikliği tüm<br />

gezegenimizi tehdit<br />

ediyor. Bu da bizlerin,<br />

üretim, satış ve hizmet<br />

dahil tüm süreçlerimizi<br />

360 derece sürdürülebilirlik<br />

yaklaşımıyla<br />

yeniden şekillendirmemizi<br />

gerekli kılıyor” diyen Altın,<br />

“Fakat her sıkıntılı süreç aynı<br />

zamanda kendi içinde fırsatlar da<br />

barındırıyor. Bu süreçte sektörün<br />

iç pazar odaklı üretimden ihracat<br />

odaklı katma değerli üretime doğru<br />

bir dönüşüm geçirmesi büyük<br />

bir fırsat yaratacaktır. Elbette her<br />

ölçekte firmanın bunu hızlı bir<br />

şekilde başarması beklenemez.<br />

Ancak yenidünya düzeni işbirliğine<br />

ve birlikte üretmeye dayalı bir<br />

iş modeline geçmemiz gerektiğine<br />

yönelik birçok ipuçları veriyor”<br />

vurgusu yapıyor. KOBİ’ler de ihracata<br />

yönelirse ya da ihracat odaklı<br />

firmalarla işbirliği içerisinde olursa<br />

öğrenme sürecinin daha kolay atlatabileceğini<br />

belirten Altın, şöyle<br />

devam ediyor:<br />

“Bu da sektörün hep birlikte<br />

büyümesi gelişmesi için bir fırsat<br />

yaratır. Bunun için tüm KOBİ’lerin;<br />

üretim, satış ve pazarlama<br />

süreçleri dahil sürdürülebilirlik<br />

ve inovasyon odaklı bir yapısal<br />

dönüşüme hazır olması gerekiyor.<br />

Ancak bu şekilde günlük sorunlara<br />

takılmaz, sektörünün bütününün<br />

katma değerli bir<br />

ekonomi yarattığı bir<br />

modele geçiş yapabiliriz.<br />

Diğer taraftan<br />

artık satış kanallarını<br />

Firmanın da geliştirmek gerekiyor.<br />

Toptan ya da<br />

yıllık üretim<br />

perakende gibi geleneksel<br />

kanalların yanı<br />

kapasitesi:<br />

170 bin ton sıra müşterilerle daha<br />

sıcak temas edilebilecek<br />

kanallar geliştirmeliyiz. Bunun<br />

için özellikle teknolojiye ve dijitalleşmeye<br />

yatırım yapmak şart. Örneğin<br />

Korteks’te daha 2000 yılının<br />

başında tüketiciye direkt dokunan<br />

bir sistem geliştirmiştik. O sayede<br />

bugün sayıları 4 bini aşan müşteriye<br />

arada bayi, toptancı olmadan<br />

direkt olarak dokunabiliyoruz.”<br />

18


<strong>2019</strong><br />

KORTEKS’İN KİLOMETRE TAŞLARI<br />

1989<br />

1990<br />

2000<br />

2002<br />

2010<br />

2017<br />

1989: Lurgi Projesi ile işletmenin inşaat ve montaj<br />

işlemlerinin tamamlanmasının ardından 21 bin 440<br />

metrekare toplam kurulu alan üzerinde Taç iplik markası<br />

ile üretime başlandı.<br />

1990: Cipsten POY üretim devreye alınarak, 18 ton/gün<br />

kapasite ile POY üretime geçildi. Emre Projesi kapsamında,<br />

işletmede polikondenzasyon tesisi kurularak, 65<br />

ton/gün kapasite ile üretime alındı. Daha sonra mevcut<br />

kapasite geliştirilerek, 80 ton/güne çıkartıldı.<br />

1997:kinci işletme Berkun tesisinin inşaatına başlandı.<br />

1998: Polikondenzasyon, POY ve FDY üniteleri üretime<br />

başladı. Böylelikle Korteks, tek hat üzerinde dünyanın<br />

en büyük kapasiteli kontinü polikondenzasyon ve direkt<br />

eriyik beslemeli POY-FDY üretim tesisi unvanına sahip<br />

oldu.<br />

1999: Büküm ve fikse kazan montajı gerçekleştirildi. 44<br />

bin metrekare kapalı alan ve 22 bin kg/gün kapasitenin<br />

yanı sıra düz iplikten bükümlü (tekstüreden bükümlü),<br />

kar iplik, kdk-lezzeni, shaggy, brode fantezi iplik üretime<br />

kadar ürün çeşitliliği artırıldı.<br />

2000: Toplam 50 bin metrekare kapalı alanda gerçekleştirilen<br />

110 ton/gün üretim sırasında, online proses<br />

kontrol sistemine imkan tanıyan makinelerle tekstüre<br />

iplik üretimi yapılmaya başlandı.<br />

2001:Ürün gamına yeni ürünler katarak daha da çeşitliliği<br />

artırmak adına, Ar-Ge/Ür-Ge pilot makineleri montajı<br />

tamamlandı. Söz konusu makineler, müşterilerin<br />

numune taleplerine minimum miktarlarda ve hızlı dönüş<br />

yapabilmeye ve yeni iplikler geliştirmeye imkan sağladı.<br />

2002: POY paketleme otomasyon montajı gerçek<br />

leştirilerek, poy ağırlıkları 20 kilograma çıkartıldı. Bu<br />

sayede insan hatalarını minimuma indirgemek, müşteri<br />

memnuniyetini artırmak, zaman tasarrufu sağlamak<br />

ve el değmeden yapılan paketleme ile ürünlerin kalitesini<br />

koruması sağlandı. Ayrıca yine 2002 yılında halı,<br />

otomotiv ürünleri gibi farklı müşteri profillerine hizmet<br />

sunmak amacıyla, farklı denye ve flamana sahip iplik<br />

üretimi gerçekleştirebilen hava tekstüre makineleri<br />

montajı devreye alındı.<br />

2003: Tekstüre makineleri devreye alındı. Böylece<br />

üretimin daha verimli ve sıfır hata ile gerçekleştirilmesi<br />

mümkün hale geldi.<br />

2006: İnsan hatalarını minimuma indirgemek, zaman<br />

tasarrufu sağlamak ve el değmeden yapılan paketleme<br />

ile ürünlerin kalitesini korumak amacıyla tekstüre tefrik<br />

paketleme otomasyon montajı Korteks mühendislerince<br />

gerçekleştirildi.<br />

2007: 20/1-30/1 denye ince iplik üretimi ve müşterilerin<br />

bobin boyalı ürün taleplerine karşılık vererek, onları<br />

fason işlemden kurtarmaya yönelik olarak, monoflaman<br />

ayrıştırma ve bobin boyama tesisi montajı tamamlandı.<br />

2008: Haslıkları yüksek, hammaddeden boyalı ürünlerde,<br />

renk çeşitliliğini artırmak ve boya tedarikçilerine<br />

olan bağımlılığı azaltmak adına Masterbatch üretim<br />

tesisi montajı tamamlanarak çalışmalara başlandı.<br />

2010: Hammaddeden boyalı ürünlerde renkli üretim<br />

kapasitesi artırıldı.<br />

2015: Korteks Ar-Ge Merkezi açıldı. Ayrıca 35 adet yeni<br />

jenerasyon tekstüre makinesi montajına başlandı.<br />

2017: Yeni jenerasyon tekstüre makineleri devreye<br />

alındı.<br />

19


<strong>2019</strong><br />

BUSİAD’ın son 25 yıldaki başkanları…<br />

“Bursa’nın yeni sanayi anlayışına<br />

göre konumlanması gerekiyor”<br />

Bursa’da sanayi ve ihracatın ilk sıraya oturduğunu söyleyen Başkanı Ergun Hadi Türkay, “Şehrimizin<br />

yeni sanayi anlayışına göre konumlanması şart. Başka Bursa yok. Sanayi dışındaki, tarım ve<br />

turizm değerlerinin de korunması gerekiyor. Bursa’da artık katma değeri yüksek, ileri teknoloji ile<br />

üretim yapan anlayışın yerleşmesi lazım” diyor.<br />

Bursa sanayicileri arasında,<br />

1978’li yıllarda,<br />

Bursa Ticaret ve Sanayi<br />

Odası’nın (BTSO),<br />

sanayi odası ve ticaret odası<br />

şeklinde iki oda olarak daha<br />

etkin görev yapacağı tartışılıyordu...<br />

Böyle düşünenler TÜ-<br />

SİAD’ı örnek alarak, gönüllülük<br />

esasına dayalı, bağımsız yeni bir<br />

dernek çatısı altında toplanmak<br />

üzere harekete geçti. Böylece<br />

Bursalı sanayicileri ve iş insanlarını<br />

bünyesinde toplayan Bursa<br />

Sanayicileri İşinsanları Derneği<br />

(BUSİAD), gönüllü üyelik temeline<br />

dayanan bir sivil toplum kuruluşu<br />

olarak, Türkiye’nin ikinci,<br />

Anadolu’nun da ilk SİAD’ı olarak<br />

kuruldu. 1978 yılında küçük bir<br />

apartman dairesinde faaliyetine<br />

başlayan BUSİAD, 1995 yılında,<br />

üyelerinin sponsorluğu ile yaptırılan<br />

ve BUSİAD Evi olarak<br />

adlandırılan bugünkü yönetim<br />

binasına geçti.<br />

TÜSİAD’dan sonra Türkiye’nin<br />

en büyük ve en eski gönüllü<br />

işadamları derneği olan BUSİ-<br />

AD’ın çeşitli sektörlerde faaliyet<br />

gösteren yaklaşık 260 üyesi bulunuyor.<br />

BUSİAD üyelerinin 2017<br />

sonu itibariyle yaklaşık bin adet<br />

şirketi var ve bu şirketlerde 100<br />

bine yakın istihdam sağlanıyor.<br />

Şirketlerin yıllık ihracatları toplamı<br />

10 milyar dolar iken, yıllık<br />

ciroları 25 milyar doları geçiyor.<br />

“Kent ve ülke yöneticilerine<br />

büyük görev düşüyor”<br />

BUSİAD Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Ergun Hadi Türkay,<br />

BUSİAD’ın kurulduğu dönemde,<br />

Bursa’nın tarım, biraz sanayi,<br />

çoğunlukla da kaplıca ve kayak<br />

ERGUN HADİ TÜRKAY<br />

BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı:<br />

“BUSİAD, 40 yıl boyunca, durmaksızın<br />

üretilen, sonuçları tüm Bursa tarafından<br />

hissedilen ve paylaşılan bir çabanın<br />

adresi oldu. Değişime yön verdi.”<br />

20


<strong>2019</strong><br />

21


<strong>2019</strong><br />

merkezi özellikleriyle tanındığını<br />

hatırlatıyor. “Şimdi ise Bursa’da<br />

sanayi ve ihracat ilk sırayı almış<br />

durumda. Bunda BUSİAD’ın çabaları<br />

yadsınamaz elbette” diyen<br />

Türkay, “Ancak artık BUSİAD<br />

olarak diyoruz ki, şehrimizin yeni<br />

sanayi anlayışına göre konumlanması<br />

şart. Başka Bursa yok.<br />

Sanayi dışındaki, tarım ve turizm<br />

değerlerinin de korunması gerekiyor.<br />

Bursa’da artık katma değeri<br />

yüksek, ileri teknoloji ile üretim<br />

yapan anlayışın yerleşmesi lazım.<br />

Bunun için de kent ve ülke yöneticilerine<br />

büyük görev düşüyor”<br />

diyerek kente ilişkin vizyonu da<br />

ortaya koyuyor” ifadelerini kullanıyor.<br />

“40 yılda çok büyük<br />

çalışmalara imza attı”<br />

Bursa’nın, Türkiye’nin üretim<br />

ve ihracat üssü olduğuna işaret<br />

eden Türkay, son 40<br />

yılda Bursa’nın bu doğrultuda<br />

önemli adımlar<br />

attığını vurguluyor. Atılan<br />

bu adımlarda BUSİ-<br />

AD’ın öncü olduğunun<br />

altını çiziyor. “Bursa<br />

büyürken, onu büyüten<br />

öncülerin de öncüsüdür<br />

BUSİAD” diyen Türkay,<br />

şöyle devam ediyor:<br />

“BUSİAD, Türkiye’nin ikinci,<br />

Anadolu’nun ise ilk sanayici ve<br />

işadamları derneğidir. Gönüllük<br />

temelinde geçen 40 yılda çok<br />

büyük çalışmalara imza attı. 1978<br />

yılında, kalbi Bursa ve üretme<br />

aşkıyla dolu bir grup gönüllü iş<br />

insanı, Bursa’nın sanay ve iş<br />

BUSİAD’ın<br />

yaklaşık<br />

üye sayısı:<br />

260<br />

kapasitesini yeterli bulmayarak,<br />

bunu nasıl geliştiririz derdine<br />

düştü. Başta rahmetli Doğan<br />

Ersöz olmak üzere, kalpleri Bursa<br />

ve üretme azmiyle<br />

dolu kurucuların öngörüsüyle,<br />

Bursa’da<br />

çok şey değişti. Bir<br />

avuç insandan 300’e<br />

yakın üyesi olan, sözü<br />

Bursa ve Türkiye’de<br />

dinlenen bir kurum<br />

yarattı.”<br />

Sanayinin amiral<br />

gemisi haline geldi<br />

Türkay, BUSİAD’ın, Bursa’nın<br />

ihracatla, kaliteyle tanışmasına<br />

önayak olmasının yanı sıra<br />

nitelikli insan gücüyle ilgili çok<br />

sayıda projeyi de hayata geçirdiğini<br />

vurguluyor. Tüm bu çalışmaların<br />

BUSİAD’ı sanayinin<br />

amiral gemisi yaptığına işaret<br />

eden Türkay, “BUSİAD,<br />

durmaksızın üretilen,<br />

sonuçları tüm Bursa<br />

tarafından hissedilen ve<br />

paylaşılan bir çabanın<br />

adresi oldu. Tabii ki<br />

geçen 40 yıl değişimleri<br />

de beraberinde getirdi.<br />

Her gelen değişimi çok<br />

önceden gören, ortak<br />

aklın merkezi BUSİAD,<br />

yapılm ıraya koyarak bu değişime<br />

yön verdi” şeklinde konuşuyor.<br />

Kalitenin ve özgünlüğün<br />

artırılmasına önayak oldu<br />

BUSİAD’ın 1978’den 1990’ların<br />

başına kadar Bursa’ya ihracatı<br />

ve yasal altyapıları öğretme<br />

konusunda öncülük üstlendiğini<br />

dile getiren Türkay, 1990’dan<br />

2000’lere kadar ise kentin tanınması,<br />

ürünlerde kalitenin ve<br />

özgünlüğün artırılmasına<br />

dönük çabaların merkezi<br />

olduğunu anlatıyor.<br />

“2000’lerden itibaren<br />

Üyelerin<br />

nitelikli insan gücünün<br />

yaklaşık önemi ön plana çıkmaya<br />

başladı. BUSİAD, Bursa<br />

şirket adedi:<br />

Eğitim Geliştirme Vakfı<br />

(BEGEV) ve üniversite-sanayi<br />

işbirlikleri gibi<br />

1000<br />

konularla bu sürece yine<br />

yön verdi” diyen Türkay,<br />

sözlerini şöyle tamamlıyor:<br />

“Günümüzde ise diğer tüm<br />

konulara ek olarak, 4. Sanayi<br />

Devrimi’nin ve dijitalleşmenin<br />

konuşulduğu bir döneme girdik.<br />

BUSİAD, bunu da önceden<br />

gördüğü için kolları uzun bir süre<br />

önce sıvadı. Endüstri 4.0 toplantıları<br />

yaparak, Ar-Ge mühendisi<br />

yetiştirme programlarıyla öngörülü<br />

bir kurum olduğunu bir kez<br />

daha ortaya koydu.”<br />

22


<strong>2019</strong><br />

Tekstil devi Özdilek<br />

her geçen gün büyüyor<br />

Geçen yıl 2.6 milyar liralık ciroya ulaşan Türkiye’nin tekstil devi Özdilek, bu yıl 3.1 milyar lira ciro<br />

hedefliyor. Holding olarak bünyesinde 8 bin kişi istihdam eden Özdilek, diğer yandan 235 milyon<br />

işçilik, 222 milyon direkt ve endirekt vergi ödemesi ile Türkiye’nin ilk 500 sanayi kuruluşu içinde<br />

yer alıyor.<br />

Özdilek mağazalarını her<br />

yıl 70 milyon kişi ziyaret<br />

ediyor. Sıfırdan başlayarak<br />

güçlü bir marka<br />

yaratan Hüseyin Özdilek, insan<br />

odaklı çalışmalarıyla da dikkat çekiyor.<br />

Türkiye’nin dört bir yanında<br />

Özdilek imzası ile kurulan okullarda<br />

yüzlerce öğrenci eğitim alıyor.<br />

Özdilek Vakfı ise ihtiyaç sahibi<br />

öğrencilerin yardımına koşuyor.<br />

Alışveriş merkezleri ile öne çıkan<br />

Özdilek, turizmden inşaata, kafe<br />

restoran işletmeciliğinden sigorta<br />

ve elektronik ticarete kadar farklı<br />

sektörlerde de yatırımlarını sürdürüyor.<br />

Özdilek Holding Yönetim<br />

Kurulu Başkanı Hüseyin Özdilek,<br />

“İşimizi sabahtan akşama kadar<br />

her zaman haz alarak yaptık.<br />

Türkiye’de o yıllarda tarıma dayalı<br />

bir ekonomi vardı. Şehirlerde ise<br />

fabrikalar ve seri üretim azdı.<br />

1971 yılında Bursa’da iki tezgahla<br />

dokuma atölyemizi kurduk. 1983<br />

yılında 1.200 tonluk havlu fabrikamızı<br />

açarak, sanayileşme yolunda<br />

ilk yatırımımızı hayata geçirdik”<br />

diyor.<br />

Mağazalarına yılda<br />

70 milyon müşteri geliyor<br />

Bugün gelinen noktada dünya<br />

genelinde 150 franchise verilen<br />

mağaza ve bin noktada Özdilek<br />

ürünü satılıyor ve mağazalara<br />

yılda toplam 70 milyon müşteri<br />

geliyor. Mevcut tesislerini, 3-4 yıl<br />

içinde Badırga’da bulunan TO-<br />

SAB’da 100 dönüm arazi üzerine<br />

kuracağını belirten Özdilek,<br />

firma olarak hedeflerinin, alışveriş<br />

merkezleri ve ev tekstilinde optimal<br />

büyüklüğe ulaşmak olduğunu<br />

belirtiyor. Holding olarak hedeflerinin<br />

ise üretim ve sanayi sektörlerini<br />

bırakmadan hizmet sektöründe<br />

katma değer yaratmaya devam<br />

etmek olduğunun altını çiziyor.<br />

Özdilek bu başarılarını, firma<br />

kültüründeki tutarlılık ve sürdürülebilirliğin<br />

yanı sıra optimal verim-<br />

HÜSEYİN ÖZDİLEK<br />

Özdilek Holding<br />

Yönetim Kurulu Başkanı:<br />

“Çalışmalarımızda ve yatırımlarımızda<br />

hem ülkemizi ileriye taşımak hem de<br />

istihdam sağlamak amacıyla ilerliyoruz.”<br />

24


<strong>2019</strong><br />

lilik, doğru pazarlama stratejileri,<br />

ekip çalışması ve bütçe disiplinine<br />

sadık kalmalarına bağlıyor.<br />

Örnek sosyal sorumluluk<br />

projelerine imza atıyor<br />

Sürdürülebilir büyüme hedeflerine<br />

yönelik sosyal sorumluluk<br />

projeleri ile her zaman topluma<br />

örnek bir kuruluş olmaya<br />

çalıştıklarına değinen<br />

Özdilek, insana saygı<br />

ve topluma her zaman<br />

örnek olma misyonuyla<br />

tüm faaliyetlerini sosyal<br />

sorumluluk bilinciyle<br />

yönettiklerini aktarıyor.<br />

“Yönetim anlayışımızın<br />

temel ve değişmez<br />

unsurlarından biri olan<br />

kurumsal sosyal sorumluluk kapsamında<br />

geleceğimizin en önemli<br />

temel taşlarından olan Türk eğitim<br />

ve öğretimine katkı sağlamayı<br />

kendimize görev biliyoruz” diyen<br />

Özdilek, şunları kaydediyor:<br />

“Bu çerçevede topluluğumuzu<br />

oluşturan tüm kurumlarımızın<br />

faaliyetlerinin ekonomik, sosyal ve<br />

çevresel etkilerini sorumluluk anlayışı<br />

içinde kurguluyor, toplumu<br />

geliştirmeyi önceliğimize alıyoruz.<br />

Diğer yandan geleceğimizi emanet<br />

ettiğimiz genç beyinlerin eğitimini<br />

çok önemsiyoruz. Bu bakış açısını<br />

benimsemiş bir kurum olarak<br />

bugüne kadar 8 okul yaptırmanın<br />

ve Milli Eğitim Bakanlığı’na teslim<br />

etmenin mutluluğunu yaşıyoruz.<br />

Özdilek Vakfı ile de ülke genelinde<br />

ihtiyaç sahibi ve başarılı üniversite<br />

eğitimini sürdüren yaklaşık yüz<br />

Özdilek Holding’in<br />

toplam istihdamı:<br />

8 bin<br />

öğrenciye burs imkanı sağlamaktayız.”<br />

Özdilek, sosyal sorumluluk<br />

projeleri kapsamında İzmir’de<br />

bir polis merkezi ve İnegöl’de bir<br />

sağlık ocağı açtıklarını anlatıyor.<br />

Bunun yanı sıra Eskişehir Tepebaşı’nda<br />

Özdilek Kültür Merkezi’nin,<br />

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi<br />

bünyesinde hizmet verdiğini<br />

söyleyen Özdilek, “2017<br />

yılında ÖzdilekPark<br />

İstanbul Alışveriş Merkezi’nin<br />

içerisinde 100’e<br />

yakın ünlü heykelinin<br />

bulunduğu Balmumu<br />

Heykel Müzesi’ni açarak,<br />

misafirlerimizin<br />

hizmetine sunduk” şeklinde<br />

konuşuyor.<br />

“Ülkemizi ileriye taşımak<br />

amacıyla ilerliyoruz”<br />

“İnsan önce ülkesini sevmeli”<br />

vurgusunu yapan Özdilek, “Biz de<br />

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni<br />

seviyoruz. Bu nedenle ülkemizi<br />

muasır medeniyetler seviyesine<br />

ulaştırmak için elimizden gelen<br />

gayreti gösteriyoruz. Çalışmalarımızda<br />

ve yatırımlarımızda hem<br />

ülkemizi ileriye taşımak hem de<br />

istihdam sağlamak amacıyla ilerliyoruz”<br />

ifadelerini kullanıyor. Öte<br />

yandan sosyal sorumluluk alanında<br />

ilk projelerini hayata geçirdikleri<br />

dönemin koşullarına değinen<br />

Özdilek, “O dönemlerde, gelecek<br />

nesilleri bilgi ile donatmanın<br />

önemini fark ederek, 1996 yılında<br />

doğduğum Tokat’ın Erbaa ilçesinde<br />

ilk olarak Hüseyin Özdilek<br />

İlköğretim Okulu’nu açtık. 1997’de<br />

Bursa Yıldırım’da Naz Özdilek İlköğretim<br />

Okulu’nu ve yine aynı yıl<br />

Emir Murat Özdilek Turizm Lisesi<br />

ve Uygulama Oteli’ni açtık. Gençler,<br />

okullarımızda iyi eğitim alıp<br />

iyi yerlere gelecek, meslek sahibi<br />

olup çalışacaklar” diyor. Özdilek,<br />

bu yatırımların kurumlarına geri<br />

dönüşünü ise şöyle özetliyor:<br />

“Sosyal, kültürel, ekonomik ve<br />

çevresel konularda; duyarlı, etik,<br />

sorumluluk sahibi yaklaşımlarla<br />

toplumsal konulara değer veren<br />

bir kurum oluşumuz, eğitime ve<br />

sanata verdiğimiz önem bizi tercih<br />

edilen bir kurum haline getiriyor.<br />

Sosyal sorumluluk projelerimizde<br />

aldığımız geri dönüşlere en<br />

güzel örnek olarak okullarımızda<br />

okuyan öğrencilerimizden bazılarının<br />

kariyerlerine kurumumuzda<br />

devam etmelerini verebilirim. Bu<br />

dönüşümle, gençleri hem eğitim<br />

hem de kariyer hedeflerinde<br />

desteklemiş oluyoruz.” Eğitime<br />

destek veren çalışmaların yanı<br />

sıra kurumsal sosyal sorumluluk<br />

bilinci doğrultusunda ve çevre farkındalığı<br />

yaratılması adına, TEMA<br />

Vakfı ile Bursa Karacabey’de 30<br />

bin fidan projesini hayata geçiren<br />

Özdilek, tüm insanlığın ortak değeri<br />

olan dünyayı ve çevreyi koruma<br />

fikriyle TEMA Vakfı’nın projesine<br />

de destek oluyor. Özdilek<br />

Holding, Özdilek Vakfı ve Özdilekteyim.com<br />

hatıra ormanları ile 30<br />

bin fidanı toprakla buluşturmanın<br />

mutluluğunu yaşıyor.<br />

25


<strong>2019</strong><br />

BOSİAD, sanayicinin<br />

ihtiyacı olan nitelikli<br />

eleman yetiştiren<br />

meslek liselerine<br />

yönelik farkındalığı<br />

artırmak amacıyla<br />

“Güçlü Türkiye İçin<br />

Mesleki Eğitim” adı<br />

altında başlattığı<br />

BOSİAD Mesleki–Teknik<br />

Eğitimi Özendirme<br />

Projesi için düğmeye<br />

bastı.<br />

BOSİAD sanayide nitelikli<br />

eleman için harekete geçti<br />

Bursa Organize Sanayi<br />

Bölgesi Sanayicileri ve İş<br />

İnsanları Derneği<br />

(BOSİAD) Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Rasim Çağan, kalkınmış<br />

ve refah düzeyini yakalamış bir<br />

Türkiye’nin geleceğinin eğitimden<br />

ve bilgiyle donanmış genç nesillerin<br />

yetiştirilmesinden geçtiğini söylüyor.<br />

Bunda da mesleki eğitimin<br />

payının büyük olduğunu belirten<br />

Çağan, “Gençlerin mesleki teknik<br />

eğitime yönlendirilmesi, sanayicinin<br />

ihtiyaç duyduğu nitelikli ara<br />

eleman değil, aranan eleman yetiştirilmesi<br />

adına oldukça önemli.<br />

BOSİAD olarak bu konuya dikkat<br />

çekmek amacıyla BOSİAD Mesleki–Teknik<br />

Eğitimi Özendirme Projesi<br />

başlattık” diyor. Bu kapsamda<br />

Bursa Merinos AKKM’de farklı bir<br />

etkinliğe imza attıklarını aktaran<br />

Çağan, şunları kaydediyor:<br />

“Gerçekleşen organizasyonda<br />

sahne alan İş’ten Sesler Korosu<br />

dinleyicilerin beğenisini topladı.<br />

Aysel Güler ve Şef Kenan Güler’in<br />

yönetimindeki Akteknik Kalıp,<br />

Bosch, BOSİAD, Elsisan, Martur-<br />

Fompak, Oyak Renault ve Türkün<br />

Holding firmalarının çalışanlarından<br />

oluşan koro birbirinden güzel<br />

eserleri seslendirdi. Bu anlamlı<br />

gece için hazırlanan, BOSİAD<br />

yönetim kurulu üyeleri ve sanayicilerin<br />

rol alıp seslendirdiği rap<br />

klip unutulmayacak bir anı olarak<br />

hafızalarda yerini aldı. Sözlerini<br />

BTSO eski Genel Sekreteri ve<br />

Bursa Çimento Şirketler Grubu<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Ergun<br />

Kağıtçıbaşı’nın yazdığı rap şarkı<br />

internet ortamında büyük beğeni<br />

topladı. Klip, ulusal basında büyük<br />

ses getirdi.”<br />

Ocak <strong>2019</strong>’daki ilk etkinliğin<br />

ardından “Güçlü Türkiye İçin<br />

Mesleki Eğitim” başlığı altındaki<br />

BOSİAD Mesleki–Teknik Eğitimi<br />

Özendirme Projesi’nin tüm yıl<br />

boyunca süreceğinin bilgisini veren<br />

Çağan, “Diğer yandan ‘Bu fabrikada<br />

işe alımlarda meslek lisesi mezunu<br />

olması tercih sebebidir’ yazılı<br />

tabelalar fabrikalara asılarak farkındalık<br />

çalışmaları devam edecek.<br />

SİAD’larla birlikte Bursa özelinde<br />

bir zirve ya da çalıştay düzenlenecek”<br />

ifadelerini kullanıyor.<br />

Mesleki eğitim işbirliği<br />

protokolü imzalandı<br />

Çağan, diğer yandan Milli<br />

Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un da<br />

katıldığı törenle, Mesleki Eğitim İş<br />

Birliği Protokolü imzalandığını vurguluyor.<br />

Çağan, protokolde, BOSİ-<br />

AD ile birlikte Bilişim Sektörü İş<br />

Adamları ve Profesyonelleri Derneği,<br />

Ermetal Otomotiv ve Eşya<br />

Sanayi, Oyak Renault Otomobil<br />

Fabrikaları, Peryön Güney Marmara<br />

Türkiye İnsan Yönetimi Derneği,<br />

Uludağ Organize Sanayi Bölgesi<br />

Başkanlığı ile Rumelili Yönetici Sanayici<br />

ve İşadamları Derneği’nin de<br />

yer aldığını anlatıyor. BOSİAD eski<br />

Başkanı Abdullah Bayrak başkanlığındaki<br />

yönetimin başlattığı projeyi<br />

devam ettireceklerini söyleyen<br />

Çağan, şöyle devam ediyor:<br />

“Şimdi bu farkındalığı bir adım<br />

daha öteye taşıyarak fabrikalarımızın<br />

kapısına ‘Bu fabrikada meslek<br />

lisesi önceliğimizdir’ sloganlı<br />

logolar asacağız. Bu projenin daha<br />

da üstüne giderek çeşitli faaliyetler<br />

gerçekleştirmek istiyoruz. Tüm<br />

faaliyetlerimizi önce bölge sanayicilerimizin<br />

sonra da ülkemizin ekonomik<br />

ve sosyal alandaki gelişimi<br />

üzerine kurguluyoruz. Bu alanda<br />

oluşturduğumuz bilinç ne kadar<br />

yüksek olursa faydasını o kadar çok<br />

göreceğimize inanıyorum.”<br />

RASİM ÇAĞAN<br />

BOSİAD Yönetim Kurulu Başkanı:<br />

“Gençlerin mesleki teknik eğitime yönlendirilmesi,<br />

sanayicinin ihtiyaç duyduğu<br />

nitelikli ara eleman değil, aranan eleman<br />

yetiştirilmesi adına oldukça önemli.”<br />

26


<strong>2019</strong><br />

27


<strong>2019</strong><br />

Sinta, sahip olduğu<br />

sektör tecrübesiyle sanayi<br />

yapıları inşaatında önemli<br />

projelere imza atmaya<br />

devam ediyor.<br />

Sinta Yönetim Kurulu Başkan<br />

Vekili İlker Oral, “Bölgemizde<br />

inşaat sektörünün<br />

atardamarlarından biri olan<br />

firmamız bu yıl da gerek<br />

müşteri memnuniyetini<br />

arttırmak gerekse başarılı<br />

işlere imza atmak adına<br />

üzerine düşen<br />

görevleri yerine getirmeyi<br />

sürdürecektir” diyor.<br />

Sinta, sanayi yapıları inşaatında<br />

sektör öncüsü konumunda<br />

Kuruluşundan bugüne<br />

kadar geçen 40 yılı aşkın<br />

sürede deneyimiyle<br />

inşaat sektörünün her<br />

alanında öncüler arasında olan<br />

Sinta Sanayi İnşaat, sanayi yapıları<br />

inşaatında önemli projelere imza<br />

atmaya devam ediyor. Sinta’nın<br />

bu yıl yapımına başladığı ve yapımı<br />

devam eden başlıca projeleri<br />

arasında; Tece Dekor Kağıt Baskı<br />

ve Emprenye Sanayi’nin mevcut<br />

tesislerine idari bina; Oyak Renault<br />

Otomobil Fabrikaları’nın mevcut<br />

tesislerine dökümhane binası;<br />

Çemtaş Çelik Makine’nin mevcut<br />

tesislerine yeni üretim holü; E.N.A.<br />

Tekstil’in prefabrik katlı ve tek katlı<br />

çelik konstrüksiyon tevsi fabrika<br />

binası; Asil Çelik’in mevcut tesislerine<br />

çelikhane ergitme ve döküm<br />

holleri ana bina güçlendirme ile<br />

Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi<br />

Müdürlüğü’nün antrepo inşaatları<br />

bulunuyor.<br />

Sinta Yönetim Kurulu Başkan<br />

Vekili İlker Oral, 2018 yılının<br />

son çeyreğinde yaşanan ekonomik<br />

sıkıntılar ve dolar kurundaki<br />

dalgalanmalar sonucunda inşaat<br />

sektöründe yaşanan daralmanın<br />

faizlerin düşüşü ile hareketlenmeye<br />

başlayacağı öngörüsünde bulunuyor.<br />

Oral, “Bölgemizde inşaat<br />

sektörünün atardamarlarından biri<br />

olan firmamız, bu yıl da gerek müşteri<br />

memnuniyeti arttırmak gerekse<br />

başarılı işlere imza atmak adına<br />

üzerine düşen görevleri yerine<br />

getirmeye devam edecektir” diyor.<br />

“İnşaat sektörünün<br />

büyümeye katkısı yadsınamaz”<br />

Sektöre yönelik değerlendirmelerde<br />

bulunan Oral, ülke ekonomisinin<br />

her alanının inşaat sektörü<br />

ile kesiştiğini vurguluyor. “Küresel<br />

ve bölgesel tüm olumsuzluklara<br />

rağmen ülkemizin yakaladığı her<br />

büyüme trendinde inşaat sektörünün<br />

katkısı yadsınamaz. İnşaat<br />

sektörü büyüdükçe, Türkiye’de<br />

büyümeye devam edecek” diyen<br />

Oral, “Yatırım süresinin tehlikeli<br />

bir şekilde arttığı alanlardan biri de<br />

inşaat sektörü. Türkiye’de inşaat<br />

sektöründe 5 yıl önce yatırımın<br />

geri dönüşü en fazla 7 ya da 9 yılda<br />

olmaktaydı. Son 5 yıldır yaşanan<br />

daralma, maliyetlerin yükselmesi,<br />

artan kur gibi etkenlerden dolayı<br />

geri dönüş sürelerinin en az 17-18<br />

yıla, en fazla da 25 yıla kadar uzadığını<br />

görüyoruz” şeklinde konuşuyor.<br />

“Sektördeki kan kaybının<br />

durdurulması gerekiyor”<br />

İnşaat sektörü güven endeksinin<br />

de bir önceki ayda 56,7 iken,<br />

şubat ayında yüzde 8,7 oranında<br />

azalarak 51,8 değerini aldığını belirten<br />

Oral, “Güven kaybında inşaat<br />

sektöründe yaşanan sıkıntılar ve<br />

faaliyetlerdeki düşüşler önemli<br />

rol oynadı. <strong>2019</strong> yılında Türkiye<br />

ekonomisinin arzu edilen ölçüde<br />

büyümesi için inşaat sektöründeki<br />

kan kaybının durdurulması gerekiyor”<br />

ifadelerini kullanıyor. Oral,<br />

şöyle devam ediyor:“Hükümetin<br />

ekonomiyi canlandırmak için almış<br />

olduğu tedbirlerden konut teslimlerindeki<br />

KDV uygulamasının<br />

yüzde 18 yerine yüzde 8 olması ve<br />

yüzde 4 olan tapu harcının yüzde<br />

3’e indirilmesi uygulamalarının bu<br />

yıl da devam etmesi sektöre olumlu<br />

katkı sağlayacaktır.”<br />

İLKER ORAL<br />

Sinta Yönetim Kurulu Başkan Vekili:<br />

“İnşaat sektöründe yaşanan daralmanın<br />

faizlerin düşüşü ile hareketlenmeye başlayacağını<br />

öngörüyoruz.”<br />

28


<strong>2019</strong><br />

29


<strong>2019</strong><br />

Bursa Çimento, yüzyılın fabrikasıyla<br />

‘yeni nesil’ üretim hedefliyor<br />

Bursa Çimento’nun, 50’nci yılında, 50 milyon tona ulaşan satış rakamı ve 3 binin üzerindeki<br />

ortak sayısıyla, Borsa İstanbul’da işlem gördüğünü söyleyen Bursa Çimento Genel Müdürü<br />

Osman Nemli, “İkinci çeyrekte, yüzyılın fabrikasını planlayarak yeni nesil çimento üretim<br />

tesisleri arasında yer almayı hedefliyoruz” diyor.<br />

Bursa bölgesinin çimento<br />

ihtiyacını karşılamak<br />

üzere 1966 yılında, 30<br />

bin lira sermaye ve bin<br />

236 ortakla Bursa’nın ilk halka<br />

açık anonim şirketi olarak kurulan<br />

Bursa Çimento Fabrikası A.Ş,<br />

iştiraki olduğu şirketlerle Türkiye<br />

için üretmeye devam ediyor. Bursa<br />

Çimento Genel Müdürü Osman<br />

Nemli, “Kurulduğu günden beri<br />

yarattığı istihdam ve artı değerle<br />

adını aldığı şehrin her hanesine,<br />

her sokağına, her sektörüne dokunan<br />

Bursa Çimento; eğitimden<br />

sanata, ekonomiden spora hayatın<br />

tam merkezinde Bursa için Bursa<br />

ile beraber büyüyor” diyor. Bursa<br />

Çimento’nun, 50’nci yılında, 50<br />

milyon tona ulaşan satış rakamı ve<br />

3 binin üzerindeki ortak sayısıyla,<br />

Borsa İstanbul’da işlem gördüğünü<br />

belirten Nemli, ikinci çeyrekte,<br />

yüzyılın fabrikasını planlayarak<br />

yeni nesil çimento üretim tesisleri<br />

arasında yer almayı hedeflediklerini<br />

belirtiyor. Nemli, şunları kaydediyor:<br />

“Farklı sektörlere yatırım yapan<br />

Bursa Çimento; İSO sektör liderleri<br />

sıralamasında ilk 500’de olan<br />

Bursa Beton AŞ’nin tamamının,<br />

İSO sektör liderleri sıralamasında<br />

ilk 500’de yer alan ve alaşımlı çelik<br />

ihracatı Türkiye birincisi olan<br />

Çemtaş’ın yüzde 58’inin, kurumlar<br />

vergisi sıralamasında Gemlik<br />

ikincisi olan Roda Liman AŞ’nin<br />

yüzde 50’sinin, Ares Çimento AŞ<br />

tamamının sahibidir. Bursa kurumlar<br />

vergisi sıralamasında 7’nci<br />

ve İSO sektör liderler sıralamasında<br />

ikinci 500’de yer alan Bursa<br />

Çimento Fabrikası, iştirakleriyle<br />

binlerce kişiye istihdam yaratırken,<br />

ülke ekonomisine katkı sağlamaya<br />

devam ediyor.”<br />

Kurumsal sosyal sorumluluk<br />

projeleriyle ön plana çıkıyor<br />

Bursa Çimento’nun öncelikle<br />

kurulu olduğu Kestel ilçesi başta<br />

olmak üzere Bursa’nın eğitim,<br />

sağlık, spor, çevre ve kültür alanlarına<br />

kurumsal sosyal sorumluluk<br />

anlayışıyla destek verdiğine dikkat<br />

çeken Nemli; inşa edilerek Milli<br />

Eğitim Bakanlığı’na bağışlanan<br />

Kestel Bursa Çimento Mesleki ve<br />

Teknik Anadolu Lisesi’nin hamiliğini<br />

sürdürdüğünü, Kestelspor’u<br />

ve amatör spor kulüplerini desteklediğini,<br />

lise ve üniversite öğrencilerine<br />

staj imkânı sağladığını,<br />

düzenli olarak her yıl binlerce ağaç<br />

diktiğini vurguluyor. Nemli, “Bursa<br />

Çimento tam 50 yıldır ülkemizin<br />

ve Bursa’mızın ekonomik ve sosyal<br />

hayatına dokunmaya, istihdam<br />

yaratmaya, büyümeye, üretmeye<br />

ve değişimi yönetmeye devam<br />

ediyor. Çünkü Bursa Çimento’nun<br />

dokusunda Bursa var” ifadelerini<br />

kullanıyor.<br />

OSMAN NEMLİ<br />

Bursa Çimento Genel Müdürü:<br />

“Bursa Çimento Fabrikası, iştirakleriyle<br />

binlerce kişiye istihdam yaratırken, ülke<br />

ekonomisine katkı sağlamaya devam<br />

ediyor.”<br />

30


<strong>2019</strong><br />

31


<strong>2019</strong><br />

Ekonomi sohbetleri geleneğe dönüştü<br />

Ekonomik gelişmelerin<br />

masaya yatırıldığı Best<br />

Grubu toplantıları 26<br />

yıllık geleneğe dönüştü.<br />

Bursa Sanayicileri ve İşinsanları<br />

Derneği’nin (BUSİAD) eski yönetimine<br />

BEST kısaltmasıyla hayat<br />

veren işadamları, her ayın ilk salı<br />

günü buluşup, dünya ve ülke<br />

ekonomisine yönelik tüm güncel<br />

gelişmeleri masaya yatırmaya<br />

devam ediyor. Bugün 26 yıllık bir<br />

geleneğe dönüşen Best Grubu<br />

toplantıları BUSİAD yönetiminde<br />

yer alan bir grup işadamının<br />

ekonomi sohbeti buluşmalarıyla<br />

başladı. 26 yıllık dostluk grubunda,<br />

her üye kendi sektörüyle ilgili<br />

gelişmeleri ve sorunları paylaşırken,<br />

ekonomik beklentileri de dile<br />

getiriliyor.<br />

Bursa ve Türkiye ekonomisine<br />

yön veren isimler bulunuyor<br />

Başkanlığını Zorlu Holding Eş<br />

Başkanı Zeki Zorlu’nun, Genel<br />

Sekreterliğini Evinoks Şirketler<br />

Grubu Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Coşkun İrfan’ın üstlendiği Best<br />

Grubu’nda, farklı sektörlerde<br />

Bursa ve Türkiye ekonomisine<br />

yön veren isimler bulunuyor.<br />

Grupta; Zorlu Holding Eş Başkanı<br />

Zeki Zorlu, Evinoks Şirketler<br />

Grubu Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Coşkun İrfan, İstanbul Ticaret<br />

Üniversitesi Bursa Koordinatörü<br />

Prof. Dr. Ali Ceylan, Sinta Şirketler<br />

Grubu Yönetim Kurulu Başkan<br />

Vekili İlker Oral, Seger A.Ş.<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Sinan<br />

Baykal, Tike Halı Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Nuri Tike, Skal Kulübü<br />

Başkanı Işık Uğurtuğ, Altınsoy<br />

Madencilik Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Nurullah Altınsoy, Vetaş A.Ş.<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul<br />

Karasarlıoğlu, Kaplanlar A.Ş.<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Ertuğrul<br />

Kaplan, Taşdelen Holding<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa<br />

Taşdelen ve Ekohaber Gazetesi<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Tahsin<br />

Ardıç yer alıyor.<br />

32


<strong>2019</strong><br />

33


<strong>2019</strong><br />

DOSAB, ihracatıyla<br />

74 ili geride bıraktı<br />

DOSAB Yönetim Kurulu Başkanı Ersan Özsoy, geçen yıl DOSAB firmaları tarafından yapılan ihracatın<br />

4,5 milyar dolara yaklaştığını belirterek, “Bünyesinde Tofaş gibi büyük bir üretici ve ihracatçı firmayı<br />

barındıran DOSAB, bu rakamla Türkiye’de en fazla ihracat yapılan sekizinci il gibi de düşünülebilir.<br />

Bölgemizden yapılan ihracat rakamı 74 ili geride bırakıyor” diyor.<br />

Sanayi oluşumu 1971 yılında<br />

Tofaş ile başlayan<br />

ve 1990’da resmi olarak<br />

kurulan Demirtaş Organize<br />

Sanayi Bölgesi’nde (DOSAB),<br />

Aralık 2018 itibariyle, 515 adet faal<br />

firma bulunuyor ve bölgede toplam<br />

42 bin kişi istihdam ediliyor.<br />

384 hektarı sanayi parseli, 11 hektarı<br />

atık su arıtma tesisi, 6 hektarı<br />

teknik altyapı alanı ve 82 hektarı<br />

yeşil alan olmak üzere toplam 483<br />

hektardan oluşuyor. Bölgedeki 347<br />

sanayi parselinden 314’ü dolu durumda.<br />

İSO Türkiye’nin En Büyük<br />

1.000 Sanayi Kuruluşu arasında<br />

14; BTSO Bursa’nın 250 Büyük<br />

Firması arasında da 35 DOSAB<br />

katılımcısı firma yer alıyor. Her<br />

türlü alt ve üst yapı yatırımlarını<br />

tamamlayan, katılımcılarına<br />

kaliteli, kesintisiz ve uygun fiyatlı<br />

hizmet üreten, sosyal tesisleri ve<br />

sosyal projeleri ile de fark yaratan<br />

DOSAB, Türkiye’deki OSB uygulamasının<br />

başarılı örnekleri arasında<br />

gösteriliyor.<br />

DOSAB Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Ersan Özsoy, geçen yıl DO-<br />

SAB firmaları tarafından yapılan<br />

ihracatın 4,5 milyar dolara yaklaştığını<br />

söylüyor. Özsoy, “Bünyesinde<br />

Tofaş gibi büyük bir üretici<br />

ve ihracatçı firmayı barındıran<br />

DOSAB, bu rakamla Türkiye’de<br />

en fazla ihracat yapılan sekizinci il<br />

gibi de düşünülebilir. Bölgemizden<br />

yapılan ihracat rakamı 74 ili geride<br />

bırakıyor” diyor. Diğer yandan<br />

2018 yılında ekonomide yeni dengeler<br />

oluştuğuna değinen Özsoy,<br />

“Sanayimizdeki tabloyu en sağlıklı<br />

şekilde enerji tüketim değerlerinden<br />

takip edebiliyoruz. DOSAB’da<br />

2018 yılında 1 milyar 132 milyon<br />

kilowatt saat olan elektrik tüketiminin<br />

2017’ye göre yüzde 0,46<br />

düştüğünü görüyoruz. Doğalgazda<br />

da aynı dönemde yüzde 1,15<br />

oranında gerileme var. Sanayiciler<br />

olarak öngörülebilir ve oynak<br />

olmayan kur seviyesi, daha düşük<br />

finansman maliyeti, bankacılık ve<br />

finans sektörünün özde desteğiyle<br />

reel sektör zor süreçten başarıyla<br />

çıkacaktır. Bizler enflasyonun gerilediği,<br />

yapısal sorunların gerçekçi<br />

çözümlerle çözüleceği politikala-<br />

ERSAN ÖZSOY<br />

DOSAB Yönetim Kurulu Başkanı:<br />

“İSO Türkiye’nin En Büyük 1.000 Sanayi<br />

Kuruluşu arasında 14; BTSO Bursa’nın<br />

250 Büyük Firması arasında da 35 DO-<br />

SAB katılımcısı fi rma yer alıyor.”<br />

34


<strong>2019</strong><br />

rın uygulandığı günleri bekliyoruz”<br />

şeklinde konuşuyor.<br />

Otomotiv sektörü<br />

üretim ve ihracatta öncü<br />

DOSAB’da sayısal olarak bakıldığında<br />

en çok tekstil firması<br />

bulunuyor. Tekstili, otomotiv ana<br />

ve yan sanayi ile makine-metal<br />

sektörü firmaları takip ediyor. Ancak<br />

üretim, ihracat, istihdam gibi<br />

değerler açısından bakıldığında<br />

otomotiv sektörü büyük bir farkla<br />

öncü konumunda. İhracatta Tofaş’ın<br />

da varlığı düşünüldüğünde 3<br />

milyar 750 milyon dolar civarında<br />

otomotiv ana ve yan sanayi ihracatı<br />

söz konusu. Yine istihdamda<br />

sektörün 20 binin üzerinde<br />

istihdamı var.<br />

DOSAB ev tekstili<br />

sektöründe de Avrupa<br />

DOSAB’daki<br />

faal<br />

firma sayısı:<br />

515<br />

pazarında söz sahibi,<br />

öncü ve güçlü firmalara<br />

sahip. İhracatta<br />

ana pazarlarını Avrupa<br />

ülkeleri ve Amerika<br />

kıtası oluşturuyor. 2015<br />

yılında kümelenme iş<br />

modelinin bölge firmalarına<br />

dış satımda fayda sağlayacağını<br />

düşünerek Ur-Ge projeleri<br />

hayata geçirdiklerini hatırlatan<br />

Özsoy, “İlk projemiz ev tekstili<br />

sektöründe oldu ve 3 yıllık süreci<br />

başarıyla tamamladı. Bu yıl itibariyle<br />

ev tekstilinde ikinci Ur-Ge<br />

projemize başladık. Kümelenme<br />

ile dış ticaret heyeti organizasyonları<br />

yanında firmalarımıza desen<br />

tasarım oluşturmada uluslararası<br />

öncü firmalardan eğitim ve danışmanlık<br />

almalarını sağladık. İhracat<br />

pazarları için oldukça verimli<br />

sonuçlar aldık. Projemiz 2017’de<br />

Ekonomi Bakanlığı tarafından<br />

En İyi Uygulama Ödülü’ne layık<br />

görüldü” ifadelerini kullanıyor. Özsoy,<br />

yine firmalara ihracatta katkı<br />

sağlamak adına Otomotiv ve Yan<br />

Sanayi Ur Ge Projesi’nin 2016’dan<br />

bu yana devam ettiğini aktarıyor.<br />

Depo binaları sanayicinin<br />

hizmetine sunuldu<br />

Bölgedeki yatırımlar hakkında bilgi<br />

veren Özsoy, geçen yıl iki büyük<br />

yatırımdan birini tamamlayarak<br />

sanayicinin hizmetine sunduklarını<br />

anlatıyor. Özsoy, “Bölgemizde<br />

faaliyet gösteren firmaların depolamalarını<br />

başka alanda yaparak<br />

üretim alanlarını genişletme<br />

amacıyla projelendirip yapımına<br />

başladığımız DOSAB Depo binalarını<br />

2018 sonunda teslim ettik.<br />

Her biri bin metrekare<br />

taban alanlı olmak üzere<br />

iki katta toplam 2<br />

bin metrekare alanlı, 18<br />

adet depo binamızı bitirdik.<br />

Her bir depoyu<br />

KDV hariç aylık 20 bin<br />

liradan sanayicimize<br />

kiraladık. Böylece hem<br />

sanayimize toplam<br />

36 bin metrekare son<br />

derece çağdaş donanımlı<br />

bir alan kazandırdık hem<br />

de DOSAB’a kalıcı gelir sağladık”<br />

bilgisini veriyor. Diğer yandan<br />

atık su arıtma tesisinde yapılan<br />

MBR yatırımının ve reverse ozmoz<br />

fizibilite çalışmasının ekonomik<br />

dalgalanmalara rağmen planladıkları<br />

gibi devam ettiğine değinen<br />

Özsoy, 19 milyon 600 bin lira ve 4<br />

milyon euro bedelle ihale edilen<br />

arıtma tesisi revize yatırımını bu<br />

yaz tamamlayacaklarını aktarıyor.<br />

Sosyal sorumluluk<br />

projeleriyle örnek oluyor<br />

Ekonomik kalkınmanın yanı<br />

sıra toplumsal hayatın gelişiminde<br />

de örnek projelere imza atan DO-<br />

SAB, başta eğitim ve sağlık olmak<br />

üzere kurumsal sosyal sorumluluk<br />

projelerine son 10 yılda 40 milyon<br />

liranın üzerinde katkı sağladı. Çalışan<br />

annelerin çocuklarının bakım<br />

ihtiyacını gidermek ve kadın istihdamına<br />

katkı sağlamak amacıyla<br />

DOSAB Kreş ve Gündüz Bakımevi<br />

Projesi’ni 2015 yılında tamamlayarak<br />

hizmete açtı. DOSABSİAD<br />

işbirliği ile 2005’ten bu yana devam<br />

eden uygulama kapsamında<br />

2018’e kadar yılda 300 üniversite<br />

öğrencisi DOSAB’ın burs imkanından<br />

yararlandı. 2018-<strong>2019</strong> dönemi<br />

itibariyle burslu sayısı 250 olarak<br />

belirlendi. Osmangazi Belediyesi’nin<br />

temin ettiği arsa üzerinde<br />

DOSAB tarafından bina inşaatı<br />

ve iç donanımı yaptırılıp Sağlık<br />

Bakanlığı’na devredilen DOSAB<br />

Semt Polikliniği de 2016’da hizmet<br />

vermeye başladı.<br />

“Sanayi tesislerinin OSB’lerde<br />

toplanması özendirilmeli”<br />

Özsoy, OSB’lerin başlıca sorunlarına<br />

da değinerek, sanayi tesislerinin<br />

OSB’lerde toplanmasının<br />

özendirilmesi gerektiğini vurguluyor.<br />

“Bu konuda pozitif ayrımcılık<br />

beklerken, zaman zaman tam tersi<br />

uygulamalar yaşanabiliyor” diyen<br />

Özsoy, “OSB’ler içindeki sanayi<br />

tesisleri ve sanayici adeta cezalandırılıyor.<br />

Gerek enerjide, gerekse<br />

atık su arıtma gibi bazı konularda<br />

hâksız rekabet yaratacak uygulamalar<br />

ortaya çıkabiliyor. Örneğin,<br />

aynı sektörde aynı üretimi yapan<br />

iki sanayi yapısından OSB’de olanı<br />

arıtma maliyetine katlanırken,<br />

OSB dışında olanı hem bu maliyete<br />

katlanmayıp hem de çevre<br />

konusunda kirlilik yaratıyorsa, bu<br />

durumun önlenmesi gereklidir”<br />

uyarısında bulunuyor.<br />

35


<strong>2019</strong><br />

Ermaksan, 3D metal yazıcı<br />

makinesiyle çığır açtı<br />

Endüstri 4.0’a uygun akıllı ve ileri teknoloji çözümler geliştiren<br />

Ermaksan, üretimde verimlilik odaklı çalışmalar neticesinde, birçok<br />

prosesin ve zaman kaybının ortadan kaldırıldığı, yeni nesil 3D yazıcı<br />

ile ‘çevre dostu’ makine anlayışına yeni bir soluk getirdi.<br />

teknolojiler’<br />

sloganıyla, Endüstri<br />

4.0’a uygun akıllı ve<br />

‘Yenilikçi<br />

ileri teknoloji çözümler<br />

geliştiren Ermaksan, ileri teknolojiyle<br />

ve milli olarak geliştirdiği<br />

yenilikçi ürünlerinde, sürdürülebilir<br />

çevreci yaklaşımlar sergilemeye<br />

devam ediyor. Ermaksan bu çerçevede<br />

gerçekleştirdiği yatırımlarla<br />

da ülkemize ve sektöre önemli<br />

katkılar sağlıyor. Büyük önem verdiği<br />

Ar-Ge çalışmaları sonucu tüm<br />

dünyada makine üretiminin ham<br />

maddesi olan titanyum tozlarını<br />

kendi bünyesinde üretme başarısı<br />

gösteren Ermaksan, kısa süre<br />

önce vitrine çıkardığı ve tamamen<br />

milli olarak geliştirdiği 3 boyutlu<br />

metal yazıcıyla birlikte de ‘çevre<br />

dostu’ kimliğine yeni bir değer<br />

daha kazandırdı.<br />

3D eklemeli imalat makinesiyle<br />

birlikte üretimde verimlilik ve zaman<br />

tasarrufu anlamında önemli<br />

bir eşik atladıklarını söyleyen Ermaksan<br />

Yönetim Kurulu Başkan<br />

Vekili ve Genel Müdürü Ahmet<br />

Özkayan, 250 x 250 milimetre<br />

taban alanına ve yükseklik olarak<br />

da 300 milimetre üretim kapasitesine<br />

sahip bu makinenin, 1 kW’lık<br />

Ermaksan rezonatörüyle entegre<br />

edildiğinde, dışa bağımlılığı minimuma<br />

indirip yerlilik oranını da<br />

artırdığını belirtiyor. Ermaksan<br />

ENA 250 model 3D metal yazıcı<br />

sayesinde, tek bir parçanın üretimi<br />

için harcanacak olan yatırım ve<br />

zamanın, tek bir makine ve inanılmaz<br />

zaman tasarrufuyla üretilebildiğini<br />

anlatan Özkayan, ağırlıklı<br />

olarak savunma sanayi, uzay,<br />

havacılık, dental ve biomedikal<br />

sektörlerinde kullanılan 3 boyutlu<br />

yazıcıların yakın zamanda birçok<br />

sektöre sıçrayacağını vurguluyor.<br />

“Bugüne değil,<br />

geleceğe odaklandık”<br />

Ermaksan, Ar-Ge faaliyetlerini<br />

Bursa Organize Sanayi Bölge-<br />

AHMET ÖZKAYAN<br />

Ermaksan Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve<br />

Genel Müdürü:<br />

“Optoelektronik Ar-Ge merkezimizde<br />

yapılan çalışmalarda bugün itibariyle 18’in<br />

üzerinde çoğu tescilli patent ve faydalı<br />

model başvurumuz bulunuyor”<br />

36


<strong>2019</strong><br />

si’nde yer alan 96 bin<br />

metrekarelik modern<br />

ve yüksek teknolojiyle<br />

donatılmış üretim<br />

tesislerinde, Bilim,<br />

Sanayi ve Teknoloji<br />

Bakanlığı’nca Ocak<br />

2014’te onaylanan Ar-<br />

Ge Merkezi’nde yürütüyor.<br />

Ar-Ge ekibi 120<br />

Türk mühendisten<br />

oluşuyor. Ermaksan olarak bugüne<br />

değil, geleceğe odaklandıklarını<br />

vurgulayan Özkayan, “Fonksiyonel<br />

açıdan işlevselliği yüksek, üretim<br />

ve enerji açısından verimlilik<br />

sağlayan, ileri teknoloji ve katma<br />

değerli ürünler geliştirmenin yanı<br />

sıra Ar-Ge ve inovasyon faaliyetlerine<br />

her yıl ciromuzdan ciddi pay<br />

ayırıp, bu anlamda sürekli gelişim<br />

odaklı çalışmalara imza atma gayretindeyiz”<br />

şeklinde konuşuyor.<br />

Özkayan, globalleşen dünya ekonomisinin<br />

gerekliliklerine uygun<br />

şekilde gerçekleştirdikleri Ar-Ge<br />

ve inovasyon faaliyetleri çerçevesinde<br />

ürün geliştirme, yazılım<br />

teknolojileri ve know-how’ı ellerinde<br />

bulunan parçaların üretimi<br />

konusunda sürdürülebilir gelişim<br />

ve üretim stratejileri benimsediklerini<br />

anlatıyor.<br />

Firmanın<br />

cirodan Ar-Ge’ye<br />

ayırdığı pay:<br />

%5<br />

Dışa bağımlılığı azaltmayı<br />

önceleyen yaklaşıma sahip<br />

“Ürün geliştirme yetkinliği,<br />

proses kabiliyeti, kullanıcı ve çevre<br />

dostu ürünleri önceleyen üretim<br />

anlayışı, ihracat odaklı üretim modeli<br />

ve ülkemizin bu alanda dışa<br />

bağımlılığını azaltmayı önceleyen<br />

yaklaşımlarımızla, sektörel düzeyde<br />

şirketimizin önemli farklar ortaya<br />

koyduğuna inanıyoruz”<br />

diyen Özkayan,<br />

“Optoelektronik<br />

Ar-Ge merkezimizde<br />

yapılan çalışmalarda<br />

bugün itibariyle 18’in<br />

üzerinde çoğu tescilli<br />

patent ve faydalı<br />

model başvurumuz<br />

bulunuyor. Her yıl<br />

ciromuzun yüzde 5’lik<br />

kısmını da Ar-Ge faaliyetlerine<br />

ayırıyoruz. Tüm bunların yanında,<br />

tamamen kendi<br />

öz kaynaklarımızla,<br />

yüzde 100 yerli ve milli<br />

imkanlarla geliştirdiğimiz<br />

ve küresel piyasalara<br />

ihraç ettiğimiz<br />

lazer çip ve lazer ışın<br />

kaynağı üretiminde<br />

de dünyaya rol model<br />

olma hedefi doğrultusunda<br />

çalışmalarımız<br />

tüm hızıyla devam<br />

ediyor” ifadelerini kullanıyor.<br />

Ermaksan’ın<br />

toplam<br />

üretim alanı:<br />

96 bin m 2<br />

“Ürünlerimiz küresel<br />

düzeyde ciddi rağbet görüyor”<br />

Şu anda kendi lazer kesme<br />

makinelerinde kullandıkları rezonatörleri<br />

de kendilerinin ürettiğine<br />

işaret eden Özkayan, “Özellikle<br />

know-how’ı elimizde bulunan<br />

yüksek teknolojiye sahip ürünlerimiz,<br />

çağın gerekliliklerine uygun,<br />

çevreci, verimli ve kullanıcı dostu<br />

olduğu için küresel düzeyde ciddi<br />

rağbet görüyor. Nitekim geliştirdiğimiz<br />

ileri teknolojili ürünlerde,<br />

kesim ve çalışma hızı açısından<br />

optimum değerler belirlenip, tüketilen<br />

hava miktarını azaltacak<br />

yazılımlara yoğunlaşırken, makinelerimizi<br />

müşterilerin minimum<br />

zamanda, maksimum iş yapılabilmesi<br />

için tasarlıyoruz” diyor.<br />

Geliştirdikleri ER 4.0 yazılımı ile<br />

makinelerini herhangi bir konumdan<br />

izleyecek ve verimliliğini takip<br />

edebilecek bir çözümü de müşterileriyle<br />

buluşturduklarını vurgulayan<br />

Özkayan, şunları kaydediyor:<br />

“Bu gibi avantajlarımız da Endüstri<br />

4.0’a uyum sağlama adına<br />

Ermaksan’ı faaliyet gösterdiği<br />

pazarlarda rakiplerine göre birçok<br />

yönden öne çıkmaktadır.<br />

Öte yandan, 3D<br />

metal yazıcımızda<br />

kullandığımız tüm<br />

kontrol yazılımları<br />

da yerli ve patenti<br />

de şirketimize aittir.<br />

Burada kullandığımız<br />

gerçek zamanlı izleme<br />

ve reaktif malzemeleriyle,<br />

titanyum tozlarını<br />

işleyebiliyoruz. Bu<br />

ürünü ticarileştirip, küresel piyasalara<br />

ihraç etmeyi hedefliyoruz.”<br />

37


<strong>2019</strong><br />

Türk otomotiv endüstrisi bu yıl<br />

32 milyar dolarlık ihracat hedefliyor<br />

Geçen yılı 31,6 milyar dolarlık rekor ihracatla kapatan Türkiye otomotiv endüstrisi, bu yılı AB pazarındaki<br />

yavaşlama, Brexit Süreci, küresel ticaret savaşları gibi risk faktörlerini aşarak, ihracat<br />

artışıyla kapatmaya odaklandı. Bu doğrultuda ihracat hedefi 32 milyar dolar olarak belirlendi.<br />

Kurulduğu 1986 yılından<br />

bu yana ihracatı artırarak<br />

ekonomik gelişmeye<br />

katkıda bulunan Uludağ<br />

İhracatçı Birlikleri (UİB), ülke<br />

genelindeki 13 genel sekreterlik<br />

arasında en fazla ihracat gerçekleştiren<br />

ikinci birlik durumunda.<br />

Başlangıçta 100 üye ve üç personel<br />

ile faaliyetine başlayan UİB’in 2018<br />

yılı sonu itibariyle Türkiye’nin 45<br />

ilinde toplam 9 bin aktif üyesi ve<br />

105 çalışanı mevcut. UİB bünyesindeki<br />

en büyük birlik olan Otomotiv<br />

Endüstrisi İhracatçıları Birliği<br />

(OİB) verilerine göre, Türkiye<br />

otomotiv endüstrisi 2018 yılını 31,6<br />

milyar dolarlık rekor ihracatla kapattı.<br />

Endüstrinin <strong>2019</strong> için temel<br />

hedefinde; AB pazarındaki yavaşlama,<br />

Brexit Süreci, küresel ticaret<br />

savaşları gibi risk faktörlerini aşarak,<br />

yılı ihracat artışıyla kapatmak<br />

var. Bu kapsamda ihracat hedefi 32<br />

milyar dolar olarak belirlendi.<br />

Sektör, bu yıla da iyi başladı<br />

ve ocak ayında yaklaşık yüzde 2<br />

artışla 2,3 milyar dolar ihracata<br />

imza attı. UİB Koordinatör Başkanı<br />

ve OİB Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Baran Çelik, “Bu yıl ki hedefler<br />

kapsamında, ihracatta yüzde 78<br />

gibi büyük bir pay alan AB ülkeleri<br />

pazarını ihmal etmeden, pazar<br />

çeşitlendirmesi yapmak amacıyla<br />

çalışmalar gerçekleştiriliyor. Başlıca<br />

faaliyetler milli katılım fuar<br />

organizasyonları ile ticaret ve alım<br />

heyetlerinden oluşuyor. Rusya, Çin,<br />

Brezilya ve Güney Afrika Cumhuriyeti’nde<br />

milli katılım fuar organizasyonları,<br />

Belarus, Fas, Sırbistan,<br />

Kolombiya-Peru gibi ülkelere<br />

yönelik de sektörel ticaret heyetleri<br />

gerçekleştirilecek. Diğer taraftan<br />

TİM bünyesinde yürütülen Türkiye<br />

Tanıtım Grubu projesinde de<br />

Almanya, Birleşik Krallık, Kenya ve<br />

Gana’ya yönelik sektörel projeler<br />

bulunuyor” şeklinde konuşuyor.<br />

‘Cumhuriyet tarihinin<br />

rekoru tazelendi’<br />

Otomotiv sektörü açısından<br />

2018 yılının başarılı geçtiğini vurgulayan<br />

Çelik, 2017 yılında 28,5 milyar<br />

dolar ihracat ile kırılan rekorun,<br />

2018’in ilk 11 ayında geride bırakıldığını<br />

hatırlatıyor. “Böylece geçen<br />

yıl otomotiv endüstrisi olarak<br />

Cumhuriyet tarihinin ihracat rekoru<br />

tazelendi. Üst üste 13’üncü<br />

kez ihracat lideri olmayı başaran<br />

sektör, Türkiye’nin en büyük<br />

ihracatçı sektörü unvanını açık<br />

ara korudu” diyen Çelik, “Geçen<br />

yıl da mevcut pazarlarda ihracatı<br />

artırmak ve yeni hedef pazarlardan<br />

pay elde etmek üzere dünyanın<br />

bir ucundan diğer ucuna 17 yurtdışı<br />

organizasyon gerçekleştirildi.<br />

Sektörel eğitimlerden milli katılım<br />

fuar organizasyonlarına, tasarım<br />

yarışmalarından ticaret ve alım heyetlerine<br />

kadar çok sayıda faaliyete<br />

imza atıldı” ifadelerini kullanıyor.<br />

OİB, ülke ihracatının lokomotifi<br />

durumundaki otomotiv endüstrisinin<br />

ihracattaki tek temsilcisi<br />

durumunda. Uludağ Taşıt Araçları<br />

ve Yan Sanayi İhracatçıları Birliği<br />

(UTAYSİB) adıyla 1991 yılında 246<br />

üye ve 163 milyon dolar ihracat ile<br />

kurulan OİB, 2018 itibariyle Türkiye’nin<br />

40 ilinde bulunan toplam<br />

5 bin 400 aktif üyeye ve 28,5 milyar<br />

dolar ihracata ulaştı. Türkiye’de<br />

ihracat yapan tüm otomotiv ana<br />

ve yan sanayi şirketleri, otomotiv<br />

ihracatçılarının koordinatör birliği<br />

BARAN ÇELİK<br />

UİB Koordinatör Başkanı ve<br />

OİB Yönetim Kurulu Başkanı:<br />

“1986 yılında 100 üye ve üç personel<br />

ile faaliyetlerine başlayan UİB, bugün<br />

Türkiye’nin 45 ilinde, toplam 9 bin aktif<br />

üyeye ve 105 çalışana sahiptir.”<br />

38


<strong>2019</strong><br />

olan OİB’in üyesi durumunda. Diğer<br />

yandan Türk otomotiv sektörü<br />

2018 itibariyle yıllık 2 milyon adetlik<br />

üretim kapasitesine ve 1,55 milyon<br />

adetlik üretime ulaştı. Sektör<br />

bugün gelinen noktada Avrupa’da<br />

toplam motorlu araç üretiminde<br />

beşinci, ticari araç üretiminde<br />

ikinci sırada bulunuyor. Türk otomotiv<br />

sektörünün son üç yılda üç<br />

basamak birden yükselerek dünya<br />

motorlu taşıtlar üretiminde de<br />

14’üncü sıraya çıktığını belirten Çelik,<br />

“Rakamların da net bir şekilde<br />

ortaya koyduğu üzere Türkiye,<br />

üretim ve ihracatta dünyanın önde<br />

gelen güçlerinden biri durumundadır.<br />

Otomotiv endüstrisi Yunanistan,<br />

Bulgaristan gibi ülkelerin<br />

toplam ihracatı kadar hatta daha<br />

fazla ihracata imza atıyor” şeklinde<br />

konuşuyor.<br />

Otomotivde kilogram<br />

başı ihracat 7-8 dolar<br />

Öte yandan dünya otomotiv<br />

endüstrisinin gündemini elektrikli,<br />

birbiri ile bağlantılı, sürücüsüz ve<br />

paylaşılan araçların oluşturduğuna<br />

işaret eden Çelik, OİB’in de otomotivdeki<br />

bu dönüşümde öncü rol<br />

üstlenmek amacıyla vizyon projelere<br />

imza attığını ve önemli işbirlikleri<br />

yürüttüğünü anlatıyor. “Otomotivde<br />

kilogram başı ihracat 7-8<br />

dolar aralığında seyrediyor ve bu<br />

rakam Türkiye ortalamasının hayli<br />

üzerinde. Türkiye’de her<br />

8 Ar-Ge kuruluşundan<br />

biri otomotiv sektöründe<br />

hizmet veriyor ancak<br />

bunu yeterli görmüyoruz”<br />

diyen Çelik, şöyle<br />

devam ediyor:<br />

“Türkiye’nin geleceği<br />

Ar-Ge, inovasyon, marka<br />

ve tasarıma yatırım<br />

yaparak ihracatını orta-ileri<br />

ve ileri teknoloji<br />

ürünler içeren bir yapıya kavuşturmaktan<br />

geçiyor. Endüstri 4.0<br />

dönüşümü de çok hızlı bir şekilde<br />

otomotiv gündeminin ilk sırasına<br />

oturmuş durumda. Endüstri 4.0<br />

dönüşümü ile firmaların çalışan<br />

personel ihtiyacı azalacak, pek<br />

çok iş robotlara ve dijital dünyaya<br />

devredilecek. Mekanik teknoloji<br />

gelişiminin yerini bilişim ve yazılım<br />

teknolojileri almakta. Batarya<br />

teknolojileri, araç şarj altyapı sistemleri,<br />

ileri düzey sensörler, lazer<br />

teknolojileri, yüksek çözünürlüklü<br />

kameralar, yapay zekâ teknolojileri,<br />

yakıt hücreleri, yenilikçi malzemeler,<br />

multimedya sistemleri yatırım<br />

yapılması gereken öncelikli alanlar<br />

olarak öne çıkıyor.”<br />

Türk otomotiv<br />

endüstrisinin<br />

2018 ihracatı:<br />

31.6 milyar $<br />

Ar-Ge ve inovasyon<br />

yarışmalarla teşvik ediliyor<br />

Otomotiv sektörünün en büyük<br />

Ar-Ge ve inovasyon etkinliği<br />

olarak 2012 yılından bu yana<br />

Ticaret Bakanlığı himayesinde ve<br />

TİM koordinatörlüğünde Otomotiv<br />

Sektöründe Ar-Ge Proje Pazarı<br />

ve Komponent Tasarım Yarışması<br />

düzenleniyor. Her iki yarışmada<br />

bugüne dek toplam<br />

1 milyon 409 bin TL<br />

nakdi ödül proje sahipleriyle<br />

buluştu. Geçen<br />

7 yılda toplam 3 bin<br />

634 proje yarışırken,<br />

katılımcı sayısı da 9<br />

bin 168 kişiye ulaştı ve<br />

dereceye girenler ayrıca<br />

yurtdışında eğitime hak<br />

kazandı. OİB’in son üç<br />

yıldır nakdi ödüllere ek<br />

olarak projelerin hayat bulması ve<br />

yeni girişimciler yetişmesi için İTÜ<br />

ARI Teknokent ile işbirliği yaptığını<br />

söyleyen Çelik, “OİB, dereceye<br />

giren projelerin İTÜ Çekirdek Erken<br />

Aşama Kuluçka Merkezi’nde<br />

geliştirilmesine de destek oluyor.<br />

Etkinlikte ayrıca yaratıcı aday projeler<br />

sergi alanında ziyaretçilerle<br />

buluşuyor. Yerli ve yabancı başarılı<br />

isimler de panel ve konferanslarda<br />

tecrübeleri ile sektörün geleceğine<br />

ışık tutuyor” diyor.<br />

Türk otomotiv<br />

sektörünün<br />

yıllık üretimi:<br />

1,55 milyon<br />

adet<br />

Yenilikçi projeler<br />

sanayiye kazandırılıyor<br />

Şimdiye dek düzenlenen<br />

Otomotivin Geleceği<br />

Tasarım Yarışması<br />

etkinliklerinde ise 6<br />

yenilikçi proje yatırım<br />

alarak sanayiye kazandırıldı.<br />

OİB’in destek<br />

verdiği girişim projeleri<br />

son üç yılda toplam 8<br />

milyon TL yatırım aldı. Şirketlerin<br />

değerlemesi toplam 86 milyon<br />

TL’ye ulaştı. OİB destekli girişimlerin<br />

ise toplam 3 milyon TL ciro<br />

gerçekleştirirken, 135 kişiye de<br />

istihdam sağladığını belirten Çelik,<br />

“2012-2016 yılları arasında düzenlenen<br />

yarışmalarda Ticaret Bakanlığı<br />

desteğiyle toplam 10 proje sahibi<br />

iki yıl süresince yurtdışında eğitim<br />

görmeye hak kazandı. Toplam 10<br />

kişi yurtdışı tasarım bursu ile İtalya<br />

ve Avustralya’da okuma fırsatı<br />

yakaladı. Bu yıl konsept değişikliği<br />

yapılarak, anılan projelere, Otomotivin<br />

Geleceği Tasarım Yarışması<br />

adı altında devam edilecek.<br />

Yarışma 9-10 Mayıs<br />

<strong>2019</strong> tarihleri arasında<br />

Sabancı Üniversitesi’nde<br />

geçekleştirilecek. Bu<br />

yıl ki tema ise Otomotivde<br />

Dijital Dönüşüm<br />

olacak. Ayrıca önceki<br />

yıl verilen 105 bin TL’lik<br />

ödüller 250 bin TL’ye çıkarıldı”<br />

bilgisini veriyor.<br />

Shell Eco-marathon’un<br />

Türkiye ayağına destek<br />

Çelik, yine her yıl Avrupa, Amerika<br />

ve Asya kıtalarında düzenlenen,<br />

dünyanın en yaygın öğrenci<br />

inovasyon yarışmalarından biri<br />

olan Shell Eco-marathon’un Türkiye<br />

ayağına TİM ile birlikte destek<br />

verildiğini anlatıyor. “Geçen yıl<br />

bunun meyvesi alındı ve Londra’da<br />

düzenlenen, 27 ülkeden yüzlerce<br />

ekibin katıldığı Shell Eco-marathon<br />

Avrupa’da Uludağ Üniversitesi<br />

Makine Topluluğu öğrencileri<br />

şampiyon oldu” diyen Çelik, “Uludağ<br />

Üniversitesi öğrencilerinin<br />

tasarladığı ve ürettiği ‘Barbaros’<br />

isimli araç, şehir konseptli hidrojen<br />

enerjisi ile çalışan araç kategorisinde<br />

Avrupa’nın en verimlisi seçildi”<br />

vurgusu yapıyor.<br />

Ayrıca Bursa Sanayicileri ve<br />

İşadamları Derneği (BUSİAD)<br />

işbirliği ile hayata geçirilen Ar-Ge<br />

Mühendisi Yetiştirme Programı’nda<br />

bugüne kadar 130 mühendisin<br />

sertifika aldığına değinen Çelik,<br />

bu yıl Ar-Ge Mühendisi Yetiştirme<br />

Programı’nın farklı şehirlere yayılarak<br />

devam edeceğini sözlerine<br />

ekliyor.<br />

UİB Genel Sekreterliği bünyesindeki birlikler:<br />

Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB)<br />

Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB)<br />

Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (UHKİB)<br />

Uludağ Meyve Sebze Mamulleri İhracatçıları Birliği (UMSMİB)<br />

Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği (UYMSİB)<br />

40


<strong>2019</strong><br />

Meklas Group, OEM’ler için<br />

önemli bir partner haline geldi<br />

Bakanlık onaylı Ar-Ge merkezinde katma değerli üretime odaklanan Meklas Group; ağır vasıta, ekipman<br />

ve sistem üreticileriyle geliştirdiği ürün ve tasarımlarla, OEM’ler için önemli bir partner haline<br />

geldi. Grup, bugün gelinen noktada 4 kıtada 80’den fazla ülkeye bin 200 ’ün üzerinde ürün çeşidinde<br />

ihracat gerçekleştiriyor.<br />

Bursa’da 1986 yılında<br />

hava süspansiyon körüğü<br />

üretimine başlayan<br />

Meklas Group; otomotiv,<br />

ağır vasıta ve treyler üreticileri<br />

için 30 yılı aşan tecrübesi ile<br />

hava süspansiyon körükleri ve<br />

titreşim sönümleyiciler üretiyor.<br />

Farklı endüstrilerde, makine,<br />

raylı sistemler, hafif ticari araçlar,<br />

tarım makineleri ve inşaat sektöründe<br />

ürün geliştirerek faaliyet<br />

alanını genişletiyor. Otomotiv<br />

ana ve yan sanayii sektörü başta<br />

olmak üzere, hava süspansiyon<br />

körüklerinin etkin olarak kullanıldığı,<br />

tarım alet ve makineleri,<br />

endüstriyel uygulamalar ve inşaat<br />

uygulamaları sektörlerinde<br />

faaliyet gösteriyor. Türkiye’de iki<br />

farklı lokasyonda üretim, Amerika<br />

ve Avrupa’da dağıtım olmak<br />

üzere, toplam dört farklı lokasyonda<br />

global dağıtım kanalları<br />

SELÇUK ÇELİK<br />

Meklas Group Genel Müdürü:<br />

“Meklas Group olarak toplam satışımızın<br />

yüzde 70’ini ihracattan elde<br />

ediyoruz. Ürünlerimizin yüzde 60’ını<br />

kendi markalarımız olan Connect ve<br />

AirExpert olarak gerçekleştiriyoruz.<br />

Her yıl daha fazla ülkeye ihracat yapmayı<br />

ve pazar alanımızı genişletmeyi<br />

hedefl iyoruz.”<br />

42


<strong>2019</strong><br />

43


<strong>2019</strong><br />

ile 4 kıtada 80’den fazla<br />

ülkeye bin 200’ün üzerinde<br />

ürün çeşidinde<br />

ihracat yapan Meklas;<br />

ağır vasıta, ekipman<br />

ve sistem üreticileriyle<br />

geliştirdiği ürün ve<br />

tasarımlarla OEM’ler<br />

için önemli bir partner<br />

haline geldi.<br />

Tescilli ürün sayısını<br />

arttırmayı hedefliyor<br />

Katma değerli üretime odaklandıklarını<br />

söyleyen Meklas<br />

Group Genel Müdürü Selçuk<br />

Çelik; ağır vasıta, binek araçlar<br />

ve endüstriyel uygulamalar için<br />

Ar-Ge faaliyetleri yürüttüklerini<br />

belirtiyor. Bakanlık onaylı Ar-Ge<br />

merkezlerinde, çalışmalar yürüttüklerini<br />

anlatan Çelik, <strong>2019</strong> ve<br />

2020 yılları içinde tescilli ürün sayısını<br />

100’e çıkarmayı hedeflediklerini<br />

vurguluyor. Ar-Ge faaliyetlerinde<br />

Bursa Teknik Üniversitesi<br />

ve Ankara Gazi Üniversitesi ile<br />

işbirliği içinde olduklarına değinen<br />

Çelik, “Geçen yıl Ar-Ge faaliyetlerine<br />

ciromuzun yüzde 3’ünü<br />

ayırdık bu oranı <strong>2019</strong>’da yüzde<br />

4’e, 2020’de de yüzde 5’e çıkarmayı<br />

hedefliyoruz. Diğer yandan<br />

2023’e kadar stratejik planlamalarımız<br />

arasında kapasite artırımına<br />

yönelik Ar-Ge’nin özgün<br />

tasarımları ile devreye alacağımız<br />

makineler, presler ve montaj<br />

hatlarındaki modernizasyonlar<br />

var” diyor ve binek araç körüğü<br />

üzerine TÜBİTAK projelerinin<br />

de devam ettiğini söylüyor. Diğer<br />

yandan endüstriyel ürünlerle ilgili<br />

de ürün gamı oluşturduklarının<br />

bilgisini veren Çelik, “Endüstriyel<br />

çamaşır makineleri, halı yıkama<br />

makineleri, tarım makineleri gibi<br />

makine körükleri üretiyoruz.<br />

Bu ürünler titreşimin olduğu<br />

birçok alanda titreşim sönümleyici<br />

olarak sunuluyor. Avrupa’ya<br />

ihracatını da gerçekleştiriyoruz”<br />

Meklas Group’un<br />

ihracat yaptığı<br />

ülke sayısı:<br />

80<br />

ifadelerini kullanıyor.<br />

İhracatta ağır vasıta<br />

üretimi olan ülkelere<br />

odaklandı<br />

Meklas Group’un<br />

toplam satışının yüzde<br />

70’ini ihracattan elde<br />

ettiğini dile getiren Çelik,<br />

ürünlerinin yüzde<br />

60’ını kendi markaları<br />

olan Connect ve AirExpert<br />

olarak gerçekleştirdiklerini<br />

belirtiyor. “Her<br />

yıl daha fazla ülkeye<br />

ihracat gerçekleştirmeyi<br />

ve pazar alanımızı<br />

genişletmeyi hedefliyoruz”<br />

vurgusunu yapan<br />

Çelik, şunları kaydediyor:“Ürünlerimizin<br />

yüzde 75’ini Amerika ve<br />

Cirodan Ar-Ge<br />

faaliyetlerine<br />

ayırdığı pay:<br />

%3<br />

Çek Cumhuriyeti’ne gönderiyoruz.<br />

Özellikle ağır vasıta üretimi<br />

olan ve ekonomik olarak büyüyen<br />

ülkelere odaklandık. Türkiye<br />

ve Avrupa Birliği ülkeleri gibi ağır<br />

vasıta ve üstyapı alt sektörlerinin<br />

yoğun olarak üretim yapıldığı<br />

ülkeler ile Ortadoğu ve Bağımsız<br />

Devletler Topluluğu gibi yenileme<br />

pazarının hareketli<br />

olduğu ancak üretim<br />

yapılmayan ülkelerde<br />

yoğun olarak faaliyet<br />

gösteriyoruz. Özellikle<br />

Afrika ve Uzakdoğu<br />

ülkelerinde yenileme<br />

pazarı için çalışmalar<br />

yürütüyoruz.”<br />

44


<strong>2019</strong><br />

NOSAB, 2018 yılında yaklaşık<br />

1 milyar dolarlık ihracata imza attı<br />

Yüzde 95 doluluk oranına sahip olan NOSAB, 2018 yılında yaklaşık 1 milyar dolarlık ihracat rakamı ile<br />

Türkiye ekonomisine katkı sağladı. Bu yıl da ihracat hacminde büyüme hedefleyen NOSAB’da ağırlıklı<br />

otomotiv, makine ve metal sektöründe faaliyet gösteren üretim tesisleri bulunuyor. Otomotiv sektöründeki<br />

ürünlerin öne çıktığı ihracat pazarında ağırlıklı olarak Avrupa Birliği ülkeleri ile çalışılıyor.<br />

Ağırlıklı otomotiv ve makine-metal<br />

sektöründe<br />

olmak üzere 320 adet<br />

fabrikanın faaliyet gösterdiği<br />

ve ortalama 22 bin kişinin<br />

istihdam edildiği Nilüfer Organize<br />

Sanayi Bölgesi (NOSAB), 2018<br />

yılında yaklaşık 1 milyar dolarlık<br />

ihracat rakamı ile Türkiye ekonomisine<br />

katkı sağladı. NOSAB’daki<br />

fabrikaların yüzde 60’ı otomotiv,<br />

makine ve metal sektöründe faaliyet<br />

gösteriyor. Sektörlerin yapısı<br />

gereği üretimin önemli kısmı ihracata<br />

gidiyor. Otomotiv sektöründeki<br />

ürünlerin öne çıktığı ihracat<br />

pazarında, Avrupa Birliği ülkeleri<br />

işbirliği yapılan ülkelerin başında<br />

geliyor.<br />

NOSAB Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Erol Gülmez, geçen yıl<br />

NOSAB’da 8 adet inşaat ruhsatı<br />

alındığını ve bunlardan 6 adedinin<br />

fabrika inşaatının devam ettiğini<br />

söylüyor. Gülmez, “Diğer yandan<br />

bölge olarak bu yıla yönelik<br />

temennimiz, ekonomik şartların<br />

iyiye gitmesi ve üretimin artması,<br />

buna bağlı olarak da ihracat<br />

hacmimizin büyümesidir. Bu<br />

doğrultuda NOSAB yönetimi olarak<br />

sanayicimize her türü desteği<br />

sağlayacağız. Bu yıl için planlanan<br />

bütçe, yatırımlar dâhil, 233 milyon<br />

TL’dir. Biyolojik arıtma tesisi,<br />

mesleki teknik okul ve cami binası<br />

yapım işleri gelecek dönemdeki<br />

önemli projelerimiz arasında yer<br />

alıyor” diyor.<br />

“Doluluk oranının yüzde 95<br />

olması önemini anlatıyor”<br />

Gülmez, NOSAB’ın coğrafi<br />

konumu itibariyle Bursa’nın çevre<br />

illere ulaşan yol ağının neredeyse<br />

tam ortasında bulunması, şehir<br />

merkezine yakınlığı, hammadde<br />

ve pazara kolay ulaşabilir olması<br />

bakımından önemli bir potansiyele<br />

sahip olduğunu vurguluyor.<br />

“Bunun yanında işgücü temininin<br />

kolaylığı, altyapı ve çevre konularına<br />

verdiği önem, sosyal sorumluluk<br />

projelerine de katkı sağlaması<br />

gibi etkenler önemini artırıyor”<br />

vurgusu yapan Gülmez, “Üretim<br />

yapmak için minimum harcamalarla<br />

maksimum faydanın sağlanabiliyor<br />

olması da NOSAB’a ilgiyi<br />

ve talebi artıyor. Doluluk oranının<br />

yüzde 95 olması zaten NOSAB’ın<br />

önemini anlatıyor” ifadelerini kullanıyor.<br />

EROL GÜLMEZ<br />

NOSAB Yönetim Kurulu Başkanı:<br />

“Biyolojik arıtma tesisi, mesleki teknik<br />

okul ve cami binası yapım işleri gelecek<br />

dönemdeki önemli projelerimiz arasında<br />

yer alıyor.”<br />

46


<strong>2019</strong><br />

“Kreş projesinin güçlenerek<br />

devam etmesini istiyoruz”<br />

NOSAB olarak bölgede üretim<br />

hacminin artmasına, düzenli ve<br />

temiz bir organize sanayi bölgesi<br />

olmaya, işletmelerin doğal<br />

çevre ile uyum içinde olmasına,<br />

istihdama, özellikle de kadınların<br />

iş yaşamına katılmasına önem<br />

verdiklerinin altını çizen Gülmez,<br />

attıkları adımlarda ve gelecek<br />

yatırımlarında temel olarak bunları<br />

ön plana aldıklarını aktarıyor.<br />

Sosyal sorumluluk projelerine<br />

değinen Gülmez, bunların başında<br />

NOSAB İdari ve Sosyal Tesis<br />

binası alanında yer alan ve kadın<br />

istihdamı oranının artırılmasını<br />

amaçladıkları kreşin geldiğini<br />

aktarıyor. Eylül 2018 itibariyle<br />

hizmete açılan kreşin sabah 07.30<br />

ile akşam 18.30 arasında hizmet<br />

verdiğine değinen Gülmez, “Milli<br />

eğitimin temel hedefleri doğrultusunda,<br />

Atatürk ilkelerine bağlı,<br />

özgüveni yüksek, yeterliliklerini<br />

keşfetmiş, paylaşmayı bilen, cesaretli,<br />

insanlarla sağlıklı iletişim<br />

kurabilen, mutlu çocukları yaşama<br />

hazırlamak, NOSAB Kreşi’nin<br />

temel hedefidir” diyor.<br />

Bölgede daha çok kadın istihdam<br />

edilebilmesi için kreş projesinin<br />

güçlenerek ve örneklenerek<br />

devam etmesini istediklerinin<br />

altını çizen Gülmez, “Ancak<br />

gönüllülük temelinde yürütülen<br />

bu projenin işletme maliyetlerinin<br />

yüksek olmasından dolayı<br />

belli teşviklerle desteklenmesi<br />

gerekiyor. Bölgemizdeki kuruluşlara<br />

hem teknik hizmetleri<br />

vermek hem de sosyal anlamda<br />

desteklemek, üretim ve ihracat<br />

potansiyelini artırmak için gerekli<br />

işbirliğini sağlamayı hedefliyoruz“<br />

ifadelerini kullanıyor. Gülmez, bir<br />

diğer önemli sosyal sorumluluk<br />

projelerinin sanayicilerin katkılarıyla<br />

yapımı tamamlanarak Milli<br />

Eğitim Bakanlığı’na teslim edilen<br />

NOSAB İlköğretim Okulu olduğunu<br />

söylüyor.<br />

Sektör sorunlarının başında<br />

OSB dışı kurulu tesisler geliyor<br />

Sektöre yönelik değerlendirmelerde<br />

bulunan Gülmez, bunların<br />

başında OSB disiplinine<br />

girmemekte<br />

direnen OSB dışı<br />

NOSAB Kreşi’nin<br />

hizmete<br />

açıldığı tarih:<br />

2018<br />

kurulu fabrikaların<br />

geldiğini belirterek,<br />

“Çevrenin korunması<br />

ve haksız rekabetin<br />

önüne geçilmesi için<br />

OSB’ler cazip hale<br />

getirilmeli, bu tür<br />

fabrikaların OSB’lerde<br />

yer almaları için OSB’lere<br />

belirgin net teşvikler getirilmelidir.<br />

Ayrıca OSB’ler dışında sanayi<br />

tesisi kurulmasının önlenmesi<br />

gerekiyor. Dışarıda üretim yapanlar<br />

kayıtdışılığı artırarak haksız<br />

rekabet koşulları yaratıyor” diyor.<br />

Gülmez, şöyle devam ediyor:<br />

“Diğer yandan enerji verimliliğinde<br />

başarılı olunabilmesi için yeni<br />

yapılacak tesislerin mutlaka enerji<br />

verimliliğine uygun yapılması sağlanmalı.<br />

KOBİ’lerin sağlıklı kalkınabilmesi<br />

ve ekonomideki görevini<br />

yerine getirebilmesi için KOBİ’leri<br />

kucaklayan bir bankacılık sistemi<br />

oluşturulmalı ve bu sistem içinde<br />

işçi kıdem tazminatları da yer<br />

almalı. Vergi-ulaşım-sigorta primi<br />

ile enerji fiyatlarından gelen girdi<br />

yükleri aşağı çekilmeli. Sağlık konusunda<br />

tutarlı, iş kaybına neden<br />

olmayan, hızlı, sağlıklı ve sürekli<br />

hizmet alınabilmesi için OSB’lere<br />

özgü çözümler üretilmeli.”<br />

“Nitelikli ara eleman için<br />

çözümler üretilmeli”<br />

Gülmez, temel meslekler ile<br />

yeni meslekler için temel eğitim<br />

kursları ile nitelikli ara eleman<br />

temini konularında OSB’lerde<br />

uygulamalı eğitim yapılabilmeye<br />

dönük ortaöğretimde, OSB bazında<br />

ve OSB’lere özgü<br />

çözümler üretilmesi gerektiğinin<br />

altını çiziyor.<br />

“Ayrıca ulaşım giderleri<br />

üretim maliyetleri<br />

içinde önemli bir girdi.<br />

Toplu taşıma araçlarının<br />

güzergâh tespitlerinin<br />

OSB’ler dikkate<br />

alınarak yapılması<br />

ulusal bir görev olarak<br />

değerlendirilmeli” diyen Gülmez,<br />

“Genelde öz kaynağı ile sanayiciler<br />

OSB içindeki arsayı çok büyük<br />

bedeller ödeyerek satın almakta,<br />

yapı ruhsatına uygun fabrikasını<br />

yapmakta, üretimi gerçekleştirmek<br />

üzere gerekli makine-tezgâh<br />

vb. satın almakta, nitelikli eleman<br />

yetiştirerek üretimini sürdürmektedir.<br />

Böylece istihdam yaratmakta,<br />

vergisini ödemektedir. Ayrıca<br />

OSB’nin altyapıları için katılım<br />

bedeli ödemektedir. Sanayicinin<br />

devletimizden talebi, her OSB’de<br />

binlerce işçi çalıştığı göz önüne<br />

alınarak, sağlık-iş sağlığı ve iş<br />

güvenliği, yerelde ve genelde hedefe<br />

süratli ulaşım ve bölgesinde<br />

güvenlik için polis merkezleri konularında<br />

OSB’lerde kalıcı çözüm<br />

sağlanmasıdır” vurgusu yapıyor.<br />

47


<strong>2019</strong><br />

Aktaş Holding, 5 yılda 2,5 kat<br />

cirosal büyüme hedefliyor<br />

Hava süspansiyon sistemi üretiminde dünyanın en büyük firmaları<br />

arasında yer alan ve 6 kıtada 100’den fazla ülkeye ihracat yapan Aktaş<br />

Holding, sürdürülebilir büyümeye odaklandı. Hedefinde önümüzdeki<br />

5 yıl içinde 250 milyon dolar ciroya ulaşmak var. Yerli ve milli üretimle<br />

de ön plana çıkan Aktaş Holding, 2022-2023 yıllarında şirketi halka<br />

arz etmeyi de planlıyor.<br />

Aktaş Holding, hava<br />

süspansiyon sistemi<br />

üretiminde dünyanın en<br />

büyük firmaları arasında<br />

yer alıyor ve 100’den fazla ülkeye<br />

doğrudan ihracat gerçekleştiriyor.<br />

Sürdürülebilir büyümeye odaklanan<br />

Aktaş Holding; otomotiv,<br />

yapı, endüstri, savunma sanayi ve<br />

raylı sistemler gibi birçok alanda<br />

faaliyet gösteriyor. Aktaş Holding<br />

İcra Kurulu Başkanı İskender<br />

Ulusay, şirket olarak 2018 yılını<br />

hedefledikleri noktanın üzerinde<br />

kapattıklarını söylüyor. Toplamda<br />

7 üretim ve depolama tesisiyle<br />

dünya ölçeğinde faaliyetlerine<br />

devam ettiklerini aktaran Ulusay,<br />

şunları kaydediyor:<br />

“Bugün gelinen noktada, adeta<br />

üzerinde güneşin batmadığı bir<br />

şirket olduk. Amerika Birleşik<br />

Devletleri’nden Çin’e, Almanya’dan<br />

Brezilya’ya kadar tüm<br />

dünya ölçeğinde katma değer<br />

yaratmayı sürdürüyoruz. 6 kıtada<br />

100’den fazla ülkede ürünleri<br />

satılan şirketimiz, dünyada kendi<br />

sektöründe yüzde 17’ye ulaşan bir<br />

pazar payına sahip.”<br />

İSKENDER ULUSAY<br />

Aktaş Holding İcra Kurulu Başkanı:<br />

“Amerika Birleşik Devletleri’nden Çin’e,<br />

Almanya’dan Brezilya’ya kadar tüm<br />

dünya ölçeğinde katma değer yaratmayı<br />

sürdürüyoruz.”<br />

48


<strong>2019</strong><br />

Yerli ve milli üretime<br />

öncelik veriliyor<br />

Yüzde 100 yerli sermaye ile kurulan<br />

Aktaş Holding’in, bağımsız<br />

yedek parça grubunda dünyanın<br />

en geniş ürün gamına sahip şirket<br />

olduğunu vurgulayan Ulusay, “Aktaş<br />

Holding olarak Ar-Ge çalışmaları<br />

neticesinde geliştirdiğimiz<br />

yenilikçi ve verimlilik esaslı ürünlerle,<br />

küresel rekabette Türkiye’yi<br />

en iyi şekilde temsil etme çabasındayız.<br />

Şirket olarak zaten ilk<br />

günden beri yerli ve milli üretime<br />

öncelik veren anlayışın sonuna<br />

kadar destekçisiyiz. Bu bilinçle<br />

üretim süreçlerimizde<br />

kullanılan hammadde<br />

ve parçaların<br />

yüzde 60’tan fazlasını<br />

yurtiçinden tedarik<br />

ediyoruz. Ciromuzun<br />

büyük kısmı ihracattan<br />

geliyor. Airtech<br />

markamız, Turquality<br />

Destek Programı’nda<br />

yer alıyor. Bu program,<br />

küresel rekabette<br />

bize ciddi katkılar<br />

sağlıyor” şeklinde konuşuyor.<br />

ABD, Hindistan ve Rusya’da<br />

yatırımlar öngörülüyor<br />

Geçen yılsonunu grup toplamı<br />

olarak 100 milyon dolarlık ciro ile<br />

kapattıklarını belirten Ulusay, bu<br />

yıl toplam iş hacminde, yurtdışı<br />

pazarlardaki talep doğrultusunda,<br />

Grubun<br />

2018 yılı<br />

cirosu:<br />

100 milyon $<br />

yüzde 70’lik büyüme planladıklarının<br />

altını çiziyor. Ulusay, “Amerika,<br />

Hindistan veya Rusya’da yeni<br />

üretim yatırımları yapılmasını<br />

öngörüyoruz. Kullandığımız<br />

makineleri<br />

büyük oranda kendimiz<br />

geliştirirken,<br />

bu makineleri Türk<br />

makine sanayisine<br />

yaptırıyoruz. Ayrıca<br />

2025 yılına kadar<br />

planlanan bin gölet<br />

projesinin en büyük<br />

tedarikçisiyiz. Bununla<br />

birlikte son<br />

8 yılda büyük önem<br />

verdiğimiz Ar-Ge’ye ciromuzun<br />

yüzde 3’ünü<br />

ayırıyoruz. Önümüzdeki<br />

5 yılda, ciromuzu<br />

250 milyon dolar<br />

seviyesine çıkarmayı<br />

hedefliyoruz. 2022 ya<br />

da 2023 yılında, şirketimizi<br />

halka arz etme<br />

düşüncemiz de söz<br />

konusu” diyor.<br />

Kurumsallaşma çalışmaları<br />

tüm hızıyla devam ediyor<br />

Ulusay, Aktaş Holding’in kurulduğu<br />

günden bu yana Ar-Ge ve<br />

inovasyon öncelikli gelişim stratejilerini<br />

benimseyen ve küresel<br />

ölçekteki tüm uygulamalarında<br />

yenilikçi yaklaşımları esas alarak,<br />

sürdürülebilir bir yapıyla gelecek<br />

Aktaş Holding’in<br />

cirodan Ar-Ge’ye<br />

ayırdığı pay:<br />

%3<br />

yolculuğuna devam ettiğini vurguluyor.<br />

“Şirket olarak sürdürülebilirliğin<br />

ve değer yaratma anlayışının<br />

her alanda yaygınlaşması<br />

hedefiyle çalışmalarımızı<br />

şekillendiriyoruz”<br />

diyen Ulusay, “Şirketimizde<br />

özellikle kurumsallaşma<br />

ve dönüşüm<br />

çalışmalarına tüm<br />

hızıyla devam ediyoruz.<br />

Bu kapsamda ilk<br />

günden bu yana sürekli<br />

iyileştirme kültürü<br />

çerçevesinde hareket<br />

edip kaynakları etkin<br />

kullanarak, kurumsallaşma yolunda<br />

sermaye ve emek harcıyoruz.<br />

Amacımız tüm dünya genelinde,<br />

yaşadığımız topluma ve ülkeye en<br />

yüksek düzeyde katma değer sağlayabilmek”<br />

ifadelerini kullanıyor.<br />

Özellikle yenilikçi, katma değerli<br />

ve nitelikli ürünler üretmeye özen<br />

gösterdiklerinin altını çizen Ulusay,<br />

şunları kaydediyor:<br />

“İleri teknolojiye yatırımlarımız<br />

da hızla sürüyor. Sürekli iyileştirme<br />

ve kalite odaklı çalışmalarımız<br />

sayesinde tüm süreçlerle ilgili oluşabilen<br />

her türlü eksik ve noksanlığı<br />

minimize edecek yöntemleri<br />

titizlikle uygulamaya özen gösteriyoruz.<br />

Bunun yanında markalaşma<br />

ve global ölçekte marka değeri<br />

yaratma yolunda emin adımlarla<br />

ilerliyoruz.”<br />

50


<strong>2019</strong><br />

51


<strong>2019</strong><br />

Akyapak, kapasite artışıyla<br />

ihracatta büyümeyi hedefliyor<br />

Bursa’da sac, boru ve profil bükme makineleri ve dünyada yalnızca sayılı üreticinin faaliyet gösterdiği<br />

çelik konstrüksiyon hatları üreterek pazarda dikkatleri çeken Akyapak; teknolojik ürünleriyle<br />

katma değerli makineler üretiyor. Endüstri 4.0 sürecine yüksek teknoloji ve yüksek kalite<br />

sahibi ürünlerle dahil olan firma, Avrupa pazarındaki etkinliğini artırmaya odaklandı.<br />

Akyapak Makine; pazarda<br />

sac, boru ve profil bükme<br />

makineleri ve dünyada<br />

yalnızca sayılı üreticinin<br />

faaliyet gösterdiği çelik konstrüksiyon<br />

hatları üretimi ile ön plana<br />

çıkıyor. Bunların yanında bombe<br />

presler, kaynak çözümleri ve<br />

oxy-plazma kesim makineleri ile de<br />

birçok farklı sektörün ihtiyaçlarını<br />

karşılıyor. Yıllık ortalama 1500 adet<br />

makine üreten Akyapak, üretimin<br />

yüzde 80’nini ihraç ediyor. Makineleri<br />

6 kıtada 112 ülkede çalışıyor.<br />

“Metal işleme makineleri arasında<br />

sektörümüzün öncülerinden olmanın<br />

gururunu yaşıyoruz. Tabii ki<br />

bu gurur, Akyapak ailesinin omuzlarındaki<br />

yükü de artırıyor” diyen<br />

Akyapak Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Levent Akyapak, “Her geçen gün<br />

standartlarımızı yükselterek daha<br />

da başarılı projeler ortaya çıkarabilme<br />

arzusuyla çalışıyoruz. Bugün<br />

ülkemizin sayılı üreticilerinden biri<br />

olan Akyapak’ın geçmişe uzanan<br />

yolculuğu çok eskilere dayanıyor.<br />

1962 yılında başlayan bu yolculuk<br />

muazzam bir tecrübeyle 32 bin<br />

metrekarelik kapalı alanda devam<br />

ediyor” ifadelerini kullanıyor.<br />

Akyapak, diğer yandan Akçalar<br />

Sanayi Bölgesi’nde üç farklı lokasyonda<br />

devam eden üretimine yeni<br />

yatırımıyla bir yenisini daha ekliyor.<br />

Merkez üretim tesisinin yanında<br />

inşa edilen ve bu yıl devreye alınması<br />

planlanan ilave tesis 8 bin 100<br />

metrekare kapalı alandan oluşuyor.<br />

Yeni yatırımlarıyla birlikte Ar-Ge<br />

merkezlerini de genişletmiş olacaklarına<br />

değinen Levent Akyapak,<br />

“Mevcut üç tesisimizde üretimimiz<br />

devam ederken, sektörümüzde<br />

elde ettiğimiz tecrübelerimizi yeni<br />

binamızın yapımında en iyi şekilde<br />

değerlendirdiğimizi söyleyebilirim.<br />

Zaman zaman yaşamış olduğumuz<br />

üretim alanı sorunlarını yeni tesis<br />

ile birlikte sıfıra yakın minimize<br />

edeceğiz. Yeni fabrika yatırımımızla<br />

üretim ve ihracatımızı artırıp<br />

cari açığın azaltılmasına destek<br />

olarak ülkemiz ekonomisine daha<br />

fazla katkı sağlamayı amaçlıyoruz”<br />

şeklinde konuşuyor.<br />

Büyük ve zorlu malzemeler<br />

için güçlü çözümler sunuyor<br />

Akyapak makinelerinin büyük<br />

ve zorlu malzemeler için güçlü<br />

çözümler sunduğunun altını çizen<br />

Levent Akyapak, teknolojik yatırımları<br />

ve yenilikçi Ar-Ge depart-<br />

LEVENT AKYAPAK<br />

Akyapak Makine Yönetim Kurulu Başkanı:<br />

“Müşterilerimize katma değer sağlayacak<br />

yüksek teknolojili çözümler sunmaya ve<br />

Ar-Ge ekibimizle ilkleri gerçekleştirmeye<br />

devam edeceğiz.”<br />

52


<strong>2019</strong><br />

manları ile HEB-1000 profili zor<br />

yoldan (kılıcına) kıvıran hidrolik<br />

profil kıvırma makinesi APK 1000<br />

modelinin sektörde bugüne dek<br />

yapılmış en büyük hidrolik profil<br />

kıvırma makinelerinden biri olduğunu<br />

vurguluyor. Metal bükmenin<br />

yanında delme, kesme ve kaynak<br />

çözümleri sunduklarını<br />

da anlatıyor.<br />

Levent Akyapak,<br />

“Makinelerimiz enerji,<br />

inşaat, otomotiv,<br />

denizcilik, havacılık,<br />

ısıtma-soğutma, petrokimya,<br />

savunma sanayi<br />

gibi çok geniş bir<br />

alanda uygulamalar<br />

ve çözümler sunuyor.<br />

Ayrıca Türkiye’de öncüsü olduğumuz<br />

CNC profil ve plaka delme,<br />

kesme ve markalama makineleri<br />

de üreterek, Türkiye teknolojisini<br />

dünyaya taşıyoruz. Üretim kapsamımıza<br />

aldığımız kaynak çözümleri<br />

ile de metal işleme alanında çok<br />

geniş bir yelpazede tecrübemizi<br />

gösteriyoruz. Kaynak çözümlerimiz<br />

ile kaynak işlerinin daha hızlı ve<br />

kolayca yapılmasını sağlayan kolon<br />

bom, kaynak pozisyonerleri ve<br />

çeviriciler üretiyoruz” vurgusunu<br />

yapıyor.<br />

AkyapakUSA, Tampa’da açtığı<br />

showroom ile stoklu çalışıyor<br />

“Türkiye’nin en büyüklerini,<br />

dünyada da daha büyüğü olmayan<br />

silindir ve profil bükme makinelerini<br />

ürettik” diyen Levent Akyapak,<br />

müşterilerinin üretimlerine katma<br />

değer sağlayacak yüksek teknolojili<br />

çözümler sunmaya ve Ar-Ge<br />

departmanıyla ilkleri gerçekleştirmeye<br />

devam edeceklerini söylüyor.<br />

Daha fazla katma değerli üretim<br />

Akyapak<br />

Makine’nin<br />

ihracat oranı:<br />

%80<br />

ve ihracat hedeflerini koruduklarından<br />

bahseden Levent Akyapak,<br />

“Türkiye dışında da yatırımlar<br />

yaptık ve bu yatırımlarımızı geliştirerek<br />

yönetiyoruz. Amerika<br />

ve Rusya’da satış ve servis hizmetlerini<br />

yerinde sunabilmek<br />

amacıyla açtığımız AkyapakUSA<br />

ve AkyapakRussia’da<br />

kadrolarımızı güçlendirdik.<br />

AkyapakUSA<br />

yapılanmamız için<br />

Tampa’da 1500 metrekare<br />

büyüklüğünde<br />

showroom açtık ve tüm<br />

ürün gruplarımızdan<br />

stok makinelerimizi<br />

hazır bulunduruyoruz”<br />

ifadelerini kullanıyor.<br />

Markaları ve kaliteli ürünleriyle<br />

birlikte satış ve servis taleplerine<br />

hızlı yanıt vererek rekabet güçlerini<br />

gösterdiklerine işaret eden Levent<br />

Akyapak, şunları kaydediyor:<br />

“Kullanıcılarımızın ürünlerimize<br />

yönelik ifade ettikleri çok olumlu<br />

dönüşler var. Amerika gibi teknolojinin<br />

merkezinde, kullanıcımız çelik<br />

konstrüksiyon hattımızın kalitesinden,<br />

teknolojisinden o kadar memnun<br />

kalıyor ki, ‘Makine zaten bir<br />

harika’ ifadesini kullanıyor. Elbette<br />

ki bu durum yıllarını makine sektörüne<br />

vermiş bir işadamı olarak<br />

tüm Türk makinecileri adına beni<br />

gururlandırıyor. Tüm bunlarla birlikte<br />

Amerika için fuarlara katılım<br />

ve yerinde pazar araştırmalarıyla,<br />

pazara uzun vadeli bir bakış açısı<br />

ile yaklaştığımızı söyleyebilirim.”<br />

Rusya pazarına yönelik de değerlendirmelerde<br />

bulunan Levent<br />

Akyapak, “Hem coğrafi yakınlığı<br />

hem de uzun vadeli ticari ağımızla<br />

Rusya pazarında sanayinin göstereceği<br />

yapısal gelişimde yerimizi<br />

almak istiyoruz. Amerika ve Rusya<br />

üzerinden yeni ülke pazarlarına<br />

ihracat gerçekleştirecek adımlar<br />

atmaya devam edeceğiz. Öte yandan<br />

ihracat pazarlarımızı çeşitlendirmek<br />

amacıyla çalışmalar yürütüyoruz”<br />

şeklinde konuşuyor.<br />

“Endüstri 4.0’a uyumlu firmalarla<br />

diğerleri arasında fark olacak”<br />

Levent Akyapak, Endüstri 4.0<br />

sürecinin tüm firmaları olduğu<br />

gibi Akyapak’ı da yüksek teknoloji<br />

ve yüksek kalite sahibi ürünlere<br />

yönelttiğini söylüyor. Bugün gerek<br />

yerel gerek küresel pazarlarda rekabet<br />

eden güçlü firmaların hemen<br />

hepsinin köklü firmalar olduğuna<br />

değinen Levent Akyapak, “Bunların<br />

hepsi tecrübeleriyle bugünün<br />

ihtiyaçlarına cevap vermeye çalışıyor.<br />

Üretim ve kalite olarak da<br />

dünya çapında belli standartlara<br />

uyan firmalar. Ar-Ge, tasarım,<br />

teknoloji, üretim modeli gibi birçok<br />

parametrede birbirlerinden çok<br />

büyük farklılıklar göstermiyorlar.<br />

Dünyanın önde gelen üreticileri<br />

gibi bizim de Akyapak ürün gamı<br />

içerisinde yer alan makinelerimizin<br />

büyük bir bölümünün yazılımları<br />

bünyemizdeki ekibimiz tarafından<br />

geliştiriliyor. Böylelikle müşterilerimizin<br />

karşılaştığı sorunlara<br />

en hızlı şekilde müdahale ederek<br />

çözüm sağlayabiliyoruz” diyor.<br />

Önümüzdeki dönemde Endüstri<br />

4.0’a uyumlu, yüksek teknoloji<br />

sahibi ürünlere yönelen firmaların<br />

diğerleri ile arasında fark olacağına<br />

inandıklarını kaydeden Levent<br />

Akyapak, bu öngörüyle yüksek<br />

teknolojiye yatırım yaptıklarını ve<br />

Akyapak’ın farkının burada ortaya<br />

çıktığını anlatıyor.<br />

53


<strong>2019</strong><br />

Taşdelen Group, ürün çeşitliliğini<br />

ve ihracatını artırmaya odaklandı<br />

Çevreci fonksiyonel recycle ipliğinde iddialı olan Taşdelen Group, ürün çeşitliliğini ve ihracatını<br />

artırmaya odaklandı. Ürünlerini sadece Avrupa ve Ortadoğu pazarında değil, tüm dünya pazarlarında<br />

görmek için Ar-Ge’ler yürütüyor. Grubun hedefinde, şu an üretimde yüzde 30 olan ihracat<br />

payını ilk etapta yüzde 50 seviyelerine çıkarmak var.<br />

Taşdelen Group’un temelleri<br />

1986 yılında sentetik<br />

iplik üretimine başlayan<br />

Polyteks A.Ş. ile atılıyor.<br />

1996’da Taşdelen Tekstil A.Ş.,<br />

2007’de Sintaş Büküm Boya A.Ş<br />

kuruluyor. Sintaş Büküm Boya<br />

A.Ş., ayda 350 tonluk bükümlü-boyalı<br />

iplik kapasitesi ve son<br />

teknoloji üretim araçlarıyla hizmet<br />

verirken; üretilen bu malların iç<br />

piyasadaki ticari satışını yapan<br />

Taşdelen Tekstil’in aylık 200 bin<br />

metre kumaş dokuma kapasitesi<br />

bulunuyor. Polyteks ve Sintaş<br />

bugün toplam 45 bin 750 metrekare<br />

alanda 631 çalışanla üretime<br />

devam ediyor.<br />

Taşdelen Group Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Mustafa Taşdelen,<br />

2018 yılı son çeyreğinden itibaren<br />

kurdaki dalgalanmalar ve maliyetlerin<br />

artışıyla piyasada bazı olumsuzluklar<br />

yaşansa da Polyteks<br />

olarak genel anlamda pozitif bir yıl<br />

geçirdiklerini belirterek, <strong>2019</strong>’un<br />

bu anlamda daha sıkıntılı bir yıl<br />

olacağı öngörüsünde bulunuyor.<br />

Taşdelen, “Bu doğrultuda ürün<br />

çeşitliliğini ve ihracatımızı artırmaya<br />

odaklandık. Katma değeri<br />

yüksek, özgün ve kaliteli ürünler<br />

yapıyoruz. Bu ürünleri rekabetçi<br />

fiyatlarla satarak üretim ve istihdamımızı<br />

korumayı hedefliyoruz”<br />

ifadelerini kullanıyor. Ürünlerini<br />

sadece Avrupa ve Ortadoğu pazarında<br />

değil, tüm dünya pazarlarında<br />

görmek için çalıştıklarının<br />

altını çizen Taşdelen, “Yüzde 30<br />

ihraç odaklı üretim yapıyoruz. En<br />

büyük ihracat pazarımız Avrupa.<br />

İlk etapta üretimin yüzde 50’sini<br />

ihraç eder hale gelmek istiyoruz”<br />

şeklinde konuşuyor. Taşdelen,<br />

şunları kaydediyor:<br />

“Müşterilerimizin Uzakdoğu’dan<br />

ucuz ve dampingli olarak<br />

tedarik edebileceği mallarla yarışma<br />

niyetinde değiliz. Bu yüzden iç<br />

ve dış pazardaki tüm müşterilerimize<br />

daima özel imalat yapmaya<br />

çalışıyoruz. Sadece Avrupa’daki<br />

özel müşterilere servis vermiyoruz.<br />

Çin, Hindistan, Tayland ve Endonezya<br />

gibi ülkelerde de özel hizmet<br />

verdiğimiz müşterimiz var.”<br />

2018 yılında Ar-Ge’ye<br />

1 milyon dolar ayırdı<br />

Ar-Ge çalışmaları hakkında<br />

bilgi veren Taşdelen, inovatif yeni<br />

ürünler geliştirmenin Polyteks<br />

için her zaman şirket hedeflerinin<br />

MUSTAFA TAŞDELEN<br />

Taşdelen Group Yönetim Kurulu Başkanı:<br />

“Sadece Avrupa’daki özel müşterilere servis<br />

vermiyoruz. Çin, Hindistan, Tayland ve<br />

Endonezya gibi ülkelerde de özel hizmet<br />

verdiğimiz müşterimiz var.”<br />

54


<strong>2019</strong><br />

en başında geldiğini vurguluyor.<br />

“Kuruluşumuzdan bu yana gerek<br />

yönetim gerekse çalışanlarımız<br />

hep birlikte yeni üretim teknikleri<br />

üzerine odaklanmayı şirket<br />

kültürü olarak benimsedik” diyen<br />

Taşdelen, “2018 yılında Ar-Ge ve<br />

inovasyon çalışmalarına 1 milyon<br />

dolar bütçe ayırdık. Farklı destek<br />

programlarınca birçok projeye de<br />

imza atıyoruz. 1501-TÜBİTAK Sanayi<br />

Ar-Ge Projeleri Destekleme<br />

Programı çerçevesinde Türkiye’de<br />

ilk kez bikomponent eriyen iplik<br />

üretimini başardık. Yapılan imalatla<br />

bu ipliklerdeki ithalat miktarını<br />

azalttık. Ayrıca Türkiye-İspanya<br />

işbirliği ile<br />

uluslararası Eureka<br />

projesi kapsamında<br />

karanlıkta parlayan<br />

Polyteks<br />

ve Sintaş’ın<br />

üretim alanı:<br />

45.750 m 2<br />

fosforesan iplik üretimini<br />

gerçekleştirdik.<br />

Tekstil alanında yenilikleri<br />

yakından takip<br />

eden şirketimiz,<br />

çevre ve doğa dostu<br />

üretim anlayışıyla,<br />

geri dönüştürülmüş<br />

malzemelerden üretim yöntemini<br />

de kullanıyor” vurgusu yapıyor.<br />

Ar-Ge ekiplerinin 21 uzmandan<br />

oluştuğunun bilgisini veren Taşdelen,<br />

şunları kaydediyor:<br />

“Ürettiğimiz iplikler ev tekstili,<br />

brode, giyim, halı, otomotiv,<br />

konfeksiyon, inşaat, savunma<br />

sanayii gibi sektörler için üretilen<br />

fonksiyonel kumaşlarda kullanılıyor.<br />

Bünyemizde güç tutuşur,<br />

antimikrobiyel, kumaş yüzeylerine<br />

hacim, nem transferi, konfor,<br />

yüksek hava geçirgenliği sağlayan<br />

birçok özellikte iplik üretiliyor.<br />

Bunlar kumaşlarda UV ışınlarına<br />

karşı koruma sağlarken, yeni nesil<br />

esneyen ve eski haline geri dönebilen<br />

giysilerin de üretiminde kullanılıyor.”<br />

Çevreci fonksiyonel<br />

recycle ipliğinde iddialı<br />

Polyteks Tekstil, polyester iplik<br />

üretimi alanında uzmanlaşmış bir<br />

firma. Modern üretim tesislerinde<br />

ayda 2 bin 500 tonu aşan POY,<br />

ekru ve renkli FDY; 2 bin tonu<br />

aşan tekstüre, gipe ve bükümlü<br />

iplik; 400 tonu aşan<br />

ev tekstili, giyimlik,<br />

döşemelik kullanım<br />

için dokuma ve örgüye<br />

yönelik polyester ve<br />

naylon ipliklerin yanı<br />

sıra teknik iplik üretimi<br />

yapıyor. Bu yıl da<br />

en iddialı ürünlerinin<br />

çevreci fonksiyonel<br />

recycle ipliği olduğunu<br />

söyleyen Taşdelen,<br />

“Giderek artan bir talep grafiği ile<br />

birlikte son 6 ayı baz aldığımızda<br />

ortalama recycle üretimimiz ayda<br />

20 ton. Ancak önümüzdeki zaman<br />

diliminde doğal kaynaklarımızın<br />

korunması gereksinimi gittikçe<br />

daha büyük farkındalık haline<br />

gelecek. Büyük çaplı uluslararası<br />

şirketler yavaş yavaş tedarik standartlarını<br />

geliştirerek recycle ürün<br />

taleplerini zorunlu hale getirmeye<br />

başladı. Bu doğrultuda gelecek<br />

yıllarda recycle üretimi, toplam<br />

üretimin az bir miktarını değil,<br />

büyük çoğunluğunu oluşturacak.<br />

Bunun bilincinde olarak üretim<br />

kapasitesi anlamında teknik<br />

açıdan gerekirse tüm imalatımızı<br />

recycle imalatına çevirebilecek<br />

teknolojiye ve makine parkuruna<br />

sahibiz” diyor.<br />

“Finansman maliyetleri<br />

firmaları sıkıntıya düşürdü”<br />

Sektöre yönelik değerlendirmelerde<br />

bulunan Taşdelen, yakın<br />

coğrafyada yaşanan gelişmelerin<br />

sosyo-ekonomik anlamda tüm<br />

ülkeleri olumsuz etkilediğini ve yaşanan<br />

göçlerin sektördeki kalifiye<br />

eleman çalıştıran firmaların ciddi<br />

rekabet altında kalmasına yol<br />

açtığını vurguluyor. “Ayrıca artan<br />

finansman maliyetleri sektörde<br />

bazı firmaların sıkıntıya düşmesine<br />

ve pazarın daralmasına sebep<br />

oldu” diyen Taşdelen, şöyle devam<br />

ediyor:<br />

“Ancak Avrupa kıtasının en<br />

büyük tekstil üretici ülkesi Türkiye’dir.<br />

Türk tekstil sektörü, ürün<br />

kalitesi, tasarımları ve yüksek teknolojisi<br />

itibariyle dünyada çok özel<br />

bir yere sahiptir. Bugün dünyada<br />

kaliteli tekstil ürünleri hakkında<br />

konuştuğumuzda akla gelen ilk<br />

ülke Türkiye oluyor. Dünya çapındaki<br />

büyük markalar ürünlerini<br />

Türkiye’de üretmek, hammaddelerini<br />

Türkiye’den almak istiyor.”<br />

55


<strong>2019</strong><br />

İnoksan, 39 yılda Türkiye’nin<br />

markası haline geldi<br />

Anadolu’daki ilk mutfak sanayicisi olmak için 39 yıl önce kurulan İnoksan, bugün Türkiye’nin markası<br />

oldu. Cirosunun yüzde 35’ini ihracat oluşturuyor. 5 kıtada 80’den fazla ülkeye ürün gönderiyor.<br />

Alanında ilklerin sahibi olan İnoksan’ın Ar-Ge merkezine cirodan ayırdığı pay ise yüzde 2 seviyesine<br />

ulaştı. Bu yıl üretimde sabit kalmayı planlayan İnoksan’ın satışta büyüme hedefiyse yüzde 5.<br />

Yaklaşık 40 yıldır endüstriyel<br />

mutfak cihaz ve<br />

ekipmanları alanında<br />

projelendirme, üretim ve<br />

satış faaliyetleri yürüten İnoksan,<br />

sektör öncüleri arasında bulunuyor.<br />

Ar-Ge faaliyetleriyle alanında<br />

ilklere imza atarken, ihracat oranını<br />

da her geçen gün arttırıyor. İnoksan<br />

açısından 2018 yılını değerlendiren<br />

şirketin ikinci kuşak yöneticilerinden<br />

İnoksan Yönetim Kurulu<br />

Başkan Vekili Emre Varlık, “İçinde<br />

bulunduğumuz koşullara rağmen<br />

ciro hedefimizi gerçekleştirdik ve<br />

2018 hedeflerimizi yüzde 10 oranında<br />

aştık. Diğer yandan döviz kuru<br />

dengesizlikleri sebebiyle oluşan<br />

yüksek girdi maliyetleri finansal<br />

olarak kaynak planlamasını çok<br />

zorlaştırdı. 2 milyon euro tutarında<br />

makine yatırımı gerçekleştirdik.<br />

TEKNOSAB’da yeni fabrika için<br />

arazi yatırımı yaptık. Bilgi sistemleri<br />

alanında yaklaşık 4 milyon lira<br />

yatırım harcamasıyla SAP kurulumunu<br />

gerçekleştirdik” diyor.<br />

Bu yıl üretim seviyesinde sabit<br />

kalmayı ve maliyet kontrollü iyileştirmeler<br />

yapmayı planladıklarından<br />

bahseden Emre Varlık, satışta<br />

yüzde 5 büyüme hedeflediklerini<br />

anlatıyor. Emre Varlık, “Turizmde<br />

doluluk oranları iyi geçen 2018<br />

yılı sebebiyle, turizm bölgelerinde<br />

yenileme yatırımları, kent ve kültür<br />

turizmi bölgelerinde de yeni yatırımlar<br />

gerçekleşeceğini öngörüyoruz.<br />

Bu doğrultuda turizm yatırımlarının<br />

satışlarımızdaki payının<br />

yüzde 15’ten yüzde 20’ye doğru<br />

yükselmesini bekliyoruz” ifadelerini<br />

kullanıyor.<br />

İhracat oranını<br />

arttırmayı hedefliyor<br />

İnoksan, cirosunu son iki yılda<br />

yüzde 28 arttırarak, 200 milyon lira<br />

barajını aştı. İhracatı ise cirosunun<br />

yüzde 35’i oranında… 5 kıtada<br />

80’den fazla ülkeye ihracat yapıyor.<br />

En yüksek ihracatını İtalya’ya<br />

gerçekleştiriyor. Emre Varlık, 2018<br />

sonunda aldıkları CQC Belgesi’nin<br />

(Chinese Quality Certification), Çin<br />

ile ticaretlerini artırmaları açısından<br />

önemli bir gelişme olduğunu<br />

söylüyor. Hedeflerine aldıkları<br />

Afrika ve Asya Pasifik için proje<br />

bağlantılarının devam ettiğini de<br />

aktarıyor. Bu yıl Avrupa perakende<br />

pazarından beklentilerinin yüksek<br />

olduğunu belirten Emre Varlık,<br />

“Ekonomi Bakanlığı nezdinde kabul<br />

edildiğimiz Turquality programı<br />

kapsamında yurtdışı satış oranımızı<br />

yüzde’50 ve daha yukarılara taşımayı<br />

hedefliyoruz” diyor. İnoksan’ı<br />

Türkiye iç pazarında fiyat belirleyici<br />

konumda gördüklerini vurgulayan<br />

Emre Varlık, şöyle devam<br />

ediyor:<br />

“Diğer yandan global pazarda<br />

ülke puanı, teknoloji algısı, finansal<br />

kaynak eşitsizliği nedeniyle rakiplerimizin<br />

gerisindeyiz. Ancak ürünlerimizle<br />

onların ürünlerine ikame<br />

olabilecek durumdayız. Alternatif<br />

EMRE VARLIK<br />

İnoksan Yönetim Kurulu Başkan Vekili:<br />

“Ar-Ge merkezimiz için her yıl yatırımlarımızı<br />

ve kaynaklarımızı arttırmamız ile<br />

birlikte bugün Ar-Ge merkezimize ciromuzdan<br />

ayırdığımız pay yüzde 2 seviyesine<br />

ulaştı.”<br />

56


ürün olarak dış pazarlardan pay<br />

almayı hedefliyoruz. Yurtdışında 60<br />

temsilciliğimiz ve yetkili satıcılığımız<br />

var.”<br />

Cirodan Ar-Ge’ye ayırdığı<br />

pay yüzde 2’ye ulaştı<br />

İnoksan, Ar-Ge faaliyetleri ve<br />

teknoloji yatırımları ile dünya markası<br />

olmayı hedefliyor. Geçmişten<br />

bugüne Ar-Ge yatırımlarının tamamını<br />

öz kaynaklarıyla karşılayarak<br />

yenilikçi ürünler ortaya koyuyor.<br />

İnoksan Ar-Ge Merkezi’nin kuruluş<br />

ve altyapı çalışmaları kapsamında<br />

1 milyon liranın üzerinde yatırım<br />

yaptıklarına değinen Emre Varlık,<br />

“Ar-Ge merkezimiz için her<br />

yıl yatırımlarımızı ve kaynaklarımızı<br />

arttırmamız ile birlikte<br />

bugün Ar-Ge’ye ciromuzdan<br />

ayırdığımız pay yüzde 2 seviyesine<br />

ulaştı. Ar-Ge ekibimiz 34<br />

uzmandan oluşuyor. Toplam<br />

çalışan sayısımız ise 435” diyor.<br />

“İnoksan’ı babamla<br />

birlikte büyütüyoruz”<br />

Emre Varlık, 1999 yılından<br />

bu yana aile şirketinde çeşitli<br />

kademelerde görev almaya<br />

başladığını belirtiyor. Şu an<br />

İnoksan’ı babası Vehbi Varlık ile<br />

birlikte büyüttüklerini anlatıyor.<br />

İnoksan’ın kuruluş sürecine<br />

değinen Emre Varlık, “İnoksan<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi<br />

Varlık, 1971-1977 yılları arasında,<br />

İstanbul’da, o dönemde<br />

Türkiye’nin en iyi mutfak<br />

firmasında teknik ressamlıktan<br />

fabrika müdürlüğüne kadar<br />

birçok kademede görev yapıyor.<br />

Sahip olduğu tecrübeyle<br />

İstanbul dışında Anadolu’da ilk<br />

mutfak firmasını kurma kararı<br />

alıyor. Böylece 1977 yılında<br />

Bursa’da kollektif şirket olarak<br />

Emdegaz’ı, 1980’de de anonim<br />

şirket olarak İnoksan’ı kuruyor”<br />

ifadelerini kullanıyor.<br />

İnoksan, bugün temel olarak<br />

turizm ve yiyecek-içecek sektörünün<br />

ihtiyaç duyduğu endüstriyel<br />

mutfak cihaz ve ekipmanları<br />

alanında; projelendirme,<br />

üretim, satış ve satış sonrası<br />

hizmetler sunuyor. Bunun<br />

yanında otel, kafeterya, okul,<br />

hastane, yemek sanayi gibi<br />

özel ve kamu kuruluşlarının<br />

mutfaklarını projeden montaja<br />

anahtar teslim olarak kuruyor.<br />

Ürün gamında; bulaşık yıkama<br />

makineleri, fırınlar, soğutucular<br />

ve pişiriciler yer alıyor. Sipariş<br />

esasına göre üretim yapıyor.<br />

6 bölge müdürlüğü ile büyük<br />

işleri; 50 bayisi ile küçük mutfak<br />

projelerini ve perakende satışları<br />

gerçekleştiriyor.<br />

“Yatırımlarda yerli malı<br />

teşviki artırılmalı”<br />

Sektörü değerlendiren Emre<br />

Varlık, endüstriyel mutfak pazarının<br />

her geçen gün büyüyen ve 60<br />

bin kişiye istihdam sağlayan dev<br />

bir sektör olduğunu vurguluyor.<br />

“Ülkemiz endüstriyel mutfak ekipmanları<br />

üretimi konusunda çevre<br />

ülkeler arasında birinci, Avrupa’da<br />

ikinci sırada” diyen Emre Varlık,<br />

“Bununla birlikte yurtdışındaki<br />

rakiplerimiz, yatırım yapılabilir ülke<br />

puanları ve finansal kaynak bolluğu<br />

nedeniyle, bizden 10 kat daha düşük<br />

maliyetlerle finansman kaynağı<br />

sağlıyor ve bu kaynaklar bizden en<br />

az iki kat daha uzun vadeli oluyor.<br />

Bu da rekabette dezavantaj oluşturuyor.<br />

Yatırımlarda yerli malı teşviki<br />

arttırılmalı. Ayrıca tercihler kalite<br />

ve hizmet odaklı olması gerekirken,<br />

maalesef yaklaşım çoğunlukla fiyat<br />

odaklı. Diğer yandan eğitimli ve kalifiye<br />

meslek insanları yetiştirilmeli”<br />

şeklinde konuşuyor.


<strong>2019</strong><br />

Nilüfer, Bursa’nın sosyal ve<br />

kültürel yaşam merkezi oldu<br />

Nilüfer’in bugün birçok kentin örnek aldığı kültür, sanat, bilim, spor, doğal yaşam, dayanışma ve<br />

demokrasi kenti haline geldiğini söyleyen Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, “Nilüfer,<br />

Avrupa’da da Türkiye’de de markadır, marka modelidir” diyor.<br />

Geçen yılsonu itibariyle<br />

nüfusu 450 bine yaklaşan<br />

Nilüfer, Bursa’nın<br />

sosyal ve kültürel yaşam<br />

merkezi olarak gösteriliyor. Özellikle<br />

son 20 yılda tüm projelerin<br />

insan odaklı yapıldığı Nilüfer’de,<br />

kente, 5’i belediyenin olmak üzere<br />

6 kütüphane, 5 kültür evi, yaklaşık<br />

157 kilometrelik bisiklet yolu,<br />

28 kilometrelik koşu ve yürüyüş<br />

yolu, 13 spor merkezi, 56 halı saha<br />

kazandırıldı. Nilüfer Belediyesi,<br />

yeşil alan ve 275’e ulaşan park<br />

sayısıyla da Türkiye’ye örnek oldu.<br />

“Nilüfer, Avrupa’da da Türkiye’de<br />

de markadır, marka modelidir”<br />

vurgusu yapan Nilüfer Belediye<br />

Başkanı Mustafa Bozbey, şunları<br />

kaydediyor:<br />

“Nilüfer, Bursa’nın sosyal ve<br />

kültürel yaşam merkezi oldu.<br />

Bugün birçok kentin örnek aldığı<br />

kültür, sanat, bilim, spor, doğal<br />

yaşam, dayanışma ve demokrasi<br />

kenti haline geldi. Nilüfer, Bursa<br />

sınırlarını aşan, ülkeye ve dünyaya<br />

yayılan bir örnektir. Nilüfer<br />

Belediyesi olarak il ve büyükşehir<br />

belediyelerinin dahi yapamadığı<br />

hizmetleri yapıyoruz. İnanıyorum<br />

ki, Nilüfer’de herkes bu ayrıcalığı<br />

yaşıyor, Nilüfer örneğinden gurur<br />

duyuyor, Türkiye’nin ya da dünyanın<br />

hangi köşesine giderse gitsin<br />

‘Nilüferliyim’ dediğinde, aldığı övgülerle<br />

onurlanıyor. Nilüfer ayrıca<br />

EFQM Mükemmellik Modeli’ni<br />

Türkiye’de uygulayan tek kurumdur.”<br />

Örnek projeleriyle<br />

birçok ödülün sahibi<br />

Bu yılki bütçesi 394 milyon lira<br />

olan Nilüfer Belediyesi, İnsani Gelişme<br />

Vakfı’nın düzenlediği İnsani<br />

MUSTAFA BOZBEY<br />

Nilüfer Belediye Başkanı:<br />

“Nilüfer Belediyesi, bugün il ve büyükşehir<br />

belediyelerinin dahi yapamadığı hizmetleri<br />

yapıyor. İnanıyorum ki, Nilüfer’de<br />

herkes bu ayrıcalığı yaşıyor.”<br />

58


Gelişme Endeksi-2018 raporunda,<br />

Çok Yüksek İnsani Gelişme grubunda,<br />

bir önceki yıla göre bir basamak<br />

yükselerek, beşinci sırada<br />

yer aldı. Yine 2018 II. Uluslararası<br />

Şehir ve Çevre Sağlık Kongresi<br />

Yerel Yönetimler Arası En İyi<br />

Uygulama Yarışması’nda, Şehir<br />

Sağlığını Ölçme Kategorisi’nde,<br />

“Nilüfer Ölçüyor” projesiyle birincilik<br />

ödülünün sahibi oldu. Avrupa<br />

Konseyi tarafından 2016 yılında<br />

Avrupa Diploması ile ödüllendirilen<br />

Türkiye’den tek yerel yönetim<br />

olan Nilüfer Belediyesi,<br />

yine Avrupa Konseyi tarafından<br />

2017’de Şeref<br />

Bayrağı’na değer görülen<br />

Avrupa’daki 8 yerel<br />

yönetimden biri oldu.<br />

Her yaştan Nilüferliye<br />

spor yapma imkanı<br />

Nilüfer, 20 yılda<br />

yapılan yatırımlarla sporun kenti<br />

olmayı da başardı. Her mahalleye<br />

halı saha yapma hedefiyle yola<br />

çıkan Nilüfer Belediyesi, 2018<br />

sonunda ilçedeki 65 mahalleden<br />

54’üne halı saha kazandırdı.<br />

Yine 2018’de spor adına Bursa’ya<br />

kazandırdığı önemli<br />

tesislerden biri Nilüfer<br />

Belediyesi İbrahim<br />

Yazıcı Stadyumu oldu.<br />

Bursaspor’un merhum<br />

başkanı İbrahim<br />

Yazıcı’nın adını taşıyan<br />

stadyum 7 bin seyirci<br />

kapasiteli. Tesiste 128<br />

yatak kapasiteli, modern<br />

donanımlı, sporcu<br />

oteli ve misafirhane bölümü<br />

bulunuyor. Nilüfer’in örnek gösterilen<br />

bir diğer tesisi de Beşevler<br />

Cimnastik Salonu. Türkiye’nin en<br />

Nilüfer’in<br />

2018 itibariyle<br />

nüfusu:<br />

450 bin<br />

Nilüfer<br />

Belediyesi’nin<br />

<strong>2019</strong> bütçesi:<br />

394 milyon TL<br />

donanımlı salonu olan<br />

Beşevler Cimnastik Salonu,<br />

320 seyirci kapasiteli.<br />

Binlerce çocuğun<br />

eğitim aldığı salonda,<br />

Türkiye Cimnastik Federasyonu<br />

şampiyonaları<br />

da düzenleniyor.<br />

Müzik, şiir gibi festivallere<br />

ev sahipliği yapıyor<br />

Nilüfer Belediyesi; müzik, şiir,<br />

tiyatro gibi kültürel festivalleriyle<br />

de adından söz ettiriyor. Nilüfer<br />

Müzik Festivali her<br />

yıl daha da büyürken,<br />

Uluslararası Nilüfer Şiir<br />

Festivali, şairleri ve şiir<br />

tutkunlarını bir araya<br />

getiriyor. Bozbey, “Türkiye’nin<br />

tek Şiir Kütüphanesi’yle,<br />

her gün saat<br />

14.00’da şiir okunan Şiir<br />

Kulesi’yle, Nilüfer’i şiirin<br />

kenti haline getirdik” diyor. Diğer<br />

yandan Nilüfer Belediyesi Kütüphaneleri’nin<br />

materyal sayısının 100<br />

bini aştığına işaret eden Bozbey,<br />

“Kütüphanelerimize üye sayısı 34<br />

bin 510’a ulaştı. Uluslararası veri<br />

tabanı EBSCO üyeliğimiz sayesinde<br />

okurlarımız on<br />

binlerce dijital kitap ve<br />

bilgi kaynağına ulaşabiliyor.<br />

Engelli bireylerin<br />

kitaba erişimini<br />

kolaylaştıran projeler<br />

de hayata geçiriyoruz”<br />

ifadelerini kullanıyor.<br />

Kütüphanelerin<br />

materyal<br />

sayısı:<br />

100 bin<br />

<strong>2019</strong><br />

Bursa’nın lezzetlerini<br />

festivallerle tanıtıyor<br />

NİLKOOP S.S. Nilüfer Tarımsal<br />

Kalkınma Kooperatifi işbirliğiyle,<br />

kentin kırsal mahallelerinde, tarım<br />

ve hayvancılığın geliştirilmesi çalışmaları<br />

yapan Nilüfer<br />

Belediyesi; Bursa Siyahı,<br />

Ürünlü biberi, Tahtalı<br />

şeftalisi gibi Bursa’nın<br />

dünyaya açılan lezzetlerini<br />

festivallerle tanıtıyor.<br />

Nilüfer’in tarıma yönelik<br />

projeleri arasında<br />

Tohum Kütüphanesi de<br />

bulunuyor. Yerel Çeşit Denemeleri<br />

ve Tohum Üretim İstasyonu’nda<br />

ekolojik tarım felsefesine uygun<br />

üretim yapılarak, kaybolmakta<br />

olan yerel çeşitliliklerin bulunması,<br />

çoğaltılması, gelecek nesiller<br />

için saklanması ve takas yöntemiyle<br />

dağıtılması hedefleniyor.<br />

Nilüfer Belediyesi, ‘Yeniden yeşil<br />

Bursa’ amacıyla her yıl ücretsiz<br />

fidan da dağıtıyor.<br />

59


<strong>2019</strong><br />

Profil Sanayi, bu yıl ihracatla<br />

yüzde 25 büyüme hedefliyor<br />

Türkiye ve Avrupa’da birçok OEM ile doğrudan çalışan ve dünya<br />

otomotiv sektöründe 53 yıllık tecrübesiyle sağlam bir yer edinen<br />

Profil Sanayi, bu yıl ihracata odaklanıp yüzde 25 seviyesinde<br />

büyüme öngörüyor. Diğer yandan çeşitli Ar-Ge projelerine<br />

imza atan Profil Sanayi’nin hedefleri arasında iki yıl içerisinde<br />

Ar-Ge merkezi kurmak da var.<br />

Şekillendirilmiş ve montajlı<br />

sac parçaları ile kalıp<br />

imalatının yanı sıra PRS<br />

markasıyla aftermarket<br />

parça üretimi yapan<br />

Profil Sanayi, 1969 yılında Tofaş’ın<br />

kurulmasıyla otomotiv yan sanayine<br />

yönelik çalışmaya başladı.<br />

Bugün gelinen noktada Tofaş,<br />

Ford, Toyota ve Daimler Mercedes<br />

gibi OEM’lere hizmet veriyor.<br />

Ayrıca PRS markası ile aftermarket<br />

piyasasında süspansiyon ve<br />

direksiyon aksamları üreterek<br />

sektörde rekabet ediyor. Avrupa,<br />

Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Güney<br />

Amerika kıtalarında toplamda 30<br />

ülkeye ihracat yapıyor. Yatırımlarına<br />

da devam eden Profil Sanayi,<br />

Hasanağa Organize Sanayi Bölgesi’nde<br />

20 bin metrekare alanda<br />

üretim yaparken, Akçalar Organize<br />

Sanayi Bölgesi’nde PRS markalı<br />

aftermarket ürünleri için 6 bin<br />

metrekarelik ilave tesis yatırımı<br />

gerçekleştirdi. Böylece toplamda<br />

26 bin metrekare kapalı alana<br />

ulaştı. Grup şirketlerinde ise yaklaşık<br />

500 kişiye istihdam sağlıyor.<br />

“Tecrübemizle sektörde<br />

sağlam bir yer edindik”<br />

Sedat Semih Sezer tarafından<br />

1966 yılında kurulan Profil Sanayi,<br />

bugün babasından bayrağı<br />

devralan Profil Sanayi Yönetim<br />

SEZAİ SEZER<br />

Profil Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı:<br />

“Dünya otomotiv sektöründe 53 yıllık tecrübemizle<br />

sağlam bir yer edindik. İstikrarlı<br />

bir şekilde büyümeye devam ediyoruz.”<br />

60


<strong>2019</strong><br />

Kurulu Başkanı Sezai Sezer ve<br />

üçüncü kuşak olan oğlu Sedat<br />

Sezer yönetiminde faaliyetlerine<br />

devam ediyor. Sezai Sezer, Türkiye<br />

ve Avrupa’da birçok OEM ile<br />

doğrudan çalıştıklarını<br />

ve dünya otomotiv<br />

sektöründe 53 yıllık<br />

tecrübeleriyle sağlam<br />

bir yer edindiklerini<br />

vurguluyor. Sezer, “Bu<br />

yıl yüzde 25 seviyesinde<br />

büyüme öngörüyoruz.<br />

Bunu da ihracat<br />

ile yapmayı planlıyoruz.<br />

<strong>2019</strong> herkes için<br />

zorlu bir yıl olacak.<br />

Adımlarımızı bunun bilincinde<br />

atmaya çalışıyoruz. Koyduğumuz<br />

hedefe ulaşacak uzman kadrolara<br />

sahibiz. İstikrarlı şekilde büyümeye<br />

devam edeceğiz. Ülkemiz<br />

açısından bakarsak piyasalardaki<br />

durgunluğun yılın üçüncü çeyreğinde<br />

aşılacağını öngörüyorum”<br />

ifadelerini kullanıyor.<br />

Geçen yıl da yatırıma<br />

ve üretime devam etti<br />

Profil Sanayi’nin 2018 yılında,<br />

bir önceki yıla göre, enflasyon ve<br />

kur bazında yüzde 24 oranında<br />

büyüme yakaladığının bilgisini<br />

veren Sezer, “Geçen yılın üçüncü<br />

çeyreğinde döviz kurlarında<br />

yaşanan dalgalanmalar sonucunda<br />

ekonomide sıkıntılar yaşandı.<br />

Ancak Türk otomobil sektörü<br />

güçlü yapısıyla süreci iyi yönetti.<br />

Firmanın<br />

2018 yılı<br />

büyüme oranı:<br />

%24<br />

Profil Sanayi bünyesindeki grup<br />

şirketleri de yatırıma ve üretime<br />

devam etti. Bu sayede öngördüğümüz<br />

büyüme hedefini yakaladık”<br />

şeklinde konuşuyor.<br />

Resmi Ar-Ge merkezi<br />

kurmaya hazırlanıyor<br />

Sezer, Profil Sanayi’nin<br />

kendi içinde<br />

uzun yıllardır Ar-Ge<br />

projeleri yaptığının<br />

altını çizerek, Ar-Ge<br />

merkezi için gerekli<br />

altyapıyı kurduklarını<br />

ve hedeflerinin iki yıl<br />

içerisinde Bakanlık<br />

onaylı Ar-Ge merkezi haline gelmek<br />

olduğunu vurguluyor. Diğer<br />

yandan otomotiv sektörünün<br />

dinamik ve değişkenleri farklı bir<br />

sektör olduğuna değinen Sezer,<br />

şunları kaydediyor:<br />

“Dolayısıyla hareketli olmanız<br />

gereken, dur durak bilmeyen bir<br />

sektör. Yenilikleri yapmadığınız<br />

müddetçe otomotivde karsızlık ve<br />

verimsizlikler başlar. Sürekli yatırım<br />

gerektiren bir sektör.”<br />

Sektör sorunlarının başında<br />

kalifiye eleman geliyor<br />

Sektör sorunlarına yönelik<br />

değerlendirmelerde bulunan<br />

Sezer, sanayicilerin işgücü olarak<br />

en büyük sıkıntısının mesleki<br />

eğitim olduğunu anlatıyor. “Türkiye<br />

üretim ve ihracat yapacaksa,<br />

mesleki ve teknik eğitime önem<br />

vermeli” diyen Sezer, “Sektörde<br />

yaklaşık 4-5 yıldır ciddi bir eleman<br />

problemi var. Meslek liselerinden<br />

mezun olan çocuklar alışveriş merkezlerinde<br />

güvenlik görevlisi ya da<br />

tezgahtar olarak çalışıyor. Bu çok<br />

acı bir şey. Tezgahtarlık bölümünden<br />

mezun olsun o işi yapsın o<br />

ayrı ancak meslek liselerinin torna<br />

ya da metal işleri bölümünden mezun<br />

olup, gidip bir yerde tezgahtarlık<br />

yapıyorsa bu yanlış. İhracat<br />

diyoruz, üretim diyoruz. Bunun en<br />

temel faktörü işgücü ve bu işgücünün<br />

devlet tarafından desteklenmesi<br />

gerekli” vurgusunu yapıyor.<br />

61


<strong>2019</strong><br />

Ermetal Şirketler Grubu<br />

cirosunu yüzde 35 artırdı<br />

Ağırlıklı otomotiv sektörüne yönelik faaliyet gösteren Ermetal Şirketler Grubu, 2018 yılında yaklaşık<br />

55 bin ton sac şekillendirirken, cirosunu yüzde 35 yükseltti. Ermetal Otomotiv ile Türkiye<br />

sac şekillendirme sektöründe ilk üç firma arasında bulunan grup, robot otomasyonlu yeni press<br />

hattı yatırımıyla kapasite artışına da gitti.<br />

Ermetal Şirketler Grubu’nun<br />

işlem hacminin<br />

yüzde 82’sini otomotiv,<br />

yüzde 15’ini ofis mobilyaları,<br />

yüzde 3’ünü gıda sektörü<br />

oluşturuyor. Ermetal Şirketler<br />

Grubu CEO’su Yesari Süalp,<br />

“Grup bünyesinde; Ermetal Otomotiv,<br />

Erkalıp, Bürosit, Plasmot,<br />

Ergıda ve Ben Maker firmaları<br />

bulunuyor. 2018 yılında yaklaşık<br />

55 bin ton sac şekillendirdik ve<br />

ciromuzu yüzde 35 artırdık. Robot<br />

otomasyonlu yeni press hattı<br />

yatırımıyla kapasite artışına da<br />

gittik” diyor. Ermetal Otomotiv’in<br />

bugün üretimini gövde sac parçaları,<br />

kaynaklı kompleler, Fiat-Tofaş<br />

Doblo projesinin direksiyon mili,<br />

dış görünüm parçaları gibi ürün<br />

gruplarıyla devam ettirdiğini anlatan<br />

Süalp, “Ford Otosan, Oyak<br />

Renault, Renault-Fransa, Toyota<br />

TMMT ve TMUK ile çalışıyoruz.<br />

Ermetal Otomotiv, Türkiye sac<br />

şekillendirme sektöründe ilk üç<br />

firma arasındadır. Plastik sektöründe<br />

de benzer müşterilerde<br />

Plasmot olarak yer alıyoruz”<br />

ifadelerini kullanıyor. Süalp, ayrıca<br />

ihracatın ciro içindeki payının yüzde<br />

17-20 civarında olduğuna ve bu<br />

oranı arttırmayı hedeflediklerine<br />

değiniyor.<br />

Cironun yüzde 2’si<br />

Ar-Ge’ye ayrılıyor<br />

Ermetal Şirketler Grubu, Ar-Ge<br />

faaliyetlerini 2011 yılından bu yana<br />

resmi belgeli Ar-Ge merkezinde<br />

yürütüyor. Ermetal Ar-Ge Merkezi,<br />

son iki yılda 2 adet patentini<br />

tescil ettirirken, 3 adet de yeni<br />

patent başvurusu yaptı.<br />

Yine son iki yıl içinde 8 adet tasarımını<br />

tescil ettiren Ermetal, 4<br />

adet yeni tasarım tescil başvurusu<br />

gerçekleştirdi. Ayrıca 4 yayını ulusal<br />

ve uluslararası organizasyonda<br />

ve özellikle dergilerde yerini aldı.<br />

YESARİ SÜALP<br />

Ermetal Şirketler Grubu CEO’su<br />

“Ciro içindeki payı yüzde 17-20<br />

seviyesinde olan ihracat oranımızı<br />

artırmayı hedefl iyoruz.”<br />

62


Süalp, bünyesinde tasarım ve proje<br />

ofisleri, polimer test ve koltuk<br />

mobilya test laboratuvarları ile<br />

metal ve döşeme atölyesinin bulunduğu<br />

Ar-Ge merkezinin, 2 bin<br />

metrekarelik alanda, 60 uzmandan<br />

oluşan ekiple faaliyet gösterdiğini<br />

söylüyor. Ar-Ge’nin toplam<br />

ciro içindeki payının yüzde 1,5-2<br />

olduğunu belirten Süalp, “Ar-Ge<br />

merkezimiz; otomotiv, kalıp, sac<br />

şekillendirme, kaynak,<br />

plastik enjeksiyon, gıda<br />

teknolojileri, büro mobilyaları<br />

ve ileri üretim<br />

teknolojileri gibi birçok<br />

alanda teknolojik araştırma<br />

ve ürün geliştirme<br />

projeleri yürütüyor”<br />

şeklinde konuşuyor.<br />

Türkiye’nin köklü<br />

şirketleri arasında<br />

Bugün toplam bin 500 istihdamı<br />

bulunan Ermetal Şirketler<br />

Grubu’nun kuruluşu 1972 yılında<br />

Erkalıp ile oldu. 1980’li yılların<br />

başında Ermetal Otomotiv olarak<br />

otomotiv sektöründe de faaliyet<br />

göstermeye başlayarak sektörün<br />

Ermetal Şirketler<br />

Grubu’nun<br />

istihdamı:<br />

1.500<br />

önemli firmaları arasında yerini<br />

aldı. Büro mobilyasına ismini veren<br />

Bürosit’in kuruluşu<br />

ise 1989’da gerçekleşti.<br />

Bürosit, ofis mobilyaları<br />

sektöründe ülkemizin en<br />

tanınan firmalarından<br />

biri haline geldi. Grup,<br />

sonraki yıllarda Ergıda<br />

ve Plasmot ile büyümesini<br />

sürdürdü. Çocukların<br />

eğitimine<br />

yönelik maker çalışmaları<br />

kapsamında son olarak<br />

Ben Maker grup şirketleri<br />

içinde yerini aldı. Süalp,<br />

grubun kuruluşundan gelişimine<br />

kadar olan süreçte<br />

en büyük rolü Ermetal<br />

Şirketler Grubu Kurucusu<br />

Fahrettin Gülener’in<br />

üstlendiğini vurguluyor.<br />

İthalata dayalı direksiyon<br />

milini yerlileştirdi.<br />

“1972 yılında ülkemizde otomotiv<br />

yeni konuşulmaya başlanmıştı.<br />

Genel ekonomik problemler vardı<br />

ve yetişmiş insan gücü sıkıntısı yaşanıyordu.<br />

Erkalıp, böylesine zorlu<br />

İhracatın<br />

cirodaki<br />

payı<br />

% 20<br />

bir ortamda doğdu” diyen Süalp,<br />

şöyle devam ediyor:<br />

“Tabii ki sonraki yıllarda<br />

şirkette görev alan<br />

her kademedeki çalışan<br />

ve müşteri bu gelişimin<br />

diğer önemli unsurları<br />

oldu. Bu süreçte yine<br />

öne çıkan başka bir konu<br />

şirketin büyüme trendine<br />

girdiği 1982’den bu<br />

yana profesyonel yönetim<br />

anlayışına verilen önemdir.<br />

Kurumsal yapı gelişimin önemli<br />

unsurlarındandır. Diğer yandan<br />

1980 itibariyle Tofaş ile başlayan<br />

işbirliği Ermetal Otomotiv’e çok<br />

büyük aşama kaydettirmiştir. Bu<br />

gelişim sonucunda otomotiv ana<br />

sanayindeki diğer müşterilerle<br />

büyüme artmıştır. Ermetal, gerek<br />

teknolojik gerekse insan kaynaklarına<br />

yapılan yatırımlarla da sektörün<br />

en önemli kuruluşları arasında<br />

yerini almıştır. Gelişim sürecinde<br />

özellikle ülkemizde ithalata dayalı<br />

direksiyon milinin yerlileştirilmesinin<br />

Ermetal tarafından gerçekleştirilmesi<br />

etkili olmuştur.”


<strong>2019</strong><br />

Şener Gıda, ihracatını<br />

artırmaya odaklandı<br />

‘Önce insan sağlığı’ ilkesiyle yola çıkan ve gıdada sektör liderleri arasında yer alan Şener Gıda,<br />

ürün yelpazesini yeni lezzetlerle genişletirken, ihracatta da yeni yol haritasını çizdi. Üretiminin<br />

yüzde 35’ini Avrupa, Asya veOrtadoğu ülkelerine gönderen Şener Gıda’nın hedefinde, ihracat<br />

oranını yüzde 50’lere çıkararak, ülke ekonomisine daha fazla katkıda bulunmak var.<br />

Şener Gıda’nın temelleri 33<br />

yıl önce Konya’da atıldı.<br />

2010 yılında, yeniden yapılanma<br />

sürecine girerek,<br />

aile şirketine dönüştü ve<br />

üretimini Bursa’ya taşıdı. Bugün<br />

gıda sektörünün öncü kuruluşları<br />

arasında yer alıyor. Başarılarının<br />

sırrını insan sağlığına yaptıkları<br />

yatırımlara bağlayan Şener Gıda<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Burhan<br />

Sayılgan, bugün gelinen noktada<br />

üretimin yüzde 35’ini Avrupa,<br />

Asya ve Ortadoğu ülkelerine<br />

ihraç ettiklerini ve hedeflerinin bu<br />

oranı yüzde 50’lere yükseltmek<br />

olduğunu vurguluyor. “Böylece<br />

hem Bursa hem de ülke ekonomisine<br />

katkımızı artıracağız. Birkaç<br />

yıl önce planlamamızı yaparken,<br />

hedefimiz, her yıl yeni bir ürün ve<br />

bu ürünü tüm dünyaya pazarlamaktı”<br />

diyen Sayılgan, “Gelinen<br />

noktada piyasaya her ay yeni bir<br />

ürün sunuyoruz. 2018 sonunda<br />

üretimine başladığımız yüzde 70’i<br />

meyve olan reçellerimiz en çok<br />

satan ürünlerimiz arasına girdi.<br />

O kadar çok ilgi gördü ki, siparişlere<br />

yetişemez olduk. Talep ve<br />

sipariş rakamlarına baktığımızda,<br />

Şener Gıda’nın bu yıl lokomotif<br />

ürünü yüzde 70 meyveli reçelimiz<br />

olacak gibi görünüyor. Özellikle<br />

İstanbul’dan büyük talep alıyoruz<br />

ama müşteri yoğunluğumuz daha<br />

çok Anadolu ve Doğu Anadolu<br />

Bölgesi’nde yer alıyor”şeklinde<br />

konuşuyor.<br />

‘Önce insan sağlığı’<br />

ilkesiyle üretim yapıyor<br />

Konya’da 50 metrekarelik bir<br />

atölyede üretime başlayan Şener<br />

Gıda, bugün Bursa’da, 5 bin metrekarelik<br />

tesisinde, onlarca çeşit<br />

BURHAN SAYILGAN<br />

Şener Gıda Yönetim Kurulu Başkanı:<br />

“Piyasaya her ay yeni bir ürün sunuyoruz.<br />

2018 yılı sonunda üretimine başladığımız<br />

yüzde 70’i meyve olan reçellerimiz en<br />

çok satan ürünlerimiz arasına girdi.”<br />

64


<strong>2019</strong><br />

Üretim alanı<br />

büyüklüğü<br />

5000m 2<br />

ürünüyle, sektör liderleri arasında<br />

yer alıyor. 33 yıllık geçmişe sahip<br />

Şener Gıda’nın kuruluş sürecini<br />

anlatan Sayılgan, “Bitlis’te doğdum.<br />

Sektöre baba mesleğimiz<br />

olan çerçi ve helva yaparak başladık.<br />

Ben üçüncü kuşak temsilcisiyim.<br />

Babam hayatı boyunca<br />

çerçi üretimi yaptı. Biz de bu işi<br />

ilerlettik ve geliştirdik” ifadelerini<br />

kullanıyor. Önce Konya’da, iş<br />

ortaklarıyla birlikte, 17 yıl gıda<br />

sektöründe faaliyet gösterdiklerini<br />

söyleyen Sayılgan, “Konya’da<br />

olduğum dönemde satış ve pazarlamadan<br />

sorumluydum. 1993 yılında<br />

Bursa’ya geldim. Markamızı<br />

Bursa’da duyurmak ve faaliyetlerimize<br />

burada devam etmek fikri<br />

daha cazip geldi. Diğer yandan<br />

Konya’da ürettiğimiz ürünlerin<br />

kalitesi konusunda ortağımızla<br />

düşünce ayrılığına düştük. 17<br />

yıl süren ortaklığımızı 2010’da<br />

bitirdik. İsim hakkımızı<br />

ve markamızı alarak,<br />

Şener Gıda olarak,<br />

Bursa’da ‘Önce insan<br />

sağlığı’ ilkesiyle, üretime<br />

başladık” diyor. İlk<br />

fabrikalarını, bugünkü<br />

yerinde, Kestel’e<br />

kurduklarını anlatan<br />

Sayılgan, Şener markasını<br />

kısa sürede sürdürülebilir<br />

ve tanınır hale<br />

getirdiklerini belirtiyor. Sayılgan,<br />

şöyle devam ediyor: “Ben üçüncü<br />

kuşak olarak helva üretmeye<br />

devam ediyorum ama ürün yelpazemizi<br />

genişlettik.<br />

Helvanın yanı sıra,<br />

yeni ürünler ve yeni<br />

lezzetler geliştirerek,<br />

sektörde kalıcı olduk.<br />

Benden sonra da üç<br />

oğlum var. Onlar da<br />

dördüncü kuşak olarak<br />

bu mesleği daha ilerilere<br />

taşımak için çalışıyor.<br />

Ayrıca kardeşim<br />

ve onun da iki oğlu var. Gerçek<br />

bir aile şirketi olarak üretimden<br />

pazarlamaya her kademede bizzat<br />

yer alan bir aile şirketiyiz.”<br />

Sosyal sorumluluk<br />

projeleri yürütüyor<br />

Şener Gıda, yürüttüğü sosyal<br />

sorumluluk projeleriyle de dikkat<br />

çekiyor. “Sosyal sorumluluk projelerimiz<br />

olmazsa olmazımızdır”<br />

vurgusunu yapan Sayılgan,<br />

uzun zamandır okullarda<br />

verdikleri güvenli<br />

gıda eğitimlerinin devam<br />

ettiğini söylüyor.<br />

Son dönemde ayrıca<br />

uyuşturucu maddelere<br />

karşı savaş açtıklarının<br />

altını çizen Sayılgan,<br />

“Valilik ve Emniyet<br />

Müdürlüğü ile birlikte<br />

bu illete karşı her<br />

türlü savaşı vermeye kararlıyız.<br />

Bu doğrultuda, Bursa Ticaret ve<br />

Firmanın<br />

ihracat oranı<br />

%35<br />

Sanayi Odası’nın da desteğiyle,<br />

Osmangazi ilçemizde 100 hastamıza<br />

hizmet verecek bir<br />

rehabilitasyon merkezi<br />

kuruyoruz. Dünya<br />

genelinde yüzde 3 olan<br />

uyuşturucudan kurtulma<br />

oranını önce yüzde<br />

5’e sonra da yüzde 10’a<br />

çıkarmak için çalışacağız.<br />

Rehabilite olanlara<br />

iş imkânı da sunacağız.<br />

Aile ve Sosyal Politikalar<br />

Bakanlığı ile temasa geçtik.<br />

Projemiz sadece Bursa’ya değil,<br />

Türkiye’ye ve Avrupa’ya da örnek<br />

olacak” diyor.<br />

66


<strong>2019</strong><br />

67


<strong>2019</strong><br />

Hayat Hastanesi, sektöründe<br />

öncü kuruluşlar arasında<br />

Özel Hayat Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ahmet Özkul,<br />

son yıllarda teknoloji, personel istihdamı ve hizmet anlayışı konularında<br />

yaptıkları atılımlarla, Bursa’da özel sağlık sektörünün öncü<br />

kuruluşlarından biri haline geldiklerini söylüyor. Özkul, “Hayat<br />

Hastanesi, Bursalıların sahiplenmesi ve destek vermesiyle buralara<br />

kadar geldi” diyor.<br />

Bursa’nın şehir merkezinde<br />

1978 yılında kurulan<br />

Özel Hayat Hastanesi,<br />

41’inci yılında 20 bin<br />

metrekare alan üzerindeki yeni<br />

binasında, uzman kadro ve ileri<br />

teknoloji desteğinde tüm branşlarda<br />

hizmet vermeye devam<br />

ediyor. 65 doktor ve 430 personelin<br />

çalıştığı Hayat Hastanesi; 160<br />

yatak kapasitesi, erişkin ve yeni<br />

doğan yoğun bakım üniteleri, 7<br />

ameliyathane, 4 modern doğumhane,<br />

biyokimya, mikrobiyoloji<br />

laboratuvarları, medikal estetik<br />

ünitesi, radyoloji ünitesi, 24 saat<br />

acil servis ve ambulans hizmetleri<br />

veriyor. 18 branş ile 54 poliklinik<br />

odasının bulunduğu Hayat Hastanesi’nde;<br />

kemik dansitometrisi,<br />

enkoskopi, kolonoskopi, EEG,<br />

EMG, dijital mammografi, dijital<br />

röntgen, ultrasonografi, üç boyutlu<br />

renkli doppler, GE 1.5 Tesla<br />

MR cihazı, koroner anjiyo özelliğine<br />

sahip bilgisayarlı tomografisi<br />

gibi tetkikler yapılıyor. ISO 9001<br />

Kalite Belgesi ve Bebek Dostu<br />

Hastane unvanını kazanan Bursa’daki<br />

sayılı özel sağlık kuruluşları<br />

arasında yer alıyor.<br />

“Yeni binamızda bir yılı<br />

dolu dolu geçirdik”<br />

Özel Hayat Hastanesi Yönetim<br />

Kurulu Başkanı Dr. Ahmet Özkul,<br />

yeni binalarındaki bir yılı mesleki<br />

açıdan dolu dolu geçirdiklerini<br />

Dr. AHMET ÖZKUL<br />

Özel Hayat Hastanesi<br />

Yönetim Kurulu Başkanı:<br />

“Yeni binamızda bir yıl içinde 225 bin<br />

muayene, 6 bin 876 ameliyat, 2 bin<br />

721 doğum ve 3 bin 495 göz cerrahisi<br />

yaptık.”<br />

68


<strong>2019</strong><br />

belirterek, “Geçen bir yıl içinde<br />

Özel Hayat Hastanesi olarak 225<br />

bin muayene, 6 bin 876 ameliyat,<br />

2 bin 721 doğum ve 3 bin 495 göz<br />

cerrahisi yaptık” diyor. Hayat<br />

Hastanesi’nin 41 yıllık yolculuğunda<br />

Bursalıların önemli payı<br />

olduğunu vurgulayan Özkul, “Hayat<br />

Hastanesi, Bursa’nın hastanesidir.<br />

Bursalıların sahiplenmesi<br />

ve destek vermesiyle buralara<br />

kadar geldik. Bursa’dan kazandıklarımızı<br />

Bursa’ya armağan<br />

ediyoruz. İlk başta 28 doktorla<br />

başlamıştık şimdi 65’in üzerinde<br />

doktorumuzla hizmet veriyoruz”<br />

ifadelerini kullanıyor.<br />

“Bursa ekonomisine<br />

ciddi katkı sağlıyoruz”<br />

Özel Hayat Hastanesi’nin<br />

Bursa ekonomisine<br />

de ciddi katkılar<br />

sağladığını dile<br />

getiren Özkul, “Tabii<br />

ki istihdama da çok<br />

önemli katkılar sağladığımızı<br />

da belirtmek<br />

istiyorum. 430 kişilik<br />

kadromuzla çalışmalarımızı<br />

sürdürüyoruz.<br />

Bunun ötesinde<br />

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın<br />

Ekonomiye Değer Katanlar<br />

töreninde Hayat Hastanesi’ne de<br />

Özel Ödül verildi. Ekibimizle bir-<br />

Yeni hizmet<br />

binasının<br />

toplam alanı:<br />

Hastanesi’nin<br />

istihdamı:<br />

430<br />

likte Bursalılara hizmet<br />

vermeye devam<br />

edeceğiz” şeklinde<br />

konuşuyor. Son yıllarda<br />

teknoloji, personel<br />

istihdamı ve hizmet<br />

Hayat<br />

anlayışı konularında<br />

yaptıkları atılımlarla<br />

Bursa’da özel sağlık<br />

sektörünün öncü<br />

kuruluşlarından biri<br />

haline geldiklerini<br />

söyleyen Özkul, “Hayat Hastanesi,<br />

‘Her gün bir adım daha ileri’<br />

ilkesiyle, fiziki altyapısını ve cihaz<br />

donanımını geliştirmeye; ‘Önce<br />

sağlık’ ilkesi ile de toplumun sağlık<br />

düzeyini desteklemeye devam<br />

ediyor” diyor.<br />

120 kişilik konferans<br />

salonu da var<br />

Özel Hayat Hastanesi’nin<br />

yeni binasında,<br />

12 yatak<br />

kapasiteli erişkin<br />

yoğun bakım ünitesi<br />

ile 11 kuvöz altyapısına<br />

sahip yenidoğan<br />

20 bin m 2 yoğun bakımın yanı<br />

sıra 4 suit, 4 vip oda<br />

ve uyku kliniği bulunuyor.<br />

Ayrıca çocuk oyun alanları<br />

ile birlikte çocuk polikliniği, tam<br />

teşekküllü fizik tedavi ve rehabilitasyon<br />

ünitesi ile dikkat çekiyor.<br />

Tahlil tüplerinin<br />

katlar arası otomatik<br />

taşınmasını sağlayan<br />

pnömatik tüp sistemi<br />

ve son teknolojiye<br />

sahip merkezi sterilizasyon<br />

ünitesi var.<br />

Diğer yandan konferansların,<br />

seminerlerin<br />

ve eğitimlerin<br />

yapılabileceği teknik<br />

donanıma ve modern<br />

altyapıya sahip 120 kişilik konferans<br />

salonunun yer aldığı Özel<br />

Hayat Hastanesi’nde 200 araçlık<br />

açık-kapalı otoparka da bulunuyor.<br />

69


<strong>2019</strong><br />

İyigüllü, yerli ürünlerle<br />

katma değer hedefliyor<br />

Endüstriyel boya ve kaplama sektörlerinde, 60 yıllık tecrübesiyle, Ar-Ge projeleri yürüten İyigüllü<br />

Şirketler Grubu, Ar-Ge merkezinin temelini attı. Yerli üretimle katma değer hedefleyen grup, son<br />

olarak aşınmaya dayanıklı boru kaplama ürününü yerlileştirerek pazara sundu. Bir diğer projesi<br />

kapsamında da mısırözü yağından yerli reçine üretti.<br />

İyigüllü Şirketler Grubu,<br />

endüstriyel boya ve kaplama<br />

sektörlerinde yürüttüğü 60<br />

yılı aşkın faaliyetlerini Ar-Ge<br />

projeleriyle çeşitlendiriyor. Yıllık<br />

cirosunun yüzde 3’ünü Ar-Ge<br />

faaliyetlerine ayıran grup, bu yıl<br />

spesifik projelere odaklandı. Son<br />

olarak aşınmaya dayanıklı boru<br />

kaplama ürününü yerlileştirerek<br />

pazara sundu. Yeni ürünü, ağırlıklı<br />

yatay yönlü sondaj geçişlerinde<br />

kullanılan boru çakma<br />

uygulamasının neden olduğu<br />

aşınmayı ve boruların zarar görmesini<br />

engelliyor. Aynı zamanda<br />

bir diğer destekli Ar-Ge projesi<br />

kapsamında mısırözü yağından<br />

yerli reçine üretti. Grup, geçen<br />

yıl Ar-Ge merkezinin temelini de<br />

attı.<br />

İyigüllü Şirketler Grubu İş<br />

Geliştirme Müdürü Melih İyigüllü,<br />

“2018 yılında ciro olarak yüzde<br />

18 oranında büyüdük. Hedefimiz<br />

yüzde 20 olduğu için beklentilerimizi<br />

tam karşılamadı. Ancak<br />

ülke olarak içinden geçtiğimiz<br />

çalkantılı dönemi düşünürsek<br />

büyüme yaşamak bile olumlu<br />

bir durum. Diğer yandan <strong>2019</strong>’u<br />

kendini koruma yılı olarak görüyoruz.<br />

Pesimistik ve optimistik<br />

dahil olmak üzere üç bütçeleme<br />

planı yaptık. Ana beklentimiz<br />

tonaj olarak geçen yıl ile aynı<br />

seviyede kalmak. Bunun realistik<br />

olduğunu düşünüyoruz” diyor.<br />

İyigüllü Şirketler Grubu,<br />

bugün gelinen noktada dünya<br />

standartlarında hizmet sunan<br />

ve müşteri memnuniyetini ön<br />

planda tutan stratejiyi takip<br />

ederken; İstanbul, İzmir, Bursa,<br />

Ankara ve Adana bölge temsilcilikleriyle<br />

birlikte Türkiye çapında<br />

geniş bir bayii ağına hitap ediyor.<br />

Kazakistan, Türkmenistan, Irak,<br />

Dubai, Bangladeş, Özbekistan,<br />

Azerbaycan, İsrail, KKTC başta<br />

MELİH İYİGÜLLÜ<br />

İyigüllü Şirketler Grubu İş Geliştirme Müdürü:<br />

“Şirket değerlerimizin ilk sırasında<br />

‘Öngörülebilir ticari risk almak’ yazıyor.<br />

Bu bazen büyüme hızımıza olumsuz etki<br />

etse de yarım asrı aşmamızda en önemli<br />

unsurdur.”<br />

70


<strong>2019</strong><br />

olmak üzere birçok ülkeye ihracat<br />

yapıyor.<br />

Tarım sektöründe de<br />

büyümeyi planlıyor<br />

Grup, son yıllarda gerçekleştirdiği<br />

yatırımlarla boya sanayinin<br />

yanı sıra tarım sektörüne<br />

yönelik de faaliyet göstermeye<br />

başladı. 2014 yılında Karacabey<br />

ilçesinde 80 dönümlük alana ceviz<br />

ekimi gerçekleştirdi. Beklediği<br />

verimi alması durumunda yine<br />

Karacabey’deki 300 dönümlük<br />

alanında üretimini genişletmeyi<br />

hedefliyor. İyigüllü, “Bizim için<br />

genellikle kriz zamanları sıçrama<br />

dönemleri oldu. Şirket değerlerimizin<br />

ilk sırasında<br />

‘Öngörülebilir ticari<br />

risk almak’ yazıyor.<br />

Bu bazen büyüme<br />

hızımıza olumsuz<br />

etki etse de yarım<br />

asrı aşmamızda en<br />

önemli unsurdur. Öz<br />

kaynak kullanımı ve<br />

tabiri caizse ‘ayağını<br />

yorganına göre uzat’<br />

düsturuyla, kriz dönemlerinde<br />

daha az<br />

etkilendik ve piyasada<br />

sıkıntılar yaşanırken her zaman<br />

sıçrama yapabildik” ifadelerini<br />

kullanıyor. Grubun emlak alanında<br />

da yatırımları bulunuyor.<br />

1956’dan beri boya<br />

sektörüne hizmet veriyor<br />

İyigüllü Şirketler Grubu,<br />

1956’dan beri Türkiye boya sektörüne<br />

hizmet veriyor. Grubun<br />

Grubun<br />

2018 büyüme<br />

oranı:<br />

%18<br />

en önemli mihenk taşını 1980<br />

yılında Akiş Boya’yı satın alıp<br />

bünyesine katması<br />

oluşturuyor. Astar ve<br />

sonkat boya üretimiyle<br />

1936 yılında sektöre<br />

giriş yapan Akiş Boya,<br />

grubun en büyük<br />

iştiraki ve aynı zamanda<br />

üretim kuruluşu<br />

oluyor. Akiş Boya,<br />

İstanbul’dan büyük<br />

bir girişimle Bursa’ya<br />

getiriliyor. Böylece<br />

şirketler grubunun<br />

da temeli atılıyor.<br />

1989 yılında ilk endüstriyel boya<br />

ve alkit üretimine başlanıyor.<br />

1994’te üretim alanı<br />

genişletilip yeni alanlar<br />

kuruluyor. Büyük<br />

projelere çözüm ortağı<br />

olan Akiş Boya, Türkiye’nin<br />

dört bir yanına<br />

hizmet verebilen sektör<br />

devleri arasında<br />

yerini alıyor.<br />

Akiş Boya, 2011’e<br />

gelindiğinde ise Amerika’nın<br />

en büyük,<br />

dünyanın ise en büyüklerinden<br />

olan kara<br />

bazlı endüstriyel boya üreticisi<br />

Carboline ile lisans anlaşması<br />

imzalıyor. Markanın Türkiye<br />

pazarına girmesiyle, Akiş Boya;<br />

petrokimyadan enerjiye, offshore<br />

platformlarından marin, boru ve<br />

terminale aynı zamanda köprü<br />

ve otoyoldan su, atık su, metal,<br />

maden OEM, vagon ve kâğıt endüstrisine<br />

kadar geniş bir alana<br />

Cirodan<br />

Ar-Ge’ye<br />

ayrılan pay:<br />

%3<br />

çözüm sunabilecek potansiyele<br />

ulaşıyor ve ürün çeşidini artıyor.<br />

Böylece ağır sanayinin<br />

en güçlü çözüm ortaklarından<br />

biri haline<br />

geliyor.<br />

Diğer yandan<br />

mesleki eğitimi önem<br />

sırasında en tepeye<br />

yerleştiren Akiş Boya<br />

Yönetimi, 2012 yılında<br />

Carboline Korozyon<br />

Okulu’nu kuruyor.<br />

Akiş Boya bünyesindeki<br />

eğitmenler boyanın<br />

yapımından korozyona kadar<br />

birçok konuyu detaylı olarak<br />

firma yöneticilerine aktarıyor.<br />

71


<strong>2019</strong><br />

Durak Tekstil, Ar-Ge ve Tasarım<br />

Merkezi’yle know-how’ını artıracak<br />

Dünyanın önde gelen endüstriyel iplik üreticilerinden Durak Tekstil, Ar-Ge ve Tasarım Merkezi’yle,<br />

know-how’ını artırmaya odaklandı. Şu an 50’nin üzerinde devam eden projesi var. 20’den fazla<br />

da patent ve faydalı model üzerinde çalışıyor. Dört kıtada üretim, satış hizmeti, araştırma ve<br />

destek faaliyetleri yürüten şirket, son iki yılda ihracat oranını ise yüzde 60’a çıkardı.<br />

Bursa’da 48 yıl önce küçük<br />

ölçekli bir dokuma<br />

işletmesi olarak kurulan<br />

Durak Tekstil, bugün<br />

dünyanın önde gelen endüstriyel<br />

iplik üreticileri arasında yer alıyor.<br />

Türkiye merkezli global şirketler<br />

grubu olan Durak Tekstil, dört<br />

kıtada üretim, satış hizmeti, araştırma<br />

ve destek faaliyetleri yürütüyor.<br />

Durak Tekstil Pazarlama<br />

ve İş Geliştirme Müdürü Ali Yiğit<br />

Durak, “Şirketimizin en büyük<br />

gücü, yaklaşık 50 yıllık bir marka<br />

değerinin olması ve tüm dünyada<br />

ürünlerinin dolaşmasıdır. Aynı<br />

zamanda ürün çeşitliliği bakımından<br />

dünyanın en ileri gelen şirketlerinden<br />

biridir” diyor. Kalite,<br />

inovasyon, sektörel ve bireysel<br />

çözümler, sürekli yeni ürün geliştirme<br />

faaliyetlerinin, Durak Tekstil’in<br />

dinamizmini ortaya çıkardığını<br />

vurgulayan Durak, “Ar-Ge<br />

çalışmalarının ciro içindeki payı ve<br />

işlevi şirketimizin kurulduğu günden<br />

bu yana sürekli artıyor. Bunun<br />

sonucu olarak, 2018 yılında, Ar-Ge<br />

ve Tasarım Merkezi oluşturduk.<br />

50’nin üzerinde devam eden projemiz<br />

var. 20’den fazla da patent<br />

ve faydalı model üzerinde çalışıyoruz”<br />

ifadelerini kullanıyor.<br />

Bu yıl yüzde 40<br />

büyüme hedefliyor<br />

Durak Tekstil’in yaklaşık 20<br />

bin metrekare alanda faaliyet<br />

gösterdiğini, yurtdışında ise bazı<br />

merkezlerde ofis ve geniş bir distribütör<br />

ağı bulunduğunu anlatan<br />

Durak, Türkiye’deki fabrikanın bir<br />

benzerinin satış yapmak amacıyla<br />

Çin’de üretim faaliyetinde bulunduğunu<br />

da söylüyor. Şirketleri<br />

açısından 2018 yılını değerlendiren<br />

Durak, “2018 dalgalı ve zor bir yıl<br />

olmasına rağmen, ciro hedefimize<br />

ALİ YİĞİT DURAK<br />

Durak Tekstil Pazarlama ve<br />

İş Geliştirme Müdürü:<br />

“Şirketimizin en büyük gücü yaklaşık 50<br />

yıllık bir marka değerinin olması ve tüm<br />

dünyada ürünlerinin dolaşmasıdır. Ürün<br />

çeşitliliğinde de dünyanın en ileri gelen<br />

şirketlerindendir.”<br />

72


<strong>2019</strong><br />

büyük ölçüde ulaştık. Bir önceki<br />

yıla göre yüzde 20 büyümemiz<br />

devam ediyor. Yenileme<br />

yatırımlarımızı aksatmadan<br />

sürdürüyoruz.<br />

Bununla birlikte yeni<br />

sektörel yatırımlar<br />

gerçekleştirdik. <strong>2019</strong><br />

hedefimizde ise yüzde<br />

40 büyümek var. Buna<br />

paralel olarak yenileme<br />

yatırımlarımız devam<br />

edecek” diyor.<br />

İhracat yaptığı<br />

ülke 63’e ulaştı<br />

İhracat çalışmaları hakkında<br />

bilgi veren Durak, şirketlerinin<br />

son 5 yıllık yeniden yapılanma<br />

programında öncelikli gördüğü dış<br />

satımda başarılı bir yolculuk sergilediğine<br />

işaret ediyor. Durak, “Bu<br />

noktada ihracatta her yıl büyük<br />

aşama kaydediyoruz. 2014 yılında<br />

yüzde 20 olan dış satım oranını,<br />

2018 sonu itibariyle yüzde 60’a<br />

yükselttik. Buna paralel olarak<br />

satış yaptığımız ülke sayısı 23’ten<br />

63’e ulaştı” vurgusu yapıyor.<br />

Çok geniş ürün<br />

gamına sahip<br />

Aylık 250 tonluk üretim kapasitesine<br />

sahip olan Durak Tekstil,<br />

yüksek performanslı dikiş ve nakış<br />

iplikleri üzerine uzmanlaşmış<br />

durumda. Çeşitli hammadde ve<br />

kullanım amaçlarına göre, bazı<br />

artikellerden 420 renge kadar<br />

ulaşan seçenekleriyle, çok geniş<br />

bir ürün gamına sahip. En iddialı<br />

olduğu ürünleriyse; devamlı elyaftan<br />

üretilen yüksek mukavemetli<br />

dikiş iplikleri, polyester nakış<br />

ipliği ve floş nakış ipliği… Durak,<br />

“Hazır giyim, nakış, ayakkabı ve<br />

teknik tekstil pazarlarında faaliyet<br />

gösteren endüstriyel üretici ve<br />

markalara dikiş ve nakış iplikleri<br />

tedarik eden şirketimiz,<br />

tekstil endüstrisindeki<br />

birçok üretim<br />

alanı için servis<br />

veriyor” diyor. Durak<br />

Tekstil; iç giyim, dış<br />

Durak Tekstil’in<br />

2018 yılı<br />

büyüme oranı:<br />

%20<br />

giyim, örme giysiler,<br />

ayakkabı, koruyucu<br />

giysiler, sporcu giysiler,<br />

üniformalar, kot,<br />

deri ürünler, yatak ve<br />

ev tekstilinden mobilya,<br />

döşemelik, nakış,<br />

kapitone, otomotiv<br />

tekstilleri ve outdoor ürünlere kadar<br />

tüm ürün gruplarına ve üretim<br />

segmentlerine endüstriyel dikiş ve<br />

nakış iplikler ile servis veriyor.<br />

Balık ağı ipliğinden<br />

endüstriyel ipliğe<br />

Durak Tekstil’in 1971 yılında<br />

Bursa’da küçük ölçekli bir dokuma<br />

işletmesi olarak kurulduğuna<br />

değinen Durak, şirketin kurucusu<br />

Ali Durak’ın, 1970’li yılların sonunda<br />

ülkenin içinde bulunduğu<br />

ekonomik şartlar gereği balık ağı<br />

ithalatının durması üzerine yaptığı<br />

yatırımla, Durak Tekstil’i, Türkiye<br />

balık ağı ipliği üretiminin yüzde<br />

80’ini gerçekleştirir hale getirdiğini<br />

söylüyor. Ailenin ikinci kuşak<br />

temsilcisi Ömer Durak ile Durak<br />

Tekstil’in, büyüyen ve gelişen<br />

yapısına farklı sektörlere hitap<br />

eden ürünler katarak, endüstriyel<br />

dikiş ve nakış ipliği pazarında söz<br />

sahibi olduğunu belirtiyor. “1980’li<br />

yıllarda balık ağı ipliğinin yanı sıra<br />

ayakkabı dikiş ipliğine başlamamız,<br />

dikiş ipliği sektörüne girme<br />

yolunda ilk adımımız oldu. 1980’lerin<br />

sonunda Türkiye’de ilk defa<br />

polyester nakış ipliği üretmeye<br />

başlamamız ise bu sektöre de girmemize<br />

vesile oldu” diyen Durak,<br />

şöyle devam ediyor:<br />

“1990’ların başında bir İngiliz<br />

dikiş ipliği şirketinin Türkiye’deki<br />

işlerini yapmaya başladık ve<br />

dikiş ipliği üretiminin inceliklerini<br />

öğrendik. Birkaç yıl sonra bu şirketin<br />

başka bir şirket tarafından<br />

satın alınmasıyla biriktirdiğimiz<br />

tecrübe ve bilgiyi kullanarak kendi<br />

markamızla dikiş ipliği üretimine<br />

başladık. 1998’de ihtiyacımız<br />

olan yüksek mukavemet ve düşük<br />

genleşmeli polyester dikiş ipliğini<br />

üretmek üzere P.O.Y tesisini devreye<br />

soktuk ve Türkiye’de ilk defa<br />

böyle bir üretimi yapmış olduk.<br />

2006’da da Çin’de üretim yapmaya<br />

karar verdik ve bir yıl sonra üretime<br />

başladık.”<br />

74


<strong>2019</strong><br />

75


<strong>2019</strong><br />

İlketap, teknolojisiyle<br />

ambalajda da öncü<br />

Müşterilerine, 38 yıllık tecrübesiyle, etiket konusunda çözümler ve yenilikler sunan İlketap, son<br />

yıllarda yaptığı yatırımlarla ambalaj sektöründe de ilklerin öncüsü oldu. Firmada bugün dördüncü<br />

sanayi devrimine uyumlu etiket üretim makineleriyle her bir işlem, tek bir geçişte, % 100-8K<br />

kamera kontrol sistemiyle el değmeden üretiliyor.<br />

Cam şişe ambalajları uzun<br />

bir süredir kullanılsa da<br />

plastik kaplardan cama<br />

geçiş son yıllarda hızla<br />

artmaya başladı. Bunun başlıca<br />

sebeplerini, tüketicilerin çevre<br />

dostu ambalaj konusunda daha<br />

bilinçli hale gelmesi ve şirketlerin<br />

camın faydalarını yeniden keşfetmesi<br />

oluşturuyor. İlketap Etiket<br />

ve Ambalaj San. Tic. A.Ş. Yönetim<br />

Kurulu Başkan Vekili Gökhan<br />

Öztel, cam şişe ambalajın artan<br />

popülerliği ile güvenlik, hijyen,<br />

sürdürülebilirlik, imaj gibi faydaları<br />

hakkında bilgi veriyor. Dekoratif<br />

etiketleme tekniklerine değinen<br />

Öztel, “Farklılaşma, marka sahiplerinin<br />

ürün etiketlerinin market<br />

raflarında nasıl görünmesi gerektiğini<br />

tarif etmek için bugünlerde<br />

kullandıkları moda sözcük. Ürünleri<br />

rafta öne çıkmalı ve müşterilerin<br />

ilgisini çekmeli. Bu üstünlüğü elde<br />

etmek için ambalajlarının dekorasyonunu<br />

geliştirmek amacıyla<br />

yeni mürekkep ve kaplama teknolojileri<br />

talep ediyorlar” ifadelerini<br />

kullanıyor. İlketap olarak dünya<br />

pazarında etiket basımlarında<br />

farkındalık yaratma noktasında<br />

devreye girdiklerini söyleyen Öztel,<br />

uzun yıllar etiketlerde dekoratif<br />

baskı teknolojileri alanında ilkleri<br />

gerçekleştirerek öncü bir kuruluş<br />

olduklarını vurguluyor. “Kendimizi<br />

daima geliştirdik ve ileriye taşıdık.<br />

Bundan sonra da yeni teknolojile-<br />

GÖKHAN ÖZTEL<br />

İlketap Etiket ve Ambalaj<br />

Yönetim Kurulu Başkan Vekili:<br />

“Marka sahipleri etiketlerinin<br />

rafta öne çıkmasını ister. Bu farklılığı<br />

elde etmek için kullanılabilecek<br />

çok sayıda dekoratif teknik<br />

bulunuyor. Özel efektli mürekkep<br />

ve kaplamalar, HD fl exo baskı<br />

teknolojisi, gravür baskı teknolojisi,<br />

serigrafi baskı teknolojisi,<br />

ofset baskı teknolojisi, marka<br />

koruma çözümlerinden renk eşleştirmeye<br />

kadar farklı çözümler<br />

kullanılabilir. Marka sahiplerinin<br />

farklılığa ulaşmak için seçenekleri<br />

neredeyse sınırsızdır.”<br />

76


<strong>2019</strong><br />

ri yakından takip ederek bu hızlı<br />

değişimin içinde olacağız” diyen<br />

Öztel, şöyle devam ediyor:<br />

“Tüm yeni teknolojileri bünyesinde<br />

barındıran etiket üretim makinemizde<br />

ofset, HD flekso, gravür, serigrafi,<br />

varak, hologram, kabartma,<br />

kaplama, laminasyon gibi farklı<br />

baskı teknikleriyle, parlak-mat<br />

laklar, simli effect pigmentler, sıcak<br />

ve soğukta renk değiştiren termokromik<br />

boyalar, gündüz ve gece<br />

renk değiştiren fotokromik<br />

boyalarla uygulama<br />

yapmak mümkün. Bu<br />

baskı tekniklerinin her<br />

biri marka sahiplerinin<br />

müşterilerini etkileyebilir,<br />

satışlarını arttırabilir<br />

ve bu sayede yeni pazarlara<br />

açılabilirler. 4.0<br />

yeni sanayi devrimine<br />

uyumlu ve tüm yeni teknolojileri<br />

kendi bünyesinde barındıran etiket<br />

üretim makinemizde her işlem,<br />

tek bir geçişte, % 100-8K kamera<br />

kontrol sistemimizle el değmeden<br />

üretiliyor.”<br />

“Yenilikçi baskı teknikleri<br />

etkiyi ve performansı artırıyor”<br />

Sektördeki yeni fırsatlara değinen<br />

Öztel, mürekkep ve kaplama<br />

ürün teknolojilerindeki değişimlerin,<br />

yenilikçi baskı teknikleri<br />

sayesinde çok daha öne çıkan etki<br />

ve performans sağladığını, farklılaşma<br />

için yeni ve gelişmiş fırsatlar<br />

sunduğunu belirtiyor.<br />

Öztel, “Isıyla küçülen,<br />

ürünü 360 derece sarabilen<br />

ve raflarda tüketicinin<br />

dikkatini çekebilen body<br />

İlketap’ın<br />

sleeve etiketler/ambalaj kurulduğu<br />

üzerindeki sleeve etiketlemeler<br />

son yıllarda ciddi<br />

tarih:<br />

miktarda büyüme gerçekleştirmiştir<br />

ve<br />

1981<br />

özel markalaşma<br />

ile tüketici deneyimi<br />

Firmanın fırsatları sunar. Etiket<br />

sahip olduğu uygulamalarının en çekici<br />

kapalı alan:<br />

değerlerinden biri de etiketin<br />

birincil şeffaf ambalaj<br />

üzerine yapıştırılarak<br />

6.700 m 2 etiketsiz görünüm (no<br />

label look) efekti sağlanabilmesidir”<br />

ifadelerini kullanıyor.<br />

Özel efektli mürekkep<br />

ve kaplama tekniği<br />

Müşterilerin ürün ambalajlarını<br />

farklılaştırmak için kullanabileceği<br />

bir tekniğin de özel efektli mürekkep<br />

ve kaplamaları içerdiğini dile<br />

getiren Öztel, bunların çok parlayan<br />

metalik, sedef gibi pırıltılı ve<br />

parıltılı etkileri içeren çeşitli özel<br />

görsel efektler sunduğunu söylüyor.<br />

Öztel, sözlerini şöyle tamamlıyor:<br />

“Varak yaldız ve hologram folyo<br />

kaplamaları ürünlerin rafta öne<br />

çıkmasına yardımcı olan diğer özel<br />

efektli kaplamalar. Bu<br />

tarz folyo laminasyon<br />

uygulamaları görüş<br />

açısına göre renk değiştiren<br />

etki verebiliyor.<br />

Etiketler üzerinde<br />

kullandığımız diğer bir<br />

yöntem de özel mat ve<br />

parlak lak uygulamalardır.<br />

Soft touch varnish,<br />

3D varnish, kabartmalı<br />

laklar, kör alfabesi, kabaran laklar<br />

gibi uygulamalar tüketicinin aldığı<br />

ürüne elle dokunarak benimsemesini<br />

sağlayabilir. Günümüzde<br />

popüler olan uygulamaların biri de<br />

termokromik mürekkeplerdir. Bu<br />

mürekkepler sıcaklığa göre renk<br />

değiştirir. Ek olarak fotokromik<br />

kaplamalar, UV ya da güneş ışığına<br />

maruz kaldıklarında bir paketin<br />

üzerinde farklı renklerin ortaya çıkmasına<br />

sebep olabilir. Tüketiciler<br />

karanlıkta parlayan ambalajlarla<br />

da etkileşime geçebilir. Tüketici<br />

raf üzerinde bir etikete dokunduğunda<br />

sepetine girme şansı yüzde<br />

70’tir. Paketi, pürüzlü bir etki veren<br />

basit kaplamalarla iyileştirdiğinizde<br />

ambalajın sepete girme şansı<br />

artar. İlketap tüm bu teknikleri uygulayabilecek<br />

teknolojiye sahiptir.”<br />

77


<strong>2019</strong><br />

Beyçelik, ülke ekonomisine<br />

katma değer hedefliyor<br />

Beyçelik Holding’in 5 farklı sektörde 20 şirketi ve 5 bin çalışanı<br />

bulunuyor. Faaliyet gösterdikleri sektörlerin kendi dinamiklerine<br />

ve stratejik hedeflerine göre yatırımlarına devam ettiklerini söyleyen<br />

Beyçelik Holding CEO’su Baran Çelik, “Türkiye ekonomisine<br />

katma değer sağlamak amacıyla faaliyetlerimizi istikrarla<br />

sürdürüyoruz” diyor.<br />

Beyçelik Holding’in,<br />

bugün otomotiv, ısıtma,<br />

soğutma ve iklimlendirme,<br />

enerji, turizm ve<br />

sigorta sektörlerinde 20 şirketi<br />

bulunuyor. Faaliyet gösterdiği<br />

sektörlerin kendi dinamiklerine<br />

ve stratejik hedeflerine göre<br />

yatırımlarına devam ediyor. Diğer<br />

yandan toplam 5 bin kişiye istihdam<br />

sağlıyor. Beyçelik Holding<br />

CEO’su Baran Çelik, holding<br />

olarak Türkiye ekonomisine<br />

katma değer sağlamak amacıyla<br />

faaliyetlerini istikrarla sürdürdüklerini<br />

belirtiyor. “Kuruluşumuzun<br />

temellerinin dayandığı otomotiv<br />

sektöründe stratejik hedeflerimiz<br />

doğrultusunda büyümemiz<br />

emin adımlarla devam ediyor”<br />

diyen Çelik, “Beyçelik Gestamp<br />

ile dünya devlerinin çözüm ortağıyız.<br />

Otomotiv sektöründe yeni<br />

nesil ürün grupları ve yeni nesil<br />

araçların ihtiyaç duyduğu teknik<br />

altyapıyı oluşturmak üzere kullandığımız<br />

teknolojilere ve makine<br />

parkurlarına yatırımlarımız<br />

devam ederken, fabrikalarımızda<br />

üretim alanlarımızı büyütüyoruz”<br />

ifadelerini kullanıyor.<br />

Ar-Ge, üretim ve ihracatta<br />

itici gücünü oluşturuyor<br />

Baran Çelik, son dönemde<br />

özellikle elektrikli araçlarla birlikte<br />

değişecek malzeme teknolojisine<br />

de yoğunlaşan Beyçelik<br />

Gestamp hakkında bilgi veriyor.<br />

Cirosunun yüzde 75’ini otomotiv<br />

endüstrisine yönelik yapılan<br />

üretimin oluşturduğunu belirten<br />

BARAN ÇELİK<br />

Beyçelik Holding CEO’su:<br />

“Beyçelik Gestamp’ın üretim ve ihracattaki<br />

en önemli itici gücünü Ar-Ge ve insan<br />

kaynağına yaptığı yatırımlar oluşturuyor.”<br />

78


<strong>2019</strong><br />

Çelik, “Türkiye’deki ana sanayiler<br />

için üretim yapan Beyçelik<br />

Gestamp, dünyada üst segment<br />

olarak tanımlanan markalara da<br />

kalıp ve parça üretiyor. Üretim ve<br />

ihracattaki en önemli itici gücünü<br />

Ar-Ge ve insan kaynağına yaptığı<br />

yatırımlar oluşturuyor. Bakanlık<br />

onaylı Ar- Ge ve tasarım merkezinde<br />

yeni nesil malzemelerin<br />

şekillendirilmesine yönelik ve<br />

verimliliği arttırıcı projeler yürütüyor”<br />

şeklinde konuşuyor.<br />

Beyçelik Gestamp olarak Romanya’da<br />

fabrika kurduklarını hatırlatan<br />

Çelik, iki yıl önce 10 milyon<br />

dolarlık yatırımla faaliyetlerine<br />

başlayan tesisin kapasitesini<br />

yüzde 60 oranında arttırdıklarını<br />

vurguluyor. Beyçelik Gestamp<br />

açısından 2018’i değerlendiren<br />

Çelik, bir önceki yıla göre, yüzde<br />

15 büyüdüklerini ve ihracatta 100<br />

milyon doları geçtiklerini<br />

söylüyor. Çelik,<br />

şunları kaydediyor:<br />

“Geçen yıl ihracatta<br />

ana artışımızın<br />

kaynağı TAYSAD<br />

OSB’deki üretim tesisimiz<br />

oldu. Bu tesisimizde<br />

AB ülkelerine<br />

ihracatını gerçekleştirdiğimiz<br />

şasi parçaları<br />

ile salıncak kolu<br />

ve motor traversi üretimi yapıyoruz.<br />

Üretiminin yüzde 50’sini<br />

ihraç ettiğimiz tesisimize yatırım<br />

planlarımız devam ediyor.”<br />

Beyçelik’in<br />

toplam<br />

istihdamı:<br />

5 bin<br />

500 metrekarelik panel radyatör<br />

ve 8 bin metrekarelik kombi ve<br />

duvar tipi yoğuşmalı kazan fabrikasında<br />

yüzde 100 yerli sermaye<br />

ile üretim yapıyor.<br />

Warmhaus’un yeni<br />

ürünler ile ürün<br />

gamını geliştirme<br />

stratejisiyle çalıştığını<br />

vurgulayan Çelik, “Bu<br />

yılın ikinci çeyreği<br />

itibariyle Warmhaus<br />

tasarımı ve yazılımı<br />

tamamen kendisine<br />

ait olan, iF Design<br />

Award’ta Design Excellence/Tasarımda<br />

Mükemmellik ve Design<br />

Turkey Üstün Tasarım Ödülü kazanan<br />

dünyanın en küçük kombisi<br />

Minerwa’nın da seri üretimine<br />

geçecek. 2018 yılında katıldığımız<br />

Turquality marka destek programı<br />

ile global markalaşma sürecini<br />

hızlandırmayı ve<br />

ciromuzu artırmayı<br />

hedefliyoruz. Ürün gamımıza<br />

ekleyeceğimiz<br />

yeni ürünler ile 35’ten<br />

fazla ülkeye sattığımız<br />

radyatör ve iki yıl<br />

içinde 15’ten fazla ülkeye<br />

sattığımız kombi<br />

ürünlerimiz ile hedef<br />

pazarlarımızı ve ürün<br />

gamımızı büyütmeyi<br />

planlıyoruz. Bu yıl ihracata odaklanarak<br />

ihracat payımızı da yüzde<br />

57’den yüzde 65’e çıkartmayı hedefliyoruz”<br />

şeklinde konuşuyor.<br />

Holding<br />

bünyesindeki<br />

şirket sayısı:<br />

20<br />

üretme kapasitesine sahip Bandırma’daki<br />

fabrikamız Gesbey,<br />

kapasitesiyle Türkiye’deki toplam<br />

kule üretiminin yüzde<br />

40’ını karşılayabiliyor.<br />

Yunanistan, Romanya,<br />

Fransa, Brezilya<br />

ve İtalya gibi ülkelere<br />

ihracat yapan Gesbey,<br />

bu yıl ilk defa<br />

Kazakistan’a ihracata<br />

başlayacak” diyor.<br />

Çelik, diğer yandan<br />

elektrik üretimi,<br />

dağıtımı ve ticareti alanlarında faaliyet<br />

gösteren Beyçelik Gestamp<br />

Yenilenebilir Enerji’de mevcutta<br />

üç projenin bulunduğunu belirterek,<br />

bu projelerdeki kapasite artış<br />

çalışmalarının da devam edeceğini<br />

sözlerine ekliyor.<br />

Warmhaus yüzde 100 yerli<br />

sermayeyle üretim yapıyor<br />

Beyçelik’in ısıtma, soğutma ve<br />

iklimlendirme sektöründe faaliyet<br />

gösteren şirketi Warmhaus, 27 bin<br />

Gesbey, ihracat yaptığı<br />

ülke sayısını artırıyor<br />

Enerji sektöründe gerçekleştirdikleri<br />

yatırımlara değinen Çelik,<br />

“Yılda 300 adet rüzgar tribünü<br />

79


<strong>2019</strong><br />

Ahmet Koç<br />

Halil Koç<br />

Yaklaşık<br />

30 yıldır kalıp ve<br />

makine<br />

sanayine yönelik<br />

çözüm ortaklığı<br />

sunan<br />

Alseko Group,<br />

ciroda<br />

yüzde 40 olan<br />

ihracatın payını,<br />

bu yılsonu<br />

yüzde 55 seviyesine<br />

çıkarmayı<br />

hedefliyor. Grup,<br />

diğer yandan<br />

gerek satış gerekse<br />

üretim politikasını<br />

geliştirerek,<br />

müşterilerinin<br />

katma değerli<br />

üretim yapmasını<br />

sağlayacak<br />

çözümler üretmeye<br />

odaklandı.<br />

Alseko Group, ihracat oranını<br />

yüzde 55’e çıkarmayı hedefliyor<br />

Alseko Group bünyesinde<br />

Alseko Metal, Alseko<br />

Makina, Alseko Enerji<br />

ve Alseko Dış Ticaret<br />

firmaları bulunuyor. Grup, 2017<br />

yılında yüzde 20 olan ihracat payını,<br />

geçen yıl yüzde 40’a çıkardı. Bu<br />

artışta özellikle Avrupa pazarındaki<br />

genişleme etkili oldu. Alseko<br />

Group’un bu yıl ki hedefinde de<br />

ihracatla büyümek var. Ciroda<br />

yüzde 40 olan ihracatın payını yüzde<br />

55 seviyesine çıkarmayı istiyor.<br />

Alseko Group Direktörü Halil Koç,<br />

“Geçen yıl otomotiv sektöründe<br />

ağırlıklı Almanya, demir-çelik<br />

sektöründe de İsveç’le çalıştık. Bu<br />

yıl mevcut pazarlardaki payımızı<br />

artırmaya odaklandık” şeklinde<br />

konuşuyor.<br />

CRM programını<br />

bünyesine dahil etti<br />

Grup, bu yıl gerek satış gerekse<br />

üretim politikasını geliştirerek,<br />

müşterilerinin katma değerli<br />

üretim yapmasını sağlayacak<br />

çözümler üretmeye odaklandı.<br />

“Hedefimiz, müşterilerimizi büyüterek<br />

büyümek” diyen Koç, “Bu<br />

doğrultuda müşteri analizi, detayı<br />

ve müşteri bilgilerinin şirketlerde<br />

önem arz etmesiyle birlikte,<br />

çalışmalarımıza ek olarak, bünyemize<br />

CRM programını dahil ettik.<br />

Teklif, sipariş, tahsilat gibi tüm<br />

müşteri bilgilerinin olduğu önemli<br />

bir data oluşturduk. Dijitalleşmeye<br />

önem vermemizin başlıca<br />

sebeplerini, bilginin çabuk ulaşılabilir<br />

olması ve düzenli şekilde<br />

HALİL KOÇ<br />

Alseko Group Direktörü:<br />

“Alseko Group, 1992 yılında<br />

faaliyetlerine başladı. Bünyesinde<br />

Alseko Metal, Alseko Makina,<br />

Alseko Enerji ve Alseko Dış<br />

Ticaret fi rmaları yer alıyor. Grup<br />

olarak bu yıl gerek satış gerekse<br />

üretim politikasını geliştirerek,<br />

müşterilerimizin katma değerli<br />

üretim yapmasını sağlayacak<br />

çözümler üretmeye odaklandık.<br />

Hedefi miz, müşterilerimizi büyüterek<br />

büyümek. Müşteri analizi,<br />

detayı ve müşteri bilgilerinin<br />

şirketlerde önem arz etmesiyle<br />

birlikte, çalışmalarımıza ek olarak,<br />

bünyemize CRM programını<br />

dahil ettik.”<br />

80


<strong>2019</strong><br />

saklanması ile kişi odaklı değil,<br />

sistem odaklı çalışılması<br />

şeklinde sıralayabiliriz.<br />

Şirketimizin sürdürülebilir<br />

karlılığa ulaşması,<br />

detayların ve maliyetlerin<br />

daha çabuk fark<br />

edilmesi için inovasyon<br />

çalışmalarına ağırlık<br />

verdik” ifadelerini kullanıyor.<br />

Bunun yanında<br />

Ar-Ge çalışmalarının da<br />

şirketlere önem kattığının<br />

altını çizen Koç,<br />

şöyle devam ediyor:<br />

“Alseko olarak, başta bu alanlarda<br />

eğitim almakla beraber,<br />

uygulayıcı olmamız da şirketimizin<br />

vizyonu için önem arz ediyor.<br />

Projelerle yürüttüğümüz Ar-Ge<br />

çalışmalarımız, CAD/CAM sistemlerimiz,<br />

CRM ağımız, web sayfalarımızın<br />

kullanımı gibi enstrümanlar<br />

rekabet ortamının arttığı bir<br />

dünyada dijitalleşme konusundan<br />

uzak kalınamayacağının göstergesidir.<br />

Hatta bu konuda daha da<br />

uzman bir kadroyla çalışıp, dünya<br />

şirketleri arasına nasıl girebileceğimizin<br />

yönüdür.”<br />

Kalıp işleme seti<br />

üretimini çeşitlendirdi<br />

Koç, diğer yandan kalıp ve makine<br />

sanayiye yönelik başlattıkları<br />

Alseko<br />

Group’un<br />

üretim alanı:<br />

kalıp işleme seti üretimine geçen<br />

yıl büyük ebatlı çeşitler<br />

eklediklerinin bilgisini<br />

veriyor. “Grup olarak<br />

kalıp ve makine sanayinin<br />

ihtiyaç duyduğu<br />

2.500 m 2 Grup<br />

mamul ve ara mamul<br />

üretimini ve satışını<br />

yapıyoruz” diyen Koç,<br />

“Kalıp parçaları, kalıp<br />

setleri, makine parçaları<br />

gibi metalden imal edilen<br />

hammaddeleri müşterilerimizin<br />

ihtiyaçları<br />

doğrultusunda,<br />

talaşlı imalat yöntemlerini<br />

kullanarak,<br />

sunuyoruz. Ayrıca<br />

kalıp çeliği, kalıp çeliği<br />

işlemesi, lazer markalama<br />

ve lazer kaynak<br />

makineleri, kalıp setleri<br />

imalatı ve bakımında<br />

sektörün çözüm ortağıyız”<br />

ifadelerini kullanıyor.<br />

Yaklaşık 30 yıllık<br />

köklü geçmişe sahip<br />

Alseko Group, 1992 yılında<br />

faaliyetlerine başladı. Bünyesinde<br />

Alseko Metal, Alseko Makina, Alseko<br />

Enerji ve Alseko Dış Ticaret<br />

olmak üzere dört firma yer alıyor.<br />

Otomotiv ve imalat sanayine<br />

bünyesindeki<br />

şirket sayısı:<br />

4<br />

hizmet veren Alseko Metal, Voestalpine<br />

Group’ın Güney Marmara<br />

Bölge Bayiliği’ni yürütüyor. Başlıca<br />

ürün yelpazesini takım çelikleri,<br />

kesici uç ve takımlar ile karbon<br />

çeliği, ısıl işlem, talaşlı imalat,<br />

eklemeli üretim oluştururken,<br />

mühendislik teknik hizmetleri ile<br />

servis hizmeti de veriyor.<br />

Alseko Makina da otomotiv ve<br />

makine imalatına çözüm ortaklığı<br />

sunuyor. Kalıp parçaları, kalıp<br />

setleri, makine parçaları gibi metalden<br />

imal edilen hammaddeleri,<br />

müşterilerin ihtiyaçları<br />

doğrultusunda talaşlı<br />

imalat yöntemiyle<br />

işliyor. 2008 yılında<br />

kurulan Alseko Enerji,<br />

2011’den bu yana<br />

İtalyan Sisma Lazer<br />

Sistemleri firmasının<br />

Türkiye distribütörlüğünü<br />

yürütüyor. Endüstriyel<br />

alandaki lazer<br />

makineleri satışı ve<br />

satış sonrası hizmetleri<br />

yapıyor. 2013’te faaliyetlerine başlayan<br />

Alseko Dış Ticaret ise, Alseko<br />

Group altında gerçekleştirilen<br />

tüm ithalat ve ihracat işlemlerinin<br />

bir yapı üzerinden düzenlenmesini<br />

sağlıyor. Grup, toplam 2 bin 500<br />

metrekare kapalı alanda faaliyet<br />

gösteriyor.<br />

81


<strong>2019</strong><br />

Bursa Beton, 32’nci yılında<br />

40 milyon metreküpe ulaştı<br />

Beton endüstrisindeki gelişmelere öncülük edenler arasında bulunan Bursa Beton, kuruluşundan<br />

bu yana geçen 32 yılda, üretim hacminde kesintisiz bir artış trendi izleyerek, 40 milyon metreküpü<br />

aşan hazır beton üretimi gerçekleştirdi. Aynı zamanda mega projelerle birlikte inovasyonda<br />

ilklere imza atan Bursa Beton, Ar-Ge çalışmalarıyla müşterilerilerine özel betonlar da tasarlıyor.<br />

Bursa Beton, hazır beton<br />

üretimine 1986 yılında<br />

Bursa Çimento Fabrikası<br />

A.Ş. fabrika sahasında<br />

kurulan, kuru sistem bir beton<br />

santraliyle başladı. 1989’da Bursa<br />

Çimento Fabrikası bünyesinden<br />

ayrılıp, Çimento Beton Sanayi<br />

ve Ticaret A.Ş unvanıyla yoluna<br />

devam etti. 1997’de adı Bursa Beton<br />

Sanayi ve Ticaret A.Ş. olarak<br />

değiştirildi. Bursa Beton Genel<br />

Müdür Yardımcısı Hüseyin Levent<br />

Sevin, “Bursa Beton, hazır beton<br />

sektöründe güven, istikrar, kalite<br />

politikası ekseninde katma değeri<br />

yüksek üretim ve hizmet faaliyeti<br />

anlayışıyla, teknoloji ve kalite<br />

anlamında önemli başarılara imza<br />

attı. Beton endüstrisindeki gelişmelere<br />

öncülük etmeye devam<br />

etti. Kuruluşundan bu yana geçen<br />

32 yılda üretim hacminde kesintisiz<br />

bir artış trendi izleyerek, 40<br />

milyon metreküpü aşan hazır beton<br />

üretimi gerçekleştirdi” diyor.<br />

Mega projelerde<br />

imzası bulunuyor<br />

Bursa Beton, bugün Bursa,<br />

Kütahya, Yalova ve Bandırma’da<br />

kurulu 15 tesisi, tam otomasyonlu<br />

19 beton santrali ile günlük 18 bin<br />

metreküp üretim kapasitesi, 31<br />

beton pompası ve 151 transmiksere<br />

sahip araç parkı, yeni tesis<br />

teknolojisi, çevreci yaklaşımı ve<br />

koşulsuz müşteri memnuniyeti ile<br />

24 saat kesintisiz hizmet sunuyor.<br />

“Bursa’nın tüm mega projelerinde<br />

en güvenli yapılar Bursa Beton ile<br />

hayata geçti. Şirketimiz 32 yıldan<br />

beri güvenilir tecrübesiyle, kentin<br />

önde gelen konut ve otel projelerinde,<br />

beton kalitesi ve sunduğu<br />

güvenli yapılar ile öne çıkıyor”<br />

diyen Sevin, şunları kaydediyor:<br />

“Mega projelerle birlikte inovasyonda<br />

ilklere imza atarken, Ar-Ge<br />

çalışmalarımızla müşterilerimize<br />

özel betonlar tasarlayabiliyoruz.<br />

Doğalgaz Çevrim Santrali, Yüksek<br />

Hızlı Tren Hattı’nın Bursa Etabı<br />

HÜSEYİN LEVENT SEVİN<br />

Bursa Beton Genel Müdür Yardımcısı:<br />

“Bursa Beton, faaliyet gösterdiği tüm<br />

bölgelerde 1 milyon 939 bin 348 metreküp<br />

döküm gerçekleştirerek, 2018 yılında<br />

da liderliğini sürdürdü.”<br />

88


<strong>2019</strong><br />

ile güzergah üzerinde bulunan tünel,<br />

viyadük ve yaklaşma yollarına<br />

ait birçok yapı elemanına beton<br />

tedarik ederek çözüm ortaklığı<br />

sunduk. Türkiye’nin<br />

önemli projelerinden<br />

Timsah Arena’da<br />

150 bin metreküp<br />

beton dökümü gerçekleştirdik.<br />

Bursa<br />

Ray’ın tüm etaplarında<br />

yer aldık.<br />

Bursa Beton, turizm<br />

yatırımı amaçlı yapılan<br />

büyük otellerin<br />

de tercihi oldu. Sheraton,<br />

A-loft, Hilton<br />

ve Hampton’ı referanslarına<br />

ekledi. İnegöl Mobilya<br />

AVM ve içinde bulunan otel projesine<br />

beton tedariki sağladı. Rönesans<br />

Holding’in Entegre Sağlık<br />

Kampüsü projesinde C60 betonu,<br />

Bursa’da ilk defa, Bursa Beton<br />

tarafından üretildi.”<br />

Ar-Ge çalışmalarıyla<br />

sektöre katkı koyuyor<br />

Bursa Beton, Ar-Ge çalışmaları<br />

ile inşaat sektörünün ihtiyaçlarına<br />

kalıcı çözümler sunabilmek<br />

için kaliteli ve durabilitesi yüksek<br />

ürün üretmek adına sürekli<br />

kendini geliştiriyor. İnovasyon<br />

çalışmalarına devam ediyor. Bu<br />

doğrultuda yapım kolaylığı, ekonomik<br />

ve kalıcı olmasının yanı sıra<br />

milli sermayenin yurtiçinde kalması<br />

suretiyle ü lke ekonomisine<br />

katkı anlamında da fayda sunan<br />

silindirle sıkıştırılmış beton yollar<br />

çalışmasını Betonyol markasıyla<br />

pazara sundu. Rögar kapağı, yağmur<br />

suyu ızgarası gibi Türkiye’de<br />

tescili kendisine ait olan<br />

kentsel betonarme ürünler<br />

geliştirdi.<br />

Firmanın<br />

2018 yılı<br />

döküm miktarı:<br />

1.939.348 m 3 Bursa Beton’un<br />

Sektöründe birçok<br />

ödülün sahibi<br />

Bursa Beton, Türkiye<br />

Hazır Beton Birliği Yeşil<br />

Nokta Çevre Ödülleri’nde,<br />

Yalova ve Bandırma<br />

Hazır Beton tesisleri ile<br />

birinci oldu. Yine Tü rkiye<br />

Hazır Beton Birliği tarafından<br />

düzenlenen Mavi<br />

Baret İş Gü venliği Yarışması’nda,<br />

Bursa Beton İnegöl<br />

Hazır Beton Tesisi ile<br />

Mavi Baret İş Gü venliği<br />

Ödü lü ’ne layık görüldü.<br />

Bursa Ticaret ve<br />

Sanayi Odası Ekonomiye<br />

Değer Katanlar<br />

2018’de, her yıl olduğu<br />

gibi Çimento, Toprak<br />

Ürünleri ve Madencilik<br />

Sektörü Lideri oldu.<br />

Sevin, Bursa Beton’un<br />

bir yandan güçlü büyüme<br />

performansı gerçekleştirirken,<br />

diğer yandan içinde bulunduğu<br />

çevre ve toplum için sürdürülebilir<br />

değer üretme hedefi doğrultusunda,<br />

kurumsal sürdürülebilirlik<br />

uygulamalarını geliştiren ve bu uygulamaların<br />

şirket çapında benimsenmesi<br />

ve yaygınlaştırılması için<br />

kurulu<br />

tesis sayısı:<br />

15<br />

çalıştığını belirtiyor. Sevin, şöyle<br />

devam ediyor:<br />

“Bursa Beton, faaliyet gösterdiği<br />

tüm alanlarda, ürün ve hizmetlerinin<br />

çevresel ve sosyal etkilerini ve<br />

değer yaratma potansiyellerini ele<br />

alan, ürün ve hizmet seçeneklerine<br />

ilişkin tüm operasyonlarını tamamen<br />

uyumlu hale getiren sürdürülebilir<br />

değer üretme çalışmalarıyla,<br />

sürdürülebilir kalkınmayı kendine<br />

ilke edinmiştir.”<br />

“2018 yılında da<br />

liderliğini sürdürdü”<br />

Çimentoyu iştiraki oldukları<br />

Bursa Çimento Fabrikası’ndan<br />

temin ettiklerine değinen Sevin,<br />

2016 yılında Bandırma Yeşilçomlu<br />

ve Bursa Kayapa<br />

bölgesinde iki agrega<br />

üretim tesisi kurduklarını,<br />

günlük 18 bin<br />

metreküplük hazır<br />

beton üretim kapasitesine<br />

sahip 19 beton<br />

santraliyle, Güney<br />

Marmara Bölgesi’nin<br />

büyük bir kısmının<br />

beton ihtiyacını karşıladıklarını<br />

anlatıyor.<br />

Sevin, “Bursa Beton<br />

faaliyet gösterdiği tüm bölgelerde,<br />

1 milyon 939 bin 348 metreküp<br />

döküm gerçekleştirerek, 2018’de<br />

de liderliğini sürdürdü. Yine geçen<br />

yıl, üç adet 56 metrelik beton<br />

pompayı filosuna dahil ederek, 56<br />

metrelik pompa sayısını 5’e çıkardı”<br />

ifadelerini kullanıyor.<br />

89


<strong>2019</strong><br />

Osmangazi Belediyesi, bu yıl<br />

örnek projeleri hizmete açacak<br />

Osmangazi Belediyesi, vizyon projelerini bir bir hayata geçiriyor. Dünyanın en büyük tam<br />

panoramik müzesi olma özelliğini taşıyan Fetih Müzesi’ni Bursa’ya kazandıran Osmangazi<br />

Belediyesi şimdi de Türkiye’nin en büyük atletizm salonunu açmaya hazırlanıyor. Sosyal<br />

belediyeciliğin en güzel örneklerinden olan Kaliteli Yaşam Merkezi ise tamamlanmak üzere...<br />

Bugüne kadar tarihi mirastan<br />

ulaşıma, eğitimden<br />

spora, kentsel dönüşümden<br />

kültür sanata,<br />

sağlıktan sosyal belediyeciliğe<br />

kadar her alanda birçok yatırımı<br />

hayata geçirerek, Bursa’ya vizyon<br />

katan Osmangazi Belediyesi, bu<br />

yıl her biri kendi alanında öncü<br />

projeleri hizmete açarak, şehrin<br />

çehresini değiştirmeye hazırlanıyor.<br />

Osmangazi Belediyesi, bu yıl<br />

hepsi alanında öncü dev projeleri<br />

hizmete açarken, yeni projelerin de<br />

temelini atacak. Yeni kapalı pazar<br />

yerleri, hizmet binaları, meydanlar<br />

ve parklar ile Osmangazililerin<br />

hayatına kalite katmayı amaçlayan<br />

Osmangazi Belediyesi; Hamitler<br />

Macera Parkı, Osmangazi Meydanı,<br />

Ekolojik Yaşam Merkezi gibi<br />

projelerle sadece Osmangazi’ye<br />

değil, Bursa’ya vizyon kazandırmaya<br />

devam edecek.<br />

Göreve geldiği 2009 yılından bu<br />

yana birbirinden önemli yatırımlara<br />

imza atan Osmangazi Belediye<br />

Başkanı Mustafa Dündar, çıraklık<br />

ve kalfalık dönemlerinin ardından<br />

yeniden aday olduğu ustalık<br />

döneminde, çıtayı daha da yukarı<br />

çekerek, dev bütçeli projeleri<br />

kente kazandıracaklarını söylüyor.<br />

Dündar, yeniden belediye başkanı<br />

seçilmesiyle birlikte, yeni dönemde<br />

hedefinin sadece Osmangazi ya da<br />

Bursa’da değil, tüm Türkiye’de iz<br />

bırakacak projeleri hayata geçirmek<br />

olduğunu vurguluyor.<br />

Fetih Müzesi’ni 50 ülkeden<br />

230 bini aşkın ziyaretçi gezdi<br />

Osmangazi Belediyesi’nin vizyon<br />

projelerinden olan Panorama<br />

1326 Bursa Fetih Müzesi, sadece<br />

Bursa’nın değil, Türkiye’nin gurur<br />

kaynağı oldu. Resmi açılışını Cumhurbaşkanı<br />

Recep Tayyip Erdoğan’ın<br />

yaptığı Fetih Müzesi’ni tanıtım<br />

ziyaretleri boyunca 50 ülkeden<br />

230 binin üzerinde ziyaretçi gezdi.<br />

Toplam 4 bin 300 metrekare alan<br />

üzerine inşa edilen ve dünyanın en<br />

büyük tam panoramik müzesi olma<br />

özelliğini taşıyan Fetih Müzesi, mimarisiyle<br />

herkesi kendine hayran<br />

bırakırken, sanatsal çalışmalar ile<br />

de konuklarına duygu yoğunluğu<br />

yaşatıyor. Bursa’nın fethinin tasvir<br />

edildiği panoramik resmin yanı<br />

sıra Osmanlı döneminin önemli<br />

olaylarının resmedildiği kronolojik<br />

sergi salonunda yer alan 16 tablo<br />

ziyaretçileri tarihi bir yolculuğa<br />

çıkarıyor.<br />

Türkiye’nin en büyük atletizm<br />

salonu Bursa’ya açılıyor<br />

Küçükbalıklı Mahallesi’nde toplam<br />

15 bin metrekare alan üzerine<br />

inşa edilen Osmangazi Atletizm<br />

Salonu’nda çalışmalar tamamlandı.<br />

Dev tesis, sırıkla atlama, gülle<br />

atma, yüksek atlama, koşu pisti ve<br />

ısınma alanları ile atletizm dalında<br />

sporcuların yetişmesine olanak<br />

sağlayacak. 72 metre çatı açıklığı<br />

ile Türkiye’nin en büyük atletizm<br />

salonu özelliğine sahip Osmangazi<br />

Atletizm Salonu’nda, 6 koşu ve<br />

4 ısınma kulvarı bulunuyor. Pist<br />

uzunluğu ise 120 metre. Uluslararası<br />

kriterlere uygun şekilde inşa<br />

edilen atletizm salonunun pist<br />

bölümü ise Gençlik ve Spor Bakanlığı<br />

tarafından yapılacak. Bakanlık<br />

MUSTAFA DÜNDAR<br />

Osmangazi Belediye Başkanı:<br />

“Yeni dönemde sadece Osmangazi’de<br />

ya da Bursa’da değil, tüm Türkiye’de<br />

iz bırakacak projeleri hayata geçirmeyi<br />

hedefl iyoruz.”<br />

90


Katma Değer Yaratıyoruz...<br />

Türkiye’nin en modern organize sanayi bölgesi altyapısına sahip DOSAB,<br />

sanayi için en kaliteli hizmeti en uygun fiyatla sunarak rekabet avantajı<br />

yaratıyor. Katılımcı firmaları ile birlikte büyümeye, sosyal sorumluluk<br />

projeleri ve yatırımları ile topluma fayda sağlamaya, ülkemiz için<br />

katma değer yaratmaya devam ediyor.<br />

4,5<br />

Milyar Dolar<br />

İhracat<br />

483<br />

Hektar<br />

Alan<br />

347<br />

Sanayi<br />

Parseli<br />

515<br />

Faal<br />

Firma<br />

41.000<br />

İstihdam


<strong>2019</strong><br />

tarafından pistin yapılmasının<br />

ardından Osmangazi Atletizm Salonu’nun<br />

bu yıl içerisinde hizmete<br />

açılması planlanıyor.<br />

Demirtaş’ın modern meydanı<br />

açılış için gün sayıyor<br />

Demirtaş’ta 15 bin metrekare<br />

alan üzerinde inşa edilen Demirtaş<br />

Meydanı ve Kültür<br />

Merkezi Projesi,<br />

bölge halkının sosyal<br />

donatı alanı ihtiyacına<br />

son verecek.<br />

Demirtaş Meydanı ve<br />

Kültür Merkezi projesi,<br />

park ve dinlenme<br />

alanları, 82 araçlık<br />

otoparkı, yürüyüş<br />

yolları ile planlı şehirleşmenin<br />

en güzel<br />

örneği olurken, içerisinde yer alan<br />

ve bodrum artı üç kattan oluşacak<br />

kültür merkezi de alışveriş alanları,<br />

PTT, iki muhtarlık, toplantı salonları,<br />

atölyeler, nikâh, sergi salonları,<br />

kafeterya ve sosyal imkanları<br />

ile Demirtaş’a yepyeni bir kimlik<br />

kazandıracak. Önümüzdeki günlerde<br />

açılışı yapılacak olan tesis,<br />

Bursa’ya hitap edecek yepyeni bir<br />

yaşama alanı olacak.<br />

Osmangazi<br />

Atletizm Salonu’nun<br />

alanı:<br />

Kalite Yaşam Merkezi’yle<br />

sosyal belediyeciliğe örnek<br />

Osmangazi Belediyesi tarafından<br />

hayata geçirilen ve sosyal<br />

belediyeciliğin en güzel örneklerinden<br />

olan Kaliteli Yaşam Merkezi’nde<br />

inşaat çalışmaları büyük<br />

bir hızla devam ediyor. Bursa’nın<br />

yeni gelişim bölgelerinden Demirtaş’ta<br />

14 bin 162 metrekare alan<br />

üzerine inşa edilen Kaliteli Yaşam<br />

Merkezi, büyüklüğü ve fonksiyonelliği<br />

ile Türkiye’de bir ilk olacak.<br />

Bursa’ya değer katacak vizyon<br />

proje, İçişleri Bakanlığı tarafından<br />

düzenlenen ‘Projem Türkiye; Mülki<br />

ve Yerel Yönetimlerde Yeni Fikirler<br />

ve Örnek Uygulamalar’ yarışmasında<br />

da bin 100 proje arasında<br />

ilk 100’e girmeyi başardı. Kampus<br />

şeklinde projelendirilen merkezde,<br />

modern, konforlu ve yaşlıların her<br />

türlü ihtiyacını karşılayabilecek<br />

250 yataklı bir huzurevi yer alacak.<br />

Aynı zamanda alzheimer hastaları<br />

için günlük bakım ve destek merkezi<br />

bulunacak. Bahçesi, peyzajı ve<br />

tüm çevre düzenlemeleri yaşlılar ile<br />

engellilerin rahat hareket edeceği<br />

şekilde tasarlanan merkezin bir<br />

bölümü de zihinsel ve bedensel engelli<br />

vatandaşlara günlük bakım ve<br />

destek hizmeti verecek. Temeli geçen<br />

yıl şubat ayında atılan Kaliteli<br />

Yaşam Merkezi’nin kaba inşaatı<br />

tamamlanırken; tesisat, duvar ve<br />

sıva çalışmaları tüm hızıyla devam<br />

ediyor.<br />

Millet Bahçesi’nde<br />

çalışmalar devam ediyor<br />

Osmangazi Belediyesi’nin örnek<br />

kentsel dönüşümü hayata geçirdiği<br />

Soğanlı’da 100<br />

dönüm arazi üzerine<br />

kuracağı Millet Bahçesi’nde<br />

çalışmalar<br />

devam ediyor. Cumhurbaşkanı<br />

Erdoğan’ın<br />

talimatıyla başlatılan<br />

Millet Bahçeleri’nin en<br />

güzel örneklerinden<br />

biri olması hedefleniyor.<br />

Millet Bahçesi,<br />

çalışmalar tamamlandığında<br />

çocuk oyun alanları, koşu<br />

yolu, fitness ve aktivite alanları ile<br />

Bursa’nın merkezinde vatandaşların<br />

rahat nefes alabileceği ve güzel<br />

vakit geçirebileceği yeni bir cazibe<br />

merkezi olacak. Millet<br />

Bahçesi’nin tamamlandığında<br />

Türkiye’nin<br />

en özgün sosyal<br />

donatı alanlarından<br />

biri olacağını söyleyen<br />

Dündar, “Soğanlı’da<br />

15.000 m 2 Kalite Yaşam<br />

Merkezi’nin<br />

alanı:<br />

14.162 m 2<br />

42 hektarlık alanda<br />

yeni bir şehir kurduk.<br />

Geniş caddeleri ve<br />

sosyal donatı alanlarıyla<br />

modern şehrin<br />

ortaya çıktığı bu<br />

projemizi, Millet Bahçesi projesi ile<br />

taçlandırıyoruz. Böylece yeniden<br />

‘Yeşil Bursa’ dönüşümüne katkı<br />

sağlıyoruz” diyor.<br />

Tahtakale Çarşısı<br />

baştan aşağı yenilendi<br />

Bursa’nın en eski çarşılarından<br />

biri olan Tahtakale Çarşısı’nda<br />

yürütülen ‘İç Avlu Cephe Sağlıklaştırma<br />

ve Zemin Kaplaması Projesi’<br />

kapsamında bölgedeki dükkanların<br />

cephe doğramaları, saçakları,<br />

dükkan tabelaları ve ürün teşhir<br />

tezgahları yeniden düzenlendi.<br />

Dükkanların yağmur iniş boruları<br />

ve olukları, pencere ve kapı doğramaları<br />

ile cephe boyaları yenilendi.<br />

24 pazar tezgahının üst örtüleri,<br />

demir konstrüksiyon ve yarı şeffaf<br />

polikarbon malzeme ile kapatıldı.<br />

Pazar tezgahları için açılır kapanır<br />

tente yapıldı. Çarşının iç avlusunun<br />

bin 500 metrekarelik zemin<br />

kaplaması da proje kapsamında<br />

yenilendi. Geçmişi Çelebi Mehmet<br />

dönemine dayanan ve asırlardır<br />

farklı meslek kollarını kucaklayan<br />

ve günümüzde köylü pazarı olarak<br />

hizmet veren çarşı, Osmangazi<br />

Belediyesi tarafından yenilenerek,<br />

esnafın ve köylülerin daha sağlıklı<br />

koşullarda ticaret yapması sağlandı.<br />

Tarihi Bursa evleri<br />

Osmangazi’de hayat buluyor<br />

Tarihi ve kültürel mirasın korunup<br />

yaşatılması adına<br />

bugüne kadar yüzlerce<br />

restorasyon, rölöve, sokak<br />

sağlıklaştırma çalışmasına<br />

imza atan Osmangazi<br />

Belediyesi, gerçekleştirdiği<br />

çalışmalarla tarihi<br />

Bursa evlerini tek tek gün<br />

yüzüne çıkarıyor. Tayakadın<br />

Mahallesi’nde 16.<br />

ve 19. yüzyıllardan kalma<br />

üç sivil mimari örneği<br />

yapıyı yürüttüğü rekonstrüksiyon<br />

çalışmaları ile yeniden<br />

ayağa kaldıran Osmangazi Belediyesi,<br />

Alipaşa Mahallesi’nde de 19.<br />

yüzyılın ilk yarısında inşa edilen bir<br />

sivil mimarlık örneği aslına uygun<br />

şekilde restore etti. Ayrıca Tarihi<br />

Kayhan Çarşısı’nın simgelerinden<br />

Şadırvanlı Han, Osmangazi Belediyesi’nin<br />

çalışmalarıyla yeniden<br />

hayat bulurken, yine Kayhan Mahallesi’nde<br />

20. yüzyıldan kalma bir<br />

yapı daha yok olmaktan kurtarıldı.<br />

92


<strong>2019</strong><br />

93


<strong>2019</strong><br />

Tüyap Bursa, ekonomiye<br />

ve ihracata katkı sağlıyor<br />

Tüyap Bursa Fuarcılık, kurulduğu tarihten 2018 yılı sonuna<br />

kadar 100’e yakın ülkeden 10 milyon 800 bin 635 kişiyi ülkemizin<br />

en önemli fuar merkezlerinden biri haline gelen Tüyap<br />

Bursa Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi’nde buluşturdu.<br />

Fuarlara katılan yabancı ziyaretçi sayısı ise her yıl yüzde 10’a<br />

varan oranlarda artış kaydediyor.<br />

Tüyap fuarcılık grubu içerisinde<br />

yer alan ve 2001<br />

yılında kurulan Tüyap<br />

Bursa Fuarcılık A.Ş., son<br />

5 yıl içinde gösterdiği performans<br />

Tüyap Bursa Uluslararası Fuar ve<br />

Kongre Merkezi’ni ülkemizin en<br />

önemli fuar merkezlerinden biri<br />

haline getirdi. Gerek her yıl sektöre<br />

yeni kazandırılan projelerle<br />

gerekse mevcut projeler büyütülerek,<br />

fuarcılık mesleğindeki yerini<br />

sağlamlaştırmaya ve grup bünyesindeki<br />

ağırlığını yüzdesel olarak<br />

arttırmaya devam eden Tüyap<br />

Bursa Fuarcılık, kurulduğu tarihten<br />

2018 yılı sonuna kadar 100’e<br />

yakın ülkeden 10 milyon 800 bin<br />

635 kişiyi fuarlarda buluşturdu.<br />

“Sanayimizin, üreticimizin ve ihracatçımızın<br />

beklentilerini karşılama<br />

başarısı gösteriyoruz” diyen Tüyap<br />

Bursa Fuarcılık Genel Müdürü<br />

İlhan Ersözlü, “Marka fuarları<br />

ile öne çıkan sanayi şehri Bursa;<br />

üretim değerleri, bölgeden yapılan<br />

ihracat ve yurtiçi pazar payı dikkate<br />

alındığında tüm sektörlerin<br />

ihtiyaç duyduğu büyük bir pazarı<br />

teşkil ediyor” ifadelerini kullanıyor.<br />

2018 yılında 23 ülkeden<br />

1.735 firmayı ağırladı<br />

Tüyap Bursa Fuarcılık, geçen<br />

yıl düzenlediği 13 ayrı fuar projesi<br />

ile 23 ülkeden 1.735 firmayı,<br />

Türkiye dahil 91 ülkeden ve yurt<br />

genelinde 80 ilden 724 bin 327 ziyaretçiyi<br />

ağırlayarak hem Bursa hem<br />

de bölge ekonomisine katkı sağladı.<br />

Fuarlara 2018 yılında Burkina<br />

Faso, Malta, Uganda ve Zambiya’dan<br />

ilk kez ziyaretçi geldi.<br />

Sektörlerden beklediği ilgiyi gören<br />

fuarlarda, Bursa Ticaret ve Sanayi<br />

Odası ile UR-Ge projeleri kapsamında,<br />

Tüyap yurtdışı ofislerinin<br />

de etkin çalışmalarıyla, 91 farklı<br />

ülkeden 6 bine yakın iş insanının<br />

fuarları ziyaret etmesi, yabancı zi-<br />

İLHAN ERSÖZLÜ<br />

Tüyap Bursa Fuarcılık Genel Müdürü:<br />

“Bursa’nın fuarcılıkta önümüzdeki 5 yıl<br />

içerisinde İstanbul ile birlikte ülkemizin<br />

en önemli şehri haline gelmesini hedefleniyoruz.”<br />

94


<strong>2019</strong><br />

yaretçi sayısında geçen yıla oranla<br />

yüzde 10 artış sağlanmasında etkili<br />

oldu. Geçen yıl en çok yabancı<br />

ziyaretçinin geldiği fuarları; Tarım,<br />

Junioshow, Blok Mermer ve<br />

Endüstri Zirvesi Fuarları şeklinde<br />

sıralayan Ersözlü, “Bu fuarlarda<br />

hemen hemen ziyaretçi hedeflediğimiz<br />

tüm ülkelerden büyük talep<br />

görüyoruz. Daha önceki yıllarla<br />

kıyasladığımız zaman her yıl, bir<br />

önceki yıla göre, daha fazla yabancı<br />

iş adamı fuarları ziyaret ediyor.<br />

Osmangazi Köprüsü’nün devreye<br />

girmesinden sonra yurtdışından<br />

ziyaretçi getirilmesi konusunda<br />

zorluk yaşamamaya başladık.<br />

Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan<br />

1 saat gibi sürede<br />

Bursa’ya ulaşılabiliyor<br />

olması da ziyaretçilerin<br />

Bursa’ya bakışını değiştirdi”<br />

şeklinde konuşuyor.<br />

“Sektör, Türkiye<br />

coğrafyasına kayıyor”<br />

Ersözlü, sektöre bakıldığında<br />

ekonomide<br />

önemli yer tutan fuarcılık<br />

sektörünün, Türkiye coğrafyasına<br />

doğru kaydığını<br />

ve her geçen gün büyüdüğünü<br />

vurguluyor. Türkiye’de<br />

dünyanın en büyük<br />

İngiliz, Alman ve İtalyan<br />

fuar şirketlerinin ofis açtığına<br />

işaret eden Ersözlü,<br />

“Özellikle İstanbul üzerinden<br />

Avrasya ülkelerine<br />

ticaret yapma hedefi içindeler.<br />

Türk fuarcılık sektörü<br />

önümüzdeki 10 yılda<br />

dünyanın en önemli fuar<br />

ülkelerinden biri olacak.<br />

Fuarcılık sektörüne Bursa<br />

olarak baktığımız zaman<br />

stratejik ortağımız Bursa<br />

Ticaret ve Sanayi Odası<br />

ile birlikte düzenlediğimiz<br />

fuarların dolu dolu geçtiğini,<br />

katılımcı ve ziyaretçi<br />

sayısının her yıl daha da<br />

arttığını, özellikle son yıllarda<br />

yurtdışından gelen<br />

yabancı ziyaretçi sayısında<br />

büyük artış olduğunu<br />

görüyoruz. Ziyaretçiler,<br />

otellerde kalarak, restoranlarda<br />

yemek yiyerek,<br />

iş yerlerinden alışveriş yaparak<br />

ve buna benzer bir<br />

sürü etkinlik gerçekleştirerek<br />

hem Bursa hem de<br />

bölge ekonomisine katma<br />

değer sağlıyor” diyor.<br />

Etkili ve güçlü buluşmaların<br />

merkezi olması hedefleniyor<br />

Kuruluşundan bu yana düzenlediği<br />

ve bundan sonra organize<br />

edeceği yeni fuarlarla birlikte<br />

Tüyap Bursa Uluslararası Fuar ve<br />

Kongre Merkezi’nin önümüzdeki<br />

dönemde de etkili ve güçlü buluşmaların<br />

yapıldığı bir merkez haline<br />

gelmesi için çalışmalar tüm hızıyla<br />

sürüyor. Bu doğrultuda Bursa’nın<br />

fuarcılıkta önümüzdeki 5 yıl içerisinde<br />

İstanbul ile birlikte ülkemizin<br />

en önemli şehri haline gelmesi<br />

hedefleniyor. “Bu bakımdan Bursa<br />

şehir yönetimi ve halkı, Tüyap<br />

Bursa Uluslararası Fuar ve Kongre<br />

Merkezi’nde düzenlenen fuarları<br />

çok önemsiyor ve sahipleniyor. Biz<br />

de bu güveni boşa çıkarmamak<br />

adına çok çalışıyor, tanıtım ve<br />

pazarlama politikalarımızı bu yönde<br />

sürdürüyoruz” diyen Ersözlü,<br />

sözlerini şöyle tamamlıyor:<br />

“Tüyap Bursa Fuarcılık A.Ş.<br />

olarak bundan sonraki yıllarda<br />

da çalışmalarımıza devam edecek,<br />

fuar sayısını ve konularını<br />

arttırarak hem yurtdışından hem<br />

de yurtiçinden ilgilileri Bursa’ya<br />

getirip ilimizin tanıtımına, ülke ve<br />

şehir sanayisine ve ticaretine katkı<br />

sağlamaya devam edeceğiz.”<br />

95


<strong>2019</strong><br />

Otomotivde yılın yenilikçi<br />

tasarımları için başvurular başladı<br />

Türk otomotiv endüstrisinin tek koordinatör birliği olan Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları<br />

Birliği tarafından Ticaret Bakanlığı desteği ve Türkiye İhracatçılar Meclisi koordinatörlüğünde<br />

9-10 Mayıs tarihlerinde düzenlenecek olan “Otomotivin Geleceği Tasarım Yarışması”na<br />

başvurular başladı.<br />

Türkiye ekonomisinin<br />

13 yıldır üst üste ihracat<br />

şampiyonu olan<br />

otomotiv sektöründe<br />

katma değerli ürün ve teknolojilerin<br />

geliştirilmesini amaçlayan<br />

“Otomotivin Geleceği Tasarım<br />

Yarışması”na başvurular başladı.<br />

Türk otomotiv endüstrisinin tek<br />

koordinatör birliği olan Uludağ<br />

Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları<br />

Birliği (OİB) tarafından<br />

Ticaret Bakanlığı<br />

desteği ve Türkiye<br />

İhracatçılar Meclisi<br />

(TİM) koordinatörlüğünde<br />

düzenlenecek<br />

olan yarışma, bu yıl<br />

9-10 Mayıs tarihleri<br />

arasında Sabancı<br />

Üniversitesi’nde gerçekleştirilecek.<br />

Son başvuru<br />

tarihi 29 Mart<br />

OİB’in, sürücüsüz,<br />

yapay zekaya sahip,<br />

birbiriyle bağlantılı<br />

ve elektrikli araçların<br />

kullanımının giderek<br />

yaygınlaştığı bir<br />

çağda Türkiye’nin<br />

sadece üretim değil,<br />

aynı zamanda Ar-Ge,<br />

yenilik ve tasarım<br />

merkezi olma vizyonuyla<br />

imza attığı<br />

yarışmaya başvurular<br />

29 Mart tarihine<br />

kadar sürecek.<br />

Yarışmaya sektörde<br />

çalışan profesyonellerden<br />

araştırmacılara,<br />

akademisyenlerden<br />

ilgili dallarda<br />

eğitim gören öğrencilere<br />

kadar 18 yaşını<br />

DERECE<br />

1.<br />

2.<br />

3.<br />

4.<br />

5.<br />

tamamlamış, yenilikçi ve yaratıcı<br />

fikri, tasarımı ya da projesi olan<br />

pek çok kişi katılabilecek. Görsel<br />

araç tasarımı, otomotiv endüstrisindeki<br />

komponent (parça ve aksam)<br />

ve teknik tasarım gibi genel<br />

tasarıma odaklanan yarışmada,<br />

sürücü ve yayaların güvenliği için<br />

tasarlanabilecek parçalar, batarya<br />

ve piller, araçtaki tüm elektronik,<br />

mekanik aksam, yenilenebilir<br />

OTOMOTİVİN GELECEĞİ<br />

TASARIM YARIŞMASI<br />

ÖDÜLLER<br />

Girişimciler ve yatırımcılar bir araya geliyor<br />

9-10 MAYIS <strong>2019</strong>, SABANCI ÜNİVERSİTESİ<br />

ÖDÜL<br />

70.000 TL<br />

60.000 TL<br />

50.000 TL<br />

40.000 TL<br />

30.000 TL<br />

TOPLAM ÖDÜL<br />

250.000 TL<br />

OTOMOTİVİN<br />

GELECEĞİ<br />

TASARIM<br />

YARIŞMASI<br />

Online kayıt zorunludur<br />

SON BAŞVURU<br />

29 MART <strong>2019</strong> Saat: 17:00<br />

www.otomotivingelecegi.com<br />

enerji ve çevreci yaklaşımlar ile<br />

ergonomi, emniyet, enerji gibi<br />

temaları içeren özgün ve yenilikçi<br />

ticarileştirilebilir projeler değerlendirilmeye<br />

alınacak.<br />

Otomotiv ve teknoloji şirketlerinden<br />

startup’lara, melek yatırımcılardan<br />

teknokentlere, üniversitelerden<br />

nihai tüketicilere kadar<br />

pek çok alandan temsilcinin<br />

buluşacağı yarışmada, teknoloji<br />

ve buna bağlı olarak gelişen<br />

mobilite kavramının<br />

otomotiv sektörüne<br />

yansıması, dijitalleşmenin<br />

sebep olduğu hızlı<br />

gelişmeler ve yenilikler<br />

yerli-yabancı önemli konuşmacıların<br />

katılacağı<br />

panel ve konferanslarda<br />

ele alınacak.<br />

Tüm finalistler<br />

Kuluçka Merkezine ve Hızlandırma<br />

Programı’na giriş anahtarı kazanıyor!<br />

Yıl sonu Big Bang Etkinliği’nde<br />

21.000.000 TL<br />

ödül için yarışıyor.<br />

Kazananlara toplam<br />

250 bin TL ödül<br />

Bu yıl Otomotivin<br />

Geleceği Tasarım Yarışması’nda<br />

katılımcılara<br />

toplam 250 bin TL ödül<br />

dağıtılacak. Bu kapsamda<br />

yarışmanın birincisine<br />

70 bin TL, ikinciye<br />

60 bin TL, üçüncüye 50<br />

bin, dördüncüye 40 bin<br />

TL ve beşinciye 30 bin<br />

TL ödül verilecek. Dereceye<br />

girenler Ticaret<br />

Bakanlığı desteğiyle iki<br />

yıl süresince yurtdışında<br />

eğitim görmeye hak<br />

kazanacak. OİB, ayrıca<br />

nakdi ödüllere ek olarak<br />

dereceye giren projelerin<br />

İTÜ ARI Teknokent<br />

iş birliğinde kuluçka<br />

merkezinde geliştirilmesine<br />

de destek olacak.<br />

96


<strong>2019</strong><br />

Gökçelik, dünya pazarında tercih<br />

edilen bir marka haline geldi<br />

Raf sistemleri üretiminde 40 yılı aşkın tecrübeye sahip olan<br />

Gökçelik, ürettiği teknolojik ürünlerle dünya pazarlarında rekabet<br />

gücünü artırarak, tercih edilen bir marka haline geldi. Global pazardaki<br />

rekabetçi konumunu teknoloji yatırımlarıyla destekleyen<br />

firma, bugün 5 kıtada, 60’a yakın ülkeye ihracat yapıyor.<br />

Raf ve sergileme üniteleri<br />

üretmek üzere 1976 yılında<br />

kurulan Gökçelik,<br />

kurulduğu günden bu<br />

yana Türkiye perakendesinin ve<br />

endüstrisinin geçirdiği gelişim sürecinin<br />

içinde bulunarak, sürecin<br />

bir parçası oldu. Ar-Ge ve inovasyona<br />

verdiği önemle kendini sürekli<br />

geliştiren Gökçelik, ürettiği<br />

teknolojik ürünlerle dünya pazarlarında<br />

rekabet gücünü artırarak<br />

tercih edilen marka haline geldi.<br />

Gökçelik Raf Sistemleri Yönetim<br />

Kurulu Başkanı Yalçın Aras, dört<br />

fabrikada ileri teknolojiye sahip<br />

seri üretim yapan entegre hatları,<br />

özel ve esnek üretime uygun<br />

geniş makine parkuru ve boya<br />

tesisleri ile çevreye duyarlı üretim<br />

yaptıklarını belirtiyor. “Gerçekleştirdiğimiz<br />

teknoloji yatırımı ile<br />

teknolojik donanımlı depolama<br />

sistemlerinde ihracat oranımızı<br />

artırmak istiyoruz” diyen Aras,<br />

“Gökçelik Otomasyon Sistemleri<br />

markasıyla depolama sistemlerine<br />

yatırım yapacağız. Bugün 5<br />

kıtada, 60’a yakın ülkeye ihracat<br />

gerçekleştiriyoruz. Gökçelik,<br />

global pazardaki rekabetçi konumunu<br />

teknoloji yatırımları ile<br />

YALÇIN ARAS<br />

Gökçelik Raf Sistemleri<br />

Yönetim Kurulu Başkanı:<br />

“Gerçekleştirdiğimiz teknoloji yatırımı ile<br />

teknolojik donanımlı depolama sistemlerinde<br />

ihracat oranımızı artırmak istiyoruz.”<br />

98


<strong>2019</strong><br />

destekleyerek dünya depolama<br />

sistemleri pazarında söz sahibi olmak<br />

istiyor” şeklinde konuşuyor.<br />

Logimat <strong>2019</strong>’da depolama<br />

sistem çözümlerini tanıttı<br />

Gökçelik, diğer yandan dünyanın<br />

çeşitli kentlerinde düzenlenen<br />

fuarlara katılarak, ürünlerini<br />

sergiliyor ve pazar payını artırıyor.<br />

Bu kapsamda son olarak<br />

Almanya’nın Stuttgart şehrinde<br />

bu yıl 17’ncisi düzenlenen Logimat<br />

<strong>2019</strong>-İntralojistik Çözümler<br />

ve Süreç Yönetimi Uluslararası<br />

İhtisas Fuarı’na katılarak, endüstri<br />

4.0 tabanlı üretim tesisleri<br />

ile geliştirdiği depolama sistem<br />

çözümlerini dünya pazarlarına<br />

sundu. Fuarda özellikle mekik<br />

sistem depolama çözümleri ilgi<br />

odağı oldu. 117 bin metrekare<br />

alanda gerçekleşen fuarda, lojistik<br />

sektörünün dünya genelindeki<br />

üreticileri tarafından en son yenilikler<br />

sergilendi. Özel sektör ve<br />

bilim dünyasından 200’den fazla<br />

konuşmacının katıldığı fuar kapsamında,<br />

depo ve imalat yönetimi<br />

ile robotik, simülasyon yazılımı,<br />

nakil ve depolama teknolojileri,<br />

bilgi ve iletişim teknolojileri gibi<br />

konular odağında ürünler ve teknolojiler<br />

vitrine çıkartıldı.<br />

Son yıllarda yaptığı yatırımlarla<br />

adından söz ettiren ve raf<br />

sistemleri sektörünün öncü<br />

kuruluşu olan Gökçelik’e, Design<br />

Turkey’den tasarım ödülü de aldı.<br />

Gökçelik bünyesinde bulunan tasarım<br />

merkezi ekibinin<br />

tasarlamış olduğu<br />

Modüler Meyve Sebze<br />

Standı, yarışmanın İyi<br />

Gökçelik’in ihracat<br />

yaptığı ortalama<br />

ülke sayısı:<br />

60<br />

Tasarım Kategorisi’nde<br />

ödüle layık görüldü.<br />

Gökçelik adına<br />

ödülü TİM Başkanı<br />

İsmail Gülle’nin elinden<br />

endüstriyel tasarımcı<br />

Gizem Saray<br />

aldı. Konuya yönelik<br />

değerlendirme yapan Gökçelik<br />

A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Burak<br />

Aras, şunları kaydediyor:<br />

“Kamu Alanı Ürünleri Kategorisi’nde<br />

İyi Tasarım Ödülü almak<br />

bizim için ayrı bir gurur ve motivasyon<br />

oldu. Tasarlamış olduğumuz<br />

ürün üç ayrı<br />

modülden meydana<br />

gelen, modüler ve<br />

kişiselleştirilebilir<br />

özellikleri ile ön plana<br />

çıkan bir çalışma<br />

oldu. Ayrıca ek sergi<br />

ve ek depo alanına<br />

sahip bu yenilikçi<br />

ürünümüzü Gökçelik<br />

Tasarım Merkezi bünyesinde<br />

hazırladık. Bundan sonraki hedefimiz<br />

uluslararası yarışmalarda<br />

ödül almak olacaktır.”<br />

100


<strong>2019</strong><br />

101


<strong>2019</strong><br />

Avrupa kalite<br />

standartlarında<br />

iş güvenliği eldivenleri<br />

üretimi yapan<br />

Elteks’in<br />

ihracat oranı<br />

kuruluşunun<br />

25’inci yılında<br />

yüzde 50’ye ulaştı.<br />

Başta Almanya olmak<br />

üzere İngiltere ve<br />

Yunanistan’a ihracat<br />

yapan Elteks şimdi de<br />

Avrupa’nın diğer<br />

bölgelerine ve<br />

Amerika piyasasına<br />

açılmayı hedefliyor.<br />

Elteks, Amerika pazarına<br />

açılmaya hazırlanıyor<br />

Otomotiv sanayinden<br />

tarıma, madencilikten<br />

inşaata, demir çelikten<br />

kimya sanayine kadar<br />

birçok sektöre iş güvenliği eldiveni<br />

üreten Elteks, 1994 yılında<br />

Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nde<br />

Özcan Yaldız tarafından<br />

kuruldu. Üretim amacı uluslararası<br />

piyasada var olan iş güvenliği<br />

eldivenlerini Türkiye’de yerli<br />

olarak üretmek, kaliteli eldiven<br />

kullanımını ve bunun önemini<br />

anlatabilmekti. Üretime başladığı<br />

ilk yıllardan itibaren Tüv<br />

Rheinland’dan alınan CE işareti<br />

bulunan Elteks, Türkiye’de CE<br />

Belgesi’ne sahip ilk yerli üretim<br />

oldu. Ayrıca yeni çıkan Kişisel<br />

Koruyucu Donanımları Regülasyonu<br />

olan 2016/425 uygunluğu<br />

da mevcut. 2014 yılında Almanya<br />

Hohenstein Enstitüsü’nden önce<br />

üretimde kullandığı pamuklu<br />

kumaş, ardından da Elteks<br />

eldivenleri için insan sağlığına<br />

zararlı herhangi bir madde içermediğini<br />

kanıtlayan Oeko-Tex<br />

Standard 100 sertifikası aldı.<br />

En büyük ihracat<br />

pazarı Almanya<br />

Elteks’in üretimini gerçekleştirdiği<br />

iş güvenliği eldivenleri bu-<br />

SAHİR EROL<br />

Elteks İşletme Müdürü:<br />

“Yerli üretim olarak markamızın<br />

ve kalitemizin her zaman<br />

arkasındayız. Kalitemizden<br />

hiçbir şekilde ödün vermiyoruz.<br />

Ürünlerimizin tamamının marka<br />

patenti var. Üretimini yaptığımız<br />

iş güvenliği eldivenleri bugün<br />

otomotiv sanayinden tarıma,<br />

madencilikten inşaata, demir<br />

çelikten kimya sanayine kadar<br />

birçok alanda kullanılıyor.”<br />

102


<strong>2019</strong><br />

gün otomotiv sanayinden tarıma,<br />

madencilikten inşaata, demir<br />

çelikten kimya sanayine kadar<br />

birçok alanda kullanılıyor.<br />

Elteks İşletme<br />

Müdürü Sahir Erol,<br />

üretimin yüzde 50’sini<br />

yurtdışına gönderdiklerini<br />

belirterek, “Almanya,<br />

İngiltere ve<br />

Yunanistan’a ihracat<br />

yapıyoruz. En büyük<br />

ihracat pazarımız Almanya<br />

ve ürünümüz<br />

mekanik risk eldivenleri.<br />

İhracatta yeni hedefimiz ise<br />

Avrupa’nın diğer bölgelerine ve<br />

Amerika piyasasına açılabilmek”<br />

ifadelerini kullanıyor.<br />

Ürünlerinin tamamı<br />

marka patentli<br />

Elteks, bugün gelinen noktada<br />

1300 metrekare<br />

büyüklüğündeki<br />

tesisinde 45 çalışanla<br />

üretimine devam<br />

ediyor. Yurtdışından<br />

danışmanlık hizmeti<br />

de alıyor. “Yerli üretim<br />

olarak markamızın<br />

ve kalitemizin her<br />

zaman arkasındayız.<br />

Kalitemizden hiçbir<br />

şekilde ödün vermiyoruz”<br />

diyen Erol, “Mekanik ve<br />

Elteks’in<br />

üretim alanı<br />

miktarı:<br />

1300m 2<br />

Firmanın<br />

istihdam<br />

sayısı:<br />

45<br />

kimyasal risklere karşı dayanıklı<br />

Elteks eldivenleri standartların<br />

haricince 27, 40, 60 ve 80 santim<br />

olarak üretiyoruz.<br />

Ayrıca 7, 8, 9 ve 10<br />

bedende seri üretimimiz<br />

bulunuyor.<br />

İsteğe bağlı olarak 5,<br />

6 ve 11 bedenli özel<br />

Elteks eldivenleri de<br />

imal ediyoruz. Ürünlerimizin<br />

tamamının<br />

marka patenti var.<br />

Ayrıca Endüstriyel<br />

Tasarım Belgesi’ne<br />

sahibiz” şeklinde konuşuyor.<br />

“Yatırım için devlet<br />

desteği gerekiyor”<br />

Diğer yandan 2018 hedeflerini<br />

tutturamadıklarını ve herhangi<br />

bir yatırım yapmadıklarını anlatan<br />

Erol, “Geçen yıl ülke olarak<br />

ekonomik şartların<br />

kötüleşmesinden<br />

dolayı ciroda büyüme<br />

hedeflerimizi<br />

tutturamadık. Döviz<br />

kurlarındaki artışlardan<br />

dolayı herhangi<br />

bir yatırımımız olmadı.<br />

Bu yıl piyasa ve<br />

ekonomik şartların<br />

böyle devam etmesi<br />

durumunda, üretim<br />

ve ciroda büyüme hedefimizi tutturabileceğimizi<br />

net bir şekilde<br />

göremiyoruz” ifadelerini kullanıyor.<br />

Sektör sorunlarına değinen<br />

Erol, şunları kaydediyor:<br />

“Yatırım planlarımızı gerçekleştirebilmek<br />

için devletimizin yerli<br />

üretimi desteklemesini bekliyoruz.<br />

İthal ürünlere ek vergiler var<br />

elbette ancak yetersiz kalıyor.<br />

Kişisel Koruyucu Donanımları<br />

ürünlerine dünya genelinde verilen<br />

önemin ülkemizde de oluşmasını<br />

temenni ediyoruz.”<br />

103


<strong>2019</strong><br />

Ayhan Denizci Tekstil,<br />

ihracatta 50 ülke hedefliyor<br />

Ayhan Denizci Tekstil, ihracat yaptığı ülkelere yenilerini eklemeye devam ediyor. Yüzde 30<br />

büyüme kaydettiği 2018 yılında 47 ülkeye ürün gönderen firmanın, <strong>2019</strong> hedefinde, 50 ülkeye<br />

ihracat yapar hale gelmek var. Yurtdışında ürünlerini Marinero Home markasıyla pazarlayan<br />

Ayhan Denizci’nin en büyük pazarını ise Uzak Doğu ülkeleri oluşturuyor.<br />

Ev tekstili alanında perdelik<br />

kumaş üreten Ayhan<br />

Denizci Tekstil’in 2006<br />

yılında başladığı ihracat<br />

yolculuğu bugün 47 ülkeye ulaşmış<br />

durumda. Ancak firma için bugünlere<br />

gelmek hiç de kolay olmuyor.<br />

Girişimci Ayhan Denizci, tekstil<br />

sektöründe, 1993 itibariyle, 13 yıl<br />

boyunca çeşitli firmalarda yurtdışı<br />

pazarlama müdürü olarak çalışıyor.<br />

Sahip olduğu tecrübeyle, 2006<br />

yılında, kendi işini kurma kararı<br />

alıyor. Aracını satıp sermaye yapıyor.<br />

İlk zamanlar üretimi evinde<br />

gerçekleştiriyor. Ardından kiralık<br />

ofise geçiyor. Bu zorlu koşullarda<br />

yüzde 100 ihracat hedefinden<br />

vazgeçmiyor. Başarıyor da! İlk yıl<br />

dört, ikinci yıl 11 ülkeye ihracat<br />

yapıyor. 2018 sonunda ihracat yaptığı<br />

ülke sayısı 47’ye yükseliyor.<br />

Yeni fabrika ve makine<br />

yatırımlarıyla büyüdü<br />

Perdelik kumaşta önemli ihracatçılar<br />

arasında yer alan Ayhan<br />

Denizci Tekstil’in Genel Müdürü<br />

Ayhan Denizci, 2018 yılında üretim<br />

miktarı ve ciro olarak hedeflerine<br />

ulaştıklarını belirtiyor. İkinci fabrika<br />

binasını hizmete açtıklarını;<br />

kalite kontrol, kurşun dikme ve<br />

sarım paketleme işlemi makinesi<br />

yatırımı yaptıklarını anlatıyor.<br />

“Tüm bu yatırımlarla 2017 yılına<br />

oranla 2018’de yüzde 30 büyüdük”<br />

diyen Denizci, “Bu yıl da aynı<br />

oranlarda büyüme hedefliyoruz.<br />

<strong>2019</strong> her ne kadar zor gözükse de,<br />

firma olarak yolumuza devam ediyoruz.<br />

Hedefimizde yeni pazarlar<br />

var. İhracat yaptığımız ülke sayısını<br />

önce 50’ye, sonra 60’a çıkarmayı<br />

istiyoruz. Bu doğrultuda yeni<br />

AYHAN DENİZCİ<br />

Ayhan Denizci Tekstil Genel<br />

Müdürü:<br />

“Firmamızı kurduğumuz günden<br />

bu yana çok başarılı işlere imza attık.<br />

Türk markasını dünyanın birçok<br />

noktasına ulaştırdık ve ülkemize<br />

ciddi kazançlar sağladık. Bununla<br />

gurur duyuyoruz. Diğer yandan<br />

başarılarımızın ödüllendirilmemesi<br />

bizleri üzüyor. Aslında ödül almayı<br />

hak edecek birçok çalışmamız<br />

oldu. Örneğin tekstil ve hammaddeleri<br />

dalında Demokratik Kongo<br />

Cumhuriyeti’ne ve Brunei Sultanlığı’na<br />

Türkiye’den ilk ihracatı biz<br />

yaptık. Ayrıca yıllık ciro artışlarında<br />

da yüksek oranlara ulaşmamıza<br />

rağmen bu başarımız da ödüllendirilmedi.”<br />

104


kaliteler ve desenler hazırlıyoruz.<br />

Girmek istediğimiz pazarlardaki<br />

fuar organizasyonlarına katılarak<br />

hedeflerimize ulaşacağımıza inanıyoruz”<br />

şeklinde konuşuyor.<br />

En büyük pazarı<br />

Uzak Doğu ülkeleri<br />

Ayhan Denizci Tekstil’in, 2006<br />

yılında, yüzde 100 ihracat hedefiyle<br />

kurulduğunu ve bugün gelinen<br />

noktada ürünlerinin tamamını<br />

ihraç ettiğini hatırlatan Denizci,<br />

“Dünyanın 47 ülkesine ihracat<br />

yapan firmamızın en büyük pazarı<br />

Uzak Doğu ülkeleridir. Bugün herkesin<br />

Çin’den getirdiği düz tergal<br />

kalitesini, firmamız her ay Çin’e<br />

ihraç ederek önemli bir başarıya<br />

imza atıyor” ifadesini kullanıyor.<br />

Yurtdışında ürünlerini Marinero<br />

Home markasıyla pazarladıklarının<br />

bilgisini veren Denizci, şunları<br />

kaydediyor:<br />

“Markamız dünyanın birçok<br />

noktasında tanınıyor. Kalite, fiyat<br />

ve termin markamızı tercih sebebi<br />

yapıyor. Yurtdışında fuarlara<br />

katılarak, çeşitli ülkelerin piyasa<br />

yapısını ve kültürel durumunu<br />

inceliyoruz. Özellikle son 5 yıldır<br />

Afrika ülkelerindeki fuarlarda<br />

çok iyi ilerleme kaydettik. Firma<br />

olarak kurulduğumuz günden bu<br />

yana çok başarılı işlere imza attık.<br />

Türk markasını dünyanın birçok<br />

noktasına ulaştırdık ve ülkemize<br />

ciddi kazançlar sağladık.<br />

Bununla gurur<br />

duyuyoruz. Diğer<br />

yandan başarılarımızın<br />

ödüllendirilmemesi<br />

bizleri üzüyor. Aslında<br />

ödül almayı hak edecek<br />

birçok çalışmamız<br />

oldu. Örneğin tekstil<br />

ve hammaddeleri<br />

dalında Demokratik<br />

Kongo Cumhuriyeti’ne<br />

ve Brunei Sultanlığı’na<br />

Türkiye’den ilk ihracatı biz<br />

yaptık. Ayrıca yıllık ciro artışlarında<br />

da yüksek oranlara ulaşmamıza<br />

rağmen bu başarımız da ödüllendirilmedi.”<br />

Yurtdışında şube<br />

açmaya hazırlanıyor<br />

Ayhan Denizci Tekstil, uzmanlık<br />

alanı olan perdelik kumaşta<br />

bugün her çeşit ve renkte üretim<br />

yapıyor. Koleksiyonlar hazırladığı<br />

gibi müşterilere özel stoklu top<br />

servisi de veriyor. Ürün çeşitliliği<br />

Firmanın<br />

2018 yılı<br />

büyüme oranı:<br />

%30<br />

tüm dünya ülkelerine hitap ediyor.<br />

Aylık 200 ila 300 bin metre mal<br />

üretme kapasitesi bulunuyor. İki<br />

farklı lokasyonda toplam 2 bin<br />

metrekare alanda üretim yapıyor.<br />

Yurtdışında şube ya da<br />

depo ofis açmak için<br />

çalışmalar yürütüyor.<br />

‘Maliyetlerdeki artış<br />

rekabet şansını düşürüyor’<br />

Denizci, ev tekstiliyle<br />

ilgili sektör değerlendirmesinde<br />

de bulunuyor.<br />

İhracatta başarı<br />

kaydetmesine rağmen<br />

Türk ev tekstilinin<br />

sorunları olduğuna işaret eden<br />

Denizci, “Bunların başında kalifiye<br />

eleman ihtiyacı geliyor. Maalesef<br />

bu konuda sıkıntı yaşanıyor. Diğer<br />

yandan üretim maliyelerindeki<br />

artış yurtdışı pazarlarda rekabet<br />

şansımızı düşürüyor. Özellikle bu<br />

yıl ülke olarak yaşadığımız ekonomik<br />

sıkıntılar ve döviz kurundaki<br />

dengesizlikler sebebiyle maliyet<br />

artışlarını müşterilerimize anlatmakta<br />

zorlanıyoruz. Küçük ve orta<br />

ölçekli işletmelere devlet desteği<br />

verilmesini istiyoruz” diyor


<strong>2019</strong><br />

MAKALE<br />

ÖMER KOCAKUŞAK<br />

Bilen Patent Yönetim Kurulu Başkanı:<br />

Sırf tasarım için<br />

satın alıyoruz<br />

Eskiden tüketiciler sadece<br />

ihtiyaçları olduğu için<br />

satın alırlardı.<br />

Şimdi işler değişti...<br />

İnsanlar farklı sebepler ile satın<br />

alma eğilimi gösteriyor.<br />

Moda olduğu için,<br />

Ürünün veya hizmetin inovatif bir<br />

yanı bulunduğu için,<br />

Fiyat performans dengesi optimal<br />

seviyede olduğu için,<br />

Markası için,<br />

Tasarımı için...<br />

İki ünlü markanın en son çıkan<br />

iki telefonunu ele alalım. Bu iki<br />

telefon arasında orta seviye bir<br />

kullanıcı 10 tane fark sayabilir mi?<br />

Kesinlikle hayır… Peki, onu satın<br />

aldığı bu telefona bağlayan nedir?<br />

Çoğu defa marka değeri veya tasarım<br />

gücü...<br />

İnsanlar bir ürünü tasarımı<br />

sebebiyle gayet kolay bir şekilde<br />

alabiliyor artık. Tasarım ürünü<br />

kaliteli gösteriyor. Tasarım ürünün<br />

marka değerini yüksek gösteriyor.<br />

Tasarım ürünün dayanıklı olduğu<br />

hissiyatını veriyor…<br />

Kullandığımız aracın yeni modeli<br />

piyasaya çıktığında ilk etapta<br />

yadırgıyoruz. Eskisi daha güzeldi,<br />

diyoruz. Ama bir süre sonra yeni<br />

model o kadar fazla yaygınlaşıyor<br />

ki, kullandığımız model gözümüze<br />

eski görünmeye başlıyor. İşte, bu<br />

tasarımın gücü...<br />

Dış güzellik de diyebileceğimiz<br />

tasarım, günümüz tüketim<br />

dünyasının baş aktörlerinden bir<br />

tanesidir. Tekstil ile başlayan fast<br />

fashion anlayışı artık neredeyse<br />

tüm sektörlere yayılmış vaziyette.<br />

İnovasyonun değişim yönündeki<br />

tetikleyici etkisi bize kullandığımız<br />

ürünü yenilemek arzusunu sürekli<br />

aşılıyor.<br />

Üreticilerin görmek zorunda<br />

olduğu şey budur. Bize aşılanan ve<br />

artık kabullendiğimiz yeni ve değişik<br />

ürün kullanma arzusu...<br />

Sürdürülebilir, trende uygun ve<br />

en önemlisi satılabilir görsel değişikliklere<br />

sahip ürünler üretmek<br />

biz tüketicilerin aslında satın alma<br />

listemizdeki ilk üç sıradaki sebeplerden<br />

bir tanesi.<br />

Son yıllarda yapılan araştırmalar<br />

gösteriyor ki artık insanların<br />

marka düşkünlüğü azaldı. Çünkü<br />

her sektörde markalaşmış çok<br />

fazla firma var ve insanlar bunlar<br />

arasında rahatlıkla geçiş yapabiliyor.<br />

Markalaşmış ürünlerin<br />

neredeyse tümü birbirleriyle aynı<br />

özelliklere sahip ve tüketiciye aynı<br />

konforu sunabiliyor. Bu durumda<br />

satın almak için geriye bir tek şey<br />

kalıyor o da tasarım...<br />

Üreticilerin artık müşteriyi<br />

elde etmekten ziyade onu sürekli<br />

elinde tutabilecek ve kendine<br />

bağlayabilecek sürdürülebilir bir<br />

tasarım anlayışına sahip olması<br />

gerektiğini düşünüyorum.<br />

106


<strong>2019</strong><br />

DOSABSİAD,<br />

bugün 32 yıllık<br />

tecrübesi ve birikimiyle,<br />

Bursa ekonomisinin<br />

önemli dinamikleri<br />

arasında bulunuyor.<br />

Bölgede yer alan<br />

firmaların ekonomik,<br />

sosyal ve kültürel<br />

sorunlarına hızlı<br />

çözümler üretmek,<br />

daha iyi koşullarda<br />

faaliyet gösterebilmelerini<br />

sağlamak, ulusal<br />

ve uluslararası<br />

ticari ilişkilerini<br />

geliştirebilmek<br />

amacıyla projeler<br />

yürütüyor.<br />

DOSABSİAD, Bursa ekonomisinin<br />

önemli dinamikleri arasında<br />

Demirtaş Organize Sanayi<br />

Bölgesi Sanayici<br />

ve İşadamları Derneği<br />

(DOSABSİAD), 29<br />

Ocak 1987 yılında Demirtaş Sanayiciler<br />

Derneği (DSD) adıyla<br />

ve 9 kurucu üyeyle faaliyetlerine<br />

başladı. Kurucu Başkan Mustafa<br />

Karaer’in öncülüğünde bölgedeki<br />

sanayicileri ve iş adamlarını bir<br />

çatı altında toplayan DOSABSİ-<br />

AD, bugün 32 yıllık tecrübesi ve<br />

birikimiyle, Bursa ekonomisinin<br />

en önemli dinamikleri arasında<br />

yer alıyor. Üyeleri arasındaki<br />

dayanışmayı sağlayıp daha da<br />

kuvvetlendirmenin yanı sıra<br />

bölgede yer alan firmaların ekonomik,<br />

sosyal ve kültürel sorunlarına<br />

hızlı çözümler üretmek,<br />

daha iyi koşullarda faaliyet gösterebilmelerini<br />

sağlamak, ulusal<br />

ve uluslararası ticari ilişkilerini<br />

geliştirebilmek amacıyla kurulan<br />

DOSABSİAD, önemli sosyal<br />

sorumluluk projelerine de imza<br />

atıyor.<br />

Bursa’daki kamu kurumları,<br />

üniversiteler, sivil toplum kuruluşları<br />

ve özel kuruluşlarla stratejik<br />

işbirlikleri sürdüren DOSAB-<br />

SİAD, üretim ve katma değerin<br />

yanı sıra Bursa’nın sosyo-ekonomik<br />

gelişimine katkıda bulunuyor.<br />

DOSABSİAD’ın 250’yi aşkın<br />

üyesi tekstil, otomotiv, makine,<br />

hazır giyim, kimya, gıda, metal<br />

gibi sektörlerde faaliyet gösteriyor.<br />

4,5 milyar dolarlık ihracat<br />

potansiyeli olan DOSAB’daki<br />

İBRAHİM ÖZTÜRK<br />

DOSABSİAD<br />

Yönetim Kurulu Başkanı:<br />

“DOSABSİAD Teşvik ve Destek<br />

Birimi vasıtasıyla üyelerimizi<br />

ulusal ve uluslararası teşvik,<br />

fon ve hibe gibi kaynaklar<br />

hakkında bilgilendiriyor ve<br />

işletmelerinde yararlanmaları<br />

için yol gösterici oluyoruz.<br />

Oeko tex kalite sertifi kaları,<br />

test ve analiz giderleri, tasarım<br />

projeleri ve yatırım faaliyetleri<br />

gibi konularda verdiğimiz<br />

desteklerle geri kazanılmasını<br />

sağladığımız kazanç toplamda<br />

2 milyon lirayı aştı.”<br />

108


<strong>2019</strong><br />

sanayi kuruluşlarının tamamına<br />

hitap ediyor.<br />

Ev tekstilinde ikinci<br />

Ur-Ge projesini başlattı<br />

DOSABSİAD Yönetim Kurulu<br />

Başkanı İbrahim Öztürk, Ticaret<br />

Bakanlığı’nın destekleri arasında<br />

yer alan Ur-Ge<br />

projelerini bölgedeki<br />

firmalar için DOSAB<br />

Bölge Müdürlüğü ile<br />

uygulamaya geçirdiklerini<br />

söylüyor. Ev<br />

tekstili, otomotiv ve<br />

yan sanayi sektörleri<br />

için kümelenme projeleri<br />

yürüttüklerini<br />

belirten Öztürk, “Bakanlığın<br />

verdiği yüzde<br />

75 oranındaki desteklerden bölge<br />

firmalarının faydalanmasını<br />

hedefliyoruz. Birinci ev tekstili<br />

Ur-Ge projemizi tamamladık.<br />

İkinci projeye de başladık. Proje<br />

kapsamında yapılan tüm faaliyetlerin<br />

prefinansmanı DOSAB<br />

Bölge Müdürlüğü tarafından<br />

finanse ediliyor. Ur-Ge projelerinde<br />

destek kapsamında yapılan<br />

faaliyetlerde harcanan bütçe<br />

miktarı yaklaşık 2 milyon 500 bin<br />

dolar olup, 1 milyon 875 bin doları<br />

Ticaret Bakanlığı tarafından<br />

DOSABSİAD’ın<br />

ortalama<br />

üye sayısı:<br />

250<br />

desteklendi. Bakanlığın proje<br />

başına verdiği destek miktarı 3<br />

milyon dolar” diyor.<br />

“Üyelerimizi destekler<br />

hakkında bilgilendiriyoruz”<br />

Öztürk, diğer yandan üyelerini<br />

DOSABSİAD Teşvik ve Destek<br />

Birimi vasıtasıyla<br />

ulusal ve uluslararası<br />

teşvik, fon ve hibe gibi<br />

kaynaklar hakkında<br />

bilgilendirdiklerini ve<br />

işletmelerinde yararlanmaları<br />

için yol<br />

gösterici olduklarını<br />

anlatıyor. Öztürk,<br />

“Bölgemizdeki firmalara<br />

oeko tex kalite<br />

sertifikaları,<br />

sertifika yenilemeleri,<br />

test ve analiz<br />

giderleri, tasarım projeleri<br />

ve yatırım faaliyetleri<br />

gibi konularda<br />

verdiğimiz desteklerle<br />

geri kazanılmasını<br />

sağladığımız kazanç<br />

toplamda 2 milyon<br />

lirayı aştı. Sonuçlanması<br />

ile birlikte bu<br />

rakamı 10 milyon dolara çıkaracak<br />

olan projelerimiz ise devam<br />

ediyor” ifadelerini kullanıyor.<br />

DOSABSİAD’ın<br />

kurulduğu<br />

tarih:<br />

1987<br />

Türkiye’nin en önemli<br />

üretim üslerinden<br />

DOSABSİAD’ın üye portföyünü<br />

oluşturan DOSAB hakkında<br />

bilgi veren Öztürk, 483 hektar<br />

alanda kurulu olan bölgede, 347<br />

sanayi parselinin bulunduğunu<br />

dile getiriyor. DOSAB’ın 4,5 milyar<br />

doları aşan ihracatıyla Türkiye’nin<br />

en önemli üretim üslerinden<br />

biri olduğuna işaret eden<br />

Öztürk, şunları kaydediyor:<br />

“DOSAB; üretim, ihracat ve<br />

istihdam, hatta vergi gelirleri yönüyle<br />

Bursa ve Türkiye ekonomisine<br />

önemli kazanımlar sağlıyor.<br />

Bölgemiz sanayicilerinin geçen<br />

yıl ki ihracat performansını bu<br />

yıl da göstereceğini öngörüyoruz.<br />

DOSAB’da otomotiv<br />

yan sanayi ve tekstil<br />

ağırlıklı üretim yapılıyor.<br />

Bölgemizde<br />

sektörlerinin öncü<br />

firmaları bulunuyor.<br />

Diğer yandan organize<br />

sanayi bölgeleri<br />

üretim faaliyetlerinin<br />

belli bir disiplin içerisinde<br />

gerçekleşmesini<br />

sağlayan yapılardır.<br />

Bu da çevrenin korunmasından<br />

vergi avantajına kadar birçok<br />

imkan yaratır.”<br />

109


<strong>2019</strong><br />

Niltur, yurtiçi ve yurtdışı<br />

kültür turlarıyla büyüyor<br />

Kurulduğu günden bu yana Bursa turizmine önemli katkıları olan Niltur, umre ve hac seyahatleri<br />

alanında Türkiye’nin öncü firmaları arasında bulunuyor. Yurtiçinde tarihi, doğal ve termal odaklı<br />

turlar düzenleyen Niltur, yurtdışında da Osmanlı ve İslam eserlerinin bulunduğu ülke ve şehirleri<br />

takvimine alıyor.<br />

Niltur’un turizm ve seyahat<br />

sektörüne girişi<br />

1990 yılına uzanıyor. O<br />

yıllarda yurtiçi turlarda<br />

ve umre organizasyonlarında<br />

gönüllü rehberlik ve organizasyon<br />

sorumlulukları yapılıyor. 1994’e<br />

gelindiğinde İstanbul merkezli<br />

İspa Turizm’in Bursa şubesini<br />

açıyor. 2003’te Bursa’da Seyahat<br />

Rehberi Turizm A.Ş. ve Niltur<br />

Turizm kuruluyor. 2008’de ise<br />

konsolosluk işlemleri, havayolları<br />

takibi, havalimanı uğurlama ve<br />

karşılama hizmetleri için İstanbul<br />

ofisi hizmete giriyor. Niltur, bugün<br />

gelinen noktada ağırlıkla umre ve<br />

hac seyahatleri alanında hizmet<br />

veriyor. Bu konuda Türkiye’nin<br />

öncü firmaları arasında bulunuyor.<br />

Bursa kalkışlı yurt içi ve dışı turlar<br />

düzenliyor. Yurtiçinde tarihi, doğal<br />

ve termal odaklı turlar düzenleyen<br />

Niltur, yurtdışında da Osmanlı ve<br />

İslam eserlerinin bulunduğu ülke<br />

ve şehirleri tur takvimine alıyor.<br />

Mekke, Medine ve Cidde’de temsilcilikleri<br />

bulunan Niltur; Üsküp,<br />

Saraybosna, Dubai, Kudüs, Özbekistan,<br />

Hindistan, İspanya, Fas,<br />

İtalya, Paris, İsveç ve Malezya’da<br />

yerel seyahat acenteleriyle çalışıyor.<br />

Niltur, ulusal satışları sebebiyle<br />

her yıl Türk Hava Yolları tarafından<br />

ödüllendiriliyor.<br />

Bursa ve Türkiye’de<br />

şubeleşmeye odaklandı<br />

Niltur Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Erol Bodur, “Son dönemde odağımıza<br />

Bursa ve Türkiye’de şubeleşmeyi<br />

aldık. Bu yıl önemli portföye<br />

sahip olduğumuz İnegöl’de şube<br />

açtık. Bunun devamı da gelecek.<br />

Şirketimizi kurarken belirlediğimiz<br />

kalite politikamızı taviz vermeden<br />

uygulama gayretindeyiz.<br />

Bugün Niltur’u farklı kılan özelliklerden<br />

biri hizmet çeşitliliğidir. Bir<br />

turizm marketi gibi düşünebilirsiniz.<br />

Seyahat severlere ve portföyümüze<br />

turizmin tüm alanlarında<br />

EROL BODUR<br />

Niltur Yönetim Kurulu Başkanı:<br />

“Turizmciler olarak elimizi taşın altına<br />

koyup işletmelerimizi sürekli gelişen ve<br />

yeni destinasyonları takip eden dinamik<br />

bir yapıya kavuşturmalıyız.”<br />

110


<strong>2019</strong><br />

hizmet verebiliyoruz” diyor. Uzun<br />

yıllar Bursa’dan direkt kalkışlı yurtiçi<br />

kültür ve yurtdışı tur seçeneklerinin<br />

kısıtlı olduğuna değinen<br />

Bodur, şunları kaydediyor:<br />

“İstanbul’daki gruplarla birleşiyor<br />

ya da İzmit, Ankara gibi yol<br />

üzerinde gruplara katılmak mecburiyetinde<br />

kalınıyordu. Bu büyük<br />

bir zorluktu. Turları Bursa kalkışlı<br />

yaparak bu zorlukları geride bıraktık.<br />

Diğer yandan özenle seçilmiş<br />

kaliteli otellerde konaklanan tur<br />

programlarını önemsiyoruz. Bölgemizin<br />

en iyi rehberleriyle çalışıyoruz.<br />

Rehberlerimiz turun başından<br />

sonuna kadar gruplarımızla bir<br />

arada oluyor. GAP ve Karedeniz<br />

gibi uzun mesafeli turlarımızı<br />

uçakla gidiş-otobüsle<br />

dönüş ya da uçakla<br />

gidiş-dönüş şeklinde<br />

organize edip seyahati<br />

kolaylaştırıyor ve keyifli<br />

hale getiriyoruz.”<br />

Program içeriklerine<br />

yeni şehirler ekledi<br />

Niltur açısından<br />

2018 yılı Türkiye’nin turizm<br />

hedeflerine uygun<br />

olarak yükselişle geçti. Yurtiçi kültür<br />

turlarında yüzde 100 oranında<br />

büyüdü. Tur destinasyonlarına<br />

ilaveler yaptı. Program içeriklerine<br />

müşterilerin talebi doğrultusunda<br />

yeni şehirler ekledi. Uçaklı Doğu<br />

Karadeniz turları, Artvin, Machael,<br />

Borçka, Erzurum ilave edildi.<br />

GAP turlarında Diyarbakır ve<br />

2018 yılı<br />

yurtiçi turlarında<br />

büyüme oranı:<br />

%100<br />

Adıyaman’ı görme imkanı sağladı.<br />

Yurtdışında Hindistan, Özbekistan<br />

ve Malezya programa alındı.<br />

Bu yıl yurtiçi turlarda yüzde 50’lik<br />

büyüme öngören Niltur, bu doğrultuda<br />

otel ve uçak rezervasyonlarını<br />

hazırladı. Döviz kurunun<br />

yatay seyriyle yurtdışı turlarında<br />

da büyüme hedefleyen Niltur,<br />

kandil ve ramazan turlarıyla umre<br />

seyahatlerinde de önemli bir çıkış<br />

bekliyor.<br />

Doğu Ekspresi turları<br />

büyük talep alıyor<br />

Niltur’un yurtiçinde Karadeniz<br />

ve yaylalar, Doğu Karadeniz, GAP,<br />

otobüslü Konya ve Hz. Mevlana,<br />

Kapadokya, Batı Karadeniz,<br />

Söğüt-Bilecik ve Çanakkale-Edirne<br />

turları<br />

bulunuyor. Afyon,<br />

Balıkesir, Kütahya ve<br />

Bolu’ya termal turlar<br />

düzenliyor. Bu turlarda<br />

termal otel hizmetinin<br />

yanı sıra şehrin tarihi<br />

ve doğal güzelliklerini<br />

içeren bir kültür turunu<br />

misafirlerine hediye<br />

gediyor. Ayrıca Doğu<br />

Ekspresi ile Kars-Erzurum turları<br />

çok talep görüyor. ‘Bu Dünya Bizim<br />

memleket’ mottosuyla yurtdışı<br />

turları yapan Niltur, Osmanlı ve<br />

İslam eserinin bulunduğu bölgeleri<br />

odağına alıyor. Ayrıca doğal ve<br />

tarihi güzelliklere sahip, eski medeniyetlerin<br />

yaşadığı antik şehirler<br />

de seyahat planlarında bulunuyor.<br />

“Dünya şehirleriyle misafirlerimiz<br />

arasında önemli bir köprü olduğumuzu<br />

düşünüyorum. Ömrümüz<br />

oldukça da bunu hizmet aşkıyla<br />

yapmaya devam edeceğiz” diyen<br />

Bodur, şunları kaydediyor:<br />

“Çok tercih edilen Büyük Balkan<br />

Turları, Fas, İspanya-Endülüs,<br />

Hindistan, Özbekistan, Kudüs<br />

ve Mescid-i Aksa, Dubai, Malezya-Singapur,<br />

İran, Benelüks-Paris<br />

sürekli tur düzenlediğimiz destinasyonlar.<br />

Misafirlerimizle yaptığımız<br />

anketlere bağlı olarak yeni<br />

programları tur takvimimize ilave<br />

ediyoruz. Tur takvimimiz belli<br />

aralıklarla güncelleniyor.” Sektör<br />

sorunlarına da değinen Bodur,<br />

bunların başında damping fiyatların<br />

geldiğini sözlerine ekliyor.<br />

111


<strong>2019</strong><br />

Durak Muhallebicisi, yenilenen<br />

yüzüyle İzmir Yolu’nda<br />

Süt ürünlerinde 50 yıllık köklü geçmişe sahip olan Durak<br />

Muhallebicisi, 14 yıldır faaliyet gösterdiği İzmir Yolu şubesini<br />

yenileme çalışmasıyla daha modern hale getirirken, şube<br />

sayısını artırmayı gündemine aldı. Bir yandan da ürün<br />

geliştirme çalışmaları yapan Durak Muhallebicisi; lezzet,<br />

makul fiyat ve ürün kalitesiyle iddialı…<br />

Geçimini tarım ve hayvancılıkla<br />

sürdüren<br />

Çekirge Mahallesi’nin<br />

sütçüsü İbrahim Yurtoğlu’nun<br />

1969 yılında henüz<br />

çocuk yaştaki üç oğluyla atıldığı<br />

tatlı maceranın adı Durak Muhallebicisi...<br />

Osmanlı-Rus Savaşı<br />

ve işgal nedeniyle Bursa’nın<br />

Odunluk köyüne göç eden, tarım<br />

ve hayvancılıkla geçinen İsmail<br />

Çavuş’un oğullarından İbrahim<br />

Yurtoğlu önceleri hayvancılıkla<br />

uğraşıyor ve süt satıyordu. Geçirdiği<br />

bir kaza sonrasında atını ve<br />

arabasını yitiren İbrahim Yurtoğlu<br />

bir dükkân açmaya karar<br />

verdi ve Çekirge Meydanı’nda<br />

ilk Durak Muhallebicisi’ni 1969<br />

yılında faaliyete geçirdi. 50 yıllık<br />

köklü bir geçmişe sahip olan Durak<br />

Muhallebicisi, bugün üçüncü<br />

kuşak Emir, İsmail ve Kübra Yurtoğlu<br />

tarafından yönetiliyor. 1993<br />

yılından bu yana sütün yanında<br />

eti de işliyor. İmalathane dahil<br />

üç şubede 70 kişi istihdam ediyor.<br />

Durak Muhallebicisi Şirket<br />

Müdürü Emir Yurtoğlu, “50 yıldır<br />

Bursalılardan tam not alarak<br />

EMİR YURTOĞLU<br />

Durak Muhallebicisi Şirket Müdürü:<br />

“50 yıldır Bursalılardan tam not alarak<br />

hizmet vermeye devam ediyoruz. Lezzetimize,<br />

makul fi yatımıza, ürün kalitemize ve<br />

samimiyetimize güveniyorlar.”<br />

112


<strong>2019</strong><br />

hizmet vermeye devam ediyoruz.<br />

Müşterilerimiz lezzetimize, makul<br />

fiyatımıza, ürün<br />

kalitemize ve samimiyetimize<br />

güveniyor”<br />

diyor.<br />

Yurtoğlu, bugün<br />

gelinen noktada bir<br />

imalathane, İzmir<br />

Yolu ve Çekirge olmak<br />

üzere iki şubeyle<br />

hizmet verdiklerini<br />

söylüyor. Yeni şube<br />

açmak yerine 14 yıldır<br />

faaliyet gösterdikleri<br />

İzmir Yolu şubelerini<br />

geçen yıl daha modern hale<br />

getirme kararı aldıklarını belirten<br />

Yurtoğlu, “2018 sonunda başladığımız<br />

yenileme çalışmasını bu yıl<br />

tamamladık. Atıl olan bölümleri<br />

kullanılır hale getirdik, oyun parkı<br />

kurduk, rahat oturma alanları<br />

oluşturduk. Genç jenerasyonun<br />

ihtiyaçlarını daha da çok karşılayabilecekleri<br />

bir mekan haline<br />

getirdik” şeklinde konuşuyor. Ayrıca<br />

Ramazan ayında<br />

tüm hazırlıklarını<br />

tamamlamış olacaklarını<br />

ve halihazırda<br />

yenilenen ürünleri<br />

olmasıyla birlikte<br />

daha da geliştirmeyi<br />

amaçladıklarını vurguluyor.<br />

Durak<br />

Muhallebicisi’nin<br />

kurulduğu<br />

tarih:<br />

1969<br />

Firmanın<br />

toplam<br />

istihdamı:<br />

70<br />

Şube sayısını<br />

arttırmayı planlıyor<br />

Emir Yurtoğlu, 2020 yılı itibariyle<br />

ülke ekonomisinin daha<br />

da iyi olacağını düşünerek, iki<br />

yıl sonrası için yeni şube planları<br />

olduğunun bilgisini veriyor.<br />

“2018 yılı <strong>2019</strong>’un habercisiydi.<br />

Krizi fırsata çevirmeyi<br />

düşündük ve<br />

İzmir Yolu şubemizin<br />

yenilenmesi gibi zor<br />

ve maliyeti bir plan<br />

yaptık. Üstesinden<br />

de geldik” ifadelerini<br />

kullanan Yurtoğlu,<br />

<strong>2019</strong> yılında büyümenin<br />

kısıtlı olacağını<br />

tahmin ettiklerinden<br />

2020-2021 yılları için<br />

planlama yaptıklarını<br />

söylüyor.<br />

Izgara ürünleriyle de<br />

damak tadına hitap ediyor<br />

İzmir Yolu şubelerinin 2005,<br />

Çekirge şubelerinin de 2007 yılından<br />

bu yana ızgara ürünleriyle<br />

de müşterilerinin damak tadına<br />

hitap ettiğini dile getiren Yurtoğlu,<br />

“İşinin ehli ustalarımızın<br />

ellerinden bize özel kestirdiğimiz<br />

hayvanların belirli bölümlerini<br />

kullanarak, lezzet farkımızı<br />

ortaya koyuyoruz.<br />

Muhallebicilikte<br />

kahvaltıda kullanılan<br />

ürünler önemlidir. Bu<br />

yiyeceklerimizi damak<br />

tadına önem vererek<br />

hazırlıyoruz. Durak<br />

Muhallebicisi olarak<br />

fazla çeşit yerine damak<br />

tadına ve kaliteye<br />

odaklanıyoruz”<br />

vurgusu yapıyor. Yurtoğlu, Durak<br />

Muhallebicisi olarak Örnek İşyeri<br />

Belgesi’ne sahip olduklarına da<br />

dikkat çekiyor.<br />

“Maliyetten önce insan<br />

sağlığını düşünüyoruz”<br />

Sektör sorunlarına değinen<br />

Yurtoğlu, kalifiye eleman yetersizliğinin<br />

bunların başında geldiğini<br />

ifade ediyor. “Diğer yandan<br />

rekabet koşulları adil değil. Firmaların<br />

kullanılan malzemenin<br />

kalitesine dikkat etmeden fiyat<br />

düşürmesi sektörü kötü etkiliyor”<br />

diyen Yurtoğlu, “Durak Muhallebicisi<br />

olarak en büyük özelliğimiz<br />

insanların evlerinde kullandığı<br />

ürünleri üretimde kullanmamızdır.<br />

Hiçbir ürünümüze tatlandırıcı,<br />

kıvam verici, renklendirici<br />

gibi katkı maddesi koymuyoruz.<br />

80’li yıllarda rahatça bulabildiğimiz<br />

gıdaları, bugün endüstriyel<br />

olmalarına rağmen doğal üretim<br />

yaptığına emin olduğumuz firmalardan,<br />

daha yüksek fiyat ödeyerek<br />

alıyoruz. Çünkü işletmemiz<br />

için maliyetten önce insan sağlığı<br />

geliyor” ifadelerini kullanıyor.<br />

114


<strong>2019</strong><br />

Prestige Mensucat, dünya<br />

markaları arasında yerini aldı<br />

Döşemelik kumaş üreminde sektör öncüleri arasında yer alan<br />

Prestige Mensucat, özellikle son beş yıldır dünya markaları<br />

tarafından tercih ediliyor. Ağırlıklı Avrupa ve Amerika’ya ihracat<br />

yapıyor. Diğer yandan Turquality için çalışmalar yürüten Prestige,<br />

bu yılın sonuna kadar Bakanlık onaylı Ar-Ge merkezi olmayı<br />

planlıyor.<br />

Kökleri 1950’li yıllara<br />

uzanan Yaşarlar Şirketler<br />

Grubu, bugün<br />

tekstil, turizm<br />

ve tarım sektörlerinde faaliyet<br />

gösteriyor. Bünyesinde Prestige<br />

Mensucat, Yaşar Turizm, Giptaş,<br />

Yaşarlar Seracılık, Batuser<br />

Turizm ve Prestige Dış Ticaret<br />

olmak üzere 6 şirketi ve 1200<br />

çalışanı bulunuyor. Bu şirketler<br />

arasında ön plana çıkan döşemelik<br />

kumaş üreticisi Prestige Mensucat,<br />

sanayi duayeni merhum<br />

Ahmet Yaşar tarafından 1994<br />

yılında kuruldu. Ahmet Yaşar’ın<br />

2018 yılında vefatının ardından<br />

bugün üçüncü kuşağın yönetiminde<br />

üretime devam ediyor.<br />

Prestige Mensucat, kalite hizmetleri<br />

ve yenilikçi fikir anlayışı<br />

ile yurt içi ve dışında sektörünün<br />

önde gelen firmaları arasında<br />

yer alıyor. Fabrikasında bulunan<br />

32 jakarlı tezgah, büküm, iplik<br />

boya, kumaş boya ve apresi ile<br />

entegre bir tesis olmakla birlikte<br />

yıllık 1 milyon 400 bin metre kumaş<br />

üretim kapasitesine sahip.<br />

2007 itibariyle kadife üretimine<br />

başlayan Prestige, 15 adet Van<br />

de Wiele marka dokuma tezga-<br />

BÜLENT YAŞAR<br />

Prestige Mensucat Yönetim Kurulu Başkanı:<br />

“Ar-Ge’ye ve teknoloji yatırımlarına önem<br />

veriyoruz. Cironun yüzde 5’ini bu yöndeki<br />

yatırımlara ayırıyoruz.”<br />

116


<strong>2019</strong><br />

hıyla, yılda 700 bin<br />

metre kadife kumaş<br />

üretiyor.<br />

Her yıl üç ana<br />

koleksiyon hazırlıyor<br />

Üretimin ve yönetimin<br />

bilgisayar<br />

kontrolünde yapıldığı<br />

Prestige Mensucat’ta<br />

desen departmanı,<br />

dünya trendlerini ve renk<br />

seçeneklerini takip ederek, her<br />

yıl üç adet ana koleksiyon hazırlıyor.<br />

Müşteri memnuniyetini<br />

temel prensip edinen Prestige,<br />

proje bazlı veya müşteri odaklı<br />

çalışıyor. Dünyanın<br />

en prestijli makine<br />

markaları ile oluşturulan<br />

entegre tesis,<br />

dokumadan iplik<br />

kumaş boyaya ve her<br />

türlü finish işlemine<br />

kadar geniş bir yelpazeye<br />

sahip. İstihdam<br />

sayısı ise 125…<br />

Prestige’nin<br />

yıllık kumaş<br />

üretim kapasitesi:<br />

1.400.000 metre<br />

Giptaş’ın yıllık<br />

gipe iplik<br />

üretim kapasitesi:<br />

7.200 ton<br />

Mevcut pazarlarda<br />

büyümeye odaklandı<br />

Özellikle son beş yıldır dünya<br />

markaları tarafından tercih<br />

edildiklerini söyleyen Prestige<br />

Mensucat Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Bülent Yaşar, “Eskiden<br />

Ortadoğu pazarına hitap ediyorduk.<br />

Daha sonra<br />

Avrupa’ya hitabeden<br />

desenler geliştirdik.<br />

Bazı ülkelere ürünlerimizi<br />

Prestige markası<br />

ile pazarlıyoruz.<br />

Örneğin İran bu ülkelerden<br />

biridir” diyor.<br />

Şu an ağırlıklı Avrupa<br />

ve Amerika’ya ihracat<br />

yapan Prestige,<br />

bu pazarlardan daha çok pay<br />

almayı hedefliyor. Almanya ve<br />

İngiltere, Avrupa’da öne çıktığı<br />

pazarlar arasında yer alıyor.<br />

Diğer yandan döşemelik kumaşın<br />

katma değeri yüksek bir ürün<br />

olduğuna işaret eden<br />

Yaşar, “Geçmişten<br />

beri bu böyleydi.<br />

Şimdi Türkiye’de<br />

50 tane mobilyacı<br />

varsa 49’u Prestige<br />

markasını bilir. Bu<br />

yüzden yaptığımız<br />

işin kaliteli olmasına<br />

özen gösteriyoruz.<br />

Genelde iç piyasada<br />

isim yapmış üreticilere<br />

mal veriyoruz” ifadelerini<br />

kullanıyor.<br />

Ar-Ge merkezi kurmak<br />

için hazırlıklara başladı<br />

Yaşar, Ar-Ge faaliyetlerine ve<br />

teknoloji yatırımlarına önem verdiklerinin<br />

altını çizerek, Prestige<br />

Mensucat olarak bugün gelinen<br />

noktada cironun yüzde 5’ini bu<br />

yöndeki yatırımlara ayırdıklarını<br />

vurguluyor. Yaşar, “Turquality<br />

çalışması için harekete geçtik.<br />

Ayrıca bu yılın sonuna kadar<br />

Bakanlık onaylı Ar-Ge merkezi<br />

olmayı planlıyoruz” şeklinde<br />

konuşuyor.<br />

118


<strong>2019</strong><br />

Yeşilova Holding, son 5 yılda<br />

ihracatını 5’e katladı<br />

Bugün çoğunluğu Avrupa’da olmak üzere 37 ülkeye ihracat<br />

yapan Yeşilova Holding, son 5 yıl içerisinde, ihracat oranını 5’e<br />

katladı. Yeşilova Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı<br />

Yalçın Yeşilova, Avrupa’dan gelen talebin arttığını belirterek,<br />

“Bu yıl tüm grup ciromuzun yüzde 50-55 bandı döviz cinsinden<br />

olacak” diyor.<br />

Ağırlıklı alüminyum ve<br />

alüminyum ile paralel<br />

ürünler konusunda<br />

üretim yapan Yeşilova<br />

Holding grup şirketleri bünyesinde<br />

Can Alüminyum, Canel Otomotiv,<br />

Cansan Alüminyum, Can Metal,<br />

Canray Ulaşım, Yeşilova Ar-Ge<br />

Merkezi gibi birbirine entegre<br />

olmuş şirketler bulunuyor. Yeşilova<br />

ayrıca Bursa’nın ilk ve tek LEED<br />

sertifikalı oteli Holiday Inn Bursa<br />

City Centre’da, turizm sektörüne<br />

yönelik çalışmalar yürütüyor.<br />

Türkiye’nin yanı sıra Almanya’daki<br />

girişimi Cansan GmbH, başta<br />

otomotiv sektörü olmak üzere solar<br />

enerji sistemleri, raylı sistemler,<br />

makine endüstrisi, inşaat gibi birçok<br />

farklı sektör için hizmet veriyor.<br />

Rusya’daki yatırımı CMTG Otomotiv’de<br />

de Rus ticari taşıt pazarına<br />

otobüs cam çerçeveleri ve bagaj<br />

rafları üretiyor. Yeşilova Holding<br />

Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı<br />

Yalçın Yeşilova, “Yeşilova markasının<br />

her yeni girişimi aslında bizim<br />

için mihenk taşı oldu. Çünkü her<br />

adımda hem sektörel bilgi olarak<br />

güçlü bir vizyon kazandık hem de<br />

istihdam sayımızla ülkemize olan<br />

katkımızı artırdık. O yüzden Can<br />

Alüminyum’dan Cansan Gmbh’a<br />

kadar geçen zamanda her aldığımız<br />

karar ve yatırım önemli bir yer<br />

sahibi bizim için” diyor. Yeşilova<br />

Holding’in ağırlıklı olarak alüminyum<br />

üzerine yoğunlaşan 9 şirketiyle<br />

bugün otomobil endüstrisinden<br />

raylı sistemlere, alüminyum profil<br />

çözümlerinden döküme kadar aynı<br />

hammaddeyi farklı şekilleriyle işleyen<br />

ve pazarlayan şirket olduğunu<br />

belirten Yeşilova, “Açıkçası bugünün<br />

dünyasında tek başına hareket<br />

ederek başarı yakalayabilmenin<br />

çok kolay olmadığını düşünüyorum.<br />

Bu nedenle dünya ile rekabette,<br />

YALÇIN YEŞİLOVA<br />

Yeşilova Holding Yönetim Kurulu<br />

Başkan Yardımcısı:<br />

“Türkiye’de faaliyet gösterdiğimiz alanda<br />

ihracatını en hızlı artıran şirketlerden biri<br />

olduğumuza inanıyorum.”<br />

120


<strong>2019</strong><br />

kendi içimizdeki birliktelikten güç<br />

alarak hareket edelim diye çalışma<br />

arkadaşlarımızla yaptığımız değerlendirmeler<br />

sonucunda da mottomuzu<br />

‘İş Birliği & Sinerji’ olarak<br />

belirledik” vurgusunu yapıyor.<br />

“Alanımızda ihracatını en hızlı<br />

artıran şirketlerden biriyiz”<br />

Son 10 yıldır çok planlı bir gelişim<br />

dönemi geçirdiklerinin bilgisini<br />

veren Yeşilova, kurumsallık<br />

anlamında çok<br />

ciddi yol aldıklarını<br />

aktarıyor. “Planlı ve<br />

programlı bir yolculuğumuz<br />

var ve bu planların<br />

büyük bölümü<br />

de sayısal büyümeden<br />

çok niteliksel anlamda<br />

büyümeye odaklanma<br />

yönünde oluyor” diyen<br />

Yeşilova, şöyle devam<br />

ediyor:<br />

“Yılsonunda baktığımızda bu<br />

büyümeyi hem müşteri memnuniyetlerinin<br />

artışında hem de istihdam<br />

oranı ve yatırımlarımızda net<br />

biçimde görüyoruz. Sayısal açıdan<br />

bakarsak da tüm grup şirketlerimiz<br />

geçtiğimiz son 5 yıl içerisinde<br />

ihracat oranını 5 katı artırma başarısını<br />

gösterdi. Türkiye’de faaliyet<br />

gösterdiğimiz alanda ihracatını en<br />

hızlı artıran şirketlerden biri olduğumuza<br />

inanıyorum. Bu konudaki<br />

farkındalığımız, adaptasyonumuz<br />

her geçen gün gelişim gösteriyor.”<br />

“Avrupa’dan daha fazla<br />

talep alır hale geldik”<br />

Gelinen noktada bu yıl için<br />

tüm grup cirosunun yüzde 50-55<br />

Yeşilova Holding<br />

bünyesindeki<br />

şirket sayısı:<br />

9<br />

bandının döviz cinsinden olacağını<br />

söyleyen Yeşilova, hizmet verdikleri<br />

sektörlerde alüminyuma olan<br />

talep Avrupa’da olduğu için uzun<br />

yıllardır bu bölgelerle yoğun ilişkiler<br />

geliştirdiklerini belirtiyor. “Son<br />

dönemde yaptığımız teknolojik yatırımlarımız,<br />

mühendislik gücümüz<br />

ve yıllar içinde oluşturduğumuz<br />

bilgi birikimimiz sayesinde o bölgelerden<br />

daha fazla talep alır hale<br />

geldik” diyen Yeşilova,<br />

“İhracat rotamızı da<br />

bu gidişat belirledi<br />

diyebiliriz. Bugün<br />

grup olarak çoğunluğu<br />

Avrupa’da olmak<br />

üzere 37 ülkeye ihracat<br />

yapıyoruz. Mercedes,<br />

Volkswagen, Ford,<br />

Fiat gibi otomotiv ana<br />

sanayiine alüminyumdan<br />

güvenlik parçaları,<br />

yapısal parçalar ve görsel aksesuar<br />

parçaları tedarik ediyoruz. Alüminyum<br />

profil ve döküm parçalarımızın<br />

ihracatı Almanya’da kurmuş<br />

olduğumuz satış ve pazarlama<br />

şirketi üzerinden Avrupa’nın her bir<br />

yanına dağıtılıyor. Raylı sistemlere<br />

yönelik ürünlerimizin yine tamamı<br />

Avrupa’ya ihraç ediliyor” bilgisini<br />

veriyor.<br />

Ar-Ge faaliyetlerinin odağında<br />

yeni ürünler ve teknolojiler var<br />

“Bugüne kadar ağırlıklı olarak<br />

otomotiv sektörü ve raylı sistemler<br />

endüstrisi üzerine yaptığımız Ar-<br />

Ge ve inovasyon çalışmalarımıza<br />

ek ürün ve teknoloji yol haritamız<br />

çerçevesinde farklı endüstriler için<br />

araştırmalarımıza başlamış bulunuyoruz.<br />

Ar-Ge çalışmalarımızı<br />

özellikle holding şirketlerine yeni<br />

ürünler ve yeni teknolojiler kazandırma<br />

odağında gerçekleştiriyoruz”<br />

diyen Yeşilova, şunları kaydediyor:<br />

“Genel anlamda çalışmalarımız<br />

da şirketlerimizde üretilmemiş<br />

olan ürünler noktasında; yeni ürün<br />

geliştirme çalışmaları, bu ürünlerin<br />

sanal ve fiziksel doğrulama çalışmaları,<br />

prototiplerinin geliştirilmesi,<br />

ardından ilgili şirketlere devredilerek,<br />

o şirketler tarafından ticarileştirilmesini<br />

içeriyor. Bu kısım daha<br />

çok Ar-Ge içerisinde ürün geliştirme<br />

tarafını oluşturmaktadır. Global<br />

trendleri yakinen takip ederek<br />

yenilikçi projelerimizi belirliyoruz.<br />

Alüminyum malzeme odaklı geliştirme<br />

konusunda ise malzemenin<br />

Ar-Ge malzeme laboratuvarında<br />

doğrulanması ve geliştirilmiş malzeme<br />

çalışmalarının yeni ürünlere<br />

entegre edilmesiyle ilgili faaliyetlerimiz<br />

mevcut. Diğer yandan Ar-Ge<br />

merkezi içerisinde devlet tarafından<br />

teşvik verilen ulusal TÜBİTAK<br />

projelerimiz de var. Bunlar da genel<br />

anlamda yeni ürünlere ve proseslere<br />

yönelik çalışmalar. Özellikle son<br />

dönemde alüminyum ile farklı malzemelerin<br />

birleştirme teknolojileri<br />

özelinde araştırma ve çalışmalarımız<br />

mevcut.” Diğer yandan Avrupa<br />

Birliği gibi uluslararası projelerle ilgili<br />

de girişimleri olduğuna değinen<br />

Yeşilova, bu alanda özellikle son<br />

bir yılda girişimlerini ciddi oranda<br />

artırdıklarını sözlerine ekliyor.<br />

121


<strong>2019</strong><br />

BYB Etiket, teknolojik altyapısını<br />

yatırımlarla güçlendiriyor<br />

Son 6 yılda gerek bina gerekse mevcut altyapının teknolojik yenilenmesi noktasında ciddi yatırımlara<br />

imza attıklarını söyleyen BYB Etiket ikinci kuşak yöneticisi Evren Dağdeviren, “Türkiye’nin önemli bir<br />

markası olduk ama bununla yetinmemiz söz konusu değil. Maksimum müşteri memnuniyetini hedef alarak<br />

büyümeye devam ediyoruz” diyor.<br />

BYB Etiket, 1988 yılında<br />

Bursa’nın ilk rulo etiket<br />

üreten firması olarak<br />

kuruldu. İlk dönemlerinde<br />

ağırlıklı tekstil ve otomotiv<br />

yan sanayisine yönelik çalıştı ve<br />

yatırımlarını buna göre şekillendirdi.<br />

2002’de aldığı karar doğrultusunda<br />

tekstil ve otomotive<br />

ilave olarak başta gıda sektörü<br />

olmak üzere deterjan, kozmetik<br />

ve kimya sanayi gibi tüketimi hızlı<br />

olan alanlara da üretim yapabilmek<br />

amacıyla yatırımlara yöneldi.<br />

BYB Etiket, bugün gelinen<br />

noktada rulo olarak yapışkanlı<br />

ve yapışkansız her türlü etiket<br />

üretimi yapıyor. Yaptığı teknolojik<br />

yatırımlar sayesinde bütün ünitelerinde<br />

UV baskı uygulayabilecek<br />

kapasiteye ulaşan BYB Etiket,<br />

bobinden bobine 8 renge kadar<br />

baskılı ve baskısız her türlü kendinden<br />

yapışkanlı etiket üretebiliyor.<br />

2018 yılını üretim ve ciro<br />

anlamında artıda kapattı<br />

BYB Etiket ikinci kuşak yöneticisi<br />

Evren Dağdeviren, “Günümüzde<br />

üretim yapan her firmanın<br />

ürünlerini tanıtabilmesi ve sevk<br />

edebilmesi için etikete ihtiyacı<br />

var. Dolayısıyla sektör ayırmaksızın<br />

üretim yapan her firma<br />

potansiyel müşterimiz konumunda”<br />

diyor. Aylık ortalama 500 bin<br />

metrekare etiket ürettiklerinin<br />

EVREN DAĞDEVİREN<br />

BYB Etiket<br />

ikinci kuşak yöneticisi<br />

“Baskı adedine bağlı olarak<br />

üretim yapabilen çok sayıda makinemiz<br />

var. Dolayısı ile her traja<br />

uygun, yapışkanlı ve yapışkansız<br />

rulo etiket üretebiliyoruz. Şu an<br />

için ihracat dahil önemli markaların<br />

işlerini yapıyoruz. Kaliteye<br />

verdiğimiz önem sayesinde<br />

müşterilerimizin vazgeçilmez<br />

çözüm ortaklarından olduk.<br />

Türkiye’nin dört bir yanına etiket<br />

üretiyoruz. Bununla birlikte ihracatımız<br />

da devam ediyor.”<br />

122


<strong>2019</strong><br />

bilgisini veren Dağdeviren,<br />

2018’in özellikle<br />

son iki çeyreğinin ekonomi<br />

açısından çok iyi<br />

geçmese de firmalarının<br />

bir önceki yıla göre<br />

ciro ve üretim miktarı<br />

olarak yılı artıda kapattığını<br />

vurguluyor.<br />

Dağdeviren, “Baskı<br />

adedine bağlı olarak<br />

üretim yapabilen çok sayıda makinemiz<br />

var. Dolayısı ile her traja<br />

uygun, yapışkanlı ve yapışkansız<br />

rulo etiket üretebiliyoruz. Şu an<br />

için ihracat dahil önemli markaların<br />

işlerini yapıyoruz. Kaliteye<br />

verdiğimiz önem sayesinde müşterilerimizin<br />

vazgeçilmez çözüm<br />

ortaklarından olduk” diyor.<br />

Altyapısını teknolojik<br />

yatırımlarla güçlendiriyor<br />

Her üretim yapan firmada olduğu<br />

gibi ilk hedeflerinin müşterilerine<br />

daha iyi ve kaliteli hizmet<br />

verebilmek için yatırımlarına<br />

devam etmek olduğunu söyleyen<br />

Dağdeviren, son 6 yılda gerek<br />

bina gerekse mevcut altyapının<br />

Firmanın<br />

kurulduğu tarih:<br />

1988<br />

teknolojik yenilenmesi<br />

noktasında ciddi yatırımlara<br />

imza attıklarını,<br />

bununla birlikte<br />

gıda, kozmetik ve deterjan<br />

sektörlerindeki<br />

iddialarını güçlendirdiklerini<br />

vurguluyor.<br />

Dağdeviren, “Yurtiçinde<br />

Türkiye’nin dört bir<br />

yanına etiket üretiyoruz.<br />

Bununla beraber ihracatımız<br />

devam ediyor. Özellikle<br />

gıda sektöründeki<br />

markalardan ciddi<br />

talep alıyoruz. Sınırsız<br />

iş hacmiyle yılın 12 ayı<br />

durmadan çalışıyoruz.<br />

Türkiye’nin önemli bir<br />

markası olduk ama<br />

bununla yetinmemiz<br />

söz konusu değil. 2<br />

bin metrekare alanda<br />

maksimum müşteri<br />

memnuniyetini hedef alarak büyümeye<br />

devam ediyoruz. Çağımızın<br />

getirdiği teknik imkanlar<br />

ve işinde uzman personelimizle,<br />

müşterilerimizin istek ve ihtiyaçlarına<br />

bağlı olarak çok farklı<br />

BYB Etiket’in aylık<br />

ortalama üretimi:<br />

500 bin m 2<br />

ürün taleplerine cevap veriyoruz”<br />

ifadelerini kullanıyor.<br />

Dağdeviren, etiketin ürünün<br />

kimliği olduğunu, gelişmiş ülkelerde<br />

tek bir bisküvinin, küçük bir<br />

çikolatanın bile ambalajlandığını<br />

anlatıyor. “Bu ülkelerde ambalajda<br />

görselliğin raf etkisinin çok<br />

önem kazandığı bir pazar var.<br />

Türkiye’de de ambalaja giren<br />

ürün çeşidi gün geçtikçe artıyor”<br />

diyen Dağdeviren, şunları kaydediyor:<br />

“Standart ambalajlı<br />

ürünler kabuk değiştiriyor<br />

ve görsellik<br />

gittikçe önem kazanıyor.<br />

Her geçen gün<br />

ambalaja ve etikete<br />

verilen değer artıyor.<br />

Üretimin olmazsa<br />

olmaz kalemlerinden<br />

birini yapıyoruz. Etiket, firmaların<br />

bütçelerinde nokta ile gösterilecek<br />

kadar küçük bir giderdir ama<br />

hayati önem taşıyan bir üretim<br />

koludur. Etiketsiz bir ürünün satışı<br />

mümkün değil.”<br />

124


<strong>2019</strong><br />

Alpiş, Aden House’u taahhüt<br />

süresinden 6 ay önce teslim etti<br />

Seçkin konut ve işyeri projeleri üreten Alpiş İnşaat, Bursa’nın en prestijli projeleri arasında gösterilen<br />

Alpiş Aden House projesini de taahhüt süresinden 6 ay önce teslim etti. Alpiş Group Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Sertaç Karaalp, projenin 690 daire ve 2 bin metrekare ticari alana sahip olduğunu belirterek,<br />

“21 bin metrekarelik alan üzerinde 300 milyon TL maliyetle Bursa’ya kazandırdık” diyor.<br />

Alpiş Group’un projelerini<br />

taahhüt tarihinden erken<br />

teslim etme alışkanlığının<br />

artık bir gelenek<br />

haline geldiğini belirten Alpiş<br />

Group Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Sertaç Karaalp, “Bursa’nın en<br />

prestijli projeleri arasında yer alan<br />

Alpiş Aden House projesini de taahhüt<br />

süresinden 6 ay önce teslim<br />

etmiş olmanın mutluluğu içerisindeyiz”<br />

diyor. 10 Temmuz 2017<br />

tarihinde temeli atılan 690 daire ve<br />

2 bin metrekare ticari<br />

alana sahip proje ile ilgili<br />

değerlendirmelerde<br />

bulunan Karaalp, “21<br />

bin metrekarelik alan<br />

üzerinde 300 milyon<br />

TL maliyetle Bursa’ya<br />

kazandırdık. Alpiş<br />

Aden House, İstanbul<br />

Caddesi üzerinde güzel<br />

bir lokasyonda ve proje<br />

üzerinde çok çalıştık.<br />

690 dairenin her biri 15 katlı olmak<br />

üzere 8 bloktan oluşuyor. Bir kere<br />

İstanbul Caddesi üzerindeyiz. İki<br />

blok rezidans olmak üzere konumlandırdık.<br />

1 blok 1+1, 1 blok da<br />

2+1 şeklinde planlandı ve bunların<br />

altında ana cadde üzerinde 2 bin<br />

Alpiş<br />

Aden House’daki<br />

daire sayısı:<br />

690<br />

metrekare ticari alanlar mevcut.<br />

Alpiş Aden House çok nitelikli<br />

bir proje ve diğer bloklarımız da<br />

2+1, 2,5+1, 3+1, 3,5+1 şeklinde<br />

tamamlandı. Çatı dublekslerimiz<br />

ise 5,5+1 özelliğinde” şeklinde<br />

konuşuyor.<br />

Sosyal faaliyet<br />

alanlarına özen gösterildi<br />

Karaalp, projede sosyal faaliyet<br />

alanları ayırmaya da özen gösterdiklerini<br />

belirterek, “Üç ayrı kapalı<br />

yüzme havuzumuz, üç<br />

ayrı fitness salonumuz,<br />

üç ayrı saunamız ve<br />

Türk hamamımız, üç<br />

yazlık ve iki de kapalı<br />

olmak üzere çocuklar<br />

için oyun alanları ve<br />

salonları bulunuyor”<br />

ifadelerini kullanıyor.<br />

Her daireye kapalı otopark<br />

olacak şekilde iki<br />

katı otoparka ayırdıklarını<br />

ve otoparklardan dairelere<br />

direkt çıkış yapılabileceğini anlatan<br />

Karaalp, şunları kaydediyor:<br />

“Şehrin Kalbinde, Hayallerin<br />

Ötesinde sloganıyla başlattığımız<br />

21 bin metrekarelik projemizin<br />

14 bin metrekaresini yeşil alan ve<br />

peyzaj uygulamalarına ayırdık.<br />

Yani bu proje hem şehrin içerisinde,<br />

kalbinde hem de yeşil bir<br />

projedir. Alpiş Group çalışmalarına<br />

aralıksız devam edecek. Diğer<br />

yandan yeni projeler için hazırlıklar<br />

yürütüyoruz.”<br />

SERTAÇ KARAALP<br />

Alpiş Group Yönetim Kurulu Başkanı:<br />

“Alpiş Aden House, İstanbul Caddesi<br />

üzerinde güzel bir lokasyonda ve proje<br />

üzerinde çok çalıştık.”<br />

126


<strong>2019</strong><br />

MAKALE<br />

PINAR TAŞDELEN ENGİN<br />

UTİB Yönetim Kurulu Başkanı:<br />

UİB bünyesinde 1986 yılında<br />

Bursa’da kurulan UTİB’in<br />

halen 2 bin 295 üyesi bulunuyor.<br />

Almanya, ABD,<br />

İngiltere, Romanya, Fas, İspanya,<br />

Mısır, İtalya, Bulgaristan ve Hollanda<br />

başta olmak üzere dünyanın tüm<br />

kıtalarında 160’dan fazla ülke ve bölgeye<br />

ihracat gerçekleştiren UTİB,<br />

2018 sonunda, bir önceki yılın aynı<br />

dönemine göre, yüzde 7,7 artışla, 1<br />

milyar 267 milyon dolar toplam ihracat<br />

değerine ulaştı. Aynı zamanda<br />

2018 yılında UTİB’in kilogram<br />

başına ortalama ihracat<br />

değeri 8,27 dolar düzeyine<br />

yükseldi.<br />

Türk tekstil sektörü,<br />

kurulu kapasitesi ve iğ<br />

sayısı itibariyle, dünyada<br />

6’ncı, rotor sayısında ise<br />

4’üncü sırada bulunuyor.<br />

Türkiye, Avrupa kıtasının<br />

en büyük tekstil üreticisi<br />

ülkesi konumunda yer alıyor. Bunun<br />

yanı sıra ülkemiz dünyada 7’nci<br />

büyük pamuk üreticisi. Ev tekstilinde<br />

broderi ve gipür üretimi için<br />

kurulan makine parkı, dünyanın en<br />

büyük makine parkıdır. Avrupa’nın<br />

en büyük nevresim üreten fabrikası<br />

Türkiye’de kuruludur. Ülkemiz<br />

aynı zamanda havlu konusunda<br />

dünyanın ilk üç tedarikçisinden<br />

biri. Yine dünya tekstil ihracatında<br />

Türkiye’nin payı yaklaşık yüzde 3,<br />

ev ve mekan tekstilinde yüzde 4,5 ve<br />

teknik tekstillerde yüzde 1,5…<br />

UTİB, hazır giyim ile birlikte en<br />

fazla dış ticaret fazlası veren iki ana<br />

sektörden biri olan tekstilin çok<br />

önemli oyuncularından biridir. Son<br />

yıllarda birçok kongre, çalıştay, uluslararası<br />

Ar-Ge Proje Pazarı, uluslararası<br />

fuarlara milli katılım, alım<br />

heyetleri, trend alanları, seminerler,<br />

eğitim gibi etkinlikler düzenleyerek<br />

sektöre ve diğer öncü sektörlere<br />

örnek olma başarısını gösteriyor.<br />

UTİB’in<br />

üyesi sayısı:<br />

2.295<br />

UTİB’in kilogram başı<br />

ihracat değeri<br />

8.27 dolara yükseldi<br />

İhracatta ilk sırada<br />

AB ülkeleri bulunuyor<br />

Ülke grubu bazında bakıldığında,<br />

Avrupa tekstil konusunda Türkiye’nin<br />

lojistik pozisyonuna, hızlı<br />

ve hatasız servis anlayışına ihtiyaç<br />

duyuyor. Dolayısıyla toplam tekstil<br />

ihracatımızın yüzde 56’sı ve toplam<br />

hazır giyim ihracatımızın yüzde 80’i<br />

AB ülkelerine yapılıyor. AB ülkeleri<br />

hem tekstilde hem de hazır giyim<br />

sektöründe ülkemizin ilk sıradaki<br />

partneri olmaya devam ediyor.<br />

UTİB’in yıllık bazda en<br />

çok ihracat gerçekleştirdiği<br />

ilk beş ülke sırasıyla Almanya,<br />

ABD, Birleşik Krallık,<br />

Romanya ve Fas’tan oluşuyor.<br />

UTİB olarak dünyanın<br />

en büyük üçüncü ithalatçısı<br />

olan ABD’ye 2018<br />

yılında, bir önceki yılın aynı<br />

dönemine, göre yüzde 23,5<br />

artışla, 77,4 milyon dolar<br />

ihracat yaptık. ABD’ye söz konusu<br />

dönemde kilogramı ortalama 10,5<br />

dolar değerinden tekstil ihraç ettik.<br />

Türkiye’nin ABD ile karşılıklı olarak<br />

tekstil ve hazır giyim dış ticaret<br />

toplamı ve buna ilaveten ABD’li<br />

global şirketlerin üretim yaptıkları<br />

çok sayıda ülke ile ticaretimiz her<br />

geçen yıl artış gösteriyor. Bu veriler<br />

gösteriyor ki, ABD ve Türkiye bu<br />

sektörde birbiri için önemli ülkeler<br />

olduğunu gitgide daha iyi anlıyor.<br />

Bu bağlamda karşılıklı ticaret ve<br />

işbirliği imkanlarını geliştirmeye<br />

devam edeceğiz.<br />

Rusya pazarı<br />

yeniden ivmeleniyor<br />

Bir başka olmazsa olmaz pazarımız<br />

Rusya. Türkiye’nin Rusya’ya<br />

tekstil ihracatı 2011, 2012, 2013 yıllarında<br />

1 milyar doların üzerinde idi.<br />

2018 yılında ülkemizden Rusya’ya<br />

toplam tekstil ihracatımız yüzde 111<br />

artış ile 207 milyon dolar bandına<br />

yükseldi. Rusya’daki başarılı pozisyonumuzu<br />

tekrar kazanma potansiyelimiz<br />

çok yüksek. Rusya’nın<br />

sektörümüz için öneminin farkındayız<br />

ve bu pazarda milli katılım gibi<br />

etkinliklerimize devam ediyoruz.<br />

Dünyada mal satmadığımız ülke<br />

neredeyse hiç yok.<br />

Hedefte Afrika ve<br />

Latin Amerika var<br />

Bu yıl ise temel pazarlarımızın<br />

yanı sıra Afrika ve Latin Amerika<br />

gibi Türkiye’nin geleneksel pazarlarından<br />

olmayan bölgelerde yüksek<br />

oranlı ihracat artışları kaydetmeye<br />

devam edeceğimizi öngörüyoruz.<br />

Almanya, ABD, Fransa, İtalya,<br />

Çin, Rusya, İngiltere ve yurtiçinde<br />

İstanbul ve Bursa’da olmak üzere<br />

en önemli merkezlerde milli katılım<br />

heyetleri, alım heyetleri ve tanıtım<br />

çalışmalarımız devam ediyor. Türkiye’nin<br />

tekstil sektörü bakımından<br />

güçlü olduğu her şehirden başarılı<br />

firmalarımız etkinliklerimizde yer<br />

alıyor, güçlerini birleştiriyor, hep<br />

birlikte etkin şekilde pazara giriş ve<br />

pazar payı yükseltmek üzere tanıtım<br />

operasyonları gerçekleştiriyoruz.<br />

Bu yıl ihracat hedefi<br />

1 milyar 650 milyon dolar<br />

Türkiye’nin ihracat hedefine<br />

önemli katkıda bulunan UTİB’in<br />

<strong>2019</strong> yılı ihracat hedefi 1 milyar<br />

650 milyon dolar olarak belirlendi.<br />

UTİB, bu yıl Türkiye tekstil ihracatından<br />

yüzde 15 ila yüzde 20 arası<br />

bir pay almayı hedefliyor.<br />

128


<strong>2019</strong><br />

MAKALE<br />

NÜVİT GÜNDEMİR<br />

UHKİB Yönetim Kurulu Başkanı:<br />

UHKİB ihracatı<br />

635 milyon dolar<br />

seviyesine ulaştı<br />

UİB bünyesinde 1986<br />

yılında Bursa’da kurulan<br />

Uludağ Hazır Giyim ve<br />

Konfeksiyon İhracatçıları<br />

Birliği (UHKİB), toplam 689<br />

aktif üyeye sahip. Emek-yoğun<br />

yapısı itibariyle ülkemizin istihdam<br />

yükünü kaldıran en önemli<br />

sanayi kollarından olan ve hazır<br />

giyim sektörünün en önemli oyuncuları<br />

arasında yer alan UHKİB’in<br />

toplam ihracatı 2018 yılında 635<br />

milyon dolar seviyesinde bulunuyor.<br />

Dünyanın en yüksek malzeme,<br />

üretim, kalite ve sağlık<br />

standartlarını talep eden Avrupa<br />

kıtasının taleplerini mükemmel<br />

şekilde karşılayan<br />

hazır giyim sektörünün<br />

önemli aktörlerinden<br />

olan UHKİB’in başlıca<br />

ihracat ülkeleri sırasıyla<br />

İspanya, Almanya, Birleşik<br />

Krallık, Belçika ve<br />

Hollanda’dan oluşuyor.<br />

UHKİB ihracatının yüzde<br />

80’i Avrupa kıtasına yapılıyor.<br />

UHKİB’in<br />

aktif üye<br />

sayısı<br />

689<br />

İlk üç ürün grubunda<br />

ihracat artışı kaydetti<br />

UHKİB, geçen yıl en fazla ihracat<br />

gerçekleştirdiği ilk üç ürün<br />

grubunun tamamında ihracat artışı<br />

kaydetti. Kadın dış giyim ürünlerinde<br />

yüzde 19, suni sentetik ev<br />

tekstili ürünlerinde yüzde 13 ve<br />

erkek dış giyim ürünlerinde yüzde<br />

19 ihracat artışı gerçekleştirildi.<br />

UHKİB’in en büyük pazarı olan İspanya’ya<br />

ihracatı yüzde 12,7 artış<br />

ile 205 milyon dolar, ikinci sırada<br />

yer alan Almanya’ya yüzde 5,3<br />

artışla 89 milyon dolar ve üçüncü<br />

sırada yer alan Birleşik Krallık’a<br />

yüzde 23,5 artışla 61 milyon dolar<br />

oldu.<br />

UHKİB, bu yıl da ihracatının<br />

yüzde 80’lik kısmını oluşturan<br />

Avrupa Birliği pazarında<br />

olumlu bir trend izlemeyi,<br />

yine Kuzey Amerika<br />

ve Afrika ülkelerine<br />

ihracatında yüzde 42’lere<br />

yaklaşan artışların benzer<br />

şekilde devam edeceğini<br />

öngörüyor.<br />

Orta Doğu ülkelerindeki<br />

siyasi<br />

istikrarsızlıklar nedeniyle<br />

ihracatta bir miktar<br />

gerileme olsa da (dolar<br />

bazında yüzde 20 azalış)<br />

bu bölgenin yeni yılda<br />

toparlanma sürecine gireceği<br />

ümit ediliyor.<br />

Alternatif pazar<br />

arayışları sürüyor<br />

Yeni dönemde Avrupa Birliği<br />

dışında alternatif pazar çalışmaları<br />

sürecek. Bu bağlamda ithalatı<br />

büyük ancak sektör pazar payının<br />

küçük olduğu bazı bölgelere<br />

odaklanılacak. Örneğin, yılda 100<br />

milyar doların üzerinde hazır giyim<br />

ithalatı yapmakta olan Amerika<br />

Birleşik Devletleri hazır giyim<br />

sektöründe dünyanın en büyük<br />

pazarı durumunda. Türkiye’nin<br />

Birlik<br />

ihracatında<br />

AB’nin payı:<br />

% 80<br />

pazar payı ise yüzde 0,75 düzeyinde<br />

bulunuyor. Bir diğer hedef de<br />

Rusya. Birkaç yıl önce yıllık yaklaşık<br />

600 milyon dolar hazır giyim<br />

ihracatı olan Rusya’ya ülke olarak<br />

ihracatın 2018 sonu itibarıyla<br />

tekrar toparlanma trendi ile 280<br />

milyon dolara yükselmesi önemli.<br />

Kaybedilen payın geri alınması<br />

için çalışmalara devam<br />

edilecek.<br />

Bir diğer önemli<br />

ithalatçı ülke ise yılda<br />

30 milyar doların üzerinde<br />

hazır giyim ithalatı<br />

yapmakta olan Japonya.<br />

Dünyanın üçüncü en<br />

büyük hazır giyim ithalatçısı<br />

olan Japonya’da<br />

Türkiye’nin pazar payı ise yüzde<br />

0,3 düzeyi ile çok düşük bulunuyor.<br />

Özellikle bu bölgelerdeki çalışmalar<br />

artacak ve kesintisiz şekilde<br />

sürdürülecek. Ayrıca diğer tüm<br />

ihracat pazarlarındaki operasyonlar<br />

devam edecek.<br />

Global markalar<br />

çıkarmayı hedefliyor<br />

UHKİB; bölgesel düzeyde son<br />

derece başarılı olmuş markalara<br />

sahip durumda. UHKİB üyesi şirketler,<br />

global markaların en güçlü<br />

üretim ortakları arasında yer<br />

alıyor. Avrupa Birliği’nin ve Kuzey<br />

Amerika ülkelerinin teknik ve<br />

sağlık standartlarına tam uyumlu<br />

yüksek kaliteli ürünler üreten UH-<br />

KİB’in global markalar çıkarmak<br />

ana hedefleri arasında yer alıyor.<br />

130


<strong>2019</strong><br />

MAKALE<br />

Uludağ Meyve Sebze<br />

Mamulleri İhracatçıları<br />

Birliği (UMSMİB), UİB<br />

bünyesinde faaliyetlerine<br />

UYMSİB çatısı altında devam<br />

ederken, 1993 yılında ayrı bir birliğe<br />

dönüştü. O yıllarda 92 milyon<br />

dolar olan ihracatını, 2018 sonu<br />

itibariyle, 176,3 milyon dolar seviyesine<br />

çıkaran UMSMİB’in <strong>2019</strong><br />

yılı ihracat hedefi ise 200 milyon<br />

dolar olarak belirlendi.<br />

UMSMİB’in faaliyet alanı olan<br />

meyve sebze mamulleri sektörü,<br />

tarımdan sanayiye geçişin köprüsü<br />

niteliğinde. Büyük ölçüde<br />

ihracata dönük ve hiçbir hammadde<br />

ithalatı bulunmuyor. Net döviz<br />

girdisi yüzde 100. Katma değeri<br />

yüksek. Birim yatırım başına en<br />

fazla istihdam yaratan, düşük gelir<br />

düzeyine kaynak aktaran, yüksek<br />

gelişme potansiyeline sahip bir<br />

sektör. Tüm bu sebepler dolayısıyla<br />

meyve sebze mamulleri sektörü<br />

daha da önem kazanıyor.<br />

Sektörün odağında<br />

‘çok iyi hizmet’ var<br />

Kalite konusunda<br />

Türkiye’nin kendisini<br />

ispatladığı sektör, tüm<br />

pazarlara ürün satabilmek<br />

ve sürekliliği sağlamak<br />

amacı ile kalite,<br />

güvenilirlik ve servis konularında<br />

çok iyi hizmet<br />

vermeye odaklı çalışıyor.<br />

Ülkemizde meyve sebze<br />

mamulleri sektöründe<br />

faaliyet gösteren birçok firmada<br />

üretilen işlenmiş gıda ürünleri<br />

uluslararası alanda da kabul gören<br />

ISO, BRC, HACCP, EFSIS gibi<br />

Sektörün<br />

net döviz<br />

girdisi:<br />

% 100<br />

ÖZKAN KAMİLOĞLU<br />

UMSMİB Yönetim Kurulu Başkanı:<br />

UMSMİB, bu yıl<br />

ihracatta 200 milyon<br />

dolar hedefliyor<br />

tüm kalite standartlarına sahip.<br />

Gıda sektöründe faaliyet gösteren<br />

firmalarımız, modern endüstri ve<br />

yan sanayi malzemelerini kullanması,<br />

hızlı sevkiyatı, teknolojisi,<br />

kaliteli ürün potansiyeli, müşteri<br />

memnuniyeti ve vermiş olduğu<br />

güven duygusu ile bugün dünyada<br />

sayılı üreticiler arasında yer alıyor.<br />

Dünya standartlarında<br />

tesislere sahibiz<br />

Ülkemizde kaliteli ürün ve bu<br />

ürünlerin işlendiği dünya standartlarında<br />

tesisler bulunurken,<br />

iklim özelliği nedeniyle özellikle<br />

Bursa bölgesindeki Türkiye’nin<br />

en verimli ovalarında pek<br />

çok ürün çeşidi yetiştiriliyor.<br />

Bu ovalarda<br />

yetiştirilen ürünlerin<br />

işlendiği üretim tesisleri<br />

yer alıyor. Bursa<br />

bölgesinde; konserve,<br />

deniz ürünleri, salça,<br />

meşrubat, alkollü içki,<br />

meyve suyu, doğal su,<br />

reçel jöle marmelat, turşu tesisleri<br />

ile dondurulmuş gıda ve<br />

meyve sebze mamullerinin<br />

diğer çeşitlerine<br />

yönelik son teknolojiye<br />

sahip üretim alanları var.<br />

Sektör firmaları; ürün<br />

kalitesi, standartlara<br />

uygun üretim, tüm dünya<br />

pazarlarında yerinde<br />

ve zamanında sevkiyat<br />

imkanı, müşteri memnuniyeti<br />

gibi konularda<br />

global pazarda rekabet edebilir<br />

durumda. Bu doğrultuda UMS-<br />

MİB’in en fazla ihraç edilen ürün<br />

grupları; gazlı sular, maden suları<br />

UMSMİB’in<br />

2018 yılı<br />

ihracatı:<br />

176.3 milyon $<br />

ve gazozlar, sebze, meyve, bitki<br />

parçaları konserveleri sirkeli, dondurulmuş<br />

sebzeler, bira ve dondurulmuş<br />

meyvelerden oluşuyor.<br />

En fazla ihracat<br />

yapılan pazarlar<br />

UMSMİB’in değer bazında en<br />

fazla ihracat yapılan pazarları<br />

ise Almanya, Birleşik Devletler,<br />

Hollanda, Irak ve Birleşik Krallık,<br />

Yunanistan, Fransa, Lübnan, İsrail<br />

ve Belçika’dan oluşuyor.<br />

Almanya pazarına en fazla ihraç<br />

edilen ürün gruplarında; gazlı sular-maden<br />

suları-gazozlar, turunçgil<br />

konserveleri, alkollü-alkolsüz,<br />

tatlandırılmış ve<br />

dondurulmuş sebzeler<br />

bulunuyor.<br />

Amerika Birleşik<br />

Devletleri pazarına en<br />

fazla ihraç edilen ürün<br />

grupları karışık haldeki<br />

meyve ve sebze suları,<br />

diğer meyve suları<br />

ve dondurulmuş sebzeler iken; en<br />

önemli pazarlardan Hollanda’ya<br />

en fazla ihraç edilen ürün gruplarını<br />

sebze-meyve-bitki parçaları<br />

konserveleri sirkeli, diğer sebze<br />

konserveleri, dondurulmuş meyveler<br />

oluşturuyor.<br />

Ülke gruplarında ihracat değer<br />

bazında sıralamadaysa; Avrupa<br />

Birliği ülkeleri, Ortadoğu ülkeleri,<br />

Kuzey Amerika Serbest Ticaret,<br />

diğer Avrupa ülkeleri, Bağımsız<br />

Devletler Topluluğu, Uzakdoğu<br />

ülkeleri, Okyanusya ülkeleri, diğer<br />

Asya ülkeleri, Afrika ülkeleri, diğer<br />

Amerikan ülkeleri ve Serbest Bölgeler<br />

yer alıyor.<br />

132


<strong>2019</strong><br />

Örnek Yemek ve Abidin Usta<br />

istikrarlı büyüme hedefliyor<br />

Merhum Abidin Özen’in ikinci kuşağa emaneti olan Örnek Yemek Sanayi ve Abidin Usta Lokantaları,<br />

istikrarlı büyüme hedefi doğrultusunda emin adımlarla ilerliyor. Örnek Yemek, son iki yılda<br />

altyapı ve mutfak ekipmanları yatırımı yaptı. Abidin Usta ise dördüncü şubesini Podyumpark’ta<br />

yer alan Podyum Ekspres çatısı altında hizmete açtı.<br />

Rumeli göçmenlerinden<br />

merhum Abidin Özen’in<br />

1967 yılında başlattığı<br />

lezzet ve sağlık yolculuğu,<br />

bugün ikinci kuşak yönetiminde<br />

büyüyerek devam ediyor.<br />

Abidin Usta Restoranları, özellikle<br />

Türk ve Osmanlı mutfağının yaşatılmasına<br />

katkı koymayı; Örnek<br />

Yemek Sanayi de iş dünyasını<br />

kaliteli öğünlerle buluşturmayı<br />

hedefliyor. Örnek Yemek’in bugün<br />

gelinen noktada 12 bin kişilik<br />

taşıma ve 3 bin 500 kişilik yerinde<br />

yemek üretimi ile günlük 25 bin<br />

kişilik mutfak kapasitesi var. Abidin<br />

Usta ise şube sayısını dörde<br />

çıkarmış durumda. Örnek Yemek<br />

Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Abidin Şakir Özen, son iki yıldır<br />

altyapı ve mutfak ekipmanları yatırımı<br />

yaptıklarına değiniyor. <strong>2019</strong><br />

yılına hazırlıklı girdiklerini söyleyen<br />

Özen, “Son olarak Podyumpark<br />

Yaşam ve Eğlence Merkezi’nde,<br />

Bursa lezzetlerini bir araya<br />

getiren, Podyum Ekspres çatısı<br />

altındaki Abidin Usta lokantasını<br />

farklı markayla hemşehrilerimizin<br />

hizmetine açtık. Bu şubemizden<br />

harika geri dönüşler aldık ve almaya<br />

devam ediyoruz. Bursa’ya inanıyoruz.<br />

Bursalılar da sağlık, kalite<br />

ve lezzet güvencemize inanıyor. Bu<br />

karşılıklı sevgi ve inanç yeni yıllara<br />

kolayca hazırlanmamıza yardımcı<br />

oluyor” diyor.<br />

“Yerelde en köklü<br />

yemek şirketiyiz”<br />

Örnek Yemek açısından 2018<br />

yılının ilk sekiz ayının verimli<br />

geçtiğini ancak döviz kurundaki<br />

dalgalanmalardan sonra girdi<br />

maliyetlerinin yükseldiğinden bahseden<br />

Özen, bu krizi müşterileriyle<br />

karşılıklı görüşerek ve ortalama<br />

fiyat politikalarını revize ederek<br />

ABİDİN ŞAKİR ÖZEN<br />

Örnek Yemek Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı:<br />

“İstikrarlı bir şekilde yolumuza devam<br />

ediyoruz çünkü temel prensibimiz istikrar.<br />

Kurucumuz merhum Abidin Özen’den aldığımız<br />

en önemli ders bu ve bu konuda<br />

ısrarcıyız.”<br />

134


<strong>2019</strong><br />

aştıklarını anlatıyor. İstikrarlı bir<br />

şekilde yollarına devam ettiklerini<br />

belirten Özen, “Çünkü temel<br />

prensibimiz istikrar. Fedakarlık<br />

yapmak zorundayız. Bu fedakarlığın<br />

ülkemize ve Bursa’mıza katkı<br />

sağlayacağına inanıyoruz” ifadelerini<br />

kullanıyor. Yerelde en köklü<br />

yemek şirketi olduklarının altını<br />

çizen Özen, 1986’dan bu yana<br />

kalabalık gruplara günde üç öğün<br />

yemek hazırladıklarını, fabrikalarında<br />

24 saat yemek üretimi yapıldığını<br />

vurguluyor. “Bu üretimlerde<br />

çok dikkatli olmamız ve hassasiyet<br />

göstermemiz gerekiyor” diyen<br />

Özen, şöyle devam ediyor:<br />

“Gıda mühendislerimiz ve<br />

yetiştirdiğimiz teknik aşçılarımız<br />

24 saat görev yapıyor. Malzemelerin<br />

satın alınmasından<br />

yıkanmasına, üretimin<br />

titizlikle tamamlanıp<br />

araçlarla sevk edilmesine<br />

kadar sürekli<br />

pür dikkat olunması<br />

gereken bir sektörde<br />

çalışıyoruz. İnsan sağlığına,<br />

yemek tedarik<br />

ettiğimiz Bursa’nın dev<br />

kuruluşlarına, 51 yıllık<br />

hak edilmiş şöhretimize ve yeni<br />

nesillerin istihdam hakkına hürmeten<br />

her anlamda, hep gelişerek<br />

ilerlemeliyiz.”<br />

“Türk ve Osmanlı<br />

mutfağını yaşatıyoruz”<br />

Türk ve Osmanlı mutfağının<br />

özel yemeklerinin yaşatılması<br />

Taşıma yemek<br />

üretimi<br />

kapasitesi:<br />

12 bin kişi<br />

anlamında Bursa’ya<br />

önemli katkıları olduğuna<br />

değinen Özen,<br />

“Cantık, İskender ve<br />

İnegöl köfte yemekleri<br />

Bursa’ya özgüdür. Ancak<br />

bir de Süt helvamız<br />

var. Bu da Bursa’ya<br />

özgü bir tatlıdır.<br />

Süt helvasının mimarı<br />

Abidin Usta’dır. Süt<br />

helvasının doğru biçimde<br />

yapılmasında, tanıtılmasında<br />

ve damak zevkine yerleşmesinde<br />

en büyük çaba Abidin Usta’nındır.<br />

İkinci kuşak olarak bizler de çıtayı<br />

daha yukarılara taşımak adına<br />

önemli çalışmalar yapıyoruz” diyor.<br />

Özellikle sulu yemek alanında<br />

misyon üstlendiklerine işaret eden<br />

Özen, şunları kaydediyor:<br />

“Ciğer sarmayı, elbasan<br />

tavayı, hünkar beğendiyi,<br />

ayak ya da kelle<br />

paçayı bilmeyen, sevmeyen<br />

çok azdır. Bu yemeklerle<br />

büyümüş kuşaklarız.<br />

Unutulmamaları için çaba<br />

sarf ediyoruz. Turizm<br />

açısından baktığınızda<br />

şehirleri ön plana çıkaran<br />

özelliklerden biri de mutfağının<br />

ne kadar güzel yemeklerle dolu<br />

olup olmadığıdır. Bursa mutfağında<br />

eşsiz yemekler bulunuyor. Bu<br />

yemekleri sunarak, kurtarma ve<br />

yaşatma misyonu üstleniyoruz.<br />

Toplu yemek üretimimizle de toplum<br />

sağlığı için ciddi sorumluluğumuz<br />

var.”<br />

Yerinde yemek<br />

üretimi kapasitesi:<br />

3 bin 500 kişi<br />

Lezzet yolculuğunun<br />

ilk adresi Tuzpazarı’ydı<br />

Merhum Abidin<br />

Özen’in 1967 yılında<br />

başlattığı lezzet ve<br />

sağlık yolculuğunun ilk<br />

adresi Tuzpazarı oldu.<br />

1986’da Şehreküstü’de<br />

yemek sanayi merkezi<br />

kuruldu. 1990’da fabrika<br />

olarak inşa edilen<br />

Yeni Yalova Yolu’ndaki<br />

yerine geçti ve Şehreküstü’deki<br />

tesis lokantaya dönüştürüldü.<br />

2012’de Kestel’deki restoran açıldı.<br />

2017’ye gelindiğinde PodyumPark<br />

Yaşam ve Eğlence Merkezi’nde<br />

dördüncü şube hizmete girdi.<br />

Örnek Yemek ve Abidin<br />

Usta Lokantaları Kurucusu<br />

Abidin Özen<br />

135


<strong>2019</strong><br />

EREN ERTOKSÖZ<br />

Oktay Holding<br />

Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Geçen yıl<br />

Sırbistan’daki<br />

yeni tesisini<br />

devreye alan ve<br />

inşaat sektörüne<br />

giriş yapan<br />

Oktay Holding,<br />

bu yıl ihracata odaklandı.<br />

Türkiye’yi uluslararası<br />

arenada temsil<br />

ettiklerini ve dünyanın<br />

dört bir yanına hizmet<br />

götürdüklerini söyleyen<br />

Oktay Holding<br />

Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Eren Ertoksöz, “28 olan<br />

ihracat yaptığımız ülke<br />

sayısını bu yıl 35’e<br />

çıkarmayı hedefliyoruz”<br />

diyor.<br />

Oktay Holding, ihracat yaptığı<br />

ülke sayısını artırmaya odaklandı<br />

Oktay Holding, 1963 yılında<br />

bobinaj ile çıktığı<br />

üretim yolculuğunu,<br />

emaye bobin telleri ve<br />

elektrikli motor gibi farklı alanlarla<br />

çeşitlendirerek büyümeye<br />

devam ediyor. Oktay Holding’in<br />

kurulduğu günden bu yana ülke<br />

ekonomisine katkıda bulunduğunu<br />

belirten Oktay Holding<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Eren<br />

Ertoksöz, “Yatırımlarımız 2018<br />

yılında da artarak devam etti.<br />

Sırbistan’daki yeni tesisimizi<br />

devreye almamız ve inşaat sektörüne<br />

giriş yapmamız holding<br />

açışından önemli adımlar oldu.<br />

Bu yatırımlarımız devam edecek<br />

ancak piyasa koşullarını yakından<br />

takip ederek daha dikkatli<br />

davranmak gerekiyor. 56 yıldır<br />

kendi sektörlerinde önde gelen<br />

tüm firmalarımız sürekli akılcı ve<br />

proaktif bir büyüme içerisinde<br />

olacak” ifadelerini kullanıyor. Diğer<br />

yandan <strong>2019</strong>’un ihracatçıların<br />

yılı olacağına işaret eden Ertoksöz,<br />

Oktay Holding olarak 28 olan<br />

ihracat yaptıkları ülke sayısını bu<br />

yıl 35’e çıkarmayı hedeflediklerini<br />

vurguluyor. 2018’in Oktay Holding<br />

imzalı projelerin uluslararası arenada<br />

daha çok konuşulduğu bir<br />

yıl olduğunu belirten Ertoksöz,<br />

şunları kaydediyor:<br />

“Oktel A.Ş, 2015 yılında holdingleşme<br />

kararının ardından<br />

kurumsallaşmanın da temelini<br />

attı. Bugün itibariyle, yurt içinde<br />

ve dışında toplam 12 şirketimizle,<br />

6 ana iş kolunda faaliyetlerimize<br />

devam ediyoruz. Türkiye’yi uluslararası<br />

arenada temsil ediyor ve<br />

dünyanın dört bir yanına hizmet<br />

götürüyoruz. Ülkemizin büyüme-<br />

136


<strong>2019</strong><br />

sine katkıda bulunduğumuz için<br />

gururluyuz.”<br />

“Dünyanın 7 kıtasında<br />

değer üretmeyi amaçlıyoruz”<br />

Oktay Holding olarak “Dünya’yı<br />

değiştirenler ancak bunu yapabileceklerini<br />

düşünecek kadar<br />

tutkulu insanlardır” felsefesinden<br />

yola çıktıklarını söyleyen Ertoksöz,<br />

“Sektördeki yolculuğumuza<br />

dünyanın 7 kıtasında değer üretmek<br />

amacıyla devam ediyoruz.<br />

Kurulduğu 1963 yılından bu yana<br />

sürekli gelişme odaklı çalışma<br />

stratejisiyle hareket eden Oktay<br />

Holding, ‘Ortak akılcı, proaktif<br />

ve aktif sabırlı olma’<br />

ilkelerini başarının<br />

temel unsuru olarak<br />

görüyor” şeklinde<br />

konuşuyor. Oktay<br />

Bobinaj ile başladıkları<br />

yolculuğa ‘değer<br />

yargılarına olan<br />

bağlılık ve çalışanlarla<br />

kurulan güçlü bağın<br />

rehberliğinde’ yeni<br />

adımlar atarak devam ettiklerini<br />

vurgulayan Ertoksöz, şöyle devam<br />

ediyor:<br />

“Yolculuğumuzda mihenk taşı<br />

olarak kabul ettiğimiz önemli<br />

bir dönemeci daha tamamladık.<br />

Oktay Holding<br />

bünyesindeki<br />

şirket sayısı:<br />

12<br />

Uluslararası çapta<br />

faaliyet gösteren grubumuz<br />

şirketlerini,<br />

yeniden yapılandırarak,<br />

faaliyet alanlarına<br />

göre grup başkanlıklarına<br />

bağladık ve<br />

holding içindeki tüm<br />

prosesleri yeniden<br />

tanımladık. Oluşturulan<br />

kurumsal ve organizasyonel<br />

yapı ile Oktay Holding A.Ş.’nin<br />

başarılı ve sağlıklı büyüme ivmesinin<br />

katlanarak ve yeni pazarlar<br />

geliştirerek devam edeceğine<br />

inancımız sonsuz.”<br />

Temelleri 1963 yılında atılıyor<br />

Oktay Holding’in temelleri<br />

şirket kurucusu Oktay<br />

Ertoksöz’ün elektriğe<br />

olan ilgisi sebebiyle 1963 yılında<br />

atılıyor. Gençlik yıllarında<br />

tornacılık yaparken elektriğe<br />

olan merakını keşfeden Oktay<br />

Ertoksöz, askerlik döneminde<br />

iyice belirgin hal alan bu hobisini<br />

ticarete dönüştürmek için<br />

ağabeyi ile birlikte Oktay Bobinaj<br />

firmasını kuruyor. İlk dükkanlarını<br />

Cumhuriyet Caddesi<br />

üzerinde hizmete açıyorlar. 10 yıl<br />

kadar burada çalıştıktan sonra o<br />

zaman sanayinin yoğun olduğu<br />

garaj civarına taşınıyorlar. İşleri<br />

iyi bir düzeye geliyor. Bu sırada<br />

üretimine başladıkları regülatör<br />

üretimiyle büyüyorlar. Sonrasında<br />

motorculuğa geri dönüş<br />

yapıyorlar. Derken çocukları da<br />

işe dahil oluyor. Oktay Ertoksöz,<br />

şunları kaydediyor:<br />

“Çocuklarım en az benim<br />

kadar istedikleri için buradalar.<br />

Keza dikkat ediyorum bir baba<br />

hangi meslekte olursa, çocuklar<br />

da o mesleği devam ettiriyor.<br />

Çocuklarımın bu işi ilerletmesi<br />

beni çok mutlu ediyor. Emanetim<br />

emin ellerde diyebilirim.<br />

Zaten ben onlar kadar ileriye<br />

götüremezdim. Çünkü benim<br />

alışkın olduğum ticari anlayış<br />

artık yok. Bizim zamanımızda<br />

söz senetti şimdi ise tam tersi.<br />

Ama işi hiç bırakmadım. Hemen<br />

hemen her gün geliyorum. Onlar<br />

da işi sevdiler. Emin adımlarla<br />

büyüyoruz.”<br />

137


<strong>2019</strong><br />

Akarnak, daha az karbon salınımı<br />

amacıyla araç parkurunu yeniliyor<br />

Akarnak Lojistik, her türlü ürünü servis hizmetinin başladığı noktadan tüketildiği son noktaya kadar<br />

güvenle ulaştırmayı sürdürürken, karbon ayak izini küçültme misyonuyla çalışıyor. Akarnak Lojistik Genel<br />

Müdürü Cenk Kabaoğlu, daha az karbon salınımı hedefi doğrultusunda geçen yıl araç parkuruna yeni<br />

araçlar eklediklerini vurguluyor.<br />

Bursa’da 1954 yılında<br />

faaliyetlerine başlayan<br />

Akarnak Lojistik, daha<br />

az karbon salınımı hedefi<br />

doğrultusunda geçen yıl araç<br />

parkuruna yeni araçlar katarken,<br />

yürüttüğü Yeşil Lojistik uygulamalarıyla<br />

da bir önceki yıl toplam<br />

karbon salınım miktarına<br />

göre fidan dikiyor. Yeşil Lojistik<br />

uygulamalarına geçen Akarnak<br />

Lojistik’in Genel Müdürü Cenk<br />

Kabaoğlu, her türlü ürünü servis<br />

hizmetinin başladığı noktadan<br />

tüketildiği son noktaya kadar<br />

güvenle ulaştırmayı sürdürürken,<br />

karbon ayak izini küçültme misyonuyla<br />

çalıştıklarını vurguluyor.<br />

“Eskiden maliyet yalnızca para<br />

olarak tarif edilmiş ancak çevre<br />

ile ilgili endişelerin artması, iklim<br />

değişikliği, hava ve gürültü kirliliği<br />

gibi etkenler nedeniyle bunlardan<br />

kaynaklanan maliyetler de dikkate<br />

alınmış” diyen Kabaoğlu, şunları<br />

kaydediyor:<br />

“Yeşil Lojistik kavramının bu<br />

gibi çevresel endişelerden dolayı<br />

ortaya çıkması ile birlikte sürdürülebilir<br />

kalkınma yolunda etkili<br />

bir araç olduğunu düşünüyorum.<br />

Bizler de öncelikle daha yeşil ve iyi<br />

bir gelecek için karbon ayak izimizi<br />

küçültüyoruz.”<br />

“Sektör teknolojik gelişmelere<br />

bağlı olarak değişim gösteriyor”<br />

Sektöre yönelik değerlendirmelerde<br />

bulunan Kabaoğlu, lojistik<br />

sektörünün teknolojik gelişmelere<br />

bağlı olarak değişim gösterdiğine<br />

işaret ediyor. “Darwin’in söylediği<br />

gibi güçlü ve akıllılar değil,<br />

yalnızca değişimlere ayak uyduranlar<br />

ayakta kalacaktır” diyen<br />

Kabaoğlu, “Teknolojik gelişmeler,<br />

servis ağındaki kalite beklentileri<br />

sebebiyle işinizi çok iyi şartlarda<br />

ve yeni araçlarla yürütmeniz bekleniyor.<br />

Beklenti bu şekilde olunca<br />

ister istemez kendinizi yeniliyorsunuz”<br />

vurgusu yapıyor. Diğer<br />

yandan Avrupa ve Amerika’da<br />

20-30 yıllık ticari araçların hala<br />

yollarda olduğunun altını çizen<br />

Kabaoğlu, “Bu bizim ülkemiz ve<br />

müşteri beklentilerinde bakımlı<br />

ve sorunsuz dahi olsa bu yaştaki<br />

araçlar maalesef karşılık bulmuyor.<br />

Bizler daha iyi çalışma şartları,<br />

daha iyi hizmet ve önce insan<br />

ilkemiz ile bu yatırımların dünyaya<br />

ve çevremize kazandırılmasını<br />

hedefliyoruz” ifadelerini kullanıyor.<br />

Ortalama büyüme hızlarının<br />

yüzde 10-12 bandında olduğunun<br />

bilgisini veren Kabaoğlu, ‘Müşteri<br />

Odaklı Çözümler ve Alternatif<br />

Taşıma Modelleri Üretmek’ felsefesiyle<br />

yola çıkarak, bu iki konuda<br />

özellikle daha da derinleşmeyi<br />

hedeflediklerini sözlerine ekliyor.<br />

CENK KABAOĞLU<br />

Akarnak Lojistik Genel Müdürü:<br />

“Yürüttüğümüz Yeşil Lojistik uygulamalarıyla<br />

bir önceki yıl toplam karbon salınım<br />

miktarımıza göre fi dan dikiyoruz.”<br />

138


<strong>2019</strong><br />

Bursa iş dünyası<br />

ihracata odaklandı<br />

Küresel Fuar Acentesi Projesi kapsamında şimdiye kadar 6 binden fazla iş insanını yurtdışı fuar ve ikili<br />

iş görüşmeleriyle buluşturan BTSO, bu yıla da hızlı başladı. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da 40 yurtdışı<br />

programını takvime alan Oda, ilk iki ayda üyelerini sektörlerindeki global oyuncularla bir araya getirdi.<br />

Küresel Fuar Acentesi<br />

Projesi üyelerinin ihracat<br />

odaklı büyümesine<br />

katkı sağlayan Bursa<br />

Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO),<br />

<strong>2019</strong> yılındaki organizasyonlarına<br />

devam ediyor. Geçen yıl 40’a yakın<br />

yurtdışı programına imza atan ve<br />

bu yıl yine 40 yurtdışı programını<br />

takvime alan BTSO, ilk iki ayda<br />

üyelerini sektörlerindeki global<br />

oyuncularla bir araya getirdi.<br />

Tekstil sektörü<br />

Almanya ve İngiltere’de<br />

Yılın ilk fuar organizasyonunu<br />

ev tekstili sektöründe faaliyet<br />

gösteren üyeleri için Almanya’nın<br />

Frankfurt kentine 70 kişilik heyetle<br />

gerçekleştiren BTSO, daha sonra<br />

tekstil sektöründe Fransa’nın<br />

başkenti Paris’te düzenlenen Premire<br />

Vision ve Texworld Fuarı’nı<br />

ziyaret etti. BTSO, ocak ayında<br />

yine tekstil sektörü temsilcilerini<br />

Avrupalı tekstil üreticileri, tasarımcılar<br />

ve distribütörleri tek çatı<br />

altında toplayan Londra Tekstil ve<br />

Aksesuarları Fuarı ile buluşturdu.<br />

Gıda sektörü<br />

ihracatı hedefleniyor<br />

BTSO’nun ihracatı artırmak<br />

adına düzenlediği bir diğer organizasyon<br />

ise şubat ayında Berlin’de<br />

gerçekleştirilen Fruit Logistica<br />

Fuarı oldu. Berlin Fruit Logistica<br />

Fuarı’nın ardından gıda sektörü<br />

temsilcilerinden oluşan bir başka<br />

heyet ise Dubai’de gerçekleştirilen<br />

Gulfood Fuarı’nı mercek altına<br />

aldı. Sektör temsilcileri, gıda ve<br />

içeçek alanında faaliyet gösteren<br />

firmalarla bir araya geldi.<br />

Eğitim sektöründen<br />

Almanya ve İngiltere çıkarması<br />

Eğitim sektör temsilcileri ise<br />

Almanya’da düzenlenen Didacta<br />

Eğitim Teknolojileri ve Matbaa<br />

Fuarı’nı ziyaret etti. BTSO üyeleri,<br />

aynı sektör için İngiltere’de düzenlenen<br />

<strong>2019</strong> yılının dünya çapındaki<br />

ilk eğitim ve eğitim teknolojileri<br />

fuarı olan BETT Show’da da<br />

incelemelerde bulundu.<br />

BTSO üyesi inşaat sektör tem-<br />

140


<strong>2019</strong><br />

silcileri de yurtdışı programlarını<br />

sürdürdü. İnşaat sektör temsilcilerinin<br />

yer aldığı 30 kişilik BTSO<br />

heyeti, Almanya’da düzenlenen<br />

BAU <strong>2019</strong> fuarını ziyaret etti.<br />

İlk 2 ayda 10’un üzerinde<br />

yurtdışı programı<br />

BTSO Yönetim Kurulu Başkanı<br />

İbrahim Burkay, Türkiye’nin<br />

büyüme hikayesine üretim, katma<br />

değerli ve nitelikli istihdam potansiyeli<br />

ile Bursalı müteşebbislerin<br />

büyük güç kattığını söylüyor.<br />

BTSO olarak 42 bini aşkın üyesiyle<br />

Bursa iş dünyası temsilcilerinin<br />

yeni başarı hikayeleri yazmasını<br />

hedeflediklerini belirten Başkan<br />

Burkay, Küresel Fuar Acentesi<br />

Projesi ile bugüne kadar farklı<br />

coğrafyalarda düzenlenen fuarlara<br />

6 binden fazla BTSO üyesinin katıldığını<br />

dile getiriyor. Oda olarak<br />

üyelerin dış ticaret hacmini artırmanın<br />

yanı sıra küresel arenada<br />

BTSO üyelerinin daha da güçlenmesini<br />

istediklerini dile getiren<br />

Burkay, “Küresel Fuar Acentesi<br />

ve Ur-Ge Projeleri firmalarımızın<br />

yurtdışında yeni işbirliklerine imza<br />

atmasına büyük katkı sağladı. Bu<br />

yılın ilk iki ayında yurtdışı programına<br />

iş insanlarımız yoğun bir<br />

ilgi gösterdi. Bizler üyelerimizden<br />

aldığımız güçle ülkemiz ve kentimiz<br />

için çalışmaya devam edeceğiz”<br />

diyor.<br />

KOBİ’lere büyük<br />

kolaylıklar sağlanıyor<br />

BTSO ve KOSGEB, Küresel<br />

Fuar Acentesi kapsamında düzenlenen<br />

iş gezilerine katılan firmaların<br />

ulaşım, konaklama ve rehberlik<br />

ücretleri gibi harcamalarına büyük<br />

kolaylık sağlıyor. KOSGEB, organizasyonlara<br />

katılan firmalara<br />

yakın ülkeler için 3 bin lira, uzak<br />

ülkelerde ise 5 bin liraya kadar<br />

destek sunarken; BTSO da başvuru<br />

yapan her üyeye yılda iki defaya<br />

mahsus olmak üzere 1.000 liraya<br />

kadar destek veriyor.<br />

Turizmciler Bulgaristan’daki<br />

fuarı ziyaret etti<br />

Küresel Fuar Acentesi Projesi’nin<br />

yanı sıra BTSO liderliğinde<br />

çalışmaları sürdürülen Turizm<br />

HİSER Projesi kapsamında da ilk<br />

yurtdışı faaliyeti gerçekleştirildi.<br />

Turizm sektör temsilcileri, Bulgaristan’daki<br />

Sofya Holiday & SPA<br />

Expo Fuarı’nı ziyaret etti.<br />

141


<strong>2019</strong><br />

MAKALE<br />

Prof. Dr. SENİH YAZGAN<br />

UYMSİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı:<br />

UYMSİB ihracatını<br />

2018 yılında<br />

yüzde 13 artırdı<br />

UİB bünyesinde 1987<br />

yılında Bursa’da kurulan<br />

Uludağ Yaş Meyve<br />

Sebze İhracatçıları<br />

Birliği’nin (UYMSİB)<br />

2018 yılında ihracatı,<br />

bir önceki yıla göre<br />

yüzde 13 artışla, 131<br />

milyon dolar seviyesine<br />

ulaştı. Birliğin bu<br />

yıl ki ihracat hedefi<br />

135 milyon dolar<br />

olarak belirlenmiş<br />

durumda.<br />

Birliğin bu yıl da<br />

sektör ihracatının artırılması için<br />

çalışmaları devam ediyor. UYM-<br />

SİB, ihracatın artırılması amacıyla<br />

bilgilendirme toplantıları,<br />

sektör temsilcilerinin bir araya<br />

geldiği değerlendirme toplantıları,<br />

sektör paydaşları ile işbirliği<br />

ve koordinasyon sağlanması<br />

çalışmaları, sektörel<br />

seminerler, toplantılar,<br />

paneller gibi etkinlikler<br />

organize edilmesi<br />

çalışmaları yapıyor.<br />

Birlik, bu sayede<br />

üreticilerin ve ihracatçıların<br />

bir araya gelmesini<br />

sağladığı gibi<br />

çeşitli ürün ihracında<br />

yaşadığı sorunları tespit<br />

ederek, çözüm önerilerinin<br />

UYMSİB’nin<br />

2018 yılı<br />

ihracatı:<br />

131 milyon $<br />

Birliğin<br />

<strong>2019</strong> ihracat<br />

hedefi:<br />

135 milyon $<br />

dile getirilmesi ve çözüme ilişkin<br />

uygulamaların hayata geçirilmesinde<br />

etkin rol oynuyor.<br />

Öne çıkan<br />

ihraç kalemleri<br />

UYMSİB’in ürün<br />

grubu bazında gerçekleştirdiği<br />

ihracat<br />

rakamlarına bakıldığında<br />

öne çıkan ihraç<br />

kalemleri arasında<br />

zeytin, yaş meyvede<br />

kiraz, bölgesel ürün<br />

olan Bursa siyah inciri,<br />

nar, elma, armut, ayva, ayrıca<br />

yaş sebzede biber, domates, patates<br />

ve hıyar kornişon geliyor.<br />

Pazar ülkelerinde<br />

Almanya ilk sırada<br />

UYMSİB’in en önemli ihracat<br />

pazarları arasında başta Almanya<br />

olmak üzere Hollanda,<br />

Rusya Federasyonu,<br />

Birleşik Krallık,<br />

Romanya, Norveç,<br />

Fransa, Ukrayna,<br />

Avusturya ve İsveç yer<br />

alıyor.<br />

Almanya pazarına<br />

en fazla ihraç edilen<br />

ürün grupları arasında<br />

kiraz, vişne, siyah<br />

zeytin, incir, biber ve yeşil zeytin;<br />

Hollanda pazarında kiraz, vişne,<br />

incir, siyah zeytin, nar ve domates;<br />

Rusya Federasyonu pazarında<br />

ise elma, şeftali, armut, kiraz,<br />

vişne ve üzüm başı çekiyor.<br />

Ülke grubu bazında en büyük<br />

paya Avrupa Birliği (AB) ülkeleri<br />

sahipken, AB ülkelerini sırasıyla<br />

Bağımsız Devletler Topluluğu,<br />

diğer Avrupa ülkeleri, Ortadoğu<br />

ülkeleri, Uzakdoğu ülkeleri,<br />

Kuzey Amerika Serbest Ticaret,<br />

Okyanusya ülkeleri, Serbest<br />

Bölgeler, Afrika ülkeleri, diğer<br />

Asya ülkeleri ve diğer Amerikan<br />

ülkeleri izliyor.<br />

142


<strong>2019</strong><br />

Mesleklerin standardı<br />

MESYEB ile güçleniyor<br />

Nitelikli işgücünü ve iş güvenliğini uluslararası standartlara taşımak amacıyla hayata geçen BTSO<br />

MESYEB, kısa süre içerisinde hem Bursa hem de Türkiye için rol model oldu. Şimdiye kadar 35 binden<br />

fazla çalışanın mesleki yeterlilik belgesi sahibi olduğu MESYEB, 50’den fazla şehirde sınav ve<br />

belgelendirme hizmeti veriyor.<br />

Mesleklerin uluslararası<br />

standardını güçlendirmek<br />

için 2014<br />

yılından bu yana çalışmalar<br />

yürüten Bursa Ticaret<br />

ve Sanayi Odası (BTSO) Mesleki<br />

Yeterlilik Sınav ve Belgelendirme<br />

Merkezi (MESYEB), 77<br />

meslekte sınav ve belgelendirme<br />

hizmeti veriyor. BTSO Yönetim<br />

Kurulu Başkanı İbrahim Burkay,<br />

50’den fazla şehirde hizmet<br />

verdiklerini belirterek, mesleki<br />

standartları en üst seviyeye taşımayı<br />

hedeflediklerini söylüyor.<br />

Bursa ekonomisinin çatı kuruluşu<br />

BTSO tarafından hayata geçirilen<br />

MESYEB, mesleklerin uluslararası<br />

standardını yükseltmek<br />

adına yeni hamlelerini sürdürüyor.<br />

Merkez, tekstil, asansör ve<br />

inşaat alanlarında 13 meslekte<br />

daha kapsam genişletme akreditasyon<br />

denetimlerini tamamladı.<br />

Tekstil kenti Bursa’da 6 meslekte<br />

daha sınav ve belgelendirme<br />

hizmeti sunan MESYEB, asansör<br />

sektörü ile ilgili olarak da 4<br />

alanda eğitim ve belgelendirme<br />

sınavı gerçekleştiriyor.<br />

144


<strong>2019</strong><br />

50’den fazla<br />

şehirde aktif<br />

BTSO Yönetim Kurulu Başkanı<br />

İbrahim Burkay, nitelikli<br />

işgücünü ve iş güvenliğini uluslararası<br />

standartlara taşımak<br />

amacıyla hayata geçen MES-<br />

YEB’in kısa süre içerisinde hem<br />

Bursa hem de Türkiye için rol<br />

model olmayı başardığını belirtiyor.<br />

Başkan Burkay, çalışanların<br />

becerilerini artıran ve uzmanlıklarını<br />

belgelendiren BTSO<br />

MESYEB’in 50’den fazla şehirde<br />

sınav ve belgelendirme hizmeti<br />

verdiğini dile getiriyor.<br />

35 binden fazla çalışan<br />

belge sahibi oldu<br />

Başkan Burkay, Türkiye’nin<br />

ara eleman değil, aranan eleman<br />

yetiştirmeye ihtiyaç duyduğunu<br />

söylüyor. MESYEB’de şimdiye<br />

kadar 35 binden fazla çalışanın<br />

mesleki yeterlilik belgesi sahibi<br />

olduğunu ifade eden Burkay,<br />

kalite ve nitelikten ödün vermeden<br />

hizmet çıtasını güçlendiren<br />

merkezin alanında Türkiye’nin<br />

en büyüğü olduğunu vurguluyor.<br />

İnşaat, otomotiv, metal, enerji,<br />

plastik, tekstil ve asansör sektörlerinde<br />

sınav ve belgelendirme<br />

tecrübesine sahip olan MES-<br />

YEB’in çalışmaları hakkında<br />

detaylı bilgiye www.btsomesyeb.<br />

com.tr adresinden ulaşılabiliyor.<br />

145


<strong>2019</strong><br />

40 yıllık Orakçı markası, farklı<br />

sektörlerde yatırımlarla büyüyor<br />

Orakçı Şirketler Grubu; inş aat, hizmet ve imalat sektörlerinde toplam 9 ş irketle faaliyetlerini<br />

sürdürüyor. Plaskar ile otomotivde, Orakçı Makina ile ekipman imalatında büyümeyi ve ihracat<br />

rakamlarını artırmayı hedefleyen grup, yatırımlarını bu doğrultuda planlıyor. Ayrıca inş aat sektöründe<br />

farklı bölgelerde yeni projelerle büyümek de hedefleri arasında.<br />

Orakçı Şirketler Grubu,<br />

Hikmet Orakçı tarafından<br />

40 yıl önce kurulan<br />

ilk ş irketten sonra ikinci<br />

neslin yönetime dahil olmasıyla<br />

birlikte farklı sektörlerde de yatırım<br />

yaparak büyüyor. Grup bugün<br />

Ortem, Orakçı Makina, Plaskar,<br />

Ormold, Novada Edremit, Orakçı<br />

Yapı şirketleriyle farklı sektörlerde<br />

varlığını sürdürüyor. Plaskar<br />

ile otomotivde, Orakçı Makina ile<br />

ekipman imalatında büyümeyi<br />

ve ihracat rakamlarını arttırmayı<br />

hedefleyen Orakçı Şirketler Grubu,<br />

yatırımlarını bu doğrultuda<br />

planlıyor. İ nş aat sektöründe farklı<br />

bölgelerde yeni projelerle de büyümeyi<br />

hedefliyor. Orakçı Şirketler<br />

Grubu CEO’su Özgür Orakçı, “Babamızdan<br />

devraldığımız işi bugün<br />

getirdiğimiz nokta, kardeşlerim<br />

ve benim için gurur verici. Bulunduğumuz<br />

her sektörde titizlikle<br />

çalışarak daha iyi noktalara gelmeyi,<br />

yeni yatırımlarla büyümeyi<br />

hedefliyoruz” diyor.<br />

Orakçı Makina, resmi<br />

tasarım merkezi oldu<br />

Orakçı Makina, 2018’in son<br />

çeyreğinde, Bilim Sanayi ve Teknoloji<br />

Bakanlığı onayıyla, Türkiye’nin<br />

222. tasarım merkezi oldu. Bursa’da<br />

otomotiv sektöründe faaliyet<br />

gösterip tasarım merkezi olarak<br />

Bakanlık onayı alan üç şirketten<br />

biri. Orakçı Şirketler Grubu Yönetim<br />

Kurulu Üyesi Betül Orakçı,<br />

tasarım merkezi belgesiyle birlikte<br />

hedeflerinin daha da büyüdüğünü,<br />

hem üretime hem de nitelikli iş<br />

gücüne yapacakları yatırımlar için<br />

heyecan duyduklarını belirtiyor.<br />

Ovaakça’da 7 bin 800 metrekaresi<br />

kapalı olmak üzere toplam 12 bin<br />

300 metrekare alanda kurulu fabrikasında<br />

araç üstü ekipman imalatı<br />

gerçekleştiren Orakçı Makina,<br />

projesini ve imalatını yaptığı ürün<br />

çeşitliliği kapsamında Türkiye’de<br />

yelpazesi en geniş şirketlerden biri<br />

konumunda. 1992’den bu yana üretim<br />

yapan şirket, global pazarlarda<br />

rekabet edebilen, ürün çeşitliliği<br />

ÖZGÜR ORAKÇI<br />

Orakçı Şirketler Grubu CEO’su:<br />

“Bulunduğumuz her sektörde titizlikle<br />

çalışarak daha iyi noktalara gelmeyi ve<br />

yeni yatırımlarla büyümeyi hedefl iyoruz.”<br />

146


<strong>2019</strong><br />

yüksek, sürekli iyileştirme ve kalite<br />

anlayışından ödün vermeyen,<br />

dünyanın her yerinde müşterilerine<br />

satış sonrası ve öncesi destek<br />

veren bir yapıya sahip. Atık yönetimi<br />

ekipmanları, araç üstü sepetli<br />

platformlar, oto kurtarıcılar<br />

ve özel ürünler şeklinde<br />

ürün gamını<br />

gruplayan Orakçı<br />

Makina, yıllık 1200<br />

adet ekipman üretim<br />

kapasitesine sahip.<br />

İnovatif yaklaşımlarla<br />

global pazarda<br />

her geçen gün marka<br />

bilinirliğini artıran<br />

şirket, bugün üretiminin<br />

yüzde 95’ini Ortadoğu, Güney<br />

Afrika, Türki cumhuriyetler, Güney<br />

Amerika, Avrupa ve Asya Pasifik<br />

bölgelerine ihraç ediyor.<br />

Ormold ve Plaskar’dan<br />

tasarımdan üretime hizmet<br />

Plaskar, 2004’ten bu yana otomotiv<br />

sektöründe plastik enjeksiyon<br />

parça imalatı yapıyor. Kayapa<br />

Sanayi Bölgesi’ndeki 7 bin 500<br />

metrekarelik fabrika alanında,<br />

ISO/TS 16949 kalite sistemiyle, 100<br />

ton ile 1.300 ton aralığında, teknoloji<br />

seviyesi yüksek Avrupa malı<br />

enjeksiyon makineleri<br />

ile üretim yapıyor.<br />

2007’de bünyesinde<br />

kalıp bakım atölyesi<br />

kuran Plaskar’da, 2011<br />

yılında otomotiv sektörü<br />

için Bursa’da kalıp<br />

üretimine baş landı.<br />

2014’ten bu yana kalıplar<br />

Ormold markasıyla<br />

üretiliyor. Ormold,<br />

otomotiv plastik enjeksiyon<br />

parça kalıpları ve çift komponent<br />

kalıp imalatı yapıyor. Şirket,<br />

Türkiye’deki müşterilerinin taleplerine<br />

cevap vermenin yanı sıra<br />

yurtdışına da kalıp ihraç ediyor<br />

Orakçı Yapı’dan<br />

rinde öğ retmenlik yaptıktan sonra<br />

yeni projeler geliyor<br />

ticarete atılan Hikmet Orakçı tarafından<br />

kurulan ş irket, ilk olarak<br />

Orakçı Yapı son olarak Bursa’da<br />

iki etaptan oluş an Yeni Hayat Evleri<br />

ve Çorlu’da 186 konutlu Triodiyelere<br />

hizmet vermeye baş ladı.<br />

altyapı inş aatları yaparak belepark<br />

Çorlu projelerini tamamladı. 1990’lı yılların baş ında, belediyelerin<br />

temizlik hizmetleri konusunda<br />

Şirketin yine Çorlu ve Bursa<br />

için yeni projeleri özel sektörden hizmet satın almaya<br />

baş lamasıyla sektörün ilk ş ir-<br />

yolda… Ayrıca fabrika<br />

inşaatları ve idari ofis ketleri içinde yer aldı. 1996 yılında<br />

binalarıyla ilgili olarak Bursa dış ında ilk hizmet ş antiyesini<br />

kurdu. 2000 yılında ise ş irketin<br />

taahhüt projeleri de<br />

devam ediyor.<br />

ilk endüstriyel giriş imi olan Orakçı<br />

Makina kuruldu ve araç üstü<br />

Ortem’in hedefi ekipman imalatına baş landı. 2004<br />

12.300 m 2 bertaraf tesisi açmak yılında otomotiv sektörüne adım<br />

Belediyelere katı atarak, plastik enjeksiyon parça<br />

atık yönetimi ve araç imalatına baş layan Orakçı Grup,<br />

kiralama konusunda çözüm ortaklığı<br />

yapan Ortem, yoğunlukla vermekte olduğ u hizmet konuları-<br />

zamanla bulunduğ u sektörlerde<br />

Marmara, Ege ve Trakya bölgelerinde<br />

hizmet sunuyor. Ayrıca kendi<br />

nı önemli ölçüde geniş letti.<br />

yatırımı olan ilk bertaraf tesisini<br />

açmak için hazırlıkları devam<br />

ediyor.<br />

Grubun en son yatırımı<br />

Novada Edremit<br />

Orakçı Şirketler Grubu’nun en<br />

son yatırımını Novada Edremit<br />

oluşturuyor. İ zmir-Çanakkale karayolu<br />

üzerinde, Edremit ve Akçay<br />

arasında yer alan yatırımın toplam<br />

değ eri 40 milyon<br />

dolar. Novada Edremit<br />

Alış veriş ve Yaş am<br />

Merkezi, 35 bin metrekare<br />

alanda, ulusal ve<br />

uluslararası 65 markayla<br />

hizmet veriyor.<br />

İlk faaliyet konusu<br />

altyapı inşaatlarıydı<br />

İnş aat, hizmet ve<br />

imalat sektörlerinde<br />

toplam 9 ş irket ile faaliyetlerini<br />

Orakçı Şirketler Grubu Yönetim<br />

Kurulu Üyesi Betül Orakçı, tasarım<br />

merkezi belgesiyle birlikte<br />

sürdüren Orakçı Şirketler Grubu,<br />

bugün çok sayıda belediyenin ve<br />

hedeflerinin daha da büyüdüğünü<br />

ş irketin çözüm ortağ ı konumunda söylüyor.<br />

çalış ıyor. Anadolu’nun çeş itli ille-<br />

Orakçı Makina’nın<br />

fabrika<br />

büyüklüğü:<br />

Novada Edremit’in<br />

toplam<br />

yatırım değeri:<br />

40 milyon $<br />

147


<strong>2019</strong><br />

Seger Korna, yeni projelerinde<br />

yayaların güvenliğine odaklandı<br />

Avrupa’nın en büyük korna üreticilerinden biri olan ve 70 ülkeye ihracatı bulunan Seger, yeni projelerinde<br />

elektrikli ve otonom araçlara odaklanarak, yayaların güvenliğini sağlayacak ve muhtemel kazaların oluşmasını<br />

engelleyecek ürün ve sistemleri geliştirmeye odaklandı.<br />

Bursa’da 1981 yılında<br />

bobin teli üretimiyle yola<br />

çıkan Seger, bugün yılda<br />

toplam 11 milyon adet<br />

korna üretiyor. Türkiye’de lider<br />

dünyanın ise sayılı korna üreticileri<br />

arasında yer alan Seger, bu<br />

yıl Ar-Ge çalışmalarına hız katmayı<br />

hedefliyor. Her yıl cirosunun<br />

yüzde 3’ünü Ar-Ge’ye ayırıyor. Her<br />

yıl en az bir yeni ürünü piyasaya<br />

sürmeyi hedeflediklerini söyleyen<br />

Seger Yönetim Kurulu Başkan<br />

Vekili Selim Baykal, “2018 yılında<br />

4 yeni ürünü tüm dünya pazarları<br />

ile Türkiye pazarına tanıttık ve<br />

satmaya başladık. Bu modellerimiz<br />

arasında havalı korna segmentinde<br />

8 melodili mehter korna ve<br />

8 melodili nostalji kornalar oldu.<br />

Osmanlı mehter takımının çaldığı<br />

8 farklı marş melodisini içeren<br />

mehter kornalarımız ile yine içerisinde<br />

8 adet geçmişten günümüze<br />

gelen Türk pop/folk müziği melodilerini<br />

içeren nostalji kornalarımız<br />

yıl içinde oldukça talep gördü”<br />

diyor. Son yıllarda elektrikli ve<br />

otonom araçların oldukça revaçta<br />

olduğunu belirten Baykal, “Biz<br />

de yeni projelerimizde elektrikli<br />

ve otonom araçlara odaklanarak,<br />

yayaların güvenliğini sağlayacak<br />

ve muhtemel kazaların oluşmasını<br />

engelleyecek ürün ve sistemleri<br />

geliştirmeye odaklandık. Tesla ile<br />

yaptığımız anlaşma gibi dünyada<br />

otomotiv trendlerine yön veren<br />

proje ve markaları bünyemize<br />

katmayı hedefliyoruz“ ifadelerini<br />

kullanıyor.<br />

Yaklaşık 70 ülkeye<br />

korna ihracat yapıyor<br />

Baykal; Romanya, Fransa,<br />

Amerika, İspanya, Almanya ağırlıklı<br />

olmak üzere Japonya’dan<br />

Filistin’e, Rusya’dan Güney Afrika<br />

Cumhuriyeti’ne, Polonya’dan Almanya’ya,<br />

Ürdün’den Romanya’ya<br />

kadar 70 ülkeye korna ihraç ettiklerini<br />

anlatıyor. Yaptıkları özel üretimlerle<br />

her yıl portföylerine yeni<br />

pazarlar eklediklerinin altını çizen<br />

Baykal, “Global pazarda ülkelerin<br />

kendi kültürleri, yaşam şartları<br />

ve yaşayış biçimlerinin yanı sıra<br />

araç markalarının da isteğine göre<br />

özel üretimler yaptık ve yapmaya<br />

devam ediyoruz. Kurulduğumuz<br />

günden bu yana kurumsallaşma<br />

ve dünya devleri arasına girme hedefiyle<br />

hareket ettik. Seger olarak<br />

bu yıl ihracat pazarlarımızı belirli<br />

bir ivme ile yükseltmeyi hedefliyoruz.<br />

Daha kontrollü geçireceğimiz<br />

bir yıl olacak. İhracat yaptığımız<br />

ülkelerde pazar payımızı artırmak<br />

ilk hedeflerimizden biri” şeklinde<br />

konuşuyor.<br />

SELİM BAYKAL<br />

Seger Yönetim Kurulu Başkan Vekili<br />

148


<strong>2019</strong><br />

Chassis Brakes, Bursa’dan dünyanın<br />

dört bir yanına fren gönderiyor<br />

Chassis Brakes International’ın Bursa fabrikası, ABD ve Japonya<br />

gibi dünyanın her iki ucuna birden fren sistemleri gönderirken,<br />

Toyota’nın Tayland’daki fabrikası için de fren üretiyor. 2018 yılını<br />

yüzde 35’lik büyüme ile kapatan ve son 4 yılda 3 katlık büyüme<br />

gösteren şirket, yeni projelerin devreye alınmasıyla birlikte,<br />

mevcut üretim ve istihdam kapasitesini de artırmaya odaklandı.<br />

Dünyanın en büyük otomotiv<br />

foundation fren ve<br />

fren parçaları üreticileri<br />

arasında yer alan Chassis<br />

Brakes International’ın sektörde<br />

80 yıllık geçmişi bulunuyor. 900<br />

milyon euro ile dünyanın en büyük<br />

üç fren üreticisinden biri olan şirket;<br />

Avrupa, Asya, Güney Afrika,<br />

Kuzey ve Güney Amerika olmak<br />

üzere birçok kıtada, 16 ülkede, 13<br />

üretim tesisi ve 11 mühendislik<br />

merkezi ve satış ofislerinde toplam<br />

5 bin 200 kişi istihdam ediyor. Disk<br />

fren, kampana fren, elektro-mekanik<br />

park fren ve rotorları otomobil<br />

ve hafif ticari araçlar için özel olarak<br />

üretilirken; bu ürünler yenilikçi,<br />

çevre dostu, katma değerli,<br />

uzun ömürlü ve fiyat avantajlarıyla<br />

rekabette öne çıkıyor. Chassis<br />

Brakes, farklı isimler altında 90<br />

yıldır foundation fren endüstrisindeki<br />

deneyimlerinden yararlanıyor.<br />

Haziran 2012’den bu yana<br />

KPS Capital Partners, LP Protföy<br />

şirketinin bir parçası durumunda<br />

bulunuyor. Bursa’da 12 bin metrekaresi<br />

kapalı olmak üzere toplam<br />

20 bin metrekare alan üzerine<br />

kurulu Türkiye fabrikası ise 300<br />

çalışanıyla, direkt otomotiv ana<br />

sanayi üreticilerine ve çeşitli satış<br />

sonrası kanallarına, disk frenler<br />

ve otomatik park freni gibi orijinal<br />

ekipman üretimi yapıyor.<br />

Türkiye’nin en büyük<br />

fren üreticisi konumunda<br />

Chassis Brakes International’ın<br />

Türkiye yapılanması, Türkiye’de<br />

binek ve hafif ticari araçlar için<br />

fren üretimi yapan en büyük firma<br />

konumunda. Şirketin Bursa<br />

fabrikası, ABD ve Japonya gibi<br />

dünyanın her iki ucuna birden fren<br />

sistemleri gönderirken, Toyota’nın<br />

Tayland’daki fabrikası için de fren<br />

üretiyor. 2018 yılını yüzde 35’lik<br />

büyüme ile kapatan şirket, son 4<br />

AHMET YAĞCI<br />

Chassis Brakes International<br />

Türkiye Genel Müdürü:<br />

“2020 yılında sadece Avrupa’nın değil,<br />

dünyanın en iyi Chassis Brakes International<br />

fabrikası olmayı hedefl iyoruz.”<br />

150


<strong>2019</strong><br />

yılda 3 katlık büyüme gösterdi.<br />

Chassis Brakes International Türkiye<br />

Genel Müdürü Ahmet Yağcı,<br />

2020 yılında sadece Avrupa’nın<br />

değil, dünyanın en iyi Chassis<br />

Brakes International fabrikası<br />

olmayı hedeflediklerini söylüyor.<br />

Bursa fabrikası olarak 2018 yılını<br />

134 milyon euro<br />

ciro ile kapattıklarını<br />

aktaran Yağcı, şirketin<br />

kârlılık, müşteri memnuniyeti<br />

ve projeleri<br />

devreye alma başarısı<br />

ile Chassis Brakes<br />

International’ın global<br />

yapılanmasında en<br />

çok öne çıkan fabrika<br />

konumunda yer aldığını<br />

vurguluyor. Bu yıl da sürdürülebilir<br />

büyüme anlayışıyla, büyümeye<br />

ve gelişmeye devam etmeyi<br />

hedeflediklerini aktaran Yağcı,<br />

yeni projelerin devreye alınmasıyla<br />

birlikte, mevcut üretim ve istihdam<br />

kapasitesini de artırmaya<br />

odaklandıklarını dile getiriyor.<br />

Chassis Brakes<br />

Türkiye’nin<br />

2018 cirosu:<br />

134 milyon €<br />

Mevcut üretiminin yüzde 40’ını<br />

küresel piyasalara ihraç ediyor<br />

Sürekli iyileştirme kültürü<br />

çerçevesinde, bu kültürün şirketin<br />

tüm kademelerinde en iyi şekilde<br />

özümsenip uygulanması konusunda<br />

önemli adımlar attıklarına<br />

değinen Yağcı, “Şirket olarak son<br />

yıllarda ciddi bir büyüme içerisindeyiz.<br />

Mevcut üretimimizin yüzde<br />

40’ını küresel piyasalara ihraç<br />

ediyoruz. Bursa fabrikası olarak,<br />

yüksek katma değer üretmeye devam<br />

ederek, Bursa’ya ve ülkemize<br />

en yüksek düzeyde katkı sağlamayı<br />

hedefliyoruz. Bunun yanında<br />

kurulduğumuz günden bu yana insan<br />

odaklı bir anlayışı benimsemiş<br />

durumdayız. Bu noktada nitelikli<br />

insan kaynağına yatırımlarımız<br />

da hızla sürüyor” şeklinde konuşuyor.<br />

Çalışanlarının<br />

hem mesleki hem de<br />

kişisel gelişimlerine<br />

destek olan, aynı<br />

zamanda iş motivasyonlarına<br />

da katkı<br />

sağlayan uygulamaları<br />

kararlı bir şekilde<br />

yaptıklarının altını<br />

çizen Yağcı, şunları<br />

kaydediyor:<br />

“Ayrıca şirketimizde çalışanlarımız<br />

için en iyi çalışma ortamını sağlamaya<br />

çalışıyoruz. Bu noktada iş<br />

sağlığı ve güvenliği çalışmalarının<br />

kurum kültürümüzün en önemli<br />

parçalarından biri olduğunu ifade<br />

edebiliriz. Buna ek olarak, çevresel<br />

değerlerin korunması ve geleceğe<br />

daha yaşanabilir bir çevre bırakma<br />

konusunda çalışmaları da kararlı<br />

bir şekilde hayata geçirmekteyiz.<br />

Bunu yaparken çalışanlarımızı da<br />

işin içine katarak, onların fikirleri<br />

ve önerileriyle en doğru uygulamalara<br />

öncelik veriyoruz.”<br />

“Yeni pazar arayışlarımız<br />

tüm hızıyla devam ediyor”<br />

Chassis Brakes International<br />

olarak dünyanın dört bir yanında<br />

faaliyetlerine devam ederken, yeni<br />

pazar arayışlarının da tüm hızıyla<br />

devam ettiğini söyleyen Yağcı, “Bu<br />

konuda, özellikle Afrika pazarındaki<br />

çalışmalarımızı artırma yönünde<br />

ciddi bir düşüncemiz bulunuyor.<br />

Bununla birlikte, Endüstri<br />

4.0’a uygun gelişmiş üretim sistemleri<br />

tasarlama çalışmalarımız<br />

da devam ediyor. Global ölçekteki<br />

mevcut tempomuz devam ettiği<br />

müddetçe ileriye dönük hedeflediğimiz<br />

noktalara çok daha kısa<br />

sürede ulaşabileceğimize inanıyorum”<br />

diyor.<br />

151


<strong>2019</strong><br />

KALDER Bursa Şubesi<br />

20. yılında kendi yerinde<br />

Bursa’da kalite çalışmalarının her alanda artması, yaşam kalitesi kavramının yaygınlaşması ve kentin<br />

tanıtılması amacıyla çalışmalarına devam eden KalDer Bursa Şubesi, 20. yılında kendisine ait bir yapıda<br />

hizmet vermeye başladı.<br />

KalDer, 1990 yılında<br />

kurulmasının ardından<br />

yayılım çalışmaları kapsamında<br />

ülkemizin önde<br />

gelen sanayi kenti Bursa’da şubeleşme<br />

kararı aldı. 1998’de gönüllülerin<br />

girişimiyle KalDer Bursa<br />

Şubesi kuruldu. 1998 yılından<br />

bugüne “Mükemmellik kültürünü<br />

yaşam biçimine dönüştürerek, ülkemizin<br />

rekabet gücünün ve refah<br />

düzeyinin yükseltilmesine katkıda<br />

bulunmak” misyonuyla, Bursa’da<br />

kalite çalışmalarının her alanda<br />

artması, yaşam kalitesi kavramının<br />

yaygınlaşması ve Bursa’nın<br />

tanıtılması amacıyla çalışmalarını<br />

sürdürüyor. KalDer, Bursa’daki<br />

çalışmalarına bir sanayi kuruluşunun<br />

7 metrekarelik ofisinde başladı.<br />

Yıllar içerisinde çalışmaların<br />

ulaştığı kitle artıp daha iyiye ulaşma<br />

arayışı sürdükçe, KalDer’in<br />

Bursa’da kendisine ait bir binada<br />

hizmet sunmasının zamanının<br />

geldiği düşüncesi yoğunlaştı ve<br />

bu yönde girişimler başlatıldı. Bu<br />

doğrultuda 20. yılında KalDer Bursa<br />

Şubesi kendisine ait bir yapıda<br />

hizmet vermeye başladı. Çalışmaları<br />

tamamlanan KalDer Evi’nin<br />

açılışı 4 Ekim 2018’te iş dünyası ve<br />

kent protokolünün yoğun katılımıyla<br />

gerçekleştirildi. KalDer<br />

Bursa Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Erdal Elbay, “KalDer Evi’yle, kalite<br />

ve mükemmellik kültürünün<br />

yaygınlaşması adına kentimizde<br />

yürüttüğümüz faaliyetlerin kolay<br />

ulaşılabilir, sağlıklı, modern koşullara<br />

sahip, her kesimden daha<br />

fazla kişinin yararlanabileceği bir<br />

merkezde sürdürmeyi amaçladık.<br />

Çok amaçlı toplantı salonlarımız,<br />

sosyal alanımız, kütüphanemiz,<br />

Atamızın anıtının yer aldığı Kalite<br />

Parkı ile kentimize daha çok değer<br />

katacak, iş dünyası ve toplum için<br />

yeni projeler üreteceğiz” diyor.<br />

Kalite ve Başarı Sempozyumu<br />

12 Nisan’da başlıyor<br />

Bursa’da her yıl KalDer Bursa<br />

Şubesi ve BUSİAD işbirliğinde<br />

değişik bir ana tema çerçevesinde,<br />

iş dünyasını buluşturmak, bilgi<br />

ve düşünce paylaşım platformu<br />

oluşturmak amacıyla düzenlenen<br />

Kalite ve Başarı Sempozyumu’nun<br />

17’incisi 12-13 Nisan <strong>2019</strong> tarihlerinde<br />

“Gelecek Elimizde” teması<br />

ile gerçekleşecek. Sempozyum<br />

teması hakkında bilgi veren Elbay,<br />

“Günümüzde özellikle teknolojinin,<br />

internetin bambaşka bir<br />

boyut kazandığı, iletişim kuran<br />

nesnelerin veri toplayıp üretim<br />

sürecini tamamen değiştirdiği ve<br />

makinelerin insanlarla etkileşimini<br />

öne çıkaran bir dönemdeyiz. Felsefenin<br />

önemli isimlerinden Immanuel<br />

Kant, 18. Yüzyılda ‘İnsan<br />

artık kendi aklını kullanmalı’ sözünü<br />

dile getirmişti. Günümüzde<br />

ise ‘İnsan artık makinelerin aklını<br />

kullanmalı’ anlayışına geldiğimizi<br />

görüyoruz. Diğer yandan küresel<br />

ısınma, biyolojik çeşitlilik kaybı<br />

yaşamın ortak sorunlarından. Baş<br />

döndürücü bir şekilde değişen yaşamda<br />

sürdürülebilir iş ve yaşam<br />

kalitesine rehber olmak için bu konuları<br />

uzman konuklarımızla sempozyumda<br />

tartışacağız. Gelecek<br />

bizim ve elimizde, sürdürülebilir<br />

bir geleceği birlikte inşa edebiliriz”<br />

şeklinde konuşuyor.<br />

ERDAL ELBAY<br />

KalDer Bursa<br />

Yönetim Kurulu Başkanı<br />

152


<strong>2019</strong><br />

Uludağ OSB’nin hedefinde<br />

1 milyar dolarlık ihracat var<br />

Gürsu OSB ile Kestel 2 No’lu Sanayi Bölgesi’ni tek çatı altında<br />

birleştiren Uludağ OSB’nin Başkanı Yunus Aydın, “Şehrin<br />

doğusunda ekonomik olarak güçlü bir OSB doğuyor. Ekonomik<br />

ve ticari gelişmeyi hızlandırıyoruz. 2023 hedefi olarak 1 milyar dolar<br />

ihracatı yakalamak istiyoruz. Ayrıca 30 bin çalışanı olan<br />

bir sanayi bölgesine dönüşmek için yola çıktık” diyor.<br />

Gürsu Organize Sanayi<br />

Bölgesi ile Kestel 2<br />

No’lu Sanayi Bölgesi’nin<br />

Islah OSB çerçevesinde<br />

birleşmesiyle kurulan Uludağ<br />

Organize Sanayi Bölgesi (OSB),<br />

şehrin doğusunu hareketlendirdi.<br />

Çoğunlukla tekstil, otomotiv, inşaat<br />

malzemeleri ve plastik sanayi<br />

tesislerinin bulunduğu Uludağ<br />

OSB’de boş arsanın kalmadığı ve<br />

arsa fiyatlarının arttığı belirtiliyor.<br />

286 sanayi parselinin bulunduğu<br />

Uludağ OSB’nin sorunların çözümünde<br />

lokomotif olması, sanayicinin<br />

ihracatta ve rekabet ortamında<br />

elini güçlendirmesi bekleniyor.<br />

Uludağ OSB Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Yunus Aydın, bölgenin, şehrin<br />

doğu yakasında ticari hayatın gelişmesine<br />

büyük katkı sağlayacağını<br />

belirterek, “Şehrin doğusunda<br />

ekonomik olarak güçlü bir OSB<br />

doğuyor. Ekonomik ve ticari gelişmeyi<br />

hızlandırıyoruz. Bölgemizde<br />

20 bin çalışanı olan 250 firmanın<br />

oluşturduğu bir güç var. Bursa’nın<br />

üçüncü OSB’si haline gelmiş bir<br />

güç. İhracat, elektrik ve doğalgaz<br />

tüketimindeki rakamlar her şeyi<br />

YUNUS AYDIN<br />

Uludağ OSB Yönetim Kurulu Başkanı:<br />

“Şehrin doğusunda ekonomik olarak<br />

güçlü bir OSB doğuyor. Ekonomik ve ticari<br />

gelişmeyi hızlandırıyoruz.”<br />

154


<strong>2019</strong><br />

ortaya koyacak. Bugün yaklaşık<br />

350 milyon dolar olan ihracat rakamını<br />

üç yıl içinde 500 milyon dolara<br />

yükselmeyi planlıyoruz. 2023 hedefi<br />

olarak 1 milyar dolar ihracatı<br />

yakalamak istiyoruz. Ayrıca 30 bin<br />

çalışanı olan bir sanayi bölgesine<br />

dönüşmek için yola çıktık” açıklamasında<br />

bulunuyor.<br />

Yeni hizmet binası<br />

‘akıllı’ ve ‘çevre dostu’<br />

Bursa’nın 3’üncü<br />

büyük sanayi bölgesinde<br />

olan Uludağ<br />

OSB’nin, yeni hizmet<br />

binasına kavuştuğunu<br />

söyleyen Aydın, “5<br />

katlı, toplamda 974<br />

metrekare kapalı alanda,<br />

akıllı-çevre ile dost<br />

Bursa’nın sanayisine<br />

de yön verecek bir bina inşa ettik.<br />

Diğer yandan özellikle küçük yapıların<br />

çok olması hizmet alanlarının<br />

oluşmasını ve hizmet binasının yapımını<br />

geciktirdi. Bursa’nın 3’üncü<br />

büyük sanayi bölgesinde akıllı<br />

hizmet binasından sanayicilerimizin<br />

her türlü hizmetlerine katkı<br />

sağlayacağız. Tüm firmalarımız<br />

hizmeti elektronik ortamda halledebilecek.<br />

Özellikle sanayicimize<br />

hizmetin Türkiye’ye bir hizmet<br />

olarak gören anlayış ile çalışıyoruz.<br />

Çağımızın sanayicilerinin önlerini<br />

açmak ve hizmet etmek ülkeye<br />

Bölgede<br />

faaliyet gösteren<br />

firma sayısı:<br />

250<br />

katkı sağladığını düşünüyoruz”<br />

ifadelerini kullanıyor.<br />

Ar-Ge merkezi kurulması<br />

için harekete geçildi<br />

Diğer yandan Uludağ OSB’de<br />

125 bin metrekarelik tarım vasfını<br />

yitirmiş donatı alanı olduğunun<br />

bilgisini veren Aydın, tamamı depo<br />

olarak kullanılan bu alanın temizlenerek<br />

hizmet alanına<br />

dönüştürüleceğini dile<br />

getiriyor. Uludağ OSB<br />

bünyesinde Ar-Ge ve<br />

tasarım merkezi kurma<br />

imkanı bulamayan<br />

şirketlere hizmet<br />

verebilmesi için Bursa<br />

Teknik Üniversitesi ile<br />

yaptıkları ön protokol<br />

çerçevesinde bölge sınırları<br />

içerisinde Ar-Ge<br />

merkezi kurmaya hazırlandıkla-<br />

rını vurguluyor. Hizmet binasının<br />

ardından yapılacak<br />

çalışmalardan bahseden<br />

Aydın, şunları<br />

kaydediyor:<br />

“Bundan sonra 125 bin<br />

metrekarelik bir donatı<br />

alanı var. Orada bir<br />

Ar-Ge merkezi, teknik<br />

kolej gibi eğitim kampüsü<br />

oluşturacağız.<br />

Bundan hem sanayicimiz<br />

hem de kentin doğusundaki<br />

vatandaşlarımız faydalanacak.<br />

Uludağ OSB’nin<br />

2023 istihdam<br />

hedefi:<br />

30 bin<br />

Özellikle eğitim merkezi ile Gürsu<br />

ve Kestel bölgelerinin kalkınmasına<br />

yardımcı olacağız. Şehrin doğu<br />

yakasında ticaret alanı oluşturmak<br />

istiyoruz. Lojistik merkez,<br />

sağlık merkezi, anaokulu, kreş ve<br />

çıraklık eğitim merkezi projelerimiz<br />

bulunuyor.”<br />

Bölgede çoğunlukla<br />

tekstil firmaları var<br />

Uludağ OSB’nin tekstil ağırlıklı<br />

bir bölge olduğunun bilgisini veren<br />

Aydın, “Tekstil, gelişmiş ülkelerin<br />

değil, gelişen ülkelerin sektörü<br />

olduğu için markalaşma aşamasında<br />

gelecek dönemlerde sektörel<br />

geçişleri de sağlayacak çalışmaları<br />

OSB’lerin yapması şart. Bölgemizde<br />

tekstilin yanı sıra çoğunlukla<br />

otomotiv, inşaat malzemeleri ve<br />

plastik alanında faaliyet gösteren<br />

firmalar bulunuyor”<br />

diyor. Aydın, birleşme<br />

sonucunda Kestel 2<br />

No’lu Sanayi Bölgesi’nde<br />

faaliyet gösteren<br />

firmaların önünün<br />

açıldığını, sanayicilerin<br />

OSB mevzuatından<br />

faydalanmaya<br />

başladığını, ucuz<br />

elektrik ve doğalgaz<br />

kullanım olanağına kavuştuğunu<br />

da sözlerine ekliyor.<br />

155


<strong>2019</strong><br />

Balkan ülkeleri ile<br />

Bursa arasında<br />

ticari ilişkilerin<br />

artırılması hedefi<br />

ile çalışmalar yürüten<br />

RUMELİSİAD, çeşitli<br />

temaslarda bulunmak<br />

üzere geçtiğimiz<br />

günlerde Arnavutluk’ta<br />

bir dizi ziyarette<br />

bulundu.<br />

RUMELİSİAD, Arnavutluk<br />

ile iş köprüsü kuruyor<br />

Rumelili Yönetici İşadamı<br />

ve Sanayiciler Derneği<br />

(RUMELİSİAD), Balkan<br />

ülkeleri ile Bursa<br />

arasında ticari ilişkilerin artırılması<br />

hedefi doğrultusunda, Arnavutluk<br />

Diaspora Günleri kapsamında<br />

Arnavutluk’ta önemli<br />

görüşmeler gerçekleştirdi. Arnavutluk<br />

temasları kapsamında, Arnavutluk<br />

eski Ankara Büyükelçisi<br />

ve şu anda da Arnavutluk Cumhurbaşkanı<br />

Danışmanı olarak<br />

görev yapan Genci Muçaj’ı ziyaret<br />

eden ve kendisine, yeni görevinde<br />

başarılar dileyen RUMELİSİAD<br />

Yüksek İstişare Kurulu Başkanı<br />

Şahap Aktaş, Büyükelçilik Müsteşarı<br />

Muammer Hakan Cengiz ve<br />

Arnavutluk TİKA Başkanı Ömer<br />

Özütok’la da bir araya gelerek,<br />

derneğin çalışmaları hakkında<br />

bilgi verdi. Ziyaretlerde, RUME-<br />

LİSİAD Yönetim Kurulu üyeleri<br />

Halil Bedzeti ve Serhat Ademoğlu<br />

da hazır bulundu. RUMELİSİAD<br />

yönetimini Cumhurbaşkanı Sarayı’nda<br />

kabul eden Arnavutluk<br />

Cumhurbaşkanı Danışmanı Genci<br />

Muçaj, ziyaretten duyduğu memnuniyeti<br />

dile getirerek, Türkiye’deki<br />

görevi boyunca çok mutlu<br />

anılar biriktirdiğini, Türkiye’yi<br />

ve Türk insanını çok sevdiğini<br />

söyledi. Şahap Aktaş da Muçaj’a<br />

görevinde başarılar dileyerek,<br />

RUMELİSİAD’ın çalışmalarıyla<br />

ilgili kendisine bilgi aktardı.<br />

RUMELİSİAD Dergisi<br />

Balkanlar’a açılacak<br />

RUMELİSİAD heyeti, Arnavutluk<br />

temasları kapsamında<br />

Büyükelçilik Müsteşarı Muammer<br />

Hakan Cengiz’i de makamında<br />

ziyaret etti. RUMELİSİAD Vakfı<br />

hakkında bilgi verilen ziyarette,<br />

Cengiz de duyduğu memnuniyeti<br />

dile getirerek, RUMELİSİAD<br />

Dergisi’nin Balkanlardaki tüm<br />

büyükelçilere gönderilmesi talebinde<br />

bulundu. Cengiz bu sayede<br />

derneğin çok başarılı faaliyetler<br />

yaptığını ve bunun tüm Balkan<br />

ülkelerinde takip edildiğini<br />

belirtti.<br />

TİKA ile ortak projeler<br />

masaya yatırıldı<br />

RUMELİSİAD heyeti, Arnavutluk<br />

ziyareti kapsamında, Arnavutluk<br />

Türk İşbirliği ve Koordinasyon<br />

Ajansı (TİKA) Başkanı<br />

Ömer Özütok ile de son derece<br />

faydalı geçen görüşmelere imza<br />

attı. TİKA’nın Arnavutluk’un<br />

başkenti Tiran’daki binasında<br />

gerçekleşen görüşmelerde, TİKA<br />

ile beraber yapılabilecek projeler<br />

üzerinde fikir alışverişinde bulunuldu.<br />

156


<strong>2019</strong><br />

Pınar Metal, en kaliteli malzemeyi<br />

en uygun fiyata sunmayı hedefliyor<br />

Metal ve plastik yarı mamul ürünleri imalatının yanı sıra bu alanda dünya çapındaki sektör öncüsü firmaların<br />

Bursa’daki satış noktası olan Pınar Metal Plastik’in kurucusu Necmettin Pınar, “En kaliteli malzemeleri<br />

en uygun fiyatlarla müşterilerimize sunmayı hedefliyoruz. Tecrübemizi kalitemizle birleştirerek sektöründe<br />

tercih edilen bir firma olmak istiyoruz” diyor.<br />

Alanında lider firmalardan<br />

olan Pınar Metal Plastik,<br />

Bursa ve çevre illere<br />

toptan veya perakende<br />

satışla, en iyi ürünü ve en doğru<br />

fiyatla sunmayı hedefliyor. Geçen<br />

yıllarda ürün gamını ve ithalat<br />

ayağını genişleten Pınar Metal,<br />

2004 yılında Beşevler Nilüfer Ticaret<br />

Merkezi’nde ikinci şubesini<br />

hizmete açıyor. 2008’e gelindiğinde<br />

ise alüminyum kesim hizmeti<br />

veren üçüncü şubesi yine Nilüfer<br />

Ticaret Merkezi’nde faaliyete geçiyor.<br />

Pınar Metal, bugün imalatın<br />

yanı sıra dünya çapında metal ve<br />

plastik sektörünün öncü firmalarının<br />

Bursa’daki satış noktası<br />

konumunda bulunuyor.<br />

Kalite yönetim sistemini<br />

üst düzeye çıkarmayı istiyor<br />

Pınar Metal Plastik’in kurucusu<br />

Necmettin Pınar, demir harici metal<br />

ve plastik alım satım ve ithalatı<br />

alanında, stratejik yönü destekleyecek<br />

şekilde kalite yönetim sistemini<br />

en üst düzeye ulaştırabilecek<br />

hedefler doğrultusunda çalıştıklarını<br />

söylüyor. Pınar, “Hedefimiz,<br />

dünya çapında metal ve plastik<br />

yarı mamul üretim yapan en büyük<br />

firmalarla ortaklık yaparak,<br />

en kaliteli malzemeleri en uygun<br />

fiyatlarla müşterilerimize sunmaktır.<br />

Tecrübemizi kalitemizle birleştirerek<br />

sektöründe tercih edilen<br />

bir firma olmak istiyoruz. Müşteri<br />

odaklı çalışmayı, ISO 9001:2015<br />

Kalite Yönetim Sistemi kapsamındaki<br />

uygulanabilir olarak belirlenen<br />

şartları yerine getirmeyi ve<br />

sistemi sürekli olarak iyileştirmeyi<br />

hedefliyoruz” diyor.<br />

Şirketin temelleri<br />

42 yıl önce atılıyor<br />

Necmettin Pınar, şirketin<br />

temellerinin 42 yıl önce atıldığını<br />

belirterek, “1977 yılı hayatımın dönüm<br />

noktasıydı. Askerlik dönüşü<br />

öğretmen olarak İstanbul Sultanahmet<br />

Endüstri Meslek Lisesi’nde<br />

göreve başladım. Okuldaki<br />

derslerim sonrasında bolca vaktim<br />

olduğu için sürekli hayaller kurar<br />

ve projeler üretirdim. Üretme<br />

isteğim öğretmenlik mesleğimin<br />

158


<strong>2019</strong><br />

önüne geçmeye başladı.<br />

Çünkü iyi bir mesleki<br />

altyapıya sahiptim. Bu<br />

da beni her geçen gün<br />

sanayiye hizmet noktasına<br />

itiyordu” ifadelerini<br />

kullanıyor. Bu vesile<br />

ile boş zamanlarında<br />

pazara gidip oradaki<br />

tüccarların ne alıp sattığını<br />

ve ne iş yaptığını<br />

takip etmeye başladığını<br />

vurgulayan Pınar, şunları kaydediyor:<br />

“Bu durum bana cazip geliyordu.<br />

O tarihlerde Bursa’da gelişen sanayiye<br />

nasıl hizmet verebileceğimi<br />

sorgulamaya başladım. Bir şekilde<br />

tayinimi Bursa’ya yaptırdım ve<br />

hayallerimi gerçekleştireceğim<br />

adımı attım. Ağabeyim Nezir<br />

Pınar ve kardeşim Ramazan Pınar<br />

ile birlikte Kokil Döküm adlı aile<br />

şirketimizi kurduk. Hummalı bir<br />

çalışma ile sürekli büyümeye ve<br />

sanayicinin taleplerini karşılamaya<br />

devam ettik.”<br />

Kurumsal<br />

yapıya<br />

kavuştuğu<br />

tarih:<br />

1993<br />

benim evliliğim ve<br />

büyük kızım Nilay’ın<br />

dünyaya gelmesiyle<br />

çalışma aşkımız katlanarak<br />

devam etti. 1984<br />

yılında öğretmenlik<br />

hayatıma istifa ederek<br />

son verdim. Şirketimizi<br />

daha iyi noktalara<br />

getirmek için işin başına<br />

geçerek çalışmalara<br />

hız verdik. O tarihlerde<br />

hammadde sıkıntısı olduğundan<br />

daha emek yoğun bir mücadele<br />

içerisindeydik” diyen Pınar, şöyle<br />

devam ediyor: “1993 yılına kadar<br />

belli bir aşama kaydeden firmamızı,<br />

Pınar Metal Plastik Ltd. Şti.<br />

unvanıyla kurumsal yapıya taşıdık.<br />

Günümüzde ben ve ağabeyim<br />

Nezir Pınar, şirketimizde bir nevi<br />

danışmanlık yapıyoruz. Bilgi ve<br />

tecrübemizi genç kuşaklara aktarmanın<br />

derdindeyiz. Pınar Metal<br />

hali hazırda 35 kişilik deneyimli<br />

ve konusunda uzman bir kadro<br />

ile yoluna devam ederken, şirket<br />

yönetiminde kızlarım; uluslararası<br />

ilişkiler bölümü mezunu Nilay,<br />

endüstri mühendisi Nihan, makine<br />

mühendisi Nilgün ve ağabeyimin<br />

oğlu metalürji ve malzeme mühendisi<br />

Necmi ve kızı işletme mezunu<br />

Nesrin Pınar görev yapıyor.”<br />

“Uzman bir kadroyla<br />

yoluna devam ediyor”<br />

Pınar, 1979 ve 1982 yılları arasında<br />

ithalat yasağından dolayı<br />

yerli üretici olarak neredeyse malzeme<br />

yetiştiremez durumda çalışmaya<br />

devam ederken, bir taraftan<br />

da şirketlerini büyütmeye devam<br />

ettiklerini anlatıyor. “Bu süreçte<br />

160


<strong>2019</strong><br />

Oyak Renault, 2018 yılında<br />

602 bin 421 motor üretti<br />

Geçen yıl 602 bin 421 motor üreterek rekor kıran Oyak Renault, otomobil üretiminde ise yılı 336 bin 888<br />

adetle kapattı. Oyak Renault böylece 1998 yılından bu yana elinde tuttuğu “Türkiye’nin en fazlaüretim<br />

yapan otomobil şirketi” unvanını sürdürdü<br />

Türkiye’nin en büyük<br />

entegre otomobil fabrikasına<br />

sahip olan Oyak<br />

Renault, 2018 yılında<br />

gerçekleştirdiği yüksek üretim ve<br />

ihracat performansıyla sektöründeki<br />

lider konumunu korudu. 2018<br />

yılında 602 bin 421 motor üreterek<br />

rekor kıran Oyak Renault, otomobil<br />

üretiminde ise yılı 336 bin<br />

888 adetle kapattı. Oyak Renault<br />

böylece 1998 yılından bu yana elinde<br />

tuttuğu “Türkiye’nin en fazla<br />

üretim yapan otomobil şirketi”<br />

unvanını sürdürdü. Geçen yıl Türkiye’de<br />

üretilen 1 milyon 26 bin<br />

461 adet otomobilin yüzde 32’sini<br />

tek başına gerçekleştiren Oyak<br />

Renault, ihracatta da lider olmayı<br />

başardı. Şirket, ürettiği otomobillerin<br />

yaklaşık yüzde 80’nini 70’e<br />

yakın ülkeye ihraç ederek ülke<br />

ekonomisine katkıda bulundu.<br />

Oyak Renault fabrikalarının içinde<br />

yer alan ve Renault Grubu’nun<br />

tüm dünyadaki tesislerine araç ve<br />

yedek parça ikmali gerçekleştiren<br />

Oyak Renault İttifak Uluslararası<br />

Lojistik Merkezi’nden yapılan taşıma<br />

miktarı geçen yıla göre 2 kat<br />

artış göstererek, rekor 1 milyon<br />

1461 metreküpe ulaştı. Geçen yıl<br />

rekor motor üretiminin yanı sıra<br />

239 bin 591 vites kutusu, 708 bin<br />

670 adet şasi üreten Oyak Renault,<br />

geleceğe yönelik yatırımlarıyla<br />

da Türkiye’de ilkleri gerçekleştirmeyi<br />

başardı. Şirket, geçtiğimiz yıl<br />

100 milyon euro’luk yatırımla yeni<br />

alüminyum enjeksiyon tesisinin<br />

temelini atmanın yanı sıra yüksek<br />

hızlı yeni pres hattını hayata<br />

geçirdi.<br />

“Yeni projeler üretmeye ve rekorlar<br />

kırmaya devam edeceğiz”<br />

Oyak Renault’nun rekor otomobil<br />

üretim ve ihracatına ilişkin<br />

değerlendirmede bulunan Oyak<br />

Renault Genel Müdürü Antoine<br />

Aoun, “Geçen yıl göstermiş olduğumuz<br />

performansla bu yıla da<br />

otomobil, motor üretiminde ve<br />

ihracatta lider olarak girmekten<br />

gurur duyuyoruz. Türkiye’de ilk<br />

niteliğinde olan ve 100 milyon<br />

euro’yu aşan yatırımlarımızla ülkemizin<br />

katma değerli üretim hedefine<br />

doğrudan hizmet ettik. 2018’de<br />

gerçekleştirdiğimiz yatırımlar<br />

sonucu Oyak Renault Bursa fabrikaları,<br />

Renault Grubu tarafından,<br />

önümüzdeki günlerde ilk kez Cenevre<br />

Otomobil Fuarı’nda tanıtacağımız<br />

yeni Clio’nun üretileceği<br />

fabrikalardan biri olarak seçildi.<br />

Otomotiv sektörü için zorlu geçmesini<br />

beklediğimiz bu yıl da yeni<br />

proje ve yatırımlarımızla, 50 yıllık<br />

bilgi birikimi ve tecrübemizle, ülke<br />

ekonomisi ile otomotiv sanayisinin<br />

gelişmesine katkıda bulunup, yeni<br />

projeler üretmeye, yeni rekorlar<br />

kırmaya devam edeceğiz” diyor.<br />

ANTOINE AOUN<br />

Oyak Renault Genel Müdürü<br />

162


<strong>2019</strong><br />

Tofaş, Sportif Egea’yı<br />

Cenevre’de görücüye çıkardı<br />

Egea model ailesinin yeni üyesi “Sport”, Cenevre Otomobil Fuarı’nda görücüye çıktı. Son üç yıldır<br />

Türkiye’nin en çok tercih edilen modeli olma unvanını koruyan Fiat Egea’nın Street ve S-Design<br />

versiyonlarından sonra tanıtılan yeni versiyonu “Sport”, kendine özgü tasarım özellikleriyle<br />

ön plana çıkıyor.<br />

Tofaş’ın ürün geliştirme<br />

sürecine liderlik<br />

ettiği Avrupa’da Tipo<br />

ismiyle satışa sunulan<br />

ve geçen günlerde 500 binincisi<br />

törenle Bursa’daki banttan inen<br />

Egea model ailesinin yeni üyesi<br />

“Sport”, Cenevre Otomobil<br />

Fuarı’nda görücüye çıktı. Son üç<br />

yıldır Türkiye’nin en çok tercih<br />

edilen modeli olma unvanını<br />

koruyan Fiat Egea’nın Street ve<br />

S-Design versiyonlarından sonra<br />

tanıtılan yeni versiyonu “Sport”,<br />

kendine özgü tasarım özellikleriyle<br />

ön plana çıkıyor.<br />

EMEA Bölgesi’nde<br />

146 bin adet satışa ulaştı<br />

İlk kez Cenevre’de gösterimi<br />

yapılan Fiat Tipo/Egea Sport ile<br />

ilgili olarak Tofaş CEO’su Cengiz<br />

Eroldu, “Egea, 2018 yılında Türkiye’nin<br />

de dâhil olduğu Avrupa,<br />

Orta Doğu ve Afrika’yı kapsayan<br />

EMEA Bölgesi’nde 146 bin adet<br />

satışa ulaştı. İtalya’da geçtiğimi<br />

yıl 40 bin adetten fazla müşterinin<br />

tercihi olarak, yine kompakt<br />

sınıfta liderliği bırakmayan<br />

Egea/Tipo, yurt içi ve dışı pazarlarda<br />

başarısını sürdürmeye<br />

devam ediyor. Kompakt sınıftaki<br />

başarılı oyuncumuz, yeni tasarım<br />

özellikleri sunan versiyonlarıyla<br />

daha da güçlenerek, Türkiye’yi<br />

gururlandırmaya devam edecek”<br />

diyor. Bursa’daki Tofaş fabrikasında<br />

üretilerek Avrupa pazarlarında<br />

ve Türkiye’de satışa<br />

sunulacak olan Egea Sport, yeni<br />

ön ve arka tampon tasarımı ve<br />

ve difüzörleriyle dikkat çekiyor.<br />

Fiat Egea Sport’a özel olarak yeni<br />

marşpiyel eklentileri ve spoyler de<br />

ekleniyor. Kapı kolları, ayna kapakları<br />

ve radyatör ızgarası parlak<br />

siyaha boyanan Egea Sport’ta<br />

18 inçlik jantlara, LED gündüz<br />

farlarına ve Bi-Xenon farlara yer<br />

veriliyor. İç mekânda ise yine<br />

Sport için özel olarak hazırlanan<br />

siyah detaylara sahip kokpit ve<br />

versiyona özel koltuklar, otomobili<br />

diğer kardeşlerinden ayırıyor.<br />

CENGİZ EROLDU<br />

TOFAŞ CEO’su<br />

163


<strong>2019</strong><br />

Coşkunöz MA’dan Romanya’ya<br />

20 milyon euro’luk tesis yatırımı<br />

Coşkunöz Metal Form ile İtalyan Magnetto ortaklığında kurulan Coşkunöz MA, Romanya’ya 20 milyon<br />

euro’luk tesis yatırımı yapıyor. Yaklaşık 13 bin metrekarelik kapalı alanda devreye alınacak tesiste, gövde<br />

grubu presli ve rollform sac parçaları üretilecek.<br />

Türkiye otomotiv sanayisinin<br />

önde gelen şirketlerinden<br />

Coşkunöz Metal<br />

Form ile İtalyan Magnetto<br />

ortaklığında kurulan Coşkunöz<br />

MA, globalde yeni yatırımlarla<br />

üretim atağına geçiyor. Romanya’da<br />

20 milyon euro’luk yatırım<br />

ile kurulacak olan üretim tesisinde<br />

gövde grubu presli ve rollform sac<br />

parçaları üretilecek. Dragasani’de<br />

yaklaşık 13 bin metrekarelik kapalı<br />

alanda devreye alınacak üretim tesisinde,<br />

transfer ve progresif presler,<br />

robotik punta, gazaltı kaynak<br />

ve rollform prosesleri ile üretim gerçekleştirilecek.<br />

Tesiste 37 milyon<br />

euro başlangıç cirosu hedefleniyor.<br />

Tesiste dünya otomotiv devi Renault’un<br />

piyasaya süreceği Dacia<br />

52SQR modeli için parça üretimi<br />

yapılacak. Bu yıl üretim bandının<br />

deneme amaçlı aktif olacağı tesis,<br />

2020 yılında seri üretime geçtiğinde<br />

birinci fazda yıllık 27 bin ton<br />

çelik işleme kapasitesine ulaşacak.<br />

Coşkunöz Metal Form’un yetkinlikleri<br />

ve mühendislik becerisi ve<br />

Magnetto Automotive global gücü<br />

ile kurulan Coşkunöz MA, Romanya<br />

tesisinde son teknoloji ile üretim<br />

yapacak. Geniş tesis alanı sayesinde<br />

ileriye dönük anlaşmalarda da<br />

kapasite ve üretim bandı yeterliliği<br />

garanti ediliyor.<br />

Renault ile 8 yıllık<br />

anlaşma sağlandı<br />

Coşkunöz Metal Form Genel<br />

Müdürü Aptullah Saner, 2002<br />

yılında otomotiv yan sanayisinin<br />

ihtiyaçlarını karşılamak için Coşkunöz<br />

MA’yı kurduklarını hatırlatıyor.<br />

Bu tesislerin yılda yaklaşık 20 bin<br />

ton sac işleme kapasitesine sahip<br />

olduğunu belirten Saner, “Global<br />

pazardaki aktifliğimizi artırmak<br />

adına yurtdışı yatırım projelerimizi<br />

hızlandırdık. Romanya’ya toplam<br />

20 milyon euro’luk bir yatırım<br />

gerçekleştiriyoruz. Romanya’daki<br />

tesisimizde Renault ile 2020’de<br />

başlamak üzere 8 yıllık üretim anlaşmasına<br />

vardık. 1968’de başlayan<br />

sektör maceramızı global üretim<br />

atağı ile örnek bir başarı hikayesine<br />

çevirdik. Türkiye’nin en büyük<br />

otomotiv yan sanayi firması olduk”<br />

diyor.<br />

Coşkunöz Holding Üst Yöneticisi<br />

(CEO) Erdem Acay ise 2014’te<br />

Rusya’da Coşkunöz Alabuga’yı<br />

kurduklarını belirtiyor. Rusya’da<br />

beklenen başarıyı yakaladıklarını<br />

ifade eden Acay, “Rusya yatırımımızdan<br />

elde ettiğimiz tecrübe ile<br />

Coşkunöz MA’yı bir adım öteye<br />

taşımak istedik. Rusya’da yakaladığımız<br />

başarıyı Romanya’da devam<br />

ettireceğimize inanıyorum. Coşkunöz<br />

Holding’in yurtdışı yatırımlarında<br />

piyasayı ve ticaretin rotasını<br />

doğru analiz ediyoruz” ifadelerini<br />

kullanıyor.<br />

164


<strong>2019</strong><br />

Plaza Tur, kurumsal firmaların<br />

çözüm ortağı olmayı hedefliyor<br />

Yıllık 100 bin adet rezervasyon satın alma kapasitesine sahip olan<br />

Plaza Tur, uçak biletinden otel rezervasyonuna, araç kiralamadan<br />

vip transfer işlemine kadar tüm hizmetleri tek kalemde sunabiliyor.<br />

Plaza Tur Genel Müdürü Serdal Can, “Etkin seyahat yönetimi ile kurumsal<br />

firmalara seyahat giderlerinin yüzde 8’ini düşürme garantisi<br />

veriyoruz” diyor.<br />

Turizm ve seyahat alanında<br />

1991 yılında faaliyetlerine<br />

başlayan Plaza<br />

Tur, bugün Bursa ve<br />

İstanbul ofisleriyle, birçok ulusal<br />

ve uluslararası kuruma hizmet<br />

veriyor. Yurtiçinde 67 kişilik ekiple<br />

çalışıyor. Dubai, Mumbai, Kuveyt,<br />

Beyrut ve Yeni Delhi’de de ofisi<br />

bulunan Plaza Tur, yurtdışında en<br />

çok Ortadoğu ülkeleri ile Hindistan’da<br />

tanınıyor. THY resmi satış<br />

acentesi olan ve yıllık 100 bin adet<br />

rezervasyon satın alma kapasitesi<br />

bulunan Plaza Tur’un en iddialı<br />

olduğu alanları ise uçak bileti, otel<br />

rezervasyonları, online seyahat<br />

çözümleri, kurumsal müşterilere<br />

yönelik toplantı organizasyonları,<br />

vize hizmetleri, vip transferler,<br />

sigorta hizmetleri ve araç kiralama<br />

oluşturuyor. Etkin maliye yönetimi,<br />

etkin raporlayabilme, etkin<br />

fatura takibi, etkin firma adaptasyonu<br />

ve sürekli hizmeti kapsayan<br />

etkin seyahat yönetimi ile kurumsal<br />

firmalara seyahat giderlerinin<br />

yüzde 8’ini düşürme garantisi de<br />

veriyor.<br />

Plaza Tur, üç yıl önce yeniden<br />

yapılanma sürecine girerek, teknolojik<br />

altyapısını güçlendirdi.<br />

SERDAL CAN<br />

Plaza Tur Genel Müdürü:<br />

“Plaza Tur olarak bugüne kadar ulusal<br />

anlamda birçok kategoride ödüle layık<br />

görüldük.”<br />

166


<strong>2019</strong><br />

Bu doğrultuda dünyanın sayılı<br />

acenteleriyle entegrasyonunu ve<br />

kurumsal müşterilerinin seyahat<br />

organizasyonlarına en uygun<br />

çözümlerle hizmet çeşitliliğini<br />

artırdı. Turizm sektöründe ISO<br />

9001 2000 Belgesi sahibi olan sayılı<br />

firma arasında bulunan Plaza Tur;<br />

TÜRSAB, ASTA, ICCA, IATA<br />

üyesi olmasının yanı sıra birçok<br />

uluslararası yeterlilik sertifikasına<br />

ve akreditasyonuna sahip. Ayrıca<br />

Birleşmiş Milletler küresel imzacısı<br />

olan seyahat acenteleri arasında<br />

yer alıyor. ATPİ’nin Türkiye temsilciğini<br />

de yürütüyor.<br />

Güney Marmara’nın en çok<br />

uçak bileti satan acentesi<br />

Plaza Tur, bugüne kadar ulusal<br />

anlamda birçok kategoride ödüle<br />

layık görüldü. Havayolları bazında<br />

Güney Marmara Bölgesi’nin en<br />

çok uçak bileti satışı yapan acentesi<br />

ödülünü 7 yıldır alıyor. Bursa<br />

Ticaret ve Sanayi Odası tarafından<br />

2017 Turizm Lider Kuruluşu<br />

Ödülü’ne layık görüldü. Türkiye’nin<br />

en iyi kongre organizatörü<br />

ve en iyi destinasyon<br />

yönetim firması ödülleri<br />

de bulunan Plaza<br />

Tur, ayrıca 2002-2010<br />

yılları arasında Türkiye<br />

Futbol Federasyonu’nun<br />

tüm spor<br />

organizasyonlarını<br />

düzenleyen resmi<br />

acente görevini üstlendi.<br />

“2018’de kurumsal ve bireysel<br />

müşteri hedeflerimize ulaştık”<br />

Plaza Tur Genel Müdürü Serdal<br />

Can, 2018 yılının Türkiye’de her<br />

Plaza Tur’un<br />

yıllık rezervasyon<br />

kapasitesi:<br />

100 bin<br />

kesimi etkileyen döviz kurundaki<br />

artışa rağmen turizm sektörü<br />

açısından iyi geçtiğini<br />

söylüyor. Otellerdeki<br />

doluluk oranının<br />

yüzde 20 seviyesinde<br />

arttığını belirten Can,<br />

“Plaza Tur olarak,<br />

geçen yıl, kurumsal<br />

ve bireysel hizmet<br />

sunduğumuz müşteri<br />

hedeflerimize ulaştık.<br />

Kurumsal müşterilerimize<br />

ağırlıkla eğitim<br />

ve gezi organizasyonları ile yılsonu<br />

toplantıları konusunda hizmet<br />

verdik. Dövizdeki dalgalanmalara<br />

rağmen gemi paket satışlarımız da<br />

tahminimizin üstünde gerçekleşti.<br />

Sektör tecrübemiz doğrultusunda<br />

hizmet kalitesi ve eksiksiz servis<br />

sunduğumuz sürece müşteri sayımız<br />

artıyor. Bu yönde çalışmaya<br />

devam ediyoruz” diyor.<br />

“Sektörün desteklenmesi<br />

hızımızı artıracaktır”<br />

Sektörü değerlendiren Can,<br />

turizm sektörünün 30 farklı sektöre<br />

lokomotif görevi<br />

üstlendiğini, ülke ekonomisine<br />

ve istihdamına<br />

önemli katkılar<br />

sağladığını vurguluyor.<br />

Turizm sektörünü,<br />

Türkiye’nin dış dünyaya<br />

açılan marka yüzü<br />

olarak tanımlayan<br />

Can, “Özellikle son iki<br />

yılda yükselen ivmesiyle<br />

birlikte ülkemiz<br />

dünya pazarında cazip turizm<br />

destinasyonu haline geldi. Türkiye’nin<br />

turizm değerlerini dünyaya<br />

tanıtmak ve küresel pazardan<br />

Firmanın<br />

yurtiçi toplam<br />

istihdamı:<br />

67<br />

daha fazla pay almasını sağlamak<br />

için yoğun çaba sarf ediyoruz.<br />

İçinde bulunduğumuz<br />

coğrafi konum gereği<br />

etrafımızda gelişen<br />

olumsuz olaylar ve<br />

bölgemizdeki istikrarsızlık<br />

zaman zaman<br />

ülkemizi de etkiliyor”<br />

ifadelerini kullanıyor.<br />

Diğer yandan döviz<br />

kurundaki dalgalanmaların<br />

ve konjonktürel<br />

etkilerin de sıkıntı<br />

yarattığına işaret eden Can, “Milli<br />

gelire ve ekonomiye önemli katkı<br />

koyan turizm faaliyetlerimizin<br />

devlet tarafından vergisel ve finansal<br />

yönden desteklenmesi hızımızı<br />

artıracak ve sorunların çözümüne<br />

katkı koyacaktır” diyor.<br />

167


özdilek ilan

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!