Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
<strong>2019</strong><br />
1
İçindekiler<br />
Reklam İndeksi<br />
6 BTSO<br />
10 <strong>BURSA</strong> BÜYÜKŞEHIR BLD.<br />
16 KORTEKS<br />
20 BUSİAD<br />
24 ÖZDILEK<br />
26 BOSİAD<br />
28 SİNTA<br />
30 <strong>BURSA</strong> ÇIMENTO<br />
32 BEST GRUBU<br />
34 DOSAB<br />
36 ERMAKSAN<br />
38 UİB/OİB<br />
42 MEKLAS<br />
46 NOSAB<br />
48 AKTAŞ<br />
52 AKYAPAK<br />
54 POLYTEKS<br />
56 İNOKSAN<br />
58 NILÜFER BELEDIYESI<br />
60 PROFIL SANAYI<br />
62 ERMETAL<br />
64 ŞENER GIDA<br />
68 HAYAT HASTANESI<br />
70 İYIGÜLLÜ<br />
72 DURAK TEKSTIL<br />
76 İLKETAP<br />
78 BEYÇELIK<br />
80 ALSEKO<br />
88 <strong>BURSA</strong> BETON<br />
90 OSMANGAZI BELEDIYESI<br />
94 TÜYAP<br />
96 OİB TASARIM YARIŞMASI<br />
Editör<br />
Gülay Soydan Pehlevan<br />
Görsel Yönetmen<br />
Erdinç Altun<br />
Reklam Koordinatörü<br />
Fatma Demir Altıok<br />
Katkıda Bulunanlar<br />
Nagihan Görken<br />
Erol Benzer<br />
98 GÖKÇELIK<br />
102 ELTEKS<br />
104 AYHAN DENIZCI TEKSTİL<br />
106 BILEN PATENT<br />
108 DOSABSİAD<br />
110 NILTUR<br />
112 DURAK MUHALLEBICISI<br />
116 PRESTIGE MENSUCAT<br />
120 YEŞILOVA<br />
122 BYB ETIKET<br />
126 ALPIŞ<br />
128 UTİB<br />
130 UHKIB<br />
132 UMSMİB<br />
134 ÖRNEK YEMEK<br />
136 OKTAY GROUP<br />
138 AKARNAK<br />
140 BTSO KFA<br />
142 UYMSİB<br />
144 BTSO MESYEB<br />
146 ORAKÇI GRUP<br />
148 SEGER<br />
150 CHASSIS BRAKES<br />
152 KALDER<br />
154 ULUDAĞ OSB<br />
156 RUMELİSİAD<br />
158 PINAR METAL<br />
162 OYAK-RENAULT<br />
163 TOFAŞ<br />
164 COŞKUNÖZ<br />
166 PLAZA TUR<br />
Bursa Çınarları EKOHABER Gazetesi’nin yayınıdır.<br />
EkoHaber adres:<br />
Karaman Mah. Gürbüzler Cad.<br />
Kiraz Sk. No:12 Nilüfer/<strong>BURSA</strong><br />
Telefon: 0 224 223 39 39 (pbx)<br />
Fax : 0 224 223 47 48<br />
Web adresi:<br />
www.ekohaber.com.tr<br />
E-Posta<br />
e-posta ekohaber@ekohabercom.tr<br />
Baskı: Cansal Matbaacılık San.<br />
Tic. Ltd. Şti.<br />
KAPAK IÇI<br />
ERMAKSAN<br />
1 ALSEKO<br />
3 AKYAPAK<br />
5 <strong>BURSA</strong> BETON<br />
7 İLKETAP<br />
9 KIRCILAR<br />
11 BILEN PATENT<br />
13 ORAKÇI<br />
15 BEYÇELIK<br />
21 BUSİAD<br />
23 İYIGÜLLÜ<br />
27 BOSİAD<br />
29 SİNTA<br />
31 <strong>BURSA</strong> ÇIMENTO<br />
33 NILTUR<br />
39 OKTAY GRUP<br />
41 YEŞILOVA<br />
43 MEKLAS<br />
45 NILÜFER BELEDIYESI<br />
49 ULUDAĞ REKLAM<br />
51 ÖRNEK YEMEK<br />
57 İNOKSAN<br />
63 ERMETAL<br />
65 ŞENER GIDA<br />
67 HAYAT HASTANESI<br />
73 DURAK TEKSTIL<br />
75 CHASSIS BRAKES<br />
82 ZORLU<br />
83 ZORLU<br />
84 ZORLU<br />
85 ZORLU<br />
86 ZORLU<br />
87 ZORLU<br />
91 DOSAB<br />
93 PLAZA TUR<br />
95 TÜYAP<br />
97 NOSAB<br />
99 GÖKÇELIK<br />
101 ELTEKS<br />
105 AYHAN DENIZCI TEKSTİL<br />
107 DOSABSİAD<br />
113 DURAK MUHALLEBICISI<br />
115 <strong>BURSA</strong> BÜYÜKŞEHIR BLD.<br />
117 PRESTIGE TEKSTIL<br />
119 <strong>BURSA</strong> BÜYÜKŞEHIR BLD.<br />
123 BYB ETIKET<br />
125 OSMANGAZI BELEDIYESI<br />
127 ALPIŞ<br />
129 POLYTEKS<br />
131 HERITECH<br />
133 RITMIX<br />
139 AKARNAK<br />
143 <strong>BURSA</strong> BÜYÜKŞEHIR BLD.<br />
149 EKOHABER<br />
153 ULUDAĞ OSB<br />
157 RUMELİSİAD<br />
159 PINAR METAL<br />
161 KURUMSAL PROMOSYON<br />
165 <strong>BURSA</strong> BÜYÜKŞEHIR BLD.<br />
168 PROFIL SANAYI<br />
ARKA KAPAK IÇI AKTAŞ<br />
ARKA KAPAK ÖZDILEK
EDİTÖRÜN<br />
NOTU<br />
Heyecanlıyız…<br />
Bursa markası haline gelen Bursa Çınarları yenilendi.<br />
Peki, 23 yıldır yayınlanan Bursa Çınarları’nın elinizde bulunan<br />
yeni sayısında neler yaptık?<br />
Türkiye’nin ihracat üssü olan Bursa’nın köklü şirketlerinin yol haritalarını<br />
kaleme aldık. Bu esnada katma değerli üretime ve ihracatla<br />
büyümeye odaklandıklarını gördük. İleri teknoloji yatırımlarını, Ar-Ge<br />
faaliyetlerini, yeni pazar arayışlarını inceledik.<br />
Başta Bursa ihracatını sırtlayan otomotiv, makine, tekstil ve hazır<br />
giyim olmak üzere tüm sektörlerde yeni yatırımların gündemde olduğunu<br />
öğrendik.<br />
Şirketlerin yanı sıra organize sanayi bölgelerinin, yerel yönetimlerin,<br />
sivil toplum kuruluşlarının projelerini ve hedeflerini dinledik…<br />
Dolu dolu bir içerik sunmaya çalışırken, diğer yandan görsel sunumumuzu<br />
da değiştirdik. Sayfa mizanpajımızı yenilikçi düşünceyle yeniden<br />
tasarladık.<br />
Yorucu ama bir o kadar da zevkli bir çalışmanın sonunda Bursa ekonomisi<br />
açısından araştırma niteliği taşıyan Bursa Çınarları’nın yeni<br />
sayısını sizlerle buluşturduk…<br />
Buradan Ekohaber ailesi olarak bir müjdeyi de paylaşmak istiyoruz.<br />
Bildiğiniz gibi dünya dijital bir dönüşüm içerisinde... Bu doğrultuda<br />
şirketler ve kurumlar aksiyon planlarını geliştirip kendilerini güncelliyor.<br />
Gazetecilikte de internet en etkin mecra haline geliyor.<br />
Bursa’nın ilk ve tek ekonomi gazetesi olan Ekohaber de çağın şartlarına<br />
uygun adımlar atıyor. Bu doğrultuda teknolojik altyapısını tamamlayan<br />
Ekohaber Gazetesi, kuruluşunun 24. yıldönümünde dijital yayıncılığa<br />
da başlıyor.<br />
Ekohaber dijital dönüşümü içerisinde birçok yeniliği de barındırıyor…<br />
2 Nisan 1996’dan bu yana yayımlanan Ekohaber, aynı zamanda Türkiye’de<br />
internete giren ilk yerel gazete ve Bursa’nın da ilk haber sitesi olma<br />
özelliğini taşıyor.<br />
Ekohaber, ekonominin unsurlarını doğru değerlendiren,<br />
sosyo-ekonomik dinamiklerin farkında olan güçlü öngörülere ve uzman<br />
analizlere dayalı yayın politikası izliyor.<br />
Tam 24 yıldır Bursa iş dünyasının nabzını tutan Ekohaber, diğer<br />
yandan bir Bursa markası haline getirdiği Bursa Çınarları’na da dijital<br />
ortamda erişim kolaylığı sağlıyor.<br />
Ekohaber ailesi olarak Bursa Çınarları’nın yeni sayısında heyecanımıza<br />
ortak olduğunuz için hepinize çok teşekkür ediyoruz.<br />
Keyifli okumalar…<br />
Gülay Soydan Pehlevan<br />
Bursa Çınarları Editörü
<strong>2019</strong><br />
“Yüksek teknolojili üretim için 1. Bölge’de<br />
mekansal planlama revize edilmeli’’<br />
BTSO Başkanı Burkay, ülke ekonomisinin lokomotifi olan Marmara Havzası’nda üretim planlaması ve<br />
teşvik politikalarının potansiyel alanları güçlendirecek şekilde revize edilmesi gerektiğini belirterek,<br />
“Bölgemizi yüksek teknolojili üretime dönük bütünleşik ve yeni nesil teşviklerin uygulanması konusunda<br />
yeniden planlamalıyız” diyor.<br />
Bursa Ticaret ve Sanayi<br />
Odası (BTSO) Yönetim<br />
Kurulu Başkanı İbrahim<br />
Burkay, Marmara Havzası’nın<br />
Türkiye’de zenginlik üreten<br />
merkez konumunda bulunduğunu<br />
belirterek, “Üretimin ruhu bu bölgemizde.<br />
Ar-Ge, inovasyon, tasarım<br />
ve markalaşma potansiyeli ile<br />
ülkemizi gelecek hedeflerine Bursa’mızın<br />
merkezinde bulunduğu 1.<br />
Bölge şehirleri taşıyacaktır” diyor.<br />
Bursa gibi gelişmiş şehirlerin,<br />
altyapı ve insan kaynağı ile katma<br />
değerli ve yüksek teknolojili<br />
üretimin öncelikli yapılacağı alan<br />
konumunda olduğunu dile getiren<br />
Burkay, şunları kaydediyor:<br />
“Bursa’nın mevcut mekansal planlamasında<br />
sanayi ve depolama<br />
alanları, 11 bin kilometrekare toplam<br />
yüz ölçümü içerisinde binde<br />
8’lik alanı kapsıyor. Buna karşın<br />
sanayimizin kent ekonomisine<br />
sağladığı katma değer yüzde 46’ya<br />
ulaşıyor. AB ülkelerinde ise sanayi<br />
alanının payı toplam yüzölçümü<br />
içinde yüzde 2,5 iken, sağlanan<br />
katma değer yüzde 14 seviyesinde<br />
bulunuyor. Bu örnekten hareketle<br />
bölgemizi yüksek teknolojili üretime<br />
dönük bütünleşik ve yeni nesil<br />
teşviklerin uygulanması konusunda<br />
yeniden planlamalıyız.”<br />
“Yeni nesil endüstri bölgeleri<br />
pilot bölge olarak seçilmeli”<br />
Başkan Burkay, Cumhurbaşkanı<br />
Recep Tayyip Erdoğan’ın da<br />
yakından takip ettiği ve genişletil<br />
İBRAHİM BURKAY<br />
BTSO Yönetim Kurulu Başkanı<br />
6
<strong>2019</strong><br />
7
<strong>2019</strong><br />
mesi talimatı verdiği Bursa Teknoloji<br />
Organize Sanayi Bölgesi<br />
(TEKNOSAB) başta olmak üzere<br />
yeni nesil endüstri bölgelerinin<br />
pilot bölge olarak seçilmesi gerektiğini<br />
vurguluyor. Burkay, “Bölgemizde<br />
ayrıca mükemmeliyet ve<br />
Ar-Ge merkezlerinin yönetim ve<br />
işletim sistemlerinin sanayiciye<br />
yönelik yapıya dönüştürülmesi ve<br />
teşvik mekanizmalarının oluşturulması<br />
gerekmektedir” ifadelerini<br />
kullanıyor.<br />
80 bin kişilik ilave<br />
istihdam sağlandı<br />
İş dünyasına sağlanan destekler<br />
konusunda Cumhurbaşkanı<br />
Erdoğan’a ve ekonomi yönetimine<br />
teşekkür eden Burkay, “Sayın<br />
Cumhurbaşkanımızın liderliğinde<br />
2017 yılında başlatılan ‘İstihdam<br />
Seferberliği’ kapsamında kentin<br />
dört farklı alanında oluşturduğumuz<br />
‘İstihdam Ofisleri’ ile iş<br />
arayan 20 binden fazla kişiyi işletmelerimizle<br />
bir araya getirdik.<br />
Hükümetimiz tarafından sunulan<br />
desteklerle birlikte 80 bin kişilik<br />
ilave istihdamla en fazla katkı<br />
sağlayan şehirlerden biri olduk.<br />
Bu yıl da üretimin, sanayinin ve<br />
ticaretin merkezi Bursa’da yeni<br />
istihdam alanları oluşturmaya ve<br />
istihdam seferberliğine destek<br />
vermeye devam edeceğiz. Bursa,<br />
üretim ve istihdamla ülkemizin<br />
büyüme hedeflerine katkısını artırarak<br />
sürdürecektir.”<br />
Cumhurbaşkanı Erdoğan,<br />
Bursa iş dünyasının talebine<br />
ocak ayında Türkiye Odalar ve<br />
Borsalar Birliği ev sahipliğinde<br />
gerçekleştirilen ‘Ekonomi Şurası’nda<br />
cevap vermişti. BTSO<br />
Başkanı İbrahim Burkay’ı kent<br />
ekonomisine değer katan projelerinden<br />
ve istihdama katkılarından<br />
dolayı kutlayan Erdoğan,<br />
Marmara Bölgesi’nde yeni sanayi<br />
bölgelerinin yüksek teknolojili<br />
ve katma değerli üretim ile ihracat<br />
odaklı kalkınmayı daha fazla<br />
destekleyecek niteliğe kavuşturulması<br />
amacıyla ihtiyaç duyulan<br />
mekansal planlama konusunda<br />
da değerlendirmeler de bulunmuştu.<br />
Cumhurbaşkanı Erdoğan,<br />
“Mekansal planlama konusunda<br />
gerekli talimatları verdim. Bursa,<br />
yeni hedeflere de ulaşacaktır”<br />
şeklinde konuşmuştu.<br />
8
<strong>2019</strong><br />
9
<strong>2019</strong><br />
Bursa Ulaşım<br />
Ana Planı,<br />
Bursa’nın 2035 yılında<br />
4 milyonu aşacağı<br />
öngörülen nüfusuna<br />
göre tasarlandı.<br />
Bursa Büyükşehir’den yeni<br />
vizyonla ulaşıma köklü çözüm<br />
Son bir yılda akıllı kavşak uygulamaları ve yol genişletmelerle trafikte rahatlama sağlayan,<br />
Uluabat Gölü ve Marmara Denizi’ni kirlilikten arındıracak dev yatırımları hizmete açan Bursa<br />
Büyükşehir Belediyesi, Bursa’yı 2026’ya taşıyacak şehir tasavvuruyla, ulaşımdan kırsal<br />
kalkınmaya, turizmden kent ekonomisine yeni yatırımların startını bu yıl verecek.<br />
Bursa Büyükşehir Belediyesi,<br />
bu yıl ulaşımdan<br />
kırsal kalkınmaya,<br />
turizmden kent ekonomisine<br />
kadar her alanda önemli<br />
yatırımın startını vermeye hazırlanıyor.<br />
Bu doğrultuda Büyükşehir<br />
Belediyesi tarafından 2035 yılında<br />
öngörülen 4 milyon nüfusa<br />
hizmet edecek şekilde planlanan<br />
ve raylı sistem hatlarını iki katına<br />
çıkaracak Bursa Ulaşım Ana<br />
Planı (BUAP) oybirliğiyle kabul<br />
edildi. BUAP’ın toplu taşıma<br />
odaklı, ulaşım türleri arasında<br />
entegrasyona önem veren stratejik<br />
planlama çalışması olduğunu<br />
söyleyen Büyükşehir Belediye<br />
Başkanı Alinur Aktaş, “Proje ile<br />
birlikte hızlı ve yüksek kapasiteli<br />
toplu taşıma şebekesinin geliştirilmesi,<br />
otomobile olan bağlılığın<br />
azaltılması, motorsuz ulaşımın<br />
teşviki, çevrenin korunması ve<br />
ekonomik verimlilik gibi hedefler<br />
gözetildi. Geçen yıl mart ayından<br />
beri üzerinde çalıştığımız master<br />
planıyla ilgili meclis kararını<br />
aldık. Oybirliğiyle geçen bir karar<br />
oldu” ifadelerini kullanıyor.<br />
BUAP ile sıfırdan<br />
sistem kurulacak<br />
Bursa’nın 2035 yılında öngörülen<br />
4 milyon 50 bin 500 nüfusuna<br />
tasarlanan Bursa Ulaşım Ana<br />
Planı çerçevesinde sıfırdan kurumsal<br />
bir sistem oluşturularak,<br />
kent içi ulaşım sistemi 2035’e kadar<br />
problemsiz işleyecek şekilde<br />
yeniden yapılandırılacak.<br />
ALİNUR AKTAŞ<br />
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı:<br />
“Bursa’yı kendimize göre değil, zihinlerimizi<br />
Bursa’ya göre dönüştürmek zorundayız.<br />
Bursalılar olarak şehrimize sahip<br />
çıkacağız.”<br />
10
<strong>2019</strong><br />
11
<strong>2019</strong><br />
Türkiye’ye örnek olacak proje<br />
kapsamında metro hattı 114<br />
kilometreye uzatılarak, raylı<br />
sistemlerle bağlantılı 18 adet<br />
aktarma istasyonu hizmete<br />
alınacak. Uygulama<br />
kapsamında tüm<br />
ulaşım türleri ve diğer<br />
belediye hizmetlerinde<br />
ortak ücret toplama<br />
sistemine geçilecek.<br />
228 kilometrelik karayolu<br />
aksı, 60 adet kavşak<br />
düzenlemesi, 59<br />
yeni kavşak yapımı, 50<br />
kilometrelik karayolu<br />
koridoru revizyonu gibi yatırımları<br />
da içeren proje tamamlandığında<br />
37 adet park et-devam et<br />
alanı, 238,6 kilometrelik bisiklet<br />
yolu planlaması, 88.58 hektar<br />
yaya bölgesi Bursalıların hizmetine<br />
sunulmuş olacak.<br />
Bursa’nın<br />
2018 yılı<br />
nüfusu:<br />
2.994.521<br />
İki yeni metro<br />
hattı geliyor<br />
Bursa Ulaşım Ana Planı kapsamında<br />
mevcut iki hata ilave<br />
olarak iki yeni metro hattı daha<br />
inşa edilecek. 22,7 kilometrelik<br />
Emek-Arabayatağı metro hattı<br />
4,9 kilometre uzatılarak, Şehir<br />
Hastanesi ile birleştirilecek. 43<br />
kilometre olan Üniversite-Kestel<br />
metro hattı da 12 kilometre<br />
uzatılarak Görükle’ye taşınacak.<br />
Proje ile birlikte 24 istasyona<br />
sahip Emek-Arabayatağı metro<br />
hattına 4; 41 istasyona sahip<br />
olan Üniversite-Kestel hattına<br />
da 9 yeni istasyon ilave edilecek.<br />
Bursa Ulaşım Ana Planı çerçevesinde<br />
28,8 kilometre uzunluğa<br />
sahip Çalı-Acemler-Gürsu metro<br />
hattı ile 20,7 kilometre uzunluğa<br />
sahip Çalı-FSM-Demirtaş metro<br />
hattı iki yeni metro hattı<br />
olarak Bursalılara hizmet<br />
verir hale gelecek.<br />
Çalı-Acemler-Gürsu<br />
metro hattında 23, Çalı-FSM-Demirtaş<br />
metro<br />
hattında 17 istasyon<br />
yer alacak. Tüm<br />
uygulamaların tamamlanmasıyla<br />
birlikte<br />
raylı sistem uzunluğu,<br />
54,6 kilometreden<br />
114,4 kilometreye çıkmış olacak.<br />
‘Birkaç yıllık planlarla<br />
geleceğe taşıyamayız’<br />
Bursa gibi nüfusu 3 milyona<br />
yaklaşan, Türkiye’nin en büyük<br />
ikinci ihracatçısı olan bir kentin<br />
birkaç yıllık planlamalarla<br />
geleceğe taşınmasının mümkün<br />
olmadığını belirten Başkan Aktaş,<br />
bu nedenle Bursa’nın fethinin<br />
700’üncü yılını hedef alan<br />
2026 Şehir Tasavvuru<br />
çalışmasını gerçekleştirdiklerini<br />
kaydediyor.<br />
Trafik ve ulaşım, şehir<br />
gelenekleri ve kentlilik<br />
bilinci, ekonomi<br />
ile şehir ve iletişim<br />
konularından hareketle<br />
şehir tasavvurunu<br />
belirlediklerine işaret<br />
eden Aktaş, “Bursa’yı kendimize<br />
göre değil, zihinlerimizi Bursa’ya<br />
göre dönüştürmek zorundayız.<br />
Kentsel dönüşümü büyük bir<br />
Raylı sistemin<br />
ulaşacağı<br />
uzunluk:<br />
114,4 km<br />
mutabakat ve ortak akılla, kadim<br />
Bursa’yı geleceğe taşıma<br />
iradesiyle gerçekleştireceğiz.<br />
Şehrimizi, kültür ve sanat üreten<br />
kimlikli bir şehir haline getireceğiz.<br />
Bursalılar olarak ailemize,<br />
komşumuza, sokağımıza, mahallemize<br />
ve şehrimize sahip çıkacağız”<br />
diyor.<br />
Yüksek teknolojiyle<br />
‘akıllı şehir’ hedefleniyor<br />
Ulaşım başta olmak üzere<br />
kentin müşterek problemlerinin<br />
çözümünde yüksek teknolojiyi<br />
kullanacaklarına ve bu alana<br />
yatırım yapacaklarına değinen<br />
Aktaş, “Yerli ve milli teknoloji<br />
kullanımı ile teknoloji çöplüğüne<br />
dönmeden kaynaklarımızın<br />
verimli kullanımı için akıllı uygulamalar<br />
geliştirecek, ‘Akıllı Bursa’yı<br />
hep birlikte oluşturacağız”<br />
vurgusu yapıyor. Vatandaşlara<br />
günlük hayatlarında zaman,<br />
maliyet ve kalite avantajı sağlayacak,<br />
onları daha<br />
güvenli hale getirecek<br />
akıllı şehircilik faaliyetlerini<br />
yaşamın her<br />
alanına yayacaklarından<br />
bahseden Aktaş,<br />
“Bursa, zenginliklerinden<br />
kazandığını görecek.<br />
Biliyoruz ki, sanayi,<br />
bereketin kapısıdır.<br />
Sanayimizi daha da büyüteceğiz<br />
ama bunu havamızı, suyumuzu,<br />
toprağımızı kirletmeden yapacağız”<br />
şeklinde konuşuyor.<br />
12
<strong>2019</strong><br />
13
<strong>2019</strong><br />
Tarımdan mobilyaya<br />
markalaşma sağlanacak<br />
Başkan Aktaş, Bursa’nın<br />
özellikle tekstil ve otomotivde<br />
önemli bir üretim üssü olduğuna,<br />
tasarım ve kalitede yakalanan<br />
başarının ancak markalaşma ile<br />
daha kıymetli hale geleceğine<br />
dikkat çekiyor. “Tarımsal üretimimizi<br />
dünyaya açacağız. Tarımda<br />
yüksek katma değer ancak<br />
sağlıklı gıdayı güvence altına<br />
alan sistemler ve markalaşmayla<br />
mümkün” diyen Aktaş, şöyle<br />
devam ediyor:<br />
“Özellikle entegre tarım sanayi<br />
kapsamında, tarım makineleri<br />
ve yan sanayinin gelişmesi için<br />
gereken çalışmaları<br />
ısrarla destekleyeceğiz.<br />
Tarımsal üretim, tarımsal<br />
sanayi ve ticaretin<br />
bütün halinde geliştiği<br />
bir ekosistemi mümkün<br />
kılmak için kolları<br />
sıvadık ve gerekenleri<br />
birer birer hayata geçireceğiz.<br />
Mobilya sektöründeki<br />
birikimlerimizi<br />
dünya markası olma yolunda<br />
kullanacağız. Bu konuda gerekli<br />
kurumlarla işbirlikleri yapılarak<br />
tasarım ve kalitede sağladığımız<br />
başarıyı, markalaşmada da sağlamak<br />
önceliğimiz olacak. Bursa<br />
bu kadar sanayisi ve akademik<br />
birikimiyle, ihtiyaç duyduğu<br />
Bursa’nın<br />
2035 yılı tahmini<br />
nüfusu:<br />
4.050.500<br />
teknolojiyi de üretmek zorunda.<br />
Bursa’nın mevcut potansiyeli,<br />
ihtiyaç duyduğu teknolojiyi üretmesi<br />
için gerekli şartları oluşturacak<br />
güçtedir. Bu şehir mevcut<br />
yetişmiş münevverleri, kanaat<br />
önderleri, iş insanları, akademisyenleri,<br />
sanatçıları, esnafı, ev<br />
hanımları ve öğrencilerinin ortak<br />
aklı ile teknolojinin hızından ve<br />
otomasyonundan da istifade<br />
edecek.”<br />
2026 Ajansı kurulup<br />
turizme odaklanılacak<br />
Başkan Aktaş, Bursa’nın turizm<br />
pastasından da arzu ettiği<br />
payı alacağını vurguluyor. “Turizmde<br />
çok bekledik.<br />
Organize bir turizm<br />
çalışmasıyla, Bursa’yı<br />
sadece Türkiye’nin<br />
değil, dünyanın dikkatine<br />
sunmak zorundayız”<br />
diyen Aktaş,<br />
sözlerini şöyle tamamlıyor:<br />
“Zengin ve köklü Bursa<br />
mutfağını dünyaya<br />
açmak için yapılacak tüm çalışmalara<br />
tam destek vereceğiz.<br />
Doğa, deniz, tarih, kültür, sağlık,<br />
termal, tarım, inanç turizmini bir<br />
potada eritebilen bir şehir olacağız.<br />
İş dünyasının kongrelerini,<br />
fuarlarını tertip etmek için yıllar<br />
öncesinden yer ayırmak zorunda<br />
kalacakları bir Bursa olmak<br />
asla hayal değil. Sokakları güvenli,<br />
ticareti güvenilir Bursa’yı<br />
gerçek kılacağız. Ticaretine hile<br />
katanların zaten Bursa’da yeri<br />
yok. Bu konuda bütün Bursalılar<br />
olarak gerekeni yapacağız.<br />
700 yıllık çarşı-esnaf geleneğinin<br />
kendi mekânlarında geliştiği bir<br />
Bursa için pek çok çalışma yapıldı.<br />
Bunları devam ettireceğiz.<br />
2026’ya kadar Bursa’yı hak ettiği<br />
yere ulaştırmak ve gerçek manada<br />
turizm pastasından payını<br />
alması hedefiyle çalışacak olan<br />
2026 Ajansı kuracağız. Böylece<br />
turizm alanındaki çalışmaları tek<br />
merkezden yürüteceğiz.”<br />
14
<strong>2019</strong><br />
Korteks, Avrupa’nın en büyük entegre<br />
ve inovatif polyester iplik üreticisi<br />
Korteks, otomotiv dahil tekstilin girdiği her alanda yenilikçi ürünleri, yüksek üretim kapasitesi ve üretim<br />
teknolojileriyle dünya devleri için üretiyor. 5 kıtada 57 ülkeye ihracat yapıyor. Yaklaşık 2 bin 500 çeşit polyester<br />
iplik portföyü bulunan Korteks, nanoteknoloji alanındaki uygulamalarıyla mikroiplik teknolojisinde<br />
dünyada öncü şirketler arasında.<br />
Korteks’in tohumları<br />
Zorlu Grubu’nun kurucuları<br />
Zeki ve Ahmet<br />
Zorlu tarafından 1976<br />
yılında Korteks Kadife Dokuma<br />
Tesisi ile Bursa’da atıldı. 70’li yıllar<br />
Türkiye’de birçok ürün gibi tekstil<br />
ürünlerinin de çoğunun ithal<br />
edildiği yıllardı. Zorlu kardeşler,<br />
yenilikçi ve vizyoner kişilikleri ile<br />
birçok tekstil ürününün Türkiye’de<br />
de üretebileceğine inandı ve<br />
yaptıkları yatırımlarla bunu hayata<br />
geçirdi. Üretim odaklı tüm bu<br />
süreçlerin ilk tohumları hep Korteks<br />
ile atıldı. Sadece üretim ile<br />
kalınmadı. Daha kuruluş yıllarında<br />
yurtiçi satışın yanında mutlaka<br />
yurtdışı satış da oldu. Zorlu Grubu’nun<br />
üretim ve ihracat odaklı<br />
vizyonu daha o yıllarda çizilmişti.<br />
1980’lerin başında Türkiye’de tül<br />
perde üretimi yeteri kadar olmadığı<br />
için Avrupa’dan ithal ediliyordu.<br />
Zorlu kardeşler, pazardaki boşluğu<br />
görerek tül perdeyi Türkiye’de<br />
üretmeye karar verdi. Bu arada<br />
Bursa’da fabrika için arazi bakılıyordu.<br />
O yıllarda Bursa Organize<br />
Sanayi Bölgesi’nde yer bulmak<br />
çok zordu. Epey meşakkatli bir<br />
uğraşın sonunda uygun bir arsa<br />
bulunup tül fabrikası inşaatına<br />
başlandı.<br />
Korteks’in üretime başlaması<br />
ile birlikte bir yandan yurtiçine<br />
tül perde satılırken bir yandan da<br />
yabancı bir firma adına üretim yapılıyor<br />
ve bu firma ürünleri kendi<br />
etiketleriyle pazarlıyorlardı. Bu<br />
arada tohumları o yıllarda atılan<br />
ve bugün ev tekstilinin lider markası<br />
olan Taç da çok kısa sürede<br />
tüketiciden büyük ilgi görmüş ve<br />
siparişler yetiştirilemez hale gelmişti.<br />
Bu gelişim süreci ile birlikte<br />
Korteks, 1989 yılında, Taç iplik<br />
markası ile üretime başlayarak<br />
bugün kendisini Avrupa’nın en büyük<br />
entegre ve inovatif polyester<br />
iplik üreticisi konumuna taşıyan<br />
yolculuğa başlamış oldu.<br />
Kapasite kullanım<br />
oranı yüzde 95<br />
Zorlu Holding Tekstil Grubu<br />
Başkanı Necat Altın, Korteks’in<br />
bugün Bursa’da toplam 335 bin<br />
metrekare üretim alanı bulunduğunu<br />
ve aylık üretim kapasitesinin<br />
ortalama 14 bin ton olduğunu dile<br />
getiriyor. 2018 yılında 337 milyon<br />
dolar ciroya ulaştıklarını söyleyen<br />
Altın, ortalama 2 bin 100 çalışanın<br />
bulunduğu Korteks’te, kapasite<br />
kullanım oranlarının yüzde 95<br />
NECAT ALTIN<br />
Zorlu Holding Tekstil Grubu Başkanı:<br />
“Korteks olarak bu yıl yüzde 12 büyüme<br />
ve 378 milyon dolar ciro hedefi doğrultusunda<br />
çalışmaya devam ediyoruz”<br />
16
<strong>2019</strong><br />
olduğunu ve toplam 154 bin ton<br />
iplik satışı gerçekleştirdiklerini<br />
anlatıyor. “Geçen yılın ikinci<br />
yarısından itibaren<br />
ekonomide yaşanan<br />
dalgalanmalar tüm<br />
sektörleri olduğu gibi<br />
bizim sektörü de olumsuz<br />
etkiledi. Özellikle<br />
ihracat kapasitesi<br />
sınırlı olan şirketler bu<br />
durumdan daha fazla<br />
etkilendi” diyen Altın,<br />
“Tamamen iç pazara<br />
çalışan KOBİ niteliğindeki<br />
şirketler bir hayli zorlandı.<br />
Şu anda ekonomideki dengelenme<br />
sürecinin devam ettiğini görüyoruz.<br />
Ekonomistler bu sürecin yılın<br />
ilk yarısında da süreceğini öngörüyor.<br />
Özellikle yılın ikinci yarısında<br />
ekonominin genelinde göreceli<br />
olarak bir miktar toparlanma<br />
olacaktır. Bizim gibi ihracat odaklı<br />
olan, Ar-Ge ve inovasyona yatırım<br />
yapan, belirli ölçeğe ulaşmış<br />
şirketler bu dengelenme sürecine<br />
göreceli olarak daha kolay uyum<br />
sağlayabildi” ifadelerini kullanıyor.<br />
Sektörün geneli için zor bir yıl<br />
olsa da, Korteks olarak, <strong>2019</strong>’da<br />
da büyümeye devam edecekleri<br />
öngörüsünde bulunan Altın, bu<br />
yıl yüzde 12 büyüme ve 378 milyon<br />
dolar ciro hedefi doğrultusunda<br />
çalışmaya devam ettiklerini vurguluyor.<br />
Korteks’in<br />
üretim alanı<br />
miktarı:<br />
335.000 m 2<br />
Yüzde 15 ihracat<br />
odaklı üretim yapıyor<br />
Korteks, 5 kıtada 57 ülkeye<br />
ürün gönderiyor. Üretiminin<br />
yüzde 15’ini ihraç ediyor. İhracatını<br />
ağırlıklı Avrupa olmak üzere,<br />
Almanya, Belçika, İngiltere,<br />
İtalya, İspanya, Fransa, Polonya,<br />
Portekiz, İran, Mısır,<br />
ABD, Kanada, Meksika<br />
ve Güney Afrika gibi<br />
birçok farklı ülkeye<br />
yapıyor. Yurtdışında<br />
250’ye yakın müşteriyle<br />
çalışıyor. Geçen yıl 50<br />
milyon dolarlık ihracat<br />
yapan Korteks, bu<br />
yıl yaklaşık 58 milyon<br />
dolarlık ihracat hedefliyor.<br />
Altın, “Avrupa’nın<br />
en büyük entegre ve inovatif polyester<br />
iplik üreticisiyiz. Kendimizi<br />
üretim, pazarlama ve organizasyonel<br />
anlamda yenilikçi ve çevik bir<br />
marka olarak konumlandırıyoruz.<br />
Bu sayede otomotiv dahil tekstilin<br />
girdiği her alanda yenilikçi ürünlerimiz,<br />
yüksek üretim kapasitemiz<br />
ve üretim teknolojilerimizle dünya<br />
devlerinin çözüm ortağıyız” şeklinde<br />
konuşuyor.<br />
Mikroiplik teknolojisinde<br />
dünyada öncü şirketlerden<br />
Cirosunun yüzde 1’ini Ar-Ge’ye<br />
ayıran Korteks, Ar-Ge’ye yaptığı<br />
yatırım sayesinde nanoteknoloji<br />
alanındaki uygulamalarıyla mikroiplik<br />
teknolojisinde dünyada<br />
öncü şirketlerden biri konumunda.<br />
Ar-Ge merkezinde 50’yi aşkın<br />
Ar-Ge çalışanıyla, müşterilerinin<br />
talep ve ihtiyaçları doğrultusunda,<br />
üretimde çeşitlilik ve kalitenin<br />
artırılması, yenilikçi, dünya standartlarında<br />
ürünler geliştirme ve<br />
üretme gibi hedefleri doğrultusunda<br />
çalışıyor. Geliştirdiği yeni<br />
iplik tasarımları, nanoteknolojik<br />
ve çevre dostu ürünler ile katma<br />
değeri artırılmış iplikler üretiyor.<br />
Bu çerçevede kullanıcılara; spor<br />
ve gündelik giyimde kullanılmak<br />
üzere tasarlanmış, nem emiciliği<br />
yüksek, çabuk kuruyan ve nefes<br />
alabilen Dry Touch; doğal görünümlü<br />
ve yumuşak tuşeli Cottonlike;<br />
teknik tekstillere yönelik<br />
Antimicrobial; UV Resistant ve<br />
Monofilament iplikler sunuyor.<br />
Ar-Ge ekibinin çalışmaları ile güç<br />
tutuşurluk özelliği kazandırılan<br />
Flame Reterdant ve statik elektriklenme<br />
ile toz toplamayı engelleyen<br />
Antistatic özelliklerini üretim<br />
aşamasında ipliğe ilave ediyor ve<br />
kalıcı fonksiyonellik sağlayabiliyor.<br />
Ayrıca Food Contact Approval<br />
ve Ekotex Class 1 standartları ile<br />
üretim yaparak polyestere fonksiyonel<br />
özellikler katıp polyesterin<br />
kullanım yelpazesini genişletmeye<br />
devam ediyor. Altın, “Ar-Ge’mizin<br />
yaptığı çalışmalar sayesinde ürettiğimiz<br />
iplikler, sporcuların, atletlerin<br />
performansına katkı sağlayan<br />
kıyafetlerde, itfaiyecilerin ihtiyaç<br />
duyduğu yanmayan kumaşlarda,<br />
savunma sanayinde ihtiyaç<br />
duyulan uydudan görünmeyen<br />
kumaşlarda ya da leke tutmayan<br />
kumaşlarda kullanılıyor” vurgusu<br />
yapıyor.<br />
Akıllı tekstil pazarı<br />
için Ar-Ge yürütüyor<br />
Altın, bugün yaşanan büyük<br />
dönüşüm ile birlikte moda, giysi<br />
ve tekstil sektörlerinin nano<br />
malzeme ve kaplama teknikleriyle<br />
buluşmasının ardından veri ve<br />
17
<strong>2019</strong><br />
işlemciler ile bir araya gelmesinin<br />
çok büyük ve yeni bir pazarın<br />
kapısını araladığına işaret ediyor.<br />
Altın, “Geleneksel tekstil teknolojisi<br />
ile malzeme bilimi, nano teknoloji,<br />
optik, sensör, actuatör, mikro<br />
işlemci ve iletişim teknolojilerinin<br />
entegre edilmesi ile yeni nesil uygulamalar<br />
başladı. Korteks olarak<br />
2025 yılında dünyada 138 milyar<br />
dolara ulaşması beklenen akıllı<br />
tekstil pazarında; ayrıca sağlık,<br />
bakım, spor ve korunma, otomotiv<br />
ve ulaştırma, ev tekstili ve askeri<br />
uygulamaların yer alacağı pazarda<br />
söz sahibi olmak için Ar-Ge çalışmalarına<br />
devam ediyoruz” şeklinde<br />
konuşuyor.<br />
2 bin 500 çeşit polyester<br />
iplik portföyüne sahip<br />
Ürün çeşitliliği bakımından zengin<br />
olan Korteks’in ortalama 2 bin<br />
500 çeşit polyester iplik portföyü<br />
bulunuyor. Korteks olarak; Taç<br />
markalı süper parlak, yarı mat<br />
polyester tekstil cipsleri ve süper<br />
parlak/mat/yarı mat/ful mat olarak<br />
ekru ve polimerden boyalı polyester<br />
POY, FDY, tekstüre, elastanlı,<br />
hava tekstüre, düz, bobin boyalı<br />
ve bükümlü, monoflaman ipliklerin<br />
üretimini yapıyor. POY, FDY ve<br />
tekstüre ipliğin yanı sıra eriyikten<br />
boyalı (dope-dyed) 400’den fazla<br />
renk seçeneği ile farklı kullanım<br />
alanlarına özel puntalı, torksuz,<br />
efektli, fantezi bükümlü, elastanlı<br />
iplikler de üretiyor. Üretim tesisinin<br />
tamamı nitelikli ve özellikli flament<br />
iplikler üretebilecek yapıda<br />
tasarlandı. Ürün çeşitliliğini farklı<br />
ve yenilikçi opsiyonlar ile geliştirmek<br />
için pek çok yeni ve fonksiyonel<br />
ürünü portföyüne katmaya<br />
devam ediyor. Bu doğrultuda ürün<br />
yelpazesinde Dry Touch, Taç Flame<br />
Retardant, Taç Cotton-Like,<br />
Taç Antimicrobial, Taç Antistatic<br />
ve Taç UV Resistant gibi markalı<br />
ürünler ile katma değeri yüksek,<br />
özel proseslere ihtiyaç duyan, ileri<br />
teknolojiyle üretilen teknik tekstil<br />
ürünleri de bulunuyor.<br />
“Bu zorlu süreç içinde<br />
fırsatları barındırıyor”<br />
Diğer yandan sektöre yönelik<br />
değerlendirmelerde bulunan Altın,<br />
bir taraftan ticaret savaşlarının<br />
bir yandan da ekonomide yaşanan<br />
dalgalanmaların sektörü zorladığını<br />
vurguluyor. Bu durumun büyüme<br />
ve kârlılığı baskılamaya devam<br />
edeceğini söyleyen Altın, diğer<br />
bir zorluk alanının ise<br />
çevre olduğunu belirtiyor.<br />
“Azalan doğal kaynaklar,<br />
kirlenen çevre<br />
ve iklim değişikliği tüm<br />
gezegenimizi tehdit<br />
ediyor. Bu da bizlerin,<br />
üretim, satış ve hizmet<br />
dahil tüm süreçlerimizi<br />
360 derece sürdürülebilirlik<br />
yaklaşımıyla<br />
yeniden şekillendirmemizi<br />
gerekli kılıyor” diyen Altın,<br />
“Fakat her sıkıntılı süreç aynı<br />
zamanda kendi içinde fırsatlar da<br />
barındırıyor. Bu süreçte sektörün<br />
iç pazar odaklı üretimden ihracat<br />
odaklı katma değerli üretime doğru<br />
bir dönüşüm geçirmesi büyük<br />
bir fırsat yaratacaktır. Elbette her<br />
ölçekte firmanın bunu hızlı bir<br />
şekilde başarması beklenemez.<br />
Ancak yenidünya düzeni işbirliğine<br />
ve birlikte üretmeye dayalı bir<br />
iş modeline geçmemiz gerektiğine<br />
yönelik birçok ipuçları veriyor”<br />
vurgusu yapıyor. KOBİ’ler de ihracata<br />
yönelirse ya da ihracat odaklı<br />
firmalarla işbirliği içerisinde olursa<br />
öğrenme sürecinin daha kolay atlatabileceğini<br />
belirten Altın, şöyle<br />
devam ediyor:<br />
“Bu da sektörün hep birlikte<br />
büyümesi gelişmesi için bir fırsat<br />
yaratır. Bunun için tüm KOBİ’lerin;<br />
üretim, satış ve pazarlama<br />
süreçleri dahil sürdürülebilirlik<br />
ve inovasyon odaklı bir yapısal<br />
dönüşüme hazır olması gerekiyor.<br />
Ancak bu şekilde günlük sorunlara<br />
takılmaz, sektörünün bütününün<br />
katma değerli bir<br />
ekonomi yarattığı bir<br />
modele geçiş yapabiliriz.<br />
Diğer taraftan<br />
artık satış kanallarını<br />
Firmanın da geliştirmek gerekiyor.<br />
Toptan ya da<br />
yıllık üretim<br />
perakende gibi geleneksel<br />
kanalların yanı<br />
kapasitesi:<br />
170 bin ton sıra müşterilerle daha<br />
sıcak temas edilebilecek<br />
kanallar geliştirmeliyiz. Bunun<br />
için özellikle teknolojiye ve dijitalleşmeye<br />
yatırım yapmak şart. Örneğin<br />
Korteks’te daha 2000 yılının<br />
başında tüketiciye direkt dokunan<br />
bir sistem geliştirmiştik. O sayede<br />
bugün sayıları 4 bini aşan müşteriye<br />
arada bayi, toptancı olmadan<br />
direkt olarak dokunabiliyoruz.”<br />
18
<strong>2019</strong><br />
KORTEKS’İN KİLOMETRE TAŞLARI<br />
1989<br />
1990<br />
2000<br />
2002<br />
2010<br />
2017<br />
1989: Lurgi Projesi ile işletmenin inşaat ve montaj<br />
işlemlerinin tamamlanmasının ardından 21 bin 440<br />
metrekare toplam kurulu alan üzerinde Taç iplik markası<br />
ile üretime başlandı.<br />
1990: Cipsten POY üretim devreye alınarak, 18 ton/gün<br />
kapasite ile POY üretime geçildi. Emre Projesi kapsamında,<br />
işletmede polikondenzasyon tesisi kurularak, 65<br />
ton/gün kapasite ile üretime alındı. Daha sonra mevcut<br />
kapasite geliştirilerek, 80 ton/güne çıkartıldı.<br />
1997:kinci işletme Berkun tesisinin inşaatına başlandı.<br />
1998: Polikondenzasyon, POY ve FDY üniteleri üretime<br />
başladı. Böylelikle Korteks, tek hat üzerinde dünyanın<br />
en büyük kapasiteli kontinü polikondenzasyon ve direkt<br />
eriyik beslemeli POY-FDY üretim tesisi unvanına sahip<br />
oldu.<br />
1999: Büküm ve fikse kazan montajı gerçekleştirildi. 44<br />
bin metrekare kapalı alan ve 22 bin kg/gün kapasitenin<br />
yanı sıra düz iplikten bükümlü (tekstüreden bükümlü),<br />
kar iplik, kdk-lezzeni, shaggy, brode fantezi iplik üretime<br />
kadar ürün çeşitliliği artırıldı.<br />
2000: Toplam 50 bin metrekare kapalı alanda gerçekleştirilen<br />
110 ton/gün üretim sırasında, online proses<br />
kontrol sistemine imkan tanıyan makinelerle tekstüre<br />
iplik üretimi yapılmaya başlandı.<br />
2001:Ürün gamına yeni ürünler katarak daha da çeşitliliği<br />
artırmak adına, Ar-Ge/Ür-Ge pilot makineleri montajı<br />
tamamlandı. Söz konusu makineler, müşterilerin<br />
numune taleplerine minimum miktarlarda ve hızlı dönüş<br />
yapabilmeye ve yeni iplikler geliştirmeye imkan sağladı.<br />
2002: POY paketleme otomasyon montajı gerçek<br />
leştirilerek, poy ağırlıkları 20 kilograma çıkartıldı. Bu<br />
sayede insan hatalarını minimuma indirgemek, müşteri<br />
memnuniyetini artırmak, zaman tasarrufu sağlamak<br />
ve el değmeden yapılan paketleme ile ürünlerin kalitesini<br />
koruması sağlandı. Ayrıca yine 2002 yılında halı,<br />
otomotiv ürünleri gibi farklı müşteri profillerine hizmet<br />
sunmak amacıyla, farklı denye ve flamana sahip iplik<br />
üretimi gerçekleştirebilen hava tekstüre makineleri<br />
montajı devreye alındı.<br />
2003: Tekstüre makineleri devreye alındı. Böylece<br />
üretimin daha verimli ve sıfır hata ile gerçekleştirilmesi<br />
mümkün hale geldi.<br />
2006: İnsan hatalarını minimuma indirgemek, zaman<br />
tasarrufu sağlamak ve el değmeden yapılan paketleme<br />
ile ürünlerin kalitesini korumak amacıyla tekstüre tefrik<br />
paketleme otomasyon montajı Korteks mühendislerince<br />
gerçekleştirildi.<br />
2007: 20/1-30/1 denye ince iplik üretimi ve müşterilerin<br />
bobin boyalı ürün taleplerine karşılık vererek, onları<br />
fason işlemden kurtarmaya yönelik olarak, monoflaman<br />
ayrıştırma ve bobin boyama tesisi montajı tamamlandı.<br />
2008: Haslıkları yüksek, hammaddeden boyalı ürünlerde,<br />
renk çeşitliliğini artırmak ve boya tedarikçilerine<br />
olan bağımlılığı azaltmak adına Masterbatch üretim<br />
tesisi montajı tamamlanarak çalışmalara başlandı.<br />
2010: Hammaddeden boyalı ürünlerde renkli üretim<br />
kapasitesi artırıldı.<br />
2015: Korteks Ar-Ge Merkezi açıldı. Ayrıca 35 adet yeni<br />
jenerasyon tekstüre makinesi montajına başlandı.<br />
2017: Yeni jenerasyon tekstüre makineleri devreye<br />
alındı.<br />
19
<strong>2019</strong><br />
BUSİAD’ın son 25 yıldaki başkanları…<br />
“Bursa’nın yeni sanayi anlayışına<br />
göre konumlanması gerekiyor”<br />
Bursa’da sanayi ve ihracatın ilk sıraya oturduğunu söyleyen Başkanı Ergun Hadi Türkay, “Şehrimizin<br />
yeni sanayi anlayışına göre konumlanması şart. Başka Bursa yok. Sanayi dışındaki, tarım ve<br />
turizm değerlerinin de korunması gerekiyor. Bursa’da artık katma değeri yüksek, ileri teknoloji ile<br />
üretim yapan anlayışın yerleşmesi lazım” diyor.<br />
Bursa sanayicileri arasında,<br />
1978’li yıllarda,<br />
Bursa Ticaret ve Sanayi<br />
Odası’nın (BTSO),<br />
sanayi odası ve ticaret odası<br />
şeklinde iki oda olarak daha<br />
etkin görev yapacağı tartışılıyordu...<br />
Böyle düşünenler TÜ-<br />
SİAD’ı örnek alarak, gönüllülük<br />
esasına dayalı, bağımsız yeni bir<br />
dernek çatısı altında toplanmak<br />
üzere harekete geçti. Böylece<br />
Bursalı sanayicileri ve iş insanlarını<br />
bünyesinde toplayan Bursa<br />
Sanayicileri İşinsanları Derneği<br />
(BUSİAD), gönüllü üyelik temeline<br />
dayanan bir sivil toplum kuruluşu<br />
olarak, Türkiye’nin ikinci,<br />
Anadolu’nun da ilk SİAD’ı olarak<br />
kuruldu. 1978 yılında küçük bir<br />
apartman dairesinde faaliyetine<br />
başlayan BUSİAD, 1995 yılında,<br />
üyelerinin sponsorluğu ile yaptırılan<br />
ve BUSİAD Evi olarak<br />
adlandırılan bugünkü yönetim<br />
binasına geçti.<br />
TÜSİAD’dan sonra Türkiye’nin<br />
en büyük ve en eski gönüllü<br />
işadamları derneği olan BUSİ-<br />
AD’ın çeşitli sektörlerde faaliyet<br />
gösteren yaklaşık 260 üyesi bulunuyor.<br />
BUSİAD üyelerinin 2017<br />
sonu itibariyle yaklaşık bin adet<br />
şirketi var ve bu şirketlerde 100<br />
bine yakın istihdam sağlanıyor.<br />
Şirketlerin yıllık ihracatları toplamı<br />
10 milyar dolar iken, yıllık<br />
ciroları 25 milyar doları geçiyor.<br />
“Kent ve ülke yöneticilerine<br />
büyük görev düşüyor”<br />
BUSİAD Yönetim Kurulu<br />
Başkanı Ergun Hadi Türkay,<br />
BUSİAD’ın kurulduğu dönemde,<br />
Bursa’nın tarım, biraz sanayi,<br />
çoğunlukla da kaplıca ve kayak<br />
ERGUN HADİ TÜRKAY<br />
BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı:<br />
“BUSİAD, 40 yıl boyunca, durmaksızın<br />
üretilen, sonuçları tüm Bursa tarafından<br />
hissedilen ve paylaşılan bir çabanın<br />
adresi oldu. Değişime yön verdi.”<br />
20
<strong>2019</strong><br />
21
<strong>2019</strong><br />
merkezi özellikleriyle tanındığını<br />
hatırlatıyor. “Şimdi ise Bursa’da<br />
sanayi ve ihracat ilk sırayı almış<br />
durumda. Bunda BUSİAD’ın çabaları<br />
yadsınamaz elbette” diyen<br />
Türkay, “Ancak artık BUSİAD<br />
olarak diyoruz ki, şehrimizin yeni<br />
sanayi anlayışına göre konumlanması<br />
şart. Başka Bursa yok.<br />
Sanayi dışındaki, tarım ve turizm<br />
değerlerinin de korunması gerekiyor.<br />
Bursa’da artık katma değeri<br />
yüksek, ileri teknoloji ile üretim<br />
yapan anlayışın yerleşmesi lazım.<br />
Bunun için de kent ve ülke yöneticilerine<br />
büyük görev düşüyor”<br />
diyerek kente ilişkin vizyonu da<br />
ortaya koyuyor” ifadelerini kullanıyor.<br />
“40 yılda çok büyük<br />
çalışmalara imza attı”<br />
Bursa’nın, Türkiye’nin üretim<br />
ve ihracat üssü olduğuna işaret<br />
eden Türkay, son 40<br />
yılda Bursa’nın bu doğrultuda<br />
önemli adımlar<br />
attığını vurguluyor. Atılan<br />
bu adımlarda BUSİ-<br />
AD’ın öncü olduğunun<br />
altını çiziyor. “Bursa<br />
büyürken, onu büyüten<br />
öncülerin de öncüsüdür<br />
BUSİAD” diyen Türkay,<br />
şöyle devam ediyor:<br />
“BUSİAD, Türkiye’nin ikinci,<br />
Anadolu’nun ise ilk sanayici ve<br />
işadamları derneğidir. Gönüllük<br />
temelinde geçen 40 yılda çok<br />
büyük çalışmalara imza attı. 1978<br />
yılında, kalbi Bursa ve üretme<br />
aşkıyla dolu bir grup gönüllü iş<br />
insanı, Bursa’nın sanay ve iş<br />
BUSİAD’ın<br />
yaklaşık<br />
üye sayısı:<br />
260<br />
kapasitesini yeterli bulmayarak,<br />
bunu nasıl geliştiririz derdine<br />
düştü. Başta rahmetli Doğan<br />
Ersöz olmak üzere, kalpleri Bursa<br />
ve üretme azmiyle<br />
dolu kurucuların öngörüsüyle,<br />
Bursa’da<br />
çok şey değişti. Bir<br />
avuç insandan 300’e<br />
yakın üyesi olan, sözü<br />
Bursa ve Türkiye’de<br />
dinlenen bir kurum<br />
yarattı.”<br />
Sanayinin amiral<br />
gemisi haline geldi<br />
Türkay, BUSİAD’ın, Bursa’nın<br />
ihracatla, kaliteyle tanışmasına<br />
önayak olmasının yanı sıra<br />
nitelikli insan gücüyle ilgili çok<br />
sayıda projeyi de hayata geçirdiğini<br />
vurguluyor. Tüm bu çalışmaların<br />
BUSİAD’ı sanayinin<br />
amiral gemisi yaptığına işaret<br />
eden Türkay, “BUSİAD,<br />
durmaksızın üretilen,<br />
sonuçları tüm Bursa<br />
tarafından hissedilen ve<br />
paylaşılan bir çabanın<br />
adresi oldu. Tabii ki<br />
geçen 40 yıl değişimleri<br />
de beraberinde getirdi.<br />
Her gelen değişimi çok<br />
önceden gören, ortak<br />
aklın merkezi BUSİAD,<br />
yapılm ıraya koyarak bu değişime<br />
yön verdi” şeklinde konuşuyor.<br />
Kalitenin ve özgünlüğün<br />
artırılmasına önayak oldu<br />
BUSİAD’ın 1978’den 1990’ların<br />
başına kadar Bursa’ya ihracatı<br />
ve yasal altyapıları öğretme<br />
konusunda öncülük üstlendiğini<br />
dile getiren Türkay, 1990’dan<br />
2000’lere kadar ise kentin tanınması,<br />
ürünlerde kalitenin ve<br />
özgünlüğün artırılmasına<br />
dönük çabaların merkezi<br />
olduğunu anlatıyor.<br />
“2000’lerden itibaren<br />
Üyelerin<br />
nitelikli insan gücünün<br />
yaklaşık önemi ön plana çıkmaya<br />
başladı. BUSİAD, Bursa<br />
şirket adedi:<br />
Eğitim Geliştirme Vakfı<br />
(BEGEV) ve üniversite-sanayi<br />
işbirlikleri gibi<br />
1000<br />
konularla bu sürece yine<br />
yön verdi” diyen Türkay,<br />
sözlerini şöyle tamamlıyor:<br />
“Günümüzde ise diğer tüm<br />
konulara ek olarak, 4. Sanayi<br />
Devrimi’nin ve dijitalleşmenin<br />
konuşulduğu bir döneme girdik.<br />
BUSİAD, bunu da önceden<br />
gördüğü için kolları uzun bir süre<br />
önce sıvadı. Endüstri 4.0 toplantıları<br />
yaparak, Ar-Ge mühendisi<br />
yetiştirme programlarıyla öngörülü<br />
bir kurum olduğunu bir kez<br />
daha ortaya koydu.”<br />
22
<strong>2019</strong><br />
Tekstil devi Özdilek<br />
her geçen gün büyüyor<br />
Geçen yıl 2.6 milyar liralık ciroya ulaşan Türkiye’nin tekstil devi Özdilek, bu yıl 3.1 milyar lira ciro<br />
hedefliyor. Holding olarak bünyesinde 8 bin kişi istihdam eden Özdilek, diğer yandan 235 milyon<br />
işçilik, 222 milyon direkt ve endirekt vergi ödemesi ile Türkiye’nin ilk 500 sanayi kuruluşu içinde<br />
yer alıyor.<br />
Özdilek mağazalarını her<br />
yıl 70 milyon kişi ziyaret<br />
ediyor. Sıfırdan başlayarak<br />
güçlü bir marka<br />
yaratan Hüseyin Özdilek, insan<br />
odaklı çalışmalarıyla da dikkat çekiyor.<br />
Türkiye’nin dört bir yanında<br />
Özdilek imzası ile kurulan okullarda<br />
yüzlerce öğrenci eğitim alıyor.<br />
Özdilek Vakfı ise ihtiyaç sahibi<br />
öğrencilerin yardımına koşuyor.<br />
Alışveriş merkezleri ile öne çıkan<br />
Özdilek, turizmden inşaata, kafe<br />
restoran işletmeciliğinden sigorta<br />
ve elektronik ticarete kadar farklı<br />
sektörlerde de yatırımlarını sürdürüyor.<br />
Özdilek Holding Yönetim<br />
Kurulu Başkanı Hüseyin Özdilek,<br />
“İşimizi sabahtan akşama kadar<br />
her zaman haz alarak yaptık.<br />
Türkiye’de o yıllarda tarıma dayalı<br />
bir ekonomi vardı. Şehirlerde ise<br />
fabrikalar ve seri üretim azdı.<br />
1971 yılında Bursa’da iki tezgahla<br />
dokuma atölyemizi kurduk. 1983<br />
yılında 1.200 tonluk havlu fabrikamızı<br />
açarak, sanayileşme yolunda<br />
ilk yatırımımızı hayata geçirdik”<br />
diyor.<br />
Mağazalarına yılda<br />
70 milyon müşteri geliyor<br />
Bugün gelinen noktada dünya<br />
genelinde 150 franchise verilen<br />
mağaza ve bin noktada Özdilek<br />
ürünü satılıyor ve mağazalara<br />
yılda toplam 70 milyon müşteri<br />
geliyor. Mevcut tesislerini, 3-4 yıl<br />
içinde Badırga’da bulunan TO-<br />
SAB’da 100 dönüm arazi üzerine<br />
kuracağını belirten Özdilek,<br />
firma olarak hedeflerinin, alışveriş<br />
merkezleri ve ev tekstilinde optimal<br />
büyüklüğe ulaşmak olduğunu<br />
belirtiyor. Holding olarak hedeflerinin<br />
ise üretim ve sanayi sektörlerini<br />
bırakmadan hizmet sektöründe<br />
katma değer yaratmaya devam<br />
etmek olduğunun altını çiziyor.<br />
Özdilek bu başarılarını, firma<br />
kültüründeki tutarlılık ve sürdürülebilirliğin<br />
yanı sıra optimal verim-<br />
HÜSEYİN ÖZDİLEK<br />
Özdilek Holding<br />
Yönetim Kurulu Başkanı:<br />
“Çalışmalarımızda ve yatırımlarımızda<br />
hem ülkemizi ileriye taşımak hem de<br />
istihdam sağlamak amacıyla ilerliyoruz.”<br />
24
<strong>2019</strong><br />
lilik, doğru pazarlama stratejileri,<br />
ekip çalışması ve bütçe disiplinine<br />
sadık kalmalarına bağlıyor.<br />
Örnek sosyal sorumluluk<br />
projelerine imza atıyor<br />
Sürdürülebilir büyüme hedeflerine<br />
yönelik sosyal sorumluluk<br />
projeleri ile her zaman topluma<br />
örnek bir kuruluş olmaya<br />
çalıştıklarına değinen<br />
Özdilek, insana saygı<br />
ve topluma her zaman<br />
örnek olma misyonuyla<br />
tüm faaliyetlerini sosyal<br />
sorumluluk bilinciyle<br />
yönettiklerini aktarıyor.<br />
“Yönetim anlayışımızın<br />
temel ve değişmez<br />
unsurlarından biri olan<br />
kurumsal sosyal sorumluluk kapsamında<br />
geleceğimizin en önemli<br />
temel taşlarından olan Türk eğitim<br />
ve öğretimine katkı sağlamayı<br />
kendimize görev biliyoruz” diyen<br />
Özdilek, şunları kaydediyor:<br />
“Bu çerçevede topluluğumuzu<br />
oluşturan tüm kurumlarımızın<br />
faaliyetlerinin ekonomik, sosyal ve<br />
çevresel etkilerini sorumluluk anlayışı<br />
içinde kurguluyor, toplumu<br />
geliştirmeyi önceliğimize alıyoruz.<br />
Diğer yandan geleceğimizi emanet<br />
ettiğimiz genç beyinlerin eğitimini<br />
çok önemsiyoruz. Bu bakış açısını<br />
benimsemiş bir kurum olarak<br />
bugüne kadar 8 okul yaptırmanın<br />
ve Milli Eğitim Bakanlığı’na teslim<br />
etmenin mutluluğunu yaşıyoruz.<br />
Özdilek Vakfı ile de ülke genelinde<br />
ihtiyaç sahibi ve başarılı üniversite<br />
eğitimini sürdüren yaklaşık yüz<br />
Özdilek Holding’in<br />
toplam istihdamı:<br />
8 bin<br />
öğrenciye burs imkanı sağlamaktayız.”<br />
Özdilek, sosyal sorumluluk<br />
projeleri kapsamında İzmir’de<br />
bir polis merkezi ve İnegöl’de bir<br />
sağlık ocağı açtıklarını anlatıyor.<br />
Bunun yanı sıra Eskişehir Tepebaşı’nda<br />
Özdilek Kültür Merkezi’nin,<br />
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi<br />
bünyesinde hizmet verdiğini<br />
söyleyen Özdilek, “2017<br />
yılında ÖzdilekPark<br />
İstanbul Alışveriş Merkezi’nin<br />
içerisinde 100’e<br />
yakın ünlü heykelinin<br />
bulunduğu Balmumu<br />
Heykel Müzesi’ni açarak,<br />
misafirlerimizin<br />
hizmetine sunduk” şeklinde<br />
konuşuyor.<br />
“Ülkemizi ileriye taşımak<br />
amacıyla ilerliyoruz”<br />
“İnsan önce ülkesini sevmeli”<br />
vurgusunu yapan Özdilek, “Biz de<br />
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni<br />
seviyoruz. Bu nedenle ülkemizi<br />
muasır medeniyetler seviyesine<br />
ulaştırmak için elimizden gelen<br />
gayreti gösteriyoruz. Çalışmalarımızda<br />
ve yatırımlarımızda hem<br />
ülkemizi ileriye taşımak hem de<br />
istihdam sağlamak amacıyla ilerliyoruz”<br />
ifadelerini kullanıyor. Öte<br />
yandan sosyal sorumluluk alanında<br />
ilk projelerini hayata geçirdikleri<br />
dönemin koşullarına değinen<br />
Özdilek, “O dönemlerde, gelecek<br />
nesilleri bilgi ile donatmanın<br />
önemini fark ederek, 1996 yılında<br />
doğduğum Tokat’ın Erbaa ilçesinde<br />
ilk olarak Hüseyin Özdilek<br />
İlköğretim Okulu’nu açtık. 1997’de<br />
Bursa Yıldırım’da Naz Özdilek İlköğretim<br />
Okulu’nu ve yine aynı yıl<br />
Emir Murat Özdilek Turizm Lisesi<br />
ve Uygulama Oteli’ni açtık. Gençler,<br />
okullarımızda iyi eğitim alıp<br />
iyi yerlere gelecek, meslek sahibi<br />
olup çalışacaklar” diyor. Özdilek,<br />
bu yatırımların kurumlarına geri<br />
dönüşünü ise şöyle özetliyor:<br />
“Sosyal, kültürel, ekonomik ve<br />
çevresel konularda; duyarlı, etik,<br />
sorumluluk sahibi yaklaşımlarla<br />
toplumsal konulara değer veren<br />
bir kurum oluşumuz, eğitime ve<br />
sanata verdiğimiz önem bizi tercih<br />
edilen bir kurum haline getiriyor.<br />
Sosyal sorumluluk projelerimizde<br />
aldığımız geri dönüşlere en<br />
güzel örnek olarak okullarımızda<br />
okuyan öğrencilerimizden bazılarının<br />
kariyerlerine kurumumuzda<br />
devam etmelerini verebilirim. Bu<br />
dönüşümle, gençleri hem eğitim<br />
hem de kariyer hedeflerinde<br />
desteklemiş oluyoruz.” Eğitime<br />
destek veren çalışmaların yanı<br />
sıra kurumsal sosyal sorumluluk<br />
bilinci doğrultusunda ve çevre farkındalığı<br />
yaratılması adına, TEMA<br />
Vakfı ile Bursa Karacabey’de 30<br />
bin fidan projesini hayata geçiren<br />
Özdilek, tüm insanlığın ortak değeri<br />
olan dünyayı ve çevreyi koruma<br />
fikriyle TEMA Vakfı’nın projesine<br />
de destek oluyor. Özdilek<br />
Holding, Özdilek Vakfı ve Özdilekteyim.com<br />
hatıra ormanları ile 30<br />
bin fidanı toprakla buluşturmanın<br />
mutluluğunu yaşıyor.<br />
25
<strong>2019</strong><br />
BOSİAD, sanayicinin<br />
ihtiyacı olan nitelikli<br />
eleman yetiştiren<br />
meslek liselerine<br />
yönelik farkındalığı<br />
artırmak amacıyla<br />
“Güçlü Türkiye İçin<br />
Mesleki Eğitim” adı<br />
altında başlattığı<br />
BOSİAD Mesleki–Teknik<br />
Eğitimi Özendirme<br />
Projesi için düğmeye<br />
bastı.<br />
BOSİAD sanayide nitelikli<br />
eleman için harekete geçti<br />
Bursa Organize Sanayi<br />
Bölgesi Sanayicileri ve İş<br />
İnsanları Derneği<br />
(BOSİAD) Yönetim Kurulu<br />
Başkanı Rasim Çağan, kalkınmış<br />
ve refah düzeyini yakalamış bir<br />
Türkiye’nin geleceğinin eğitimden<br />
ve bilgiyle donanmış genç nesillerin<br />
yetiştirilmesinden geçtiğini söylüyor.<br />
Bunda da mesleki eğitimin<br />
payının büyük olduğunu belirten<br />
Çağan, “Gençlerin mesleki teknik<br />
eğitime yönlendirilmesi, sanayicinin<br />
ihtiyaç duyduğu nitelikli ara<br />
eleman değil, aranan eleman yetiştirilmesi<br />
adına oldukça önemli.<br />
BOSİAD olarak bu konuya dikkat<br />
çekmek amacıyla BOSİAD Mesleki–Teknik<br />
Eğitimi Özendirme Projesi<br />
başlattık” diyor. Bu kapsamda<br />
Bursa Merinos AKKM’de farklı bir<br />
etkinliğe imza attıklarını aktaran<br />
Çağan, şunları kaydediyor:<br />
“Gerçekleşen organizasyonda<br />
sahne alan İş’ten Sesler Korosu<br />
dinleyicilerin beğenisini topladı.<br />
Aysel Güler ve Şef Kenan Güler’in<br />
yönetimindeki Akteknik Kalıp,<br />
Bosch, BOSİAD, Elsisan, Martur-<br />
Fompak, Oyak Renault ve Türkün<br />
Holding firmalarının çalışanlarından<br />
oluşan koro birbirinden güzel<br />
eserleri seslendirdi. Bu anlamlı<br />
gece için hazırlanan, BOSİAD<br />
yönetim kurulu üyeleri ve sanayicilerin<br />
rol alıp seslendirdiği rap<br />
klip unutulmayacak bir anı olarak<br />
hafızalarda yerini aldı. Sözlerini<br />
BTSO eski Genel Sekreteri ve<br />
Bursa Çimento Şirketler Grubu<br />
Yönetim Kurulu Başkanı Ergun<br />
Kağıtçıbaşı’nın yazdığı rap şarkı<br />
internet ortamında büyük beğeni<br />
topladı. Klip, ulusal basında büyük<br />
ses getirdi.”<br />
Ocak <strong>2019</strong>’daki ilk etkinliğin<br />
ardından “Güçlü Türkiye İçin<br />
Mesleki Eğitim” başlığı altındaki<br />
BOSİAD Mesleki–Teknik Eğitimi<br />
Özendirme Projesi’nin tüm yıl<br />
boyunca süreceğinin bilgisini veren<br />
Çağan, “Diğer yandan ‘Bu fabrikada<br />
işe alımlarda meslek lisesi mezunu<br />
olması tercih sebebidir’ yazılı<br />
tabelalar fabrikalara asılarak farkındalık<br />
çalışmaları devam edecek.<br />
SİAD’larla birlikte Bursa özelinde<br />
bir zirve ya da çalıştay düzenlenecek”<br />
ifadelerini kullanıyor.<br />
Mesleki eğitim işbirliği<br />
protokolü imzalandı<br />
Çağan, diğer yandan Milli<br />
Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un da<br />
katıldığı törenle, Mesleki Eğitim İş<br />
Birliği Protokolü imzalandığını vurguluyor.<br />
Çağan, protokolde, BOSİ-<br />
AD ile birlikte Bilişim Sektörü İş<br />
Adamları ve Profesyonelleri Derneği,<br />
Ermetal Otomotiv ve Eşya<br />
Sanayi, Oyak Renault Otomobil<br />
Fabrikaları, Peryön Güney Marmara<br />
Türkiye İnsan Yönetimi Derneği,<br />
Uludağ Organize Sanayi Bölgesi<br />
Başkanlığı ile Rumelili Yönetici Sanayici<br />
ve İşadamları Derneği’nin de<br />
yer aldığını anlatıyor. BOSİAD eski<br />
Başkanı Abdullah Bayrak başkanlığındaki<br />
yönetimin başlattığı projeyi<br />
devam ettireceklerini söyleyen<br />
Çağan, şöyle devam ediyor:<br />
“Şimdi bu farkındalığı bir adım<br />
daha öteye taşıyarak fabrikalarımızın<br />
kapısına ‘Bu fabrikada meslek<br />
lisesi önceliğimizdir’ sloganlı<br />
logolar asacağız. Bu projenin daha<br />
da üstüne giderek çeşitli faaliyetler<br />
gerçekleştirmek istiyoruz. Tüm<br />
faaliyetlerimizi önce bölge sanayicilerimizin<br />
sonra da ülkemizin ekonomik<br />
ve sosyal alandaki gelişimi<br />
üzerine kurguluyoruz. Bu alanda<br />
oluşturduğumuz bilinç ne kadar<br />
yüksek olursa faydasını o kadar çok<br />
göreceğimize inanıyorum.”<br />
RASİM ÇAĞAN<br />
BOSİAD Yönetim Kurulu Başkanı:<br />
“Gençlerin mesleki teknik eğitime yönlendirilmesi,<br />
sanayicinin ihtiyaç duyduğu<br />
nitelikli ara eleman değil, aranan eleman<br />
yetiştirilmesi adına oldukça önemli.”<br />
26
<strong>2019</strong><br />
27
<strong>2019</strong><br />
Sinta, sahip olduğu<br />
sektör tecrübesiyle sanayi<br />
yapıları inşaatında önemli<br />
projelere imza atmaya<br />
devam ediyor.<br />
Sinta Yönetim Kurulu Başkan<br />
Vekili İlker Oral, “Bölgemizde<br />
inşaat sektörünün<br />
atardamarlarından biri olan<br />
firmamız bu yıl da gerek<br />
müşteri memnuniyetini<br />
arttırmak gerekse başarılı<br />
işlere imza atmak adına<br />
üzerine düşen<br />
görevleri yerine getirmeyi<br />
sürdürecektir” diyor.<br />
Sinta, sanayi yapıları inşaatında<br />
sektör öncüsü konumunda<br />
Kuruluşundan bugüne<br />
kadar geçen 40 yılı aşkın<br />
sürede deneyimiyle<br />
inşaat sektörünün her<br />
alanında öncüler arasında olan<br />
Sinta Sanayi İnşaat, sanayi yapıları<br />
inşaatında önemli projelere imza<br />
atmaya devam ediyor. Sinta’nın<br />
bu yıl yapımına başladığı ve yapımı<br />
devam eden başlıca projeleri<br />
arasında; Tece Dekor Kağıt Baskı<br />
ve Emprenye Sanayi’nin mevcut<br />
tesislerine idari bina; Oyak Renault<br />
Otomobil Fabrikaları’nın mevcut<br />
tesislerine dökümhane binası;<br />
Çemtaş Çelik Makine’nin mevcut<br />
tesislerine yeni üretim holü; E.N.A.<br />
Tekstil’in prefabrik katlı ve tek katlı<br />
çelik konstrüksiyon tevsi fabrika<br />
binası; Asil Çelik’in mevcut tesislerine<br />
çelikhane ergitme ve döküm<br />
holleri ana bina güçlendirme ile<br />
Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi<br />
Müdürlüğü’nün antrepo inşaatları<br />
bulunuyor.<br />
Sinta Yönetim Kurulu Başkan<br />
Vekili İlker Oral, 2018 yılının<br />
son çeyreğinde yaşanan ekonomik<br />
sıkıntılar ve dolar kurundaki<br />
dalgalanmalar sonucunda inşaat<br />
sektöründe yaşanan daralmanın<br />
faizlerin düşüşü ile hareketlenmeye<br />
başlayacağı öngörüsünde bulunuyor.<br />
Oral, “Bölgemizde inşaat<br />
sektörünün atardamarlarından biri<br />
olan firmamız, bu yıl da gerek müşteri<br />
memnuniyeti arttırmak gerekse<br />
başarılı işlere imza atmak adına<br />
üzerine düşen görevleri yerine<br />
getirmeye devam edecektir” diyor.<br />
“İnşaat sektörünün<br />
büyümeye katkısı yadsınamaz”<br />
Sektöre yönelik değerlendirmelerde<br />
bulunan Oral, ülke ekonomisinin<br />
her alanının inşaat sektörü<br />
ile kesiştiğini vurguluyor. “Küresel<br />
ve bölgesel tüm olumsuzluklara<br />
rağmen ülkemizin yakaladığı her<br />
büyüme trendinde inşaat sektörünün<br />
katkısı yadsınamaz. İnşaat<br />
sektörü büyüdükçe, Türkiye’de<br />
büyümeye devam edecek” diyen<br />
Oral, “Yatırım süresinin tehlikeli<br />
bir şekilde arttığı alanlardan biri de<br />
inşaat sektörü. Türkiye’de inşaat<br />
sektöründe 5 yıl önce yatırımın<br />
geri dönüşü en fazla 7 ya da 9 yılda<br />
olmaktaydı. Son 5 yıldır yaşanan<br />
daralma, maliyetlerin yükselmesi,<br />
artan kur gibi etkenlerden dolayı<br />
geri dönüş sürelerinin en az 17-18<br />
yıla, en fazla da 25 yıla kadar uzadığını<br />
görüyoruz” şeklinde konuşuyor.<br />
“Sektördeki kan kaybının<br />
durdurulması gerekiyor”<br />
İnşaat sektörü güven endeksinin<br />
de bir önceki ayda 56,7 iken,<br />
şubat ayında yüzde 8,7 oranında<br />
azalarak 51,8 değerini aldığını belirten<br />
Oral, “Güven kaybında inşaat<br />
sektöründe yaşanan sıkıntılar ve<br />
faaliyetlerdeki düşüşler önemli<br />
rol oynadı. <strong>2019</strong> yılında Türkiye<br />
ekonomisinin arzu edilen ölçüde<br />
büyümesi için inşaat sektöründeki<br />
kan kaybının durdurulması gerekiyor”<br />
ifadelerini kullanıyor. Oral,<br />
şöyle devam ediyor:“Hükümetin<br />
ekonomiyi canlandırmak için almış<br />
olduğu tedbirlerden konut teslimlerindeki<br />
KDV uygulamasının<br />
yüzde 18 yerine yüzde 8 olması ve<br />
yüzde 4 olan tapu harcının yüzde<br />
3’e indirilmesi uygulamalarının bu<br />
yıl da devam etmesi sektöre olumlu<br />
katkı sağlayacaktır.”<br />
İLKER ORAL<br />
Sinta Yönetim Kurulu Başkan Vekili:<br />
“İnşaat sektöründe yaşanan daralmanın<br />
faizlerin düşüşü ile hareketlenmeye başlayacağını<br />
öngörüyoruz.”<br />
28
<strong>2019</strong><br />
29
<strong>2019</strong><br />
Bursa Çimento, yüzyılın fabrikasıyla<br />
‘yeni nesil’ üretim hedefliyor<br />
Bursa Çimento’nun, 50’nci yılında, 50 milyon tona ulaşan satış rakamı ve 3 binin üzerindeki<br />
ortak sayısıyla, Borsa İstanbul’da işlem gördüğünü söyleyen Bursa Çimento Genel Müdürü<br />
Osman Nemli, “İkinci çeyrekte, yüzyılın fabrikasını planlayarak yeni nesil çimento üretim<br />
tesisleri arasında yer almayı hedefliyoruz” diyor.<br />
Bursa bölgesinin çimento<br />
ihtiyacını karşılamak<br />
üzere 1966 yılında, 30<br />
bin lira sermaye ve bin<br />
236 ortakla Bursa’nın ilk halka<br />
açık anonim şirketi olarak kurulan<br />
Bursa Çimento Fabrikası A.Ş,<br />
iştiraki olduğu şirketlerle Türkiye<br />
için üretmeye devam ediyor. Bursa<br />
Çimento Genel Müdürü Osman<br />
Nemli, “Kurulduğu günden beri<br />
yarattığı istihdam ve artı değerle<br />
adını aldığı şehrin her hanesine,<br />
her sokağına, her sektörüne dokunan<br />
Bursa Çimento; eğitimden<br />
sanata, ekonomiden spora hayatın<br />
tam merkezinde Bursa için Bursa<br />
ile beraber büyüyor” diyor. Bursa<br />
Çimento’nun, 50’nci yılında, 50<br />
milyon tona ulaşan satış rakamı ve<br />
3 binin üzerindeki ortak sayısıyla,<br />
Borsa İstanbul’da işlem gördüğünü<br />
belirten Nemli, ikinci çeyrekte,<br />
yüzyılın fabrikasını planlayarak<br />
yeni nesil çimento üretim tesisleri<br />
arasında yer almayı hedeflediklerini<br />
belirtiyor. Nemli, şunları kaydediyor:<br />
“Farklı sektörlere yatırım yapan<br />
Bursa Çimento; İSO sektör liderleri<br />
sıralamasında ilk 500’de olan<br />
Bursa Beton AŞ’nin tamamının,<br />
İSO sektör liderleri sıralamasında<br />
ilk 500’de yer alan ve alaşımlı çelik<br />
ihracatı Türkiye birincisi olan<br />
Çemtaş’ın yüzde 58’inin, kurumlar<br />
vergisi sıralamasında Gemlik<br />
ikincisi olan Roda Liman AŞ’nin<br />
yüzde 50’sinin, Ares Çimento AŞ<br />
tamamının sahibidir. Bursa kurumlar<br />
vergisi sıralamasında 7’nci<br />
ve İSO sektör liderler sıralamasında<br />
ikinci 500’de yer alan Bursa<br />
Çimento Fabrikası, iştirakleriyle<br />
binlerce kişiye istihdam yaratırken,<br />
ülke ekonomisine katkı sağlamaya<br />
devam ediyor.”<br />
Kurumsal sosyal sorumluluk<br />
projeleriyle ön plana çıkıyor<br />
Bursa Çimento’nun öncelikle<br />
kurulu olduğu Kestel ilçesi başta<br />
olmak üzere Bursa’nın eğitim,<br />
sağlık, spor, çevre ve kültür alanlarına<br />
kurumsal sosyal sorumluluk<br />
anlayışıyla destek verdiğine dikkat<br />
çeken Nemli; inşa edilerek Milli<br />
Eğitim Bakanlığı’na bağışlanan<br />
Kestel Bursa Çimento Mesleki ve<br />
Teknik Anadolu Lisesi’nin hamiliğini<br />
sürdürdüğünü, Kestelspor’u<br />
ve amatör spor kulüplerini desteklediğini,<br />
lise ve üniversite öğrencilerine<br />
staj imkânı sağladığını,<br />
düzenli olarak her yıl binlerce ağaç<br />
diktiğini vurguluyor. Nemli, “Bursa<br />
Çimento tam 50 yıldır ülkemizin<br />
ve Bursa’mızın ekonomik ve sosyal<br />
hayatına dokunmaya, istihdam<br />
yaratmaya, büyümeye, üretmeye<br />
ve değişimi yönetmeye devam<br />
ediyor. Çünkü Bursa Çimento’nun<br />
dokusunda Bursa var” ifadelerini<br />
kullanıyor.<br />
OSMAN NEMLİ<br />
Bursa Çimento Genel Müdürü:<br />
“Bursa Çimento Fabrikası, iştirakleriyle<br />
binlerce kişiye istihdam yaratırken, ülke<br />
ekonomisine katkı sağlamaya devam<br />
ediyor.”<br />
30
<strong>2019</strong><br />
31
<strong>2019</strong><br />
Ekonomi sohbetleri geleneğe dönüştü<br />
Ekonomik gelişmelerin<br />
masaya yatırıldığı Best<br />
Grubu toplantıları 26<br />
yıllık geleneğe dönüştü.<br />
Bursa Sanayicileri ve İşinsanları<br />
Derneği’nin (BUSİAD) eski yönetimine<br />
BEST kısaltmasıyla hayat<br />
veren işadamları, her ayın ilk salı<br />
günü buluşup, dünya ve ülke<br />
ekonomisine yönelik tüm güncel<br />
gelişmeleri masaya yatırmaya<br />
devam ediyor. Bugün 26 yıllık bir<br />
geleneğe dönüşen Best Grubu<br />
toplantıları BUSİAD yönetiminde<br />
yer alan bir grup işadamının<br />
ekonomi sohbeti buluşmalarıyla<br />
başladı. 26 yıllık dostluk grubunda,<br />
her üye kendi sektörüyle ilgili<br />
gelişmeleri ve sorunları paylaşırken,<br />
ekonomik beklentileri de dile<br />
getiriliyor.<br />
Bursa ve Türkiye ekonomisine<br />
yön veren isimler bulunuyor<br />
Başkanlığını Zorlu Holding Eş<br />
Başkanı Zeki Zorlu’nun, Genel<br />
Sekreterliğini Evinoks Şirketler<br />
Grubu Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Coşkun İrfan’ın üstlendiği Best<br />
Grubu’nda, farklı sektörlerde<br />
Bursa ve Türkiye ekonomisine<br />
yön veren isimler bulunuyor.<br />
Grupta; Zorlu Holding Eş Başkanı<br />
Zeki Zorlu, Evinoks Şirketler<br />
Grubu Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Coşkun İrfan, İstanbul Ticaret<br />
Üniversitesi Bursa Koordinatörü<br />
Prof. Dr. Ali Ceylan, Sinta Şirketler<br />
Grubu Yönetim Kurulu Başkan<br />
Vekili İlker Oral, Seger A.Ş.<br />
Yönetim Kurulu Başkanı Sinan<br />
Baykal, Tike Halı Yönetim Kurulu<br />
Başkanı Nuri Tike, Skal Kulübü<br />
Başkanı Işık Uğurtuğ, Altınsoy<br />
Madencilik Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Nurullah Altınsoy, Vetaş A.Ş.<br />
Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul<br />
Karasarlıoğlu, Kaplanlar A.Ş.<br />
Yönetim Kurulu Başkanı Ertuğrul<br />
Kaplan, Taşdelen Holding<br />
Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa<br />
Taşdelen ve Ekohaber Gazetesi<br />
Yönetim Kurulu Başkanı Tahsin<br />
Ardıç yer alıyor.<br />
32
<strong>2019</strong><br />
33
<strong>2019</strong><br />
DOSAB, ihracatıyla<br />
74 ili geride bıraktı<br />
DOSAB Yönetim Kurulu Başkanı Ersan Özsoy, geçen yıl DOSAB firmaları tarafından yapılan ihracatın<br />
4,5 milyar dolara yaklaştığını belirterek, “Bünyesinde Tofaş gibi büyük bir üretici ve ihracatçı firmayı<br />
barındıran DOSAB, bu rakamla Türkiye’de en fazla ihracat yapılan sekizinci il gibi de düşünülebilir.<br />
Bölgemizden yapılan ihracat rakamı 74 ili geride bırakıyor” diyor.<br />
Sanayi oluşumu 1971 yılında<br />
Tofaş ile başlayan<br />
ve 1990’da resmi olarak<br />
kurulan Demirtaş Organize<br />
Sanayi Bölgesi’nde (DOSAB),<br />
Aralık 2018 itibariyle, 515 adet faal<br />
firma bulunuyor ve bölgede toplam<br />
42 bin kişi istihdam ediliyor.<br />
384 hektarı sanayi parseli, 11 hektarı<br />
atık su arıtma tesisi, 6 hektarı<br />
teknik altyapı alanı ve 82 hektarı<br />
yeşil alan olmak üzere toplam 483<br />
hektardan oluşuyor. Bölgedeki 347<br />
sanayi parselinden 314’ü dolu durumda.<br />
İSO Türkiye’nin En Büyük<br />
1.000 Sanayi Kuruluşu arasında<br />
14; BTSO Bursa’nın 250 Büyük<br />
Firması arasında da 35 DOSAB<br />
katılımcısı firma yer alıyor. Her<br />
türlü alt ve üst yapı yatırımlarını<br />
tamamlayan, katılımcılarına<br />
kaliteli, kesintisiz ve uygun fiyatlı<br />
hizmet üreten, sosyal tesisleri ve<br />
sosyal projeleri ile de fark yaratan<br />
DOSAB, Türkiye’deki OSB uygulamasının<br />
başarılı örnekleri arasında<br />
gösteriliyor.<br />
DOSAB Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Ersan Özsoy, geçen yıl DO-<br />
SAB firmaları tarafından yapılan<br />
ihracatın 4,5 milyar dolara yaklaştığını<br />
söylüyor. Özsoy, “Bünyesinde<br />
Tofaş gibi büyük bir üretici<br />
ve ihracatçı firmayı barındıran<br />
DOSAB, bu rakamla Türkiye’de<br />
en fazla ihracat yapılan sekizinci il<br />
gibi de düşünülebilir. Bölgemizden<br />
yapılan ihracat rakamı 74 ili geride<br />
bırakıyor” diyor. Diğer yandan<br />
2018 yılında ekonomide yeni dengeler<br />
oluştuğuna değinen Özsoy,<br />
“Sanayimizdeki tabloyu en sağlıklı<br />
şekilde enerji tüketim değerlerinden<br />
takip edebiliyoruz. DOSAB’da<br />
2018 yılında 1 milyar 132 milyon<br />
kilowatt saat olan elektrik tüketiminin<br />
2017’ye göre yüzde 0,46<br />
düştüğünü görüyoruz. Doğalgazda<br />
da aynı dönemde yüzde 1,15<br />
oranında gerileme var. Sanayiciler<br />
olarak öngörülebilir ve oynak<br />
olmayan kur seviyesi, daha düşük<br />
finansman maliyeti, bankacılık ve<br />
finans sektörünün özde desteğiyle<br />
reel sektör zor süreçten başarıyla<br />
çıkacaktır. Bizler enflasyonun gerilediği,<br />
yapısal sorunların gerçekçi<br />
çözümlerle çözüleceği politikala-<br />
ERSAN ÖZSOY<br />
DOSAB Yönetim Kurulu Başkanı:<br />
“İSO Türkiye’nin En Büyük 1.000 Sanayi<br />
Kuruluşu arasında 14; BTSO Bursa’nın<br />
250 Büyük Firması arasında da 35 DO-<br />
SAB katılımcısı fi rma yer alıyor.”<br />
34
<strong>2019</strong><br />
rın uygulandığı günleri bekliyoruz”<br />
şeklinde konuşuyor.<br />
Otomotiv sektörü<br />
üretim ve ihracatta öncü<br />
DOSAB’da sayısal olarak bakıldığında<br />
en çok tekstil firması<br />
bulunuyor. Tekstili, otomotiv ana<br />
ve yan sanayi ile makine-metal<br />
sektörü firmaları takip ediyor. Ancak<br />
üretim, ihracat, istihdam gibi<br />
değerler açısından bakıldığında<br />
otomotiv sektörü büyük bir farkla<br />
öncü konumunda. İhracatta Tofaş’ın<br />
da varlığı düşünüldüğünde 3<br />
milyar 750 milyon dolar civarında<br />
otomotiv ana ve yan sanayi ihracatı<br />
söz konusu. Yine istihdamda<br />
sektörün 20 binin üzerinde<br />
istihdamı var.<br />
DOSAB ev tekstili<br />
sektöründe de Avrupa<br />
DOSAB’daki<br />
faal<br />
firma sayısı:<br />
515<br />
pazarında söz sahibi,<br />
öncü ve güçlü firmalara<br />
sahip. İhracatta<br />
ana pazarlarını Avrupa<br />
ülkeleri ve Amerika<br />
kıtası oluşturuyor. 2015<br />
yılında kümelenme iş<br />
modelinin bölge firmalarına<br />
dış satımda fayda sağlayacağını<br />
düşünerek Ur-Ge projeleri<br />
hayata geçirdiklerini hatırlatan<br />
Özsoy, “İlk projemiz ev tekstili<br />
sektöründe oldu ve 3 yıllık süreci<br />
başarıyla tamamladı. Bu yıl itibariyle<br />
ev tekstilinde ikinci Ur-Ge<br />
projemize başladık. Kümelenme<br />
ile dış ticaret heyeti organizasyonları<br />
yanında firmalarımıza desen<br />
tasarım oluşturmada uluslararası<br />
öncü firmalardan eğitim ve danışmanlık<br />
almalarını sağladık. İhracat<br />
pazarları için oldukça verimli<br />
sonuçlar aldık. Projemiz 2017’de<br />
Ekonomi Bakanlığı tarafından<br />
En İyi Uygulama Ödülü’ne layık<br />
görüldü” ifadelerini kullanıyor. Özsoy,<br />
yine firmalara ihracatta katkı<br />
sağlamak adına Otomotiv ve Yan<br />
Sanayi Ur Ge Projesi’nin 2016’dan<br />
bu yana devam ettiğini aktarıyor.<br />
Depo binaları sanayicinin<br />
hizmetine sunuldu<br />
Bölgedeki yatırımlar hakkında bilgi<br />
veren Özsoy, geçen yıl iki büyük<br />
yatırımdan birini tamamlayarak<br />
sanayicinin hizmetine sunduklarını<br />
anlatıyor. Özsoy, “Bölgemizde<br />
faaliyet gösteren firmaların depolamalarını<br />
başka alanda yaparak<br />
üretim alanlarını genişletme<br />
amacıyla projelendirip yapımına<br />
başladığımız DOSAB Depo binalarını<br />
2018 sonunda teslim ettik.<br />
Her biri bin metrekare<br />
taban alanlı olmak üzere<br />
iki katta toplam 2<br />
bin metrekare alanlı, 18<br />
adet depo binamızı bitirdik.<br />
Her bir depoyu<br />
KDV hariç aylık 20 bin<br />
liradan sanayicimize<br />
kiraladık. Böylece hem<br />
sanayimize toplam<br />
36 bin metrekare son<br />
derece çağdaş donanımlı<br />
bir alan kazandırdık hem<br />
de DOSAB’a kalıcı gelir sağladık”<br />
bilgisini veriyor. Diğer yandan<br />
atık su arıtma tesisinde yapılan<br />
MBR yatırımının ve reverse ozmoz<br />
fizibilite çalışmasının ekonomik<br />
dalgalanmalara rağmen planladıkları<br />
gibi devam ettiğine değinen<br />
Özsoy, 19 milyon 600 bin lira ve 4<br />
milyon euro bedelle ihale edilen<br />
arıtma tesisi revize yatırımını bu<br />
yaz tamamlayacaklarını aktarıyor.<br />
Sosyal sorumluluk<br />
projeleriyle örnek oluyor<br />
Ekonomik kalkınmanın yanı<br />
sıra toplumsal hayatın gelişiminde<br />
de örnek projelere imza atan DO-<br />
SAB, başta eğitim ve sağlık olmak<br />
üzere kurumsal sosyal sorumluluk<br />
projelerine son 10 yılda 40 milyon<br />
liranın üzerinde katkı sağladı. Çalışan<br />
annelerin çocuklarının bakım<br />
ihtiyacını gidermek ve kadın istihdamına<br />
katkı sağlamak amacıyla<br />
DOSAB Kreş ve Gündüz Bakımevi<br />
Projesi’ni 2015 yılında tamamlayarak<br />
hizmete açtı. DOSABSİAD<br />
işbirliği ile 2005’ten bu yana devam<br />
eden uygulama kapsamında<br />
2018’e kadar yılda 300 üniversite<br />
öğrencisi DOSAB’ın burs imkanından<br />
yararlandı. 2018-<strong>2019</strong> dönemi<br />
itibariyle burslu sayısı 250 olarak<br />
belirlendi. Osmangazi Belediyesi’nin<br />
temin ettiği arsa üzerinde<br />
DOSAB tarafından bina inşaatı<br />
ve iç donanımı yaptırılıp Sağlık<br />
Bakanlığı’na devredilen DOSAB<br />
Semt Polikliniği de 2016’da hizmet<br />
vermeye başladı.<br />
“Sanayi tesislerinin OSB’lerde<br />
toplanması özendirilmeli”<br />
Özsoy, OSB’lerin başlıca sorunlarına<br />
da değinerek, sanayi tesislerinin<br />
OSB’lerde toplanmasının<br />
özendirilmesi gerektiğini vurguluyor.<br />
“Bu konuda pozitif ayrımcılık<br />
beklerken, zaman zaman tam tersi<br />
uygulamalar yaşanabiliyor” diyen<br />
Özsoy, “OSB’ler içindeki sanayi<br />
tesisleri ve sanayici adeta cezalandırılıyor.<br />
Gerek enerjide, gerekse<br />
atık su arıtma gibi bazı konularda<br />
hâksız rekabet yaratacak uygulamalar<br />
ortaya çıkabiliyor. Örneğin,<br />
aynı sektörde aynı üretimi yapan<br />
iki sanayi yapısından OSB’de olanı<br />
arıtma maliyetine katlanırken,<br />
OSB dışında olanı hem bu maliyete<br />
katlanmayıp hem de çevre<br />
konusunda kirlilik yaratıyorsa, bu<br />
durumun önlenmesi gereklidir”<br />
uyarısında bulunuyor.<br />
35
<strong>2019</strong><br />
Ermaksan, 3D metal yazıcı<br />
makinesiyle çığır açtı<br />
Endüstri 4.0’a uygun akıllı ve ileri teknoloji çözümler geliştiren<br />
Ermaksan, üretimde verimlilik odaklı çalışmalar neticesinde, birçok<br />
prosesin ve zaman kaybının ortadan kaldırıldığı, yeni nesil 3D yazıcı<br />
ile ‘çevre dostu’ makine anlayışına yeni bir soluk getirdi.<br />
teknolojiler’<br />
sloganıyla, Endüstri<br />
4.0’a uygun akıllı ve<br />
‘Yenilikçi<br />
ileri teknoloji çözümler<br />
geliştiren Ermaksan, ileri teknolojiyle<br />
ve milli olarak geliştirdiği<br />
yenilikçi ürünlerinde, sürdürülebilir<br />
çevreci yaklaşımlar sergilemeye<br />
devam ediyor. Ermaksan bu çerçevede<br />
gerçekleştirdiği yatırımlarla<br />
da ülkemize ve sektöre önemli<br />
katkılar sağlıyor. Büyük önem verdiği<br />
Ar-Ge çalışmaları sonucu tüm<br />
dünyada makine üretiminin ham<br />
maddesi olan titanyum tozlarını<br />
kendi bünyesinde üretme başarısı<br />
gösteren Ermaksan, kısa süre<br />
önce vitrine çıkardığı ve tamamen<br />
milli olarak geliştirdiği 3 boyutlu<br />
metal yazıcıyla birlikte de ‘çevre<br />
dostu’ kimliğine yeni bir değer<br />
daha kazandırdı.<br />
3D eklemeli imalat makinesiyle<br />
birlikte üretimde verimlilik ve zaman<br />
tasarrufu anlamında önemli<br />
bir eşik atladıklarını söyleyen Ermaksan<br />
Yönetim Kurulu Başkan<br />
Vekili ve Genel Müdürü Ahmet<br />
Özkayan, 250 x 250 milimetre<br />
taban alanına ve yükseklik olarak<br />
da 300 milimetre üretim kapasitesine<br />
sahip bu makinenin, 1 kW’lık<br />
Ermaksan rezonatörüyle entegre<br />
edildiğinde, dışa bağımlılığı minimuma<br />
indirip yerlilik oranını da<br />
artırdığını belirtiyor. Ermaksan<br />
ENA 250 model 3D metal yazıcı<br />
sayesinde, tek bir parçanın üretimi<br />
için harcanacak olan yatırım ve<br />
zamanın, tek bir makine ve inanılmaz<br />
zaman tasarrufuyla üretilebildiğini<br />
anlatan Özkayan, ağırlıklı<br />
olarak savunma sanayi, uzay,<br />
havacılık, dental ve biomedikal<br />
sektörlerinde kullanılan 3 boyutlu<br />
yazıcıların yakın zamanda birçok<br />
sektöre sıçrayacağını vurguluyor.<br />
“Bugüne değil,<br />
geleceğe odaklandık”<br />
Ermaksan, Ar-Ge faaliyetlerini<br />
Bursa Organize Sanayi Bölge-<br />
AHMET ÖZKAYAN<br />
Ermaksan Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve<br />
Genel Müdürü:<br />
“Optoelektronik Ar-Ge merkezimizde<br />
yapılan çalışmalarda bugün itibariyle 18’in<br />
üzerinde çoğu tescilli patent ve faydalı<br />
model başvurumuz bulunuyor”<br />
36
<strong>2019</strong><br />
si’nde yer alan 96 bin<br />
metrekarelik modern<br />
ve yüksek teknolojiyle<br />
donatılmış üretim<br />
tesislerinde, Bilim,<br />
Sanayi ve Teknoloji<br />
Bakanlığı’nca Ocak<br />
2014’te onaylanan Ar-<br />
Ge Merkezi’nde yürütüyor.<br />
Ar-Ge ekibi 120<br />
Türk mühendisten<br />
oluşuyor. Ermaksan olarak bugüne<br />
değil, geleceğe odaklandıklarını<br />
vurgulayan Özkayan, “Fonksiyonel<br />
açıdan işlevselliği yüksek, üretim<br />
ve enerji açısından verimlilik<br />
sağlayan, ileri teknoloji ve katma<br />
değerli ürünler geliştirmenin yanı<br />
sıra Ar-Ge ve inovasyon faaliyetlerine<br />
her yıl ciromuzdan ciddi pay<br />
ayırıp, bu anlamda sürekli gelişim<br />
odaklı çalışmalara imza atma gayretindeyiz”<br />
şeklinde konuşuyor.<br />
Özkayan, globalleşen dünya ekonomisinin<br />
gerekliliklerine uygun<br />
şekilde gerçekleştirdikleri Ar-Ge<br />
ve inovasyon faaliyetleri çerçevesinde<br />
ürün geliştirme, yazılım<br />
teknolojileri ve know-how’ı ellerinde<br />
bulunan parçaların üretimi<br />
konusunda sürdürülebilir gelişim<br />
ve üretim stratejileri benimsediklerini<br />
anlatıyor.<br />
Firmanın<br />
cirodan Ar-Ge’ye<br />
ayırdığı pay:<br />
%5<br />
Dışa bağımlılığı azaltmayı<br />
önceleyen yaklaşıma sahip<br />
“Ürün geliştirme yetkinliği,<br />
proses kabiliyeti, kullanıcı ve çevre<br />
dostu ürünleri önceleyen üretim<br />
anlayışı, ihracat odaklı üretim modeli<br />
ve ülkemizin bu alanda dışa<br />
bağımlılığını azaltmayı önceleyen<br />
yaklaşımlarımızla, sektörel düzeyde<br />
şirketimizin önemli farklar ortaya<br />
koyduğuna inanıyoruz”<br />
diyen Özkayan,<br />
“Optoelektronik<br />
Ar-Ge merkezimizde<br />
yapılan çalışmalarda<br />
bugün itibariyle 18’in<br />
üzerinde çoğu tescilli<br />
patent ve faydalı<br />
model başvurumuz<br />
bulunuyor. Her yıl<br />
ciromuzun yüzde 5’lik<br />
kısmını da Ar-Ge faaliyetlerine<br />
ayırıyoruz. Tüm bunların yanında,<br />
tamamen kendi<br />
öz kaynaklarımızla,<br />
yüzde 100 yerli ve milli<br />
imkanlarla geliştirdiğimiz<br />
ve küresel piyasalara<br />
ihraç ettiğimiz<br />
lazer çip ve lazer ışın<br />
kaynağı üretiminde<br />
de dünyaya rol model<br />
olma hedefi doğrultusunda<br />
çalışmalarımız<br />
tüm hızıyla devam<br />
ediyor” ifadelerini kullanıyor.<br />
Ermaksan’ın<br />
toplam<br />
üretim alanı:<br />
96 bin m 2<br />
“Ürünlerimiz küresel<br />
düzeyde ciddi rağbet görüyor”<br />
Şu anda kendi lazer kesme<br />
makinelerinde kullandıkları rezonatörleri<br />
de kendilerinin ürettiğine<br />
işaret eden Özkayan, “Özellikle<br />
know-how’ı elimizde bulunan<br />
yüksek teknolojiye sahip ürünlerimiz,<br />
çağın gerekliliklerine uygun,<br />
çevreci, verimli ve kullanıcı dostu<br />
olduğu için küresel düzeyde ciddi<br />
rağbet görüyor. Nitekim geliştirdiğimiz<br />
ileri teknolojili ürünlerde,<br />
kesim ve çalışma hızı açısından<br />
optimum değerler belirlenip, tüketilen<br />
hava miktarını azaltacak<br />
yazılımlara yoğunlaşırken, makinelerimizi<br />
müşterilerin minimum<br />
zamanda, maksimum iş yapılabilmesi<br />
için tasarlıyoruz” diyor.<br />
Geliştirdikleri ER 4.0 yazılımı ile<br />
makinelerini herhangi bir konumdan<br />
izleyecek ve verimliliğini takip<br />
edebilecek bir çözümü de müşterileriyle<br />
buluşturduklarını vurgulayan<br />
Özkayan, şunları kaydediyor:<br />
“Bu gibi avantajlarımız da Endüstri<br />
4.0’a uyum sağlama adına<br />
Ermaksan’ı faaliyet gösterdiği<br />
pazarlarda rakiplerine göre birçok<br />
yönden öne çıkmaktadır.<br />
Öte yandan, 3D<br />
metal yazıcımızda<br />
kullandığımız tüm<br />
kontrol yazılımları<br />
da yerli ve patenti<br />
de şirketimize aittir.<br />
Burada kullandığımız<br />
gerçek zamanlı izleme<br />
ve reaktif malzemeleriyle,<br />
titanyum tozlarını<br />
işleyebiliyoruz. Bu<br />
ürünü ticarileştirip, küresel piyasalara<br />
ihraç etmeyi hedefliyoruz.”<br />
37
<strong>2019</strong><br />
Türk otomotiv endüstrisi bu yıl<br />
32 milyar dolarlık ihracat hedefliyor<br />
Geçen yılı 31,6 milyar dolarlık rekor ihracatla kapatan Türkiye otomotiv endüstrisi, bu yılı AB pazarındaki<br />
yavaşlama, Brexit Süreci, küresel ticaret savaşları gibi risk faktörlerini aşarak, ihracat<br />
artışıyla kapatmaya odaklandı. Bu doğrultuda ihracat hedefi 32 milyar dolar olarak belirlendi.<br />
Kurulduğu 1986 yılından<br />
bu yana ihracatı artırarak<br />
ekonomik gelişmeye<br />
katkıda bulunan Uludağ<br />
İhracatçı Birlikleri (UİB), ülke<br />
genelindeki 13 genel sekreterlik<br />
arasında en fazla ihracat gerçekleştiren<br />
ikinci birlik durumunda.<br />
Başlangıçta 100 üye ve üç personel<br />
ile faaliyetine başlayan UİB’in 2018<br />
yılı sonu itibariyle Türkiye’nin 45<br />
ilinde toplam 9 bin aktif üyesi ve<br />
105 çalışanı mevcut. UİB bünyesindeki<br />
en büyük birlik olan Otomotiv<br />
Endüstrisi İhracatçıları Birliği<br />
(OİB) verilerine göre, Türkiye<br />
otomotiv endüstrisi 2018 yılını 31,6<br />
milyar dolarlık rekor ihracatla kapattı.<br />
Endüstrinin <strong>2019</strong> için temel<br />
hedefinde; AB pazarındaki yavaşlama,<br />
Brexit Süreci, küresel ticaret<br />
savaşları gibi risk faktörlerini aşarak,<br />
yılı ihracat artışıyla kapatmak<br />
var. Bu kapsamda ihracat hedefi 32<br />
milyar dolar olarak belirlendi.<br />
Sektör, bu yıla da iyi başladı<br />
ve ocak ayında yaklaşık yüzde 2<br />
artışla 2,3 milyar dolar ihracata<br />
imza attı. UİB Koordinatör Başkanı<br />
ve OİB Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Baran Çelik, “Bu yıl ki hedefler<br />
kapsamında, ihracatta yüzde 78<br />
gibi büyük bir pay alan AB ülkeleri<br />
pazarını ihmal etmeden, pazar<br />
çeşitlendirmesi yapmak amacıyla<br />
çalışmalar gerçekleştiriliyor. Başlıca<br />
faaliyetler milli katılım fuar<br />
organizasyonları ile ticaret ve alım<br />
heyetlerinden oluşuyor. Rusya, Çin,<br />
Brezilya ve Güney Afrika Cumhuriyeti’nde<br />
milli katılım fuar organizasyonları,<br />
Belarus, Fas, Sırbistan,<br />
Kolombiya-Peru gibi ülkelere<br />
yönelik de sektörel ticaret heyetleri<br />
gerçekleştirilecek. Diğer taraftan<br />
TİM bünyesinde yürütülen Türkiye<br />
Tanıtım Grubu projesinde de<br />
Almanya, Birleşik Krallık, Kenya ve<br />
Gana’ya yönelik sektörel projeler<br />
bulunuyor” şeklinde konuşuyor.<br />
‘Cumhuriyet tarihinin<br />
rekoru tazelendi’<br />
Otomotiv sektörü açısından<br />
2018 yılının başarılı geçtiğini vurgulayan<br />
Çelik, 2017 yılında 28,5 milyar<br />
dolar ihracat ile kırılan rekorun,<br />
2018’in ilk 11 ayında geride bırakıldığını<br />
hatırlatıyor. “Böylece geçen<br />
yıl otomotiv endüstrisi olarak<br />
Cumhuriyet tarihinin ihracat rekoru<br />
tazelendi. Üst üste 13’üncü<br />
kez ihracat lideri olmayı başaran<br />
sektör, Türkiye’nin en büyük<br />
ihracatçı sektörü unvanını açık<br />
ara korudu” diyen Çelik, “Geçen<br />
yıl da mevcut pazarlarda ihracatı<br />
artırmak ve yeni hedef pazarlardan<br />
pay elde etmek üzere dünyanın<br />
bir ucundan diğer ucuna 17 yurtdışı<br />
organizasyon gerçekleştirildi.<br />
Sektörel eğitimlerden milli katılım<br />
fuar organizasyonlarına, tasarım<br />
yarışmalarından ticaret ve alım heyetlerine<br />
kadar çok sayıda faaliyete<br />
imza atıldı” ifadelerini kullanıyor.<br />
OİB, ülke ihracatının lokomotifi<br />
durumundaki otomotiv endüstrisinin<br />
ihracattaki tek temsilcisi<br />
durumunda. Uludağ Taşıt Araçları<br />
ve Yan Sanayi İhracatçıları Birliği<br />
(UTAYSİB) adıyla 1991 yılında 246<br />
üye ve 163 milyon dolar ihracat ile<br />
kurulan OİB, 2018 itibariyle Türkiye’nin<br />
40 ilinde bulunan toplam<br />
5 bin 400 aktif üyeye ve 28,5 milyar<br />
dolar ihracata ulaştı. Türkiye’de<br />
ihracat yapan tüm otomotiv ana<br />
ve yan sanayi şirketleri, otomotiv<br />
ihracatçılarının koordinatör birliği<br />
BARAN ÇELİK<br />
UİB Koordinatör Başkanı ve<br />
OİB Yönetim Kurulu Başkanı:<br />
“1986 yılında 100 üye ve üç personel<br />
ile faaliyetlerine başlayan UİB, bugün<br />
Türkiye’nin 45 ilinde, toplam 9 bin aktif<br />
üyeye ve 105 çalışana sahiptir.”<br />
38
<strong>2019</strong><br />
olan OİB’in üyesi durumunda. Diğer<br />
yandan Türk otomotiv sektörü<br />
2018 itibariyle yıllık 2 milyon adetlik<br />
üretim kapasitesine ve 1,55 milyon<br />
adetlik üretime ulaştı. Sektör<br />
bugün gelinen noktada Avrupa’da<br />
toplam motorlu araç üretiminde<br />
beşinci, ticari araç üretiminde<br />
ikinci sırada bulunuyor. Türk otomotiv<br />
sektörünün son üç yılda üç<br />
basamak birden yükselerek dünya<br />
motorlu taşıtlar üretiminde de<br />
14’üncü sıraya çıktığını belirten Çelik,<br />
“Rakamların da net bir şekilde<br />
ortaya koyduğu üzere Türkiye,<br />
üretim ve ihracatta dünyanın önde<br />
gelen güçlerinden biri durumundadır.<br />
Otomotiv endüstrisi Yunanistan,<br />
Bulgaristan gibi ülkelerin<br />
toplam ihracatı kadar hatta daha<br />
fazla ihracata imza atıyor” şeklinde<br />
konuşuyor.<br />
Otomotivde kilogram<br />
başı ihracat 7-8 dolar<br />
Öte yandan dünya otomotiv<br />
endüstrisinin gündemini elektrikli,<br />
birbiri ile bağlantılı, sürücüsüz ve<br />
paylaşılan araçların oluşturduğuna<br />
işaret eden Çelik, OİB’in de otomotivdeki<br />
bu dönüşümde öncü rol<br />
üstlenmek amacıyla vizyon projelere<br />
imza attığını ve önemli işbirlikleri<br />
yürüttüğünü anlatıyor. “Otomotivde<br />
kilogram başı ihracat 7-8<br />
dolar aralığında seyrediyor ve bu<br />
rakam Türkiye ortalamasının hayli<br />
üzerinde. Türkiye’de her<br />
8 Ar-Ge kuruluşundan<br />
biri otomotiv sektöründe<br />
hizmet veriyor ancak<br />
bunu yeterli görmüyoruz”<br />
diyen Çelik, şöyle<br />
devam ediyor:<br />
“Türkiye’nin geleceği<br />
Ar-Ge, inovasyon, marka<br />
ve tasarıma yatırım<br />
yaparak ihracatını orta-ileri<br />
ve ileri teknoloji<br />
ürünler içeren bir yapıya kavuşturmaktan<br />
geçiyor. Endüstri 4.0<br />
dönüşümü de çok hızlı bir şekilde<br />
otomotiv gündeminin ilk sırasına<br />
oturmuş durumda. Endüstri 4.0<br />
dönüşümü ile firmaların çalışan<br />
personel ihtiyacı azalacak, pek<br />
çok iş robotlara ve dijital dünyaya<br />
devredilecek. Mekanik teknoloji<br />
gelişiminin yerini bilişim ve yazılım<br />
teknolojileri almakta. Batarya<br />
teknolojileri, araç şarj altyapı sistemleri,<br />
ileri düzey sensörler, lazer<br />
teknolojileri, yüksek çözünürlüklü<br />
kameralar, yapay zekâ teknolojileri,<br />
yakıt hücreleri, yenilikçi malzemeler,<br />
multimedya sistemleri yatırım<br />
yapılması gereken öncelikli alanlar<br />
olarak öne çıkıyor.”<br />
Türk otomotiv<br />
endüstrisinin<br />
2018 ihracatı:<br />
31.6 milyar $<br />
Ar-Ge ve inovasyon<br />
yarışmalarla teşvik ediliyor<br />
Otomotiv sektörünün en büyük<br />
Ar-Ge ve inovasyon etkinliği<br />
olarak 2012 yılından bu yana<br />
Ticaret Bakanlığı himayesinde ve<br />
TİM koordinatörlüğünde Otomotiv<br />
Sektöründe Ar-Ge Proje Pazarı<br />
ve Komponent Tasarım Yarışması<br />
düzenleniyor. Her iki yarışmada<br />
bugüne dek toplam<br />
1 milyon 409 bin TL<br />
nakdi ödül proje sahipleriyle<br />
buluştu. Geçen<br />
7 yılda toplam 3 bin<br />
634 proje yarışırken,<br />
katılımcı sayısı da 9<br />
bin 168 kişiye ulaştı ve<br />
dereceye girenler ayrıca<br />
yurtdışında eğitime hak<br />
kazandı. OİB’in son üç<br />
yıldır nakdi ödüllere ek<br />
olarak projelerin hayat bulması ve<br />
yeni girişimciler yetişmesi için İTÜ<br />
ARI Teknokent ile işbirliği yaptığını<br />
söyleyen Çelik, “OİB, dereceye<br />
giren projelerin İTÜ Çekirdek Erken<br />
Aşama Kuluçka Merkezi’nde<br />
geliştirilmesine de destek oluyor.<br />
Etkinlikte ayrıca yaratıcı aday projeler<br />
sergi alanında ziyaretçilerle<br />
buluşuyor. Yerli ve yabancı başarılı<br />
isimler de panel ve konferanslarda<br />
tecrübeleri ile sektörün geleceğine<br />
ışık tutuyor” diyor.<br />
Türk otomotiv<br />
sektörünün<br />
yıllık üretimi:<br />
1,55 milyon<br />
adet<br />
Yenilikçi projeler<br />
sanayiye kazandırılıyor<br />
Şimdiye dek düzenlenen<br />
Otomotivin Geleceği<br />
Tasarım Yarışması<br />
etkinliklerinde ise 6<br />
yenilikçi proje yatırım<br />
alarak sanayiye kazandırıldı.<br />
OİB’in destek<br />
verdiği girişim projeleri<br />
son üç yılda toplam 8<br />
milyon TL yatırım aldı. Şirketlerin<br />
değerlemesi toplam 86 milyon<br />
TL’ye ulaştı. OİB destekli girişimlerin<br />
ise toplam 3 milyon TL ciro<br />
gerçekleştirirken, 135 kişiye de<br />
istihdam sağladığını belirten Çelik,<br />
“2012-2016 yılları arasında düzenlenen<br />
yarışmalarda Ticaret Bakanlığı<br />
desteğiyle toplam 10 proje sahibi<br />
iki yıl süresince yurtdışında eğitim<br />
görmeye hak kazandı. Toplam 10<br />
kişi yurtdışı tasarım bursu ile İtalya<br />
ve Avustralya’da okuma fırsatı<br />
yakaladı. Bu yıl konsept değişikliği<br />
yapılarak, anılan projelere, Otomotivin<br />
Geleceği Tasarım Yarışması<br />
adı altında devam edilecek.<br />
Yarışma 9-10 Mayıs<br />
<strong>2019</strong> tarihleri arasında<br />
Sabancı Üniversitesi’nde<br />
geçekleştirilecek. Bu<br />
yıl ki tema ise Otomotivde<br />
Dijital Dönüşüm<br />
olacak. Ayrıca önceki<br />
yıl verilen 105 bin TL’lik<br />
ödüller 250 bin TL’ye çıkarıldı”<br />
bilgisini veriyor.<br />
Shell Eco-marathon’un<br />
Türkiye ayağına destek<br />
Çelik, yine her yıl Avrupa, Amerika<br />
ve Asya kıtalarında düzenlenen,<br />
dünyanın en yaygın öğrenci<br />
inovasyon yarışmalarından biri<br />
olan Shell Eco-marathon’un Türkiye<br />
ayağına TİM ile birlikte destek<br />
verildiğini anlatıyor. “Geçen yıl<br />
bunun meyvesi alındı ve Londra’da<br />
düzenlenen, 27 ülkeden yüzlerce<br />
ekibin katıldığı Shell Eco-marathon<br />
Avrupa’da Uludağ Üniversitesi<br />
Makine Topluluğu öğrencileri<br />
şampiyon oldu” diyen Çelik, “Uludağ<br />
Üniversitesi öğrencilerinin<br />
tasarladığı ve ürettiği ‘Barbaros’<br />
isimli araç, şehir konseptli hidrojen<br />
enerjisi ile çalışan araç kategorisinde<br />
Avrupa’nın en verimlisi seçildi”<br />
vurgusu yapıyor.<br />
Ayrıca Bursa Sanayicileri ve<br />
İşadamları Derneği (BUSİAD)<br />
işbirliği ile hayata geçirilen Ar-Ge<br />
Mühendisi Yetiştirme Programı’nda<br />
bugüne kadar 130 mühendisin<br />
sertifika aldığına değinen Çelik,<br />
bu yıl Ar-Ge Mühendisi Yetiştirme<br />
Programı’nın farklı şehirlere yayılarak<br />
devam edeceğini sözlerine<br />
ekliyor.<br />
UİB Genel Sekreterliği bünyesindeki birlikler:<br />
Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB)<br />
Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB)<br />
Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (UHKİB)<br />
Uludağ Meyve Sebze Mamulleri İhracatçıları Birliği (UMSMİB)<br />
Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği (UYMSİB)<br />
40
<strong>2019</strong><br />
Meklas Group, OEM’ler için<br />
önemli bir partner haline geldi<br />
Bakanlık onaylı Ar-Ge merkezinde katma değerli üretime odaklanan Meklas Group; ağır vasıta, ekipman<br />
ve sistem üreticileriyle geliştirdiği ürün ve tasarımlarla, OEM’ler için önemli bir partner haline<br />
geldi. Grup, bugün gelinen noktada 4 kıtada 80’den fazla ülkeye bin 200 ’ün üzerinde ürün çeşidinde<br />
ihracat gerçekleştiriyor.<br />
Bursa’da 1986 yılında<br />
hava süspansiyon körüğü<br />
üretimine başlayan<br />
Meklas Group; otomotiv,<br />
ağır vasıta ve treyler üreticileri<br />
için 30 yılı aşan tecrübesi ile<br />
hava süspansiyon körükleri ve<br />
titreşim sönümleyiciler üretiyor.<br />
Farklı endüstrilerde, makine,<br />
raylı sistemler, hafif ticari araçlar,<br />
tarım makineleri ve inşaat sektöründe<br />
ürün geliştirerek faaliyet<br />
alanını genişletiyor. Otomotiv<br />
ana ve yan sanayii sektörü başta<br />
olmak üzere, hava süspansiyon<br />
körüklerinin etkin olarak kullanıldığı,<br />
tarım alet ve makineleri,<br />
endüstriyel uygulamalar ve inşaat<br />
uygulamaları sektörlerinde<br />
faaliyet gösteriyor. Türkiye’de iki<br />
farklı lokasyonda üretim, Amerika<br />
ve Avrupa’da dağıtım olmak<br />
üzere, toplam dört farklı lokasyonda<br />
global dağıtım kanalları<br />
SELÇUK ÇELİK<br />
Meklas Group Genel Müdürü:<br />
“Meklas Group olarak toplam satışımızın<br />
yüzde 70’ini ihracattan elde<br />
ediyoruz. Ürünlerimizin yüzde 60’ını<br />
kendi markalarımız olan Connect ve<br />
AirExpert olarak gerçekleştiriyoruz.<br />
Her yıl daha fazla ülkeye ihracat yapmayı<br />
ve pazar alanımızı genişletmeyi<br />
hedefl iyoruz.”<br />
42
<strong>2019</strong><br />
43
<strong>2019</strong><br />
ile 4 kıtada 80’den fazla<br />
ülkeye bin 200’ün üzerinde<br />
ürün çeşidinde<br />
ihracat yapan Meklas;<br />
ağır vasıta, ekipman<br />
ve sistem üreticileriyle<br />
geliştirdiği ürün ve<br />
tasarımlarla OEM’ler<br />
için önemli bir partner<br />
haline geldi.<br />
Tescilli ürün sayısını<br />
arttırmayı hedefliyor<br />
Katma değerli üretime odaklandıklarını<br />
söyleyen Meklas<br />
Group Genel Müdürü Selçuk<br />
Çelik; ağır vasıta, binek araçlar<br />
ve endüstriyel uygulamalar için<br />
Ar-Ge faaliyetleri yürüttüklerini<br />
belirtiyor. Bakanlık onaylı Ar-Ge<br />
merkezlerinde, çalışmalar yürüttüklerini<br />
anlatan Çelik, <strong>2019</strong> ve<br />
2020 yılları içinde tescilli ürün sayısını<br />
100’e çıkarmayı hedeflediklerini<br />
vurguluyor. Ar-Ge faaliyetlerinde<br />
Bursa Teknik Üniversitesi<br />
ve Ankara Gazi Üniversitesi ile<br />
işbirliği içinde olduklarına değinen<br />
Çelik, “Geçen yıl Ar-Ge faaliyetlerine<br />
ciromuzun yüzde 3’ünü<br />
ayırdık bu oranı <strong>2019</strong>’da yüzde<br />
4’e, 2020’de de yüzde 5’e çıkarmayı<br />
hedefliyoruz. Diğer yandan<br />
2023’e kadar stratejik planlamalarımız<br />
arasında kapasite artırımına<br />
yönelik Ar-Ge’nin özgün<br />
tasarımları ile devreye alacağımız<br />
makineler, presler ve montaj<br />
hatlarındaki modernizasyonlar<br />
var” diyor ve binek araç körüğü<br />
üzerine TÜBİTAK projelerinin<br />
de devam ettiğini söylüyor. Diğer<br />
yandan endüstriyel ürünlerle ilgili<br />
de ürün gamı oluşturduklarının<br />
bilgisini veren Çelik, “Endüstriyel<br />
çamaşır makineleri, halı yıkama<br />
makineleri, tarım makineleri gibi<br />
makine körükleri üretiyoruz.<br />
Bu ürünler titreşimin olduğu<br />
birçok alanda titreşim sönümleyici<br />
olarak sunuluyor. Avrupa’ya<br />
ihracatını da gerçekleştiriyoruz”<br />
Meklas Group’un<br />
ihracat yaptığı<br />
ülke sayısı:<br />
80<br />
ifadelerini kullanıyor.<br />
İhracatta ağır vasıta<br />
üretimi olan ülkelere<br />
odaklandı<br />
Meklas Group’un<br />
toplam satışının yüzde<br />
70’ini ihracattan elde<br />
ettiğini dile getiren Çelik,<br />
ürünlerinin yüzde<br />
60’ını kendi markaları<br />
olan Connect ve AirExpert<br />
olarak gerçekleştirdiklerini<br />
belirtiyor. “Her<br />
yıl daha fazla ülkeye<br />
ihracat gerçekleştirmeyi<br />
ve pazar alanımızı<br />
genişletmeyi hedefliyoruz”<br />
vurgusunu yapan<br />
Çelik, şunları kaydediyor:“Ürünlerimizin<br />
yüzde 75’ini Amerika ve<br />
Cirodan Ar-Ge<br />
faaliyetlerine<br />
ayırdığı pay:<br />
%3<br />
Çek Cumhuriyeti’ne gönderiyoruz.<br />
Özellikle ağır vasıta üretimi<br />
olan ve ekonomik olarak büyüyen<br />
ülkelere odaklandık. Türkiye<br />
ve Avrupa Birliği ülkeleri gibi ağır<br />
vasıta ve üstyapı alt sektörlerinin<br />
yoğun olarak üretim yapıldığı<br />
ülkeler ile Ortadoğu ve Bağımsız<br />
Devletler Topluluğu gibi yenileme<br />
pazarının hareketli<br />
olduğu ancak üretim<br />
yapılmayan ülkelerde<br />
yoğun olarak faaliyet<br />
gösteriyoruz. Özellikle<br />
Afrika ve Uzakdoğu<br />
ülkelerinde yenileme<br />
pazarı için çalışmalar<br />
yürütüyoruz.”<br />
44
<strong>2019</strong><br />
NOSAB, 2018 yılında yaklaşık<br />
1 milyar dolarlık ihracata imza attı<br />
Yüzde 95 doluluk oranına sahip olan NOSAB, 2018 yılında yaklaşık 1 milyar dolarlık ihracat rakamı ile<br />
Türkiye ekonomisine katkı sağladı. Bu yıl da ihracat hacminde büyüme hedefleyen NOSAB’da ağırlıklı<br />
otomotiv, makine ve metal sektöründe faaliyet gösteren üretim tesisleri bulunuyor. Otomotiv sektöründeki<br />
ürünlerin öne çıktığı ihracat pazarında ağırlıklı olarak Avrupa Birliği ülkeleri ile çalışılıyor.<br />
Ağırlıklı otomotiv ve makine-metal<br />
sektöründe<br />
olmak üzere 320 adet<br />
fabrikanın faaliyet gösterdiği<br />
ve ortalama 22 bin kişinin<br />
istihdam edildiği Nilüfer Organize<br />
Sanayi Bölgesi (NOSAB), 2018<br />
yılında yaklaşık 1 milyar dolarlık<br />
ihracat rakamı ile Türkiye ekonomisine<br />
katkı sağladı. NOSAB’daki<br />
fabrikaların yüzde 60’ı otomotiv,<br />
makine ve metal sektöründe faaliyet<br />
gösteriyor. Sektörlerin yapısı<br />
gereği üretimin önemli kısmı ihracata<br />
gidiyor. Otomotiv sektöründeki<br />
ürünlerin öne çıktığı ihracat<br />
pazarında, Avrupa Birliği ülkeleri<br />
işbirliği yapılan ülkelerin başında<br />
geliyor.<br />
NOSAB Yönetim Kurulu<br />
Başkanı Erol Gülmez, geçen yıl<br />
NOSAB’da 8 adet inşaat ruhsatı<br />
alındığını ve bunlardan 6 adedinin<br />
fabrika inşaatının devam ettiğini<br />
söylüyor. Gülmez, “Diğer yandan<br />
bölge olarak bu yıla yönelik<br />
temennimiz, ekonomik şartların<br />
iyiye gitmesi ve üretimin artması,<br />
buna bağlı olarak da ihracat<br />
hacmimizin büyümesidir. Bu<br />
doğrultuda NOSAB yönetimi olarak<br />
sanayicimize her türü desteği<br />
sağlayacağız. Bu yıl için planlanan<br />
bütçe, yatırımlar dâhil, 233 milyon<br />
TL’dir. Biyolojik arıtma tesisi,<br />
mesleki teknik okul ve cami binası<br />
yapım işleri gelecek dönemdeki<br />
önemli projelerimiz arasında yer<br />
alıyor” diyor.<br />
“Doluluk oranının yüzde 95<br />
olması önemini anlatıyor”<br />
Gülmez, NOSAB’ın coğrafi<br />
konumu itibariyle Bursa’nın çevre<br />
illere ulaşan yol ağının neredeyse<br />
tam ortasında bulunması, şehir<br />
merkezine yakınlığı, hammadde<br />
ve pazara kolay ulaşabilir olması<br />
bakımından önemli bir potansiyele<br />
sahip olduğunu vurguluyor.<br />
“Bunun yanında işgücü temininin<br />
kolaylığı, altyapı ve çevre konularına<br />
verdiği önem, sosyal sorumluluk<br />
projelerine de katkı sağlaması<br />
gibi etkenler önemini artırıyor”<br />
vurgusu yapan Gülmez, “Üretim<br />
yapmak için minimum harcamalarla<br />
maksimum faydanın sağlanabiliyor<br />
olması da NOSAB’a ilgiyi<br />
ve talebi artıyor. Doluluk oranının<br />
yüzde 95 olması zaten NOSAB’ın<br />
önemini anlatıyor” ifadelerini kullanıyor.<br />
EROL GÜLMEZ<br />
NOSAB Yönetim Kurulu Başkanı:<br />
“Biyolojik arıtma tesisi, mesleki teknik<br />
okul ve cami binası yapım işleri gelecek<br />
dönemdeki önemli projelerimiz arasında<br />
yer alıyor.”<br />
46
<strong>2019</strong><br />
“Kreş projesinin güçlenerek<br />
devam etmesini istiyoruz”<br />
NOSAB olarak bölgede üretim<br />
hacminin artmasına, düzenli ve<br />
temiz bir organize sanayi bölgesi<br />
olmaya, işletmelerin doğal<br />
çevre ile uyum içinde olmasına,<br />
istihdama, özellikle de kadınların<br />
iş yaşamına katılmasına önem<br />
verdiklerinin altını çizen Gülmez,<br />
attıkları adımlarda ve gelecek<br />
yatırımlarında temel olarak bunları<br />
ön plana aldıklarını aktarıyor.<br />
Sosyal sorumluluk projelerine<br />
değinen Gülmez, bunların başında<br />
NOSAB İdari ve Sosyal Tesis<br />
binası alanında yer alan ve kadın<br />
istihdamı oranının artırılmasını<br />
amaçladıkları kreşin geldiğini<br />
aktarıyor. Eylül 2018 itibariyle<br />
hizmete açılan kreşin sabah 07.30<br />
ile akşam 18.30 arasında hizmet<br />
verdiğine değinen Gülmez, “Milli<br />
eğitimin temel hedefleri doğrultusunda,<br />
Atatürk ilkelerine bağlı,<br />
özgüveni yüksek, yeterliliklerini<br />
keşfetmiş, paylaşmayı bilen, cesaretli,<br />
insanlarla sağlıklı iletişim<br />
kurabilen, mutlu çocukları yaşama<br />
hazırlamak, NOSAB Kreşi’nin<br />
temel hedefidir” diyor.<br />
Bölgede daha çok kadın istihdam<br />
edilebilmesi için kreş projesinin<br />
güçlenerek ve örneklenerek<br />
devam etmesini istediklerinin<br />
altını çizen Gülmez, “Ancak<br />
gönüllülük temelinde yürütülen<br />
bu projenin işletme maliyetlerinin<br />
yüksek olmasından dolayı<br />
belli teşviklerle desteklenmesi<br />
gerekiyor. Bölgemizdeki kuruluşlara<br />
hem teknik hizmetleri<br />
vermek hem de sosyal anlamda<br />
desteklemek, üretim ve ihracat<br />
potansiyelini artırmak için gerekli<br />
işbirliğini sağlamayı hedefliyoruz“<br />
ifadelerini kullanıyor. Gülmez, bir<br />
diğer önemli sosyal sorumluluk<br />
projelerinin sanayicilerin katkılarıyla<br />
yapımı tamamlanarak Milli<br />
Eğitim Bakanlığı’na teslim edilen<br />
NOSAB İlköğretim Okulu olduğunu<br />
söylüyor.<br />
Sektör sorunlarının başında<br />
OSB dışı kurulu tesisler geliyor<br />
Sektöre yönelik değerlendirmelerde<br />
bulunan Gülmez, bunların<br />
başında OSB disiplinine<br />
girmemekte<br />
direnen OSB dışı<br />
NOSAB Kreşi’nin<br />
hizmete<br />
açıldığı tarih:<br />
2018<br />
kurulu fabrikaların<br />
geldiğini belirterek,<br />
“Çevrenin korunması<br />
ve haksız rekabetin<br />
önüne geçilmesi için<br />
OSB’ler cazip hale<br />
getirilmeli, bu tür<br />
fabrikaların OSB’lerde<br />
yer almaları için OSB’lere<br />
belirgin net teşvikler getirilmelidir.<br />
Ayrıca OSB’ler dışında sanayi<br />
tesisi kurulmasının önlenmesi<br />
gerekiyor. Dışarıda üretim yapanlar<br />
kayıtdışılığı artırarak haksız<br />
rekabet koşulları yaratıyor” diyor.<br />
Gülmez, şöyle devam ediyor:<br />
“Diğer yandan enerji verimliliğinde<br />
başarılı olunabilmesi için yeni<br />
yapılacak tesislerin mutlaka enerji<br />
verimliliğine uygun yapılması sağlanmalı.<br />
KOBİ’lerin sağlıklı kalkınabilmesi<br />
ve ekonomideki görevini<br />
yerine getirebilmesi için KOBİ’leri<br />
kucaklayan bir bankacılık sistemi<br />
oluşturulmalı ve bu sistem içinde<br />
işçi kıdem tazminatları da yer<br />
almalı. Vergi-ulaşım-sigorta primi<br />
ile enerji fiyatlarından gelen girdi<br />
yükleri aşağı çekilmeli. Sağlık konusunda<br />
tutarlı, iş kaybına neden<br />
olmayan, hızlı, sağlıklı ve sürekli<br />
hizmet alınabilmesi için OSB’lere<br />
özgü çözümler üretilmeli.”<br />
“Nitelikli ara eleman için<br />
çözümler üretilmeli”<br />
Gülmez, temel meslekler ile<br />
yeni meslekler için temel eğitim<br />
kursları ile nitelikli ara eleman<br />
temini konularında OSB’lerde<br />
uygulamalı eğitim yapılabilmeye<br />
dönük ortaöğretimde, OSB bazında<br />
ve OSB’lere özgü<br />
çözümler üretilmesi gerektiğinin<br />
altını çiziyor.<br />
“Ayrıca ulaşım giderleri<br />
üretim maliyetleri<br />
içinde önemli bir girdi.<br />
Toplu taşıma araçlarının<br />
güzergâh tespitlerinin<br />
OSB’ler dikkate<br />
alınarak yapılması<br />
ulusal bir görev olarak<br />
değerlendirilmeli” diyen Gülmez,<br />
“Genelde öz kaynağı ile sanayiciler<br />
OSB içindeki arsayı çok büyük<br />
bedeller ödeyerek satın almakta,<br />
yapı ruhsatına uygun fabrikasını<br />
yapmakta, üretimi gerçekleştirmek<br />
üzere gerekli makine-tezgâh<br />
vb. satın almakta, nitelikli eleman<br />
yetiştirerek üretimini sürdürmektedir.<br />
Böylece istihdam yaratmakta,<br />
vergisini ödemektedir. Ayrıca<br />
OSB’nin altyapıları için katılım<br />
bedeli ödemektedir. Sanayicinin<br />
devletimizden talebi, her OSB’de<br />
binlerce işçi çalıştığı göz önüne<br />
alınarak, sağlık-iş sağlığı ve iş<br />
güvenliği, yerelde ve genelde hedefe<br />
süratli ulaşım ve bölgesinde<br />
güvenlik için polis merkezleri konularında<br />
OSB’lerde kalıcı çözüm<br />
sağlanmasıdır” vurgusu yapıyor.<br />
47
<strong>2019</strong><br />
Aktaş Holding, 5 yılda 2,5 kat<br />
cirosal büyüme hedefliyor<br />
Hava süspansiyon sistemi üretiminde dünyanın en büyük firmaları<br />
arasında yer alan ve 6 kıtada 100’den fazla ülkeye ihracat yapan Aktaş<br />
Holding, sürdürülebilir büyümeye odaklandı. Hedefinde önümüzdeki<br />
5 yıl içinde 250 milyon dolar ciroya ulaşmak var. Yerli ve milli üretimle<br />
de ön plana çıkan Aktaş Holding, 2022-2023 yıllarında şirketi halka<br />
arz etmeyi de planlıyor.<br />
Aktaş Holding, hava<br />
süspansiyon sistemi<br />
üretiminde dünyanın en<br />
büyük firmaları arasında<br />
yer alıyor ve 100’den fazla ülkeye<br />
doğrudan ihracat gerçekleştiriyor.<br />
Sürdürülebilir büyümeye odaklanan<br />
Aktaş Holding; otomotiv,<br />
yapı, endüstri, savunma sanayi ve<br />
raylı sistemler gibi birçok alanda<br />
faaliyet gösteriyor. Aktaş Holding<br />
İcra Kurulu Başkanı İskender<br />
Ulusay, şirket olarak 2018 yılını<br />
hedefledikleri noktanın üzerinde<br />
kapattıklarını söylüyor. Toplamda<br />
7 üretim ve depolama tesisiyle<br />
dünya ölçeğinde faaliyetlerine<br />
devam ettiklerini aktaran Ulusay,<br />
şunları kaydediyor:<br />
“Bugün gelinen noktada, adeta<br />
üzerinde güneşin batmadığı bir<br />
şirket olduk. Amerika Birleşik<br />
Devletleri’nden Çin’e, Almanya’dan<br />
Brezilya’ya kadar tüm<br />
dünya ölçeğinde katma değer<br />
yaratmayı sürdürüyoruz. 6 kıtada<br />
100’den fazla ülkede ürünleri<br />
satılan şirketimiz, dünyada kendi<br />
sektöründe yüzde 17’ye ulaşan bir<br />
pazar payına sahip.”<br />
İSKENDER ULUSAY<br />
Aktaş Holding İcra Kurulu Başkanı:<br />
“Amerika Birleşik Devletleri’nden Çin’e,<br />
Almanya’dan Brezilya’ya kadar tüm<br />
dünya ölçeğinde katma değer yaratmayı<br />
sürdürüyoruz.”<br />
48
<strong>2019</strong><br />
Yerli ve milli üretime<br />
öncelik veriliyor<br />
Yüzde 100 yerli sermaye ile kurulan<br />
Aktaş Holding’in, bağımsız<br />
yedek parça grubunda dünyanın<br />
en geniş ürün gamına sahip şirket<br />
olduğunu vurgulayan Ulusay, “Aktaş<br />
Holding olarak Ar-Ge çalışmaları<br />
neticesinde geliştirdiğimiz<br />
yenilikçi ve verimlilik esaslı ürünlerle,<br />
küresel rekabette Türkiye’yi<br />
en iyi şekilde temsil etme çabasındayız.<br />
Şirket olarak zaten ilk<br />
günden beri yerli ve milli üretime<br />
öncelik veren anlayışın sonuna<br />
kadar destekçisiyiz. Bu bilinçle<br />
üretim süreçlerimizde<br />
kullanılan hammadde<br />
ve parçaların<br />
yüzde 60’tan fazlasını<br />
yurtiçinden tedarik<br />
ediyoruz. Ciromuzun<br />
büyük kısmı ihracattan<br />
geliyor. Airtech<br />
markamız, Turquality<br />
Destek Programı’nda<br />
yer alıyor. Bu program,<br />
küresel rekabette<br />
bize ciddi katkılar<br />
sağlıyor” şeklinde konuşuyor.<br />
ABD, Hindistan ve Rusya’da<br />
yatırımlar öngörülüyor<br />
Geçen yılsonunu grup toplamı<br />
olarak 100 milyon dolarlık ciro ile<br />
kapattıklarını belirten Ulusay, bu<br />
yıl toplam iş hacminde, yurtdışı<br />
pazarlardaki talep doğrultusunda,<br />
Grubun<br />
2018 yılı<br />
cirosu:<br />
100 milyon $<br />
yüzde 70’lik büyüme planladıklarının<br />
altını çiziyor. Ulusay, “Amerika,<br />
Hindistan veya Rusya’da yeni<br />
üretim yatırımları yapılmasını<br />
öngörüyoruz. Kullandığımız<br />
makineleri<br />
büyük oranda kendimiz<br />
geliştirirken,<br />
bu makineleri Türk<br />
makine sanayisine<br />
yaptırıyoruz. Ayrıca<br />
2025 yılına kadar<br />
planlanan bin gölet<br />
projesinin en büyük<br />
tedarikçisiyiz. Bununla<br />
birlikte son<br />
8 yılda büyük önem<br />
verdiğimiz Ar-Ge’ye ciromuzun<br />
yüzde 3’ünü<br />
ayırıyoruz. Önümüzdeki<br />
5 yılda, ciromuzu<br />
250 milyon dolar<br />
seviyesine çıkarmayı<br />
hedefliyoruz. 2022 ya<br />
da 2023 yılında, şirketimizi<br />
halka arz etme<br />
düşüncemiz de söz<br />
konusu” diyor.<br />
Kurumsallaşma çalışmaları<br />
tüm hızıyla devam ediyor<br />
Ulusay, Aktaş Holding’in kurulduğu<br />
günden bu yana Ar-Ge ve<br />
inovasyon öncelikli gelişim stratejilerini<br />
benimseyen ve küresel<br />
ölçekteki tüm uygulamalarında<br />
yenilikçi yaklaşımları esas alarak,<br />
sürdürülebilir bir yapıyla gelecek<br />
Aktaş Holding’in<br />
cirodan Ar-Ge’ye<br />
ayırdığı pay:<br />
%3<br />
yolculuğuna devam ettiğini vurguluyor.<br />
“Şirket olarak sürdürülebilirliğin<br />
ve değer yaratma anlayışının<br />
her alanda yaygınlaşması<br />
hedefiyle çalışmalarımızı<br />
şekillendiriyoruz”<br />
diyen Ulusay, “Şirketimizde<br />
özellikle kurumsallaşma<br />
ve dönüşüm<br />
çalışmalarına tüm<br />
hızıyla devam ediyoruz.<br />
Bu kapsamda ilk<br />
günden bu yana sürekli<br />
iyileştirme kültürü<br />
çerçevesinde hareket<br />
edip kaynakları etkin<br />
kullanarak, kurumsallaşma yolunda<br />
sermaye ve emek harcıyoruz.<br />
Amacımız tüm dünya genelinde,<br />
yaşadığımız topluma ve ülkeye en<br />
yüksek düzeyde katma değer sağlayabilmek”<br />
ifadelerini kullanıyor.<br />
Özellikle yenilikçi, katma değerli<br />
ve nitelikli ürünler üretmeye özen<br />
gösterdiklerinin altını çizen Ulusay,<br />
şunları kaydediyor:<br />
“İleri teknolojiye yatırımlarımız<br />
da hızla sürüyor. Sürekli iyileştirme<br />
ve kalite odaklı çalışmalarımız<br />
sayesinde tüm süreçlerle ilgili oluşabilen<br />
her türlü eksik ve noksanlığı<br />
minimize edecek yöntemleri<br />
titizlikle uygulamaya özen gösteriyoruz.<br />
Bunun yanında markalaşma<br />
ve global ölçekte marka değeri<br />
yaratma yolunda emin adımlarla<br />
ilerliyoruz.”<br />
50
<strong>2019</strong><br />
51
<strong>2019</strong><br />
Akyapak, kapasite artışıyla<br />
ihracatta büyümeyi hedefliyor<br />
Bursa’da sac, boru ve profil bükme makineleri ve dünyada yalnızca sayılı üreticinin faaliyet gösterdiği<br />
çelik konstrüksiyon hatları üreterek pazarda dikkatleri çeken Akyapak; teknolojik ürünleriyle<br />
katma değerli makineler üretiyor. Endüstri 4.0 sürecine yüksek teknoloji ve yüksek kalite<br />
sahibi ürünlerle dahil olan firma, Avrupa pazarındaki etkinliğini artırmaya odaklandı.<br />
Akyapak Makine; pazarda<br />
sac, boru ve profil bükme<br />
makineleri ve dünyada<br />
yalnızca sayılı üreticinin<br />
faaliyet gösterdiği çelik konstrüksiyon<br />
hatları üretimi ile ön plana<br />
çıkıyor. Bunların yanında bombe<br />
presler, kaynak çözümleri ve<br />
oxy-plazma kesim makineleri ile de<br />
birçok farklı sektörün ihtiyaçlarını<br />
karşılıyor. Yıllık ortalama 1500 adet<br />
makine üreten Akyapak, üretimin<br />
yüzde 80’nini ihraç ediyor. Makineleri<br />
6 kıtada 112 ülkede çalışıyor.<br />
“Metal işleme makineleri arasında<br />
sektörümüzün öncülerinden olmanın<br />
gururunu yaşıyoruz. Tabii ki<br />
bu gurur, Akyapak ailesinin omuzlarındaki<br />
yükü de artırıyor” diyen<br />
Akyapak Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Levent Akyapak, “Her geçen gün<br />
standartlarımızı yükselterek daha<br />
da başarılı projeler ortaya çıkarabilme<br />
arzusuyla çalışıyoruz. Bugün<br />
ülkemizin sayılı üreticilerinden biri<br />
olan Akyapak’ın geçmişe uzanan<br />
yolculuğu çok eskilere dayanıyor.<br />
1962 yılında başlayan bu yolculuk<br />
muazzam bir tecrübeyle 32 bin<br />
metrekarelik kapalı alanda devam<br />
ediyor” ifadelerini kullanıyor.<br />
Akyapak, diğer yandan Akçalar<br />
Sanayi Bölgesi’nde üç farklı lokasyonda<br />
devam eden üretimine yeni<br />
yatırımıyla bir yenisini daha ekliyor.<br />
Merkez üretim tesisinin yanında<br />
inşa edilen ve bu yıl devreye alınması<br />
planlanan ilave tesis 8 bin 100<br />
metrekare kapalı alandan oluşuyor.<br />
Yeni yatırımlarıyla birlikte Ar-Ge<br />
merkezlerini de genişletmiş olacaklarına<br />
değinen Levent Akyapak,<br />
“Mevcut üç tesisimizde üretimimiz<br />
devam ederken, sektörümüzde<br />
elde ettiğimiz tecrübelerimizi yeni<br />
binamızın yapımında en iyi şekilde<br />
değerlendirdiğimizi söyleyebilirim.<br />
Zaman zaman yaşamış olduğumuz<br />
üretim alanı sorunlarını yeni tesis<br />
ile birlikte sıfıra yakın minimize<br />
edeceğiz. Yeni fabrika yatırımımızla<br />
üretim ve ihracatımızı artırıp<br />
cari açığın azaltılmasına destek<br />
olarak ülkemiz ekonomisine daha<br />
fazla katkı sağlamayı amaçlıyoruz”<br />
şeklinde konuşuyor.<br />
Büyük ve zorlu malzemeler<br />
için güçlü çözümler sunuyor<br />
Akyapak makinelerinin büyük<br />
ve zorlu malzemeler için güçlü<br />
çözümler sunduğunun altını çizen<br />
Levent Akyapak, teknolojik yatırımları<br />
ve yenilikçi Ar-Ge depart-<br />
LEVENT AKYAPAK<br />
Akyapak Makine Yönetim Kurulu Başkanı:<br />
“Müşterilerimize katma değer sağlayacak<br />
yüksek teknolojili çözümler sunmaya ve<br />
Ar-Ge ekibimizle ilkleri gerçekleştirmeye<br />
devam edeceğiz.”<br />
52
<strong>2019</strong><br />
manları ile HEB-1000 profili zor<br />
yoldan (kılıcına) kıvıran hidrolik<br />
profil kıvırma makinesi APK 1000<br />
modelinin sektörde bugüne dek<br />
yapılmış en büyük hidrolik profil<br />
kıvırma makinelerinden biri olduğunu<br />
vurguluyor. Metal bükmenin<br />
yanında delme, kesme ve kaynak<br />
çözümleri sunduklarını<br />
da anlatıyor.<br />
Levent Akyapak,<br />
“Makinelerimiz enerji,<br />
inşaat, otomotiv,<br />
denizcilik, havacılık,<br />
ısıtma-soğutma, petrokimya,<br />
savunma sanayi<br />
gibi çok geniş bir<br />
alanda uygulamalar<br />
ve çözümler sunuyor.<br />
Ayrıca Türkiye’de öncüsü olduğumuz<br />
CNC profil ve plaka delme,<br />
kesme ve markalama makineleri<br />
de üreterek, Türkiye teknolojisini<br />
dünyaya taşıyoruz. Üretim kapsamımıza<br />
aldığımız kaynak çözümleri<br />
ile de metal işleme alanında çok<br />
geniş bir yelpazede tecrübemizi<br />
gösteriyoruz. Kaynak çözümlerimiz<br />
ile kaynak işlerinin daha hızlı ve<br />
kolayca yapılmasını sağlayan kolon<br />
bom, kaynak pozisyonerleri ve<br />
çeviriciler üretiyoruz” vurgusunu<br />
yapıyor.<br />
AkyapakUSA, Tampa’da açtığı<br />
showroom ile stoklu çalışıyor<br />
“Türkiye’nin en büyüklerini,<br />
dünyada da daha büyüğü olmayan<br />
silindir ve profil bükme makinelerini<br />
ürettik” diyen Levent Akyapak,<br />
müşterilerinin üretimlerine katma<br />
değer sağlayacak yüksek teknolojili<br />
çözümler sunmaya ve Ar-Ge<br />
departmanıyla ilkleri gerçekleştirmeye<br />
devam edeceklerini söylüyor.<br />
Daha fazla katma değerli üretim<br />
Akyapak<br />
Makine’nin<br />
ihracat oranı:<br />
%80<br />
ve ihracat hedeflerini koruduklarından<br />
bahseden Levent Akyapak,<br />
“Türkiye dışında da yatırımlar<br />
yaptık ve bu yatırımlarımızı geliştirerek<br />
yönetiyoruz. Amerika<br />
ve Rusya’da satış ve servis hizmetlerini<br />
yerinde sunabilmek<br />
amacıyla açtığımız AkyapakUSA<br />
ve AkyapakRussia’da<br />
kadrolarımızı güçlendirdik.<br />
AkyapakUSA<br />
yapılanmamız için<br />
Tampa’da 1500 metrekare<br />
büyüklüğünde<br />
showroom açtık ve tüm<br />
ürün gruplarımızdan<br />
stok makinelerimizi<br />
hazır bulunduruyoruz”<br />
ifadelerini kullanıyor.<br />
Markaları ve kaliteli ürünleriyle<br />
birlikte satış ve servis taleplerine<br />
hızlı yanıt vererek rekabet güçlerini<br />
gösterdiklerine işaret eden Levent<br />
Akyapak, şunları kaydediyor:<br />
“Kullanıcılarımızın ürünlerimize<br />
yönelik ifade ettikleri çok olumlu<br />
dönüşler var. Amerika gibi teknolojinin<br />
merkezinde, kullanıcımız çelik<br />
konstrüksiyon hattımızın kalitesinden,<br />
teknolojisinden o kadar memnun<br />
kalıyor ki, ‘Makine zaten bir<br />
harika’ ifadesini kullanıyor. Elbette<br />
ki bu durum yıllarını makine sektörüne<br />
vermiş bir işadamı olarak<br />
tüm Türk makinecileri adına beni<br />
gururlandırıyor. Tüm bunlarla birlikte<br />
Amerika için fuarlara katılım<br />
ve yerinde pazar araştırmalarıyla,<br />
pazara uzun vadeli bir bakış açısı<br />
ile yaklaştığımızı söyleyebilirim.”<br />
Rusya pazarına yönelik de değerlendirmelerde<br />
bulunan Levent<br />
Akyapak, “Hem coğrafi yakınlığı<br />
hem de uzun vadeli ticari ağımızla<br />
Rusya pazarında sanayinin göstereceği<br />
yapısal gelişimde yerimizi<br />
almak istiyoruz. Amerika ve Rusya<br />
üzerinden yeni ülke pazarlarına<br />
ihracat gerçekleştirecek adımlar<br />
atmaya devam edeceğiz. Öte yandan<br />
ihracat pazarlarımızı çeşitlendirmek<br />
amacıyla çalışmalar yürütüyoruz”<br />
şeklinde konuşuyor.<br />
“Endüstri 4.0’a uyumlu firmalarla<br />
diğerleri arasında fark olacak”<br />
Levent Akyapak, Endüstri 4.0<br />
sürecinin tüm firmaları olduğu<br />
gibi Akyapak’ı da yüksek teknoloji<br />
ve yüksek kalite sahibi ürünlere<br />
yönelttiğini söylüyor. Bugün gerek<br />
yerel gerek küresel pazarlarda rekabet<br />
eden güçlü firmaların hemen<br />
hepsinin köklü firmalar olduğuna<br />
değinen Levent Akyapak, “Bunların<br />
hepsi tecrübeleriyle bugünün<br />
ihtiyaçlarına cevap vermeye çalışıyor.<br />
Üretim ve kalite olarak da<br />
dünya çapında belli standartlara<br />
uyan firmalar. Ar-Ge, tasarım,<br />
teknoloji, üretim modeli gibi birçok<br />
parametrede birbirlerinden çok<br />
büyük farklılıklar göstermiyorlar.<br />
Dünyanın önde gelen üreticileri<br />
gibi bizim de Akyapak ürün gamı<br />
içerisinde yer alan makinelerimizin<br />
büyük bir bölümünün yazılımları<br />
bünyemizdeki ekibimiz tarafından<br />
geliştiriliyor. Böylelikle müşterilerimizin<br />
karşılaştığı sorunlara<br />
en hızlı şekilde müdahale ederek<br />
çözüm sağlayabiliyoruz” diyor.<br />
Önümüzdeki dönemde Endüstri<br />
4.0’a uyumlu, yüksek teknoloji<br />
sahibi ürünlere yönelen firmaların<br />
diğerleri ile arasında fark olacağına<br />
inandıklarını kaydeden Levent<br />
Akyapak, bu öngörüyle yüksek<br />
teknolojiye yatırım yaptıklarını ve<br />
Akyapak’ın farkının burada ortaya<br />
çıktığını anlatıyor.<br />
53
<strong>2019</strong><br />
Taşdelen Group, ürün çeşitliliğini<br />
ve ihracatını artırmaya odaklandı<br />
Çevreci fonksiyonel recycle ipliğinde iddialı olan Taşdelen Group, ürün çeşitliliğini ve ihracatını<br />
artırmaya odaklandı. Ürünlerini sadece Avrupa ve Ortadoğu pazarında değil, tüm dünya pazarlarında<br />
görmek için Ar-Ge’ler yürütüyor. Grubun hedefinde, şu an üretimde yüzde 30 olan ihracat<br />
payını ilk etapta yüzde 50 seviyelerine çıkarmak var.<br />
Taşdelen Group’un temelleri<br />
1986 yılında sentetik<br />
iplik üretimine başlayan<br />
Polyteks A.Ş. ile atılıyor.<br />
1996’da Taşdelen Tekstil A.Ş.,<br />
2007’de Sintaş Büküm Boya A.Ş<br />
kuruluyor. Sintaş Büküm Boya<br />
A.Ş., ayda 350 tonluk bükümlü-boyalı<br />
iplik kapasitesi ve son<br />
teknoloji üretim araçlarıyla hizmet<br />
verirken; üretilen bu malların iç<br />
piyasadaki ticari satışını yapan<br />
Taşdelen Tekstil’in aylık 200 bin<br />
metre kumaş dokuma kapasitesi<br />
bulunuyor. Polyteks ve Sintaş<br />
bugün toplam 45 bin 750 metrekare<br />
alanda 631 çalışanla üretime<br />
devam ediyor.<br />
Taşdelen Group Yönetim Kurulu<br />
Başkanı Mustafa Taşdelen,<br />
2018 yılı son çeyreğinden itibaren<br />
kurdaki dalgalanmalar ve maliyetlerin<br />
artışıyla piyasada bazı olumsuzluklar<br />
yaşansa da Polyteks<br />
olarak genel anlamda pozitif bir yıl<br />
geçirdiklerini belirterek, <strong>2019</strong>’un<br />
bu anlamda daha sıkıntılı bir yıl<br />
olacağı öngörüsünde bulunuyor.<br />
Taşdelen, “Bu doğrultuda ürün<br />
çeşitliliğini ve ihracatımızı artırmaya<br />
odaklandık. Katma değeri<br />
yüksek, özgün ve kaliteli ürünler<br />
yapıyoruz. Bu ürünleri rekabetçi<br />
fiyatlarla satarak üretim ve istihdamımızı<br />
korumayı hedefliyoruz”<br />
ifadelerini kullanıyor. Ürünlerini<br />
sadece Avrupa ve Ortadoğu pazarında<br />
değil, tüm dünya pazarlarında<br />
görmek için çalıştıklarının<br />
altını çizen Taşdelen, “Yüzde 30<br />
ihraç odaklı üretim yapıyoruz. En<br />
büyük ihracat pazarımız Avrupa.<br />
İlk etapta üretimin yüzde 50’sini<br />
ihraç eder hale gelmek istiyoruz”<br />
şeklinde konuşuyor. Taşdelen,<br />
şunları kaydediyor:<br />
“Müşterilerimizin Uzakdoğu’dan<br />
ucuz ve dampingli olarak<br />
tedarik edebileceği mallarla yarışma<br />
niyetinde değiliz. Bu yüzden iç<br />
ve dış pazardaki tüm müşterilerimize<br />
daima özel imalat yapmaya<br />
çalışıyoruz. Sadece Avrupa’daki<br />
özel müşterilere servis vermiyoruz.<br />
Çin, Hindistan, Tayland ve Endonezya<br />
gibi ülkelerde de özel hizmet<br />
verdiğimiz müşterimiz var.”<br />
2018 yılında Ar-Ge’ye<br />
1 milyon dolar ayırdı<br />
Ar-Ge çalışmaları hakkında<br />
bilgi veren Taşdelen, inovatif yeni<br />
ürünler geliştirmenin Polyteks<br />
için her zaman şirket hedeflerinin<br />
MUSTAFA TAŞDELEN<br />
Taşdelen Group Yönetim Kurulu Başkanı:<br />
“Sadece Avrupa’daki özel müşterilere servis<br />
vermiyoruz. Çin, Hindistan, Tayland ve<br />
Endonezya gibi ülkelerde de özel hizmet<br />
verdiğimiz müşterimiz var.”<br />
54
<strong>2019</strong><br />
en başında geldiğini vurguluyor.<br />
“Kuruluşumuzdan bu yana gerek<br />
yönetim gerekse çalışanlarımız<br />
hep birlikte yeni üretim teknikleri<br />
üzerine odaklanmayı şirket<br />
kültürü olarak benimsedik” diyen<br />
Taşdelen, “2018 yılında Ar-Ge ve<br />
inovasyon çalışmalarına 1 milyon<br />
dolar bütçe ayırdık. Farklı destek<br />
programlarınca birçok projeye de<br />
imza atıyoruz. 1501-TÜBİTAK Sanayi<br />
Ar-Ge Projeleri Destekleme<br />
Programı çerçevesinde Türkiye’de<br />
ilk kez bikomponent eriyen iplik<br />
üretimini başardık. Yapılan imalatla<br />
bu ipliklerdeki ithalat miktarını<br />
azalttık. Ayrıca Türkiye-İspanya<br />
işbirliği ile<br />
uluslararası Eureka<br />
projesi kapsamında<br />
karanlıkta parlayan<br />
Polyteks<br />
ve Sintaş’ın<br />
üretim alanı:<br />
45.750 m 2<br />
fosforesan iplik üretimini<br />
gerçekleştirdik.<br />
Tekstil alanında yenilikleri<br />
yakından takip<br />
eden şirketimiz,<br />
çevre ve doğa dostu<br />
üretim anlayışıyla,<br />
geri dönüştürülmüş<br />
malzemelerden üretim yöntemini<br />
de kullanıyor” vurgusu yapıyor.<br />
Ar-Ge ekiplerinin 21 uzmandan<br />
oluştuğunun bilgisini veren Taşdelen,<br />
şunları kaydediyor:<br />
“Ürettiğimiz iplikler ev tekstili,<br />
brode, giyim, halı, otomotiv,<br />
konfeksiyon, inşaat, savunma<br />
sanayii gibi sektörler için üretilen<br />
fonksiyonel kumaşlarda kullanılıyor.<br />
Bünyemizde güç tutuşur,<br />
antimikrobiyel, kumaş yüzeylerine<br />
hacim, nem transferi, konfor,<br />
yüksek hava geçirgenliği sağlayan<br />
birçok özellikte iplik üretiliyor.<br />
Bunlar kumaşlarda UV ışınlarına<br />
karşı koruma sağlarken, yeni nesil<br />
esneyen ve eski haline geri dönebilen<br />
giysilerin de üretiminde kullanılıyor.”<br />
Çevreci fonksiyonel<br />
recycle ipliğinde iddialı<br />
Polyteks Tekstil, polyester iplik<br />
üretimi alanında uzmanlaşmış bir<br />
firma. Modern üretim tesislerinde<br />
ayda 2 bin 500 tonu aşan POY,<br />
ekru ve renkli FDY; 2 bin tonu<br />
aşan tekstüre, gipe ve bükümlü<br />
iplik; 400 tonu aşan<br />
ev tekstili, giyimlik,<br />
döşemelik kullanım<br />
için dokuma ve örgüye<br />
yönelik polyester ve<br />
naylon ipliklerin yanı<br />
sıra teknik iplik üretimi<br />
yapıyor. Bu yıl da<br />
en iddialı ürünlerinin<br />
çevreci fonksiyonel<br />
recycle ipliği olduğunu<br />
söyleyen Taşdelen,<br />
“Giderek artan bir talep grafiği ile<br />
birlikte son 6 ayı baz aldığımızda<br />
ortalama recycle üretimimiz ayda<br />
20 ton. Ancak önümüzdeki zaman<br />
diliminde doğal kaynaklarımızın<br />
korunması gereksinimi gittikçe<br />
daha büyük farkındalık haline<br />
gelecek. Büyük çaplı uluslararası<br />
şirketler yavaş yavaş tedarik standartlarını<br />
geliştirerek recycle ürün<br />
taleplerini zorunlu hale getirmeye<br />
başladı. Bu doğrultuda gelecek<br />
yıllarda recycle üretimi, toplam<br />
üretimin az bir miktarını değil,<br />
büyük çoğunluğunu oluşturacak.<br />
Bunun bilincinde olarak üretim<br />
kapasitesi anlamında teknik<br />
açıdan gerekirse tüm imalatımızı<br />
recycle imalatına çevirebilecek<br />
teknolojiye ve makine parkuruna<br />
sahibiz” diyor.<br />
“Finansman maliyetleri<br />
firmaları sıkıntıya düşürdü”<br />
Sektöre yönelik değerlendirmelerde<br />
bulunan Taşdelen, yakın<br />
coğrafyada yaşanan gelişmelerin<br />
sosyo-ekonomik anlamda tüm<br />
ülkeleri olumsuz etkilediğini ve yaşanan<br />
göçlerin sektördeki kalifiye<br />
eleman çalıştıran firmaların ciddi<br />
rekabet altında kalmasına yol<br />
açtığını vurguluyor. “Ayrıca artan<br />
finansman maliyetleri sektörde<br />
bazı firmaların sıkıntıya düşmesine<br />
ve pazarın daralmasına sebep<br />
oldu” diyen Taşdelen, şöyle devam<br />
ediyor:<br />
“Ancak Avrupa kıtasının en<br />
büyük tekstil üretici ülkesi Türkiye’dir.<br />
Türk tekstil sektörü, ürün<br />
kalitesi, tasarımları ve yüksek teknolojisi<br />
itibariyle dünyada çok özel<br />
bir yere sahiptir. Bugün dünyada<br />
kaliteli tekstil ürünleri hakkında<br />
konuştuğumuzda akla gelen ilk<br />
ülke Türkiye oluyor. Dünya çapındaki<br />
büyük markalar ürünlerini<br />
Türkiye’de üretmek, hammaddelerini<br />
Türkiye’den almak istiyor.”<br />
55
<strong>2019</strong><br />
İnoksan, 39 yılda Türkiye’nin<br />
markası haline geldi<br />
Anadolu’daki ilk mutfak sanayicisi olmak için 39 yıl önce kurulan İnoksan, bugün Türkiye’nin markası<br />
oldu. Cirosunun yüzde 35’ini ihracat oluşturuyor. 5 kıtada 80’den fazla ülkeye ürün gönderiyor.<br />
Alanında ilklerin sahibi olan İnoksan’ın Ar-Ge merkezine cirodan ayırdığı pay ise yüzde 2 seviyesine<br />
ulaştı. Bu yıl üretimde sabit kalmayı planlayan İnoksan’ın satışta büyüme hedefiyse yüzde 5.<br />
Yaklaşık 40 yıldır endüstriyel<br />
mutfak cihaz ve<br />
ekipmanları alanında<br />
projelendirme, üretim ve<br />
satış faaliyetleri yürüten İnoksan,<br />
sektör öncüleri arasında bulunuyor.<br />
Ar-Ge faaliyetleriyle alanında<br />
ilklere imza atarken, ihracat oranını<br />
da her geçen gün arttırıyor. İnoksan<br />
açısından 2018 yılını değerlendiren<br />
şirketin ikinci kuşak yöneticilerinden<br />
İnoksan Yönetim Kurulu<br />
Başkan Vekili Emre Varlık, “İçinde<br />
bulunduğumuz koşullara rağmen<br />
ciro hedefimizi gerçekleştirdik ve<br />
2018 hedeflerimizi yüzde 10 oranında<br />
aştık. Diğer yandan döviz kuru<br />
dengesizlikleri sebebiyle oluşan<br />
yüksek girdi maliyetleri finansal<br />
olarak kaynak planlamasını çok<br />
zorlaştırdı. 2 milyon euro tutarında<br />
makine yatırımı gerçekleştirdik.<br />
TEKNOSAB’da yeni fabrika için<br />
arazi yatırımı yaptık. Bilgi sistemleri<br />
alanında yaklaşık 4 milyon lira<br />
yatırım harcamasıyla SAP kurulumunu<br />
gerçekleştirdik” diyor.<br />
Bu yıl üretim seviyesinde sabit<br />
kalmayı ve maliyet kontrollü iyileştirmeler<br />
yapmayı planladıklarından<br />
bahseden Emre Varlık, satışta<br />
yüzde 5 büyüme hedeflediklerini<br />
anlatıyor. Emre Varlık, “Turizmde<br />
doluluk oranları iyi geçen 2018<br />
yılı sebebiyle, turizm bölgelerinde<br />
yenileme yatırımları, kent ve kültür<br />
turizmi bölgelerinde de yeni yatırımlar<br />
gerçekleşeceğini öngörüyoruz.<br />
Bu doğrultuda turizm yatırımlarının<br />
satışlarımızdaki payının<br />
yüzde 15’ten yüzde 20’ye doğru<br />
yükselmesini bekliyoruz” ifadelerini<br />
kullanıyor.<br />
İhracat oranını<br />
arttırmayı hedefliyor<br />
İnoksan, cirosunu son iki yılda<br />
yüzde 28 arttırarak, 200 milyon lira<br />
barajını aştı. İhracatı ise cirosunun<br />
yüzde 35’i oranında… 5 kıtada<br />
80’den fazla ülkeye ihracat yapıyor.<br />
En yüksek ihracatını İtalya’ya<br />
gerçekleştiriyor. Emre Varlık, 2018<br />
sonunda aldıkları CQC Belgesi’nin<br />
(Chinese Quality Certification), Çin<br />
ile ticaretlerini artırmaları açısından<br />
önemli bir gelişme olduğunu<br />
söylüyor. Hedeflerine aldıkları<br />
Afrika ve Asya Pasifik için proje<br />
bağlantılarının devam ettiğini de<br />
aktarıyor. Bu yıl Avrupa perakende<br />
pazarından beklentilerinin yüksek<br />
olduğunu belirten Emre Varlık,<br />
“Ekonomi Bakanlığı nezdinde kabul<br />
edildiğimiz Turquality programı<br />
kapsamında yurtdışı satış oranımızı<br />
yüzde’50 ve daha yukarılara taşımayı<br />
hedefliyoruz” diyor. İnoksan’ı<br />
Türkiye iç pazarında fiyat belirleyici<br />
konumda gördüklerini vurgulayan<br />
Emre Varlık, şöyle devam<br />
ediyor:<br />
“Diğer yandan global pazarda<br />
ülke puanı, teknoloji algısı, finansal<br />
kaynak eşitsizliği nedeniyle rakiplerimizin<br />
gerisindeyiz. Ancak ürünlerimizle<br />
onların ürünlerine ikame<br />
olabilecek durumdayız. Alternatif<br />
EMRE VARLIK<br />
İnoksan Yönetim Kurulu Başkan Vekili:<br />
“Ar-Ge merkezimiz için her yıl yatırımlarımızı<br />
ve kaynaklarımızı arttırmamız ile<br />
birlikte bugün Ar-Ge merkezimize ciromuzdan<br />
ayırdığımız pay yüzde 2 seviyesine<br />
ulaştı.”<br />
56
ürün olarak dış pazarlardan pay<br />
almayı hedefliyoruz. Yurtdışında 60<br />
temsilciliğimiz ve yetkili satıcılığımız<br />
var.”<br />
Cirodan Ar-Ge’ye ayırdığı<br />
pay yüzde 2’ye ulaştı<br />
İnoksan, Ar-Ge faaliyetleri ve<br />
teknoloji yatırımları ile dünya markası<br />
olmayı hedefliyor. Geçmişten<br />
bugüne Ar-Ge yatırımlarının tamamını<br />
öz kaynaklarıyla karşılayarak<br />
yenilikçi ürünler ortaya koyuyor.<br />
İnoksan Ar-Ge Merkezi’nin kuruluş<br />
ve altyapı çalışmaları kapsamında<br />
1 milyon liranın üzerinde yatırım<br />
yaptıklarına değinen Emre Varlık,<br />
“Ar-Ge merkezimiz için her<br />
yıl yatırımlarımızı ve kaynaklarımızı<br />
arttırmamız ile birlikte<br />
bugün Ar-Ge’ye ciromuzdan<br />
ayırdığımız pay yüzde 2 seviyesine<br />
ulaştı. Ar-Ge ekibimiz 34<br />
uzmandan oluşuyor. Toplam<br />
çalışan sayısımız ise 435” diyor.<br />
“İnoksan’ı babamla<br />
birlikte büyütüyoruz”<br />
Emre Varlık, 1999 yılından<br />
bu yana aile şirketinde çeşitli<br />
kademelerde görev almaya<br />
başladığını belirtiyor. Şu an<br />
İnoksan’ı babası Vehbi Varlık ile<br />
birlikte büyüttüklerini anlatıyor.<br />
İnoksan’ın kuruluş sürecine<br />
değinen Emre Varlık, “İnoksan<br />
Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi<br />
Varlık, 1971-1977 yılları arasında,<br />
İstanbul’da, o dönemde<br />
Türkiye’nin en iyi mutfak<br />
firmasında teknik ressamlıktan<br />
fabrika müdürlüğüne kadar<br />
birçok kademede görev yapıyor.<br />
Sahip olduğu tecrübeyle<br />
İstanbul dışında Anadolu’da ilk<br />
mutfak firmasını kurma kararı<br />
alıyor. Böylece 1977 yılında<br />
Bursa’da kollektif şirket olarak<br />
Emdegaz’ı, 1980’de de anonim<br />
şirket olarak İnoksan’ı kuruyor”<br />
ifadelerini kullanıyor.<br />
İnoksan, bugün temel olarak<br />
turizm ve yiyecek-içecek sektörünün<br />
ihtiyaç duyduğu endüstriyel<br />
mutfak cihaz ve ekipmanları<br />
alanında; projelendirme,<br />
üretim, satış ve satış sonrası<br />
hizmetler sunuyor. Bunun<br />
yanında otel, kafeterya, okul,<br />
hastane, yemek sanayi gibi<br />
özel ve kamu kuruluşlarının<br />
mutfaklarını projeden montaja<br />
anahtar teslim olarak kuruyor.<br />
Ürün gamında; bulaşık yıkama<br />
makineleri, fırınlar, soğutucular<br />
ve pişiriciler yer alıyor. Sipariş<br />
esasına göre üretim yapıyor.<br />
6 bölge müdürlüğü ile büyük<br />
işleri; 50 bayisi ile küçük mutfak<br />
projelerini ve perakende satışları<br />
gerçekleştiriyor.<br />
“Yatırımlarda yerli malı<br />
teşviki artırılmalı”<br />
Sektörü değerlendiren Emre<br />
Varlık, endüstriyel mutfak pazarının<br />
her geçen gün büyüyen ve 60<br />
bin kişiye istihdam sağlayan dev<br />
bir sektör olduğunu vurguluyor.<br />
“Ülkemiz endüstriyel mutfak ekipmanları<br />
üretimi konusunda çevre<br />
ülkeler arasında birinci, Avrupa’da<br />
ikinci sırada” diyen Emre Varlık,<br />
“Bununla birlikte yurtdışındaki<br />
rakiplerimiz, yatırım yapılabilir ülke<br />
puanları ve finansal kaynak bolluğu<br />
nedeniyle, bizden 10 kat daha düşük<br />
maliyetlerle finansman kaynağı<br />
sağlıyor ve bu kaynaklar bizden en<br />
az iki kat daha uzun vadeli oluyor.<br />
Bu da rekabette dezavantaj oluşturuyor.<br />
Yatırımlarda yerli malı teşviki<br />
arttırılmalı. Ayrıca tercihler kalite<br />
ve hizmet odaklı olması gerekirken,<br />
maalesef yaklaşım çoğunlukla fiyat<br />
odaklı. Diğer yandan eğitimli ve kalifiye<br />
meslek insanları yetiştirilmeli”<br />
şeklinde konuşuyor.
<strong>2019</strong><br />
Nilüfer, Bursa’nın sosyal ve<br />
kültürel yaşam merkezi oldu<br />
Nilüfer’in bugün birçok kentin örnek aldığı kültür, sanat, bilim, spor, doğal yaşam, dayanışma ve<br />
demokrasi kenti haline geldiğini söyleyen Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, “Nilüfer,<br />
Avrupa’da da Türkiye’de de markadır, marka modelidir” diyor.<br />
Geçen yılsonu itibariyle<br />
nüfusu 450 bine yaklaşan<br />
Nilüfer, Bursa’nın<br />
sosyal ve kültürel yaşam<br />
merkezi olarak gösteriliyor. Özellikle<br />
son 20 yılda tüm projelerin<br />
insan odaklı yapıldığı Nilüfer’de,<br />
kente, 5’i belediyenin olmak üzere<br />
6 kütüphane, 5 kültür evi, yaklaşık<br />
157 kilometrelik bisiklet yolu,<br />
28 kilometrelik koşu ve yürüyüş<br />
yolu, 13 spor merkezi, 56 halı saha<br />
kazandırıldı. Nilüfer Belediyesi,<br />
yeşil alan ve 275’e ulaşan park<br />
sayısıyla da Türkiye’ye örnek oldu.<br />
“Nilüfer, Avrupa’da da Türkiye’de<br />
de markadır, marka modelidir”<br />
vurgusu yapan Nilüfer Belediye<br />
Başkanı Mustafa Bozbey, şunları<br />
kaydediyor:<br />
“Nilüfer, Bursa’nın sosyal ve<br />
kültürel yaşam merkezi oldu.<br />
Bugün birçok kentin örnek aldığı<br />
kültür, sanat, bilim, spor, doğal<br />
yaşam, dayanışma ve demokrasi<br />
kenti haline geldi. Nilüfer, Bursa<br />
sınırlarını aşan, ülkeye ve dünyaya<br />
yayılan bir örnektir. Nilüfer<br />
Belediyesi olarak il ve büyükşehir<br />
belediyelerinin dahi yapamadığı<br />
hizmetleri yapıyoruz. İnanıyorum<br />
ki, Nilüfer’de herkes bu ayrıcalığı<br />
yaşıyor, Nilüfer örneğinden gurur<br />
duyuyor, Türkiye’nin ya da dünyanın<br />
hangi köşesine giderse gitsin<br />
‘Nilüferliyim’ dediğinde, aldığı övgülerle<br />
onurlanıyor. Nilüfer ayrıca<br />
EFQM Mükemmellik Modeli’ni<br />
Türkiye’de uygulayan tek kurumdur.”<br />
Örnek projeleriyle<br />
birçok ödülün sahibi<br />
Bu yılki bütçesi 394 milyon lira<br />
olan Nilüfer Belediyesi, İnsani Gelişme<br />
Vakfı’nın düzenlediği İnsani<br />
MUSTAFA BOZBEY<br />
Nilüfer Belediye Başkanı:<br />
“Nilüfer Belediyesi, bugün il ve büyükşehir<br />
belediyelerinin dahi yapamadığı hizmetleri<br />
yapıyor. İnanıyorum ki, Nilüfer’de<br />
herkes bu ayrıcalığı yaşıyor.”<br />
58
Gelişme Endeksi-2018 raporunda,<br />
Çok Yüksek İnsani Gelişme grubunda,<br />
bir önceki yıla göre bir basamak<br />
yükselerek, beşinci sırada<br />
yer aldı. Yine 2018 II. Uluslararası<br />
Şehir ve Çevre Sağlık Kongresi<br />
Yerel Yönetimler Arası En İyi<br />
Uygulama Yarışması’nda, Şehir<br />
Sağlığını Ölçme Kategorisi’nde,<br />
“Nilüfer Ölçüyor” projesiyle birincilik<br />
ödülünün sahibi oldu. Avrupa<br />
Konseyi tarafından 2016 yılında<br />
Avrupa Diploması ile ödüllendirilen<br />
Türkiye’den tek yerel yönetim<br />
olan Nilüfer Belediyesi,<br />
yine Avrupa Konseyi tarafından<br />
2017’de Şeref<br />
Bayrağı’na değer görülen<br />
Avrupa’daki 8 yerel<br />
yönetimden biri oldu.<br />
Her yaştan Nilüferliye<br />
spor yapma imkanı<br />
Nilüfer, 20 yılda<br />
yapılan yatırımlarla sporun kenti<br />
olmayı da başardı. Her mahalleye<br />
halı saha yapma hedefiyle yola<br />
çıkan Nilüfer Belediyesi, 2018<br />
sonunda ilçedeki 65 mahalleden<br />
54’üne halı saha kazandırdı.<br />
Yine 2018’de spor adına Bursa’ya<br />
kazandırdığı önemli<br />
tesislerden biri Nilüfer<br />
Belediyesi İbrahim<br />
Yazıcı Stadyumu oldu.<br />
Bursaspor’un merhum<br />
başkanı İbrahim<br />
Yazıcı’nın adını taşıyan<br />
stadyum 7 bin seyirci<br />
kapasiteli. Tesiste 128<br />
yatak kapasiteli, modern<br />
donanımlı, sporcu<br />
oteli ve misafirhane bölümü<br />
bulunuyor. Nilüfer’in örnek gösterilen<br />
bir diğer tesisi de Beşevler<br />
Cimnastik Salonu. Türkiye’nin en<br />
Nilüfer’in<br />
2018 itibariyle<br />
nüfusu:<br />
450 bin<br />
Nilüfer<br />
Belediyesi’nin<br />
<strong>2019</strong> bütçesi:<br />
394 milyon TL<br />
donanımlı salonu olan<br />
Beşevler Cimnastik Salonu,<br />
320 seyirci kapasiteli.<br />
Binlerce çocuğun<br />
eğitim aldığı salonda,<br />
Türkiye Cimnastik Federasyonu<br />
şampiyonaları<br />
da düzenleniyor.<br />
Müzik, şiir gibi festivallere<br />
ev sahipliği yapıyor<br />
Nilüfer Belediyesi; müzik, şiir,<br />
tiyatro gibi kültürel festivalleriyle<br />
de adından söz ettiriyor. Nilüfer<br />
Müzik Festivali her<br />
yıl daha da büyürken,<br />
Uluslararası Nilüfer Şiir<br />
Festivali, şairleri ve şiir<br />
tutkunlarını bir araya<br />
getiriyor. Bozbey, “Türkiye’nin<br />
tek Şiir Kütüphanesi’yle,<br />
her gün saat<br />
14.00’da şiir okunan Şiir<br />
Kulesi’yle, Nilüfer’i şiirin<br />
kenti haline getirdik” diyor. Diğer<br />
yandan Nilüfer Belediyesi Kütüphaneleri’nin<br />
materyal sayısının 100<br />
bini aştığına işaret eden Bozbey,<br />
“Kütüphanelerimize üye sayısı 34<br />
bin 510’a ulaştı. Uluslararası veri<br />
tabanı EBSCO üyeliğimiz sayesinde<br />
okurlarımız on<br />
binlerce dijital kitap ve<br />
bilgi kaynağına ulaşabiliyor.<br />
Engelli bireylerin<br />
kitaba erişimini<br />
kolaylaştıran projeler<br />
de hayata geçiriyoruz”<br />
ifadelerini kullanıyor.<br />
Kütüphanelerin<br />
materyal<br />
sayısı:<br />
100 bin<br />
<strong>2019</strong><br />
Bursa’nın lezzetlerini<br />
festivallerle tanıtıyor<br />
NİLKOOP S.S. Nilüfer Tarımsal<br />
Kalkınma Kooperatifi işbirliğiyle,<br />
kentin kırsal mahallelerinde, tarım<br />
ve hayvancılığın geliştirilmesi çalışmaları<br />
yapan Nilüfer<br />
Belediyesi; Bursa Siyahı,<br />
Ürünlü biberi, Tahtalı<br />
şeftalisi gibi Bursa’nın<br />
dünyaya açılan lezzetlerini<br />
festivallerle tanıtıyor.<br />
Nilüfer’in tarıma yönelik<br />
projeleri arasında<br />
Tohum Kütüphanesi de<br />
bulunuyor. Yerel Çeşit Denemeleri<br />
ve Tohum Üretim İstasyonu’nda<br />
ekolojik tarım felsefesine uygun<br />
üretim yapılarak, kaybolmakta<br />
olan yerel çeşitliliklerin bulunması,<br />
çoğaltılması, gelecek nesiller<br />
için saklanması ve takas yöntemiyle<br />
dağıtılması hedefleniyor.<br />
Nilüfer Belediyesi, ‘Yeniden yeşil<br />
Bursa’ amacıyla her yıl ücretsiz<br />
fidan da dağıtıyor.<br />
59
<strong>2019</strong><br />
Profil Sanayi, bu yıl ihracatla<br />
yüzde 25 büyüme hedefliyor<br />
Türkiye ve Avrupa’da birçok OEM ile doğrudan çalışan ve dünya<br />
otomotiv sektöründe 53 yıllık tecrübesiyle sağlam bir yer edinen<br />
Profil Sanayi, bu yıl ihracata odaklanıp yüzde 25 seviyesinde<br />
büyüme öngörüyor. Diğer yandan çeşitli Ar-Ge projelerine<br />
imza atan Profil Sanayi’nin hedefleri arasında iki yıl içerisinde<br />
Ar-Ge merkezi kurmak da var.<br />
Şekillendirilmiş ve montajlı<br />
sac parçaları ile kalıp<br />
imalatının yanı sıra PRS<br />
markasıyla aftermarket<br />
parça üretimi yapan<br />
Profil Sanayi, 1969 yılında Tofaş’ın<br />
kurulmasıyla otomotiv yan sanayine<br />
yönelik çalışmaya başladı.<br />
Bugün gelinen noktada Tofaş,<br />
Ford, Toyota ve Daimler Mercedes<br />
gibi OEM’lere hizmet veriyor.<br />
Ayrıca PRS markası ile aftermarket<br />
piyasasında süspansiyon ve<br />
direksiyon aksamları üreterek<br />
sektörde rekabet ediyor. Avrupa,<br />
Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Güney<br />
Amerika kıtalarında toplamda 30<br />
ülkeye ihracat yapıyor. Yatırımlarına<br />
da devam eden Profil Sanayi,<br />
Hasanağa Organize Sanayi Bölgesi’nde<br />
20 bin metrekare alanda<br />
üretim yaparken, Akçalar Organize<br />
Sanayi Bölgesi’nde PRS markalı<br />
aftermarket ürünleri için 6 bin<br />
metrekarelik ilave tesis yatırımı<br />
gerçekleştirdi. Böylece toplamda<br />
26 bin metrekare kapalı alana<br />
ulaştı. Grup şirketlerinde ise yaklaşık<br />
500 kişiye istihdam sağlıyor.<br />
“Tecrübemizle sektörde<br />
sağlam bir yer edindik”<br />
Sedat Semih Sezer tarafından<br />
1966 yılında kurulan Profil Sanayi,<br />
bugün babasından bayrağı<br />
devralan Profil Sanayi Yönetim<br />
SEZAİ SEZER<br />
Profil Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı:<br />
“Dünya otomotiv sektöründe 53 yıllık tecrübemizle<br />
sağlam bir yer edindik. İstikrarlı<br />
bir şekilde büyümeye devam ediyoruz.”<br />
60
<strong>2019</strong><br />
Kurulu Başkanı Sezai Sezer ve<br />
üçüncü kuşak olan oğlu Sedat<br />
Sezer yönetiminde faaliyetlerine<br />
devam ediyor. Sezai Sezer, Türkiye<br />
ve Avrupa’da birçok OEM ile<br />
doğrudan çalıştıklarını<br />
ve dünya otomotiv<br />
sektöründe 53 yıllık<br />
tecrübeleriyle sağlam<br />
bir yer edindiklerini<br />
vurguluyor. Sezer, “Bu<br />
yıl yüzde 25 seviyesinde<br />
büyüme öngörüyoruz.<br />
Bunu da ihracat<br />
ile yapmayı planlıyoruz.<br />
<strong>2019</strong> herkes için<br />
zorlu bir yıl olacak.<br />
Adımlarımızı bunun bilincinde<br />
atmaya çalışıyoruz. Koyduğumuz<br />
hedefe ulaşacak uzman kadrolara<br />
sahibiz. İstikrarlı şekilde büyümeye<br />
devam edeceğiz. Ülkemiz<br />
açısından bakarsak piyasalardaki<br />
durgunluğun yılın üçüncü çeyreğinde<br />
aşılacağını öngörüyorum”<br />
ifadelerini kullanıyor.<br />
Geçen yıl da yatırıma<br />
ve üretime devam etti<br />
Profil Sanayi’nin 2018 yılında,<br />
bir önceki yıla göre, enflasyon ve<br />
kur bazında yüzde 24 oranında<br />
büyüme yakaladığının bilgisini<br />
veren Sezer, “Geçen yılın üçüncü<br />
çeyreğinde döviz kurlarında<br />
yaşanan dalgalanmalar sonucunda<br />
ekonomide sıkıntılar yaşandı.<br />
Ancak Türk otomobil sektörü<br />
güçlü yapısıyla süreci iyi yönetti.<br />
Firmanın<br />
2018 yılı<br />
büyüme oranı:<br />
%24<br />
Profil Sanayi bünyesindeki grup<br />
şirketleri de yatırıma ve üretime<br />
devam etti. Bu sayede öngördüğümüz<br />
büyüme hedefini yakaladık”<br />
şeklinde konuşuyor.<br />
Resmi Ar-Ge merkezi<br />
kurmaya hazırlanıyor<br />
Sezer, Profil Sanayi’nin<br />
kendi içinde<br />
uzun yıllardır Ar-Ge<br />
projeleri yaptığının<br />
altını çizerek, Ar-Ge<br />
merkezi için gerekli<br />
altyapıyı kurduklarını<br />
ve hedeflerinin iki yıl<br />
içerisinde Bakanlık<br />
onaylı Ar-Ge merkezi haline gelmek<br />
olduğunu vurguluyor. Diğer<br />
yandan otomotiv sektörünün<br />
dinamik ve değişkenleri farklı bir<br />
sektör olduğuna değinen Sezer,<br />
şunları kaydediyor:<br />
“Dolayısıyla hareketli olmanız<br />
gereken, dur durak bilmeyen bir<br />
sektör. Yenilikleri yapmadığınız<br />
müddetçe otomotivde karsızlık ve<br />
verimsizlikler başlar. Sürekli yatırım<br />
gerektiren bir sektör.”<br />
Sektör sorunlarının başında<br />
kalifiye eleman geliyor<br />
Sektör sorunlarına yönelik<br />
değerlendirmelerde bulunan<br />
Sezer, sanayicilerin işgücü olarak<br />
en büyük sıkıntısının mesleki<br />
eğitim olduğunu anlatıyor. “Türkiye<br />
üretim ve ihracat yapacaksa,<br />
mesleki ve teknik eğitime önem<br />
vermeli” diyen Sezer, “Sektörde<br />
yaklaşık 4-5 yıldır ciddi bir eleman<br />
problemi var. Meslek liselerinden<br />
mezun olan çocuklar alışveriş merkezlerinde<br />
güvenlik görevlisi ya da<br />
tezgahtar olarak çalışıyor. Bu çok<br />
acı bir şey. Tezgahtarlık bölümünden<br />
mezun olsun o işi yapsın o<br />
ayrı ancak meslek liselerinin torna<br />
ya da metal işleri bölümünden mezun<br />
olup, gidip bir yerde tezgahtarlık<br />
yapıyorsa bu yanlış. İhracat<br />
diyoruz, üretim diyoruz. Bunun en<br />
temel faktörü işgücü ve bu işgücünün<br />
devlet tarafından desteklenmesi<br />
gerekli” vurgusunu yapıyor.<br />
61
<strong>2019</strong><br />
Ermetal Şirketler Grubu<br />
cirosunu yüzde 35 artırdı<br />
Ağırlıklı otomotiv sektörüne yönelik faaliyet gösteren Ermetal Şirketler Grubu, 2018 yılında yaklaşık<br />
55 bin ton sac şekillendirirken, cirosunu yüzde 35 yükseltti. Ermetal Otomotiv ile Türkiye<br />
sac şekillendirme sektöründe ilk üç firma arasında bulunan grup, robot otomasyonlu yeni press<br />
hattı yatırımıyla kapasite artışına da gitti.<br />
Ermetal Şirketler Grubu’nun<br />
işlem hacminin<br />
yüzde 82’sini otomotiv,<br />
yüzde 15’ini ofis mobilyaları,<br />
yüzde 3’ünü gıda sektörü<br />
oluşturuyor. Ermetal Şirketler<br />
Grubu CEO’su Yesari Süalp,<br />
“Grup bünyesinde; Ermetal Otomotiv,<br />
Erkalıp, Bürosit, Plasmot,<br />
Ergıda ve Ben Maker firmaları<br />
bulunuyor. 2018 yılında yaklaşık<br />
55 bin ton sac şekillendirdik ve<br />
ciromuzu yüzde 35 artırdık. Robot<br />
otomasyonlu yeni press hattı<br />
yatırımıyla kapasite artışına da<br />
gittik” diyor. Ermetal Otomotiv’in<br />
bugün üretimini gövde sac parçaları,<br />
kaynaklı kompleler, Fiat-Tofaş<br />
Doblo projesinin direksiyon mili,<br />
dış görünüm parçaları gibi ürün<br />
gruplarıyla devam ettirdiğini anlatan<br />
Süalp, “Ford Otosan, Oyak<br />
Renault, Renault-Fransa, Toyota<br />
TMMT ve TMUK ile çalışıyoruz.<br />
Ermetal Otomotiv, Türkiye sac<br />
şekillendirme sektöründe ilk üç<br />
firma arasındadır. Plastik sektöründe<br />
de benzer müşterilerde<br />
Plasmot olarak yer alıyoruz”<br />
ifadelerini kullanıyor. Süalp, ayrıca<br />
ihracatın ciro içindeki payının yüzde<br />
17-20 civarında olduğuna ve bu<br />
oranı arttırmayı hedeflediklerine<br />
değiniyor.<br />
Cironun yüzde 2’si<br />
Ar-Ge’ye ayrılıyor<br />
Ermetal Şirketler Grubu, Ar-Ge<br />
faaliyetlerini 2011 yılından bu yana<br />
resmi belgeli Ar-Ge merkezinde<br />
yürütüyor. Ermetal Ar-Ge Merkezi,<br />
son iki yılda 2 adet patentini<br />
tescil ettirirken, 3 adet de yeni<br />
patent başvurusu yaptı.<br />
Yine son iki yıl içinde 8 adet tasarımını<br />
tescil ettiren Ermetal, 4<br />
adet yeni tasarım tescil başvurusu<br />
gerçekleştirdi. Ayrıca 4 yayını ulusal<br />
ve uluslararası organizasyonda<br />
ve özellikle dergilerde yerini aldı.<br />
YESARİ SÜALP<br />
Ermetal Şirketler Grubu CEO’su<br />
“Ciro içindeki payı yüzde 17-20<br />
seviyesinde olan ihracat oranımızı<br />
artırmayı hedefl iyoruz.”<br />
62
Süalp, bünyesinde tasarım ve proje<br />
ofisleri, polimer test ve koltuk<br />
mobilya test laboratuvarları ile<br />
metal ve döşeme atölyesinin bulunduğu<br />
Ar-Ge merkezinin, 2 bin<br />
metrekarelik alanda, 60 uzmandan<br />
oluşan ekiple faaliyet gösterdiğini<br />
söylüyor. Ar-Ge’nin toplam<br />
ciro içindeki payının yüzde 1,5-2<br />
olduğunu belirten Süalp, “Ar-Ge<br />
merkezimiz; otomotiv, kalıp, sac<br />
şekillendirme, kaynak,<br />
plastik enjeksiyon, gıda<br />
teknolojileri, büro mobilyaları<br />
ve ileri üretim<br />
teknolojileri gibi birçok<br />
alanda teknolojik araştırma<br />
ve ürün geliştirme<br />
projeleri yürütüyor”<br />
şeklinde konuşuyor.<br />
Türkiye’nin köklü<br />
şirketleri arasında<br />
Bugün toplam bin 500 istihdamı<br />
bulunan Ermetal Şirketler<br />
Grubu’nun kuruluşu 1972 yılında<br />
Erkalıp ile oldu. 1980’li yılların<br />
başında Ermetal Otomotiv olarak<br />
otomotiv sektöründe de faaliyet<br />
göstermeye başlayarak sektörün<br />
Ermetal Şirketler<br />
Grubu’nun<br />
istihdamı:<br />
1.500<br />
önemli firmaları arasında yerini<br />
aldı. Büro mobilyasına ismini veren<br />
Bürosit’in kuruluşu<br />
ise 1989’da gerçekleşti.<br />
Bürosit, ofis mobilyaları<br />
sektöründe ülkemizin en<br />
tanınan firmalarından<br />
biri haline geldi. Grup,<br />
sonraki yıllarda Ergıda<br />
ve Plasmot ile büyümesini<br />
sürdürdü. Çocukların<br />
eğitimine<br />
yönelik maker çalışmaları<br />
kapsamında son olarak<br />
Ben Maker grup şirketleri<br />
içinde yerini aldı. Süalp,<br />
grubun kuruluşundan gelişimine<br />
kadar olan süreçte<br />
en büyük rolü Ermetal<br />
Şirketler Grubu Kurucusu<br />
Fahrettin Gülener’in<br />
üstlendiğini vurguluyor.<br />
İthalata dayalı direksiyon<br />
milini yerlileştirdi.<br />
“1972 yılında ülkemizde otomotiv<br />
yeni konuşulmaya başlanmıştı.<br />
Genel ekonomik problemler vardı<br />
ve yetişmiş insan gücü sıkıntısı yaşanıyordu.<br />
Erkalıp, böylesine zorlu<br />
İhracatın<br />
cirodaki<br />
payı<br />
% 20<br />
bir ortamda doğdu” diyen Süalp,<br />
şöyle devam ediyor:<br />
“Tabii ki sonraki yıllarda<br />
şirkette görev alan<br />
her kademedeki çalışan<br />
ve müşteri bu gelişimin<br />
diğer önemli unsurları<br />
oldu. Bu süreçte yine<br />
öne çıkan başka bir konu<br />
şirketin büyüme trendine<br />
girdiği 1982’den bu<br />
yana profesyonel yönetim<br />
anlayışına verilen önemdir.<br />
Kurumsal yapı gelişimin önemli<br />
unsurlarındandır. Diğer yandan<br />
1980 itibariyle Tofaş ile başlayan<br />
işbirliği Ermetal Otomotiv’e çok<br />
büyük aşama kaydettirmiştir. Bu<br />
gelişim sonucunda otomotiv ana<br />
sanayindeki diğer müşterilerle<br />
büyüme artmıştır. Ermetal, gerek<br />
teknolojik gerekse insan kaynaklarına<br />
yapılan yatırımlarla da sektörün<br />
en önemli kuruluşları arasında<br />
yerini almıştır. Gelişim sürecinde<br />
özellikle ülkemizde ithalata dayalı<br />
direksiyon milinin yerlileştirilmesinin<br />
Ermetal tarafından gerçekleştirilmesi<br />
etkili olmuştur.”
<strong>2019</strong><br />
Şener Gıda, ihracatını<br />
artırmaya odaklandı<br />
‘Önce insan sağlığı’ ilkesiyle yola çıkan ve gıdada sektör liderleri arasında yer alan Şener Gıda,<br />
ürün yelpazesini yeni lezzetlerle genişletirken, ihracatta da yeni yol haritasını çizdi. Üretiminin<br />
yüzde 35’ini Avrupa, Asya veOrtadoğu ülkelerine gönderen Şener Gıda’nın hedefinde, ihracat<br />
oranını yüzde 50’lere çıkararak, ülke ekonomisine daha fazla katkıda bulunmak var.<br />
Şener Gıda’nın temelleri 33<br />
yıl önce Konya’da atıldı.<br />
2010 yılında, yeniden yapılanma<br />
sürecine girerek,<br />
aile şirketine dönüştü ve<br />
üretimini Bursa’ya taşıdı. Bugün<br />
gıda sektörünün öncü kuruluşları<br />
arasında yer alıyor. Başarılarının<br />
sırrını insan sağlığına yaptıkları<br />
yatırımlara bağlayan Şener Gıda<br />
Yönetim Kurulu Başkanı Burhan<br />
Sayılgan, bugün gelinen noktada<br />
üretimin yüzde 35’ini Avrupa,<br />
Asya ve Ortadoğu ülkelerine<br />
ihraç ettiklerini ve hedeflerinin bu<br />
oranı yüzde 50’lere yükseltmek<br />
olduğunu vurguluyor. “Böylece<br />
hem Bursa hem de ülke ekonomisine<br />
katkımızı artıracağız. Birkaç<br />
yıl önce planlamamızı yaparken,<br />
hedefimiz, her yıl yeni bir ürün ve<br />
bu ürünü tüm dünyaya pazarlamaktı”<br />
diyen Sayılgan, “Gelinen<br />
noktada piyasaya her ay yeni bir<br />
ürün sunuyoruz. 2018 sonunda<br />
üretimine başladığımız yüzde 70’i<br />
meyve olan reçellerimiz en çok<br />
satan ürünlerimiz arasına girdi.<br />
O kadar çok ilgi gördü ki, siparişlere<br />
yetişemez olduk. Talep ve<br />
sipariş rakamlarına baktığımızda,<br />
Şener Gıda’nın bu yıl lokomotif<br />
ürünü yüzde 70 meyveli reçelimiz<br />
olacak gibi görünüyor. Özellikle<br />
İstanbul’dan büyük talep alıyoruz<br />
ama müşteri yoğunluğumuz daha<br />
çok Anadolu ve Doğu Anadolu<br />
Bölgesi’nde yer alıyor”şeklinde<br />
konuşuyor.<br />
‘Önce insan sağlığı’<br />
ilkesiyle üretim yapıyor<br />
Konya’da 50 metrekarelik bir<br />
atölyede üretime başlayan Şener<br />
Gıda, bugün Bursa’da, 5 bin metrekarelik<br />
tesisinde, onlarca çeşit<br />
BURHAN SAYILGAN<br />
Şener Gıda Yönetim Kurulu Başkanı:<br />
“Piyasaya her ay yeni bir ürün sunuyoruz.<br />
2018 yılı sonunda üretimine başladığımız<br />
yüzde 70’i meyve olan reçellerimiz en<br />
çok satan ürünlerimiz arasına girdi.”<br />
64
<strong>2019</strong><br />
Üretim alanı<br />
büyüklüğü<br />
5000m 2<br />
ürünüyle, sektör liderleri arasında<br />
yer alıyor. 33 yıllık geçmişe sahip<br />
Şener Gıda’nın kuruluş sürecini<br />
anlatan Sayılgan, “Bitlis’te doğdum.<br />
Sektöre baba mesleğimiz<br />
olan çerçi ve helva yaparak başladık.<br />
Ben üçüncü kuşak temsilcisiyim.<br />
Babam hayatı boyunca<br />
çerçi üretimi yaptı. Biz de bu işi<br />
ilerlettik ve geliştirdik” ifadelerini<br />
kullanıyor. Önce Konya’da, iş<br />
ortaklarıyla birlikte, 17 yıl gıda<br />
sektöründe faaliyet gösterdiklerini<br />
söyleyen Sayılgan, “Konya’da<br />
olduğum dönemde satış ve pazarlamadan<br />
sorumluydum. 1993 yılında<br />
Bursa’ya geldim. Markamızı<br />
Bursa’da duyurmak ve faaliyetlerimize<br />
burada devam etmek fikri<br />
daha cazip geldi. Diğer yandan<br />
Konya’da ürettiğimiz ürünlerin<br />
kalitesi konusunda ortağımızla<br />
düşünce ayrılığına düştük. 17<br />
yıl süren ortaklığımızı 2010’da<br />
bitirdik. İsim hakkımızı<br />
ve markamızı alarak,<br />
Şener Gıda olarak,<br />
Bursa’da ‘Önce insan<br />
sağlığı’ ilkesiyle, üretime<br />
başladık” diyor. İlk<br />
fabrikalarını, bugünkü<br />
yerinde, Kestel’e<br />
kurduklarını anlatan<br />
Sayılgan, Şener markasını<br />
kısa sürede sürdürülebilir<br />
ve tanınır hale<br />
getirdiklerini belirtiyor. Sayılgan,<br />
şöyle devam ediyor: “Ben üçüncü<br />
kuşak olarak helva üretmeye<br />
devam ediyorum ama ürün yelpazemizi<br />
genişlettik.<br />
Helvanın yanı sıra,<br />
yeni ürünler ve yeni<br />
lezzetler geliştirerek,<br />
sektörde kalıcı olduk.<br />
Benden sonra da üç<br />
oğlum var. Onlar da<br />
dördüncü kuşak olarak<br />
bu mesleği daha ilerilere<br />
taşımak için çalışıyor.<br />
Ayrıca kardeşim<br />
ve onun da iki oğlu var. Gerçek<br />
bir aile şirketi olarak üretimden<br />
pazarlamaya her kademede bizzat<br />
yer alan bir aile şirketiyiz.”<br />
Sosyal sorumluluk<br />
projeleri yürütüyor<br />
Şener Gıda, yürüttüğü sosyal<br />
sorumluluk projeleriyle de dikkat<br />
çekiyor. “Sosyal sorumluluk projelerimiz<br />
olmazsa olmazımızdır”<br />
vurgusunu yapan Sayılgan,<br />
uzun zamandır okullarda<br />
verdikleri güvenli<br />
gıda eğitimlerinin devam<br />
ettiğini söylüyor.<br />
Son dönemde ayrıca<br />
uyuşturucu maddelere<br />
karşı savaş açtıklarının<br />
altını çizen Sayılgan,<br />
“Valilik ve Emniyet<br />
Müdürlüğü ile birlikte<br />
bu illete karşı her<br />
türlü savaşı vermeye kararlıyız.<br />
Bu doğrultuda, Bursa Ticaret ve<br />
Firmanın<br />
ihracat oranı<br />
%35<br />
Sanayi Odası’nın da desteğiyle,<br />
Osmangazi ilçemizde 100 hastamıza<br />
hizmet verecek bir<br />
rehabilitasyon merkezi<br />
kuruyoruz. Dünya<br />
genelinde yüzde 3 olan<br />
uyuşturucudan kurtulma<br />
oranını önce yüzde<br />
5’e sonra da yüzde 10’a<br />
çıkarmak için çalışacağız.<br />
Rehabilite olanlara<br />
iş imkânı da sunacağız.<br />
Aile ve Sosyal Politikalar<br />
Bakanlığı ile temasa geçtik.<br />
Projemiz sadece Bursa’ya değil,<br />
Türkiye’ye ve Avrupa’ya da örnek<br />
olacak” diyor.<br />
66
<strong>2019</strong><br />
67
<strong>2019</strong><br />
Hayat Hastanesi, sektöründe<br />
öncü kuruluşlar arasında<br />
Özel Hayat Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ahmet Özkul,<br />
son yıllarda teknoloji, personel istihdamı ve hizmet anlayışı konularında<br />
yaptıkları atılımlarla, Bursa’da özel sağlık sektörünün öncü<br />
kuruluşlarından biri haline geldiklerini söylüyor. Özkul, “Hayat<br />
Hastanesi, Bursalıların sahiplenmesi ve destek vermesiyle buralara<br />
kadar geldi” diyor.<br />
Bursa’nın şehir merkezinde<br />
1978 yılında kurulan<br />
Özel Hayat Hastanesi,<br />
41’inci yılında 20 bin<br />
metrekare alan üzerindeki yeni<br />
binasında, uzman kadro ve ileri<br />
teknoloji desteğinde tüm branşlarda<br />
hizmet vermeye devam<br />
ediyor. 65 doktor ve 430 personelin<br />
çalıştığı Hayat Hastanesi; 160<br />
yatak kapasitesi, erişkin ve yeni<br />
doğan yoğun bakım üniteleri, 7<br />
ameliyathane, 4 modern doğumhane,<br />
biyokimya, mikrobiyoloji<br />
laboratuvarları, medikal estetik<br />
ünitesi, radyoloji ünitesi, 24 saat<br />
acil servis ve ambulans hizmetleri<br />
veriyor. 18 branş ile 54 poliklinik<br />
odasının bulunduğu Hayat Hastanesi’nde;<br />
kemik dansitometrisi,<br />
enkoskopi, kolonoskopi, EEG,<br />
EMG, dijital mammografi, dijital<br />
röntgen, ultrasonografi, üç boyutlu<br />
renkli doppler, GE 1.5 Tesla<br />
MR cihazı, koroner anjiyo özelliğine<br />
sahip bilgisayarlı tomografisi<br />
gibi tetkikler yapılıyor. ISO 9001<br />
Kalite Belgesi ve Bebek Dostu<br />
Hastane unvanını kazanan Bursa’daki<br />
sayılı özel sağlık kuruluşları<br />
arasında yer alıyor.<br />
“Yeni binamızda bir yılı<br />
dolu dolu geçirdik”<br />
Özel Hayat Hastanesi Yönetim<br />
Kurulu Başkanı Dr. Ahmet Özkul,<br />
yeni binalarındaki bir yılı mesleki<br />
açıdan dolu dolu geçirdiklerini<br />
Dr. AHMET ÖZKUL<br />
Özel Hayat Hastanesi<br />
Yönetim Kurulu Başkanı:<br />
“Yeni binamızda bir yıl içinde 225 bin<br />
muayene, 6 bin 876 ameliyat, 2 bin<br />
721 doğum ve 3 bin 495 göz cerrahisi<br />
yaptık.”<br />
68
<strong>2019</strong><br />
belirterek, “Geçen bir yıl içinde<br />
Özel Hayat Hastanesi olarak 225<br />
bin muayene, 6 bin 876 ameliyat,<br />
2 bin 721 doğum ve 3 bin 495 göz<br />
cerrahisi yaptık” diyor. Hayat<br />
Hastanesi’nin 41 yıllık yolculuğunda<br />
Bursalıların önemli payı<br />
olduğunu vurgulayan Özkul, “Hayat<br />
Hastanesi, Bursa’nın hastanesidir.<br />
Bursalıların sahiplenmesi<br />
ve destek vermesiyle buralara<br />
kadar geldik. Bursa’dan kazandıklarımızı<br />
Bursa’ya armağan<br />
ediyoruz. İlk başta 28 doktorla<br />
başlamıştık şimdi 65’in üzerinde<br />
doktorumuzla hizmet veriyoruz”<br />
ifadelerini kullanıyor.<br />
“Bursa ekonomisine<br />
ciddi katkı sağlıyoruz”<br />
Özel Hayat Hastanesi’nin<br />
Bursa ekonomisine<br />
de ciddi katkılar<br />
sağladığını dile<br />
getiren Özkul, “Tabii<br />
ki istihdama da çok<br />
önemli katkılar sağladığımızı<br />
da belirtmek<br />
istiyorum. 430 kişilik<br />
kadromuzla çalışmalarımızı<br />
sürdürüyoruz.<br />
Bunun ötesinde<br />
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın<br />
Ekonomiye Değer Katanlar<br />
töreninde Hayat Hastanesi’ne de<br />
Özel Ödül verildi. Ekibimizle bir-<br />
Yeni hizmet<br />
binasının<br />
toplam alanı:<br />
Hastanesi’nin<br />
istihdamı:<br />
430<br />
likte Bursalılara hizmet<br />
vermeye devam<br />
edeceğiz” şeklinde<br />
konuşuyor. Son yıllarda<br />
teknoloji, personel<br />
istihdamı ve hizmet<br />
Hayat<br />
anlayışı konularında<br />
yaptıkları atılımlarla<br />
Bursa’da özel sağlık<br />
sektörünün öncü<br />
kuruluşlarından biri<br />
haline geldiklerini<br />
söyleyen Özkul, “Hayat Hastanesi,<br />
‘Her gün bir adım daha ileri’<br />
ilkesiyle, fiziki altyapısını ve cihaz<br />
donanımını geliştirmeye; ‘Önce<br />
sağlık’ ilkesi ile de toplumun sağlık<br />
düzeyini desteklemeye devam<br />
ediyor” diyor.<br />
120 kişilik konferans<br />
salonu da var<br />
Özel Hayat Hastanesi’nin<br />
yeni binasında,<br />
12 yatak<br />
kapasiteli erişkin<br />
yoğun bakım ünitesi<br />
ile 11 kuvöz altyapısına<br />
sahip yenidoğan<br />
20 bin m 2 yoğun bakımın yanı<br />
sıra 4 suit, 4 vip oda<br />
ve uyku kliniği bulunuyor.<br />
Ayrıca çocuk oyun alanları<br />
ile birlikte çocuk polikliniği, tam<br />
teşekküllü fizik tedavi ve rehabilitasyon<br />
ünitesi ile dikkat çekiyor.<br />
Tahlil tüplerinin<br />
katlar arası otomatik<br />
taşınmasını sağlayan<br />
pnömatik tüp sistemi<br />
ve son teknolojiye<br />
sahip merkezi sterilizasyon<br />
ünitesi var.<br />
Diğer yandan konferansların,<br />
seminerlerin<br />
ve eğitimlerin<br />
yapılabileceği teknik<br />
donanıma ve modern<br />
altyapıya sahip 120 kişilik konferans<br />
salonunun yer aldığı Özel<br />
Hayat Hastanesi’nde 200 araçlık<br />
açık-kapalı otoparka da bulunuyor.<br />
69
<strong>2019</strong><br />
İyigüllü, yerli ürünlerle<br />
katma değer hedefliyor<br />
Endüstriyel boya ve kaplama sektörlerinde, 60 yıllık tecrübesiyle, Ar-Ge projeleri yürüten İyigüllü<br />
Şirketler Grubu, Ar-Ge merkezinin temelini attı. Yerli üretimle katma değer hedefleyen grup, son<br />
olarak aşınmaya dayanıklı boru kaplama ürününü yerlileştirerek pazara sundu. Bir diğer projesi<br />
kapsamında da mısırözü yağından yerli reçine üretti.<br />
İyigüllü Şirketler Grubu,<br />
endüstriyel boya ve kaplama<br />
sektörlerinde yürüttüğü 60<br />
yılı aşkın faaliyetlerini Ar-Ge<br />
projeleriyle çeşitlendiriyor. Yıllık<br />
cirosunun yüzde 3’ünü Ar-Ge<br />
faaliyetlerine ayıran grup, bu yıl<br />
spesifik projelere odaklandı. Son<br />
olarak aşınmaya dayanıklı boru<br />
kaplama ürününü yerlileştirerek<br />
pazara sundu. Yeni ürünü, ağırlıklı<br />
yatay yönlü sondaj geçişlerinde<br />
kullanılan boru çakma<br />
uygulamasının neden olduğu<br />
aşınmayı ve boruların zarar görmesini<br />
engelliyor. Aynı zamanda<br />
bir diğer destekli Ar-Ge projesi<br />
kapsamında mısırözü yağından<br />
yerli reçine üretti. Grup, geçen<br />
yıl Ar-Ge merkezinin temelini de<br />
attı.<br />
İyigüllü Şirketler Grubu İş<br />
Geliştirme Müdürü Melih İyigüllü,<br />
“2018 yılında ciro olarak yüzde<br />
18 oranında büyüdük. Hedefimiz<br />
yüzde 20 olduğu için beklentilerimizi<br />
tam karşılamadı. Ancak<br />
ülke olarak içinden geçtiğimiz<br />
çalkantılı dönemi düşünürsek<br />
büyüme yaşamak bile olumlu<br />
bir durum. Diğer yandan <strong>2019</strong>’u<br />
kendini koruma yılı olarak görüyoruz.<br />
Pesimistik ve optimistik<br />
dahil olmak üzere üç bütçeleme<br />
planı yaptık. Ana beklentimiz<br />
tonaj olarak geçen yıl ile aynı<br />
seviyede kalmak. Bunun realistik<br />
olduğunu düşünüyoruz” diyor.<br />
İyigüllü Şirketler Grubu,<br />
bugün gelinen noktada dünya<br />
standartlarında hizmet sunan<br />
ve müşteri memnuniyetini ön<br />
planda tutan stratejiyi takip<br />
ederken; İstanbul, İzmir, Bursa,<br />
Ankara ve Adana bölge temsilcilikleriyle<br />
birlikte Türkiye çapında<br />
geniş bir bayii ağına hitap ediyor.<br />
Kazakistan, Türkmenistan, Irak,<br />
Dubai, Bangladeş, Özbekistan,<br />
Azerbaycan, İsrail, KKTC başta<br />
MELİH İYİGÜLLÜ<br />
İyigüllü Şirketler Grubu İş Geliştirme Müdürü:<br />
“Şirket değerlerimizin ilk sırasında<br />
‘Öngörülebilir ticari risk almak’ yazıyor.<br />
Bu bazen büyüme hızımıza olumsuz etki<br />
etse de yarım asrı aşmamızda en önemli<br />
unsurdur.”<br />
70
<strong>2019</strong><br />
olmak üzere birçok ülkeye ihracat<br />
yapıyor.<br />
Tarım sektöründe de<br />
büyümeyi planlıyor<br />
Grup, son yıllarda gerçekleştirdiği<br />
yatırımlarla boya sanayinin<br />
yanı sıra tarım sektörüne<br />
yönelik de faaliyet göstermeye<br />
başladı. 2014 yılında Karacabey<br />
ilçesinde 80 dönümlük alana ceviz<br />
ekimi gerçekleştirdi. Beklediği<br />
verimi alması durumunda yine<br />
Karacabey’deki 300 dönümlük<br />
alanında üretimini genişletmeyi<br />
hedefliyor. İyigüllü, “Bizim için<br />
genellikle kriz zamanları sıçrama<br />
dönemleri oldu. Şirket değerlerimizin<br />
ilk sırasında<br />
‘Öngörülebilir ticari<br />
risk almak’ yazıyor.<br />
Bu bazen büyüme<br />
hızımıza olumsuz<br />
etki etse de yarım<br />
asrı aşmamızda en<br />
önemli unsurdur. Öz<br />
kaynak kullanımı ve<br />
tabiri caizse ‘ayağını<br />
yorganına göre uzat’<br />
düsturuyla, kriz dönemlerinde<br />
daha az<br />
etkilendik ve piyasada<br />
sıkıntılar yaşanırken her zaman<br />
sıçrama yapabildik” ifadelerini<br />
kullanıyor. Grubun emlak alanında<br />
da yatırımları bulunuyor.<br />
1956’dan beri boya<br />
sektörüne hizmet veriyor<br />
İyigüllü Şirketler Grubu,<br />
1956’dan beri Türkiye boya sektörüne<br />
hizmet veriyor. Grubun<br />
Grubun<br />
2018 büyüme<br />
oranı:<br />
%18<br />
en önemli mihenk taşını 1980<br />
yılında Akiş Boya’yı satın alıp<br />
bünyesine katması<br />
oluşturuyor. Astar ve<br />
sonkat boya üretimiyle<br />
1936 yılında sektöre<br />
giriş yapan Akiş Boya,<br />
grubun en büyük<br />
iştiraki ve aynı zamanda<br />
üretim kuruluşu<br />
oluyor. Akiş Boya,<br />
İstanbul’dan büyük<br />
bir girişimle Bursa’ya<br />
getiriliyor. Böylece<br />
şirketler grubunun<br />
da temeli atılıyor.<br />
1989 yılında ilk endüstriyel boya<br />
ve alkit üretimine başlanıyor.<br />
1994’te üretim alanı<br />
genişletilip yeni alanlar<br />
kuruluyor. Büyük<br />
projelere çözüm ortağı<br />
olan Akiş Boya, Türkiye’nin<br />
dört bir yanına<br />
hizmet verebilen sektör<br />
devleri arasında<br />
yerini alıyor.<br />
Akiş Boya, 2011’e<br />
gelindiğinde ise Amerika’nın<br />
en büyük,<br />
dünyanın ise en büyüklerinden<br />
olan kara<br />
bazlı endüstriyel boya üreticisi<br />
Carboline ile lisans anlaşması<br />
imzalıyor. Markanın Türkiye<br />
pazarına girmesiyle, Akiş Boya;<br />
petrokimyadan enerjiye, offshore<br />
platformlarından marin, boru ve<br />
terminale aynı zamanda köprü<br />
ve otoyoldan su, atık su, metal,<br />
maden OEM, vagon ve kâğıt endüstrisine<br />
kadar geniş bir alana<br />
Cirodan<br />
Ar-Ge’ye<br />
ayrılan pay:<br />
%3<br />
çözüm sunabilecek potansiyele<br />
ulaşıyor ve ürün çeşidini artıyor.<br />
Böylece ağır sanayinin<br />
en güçlü çözüm ortaklarından<br />
biri haline<br />
geliyor.<br />
Diğer yandan<br />
mesleki eğitimi önem<br />
sırasında en tepeye<br />
yerleştiren Akiş Boya<br />
Yönetimi, 2012 yılında<br />
Carboline Korozyon<br />
Okulu’nu kuruyor.<br />
Akiş Boya bünyesindeki<br />
eğitmenler boyanın<br />
yapımından korozyona kadar<br />
birçok konuyu detaylı olarak<br />
firma yöneticilerine aktarıyor.<br />
71
<strong>2019</strong><br />
Durak Tekstil, Ar-Ge ve Tasarım<br />
Merkezi’yle know-how’ını artıracak<br />
Dünyanın önde gelen endüstriyel iplik üreticilerinden Durak Tekstil, Ar-Ge ve Tasarım Merkezi’yle,<br />
know-how’ını artırmaya odaklandı. Şu an 50’nin üzerinde devam eden projesi var. 20’den fazla<br />
da patent ve faydalı model üzerinde çalışıyor. Dört kıtada üretim, satış hizmeti, araştırma ve<br />
destek faaliyetleri yürüten şirket, son iki yılda ihracat oranını ise yüzde 60’a çıkardı.<br />
Bursa’da 48 yıl önce küçük<br />
ölçekli bir dokuma<br />
işletmesi olarak kurulan<br />
Durak Tekstil, bugün<br />
dünyanın önde gelen endüstriyel<br />
iplik üreticileri arasında yer alıyor.<br />
Türkiye merkezli global şirketler<br />
grubu olan Durak Tekstil, dört<br />
kıtada üretim, satış hizmeti, araştırma<br />
ve destek faaliyetleri yürütüyor.<br />
Durak Tekstil Pazarlama<br />
ve İş Geliştirme Müdürü Ali Yiğit<br />
Durak, “Şirketimizin en büyük<br />
gücü, yaklaşık 50 yıllık bir marka<br />
değerinin olması ve tüm dünyada<br />
ürünlerinin dolaşmasıdır. Aynı<br />
zamanda ürün çeşitliliği bakımından<br />
dünyanın en ileri gelen şirketlerinden<br />
biridir” diyor. Kalite,<br />
inovasyon, sektörel ve bireysel<br />
çözümler, sürekli yeni ürün geliştirme<br />
faaliyetlerinin, Durak Tekstil’in<br />
dinamizmini ortaya çıkardığını<br />
vurgulayan Durak, “Ar-Ge<br />
çalışmalarının ciro içindeki payı ve<br />
işlevi şirketimizin kurulduğu günden<br />
bu yana sürekli artıyor. Bunun<br />
sonucu olarak, 2018 yılında, Ar-Ge<br />
ve Tasarım Merkezi oluşturduk.<br />
50’nin üzerinde devam eden projemiz<br />
var. 20’den fazla da patent<br />
ve faydalı model üzerinde çalışıyoruz”<br />
ifadelerini kullanıyor.<br />
Bu yıl yüzde 40<br />
büyüme hedefliyor<br />
Durak Tekstil’in yaklaşık 20<br />
bin metrekare alanda faaliyet<br />
gösterdiğini, yurtdışında ise bazı<br />
merkezlerde ofis ve geniş bir distribütör<br />
ağı bulunduğunu anlatan<br />
Durak, Türkiye’deki fabrikanın bir<br />
benzerinin satış yapmak amacıyla<br />
Çin’de üretim faaliyetinde bulunduğunu<br />
da söylüyor. Şirketleri<br />
açısından 2018 yılını değerlendiren<br />
Durak, “2018 dalgalı ve zor bir yıl<br />
olmasına rağmen, ciro hedefimize<br />
ALİ YİĞİT DURAK<br />
Durak Tekstil Pazarlama ve<br />
İş Geliştirme Müdürü:<br />
“Şirketimizin en büyük gücü yaklaşık 50<br />
yıllık bir marka değerinin olması ve tüm<br />
dünyada ürünlerinin dolaşmasıdır. Ürün<br />
çeşitliliğinde de dünyanın en ileri gelen<br />
şirketlerindendir.”<br />
72
<strong>2019</strong><br />
büyük ölçüde ulaştık. Bir önceki<br />
yıla göre yüzde 20 büyümemiz<br />
devam ediyor. Yenileme<br />
yatırımlarımızı aksatmadan<br />
sürdürüyoruz.<br />
Bununla birlikte yeni<br />
sektörel yatırımlar<br />
gerçekleştirdik. <strong>2019</strong><br />
hedefimizde ise yüzde<br />
40 büyümek var. Buna<br />
paralel olarak yenileme<br />
yatırımlarımız devam<br />
edecek” diyor.<br />
İhracat yaptığı<br />
ülke 63’e ulaştı<br />
İhracat çalışmaları hakkında<br />
bilgi veren Durak, şirketlerinin<br />
son 5 yıllık yeniden yapılanma<br />
programında öncelikli gördüğü dış<br />
satımda başarılı bir yolculuk sergilediğine<br />
işaret ediyor. Durak, “Bu<br />
noktada ihracatta her yıl büyük<br />
aşama kaydediyoruz. 2014 yılında<br />
yüzde 20 olan dış satım oranını,<br />
2018 sonu itibariyle yüzde 60’a<br />
yükselttik. Buna paralel olarak<br />
satış yaptığımız ülke sayısı 23’ten<br />
63’e ulaştı” vurgusu yapıyor.<br />
Çok geniş ürün<br />
gamına sahip<br />
Aylık 250 tonluk üretim kapasitesine<br />
sahip olan Durak Tekstil,<br />
yüksek performanslı dikiş ve nakış<br />
iplikleri üzerine uzmanlaşmış<br />
durumda. Çeşitli hammadde ve<br />
kullanım amaçlarına göre, bazı<br />
artikellerden 420 renge kadar<br />
ulaşan seçenekleriyle, çok geniş<br />
bir ürün gamına sahip. En iddialı<br />
olduğu ürünleriyse; devamlı elyaftan<br />
üretilen yüksek mukavemetli<br />
dikiş iplikleri, polyester nakış<br />
ipliği ve floş nakış ipliği… Durak,<br />
“Hazır giyim, nakış, ayakkabı ve<br />
teknik tekstil pazarlarında faaliyet<br />
gösteren endüstriyel üretici ve<br />
markalara dikiş ve nakış iplikleri<br />
tedarik eden şirketimiz,<br />
tekstil endüstrisindeki<br />
birçok üretim<br />
alanı için servis<br />
veriyor” diyor. Durak<br />
Tekstil; iç giyim, dış<br />
Durak Tekstil’in<br />
2018 yılı<br />
büyüme oranı:<br />
%20<br />
giyim, örme giysiler,<br />
ayakkabı, koruyucu<br />
giysiler, sporcu giysiler,<br />
üniformalar, kot,<br />
deri ürünler, yatak ve<br />
ev tekstilinden mobilya,<br />
döşemelik, nakış,<br />
kapitone, otomotiv<br />
tekstilleri ve outdoor ürünlere kadar<br />
tüm ürün gruplarına ve üretim<br />
segmentlerine endüstriyel dikiş ve<br />
nakış iplikler ile servis veriyor.<br />
Balık ağı ipliğinden<br />
endüstriyel ipliğe<br />
Durak Tekstil’in 1971 yılında<br />
Bursa’da küçük ölçekli bir dokuma<br />
işletmesi olarak kurulduğuna<br />
değinen Durak, şirketin kurucusu<br />
Ali Durak’ın, 1970’li yılların sonunda<br />
ülkenin içinde bulunduğu<br />
ekonomik şartlar gereği balık ağı<br />
ithalatının durması üzerine yaptığı<br />
yatırımla, Durak Tekstil’i, Türkiye<br />
balık ağı ipliği üretiminin yüzde<br />
80’ini gerçekleştirir hale getirdiğini<br />
söylüyor. Ailenin ikinci kuşak<br />
temsilcisi Ömer Durak ile Durak<br />
Tekstil’in, büyüyen ve gelişen<br />
yapısına farklı sektörlere hitap<br />
eden ürünler katarak, endüstriyel<br />
dikiş ve nakış ipliği pazarında söz<br />
sahibi olduğunu belirtiyor. “1980’li<br />
yıllarda balık ağı ipliğinin yanı sıra<br />
ayakkabı dikiş ipliğine başlamamız,<br />
dikiş ipliği sektörüne girme<br />
yolunda ilk adımımız oldu. 1980’lerin<br />
sonunda Türkiye’de ilk defa<br />
polyester nakış ipliği üretmeye<br />
başlamamız ise bu sektöre de girmemize<br />
vesile oldu” diyen Durak,<br />
şöyle devam ediyor:<br />
“1990’ların başında bir İngiliz<br />
dikiş ipliği şirketinin Türkiye’deki<br />
işlerini yapmaya başladık ve<br />
dikiş ipliği üretiminin inceliklerini<br />
öğrendik. Birkaç yıl sonra bu şirketin<br />
başka bir şirket tarafından<br />
satın alınmasıyla biriktirdiğimiz<br />
tecrübe ve bilgiyi kullanarak kendi<br />
markamızla dikiş ipliği üretimine<br />
başladık. 1998’de ihtiyacımız<br />
olan yüksek mukavemet ve düşük<br />
genleşmeli polyester dikiş ipliğini<br />
üretmek üzere P.O.Y tesisini devreye<br />
soktuk ve Türkiye’de ilk defa<br />
böyle bir üretimi yapmış olduk.<br />
2006’da da Çin’de üretim yapmaya<br />
karar verdik ve bir yıl sonra üretime<br />
başladık.”<br />
74
<strong>2019</strong><br />
75
<strong>2019</strong><br />
İlketap, teknolojisiyle<br />
ambalajda da öncü<br />
Müşterilerine, 38 yıllık tecrübesiyle, etiket konusunda çözümler ve yenilikler sunan İlketap, son<br />
yıllarda yaptığı yatırımlarla ambalaj sektöründe de ilklerin öncüsü oldu. Firmada bugün dördüncü<br />
sanayi devrimine uyumlu etiket üretim makineleriyle her bir işlem, tek bir geçişte, % 100-8K<br />
kamera kontrol sistemiyle el değmeden üretiliyor.<br />
Cam şişe ambalajları uzun<br />
bir süredir kullanılsa da<br />
plastik kaplardan cama<br />
geçiş son yıllarda hızla<br />
artmaya başladı. Bunun başlıca<br />
sebeplerini, tüketicilerin çevre<br />
dostu ambalaj konusunda daha<br />
bilinçli hale gelmesi ve şirketlerin<br />
camın faydalarını yeniden keşfetmesi<br />
oluşturuyor. İlketap Etiket<br />
ve Ambalaj San. Tic. A.Ş. Yönetim<br />
Kurulu Başkan Vekili Gökhan<br />
Öztel, cam şişe ambalajın artan<br />
popülerliği ile güvenlik, hijyen,<br />
sürdürülebilirlik, imaj gibi faydaları<br />
hakkında bilgi veriyor. Dekoratif<br />
etiketleme tekniklerine değinen<br />
Öztel, “Farklılaşma, marka sahiplerinin<br />
ürün etiketlerinin market<br />
raflarında nasıl görünmesi gerektiğini<br />
tarif etmek için bugünlerde<br />
kullandıkları moda sözcük. Ürünleri<br />
rafta öne çıkmalı ve müşterilerin<br />
ilgisini çekmeli. Bu üstünlüğü elde<br />
etmek için ambalajlarının dekorasyonunu<br />
geliştirmek amacıyla<br />
yeni mürekkep ve kaplama teknolojileri<br />
talep ediyorlar” ifadelerini<br />
kullanıyor. İlketap olarak dünya<br />
pazarında etiket basımlarında<br />
farkındalık yaratma noktasında<br />
devreye girdiklerini söyleyen Öztel,<br />
uzun yıllar etiketlerde dekoratif<br />
baskı teknolojileri alanında ilkleri<br />
gerçekleştirerek öncü bir kuruluş<br />
olduklarını vurguluyor. “Kendimizi<br />
daima geliştirdik ve ileriye taşıdık.<br />
Bundan sonra da yeni teknolojile-<br />
GÖKHAN ÖZTEL<br />
İlketap Etiket ve Ambalaj<br />
Yönetim Kurulu Başkan Vekili:<br />
“Marka sahipleri etiketlerinin<br />
rafta öne çıkmasını ister. Bu farklılığı<br />
elde etmek için kullanılabilecek<br />
çok sayıda dekoratif teknik<br />
bulunuyor. Özel efektli mürekkep<br />
ve kaplamalar, HD fl exo baskı<br />
teknolojisi, gravür baskı teknolojisi,<br />
serigrafi baskı teknolojisi,<br />
ofset baskı teknolojisi, marka<br />
koruma çözümlerinden renk eşleştirmeye<br />
kadar farklı çözümler<br />
kullanılabilir. Marka sahiplerinin<br />
farklılığa ulaşmak için seçenekleri<br />
neredeyse sınırsızdır.”<br />
76
<strong>2019</strong><br />
ri yakından takip ederek bu hızlı<br />
değişimin içinde olacağız” diyen<br />
Öztel, şöyle devam ediyor:<br />
“Tüm yeni teknolojileri bünyesinde<br />
barındıran etiket üretim makinemizde<br />
ofset, HD flekso, gravür, serigrafi,<br />
varak, hologram, kabartma,<br />
kaplama, laminasyon gibi farklı<br />
baskı teknikleriyle, parlak-mat<br />
laklar, simli effect pigmentler, sıcak<br />
ve soğukta renk değiştiren termokromik<br />
boyalar, gündüz ve gece<br />
renk değiştiren fotokromik<br />
boyalarla uygulama<br />
yapmak mümkün. Bu<br />
baskı tekniklerinin her<br />
biri marka sahiplerinin<br />
müşterilerini etkileyebilir,<br />
satışlarını arttırabilir<br />
ve bu sayede yeni pazarlara<br />
açılabilirler. 4.0<br />
yeni sanayi devrimine<br />
uyumlu ve tüm yeni teknolojileri<br />
kendi bünyesinde barındıran etiket<br />
üretim makinemizde her işlem,<br />
tek bir geçişte, % 100-8K kamera<br />
kontrol sistemimizle el değmeden<br />
üretiliyor.”<br />
“Yenilikçi baskı teknikleri<br />
etkiyi ve performansı artırıyor”<br />
Sektördeki yeni fırsatlara değinen<br />
Öztel, mürekkep ve kaplama<br />
ürün teknolojilerindeki değişimlerin,<br />
yenilikçi baskı teknikleri<br />
sayesinde çok daha öne çıkan etki<br />
ve performans sağladığını, farklılaşma<br />
için yeni ve gelişmiş fırsatlar<br />
sunduğunu belirtiyor.<br />
Öztel, “Isıyla küçülen,<br />
ürünü 360 derece sarabilen<br />
ve raflarda tüketicinin<br />
dikkatini çekebilen body<br />
İlketap’ın<br />
sleeve etiketler/ambalaj kurulduğu<br />
üzerindeki sleeve etiketlemeler<br />
son yıllarda ciddi<br />
tarih:<br />
miktarda büyüme gerçekleştirmiştir<br />
ve<br />
1981<br />
özel markalaşma<br />
ile tüketici deneyimi<br />
Firmanın fırsatları sunar. Etiket<br />
sahip olduğu uygulamalarının en çekici<br />
kapalı alan:<br />
değerlerinden biri de etiketin<br />
birincil şeffaf ambalaj<br />
üzerine yapıştırılarak<br />
6.700 m 2 etiketsiz görünüm (no<br />
label look) efekti sağlanabilmesidir”<br />
ifadelerini kullanıyor.<br />
Özel efektli mürekkep<br />
ve kaplama tekniği<br />
Müşterilerin ürün ambalajlarını<br />
farklılaştırmak için kullanabileceği<br />
bir tekniğin de özel efektli mürekkep<br />
ve kaplamaları içerdiğini dile<br />
getiren Öztel, bunların çok parlayan<br />
metalik, sedef gibi pırıltılı ve<br />
parıltılı etkileri içeren çeşitli özel<br />
görsel efektler sunduğunu söylüyor.<br />
Öztel, sözlerini şöyle tamamlıyor:<br />
“Varak yaldız ve hologram folyo<br />
kaplamaları ürünlerin rafta öne<br />
çıkmasına yardımcı olan diğer özel<br />
efektli kaplamalar. Bu<br />
tarz folyo laminasyon<br />
uygulamaları görüş<br />
açısına göre renk değiştiren<br />
etki verebiliyor.<br />
Etiketler üzerinde<br />
kullandığımız diğer bir<br />
yöntem de özel mat ve<br />
parlak lak uygulamalardır.<br />
Soft touch varnish,<br />
3D varnish, kabartmalı<br />
laklar, kör alfabesi, kabaran laklar<br />
gibi uygulamalar tüketicinin aldığı<br />
ürüne elle dokunarak benimsemesini<br />
sağlayabilir. Günümüzde<br />
popüler olan uygulamaların biri de<br />
termokromik mürekkeplerdir. Bu<br />
mürekkepler sıcaklığa göre renk<br />
değiştirir. Ek olarak fotokromik<br />
kaplamalar, UV ya da güneş ışığına<br />
maruz kaldıklarında bir paketin<br />
üzerinde farklı renklerin ortaya çıkmasına<br />
sebep olabilir. Tüketiciler<br />
karanlıkta parlayan ambalajlarla<br />
da etkileşime geçebilir. Tüketici<br />
raf üzerinde bir etikete dokunduğunda<br />
sepetine girme şansı yüzde<br />
70’tir. Paketi, pürüzlü bir etki veren<br />
basit kaplamalarla iyileştirdiğinizde<br />
ambalajın sepete girme şansı<br />
artar. İlketap tüm bu teknikleri uygulayabilecek<br />
teknolojiye sahiptir.”<br />
77
<strong>2019</strong><br />
Beyçelik, ülke ekonomisine<br />
katma değer hedefliyor<br />
Beyçelik Holding’in 5 farklı sektörde 20 şirketi ve 5 bin çalışanı<br />
bulunuyor. Faaliyet gösterdikleri sektörlerin kendi dinamiklerine<br />
ve stratejik hedeflerine göre yatırımlarına devam ettiklerini söyleyen<br />
Beyçelik Holding CEO’su Baran Çelik, “Türkiye ekonomisine<br />
katma değer sağlamak amacıyla faaliyetlerimizi istikrarla<br />
sürdürüyoruz” diyor.<br />
Beyçelik Holding’in,<br />
bugün otomotiv, ısıtma,<br />
soğutma ve iklimlendirme,<br />
enerji, turizm ve<br />
sigorta sektörlerinde 20 şirketi<br />
bulunuyor. Faaliyet gösterdiği<br />
sektörlerin kendi dinamiklerine<br />
ve stratejik hedeflerine göre<br />
yatırımlarına devam ediyor. Diğer<br />
yandan toplam 5 bin kişiye istihdam<br />
sağlıyor. Beyçelik Holding<br />
CEO’su Baran Çelik, holding<br />
olarak Türkiye ekonomisine<br />
katma değer sağlamak amacıyla<br />
faaliyetlerini istikrarla sürdürdüklerini<br />
belirtiyor. “Kuruluşumuzun<br />
temellerinin dayandığı otomotiv<br />
sektöründe stratejik hedeflerimiz<br />
doğrultusunda büyümemiz<br />
emin adımlarla devam ediyor”<br />
diyen Çelik, “Beyçelik Gestamp<br />
ile dünya devlerinin çözüm ortağıyız.<br />
Otomotiv sektöründe yeni<br />
nesil ürün grupları ve yeni nesil<br />
araçların ihtiyaç duyduğu teknik<br />
altyapıyı oluşturmak üzere kullandığımız<br />
teknolojilere ve makine<br />
parkurlarına yatırımlarımız<br />
devam ederken, fabrikalarımızda<br />
üretim alanlarımızı büyütüyoruz”<br />
ifadelerini kullanıyor.<br />
Ar-Ge, üretim ve ihracatta<br />
itici gücünü oluşturuyor<br />
Baran Çelik, son dönemde<br />
özellikle elektrikli araçlarla birlikte<br />
değişecek malzeme teknolojisine<br />
de yoğunlaşan Beyçelik<br />
Gestamp hakkında bilgi veriyor.<br />
Cirosunun yüzde 75’ini otomotiv<br />
endüstrisine yönelik yapılan<br />
üretimin oluşturduğunu belirten<br />
BARAN ÇELİK<br />
Beyçelik Holding CEO’su:<br />
“Beyçelik Gestamp’ın üretim ve ihracattaki<br />
en önemli itici gücünü Ar-Ge ve insan<br />
kaynağına yaptığı yatırımlar oluşturuyor.”<br />
78
<strong>2019</strong><br />
Çelik, “Türkiye’deki ana sanayiler<br />
için üretim yapan Beyçelik<br />
Gestamp, dünyada üst segment<br />
olarak tanımlanan markalara da<br />
kalıp ve parça üretiyor. Üretim ve<br />
ihracattaki en önemli itici gücünü<br />
Ar-Ge ve insan kaynağına yaptığı<br />
yatırımlar oluşturuyor. Bakanlık<br />
onaylı Ar- Ge ve tasarım merkezinde<br />
yeni nesil malzemelerin<br />
şekillendirilmesine yönelik ve<br />
verimliliği arttırıcı projeler yürütüyor”<br />
şeklinde konuşuyor.<br />
Beyçelik Gestamp olarak Romanya’da<br />
fabrika kurduklarını hatırlatan<br />
Çelik, iki yıl önce 10 milyon<br />
dolarlık yatırımla faaliyetlerine<br />
başlayan tesisin kapasitesini<br />
yüzde 60 oranında arttırdıklarını<br />
vurguluyor. Beyçelik Gestamp<br />
açısından 2018’i değerlendiren<br />
Çelik, bir önceki yıla göre, yüzde<br />
15 büyüdüklerini ve ihracatta 100<br />
milyon doları geçtiklerini<br />
söylüyor. Çelik,<br />
şunları kaydediyor:<br />
“Geçen yıl ihracatta<br />
ana artışımızın<br />
kaynağı TAYSAD<br />
OSB’deki üretim tesisimiz<br />
oldu. Bu tesisimizde<br />
AB ülkelerine<br />
ihracatını gerçekleştirdiğimiz<br />
şasi parçaları<br />
ile salıncak kolu<br />
ve motor traversi üretimi yapıyoruz.<br />
Üretiminin yüzde 50’sini<br />
ihraç ettiğimiz tesisimize yatırım<br />
planlarımız devam ediyor.”<br />
Beyçelik’in<br />
toplam<br />
istihdamı:<br />
5 bin<br />
500 metrekarelik panel radyatör<br />
ve 8 bin metrekarelik kombi ve<br />
duvar tipi yoğuşmalı kazan fabrikasında<br />
yüzde 100 yerli sermaye<br />
ile üretim yapıyor.<br />
Warmhaus’un yeni<br />
ürünler ile ürün<br />
gamını geliştirme<br />
stratejisiyle çalıştığını<br />
vurgulayan Çelik, “Bu<br />
yılın ikinci çeyreği<br />
itibariyle Warmhaus<br />
tasarımı ve yazılımı<br />
tamamen kendisine<br />
ait olan, iF Design<br />
Award’ta Design Excellence/Tasarımda<br />
Mükemmellik ve Design<br />
Turkey Üstün Tasarım Ödülü kazanan<br />
dünyanın en küçük kombisi<br />
Minerwa’nın da seri üretimine<br />
geçecek. 2018 yılında katıldığımız<br />
Turquality marka destek programı<br />
ile global markalaşma sürecini<br />
hızlandırmayı ve<br />
ciromuzu artırmayı<br />
hedefliyoruz. Ürün gamımıza<br />
ekleyeceğimiz<br />
yeni ürünler ile 35’ten<br />
fazla ülkeye sattığımız<br />
radyatör ve iki yıl<br />
içinde 15’ten fazla ülkeye<br />
sattığımız kombi<br />
ürünlerimiz ile hedef<br />
pazarlarımızı ve ürün<br />
gamımızı büyütmeyi<br />
planlıyoruz. Bu yıl ihracata odaklanarak<br />
ihracat payımızı da yüzde<br />
57’den yüzde 65’e çıkartmayı hedefliyoruz”<br />
şeklinde konuşuyor.<br />
Holding<br />
bünyesindeki<br />
şirket sayısı:<br />
20<br />
üretme kapasitesine sahip Bandırma’daki<br />
fabrikamız Gesbey,<br />
kapasitesiyle Türkiye’deki toplam<br />
kule üretiminin yüzde<br />
40’ını karşılayabiliyor.<br />
Yunanistan, Romanya,<br />
Fransa, Brezilya<br />
ve İtalya gibi ülkelere<br />
ihracat yapan Gesbey,<br />
bu yıl ilk defa<br />
Kazakistan’a ihracata<br />
başlayacak” diyor.<br />
Çelik, diğer yandan<br />
elektrik üretimi,<br />
dağıtımı ve ticareti alanlarında faaliyet<br />
gösteren Beyçelik Gestamp<br />
Yenilenebilir Enerji’de mevcutta<br />
üç projenin bulunduğunu belirterek,<br />
bu projelerdeki kapasite artış<br />
çalışmalarının da devam edeceğini<br />
sözlerine ekliyor.<br />
Warmhaus yüzde 100 yerli<br />
sermayeyle üretim yapıyor<br />
Beyçelik’in ısıtma, soğutma ve<br />
iklimlendirme sektöründe faaliyet<br />
gösteren şirketi Warmhaus, 27 bin<br />
Gesbey, ihracat yaptığı<br />
ülke sayısını artırıyor<br />
Enerji sektöründe gerçekleştirdikleri<br />
yatırımlara değinen Çelik,<br />
“Yılda 300 adet rüzgar tribünü<br />
79
<strong>2019</strong><br />
Ahmet Koç<br />
Halil Koç<br />
Yaklaşık<br />
30 yıldır kalıp ve<br />
makine<br />
sanayine yönelik<br />
çözüm ortaklığı<br />
sunan<br />
Alseko Group,<br />
ciroda<br />
yüzde 40 olan<br />
ihracatın payını,<br />
bu yılsonu<br />
yüzde 55 seviyesine<br />
çıkarmayı<br />
hedefliyor. Grup,<br />
diğer yandan<br />
gerek satış gerekse<br />
üretim politikasını<br />
geliştirerek,<br />
müşterilerinin<br />
katma değerli<br />
üretim yapmasını<br />
sağlayacak<br />
çözümler üretmeye<br />
odaklandı.<br />
Alseko Group, ihracat oranını<br />
yüzde 55’e çıkarmayı hedefliyor<br />
Alseko Group bünyesinde<br />
Alseko Metal, Alseko<br />
Makina, Alseko Enerji<br />
ve Alseko Dış Ticaret<br />
firmaları bulunuyor. Grup, 2017<br />
yılında yüzde 20 olan ihracat payını,<br />
geçen yıl yüzde 40’a çıkardı. Bu<br />
artışta özellikle Avrupa pazarındaki<br />
genişleme etkili oldu. Alseko<br />
Group’un bu yıl ki hedefinde de<br />
ihracatla büyümek var. Ciroda<br />
yüzde 40 olan ihracatın payını yüzde<br />
55 seviyesine çıkarmayı istiyor.<br />
Alseko Group Direktörü Halil Koç,<br />
“Geçen yıl otomotiv sektöründe<br />
ağırlıklı Almanya, demir-çelik<br />
sektöründe de İsveç’le çalıştık. Bu<br />
yıl mevcut pazarlardaki payımızı<br />
artırmaya odaklandık” şeklinde<br />
konuşuyor.<br />
CRM programını<br />
bünyesine dahil etti<br />
Grup, bu yıl gerek satış gerekse<br />
üretim politikasını geliştirerek,<br />
müşterilerinin katma değerli<br />
üretim yapmasını sağlayacak<br />
çözümler üretmeye odaklandı.<br />
“Hedefimiz, müşterilerimizi büyüterek<br />
büyümek” diyen Koç, “Bu<br />
doğrultuda müşteri analizi, detayı<br />
ve müşteri bilgilerinin şirketlerde<br />
önem arz etmesiyle birlikte,<br />
çalışmalarımıza ek olarak, bünyemize<br />
CRM programını dahil ettik.<br />
Teklif, sipariş, tahsilat gibi tüm<br />
müşteri bilgilerinin olduğu önemli<br />
bir data oluşturduk. Dijitalleşmeye<br />
önem vermemizin başlıca<br />
sebeplerini, bilginin çabuk ulaşılabilir<br />
olması ve düzenli şekilde<br />
HALİL KOÇ<br />
Alseko Group Direktörü:<br />
“Alseko Group, 1992 yılında<br />
faaliyetlerine başladı. Bünyesinde<br />
Alseko Metal, Alseko Makina,<br />
Alseko Enerji ve Alseko Dış<br />
Ticaret fi rmaları yer alıyor. Grup<br />
olarak bu yıl gerek satış gerekse<br />
üretim politikasını geliştirerek,<br />
müşterilerimizin katma değerli<br />
üretim yapmasını sağlayacak<br />
çözümler üretmeye odaklandık.<br />
Hedefi miz, müşterilerimizi büyüterek<br />
büyümek. Müşteri analizi,<br />
detayı ve müşteri bilgilerinin<br />
şirketlerde önem arz etmesiyle<br />
birlikte, çalışmalarımıza ek olarak,<br />
bünyemize CRM programını<br />
dahil ettik.”<br />
80
<strong>2019</strong><br />
saklanması ile kişi odaklı değil,<br />
sistem odaklı çalışılması<br />
şeklinde sıralayabiliriz.<br />
Şirketimizin sürdürülebilir<br />
karlılığa ulaşması,<br />
detayların ve maliyetlerin<br />
daha çabuk fark<br />
edilmesi için inovasyon<br />
çalışmalarına ağırlık<br />
verdik” ifadelerini kullanıyor.<br />
Bunun yanında<br />
Ar-Ge çalışmalarının da<br />
şirketlere önem kattığının<br />
altını çizen Koç,<br />
şöyle devam ediyor:<br />
“Alseko olarak, başta bu alanlarda<br />
eğitim almakla beraber,<br />
uygulayıcı olmamız da şirketimizin<br />
vizyonu için önem arz ediyor.<br />
Projelerle yürüttüğümüz Ar-Ge<br />
çalışmalarımız, CAD/CAM sistemlerimiz,<br />
CRM ağımız, web sayfalarımızın<br />
kullanımı gibi enstrümanlar<br />
rekabet ortamının arttığı bir<br />
dünyada dijitalleşme konusundan<br />
uzak kalınamayacağının göstergesidir.<br />
Hatta bu konuda daha da<br />
uzman bir kadroyla çalışıp, dünya<br />
şirketleri arasına nasıl girebileceğimizin<br />
yönüdür.”<br />
Kalıp işleme seti<br />
üretimini çeşitlendirdi<br />
Koç, diğer yandan kalıp ve makine<br />
sanayiye yönelik başlattıkları<br />
Alseko<br />
Group’un<br />
üretim alanı:<br />
kalıp işleme seti üretimine geçen<br />
yıl büyük ebatlı çeşitler<br />
eklediklerinin bilgisini<br />
veriyor. “Grup olarak<br />
kalıp ve makine sanayinin<br />
ihtiyaç duyduğu<br />
2.500 m 2 Grup<br />
mamul ve ara mamul<br />
üretimini ve satışını<br />
yapıyoruz” diyen Koç,<br />
“Kalıp parçaları, kalıp<br />
setleri, makine parçaları<br />
gibi metalden imal edilen<br />
hammaddeleri müşterilerimizin<br />
ihtiyaçları<br />
doğrultusunda,<br />
talaşlı imalat yöntemlerini<br />
kullanarak,<br />
sunuyoruz. Ayrıca<br />
kalıp çeliği, kalıp çeliği<br />
işlemesi, lazer markalama<br />
ve lazer kaynak<br />
makineleri, kalıp setleri<br />
imalatı ve bakımında<br />
sektörün çözüm ortağıyız”<br />
ifadelerini kullanıyor.<br />
Yaklaşık 30 yıllık<br />
köklü geçmişe sahip<br />
Alseko Group, 1992 yılında<br />
faaliyetlerine başladı. Bünyesinde<br />
Alseko Metal, Alseko Makina, Alseko<br />
Enerji ve Alseko Dış Ticaret<br />
olmak üzere dört firma yer alıyor.<br />
Otomotiv ve imalat sanayine<br />
bünyesindeki<br />
şirket sayısı:<br />
4<br />
hizmet veren Alseko Metal, Voestalpine<br />
Group’ın Güney Marmara<br />
Bölge Bayiliği’ni yürütüyor. Başlıca<br />
ürün yelpazesini takım çelikleri,<br />
kesici uç ve takımlar ile karbon<br />
çeliği, ısıl işlem, talaşlı imalat,<br />
eklemeli üretim oluştururken,<br />
mühendislik teknik hizmetleri ile<br />
servis hizmeti de veriyor.<br />
Alseko Makina da otomotiv ve<br />
makine imalatına çözüm ortaklığı<br />
sunuyor. Kalıp parçaları, kalıp<br />
setleri, makine parçaları gibi metalden<br />
imal edilen hammaddeleri,<br />
müşterilerin ihtiyaçları<br />
doğrultusunda talaşlı<br />
imalat yöntemiyle<br />
işliyor. 2008 yılında<br />
kurulan Alseko Enerji,<br />
2011’den bu yana<br />
İtalyan Sisma Lazer<br />
Sistemleri firmasının<br />
Türkiye distribütörlüğünü<br />
yürütüyor. Endüstriyel<br />
alandaki lazer<br />
makineleri satışı ve<br />
satış sonrası hizmetleri<br />
yapıyor. 2013’te faaliyetlerine başlayan<br />
Alseko Dış Ticaret ise, Alseko<br />
Group altında gerçekleştirilen<br />
tüm ithalat ve ihracat işlemlerinin<br />
bir yapı üzerinden düzenlenmesini<br />
sağlıyor. Grup, toplam 2 bin 500<br />
metrekare kapalı alanda faaliyet<br />
gösteriyor.<br />
81
<strong>2019</strong><br />
Bursa Beton, 32’nci yılında<br />
40 milyon metreküpe ulaştı<br />
Beton endüstrisindeki gelişmelere öncülük edenler arasında bulunan Bursa Beton, kuruluşundan<br />
bu yana geçen 32 yılda, üretim hacminde kesintisiz bir artış trendi izleyerek, 40 milyon metreküpü<br />
aşan hazır beton üretimi gerçekleştirdi. Aynı zamanda mega projelerle birlikte inovasyonda<br />
ilklere imza atan Bursa Beton, Ar-Ge çalışmalarıyla müşterilerilerine özel betonlar da tasarlıyor.<br />
Bursa Beton, hazır beton<br />
üretimine 1986 yılında<br />
Bursa Çimento Fabrikası<br />
A.Ş. fabrika sahasında<br />
kurulan, kuru sistem bir beton<br />
santraliyle başladı. 1989’da Bursa<br />
Çimento Fabrikası bünyesinden<br />
ayrılıp, Çimento Beton Sanayi<br />
ve Ticaret A.Ş unvanıyla yoluna<br />
devam etti. 1997’de adı Bursa Beton<br />
Sanayi ve Ticaret A.Ş. olarak<br />
değiştirildi. Bursa Beton Genel<br />
Müdür Yardımcısı Hüseyin Levent<br />
Sevin, “Bursa Beton, hazır beton<br />
sektöründe güven, istikrar, kalite<br />
politikası ekseninde katma değeri<br />
yüksek üretim ve hizmet faaliyeti<br />
anlayışıyla, teknoloji ve kalite<br />
anlamında önemli başarılara imza<br />
attı. Beton endüstrisindeki gelişmelere<br />
öncülük etmeye devam<br />
etti. Kuruluşundan bu yana geçen<br />
32 yılda üretim hacminde kesintisiz<br />
bir artış trendi izleyerek, 40<br />
milyon metreküpü aşan hazır beton<br />
üretimi gerçekleştirdi” diyor.<br />
Mega projelerde<br />
imzası bulunuyor<br />
Bursa Beton, bugün Bursa,<br />
Kütahya, Yalova ve Bandırma’da<br />
kurulu 15 tesisi, tam otomasyonlu<br />
19 beton santrali ile günlük 18 bin<br />
metreküp üretim kapasitesi, 31<br />
beton pompası ve 151 transmiksere<br />
sahip araç parkı, yeni tesis<br />
teknolojisi, çevreci yaklaşımı ve<br />
koşulsuz müşteri memnuniyeti ile<br />
24 saat kesintisiz hizmet sunuyor.<br />
“Bursa’nın tüm mega projelerinde<br />
en güvenli yapılar Bursa Beton ile<br />
hayata geçti. Şirketimiz 32 yıldan<br />
beri güvenilir tecrübesiyle, kentin<br />
önde gelen konut ve otel projelerinde,<br />
beton kalitesi ve sunduğu<br />
güvenli yapılar ile öne çıkıyor”<br />
diyen Sevin, şunları kaydediyor:<br />
“Mega projelerle birlikte inovasyonda<br />
ilklere imza atarken, Ar-Ge<br />
çalışmalarımızla müşterilerimize<br />
özel betonlar tasarlayabiliyoruz.<br />
Doğalgaz Çevrim Santrali, Yüksek<br />
Hızlı Tren Hattı’nın Bursa Etabı<br />
HÜSEYİN LEVENT SEVİN<br />
Bursa Beton Genel Müdür Yardımcısı:<br />
“Bursa Beton, faaliyet gösterdiği tüm<br />
bölgelerde 1 milyon 939 bin 348 metreküp<br />
döküm gerçekleştirerek, 2018 yılında<br />
da liderliğini sürdürdü.”<br />
88
<strong>2019</strong><br />
ile güzergah üzerinde bulunan tünel,<br />
viyadük ve yaklaşma yollarına<br />
ait birçok yapı elemanına beton<br />
tedarik ederek çözüm ortaklığı<br />
sunduk. Türkiye’nin<br />
önemli projelerinden<br />
Timsah Arena’da<br />
150 bin metreküp<br />
beton dökümü gerçekleştirdik.<br />
Bursa<br />
Ray’ın tüm etaplarında<br />
yer aldık.<br />
Bursa Beton, turizm<br />
yatırımı amaçlı yapılan<br />
büyük otellerin<br />
de tercihi oldu. Sheraton,<br />
A-loft, Hilton<br />
ve Hampton’ı referanslarına<br />
ekledi. İnegöl Mobilya<br />
AVM ve içinde bulunan otel projesine<br />
beton tedariki sağladı. Rönesans<br />
Holding’in Entegre Sağlık<br />
Kampüsü projesinde C60 betonu,<br />
Bursa’da ilk defa, Bursa Beton<br />
tarafından üretildi.”<br />
Ar-Ge çalışmalarıyla<br />
sektöre katkı koyuyor<br />
Bursa Beton, Ar-Ge çalışmaları<br />
ile inşaat sektörünün ihtiyaçlarına<br />
kalıcı çözümler sunabilmek<br />
için kaliteli ve durabilitesi yüksek<br />
ürün üretmek adına sürekli<br />
kendini geliştiriyor. İnovasyon<br />
çalışmalarına devam ediyor. Bu<br />
doğrultuda yapım kolaylığı, ekonomik<br />
ve kalıcı olmasının yanı sıra<br />
milli sermayenin yurtiçinde kalması<br />
suretiyle ü lke ekonomisine<br />
katkı anlamında da fayda sunan<br />
silindirle sıkıştırılmış beton yollar<br />
çalışmasını Betonyol markasıyla<br />
pazara sundu. Rögar kapağı, yağmur<br />
suyu ızgarası gibi Türkiye’de<br />
tescili kendisine ait olan<br />
kentsel betonarme ürünler<br />
geliştirdi.<br />
Firmanın<br />
2018 yılı<br />
döküm miktarı:<br />
1.939.348 m 3 Bursa Beton’un<br />
Sektöründe birçok<br />
ödülün sahibi<br />
Bursa Beton, Türkiye<br />
Hazır Beton Birliği Yeşil<br />
Nokta Çevre Ödülleri’nde,<br />
Yalova ve Bandırma<br />
Hazır Beton tesisleri ile<br />
birinci oldu. Yine Tü rkiye<br />
Hazır Beton Birliği tarafından<br />
düzenlenen Mavi<br />
Baret İş Gü venliği Yarışması’nda,<br />
Bursa Beton İnegöl<br />
Hazır Beton Tesisi ile<br />
Mavi Baret İş Gü venliği<br />
Ödü lü ’ne layık görüldü.<br />
Bursa Ticaret ve<br />
Sanayi Odası Ekonomiye<br />
Değer Katanlar<br />
2018’de, her yıl olduğu<br />
gibi Çimento, Toprak<br />
Ürünleri ve Madencilik<br />
Sektörü Lideri oldu.<br />
Sevin, Bursa Beton’un<br />
bir yandan güçlü büyüme<br />
performansı gerçekleştirirken,<br />
diğer yandan içinde bulunduğu<br />
çevre ve toplum için sürdürülebilir<br />
değer üretme hedefi doğrultusunda,<br />
kurumsal sürdürülebilirlik<br />
uygulamalarını geliştiren ve bu uygulamaların<br />
şirket çapında benimsenmesi<br />
ve yaygınlaştırılması için<br />
kurulu<br />
tesis sayısı:<br />
15<br />
çalıştığını belirtiyor. Sevin, şöyle<br />
devam ediyor:<br />
“Bursa Beton, faaliyet gösterdiği<br />
tüm alanlarda, ürün ve hizmetlerinin<br />
çevresel ve sosyal etkilerini ve<br />
değer yaratma potansiyellerini ele<br />
alan, ürün ve hizmet seçeneklerine<br />
ilişkin tüm operasyonlarını tamamen<br />
uyumlu hale getiren sürdürülebilir<br />
değer üretme çalışmalarıyla,<br />
sürdürülebilir kalkınmayı kendine<br />
ilke edinmiştir.”<br />
“2018 yılında da<br />
liderliğini sürdürdü”<br />
Çimentoyu iştiraki oldukları<br />
Bursa Çimento Fabrikası’ndan<br />
temin ettiklerine değinen Sevin,<br />
2016 yılında Bandırma Yeşilçomlu<br />
ve Bursa Kayapa<br />
bölgesinde iki agrega<br />
üretim tesisi kurduklarını,<br />
günlük 18 bin<br />
metreküplük hazır<br />
beton üretim kapasitesine<br />
sahip 19 beton<br />
santraliyle, Güney<br />
Marmara Bölgesi’nin<br />
büyük bir kısmının<br />
beton ihtiyacını karşıladıklarını<br />
anlatıyor.<br />
Sevin, “Bursa Beton<br />
faaliyet gösterdiği tüm bölgelerde,<br />
1 milyon 939 bin 348 metreküp<br />
döküm gerçekleştirerek, 2018’de<br />
de liderliğini sürdürdü. Yine geçen<br />
yıl, üç adet 56 metrelik beton<br />
pompayı filosuna dahil ederek, 56<br />
metrelik pompa sayısını 5’e çıkardı”<br />
ifadelerini kullanıyor.<br />
89
<strong>2019</strong><br />
Osmangazi Belediyesi, bu yıl<br />
örnek projeleri hizmete açacak<br />
Osmangazi Belediyesi, vizyon projelerini bir bir hayata geçiriyor. Dünyanın en büyük tam<br />
panoramik müzesi olma özelliğini taşıyan Fetih Müzesi’ni Bursa’ya kazandıran Osmangazi<br />
Belediyesi şimdi de Türkiye’nin en büyük atletizm salonunu açmaya hazırlanıyor. Sosyal<br />
belediyeciliğin en güzel örneklerinden olan Kaliteli Yaşam Merkezi ise tamamlanmak üzere...<br />
Bugüne kadar tarihi mirastan<br />
ulaşıma, eğitimden<br />
spora, kentsel dönüşümden<br />
kültür sanata,<br />
sağlıktan sosyal belediyeciliğe<br />
kadar her alanda birçok yatırımı<br />
hayata geçirerek, Bursa’ya vizyon<br />
katan Osmangazi Belediyesi, bu<br />
yıl her biri kendi alanında öncü<br />
projeleri hizmete açarak, şehrin<br />
çehresini değiştirmeye hazırlanıyor.<br />
Osmangazi Belediyesi, bu yıl<br />
hepsi alanında öncü dev projeleri<br />
hizmete açarken, yeni projelerin de<br />
temelini atacak. Yeni kapalı pazar<br />
yerleri, hizmet binaları, meydanlar<br />
ve parklar ile Osmangazililerin<br />
hayatına kalite katmayı amaçlayan<br />
Osmangazi Belediyesi; Hamitler<br />
Macera Parkı, Osmangazi Meydanı,<br />
Ekolojik Yaşam Merkezi gibi<br />
projelerle sadece Osmangazi’ye<br />
değil, Bursa’ya vizyon kazandırmaya<br />
devam edecek.<br />
Göreve geldiği 2009 yılından bu<br />
yana birbirinden önemli yatırımlara<br />
imza atan Osmangazi Belediye<br />
Başkanı Mustafa Dündar, çıraklık<br />
ve kalfalık dönemlerinin ardından<br />
yeniden aday olduğu ustalık<br />
döneminde, çıtayı daha da yukarı<br />
çekerek, dev bütçeli projeleri<br />
kente kazandıracaklarını söylüyor.<br />
Dündar, yeniden belediye başkanı<br />
seçilmesiyle birlikte, yeni dönemde<br />
hedefinin sadece Osmangazi ya da<br />
Bursa’da değil, tüm Türkiye’de iz<br />
bırakacak projeleri hayata geçirmek<br />
olduğunu vurguluyor.<br />
Fetih Müzesi’ni 50 ülkeden<br />
230 bini aşkın ziyaretçi gezdi<br />
Osmangazi Belediyesi’nin vizyon<br />
projelerinden olan Panorama<br />
1326 Bursa Fetih Müzesi, sadece<br />
Bursa’nın değil, Türkiye’nin gurur<br />
kaynağı oldu. Resmi açılışını Cumhurbaşkanı<br />
Recep Tayyip Erdoğan’ın<br />
yaptığı Fetih Müzesi’ni tanıtım<br />
ziyaretleri boyunca 50 ülkeden<br />
230 binin üzerinde ziyaretçi gezdi.<br />
Toplam 4 bin 300 metrekare alan<br />
üzerine inşa edilen ve dünyanın en<br />
büyük tam panoramik müzesi olma<br />
özelliğini taşıyan Fetih Müzesi, mimarisiyle<br />
herkesi kendine hayran<br />
bırakırken, sanatsal çalışmalar ile<br />
de konuklarına duygu yoğunluğu<br />
yaşatıyor. Bursa’nın fethinin tasvir<br />
edildiği panoramik resmin yanı<br />
sıra Osmanlı döneminin önemli<br />
olaylarının resmedildiği kronolojik<br />
sergi salonunda yer alan 16 tablo<br />
ziyaretçileri tarihi bir yolculuğa<br />
çıkarıyor.<br />
Türkiye’nin en büyük atletizm<br />
salonu Bursa’ya açılıyor<br />
Küçükbalıklı Mahallesi’nde toplam<br />
15 bin metrekare alan üzerine<br />
inşa edilen Osmangazi Atletizm<br />
Salonu’nda çalışmalar tamamlandı.<br />
Dev tesis, sırıkla atlama, gülle<br />
atma, yüksek atlama, koşu pisti ve<br />
ısınma alanları ile atletizm dalında<br />
sporcuların yetişmesine olanak<br />
sağlayacak. 72 metre çatı açıklığı<br />
ile Türkiye’nin en büyük atletizm<br />
salonu özelliğine sahip Osmangazi<br />
Atletizm Salonu’nda, 6 koşu ve<br />
4 ısınma kulvarı bulunuyor. Pist<br />
uzunluğu ise 120 metre. Uluslararası<br />
kriterlere uygun şekilde inşa<br />
edilen atletizm salonunun pist<br />
bölümü ise Gençlik ve Spor Bakanlığı<br />
tarafından yapılacak. Bakanlık<br />
MUSTAFA DÜNDAR<br />
Osmangazi Belediye Başkanı:<br />
“Yeni dönemde sadece Osmangazi’de<br />
ya da Bursa’da değil, tüm Türkiye’de<br />
iz bırakacak projeleri hayata geçirmeyi<br />
hedefl iyoruz.”<br />
90
Katma Değer Yaratıyoruz...<br />
Türkiye’nin en modern organize sanayi bölgesi altyapısına sahip DOSAB,<br />
sanayi için en kaliteli hizmeti en uygun fiyatla sunarak rekabet avantajı<br />
yaratıyor. Katılımcı firmaları ile birlikte büyümeye, sosyal sorumluluk<br />
projeleri ve yatırımları ile topluma fayda sağlamaya, ülkemiz için<br />
katma değer yaratmaya devam ediyor.<br />
4,5<br />
Milyar Dolar<br />
İhracat<br />
483<br />
Hektar<br />
Alan<br />
347<br />
Sanayi<br />
Parseli<br />
515<br />
Faal<br />
Firma<br />
41.000<br />
İstihdam
<strong>2019</strong><br />
tarafından pistin yapılmasının<br />
ardından Osmangazi Atletizm Salonu’nun<br />
bu yıl içerisinde hizmete<br />
açılması planlanıyor.<br />
Demirtaş’ın modern meydanı<br />
açılış için gün sayıyor<br />
Demirtaş’ta 15 bin metrekare<br />
alan üzerinde inşa edilen Demirtaş<br />
Meydanı ve Kültür<br />
Merkezi Projesi,<br />
bölge halkının sosyal<br />
donatı alanı ihtiyacına<br />
son verecek.<br />
Demirtaş Meydanı ve<br />
Kültür Merkezi projesi,<br />
park ve dinlenme<br />
alanları, 82 araçlık<br />
otoparkı, yürüyüş<br />
yolları ile planlı şehirleşmenin<br />
en güzel<br />
örneği olurken, içerisinde yer alan<br />
ve bodrum artı üç kattan oluşacak<br />
kültür merkezi de alışveriş alanları,<br />
PTT, iki muhtarlık, toplantı salonları,<br />
atölyeler, nikâh, sergi salonları,<br />
kafeterya ve sosyal imkanları<br />
ile Demirtaş’a yepyeni bir kimlik<br />
kazandıracak. Önümüzdeki günlerde<br />
açılışı yapılacak olan tesis,<br />
Bursa’ya hitap edecek yepyeni bir<br />
yaşama alanı olacak.<br />
Osmangazi<br />
Atletizm Salonu’nun<br />
alanı:<br />
Kalite Yaşam Merkezi’yle<br />
sosyal belediyeciliğe örnek<br />
Osmangazi Belediyesi tarafından<br />
hayata geçirilen ve sosyal<br />
belediyeciliğin en güzel örneklerinden<br />
olan Kaliteli Yaşam Merkezi’nde<br />
inşaat çalışmaları büyük<br />
bir hızla devam ediyor. Bursa’nın<br />
yeni gelişim bölgelerinden Demirtaş’ta<br />
14 bin 162 metrekare alan<br />
üzerine inşa edilen Kaliteli Yaşam<br />
Merkezi, büyüklüğü ve fonksiyonelliği<br />
ile Türkiye’de bir ilk olacak.<br />
Bursa’ya değer katacak vizyon<br />
proje, İçişleri Bakanlığı tarafından<br />
düzenlenen ‘Projem Türkiye; Mülki<br />
ve Yerel Yönetimlerde Yeni Fikirler<br />
ve Örnek Uygulamalar’ yarışmasında<br />
da bin 100 proje arasında<br />
ilk 100’e girmeyi başardı. Kampus<br />
şeklinde projelendirilen merkezde,<br />
modern, konforlu ve yaşlıların her<br />
türlü ihtiyacını karşılayabilecek<br />
250 yataklı bir huzurevi yer alacak.<br />
Aynı zamanda alzheimer hastaları<br />
için günlük bakım ve destek merkezi<br />
bulunacak. Bahçesi, peyzajı ve<br />
tüm çevre düzenlemeleri yaşlılar ile<br />
engellilerin rahat hareket edeceği<br />
şekilde tasarlanan merkezin bir<br />
bölümü de zihinsel ve bedensel engelli<br />
vatandaşlara günlük bakım ve<br />
destek hizmeti verecek. Temeli geçen<br />
yıl şubat ayında atılan Kaliteli<br />
Yaşam Merkezi’nin kaba inşaatı<br />
tamamlanırken; tesisat, duvar ve<br />
sıva çalışmaları tüm hızıyla devam<br />
ediyor.<br />
Millet Bahçesi’nde<br />
çalışmalar devam ediyor<br />
Osmangazi Belediyesi’nin örnek<br />
kentsel dönüşümü hayata geçirdiği<br />
Soğanlı’da 100<br />
dönüm arazi üzerine<br />
kuracağı Millet Bahçesi’nde<br />
çalışmalar<br />
devam ediyor. Cumhurbaşkanı<br />
Erdoğan’ın<br />
talimatıyla başlatılan<br />
Millet Bahçeleri’nin en<br />
güzel örneklerinden<br />
biri olması hedefleniyor.<br />
Millet Bahçesi,<br />
çalışmalar tamamlandığında<br />
çocuk oyun alanları, koşu<br />
yolu, fitness ve aktivite alanları ile<br />
Bursa’nın merkezinde vatandaşların<br />
rahat nefes alabileceği ve güzel<br />
vakit geçirebileceği yeni bir cazibe<br />
merkezi olacak. Millet<br />
Bahçesi’nin tamamlandığında<br />
Türkiye’nin<br />
en özgün sosyal<br />
donatı alanlarından<br />
biri olacağını söyleyen<br />
Dündar, “Soğanlı’da<br />
15.000 m 2 Kalite Yaşam<br />
Merkezi’nin<br />
alanı:<br />
14.162 m 2<br />
42 hektarlık alanda<br />
yeni bir şehir kurduk.<br />
Geniş caddeleri ve<br />
sosyal donatı alanlarıyla<br />
modern şehrin<br />
ortaya çıktığı bu<br />
projemizi, Millet Bahçesi projesi ile<br />
taçlandırıyoruz. Böylece yeniden<br />
‘Yeşil Bursa’ dönüşümüne katkı<br />
sağlıyoruz” diyor.<br />
Tahtakale Çarşısı<br />
baştan aşağı yenilendi<br />
Bursa’nın en eski çarşılarından<br />
biri olan Tahtakale Çarşısı’nda<br />
yürütülen ‘İç Avlu Cephe Sağlıklaştırma<br />
ve Zemin Kaplaması Projesi’<br />
kapsamında bölgedeki dükkanların<br />
cephe doğramaları, saçakları,<br />
dükkan tabelaları ve ürün teşhir<br />
tezgahları yeniden düzenlendi.<br />
Dükkanların yağmur iniş boruları<br />
ve olukları, pencere ve kapı doğramaları<br />
ile cephe boyaları yenilendi.<br />
24 pazar tezgahının üst örtüleri,<br />
demir konstrüksiyon ve yarı şeffaf<br />
polikarbon malzeme ile kapatıldı.<br />
Pazar tezgahları için açılır kapanır<br />
tente yapıldı. Çarşının iç avlusunun<br />
bin 500 metrekarelik zemin<br />
kaplaması da proje kapsamında<br />
yenilendi. Geçmişi Çelebi Mehmet<br />
dönemine dayanan ve asırlardır<br />
farklı meslek kollarını kucaklayan<br />
ve günümüzde köylü pazarı olarak<br />
hizmet veren çarşı, Osmangazi<br />
Belediyesi tarafından yenilenerek,<br />
esnafın ve köylülerin daha sağlıklı<br />
koşullarda ticaret yapması sağlandı.<br />
Tarihi Bursa evleri<br />
Osmangazi’de hayat buluyor<br />
Tarihi ve kültürel mirasın korunup<br />
yaşatılması adına<br />
bugüne kadar yüzlerce<br />
restorasyon, rölöve, sokak<br />
sağlıklaştırma çalışmasına<br />
imza atan Osmangazi<br />
Belediyesi, gerçekleştirdiği<br />
çalışmalarla tarihi<br />
Bursa evlerini tek tek gün<br />
yüzüne çıkarıyor. Tayakadın<br />
Mahallesi’nde 16.<br />
ve 19. yüzyıllardan kalma<br />
üç sivil mimari örneği<br />
yapıyı yürüttüğü rekonstrüksiyon<br />
çalışmaları ile yeniden<br />
ayağa kaldıran Osmangazi Belediyesi,<br />
Alipaşa Mahallesi’nde de 19.<br />
yüzyılın ilk yarısında inşa edilen bir<br />
sivil mimarlık örneği aslına uygun<br />
şekilde restore etti. Ayrıca Tarihi<br />
Kayhan Çarşısı’nın simgelerinden<br />
Şadırvanlı Han, Osmangazi Belediyesi’nin<br />
çalışmalarıyla yeniden<br />
hayat bulurken, yine Kayhan Mahallesi’nde<br />
20. yüzyıldan kalma bir<br />
yapı daha yok olmaktan kurtarıldı.<br />
92
<strong>2019</strong><br />
93
<strong>2019</strong><br />
Tüyap Bursa, ekonomiye<br />
ve ihracata katkı sağlıyor<br />
Tüyap Bursa Fuarcılık, kurulduğu tarihten 2018 yılı sonuna<br />
kadar 100’e yakın ülkeden 10 milyon 800 bin 635 kişiyi ülkemizin<br />
en önemli fuar merkezlerinden biri haline gelen Tüyap<br />
Bursa Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi’nde buluşturdu.<br />
Fuarlara katılan yabancı ziyaretçi sayısı ise her yıl yüzde 10’a<br />
varan oranlarda artış kaydediyor.<br />
Tüyap fuarcılık grubu içerisinde<br />
yer alan ve 2001<br />
yılında kurulan Tüyap<br />
Bursa Fuarcılık A.Ş., son<br />
5 yıl içinde gösterdiği performans<br />
Tüyap Bursa Uluslararası Fuar ve<br />
Kongre Merkezi’ni ülkemizin en<br />
önemli fuar merkezlerinden biri<br />
haline getirdi. Gerek her yıl sektöre<br />
yeni kazandırılan projelerle<br />
gerekse mevcut projeler büyütülerek,<br />
fuarcılık mesleğindeki yerini<br />
sağlamlaştırmaya ve grup bünyesindeki<br />
ağırlığını yüzdesel olarak<br />
arttırmaya devam eden Tüyap<br />
Bursa Fuarcılık, kurulduğu tarihten<br />
2018 yılı sonuna kadar 100’e<br />
yakın ülkeden 10 milyon 800 bin<br />
635 kişiyi fuarlarda buluşturdu.<br />
“Sanayimizin, üreticimizin ve ihracatçımızın<br />
beklentilerini karşılama<br />
başarısı gösteriyoruz” diyen Tüyap<br />
Bursa Fuarcılık Genel Müdürü<br />
İlhan Ersözlü, “Marka fuarları<br />
ile öne çıkan sanayi şehri Bursa;<br />
üretim değerleri, bölgeden yapılan<br />
ihracat ve yurtiçi pazar payı dikkate<br />
alındığında tüm sektörlerin<br />
ihtiyaç duyduğu büyük bir pazarı<br />
teşkil ediyor” ifadelerini kullanıyor.<br />
2018 yılında 23 ülkeden<br />
1.735 firmayı ağırladı<br />
Tüyap Bursa Fuarcılık, geçen<br />
yıl düzenlediği 13 ayrı fuar projesi<br />
ile 23 ülkeden 1.735 firmayı,<br />
Türkiye dahil 91 ülkeden ve yurt<br />
genelinde 80 ilden 724 bin 327 ziyaretçiyi<br />
ağırlayarak hem Bursa hem<br />
de bölge ekonomisine katkı sağladı.<br />
Fuarlara 2018 yılında Burkina<br />
Faso, Malta, Uganda ve Zambiya’dan<br />
ilk kez ziyaretçi geldi.<br />
Sektörlerden beklediği ilgiyi gören<br />
fuarlarda, Bursa Ticaret ve Sanayi<br />
Odası ile UR-Ge projeleri kapsamında,<br />
Tüyap yurtdışı ofislerinin<br />
de etkin çalışmalarıyla, 91 farklı<br />
ülkeden 6 bine yakın iş insanının<br />
fuarları ziyaret etmesi, yabancı zi-<br />
İLHAN ERSÖZLÜ<br />
Tüyap Bursa Fuarcılık Genel Müdürü:<br />
“Bursa’nın fuarcılıkta önümüzdeki 5 yıl<br />
içerisinde İstanbul ile birlikte ülkemizin<br />
en önemli şehri haline gelmesini hedefleniyoruz.”<br />
94
<strong>2019</strong><br />
yaretçi sayısında geçen yıla oranla<br />
yüzde 10 artış sağlanmasında etkili<br />
oldu. Geçen yıl en çok yabancı<br />
ziyaretçinin geldiği fuarları; Tarım,<br />
Junioshow, Blok Mermer ve<br />
Endüstri Zirvesi Fuarları şeklinde<br />
sıralayan Ersözlü, “Bu fuarlarda<br />
hemen hemen ziyaretçi hedeflediğimiz<br />
tüm ülkelerden büyük talep<br />
görüyoruz. Daha önceki yıllarla<br />
kıyasladığımız zaman her yıl, bir<br />
önceki yıla göre, daha fazla yabancı<br />
iş adamı fuarları ziyaret ediyor.<br />
Osmangazi Köprüsü’nün devreye<br />
girmesinden sonra yurtdışından<br />
ziyaretçi getirilmesi konusunda<br />
zorluk yaşamamaya başladık.<br />
Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan<br />
1 saat gibi sürede<br />
Bursa’ya ulaşılabiliyor<br />
olması da ziyaretçilerin<br />
Bursa’ya bakışını değiştirdi”<br />
şeklinde konuşuyor.<br />
“Sektör, Türkiye<br />
coğrafyasına kayıyor”<br />
Ersözlü, sektöre bakıldığında<br />
ekonomide<br />
önemli yer tutan fuarcılık<br />
sektörünün, Türkiye coğrafyasına<br />
doğru kaydığını<br />
ve her geçen gün büyüdüğünü<br />
vurguluyor. Türkiye’de<br />
dünyanın en büyük<br />
İngiliz, Alman ve İtalyan<br />
fuar şirketlerinin ofis açtığına<br />
işaret eden Ersözlü,<br />
“Özellikle İstanbul üzerinden<br />
Avrasya ülkelerine<br />
ticaret yapma hedefi içindeler.<br />
Türk fuarcılık sektörü<br />
önümüzdeki 10 yılda<br />
dünyanın en önemli fuar<br />
ülkelerinden biri olacak.<br />
Fuarcılık sektörüne Bursa<br />
olarak baktığımız zaman<br />
stratejik ortağımız Bursa<br />
Ticaret ve Sanayi Odası<br />
ile birlikte düzenlediğimiz<br />
fuarların dolu dolu geçtiğini,<br />
katılımcı ve ziyaretçi<br />
sayısının her yıl daha da<br />
arttığını, özellikle son yıllarda<br />
yurtdışından gelen<br />
yabancı ziyaretçi sayısında<br />
büyük artış olduğunu<br />
görüyoruz. Ziyaretçiler,<br />
otellerde kalarak, restoranlarda<br />
yemek yiyerek,<br />
iş yerlerinden alışveriş yaparak<br />
ve buna benzer bir<br />
sürü etkinlik gerçekleştirerek<br />
hem Bursa hem de<br />
bölge ekonomisine katma<br />
değer sağlıyor” diyor.<br />
Etkili ve güçlü buluşmaların<br />
merkezi olması hedefleniyor<br />
Kuruluşundan bu yana düzenlediği<br />
ve bundan sonra organize<br />
edeceği yeni fuarlarla birlikte<br />
Tüyap Bursa Uluslararası Fuar ve<br />
Kongre Merkezi’nin önümüzdeki<br />
dönemde de etkili ve güçlü buluşmaların<br />
yapıldığı bir merkez haline<br />
gelmesi için çalışmalar tüm hızıyla<br />
sürüyor. Bu doğrultuda Bursa’nın<br />
fuarcılıkta önümüzdeki 5 yıl içerisinde<br />
İstanbul ile birlikte ülkemizin<br />
en önemli şehri haline gelmesi<br />
hedefleniyor. “Bu bakımdan Bursa<br />
şehir yönetimi ve halkı, Tüyap<br />
Bursa Uluslararası Fuar ve Kongre<br />
Merkezi’nde düzenlenen fuarları<br />
çok önemsiyor ve sahipleniyor. Biz<br />
de bu güveni boşa çıkarmamak<br />
adına çok çalışıyor, tanıtım ve<br />
pazarlama politikalarımızı bu yönde<br />
sürdürüyoruz” diyen Ersözlü,<br />
sözlerini şöyle tamamlıyor:<br />
“Tüyap Bursa Fuarcılık A.Ş.<br />
olarak bundan sonraki yıllarda<br />
da çalışmalarımıza devam edecek,<br />
fuar sayısını ve konularını<br />
arttırarak hem yurtdışından hem<br />
de yurtiçinden ilgilileri Bursa’ya<br />
getirip ilimizin tanıtımına, ülke ve<br />
şehir sanayisine ve ticaretine katkı<br />
sağlamaya devam edeceğiz.”<br />
95
<strong>2019</strong><br />
Otomotivde yılın yenilikçi<br />
tasarımları için başvurular başladı<br />
Türk otomotiv endüstrisinin tek koordinatör birliği olan Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları<br />
Birliği tarafından Ticaret Bakanlığı desteği ve Türkiye İhracatçılar Meclisi koordinatörlüğünde<br />
9-10 Mayıs tarihlerinde düzenlenecek olan “Otomotivin Geleceği Tasarım Yarışması”na<br />
başvurular başladı.<br />
Türkiye ekonomisinin<br />
13 yıldır üst üste ihracat<br />
şampiyonu olan<br />
otomotiv sektöründe<br />
katma değerli ürün ve teknolojilerin<br />
geliştirilmesini amaçlayan<br />
“Otomotivin Geleceği Tasarım<br />
Yarışması”na başvurular başladı.<br />
Türk otomotiv endüstrisinin tek<br />
koordinatör birliği olan Uludağ<br />
Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları<br />
Birliği (OİB) tarafından<br />
Ticaret Bakanlığı<br />
desteği ve Türkiye<br />
İhracatçılar Meclisi<br />
(TİM) koordinatörlüğünde<br />
düzenlenecek<br />
olan yarışma, bu yıl<br />
9-10 Mayıs tarihleri<br />
arasında Sabancı<br />
Üniversitesi’nde gerçekleştirilecek.<br />
Son başvuru<br />
tarihi 29 Mart<br />
OİB’in, sürücüsüz,<br />
yapay zekaya sahip,<br />
birbiriyle bağlantılı<br />
ve elektrikli araçların<br />
kullanımının giderek<br />
yaygınlaştığı bir<br />
çağda Türkiye’nin<br />
sadece üretim değil,<br />
aynı zamanda Ar-Ge,<br />
yenilik ve tasarım<br />
merkezi olma vizyonuyla<br />
imza attığı<br />
yarışmaya başvurular<br />
29 Mart tarihine<br />
kadar sürecek.<br />
Yarışmaya sektörde<br />
çalışan profesyonellerden<br />
araştırmacılara,<br />
akademisyenlerden<br />
ilgili dallarda<br />
eğitim gören öğrencilere<br />
kadar 18 yaşını<br />
DERECE<br />
1.<br />
2.<br />
3.<br />
4.<br />
5.<br />
tamamlamış, yenilikçi ve yaratıcı<br />
fikri, tasarımı ya da projesi olan<br />
pek çok kişi katılabilecek. Görsel<br />
araç tasarımı, otomotiv endüstrisindeki<br />
komponent (parça ve aksam)<br />
ve teknik tasarım gibi genel<br />
tasarıma odaklanan yarışmada,<br />
sürücü ve yayaların güvenliği için<br />
tasarlanabilecek parçalar, batarya<br />
ve piller, araçtaki tüm elektronik,<br />
mekanik aksam, yenilenebilir<br />
OTOMOTİVİN GELECEĞİ<br />
TASARIM YARIŞMASI<br />
ÖDÜLLER<br />
Girişimciler ve yatırımcılar bir araya geliyor<br />
9-10 MAYIS <strong>2019</strong>, SABANCI ÜNİVERSİTESİ<br />
ÖDÜL<br />
70.000 TL<br />
60.000 TL<br />
50.000 TL<br />
40.000 TL<br />
30.000 TL<br />
TOPLAM ÖDÜL<br />
250.000 TL<br />
OTOMOTİVİN<br />
GELECEĞİ<br />
TASARIM<br />
YARIŞMASI<br />
Online kayıt zorunludur<br />
SON BAŞVURU<br />
29 MART <strong>2019</strong> Saat: 17:00<br />
www.otomotivingelecegi.com<br />
enerji ve çevreci yaklaşımlar ile<br />
ergonomi, emniyet, enerji gibi<br />
temaları içeren özgün ve yenilikçi<br />
ticarileştirilebilir projeler değerlendirilmeye<br />
alınacak.<br />
Otomotiv ve teknoloji şirketlerinden<br />
startup’lara, melek yatırımcılardan<br />
teknokentlere, üniversitelerden<br />
nihai tüketicilere kadar<br />
pek çok alandan temsilcinin<br />
buluşacağı yarışmada, teknoloji<br />
ve buna bağlı olarak gelişen<br />
mobilite kavramının<br />
otomotiv sektörüne<br />
yansıması, dijitalleşmenin<br />
sebep olduğu hızlı<br />
gelişmeler ve yenilikler<br />
yerli-yabancı önemli konuşmacıların<br />
katılacağı<br />
panel ve konferanslarda<br />
ele alınacak.<br />
Tüm finalistler<br />
Kuluçka Merkezine ve Hızlandırma<br />
Programı’na giriş anahtarı kazanıyor!<br />
Yıl sonu Big Bang Etkinliği’nde<br />
21.000.000 TL<br />
ödül için yarışıyor.<br />
Kazananlara toplam<br />
250 bin TL ödül<br />
Bu yıl Otomotivin<br />
Geleceği Tasarım Yarışması’nda<br />
katılımcılara<br />
toplam 250 bin TL ödül<br />
dağıtılacak. Bu kapsamda<br />
yarışmanın birincisine<br />
70 bin TL, ikinciye<br />
60 bin TL, üçüncüye 50<br />
bin, dördüncüye 40 bin<br />
TL ve beşinciye 30 bin<br />
TL ödül verilecek. Dereceye<br />
girenler Ticaret<br />
Bakanlığı desteğiyle iki<br />
yıl süresince yurtdışında<br />
eğitim görmeye hak<br />
kazanacak. OİB, ayrıca<br />
nakdi ödüllere ek olarak<br />
dereceye giren projelerin<br />
İTÜ ARI Teknokent<br />
iş birliğinde kuluçka<br />
merkezinde geliştirilmesine<br />
de destek olacak.<br />
96
<strong>2019</strong><br />
Gökçelik, dünya pazarında tercih<br />
edilen bir marka haline geldi<br />
Raf sistemleri üretiminde 40 yılı aşkın tecrübeye sahip olan<br />
Gökçelik, ürettiği teknolojik ürünlerle dünya pazarlarında rekabet<br />
gücünü artırarak, tercih edilen bir marka haline geldi. Global pazardaki<br />
rekabetçi konumunu teknoloji yatırımlarıyla destekleyen<br />
firma, bugün 5 kıtada, 60’a yakın ülkeye ihracat yapıyor.<br />
Raf ve sergileme üniteleri<br />
üretmek üzere 1976 yılında<br />
kurulan Gökçelik,<br />
kurulduğu günden bu<br />
yana Türkiye perakendesinin ve<br />
endüstrisinin geçirdiği gelişim sürecinin<br />
içinde bulunarak, sürecin<br />
bir parçası oldu. Ar-Ge ve inovasyona<br />
verdiği önemle kendini sürekli<br />
geliştiren Gökçelik, ürettiği<br />
teknolojik ürünlerle dünya pazarlarında<br />
rekabet gücünü artırarak<br />
tercih edilen marka haline geldi.<br />
Gökçelik Raf Sistemleri Yönetim<br />
Kurulu Başkanı Yalçın Aras, dört<br />
fabrikada ileri teknolojiye sahip<br />
seri üretim yapan entegre hatları,<br />
özel ve esnek üretime uygun<br />
geniş makine parkuru ve boya<br />
tesisleri ile çevreye duyarlı üretim<br />
yaptıklarını belirtiyor. “Gerçekleştirdiğimiz<br />
teknoloji yatırımı ile<br />
teknolojik donanımlı depolama<br />
sistemlerinde ihracat oranımızı<br />
artırmak istiyoruz” diyen Aras,<br />
“Gökçelik Otomasyon Sistemleri<br />
markasıyla depolama sistemlerine<br />
yatırım yapacağız. Bugün 5<br />
kıtada, 60’a yakın ülkeye ihracat<br />
gerçekleştiriyoruz. Gökçelik,<br />
global pazardaki rekabetçi konumunu<br />
teknoloji yatırımları ile<br />
YALÇIN ARAS<br />
Gökçelik Raf Sistemleri<br />
Yönetim Kurulu Başkanı:<br />
“Gerçekleştirdiğimiz teknoloji yatırımı ile<br />
teknolojik donanımlı depolama sistemlerinde<br />
ihracat oranımızı artırmak istiyoruz.”<br />
98
<strong>2019</strong><br />
destekleyerek dünya depolama<br />
sistemleri pazarında söz sahibi olmak<br />
istiyor” şeklinde konuşuyor.<br />
Logimat <strong>2019</strong>’da depolama<br />
sistem çözümlerini tanıttı<br />
Gökçelik, diğer yandan dünyanın<br />
çeşitli kentlerinde düzenlenen<br />
fuarlara katılarak, ürünlerini<br />
sergiliyor ve pazar payını artırıyor.<br />
Bu kapsamda son olarak<br />
Almanya’nın Stuttgart şehrinde<br />
bu yıl 17’ncisi düzenlenen Logimat<br />
<strong>2019</strong>-İntralojistik Çözümler<br />
ve Süreç Yönetimi Uluslararası<br />
İhtisas Fuarı’na katılarak, endüstri<br />
4.0 tabanlı üretim tesisleri<br />
ile geliştirdiği depolama sistem<br />
çözümlerini dünya pazarlarına<br />
sundu. Fuarda özellikle mekik<br />
sistem depolama çözümleri ilgi<br />
odağı oldu. 117 bin metrekare<br />
alanda gerçekleşen fuarda, lojistik<br />
sektörünün dünya genelindeki<br />
üreticileri tarafından en son yenilikler<br />
sergilendi. Özel sektör ve<br />
bilim dünyasından 200’den fazla<br />
konuşmacının katıldığı fuar kapsamında,<br />
depo ve imalat yönetimi<br />
ile robotik, simülasyon yazılımı,<br />
nakil ve depolama teknolojileri,<br />
bilgi ve iletişim teknolojileri gibi<br />
konular odağında ürünler ve teknolojiler<br />
vitrine çıkartıldı.<br />
Son yıllarda yaptığı yatırımlarla<br />
adından söz ettiren ve raf<br />
sistemleri sektörünün öncü<br />
kuruluşu olan Gökçelik’e, Design<br />
Turkey’den tasarım ödülü de aldı.<br />
Gökçelik bünyesinde bulunan tasarım<br />
merkezi ekibinin<br />
tasarlamış olduğu<br />
Modüler Meyve Sebze<br />
Standı, yarışmanın İyi<br />
Gökçelik’in ihracat<br />
yaptığı ortalama<br />
ülke sayısı:<br />
60<br />
Tasarım Kategorisi’nde<br />
ödüle layık görüldü.<br />
Gökçelik adına<br />
ödülü TİM Başkanı<br />
İsmail Gülle’nin elinden<br />
endüstriyel tasarımcı<br />
Gizem Saray<br />
aldı. Konuya yönelik<br />
değerlendirme yapan Gökçelik<br />
A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Burak<br />
Aras, şunları kaydediyor:<br />
“Kamu Alanı Ürünleri Kategorisi’nde<br />
İyi Tasarım Ödülü almak<br />
bizim için ayrı bir gurur ve motivasyon<br />
oldu. Tasarlamış olduğumuz<br />
ürün üç ayrı<br />
modülden meydana<br />
gelen, modüler ve<br />
kişiselleştirilebilir<br />
özellikleri ile ön plana<br />
çıkan bir çalışma<br />
oldu. Ayrıca ek sergi<br />
ve ek depo alanına<br />
sahip bu yenilikçi<br />
ürünümüzü Gökçelik<br />
Tasarım Merkezi bünyesinde<br />
hazırladık. Bundan sonraki hedefimiz<br />
uluslararası yarışmalarda<br />
ödül almak olacaktır.”<br />
100
<strong>2019</strong><br />
101
<strong>2019</strong><br />
Avrupa kalite<br />
standartlarında<br />
iş güvenliği eldivenleri<br />
üretimi yapan<br />
Elteks’in<br />
ihracat oranı<br />
kuruluşunun<br />
25’inci yılında<br />
yüzde 50’ye ulaştı.<br />
Başta Almanya olmak<br />
üzere İngiltere ve<br />
Yunanistan’a ihracat<br />
yapan Elteks şimdi de<br />
Avrupa’nın diğer<br />
bölgelerine ve<br />
Amerika piyasasına<br />
açılmayı hedefliyor.<br />
Elteks, Amerika pazarına<br />
açılmaya hazırlanıyor<br />
Otomotiv sanayinden<br />
tarıma, madencilikten<br />
inşaata, demir çelikten<br />
kimya sanayine kadar<br />
birçok sektöre iş güvenliği eldiveni<br />
üreten Elteks, 1994 yılında<br />
Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nde<br />
Özcan Yaldız tarafından<br />
kuruldu. Üretim amacı uluslararası<br />
piyasada var olan iş güvenliği<br />
eldivenlerini Türkiye’de yerli<br />
olarak üretmek, kaliteli eldiven<br />
kullanımını ve bunun önemini<br />
anlatabilmekti. Üretime başladığı<br />
ilk yıllardan itibaren Tüv<br />
Rheinland’dan alınan CE işareti<br />
bulunan Elteks, Türkiye’de CE<br />
Belgesi’ne sahip ilk yerli üretim<br />
oldu. Ayrıca yeni çıkan Kişisel<br />
Koruyucu Donanımları Regülasyonu<br />
olan 2016/425 uygunluğu<br />
da mevcut. 2014 yılında Almanya<br />
Hohenstein Enstitüsü’nden önce<br />
üretimde kullandığı pamuklu<br />
kumaş, ardından da Elteks<br />
eldivenleri için insan sağlığına<br />
zararlı herhangi bir madde içermediğini<br />
kanıtlayan Oeko-Tex<br />
Standard 100 sertifikası aldı.<br />
En büyük ihracat<br />
pazarı Almanya<br />
Elteks’in üretimini gerçekleştirdiği<br />
iş güvenliği eldivenleri bu-<br />
SAHİR EROL<br />
Elteks İşletme Müdürü:<br />
“Yerli üretim olarak markamızın<br />
ve kalitemizin her zaman<br />
arkasındayız. Kalitemizden<br />
hiçbir şekilde ödün vermiyoruz.<br />
Ürünlerimizin tamamının marka<br />
patenti var. Üretimini yaptığımız<br />
iş güvenliği eldivenleri bugün<br />
otomotiv sanayinden tarıma,<br />
madencilikten inşaata, demir<br />
çelikten kimya sanayine kadar<br />
birçok alanda kullanılıyor.”<br />
102
<strong>2019</strong><br />
gün otomotiv sanayinden tarıma,<br />
madencilikten inşaata, demir<br />
çelikten kimya sanayine kadar<br />
birçok alanda kullanılıyor.<br />
Elteks İşletme<br />
Müdürü Sahir Erol,<br />
üretimin yüzde 50’sini<br />
yurtdışına gönderdiklerini<br />
belirterek, “Almanya,<br />
İngiltere ve<br />
Yunanistan’a ihracat<br />
yapıyoruz. En büyük<br />
ihracat pazarımız Almanya<br />
ve ürünümüz<br />
mekanik risk eldivenleri.<br />
İhracatta yeni hedefimiz ise<br />
Avrupa’nın diğer bölgelerine ve<br />
Amerika piyasasına açılabilmek”<br />
ifadelerini kullanıyor.<br />
Ürünlerinin tamamı<br />
marka patentli<br />
Elteks, bugün gelinen noktada<br />
1300 metrekare<br />
büyüklüğündeki<br />
tesisinde 45 çalışanla<br />
üretimine devam<br />
ediyor. Yurtdışından<br />
danışmanlık hizmeti<br />
de alıyor. “Yerli üretim<br />
olarak markamızın<br />
ve kalitemizin her<br />
zaman arkasındayız.<br />
Kalitemizden hiçbir<br />
şekilde ödün vermiyoruz”<br />
diyen Erol, “Mekanik ve<br />
Elteks’in<br />
üretim alanı<br />
miktarı:<br />
1300m 2<br />
Firmanın<br />
istihdam<br />
sayısı:<br />
45<br />
kimyasal risklere karşı dayanıklı<br />
Elteks eldivenleri standartların<br />
haricince 27, 40, 60 ve 80 santim<br />
olarak üretiyoruz.<br />
Ayrıca 7, 8, 9 ve 10<br />
bedende seri üretimimiz<br />
bulunuyor.<br />
İsteğe bağlı olarak 5,<br />
6 ve 11 bedenli özel<br />
Elteks eldivenleri de<br />
imal ediyoruz. Ürünlerimizin<br />
tamamının<br />
marka patenti var.<br />
Ayrıca Endüstriyel<br />
Tasarım Belgesi’ne<br />
sahibiz” şeklinde konuşuyor.<br />
“Yatırım için devlet<br />
desteği gerekiyor”<br />
Diğer yandan 2018 hedeflerini<br />
tutturamadıklarını ve herhangi<br />
bir yatırım yapmadıklarını anlatan<br />
Erol, “Geçen yıl ülke olarak<br />
ekonomik şartların<br />
kötüleşmesinden<br />
dolayı ciroda büyüme<br />
hedeflerimizi<br />
tutturamadık. Döviz<br />
kurlarındaki artışlardan<br />
dolayı herhangi<br />
bir yatırımımız olmadı.<br />
Bu yıl piyasa ve<br />
ekonomik şartların<br />
böyle devam etmesi<br />
durumunda, üretim<br />
ve ciroda büyüme hedefimizi tutturabileceğimizi<br />
net bir şekilde<br />
göremiyoruz” ifadelerini kullanıyor.<br />
Sektör sorunlarına değinen<br />
Erol, şunları kaydediyor:<br />
“Yatırım planlarımızı gerçekleştirebilmek<br />
için devletimizin yerli<br />
üretimi desteklemesini bekliyoruz.<br />
İthal ürünlere ek vergiler var<br />
elbette ancak yetersiz kalıyor.<br />
Kişisel Koruyucu Donanımları<br />
ürünlerine dünya genelinde verilen<br />
önemin ülkemizde de oluşmasını<br />
temenni ediyoruz.”<br />
103
<strong>2019</strong><br />
Ayhan Denizci Tekstil,<br />
ihracatta 50 ülke hedefliyor<br />
Ayhan Denizci Tekstil, ihracat yaptığı ülkelere yenilerini eklemeye devam ediyor. Yüzde 30<br />
büyüme kaydettiği 2018 yılında 47 ülkeye ürün gönderen firmanın, <strong>2019</strong> hedefinde, 50 ülkeye<br />
ihracat yapar hale gelmek var. Yurtdışında ürünlerini Marinero Home markasıyla pazarlayan<br />
Ayhan Denizci’nin en büyük pazarını ise Uzak Doğu ülkeleri oluşturuyor.<br />
Ev tekstili alanında perdelik<br />
kumaş üreten Ayhan<br />
Denizci Tekstil’in 2006<br />
yılında başladığı ihracat<br />
yolculuğu bugün 47 ülkeye ulaşmış<br />
durumda. Ancak firma için bugünlere<br />
gelmek hiç de kolay olmuyor.<br />
Girişimci Ayhan Denizci, tekstil<br />
sektöründe, 1993 itibariyle, 13 yıl<br />
boyunca çeşitli firmalarda yurtdışı<br />
pazarlama müdürü olarak çalışıyor.<br />
Sahip olduğu tecrübeyle, 2006<br />
yılında, kendi işini kurma kararı<br />
alıyor. Aracını satıp sermaye yapıyor.<br />
İlk zamanlar üretimi evinde<br />
gerçekleştiriyor. Ardından kiralık<br />
ofise geçiyor. Bu zorlu koşullarda<br />
yüzde 100 ihracat hedefinden<br />
vazgeçmiyor. Başarıyor da! İlk yıl<br />
dört, ikinci yıl 11 ülkeye ihracat<br />
yapıyor. 2018 sonunda ihracat yaptığı<br />
ülke sayısı 47’ye yükseliyor.<br />
Yeni fabrika ve makine<br />
yatırımlarıyla büyüdü<br />
Perdelik kumaşta önemli ihracatçılar<br />
arasında yer alan Ayhan<br />
Denizci Tekstil’in Genel Müdürü<br />
Ayhan Denizci, 2018 yılında üretim<br />
miktarı ve ciro olarak hedeflerine<br />
ulaştıklarını belirtiyor. İkinci fabrika<br />
binasını hizmete açtıklarını;<br />
kalite kontrol, kurşun dikme ve<br />
sarım paketleme işlemi makinesi<br />
yatırımı yaptıklarını anlatıyor.<br />
“Tüm bu yatırımlarla 2017 yılına<br />
oranla 2018’de yüzde 30 büyüdük”<br />
diyen Denizci, “Bu yıl da aynı<br />
oranlarda büyüme hedefliyoruz.<br />
<strong>2019</strong> her ne kadar zor gözükse de,<br />
firma olarak yolumuza devam ediyoruz.<br />
Hedefimizde yeni pazarlar<br />
var. İhracat yaptığımız ülke sayısını<br />
önce 50’ye, sonra 60’a çıkarmayı<br />
istiyoruz. Bu doğrultuda yeni<br />
AYHAN DENİZCİ<br />
Ayhan Denizci Tekstil Genel<br />
Müdürü:<br />
“Firmamızı kurduğumuz günden<br />
bu yana çok başarılı işlere imza attık.<br />
Türk markasını dünyanın birçok<br />
noktasına ulaştırdık ve ülkemize<br />
ciddi kazançlar sağladık. Bununla<br />
gurur duyuyoruz. Diğer yandan<br />
başarılarımızın ödüllendirilmemesi<br />
bizleri üzüyor. Aslında ödül almayı<br />
hak edecek birçok çalışmamız<br />
oldu. Örneğin tekstil ve hammaddeleri<br />
dalında Demokratik Kongo<br />
Cumhuriyeti’ne ve Brunei Sultanlığı’na<br />
Türkiye’den ilk ihracatı biz<br />
yaptık. Ayrıca yıllık ciro artışlarında<br />
da yüksek oranlara ulaşmamıza<br />
rağmen bu başarımız da ödüllendirilmedi.”<br />
104
kaliteler ve desenler hazırlıyoruz.<br />
Girmek istediğimiz pazarlardaki<br />
fuar organizasyonlarına katılarak<br />
hedeflerimize ulaşacağımıza inanıyoruz”<br />
şeklinde konuşuyor.<br />
En büyük pazarı<br />
Uzak Doğu ülkeleri<br />
Ayhan Denizci Tekstil’in, 2006<br />
yılında, yüzde 100 ihracat hedefiyle<br />
kurulduğunu ve bugün gelinen<br />
noktada ürünlerinin tamamını<br />
ihraç ettiğini hatırlatan Denizci,<br />
“Dünyanın 47 ülkesine ihracat<br />
yapan firmamızın en büyük pazarı<br />
Uzak Doğu ülkeleridir. Bugün herkesin<br />
Çin’den getirdiği düz tergal<br />
kalitesini, firmamız her ay Çin’e<br />
ihraç ederek önemli bir başarıya<br />
imza atıyor” ifadesini kullanıyor.<br />
Yurtdışında ürünlerini Marinero<br />
Home markasıyla pazarladıklarının<br />
bilgisini veren Denizci, şunları<br />
kaydediyor:<br />
“Markamız dünyanın birçok<br />
noktasında tanınıyor. Kalite, fiyat<br />
ve termin markamızı tercih sebebi<br />
yapıyor. Yurtdışında fuarlara<br />
katılarak, çeşitli ülkelerin piyasa<br />
yapısını ve kültürel durumunu<br />
inceliyoruz. Özellikle son 5 yıldır<br />
Afrika ülkelerindeki fuarlarda<br />
çok iyi ilerleme kaydettik. Firma<br />
olarak kurulduğumuz günden bu<br />
yana çok başarılı işlere imza attık.<br />
Türk markasını dünyanın birçok<br />
noktasına ulaştırdık ve ülkemize<br />
ciddi kazançlar sağladık.<br />
Bununla gurur<br />
duyuyoruz. Diğer<br />
yandan başarılarımızın<br />
ödüllendirilmemesi<br />
bizleri üzüyor. Aslında<br />
ödül almayı hak edecek<br />
birçok çalışmamız<br />
oldu. Örneğin tekstil<br />
ve hammaddeleri<br />
dalında Demokratik<br />
Kongo Cumhuriyeti’ne<br />
ve Brunei Sultanlığı’na<br />
Türkiye’den ilk ihracatı biz<br />
yaptık. Ayrıca yıllık ciro artışlarında<br />
da yüksek oranlara ulaşmamıza<br />
rağmen bu başarımız da ödüllendirilmedi.”<br />
Yurtdışında şube<br />
açmaya hazırlanıyor<br />
Ayhan Denizci Tekstil, uzmanlık<br />
alanı olan perdelik kumaşta<br />
bugün her çeşit ve renkte üretim<br />
yapıyor. Koleksiyonlar hazırladığı<br />
gibi müşterilere özel stoklu top<br />
servisi de veriyor. Ürün çeşitliliği<br />
Firmanın<br />
2018 yılı<br />
büyüme oranı:<br />
%30<br />
tüm dünya ülkelerine hitap ediyor.<br />
Aylık 200 ila 300 bin metre mal<br />
üretme kapasitesi bulunuyor. İki<br />
farklı lokasyonda toplam 2 bin<br />
metrekare alanda üretim yapıyor.<br />
Yurtdışında şube ya da<br />
depo ofis açmak için<br />
çalışmalar yürütüyor.<br />
‘Maliyetlerdeki artış<br />
rekabet şansını düşürüyor’<br />
Denizci, ev tekstiliyle<br />
ilgili sektör değerlendirmesinde<br />
de bulunuyor.<br />
İhracatta başarı<br />
kaydetmesine rağmen<br />
Türk ev tekstilinin<br />
sorunları olduğuna işaret eden<br />
Denizci, “Bunların başında kalifiye<br />
eleman ihtiyacı geliyor. Maalesef<br />
bu konuda sıkıntı yaşanıyor. Diğer<br />
yandan üretim maliyelerindeki<br />
artış yurtdışı pazarlarda rekabet<br />
şansımızı düşürüyor. Özellikle bu<br />
yıl ülke olarak yaşadığımız ekonomik<br />
sıkıntılar ve döviz kurundaki<br />
dengesizlikler sebebiyle maliyet<br />
artışlarını müşterilerimize anlatmakta<br />
zorlanıyoruz. Küçük ve orta<br />
ölçekli işletmelere devlet desteği<br />
verilmesini istiyoruz” diyor
<strong>2019</strong><br />
MAKALE<br />
ÖMER KOCAKUŞAK<br />
Bilen Patent Yönetim Kurulu Başkanı:<br />
Sırf tasarım için<br />
satın alıyoruz<br />
Eskiden tüketiciler sadece<br />
ihtiyaçları olduğu için<br />
satın alırlardı.<br />
Şimdi işler değişti...<br />
İnsanlar farklı sebepler ile satın<br />
alma eğilimi gösteriyor.<br />
Moda olduğu için,<br />
Ürünün veya hizmetin inovatif bir<br />
yanı bulunduğu için,<br />
Fiyat performans dengesi optimal<br />
seviyede olduğu için,<br />
Markası için,<br />
Tasarımı için...<br />
İki ünlü markanın en son çıkan<br />
iki telefonunu ele alalım. Bu iki<br />
telefon arasında orta seviye bir<br />
kullanıcı 10 tane fark sayabilir mi?<br />
Kesinlikle hayır… Peki, onu satın<br />
aldığı bu telefona bağlayan nedir?<br />
Çoğu defa marka değeri veya tasarım<br />
gücü...<br />
İnsanlar bir ürünü tasarımı<br />
sebebiyle gayet kolay bir şekilde<br />
alabiliyor artık. Tasarım ürünü<br />
kaliteli gösteriyor. Tasarım ürünün<br />
marka değerini yüksek gösteriyor.<br />
Tasarım ürünün dayanıklı olduğu<br />
hissiyatını veriyor…<br />
Kullandığımız aracın yeni modeli<br />
piyasaya çıktığında ilk etapta<br />
yadırgıyoruz. Eskisi daha güzeldi,<br />
diyoruz. Ama bir süre sonra yeni<br />
model o kadar fazla yaygınlaşıyor<br />
ki, kullandığımız model gözümüze<br />
eski görünmeye başlıyor. İşte, bu<br />
tasarımın gücü...<br />
Dış güzellik de diyebileceğimiz<br />
tasarım, günümüz tüketim<br />
dünyasının baş aktörlerinden bir<br />
tanesidir. Tekstil ile başlayan fast<br />
fashion anlayışı artık neredeyse<br />
tüm sektörlere yayılmış vaziyette.<br />
İnovasyonun değişim yönündeki<br />
tetikleyici etkisi bize kullandığımız<br />
ürünü yenilemek arzusunu sürekli<br />
aşılıyor.<br />
Üreticilerin görmek zorunda<br />
olduğu şey budur. Bize aşılanan ve<br />
artık kabullendiğimiz yeni ve değişik<br />
ürün kullanma arzusu...<br />
Sürdürülebilir, trende uygun ve<br />
en önemlisi satılabilir görsel değişikliklere<br />
sahip ürünler üretmek<br />
biz tüketicilerin aslında satın alma<br />
listemizdeki ilk üç sıradaki sebeplerden<br />
bir tanesi.<br />
Son yıllarda yapılan araştırmalar<br />
gösteriyor ki artık insanların<br />
marka düşkünlüğü azaldı. Çünkü<br />
her sektörde markalaşmış çok<br />
fazla firma var ve insanlar bunlar<br />
arasında rahatlıkla geçiş yapabiliyor.<br />
Markalaşmış ürünlerin<br />
neredeyse tümü birbirleriyle aynı<br />
özelliklere sahip ve tüketiciye aynı<br />
konforu sunabiliyor. Bu durumda<br />
satın almak için geriye bir tek şey<br />
kalıyor o da tasarım...<br />
Üreticilerin artık müşteriyi<br />
elde etmekten ziyade onu sürekli<br />
elinde tutabilecek ve kendine<br />
bağlayabilecek sürdürülebilir bir<br />
tasarım anlayışına sahip olması<br />
gerektiğini düşünüyorum.<br />
106
<strong>2019</strong><br />
DOSABSİAD,<br />
bugün 32 yıllık<br />
tecrübesi ve birikimiyle,<br />
Bursa ekonomisinin<br />
önemli dinamikleri<br />
arasında bulunuyor.<br />
Bölgede yer alan<br />
firmaların ekonomik,<br />
sosyal ve kültürel<br />
sorunlarına hızlı<br />
çözümler üretmek,<br />
daha iyi koşullarda<br />
faaliyet gösterebilmelerini<br />
sağlamak, ulusal<br />
ve uluslararası<br />
ticari ilişkilerini<br />
geliştirebilmek<br />
amacıyla projeler<br />
yürütüyor.<br />
DOSABSİAD, Bursa ekonomisinin<br />
önemli dinamikleri arasında<br />
Demirtaş Organize Sanayi<br />
Bölgesi Sanayici<br />
ve İşadamları Derneği<br />
(DOSABSİAD), 29<br />
Ocak 1987 yılında Demirtaş Sanayiciler<br />
Derneği (DSD) adıyla<br />
ve 9 kurucu üyeyle faaliyetlerine<br />
başladı. Kurucu Başkan Mustafa<br />
Karaer’in öncülüğünde bölgedeki<br />
sanayicileri ve iş adamlarını bir<br />
çatı altında toplayan DOSABSİ-<br />
AD, bugün 32 yıllık tecrübesi ve<br />
birikimiyle, Bursa ekonomisinin<br />
en önemli dinamikleri arasında<br />
yer alıyor. Üyeleri arasındaki<br />
dayanışmayı sağlayıp daha da<br />
kuvvetlendirmenin yanı sıra<br />
bölgede yer alan firmaların ekonomik,<br />
sosyal ve kültürel sorunlarına<br />
hızlı çözümler üretmek,<br />
daha iyi koşullarda faaliyet gösterebilmelerini<br />
sağlamak, ulusal<br />
ve uluslararası ticari ilişkilerini<br />
geliştirebilmek amacıyla kurulan<br />
DOSABSİAD, önemli sosyal<br />
sorumluluk projelerine de imza<br />
atıyor.<br />
Bursa’daki kamu kurumları,<br />
üniversiteler, sivil toplum kuruluşları<br />
ve özel kuruluşlarla stratejik<br />
işbirlikleri sürdüren DOSAB-<br />
SİAD, üretim ve katma değerin<br />
yanı sıra Bursa’nın sosyo-ekonomik<br />
gelişimine katkıda bulunuyor.<br />
DOSABSİAD’ın 250’yi aşkın<br />
üyesi tekstil, otomotiv, makine,<br />
hazır giyim, kimya, gıda, metal<br />
gibi sektörlerde faaliyet gösteriyor.<br />
4,5 milyar dolarlık ihracat<br />
potansiyeli olan DOSAB’daki<br />
İBRAHİM ÖZTÜRK<br />
DOSABSİAD<br />
Yönetim Kurulu Başkanı:<br />
“DOSABSİAD Teşvik ve Destek<br />
Birimi vasıtasıyla üyelerimizi<br />
ulusal ve uluslararası teşvik,<br />
fon ve hibe gibi kaynaklar<br />
hakkında bilgilendiriyor ve<br />
işletmelerinde yararlanmaları<br />
için yol gösterici oluyoruz.<br />
Oeko tex kalite sertifi kaları,<br />
test ve analiz giderleri, tasarım<br />
projeleri ve yatırım faaliyetleri<br />
gibi konularda verdiğimiz<br />
desteklerle geri kazanılmasını<br />
sağladığımız kazanç toplamda<br />
2 milyon lirayı aştı.”<br />
108
<strong>2019</strong><br />
sanayi kuruluşlarının tamamına<br />
hitap ediyor.<br />
Ev tekstilinde ikinci<br />
Ur-Ge projesini başlattı<br />
DOSABSİAD Yönetim Kurulu<br />
Başkanı İbrahim Öztürk, Ticaret<br />
Bakanlığı’nın destekleri arasında<br />
yer alan Ur-Ge<br />
projelerini bölgedeki<br />
firmalar için DOSAB<br />
Bölge Müdürlüğü ile<br />
uygulamaya geçirdiklerini<br />
söylüyor. Ev<br />
tekstili, otomotiv ve<br />
yan sanayi sektörleri<br />
için kümelenme projeleri<br />
yürüttüklerini<br />
belirten Öztürk, “Bakanlığın<br />
verdiği yüzde<br />
75 oranındaki desteklerden bölge<br />
firmalarının faydalanmasını<br />
hedefliyoruz. Birinci ev tekstili<br />
Ur-Ge projemizi tamamladık.<br />
İkinci projeye de başladık. Proje<br />
kapsamında yapılan tüm faaliyetlerin<br />
prefinansmanı DOSAB<br />
Bölge Müdürlüğü tarafından<br />
finanse ediliyor. Ur-Ge projelerinde<br />
destek kapsamında yapılan<br />
faaliyetlerde harcanan bütçe<br />
miktarı yaklaşık 2 milyon 500 bin<br />
dolar olup, 1 milyon 875 bin doları<br />
Ticaret Bakanlığı tarafından<br />
DOSABSİAD’ın<br />
ortalama<br />
üye sayısı:<br />
250<br />
desteklendi. Bakanlığın proje<br />
başına verdiği destek miktarı 3<br />
milyon dolar” diyor.<br />
“Üyelerimizi destekler<br />
hakkında bilgilendiriyoruz”<br />
Öztürk, diğer yandan üyelerini<br />
DOSABSİAD Teşvik ve Destek<br />
Birimi vasıtasıyla<br />
ulusal ve uluslararası<br />
teşvik, fon ve hibe gibi<br />
kaynaklar hakkında<br />
bilgilendirdiklerini ve<br />
işletmelerinde yararlanmaları<br />
için yol<br />
gösterici olduklarını<br />
anlatıyor. Öztürk,<br />
“Bölgemizdeki firmalara<br />
oeko tex kalite<br />
sertifikaları,<br />
sertifika yenilemeleri,<br />
test ve analiz<br />
giderleri, tasarım projeleri<br />
ve yatırım faaliyetleri<br />
gibi konularda<br />
verdiğimiz desteklerle<br />
geri kazanılmasını<br />
sağladığımız kazanç<br />
toplamda 2 milyon<br />
lirayı aştı. Sonuçlanması<br />
ile birlikte bu<br />
rakamı 10 milyon dolara çıkaracak<br />
olan projelerimiz ise devam<br />
ediyor” ifadelerini kullanıyor.<br />
DOSABSİAD’ın<br />
kurulduğu<br />
tarih:<br />
1987<br />
Türkiye’nin en önemli<br />
üretim üslerinden<br />
DOSABSİAD’ın üye portföyünü<br />
oluşturan DOSAB hakkında<br />
bilgi veren Öztürk, 483 hektar<br />
alanda kurulu olan bölgede, 347<br />
sanayi parselinin bulunduğunu<br />
dile getiriyor. DOSAB’ın 4,5 milyar<br />
doları aşan ihracatıyla Türkiye’nin<br />
en önemli üretim üslerinden<br />
biri olduğuna işaret eden<br />
Öztürk, şunları kaydediyor:<br />
“DOSAB; üretim, ihracat ve<br />
istihdam, hatta vergi gelirleri yönüyle<br />
Bursa ve Türkiye ekonomisine<br />
önemli kazanımlar sağlıyor.<br />
Bölgemiz sanayicilerinin geçen<br />
yıl ki ihracat performansını bu<br />
yıl da göstereceğini öngörüyoruz.<br />
DOSAB’da otomotiv<br />
yan sanayi ve tekstil<br />
ağırlıklı üretim yapılıyor.<br />
Bölgemizde<br />
sektörlerinin öncü<br />
firmaları bulunuyor.<br />
Diğer yandan organize<br />
sanayi bölgeleri<br />
üretim faaliyetlerinin<br />
belli bir disiplin içerisinde<br />
gerçekleşmesini<br />
sağlayan yapılardır.<br />
Bu da çevrenin korunmasından<br />
vergi avantajına kadar birçok<br />
imkan yaratır.”<br />
109
<strong>2019</strong><br />
Niltur, yurtiçi ve yurtdışı<br />
kültür turlarıyla büyüyor<br />
Kurulduğu günden bu yana Bursa turizmine önemli katkıları olan Niltur, umre ve hac seyahatleri<br />
alanında Türkiye’nin öncü firmaları arasında bulunuyor. Yurtiçinde tarihi, doğal ve termal odaklı<br />
turlar düzenleyen Niltur, yurtdışında da Osmanlı ve İslam eserlerinin bulunduğu ülke ve şehirleri<br />
takvimine alıyor.<br />
Niltur’un turizm ve seyahat<br />
sektörüne girişi<br />
1990 yılına uzanıyor. O<br />
yıllarda yurtiçi turlarda<br />
ve umre organizasyonlarında<br />
gönüllü rehberlik ve organizasyon<br />
sorumlulukları yapılıyor. 1994’e<br />
gelindiğinde İstanbul merkezli<br />
İspa Turizm’in Bursa şubesini<br />
açıyor. 2003’te Bursa’da Seyahat<br />
Rehberi Turizm A.Ş. ve Niltur<br />
Turizm kuruluyor. 2008’de ise<br />
konsolosluk işlemleri, havayolları<br />
takibi, havalimanı uğurlama ve<br />
karşılama hizmetleri için İstanbul<br />
ofisi hizmete giriyor. Niltur, bugün<br />
gelinen noktada ağırlıkla umre ve<br />
hac seyahatleri alanında hizmet<br />
veriyor. Bu konuda Türkiye’nin<br />
öncü firmaları arasında bulunuyor.<br />
Bursa kalkışlı yurt içi ve dışı turlar<br />
düzenliyor. Yurtiçinde tarihi, doğal<br />
ve termal odaklı turlar düzenleyen<br />
Niltur, yurtdışında da Osmanlı ve<br />
İslam eserlerinin bulunduğu ülke<br />
ve şehirleri tur takvimine alıyor.<br />
Mekke, Medine ve Cidde’de temsilcilikleri<br />
bulunan Niltur; Üsküp,<br />
Saraybosna, Dubai, Kudüs, Özbekistan,<br />
Hindistan, İspanya, Fas,<br />
İtalya, Paris, İsveç ve Malezya’da<br />
yerel seyahat acenteleriyle çalışıyor.<br />
Niltur, ulusal satışları sebebiyle<br />
her yıl Türk Hava Yolları tarafından<br />
ödüllendiriliyor.<br />
Bursa ve Türkiye’de<br />
şubeleşmeye odaklandı<br />
Niltur Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Erol Bodur, “Son dönemde odağımıza<br />
Bursa ve Türkiye’de şubeleşmeyi<br />
aldık. Bu yıl önemli portföye<br />
sahip olduğumuz İnegöl’de şube<br />
açtık. Bunun devamı da gelecek.<br />
Şirketimizi kurarken belirlediğimiz<br />
kalite politikamızı taviz vermeden<br />
uygulama gayretindeyiz.<br />
Bugün Niltur’u farklı kılan özelliklerden<br />
biri hizmet çeşitliliğidir. Bir<br />
turizm marketi gibi düşünebilirsiniz.<br />
Seyahat severlere ve portföyümüze<br />
turizmin tüm alanlarında<br />
EROL BODUR<br />
Niltur Yönetim Kurulu Başkanı:<br />
“Turizmciler olarak elimizi taşın altına<br />
koyup işletmelerimizi sürekli gelişen ve<br />
yeni destinasyonları takip eden dinamik<br />
bir yapıya kavuşturmalıyız.”<br />
110
<strong>2019</strong><br />
hizmet verebiliyoruz” diyor. Uzun<br />
yıllar Bursa’dan direkt kalkışlı yurtiçi<br />
kültür ve yurtdışı tur seçeneklerinin<br />
kısıtlı olduğuna değinen<br />
Bodur, şunları kaydediyor:<br />
“İstanbul’daki gruplarla birleşiyor<br />
ya da İzmit, Ankara gibi yol<br />
üzerinde gruplara katılmak mecburiyetinde<br />
kalınıyordu. Bu büyük<br />
bir zorluktu. Turları Bursa kalkışlı<br />
yaparak bu zorlukları geride bıraktık.<br />
Diğer yandan özenle seçilmiş<br />
kaliteli otellerde konaklanan tur<br />
programlarını önemsiyoruz. Bölgemizin<br />
en iyi rehberleriyle çalışıyoruz.<br />
Rehberlerimiz turun başından<br />
sonuna kadar gruplarımızla bir<br />
arada oluyor. GAP ve Karedeniz<br />
gibi uzun mesafeli turlarımızı<br />
uçakla gidiş-otobüsle<br />
dönüş ya da uçakla<br />
gidiş-dönüş şeklinde<br />
organize edip seyahati<br />
kolaylaştırıyor ve keyifli<br />
hale getiriyoruz.”<br />
Program içeriklerine<br />
yeni şehirler ekledi<br />
Niltur açısından<br />
2018 yılı Türkiye’nin turizm<br />
hedeflerine uygun<br />
olarak yükselişle geçti. Yurtiçi kültür<br />
turlarında yüzde 100 oranında<br />
büyüdü. Tur destinasyonlarına<br />
ilaveler yaptı. Program içeriklerine<br />
müşterilerin talebi doğrultusunda<br />
yeni şehirler ekledi. Uçaklı Doğu<br />
Karadeniz turları, Artvin, Machael,<br />
Borçka, Erzurum ilave edildi.<br />
GAP turlarında Diyarbakır ve<br />
2018 yılı<br />
yurtiçi turlarında<br />
büyüme oranı:<br />
%100<br />
Adıyaman’ı görme imkanı sağladı.<br />
Yurtdışında Hindistan, Özbekistan<br />
ve Malezya programa alındı.<br />
Bu yıl yurtiçi turlarda yüzde 50’lik<br />
büyüme öngören Niltur, bu doğrultuda<br />
otel ve uçak rezervasyonlarını<br />
hazırladı. Döviz kurunun<br />
yatay seyriyle yurtdışı turlarında<br />
da büyüme hedefleyen Niltur,<br />
kandil ve ramazan turlarıyla umre<br />
seyahatlerinde de önemli bir çıkış<br />
bekliyor.<br />
Doğu Ekspresi turları<br />
büyük talep alıyor<br />
Niltur’un yurtiçinde Karadeniz<br />
ve yaylalar, Doğu Karadeniz, GAP,<br />
otobüslü Konya ve Hz. Mevlana,<br />
Kapadokya, Batı Karadeniz,<br />
Söğüt-Bilecik ve Çanakkale-Edirne<br />
turları<br />
bulunuyor. Afyon,<br />
Balıkesir, Kütahya ve<br />
Bolu’ya termal turlar<br />
düzenliyor. Bu turlarda<br />
termal otel hizmetinin<br />
yanı sıra şehrin tarihi<br />
ve doğal güzelliklerini<br />
içeren bir kültür turunu<br />
misafirlerine hediye<br />
gediyor. Ayrıca Doğu<br />
Ekspresi ile Kars-Erzurum turları<br />
çok talep görüyor. ‘Bu Dünya Bizim<br />
memleket’ mottosuyla yurtdışı<br />
turları yapan Niltur, Osmanlı ve<br />
İslam eserinin bulunduğu bölgeleri<br />
odağına alıyor. Ayrıca doğal ve<br />
tarihi güzelliklere sahip, eski medeniyetlerin<br />
yaşadığı antik şehirler<br />
de seyahat planlarında bulunuyor.<br />
“Dünya şehirleriyle misafirlerimiz<br />
arasında önemli bir köprü olduğumuzu<br />
düşünüyorum. Ömrümüz<br />
oldukça da bunu hizmet aşkıyla<br />
yapmaya devam edeceğiz” diyen<br />
Bodur, şunları kaydediyor:<br />
“Çok tercih edilen Büyük Balkan<br />
Turları, Fas, İspanya-Endülüs,<br />
Hindistan, Özbekistan, Kudüs<br />
ve Mescid-i Aksa, Dubai, Malezya-Singapur,<br />
İran, Benelüks-Paris<br />
sürekli tur düzenlediğimiz destinasyonlar.<br />
Misafirlerimizle yaptığımız<br />
anketlere bağlı olarak yeni<br />
programları tur takvimimize ilave<br />
ediyoruz. Tur takvimimiz belli<br />
aralıklarla güncelleniyor.” Sektör<br />
sorunlarına da değinen Bodur,<br />
bunların başında damping fiyatların<br />
geldiğini sözlerine ekliyor.<br />
111
<strong>2019</strong><br />
Durak Muhallebicisi, yenilenen<br />
yüzüyle İzmir Yolu’nda<br />
Süt ürünlerinde 50 yıllık köklü geçmişe sahip olan Durak<br />
Muhallebicisi, 14 yıldır faaliyet gösterdiği İzmir Yolu şubesini<br />
yenileme çalışmasıyla daha modern hale getirirken, şube<br />
sayısını artırmayı gündemine aldı. Bir yandan da ürün<br />
geliştirme çalışmaları yapan Durak Muhallebicisi; lezzet,<br />
makul fiyat ve ürün kalitesiyle iddialı…<br />
Geçimini tarım ve hayvancılıkla<br />
sürdüren<br />
Çekirge Mahallesi’nin<br />
sütçüsü İbrahim Yurtoğlu’nun<br />
1969 yılında henüz<br />
çocuk yaştaki üç oğluyla atıldığı<br />
tatlı maceranın adı Durak Muhallebicisi...<br />
Osmanlı-Rus Savaşı<br />
ve işgal nedeniyle Bursa’nın<br />
Odunluk köyüne göç eden, tarım<br />
ve hayvancılıkla geçinen İsmail<br />
Çavuş’un oğullarından İbrahim<br />
Yurtoğlu önceleri hayvancılıkla<br />
uğraşıyor ve süt satıyordu. Geçirdiği<br />
bir kaza sonrasında atını ve<br />
arabasını yitiren İbrahim Yurtoğlu<br />
bir dükkân açmaya karar<br />
verdi ve Çekirge Meydanı’nda<br />
ilk Durak Muhallebicisi’ni 1969<br />
yılında faaliyete geçirdi. 50 yıllık<br />
köklü bir geçmişe sahip olan Durak<br />
Muhallebicisi, bugün üçüncü<br />
kuşak Emir, İsmail ve Kübra Yurtoğlu<br />
tarafından yönetiliyor. 1993<br />
yılından bu yana sütün yanında<br />
eti de işliyor. İmalathane dahil<br />
üç şubede 70 kişi istihdam ediyor.<br />
Durak Muhallebicisi Şirket<br />
Müdürü Emir Yurtoğlu, “50 yıldır<br />
Bursalılardan tam not alarak<br />
EMİR YURTOĞLU<br />
Durak Muhallebicisi Şirket Müdürü:<br />
“50 yıldır Bursalılardan tam not alarak<br />
hizmet vermeye devam ediyoruz. Lezzetimize,<br />
makul fi yatımıza, ürün kalitemize ve<br />
samimiyetimize güveniyorlar.”<br />
112
<strong>2019</strong><br />
hizmet vermeye devam ediyoruz.<br />
Müşterilerimiz lezzetimize, makul<br />
fiyatımıza, ürün<br />
kalitemize ve samimiyetimize<br />
güveniyor”<br />
diyor.<br />
Yurtoğlu, bugün<br />
gelinen noktada bir<br />
imalathane, İzmir<br />
Yolu ve Çekirge olmak<br />
üzere iki şubeyle<br />
hizmet verdiklerini<br />
söylüyor. Yeni şube<br />
açmak yerine 14 yıldır<br />
faaliyet gösterdikleri<br />
İzmir Yolu şubelerini<br />
geçen yıl daha modern hale<br />
getirme kararı aldıklarını belirten<br />
Yurtoğlu, “2018 sonunda başladığımız<br />
yenileme çalışmasını bu yıl<br />
tamamladık. Atıl olan bölümleri<br />
kullanılır hale getirdik, oyun parkı<br />
kurduk, rahat oturma alanları<br />
oluşturduk. Genç jenerasyonun<br />
ihtiyaçlarını daha da çok karşılayabilecekleri<br />
bir mekan haline<br />
getirdik” şeklinde konuşuyor. Ayrıca<br />
Ramazan ayında<br />
tüm hazırlıklarını<br />
tamamlamış olacaklarını<br />
ve halihazırda<br />
yenilenen ürünleri<br />
olmasıyla birlikte<br />
daha da geliştirmeyi<br />
amaçladıklarını vurguluyor.<br />
Durak<br />
Muhallebicisi’nin<br />
kurulduğu<br />
tarih:<br />
1969<br />
Firmanın<br />
toplam<br />
istihdamı:<br />
70<br />
Şube sayısını<br />
arttırmayı planlıyor<br />
Emir Yurtoğlu, 2020 yılı itibariyle<br />
ülke ekonomisinin daha<br />
da iyi olacağını düşünerek, iki<br />
yıl sonrası için yeni şube planları<br />
olduğunun bilgisini veriyor.<br />
“2018 yılı <strong>2019</strong>’un habercisiydi.<br />
Krizi fırsata çevirmeyi<br />
düşündük ve<br />
İzmir Yolu şubemizin<br />
yenilenmesi gibi zor<br />
ve maliyeti bir plan<br />
yaptık. Üstesinden<br />
de geldik” ifadelerini<br />
kullanan Yurtoğlu,<br />
<strong>2019</strong> yılında büyümenin<br />
kısıtlı olacağını<br />
tahmin ettiklerinden<br />
2020-2021 yılları için<br />
planlama yaptıklarını<br />
söylüyor.<br />
Izgara ürünleriyle de<br />
damak tadına hitap ediyor<br />
İzmir Yolu şubelerinin 2005,<br />
Çekirge şubelerinin de 2007 yılından<br />
bu yana ızgara ürünleriyle<br />
de müşterilerinin damak tadına<br />
hitap ettiğini dile getiren Yurtoğlu,<br />
“İşinin ehli ustalarımızın<br />
ellerinden bize özel kestirdiğimiz<br />
hayvanların belirli bölümlerini<br />
kullanarak, lezzet farkımızı<br />
ortaya koyuyoruz.<br />
Muhallebicilikte<br />
kahvaltıda kullanılan<br />
ürünler önemlidir. Bu<br />
yiyeceklerimizi damak<br />
tadına önem vererek<br />
hazırlıyoruz. Durak<br />
Muhallebicisi olarak<br />
fazla çeşit yerine damak<br />
tadına ve kaliteye<br />
odaklanıyoruz”<br />
vurgusu yapıyor. Yurtoğlu, Durak<br />
Muhallebicisi olarak Örnek İşyeri<br />
Belgesi’ne sahip olduklarına da<br />
dikkat çekiyor.<br />
“Maliyetten önce insan<br />
sağlığını düşünüyoruz”<br />
Sektör sorunlarına değinen<br />
Yurtoğlu, kalifiye eleman yetersizliğinin<br />
bunların başında geldiğini<br />
ifade ediyor. “Diğer yandan<br />
rekabet koşulları adil değil. Firmaların<br />
kullanılan malzemenin<br />
kalitesine dikkat etmeden fiyat<br />
düşürmesi sektörü kötü etkiliyor”<br />
diyen Yurtoğlu, “Durak Muhallebicisi<br />
olarak en büyük özelliğimiz<br />
insanların evlerinde kullandığı<br />
ürünleri üretimde kullanmamızdır.<br />
Hiçbir ürünümüze tatlandırıcı,<br />
kıvam verici, renklendirici<br />
gibi katkı maddesi koymuyoruz.<br />
80’li yıllarda rahatça bulabildiğimiz<br />
gıdaları, bugün endüstriyel<br />
olmalarına rağmen doğal üretim<br />
yaptığına emin olduğumuz firmalardan,<br />
daha yüksek fiyat ödeyerek<br />
alıyoruz. Çünkü işletmemiz<br />
için maliyetten önce insan sağlığı<br />
geliyor” ifadelerini kullanıyor.<br />
114
<strong>2019</strong><br />
Prestige Mensucat, dünya<br />
markaları arasında yerini aldı<br />
Döşemelik kumaş üreminde sektör öncüleri arasında yer alan<br />
Prestige Mensucat, özellikle son beş yıldır dünya markaları<br />
tarafından tercih ediliyor. Ağırlıklı Avrupa ve Amerika’ya ihracat<br />
yapıyor. Diğer yandan Turquality için çalışmalar yürüten Prestige,<br />
bu yılın sonuna kadar Bakanlık onaylı Ar-Ge merkezi olmayı<br />
planlıyor.<br />
Kökleri 1950’li yıllara<br />
uzanan Yaşarlar Şirketler<br />
Grubu, bugün<br />
tekstil, turizm<br />
ve tarım sektörlerinde faaliyet<br />
gösteriyor. Bünyesinde Prestige<br />
Mensucat, Yaşar Turizm, Giptaş,<br />
Yaşarlar Seracılık, Batuser<br />
Turizm ve Prestige Dış Ticaret<br />
olmak üzere 6 şirketi ve 1200<br />
çalışanı bulunuyor. Bu şirketler<br />
arasında ön plana çıkan döşemelik<br />
kumaş üreticisi Prestige Mensucat,<br />
sanayi duayeni merhum<br />
Ahmet Yaşar tarafından 1994<br />
yılında kuruldu. Ahmet Yaşar’ın<br />
2018 yılında vefatının ardından<br />
bugün üçüncü kuşağın yönetiminde<br />
üretime devam ediyor.<br />
Prestige Mensucat, kalite hizmetleri<br />
ve yenilikçi fikir anlayışı<br />
ile yurt içi ve dışında sektörünün<br />
önde gelen firmaları arasında<br />
yer alıyor. Fabrikasında bulunan<br />
32 jakarlı tezgah, büküm, iplik<br />
boya, kumaş boya ve apresi ile<br />
entegre bir tesis olmakla birlikte<br />
yıllık 1 milyon 400 bin metre kumaş<br />
üretim kapasitesine sahip.<br />
2007 itibariyle kadife üretimine<br />
başlayan Prestige, 15 adet Van<br />
de Wiele marka dokuma tezga-<br />
BÜLENT YAŞAR<br />
Prestige Mensucat Yönetim Kurulu Başkanı:<br />
“Ar-Ge’ye ve teknoloji yatırımlarına önem<br />
veriyoruz. Cironun yüzde 5’ini bu yöndeki<br />
yatırımlara ayırıyoruz.”<br />
116
<strong>2019</strong><br />
hıyla, yılda 700 bin<br />
metre kadife kumaş<br />
üretiyor.<br />
Her yıl üç ana<br />
koleksiyon hazırlıyor<br />
Üretimin ve yönetimin<br />
bilgisayar<br />
kontrolünde yapıldığı<br />
Prestige Mensucat’ta<br />
desen departmanı,<br />
dünya trendlerini ve renk<br />
seçeneklerini takip ederek, her<br />
yıl üç adet ana koleksiyon hazırlıyor.<br />
Müşteri memnuniyetini<br />
temel prensip edinen Prestige,<br />
proje bazlı veya müşteri odaklı<br />
çalışıyor. Dünyanın<br />
en prestijli makine<br />
markaları ile oluşturulan<br />
entegre tesis,<br />
dokumadan iplik<br />
kumaş boyaya ve her<br />
türlü finish işlemine<br />
kadar geniş bir yelpazeye<br />
sahip. İstihdam<br />
sayısı ise 125…<br />
Prestige’nin<br />
yıllık kumaş<br />
üretim kapasitesi:<br />
1.400.000 metre<br />
Giptaş’ın yıllık<br />
gipe iplik<br />
üretim kapasitesi:<br />
7.200 ton<br />
Mevcut pazarlarda<br />
büyümeye odaklandı<br />
Özellikle son beş yıldır dünya<br />
markaları tarafından tercih<br />
edildiklerini söyleyen Prestige<br />
Mensucat Yönetim Kurulu<br />
Başkanı Bülent Yaşar, “Eskiden<br />
Ortadoğu pazarına hitap ediyorduk.<br />
Daha sonra<br />
Avrupa’ya hitabeden<br />
desenler geliştirdik.<br />
Bazı ülkelere ürünlerimizi<br />
Prestige markası<br />
ile pazarlıyoruz.<br />
Örneğin İran bu ülkelerden<br />
biridir” diyor.<br />
Şu an ağırlıklı Avrupa<br />
ve Amerika’ya ihracat<br />
yapan Prestige,<br />
bu pazarlardan daha çok pay<br />
almayı hedefliyor. Almanya ve<br />
İngiltere, Avrupa’da öne çıktığı<br />
pazarlar arasında yer alıyor.<br />
Diğer yandan döşemelik kumaşın<br />
katma değeri yüksek bir ürün<br />
olduğuna işaret eden<br />
Yaşar, “Geçmişten<br />
beri bu böyleydi.<br />
Şimdi Türkiye’de<br />
50 tane mobilyacı<br />
varsa 49’u Prestige<br />
markasını bilir. Bu<br />
yüzden yaptığımız<br />
işin kaliteli olmasına<br />
özen gösteriyoruz.<br />
Genelde iç piyasada<br />
isim yapmış üreticilere<br />
mal veriyoruz” ifadelerini<br />
kullanıyor.<br />
Ar-Ge merkezi kurmak<br />
için hazırlıklara başladı<br />
Yaşar, Ar-Ge faaliyetlerine ve<br />
teknoloji yatırımlarına önem verdiklerinin<br />
altını çizerek, Prestige<br />
Mensucat olarak bugün gelinen<br />
noktada cironun yüzde 5’ini bu<br />
yöndeki yatırımlara ayırdıklarını<br />
vurguluyor. Yaşar, “Turquality<br />
çalışması için harekete geçtik.<br />
Ayrıca bu yılın sonuna kadar<br />
Bakanlık onaylı Ar-Ge merkezi<br />
olmayı planlıyoruz” şeklinde<br />
konuşuyor.<br />
118
<strong>2019</strong><br />
Yeşilova Holding, son 5 yılda<br />
ihracatını 5’e katladı<br />
Bugün çoğunluğu Avrupa’da olmak üzere 37 ülkeye ihracat<br />
yapan Yeşilova Holding, son 5 yıl içerisinde, ihracat oranını 5’e<br />
katladı. Yeşilova Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı<br />
Yalçın Yeşilova, Avrupa’dan gelen talebin arttığını belirterek,<br />
“Bu yıl tüm grup ciromuzun yüzde 50-55 bandı döviz cinsinden<br />
olacak” diyor.<br />
Ağırlıklı alüminyum ve<br />
alüminyum ile paralel<br />
ürünler konusunda<br />
üretim yapan Yeşilova<br />
Holding grup şirketleri bünyesinde<br />
Can Alüminyum, Canel Otomotiv,<br />
Cansan Alüminyum, Can Metal,<br />
Canray Ulaşım, Yeşilova Ar-Ge<br />
Merkezi gibi birbirine entegre<br />
olmuş şirketler bulunuyor. Yeşilova<br />
ayrıca Bursa’nın ilk ve tek LEED<br />
sertifikalı oteli Holiday Inn Bursa<br />
City Centre’da, turizm sektörüne<br />
yönelik çalışmalar yürütüyor.<br />
Türkiye’nin yanı sıra Almanya’daki<br />
girişimi Cansan GmbH, başta<br />
otomotiv sektörü olmak üzere solar<br />
enerji sistemleri, raylı sistemler,<br />
makine endüstrisi, inşaat gibi birçok<br />
farklı sektör için hizmet veriyor.<br />
Rusya’daki yatırımı CMTG Otomotiv’de<br />
de Rus ticari taşıt pazarına<br />
otobüs cam çerçeveleri ve bagaj<br />
rafları üretiyor. Yeşilova Holding<br />
Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı<br />
Yalçın Yeşilova, “Yeşilova markasının<br />
her yeni girişimi aslında bizim<br />
için mihenk taşı oldu. Çünkü her<br />
adımda hem sektörel bilgi olarak<br />
güçlü bir vizyon kazandık hem de<br />
istihdam sayımızla ülkemize olan<br />
katkımızı artırdık. O yüzden Can<br />
Alüminyum’dan Cansan Gmbh’a<br />
kadar geçen zamanda her aldığımız<br />
karar ve yatırım önemli bir yer<br />
sahibi bizim için” diyor. Yeşilova<br />
Holding’in ağırlıklı olarak alüminyum<br />
üzerine yoğunlaşan 9 şirketiyle<br />
bugün otomobil endüstrisinden<br />
raylı sistemlere, alüminyum profil<br />
çözümlerinden döküme kadar aynı<br />
hammaddeyi farklı şekilleriyle işleyen<br />
ve pazarlayan şirket olduğunu<br />
belirten Yeşilova, “Açıkçası bugünün<br />
dünyasında tek başına hareket<br />
ederek başarı yakalayabilmenin<br />
çok kolay olmadığını düşünüyorum.<br />
Bu nedenle dünya ile rekabette,<br />
YALÇIN YEŞİLOVA<br />
Yeşilova Holding Yönetim Kurulu<br />
Başkan Yardımcısı:<br />
“Türkiye’de faaliyet gösterdiğimiz alanda<br />
ihracatını en hızlı artıran şirketlerden biri<br />
olduğumuza inanıyorum.”<br />
120
<strong>2019</strong><br />
kendi içimizdeki birliktelikten güç<br />
alarak hareket edelim diye çalışma<br />
arkadaşlarımızla yaptığımız değerlendirmeler<br />
sonucunda da mottomuzu<br />
‘İş Birliği & Sinerji’ olarak<br />
belirledik” vurgusunu yapıyor.<br />
“Alanımızda ihracatını en hızlı<br />
artıran şirketlerden biriyiz”<br />
Son 10 yıldır çok planlı bir gelişim<br />
dönemi geçirdiklerinin bilgisini<br />
veren Yeşilova, kurumsallık<br />
anlamında çok<br />
ciddi yol aldıklarını<br />
aktarıyor. “Planlı ve<br />
programlı bir yolculuğumuz<br />
var ve bu planların<br />
büyük bölümü<br />
de sayısal büyümeden<br />
çok niteliksel anlamda<br />
büyümeye odaklanma<br />
yönünde oluyor” diyen<br />
Yeşilova, şöyle devam<br />
ediyor:<br />
“Yılsonunda baktığımızda bu<br />
büyümeyi hem müşteri memnuniyetlerinin<br />
artışında hem de istihdam<br />
oranı ve yatırımlarımızda net<br />
biçimde görüyoruz. Sayısal açıdan<br />
bakarsak da tüm grup şirketlerimiz<br />
geçtiğimiz son 5 yıl içerisinde<br />
ihracat oranını 5 katı artırma başarısını<br />
gösterdi. Türkiye’de faaliyet<br />
gösterdiğimiz alanda ihracatını en<br />
hızlı artıran şirketlerden biri olduğumuza<br />
inanıyorum. Bu konudaki<br />
farkındalığımız, adaptasyonumuz<br />
her geçen gün gelişim gösteriyor.”<br />
“Avrupa’dan daha fazla<br />
talep alır hale geldik”<br />
Gelinen noktada bu yıl için<br />
tüm grup cirosunun yüzde 50-55<br />
Yeşilova Holding<br />
bünyesindeki<br />
şirket sayısı:<br />
9<br />
bandının döviz cinsinden olacağını<br />
söyleyen Yeşilova, hizmet verdikleri<br />
sektörlerde alüminyuma olan<br />
talep Avrupa’da olduğu için uzun<br />
yıllardır bu bölgelerle yoğun ilişkiler<br />
geliştirdiklerini belirtiyor. “Son<br />
dönemde yaptığımız teknolojik yatırımlarımız,<br />
mühendislik gücümüz<br />
ve yıllar içinde oluşturduğumuz<br />
bilgi birikimimiz sayesinde o bölgelerden<br />
daha fazla talep alır hale<br />
geldik” diyen Yeşilova,<br />
“İhracat rotamızı da<br />
bu gidişat belirledi<br />
diyebiliriz. Bugün<br />
grup olarak çoğunluğu<br />
Avrupa’da olmak<br />
üzere 37 ülkeye ihracat<br />
yapıyoruz. Mercedes,<br />
Volkswagen, Ford,<br />
Fiat gibi otomotiv ana<br />
sanayiine alüminyumdan<br />
güvenlik parçaları,<br />
yapısal parçalar ve görsel aksesuar<br />
parçaları tedarik ediyoruz. Alüminyum<br />
profil ve döküm parçalarımızın<br />
ihracatı Almanya’da kurmuş<br />
olduğumuz satış ve pazarlama<br />
şirketi üzerinden Avrupa’nın her bir<br />
yanına dağıtılıyor. Raylı sistemlere<br />
yönelik ürünlerimizin yine tamamı<br />
Avrupa’ya ihraç ediliyor” bilgisini<br />
veriyor.<br />
Ar-Ge faaliyetlerinin odağında<br />
yeni ürünler ve teknolojiler var<br />
“Bugüne kadar ağırlıklı olarak<br />
otomotiv sektörü ve raylı sistemler<br />
endüstrisi üzerine yaptığımız Ar-<br />
Ge ve inovasyon çalışmalarımıza<br />
ek ürün ve teknoloji yol haritamız<br />
çerçevesinde farklı endüstriler için<br />
araştırmalarımıza başlamış bulunuyoruz.<br />
Ar-Ge çalışmalarımızı<br />
özellikle holding şirketlerine yeni<br />
ürünler ve yeni teknolojiler kazandırma<br />
odağında gerçekleştiriyoruz”<br />
diyen Yeşilova, şunları kaydediyor:<br />
“Genel anlamda çalışmalarımız<br />
da şirketlerimizde üretilmemiş<br />
olan ürünler noktasında; yeni ürün<br />
geliştirme çalışmaları, bu ürünlerin<br />
sanal ve fiziksel doğrulama çalışmaları,<br />
prototiplerinin geliştirilmesi,<br />
ardından ilgili şirketlere devredilerek,<br />
o şirketler tarafından ticarileştirilmesini<br />
içeriyor. Bu kısım daha<br />
çok Ar-Ge içerisinde ürün geliştirme<br />
tarafını oluşturmaktadır. Global<br />
trendleri yakinen takip ederek<br />
yenilikçi projelerimizi belirliyoruz.<br />
Alüminyum malzeme odaklı geliştirme<br />
konusunda ise malzemenin<br />
Ar-Ge malzeme laboratuvarında<br />
doğrulanması ve geliştirilmiş malzeme<br />
çalışmalarının yeni ürünlere<br />
entegre edilmesiyle ilgili faaliyetlerimiz<br />
mevcut. Diğer yandan Ar-Ge<br />
merkezi içerisinde devlet tarafından<br />
teşvik verilen ulusal TÜBİTAK<br />
projelerimiz de var. Bunlar da genel<br />
anlamda yeni ürünlere ve proseslere<br />
yönelik çalışmalar. Özellikle son<br />
dönemde alüminyum ile farklı malzemelerin<br />
birleştirme teknolojileri<br />
özelinde araştırma ve çalışmalarımız<br />
mevcut.” Diğer yandan Avrupa<br />
Birliği gibi uluslararası projelerle ilgili<br />
de girişimleri olduğuna değinen<br />
Yeşilova, bu alanda özellikle son<br />
bir yılda girişimlerini ciddi oranda<br />
artırdıklarını sözlerine ekliyor.<br />
121
<strong>2019</strong><br />
BYB Etiket, teknolojik altyapısını<br />
yatırımlarla güçlendiriyor<br />
Son 6 yılda gerek bina gerekse mevcut altyapının teknolojik yenilenmesi noktasında ciddi yatırımlara<br />
imza attıklarını söyleyen BYB Etiket ikinci kuşak yöneticisi Evren Dağdeviren, “Türkiye’nin önemli bir<br />
markası olduk ama bununla yetinmemiz söz konusu değil. Maksimum müşteri memnuniyetini hedef alarak<br />
büyümeye devam ediyoruz” diyor.<br />
BYB Etiket, 1988 yılında<br />
Bursa’nın ilk rulo etiket<br />
üreten firması olarak<br />
kuruldu. İlk dönemlerinde<br />
ağırlıklı tekstil ve otomotiv<br />
yan sanayisine yönelik çalıştı ve<br />
yatırımlarını buna göre şekillendirdi.<br />
2002’de aldığı karar doğrultusunda<br />
tekstil ve otomotive<br />
ilave olarak başta gıda sektörü<br />
olmak üzere deterjan, kozmetik<br />
ve kimya sanayi gibi tüketimi hızlı<br />
olan alanlara da üretim yapabilmek<br />
amacıyla yatırımlara yöneldi.<br />
BYB Etiket, bugün gelinen<br />
noktada rulo olarak yapışkanlı<br />
ve yapışkansız her türlü etiket<br />
üretimi yapıyor. Yaptığı teknolojik<br />
yatırımlar sayesinde bütün ünitelerinde<br />
UV baskı uygulayabilecek<br />
kapasiteye ulaşan BYB Etiket,<br />
bobinden bobine 8 renge kadar<br />
baskılı ve baskısız her türlü kendinden<br />
yapışkanlı etiket üretebiliyor.<br />
2018 yılını üretim ve ciro<br />
anlamında artıda kapattı<br />
BYB Etiket ikinci kuşak yöneticisi<br />
Evren Dağdeviren, “Günümüzde<br />
üretim yapan her firmanın<br />
ürünlerini tanıtabilmesi ve sevk<br />
edebilmesi için etikete ihtiyacı<br />
var. Dolayısıyla sektör ayırmaksızın<br />
üretim yapan her firma<br />
potansiyel müşterimiz konumunda”<br />
diyor. Aylık ortalama 500 bin<br />
metrekare etiket ürettiklerinin<br />
EVREN DAĞDEVİREN<br />
BYB Etiket<br />
ikinci kuşak yöneticisi<br />
“Baskı adedine bağlı olarak<br />
üretim yapabilen çok sayıda makinemiz<br />
var. Dolayısı ile her traja<br />
uygun, yapışkanlı ve yapışkansız<br />
rulo etiket üretebiliyoruz. Şu an<br />
için ihracat dahil önemli markaların<br />
işlerini yapıyoruz. Kaliteye<br />
verdiğimiz önem sayesinde<br />
müşterilerimizin vazgeçilmez<br />
çözüm ortaklarından olduk.<br />
Türkiye’nin dört bir yanına etiket<br />
üretiyoruz. Bununla birlikte ihracatımız<br />
da devam ediyor.”<br />
122
<strong>2019</strong><br />
bilgisini veren Dağdeviren,<br />
2018’in özellikle<br />
son iki çeyreğinin ekonomi<br />
açısından çok iyi<br />
geçmese de firmalarının<br />
bir önceki yıla göre<br />
ciro ve üretim miktarı<br />
olarak yılı artıda kapattığını<br />
vurguluyor.<br />
Dağdeviren, “Baskı<br />
adedine bağlı olarak<br />
üretim yapabilen çok sayıda makinemiz<br />
var. Dolayısı ile her traja<br />
uygun, yapışkanlı ve yapışkansız<br />
rulo etiket üretebiliyoruz. Şu an<br />
için ihracat dahil önemli markaların<br />
işlerini yapıyoruz. Kaliteye<br />
verdiğimiz önem sayesinde müşterilerimizin<br />
vazgeçilmez çözüm<br />
ortaklarından olduk” diyor.<br />
Altyapısını teknolojik<br />
yatırımlarla güçlendiriyor<br />
Her üretim yapan firmada olduğu<br />
gibi ilk hedeflerinin müşterilerine<br />
daha iyi ve kaliteli hizmet<br />
verebilmek için yatırımlarına<br />
devam etmek olduğunu söyleyen<br />
Dağdeviren, son 6 yılda gerek<br />
bina gerekse mevcut altyapının<br />
Firmanın<br />
kurulduğu tarih:<br />
1988<br />
teknolojik yenilenmesi<br />
noktasında ciddi yatırımlara<br />
imza attıklarını,<br />
bununla birlikte<br />
gıda, kozmetik ve deterjan<br />
sektörlerindeki<br />
iddialarını güçlendirdiklerini<br />
vurguluyor.<br />
Dağdeviren, “Yurtiçinde<br />
Türkiye’nin dört bir<br />
yanına etiket üretiyoruz.<br />
Bununla beraber ihracatımız<br />
devam ediyor. Özellikle<br />
gıda sektöründeki<br />
markalardan ciddi<br />
talep alıyoruz. Sınırsız<br />
iş hacmiyle yılın 12 ayı<br />
durmadan çalışıyoruz.<br />
Türkiye’nin önemli bir<br />
markası olduk ama<br />
bununla yetinmemiz<br />
söz konusu değil. 2<br />
bin metrekare alanda<br />
maksimum müşteri<br />
memnuniyetini hedef alarak büyümeye<br />
devam ediyoruz. Çağımızın<br />
getirdiği teknik imkanlar<br />
ve işinde uzman personelimizle,<br />
müşterilerimizin istek ve ihtiyaçlarına<br />
bağlı olarak çok farklı<br />
BYB Etiket’in aylık<br />
ortalama üretimi:<br />
500 bin m 2<br />
ürün taleplerine cevap veriyoruz”<br />
ifadelerini kullanıyor.<br />
Dağdeviren, etiketin ürünün<br />
kimliği olduğunu, gelişmiş ülkelerde<br />
tek bir bisküvinin, küçük bir<br />
çikolatanın bile ambalajlandığını<br />
anlatıyor. “Bu ülkelerde ambalajda<br />
görselliğin raf etkisinin çok<br />
önem kazandığı bir pazar var.<br />
Türkiye’de de ambalaja giren<br />
ürün çeşidi gün geçtikçe artıyor”<br />
diyen Dağdeviren, şunları kaydediyor:<br />
“Standart ambalajlı<br />
ürünler kabuk değiştiriyor<br />
ve görsellik<br />
gittikçe önem kazanıyor.<br />
Her geçen gün<br />
ambalaja ve etikete<br />
verilen değer artıyor.<br />
Üretimin olmazsa<br />
olmaz kalemlerinden<br />
birini yapıyoruz. Etiket, firmaların<br />
bütçelerinde nokta ile gösterilecek<br />
kadar küçük bir giderdir ama<br />
hayati önem taşıyan bir üretim<br />
koludur. Etiketsiz bir ürünün satışı<br />
mümkün değil.”<br />
124
<strong>2019</strong><br />
Alpiş, Aden House’u taahhüt<br />
süresinden 6 ay önce teslim etti<br />
Seçkin konut ve işyeri projeleri üreten Alpiş İnşaat, Bursa’nın en prestijli projeleri arasında gösterilen<br />
Alpiş Aden House projesini de taahhüt süresinden 6 ay önce teslim etti. Alpiş Group Yönetim Kurulu<br />
Başkanı Sertaç Karaalp, projenin 690 daire ve 2 bin metrekare ticari alana sahip olduğunu belirterek,<br />
“21 bin metrekarelik alan üzerinde 300 milyon TL maliyetle Bursa’ya kazandırdık” diyor.<br />
Alpiş Group’un projelerini<br />
taahhüt tarihinden erken<br />
teslim etme alışkanlığının<br />
artık bir gelenek<br />
haline geldiğini belirten Alpiş<br />
Group Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Sertaç Karaalp, “Bursa’nın en<br />
prestijli projeleri arasında yer alan<br />
Alpiş Aden House projesini de taahhüt<br />
süresinden 6 ay önce teslim<br />
etmiş olmanın mutluluğu içerisindeyiz”<br />
diyor. 10 Temmuz 2017<br />
tarihinde temeli atılan 690 daire ve<br />
2 bin metrekare ticari<br />
alana sahip proje ile ilgili<br />
değerlendirmelerde<br />
bulunan Karaalp, “21<br />
bin metrekarelik alan<br />
üzerinde 300 milyon<br />
TL maliyetle Bursa’ya<br />
kazandırdık. Alpiş<br />
Aden House, İstanbul<br />
Caddesi üzerinde güzel<br />
bir lokasyonda ve proje<br />
üzerinde çok çalıştık.<br />
690 dairenin her biri 15 katlı olmak<br />
üzere 8 bloktan oluşuyor. Bir kere<br />
İstanbul Caddesi üzerindeyiz. İki<br />
blok rezidans olmak üzere konumlandırdık.<br />
1 blok 1+1, 1 blok da<br />
2+1 şeklinde planlandı ve bunların<br />
altında ana cadde üzerinde 2 bin<br />
Alpiş<br />
Aden House’daki<br />
daire sayısı:<br />
690<br />
metrekare ticari alanlar mevcut.<br />
Alpiş Aden House çok nitelikli<br />
bir proje ve diğer bloklarımız da<br />
2+1, 2,5+1, 3+1, 3,5+1 şeklinde<br />
tamamlandı. Çatı dublekslerimiz<br />
ise 5,5+1 özelliğinde” şeklinde<br />
konuşuyor.<br />
Sosyal faaliyet<br />
alanlarına özen gösterildi<br />
Karaalp, projede sosyal faaliyet<br />
alanları ayırmaya da özen gösterdiklerini<br />
belirterek, “Üç ayrı kapalı<br />
yüzme havuzumuz, üç<br />
ayrı fitness salonumuz,<br />
üç ayrı saunamız ve<br />
Türk hamamımız, üç<br />
yazlık ve iki de kapalı<br />
olmak üzere çocuklar<br />
için oyun alanları ve<br />
salonları bulunuyor”<br />
ifadelerini kullanıyor.<br />
Her daireye kapalı otopark<br />
olacak şekilde iki<br />
katı otoparka ayırdıklarını<br />
ve otoparklardan dairelere<br />
direkt çıkış yapılabileceğini anlatan<br />
Karaalp, şunları kaydediyor:<br />
“Şehrin Kalbinde, Hayallerin<br />
Ötesinde sloganıyla başlattığımız<br />
21 bin metrekarelik projemizin<br />
14 bin metrekaresini yeşil alan ve<br />
peyzaj uygulamalarına ayırdık.<br />
Yani bu proje hem şehrin içerisinde,<br />
kalbinde hem de yeşil bir<br />
projedir. Alpiş Group çalışmalarına<br />
aralıksız devam edecek. Diğer<br />
yandan yeni projeler için hazırlıklar<br />
yürütüyoruz.”<br />
SERTAÇ KARAALP<br />
Alpiş Group Yönetim Kurulu Başkanı:<br />
“Alpiş Aden House, İstanbul Caddesi<br />
üzerinde güzel bir lokasyonda ve proje<br />
üzerinde çok çalıştık.”<br />
126
<strong>2019</strong><br />
MAKALE<br />
PINAR TAŞDELEN ENGİN<br />
UTİB Yönetim Kurulu Başkanı:<br />
UİB bünyesinde 1986 yılında<br />
Bursa’da kurulan UTİB’in<br />
halen 2 bin 295 üyesi bulunuyor.<br />
Almanya, ABD,<br />
İngiltere, Romanya, Fas, İspanya,<br />
Mısır, İtalya, Bulgaristan ve Hollanda<br />
başta olmak üzere dünyanın tüm<br />
kıtalarında 160’dan fazla ülke ve bölgeye<br />
ihracat gerçekleştiren UTİB,<br />
2018 sonunda, bir önceki yılın aynı<br />
dönemine göre, yüzde 7,7 artışla, 1<br />
milyar 267 milyon dolar toplam ihracat<br />
değerine ulaştı. Aynı zamanda<br />
2018 yılında UTİB’in kilogram<br />
başına ortalama ihracat<br />
değeri 8,27 dolar düzeyine<br />
yükseldi.<br />
Türk tekstil sektörü,<br />
kurulu kapasitesi ve iğ<br />
sayısı itibariyle, dünyada<br />
6’ncı, rotor sayısında ise<br />
4’üncü sırada bulunuyor.<br />
Türkiye, Avrupa kıtasının<br />
en büyük tekstil üreticisi<br />
ülkesi konumunda yer alıyor. Bunun<br />
yanı sıra ülkemiz dünyada 7’nci<br />
büyük pamuk üreticisi. Ev tekstilinde<br />
broderi ve gipür üretimi için<br />
kurulan makine parkı, dünyanın en<br />
büyük makine parkıdır. Avrupa’nın<br />
en büyük nevresim üreten fabrikası<br />
Türkiye’de kuruludur. Ülkemiz<br />
aynı zamanda havlu konusunda<br />
dünyanın ilk üç tedarikçisinden<br />
biri. Yine dünya tekstil ihracatında<br />
Türkiye’nin payı yaklaşık yüzde 3,<br />
ev ve mekan tekstilinde yüzde 4,5 ve<br />
teknik tekstillerde yüzde 1,5…<br />
UTİB, hazır giyim ile birlikte en<br />
fazla dış ticaret fazlası veren iki ana<br />
sektörden biri olan tekstilin çok<br />
önemli oyuncularından biridir. Son<br />
yıllarda birçok kongre, çalıştay, uluslararası<br />
Ar-Ge Proje Pazarı, uluslararası<br />
fuarlara milli katılım, alım<br />
heyetleri, trend alanları, seminerler,<br />
eğitim gibi etkinlikler düzenleyerek<br />
sektöre ve diğer öncü sektörlere<br />
örnek olma başarısını gösteriyor.<br />
UTİB’in<br />
üyesi sayısı:<br />
2.295<br />
UTİB’in kilogram başı<br />
ihracat değeri<br />
8.27 dolara yükseldi<br />
İhracatta ilk sırada<br />
AB ülkeleri bulunuyor<br />
Ülke grubu bazında bakıldığında,<br />
Avrupa tekstil konusunda Türkiye’nin<br />
lojistik pozisyonuna, hızlı<br />
ve hatasız servis anlayışına ihtiyaç<br />
duyuyor. Dolayısıyla toplam tekstil<br />
ihracatımızın yüzde 56’sı ve toplam<br />
hazır giyim ihracatımızın yüzde 80’i<br />
AB ülkelerine yapılıyor. AB ülkeleri<br />
hem tekstilde hem de hazır giyim<br />
sektöründe ülkemizin ilk sıradaki<br />
partneri olmaya devam ediyor.<br />
UTİB’in yıllık bazda en<br />
çok ihracat gerçekleştirdiği<br />
ilk beş ülke sırasıyla Almanya,<br />
ABD, Birleşik Krallık,<br />
Romanya ve Fas’tan oluşuyor.<br />
UTİB olarak dünyanın<br />
en büyük üçüncü ithalatçısı<br />
olan ABD’ye 2018<br />
yılında, bir önceki yılın aynı<br />
dönemine, göre yüzde 23,5<br />
artışla, 77,4 milyon dolar<br />
ihracat yaptık. ABD’ye söz konusu<br />
dönemde kilogramı ortalama 10,5<br />
dolar değerinden tekstil ihraç ettik.<br />
Türkiye’nin ABD ile karşılıklı olarak<br />
tekstil ve hazır giyim dış ticaret<br />
toplamı ve buna ilaveten ABD’li<br />
global şirketlerin üretim yaptıkları<br />
çok sayıda ülke ile ticaretimiz her<br />
geçen yıl artış gösteriyor. Bu veriler<br />
gösteriyor ki, ABD ve Türkiye bu<br />
sektörde birbiri için önemli ülkeler<br />
olduğunu gitgide daha iyi anlıyor.<br />
Bu bağlamda karşılıklı ticaret ve<br />
işbirliği imkanlarını geliştirmeye<br />
devam edeceğiz.<br />
Rusya pazarı<br />
yeniden ivmeleniyor<br />
Bir başka olmazsa olmaz pazarımız<br />
Rusya. Türkiye’nin Rusya’ya<br />
tekstil ihracatı 2011, 2012, 2013 yıllarında<br />
1 milyar doların üzerinde idi.<br />
2018 yılında ülkemizden Rusya’ya<br />
toplam tekstil ihracatımız yüzde 111<br />
artış ile 207 milyon dolar bandına<br />
yükseldi. Rusya’daki başarılı pozisyonumuzu<br />
tekrar kazanma potansiyelimiz<br />
çok yüksek. Rusya’nın<br />
sektörümüz için öneminin farkındayız<br />
ve bu pazarda milli katılım gibi<br />
etkinliklerimize devam ediyoruz.<br />
Dünyada mal satmadığımız ülke<br />
neredeyse hiç yok.<br />
Hedefte Afrika ve<br />
Latin Amerika var<br />
Bu yıl ise temel pazarlarımızın<br />
yanı sıra Afrika ve Latin Amerika<br />
gibi Türkiye’nin geleneksel pazarlarından<br />
olmayan bölgelerde yüksek<br />
oranlı ihracat artışları kaydetmeye<br />
devam edeceğimizi öngörüyoruz.<br />
Almanya, ABD, Fransa, İtalya,<br />
Çin, Rusya, İngiltere ve yurtiçinde<br />
İstanbul ve Bursa’da olmak üzere<br />
en önemli merkezlerde milli katılım<br />
heyetleri, alım heyetleri ve tanıtım<br />
çalışmalarımız devam ediyor. Türkiye’nin<br />
tekstil sektörü bakımından<br />
güçlü olduğu her şehirden başarılı<br />
firmalarımız etkinliklerimizde yer<br />
alıyor, güçlerini birleştiriyor, hep<br />
birlikte etkin şekilde pazara giriş ve<br />
pazar payı yükseltmek üzere tanıtım<br />
operasyonları gerçekleştiriyoruz.<br />
Bu yıl ihracat hedefi<br />
1 milyar 650 milyon dolar<br />
Türkiye’nin ihracat hedefine<br />
önemli katkıda bulunan UTİB’in<br />
<strong>2019</strong> yılı ihracat hedefi 1 milyar<br />
650 milyon dolar olarak belirlendi.<br />
UTİB, bu yıl Türkiye tekstil ihracatından<br />
yüzde 15 ila yüzde 20 arası<br />
bir pay almayı hedefliyor.<br />
128
<strong>2019</strong><br />
MAKALE<br />
NÜVİT GÜNDEMİR<br />
UHKİB Yönetim Kurulu Başkanı:<br />
UHKİB ihracatı<br />
635 milyon dolar<br />
seviyesine ulaştı<br />
UİB bünyesinde 1986<br />
yılında Bursa’da kurulan<br />
Uludağ Hazır Giyim ve<br />
Konfeksiyon İhracatçıları<br />
Birliği (UHKİB), toplam 689<br />
aktif üyeye sahip. Emek-yoğun<br />
yapısı itibariyle ülkemizin istihdam<br />
yükünü kaldıran en önemli<br />
sanayi kollarından olan ve hazır<br />
giyim sektörünün en önemli oyuncuları<br />
arasında yer alan UHKİB’in<br />
toplam ihracatı 2018 yılında 635<br />
milyon dolar seviyesinde bulunuyor.<br />
Dünyanın en yüksek malzeme,<br />
üretim, kalite ve sağlık<br />
standartlarını talep eden Avrupa<br />
kıtasının taleplerini mükemmel<br />
şekilde karşılayan<br />
hazır giyim sektörünün<br />
önemli aktörlerinden<br />
olan UHKİB’in başlıca<br />
ihracat ülkeleri sırasıyla<br />
İspanya, Almanya, Birleşik<br />
Krallık, Belçika ve<br />
Hollanda’dan oluşuyor.<br />
UHKİB ihracatının yüzde<br />
80’i Avrupa kıtasına yapılıyor.<br />
UHKİB’in<br />
aktif üye<br />
sayısı<br />
689<br />
İlk üç ürün grubunda<br />
ihracat artışı kaydetti<br />
UHKİB, geçen yıl en fazla ihracat<br />
gerçekleştirdiği ilk üç ürün<br />
grubunun tamamında ihracat artışı<br />
kaydetti. Kadın dış giyim ürünlerinde<br />
yüzde 19, suni sentetik ev<br />
tekstili ürünlerinde yüzde 13 ve<br />
erkek dış giyim ürünlerinde yüzde<br />
19 ihracat artışı gerçekleştirildi.<br />
UHKİB’in en büyük pazarı olan İspanya’ya<br />
ihracatı yüzde 12,7 artış<br />
ile 205 milyon dolar, ikinci sırada<br />
yer alan Almanya’ya yüzde 5,3<br />
artışla 89 milyon dolar ve üçüncü<br />
sırada yer alan Birleşik Krallık’a<br />
yüzde 23,5 artışla 61 milyon dolar<br />
oldu.<br />
UHKİB, bu yıl da ihracatının<br />
yüzde 80’lik kısmını oluşturan<br />
Avrupa Birliği pazarında<br />
olumlu bir trend izlemeyi,<br />
yine Kuzey Amerika<br />
ve Afrika ülkelerine<br />
ihracatında yüzde 42’lere<br />
yaklaşan artışların benzer<br />
şekilde devam edeceğini<br />
öngörüyor.<br />
Orta Doğu ülkelerindeki<br />
siyasi<br />
istikrarsızlıklar nedeniyle<br />
ihracatta bir miktar<br />
gerileme olsa da (dolar<br />
bazında yüzde 20 azalış)<br />
bu bölgenin yeni yılda<br />
toparlanma sürecine gireceği<br />
ümit ediliyor.<br />
Alternatif pazar<br />
arayışları sürüyor<br />
Yeni dönemde Avrupa Birliği<br />
dışında alternatif pazar çalışmaları<br />
sürecek. Bu bağlamda ithalatı<br />
büyük ancak sektör pazar payının<br />
küçük olduğu bazı bölgelere<br />
odaklanılacak. Örneğin, yılda 100<br />
milyar doların üzerinde hazır giyim<br />
ithalatı yapmakta olan Amerika<br />
Birleşik Devletleri hazır giyim<br />
sektöründe dünyanın en büyük<br />
pazarı durumunda. Türkiye’nin<br />
Birlik<br />
ihracatında<br />
AB’nin payı:<br />
% 80<br />
pazar payı ise yüzde 0,75 düzeyinde<br />
bulunuyor. Bir diğer hedef de<br />
Rusya. Birkaç yıl önce yıllık yaklaşık<br />
600 milyon dolar hazır giyim<br />
ihracatı olan Rusya’ya ülke olarak<br />
ihracatın 2018 sonu itibarıyla<br />
tekrar toparlanma trendi ile 280<br />
milyon dolara yükselmesi önemli.<br />
Kaybedilen payın geri alınması<br />
için çalışmalara devam<br />
edilecek.<br />
Bir diğer önemli<br />
ithalatçı ülke ise yılda<br />
30 milyar doların üzerinde<br />
hazır giyim ithalatı<br />
yapmakta olan Japonya.<br />
Dünyanın üçüncü en<br />
büyük hazır giyim ithalatçısı<br />
olan Japonya’da<br />
Türkiye’nin pazar payı ise yüzde<br />
0,3 düzeyi ile çok düşük bulunuyor.<br />
Özellikle bu bölgelerdeki çalışmalar<br />
artacak ve kesintisiz şekilde<br />
sürdürülecek. Ayrıca diğer tüm<br />
ihracat pazarlarındaki operasyonlar<br />
devam edecek.<br />
Global markalar<br />
çıkarmayı hedefliyor<br />
UHKİB; bölgesel düzeyde son<br />
derece başarılı olmuş markalara<br />
sahip durumda. UHKİB üyesi şirketler,<br />
global markaların en güçlü<br />
üretim ortakları arasında yer<br />
alıyor. Avrupa Birliği’nin ve Kuzey<br />
Amerika ülkelerinin teknik ve<br />
sağlık standartlarına tam uyumlu<br />
yüksek kaliteli ürünler üreten UH-<br />
KİB’in global markalar çıkarmak<br />
ana hedefleri arasında yer alıyor.<br />
130
<strong>2019</strong><br />
MAKALE<br />
Uludağ Meyve Sebze<br />
Mamulleri İhracatçıları<br />
Birliği (UMSMİB), UİB<br />
bünyesinde faaliyetlerine<br />
UYMSİB çatısı altında devam<br />
ederken, 1993 yılında ayrı bir birliğe<br />
dönüştü. O yıllarda 92 milyon<br />
dolar olan ihracatını, 2018 sonu<br />
itibariyle, 176,3 milyon dolar seviyesine<br />
çıkaran UMSMİB’in <strong>2019</strong><br />
yılı ihracat hedefi ise 200 milyon<br />
dolar olarak belirlendi.<br />
UMSMİB’in faaliyet alanı olan<br />
meyve sebze mamulleri sektörü,<br />
tarımdan sanayiye geçişin köprüsü<br />
niteliğinde. Büyük ölçüde<br />
ihracata dönük ve hiçbir hammadde<br />
ithalatı bulunmuyor. Net döviz<br />
girdisi yüzde 100. Katma değeri<br />
yüksek. Birim yatırım başına en<br />
fazla istihdam yaratan, düşük gelir<br />
düzeyine kaynak aktaran, yüksek<br />
gelişme potansiyeline sahip bir<br />
sektör. Tüm bu sebepler dolayısıyla<br />
meyve sebze mamulleri sektörü<br />
daha da önem kazanıyor.<br />
Sektörün odağında<br />
‘çok iyi hizmet’ var<br />
Kalite konusunda<br />
Türkiye’nin kendisini<br />
ispatladığı sektör, tüm<br />
pazarlara ürün satabilmek<br />
ve sürekliliği sağlamak<br />
amacı ile kalite,<br />
güvenilirlik ve servis konularında<br />
çok iyi hizmet<br />
vermeye odaklı çalışıyor.<br />
Ülkemizde meyve sebze<br />
mamulleri sektöründe<br />
faaliyet gösteren birçok firmada<br />
üretilen işlenmiş gıda ürünleri<br />
uluslararası alanda da kabul gören<br />
ISO, BRC, HACCP, EFSIS gibi<br />
Sektörün<br />
net döviz<br />
girdisi:<br />
% 100<br />
ÖZKAN KAMİLOĞLU<br />
UMSMİB Yönetim Kurulu Başkanı:<br />
UMSMİB, bu yıl<br />
ihracatta 200 milyon<br />
dolar hedefliyor<br />
tüm kalite standartlarına sahip.<br />
Gıda sektöründe faaliyet gösteren<br />
firmalarımız, modern endüstri ve<br />
yan sanayi malzemelerini kullanması,<br />
hızlı sevkiyatı, teknolojisi,<br />
kaliteli ürün potansiyeli, müşteri<br />
memnuniyeti ve vermiş olduğu<br />
güven duygusu ile bugün dünyada<br />
sayılı üreticiler arasında yer alıyor.<br />
Dünya standartlarında<br />
tesislere sahibiz<br />
Ülkemizde kaliteli ürün ve bu<br />
ürünlerin işlendiği dünya standartlarında<br />
tesisler bulunurken,<br />
iklim özelliği nedeniyle özellikle<br />
Bursa bölgesindeki Türkiye’nin<br />
en verimli ovalarında pek<br />
çok ürün çeşidi yetiştiriliyor.<br />
Bu ovalarda<br />
yetiştirilen ürünlerin<br />
işlendiği üretim tesisleri<br />
yer alıyor. Bursa<br />
bölgesinde; konserve,<br />
deniz ürünleri, salça,<br />
meşrubat, alkollü içki,<br />
meyve suyu, doğal su,<br />
reçel jöle marmelat, turşu tesisleri<br />
ile dondurulmuş gıda ve<br />
meyve sebze mamullerinin<br />
diğer çeşitlerine<br />
yönelik son teknolojiye<br />
sahip üretim alanları var.<br />
Sektör firmaları; ürün<br />
kalitesi, standartlara<br />
uygun üretim, tüm dünya<br />
pazarlarında yerinde<br />
ve zamanında sevkiyat<br />
imkanı, müşteri memnuniyeti<br />
gibi konularda<br />
global pazarda rekabet edebilir<br />
durumda. Bu doğrultuda UMS-<br />
MİB’in en fazla ihraç edilen ürün<br />
grupları; gazlı sular, maden suları<br />
UMSMİB’in<br />
2018 yılı<br />
ihracatı:<br />
176.3 milyon $<br />
ve gazozlar, sebze, meyve, bitki<br />
parçaları konserveleri sirkeli, dondurulmuş<br />
sebzeler, bira ve dondurulmuş<br />
meyvelerden oluşuyor.<br />
En fazla ihracat<br />
yapılan pazarlar<br />
UMSMİB’in değer bazında en<br />
fazla ihracat yapılan pazarları<br />
ise Almanya, Birleşik Devletler,<br />
Hollanda, Irak ve Birleşik Krallık,<br />
Yunanistan, Fransa, Lübnan, İsrail<br />
ve Belçika’dan oluşuyor.<br />
Almanya pazarına en fazla ihraç<br />
edilen ürün gruplarında; gazlı sular-maden<br />
suları-gazozlar, turunçgil<br />
konserveleri, alkollü-alkolsüz,<br />
tatlandırılmış ve<br />
dondurulmuş sebzeler<br />
bulunuyor.<br />
Amerika Birleşik<br />
Devletleri pazarına en<br />
fazla ihraç edilen ürün<br />
grupları karışık haldeki<br />
meyve ve sebze suları,<br />
diğer meyve suları<br />
ve dondurulmuş sebzeler iken; en<br />
önemli pazarlardan Hollanda’ya<br />
en fazla ihraç edilen ürün gruplarını<br />
sebze-meyve-bitki parçaları<br />
konserveleri sirkeli, diğer sebze<br />
konserveleri, dondurulmuş meyveler<br />
oluşturuyor.<br />
Ülke gruplarında ihracat değer<br />
bazında sıralamadaysa; Avrupa<br />
Birliği ülkeleri, Ortadoğu ülkeleri,<br />
Kuzey Amerika Serbest Ticaret,<br />
diğer Avrupa ülkeleri, Bağımsız<br />
Devletler Topluluğu, Uzakdoğu<br />
ülkeleri, Okyanusya ülkeleri, diğer<br />
Asya ülkeleri, Afrika ülkeleri, diğer<br />
Amerikan ülkeleri ve Serbest Bölgeler<br />
yer alıyor.<br />
132
<strong>2019</strong><br />
Örnek Yemek ve Abidin Usta<br />
istikrarlı büyüme hedefliyor<br />
Merhum Abidin Özen’in ikinci kuşağa emaneti olan Örnek Yemek Sanayi ve Abidin Usta Lokantaları,<br />
istikrarlı büyüme hedefi doğrultusunda emin adımlarla ilerliyor. Örnek Yemek, son iki yılda<br />
altyapı ve mutfak ekipmanları yatırımı yaptı. Abidin Usta ise dördüncü şubesini Podyumpark’ta<br />
yer alan Podyum Ekspres çatısı altında hizmete açtı.<br />
Rumeli göçmenlerinden<br />
merhum Abidin Özen’in<br />
1967 yılında başlattığı<br />
lezzet ve sağlık yolculuğu,<br />
bugün ikinci kuşak yönetiminde<br />
büyüyerek devam ediyor.<br />
Abidin Usta Restoranları, özellikle<br />
Türk ve Osmanlı mutfağının yaşatılmasına<br />
katkı koymayı; Örnek<br />
Yemek Sanayi de iş dünyasını<br />
kaliteli öğünlerle buluşturmayı<br />
hedefliyor. Örnek Yemek’in bugün<br />
gelinen noktada 12 bin kişilik<br />
taşıma ve 3 bin 500 kişilik yerinde<br />
yemek üretimi ile günlük 25 bin<br />
kişilik mutfak kapasitesi var. Abidin<br />
Usta ise şube sayısını dörde<br />
çıkarmış durumda. Örnek Yemek<br />
Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Abidin Şakir Özen, son iki yıldır<br />
altyapı ve mutfak ekipmanları yatırımı<br />
yaptıklarına değiniyor. <strong>2019</strong><br />
yılına hazırlıklı girdiklerini söyleyen<br />
Özen, “Son olarak Podyumpark<br />
Yaşam ve Eğlence Merkezi’nde,<br />
Bursa lezzetlerini bir araya<br />
getiren, Podyum Ekspres çatısı<br />
altındaki Abidin Usta lokantasını<br />
farklı markayla hemşehrilerimizin<br />
hizmetine açtık. Bu şubemizden<br />
harika geri dönüşler aldık ve almaya<br />
devam ediyoruz. Bursa’ya inanıyoruz.<br />
Bursalılar da sağlık, kalite<br />
ve lezzet güvencemize inanıyor. Bu<br />
karşılıklı sevgi ve inanç yeni yıllara<br />
kolayca hazırlanmamıza yardımcı<br />
oluyor” diyor.<br />
“Yerelde en köklü<br />
yemek şirketiyiz”<br />
Örnek Yemek açısından 2018<br />
yılının ilk sekiz ayının verimli<br />
geçtiğini ancak döviz kurundaki<br />
dalgalanmalardan sonra girdi<br />
maliyetlerinin yükseldiğinden bahseden<br />
Özen, bu krizi müşterileriyle<br />
karşılıklı görüşerek ve ortalama<br />
fiyat politikalarını revize ederek<br />
ABİDİN ŞAKİR ÖZEN<br />
Örnek Yemek Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı:<br />
“İstikrarlı bir şekilde yolumuza devam<br />
ediyoruz çünkü temel prensibimiz istikrar.<br />
Kurucumuz merhum Abidin Özen’den aldığımız<br />
en önemli ders bu ve bu konuda<br />
ısrarcıyız.”<br />
134
<strong>2019</strong><br />
aştıklarını anlatıyor. İstikrarlı bir<br />
şekilde yollarına devam ettiklerini<br />
belirten Özen, “Çünkü temel<br />
prensibimiz istikrar. Fedakarlık<br />
yapmak zorundayız. Bu fedakarlığın<br />
ülkemize ve Bursa’mıza katkı<br />
sağlayacağına inanıyoruz” ifadelerini<br />
kullanıyor. Yerelde en köklü<br />
yemek şirketi olduklarının altını<br />
çizen Özen, 1986’dan bu yana<br />
kalabalık gruplara günde üç öğün<br />
yemek hazırladıklarını, fabrikalarında<br />
24 saat yemek üretimi yapıldığını<br />
vurguluyor. “Bu üretimlerde<br />
çok dikkatli olmamız ve hassasiyet<br />
göstermemiz gerekiyor” diyen<br />
Özen, şöyle devam ediyor:<br />
“Gıda mühendislerimiz ve<br />
yetiştirdiğimiz teknik aşçılarımız<br />
24 saat görev yapıyor. Malzemelerin<br />
satın alınmasından<br />
yıkanmasına, üretimin<br />
titizlikle tamamlanıp<br />
araçlarla sevk edilmesine<br />
kadar sürekli<br />
pür dikkat olunması<br />
gereken bir sektörde<br />
çalışıyoruz. İnsan sağlığına,<br />
yemek tedarik<br />
ettiğimiz Bursa’nın dev<br />
kuruluşlarına, 51 yıllık<br />
hak edilmiş şöhretimize ve yeni<br />
nesillerin istihdam hakkına hürmeten<br />
her anlamda, hep gelişerek<br />
ilerlemeliyiz.”<br />
“Türk ve Osmanlı<br />
mutfağını yaşatıyoruz”<br />
Türk ve Osmanlı mutfağının<br />
özel yemeklerinin yaşatılması<br />
Taşıma yemek<br />
üretimi<br />
kapasitesi:<br />
12 bin kişi<br />
anlamında Bursa’ya<br />
önemli katkıları olduğuna<br />
değinen Özen,<br />
“Cantık, İskender ve<br />
İnegöl köfte yemekleri<br />
Bursa’ya özgüdür. Ancak<br />
bir de Süt helvamız<br />
var. Bu da Bursa’ya<br />
özgü bir tatlıdır.<br />
Süt helvasının mimarı<br />
Abidin Usta’dır. Süt<br />
helvasının doğru biçimde<br />
yapılmasında, tanıtılmasında<br />
ve damak zevkine yerleşmesinde<br />
en büyük çaba Abidin Usta’nındır.<br />
İkinci kuşak olarak bizler de çıtayı<br />
daha yukarılara taşımak adına<br />
önemli çalışmalar yapıyoruz” diyor.<br />
Özellikle sulu yemek alanında<br />
misyon üstlendiklerine işaret eden<br />
Özen, şunları kaydediyor:<br />
“Ciğer sarmayı, elbasan<br />
tavayı, hünkar beğendiyi,<br />
ayak ya da kelle<br />
paçayı bilmeyen, sevmeyen<br />
çok azdır. Bu yemeklerle<br />
büyümüş kuşaklarız.<br />
Unutulmamaları için çaba<br />
sarf ediyoruz. Turizm<br />
açısından baktığınızda<br />
şehirleri ön plana çıkaran<br />
özelliklerden biri de mutfağının<br />
ne kadar güzel yemeklerle dolu<br />
olup olmadığıdır. Bursa mutfağında<br />
eşsiz yemekler bulunuyor. Bu<br />
yemekleri sunarak, kurtarma ve<br />
yaşatma misyonu üstleniyoruz.<br />
Toplu yemek üretimimizle de toplum<br />
sağlığı için ciddi sorumluluğumuz<br />
var.”<br />
Yerinde yemek<br />
üretimi kapasitesi:<br />
3 bin 500 kişi<br />
Lezzet yolculuğunun<br />
ilk adresi Tuzpazarı’ydı<br />
Merhum Abidin<br />
Özen’in 1967 yılında<br />
başlattığı lezzet ve<br />
sağlık yolculuğunun ilk<br />
adresi Tuzpazarı oldu.<br />
1986’da Şehreküstü’de<br />
yemek sanayi merkezi<br />
kuruldu. 1990’da fabrika<br />
olarak inşa edilen<br />
Yeni Yalova Yolu’ndaki<br />
yerine geçti ve Şehreküstü’deki<br />
tesis lokantaya dönüştürüldü.<br />
2012’de Kestel’deki restoran açıldı.<br />
2017’ye gelindiğinde PodyumPark<br />
Yaşam ve Eğlence Merkezi’nde<br />
dördüncü şube hizmete girdi.<br />
Örnek Yemek ve Abidin<br />
Usta Lokantaları Kurucusu<br />
Abidin Özen<br />
135
<strong>2019</strong><br />
EREN ERTOKSÖZ<br />
Oktay Holding<br />
Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Geçen yıl<br />
Sırbistan’daki<br />
yeni tesisini<br />
devreye alan ve<br />
inşaat sektörüne<br />
giriş yapan<br />
Oktay Holding,<br />
bu yıl ihracata odaklandı.<br />
Türkiye’yi uluslararası<br />
arenada temsil<br />
ettiklerini ve dünyanın<br />
dört bir yanına hizmet<br />
götürdüklerini söyleyen<br />
Oktay Holding<br />
Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Eren Ertoksöz, “28 olan<br />
ihracat yaptığımız ülke<br />
sayısını bu yıl 35’e<br />
çıkarmayı hedefliyoruz”<br />
diyor.<br />
Oktay Holding, ihracat yaptığı<br />
ülke sayısını artırmaya odaklandı<br />
Oktay Holding, 1963 yılında<br />
bobinaj ile çıktığı<br />
üretim yolculuğunu,<br />
emaye bobin telleri ve<br />
elektrikli motor gibi farklı alanlarla<br />
çeşitlendirerek büyümeye<br />
devam ediyor. Oktay Holding’in<br />
kurulduğu günden bu yana ülke<br />
ekonomisine katkıda bulunduğunu<br />
belirten Oktay Holding<br />
Yönetim Kurulu Başkanı Eren<br />
Ertoksöz, “Yatırımlarımız 2018<br />
yılında da artarak devam etti.<br />
Sırbistan’daki yeni tesisimizi<br />
devreye almamız ve inşaat sektörüne<br />
giriş yapmamız holding<br />
açışından önemli adımlar oldu.<br />
Bu yatırımlarımız devam edecek<br />
ancak piyasa koşullarını yakından<br />
takip ederek daha dikkatli<br />
davranmak gerekiyor. 56 yıldır<br />
kendi sektörlerinde önde gelen<br />
tüm firmalarımız sürekli akılcı ve<br />
proaktif bir büyüme içerisinde<br />
olacak” ifadelerini kullanıyor. Diğer<br />
yandan <strong>2019</strong>’un ihracatçıların<br />
yılı olacağına işaret eden Ertoksöz,<br />
Oktay Holding olarak 28 olan<br />
ihracat yaptıkları ülke sayısını bu<br />
yıl 35’e çıkarmayı hedeflediklerini<br />
vurguluyor. 2018’in Oktay Holding<br />
imzalı projelerin uluslararası arenada<br />
daha çok konuşulduğu bir<br />
yıl olduğunu belirten Ertoksöz,<br />
şunları kaydediyor:<br />
“Oktel A.Ş, 2015 yılında holdingleşme<br />
kararının ardından<br />
kurumsallaşmanın da temelini<br />
attı. Bugün itibariyle, yurt içinde<br />
ve dışında toplam 12 şirketimizle,<br />
6 ana iş kolunda faaliyetlerimize<br />
devam ediyoruz. Türkiye’yi uluslararası<br />
arenada temsil ediyor ve<br />
dünyanın dört bir yanına hizmet<br />
götürüyoruz. Ülkemizin büyüme-<br />
136
<strong>2019</strong><br />
sine katkıda bulunduğumuz için<br />
gururluyuz.”<br />
“Dünyanın 7 kıtasında<br />
değer üretmeyi amaçlıyoruz”<br />
Oktay Holding olarak “Dünya’yı<br />
değiştirenler ancak bunu yapabileceklerini<br />
düşünecek kadar<br />
tutkulu insanlardır” felsefesinden<br />
yola çıktıklarını söyleyen Ertoksöz,<br />
“Sektördeki yolculuğumuza<br />
dünyanın 7 kıtasında değer üretmek<br />
amacıyla devam ediyoruz.<br />
Kurulduğu 1963 yılından bu yana<br />
sürekli gelişme odaklı çalışma<br />
stratejisiyle hareket eden Oktay<br />
Holding, ‘Ortak akılcı, proaktif<br />
ve aktif sabırlı olma’<br />
ilkelerini başarının<br />
temel unsuru olarak<br />
görüyor” şeklinde<br />
konuşuyor. Oktay<br />
Bobinaj ile başladıkları<br />
yolculuğa ‘değer<br />
yargılarına olan<br />
bağlılık ve çalışanlarla<br />
kurulan güçlü bağın<br />
rehberliğinde’ yeni<br />
adımlar atarak devam ettiklerini<br />
vurgulayan Ertoksöz, şöyle devam<br />
ediyor:<br />
“Yolculuğumuzda mihenk taşı<br />
olarak kabul ettiğimiz önemli<br />
bir dönemeci daha tamamladık.<br />
Oktay Holding<br />
bünyesindeki<br />
şirket sayısı:<br />
12<br />
Uluslararası çapta<br />
faaliyet gösteren grubumuz<br />
şirketlerini,<br />
yeniden yapılandırarak,<br />
faaliyet alanlarına<br />
göre grup başkanlıklarına<br />
bağladık ve<br />
holding içindeki tüm<br />
prosesleri yeniden<br />
tanımladık. Oluşturulan<br />
kurumsal ve organizasyonel<br />
yapı ile Oktay Holding A.Ş.’nin<br />
başarılı ve sağlıklı büyüme ivmesinin<br />
katlanarak ve yeni pazarlar<br />
geliştirerek devam edeceğine<br />
inancımız sonsuz.”<br />
Temelleri 1963 yılında atılıyor<br />
Oktay Holding’in temelleri<br />
şirket kurucusu Oktay<br />
Ertoksöz’ün elektriğe<br />
olan ilgisi sebebiyle 1963 yılında<br />
atılıyor. Gençlik yıllarında<br />
tornacılık yaparken elektriğe<br />
olan merakını keşfeden Oktay<br />
Ertoksöz, askerlik döneminde<br />
iyice belirgin hal alan bu hobisini<br />
ticarete dönüştürmek için<br />
ağabeyi ile birlikte Oktay Bobinaj<br />
firmasını kuruyor. İlk dükkanlarını<br />
Cumhuriyet Caddesi<br />
üzerinde hizmete açıyorlar. 10 yıl<br />
kadar burada çalıştıktan sonra o<br />
zaman sanayinin yoğun olduğu<br />
garaj civarına taşınıyorlar. İşleri<br />
iyi bir düzeye geliyor. Bu sırada<br />
üretimine başladıkları regülatör<br />
üretimiyle büyüyorlar. Sonrasında<br />
motorculuğa geri dönüş<br />
yapıyorlar. Derken çocukları da<br />
işe dahil oluyor. Oktay Ertoksöz,<br />
şunları kaydediyor:<br />
“Çocuklarım en az benim<br />
kadar istedikleri için buradalar.<br />
Keza dikkat ediyorum bir baba<br />
hangi meslekte olursa, çocuklar<br />
da o mesleği devam ettiriyor.<br />
Çocuklarımın bu işi ilerletmesi<br />
beni çok mutlu ediyor. Emanetim<br />
emin ellerde diyebilirim.<br />
Zaten ben onlar kadar ileriye<br />
götüremezdim. Çünkü benim<br />
alışkın olduğum ticari anlayış<br />
artık yok. Bizim zamanımızda<br />
söz senetti şimdi ise tam tersi.<br />
Ama işi hiç bırakmadım. Hemen<br />
hemen her gün geliyorum. Onlar<br />
da işi sevdiler. Emin adımlarla<br />
büyüyoruz.”<br />
137
<strong>2019</strong><br />
Akarnak, daha az karbon salınımı<br />
amacıyla araç parkurunu yeniliyor<br />
Akarnak Lojistik, her türlü ürünü servis hizmetinin başladığı noktadan tüketildiği son noktaya kadar<br />
güvenle ulaştırmayı sürdürürken, karbon ayak izini küçültme misyonuyla çalışıyor. Akarnak Lojistik Genel<br />
Müdürü Cenk Kabaoğlu, daha az karbon salınımı hedefi doğrultusunda geçen yıl araç parkuruna yeni<br />
araçlar eklediklerini vurguluyor.<br />
Bursa’da 1954 yılında<br />
faaliyetlerine başlayan<br />
Akarnak Lojistik, daha<br />
az karbon salınımı hedefi<br />
doğrultusunda geçen yıl araç<br />
parkuruna yeni araçlar katarken,<br />
yürüttüğü Yeşil Lojistik uygulamalarıyla<br />
da bir önceki yıl toplam<br />
karbon salınım miktarına<br />
göre fidan dikiyor. Yeşil Lojistik<br />
uygulamalarına geçen Akarnak<br />
Lojistik’in Genel Müdürü Cenk<br />
Kabaoğlu, her türlü ürünü servis<br />
hizmetinin başladığı noktadan<br />
tüketildiği son noktaya kadar<br />
güvenle ulaştırmayı sürdürürken,<br />
karbon ayak izini küçültme misyonuyla<br />
çalıştıklarını vurguluyor.<br />
“Eskiden maliyet yalnızca para<br />
olarak tarif edilmiş ancak çevre<br />
ile ilgili endişelerin artması, iklim<br />
değişikliği, hava ve gürültü kirliliği<br />
gibi etkenler nedeniyle bunlardan<br />
kaynaklanan maliyetler de dikkate<br />
alınmış” diyen Kabaoğlu, şunları<br />
kaydediyor:<br />
“Yeşil Lojistik kavramının bu<br />
gibi çevresel endişelerden dolayı<br />
ortaya çıkması ile birlikte sürdürülebilir<br />
kalkınma yolunda etkili<br />
bir araç olduğunu düşünüyorum.<br />
Bizler de öncelikle daha yeşil ve iyi<br />
bir gelecek için karbon ayak izimizi<br />
küçültüyoruz.”<br />
“Sektör teknolojik gelişmelere<br />
bağlı olarak değişim gösteriyor”<br />
Sektöre yönelik değerlendirmelerde<br />
bulunan Kabaoğlu, lojistik<br />
sektörünün teknolojik gelişmelere<br />
bağlı olarak değişim gösterdiğine<br />
işaret ediyor. “Darwin’in söylediği<br />
gibi güçlü ve akıllılar değil,<br />
yalnızca değişimlere ayak uyduranlar<br />
ayakta kalacaktır” diyen<br />
Kabaoğlu, “Teknolojik gelişmeler,<br />
servis ağındaki kalite beklentileri<br />
sebebiyle işinizi çok iyi şartlarda<br />
ve yeni araçlarla yürütmeniz bekleniyor.<br />
Beklenti bu şekilde olunca<br />
ister istemez kendinizi yeniliyorsunuz”<br />
vurgusu yapıyor. Diğer<br />
yandan Avrupa ve Amerika’da<br />
20-30 yıllık ticari araçların hala<br />
yollarda olduğunun altını çizen<br />
Kabaoğlu, “Bu bizim ülkemiz ve<br />
müşteri beklentilerinde bakımlı<br />
ve sorunsuz dahi olsa bu yaştaki<br />
araçlar maalesef karşılık bulmuyor.<br />
Bizler daha iyi çalışma şartları,<br />
daha iyi hizmet ve önce insan<br />
ilkemiz ile bu yatırımların dünyaya<br />
ve çevremize kazandırılmasını<br />
hedefliyoruz” ifadelerini kullanıyor.<br />
Ortalama büyüme hızlarının<br />
yüzde 10-12 bandında olduğunun<br />
bilgisini veren Kabaoğlu, ‘Müşteri<br />
Odaklı Çözümler ve Alternatif<br />
Taşıma Modelleri Üretmek’ felsefesiyle<br />
yola çıkarak, bu iki konuda<br />
özellikle daha da derinleşmeyi<br />
hedeflediklerini sözlerine ekliyor.<br />
CENK KABAOĞLU<br />
Akarnak Lojistik Genel Müdürü:<br />
“Yürüttüğümüz Yeşil Lojistik uygulamalarıyla<br />
bir önceki yıl toplam karbon salınım<br />
miktarımıza göre fi dan dikiyoruz.”<br />
138
<strong>2019</strong><br />
Bursa iş dünyası<br />
ihracata odaklandı<br />
Küresel Fuar Acentesi Projesi kapsamında şimdiye kadar 6 binden fazla iş insanını yurtdışı fuar ve ikili<br />
iş görüşmeleriyle buluşturan BTSO, bu yıla da hızlı başladı. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da 40 yurtdışı<br />
programını takvime alan Oda, ilk iki ayda üyelerini sektörlerindeki global oyuncularla bir araya getirdi.<br />
Küresel Fuar Acentesi<br />
Projesi üyelerinin ihracat<br />
odaklı büyümesine<br />
katkı sağlayan Bursa<br />
Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO),<br />
<strong>2019</strong> yılındaki organizasyonlarına<br />
devam ediyor. Geçen yıl 40’a yakın<br />
yurtdışı programına imza atan ve<br />
bu yıl yine 40 yurtdışı programını<br />
takvime alan BTSO, ilk iki ayda<br />
üyelerini sektörlerindeki global<br />
oyuncularla bir araya getirdi.<br />
Tekstil sektörü<br />
Almanya ve İngiltere’de<br />
Yılın ilk fuar organizasyonunu<br />
ev tekstili sektöründe faaliyet<br />
gösteren üyeleri için Almanya’nın<br />
Frankfurt kentine 70 kişilik heyetle<br />
gerçekleştiren BTSO, daha sonra<br />
tekstil sektöründe Fransa’nın<br />
başkenti Paris’te düzenlenen Premire<br />
Vision ve Texworld Fuarı’nı<br />
ziyaret etti. BTSO, ocak ayında<br />
yine tekstil sektörü temsilcilerini<br />
Avrupalı tekstil üreticileri, tasarımcılar<br />
ve distribütörleri tek çatı<br />
altında toplayan Londra Tekstil ve<br />
Aksesuarları Fuarı ile buluşturdu.<br />
Gıda sektörü<br />
ihracatı hedefleniyor<br />
BTSO’nun ihracatı artırmak<br />
adına düzenlediği bir diğer organizasyon<br />
ise şubat ayında Berlin’de<br />
gerçekleştirilen Fruit Logistica<br />
Fuarı oldu. Berlin Fruit Logistica<br />
Fuarı’nın ardından gıda sektörü<br />
temsilcilerinden oluşan bir başka<br />
heyet ise Dubai’de gerçekleştirilen<br />
Gulfood Fuarı’nı mercek altına<br />
aldı. Sektör temsilcileri, gıda ve<br />
içeçek alanında faaliyet gösteren<br />
firmalarla bir araya geldi.<br />
Eğitim sektöründen<br />
Almanya ve İngiltere çıkarması<br />
Eğitim sektör temsilcileri ise<br />
Almanya’da düzenlenen Didacta<br />
Eğitim Teknolojileri ve Matbaa<br />
Fuarı’nı ziyaret etti. BTSO üyeleri,<br />
aynı sektör için İngiltere’de düzenlenen<br />
<strong>2019</strong> yılının dünya çapındaki<br />
ilk eğitim ve eğitim teknolojileri<br />
fuarı olan BETT Show’da da<br />
incelemelerde bulundu.<br />
BTSO üyesi inşaat sektör tem-<br />
140
<strong>2019</strong><br />
silcileri de yurtdışı programlarını<br />
sürdürdü. İnşaat sektör temsilcilerinin<br />
yer aldığı 30 kişilik BTSO<br />
heyeti, Almanya’da düzenlenen<br />
BAU <strong>2019</strong> fuarını ziyaret etti.<br />
İlk 2 ayda 10’un üzerinde<br />
yurtdışı programı<br />
BTSO Yönetim Kurulu Başkanı<br />
İbrahim Burkay, Türkiye’nin<br />
büyüme hikayesine üretim, katma<br />
değerli ve nitelikli istihdam potansiyeli<br />
ile Bursalı müteşebbislerin<br />
büyük güç kattığını söylüyor.<br />
BTSO olarak 42 bini aşkın üyesiyle<br />
Bursa iş dünyası temsilcilerinin<br />
yeni başarı hikayeleri yazmasını<br />
hedeflediklerini belirten Başkan<br />
Burkay, Küresel Fuar Acentesi<br />
Projesi ile bugüne kadar farklı<br />
coğrafyalarda düzenlenen fuarlara<br />
6 binden fazla BTSO üyesinin katıldığını<br />
dile getiriyor. Oda olarak<br />
üyelerin dış ticaret hacmini artırmanın<br />
yanı sıra küresel arenada<br />
BTSO üyelerinin daha da güçlenmesini<br />
istediklerini dile getiren<br />
Burkay, “Küresel Fuar Acentesi<br />
ve Ur-Ge Projeleri firmalarımızın<br />
yurtdışında yeni işbirliklerine imza<br />
atmasına büyük katkı sağladı. Bu<br />
yılın ilk iki ayında yurtdışı programına<br />
iş insanlarımız yoğun bir<br />
ilgi gösterdi. Bizler üyelerimizden<br />
aldığımız güçle ülkemiz ve kentimiz<br />
için çalışmaya devam edeceğiz”<br />
diyor.<br />
KOBİ’lere büyük<br />
kolaylıklar sağlanıyor<br />
BTSO ve KOSGEB, Küresel<br />
Fuar Acentesi kapsamında düzenlenen<br />
iş gezilerine katılan firmaların<br />
ulaşım, konaklama ve rehberlik<br />
ücretleri gibi harcamalarına büyük<br />
kolaylık sağlıyor. KOSGEB, organizasyonlara<br />
katılan firmalara<br />
yakın ülkeler için 3 bin lira, uzak<br />
ülkelerde ise 5 bin liraya kadar<br />
destek sunarken; BTSO da başvuru<br />
yapan her üyeye yılda iki defaya<br />
mahsus olmak üzere 1.000 liraya<br />
kadar destek veriyor.<br />
Turizmciler Bulgaristan’daki<br />
fuarı ziyaret etti<br />
Küresel Fuar Acentesi Projesi’nin<br />
yanı sıra BTSO liderliğinde<br />
çalışmaları sürdürülen Turizm<br />
HİSER Projesi kapsamında da ilk<br />
yurtdışı faaliyeti gerçekleştirildi.<br />
Turizm sektör temsilcileri, Bulgaristan’daki<br />
Sofya Holiday & SPA<br />
Expo Fuarı’nı ziyaret etti.<br />
141
<strong>2019</strong><br />
MAKALE<br />
Prof. Dr. SENİH YAZGAN<br />
UYMSİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı:<br />
UYMSİB ihracatını<br />
2018 yılında<br />
yüzde 13 artırdı<br />
UİB bünyesinde 1987<br />
yılında Bursa’da kurulan<br />
Uludağ Yaş Meyve<br />
Sebze İhracatçıları<br />
Birliği’nin (UYMSİB)<br />
2018 yılında ihracatı,<br />
bir önceki yıla göre<br />
yüzde 13 artışla, 131<br />
milyon dolar seviyesine<br />
ulaştı. Birliğin bu<br />
yıl ki ihracat hedefi<br />
135 milyon dolar<br />
olarak belirlenmiş<br />
durumda.<br />
Birliğin bu yıl da<br />
sektör ihracatının artırılması için<br />
çalışmaları devam ediyor. UYM-<br />
SİB, ihracatın artırılması amacıyla<br />
bilgilendirme toplantıları,<br />
sektör temsilcilerinin bir araya<br />
geldiği değerlendirme toplantıları,<br />
sektör paydaşları ile işbirliği<br />
ve koordinasyon sağlanması<br />
çalışmaları, sektörel<br />
seminerler, toplantılar,<br />
paneller gibi etkinlikler<br />
organize edilmesi<br />
çalışmaları yapıyor.<br />
Birlik, bu sayede<br />
üreticilerin ve ihracatçıların<br />
bir araya gelmesini<br />
sağladığı gibi<br />
çeşitli ürün ihracında<br />
yaşadığı sorunları tespit<br />
ederek, çözüm önerilerinin<br />
UYMSİB’nin<br />
2018 yılı<br />
ihracatı:<br />
131 milyon $<br />
Birliğin<br />
<strong>2019</strong> ihracat<br />
hedefi:<br />
135 milyon $<br />
dile getirilmesi ve çözüme ilişkin<br />
uygulamaların hayata geçirilmesinde<br />
etkin rol oynuyor.<br />
Öne çıkan<br />
ihraç kalemleri<br />
UYMSİB’in ürün<br />
grubu bazında gerçekleştirdiği<br />
ihracat<br />
rakamlarına bakıldığında<br />
öne çıkan ihraç<br />
kalemleri arasında<br />
zeytin, yaş meyvede<br />
kiraz, bölgesel ürün<br />
olan Bursa siyah inciri,<br />
nar, elma, armut, ayva, ayrıca<br />
yaş sebzede biber, domates, patates<br />
ve hıyar kornişon geliyor.<br />
Pazar ülkelerinde<br />
Almanya ilk sırada<br />
UYMSİB’in en önemli ihracat<br />
pazarları arasında başta Almanya<br />
olmak üzere Hollanda,<br />
Rusya Federasyonu,<br />
Birleşik Krallık,<br />
Romanya, Norveç,<br />
Fransa, Ukrayna,<br />
Avusturya ve İsveç yer<br />
alıyor.<br />
Almanya pazarına<br />
en fazla ihraç edilen<br />
ürün grupları arasında<br />
kiraz, vişne, siyah<br />
zeytin, incir, biber ve yeşil zeytin;<br />
Hollanda pazarında kiraz, vişne,<br />
incir, siyah zeytin, nar ve domates;<br />
Rusya Federasyonu pazarında<br />
ise elma, şeftali, armut, kiraz,<br />
vişne ve üzüm başı çekiyor.<br />
Ülke grubu bazında en büyük<br />
paya Avrupa Birliği (AB) ülkeleri<br />
sahipken, AB ülkelerini sırasıyla<br />
Bağımsız Devletler Topluluğu,<br />
diğer Avrupa ülkeleri, Ortadoğu<br />
ülkeleri, Uzakdoğu ülkeleri,<br />
Kuzey Amerika Serbest Ticaret,<br />
Okyanusya ülkeleri, Serbest<br />
Bölgeler, Afrika ülkeleri, diğer<br />
Asya ülkeleri ve diğer Amerikan<br />
ülkeleri izliyor.<br />
142
<strong>2019</strong><br />
Mesleklerin standardı<br />
MESYEB ile güçleniyor<br />
Nitelikli işgücünü ve iş güvenliğini uluslararası standartlara taşımak amacıyla hayata geçen BTSO<br />
MESYEB, kısa süre içerisinde hem Bursa hem de Türkiye için rol model oldu. Şimdiye kadar 35 binden<br />
fazla çalışanın mesleki yeterlilik belgesi sahibi olduğu MESYEB, 50’den fazla şehirde sınav ve<br />
belgelendirme hizmeti veriyor.<br />
Mesleklerin uluslararası<br />
standardını güçlendirmek<br />
için 2014<br />
yılından bu yana çalışmalar<br />
yürüten Bursa Ticaret<br />
ve Sanayi Odası (BTSO) Mesleki<br />
Yeterlilik Sınav ve Belgelendirme<br />
Merkezi (MESYEB), 77<br />
meslekte sınav ve belgelendirme<br />
hizmeti veriyor. BTSO Yönetim<br />
Kurulu Başkanı İbrahim Burkay,<br />
50’den fazla şehirde hizmet<br />
verdiklerini belirterek, mesleki<br />
standartları en üst seviyeye taşımayı<br />
hedeflediklerini söylüyor.<br />
Bursa ekonomisinin çatı kuruluşu<br />
BTSO tarafından hayata geçirilen<br />
MESYEB, mesleklerin uluslararası<br />
standardını yükseltmek<br />
adına yeni hamlelerini sürdürüyor.<br />
Merkez, tekstil, asansör ve<br />
inşaat alanlarında 13 meslekte<br />
daha kapsam genişletme akreditasyon<br />
denetimlerini tamamladı.<br />
Tekstil kenti Bursa’da 6 meslekte<br />
daha sınav ve belgelendirme<br />
hizmeti sunan MESYEB, asansör<br />
sektörü ile ilgili olarak da 4<br />
alanda eğitim ve belgelendirme<br />
sınavı gerçekleştiriyor.<br />
144
<strong>2019</strong><br />
50’den fazla<br />
şehirde aktif<br />
BTSO Yönetim Kurulu Başkanı<br />
İbrahim Burkay, nitelikli<br />
işgücünü ve iş güvenliğini uluslararası<br />
standartlara taşımak<br />
amacıyla hayata geçen MES-<br />
YEB’in kısa süre içerisinde hem<br />
Bursa hem de Türkiye için rol<br />
model olmayı başardığını belirtiyor.<br />
Başkan Burkay, çalışanların<br />
becerilerini artıran ve uzmanlıklarını<br />
belgelendiren BTSO<br />
MESYEB’in 50’den fazla şehirde<br />
sınav ve belgelendirme hizmeti<br />
verdiğini dile getiriyor.<br />
35 binden fazla çalışan<br />
belge sahibi oldu<br />
Başkan Burkay, Türkiye’nin<br />
ara eleman değil, aranan eleman<br />
yetiştirmeye ihtiyaç duyduğunu<br />
söylüyor. MESYEB’de şimdiye<br />
kadar 35 binden fazla çalışanın<br />
mesleki yeterlilik belgesi sahibi<br />
olduğunu ifade eden Burkay,<br />
kalite ve nitelikten ödün vermeden<br />
hizmet çıtasını güçlendiren<br />
merkezin alanında Türkiye’nin<br />
en büyüğü olduğunu vurguluyor.<br />
İnşaat, otomotiv, metal, enerji,<br />
plastik, tekstil ve asansör sektörlerinde<br />
sınav ve belgelendirme<br />
tecrübesine sahip olan MES-<br />
YEB’in çalışmaları hakkında<br />
detaylı bilgiye www.btsomesyeb.<br />
com.tr adresinden ulaşılabiliyor.<br />
145
<strong>2019</strong><br />
40 yıllık Orakçı markası, farklı<br />
sektörlerde yatırımlarla büyüyor<br />
Orakçı Şirketler Grubu; inş aat, hizmet ve imalat sektörlerinde toplam 9 ş irketle faaliyetlerini<br />
sürdürüyor. Plaskar ile otomotivde, Orakçı Makina ile ekipman imalatında büyümeyi ve ihracat<br />
rakamlarını artırmayı hedefleyen grup, yatırımlarını bu doğrultuda planlıyor. Ayrıca inş aat sektöründe<br />
farklı bölgelerde yeni projelerle büyümek de hedefleri arasında.<br />
Orakçı Şirketler Grubu,<br />
Hikmet Orakçı tarafından<br />
40 yıl önce kurulan<br />
ilk ş irketten sonra ikinci<br />
neslin yönetime dahil olmasıyla<br />
birlikte farklı sektörlerde de yatırım<br />
yaparak büyüyor. Grup bugün<br />
Ortem, Orakçı Makina, Plaskar,<br />
Ormold, Novada Edremit, Orakçı<br />
Yapı şirketleriyle farklı sektörlerde<br />
varlığını sürdürüyor. Plaskar<br />
ile otomotivde, Orakçı Makina ile<br />
ekipman imalatında büyümeyi<br />
ve ihracat rakamlarını arttırmayı<br />
hedefleyen Orakçı Şirketler Grubu,<br />
yatırımlarını bu doğrultuda<br />
planlıyor. İ nş aat sektöründe farklı<br />
bölgelerde yeni projelerle de büyümeyi<br />
hedefliyor. Orakçı Şirketler<br />
Grubu CEO’su Özgür Orakçı, “Babamızdan<br />
devraldığımız işi bugün<br />
getirdiğimiz nokta, kardeşlerim<br />
ve benim için gurur verici. Bulunduğumuz<br />
her sektörde titizlikle<br />
çalışarak daha iyi noktalara gelmeyi,<br />
yeni yatırımlarla büyümeyi<br />
hedefliyoruz” diyor.<br />
Orakçı Makina, resmi<br />
tasarım merkezi oldu<br />
Orakçı Makina, 2018’in son<br />
çeyreğinde, Bilim Sanayi ve Teknoloji<br />
Bakanlığı onayıyla, Türkiye’nin<br />
222. tasarım merkezi oldu. Bursa’da<br />
otomotiv sektöründe faaliyet<br />
gösterip tasarım merkezi olarak<br />
Bakanlık onayı alan üç şirketten<br />
biri. Orakçı Şirketler Grubu Yönetim<br />
Kurulu Üyesi Betül Orakçı,<br />
tasarım merkezi belgesiyle birlikte<br />
hedeflerinin daha da büyüdüğünü,<br />
hem üretime hem de nitelikli iş<br />
gücüne yapacakları yatırımlar için<br />
heyecan duyduklarını belirtiyor.<br />
Ovaakça’da 7 bin 800 metrekaresi<br />
kapalı olmak üzere toplam 12 bin<br />
300 metrekare alanda kurulu fabrikasında<br />
araç üstü ekipman imalatı<br />
gerçekleştiren Orakçı Makina,<br />
projesini ve imalatını yaptığı ürün<br />
çeşitliliği kapsamında Türkiye’de<br />
yelpazesi en geniş şirketlerden biri<br />
konumunda. 1992’den bu yana üretim<br />
yapan şirket, global pazarlarda<br />
rekabet edebilen, ürün çeşitliliği<br />
ÖZGÜR ORAKÇI<br />
Orakçı Şirketler Grubu CEO’su:<br />
“Bulunduğumuz her sektörde titizlikle<br />
çalışarak daha iyi noktalara gelmeyi ve<br />
yeni yatırımlarla büyümeyi hedefl iyoruz.”<br />
146
<strong>2019</strong><br />
yüksek, sürekli iyileştirme ve kalite<br />
anlayışından ödün vermeyen,<br />
dünyanın her yerinde müşterilerine<br />
satış sonrası ve öncesi destek<br />
veren bir yapıya sahip. Atık yönetimi<br />
ekipmanları, araç üstü sepetli<br />
platformlar, oto kurtarıcılar<br />
ve özel ürünler şeklinde<br />
ürün gamını<br />
gruplayan Orakçı<br />
Makina, yıllık 1200<br />
adet ekipman üretim<br />
kapasitesine sahip.<br />
İnovatif yaklaşımlarla<br />
global pazarda<br />
her geçen gün marka<br />
bilinirliğini artıran<br />
şirket, bugün üretiminin<br />
yüzde 95’ini Ortadoğu, Güney<br />
Afrika, Türki cumhuriyetler, Güney<br />
Amerika, Avrupa ve Asya Pasifik<br />
bölgelerine ihraç ediyor.<br />
Ormold ve Plaskar’dan<br />
tasarımdan üretime hizmet<br />
Plaskar, 2004’ten bu yana otomotiv<br />
sektöründe plastik enjeksiyon<br />
parça imalatı yapıyor. Kayapa<br />
Sanayi Bölgesi’ndeki 7 bin 500<br />
metrekarelik fabrika alanında,<br />
ISO/TS 16949 kalite sistemiyle, 100<br />
ton ile 1.300 ton aralığında, teknoloji<br />
seviyesi yüksek Avrupa malı<br />
enjeksiyon makineleri<br />
ile üretim yapıyor.<br />
2007’de bünyesinde<br />
kalıp bakım atölyesi<br />
kuran Plaskar’da, 2011<br />
yılında otomotiv sektörü<br />
için Bursa’da kalıp<br />
üretimine baş landı.<br />
2014’ten bu yana kalıplar<br />
Ormold markasıyla<br />
üretiliyor. Ormold,<br />
otomotiv plastik enjeksiyon<br />
parça kalıpları ve çift komponent<br />
kalıp imalatı yapıyor. Şirket,<br />
Türkiye’deki müşterilerinin taleplerine<br />
cevap vermenin yanı sıra<br />
yurtdışına da kalıp ihraç ediyor<br />
Orakçı Yapı’dan<br />
rinde öğ retmenlik yaptıktan sonra<br />
yeni projeler geliyor<br />
ticarete atılan Hikmet Orakçı tarafından<br />
kurulan ş irket, ilk olarak<br />
Orakçı Yapı son olarak Bursa’da<br />
iki etaptan oluş an Yeni Hayat Evleri<br />
ve Çorlu’da 186 konutlu Triodiyelere<br />
hizmet vermeye baş ladı.<br />
altyapı inş aatları yaparak belepark<br />
Çorlu projelerini tamamladı. 1990’lı yılların baş ında, belediyelerin<br />
temizlik hizmetleri konusunda<br />
Şirketin yine Çorlu ve Bursa<br />
için yeni projeleri özel sektörden hizmet satın almaya<br />
baş lamasıyla sektörün ilk ş ir-<br />
yolda… Ayrıca fabrika<br />
inşaatları ve idari ofis ketleri içinde yer aldı. 1996 yılında<br />
binalarıyla ilgili olarak Bursa dış ında ilk hizmet ş antiyesini<br />
kurdu. 2000 yılında ise ş irketin<br />
taahhüt projeleri de<br />
devam ediyor.<br />
ilk endüstriyel giriş imi olan Orakçı<br />
Makina kuruldu ve araç üstü<br />
Ortem’in hedefi ekipman imalatına baş landı. 2004<br />
12.300 m 2 bertaraf tesisi açmak yılında otomotiv sektörüne adım<br />
Belediyelere katı atarak, plastik enjeksiyon parça<br />
atık yönetimi ve araç imalatına baş layan Orakçı Grup,<br />
kiralama konusunda çözüm ortaklığı<br />
yapan Ortem, yoğunlukla vermekte olduğ u hizmet konuları-<br />
zamanla bulunduğ u sektörlerde<br />
Marmara, Ege ve Trakya bölgelerinde<br />
hizmet sunuyor. Ayrıca kendi<br />
nı önemli ölçüde geniş letti.<br />
yatırımı olan ilk bertaraf tesisini<br />
açmak için hazırlıkları devam<br />
ediyor.<br />
Grubun en son yatırımı<br />
Novada Edremit<br />
Orakçı Şirketler Grubu’nun en<br />
son yatırımını Novada Edremit<br />
oluşturuyor. İ zmir-Çanakkale karayolu<br />
üzerinde, Edremit ve Akçay<br />
arasında yer alan yatırımın toplam<br />
değ eri 40 milyon<br />
dolar. Novada Edremit<br />
Alış veriş ve Yaş am<br />
Merkezi, 35 bin metrekare<br />
alanda, ulusal ve<br />
uluslararası 65 markayla<br />
hizmet veriyor.<br />
İlk faaliyet konusu<br />
altyapı inşaatlarıydı<br />
İnş aat, hizmet ve<br />
imalat sektörlerinde<br />
toplam 9 ş irket ile faaliyetlerini<br />
Orakçı Şirketler Grubu Yönetim<br />
Kurulu Üyesi Betül Orakçı, tasarım<br />
merkezi belgesiyle birlikte<br />
sürdüren Orakçı Şirketler Grubu,<br />
bugün çok sayıda belediyenin ve<br />
hedeflerinin daha da büyüdüğünü<br />
ş irketin çözüm ortağ ı konumunda söylüyor.<br />
çalış ıyor. Anadolu’nun çeş itli ille-<br />
Orakçı Makina’nın<br />
fabrika<br />
büyüklüğü:<br />
Novada Edremit’in<br />
toplam<br />
yatırım değeri:<br />
40 milyon $<br />
147
<strong>2019</strong><br />
Seger Korna, yeni projelerinde<br />
yayaların güvenliğine odaklandı<br />
Avrupa’nın en büyük korna üreticilerinden biri olan ve 70 ülkeye ihracatı bulunan Seger, yeni projelerinde<br />
elektrikli ve otonom araçlara odaklanarak, yayaların güvenliğini sağlayacak ve muhtemel kazaların oluşmasını<br />
engelleyecek ürün ve sistemleri geliştirmeye odaklandı.<br />
Bursa’da 1981 yılında<br />
bobin teli üretimiyle yola<br />
çıkan Seger, bugün yılda<br />
toplam 11 milyon adet<br />
korna üretiyor. Türkiye’de lider<br />
dünyanın ise sayılı korna üreticileri<br />
arasında yer alan Seger, bu<br />
yıl Ar-Ge çalışmalarına hız katmayı<br />
hedefliyor. Her yıl cirosunun<br />
yüzde 3’ünü Ar-Ge’ye ayırıyor. Her<br />
yıl en az bir yeni ürünü piyasaya<br />
sürmeyi hedeflediklerini söyleyen<br />
Seger Yönetim Kurulu Başkan<br />
Vekili Selim Baykal, “2018 yılında<br />
4 yeni ürünü tüm dünya pazarları<br />
ile Türkiye pazarına tanıttık ve<br />
satmaya başladık. Bu modellerimiz<br />
arasında havalı korna segmentinde<br />
8 melodili mehter korna ve<br />
8 melodili nostalji kornalar oldu.<br />
Osmanlı mehter takımının çaldığı<br />
8 farklı marş melodisini içeren<br />
mehter kornalarımız ile yine içerisinde<br />
8 adet geçmişten günümüze<br />
gelen Türk pop/folk müziği melodilerini<br />
içeren nostalji kornalarımız<br />
yıl içinde oldukça talep gördü”<br />
diyor. Son yıllarda elektrikli ve<br />
otonom araçların oldukça revaçta<br />
olduğunu belirten Baykal, “Biz<br />
de yeni projelerimizde elektrikli<br />
ve otonom araçlara odaklanarak,<br />
yayaların güvenliğini sağlayacak<br />
ve muhtemel kazaların oluşmasını<br />
engelleyecek ürün ve sistemleri<br />
geliştirmeye odaklandık. Tesla ile<br />
yaptığımız anlaşma gibi dünyada<br />
otomotiv trendlerine yön veren<br />
proje ve markaları bünyemize<br />
katmayı hedefliyoruz“ ifadelerini<br />
kullanıyor.<br />
Yaklaşık 70 ülkeye<br />
korna ihracat yapıyor<br />
Baykal; Romanya, Fransa,<br />
Amerika, İspanya, Almanya ağırlıklı<br />
olmak üzere Japonya’dan<br />
Filistin’e, Rusya’dan Güney Afrika<br />
Cumhuriyeti’ne, Polonya’dan Almanya’ya,<br />
Ürdün’den Romanya’ya<br />
kadar 70 ülkeye korna ihraç ettiklerini<br />
anlatıyor. Yaptıkları özel üretimlerle<br />
her yıl portföylerine yeni<br />
pazarlar eklediklerinin altını çizen<br />
Baykal, “Global pazarda ülkelerin<br />
kendi kültürleri, yaşam şartları<br />
ve yaşayış biçimlerinin yanı sıra<br />
araç markalarının da isteğine göre<br />
özel üretimler yaptık ve yapmaya<br />
devam ediyoruz. Kurulduğumuz<br />
günden bu yana kurumsallaşma<br />
ve dünya devleri arasına girme hedefiyle<br />
hareket ettik. Seger olarak<br />
bu yıl ihracat pazarlarımızı belirli<br />
bir ivme ile yükseltmeyi hedefliyoruz.<br />
Daha kontrollü geçireceğimiz<br />
bir yıl olacak. İhracat yaptığımız<br />
ülkelerde pazar payımızı artırmak<br />
ilk hedeflerimizden biri” şeklinde<br />
konuşuyor.<br />
SELİM BAYKAL<br />
Seger Yönetim Kurulu Başkan Vekili<br />
148
<strong>2019</strong><br />
Chassis Brakes, Bursa’dan dünyanın<br />
dört bir yanına fren gönderiyor<br />
Chassis Brakes International’ın Bursa fabrikası, ABD ve Japonya<br />
gibi dünyanın her iki ucuna birden fren sistemleri gönderirken,<br />
Toyota’nın Tayland’daki fabrikası için de fren üretiyor. 2018 yılını<br />
yüzde 35’lik büyüme ile kapatan ve son 4 yılda 3 katlık büyüme<br />
gösteren şirket, yeni projelerin devreye alınmasıyla birlikte,<br />
mevcut üretim ve istihdam kapasitesini de artırmaya odaklandı.<br />
Dünyanın en büyük otomotiv<br />
foundation fren ve<br />
fren parçaları üreticileri<br />
arasında yer alan Chassis<br />
Brakes International’ın sektörde<br />
80 yıllık geçmişi bulunuyor. 900<br />
milyon euro ile dünyanın en büyük<br />
üç fren üreticisinden biri olan şirket;<br />
Avrupa, Asya, Güney Afrika,<br />
Kuzey ve Güney Amerika olmak<br />
üzere birçok kıtada, 16 ülkede, 13<br />
üretim tesisi ve 11 mühendislik<br />
merkezi ve satış ofislerinde toplam<br />
5 bin 200 kişi istihdam ediyor. Disk<br />
fren, kampana fren, elektro-mekanik<br />
park fren ve rotorları otomobil<br />
ve hafif ticari araçlar için özel olarak<br />
üretilirken; bu ürünler yenilikçi,<br />
çevre dostu, katma değerli,<br />
uzun ömürlü ve fiyat avantajlarıyla<br />
rekabette öne çıkıyor. Chassis<br />
Brakes, farklı isimler altında 90<br />
yıldır foundation fren endüstrisindeki<br />
deneyimlerinden yararlanıyor.<br />
Haziran 2012’den bu yana<br />
KPS Capital Partners, LP Protföy<br />
şirketinin bir parçası durumunda<br />
bulunuyor. Bursa’da 12 bin metrekaresi<br />
kapalı olmak üzere toplam<br />
20 bin metrekare alan üzerine<br />
kurulu Türkiye fabrikası ise 300<br />
çalışanıyla, direkt otomotiv ana<br />
sanayi üreticilerine ve çeşitli satış<br />
sonrası kanallarına, disk frenler<br />
ve otomatik park freni gibi orijinal<br />
ekipman üretimi yapıyor.<br />
Türkiye’nin en büyük<br />
fren üreticisi konumunda<br />
Chassis Brakes International’ın<br />
Türkiye yapılanması, Türkiye’de<br />
binek ve hafif ticari araçlar için<br />
fren üretimi yapan en büyük firma<br />
konumunda. Şirketin Bursa<br />
fabrikası, ABD ve Japonya gibi<br />
dünyanın her iki ucuna birden fren<br />
sistemleri gönderirken, Toyota’nın<br />
Tayland’daki fabrikası için de fren<br />
üretiyor. 2018 yılını yüzde 35’lik<br />
büyüme ile kapatan şirket, son 4<br />
AHMET YAĞCI<br />
Chassis Brakes International<br />
Türkiye Genel Müdürü:<br />
“2020 yılında sadece Avrupa’nın değil,<br />
dünyanın en iyi Chassis Brakes International<br />
fabrikası olmayı hedefl iyoruz.”<br />
150
<strong>2019</strong><br />
yılda 3 katlık büyüme gösterdi.<br />
Chassis Brakes International Türkiye<br />
Genel Müdürü Ahmet Yağcı,<br />
2020 yılında sadece Avrupa’nın<br />
değil, dünyanın en iyi Chassis<br />
Brakes International fabrikası<br />
olmayı hedeflediklerini söylüyor.<br />
Bursa fabrikası olarak 2018 yılını<br />
134 milyon euro<br />
ciro ile kapattıklarını<br />
aktaran Yağcı, şirketin<br />
kârlılık, müşteri memnuniyeti<br />
ve projeleri<br />
devreye alma başarısı<br />
ile Chassis Brakes<br />
International’ın global<br />
yapılanmasında en<br />
çok öne çıkan fabrika<br />
konumunda yer aldığını<br />
vurguluyor. Bu yıl da sürdürülebilir<br />
büyüme anlayışıyla, büyümeye<br />
ve gelişmeye devam etmeyi<br />
hedeflediklerini aktaran Yağcı,<br />
yeni projelerin devreye alınmasıyla<br />
birlikte, mevcut üretim ve istihdam<br />
kapasitesini de artırmaya<br />
odaklandıklarını dile getiriyor.<br />
Chassis Brakes<br />
Türkiye’nin<br />
2018 cirosu:<br />
134 milyon €<br />
Mevcut üretiminin yüzde 40’ını<br />
küresel piyasalara ihraç ediyor<br />
Sürekli iyileştirme kültürü<br />
çerçevesinde, bu kültürün şirketin<br />
tüm kademelerinde en iyi şekilde<br />
özümsenip uygulanması konusunda<br />
önemli adımlar attıklarına<br />
değinen Yağcı, “Şirket olarak son<br />
yıllarda ciddi bir büyüme içerisindeyiz.<br />
Mevcut üretimimizin yüzde<br />
40’ını küresel piyasalara ihraç<br />
ediyoruz. Bursa fabrikası olarak,<br />
yüksek katma değer üretmeye devam<br />
ederek, Bursa’ya ve ülkemize<br />
en yüksek düzeyde katkı sağlamayı<br />
hedefliyoruz. Bunun yanında<br />
kurulduğumuz günden bu yana insan<br />
odaklı bir anlayışı benimsemiş<br />
durumdayız. Bu noktada nitelikli<br />
insan kaynağına yatırımlarımız<br />
da hızla sürüyor” şeklinde konuşuyor.<br />
Çalışanlarının<br />
hem mesleki hem de<br />
kişisel gelişimlerine<br />
destek olan, aynı<br />
zamanda iş motivasyonlarına<br />
da katkı<br />
sağlayan uygulamaları<br />
kararlı bir şekilde<br />
yaptıklarının altını<br />
çizen Yağcı, şunları<br />
kaydediyor:<br />
“Ayrıca şirketimizde çalışanlarımız<br />
için en iyi çalışma ortamını sağlamaya<br />
çalışıyoruz. Bu noktada iş<br />
sağlığı ve güvenliği çalışmalarının<br />
kurum kültürümüzün en önemli<br />
parçalarından biri olduğunu ifade<br />
edebiliriz. Buna ek olarak, çevresel<br />
değerlerin korunması ve geleceğe<br />
daha yaşanabilir bir çevre bırakma<br />
konusunda çalışmaları da kararlı<br />
bir şekilde hayata geçirmekteyiz.<br />
Bunu yaparken çalışanlarımızı da<br />
işin içine katarak, onların fikirleri<br />
ve önerileriyle en doğru uygulamalara<br />
öncelik veriyoruz.”<br />
“Yeni pazar arayışlarımız<br />
tüm hızıyla devam ediyor”<br />
Chassis Brakes International<br />
olarak dünyanın dört bir yanında<br />
faaliyetlerine devam ederken, yeni<br />
pazar arayışlarının da tüm hızıyla<br />
devam ettiğini söyleyen Yağcı, “Bu<br />
konuda, özellikle Afrika pazarındaki<br />
çalışmalarımızı artırma yönünde<br />
ciddi bir düşüncemiz bulunuyor.<br />
Bununla birlikte, Endüstri<br />
4.0’a uygun gelişmiş üretim sistemleri<br />
tasarlama çalışmalarımız<br />
da devam ediyor. Global ölçekteki<br />
mevcut tempomuz devam ettiği<br />
müddetçe ileriye dönük hedeflediğimiz<br />
noktalara çok daha kısa<br />
sürede ulaşabileceğimize inanıyorum”<br />
diyor.<br />
151
<strong>2019</strong><br />
KALDER Bursa Şubesi<br />
20. yılında kendi yerinde<br />
Bursa’da kalite çalışmalarının her alanda artması, yaşam kalitesi kavramının yaygınlaşması ve kentin<br />
tanıtılması amacıyla çalışmalarına devam eden KalDer Bursa Şubesi, 20. yılında kendisine ait bir yapıda<br />
hizmet vermeye başladı.<br />
KalDer, 1990 yılında<br />
kurulmasının ardından<br />
yayılım çalışmaları kapsamında<br />
ülkemizin önde<br />
gelen sanayi kenti Bursa’da şubeleşme<br />
kararı aldı. 1998’de gönüllülerin<br />
girişimiyle KalDer Bursa<br />
Şubesi kuruldu. 1998 yılından<br />
bugüne “Mükemmellik kültürünü<br />
yaşam biçimine dönüştürerek, ülkemizin<br />
rekabet gücünün ve refah<br />
düzeyinin yükseltilmesine katkıda<br />
bulunmak” misyonuyla, Bursa’da<br />
kalite çalışmalarının her alanda<br />
artması, yaşam kalitesi kavramının<br />
yaygınlaşması ve Bursa’nın<br />
tanıtılması amacıyla çalışmalarını<br />
sürdürüyor. KalDer, Bursa’daki<br />
çalışmalarına bir sanayi kuruluşunun<br />
7 metrekarelik ofisinde başladı.<br />
Yıllar içerisinde çalışmaların<br />
ulaştığı kitle artıp daha iyiye ulaşma<br />
arayışı sürdükçe, KalDer’in<br />
Bursa’da kendisine ait bir binada<br />
hizmet sunmasının zamanının<br />
geldiği düşüncesi yoğunlaştı ve<br />
bu yönde girişimler başlatıldı. Bu<br />
doğrultuda 20. yılında KalDer Bursa<br />
Şubesi kendisine ait bir yapıda<br />
hizmet vermeye başladı. Çalışmaları<br />
tamamlanan KalDer Evi’nin<br />
açılışı 4 Ekim 2018’te iş dünyası ve<br />
kent protokolünün yoğun katılımıyla<br />
gerçekleştirildi. KalDer<br />
Bursa Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Erdal Elbay, “KalDer Evi’yle, kalite<br />
ve mükemmellik kültürünün<br />
yaygınlaşması adına kentimizde<br />
yürüttüğümüz faaliyetlerin kolay<br />
ulaşılabilir, sağlıklı, modern koşullara<br />
sahip, her kesimden daha<br />
fazla kişinin yararlanabileceği bir<br />
merkezde sürdürmeyi amaçladık.<br />
Çok amaçlı toplantı salonlarımız,<br />
sosyal alanımız, kütüphanemiz,<br />
Atamızın anıtının yer aldığı Kalite<br />
Parkı ile kentimize daha çok değer<br />
katacak, iş dünyası ve toplum için<br />
yeni projeler üreteceğiz” diyor.<br />
Kalite ve Başarı Sempozyumu<br />
12 Nisan’da başlıyor<br />
Bursa’da her yıl KalDer Bursa<br />
Şubesi ve BUSİAD işbirliğinde<br />
değişik bir ana tema çerçevesinde,<br />
iş dünyasını buluşturmak, bilgi<br />
ve düşünce paylaşım platformu<br />
oluşturmak amacıyla düzenlenen<br />
Kalite ve Başarı Sempozyumu’nun<br />
17’incisi 12-13 Nisan <strong>2019</strong> tarihlerinde<br />
“Gelecek Elimizde” teması<br />
ile gerçekleşecek. Sempozyum<br />
teması hakkında bilgi veren Elbay,<br />
“Günümüzde özellikle teknolojinin,<br />
internetin bambaşka bir<br />
boyut kazandığı, iletişim kuran<br />
nesnelerin veri toplayıp üretim<br />
sürecini tamamen değiştirdiği ve<br />
makinelerin insanlarla etkileşimini<br />
öne çıkaran bir dönemdeyiz. Felsefenin<br />
önemli isimlerinden Immanuel<br />
Kant, 18. Yüzyılda ‘İnsan<br />
artık kendi aklını kullanmalı’ sözünü<br />
dile getirmişti. Günümüzde<br />
ise ‘İnsan artık makinelerin aklını<br />
kullanmalı’ anlayışına geldiğimizi<br />
görüyoruz. Diğer yandan küresel<br />
ısınma, biyolojik çeşitlilik kaybı<br />
yaşamın ortak sorunlarından. Baş<br />
döndürücü bir şekilde değişen yaşamda<br />
sürdürülebilir iş ve yaşam<br />
kalitesine rehber olmak için bu konuları<br />
uzman konuklarımızla sempozyumda<br />
tartışacağız. Gelecek<br />
bizim ve elimizde, sürdürülebilir<br />
bir geleceği birlikte inşa edebiliriz”<br />
şeklinde konuşuyor.<br />
ERDAL ELBAY<br />
KalDer Bursa<br />
Yönetim Kurulu Başkanı<br />
152
<strong>2019</strong><br />
Uludağ OSB’nin hedefinde<br />
1 milyar dolarlık ihracat var<br />
Gürsu OSB ile Kestel 2 No’lu Sanayi Bölgesi’ni tek çatı altında<br />
birleştiren Uludağ OSB’nin Başkanı Yunus Aydın, “Şehrin<br />
doğusunda ekonomik olarak güçlü bir OSB doğuyor. Ekonomik<br />
ve ticari gelişmeyi hızlandırıyoruz. 2023 hedefi olarak 1 milyar dolar<br />
ihracatı yakalamak istiyoruz. Ayrıca 30 bin çalışanı olan<br />
bir sanayi bölgesine dönüşmek için yola çıktık” diyor.<br />
Gürsu Organize Sanayi<br />
Bölgesi ile Kestel 2<br />
No’lu Sanayi Bölgesi’nin<br />
Islah OSB çerçevesinde<br />
birleşmesiyle kurulan Uludağ<br />
Organize Sanayi Bölgesi (OSB),<br />
şehrin doğusunu hareketlendirdi.<br />
Çoğunlukla tekstil, otomotiv, inşaat<br />
malzemeleri ve plastik sanayi<br />
tesislerinin bulunduğu Uludağ<br />
OSB’de boş arsanın kalmadığı ve<br />
arsa fiyatlarının arttığı belirtiliyor.<br />
286 sanayi parselinin bulunduğu<br />
Uludağ OSB’nin sorunların çözümünde<br />
lokomotif olması, sanayicinin<br />
ihracatta ve rekabet ortamında<br />
elini güçlendirmesi bekleniyor.<br />
Uludağ OSB Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Yunus Aydın, bölgenin, şehrin<br />
doğu yakasında ticari hayatın gelişmesine<br />
büyük katkı sağlayacağını<br />
belirterek, “Şehrin doğusunda<br />
ekonomik olarak güçlü bir OSB<br />
doğuyor. Ekonomik ve ticari gelişmeyi<br />
hızlandırıyoruz. Bölgemizde<br />
20 bin çalışanı olan 250 firmanın<br />
oluşturduğu bir güç var. Bursa’nın<br />
üçüncü OSB’si haline gelmiş bir<br />
güç. İhracat, elektrik ve doğalgaz<br />
tüketimindeki rakamlar her şeyi<br />
YUNUS AYDIN<br />
Uludağ OSB Yönetim Kurulu Başkanı:<br />
“Şehrin doğusunda ekonomik olarak<br />
güçlü bir OSB doğuyor. Ekonomik ve ticari<br />
gelişmeyi hızlandırıyoruz.”<br />
154
<strong>2019</strong><br />
ortaya koyacak. Bugün yaklaşık<br />
350 milyon dolar olan ihracat rakamını<br />
üç yıl içinde 500 milyon dolara<br />
yükselmeyi planlıyoruz. 2023 hedefi<br />
olarak 1 milyar dolar ihracatı<br />
yakalamak istiyoruz. Ayrıca 30 bin<br />
çalışanı olan bir sanayi bölgesine<br />
dönüşmek için yola çıktık” açıklamasında<br />
bulunuyor.<br />
Yeni hizmet binası<br />
‘akıllı’ ve ‘çevre dostu’<br />
Bursa’nın 3’üncü<br />
büyük sanayi bölgesinde<br />
olan Uludağ<br />
OSB’nin, yeni hizmet<br />
binasına kavuştuğunu<br />
söyleyen Aydın, “5<br />
katlı, toplamda 974<br />
metrekare kapalı alanda,<br />
akıllı-çevre ile dost<br />
Bursa’nın sanayisine<br />
de yön verecek bir bina inşa ettik.<br />
Diğer yandan özellikle küçük yapıların<br />
çok olması hizmet alanlarının<br />
oluşmasını ve hizmet binasının yapımını<br />
geciktirdi. Bursa’nın 3’üncü<br />
büyük sanayi bölgesinde akıllı<br />
hizmet binasından sanayicilerimizin<br />
her türlü hizmetlerine katkı<br />
sağlayacağız. Tüm firmalarımız<br />
hizmeti elektronik ortamda halledebilecek.<br />
Özellikle sanayicimize<br />
hizmetin Türkiye’ye bir hizmet<br />
olarak gören anlayış ile çalışıyoruz.<br />
Çağımızın sanayicilerinin önlerini<br />
açmak ve hizmet etmek ülkeye<br />
Bölgede<br />
faaliyet gösteren<br />
firma sayısı:<br />
250<br />
katkı sağladığını düşünüyoruz”<br />
ifadelerini kullanıyor.<br />
Ar-Ge merkezi kurulması<br />
için harekete geçildi<br />
Diğer yandan Uludağ OSB’de<br />
125 bin metrekarelik tarım vasfını<br />
yitirmiş donatı alanı olduğunun<br />
bilgisini veren Aydın, tamamı depo<br />
olarak kullanılan bu alanın temizlenerek<br />
hizmet alanına<br />
dönüştürüleceğini dile<br />
getiriyor. Uludağ OSB<br />
bünyesinde Ar-Ge ve<br />
tasarım merkezi kurma<br />
imkanı bulamayan<br />
şirketlere hizmet<br />
verebilmesi için Bursa<br />
Teknik Üniversitesi ile<br />
yaptıkları ön protokol<br />
çerçevesinde bölge sınırları<br />
içerisinde Ar-Ge<br />
merkezi kurmaya hazırlandıkla-<br />
rını vurguluyor. Hizmet binasının<br />
ardından yapılacak<br />
çalışmalardan bahseden<br />
Aydın, şunları<br />
kaydediyor:<br />
“Bundan sonra 125 bin<br />
metrekarelik bir donatı<br />
alanı var. Orada bir<br />
Ar-Ge merkezi, teknik<br />
kolej gibi eğitim kampüsü<br />
oluşturacağız.<br />
Bundan hem sanayicimiz<br />
hem de kentin doğusundaki<br />
vatandaşlarımız faydalanacak.<br />
Uludağ OSB’nin<br />
2023 istihdam<br />
hedefi:<br />
30 bin<br />
Özellikle eğitim merkezi ile Gürsu<br />
ve Kestel bölgelerinin kalkınmasına<br />
yardımcı olacağız. Şehrin doğu<br />
yakasında ticaret alanı oluşturmak<br />
istiyoruz. Lojistik merkez,<br />
sağlık merkezi, anaokulu, kreş ve<br />
çıraklık eğitim merkezi projelerimiz<br />
bulunuyor.”<br />
Bölgede çoğunlukla<br />
tekstil firmaları var<br />
Uludağ OSB’nin tekstil ağırlıklı<br />
bir bölge olduğunun bilgisini veren<br />
Aydın, “Tekstil, gelişmiş ülkelerin<br />
değil, gelişen ülkelerin sektörü<br />
olduğu için markalaşma aşamasında<br />
gelecek dönemlerde sektörel<br />
geçişleri de sağlayacak çalışmaları<br />
OSB’lerin yapması şart. Bölgemizde<br />
tekstilin yanı sıra çoğunlukla<br />
otomotiv, inşaat malzemeleri ve<br />
plastik alanında faaliyet gösteren<br />
firmalar bulunuyor”<br />
diyor. Aydın, birleşme<br />
sonucunda Kestel 2<br />
No’lu Sanayi Bölgesi’nde<br />
faaliyet gösteren<br />
firmaların önünün<br />
açıldığını, sanayicilerin<br />
OSB mevzuatından<br />
faydalanmaya<br />
başladığını, ucuz<br />
elektrik ve doğalgaz<br />
kullanım olanağına kavuştuğunu<br />
da sözlerine ekliyor.<br />
155
<strong>2019</strong><br />
Balkan ülkeleri ile<br />
Bursa arasında<br />
ticari ilişkilerin<br />
artırılması hedefi<br />
ile çalışmalar yürüten<br />
RUMELİSİAD, çeşitli<br />
temaslarda bulunmak<br />
üzere geçtiğimiz<br />
günlerde Arnavutluk’ta<br />
bir dizi ziyarette<br />
bulundu.<br />
RUMELİSİAD, Arnavutluk<br />
ile iş köprüsü kuruyor<br />
Rumelili Yönetici İşadamı<br />
ve Sanayiciler Derneği<br />
(RUMELİSİAD), Balkan<br />
ülkeleri ile Bursa<br />
arasında ticari ilişkilerin artırılması<br />
hedefi doğrultusunda, Arnavutluk<br />
Diaspora Günleri kapsamında<br />
Arnavutluk’ta önemli<br />
görüşmeler gerçekleştirdi. Arnavutluk<br />
temasları kapsamında, Arnavutluk<br />
eski Ankara Büyükelçisi<br />
ve şu anda da Arnavutluk Cumhurbaşkanı<br />
Danışmanı olarak<br />
görev yapan Genci Muçaj’ı ziyaret<br />
eden ve kendisine, yeni görevinde<br />
başarılar dileyen RUMELİSİAD<br />
Yüksek İstişare Kurulu Başkanı<br />
Şahap Aktaş, Büyükelçilik Müsteşarı<br />
Muammer Hakan Cengiz ve<br />
Arnavutluk TİKA Başkanı Ömer<br />
Özütok’la da bir araya gelerek,<br />
derneğin çalışmaları hakkında<br />
bilgi verdi. Ziyaretlerde, RUME-<br />
LİSİAD Yönetim Kurulu üyeleri<br />
Halil Bedzeti ve Serhat Ademoğlu<br />
da hazır bulundu. RUMELİSİAD<br />
yönetimini Cumhurbaşkanı Sarayı’nda<br />
kabul eden Arnavutluk<br />
Cumhurbaşkanı Danışmanı Genci<br />
Muçaj, ziyaretten duyduğu memnuniyeti<br />
dile getirerek, Türkiye’deki<br />
görevi boyunca çok mutlu<br />
anılar biriktirdiğini, Türkiye’yi<br />
ve Türk insanını çok sevdiğini<br />
söyledi. Şahap Aktaş da Muçaj’a<br />
görevinde başarılar dileyerek,<br />
RUMELİSİAD’ın çalışmalarıyla<br />
ilgili kendisine bilgi aktardı.<br />
RUMELİSİAD Dergisi<br />
Balkanlar’a açılacak<br />
RUMELİSİAD heyeti, Arnavutluk<br />
temasları kapsamında<br />
Büyükelçilik Müsteşarı Muammer<br />
Hakan Cengiz’i de makamında<br />
ziyaret etti. RUMELİSİAD Vakfı<br />
hakkında bilgi verilen ziyarette,<br />
Cengiz de duyduğu memnuniyeti<br />
dile getirerek, RUMELİSİAD<br />
Dergisi’nin Balkanlardaki tüm<br />
büyükelçilere gönderilmesi talebinde<br />
bulundu. Cengiz bu sayede<br />
derneğin çok başarılı faaliyetler<br />
yaptığını ve bunun tüm Balkan<br />
ülkelerinde takip edildiğini<br />
belirtti.<br />
TİKA ile ortak projeler<br />
masaya yatırıldı<br />
RUMELİSİAD heyeti, Arnavutluk<br />
ziyareti kapsamında, Arnavutluk<br />
Türk İşbirliği ve Koordinasyon<br />
Ajansı (TİKA) Başkanı<br />
Ömer Özütok ile de son derece<br />
faydalı geçen görüşmelere imza<br />
attı. TİKA’nın Arnavutluk’un<br />
başkenti Tiran’daki binasında<br />
gerçekleşen görüşmelerde, TİKA<br />
ile beraber yapılabilecek projeler<br />
üzerinde fikir alışverişinde bulunuldu.<br />
156
<strong>2019</strong><br />
Pınar Metal, en kaliteli malzemeyi<br />
en uygun fiyata sunmayı hedefliyor<br />
Metal ve plastik yarı mamul ürünleri imalatının yanı sıra bu alanda dünya çapındaki sektör öncüsü firmaların<br />
Bursa’daki satış noktası olan Pınar Metal Plastik’in kurucusu Necmettin Pınar, “En kaliteli malzemeleri<br />
en uygun fiyatlarla müşterilerimize sunmayı hedefliyoruz. Tecrübemizi kalitemizle birleştirerek sektöründe<br />
tercih edilen bir firma olmak istiyoruz” diyor.<br />
Alanında lider firmalardan<br />
olan Pınar Metal Plastik,<br />
Bursa ve çevre illere<br />
toptan veya perakende<br />
satışla, en iyi ürünü ve en doğru<br />
fiyatla sunmayı hedefliyor. Geçen<br />
yıllarda ürün gamını ve ithalat<br />
ayağını genişleten Pınar Metal,<br />
2004 yılında Beşevler Nilüfer Ticaret<br />
Merkezi’nde ikinci şubesini<br />
hizmete açıyor. 2008’e gelindiğinde<br />
ise alüminyum kesim hizmeti<br />
veren üçüncü şubesi yine Nilüfer<br />
Ticaret Merkezi’nde faaliyete geçiyor.<br />
Pınar Metal, bugün imalatın<br />
yanı sıra dünya çapında metal ve<br />
plastik sektörünün öncü firmalarının<br />
Bursa’daki satış noktası<br />
konumunda bulunuyor.<br />
Kalite yönetim sistemini<br />
üst düzeye çıkarmayı istiyor<br />
Pınar Metal Plastik’in kurucusu<br />
Necmettin Pınar, demir harici metal<br />
ve plastik alım satım ve ithalatı<br />
alanında, stratejik yönü destekleyecek<br />
şekilde kalite yönetim sistemini<br />
en üst düzeye ulaştırabilecek<br />
hedefler doğrultusunda çalıştıklarını<br />
söylüyor. Pınar, “Hedefimiz,<br />
dünya çapında metal ve plastik<br />
yarı mamul üretim yapan en büyük<br />
firmalarla ortaklık yaparak,<br />
en kaliteli malzemeleri en uygun<br />
fiyatlarla müşterilerimize sunmaktır.<br />
Tecrübemizi kalitemizle birleştirerek<br />
sektöründe tercih edilen<br />
bir firma olmak istiyoruz. Müşteri<br />
odaklı çalışmayı, ISO 9001:2015<br />
Kalite Yönetim Sistemi kapsamındaki<br />
uygulanabilir olarak belirlenen<br />
şartları yerine getirmeyi ve<br />
sistemi sürekli olarak iyileştirmeyi<br />
hedefliyoruz” diyor.<br />
Şirketin temelleri<br />
42 yıl önce atılıyor<br />
Necmettin Pınar, şirketin<br />
temellerinin 42 yıl önce atıldığını<br />
belirterek, “1977 yılı hayatımın dönüm<br />
noktasıydı. Askerlik dönüşü<br />
öğretmen olarak İstanbul Sultanahmet<br />
Endüstri Meslek Lisesi’nde<br />
göreve başladım. Okuldaki<br />
derslerim sonrasında bolca vaktim<br />
olduğu için sürekli hayaller kurar<br />
ve projeler üretirdim. Üretme<br />
isteğim öğretmenlik mesleğimin<br />
158
<strong>2019</strong><br />
önüne geçmeye başladı.<br />
Çünkü iyi bir mesleki<br />
altyapıya sahiptim. Bu<br />
da beni her geçen gün<br />
sanayiye hizmet noktasına<br />
itiyordu” ifadelerini<br />
kullanıyor. Bu vesile<br />
ile boş zamanlarında<br />
pazara gidip oradaki<br />
tüccarların ne alıp sattığını<br />
ve ne iş yaptığını<br />
takip etmeye başladığını<br />
vurgulayan Pınar, şunları kaydediyor:<br />
“Bu durum bana cazip geliyordu.<br />
O tarihlerde Bursa’da gelişen sanayiye<br />
nasıl hizmet verebileceğimi<br />
sorgulamaya başladım. Bir şekilde<br />
tayinimi Bursa’ya yaptırdım ve<br />
hayallerimi gerçekleştireceğim<br />
adımı attım. Ağabeyim Nezir<br />
Pınar ve kardeşim Ramazan Pınar<br />
ile birlikte Kokil Döküm adlı aile<br />
şirketimizi kurduk. Hummalı bir<br />
çalışma ile sürekli büyümeye ve<br />
sanayicinin taleplerini karşılamaya<br />
devam ettik.”<br />
Kurumsal<br />
yapıya<br />
kavuştuğu<br />
tarih:<br />
1993<br />
benim evliliğim ve<br />
büyük kızım Nilay’ın<br />
dünyaya gelmesiyle<br />
çalışma aşkımız katlanarak<br />
devam etti. 1984<br />
yılında öğretmenlik<br />
hayatıma istifa ederek<br />
son verdim. Şirketimizi<br />
daha iyi noktalara<br />
getirmek için işin başına<br />
geçerek çalışmalara<br />
hız verdik. O tarihlerde<br />
hammadde sıkıntısı olduğundan<br />
daha emek yoğun bir mücadele<br />
içerisindeydik” diyen Pınar, şöyle<br />
devam ediyor: “1993 yılına kadar<br />
belli bir aşama kaydeden firmamızı,<br />
Pınar Metal Plastik Ltd. Şti.<br />
unvanıyla kurumsal yapıya taşıdık.<br />
Günümüzde ben ve ağabeyim<br />
Nezir Pınar, şirketimizde bir nevi<br />
danışmanlık yapıyoruz. Bilgi ve<br />
tecrübemizi genç kuşaklara aktarmanın<br />
derdindeyiz. Pınar Metal<br />
hali hazırda 35 kişilik deneyimli<br />
ve konusunda uzman bir kadro<br />
ile yoluna devam ederken, şirket<br />
yönetiminde kızlarım; uluslararası<br />
ilişkiler bölümü mezunu Nilay,<br />
endüstri mühendisi Nihan, makine<br />
mühendisi Nilgün ve ağabeyimin<br />
oğlu metalürji ve malzeme mühendisi<br />
Necmi ve kızı işletme mezunu<br />
Nesrin Pınar görev yapıyor.”<br />
“Uzman bir kadroyla<br />
yoluna devam ediyor”<br />
Pınar, 1979 ve 1982 yılları arasında<br />
ithalat yasağından dolayı<br />
yerli üretici olarak neredeyse malzeme<br />
yetiştiremez durumda çalışmaya<br />
devam ederken, bir taraftan<br />
da şirketlerini büyütmeye devam<br />
ettiklerini anlatıyor. “Bu süreçte<br />
160
<strong>2019</strong><br />
Oyak Renault, 2018 yılında<br />
602 bin 421 motor üretti<br />
Geçen yıl 602 bin 421 motor üreterek rekor kıran Oyak Renault, otomobil üretiminde ise yılı 336 bin 888<br />
adetle kapattı. Oyak Renault böylece 1998 yılından bu yana elinde tuttuğu “Türkiye’nin en fazlaüretim<br />
yapan otomobil şirketi” unvanını sürdürdü<br />
Türkiye’nin en büyük<br />
entegre otomobil fabrikasına<br />
sahip olan Oyak<br />
Renault, 2018 yılında<br />
gerçekleştirdiği yüksek üretim ve<br />
ihracat performansıyla sektöründeki<br />
lider konumunu korudu. 2018<br />
yılında 602 bin 421 motor üreterek<br />
rekor kıran Oyak Renault, otomobil<br />
üretiminde ise yılı 336 bin<br />
888 adetle kapattı. Oyak Renault<br />
böylece 1998 yılından bu yana elinde<br />
tuttuğu “Türkiye’nin en fazla<br />
üretim yapan otomobil şirketi”<br />
unvanını sürdürdü. Geçen yıl Türkiye’de<br />
üretilen 1 milyon 26 bin<br />
461 adet otomobilin yüzde 32’sini<br />
tek başına gerçekleştiren Oyak<br />
Renault, ihracatta da lider olmayı<br />
başardı. Şirket, ürettiği otomobillerin<br />
yaklaşık yüzde 80’nini 70’e<br />
yakın ülkeye ihraç ederek ülke<br />
ekonomisine katkıda bulundu.<br />
Oyak Renault fabrikalarının içinde<br />
yer alan ve Renault Grubu’nun<br />
tüm dünyadaki tesislerine araç ve<br />
yedek parça ikmali gerçekleştiren<br />
Oyak Renault İttifak Uluslararası<br />
Lojistik Merkezi’nden yapılan taşıma<br />
miktarı geçen yıla göre 2 kat<br />
artış göstererek, rekor 1 milyon<br />
1461 metreküpe ulaştı. Geçen yıl<br />
rekor motor üretiminin yanı sıra<br />
239 bin 591 vites kutusu, 708 bin<br />
670 adet şasi üreten Oyak Renault,<br />
geleceğe yönelik yatırımlarıyla<br />
da Türkiye’de ilkleri gerçekleştirmeyi<br />
başardı. Şirket, geçtiğimiz yıl<br />
100 milyon euro’luk yatırımla yeni<br />
alüminyum enjeksiyon tesisinin<br />
temelini atmanın yanı sıra yüksek<br />
hızlı yeni pres hattını hayata<br />
geçirdi.<br />
“Yeni projeler üretmeye ve rekorlar<br />
kırmaya devam edeceğiz”<br />
Oyak Renault’nun rekor otomobil<br />
üretim ve ihracatına ilişkin<br />
değerlendirmede bulunan Oyak<br />
Renault Genel Müdürü Antoine<br />
Aoun, “Geçen yıl göstermiş olduğumuz<br />
performansla bu yıla da<br />
otomobil, motor üretiminde ve<br />
ihracatta lider olarak girmekten<br />
gurur duyuyoruz. Türkiye’de ilk<br />
niteliğinde olan ve 100 milyon<br />
euro’yu aşan yatırımlarımızla ülkemizin<br />
katma değerli üretim hedefine<br />
doğrudan hizmet ettik. 2018’de<br />
gerçekleştirdiğimiz yatırımlar<br />
sonucu Oyak Renault Bursa fabrikaları,<br />
Renault Grubu tarafından,<br />
önümüzdeki günlerde ilk kez Cenevre<br />
Otomobil Fuarı’nda tanıtacağımız<br />
yeni Clio’nun üretileceği<br />
fabrikalardan biri olarak seçildi.<br />
Otomotiv sektörü için zorlu geçmesini<br />
beklediğimiz bu yıl da yeni<br />
proje ve yatırımlarımızla, 50 yıllık<br />
bilgi birikimi ve tecrübemizle, ülke<br />
ekonomisi ile otomotiv sanayisinin<br />
gelişmesine katkıda bulunup, yeni<br />
projeler üretmeye, yeni rekorlar<br />
kırmaya devam edeceğiz” diyor.<br />
ANTOINE AOUN<br />
Oyak Renault Genel Müdürü<br />
162
<strong>2019</strong><br />
Tofaş, Sportif Egea’yı<br />
Cenevre’de görücüye çıkardı<br />
Egea model ailesinin yeni üyesi “Sport”, Cenevre Otomobil Fuarı’nda görücüye çıktı. Son üç yıldır<br />
Türkiye’nin en çok tercih edilen modeli olma unvanını koruyan Fiat Egea’nın Street ve S-Design<br />
versiyonlarından sonra tanıtılan yeni versiyonu “Sport”, kendine özgü tasarım özellikleriyle<br />
ön plana çıkıyor.<br />
Tofaş’ın ürün geliştirme<br />
sürecine liderlik<br />
ettiği Avrupa’da Tipo<br />
ismiyle satışa sunulan<br />
ve geçen günlerde 500 binincisi<br />
törenle Bursa’daki banttan inen<br />
Egea model ailesinin yeni üyesi<br />
“Sport”, Cenevre Otomobil<br />
Fuarı’nda görücüye çıktı. Son üç<br />
yıldır Türkiye’nin en çok tercih<br />
edilen modeli olma unvanını<br />
koruyan Fiat Egea’nın Street ve<br />
S-Design versiyonlarından sonra<br />
tanıtılan yeni versiyonu “Sport”,<br />
kendine özgü tasarım özellikleriyle<br />
ön plana çıkıyor.<br />
EMEA Bölgesi’nde<br />
146 bin adet satışa ulaştı<br />
İlk kez Cenevre’de gösterimi<br />
yapılan Fiat Tipo/Egea Sport ile<br />
ilgili olarak Tofaş CEO’su Cengiz<br />
Eroldu, “Egea, 2018 yılında Türkiye’nin<br />
de dâhil olduğu Avrupa,<br />
Orta Doğu ve Afrika’yı kapsayan<br />
EMEA Bölgesi’nde 146 bin adet<br />
satışa ulaştı. İtalya’da geçtiğimi<br />
yıl 40 bin adetten fazla müşterinin<br />
tercihi olarak, yine kompakt<br />
sınıfta liderliği bırakmayan<br />
Egea/Tipo, yurt içi ve dışı pazarlarda<br />
başarısını sürdürmeye<br />
devam ediyor. Kompakt sınıftaki<br />
başarılı oyuncumuz, yeni tasarım<br />
özellikleri sunan versiyonlarıyla<br />
daha da güçlenerek, Türkiye’yi<br />
gururlandırmaya devam edecek”<br />
diyor. Bursa’daki Tofaş fabrikasında<br />
üretilerek Avrupa pazarlarında<br />
ve Türkiye’de satışa<br />
sunulacak olan Egea Sport, yeni<br />
ön ve arka tampon tasarımı ve<br />
ve difüzörleriyle dikkat çekiyor.<br />
Fiat Egea Sport’a özel olarak yeni<br />
marşpiyel eklentileri ve spoyler de<br />
ekleniyor. Kapı kolları, ayna kapakları<br />
ve radyatör ızgarası parlak<br />
siyaha boyanan Egea Sport’ta<br />
18 inçlik jantlara, LED gündüz<br />
farlarına ve Bi-Xenon farlara yer<br />
veriliyor. İç mekânda ise yine<br />
Sport için özel olarak hazırlanan<br />
siyah detaylara sahip kokpit ve<br />
versiyona özel koltuklar, otomobili<br />
diğer kardeşlerinden ayırıyor.<br />
CENGİZ EROLDU<br />
TOFAŞ CEO’su<br />
163
<strong>2019</strong><br />
Coşkunöz MA’dan Romanya’ya<br />
20 milyon euro’luk tesis yatırımı<br />
Coşkunöz Metal Form ile İtalyan Magnetto ortaklığında kurulan Coşkunöz MA, Romanya’ya 20 milyon<br />
euro’luk tesis yatırımı yapıyor. Yaklaşık 13 bin metrekarelik kapalı alanda devreye alınacak tesiste, gövde<br />
grubu presli ve rollform sac parçaları üretilecek.<br />
Türkiye otomotiv sanayisinin<br />
önde gelen şirketlerinden<br />
Coşkunöz Metal<br />
Form ile İtalyan Magnetto<br />
ortaklığında kurulan Coşkunöz<br />
MA, globalde yeni yatırımlarla<br />
üretim atağına geçiyor. Romanya’da<br />
20 milyon euro’luk yatırım<br />
ile kurulacak olan üretim tesisinde<br />
gövde grubu presli ve rollform sac<br />
parçaları üretilecek. Dragasani’de<br />
yaklaşık 13 bin metrekarelik kapalı<br />
alanda devreye alınacak üretim tesisinde,<br />
transfer ve progresif presler,<br />
robotik punta, gazaltı kaynak<br />
ve rollform prosesleri ile üretim gerçekleştirilecek.<br />
Tesiste 37 milyon<br />
euro başlangıç cirosu hedefleniyor.<br />
Tesiste dünya otomotiv devi Renault’un<br />
piyasaya süreceği Dacia<br />
52SQR modeli için parça üretimi<br />
yapılacak. Bu yıl üretim bandının<br />
deneme amaçlı aktif olacağı tesis,<br />
2020 yılında seri üretime geçtiğinde<br />
birinci fazda yıllık 27 bin ton<br />
çelik işleme kapasitesine ulaşacak.<br />
Coşkunöz Metal Form’un yetkinlikleri<br />
ve mühendislik becerisi ve<br />
Magnetto Automotive global gücü<br />
ile kurulan Coşkunöz MA, Romanya<br />
tesisinde son teknoloji ile üretim<br />
yapacak. Geniş tesis alanı sayesinde<br />
ileriye dönük anlaşmalarda da<br />
kapasite ve üretim bandı yeterliliği<br />
garanti ediliyor.<br />
Renault ile 8 yıllık<br />
anlaşma sağlandı<br />
Coşkunöz Metal Form Genel<br />
Müdürü Aptullah Saner, 2002<br />
yılında otomotiv yan sanayisinin<br />
ihtiyaçlarını karşılamak için Coşkunöz<br />
MA’yı kurduklarını hatırlatıyor.<br />
Bu tesislerin yılda yaklaşık 20 bin<br />
ton sac işleme kapasitesine sahip<br />
olduğunu belirten Saner, “Global<br />
pazardaki aktifliğimizi artırmak<br />
adına yurtdışı yatırım projelerimizi<br />
hızlandırdık. Romanya’ya toplam<br />
20 milyon euro’luk bir yatırım<br />
gerçekleştiriyoruz. Romanya’daki<br />
tesisimizde Renault ile 2020’de<br />
başlamak üzere 8 yıllık üretim anlaşmasına<br />
vardık. 1968’de başlayan<br />
sektör maceramızı global üretim<br />
atağı ile örnek bir başarı hikayesine<br />
çevirdik. Türkiye’nin en büyük<br />
otomotiv yan sanayi firması olduk”<br />
diyor.<br />
Coşkunöz Holding Üst Yöneticisi<br />
(CEO) Erdem Acay ise 2014’te<br />
Rusya’da Coşkunöz Alabuga’yı<br />
kurduklarını belirtiyor. Rusya’da<br />
beklenen başarıyı yakaladıklarını<br />
ifade eden Acay, “Rusya yatırımımızdan<br />
elde ettiğimiz tecrübe ile<br />
Coşkunöz MA’yı bir adım öteye<br />
taşımak istedik. Rusya’da yakaladığımız<br />
başarıyı Romanya’da devam<br />
ettireceğimize inanıyorum. Coşkunöz<br />
Holding’in yurtdışı yatırımlarında<br />
piyasayı ve ticaretin rotasını<br />
doğru analiz ediyoruz” ifadelerini<br />
kullanıyor.<br />
164
<strong>2019</strong><br />
Plaza Tur, kurumsal firmaların<br />
çözüm ortağı olmayı hedefliyor<br />
Yıllık 100 bin adet rezervasyon satın alma kapasitesine sahip olan<br />
Plaza Tur, uçak biletinden otel rezervasyonuna, araç kiralamadan<br />
vip transfer işlemine kadar tüm hizmetleri tek kalemde sunabiliyor.<br />
Plaza Tur Genel Müdürü Serdal Can, “Etkin seyahat yönetimi ile kurumsal<br />
firmalara seyahat giderlerinin yüzde 8’ini düşürme garantisi<br />
veriyoruz” diyor.<br />
Turizm ve seyahat alanında<br />
1991 yılında faaliyetlerine<br />
başlayan Plaza<br />
Tur, bugün Bursa ve<br />
İstanbul ofisleriyle, birçok ulusal<br />
ve uluslararası kuruma hizmet<br />
veriyor. Yurtiçinde 67 kişilik ekiple<br />
çalışıyor. Dubai, Mumbai, Kuveyt,<br />
Beyrut ve Yeni Delhi’de de ofisi<br />
bulunan Plaza Tur, yurtdışında en<br />
çok Ortadoğu ülkeleri ile Hindistan’da<br />
tanınıyor. THY resmi satış<br />
acentesi olan ve yıllık 100 bin adet<br />
rezervasyon satın alma kapasitesi<br />
bulunan Plaza Tur’un en iddialı<br />
olduğu alanları ise uçak bileti, otel<br />
rezervasyonları, online seyahat<br />
çözümleri, kurumsal müşterilere<br />
yönelik toplantı organizasyonları,<br />
vize hizmetleri, vip transferler,<br />
sigorta hizmetleri ve araç kiralama<br />
oluşturuyor. Etkin maliye yönetimi,<br />
etkin raporlayabilme, etkin<br />
fatura takibi, etkin firma adaptasyonu<br />
ve sürekli hizmeti kapsayan<br />
etkin seyahat yönetimi ile kurumsal<br />
firmalara seyahat giderlerinin<br />
yüzde 8’ini düşürme garantisi de<br />
veriyor.<br />
Plaza Tur, üç yıl önce yeniden<br />
yapılanma sürecine girerek, teknolojik<br />
altyapısını güçlendirdi.<br />
SERDAL CAN<br />
Plaza Tur Genel Müdürü:<br />
“Plaza Tur olarak bugüne kadar ulusal<br />
anlamda birçok kategoride ödüle layık<br />
görüldük.”<br />
166
<strong>2019</strong><br />
Bu doğrultuda dünyanın sayılı<br />
acenteleriyle entegrasyonunu ve<br />
kurumsal müşterilerinin seyahat<br />
organizasyonlarına en uygun<br />
çözümlerle hizmet çeşitliliğini<br />
artırdı. Turizm sektöründe ISO<br />
9001 2000 Belgesi sahibi olan sayılı<br />
firma arasında bulunan Plaza Tur;<br />
TÜRSAB, ASTA, ICCA, IATA<br />
üyesi olmasının yanı sıra birçok<br />
uluslararası yeterlilik sertifikasına<br />
ve akreditasyonuna sahip. Ayrıca<br />
Birleşmiş Milletler küresel imzacısı<br />
olan seyahat acenteleri arasında<br />
yer alıyor. ATPİ’nin Türkiye temsilciğini<br />
de yürütüyor.<br />
Güney Marmara’nın en çok<br />
uçak bileti satan acentesi<br />
Plaza Tur, bugüne kadar ulusal<br />
anlamda birçok kategoride ödüle<br />
layık görüldü. Havayolları bazında<br />
Güney Marmara Bölgesi’nin en<br />
çok uçak bileti satışı yapan acentesi<br />
ödülünü 7 yıldır alıyor. Bursa<br />
Ticaret ve Sanayi Odası tarafından<br />
2017 Turizm Lider Kuruluşu<br />
Ödülü’ne layık görüldü. Türkiye’nin<br />
en iyi kongre organizatörü<br />
ve en iyi destinasyon<br />
yönetim firması ödülleri<br />
de bulunan Plaza<br />
Tur, ayrıca 2002-2010<br />
yılları arasında Türkiye<br />
Futbol Federasyonu’nun<br />
tüm spor<br />
organizasyonlarını<br />
düzenleyen resmi<br />
acente görevini üstlendi.<br />
“2018’de kurumsal ve bireysel<br />
müşteri hedeflerimize ulaştık”<br />
Plaza Tur Genel Müdürü Serdal<br />
Can, 2018 yılının Türkiye’de her<br />
Plaza Tur’un<br />
yıllık rezervasyon<br />
kapasitesi:<br />
100 bin<br />
kesimi etkileyen döviz kurundaki<br />
artışa rağmen turizm sektörü<br />
açısından iyi geçtiğini<br />
söylüyor. Otellerdeki<br />
doluluk oranının<br />
yüzde 20 seviyesinde<br />
arttığını belirten Can,<br />
“Plaza Tur olarak,<br />
geçen yıl, kurumsal<br />
ve bireysel hizmet<br />
sunduğumuz müşteri<br />
hedeflerimize ulaştık.<br />
Kurumsal müşterilerimize<br />
ağırlıkla eğitim<br />
ve gezi organizasyonları ile yılsonu<br />
toplantıları konusunda hizmet<br />
verdik. Dövizdeki dalgalanmalara<br />
rağmen gemi paket satışlarımız da<br />
tahminimizin üstünde gerçekleşti.<br />
Sektör tecrübemiz doğrultusunda<br />
hizmet kalitesi ve eksiksiz servis<br />
sunduğumuz sürece müşteri sayımız<br />
artıyor. Bu yönde çalışmaya<br />
devam ediyoruz” diyor.<br />
“Sektörün desteklenmesi<br />
hızımızı artıracaktır”<br />
Sektörü değerlendiren Can,<br />
turizm sektörünün 30 farklı sektöre<br />
lokomotif görevi<br />
üstlendiğini, ülke ekonomisine<br />
ve istihdamına<br />
önemli katkılar<br />
sağladığını vurguluyor.<br />
Turizm sektörünü,<br />
Türkiye’nin dış dünyaya<br />
açılan marka yüzü<br />
olarak tanımlayan<br />
Can, “Özellikle son iki<br />
yılda yükselen ivmesiyle<br />
birlikte ülkemiz<br />
dünya pazarında cazip turizm<br />
destinasyonu haline geldi. Türkiye’nin<br />
turizm değerlerini dünyaya<br />
tanıtmak ve küresel pazardan<br />
Firmanın<br />
yurtiçi toplam<br />
istihdamı:<br />
67<br />
daha fazla pay almasını sağlamak<br />
için yoğun çaba sarf ediyoruz.<br />
İçinde bulunduğumuz<br />
coğrafi konum gereği<br />
etrafımızda gelişen<br />
olumsuz olaylar ve<br />
bölgemizdeki istikrarsızlık<br />
zaman zaman<br />
ülkemizi de etkiliyor”<br />
ifadelerini kullanıyor.<br />
Diğer yandan döviz<br />
kurundaki dalgalanmaların<br />
ve konjonktürel<br />
etkilerin de sıkıntı<br />
yarattığına işaret eden Can, “Milli<br />
gelire ve ekonomiye önemli katkı<br />
koyan turizm faaliyetlerimizin<br />
devlet tarafından vergisel ve finansal<br />
yönden desteklenmesi hızımızı<br />
artıracak ve sorunların çözümüne<br />
katkı koyacaktır” diyor.<br />
167
özdilek ilan