Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Açık rızanın alt unsurlarına bakıldığında; hangi konuyla alakalı olarak beyan edildiği, ilgili tarafından bu konuya ilişkin olarak yeterince bilgilendirildiği ve<br />
rızanın açıklanmasında herhangi bir dış faktörden bağımsız olarak özgür irade ile açıklanmış olması gibi kıstaslar aranmaktadır.<br />
Günümüz e-dünyası bakımından bu rızanın özellikle yazılı olarak alınmasına gerek yoktur. Halihazırda artık herhangi bir online platforma, derneğe<br />
veya vakıfa üye olduğumuzda ya da özel/kamu hukuk tüzel kişileri ile ortak çalışma veya müşteri olma durumlarında ya da kamusal bağlamda<br />
bilgileriniz talep edildiğinde, bu rızayı verdiğinize dair onam formları veya kutucukları ile karşılaşmaktayız. Her ne kadar şeklen kanuna uygun olarak<br />
rızanın alınması prosedürleri artık pratikte uygulanmakta ise de bu durum verilerimizin ne kadar güvende olduğu konusunu henüz tam manası ile<br />
aydınlatmamaktadır. Zira ülkemizde ve dünya genelinde hala data satışlarının olduğu, ticari pazar oluşturmada sınıflandırmaların yapıldığı ve buna<br />
göre reklam faaliyetlerinin yürütüldüğü bilinen bir gerçektir.<br />
Her ne kadar günlük yaşantımızda çok fazla karşılaşmasak da Kişisel Verilerin Korunması Kanunu tarafından getirilen önemli iki yeni kavram daha<br />
bulunmaktadır. Bunlar kanunda veri sorumlusu ve veri işleyen olarak isimlendirilip tanımlanmıştır. Veri sorumlusu, bireylerin kişisel verilerini ne amaçla<br />
ve hangi araçlarla işleyeceğini belirleyen, aynı zamanda bu işlemler için veri kayıt sisteminin kurulmasından sorumlu gerçek veya tüzel kişiyi ifade<br />
etmektedir. Örneklendirmek gerekirse işveren konumunda bulunan bir şirket veri sorumlusudur denilebilir. Veri işleyen ise veri sorumlusu tarafından<br />
görevlendirilen ve teknik manada veriyi işleyen gerçek veya tüzel kişiyi ifade etmektedir. Şirket örneği ile devam edecek olursak şirket çalışanlarının<br />
bilgilerini kayıt altına alan insan kaynakları personelini veri işleyen olarak adlandırabiliriz.<br />
Gerek Kişisel Verilerin Korunması Kanununda gerekse 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununda kişisel verilerin işlenmesi için öngörülen prosedürlere karşı<br />
ortaya çıkabilecek durumlar hakkında bazı yaptırımlar öngörülmüştür. Meydana gelen aykırılığın suç veya kabahat olmasına göre yaptırımlar<br />
farklılaşmaktadır. Suç olması durumunda bu suçu işleyen kişinin niteliğine ve suçun işleniş biçimine göre değişmekle birlikte 1 yıldan 6 yıla kadar hapis<br />
cezası öngörülmüştür. Aykırılığın suç olarak tanımlanmadığı yani kabahat olarak öngörüldüğü durumlarda ise 5000 TL’den 1.000.000 TL’ye kadar idari<br />
para cezasına hükmedilir. Buna karar veren ise Ankara’da bulunan Kişisel Verileri Koruma Kurumu’dur. Kişisel Verileri Koruma Kurumu idari ve mali<br />
özerkliğe sahip bir kamu tüzel kişisi olarak kurulmuştur. Kurumun karar organı ise kuruldur. Kurul bir başkan ve sekiz üye olmak üzere toplam dokuz<br />
kişiden oluşur. Üye tam sayısının salt çoğunluğu ile karar alır. Hâlihazırda kurul biri profesör olmak üzere iki hukukçu, iki elektrik elektronik mühendisi,<br />
bir üniversite mezunu idareci, bir ilahiyatçı, iki siyasal bilgiler mezunu ve bir tıp doktorundan oluşmaktadır. Kurul üyelerinin görev süresi ise dört yıldır.<br />
KAYNAKÇA :<br />
https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.6698.pdf<br />
https://www.kvkk.gov.tr/<br />
http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.5237.pdf