You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
0216 592 42 70 - 71 -72<br />
info@callipastacilik.com.tr
SPEED-X, kendi kendini yıkayan<br />
ilk kombi hızlı fırın: mükemmel<br />
kombinasyon kalite ve hız.<br />
unox.com<br />
+90 530 176 62 03
Kombi<br />
Modu<br />
HYPER.Speed<br />
Modu<br />
Taviz vermek zorunda<br />
kalmamak için üretildi.<br />
Kusursuz pişirmeyi garanti etmek için<br />
Konveksiyon ve buhar bir araya geliyor.<br />
Türünün<br />
ilk örneği.<br />
Pişirme ve mikrodalgaları bir araya getiren<br />
devrim niteliğindeki teknoloji.<br />
250<br />
makaron<br />
makarna<br />
12 dakika içinde<br />
1.5 kg<br />
bütün<br />
patates<br />
420 saniyede<br />
7.5<br />
kilo sandviç<br />
patates<br />
20 dakika içinde<br />
6 adet fileto<br />
somon ile<br />
sebzeler<br />
150 dakika içinde<br />
15 bölünmüş<br />
korniş tavuk<br />
parçaları<br />
35 dakika içinde<br />
6 adet tavuk<br />
şnitzel ile<br />
mantarlar<br />
180 dakika içinde
hotelrestaurantmagazine<br />
@Hitechdergisi<br />
hotelrestaurantmagazine<br />
Turist Rehberliği Meslek<br />
Kanunu yürürlükte!<br />
Turist rehberleri ve seyahat acentelerine ilişkin yeni düzenlemeler getiren “Turist<br />
Rehberliği Meslek Kanunu ile Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanununda<br />
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yeni<br />
düzenlenmenin detaylarına “gündem” bölümümüzden ulaşabilirsiniz.<br />
25 yıldır turizm sektörünün içinde. İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir<br />
Bölge Planlama mezunu. Aslen finans kökenli bir otelci olan Elif Büyüker, risk yönetimindeki<br />
gücünü bu altyapısından alıyor. İnsan kaynakları deneyimi ise onun için kelimenin tam<br />
manasıyla bir bonus! En büyük zorluğu çalışan istihdamı olan turizm sektörüne bu vizyon<br />
ve donanımlarını cömertçe taşıyan Büyüker için turizm, hiçbir zaman bitmeyecek, aksine<br />
gelişerek devam edecek bir sevda nitekim de. Otelciliği, misafirlerin ağırlandığı büyük bir<br />
ev olarak yorumlayan, geçen yıllar içerisinde enerjisini hiç düşürmeden, her güne yepyeni<br />
bir heyecanla başlayan Elif Büyüker ile Park Inn by Radisson Ataşehir Genel Müdürlüğüne<br />
uzanan otelcilik yolculuğunu ve İstanbul turizmiyle ilgili değerlendirmelerini konuştuk.<br />
Amasya, Merzifon doğumlu. Beş çocuklu çiftçi bir ailenin en küçüğü. İki büyük ağabeyi de<br />
şef, kendi gibi. Ömürlük aşçı gömleğinde en çok da onların emeği var. Bir de tabii bugün<br />
bile vefa borcuyla onurlandırdığı anne ve babasının! Bocuse d'Or Türkiye’nin Başkanı<br />
Mehmet Gök, tüm çocukluk zamanlarının Alıcık köyünde geçtiğini anlatıyor. Bağ, bahçe,<br />
tarlanın tam da göbeğinde. Boğazından geçenler dalından, toprağından sadece. Mahsulün<br />
en iyi ve lezzetlisini sevgiyle katmerlendiren o değerli büyüklerinin hünerli ellerinden üstelik<br />
de! Bocuse d'Or Türkiye’nin Başkanı Mehmet Gök’ün mutfağa adanmışlık hikayesi şefin<br />
gözünden başlığımızda. Merakla okuyacağınızı umuyorum.<br />
Ve yeni yatırımlar…<br />
Accor Grubu bünyesinde yer alan Mövenpick, Mövenpick <strong>Hotel</strong> İstanbul Marmara Sea’nin<br />
açılışını duyurdu. Wyndham <strong>Hotel</strong>s & Resorts Türkiye’de 110 otele ulaştı. Radisson Otel<br />
Grubu, otel sahipleri ve hissedarları Jin Jang International ile birlikte Çin'den gelen<br />
misafirler için evlerinden uzakta bir konaklama deneyimi sunmayı amaçlayan Çin’e Hoş<br />
Geldiniz programını duyurdu. Dorak Holding, ‘Dorak Health’ şirketi aracılığıyla sağlık<br />
turizmine girdiğini ve <strong>Mayıs</strong>- Haziran aylarında halk arz planladığını açıkladı. Olympos<br />
Health Resort ile yepyeni bir tatil anlayışına imza atmaya hazırlanan Dedeman <strong>Hotel</strong>s &<br />
Resorts International, bu ay açmayı planladığı tesisiyle zincir markanın 3. resort otelinin de<br />
altına imzasını koymuş olacak.<br />
Bu başlıklar ve çok daha fazlası dergimiz sayfalarında sizleri bekliyor.<br />
Keyifli okumalar dilerim.<br />
Tourist Guidance Profession<br />
Law is in force!<br />
The “Law on the Amendment of the Tourist Guidance Profession Law and the Law on Travel<br />
Agencies and the Association of Travel Agencies”, which introduces new regulations on tourist<br />
guides and travel agencies, entered into force after being published in the Official Gazette. You<br />
can find the details of the new regulation in our “agenda” section.<br />
25 years in the tourism sector. She graduated from Istanbul Technical University, Faculty of<br />
Architecture, Department of Urban and Regional Planning. Originally a hotelier with a background<br />
in finance, Elif Büyüker draws her strength in risk management from this background. Her human<br />
resources experience is literally a bonus for her! For Büyüker, who generously brings this vision<br />
and equipment to the tourism sector, whose biggest challenge is the employment of employees,<br />
tourism is a love that will never end, but on the contrary, will continue to develop. We talked to<br />
Elif Büyüker, who interprets hotel management as a big house where guests are welcomed,<br />
who has never decreased her energy over the years and starts every day with a brand new<br />
excitement, about her hotel management journey to Park Inn by Radisson Ataşehir General<br />
Manager and her evaluations about Istanbul tourism.<br />
Born in Merzifon, Amasya. He is the youngest of a farming family of five children. His two older<br />
brothers are chefs, just like him. They are the ones who have contributed the most to his lifelong<br />
chef's shirt. And of course his parents, whom he honors with a debt of loyalty even today!<br />
Mehmet Gök, President of Bocuse d'Or Turkey, tells us that his entire childhood was spent in the<br />
village of Alıcık. Right in the heart of the vineyard, garden and fields. What passes through his<br />
throat is only from the plants and the soil. And from the skillful hands of those precious elders<br />
who lovingly multiplied the best and most delicious of the crops! The story of Mehmet Gök, the<br />
President of Bocuse d'Or Turkiye, and his dedication to the kitchen is in our title “Through the eyes<br />
of the chef”. I hope you will read it with curiosity.<br />
And new investments...<br />
Mövenpick, part of the Accor Group, announced the opening of Mövenpick <strong>Hotel</strong> Istanbul<br />
Marmara Sea. Wyndham <strong>Hotel</strong>s & Resorts reaches 110 hotels in Turkiye. Wyndham <strong>Hotel</strong>s &<br />
Resorts reaches 110 hotels in Turkiye. Radisson <strong>Hotel</strong> Group, together with hotel owners and<br />
shareholders Jin Jang International, announced the Welcome to China program, which aims<br />
to provide a home away from home accommodation experience for guests from China. Dorak<br />
Holding announced that it has entered health tourism through its 'Dorak Health' company and<br />
is planning a public offering in May-June. Dedeman <strong>Hotel</strong>s & Resorts International, which is<br />
preparing to make its presence felt under a brand new holiday concept with Olympos Health<br />
Resort, will also have a say under the 3rd resort hotel of the chain brand with the facility it plans<br />
to open this month.<br />
These and much more are waiting for you on the pages of our magazine.<br />
Have a pleasant reading.<br />
K<br />
GENEL MÜDÜR<br />
(Sorumlu)<br />
REKLAM SATIŞ PAZARLAMA<br />
REKLAM KOORDİNATÖRÜ<br />
Emir Ömer ÖCAL<br />
emir.ocal@img.com.tr<br />
0212 454 22 22<br />
TEKNIK MÜDÜR<br />
BILGI İŞLEM<br />
TOLGA ÇAKMAKLI<br />
tolga.cakmakli@img.com.tr<br />
TAYFUN AYDIN<br />
tayfun.aydin@img.com.tr<br />
İMG WEB TEAM MAIL<br />
web@img.com.tr<br />
Prof. Dr. HÜSNÜ GÜNDÜZ<br />
Doç. Dr. MURAT DOĞDUBAY<br />
GÜRKAN BOZTEPE<br />
Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı<br />
TEZER ÖNER<br />
Agon Danışmanlık / Gayrimenkul ve<br />
İşletme Yatırım Danışmanı<br />
HÜSEYİN KURT<br />
Uluslararası MICE Endüstrisi Derneği<br />
Başkanı<br />
AYDIN DEMIR<br />
Yeditepe Üniversitesi Gastronmi Mutfak<br />
Sanatları Chef Ögretim Görevlisi/<br />
The Maestro <strong>Hotel</strong> Executive Chef<br />
website<br />
www.hotelrestaurantmagazine.com<br />
e-mail<br />
info@img.com.tr<br />
CTP - BASKI<br />
İRTİBAT BÜROLARIMIZ<br />
ADRES<br />
İHLAS GAZETECİLİK A.Ş.<br />
Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza<br />
No:11 A/41 Yenibosna–Bahçelievler/ İSTANBUL<br />
Tel: +90 212 454 30 00 Fax: +90 212 454 34 94<br />
www.ihlasmatbaacilik.com<br />
BURSA +90.224 211 44 50-51<br />
KONYA +90.332 238 10 71<br />
İSTMAG<br />
Magazin Gazetecilik Yayıncılık<br />
İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.<br />
İHLAS MEDIA CENTER<br />
Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi<br />
No: 11 Medya Blok Kat: 1<br />
34197 Yenibosna / İstanbul / Turkey<br />
Tel: 0212 454 22 22<br />
Faks: 0212 454 22 93<br />
hotel & restaurant hi-tech dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. hotel & restaurant hi-tech dergisinin bütün yayın hakları<br />
İSTMAG Magazin Gazetecilik Yayıncılık İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ne aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan hotel & restaurant hi-tech dergisi ayda bir yayınlanır. ISSN:1305-1792
Bu sayımızda<br />
antre<br />
12 Sektörden kısa haberler<br />
gündem<br />
18 Lüks seyahatte rota Smart<br />
Luxury ile yeniden oluşturuldu<br />
20 Antalya’da yabancı ziyaretçi<br />
sayısı %25 arttı<br />
22 TÜROB Aylık Bilgilendirme<br />
Toplantısı gerçekleşti<br />
26<br />
24 Yeni nesil gezginler yerelin ve<br />
deneyimin peşinde<br />
26 <strong>2024</strong>’te havayolu yolcu sayısı ne<br />
kadar arttı<br />
28 En çok otel şirketleri kapandı<br />
30 Öner: Ege’de Türkiye için<br />
bermuda şeytan üçgeni<br />
32 Yunanistan Türk turistlere özel<br />
vize istasyonu açtı<br />
64 58<br />
34 Dev İtalyan tur operatöründen<br />
İstanbul çıkarması<br />
36 Turist Rehberliği Meslek<br />
Kanunu yürürlükte<br />
38 TÜRSAB turizmin geleceği için<br />
gençlerle buluştu<br />
40 Aksu: Turizm destinasyon<br />
yönetiminde neden olumsuz<br />
ifadelerden kaçınılmalı?<br />
42 Meltem Bayazıt Tepeler, TUED’e<br />
3. kez başkan seçildi<br />
62
44 Polatoğlu: Öyle iki festival,<br />
bir panelle marka olunmuyor<br />
maalesef<br />
48 <strong>2024</strong>’de turizm gelirleri ne<br />
kadar arttı<br />
50 Tatil tur fiyatlarında %100’lük<br />
yükseliş<br />
52 Mauritius tanıtım toplantısı<br />
The Ritz-Carlton'da<br />
gerçekleşti<br />
yeni yatırımlar<br />
54 Radisson, “Çin’e Hoş Geldiniz”<br />
programını duyurdu<br />
56 Wyndham, Türkiye’de 110<br />
otele ulaştı<br />
58 İşte Dorak’ın yeni gündemi<br />
60 Mövenpick <strong>Hotel</strong> İstanbul<br />
Marmara Sea açıldı<br />
62 Dedeman, 3. resort otelini<br />
Kumluca'da açacak<br />
63 Ankara'ya yeni otel ve<br />
rezidans projesi geliyor<br />
72<br />
iş’te kadın<br />
64 Büyüker: Turizm hiçbir zaman<br />
bitmeyecek!<br />
marka<br />
70 Çakır: Dondurulmuş gıda<br />
ve unlu mamullerin lider<br />
firmasıyız<br />
şefin gözünden<br />
72 Adanmış şef: Mehmet Gök<br />
gastro güncel<br />
76 Kafe ve restoran<br />
işletmecilerinin ne kadarı<br />
fırsatçılık peşinde<br />
80 Doğan: Kadim Kültürlerin<br />
Buluştuğu Bir Mutfak (2)<br />
82 Gıda atıkları bu sistemle takip<br />
edilecek<br />
84 Tartıcı: Sürdürülebilir<br />
kalkınma ile yaşanan değişim<br />
gastro etkinlik<br />
110<br />
86 Elite World, Van kahvaltısının<br />
tanıtım ve kültür elçiliğini<br />
üstlendi<br />
88 Gıda Güvenliği Kongresi'nin<br />
sekizincisi düzenlenecek<br />
90 Geleceğin Menüleri Trend<br />
Raporu’nun ilk etkinliği<br />
gerçekleşti<br />
92 Baybara Demir, Türk bayrağını<br />
gururla dalgalandırdı<br />
96 Gastronomi Trendleri<br />
buluşmasını Toque'lu Yıldızlar<br />
tatlandırdı<br />
gastro aktüel<br />
98 Gastronomi sektöründen<br />
haberler<br />
yeni mekan<br />
106 Boğaz’ın en ikonik deneyim<br />
rotası: 100 I Hundred<br />
108 Radisson Blu Kaş, lezzetteki<br />
ön yargıları yıkacak<br />
110 Pizza İl Forno, şimdi de<br />
Alaçatı’da<br />
112 Türkiye’nin en yeni lezzet<br />
adresleri<br />
dekorasyon<br />
114 Seramiksan, porselen havuz<br />
karolarını tanıttı<br />
HoReCa teknoloji &<br />
sistemleri<br />
116 Dünya mutfaklarını Geniox<br />
VOClean ile havalandırıyor<br />
117 Ödüllü restoranlar<br />
rezervasyonlarını Rezervem<br />
teknolojisiyle yönetiyor<br />
118 HoReCa teknoloji ve<br />
sistemleri<br />
www.hotelrestaurantmagazine.com
12<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
antre<br />
Sağlık turizminin kanayan yarası<br />
Onaylanmayan vizeler<br />
Euromonitor International’un raporuna göre 2023’te en çok<br />
ziyaret edilen şehirlerin başında 20,2 milyon kişiye ev sahipliği<br />
yapan İstanbul geliyor. Metropol şehrin başarılı performansının<br />
önemli bir bölümünü ise sağlık ve tıbbi nedenlerden dolayı ülkeyi<br />
ziyaret edenler oluşturuyor. Sağlık acenteleri ise turistlere verilen<br />
hizmetlerin sürdürülebilir kılınması için vize kolaylığı sağlanması<br />
gibi avantajlar sunulması gerektiğini öne sürüyor.<br />
Konuyla ilgili açıklama yapan Türkiye Seyahat Acentaları Birliği'nin<br />
(TÜRSAB) Orta Anadolu Bölge Temsil Kurulu Yönetim Kurulu Üyesi<br />
Dr. Fedakar Günsili, sağlık turizmi için sağlanacak vize kolaylığının<br />
yurt dışından gelecek hastaları teşvik edebileceğini aktararak, “Sağlık<br />
turizminin Türkiye ekonomisine katkısı çok büyük. Ancak halihazırda<br />
Irak, Somali, Cubuti, Yemen olmak üzere çeşitli destinasyonlarda<br />
uygulanan vize prosedürleri, sağlık turistlerinin önünde büyük bir engel.<br />
The chronic problem of health<br />
tourism: Unapproved visas<br />
According to a report by Euromonitor International, Istanbul, home<br />
to 20.2 million people, will be the most visited city in 2023. An<br />
important part of the metropolitan city's successful performance<br />
is made up of those visiting the country for health and medical<br />
reasons. Health agencies, on the other hand, argue that in order<br />
to make the services provided to tourists sustainable, advantages<br />
such as visa facilitation should be offered.<br />
Making an assessment on the subject, Dr. Fedakar Günsili, Board<br />
Member of the Central Anatolia Regional Representative of Board of the<br />
Tedavi için ülkemize gelmek isteyenlere vize kolaylığı sağlanması,<br />
Türkiye’nin sağlık turizmine eşik atlatabilir” dedi. Günsili, vizesine onay<br />
alamayan 1 kişinin bile Türk turizmi için büyük kayıp olduğunun altını<br />
çizdi ve “Türkiye sağlık sektöründe çok büyük ilerleme kaydetti. Biz de<br />
ülkemizin güzelliklerini ve kültürel zenginliklerini de konuya dahil ederek<br />
yurt dışından daha çok yabancı hastanın gelebilmesi ve ekonomimize<br />
katkıda bulunmak için çalışıyoruz. Bu noktada, önümüzdeki vize engeline<br />
çözüm bulunması, daha verimli çalışmasına yardımcı olacaktır.” diye<br />
konuştu.<br />
Association of Turkish Travel Agencies (TÜRSAB), stated that the visa<br />
facilitation to be provided for health tourism could encourage patients<br />
from abroad and said, "The contribution of health tourism to Turkiye's<br />
economy is very large. However, visa procedures currently applied in<br />
various destinations such as Iraq, Somalia, Djibouti and Yemen are a<br />
major obstacle for health tourists. Providing visa facilitation for those<br />
who want to come to our country for treatment, Turkiye's health tourism<br />
can jump the threshold." Günsili underlined that even 1 person who<br />
cannot get their visa approved is a great loss for Turkish tourism and<br />
said, "Turkiye has made great progress in the health sector. By including<br />
the beauties and cultural richness of our country, we are working<br />
to attract more foreign patients from abroad and contribute to our<br />
economy. At this point, finding a solution to the visa barrier in front of us<br />
will help us work more efficiently."<br />
Radisson Collection <strong>Hotel</strong>,<br />
Vadistanbul’da Art & Design<br />
Radisson Collection <strong>Hotel</strong>, Vadistanbul, DNA’sındaki<br />
tasarım ve sanat özelliklerini vurgulayan Art &<br />
Design projesiyle dijital sanatçılara yepyeni bir alan<br />
açarak eserlerini sergileme imkanı sunuyor.<br />
Eserleri dünya çapında sergilenen<br />
Türk dijital sanatçılar Hakan<br />
Yılmaz, Süleyman Yılmaz ve Ecem<br />
Dilan Köse’nin eserleri Radisson<br />
Collection <strong>Hotel</strong>, Vadistanbul’da<br />
denizaltı dünyasının incelikli<br />
dünyasından, ormanların ve<br />
doğanın yeniden doğuşuna<br />
ve insanın karmaşık ve çok<br />
yönlü doğasını anlamaya doğru farklı yolculuklar vadediyor. Otelde<br />
sergilenen ilk eser, Hakan Yılmaz’ın 2018 yılından bu yana geliştirdiği<br />
Serenity oldu. Deniz çayırlarından ilham alan Yılmaz, denizin<br />
sakinleştirici atmosferini dijital dünyada yeniden canlandırıyor.<br />
Süleyman Yılmaz'ın “Everything” video sanat serisinin başlangıç<br />
noktası olan “We will bloom again” izleyicilere yaşamın ve yeniden<br />
doğuşun baş döndürücü döngüsüne katılma fırsatı veriyor. Ecem<br />
Dilan Köse’nin “Human” adlı eseri ise insanın dijital dünyada kendi<br />
yansımalarını ve karşılaşmalarını keşfetmeye odaklanıyor.<br />
Art & Design at Radisson<br />
Collection <strong>Hotel</strong>, Vadistanbul<br />
Radisson Collection <strong>Hotel</strong>, Vadistanbul offers<br />
a brand new space for digital artists to exhibit<br />
their works with the Art & Design project, which<br />
emphasizes the design and art features in its DNA.<br />
The works of Turkish digital artists Hakan Yılmaz, Süleyman Yılmaz<br />
and Ecem Dilan Köse, whose works have been exhibited worldwide,<br />
promise different journeys at Radisson Collection <strong>Hotel</strong>, Vadistanbul,<br />
from the subtle world of the undersea world, to the rebirth of<br />
forests and nature, to understanding the complex and multifaceted<br />
nature of human beings. The first work exhibited at the hotel was<br />
Serenity, developed by Hakan Yılmaz since 2018. Inspired by seagrass<br />
meadows, Yılmaz recreates the calming atmosphere of the sea in the<br />
digital world. "We will bloom again", the starting point of Süleyman<br />
Yılmaz's video art series "Everything", gives viewers the opportunity to<br />
participate in the dizzying cycle of life and rebirth. Ecem Dilan Köse's<br />
"Human" focuses on exploring one's own reflections and encounters<br />
in the digital world. The portrait of the cells that make up the work<br />
represents the ever-changing identity and experience of humans in<br />
the digital world, with each cell acting as a piece of code that reflects<br />
the digital traces, interactions and experiences of humans.
www<br />
emart<br />
emart<br />
30 Yıllık Deneyimi ile<br />
Dondurma Arabalarında<br />
Kalitenin Adresi EMART<br />
5:17<br />
340 likes<br />
FoodCarts! #carretto #emartmakine<br />
Your story<br />
emart<br />
Emart<br />
340 likes<br />
FoodCarts! #carretto #emartmakine<br />
Onlarca Model<br />
Arasından Arabanızı<br />
İstediğiniz Renk ve<br />
Ebatlarda Kurumsal<br />
Kimliğinize Uygun<br />
Özelleştirin<br />
emart<br />
340 likes<br />
FoodCarts! #carretto #emartmakine<br />
emart<br />
Liked by Benjamin and others<br />
#foodcart #icecream #dondurmaarabalari<br />
340 likes<br />
#emartmakine<br />
340 likes<br />
FoodCarts! #carretto #emartmakine<br />
Emart Dondurma<br />
Arabaları Dikkat<br />
Çeken Tasarımları ve<br />
Enfes Dondurmaları<br />
ile Yaz Akşamlarınızın<br />
Vazgeçilmezi Olacak
14<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
antre<br />
Özbekistan’da<br />
Dedeman rüzgarı<br />
Her pazar<br />
jazz<br />
brunch…<br />
Yurt dışı otel yatırımlarına <strong>2024</strong> yılında da<br />
hız kesmeden devam eden Türkiye’nin en<br />
büyük yerli otel zinciri Dedeman <strong>Hotel</strong>s<br />
& Resorts International, geçtiğimiz ay<br />
sözleşmeleri imzalanan Özbekistan’daki<br />
3 otelinin 2’sinin açılışını gerçekleştirdi.<br />
Daha önce Zarafshan Golden Group’un işletmeciliğinde hizmet<br />
veren iki otel, 20 Nisan tarihinde Rest & More By Dedeman Navoi<br />
Uzbekistan’da düzenlenen açılış töreniyle birlikte, Dedeman kalitesi<br />
ve yeni isimleri ile Zarafshan Managed by Dedeman Navoi ve Rest &<br />
More by Dedeman Navoi Uzbekistan olarak konuklarını ağırlamaya<br />
başladı. Bu adımla Dedeman, uluslararası alandaki güçlü varlığını<br />
bir kez daha ortaya koydu. Dedeman <strong>Hotel</strong>s & Resorts International<br />
ve Zarafshan Golden Group yönetiminin ev sahipliğinde Navoi’de<br />
gerçekleşen açılış töreninde, Dedeman markasının ülkedeki 3’üncü<br />
oteli olacak Dedeman Tashkent’in de misafirlerine yakın zamanda<br />
hizmet vermeye başlayacağının müjdesi verildi.<br />
The Grand<br />
Tarabya’nın üst<br />
katında yer alan<br />
engin maviliğe<br />
açılan The Brasserie<br />
<strong>Restaurant</strong>’ta gerçekleşen açık büfe ‘brunch’ misafirlerine,<br />
her Pazar 12.00 – 15.00 saatleri arasında leziz ye-mekleri<br />
eşsiz manzara ve muhteşem melodiler ile buluşturan özel<br />
bir deneyim sunuyor. The Brasserie <strong>Restaurant</strong>’ın Jazz<br />
Brunch menüsünde The Grand Tarabya’nın kendi bostanında<br />
da yetişen yeşilliklerden oluşan salata köşesi, zengin peynir<br />
çeşitleri, ızgara çeşitlerine ek olarak geleneksel dalyan köfte<br />
gibi geniş bir brunch menü yelpazesi misafirlerini bekliyor.<br />
Restoranın zengin brunch menüsünde ayrıca ıstakoz<br />
kuyruğu, İskenderun Karidesi, kalamar, istiridye gibi deniz<br />
mahsullerinin lezzetlerini de deneyimlemek mümkün.<br />
Genç Turizmciler<br />
Derneği, enflasyona karşı<br />
uygun tatil politikası başlattı<br />
Genç Turizmciler Derneği, enflasyona<br />
karşı uygun tatil politikası başlattığını<br />
duyurdu. Konuyla ilgili bir açıklama<br />
yapan Dernek Başkanı Onur Sabırlıoğlu,<br />
“<strong>Mayıs</strong> ayından itibaren Ege ve Akdeniz<br />
bölgeleri, Karadeniz, Kapadokya ve<br />
Kuzey Ege bölgelerine uygun fiyatlı<br />
tatil ve kültürel turlarla çalışmalar<br />
başlattık. Özellikle 3 - 4 yıldır yaptığımız<br />
işlerle halkımız tatillerini acentelerden<br />
almaya başladılar.” dedi. Acenteler<br />
aracılığı ile yapılan rezervasyonlarının<br />
önemine değinen Sabırlıoğlu, “<strong>Mayıs</strong><br />
ayında Bodrum’da çok uygun ekonomik<br />
fiyata tatil yapabilir vatandaşlarımız.<br />
İstanbul ve Ankara’dan özel otobüslerle gelerek, kişi başı 5 bin TL’ye<br />
4 günlük her şey dahil tatil yapabilmeleri mümkün. Haziran ayı için<br />
yapılacak rezervasyonlarda bu fiyatlar şu anda 7 bin, Temmuz’da 9<br />
bin, Ağustos ayında ise 9 bin 500 TL’ye kadar çıkıyor.” dedi. Bölgedeki<br />
otelcilerden de ciddi destek gördüklerini ifade eden Sabırlıoğlu, “Bizler<br />
kış ayı itibariyle otellerden yerleri garanti edip yaz ayında satıyoruz.<br />
Ara zamlar yapmıyoruz, bu sebeple vatandaşlarımızdan ricamız<br />
acentelerden rezervasyonlarını yaptırmalarıdır.” diye konuştu.<br />
İstanbul’a<br />
seyahatin cazibesi<br />
Bir Vehbi Koç Vakfı kuruluşu olan Meşher, tarihsel araştırmalardan<br />
çağdaş sanata uzanan sergileriyle sanatseverlerin ilgisini çekiyor.<br />
İstiklal Caddesi’nde konumlanan Meşher’de, "Göz Alabildiğine<br />
İstanbul" sergisi, 100’ün üzerinde eser arasında, 19. yüzyıl sonu ve<br />
20. yüzyıl başlarında deniz ve demiryolu seyahatlerinin tanıtımında<br />
kullanılan posterleriyle dikkat çekiyor. Ömer Koç Koleksiyonu’nda<br />
yer alan çeşitli nadide eserlerden oluşan sergideki eserlerin<br />
üreticileri gemi kaptanından seyyahlara, askerlerden elçilere,<br />
yazar, ressam ve fotoğrafçılardan mimar ve şehir plancılarına<br />
kadar çeşitlilik gösteriyor ve çoğunluğu Batılılardan oluşuyor.<br />
Deniz seyahatiyle başlayan ve zamanla demiryolu yolculuklarını da<br />
konu alan posterler, Meşher binasının mimari özelliklerinden olan<br />
nişlerde sergileniyor. Sergideki, seyyahlar tarafından hazırlanmış<br />
eserlerle diyalog kuran bu afişler, İstanbul manzaralarının yanı<br />
sıra günlük hayattan sunduğu detaylarla dikkat çekiyor. İstanbul’a<br />
seyahatin cazibesini aktaran posterler, turizm sektörü açısından<br />
orijinal tanıtım materyalleri olarak da öne çıkıyor. Meşher’de,<br />
ziyaret, etkinlik ve sergi turları ücretsiz olarak gerçekleştiriliyor.<br />
Pazartesi hariç haftanın altı günü ziyaret edilebilir.
16<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
antre<br />
Denizde sağlıklı<br />
yaşam mucizesi<br />
Sezona yenilenen<br />
gemileri ve yeni<br />
programlarıyla<br />
giren Celestyal,<br />
yolculuklarında<br />
misafirlerine her<br />
zaman daha da iyisini<br />
sunma hedefiyle bir<br />
dizi yeniliklere imza<br />
atıyor. Bunlardan<br />
ilki gemi içi sağlıklı<br />
yaşam uygulamaları.<br />
Celestyal bütünleyici sağlıklı yaşam felsefesini odağına alarak<br />
gemilerinde yeni sağlık ve SPA uygulamalarını başlattı. Zihni, bedeni<br />
ve ruhu gençleştirmek için tasarlanmış konseptlerle geliştirilen<br />
uygulamada eski Yunan geleneği olan Sozo deneyimi ve wellness'ten<br />
esinlenildi. Buna göre Celestyal misafirleri artık Sozo Spa'da<br />
estetik tıp mucizesini de yaşayacak. Dileyen misafirler, bu alanda<br />
uzmanlar eşliğinde şu uygulamaları yaptırabilecekler: Üç boyutlu<br />
kırışıklık yumuşatıcı yoğunlaştırıcı tedavi (Botox'a ek veya alternatif<br />
bir yüz bakımı); LED ve mikro iğneleme tekniklerini yansıtan<br />
konsantre ürünler içeren pro-kolajen kaldırma ve sıkılaştırma ve<br />
Estetik tıp uygulamasındaki bir mezoterapi seansından esinlenen,<br />
kişiselleştirilebilir bir mesoforce canlandırıcı dolgunlaştırıcı tedavi.<br />
Celestyal gemilerindeki sağlıklı yaşam merkezinde ayrıca 5.000<br />
yıllık Ayurveda uygulamasından esinlenilen Ayurvedik bakım da<br />
uygulanacak.<br />
Skål İstanbul üyeleri buluştu<br />
Skål International<br />
İstanbul Kulübü,<br />
Nisan ayı toplantısını<br />
kapılarını yeni açan<br />
Mövenpick <strong>Hotel</strong><br />
İstanbul Marmara<br />
Sea’de, Accor<br />
Grubu Türkiye<br />
Operasyonları<br />
Başkan Yardımcısı<br />
Sinan Köseoğlu,<br />
Yatırımcı Emel<br />
Güven ve Genel Müdür Eray Dursun’un ev sahipliğinde gerçekleştirdi.<br />
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile Dünya Skål Günü’nün<br />
de kutlandığı toplantıya, Yönetim Kurulu ve üyelerin yanı sıra TÜROB<br />
Başkanı Müberra Eresin, Skål International Eski Dünya Başkanı Hülya<br />
Aslantaş, İstanbul Turizm Platformu Direktörü Dr. Şengül Altan Arslan<br />
ve Uluslararası Skål Dernekleri Federasyonu Yönetim Kurulu üyesi Ayşe<br />
Önen de katıldı. Skål International İstanbul Kulübü’nün yeni Başkanı<br />
Selma Tatar, buluşmanın önemine dikkat çekerek “Gazi Mustafa Kemal<br />
Atatürk’ün tüm dünya çocuklarına armağan ettiği 23 Nisan Ulusal<br />
Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile Dünya Skål Günü’nü de kutladığımız<br />
bugünün anlamı bizim çok büyük. Turizm endüstrisinin tüm sektörlerini<br />
birleştiren, küresel turizmi ve dostluğu teşvik eden tek profesyonel<br />
kuruluş olan Skäl International, 28 Nisan 1934'te Paris'te kurulmuştur<br />
ve bugün yaklaşık 83 ülkede, 306 kulüp ve yaklaşık 12.000 üye ile temsil<br />
edilmektedir.” dedi.<br />
İstanbul’un<br />
niş teras<br />
mekanı<br />
Sosyal hayatın<br />
vazgeçilmez buluşma<br />
noktalarından biri<br />
olan The Roof at The<br />
Ritz-Carlton, Istanbul<br />
benzersiz lokasyonuyla şehrin tam kalbinde konumlanıyor.<br />
Otelden ayrı da bir girişe sahip olan The Roof’ta, sakin<br />
dinlenme alanları, havuz keyfi ve açık havada tüm gün süren<br />
yemek deneyimi; geceleri seçkin ve modern bir restoran<br />
& bar konseptiyle aynı çatı altında sunuluyor. 360 derece<br />
manzarasıyla, eşsiz bir İstanbul silueti sunan teras alanında<br />
gün batımları eşsiz bir deneyim oluyor. The Roof’ta günün<br />
heyecanı ve dinamizmi yerini, geniş kokteyl menüsünün<br />
eşlik ettiği sakin bir gün batımı ve devamında hareketli yaz<br />
akşamlarına bırakıyor. The Roof menüsünde Akdeniz’den<br />
ilham alan çeşitli lezzetler bulunuyor. The Roof açık<br />
alanında; yoga pratikleri, dışavurumcu sanat terapisi, ses<br />
meditasyonu&handpan dinletisi, psikoloji sohbetleri, nefes<br />
tekniği ve aromaterapi farkındalık çalışmaları gibi çeşitli<br />
wellness buluşmalarının yanı sıra spor aktiviteleri, film<br />
geceleri, gün batımı konserleri ve parti atmosferi İstanbul<br />
silüetiyle uyum içinde devam ediyor.<br />
Doğanın kalbinde<br />
cazın ritmi<br />
Çam ağaçlarının<br />
oluşturduğu<br />
korulardan<br />
engin maviliğe<br />
uzanan antik<br />
Likya yolu<br />
üzerinde<br />
konumlandırılan<br />
Lov Faralya,<br />
cazseverleri bu<br />
yıl yine eşsiz<br />
deneyimlerle<br />
zenginleştirdiği<br />
Lov Caz Günlerinde ağırlıyor. Bu yıl üçüncüsü gerçekleşecek<br />
olan LOVCAZ, 31 <strong>Mayıs</strong>- 1-2 Haziran tarihlerinde dinleyicilerine,<br />
sıradanlığın ötesine geçen ve her nota ile hafızalara kazınacak<br />
özel bir deneyim yaşatacak. Sanatsal zevkinin ve estetiğin ön<br />
planda olduğu sofistike dünyasının kapılarını bu müzik ziyareti ile<br />
aralayacak olan Lov Faralya, müzik ve doğanın eşsiz uyumundan<br />
ilham alarak gün batımının sıcak tonlarını sahneye taşıyacak.<br />
Bir müzik festivali olmasının ötesinde; dinleyicileri yaşamın hızlı<br />
temposundan uzaklaştırıp, doğanın ve sanatın birleştiği huzurlu<br />
bir limana tasıma mottosuyla projelendirilen LOVCAZ sahnesinde<br />
bu yıl yine birbirinden değerli sanatçılar yer alacak. Etkinliğin<br />
ilk gününde özgün bestelerinin yanı sıra, kendi tarzlarında<br />
yorumladıkları yerli ve yabancı popüler şarkılar, caz standartları<br />
ve Fransız chansonlarına yer veren gypsy caz grubu Manuş-u Ala<br />
dinleyicilerine eğlenceli ve nostaljik bir akşam yaşatacak.
18<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gündem agenda<br />
Lüks seyahatte rota Smart Luxury<br />
ile yeniden oluşturuldu!<br />
Petra Hospitality Management’in kurucu ortaklarından deneyimli turizmci Emrullah<br />
Akçakaya, Türkiye’de ve dünyada konaklama sektöründeki en son trendleri<br />
değerlendiren sözlerinde lüks seyahatin geleceğinin Smart Luxury konseptinde<br />
olduğunu belirterek, konseptin sektör yatırımcılarına sürdürülebilirlik ve maliyet<br />
avantajları sunduğuna dikkat çekti.<br />
2021 yılında Emrullah Akçakaya,<br />
Bilge Turcan, Didem Erendil ve<br />
Tassos Kotzanastassis ortaklığında<br />
İstanbul’da kuruluşunu gerçekleştiren<br />
Petra Hospitality Management,<br />
turizm sektörüne otel yönetimi ve<br />
geliştirme danışmanlığı alanlarında<br />
geçici yönetim, bağımsız işletme<br />
incelemesi ve varlık yönetimi hizmetleri<br />
sunuyor. İki yıl gibi kısa bir sürede<br />
portföylerini hızla genişlettiklerini<br />
belirten şirket kurucu ortaklarından<br />
Emrullah Akçakaya, Türkiye genelinde<br />
9 otel sayısına ulaştıklarını ve şirket<br />
faaliyetlerine Türkiye ve dünyadaki<br />
trendler ve gelişmeler doğrultusunda<br />
yön verdiklerini kaydetti. Akçakaya,<br />
sözlerinde son dönem trendlerine vurgu<br />
yaparak, lüks seyahatin geleceğinin<br />
Smart Luxury konseptinde olduğunun<br />
altını çizdi.<br />
Lüksün en yeni tanımı<br />
Global anlamdaki ekonomik<br />
dalgalanmalara rağmen “lüks”<br />
tüketimi değerini sürdürüyor. Ancak,<br />
neredeyse her sektörde olduğu<br />
gibi konaklama sektöründe de lüks<br />
yeniden tanımlanıyor. Günümüz<br />
tüketicileri geçmişten farklı olarak<br />
daha teknolojik ve çevreye duyarlı<br />
olduğu gibi konaklama için gösterişli<br />
bir lüksün yerine daha sofistike ve<br />
anlamlı deneyimlere odaklanıyor. Lüks<br />
segmentte, bu yeni tip misafir profiline<br />
hitap eden yeni bir konseptin varlığına<br />
işaret edilen Petra Bulletin’de yer<br />
alan haberine göre, “Smart Luxury”<br />
konsepti bir yandan akıllı, sezgisel ve<br />
yenilikçi değerlerin peşinde olan “yeni”<br />
tüketicinin beklentilerine yanıt verirken<br />
diğer yandan sektör yatırımcıları için<br />
sürdürülebilirlik ve maliyet avantajlarıyla<br />
ön plana çıkıyor.<br />
Esnek ve kişiselleştirilmiş<br />
konaklama deneyimi<br />
Daha akıllı, kişiselleştirilmiş ve<br />
çevre dostu konaklama deneyiminin<br />
yüksek kalite ve ayrıcalıktan ödün<br />
verilmeden tasarlandığı “Smart<br />
Luxury” konsepti; ileri teknoloji ve<br />
inovasyonla zenginleştirilmiş bir estetik<br />
anlayışa odaklanıyor. “Smart Luxury”<br />
konseptinde, oda tasarımlarından<br />
concierge hizmetlerine kadar<br />
akıllı teknolojilerden faydalanılan,<br />
misafirlerinin tercihleriyle şekillendirilen<br />
esnek ve kişiselleştirilmiş deneyimlere<br />
odaklanan, gösterişten uzak ancak<br />
çağdaş bir şıklık vadediliyor.
The route in luxury travel is<br />
redefined with Smart Luxury!<br />
Emrullah Akçakaya, one of the founding partners of Petra Hospitality Management<br />
and an experienced tourism expert, evaluated the latest trends in the accommodation<br />
sector in Turkiye and in the world and stated that the future of luxury travel is in the<br />
Smart Luxury concept and pointed out that the concept offers sustainability and cost<br />
advantages to sector investors.<br />
Founded in 2021 in Istanbul by<br />
Emrullah Akçakaya, Bilge Turcan,<br />
Didem Erendil and Tassos<br />
Kotzanastassis, Petra Hospitality<br />
Management provides interim<br />
management, independent business<br />
review and asset management services<br />
to the tourism sector in the fields of<br />
hotel management and development<br />
consultancy. Emrullah Akçakaya, one of<br />
the founding partners of the company,<br />
stated that they have rapidly expanded<br />
their portfolio in a short period of two<br />
years and that they have reached the<br />
number of 9 hotels throughout Turkey<br />
and that they direct their company<br />
activities in line with the trends and<br />
developments in Turkey and the world.<br />
Akçakaya emphasized the recent trends<br />
and underlined that the future of luxury<br />
travel is in the Smart Luxury concept.<br />
The newest definition of luxury<br />
Despite global economic fluctuations,<br />
"luxury" consumption continues<br />
to grow in value. However, as in<br />
almost every sector, luxury is<br />
being redefined in the hospitality<br />
industry. Unlike in the past, today's<br />
consumers are more technological and<br />
environmentally conscious, focusing<br />
on more sophisticated and meaningful<br />
experiences rather than ostentatious<br />
luxury for accommodation. According<br />
to Petra Bulletin, which points to the<br />
existence of a new concept in the luxury<br />
segment that appeals to this new type<br />
of guest profile, the "Smart Luxury"<br />
concept responds to the expectations of<br />
the "new" consumer who seeks smart,<br />
intuitive and innovative values, while<br />
standing out with sustainability and cost<br />
advantages for sector investors.<br />
Flexible and personalized<br />
accommodation experience<br />
The "Smart Luxury" concept, where a<br />
smarter, personalized and eco-friendly<br />
accommodation experience is designed<br />
without compromising on high quality<br />
and exclusivity, focuses on an aesthetic<br />
enriched with advanced technology and<br />
innovation. The "Smart Luxury" concept<br />
promises a low-key yet contemporary<br />
elegance that leverages smart<br />
technologies from room design to<br />
concierge services, focusing on flexible<br />
and personalized experiences shaped<br />
by guests' preferences.
20<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gündem agenda<br />
ANTALYA’DA YABANCI ZIYARETÇI<br />
SAYISI %25 ARTTI<br />
Number of foreign visitors increased by 25% in Antalya<br />
<strong>2024</strong> yılı Ocak-Mart döneminde Antalya’ya<br />
gelen toplam yabancı turist sayısı yüzde 25<br />
artarak 857 bini geçerken vatandaş ziyaretçi<br />
de %32 artışla 147 bini geride bıraktı.<br />
Turizmdatabank’ın derlediği verilere göre, <strong>2024</strong> yılı<br />
Ocak-Mart döneminde Antalya’ya gelen toplam<br />
yabancı turist sayısı yüzde 25 artarak 857 bini<br />
geçerken vatandaş ziyaretçi de %32 artışla 147 bini<br />
geride bıraktı.<br />
Rusya pazarında düşüş<br />
Genel artış eğilimi karşısında, Rusya pazarı %19<br />
düşerken, bunun yanında düşüş yaşayan diğer önemli<br />
pazar %96 ile İsrail oldu. Diğer yandan Ürdün %42, Irak<br />
ve Sırbistan da %10 dolayında düştü. Öte yandan geçmiş<br />
aylarda düşen İskandinavya ise artışa geçti.<br />
In the January-March period of <strong>2024</strong>, the total number<br />
of foreign tourists coming to Antalya increased by 25<br />
percent to 857 thousand, while the number of citizen<br />
visitors increased by 32 percent to 147 thousand.<br />
According to the data compiled by Turizmdatabank, the total<br />
number of foreign tourists coming to Antalya in the January-<br />
March period of <strong>2024</strong> increased by 25 percent to 857 thousand,<br />
while the number of citizen visitors increased by 32 percent to<br />
147 thousand.<br />
Decline in the Russian market<br />
Against the general upward trend, the Russian market dropped<br />
by 19%, while Israel was the other major market to experience a<br />
decline with 96%. On the other hand, Jordan, Iraq and Serbia fell<br />
by 42% and 10% respectively. On the other hand, Scandinavia,<br />
which had fallen in the previous months, started to increase.
YENI SEZONDA<br />
IŞLETMENIZ<br />
IÇIN YÜZLERCE<br />
ÜRÜN<br />
METRO<br />
TÜRKIYE’DE<br />
Metro Türkiye sadece<br />
mutfaklarınıza değil, evinize<br />
ve işletmenize de keyif<br />
ve konfor getiriyor. Gıda<br />
ürünlerinin yanı sıra gıda<br />
dışı ürün gruplarıyla da<br />
hizmet veren Metro Türkiye;<br />
elektronik aletlerden<br />
ev tekstiline, bahçe<br />
mobilyalarından barbeküye<br />
kadar uzanan geniş ürün<br />
yelpazesi ile “Metro ile Her<br />
Yer Yaza Hazır!” dedirtiyor.<br />
Yaklaşık 35 yıldır müşterilerine en iyi<br />
hizmeti vermek için çalışan Metro<br />
Türkiye, yaklaşan yaz sezonu için yeme<br />
- içme sektörünün ve ev mutfaklarının<br />
ihtiyaç duyduğu tüm ürün ve hizmetleri<br />
gıda ve gıda dışı olmak üzere 25 bine varan<br />
çeşitte sunuyor.<br />
Yaz sofraları yenileniyor<br />
Yepyeni bir mevsimi karşılarken<br />
yenilenmeye ne dersiniz? Metro Türkiye<br />
mağazalarında en leziz yemekleri<br />
yapmanızı ve en güzel sofraları kurmanızı<br />
sağlayacak her detayı bir arada bulmak<br />
mümkün. Tencere, tava gibi mutfak<br />
gereçlerinden masaüstünde ihtiyaç<br />
duyulan cam, porselen, seramik bardak,<br />
tabak ve çatal-kaşık-bıçak gibi temel<br />
ürün gruplarının yanı sıra Metro Türkiye;<br />
ekmeklik, tuzluk ve mumluk gibi çözümleri<br />
de işletmeler için eksiksiz sunuyor. Kırılan<br />
ürün gruplarının tüm seri değişimine<br />
gerek olmadan yenilenebilmesi adına, 5 yıl<br />
bulunurluk garantisi ile Metro Professional<br />
markalı cam ve porselen serilerini sunan<br />
Metro Türkiye, bu serilerin kısa sürede<br />
sayısını artırmayı hedefliyor.<br />
Bahçe ve balkonlarda keyif zamanı!<br />
Bahçenizi ve balkonunuzu baharın<br />
enerjisine uygun şekilde düzenlemek için<br />
aradığınız her şey yine Metro Türkiye’de.<br />
Şezlongdan oturma takımlarına,<br />
salıncaklardan masa ve sandalyelere şık<br />
ve rahat bahçe mobilyaları yaşam alanınıza<br />
ayrı bir renk katacak. Sevdikleriyle bir<br />
araya gelip keyifli mangal partileri yapmak<br />
isteyenlere de Metro Türkiye, barbekü<br />
çeşitleri ile fark yaratan çözümler sunuyor.<br />
Bahçe ve balkonun da dışına çıkıp iç<br />
ısıtan bahar havasının tadını doğada<br />
çıkarmak isteyenler içinse çadırdan uyku<br />
tulumuna, kamp matından kamp yatağına,<br />
kamp sandalyesinden masasına, portatif<br />
kamp ocağından, soğutucu dolaplara<br />
ve termoslara kadar her türlü kamp<br />
malzemesi Metro Türkiye mağazalarında<br />
yer alıyor.<br />
Dış mekan mobilya ve kamp ürünlerine<br />
Pendik, Merter, Bayrampaşa, Ayvalık,<br />
Edremit, Fethiye mağazaları haricindeki<br />
tüm Metro Türkiye mağazalarından<br />
ulaşabilirsiniz.
22<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gündem etkinlik<br />
TÜROB Aylık<br />
Bilgilendirme Toplantısı<br />
Bakan Ersoy katılımıyla gerçekleşti<br />
TÜROB - Türkiye Otelciler Birliği Nisan Ayı Bilgilendirme Toplantısı ve Geleneksel<br />
Öğle Yemeği, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un katılımıyla Swissotel The<br />
Bosphorus <strong>Hotel</strong>'de gerçekleşti.<br />
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet<br />
Nuri Ersoy'un ve TÜROB-Türkiye<br />
Otelciler Birliği üyesi otellerin<br />
katılımıyla 30 Nisan Salı günü Swissotel<br />
The Bosphorus <strong>Hotel</strong> ev sahipliğinde<br />
gerçekleşen bilgilendirme toplantısında<br />
açılış konuşmasını yapan TÜROB<br />
Başkanı Müberra Eresin ana başlıklar<br />
halinde şu konulara değindi:<br />
"60 milyar dolar turizm geliri,<br />
60 milyon ziyaretçi en temel<br />
hedefimiz"<br />
"Türkiye için <strong>2024</strong> yılında, Kültür ve<br />
Turizm Bakanlığımızla aynı doğrultuda<br />
60 milyar dolar turizm geliri ve 60<br />
milyon ziyaretçi sayısına ulaşmak en<br />
temel hedefimizdir. Turizm sektörünün<br />
hedeflerine ulaşarak cari açığın<br />
kapatılmasına, ülke ekonomisi, istihdamı<br />
ve kalkınmasına güçlü desteğini<br />
vermeye devam edeceğine inanıyoruz.<br />
TÜROB olarak, her zaman bu bilinç ve<br />
sorumlulukla hareket ederek başta<br />
Kültür ve Turizm Bakanlığı olmak<br />
üzere tüm turizm paydaşlarımızla<br />
eşgüdüm ve iş birliği içerisinde ülkemize<br />
en iyi şekilde değer katmak için<br />
çalışmalarımıza devam edeceğiz.<br />
"İtalya’dan önemli bir artış<br />
bekliyoruz"<br />
Yine nisan ayı içinde gerçekleşen bir<br />
diğer etkinlik ise, İtalyan turizm devi<br />
Gattinoni’nin yıllık toplantısı oldu. Kültür<br />
ve Turizm Bakanımız Sayın Mehmet Nuri<br />
Ersoy'un yakın ilgisinde, TÜROB olarak<br />
Türk Hava Yolları ile başlattığımız yoğun<br />
çabalar sonucunda Türk turizmi için<br />
son derece önemli bir organizasyonu<br />
ülkemize kazandırmış olmaktan dolayı<br />
son derece mutlu olduğumu ifade etmek<br />
istiyorum. Kongreye İtalya'nın farklı<br />
şehirlerinden 500'ün üzerinde seyahat<br />
acentesi katıldı. Bu organizasyon<br />
sonrasında özellikle İtalya’dan ülkemize<br />
turizm talebinde önemli oranda artış<br />
bekliyoruz. Kongrenin ülkemizde<br />
gerçekleşmesi için Kültür ve Turizm<br />
Bakanımız Sayın Mehmet Nuri Ersoy,<br />
Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme<br />
Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı Sayın<br />
Nadir Alpaslan, Tanıtım Genel Müdürü<br />
Timuçin Güler, Türk Havayolları Yönetim<br />
Kurulu Başkanı Sayın Prof. Dr. Ahmet<br />
Bolat, İstanbul Ticaret Odası Başkanı<br />
Sayın Şekib Avdagiç, Turizm Geliştirme
“Türkiye için <strong>2024</strong><br />
yılında, Kültür ve Turizm<br />
Bakanlığımızla aynı doğrultuda<br />
60 milyar dolar turizm geliri<br />
ve 60 milyon ziyaretçi sayısına<br />
ulaşmak en temel hedefimizdir.<br />
Turizm sektörünün hedeflerine<br />
ulaşarak cari açığın<br />
kapatılmasına, ülke ekonomisi,<br />
istihdamı ve kalkınmasına<br />
güçlü desteğini vermeye devam<br />
edeceğine inanıyoruz.”<br />
ve Eğitim Vakfı Başkan Vekili Sayın<br />
Bahadır Yaşık ve TÜROB üyelerimizin<br />
desteklerine minnettarız.<br />
"Hizmet ihracatının artırılması için<br />
acil düzenleme talep ettik"<br />
TÜROB olarak 20-21 Nisan tarihlerinde<br />
gerçekleştirilen Hizmet İhracatı Strateji<br />
Konferansı’na katıldık. Paylaşım<br />
ekonomisinin en güzel örneği olarak<br />
kabul gören sektörümüz yılda yaklaşık<br />
30 milyar doların üzerinde satın<br />
alma ile kendisi dışında 54 sektörü<br />
doğrudan etkileyen yapısıyla ülkemizin<br />
vazgeçilmez sektörleri arasına girmiştir.<br />
TÜROB olarak, her zaman bu bilinç ve<br />
sorumlulukla hareket ederek başta<br />
Ticaret Bakanlığı ile Kültür ve Turizm<br />
Bakanlığı olmak üzere tüm turizm<br />
paydaşlarımızla eşgüdüm ve iş birliği<br />
içerisinde ülkemize en iyi şekilde<br />
değer katmak için çalışmalarımıza<br />
devam edeceğiz. Sektörümüzün<br />
sürdürülebilirliği ve ülkemiz<br />
ekonomisine ve hizmet ihracatına devam<br />
eden katkıların artarak devamlılığı için<br />
acil olarak düzenlenmesini beklediğimiz<br />
güncel bazı konulardaki taleplerimizi<br />
bu konferans vesilesiyle bir kez daha<br />
gündeme taşıdık. Sektörümüz için<br />
beklediğimiz mevzuat düzenlemelerinin<br />
sonuçlarını takip edeceğimiz bu<br />
konferansı düzenleyen Hizmet<br />
İhracatçıları Birliği Başkanı Sayın Şekib<br />
Avdagiç ve değerli ekibine teşekkür<br />
ederim.<br />
"ATM Dubai'ye iki standla<br />
katılacağız"<br />
<strong>Mayıs</strong> ayında katılmayı planladığımız<br />
fuarlardan ilki 6-9 <strong>Mayıs</strong> <strong>2024</strong> tarihleri<br />
arasında Birleşik Arap Emirlikleri’nin<br />
Dubai şehrinde gerçekleşecek ATM<br />
Dubai Fuarı. Bu fuarda geçtiğimiz yıl<br />
olduğu üzere iki stand ile katılacağız.<br />
Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türkiye<br />
Turizm Geliştirme ve Tanıtma Ajansı’nın<br />
Türkiye standı ile İstanbul Ticaret<br />
Odası, İstanbul Kongre ve Ziyaretçi<br />
Bürosu tarafından alınan 50 metrekare<br />
büyüklüğündeki “İstanbul” stand alanı<br />
içerisinde yer alacağız. Tüm üyelerimizi<br />
standlarımızda iş görüşmelerini yapmak<br />
üzere bekliyor bu vesileyle hem TGA’ya<br />
hem de İstanbul’un tanıtımı çalışmaları<br />
kapsamında İTO Başkanımız Sayın Şebib<br />
Avdagiç ile TUGEV Başkan Vekili Sayın<br />
Bahadır Yaşık’a bir kez daha teşekkür<br />
ederim.<br />
"Çin pazarıyla ilgili workshop<br />
hazırlığı içindeyiz"<br />
<strong>Mayıs</strong> ayında katılmak için çalıştığımız<br />
bir diğer önemli fuar ise, çok önemli<br />
bir pazar olan Çin’de 27-29 <strong>Mayıs</strong> <strong>2024</strong><br />
tarihleri arasında gerçekleşecek ITB<br />
China Fuarı olacak. Eylül <strong>2024</strong> gibi Çin<br />
pazarı ile ilgili bir workshop hazırlığı<br />
içindeyiz ve bu konuda yine her zamanki<br />
gibi TGA ve İTO yanımızda oldukları için<br />
çok teşekkür ederiz."
24<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gündem<br />
YENI NESIL GEZGINLER<br />
YERELIN VE DENEYIMIN PEŞINDE…<br />
Değişen ve dönüşen dünyamızda seyahat anlayışı da farklılaşarak kabuk değiştirdi. Artık<br />
geçmişin sadece gittiği ülkenin ikonik yerlerini görmekle yetinen turisti, yerini alışılmışın<br />
dışına çıkarak farklı kültürleri keşfeden, deneyimlerin peşine düşen gezginlere bıraktı…<br />
Dünyanın franchise veren en büyük<br />
otel şirketi olan ve 95’in üzerinde<br />
ülkede 25 markasıyla faaliyet<br />
gösteren Wyndham <strong>Hotel</strong>s & Resorts'un<br />
Türkiye Ülke Direktörü Murat Özel yeni<br />
nesil seyahat trendleri hakkında bilgiler<br />
verdi.<br />
Anahtar kelimeler<br />
Özel’in aktardıklarına göre seyahat<br />
trendlerinde deneyim, yerel,<br />
sürdürülebilirlik, kültür, tarih, gastronomi<br />
ve solo turizm gibi anahtar kelimeler<br />
öne çıkıyor. Bazı gezginler kendilerini<br />
iyileştirecek ve dönüştürecek seyahatlere<br />
çıkmak istiyor; bazıları ise dizi ve filmlerin<br />
geçtiği yerleri görmek istiyor.<br />
“Insta-Turizm”<br />
Farklı hikayelerin izini süren gezginlerin<br />
turizme yön verdiği günümüzde sosyal<br />
medya adeta seyahat alışkanlıklarını<br />
ele geçirmiş durumda. Öyle ki artık<br />
"Insta-Turizm" ya da başka bir deyişle<br />
"Instagram'lanabilir Seyahat" kavramı<br />
önem kazandı. Pek çok ülkede en iyi<br />
Instagram karelerini vadeden özel<br />
turlar bile düzenleniyor.<br />
Geçtiğimiz aylarda Londra merkezli<br />
araştırma şirketi Euromonitor, 2023<br />
yılında dünyanın yurt dışından en<br />
çok ziyaretçi alan şehrinin İstanbul<br />
olduğunu açıkladı. Antalya da Paris<br />
ve New York gibi dünya yıldızlarını<br />
geride bırakarak listeye dördüncü<br />
sıradan girdi. Veriler Türkiye’de<br />
turizm sektörünün geleceğinin parlak<br />
olduğuna işaret ederken, Wyndham<br />
<strong>Hotel</strong>s & Resorts Türkiye Ülke<br />
Direktörü Murat Özel gelişmekte
olan seyahat trendlerine ilişkin<br />
değerlendirmelerde bulundu.<br />
“Ülkemizin turizmde elde ettiği<br />
başarılarla gurur duyuyoruz.<br />
Başarılarımızın devamı için de yeni<br />
trendleri yakından takip ediyor ve<br />
otellerimizin bu trendlere adapte<br />
olmasını sağlıyoruz” diyen Özel, şöyle<br />
devam etti: “Seyahat sektöründe<br />
gelişmekte olan trendleri doğru analiz<br />
etmek için iç ve dış pazarlardaki<br />
hareketlilik, yeni nesil seyahatseverlerin<br />
tercihleri, ulaştırma ve teknolojideki<br />
gelişmeler gibi pek çok faktörün dikkate<br />
alınması gerekiyor. Geçtiğimiz dört yılda<br />
dünyada yaşanan gelişmeler turizm<br />
sektöründe ezberleri bozdu. Daha önce<br />
yenilik olarak gördüğümüz teknolojiler<br />
seyahat deneyiminin ayrılmaz birer<br />
parçası haline geldi. Yeni neslin seyahat<br />
tercihlerinin eski nesillerden ayrışmaya<br />
başladığını gördük.”<br />
“Karadeniz’i Latin Amerikalı turiste<br />
hazırlamalıyız”<br />
Türkiye’de turizm sektörünün yeni<br />
gelişmelere uyum sağlama anlamında<br />
şu ana kadar başarılı olduğunu dile<br />
getiren Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:<br />
“Biz konaklama sektörü penceresinden<br />
baktığımızda turizmin nereye doğru<br />
ilerlediğini görebiliyoruz. İstanbul ve<br />
Antalya elbette her zaman dünyanın<br />
gözdesi olmayı sürdürecek, ancak<br />
otel yatırımları Anadolu’nun dört<br />
bir yanına yayılıyor ve buraların da<br />
uluslararası arenada daha cazip hale<br />
gelme potansiyeli var. Önümüzdeki<br />
yıllarda yalnızca Avrupa ve Orta<br />
Doğu’dan değil; Hindistan’dan, Çin’den,<br />
Latin Amerika’dan da daha çok<br />
turistin Türkiye’ye geldiğini göreceğiz.<br />
Karadeniz Bölgesi’nin, İç Anadolu’nun,<br />
Doğu Anadolu’nun da altyapısının bu<br />
ziyaretçileri karşılamaya hazır olması<br />
gerekiyor.”<br />
“Turistler ara sokaklara taştı”<br />
İngiliz seyahat acentaları birliği<br />
ABTA’nın yayımladığı “2023-<strong>2024</strong> Tatil<br />
Alışkanlıkları” raporunun en çarpıcı<br />
sonuçlarından biri de şehir ziyaretlerine<br />
yönelik ilgideki artış oldu. Geçtiğimiz<br />
yıllar boyunca genelde plaj tatilleriyle<br />
başa baş giden şehir tatilleri, geçtiğimiz<br />
yıl büyük bir sıçramayla plaj tatillerinin<br />
8 puan önüne geçti. Bu trende paralel<br />
olarak şehir merkezlerindeki tematik ve<br />
“butik” olarak adlandırılan konaklama<br />
seçeneklerine yönelik ilgi de artıyor.<br />
2021 yılında 94 milyar ABD doları<br />
büyüklüğe sahip olan dünya butik otel<br />
pazarının, önümüzdeki 3 yıl içinde 120<br />
milyar ABD dolarını geçmesi bekleniyor.<br />
Murat Özel, “Sosyal medyada seyahat<br />
odaklı içerik üreticilerinin kanallarına<br />
baktığınızda artık İstanbul’un<br />
meşhur yapılarından çok köşe<br />
başlarındaki küçük restoranlarını,<br />
tarihi yarımadanın dışında kalan<br />
mahallelerini görüyorsunuz. Bir başka<br />
deyişle turistlerin büyük meydanlardan<br />
ara sokaklara taştığını söyleyebiliriz.<br />
Kendine ait ve kendine özgü hikayesini<br />
yazmak isteyen bu ziyaretçi profiline<br />
ulaşabilmek için onlara yerel ve özgün<br />
bir konaklama deneyimi sunabilmeniz<br />
gerekiyor. Rekabet ve markalaşma<br />
butik konaklama alanında da hızlanıyor<br />
ve otelcilerin, işletmelerinin sunduğu<br />
sıcak atmosferi dünya standartlarıyla<br />
buluşturma becerisi giderek daha<br />
önemli hale geliyor” dedi.<br />
Sürdürülebilirliğin önemi misafir<br />
puanlarını geçti<br />
Sustainable Hospitality Alliance’ın<br />
bu yılın başında yayımladığı bir<br />
rapor da yeni nesillerin seyahat<br />
pazarındaki payının artmasıyla birlikte<br />
sürdürülebilirliğin sektör açısından<br />
öneminin de arttığını gösteriyor.<br />
Dokuz ülkeden katılımcılarla yapılan<br />
araştırmaya göre ziyaretçilerin<br />
konaklayacakları oteli seçerken<br />
fiyat ve iptal politikalarının<br />
ardından en çok dikkat ettiği konu<br />
sürdürülebilirlik oluyor. Ziyaretçiler,<br />
otelin sürdürülebilirlik sertifikası sahip<br />
olmasına, misafirlerin yaptığı yorum ve<br />
verdiği puanlardan da daha büyük önem<br />
veriyor.<br />
Murat Özel, “Bu noktada Kültür<br />
ve Turizm Bakanlığı’nın getirdiği<br />
Sürdürülebilir Turizm Sertifikası<br />
zorunluluğunu değerli bir girişim<br />
olarak görüyoruz. Sektör olarak biz<br />
de bu duyarlılığa katkı sağlayacak<br />
girişimlerde bulunuyoruz. İç sertifika<br />
programımız olan Wyndham Green’e<br />
Türkiye’deki otellerimizin gösterdiği<br />
yoğun ilgi bizi gururlandırıyor. Verilen<br />
vaatlerin eylemlerle kanıtlanması ve<br />
bunların belgelendirilmesi büyük önem<br />
taşıyor” dedi.
26<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gündem agenda<br />
<strong>2024</strong>’TE HAVAYOLU YOLCU SAYISI<br />
NE KADAR ARTTI?<br />
How much did the number of airline passengers increase in <strong>2024</strong>?<br />
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı DHMİ Genel<br />
Müdürlüğü verilerine göre, havalimanlarında<br />
yolcu trafiği <strong>2024</strong> yılı Ocak-Mart döneminde<br />
%12,6 artarak 43,8 milyon oldu. 2023’de bu<br />
sayı 38,9 milyondu.<br />
Turizm Databank’ın DHMİ’den derlediği verilere<br />
göre, havalimanlarında yolcu trafiği <strong>2024</strong> yılı Ocak-<br />
Mart döneminde %12,6 artarak 43,8 milyonu oldu.<br />
2023’de bu sayı 38,9 milyondu.<br />
İlk çeyrek rakamları<br />
<strong>2024</strong>’ün ilk çeyreğinde Türkiye geneli havalimanları<br />
iç hat yolcu trafiği %10,4 artarak 18,7 milyondan 20,7<br />
milyona, dış hat yolcu trafiği de %14,7 artarak 20,1<br />
milyondan 23,1 milyona, giden-gelen toplam yolcu sayısı<br />
da 38,9 milyondan 43,8 milyona çıktı.<br />
According to the data of General Directorate of State<br />
Airports Authority (DHMI) of Ministry of Transport and<br />
Infrastructure, passenger traffic at airports increased<br />
by 12.6% to 43.8 million passengers in January-March<br />
<strong>2024</strong>. In 2023, this number was 38.9 million.<br />
According to the data compiled by Tourism Databank from DHMI,<br />
passenger traffic at airports increased by 12.6% to 43.8 million<br />
passengers in January-March <strong>2024</strong>. In 2023, this number was<br />
38.9 million.<br />
First quarter figures<br />
In the first quarter of <strong>2024</strong>, domestic passenger traffic at<br />
Turkiye's airports increased by 10.4%, from 18.7 million<br />
passengers to 20.7 million passengers; international passenger<br />
traffic increased by 14.7%, from 20.1 million passengers to 23.1<br />
million passengers; and total departing and arriving passengers<br />
increased from 38.9 million passengers to 43.8 million<br />
passengers.
28<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gündem agenda<br />
EN ÇOK OTEL ŞIRKETLERI KAPANDI<br />
Most hotel companies closed<br />
TOBB verilerine göre, <strong>2024</strong> yılı Ocak-Şubat<br />
döneminde 538 firma içinde en çok şirket<br />
kapanışı olan ilk 10 faaliyet arasında, A.Ş.<br />
olarak 13 adet ile konaklama işletmeleri öne<br />
çıktı.<br />
TOBB verilerine göre, <strong>2024</strong> yılı Ocak-Şubat<br />
döneminde 538 firma içinde en çok şirket kapanışı<br />
olan ilk 10 faaliyet arasında, A.Ş. olarak 13 adet ile<br />
konaklama işletmeleri öne çıktı. 2023 yılında 8 adet otel<br />
şirketi kapanmıştı.<br />
2019 aranıyor<br />
Pandemi başı olan 2020’de de 8 A.Ş. kapanmıştı.<br />
2022’nin tamamında 34 adet otel vb. A.Ş. kapanmıştı.<br />
2019 yılında ise konaklama sektörü, A.Ş. olarak 18<br />
adet ile en çok açılış yapan 10’uncu faaliyet alanıydı.<br />
(Turizmdatabank)<br />
According to data of TOBB (Turkish Chambers and<br />
Commodity Exchange), among the top 10 activities with<br />
the most company closures among 538 companies in<br />
the January-February period of <strong>2024</strong>, accommodation<br />
businesses stood out with 13 units as incorporated<br />
companies.<br />
According to TOBB data, among the top 10 activities with the<br />
most company closures among 538 companies in the January-<br />
February period of <strong>2024</strong>, accommodation businesses stood out<br />
with 13 as incorporated companies. In 2023, 8 hotel companies<br />
were closed.<br />
Searching for 2019<br />
In 2020, the beginning of the pandemic, 8 A.Ş. were closed.<br />
In the whole of 2022, 34 hotels etc. incorporated companies<br />
were closed. In 2019, the accommodation sector was the 10th<br />
most opened field of activity with 18 incorporated companies.<br />
(Turizmdatabank)
30<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gündem / makale<br />
AGON Danışmanlık ve Mümessillik Hizmetleri CEO’su<br />
Tezer Öner<br />
Ege’de Türkiye için bermuda<br />
şeytan üçgeni<br />
Ne alakası var diyebilirsiniz.<br />
Bilirsiniz meşhur bir Bermuda<br />
Şeytan Üçgeni vardır. Gemiler<br />
uçaklar falan kaybolur ve<br />
izine rastlanamaz bir daha…<br />
Hah işte bu yaz Ege’de bizim<br />
Şeytan Üçgeni de turistleri,<br />
dolayısıyla turizm gelirlerimizi<br />
ve beklentilerimizi yok edecek.<br />
İzini de bulamayacağız…<br />
Bu üçgenin sac ayakları neler diye<br />
baktığımız zaman da gayet açık şekilde<br />
görüyoruz ki; birincisi döviz kurunun<br />
düşüklüğü, yani enflasyona karşı gelir<br />
düşüklüğü, ikincisi Yunan adalarına<br />
kapıda vize, üçüncüsü de bölgesel savaş<br />
tehdidi. Tek tek ele alalım o zaman halimiz<br />
nicedir?<br />
Dolar/euro kuru konusunda elbette<br />
devletimizin bir bildiği vardır. Planlı<br />
şekilde enflasyonla mücadele kapsamında<br />
bir kontrol mekanizması uygulanıyor.<br />
Bunu anlıyoruz. Ancak; bu döviz kurları<br />
ile yabancı turistler için cazibe merkezi<br />
olmaktan çok uzaklaştık. Çünkü yurt<br />
içindeki enflasyon ve doğal olarak<br />
işletmelerin bu enflasyon karşısında<br />
tedbirli fiyat uygulaması sebebiyle yiyecekiçecek<br />
fiyatları, konaklama masrafları ve<br />
seyahat harcamaları korkunç boyutlara<br />
ulaştı. Avrupa’nın herhangi bir ülkesinde<br />
döviz cinsinden yediğiniz yemek fiyatı<br />
Türkiye’deki muadilinden ucuz hale geldi.<br />
Hem de kur farkı olmasına rağmen. Bu<br />
durumda Akdeniz’e sahili bulunan ülkeler<br />
bizim işletmelerimize karşı inanılmaz bir<br />
avantaj elde etmiş durumda. Bunun yanı<br />
sıra hadi turist geldi diyelim. Bu kurlarla<br />
alacağımız paranın da bir kıymeti yok. Bu<br />
kurlar ile işletmelerimizin ve sektörün<br />
kârlılığının konuşulması neredeyse<br />
imkânsız halde.<br />
Bu yetmezmiş gibi bir de komşunun<br />
adalarına vize kolaylığı yaptık. Sayın<br />
Yunan Başbakanı ilk turist kafilesini bizzat<br />
karşıladı. Birlikte sirtaki yaptılar. Adam<br />
sirtaki de yapar hatta bu ballı anlaşma<br />
için zeybek bile öğrenir. Dün bir televizyon<br />
programında Sakız Adası’nda restoran<br />
sahiplerinin Türkçe ders aldıklarını anlattı.<br />
Diğer içteki Yunan adalarının yönetimleri<br />
ve belediyeleri hükümete biz de vize<br />
kolaylığı isteriz diyerek bayrak açmış<br />
durumda! Neden? Çünkü hepimiz biliyoruz<br />
ki azıcık parası olan ve bunu harcamaya<br />
niyeti olan yerli turistimiz de Bodrum<br />
-Marmaris fiyatlarından bezmiş durumda<br />
ve bu sene bunun intikamını alacaklar…<br />
Hepsi Yunan adalarında tatil yapacak…<br />
Maalesef otellerimiz az buçuk Rus (ki o da<br />
şüpheli), biraz İranlı veya az buçuk Arap<br />
turistle yazı geçirmeye çalışacak… Orta<br />
direk yerli turist zaten 3 yıldızın üzerini<br />
rüyasında görüyor…<br />
Son olarak da çok fazla yazmaya gerek<br />
bile yok! Savaş ve bölgesel çatışma<br />
tehditleri maalesef bizi de çok etkiliyor.<br />
Uzun yıllardır ne Türkiye ne de Ortadoğu<br />
şöyle bir oh çekip arkasına yaslanamadı.<br />
Bunun etkisi olan Suriyeli, Afgan ve diğer<br />
sığınmacılar hem güvenlik tehdidi hem<br />
de gelecek Avrupalı turistler için çok<br />
büyük bir rahatsızlık sebebi… Şahsen<br />
bu yaz bu kadar büyük kültür farkıyla o<br />
sahil beldelerinde ne tatsızlıklar olacağını<br />
düşünemiyorum bile… Böyle bir riski hem<br />
de kendi paramla yaşamak ister miyim?<br />
Kesinlikle ben bile istemem… Çözümü var<br />
mı? Yok… Çünkü hepsi serbestçe istediği<br />
gibi geziyor içeride. Bu ortam sadece<br />
sahil beldelerini değil, İstanbul gibi büyük<br />
şehirleri ve Gaziantep, Urfa, Mardin gibi<br />
kültür ve gastronomi turizmine ağırlıklı<br />
olarak bel bağlamış şehirleri de vuruyor.<br />
Sonuç olarak bu yaz için “işte halimiz<br />
pür melalimiz” budur. Bu üçgen içinde<br />
yok olacak olan turisti bulup getirecek<br />
kahraman sektör temsilcilerimize canı<br />
gönülden başarılar diliyorum. Turizm<br />
Tanıtım Ajansı da bu çetrefilin içinden<br />
nasıl başarıyla çıkacak bilemiyorum<br />
gerçekten. Çözüm üretmek gerekiyor da<br />
hangi kısmını nasıl çözeceğiz bu kadar<br />
kısa zamanda, Allah bilir.<br />
İşletmelerimizin ve otellerimizin başlarının<br />
çaresine bakması gerekecek. Bu yazı<br />
kârlı ve başarılı geçirmek için herkes<br />
kendi çözümlerini üretmek zorunda. Yaz<br />
sonunda da artık ölen öldü kalan sağlar<br />
bizimdir diyeceğiz sanırım. Umutsuz bir<br />
yazı oldu farkındayım ama ben buradan<br />
bakınca böyle görüyorum. Farklı gören<br />
varsa beri gelsin…<br />
Herkese bol kazançlı ve başarılı bir sezon<br />
diliyorum.
Jumbo ile Evinin Baristası Ol!
32<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gündem agenda<br />
YUNANISTAN TÜRK TURISTLERE ÖZEL<br />
VIZE ISTASYONU AÇTI<br />
Greece opens special visa station for Turkish tourists<br />
Yunanisan yeni girişte vize programı kapsamında<br />
komşu Türkiye’den turist girişini kolaylaştırmak<br />
için Rodos’ta bir vize istasyonu açtı.<br />
Hızlı vize programı kapsamında, Türk vatandaşları;<br />
Kalimnos, Limni, Leros, Kos, Midilli, Sakız Adası,<br />
Samos, Rodos, Simi ve Kastelorizo’yu tüm yıl<br />
boyunca 7 günlük bir süre boyunca ziyaret edebilecek.<br />
Fiyatı 60 avro olan, pasaport kontrolü ve parmak izi<br />
içeren yeni vize için herhangi bir başvuruya gerek yok.<br />
Tek girişli vize, diğer Avrupa ülkelerine ücretsiz seyahat<br />
imkanı sağlamıyor.<br />
Geçmiş yıllarda kaç Türk Yunanistan’a gitti?<br />
Turizmdatabank verilerine göre, Yunanistan’a 2023<br />
yılında 1,17 milyondan fazla Türk turist ve ziyaretçi girişi<br />
olmuştu. 2019’da da 1 milyon Türk Yunanistan’ı ziyaret<br />
etmişti.<br />
Greece has opened a visa station in Rhodes to<br />
facilitate the entry of tourists from neighboring<br />
Turkiye under the new visa-on-arrival program.<br />
Under the fast-track visa program, Turkish citizens will be able to<br />
visit Kalymnos, Limni, Leros, Kos, Lesvos, Lesbos, Chios, Samos,<br />
Rhodes, Symi and Kastelorizo for a period of 7 days all year<br />
round. The new visa, which costs 60 euros and includes passport<br />
control and fingerprinting, does not require any application. The<br />
single-entry visa does not allow free travel to other European<br />
countries.<br />
How many Turks have traveled to Greece in the past<br />
years?<br />
According to Turizmdatabank data, there were more than 1.17<br />
million Turkish tourists and visitors to Greece in 2023. In 2019, 1<br />
million Turks visited Greece.
Tabiatın kalbi<br />
Bolu’dan<br />
horeca@taskesti.com<br />
www.taskestisu.com<br />
Pırıl pırıl bir kaynaktan el değmeden çıkan, modern tesislerimizde doğal yapısı<br />
bozulmadan ve mineral dengesi değiştirilmeden üretilen Taşkesti Su, özel premium cam<br />
şişesiyle sizlere sunulmaktadır.<br />
0850 888 14 14
34<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gündem<br />
İTALYA’NIN TUR OPERATÖRÜ DEVI<br />
500 acentesiyle İstanbul’a çıkarma yaptı<br />
İtalya’nın en büyük tur operatörlerinden Gattinoni, yıllık toplantısını İstanbul’da<br />
gerçekleştirdi. İstanbul’da düzenlenmesi için Türkiye Otelciler Birliği’nin yoğun<br />
temaslarda bulunduğu toplantıya 500’e yakın acente katıldı.<br />
Türkiye’nin uluslararası alanda<br />
kongre turizmine geri dönüşünün<br />
işaretleri gelmeye devam ediyor.<br />
İtalya’nın en büyük tur operatörlerinden<br />
Gattinoni Travel, yıllık toplantısını<br />
İstanbul’da gerçekleştirdi. Gattinoni<br />
Travel’ın ‘İnsanları Bir Araya Getirmek’<br />
temasıyla Atatürk Kültür Merkezi’nde<br />
düzenlediği toplantıya yaklaşık 500 alt<br />
acente katıldı. Söz konusu toplantının<br />
İstanbul’da düzenlenmesi için Türkiye<br />
Otelciler Birliği (TÜROB) yoğun<br />
temaslarda bulunmuştu.<br />
Eresin: “İtalya’dan önemli bir artış<br />
bekliyoruz”<br />
TÜROB olarak organizasyonun<br />
İstanbul’da düzenlenmesi için yoğun çaba<br />
harcadıklarını ifade eden TÜROB Başkanı<br />
Müberra Eresin, “Son yıllarda Türkiye ile<br />
İtalya arasındaki turizm trafiğinin arttığını<br />
görmekten memnuniyet duyuyoruz ve<br />
bu toplantının iki ülke arasındaki turizm<br />
hareketlerine büyük katkı sağlayacağını<br />
düşünüyoruz” dedi.<br />
Eresin, şöyle konuştu: “Kültür ve Turizm<br />
Bakanımız Sayın Mehmet Nuri Ersoy'un<br />
yakın ilgisinde, TÜROB olarak Türk Hava<br />
Yolları ile başlattığımız yoğun çabalar<br />
sonucunda Türk turizmi için son derece<br />
önemli bir organizasyonu ülkemize<br />
kazandırmış olmaktan dolayı son derece<br />
mutlu olduğumu ifade etmek istiyorum.<br />
Kongreye İtalya'nın farklı şehirlerinden<br />
500'ün üzerinde seyahat acentesi katıldı.<br />
Bu organizasyon sonrasında özellikle<br />
İtalya’dan ülkemize turizm talebinde<br />
önemli oranda artış bekliyoruz. Kongrenin<br />
ülkemizde gerçekleşmesi için Kültür<br />
ve Turizm Bakanımız Sayın Mehmet<br />
Nuri Ersoy, Türkiye Turizm Tanıtım<br />
ve Geliştirme Ajansı Yönetim Kurulu<br />
Başkanı Sayın Nadir Alpaslan, Türk Hava<br />
Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Sayın<br />
Prof. Dr. Ahmet Bolat, İstanbul Ticaret<br />
Odası Başkanı Sayın Şekib Avdagiç,<br />
Turizm Geliştirme ve Eğitim Vakfı Başkan<br />
Vekili Sayın Bahadır Yaşık ve TÜROB<br />
üyelerimizin desteklerine minnettarız.”<br />
Gattinoni: “Geri döneceğiz”<br />
Gattinoni Yönetim Kurulu Başkanı Franco<br />
Gattinoni ise “Seyahat acentalarımızı,<br />
'köprü' kavramının mükemmel bir şekilde<br />
vücut bulduğu İstanbul'da turizmin önde<br />
gelen aktörleriyle bir araya getirmek bizler<br />
için ilham verici oldu. Türk Hava Yolları'nın<br />
Milano, Bologna, Roma, Napoli, Bari,<br />
Palermo ve Katanya'dan uçuşlarıyla gelen<br />
misafirlerimiz 13 ayrı otelde konakladı.<br />
İstanbul’da mutlaka görülmesi gereken<br />
Tarihi Yarımada, Boğaz Turu ve şehrin<br />
turistik cazibe bölgelerini ziyaret etme,<br />
Gattinoni Travel, yaklaşık 1.500<br />
alt satış acentesiyle birlikte yıllık<br />
1 milyonun üzerinde turiste<br />
ulaşırken; 520'den fazla MICE<br />
(toplantı, kongre, konferans,<br />
etkinlik) operasyonuna, 50 bin<br />
seyahat organizasyonuna imza<br />
atıyor. Gattinoni Travel, 2023<br />
yılında yüzde 40 büyümeyle 295<br />
milyon Euro ciro elde etti. Bir<br />
önceki yıla göre yüzde 36 artışla<br />
1 milyar 608 milyon Euro<br />
sözleşme hacmine ulaştı.<br />
eşsiz kültür ve gastronimisini deneyimleme<br />
fırsatımız oldu. Tüm katılımcılarımızla<br />
güzel anılarımızı geride bırakarak en<br />
kısa zamanda tekrar geri dönmek üzere<br />
İstanbul’dan ayrılıyoruz” değerlendirmesini<br />
yaptı.
36<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gündem<br />
Turist<br />
Rehberliği<br />
Meslek Kanunu<br />
yürürlüğe<br />
girdi<br />
“Turist Rehberliği Meslek<br />
Kanunu ile Seyahat<br />
Acentaları ve Seyahat<br />
Acentaları Birliği Kanununda<br />
Değişiklik Yapılmasına Dair<br />
Kanun” Resmi Gazete’de<br />
yayımlanarak yürürlüğe<br />
girdi.<br />
Turist rehberleri ve seyahat<br />
acentelerine ilişkin yeni<br />
düzenlemeler getiren “Turist<br />
Rehberliği Meslek Kanunu ile Seyahat<br />
Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği<br />
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair<br />
Kanun” Resmi Gazete’de yayımlanarak<br />
yürürlüğe girdi.<br />
Kanuna göre, turist rehberliği ve<br />
mesleğe kabul için Türk vatandaşı<br />
olmak, 18 yaşını doldurmuş olmak,<br />
üniversitelerin turist rehberliği<br />
bölümlerinin ön lisans, lisans veya<br />
yüksek lisans programlarından mezun<br />
olmak veya üniversitelerin turist<br />
rehberliği bölümü dışındaki diğer<br />
bölümlerinden en az lisans düzeyinde<br />
mezun olduktan sonra turizm sektörünün<br />
ihtiyaçları da dikkate alınarak belirlenen<br />
dillerde, gerektiği hallerde belirlenen<br />
bölgelerde, yönetmelikle kurs ve<br />
sınavlara ilişkin belirlenen usul ve<br />
esaslar çerçevesinde Bakanlığın talebiyle<br />
Bakanlığın gözetim ve denetimi altında<br />
birlikler veya konusunda uzmanlaşmış<br />
kamu kurum ve kuruluşları tarafından<br />
düzenlenen ülkesel veya bölgesel turist<br />
rehberliği eğitim programını başarıyla<br />
tamamlamak şartı aranacak.<br />
Yeni kanun hangi değişiklikleri<br />
içeriyor?<br />
Anka'nın haberine göre, turist rehberliği<br />
şartları arasında Bakanlık tarafından<br />
belirlenen yabancı dillerden birinde,<br />
mesleğe kabul sınavına başvuru<br />
tarihinden önceki son beş yıl içinde<br />
Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi<br />
Başkanlığı (ÖSYM) tarafından yapılan<br />
Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit<br />
Sınavından (YDS) en az 75 puan almış<br />
olmak veya ÖSYM tarafından YDS’ye<br />
eşdeğerliliği kabul edilen uluslararası<br />
yabancı dil sınavlarında bu puana denk<br />
yabancı dil yeterlilik belgesine sahip<br />
olmak; Bakanlığın sınav yapılmasını<br />
istediği yıl içerisinde ÖSYM tarafından<br />
sınav takvimine alınmayan dillerde<br />
ise Bakanlığın talebiyle Bakanlığın<br />
gözetim ve denetimi altında birlikler<br />
veya konusunda uzmanlaşmış kamu<br />
kurum ve kuruluşlarınca yapılan yabancı<br />
dil sınavında başarılı olmak şartı da<br />
bulunuyor.<br />
Turist rehberi olabilmek için ayrıca kasten<br />
işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya<br />
daha fazla süreyle hapis cezası almamış<br />
olmak şartı yanında devletin devletin<br />
güvenliğine karı suçlar, Anayasal düzene<br />
ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli<br />
savunmaya karşı suçlar, Devlet sırlarına<br />
karşı suçlar ve casusluk, zimmet, irtikap,<br />
rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik,<br />
güveni kötüye kullanma, hileli iflas,<br />
ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına<br />
fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan mal<br />
varlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık<br />
suçlarından mahkum olmamak şartı da<br />
aranacak.<br />
Kanuna göre, Çince başta olmak<br />
üzere turizm potansiyelini karşılamak<br />
amacıyla Bakanlıkça kültür ve turizm<br />
politikaları doğrultusunda belirlenecek<br />
Uzak Doğu dillerindeki üniversitelerin<br />
turizm rehberliği bölümleri dışında<br />
lisans eğitimini tamamlamış adaylar için<br />
Bakanlığın gözetim ve denetimi altında<br />
birlikler veya konusunda uzmanlaşmış<br />
kamu kurum ve kuruluşları tarafından<br />
düzenlenen ülkesel veya bölgesel turist<br />
rehberliği eğitim programını tamamlama<br />
şartı aranmayacak.<br />
Seyahat acenteleri müşterileri bilgileri<br />
dışında başka bir işletmeye gönderirse<br />
hem belgeleri iptal edilecek hem de 5 yıl<br />
süreyle acentelik yapamayacak.
38<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gündem etkinlik<br />
TÜRSAB turizmin geleceği için<br />
gençlerle buluştu<br />
Turizm Haftası kapsamında gençlerle buluşan TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya,<br />
100 milyon yabancı ziyaretçi sayısı hedefine koşarken en büyük güvencenin turizm<br />
alanında eğitim alan gençlerin olduğunu belirterek, “Günümüzde 1,5 milyon<br />
düzeyinde olan turizm istihdamı en az iki katına çıkacak. Kariyer planlaması yapan<br />
tüm gençlerin turizmdeki bu büyümeye büyük katkı sağlayacağına inanıyorum” dedi.<br />
TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya ve<br />
TÜRSAB yönetimi, turizm sektörünün<br />
geleceği olan gençlerin sektördeki<br />
rolünü güçlendirmek ve genç istihdamı<br />
artırmak amacıyla İstanbul Lütfi Kırdar<br />
Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda<br />
düzenlenen "Turizm Buluşması"nda turizm<br />
eğitimi alan gençlerle buluştu. İstanbul<br />
Vali Yardımcısı Mehmet Sülün, İstanbul İl<br />
Milli Eğitim Müdürü Doç. Dr. Murat Mücahit<br />
Yentür, Prof. Dr. İlber Ortaylı ve 1500’ü<br />
aşkın turizm öğrencisinin katıldığı “TÜRSAB<br />
Turizm Buluşması” etkinliğinde açılış<br />
konuşmasını yapan TÜRSAB Başkanı Firuz<br />
Bağlıkaya, gençlere önemli mesajlar verdi.<br />
Bağlıkaya: “Turizm çalışanlarını<br />
mutlu etme görevi sektöründür”<br />
“Kendisi mutlu olmayan birinin başkasını<br />
mutlu etmesi pek mümkün değildir” diyen<br />
Bağlıkaya, “Turizmciler; patronundan<br />
çalışanına kadar tüm aktörleri ile<br />
mutluysa misafirleri de mutlu olacaktır.<br />
Turizmcileri mutlu etme görevi devletin,<br />
turizm çalışanlarını mutlu etme görevi de<br />
sektöründür. Sizlere, içinde olmaktan mutlu<br />
olacağınız bir sektör adına bu mesleğe<br />
şimdiden hoş geldiniz diyorum.” şeklinde<br />
konuştu. Günümüzde turizmin artık çok<br />
büyük bir endüstri haline geldiğine dikkat<br />
çeken Bağlıkaya, turizmin oluşturduğu<br />
ekonomik hacmi ile hem istihdam<br />
oluşturduğuna hem de yerel kalkınmaya<br />
katkı sağladığına işaret etti. Turizmdeki<br />
rekabette başarılı olmanın yolunun<br />
verilen hizmetin niteliğini yükseltmekten<br />
geçtiğini ifade eden Firuz Bağlıkaya, ürün<br />
çeşitlendirmenin önemine de vurgu yaptı.<br />
Turizm Yüzyılı projesine vurgu<br />
Türkiye ekonomisinin yol haritası çizilirken<br />
en büyük görevin turizm sektörünün<br />
omuzlarına yüklendiğini belirten Bağlıkaya,<br />
“Devletimizin geleceğe ilişkin tüm<br />
projeksiyonlarında turizmin önemine<br />
ülkemize sağlayacağı döviz girdisine,<br />
oluşturacağı istihdama vurgu yapılıyor.<br />
Cumhuriyetimizin yeni yüzyılında ülkemiz<br />
için en önemli gelişim alanının turizm<br />
olması bekleniyor” dedi. Turizmin Türkiye’de<br />
hem mevsimsel hem de bölgesel olarak dar<br />
bir alana sıkıştığına işaret eden Bağlıkaya,<br />
“Bir an önce kültür, yayla, gastronomi,<br />
sağlık turizmi gibi rekabette üstün<br />
olduğumuzu bildiğimiz alanlara daha fazla<br />
ağırlık vermek zorundayız” diye konuştu.<br />
TÜRSAB olarak buradan hareketle turizm<br />
sektörünü geleceğe taşımak için ‘Turizm<br />
Yüzyılı’ projesini hayata geçirdiklerini<br />
açıklayan Bağlıkaya, bu proje ile turizm<br />
sektörünü geleceğe taşımak üzere; turizmi<br />
12 aya yaymayı, turizmin tüm ülkeye<br />
dengeli biçimde dağılmasını sağlamayı,<br />
yüksek gelirli turist oranını artırmayı<br />
hedeflediklerini kaydetti.<br />
“Turizm istihdamı en az ikiye<br />
katlanacak”<br />
“Turizm yüzyılı projemizin gücünü ise<br />
sahip olduğunuz dinamizm ile siz gençler<br />
oluşturacaksınız” diyen Bağlıkaya,<br />
Türkiye'nin çok da uzak olmayan bir<br />
gelecekte 100 milyon ziyaretçi sayısına<br />
ulaşma hedefini düşünüldüğünde 1,5 milyon<br />
civarında olan mevcut turizm istihdamının<br />
en az ikiye katlanacağını dile getirdi.
Turizmciliğin geleceğin meslekleri arasında<br />
olduğuna dikkat çeken Bağlıkaya, sözlerini<br />
şöyle sürdürdü: “Önünüzde aşılacak çok<br />
yol ve kazanılacak büyük başarılar mevcut.<br />
Sizlere güveniyoruz. TÜRSAB olarak yarım<br />
asrı aşkın birikimimiz ve tecrübemizle sizin<br />
her zaman yanındayız. TÜRSAB Akademi<br />
birimimizin eğitimlerini takip edin, TÜRSAB<br />
TV üzerinden yaptığımız yayınları izleyerek<br />
yararlanın. Rapor ve analiz çalışmalarımızı<br />
inceleyin, düşüncelerinizi bizlerle<br />
paylaşın. Bu sektör sizin sektörünüz, bunu<br />
unutmayın.”<br />
Ortaylı: “Turist ve otel sayısını<br />
artırmaya çalışmak yanlıştır”<br />
TÜRSAB Turizm Buluşması etkinliğinde<br />
düzenlenen İlber Ortaylı Seyahatnamesi<br />
konulu panele Tarihçi-Yazar Prof.<br />
Dr. İlber Ortaylı konuk oldu. TÜRSAB<br />
Hukuk Baş Danışmanı İlker Ünsever’in<br />
moderatörlüğünde gerçekleşen panelde<br />
konuşan Ortaylı, turizm mesleğinin<br />
gelişimini anlattı.<br />
Konuşmasında turizmin çok özel bir meslek<br />
olduğunu vurgulayan Ortaylı, gençlerin bu<br />
mesleğin hakkını verecek şekilde kendilerini<br />
geliştirmeleri tavsiyesinde bulundu. Bunun<br />
için bol bol seyahat etmeleri ve yabancı<br />
dil öğrenmeleri konusunda tavsiyelerde<br />
bulunan Ortaylı, “Çok akıcı yabancı dil<br />
konuşmak önemli. Aksi taktirde tarih,<br />
coğrafya anlatılmaz. Elinizde bir imkan<br />
olduğu vakit lisan öğrenmek için yurt dışına<br />
çıkmanızı öneririm” şeklinde konuştu.<br />
1960’ların başlarında Türkiye’ye giren<br />
turist sayısı 120 bin civarında olduğuna<br />
değinen Ortaylı, turizmin teşkilatlanması<br />
ve örgütlenmesinin ise birkaç bürokratın<br />
ve planlama teşkilatının eseri olduğuna<br />
dikkat çekti. Kendisinin de 60’lı yıllarda lise<br />
öğrencisi iken Enformasyon Müdürlüğü’nde<br />
rehber olarak turizme başladığını aktaran<br />
Ortaylı, o dönemde turizm envanteri<br />
çıkarılmasında personel yetersizliğinden<br />
dolayı öğrencilerden yararlanıldığını<br />
anlattı. Daha çok turist almaya odaklanmış<br />
anlayışın doğru olmadığına da değinen<br />
Ortaylı, “Turgut Özal’dan beri moda. Daha<br />
çok turist istiyoruz diyorlar. Her şeyin bir<br />
ölçüsü vardır. ‘Daha çok turist’ çok iptidai<br />
bir laftır. Yılda gelen 70-80 milyon turist<br />
Venedik’i mahvetti. Önemli olan turist<br />
gelirini artırmak. Daha çok turist değil,<br />
daha nitelikli ve daha fazla harcayan turist<br />
istiyoruz. Turist ve otel sayısını artırmaya<br />
çalışmak yanlıştır. Yüksek gelir ancak<br />
kaliteyle elde edilebilir. Daha kelimesinin<br />
çok iyi ayarlanması lazım” diye konuştu.<br />
Yentür: “Sektörle iş birliğine açığız”<br />
İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Doç. Dr.<br />
Murat Mücahit Yentür ise etkinlikte yaptığı<br />
konuşmada, “Bilgiyle ekilen tohumlar<br />
ancak yeşerecektir. Türkiye gibi binlerce<br />
medeniyete ev sahipliği yapmış bir<br />
coğrafyaya sahibiz. Dünyada çok önemli<br />
bir konumda yer almamız çok kıymetli ve<br />
değerli. İstanbul’da 3 milyon öğrenci var.<br />
Yaklaşık 800 bin öğrenci ortaöğretimde. 81<br />
turizm okulunda ise 13 bin öğrenci eğitim<br />
görüyor. Bu rakam İstanbul için yeterli değil.<br />
Turizm sektörünün tüm paydaşlarına açık<br />
çağrıda bulunmak istiyoruz. Gerek fiziki<br />
gerek beşeri olarak birlikte yol yürümeye<br />
ve projelere açık olduğumuzu ifade<br />
etmek istiyorum. Sınıflarda ve okullarda<br />
öğrettiğimiz bilginin sahada pratiğe<br />
dökülmesi önem arz ediyor. Gerek AB ve<br />
Erasmus projelerimiz gerekse sektörel iş<br />
birliği ile yaptığımız çalışmaların artırılması<br />
gerekiyor. Ülkenin tanınması bilinmesi<br />
açısından turizmin çok önemli bir misyonu<br />
var. Gençlere çok inanıyor ve güveniyoruz.<br />
Turizm Haftası’nın yeni başlangıçlara vesile<br />
olmasını temenni ediyorum” dedi.<br />
Turizmde girişimcilik ve yaratıcılık<br />
panelinde sektördeki yeni trendler<br />
konuşuldu<br />
Etkinlik kapsamında düzenlenen “Turizmde<br />
Girişimcilik ve Yaratıcılık” konulu panel<br />
ise Boyce Danışmanlık sahibi Handan<br />
Boyce moderatörlüğünde gerçekleşti.<br />
Dünyada gelişen turizm trendlerinden ve<br />
gençleri bekleyen kariyer olanaklarından<br />
bahseden Boyce Danışmanlık sahibi Handan<br />
Boyce, özellikle destinasyon tanıtımı ve<br />
pazarlaması ile girişimcilik konularında<br />
tavsiyelerde bulundu.<br />
Panelde konuşan Fuego Travel sahibi<br />
turizmci Aylin Özsavaş, sinema filmleri<br />
ve televizyon dizilerinin turizme etkisini<br />
örneklerle anlattı. Özsavaş, şunları söyledi:<br />
“Destinasyon tanıtımında henüz istediğimiz<br />
noktada değiliz. Her ne kadar iki farklı<br />
sektör gibi görünse de film sektörü de<br />
turizme hizmet ediyor. Ülkemizi tanıtmak ve<br />
ülkeye turist getirmek. Turizmde yaratıcılık<br />
hikâye ile başlar. Rotalarda bir yerleri<br />
görmek değil sadece. Burada hikâye ile<br />
birleştirmemiz, hikâye katmamız önemlidir.<br />
Türkiye zaten adeta bir açık hava müzesidir.<br />
Anadolu’nun kadim topraklarında çok<br />
güçlü hikayeler var. Gençler yaratıcı<br />
olmaktan korkmayın. Yaratacağınız tur<br />
programlarında turistler kendini oraya ait<br />
hissetmeli.”<br />
Türkiye’de gastronomi turizminin gelişimi<br />
ve öneminden bahseden Seyyar Gurme<br />
Blog Eşref Borça, gastronomi alanında<br />
gençler için büyük potansiyel olduğunu<br />
vurguladı. “Hayallerini, İşin Yapmak” konulu<br />
oturumda kariyer basamaklarını ve youtuber<br />
olma sürecine kadar geçen deneyimlerini<br />
paylaşan Influencer Öykü Yalçın da gençlere<br />
çok çalışmalarını ve iyi bir eğitim almalarını<br />
tavsiye etti.
40<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gündem<br />
Turizm destinasyon<br />
yönetiminde neden olumsuz<br />
ifadelerden kaçınılmalı?<br />
Ali Can Aksu yazdı…<br />
Turizoom International Yönetim Kurulu Başkanı Ali Can Aksu, turizm<br />
destinasyon yönetiminde olumsuz ifadelerden kaçınılması gerektiğine dikkati<br />
çekerek, “Turizmde olumsuz ifadeler tüketici açısından kötü bir algı yaratır”<br />
dedi ve iyi bir algı yönetimi stratejisinin turizm endüstrisinde başarı için temel<br />
bir unsur olduğunu vurguladı.<br />
Ali Can Aksu, turizm<br />
destinasyon yönetiminde<br />
bir temel mesele olarak ele<br />
aldığı turizmde olumsuz<br />
ifadeler ve sonuçlarıyla ilgili<br />
değerlendirmelerini şu sözleriyle<br />
paylaştı:<br />
“Turizmde algı yönetimi büyük<br />
önem taşır. Çünkü turizm,<br />
tüketicilerin duygusal ve kişisel<br />
tercihlerine dayalı olarak seyahat<br />
planlarını yapar. Bir destinasyonun<br />
algısı, turistlerin o bölgeyi ziyaret<br />
etme isteklerini ve tercihlerini<br />
doğrudan etkileyebilir.<br />
Turizmde olumsuz ifadeler tüketici<br />
açısından kötü bir algı yaratır.<br />
Örneğin;<br />
“Avrupa rotayı başka yere çevirdi”<br />
“Nitelikli turist yok “<br />
“Sezon kötü geçiyor”<br />
“Talepler azaldı”<br />
“Fiyatlar yüksek” vb. olumsuz<br />
ifadeler algı noktasında tüketiciyi<br />
olumsuz etkiliyor.<br />
Satış ve pazarlamanın temel<br />
unsurlarından biri algıyı etkili bir<br />
şekilde yönetmektir. Pazarlamada<br />
algı, müşterilerin bir marka, ürün<br />
veya hizmet hakkındaki görüşlerini<br />
ve izlenimlerini belirleyen kritik<br />
bir faktördür. Algı, tüketicilerin<br />
bir ürün veya hizmeti nasıl<br />
gördüklerini, ne kadar değerli<br />
bulduklarını ve onunla ilgili<br />
hangi duyguları hissettiklerini<br />
belirler. Algı, tüketicilerin satın<br />
alma kararlarını en çok etkileyen<br />
faktörlerin başında gelir.<br />
Olumlu algı, tüketicinin marka ile<br />
ilgili sadakatini sağladığı gibi, bir<br />
kriz durumunda markanın itibarını<br />
korumak için kritik öneme sahiptir.<br />
Sonuç olarak, turizm destinasyon<br />
tanıtımında algı yönetimi,<br />
destinasyonun itibarını<br />
güçlendirirken, turistlerin ilgisini<br />
çekerek talebi artırmak için<br />
önemlidir. İyi bir algı yönetimi<br />
stratejisi, turizm endüstrisinde<br />
başarı için temel bir unsurdur.
Riva<br />
Şıklık ve Kaliteyi Sofralarınıza Taşıyın
42<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gündem<br />
Meltem Bayazıt Tepeler,<br />
TUED’e 3. kez başkan seçildi<br />
Türkiye Uluslararası Etkinlikler Derneği (TUED), 27 Mart <strong>2024</strong> tarihinde 3. Genel<br />
Kurulu toplantısını Crowne Plaza İstanbul Ortaköy Bosphorus’da gerçekleştirildi.<br />
Bu yıl 3. kez Yönetim Kurulu<br />
Başkanlığına seçilen TUED Kurucusu<br />
Meltem Bayazıt Tepeler, genel kurul<br />
sonrası yaptığı açıklamada; “Ülkemizin<br />
tanıtımında aktif rol oynayan, turizm,<br />
etkinlik, kongre, organizasyon tedarik<br />
yönetimi, ve düğün endüstrisinde katma<br />
değer yaratan, bu alanlarda ülkemize yeni<br />
uluslararası projeler getirmeyi amaçlayan<br />
ve bunun için var gücüyle çalışan yeni<br />
Yönetim Kurulu üyelerimize başarılar<br />
dilerim.” diye konuştu.<br />
Geçmiş Dönem Yönetim Kurulu üyeleri ile<br />
yapılan oylama sonucunda; TUED Asil ve<br />
Yedek Kurul Üyeleri belirlendi.<br />
Asil Kurul Üyeleri:<br />
Meltem Tepeler - Başkan<br />
Elmas Özler - Başkan Yardımcısı<br />
Mari Klodya Araz - Sayman<br />
Cantekin Temizer<br />
Boğaç Pişkin<br />
Yedek Kurul Üyeleri:<br />
Tülay Salihoğlu<br />
Cem Mazlum<br />
Zeynep Esen<br />
Özlem Öktem<br />
Yaprak Yapsan
44<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gündem / makale<br />
Cem<br />
Tur Andiamo Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Polatoglu<br />
-<br />
“Öyle iki festival, bir panelle marka<br />
olunmuyor maalesef!”<br />
Amaçları yöre tanıtımını artırmak<br />
olan belediye başkanları sıklıkla<br />
festivaller, paneller düzenleyerek<br />
bizleri davet eder, turizmciler olarak<br />
bizlerden destek talep eder, görüş<br />
alırlar. Nasıl daha çok tanınabiliriz,<br />
daha çok turist alabiliriz vs… Kısaca<br />
marka şehir olmak isterler. Ancak<br />
öyle iki festival, bir panelle olmuyor<br />
maalesef bu işler…<br />
Ya ne yapmalı?<br />
Örneğin Batman, yabancı turistlerin<br />
de ziyaret ettiği güzel bir şehrimiz.<br />
Gastronomi festivali yapacaklarmış.<br />
Şehrin ileri gelenleri, daha önce<br />
de Batman hakkında yazdığımız<br />
için beni ve Cemal Kızıltan’ı<br />
konuşmacı olarak çağırdı. Seve<br />
seve iki geceliğine Batman’a gittik.<br />
Muhteşem bir ağırlama yaptılar.<br />
Şehrin bir çok noktasında festival<br />
tanıtımı ve posterlerimiz var.<br />
Batman’ın marka şehir olması için<br />
elde ne var diye baktığımızda; yemek<br />
ve restoran kalitesi belki de Doğu<br />
Anadolu’nun en iyilerinden. Ören<br />
yerleri dersen; başta Hasankeyf<br />
olmak üzere, Malabadi Köprüsü,<br />
Dara Mezopotamya Harabeleri, Mor<br />
Kinyukus Manastırı, Bozikan Kalesi<br />
ve daha onlarca muhteşem eserleri<br />
var. Şehir modern, oteller çok güzel,<br />
insanlar misafirperver vs.<br />
İlk akşam Hasankeyf’te nehir<br />
kenarında ışıl ışıl müzikli bir<br />
restorana gittik. Gelsin yöresel<br />
yemekler, kebaplar, salatalar. Ortam<br />
şahane. Ne içersiniz dediler. Dedim,<br />
rakı. Yok maalesef dediler. O zaman<br />
şarap. Bizde alkol yok dediler. O<br />
zaman aldıralım bir yerden. Ihh.<br />
Alkol tamamen yasakmış. Kısa<br />
tuttuk keyfimizi. Ancak ertesi akşam<br />
şehirdeki en lüks restoranda aynı<br />
sorunla karşılaştık. Yasak, yasak,<br />
yasak!<br />
Eğlence yoksa turist de yok!<br />
Neyse, son gün panel var.<br />
Konuşmacıyız. Yerel basın da orada.<br />
Konuşmamı bitirdim. Soru-cevap<br />
kısmına geldik. Konuşmamda bu<br />
konuyu açmadığım halde gelen soru<br />
“Şehre turist gelmesine geliyor da<br />
burada pek konaklama yapmak<br />
istemiyorlar. Ören yerlerini görüp<br />
direkt Diyarbakır’a geçiyorlar. Ne<br />
yapmalı?” Tek cevabı var bunun; Sen<br />
tüm gün şehri dolaşmış, yorulmuş<br />
turiste keyifli bir akşam yemeği<br />
sunamazsan, o turist orada durmaz.<br />
Kısaca; “Eğlence yoksa turist de<br />
yok!”<br />
Ayrıca marka olmak istiyorsan,<br />
bunların dışında şehrin görsel bir<br />
sembolü olmalı. Konya’nın Derviş’i,<br />
Ağrı’nın dağı, Ankara’nın Hitit<br />
Güneşi, İzmir’in saat kulesi gibi.<br />
Ayrıca, nasıl ciğer denince akla<br />
Diyarbakır, künefe denince Hatay,<br />
şırdan-Adana, Baklava-Gaziantep<br />
geliyorsa Batman’a özgü marka<br />
yemekler olmalı. Batman yöresine<br />
özgün müzikler keşfedilmeli.<br />
Müzeleri zenginleştirmeli, yöresel<br />
giysiler tanıtılmalı ve şehre özgü<br />
müzikli bir eğlence kültürü olmalı.<br />
En önemlisi belde, yurt içi ve yurt<br />
dışı fuarlarda kendi adına temsil<br />
edilmeli.
48<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gündem<br />
<strong>2024</strong>’de turizm<br />
gelirleri ne kadar arttı?<br />
TÜİK verilerine göre, turizm geliri <strong>2024</strong> yılı ilk çeyrekte, %5,4 artarak 8,78 milyar<br />
dolar oldu. Türkiye’den çıkış yapan ziyaretçi sayısı da %10,1 artışla 9 milyonu geçti.<br />
Kişibaşı gelir ise %4,3 düştü.<br />
Yurt dışından gelen ziyaretçilerin<br />
harcamalarının 7,77 milyar dolarını<br />
kişisel harcamalar, 1,71 milyar<br />
dolarını ise paket tur harcamaları<br />
oluşturdu. Ziyaretçilerin gecelik<br />
ortalama harcaması 93 dolar oldu.<br />
Yurt dışında ikamet eden vatandaşların<br />
gecelik ortalama harcaması ise 64<br />
dolar oldu.<br />
Kişibaşı gider de düştü<br />
Yurt içinde ikamet edip başka ülkeleri<br />
ziyaret eden vatandaşların harcamaları<br />
da %11,3 artarak 1,77 milyar dolar<br />
oldu. Yurt dışını ziyaret eden vatandaş<br />
sayısı da %18,4 artarak 2,5 milyona<br />
yaklaştı. Kişi başı ortalama harcamalar<br />
ise 773 dolardan 727 dolara düştü.<br />
2023’teki gelir<br />
2023 yılında bir önceki yıla göre %16,9<br />
artarak 54 milyar 315 milyon 542<br />
bin dolar olmuştu. Gelirin 41 milyar<br />
61 milyon 408 bin dolarını kişisel<br />
harcamalar, 13 milyar 254 milyon 134<br />
bin dolarını ise paket tur harcamaları<br />
oluşturmuştu. 2023’te ülkemizde<br />
geceleme yapan ziyaretçilerin<br />
gecelik ortalama harcaması 99 dolar,<br />
yurtdışında ikamet eden vatandaşların<br />
gecelik ortalama harcaması ise 72 dolardı.<br />
(Turizm Databank)
50<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gündem agenda<br />
TATIL TUR FIYATLARINDA<br />
%100’LÜK YÜKSELIŞ<br />
100% increase in holiday tour prices<br />
<strong>2024</strong> yılı Mart ayında Türkiye’de enflasyon yıllık<br />
%68,5 olurken, bu ayda Türkiye’de bir hafta ve<br />
üzeri yurt içi tatil turları fiyatı %126 ve yurt dışı<br />
tatil fiyatları da %90 arttı.<br />
Turizm Databank’ın TÜİK verilerinden hareketle<br />
yaptığı tahmine göre, <strong>2024</strong> yılı Mart ayında<br />
Türkiye’de enflasyon yıllık %68,5 olurken, bu ayda<br />
Türkiye’de bir hafta ve üzeri yurt içi tatil turları fiyatı<br />
%126 ve yurt dışı tatil fiyatları da %90 arttı. Bu ayda<br />
Türkiye’de haftasonu tatil turu fiyatları da %87 yükseldi.<br />
In March <strong>2024</strong>, inflation in Turkiye was 68.5% yearon-year,<br />
while prices for domestic vacation tours<br />
of one week or more increased by 126% and prices<br />
for international vacations increased by 90%.<br />
According to Tourism Databank's forecast based on TurkStat<br />
data, inflation in Turkiye was 68.5% y-o-y in March <strong>2024</strong>, while the<br />
price of domestic vacation tours of one week or more in Turkiye<br />
increased by 126% and international vacation prices increased by<br />
90% in that month. Weekend vacation tour prices in Turkiye also<br />
increased by 87% in this month.
52<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gündem etkinlik<br />
Mauritius tanıtım toplantısı<br />
The Ritz-Carlton'da gerçekleşti<br />
Mauritius Tanıtım ve Network etkinliği, The Ritz-Carlton, Istanbul’da düzenlendi.<br />
Geçtiğimiz yıl 1,3 milyon ziyaretçi ağırlayan, bu yıl için 1,4 milyon turisti hedefine<br />
koyan Mauritius, ilk beş ayda 4 bin civarında Türk turist ağırladı. Doğu Afrika ada<br />
ülkesinin bu yıl sonuna kadar öngördüğü Türk turist sayısı ise 7 bin!<br />
Arvind Bundhun - Mauritius Tourism Promotion Authorty Başkanı<br />
Masum Aydın - Türk Hava Yolları Mauritius Satış ve<br />
Pazarlama Müdürü<br />
Savin Teeha - Mauritius Tourism Promotion Authorty Turizm Tanıtma<br />
Sorumlusu<br />
Mauritius Tourism Promotion<br />
Authority'nin düzenlediği Mauritius<br />
Tanıtım ve Network etkinliği 26 Nisan<br />
Cuma günü The Ritz -Carlton Istanbul'da<br />
gerçekleştirildi. İstanbul'daki seyahat<br />
acentaları ve basın mensuplarına tanıtımı<br />
yapılan network toplantısına Mauritius<br />
Tourism Promotion Authorty Başkanı Arvind<br />
Bundhun, Mauritius Tourism Promotion<br />
Authorty Turizm Tanıtma Sorumlusu Savin<br />
Teeha ve Türk Hava Yolları Mauritius Satış ve<br />
Pazarlama Müdürü Masum Aydın katıldı.<br />
Haber: Hatice Ünal Bilen<br />
Bundhun: “<strong>2024</strong> hedefimiz, 1.4<br />
milyon turist”<br />
Toplantının açılış konuşmasını yapan<br />
Mauritius Tourism Promotion Authorty<br />
Başkanı Arvind Bundhun, Doğu Afrika’da<br />
konumlanan ada ülkesine geçtiğimiz yıl<br />
içinde 1,3 milyon turist geldiğini, bu yılki<br />
hedeflerinin ise 1,4 milyon turist olduğunu<br />
açıkladı. Destinasyonu en çok Fransız<br />
turistlerin ziyaret ettiğini, bunu İngiltere,<br />
Almanya ve Güney Afrika’nın takip ettiğini<br />
belirten Bundhun, Türkiye pazarıyla ilgili<br />
hedeflerini de açıkladı. Geçtiğimiz yıl 4 bin<br />
Türk turist ağırladıklarını belirten Bundhun,<br />
"Bu sene Türkiye pazarından kolaylıkla 8<br />
bin ziyaretçi hedefliyoruz." dedi. Bundhun,<br />
Mauritius’ta turizmden 2023 yılında 87 milyar<br />
rupi (3 milyar euro) gelir elde ettiklerini, bu<br />
yıl için rakamı 100 milyar rupinin üzerine<br />
çıkarmayı hedeflediklerini de sözlerine<br />
ekledi.<br />
Aydın: “Mauritius, Türkiye için çok<br />
güçlü bir destinasyon”<br />
Yaklaşık 2.5 yıldır Mauritius'ta yaşadığını<br />
söyleyen Türk Hava Yolları Mauritius Satış<br />
ve Pazarlama Müdürü Masum Aydın,<br />
THY’nin 9 yıldır Doğu Afrika adasına uçuşlar<br />
düzenlediğini kaydetti. 2025'te ilk uçuşların<br />
haftada 3 frekans olarak başlatıldığını,<br />
bugün haftada 5 sefer yapıldığının bilgisini<br />
veren Aydın, sefer sayısını 10’a çıkarmayı<br />
hedeflediklerini ifade etti.<br />
Sözlerinde Mauritius'un Türkiye için çok<br />
güçlü bir destinasyon olduğuna dikkati çeken<br />
Aydın, 2022 ve 2023 yolcu sayısına <strong>Mayıs</strong> <strong>2024</strong><br />
itibariyle ulaştıklarını belirtti. Geçtiğimiz yıl<br />
ülkeye 80 bin yolcu taşıdıklarını söyleyen<br />
Aydın, bunun 4 bininin Türkiye pazarından<br />
olduğunu söyledi ve yıl sonu itibariyle<br />
bu rakamı 8 bine çıkarmak istediklerini<br />
söyleyerek şöyle devam etti: "THY olarak son<br />
1 yıldır promosyonlarımızı artırdık. Yaptığımız<br />
promosyonları kalıcı hale getirmek istiyoruz."<br />
Teeha: “300’den 1.000 dolara kadar<br />
konaklama imkanı”<br />
Mauritius Tourism Promotion Authorty<br />
Turizm Tanıtma Sorumlusu Savin Teeha ise,<br />
turizm destinasyonunu kısa bir sunumla<br />
tanıttı. Türkiye’ye 10, Avrupa’ya 12 saat<br />
uzaklıkta bulunan ada ülkesindeki 4 ve 5<br />
yıldızlı otel sayısının 114’ü bulduğunu belirten<br />
Teeha, gecelik konaklamaların kışın 300-400<br />
dolar, yazın ise 500- 1.000 dolar arasında<br />
değiştiğini kaydetti.
www.gastroinoks.com.tr | 0 216 550 98 75<br />
Sahrayıcedit Mahallesi Adile Naşit Sokak No: 4/A Kadıköy, İstanbul
54<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
yeni yatırımlar<br />
Radisson Otel Grubu “Çin’e Hoş<br />
Geldiniz” programını duyurdu<br />
Radisson Otel Grubu, otel sahipleri ve hissedarları Jin Jang International ile birlikte<br />
Çin'den gelen misafirler için evlerinden uzakta bir konaklama deneyimi sunmayı<br />
amaçlayan "Guan Xin" (Çin’e Hoş Geldiniz) programını duyurdu.<br />
Radisson Otel Grubu’nun duyurusunu<br />
yaptığı "Guan Xin" (Çin’e Hoş Geldiniz)<br />
program, ortak markalı otellerin<br />
sayısını artırarak ve yeni özel olanaklar<br />
sunarak Çinli misafirlerin memnuniyetini<br />
artırmayı hedefliyor. 2019'daki lansmanından<br />
bu yana, zincir otel grubu, <strong>2024</strong> yılında EMEA<br />
bölgesinde seçili Radisson Blu ve Radisson<br />
Collection otelleriyle sekiz yeni ortak markalı<br />
otelin lansmanını gerçekleştirecek.<br />
Sektör uzmanları, 2023'teki yurt içi turizm<br />
patlamasının hemen ardından Çin çıkışlı<br />
turizmin katlanarak büyümesi açısından<br />
<strong>2024</strong>'ün kilit öneme sahip bir yıl olacağını<br />
öngörüyor. Skift'e göre, "2023 Çin'in dünyaya<br />
yeniden açıldığı yıl olurken <strong>2024</strong> yurt dışı<br />
turizminin büyüdüğü ve pekiştiği bir yıl<br />
olacak." Varlıklı Çinli gezginler Asya içi kısa<br />
mesafeli destinasyonlara kıyasla başta<br />
Fransa, Birleşik Krallık, Almanya ve İtalya<br />
olmak üzere AB destinasyonlarına büyük ilgi<br />
gösteriyor (%13) ve <strong>2024</strong> yılında da ihtiyaç,<br />
zevkleri ve kültürel tercihlerini karşılayan<br />
özel olanaklarla seyahat etmeye devam<br />
edecekler.<br />
Sekiz ortak markalı otelin<br />
lansmanını gerçekleştirecek<br />
2019 yılında Radisson Blu <strong>Hotel</strong>,<br />
Frankfurt'taki ilk ortak marka lansmanın<br />
ardından Radisson Otel Grubu; <strong>2024</strong> yılında<br />
EMEA bölgesi genelinde Fransa, Belçika,<br />
Norveç, İsveç ve Hollanda pazarlarındaki<br />
Radisson Blu ve Radisson Collection<br />
markalarıyla ek olarak sekiz ortak markalı<br />
otelin lansmanını gerçekleştirecek: Radisson<br />
Collection Grand Place, Brussels; Radisson<br />
Blu Scandinavia <strong>Hotel</strong>, Oslo; Radisson Blu<br />
Royal Garden <strong>Hotel</strong>, Trondheim; Radisson<br />
Blu <strong>Hotel</strong>, Tromsø; Radisson Blu Royal<br />
Viking <strong>Hotel</strong>, Stockholm; Radisson Blu <strong>Hotel</strong>,<br />
Amsterdam; Radisson Blu <strong>Hotel</strong>, Milan ve<br />
Radisson Blu <strong>Hotel</strong>, Nice.<br />
Tüm bu ortak markalı otellerde Çin'den gelen<br />
misafirlere kendilerini evde hissetmeleri<br />
için özel olarak tasarlanmış ve seçilmiş<br />
bir dizi özellik ve olanak sunulacak. Bu<br />
yeni olanaklar, Çince menülerden Chinese<br />
UnionPay kartlarıyla ödeme yapma imkanına<br />
kadar misafir deneyimini kapsayacak. <strong>2024</strong><br />
yılının sonunda çevrimiçi ödemelerde WeChat<br />
Pay ve AliPay seçeneği de kullanıma açılacak.<br />
Ortak markalı otellerdeki misafir odalarında<br />
çay için demlikler, seçkin Çin çayları ve Çin<br />
kanalları gibi kişiselleştirilmiş dokunuşlar<br />
ve Çince konuşan gezginlere yönelik olarak<br />
congee ve noodle gibi geleneksel tariflerin<br />
yanı sıra bir dizi yeni yiyecek ve içecek<br />
seçeneğiyle günlük kahvaltı servisinin bir<br />
parçası olarak özel menü seçimleri de<br />
hazırlanıyor. Bu özel hazırlıklar, Çin'den<br />
gelen gezginler için tasarlanmış olup, diğer<br />
uluslararası gezginler için mevcut zengin<br />
olanaklara ek olarak İngilizce ve diğer birçok<br />
dilde sunulacak.<br />
Eric De Neef: “Çin’den güçlü bir<br />
artış görmeye başladık”<br />
Bu yıl Çinli turist sayısında ciddi bir artış<br />
gözlemlediklerini kaydeden Radisson<br />
Otel Grubu Ticari Başkanı Eric De Neef,<br />
şunları söyledi: "<strong>2024</strong> yılında Çin'den gelen<br />
ve Çin Yeni Yılı için benzersiz uluslararası<br />
deneyimler arayan gezginlerde güçlü bir<br />
artış görmeye başladık. Yabancı ülkelerin<br />
vizelerinin giderek daha erişilebilir hale<br />
gelmesi ve uluslararası uçuş rotalarının<br />
artmasıyla birlikte Çin'den EMEA bölgesine<br />
gelen gezginler bakımından uzun süredir<br />
beklenen dönüşü göreceğimizi umuyoruz.<br />
Kendilerini evlerinde hissetmelerini<br />
sağlayacak yeni Guan Xin programımızla<br />
birlikte daha fazla Çinli gezgini ağırlamayı<br />
dört gözle bekliyoruz".<br />
Programı yaklaşık 20 otelinde<br />
uygulayacak<br />
Radisson Otel Grubu, ortak marka<br />
programının yanı sıra "Guan Xin" programını<br />
EMEA bölgesinde bulunan ve otel<br />
misafirlerinin ihtiyaçları ve beklentilerine<br />
göre katılmak isteyen diğer Radisson Otel<br />
Grubu otellerinde de sunacak. Şu anda EMEA<br />
bölgesinde yaklaşık 20 otel, Çinli misafirlere<br />
standart "Guan Xin" programını sunuyor.
Radisson <strong>Hotel</strong> Group announces<br />
"Welcome to China" program<br />
Radisson <strong>Hotel</strong> Group, together with hotel owners and shareholders Jin Jang<br />
International, announced the "Guan Xin" (Welcome to China) program, which aims to<br />
provide a ‘home away from home’ experience for guests from China.<br />
Radisson <strong>Hotel</strong> Group announced<br />
the "Guan Xin" (Welcome to China)<br />
program, which aims to increase<br />
the satisfaction of Chinese guests by<br />
expanding the number of co-branded<br />
hotels and offering new special<br />
amenities. Since its launch in 2019, the<br />
hotel chain will launch eight new cobranded<br />
hotels with selected Radisson<br />
Blu and Radisson Collection hotels<br />
across EMEA in <strong>2024</strong>.<br />
Industry experts predict that <strong>2024</strong> will<br />
be a key year for the exponential growth<br />
of outbound tourism from China,<br />
following the domestic tourism boom<br />
in 2023. According to Skift, "2023 will<br />
be the year China reopens to the world,<br />
while <strong>2024</strong> will be a year of growth and<br />
consolidation of overseas tourism."<br />
Affluent Chinese travelers show a<br />
strong interest in EU destinations,<br />
particularly France, the UK, Germany<br />
and Italy (13%) compared to intra-Asian<br />
short-haul destinations, and in <strong>2024</strong><br />
they will continue to travel with tailored<br />
amenities that meet their needs, tastes<br />
and cultural preferences.<br />
Launch of eight co-branded hotels<br />
In 2019, following the first co-brand<br />
launch at Radisson Blu <strong>Hotel</strong>,<br />
Frankfurt, Radisson <strong>Hotel</strong> Group will<br />
launch an additional eight co-branded<br />
hotels across the EMEA region in<br />
<strong>2024</strong> with Radisson Blu and Radisson<br />
Collection brands in France, Belgium,<br />
Norway, Sweden and the Netherlands:<br />
Radisson Collection Grand Place,<br />
Brussels; Radisson Blu Scandinavia<br />
<strong>Hotel</strong>, Oslo; Radisson Blu Royal Garden<br />
<strong>Hotel</strong>, Trondheim; Radisson Blu <strong>Hotel</strong>,<br />
Tromsø; Radisson Blu Royal Viking<br />
<strong>Hotel</strong>, Stockholm; Radisson Blu <strong>Hotel</strong>,<br />
Amsterdam; Radisson Blu <strong>Hotel</strong>, Milan<br />
and Radisson Blu <strong>Hotel</strong>, Nice.<br />
All these co-branded hotels will offer<br />
a range of features and amenities<br />
specifically designed and curated to<br />
make guests from China feel at home.<br />
These new amenities will encompass<br />
the guest experience, from Chineselanguage<br />
menus to the ability to pay<br />
with Chinese UnionPay cards. By the<br />
end of <strong>2024</strong>, WeChat Pay and AliPay<br />
will be available for online payments.<br />
Guest rooms in co-branded hotels will<br />
feature personalized touches such as<br />
teapots for tea, premium Chinese teas<br />
and Chinese channels, and traditional<br />
recipes such as congee and noodles<br />
for Chinese-speaking travelers,<br />
as well as a range of new food and<br />
beverage options and special menu<br />
selections as part of the daily breakfast<br />
service. These special preparations<br />
are designed for travelers from China<br />
and will be available in English and<br />
many other languages, in addition to<br />
the rich offerings available for other<br />
international travelers.<br />
Eric De Neef: "We are starting to<br />
see a strong increase from China"<br />
Noting that they have observed a<br />
significant increase in the number of<br />
Chinese tourists this year, Eric De Neef,<br />
Chief Commercial Officer of Radisson<br />
<strong>Hotel</strong> Group, said: "We are starting<br />
to see a strong increase in travelers<br />
from China in <strong>2024</strong> who are looking<br />
for unique international experiences<br />
for the Chinese New Year. With foreign<br />
visas becoming more accessible and<br />
international flight routes increasing,<br />
we hope to see the long-awaited return<br />
of travelers from China to the EMEA<br />
region. We look forward to welcoming<br />
more Chinese travelers with our new<br />
Guan Xin program that will make them<br />
feel at home."<br />
Will implement the program in<br />
around 20 hotels<br />
In addition to the co-brand program,<br />
Radisson <strong>Hotel</strong> Group will also offer the<br />
"Guan Xin" program at other Radisson<br />
<strong>Hotel</strong> Group hotels in the EMEA region<br />
that wish to participate based on the<br />
needs and expectations of their hotel<br />
guests. Currently, around 20 hotels in<br />
the EMEA region offer the standard<br />
"Guan Xin" program to Chinese guests.
56<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
yeni yatırımlar<br />
WYNDHAM<br />
HOTELS &<br />
RESORTS<br />
TÜRKIYE’DE<br />
110 OTELE<br />
ULAŞTI<br />
Wyndham <strong>Hotel</strong>s &<br />
Resorts reaches 110<br />
hotels in Turkiye<br />
Wyndham 2023 yılında Avrupa, Orta Doğu,<br />
Avrasya ve Afrika’da (EMEA) 9 markasını yeni<br />
ülkelere taşıdı, 87 yeni otel açtı ve 9 bin 500<br />
odayı portföyüne ekledi.<br />
Wyndham <strong>Hotel</strong>s & Resorts, Avrupa, Orta Doğu,<br />
Avrasya ve Afrika (EMEA) bölgesi için 2023<br />
tam yıl sonuçlarını açıkladı. Wyndham bu<br />
dönemde EMEA genelinde 9 markasını yeni ülkelerle<br />
buluşturdu, 107 franchise anlaşmasına imza attı, 87<br />
yeni otel açtı ve 9 bin 500 yeni odayı portföyüne ekledi.<br />
Şirketin portföyüne yeni katılanlarla birlikte Wyndham’ın<br />
EMEA’da bulunan otel sayısı 639’a, oda sayısı 88 binin<br />
üzerine, marka sayısı ise 15’e yükseldi. Wyndham’ın<br />
EMEA’daki 639 otelinden 12’si şirketin kendisi tarafından<br />
işletiliyor. Wyndham’ın EMEA’daki proje stokunda ise<br />
150’den fazla otel projesi yer alıyor.<br />
Manikis: “Rekor büyüme bizi gururlandırıyor”<br />
Wyndham <strong>Hotel</strong>s & Resorts EMEA Başkanı Dimitris<br />
Manikis, "2023 yılında kaydettiğimiz rekor büyümeden<br />
ve bölge genelindeki otel ve franchise sahiplerimizin<br />
Wyndham <strong>Hotel</strong>s & Resorts’a verdiği güvenden<br />
inanılmaz bir gurur duyuyoruz. Otel sahipleri, dünyanın<br />
franchise veren en büyük otel şirketiyle ortak olmanın<br />
ve Wyndham ailemize katılmanın değerini her geçen<br />
gün daha net bir şekilde görüyor. Ödüllü sadakat<br />
programımız Wyndham Rewards’dan, sınıfının en<br />
iyisi teknoloji, pazarlama ve satış araçları ile güçlü<br />
bir dağıtım platformuna kadar Wyndham Avantajı’nın<br />
sağladığı gücü fark ediyorlar" dedi.<br />
In 2023, Wyndham expanded its 9 brands to new<br />
countries, opened 87 new hotels and added 9,500<br />
rooms to its portfolio in Europe, Middle East, Eurasia<br />
and Africa (EMEA).<br />
Wyndham <strong>Hotel</strong>s & Resorts announced its full<br />
year results for 2023 for the Europe, Middle<br />
East, Eurasia and Africa (EMEA) region.<br />
During this period, Wyndham introduced 9<br />
brands to new countries across EMEA, signed<br />
107 franchise agreements, opened 87 new<br />
hotels and added 9,500 new rooms to its<br />
portfolio. Together with the new participants<br />
in the company's portfolio, the number of<br />
hotels in Wyndham in EMEA has increased to<br />
639 and the number of rooms increased over<br />
88 thousand and the number of brands increased to 15. 12 out of<br />
Wyndham's 639 hotels in EMEA are operated by the company itself.<br />
Wyndham's project stock in EMEA includes more than 150 hotel<br />
projects.<br />
Manikis: "Record growth makes us proud"<br />
Dimitris Manikis, President of Wyndham <strong>Hotel</strong>s & Resorts EMEA,<br />
said: "We are incredibly proud of our record growth in 2023 and the<br />
trust our hotel and franchise owners across the region have placed<br />
in Wyndham <strong>Hotel</strong>s & Resorts. <strong>Hotel</strong> owners are seeing more<br />
and more clearly the value of partnering with the world's largest<br />
franchised hotel company and joining our Wyndham family. From<br />
our award-winning loyalty program, Wyndham Rewards, to bestin-class<br />
technology, marketing and sales tools and a powerful<br />
distribution platform, they recognize the power of the Wyndham<br />
Advantage."
58<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
yeni yatırımlar<br />
Dorak’ın gündeminde sağlık turizmi<br />
yatırımları ve halka arz var<br />
Kapadokya başta olmak üzere Pamukkale ve Bodrum yatırımlarını hayata geçirmeye<br />
hazırlanan Dorak Holding, ‘Dorak Health’ şirketi aracılığıyla sağlık turizmine<br />
girdiğini ve <strong>Mayıs</strong>- Haziran aylarında halk arz planladığını açıkladı.<br />
Bünyesinde otelden kuyuma, deriden<br />
seramiğe, halıdan tekstile, yemeiçmeden<br />
madenciliğe kadar<br />
onlarca marka bulunan Dorak Holding,<br />
yeni yatırımlarının etkisiyle büyümesini<br />
sürdürüyor. 2023 yılını yaklaşık 700 milyon<br />
dolar ciro ile kapatan holdingin bu yılki<br />
ciro hedefi ise 1 milyar dolar. Grup ayrıca<br />
bünyesindeki 65 şirkette, 500’ü yurt dışında<br />
olmak üzere 4000 kişiye istihdam da<br />
sağlıyor.<br />
Kapadokya yatırımlarına devam<br />
Nevşehir merkezli bir şirket oldukları için<br />
yatırımlarının yoğunluğunun Kapadokya’da<br />
olduğunu belirten Dorak Holding Yönetim<br />
Kurulu Başkanı Ahmet Serdar Körükçü,<br />
bölgede büyümeye devam ettiklerini<br />
kaydederek şunları söyledi: “Kapadokya’nın<br />
en lüks kaya oteli Sacred Mansion’ı açtık.<br />
Dünyanın 64 ülkesinde bulunan Dinner<br />
in The Sky’ın ilkini Kapadokya’ya getirdik.<br />
Dünyaca ünlü Japon şef Hiroki Tekamura<br />
imzası ile Takesushi Restoranı Ürgüp’te<br />
açıyoruz. Bu sene açtığımız Kapadokya’nın<br />
ilk gece kulübü Flue Club’da ünlü isimler<br />
sahne alacak. Temmuz <strong>2024</strong>’te de<br />
Ankara’nın doğusundaki en lüks otel olacak<br />
Marriot <strong>Hotel</strong> Kapadokya’yı ziyaretçilerimizle<br />
buluşturmaya hazırlanıyoruz.”<br />
“Para harcayan turistin çekim<br />
merkezi”<br />
Fransızlar, İngilizler ve İtalyanlar’ın da<br />
Kapadokya’ya ilgi gösterdiklerini ancak son<br />
beş yılda Latin Amerika, Brezilya, Arjantin,<br />
Kolombiya ve Ortadoğulu turistlerin de<br />
bölgeyi tercih ettiklerine değinen Körükçü,<br />
şunları ekledi: “Kapadokya’da turistlere çok
fazla alternatif aktivite sunuluyor. Bölgede<br />
ortalama turist harcaması, İstanbul’un iki<br />
katı, yani ortalama 1.500 dolar. Bu yılki 50<br />
milyar dolar turizm gelirinin yaklaşık 10<br />
milyar doları da buradan gelecek. 2025’te<br />
ise Kapadokya’nın 10 milyon turiste ulaşma<br />
potansiyeli var. Bu nedenle bölgedeki<br />
yatırımlarımıza devam ediyoruz.”<br />
“İstanbul, Bodrum ve Pamukkale’ye<br />
de yatırım planlıyoruz”<br />
Öte yandan grubun zaman içinde<br />
yatırımlarının bölge dışına da çıktığından<br />
söz eden Körükçü, ikisi İstanbul’da, biri<br />
Kuşadası’nda, diğerleri de Kapadokya’da<br />
olmak üzere toplam 12 otelleri bulunduğunu<br />
söyledi ve şöyle devam etti: “Kapadokya’daki<br />
balon turizmi alanında da yatırımlarımız var.<br />
Bölgeye bir tema park da kazandıracağız.<br />
İçinde 20 bin metrekarelik taşların arasına<br />
oyulmuş bir akvaryum da olacak. Benzerini<br />
Kanada’da gördüğümüz bu akvaryumun<br />
büyük ilgi göreceğini düşünüyoruz.<br />
İstanbul’da Hilton’un Curio Collection<br />
markası altındaki ilk oteli Hagia Sofia<br />
Mansions’ın işletmesini de 25 yıllığına biz<br />
yürütüyoruz. Ayrıca Pamukkale’de devam<br />
eden ve 2025 yılında açmayı planladığımız<br />
bir otel yatırımımız bulunuyor. Bodrum’da<br />
da 300 odalı bir otel planlamamız var.”<br />
“Ciromuzu yüzde 20 artırmayı<br />
hedefliyoruz”<br />
Türkiye’nin ilk ve tek balık zinciri olan<br />
Sur Balık markalarından da bahseden<br />
Körükçü, “Sur Balık’ın yurt dışında<br />
Dubai’ye de şubesini açtık. 2025’te New<br />
York ve Londra’da da Sur Balık açmayı<br />
planlıyoruz. Önümüzdeki dönemde Japon<br />
ve Tayvanlı ortaklarla yurt dışında yatırımlar<br />
planlıyoruz. İlk olarak Türkiye’de 4, yurt<br />
dışında ise İspanya, İtalya, Almanya, Prag,<br />
Hırvatistan ve Avusturya’da otelleri olan<br />
10 otelli bir zinciri satın alacağız. Tüm yeni<br />
yatırımlarımızın ciromuzu yüzde 20 oranında<br />
artırmasını hedefliyoruz” diye belirtti.<br />
“Halka arz planlıyoruz”<br />
Grubun gündeminde halka arz da yer<br />
alıyor. Dorak Holding'in hisselerini<br />
halka arz etmeyi planladıklarını söyleyen<br />
Körükçü şöyle devam etti: “Çok geniş bir<br />
iş alanına sahibiz. Restoran, balon, oteller<br />
ve mağazalarımızı halka açacağız. Bu<br />
alanlarda borsaya açılan il şirket olacağız.<br />
Çalışmaların sonuna geldik”.<br />
Halka arzdan elde edecekleri kaynağı<br />
Avrupa ve Asya’da otel satın almaları<br />
yapmak için değerlendireceklerinden<br />
bahseden Körükçü, “Hazırlıklarımızı<br />
bitirebilirsek mayıs- haziran aylarında<br />
hisselerimizi borsada halka açacağız.<br />
Misafir potansiyelimiz dünyanın 5 kıtasından<br />
ağırlıklı olarak yüzde 90 yabancı uyruklu.<br />
Bu da Türkiye’ye döviz sokmak anlamına<br />
geliyor. Turizm şirketi oluşumuzun Türkiye<br />
ekonomisine katkısı söz konusu. Halka arz<br />
ile de yatırımcılarımızı uzun vadede mutlu<br />
edecek, temettü endeksinde hatırı sayılı bir<br />
oyuncu olmayı hedefliyoruz.”<br />
“Sağlık turizmi için ‘Dorak Healht’i<br />
kurduk”<br />
Ahmet Serdar Körükçü, holdin olarak yeni<br />
iş kollarına da adım attıklarını ve bunların<br />
başında da sağlık turizminin geldiğini<br />
kaydederek, “Turizm alanında hizmet<br />
veren bir şirket olarak, yoğunlaşan sağlık<br />
turizmi taleplerini karşılamak amacıyla<br />
bu alanda yeni bir yapılanmaya gittik.<br />
Faaliyette bulunduğumuz ülkelerden<br />
ülkemize saç ekimi, estetik, mide küçültme<br />
gibi operasyonlar için turist getireceğiz.<br />
Başlangıçta bu alana yaklaşık 2 milyon<br />
dolarlık yatırım planlıyoruz” diye devam etti.<br />
Sağlık turistinin genelde 10 günlük paket tur<br />
aldığına değinen<br />
Körükçü, “Biz<br />
de ihtiyacı olan<br />
tüm hizmetleri<br />
ona entegre bir<br />
şekilde sunuyoruz.<br />
Önümüzdeki<br />
dönemde bu<br />
alandaki gelişme<br />
ve taleplere<br />
bakarak ihtiyaca<br />
göre bir yatırım<br />
düşünebiliriz.<br />
Ancak bu yatırım<br />
hastane değil de<br />
belki bir klinik<br />
olabilir. Onu<br />
da İstanbul’da hayata geçirebiliriz. Öte<br />
yandan hastamız için en uzman isim<br />
mesela Antalya’daki bir doktor ise, oraya da<br />
helikopterle götürme kabiliyetine sahibiz”<br />
dedi.<br />
Dünyanın 5 kıtasında yer alan ofislerine<br />
başvuran kişileri istedikleri tedaviler için<br />
Türkiye’ye getirme ve onlara 360 derece<br />
hizmet verme gücüne sahip olduklarının da<br />
altını çizen Körükçü, şunları anlattı: “Grup<br />
olarak ‘Better for Journey’ mottomuzla<br />
sağlık turizmi için başvuran müşterilerimize<br />
hem Türkiye’nin turistik güzelliklerini<br />
sunuyor hem de kendilerini daha iyi<br />
hissedecekleri tedavilerle buluşturuyoruz.<br />
İstanbul ağırlıklı olmak üzere 50’yi aşkın<br />
anlaşmalı kurum ve doktorumuzla<br />
Türkiye’nin sağlıktaki büyük potansiyelini<br />
ve başarısını dünya ile buluşturuyoruz. Şu<br />
anda global ofislerimizde sağlık turizmi<br />
departmanı kuruyoruz.”
60<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
yeni yatırımlar<br />
Mövenpick <strong>Hotel</strong> İstanbul<br />
Marmara Sea açıldı<br />
Accor Grubu bünyesinde yer alan Mövenpick, Zeytinburnu’nda muhteşem<br />
manzaraya sahip Mövenpick <strong>Hotel</strong> İstanbul Marmara Sea’nin açılışını duyurdu.<br />
İstanbul’un ikonik Marmara Denizi<br />
manzarasına sahip Mövenpick <strong>Hotel</strong><br />
İstanbul Marmara Sea, misafirlerin tüm<br />
konforu düşünülerek hazırlanan, şık ve<br />
ince zevkli tasarıma sahip, son teknoloji ile<br />
tasarlanmış, 229 adet odası ile konuklarını<br />
ağırlamaya başladı. Farklı oda kategorileriyle<br />
her zevke uygun seçenekler sunan otelde 27<br />
metrekareden 234 metrekareye kadar birçok<br />
alternatif sunuluyor. Odaların mükemmel<br />
manzarası ve teknolojik özellikleri öne<br />
çıkarken, uzun süreli konaklama yapmak<br />
isteyen misafirler için de içerisinde<br />
mutfaktan spor odasına kadar farklı<br />
hizmetler sunulan geniş alanlı odaları fark<br />
oluşturuyor.<br />
Marmaray’a yürüme mesafesinde<br />
Tarihi Yarımada ile surlarla ayrılmış<br />
Zeytinburnu’nda Marmara Denizi’nin göz alıcı<br />
manzarası ile taçlanan sıra dışı konumu, aynı<br />
zamanda da İstanbul’un her noktasına kolay<br />
ve hızlı ulaşıma olanak sağlıyor. Marmaray’a<br />
yürüme mesafesindeki otelden Taksim<br />
Meydanı’na veya Tarihi Yarımada’ya kısa<br />
bir sürede ulaşım sağlanabiliyor. Avrasya<br />
Tüneli’ne yakınlığı sayesinde de Anadolu<br />
Yakası’na çok hızlı geçiş imkânı veriyor.<br />
Mövenpick <strong>Hotel</strong> İstanbul Marmara Sea<br />
Genel Müdürü Eray Dursun, Mövenpick<br />
<strong>Hotel</strong> İstanbul Marmara Sea’nin açılışı ile<br />
ilgili şunları söyledi: “Misafirlerimize hem iş<br />
hem de tatil amaçlı konaklamayı mükemmel<br />
bir kombinasyonla sunmaktan büyük<br />
memnuniyet duyuyoruz. Gerek toplantılar<br />
gerekse etkinlikler için ideal lokasyonumuz<br />
ile öne çıkarken, misafirlerimizi gurme<br />
lezzetlerimiz eşliğinde, Türk ve İsviçre<br />
misafirperverliğini yansıtarak ağırlamak<br />
bizler için gerçekten heyecan verici olacak.<br />
Misafirlerimize unutulmaz anlar yaşatmak<br />
için sabırsızlıkla bekliyoruz.”<br />
Aile dostu dokunuşlar<br />
Mövenpick <strong>Hotel</strong> İstanbul Marmara Sea’de<br />
çocukların hem eğlenip hem öğrenebileceği<br />
‘Little Birds’ isimli bir çocuk kulübü<br />
bulunuyor. Tüm aile üyelerinin keyifli bir<br />
tatil geçirebilmesi için Mövenpick <strong>Hotel</strong><br />
İstanbul Marmara Sea’de sunulan bir başka<br />
deneyim de yine çocuklar için oluşturulmuş<br />
cep sineması. “Pocket Cinema”, çok da<br />
uzağa gitmeden sinema keyfini<br />
konforlu ve samimi bir ortamda<br />
yaşayabilme olanağı sağlarken,<br />
çocuklarınızı güvenle emanet<br />
edebileceğiniz çocuk bakım<br />
hizmeti de otelin ayrıcalıkları<br />
arasında yer alıyor. Çocuklara<br />
özel şeflerle birlikte yemek ve<br />
kurabiye atölyeleri yapabilecekleri<br />
“Cooking Class” alanı da keyifle<br />
eğlenebilecekleri bir alternatif<br />
oluyor.<br />
Accor Premium, Orta ölçekli<br />
ve Ekonomi segmentlerinden<br />
sorumlu Orta Doğu, Afrika ve<br />
Türkiye COO'su Paul Stevens<br />
Mövenpick <strong>Hotel</strong> Istanbul<br />
Marmara Sea açılışı ile ilgili; “Markamızın<br />
ruhu Mövenpick <strong>Hotel</strong> İstanbul Marmara<br />
Sea’nin eşsiz servis anlayışı, sunduğu samimi<br />
anlar ve sürdürülebilirlik bilinci sayesinde<br />
tam anlamıyla ortaya çıkıyor. ‘Little Birds’<br />
çocuk kulübü gibi aile dostu dokunuşları<br />
ve sunduğu gastronomik seçenekleri ile<br />
Mövenpick felsefesi ile gerçek anlamda<br />
örtüşüyor. Çikolata saati, Mövenpick<br />
dondurması ve muhteşem kahve harmanları<br />
ile tüm misafirlerin seyahat deneyimi eşsiz<br />
bir hal alacak.” dedi.<br />
Gurme lezzetleri ile iddialı<br />
Mövenpick <strong>Hotel</strong> İstanbul Marmara Sea,<br />
gurme lezzetleri ile de öne çıkıyor. Akdeniz<br />
mutfağının eşsiz lezzetlerini sunan “Leccino<br />
Mediterranean <strong>Restaurant</strong>” ve teras katının<br />
muhteşem manzarası eşliğinde zengin<br />
menüsü ve enfes kokteyllerini sunan<br />
“Sky167 Rooftop ” keyifli ve lezzetli anıların<br />
yeni adresi olmaya aday. Ayrıca yine teras<br />
katının büyüleyici deniz manzarasına nazır<br />
konumlanan restoranı da enfes lezzetleri<br />
deneyimlemek isteyenlerin vazgeçemeyeceği<br />
bir adres olacak. “Leccino Lounge Bar”<br />
ise misafirlerini her zaman konforlu ve şık<br />
ambiyansı ile ağırlayacak.<br />
Herkesi kendine özgü eşsiz lezzetler ile<br />
şımartmayı seven Mövenpick markası,<br />
Mövenpick <strong>Hotel</strong> İstanbul Marmara Sea’de<br />
her gün çikolata saatinde meşhur Alp<br />
dağlarında üretilen İsviçre çikolatasını,<br />
tamamen katkısız ve Alp Dağları’ndan gelen<br />
süt ile hazırlanan Mövenpick dondurmasını<br />
canlı piyano resitali eşliğinde misafirlerine<br />
sunuyor. Mövenpick çikolatasını daha da<br />
özel kılan bir faktör de Mövenpick kahvesi.<br />
Aromatik kahvesini de çikolataya eşlik etmesi<br />
için sunan Mövenpick tüm kahve sevenlerin<br />
beğenisini topluyor.<br />
Arınmak isteyenlerin yeni adresi<br />
Mövenpick <strong>Hotel</strong> İstanbul Marmara Sea;<br />
günün stresinden arınmak isteyenlerin<br />
de yeni adresi. Mövenpick <strong>Hotel</strong> İstanbul<br />
Marmara Sea Spa & Wellness hamamdan,<br />
saunaya, buhar odasına, masaj odalarından,<br />
buz çeşmesine kadar birçok terapi sunan<br />
Spa & Wellness alanının yanı sıra en modern<br />
şekilde tasarlanmış spor salonu, kapalı<br />
yüzme havuzu ve vitamin barı ile sağlığına<br />
özen gösterenlerin vazgeçemeyecekleri bir<br />
ortam sunuyor. Mövenpick <strong>Hotel</strong> İstanbul<br />
Marmara Sea Spa & Wellness profesyonel<br />
ekibi tüm misafirlerine bedensel ve ruhsal<br />
olarak yenilenme deneyimi vadediyor.<br />
Sürdürebilirlik, önemli<br />
bileşenlerinden<br />
Doğaya tam anlamıyla adanmışlık<br />
gösteren Accor, sürdürebilirliği en önemli<br />
bileşenlerinden olarak görüyor ve yaşayan<br />
her canlıya gösterdiği saygıyı merkezinde<br />
tutuyor. Mövenpick <strong>Hotel</strong> İstanbul Marmara<br />
Sea’de sürdürülebilirlik felsefesini otelin her<br />
alanında uyguluyor. Sıfır atık politikasına ek<br />
olarak Sürdürülebilir Turizm sertifikası ve<br />
Uluslararası « Green Globe » Sürdürülebilir<br />
Turizm Programı’nın tüm kriterlerini<br />
tamamlanmış bulunuyor.
62<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
yeni yatırımlar<br />
Dedeman,<br />
3. resort<br />
otelini<br />
Antalya<br />
Kumluca'da<br />
açacak<br />
Olympos Health Resort ile<br />
yepyeni bir tatil anlayışına<br />
imza atmaya hazırlanan<br />
Dedeman <strong>Hotel</strong>s &<br />
Resorts International, bu<br />
yılın mayıs ayında açmayı<br />
planladığı tesisiyle zincir<br />
markanın 3. resort otelinin<br />
de altına imzasını koymuş<br />
olacak.<br />
Dedeman Olympos Health Resort ile<br />
yeşille mavinin kusursuz bir biçimde<br />
buluştuğu Antalya Olympos’u,<br />
Dedeman misafirperverliği ve konforu ile<br />
tanıştırmaya hazırlanan Dedeman <strong>Hotel</strong>s<br />
& Resorts International, otelcilikteki<br />
tecrübesini kişiye özel hizmet anlayışı<br />
ile birleştirerek, misafirlerine doğanın<br />
kalbinde bir tatil deneyimi sunmak için<br />
imza attı. Bu yılın mayıs ayında kapılarını<br />
açacak olan Dedeman Olympos Health<br />
Resort, Dedeman’ın 3. resort oteli unvanını<br />
taşıyacak.<br />
Olympos, yemyeşil Beydağları’na yaslanan<br />
konumu, Likya Antik Kenti’nin izlerini<br />
taşıyan kültür mirası ören yeri ve mavinin<br />
her tonunu barındıran koyları ile tarih<br />
ve doğayı bir araya getiren eşsiz bir tatil<br />
merkezi. Dedeman Olympos Health Resort,<br />
doğanın kalbindeki konumunu resort<br />
konseptiyle taçlandırarak, tüm misafir<br />
kitlelerinin beklentilerini karşılayan konforlu<br />
bir deneyim sunacak.<br />
Antalya Kemer, Kumluca mevkiinde<br />
Antalya Kemer, Kumluca mevkiinde,<br />
Olympos Antik Kenti'ne 7 km, Kemer<br />
merkeze 40 km, Antalya şehir merkezine<br />
87 km ve Antalya Havalimanı'na 99 km<br />
uzaklıkta yer alan otel, farklı büyüklükteki<br />
geniş süit odaları ve villa seçenekleriyle<br />
farklı konaklama beklentilerine cevap<br />
verecek. Sağlık hizmetlerini de<br />
içine alan çok yönlü konsepti ile<br />
yurt içi ve yurt dışından misafirlerini<br />
Dedeman’ın ayrıcalıklar dünyasıyla<br />
tanıştıracak.<br />
Resort turizmine eğlence ve<br />
sağlık odaklı yeni bir yaklaşım<br />
Dedeman Olympos Health Resort,<br />
resort turizmine eğlence ve sağlık<br />
odaklı yeni bir yaklaşım kazandıracak.<br />
Villa seçenekleri dahil 10 farklı tipte 202<br />
odası, 3 A’la carte olmak üzere 4 restoranı,<br />
24 saat hizmet veren Myra Lounge’ı,<br />
Lymra Pool Bar, Colosseum Bar, Simena<br />
Snack Bar’ı, Solyma Corner alanları,<br />
Türk hamamı, saunası SPA merkezi ile<br />
misafirlerine, tüm beklentilere hitap eden<br />
bir konaklama deneyimi yaşatacak. 40<br />
bin metrekarelik geniş alanında yer alan<br />
spor ve eğlence merkezi, Oly Kids Club’ı,<br />
pavilyon konsepti ve Dedeman’ın yenilikçi<br />
hizmet anlayışıyla misafirlerine Olimpos’ta<br />
eşi benzeri görülmemiş bir tatil deneyimi<br />
yaşatacak. Otelin kliniğinde ise çeşitli sağlık<br />
hizmetlerinin verilmesi planlanıyor.
Ankara'nın kalbine yepyeni<br />
karma kullanımlı otel ve rezidans<br />
projesi geliyor<br />
Mimari, iç mimari ve kentsel tasarım alanlarında ulusal ve uluslararası pek çok<br />
projeye imza atan Aura Design Studio, Ankara’nın yaşam merkezine doğru atan<br />
kalbini modern ve çağdaş bir dokunuşla zenginleştiren, karma kullanımlı bir otel ve<br />
rezidans projesi tasarladı. Şehrin modern dokusuna yeni bir soluk getiren ve hala<br />
inşaat süreci devam eden projenin 2026 yılında tamamlanması öngörülüyor.<br />
Yurt içinde ve yurt dışında tasarladığı<br />
farklı tipolojilerdeki projelerle öne<br />
çıkan Mimar Filiz Cingi Yurdakul<br />
liderliğindeki Aura Design Studio tarafından<br />
Yaşamkent’te tasarlanan Karma Kullanımlı<br />
Otel ve Rezidans Projesi, yeşil alan<br />
entegrasyonu, sosyal ve kültürel mekanları,<br />
konut ve ticaret odaklı programıyla öne<br />
çıkıyor.<br />
Özgün fonksiyon entegrasyonuyla<br />
dikkat çekiyor<br />
Aura Design Studio Başkentin ticaret ve<br />
yaşam odaklı ana arteri Eskişehir yolu<br />
bandında yer alan ve Ankara'nın yaşam<br />
merkezine doğru atan kalbini modern<br />
ve çağdaş bir dokunuşla zenginleştiren<br />
Yaşamkent Karma Kullanımlı Otel ve<br />
Rezidans Projesi, yaşamın her rengini ve<br />
ritmini bir araya getirerek şehrin dokusunu<br />
yeniden tanımlıyor. Özgün fonksiyon<br />
entegrasyonu ile dikkat çeken proje,<br />
sunduğu özel detaylar ve çevresi ile kurduğu<br />
ilişki ile farklılaşıyor. Proje, Ankara'nın<br />
yüksek yapıların yoğunlukla bulunduğu<br />
bölgesinde, insanların rahatça etkileşim<br />
kurabileceği yeni bir yapı tarzı üzerine<br />
odaklanıyor.<br />
Modern konfor ve lüksün yeni<br />
kombinasyonu<br />
Yaşamkent Karma Kullanımlı Otel ve<br />
Rezidans Projesi’nde, modern konforun ve<br />
lüksün etkileyici ve yeni bir kombinasyonu<br />
sunuluyor. Proje, konut ve otel kullanımını<br />
bir araya getirirken, çağdaş tasarımın en<br />
yüksek standartlarını taşıyor. Çevreye bir<br />
yaşam merkezi sunan karma kullanımlı<br />
yapı, alışveriş ve eğlence mekanlarına<br />
olan yakınlığıyla ayrıcalıklı bir konaklama<br />
fırsatını mümkün kılıyor. Farklı kotlardan<br />
çalışan çeşitli fonksiyonlar, kendilerine<br />
özel giriş alanları, peyzajları ile ayrışırken,<br />
ortak sosyal ve kültürel mekanlarla<br />
bütünleşiyor. Yaşamkent Karma Kullanımlı<br />
Otel ve Rezidans Projesi’nde, özel peyzaj<br />
tasarımlarıyla zenginleşen iç avlular ve<br />
teraslar görsel olarak birbirine bağlanarak<br />
yeşil bir bağlantı şeması oluşturuyor.
64<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
iş’te kadın<br />
Röportaj: Hatice Ünal Bilen<br />
Elif<br />
Büyüker<br />
“Turizm<br />
hiçbir zaman<br />
bitmeyecek!”<br />
25 yıldır turizm sektörünün içinde. İstanbul Teknik<br />
Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir Bölge<br />
Planlama mezunu. Aslen finans kökenli bir<br />
otelci olan Elif Büyüker, risk yönetimindeki gücünü<br />
bu altyapısından alıyor. İnsan kaynakları deneyimi<br />
ise onun için kelimenin tam manasıyla bir bonus! En<br />
büyük zorluğu çalışan istihdamı olan turizm sektörüne<br />
bu vizyon ve donanımlarını cömertçe taşıyan Büyüker<br />
için turizm, hiçbir zaman bitmeyecek, aksine gelişerek<br />
devam edecek bir sevda nitekim de…<br />
Otelciliği, misafirlerin ağırlandığı büyük bir ev olarak<br />
yorumlayan, geçen yıllar içerisinde enerjisini hiç<br />
düşürmeden, her güne yepyeni bir heyecanla başlayan<br />
Elif Büyüker ile Park Inn by Radisson Ataşehir Genel<br />
Müdürlüğüne uzanan otelcilik yolculuğunu ve İstanbul<br />
turizmiyle ilgili değerlendirmelerini konuştuk.<br />
Elif Hanım, eğitim sürecinizden başlayarak<br />
bize kendinizi tanıtır mısınız? Hangi okulu<br />
bitirdiniz? Bu tercihiniz kariyer sürecinizi ne<br />
şekilde belirledi?<br />
İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi<br />
Şehir Bölge Planlama mezunuyum. Taksim Taşkışla<br />
Binası’nda okudum. Çok özel ve tarihi bir binadır. Dört<br />
yıllık eğitim dönemimiz, aldığımız özenle seçilmiş<br />
derslerle hem çok dolu hem de insana hizmet görüşü<br />
çerçevesinde hep insan odaklıydı. Bölüm olarak<br />
insanların yaşayacağı şehirleri, binaları, mekanları<br />
dizayn etmekle birlikte yönetici tarafınızı da geliştirmek<br />
için aynı zamanda hukuk ve işletme dersleri de<br />
aldık. Üniversitemin sağladığı bu donanım bana<br />
işletmeler ve insanlar arasında bağlantı kurmama,<br />
analitik düşünmeme ve sonuç odaklı projeler<br />
üretmeme yardımcı oldu. Oteller de aslında yakından<br />
incelediğinizde içinde üretimin, hizmetin, yatırımın,<br />
mal sahiplerinin, markaların,<br />
yenilemenin ve en önemlisi misafir<br />
memnuniyetinin olduğu çok dinamik<br />
kurumlardır. Dolayısıyla üniversitede<br />
aldığım eğitimim bana tam da bu<br />
altyapıyı sağlamış oldu.<br />
Turizm sektörüne ilk girişiniz<br />
nasıl oldu?<br />
Üniversiteden mezun olduktan sonra<br />
bir yıl kadar özel bir proje şirketinde,<br />
Amerikalı iş ortaklarımızla birlikte<br />
Sabancı Üniversitesi’nin inşaatıyla<br />
ilgili projede çalıştım ve o dönemde<br />
Amerika’da çalışmanın fırsatlarını<br />
araştırmaya başladım. Farklı<br />
ülkelerde olmak, kişisel gelişiminizin<br />
ve vizyonunuzun değişmesi için<br />
önemli olduğunun farkındaydım,<br />
bunun da altını çizmeliyim.<br />
Otelcilikle ilk tanışmam, bundan 25<br />
yıl önce Orta Amerika Karayipler’de<br />
küçük bir ülke olan Belize’de bir Türk<br />
yatırımcının Ramada Oteli’ni alması<br />
ve eşimle birlikte bu firmada proje<br />
kısmında çalışmak için yaptığımız<br />
yolculukla başladı. Otelin yenilenmesi<br />
ve yeni outletler (sinema, bowling<br />
salonu, marina, havuz, casino)<br />
eklenmesiyle ilgili projelerde<br />
yer aldık. İsim olarak Princess<br />
International olarak yenilendi ve<br />
sonrasında yatırımlar ülkede artarak<br />
devam etti.<br />
Belize küçük bir ülke olduğu için<br />
yönetici bulmakta bazı zorluklar<br />
yaşandı ve eşimle birlikte proje<br />
bitiminde aynı otelde çalışmaya<br />
devam ettik. İlk başladığımda pek de<br />
ilgimi çekmeyen otelcilik, sonrasında<br />
hayatımı şekillendirdi. Otelde ilk<br />
olarak finans departmanında genel<br />
kasiyer olarak başladım. İlk zamanlar<br />
biraz mutsuz hissettiysem de bunu<br />
çok sorun etmedim. Evet, benim
için küçük bir görevdi ama kendime hep<br />
güvendim. Çalışmaktan asla yılmayan ve iş<br />
konusunda inatçı bir yapım vardır.<br />
“İlk kariyer planlamamı işverenim<br />
yaptı”<br />
Yaptığım işin beni en mutlu eden kısmı,<br />
rakamlarla uğraşmak ve günün sonunda<br />
kazanç elde ettiğinizi görmekti ve bu çok<br />
keyifliydi. Çalışmamızdan işverenimiz<br />
çok mutluydu ve Türkiye’ye dönmemizi<br />
istemiyordu. Finans tarafında daha<br />
donanımlı hale gelmem için ilk kariyer<br />
planlamamı işverenim yaptı ve beni Belize<br />
Turizm Bakanlığı tarafından açılan bir yıllık<br />
Finans Eğitim Programı’na dahil ettirdi. Bu<br />
sürede aynı zamanda uluslararası denetim<br />
firmasında (KPMG) eğitime başlamamı<br />
sağladı. İki yıllık eğitim sonrasında<br />
denetmen olarak sertifikamı aldım. Aynı<br />
zamanda Princess International Grup<br />
bünyesinde çalışmaya devam ettim. Yaklaşık<br />
8 yıllık yurt dışı tecrübemin son üç yılını<br />
finans direktörü olarak tamamladım. Bu<br />
süreçte mümkün olduğu kadar operasyonun<br />
hep içinde olmaya çalıştım.<br />
İlk iş tecrübenizde öğrendiğiniz en<br />
iyi şey neydi? O düsturu bugünlere,<br />
turizme nasıl taşıdınız? Buna<br />
paralel olarak yeni nesile, turizme<br />
adım atmak isteyen gençlere ne gibi<br />
tavsiyelerde bulunmak istersiniz?<br />
Hiçbir işi küçümsemeden, çok çalışmak<br />
ve en iyisini yapmak benim iş hayatımda<br />
mottom olmuştur. Hiçbir iş kolay değildir<br />
ve hepsinin kendine göre zorlukları vardır.<br />
Turizm sektörüne başlayan tüm genç<br />
arkadaşlarım eğer bu mesleği gerçekten<br />
yapmak istiyorlarsa, yoğun çalışma<br />
temposuna ve disiplinli bir hayata hazırlıklı<br />
olsunlar. Ama aynı zamanda turizmde<br />
çalışmanın çok eğlenceli ve keyifli olduğunu<br />
da unutmasınlar. Yaptıkları işin dünyanın<br />
her yerinde geçerli bir meslek olduğunu,<br />
işlerinde iyi olurlarsa ve kendi kişisel ve<br />
mesleki gelişimlerini desteklediklerinde<br />
her ülkede çalışabileceklerinin farkında<br />
olmalarını istiyorum. Turizm, sektör<br />
olarak hiçbir zaman bitmeyecektir; aksine<br />
gelişerek devam edecektir ve bizler bayrağı<br />
gençlere devredeceğiz.<br />
Radisson Grubu ile yollarınız nasıl<br />
kesişti? Grup bünyesinde hangi<br />
pozisyonlarda çalıştınız?<br />
2008 yılında Türkiye’ye tekrar dönüş<br />
yaptık. Ülkeme döndüğümde kısa sürede<br />
adaptasyon sağlayıp kariyerime devam<br />
ettim. Biraz önce de belirttiğim gibi,<br />
buraya dönüşümde Ankara’da Ramada<br />
Grubu’nda işe başladım. Sonrasında 2011<br />
yılında Radisson Blu Ankara Oteli’ne Mali<br />
İşler Müdürü olarak geçtim. 2012 yılında<br />
Radisson Otel Grubu’nda aynı zamanda İç<br />
Denetmen olarak görev aldım ve 13 yılda<br />
yaklaşık özellikle Avrupa olmak üzere<br />
9 farklı ülkede 25 farklı otelde denetim<br />
yaptım. Denetim yapmak bana otelciliğin ne<br />
kadar global ve hızla büyüyen bir meslek<br />
olduğunu çok net gösterdi. Yine 2013 yılında<br />
Ankara’daki otelimde sorumluluk alanıma<br />
insan kaynakları müdürlüğü görevini<br />
de dahil ettim. 1999 yılında başladığım<br />
otelcilik sektöründe olmayı çok sevdim<br />
ve bu meslekte olmaktan hep gurur<br />
duydum. Yıllar geçtikçe otelde operasyonun<br />
içinde olmanın daha dinamik ve eğlenceli<br />
olduğunu gördüm.<br />
Birkaç yıl içerisinde kendime yeni kariyer<br />
hedefleri belirledim. Radisson Otel Grubu<br />
tarafından 2022 yılında başlatılan Genel<br />
Müdürlük Programı’na dahil oldum ve bir yıl<br />
sonra Park Inn by Radisson Ataşehir’e Genel<br />
Müdür olarak atandım. Otelciliği hep şöyle<br />
yorumladım; misafirlerinizi ağırladığınız<br />
büyük eviniz. Kıymetli misafirlerinizi en iyi<br />
şekilde ağırlamak için elinizden gelenin en<br />
iyisini yapmalı ve elinizde olan her şeyinizi<br />
ikram etmelisiniz. Geçen yıllar içerisinde<br />
enerjimi hiç düşürmedim ve her güne yeni<br />
bir heyecanla başladım.<br />
Ama şunun da özellikle belirtmeliyim, otel<br />
genel müdürü olmak, uluslararası zincir<br />
otellerde operasyon departmanından<br />
olmayan yöneticiler için neredeyse<br />
imkansızdır. Fakat ben bu ayrıntıya hiç<br />
takılmadım. Her zaman insan ilişkilerimi<br />
ön planda tuttum. Gezmeyi ve gezdiğim<br />
yerlerde beğendiğim ayrıntıları çalıştığım<br />
otele taşımayı ve güzel olan uygulamaları<br />
işime adapte etmeyi hobi haline getirdim.<br />
Otelcilik severek yapılması gereken,<br />
çok dinamik ve yenilikçi bir sektör ve bu<br />
sektöre bir kez girdiniz mi bence kolay<br />
vazgeçilebilecek bir meslek değil.<br />
İnsan kaynakları ve finans<br />
geçmişiniz şu anki pozisyonunuza<br />
nasıl yansıyor? Bu birikim ve<br />
altyapının sunduğu fırsatlar neler<br />
sizce?<br />
Radisson Otel Grubu’nu, yurt dışında<br />
çalıştığım dönemlerde marka olarak
66<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
iş’te kadın<br />
biliyordum. Dolayısıyla Ankara’daki<br />
Radisson Blu <strong>Hotel</strong> için Mali İşler<br />
Müdürlüğü teklifi geldiğinde hemen kabul<br />
ettim. Radisson Otel Grubu, Türkiye’de<br />
çok hızlı büyüyen markalardan biri oldu.<br />
Ancak yatırımların çoğu ilk yıllarda<br />
İstanbul olarak gelişti ve son yıllarda tüm<br />
Türkiye’de hızlı şekilde büyümeye ve otel<br />
açmaya devam ediliyor.<br />
Kendim ile ilgili olarak Mali İşler Müdürü<br />
olarak Ankara’da kariyerimi ilerletmenin<br />
pek mümkün olmadığını gördüğüm için<br />
ben de görev alanımı genişleterek kendimi<br />
geliştirmeye devam ettim. Mevcut görevim<br />
ile birlikte insan kaynakları müdürlüğü<br />
görevini ve Aditor (İç Denetmenlik)<br />
görevini de üstlendim. Yıllar geçtikçe artık<br />
kariyerimle ilgili asıl yapmak istediğim<br />
genel müdürlük görevi için hazırlık<br />
yapmaya başladım ve gerekli eğitim<br />
programlarını tamamladım.<br />
Park Inn by Radisson Oteli’nin<br />
Şubat 2023’te Radisson Grup talebi<br />
doğrultusunda iç denetimini yapmıştım.<br />
Dolayısıyla oteli çok iyi tanıyordum. Otelin<br />
genel müdürlüğü teklifi geldiğinde çok<br />
mutlu oldum. Çünkü çok emek vermiştim<br />
ve işte o gün gelmişti. Finans ve insan<br />
kaynakları tecrübem, görevimi çok hızlı<br />
devralmamı sağladı ve prosedürleri<br />
uygulamakta zaman kaybını ortadan<br />
kaldırdı. İşletmede önceliklerimi<br />
belirlemede ve planlamamı çok hızlı<br />
yapmamda büyük kolaylık sağladı.<br />
Dünya genelinde ve Türkiye’de ekonomik<br />
dengeler, yatırım ve istihdam olanakları<br />
çok hızlı değişiyor. Dolayısıyla işletmelerin<br />
genel müdürlerinin finans kökenli<br />
olması, riskleri yönetmek açısından<br />
ciddi bir avantaj olduğunu düşünüyorum.<br />
İnsan kaynaklarını bilmek ise bence<br />
bonus. Şu an turizm sektöründe en<br />
büyük zorluk çalışan istihdamı. Bu<br />
konuda deneyimli bir yönetici, doğru<br />
istihdam ve çalışan haklarının korunması<br />
noktasında daha dengeli olacaktır ve<br />
bu, işletmelerin sürdürebilirliği için çok<br />
önemli. Günümüzde oteller ve özellikle<br />
uluslararası zincir oteller, nitelikli daha<br />
az çalışan ile daha etkili ve akılda kalıcı<br />
hizmet vererek farkındalığını ve pazar<br />
payını artırmaya çalışıyor. Dolayısıyla<br />
finans kökenli olmak her zaman avantaj<br />
olsa da mutlaka operasyon ve satış<br />
yönünüzü geliştirmeniz gerekecektir.<br />
Park Inn by Radisson Ataşehir’i ana<br />
hatlarıyla anlatır mısınız? En güçlü<br />
ürünleriniz neler?<br />
Park Inn by Radisson Ataşehir, tam bir<br />
şehir oteli. İstanbul Finans Merkezi’nin<br />
yanı başında, TEM otoyoluna çok<br />
yakın. Trafikle boğuşmadan, ana<br />
yollara ulaşabileceğiniz bir otel.<br />
Konaklamalarınızda ihtiyaç duyacağınız<br />
spa, fitness, otopark, hızlı fresh<br />
kahvaltı hizmetini sunan, gün ışığı alan<br />
bahçeye açılan toplantı salonlarıyla<br />
tüm ihtiyaçlarınızı sağlayabilecek yeni<br />
bir otel. Ayrıca Şaşkın ET restoranı<br />
ile lezzetli yöresel et yemeklerini<br />
deneyimleyebilirsiniz.<br />
Yılın ilk çeyreğini nasıl geçirdiniz?<br />
Doluluklar ne oranda? Yılı ne<br />
şekilde kapatmayı öngörüyorsunuz?<br />
Otelimizde daha çok İstanbul ve Anadolu<br />
firmalarının konaklamalarına, yabancı<br />
yatırımcı firmalara, banka ve finans<br />
kuruluşlarının konaklama ihtiyacına<br />
hizmet veriyoruz. Ataşehir bölgesinde<br />
yer alan hastanelerin ihtiyacına göre<br />
sağlık turizmine de hizmet vermekteyiz.<br />
Yine İstanbul’u ziyaret eden yurt<br />
dışı misafirlerimiz de otelimizden<br />
yararlanabilmektedir.<br />
Yılın ilk çeyreğini değerlendirmem gerekir<br />
ise; 2023 yılının aynı dönemine göre daha<br />
sakin geçirdik. Aslında tüm İstanbul<br />
otelleri olarak bu dönem sakin geçti.<br />
Ülke olarak komşularımızda yaşanan<br />
politik hareketlilik, mart ayı sonundaki<br />
belediye seçimleri, tabii en önemlisi<br />
ekonomik sıkıntılar tüm firmaların seyahat<br />
ve iş toplantılarını bir süreliğine askıya<br />
almasına, ertelemesine neden oldu. Bu<br />
da doluluklarımızı ciddi etkiledi ve yılın<br />
ilk çeyreğini %53 doluluk ile tamamladık.<br />
İstanbul şehrinin genel doluluğuna<br />
baktığımızda, doluluk oranının ilk çeyrek<br />
için %55 olduğunu görüyoruz.
68<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
iş’te kadın<br />
Otel olarak hedefimiz ise; yılı %60 -<br />
%65 doluluk oranında tamamlamak;<br />
ancak ülke ve dünya genelinde olan<br />
belirsizlikler ve nakit akışındaki yavaşlık<br />
gibi sıkıntılı konular, hedeflerimizi her ay<br />
değiştirmemize sebep oluyor. Genel olarak<br />
yılın ikinci çeyreğinde %60 doluluk oranına<br />
ulaşacağımızı öngörüyoruz.<br />
İstanbul turizmi için 5 yıllık<br />
öngörünüz de paylaşır mısınız?<br />
Piyasa araştırma şirketi Euromonitor<br />
International, 2023 yılında en çok ziyaret<br />
edilen şehirler listesinde ilk sırayı 20<br />
milyon 200 bin ziyaretçi ile İstanbul aldı.<br />
İstanbul, dünyada en çok görülmek<br />
istenen, her şeyin çok fazla olduğu,<br />
otel sayısının da çok olduğu bir şehir.<br />
Dolayısıyla oteller arasında rekabet ve<br />
beklentiler de çok fazla. Yaşanan her türlü<br />
olumsuzluk ilk önce İstanbul’u etkiliyor.<br />
Önümüzdeki beş yıl içerisinde İstanbul’da<br />
yeni oteller açılmaya devam edecek. Ama<br />
uluslararası zincir markası olamayan<br />
oteller uzun süreli ayakta kalamayacaktır.<br />
Pazar payını çok fazla otelle paylaşmanız<br />
gerekiyor ve sürekliliğinizi sağlayabilmek<br />
için doğru satış fiyatı, hizmet kalitesi<br />
ve kârlılığınızı çok iyi analiz etmeniz ve<br />
stratejilerinizi iyi belirlemeniz gerekiyor.<br />
Böyle söyleyince basitmiş gibi duruyor,<br />
ama inanın bu kelimelerin altında<br />
barındırdığımız o kadar çok detay,<br />
istatistiki veri, araştırma, teknolojik<br />
gelişim ve insan gücü var ki, otelcilik<br />
artık bir bilim dalı gibi ilerliyor. Teknolojik<br />
gelişmelerle belki birçok hizmeti online<br />
karşılasak da insana hizmet olduğu için<br />
otelcilik her zaman insan gücüne ihtiyaç<br />
duyacaktır.<br />
Mutlaka gençlerimize otelcilik sektörünü<br />
sevdirmeliyiz; yoksa sektörel olarak<br />
istihdam sıkıntısını aşamayacağız. Sonuç<br />
olarak İstanbul sadece Türkiye genelinde<br />
bile nüfusunun neredeyse %50’sinin bir<br />
şekilde yolunun düştüğü, mutlaka geldiği<br />
bir şehir. Belki iş için, belki okul, belki<br />
sağlık, belki sadece gezmek görmek<br />
için, belki eş dost ziyareti için. Haydi bir<br />
düşünün, siz kaç defa İstanbul’a geldiniz?<br />
Bundan sonrası için planlarınız<br />
neler? İş ve kişisel hayalleriniz,<br />
idealleriniz var mı?<br />
Genel müdürlük yolculuğuma daha yeni<br />
başladım ve daha uzunca bir süre bu<br />
yolculukta olmak istiyorum. Radisson<br />
Otel Grubu benim için kıymetli. 13 yıldır<br />
bu grubun içindeyim ve çalıştığım kuruma<br />
güveniyorum. Dünyanın farklı farklı<br />
ülkelerinde çok orijinal binalarda veya<br />
tarihi binalarda oteller açıyoruz. Nitelikli<br />
ve özel bir binada ve yurt dışında da genel<br />
müdürlük yapmak gibi hayallerim var<br />
Son olarak turizm sektöründe<br />
kadın olmak üzerine neler<br />
söyleyebilirsiniz? Bir kadın olarak<br />
sektörde var olmanın artıları,<br />
eksileri neler olabilir?<br />
Bence sektörden önce kadın olmak<br />
kolay değil. Ülke olarak daha ataerkil bir<br />
yapımız olsa da aslında birçok ülkede<br />
kadının rolleri gereği belli zorlukları var.<br />
Öncelikle; eşsiniz, annesiniz, evinizin<br />
kadınısınız, işinizde yöneticisiniz,<br />
çalışansınız, kendi ailenizde ablasınız,<br />
gözetensiniz, evlatsınız... Bu rolleri<br />
daha da çeşitlendirebiliriz. Kadın<br />
olarak sizin kendinizden beklentileriniz,<br />
sorumluluklarınız ve çevrenizin, ailenizin<br />
sizden beklentileri deyince ve hepsine<br />
yetişmeye çalışınca zorluklar da orada<br />
başlıyor. Kadın daha çok ailesini<br />
tercih ettiğinde ve dengeli bir dağılım<br />
yapamayınca iş hayatında çok uzun<br />
soluklu kalamıyor. Turizm sektöründe<br />
yönetici olunca uzun çalışma saatleri, iş<br />
seyahatleri, toplantılar, ani değişen izin<br />
planlamaları gibi konuları düşünürsek,<br />
eğer eşinizin size desteği olmazsa<br />
ve anlayış göstermezse kariyerinizi<br />
ilerletmeniz gerçekten çok zor. Ama diğer<br />
yandan baktığımızda kadın yönetici turizm<br />
sektöründe mutlaka olması gerekiyor.<br />
Çünkü bence kadın demek ayrıntı demek<br />
ve otelcilik ayrıntılarda saklı.
70<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
marka röportaj<br />
Taner Çakır<br />
“Dondurulmuş gıda ve unlu<br />
mamullerin lider firmasıyız”<br />
Röportaj: Hatice Ünal Bilen<br />
Dondurulmuş gıda ve unlu mamuller<br />
kategorisinde 1998 yılından bu yana<br />
faaliyet gösteren Pek Food, <strong>2024</strong> yılına<br />
hızlı bir giriş yaptı. İyi gıdanın öncüsü olmak<br />
misyonuyla inovasyon ve ürün geliştirme<br />
yatırımlarını sürdüren firma, portföyüne son<br />
olarak Berliner ve Büyük Boy Lahmacun<br />
ürünlerini dahil etti.<br />
Dondurulmuş gıda sektörünün lider<br />
firmalarından Pek Food’un HoReCa pazarına<br />
yönelik ürün yelpazesini, pazardaki rekabet<br />
gücünü ve önümüzdeki döneme ilişkin yurt<br />
içi ve yurt dışı hedeflerini Pek Food Genel<br />
Müdürü Taner Çakır ile konuştuk.<br />
Pek Food’u kuruluşuyla tanıtarak;<br />
HoReCa pazarına hitap eden<br />
ürünleri/ markaları hakkında bilgi<br />
verir misiniz?<br />
1998 yılında Tekirdağ’da faaliyetlerine<br />
başlayan firmamız, unlu mamuller<br />
kategorisinde üstün kalitede hizmet<br />
vermektedir. Uzman ekibimizin desteği ve<br />
onaylı malzeme tedariğimizle, sertifikalı<br />
üretim tesisimiz tek çatı altında yüksek<br />
üretim kapasitesine sahip olup, Türkiye’nin<br />
önde gelen gıda fabrikaları arasında yer<br />
almaktadır. En yüksek standartlarda<br />
gerçekleştirdiğimiz dondurulmuş ve soğuk<br />
gıda üretimimizi gıda güvenliği göz önünde<br />
bulundurarak, istikrarlı ve kusursuz kalitede<br />
sürdürmekteyiz.<br />
Pek Food’un en önemli misyonu, iyi gıdanın<br />
öncüsü olmak, bu kapsamda sürekli ürün<br />
portföyümüzü geliştirmek ve yenilemektir.<br />
Ayrıca inovasyon ve ürün geliştirme<br />
süreçlerimize yatırım yapıyoruz. Yenilikçi ve<br />
inovatif bir firma olma yolunda ilerliyoruz.<br />
<strong>2024</strong>’ün ilk çeyreği nasıl geçti?<br />
Yıla hangi yeni ürünler ve varsa<br />
markalarla girdiniz?<br />
Pek Food olarak ilk çeyrekte miktarsal<br />
anlamda %17 büyümeyle pazarın iki<br />
katından daha hızlı büyüme gösterdik.<br />
Pek Food ailesine Berliner ve Büyük Boy<br />
Lahmacun ürünlerimizi dahil ettik. Ürün<br />
yelpazemize yeni ürünlerin ilave edilmesi<br />
çalışmaları titizlikle devam ediyor.<br />
Firmanızı yurt içi ve yurt<br />
dışı pazarlarda nasıl<br />
konumlandırıyorsunuz? Bağlı<br />
bulunduğunuz kulvarda rekabet<br />
ettiğiniz kaç yerli oyuncu var?<br />
Pazardaki rekabet gücünüz nedir?<br />
Pek Food markasını öncelikle yurt içi<br />
pazarda nitelikli ürün kategorisinde lider<br />
yapma düşüncemiz var. Bu amaçla tüm<br />
yatırımlarımızı kalite ve çeşitlilik üzerine<br />
yapıyoruz. Firmamız, üretimde Türkiye’nin<br />
lider markasıdır. Üretimde pazar payımızı<br />
çok daha fazla geliştirmek istiyoruz. İhracat<br />
payımız toplam üretimimizin %5 seviyesinde.<br />
Önümüzdeki dönemde bunu daha da<br />
yukarılara taşımak için gerekli yatırım ve<br />
pazar araştırmalarını tamamladık.<br />
Türkiye unlu mamuller pazarında irili<br />
ufaklı 100’ün üzerinde oyuncu var. Ancak<br />
pazarın temel belirleyici oyuncusu 3-4 firma.<br />
Rekabette gerek teknoloji gerekse ürün<br />
kalitesi anlamında çok ileride olduğumuzu<br />
söyleyebilirim.<br />
Pek Food markası tüketiciler<br />
tarafından neden tercih edilmelidir?<br />
Dondurulmuş gıda üretiyoruz. Ürün<br />
kalitemiz ve güvenilir gıda önceliğimiz.<br />
Fark oluşturan ürünlerimiz ile pek<br />
çok avantajımız mevcut. Orijinal<br />
tarifleri koruduğumuz reçetelerimiz<br />
ile müşterilerimize zengin içerikli<br />
ürünleri sunmaktayız. Hedefimiz, evde<br />
yapılmışcasına lezzetli, bol malzemeli ve<br />
tam tadında ürünleri dondurarak Pek Food<br />
kullanıcıları ile buluşturmak.<br />
Dondurulmuş ürünlerimiz, tüketiciye uzun<br />
süreli saklama ve tüketme imkanı sağlar,<br />
böylece gıda israfı azalır. Donduruldukları<br />
anda besin değerleri korunur. Hızlı ve pratik<br />
bir şekilde hazırlama ve servis etme imkanı<br />
sağlaması ile ideal bir seçenektir. Kaliteli<br />
ve lezzetli ürünler ile yenilikçi; pazarda fark<br />
oluşturan bir marka olarak tüketiciler Pek<br />
Food’u tercih etmelidir.<br />
Bu yıl ve önümüzdeki sene için<br />
gündeminizdeki yeni yatırımlar,<br />
projeler neler?<br />
Fabrika yatırımlarımız bundan önceki 25<br />
yılda olduğu gibi sürekli artarak devam<br />
edecek. Temel amacımız; en iyi kaliteye<br />
ulaşana kadar teknolojiye ve inovasyona<br />
yatırım yapmak. İnsan kaynağımızı<br />
geliştirmek anlamında ciddi norm kadro<br />
çalışması yapıyoruz. Büyüyen ve gelişen<br />
bir organizasyonumuz var. Bilgi sistemleri<br />
anlamında özellikle izlenebilirlik ve<br />
sürdürülebilirlik kapsamında ciddi yatırımlar<br />
yapacağız.
72<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
ADANMIŞ<br />
ŞEF<br />
şefin gözünden<br />
MEHMET<br />
GÖK<br />
Röportaj: Hatice Ünal Bilen<br />
Amasya, Merzifon doğumlu. Beş çocuklu<br />
çiftçi bir ailenin en küçüğü. İki büyük<br />
ağabeyi de şef, kendi gibi. Ömürlük<br />
aşçı gömleğinde en çok da onların emeği<br />
var. Bir de tabii bugün bile vefa borcuyla<br />
onurlandırdığı anne ve babasının! Bocuse<br />
d'Or Türkiye’nin Başkanı Mehmet Gök,<br />
tüm çocukluk zamanlarının Alıcık köyünde<br />
geçtiğini anlatıyor. Bağ, bahçe, tarlanın tam<br />
da göbeğinde. Boğazından geçenler dalından,<br />
toprağından sadece. Mahsulün en iyi ve<br />
lezzetlisini sevgiyle katmerlendiren o değerli<br />
büyüklerinin hünerli ellerinden üstelik de!<br />
Doğup büyüdüğü ev, Merzifon 5. Hava Jet<br />
Üssü’ne pek bir yakın o yaşlarındayken.<br />
Uçaklar tepesinden birbir havalanırken<br />
pilot olmayı hayal ettiğini anlatıyor. Soyadı<br />
gibi aklı hep göklerde! Gelin görün ki, iki<br />
ağabeyi de şef. En büyüğü, Tuzla Denizcilik<br />
okulunun mutfağını yönetiyor. Tek isteği,<br />
küçük kardeşini deniz subayı üniforması<br />
içinde görmek. Ortaokulu bitirmeye yakın<br />
subay okulu mülakatına girip kazanması en<br />
çok ağabeyinin bu hevesini yerine getirmek<br />
gayesiyle.<br />
Nijerya’daki şef ağabeyinin ise onunla ilgili<br />
hayallerinde askeri üniformaya yer yok, kesin<br />
bir dille! Tam da bu yüzden askeri lise sınav<br />
kağıdını boş bırakıp, ağabeyiyle birlikte Özel<br />
Altunizade Turizm Meslek Lisesi’nin yolunu<br />
tutuyor. “Ağabeyimin izin sebebiyle Türkiye’ye<br />
geleceğinden bile haberim yoktu. Hayatta<br />
tesadüf yoktur!” diyen Gök, hayallerini<br />
gerçek yapmak yolundaki ilk adımını 1986<br />
haziranında attığını söylüyor.<br />
Bir köy okulundan İstanbul’daki özel bir<br />
liseye geçmek, tam bir kültür şoku oluyor,<br />
onun için. Saçkıran olacak kadar soğuyor<br />
okulundan. Bu da yetmezmiş gibi, ilk yılında<br />
sınıfta kalıyor. Neresinden baksanız, boşa<br />
geçen koca bir yıl… Kendisine yapılan<br />
masraflara, ödemelere mi yansın yoksa<br />
ağabeylerine olan mahcubiyetine mi?<br />
Mehmet Şef, çok çalışmayı ve başarılı olmayı<br />
seçiyor, bu yolcuğun devamında. Bir yandan<br />
da çalışıp okul harçlığını çıkararak ödüyor,<br />
ağabeylerine duyduğu o vefa borcunu.<br />
İlk deneyimler<br />
Bocuse d'Or Türkiye’nin Başkanı Mehmet<br />
Gök’ün ilk staj yeri, Karaköy Liman Lokantası.<br />
Sene 1987. “Mutfağa ilk adım attığım yer”<br />
dediği o lokantadan hafızasına ve damağına<br />
kazıdığı tek lezzet, patlıcanlı ve domatesli<br />
zeytinyağlı pilav oluyor. “O zamanki<br />
ustalarımın, hayatta olanların ellerinden<br />
öperim, hayatta olmayanlara Allahtan rahmet<br />
dilerim.” sözlerini de ilave etmeyi ihmal<br />
etmeyerek de.<br />
Amasyalı şef, profesyonel mutfağa ise ilk<br />
kez Swissotel The Bosphorus Istanbul’da<br />
girdiğini anlatıyor. Yıl 1991. Oysa mutfak<br />
diplomasını eline alışı 1990’da. Mesleğe<br />
bir yıl daha gecikmesinin bu defaki<br />
sebebi, Körfez’de patlayan savaş ve<br />
turizmde yarattığı infial! Mehmet Gök, 6 ay<br />
kasaphanede çalışıyor. Hemen arkasından<br />
“Zamanın en iyi Fransız restoranı” diye<br />
yorumladığı La Corne d'Or’un ekibine dahil<br />
oluyor. Şefin bahsettiğine göre, o yıllarda<br />
servis edilen her şey mutfak personeli<br />
tarafından sıfırdan üretiliyor. Ürünler kadar<br />
servis standartları da olabildiğince yüksek!<br />
Gök, bu esnada geçmişle bir kıyas da yaparak<br />
aşçılık mesleğinin o günlerde ne kadar<br />
kıymetli olduğuna değiniyor. Şimdikilerden<br />
çok daha fazla bilgi, beceri ve donanımla<br />
yoğurulduklarının da altını çizerek...<br />
Four Seasons otellerinin ilk Türk<br />
şefi<br />
Gök’ün beş yıldızlı otel mutfağına vedası ise<br />
tam olarak 1996 yılında yurt dışı hayaliyle<br />
noktalanıyor. Bir miktar daha pişmesi gerek<br />
belli ki.<br />
Mehmet Şef’in bir sonraki durağı, Four<br />
Seasons <strong>Hotel</strong> Istanbul at Sultanahmet’in<br />
mutfağı. Verilen pozisyon, chef de partie. 120<br />
kişilik kalabalık bir mutfaktan sonra dahil<br />
olduğu bu yeni ekip epey bir küçük geliyor
Mehmet Şef, yerellik ve<br />
sürdürülebilirliğin lafta<br />
kalmaması görüşünde. Her<br />
şefin menüsünde önceliğin yerel<br />
ürünler olması gerektiğinin<br />
altını çizen Gök, Kapadokya<br />
restoranında ithal ürünlere yer<br />
vermediğini belirterek, “Kendi<br />
restoranımda Kapadokya<br />
bölgesinin sebzesini, meyvesini,<br />
etini, patatesini, pastırmasını,<br />
peynirini kullanıyorum.<br />
Menümde ithal ürün yok.<br />
Her şey mevsiminde. Köy<br />
pazarlarını severim. Hem taze<br />
hem lezzetli. Daha da önemlisi,<br />
yöre çiftçisi için çok önemli bir<br />
destek.”<br />
Mehmet Gök için mutfak hiç de<br />
kolay bir yer değil. Yazılmamış<br />
kurallarıyla zor bir ortamda<br />
saatlerce çalışmak kadar<br />
üretilen fikirlerin, sahip olunan<br />
tecrübelerin yemekle vücut<br />
bulurken, kendinizi de yemekler<br />
üzerinden ifade etme imkanı<br />
bulduğunuz bir yer.<br />
ona ama mutfağın sıradışı yemeklerinden<br />
de, genç ve müthiş hırslı kadrosundan<br />
da büyülenmiyor değil! Baş aşçısı Carlo<br />
Bernardini de olunca akan sular duruyor.<br />
Gök’ün mesleki bakış açısının gelişimi<br />
ve değişimindeki önemli aktörlerden biri<br />
nitekim de Bernardini. Bu İtalyan ustasından<br />
mesleğin salt şef olmak ve iyi yemek<br />
yapmakla sınırlı olmadığını, tecrübenin<br />
farklı bilgi ve donanımlarla da inşa edilmesi<br />
gerektiğini keşfediyor, öğreniyor o süreçte.<br />
Four Seasons vizyonu bir ışık yakıyor ona<br />
adeta. O kadar ki uluslararası markanın<br />
Türkiye’deki otellerinin ilk Türk şefliği<br />
unvanına da bu sinerjiyle sahip oluyor.<br />
Nasıl mı? Şu anısıyla anlatıyor, Gök: “Four<br />
Seasons <strong>Hotel</strong> Istanbul at Sultanahmet’e<br />
başladığımda bir insan kaynakları eğitimine<br />
katıldım. Müdüre Four Seasons otellerinde<br />
Türk şef olup olmadığını sordum. Cevap<br />
yoktu ve ben o gün ‘İlk ben olacağım’ diye
74<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
şefin gözünden<br />
söz verdim kendi kendime.<br />
Otel vasıtasıyla 1997 yılında bir<br />
aylığına Four Seasons <strong>Hotel</strong><br />
Milano’ya İtalyan yemek eğitimine<br />
gönderildim. Sonrasında sırayla<br />
Berlin, Milan ve Tayvan’da Türk<br />
yemekleri Haftası’nda yemekler<br />
yaptım. 1999 yılında şirket içi ilk<br />
transferim, Four Seasons Resort<br />
– Nevis’e <strong>Restaurant</strong> Şefi olarak<br />
yapıldı.”<br />
Ve mutlu son!<br />
Karayipler’deki o otelde pek çok<br />
ünlüye tabak hazırlıyor, Amasyalı<br />
şef. İçlerinde Michael Douglas<br />
-Catherine Zeta- Jones çifti de<br />
var; John Travolta, Sex And The<br />
City’nin yıldızları da. İki yıl süren<br />
teşrik-i mesainin ardından Four<br />
Seasons <strong>Hotel</strong> London at Park<br />
Lane’e Executive Sous Chef<br />
olarak transferi gerçekleşen<br />
Gök, burada da 2,5 yıl kadar<br />
çalıştıktan sonra 2004’de aynı<br />
pozisyon için markanın Mısır’daki<br />
otelinin yolunu tutuyor. Four<br />
Seasons <strong>Hotel</strong> Cairo at Nile Plaza,<br />
o tarihte markanın en büyük<br />
otellerinden ve 10 restoranı, 180<br />
şefiyle devasa bir operasyon yönetiyor. Gök,<br />
o deneyimini ise şu sözleriyle aktarıyor:<br />
“Markanın Mısır’daki otelinde iki yıl çalışmak<br />
bana bambaşka bir deneyim kattı. Mutlu<br />
son bana artık çok yakındı. Şirketim, benim<br />
Mısır’da şef olmamı istiyordu. Benim için<br />
ise, İstanbul’a dönüp Four Seasons <strong>Hotel</strong><br />
Istanbul at Sultanahmet’te şef olmak başka<br />
bir önem arz ediyordu. Genel müdürümle<br />
sohbetimizi hala bugün gibi hatırlarım. Bu,<br />
sadece bana değil, tüm Türk şeflere verilmiş<br />
büyük bir şanstı. Müdürüme bu şansı çok<br />
iyi değerlendireceğimi söylemiştim ve en<br />
nihayetinde Aralık 2006’da Four Seasons<br />
<strong>Hotel</strong> Istanbul at Sultanahmet’e şirketin ilk<br />
Türk Executive Şefi olarak atandım.”<br />
“Four Seasons sizi tek bir lokasyon<br />
için şef yapmaz”<br />
Bocuse d'Or Türkiye’nin Başkanı Mehmet<br />
Gök’ün kariyerinde Four Seasons markasının<br />
yeri apayrı, benim de anladığım. Adeta bir<br />
dönüm noktası. Otel markası bünyesinde<br />
edindiği kazanımları ise şu cümleleriyle<br />
paylaşıyor, Mehmet Şef: “Yurt dışında<br />
çalıştığım üç farklı ülke ve beraberinde gelen<br />
kültür ve misafir deneyimi beni her konuda<br />
destekledi. Four Seasons sizi tek bir lokasyon<br />
için şef yapmaz. İhtiyaç duyulan her noktada<br />
istihdam edebileceği nitelikte personel<br />
yetiştirir. Bu sebeple de her şef farklı kültür,<br />
şehir, ülkelerde çalışabilme yeterliliğini<br />
elde edebilmelidir. Ben de bu fırsatı iyi<br />
değerlendirerek geleceğim yolunda gerekli<br />
her adımı attığımı düşünüyorum.”<br />
Bu hikayenin devamında sahip olduğu bu iş<br />
prensibiyle Four Seasons serüvenini 2010<br />
yılında markanın Boğaz oteliyle devam ettiren<br />
Gök’e üç yılın sonunda bir Doğuş kuruluşu<br />
olan d.ream restoranlarından teklif geliyor.<br />
Bu seferki pozisyonu, Culinary Direktörlüğü.<br />
3 yıllık bir tecrübenin ardından aynı görevi<br />
Doğuş Grubu otellerinde sürdüğünü söyleyen<br />
Gök, 2019 yılı sonunda görevinden ayrılma<br />
kararı aldığını anlatıyor. Doğuş<br />
Grubu’ndaki görevlerinin kendine<br />
kattıklarını bir vefa borcuyla da<br />
sözlerine ekleyerek ve tabii.<br />
Biraz da kendi markasına<br />
yatırım<br />
Mehmet Şef, Doğuş Grubu’nda<br />
çalıştığı zamanlarda Kapadokya’ya<br />
da sıklıkla gittiğini anlatıyor.<br />
O sıralar Argos Cappadocia,<br />
bölgenin fark oluşturan otel<br />
konseptlerinin başında geliyor.<br />
Aynı zamanda kendisine de bağlı<br />
bir işletme. Gök’ün o günlerde<br />
bölgedeki bir eksiklik olarak,<br />
otel dışı kaliteli restoranların<br />
yokluğu dikkatini çekiyor.<br />
Reserved Cappadocia’nın doğuş<br />
hikayesi tam da bu farkındalıkla<br />
başlıyor. Şu anki ortağı olan<br />
Orhan Korkmaz o dönem Museum<br />
Kapadokya’nın Genel Müdürü.<br />
2018 yaz sonunda iki deneyimli<br />
yöneticinin kurucu ortaklığında<br />
doğuyor marka. Ve çok kısa<br />
sürelerde hem yemekleri hem<br />
kokteyl menüsü hem de müziği<br />
ve dekoruyla Kapadokya’nın en<br />
beğenilen mekanları arasındaki<br />
yerini alıyor. Mekanın bu başarısında bilindik<br />
Türk lezzetlerini herkesin sevebileceği<br />
sunum, kalite ve standartta servis etmenin<br />
payı büyük. Girişimci ortakların en büyük<br />
arzuları da bu zaten. Geçen zaman içinde<br />
öyle seviliyorlar ki, bu yıl Türkiye’de ilk<br />
şapkalarını dağıtan Gault Millau listesine de<br />
Chef Table kategorisinde 2 şapka başarısıyla<br />
ödüllendiriliyorlar.
“Adanmış şefler içindir, Bocuse<br />
d’Or!”<br />
Mehmet Gök’ün bu anlattıklarının haricinde<br />
önemli bir görevi daha var ,dünyanın en<br />
prestijli şef yarışması Bocuse d’Or’un<br />
Türkiye’nin Başkanlığını yürütmek gibi. Yakın<br />
bir zaman önce Tuğra Restoran’ın Mutfak<br />
Şefi Emre İnanır ve ekibiyle birlikte Norveç<br />
elemelerinde yarıştı hatta. Hakettiğimiz<br />
başarıyı elde edemediğimiz o yarışmanın<br />
detaylarını konuşalım istiyorum biraz da.<br />
Bocuse d’Or ve benzeri yarışmalar için<br />
Türkiye cephesinde ele alınması gereken en<br />
temel meseleleri soruyorum şefe. Yarışmada<br />
17. olduk ama şef, ekibini kaçıncı sırada<br />
görüyor aslen, merak ediyorum.<br />
Bocuse d’Or’un bir yarışmadan öte bir<br />
organizasyon olduğunun altını çizerek<br />
sözlerini sürdüren Başkan Gök, “Normal<br />
bir yarışma için insanlar genelde birkaç ay<br />
hazırlanır ve birkaç saate de sonuçlarını alır.<br />
Sonrasındaysa unutulur. Bunlar genelde<br />
size geri dönüşü olmayan yarışmalardır.<br />
Bocuse d’Or ise tam aksine, yarışmanın<br />
anlamını bilen her şef için adanmışlıktır… O<br />
işe baş koymak, araştırmak, hazırlanmaktır…<br />
Teknik öğrenmek, zamana karşı yarışmak,<br />
rakiplerin imkanlarını bile bile korkmadan<br />
çalışmaktır… Sonuncu olmaktan korkmadan,<br />
olsanız bile iki yıl sonraki yarışmada tekrak<br />
ülkenizi temsil edebilme cesaretini layıkıyla<br />
gösterebilmektir hatta! Tıpkı Şef Emre İnanır<br />
gibi. Bu büyük bir adanmışlıktır.” sözleriyle<br />
yarışmanın gerçek manasını öyle güzel ifade<br />
ediyor ki, sonuncu olmamıza artık üzülmüyor,<br />
adanmışlığın hakkını verdiğimize seviniyorum<br />
bile.<br />
“Milyon euroluk rakip bütçeleriyle<br />
yarışmak çok zor”<br />
Başkan Mehmet Gök, devamında Macaristan<br />
serüvenini de örnek göstererek o yarışmada<br />
da 17 ülke arasında sonuncu olduğumuzu<br />
anımsatıyor ve bu yarışmadan çok dersler<br />
çıkarıldığını belirterek, şöyle devam ediyor:<br />
“Planlama, çalışma, ekipman, farklı<br />
teknikler, tepsi dizyanı gibi birçok konuda<br />
iki yıl öncesine göre iyi hazırlandık. Bu farkı<br />
sadece biz değil, yarışma komitesi dahil bizi<br />
tanıyan ülkeler de fark etti. Ama bunlar da<br />
tek başına yeterli değil. Çünkü yarıştığımız<br />
rakiplerimiz 30 yıldır bu işin içinde olan,<br />
geçmişten gelen deneyim ve birikimlerinin<br />
üzerine katarak devam ediyor.”<br />
Gök, bu noktada bir ana meseleye daha<br />
değinerek, her türlü organizasyonda en<br />
önemli katkı ve kaynağın sponsorluk ve<br />
devlet desteği olduğuna vurgu yapıyor.<br />
Rakiplerin milyon euroluk bütçeleriyle<br />
yarışmanın ‘gerçekten çok ama çok zor’<br />
olduğunu dile getiren Gök, sözlerine şu<br />
önemli notları ekliyor: “Son yarışmada birinci<br />
olan Danimarka neredeyse her yarışmanın<br />
ilk üçünde olan bir ülke. Bu yılki bütçeleri<br />
1.700.000 euro. Norveç ve İsveç gibi ülkelerin<br />
1’er milyon euro civarında ve diğer ülkeler<br />
500.000 euro kadar bütçeyle hazırlanıyor.<br />
Son 10 yılda büyük başarı gösteren<br />
Macaristan, devlet desteğiyle 1 milyon<br />
euro ile Danimarka’nın Rasmus Cohen ile<br />
anlaştı. Bildiğiniz gibi, Bocuse d’or’un efsane<br />
ismidir ve kendisinin 2 restoranı var. 3 ve 2<br />
yıldızlı bu şefin günlük ücreti 10.000 euro.<br />
Macaristan aldığı eğitimin üstüne koyarak<br />
son 10 yılda Avrupa seçmelerinde birincilik,<br />
dünya finalinde üçüncülük kazandı. Tüm<br />
organizasyonlarda ilk 10 içindeki ciddi bir<br />
rakip oldu.”<br />
“Biz en düşük bütçeyle yarıştık”<br />
Söyleşimizin devamında Gök, Türkiye’nin de<br />
bu imkanlarla büyük başarılara imza atacağı<br />
inancını paylaşıyor. “Buna canıgönülden<br />
inanıyorum ama diğer türlü bu yarışmada<br />
bizim imkanlarımız ve gücümüzle başka<br />
türlüsü imkansız.” diyen Gök, ilk günden<br />
bu yana yarışmaya destek veren Metro<br />
Türkiye, Bonna, Uno Endüstiyel, Güren<br />
Metal, SePlus, White Uniform ve Çırağan<br />
Palace Kempinski’ye teşekkürü bir borç<br />
bilerek, “Bizim bu yılki brüt vergi öncesi<br />
sponsorluk gelirlerimizin toplamı 38.000<br />
euro. Bu kaynak eminim Bocuse d’Or<br />
yarışmalarındaki en düşük bütçedir. Buna<br />
rağmen ülkemizin bayrağını dünyanın en<br />
prestijli organizasyonunda dalgalandırmak,<br />
çok güçlü rakiplerimizle başa baş yarışmak<br />
sonucu ne olursa olsun büyük bir gurur.”<br />
diye de ekliyor.<br />
Tüm bu imkansızlıklara rağmen Başkan Gök,<br />
gelecek müsabakalardan umutlu! Bocuse<br />
d’Or Türkiye üyesi şeflerle ellerinden gelenin<br />
en iyisini yapmaya devam edeceklerini<br />
söyleyen Gök, “Belki bir gün ülkemizin Kültür<br />
ve Turizm Bakanlığı her fırsatta gastronomi<br />
sözcüğünü söylemden öteye götürerek<br />
bir adım atar ve bizlere destek olur. Diğer<br />
taraftan herkes sonuç odaklı konuşmayı çok<br />
seviyor. Yarışma bittiğinde bir sıcak gündem<br />
olarak önüne gelen herkes yazıp çiziyor. ‘Öyle<br />
olsaydı, böyle olsaydı’ demek çok kolay. Emin<br />
olun, yıllardır bu işin içinde bir şef olarak<br />
zaten kazananların bunu nasıl başardıklarını<br />
çok iyi biliyoruz. Bizim tüm eksiğimiz, kaynak<br />
ve pozitif destek.” diyerek de eleştiri ve<br />
serzenişlerini de açıklıkla dile getiriyor.<br />
“Mutfağa adanacak gençlere<br />
öncülük edecek”<br />
Gault Millau 2 şapka sahibi Reserved<br />
Cappadocia’nın kurucu ortaklığının yanı sıra<br />
Bocuse d'Or Türkiye Başkanlığı görevini de<br />
yürüten Mehmet Gök’ün gelecek hayallerinde<br />
gastronomi sektörüne kazandıracağı yepyeni<br />
yatırımlar var. Yıllar önce geliştirdiği birkaç<br />
restoran ve sokak yemek konseptinin<br />
olduğunu, onlardan birini ya da birkaçını<br />
hayata geçirmek istediğini dile getiren<br />
Gök’ün bir emeli de insanlara dokunabileceği<br />
projelere imza atmak! 2011 yılında çizim<br />
ve işlevsellik hakları kendine ait bir mutfak<br />
ekipmanın da patent sahibi olduğunu anlatan<br />
Gök, bu hayalini yetişme yurdunda kalan 16-<br />
17 yaşlarındaki çocuklara Belediyeler ve Milli<br />
Eğitim Bakanlığı desteğiyle mutfak eğitimi<br />
vererek gerçekleştirecek. Mutfağa adanmış<br />
şefin tek arzusu, bu yola adanacak gençlere<br />
öncülük etmek ve ilham olabilmek!
?<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech gastro güncel<br />
KAFE VE RESTORAN<br />
IŞLETMECILERININ<br />
NE KADARI FIRSATÇILIK<br />
PEŞINDE<br />
76<br />
Areda Piar şirketinin araştırmasına göre, Türk halkının yüzde 82,1’ine göre kafe ve<br />
restoran işletmecileri enflasyonu bahane ederek fırsatçılık yapıyor.<br />
Areda Piar araştırma şirketi,<br />
Türkiye genelinde 1.100 kişinin<br />
katılımıyla Kafe ve Restoran<br />
Fiyatları Algı Araştırması gerçekleştirdi.<br />
Araştırmaya katılanların yüzde 88,3’ü<br />
kafe ve restoran fiyatlarını oldukça<br />
yüksek bulurken, yüzde 82,1’i kafe ve<br />
restoran işletmecilerinin enflasyonu<br />
bahane ederek fiyat yükselttiklerini<br />
ve bunu fırsatçılığa çevirdiklerini<br />
düşünüyor. Yüzde 66,2’si geçen yıla<br />
göre kafe ve restoranlarda daha az<br />
tüketim yapıyor. Tek seferde bir kişi için<br />
ortalama 553,5 TL hesap ödeniyor ve<br />
hesap ödendikten sonra halkın yüzde<br />
33’ünü pişmanlık duygusu sarıyor. Fiyat<br />
artışları nedeniyle başlatılan boykot<br />
kampanyalarını ise yüzde 47,6’sı çözüm<br />
olarak görüyor.<br />
Türk halkı kafe ve restoranlarda<br />
çay / kahve içip sosyalleşiyor<br />
Araştırmaya göre Türk halkının yüzde<br />
23,8’i dışarıda kafe veya restoranlara<br />
gidip yeme içmeyi bir sosyalleşme<br />
aracı olarak görürken, yüzde 21,8’i<br />
keyifli vakit geçirdikleri bir zaman<br />
dilimi olarak değerlendiriyor. Çalışma<br />
hayatına katılımın artmasıyla birlikte<br />
evde geçirilen sürenin azalmasına karşı<br />
dışarıda yeme-içme tüketimi pratik bir<br />
çözüm olarak görülebiliyor. Araştırma<br />
sonuçları da bu durumu destekler<br />
nitelikte. Türk halkının yüzde 17’si<br />
dışarıda yeme içmeyi bir kolaylık; yüzde<br />
14,3’ü ise zorunluluk olarak görüyor.<br />
Ayrıca yüzde 9,8’i lezzet aracı, yüzde<br />
8,6’sı rahatlama ortamı, yüzde 1,6’sı<br />
yeni bir keşif, yüzde 1,2’si için ayrıcalık
78<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gastro güncel<br />
olarak gördüğünü ifade ediyor.<br />
Dışarıda yeme içmeyi sosyalleşme,<br />
keyif alma, yeni lezzet ve mekanlar<br />
keşfetme aracı olarak gören Türk halkı,<br />
restoran veya kafelere ağırlıklı olarak<br />
çay, kahve veya meşrubat gibi içecekler<br />
içmeye gidiyor ve bu oran yüzde 61,5<br />
olarak karşımıza çıkıyor. Ayrıca yüzde<br />
49,4’ü akşam yemeğine, yüzde 32’si<br />
öğle yemeğine, yüzde 21,4’ü kahvaltıya<br />
ve yüzde 12’si alkollü içecekler<br />
tüketmek için kafe ve restoranlara<br />
gitmeyi tercih ediyor.<br />
Yüzde 88,3’üne göre kafe ve<br />
restoranların fiyatları çok yüksek<br />
Araştırmaya göre Türk halkının yüzde<br />
88,3’ü kafe ve restoran fiyatlarının çok<br />
yüksek olduğunu belirtiyor. Fiyatları<br />
yüksek bulanlar detaylandırıldığında<br />
ise yüzde 44,8’i fiyatları çok<br />
yüksek, yüzde 43,5’i fiyatların<br />
sunulan hizmete oranla<br />
oldukça yüksek olduğunu<br />
ifade ediyor. Fiyatların makul<br />
olduğunu belirtenlerin oranı<br />
yüzde 6,1; bu konu hakkında<br />
fikri olmadığını söyleyenlerin<br />
oranı ise yüzde 5,5 olarak<br />
karşımıza çıkıyor.<br />
Hesap masaya gelince pişmanlık<br />
duygusu artıyor<br />
Araştırmada, kafe ve restoran<br />
fiyatlarının artmasına bağlı olarak,<br />
dışarıda yeme içme oranlarının da<br />
azaldığı görülüyor. Katılımcıların yüzde<br />
66,2’si, geçen yıla göre dışarıda yemeiçme<br />
anlamında daha az tüketime<br />
sahip olduğunu belirtirken yüzde 30,9’u<br />
ise geçen yıla oranla benzer sıklıkta<br />
dışarıda tüketim yaptığını söylüyor.<br />
Geçen yıla göre daha sık dışarıda<br />
yemek yediğini belirtenler ise yüzde<br />
2,9 olarak araştırmaya yansıyor. Son<br />
bir ayda, tek seferde en yüksek bir<br />
kişi için ödenen fiyat ortalamasının<br />
553,5 TL olduğu görülüyor. Detaylara<br />
bakıldığında ise; yüzde 42,3’ü 250 – 500<br />
TL, yüzde 22,7’si 0 – 250 TL, yüzde<br />
21,7’si, 501 – 1000 TL,<br />
yüzde 8,2’s 1001 –<br />
1500 TL ve yüzde<br />
5,1’i son bir<br />
ayda,<br />
tek seferde en yüksek 2000 TL ve üzeri<br />
ödediğini ifade ediyor. Katılımcılara<br />
hesabı ödedikten sonra yaşadıkları<br />
hissin ne olduğu sorulduğunda ise<br />
yüzde 33’ü pişmanlık duygusu, yüzde<br />
11,2’si endişe, yüzde 3,2’si memnuniyet,<br />
yüzde 2,3’ü mutluluk, yüzde 2’si hafiflik<br />
ve yüzde 1,9’u da tatmin duygusu<br />
yaşadığını belirtiyor. Ayrıca yüzde<br />
46,4’ü bu konuyla ilgili özel bir his<br />
yaşamadığını ifade ediyor.<br />
Enflasyon bahane edilerek<br />
fırsatçılık yapılıyor<br />
Araştırmaya katılanların yüzde 82,1’i,<br />
kafe ve restoran işletmecilerinin<br />
enflasyonu bahane ederek fiyat<br />
yükselttiklerini ve bunu fırsatçılığa<br />
çevirdiklerini düşünüyor. Yüzde<br />
17,8’i ise bu fikri desteklemiyor.<br />
Fiyat artışlarıyla ilgili özellikle<br />
sosyal medyada yayılan boykot<br />
çağrılarının çözüm olup<br />
olmadığı da araştırma<br />
soruları arasında yer alıyor.<br />
Buna göre katılımcıların<br />
yüzde 47,6’sı boykotun<br />
çözüm olabileceğini<br />
düşünürken yüzde<br />
24,1’i kısmen işe<br />
yarayacağını ve yüzde<br />
28,2’si ise boykotun<br />
bir karşılığı olmadığı<br />
görüşünde.
üfelerimizin farkındayız...<br />
büfelerrmmzzn farkındayız...<br />
www.monotech.com.tr<br />
biz işimizi çok seviyoruz<br />
her mekana özel açıkbüfe tasarlıyoruz ve ürettyoruz.<br />
Kirman Arycanda De Luxe<br />
özenle tasarlıyoruz. itina ile üretiyoruz. yaptığımız işten keyif alıyoruz.
80<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gastro güncel / makale<br />
Değerli okurlarım bir önceki sayıda<br />
İstanbul mutfağının tarihsel sürecine<br />
değinmiştim. İlk yazımda Fatih Sultan<br />
Mehmet döneminde Türklerin İstanbul'a<br />
yerleşmeye başlamalarından, yanlarında<br />
Orta Asya, Anadolu ve Selçuklu mutfak<br />
kültürünü getirmelerinden ve sonuç olarak<br />
birçok kadim medeniyetten etkilenerek<br />
İstanbul mutfağını oluşturmalarından<br />
bahsettim. Özellikle Bizans ve Orta<br />
Asya mutfağından izler taşıyan İstanbul<br />
mutfağının tarihçesine değindim. Tartışmalı<br />
konulardan biri olan baklavayı ele alarak,<br />
tarihsel ve coğrafi bağlamlarda inceledim.<br />
Ardından, tavukgöğsü tatlısının kökeni ve<br />
dönüşümü hakkında bilgi verdim. Sonuç<br />
olarak, ilk yazımda İstanbul mutfağının<br />
zenginliğinin Osmanlı döneminden itibaren<br />
şekillendiğini ve günümüze kadar geldiğini<br />
vurguladım.<br />
Bu yazımda ise, İstanbul mutfağının<br />
tarihsel değişim ve dönüşüm serüveninin<br />
izini sürmeye çalışacağım. Osmanlılar,<br />
İstanbul'u fethettiklerinde gelişmiş bir<br />
mutfak kültürüne sahipken, İstanbul<br />
mutfağında köklü dönüşümler yaşadı.<br />
Göçebe yaşamdan yerleşik hayata geçiş,<br />
İslamlaşma ve göçler Türk mutfağını<br />
etkileyen üç önemli faktördü. İstanbul,<br />
Bizans kültürünün merkezi olduğu bin<br />
yıllık bir geçmişe sahipti ve Osmanlı<br />
İmparatorluğu'nun fethi, Grek-Roma ve<br />
Orta Asya Türk kültürlerinin etkileşimini<br />
işaret eden bir dönüm noktası olmuştur.<br />
Tarihi İstanbul Mutfağı<br />
Tarihi İstanbul mutfağı, temel olarak<br />
Osmanlı Saray ve Halk mutfağı olmak<br />
üzere iki ana kategoriye ayrılabilir. Osmanlı<br />
Saray mutfağı 15. yüzyılda gelişmeye<br />
başlamış ve özellikle Fatih’in İstanbul'u<br />
fethetmesinden sonra önemli dönüşümlere<br />
DrṀurat<br />
İstanbul Gelişim Üniversitesi<br />
Dogan<br />
Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan Yardımcısı<br />
Doç.<br />
Türkiye gastronomisinin büyük ustası<br />
Tuğrul Şavkay (1951-2003)<br />
uğramıştır. İstanbul mutfağının en önemli<br />
temellerinden biri, Orta Asya'dan gelen<br />
Türk ve yerleşik Bizans kültürlerini<br />
birleştiren Osmanlı Saray mutfak<br />
geleneğidir. Padişahın sofrasındaki temel<br />
yiyecekler arasında genellikle çorba,<br />
koyun eti, pirinç ve şerbet bulunurdu.<br />
Bu temel unsurların yanı sıra tavuk,<br />
erişte, yoğurt, sakatat, ıspanak, bulgur,<br />
mantı gibi besinler de yaygın olarak yer<br />
almaktaydı. Başlangıçta basit ve sade olan<br />
saray mutfağı, imparatorluk genişledikçe<br />
zamanla daha zengin ve çeşitli hale<br />
gelmiştir.<br />
Osmanlı Saray Mutfağı<br />
Osmanlı Saray mutfağında sunulan yemek<br />
çeşitleri arasında kuzu kebabı, terbiyeli<br />
çorba, tandır kebabı, enginar yahnisi,<br />
kızartılmış tavuk, etli elma dolması,<br />
yumurta dolması, yaprak sarması, erişte,<br />
börek, baklava, sütlaç, aşure ve çeşitli<br />
şerbetli tatlılar bulunmaktadır. Kullanılan<br />
baharatlar arasında safran, kimyon, hardal,<br />
kişniş ve tarçın yer alırken, içecekler<br />
arasında limon suyu, boza, su, kahve,<br />
hoşaf ve çeşitli şerbetler bulunmaktadır.<br />
Osmanlı Saray mutfağı, alkollü içeceklerin<br />
yer almadığı bir kültürde, özellikle hoşaf<br />
ve şerbet kültürünün gelişmesine katkıda<br />
bulunmuştur.<br />
İstanbul Halk Mutfağı<br />
15. ve 17. yüzyıllar arasındaki İstanbul<br />
halkının günlük beslenme alışkanlıkları<br />
incelendiğinde, günde iki öğün yemek<br />
yedikleri, sofralarında en çok çorba,<br />
et yemekleri ve pilavın yer aldığı<br />
görülmektedir. Müslüman halk balık ve<br />
dana etini Rumlar kadar tercih etmiyordu.<br />
Ancak sebze ve tahıl yemeklerine de<br />
sofralarında sıklıkla rastlanırdı. Pirinç,<br />
baklagiller, hamur işleri, yoğurt, peynir,<br />
meyve, nohut ve mercimek gibi temel<br />
)<br />
gıdalar yaygındı. Maddi durumu daha<br />
iyi olanlar kebap, et ve tavuk yemekleri,<br />
dolma, katmer, ballı börek gibi özel<br />
yemekleri daha çok tercih ederdi. Tatlı<br />
ve içecek tercihleri arasında helva, sütlü<br />
ve hamurlu tatlılar ve hoşaf yer alırdı.<br />
Baklava, muhallebi, zerde gibi tatlılar çok<br />
popülerdi. İstanbullular tahin, susam ve<br />
keten helvasını diğerlerine göre daha fazla<br />
tüketirdi. Halk mutfağı, saray mutfağına<br />
göre daha sade sunumlarla karakterize<br />
edilse de lezzet ve çeşitlilik açısından<br />
zengin sofralar hazırlanırdı.<br />
Çarşı Mutfağı<br />
İstanbul mutfağı sadece saray veya<br />
halk mutfağından ibaret değildi. Şehir<br />
tarih boyunca ticaret, siyaset ve kültür<br />
açısından öne çıktığı için uzak bölgelerden<br />
gelen tüccarlar, âlimler ve seyyahlar<br />
çeşitli yiyecek ihtiyaçlarını çarşılardaki<br />
dükkânlardan karşılamışlardır. Kebapçılar,<br />
işkembeciler, börekçiler, dolmacılar,<br />
salatacılar, hoşafçılar ve günümüzdeki<br />
esnaf lokantalarına benzeyen aşçı<br />
dükkânları gibi birçok yemek satan dükkân<br />
bulunmaktaydı. Genellikle tek, iki ya da üç<br />
çeşit yemek sunan bu dükkânların aşçıları<br />
da uzmanlık alanlarında usta olmuşlardı.<br />
Ayrıca çarşı ve diğer meydanlarda yemek<br />
hazırlayan sokak satıcılarının yiyecekleri<br />
de şehrin mutfak kültürünün ayrılmaz bir<br />
parçası haline gelmiştir. Simit, dondurma,<br />
kokoreç, midye dolma, tavuklu pilav,<br />
muhallebi, horoz şekeri, boza, şerbet,<br />
limonata gibi ustadan ustaya aktarılan<br />
yiyecekler satılmaktaydı.<br />
Sonuç olarak, İstanbul mutfağı tarih<br />
boyunca farklı yemek kültürlerinden<br />
etkilenmiş, farklı toplumların dinamiklerini<br />
ve geleneklerini harmanlamıştır. Böylece<br />
kültürlerarası etkileşim zengin ve özgün bir<br />
mutfak ortaya çıkarmıştır.
82<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gastro güncel<br />
Le Meridien İstanbul da<br />
gıda atıklarını bu sistemle<br />
takip edecek!<br />
Le Meridien İstanbul Etiler, 2025 Marriott Sürdürülebilirlik hedefleri kapsamında<br />
Fazla Akıllı Tartı Sistemi ile gıda atıklarını takip etmeye başladı.<br />
İsrafla<br />
"<br />
ve israf kaynaklı karbon<br />
salınımıyla mücadele etmek için<br />
teknoloji tabanlı bütünsel atık<br />
yönetimi çözümleri geliştiren<br />
Fazla; küresel çapta sektör lideri<br />
olan Marriott’ın öncü markalarından<br />
Le Meridien ile geliştirdiği iş birliği<br />
kapsamında otelcilik ve turizm<br />
sektöründe pozitif ve sürdürülebilir<br />
etki ortaya koyuyor. Bu doğrultuda<br />
Le Meridien İstanbul Etiler,<br />
Fazla’nın HoReCa sektörü için özel<br />
olarak geliştirdiği ve gıda atığının<br />
izlenebilirliğini sağlayan Akıllı Tartı<br />
Sistemi ile otelde oluşan gıda atıklarını<br />
ölçümleyerek atığı ve atık kaynaklı<br />
karbon salımını azaltmayı hedefliyor.<br />
Yurdürün: “Gıda atıklarının<br />
ölçümü ve takibi için bir teknoloji<br />
arayışındaydık”<br />
Gerçekleşen iş birliği hakkında bilgi<br />
veren Le Meridien İstanbul Etiler<br />
Sürdürülebilirlik & Kalite Müdürü<br />
Sümeyye Yurdürün şunları söyledi:<br />
“Genişleyen küresel varlığımızla<br />
birlikte sorumlu bir şekilde çalışma<br />
konusunda büyük bir yükümlülüğümüz<br />
var. Sürdürülebilirliği değer zincirimize<br />
entegre ederken ve iklimle ilgili riskleri<br />
azaltırken, çevresel etkimizi azaltmak<br />
ve kaynakları sorumlu bir şekilde<br />
kullanmak için her gün çalışıyoruz.<br />
Le Meridien İstanbul olarak Marriott<br />
International’ın da sahip olduğu<br />
hedefleri doğrultusunda 2025 yılına<br />
kadar gıda atığını %50 azaltma<br />
taahhüdümüz kapsamında gıda<br />
atığımızı takip etmemizi sağlayacak<br />
yenilikçi bir teknoloji arayışındaydık. Bu<br />
sırada yerli firma olan Fazla’nın Akıllı<br />
Tartı Sistemi ile tanıştık. Bugün, Akıllı<br />
Tartı Sistemi’nin sunduğu teknoloji<br />
ve kullanım kolaylığı ile üretim ve<br />
kahvaltı büfemizde oluşan atıkların<br />
dijital olarak ölçümünü ve takibini<br />
yapabiliyor, gıda atığını kaynağında<br />
azaltmak için 2025 hedefimize giden<br />
yolda aksiyonlar alabiliyoruz.”<br />
Koçer: “Profesyonel mutfaklarda<br />
gıda atığını %50 azaltmak mümkün”<br />
Akıllı Tartı Sistemi ile profesyonel<br />
mutfaklarda oluşan gıda atığını<br />
%50 oranında azaltmanın mümkün<br />
olduğunu belirten Fazla Pazarlama<br />
ve Ticari İşler Direktörü Koray Koçer<br />
de “Marriott International hem<br />
küresel çapta hem de Türkiye<br />
ayağında sürdürülebilirlik<br />
konusuna sürekli dikkat<br />
çeken öncü bir çatı marka.<br />
Sektörde bu kadar büyük bir<br />
etkiye sahip bir markanın<br />
önde gelen otellerinden Le<br />
Meridien İstanbul Etiler ile<br />
Akıllı Tartı Sistemi projesini<br />
ilk defa hayata geçirmekten<br />
mutluluk duyuyoruz. “Ölçemediğiniz<br />
şeyi yönetemezsiniz” mottosundan<br />
yola çıkarak, hızlı mutfak operasyonu<br />
sırasında ihtiyaç duyulan teknolojiyi<br />
sağlamak üzere geliştirdiğimiz Akıllı<br />
Tartı Sistemi, sunduğu web tabanlı<br />
raporlama sayesinde atığın takibini<br />
sağlıyor. Veriye dayalı olarak atığı<br />
ve karbon emisyonunu azaltmak<br />
için aksiyon almaya olanak sağlayan<br />
sistemimiz ile Le Meridien İstanbul<br />
Etiler’in sürdürülebilirlik kapsamında<br />
global hedeflerine hızlı bir şekilde<br />
ulaşmasını sağlayacağız.” şeklinde<br />
konuştu.
84<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gustonun yorumu<br />
Gusto-Akademisyen<br />
Reha Tartıcı<br />
Sürdürülebilir kalkınma ile yaşanan<br />
değişim!<br />
İnsan ve fiziksel çevre arasındaki ilişkinin<br />
tarihsel evrimi, sürdürülebilir kalkınma ve<br />
yeşil büyüme kavramlarının ortaya çıkışını<br />
anlamak için kritik bir unsurdur. Bu evrim,<br />
çevre ile ilgili algıların zaman içinde nasıl<br />
değiştiğini üç farklı dönemde açıklar.<br />
Birinci dönemde, çevre genellikle yeni türlerin<br />
hayatta kalma mücadelesi verdiği zorlu bir<br />
ortam olarak görülmüştür. Çevreye duyulan<br />
saygı zaman zaman var olsa da, temel olarak<br />
insanların daha etkili bir şekilde hayatta<br />
kalmalarını sağlamak için yapılmıştır.<br />
İkinci dönemde, insanlar ekonomik<br />
büyümenin genellikle çevreyi olumsuz<br />
etkilediğini fark etmeye başlamıştır. Bu<br />
dönemde çeşitli sosyal baskılar, çevreyi<br />
iyileştirmek için ortaya çıkmış ve sonuç olarak<br />
çevre kalitesi yavaşça iyileşmeye yönelmiştir.<br />
Ancak, çevrenin korunma maliyeti ekonomik<br />
büyümeyi olumsuz etkilemiştir.<br />
Üçüncü dönemde ise, ekonomik büyümenin<br />
sınırları ve bunun çevre ve toplum üzerindeki<br />
etkileriyle ilgili sorular ortaya çıkmıştır. Bu<br />
sorunları vurgulamak amacıyla, 1973 yılında<br />
Birleşmiş Milletler Çevre Programı'nda ekokalkınma<br />
terimi ortaya çıkmıştır.<br />
Eko-kalkınma, biyosfer kaynaklarının uzun<br />
vadeli optimizasyonuna dayalı muhafazakar<br />
kalkınma ve doğanın korunmasını dikkate<br />
alan uygun teknoloji ve üretim sistemini<br />
içeren bir kalkınma yaklaşımını ifade<br />
etmektedir. Bu kavram, ekonomik büyümenin<br />
sürdürülebilir olabilmesinin, doğal çevrenin<br />
bağımlılığı göz önüne alındığında mümkün<br />
olduğu fikrini ortaya koyarak, bu konudaki<br />
tartışmaları 1980'lerin başlarına kadar<br />
devam ettirmiştir. 80'li yıllarda, Birleşmiş<br />
Milletler, sürdürülebilir kalkınma kavramının<br />
oluşmasında ve içeriğinin şekillenmesinde<br />
önemli bir rol oynamıştır.<br />
Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu'nun<br />
1987 yılında yayınlanan "Ortak Geleceğimiz"<br />
adlı Brundtland Raporu, sürdürülebilir<br />
kalkınma kavramını ortaya koymak için<br />
önemli bir adım olmuştur. Raporda,<br />
sürdürülebilir kalkınma, bugünün ihtiyaçlarını<br />
karşılayarak gelecek kuşakların ihtiyaçlarını<br />
gözetme prensibiyle tanımlanmıştır.<br />
Sürdürülebilir kalkınma kavramı, 1992<br />
yılında yapılan Rio de Janeiro Dünya<br />
Zirvesi'nde "Gündem 21" adlı bir model<br />
programın benimsenmesiyle daha fazla<br />
ilgi çekmeye başlamıştır. Zirveden hemen<br />
sonra, sürdürülebilir kalkınma ilkesi birçok<br />
ülkede hükümetler tarafından benimsenmiş<br />
ve çevresel hedeflerin öncelikli olarak ele<br />
alınmasında etkili olmuştur.<br />
1993 yılında Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir<br />
Kalkınma Komisyonu kurulmuştur. 1996'da<br />
İstanbul'da düzenlenen İnsan Yerleşimleri<br />
Konferansı-Habitat II, dünya genelinde tüm<br />
yerleşimleri insanlar için sağlıklı, güvenli,<br />
adil ve yaşanabilir kılmayı amaçlayan bir<br />
zirve olarak gerçekleşmiştir. 1997'de New<br />
York'ta düzenlenen Rio+5 Zirvesi, 1992 Rio<br />
Konferansı kararlarının uygulanabilirliğini<br />
değerlendirmiştir. Eylül 2000'de, 189 ülkenin<br />
liderleri New York'ta bir araya gelerek tarihi<br />
Milenyum Deklarasyonu'nu imzalamıştır.<br />
2002'de Güney Afrika'nın Johannesburg<br />
kentinde gerçekleştirilen BM Dünya<br />
Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi Gündem<br />
21 uygulamalarının değerlendirilmesini<br />
amaçlamıştır.<br />
Sürdürülebilir kalkınmanın temelini iyi<br />
yönetişim, çevresel, sosyal ve ekonomik<br />
politikalar, demokratik kurumlar, hukukun<br />
üstünlüğü, yolsuzlukla mücadele, cinsiyet<br />
eşitliği ve yatırım için uygun bir ortam<br />
oluşturmaktadır. 2012'de Rio de Janeiro'da<br />
gerçekleştirilen Rio+20 BM Sürdürülebilir<br />
Kalkınma Konferansı, Küresel Yeşil Büyüme<br />
Enstitüsü'nün kurulmasını kararlaştırmıştır.<br />
Zirvenin sonuç bildirgesinde, yeşil ekonomiye<br />
geçişle ilgili ülkelere rehberlik edecek<br />
uygulanabilir önerilerin oluşturulması<br />
vurgulanmıştır. 2015'te BM üye devletleri,<br />
evrenselliği ve insan haklarını temel alan<br />
2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi’ni<br />
benimsemiştir. Bu vizyon, insanlara ve<br />
gezegene odaklanan bir sürdürülebilir<br />
kalkınma çağına geçişi amaçlamıştır.<br />
Sürdürülebilir kalkınma, dünya genelinde<br />
hükümetlerin ve toplumun, toprak altı<br />
kaynakları, enerji, geleneksel ve yeni<br />
malzemeler, ulaşım gibi mevcut ve<br />
gelecekteki ihtiyaçlar arasında denge<br />
sağlama sorumluluğunu artırmıştır. Bu<br />
sorumluluk genellikle çevresel ve sosyal<br />
sorunları dengelemeye yöneliktir ve ortak<br />
kökleri bulunan konuları içermektedir. Bu<br />
durum, sürdürülebilir kalkınma konularında<br />
disiplinler arası ve çok taraflı araştırmaların<br />
önemini vurgularken, ayrıca yeşil büyüme ve<br />
yeşil ekonomi perspektifleriyle ilgili sorulara<br />
yanıt arayabilir.<br />
Gerçek bir yeşil ekonomiye geçiş süreci,<br />
tüm endüstrilerin sürdürülebilir gelişimini<br />
ve üretim ile tüketimin yeşil teknolojilerle<br />
desteklenmesini gerektirir. Bu süreç,<br />
sürdürülebilir mal ve hizmetlerin üretimini<br />
artıran ve geri dönüşümü temel alan "yeşil<br />
büyüme" kavramını içerir. Yeşil büyüme,<br />
sürdürülebilir kalkınmanın ayrılmaz bir<br />
parçasıdır ve bu bağlamda yeşil ekonomi<br />
gelişimi, geri dönüşüm odaklı sürdürülebilir<br />
mal ve hizmetlerin üretimini artırmayı<br />
hedeflemektedir. Yeşil büyüme ve yeşil<br />
ekonomi kavramlarının net bir şekilde<br />
tanımlanması, sürdürülebilir kalkınma ile<br />
olan farkın daha iyi anlaşılmasına yardımcı<br />
olabilecektir.
86<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gastro etkinlik<br />
Elite World, Van kahvaltısının<br />
tanıtım ve kültür elçiliğini<br />
üstlendi<br />
Elite World <strong>Hotel</strong>s & Resorts, Van kahvaltısının tanıtım ve kültür elçiliğine katkı<br />
sağlayacak “Dünden bugüne iz bırakan lezzetler: Van Kahvaltısı” projesine imza attı.<br />
Yöresel kahvaltısını 11 otelindeki menülerine de eklemeyi planlayan yerli otel zinciri;<br />
İstanbul’dan Sapanca’ya Van’dan Marmaris’e Türkiye’nin farklı bölgelerinde bulunan<br />
otellerinde konaklayan turistlere yerel lezzetleri deneyimleme fırsatı sunacak.<br />
Türkiye’nin önde gelen otel<br />
zincirlerinden Elite World<br />
<strong>Hotel</strong>s & Resorts, markanın<br />
doğduğu şehir olan Van’ın kültürel<br />
mirasına katkı sağlayacak “Dünden<br />
bugüne iz bırakan lezzetler: Van<br />
Kahvaltısı” projesini hayata geçirdi.<br />
17 Nisan Çarşamba günü Elite World<br />
Grand Sapanca ev sahipliğinde<br />
düzenlenen lansman kahvaltısına<br />
Elite World <strong>Hotel</strong>s &Resorts Satış<br />
ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim<br />
Kurulu Üyesi Emel Elik Bezaroğlu,<br />
Elite World <strong>Hotel</strong>s & Resorts CEO’su<br />
Orkun Petekçi ve Elite World <strong>Hotel</strong>s<br />
& Resorts Mutfaklar Koordinatörü<br />
Mehmet Uzunöz katıldı.<br />
11 oteli ve 5 bine yakın yatak<br />
kapasitesiyle yaklaşık 50 yıldır turizm<br />
sektöründe faaliyet gösteren Elite<br />
World, her yıl otellerinde dünyanın<br />
dört bir yanından binlerce turisti<br />
ağırlıyor. Van kahvaltısını otellerindeki<br />
menüye de ekleyecek olan Elite<br />
World, İstanbul’dan Sapanca’ya<br />
Van’dan Marmaris’e Türkiye’nin farklı<br />
bölgelerinde bulunan otellerinde<br />
konaklayan turistlere yerel lezzetleri<br />
deneyimleme fırsatı sunacak.<br />
Yerel üreticilerden temin edilecek<br />
Van'ın kültürel ve gastronomik mirasını<br />
koruma ve daha geniş kitlelere<br />
tanıtmayı amaçlayan proje ile bölge<br />
ekonomisine de katkı sağlanması<br />
hedefleniyor. Zincirin sahip olduğu<br />
11 otelin menüsüne de girecek olan<br />
Van kahvaltısında yer alacak ürünler,
düzenli olarak yerel üreticiler ve<br />
Van'daki tedarikçilerden temin<br />
edilecek. “Van Kahvaltısı” menüsünde<br />
bölgenin vazgeçilmez lezzetlerinden<br />
otlu peynir, süzme bal, Van kavut tozu,<br />
Van ceviz reçeli, Van yayık tereyağı,<br />
murtağa, Van cacığı, Van çöreği, Siirt<br />
tahini ve Mardin pekmezi yer alıyor.<br />
Bezaroğlu: “Amacımız, dünya<br />
mutfağına taşımak”<br />
Elite World <strong>Hotel</strong>s &Resorts Satış<br />
ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim<br />
Kurulu Üyesi Emel Elik Bezaroğlu,<br />
“Dünden bugüne iz bırakan lezzetler:<br />
Van Kahvaltısı projesi ile yerel<br />
lezzetlerimizin izinde bir yolculuk<br />
sunuyor. Bu yolculuğu bir sonraki<br />
durağı olan dünya mutfağına hep<br />
birlikte taşımayı ve bu alanda bilinirlik<br />
oluşturmayı amaçlıyoruz. Proje ile<br />
bölge ekonomisine katkı sağlamayı da<br />
hedefliyoruz” açıklamasında bulundu.<br />
Petekçi: “Misafirlerimizi kültürel<br />
değerimizle de tanıştırmak<br />
istiyoruz”<br />
Elite World <strong>Hotel</strong>s & Resorts<br />
CEO’su Orkun Petekçi, “Türk<br />
misafirverperliğini en iyi şekilde<br />
temsil eden iş anlayışımızla turizmin<br />
sadece ‘misafirleri ağırlamak’ değil,<br />
onları kültürümüzle de en iyi şekilde<br />
tanıştırmaktan geçtiğine inanıyoruz.<br />
Bu vizyondan hareketle başlattığımız<br />
Van kahvaltısı projesiyle, ülkemize<br />
gelen ve otellerimizde konaklayan<br />
Van kahvaltısının tanınırlığının artırılması için yerel kurumlar<br />
tarafından da bir süredir çalışmalar yapılıyor. 2020 yılında Van<br />
Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nin girişimleriyle "Coğrafi İşaret Tescil<br />
Belgesi" alınmış ve resmi olarak tanınmıştı. Ayrıca Van Ticaret<br />
ve Sanayi Odası, Van kahvaltısının küresel bilinirliğini artırmak<br />
ve dünyaya tanıtmak amacıyla her yıl haziran ayının ilk pazar<br />
gününün UNESCO tarafından "Dünya Kahvaltı Günü" ilan<br />
edilmesi için girişimde bulunmuştu.<br />
tüm misafirlerimizi bu kültürel değerimizle<br />
tanıştırmayı amaçlıyoruz” şeklinde konuştu.<br />
Uzunöz: “Yerel üreticilerimizi destekliyoruz”<br />
Elite World <strong>Hotel</strong>s & Resorts Mutfaklar<br />
Koordinatörü Mehmet Uzunöz ise “Tamamı<br />
coğrafi işaretli ürünlerden oluşan Van<br />
kahvaltısı menüsünde sunulan lezzetleri yerel<br />
üreticilerimizden temin ediyoruz. Böylece hem<br />
misafirlerimizin orijinal lezzetleri tatmalarını<br />
sağlarken hem de yerel üreticilerimize destek<br />
oluyoruz” diye konuştu.
88<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gastro etkinlik<br />
GIDA GÜVENLIĞI<br />
KONGRESI'NIN SEKIZINCISI<br />
DÜZENLENECEK<br />
Uluslararası Gıda Güvenliği Kongresi’nin sekizincisi 9 <strong>Mayıs</strong> Perşembe günü<br />
Grand Cevahir Otel ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek. Gıda Güvenliği Derneği<br />
koordinasyonunda düzenlenen kongrede gıda güvenliğindeki yeni riskler<br />
her yönüyle ele alınacak.<br />
Gıda Güvenliği<br />
Sorumluluğumuzdur” sloganı<br />
ile yapılacak “8. Uluslararası<br />
Gıda Güvenliği Kongresi” 9-10 <strong>Mayıs</strong><br />
tarihlerinde 8 oturum, 2 panel ve<br />
iki açılış konferansına ev sahipliği<br />
yapacak. Yurt içi ve yurt dışından<br />
değerli bilim insanlarının, sektör<br />
temsilcilerinin, meslek mensuplarının,<br />
sivil toplum kuruluşlarının katılacağı<br />
organizasyon için online kayıtlar devam<br />
etmektedir.<br />
Yeni Gıda Güvenliği Riskleri: Termal<br />
Proses Kontaminantları<br />
Gıda analiz tekniklerinde son yıllarda<br />
ortaya çıkan gelişmeler ile çok eskiden<br />
beri var olan kimi gıda güvenliği<br />
risklerinin yeni keşfedildiğini belirten<br />
Gıda Güvenliği Kongresi Bilim Danışma<br />
Kurulu Üyesi Prof. Dr. Vural Gökmen<br />
bu kapsamda; gerek endüstride<br />
gerekse evlerdeki üretimde ısıl<br />
işlemler sırasında gıdaların yapısında<br />
meydana gelen kimyasal değişiklerin<br />
mekanizmaları ve gıda güvenliğini<br />
yakından ilgilendiren sonuçları<br />
hakkında bilgi verdi.<br />
Hacettepe Üniversitesi Mühendislik<br />
Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü<br />
öğretim üyesi Prof. Dr. Vural<br />
Gökmen açıklamasında: “Gıdaların<br />
hazırlanmasında yüzyıllardır yaygın<br />
olarak uygulanan kızartma, kavurma ve<br />
fırında pişirme gibi işlemler sırasında<br />
oluşan proses kontaminantları,<br />
tüketicilerin işlenmiş gıdalara karşı<br />
kuşku ve endişelerini artırmıştır. Bu<br />
tür maddelerin ısıl işlem görmüş<br />
gıdalardaki varlığı yeni keşfedilmiş<br />
olmakla birlikte, insanoğlunun proses<br />
kontaminantlarının neden olduğu<br />
gıda güvenliği risklerine uzun yıllardır<br />
maruz kaldığı unutulmamalıdır.<br />
Diğer taraftan gıda endüstrisinin ısıl<br />
işlemlere dayalı bu yeni gıda güvenliği<br />
risklerine karşı yeterince hazırlıklı<br />
olmadığı anlaşılmaktadır.” dedi.<br />
Gıda güvenliği riskleriyle mücadele<br />
yolları aranacak<br />
Gıdaların gerek endüstriyel<br />
gerekse evsel üretiminde ısıl işlem<br />
uygulamasının yaygın şekilde<br />
kullanıldığını belirten Gökmen,<br />
“Gıdalar fırınlama, kızartma, kavurma,<br />
sterilizasyon, deodorizasyon gibi<br />
işlemler sırasında arzu edilen son<br />
ürün özelliğine ulaşmak amacıyla<br />
yüksek sıcaklıklara maruz kalırken,<br />
kompozisyonlarında önemli bazı<br />
kimyasal değişimler meydana<br />
gelmektedir. Gıdalarda ısıl işlem<br />
sonucunda oluşan ve insan sağlığını<br />
olumsuz etkilediği düşünülen<br />
maddeler yeni gıda güvenliği riskleri<br />
olarak gıda güvenliği otoritelerinin ve<br />
gıda endüstrisinin<br />
gündemini meşgul<br />
etmektedir.<br />
Akrilamid; furan<br />
ve türevleri;<br />
dikarbonil<br />
bileşikleri; ileri<br />
glikasyon ürünleri; kloropropanoller<br />
ve esterleri; glisidil esterleri bu<br />
maddelere örnek olarak verilebilir. Bu<br />
maddeler, oluşumlarına neden olan<br />
temel etkenin ısı olması nedeniyle<br />
termal proses kontaminantları olarak<br />
adlandırılmaktadır.” bilgisini verdi.<br />
Prof. Dr. Gökmen, kongrede yeni<br />
gıda güvenliği risklerinin her yönüyle<br />
ele alınacağını belirtti ve sözlerine<br />
şu şekilde devam etti: “Önümüzdeki<br />
dönemde gıda endüstrisinin termal<br />
proses kontaminantlarının neden<br />
olduğu gıda güvenliği riskleri ile<br />
mücadelede reformülasyon ve<br />
alternatif prosesler geliştirme yönünde<br />
çabalar artacak ve bu çabalarında<br />
başarılı olan firmalar tüketici güvenini<br />
sağlamada önemli avantaj sağlayacak.”
90<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gastro etkinlik<br />
GELECEĞIN MENÜLERI TREND<br />
RAPORU’NUN ILK ETKINLIĞI<br />
ALAF’TA GERÇEKLEŞTI<br />
Unilever Food Solutions’ın hazırladığı Geleceğin Menüleri Trend Raporu <strong>2024</strong>’ün<br />
Türkiye’deki ilk etkinliği, Türk mutfağının öne çıkan şeflerinden Murat Deniz<br />
Temel’in ev sahipliğinde Alaf Kuruçeşme’de gerçekleşti.<br />
Unilever Food Solutions, Türkiye<br />
için ise 5 trend belirledi: Karşı<br />
Konulmaz Sebzeler, Gelenekten<br />
Geleceğe Lezzetler, İyi Hissettiren<br />
Yiyecekler, Düşük Atıklı Menüler<br />
ve Lezzet Şoku. Raporun bu seneki<br />
ilk etkinliği, Alaf Kuruçeşme’nin<br />
Kurucu Şefi Murat Deniz Temel’in<br />
hazırladığı özel menü eşliğinde Alaf’ta<br />
gerçekleşti. Sektörde öne çıkan şefler<br />
ve basının yanı sıra sektör temsilci<br />
ve profesyonellerinden birçok önemli<br />
ismin ağırlandığı etkinlikte her bir trend<br />
özelinde duyulara hitap eden yemekler<br />
servis edildi. UFS Dünya Başkanı Star<br />
Chen de Geleceğin Menüleri projesi<br />
kapsamında Türkiye’de düzenlenen bu<br />
etkinlikte davetli olarak yer aldı.<br />
Alaf yorumu ile geleceğin menüsü<br />
Geleneksel yemeklerin şeflerin<br />
kendilerine özgü dokunuşları ile<br />
günümüzde de tercih edildiğinin<br />
altını çizen "Gelenekten Geleceğe<br />
Lezzetler" trendi Murat Deniz Temel<br />
tarafından menüde “Tarhana Pestili<br />
Arası, Tarhana Tartar, Tarhana Dip Sos<br />
ve Tarhana Cipsi” olarak yorumlandı.<br />
Yemeğin sağlık ve lezzet değerlerine<br />
birlikte odaklanan “İyi Hissettiren<br />
Yiyecekler” trendine ise “İçten Dışa<br />
Alaca Çorba” olarak menüde yer veren<br />
şef, sebzelerin artık sadece dengeli bir<br />
öğünün parçası olmadığı, aynı zamanda<br />
tabakların merkezine yerleştiği<br />
vurgulan "Karşı Konulmaz Sebzeler”<br />
trendini “Kuşkonmaz ve Kuşkonmaz”<br />
yorumuyla sundu. Düşünülmemiş tat<br />
kombinasyonları ve sıra dışı lezzetler<br />
sunmanın radikal yollarının yer aldığı<br />
"Lezzet Şoku” trendini “Acı, Tatlı,<br />
Ekşi” ile sunarak davetlilere lezzet<br />
deneyimi yaşatan Murat Deniz Temel,<br />
mutfaklarda atığı azaltmayı vurgulayan<br />
“Düşük Atıklı Menüler” trendini<br />
“Çikolata, Tarhana, Kuşkonmaz ve<br />
Kuzu Çıtır” tabağıyla sunarak geceyi<br />
tatlı ile sonlandırdı. Şef, geleceğin<br />
menü trendlerini yorumlarken her bir<br />
yemekte farklı duyulara seslenmeyi<br />
de ihmal etmedi. Tarhanayı sunarken<br />
farklı dokularda sunarak tatma, görme,<br />
duyma, dokunma gibi dokuların hepsini<br />
yemek deneyimine dahil etti. Misafirler<br />
kuşkonmaz yemeğinde yemek<br />
deneyimini kendileri oluştururken<br />
buldular.<br />
Temel: “Her bir yemeği farklı bir<br />
duyuyla eşledik”<br />
Murat Deniz Temel, UFS Geleceğin<br />
Menüleri Trend Raporu ve etkinlik<br />
hakkındaki düşüncelerini ise şöyle<br />
dile getirdi: “Açılışından beri Alaf'ın<br />
menüsünde yerel malzemelere, yerel
değerlere, geleneksel mutfağımıza<br />
yer veriyoruz. Gelenekseli bugün ile<br />
harmanlıyoruz. Rapordaki gelenekten<br />
geleceğe lezzetler, iyi hissettiren<br />
yiyecekler trendlerinin Alaf'ın<br />
gastronomi felsefesi ile örtüştüğünü<br />
gördük ve Geleceğin Menüleri <strong>2024</strong><br />
Raporu'nu Alaf yorumu ile lezzete<br />
dönüştürdük. Her bir yemeği farklı bir<br />
duyu ile eşlemeye çalıştık.”<br />
Tokgöz: “Raporun yol<br />
göstericiliğinin önemli<br />
kanıtlarından biri de…”<br />
Unilever Food Solutions Türkiye Genel<br />
Müdürü Yılmaz Tokgöz Geleceğin<br />
Menüleri Trend Raporu <strong>2024</strong>’ün<br />
ilk etkiliğinin ilham verici geçtiğini<br />
belirterek, etkinlik hakkında şunları<br />
söyledi: “Bu akşam uzun zaman<br />
250’si UFS şefi olmak üzere,<br />
dünyanın farklı kültürlerinden<br />
1600’den fazla şefin öngörüleri<br />
ile ortaya çıkan ve şeflere menü<br />
ve reçetelerinde yol göstermeyi<br />
amaçlayan Geleceğin Menüleri<br />
Trend Raporu <strong>2024</strong>’te İyi<br />
Hissettiren Yiyecekler, Karşı<br />
Konulmaz Sebzeler, Gelenekten<br />
Geleceğe Lezzetler, Paylaşma<br />
Hazzı, Düşük Atıklı Menüler,<br />
Lezzet Şoku, Yerel Lezzetler ve<br />
Bitkiyle Güçlendirilmiş Protein<br />
gibi 8 trend öne çıkıyor.<br />
ve araştırmalarla belirlediğimiz<br />
trendlerin, Unilever Food Solutions<br />
ürünleri ve markaları ile entegre olarak<br />
nasıl hayata geçtiğine ve Geleceğin<br />
Menüleri Trend Raporu’nun şefler<br />
için ne kadar önemli bir kaynak<br />
olduğuna hep birlikte tanık olduk.<br />
Raporun uygulanabilir ve yol gösterici<br />
olduğunun önemli kanıtlarından biri de<br />
bu akşam deneyimlediğimiz menünün<br />
Alaf’ta kalıcı olarak hayata geçmesi ve<br />
mayıs-haziran aylarında misafirlere<br />
sunulması olacak. Geleceğin Menüleri<br />
Trend Raporu’nun mutfağımızın önemli<br />
şeflerine yön vermesi ve bu şeflerin<br />
deneyimi ile Unilever Food Solutions<br />
ürünlerinin mutfaklarda daha fazla<br />
yer alması bu raporu yayınlarken<br />
hedeflediğimiz şeydi. Geleceğin<br />
Menüleri Trend Raporu’nun amacına<br />
ulaştığını ve şeflerin bu rapordan ilham<br />
alarak hazırladığı tabakları görmek<br />
bizim için mutluluk verici. Raporda<br />
sunduğumuz trendleri Türkiye’nin öne<br />
çıkan şeflerinin yorumlarıyla farklı<br />
etkinliklerde görmeye devam edeceğiz.”<br />
Sevin: “Ekibimizi geleceğe<br />
dair öngörülü hale getirmeye<br />
önemsiyoruz”<br />
Unilever Food Solutions Türkiye<br />
Pazarlama Lideri Didem Molay Sevin<br />
etkinliği şu sözlerle değerlendirdi:<br />
“Unilever Food Solutions olarak,<br />
sektörde değişen dinamikleri yakından<br />
takip ediyor ve müşterilerimizin<br />
beklentilerine göre hizmetlerimizi<br />
şekillendiriyoruz. Sağlıklı beslenme<br />
trendi, sürdürülebilirlik, vegan ve<br />
vejetaryen seçeneklerinin artması<br />
gibi faktörler, müşterilerin tüketim<br />
tercihlerini etkiliyor; biz de ekip<br />
olarak bu değişimler Türkiye’de<br />
benimsenmeye başlamadan hemen<br />
önce sektör ve müşterilerimiz<br />
için çözümleri üretmiş oluyoruz.<br />
Bizim için en önemli şeylerden biri,<br />
ekibimizi geleceğe dair öngörülü hale<br />
getirmek. Ev dışı tüketim sektörünün<br />
tüm ihtiyaçlarına cevap verme ve<br />
yenilikçi çözümler üreterek sektöre<br />
öncü olma amacıyla çıktığımız bu<br />
yolda, Geleceğin Menüleri Trend<br />
Raporu tam da hedefimize hizmet<br />
eden bir kaynak. 1600’den fazla şefin<br />
çalışmaları ve öngörüsüne dayanan<br />
bu rapor, bu akşam da hep birlikte<br />
gördüğümüz üzere, trendlerin ne<br />
kadar doğru noktalara değindiğini ve<br />
raporun pratikte de uygulanabilir bize<br />
gösteriyor.”
92<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gastro etkinlik<br />
ŞEF EBRU BAYBARA DEMIR<br />
TÜRK BAYRAĞINI GURURLA<br />
DALGALANDIRDI<br />
Dünyanın en önemli Latin Amerika aşçılık festivallerinden bir olan Ñam<br />
Festival bu yıl 11‘inci kez 22-24 Mart tarihlerinde Santiago’da gerçekleşti.<br />
Şef Ebru Baybara Demir, Türk bayrağını bir kez daha gururla dalgalandırdı.<br />
La Mesa de Chile” mottosuyla<br />
dünyanın farklı noktalarından<br />
gastronomi tutkunlarını bir araya<br />
getiren Ñam Santiago Festivali, bu yıl<br />
11’inci kez Santa Rosa de Apoquindo<br />
Park’ta gerçekleştirildi. Gastronominin<br />
her alanında bütünleyici bir konsept<br />
sunan festivalde Şili’nin farklı mutfak<br />
lezzetlerinden sosyal gastronomiye,<br />
inovasyondan geri dönüşüme birçok<br />
konunun yer aldığı Ñam Mercado,<br />
Ñam Innova, Resto Ñam ve Ñamcito<br />
bölümleriyle dünyanın farklı<br />
noktalarından 20 bin ziyaretçi katıldı.<br />
Basque Culinary World Prize 2023<br />
kazananı Şef Ebru Baybara Demir’in<br />
de açılış konuşmasını yaptığı Nam<br />
Innova sahnesinde Peru’dan Virgilio<br />
Martínez, Uruguay’dan María Elena<br />
Marfetán Brezilya’dan Rafa Costa<br />
e Silva, Henrique Gilberto ve Rafael<br />
Quick, İspanya’dan Eneko Izkue,<br />
El Salvador’dan Gracia Navarro ve<br />
Alexander Herrera ve Polonya’dan<br />
Nicola Grycska gibi isimler yer aldı.<br />
Tecrübelerini aktardı<br />
Konuşmasında Şef Ebru Baybara<br />
Demir, Türkiye’de gerçekleştirdiği<br />
projelerden bahsederken sosyal<br />
gastronominin gıdanın geleceği kadar<br />
toplumsal kalkınmaya etkisini de<br />
dile getirdi. Gıdanın geri dönüşümü<br />
konusunda festivalde yapılan<br />
çalışmalara katılan Baybara Demir, atık<br />
yönetimi konusunda projede çalışan
94<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gastro etkinlik<br />
kadınlara biyobozunur atık yönetimi<br />
konusunda tecrübelerini aktardı.<br />
Türkiye Cumhuriyeti Santiago<br />
Büyükelçisi Gülcan Akoğuz’un da<br />
katıldığı festivalin kapanışında, etkinliğe<br />
katılan şeflerle Mardin’in geleneksel<br />
tarifiyle Teşt Pilavı hazırlayan<br />
Baybara Demir, Türk bayrağıyla<br />
yemek dağıtımını uluslararası tüm<br />
şeflerin katılımıyla Cercis Murat<br />
Konağı’nın geleneksel sunum şovu ile<br />
gerçekleştirdi.<br />
Gastronomi aracılığıyla birleştiriyor<br />
“Let’s Change the World by Eating -<br />
Hadi dünyayı yiyerek değiştirelim!”<br />
sloganıyla düzenlenen festival; sağlık,<br />
kültür ve çevre konularını gastronomi<br />
aracılığıyla birleştirmeyi ve Latin<br />
Amerika'daki sosyal inovasyonları<br />
desteklemeyi hedefliyor. Ebru Baybara<br />
Demir’i ağırlamaktan ve onun hikayesini<br />
tüm katılımcılar ile paylaşmasından<br />
büyük mutluluk duyduklarını dile<br />
getiren Ñam'in yönetmeni ve ortak<br />
yaratıcısı Rafael Rincón “Gastronomi,<br />
ülkelerin sosyal, kültürel ve<br />
ekonomik gerçekliğini anlamanın<br />
temel dayanağı. Şili'nin gastronomik<br />
hazinelerini çevreleyen mirası, doğası<br />
ve insanlarıyla bütünleşen bu festival<br />
Şili Sofrasının en iyilerini öne çıkarıyor<br />
ve bunu kamu kurumlarının, STK'ların,<br />
akademi dünyasının, şirketlerin ve iyi<br />
yemek severlerin yardımıyla yapıyor.<br />
Şef Ebru gibi birçok özel ismin burada<br />
olması tüm katılımcılara ilham veriyor”<br />
dedi.
96<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gastro etkinlik<br />
LE CORDON BLEU İSTANBUL,<br />
<strong>2024</strong> GASTRONOMI TRENDLERINI<br />
"TOQUE'LU YILDIZLAR"IN<br />
PARILTISIYLA TATLANDIRDI<br />
Dünyanın en prestijli mutfak sanatları okulu olan ve Türkiye'de Özyeğin Üniversitesi<br />
iş birliğinde eğitim veren Le Cordon Bleu İstanbul, gelenekselleşen gastronomi<br />
buluşmalarının 6'ncısını gerçekleştirdi.<br />
25 Nisan <strong>2024</strong>, Perşembe günü Fransız<br />
Sarayı'ndaki buluşmaya Le Cordon<br />
Bleu İstanbul'dan mezun olan ünlü<br />
şefler, sektörün kanaat önderleri ve basın<br />
mensupları katıldı. Katılımcılar, bu yılın<br />
teması olan "Toque'lu Yıldızlar" ışığında,<br />
<strong>2024</strong> Gastronomi Trendleri üzerine bilgi ve<br />
görüşlerini paylaştı.<br />
Başarının en leziz öyküsü<br />
Gastronomi buluşmasına ev sahipliği<br />
yapan Özyeğin Üniversitesi Le Cordon Bleu<br />
İstanbul Türkiye Direktörü Defne Ertan<br />
Tüysüzoğlu yaptığı açılış konuşmasında;<br />
'Türkiye gastronomi dünyasına damgasını<br />
vuran Michelin ve Gault&Millau<br />
rehberlerinin ülkemize girmiş olması<br />
ve mezunlarımızın bu ödüllere layık<br />
görülmesiyle onlarla aynı heyecanı yaşadık,<br />
yaşıyoruz. Dünyanın sayılı mutfak sanatları<br />
okullarından biri olan Le Cordon Bleu<br />
İstanbul, her başarı öyküsü ile daha da<br />
güçleniyor. 129 yıllık mutfak eğitimi, tecrübe<br />
ve disiplinimizle, tüm dünyada olduğu gibi<br />
Türkiye'de de yepyeni yıldızların kendi<br />
öykülerini yazmalarına yardım edeceğimizi<br />
biliyoruz. Bu yolculukları keyifle izliyoruz.<br />
Önceki nesillerin bizlere bıraktıklarını<br />
gelecek nesillere aktaracak olmanın gururu<br />
ve mutluluğunu yaşıyoruz" dedi.<br />
"Bizim için ayrıcalıklı bir ortaklık"<br />
Fransa Başkonsolosu Olivier Gauvin<br />
ise yaptığı konuşmada, bu yıl 6'ncısı<br />
gerçekleştirilen "Gastronomi Trendleri"<br />
buluşması için Le Cordon Bleu İstanbul<br />
ile Fransız Sarayı'nın iş birliğiyle, şeflerle,<br />
mezunlarla, öğrencilerle bir araya<br />
gelmekten duyduğu memnuniyetini dile<br />
getirdi. Gauvin; "1895 yılında, 129 yıl önce
Fransa'da kurulmuş olan Le Cordon Bleu<br />
okulu bildiğiniz üzere mutfak sanatlarına<br />
ve otel yönetimine adanmıştır. Le Cordon<br />
Bleu İstanbul'un 10'ncu yıl dönümüne iki yıl<br />
önce, 2022'de bu sarayda tanık olmaktan<br />
büyük mutluluk duymuştuk, Kuruluşuna da<br />
burada şahit olduğumuz Le Cordon Bleu<br />
İstanbul ile Fransız Büyükelçiliği ve Fransız<br />
Konsolosluğu arasındaki bu çok ayrıcalıklı<br />
ortaklığı ileride de sürdürmeye devam<br />
edeceğimizi umuyorum" dedi.<br />
Benzersiz öğrenme fırsatı<br />
Le Cordon Bleu İstanbul Yönetici<br />
Eğitmen Şef Erich Ruppen de, Le Cordon<br />
Bleu İstanbul ve Özyeğin Üniversitesi<br />
öğrencilerinin bir çok yerel ve uluslararası<br />
Michelin yıldızlı restoranlarda staj imkanı<br />
bulduklarını belirtirken, "Michelin yıldızlı<br />
bir restoranda çalışmanın cazibesi yalnızca<br />
bu tür kuruluşlarla ilişkilendirilen prestijde<br />
değil, aynı zamanda sundukları benzersiz<br />
öğrenme fırsatlarında da yatmaktadır" dedi.<br />
129 yıllık tecrübe ve disiplin<br />
Le Cordon Bleu, mutfak sanatları<br />
eğitimindeki 129 yıllık tecrübesi ve<br />
disipliniyle binlerce gence kapılarını açtı.<br />
2012 yılından bugüne Özyeğin Üniversitesi<br />
işbirliğiyle misyonunu uluslararası<br />
başarılarla Türkiye'de de sürdüren Le<br />
Cordon Bleu İstanbul'un mezunları,<br />
mesleki eğitimlerinin yanı sıra, sahip<br />
oldukları yenilikçi ve girişimci ruhlarıyla iş<br />
dünyasındaki tecrübelerini de paylaştı.<br />
İstanbul Frankie Mutfak Şefi Aykut<br />
Doğanok, TURK Fatih Tutak Kısım Şefi<br />
Mahmut Can Kızılbay, Neolokal Pasta Şefi<br />
Egem Aras, The Marmara Bodrum ve Tuti<br />
Restoran Yönetici Şefi Hakan Süve ile İnari<br />
Omakase'nin kurucusu Aycan Akdağ'ın,<br />
"Toque'lu Yıldızlar" olarak <strong>2024</strong> gastronomi<br />
trendlerini anlattıkları buluşmaya, Le<br />
Cordon Bleu İstanbul öğrencilerinin<br />
hazırladığı birbirinden lezzetli sunumlar<br />
da damga vurdu. Etkinlikte Le Cordon<br />
Bleu şeflerinin liderliğinde, öğrencilerin<br />
hazırladığı lezzetler şık sunumlarla ikram<br />
edildi. Konukların beğenileri geleceğin<br />
Toque'lu Yıldızları'nın başarısını taçlandırdı.<br />
Aykut Doğanok- İstanbul Frankie<br />
Mutfak Şefi<br />
"Dünya çapında saygınlık kazanmış ve<br />
standartlarını tartışmasız olarak net<br />
belirlemiş yeme-içme ve derecelendirme<br />
rehberlerinin ülkemiz gastronomisini de<br />
kapsıyor oluşu; vizyon ve misyon olarak<br />
her pozisyondan sektör çalışanına farklı bir<br />
bakış açışı kazandıracaktır. "<br />
Mahmut Can Kızılbay- TURK Fatih Tutak<br />
Kısım Şefi<br />
"Rafine mutfak, benim de yıllardır içinde<br />
zevkle bulunduğum mutfakların ana<br />
karakteri. Kaliteli malzemelerin yüksek<br />
düzeyde teknikler uygulanarak sunulması<br />
rafine mutfağın en yalın tanımı olabilir. Bu<br />
yıl Gault & Millau'nun da ülkemize gelişiyle,<br />
çok daha geniş bir listeyle daha küçük<br />
çaplı işletmeler ve farklı yemek tarzları da<br />
kendini Türkiye ve dünyaya tanıtma fırsatı<br />
buldu. Yıldız yanında şapka kazanmak ve bu<br />
listelerde yer almak tüm sektör çalışanları<br />
için yeni bir motivasyon oldu."<br />
Hakan Süve- The Marmara Bodrum ve Tuti<br />
Restoran Yönetici Şefi<br />
"Yaklaşık 18 yıldır bu mesleğin içindeyim.<br />
Ancak son 5 yıldır yaptığım işin değerini<br />
ve derinliğini hissediyorum. Örneğin artık<br />
çoğumuz yemeğe atılan tuzun miktarından<br />
daha çok içerdiği mineraller, çeşitliliği,<br />
üretim yerleri, birleştiği ürünler ile ortaya<br />
çıkan kimyasal reaksiyonlar, coğrafya ve<br />
hatta kültürüne kadar sorgulamaya ve<br />
araştırmaya başladık. İnsanları bu tür<br />
arayışlara iten önemli etkenlerden biri<br />
de tartışmasız bu denli ayrıcalık yaratan<br />
derecelendirme rehberleridir."<br />
Egem Aras- Neolokal Pasta Şefi<br />
"Rafine mutfak bana özümüzün şıklığını<br />
ifade etmekte. Özellikle gastronomi<br />
anlamında önde gelen Michelin ve<br />
Gault&Millau gibi yemek rehberleri<br />
sektörü rekabete ve yaratıcılığa açık bir<br />
duruma getiriyor. Sektörün dogmatik<br />
ilerlemesindense daha yenilikçi, mikro<br />
sezon odaklanmasına fayda sağladığını<br />
söyleyebilirim. Anadolu'nun sonsuz<br />
lezzetleri ve sayısız çeşitliliğini bir araya<br />
getirerek gün sonunda misafirlerin önüne<br />
şık ve uluslararası geçerlilikte sunmak<br />
heyecan verici."<br />
Aycan Akdağ- İnari Omakase'nin<br />
kurucusu<br />
'Dünyanın en iyi restoranlarının ve şeflerinin<br />
titizlikle seçilerek onurlandırıldığı Michelin<br />
ve Gault & Millau gibi değerlendirmelerin<br />
bizler için büyük bir motivasyon kaynağı<br />
olduğuna inanıyorum. Farklı coğrafyaların<br />
mutfaklarının geniş kitleler tarafından<br />
tanınmasına imkan sağlayan bu gibi<br />
değerlendirmeler, yenilikçi olgularla<br />
dönüşüme uğrayan ancak daima<br />
değerlerine bağlı kalan Türk gastronomi<br />
dünyasının global sektörde tanınmasında<br />
büyük önem taşıdığı kanısındayım."
98<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gastro aktüel<br />
Bu restoranda<br />
kahvaltı bir<br />
başka<br />
İstanbul’un Çamlıca Tepesi’nde<br />
müdavimlerine Çamlıca<br />
Kulesi ve Adalar manzarası<br />
eşliğinde, geleneksel Türk<br />
mutfağı tatlarının keyfini<br />
yaşatan Çömlek Kuru Fasulye<br />
Restoran, ‘kahvaltının<br />
mutlulukla ilişkili olduğu’ anlayışıyla saat sınırı olmadan misafirlerini<br />
keyifli kahvaltısı ile buluşturuyor. Hafta içi ve cumartesi günleri<br />
saat 09.00’dan itibaren 22 çeşitten oluşan serpme kahvaltı tabağı<br />
ile günün en keyifli öğünün tadını çıkarmaya davet eden mekanın<br />
serpme hazırlanan kahvaltısında çaylar sınırsız. Restoranda her<br />
pazar günü ise 09.00-13.00 saatleri arasında sunulan açık büfe<br />
kahvaltı şöleni tam 100 çeşitten oluşuyor. Misafirler, taze ve özenle<br />
seçilen ürünlerle donatılan kahvaltıda, kaliteli malzemelerle<br />
hazırlanan enfes lezzetleri deneyimleme fırsatı buluyor. Sıcaklar<br />
menüsünde çeşit çeşit börek, patates kızartması, soğan halkası,<br />
menemen, sosis, sahanda yumurta var. Kahvaltılıklar 8 çeşit peynir,<br />
4 çeşit zeytin, 3 çeşit reçel, tereyağı-bal, tahin-pekmez, krem çikolata<br />
ve söğüşten oluşuyor. Mezeler arasında ise Türk mutfağının baş tacı<br />
kısır, patates salatası, gavurdağı salatası, havuç tarator, haydari,<br />
yoğurtlu patlıcan kızartması, yoğurtlu havuç- kabak kızartması,<br />
yoğurtlu karışık biber kızartması, zeytinyağlı brokoli, zeytinyağlı<br />
Brüksel lahanası, acılı ezme, közlenmiş kırmızı biber ve Amerikan<br />
salatası bulunuyor.<br />
Ulusoy Un,<br />
55. yılını kutluyor<br />
Samsun, Aydın, Ankara, Çorlu ve<br />
Hatay’daki 5 fabrikasıyla günde<br />
4.375 ton üretim kapasitesi bulunan<br />
Ulusoy Un, 55. yılını kutluyor.<br />
Türkiye un ihracatının yüzde 10’unu<br />
gerçekleştirerek Türkiye’nin lider un<br />
ihracatçısı ve üreticisi konumundaki<br />
marka, 2023 yılının ilk 9 ayında 24<br />
milyar TL satış hasılatı gerçekleştirdi.<br />
105 ülkeye ihracat yapan Ulusoy Un,<br />
TİM1000 listesine göre Türkiye’nin<br />
en büyük 247. ihracatçısı, İSO500<br />
listesine göre Türkiye’nin en büyük 273. sanayi kuruluşu ve kendi<br />
sektörünün en büyük firması olan konumunda. Konuyla ilgili açıklamaya<br />
yapan Ulusoy Un Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Eren Günhan Ulusoy,<br />
“Babam Fahrettin Ulusoy tarafından kurulan Ulusoy Un, küçük bir<br />
zahire dükkanından, global bir şirkete dönüştü. Sevgili babam Fahrettin<br />
Ulusoy’un başlattığı bu yolda, aynı azim ve heyecanla yürümeye devam<br />
ediyoruz. Babamın mirasını taşımak, aynı zamanda Ulusoy Un’un bu<br />
topraklara kattığı değeri sürdürmek benim ve ailem için büyük bir onur<br />
ve sorumluluk. Şirketimizin geçmişine duyduğumuz saygı ve geleceğe<br />
olan inancımız, her adımda bizi daha da ileriye götürüyor.” dedi.<br />
Eksun Gıda'dan dört<br />
yenilikçi adım<br />
Eksun Gıda, 2023 yılında<br />
gıda teknolojisinde dört<br />
önemli Ar-Ge projesini<br />
başarıyla tamamlayarak<br />
sektördeki yenilikçi<br />
yaklaşımını pekiştirdi.<br />
Gerçekleşen çalışmalarla<br />
ilgili açıklamalarda<br />
bulunan Eksim Holding<br />
Gıda Grubu Başkanı ve<br />
Eksun Gıda Genel Müdürü Ahmet Demir, “Gıda<br />
teknolojisindeki yeniliklere öncülük etmeye devam<br />
ediyoruz. Sağlıklı gıda üretimini destekleyen<br />
sürdürülebilir çalışmalar gerçekleştirmek temel<br />
hedeflerimiz arasında yer alıyor. Çalışmalarımızla<br />
suyun kalitesinin, ekmeğin yapısı ve lezzeti<br />
üzerindeki belirleyici rolünü keşfettik. Atık süt ürünlerinin<br />
sürdürülebilir gıda üretimine katkısını ortaya koyduk. Ayrıca tıbbi<br />
bitkilerin ekmek üretimine kalite ve sağlık açısından sağladığı<br />
faydaları incelerken diyabetik bireyler için de doğal gıda ürünlerine<br />
odaklandık.” dedi. Eksun Gıda 2023 yılında da gıda sektöründeki<br />
Ar-Ge çalışmalarıyla dikkatleri üzerine çekti.<br />
Şampiyonanın birincisi<br />
Brezilya’dan<br />
Türkiye’den<br />
sadece Porland’ın<br />
isim sponsoru<br />
olduğu Dünya<br />
Kahve Tadımcıları<br />
Şampiyonası’nın<br />
kazananları belli<br />
oldu. Bu yıl 34<br />
ülkeden kahve tadım<br />
şampiyonunun<br />
katılım gösterdiği<br />
ve Porland<br />
logosunun yer aldığı toplam 288 kahve<br />
fincanının kullanıldığı şampiyonada<br />
birinciliği Brezilya’dan Dionatan Almeida<br />
elde etti. Şampiyonanın ikincisi Almanya’dan<br />
Aurore Ceretta olurken üçüncü sırada Yeni<br />
Zelanda’dan Han Jong Lee, dördüncü sırada<br />
ise Guatemala’dan Jonathan Rangel yer aldı.<br />
Dereceye giren isimlere takdim edilen kupa ve<br />
ödüller de şampiyonanın bu yılki isim sponsoru<br />
olan Porland tarafından üretildi. Şampiyonanın<br />
ardından değerlendirmede bulunan Porland Yönetim Kurulu Üyesi<br />
İmge Pamukçu, “Üretim gücümüzü globalde daha yukarı taşımak<br />
için önemli bir adım olarak gördüğümüz Dünya Kahve Tadımcıları<br />
Şampiyonası isim sponsorluğumuzun ilk yılını başarıyla noktaladık.<br />
Porland olarak isim sponsorluğumuz önümüzdeki iki yılda da<br />
devam edecek ve bu süre boyunca marka ve üretim gücümüzün etki<br />
alanını daha geniş kitlelerle buluşturarak ülkemizin bu alandaki<br />
yetkinliğini kanıtlayacağız” dedi.
100<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gastro aktüel<br />
Meksika Turizm Bakanı’ndan<br />
Ranchero’ya anlamlı ödül<br />
Geçtiğimiz günlerde İstanbul’a<br />
resmi bir ziyaret gerçekleştiren<br />
Meksika Turizm Bakanı Miguel<br />
Torruco Marqués, Ranchero’nun<br />
2005 yılından bu yana Meksika<br />
gastronomi kültürünü kardeş ülke<br />
Türkiye’de başarıyla yaşattığı için<br />
mekanın sahibi Selma (Patricia)<br />
González Tanyeri’ye teşekkür<br />
ödülü takdim etti. Türkçe karşılığı<br />
“Meksika yerlisi” anlamına gelen<br />
Ranchero, Tanyeri Gonzalez ailesi<br />
tarafından işletiliyor. Mekanın<br />
kuruluşu aslında, 1970’li yıllara<br />
kadar uzanıyor. Zonguldaklı Rıza<br />
Tanyeri ile Meksikalı Patricia<br />
Gonzalez’in, dil eğitimi için<br />
geldikleri İngiltere’de ilk görüşte birbirlerine aşık olup Meksika’da<br />
evlenmeleriyle başlayan aşk hikayesinden, 2005 yılında Ranchero<br />
<strong>Restaurant</strong> doğdu. Şehrin Meksikalısı Ranchero, İstanbul’da<br />
Suadiye, Nişantaşı, Fişekhane ve Ataşehir, Ankara’da ise Maidan,<br />
Atakule, One Tower ve Armada şubeleriyle hizmet veriyor.<br />
Rezervem, müşteri<br />
portföyünü büyütüyor<br />
Michelin yıldızlı ve fine dining restoranları sistemine dahil eden<br />
Rezervem; Şef Osman Sezener tarafından hayata geçirilen ve Michelin<br />
yıldızıyla ödüllendirilen OD Urla; Ebru Baybara Demir tarafından<br />
Doğu Akdeniz mutfağından ilham alınarak kurulan ve Türkiye’nin ilk<br />
sıfır atık restoranı Zaramot 1890; Kaş’ın büyüleyici doğasıyla iç içe<br />
olan ve lezzetli menüsüyle dikkat çeken Oburus Momus ve Oburus<br />
Notos; Anadolu’nun eşsiz lezzetlerini Asya pişirme & servis teknikleri<br />
ve baharatları ile harmanlayarak yaratıcı lezzetler sunan Banyan;<br />
Akdeniz ve Türk mutfağından ilham alarak hazırlanan menüsüyle lezzet<br />
tutkunlarının favorisi olan Aheste; Uzakdoğu ve Peru’ya özgü lezzetleri<br />
Türk damak tadına uygun olarak sunan Ioki Nau ve misafirlerine<br />
gerçek bir steakhouse kültürü deneyimleme imkanı sunan Gürkan Şef<br />
Steakhouse’un tüm rezervasyon sürecini yönetecek.<br />
Bir tıkla kapınızda!<br />
Uzakdoğu mutfağının en<br />
yeni ve iddialı temsilcisi<br />
Little Buddha, ilk şubesi<br />
olan Akmerkez’in ardından<br />
paket servis hizmetine<br />
da başladı. Uzakdoğu<br />
mutfağının en orijinal<br />
ve seçkin lezzetlerini<br />
“ulaşılabilir lüks”<br />
mottosuyla misafirlerine<br />
sunan restoran; deneyimli<br />
şeflerinin elinden çıkan<br />
170’ten fazla seçeneği artık<br />
kapınıza kadar getiriyor.<br />
Mekanın en iddialı olduğu<br />
seçeneklerden olan<br />
sushi’de set menüler dahil<br />
yaklaşık 55 farklı çeşit var.<br />
Noodle çeşitleri ve ana yemeklerde de oldukça iddialı olan mekanın<br />
imza lezzetleri arasında ise; Corn Tempura, Dynamite Shrimps ve<br />
Ponzu Soslu Trüflü Edamame yer alıyor. Birbirinden leziz kokteyl<br />
seçeneklerinin yer aldığı menüde öne çıkan kokteyller ise Bergamut,<br />
Butterfly ve Lavender.<br />
Gençlerin bilişsel gelişimi<br />
için günde bir avuç ceviz!<br />
The Lancet Discovery Science'ın<br />
eClinicalMedicine dergisinde<br />
yayınlanan ve İspanya’da<br />
gerçekleştirilen yeni bir<br />
araştırmaya göre, düzenli olarak<br />
ceviz tüketmenin gençlerin<br />
bilişsel gelişimi ve psikolojik<br />
olgunlaşması üzerinde olumlu<br />
bir etkisi olabileceğini ortaya<br />
koyuyor. Ceviz, vücut için gerekli<br />
bir omega-3 yağ asidi olan ve<br />
özellikle gelişim çağında beynin<br />
gelişiminde önemli bir rol<br />
oynayan alfa-linolenik asidi (ALA)<br />
önemli miktarda içeren tek ağaç<br />
yemişidir. ISGlobal ve Hospital del Mar Tıbbi Araştırma Enstitüsü’nün<br />
(IMIM) iş birliği ve Pere Virgili Sağlık Araştırma Enstitüsü’nün (IISPV)<br />
öncülüğünde yürütülen araştırmanın sonuçları, ergenlik çağında ceviz<br />
tüketimi ile ilgili ilk araştırma olduğundan büyük önem taşıyor. IISPV<br />
Neuro Èpia Araştırma Grubu Koordinatörü Jordi Julves, yürütülen<br />
araştırmayı özetliyor: "Ergenlik çağı, beyin gelişiminin, bağlantı<br />
kurmanın ve karmaşık davranışların pik yaptığı bir dönemdir. Bu<br />
dönem, çeşitli çevresel ve beslenme dahil olmak üzere yaşam tarzı<br />
faktörlerine karşı oldukça hassastır. İyi bir bilişsel gelişim için yüksek<br />
enerji ve besin değeri içeren gıdaları tüketmek büyük önem taşır.<br />
Ceviz, besin değeri oldukça yüksek bitki bazlı bir gıdadır ve vücut için<br />
önemli bir gereksinim olan ve enerji sağlayan omega-3 yağ asidi ALA<br />
açısından oldukça zengindir. İşte tüm bu nedenlerden dolayı ceviz,<br />
gençler için gerçek bir dosttur.” Kaliforniya Ceviz Komisyonu (CWC),<br />
araştırma sonuçlarının tasarımına müdahale etmeden araştırma için<br />
gerekli cevizleri sağlayarak bu çalışmayı desteklemiştir.
102<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
Juan Valdez,<br />
Türkiye’de 2<br />
yaşında!<br />
gastro aktüel<br />
Meksika lezzetleri yola çıktı<br />
Dünya çapında en<br />
çok tanınan kahve<br />
markalarından biri olan ve<br />
Türkiye’de Honest Holding<br />
çatısı altında yer alan<br />
Juan Valdez, Türkiye’de<br />
2. yılını kutluyor. Yüzde<br />
100 Premium Colombian<br />
Coffee markası, ilk<br />
şubesini 31 Mart 2022<br />
tarihinde İstanbul<br />
Harbiye’de hizmete<br />
açmıştı.<br />
Oligark İstanbul<br />
yaza hazır!<br />
Kuruçeşme’de boğaza sıfır, 5 bin metrekarelik alanda<br />
konumlanan Oligark İstanbul, dünya mutfağının en leziz<br />
tatlarına sahip restoranları ve sınırsız eğlence vadettiği<br />
yazlık gece kulübü ile konuklarını ağırlarken yıl boyu<br />
düzenlediği sürpriz etkinlikleri ile de misafirlerine eşsiz<br />
bir deneyim yaşatıyor. Yaz boyunca misafirlerine farklı<br />
bir İstanbul deneyimi yaşatan ve deniz yoluyla da ulaşım<br />
sağlanabilen mekan, bünyesinde bulunan restoranlar<br />
ve gece kulübünün dışında lounge barıyla da oldukça<br />
ilgi görüyor. Yaz boyu hem kulaklara hem de damaklara<br />
hitap eden Oligark Lounge Bar’da chill out müzik ve özel<br />
kokteyller eşliğinde güneşin batışına tanık olabilir, ardından<br />
yazlık kulübünde sabahın ilk ışıklarına kadar müzik ve<br />
eğlencenin tadına varabilirsiniz.<br />
İstanbul ve Ankara’daki restoranlarında, binlerce yıllık Meksika<br />
mutfağından özel seçkiler sunan Ranchero, lezzet turuna çıktı.<br />
Festival ve etkinliklerde, tacolardan burritolara, nachoslardan<br />
burger çeşitlerine kadar hem sağlıklı hem de lezzetli fast food<br />
tarzı mönüler servis edecek Ranchero mutfağının ilk durağı ise<br />
Life Park oldu. Özel gün ve davetler için catering hizmeti de sunan<br />
Ranchero, şirket toplantıları, nişan & düğün organizasyonları, ev<br />
partileri, doğum günleri gibi kutlamaları da birer lezzet festivaline<br />
dönüştürüyor. Ranchero’nun mobil mutfağı, mayıs ve haziran<br />
aylarındaki BigFest, FoodieFest, HoliFest İstanbul ve Imera&Niks<br />
Carnaval etkinleri için Lifepark’ta konumlandı. Bu özel etkinlikler<br />
için Life Park’a gelecek ziyaretçiler, Ranchero’nun damaklarda<br />
lezzet festivali yaratan tacoları, burritoları, nachosları ve Meksika<br />
usulü burgerler ile yine Meksika’ya özgü bir tatlı olan Churros’u<br />
deneyimleyebilecek.<br />
Lezita’ya yeni Pazarlama<br />
Müdürü<br />
Organizasyon yapısını, “Satış” ve “Pazarlama”<br />
bölümlerini iki ayrı departman olarak ayırarak<br />
yenileyen Lezita’nın yeni Pazarlama Müdürü,<br />
Vitabiotics’de Pazarlama Müdürü olarak<br />
görev yapan Fatoş Nacar oldu. İzmir Yüksek<br />
Teknoloji Enstitüsü Kimya Mühendisliği’nden<br />
lisans, Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal<br />
Mühendisliği ve Yönetici İşletme<br />
bölümlerinden yüksek lisans derecesine<br />
sahip olan Fatoş Nacar, 1 Nisan <strong>2024</strong> tarihi<br />
itibariyle yeni görevine başladı.<br />
Pazarlama alanında uzun yıllara dayanan<br />
tecrübeye sahip olan Fatoş Nacar kariyerine<br />
2014 yılında Pfizer’de başladı. 2017-2018<br />
yılları arasında Şölen Çikolata’da Marka Müdür Yardımcılığı, 2019-2020<br />
yıllarında Lila Group’ta Marka Müdürü olarak görev yapan Nacar, 2020<br />
yılında Vitabiotics’e Pazarlama Müdürü olarak geçiş yaptı. Fatoş Nacar,<br />
Lezita Pazarlama Müdürü olarak markanın pazarlama ve iletişim<br />
faaliyetlerinden sorumlu olacak.
104<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gastro aktüel<br />
Çikolata tutkunlarını<br />
IBAKTECH’te buluşturdu<br />
Göçmen Artisan<br />
Bakery'nin terası açıldı<br />
180 yılı aşkın deneyimiyle çikolata ve kakao sektöründe dünya<br />
lideri olan Barry Callebaut, 24-27 Nisan tarihlerinde İstanbul Fuar<br />
Merkezi’nde gerçekleşen 14. Uluslararası Ekmek, Pasta Makineleri,<br />
Dondurma, Çikolata ve Teknolojileri Fuarı Ibaktech’te yerini aldı.<br />
Çikolata tutkunları ve profesyonelleri için unutulmaz bir deneyim<br />
sunan Barry Callebaut, Chocolate Academy şefleri ile özel olarak<br />
gerçekleştirdiği workshoplarda birbirinden lezzetli çikolata tadım<br />
etkinlikleriyle standı ziyaret edenlere adeta bir lezzet şöleni yaşattı.<br />
Sektöre yön veren profesyonelleri aynı çatı altında bir araya getiren<br />
fuarda birbirinden lezzetli ürün portföyü hakkında detaylı bilgiyi ve<br />
çikolatanın püf noktalarını dinleyen katılımcıların ilgisinin yoğunluğu<br />
da dikkat çekti.<br />
Doruk Un’dan gövde gösterisi<br />
İstanbul'un tarihi ve bohem<br />
atmosferiyle ünlü Galata bölgesinde<br />
bulunan Göçmen Artisan Bakery, yaz<br />
sezonunu karşılamak için kapılarını<br />
yeni bir terasla açıyor. Boğaz<br />
Köprüsü'nden Haliç’e kadar uzanan<br />
nefes kesen manzarasıyla, Galata<br />
Kulesi'ne adeta dokunabileceğiniz<br />
kadar yakın olan mekan, dünya<br />
lezzetlerini tarihi bir dokuda<br />
buluşturuyor. Sabahın erken<br />
saatlerinden itibaren misafirlerini ağırlayan Göçmen Artisan<br />
Bakery’nin Galata Şubesi, güne enfes bir kahvaltı ile başlama imkanı<br />
sunuyor. Kahvaltıda Göçmen böreği, organik yumurta ile hazırlanan<br />
çeşitli omletler, taze kruvasanlar, granolalar, ekmek üstü lezzetler<br />
ve özenle hazırlanmış sandviçler menüde yer alıyor. Mekanın yeni<br />
terası muhteşem manzarasıyla sadece kahvaltı için değil, aynı<br />
zamanda kahve ve çay keyfi için de mükemmel bir altenatif sunuyor.<br />
Boğaz’dan Haliç’e kadar uzanan bu benzersiz manzarayı izlerken,<br />
İstanbul'un mistik havasını soluyarak taze demlenmiş çayınızın<br />
tadını çıkarabilirsiniz.<br />
Türkiye’nin en büyük buğday unu üreticilerinden ve<br />
ihracatçılarından Doruk Un, İFM’de 14.’sü düzenlenen Uluslararası<br />
Ekmek, Pasta Makineleri, Dondurma, Çikolata ve Teknoloji fuarı<br />
İbaktech’te yerini aldı. Gıda sektöründe üretimden dağıtıma,<br />
işlemeden sunuma kadar tüm endüstriyi bir araya getiren Doruk<br />
Un, perakende markası Panpan’ı ve gıda sektöründe ortaya<br />
koyduğu farklılıkların yanı sıra inovatif ve sağlıklı yeni ürün gamını<br />
“Türkiye'de Sağlığınızı Düşünen İlk Un” sloganı altında ilk kez<br />
İbaktech Fuarı’nda sektöre tanıttı. Doruk Un Sanayi’nin yoğun<br />
ilgi gören standında Türkiye'nin dört bir yanından gelen yüzlerce<br />
iş ortağı ve ağırlıklı Orta Doğu, Afrika ve Balkanlar’dan gelen<br />
uluslararası marka temsilcileriyle görüşmeler gerçekleştirildi.<br />
Doruk Un Sanayi standında ziyaretçilere tohumculuktan başlayıp<br />
donuk unlu mamul üretimine kadar giden katma değer zinciri<br />
detaylıca aktarıldı. Fuarın ikinci günü, Nişantaşı Üniversitesi<br />
Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı ve aynı zamanda Panpan<br />
marka danışmanı olan Gamze Şanlı Ak, ziyaretçilere sağlıklı<br />
beslenme ve “Sağlıklı Un” grubu ile ilgili önemli bilgiler verdi.<br />
Yenilendi<br />
Gökmen Gastronomi bünyesindeki restoran<br />
zinciri Pizza İl Forno, yıllardır Ankaralıların<br />
damaklarında taht kuran Armada şubesini<br />
yeniledi. Mekan, İtalyan usulü ince ve çıtır<br />
hamur üzerinde, gerçek mozzarella peyniri<br />
ile taze ve katkısız malzemelerin bolca<br />
kullanıldığı özel tariflerini, taş fırınlarda pişirip<br />
servis ediyor. Restoranlarında lezzeti estetikle<br />
buluşturmayı hedefleyen Pizza İl Forno,<br />
sanata ve sanatçıya verdiği değeri yenilenen<br />
Armada şubesinde de yansıtıyor. Mekan, artık<br />
markayla özdeşleşen kolezyum formundaki<br />
fırının yanı sıra grafiti sanatçılarının çizdiği<br />
özel duvar resimleri ve seramik çini<br />
tasarımlarla İtalya’yı Ankara’ya taşıdı.
106<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
yeni mekan<br />
Boğaz’ın en ikonik deneyim rotası<br />
100 I Hundred<br />
İstanbul’un turistik ve tarihi dokusuna, muhteşem Boğaz manzarasının eşlik ettiği<br />
Kuruçeşme’de bulunan 100 I Hundred; Türk ve dünya mutfağından esinlenerek, eşsiz<br />
sunumlarla hazırladığı rafine tatları ‘100 Menü’ çatısı altında bir araya getiriyor.<br />
100’ü deneyimlemek isteyenleri ilk<br />
olarak görkemli, şık ve hareketli<br />
restoranında ağırlayan mekan;<br />
misafirlerine beş duyuya hitap eden<br />
bir atmosfer sunuyor. Benzersiz bir<br />
gastronomi deneyimini, ödüllü bir şef<br />
danışmanlığıyla ikonikleştirmek isteyen<br />
100; lezzetli imza tabaklar, yemek<br />
deneyimine eşlik eden kokteyller ve<br />
konseptle bütünleşen müzik seçkisiyle<br />
yılın öne çıkan trend mekanlarından biri<br />
olmaya hazırlanıyor.<br />
Eklektik lezzet yelpazesi<br />
100 Menü’nün misyonu; rafine ve<br />
mevsimlik yemeklerden oluşan, eşsiz<br />
bir hizmet anlayışıyla servis edilen,<br />
eklektik bir lezzet yelpaze sunmak... İyi<br />
malzeme, imza reçeteler, profesyonel<br />
dokunuşlar ve görselliği zirveye taşıyan<br />
son tabaklar... Lezzet müdavimlerine<br />
özel bir deneyim alanı sunan 100 Menü;<br />
dünya standartlarında bir şef tabağını<br />
keyifli bir atmosferde servis ediyor.<br />
Yalnızca 100 misafir!<br />
100’ün misyonu; Restoran ve Downstairs<br />
Club konseptiyle misafirlerinin<br />
beklentilerini en ayrıcalıkla şekilde<br />
tamamlamak... Her bir detayı modern<br />
ve incelikli detaylarla hazırlanan ‘100<br />
Downstairs’ şehrin en ikonik gece<br />
kulübü.. 100’ü bu farklı kılan mottosu<br />
ise, ‘Yalnızca 100 misafir’... Restoran<br />
bölümünün alt katında yer alan ve en<br />
ünlü müzik direktörlerinin seçkisiyle<br />
misafirlerini eğlencenin zirvesine<br />
çıkaran 100; gizli eğlencenin en yeni<br />
müdavim rotası.<br />
Misafirlerini ağırlamaya<br />
başladığı gün itibariyle tüm<br />
seçkin konuklarından tam not<br />
alan 100 I Hundred, muhteşem<br />
Boğaz manzarasının eşlik ettiği<br />
bahçesinde 25 Nisan itibariyle<br />
gündüz partileriyle eğlence<br />
hayatının nabzını tutmaya<br />
hazırlanıyor.
|H|M|E|
108<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
yeni mekan new place<br />
Radisson<br />
Blu Kaş,<br />
lezzetteki<br />
ön yargıları<br />
yıkacak!<br />
Radisson Blu Kaş bünyesinde MK Group<br />
yatırımıyla hizmete giren Melinda Asian<br />
Contemporary, Şef Fabrice Canelle<br />
yönetimindeki imza tabaklarıyla lezzetteki<br />
ön yargıları yıkacak...<br />
Akdeniz'de deniz ve gökyüzünün sonsuz<br />
birlikteliğini sunan Radisson Blu Kaş'ın yeni<br />
restoranı Melinda Asian Contemporary, eşsiz<br />
bir lezzet deneyimi için kapılarını açtı. Dünyanın<br />
farklı ülkelerinde Michelin yıldızlı birçok restoranda<br />
tecrübeleriyle öne çıkan ünlü Şef Fabrice Canelle'nin<br />
yer aldığı bu ayrıcalıklı mutfakta, Canelle imza<br />
tabaklarıyla konuklarının damaklarında orijinal<br />
keşifler sunulurken, benzersiz bir tadım ayrıcalığı da<br />
yaşatılıyor.<br />
Lezzette ön yargıları yıkan motto<br />
Otelin içinde yer alan ve aynı zamanda otel dışından<br />
da lezzet düşkünlerini ağırlayan restoran, Şef<br />
Canelle'nin tarihi ve gastronomiyi birleştirdiği imza<br />
tabakları ile tam anlamıyla bir lezzet sanatı ortaya<br />
koyuyor. Canelle'nin “Yemekten lezzet almak için ön<br />
yargılardan kurtulmak lazım.” mottosu ile hazırladığı<br />
imza tabakları, bölgede yaptığı keşifler sonucunda<br />
ortaya çıkan coğrafi işaretli ürünlerle buluşurken,<br />
sanat eseri özelliği taşıyan bu özel menüler, Asya<br />
mutfağının çeşitliliği ve ustalığını yansıtarak herkesi<br />
büyülemeyi başarıyor.<br />
Her duyuya hitap eden bir deneyim<br />
Radisson Blu Kaş'ın yarımada manzarasıyla birleşen<br />
Melinda Asian Contemporary, konuklarına romantik<br />
bir atmosferde canlı konserler, şarap tadımları ve<br />
gün batımı sohbetleriyle unutulmaz deneyimler<br />
sunarken her duyuya hitap eden bir deneyim<br />
vadediyor.<br />
Radisson Blu Kas will<br />
break prejudices in taste<br />
Melinda Asian Contemporary, which was opened with the<br />
investment of MK Group within Radisson Blu Kas, will<br />
break the prejudices in taste with its signature dishes<br />
under the direction of Chef Fabrice Canelle...<br />
Offering an endless<br />
combination of<br />
sea and sky in the<br />
Mediterranean,<br />
Radisson Blu Kas's<br />
new restaurant Melinda<br />
Asian Contemporary<br />
has opened its doors<br />
for a unique flavor<br />
experience. In this<br />
privileged kitchen,<br />
where the famous<br />
Chef Fabrice Canelle,<br />
who stands out<br />
with his experience<br />
in many Michelinstarred<br />
restaurants<br />
in different countries<br />
of the world, offers<br />
original discoveries on<br />
the palates of guests<br />
with Canelle signature<br />
dishes, while offering a<br />
unique tasting privilege.<br />
Motto that breaks<br />
prejudices in flavor<br />
The restaurant, which is located inside the hotel and also welcomes food<br />
lovers from outside the hotel, is literally an art of taste with Chef Canelle's<br />
signature dishes combining history and gastronomy. Canelle's signature<br />
dishes, prepared with the motto "To get the taste of food, you need to get rid<br />
of prejudices." While Canelle's signature dishes meet geographically marked<br />
products that emerged as a result of its explorations in the region, these<br />
special menus, which are works of art, reflect the diversity and mastery of<br />
Asian cuisine and manage to fascinate everyone.<br />
An experience for all senses<br />
Combined with the peninsula view of Radisson Blu Kas, Melinda Asian<br />
Contemporary offers unforgettable experiences with live concerts, wine<br />
tastings and sunset chats in a romantic atmosphere, promising an<br />
experience that appeals to all senses of its guests.
110<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
yeni mekan<br />
Pizza İl<br />
Forno<br />
şimdi de<br />
Alaçatı’da!<br />
Gökmen Gastronomi<br />
bünyesindeki restoran zinciri<br />
Pizza İl Forno, Ege Bölgesi’ndeki<br />
ilk şubesini Çeşme Alaçatı’da açtı.<br />
2013 yılında Ankara’da doğan ve pizza<br />
konusunda gastronomi sektörüne<br />
farklı bir yaklaşım getiren Pizza İl<br />
Forno, Türkiye’nin 81 ilini birden İtalyan<br />
işi pizzalarıyla tanıştırmayı hedefliyor. Bu<br />
doğrultuda şubeleşme atağını sürdüren<br />
marka, 27. şubesini Çeşme’de hizmete<br />
açtı. Alaçatı Mahallesi 13013. Sokak<br />
No:3/A adresindeki 150 kişi kapasiteli<br />
restoranında misafirlerini ağırlamaya<br />
başlayan Pizza Il Forno, mönüsünde<br />
Marinara, Margherita, Ricotta gibi klasik<br />
lezzetlerin yanı sıra sadece burada<br />
servis edilen şef imzalı pizzalarıyla da<br />
fark oluşturuyor. Pizza İl Forno’nun imza<br />
pizzaları içinde Enginarlı, 4 Peynirli,<br />
Karidesli, Füme Somonlu, Kaburgalı,<br />
Kavurmalı BBQ Tavuklu ve Burrata Pizza<br />
gibi özel seçenekler yer alıyor.<br />
Kokoreçi bir de pizzada deneyin!<br />
Her yaşa ve her damağa hitap eden<br />
restoranda, Ege’ye özgü otlarla<br />
hazırlanan pizzalar ve mekanın kendi<br />
özel tarifi “Kokoreçli Pizza” mutlaka<br />
denenmesi gereken seçenekler arasında<br />
başı çekiyor. Vegan misafirlerini de<br />
beslenme tarzlarından ve damak<br />
tatlarından ödün vermelerine gerek<br />
kalmayacak lezzetlerle buluşturan<br />
mekan, klasik pizzaları vegan tarzında<br />
yeniden yorumlarken, hem kabak,<br />
ıspanak,<br />
mantar<br />
gibi doğal<br />
ve sağlıklı<br />
malzemelerle<br />
hazırlanan<br />
hem de<br />
sucuk, salam,<br />
sosis gibi tatları alabileceğiniz vegan<br />
pizzalar sunuyor. Ayrıca mekanın<br />
mönüsünde, glüten hassasiyeti olanlar<br />
için “gluten free” seçenekler yer alıyor.<br />
Mönüsündeki lezzetlere, yerli ve yabancı<br />
zengin içeceklerin eşlik ettiği Pizza<br />
İl Forno Alaçatı’da, yerel reçellerle<br />
zenginleştirilmiş özel kahvaltı mönüsü<br />
her gün saat 15.00’e kadar servis<br />
ediliyor.<br />
Yeni eğitim meşaleleri yakacak!<br />
Pizza İl Forno, uygulamaya koyduğu<br />
sosyal sorumluluk projesi kapsamında,<br />
açılan her yeni restoranı için bir meşale<br />
yakarak, Türk Eğitim Derneği’nin<br />
“10.000 Genç Meşale Daha Aydınlık<br />
Türkiye” kampanyasına destek olmaya<br />
devam ediyor. Bu kapsamda, markanın<br />
yeni açılan Çeşme Alaçatı şubesi ile<br />
birlikte yeni bir meşale daha yandı ve<br />
Türk Eğitim Derneği’ne burs desteği<br />
sağlanmış oldu.
112<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
yeni mekanlar<br />
İtalyan işi pizza, Cadde’ye çıktı!<br />
Gökmen Gastronomi bünyesindeki restoran zinciri Pizza İl Forno,<br />
İstanbul’daki üçüncü, toplamda ise 26. şubesini Bağdat Caddesi’nde açtı.<br />
Türkiye’nin 81 ilini birden İtalyan işi<br />
pizzalarıyla tanıştırmayı hedefleyen<br />
marka, istikrarlı büyümesini sürdürüyor.<br />
İstanbul Bağdat Caddesi’nde açtıkları<br />
yeni şubeyle <strong>2024</strong>’e merhaba dediklerini<br />
söyleyen Gökmen Gastronomi Yönetim<br />
Kurulu Üyesi ve Pizza İl Forno CEO’su<br />
Caner Şener, “Pizza İl Forno’nun<br />
şubeleşmesinde farklı bir strateji<br />
izliyoruz. Bir taraftan karşılıklı kazan<br />
& kazan felsefesine dayanan güçlü<br />
franchise modeli ile farklı şehirlerde<br />
yeni şubeler açarken, diğer yandan<br />
kendi öz sermayemizle şubeleşmeye<br />
devam ediyoruz. 2030 yılına kadar<br />
Türkiye’nin 81 şehrinde en az 100 şubeye<br />
ulaşmış bir marka olmayı planlıyoruz”<br />
dedi. Çok yakında yurt<br />
dışında da Pizza İl<br />
Forno’lar olacağını ifade<br />
eden Şener, Orta Asya<br />
ile başlayıp, devamında<br />
Ortadoğu ve Balkanlar’a<br />
yayılmayı hedeflediklerini,<br />
bu kapsamda Katar ve<br />
Sırbistan şubelerinin<br />
hazırlıklarının<br />
tamamlanmak üzere<br />
olduğunu açıkladı. 2013 yılında<br />
Ankara’da doğan ve pizza konusunda<br />
gastronomi sektörüne farklı bir yaklaşım<br />
getiren Pizza İl Forno’nun fırınlarında<br />
yılda 25 milyon dilim pizza pişiyor.<br />
SushiCo, şube ağını<br />
genişletiyor<br />
Uzak Doğu lezzetleri zinciri SushiCo, yeni şubeleriyle<br />
Uzakdoğu'nun mistik atmosferini ve lezzetlerini Avrupa'nın ve<br />
Türkiye'nin dört bir yanına taşıyor. Önümüzdeki üç ay içinde<br />
planlanan açılışlar Berlin, Üsküp, Urla, Cevahir AVM, Bursa<br />
Özlüce, Çorlu, Kayseri, Adana ve İstanbul'da gerçekleşecek.<br />
Ağırlıklı olarak İstanbul'da hizmet veren<br />
SushiCo, rakiplerinden farklı olarak<br />
Türkiye'nin dört bir yanındaki Uzakdoğu<br />
severlerle buluşmayı hedefliyor. Şirketin<br />
büyüme motivasyonu, Uzakdoğu<br />
lezzetlerine olan talep ve dünya<br />
genelinde artan Uzak Doğu trendiyle<br />
güçleniyor. Uzakdoğu mutfağı ve<br />
kültürü, gençlerin ilgisini çekerek, dünya<br />
genelinde ve Türkiye'de her geçen gün<br />
daha fazla ilgi görüyor. SushiCo'nun<br />
hızla artan şubeleşme faaliyetleri,<br />
sadece Uzakdoğu lezzetlerine olan talebi<br />
değil, aynı zamanda genç tüketicilerin<br />
kültürel çeşitlilik arayışlarına da<br />
cevap veriyor. Şirketin şube ağı,<br />
İstanbul'da yoğunlaşmış olmasına<br />
rağmen, Türkiye'nin her bir köşesindeki<br />
Uzakdoğu mutfağı severlerle buluşmayı<br />
amaçlıyor. Bu büyüme trendi, şirketin<br />
Avrupa'daki varlığını güçlendirirken, aynı<br />
zamanda Uzakdoğu trendinin küresel<br />
ölçekteki yükselişine de katkı sağlıyor.
114<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
dekorasyon<br />
Seramiksan, porselen havuz<br />
karolarını tanıttı<br />
Havaların düzelmesiyle birlikte yazlıkçılar ve otel işletmecileri için dış mekanlarda tadilat<br />
dönemi başladı. Sıcak havalarda kendini serin sulara bırakmak isteyenler işe havuzlarını<br />
yenileyerek koyulurken seramik, vitrifiye ve yapı kimyasalları markası Seramiksan,<br />
sürdürülebilir ve güvenli porselen havuz karolarını tanıttı.<br />
Yaz aylarının yaklaşmasıyla birlikte<br />
tatilciler rotalarını çizmeye başlarken<br />
yazlığı olanlar ve otel işletmecileri için<br />
dış mekan yenileme dönemi başladı. Özellikle<br />
de sıcak havalarda serinlemek isteyenler,<br />
işe havuz tadilatıyla start vermeden nitelikli<br />
malzeme ve ekipmanların arayışına girdi.<br />
Pool Operations Management’ın (POM)<br />
makalesine göre ise havuz ekipmanlarında<br />
bu yıl doğal tasarıma ve gelişmiş güvenlik<br />
özelliklerine sahip sürdürülebilir, akıllı<br />
malzemeler öne çıkarken seramik, vitrifiye ve<br />
yapı kimyasalları markası Seramiksan, yeni<br />
porselen havuz karolarını tanıttı.<br />
Dinamik ve trend görünümlü<br />
karolar<br />
Seramiksan Pazarlama Müdürü Görkem<br />
Üstoğlu Helvacıoğlu serilerine dair şu<br />
açıklamada bulundu: “Baharın bu yıl daha<br />
erken gelmesiyle birlikte havuzlar başta<br />
olmak üzere, dış mekanları yenileme<br />
dönemini başlattı. Biz de portföyümüzdeki<br />
yeni porselen havuz karolarımızla sıcak<br />
havalarda kendini serin sulara bırakmak<br />
isteyenlere güvenli bir alan oluşturuyoruz.<br />
Kaliteli ve sürdürülebilir malzemelerden<br />
ürettiğimiz karolarımızla hem yazlıkçılara<br />
hem de otel işletmecilerine tadilat<br />
dönemlerinde çözüm sunuyoruz. Seramiksan<br />
Smooth Antislip yüzey teknolojisiyle<br />
tasarladığımız İbiza ve Portofino isimli<br />
porselen karolar, kullanıcıların günlük<br />
hayatına pratik deneyimler kazandırıyor.<br />
Kolay temizlenebilir yüzeyi sayesinde bakteri<br />
oluşumunu önleyerek hijyenik zeminler<br />
ortaya koyan karolarımız, maksimum<br />
güvenliğe sahip yaşam alanları oluşturuyor.<br />
Ürünlerimiz, dinamik ve trend bir görünüm<br />
sağlarken havuz ve çevresini güvenli ve<br />
konforlu mekanlara dönüştürüyor.”<br />
Havuz karolarıyla kullanıcıların<br />
yaşamını kolaylaştırıyor<br />
30x60 cm ölçülerindeki porselen karo<br />
serilerinin özelliklerini de paylaşan<br />
Helvacıoğlu’dan edinilen bilgilere göre Ibiza<br />
denizin huzur veren dalgalarının ritmiyle<br />
güneşin parıltısının yansıdığı bir dünya<br />
yaratıyor. Özel granilyalar ile pırıltılı bir<br />
görünüm sunan sugar effect uygulamasıyla<br />
zenginleştirilerek derinlik hissi uyandıran<br />
karolar, antislip yüzey seçeneğiyle havuzları<br />
güvenli ve konforlu alanlara dönüştürüyor.<br />
Suyun maviliğinden aldığı ilhamla farklı renk<br />
tonlarını bir araya getiriyor. Böylece cesur ve<br />
dinamik bir görünüm yakalıyor.<br />
Seramiksan’ın suyun mavi, turkuaz tonlarını<br />
toprağın sıcak renkleriyle harmanladığı<br />
Portofinoise havuz ve çevresini konforlu<br />
mekanlar haline getiriyor. Zarif tasarımı,<br />
doğallığı ve dayanıklılığı ile dikkat çeken seri,<br />
birbirinden farklı natürel tonlarıyla dinamik<br />
ortamlar oluşturuyor. Hem sugar effect hem<br />
de antislip yüzeyi ile havuzlarda kusursuz<br />
çözümler sunarak unutulmaz anılar vaat<br />
ediyor. Seramiksan’ın Smooth Antisilip<br />
yüzey teknolojisine sahip her iki seri de<br />
dokunma hissi uyandıran, pürüzsüz yumuşak<br />
yüzeyi ve kolay temizlenebilir özellikleriyle<br />
kullanıcıların hayatını kolaylaştırıyor.
116<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
HoReCa teknolojileri<br />
Dünya<br />
mutfaklarını<br />
Geniox<br />
VOClean ile<br />
havalandırıyor<br />
Systemair Türkiye, ticari mutfaklar ve her seviyedeki<br />
catering işletmelerinin havalandırma sorunlarını Geniox<br />
VOClean ekoloji ünitesi ile ortadan kaldırıyor.<br />
Günümüzde nüfus yoğunluğu normalin<br />
üzerinde olan şehirlerde yemek üretim<br />
alanları ve büyük restoranların mutfak<br />
egzoz sistemlerinden salınan bazı partiküller<br />
ve uçucu organik bileşikler hava kalitesine<br />
doğrudan etki ederken insan ve çevre<br />
sağlığı konusunda da olumsuz sonuçlar<br />
doğurabiliyor. Özellikle 21. yüzyılla birlikte<br />
çevresel sorunların büyüklüğü ve artış hızı<br />
düşünüldüğünde yağlı, kirli ve rahatsız<br />
edici mutfak havasını dışarıya atmadan<br />
önce temizlemek, ekoloji ünitelerinin<br />
varlığını daha önemli kılıp kullanım alanını<br />
genişletiyor. Mutfak egzoz sistemlerinden<br />
solunan havaya karışan partiküller ve uçucu<br />
organik bileşiklerin yarattığı kirliliğe karşı<br />
System Türkiye tarafından geliştirilen Geniox<br />
VOClean ekoloji üniteleri; düşük güç tüketimi,<br />
yüksek yağ ve koku yakalama kabiliyetinin<br />
yanı sıra otomatik yıkama özelliğiyle yüksek<br />
performans sunuyor. Saatte 2.500 m³ ila<br />
40.000 m³ arasında değişen hava debisine<br />
sahip Geniox VOClean, mutfak çalışanlarının<br />
sağlığını da koruyor.<br />
Müşteri ihtiyaçlarına göre<br />
davlumbaz sistemleri de paket<br />
çözüm olarak sunuluyor<br />
Ticari mutfak ve her seviyedeki catering<br />
işletmelerindeki bazı pişirme yöntemlerinin<br />
egzoz edilmesi gereken yüksek sıcaklık<br />
koşulları yarattığını ifade eden Systemair<br />
Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Serkan<br />
Gündüz, “ Yaşam alanlarındaki standart<br />
iklimlendirme ekipmanları, gastronomi<br />
sektöründe performans bakımından yetersiz<br />
kalabiliyor veya yeterlilik gösterse dahi<br />
kısa sürede işlevini kaybedip işletmenin<br />
yüksek yenileme ve bakım maliyetleriyle<br />
uğraşmasına yol açıyor. Systemair Türkiye<br />
olarak son teknolojiyle donatılan yeni klima<br />
santrali platformumuz Geniox bünyesinde<br />
sadece Türkiye’de ürettiğimiz VOClean<br />
ekoloji üniteleri ile endüstrinin çözüm ortağı<br />
oluyoruz. Bunun yanı sıra müşterilerimizin<br />
isteği doğrultusunda endüstriyel mutfaklarda<br />
egzoz sisteminin bir parçası olan davlumbaz<br />
sistemlerimizi de VOClean ile birlikte paket<br />
çözüm olarak sunabiliyoruz” dedi.<br />
Mutfak tipine göre ihtiyaçlara en<br />
uygun konfigürasyon sağlanıyor<br />
Geniox VOClean ekoloji ünitesinin insan<br />
ve çevre sağlığı konusundaki uluslararası<br />
standartlara uygun olarak geliştirildiğini<br />
belirten Gündüz, VOClean ekoloji üniteleri<br />
hakkında sözlerine şunları da ekledi:<br />
“Gastronomi alanında faaliyet gösteren<br />
işletmeler genellikle, ekoloji ünitelerinin<br />
ve davlumbaz sistemlerinin eksik veya<br />
yetersiz olması sebebiyle iç hava kalitesinin<br />
düşmesi ve ortamın yoğun bir koku ile<br />
kaplanması sorunuyla karşılaşabiliyor.<br />
VOClean ekoloji ünitelerimiz ile mutfak<br />
tipine göre işletmelerin ihtiyaçlarına en<br />
uygun konfigürasyonu sağlıyoruz. Bunun<br />
yanında Airware PRO yazılımımız da<br />
seçilen Geniox VOClean ünitesinin çalışma<br />
performansını gerçek mutfak yoğunluğu<br />
ve uygulama koşullarına göre hesaplıyor.<br />
Yazılıma eklenen şablonların da yer aldığı<br />
sistemdeki sanal gerçeklik uygulaması<br />
sayesinde de kullanıcılar mutfak türü ve<br />
yoğunluğu doğrultusunda ihtiyaçlarına en<br />
uygun ürünü seçebilirken Airware PRO,<br />
bütün hesaplamaları otomatik olarak<br />
gerçekleştiriyor ve enerji tüketimi seviyesi<br />
dahil, tüm sistem için eksiksiz ve detaylı<br />
teknik doküman sunuyor. Systemair<br />
Grup içinde bu çözümü üreten tek ülke<br />
olarak VOClean ekoloji ünitelerimizi Katar,<br />
Azerbaycan, Birleşik Arap Emirlikleri,<br />
Portekiz, Özbekistan, Meksika ve Avusturalya<br />
gibi farklı ülke ve coğrafyalara ihraç<br />
ediyoruz.”
Ödüllü restoranlar rezervasyonlarını<br />
Rezervem teknolojisiyle yönetiyor<br />
“Misafirperverliğin Geleceği” sloganıyla yola çıkan ve 100’e yakın restorana özel bir yazılımla<br />
geliştirilmiş teknoloji ile çözüm sunan Rezervem, restoranların rezervasyon yönetimine<br />
profesyonel bir bakış açısıyla yön veriyor. Michelin yıldızlı ve fine dining restoranları sisteme dahil<br />
eden şirket, rezervasyon taleplerini hiç vakit kaybetmeden kolayca gerçekleştirme imkânı sunuyor.<br />
Restoran rezervasyonlarını teknoloji<br />
ile buluşturarak yeni bir boyut katan<br />
Rezervem, güçlü yazılım alt yapısı<br />
sayesinde rezervasyon yönetimini kusursuz<br />
bir noktaya taşıyor. Teknoloji ve yazılım<br />
alanında geniş bilgi birikimine sahip olan<br />
Bekir Topuz tarafından 2018 yılında kurulan<br />
şirket, geleceğin teknolojilerini bugünden<br />
restoran rezervasyon sistemine entegre<br />
ederek sektöre yeni bir vizyon getiriyor. Güçlü<br />
bir teknoloji yatırımıyla restoran, otel, gece<br />
kulübü ve eğlence mekanlarını data yönetimi<br />
ile buluşturan Rezervem, yenilikçi teknoloji<br />
şirketlerinin son örneği.<br />
Geleneksel yöntemlerin aksine...<br />
Kişiselleştirilebilen hizmet yaklaşımı ve<br />
sunduğu kalıcı çözümlerle işletmelerin daha<br />
verimli bir şekilde çalışmasına yardımcı olan<br />
Rezervem, geleneksel yöntemlerin aksine<br />
restoran rezervasyonlarının yönetimini<br />
teknoloji ve konforla buluşturuyor. Güçlü<br />
İş Zekası (BI) altyapısı ile tüm rezervasyon<br />
sürecindeki verileri okunabilir ve anlamlı hale<br />
getiren şirket, restoranların misafirlerine<br />
daha kaliteli hizmet sunmasına, data<br />
analizi yaparak hizmet kalitesini ve iş<br />
performansını artırmasına yardımcı oluyor.<br />
“Misafirperverliğin Geleceği” sloganıyla<br />
yola çıkan ve 100’e yakın restorana özel bir<br />
yazılımla geliştirilmiş teknoloji ile çözüm<br />
sunan şirket, restoranların geleceğine<br />
profesyonel bir bakış açısıyla yön veriyor.<br />
Michelin yıldızlı ve fine dining restoranları<br />
sisteme dahil eden Rezervem, rezervasyon<br />
taleplerini hiç vakit kaybetmeden kolayca<br />
gerçekleştirme fırsatı sunarken; misafirlere<br />
sms ve e-posta bildirimleri göndererek,<br />
rezervasyon hatırlatmaları yapıyor.<br />
Misafirlerden geri bildirim alınmasına da<br />
imkan sunan Rezervem, misafirlerin tüm<br />
restoran yolculuğunun detaylıca analiz<br />
edilmesini sağlıyor. Restoranların korkulu<br />
rüyası no show için finansal araçlar sağlayan<br />
şirket, restoranların verimliliğini ciddi oranda<br />
artırıyor. Aynı zamanda rezervasyon ve<br />
doluluk planlamalarını sistematize ederek,<br />
restoran gelirlerinin artmasında büyük katkı<br />
sunuyor.<br />
Restoranların geleceğine yön veriyor<br />
Ülkemizde pek çok restoranda rezervasyon<br />
sürecinin geleneksel yöntemle<br />
yürütüldüğünü ve bu nedenle iletişim başta<br />
olmak üzere birçok problem yaşandığını<br />
belirten Rezervem Kurucusu Bekir Topuz,<br />
“Birçok sektörün geleceğini şekillendiren<br />
ve sürdürülebilir kalıcılık sağlamaya büyük<br />
ölçüde etki eden en önemli konu güçlü bir<br />
data ve bu datanın doğru analiz edilerek satış<br />
ve pazarlama alanlarında etkin kullanımı.<br />
Yani Big Data’ya erişim ve doğru yönetim.<br />
Rezervem olarak yazılım altyapımızla<br />
rezervasyon süreci boyunca çok güçlü bir<br />
veri analizi ve raporlaması oluşturarak,<br />
müşterilerin tüm tüketim alışkanlıklarını<br />
takip ediyoruz. İletişim ve pazarlama<br />
optimizasyonu sağlayarak, ölçülebilir<br />
ve doğru hedef kitleye etkili mesajlarla<br />
erişim sağlayarak müthiş maliyet avantajı<br />
sunuyoruz.” dedi.<br />
Topuz: “Misafirlerin daha kaliteli<br />
bir deneyim yaşamasına yardımcı<br />
oluyoruz”<br />
Restorana gitmeyi bir yolculuk ve deneyim<br />
serüveni olarak gördüklerini ifade eden<br />
Bekir Topuz “Restoranların misafirlerine<br />
sunduğu hizmet, imkanlar ve kurduğu<br />
iletişim bu yolculuğun seyrini doğrudan<br />
etkiliyor. Misafirin restoran yolculuğunda<br />
yaşadığı en büyük problemlerden biri olan<br />
iletişim başta olmak üzere geri bildirim,<br />
online rezervasyon, raporlama & analitik<br />
ve SMS & e-posta bildirimleri gibi birçok<br />
alanda teknolojiyi merkeze alan kapsamlı<br />
hizmet sağlıyoruz. Yiyecek-içecek ve eğlence<br />
sektörünü teknolojiyle buluşturarak,<br />
dijitalleşme yolculuğunda çözüm sunmak<br />
ve misafirlerin daha kaliteli bir deneyim<br />
yaşamalarına destek olmak bizim için büyük<br />
bir mutluluk... Kısa sürede ciddi bir büyüme<br />
elde ettik ve teknolojik altyapımızla birçok<br />
ilke imza attık. Ülkemizde bizim sunduğumuz<br />
hizmeti sunabilecek başka bir şirket olmadığı<br />
için restoranlardan çok ciddi bir talep<br />
alıyoruz. TURK FATIH TUTAK, OD Urla, Vino<br />
Locale, Sankai by Nagaya, Sunset Grill&Bar,<br />
Oligark ve Neolokal gibi Michelin Yıldızlı<br />
ve fine dining restoranların birçoğu bizim<br />
altyapımızı kullanıyor. Sürekli geliştirdiğimiz<br />
yazılım teknolojilerimizle misafir deneyimini<br />
en üst noktalara çıkarmayı ve sistemin<br />
sunduğu avantajları tüm dünyayla paylaşmayı<br />
hedefliyoruz. Çok büyük bir pazarda güçlü<br />
yazılım Know How’ı ve yeni yatırımlarla<br />
sürekli büyüme potansiyeline sahip bir<br />
teknoloji şirketiyiz.” şeklinde ifade etti.<br />
Restoranların en büyük sorunu no<br />
show’u kalıcı çözüm sunuyor<br />
Özellikle fine dining restoranların en<br />
bilinen kronik sorunlarından bir olan no<br />
show için restoranlara yenilikçi çözümler<br />
sunan Rezervem; gelir kaybının minimuma<br />
indirilmesine, masa ve dolulukların kontrol<br />
edilmesine yardımcı oluyor. Sms ve e-posta<br />
bildirimleri üzerinden müşterilere hatırlatma<br />
ve tek bir tıklama ile rezervasyonunu<br />
iptal etme fırsatı sunan şirket, iletişim<br />
eksikliğinden kaynaklı no show’u engelliyor.<br />
İkinci olarak finansal araçlarla no show’un<br />
önüne geçmeyi hedefleyen Rezervem, yeni<br />
bir rezervasyon oluşturulduğu zaman kişi<br />
sayısına göre misafirlerden provizyon alma<br />
imkanı sağlıyor. Böylelikle müşterilerin<br />
rezervasyona riayet etme oranını artırılırken,<br />
no show’un düşürülmesine sağlanıyor.<br />
Misafir restorana geldiği zaman alınan ön<br />
ödeme hesaptan düşülüyor.
118<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
HoReCa teknolojileri<br />
“Green Ventilation”<br />
etiketiyle<br />
çevreye daha duyarlı<br />
Türkiye iklimlendirme ve havalandırma<br />
sektörüne yenilikler kazandıran Systemair<br />
Türkiye, küresel iklim değişikliği ile mücadele<br />
kapsamında yeniden tanımlayıp genişlettiği<br />
“Green Ventilation” konsepti sayesinde<br />
projelerin sürdürülebilirlik koşullarını tüm<br />
yönleriyle karşılamayı hedefliyor.<br />
İklimlendirme ve havalandırma<br />
sektörüne yönelik geliştirdiği<br />
çözümlerle Türkiye klima<br />
santrali pazar lideri olan<br />
Systemair, ürünleri için<br />
güvenilir bir çevresel<br />
performans ölçütü olan<br />
Green Ventilation etiketi<br />
sayesinde en yüksek<br />
sürdürülebilir standartları<br />
sunuyor. Green Ventilation<br />
konseptini sürdürülebilirlik<br />
ilkesine dayandırarak<br />
HVAC projelerinde çevresel<br />
performansı öne çıkaran bir<br />
yaklaşımla sunduklarını ifade<br />
eden Systemair Türkiye Ürün Müdürü Merve Selviboy,<br />
“Green Ventilation, Systemair’in ve müşterilerimizin<br />
çevresel hedeflere daha etkin bir şekilde ulaşmalarına<br />
olanak tanıyan güvenilir bir çevresel performans ölçütü.<br />
Bu etiket, ilk başlarda sadece bir ürünümüzün enerji<br />
tasarruflu EC motorlarını içerdiğini tanımlamak için<br />
kullanılırken, zaman içerisinde kapsamını genişleterek<br />
uluslararası sürdürülebilirlik standartlarını karşılamak ve<br />
çevresel faktörlere odaklanmak için kullanılır hale geldi.<br />
Her ürün alanında belirlediğimiz ölçülebilir sürdürülebilirlik<br />
standartlarımızı, ‘yeşil boyama’ pazarlaması amacı<br />
taşımayıp sürekli olarak teknolojik gelişmelere göre<br />
güncelliyoruz. Böylelikle müşterilerimize Avrupa Birliği<br />
Ecodesign gerekliliklerine uygun ürünler sunarak onların<br />
enerji verimliliği sağlamalarına ve sera gazı emisyonlarını<br />
azaltmalarına yardımcı oluyoruz.” dedi.<br />
Bulut sistemleri, yeni nesil<br />
yiyecek-içecek işletmelerinin<br />
önünü açıyor<br />
34 yılı aşkın deneyimiyle yiyecek-içecek<br />
sektöründeki restoran, kafe, otel, bar, pastane,<br />
plaj ve benzeri işletmeler için teknolojik çözümler<br />
sunan Protel, bulut bilişimi temel alan sistemlerin<br />
yiyecek-içecek işletmelerine sağladığı faydaların<br />
altını çiziyor.<br />
Protel Satış Direktörü Fatih<br />
Tenel, bulut sistemleri<br />
kapsamında sektöre sundukları<br />
imkanlarla ilgili şunları söylüyor:<br />
“Bulut sistemleri her sektör<br />
gibi yiyecek-içecek sektörü<br />
için de gün geçtikçe daha kritik<br />
hale geliyor. İhtiyaçlara en iyi<br />
şekilde yanıt veren bulut tabanlı<br />
POS sistemi Simphony Cloud,<br />
bir veya birden çok restoranın<br />
tek merkezden yönetilmesine<br />
izin veren çok yönlü ve esnek, yeni nesil bir restoran<br />
yönetim sistemi olarak öne çıkıyor. Windows ve Android<br />
işletim sistemleri üzerinde çalışabilen bu yazılım, belirli<br />
hız gereksinimlerini karşılayabilen tabletlerde de marka<br />
ve model ayrımı olmadan kullanılabiliyor. Tek bir mekânda<br />
birden fazla servis tarzına (fast food, kafe, paket) olanak<br />
tanıyan Simphony Cloud ile zincirdeki tüm şubeler aynı<br />
veritabanından aynı müşteri bilgilerine ulaşabiliyor. Ayrıca<br />
müşterilerinin tüm menü kalemlerini inceleyebileceği,<br />
istediği ürünleri sepetine ekleyebileceği ve sipariş oluşturup<br />
kredi kartıyla ödeme yapabileceği kiosk entegrasyonu<br />
müşterilere yeni bir sipariş deneyimi sunuyor. Yiyecekiçecek<br />
sektörüne yeni nesil işletmelerin kapısını aralayan,<br />
işletmelere daha fazla esneklik, güvenlik ve verimlilik sunan<br />
Simphony gibi gelişmiş ve yeni nesil çözümler sunmaktan<br />
mutluluk duyuyoruz. Gastronomi dünyası, dijitalleşme<br />
yolculuğunda bulut tabanlı çözümlerle ilerliyor. Simphony<br />
gibi yenilikçi çözümler bu değişime öncülük ediyor ve daha iyi<br />
hizmet sunulmasını sağlayarak başarıyı getiriyor.”
Hitit, 2023’te satış<br />
gelirlerini artırdı<br />
Dünyanın önde gelen havayolu ve seyahat<br />
teknolojileri şirketi Hitit, 2023 yılında da<br />
büyümesini sürdürdü. Gelirlerini yüzde 36<br />
artırarak 25,6 milyon dolara ulaştıran Hitit,<br />
hasılatının yüzde 79’unu dövizden kazandı.<br />
FANUC’un geri<br />
dönüşümde kullandığı<br />
yapay zekada iş ortağı<br />
Recycleye<br />
Farklı endüstriler için robotik çözümler<br />
üreten FANUC’un akıllı atık yönetimi startup’ı<br />
Recycleye ile ortaklık kurarak geliştirdiği<br />
6 eksenli robotu LR Mate 200 iD/4SC, atık<br />
yönetimi endüstrisine yapay zeka görüş<br />
teknolojisini sunuyor.<br />
Atıkların sebep olduğu kirlilik günümüzün en ciddi çevre<br />
sorunlarından biri olurken geri dönüşümün gerekliliği<br />
her geçen gün artıyor. Her yıl milyonlarca ton atığın geri<br />
dönüştürülmesi adına insan gücünün yetersiz kaldığı<br />
noktalarda ise bu işi otonom olarak yapabilecek robotların<br />
varlığı, süreci daha hızlı ve hatasız sonuca ulaştırıyor. Dünya<br />
piyasalarında nümerik kontrol sistemlerinin önde gelen lideri<br />
FANUC’un akıllı atık yönetimi start-up’ı Recycleye ile yaptığı<br />
iş birliği sonucunda geliştirdiği 6 eksenli robotu LR Mate 200<br />
iD/4SC, atık yönetimine yeni bir soluk getiriyor. FANUC'un<br />
otomasyon alanındaki 60 yılı aşkın deneyiminin Recycleye<br />
Robotics’in yapay zeka desteğiyle buluştuğu robotik atık<br />
toplama sistemi, geri dönüştürülebilir maddeleri plastik,<br />
alüminyum, kağıt ve karton gibi farklı malzeme sınıflarına<br />
otomatik olarak kusursuza yakın şekilde ayırıyor.<br />
Havayolu ve seyahat teknolojilerinin global oyuncusu Hitit’in<br />
2023 yılına ilişkin faaliyet raporu yayınlandı. Rapora göre,<br />
2023’ü altı kıtada 49 ülkedeki 73 partneriyle kapatan Hitit,<br />
gelirlerini yüzde 36 artırarak 18,8 milyon dolardan 25,6<br />
milyon dolara çıkarmayı başardı. 2023’ün şirket için hem<br />
dolar hem de TL bazında gelirlerini artırdığı bir yıl olarak<br />
kayda geçtiğine değinen Hitit’in Mali İşler ve Satın Almadan<br />
Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Sezer Tuğ Özmutlu,<br />
şunları söyledi: “Dolar bazında yüzde 36, TL bazında yüzde<br />
96 büyüyerek gelirlerimizi 25,6 milyon dolara ulaştırdık. 2023<br />
yılının FAVÖK marjı %40 olurken 2,1 milyon dolar artarak<br />
10,1 milyon dolar oldu. TL bazında ise FAVÖK yüzde 81<br />
artışla 240,7 milyon TL’ye ulaştı. Şirketin büyüme trendinde<br />
elbette ki Mart 2022'de gerçekleştirdiğimiz başarılı halka<br />
arz ve yatırımcılarımızın bize olan güveninin sağladığı ivme<br />
çok büyük. Hitit olarak bizler de, halka arz sürecimizde altını<br />
çizdiğimiz yatırım planlarımızı hayata geçirdik ve geçirmeye<br />
de devam ediyoruz.”