07.05.2024 Views

Hotel Restaurant Mayıs 2024

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

0216 592 42 70 - 71 -72<br />

info@callipastacilik.com.tr


SPEED-X, kendi kendini yıkayan<br />

ilk kombi hızlı fırın: mükemmel<br />

kombinasyon kalite ve hız.<br />

unox.com<br />

+90 530 176 62 03


Kombi<br />

Modu<br />

HYPER.Speed<br />

Modu<br />

Taviz vermek zorunda<br />

kalmamak için üretildi.<br />

Kusursuz pişirmeyi garanti etmek için<br />

Konveksiyon ve buhar bir araya geliyor.<br />

Türünün<br />

ilk örneği.<br />

Pişirme ve mikrodalgaları bir araya getiren<br />

devrim niteliğindeki teknoloji.<br />

250<br />

makaron<br />

makarna<br />

12 dakika içinde<br />

1.5 kg<br />

bütün<br />

patates<br />

420 saniyede<br />

7.5<br />

kilo sandviç<br />

patates<br />

20 dakika içinde<br />

6 adet fileto<br />

somon ile<br />

sebzeler<br />

150 dakika içinde<br />

15 bölünmüş<br />

korniş tavuk<br />

parçaları<br />

35 dakika içinde<br />

6 adet tavuk<br />

şnitzel ile<br />

mantarlar<br />

180 dakika içinde


hotelrestaurantmagazine<br />

@Hitechdergisi<br />

hotelrestaurantmagazine<br />

Turist Rehberliği Meslek<br />

Kanunu yürürlükte!<br />

Turist rehberleri ve seyahat acentelerine ilişkin yeni düzenlemeler getiren “Turist<br />

Rehberliği Meslek Kanunu ile Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanununda<br />

Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yeni<br />

düzenlenmenin detaylarına “gündem” bölümümüzden ulaşabilirsiniz.<br />

25 yıldır turizm sektörünün içinde. İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir<br />

Bölge Planlama mezunu. Aslen finans kökenli bir otelci olan Elif Büyüker, risk yönetimindeki<br />

gücünü bu altyapısından alıyor. İnsan kaynakları deneyimi ise onun için kelimenin tam<br />

manasıyla bir bonus! En büyük zorluğu çalışan istihdamı olan turizm sektörüne bu vizyon<br />

ve donanımlarını cömertçe taşıyan Büyüker için turizm, hiçbir zaman bitmeyecek, aksine<br />

gelişerek devam edecek bir sevda nitekim de. Otelciliği, misafirlerin ağırlandığı büyük bir<br />

ev olarak yorumlayan, geçen yıllar içerisinde enerjisini hiç düşürmeden, her güne yepyeni<br />

bir heyecanla başlayan Elif Büyüker ile Park Inn by Radisson Ataşehir Genel Müdürlüğüne<br />

uzanan otelcilik yolculuğunu ve İstanbul turizmiyle ilgili değerlendirmelerini konuştuk.<br />

Amasya, Merzifon doğumlu. Beş çocuklu çiftçi bir ailenin en küçüğü. İki büyük ağabeyi de<br />

şef, kendi gibi. Ömürlük aşçı gömleğinde en çok da onların emeği var. Bir de tabii bugün<br />

bile vefa borcuyla onurlandırdığı anne ve babasının! Bocuse d'Or Türkiye’nin Başkanı<br />

Mehmet Gök, tüm çocukluk zamanlarının Alıcık köyünde geçtiğini anlatıyor. Bağ, bahçe,<br />

tarlanın tam da göbeğinde. Boğazından geçenler dalından, toprağından sadece. Mahsulün<br />

en iyi ve lezzetlisini sevgiyle katmerlendiren o değerli büyüklerinin hünerli ellerinden üstelik<br />

de! Bocuse d'Or Türkiye’nin Başkanı Mehmet Gök’ün mutfağa adanmışlık hikayesi şefin<br />

gözünden başlığımızda. Merakla okuyacağınızı umuyorum.<br />

Ve yeni yatırımlar…<br />

Accor Grubu bünyesinde yer alan Mövenpick, Mövenpick <strong>Hotel</strong> İstanbul Marmara Sea’nin<br />

açılışını duyurdu. Wyndham <strong>Hotel</strong>s & Resorts Türkiye’de 110 otele ulaştı. Radisson Otel<br />

Grubu, otel sahipleri ve hissedarları Jin Jang International ile birlikte Çin'den gelen<br />

misafirler için evlerinden uzakta bir konaklama deneyimi sunmayı amaçlayan Çin’e Hoş<br />

Geldiniz programını duyurdu. Dorak Holding, ‘Dorak Health’ şirketi aracılığıyla sağlık<br />

turizmine girdiğini ve <strong>Mayıs</strong>- Haziran aylarında halk arz planladığını açıkladı. Olympos<br />

Health Resort ile yepyeni bir tatil anlayışına imza atmaya hazırlanan Dedeman <strong>Hotel</strong>s &<br />

Resorts International, bu ay açmayı planladığı tesisiyle zincir markanın 3. resort otelinin de<br />

altına imzasını koymuş olacak.<br />

Bu başlıklar ve çok daha fazlası dergimiz sayfalarında sizleri bekliyor.<br />

Keyifli okumalar dilerim.<br />

Tourist Guidance Profession<br />

Law is in force!<br />

The “Law on the Amendment of the Tourist Guidance Profession Law and the Law on Travel<br />

Agencies and the Association of Travel Agencies”, which introduces new regulations on tourist<br />

guides and travel agencies, entered into force after being published in the Official Gazette. You<br />

can find the details of the new regulation in our “agenda” section.<br />

25 years in the tourism sector. She graduated from Istanbul Technical University, Faculty of<br />

Architecture, Department of Urban and Regional Planning. Originally a hotelier with a background<br />

in finance, Elif Büyüker draws her strength in risk management from this background. Her human<br />

resources experience is literally a bonus for her! For Büyüker, who generously brings this vision<br />

and equipment to the tourism sector, whose biggest challenge is the employment of employees,<br />

tourism is a love that will never end, but on the contrary, will continue to develop. We talked to<br />

Elif Büyüker, who interprets hotel management as a big house where guests are welcomed,<br />

who has never decreased her energy over the years and starts every day with a brand new<br />

excitement, about her hotel management journey to Park Inn by Radisson Ataşehir General<br />

Manager and her evaluations about Istanbul tourism.<br />

Born in Merzifon, Amasya. He is the youngest of a farming family of five children. His two older<br />

brothers are chefs, just like him. They are the ones who have contributed the most to his lifelong<br />

chef's shirt. And of course his parents, whom he honors with a debt of loyalty even today!<br />

Mehmet Gök, President of Bocuse d'Or Turkey, tells us that his entire childhood was spent in the<br />

village of Alıcık. Right in the heart of the vineyard, garden and fields. What passes through his<br />

throat is only from the plants and the soil. And from the skillful hands of those precious elders<br />

who lovingly multiplied the best and most delicious of the crops! The story of Mehmet Gök, the<br />

President of Bocuse d'Or Turkiye, and his dedication to the kitchen is in our title “Through the eyes<br />

of the chef”. I hope you will read it with curiosity.<br />

And new investments...<br />

Mövenpick, part of the Accor Group, announced the opening of Mövenpick <strong>Hotel</strong> Istanbul<br />

Marmara Sea. Wyndham <strong>Hotel</strong>s & Resorts reaches 110 hotels in Turkiye. Wyndham <strong>Hotel</strong>s &<br />

Resorts reaches 110 hotels in Turkiye. Radisson <strong>Hotel</strong> Group, together with hotel owners and<br />

shareholders Jin Jang International, announced the Welcome to China program, which aims<br />

to provide a home away from home accommodation experience for guests from China. Dorak<br />

Holding announced that it has entered health tourism through its 'Dorak Health' company and<br />

is planning a public offering in May-June. Dedeman <strong>Hotel</strong>s & Resorts International, which is<br />

preparing to make its presence felt under a brand new holiday concept with Olympos Health<br />

Resort, will also have a say under the 3rd resort hotel of the chain brand with the facility it plans<br />

to open this month.<br />

These and much more are waiting for you on the pages of our magazine.<br />

Have a pleasant reading.<br />

K<br />

GENEL MÜDÜR<br />

(Sorumlu)<br />

REKLAM SATIŞ PAZARLAMA<br />

REKLAM KOORDİNATÖRÜ<br />

Emir Ömer ÖCAL<br />

emir.ocal@img.com.tr<br />

0212 454 22 22<br />

TEKNIK MÜDÜR<br />

BILGI İŞLEM<br />

TOLGA ÇAKMAKLI<br />

tolga.cakmakli@img.com.tr<br />

TAYFUN AYDIN<br />

tayfun.aydin@img.com.tr<br />

İMG WEB TEAM MAIL<br />

web@img.com.tr<br />

Prof. Dr. HÜSNÜ GÜNDÜZ<br />

Doç. Dr. MURAT DOĞDUBAY<br />

GÜRKAN BOZTEPE<br />

Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı<br />

TEZER ÖNER<br />

Agon Danışmanlık / Gayrimenkul ve<br />

İşletme Yatırım Danışmanı<br />

HÜSEYİN KURT<br />

Uluslararası MICE Endüstrisi Derneği<br />

Başkanı<br />

AYDIN DEMIR<br />

Yeditepe Üniversitesi Gastronmi Mutfak<br />

Sanatları Chef Ögretim Görevlisi/<br />

The Maestro <strong>Hotel</strong> Executive Chef<br />

website<br />

www.hotelrestaurantmagazine.com<br />

e-mail<br />

info@img.com.tr<br />

CTP - BASKI<br />

İRTİBAT BÜROLARIMIZ<br />

ADRES<br />

İHLAS GAZETECİLİK A.Ş.<br />

Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza<br />

No:11 A/41 Yenibosna–Bahçelievler/ İSTANBUL<br />

Tel: +90 212 454 30 00 Fax: +90 212 454 34 94<br />

www.ihlasmatbaacilik.com<br />

BURSA +90.224 211 44 50-51<br />

KONYA +90.332 238 10 71<br />

İSTMAG<br />

Magazin Gazetecilik Yayıncılık<br />

İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.<br />

İHLAS MEDIA CENTER<br />

Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi<br />

No: 11 Medya Blok Kat: 1<br />

34197 Yenibosna / İstanbul / Turkey<br />

Tel: 0212 454 22 22<br />

Faks: 0212 454 22 93<br />

hotel & restaurant hi-tech dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. hotel & restaurant hi-tech dergisinin bütün yayın hakları<br />

İSTMAG Magazin Gazetecilik Yayıncılık İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ne aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan hotel & restaurant hi-tech dergisi ayda bir yayınlanır. ISSN:1305-1792


Bu sayımızda<br />

antre<br />

12 Sektörden kısa haberler<br />

gündem<br />

18 Lüks seyahatte rota Smart<br />

Luxury ile yeniden oluşturuldu<br />

20 Antalya’da yabancı ziyaretçi<br />

sayısı %25 arttı<br />

22 TÜROB Aylık Bilgilendirme<br />

Toplantısı gerçekleşti<br />

26<br />

24 Yeni nesil gezginler yerelin ve<br />

deneyimin peşinde<br />

26 <strong>2024</strong>’te havayolu yolcu sayısı ne<br />

kadar arttı<br />

28 En çok otel şirketleri kapandı<br />

30 Öner: Ege’de Türkiye için<br />

bermuda şeytan üçgeni<br />

32 Yunanistan Türk turistlere özel<br />

vize istasyonu açtı<br />

64 58<br />

34 Dev İtalyan tur operatöründen<br />

İstanbul çıkarması<br />

36 Turist Rehberliği Meslek<br />

Kanunu yürürlükte<br />

38 TÜRSAB turizmin geleceği için<br />

gençlerle buluştu<br />

40 Aksu: Turizm destinasyon<br />

yönetiminde neden olumsuz<br />

ifadelerden kaçınılmalı?<br />

42 Meltem Bayazıt Tepeler, TUED’e<br />

3. kez başkan seçildi<br />

62


44 Polatoğlu: Öyle iki festival,<br />

bir panelle marka olunmuyor<br />

maalesef<br />

48 <strong>2024</strong>’de turizm gelirleri ne<br />

kadar arttı<br />

50 Tatil tur fiyatlarında %100’lük<br />

yükseliş<br />

52 Mauritius tanıtım toplantısı<br />

The Ritz-Carlton'da<br />

gerçekleşti<br />

yeni yatırımlar<br />

54 Radisson, “Çin’e Hoş Geldiniz”<br />

programını duyurdu<br />

56 Wyndham, Türkiye’de 110<br />

otele ulaştı<br />

58 İşte Dorak’ın yeni gündemi<br />

60 Mövenpick <strong>Hotel</strong> İstanbul<br />

Marmara Sea açıldı<br />

62 Dedeman, 3. resort otelini<br />

Kumluca'da açacak<br />

63 Ankara'ya yeni otel ve<br />

rezidans projesi geliyor<br />

72<br />

iş’te kadın<br />

64 Büyüker: Turizm hiçbir zaman<br />

bitmeyecek!<br />

marka<br />

70 Çakır: Dondurulmuş gıda<br />

ve unlu mamullerin lider<br />

firmasıyız<br />

şefin gözünden<br />

72 Adanmış şef: Mehmet Gök<br />

gastro güncel<br />

76 Kafe ve restoran<br />

işletmecilerinin ne kadarı<br />

fırsatçılık peşinde<br />

80 Doğan: Kadim Kültürlerin<br />

Buluştuğu Bir Mutfak (2)<br />

82 Gıda atıkları bu sistemle takip<br />

edilecek<br />

84 Tartıcı: Sürdürülebilir<br />

kalkınma ile yaşanan değişim<br />

gastro etkinlik<br />

110<br />

86 Elite World, Van kahvaltısının<br />

tanıtım ve kültür elçiliğini<br />

üstlendi<br />

88 Gıda Güvenliği Kongresi'nin<br />

sekizincisi düzenlenecek<br />

90 Geleceğin Menüleri Trend<br />

Raporu’nun ilk etkinliği<br />

gerçekleşti<br />

92 Baybara Demir, Türk bayrağını<br />

gururla dalgalandırdı<br />

96 Gastronomi Trendleri<br />

buluşmasını Toque'lu Yıldızlar<br />

tatlandırdı<br />

gastro aktüel<br />

98 Gastronomi sektöründen<br />

haberler<br />

yeni mekan<br />

106 Boğaz’ın en ikonik deneyim<br />

rotası: 100 I Hundred<br />

108 Radisson Blu Kaş, lezzetteki<br />

ön yargıları yıkacak<br />

110 Pizza İl Forno, şimdi de<br />

Alaçatı’da<br />

112 Türkiye’nin en yeni lezzet<br />

adresleri<br />

dekorasyon<br />

114 Seramiksan, porselen havuz<br />

karolarını tanıttı<br />

HoReCa teknoloji &<br />

sistemleri<br />

116 Dünya mutfaklarını Geniox<br />

VOClean ile havalandırıyor<br />

117 Ödüllü restoranlar<br />

rezervasyonlarını Rezervem<br />

teknolojisiyle yönetiyor<br />

118 HoReCa teknoloji ve<br />

sistemleri<br />

www.hotelrestaurantmagazine.com


12<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

antre<br />

Sağlık turizminin kanayan yarası<br />

Onaylanmayan vizeler<br />

Euromonitor International’un raporuna göre 2023’te en çok<br />

ziyaret edilen şehirlerin başında 20,2 milyon kişiye ev sahipliği<br />

yapan İstanbul geliyor. Metropol şehrin başarılı performansının<br />

önemli bir bölümünü ise sağlık ve tıbbi nedenlerden dolayı ülkeyi<br />

ziyaret edenler oluşturuyor. Sağlık acenteleri ise turistlere verilen<br />

hizmetlerin sürdürülebilir kılınması için vize kolaylığı sağlanması<br />

gibi avantajlar sunulması gerektiğini öne sürüyor.<br />

Konuyla ilgili açıklama yapan Türkiye Seyahat Acentaları Birliği'nin<br />

(TÜRSAB) Orta Anadolu Bölge Temsil Kurulu Yönetim Kurulu Üyesi<br />

Dr. Fedakar Günsili, sağlık turizmi için sağlanacak vize kolaylığının<br />

yurt dışından gelecek hastaları teşvik edebileceğini aktararak, “Sağlık<br />

turizminin Türkiye ekonomisine katkısı çok büyük. Ancak halihazırda<br />

Irak, Somali, Cubuti, Yemen olmak üzere çeşitli destinasyonlarda<br />

uygulanan vize prosedürleri, sağlık turistlerinin önünde büyük bir engel.<br />

The chronic problem of health<br />

tourism: Unapproved visas<br />

According to a report by Euromonitor International, Istanbul, home<br />

to 20.2 million people, will be the most visited city in 2023. An<br />

important part of the metropolitan city's successful performance<br />

is made up of those visiting the country for health and medical<br />

reasons. Health agencies, on the other hand, argue that in order<br />

to make the services provided to tourists sustainable, advantages<br />

such as visa facilitation should be offered.<br />

Making an assessment on the subject, Dr. Fedakar Günsili, Board<br />

Member of the Central Anatolia Regional Representative of Board of the<br />

Tedavi için ülkemize gelmek isteyenlere vize kolaylığı sağlanması,<br />

Türkiye’nin sağlık turizmine eşik atlatabilir” dedi. Günsili, vizesine onay<br />

alamayan 1 kişinin bile Türk turizmi için büyük kayıp olduğunun altını<br />

çizdi ve “Türkiye sağlık sektöründe çok büyük ilerleme kaydetti. Biz de<br />

ülkemizin güzelliklerini ve kültürel zenginliklerini de konuya dahil ederek<br />

yurt dışından daha çok yabancı hastanın gelebilmesi ve ekonomimize<br />

katkıda bulunmak için çalışıyoruz. Bu noktada, önümüzdeki vize engeline<br />

çözüm bulunması, daha verimli çalışmasına yardımcı olacaktır.” diye<br />

konuştu.<br />

Association of Turkish Travel Agencies (TÜRSAB), stated that the visa<br />

facilitation to be provided for health tourism could encourage patients<br />

from abroad and said, "The contribution of health tourism to Turkiye's<br />

economy is very large. However, visa procedures currently applied in<br />

various destinations such as Iraq, Somalia, Djibouti and Yemen are a<br />

major obstacle for health tourists. Providing visa facilitation for those<br />

who want to come to our country for treatment, Turkiye's health tourism<br />

can jump the threshold." Günsili underlined that even 1 person who<br />

cannot get their visa approved is a great loss for Turkish tourism and<br />

said, "Turkiye has made great progress in the health sector. By including<br />

the beauties and cultural richness of our country, we are working<br />

to attract more foreign patients from abroad and contribute to our<br />

economy. At this point, finding a solution to the visa barrier in front of us<br />

will help us work more efficiently."<br />

Radisson Collection <strong>Hotel</strong>,<br />

Vadistanbul’da Art & Design<br />

Radisson Collection <strong>Hotel</strong>, Vadistanbul, DNA’sındaki<br />

tasarım ve sanat özelliklerini vurgulayan Art &<br />

Design projesiyle dijital sanatçılara yepyeni bir alan<br />

açarak eserlerini sergileme imkanı sunuyor.<br />

Eserleri dünya çapında sergilenen<br />

Türk dijital sanatçılar Hakan<br />

Yılmaz, Süleyman Yılmaz ve Ecem<br />

Dilan Köse’nin eserleri Radisson<br />

Collection <strong>Hotel</strong>, Vadistanbul’da<br />

denizaltı dünyasının incelikli<br />

dünyasından, ormanların ve<br />

doğanın yeniden doğuşuna<br />

ve insanın karmaşık ve çok<br />

yönlü doğasını anlamaya doğru farklı yolculuklar vadediyor. Otelde<br />

sergilenen ilk eser, Hakan Yılmaz’ın 2018 yılından bu yana geliştirdiği<br />

Serenity oldu. Deniz çayırlarından ilham alan Yılmaz, denizin<br />

sakinleştirici atmosferini dijital dünyada yeniden canlandırıyor.<br />

Süleyman Yılmaz'ın “Everything” video sanat serisinin başlangıç<br />

noktası olan “We will bloom again” izleyicilere yaşamın ve yeniden<br />

doğuşun baş döndürücü döngüsüne katılma fırsatı veriyor. Ecem<br />

Dilan Köse’nin “Human” adlı eseri ise insanın dijital dünyada kendi<br />

yansımalarını ve karşılaşmalarını keşfetmeye odaklanıyor.<br />

Art & Design at Radisson<br />

Collection <strong>Hotel</strong>, Vadistanbul<br />

Radisson Collection <strong>Hotel</strong>, Vadistanbul offers<br />

a brand new space for digital artists to exhibit<br />

their works with the Art & Design project, which<br />

emphasizes the design and art features in its DNA.<br />

The works of Turkish digital artists Hakan Yılmaz, Süleyman Yılmaz<br />

and Ecem Dilan Köse, whose works have been exhibited worldwide,<br />

promise different journeys at Radisson Collection <strong>Hotel</strong>, Vadistanbul,<br />

from the subtle world of the undersea world, to the rebirth of<br />

forests and nature, to understanding the complex and multifaceted<br />

nature of human beings. The first work exhibited at the hotel was<br />

Serenity, developed by Hakan Yılmaz since 2018. Inspired by seagrass<br />

meadows, Yılmaz recreates the calming atmosphere of the sea in the<br />

digital world. "We will bloom again", the starting point of Süleyman<br />

Yılmaz's video art series "Everything", gives viewers the opportunity to<br />

participate in the dizzying cycle of life and rebirth. Ecem Dilan Köse's<br />

"Human" focuses on exploring one's own reflections and encounters<br />

in the digital world. The portrait of the cells that make up the work<br />

represents the ever-changing identity and experience of humans in<br />

the digital world, with each cell acting as a piece of code that reflects<br />

the digital traces, interactions and experiences of humans.


www<br />

emart<br />

emart<br />

30 Yıllık Deneyimi ile<br />

Dondurma Arabalarında<br />

Kalitenin Adresi EMART<br />

5:17<br />

340 likes<br />

FoodCarts! #carretto #emartmakine<br />

Your story<br />

emart<br />

Emart<br />

340 likes<br />

FoodCarts! #carretto #emartmakine<br />

Onlarca Model<br />

Arasından Arabanızı<br />

İstediğiniz Renk ve<br />

Ebatlarda Kurumsal<br />

Kimliğinize Uygun<br />

Özelleştirin<br />

emart<br />

340 likes<br />

FoodCarts! #carretto #emartmakine<br />

emart<br />

Liked by Benjamin and others<br />

#foodcart #icecream #dondurmaarabalari<br />

340 likes<br />

#emartmakine<br />

340 likes<br />

FoodCarts! #carretto #emartmakine<br />

Emart Dondurma<br />

Arabaları Dikkat<br />

Çeken Tasarımları ve<br />

Enfes Dondurmaları<br />

ile Yaz Akşamlarınızın<br />

Vazgeçilmezi Olacak


14<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

antre<br />

Özbekistan’da<br />

Dedeman rüzgarı<br />

Her pazar<br />

jazz<br />

brunch…<br />

Yurt dışı otel yatırımlarına <strong>2024</strong> yılında da<br />

hız kesmeden devam eden Türkiye’nin en<br />

büyük yerli otel zinciri Dedeman <strong>Hotel</strong>s<br />

& Resorts International, geçtiğimiz ay<br />

sözleşmeleri imzalanan Özbekistan’daki<br />

3 otelinin 2’sinin açılışını gerçekleştirdi.<br />

Daha önce Zarafshan Golden Group’un işletmeciliğinde hizmet<br />

veren iki otel, 20 Nisan tarihinde Rest & More By Dedeman Navoi<br />

Uzbekistan’da düzenlenen açılış töreniyle birlikte, Dedeman kalitesi<br />

ve yeni isimleri ile Zarafshan Managed by Dedeman Navoi ve Rest &<br />

More by Dedeman Navoi Uzbekistan olarak konuklarını ağırlamaya<br />

başladı. Bu adımla Dedeman, uluslararası alandaki güçlü varlığını<br />

bir kez daha ortaya koydu. Dedeman <strong>Hotel</strong>s & Resorts International<br />

ve Zarafshan Golden Group yönetiminin ev sahipliğinde Navoi’de<br />

gerçekleşen açılış töreninde, Dedeman markasının ülkedeki 3’üncü<br />

oteli olacak Dedeman Tashkent’in de misafirlerine yakın zamanda<br />

hizmet vermeye başlayacağının müjdesi verildi.<br />

The Grand<br />

Tarabya’nın üst<br />

katında yer alan<br />

engin maviliğe<br />

açılan The Brasserie<br />

<strong>Restaurant</strong>’ta gerçekleşen açık büfe ‘brunch’ misafirlerine,<br />

her Pazar 12.00 – 15.00 saatleri arasında leziz ye-mekleri<br />

eşsiz manzara ve muhteşem melodiler ile buluşturan özel<br />

bir deneyim sunuyor. The Brasserie <strong>Restaurant</strong>’ın Jazz<br />

Brunch menüsünde The Grand Tarabya’nın kendi bostanında<br />

da yetişen yeşilliklerden oluşan salata köşesi, zengin peynir<br />

çeşitleri, ızgara çeşitlerine ek olarak geleneksel dalyan köfte<br />

gibi geniş bir brunch menü yelpazesi misafirlerini bekliyor.<br />

Restoranın zengin brunch menüsünde ayrıca ıstakoz<br />

kuyruğu, İskenderun Karidesi, kalamar, istiridye gibi deniz<br />

mahsullerinin lezzetlerini de deneyimlemek mümkün.<br />

Genç Turizmciler<br />

Derneği, enflasyona karşı<br />

uygun tatil politikası başlattı<br />

Genç Turizmciler Derneği, enflasyona<br />

karşı uygun tatil politikası başlattığını<br />

duyurdu. Konuyla ilgili bir açıklama<br />

yapan Dernek Başkanı Onur Sabırlıoğlu,<br />

“<strong>Mayıs</strong> ayından itibaren Ege ve Akdeniz<br />

bölgeleri, Karadeniz, Kapadokya ve<br />

Kuzey Ege bölgelerine uygun fiyatlı<br />

tatil ve kültürel turlarla çalışmalar<br />

başlattık. Özellikle 3 - 4 yıldır yaptığımız<br />

işlerle halkımız tatillerini acentelerden<br />

almaya başladılar.” dedi. Acenteler<br />

aracılığı ile yapılan rezervasyonlarının<br />

önemine değinen Sabırlıoğlu, “<strong>Mayıs</strong><br />

ayında Bodrum’da çok uygun ekonomik<br />

fiyata tatil yapabilir vatandaşlarımız.<br />

İstanbul ve Ankara’dan özel otobüslerle gelerek, kişi başı 5 bin TL’ye<br />

4 günlük her şey dahil tatil yapabilmeleri mümkün. Haziran ayı için<br />

yapılacak rezervasyonlarda bu fiyatlar şu anda 7 bin, Temmuz’da 9<br />

bin, Ağustos ayında ise 9 bin 500 TL’ye kadar çıkıyor.” dedi. Bölgedeki<br />

otelcilerden de ciddi destek gördüklerini ifade eden Sabırlıoğlu, “Bizler<br />

kış ayı itibariyle otellerden yerleri garanti edip yaz ayında satıyoruz.<br />

Ara zamlar yapmıyoruz, bu sebeple vatandaşlarımızdan ricamız<br />

acentelerden rezervasyonlarını yaptırmalarıdır.” diye konuştu.<br />

İstanbul’a<br />

seyahatin cazibesi<br />

Bir Vehbi Koç Vakfı kuruluşu olan Meşher, tarihsel araştırmalardan<br />

çağdaş sanata uzanan sergileriyle sanatseverlerin ilgisini çekiyor.<br />

İstiklal Caddesi’nde konumlanan Meşher’de, "Göz Alabildiğine<br />

İstanbul" sergisi, 100’ün üzerinde eser arasında, 19. yüzyıl sonu ve<br />

20. yüzyıl başlarında deniz ve demiryolu seyahatlerinin tanıtımında<br />

kullanılan posterleriyle dikkat çekiyor. Ömer Koç Koleksiyonu’nda<br />

yer alan çeşitli nadide eserlerden oluşan sergideki eserlerin<br />

üreticileri gemi kaptanından seyyahlara, askerlerden elçilere,<br />

yazar, ressam ve fotoğrafçılardan mimar ve şehir plancılarına<br />

kadar çeşitlilik gösteriyor ve çoğunluğu Batılılardan oluşuyor.<br />

Deniz seyahatiyle başlayan ve zamanla demiryolu yolculuklarını da<br />

konu alan posterler, Meşher binasının mimari özelliklerinden olan<br />

nişlerde sergileniyor. Sergideki, seyyahlar tarafından hazırlanmış<br />

eserlerle diyalog kuran bu afişler, İstanbul manzaralarının yanı<br />

sıra günlük hayattan sunduğu detaylarla dikkat çekiyor. İstanbul’a<br />

seyahatin cazibesini aktaran posterler, turizm sektörü açısından<br />

orijinal tanıtım materyalleri olarak da öne çıkıyor. Meşher’de,<br />

ziyaret, etkinlik ve sergi turları ücretsiz olarak gerçekleştiriliyor.<br />

Pazartesi hariç haftanın altı günü ziyaret edilebilir.


16<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

antre<br />

Denizde sağlıklı<br />

yaşam mucizesi<br />

Sezona yenilenen<br />

gemileri ve yeni<br />

programlarıyla<br />

giren Celestyal,<br />

yolculuklarında<br />

misafirlerine her<br />

zaman daha da iyisini<br />

sunma hedefiyle bir<br />

dizi yeniliklere imza<br />

atıyor. Bunlardan<br />

ilki gemi içi sağlıklı<br />

yaşam uygulamaları.<br />

Celestyal bütünleyici sağlıklı yaşam felsefesini odağına alarak<br />

gemilerinde yeni sağlık ve SPA uygulamalarını başlattı. Zihni, bedeni<br />

ve ruhu gençleştirmek için tasarlanmış konseptlerle geliştirilen<br />

uygulamada eski Yunan geleneği olan Sozo deneyimi ve wellness'ten<br />

esinlenildi. Buna göre Celestyal misafirleri artık Sozo Spa'da<br />

estetik tıp mucizesini de yaşayacak. Dileyen misafirler, bu alanda<br />

uzmanlar eşliğinde şu uygulamaları yaptırabilecekler: Üç boyutlu<br />

kırışıklık yumuşatıcı yoğunlaştırıcı tedavi (Botox'a ek veya alternatif<br />

bir yüz bakımı); LED ve mikro iğneleme tekniklerini yansıtan<br />

konsantre ürünler içeren pro-kolajen kaldırma ve sıkılaştırma ve<br />

Estetik tıp uygulamasındaki bir mezoterapi seansından esinlenen,<br />

kişiselleştirilebilir bir mesoforce canlandırıcı dolgunlaştırıcı tedavi.<br />

Celestyal gemilerindeki sağlıklı yaşam merkezinde ayrıca 5.000<br />

yıllık Ayurveda uygulamasından esinlenilen Ayurvedik bakım da<br />

uygulanacak.<br />

Skål İstanbul üyeleri buluştu<br />

Skål International<br />

İstanbul Kulübü,<br />

Nisan ayı toplantısını<br />

kapılarını yeni açan<br />

Mövenpick <strong>Hotel</strong><br />

İstanbul Marmara<br />

Sea’de, Accor<br />

Grubu Türkiye<br />

Operasyonları<br />

Başkan Yardımcısı<br />

Sinan Köseoğlu,<br />

Yatırımcı Emel<br />

Güven ve Genel Müdür Eray Dursun’un ev sahipliğinde gerçekleştirdi.<br />

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile Dünya Skål Günü’nün<br />

de kutlandığı toplantıya, Yönetim Kurulu ve üyelerin yanı sıra TÜROB<br />

Başkanı Müberra Eresin, Skål International Eski Dünya Başkanı Hülya<br />

Aslantaş, İstanbul Turizm Platformu Direktörü Dr. Şengül Altan Arslan<br />

ve Uluslararası Skål Dernekleri Federasyonu Yönetim Kurulu üyesi Ayşe<br />

Önen de katıldı. Skål International İstanbul Kulübü’nün yeni Başkanı<br />

Selma Tatar, buluşmanın önemine dikkat çekerek “Gazi Mustafa Kemal<br />

Atatürk’ün tüm dünya çocuklarına armağan ettiği 23 Nisan Ulusal<br />

Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile Dünya Skål Günü’nü de kutladığımız<br />

bugünün anlamı bizim çok büyük. Turizm endüstrisinin tüm sektörlerini<br />

birleştiren, küresel turizmi ve dostluğu teşvik eden tek profesyonel<br />

kuruluş olan Skäl International, 28 Nisan 1934'te Paris'te kurulmuştur<br />

ve bugün yaklaşık 83 ülkede, 306 kulüp ve yaklaşık 12.000 üye ile temsil<br />

edilmektedir.” dedi.<br />

İstanbul’un<br />

niş teras<br />

mekanı<br />

Sosyal hayatın<br />

vazgeçilmez buluşma<br />

noktalarından biri<br />

olan The Roof at The<br />

Ritz-Carlton, Istanbul<br />

benzersiz lokasyonuyla şehrin tam kalbinde konumlanıyor.<br />

Otelden ayrı da bir girişe sahip olan The Roof’ta, sakin<br />

dinlenme alanları, havuz keyfi ve açık havada tüm gün süren<br />

yemek deneyimi; geceleri seçkin ve modern bir restoran<br />

& bar konseptiyle aynı çatı altında sunuluyor. 360 derece<br />

manzarasıyla, eşsiz bir İstanbul silueti sunan teras alanında<br />

gün batımları eşsiz bir deneyim oluyor. The Roof’ta günün<br />

heyecanı ve dinamizmi yerini, geniş kokteyl menüsünün<br />

eşlik ettiği sakin bir gün batımı ve devamında hareketli yaz<br />

akşamlarına bırakıyor. The Roof menüsünde Akdeniz’den<br />

ilham alan çeşitli lezzetler bulunuyor. The Roof açık<br />

alanında; yoga pratikleri, dışavurumcu sanat terapisi, ses<br />

meditasyonu&handpan dinletisi, psikoloji sohbetleri, nefes<br />

tekniği ve aromaterapi farkındalık çalışmaları gibi çeşitli<br />

wellness buluşmalarının yanı sıra spor aktiviteleri, film<br />

geceleri, gün batımı konserleri ve parti atmosferi İstanbul<br />

silüetiyle uyum içinde devam ediyor.<br />

Doğanın kalbinde<br />

cazın ritmi<br />

Çam ağaçlarının<br />

oluşturduğu<br />

korulardan<br />

engin maviliğe<br />

uzanan antik<br />

Likya yolu<br />

üzerinde<br />

konumlandırılan<br />

Lov Faralya,<br />

cazseverleri bu<br />

yıl yine eşsiz<br />

deneyimlerle<br />

zenginleştirdiği<br />

Lov Caz Günlerinde ağırlıyor. Bu yıl üçüncüsü gerçekleşecek<br />

olan LOVCAZ, 31 <strong>Mayıs</strong>- 1-2 Haziran tarihlerinde dinleyicilerine,<br />

sıradanlığın ötesine geçen ve her nota ile hafızalara kazınacak<br />

özel bir deneyim yaşatacak. Sanatsal zevkinin ve estetiğin ön<br />

planda olduğu sofistike dünyasının kapılarını bu müzik ziyareti ile<br />

aralayacak olan Lov Faralya, müzik ve doğanın eşsiz uyumundan<br />

ilham alarak gün batımının sıcak tonlarını sahneye taşıyacak.<br />

Bir müzik festivali olmasının ötesinde; dinleyicileri yaşamın hızlı<br />

temposundan uzaklaştırıp, doğanın ve sanatın birleştiği huzurlu<br />

bir limana tasıma mottosuyla projelendirilen LOVCAZ sahnesinde<br />

bu yıl yine birbirinden değerli sanatçılar yer alacak. Etkinliğin<br />

ilk gününde özgün bestelerinin yanı sıra, kendi tarzlarında<br />

yorumladıkları yerli ve yabancı popüler şarkılar, caz standartları<br />

ve Fransız chansonlarına yer veren gypsy caz grubu Manuş-u Ala<br />

dinleyicilerine eğlenceli ve nostaljik bir akşam yaşatacak.


18<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gündem agenda<br />

Lüks seyahatte rota Smart Luxury<br />

ile yeniden oluşturuldu!<br />

Petra Hospitality Management’in kurucu ortaklarından deneyimli turizmci Emrullah<br />

Akçakaya, Türkiye’de ve dünyada konaklama sektöründeki en son trendleri<br />

değerlendiren sözlerinde lüks seyahatin geleceğinin Smart Luxury konseptinde<br />

olduğunu belirterek, konseptin sektör yatırımcılarına sürdürülebilirlik ve maliyet<br />

avantajları sunduğuna dikkat çekti.<br />

2021 yılında Emrullah Akçakaya,<br />

Bilge Turcan, Didem Erendil ve<br />

Tassos Kotzanastassis ortaklığında<br />

İstanbul’da kuruluşunu gerçekleştiren<br />

Petra Hospitality Management,<br />

turizm sektörüne otel yönetimi ve<br />

geliştirme danışmanlığı alanlarında<br />

geçici yönetim, bağımsız işletme<br />

incelemesi ve varlık yönetimi hizmetleri<br />

sunuyor. İki yıl gibi kısa bir sürede<br />

portföylerini hızla genişlettiklerini<br />

belirten şirket kurucu ortaklarından<br />

Emrullah Akçakaya, Türkiye genelinde<br />

9 otel sayısına ulaştıklarını ve şirket<br />

faaliyetlerine Türkiye ve dünyadaki<br />

trendler ve gelişmeler doğrultusunda<br />

yön verdiklerini kaydetti. Akçakaya,<br />

sözlerinde son dönem trendlerine vurgu<br />

yaparak, lüks seyahatin geleceğinin<br />

Smart Luxury konseptinde olduğunun<br />

altını çizdi.<br />

Lüksün en yeni tanımı<br />

Global anlamdaki ekonomik<br />

dalgalanmalara rağmen “lüks”<br />

tüketimi değerini sürdürüyor. Ancak,<br />

neredeyse her sektörde olduğu<br />

gibi konaklama sektöründe de lüks<br />

yeniden tanımlanıyor. Günümüz<br />

tüketicileri geçmişten farklı olarak<br />

daha teknolojik ve çevreye duyarlı<br />

olduğu gibi konaklama için gösterişli<br />

bir lüksün yerine daha sofistike ve<br />

anlamlı deneyimlere odaklanıyor. Lüks<br />

segmentte, bu yeni tip misafir profiline<br />

hitap eden yeni bir konseptin varlığına<br />

işaret edilen Petra Bulletin’de yer<br />

alan haberine göre, “Smart Luxury”<br />

konsepti bir yandan akıllı, sezgisel ve<br />

yenilikçi değerlerin peşinde olan “yeni”<br />

tüketicinin beklentilerine yanıt verirken<br />

diğer yandan sektör yatırımcıları için<br />

sürdürülebilirlik ve maliyet avantajlarıyla<br />

ön plana çıkıyor.<br />

Esnek ve kişiselleştirilmiş<br />

konaklama deneyimi<br />

Daha akıllı, kişiselleştirilmiş ve<br />

çevre dostu konaklama deneyiminin<br />

yüksek kalite ve ayrıcalıktan ödün<br />

verilmeden tasarlandığı “Smart<br />

Luxury” konsepti; ileri teknoloji ve<br />

inovasyonla zenginleştirilmiş bir estetik<br />

anlayışa odaklanıyor. “Smart Luxury”<br />

konseptinde, oda tasarımlarından<br />

concierge hizmetlerine kadar<br />

akıllı teknolojilerden faydalanılan,<br />

misafirlerinin tercihleriyle şekillendirilen<br />

esnek ve kişiselleştirilmiş deneyimlere<br />

odaklanan, gösterişten uzak ancak<br />

çağdaş bir şıklık vadediliyor.


The route in luxury travel is<br />

redefined with Smart Luxury!<br />

Emrullah Akçakaya, one of the founding partners of Petra Hospitality Management<br />

and an experienced tourism expert, evaluated the latest trends in the accommodation<br />

sector in Turkiye and in the world and stated that the future of luxury travel is in the<br />

Smart Luxury concept and pointed out that the concept offers sustainability and cost<br />

advantages to sector investors.<br />

Founded in 2021 in Istanbul by<br />

Emrullah Akçakaya, Bilge Turcan,<br />

Didem Erendil and Tassos<br />

Kotzanastassis, Petra Hospitality<br />

Management provides interim<br />

management, independent business<br />

review and asset management services<br />

to the tourism sector in the fields of<br />

hotel management and development<br />

consultancy. Emrullah Akçakaya, one of<br />

the founding partners of the company,<br />

stated that they have rapidly expanded<br />

their portfolio in a short period of two<br />

years and that they have reached the<br />

number of 9 hotels throughout Turkey<br />

and that they direct their company<br />

activities in line with the trends and<br />

developments in Turkey and the world.<br />

Akçakaya emphasized the recent trends<br />

and underlined that the future of luxury<br />

travel is in the Smart Luxury concept.<br />

The newest definition of luxury<br />

Despite global economic fluctuations,<br />

"luxury" consumption continues<br />

to grow in value. However, as in<br />

almost every sector, luxury is<br />

being redefined in the hospitality<br />

industry. Unlike in the past, today's<br />

consumers are more technological and<br />

environmentally conscious, focusing<br />

on more sophisticated and meaningful<br />

experiences rather than ostentatious<br />

luxury for accommodation. According<br />

to Petra Bulletin, which points to the<br />

existence of a new concept in the luxury<br />

segment that appeals to this new type<br />

of guest profile, the "Smart Luxury"<br />

concept responds to the expectations of<br />

the "new" consumer who seeks smart,<br />

intuitive and innovative values, while<br />

standing out with sustainability and cost<br />

advantages for sector investors.<br />

Flexible and personalized<br />

accommodation experience<br />

The "Smart Luxury" concept, where a<br />

smarter, personalized and eco-friendly<br />

accommodation experience is designed<br />

without compromising on high quality<br />

and exclusivity, focuses on an aesthetic<br />

enriched with advanced technology and<br />

innovation. The "Smart Luxury" concept<br />

promises a low-key yet contemporary<br />

elegance that leverages smart<br />

technologies from room design to<br />

concierge services, focusing on flexible<br />

and personalized experiences shaped<br />

by guests' preferences.


20<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gündem agenda<br />

ANTALYA’DA YABANCI ZIYARETÇI<br />

SAYISI %25 ARTTI<br />

Number of foreign visitors increased by 25% in Antalya<br />

<strong>2024</strong> yılı Ocak-Mart döneminde Antalya’ya<br />

gelen toplam yabancı turist sayısı yüzde 25<br />

artarak 857 bini geçerken vatandaş ziyaretçi<br />

de %32 artışla 147 bini geride bıraktı.<br />

Turizmdatabank’ın derlediği verilere göre, <strong>2024</strong> yılı<br />

Ocak-Mart döneminde Antalya’ya gelen toplam<br />

yabancı turist sayısı yüzde 25 artarak 857 bini<br />

geçerken vatandaş ziyaretçi de %32 artışla 147 bini<br />

geride bıraktı.<br />

Rusya pazarında düşüş<br />

Genel artış eğilimi karşısında, Rusya pazarı %19<br />

düşerken, bunun yanında düşüş yaşayan diğer önemli<br />

pazar %96 ile İsrail oldu. Diğer yandan Ürdün %42, Irak<br />

ve Sırbistan da %10 dolayında düştü. Öte yandan geçmiş<br />

aylarda düşen İskandinavya ise artışa geçti.<br />

In the January-March period of <strong>2024</strong>, the total number<br />

of foreign tourists coming to Antalya increased by 25<br />

percent to 857 thousand, while the number of citizen<br />

visitors increased by 32 percent to 147 thousand.<br />

According to the data compiled by Turizmdatabank, the total<br />

number of foreign tourists coming to Antalya in the January-<br />

March period of <strong>2024</strong> increased by 25 percent to 857 thousand,<br />

while the number of citizen visitors increased by 32 percent to<br />

147 thousand.<br />

Decline in the Russian market<br />

Against the general upward trend, the Russian market dropped<br />

by 19%, while Israel was the other major market to experience a<br />

decline with 96%. On the other hand, Jordan, Iraq and Serbia fell<br />

by 42% and 10% respectively. On the other hand, Scandinavia,<br />

which had fallen in the previous months, started to increase.


YENI SEZONDA<br />

IŞLETMENIZ<br />

IÇIN YÜZLERCE<br />

ÜRÜN<br />

METRO<br />

TÜRKIYE’DE<br />

Metro Türkiye sadece<br />

mutfaklarınıza değil, evinize<br />

ve işletmenize de keyif<br />

ve konfor getiriyor. Gıda<br />

ürünlerinin yanı sıra gıda<br />

dışı ürün gruplarıyla da<br />

hizmet veren Metro Türkiye;<br />

elektronik aletlerden<br />

ev tekstiline, bahçe<br />

mobilyalarından barbeküye<br />

kadar uzanan geniş ürün<br />

yelpazesi ile “Metro ile Her<br />

Yer Yaza Hazır!” dedirtiyor.<br />

Yaklaşık 35 yıldır müşterilerine en iyi<br />

hizmeti vermek için çalışan Metro<br />

Türkiye, yaklaşan yaz sezonu için yeme<br />

- içme sektörünün ve ev mutfaklarının<br />

ihtiyaç duyduğu tüm ürün ve hizmetleri<br />

gıda ve gıda dışı olmak üzere 25 bine varan<br />

çeşitte sunuyor.<br />

Yaz sofraları yenileniyor<br />

Yepyeni bir mevsimi karşılarken<br />

yenilenmeye ne dersiniz? Metro Türkiye<br />

mağazalarında en leziz yemekleri<br />

yapmanızı ve en güzel sofraları kurmanızı<br />

sağlayacak her detayı bir arada bulmak<br />

mümkün. Tencere, tava gibi mutfak<br />

gereçlerinden masaüstünde ihtiyaç<br />

duyulan cam, porselen, seramik bardak,<br />

tabak ve çatal-kaşık-bıçak gibi temel<br />

ürün gruplarının yanı sıra Metro Türkiye;<br />

ekmeklik, tuzluk ve mumluk gibi çözümleri<br />

de işletmeler için eksiksiz sunuyor. Kırılan<br />

ürün gruplarının tüm seri değişimine<br />

gerek olmadan yenilenebilmesi adına, 5 yıl<br />

bulunurluk garantisi ile Metro Professional<br />

markalı cam ve porselen serilerini sunan<br />

Metro Türkiye, bu serilerin kısa sürede<br />

sayısını artırmayı hedefliyor.<br />

Bahçe ve balkonlarda keyif zamanı!<br />

Bahçenizi ve balkonunuzu baharın<br />

enerjisine uygun şekilde düzenlemek için<br />

aradığınız her şey yine Metro Türkiye’de.<br />

Şezlongdan oturma takımlarına,<br />

salıncaklardan masa ve sandalyelere şık<br />

ve rahat bahçe mobilyaları yaşam alanınıza<br />

ayrı bir renk katacak. Sevdikleriyle bir<br />

araya gelip keyifli mangal partileri yapmak<br />

isteyenlere de Metro Türkiye, barbekü<br />

çeşitleri ile fark yaratan çözümler sunuyor.<br />

Bahçe ve balkonun da dışına çıkıp iç<br />

ısıtan bahar havasının tadını doğada<br />

çıkarmak isteyenler içinse çadırdan uyku<br />

tulumuna, kamp matından kamp yatağına,<br />

kamp sandalyesinden masasına, portatif<br />

kamp ocağından, soğutucu dolaplara<br />

ve termoslara kadar her türlü kamp<br />

malzemesi Metro Türkiye mağazalarında<br />

yer alıyor.<br />

Dış mekan mobilya ve kamp ürünlerine<br />

Pendik, Merter, Bayrampaşa, Ayvalık,<br />

Edremit, Fethiye mağazaları haricindeki<br />

tüm Metro Türkiye mağazalarından<br />

ulaşabilirsiniz.


22<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gündem etkinlik<br />

TÜROB Aylık<br />

Bilgilendirme Toplantısı<br />

Bakan Ersoy katılımıyla gerçekleşti<br />

TÜROB - Türkiye Otelciler Birliği Nisan Ayı Bilgilendirme Toplantısı ve Geleneksel<br />

Öğle Yemeği, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un katılımıyla Swissotel The<br />

Bosphorus <strong>Hotel</strong>'de gerçekleşti.<br />

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet<br />

Nuri Ersoy'un ve TÜROB-Türkiye<br />

Otelciler Birliği üyesi otellerin<br />

katılımıyla 30 Nisan Salı günü Swissotel<br />

The Bosphorus <strong>Hotel</strong> ev sahipliğinde<br />

gerçekleşen bilgilendirme toplantısında<br />

açılış konuşmasını yapan TÜROB<br />

Başkanı Müberra Eresin ana başlıklar<br />

halinde şu konulara değindi:<br />

"60 milyar dolar turizm geliri,<br />

60 milyon ziyaretçi en temel<br />

hedefimiz"<br />

"Türkiye için <strong>2024</strong> yılında, Kültür ve<br />

Turizm Bakanlığımızla aynı doğrultuda<br />

60 milyar dolar turizm geliri ve 60<br />

milyon ziyaretçi sayısına ulaşmak en<br />

temel hedefimizdir. Turizm sektörünün<br />

hedeflerine ulaşarak cari açığın<br />

kapatılmasına, ülke ekonomisi, istihdamı<br />

ve kalkınmasına güçlü desteğini<br />

vermeye devam edeceğine inanıyoruz.<br />

TÜROB olarak, her zaman bu bilinç ve<br />

sorumlulukla hareket ederek başta<br />

Kültür ve Turizm Bakanlığı olmak<br />

üzere tüm turizm paydaşlarımızla<br />

eşgüdüm ve iş birliği içerisinde ülkemize<br />

en iyi şekilde değer katmak için<br />

çalışmalarımıza devam edeceğiz.<br />

"İtalya’dan önemli bir artış<br />

bekliyoruz"<br />

Yine nisan ayı içinde gerçekleşen bir<br />

diğer etkinlik ise, İtalyan turizm devi<br />

Gattinoni’nin yıllık toplantısı oldu. Kültür<br />

ve Turizm Bakanımız Sayın Mehmet Nuri<br />

Ersoy'un yakın ilgisinde, TÜROB olarak<br />

Türk Hava Yolları ile başlattığımız yoğun<br />

çabalar sonucunda Türk turizmi için<br />

son derece önemli bir organizasyonu<br />

ülkemize kazandırmış olmaktan dolayı<br />

son derece mutlu olduğumu ifade etmek<br />

istiyorum. Kongreye İtalya'nın farklı<br />

şehirlerinden 500'ün üzerinde seyahat<br />

acentesi katıldı. Bu organizasyon<br />

sonrasında özellikle İtalya’dan ülkemize<br />

turizm talebinde önemli oranda artış<br />

bekliyoruz. Kongrenin ülkemizde<br />

gerçekleşmesi için Kültür ve Turizm<br />

Bakanımız Sayın Mehmet Nuri Ersoy,<br />

Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme<br />

Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı Sayın<br />

Nadir Alpaslan, Tanıtım Genel Müdürü<br />

Timuçin Güler, Türk Havayolları Yönetim<br />

Kurulu Başkanı Sayın Prof. Dr. Ahmet<br />

Bolat, İstanbul Ticaret Odası Başkanı<br />

Sayın Şekib Avdagiç, Turizm Geliştirme


“Türkiye için <strong>2024</strong><br />

yılında, Kültür ve Turizm<br />

Bakanlığımızla aynı doğrultuda<br />

60 milyar dolar turizm geliri<br />

ve 60 milyon ziyaretçi sayısına<br />

ulaşmak en temel hedefimizdir.<br />

Turizm sektörünün hedeflerine<br />

ulaşarak cari açığın<br />

kapatılmasına, ülke ekonomisi,<br />

istihdamı ve kalkınmasına<br />

güçlü desteğini vermeye devam<br />

edeceğine inanıyoruz.”<br />

ve Eğitim Vakfı Başkan Vekili Sayın<br />

Bahadır Yaşık ve TÜROB üyelerimizin<br />

desteklerine minnettarız.<br />

"Hizmet ihracatının artırılması için<br />

acil düzenleme talep ettik"<br />

TÜROB olarak 20-21 Nisan tarihlerinde<br />

gerçekleştirilen Hizmet İhracatı Strateji<br />

Konferansı’na katıldık. Paylaşım<br />

ekonomisinin en güzel örneği olarak<br />

kabul gören sektörümüz yılda yaklaşık<br />

30 milyar doların üzerinde satın<br />

alma ile kendisi dışında 54 sektörü<br />

doğrudan etkileyen yapısıyla ülkemizin<br />

vazgeçilmez sektörleri arasına girmiştir.<br />

TÜROB olarak, her zaman bu bilinç ve<br />

sorumlulukla hareket ederek başta<br />

Ticaret Bakanlığı ile Kültür ve Turizm<br />

Bakanlığı olmak üzere tüm turizm<br />

paydaşlarımızla eşgüdüm ve iş birliği<br />

içerisinde ülkemize en iyi şekilde<br />

değer katmak için çalışmalarımıza<br />

devam edeceğiz. Sektörümüzün<br />

sürdürülebilirliği ve ülkemiz<br />

ekonomisine ve hizmet ihracatına devam<br />

eden katkıların artarak devamlılığı için<br />

acil olarak düzenlenmesini beklediğimiz<br />

güncel bazı konulardaki taleplerimizi<br />

bu konferans vesilesiyle bir kez daha<br />

gündeme taşıdık. Sektörümüz için<br />

beklediğimiz mevzuat düzenlemelerinin<br />

sonuçlarını takip edeceğimiz bu<br />

konferansı düzenleyen Hizmet<br />

İhracatçıları Birliği Başkanı Sayın Şekib<br />

Avdagiç ve değerli ekibine teşekkür<br />

ederim.<br />

"ATM Dubai'ye iki standla<br />

katılacağız"<br />

<strong>Mayıs</strong> ayında katılmayı planladığımız<br />

fuarlardan ilki 6-9 <strong>Mayıs</strong> <strong>2024</strong> tarihleri<br />

arasında Birleşik Arap Emirlikleri’nin<br />

Dubai şehrinde gerçekleşecek ATM<br />

Dubai Fuarı. Bu fuarda geçtiğimiz yıl<br />

olduğu üzere iki stand ile katılacağız.<br />

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türkiye<br />

Turizm Geliştirme ve Tanıtma Ajansı’nın<br />

Türkiye standı ile İstanbul Ticaret<br />

Odası, İstanbul Kongre ve Ziyaretçi<br />

Bürosu tarafından alınan 50 metrekare<br />

büyüklüğündeki “İstanbul” stand alanı<br />

içerisinde yer alacağız. Tüm üyelerimizi<br />

standlarımızda iş görüşmelerini yapmak<br />

üzere bekliyor bu vesileyle hem TGA’ya<br />

hem de İstanbul’un tanıtımı çalışmaları<br />

kapsamında İTO Başkanımız Sayın Şebib<br />

Avdagiç ile TUGEV Başkan Vekili Sayın<br />

Bahadır Yaşık’a bir kez daha teşekkür<br />

ederim.<br />

"Çin pazarıyla ilgili workshop<br />

hazırlığı içindeyiz"<br />

<strong>Mayıs</strong> ayında katılmak için çalıştığımız<br />

bir diğer önemli fuar ise, çok önemli<br />

bir pazar olan Çin’de 27-29 <strong>Mayıs</strong> <strong>2024</strong><br />

tarihleri arasında gerçekleşecek ITB<br />

China Fuarı olacak. Eylül <strong>2024</strong> gibi Çin<br />

pazarı ile ilgili bir workshop hazırlığı<br />

içindeyiz ve bu konuda yine her zamanki<br />

gibi TGA ve İTO yanımızda oldukları için<br />

çok teşekkür ederiz."


24<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gündem<br />

YENI NESIL GEZGINLER<br />

YERELIN VE DENEYIMIN PEŞINDE…<br />

Değişen ve dönüşen dünyamızda seyahat anlayışı da farklılaşarak kabuk değiştirdi. Artık<br />

geçmişin sadece gittiği ülkenin ikonik yerlerini görmekle yetinen turisti, yerini alışılmışın<br />

dışına çıkarak farklı kültürleri keşfeden, deneyimlerin peşine düşen gezginlere bıraktı…<br />

Dünyanın franchise veren en büyük<br />

otel şirketi olan ve 95’in üzerinde<br />

ülkede 25 markasıyla faaliyet<br />

gösteren Wyndham <strong>Hotel</strong>s & Resorts'un<br />

Türkiye Ülke Direktörü Murat Özel yeni<br />

nesil seyahat trendleri hakkında bilgiler<br />

verdi.<br />

Anahtar kelimeler<br />

Özel’in aktardıklarına göre seyahat<br />

trendlerinde deneyim, yerel,<br />

sürdürülebilirlik, kültür, tarih, gastronomi<br />

ve solo turizm gibi anahtar kelimeler<br />

öne çıkıyor. Bazı gezginler kendilerini<br />

iyileştirecek ve dönüştürecek seyahatlere<br />

çıkmak istiyor; bazıları ise dizi ve filmlerin<br />

geçtiği yerleri görmek istiyor.<br />

“Insta-Turizm”<br />

Farklı hikayelerin izini süren gezginlerin<br />

turizme yön verdiği günümüzde sosyal<br />

medya adeta seyahat alışkanlıklarını<br />

ele geçirmiş durumda. Öyle ki artık<br />

"Insta-Turizm" ya da başka bir deyişle<br />

"Instagram'lanabilir Seyahat" kavramı<br />

önem kazandı. Pek çok ülkede en iyi<br />

Instagram karelerini vadeden özel<br />

turlar bile düzenleniyor.<br />

Geçtiğimiz aylarda Londra merkezli<br />

araştırma şirketi Euromonitor, 2023<br />

yılında dünyanın yurt dışından en<br />

çok ziyaretçi alan şehrinin İstanbul<br />

olduğunu açıkladı. Antalya da Paris<br />

ve New York gibi dünya yıldızlarını<br />

geride bırakarak listeye dördüncü<br />

sıradan girdi. Veriler Türkiye’de<br />

turizm sektörünün geleceğinin parlak<br />

olduğuna işaret ederken, Wyndham<br />

<strong>Hotel</strong>s & Resorts Türkiye Ülke<br />

Direktörü Murat Özel gelişmekte


olan seyahat trendlerine ilişkin<br />

değerlendirmelerde bulundu.<br />

“Ülkemizin turizmde elde ettiği<br />

başarılarla gurur duyuyoruz.<br />

Başarılarımızın devamı için de yeni<br />

trendleri yakından takip ediyor ve<br />

otellerimizin bu trendlere adapte<br />

olmasını sağlıyoruz” diyen Özel, şöyle<br />

devam etti: “Seyahat sektöründe<br />

gelişmekte olan trendleri doğru analiz<br />

etmek için iç ve dış pazarlardaki<br />

hareketlilik, yeni nesil seyahatseverlerin<br />

tercihleri, ulaştırma ve teknolojideki<br />

gelişmeler gibi pek çok faktörün dikkate<br />

alınması gerekiyor. Geçtiğimiz dört yılda<br />

dünyada yaşanan gelişmeler turizm<br />

sektöründe ezberleri bozdu. Daha önce<br />

yenilik olarak gördüğümüz teknolojiler<br />

seyahat deneyiminin ayrılmaz birer<br />

parçası haline geldi. Yeni neslin seyahat<br />

tercihlerinin eski nesillerden ayrışmaya<br />

başladığını gördük.”<br />

“Karadeniz’i Latin Amerikalı turiste<br />

hazırlamalıyız”<br />

Türkiye’de turizm sektörünün yeni<br />

gelişmelere uyum sağlama anlamında<br />

şu ana kadar başarılı olduğunu dile<br />

getiren Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:<br />

“Biz konaklama sektörü penceresinden<br />

baktığımızda turizmin nereye doğru<br />

ilerlediğini görebiliyoruz. İstanbul ve<br />

Antalya elbette her zaman dünyanın<br />

gözdesi olmayı sürdürecek, ancak<br />

otel yatırımları Anadolu’nun dört<br />

bir yanına yayılıyor ve buraların da<br />

uluslararası arenada daha cazip hale<br />

gelme potansiyeli var. Önümüzdeki<br />

yıllarda yalnızca Avrupa ve Orta<br />

Doğu’dan değil; Hindistan’dan, Çin’den,<br />

Latin Amerika’dan da daha çok<br />

turistin Türkiye’ye geldiğini göreceğiz.<br />

Karadeniz Bölgesi’nin, İç Anadolu’nun,<br />

Doğu Anadolu’nun da altyapısının bu<br />

ziyaretçileri karşılamaya hazır olması<br />

gerekiyor.”<br />

“Turistler ara sokaklara taştı”<br />

İngiliz seyahat acentaları birliği<br />

ABTA’nın yayımladığı “2023-<strong>2024</strong> Tatil<br />

Alışkanlıkları” raporunun en çarpıcı<br />

sonuçlarından biri de şehir ziyaretlerine<br />

yönelik ilgideki artış oldu. Geçtiğimiz<br />

yıllar boyunca genelde plaj tatilleriyle<br />

başa baş giden şehir tatilleri, geçtiğimiz<br />

yıl büyük bir sıçramayla plaj tatillerinin<br />

8 puan önüne geçti. Bu trende paralel<br />

olarak şehir merkezlerindeki tematik ve<br />

“butik” olarak adlandırılan konaklama<br />

seçeneklerine yönelik ilgi de artıyor.<br />

2021 yılında 94 milyar ABD doları<br />

büyüklüğe sahip olan dünya butik otel<br />

pazarının, önümüzdeki 3 yıl içinde 120<br />

milyar ABD dolarını geçmesi bekleniyor.<br />

Murat Özel, “Sosyal medyada seyahat<br />

odaklı içerik üreticilerinin kanallarına<br />

baktığınızda artık İstanbul’un<br />

meşhur yapılarından çok köşe<br />

başlarındaki küçük restoranlarını,<br />

tarihi yarımadanın dışında kalan<br />

mahallelerini görüyorsunuz. Bir başka<br />

deyişle turistlerin büyük meydanlardan<br />

ara sokaklara taştığını söyleyebiliriz.<br />

Kendine ait ve kendine özgü hikayesini<br />

yazmak isteyen bu ziyaretçi profiline<br />

ulaşabilmek için onlara yerel ve özgün<br />

bir konaklama deneyimi sunabilmeniz<br />

gerekiyor. Rekabet ve markalaşma<br />

butik konaklama alanında da hızlanıyor<br />

ve otelcilerin, işletmelerinin sunduğu<br />

sıcak atmosferi dünya standartlarıyla<br />

buluşturma becerisi giderek daha<br />

önemli hale geliyor” dedi.<br />

Sürdürülebilirliğin önemi misafir<br />

puanlarını geçti<br />

Sustainable Hospitality Alliance’ın<br />

bu yılın başında yayımladığı bir<br />

rapor da yeni nesillerin seyahat<br />

pazarındaki payının artmasıyla birlikte<br />

sürdürülebilirliğin sektör açısından<br />

öneminin de arttığını gösteriyor.<br />

Dokuz ülkeden katılımcılarla yapılan<br />

araştırmaya göre ziyaretçilerin<br />

konaklayacakları oteli seçerken<br />

fiyat ve iptal politikalarının<br />

ardından en çok dikkat ettiği konu<br />

sürdürülebilirlik oluyor. Ziyaretçiler,<br />

otelin sürdürülebilirlik sertifikası sahip<br />

olmasına, misafirlerin yaptığı yorum ve<br />

verdiği puanlardan da daha büyük önem<br />

veriyor.<br />

Murat Özel, “Bu noktada Kültür<br />

ve Turizm Bakanlığı’nın getirdiği<br />

Sürdürülebilir Turizm Sertifikası<br />

zorunluluğunu değerli bir girişim<br />

olarak görüyoruz. Sektör olarak biz<br />

de bu duyarlılığa katkı sağlayacak<br />

girişimlerde bulunuyoruz. İç sertifika<br />

programımız olan Wyndham Green’e<br />

Türkiye’deki otellerimizin gösterdiği<br />

yoğun ilgi bizi gururlandırıyor. Verilen<br />

vaatlerin eylemlerle kanıtlanması ve<br />

bunların belgelendirilmesi büyük önem<br />

taşıyor” dedi.


26<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gündem agenda<br />

<strong>2024</strong>’TE HAVAYOLU YOLCU SAYISI<br />

NE KADAR ARTTI?<br />

How much did the number of airline passengers increase in <strong>2024</strong>?<br />

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı DHMİ Genel<br />

Müdürlüğü verilerine göre, havalimanlarında<br />

yolcu trafiği <strong>2024</strong> yılı Ocak-Mart döneminde<br />

%12,6 artarak 43,8 milyon oldu. 2023’de bu<br />

sayı 38,9 milyondu.<br />

Turizm Databank’ın DHMİ’den derlediği verilere<br />

göre, havalimanlarında yolcu trafiği <strong>2024</strong> yılı Ocak-<br />

Mart döneminde %12,6 artarak 43,8 milyonu oldu.<br />

2023’de bu sayı 38,9 milyondu.<br />

İlk çeyrek rakamları<br />

<strong>2024</strong>’ün ilk çeyreğinde Türkiye geneli havalimanları<br />

iç hat yolcu trafiği %10,4 artarak 18,7 milyondan 20,7<br />

milyona, dış hat yolcu trafiği de %14,7 artarak 20,1<br />

milyondan 23,1 milyona, giden-gelen toplam yolcu sayısı<br />

da 38,9 milyondan 43,8 milyona çıktı.<br />

According to the data of General Directorate of State<br />

Airports Authority (DHMI) of Ministry of Transport and<br />

Infrastructure, passenger traffic at airports increased<br />

by 12.6% to 43.8 million passengers in January-March<br />

<strong>2024</strong>. In 2023, this number was 38.9 million.<br />

According to the data compiled by Tourism Databank from DHMI,<br />

passenger traffic at airports increased by 12.6% to 43.8 million<br />

passengers in January-March <strong>2024</strong>. In 2023, this number was<br />

38.9 million.<br />

First quarter figures<br />

In the first quarter of <strong>2024</strong>, domestic passenger traffic at<br />

Turkiye's airports increased by 10.4%, from 18.7 million<br />

passengers to 20.7 million passengers; international passenger<br />

traffic increased by 14.7%, from 20.1 million passengers to 23.1<br />

million passengers; and total departing and arriving passengers<br />

increased from 38.9 million passengers to 43.8 million<br />

passengers.


28<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gündem agenda<br />

EN ÇOK OTEL ŞIRKETLERI KAPANDI<br />

Most hotel companies closed<br />

TOBB verilerine göre, <strong>2024</strong> yılı Ocak-Şubat<br />

döneminde 538 firma içinde en çok şirket<br />

kapanışı olan ilk 10 faaliyet arasında, A.Ş.<br />

olarak 13 adet ile konaklama işletmeleri öne<br />

çıktı.<br />

TOBB verilerine göre, <strong>2024</strong> yılı Ocak-Şubat<br />

döneminde 538 firma içinde en çok şirket kapanışı<br />

olan ilk 10 faaliyet arasında, A.Ş. olarak 13 adet ile<br />

konaklama işletmeleri öne çıktı. 2023 yılında 8 adet otel<br />

şirketi kapanmıştı.<br />

2019 aranıyor<br />

Pandemi başı olan 2020’de de 8 A.Ş. kapanmıştı.<br />

2022’nin tamamında 34 adet otel vb. A.Ş. kapanmıştı.<br />

2019 yılında ise konaklama sektörü, A.Ş. olarak 18<br />

adet ile en çok açılış yapan 10’uncu faaliyet alanıydı.<br />

(Turizmdatabank)<br />

According to data of TOBB (Turkish Chambers and<br />

Commodity Exchange), among the top 10 activities with<br />

the most company closures among 538 companies in<br />

the January-February period of <strong>2024</strong>, accommodation<br />

businesses stood out with 13 units as incorporated<br />

companies.<br />

According to TOBB data, among the top 10 activities with the<br />

most company closures among 538 companies in the January-<br />

February period of <strong>2024</strong>, accommodation businesses stood out<br />

with 13 as incorporated companies. In 2023, 8 hotel companies<br />

were closed.<br />

Searching for 2019<br />

In 2020, the beginning of the pandemic, 8 A.Ş. were closed.<br />

In the whole of 2022, 34 hotels etc. incorporated companies<br />

were closed. In 2019, the accommodation sector was the 10th<br />

most opened field of activity with 18 incorporated companies.<br />

(Turizmdatabank)


30<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gündem / makale<br />

AGON Danışmanlık ve Mümessillik Hizmetleri CEO’su<br />

Tezer Öner<br />

Ege’de Türkiye için bermuda<br />

şeytan üçgeni<br />

Ne alakası var diyebilirsiniz.<br />

Bilirsiniz meşhur bir Bermuda<br />

Şeytan Üçgeni vardır. Gemiler<br />

uçaklar falan kaybolur ve<br />

izine rastlanamaz bir daha…<br />

Hah işte bu yaz Ege’de bizim<br />

Şeytan Üçgeni de turistleri,<br />

dolayısıyla turizm gelirlerimizi<br />

ve beklentilerimizi yok edecek.<br />

İzini de bulamayacağız…<br />

Bu üçgenin sac ayakları neler diye<br />

baktığımız zaman da gayet açık şekilde<br />

görüyoruz ki; birincisi döviz kurunun<br />

düşüklüğü, yani enflasyona karşı gelir<br />

düşüklüğü, ikincisi Yunan adalarına<br />

kapıda vize, üçüncüsü de bölgesel savaş<br />

tehdidi. Tek tek ele alalım o zaman halimiz<br />

nicedir?<br />

Dolar/euro kuru konusunda elbette<br />

devletimizin bir bildiği vardır. Planlı<br />

şekilde enflasyonla mücadele kapsamında<br />

bir kontrol mekanizması uygulanıyor.<br />

Bunu anlıyoruz. Ancak; bu döviz kurları<br />

ile yabancı turistler için cazibe merkezi<br />

olmaktan çok uzaklaştık. Çünkü yurt<br />

içindeki enflasyon ve doğal olarak<br />

işletmelerin bu enflasyon karşısında<br />

tedbirli fiyat uygulaması sebebiyle yiyecekiçecek<br />

fiyatları, konaklama masrafları ve<br />

seyahat harcamaları korkunç boyutlara<br />

ulaştı. Avrupa’nın herhangi bir ülkesinde<br />

döviz cinsinden yediğiniz yemek fiyatı<br />

Türkiye’deki muadilinden ucuz hale geldi.<br />

Hem de kur farkı olmasına rağmen. Bu<br />

durumda Akdeniz’e sahili bulunan ülkeler<br />

bizim işletmelerimize karşı inanılmaz bir<br />

avantaj elde etmiş durumda. Bunun yanı<br />

sıra hadi turist geldi diyelim. Bu kurlarla<br />

alacağımız paranın da bir kıymeti yok. Bu<br />

kurlar ile işletmelerimizin ve sektörün<br />

kârlılığının konuşulması neredeyse<br />

imkânsız halde.<br />

Bu yetmezmiş gibi bir de komşunun<br />

adalarına vize kolaylığı yaptık. Sayın<br />

Yunan Başbakanı ilk turist kafilesini bizzat<br />

karşıladı. Birlikte sirtaki yaptılar. Adam<br />

sirtaki de yapar hatta bu ballı anlaşma<br />

için zeybek bile öğrenir. Dün bir televizyon<br />

programında Sakız Adası’nda restoran<br />

sahiplerinin Türkçe ders aldıklarını anlattı.<br />

Diğer içteki Yunan adalarının yönetimleri<br />

ve belediyeleri hükümete biz de vize<br />

kolaylığı isteriz diyerek bayrak açmış<br />

durumda! Neden? Çünkü hepimiz biliyoruz<br />

ki azıcık parası olan ve bunu harcamaya<br />

niyeti olan yerli turistimiz de Bodrum<br />

-Marmaris fiyatlarından bezmiş durumda<br />

ve bu sene bunun intikamını alacaklar…<br />

Hepsi Yunan adalarında tatil yapacak…<br />

Maalesef otellerimiz az buçuk Rus (ki o da<br />

şüpheli), biraz İranlı veya az buçuk Arap<br />

turistle yazı geçirmeye çalışacak… Orta<br />

direk yerli turist zaten 3 yıldızın üzerini<br />

rüyasında görüyor…<br />

Son olarak da çok fazla yazmaya gerek<br />

bile yok! Savaş ve bölgesel çatışma<br />

tehditleri maalesef bizi de çok etkiliyor.<br />

Uzun yıllardır ne Türkiye ne de Ortadoğu<br />

şöyle bir oh çekip arkasına yaslanamadı.<br />

Bunun etkisi olan Suriyeli, Afgan ve diğer<br />

sığınmacılar hem güvenlik tehdidi hem<br />

de gelecek Avrupalı turistler için çok<br />

büyük bir rahatsızlık sebebi… Şahsen<br />

bu yaz bu kadar büyük kültür farkıyla o<br />

sahil beldelerinde ne tatsızlıklar olacağını<br />

düşünemiyorum bile… Böyle bir riski hem<br />

de kendi paramla yaşamak ister miyim?<br />

Kesinlikle ben bile istemem… Çözümü var<br />

mı? Yok… Çünkü hepsi serbestçe istediği<br />

gibi geziyor içeride. Bu ortam sadece<br />

sahil beldelerini değil, İstanbul gibi büyük<br />

şehirleri ve Gaziantep, Urfa, Mardin gibi<br />

kültür ve gastronomi turizmine ağırlıklı<br />

olarak bel bağlamış şehirleri de vuruyor.<br />

Sonuç olarak bu yaz için “işte halimiz<br />

pür melalimiz” budur. Bu üçgen içinde<br />

yok olacak olan turisti bulup getirecek<br />

kahraman sektör temsilcilerimize canı<br />

gönülden başarılar diliyorum. Turizm<br />

Tanıtım Ajansı da bu çetrefilin içinden<br />

nasıl başarıyla çıkacak bilemiyorum<br />

gerçekten. Çözüm üretmek gerekiyor da<br />

hangi kısmını nasıl çözeceğiz bu kadar<br />

kısa zamanda, Allah bilir.<br />

İşletmelerimizin ve otellerimizin başlarının<br />

çaresine bakması gerekecek. Bu yazı<br />

kârlı ve başarılı geçirmek için herkes<br />

kendi çözümlerini üretmek zorunda. Yaz<br />

sonunda da artık ölen öldü kalan sağlar<br />

bizimdir diyeceğiz sanırım. Umutsuz bir<br />

yazı oldu farkındayım ama ben buradan<br />

bakınca böyle görüyorum. Farklı gören<br />

varsa beri gelsin…<br />

Herkese bol kazançlı ve başarılı bir sezon<br />

diliyorum.


Jumbo ile Evinin Baristası Ol!


32<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gündem agenda<br />

YUNANISTAN TÜRK TURISTLERE ÖZEL<br />

VIZE ISTASYONU AÇTI<br />

Greece opens special visa station for Turkish tourists<br />

Yunanisan yeni girişte vize programı kapsamında<br />

komşu Türkiye’den turist girişini kolaylaştırmak<br />

için Rodos’ta bir vize istasyonu açtı.<br />

Hızlı vize programı kapsamında, Türk vatandaşları;<br />

Kalimnos, Limni, Leros, Kos, Midilli, Sakız Adası,<br />

Samos, Rodos, Simi ve Kastelorizo’yu tüm yıl<br />

boyunca 7 günlük bir süre boyunca ziyaret edebilecek.<br />

Fiyatı 60 avro olan, pasaport kontrolü ve parmak izi<br />

içeren yeni vize için herhangi bir başvuruya gerek yok.<br />

Tek girişli vize, diğer Avrupa ülkelerine ücretsiz seyahat<br />

imkanı sağlamıyor.<br />

Geçmiş yıllarda kaç Türk Yunanistan’a gitti?<br />

Turizmdatabank verilerine göre, Yunanistan’a 2023<br />

yılında 1,17 milyondan fazla Türk turist ve ziyaretçi girişi<br />

olmuştu. 2019’da da 1 milyon Türk Yunanistan’ı ziyaret<br />

etmişti.<br />

Greece has opened a visa station in Rhodes to<br />

facilitate the entry of tourists from neighboring<br />

Turkiye under the new visa-on-arrival program.<br />

Under the fast-track visa program, Turkish citizens will be able to<br />

visit Kalymnos, Limni, Leros, Kos, Lesvos, Lesbos, Chios, Samos,<br />

Rhodes, Symi and Kastelorizo for a period of 7 days all year<br />

round. The new visa, which costs 60 euros and includes passport<br />

control and fingerprinting, does not require any application. The<br />

single-entry visa does not allow free travel to other European<br />

countries.<br />

How many Turks have traveled to Greece in the past<br />

years?<br />

According to Turizmdatabank data, there were more than 1.17<br />

million Turkish tourists and visitors to Greece in 2023. In 2019, 1<br />

million Turks visited Greece.


Tabiatın kalbi<br />

Bolu’dan<br />

horeca@taskesti.com<br />

www.taskestisu.com<br />

Pırıl pırıl bir kaynaktan el değmeden çıkan, modern tesislerimizde doğal yapısı<br />

bozulmadan ve mineral dengesi değiştirilmeden üretilen Taşkesti Su, özel premium cam<br />

şişesiyle sizlere sunulmaktadır.<br />

0850 888 14 14


34<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gündem<br />

İTALYA’NIN TUR OPERATÖRÜ DEVI<br />

500 acentesiyle İstanbul’a çıkarma yaptı<br />

İtalya’nın en büyük tur operatörlerinden Gattinoni, yıllık toplantısını İstanbul’da<br />

gerçekleştirdi. İstanbul’da düzenlenmesi için Türkiye Otelciler Birliği’nin yoğun<br />

temaslarda bulunduğu toplantıya 500’e yakın acente katıldı.<br />

Türkiye’nin uluslararası alanda<br />

kongre turizmine geri dönüşünün<br />

işaretleri gelmeye devam ediyor.<br />

İtalya’nın en büyük tur operatörlerinden<br />

Gattinoni Travel, yıllık toplantısını<br />

İstanbul’da gerçekleştirdi. Gattinoni<br />

Travel’ın ‘İnsanları Bir Araya Getirmek’<br />

temasıyla Atatürk Kültür Merkezi’nde<br />

düzenlediği toplantıya yaklaşık 500 alt<br />

acente katıldı. Söz konusu toplantının<br />

İstanbul’da düzenlenmesi için Türkiye<br />

Otelciler Birliği (TÜROB) yoğun<br />

temaslarda bulunmuştu.<br />

Eresin: “İtalya’dan önemli bir artış<br />

bekliyoruz”<br />

TÜROB olarak organizasyonun<br />

İstanbul’da düzenlenmesi için yoğun çaba<br />

harcadıklarını ifade eden TÜROB Başkanı<br />

Müberra Eresin, “Son yıllarda Türkiye ile<br />

İtalya arasındaki turizm trafiğinin arttığını<br />

görmekten memnuniyet duyuyoruz ve<br />

bu toplantının iki ülke arasındaki turizm<br />

hareketlerine büyük katkı sağlayacağını<br />

düşünüyoruz” dedi.<br />

Eresin, şöyle konuştu: “Kültür ve Turizm<br />

Bakanımız Sayın Mehmet Nuri Ersoy'un<br />

yakın ilgisinde, TÜROB olarak Türk Hava<br />

Yolları ile başlattığımız yoğun çabalar<br />

sonucunda Türk turizmi için son derece<br />

önemli bir organizasyonu ülkemize<br />

kazandırmış olmaktan dolayı son derece<br />

mutlu olduğumu ifade etmek istiyorum.<br />

Kongreye İtalya'nın farklı şehirlerinden<br />

500'ün üzerinde seyahat acentesi katıldı.<br />

Bu organizasyon sonrasında özellikle<br />

İtalya’dan ülkemize turizm talebinde<br />

önemli oranda artış bekliyoruz. Kongrenin<br />

ülkemizde gerçekleşmesi için Kültür<br />

ve Turizm Bakanımız Sayın Mehmet<br />

Nuri Ersoy, Türkiye Turizm Tanıtım<br />

ve Geliştirme Ajansı Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Sayın Nadir Alpaslan, Türk Hava<br />

Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Sayın<br />

Prof. Dr. Ahmet Bolat, İstanbul Ticaret<br />

Odası Başkanı Sayın Şekib Avdagiç,<br />

Turizm Geliştirme ve Eğitim Vakfı Başkan<br />

Vekili Sayın Bahadır Yaşık ve TÜROB<br />

üyelerimizin desteklerine minnettarız.”<br />

Gattinoni: “Geri döneceğiz”<br />

Gattinoni Yönetim Kurulu Başkanı Franco<br />

Gattinoni ise “Seyahat acentalarımızı,<br />

'köprü' kavramının mükemmel bir şekilde<br />

vücut bulduğu İstanbul'da turizmin önde<br />

gelen aktörleriyle bir araya getirmek bizler<br />

için ilham verici oldu. Türk Hava Yolları'nın<br />

Milano, Bologna, Roma, Napoli, Bari,<br />

Palermo ve Katanya'dan uçuşlarıyla gelen<br />

misafirlerimiz 13 ayrı otelde konakladı.<br />

İstanbul’da mutlaka görülmesi gereken<br />

Tarihi Yarımada, Boğaz Turu ve şehrin<br />

turistik cazibe bölgelerini ziyaret etme,<br />

Gattinoni Travel, yaklaşık 1.500<br />

alt satış acentesiyle birlikte yıllık<br />

1 milyonun üzerinde turiste<br />

ulaşırken; 520'den fazla MICE<br />

(toplantı, kongre, konferans,<br />

etkinlik) operasyonuna, 50 bin<br />

seyahat organizasyonuna imza<br />

atıyor. Gattinoni Travel, 2023<br />

yılında yüzde 40 büyümeyle 295<br />

milyon Euro ciro elde etti. Bir<br />

önceki yıla göre yüzde 36 artışla<br />

1 milyar 608 milyon Euro<br />

sözleşme hacmine ulaştı.<br />

eşsiz kültür ve gastronimisini deneyimleme<br />

fırsatımız oldu. Tüm katılımcılarımızla<br />

güzel anılarımızı geride bırakarak en<br />

kısa zamanda tekrar geri dönmek üzere<br />

İstanbul’dan ayrılıyoruz” değerlendirmesini<br />

yaptı.


36<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gündem<br />

Turist<br />

Rehberliği<br />

Meslek Kanunu<br />

yürürlüğe<br />

girdi<br />

“Turist Rehberliği Meslek<br />

Kanunu ile Seyahat<br />

Acentaları ve Seyahat<br />

Acentaları Birliği Kanununda<br />

Değişiklik Yapılmasına Dair<br />

Kanun” Resmi Gazete’de<br />

yayımlanarak yürürlüğe<br />

girdi.<br />

Turist rehberleri ve seyahat<br />

acentelerine ilişkin yeni<br />

düzenlemeler getiren “Turist<br />

Rehberliği Meslek Kanunu ile Seyahat<br />

Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği<br />

Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair<br />

Kanun” Resmi Gazete’de yayımlanarak<br />

yürürlüğe girdi.<br />

Kanuna göre, turist rehberliği ve<br />

mesleğe kabul için Türk vatandaşı<br />

olmak, 18 yaşını doldurmuş olmak,<br />

üniversitelerin turist rehberliği<br />

bölümlerinin ön lisans, lisans veya<br />

yüksek lisans programlarından mezun<br />

olmak veya üniversitelerin turist<br />

rehberliği bölümü dışındaki diğer<br />

bölümlerinden en az lisans düzeyinde<br />

mezun olduktan sonra turizm sektörünün<br />

ihtiyaçları da dikkate alınarak belirlenen<br />

dillerde, gerektiği hallerde belirlenen<br />

bölgelerde, yönetmelikle kurs ve<br />

sınavlara ilişkin belirlenen usul ve<br />

esaslar çerçevesinde Bakanlığın talebiyle<br />

Bakanlığın gözetim ve denetimi altında<br />

birlikler veya konusunda uzmanlaşmış<br />

kamu kurum ve kuruluşları tarafından<br />

düzenlenen ülkesel veya bölgesel turist<br />

rehberliği eğitim programını başarıyla<br />

tamamlamak şartı aranacak.<br />

Yeni kanun hangi değişiklikleri<br />

içeriyor?<br />

Anka'nın haberine göre, turist rehberliği<br />

şartları arasında Bakanlık tarafından<br />

belirlenen yabancı dillerden birinde,<br />

mesleğe kabul sınavına başvuru<br />

tarihinden önceki son beş yıl içinde<br />

Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi<br />

Başkanlığı (ÖSYM) tarafından yapılan<br />

Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit<br />

Sınavından (YDS) en az 75 puan almış<br />

olmak veya ÖSYM tarafından YDS’ye<br />

eşdeğerliliği kabul edilen uluslararası<br />

yabancı dil sınavlarında bu puana denk<br />

yabancı dil yeterlilik belgesine sahip<br />

olmak; Bakanlığın sınav yapılmasını<br />

istediği yıl içerisinde ÖSYM tarafından<br />

sınav takvimine alınmayan dillerde<br />

ise Bakanlığın talebiyle Bakanlığın<br />

gözetim ve denetimi altında birlikler<br />

veya konusunda uzmanlaşmış kamu<br />

kurum ve kuruluşlarınca yapılan yabancı<br />

dil sınavında başarılı olmak şartı da<br />

bulunuyor.<br />

Turist rehberi olabilmek için ayrıca kasten<br />

işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya<br />

daha fazla süreyle hapis cezası almamış<br />

olmak şartı yanında devletin devletin<br />

güvenliğine karı suçlar, Anayasal düzene<br />

ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli<br />

savunmaya karşı suçlar, Devlet sırlarına<br />

karşı suçlar ve casusluk, zimmet, irtikap,<br />

rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik,<br />

güveni kötüye kullanma, hileli iflas,<br />

ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına<br />

fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan mal<br />

varlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık<br />

suçlarından mahkum olmamak şartı da<br />

aranacak.<br />

Kanuna göre, Çince başta olmak<br />

üzere turizm potansiyelini karşılamak<br />

amacıyla Bakanlıkça kültür ve turizm<br />

politikaları doğrultusunda belirlenecek<br />

Uzak Doğu dillerindeki üniversitelerin<br />

turizm rehberliği bölümleri dışında<br />

lisans eğitimini tamamlamış adaylar için<br />

Bakanlığın gözetim ve denetimi altında<br />

birlikler veya konusunda uzmanlaşmış<br />

kamu kurum ve kuruluşları tarafından<br />

düzenlenen ülkesel veya bölgesel turist<br />

rehberliği eğitim programını tamamlama<br />

şartı aranmayacak.<br />

Seyahat acenteleri müşterileri bilgileri<br />

dışında başka bir işletmeye gönderirse<br />

hem belgeleri iptal edilecek hem de 5 yıl<br />

süreyle acentelik yapamayacak.


38<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gündem etkinlik<br />

TÜRSAB turizmin geleceği için<br />

gençlerle buluştu<br />

Turizm Haftası kapsamında gençlerle buluşan TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya,<br />

100 milyon yabancı ziyaretçi sayısı hedefine koşarken en büyük güvencenin turizm<br />

alanında eğitim alan gençlerin olduğunu belirterek, “Günümüzde 1,5 milyon<br />

düzeyinde olan turizm istihdamı en az iki katına çıkacak. Kariyer planlaması yapan<br />

tüm gençlerin turizmdeki bu büyümeye büyük katkı sağlayacağına inanıyorum” dedi.<br />

TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya ve<br />

TÜRSAB yönetimi, turizm sektörünün<br />

geleceği olan gençlerin sektördeki<br />

rolünü güçlendirmek ve genç istihdamı<br />

artırmak amacıyla İstanbul Lütfi Kırdar<br />

Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda<br />

düzenlenen "Turizm Buluşması"nda turizm<br />

eğitimi alan gençlerle buluştu. İstanbul<br />

Vali Yardımcısı Mehmet Sülün, İstanbul İl<br />

Milli Eğitim Müdürü Doç. Dr. Murat Mücahit<br />

Yentür, Prof. Dr. İlber Ortaylı ve 1500’ü<br />

aşkın turizm öğrencisinin katıldığı “TÜRSAB<br />

Turizm Buluşması” etkinliğinde açılış<br />

konuşmasını yapan TÜRSAB Başkanı Firuz<br />

Bağlıkaya, gençlere önemli mesajlar verdi.<br />

Bağlıkaya: “Turizm çalışanlarını<br />

mutlu etme görevi sektöründür”<br />

“Kendisi mutlu olmayan birinin başkasını<br />

mutlu etmesi pek mümkün değildir” diyen<br />

Bağlıkaya, “Turizmciler; patronundan<br />

çalışanına kadar tüm aktörleri ile<br />

mutluysa misafirleri de mutlu olacaktır.<br />

Turizmcileri mutlu etme görevi devletin,<br />

turizm çalışanlarını mutlu etme görevi de<br />

sektöründür. Sizlere, içinde olmaktan mutlu<br />

olacağınız bir sektör adına bu mesleğe<br />

şimdiden hoş geldiniz diyorum.” şeklinde<br />

konuştu. Günümüzde turizmin artık çok<br />

büyük bir endüstri haline geldiğine dikkat<br />

çeken Bağlıkaya, turizmin oluşturduğu<br />

ekonomik hacmi ile hem istihdam<br />

oluşturduğuna hem de yerel kalkınmaya<br />

katkı sağladığına işaret etti. Turizmdeki<br />

rekabette başarılı olmanın yolunun<br />

verilen hizmetin niteliğini yükseltmekten<br />

geçtiğini ifade eden Firuz Bağlıkaya, ürün<br />

çeşitlendirmenin önemine de vurgu yaptı.<br />

Turizm Yüzyılı projesine vurgu<br />

Türkiye ekonomisinin yol haritası çizilirken<br />

en büyük görevin turizm sektörünün<br />

omuzlarına yüklendiğini belirten Bağlıkaya,<br />

“Devletimizin geleceğe ilişkin tüm<br />

projeksiyonlarında turizmin önemine<br />

ülkemize sağlayacağı döviz girdisine,<br />

oluşturacağı istihdama vurgu yapılıyor.<br />

Cumhuriyetimizin yeni yüzyılında ülkemiz<br />

için en önemli gelişim alanının turizm<br />

olması bekleniyor” dedi. Turizmin Türkiye’de<br />

hem mevsimsel hem de bölgesel olarak dar<br />

bir alana sıkıştığına işaret eden Bağlıkaya,<br />

“Bir an önce kültür, yayla, gastronomi,<br />

sağlık turizmi gibi rekabette üstün<br />

olduğumuzu bildiğimiz alanlara daha fazla<br />

ağırlık vermek zorundayız” diye konuştu.<br />

TÜRSAB olarak buradan hareketle turizm<br />

sektörünü geleceğe taşımak için ‘Turizm<br />

Yüzyılı’ projesini hayata geçirdiklerini<br />

açıklayan Bağlıkaya, bu proje ile turizm<br />

sektörünü geleceğe taşımak üzere; turizmi<br />

12 aya yaymayı, turizmin tüm ülkeye<br />

dengeli biçimde dağılmasını sağlamayı,<br />

yüksek gelirli turist oranını artırmayı<br />

hedeflediklerini kaydetti.<br />

“Turizm istihdamı en az ikiye<br />

katlanacak”<br />

“Turizm yüzyılı projemizin gücünü ise<br />

sahip olduğunuz dinamizm ile siz gençler<br />

oluşturacaksınız” diyen Bağlıkaya,<br />

Türkiye'nin çok da uzak olmayan bir<br />

gelecekte 100 milyon ziyaretçi sayısına<br />

ulaşma hedefini düşünüldüğünde 1,5 milyon<br />

civarında olan mevcut turizm istihdamının<br />

en az ikiye katlanacağını dile getirdi.


Turizmciliğin geleceğin meslekleri arasında<br />

olduğuna dikkat çeken Bağlıkaya, sözlerini<br />

şöyle sürdürdü: “Önünüzde aşılacak çok<br />

yol ve kazanılacak büyük başarılar mevcut.<br />

Sizlere güveniyoruz. TÜRSAB olarak yarım<br />

asrı aşkın birikimimiz ve tecrübemizle sizin<br />

her zaman yanındayız. TÜRSAB Akademi<br />

birimimizin eğitimlerini takip edin, TÜRSAB<br />

TV üzerinden yaptığımız yayınları izleyerek<br />

yararlanın. Rapor ve analiz çalışmalarımızı<br />

inceleyin, düşüncelerinizi bizlerle<br />

paylaşın. Bu sektör sizin sektörünüz, bunu<br />

unutmayın.”<br />

Ortaylı: “Turist ve otel sayısını<br />

artırmaya çalışmak yanlıştır”<br />

TÜRSAB Turizm Buluşması etkinliğinde<br />

düzenlenen İlber Ortaylı Seyahatnamesi<br />

konulu panele Tarihçi-Yazar Prof.<br />

Dr. İlber Ortaylı konuk oldu. TÜRSAB<br />

Hukuk Baş Danışmanı İlker Ünsever’in<br />

moderatörlüğünde gerçekleşen panelde<br />

konuşan Ortaylı, turizm mesleğinin<br />

gelişimini anlattı.<br />

Konuşmasında turizmin çok özel bir meslek<br />

olduğunu vurgulayan Ortaylı, gençlerin bu<br />

mesleğin hakkını verecek şekilde kendilerini<br />

geliştirmeleri tavsiyesinde bulundu. Bunun<br />

için bol bol seyahat etmeleri ve yabancı<br />

dil öğrenmeleri konusunda tavsiyelerde<br />

bulunan Ortaylı, “Çok akıcı yabancı dil<br />

konuşmak önemli. Aksi taktirde tarih,<br />

coğrafya anlatılmaz. Elinizde bir imkan<br />

olduğu vakit lisan öğrenmek için yurt dışına<br />

çıkmanızı öneririm” şeklinde konuştu.<br />

1960’ların başlarında Türkiye’ye giren<br />

turist sayısı 120 bin civarında olduğuna<br />

değinen Ortaylı, turizmin teşkilatlanması<br />

ve örgütlenmesinin ise birkaç bürokratın<br />

ve planlama teşkilatının eseri olduğuna<br />

dikkat çekti. Kendisinin de 60’lı yıllarda lise<br />

öğrencisi iken Enformasyon Müdürlüğü’nde<br />

rehber olarak turizme başladığını aktaran<br />

Ortaylı, o dönemde turizm envanteri<br />

çıkarılmasında personel yetersizliğinden<br />

dolayı öğrencilerden yararlanıldığını<br />

anlattı. Daha çok turist almaya odaklanmış<br />

anlayışın doğru olmadığına da değinen<br />

Ortaylı, “Turgut Özal’dan beri moda. Daha<br />

çok turist istiyoruz diyorlar. Her şeyin bir<br />

ölçüsü vardır. ‘Daha çok turist’ çok iptidai<br />

bir laftır. Yılda gelen 70-80 milyon turist<br />

Venedik’i mahvetti. Önemli olan turist<br />

gelirini artırmak. Daha çok turist değil,<br />

daha nitelikli ve daha fazla harcayan turist<br />

istiyoruz. Turist ve otel sayısını artırmaya<br />

çalışmak yanlıştır. Yüksek gelir ancak<br />

kaliteyle elde edilebilir. Daha kelimesinin<br />

çok iyi ayarlanması lazım” diye konuştu.<br />

Yentür: “Sektörle iş birliğine açığız”<br />

İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Doç. Dr.<br />

Murat Mücahit Yentür ise etkinlikte yaptığı<br />

konuşmada, “Bilgiyle ekilen tohumlar<br />

ancak yeşerecektir. Türkiye gibi binlerce<br />

medeniyete ev sahipliği yapmış bir<br />

coğrafyaya sahibiz. Dünyada çok önemli<br />

bir konumda yer almamız çok kıymetli ve<br />

değerli. İstanbul’da 3 milyon öğrenci var.<br />

Yaklaşık 800 bin öğrenci ortaöğretimde. 81<br />

turizm okulunda ise 13 bin öğrenci eğitim<br />

görüyor. Bu rakam İstanbul için yeterli değil.<br />

Turizm sektörünün tüm paydaşlarına açık<br />

çağrıda bulunmak istiyoruz. Gerek fiziki<br />

gerek beşeri olarak birlikte yol yürümeye<br />

ve projelere açık olduğumuzu ifade<br />

etmek istiyorum. Sınıflarda ve okullarda<br />

öğrettiğimiz bilginin sahada pratiğe<br />

dökülmesi önem arz ediyor. Gerek AB ve<br />

Erasmus projelerimiz gerekse sektörel iş<br />

birliği ile yaptığımız çalışmaların artırılması<br />

gerekiyor. Ülkenin tanınması bilinmesi<br />

açısından turizmin çok önemli bir misyonu<br />

var. Gençlere çok inanıyor ve güveniyoruz.<br />

Turizm Haftası’nın yeni başlangıçlara vesile<br />

olmasını temenni ediyorum” dedi.<br />

Turizmde girişimcilik ve yaratıcılık<br />

panelinde sektördeki yeni trendler<br />

konuşuldu<br />

Etkinlik kapsamında düzenlenen “Turizmde<br />

Girişimcilik ve Yaratıcılık” konulu panel<br />

ise Boyce Danışmanlık sahibi Handan<br />

Boyce moderatörlüğünde gerçekleşti.<br />

Dünyada gelişen turizm trendlerinden ve<br />

gençleri bekleyen kariyer olanaklarından<br />

bahseden Boyce Danışmanlık sahibi Handan<br />

Boyce, özellikle destinasyon tanıtımı ve<br />

pazarlaması ile girişimcilik konularında<br />

tavsiyelerde bulundu.<br />

Panelde konuşan Fuego Travel sahibi<br />

turizmci Aylin Özsavaş, sinema filmleri<br />

ve televizyon dizilerinin turizme etkisini<br />

örneklerle anlattı. Özsavaş, şunları söyledi:<br />

“Destinasyon tanıtımında henüz istediğimiz<br />

noktada değiliz. Her ne kadar iki farklı<br />

sektör gibi görünse de film sektörü de<br />

turizme hizmet ediyor. Ülkemizi tanıtmak ve<br />

ülkeye turist getirmek. Turizmde yaratıcılık<br />

hikâye ile başlar. Rotalarda bir yerleri<br />

görmek değil sadece. Burada hikâye ile<br />

birleştirmemiz, hikâye katmamız önemlidir.<br />

Türkiye zaten adeta bir açık hava müzesidir.<br />

Anadolu’nun kadim topraklarında çok<br />

güçlü hikayeler var. Gençler yaratıcı<br />

olmaktan korkmayın. Yaratacağınız tur<br />

programlarında turistler kendini oraya ait<br />

hissetmeli.”<br />

Türkiye’de gastronomi turizminin gelişimi<br />

ve öneminden bahseden Seyyar Gurme<br />

Blog Eşref Borça, gastronomi alanında<br />

gençler için büyük potansiyel olduğunu<br />

vurguladı. “Hayallerini, İşin Yapmak” konulu<br />

oturumda kariyer basamaklarını ve youtuber<br />

olma sürecine kadar geçen deneyimlerini<br />

paylaşan Influencer Öykü Yalçın da gençlere<br />

çok çalışmalarını ve iyi bir eğitim almalarını<br />

tavsiye etti.


40<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gündem<br />

Turizm destinasyon<br />

yönetiminde neden olumsuz<br />

ifadelerden kaçınılmalı?<br />

Ali Can Aksu yazdı…<br />

Turizoom International Yönetim Kurulu Başkanı Ali Can Aksu, turizm<br />

destinasyon yönetiminde olumsuz ifadelerden kaçınılması gerektiğine dikkati<br />

çekerek, “Turizmde olumsuz ifadeler tüketici açısından kötü bir algı yaratır”<br />

dedi ve iyi bir algı yönetimi stratejisinin turizm endüstrisinde başarı için temel<br />

bir unsur olduğunu vurguladı.<br />

Ali Can Aksu, turizm<br />

destinasyon yönetiminde<br />

bir temel mesele olarak ele<br />

aldığı turizmde olumsuz<br />

ifadeler ve sonuçlarıyla ilgili<br />

değerlendirmelerini şu sözleriyle<br />

paylaştı:<br />

“Turizmde algı yönetimi büyük<br />

önem taşır. Çünkü turizm,<br />

tüketicilerin duygusal ve kişisel<br />

tercihlerine dayalı olarak seyahat<br />

planlarını yapar. Bir destinasyonun<br />

algısı, turistlerin o bölgeyi ziyaret<br />

etme isteklerini ve tercihlerini<br />

doğrudan etkileyebilir.<br />

Turizmde olumsuz ifadeler tüketici<br />

açısından kötü bir algı yaratır.<br />

Örneğin;<br />

“Avrupa rotayı başka yere çevirdi”<br />

“Nitelikli turist yok “<br />

“Sezon kötü geçiyor”<br />

“Talepler azaldı”<br />

“Fiyatlar yüksek” vb. olumsuz<br />

ifadeler algı noktasında tüketiciyi<br />

olumsuz etkiliyor.<br />

Satış ve pazarlamanın temel<br />

unsurlarından biri algıyı etkili bir<br />

şekilde yönetmektir. Pazarlamada<br />

algı, müşterilerin bir marka, ürün<br />

veya hizmet hakkındaki görüşlerini<br />

ve izlenimlerini belirleyen kritik<br />

bir faktördür. Algı, tüketicilerin<br />

bir ürün veya hizmeti nasıl<br />

gördüklerini, ne kadar değerli<br />

bulduklarını ve onunla ilgili<br />

hangi duyguları hissettiklerini<br />

belirler. Algı, tüketicilerin satın<br />

alma kararlarını en çok etkileyen<br />

faktörlerin başında gelir.<br />

Olumlu algı, tüketicinin marka ile<br />

ilgili sadakatini sağladığı gibi, bir<br />

kriz durumunda markanın itibarını<br />

korumak için kritik öneme sahiptir.<br />

Sonuç olarak, turizm destinasyon<br />

tanıtımında algı yönetimi,<br />

destinasyonun itibarını<br />

güçlendirirken, turistlerin ilgisini<br />

çekerek talebi artırmak için<br />

önemlidir. İyi bir algı yönetimi<br />

stratejisi, turizm endüstrisinde<br />

başarı için temel bir unsurdur.


Riva<br />

Şıklık ve Kaliteyi Sofralarınıza Taşıyın


42<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gündem<br />

Meltem Bayazıt Tepeler,<br />

TUED’e 3. kez başkan seçildi<br />

Türkiye Uluslararası Etkinlikler Derneği (TUED), 27 Mart <strong>2024</strong> tarihinde 3. Genel<br />

Kurulu toplantısını Crowne Plaza İstanbul Ortaköy Bosphorus’da gerçekleştirildi.<br />

Bu yıl 3. kez Yönetim Kurulu<br />

Başkanlığına seçilen TUED Kurucusu<br />

Meltem Bayazıt Tepeler, genel kurul<br />

sonrası yaptığı açıklamada; “Ülkemizin<br />

tanıtımında aktif rol oynayan, turizm,<br />

etkinlik, kongre, organizasyon tedarik<br />

yönetimi, ve düğün endüstrisinde katma<br />

değer yaratan, bu alanlarda ülkemize yeni<br />

uluslararası projeler getirmeyi amaçlayan<br />

ve bunun için var gücüyle çalışan yeni<br />

Yönetim Kurulu üyelerimize başarılar<br />

dilerim.” diye konuştu.<br />

Geçmiş Dönem Yönetim Kurulu üyeleri ile<br />

yapılan oylama sonucunda; TUED Asil ve<br />

Yedek Kurul Üyeleri belirlendi.<br />

Asil Kurul Üyeleri:<br />

Meltem Tepeler - Başkan<br />

Elmas Özler - Başkan Yardımcısı<br />

Mari Klodya Araz - Sayman<br />

Cantekin Temizer<br />

Boğaç Pişkin<br />

Yedek Kurul Üyeleri:<br />

Tülay Salihoğlu<br />

Cem Mazlum<br />

Zeynep Esen<br />

Özlem Öktem<br />

Yaprak Yapsan


44<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gündem / makale<br />

Cem<br />

Tur Andiamo Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Polatoglu<br />

-<br />

“Öyle iki festival, bir panelle marka<br />

olunmuyor maalesef!”<br />

Amaçları yöre tanıtımını artırmak<br />

olan belediye başkanları sıklıkla<br />

festivaller, paneller düzenleyerek<br />

bizleri davet eder, turizmciler olarak<br />

bizlerden destek talep eder, görüş<br />

alırlar. Nasıl daha çok tanınabiliriz,<br />

daha çok turist alabiliriz vs… Kısaca<br />

marka şehir olmak isterler. Ancak<br />

öyle iki festival, bir panelle olmuyor<br />

maalesef bu işler…<br />

Ya ne yapmalı?<br />

Örneğin Batman, yabancı turistlerin<br />

de ziyaret ettiği güzel bir şehrimiz.<br />

Gastronomi festivali yapacaklarmış.<br />

Şehrin ileri gelenleri, daha önce<br />

de Batman hakkında yazdığımız<br />

için beni ve Cemal Kızıltan’ı<br />

konuşmacı olarak çağırdı. Seve<br />

seve iki geceliğine Batman’a gittik.<br />

Muhteşem bir ağırlama yaptılar.<br />

Şehrin bir çok noktasında festival<br />

tanıtımı ve posterlerimiz var.<br />

Batman’ın marka şehir olması için<br />

elde ne var diye baktığımızda; yemek<br />

ve restoran kalitesi belki de Doğu<br />

Anadolu’nun en iyilerinden. Ören<br />

yerleri dersen; başta Hasankeyf<br />

olmak üzere, Malabadi Köprüsü,<br />

Dara Mezopotamya Harabeleri, Mor<br />

Kinyukus Manastırı, Bozikan Kalesi<br />

ve daha onlarca muhteşem eserleri<br />

var. Şehir modern, oteller çok güzel,<br />

insanlar misafirperver vs.<br />

İlk akşam Hasankeyf’te nehir<br />

kenarında ışıl ışıl müzikli bir<br />

restorana gittik. Gelsin yöresel<br />

yemekler, kebaplar, salatalar. Ortam<br />

şahane. Ne içersiniz dediler. Dedim,<br />

rakı. Yok maalesef dediler. O zaman<br />

şarap. Bizde alkol yok dediler. O<br />

zaman aldıralım bir yerden. Ihh.<br />

Alkol tamamen yasakmış. Kısa<br />

tuttuk keyfimizi. Ancak ertesi akşam<br />

şehirdeki en lüks restoranda aynı<br />

sorunla karşılaştık. Yasak, yasak,<br />

yasak!<br />

Eğlence yoksa turist de yok!<br />

Neyse, son gün panel var.<br />

Konuşmacıyız. Yerel basın da orada.<br />

Konuşmamı bitirdim. Soru-cevap<br />

kısmına geldik. Konuşmamda bu<br />

konuyu açmadığım halde gelen soru<br />

“Şehre turist gelmesine geliyor da<br />

burada pek konaklama yapmak<br />

istemiyorlar. Ören yerlerini görüp<br />

direkt Diyarbakır’a geçiyorlar. Ne<br />

yapmalı?” Tek cevabı var bunun; Sen<br />

tüm gün şehri dolaşmış, yorulmuş<br />

turiste keyifli bir akşam yemeği<br />

sunamazsan, o turist orada durmaz.<br />

Kısaca; “Eğlence yoksa turist de<br />

yok!”<br />

Ayrıca marka olmak istiyorsan,<br />

bunların dışında şehrin görsel bir<br />

sembolü olmalı. Konya’nın Derviş’i,<br />

Ağrı’nın dağı, Ankara’nın Hitit<br />

Güneşi, İzmir’in saat kulesi gibi.<br />

Ayrıca, nasıl ciğer denince akla<br />

Diyarbakır, künefe denince Hatay,<br />

şırdan-Adana, Baklava-Gaziantep<br />

geliyorsa Batman’a özgü marka<br />

yemekler olmalı. Batman yöresine<br />

özgün müzikler keşfedilmeli.<br />

Müzeleri zenginleştirmeli, yöresel<br />

giysiler tanıtılmalı ve şehre özgü<br />

müzikli bir eğlence kültürü olmalı.<br />

En önemlisi belde, yurt içi ve yurt<br />

dışı fuarlarda kendi adına temsil<br />

edilmeli.


48<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gündem<br />

<strong>2024</strong>’de turizm<br />

gelirleri ne kadar arttı?<br />

TÜİK verilerine göre, turizm geliri <strong>2024</strong> yılı ilk çeyrekte, %5,4 artarak 8,78 milyar<br />

dolar oldu. Türkiye’den çıkış yapan ziyaretçi sayısı da %10,1 artışla 9 milyonu geçti.<br />

Kişibaşı gelir ise %4,3 düştü.<br />

Yurt dışından gelen ziyaretçilerin<br />

harcamalarının 7,77 milyar dolarını<br />

kişisel harcamalar, 1,71 milyar<br />

dolarını ise paket tur harcamaları<br />

oluşturdu. Ziyaretçilerin gecelik<br />

ortalama harcaması 93 dolar oldu.<br />

Yurt dışında ikamet eden vatandaşların<br />

gecelik ortalama harcaması ise 64<br />

dolar oldu.<br />

Kişibaşı gider de düştü<br />

Yurt içinde ikamet edip başka ülkeleri<br />

ziyaret eden vatandaşların harcamaları<br />

da %11,3 artarak 1,77 milyar dolar<br />

oldu. Yurt dışını ziyaret eden vatandaş<br />

sayısı da %18,4 artarak 2,5 milyona<br />

yaklaştı. Kişi başı ortalama harcamalar<br />

ise 773 dolardan 727 dolara düştü.<br />

2023’teki gelir<br />

2023 yılında bir önceki yıla göre %16,9<br />

artarak 54 milyar 315 milyon 542<br />

bin dolar olmuştu. Gelirin 41 milyar<br />

61 milyon 408 bin dolarını kişisel<br />

harcamalar, 13 milyar 254 milyon 134<br />

bin dolarını ise paket tur harcamaları<br />

oluşturmuştu. 2023’te ülkemizde<br />

geceleme yapan ziyaretçilerin<br />

gecelik ortalama harcaması 99 dolar,<br />

yurtdışında ikamet eden vatandaşların<br />

gecelik ortalama harcaması ise 72 dolardı.<br />

(Turizm Databank)


50<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gündem agenda<br />

TATIL TUR FIYATLARINDA<br />

%100’LÜK YÜKSELIŞ<br />

100% increase in holiday tour prices<br />

<strong>2024</strong> yılı Mart ayında Türkiye’de enflasyon yıllık<br />

%68,5 olurken, bu ayda Türkiye’de bir hafta ve<br />

üzeri yurt içi tatil turları fiyatı %126 ve yurt dışı<br />

tatil fiyatları da %90 arttı.<br />

Turizm Databank’ın TÜİK verilerinden hareketle<br />

yaptığı tahmine göre, <strong>2024</strong> yılı Mart ayında<br />

Türkiye’de enflasyon yıllık %68,5 olurken, bu ayda<br />

Türkiye’de bir hafta ve üzeri yurt içi tatil turları fiyatı<br />

%126 ve yurt dışı tatil fiyatları da %90 arttı. Bu ayda<br />

Türkiye’de haftasonu tatil turu fiyatları da %87 yükseldi.<br />

In March <strong>2024</strong>, inflation in Turkiye was 68.5% yearon-year,<br />

while prices for domestic vacation tours<br />

of one week or more increased by 126% and prices<br />

for international vacations increased by 90%.<br />

According to Tourism Databank's forecast based on TurkStat<br />

data, inflation in Turkiye was 68.5% y-o-y in March <strong>2024</strong>, while the<br />

price of domestic vacation tours of one week or more in Turkiye<br />

increased by 126% and international vacation prices increased by<br />

90% in that month. Weekend vacation tour prices in Turkiye also<br />

increased by 87% in this month.


52<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gündem etkinlik<br />

Mauritius tanıtım toplantısı<br />

The Ritz-Carlton'da gerçekleşti<br />

Mauritius Tanıtım ve Network etkinliği, The Ritz-Carlton, Istanbul’da düzenlendi.<br />

Geçtiğimiz yıl 1,3 milyon ziyaretçi ağırlayan, bu yıl için 1,4 milyon turisti hedefine<br />

koyan Mauritius, ilk beş ayda 4 bin civarında Türk turist ağırladı. Doğu Afrika ada<br />

ülkesinin bu yıl sonuna kadar öngördüğü Türk turist sayısı ise 7 bin!<br />

Arvind Bundhun - Mauritius Tourism Promotion Authorty Başkanı<br />

Masum Aydın - Türk Hava Yolları Mauritius Satış ve<br />

Pazarlama Müdürü<br />

Savin Teeha - Mauritius Tourism Promotion Authorty Turizm Tanıtma<br />

Sorumlusu<br />

Mauritius Tourism Promotion<br />

Authority'nin düzenlediği Mauritius<br />

Tanıtım ve Network etkinliği 26 Nisan<br />

Cuma günü The Ritz -Carlton Istanbul'da<br />

gerçekleştirildi. İstanbul'daki seyahat<br />

acentaları ve basın mensuplarına tanıtımı<br />

yapılan network toplantısına Mauritius<br />

Tourism Promotion Authorty Başkanı Arvind<br />

Bundhun, Mauritius Tourism Promotion<br />

Authorty Turizm Tanıtma Sorumlusu Savin<br />

Teeha ve Türk Hava Yolları Mauritius Satış ve<br />

Pazarlama Müdürü Masum Aydın katıldı.<br />

Haber: Hatice Ünal Bilen<br />

Bundhun: “<strong>2024</strong> hedefimiz, 1.4<br />

milyon turist”<br />

Toplantının açılış konuşmasını yapan<br />

Mauritius Tourism Promotion Authorty<br />

Başkanı Arvind Bundhun, Doğu Afrika’da<br />

konumlanan ada ülkesine geçtiğimiz yıl<br />

içinde 1,3 milyon turist geldiğini, bu yılki<br />

hedeflerinin ise 1,4 milyon turist olduğunu<br />

açıkladı. Destinasyonu en çok Fransız<br />

turistlerin ziyaret ettiğini, bunu İngiltere,<br />

Almanya ve Güney Afrika’nın takip ettiğini<br />

belirten Bundhun, Türkiye pazarıyla ilgili<br />

hedeflerini de açıkladı. Geçtiğimiz yıl 4 bin<br />

Türk turist ağırladıklarını belirten Bundhun,<br />

"Bu sene Türkiye pazarından kolaylıkla 8<br />

bin ziyaretçi hedefliyoruz." dedi. Bundhun,<br />

Mauritius’ta turizmden 2023 yılında 87 milyar<br />

rupi (3 milyar euro) gelir elde ettiklerini, bu<br />

yıl için rakamı 100 milyar rupinin üzerine<br />

çıkarmayı hedeflediklerini de sözlerine<br />

ekledi.<br />

Aydın: “Mauritius, Türkiye için çok<br />

güçlü bir destinasyon”<br />

Yaklaşık 2.5 yıldır Mauritius'ta yaşadığını<br />

söyleyen Türk Hava Yolları Mauritius Satış<br />

ve Pazarlama Müdürü Masum Aydın,<br />

THY’nin 9 yıldır Doğu Afrika adasına uçuşlar<br />

düzenlediğini kaydetti. 2025'te ilk uçuşların<br />

haftada 3 frekans olarak başlatıldığını,<br />

bugün haftada 5 sefer yapıldığının bilgisini<br />

veren Aydın, sefer sayısını 10’a çıkarmayı<br />

hedeflediklerini ifade etti.<br />

Sözlerinde Mauritius'un Türkiye için çok<br />

güçlü bir destinasyon olduğuna dikkati çeken<br />

Aydın, 2022 ve 2023 yolcu sayısına <strong>Mayıs</strong> <strong>2024</strong><br />

itibariyle ulaştıklarını belirtti. Geçtiğimiz yıl<br />

ülkeye 80 bin yolcu taşıdıklarını söyleyen<br />

Aydın, bunun 4 bininin Türkiye pazarından<br />

olduğunu söyledi ve yıl sonu itibariyle<br />

bu rakamı 8 bine çıkarmak istediklerini<br />

söyleyerek şöyle devam etti: "THY olarak son<br />

1 yıldır promosyonlarımızı artırdık. Yaptığımız<br />

promosyonları kalıcı hale getirmek istiyoruz."<br />

Teeha: “300’den 1.000 dolara kadar<br />

konaklama imkanı”<br />

Mauritius Tourism Promotion Authorty<br />

Turizm Tanıtma Sorumlusu Savin Teeha ise,<br />

turizm destinasyonunu kısa bir sunumla<br />

tanıttı. Türkiye’ye 10, Avrupa’ya 12 saat<br />

uzaklıkta bulunan ada ülkesindeki 4 ve 5<br />

yıldızlı otel sayısının 114’ü bulduğunu belirten<br />

Teeha, gecelik konaklamaların kışın 300-400<br />

dolar, yazın ise 500- 1.000 dolar arasında<br />

değiştiğini kaydetti.


www.gastroinoks.com.tr | 0 216 550 98 75<br />

Sahrayıcedit Mahallesi Adile Naşit Sokak No: 4/A Kadıköy, İstanbul


54<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

yeni yatırımlar<br />

Radisson Otel Grubu “Çin’e Hoş<br />

Geldiniz” programını duyurdu<br />

Radisson Otel Grubu, otel sahipleri ve hissedarları Jin Jang International ile birlikte<br />

Çin'den gelen misafirler için evlerinden uzakta bir konaklama deneyimi sunmayı<br />

amaçlayan "Guan Xin" (Çin’e Hoş Geldiniz) programını duyurdu.<br />

Radisson Otel Grubu’nun duyurusunu<br />

yaptığı "Guan Xin" (Çin’e Hoş Geldiniz)<br />

program, ortak markalı otellerin<br />

sayısını artırarak ve yeni özel olanaklar<br />

sunarak Çinli misafirlerin memnuniyetini<br />

artırmayı hedefliyor. 2019'daki lansmanından<br />

bu yana, zincir otel grubu, <strong>2024</strong> yılında EMEA<br />

bölgesinde seçili Radisson Blu ve Radisson<br />

Collection otelleriyle sekiz yeni ortak markalı<br />

otelin lansmanını gerçekleştirecek.<br />

Sektör uzmanları, 2023'teki yurt içi turizm<br />

patlamasının hemen ardından Çin çıkışlı<br />

turizmin katlanarak büyümesi açısından<br />

<strong>2024</strong>'ün kilit öneme sahip bir yıl olacağını<br />

öngörüyor. Skift'e göre, "2023 Çin'in dünyaya<br />

yeniden açıldığı yıl olurken <strong>2024</strong> yurt dışı<br />

turizminin büyüdüğü ve pekiştiği bir yıl<br />

olacak." Varlıklı Çinli gezginler Asya içi kısa<br />

mesafeli destinasyonlara kıyasla başta<br />

Fransa, Birleşik Krallık, Almanya ve İtalya<br />

olmak üzere AB destinasyonlarına büyük ilgi<br />

gösteriyor (%13) ve <strong>2024</strong> yılında da ihtiyaç,<br />

zevkleri ve kültürel tercihlerini karşılayan<br />

özel olanaklarla seyahat etmeye devam<br />

edecekler.<br />

Sekiz ortak markalı otelin<br />

lansmanını gerçekleştirecek<br />

2019 yılında Radisson Blu <strong>Hotel</strong>,<br />

Frankfurt'taki ilk ortak marka lansmanın<br />

ardından Radisson Otel Grubu; <strong>2024</strong> yılında<br />

EMEA bölgesi genelinde Fransa, Belçika,<br />

Norveç, İsveç ve Hollanda pazarlarındaki<br />

Radisson Blu ve Radisson Collection<br />

markalarıyla ek olarak sekiz ortak markalı<br />

otelin lansmanını gerçekleştirecek: Radisson<br />

Collection Grand Place, Brussels; Radisson<br />

Blu Scandinavia <strong>Hotel</strong>, Oslo; Radisson Blu<br />

Royal Garden <strong>Hotel</strong>, Trondheim; Radisson<br />

Blu <strong>Hotel</strong>, Tromsø; Radisson Blu Royal<br />

Viking <strong>Hotel</strong>, Stockholm; Radisson Blu <strong>Hotel</strong>,<br />

Amsterdam; Radisson Blu <strong>Hotel</strong>, Milan ve<br />

Radisson Blu <strong>Hotel</strong>, Nice.<br />

Tüm bu ortak markalı otellerde Çin'den gelen<br />

misafirlere kendilerini evde hissetmeleri<br />

için özel olarak tasarlanmış ve seçilmiş<br />

bir dizi özellik ve olanak sunulacak. Bu<br />

yeni olanaklar, Çince menülerden Chinese<br />

UnionPay kartlarıyla ödeme yapma imkanına<br />

kadar misafir deneyimini kapsayacak. <strong>2024</strong><br />

yılının sonunda çevrimiçi ödemelerde WeChat<br />

Pay ve AliPay seçeneği de kullanıma açılacak.<br />

Ortak markalı otellerdeki misafir odalarında<br />

çay için demlikler, seçkin Çin çayları ve Çin<br />

kanalları gibi kişiselleştirilmiş dokunuşlar<br />

ve Çince konuşan gezginlere yönelik olarak<br />

congee ve noodle gibi geleneksel tariflerin<br />

yanı sıra bir dizi yeni yiyecek ve içecek<br />

seçeneğiyle günlük kahvaltı servisinin bir<br />

parçası olarak özel menü seçimleri de<br />

hazırlanıyor. Bu özel hazırlıklar, Çin'den<br />

gelen gezginler için tasarlanmış olup, diğer<br />

uluslararası gezginler için mevcut zengin<br />

olanaklara ek olarak İngilizce ve diğer birçok<br />

dilde sunulacak.<br />

Eric De Neef: “Çin’den güçlü bir<br />

artış görmeye başladık”<br />

Bu yıl Çinli turist sayısında ciddi bir artış<br />

gözlemlediklerini kaydeden Radisson<br />

Otel Grubu Ticari Başkanı Eric De Neef,<br />

şunları söyledi: "<strong>2024</strong> yılında Çin'den gelen<br />

ve Çin Yeni Yılı için benzersiz uluslararası<br />

deneyimler arayan gezginlerde güçlü bir<br />

artış görmeye başladık. Yabancı ülkelerin<br />

vizelerinin giderek daha erişilebilir hale<br />

gelmesi ve uluslararası uçuş rotalarının<br />

artmasıyla birlikte Çin'den EMEA bölgesine<br />

gelen gezginler bakımından uzun süredir<br />

beklenen dönüşü göreceğimizi umuyoruz.<br />

Kendilerini evlerinde hissetmelerini<br />

sağlayacak yeni Guan Xin programımızla<br />

birlikte daha fazla Çinli gezgini ağırlamayı<br />

dört gözle bekliyoruz".<br />

Programı yaklaşık 20 otelinde<br />

uygulayacak<br />

Radisson Otel Grubu, ortak marka<br />

programının yanı sıra "Guan Xin" programını<br />

EMEA bölgesinde bulunan ve otel<br />

misafirlerinin ihtiyaçları ve beklentilerine<br />

göre katılmak isteyen diğer Radisson Otel<br />

Grubu otellerinde de sunacak. Şu anda EMEA<br />

bölgesinde yaklaşık 20 otel, Çinli misafirlere<br />

standart "Guan Xin" programını sunuyor.


Radisson <strong>Hotel</strong> Group announces<br />

"Welcome to China" program<br />

Radisson <strong>Hotel</strong> Group, together with hotel owners and shareholders Jin Jang<br />

International, announced the "Guan Xin" (Welcome to China) program, which aims to<br />

provide a ‘home away from home’ experience for guests from China.<br />

Radisson <strong>Hotel</strong> Group announced<br />

the "Guan Xin" (Welcome to China)<br />

program, which aims to increase<br />

the satisfaction of Chinese guests by<br />

expanding the number of co-branded<br />

hotels and offering new special<br />

amenities. Since its launch in 2019, the<br />

hotel chain will launch eight new cobranded<br />

hotels with selected Radisson<br />

Blu and Radisson Collection hotels<br />

across EMEA in <strong>2024</strong>.<br />

Industry experts predict that <strong>2024</strong> will<br />

be a key year for the exponential growth<br />

of outbound tourism from China,<br />

following the domestic tourism boom<br />

in 2023. According to Skift, "2023 will<br />

be the year China reopens to the world,<br />

while <strong>2024</strong> will be a year of growth and<br />

consolidation of overseas tourism."<br />

Affluent Chinese travelers show a<br />

strong interest in EU destinations,<br />

particularly France, the UK, Germany<br />

and Italy (13%) compared to intra-Asian<br />

short-haul destinations, and in <strong>2024</strong><br />

they will continue to travel with tailored<br />

amenities that meet their needs, tastes<br />

and cultural preferences.<br />

Launch of eight co-branded hotels<br />

In 2019, following the first co-brand<br />

launch at Radisson Blu <strong>Hotel</strong>,<br />

Frankfurt, Radisson <strong>Hotel</strong> Group will<br />

launch an additional eight co-branded<br />

hotels across the EMEA region in<br />

<strong>2024</strong> with Radisson Blu and Radisson<br />

Collection brands in France, Belgium,<br />

Norway, Sweden and the Netherlands:<br />

Radisson Collection Grand Place,<br />

Brussels; Radisson Blu Scandinavia<br />

<strong>Hotel</strong>, Oslo; Radisson Blu Royal Garden<br />

<strong>Hotel</strong>, Trondheim; Radisson Blu <strong>Hotel</strong>,<br />

Tromsø; Radisson Blu Royal Viking<br />

<strong>Hotel</strong>, Stockholm; Radisson Blu <strong>Hotel</strong>,<br />

Amsterdam; Radisson Blu <strong>Hotel</strong>, Milan<br />

and Radisson Blu <strong>Hotel</strong>, Nice.<br />

All these co-branded hotels will offer<br />

a range of features and amenities<br />

specifically designed and curated to<br />

make guests from China feel at home.<br />

These new amenities will encompass<br />

the guest experience, from Chineselanguage<br />

menus to the ability to pay<br />

with Chinese UnionPay cards. By the<br />

end of <strong>2024</strong>, WeChat Pay and AliPay<br />

will be available for online payments.<br />

Guest rooms in co-branded hotels will<br />

feature personalized touches such as<br />

teapots for tea, premium Chinese teas<br />

and Chinese channels, and traditional<br />

recipes such as congee and noodles<br />

for Chinese-speaking travelers,<br />

as well as a range of new food and<br />

beverage options and special menu<br />

selections as part of the daily breakfast<br />

service. These special preparations<br />

are designed for travelers from China<br />

and will be available in English and<br />

many other languages, in addition to<br />

the rich offerings available for other<br />

international travelers.<br />

Eric De Neef: "We are starting to<br />

see a strong increase from China"<br />

Noting that they have observed a<br />

significant increase in the number of<br />

Chinese tourists this year, Eric De Neef,<br />

Chief Commercial Officer of Radisson<br />

<strong>Hotel</strong> Group, said: "We are starting<br />

to see a strong increase in travelers<br />

from China in <strong>2024</strong> who are looking<br />

for unique international experiences<br />

for the Chinese New Year. With foreign<br />

visas becoming more accessible and<br />

international flight routes increasing,<br />

we hope to see the long-awaited return<br />

of travelers from China to the EMEA<br />

region. We look forward to welcoming<br />

more Chinese travelers with our new<br />

Guan Xin program that will make them<br />

feel at home."<br />

Will implement the program in<br />

around 20 hotels<br />

In addition to the co-brand program,<br />

Radisson <strong>Hotel</strong> Group will also offer the<br />

"Guan Xin" program at other Radisson<br />

<strong>Hotel</strong> Group hotels in the EMEA region<br />

that wish to participate based on the<br />

needs and expectations of their hotel<br />

guests. Currently, around 20 hotels in<br />

the EMEA region offer the standard<br />

"Guan Xin" program to Chinese guests.


56<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

yeni yatırımlar<br />

WYNDHAM<br />

HOTELS &<br />

RESORTS<br />

TÜRKIYE’DE<br />

110 OTELE<br />

ULAŞTI<br />

Wyndham <strong>Hotel</strong>s &<br />

Resorts reaches 110<br />

hotels in Turkiye<br />

Wyndham 2023 yılında Avrupa, Orta Doğu,<br />

Avrasya ve Afrika’da (EMEA) 9 markasını yeni<br />

ülkelere taşıdı, 87 yeni otel açtı ve 9 bin 500<br />

odayı portföyüne ekledi.<br />

Wyndham <strong>Hotel</strong>s & Resorts, Avrupa, Orta Doğu,<br />

Avrasya ve Afrika (EMEA) bölgesi için 2023<br />

tam yıl sonuçlarını açıkladı. Wyndham bu<br />

dönemde EMEA genelinde 9 markasını yeni ülkelerle<br />

buluşturdu, 107 franchise anlaşmasına imza attı, 87<br />

yeni otel açtı ve 9 bin 500 yeni odayı portföyüne ekledi.<br />

Şirketin portföyüne yeni katılanlarla birlikte Wyndham’ın<br />

EMEA’da bulunan otel sayısı 639’a, oda sayısı 88 binin<br />

üzerine, marka sayısı ise 15’e yükseldi. Wyndham’ın<br />

EMEA’daki 639 otelinden 12’si şirketin kendisi tarafından<br />

işletiliyor. Wyndham’ın EMEA’daki proje stokunda ise<br />

150’den fazla otel projesi yer alıyor.<br />

Manikis: “Rekor büyüme bizi gururlandırıyor”<br />

Wyndham <strong>Hotel</strong>s & Resorts EMEA Başkanı Dimitris<br />

Manikis, "2023 yılında kaydettiğimiz rekor büyümeden<br />

ve bölge genelindeki otel ve franchise sahiplerimizin<br />

Wyndham <strong>Hotel</strong>s & Resorts’a verdiği güvenden<br />

inanılmaz bir gurur duyuyoruz. Otel sahipleri, dünyanın<br />

franchise veren en büyük otel şirketiyle ortak olmanın<br />

ve Wyndham ailemize katılmanın değerini her geçen<br />

gün daha net bir şekilde görüyor. Ödüllü sadakat<br />

programımız Wyndham Rewards’dan, sınıfının en<br />

iyisi teknoloji, pazarlama ve satış araçları ile güçlü<br />

bir dağıtım platformuna kadar Wyndham Avantajı’nın<br />

sağladığı gücü fark ediyorlar" dedi.<br />

In 2023, Wyndham expanded its 9 brands to new<br />

countries, opened 87 new hotels and added 9,500<br />

rooms to its portfolio in Europe, Middle East, Eurasia<br />

and Africa (EMEA).<br />

Wyndham <strong>Hotel</strong>s & Resorts announced its full<br />

year results for 2023 for the Europe, Middle<br />

East, Eurasia and Africa (EMEA) region.<br />

During this period, Wyndham introduced 9<br />

brands to new countries across EMEA, signed<br />

107 franchise agreements, opened 87 new<br />

hotels and added 9,500 new rooms to its<br />

portfolio. Together with the new participants<br />

in the company's portfolio, the number of<br />

hotels in Wyndham in EMEA has increased to<br />

639 and the number of rooms increased over<br />

88 thousand and the number of brands increased to 15. 12 out of<br />

Wyndham's 639 hotels in EMEA are operated by the company itself.<br />

Wyndham's project stock in EMEA includes more than 150 hotel<br />

projects.<br />

Manikis: "Record growth makes us proud"<br />

Dimitris Manikis, President of Wyndham <strong>Hotel</strong>s & Resorts EMEA,<br />

said: "We are incredibly proud of our record growth in 2023 and the<br />

trust our hotel and franchise owners across the region have placed<br />

in Wyndham <strong>Hotel</strong>s & Resorts. <strong>Hotel</strong> owners are seeing more<br />

and more clearly the value of partnering with the world's largest<br />

franchised hotel company and joining our Wyndham family. From<br />

our award-winning loyalty program, Wyndham Rewards, to bestin-class<br />

technology, marketing and sales tools and a powerful<br />

distribution platform, they recognize the power of the Wyndham<br />

Advantage."


58<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

yeni yatırımlar<br />

Dorak’ın gündeminde sağlık turizmi<br />

yatırımları ve halka arz var<br />

Kapadokya başta olmak üzere Pamukkale ve Bodrum yatırımlarını hayata geçirmeye<br />

hazırlanan Dorak Holding, ‘Dorak Health’ şirketi aracılığıyla sağlık turizmine<br />

girdiğini ve <strong>Mayıs</strong>- Haziran aylarında halk arz planladığını açıkladı.<br />

Bünyesinde otelden kuyuma, deriden<br />

seramiğe, halıdan tekstile, yemeiçmeden<br />

madenciliğe kadar<br />

onlarca marka bulunan Dorak Holding,<br />

yeni yatırımlarının etkisiyle büyümesini<br />

sürdürüyor. 2023 yılını yaklaşık 700 milyon<br />

dolar ciro ile kapatan holdingin bu yılki<br />

ciro hedefi ise 1 milyar dolar. Grup ayrıca<br />

bünyesindeki 65 şirkette, 500’ü yurt dışında<br />

olmak üzere 4000 kişiye istihdam da<br />

sağlıyor.<br />

Kapadokya yatırımlarına devam<br />

Nevşehir merkezli bir şirket oldukları için<br />

yatırımlarının yoğunluğunun Kapadokya’da<br />

olduğunu belirten Dorak Holding Yönetim<br />

Kurulu Başkanı Ahmet Serdar Körükçü,<br />

bölgede büyümeye devam ettiklerini<br />

kaydederek şunları söyledi: “Kapadokya’nın<br />

en lüks kaya oteli Sacred Mansion’ı açtık.<br />

Dünyanın 64 ülkesinde bulunan Dinner<br />

in The Sky’ın ilkini Kapadokya’ya getirdik.<br />

Dünyaca ünlü Japon şef Hiroki Tekamura<br />

imzası ile Takesushi Restoranı Ürgüp’te<br />

açıyoruz. Bu sene açtığımız Kapadokya’nın<br />

ilk gece kulübü Flue Club’da ünlü isimler<br />

sahne alacak. Temmuz <strong>2024</strong>’te de<br />

Ankara’nın doğusundaki en lüks otel olacak<br />

Marriot <strong>Hotel</strong> Kapadokya’yı ziyaretçilerimizle<br />

buluşturmaya hazırlanıyoruz.”<br />

“Para harcayan turistin çekim<br />

merkezi”<br />

Fransızlar, İngilizler ve İtalyanlar’ın da<br />

Kapadokya’ya ilgi gösterdiklerini ancak son<br />

beş yılda Latin Amerika, Brezilya, Arjantin,<br />

Kolombiya ve Ortadoğulu turistlerin de<br />

bölgeyi tercih ettiklerine değinen Körükçü,<br />

şunları ekledi: “Kapadokya’da turistlere çok


fazla alternatif aktivite sunuluyor. Bölgede<br />

ortalama turist harcaması, İstanbul’un iki<br />

katı, yani ortalama 1.500 dolar. Bu yılki 50<br />

milyar dolar turizm gelirinin yaklaşık 10<br />

milyar doları da buradan gelecek. 2025’te<br />

ise Kapadokya’nın 10 milyon turiste ulaşma<br />

potansiyeli var. Bu nedenle bölgedeki<br />

yatırımlarımıza devam ediyoruz.”<br />

“İstanbul, Bodrum ve Pamukkale’ye<br />

de yatırım planlıyoruz”<br />

Öte yandan grubun zaman içinde<br />

yatırımlarının bölge dışına da çıktığından<br />

söz eden Körükçü, ikisi İstanbul’da, biri<br />

Kuşadası’nda, diğerleri de Kapadokya’da<br />

olmak üzere toplam 12 otelleri bulunduğunu<br />

söyledi ve şöyle devam etti: “Kapadokya’daki<br />

balon turizmi alanında da yatırımlarımız var.<br />

Bölgeye bir tema park da kazandıracağız.<br />

İçinde 20 bin metrekarelik taşların arasına<br />

oyulmuş bir akvaryum da olacak. Benzerini<br />

Kanada’da gördüğümüz bu akvaryumun<br />

büyük ilgi göreceğini düşünüyoruz.<br />

İstanbul’da Hilton’un Curio Collection<br />

markası altındaki ilk oteli Hagia Sofia<br />

Mansions’ın işletmesini de 25 yıllığına biz<br />

yürütüyoruz. Ayrıca Pamukkale’de devam<br />

eden ve 2025 yılında açmayı planladığımız<br />

bir otel yatırımımız bulunuyor. Bodrum’da<br />

da 300 odalı bir otel planlamamız var.”<br />

“Ciromuzu yüzde 20 artırmayı<br />

hedefliyoruz”<br />

Türkiye’nin ilk ve tek balık zinciri olan<br />

Sur Balık markalarından da bahseden<br />

Körükçü, “Sur Balık’ın yurt dışında<br />

Dubai’ye de şubesini açtık. 2025’te New<br />

York ve Londra’da da Sur Balık açmayı<br />

planlıyoruz. Önümüzdeki dönemde Japon<br />

ve Tayvanlı ortaklarla yurt dışında yatırımlar<br />

planlıyoruz. İlk olarak Türkiye’de 4, yurt<br />

dışında ise İspanya, İtalya, Almanya, Prag,<br />

Hırvatistan ve Avusturya’da otelleri olan<br />

10 otelli bir zinciri satın alacağız. Tüm yeni<br />

yatırımlarımızın ciromuzu yüzde 20 oranında<br />

artırmasını hedefliyoruz” diye belirtti.<br />

“Halka arz planlıyoruz”<br />

Grubun gündeminde halka arz da yer<br />

alıyor. Dorak Holding'in hisselerini<br />

halka arz etmeyi planladıklarını söyleyen<br />

Körükçü şöyle devam etti: “Çok geniş bir<br />

iş alanına sahibiz. Restoran, balon, oteller<br />

ve mağazalarımızı halka açacağız. Bu<br />

alanlarda borsaya açılan il şirket olacağız.<br />

Çalışmaların sonuna geldik”.<br />

Halka arzdan elde edecekleri kaynağı<br />

Avrupa ve Asya’da otel satın almaları<br />

yapmak için değerlendireceklerinden<br />

bahseden Körükçü, “Hazırlıklarımızı<br />

bitirebilirsek mayıs- haziran aylarında<br />

hisselerimizi borsada halka açacağız.<br />

Misafir potansiyelimiz dünyanın 5 kıtasından<br />

ağırlıklı olarak yüzde 90 yabancı uyruklu.<br />

Bu da Türkiye’ye döviz sokmak anlamına<br />

geliyor. Turizm şirketi oluşumuzun Türkiye<br />

ekonomisine katkısı söz konusu. Halka arz<br />

ile de yatırımcılarımızı uzun vadede mutlu<br />

edecek, temettü endeksinde hatırı sayılı bir<br />

oyuncu olmayı hedefliyoruz.”<br />

“Sağlık turizmi için ‘Dorak Healht’i<br />

kurduk”<br />

Ahmet Serdar Körükçü, holdin olarak yeni<br />

iş kollarına da adım attıklarını ve bunların<br />

başında da sağlık turizminin geldiğini<br />

kaydederek, “Turizm alanında hizmet<br />

veren bir şirket olarak, yoğunlaşan sağlık<br />

turizmi taleplerini karşılamak amacıyla<br />

bu alanda yeni bir yapılanmaya gittik.<br />

Faaliyette bulunduğumuz ülkelerden<br />

ülkemize saç ekimi, estetik, mide küçültme<br />

gibi operasyonlar için turist getireceğiz.<br />

Başlangıçta bu alana yaklaşık 2 milyon<br />

dolarlık yatırım planlıyoruz” diye devam etti.<br />

Sağlık turistinin genelde 10 günlük paket tur<br />

aldığına değinen<br />

Körükçü, “Biz<br />

de ihtiyacı olan<br />

tüm hizmetleri<br />

ona entegre bir<br />

şekilde sunuyoruz.<br />

Önümüzdeki<br />

dönemde bu<br />

alandaki gelişme<br />

ve taleplere<br />

bakarak ihtiyaca<br />

göre bir yatırım<br />

düşünebiliriz.<br />

Ancak bu yatırım<br />

hastane değil de<br />

belki bir klinik<br />

olabilir. Onu<br />

da İstanbul’da hayata geçirebiliriz. Öte<br />

yandan hastamız için en uzman isim<br />

mesela Antalya’daki bir doktor ise, oraya da<br />

helikopterle götürme kabiliyetine sahibiz”<br />

dedi.<br />

Dünyanın 5 kıtasında yer alan ofislerine<br />

başvuran kişileri istedikleri tedaviler için<br />

Türkiye’ye getirme ve onlara 360 derece<br />

hizmet verme gücüne sahip olduklarının da<br />

altını çizen Körükçü, şunları anlattı: “Grup<br />

olarak ‘Better for Journey’ mottomuzla<br />

sağlık turizmi için başvuran müşterilerimize<br />

hem Türkiye’nin turistik güzelliklerini<br />

sunuyor hem de kendilerini daha iyi<br />

hissedecekleri tedavilerle buluşturuyoruz.<br />

İstanbul ağırlıklı olmak üzere 50’yi aşkın<br />

anlaşmalı kurum ve doktorumuzla<br />

Türkiye’nin sağlıktaki büyük potansiyelini<br />

ve başarısını dünya ile buluşturuyoruz. Şu<br />

anda global ofislerimizde sağlık turizmi<br />

departmanı kuruyoruz.”


60<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

yeni yatırımlar<br />

Mövenpick <strong>Hotel</strong> İstanbul<br />

Marmara Sea açıldı<br />

Accor Grubu bünyesinde yer alan Mövenpick, Zeytinburnu’nda muhteşem<br />

manzaraya sahip Mövenpick <strong>Hotel</strong> İstanbul Marmara Sea’nin açılışını duyurdu.<br />

İstanbul’un ikonik Marmara Denizi<br />

manzarasına sahip Mövenpick <strong>Hotel</strong><br />

İstanbul Marmara Sea, misafirlerin tüm<br />

konforu düşünülerek hazırlanan, şık ve<br />

ince zevkli tasarıma sahip, son teknoloji ile<br />

tasarlanmış, 229 adet odası ile konuklarını<br />

ağırlamaya başladı. Farklı oda kategorileriyle<br />

her zevke uygun seçenekler sunan otelde 27<br />

metrekareden 234 metrekareye kadar birçok<br />

alternatif sunuluyor. Odaların mükemmel<br />

manzarası ve teknolojik özellikleri öne<br />

çıkarken, uzun süreli konaklama yapmak<br />

isteyen misafirler için de içerisinde<br />

mutfaktan spor odasına kadar farklı<br />

hizmetler sunulan geniş alanlı odaları fark<br />

oluşturuyor.<br />

Marmaray’a yürüme mesafesinde<br />

Tarihi Yarımada ile surlarla ayrılmış<br />

Zeytinburnu’nda Marmara Denizi’nin göz alıcı<br />

manzarası ile taçlanan sıra dışı konumu, aynı<br />

zamanda da İstanbul’un her noktasına kolay<br />

ve hızlı ulaşıma olanak sağlıyor. Marmaray’a<br />

yürüme mesafesindeki otelden Taksim<br />

Meydanı’na veya Tarihi Yarımada’ya kısa<br />

bir sürede ulaşım sağlanabiliyor. Avrasya<br />

Tüneli’ne yakınlığı sayesinde de Anadolu<br />

Yakası’na çok hızlı geçiş imkânı veriyor.<br />

Mövenpick <strong>Hotel</strong> İstanbul Marmara Sea<br />

Genel Müdürü Eray Dursun, Mövenpick<br />

<strong>Hotel</strong> İstanbul Marmara Sea’nin açılışı ile<br />

ilgili şunları söyledi: “Misafirlerimize hem iş<br />

hem de tatil amaçlı konaklamayı mükemmel<br />

bir kombinasyonla sunmaktan büyük<br />

memnuniyet duyuyoruz. Gerek toplantılar<br />

gerekse etkinlikler için ideal lokasyonumuz<br />

ile öne çıkarken, misafirlerimizi gurme<br />

lezzetlerimiz eşliğinde, Türk ve İsviçre<br />

misafirperverliğini yansıtarak ağırlamak<br />

bizler için gerçekten heyecan verici olacak.<br />

Misafirlerimize unutulmaz anlar yaşatmak<br />

için sabırsızlıkla bekliyoruz.”<br />

Aile dostu dokunuşlar<br />

Mövenpick <strong>Hotel</strong> İstanbul Marmara Sea’de<br />

çocukların hem eğlenip hem öğrenebileceği<br />

‘Little Birds’ isimli bir çocuk kulübü<br />

bulunuyor. Tüm aile üyelerinin keyifli bir<br />

tatil geçirebilmesi için Mövenpick <strong>Hotel</strong><br />

İstanbul Marmara Sea’de sunulan bir başka<br />

deneyim de yine çocuklar için oluşturulmuş<br />

cep sineması. “Pocket Cinema”, çok da<br />

uzağa gitmeden sinema keyfini<br />

konforlu ve samimi bir ortamda<br />

yaşayabilme olanağı sağlarken,<br />

çocuklarınızı güvenle emanet<br />

edebileceğiniz çocuk bakım<br />

hizmeti de otelin ayrıcalıkları<br />

arasında yer alıyor. Çocuklara<br />

özel şeflerle birlikte yemek ve<br />

kurabiye atölyeleri yapabilecekleri<br />

“Cooking Class” alanı da keyifle<br />

eğlenebilecekleri bir alternatif<br />

oluyor.<br />

Accor Premium, Orta ölçekli<br />

ve Ekonomi segmentlerinden<br />

sorumlu Orta Doğu, Afrika ve<br />

Türkiye COO'su Paul Stevens<br />

Mövenpick <strong>Hotel</strong> Istanbul<br />

Marmara Sea açılışı ile ilgili; “Markamızın<br />

ruhu Mövenpick <strong>Hotel</strong> İstanbul Marmara<br />

Sea’nin eşsiz servis anlayışı, sunduğu samimi<br />

anlar ve sürdürülebilirlik bilinci sayesinde<br />

tam anlamıyla ortaya çıkıyor. ‘Little Birds’<br />

çocuk kulübü gibi aile dostu dokunuşları<br />

ve sunduğu gastronomik seçenekleri ile<br />

Mövenpick felsefesi ile gerçek anlamda<br />

örtüşüyor. Çikolata saati, Mövenpick<br />

dondurması ve muhteşem kahve harmanları<br />

ile tüm misafirlerin seyahat deneyimi eşsiz<br />

bir hal alacak.” dedi.<br />

Gurme lezzetleri ile iddialı<br />

Mövenpick <strong>Hotel</strong> İstanbul Marmara Sea,<br />

gurme lezzetleri ile de öne çıkıyor. Akdeniz<br />

mutfağının eşsiz lezzetlerini sunan “Leccino<br />

Mediterranean <strong>Restaurant</strong>” ve teras katının<br />

muhteşem manzarası eşliğinde zengin<br />

menüsü ve enfes kokteyllerini sunan<br />

“Sky167 Rooftop ” keyifli ve lezzetli anıların<br />

yeni adresi olmaya aday. Ayrıca yine teras<br />

katının büyüleyici deniz manzarasına nazır<br />

konumlanan restoranı da enfes lezzetleri<br />

deneyimlemek isteyenlerin vazgeçemeyeceği<br />

bir adres olacak. “Leccino Lounge Bar”<br />

ise misafirlerini her zaman konforlu ve şık<br />

ambiyansı ile ağırlayacak.<br />

Herkesi kendine özgü eşsiz lezzetler ile<br />

şımartmayı seven Mövenpick markası,<br />

Mövenpick <strong>Hotel</strong> İstanbul Marmara Sea’de<br />

her gün çikolata saatinde meşhur Alp<br />

dağlarında üretilen İsviçre çikolatasını,<br />

tamamen katkısız ve Alp Dağları’ndan gelen<br />

süt ile hazırlanan Mövenpick dondurmasını<br />

canlı piyano resitali eşliğinde misafirlerine<br />

sunuyor. Mövenpick çikolatasını daha da<br />

özel kılan bir faktör de Mövenpick kahvesi.<br />

Aromatik kahvesini de çikolataya eşlik etmesi<br />

için sunan Mövenpick tüm kahve sevenlerin<br />

beğenisini topluyor.<br />

Arınmak isteyenlerin yeni adresi<br />

Mövenpick <strong>Hotel</strong> İstanbul Marmara Sea;<br />

günün stresinden arınmak isteyenlerin<br />

de yeni adresi. Mövenpick <strong>Hotel</strong> İstanbul<br />

Marmara Sea Spa & Wellness hamamdan,<br />

saunaya, buhar odasına, masaj odalarından,<br />

buz çeşmesine kadar birçok terapi sunan<br />

Spa & Wellness alanının yanı sıra en modern<br />

şekilde tasarlanmış spor salonu, kapalı<br />

yüzme havuzu ve vitamin barı ile sağlığına<br />

özen gösterenlerin vazgeçemeyecekleri bir<br />

ortam sunuyor. Mövenpick <strong>Hotel</strong> İstanbul<br />

Marmara Sea Spa & Wellness profesyonel<br />

ekibi tüm misafirlerine bedensel ve ruhsal<br />

olarak yenilenme deneyimi vadediyor.<br />

Sürdürebilirlik, önemli<br />

bileşenlerinden<br />

Doğaya tam anlamıyla adanmışlık<br />

gösteren Accor, sürdürebilirliği en önemli<br />

bileşenlerinden olarak görüyor ve yaşayan<br />

her canlıya gösterdiği saygıyı merkezinde<br />

tutuyor. Mövenpick <strong>Hotel</strong> İstanbul Marmara<br />

Sea’de sürdürülebilirlik felsefesini otelin her<br />

alanında uyguluyor. Sıfır atık politikasına ek<br />

olarak Sürdürülebilir Turizm sertifikası ve<br />

Uluslararası « Green Globe » Sürdürülebilir<br />

Turizm Programı’nın tüm kriterlerini<br />

tamamlanmış bulunuyor.


62<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

yeni yatırımlar<br />

Dedeman,<br />

3. resort<br />

otelini<br />

Antalya<br />

Kumluca'da<br />

açacak<br />

Olympos Health Resort ile<br />

yepyeni bir tatil anlayışına<br />

imza atmaya hazırlanan<br />

Dedeman <strong>Hotel</strong>s &<br />

Resorts International, bu<br />

yılın mayıs ayında açmayı<br />

planladığı tesisiyle zincir<br />

markanın 3. resort otelinin<br />

de altına imzasını koymuş<br />

olacak.<br />

Dedeman Olympos Health Resort ile<br />

yeşille mavinin kusursuz bir biçimde<br />

buluştuğu Antalya Olympos’u,<br />

Dedeman misafirperverliği ve konforu ile<br />

tanıştırmaya hazırlanan Dedeman <strong>Hotel</strong>s<br />

& Resorts International, otelcilikteki<br />

tecrübesini kişiye özel hizmet anlayışı<br />

ile birleştirerek, misafirlerine doğanın<br />

kalbinde bir tatil deneyimi sunmak için<br />

imza attı. Bu yılın mayıs ayında kapılarını<br />

açacak olan Dedeman Olympos Health<br />

Resort, Dedeman’ın 3. resort oteli unvanını<br />

taşıyacak.<br />

Olympos, yemyeşil Beydağları’na yaslanan<br />

konumu, Likya Antik Kenti’nin izlerini<br />

taşıyan kültür mirası ören yeri ve mavinin<br />

her tonunu barındıran koyları ile tarih<br />

ve doğayı bir araya getiren eşsiz bir tatil<br />

merkezi. Dedeman Olympos Health Resort,<br />

doğanın kalbindeki konumunu resort<br />

konseptiyle taçlandırarak, tüm misafir<br />

kitlelerinin beklentilerini karşılayan konforlu<br />

bir deneyim sunacak.<br />

Antalya Kemer, Kumluca mevkiinde<br />

Antalya Kemer, Kumluca mevkiinde,<br />

Olympos Antik Kenti'ne 7 km, Kemer<br />

merkeze 40 km, Antalya şehir merkezine<br />

87 km ve Antalya Havalimanı'na 99 km<br />

uzaklıkta yer alan otel, farklı büyüklükteki<br />

geniş süit odaları ve villa seçenekleriyle<br />

farklı konaklama beklentilerine cevap<br />

verecek. Sağlık hizmetlerini de<br />

içine alan çok yönlü konsepti ile<br />

yurt içi ve yurt dışından misafirlerini<br />

Dedeman’ın ayrıcalıklar dünyasıyla<br />

tanıştıracak.<br />

Resort turizmine eğlence ve<br />

sağlık odaklı yeni bir yaklaşım<br />

Dedeman Olympos Health Resort,<br />

resort turizmine eğlence ve sağlık<br />

odaklı yeni bir yaklaşım kazandıracak.<br />

Villa seçenekleri dahil 10 farklı tipte 202<br />

odası, 3 A’la carte olmak üzere 4 restoranı,<br />

24 saat hizmet veren Myra Lounge’ı,<br />

Lymra Pool Bar, Colosseum Bar, Simena<br />

Snack Bar’ı, Solyma Corner alanları,<br />

Türk hamamı, saunası SPA merkezi ile<br />

misafirlerine, tüm beklentilere hitap eden<br />

bir konaklama deneyimi yaşatacak. 40<br />

bin metrekarelik geniş alanında yer alan<br />

spor ve eğlence merkezi, Oly Kids Club’ı,<br />

pavilyon konsepti ve Dedeman’ın yenilikçi<br />

hizmet anlayışıyla misafirlerine Olimpos’ta<br />

eşi benzeri görülmemiş bir tatil deneyimi<br />

yaşatacak. Otelin kliniğinde ise çeşitli sağlık<br />

hizmetlerinin verilmesi planlanıyor.


Ankara'nın kalbine yepyeni<br />

karma kullanımlı otel ve rezidans<br />

projesi geliyor<br />

Mimari, iç mimari ve kentsel tasarım alanlarında ulusal ve uluslararası pek çok<br />

projeye imza atan Aura Design Studio, Ankara’nın yaşam merkezine doğru atan<br />

kalbini modern ve çağdaş bir dokunuşla zenginleştiren, karma kullanımlı bir otel ve<br />

rezidans projesi tasarladı. Şehrin modern dokusuna yeni bir soluk getiren ve hala<br />

inşaat süreci devam eden projenin 2026 yılında tamamlanması öngörülüyor.<br />

Yurt içinde ve yurt dışında tasarladığı<br />

farklı tipolojilerdeki projelerle öne<br />

çıkan Mimar Filiz Cingi Yurdakul<br />

liderliğindeki Aura Design Studio tarafından<br />

Yaşamkent’te tasarlanan Karma Kullanımlı<br />

Otel ve Rezidans Projesi, yeşil alan<br />

entegrasyonu, sosyal ve kültürel mekanları,<br />

konut ve ticaret odaklı programıyla öne<br />

çıkıyor.<br />

Özgün fonksiyon entegrasyonuyla<br />

dikkat çekiyor<br />

Aura Design Studio Başkentin ticaret ve<br />

yaşam odaklı ana arteri Eskişehir yolu<br />

bandında yer alan ve Ankara'nın yaşam<br />

merkezine doğru atan kalbini modern<br />

ve çağdaş bir dokunuşla zenginleştiren<br />

Yaşamkent Karma Kullanımlı Otel ve<br />

Rezidans Projesi, yaşamın her rengini ve<br />

ritmini bir araya getirerek şehrin dokusunu<br />

yeniden tanımlıyor. Özgün fonksiyon<br />

entegrasyonu ile dikkat çeken proje,<br />

sunduğu özel detaylar ve çevresi ile kurduğu<br />

ilişki ile farklılaşıyor. Proje, Ankara'nın<br />

yüksek yapıların yoğunlukla bulunduğu<br />

bölgesinde, insanların rahatça etkileşim<br />

kurabileceği yeni bir yapı tarzı üzerine<br />

odaklanıyor.<br />

Modern konfor ve lüksün yeni<br />

kombinasyonu<br />

Yaşamkent Karma Kullanımlı Otel ve<br />

Rezidans Projesi’nde, modern konforun ve<br />

lüksün etkileyici ve yeni bir kombinasyonu<br />

sunuluyor. Proje, konut ve otel kullanımını<br />

bir araya getirirken, çağdaş tasarımın en<br />

yüksek standartlarını taşıyor. Çevreye bir<br />

yaşam merkezi sunan karma kullanımlı<br />

yapı, alışveriş ve eğlence mekanlarına<br />

olan yakınlığıyla ayrıcalıklı bir konaklama<br />

fırsatını mümkün kılıyor. Farklı kotlardan<br />

çalışan çeşitli fonksiyonlar, kendilerine<br />

özel giriş alanları, peyzajları ile ayrışırken,<br />

ortak sosyal ve kültürel mekanlarla<br />

bütünleşiyor. Yaşamkent Karma Kullanımlı<br />

Otel ve Rezidans Projesi’nde, özel peyzaj<br />

tasarımlarıyla zenginleşen iç avlular ve<br />

teraslar görsel olarak birbirine bağlanarak<br />

yeşil bir bağlantı şeması oluşturuyor.


64<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

iş’te kadın<br />

Röportaj: Hatice Ünal Bilen<br />

Elif<br />

Büyüker<br />

“Turizm<br />

hiçbir zaman<br />

bitmeyecek!”<br />

25 yıldır turizm sektörünün içinde. İstanbul Teknik<br />

Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir Bölge<br />

Planlama mezunu. Aslen finans kökenli bir<br />

otelci olan Elif Büyüker, risk yönetimindeki gücünü<br />

bu altyapısından alıyor. İnsan kaynakları deneyimi<br />

ise onun için kelimenin tam manasıyla bir bonus! En<br />

büyük zorluğu çalışan istihdamı olan turizm sektörüne<br />

bu vizyon ve donanımlarını cömertçe taşıyan Büyüker<br />

için turizm, hiçbir zaman bitmeyecek, aksine gelişerek<br />

devam edecek bir sevda nitekim de…<br />

Otelciliği, misafirlerin ağırlandığı büyük bir ev olarak<br />

yorumlayan, geçen yıllar içerisinde enerjisini hiç<br />

düşürmeden, her güne yepyeni bir heyecanla başlayan<br />

Elif Büyüker ile Park Inn by Radisson Ataşehir Genel<br />

Müdürlüğüne uzanan otelcilik yolculuğunu ve İstanbul<br />

turizmiyle ilgili değerlendirmelerini konuştuk.<br />

Elif Hanım, eğitim sürecinizden başlayarak<br />

bize kendinizi tanıtır mısınız? Hangi okulu<br />

bitirdiniz? Bu tercihiniz kariyer sürecinizi ne<br />

şekilde belirledi?<br />

İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi<br />

Şehir Bölge Planlama mezunuyum. Taksim Taşkışla<br />

Binası’nda okudum. Çok özel ve tarihi bir binadır. Dört<br />

yıllık eğitim dönemimiz, aldığımız özenle seçilmiş<br />

derslerle hem çok dolu hem de insana hizmet görüşü<br />

çerçevesinde hep insan odaklıydı. Bölüm olarak<br />

insanların yaşayacağı şehirleri, binaları, mekanları<br />

dizayn etmekle birlikte yönetici tarafınızı da geliştirmek<br />

için aynı zamanda hukuk ve işletme dersleri de<br />

aldık. Üniversitemin sağladığı bu donanım bana<br />

işletmeler ve insanlar arasında bağlantı kurmama,<br />

analitik düşünmeme ve sonuç odaklı projeler<br />

üretmeme yardımcı oldu. Oteller de aslında yakından<br />

incelediğinizde içinde üretimin, hizmetin, yatırımın,<br />

mal sahiplerinin, markaların,<br />

yenilemenin ve en önemlisi misafir<br />

memnuniyetinin olduğu çok dinamik<br />

kurumlardır. Dolayısıyla üniversitede<br />

aldığım eğitimim bana tam da bu<br />

altyapıyı sağlamış oldu.<br />

Turizm sektörüne ilk girişiniz<br />

nasıl oldu?<br />

Üniversiteden mezun olduktan sonra<br />

bir yıl kadar özel bir proje şirketinde,<br />

Amerikalı iş ortaklarımızla birlikte<br />

Sabancı Üniversitesi’nin inşaatıyla<br />

ilgili projede çalıştım ve o dönemde<br />

Amerika’da çalışmanın fırsatlarını<br />

araştırmaya başladım. Farklı<br />

ülkelerde olmak, kişisel gelişiminizin<br />

ve vizyonunuzun değişmesi için<br />

önemli olduğunun farkındaydım,<br />

bunun da altını çizmeliyim.<br />

Otelcilikle ilk tanışmam, bundan 25<br />

yıl önce Orta Amerika Karayipler’de<br />

küçük bir ülke olan Belize’de bir Türk<br />

yatırımcının Ramada Oteli’ni alması<br />

ve eşimle birlikte bu firmada proje<br />

kısmında çalışmak için yaptığımız<br />

yolculukla başladı. Otelin yenilenmesi<br />

ve yeni outletler (sinema, bowling<br />

salonu, marina, havuz, casino)<br />

eklenmesiyle ilgili projelerde<br />

yer aldık. İsim olarak Princess<br />

International olarak yenilendi ve<br />

sonrasında yatırımlar ülkede artarak<br />

devam etti.<br />

Belize küçük bir ülke olduğu için<br />

yönetici bulmakta bazı zorluklar<br />

yaşandı ve eşimle birlikte proje<br />

bitiminde aynı otelde çalışmaya<br />

devam ettik. İlk başladığımda pek de<br />

ilgimi çekmeyen otelcilik, sonrasında<br />

hayatımı şekillendirdi. Otelde ilk<br />

olarak finans departmanında genel<br />

kasiyer olarak başladım. İlk zamanlar<br />

biraz mutsuz hissettiysem de bunu<br />

çok sorun etmedim. Evet, benim


için küçük bir görevdi ama kendime hep<br />

güvendim. Çalışmaktan asla yılmayan ve iş<br />

konusunda inatçı bir yapım vardır.<br />

“İlk kariyer planlamamı işverenim<br />

yaptı”<br />

Yaptığım işin beni en mutlu eden kısmı,<br />

rakamlarla uğraşmak ve günün sonunda<br />

kazanç elde ettiğinizi görmekti ve bu çok<br />

keyifliydi. Çalışmamızdan işverenimiz<br />

çok mutluydu ve Türkiye’ye dönmemizi<br />

istemiyordu. Finans tarafında daha<br />

donanımlı hale gelmem için ilk kariyer<br />

planlamamı işverenim yaptı ve beni Belize<br />

Turizm Bakanlığı tarafından açılan bir yıllık<br />

Finans Eğitim Programı’na dahil ettirdi. Bu<br />

sürede aynı zamanda uluslararası denetim<br />

firmasında (KPMG) eğitime başlamamı<br />

sağladı. İki yıllık eğitim sonrasında<br />

denetmen olarak sertifikamı aldım. Aynı<br />

zamanda Princess International Grup<br />

bünyesinde çalışmaya devam ettim. Yaklaşık<br />

8 yıllık yurt dışı tecrübemin son üç yılını<br />

finans direktörü olarak tamamladım. Bu<br />

süreçte mümkün olduğu kadar operasyonun<br />

hep içinde olmaya çalıştım.<br />

İlk iş tecrübenizde öğrendiğiniz en<br />

iyi şey neydi? O düsturu bugünlere,<br />

turizme nasıl taşıdınız? Buna<br />

paralel olarak yeni nesile, turizme<br />

adım atmak isteyen gençlere ne gibi<br />

tavsiyelerde bulunmak istersiniz?<br />

Hiçbir işi küçümsemeden, çok çalışmak<br />

ve en iyisini yapmak benim iş hayatımda<br />

mottom olmuştur. Hiçbir iş kolay değildir<br />

ve hepsinin kendine göre zorlukları vardır.<br />

Turizm sektörüne başlayan tüm genç<br />

arkadaşlarım eğer bu mesleği gerçekten<br />

yapmak istiyorlarsa, yoğun çalışma<br />

temposuna ve disiplinli bir hayata hazırlıklı<br />

olsunlar. Ama aynı zamanda turizmde<br />

çalışmanın çok eğlenceli ve keyifli olduğunu<br />

da unutmasınlar. Yaptıkları işin dünyanın<br />

her yerinde geçerli bir meslek olduğunu,<br />

işlerinde iyi olurlarsa ve kendi kişisel ve<br />

mesleki gelişimlerini desteklediklerinde<br />

her ülkede çalışabileceklerinin farkında<br />

olmalarını istiyorum. Turizm, sektör<br />

olarak hiçbir zaman bitmeyecektir; aksine<br />

gelişerek devam edecektir ve bizler bayrağı<br />

gençlere devredeceğiz.<br />

Radisson Grubu ile yollarınız nasıl<br />

kesişti? Grup bünyesinde hangi<br />

pozisyonlarda çalıştınız?<br />

2008 yılında Türkiye’ye tekrar dönüş<br />

yaptık. Ülkeme döndüğümde kısa sürede<br />

adaptasyon sağlayıp kariyerime devam<br />

ettim. Biraz önce de belirttiğim gibi,<br />

buraya dönüşümde Ankara’da Ramada<br />

Grubu’nda işe başladım. Sonrasında 2011<br />

yılında Radisson Blu Ankara Oteli’ne Mali<br />

İşler Müdürü olarak geçtim. 2012 yılında<br />

Radisson Otel Grubu’nda aynı zamanda İç<br />

Denetmen olarak görev aldım ve 13 yılda<br />

yaklaşık özellikle Avrupa olmak üzere<br />

9 farklı ülkede 25 farklı otelde denetim<br />

yaptım. Denetim yapmak bana otelciliğin ne<br />

kadar global ve hızla büyüyen bir meslek<br />

olduğunu çok net gösterdi. Yine 2013 yılında<br />

Ankara’daki otelimde sorumluluk alanıma<br />

insan kaynakları müdürlüğü görevini<br />

de dahil ettim. 1999 yılında başladığım<br />

otelcilik sektöründe olmayı çok sevdim<br />

ve bu meslekte olmaktan hep gurur<br />

duydum. Yıllar geçtikçe otelde operasyonun<br />

içinde olmanın daha dinamik ve eğlenceli<br />

olduğunu gördüm.<br />

Birkaç yıl içerisinde kendime yeni kariyer<br />

hedefleri belirledim. Radisson Otel Grubu<br />

tarafından 2022 yılında başlatılan Genel<br />

Müdürlük Programı’na dahil oldum ve bir yıl<br />

sonra Park Inn by Radisson Ataşehir’e Genel<br />

Müdür olarak atandım. Otelciliği hep şöyle<br />

yorumladım; misafirlerinizi ağırladığınız<br />

büyük eviniz. Kıymetli misafirlerinizi en iyi<br />

şekilde ağırlamak için elinizden gelenin en<br />

iyisini yapmalı ve elinizde olan her şeyinizi<br />

ikram etmelisiniz. Geçen yıllar içerisinde<br />

enerjimi hiç düşürmedim ve her güne yeni<br />

bir heyecanla başladım.<br />

Ama şunun da özellikle belirtmeliyim, otel<br />

genel müdürü olmak, uluslararası zincir<br />

otellerde operasyon departmanından<br />

olmayan yöneticiler için neredeyse<br />

imkansızdır. Fakat ben bu ayrıntıya hiç<br />

takılmadım. Her zaman insan ilişkilerimi<br />

ön planda tuttum. Gezmeyi ve gezdiğim<br />

yerlerde beğendiğim ayrıntıları çalıştığım<br />

otele taşımayı ve güzel olan uygulamaları<br />

işime adapte etmeyi hobi haline getirdim.<br />

Otelcilik severek yapılması gereken,<br />

çok dinamik ve yenilikçi bir sektör ve bu<br />

sektöre bir kez girdiniz mi bence kolay<br />

vazgeçilebilecek bir meslek değil.<br />

İnsan kaynakları ve finans<br />

geçmişiniz şu anki pozisyonunuza<br />

nasıl yansıyor? Bu birikim ve<br />

altyapının sunduğu fırsatlar neler<br />

sizce?<br />

Radisson Otel Grubu’nu, yurt dışında<br />

çalıştığım dönemlerde marka olarak


66<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

iş’te kadın<br />

biliyordum. Dolayısıyla Ankara’daki<br />

Radisson Blu <strong>Hotel</strong> için Mali İşler<br />

Müdürlüğü teklifi geldiğinde hemen kabul<br />

ettim. Radisson Otel Grubu, Türkiye’de<br />

çok hızlı büyüyen markalardan biri oldu.<br />

Ancak yatırımların çoğu ilk yıllarda<br />

İstanbul olarak gelişti ve son yıllarda tüm<br />

Türkiye’de hızlı şekilde büyümeye ve otel<br />

açmaya devam ediliyor.<br />

Kendim ile ilgili olarak Mali İşler Müdürü<br />

olarak Ankara’da kariyerimi ilerletmenin<br />

pek mümkün olmadığını gördüğüm için<br />

ben de görev alanımı genişleterek kendimi<br />

geliştirmeye devam ettim. Mevcut görevim<br />

ile birlikte insan kaynakları müdürlüğü<br />

görevini ve Aditor (İç Denetmenlik)<br />

görevini de üstlendim. Yıllar geçtikçe artık<br />

kariyerimle ilgili asıl yapmak istediğim<br />

genel müdürlük görevi için hazırlık<br />

yapmaya başladım ve gerekli eğitim<br />

programlarını tamamladım.<br />

Park Inn by Radisson Oteli’nin<br />

Şubat 2023’te Radisson Grup talebi<br />

doğrultusunda iç denetimini yapmıştım.<br />

Dolayısıyla oteli çok iyi tanıyordum. Otelin<br />

genel müdürlüğü teklifi geldiğinde çok<br />

mutlu oldum. Çünkü çok emek vermiştim<br />

ve işte o gün gelmişti. Finans ve insan<br />

kaynakları tecrübem, görevimi çok hızlı<br />

devralmamı sağladı ve prosedürleri<br />

uygulamakta zaman kaybını ortadan<br />

kaldırdı. İşletmede önceliklerimi<br />

belirlemede ve planlamamı çok hızlı<br />

yapmamda büyük kolaylık sağladı.<br />

Dünya genelinde ve Türkiye’de ekonomik<br />

dengeler, yatırım ve istihdam olanakları<br />

çok hızlı değişiyor. Dolayısıyla işletmelerin<br />

genel müdürlerinin finans kökenli<br />

olması, riskleri yönetmek açısından<br />

ciddi bir avantaj olduğunu düşünüyorum.<br />

İnsan kaynaklarını bilmek ise bence<br />

bonus. Şu an turizm sektöründe en<br />

büyük zorluk çalışan istihdamı. Bu<br />

konuda deneyimli bir yönetici, doğru<br />

istihdam ve çalışan haklarının korunması<br />

noktasında daha dengeli olacaktır ve<br />

bu, işletmelerin sürdürebilirliği için çok<br />

önemli. Günümüzde oteller ve özellikle<br />

uluslararası zincir oteller, nitelikli daha<br />

az çalışan ile daha etkili ve akılda kalıcı<br />

hizmet vererek farkındalığını ve pazar<br />

payını artırmaya çalışıyor. Dolayısıyla<br />

finans kökenli olmak her zaman avantaj<br />

olsa da mutlaka operasyon ve satış<br />

yönünüzü geliştirmeniz gerekecektir.<br />

Park Inn by Radisson Ataşehir’i ana<br />

hatlarıyla anlatır mısınız? En güçlü<br />

ürünleriniz neler?<br />

Park Inn by Radisson Ataşehir, tam bir<br />

şehir oteli. İstanbul Finans Merkezi’nin<br />

yanı başında, TEM otoyoluna çok<br />

yakın. Trafikle boğuşmadan, ana<br />

yollara ulaşabileceğiniz bir otel.<br />

Konaklamalarınızda ihtiyaç duyacağınız<br />

spa, fitness, otopark, hızlı fresh<br />

kahvaltı hizmetini sunan, gün ışığı alan<br />

bahçeye açılan toplantı salonlarıyla<br />

tüm ihtiyaçlarınızı sağlayabilecek yeni<br />

bir otel. Ayrıca Şaşkın ET restoranı<br />

ile lezzetli yöresel et yemeklerini<br />

deneyimleyebilirsiniz.<br />

Yılın ilk çeyreğini nasıl geçirdiniz?<br />

Doluluklar ne oranda? Yılı ne<br />

şekilde kapatmayı öngörüyorsunuz?<br />

Otelimizde daha çok İstanbul ve Anadolu<br />

firmalarının konaklamalarına, yabancı<br />

yatırımcı firmalara, banka ve finans<br />

kuruluşlarının konaklama ihtiyacına<br />

hizmet veriyoruz. Ataşehir bölgesinde<br />

yer alan hastanelerin ihtiyacına göre<br />

sağlık turizmine de hizmet vermekteyiz.<br />

Yine İstanbul’u ziyaret eden yurt<br />

dışı misafirlerimiz de otelimizden<br />

yararlanabilmektedir.<br />

Yılın ilk çeyreğini değerlendirmem gerekir<br />

ise; 2023 yılının aynı dönemine göre daha<br />

sakin geçirdik. Aslında tüm İstanbul<br />

otelleri olarak bu dönem sakin geçti.<br />

Ülke olarak komşularımızda yaşanan<br />

politik hareketlilik, mart ayı sonundaki<br />

belediye seçimleri, tabii en önemlisi<br />

ekonomik sıkıntılar tüm firmaların seyahat<br />

ve iş toplantılarını bir süreliğine askıya<br />

almasına, ertelemesine neden oldu. Bu<br />

da doluluklarımızı ciddi etkiledi ve yılın<br />

ilk çeyreğini %53 doluluk ile tamamladık.<br />

İstanbul şehrinin genel doluluğuna<br />

baktığımızda, doluluk oranının ilk çeyrek<br />

için %55 olduğunu görüyoruz.


68<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

iş’te kadın<br />

Otel olarak hedefimiz ise; yılı %60 -<br />

%65 doluluk oranında tamamlamak;<br />

ancak ülke ve dünya genelinde olan<br />

belirsizlikler ve nakit akışındaki yavaşlık<br />

gibi sıkıntılı konular, hedeflerimizi her ay<br />

değiştirmemize sebep oluyor. Genel olarak<br />

yılın ikinci çeyreğinde %60 doluluk oranına<br />

ulaşacağımızı öngörüyoruz.<br />

İstanbul turizmi için 5 yıllık<br />

öngörünüz de paylaşır mısınız?<br />

Piyasa araştırma şirketi Euromonitor<br />

International, 2023 yılında en çok ziyaret<br />

edilen şehirler listesinde ilk sırayı 20<br />

milyon 200 bin ziyaretçi ile İstanbul aldı.<br />

İstanbul, dünyada en çok görülmek<br />

istenen, her şeyin çok fazla olduğu,<br />

otel sayısının da çok olduğu bir şehir.<br />

Dolayısıyla oteller arasında rekabet ve<br />

beklentiler de çok fazla. Yaşanan her türlü<br />

olumsuzluk ilk önce İstanbul’u etkiliyor.<br />

Önümüzdeki beş yıl içerisinde İstanbul’da<br />

yeni oteller açılmaya devam edecek. Ama<br />

uluslararası zincir markası olamayan<br />

oteller uzun süreli ayakta kalamayacaktır.<br />

Pazar payını çok fazla otelle paylaşmanız<br />

gerekiyor ve sürekliliğinizi sağlayabilmek<br />

için doğru satış fiyatı, hizmet kalitesi<br />

ve kârlılığınızı çok iyi analiz etmeniz ve<br />

stratejilerinizi iyi belirlemeniz gerekiyor.<br />

Böyle söyleyince basitmiş gibi duruyor,<br />

ama inanın bu kelimelerin altında<br />

barındırdığımız o kadar çok detay,<br />

istatistiki veri, araştırma, teknolojik<br />

gelişim ve insan gücü var ki, otelcilik<br />

artık bir bilim dalı gibi ilerliyor. Teknolojik<br />

gelişmelerle belki birçok hizmeti online<br />

karşılasak da insana hizmet olduğu için<br />

otelcilik her zaman insan gücüne ihtiyaç<br />

duyacaktır.<br />

Mutlaka gençlerimize otelcilik sektörünü<br />

sevdirmeliyiz; yoksa sektörel olarak<br />

istihdam sıkıntısını aşamayacağız. Sonuç<br />

olarak İstanbul sadece Türkiye genelinde<br />

bile nüfusunun neredeyse %50’sinin bir<br />

şekilde yolunun düştüğü, mutlaka geldiği<br />

bir şehir. Belki iş için, belki okul, belki<br />

sağlık, belki sadece gezmek görmek<br />

için, belki eş dost ziyareti için. Haydi bir<br />

düşünün, siz kaç defa İstanbul’a geldiniz?<br />

Bundan sonrası için planlarınız<br />

neler? İş ve kişisel hayalleriniz,<br />

idealleriniz var mı?<br />

Genel müdürlük yolculuğuma daha yeni<br />

başladım ve daha uzunca bir süre bu<br />

yolculukta olmak istiyorum. Radisson<br />

Otel Grubu benim için kıymetli. 13 yıldır<br />

bu grubun içindeyim ve çalıştığım kuruma<br />

güveniyorum. Dünyanın farklı farklı<br />

ülkelerinde çok orijinal binalarda veya<br />

tarihi binalarda oteller açıyoruz. Nitelikli<br />

ve özel bir binada ve yurt dışında da genel<br />

müdürlük yapmak gibi hayallerim var<br />

Son olarak turizm sektöründe<br />

kadın olmak üzerine neler<br />

söyleyebilirsiniz? Bir kadın olarak<br />

sektörde var olmanın artıları,<br />

eksileri neler olabilir?<br />

Bence sektörden önce kadın olmak<br />

kolay değil. Ülke olarak daha ataerkil bir<br />

yapımız olsa da aslında birçok ülkede<br />

kadının rolleri gereği belli zorlukları var.<br />

Öncelikle; eşsiniz, annesiniz, evinizin<br />

kadınısınız, işinizde yöneticisiniz,<br />

çalışansınız, kendi ailenizde ablasınız,<br />

gözetensiniz, evlatsınız... Bu rolleri<br />

daha da çeşitlendirebiliriz. Kadın<br />

olarak sizin kendinizden beklentileriniz,<br />

sorumluluklarınız ve çevrenizin, ailenizin<br />

sizden beklentileri deyince ve hepsine<br />

yetişmeye çalışınca zorluklar da orada<br />

başlıyor. Kadın daha çok ailesini<br />

tercih ettiğinde ve dengeli bir dağılım<br />

yapamayınca iş hayatında çok uzun<br />

soluklu kalamıyor. Turizm sektöründe<br />

yönetici olunca uzun çalışma saatleri, iş<br />

seyahatleri, toplantılar, ani değişen izin<br />

planlamaları gibi konuları düşünürsek,<br />

eğer eşinizin size desteği olmazsa<br />

ve anlayış göstermezse kariyerinizi<br />

ilerletmeniz gerçekten çok zor. Ama diğer<br />

yandan baktığımızda kadın yönetici turizm<br />

sektöründe mutlaka olması gerekiyor.<br />

Çünkü bence kadın demek ayrıntı demek<br />

ve otelcilik ayrıntılarda saklı.


70<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

marka röportaj<br />

Taner Çakır<br />

“Dondurulmuş gıda ve unlu<br />

mamullerin lider firmasıyız”<br />

Röportaj: Hatice Ünal Bilen<br />

Dondurulmuş gıda ve unlu mamuller<br />

kategorisinde 1998 yılından bu yana<br />

faaliyet gösteren Pek Food, <strong>2024</strong> yılına<br />

hızlı bir giriş yaptı. İyi gıdanın öncüsü olmak<br />

misyonuyla inovasyon ve ürün geliştirme<br />

yatırımlarını sürdüren firma, portföyüne son<br />

olarak Berliner ve Büyük Boy Lahmacun<br />

ürünlerini dahil etti.<br />

Dondurulmuş gıda sektörünün lider<br />

firmalarından Pek Food’un HoReCa pazarına<br />

yönelik ürün yelpazesini, pazardaki rekabet<br />

gücünü ve önümüzdeki döneme ilişkin yurt<br />

içi ve yurt dışı hedeflerini Pek Food Genel<br />

Müdürü Taner Çakır ile konuştuk.<br />

Pek Food’u kuruluşuyla tanıtarak;<br />

HoReCa pazarına hitap eden<br />

ürünleri/ markaları hakkında bilgi<br />

verir misiniz?<br />

1998 yılında Tekirdağ’da faaliyetlerine<br />

başlayan firmamız, unlu mamuller<br />

kategorisinde üstün kalitede hizmet<br />

vermektedir. Uzman ekibimizin desteği ve<br />

onaylı malzeme tedariğimizle, sertifikalı<br />

üretim tesisimiz tek çatı altında yüksek<br />

üretim kapasitesine sahip olup, Türkiye’nin<br />

önde gelen gıda fabrikaları arasında yer<br />

almaktadır. En yüksek standartlarda<br />

gerçekleştirdiğimiz dondurulmuş ve soğuk<br />

gıda üretimimizi gıda güvenliği göz önünde<br />

bulundurarak, istikrarlı ve kusursuz kalitede<br />

sürdürmekteyiz.<br />

Pek Food’un en önemli misyonu, iyi gıdanın<br />

öncüsü olmak, bu kapsamda sürekli ürün<br />

portföyümüzü geliştirmek ve yenilemektir.<br />

Ayrıca inovasyon ve ürün geliştirme<br />

süreçlerimize yatırım yapıyoruz. Yenilikçi ve<br />

inovatif bir firma olma yolunda ilerliyoruz.<br />

<strong>2024</strong>’ün ilk çeyreği nasıl geçti?<br />

Yıla hangi yeni ürünler ve varsa<br />

markalarla girdiniz?<br />

Pek Food olarak ilk çeyrekte miktarsal<br />

anlamda %17 büyümeyle pazarın iki<br />

katından daha hızlı büyüme gösterdik.<br />

Pek Food ailesine Berliner ve Büyük Boy<br />

Lahmacun ürünlerimizi dahil ettik. Ürün<br />

yelpazemize yeni ürünlerin ilave edilmesi<br />

çalışmaları titizlikle devam ediyor.<br />

Firmanızı yurt içi ve yurt<br />

dışı pazarlarda nasıl<br />

konumlandırıyorsunuz? Bağlı<br />

bulunduğunuz kulvarda rekabet<br />

ettiğiniz kaç yerli oyuncu var?<br />

Pazardaki rekabet gücünüz nedir?<br />

Pek Food markasını öncelikle yurt içi<br />

pazarda nitelikli ürün kategorisinde lider<br />

yapma düşüncemiz var. Bu amaçla tüm<br />

yatırımlarımızı kalite ve çeşitlilik üzerine<br />

yapıyoruz. Firmamız, üretimde Türkiye’nin<br />

lider markasıdır. Üretimde pazar payımızı<br />

çok daha fazla geliştirmek istiyoruz. İhracat<br />

payımız toplam üretimimizin %5 seviyesinde.<br />

Önümüzdeki dönemde bunu daha da<br />

yukarılara taşımak için gerekli yatırım ve<br />

pazar araştırmalarını tamamladık.<br />

Türkiye unlu mamuller pazarında irili<br />

ufaklı 100’ün üzerinde oyuncu var. Ancak<br />

pazarın temel belirleyici oyuncusu 3-4 firma.<br />

Rekabette gerek teknoloji gerekse ürün<br />

kalitesi anlamında çok ileride olduğumuzu<br />

söyleyebilirim.<br />

Pek Food markası tüketiciler<br />

tarafından neden tercih edilmelidir?<br />

Dondurulmuş gıda üretiyoruz. Ürün<br />

kalitemiz ve güvenilir gıda önceliğimiz.<br />

Fark oluşturan ürünlerimiz ile pek<br />

çok avantajımız mevcut. Orijinal<br />

tarifleri koruduğumuz reçetelerimiz<br />

ile müşterilerimize zengin içerikli<br />

ürünleri sunmaktayız. Hedefimiz, evde<br />

yapılmışcasına lezzetli, bol malzemeli ve<br />

tam tadında ürünleri dondurarak Pek Food<br />

kullanıcıları ile buluşturmak.<br />

Dondurulmuş ürünlerimiz, tüketiciye uzun<br />

süreli saklama ve tüketme imkanı sağlar,<br />

böylece gıda israfı azalır. Donduruldukları<br />

anda besin değerleri korunur. Hızlı ve pratik<br />

bir şekilde hazırlama ve servis etme imkanı<br />

sağlaması ile ideal bir seçenektir. Kaliteli<br />

ve lezzetli ürünler ile yenilikçi; pazarda fark<br />

oluşturan bir marka olarak tüketiciler Pek<br />

Food’u tercih etmelidir.<br />

Bu yıl ve önümüzdeki sene için<br />

gündeminizdeki yeni yatırımlar,<br />

projeler neler?<br />

Fabrika yatırımlarımız bundan önceki 25<br />

yılda olduğu gibi sürekli artarak devam<br />

edecek. Temel amacımız; en iyi kaliteye<br />

ulaşana kadar teknolojiye ve inovasyona<br />

yatırım yapmak. İnsan kaynağımızı<br />

geliştirmek anlamında ciddi norm kadro<br />

çalışması yapıyoruz. Büyüyen ve gelişen<br />

bir organizasyonumuz var. Bilgi sistemleri<br />

anlamında özellikle izlenebilirlik ve<br />

sürdürülebilirlik kapsamında ciddi yatırımlar<br />

yapacağız.


72<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

ADANMIŞ<br />

ŞEF<br />

şefin gözünden<br />

MEHMET<br />

GÖK<br />

Röportaj: Hatice Ünal Bilen<br />

Amasya, Merzifon doğumlu. Beş çocuklu<br />

çiftçi bir ailenin en küçüğü. İki büyük<br />

ağabeyi de şef, kendi gibi. Ömürlük<br />

aşçı gömleğinde en çok da onların emeği<br />

var. Bir de tabii bugün bile vefa borcuyla<br />

onurlandırdığı anne ve babasının! Bocuse<br />

d'Or Türkiye’nin Başkanı Mehmet Gök,<br />

tüm çocukluk zamanlarının Alıcık köyünde<br />

geçtiğini anlatıyor. Bağ, bahçe, tarlanın tam<br />

da göbeğinde. Boğazından geçenler dalından,<br />

toprağından sadece. Mahsulün en iyi ve<br />

lezzetlisini sevgiyle katmerlendiren o değerli<br />

büyüklerinin hünerli ellerinden üstelik de!<br />

Doğup büyüdüğü ev, Merzifon 5. Hava Jet<br />

Üssü’ne pek bir yakın o yaşlarındayken.<br />

Uçaklar tepesinden birbir havalanırken<br />

pilot olmayı hayal ettiğini anlatıyor. Soyadı<br />

gibi aklı hep göklerde! Gelin görün ki, iki<br />

ağabeyi de şef. En büyüğü, Tuzla Denizcilik<br />

okulunun mutfağını yönetiyor. Tek isteği,<br />

küçük kardeşini deniz subayı üniforması<br />

içinde görmek. Ortaokulu bitirmeye yakın<br />

subay okulu mülakatına girip kazanması en<br />

çok ağabeyinin bu hevesini yerine getirmek<br />

gayesiyle.<br />

Nijerya’daki şef ağabeyinin ise onunla ilgili<br />

hayallerinde askeri üniformaya yer yok, kesin<br />

bir dille! Tam da bu yüzden askeri lise sınav<br />

kağıdını boş bırakıp, ağabeyiyle birlikte Özel<br />

Altunizade Turizm Meslek Lisesi’nin yolunu<br />

tutuyor. “Ağabeyimin izin sebebiyle Türkiye’ye<br />

geleceğinden bile haberim yoktu. Hayatta<br />

tesadüf yoktur!” diyen Gök, hayallerini<br />

gerçek yapmak yolundaki ilk adımını 1986<br />

haziranında attığını söylüyor.<br />

Bir köy okulundan İstanbul’daki özel bir<br />

liseye geçmek, tam bir kültür şoku oluyor,<br />

onun için. Saçkıran olacak kadar soğuyor<br />

okulundan. Bu da yetmezmiş gibi, ilk yılında<br />

sınıfta kalıyor. Neresinden baksanız, boşa<br />

geçen koca bir yıl… Kendisine yapılan<br />

masraflara, ödemelere mi yansın yoksa<br />

ağabeylerine olan mahcubiyetine mi?<br />

Mehmet Şef, çok çalışmayı ve başarılı olmayı<br />

seçiyor, bu yolcuğun devamında. Bir yandan<br />

da çalışıp okul harçlığını çıkararak ödüyor,<br />

ağabeylerine duyduğu o vefa borcunu.<br />

İlk deneyimler<br />

Bocuse d'Or Türkiye’nin Başkanı Mehmet<br />

Gök’ün ilk staj yeri, Karaköy Liman Lokantası.<br />

Sene 1987. “Mutfağa ilk adım attığım yer”<br />

dediği o lokantadan hafızasına ve damağına<br />

kazıdığı tek lezzet, patlıcanlı ve domatesli<br />

zeytinyağlı pilav oluyor. “O zamanki<br />

ustalarımın, hayatta olanların ellerinden<br />

öperim, hayatta olmayanlara Allahtan rahmet<br />

dilerim.” sözlerini de ilave etmeyi ihmal<br />

etmeyerek de.<br />

Amasyalı şef, profesyonel mutfağa ise ilk<br />

kez Swissotel The Bosphorus Istanbul’da<br />

girdiğini anlatıyor. Yıl 1991. Oysa mutfak<br />

diplomasını eline alışı 1990’da. Mesleğe<br />

bir yıl daha gecikmesinin bu defaki<br />

sebebi, Körfez’de patlayan savaş ve<br />

turizmde yarattığı infial! Mehmet Gök, 6 ay<br />

kasaphanede çalışıyor. Hemen arkasından<br />

“Zamanın en iyi Fransız restoranı” diye<br />

yorumladığı La Corne d'Or’un ekibine dahil<br />

oluyor. Şefin bahsettiğine göre, o yıllarda<br />

servis edilen her şey mutfak personeli<br />

tarafından sıfırdan üretiliyor. Ürünler kadar<br />

servis standartları da olabildiğince yüksek!<br />

Gök, bu esnada geçmişle bir kıyas da yaparak<br />

aşçılık mesleğinin o günlerde ne kadar<br />

kıymetli olduğuna değiniyor. Şimdikilerden<br />

çok daha fazla bilgi, beceri ve donanımla<br />

yoğurulduklarının da altını çizerek...<br />

Four Seasons otellerinin ilk Türk<br />

şefi<br />

Gök’ün beş yıldızlı otel mutfağına vedası ise<br />

tam olarak 1996 yılında yurt dışı hayaliyle<br />

noktalanıyor. Bir miktar daha pişmesi gerek<br />

belli ki.<br />

Mehmet Şef’in bir sonraki durağı, Four<br />

Seasons <strong>Hotel</strong> Istanbul at Sultanahmet’in<br />

mutfağı. Verilen pozisyon, chef de partie. 120<br />

kişilik kalabalık bir mutfaktan sonra dahil<br />

olduğu bu yeni ekip epey bir küçük geliyor


Mehmet Şef, yerellik ve<br />

sürdürülebilirliğin lafta<br />

kalmaması görüşünde. Her<br />

şefin menüsünde önceliğin yerel<br />

ürünler olması gerektiğinin<br />

altını çizen Gök, Kapadokya<br />

restoranında ithal ürünlere yer<br />

vermediğini belirterek, “Kendi<br />

restoranımda Kapadokya<br />

bölgesinin sebzesini, meyvesini,<br />

etini, patatesini, pastırmasını,<br />

peynirini kullanıyorum.<br />

Menümde ithal ürün yok.<br />

Her şey mevsiminde. Köy<br />

pazarlarını severim. Hem taze<br />

hem lezzetli. Daha da önemlisi,<br />

yöre çiftçisi için çok önemli bir<br />

destek.”<br />

Mehmet Gök için mutfak hiç de<br />

kolay bir yer değil. Yazılmamış<br />

kurallarıyla zor bir ortamda<br />

saatlerce çalışmak kadar<br />

üretilen fikirlerin, sahip olunan<br />

tecrübelerin yemekle vücut<br />

bulurken, kendinizi de yemekler<br />

üzerinden ifade etme imkanı<br />

bulduğunuz bir yer.<br />

ona ama mutfağın sıradışı yemeklerinden<br />

de, genç ve müthiş hırslı kadrosundan<br />

da büyülenmiyor değil! Baş aşçısı Carlo<br />

Bernardini de olunca akan sular duruyor.<br />

Gök’ün mesleki bakış açısının gelişimi<br />

ve değişimindeki önemli aktörlerden biri<br />

nitekim de Bernardini. Bu İtalyan ustasından<br />

mesleğin salt şef olmak ve iyi yemek<br />

yapmakla sınırlı olmadığını, tecrübenin<br />

farklı bilgi ve donanımlarla da inşa edilmesi<br />

gerektiğini keşfediyor, öğreniyor o süreçte.<br />

Four Seasons vizyonu bir ışık yakıyor ona<br />

adeta. O kadar ki uluslararası markanın<br />

Türkiye’deki otellerinin ilk Türk şefliği<br />

unvanına da bu sinerjiyle sahip oluyor.<br />

Nasıl mı? Şu anısıyla anlatıyor, Gök: “Four<br />

Seasons <strong>Hotel</strong> Istanbul at Sultanahmet’e<br />

başladığımda bir insan kaynakları eğitimine<br />

katıldım. Müdüre Four Seasons otellerinde<br />

Türk şef olup olmadığını sordum. Cevap<br />

yoktu ve ben o gün ‘İlk ben olacağım’ diye


74<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

şefin gözünden<br />

söz verdim kendi kendime.<br />

Otel vasıtasıyla 1997 yılında bir<br />

aylığına Four Seasons <strong>Hotel</strong><br />

Milano’ya İtalyan yemek eğitimine<br />

gönderildim. Sonrasında sırayla<br />

Berlin, Milan ve Tayvan’da Türk<br />

yemekleri Haftası’nda yemekler<br />

yaptım. 1999 yılında şirket içi ilk<br />

transferim, Four Seasons Resort<br />

– Nevis’e <strong>Restaurant</strong> Şefi olarak<br />

yapıldı.”<br />

Ve mutlu son!<br />

Karayipler’deki o otelde pek çok<br />

ünlüye tabak hazırlıyor, Amasyalı<br />

şef. İçlerinde Michael Douglas<br />

-Catherine Zeta- Jones çifti de<br />

var; John Travolta, Sex And The<br />

City’nin yıldızları da. İki yıl süren<br />

teşrik-i mesainin ardından Four<br />

Seasons <strong>Hotel</strong> London at Park<br />

Lane’e Executive Sous Chef<br />

olarak transferi gerçekleşen<br />

Gök, burada da 2,5 yıl kadar<br />

çalıştıktan sonra 2004’de aynı<br />

pozisyon için markanın Mısır’daki<br />

otelinin yolunu tutuyor. Four<br />

Seasons <strong>Hotel</strong> Cairo at Nile Plaza,<br />

o tarihte markanın en büyük<br />

otellerinden ve 10 restoranı, 180<br />

şefiyle devasa bir operasyon yönetiyor. Gök,<br />

o deneyimini ise şu sözleriyle aktarıyor:<br />

“Markanın Mısır’daki otelinde iki yıl çalışmak<br />

bana bambaşka bir deneyim kattı. Mutlu<br />

son bana artık çok yakındı. Şirketim, benim<br />

Mısır’da şef olmamı istiyordu. Benim için<br />

ise, İstanbul’a dönüp Four Seasons <strong>Hotel</strong><br />

Istanbul at Sultanahmet’te şef olmak başka<br />

bir önem arz ediyordu. Genel müdürümle<br />

sohbetimizi hala bugün gibi hatırlarım. Bu,<br />

sadece bana değil, tüm Türk şeflere verilmiş<br />

büyük bir şanstı. Müdürüme bu şansı çok<br />

iyi değerlendireceğimi söylemiştim ve en<br />

nihayetinde Aralık 2006’da Four Seasons<br />

<strong>Hotel</strong> Istanbul at Sultanahmet’e şirketin ilk<br />

Türk Executive Şefi olarak atandım.”<br />

“Four Seasons sizi tek bir lokasyon<br />

için şef yapmaz”<br />

Bocuse d'Or Türkiye’nin Başkanı Mehmet<br />

Gök’ün kariyerinde Four Seasons markasının<br />

yeri apayrı, benim de anladığım. Adeta bir<br />

dönüm noktası. Otel markası bünyesinde<br />

edindiği kazanımları ise şu cümleleriyle<br />

paylaşıyor, Mehmet Şef: “Yurt dışında<br />

çalıştığım üç farklı ülke ve beraberinde gelen<br />

kültür ve misafir deneyimi beni her konuda<br />

destekledi. Four Seasons sizi tek bir lokasyon<br />

için şef yapmaz. İhtiyaç duyulan her noktada<br />

istihdam edebileceği nitelikte personel<br />

yetiştirir. Bu sebeple de her şef farklı kültür,<br />

şehir, ülkelerde çalışabilme yeterliliğini<br />

elde edebilmelidir. Ben de bu fırsatı iyi<br />

değerlendirerek geleceğim yolunda gerekli<br />

her adımı attığımı düşünüyorum.”<br />

Bu hikayenin devamında sahip olduğu bu iş<br />

prensibiyle Four Seasons serüvenini 2010<br />

yılında markanın Boğaz oteliyle devam ettiren<br />

Gök’e üç yılın sonunda bir Doğuş kuruluşu<br />

olan d.ream restoranlarından teklif geliyor.<br />

Bu seferki pozisyonu, Culinary Direktörlüğü.<br />

3 yıllık bir tecrübenin ardından aynı görevi<br />

Doğuş Grubu otellerinde sürdüğünü söyleyen<br />

Gök, 2019 yılı sonunda görevinden ayrılma<br />

kararı aldığını anlatıyor. Doğuş<br />

Grubu’ndaki görevlerinin kendine<br />

kattıklarını bir vefa borcuyla da<br />

sözlerine ekleyerek ve tabii.<br />

Biraz da kendi markasına<br />

yatırım<br />

Mehmet Şef, Doğuş Grubu’nda<br />

çalıştığı zamanlarda Kapadokya’ya<br />

da sıklıkla gittiğini anlatıyor.<br />

O sıralar Argos Cappadocia,<br />

bölgenin fark oluşturan otel<br />

konseptlerinin başında geliyor.<br />

Aynı zamanda kendisine de bağlı<br />

bir işletme. Gök’ün o günlerde<br />

bölgedeki bir eksiklik olarak,<br />

otel dışı kaliteli restoranların<br />

yokluğu dikkatini çekiyor.<br />

Reserved Cappadocia’nın doğuş<br />

hikayesi tam da bu farkındalıkla<br />

başlıyor. Şu anki ortağı olan<br />

Orhan Korkmaz o dönem Museum<br />

Kapadokya’nın Genel Müdürü.<br />

2018 yaz sonunda iki deneyimli<br />

yöneticinin kurucu ortaklığında<br />

doğuyor marka. Ve çok kısa<br />

sürelerde hem yemekleri hem<br />

kokteyl menüsü hem de müziği<br />

ve dekoruyla Kapadokya’nın en<br />

beğenilen mekanları arasındaki<br />

yerini alıyor. Mekanın bu başarısında bilindik<br />

Türk lezzetlerini herkesin sevebileceği<br />

sunum, kalite ve standartta servis etmenin<br />

payı büyük. Girişimci ortakların en büyük<br />

arzuları da bu zaten. Geçen zaman içinde<br />

öyle seviliyorlar ki, bu yıl Türkiye’de ilk<br />

şapkalarını dağıtan Gault Millau listesine de<br />

Chef Table kategorisinde 2 şapka başarısıyla<br />

ödüllendiriliyorlar.


“Adanmış şefler içindir, Bocuse<br />

d’Or!”<br />

Mehmet Gök’ün bu anlattıklarının haricinde<br />

önemli bir görevi daha var ,dünyanın en<br />

prestijli şef yarışması Bocuse d’Or’un<br />

Türkiye’nin Başkanlığını yürütmek gibi. Yakın<br />

bir zaman önce Tuğra Restoran’ın Mutfak<br />

Şefi Emre İnanır ve ekibiyle birlikte Norveç<br />

elemelerinde yarıştı hatta. Hakettiğimiz<br />

başarıyı elde edemediğimiz o yarışmanın<br />

detaylarını konuşalım istiyorum biraz da.<br />

Bocuse d’Or ve benzeri yarışmalar için<br />

Türkiye cephesinde ele alınması gereken en<br />

temel meseleleri soruyorum şefe. Yarışmada<br />

17. olduk ama şef, ekibini kaçıncı sırada<br />

görüyor aslen, merak ediyorum.<br />

Bocuse d’Or’un bir yarışmadan öte bir<br />

organizasyon olduğunun altını çizerek<br />

sözlerini sürdüren Başkan Gök, “Normal<br />

bir yarışma için insanlar genelde birkaç ay<br />

hazırlanır ve birkaç saate de sonuçlarını alır.<br />

Sonrasındaysa unutulur. Bunlar genelde<br />

size geri dönüşü olmayan yarışmalardır.<br />

Bocuse d’Or ise tam aksine, yarışmanın<br />

anlamını bilen her şef için adanmışlıktır… O<br />

işe baş koymak, araştırmak, hazırlanmaktır…<br />

Teknik öğrenmek, zamana karşı yarışmak,<br />

rakiplerin imkanlarını bile bile korkmadan<br />

çalışmaktır… Sonuncu olmaktan korkmadan,<br />

olsanız bile iki yıl sonraki yarışmada tekrak<br />

ülkenizi temsil edebilme cesaretini layıkıyla<br />

gösterebilmektir hatta! Tıpkı Şef Emre İnanır<br />

gibi. Bu büyük bir adanmışlıktır.” sözleriyle<br />

yarışmanın gerçek manasını öyle güzel ifade<br />

ediyor ki, sonuncu olmamıza artık üzülmüyor,<br />

adanmışlığın hakkını verdiğimize seviniyorum<br />

bile.<br />

“Milyon euroluk rakip bütçeleriyle<br />

yarışmak çok zor”<br />

Başkan Mehmet Gök, devamında Macaristan<br />

serüvenini de örnek göstererek o yarışmada<br />

da 17 ülke arasında sonuncu olduğumuzu<br />

anımsatıyor ve bu yarışmadan çok dersler<br />

çıkarıldığını belirterek, şöyle devam ediyor:<br />

“Planlama, çalışma, ekipman, farklı<br />

teknikler, tepsi dizyanı gibi birçok konuda<br />

iki yıl öncesine göre iyi hazırlandık. Bu farkı<br />

sadece biz değil, yarışma komitesi dahil bizi<br />

tanıyan ülkeler de fark etti. Ama bunlar da<br />

tek başına yeterli değil. Çünkü yarıştığımız<br />

rakiplerimiz 30 yıldır bu işin içinde olan,<br />

geçmişten gelen deneyim ve birikimlerinin<br />

üzerine katarak devam ediyor.”<br />

Gök, bu noktada bir ana meseleye daha<br />

değinerek, her türlü organizasyonda en<br />

önemli katkı ve kaynağın sponsorluk ve<br />

devlet desteği olduğuna vurgu yapıyor.<br />

Rakiplerin milyon euroluk bütçeleriyle<br />

yarışmanın ‘gerçekten çok ama çok zor’<br />

olduğunu dile getiren Gök, sözlerine şu<br />

önemli notları ekliyor: “Son yarışmada birinci<br />

olan Danimarka neredeyse her yarışmanın<br />

ilk üçünde olan bir ülke. Bu yılki bütçeleri<br />

1.700.000 euro. Norveç ve İsveç gibi ülkelerin<br />

1’er milyon euro civarında ve diğer ülkeler<br />

500.000 euro kadar bütçeyle hazırlanıyor.<br />

Son 10 yılda büyük başarı gösteren<br />

Macaristan, devlet desteğiyle 1 milyon<br />

euro ile Danimarka’nın Rasmus Cohen ile<br />

anlaştı. Bildiğiniz gibi, Bocuse d’or’un efsane<br />

ismidir ve kendisinin 2 restoranı var. 3 ve 2<br />

yıldızlı bu şefin günlük ücreti 10.000 euro.<br />

Macaristan aldığı eğitimin üstüne koyarak<br />

son 10 yılda Avrupa seçmelerinde birincilik,<br />

dünya finalinde üçüncülük kazandı. Tüm<br />

organizasyonlarda ilk 10 içindeki ciddi bir<br />

rakip oldu.”<br />

“Biz en düşük bütçeyle yarıştık”<br />

Söyleşimizin devamında Gök, Türkiye’nin de<br />

bu imkanlarla büyük başarılara imza atacağı<br />

inancını paylaşıyor. “Buna canıgönülden<br />

inanıyorum ama diğer türlü bu yarışmada<br />

bizim imkanlarımız ve gücümüzle başka<br />

türlüsü imkansız.” diyen Gök, ilk günden<br />

bu yana yarışmaya destek veren Metro<br />

Türkiye, Bonna, Uno Endüstiyel, Güren<br />

Metal, SePlus, White Uniform ve Çırağan<br />

Palace Kempinski’ye teşekkürü bir borç<br />

bilerek, “Bizim bu yılki brüt vergi öncesi<br />

sponsorluk gelirlerimizin toplamı 38.000<br />

euro. Bu kaynak eminim Bocuse d’Or<br />

yarışmalarındaki en düşük bütçedir. Buna<br />

rağmen ülkemizin bayrağını dünyanın en<br />

prestijli organizasyonunda dalgalandırmak,<br />

çok güçlü rakiplerimizle başa baş yarışmak<br />

sonucu ne olursa olsun büyük bir gurur.”<br />

diye de ekliyor.<br />

Tüm bu imkansızlıklara rağmen Başkan Gök,<br />

gelecek müsabakalardan umutlu! Bocuse<br />

d’Or Türkiye üyesi şeflerle ellerinden gelenin<br />

en iyisini yapmaya devam edeceklerini<br />

söyleyen Gök, “Belki bir gün ülkemizin Kültür<br />

ve Turizm Bakanlığı her fırsatta gastronomi<br />

sözcüğünü söylemden öteye götürerek<br />

bir adım atar ve bizlere destek olur. Diğer<br />

taraftan herkes sonuç odaklı konuşmayı çok<br />

seviyor. Yarışma bittiğinde bir sıcak gündem<br />

olarak önüne gelen herkes yazıp çiziyor. ‘Öyle<br />

olsaydı, böyle olsaydı’ demek çok kolay. Emin<br />

olun, yıllardır bu işin içinde bir şef olarak<br />

zaten kazananların bunu nasıl başardıklarını<br />

çok iyi biliyoruz. Bizim tüm eksiğimiz, kaynak<br />

ve pozitif destek.” diyerek de eleştiri ve<br />

serzenişlerini de açıklıkla dile getiriyor.<br />

“Mutfağa adanacak gençlere<br />

öncülük edecek”<br />

Gault Millau 2 şapka sahibi Reserved<br />

Cappadocia’nın kurucu ortaklığının yanı sıra<br />

Bocuse d'Or Türkiye Başkanlığı görevini de<br />

yürüten Mehmet Gök’ün gelecek hayallerinde<br />

gastronomi sektörüne kazandıracağı yepyeni<br />

yatırımlar var. Yıllar önce geliştirdiği birkaç<br />

restoran ve sokak yemek konseptinin<br />

olduğunu, onlardan birini ya da birkaçını<br />

hayata geçirmek istediğini dile getiren<br />

Gök’ün bir emeli de insanlara dokunabileceği<br />

projelere imza atmak! 2011 yılında çizim<br />

ve işlevsellik hakları kendine ait bir mutfak<br />

ekipmanın da patent sahibi olduğunu anlatan<br />

Gök, bu hayalini yetişme yurdunda kalan 16-<br />

17 yaşlarındaki çocuklara Belediyeler ve Milli<br />

Eğitim Bakanlığı desteğiyle mutfak eğitimi<br />

vererek gerçekleştirecek. Mutfağa adanmış<br />

şefin tek arzusu, bu yola adanacak gençlere<br />

öncülük etmek ve ilham olabilmek!


?<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech gastro güncel<br />

KAFE VE RESTORAN<br />

IŞLETMECILERININ<br />

NE KADARI FIRSATÇILIK<br />

PEŞINDE<br />

76<br />

Areda Piar şirketinin araştırmasına göre, Türk halkının yüzde 82,1’ine göre kafe ve<br />

restoran işletmecileri enflasyonu bahane ederek fırsatçılık yapıyor.<br />

Areda Piar araştırma şirketi,<br />

Türkiye genelinde 1.100 kişinin<br />

katılımıyla Kafe ve Restoran<br />

Fiyatları Algı Araştırması gerçekleştirdi.<br />

Araştırmaya katılanların yüzde 88,3’ü<br />

kafe ve restoran fiyatlarını oldukça<br />

yüksek bulurken, yüzde 82,1’i kafe ve<br />

restoran işletmecilerinin enflasyonu<br />

bahane ederek fiyat yükselttiklerini<br />

ve bunu fırsatçılığa çevirdiklerini<br />

düşünüyor. Yüzde 66,2’si geçen yıla<br />

göre kafe ve restoranlarda daha az<br />

tüketim yapıyor. Tek seferde bir kişi için<br />

ortalama 553,5 TL hesap ödeniyor ve<br />

hesap ödendikten sonra halkın yüzde<br />

33’ünü pişmanlık duygusu sarıyor. Fiyat<br />

artışları nedeniyle başlatılan boykot<br />

kampanyalarını ise yüzde 47,6’sı çözüm<br />

olarak görüyor.<br />

Türk halkı kafe ve restoranlarda<br />

çay / kahve içip sosyalleşiyor<br />

Araştırmaya göre Türk halkının yüzde<br />

23,8’i dışarıda kafe veya restoranlara<br />

gidip yeme içmeyi bir sosyalleşme<br />

aracı olarak görürken, yüzde 21,8’i<br />

keyifli vakit geçirdikleri bir zaman<br />

dilimi olarak değerlendiriyor. Çalışma<br />

hayatına katılımın artmasıyla birlikte<br />

evde geçirilen sürenin azalmasına karşı<br />

dışarıda yeme-içme tüketimi pratik bir<br />

çözüm olarak görülebiliyor. Araştırma<br />

sonuçları da bu durumu destekler<br />

nitelikte. Türk halkının yüzde 17’si<br />

dışarıda yeme içmeyi bir kolaylık; yüzde<br />

14,3’ü ise zorunluluk olarak görüyor.<br />

Ayrıca yüzde 9,8’i lezzet aracı, yüzde<br />

8,6’sı rahatlama ortamı, yüzde 1,6’sı<br />

yeni bir keşif, yüzde 1,2’si için ayrıcalık


78<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gastro güncel<br />

olarak gördüğünü ifade ediyor.<br />

Dışarıda yeme içmeyi sosyalleşme,<br />

keyif alma, yeni lezzet ve mekanlar<br />

keşfetme aracı olarak gören Türk halkı,<br />

restoran veya kafelere ağırlıklı olarak<br />

çay, kahve veya meşrubat gibi içecekler<br />

içmeye gidiyor ve bu oran yüzde 61,5<br />

olarak karşımıza çıkıyor. Ayrıca yüzde<br />

49,4’ü akşam yemeğine, yüzde 32’si<br />

öğle yemeğine, yüzde 21,4’ü kahvaltıya<br />

ve yüzde 12’si alkollü içecekler<br />

tüketmek için kafe ve restoranlara<br />

gitmeyi tercih ediyor.<br />

Yüzde 88,3’üne göre kafe ve<br />

restoranların fiyatları çok yüksek<br />

Araştırmaya göre Türk halkının yüzde<br />

88,3’ü kafe ve restoran fiyatlarının çok<br />

yüksek olduğunu belirtiyor. Fiyatları<br />

yüksek bulanlar detaylandırıldığında<br />

ise yüzde 44,8’i fiyatları çok<br />

yüksek, yüzde 43,5’i fiyatların<br />

sunulan hizmete oranla<br />

oldukça yüksek olduğunu<br />

ifade ediyor. Fiyatların makul<br />

olduğunu belirtenlerin oranı<br />

yüzde 6,1; bu konu hakkında<br />

fikri olmadığını söyleyenlerin<br />

oranı ise yüzde 5,5 olarak<br />

karşımıza çıkıyor.<br />

Hesap masaya gelince pişmanlık<br />

duygusu artıyor<br />

Araştırmada, kafe ve restoran<br />

fiyatlarının artmasına bağlı olarak,<br />

dışarıda yeme içme oranlarının da<br />

azaldığı görülüyor. Katılımcıların yüzde<br />

66,2’si, geçen yıla göre dışarıda yemeiçme<br />

anlamında daha az tüketime<br />

sahip olduğunu belirtirken yüzde 30,9’u<br />

ise geçen yıla oranla benzer sıklıkta<br />

dışarıda tüketim yaptığını söylüyor.<br />

Geçen yıla göre daha sık dışarıda<br />

yemek yediğini belirtenler ise yüzde<br />

2,9 olarak araştırmaya yansıyor. Son<br />

bir ayda, tek seferde en yüksek bir<br />

kişi için ödenen fiyat ortalamasının<br />

553,5 TL olduğu görülüyor. Detaylara<br />

bakıldığında ise; yüzde 42,3’ü 250 – 500<br />

TL, yüzde 22,7’si 0 – 250 TL, yüzde<br />

21,7’si, 501 – 1000 TL,<br />

yüzde 8,2’s 1001 –<br />

1500 TL ve yüzde<br />

5,1’i son bir<br />

ayda,<br />

tek seferde en yüksek 2000 TL ve üzeri<br />

ödediğini ifade ediyor. Katılımcılara<br />

hesabı ödedikten sonra yaşadıkları<br />

hissin ne olduğu sorulduğunda ise<br />

yüzde 33’ü pişmanlık duygusu, yüzde<br />

11,2’si endişe, yüzde 3,2’si memnuniyet,<br />

yüzde 2,3’ü mutluluk, yüzde 2’si hafiflik<br />

ve yüzde 1,9’u da tatmin duygusu<br />

yaşadığını belirtiyor. Ayrıca yüzde<br />

46,4’ü bu konuyla ilgili özel bir his<br />

yaşamadığını ifade ediyor.<br />

Enflasyon bahane edilerek<br />

fırsatçılık yapılıyor<br />

Araştırmaya katılanların yüzde 82,1’i,<br />

kafe ve restoran işletmecilerinin<br />

enflasyonu bahane ederek fiyat<br />

yükselttiklerini ve bunu fırsatçılığa<br />

çevirdiklerini düşünüyor. Yüzde<br />

17,8’i ise bu fikri desteklemiyor.<br />

Fiyat artışlarıyla ilgili özellikle<br />

sosyal medyada yayılan boykot<br />

çağrılarının çözüm olup<br />

olmadığı da araştırma<br />

soruları arasında yer alıyor.<br />

Buna göre katılımcıların<br />

yüzde 47,6’sı boykotun<br />

çözüm olabileceğini<br />

düşünürken yüzde<br />

24,1’i kısmen işe<br />

yarayacağını ve yüzde<br />

28,2’si ise boykotun<br />

bir karşılığı olmadığı<br />

görüşünde.


üfelerimizin farkındayız...<br />

büfelerrmmzzn farkındayız...<br />

www.monotech.com.tr<br />

biz işimizi çok seviyoruz<br />

her mekana özel açıkbüfe tasarlıyoruz ve ürettyoruz.<br />

Kirman Arycanda De Luxe<br />

özenle tasarlıyoruz. itina ile üretiyoruz. yaptığımız işten keyif alıyoruz.


80<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gastro güncel / makale<br />

Değerli okurlarım bir önceki sayıda<br />

İstanbul mutfağının tarihsel sürecine<br />

değinmiştim. İlk yazımda Fatih Sultan<br />

Mehmet döneminde Türklerin İstanbul'a<br />

yerleşmeye başlamalarından, yanlarında<br />

Orta Asya, Anadolu ve Selçuklu mutfak<br />

kültürünü getirmelerinden ve sonuç olarak<br />

birçok kadim medeniyetten etkilenerek<br />

İstanbul mutfağını oluşturmalarından<br />

bahsettim. Özellikle Bizans ve Orta<br />

Asya mutfağından izler taşıyan İstanbul<br />

mutfağının tarihçesine değindim. Tartışmalı<br />

konulardan biri olan baklavayı ele alarak,<br />

tarihsel ve coğrafi bağlamlarda inceledim.<br />

Ardından, tavukgöğsü tatlısının kökeni ve<br />

dönüşümü hakkında bilgi verdim. Sonuç<br />

olarak, ilk yazımda İstanbul mutfağının<br />

zenginliğinin Osmanlı döneminden itibaren<br />

şekillendiğini ve günümüze kadar geldiğini<br />

vurguladım.<br />

Bu yazımda ise, İstanbul mutfağının<br />

tarihsel değişim ve dönüşüm serüveninin<br />

izini sürmeye çalışacağım. Osmanlılar,<br />

İstanbul'u fethettiklerinde gelişmiş bir<br />

mutfak kültürüne sahipken, İstanbul<br />

mutfağında köklü dönüşümler yaşadı.<br />

Göçebe yaşamdan yerleşik hayata geçiş,<br />

İslamlaşma ve göçler Türk mutfağını<br />

etkileyen üç önemli faktördü. İstanbul,<br />

Bizans kültürünün merkezi olduğu bin<br />

yıllık bir geçmişe sahipti ve Osmanlı<br />

İmparatorluğu'nun fethi, Grek-Roma ve<br />

Orta Asya Türk kültürlerinin etkileşimini<br />

işaret eden bir dönüm noktası olmuştur.<br />

Tarihi İstanbul Mutfağı<br />

Tarihi İstanbul mutfağı, temel olarak<br />

Osmanlı Saray ve Halk mutfağı olmak<br />

üzere iki ana kategoriye ayrılabilir. Osmanlı<br />

Saray mutfağı 15. yüzyılda gelişmeye<br />

başlamış ve özellikle Fatih’in İstanbul'u<br />

fethetmesinden sonra önemli dönüşümlere<br />

DrṀurat<br />

İstanbul Gelişim Üniversitesi<br />

Dogan<br />

Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan Yardımcısı<br />

Doç.<br />

Türkiye gastronomisinin büyük ustası<br />

Tuğrul Şavkay (1951-2003)<br />

uğramıştır. İstanbul mutfağının en önemli<br />

temellerinden biri, Orta Asya'dan gelen<br />

Türk ve yerleşik Bizans kültürlerini<br />

birleştiren Osmanlı Saray mutfak<br />

geleneğidir. Padişahın sofrasındaki temel<br />

yiyecekler arasında genellikle çorba,<br />

koyun eti, pirinç ve şerbet bulunurdu.<br />

Bu temel unsurların yanı sıra tavuk,<br />

erişte, yoğurt, sakatat, ıspanak, bulgur,<br />

mantı gibi besinler de yaygın olarak yer<br />

almaktaydı. Başlangıçta basit ve sade olan<br />

saray mutfağı, imparatorluk genişledikçe<br />

zamanla daha zengin ve çeşitli hale<br />

gelmiştir.<br />

Osmanlı Saray Mutfağı<br />

Osmanlı Saray mutfağında sunulan yemek<br />

çeşitleri arasında kuzu kebabı, terbiyeli<br />

çorba, tandır kebabı, enginar yahnisi,<br />

kızartılmış tavuk, etli elma dolması,<br />

yumurta dolması, yaprak sarması, erişte,<br />

börek, baklava, sütlaç, aşure ve çeşitli<br />

şerbetli tatlılar bulunmaktadır. Kullanılan<br />

baharatlar arasında safran, kimyon, hardal,<br />

kişniş ve tarçın yer alırken, içecekler<br />

arasında limon suyu, boza, su, kahve,<br />

hoşaf ve çeşitli şerbetler bulunmaktadır.<br />

Osmanlı Saray mutfağı, alkollü içeceklerin<br />

yer almadığı bir kültürde, özellikle hoşaf<br />

ve şerbet kültürünün gelişmesine katkıda<br />

bulunmuştur.<br />

İstanbul Halk Mutfağı<br />

15. ve 17. yüzyıllar arasındaki İstanbul<br />

halkının günlük beslenme alışkanlıkları<br />

incelendiğinde, günde iki öğün yemek<br />

yedikleri, sofralarında en çok çorba,<br />

et yemekleri ve pilavın yer aldığı<br />

görülmektedir. Müslüman halk balık ve<br />

dana etini Rumlar kadar tercih etmiyordu.<br />

Ancak sebze ve tahıl yemeklerine de<br />

sofralarında sıklıkla rastlanırdı. Pirinç,<br />

baklagiller, hamur işleri, yoğurt, peynir,<br />

meyve, nohut ve mercimek gibi temel<br />

)<br />

gıdalar yaygındı. Maddi durumu daha<br />

iyi olanlar kebap, et ve tavuk yemekleri,<br />

dolma, katmer, ballı börek gibi özel<br />

yemekleri daha çok tercih ederdi. Tatlı<br />

ve içecek tercihleri arasında helva, sütlü<br />

ve hamurlu tatlılar ve hoşaf yer alırdı.<br />

Baklava, muhallebi, zerde gibi tatlılar çok<br />

popülerdi. İstanbullular tahin, susam ve<br />

keten helvasını diğerlerine göre daha fazla<br />

tüketirdi. Halk mutfağı, saray mutfağına<br />

göre daha sade sunumlarla karakterize<br />

edilse de lezzet ve çeşitlilik açısından<br />

zengin sofralar hazırlanırdı.<br />

Çarşı Mutfağı<br />

İstanbul mutfağı sadece saray veya<br />

halk mutfağından ibaret değildi. Şehir<br />

tarih boyunca ticaret, siyaset ve kültür<br />

açısından öne çıktığı için uzak bölgelerden<br />

gelen tüccarlar, âlimler ve seyyahlar<br />

çeşitli yiyecek ihtiyaçlarını çarşılardaki<br />

dükkânlardan karşılamışlardır. Kebapçılar,<br />

işkembeciler, börekçiler, dolmacılar,<br />

salatacılar, hoşafçılar ve günümüzdeki<br />

esnaf lokantalarına benzeyen aşçı<br />

dükkânları gibi birçok yemek satan dükkân<br />

bulunmaktaydı. Genellikle tek, iki ya da üç<br />

çeşit yemek sunan bu dükkânların aşçıları<br />

da uzmanlık alanlarında usta olmuşlardı.<br />

Ayrıca çarşı ve diğer meydanlarda yemek<br />

hazırlayan sokak satıcılarının yiyecekleri<br />

de şehrin mutfak kültürünün ayrılmaz bir<br />

parçası haline gelmiştir. Simit, dondurma,<br />

kokoreç, midye dolma, tavuklu pilav,<br />

muhallebi, horoz şekeri, boza, şerbet,<br />

limonata gibi ustadan ustaya aktarılan<br />

yiyecekler satılmaktaydı.<br />

Sonuç olarak, İstanbul mutfağı tarih<br />

boyunca farklı yemek kültürlerinden<br />

etkilenmiş, farklı toplumların dinamiklerini<br />

ve geleneklerini harmanlamıştır. Böylece<br />

kültürlerarası etkileşim zengin ve özgün bir<br />

mutfak ortaya çıkarmıştır.


82<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gastro güncel<br />

Le Meridien İstanbul da<br />

gıda atıklarını bu sistemle<br />

takip edecek!<br />

Le Meridien İstanbul Etiler, 2025 Marriott Sürdürülebilirlik hedefleri kapsamında<br />

Fazla Akıllı Tartı Sistemi ile gıda atıklarını takip etmeye başladı.<br />

İsrafla<br />

"<br />

ve israf kaynaklı karbon<br />

salınımıyla mücadele etmek için<br />

teknoloji tabanlı bütünsel atık<br />

yönetimi çözümleri geliştiren<br />

Fazla; küresel çapta sektör lideri<br />

olan Marriott’ın öncü markalarından<br />

Le Meridien ile geliştirdiği iş birliği<br />

kapsamında otelcilik ve turizm<br />

sektöründe pozitif ve sürdürülebilir<br />

etki ortaya koyuyor. Bu doğrultuda<br />

Le Meridien İstanbul Etiler,<br />

Fazla’nın HoReCa sektörü için özel<br />

olarak geliştirdiği ve gıda atığının<br />

izlenebilirliğini sağlayan Akıllı Tartı<br />

Sistemi ile otelde oluşan gıda atıklarını<br />

ölçümleyerek atığı ve atık kaynaklı<br />

karbon salımını azaltmayı hedefliyor.<br />

Yurdürün: “Gıda atıklarının<br />

ölçümü ve takibi için bir teknoloji<br />

arayışındaydık”<br />

Gerçekleşen iş birliği hakkında bilgi<br />

veren Le Meridien İstanbul Etiler<br />

Sürdürülebilirlik & Kalite Müdürü<br />

Sümeyye Yurdürün şunları söyledi:<br />

“Genişleyen küresel varlığımızla<br />

birlikte sorumlu bir şekilde çalışma<br />

konusunda büyük bir yükümlülüğümüz<br />

var. Sürdürülebilirliği değer zincirimize<br />

entegre ederken ve iklimle ilgili riskleri<br />

azaltırken, çevresel etkimizi azaltmak<br />

ve kaynakları sorumlu bir şekilde<br />

kullanmak için her gün çalışıyoruz.<br />

Le Meridien İstanbul olarak Marriott<br />

International’ın da sahip olduğu<br />

hedefleri doğrultusunda 2025 yılına<br />

kadar gıda atığını %50 azaltma<br />

taahhüdümüz kapsamında gıda<br />

atığımızı takip etmemizi sağlayacak<br />

yenilikçi bir teknoloji arayışındaydık. Bu<br />

sırada yerli firma olan Fazla’nın Akıllı<br />

Tartı Sistemi ile tanıştık. Bugün, Akıllı<br />

Tartı Sistemi’nin sunduğu teknoloji<br />

ve kullanım kolaylığı ile üretim ve<br />

kahvaltı büfemizde oluşan atıkların<br />

dijital olarak ölçümünü ve takibini<br />

yapabiliyor, gıda atığını kaynağında<br />

azaltmak için 2025 hedefimize giden<br />

yolda aksiyonlar alabiliyoruz.”<br />

Koçer: “Profesyonel mutfaklarda<br />

gıda atığını %50 azaltmak mümkün”<br />

Akıllı Tartı Sistemi ile profesyonel<br />

mutfaklarda oluşan gıda atığını<br />

%50 oranında azaltmanın mümkün<br />

olduğunu belirten Fazla Pazarlama<br />

ve Ticari İşler Direktörü Koray Koçer<br />

de “Marriott International hem<br />

küresel çapta hem de Türkiye<br />

ayağında sürdürülebilirlik<br />

konusuna sürekli dikkat<br />

çeken öncü bir çatı marka.<br />

Sektörde bu kadar büyük bir<br />

etkiye sahip bir markanın<br />

önde gelen otellerinden Le<br />

Meridien İstanbul Etiler ile<br />

Akıllı Tartı Sistemi projesini<br />

ilk defa hayata geçirmekten<br />

mutluluk duyuyoruz. “Ölçemediğiniz<br />

şeyi yönetemezsiniz” mottosundan<br />

yola çıkarak, hızlı mutfak operasyonu<br />

sırasında ihtiyaç duyulan teknolojiyi<br />

sağlamak üzere geliştirdiğimiz Akıllı<br />

Tartı Sistemi, sunduğu web tabanlı<br />

raporlama sayesinde atığın takibini<br />

sağlıyor. Veriye dayalı olarak atığı<br />

ve karbon emisyonunu azaltmak<br />

için aksiyon almaya olanak sağlayan<br />

sistemimiz ile Le Meridien İstanbul<br />

Etiler’in sürdürülebilirlik kapsamında<br />

global hedeflerine hızlı bir şekilde<br />

ulaşmasını sağlayacağız.” şeklinde<br />

konuştu.


84<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gustonun yorumu<br />

Gusto-Akademisyen<br />

Reha Tartıcı<br />

Sürdürülebilir kalkınma ile yaşanan<br />

değişim!<br />

İnsan ve fiziksel çevre arasındaki ilişkinin<br />

tarihsel evrimi, sürdürülebilir kalkınma ve<br />

yeşil büyüme kavramlarının ortaya çıkışını<br />

anlamak için kritik bir unsurdur. Bu evrim,<br />

çevre ile ilgili algıların zaman içinde nasıl<br />

değiştiğini üç farklı dönemde açıklar.<br />

Birinci dönemde, çevre genellikle yeni türlerin<br />

hayatta kalma mücadelesi verdiği zorlu bir<br />

ortam olarak görülmüştür. Çevreye duyulan<br />

saygı zaman zaman var olsa da, temel olarak<br />

insanların daha etkili bir şekilde hayatta<br />

kalmalarını sağlamak için yapılmıştır.<br />

İkinci dönemde, insanlar ekonomik<br />

büyümenin genellikle çevreyi olumsuz<br />

etkilediğini fark etmeye başlamıştır. Bu<br />

dönemde çeşitli sosyal baskılar, çevreyi<br />

iyileştirmek için ortaya çıkmış ve sonuç olarak<br />

çevre kalitesi yavaşça iyileşmeye yönelmiştir.<br />

Ancak, çevrenin korunma maliyeti ekonomik<br />

büyümeyi olumsuz etkilemiştir.<br />

Üçüncü dönemde ise, ekonomik büyümenin<br />

sınırları ve bunun çevre ve toplum üzerindeki<br />

etkileriyle ilgili sorular ortaya çıkmıştır. Bu<br />

sorunları vurgulamak amacıyla, 1973 yılında<br />

Birleşmiş Milletler Çevre Programı'nda ekokalkınma<br />

terimi ortaya çıkmıştır.<br />

Eko-kalkınma, biyosfer kaynaklarının uzun<br />

vadeli optimizasyonuna dayalı muhafazakar<br />

kalkınma ve doğanın korunmasını dikkate<br />

alan uygun teknoloji ve üretim sistemini<br />

içeren bir kalkınma yaklaşımını ifade<br />

etmektedir. Bu kavram, ekonomik büyümenin<br />

sürdürülebilir olabilmesinin, doğal çevrenin<br />

bağımlılığı göz önüne alındığında mümkün<br />

olduğu fikrini ortaya koyarak, bu konudaki<br />

tartışmaları 1980'lerin başlarına kadar<br />

devam ettirmiştir. 80'li yıllarda, Birleşmiş<br />

Milletler, sürdürülebilir kalkınma kavramının<br />

oluşmasında ve içeriğinin şekillenmesinde<br />

önemli bir rol oynamıştır.<br />

Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu'nun<br />

1987 yılında yayınlanan "Ortak Geleceğimiz"<br />

adlı Brundtland Raporu, sürdürülebilir<br />

kalkınma kavramını ortaya koymak için<br />

önemli bir adım olmuştur. Raporda,<br />

sürdürülebilir kalkınma, bugünün ihtiyaçlarını<br />

karşılayarak gelecek kuşakların ihtiyaçlarını<br />

gözetme prensibiyle tanımlanmıştır.<br />

Sürdürülebilir kalkınma kavramı, 1992<br />

yılında yapılan Rio de Janeiro Dünya<br />

Zirvesi'nde "Gündem 21" adlı bir model<br />

programın benimsenmesiyle daha fazla<br />

ilgi çekmeye başlamıştır. Zirveden hemen<br />

sonra, sürdürülebilir kalkınma ilkesi birçok<br />

ülkede hükümetler tarafından benimsenmiş<br />

ve çevresel hedeflerin öncelikli olarak ele<br />

alınmasında etkili olmuştur.<br />

1993 yılında Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir<br />

Kalkınma Komisyonu kurulmuştur. 1996'da<br />

İstanbul'da düzenlenen İnsan Yerleşimleri<br />

Konferansı-Habitat II, dünya genelinde tüm<br />

yerleşimleri insanlar için sağlıklı, güvenli,<br />

adil ve yaşanabilir kılmayı amaçlayan bir<br />

zirve olarak gerçekleşmiştir. 1997'de New<br />

York'ta düzenlenen Rio+5 Zirvesi, 1992 Rio<br />

Konferansı kararlarının uygulanabilirliğini<br />

değerlendirmiştir. Eylül 2000'de, 189 ülkenin<br />

liderleri New York'ta bir araya gelerek tarihi<br />

Milenyum Deklarasyonu'nu imzalamıştır.<br />

2002'de Güney Afrika'nın Johannesburg<br />

kentinde gerçekleştirilen BM Dünya<br />

Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi Gündem<br />

21 uygulamalarının değerlendirilmesini<br />

amaçlamıştır.<br />

Sürdürülebilir kalkınmanın temelini iyi<br />

yönetişim, çevresel, sosyal ve ekonomik<br />

politikalar, demokratik kurumlar, hukukun<br />

üstünlüğü, yolsuzlukla mücadele, cinsiyet<br />

eşitliği ve yatırım için uygun bir ortam<br />

oluşturmaktadır. 2012'de Rio de Janeiro'da<br />

gerçekleştirilen Rio+20 BM Sürdürülebilir<br />

Kalkınma Konferansı, Küresel Yeşil Büyüme<br />

Enstitüsü'nün kurulmasını kararlaştırmıştır.<br />

Zirvenin sonuç bildirgesinde, yeşil ekonomiye<br />

geçişle ilgili ülkelere rehberlik edecek<br />

uygulanabilir önerilerin oluşturulması<br />

vurgulanmıştır. 2015'te BM üye devletleri,<br />

evrenselliği ve insan haklarını temel alan<br />

2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi’ni<br />

benimsemiştir. Bu vizyon, insanlara ve<br />

gezegene odaklanan bir sürdürülebilir<br />

kalkınma çağına geçişi amaçlamıştır.<br />

Sürdürülebilir kalkınma, dünya genelinde<br />

hükümetlerin ve toplumun, toprak altı<br />

kaynakları, enerji, geleneksel ve yeni<br />

malzemeler, ulaşım gibi mevcut ve<br />

gelecekteki ihtiyaçlar arasında denge<br />

sağlama sorumluluğunu artırmıştır. Bu<br />

sorumluluk genellikle çevresel ve sosyal<br />

sorunları dengelemeye yöneliktir ve ortak<br />

kökleri bulunan konuları içermektedir. Bu<br />

durum, sürdürülebilir kalkınma konularında<br />

disiplinler arası ve çok taraflı araştırmaların<br />

önemini vurgularken, ayrıca yeşil büyüme ve<br />

yeşil ekonomi perspektifleriyle ilgili sorulara<br />

yanıt arayabilir.<br />

Gerçek bir yeşil ekonomiye geçiş süreci,<br />

tüm endüstrilerin sürdürülebilir gelişimini<br />

ve üretim ile tüketimin yeşil teknolojilerle<br />

desteklenmesini gerektirir. Bu süreç,<br />

sürdürülebilir mal ve hizmetlerin üretimini<br />

artıran ve geri dönüşümü temel alan "yeşil<br />

büyüme" kavramını içerir. Yeşil büyüme,<br />

sürdürülebilir kalkınmanın ayrılmaz bir<br />

parçasıdır ve bu bağlamda yeşil ekonomi<br />

gelişimi, geri dönüşüm odaklı sürdürülebilir<br />

mal ve hizmetlerin üretimini artırmayı<br />

hedeflemektedir. Yeşil büyüme ve yeşil<br />

ekonomi kavramlarının net bir şekilde<br />

tanımlanması, sürdürülebilir kalkınma ile<br />

olan farkın daha iyi anlaşılmasına yardımcı<br />

olabilecektir.


86<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gastro etkinlik<br />

Elite World, Van kahvaltısının<br />

tanıtım ve kültür elçiliğini<br />

üstlendi<br />

Elite World <strong>Hotel</strong>s & Resorts, Van kahvaltısının tanıtım ve kültür elçiliğine katkı<br />

sağlayacak “Dünden bugüne iz bırakan lezzetler: Van Kahvaltısı” projesine imza attı.<br />

Yöresel kahvaltısını 11 otelindeki menülerine de eklemeyi planlayan yerli otel zinciri;<br />

İstanbul’dan Sapanca’ya Van’dan Marmaris’e Türkiye’nin farklı bölgelerinde bulunan<br />

otellerinde konaklayan turistlere yerel lezzetleri deneyimleme fırsatı sunacak.<br />

Türkiye’nin önde gelen otel<br />

zincirlerinden Elite World<br />

<strong>Hotel</strong>s & Resorts, markanın<br />

doğduğu şehir olan Van’ın kültürel<br />

mirasına katkı sağlayacak “Dünden<br />

bugüne iz bırakan lezzetler: Van<br />

Kahvaltısı” projesini hayata geçirdi.<br />

17 Nisan Çarşamba günü Elite World<br />

Grand Sapanca ev sahipliğinde<br />

düzenlenen lansman kahvaltısına<br />

Elite World <strong>Hotel</strong>s &Resorts Satış<br />

ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim<br />

Kurulu Üyesi Emel Elik Bezaroğlu,<br />

Elite World <strong>Hotel</strong>s & Resorts CEO’su<br />

Orkun Petekçi ve Elite World <strong>Hotel</strong>s<br />

& Resorts Mutfaklar Koordinatörü<br />

Mehmet Uzunöz katıldı.<br />

11 oteli ve 5 bine yakın yatak<br />

kapasitesiyle yaklaşık 50 yıldır turizm<br />

sektöründe faaliyet gösteren Elite<br />

World, her yıl otellerinde dünyanın<br />

dört bir yanından binlerce turisti<br />

ağırlıyor. Van kahvaltısını otellerindeki<br />

menüye de ekleyecek olan Elite<br />

World, İstanbul’dan Sapanca’ya<br />

Van’dan Marmaris’e Türkiye’nin farklı<br />

bölgelerinde bulunan otellerinde<br />

konaklayan turistlere yerel lezzetleri<br />

deneyimleme fırsatı sunacak.<br />

Yerel üreticilerden temin edilecek<br />

Van'ın kültürel ve gastronomik mirasını<br />

koruma ve daha geniş kitlelere<br />

tanıtmayı amaçlayan proje ile bölge<br />

ekonomisine de katkı sağlanması<br />

hedefleniyor. Zincirin sahip olduğu<br />

11 otelin menüsüne de girecek olan<br />

Van kahvaltısında yer alacak ürünler,


düzenli olarak yerel üreticiler ve<br />

Van'daki tedarikçilerden temin<br />

edilecek. “Van Kahvaltısı” menüsünde<br />

bölgenin vazgeçilmez lezzetlerinden<br />

otlu peynir, süzme bal, Van kavut tozu,<br />

Van ceviz reçeli, Van yayık tereyağı,<br />

murtağa, Van cacığı, Van çöreği, Siirt<br />

tahini ve Mardin pekmezi yer alıyor.<br />

Bezaroğlu: “Amacımız, dünya<br />

mutfağına taşımak”<br />

Elite World <strong>Hotel</strong>s &Resorts Satış<br />

ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim<br />

Kurulu Üyesi Emel Elik Bezaroğlu,<br />

“Dünden bugüne iz bırakan lezzetler:<br />

Van Kahvaltısı projesi ile yerel<br />

lezzetlerimizin izinde bir yolculuk<br />

sunuyor. Bu yolculuğu bir sonraki<br />

durağı olan dünya mutfağına hep<br />

birlikte taşımayı ve bu alanda bilinirlik<br />

oluşturmayı amaçlıyoruz. Proje ile<br />

bölge ekonomisine katkı sağlamayı da<br />

hedefliyoruz” açıklamasında bulundu.<br />

Petekçi: “Misafirlerimizi kültürel<br />

değerimizle de tanıştırmak<br />

istiyoruz”<br />

Elite World <strong>Hotel</strong>s & Resorts<br />

CEO’su Orkun Petekçi, “Türk<br />

misafirverperliğini en iyi şekilde<br />

temsil eden iş anlayışımızla turizmin<br />

sadece ‘misafirleri ağırlamak’ değil,<br />

onları kültürümüzle de en iyi şekilde<br />

tanıştırmaktan geçtiğine inanıyoruz.<br />

Bu vizyondan hareketle başlattığımız<br />

Van kahvaltısı projesiyle, ülkemize<br />

gelen ve otellerimizde konaklayan<br />

Van kahvaltısının tanınırlığının artırılması için yerel kurumlar<br />

tarafından da bir süredir çalışmalar yapılıyor. 2020 yılında Van<br />

Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nin girişimleriyle "Coğrafi İşaret Tescil<br />

Belgesi" alınmış ve resmi olarak tanınmıştı. Ayrıca Van Ticaret<br />

ve Sanayi Odası, Van kahvaltısının küresel bilinirliğini artırmak<br />

ve dünyaya tanıtmak amacıyla her yıl haziran ayının ilk pazar<br />

gününün UNESCO tarafından "Dünya Kahvaltı Günü" ilan<br />

edilmesi için girişimde bulunmuştu.<br />

tüm misafirlerimizi bu kültürel değerimizle<br />

tanıştırmayı amaçlıyoruz” şeklinde konuştu.<br />

Uzunöz: “Yerel üreticilerimizi destekliyoruz”<br />

Elite World <strong>Hotel</strong>s & Resorts Mutfaklar<br />

Koordinatörü Mehmet Uzunöz ise “Tamamı<br />

coğrafi işaretli ürünlerden oluşan Van<br />

kahvaltısı menüsünde sunulan lezzetleri yerel<br />

üreticilerimizden temin ediyoruz. Böylece hem<br />

misafirlerimizin orijinal lezzetleri tatmalarını<br />

sağlarken hem de yerel üreticilerimize destek<br />

oluyoruz” diye konuştu.


88<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gastro etkinlik<br />

GIDA GÜVENLIĞI<br />

KONGRESI'NIN SEKIZINCISI<br />

DÜZENLENECEK<br />

Uluslararası Gıda Güvenliği Kongresi’nin sekizincisi 9 <strong>Mayıs</strong> Perşembe günü<br />

Grand Cevahir Otel ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek. Gıda Güvenliği Derneği<br />

koordinasyonunda düzenlenen kongrede gıda güvenliğindeki yeni riskler<br />

her yönüyle ele alınacak.<br />

Gıda Güvenliği<br />

Sorumluluğumuzdur” sloganı<br />

ile yapılacak “8. Uluslararası<br />

Gıda Güvenliği Kongresi” 9-10 <strong>Mayıs</strong><br />

tarihlerinde 8 oturum, 2 panel ve<br />

iki açılış konferansına ev sahipliği<br />

yapacak. Yurt içi ve yurt dışından<br />

değerli bilim insanlarının, sektör<br />

temsilcilerinin, meslek mensuplarının,<br />

sivil toplum kuruluşlarının katılacağı<br />

organizasyon için online kayıtlar devam<br />

etmektedir.<br />

Yeni Gıda Güvenliği Riskleri: Termal<br />

Proses Kontaminantları<br />

Gıda analiz tekniklerinde son yıllarda<br />

ortaya çıkan gelişmeler ile çok eskiden<br />

beri var olan kimi gıda güvenliği<br />

risklerinin yeni keşfedildiğini belirten<br />

Gıda Güvenliği Kongresi Bilim Danışma<br />

Kurulu Üyesi Prof. Dr. Vural Gökmen<br />

bu kapsamda; gerek endüstride<br />

gerekse evlerdeki üretimde ısıl<br />

işlemler sırasında gıdaların yapısında<br />

meydana gelen kimyasal değişiklerin<br />

mekanizmaları ve gıda güvenliğini<br />

yakından ilgilendiren sonuçları<br />

hakkında bilgi verdi.<br />

Hacettepe Üniversitesi Mühendislik<br />

Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü<br />

öğretim üyesi Prof. Dr. Vural<br />

Gökmen açıklamasında: “Gıdaların<br />

hazırlanmasında yüzyıllardır yaygın<br />

olarak uygulanan kızartma, kavurma ve<br />

fırında pişirme gibi işlemler sırasında<br />

oluşan proses kontaminantları,<br />

tüketicilerin işlenmiş gıdalara karşı<br />

kuşku ve endişelerini artırmıştır. Bu<br />

tür maddelerin ısıl işlem görmüş<br />

gıdalardaki varlığı yeni keşfedilmiş<br />

olmakla birlikte, insanoğlunun proses<br />

kontaminantlarının neden olduğu<br />

gıda güvenliği risklerine uzun yıllardır<br />

maruz kaldığı unutulmamalıdır.<br />

Diğer taraftan gıda endüstrisinin ısıl<br />

işlemlere dayalı bu yeni gıda güvenliği<br />

risklerine karşı yeterince hazırlıklı<br />

olmadığı anlaşılmaktadır.” dedi.<br />

Gıda güvenliği riskleriyle mücadele<br />

yolları aranacak<br />

Gıdaların gerek endüstriyel<br />

gerekse evsel üretiminde ısıl işlem<br />

uygulamasının yaygın şekilde<br />

kullanıldığını belirten Gökmen,<br />

“Gıdalar fırınlama, kızartma, kavurma,<br />

sterilizasyon, deodorizasyon gibi<br />

işlemler sırasında arzu edilen son<br />

ürün özelliğine ulaşmak amacıyla<br />

yüksek sıcaklıklara maruz kalırken,<br />

kompozisyonlarında önemli bazı<br />

kimyasal değişimler meydana<br />

gelmektedir. Gıdalarda ısıl işlem<br />

sonucunda oluşan ve insan sağlığını<br />

olumsuz etkilediği düşünülen<br />

maddeler yeni gıda güvenliği riskleri<br />

olarak gıda güvenliği otoritelerinin ve<br />

gıda endüstrisinin<br />

gündemini meşgul<br />

etmektedir.<br />

Akrilamid; furan<br />

ve türevleri;<br />

dikarbonil<br />

bileşikleri; ileri<br />

glikasyon ürünleri; kloropropanoller<br />

ve esterleri; glisidil esterleri bu<br />

maddelere örnek olarak verilebilir. Bu<br />

maddeler, oluşumlarına neden olan<br />

temel etkenin ısı olması nedeniyle<br />

termal proses kontaminantları olarak<br />

adlandırılmaktadır.” bilgisini verdi.<br />

Prof. Dr. Gökmen, kongrede yeni<br />

gıda güvenliği risklerinin her yönüyle<br />

ele alınacağını belirtti ve sözlerine<br />

şu şekilde devam etti: “Önümüzdeki<br />

dönemde gıda endüstrisinin termal<br />

proses kontaminantlarının neden<br />

olduğu gıda güvenliği riskleri ile<br />

mücadelede reformülasyon ve<br />

alternatif prosesler geliştirme yönünde<br />

çabalar artacak ve bu çabalarında<br />

başarılı olan firmalar tüketici güvenini<br />

sağlamada önemli avantaj sağlayacak.”


90<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gastro etkinlik<br />

GELECEĞIN MENÜLERI TREND<br />

RAPORU’NUN ILK ETKINLIĞI<br />

ALAF’TA GERÇEKLEŞTI<br />

Unilever Food Solutions’ın hazırladığı Geleceğin Menüleri Trend Raporu <strong>2024</strong>’ün<br />

Türkiye’deki ilk etkinliği, Türk mutfağının öne çıkan şeflerinden Murat Deniz<br />

Temel’in ev sahipliğinde Alaf Kuruçeşme’de gerçekleşti.<br />

Unilever Food Solutions, Türkiye<br />

için ise 5 trend belirledi: Karşı<br />

Konulmaz Sebzeler, Gelenekten<br />

Geleceğe Lezzetler, İyi Hissettiren<br />

Yiyecekler, Düşük Atıklı Menüler<br />

ve Lezzet Şoku. Raporun bu seneki<br />

ilk etkinliği, Alaf Kuruçeşme’nin<br />

Kurucu Şefi Murat Deniz Temel’in<br />

hazırladığı özel menü eşliğinde Alaf’ta<br />

gerçekleşti. Sektörde öne çıkan şefler<br />

ve basının yanı sıra sektör temsilci<br />

ve profesyonellerinden birçok önemli<br />

ismin ağırlandığı etkinlikte her bir trend<br />

özelinde duyulara hitap eden yemekler<br />

servis edildi. UFS Dünya Başkanı Star<br />

Chen de Geleceğin Menüleri projesi<br />

kapsamında Türkiye’de düzenlenen bu<br />

etkinlikte davetli olarak yer aldı.<br />

Alaf yorumu ile geleceğin menüsü<br />

Geleneksel yemeklerin şeflerin<br />

kendilerine özgü dokunuşları ile<br />

günümüzde de tercih edildiğinin<br />

altını çizen "Gelenekten Geleceğe<br />

Lezzetler" trendi Murat Deniz Temel<br />

tarafından menüde “Tarhana Pestili<br />

Arası, Tarhana Tartar, Tarhana Dip Sos<br />

ve Tarhana Cipsi” olarak yorumlandı.<br />

Yemeğin sağlık ve lezzet değerlerine<br />

birlikte odaklanan “İyi Hissettiren<br />

Yiyecekler” trendine ise “İçten Dışa<br />

Alaca Çorba” olarak menüde yer veren<br />

şef, sebzelerin artık sadece dengeli bir<br />

öğünün parçası olmadığı, aynı zamanda<br />

tabakların merkezine yerleştiği<br />

vurgulan "Karşı Konulmaz Sebzeler”<br />

trendini “Kuşkonmaz ve Kuşkonmaz”<br />

yorumuyla sundu. Düşünülmemiş tat<br />

kombinasyonları ve sıra dışı lezzetler<br />

sunmanın radikal yollarının yer aldığı<br />

"Lezzet Şoku” trendini “Acı, Tatlı,<br />

Ekşi” ile sunarak davetlilere lezzet<br />

deneyimi yaşatan Murat Deniz Temel,<br />

mutfaklarda atığı azaltmayı vurgulayan<br />

“Düşük Atıklı Menüler” trendini<br />

“Çikolata, Tarhana, Kuşkonmaz ve<br />

Kuzu Çıtır” tabağıyla sunarak geceyi<br />

tatlı ile sonlandırdı. Şef, geleceğin<br />

menü trendlerini yorumlarken her bir<br />

yemekte farklı duyulara seslenmeyi<br />

de ihmal etmedi. Tarhanayı sunarken<br />

farklı dokularda sunarak tatma, görme,<br />

duyma, dokunma gibi dokuların hepsini<br />

yemek deneyimine dahil etti. Misafirler<br />

kuşkonmaz yemeğinde yemek<br />

deneyimini kendileri oluştururken<br />

buldular.<br />

Temel: “Her bir yemeği farklı bir<br />

duyuyla eşledik”<br />

Murat Deniz Temel, UFS Geleceğin<br />

Menüleri Trend Raporu ve etkinlik<br />

hakkındaki düşüncelerini ise şöyle<br />

dile getirdi: “Açılışından beri Alaf'ın<br />

menüsünde yerel malzemelere, yerel


değerlere, geleneksel mutfağımıza<br />

yer veriyoruz. Gelenekseli bugün ile<br />

harmanlıyoruz. Rapordaki gelenekten<br />

geleceğe lezzetler, iyi hissettiren<br />

yiyecekler trendlerinin Alaf'ın<br />

gastronomi felsefesi ile örtüştüğünü<br />

gördük ve Geleceğin Menüleri <strong>2024</strong><br />

Raporu'nu Alaf yorumu ile lezzete<br />

dönüştürdük. Her bir yemeği farklı bir<br />

duyu ile eşlemeye çalıştık.”<br />

Tokgöz: “Raporun yol<br />

göstericiliğinin önemli<br />

kanıtlarından biri de…”<br />

Unilever Food Solutions Türkiye Genel<br />

Müdürü Yılmaz Tokgöz Geleceğin<br />

Menüleri Trend Raporu <strong>2024</strong>’ün<br />

ilk etkiliğinin ilham verici geçtiğini<br />

belirterek, etkinlik hakkında şunları<br />

söyledi: “Bu akşam uzun zaman<br />

250’si UFS şefi olmak üzere,<br />

dünyanın farklı kültürlerinden<br />

1600’den fazla şefin öngörüleri<br />

ile ortaya çıkan ve şeflere menü<br />

ve reçetelerinde yol göstermeyi<br />

amaçlayan Geleceğin Menüleri<br />

Trend Raporu <strong>2024</strong>’te İyi<br />

Hissettiren Yiyecekler, Karşı<br />

Konulmaz Sebzeler, Gelenekten<br />

Geleceğe Lezzetler, Paylaşma<br />

Hazzı, Düşük Atıklı Menüler,<br />

Lezzet Şoku, Yerel Lezzetler ve<br />

Bitkiyle Güçlendirilmiş Protein<br />

gibi 8 trend öne çıkıyor.<br />

ve araştırmalarla belirlediğimiz<br />

trendlerin, Unilever Food Solutions<br />

ürünleri ve markaları ile entegre olarak<br />

nasıl hayata geçtiğine ve Geleceğin<br />

Menüleri Trend Raporu’nun şefler<br />

için ne kadar önemli bir kaynak<br />

olduğuna hep birlikte tanık olduk.<br />

Raporun uygulanabilir ve yol gösterici<br />

olduğunun önemli kanıtlarından biri de<br />

bu akşam deneyimlediğimiz menünün<br />

Alaf’ta kalıcı olarak hayata geçmesi ve<br />

mayıs-haziran aylarında misafirlere<br />

sunulması olacak. Geleceğin Menüleri<br />

Trend Raporu’nun mutfağımızın önemli<br />

şeflerine yön vermesi ve bu şeflerin<br />

deneyimi ile Unilever Food Solutions<br />

ürünlerinin mutfaklarda daha fazla<br />

yer alması bu raporu yayınlarken<br />

hedeflediğimiz şeydi. Geleceğin<br />

Menüleri Trend Raporu’nun amacına<br />

ulaştığını ve şeflerin bu rapordan ilham<br />

alarak hazırladığı tabakları görmek<br />

bizim için mutluluk verici. Raporda<br />

sunduğumuz trendleri Türkiye’nin öne<br />

çıkan şeflerinin yorumlarıyla farklı<br />

etkinliklerde görmeye devam edeceğiz.”<br />

Sevin: “Ekibimizi geleceğe<br />

dair öngörülü hale getirmeye<br />

önemsiyoruz”<br />

Unilever Food Solutions Türkiye<br />

Pazarlama Lideri Didem Molay Sevin<br />

etkinliği şu sözlerle değerlendirdi:<br />

“Unilever Food Solutions olarak,<br />

sektörde değişen dinamikleri yakından<br />

takip ediyor ve müşterilerimizin<br />

beklentilerine göre hizmetlerimizi<br />

şekillendiriyoruz. Sağlıklı beslenme<br />

trendi, sürdürülebilirlik, vegan ve<br />

vejetaryen seçeneklerinin artması<br />

gibi faktörler, müşterilerin tüketim<br />

tercihlerini etkiliyor; biz de ekip<br />

olarak bu değişimler Türkiye’de<br />

benimsenmeye başlamadan hemen<br />

önce sektör ve müşterilerimiz<br />

için çözümleri üretmiş oluyoruz.<br />

Bizim için en önemli şeylerden biri,<br />

ekibimizi geleceğe dair öngörülü hale<br />

getirmek. Ev dışı tüketim sektörünün<br />

tüm ihtiyaçlarına cevap verme ve<br />

yenilikçi çözümler üreterek sektöre<br />

öncü olma amacıyla çıktığımız bu<br />

yolda, Geleceğin Menüleri Trend<br />

Raporu tam da hedefimize hizmet<br />

eden bir kaynak. 1600’den fazla şefin<br />

çalışmaları ve öngörüsüne dayanan<br />

bu rapor, bu akşam da hep birlikte<br />

gördüğümüz üzere, trendlerin ne<br />

kadar doğru noktalara değindiğini ve<br />

raporun pratikte de uygulanabilir bize<br />

gösteriyor.”


92<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gastro etkinlik<br />

ŞEF EBRU BAYBARA DEMIR<br />

TÜRK BAYRAĞINI GURURLA<br />

DALGALANDIRDI<br />

Dünyanın en önemli Latin Amerika aşçılık festivallerinden bir olan Ñam<br />

Festival bu yıl 11‘inci kez 22-24 Mart tarihlerinde Santiago’da gerçekleşti.<br />

Şef Ebru Baybara Demir, Türk bayrağını bir kez daha gururla dalgalandırdı.<br />

La Mesa de Chile” mottosuyla<br />

dünyanın farklı noktalarından<br />

gastronomi tutkunlarını bir araya<br />

getiren Ñam Santiago Festivali, bu yıl<br />

11’inci kez Santa Rosa de Apoquindo<br />

Park’ta gerçekleştirildi. Gastronominin<br />

her alanında bütünleyici bir konsept<br />

sunan festivalde Şili’nin farklı mutfak<br />

lezzetlerinden sosyal gastronomiye,<br />

inovasyondan geri dönüşüme birçok<br />

konunun yer aldığı Ñam Mercado,<br />

Ñam Innova, Resto Ñam ve Ñamcito<br />

bölümleriyle dünyanın farklı<br />

noktalarından 20 bin ziyaretçi katıldı.<br />

Basque Culinary World Prize 2023<br />

kazananı Şef Ebru Baybara Demir’in<br />

de açılış konuşmasını yaptığı Nam<br />

Innova sahnesinde Peru’dan Virgilio<br />

Martínez, Uruguay’dan María Elena<br />

Marfetán Brezilya’dan Rafa Costa<br />

e Silva, Henrique Gilberto ve Rafael<br />

Quick, İspanya’dan Eneko Izkue,<br />

El Salvador’dan Gracia Navarro ve<br />

Alexander Herrera ve Polonya’dan<br />

Nicola Grycska gibi isimler yer aldı.<br />

Tecrübelerini aktardı<br />

Konuşmasında Şef Ebru Baybara<br />

Demir, Türkiye’de gerçekleştirdiği<br />

projelerden bahsederken sosyal<br />

gastronominin gıdanın geleceği kadar<br />

toplumsal kalkınmaya etkisini de<br />

dile getirdi. Gıdanın geri dönüşümü<br />

konusunda festivalde yapılan<br />

çalışmalara katılan Baybara Demir, atık<br />

yönetimi konusunda projede çalışan


94<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gastro etkinlik<br />

kadınlara biyobozunur atık yönetimi<br />

konusunda tecrübelerini aktardı.<br />

Türkiye Cumhuriyeti Santiago<br />

Büyükelçisi Gülcan Akoğuz’un da<br />

katıldığı festivalin kapanışında, etkinliğe<br />

katılan şeflerle Mardin’in geleneksel<br />

tarifiyle Teşt Pilavı hazırlayan<br />

Baybara Demir, Türk bayrağıyla<br />

yemek dağıtımını uluslararası tüm<br />

şeflerin katılımıyla Cercis Murat<br />

Konağı’nın geleneksel sunum şovu ile<br />

gerçekleştirdi.<br />

Gastronomi aracılığıyla birleştiriyor<br />

“Let’s Change the World by Eating -<br />

Hadi dünyayı yiyerek değiştirelim!”<br />

sloganıyla düzenlenen festival; sağlık,<br />

kültür ve çevre konularını gastronomi<br />

aracılığıyla birleştirmeyi ve Latin<br />

Amerika'daki sosyal inovasyonları<br />

desteklemeyi hedefliyor. Ebru Baybara<br />

Demir’i ağırlamaktan ve onun hikayesini<br />

tüm katılımcılar ile paylaşmasından<br />

büyük mutluluk duyduklarını dile<br />

getiren Ñam'in yönetmeni ve ortak<br />

yaratıcısı Rafael Rincón “Gastronomi,<br />

ülkelerin sosyal, kültürel ve<br />

ekonomik gerçekliğini anlamanın<br />

temel dayanağı. Şili'nin gastronomik<br />

hazinelerini çevreleyen mirası, doğası<br />

ve insanlarıyla bütünleşen bu festival<br />

Şili Sofrasının en iyilerini öne çıkarıyor<br />

ve bunu kamu kurumlarının, STK'ların,<br />

akademi dünyasının, şirketlerin ve iyi<br />

yemek severlerin yardımıyla yapıyor.<br />

Şef Ebru gibi birçok özel ismin burada<br />

olması tüm katılımcılara ilham veriyor”<br />

dedi.


96<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gastro etkinlik<br />

LE CORDON BLEU İSTANBUL,<br />

<strong>2024</strong> GASTRONOMI TRENDLERINI<br />

"TOQUE'LU YILDIZLAR"IN<br />

PARILTISIYLA TATLANDIRDI<br />

Dünyanın en prestijli mutfak sanatları okulu olan ve Türkiye'de Özyeğin Üniversitesi<br />

iş birliğinde eğitim veren Le Cordon Bleu İstanbul, gelenekselleşen gastronomi<br />

buluşmalarının 6'ncısını gerçekleştirdi.<br />

25 Nisan <strong>2024</strong>, Perşembe günü Fransız<br />

Sarayı'ndaki buluşmaya Le Cordon<br />

Bleu İstanbul'dan mezun olan ünlü<br />

şefler, sektörün kanaat önderleri ve basın<br />

mensupları katıldı. Katılımcılar, bu yılın<br />

teması olan "Toque'lu Yıldızlar" ışığında,<br />

<strong>2024</strong> Gastronomi Trendleri üzerine bilgi ve<br />

görüşlerini paylaştı.<br />

Başarının en leziz öyküsü<br />

Gastronomi buluşmasına ev sahipliği<br />

yapan Özyeğin Üniversitesi Le Cordon Bleu<br />

İstanbul Türkiye Direktörü Defne Ertan<br />

Tüysüzoğlu yaptığı açılış konuşmasında;<br />

'Türkiye gastronomi dünyasına damgasını<br />

vuran Michelin ve Gault&Millau<br />

rehberlerinin ülkemize girmiş olması<br />

ve mezunlarımızın bu ödüllere layık<br />

görülmesiyle onlarla aynı heyecanı yaşadık,<br />

yaşıyoruz. Dünyanın sayılı mutfak sanatları<br />

okullarından biri olan Le Cordon Bleu<br />

İstanbul, her başarı öyküsü ile daha da<br />

güçleniyor. 129 yıllık mutfak eğitimi, tecrübe<br />

ve disiplinimizle, tüm dünyada olduğu gibi<br />

Türkiye'de de yepyeni yıldızların kendi<br />

öykülerini yazmalarına yardım edeceğimizi<br />

biliyoruz. Bu yolculukları keyifle izliyoruz.<br />

Önceki nesillerin bizlere bıraktıklarını<br />

gelecek nesillere aktaracak olmanın gururu<br />

ve mutluluğunu yaşıyoruz" dedi.<br />

"Bizim için ayrıcalıklı bir ortaklık"<br />

Fransa Başkonsolosu Olivier Gauvin<br />

ise yaptığı konuşmada, bu yıl 6'ncısı<br />

gerçekleştirilen "Gastronomi Trendleri"<br />

buluşması için Le Cordon Bleu İstanbul<br />

ile Fransız Sarayı'nın iş birliğiyle, şeflerle,<br />

mezunlarla, öğrencilerle bir araya<br />

gelmekten duyduğu memnuniyetini dile<br />

getirdi. Gauvin; "1895 yılında, 129 yıl önce


Fransa'da kurulmuş olan Le Cordon Bleu<br />

okulu bildiğiniz üzere mutfak sanatlarına<br />

ve otel yönetimine adanmıştır. Le Cordon<br />

Bleu İstanbul'un 10'ncu yıl dönümüne iki yıl<br />

önce, 2022'de bu sarayda tanık olmaktan<br />

büyük mutluluk duymuştuk, Kuruluşuna da<br />

burada şahit olduğumuz Le Cordon Bleu<br />

İstanbul ile Fransız Büyükelçiliği ve Fransız<br />

Konsolosluğu arasındaki bu çok ayrıcalıklı<br />

ortaklığı ileride de sürdürmeye devam<br />

edeceğimizi umuyorum" dedi.<br />

Benzersiz öğrenme fırsatı<br />

Le Cordon Bleu İstanbul Yönetici<br />

Eğitmen Şef Erich Ruppen de, Le Cordon<br />

Bleu İstanbul ve Özyeğin Üniversitesi<br />

öğrencilerinin bir çok yerel ve uluslararası<br />

Michelin yıldızlı restoranlarda staj imkanı<br />

bulduklarını belirtirken, "Michelin yıldızlı<br />

bir restoranda çalışmanın cazibesi yalnızca<br />

bu tür kuruluşlarla ilişkilendirilen prestijde<br />

değil, aynı zamanda sundukları benzersiz<br />

öğrenme fırsatlarında da yatmaktadır" dedi.<br />

129 yıllık tecrübe ve disiplin<br />

Le Cordon Bleu, mutfak sanatları<br />

eğitimindeki 129 yıllık tecrübesi ve<br />

disipliniyle binlerce gence kapılarını açtı.<br />

2012 yılından bugüne Özyeğin Üniversitesi<br />

işbirliğiyle misyonunu uluslararası<br />

başarılarla Türkiye'de de sürdüren Le<br />

Cordon Bleu İstanbul'un mezunları,<br />

mesleki eğitimlerinin yanı sıra, sahip<br />

oldukları yenilikçi ve girişimci ruhlarıyla iş<br />

dünyasındaki tecrübelerini de paylaştı.<br />

İstanbul Frankie Mutfak Şefi Aykut<br />

Doğanok, TURK Fatih Tutak Kısım Şefi<br />

Mahmut Can Kızılbay, Neolokal Pasta Şefi<br />

Egem Aras, The Marmara Bodrum ve Tuti<br />

Restoran Yönetici Şefi Hakan Süve ile İnari<br />

Omakase'nin kurucusu Aycan Akdağ'ın,<br />

"Toque'lu Yıldızlar" olarak <strong>2024</strong> gastronomi<br />

trendlerini anlattıkları buluşmaya, Le<br />

Cordon Bleu İstanbul öğrencilerinin<br />

hazırladığı birbirinden lezzetli sunumlar<br />

da damga vurdu. Etkinlikte Le Cordon<br />

Bleu şeflerinin liderliğinde, öğrencilerin<br />

hazırladığı lezzetler şık sunumlarla ikram<br />

edildi. Konukların beğenileri geleceğin<br />

Toque'lu Yıldızları'nın başarısını taçlandırdı.<br />

Aykut Doğanok- İstanbul Frankie<br />

Mutfak Şefi<br />

"Dünya çapında saygınlık kazanmış ve<br />

standartlarını tartışmasız olarak net<br />

belirlemiş yeme-içme ve derecelendirme<br />

rehberlerinin ülkemiz gastronomisini de<br />

kapsıyor oluşu; vizyon ve misyon olarak<br />

her pozisyondan sektör çalışanına farklı bir<br />

bakış açışı kazandıracaktır. "<br />

Mahmut Can Kızılbay- TURK Fatih Tutak<br />

Kısım Şefi<br />

"Rafine mutfak, benim de yıllardır içinde<br />

zevkle bulunduğum mutfakların ana<br />

karakteri. Kaliteli malzemelerin yüksek<br />

düzeyde teknikler uygulanarak sunulması<br />

rafine mutfağın en yalın tanımı olabilir. Bu<br />

yıl Gault & Millau'nun da ülkemize gelişiyle,<br />

çok daha geniş bir listeyle daha küçük<br />

çaplı işletmeler ve farklı yemek tarzları da<br />

kendini Türkiye ve dünyaya tanıtma fırsatı<br />

buldu. Yıldız yanında şapka kazanmak ve bu<br />

listelerde yer almak tüm sektör çalışanları<br />

için yeni bir motivasyon oldu."<br />

Hakan Süve- The Marmara Bodrum ve Tuti<br />

Restoran Yönetici Şefi<br />

"Yaklaşık 18 yıldır bu mesleğin içindeyim.<br />

Ancak son 5 yıldır yaptığım işin değerini<br />

ve derinliğini hissediyorum. Örneğin artık<br />

çoğumuz yemeğe atılan tuzun miktarından<br />

daha çok içerdiği mineraller, çeşitliliği,<br />

üretim yerleri, birleştiği ürünler ile ortaya<br />

çıkan kimyasal reaksiyonlar, coğrafya ve<br />

hatta kültürüne kadar sorgulamaya ve<br />

araştırmaya başladık. İnsanları bu tür<br />

arayışlara iten önemli etkenlerden biri<br />

de tartışmasız bu denli ayrıcalık yaratan<br />

derecelendirme rehberleridir."<br />

Egem Aras- Neolokal Pasta Şefi<br />

"Rafine mutfak bana özümüzün şıklığını<br />

ifade etmekte. Özellikle gastronomi<br />

anlamında önde gelen Michelin ve<br />

Gault&Millau gibi yemek rehberleri<br />

sektörü rekabete ve yaratıcılığa açık bir<br />

duruma getiriyor. Sektörün dogmatik<br />

ilerlemesindense daha yenilikçi, mikro<br />

sezon odaklanmasına fayda sağladığını<br />

söyleyebilirim. Anadolu'nun sonsuz<br />

lezzetleri ve sayısız çeşitliliğini bir araya<br />

getirerek gün sonunda misafirlerin önüne<br />

şık ve uluslararası geçerlilikte sunmak<br />

heyecan verici."<br />

Aycan Akdağ- İnari Omakase'nin<br />

kurucusu<br />

'Dünyanın en iyi restoranlarının ve şeflerinin<br />

titizlikle seçilerek onurlandırıldığı Michelin<br />

ve Gault & Millau gibi değerlendirmelerin<br />

bizler için büyük bir motivasyon kaynağı<br />

olduğuna inanıyorum. Farklı coğrafyaların<br />

mutfaklarının geniş kitleler tarafından<br />

tanınmasına imkan sağlayan bu gibi<br />

değerlendirmeler, yenilikçi olgularla<br />

dönüşüme uğrayan ancak daima<br />

değerlerine bağlı kalan Türk gastronomi<br />

dünyasının global sektörde tanınmasında<br />

büyük önem taşıdığı kanısındayım."


98<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gastro aktüel<br />

Bu restoranda<br />

kahvaltı bir<br />

başka<br />

İstanbul’un Çamlıca Tepesi’nde<br />

müdavimlerine Çamlıca<br />

Kulesi ve Adalar manzarası<br />

eşliğinde, geleneksel Türk<br />

mutfağı tatlarının keyfini<br />

yaşatan Çömlek Kuru Fasulye<br />

Restoran, ‘kahvaltının<br />

mutlulukla ilişkili olduğu’ anlayışıyla saat sınırı olmadan misafirlerini<br />

keyifli kahvaltısı ile buluşturuyor. Hafta içi ve cumartesi günleri<br />

saat 09.00’dan itibaren 22 çeşitten oluşan serpme kahvaltı tabağı<br />

ile günün en keyifli öğünün tadını çıkarmaya davet eden mekanın<br />

serpme hazırlanan kahvaltısında çaylar sınırsız. Restoranda her<br />

pazar günü ise 09.00-13.00 saatleri arasında sunulan açık büfe<br />

kahvaltı şöleni tam 100 çeşitten oluşuyor. Misafirler, taze ve özenle<br />

seçilen ürünlerle donatılan kahvaltıda, kaliteli malzemelerle<br />

hazırlanan enfes lezzetleri deneyimleme fırsatı buluyor. Sıcaklar<br />

menüsünde çeşit çeşit börek, patates kızartması, soğan halkası,<br />

menemen, sosis, sahanda yumurta var. Kahvaltılıklar 8 çeşit peynir,<br />

4 çeşit zeytin, 3 çeşit reçel, tereyağı-bal, tahin-pekmez, krem çikolata<br />

ve söğüşten oluşuyor. Mezeler arasında ise Türk mutfağının baş tacı<br />

kısır, patates salatası, gavurdağı salatası, havuç tarator, haydari,<br />

yoğurtlu patlıcan kızartması, yoğurtlu havuç- kabak kızartması,<br />

yoğurtlu karışık biber kızartması, zeytinyağlı brokoli, zeytinyağlı<br />

Brüksel lahanası, acılı ezme, közlenmiş kırmızı biber ve Amerikan<br />

salatası bulunuyor.<br />

Ulusoy Un,<br />

55. yılını kutluyor<br />

Samsun, Aydın, Ankara, Çorlu ve<br />

Hatay’daki 5 fabrikasıyla günde<br />

4.375 ton üretim kapasitesi bulunan<br />

Ulusoy Un, 55. yılını kutluyor.<br />

Türkiye un ihracatının yüzde 10’unu<br />

gerçekleştirerek Türkiye’nin lider un<br />

ihracatçısı ve üreticisi konumundaki<br />

marka, 2023 yılının ilk 9 ayında 24<br />

milyar TL satış hasılatı gerçekleştirdi.<br />

105 ülkeye ihracat yapan Ulusoy Un,<br />

TİM1000 listesine göre Türkiye’nin<br />

en büyük 247. ihracatçısı, İSO500<br />

listesine göre Türkiye’nin en büyük 273. sanayi kuruluşu ve kendi<br />

sektörünün en büyük firması olan konumunda. Konuyla ilgili açıklamaya<br />

yapan Ulusoy Un Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Eren Günhan Ulusoy,<br />

“Babam Fahrettin Ulusoy tarafından kurulan Ulusoy Un, küçük bir<br />

zahire dükkanından, global bir şirkete dönüştü. Sevgili babam Fahrettin<br />

Ulusoy’un başlattığı bu yolda, aynı azim ve heyecanla yürümeye devam<br />

ediyoruz. Babamın mirasını taşımak, aynı zamanda Ulusoy Un’un bu<br />

topraklara kattığı değeri sürdürmek benim ve ailem için büyük bir onur<br />

ve sorumluluk. Şirketimizin geçmişine duyduğumuz saygı ve geleceğe<br />

olan inancımız, her adımda bizi daha da ileriye götürüyor.” dedi.<br />

Eksun Gıda'dan dört<br />

yenilikçi adım<br />

Eksun Gıda, 2023 yılında<br />

gıda teknolojisinde dört<br />

önemli Ar-Ge projesini<br />

başarıyla tamamlayarak<br />

sektördeki yenilikçi<br />

yaklaşımını pekiştirdi.<br />

Gerçekleşen çalışmalarla<br />

ilgili açıklamalarda<br />

bulunan Eksim Holding<br />

Gıda Grubu Başkanı ve<br />

Eksun Gıda Genel Müdürü Ahmet Demir, “Gıda<br />

teknolojisindeki yeniliklere öncülük etmeye devam<br />

ediyoruz. Sağlıklı gıda üretimini destekleyen<br />

sürdürülebilir çalışmalar gerçekleştirmek temel<br />

hedeflerimiz arasında yer alıyor. Çalışmalarımızla<br />

suyun kalitesinin, ekmeğin yapısı ve lezzeti<br />

üzerindeki belirleyici rolünü keşfettik. Atık süt ürünlerinin<br />

sürdürülebilir gıda üretimine katkısını ortaya koyduk. Ayrıca tıbbi<br />

bitkilerin ekmek üretimine kalite ve sağlık açısından sağladığı<br />

faydaları incelerken diyabetik bireyler için de doğal gıda ürünlerine<br />

odaklandık.” dedi. Eksun Gıda 2023 yılında da gıda sektöründeki<br />

Ar-Ge çalışmalarıyla dikkatleri üzerine çekti.<br />

Şampiyonanın birincisi<br />

Brezilya’dan<br />

Türkiye’den<br />

sadece Porland’ın<br />

isim sponsoru<br />

olduğu Dünya<br />

Kahve Tadımcıları<br />

Şampiyonası’nın<br />

kazananları belli<br />

oldu. Bu yıl 34<br />

ülkeden kahve tadım<br />

şampiyonunun<br />

katılım gösterdiği<br />

ve Porland<br />

logosunun yer aldığı toplam 288 kahve<br />

fincanının kullanıldığı şampiyonada<br />

birinciliği Brezilya’dan Dionatan Almeida<br />

elde etti. Şampiyonanın ikincisi Almanya’dan<br />

Aurore Ceretta olurken üçüncü sırada Yeni<br />

Zelanda’dan Han Jong Lee, dördüncü sırada<br />

ise Guatemala’dan Jonathan Rangel yer aldı.<br />

Dereceye giren isimlere takdim edilen kupa ve<br />

ödüller de şampiyonanın bu yılki isim sponsoru<br />

olan Porland tarafından üretildi. Şampiyonanın<br />

ardından değerlendirmede bulunan Porland Yönetim Kurulu Üyesi<br />

İmge Pamukçu, “Üretim gücümüzü globalde daha yukarı taşımak<br />

için önemli bir adım olarak gördüğümüz Dünya Kahve Tadımcıları<br />

Şampiyonası isim sponsorluğumuzun ilk yılını başarıyla noktaladık.<br />

Porland olarak isim sponsorluğumuz önümüzdeki iki yılda da<br />

devam edecek ve bu süre boyunca marka ve üretim gücümüzün etki<br />

alanını daha geniş kitlelerle buluşturarak ülkemizin bu alandaki<br />

yetkinliğini kanıtlayacağız” dedi.


100<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gastro aktüel<br />

Meksika Turizm Bakanı’ndan<br />

Ranchero’ya anlamlı ödül<br />

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’a<br />

resmi bir ziyaret gerçekleştiren<br />

Meksika Turizm Bakanı Miguel<br />

Torruco Marqués, Ranchero’nun<br />

2005 yılından bu yana Meksika<br />

gastronomi kültürünü kardeş ülke<br />

Türkiye’de başarıyla yaşattığı için<br />

mekanın sahibi Selma (Patricia)<br />

González Tanyeri’ye teşekkür<br />

ödülü takdim etti. Türkçe karşılığı<br />

“Meksika yerlisi” anlamına gelen<br />

Ranchero, Tanyeri Gonzalez ailesi<br />

tarafından işletiliyor. Mekanın<br />

kuruluşu aslında, 1970’li yıllara<br />

kadar uzanıyor. Zonguldaklı Rıza<br />

Tanyeri ile Meksikalı Patricia<br />

Gonzalez’in, dil eğitimi için<br />

geldikleri İngiltere’de ilk görüşte birbirlerine aşık olup Meksika’da<br />

evlenmeleriyle başlayan aşk hikayesinden, 2005 yılında Ranchero<br />

<strong>Restaurant</strong> doğdu. Şehrin Meksikalısı Ranchero, İstanbul’da<br />

Suadiye, Nişantaşı, Fişekhane ve Ataşehir, Ankara’da ise Maidan,<br />

Atakule, One Tower ve Armada şubeleriyle hizmet veriyor.<br />

Rezervem, müşteri<br />

portföyünü büyütüyor<br />

Michelin yıldızlı ve fine dining restoranları sistemine dahil eden<br />

Rezervem; Şef Osman Sezener tarafından hayata geçirilen ve Michelin<br />

yıldızıyla ödüllendirilen OD Urla; Ebru Baybara Demir tarafından<br />

Doğu Akdeniz mutfağından ilham alınarak kurulan ve Türkiye’nin ilk<br />

sıfır atık restoranı Zaramot 1890; Kaş’ın büyüleyici doğasıyla iç içe<br />

olan ve lezzetli menüsüyle dikkat çeken Oburus Momus ve Oburus<br />

Notos; Anadolu’nun eşsiz lezzetlerini Asya pişirme & servis teknikleri<br />

ve baharatları ile harmanlayarak yaratıcı lezzetler sunan Banyan;<br />

Akdeniz ve Türk mutfağından ilham alarak hazırlanan menüsüyle lezzet<br />

tutkunlarının favorisi olan Aheste; Uzakdoğu ve Peru’ya özgü lezzetleri<br />

Türk damak tadına uygun olarak sunan Ioki Nau ve misafirlerine<br />

gerçek bir steakhouse kültürü deneyimleme imkanı sunan Gürkan Şef<br />

Steakhouse’un tüm rezervasyon sürecini yönetecek.<br />

Bir tıkla kapınızda!<br />

Uzakdoğu mutfağının en<br />

yeni ve iddialı temsilcisi<br />

Little Buddha, ilk şubesi<br />

olan Akmerkez’in ardından<br />

paket servis hizmetine<br />

da başladı. Uzakdoğu<br />

mutfağının en orijinal<br />

ve seçkin lezzetlerini<br />

“ulaşılabilir lüks”<br />

mottosuyla misafirlerine<br />

sunan restoran; deneyimli<br />

şeflerinin elinden çıkan<br />

170’ten fazla seçeneği artık<br />

kapınıza kadar getiriyor.<br />

Mekanın en iddialı olduğu<br />

seçeneklerden olan<br />

sushi’de set menüler dahil<br />

yaklaşık 55 farklı çeşit var.<br />

Noodle çeşitleri ve ana yemeklerde de oldukça iddialı olan mekanın<br />

imza lezzetleri arasında ise; Corn Tempura, Dynamite Shrimps ve<br />

Ponzu Soslu Trüflü Edamame yer alıyor. Birbirinden leziz kokteyl<br />

seçeneklerinin yer aldığı menüde öne çıkan kokteyller ise Bergamut,<br />

Butterfly ve Lavender.<br />

Gençlerin bilişsel gelişimi<br />

için günde bir avuç ceviz!<br />

The Lancet Discovery Science'ın<br />

eClinicalMedicine dergisinde<br />

yayınlanan ve İspanya’da<br />

gerçekleştirilen yeni bir<br />

araştırmaya göre, düzenli olarak<br />

ceviz tüketmenin gençlerin<br />

bilişsel gelişimi ve psikolojik<br />

olgunlaşması üzerinde olumlu<br />

bir etkisi olabileceğini ortaya<br />

koyuyor. Ceviz, vücut için gerekli<br />

bir omega-3 yağ asidi olan ve<br />

özellikle gelişim çağında beynin<br />

gelişiminde önemli bir rol<br />

oynayan alfa-linolenik asidi (ALA)<br />

önemli miktarda içeren tek ağaç<br />

yemişidir. ISGlobal ve Hospital del Mar Tıbbi Araştırma Enstitüsü’nün<br />

(IMIM) iş birliği ve Pere Virgili Sağlık Araştırma Enstitüsü’nün (IISPV)<br />

öncülüğünde yürütülen araştırmanın sonuçları, ergenlik çağında ceviz<br />

tüketimi ile ilgili ilk araştırma olduğundan büyük önem taşıyor. IISPV<br />

Neuro Èpia Araştırma Grubu Koordinatörü Jordi Julves, yürütülen<br />

araştırmayı özetliyor: "Ergenlik çağı, beyin gelişiminin, bağlantı<br />

kurmanın ve karmaşık davranışların pik yaptığı bir dönemdir. Bu<br />

dönem, çeşitli çevresel ve beslenme dahil olmak üzere yaşam tarzı<br />

faktörlerine karşı oldukça hassastır. İyi bir bilişsel gelişim için yüksek<br />

enerji ve besin değeri içeren gıdaları tüketmek büyük önem taşır.<br />

Ceviz, besin değeri oldukça yüksek bitki bazlı bir gıdadır ve vücut için<br />

önemli bir gereksinim olan ve enerji sağlayan omega-3 yağ asidi ALA<br />

açısından oldukça zengindir. İşte tüm bu nedenlerden dolayı ceviz,<br />

gençler için gerçek bir dosttur.” Kaliforniya Ceviz Komisyonu (CWC),<br />

araştırma sonuçlarının tasarımına müdahale etmeden araştırma için<br />

gerekli cevizleri sağlayarak bu çalışmayı desteklemiştir.


102<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

Juan Valdez,<br />

Türkiye’de 2<br />

yaşında!<br />

gastro aktüel<br />

Meksika lezzetleri yola çıktı<br />

Dünya çapında en<br />

çok tanınan kahve<br />

markalarından biri olan ve<br />

Türkiye’de Honest Holding<br />

çatısı altında yer alan<br />

Juan Valdez, Türkiye’de<br />

2. yılını kutluyor. Yüzde<br />

100 Premium Colombian<br />

Coffee markası, ilk<br />

şubesini 31 Mart 2022<br />

tarihinde İstanbul<br />

Harbiye’de hizmete<br />

açmıştı.<br />

Oligark İstanbul<br />

yaza hazır!<br />

Kuruçeşme’de boğaza sıfır, 5 bin metrekarelik alanda<br />

konumlanan Oligark İstanbul, dünya mutfağının en leziz<br />

tatlarına sahip restoranları ve sınırsız eğlence vadettiği<br />

yazlık gece kulübü ile konuklarını ağırlarken yıl boyu<br />

düzenlediği sürpriz etkinlikleri ile de misafirlerine eşsiz<br />

bir deneyim yaşatıyor. Yaz boyunca misafirlerine farklı<br />

bir İstanbul deneyimi yaşatan ve deniz yoluyla da ulaşım<br />

sağlanabilen mekan, bünyesinde bulunan restoranlar<br />

ve gece kulübünün dışında lounge barıyla da oldukça<br />

ilgi görüyor. Yaz boyu hem kulaklara hem de damaklara<br />

hitap eden Oligark Lounge Bar’da chill out müzik ve özel<br />

kokteyller eşliğinde güneşin batışına tanık olabilir, ardından<br />

yazlık kulübünde sabahın ilk ışıklarına kadar müzik ve<br />

eğlencenin tadına varabilirsiniz.<br />

İstanbul ve Ankara’daki restoranlarında, binlerce yıllık Meksika<br />

mutfağından özel seçkiler sunan Ranchero, lezzet turuna çıktı.<br />

Festival ve etkinliklerde, tacolardan burritolara, nachoslardan<br />

burger çeşitlerine kadar hem sağlıklı hem de lezzetli fast food<br />

tarzı mönüler servis edecek Ranchero mutfağının ilk durağı ise<br />

Life Park oldu. Özel gün ve davetler için catering hizmeti de sunan<br />

Ranchero, şirket toplantıları, nişan & düğün organizasyonları, ev<br />

partileri, doğum günleri gibi kutlamaları da birer lezzet festivaline<br />

dönüştürüyor. Ranchero’nun mobil mutfağı, mayıs ve haziran<br />

aylarındaki BigFest, FoodieFest, HoliFest İstanbul ve Imera&Niks<br />

Carnaval etkinleri için Lifepark’ta konumlandı. Bu özel etkinlikler<br />

için Life Park’a gelecek ziyaretçiler, Ranchero’nun damaklarda<br />

lezzet festivali yaratan tacoları, burritoları, nachosları ve Meksika<br />

usulü burgerler ile yine Meksika’ya özgü bir tatlı olan Churros’u<br />

deneyimleyebilecek.<br />

Lezita’ya yeni Pazarlama<br />

Müdürü<br />

Organizasyon yapısını, “Satış” ve “Pazarlama”<br />

bölümlerini iki ayrı departman olarak ayırarak<br />

yenileyen Lezita’nın yeni Pazarlama Müdürü,<br />

Vitabiotics’de Pazarlama Müdürü olarak<br />

görev yapan Fatoş Nacar oldu. İzmir Yüksek<br />

Teknoloji Enstitüsü Kimya Mühendisliği’nden<br />

lisans, Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal<br />

Mühendisliği ve Yönetici İşletme<br />

bölümlerinden yüksek lisans derecesine<br />

sahip olan Fatoş Nacar, 1 Nisan <strong>2024</strong> tarihi<br />

itibariyle yeni görevine başladı.<br />

Pazarlama alanında uzun yıllara dayanan<br />

tecrübeye sahip olan Fatoş Nacar kariyerine<br />

2014 yılında Pfizer’de başladı. 2017-2018<br />

yılları arasında Şölen Çikolata’da Marka Müdür Yardımcılığı, 2019-2020<br />

yıllarında Lila Group’ta Marka Müdürü olarak görev yapan Nacar, 2020<br />

yılında Vitabiotics’e Pazarlama Müdürü olarak geçiş yaptı. Fatoş Nacar,<br />

Lezita Pazarlama Müdürü olarak markanın pazarlama ve iletişim<br />

faaliyetlerinden sorumlu olacak.


104<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gastro aktüel<br />

Çikolata tutkunlarını<br />

IBAKTECH’te buluşturdu<br />

Göçmen Artisan<br />

Bakery'nin terası açıldı<br />

180 yılı aşkın deneyimiyle çikolata ve kakao sektöründe dünya<br />

lideri olan Barry Callebaut, 24-27 Nisan tarihlerinde İstanbul Fuar<br />

Merkezi’nde gerçekleşen 14. Uluslararası Ekmek, Pasta Makineleri,<br />

Dondurma, Çikolata ve Teknolojileri Fuarı Ibaktech’te yerini aldı.<br />

Çikolata tutkunları ve profesyonelleri için unutulmaz bir deneyim<br />

sunan Barry Callebaut, Chocolate Academy şefleri ile özel olarak<br />

gerçekleştirdiği workshoplarda birbirinden lezzetli çikolata tadım<br />

etkinlikleriyle standı ziyaret edenlere adeta bir lezzet şöleni yaşattı.<br />

Sektöre yön veren profesyonelleri aynı çatı altında bir araya getiren<br />

fuarda birbirinden lezzetli ürün portföyü hakkında detaylı bilgiyi ve<br />

çikolatanın püf noktalarını dinleyen katılımcıların ilgisinin yoğunluğu<br />

da dikkat çekti.<br />

Doruk Un’dan gövde gösterisi<br />

İstanbul'un tarihi ve bohem<br />

atmosferiyle ünlü Galata bölgesinde<br />

bulunan Göçmen Artisan Bakery, yaz<br />

sezonunu karşılamak için kapılarını<br />

yeni bir terasla açıyor. Boğaz<br />

Köprüsü'nden Haliç’e kadar uzanan<br />

nefes kesen manzarasıyla, Galata<br />

Kulesi'ne adeta dokunabileceğiniz<br />

kadar yakın olan mekan, dünya<br />

lezzetlerini tarihi bir dokuda<br />

buluşturuyor. Sabahın erken<br />

saatlerinden itibaren misafirlerini ağırlayan Göçmen Artisan<br />

Bakery’nin Galata Şubesi, güne enfes bir kahvaltı ile başlama imkanı<br />

sunuyor. Kahvaltıda Göçmen böreği, organik yumurta ile hazırlanan<br />

çeşitli omletler, taze kruvasanlar, granolalar, ekmek üstü lezzetler<br />

ve özenle hazırlanmış sandviçler menüde yer alıyor. Mekanın yeni<br />

terası muhteşem manzarasıyla sadece kahvaltı için değil, aynı<br />

zamanda kahve ve çay keyfi için de mükemmel bir altenatif sunuyor.<br />

Boğaz’dan Haliç’e kadar uzanan bu benzersiz manzarayı izlerken,<br />

İstanbul'un mistik havasını soluyarak taze demlenmiş çayınızın<br />

tadını çıkarabilirsiniz.<br />

Türkiye’nin en büyük buğday unu üreticilerinden ve<br />

ihracatçılarından Doruk Un, İFM’de 14.’sü düzenlenen Uluslararası<br />

Ekmek, Pasta Makineleri, Dondurma, Çikolata ve Teknoloji fuarı<br />

İbaktech’te yerini aldı. Gıda sektöründe üretimden dağıtıma,<br />

işlemeden sunuma kadar tüm endüstriyi bir araya getiren Doruk<br />

Un, perakende markası Panpan’ı ve gıda sektöründe ortaya<br />

koyduğu farklılıkların yanı sıra inovatif ve sağlıklı yeni ürün gamını<br />

“Türkiye'de Sağlığınızı Düşünen İlk Un” sloganı altında ilk kez<br />

İbaktech Fuarı’nda sektöre tanıttı. Doruk Un Sanayi’nin yoğun<br />

ilgi gören standında Türkiye'nin dört bir yanından gelen yüzlerce<br />

iş ortağı ve ağırlıklı Orta Doğu, Afrika ve Balkanlar’dan gelen<br />

uluslararası marka temsilcileriyle görüşmeler gerçekleştirildi.<br />

Doruk Un Sanayi standında ziyaretçilere tohumculuktan başlayıp<br />

donuk unlu mamul üretimine kadar giden katma değer zinciri<br />

detaylıca aktarıldı. Fuarın ikinci günü, Nişantaşı Üniversitesi<br />

Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı ve aynı zamanda Panpan<br />

marka danışmanı olan Gamze Şanlı Ak, ziyaretçilere sağlıklı<br />

beslenme ve “Sağlıklı Un” grubu ile ilgili önemli bilgiler verdi.<br />

Yenilendi<br />

Gökmen Gastronomi bünyesindeki restoran<br />

zinciri Pizza İl Forno, yıllardır Ankaralıların<br />

damaklarında taht kuran Armada şubesini<br />

yeniledi. Mekan, İtalyan usulü ince ve çıtır<br />

hamur üzerinde, gerçek mozzarella peyniri<br />

ile taze ve katkısız malzemelerin bolca<br />

kullanıldığı özel tariflerini, taş fırınlarda pişirip<br />

servis ediyor. Restoranlarında lezzeti estetikle<br />

buluşturmayı hedefleyen Pizza İl Forno,<br />

sanata ve sanatçıya verdiği değeri yenilenen<br />

Armada şubesinde de yansıtıyor. Mekan, artık<br />

markayla özdeşleşen kolezyum formundaki<br />

fırının yanı sıra grafiti sanatçılarının çizdiği<br />

özel duvar resimleri ve seramik çini<br />

tasarımlarla İtalya’yı Ankara’ya taşıdı.


106<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

yeni mekan<br />

Boğaz’ın en ikonik deneyim rotası<br />

100 I Hundred<br />

İstanbul’un turistik ve tarihi dokusuna, muhteşem Boğaz manzarasının eşlik ettiği<br />

Kuruçeşme’de bulunan 100 I Hundred; Türk ve dünya mutfağından esinlenerek, eşsiz<br />

sunumlarla hazırladığı rafine tatları ‘100 Menü’ çatısı altında bir araya getiriyor.<br />

100’ü deneyimlemek isteyenleri ilk<br />

olarak görkemli, şık ve hareketli<br />

restoranında ağırlayan mekan;<br />

misafirlerine beş duyuya hitap eden<br />

bir atmosfer sunuyor. Benzersiz bir<br />

gastronomi deneyimini, ödüllü bir şef<br />

danışmanlığıyla ikonikleştirmek isteyen<br />

100; lezzetli imza tabaklar, yemek<br />

deneyimine eşlik eden kokteyller ve<br />

konseptle bütünleşen müzik seçkisiyle<br />

yılın öne çıkan trend mekanlarından biri<br />

olmaya hazırlanıyor.<br />

Eklektik lezzet yelpazesi<br />

100 Menü’nün misyonu; rafine ve<br />

mevsimlik yemeklerden oluşan, eşsiz<br />

bir hizmet anlayışıyla servis edilen,<br />

eklektik bir lezzet yelpaze sunmak... İyi<br />

malzeme, imza reçeteler, profesyonel<br />

dokunuşlar ve görselliği zirveye taşıyan<br />

son tabaklar... Lezzet müdavimlerine<br />

özel bir deneyim alanı sunan 100 Menü;<br />

dünya standartlarında bir şef tabağını<br />

keyifli bir atmosferde servis ediyor.<br />

Yalnızca 100 misafir!<br />

100’ün misyonu; Restoran ve Downstairs<br />

Club konseptiyle misafirlerinin<br />

beklentilerini en ayrıcalıkla şekilde<br />

tamamlamak... Her bir detayı modern<br />

ve incelikli detaylarla hazırlanan ‘100<br />

Downstairs’ şehrin en ikonik gece<br />

kulübü.. 100’ü bu farklı kılan mottosu<br />

ise, ‘Yalnızca 100 misafir’... Restoran<br />

bölümünün alt katında yer alan ve en<br />

ünlü müzik direktörlerinin seçkisiyle<br />

misafirlerini eğlencenin zirvesine<br />

çıkaran 100; gizli eğlencenin en yeni<br />

müdavim rotası.<br />

Misafirlerini ağırlamaya<br />

başladığı gün itibariyle tüm<br />

seçkin konuklarından tam not<br />

alan 100 I Hundred, muhteşem<br />

Boğaz manzarasının eşlik ettiği<br />

bahçesinde 25 Nisan itibariyle<br />

gündüz partileriyle eğlence<br />

hayatının nabzını tutmaya<br />

hazırlanıyor.


|H|M|E|


108<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

yeni mekan new place<br />

Radisson<br />

Blu Kaş,<br />

lezzetteki<br />

ön yargıları<br />

yıkacak!<br />

Radisson Blu Kaş bünyesinde MK Group<br />

yatırımıyla hizmete giren Melinda Asian<br />

Contemporary, Şef Fabrice Canelle<br />

yönetimindeki imza tabaklarıyla lezzetteki<br />

ön yargıları yıkacak...<br />

Akdeniz'de deniz ve gökyüzünün sonsuz<br />

birlikteliğini sunan Radisson Blu Kaş'ın yeni<br />

restoranı Melinda Asian Contemporary, eşsiz<br />

bir lezzet deneyimi için kapılarını açtı. Dünyanın<br />

farklı ülkelerinde Michelin yıldızlı birçok restoranda<br />

tecrübeleriyle öne çıkan ünlü Şef Fabrice Canelle'nin<br />

yer aldığı bu ayrıcalıklı mutfakta, Canelle imza<br />

tabaklarıyla konuklarının damaklarında orijinal<br />

keşifler sunulurken, benzersiz bir tadım ayrıcalığı da<br />

yaşatılıyor.<br />

Lezzette ön yargıları yıkan motto<br />

Otelin içinde yer alan ve aynı zamanda otel dışından<br />

da lezzet düşkünlerini ağırlayan restoran, Şef<br />

Canelle'nin tarihi ve gastronomiyi birleştirdiği imza<br />

tabakları ile tam anlamıyla bir lezzet sanatı ortaya<br />

koyuyor. Canelle'nin “Yemekten lezzet almak için ön<br />

yargılardan kurtulmak lazım.” mottosu ile hazırladığı<br />

imza tabakları, bölgede yaptığı keşifler sonucunda<br />

ortaya çıkan coğrafi işaretli ürünlerle buluşurken,<br />

sanat eseri özelliği taşıyan bu özel menüler, Asya<br />

mutfağının çeşitliliği ve ustalığını yansıtarak herkesi<br />

büyülemeyi başarıyor.<br />

Her duyuya hitap eden bir deneyim<br />

Radisson Blu Kaş'ın yarımada manzarasıyla birleşen<br />

Melinda Asian Contemporary, konuklarına romantik<br />

bir atmosferde canlı konserler, şarap tadımları ve<br />

gün batımı sohbetleriyle unutulmaz deneyimler<br />

sunarken her duyuya hitap eden bir deneyim<br />

vadediyor.<br />

Radisson Blu Kas will<br />

break prejudices in taste<br />

Melinda Asian Contemporary, which was opened with the<br />

investment of MK Group within Radisson Blu Kas, will<br />

break the prejudices in taste with its signature dishes<br />

under the direction of Chef Fabrice Canelle...<br />

Offering an endless<br />

combination of<br />

sea and sky in the<br />

Mediterranean,<br />

Radisson Blu Kas's<br />

new restaurant Melinda<br />

Asian Contemporary<br />

has opened its doors<br />

for a unique flavor<br />

experience. In this<br />

privileged kitchen,<br />

where the famous<br />

Chef Fabrice Canelle,<br />

who stands out<br />

with his experience<br />

in many Michelinstarred<br />

restaurants<br />

in different countries<br />

of the world, offers<br />

original discoveries on<br />

the palates of guests<br />

with Canelle signature<br />

dishes, while offering a<br />

unique tasting privilege.<br />

Motto that breaks<br />

prejudices in flavor<br />

The restaurant, which is located inside the hotel and also welcomes food<br />

lovers from outside the hotel, is literally an art of taste with Chef Canelle's<br />

signature dishes combining history and gastronomy. Canelle's signature<br />

dishes, prepared with the motto "To get the taste of food, you need to get rid<br />

of prejudices." While Canelle's signature dishes meet geographically marked<br />

products that emerged as a result of its explorations in the region, these<br />

special menus, which are works of art, reflect the diversity and mastery of<br />

Asian cuisine and manage to fascinate everyone.<br />

An experience for all senses<br />

Combined with the peninsula view of Radisson Blu Kas, Melinda Asian<br />

Contemporary offers unforgettable experiences with live concerts, wine<br />

tastings and sunset chats in a romantic atmosphere, promising an<br />

experience that appeals to all senses of its guests.


110<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

yeni mekan<br />

Pizza İl<br />

Forno<br />

şimdi de<br />

Alaçatı’da!<br />

Gökmen Gastronomi<br />

bünyesindeki restoran zinciri<br />

Pizza İl Forno, Ege Bölgesi’ndeki<br />

ilk şubesini Çeşme Alaçatı’da açtı.<br />

2013 yılında Ankara’da doğan ve pizza<br />

konusunda gastronomi sektörüne<br />

farklı bir yaklaşım getiren Pizza İl<br />

Forno, Türkiye’nin 81 ilini birden İtalyan<br />

işi pizzalarıyla tanıştırmayı hedefliyor. Bu<br />

doğrultuda şubeleşme atağını sürdüren<br />

marka, 27. şubesini Çeşme’de hizmete<br />

açtı. Alaçatı Mahallesi 13013. Sokak<br />

No:3/A adresindeki 150 kişi kapasiteli<br />

restoranında misafirlerini ağırlamaya<br />

başlayan Pizza Il Forno, mönüsünde<br />

Marinara, Margherita, Ricotta gibi klasik<br />

lezzetlerin yanı sıra sadece burada<br />

servis edilen şef imzalı pizzalarıyla da<br />

fark oluşturuyor. Pizza İl Forno’nun imza<br />

pizzaları içinde Enginarlı, 4 Peynirli,<br />

Karidesli, Füme Somonlu, Kaburgalı,<br />

Kavurmalı BBQ Tavuklu ve Burrata Pizza<br />

gibi özel seçenekler yer alıyor.<br />

Kokoreçi bir de pizzada deneyin!<br />

Her yaşa ve her damağa hitap eden<br />

restoranda, Ege’ye özgü otlarla<br />

hazırlanan pizzalar ve mekanın kendi<br />

özel tarifi “Kokoreçli Pizza” mutlaka<br />

denenmesi gereken seçenekler arasında<br />

başı çekiyor. Vegan misafirlerini de<br />

beslenme tarzlarından ve damak<br />

tatlarından ödün vermelerine gerek<br />

kalmayacak lezzetlerle buluşturan<br />

mekan, klasik pizzaları vegan tarzında<br />

yeniden yorumlarken, hem kabak,<br />

ıspanak,<br />

mantar<br />

gibi doğal<br />

ve sağlıklı<br />

malzemelerle<br />

hazırlanan<br />

hem de<br />

sucuk, salam,<br />

sosis gibi tatları alabileceğiniz vegan<br />

pizzalar sunuyor. Ayrıca mekanın<br />

mönüsünde, glüten hassasiyeti olanlar<br />

için “gluten free” seçenekler yer alıyor.<br />

Mönüsündeki lezzetlere, yerli ve yabancı<br />

zengin içeceklerin eşlik ettiği Pizza<br />

İl Forno Alaçatı’da, yerel reçellerle<br />

zenginleştirilmiş özel kahvaltı mönüsü<br />

her gün saat 15.00’e kadar servis<br />

ediliyor.<br />

Yeni eğitim meşaleleri yakacak!<br />

Pizza İl Forno, uygulamaya koyduğu<br />

sosyal sorumluluk projesi kapsamında,<br />

açılan her yeni restoranı için bir meşale<br />

yakarak, Türk Eğitim Derneği’nin<br />

“10.000 Genç Meşale Daha Aydınlık<br />

Türkiye” kampanyasına destek olmaya<br />

devam ediyor. Bu kapsamda, markanın<br />

yeni açılan Çeşme Alaçatı şubesi ile<br />

birlikte yeni bir meşale daha yandı ve<br />

Türk Eğitim Derneği’ne burs desteği<br />

sağlanmış oldu.


112<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

yeni mekanlar<br />

İtalyan işi pizza, Cadde’ye çıktı!<br />

Gökmen Gastronomi bünyesindeki restoran zinciri Pizza İl Forno,<br />

İstanbul’daki üçüncü, toplamda ise 26. şubesini Bağdat Caddesi’nde açtı.<br />

Türkiye’nin 81 ilini birden İtalyan işi<br />

pizzalarıyla tanıştırmayı hedefleyen<br />

marka, istikrarlı büyümesini sürdürüyor.<br />

İstanbul Bağdat Caddesi’nde açtıkları<br />

yeni şubeyle <strong>2024</strong>’e merhaba dediklerini<br />

söyleyen Gökmen Gastronomi Yönetim<br />

Kurulu Üyesi ve Pizza İl Forno CEO’su<br />

Caner Şener, “Pizza İl Forno’nun<br />

şubeleşmesinde farklı bir strateji<br />

izliyoruz. Bir taraftan karşılıklı kazan<br />

& kazan felsefesine dayanan güçlü<br />

franchise modeli ile farklı şehirlerde<br />

yeni şubeler açarken, diğer yandan<br />

kendi öz sermayemizle şubeleşmeye<br />

devam ediyoruz. 2030 yılına kadar<br />

Türkiye’nin 81 şehrinde en az 100 şubeye<br />

ulaşmış bir marka olmayı planlıyoruz”<br />

dedi. Çok yakında yurt<br />

dışında da Pizza İl<br />

Forno’lar olacağını ifade<br />

eden Şener, Orta Asya<br />

ile başlayıp, devamında<br />

Ortadoğu ve Balkanlar’a<br />

yayılmayı hedeflediklerini,<br />

bu kapsamda Katar ve<br />

Sırbistan şubelerinin<br />

hazırlıklarının<br />

tamamlanmak üzere<br />

olduğunu açıkladı. 2013 yılında<br />

Ankara’da doğan ve pizza konusunda<br />

gastronomi sektörüne farklı bir yaklaşım<br />

getiren Pizza İl Forno’nun fırınlarında<br />

yılda 25 milyon dilim pizza pişiyor.<br />

SushiCo, şube ağını<br />

genişletiyor<br />

Uzak Doğu lezzetleri zinciri SushiCo, yeni şubeleriyle<br />

Uzakdoğu'nun mistik atmosferini ve lezzetlerini Avrupa'nın ve<br />

Türkiye'nin dört bir yanına taşıyor. Önümüzdeki üç ay içinde<br />

planlanan açılışlar Berlin, Üsküp, Urla, Cevahir AVM, Bursa<br />

Özlüce, Çorlu, Kayseri, Adana ve İstanbul'da gerçekleşecek.<br />

Ağırlıklı olarak İstanbul'da hizmet veren<br />

SushiCo, rakiplerinden farklı olarak<br />

Türkiye'nin dört bir yanındaki Uzakdoğu<br />

severlerle buluşmayı hedefliyor. Şirketin<br />

büyüme motivasyonu, Uzakdoğu<br />

lezzetlerine olan talep ve dünya<br />

genelinde artan Uzak Doğu trendiyle<br />

güçleniyor. Uzakdoğu mutfağı ve<br />

kültürü, gençlerin ilgisini çekerek, dünya<br />

genelinde ve Türkiye'de her geçen gün<br />

daha fazla ilgi görüyor. SushiCo'nun<br />

hızla artan şubeleşme faaliyetleri,<br />

sadece Uzakdoğu lezzetlerine olan talebi<br />

değil, aynı zamanda genç tüketicilerin<br />

kültürel çeşitlilik arayışlarına da<br />

cevap veriyor. Şirketin şube ağı,<br />

İstanbul'da yoğunlaşmış olmasına<br />

rağmen, Türkiye'nin her bir köşesindeki<br />

Uzakdoğu mutfağı severlerle buluşmayı<br />

amaçlıyor. Bu büyüme trendi, şirketin<br />

Avrupa'daki varlığını güçlendirirken, aynı<br />

zamanda Uzakdoğu trendinin küresel<br />

ölçekteki yükselişine de katkı sağlıyor.


114<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

dekorasyon<br />

Seramiksan, porselen havuz<br />

karolarını tanıttı<br />

Havaların düzelmesiyle birlikte yazlıkçılar ve otel işletmecileri için dış mekanlarda tadilat<br />

dönemi başladı. Sıcak havalarda kendini serin sulara bırakmak isteyenler işe havuzlarını<br />

yenileyerek koyulurken seramik, vitrifiye ve yapı kimyasalları markası Seramiksan,<br />

sürdürülebilir ve güvenli porselen havuz karolarını tanıttı.<br />

Yaz aylarının yaklaşmasıyla birlikte<br />

tatilciler rotalarını çizmeye başlarken<br />

yazlığı olanlar ve otel işletmecileri için<br />

dış mekan yenileme dönemi başladı. Özellikle<br />

de sıcak havalarda serinlemek isteyenler,<br />

işe havuz tadilatıyla start vermeden nitelikli<br />

malzeme ve ekipmanların arayışına girdi.<br />

Pool Operations Management’ın (POM)<br />

makalesine göre ise havuz ekipmanlarında<br />

bu yıl doğal tasarıma ve gelişmiş güvenlik<br />

özelliklerine sahip sürdürülebilir, akıllı<br />

malzemeler öne çıkarken seramik, vitrifiye ve<br />

yapı kimyasalları markası Seramiksan, yeni<br />

porselen havuz karolarını tanıttı.<br />

Dinamik ve trend görünümlü<br />

karolar<br />

Seramiksan Pazarlama Müdürü Görkem<br />

Üstoğlu Helvacıoğlu serilerine dair şu<br />

açıklamada bulundu: “Baharın bu yıl daha<br />

erken gelmesiyle birlikte havuzlar başta<br />

olmak üzere, dış mekanları yenileme<br />

dönemini başlattı. Biz de portföyümüzdeki<br />

yeni porselen havuz karolarımızla sıcak<br />

havalarda kendini serin sulara bırakmak<br />

isteyenlere güvenli bir alan oluşturuyoruz.<br />

Kaliteli ve sürdürülebilir malzemelerden<br />

ürettiğimiz karolarımızla hem yazlıkçılara<br />

hem de otel işletmecilerine tadilat<br />

dönemlerinde çözüm sunuyoruz. Seramiksan<br />

Smooth Antislip yüzey teknolojisiyle<br />

tasarladığımız İbiza ve Portofino isimli<br />

porselen karolar, kullanıcıların günlük<br />

hayatına pratik deneyimler kazandırıyor.<br />

Kolay temizlenebilir yüzeyi sayesinde bakteri<br />

oluşumunu önleyerek hijyenik zeminler<br />

ortaya koyan karolarımız, maksimum<br />

güvenliğe sahip yaşam alanları oluşturuyor.<br />

Ürünlerimiz, dinamik ve trend bir görünüm<br />

sağlarken havuz ve çevresini güvenli ve<br />

konforlu mekanlara dönüştürüyor.”<br />

Havuz karolarıyla kullanıcıların<br />

yaşamını kolaylaştırıyor<br />

30x60 cm ölçülerindeki porselen karo<br />

serilerinin özelliklerini de paylaşan<br />

Helvacıoğlu’dan edinilen bilgilere göre Ibiza<br />

denizin huzur veren dalgalarının ritmiyle<br />

güneşin parıltısının yansıdığı bir dünya<br />

yaratıyor. Özel granilyalar ile pırıltılı bir<br />

görünüm sunan sugar effect uygulamasıyla<br />

zenginleştirilerek derinlik hissi uyandıran<br />

karolar, antislip yüzey seçeneğiyle havuzları<br />

güvenli ve konforlu alanlara dönüştürüyor.<br />

Suyun maviliğinden aldığı ilhamla farklı renk<br />

tonlarını bir araya getiriyor. Böylece cesur ve<br />

dinamik bir görünüm yakalıyor.<br />

Seramiksan’ın suyun mavi, turkuaz tonlarını<br />

toprağın sıcak renkleriyle harmanladığı<br />

Portofinoise havuz ve çevresini konforlu<br />

mekanlar haline getiriyor. Zarif tasarımı,<br />

doğallığı ve dayanıklılığı ile dikkat çeken seri,<br />

birbirinden farklı natürel tonlarıyla dinamik<br />

ortamlar oluşturuyor. Hem sugar effect hem<br />

de antislip yüzeyi ile havuzlarda kusursuz<br />

çözümler sunarak unutulmaz anılar vaat<br />

ediyor. Seramiksan’ın Smooth Antisilip<br />

yüzey teknolojisine sahip her iki seri de<br />

dokunma hissi uyandıran, pürüzsüz yumuşak<br />

yüzeyi ve kolay temizlenebilir özellikleriyle<br />

kullanıcıların hayatını kolaylaştırıyor.


116<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

HoReCa teknolojileri<br />

Dünya<br />

mutfaklarını<br />

Geniox<br />

VOClean ile<br />

havalandırıyor<br />

Systemair Türkiye, ticari mutfaklar ve her seviyedeki<br />

catering işletmelerinin havalandırma sorunlarını Geniox<br />

VOClean ekoloji ünitesi ile ortadan kaldırıyor.<br />

Günümüzde nüfus yoğunluğu normalin<br />

üzerinde olan şehirlerde yemek üretim<br />

alanları ve büyük restoranların mutfak<br />

egzoz sistemlerinden salınan bazı partiküller<br />

ve uçucu organik bileşikler hava kalitesine<br />

doğrudan etki ederken insan ve çevre<br />

sağlığı konusunda da olumsuz sonuçlar<br />

doğurabiliyor. Özellikle 21. yüzyılla birlikte<br />

çevresel sorunların büyüklüğü ve artış hızı<br />

düşünüldüğünde yağlı, kirli ve rahatsız<br />

edici mutfak havasını dışarıya atmadan<br />

önce temizlemek, ekoloji ünitelerinin<br />

varlığını daha önemli kılıp kullanım alanını<br />

genişletiyor. Mutfak egzoz sistemlerinden<br />

solunan havaya karışan partiküller ve uçucu<br />

organik bileşiklerin yarattığı kirliliğe karşı<br />

System Türkiye tarafından geliştirilen Geniox<br />

VOClean ekoloji üniteleri; düşük güç tüketimi,<br />

yüksek yağ ve koku yakalama kabiliyetinin<br />

yanı sıra otomatik yıkama özelliğiyle yüksek<br />

performans sunuyor. Saatte 2.500 m³ ila<br />

40.000 m³ arasında değişen hava debisine<br />

sahip Geniox VOClean, mutfak çalışanlarının<br />

sağlığını da koruyor.<br />

Müşteri ihtiyaçlarına göre<br />

davlumbaz sistemleri de paket<br />

çözüm olarak sunuluyor<br />

Ticari mutfak ve her seviyedeki catering<br />

işletmelerindeki bazı pişirme yöntemlerinin<br />

egzoz edilmesi gereken yüksek sıcaklık<br />

koşulları yarattığını ifade eden Systemair<br />

Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Serkan<br />

Gündüz, “ Yaşam alanlarındaki standart<br />

iklimlendirme ekipmanları, gastronomi<br />

sektöründe performans bakımından yetersiz<br />

kalabiliyor veya yeterlilik gösterse dahi<br />

kısa sürede işlevini kaybedip işletmenin<br />

yüksek yenileme ve bakım maliyetleriyle<br />

uğraşmasına yol açıyor. Systemair Türkiye<br />

olarak son teknolojiyle donatılan yeni klima<br />

santrali platformumuz Geniox bünyesinde<br />

sadece Türkiye’de ürettiğimiz VOClean<br />

ekoloji üniteleri ile endüstrinin çözüm ortağı<br />

oluyoruz. Bunun yanı sıra müşterilerimizin<br />

isteği doğrultusunda endüstriyel mutfaklarda<br />

egzoz sisteminin bir parçası olan davlumbaz<br />

sistemlerimizi de VOClean ile birlikte paket<br />

çözüm olarak sunabiliyoruz” dedi.<br />

Mutfak tipine göre ihtiyaçlara en<br />

uygun konfigürasyon sağlanıyor<br />

Geniox VOClean ekoloji ünitesinin insan<br />

ve çevre sağlığı konusundaki uluslararası<br />

standartlara uygun olarak geliştirildiğini<br />

belirten Gündüz, VOClean ekoloji üniteleri<br />

hakkında sözlerine şunları da ekledi:<br />

“Gastronomi alanında faaliyet gösteren<br />

işletmeler genellikle, ekoloji ünitelerinin<br />

ve davlumbaz sistemlerinin eksik veya<br />

yetersiz olması sebebiyle iç hava kalitesinin<br />

düşmesi ve ortamın yoğun bir koku ile<br />

kaplanması sorunuyla karşılaşabiliyor.<br />

VOClean ekoloji ünitelerimiz ile mutfak<br />

tipine göre işletmelerin ihtiyaçlarına en<br />

uygun konfigürasyonu sağlıyoruz. Bunun<br />

yanında Airware PRO yazılımımız da<br />

seçilen Geniox VOClean ünitesinin çalışma<br />

performansını gerçek mutfak yoğunluğu<br />

ve uygulama koşullarına göre hesaplıyor.<br />

Yazılıma eklenen şablonların da yer aldığı<br />

sistemdeki sanal gerçeklik uygulaması<br />

sayesinde de kullanıcılar mutfak türü ve<br />

yoğunluğu doğrultusunda ihtiyaçlarına en<br />

uygun ürünü seçebilirken Airware PRO,<br />

bütün hesaplamaları otomatik olarak<br />

gerçekleştiriyor ve enerji tüketimi seviyesi<br />

dahil, tüm sistem için eksiksiz ve detaylı<br />

teknik doküman sunuyor. Systemair<br />

Grup içinde bu çözümü üreten tek ülke<br />

olarak VOClean ekoloji ünitelerimizi Katar,<br />

Azerbaycan, Birleşik Arap Emirlikleri,<br />

Portekiz, Özbekistan, Meksika ve Avusturalya<br />

gibi farklı ülke ve coğrafyalara ihraç<br />

ediyoruz.”


Ödüllü restoranlar rezervasyonlarını<br />

Rezervem teknolojisiyle yönetiyor<br />

“Misafirperverliğin Geleceği” sloganıyla yola çıkan ve 100’e yakın restorana özel bir yazılımla<br />

geliştirilmiş teknoloji ile çözüm sunan Rezervem, restoranların rezervasyon yönetimine<br />

profesyonel bir bakış açısıyla yön veriyor. Michelin yıldızlı ve fine dining restoranları sisteme dahil<br />

eden şirket, rezervasyon taleplerini hiç vakit kaybetmeden kolayca gerçekleştirme imkânı sunuyor.<br />

Restoran rezervasyonlarını teknoloji<br />

ile buluşturarak yeni bir boyut katan<br />

Rezervem, güçlü yazılım alt yapısı<br />

sayesinde rezervasyon yönetimini kusursuz<br />

bir noktaya taşıyor. Teknoloji ve yazılım<br />

alanında geniş bilgi birikimine sahip olan<br />

Bekir Topuz tarafından 2018 yılında kurulan<br />

şirket, geleceğin teknolojilerini bugünden<br />

restoran rezervasyon sistemine entegre<br />

ederek sektöre yeni bir vizyon getiriyor. Güçlü<br />

bir teknoloji yatırımıyla restoran, otel, gece<br />

kulübü ve eğlence mekanlarını data yönetimi<br />

ile buluşturan Rezervem, yenilikçi teknoloji<br />

şirketlerinin son örneği.<br />

Geleneksel yöntemlerin aksine...<br />

Kişiselleştirilebilen hizmet yaklaşımı ve<br />

sunduğu kalıcı çözümlerle işletmelerin daha<br />

verimli bir şekilde çalışmasına yardımcı olan<br />

Rezervem, geleneksel yöntemlerin aksine<br />

restoran rezervasyonlarının yönetimini<br />

teknoloji ve konforla buluşturuyor. Güçlü<br />

İş Zekası (BI) altyapısı ile tüm rezervasyon<br />

sürecindeki verileri okunabilir ve anlamlı hale<br />

getiren şirket, restoranların misafirlerine<br />

daha kaliteli hizmet sunmasına, data<br />

analizi yaparak hizmet kalitesini ve iş<br />

performansını artırmasına yardımcı oluyor.<br />

“Misafirperverliğin Geleceği” sloganıyla<br />

yola çıkan ve 100’e yakın restorana özel bir<br />

yazılımla geliştirilmiş teknoloji ile çözüm<br />

sunan şirket, restoranların geleceğine<br />

profesyonel bir bakış açısıyla yön veriyor.<br />

Michelin yıldızlı ve fine dining restoranları<br />

sisteme dahil eden Rezervem, rezervasyon<br />

taleplerini hiç vakit kaybetmeden kolayca<br />

gerçekleştirme fırsatı sunarken; misafirlere<br />

sms ve e-posta bildirimleri göndererek,<br />

rezervasyon hatırlatmaları yapıyor.<br />

Misafirlerden geri bildirim alınmasına da<br />

imkan sunan Rezervem, misafirlerin tüm<br />

restoran yolculuğunun detaylıca analiz<br />

edilmesini sağlıyor. Restoranların korkulu<br />

rüyası no show için finansal araçlar sağlayan<br />

şirket, restoranların verimliliğini ciddi oranda<br />

artırıyor. Aynı zamanda rezervasyon ve<br />

doluluk planlamalarını sistematize ederek,<br />

restoran gelirlerinin artmasında büyük katkı<br />

sunuyor.<br />

Restoranların geleceğine yön veriyor<br />

Ülkemizde pek çok restoranda rezervasyon<br />

sürecinin geleneksel yöntemle<br />

yürütüldüğünü ve bu nedenle iletişim başta<br />

olmak üzere birçok problem yaşandığını<br />

belirten Rezervem Kurucusu Bekir Topuz,<br />

“Birçok sektörün geleceğini şekillendiren<br />

ve sürdürülebilir kalıcılık sağlamaya büyük<br />

ölçüde etki eden en önemli konu güçlü bir<br />

data ve bu datanın doğru analiz edilerek satış<br />

ve pazarlama alanlarında etkin kullanımı.<br />

Yani Big Data’ya erişim ve doğru yönetim.<br />

Rezervem olarak yazılım altyapımızla<br />

rezervasyon süreci boyunca çok güçlü bir<br />

veri analizi ve raporlaması oluşturarak,<br />

müşterilerin tüm tüketim alışkanlıklarını<br />

takip ediyoruz. İletişim ve pazarlama<br />

optimizasyonu sağlayarak, ölçülebilir<br />

ve doğru hedef kitleye etkili mesajlarla<br />

erişim sağlayarak müthiş maliyet avantajı<br />

sunuyoruz.” dedi.<br />

Topuz: “Misafirlerin daha kaliteli<br />

bir deneyim yaşamasına yardımcı<br />

oluyoruz”<br />

Restorana gitmeyi bir yolculuk ve deneyim<br />

serüveni olarak gördüklerini ifade eden<br />

Bekir Topuz “Restoranların misafirlerine<br />

sunduğu hizmet, imkanlar ve kurduğu<br />

iletişim bu yolculuğun seyrini doğrudan<br />

etkiliyor. Misafirin restoran yolculuğunda<br />

yaşadığı en büyük problemlerden biri olan<br />

iletişim başta olmak üzere geri bildirim,<br />

online rezervasyon, raporlama & analitik<br />

ve SMS & e-posta bildirimleri gibi birçok<br />

alanda teknolojiyi merkeze alan kapsamlı<br />

hizmet sağlıyoruz. Yiyecek-içecek ve eğlence<br />

sektörünü teknolojiyle buluşturarak,<br />

dijitalleşme yolculuğunda çözüm sunmak<br />

ve misafirlerin daha kaliteli bir deneyim<br />

yaşamalarına destek olmak bizim için büyük<br />

bir mutluluk... Kısa sürede ciddi bir büyüme<br />

elde ettik ve teknolojik altyapımızla birçok<br />

ilke imza attık. Ülkemizde bizim sunduğumuz<br />

hizmeti sunabilecek başka bir şirket olmadığı<br />

için restoranlardan çok ciddi bir talep<br />

alıyoruz. TURK FATIH TUTAK, OD Urla, Vino<br />

Locale, Sankai by Nagaya, Sunset Grill&Bar,<br />

Oligark ve Neolokal gibi Michelin Yıldızlı<br />

ve fine dining restoranların birçoğu bizim<br />

altyapımızı kullanıyor. Sürekli geliştirdiğimiz<br />

yazılım teknolojilerimizle misafir deneyimini<br />

en üst noktalara çıkarmayı ve sistemin<br />

sunduğu avantajları tüm dünyayla paylaşmayı<br />

hedefliyoruz. Çok büyük bir pazarda güçlü<br />

yazılım Know How’ı ve yeni yatırımlarla<br />

sürekli büyüme potansiyeline sahip bir<br />

teknoloji şirketiyiz.” şeklinde ifade etti.<br />

Restoranların en büyük sorunu no<br />

show’u kalıcı çözüm sunuyor<br />

Özellikle fine dining restoranların en<br />

bilinen kronik sorunlarından bir olan no<br />

show için restoranlara yenilikçi çözümler<br />

sunan Rezervem; gelir kaybının minimuma<br />

indirilmesine, masa ve dolulukların kontrol<br />

edilmesine yardımcı oluyor. Sms ve e-posta<br />

bildirimleri üzerinden müşterilere hatırlatma<br />

ve tek bir tıklama ile rezervasyonunu<br />

iptal etme fırsatı sunan şirket, iletişim<br />

eksikliğinden kaynaklı no show’u engelliyor.<br />

İkinci olarak finansal araçlarla no show’un<br />

önüne geçmeyi hedefleyen Rezervem, yeni<br />

bir rezervasyon oluşturulduğu zaman kişi<br />

sayısına göre misafirlerden provizyon alma<br />

imkanı sağlıyor. Böylelikle müşterilerin<br />

rezervasyona riayet etme oranını artırılırken,<br />

no show’un düşürülmesine sağlanıyor.<br />

Misafir restorana geldiği zaman alınan ön<br />

ödeme hesaptan düşülüyor.


118<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

HoReCa teknolojileri<br />

“Green Ventilation”<br />

etiketiyle<br />

çevreye daha duyarlı<br />

Türkiye iklimlendirme ve havalandırma<br />

sektörüne yenilikler kazandıran Systemair<br />

Türkiye, küresel iklim değişikliği ile mücadele<br />

kapsamında yeniden tanımlayıp genişlettiği<br />

“Green Ventilation” konsepti sayesinde<br />

projelerin sürdürülebilirlik koşullarını tüm<br />

yönleriyle karşılamayı hedefliyor.<br />

İklimlendirme ve havalandırma<br />

sektörüne yönelik geliştirdiği<br />

çözümlerle Türkiye klima<br />

santrali pazar lideri olan<br />

Systemair, ürünleri için<br />

güvenilir bir çevresel<br />

performans ölçütü olan<br />

Green Ventilation etiketi<br />

sayesinde en yüksek<br />

sürdürülebilir standartları<br />

sunuyor. Green Ventilation<br />

konseptini sürdürülebilirlik<br />

ilkesine dayandırarak<br />

HVAC projelerinde çevresel<br />

performansı öne çıkaran bir<br />

yaklaşımla sunduklarını ifade<br />

eden Systemair Türkiye Ürün Müdürü Merve Selviboy,<br />

“Green Ventilation, Systemair’in ve müşterilerimizin<br />

çevresel hedeflere daha etkin bir şekilde ulaşmalarına<br />

olanak tanıyan güvenilir bir çevresel performans ölçütü.<br />

Bu etiket, ilk başlarda sadece bir ürünümüzün enerji<br />

tasarruflu EC motorlarını içerdiğini tanımlamak için<br />

kullanılırken, zaman içerisinde kapsamını genişleterek<br />

uluslararası sürdürülebilirlik standartlarını karşılamak ve<br />

çevresel faktörlere odaklanmak için kullanılır hale geldi.<br />

Her ürün alanında belirlediğimiz ölçülebilir sürdürülebilirlik<br />

standartlarımızı, ‘yeşil boyama’ pazarlaması amacı<br />

taşımayıp sürekli olarak teknolojik gelişmelere göre<br />

güncelliyoruz. Böylelikle müşterilerimize Avrupa Birliği<br />

Ecodesign gerekliliklerine uygun ürünler sunarak onların<br />

enerji verimliliği sağlamalarına ve sera gazı emisyonlarını<br />

azaltmalarına yardımcı oluyoruz.” dedi.<br />

Bulut sistemleri, yeni nesil<br />

yiyecek-içecek işletmelerinin<br />

önünü açıyor<br />

34 yılı aşkın deneyimiyle yiyecek-içecek<br />

sektöründeki restoran, kafe, otel, bar, pastane,<br />

plaj ve benzeri işletmeler için teknolojik çözümler<br />

sunan Protel, bulut bilişimi temel alan sistemlerin<br />

yiyecek-içecek işletmelerine sağladığı faydaların<br />

altını çiziyor.<br />

Protel Satış Direktörü Fatih<br />

Tenel, bulut sistemleri<br />

kapsamında sektöre sundukları<br />

imkanlarla ilgili şunları söylüyor:<br />

“Bulut sistemleri her sektör<br />

gibi yiyecek-içecek sektörü<br />

için de gün geçtikçe daha kritik<br />

hale geliyor. İhtiyaçlara en iyi<br />

şekilde yanıt veren bulut tabanlı<br />

POS sistemi Simphony Cloud,<br />

bir veya birden çok restoranın<br />

tek merkezden yönetilmesine<br />

izin veren çok yönlü ve esnek, yeni nesil bir restoran<br />

yönetim sistemi olarak öne çıkıyor. Windows ve Android<br />

işletim sistemleri üzerinde çalışabilen bu yazılım, belirli<br />

hız gereksinimlerini karşılayabilen tabletlerde de marka<br />

ve model ayrımı olmadan kullanılabiliyor. Tek bir mekânda<br />

birden fazla servis tarzına (fast food, kafe, paket) olanak<br />

tanıyan Simphony Cloud ile zincirdeki tüm şubeler aynı<br />

veritabanından aynı müşteri bilgilerine ulaşabiliyor. Ayrıca<br />

müşterilerinin tüm menü kalemlerini inceleyebileceği,<br />

istediği ürünleri sepetine ekleyebileceği ve sipariş oluşturup<br />

kredi kartıyla ödeme yapabileceği kiosk entegrasyonu<br />

müşterilere yeni bir sipariş deneyimi sunuyor. Yiyecekiçecek<br />

sektörüne yeni nesil işletmelerin kapısını aralayan,<br />

işletmelere daha fazla esneklik, güvenlik ve verimlilik sunan<br />

Simphony gibi gelişmiş ve yeni nesil çözümler sunmaktan<br />

mutluluk duyuyoruz. Gastronomi dünyası, dijitalleşme<br />

yolculuğunda bulut tabanlı çözümlerle ilerliyor. Simphony<br />

gibi yenilikçi çözümler bu değişime öncülük ediyor ve daha iyi<br />

hizmet sunulmasını sağlayarak başarıyı getiriyor.”


Hitit, 2023’te satış<br />

gelirlerini artırdı<br />

Dünyanın önde gelen havayolu ve seyahat<br />

teknolojileri şirketi Hitit, 2023 yılında da<br />

büyümesini sürdürdü. Gelirlerini yüzde 36<br />

artırarak 25,6 milyon dolara ulaştıran Hitit,<br />

hasılatının yüzde 79’unu dövizden kazandı.<br />

FANUC’un geri<br />

dönüşümde kullandığı<br />

yapay zekada iş ortağı<br />

Recycleye<br />

Farklı endüstriler için robotik çözümler<br />

üreten FANUC’un akıllı atık yönetimi startup’ı<br />

Recycleye ile ortaklık kurarak geliştirdiği<br />

6 eksenli robotu LR Mate 200 iD/4SC, atık<br />

yönetimi endüstrisine yapay zeka görüş<br />

teknolojisini sunuyor.<br />

Atıkların sebep olduğu kirlilik günümüzün en ciddi çevre<br />

sorunlarından biri olurken geri dönüşümün gerekliliği<br />

her geçen gün artıyor. Her yıl milyonlarca ton atığın geri<br />

dönüştürülmesi adına insan gücünün yetersiz kaldığı<br />

noktalarda ise bu işi otonom olarak yapabilecek robotların<br />

varlığı, süreci daha hızlı ve hatasız sonuca ulaştırıyor. Dünya<br />

piyasalarında nümerik kontrol sistemlerinin önde gelen lideri<br />

FANUC’un akıllı atık yönetimi start-up’ı Recycleye ile yaptığı<br />

iş birliği sonucunda geliştirdiği 6 eksenli robotu LR Mate 200<br />

iD/4SC, atık yönetimine yeni bir soluk getiriyor. FANUC'un<br />

otomasyon alanındaki 60 yılı aşkın deneyiminin Recycleye<br />

Robotics’in yapay zeka desteğiyle buluştuğu robotik atık<br />

toplama sistemi, geri dönüştürülebilir maddeleri plastik,<br />

alüminyum, kağıt ve karton gibi farklı malzeme sınıflarına<br />

otomatik olarak kusursuza yakın şekilde ayırıyor.<br />

Havayolu ve seyahat teknolojilerinin global oyuncusu Hitit’in<br />

2023 yılına ilişkin faaliyet raporu yayınlandı. Rapora göre,<br />

2023’ü altı kıtada 49 ülkedeki 73 partneriyle kapatan Hitit,<br />

gelirlerini yüzde 36 artırarak 18,8 milyon dolardan 25,6<br />

milyon dolara çıkarmayı başardı. 2023’ün şirket için hem<br />

dolar hem de TL bazında gelirlerini artırdığı bir yıl olarak<br />

kayda geçtiğine değinen Hitit’in Mali İşler ve Satın Almadan<br />

Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Sezer Tuğ Özmutlu,<br />

şunları söyledi: “Dolar bazında yüzde 36, TL bazında yüzde<br />

96 büyüyerek gelirlerimizi 25,6 milyon dolara ulaştırdık. 2023<br />

yılının FAVÖK marjı %40 olurken 2,1 milyon dolar artarak<br />

10,1 milyon dolar oldu. TL bazında ise FAVÖK yüzde 81<br />

artışla 240,7 milyon TL’ye ulaştı. Şirketin büyüme trendinde<br />

elbette ki Mart 2022'de gerçekleştirdiğimiz başarılı halka<br />

arz ve yatırımcılarımızın bize olan güveninin sağladığı ivme<br />

çok büyük. Hitit olarak bizler de, halka arz sürecimizde altını<br />

çizdiğimiz yatırım planlarımızı hayata geçirdik ve geçirmeye<br />

de devam ediyoruz.”

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!