goc-vakfi-2012-yili-cocuk-haklari-izleme-raporu
goc-vakfi-2012-yili-cocuk-haklari-izleme-raporu
goc-vakfi-2012-yili-cocuk-haklari-izleme-raporu
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Veriler incelendiğinde -15 yaş grubunda intihar eğilimi ve sayısının artığı görülmektedir.<br />
Burada bir noktanın altını çizmek gereklidir. TÜİK 2006- <strong>2012</strong> yılları arasında bu verileri<br />
toplamamıştır. Bu nedenle örneğin 2008 ya da 2010 yılında ilgili kurumlar intihar eden çocuk<br />
sayısı, intihar etme nedenleri veya intihar etme biçimlerinden haberdar değildir. 2006-2011<br />
yıllarına ait veriler <strong>2012</strong> yılında toplanarak 2013 yılında paylaşılmıştır.<br />
• <strong>2012</strong> yılında intihar eden çocuklardan ikisi sekiz yaşındadır.<br />
• İntihar eden çocuklar arasında yaş ve cinsiyet dağılımı ile çocuk yaşta evlendirilme<br />
vakaları arasındaki ilişki araştırılmaya muhtaçtır.<br />
• <strong>2012</strong> yılı <strong>izleme</strong> çalışmamızda ulaşabildiğimiz verilere göre 6 çocuk gelin intihar<br />
etmiştir.<br />
BM Çocuk Hakları Komitesi’nin ilgili tavsiyeleri:<br />
-Taraf Devlete (Türkiye) asgari evlilik yaşını 18 yaşa yükseltmeyi düşünmesini ve kırsal ve<br />
uzak bölgeleri de kapsayan tüm ülke sınırlarında bu asgari yaşın tam olarak uygulanmasını<br />
sağlamasını tavsiye etmektedir.<br />
-“Namus cinayetleri” ve sosyal baskıya bağlı intiharı da içeren cinsiyet temelli şiddetle<br />
mücadelede Taraf Devletin (Türkiye) gayretlerine dikkat çekerken, diğer yandan kız<br />
çocuklarını da kapsayan önemli sayıda kadın mağdura ilişkin bu tür uygulamaların devam<br />
etmesinden endişe duyduğunu belirtmektedir. Komite ayrıca bu tür uygulama riski altındaki<br />
kadın ve çocukların misafir edilip korunabileceği sığınma evlerinin yetersiz sayısına ilişkinde<br />
kaygı duymaktadır. Bu bağlamda komite;<br />
• “Namus Cinayetleri”ni ve diğerleri arasında, baskı altında intiharı da kapsayan cinsiyet<br />
temelli şiddet uygulamalarına yönelik daha etkili caydırıcılar sağlamak için yasal<br />
reformuna devam etme;<br />
• Bu tür suçlara ilişkin tüm iddiaların hızlı ve etkili bir şekilde araştırılmasını sağlama;<br />
• Yasaları uygulayanlara, hukukçulara, sağlık hizmeti sağlayıcılara, sosyal hizmet<br />
uzmanlarına, toplum liderlerine ve genel kamuya yönelik eğitici ve bilinç arttırıcı<br />
tedbirleri de içeren etkili önleyici tedbirleri uygulama;<br />
• “Namus cinayeti ya da baskıya bağlı intihar tehlikesi altında buluna kadın ve çocukları<br />
korumak ve misafir etmek için daha fazla sayıda sığınma evi sağlama;<br />
• Taraf Devlete kadına karşı şiddete yönelik aile içi şiddet ve namus cinayetlerini<br />
kapsayan, cinsiyet, yaş, etnik köken ve coğrafi konum bilgilerine göre sınıflandırılmış<br />
istatistik ve kapsamlı bir veri toplama sistemi oluşturmasını tavsiye etmektedir.<br />
Çocuğun Korunması Hakkı - Çocuğun Yüksek Yararı İlkesi<br />
Medya <strong>izleme</strong> çalışmamızın sonuçları, başta toplumsal eylemler sırasında ve patlayıcı<br />
maddelerden kaynaklı yaşanan ölüm ve yaralanmalar olmak üzere Çocuğun Korunması<br />
Hakkı ihlallerinin yaygınlaştığını göstermektedir.<br />
‘Çocukları mendil satan çift ceza evinde ’ başlıklı haberde, Adana'da 10 yaşındaki<br />
çocuklarına mendil sattırdıkları iddiasıyla tutuklanan anne ve babanın geride bıraktıkları 10<br />
çocuğa akrabalarının bakmaya başladığı belirtilmektedir.<br />
Bu haber devletin çocuk haklarına bakışının bütün boyutlarını ortaya koymaktadır. Haberden<br />
de anlaşılacağı üzere devletin ilgili kurumları ve yöneticileri ÇHS’ nin Çocuğun Yüksek Yararı<br />
İlkesini sağlama konusundaki sorumluluğunu görmezden gelip, sadece aileyi cezalandıracak<br />
şekilde, yapılandırılmamış ve kapsamlı olmayan müdahalelerde bulunarak, çocukları yaşamları<br />
13