11.06.2013 Views

tipo baskı

tipo baskı

tipo baskı

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

TİPO BASKI<br />

www.matbaaturk.org


İÇİNDEKİLER<br />

Tipo Baskı Tekniği<br />

Tipografi<br />

Dizgi Sistemleri<br />

Tipo Baskı Tekniği<br />

Tipografik Baskı Tekniğinin Özellikleri<br />

Presler Tipo<br />

Mizantren<br />

Tipo Baskıda Oluşan Sorunlar


Tipografi<br />

Tipografi terimi ilk kez, Gutenberg'in metal harflerini tanımlamakta kullanıldı. Bugün<br />

ise bütün <strong>baskı</strong> yazıları ve noktalama işaretlerinin sanatsal ve tasarıma dayalı<br />

özelliklerini ve üretim teknolojilerini konu alan bir uzmanlık alanı olarak kabul<br />

edilmektedir.<br />

Önceden tasarlanan, kalıbı hazırlanarak dökülen ve genel olarak yazılı iletişimin<br />

bütün alanlarında kullanılan harf, sayı, sembol, çizgi ve noktalama işaretleri,<br />

<strong>tipo</strong>grafik karakterler olarak anılırlar.<br />

Günümüzün <strong>tipo</strong>grafik karakterleri, el yazılarıyla başlayan uzun bir evrim sonucunda<br />

oluşmuşlardır. Harfin temel unsuru çizgisel vuruş ve darbelerdir, fırça, kamış ve<br />

keski gibi yazı araçları, harf biçimlerini doğrudan etkilemiştir. Sonraları Eski Yunanlı<br />

ve Romalılar, harfleri temel geometrik konstrüksiyonlar üzerinde biçimlendirmeye<br />

başlamıştır.<br />

Tipografik karakterler, optik olarak hayali bir yatay çizgi (satır çizgisi) üzerine<br />

dizilirler. Küçük harflerin gövde yüksekliklerini belirleyen yatay çizgi ile satır çizgisi<br />

arasındaki uzaklık "x yüksekliği" olarak adlandırılır. Bu, küçük harflerin standart<br />

yüksekliğidir ve en net ölçülebildiği harf, küçük "x" harfidir. Harfleri oluşturan ana<br />

hatların alt ve üst bitim yerlerinde bulunan tırnak biçimindeki küçük uzantılar ise<br />

serif olarak adlandırılır.<br />

Tipografik karakterler et kalınlıklarına göre beş kategoriye ayrılabilir :<br />

1. Tam beyaz (Extralight)<br />

2. Beyaz (Light)<br />

3. Yarım siyah (Medium)<br />

4. Siyah (Bold)<br />

5. Tam siyah (Extrabold)<br />

Bir <strong>tipo</strong>grafik karakterin harfler, sayılar, noktalama işaretleri ve diğer sembollerden<br />

oluşan dizisine "Font" adı verilir. Aynı fontun bütün karakterleri yan yana<br />

dizildiğinde, optik olarak eşdeğer bir yoğunluk ve bütünsellik oluşturur. Bir fontun<br />

temel unsurları şöyle sıralanabilir: Büyük harfler, küçük harfler, sayılar, noktalama<br />

işaretleri, matematiksel semboller, aksanlar ve logogramlar, bunlar, iki harfin<br />

birleşerek oluşturduğu <strong>tipo</strong>grafik karakterlerdir.<br />

Tipografik karakterler sadece geometrik kriterlere göre tasarlanırsa, algılamaya<br />

dayalı optik sorunlar ortaya çıkar. Her <strong>tipo</strong>grafik karakter optik kriterler göz önüne<br />

alınarak tasarlanır. Örneğin, yuvarlak hatlar ve sivri uçlar büyük harf yada satır<br />

çizgisinin dışına taşırılır. Yatay hatlar dikey hatlardan daha ince tutulur. Siyah<br />

yoğunlaşmayı azaltmak için, iki hattın dar bir açıyla birbirlerine eklendiği bölgeler<br />

belirli bir oranda inceltilir. Tasarım bütünlüğü sağlamak amacıyla, harflerin benzer<br />

biçimsel özelliklere sahip olan parçalarında aynı formlar kullanılır.<br />

Tipografik Karakterlerin Sınıflandırılması:<br />

l) Geleneksel Yazılar: El yazılarının yuvarlak ve organik yapısına sahip olan bu<br />

karakterlerin serifleri dirsek biçiminde ve eğimlidir. Yuvarlak biçimlerdeki incelme<br />

ekseni diyagonaldir, ince ve kalın hatlar arasında çok az bir kontrast söz konusudur.


Başlıca örnekler : Bembo, Garamond, Caslon, Goudy, Palatino,...<br />

2) Geçiş Dönemi Yazıları Bu gruba giren yazıların ince ve kalın hatları arasında<br />

geleneksel yazılara göre daha belirgin bir kontrast vardır. Serifler yataya daha yakın<br />

bir eğimdedir. Yuvarlak biçimlerdeki incelme ekseni dikeye yakındır. Harfler, Barok<br />

döneminin etkisiyle daha genişlemiştir. Başlıca örnekler : Baskerville, Caledonia,...<br />

3) Modern Yazılar: Modern yazılarda ince ve kalın hatlar arasındaki kontrast üst<br />

sınırdadır. İnce hatlar, çizgi haline dönüştü-rülmüştür. Yuvarlak biçimlerdeki incelme<br />

ekseni dikey konumdadır. İnce hatlarla aynı kalınlıkta ve yatay bir çizgi<br />

görünümündeki serifler, gövdeye dik bir açıyla bağlanırlar. Harflerin anatomisinde<br />

geometrik kurallar ağır basar. Başlıca örnekler : Bodoni, Didot, Torino,...<br />

4) Kare Serifli Yazılar :Bu gruba giren yazıların ortak özelliği, seriflerinin kare ya da<br />

dikdörtgen biçiminde olmasıdır. Şerifler, harf gövdesine dik bir açıyla bağlanır. İnce<br />

ve kalın hatlar arasındaki kontrast azaltılmıştır. Bazı karakterlerde bütün hatlar aynı<br />

et kalınlığınadır. Başlıca örnekler : Rockwell, Clarendon, Playbill,...<br />

5) Serifsiz Yazılar: Serifsiz yazılarda bulun hatlar aynı kalınlıktadır. Yuvarlak<br />

hatlardaki incelme ekseni daima dikey konumdadır. Geometrik bir anlayışla<br />

tasarlanmışlardır. Başlıca örnekler : Futura, Helvetica, Avant-Garde,...<br />

6) Gotik Yazılar :Gotik yazı geleneğinin ilk örneği. 15.yüzyıl Almanya'sında yaygın<br />

olarak kullanılan "Textur" yazısıdır. Gotik sanatının karakteristik özeliklerini taşıyan<br />

bu dar ve uzun yazılarda, yuvarlak unsurlar yok edilmiştir. Anatomisinde kesik uçlu<br />

kalemlerin etkisi görülür. Başlıca örnekler : Gotik, Old English,...<br />

7) El Yazıları: El yazılarındaki serbest ve akıcı biçimsel özelikler temel alınarak<br />

tasarlanan bu tür yazıların başlıca örnekleri arasında; Brush Script, Vivaldi, Mistral,<br />

Brody,... sayılabilir. Tipografik Ölçüler Fransız yazı tasarımcısı Pierre Simon Fournier<br />

de Jeune, 1737 yılında "Punto" birimini temel alan bir ölçü sistemi geliştirerek<br />

<strong>tipo</strong>grafik ölçülerin standardizasyonunu başlatmıştır. Punto, günümüzde uluslararası<br />

geçerliliği olan <strong>tipo</strong>grafik bir ölçü birimidir, l punto 0.37583 milimetredir. Daha çok<br />

satır uzunluğu ve metin derinliği ölçmede birim olarak kullanılan "Kadrat"<br />

(Amerika'da Pica, Almanya' da Cicero) ise 12 puntoya eşittir.<br />

Tipografik ölçülerin belirlenmesinde, el dizgisinde kullanılan metal harfler(hurufat)<br />

esas alınmıştır. Harfin punto değerini belirlemede esas alınan ölçü; harf rölyefinin<br />

kendi yüksekliği değil, metal harf bloğunun yüksekliğidir. Tipografik <strong>baskı</strong> yüzeyinde<br />

eşit bir düzlem oluşturmak için bütün harfler standart bir yükseklikte üretilirler.<br />

•Dizgi Sistemleri<br />

1.) El Dizgi<br />

2.) Makina Dizgisi<br />

1.) El Dizgi:Metal harflerin elle dizilmesine dayalı geleneksel yöntem, Gutenberg'in<br />

bulduğu dizgi sisteminin geliştirilmiş biçimidir.<br />

Elle dizgi sisteminde; yazı kasasından seçilen harfler, kumpas adı verilen bir alet<br />

üzerine ters yönde dizilerek sıkıştırılır, her sözcüğün arasına espas adı verilen kısa<br />

metal parçalar yerleştirilir. Satır araları, anterlin adı verilen metal şeritlerle ayarlanır.<br />

Dizilen metin, gale adı verilen metal bir tabla içine konularak bağlanır ve <strong>baskı</strong><br />

presinin çerçevesi içinde özel sıkıştırıcılarla sabitleştirilir. Baskıdan sonra kalıp<br />

yüzeyindeki mürekkep temizlenir ve bütün harfler, kasadaki bölmelere elle dağıtılır.<br />

Yapılan bütün bu işlere el dizgi denir. El dizgi yapan kişiye mürettip, el dizgi yapılan<br />

işyerine de mürettiphane denir.


Elle dizgi, yorucu ve zaman alıcı bir işlemdir. Günümüzde elle dizgi yöntemi, kartvizit,<br />

davetiye ve bazı özel çalışmalar dışında, kullanılmamaktadır. Buna karşın, <strong>tipo</strong>grafik<br />

tasarım geleneklerinin büyük bir bölümü elle dizgi sisteminden türemiştir.<br />

El dizgi için, tek tek dökülmüş harfler kullanılır. Bu harfler, harf döküm fabrikalarında<br />

kurşun, antimuan ve kalay karışımından imal edilir ve bu metallerin harfteki oranı<br />

şöyledir :<br />

1. Kurşun : % 65-70<br />

2. Antimuan : % 20-25<br />

3. Kalay : % 5-10 Kullanılan antimuan harfe sertlik ve dolayısıyla dayanma gücü<br />

verir. Kalay ise metale dökümde kolaylık sağlar ve ona akıcılık verir.<br />

Harfin tepesinde "Resim" kısmı bulunur. Bu kısım mürekkep alıp <strong>baskı</strong> yapar. Resim<br />

kısmının oturduğu, daha kalın olan alt kısma harfin "Et kısmı" denir. Altta tabana<br />

yakın bölümde bulunan kertiğe ise "işaret kertiği" adı verilir, işaret kertiği harfin<br />

doğru dizilmesi için, dizgiciyi uyarır.<br />

El dizgi ustası, dizgide kullanacağı harf ve boş malzemeleri dizmek için "Kumpas"<br />

denilen bir alet kullanır ve dizeceği satırın genişliğine göre ayarlar.<br />

Harf kasasında bulunan harfler, belirli bir düzen içinde ve kullanım sıklığına göre<br />

kutular içindedir. Sık kullanılan harfler (A gibi) dizgiciye yakın olan ön tarafla yer<br />

alırken, (Ğ gibi) seyrek kullanılan harfler daha arkada bulunur. Dizgi ustası hangi<br />

harfin hangi gözde bulunduğunu ezberlemiştir. Gözden aldığı harfteki işaret kertiğini<br />

baş parmağıyla kontrol eder ve dizgi işlemini sürdürür.<br />

El Dizgide Kullanılan Alet ve Malzemeler<br />

1) Basan malzemeler : Bunlar; Harfler, işaretler, çizgiler ve süslerden meydana<br />

gelmektedir.<br />

Harfler : Matbaa harfine hurufat adı verilir. Hurufat birkaç maddeden oluşan bir<br />

alaşımdır.<br />

İşaretler : Bunlar gerektiğinde dilbilgisi kurallarına göre yerlerine konması gereken<br />

dilbilgisi işaretleridir. Nokta, virgül, ... gibi<br />

Çizgiler : Cetvel işlerinde kullanılan pirinç veya kurşundan yapılan malzemelerdir.<br />

Renkleri genellikle altın sarısı ve kurşunidir.<br />

Süsler : Genellikle sanatsal işlerde kullanılırlar.<br />

2) Basmayan malzemeler :Bunlar; Ara boşları, kadratlar, anterlinler, garnitürler ve<br />

klişe altlıklarından oluşan malzemelerdir.<br />

Ara boşları ( Espas ) : Kelime aralarındaki boşluklardır. Her yazı için farklı punto<br />

değeri alırlar. Örneğin harfimiz 20 punto ise kelimeler arasındaki espas 10 punto<br />

olacaktır.<br />

Kadratlar : Harf aralarının açılmasında, paragraf boşluklarında ve satırların değişik<br />

biçimlerde düzenlenmesinde kullanılır.<br />

Eni ve yüksekliği aynı puntoda olan kare biçimli kadrata "m kadratı" adı verilir.<br />

Bunun tam yarısı ölçüsündeki kadrat ise "n kadratı"dır. Diğer kadratlar ise m<br />

kadratının askatlarıdır: 1/3 m, 1/4 m, 1/5 m, 1/6 m,... gibi.<br />

Anterlinler : Altılık ve On ikilik olarak adlandırılan anterlinler satırların aralarına<br />

konularak satırların birbirlerine karışmamasını, dağılmamasını ve satırların rahatlıkla


okunabilmesini sağlayan metal alaşımlardır. Altılık, 6 punto kalınlığındaki satır veya<br />

paragraflar arasında kullanılır. On ikilik ise 12 punto(1 kadrat) değerindedir ve<br />

bölüm başlığı açmada kullanılır.<br />

Garnitürler : Bunlar 2 -12 kadrat genişliğinde ve değişik boylarda demir veya<br />

alüminyumdan yapılmıştır. Sayfa ve bölüm başlarını açmada ve çizgiler arası<br />

boşlukları doldurmada kullanılırlar.<br />

Klişe altlıkları : Tahta, demir veya alüminyumdan yapılan klişeler basılmadan önce<br />

harf yüksekliğini ayarlamak için klişenin altına konulan yardımcı malzemelerdir.<br />

3) Aletler : Bunlar; harf kasaları, kumpas, gale, çift, <strong>tipo</strong> metre ve prova tezgahından<br />

oluşan aletlerdir.<br />

Harf kasaları : Genellikle 50 x 70 cm ebadında 3 cm derinliğinde olurlar. Üst kısmında<br />

büyük harfler, rakamlar ve yabancı ülkelerin harfleriyle noktalama işaretleri bulunur.<br />

Alt kısımda ise küçük harfler kadratlar ve espaslar bulunur.<br />

Kumpaslar : Üç tarafı kapalı bir tarafı açık olan ve elle yazı dizmeye yarayan<br />

aletlerdir. Üzerinde bulunan sürgülü kısım sayesinde istenilen ölçüde dizgi yapılabilir.<br />

Gale : Kumpasta dizildikten sonra üstüne indirilen harfleri sayfa haline getirmek için<br />

kullanılan üç tarafı kapalı bir tarafı açık, demirden veya sacdan yapılan değişik<br />

ebatlarda bulunan tepsiye benzer araçtır.<br />

Çift : Kasa gözlerinden harf çıkarmada ve düzeltme yapmada kullanılan cımbız<br />

şeklinde aletlerdir.<br />

Tipo metre : Matbaacılıkta kullanılan ölçü cetvelleridir. Bu cetvelde cm'nin, punto ve<br />

kadrat olarak karşılığını bulmak mümkündür.<br />

Prova tezgahı : El dizgide oluşturulan kalıpların, hatalarının düzeltilebilmesi için<br />

provaya alınmasını sağlayan tezgahtır.<br />

Makina Dizgisi<br />

Linotipi Ottmar Mergenthaler'in 1886 yılında linotipi makinesini bulmasıyla<br />

<strong>tipo</strong>grafide otomasyon dönemi başlamıştır. Adını "yazı satırı"nın İngilizce<br />

karşılığından (line of type) alan linotipi; metnin, uzunluğu önceden saptanan satır<br />

blokları halinde dökülmesine dayalı bir dizgi sistemidir.<br />

Linotipi makinesinde, üzerinde <strong>tipo</strong>grafik karakterlerin bulunduğu bir klavye bulunur.<br />

Dizgi operatörü klavyeye bastıkça; dikey kanalların içinde bulunan pirinç harf<br />

kalıpları (matris), yukarıdan düşerek bir düzlem üzerinde yan yana dizilir. Bu sırada<br />

makinenin kazanında eriyen kurşun metali, dizilen satırın üzerine dökülür. Böylelikle<br />

her satır, kurşundan dökülmüş parçalar halinde ortaya çıkar. Harf kalıpları, her<br />

döküm işleminden sonra yeniden kullanılmak üzere bulundukları kanala geri<br />

gönderilir. Monotipi Klavye ve döküm biriminden oluşan tam otomatik bir dizgi<br />

sistemi olan monotipi 1887'de Tolbert Lanston tarafından geliştirilmiştir. Klavye<br />

tuşuna basıldığında, kağıt bir şerit üzerinde delikler açılır. Bu şekilde kodlanan şerit,<br />

döküm birimine komuta eder. Erimiş kurşun, kasada bulunan harf kalıplarına<br />

dökülür. Monotipi sisteminde, linotipinden farklı olarak, harfler tek tek değiştirilerek<br />

istenilen düzeltmeler yapılabilir.<br />

TTS (Tele Type Setter) Bir el dizgi ustası saatte ortalama 1200-1500 harf dizer.<br />

Makine operatörü ise saatte 6000 dizgi yapabilir. Bu süratin arttırılması için TTS<br />

(Tele Type Setter) makineleri geliştirilmiştir. Bu makinelerde, monotype dizgi<br />

makinelerine benzeyen biçimde yine perforajlı bobin kağıda delik açılarak dizgi


yapılır. Sonra bu kağıt esas dizgi makinesine bağlanır. Makinede dizgi operatörünün<br />

yerine geçmiş olan delikli bant, makineyi kumanda eder. Matrislerin dizilip, satır<br />

dökümünün yapılmasını sağlar. TTS dizgi makinesi saatte 15-18 bin harf dizilebilir.<br />

Makine Dizgi Sistemleri<br />

1) Mekanik Dizgi Sistemleri (Sıcak dizgi)Mekanik dizgi makinelerine sıcak dizgi<br />

makineleri denilmesinin sebebi, çalışırken kazanında yüksek sıcaklıkta harf<br />

alaşımının bulunmasıdır.<br />

Bu makineler kendi aralarında 3 gruba ayrılırlar :<br />

a) Satır halinde yazı döken makineler : Bu makineler Tipo <strong>baskı</strong> için her çeşit dizgi<br />

işlemini yapabilirler ve 4-28 kadrat arasında 5-11 punto yazıyı 6-12 punto kalınlıkta<br />

satırlara dizerler.<br />

Operatör klavyede hangi harfin tuşuna basarsa harf matrislerinin bulunduğu<br />

mağazada, o harfin matrisi kendi kanalından kayarak kumpasa gelir ve dizilen<br />

kelimelerin harf kalıpları arka arkaya kumpasa düzenli olarak dizilip satırı<br />

oluştururlar.<br />

Döküme hazır olan satır potanın önüne gönderilerek harf kalıplarının içine erimiş harf<br />

alaşımının basınçla otomatik olarak dolması tek kolla sağlanır. Bir satırın dizilip<br />

çıkartılması 10-15 sn içinde gerçekleşir. Mekanik dizgi makinelerinde dizilen satırlar<br />

görüntü <strong>baskı</strong> sistemlerinden dolayı terstirler.<br />

Bu makinenin T.T.S (Tele Type Setter) modelleri delikli bant üreten klavye sistemiyle<br />

uzak mesafelere teleks aracılığıyla bant aktarımı ve otomatik döküm olanağı<br />

sağlamaktadır. Satır halinde yazı döken makinelere göre beş kat daha hızlı çalışırlar.<br />

Teleks aracılığı ile uzak mesafelere irtibat kurması ve böylece aynı anda otomatik<br />

döküm yapabilmesi de diğer avantajları arasındadır.Non mikser makineler : Bu<br />

makineler tek toplama ve dağıtma sistemi olup düz metin dizgileri için<br />

elverişlidir.Mikser makineler : Bu makineler non mikser makinelerin tüm<br />

yeteneklerine sahip olmakla birlikte bir satırda birkaç yazıyı dizip<br />

dağıtabilmektir.Özel metin ve reklam makineleri : Bunlar gazete ve dergilerde başlık<br />

ve reklam dizgisinde kullanılan 18-48 punto arası yazıları dökebilen, çift klavyeli ve<br />

çift matris kalıplı makinelerdir.<br />

b) Tek tek harf döken makineler (Monotype) : Genellikle el dizgide gereken harf,<br />

çizgi, kadrat, anterlin ve espasların dökümünde kullanılan bu makineler harfleri teker<br />

teker döktüğü için tashih (düzeltme) işleri veya kalıpta yapılacak değer değişimleri<br />

daha kolay ve hızlı yapılır.<br />

Monotype makineler klavye, döküm ve hava kompresörü olarak üç üniteden meydana<br />

gelmiştir. Klavye istenen harfin yazılmasını, döküm gerekli yazıların kalıp haline<br />

gelmesini yani harflerin metal olarak tek tek ortaya çıkmasını sağlar. Hava<br />

kompresörünün görevi ise klavye ve döküm ünitelerinin hava akımı sayesinde<br />

uyumlu bir şekilde çalışmasını sağlar.<br />

c) Başlık satırı döken makineler : Bu makineler Ludlow makineleri adı ile anılır.<br />

Klavyesi olmadığı için satırlar el ile dizilir. Kumpasa dizilen satırlar makinenin döküm<br />

kısmına sokulur. Döküm işi bittikten sonra harfler harf kasasına dağıtılır. Bu<br />

makinelerde sürat önemli olmadığı için her türlü metal kullanılabilir. Gazete, dergi,<br />

broşür v.b... başlık dizgileri bu makinelerde yapılır.<br />

2) Elektro Mekanik Dizgi Sistemleri Elektroniğin uygulandığı ilk dizgi makinelerinin<br />

oluşturduğu sistemdir. Bellek ve mantık elektronik ortamda birleştirilmiştir. Bellek<br />

bilgiyi dizildiği gibi kaydeder. Mantık ise bu yazıyı makineye bildirerek şekillendirir ve


tek tuşla yazıyı kağıda döker. Bu makineler kolaylıkla değiştirilebilen <strong>tipo</strong>grafik<br />

özelliklere sahip yazı topları kullanarak yazıları dizerler. Bunlarda 10 adet yazı topu<br />

ve 3 adet teknik karakter topu vardır. Daktilo görünümlüdür ancak dizgi ölçüleri ve<br />

çaryosu punto ve kadrat ayarlıdır. 8000 karakterlik bir belleğe sahiptir ve dizilen<br />

karakterleri aynı anda belleğine kaydedebilir. Bütün düzeltmeler bellekte yapılarak<br />

hatasız dizgi yapılması sağlanır. Ayrıca dizilen yazıları 5000 vuruş kapasitesindeki<br />

manyetik kapta aylarca saklamak mümkündür.<br />

Bu saklama işlemini gerçekleştirebilmek için makinenin yanında manyetik kart<br />

konsolu mevcuttur.3) Foto Dizgi Sistemleri Film yardımıyla yazı dizmek yani harf<br />

görüntülerinin birer birer filme aktarılması ve harflerin fotoğraflarının çekilmesi<br />

işlemine foto dizgi sistemi denir. Bu sistemde çalışan makineler, soğuk dizgi<br />

makineleri olarak da bilinir.<br />

Intertype firmasının geliştirdiği "Fotosetter" ve Mergenthaler firmasının ürünü olan<br />

"Linofilm", klavyeli foto dizgi sistemlerinin ilk kuşağını oluşturur.<br />

Foto dizgi makinelerinin çalışma prensibi; güçlü bir ışık kaynağının harf şablon<br />

diskinden geçerek direkt ışığa duyarlı dizgi kağıdını pozlandırması esasına dayanır.<br />

Foto dizgi makineleri 3 grupta incelenirler :<br />

a) Storomat : Storomat dizgi makinesi fiziki yapı olarak fotoğraf agrandizörüne<br />

benzer. Negatif şablondan yararlanarak film yada fotoğraf kağıdı üzerine<br />

pozlandırma yapılır. Pozdan sonra film yada kart gizli (latent) görünür. Bu nedenle<br />

makinede yada küvette banyo edilerek gerçek görüntü elde edilir.<br />

Agrandizördekine benzeyen film şasesi yerinde yazı fontunun dikdörtgen şeklindeki<br />

bir şablonu vardır. Bu şablonda küçük-büyük yazı ve işaretler vardır. Font<br />

şablonundaki harf ve işaretlerden hangisi gerekiyorsa, bir kumanda sistemiyle<br />

objektifin önüne getirilir ve pozlandırılarak fotoğrafı çekilir. Dizgi<br />

densitesi(siyahlığı), fotoğraf kartının banyo zamanı ve cinsine bağlıdır.<br />

b) Diatype : Storomat dizgi makinelerinin geliştirilmiş şeklidir. Şablonu dairesel disk<br />

şeklindedir. Yatay-dikey çizgi çizerek cetvel dizgisi yapabilir. Dizgi için gereken film,<br />

fotoğraf kağıdı ve banyo sistemi makinenin kendi bünyesindedir.<br />

c) Compset : Görünüş olarak ekranlı daktiloya benzer. Komut ve dizgi tuşları farklı<br />

renktedir. Dizgici ekranda gördüğü hataları kolaylıkla düzeltebilir. Fakat düzeltme,<br />

pozlandırma işleminden önce yapılmalıdır.<br />

Makineye, hassas dizgi yapılabilmesi için objektif sistemi eklenmiştir. Kaynaktan<br />

gelen ve karakter diskinden geçen ışınlar toplayıcı ve büyütücü mercekten geçerek<br />

objektife gelir ve aynadan yansıyarak kağıda yada filme hapsedilerek karakterleri<br />

oluştururlar.<br />

Her diskin üzerinde 4 yazı fontu ve her fonta ait 112 karakter mevcuttur. Karakter<br />

diskinde mevcut 4 fontun dışında yazı dizmek gerekirse o fontun karakter diskini<br />

takmak gerekir.<br />

4) Foto Elektronik Dizgi Sistemleri<br />

I. kuşak foto elektronik dizgi makineleri :<br />

İlk foto elektronik dizgi makinesinde elektronik daktilo klavyesi ve tek satırlı bir<br />

ekran vardı. Cihaza takılan yazıların gerçek puntosu ne ise o puntoda yada o<br />

puntonun iki katı büyüklüğünde dizgi yapabiliyordu.<br />

- Dizgi ve başlık işlerinin farklı iki makinede yapılmasının zorunlu olması,


- Dizgi makinesinde başlık, başlık makinesinde dizgi yapılamaması ve bir yazıda<br />

birden fazla punto değerinin kullanılamaması,<br />

- Yazı karakterlerinin değiştirilememesi,<br />

- Dizgicinin ancak dizdiği satırı görebilmesi ve bu yüzden önceden yapılan hataları<br />

düzeltememesi,<br />

- Bellek ve manyetik kayıt birimlerinin olmayışı ve yapılan hataların ancak film<br />

banyodan çıktıktan sonra anlaşılabilmesi, yüzünden zaman kaybı ve malzeme<br />

tüketimi artmakta, tüm işler günlük yapıldığı için ileriye yönelik işler<br />

saklanamamakta idi.<br />

Tüm bu sorunların çözülebilmesi için bilgisayardan başka çözüm yoktu. Zaten o<br />

sıralarda mikro ve mini bilgisayarlar geliştirilmiş dolayısıyla bilgisayar artık günlük<br />

yaşama girmeye başlamıştı.<br />

II. kuşak foto elektronik dizgi makineleri :<br />

Birinci kuşak makinelerin yeterli olmayışı ve bilgisayar teknolojisindeki ilerlemeler,<br />

ikinci kuşak dizgi makinelerinin doğmasına yol açmıştır.<br />

İkinci kuşak makineler bu teknolojik ilerlemeler ile geliştirilmiştir. Bu makinelerin en<br />

önemli özellikleri şunlardır :<br />

- Geniş televizyon ekranı sayesinde aynı anda 13 satır birden görülebilmekteydi.<br />

- -Bellek ve manyetik kayıt birimi olduğundan önceki dizgiler görülebiliyor ve her<br />

türlü düzeltme yapılabiliyordu.<br />

- Dizgi ve başlık işleri aynı anda yapılabiliyordu.<br />

- Manyetik kayıt diskleri sayesinde tüm işler ileride de kullanılabilmekteydi.<br />

III. kuşak foto elektronik dizgi makineleri :<br />

İkinci kuşak makineler dizgi işlemlerine büyük kolaylıklar getirmiştir. Ne var ki bu<br />

makinelerin, basım sektörünün ihtiyaç ve birikmiş kaynakları ile karşılaştırıldığında<br />

yetersiz olduğu görülmüştür. İkinci kuşak makinelerin hızlarının yetersiz gelmeye<br />

başlaması, punto ve karakter sayısındaki sınırlamalar ve gerçek şekillerin ekranda<br />

gözükmemesi sonucu zor düzeltilmesi gibi sebeplerden dolayı üçüncü kuşak<br />

makinelere gereksinim duyulmaya başlanmıştır.<br />

Üçüncü kuşak makinelere bilgisayar kontrollü dizgi sistemleri denir. Bu makineler,<br />

kişisel bilgisayarların gelişmesiyle Masaüstü Yayıncılık Dizgi Sistemlerinin doğmasına<br />

neden olmuşlardır.<br />

•Tipo Baskı Tekniği<br />

Tipografik Baskı Tekniği Tipografik <strong>baskı</strong> tekniğinde kâğıda aktarılması gereken<br />

bütün görsel unsurlar, <strong>baskı</strong> kalıbında diğer bölümlere göre daha yüksektedir. Kalıp<br />

yüzeyine merdane ile mürekkep verildiğinde, yüksekte kalan bölümler mürekkebi alır<br />

ve belirli bir basınç uygulayarak kağıda doğrudan aktarır. Tipo <strong>baskı</strong>, Gutenberg'in<br />

1440 ' ta icat ettiği bir <strong>baskı</strong> sistemidir.<br />

Tipo <strong>baskı</strong> sisteminde; fotoğraf, illüstrasyon, yazı, sembol vb. görsel unsurlar için<br />

"klişe" adı verilen ve genellikle çinko, magnezyum ya da bakırdan üretilen kalıplar<br />

kullanılır. Çizgisel imgelerde ve düşük yoğunlukta tramlanacak ara tonlu<br />

çalışmalarda çinko kalıplar tercih edilir. Tram yoğunluğu yüksek olan çalışmalarda<br />

ise magnezyum kalıplardan yararlanılır. Bakır ise çok pahalı bir metal olduğundan<br />

sadece çok ayrıntılı ve yüksek kalitedeki çizgisel çalışmalarda kullanılır.<br />

Klişe hazırlamak için; görsel imgeden alınan negatif film, yüzeyi ışığa duyarlı bir<br />

emülsiyonla kaplanmış olan metal kalıp ile üst üste çakıştırılarak bir ışık kaynağı<br />

altında pozlandırılır. Işık, filmin üzerinde görsel imgeyi oluşturan saydam<br />

bölümlerden kalıba yansır ve pozlanan bu bölümler kalıp yüzeyinde sertleşir. Kalıp,<br />

bir asit küvetine atılır. Pozlandırma sırasında sertleşen bölümler asitten etkilenmez,<br />

diğer bölümler ise yavaş yavaş çukurlaşmaya başlar. Baskıda mürekkep alacak<br />

bölümlerle mürekkep almayacak bölümler arasında istenilen derinlik sağlandığında,


metal kalıp asit küvetinden çıkarılır. Kalıp, daha sonra tahta ya da metalden yapılan<br />

altlıklara çift taraflı bantlarla yapıştırılır. Bu altlıklar, klişe ile üst üste<br />

getirildiklerinde <strong>tipo</strong>grafik <strong>baskı</strong>da kullanılan metal harflerin standart yüksekliğine<br />

eşit bir yüksekliğe ulaşır.<br />

Ülkemizde, ara tonlu görsel unsurların tramlanması ile hazırlanan klişeler oto tipi;<br />

renklerin belirli leke ya da çizgi grupları olarak ayrıldığı, ara ton içermeyen görsel<br />

unsurlar için hazırlanan klişeler ise tire klişe olarak bilinir.<br />

Tipografik <strong>baskı</strong>da kalıp hazırlama işlemine her zaman gerek duyulmaz. Yazılar, elle<br />

ya da makine ile dizildiklerinde basılabilir hale gelir. Dizgi ile klişe ayrı ayrı<br />

hazırlandıktan sonra <strong>baskı</strong> presinde bir araya getirilirler. Yazı ve diğer görsel<br />

unsurların konumlan yeni bir kalıp hazırlanmasına gerek duyulmadan kolaylıkla<br />

değiştirilebilir.<br />

Bir zamanlar gazetelerin ve diğer birçok görsel iletişim malzemesinin basımında<br />

yaygın olarak kullanılan <strong>tipo</strong>grafik <strong>baskı</strong>, günümüzde yerini ofset <strong>baskı</strong> tekniğine<br />

bırakmıştır. Bu değişimin asıl nedeni; <strong>tipo</strong>grafik <strong>baskı</strong>nın ofsete göre daha düşük<br />

kalitede sonuçlar vermesinden çok, <strong>tipo</strong>grafik <strong>baskı</strong> tekniğindeki hazırlık işlemlerinin<br />

daha yavaş ve giderek daha pahalı olmasıdır.<br />

• Tipografik Baskı Tekniğinin Özellikleri<br />

1) Baskı sayısına bağlı olmadan standart bir <strong>baskı</strong> kalitesi elde edilir.<br />

2) Elle ya da makine ile yapılan dizgilerle ve orijinal veya kopya edilerek çoğaltılan<br />

<strong>baskı</strong> kalıpları ile <strong>baskı</strong> yapmaya elverişlidir.<br />

3) Kalıbın kopyalanarak çoğaltılması pahalıya mal olduğundan, plastik ve kauçuk<br />

kalıplardan yada stereotipi tekniğinden yararlanılır.<br />

4) 2. ve 3. hamur kâğıtlarda en iyi <strong>baskı</strong> sonucunu verir. Yazı ile birlikte yarım-tonlu<br />

görsel unsurlar da kullanılacaksa, o zaman kuşe ya da 1. hamur kâğıtlar tercih<br />

edilmelidir. Tipografik <strong>baskı</strong>, değişik kalınlıklardaki her tür kâğıda uygulanabilir.<br />

Kâğıt kalınlığını saptamadaki temel kriter; <strong>baskı</strong>da kullanılan presin teknik<br />

özellikleridir.<br />

5) Dizgi ve klişenin kullanıldığı kalıplarda, yeni bir kalıp hazırlanmasına gerek<br />

duyulmadan belirli değişiklikler yapılabilir. Fakat tek parça, kopyalanmış ve eğimli<br />

kalıplarda bu tür değişiklikler yapılamaz.<br />

6) Numaralandırılması gereken bilet, fatura, vb. basılı malzemelerde; kâğıt ve karton<br />

üzerine basılan etiket ve ambalajların bıçakla kesiminde, perfore delikleri<br />

açılmasında; alçak ve yüksek kabartma (gofre) <strong>baskı</strong>larda <strong>tipo</strong>grafik <strong>baskı</strong><br />

preslerinden yararlanılmaktadır.<br />

• Tipografik Baskı Tekniğinde Kullanılan Presler Tipo <strong>baskı</strong>da kullanılan presler dört<br />

grupta toplanır :<br />

1) El Tezgâhları : Matbaacılığın icadıyla kullanılmaya başlanmıştır. Tipo <strong>baskı</strong> için<br />

yaklaşık 450 yıl kadar bir süre, yalnız el tezgâhlan kullanılmıştır. Bunlar başlangıçta<br />

tamamen tahtadan imal edilirdi. Ancak silindirli <strong>tipo</strong> makinelerinin icadından sonra<br />

metal el tezgâhları da yapılmıştır. İlk modellerde, <strong>baskı</strong> prensibi, sonsuz vida esasına<br />

dayanıyordu. Demir tezgâhlarda ise mafsal dirsekli sistem uygulanmıştır.<br />

El tezgâhlarından kalıba elle boya verilir. Kâğıt hafif nemlendirilerek kalıp üzerine<br />

yerleştirilir. Baskıyı yapan kazan yukarıdaki kol çevrilerek indirilir ve <strong>baskı</strong> yapılır.<br />

Eski El tezgâhlarında <strong>baskı</strong>dan sonra kazan kaldırma ve kâğıdı alıp yeni kâğıt koyma<br />

el ile yapılırdı.<br />

2) Düz kazanlı presler : Bu preste, <strong>baskı</strong> kalıbı gibi; kalıp üzerine basınç yapan <strong>baskı</strong><br />

kazanı da düz yüzeylidir. Düz kazanlı preslerin iki ayrı tipi bulunmaktadır. Bunlardan<br />

biri; Gutenberg'in de kullanmış olduğu, ama günümüzde kullanılmayan kollu <strong>baskı</strong><br />

presidir. Kâğıt, mürekkeplenmiş kalıbın üzerine konulduktan sonra <strong>baskı</strong> kazanı kol


yardımıyla kâğıt üzerine indirilerek sıkıştırılmakta, kalıbın üzerindeki mürekkep bu<br />

şekilde kâğıda aktarılmaktadır.<br />

Diğer düz kazanlı presler ise pedallı preslerdir. Bu preslerde merdaneler kalıba<br />

mekanik olarak mürekkep vermekte ve <strong>baskı</strong> kazanının üzerine yerleştirilen kâğıt,<br />

pedal yardımıyla dikey konumda bulunan kalıp üzerine bastırılmaktadır. Pedallı<br />

preslerin elle veya otomatik olarak çalışan değişik tipleri bulunmaktadır.<br />

3) Silindirik kazanlı presler : Kalıp bu preslerde de düzdür. Buna karşın <strong>baskı</strong> kazanı<br />

silindir biçimindedir. Silindir biçimli <strong>baskı</strong> kazanı kalıp üzerinde belirli basınçla<br />

yuvarlanır. Kâğıt her zaman olduğu gibi kalıpla kazan arasındadır. Silindirik kazanlı<br />

presler, düz kazanlı preslerden daha büyük olup, <strong>baskı</strong> hızı yüksektir.<br />

a) Tek turlu veya stop silindirli presler : Bu preslerde <strong>baskı</strong> yapıldıktan sonra, kalıp<br />

taşıyıcı araba, mürekkep ünitesine giderken, <strong>baskı</strong> kazanı hafifçe yukarı kalkar ve<br />

kalıbın mürekkep alıp geri dönmesini bekler.<br />

b) Çift turlu presler : Bu preslerin kalıp arabası, mürekkep ünitesine giderken, <strong>baskı</strong><br />

kazanı bir tur daha yapar. Kalıp geri dönünce bu tur tamamlanmış olur ve tekrar<br />

<strong>baskı</strong> turu başlar. Bu sistemde <strong>baskı</strong> kazanı hiç durmadığı için güç kaybı olmaz. Bu<br />

sebeple daha büyük <strong>baskı</strong> süratine ulaşılabilir. Ayrıca çift kazanlı makinelerin kalıp<br />

arabası yoktur. Kalıp, silindirik biçimde metal veya fotopolimer klişeler olarak<br />

hazırlanarak kalıp kazanına takılır. Çift kazandan biri, bu kalıp kazanıdır, diğeri ise<br />

<strong>baskı</strong> kazanıdır. Bu Kazanların birbirine teması halinde, aradan geçen kâğıda <strong>baskı</strong><br />

yapılır.<br />

4) Rotatifler : Rotatif preslerde ise hem <strong>baskı</strong> kazanı, hem de <strong>baskı</strong> kalıbı silindir<br />

biçimindedir. Daha küçük merdanelerden mürekkep alan kalıp silindiri ile <strong>baskı</strong><br />

kazanı arasına sıkıştırılan rulo kâğıt, büyük bir hızla basılarak akıp gider. Bu presler,<br />

özellikle çok yüksek hızda ve sürekli <strong>baskı</strong> yapmaya uygun biçimde üretilmişlerdir.<br />

Bu nedenle gazete ve dergi basımına elverişlidirler. Rotatif preslerle hem tabaka<br />

halinde kesilmiş, hem de rulo kâğıtlara kesintisiz <strong>baskı</strong> yapma olanağı<br />

bulunmaktadır. Rotatif preslerin kâğıdın her iki yüzüne aynı anda <strong>baskı</strong> yapabilen<br />

daha gelişmiş tipleri de üretilmektedir. Rotatiflerde kullanılan <strong>baskı</strong> kalıbı yarım<br />

silindir biçimindedir. Düz bir yüzey üzerinde hazırlanan <strong>baskı</strong> kalıbını eğimli hale<br />

getirmek için "stereotipi" tekniğinde yararlanılır. İnce lifli bir karton nemlendirilerek<br />

kalıbın üzerine konur ve presten geçirilir. Üzerine kalıbın negatif imgesi (alçak<br />

rölyef) geçen karton, kurumaya bırakılır. Rölyef içerde kalacak biçimde kıvrılan<br />

kartonun üzerine erimiş kurşun alaşımı dökülür. Alaşım soğuduktan sonra kartondan<br />

ayrılır. Kalıbın pozitif kopyası daha sonra rotatif <strong>baskı</strong> presinin kalıp silindirine<br />

bağlanır.<br />

• Mizantren<br />

Basan kısımların daha iyi çıkması ve basılacak işten daha iyi netice alabilmek için<br />

kalıp arkasında veya kazan kağıdında yapılan işlemlere "Mizantren" denir. Ofset ve<br />

tifdrukta çok kaba olarak uygulanan mizantren, esas olarak <strong>tipo</strong> <strong>baskı</strong> sistemi içindir.<br />

Mizantren kelime olarak "düzenleme" anlamına gelir. Baskıdan önce yapılması<br />

gereken bir ön hazırlık çalışması niteliğindedir. Mizantren yapmanın amacı, sert<br />

hurufat ve çinko klişe ile yumuşak kağıt arasında uyum sağlamaktır.<br />

İyi bir <strong>baskı</strong> elde etmek için <strong>tipo</strong> <strong>baskı</strong>da mizantren şarttır.<br />

1) Kazan Mizantreni : Kazan mizantreni için kalıptan bir prova çekilir. Prova henüz<br />

<strong>baskı</strong> kazanı üzerindeyken kuvvetli ve zayıf basılan yerleri, bir biz ile delinerek<br />

işaretlenir. Biz ile açılan delik alttaki kazan kağıdına da geçmek zorundadır. Sonra<br />

işaretlenen yerlere ince pelür kağıtlar yapıştırılarak iyi <strong>baskı</strong> için gerektiği kadar<br />

yükseklik farkı elde edilmiş olur. Pelür kağıdı ile mizantren daha çok kaba işler için<br />

uygundur.


2) Kalıp Mizantreni : Hurufat ve çinko klişelerin yükseklikleri farklı ise, bunların aynı<br />

yüksekliğe getirilmeleri yine mizantren yaparak sağlanır. Kalıp mizantreni için de bir<br />

prova çekilir. Bozuk kısımların altlarına kağıt yapıştırılır. Baskı sanayii çok gelişmiş<br />

olan ülkelerde "Pirimaton" "MKZ", ve "3M" isimli modern mizantren metotları<br />

uygulanmaktadır.<br />

Tipo Baskıda Kullanılan Klişeler Tipo <strong>baskı</strong> sistemi için gerekli olan resim kalıplarına<br />

klişe adı verilir. Klişeler için önce tramlı negatif olarak hazırlanır ve çinko veya<br />

fotopolimer plakalara kopya edilir. Kullanılan plakalar ortalama 1,5 mm kalınlıktadır.<br />

Çinko plakalar nitrik asit çözeltisi ile, fotopolimer plakalar ise cins ve farklarına göre<br />

potasyum hidroksit veya alkol çözeltisi ile indirilir.<br />

Fotopolimer klişe : Sentetik esaslı ve fabrikasyon olarak ışığa duyarlı imal edilmiş<br />

tabakaya fotopolimer ismi verilir.<br />

Fotopolimer klişe için kullanılan tramlı negatif filmler, yüzeyleri mat özel Lith<br />

filmlerdir. Bunların densitometrik yoğunlukları (Siyahlıkları) bir hayli yüksek olmak<br />

zorundadır. Aksi halde ultraviyole ışıkla pozlandırılırken ışık görmemesi gereken<br />

bölgeler ışık görür ve bu kısımlar yeterince derinlik almaz.- Plastik yüzeyli oldukları<br />

için boya alma ve basma kabiliyetleri yüksektir.<br />

- Kalıp ışığa duyarlı olduğundan kopya için emülsiyon yapmaya gerek yoktur.<br />

- Tiraj gücü yüksektir.<br />

- Rulo kalıp halinde rahatlıkla kullanılır.<br />

- Çok büyük ebatta yapılabilir.<br />

Tipo Baskıda Kullanılan Merdaneler Lastik merdaneler :<br />

Lastik merdanelerin çalışma esasları :<br />

1) Yazı veya çizgilerin yapabileceği tahribattan kaçınmak için merdaneler tam<br />

ayarlanmış olmalıdır.<br />

2) Merdanelerin yıkanmasında gaz-benzin birlikte kullanılmalıdır.<br />

3) Boya veya vernik merdane üzerinde kuruduğunda, merdaneler "Rollo-past" ile<br />

ovulmalı ve ertesi gün ılık su ile yıkanmalıdır.<br />

Sentetik kauçuk merdaneler : En fazla kullanılan merdane türüdür. Tabii kauçuğa<br />

nazaran zehirli maddeler ihtiva ettiğinden segatiflerden etkilenmezler. Bu tip<br />

merdaneler tamamen silindir şeklindedir. Zedelenmeleri durumunda tornaya<br />

verilerek çapında değişiklik yapılabilir.<br />

Sentetik Kauçuk Merdaneler çok kolay yıkanırlar, çünkü yüzeyleri düzdür. Fakat<br />

çabuk kuruyan parlak mürekkepler, sentetik kauçuklara çabuk yapışırlar ve<br />

hassasiyetlerini kaybederler.<br />

Makinelerde sabit çelik merdanelere temas eden çeşitli merdane grupları vardır.<br />

Bunlar :<br />

a) Hazneden boya alıcı merdane (Hazne merdanesi)<br />

b) Boya ezici merdaneler<br />

c) Kalıba boya veren merdanelerdir.<br />

Çelik merdaneye temas eden kauçuk veya plastik merdane ayarlarını doğru<br />

yapabilmek için iki merdane arasına kağıt konur. Kağıt çekildiği zaman gergin<br />

durumda geliyorsa merdane ayarı tamam demektir. Boya verici merdane ayarlarında<br />

merdanenin alt tarafı yazı yüksekliğine getirilmelidir. Alçak merdane ayarında <strong>baskı</strong><br />

bozuk olduğu gibi, yazı ve çizgiler merdaneyi yıpratır ve keser. Bunun yanı sıra<br />

yüksek bir merdane ayarı yapılır ise kalıp boya almaz. El Dizgi ve Klişe Kalıplarının


Çembere Bağlanması Dizgi atölyelerinde dizilen el dizgi kalıpları hurufat denilen tek<br />

tek harflerle dizilir. Bu kalıpların dizgi atölyesinden <strong>baskı</strong> atölyesine taşınması özel<br />

dikkat ister.<br />

Kalıplar <strong>baskı</strong> makinesinin çemberine bağlanırken kalıbın dağılmaması için büyük<br />

garnitürlerle destek yapmak faydalıdır. Daha sonra kalıbın ipi yavaşça çözülerek kalıp<br />

istenen şekilde makinenin çemberine yerleştirilerek garnitürlerden sonra vizo ile<br />

sıkıştırılır.<br />

Klişe kalıplarını çembere almak için de klişenin ebadına göre, alüminyum veya<br />

demirden oluşan klişe, altlığı hazırlanarak çembere bağlanır. Altlık ve klişe altı<br />

temizlenir. Klişeye tesaprint gibi iki tarafı yapışkan malzeme vasıtasıyla daha önce<br />

hazırlanan altlığa yapıştırılır. Yazı yüksekliğine getirilmesi için klişenin altına karton<br />

yada kağıt, oynamalara sebep olmamak için mümkün olduğunca tek parça konularak<br />

"besleme" yapılır.<br />

Tesaprintin benzinden, sıcaktan veya fazla forsadan kayma ihtimali olduğundan,<br />

makine benzinle yıkanırken kalıp çıkartılmalıdır. Ayrıca tahta klişe altlığı konur ve<br />

çiviyle çakılarak sabitleştirilir.<br />

Numaratör Baskısı Özellikle fatura, makbuz, bilet gibi işlerde numaratör <strong>baskı</strong>sı<br />

gereklidir.<br />

Bunun için üç çeşit numaratör kullanılır :<br />

1) El ile Basma Mücellit Numaratörü : Bu tip numaratörlerle <strong>baskı</strong> işi tamamlanan ve<br />

mücellithaneye getirilen işlerin cilt işleri yapıldıktan sonra sayfalarına el ile<br />

numaratör <strong>baskı</strong>sı yapılır.<br />

2) Üstten Basma Yıldız ve No.lu Numaratörler : Tipo <strong>baskı</strong> makinesinin çemberlerine<br />

yerleştirilen bu numaratörlerin rakamları, plungerlerin üstten basması neticesinde<br />

döner. Süratli <strong>baskı</strong>ya gelmez. İleri ve geri çalışanları vardır. Yüksek tirajlı işlerde<br />

plungerler merdaneleri bozar. Bunun için eski merdane kullanmak gerekir.<br />

3) Bir Merkezden Çalıştırılan Grup Numaratörleri : Eğer çembere çok numaratör<br />

konur ve basılacak işler de çek, tahvil ve hisse senedi gibi kıymetli kağıtlar ise grup<br />

numaratörleri kullanmak gerekir. Merkezi sistem ile çalışan numaratörler çembere<br />

yerleştirilir. Bunlar itici çubuklar vasıtasıyla döner. Esas <strong>baskı</strong> yapılmadığı sürece<br />

numaratörler de çalışmaz.<br />

•Tipo Baskıda Oluşan Sorunlar<br />

1) Aşırı forma basıncı : Görüntünün bozulması, kazan kağıdının ayarsız olması, forma<br />

yüzeyinin deforme olmasına sebep olur.<br />

2) Yetersiz Forma Basıncı : Baskıda zayıf zeminler ve görüntünün silikliği ile belli<br />

olur.<br />

3) Kayma : Merdane ayarlarının bozulması, klişenin kayması, mürekkebin ve kağıt<br />

yüzeyinin değişmesi kaymalara sebep olur.<br />

4) Renk Değişiklikleri : Baskı işlemi en son durumda eldeki orijinal <strong>baskı</strong> ile<br />

karşılaştırılarak kontrol edilmelidir. Göz ile kontrol genellikle yeterlidir. Fakat çok<br />

ufak renk (Nüans) farklarının önemli olduğu hallerde "Densitometre" kullanılmalıdır.<br />

Renk farkları, hız ve ısı değişmesi sonucu ortaya çıkabilir.<br />

5) Bulaşma : Baskı kalıbının hatalı beslenmesi sonucu <strong>baskı</strong>nın net çıkmaması<br />

halinde görülür. Klişenin, kazanın ve silindirin ayarsız durumları veya hatalı besleme,<br />

klişe ve merdanelerin aşınmasına da yol açar.


6) Silme : Görüntünün kenarlarında mürekkep birikmesi ve <strong>baskı</strong> yüzeyinde renk<br />

zayıflığı ile kendini belli eder. Merdanelerin uyumsuz hareketleri ve iyi çalışmaması,<br />

gevşek merdane yatakları, <strong>baskı</strong> sırasında ısı değişikliği gibi sebeplerden oluşabilir.<br />

7) Arka Verme : Çok mürekkep verilmesi gereken işlerde ve parlak satıhlı kağıtlarda,<br />

basılan kağıdın arkasını, bir evvel basılan kağıdın kirletmesi sorunudur. Çabuk<br />

kuruyan mürekkeplerin veya püskürtme tozlarının kullanılması teması biraz olsun<br />

önleyebilir.<br />

8) Doldurma : Tramlı <strong>baskı</strong>larda, mürekkebin tramları doldurması şeklinde ortaya<br />

çıkar. Nedeni iyi ezilmemiş, tramlar arasında akacak kadar inceltilmiş veya çok<br />

yapışkan bir mürekkebe karışan toz veya elyaf parçaları olabilir.<br />

9) Toz Toplama : Özellikle zemin <strong>baskı</strong>larda, <strong>baskı</strong> yüzeyinin düzgün görüntüsünün<br />

kağıt elyaflarının birikmesi sonucu bozulması veya tramların dolması olarak<br />

belirlenir. Gevşek yüzeyli <strong>baskı</strong> kağıdı veya mürekkebin çok yapışkan olmasından<br />

ileri gelir.<br />

10) Yolma : Çok yapışkan mürekkeplerin kağıdı yolması olayıdır. Sert elyaflı kağıt<br />

kullanılması veya mürekkebin incelticilerle yumuşatılması gerekir.<br />

11) Benekleme : Baskının benekli, dalgalı ve hoş olmayan bir görüntü vermesi<br />

halidir. Kağıt yüzeyinin hatalı olması ve bazı yerlerde mürekkebi fazla alması bu<br />

duruma yol açabilir. Yumuşak mürekkepler de ve transparan renklerde daha belirgin<br />

görülürler.<br />

12) Tozlama : Mürekkebin taşıyıcı kısmının arzu edilmeyen<br />

derecede kağıt tarafından ezilmesi ile yüzeyde bağlayıcısız pigment tabakasının<br />

kalması sonucu ortaya çıkar. Kağıtta <strong>baskı</strong> kuruduğu zaman mürekkep toz halinde<br />

dağılır.<br />

Kalitesi Yüksek Bir Baskı İçin Gerekenler<br />

1) Kağıt<br />

a) Sathının düzgünlüğü.<br />

b) Düzgün kesilmesi.<br />

c) Havalandırılması.<br />

d) Verici asansöre doğru yüklenmesi.<br />

2) Mürekkep<br />

a) Basılacak işe göre mürekkebin seçimi.<br />

b) Mürekkebin hazırlanması ve karıştırılması.<br />

c) Mürekkebin makine ve merdanedeki ayarı.<br />

3) Kalıp<br />

a) Dizgi veya klişe kalıbı hatasız olmalı. Basılacak kağıda göre klişe tramı seçilmeli ve<br />

buna göre klişe kalıbı yapılmalı.<br />

b) Dizgi kalıbı, el dizgi ise kalıp oynamamalı ve <strong>baskı</strong>da harfler mürekkebin<br />

yapışması sebebiyle çıkıp kırılmamalı.<br />

4) Makine<br />

a) Kağıdın özeliliklerine göre makinenin ayarları yapılmalı.<br />

b) Kalıp konmadan, ayar için boş <strong>baskı</strong> yapılmalı.<br />

c) Ayarlı <strong>baskı</strong> için itici ve çekici poza ayarı yapılmalı.


d) Makas, poza ayarları düzgün hale getirilmeli.<br />

e) Kağıt emicisi ve istifleyicisi ayarlanmalıdır.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!