tammetin - İnönü Üniversitesi

SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU
DERGİSİ 2013 VOL.4 CİLT 1
Ayşegül KAHRAMAN ve ark.
KONJENİTAL SEMİNAL VEZİKÜL KİSTİ: OLGU SUNUMU
Ayşegül KAHRAMAN 1 , Caner EDİZ 2 , Cemal TAŞDEMİR 2, Bayram KAHRAMAN 3 , Ramazan ALTINTAŞ 2 , Mustafa
KANBAY 4
1 İnönü Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Radyoloji AD, Malatya
2 İnönü Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Üroloji AD, Malatya
3 Özel Park Hastanesi, Radyoloji Bölümü, Malatya
4 Malatya Devlet Hastanesi, Üroloji Kliniği, Malatya
Özet:
Seminal vezikül kistleri doğumsal ya da edinsel olarak karşımıza çıkar ve ejekülatuar kanalların tıkanıklığına bağlı
oluştuğuna inanılır. Seminal vezikül kistleri nadir olarak görülür ve genellikle bulgu vermezler. Çalışmamızda, her iki yan
ağrısı ve prostatizm benzeri şikayetler nedeniyle üroloji kliniğimize başvuran 32 yaşındaki erkek olgu sunulmaktadır.
Anahtar kelimeler: Konjenital seminal vezikül kisti, seminal vezikül, semptom.
Abstract:
Seminal Vesicle Cysts occurs as congenital or acquired and it is believed to be due to obstruction of ejaculatory ducts.
Seminal vesicle cysts are rare and usually asymptomatic. In this study, we report a case of Congenital seminal vesicle cyst
in a 32-year-old men who presented to the our clinic with bilateral flank pain and prostatism symptoms.
Keywords: Congenital seminal vesicle cyst, seminal vesicle, symptoms,
1

SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU
DERGİSİ 2013 VOL.4 CİLT 1
GİRİŞ
Seminal veziküller nadir olarak görülmekte olup,
konjenital veya akkiz olarak karşımıza çıkar. Konjenital
seminal vezikül kistleri renal agenezi/disgenezi ve
ektopik böbrek gibi ek anomalilerle birlikte görülebilir
(1). Akkiz kistler ise kronik seminal vezikül
enfeksiyonu, benign prostat hipertrofisi ya da geçirilmiş
prostat cerrahisi sonrasında oluşabilir (2). Seminal
vezikül kistli olguların çoğu, bulgu vermez. Dizüri,
ağrılı ejekülasyon ve hematospermi karşılaşılabilecek
bazı bulgulardır.
Bu yazıda, her iki yan ağrısı ve prostatizm benzeri
şikayetleri olan bir konjenital seminal vezikül kisti
hastasının klinik ve radyolojik bulguları, literatür
bilgileri eşliğinde sunulmaktadır.
OLGU
32 yaşında erkek hasta, sol kasık ağrısı, idrara sık
çıkma, idrarda yanma ve idrardan kan gelmesi
şikayetleriyle üroloji kliniğimize başvurdu. Hastanın
şikayetleri son birkaç gün içerisinde giderek artarak
ilerlemişti. Fizik muayenede sağ kostovertebral açı
hassasiyeti saptandı. Kan biyokimya değerleri ve idrar
tetkiki normal sınırlar içindeydi. Hastaya yapılan üriner
ultrasonografide (USG), sağ böbrek 14,6 cm olarak
izlenirken, sol böbrek görülemedi ( sol böbrek
agenezisi). Mesane sol posterolateral komşuluğunda
seminal vekizül lojunda 3,8x2,2 cm boyutlarında tek
kalın septa içeren, lobüle konturlu kistik lezyon
saptandı. Olguda veziküla seminalis kisti düşünülerek
abdominal bilgisayarlı tomografi (BT) çekildi. Sol
böbrek, abdominal BT’de yine izlenmedi. Mesane sol
posterior lateral bölümde veziküla seminalis lojunda
3,8x2,2 cm boyutlarında hipodens kistik kitle saptandı
(Resim 1). Sonrasında yapılan alt abdomen kontrastlı
Ayşegül KAHRAMAN ve ark.
manyetik rezonans görüntülemesinde ( MRG) veziküla
seminalis sol kesimde T1 A hiperintens, T2 A
hipointens içeriği bulunan, postkontrast kapsüler
kontrastlanma gösteren ve prostat glandı içinde dilate
tübüler yapı şeklinde uzanan kistik yer kaplayıcı oluşum
görüldü. Olgu, veziküla seminalis kisti ve beraberinde
sol duktus ejakülatorius obstrüksiyonu şeklinde
değerlendirildi (Resim 2).
TARTIŞMA
Seminal veziküller (SV), yaklaşık 12. fötal haftada
distal mezonefrik kanalın dorsolateral bölümünün
bülböz karakterde şişmesi sonucunda gelişirler (3) .
Seminal veziküllerin fizyolojik işlevi tam olarak
bilinmemesine rağmen, ejakülattaki spermlerin
metabolizmasında ve hareketliliğinde önemli rol
oynadığı belirtilmektedir (1). SV’nin gelişimi sırasında
ek anomalilerin olması, patolojik embriyonik gelişim
sürecine bağlıdır. Doğuştan SV kisti olanlarda,
embiyogenez aşamasında üreter tomurcuğu ile
mezonefrik kanalın yakın komşuluklarından, ipsilateral
renal agenezi, üreter ektopisi ve aynı taraf testis
yokluğu gibi malformasyonlar da birlikte görülebilir.
Bizim olgumuzda da sol renal agenezi vardı. SV kistleri
çoğunlukla asemptomatiktir. Genellikle 5 cm’den
büyük kistler semptomatiktir. Asemptomatik
olmalarından dolayı, tanısı başka sebeplerle yapılan
radyolojik görüntülemelerde tesadüfen konulmaktadır.
Eskiden SV’lerin değerlendirilmesinde, sadece fizik
muayene ve vazografi mevcuttu. Günümüzde ise USG,
transrektal USG, BT ve MRG yöntemleri SV’deki
patolojik durumların tanısında önemli katkı sağlamıştır.
Prostatizm semptomları ile başvuran hastamızdaki ilk
klinik tanı, benign prostat hiperplazisi olmuştu. Yapılan
radyolojik tetkikler sonucu prostat bezi konturları ve
2

SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU
DERGİSİ 2013 VOL.4 CİLT 1
parankim yapısı normal olup SV kaynaklı bir kist
varlığı gösterilmiştir. Hastada eş zamanlı, bir ek
anomali düşündürecek bulgu yoktu, ancak hastanın
spesifik olmayan şikayetleri açısından yapılan
tetkiklerinde sol renal agenezi saptanmıştır. Bu da
konjenital seminal vezikül kistlerinde ek anomali
gelişebilme ihtimalini desteklemektedir. Olgumuzdaki
kist boyutunun 5 cm’den küçük olması, hastanın
spesifik olmayan semptomlarla başvurmasına neden
olmuştur. Çünkü seminal vezikül kistleri genellikle 5
cm‘ den büyük olduklarında semptomatiktir ve klinik
olarak cinsel olarak aktivitelerinin en fazla olduğu 20-
30’lu yaşlarda belirgin hale gelebilirler. Bu durumun,
seminal veziküllerde seminal sıvı birikiminin
oluşturduğu kistik dilatasyona bağlı olarak ortaya
çıktığı düşünülmektedir (4). Olgumuz da literatür
Ayşegül KAHRAMAN ve ark.
bilgileriyle örtüşen yaşa sahipti. SV kistleri
semptomatik hale geldiklerinde; en sık abdominal,
perineal ve pelvik ağrı, ejakülasyon sırasında ağrı,
dizüri, sık idrara çıkma, hematüri ve prostatit benzeri
bulgularla karşımıza çıkar.
Tanı esas olarak radyolojik görüntüleme yöntemleri ile
konur. USG, her zaman ilk tercih olmalıdır.
Uygulayıcıya bağımlı olması dezavantajıdır. Eşlik
edebilecek genitoüriner anomalilerin araştırılması için
intravenöz piyelografi (İVP), BT ve MRG’ye de
başvurulabilir.
Sonuç olarak, SV kistleri seyrek görülür ve genellikle
asemptomatiktir. Semptomatik kistler tedavi
edilmelidir. Prostatizm şikayetleri ile başvuran
olgularda klinik ayırıcı tanıda SV kistleri de
düşünülmelidir.
3

SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU
DERGİSİ 2013 VOL.4 CİLT 1
KAYNAKLAR
1-Williams RD, Sandlow JI. Surgery of the seminal vesicles; In: Walsch
PC, Retik AB, Vaughan EDJr, Wein AJ. Campbell’s Urology. 7nd ed.
Philadelphia: WB Saun-ders. 1998; 3: 3299-307.
2-Alpern MB, Dorfman RE, Gross BH, et all. Seminal vesicle cysts:
Associating with adult polycystic kidney disease. Radiology 1991; 180: 79-
80
Ayşegül KAHRAMAN ve ark.
3King BF, Hattery RR, Lieber MM, Berqu-ist TH, Williamson BJr,
Hartman GW.Congenital cystic disease of the seminal vesicle. Radiology
1991; 178:207-11.
4-Arora SS, Breiman RS, Webb EM, Westphalen AC, Yeh BM, Coakley
FV. CT and MRI of congenital anomalies of the seminal vesicles. AJR Am
J Roentgenol 2007; 189: 130-5.
YazışmaAdresi:Yrd.Doç.Dr. Ayşegül KAHRAMAN İnönü Üniversitesi
Radyoloji Anabilim Dalı
4