10.03.2014 Views

Reklamcılık Sektör Profili 2004 - ITO

Reklamcılık Sektör Profili 2004 - ITO

Reklamcılık Sektör Profili 2004 - ITO

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İSTANBUL TİCARET ODASI<br />

SEKTÖR PROFİLİ<br />

HAZIRLAYAN<br />

VİLDAN YAZICI<br />

MAYIS <strong>2004</strong>


İÇİNDEKİLER<br />

Sayfa No.<br />

1.REKLAMIN TANIMI 1<br />

1.1. Reklamın Özellikleri 1<br />

1.2. Reklamın Amacı 1<br />

1.3. Reklam Çeşitleri 2<br />

2. REKLAMCILIĞIN GELİŞİMİ 3<br />

2.1. Türkiye’de Reklamcılığın Gelişimi 3<br />

3. REKLAMCILIK SEKTÖRÜ’NÜN KAPSAMI 4<br />

3.1. Ajansların Hizmet Kapsamı ve Yapısı 5<br />

3.2. <strong>Sektör</strong>ün Eğitim <strong>Profili</strong> 6<br />

4. REKLAM MERCALARI 6<br />

4.1. Televizyon Reklamcılığı 7<br />

4.1.1. TV Kanallarına Göre Reklam Gelirlerinin Dağılımı 8<br />

4.2. Yazılı Basın 9<br />

4.3. Açıkhava 9<br />

4.4. İnternet 10<br />

5. REKLAM ÖDÜLLERİ 11<br />

6. REKLAMIN BOYUTLARI 11<br />

6.1. Reklamın Sosyal Boyutu 11<br />

6.2. Reklamın Ekonomik Boyutu 12<br />

7. REKLAM İLE İLGİLİ YASAL DÜZENLEMELER 13<br />

7.1. Tüketici Hukuku Bakımından 13<br />

7.2. Radyo ve Televizyon Mevzuatı Bakımından 14<br />

7.3. Öz Denetim 14<br />

7.4. İstanbul Ticaret Odası Dürüst <strong>Reklamcılık</strong> Değerlendirme<br />

Kurulu 14<br />

8. TÜRKİYE’DE REKLAM HARCAMALARI 15<br />

8.1. <strong>Sektör</strong> Bazında Reklam Harcamaları 17<br />

8.2. Gayri Safi Milli Hasıla ve Reklam Harcamaları 18<br />

9. DÜNYA’DA REKLAM HARCAMALARI 18<br />

10.REKLAM MARKA İLİŞKİSİ 20<br />

10.1.Markanın İmaj Yaratması 21<br />

10.2.Markanın İnsanlar Üzerindeki Etkisi 21<br />

10.3.Markanın Gelişimi 22<br />

11. DOLAYLI TANITIM TÜRÜ : SPONSORLUK 22<br />

12. REKLAMCILIK SEKTÖRÜ VE AVRUPA BİRLİĞİ 24<br />

13. SONUÇ 24<br />

KAYNAKLAR 26


TABLOLAR<br />

Sayfa No.<br />

Tablo.1 Reklam Harcamalarının Mecralara Göre Dağılımı 7<br />

Tablo.2 TV’deki Magazin Programlarında En Çok Reklam<br />

Geliri Elde Eden Kanallar 8<br />

Tablo.3 2000-2003 Yılları arası Reklam Harcamalarının<br />

Mecralara Dağılımı 15<br />

Tablo.4 Türkiye’de Reklam Harcamaları Değişimi 16<br />

Tablo.5 <strong>Sektör</strong>ler Bazında Tahmini Reklam Harcamaları<br />

(2003) 15<br />

Tablo.6 Ülke Bazında Dünyanın En Büyük Reklam Vereni<br />

Ve Harcamalarının Dağılımı, 1997 yılı 18<br />

Tablo.7 ABD’de <strong>Sektör</strong>lere Göre Reklam Harcaması Yapan<br />

10 Büyük Firma 20<br />

GRAFİKLER<br />

Grafik.1 <strong>Sektör</strong>ün Eğitim <strong>Profili</strong> 6<br />

Grafik.2 Türkiye’de Reklam Harcamaları 17<br />

Grafik.3 Türkiye’de Reklam Harcamalarının GSMH’ya Oranı 18


1<br />

1. REKLAMIN TANIMI<br />

Reklam; malların, hizmetlerin veya fikirlerin geniş kitlelere duyurulması ve<br />

benimsetilmesi amacıyla, bir ücret karşılığında kişisel olmayan bir biçimde<br />

sunulmasıdır diye tanımlandığı gibi tüketici yönünden, iletişim süreci, bilgilendirme ve<br />

motive etme açısından çok çeşitli tanımları da yapılabilmektedir.<br />

Reklamcılığı da “Bir mal veya hizmetin sürüleceği piyasası ve bu mal veya<br />

hizmetin alıcısı olacakları tarafından tanınması için yapılacak araştırmalar, reklam<br />

amacının, reklam giderlerinin ve mesaj türlerinin tasarlanması, reklam bütçesi,<br />

reklamın ne zaman yapılacağı, hangi iletişim araçlarının kullanılacağı konusundaki<br />

kararlar ve reklam içeriğinin hazırlanması gibi faaliyetlerin bütünüdür “ diye geniş bir<br />

şekilde tanımlayabiliriz.<br />

1.1. Reklamın Özellikleri<br />

Yukarıdaki tanımlardan yola çıkarak reklama ait özellikleri şöyle özetleyebiliriz:<br />

Reklam, pazarlama iletişimi içerisinde yer alan bir öğedir.<br />

Reklam, belirli bir ücret karşılığında yapılır.<br />

Reklam, reklam verenden tüketiciye (hedef kitleye) doğru akan bir iletiler<br />

bütünüdür.<br />

Reklam, bir kitle iletişimidir.<br />

Reklamı yapan kişi, kurum ve kuruluş bellidir.<br />

Reklam ile tüketici bilgilendirilmeye ve ikna edilmeye çalışılır.<br />

Reklam mesajlarında mallar, hizmetler, vaatler, ödüller ve sorunlara<br />

çözümler vardır.<br />

Reklam, diğer pazarlama iletişimi öğeleri ile işletmenin belirlediği<br />

pazarlama stratejisi doğrultusunda saptanan pazarlama hedeflerine<br />

ulaşmak için koordineli olarak çalışır.<br />

1.2. Reklamın Amacı<br />

Reklamın temel amacı hedef tüketicilere bir ürün veya bir hizmet ile ilgili olarak<br />

tüketiciye bilgi vermek, ürüne, markaya, işletmeye karşı tüketicilerde olumlu bir eğilim<br />

oluşturmayı sağlamaktır.Toplumun ekonomik ve sosyal gelişimine paralel olarak<br />

tüketicinin bilgi ihtiyacı ve bu bilginin mümkün olan en kısa süre içersinde elde<br />

edilmesi gittikçe önem kazanmaktadır. Reklam da tüketicinin hızlı ve ucuz bir biçimde<br />

bilgi edinme ihtiyacını karşılayarak ona hizmet etmektedir.<br />

Reklamın satış amacı kısa vadede ve uzun vadede olmak üzere iki biçimde<br />

görülür. Kısa vadede reklam, tüketicileri motive ederek kısa bir zaman dilimi içinde o<br />

mal yada hizmeti satın almaya ikna etmeye çalışır. Uzun vadede ise firmalar reklam<br />

sayesinde ürettikleri mal yada hizmetleri tanıtarak, tüketiciye getireceği yararları<br />

göstererek o mal ve hizmete karşı talep yaratmayı amaçlar. Bunların dışında<br />

reklamın uzun ve kısa vadedeki ortak amacı aşağıdakileri içermektedir.<br />

Tüketiciyi ya da aracıya bilgi vermek, ürün ya da hizmeti hatırlatmak ve satışa<br />

ikna etmek,<br />

Mal ya da hizmetin satışını sağlamak,


2<br />

Toptan ve perakendeci satıcıya yardımcı olmak,<br />

Mal ya da hizmete karşı talebi artırmak,<br />

Talebin yaratacağı fiyat esnekliğini en aza indirmek.<br />

Satış ve iletişim reklamın ana amaçlarıdır. Ancak bu amaçlardan başka<br />

üreticilerin reklam yaparken elde etmek istedikleri aşağıda belirtilen özel amaçları da<br />

vardır.<br />

İşletmenin saygınlığını sağlamak,<br />

Kişisel satış programın desteklemek,<br />

Dağıtım kanallarıyla ilişkileri geliştirmek,<br />

O sektördeki genel talebi artırmak,<br />

Malı denemeye ikna etmek,<br />

Malın kullanımını yoğunlaştırmak,<br />

Malın tercihini devam ettirmek,<br />

İmajı doğrulamak ya da değiştirmek,<br />

Alışkanlıkları değiştirmek,<br />

İyi hizmeti vurgulamak,<br />

Tüketiciyi eğitmek,<br />

Önyargı, yanlış ve olumsuz izlenimleri düzeltmek,<br />

Piyasaya egemen olmak ve monopol yapıya geçmek,<br />

İşletmenin prestijini artırmak.<br />

1.3. Reklam Çeşitleri<br />

Reklamlar içeriğine, hedef dinleyicilere, coğrafi alana, çekicilik etkisine,<br />

kullanılan araca, reklamı verenlere göre sınıflandırılabilir.<br />

<strong>Reklamcılık</strong> uygulaması açısından bazı önemli sınıflandırmalar şunlardır:<br />

1.Reklam içeriği bakımından<br />

a. Mamul reklamı<br />

i. Öncü reklam<br />

ii. Hatırlatıcı reklam<br />

iii. Rekabet edici reklam<br />

b. Kurumsal reklam (işletmenin reklamı)<br />

2.Hedef kitle bakımından<br />

a. Tüketicilere yönelik reklam<br />

b. Aracılara yönelik reklam<br />

3.Coğrafi bakımdan<br />

a. Bölgesel (yerel) reklam<br />

b. Ulusal reklam<br />

c. Uluslararası reklam<br />

d. Global reklam<br />

4. Kullanılan araç bakımından<br />

a. Görsel Basın (TV) reklamı<br />

b. Sözlü Basın (radyo) reklamı


3<br />

c. Yazılı basın (gazete, dergi) reklamı<br />

d. Posta reklamı<br />

e. Açıkhava reklamı<br />

f.Elektronik Ortam (internet v.b.)<br />

Reklam çeşitlerinden, reklamla neyin duyurulmak istendiği, diğer bir deyişle<br />

reklamın içeriği bakımından yapılan ayırımda, mamul reklamlarının özel bir önemi<br />

vardır. Kurumsal reklamda, işletme (veya bazen bir endüstri dalı) hakkında olumlu bir<br />

görüntü yaratılmaya çalışılır. Bu da uzun vadeli olarak işletmenin satışlarını etkiler.<br />

Bazen de, mamul reklamı yapıldığı halde, bu marka ya da malın “X İşletmenin<br />

mamulü” olduğu da belirtilir; böylece karma bir içerik oluşturulur.<br />

2. REKLAMCILIĞIN GELİŞİMİ<br />

Günümüzde en önemli tutundurma metodlarından biri olan reklam oldukça<br />

eski bir geçmişe sahiptir. Sözlü reklam, daha insanlar arasında mübadelenin ilk<br />

başladığı zamanlarda ortaya çıkmıştır.Yazılı reklamın başlangıcı kesin olarak<br />

bilinmemekle beraber, İngiltere’de “British Museum”da bulunan ve 3000 yıl önce bir<br />

papirüse yazıldığı sanılan bir çeşit duyurunun ilk yazılı reklam olduğu sanılmaktadır.<br />

Sanayileşme hareketi ile birlikte ekonomik alanda reklam gelişmeye<br />

başlamıştır. Ancak piyasanın genişliği ve alıcıların psikolojik durumları dikkate<br />

alınmadığından devrin başlıca reklam araçları olan duvar resimleri, günlük gazeteler<br />

ve afişler teknik yönden zayıf kalmıştır. Daha sonraları psikolojik alanda güdüleme<br />

araçlarının bulunması ve piyasadaki tüketici davranışlarının değişik araçlarla<br />

etkilenmesi ve bu etkilerin ölçülebilmesi reklamcılığın gelişmesini sağlayan temel<br />

unsurlardan olmuştur<br />

İnsanların ve toplumların kendilerine yeten miktardan fazlasını üretmeye<br />

başladıkları tarihten itibaren bu kitle halinde üretimin yine aynı şekilde tüketilebilmesi<br />

iletişimin ticari amaçlı kullanımını gerekli hale getirmiştir. Günümüzde ekonominin ve<br />

teknolojinin baş döndürücü gelişimi sonucu aynı mal veya hizmeti üreten firmaların<br />

piyasaya sunduğu ürünlerin hem nicelik olarak artması hem de nitelik olarak<br />

çeşitlenmesi işletmeleri gerek rakip markalara üstünlük yaratmaya gerekse tüketici<br />

kitlelere bilgi vermeye zorlamaktadır.<br />

Üretici ile tüketici arasındaki fiziki uzaklığın arttığı kişisel ve doğrudan ilişkinin<br />

kaybolduğu günümüz piyasasında artan rekabet reklamı, bir iletişim aracı olarak<br />

vazgeçilmez bir uygulama haline getirmiştir.<br />

2.1. Türkiye’de Reklamcılığın Gelişimi<br />

Türkiye ’de basılı reklamcılığa ait ilk reklamlar gazetelerde yer alan satılık ev,<br />

arsa, kitap ve benzeri ilanlardır. İlk ticari reklamlara Tercüman-ı Ahval Gazetesinin<br />

1864 baskılarında rastlanmaktadır. Bu yıllarda basın yaşamına pek çok gazete ve<br />

dergi girmiştir. 1909 ’da İlancılık Şirketi kurulmuştur. 1950 ’lerin ikinci yarısında radyo<br />

reklamcılığına geçilmiştir. Televizyon reklamları ise, 1970 yılında televizyonun gelir<br />

elde etmesi amacıyla planlamaya alınmıştır. Ancak gerçek anlamda reklam yayınını,<br />

televizyonun kapsamlı yayına başlamasına bağlanabilir.


4<br />

Türkiye’de reklamcılık belli başlı reklam ajanlarımızın bu sektörün dünya<br />

devleri ile işbirliği yapması ile büyük bir gelişme sağlamıştır. Dünyada pazarlarların<br />

globalleşme eğilimi son 15 yılda hız kazanmış ve tüm dünya tüketicileri için standart<br />

olarak üretilen bazı mallar, standart reklam temaları ile veya –ya mamul ya da iletişim<br />

mesajının sınırlı adaptasyonu ile tüm dünyaya sunulmaya başlamıştır.<br />

Yeni bir olgu olarak ortaya çıkan bu durum çerçevesinde, örneğin Fransa veya<br />

ABD’de üretilen bir TV reklamı tüm dünyada gösterildiği gibi, ülkemizde dünya<br />

markaları için geliştirilen reklamlar da tüm dünyada gösterilmektedir. Reklam<br />

kuruluşlarımız son zamanlarda bir çok uluslararası yarışmada birinci olmuş veya<br />

çeşitli ödüller almışlardır.<br />

<strong>Reklamcılık</strong> dünyadaki globalleşme süreci ile uyum içinde bulunan Türkiye'de<br />

son yıllarda gerek harcanan para gerekse nitelik olarak da çok hızlı bir gelişme<br />

göstermiştir. Bu gelişme pazarın reel olarak her yıl %10-20 oranında büyümesi<br />

anlamındadır. <strong>Sektör</strong>ün yapısı da geleneksel ölçülerden pazar ekonomisinin<br />

standartlarına doğru bir gelişme eğilimi içerisindedir. Dış ticaretin serbestleşmesi,<br />

dünya markalarının Türk pazarına girmesine ve üretim yatırımı yapmalarına neden<br />

olmuştur. Bu gelişmenin yarattığı rekabet ortamı yerli üreticilerde reklamın gerekliliği<br />

inancını doğurmuş, aynı zamanda sağlıklı medya planlama ihtiyacı, medya verilerinin<br />

derlenmesi ve kullanımı gibi bilimsel yöntemleri de beraberinde getirmiştir. Reklamın<br />

etkinliğinin ölçülmesinde de çağdaş yöntemlerin daha fazla uygulandığı bir aşamaya<br />

gelinen ülkede, söz konusu gelişmeler reklam ajanslarının yapılanmalarında da<br />

benzer sonuçlar yaratmıştır. Bugün Türk reklam sektörünün AB ve ABD standartlarını<br />

benimseme ve uygulamada diğer birçok sektörün önünde olduğu söylenebilir.<br />

Toplumun reklamlara bakış açısında da büyük değişiklikler olmuştur. 15-20 yıl<br />

öncesi, reklamı yapılan ürüne şüphe ile bakılırdı. Hakim olan düşünceler “ürünün<br />

kalitesiz olduğundan dolayı, satış başarılmamış ve reklam yoluna başvurulmuştur.”<br />

şeklindeydi. Bu düşüncelerle o dönemlerde reklam kamuoyunda bir güvensizliği<br />

çağrıştırmakta idi. Ancak 80’li yıllardan sonra renkli televizyonun yayın hayatına<br />

başlaması ile ve reklamın etkisinin artması ile birlikte düşüncelerde de bir dönüşüm<br />

oldu. Artık reklamı yapılan değil reklamı yapılmayan ürüne güven duyulmamaya<br />

başlandı.<br />

3. REKLAMCILIK SEKTÖRÜ’NÜN KAPSAMI<br />

Reklam sektörü deyimi kuruluşlar olarak reklamverenleri, reklam ajanslarını,<br />

medya ajanslarını, reklam mecralarını ve reklamın üretiminde rol alan yapımcıları<br />

kapsamaktadır. Bu çerçevede reklamverenler perakende mal satıcılarından büyük<br />

üretici ve pazarlayıcı holdinglere kadar binlerce firmayı, reklam ajansları ve medya<br />

ajansları 100 kadar kurumlaşmış firmayı, yapım kuruluşları olarak da 30 kadar film<br />

yapım firmasını ifade etmektedir. Halkla ilişkiler, doğrudan pazarlama, reklam<br />

fotoğrafı, araştırma ve bilgisayar şirketi ile matbaa sadece reklam sektörüne hizmet<br />

vermediklerinden sektöre dahil edilmemektedir.


5<br />

REKLAMVERENLER REKLAM AJANSLARI REKLAM MECRALARI<br />

• Çok Uluslu MEDYA AJANSLARI • TV<br />

• Ulusal • Basın<br />

• Global • Yapım Şirketleri<br />

• Radyo<br />

• İnteraktif İletişim<br />

• Sinema<br />

• Doğrudan Pazarlama • Açıkhava<br />

• Pazarlama Servisleri • Online (İnternet)<br />

• İK-Seri İlan<br />

• BTL (Çizgialtı)<br />

Türk pazarının canlılığının en önemli göstergeleri arasında yer alan reklamcılık<br />

sektöründe faaliyet gösteren firma sayısı, özellikle 1970'lerden sonra çok hızlı bir<br />

büyüme göstermiştir.<br />

Reklam sektörünü oluşturan ve bu sektöre katkıda bulunan meslek<br />

sahiplerinin üye oldukları profesyonel dernek ve birliklerin sayıları da her geçen gün<br />

artmaktadır. Grafikerler Meslek Kuruluşu Derneği, Reklamcılar Derneği, Reklam<br />

Yazarları Derneği, Reklam Filmi Yapımcıları Derneği ve Reklamverenler Derneği,<br />

Türkiye'de son 20 yıldır faaliyet gösteren derneklerden bazılarıdır.<br />

3.1. Ajansların Hizmet Kapsamı Ve Yapısı<br />

Reklam ajanları iletişim stratejisinin hazırlanmasından başlayıp, yaratıcı<br />

çalışma, tasarım ve uygulanması dahil olmak üzere entegre reklam hizmeti<br />

sunmaktadır. Büyük ölçüde bilgisayar kullanarak gerçekleştirdikleri grafik tasarım ve<br />

uygulamalarının yapıldığı grafik bölümlerini bünyelerinde bulundurmakta, fotoğraf ve<br />

film çekimleri ile multimedya hizmetlerini dışarıdan sağlamaktadır. Özellikle reklam<br />

filmi yönetimi ile reklam fotoğrafı alanlarında büyük çoğunluğu AB üyesi ülkelerin<br />

yönetmen ve fotoğraf sanatçıları Türkiye'de film ve fotoğraf çekmektedir. Son yıllarda<br />

bu uygulama oldukça yaygınlaşmıştır.<br />

<strong>Sektör</strong>deki reklam ajanslarının yapısı incelendiğinde; müşteri ilişkileri, yaratıcı<br />

ve medya bölümlerine sahip ve müşterilerine tüm mecralarda hizmet verebilecek<br />

biçimde örgütlenmiş ajans sayısının 100 dolayında olduğu söylenebilir. Bunlardan<br />

bazıları yabancı bir ajansa hisse devrederek ortak olmuş veya devretmeden böyle bir<br />

ajansla işbirliği kurmuştur. Bunlara örnek olarak Manajans/Thompson, Pars/Mccann,<br />

Cenajans/Grey, Y and R/Reklamevi, Markom/Leo Burnett, Pars/Mccann-Ericson,<br />

Man <strong>Reklamcılık</strong>, Ogilvy&Mather <strong>Reklamcılık</strong> işletmeleri verilebilir.<br />

Medya planlama ve satın alma hizmeti veren 12 tane medya şirketi vardır.<br />

Hepsi AB ülkelerinde kullanılan medya izleme ölçüm verilerini kullanmaktadır.


6<br />

3.2. <strong>Sektör</strong>ün Eğitim <strong>Profili</strong><br />

Yaklaşık 3000’e yakın kişi sektörde istihdam etmektedir. Bunların %54 gibi<br />

büyük bir dilimini üniversite mezunları teşkil etmektedir. Lisansüstü/doktora eğitimi<br />

alanların oranı %6, lise % 34 ilkokul %2 ve ortaokul %4’tür.<br />

Lisansüstü/doktora eğitimleri ise % 18,2 grafik tasarım, %15.4 işletme, %10,4<br />

ekonomi, %5,2 sosyoloji, %5,2 halkla ilişkiler, %4,6 İngiliz dili ve Edebiyatı, %4,6<br />

Radyo TV/Sinema, % 4,2 <strong>Reklamcılık</strong>, % 3,8 İletişim bilimleri, % 3 Psikoloji, % 2,7<br />

Piyasa araştırmaları/reklamcılık, % 2,2 Uluslararası İlişkiler, %2,2 Endüstri Ürünleri<br />

tasarımı konuları üzerine yapılmıştır.<br />

Şekil1. <strong>Sektör</strong>ün Eğitim <strong>Profili</strong><br />

Kaynak : www.rv.org.tr<br />

4. REKLAM MECRALARI<br />

Reklam ya da reklam kampanyalarının en önemli aşamalarından biri reklam<br />

mecrasının (ortamının) seçimidir. Reklam mecraları mesaj ile hedef kitlenin<br />

buluştuğu yerdir. Bu noktada yapılacak yanlış bir seçim mesajın hedef kitle dışındaki<br />

kişilere ulaşması anlamına gelmektedir. Bu da reklam için yapılan bütün çalışmaların<br />

ve harcamaların boşa gitmesi anlamına gelmektedir.<br />

Genel olarak reklam mecraları aşağıda sınıflandırılmıştır:<br />

1. Basılı reklam mecraları<br />

a. Gazete,<br />

b. Dergi,<br />

c. El ilanı,<br />

d. Katalog,<br />

e. Broşür.


7<br />

2. Yayın yapan reklam mecraları<br />

a. Radyo,<br />

b. Televizyon.<br />

3. Diğer mecralar<br />

a. Elektronik mecralar (CD-rom, multimedya, İnternet v.b.)<br />

b. Fuarlar,<br />

c. Açık hava reklam araçları;<br />

i. Yol panoları (Billboard),<br />

ii. Duvar ve çatı reklamları,<br />

iii. Otobüs, tren, vapur, taksi gibi toplu taşıma araçlarının içi ve dışına<br />

konan reklamlar,<br />

iv. Standlarda, duraklarda, iskele, istasyon, havaalanı vb.<br />

Mekanlarda yer alan reklamlar,<br />

v. Afişler,<br />

vi. Eskavizyon.<br />

d. Doğrudan postalama,<br />

e. Sinema,<br />

f. Satış yeri reklam malzemeleri.<br />

Ana Mecralara göre reklam harcamalarını Tablo 1. inceleyecek olursak; ilk üç<br />

sırada TV, Basın ve Açıkhava yer almaktadır. Bu tabloda yer almayan ancak,<br />

günlük hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelen İnternet’te alternatif mecra<br />

olarak hızlı bir gelişme göstermiş olup bununla ilgili Türkiye’de ve dünyada birçok<br />

araştırmalar yapılmaktadır.<br />

Tablo 1. Reklam Harcamalarının Mecralara Göre Dağılımı<br />

2002<br />

Milyon USD<br />

Pazar<br />

Payı %<br />

2003<br />

Milyon USD<br />

Pazar<br />

Payı %<br />

TV 347 48 440 49<br />

Basın 285 39 346 39<br />

-Gazete 253 35 308 35<br />

-Dergi 32 4 38 4<br />

Açıkhava 50 7 51 6<br />

Sinema 8 1 11 1<br />

Radyo 36 5 42 5<br />

Toplam 725 100 890 100<br />

Kaynak : www.rd.org.tr<br />

4.1. Televizyon Reklamcılığı<br />

Reklamlar çoğunlukla bir ürüne prestij kazanmak, kazanılmış prestiji<br />

sürdürmek ve ürün satışını arttırmak için kullanılır. <strong>Reklamcılık</strong> hem ülkemizde hem<br />

dünyada geniş bir sektör. Kitle iletişim alanında en etki araç sayabileceğimiz<br />

televizyonlar reklamların izlenme oranları ve reklam pastalarını arttırmak için<br />

mücadele içindedir. Bütün dünyada televizyonların hepsi yayın akışlarını, dolayısıyla<br />

içeriklerini reklamlara göre düzenliyor.<br />

Geçmişte, TV yapımcıları maliyetleri düşürebilmek için çekimde kullanılan<br />

giysi, otomobil, mobilya gibi ihtiyaçlarını üretici firmalardan karşılama yoluna


8<br />

gidiyorlardı. Oysa, artık üretici firmalar ürünlerinin dizilerde görünmesi için reklam<br />

bedeli de ödemeye başladılar. Bu yüzden dizilerin senaryoları üzerinde reklam<br />

ajansları, reklamverenler ve özellikle medya planlama şirketleri büyük bir titizlikle,<br />

ürünlerin en doğal biçimiyle ortama entegre olmasını sağlamak için çalışmaktadırlar.<br />

Türkiye reklam yayıncılığı açısından uzun reklam kuşakları geleneğine sahip<br />

İtalya ve İspanya gibi Akdeniz ülkeleriyle büyük benzerlik göstermektedir.<br />

Reklamların çok olması sonucunda reklam mesajları amacına ulaşamamaktadır.<br />

Ülkemizde, uzun reklam kuşaklarındaki yığılmadan kaçabilmek için tercih<br />

edilen uygulamaların ilki mesajların programlar sırasında bant reklamlar aracılığıyla<br />

iletilmesidir. Son dönemin en başarılı uygulaması program içine ürün yerleştirme<br />

'product placement' çalışmaları olarak görülüyor. Reklamcılığın anavatanı ABD'de de<br />

uzun yıllardır reklamverenlerin kendi dizilerini hazırlamaları yaygın bir uygulama idi.<br />

İtalya ise ürün yerleştirme konusunda daha az özgür bir ülke konumundadır.<br />

İtalya’da reklamla ilgili bulunan çözüm programların içinde kısa tanıtım programları<br />

Özellikle hiç tanınmayan markalar için bu tür reklam çalışmaları son derece yararlı<br />

olmakta, çok kısa bir sürede yüksek bilinirlik oranları yakalanabilmektedir. Araştırma<br />

sonuçlarına göre 2002 yılında yalnızda RAI televizyonu bu kısa tanıtımlardan 260<br />

milyon Euro’luk bir gelir elde etmiştir.<br />

4.1.1. TV Kanallarına Göre Reklam Gelirlerinin Dağılımı<br />

Ocak <strong>2004</strong> tarihi itibariyle Medya Takip Merkezinin yaptığı TV kanallarındaki<br />

magazin programlarında yayınlanan reklamların adet, süre, değer olarak dağılımı ile<br />

ilgili araştırmasına (Tablo-2) göre en çok reklam alan ve ekonomik değeri en yüksek<br />

olan kanalın % 35.75 Show TV olduğu görülmektedir. Bunu sırasıyla %32.25 ile<br />

TGRT, % 19.85 ile ATV, % 9.40 ile Star ve % 2.75 Kanal D izlemektedir. 5 kanalda<br />

yayınlanan 19 magazin programının aldığı reklamların toplam ekonomik değerinin 14<br />

milyon 28 bin 70 USD olduğu tespit edilmiştir.<br />

Tablo 2. TV’deki Magazin Programlarında En çok<br />

Reklam Geliri Elde Eden Kanallar<br />

TV Kanalı<br />

Reklam<br />

Adedi TV Kanalı<br />

Toplam<br />

Süre (Sn) TV Kanalı<br />

Rek.Değerİ<br />

USD<br />

SHOW TV 799 SHOW TV 18.070 SHOW TV 5.014.020<br />

TGRT 769 TGRT 14.392 TGRT 4.527.205<br />

ATV 530 ATV 13.091 ATV 2.782.835<br />

STAR 273 STAR 8.849 STAR 1.319.440<br />

KANAL D 107 KANAL D 2.559 KANAL D 384.570<br />

Genel Toplam 2.478 Genel Toplam 56.961 Genel Toplam 14.028.070<br />

Kaynak : www.marketingturkiye.com.tr


9<br />

4.2. Yazılı Basın<br />

Reklamlar gazetelerin yaşaması ve varlığını sürdürebilmeleri için kesinlikle<br />

vazgeçilmez nitelikteki ana gelir kaynaklarıdır. Dünya üzerindeki her ülkede basın<br />

kuruluşları reklam gelirleri ile ayakta durur.<br />

Özellikle Pazar günleri gazete satış adedinin artmasına paralel olarak<br />

reklamverenlerin gazete ve dergilerin arasında ürünlerinin ve hizmetlerinin tanıtımını<br />

gösterir (insert reklam) renkli ilan ve broşürlerin kullanımındaki talep artışları gazete<br />

ve dergi reklam gelirlerinin artmasında da büyük rol oynamaktadır.<br />

Gazeteler, bir ülkenin reklam pastasından daha çok pay alarak daha iyi, kaliteli<br />

ve istedikleri gibi özgürce yazı yazabilmenin yollarını ararlar. Ancak ülkemizdeki<br />

reklam pastası herkese yetecek kadar büyük değildir. Bu pastadan da en çok payı,<br />

medyanın, yurt çapında yaygın dağıtım yapan kesimleri almaktadır. Ülkemizde 3<br />

büyük yayın kuruluşu olan Çukurova, Star, Doğan kuruluşları yazılı ve görsel basının<br />

%70’ini ellerinde tutmaktadırlar. Bunlar, Gazete, dergi, radyo, televizyon ve web<br />

siteleri gibi her türlü medya kuruluşlarını bünyesinde barındıran yayın gruplarıdır.<br />

Doğal olarak daha geniş kesimlere ulaştığı için reklam verenler için öncelikle tercih<br />

edilmektedirler. Bu özellikteki birkaç kurumun işbirliği yapması ise, bağımsız diğer<br />

medya kuruluşlarının reklamlardan aldığı payın iyice azalması anlamına gelmektedir.<br />

Bu durumda, reklam pastasının büyütülmesi gerekmektedir. Türkiye, son 10<br />

yılda iki tane çok büyük kriz yaşadığı için bu son derecede zordur. Bu krizlerde,<br />

sayısız firma batmış ve geriye kalan tüm firmalar da hatırı sayılır ölçüde küçülmek<br />

zorunda kalmıştır. Piyasalar durma noktasına gelmiştir. Bunların sonucunda reklam<br />

harcamaları da minimum düzeye inmiştir. Bu olumsuz durum aylarca sürmüştür ve<br />

henüz hala tam bir düzelme görülmemektedir. Reklamların artması, şirketlerin daha<br />

çok reklam vermesi, reklamlardan etkili sonuçlar alınması, reklamcılar kadar<br />

gazetelerin de sorunudur.<br />

4.3. Açıkhava<br />

Açıkhavanın kullanıldığı reklamları kapsayan mecraya İngilizce “Açıkhava”<br />

anlamına gelen “outdoor” denilmektedir. Açık hava reklamları 17. yüzyılda<br />

Amerika'da eğlence yerlerine ve otel çevrelerine asılan basit tabelalarla başlamış,<br />

hızla büyüyerek, bugünün modern kent görüntüsü içinde vazgeçilmez bir unsur<br />

olarak karşımıza çıkmaktadır.<br />

Türkiye’de de açık hava reklamcılığı tabelacılıkla ve binaların üzerine boya ile<br />

yapılan dev reklamlarla başlamıştır. Açık hava reklamcılığı son birkaç yılda özellikle<br />

yabancı reklam ajanslarının sektördeki ortaklıklarıyla ülkemizde çok hızlı bir gelişim<br />

göstermiştir. Mecralardaki yatırımlara göre sıralandığında Açıkhava TV ve yazılı<br />

basından sonra 3ncü sırada yer almaktadır.<br />

Açıkhava reklamcılığında 19. yüzyılda Hollanda’da yaşamış ressam Mauritis<br />

Cornelis Escher’in perspektif çizimlerinde kullandığı tekniğe dayanan 3 boyutlu<br />

billboard reklamları İlk kez Macaristan’da Algida ürünleri için kullanılmıştır. Türkiye’de<br />

bu tür reklamlara en iyi örnek olarak Omomatik reklamı gösterilebilir.


10<br />

Açık hava reklamlarını dağıtım zinciri olan ve doğrudan tüketiciye ulaşmak<br />

isteyen firmalar kullanmaktadır. Açıkhava reklamcılığını diğer mecralardan ayıran en<br />

önemli özelliği, hiçbir para ve güç harcamadan tüketicinin iradesi dışında izlenen,<br />

sokağa çıktığımız anda karşımıza çıkan reklamlardır.<br />

Açıkhava reklamcılığı eskiden olduğu gibi fırça ve boya ile yapılmamakta.<br />

Bunun yerine ilan panoları (billboard) özel malzemeden hazırlanmış zeminler üzerine<br />

gelişmiş baskı makineleriyle elde edilen fotoğraf netliğinde görüntüler<br />

kullanılmaktadır. Bu da yan sanayi oluşumuna sebep olmaktadır.<br />

Açık hava reklamlarının en çok tartışılan yanlarından biri de şehir estetiğine<br />

yaptığı olumlu ve olumsuz katkılar. Reklamlar doğru kullanılırsa, iyi denetlenirse<br />

şehrin süsü, kötü kullanılırsa kiri, pisliği olabiliyor. Bu yüzden açıkhava reklamları<br />

belediyeler tarafından denetlenmektedir.<br />

Bunun yanı sıra reklam uygun yerde kullanılmadığı takdirde şehir estetiğine<br />

olduğu kadar reklam yapılan ürüne de zarar verebilir. Bu nedenle seçilen yerin ürün<br />

ve marka imajına uygun olması gerekmektedir. ‘‘Lüks bir otomobil reklamı çevre<br />

düzeninin kötü olduğu, kirli bir yerde sunulursa markanın imajını zedeler. Defilede<br />

elbiseyi taşıyan mankendir. Burada da reklamı taşıyan ilan panolarıdır. Aydınlatma<br />

biçimi de önemlidir. Bunlar Açıkhava reklamcılığının püf noktalarıdır.<br />

4.4. İnternet<br />

İnternet, getirdiği kolaylıklar nedeniyle hayatımıza çok hızlı bir şekilde girdi ve<br />

etkiledi. İnternette reklam ise sunduğu avantajlar nedeniyle diğer mecralardan<br />

ayrılarak alternatif mecra olarak, bazı zamanlar da ise ana mecra olarak reklam<br />

veren ve reklam ajanslarının tercihi oldu. İnternette reklam avantajları:<br />

• Birebir iletişim sağlanması,<br />

• Ölçülebilir olması<br />

• Hedef kitleye anında ulaşabilmesi<br />

• Anında güncellenebilir olması<br />

• Tüm dünyada yayınlanabiliyor olması<br />

Yapılan bir araştırmaya internet nüfusu Türkiye’den daha küçük olan<br />

Belçika’da Kasım 2001 döneminde 581 adet Reklamveren toplam 965 adet internet<br />

kampanyası yapmış ve 1785 adet değişik banner yayınlanmıştır. Yine aynı dönemde<br />

bu kez Avusturya’da 835 değişik Reklamveren 1296 adet kampanya yapmış ve 2547<br />

değişik banner yayınlanmıştır. Kasım 2001’de Türkiye’de toplam 10’dan az<br />

Reklamveren 10’dan az kampanya yapmış ve toplam yayınlanan banner miktarı<br />

20’lerde gerçekleşmiştir.<br />

Yine biraz rakam kıyaslayacak olursak, 2001 yılı internet reklamlarının toplam<br />

büyüklüğünün 3,5 milyon USD-4,2 milyon USD aralığında gerçekleştiği tahmin<br />

edilmektedir. Bu rakam, toplam reklam harcamalarının %0,7 gibi bir oranına tekabül<br />

etmektedir. Aynı oran ABD’de 2001 senesinde %2,9 olarak gerçekleşmiş ve 2003<br />

senesinde %3,8 olarak gerçekleşmesi beklenmektedir.


11<br />

5. REKLAM ÖDÜLLERİ<br />

Türk reklamcıları, reklamcılığın birçok dalında her yıl verilen ödüller sayesinde<br />

başarı grafiklerini sürekli yükseltmektedirler. Uluslararası yarışmalarda kazandıkları<br />

ödül sayısı da yıllara göre artmaktadır. <strong>Sektör</strong>ün en önemli ödülü 1999 yılında 11.si<br />

düzenlenen "Kristal Elma Türkiye Reklam ödülleri"dir. Her yıl ortalama 1000 reklam<br />

eserinin katıldığı bu yarışmada TV, basın, radyo, sinema ve açıkhava reklamlarının<br />

yanısıra; reklam filmi yapımı, yönetimi, müziği ve reklam fotoğrafı ayrı ayrı<br />

ödüllendirilmektedir.<br />

<strong>Sektör</strong>ün önemli ödülleri arasında Hürriyet Gazetesi bünyesinde ilk kez <strong>2004</strong><br />

yılında hazırlanan, sadece gazete ve dergilerde yayınlanmış reklamlar arasında<br />

“Kırmızı Basında En İyi Reklam Ödülleri” dağıtılmıştır. Bu ödüllerden büyük ödül olan<br />

“Kıpkırmızı” ödülünü, Rafineri Reklam Ajansının İş Bankası “İş Sanat” için hazırladığı<br />

ilanla almıştır.<br />

Dünya’da reklam etkililiği ile ilgili ilk kez 1968 yılında New York Amerikan<br />

Pazarlama Birliği (AMA) tarafından düzenlenen EFFIE yarışması ise günümüzde 25<br />

ülkede etkili reklam için global bir referans, etkili reklamcılığın sembolü ve onu<br />

yaratan müşteri ajans ortaklığının övgüsü durumundadır. Ayrıca EURO Effie<br />

Yarışması’na birden fazla Avrupa ülkesinde yayınlanan kampanyalar<br />

katılabilmektedir.<br />

Reklamcılar Derneği ve Reklamverenler Derneği (Effie Komitesi) tarafından<br />

Türkiye’deki Reklam Etkililiği EFFIE Yarışması gerçekleştiriliyor.<br />

6. REKLAMIN BOYUTLARI<br />

İnsanların hizmetindeki kitlesel üretim ve dağıtımın vazgeçilmez bir parçası<br />

haline gelen ve serbest rekabetin en önemli araçlarından biri olan reklam, üretici ile<br />

tüketici arasında iletişimi sağlayan, tüketici için bir rehber olan ve bir köprü görevi<br />

üstlenen bir araç rolünü üstlenerek hayatımızı şekillendiren ve yansıtan kültürel<br />

faktörlerden biri olmuştur. Rekabete dayalı piyasalarda işletmelerin varlığını devam<br />

ettirebilmelerinin bir aracı ve gündelik hayatın bir parçası haline gelen reklamların<br />

ulaştıkları kitle ve yarattıkları etki reklamın ekonomik, toplumsal ve psikolojik etkilerini<br />

ve yararlı olup olmadıkları tartışmalarını beraberinde getirmiştir.<br />

Reklamı sosyal ve ekonomik boyutu ile inceleyecek olursak;<br />

6.1. Reklamın Sosyal Boyutu<br />

Tüketiciyi alışveriş öncesi bilgilendirme ve bilinçlendirme işini üstlenen, bir<br />

pazarlama iletişimi olarak serbest ekonominin temel taşlarından birisi olan reklamın<br />

tüketicilere, işletmelere ve tüm ekonomiye büyük katkılarının olduğunu belirten<br />

reklamı savunan görüşler yanında eleştiren görüşler de mevcuttur. Reklamın en<br />

önemli eleştiri noktası reklam mesajlarının tüketiciyi yanılttığı, onun gerçek tercihini<br />

göstermesine imkan vermediği konusudur.<br />

Binlerce ürünün kıyasıya yarıştığı serbest piyasa ortamında insanlardaki<br />

duygusal güdülere seslenerek, memnun olmadığı duygusunu kamçılayarak, eksiklik


12<br />

ve huzursuzluk yaratarak reklamı yapılan ürün ile bu eksikliğin giderileceği ve mutlu<br />

olacağı telkin edilmektedir. Söz konusu ürüne sembolik değerler yükleyerek ve<br />

yeniliği ön plana çıkararak “kullan, tüket, at” ve “eskisini getir, yenisi ile değiştir”<br />

felsefesinden hareketle yeni olan her şeyi almaya telkin etmektedir.<br />

Reklam yöneltilen bu eleştirilere rağmen bir başka gerçeklik de reklamların<br />

insan hayatında önemli bir yer işgal ettiği gerçeğidir. Yaratıcı insan zekasının bir<br />

ürünü olan reklamlar, her geçen gün boyutları ve maliyetleri açısından büyümeye ve<br />

hür ifade özgürlüğünün ayrılmaz bir parçası olarak faaliyet göstermeye devam<br />

edecektir. Reklam uzmanlığının gelişimi ve bu çerçevedeki tartışmalar, mesleğin<br />

politik arenada savunma mekanizmasını kullanmasına yol açmış ve bu çerçevede<br />

reklamın inanılırlığını dolayısıyla da etkinliğini artırmanın yolu mesajların<br />

doğruluğunun artırılmasından geçtiği fikri herkes tarafından kabul görmüştür. Bu<br />

bağlamda bir reklam mesajının içeriği ve biçiminin kontrolü, meslek kurallarına uyup,<br />

uymadığı gibi konular üzerinde sıkça konuşulan konular olmuştur.<br />

6.2. Reklamın Ekonomik Boyutu<br />

Reklamın ekonomik boyutunun eleştirilen yönlerini<br />

‣ Reklam fiyatlarının yüksekliği,<br />

‣ Aşırı ve gereksiz fon kullanılarak israfa yol açması,<br />

‣ Tekelci etkiler yaratması<br />

bakımından 3 ana başlık altında değerlendirilebilir. Bunları kısaca açacak olursak<br />

- Reklamın maliyeti, dolayısıyla fiyatı yüksektir. Bir malın maliyeti üretim ve<br />

satış şeklinde iki konuma ayrılırsa, satış maliyetlerinin içinde reklam payının oldukça<br />

yüksek olmasına rağmen satışları ve dolayısıyla üretimi artırması nedeniyle, birim<br />

maliyetlerini düşürür.<br />

Bir malın reklamının yapılmaması halinde tüketicinin kendi yaptığı araştırma<br />

sonucu elde ettiği daha az bilgi ile yanlış satın alma kararı da verebilir. Bu da<br />

tüketicinin gereksiz yere para harcamasına neden olur.<br />

- Reklam büyük fonların aşırı bir şekilde ve gereksiz yere kullanımı, kıt<br />

kaynakların israfıdır;ayrıca kamuya yararlı ve sosyal mallar yerine özel malların aşırı<br />

ölçüde üretimine yol açmasıyla da, kıt kaynakların israfına yol açar, çünkü<br />

tüketicilerin ihtiyaç ve isteklerinin düzenini veya önem sırasını da değiştirir, bozar.<br />

- Reklam maliyetlerinin yüksek olması yüzünden ancak mali gücü yüksek olan<br />

işletmelerin yeni bir pazara girebilmesi ve daha fazla reklam yapan pazardaki mevcut<br />

markalar arasındaki bir firmanın markaya bağlılık sağlaması nedeniyle tekelci etki<br />

oluşur.<br />

Bunların aksine reklamın rekabeti kamçılayıcı etkisi vardır. Çünkü reklam,<br />

firmaları, mallarını geliştirmeye, yenilikler bulmaya, maliyetlerini düşürmeye zorlar. Bir<br />

işletme yeni mamul geliştirirse, bunun reklamı, rakiplerini de bu konuda teşvik edici<br />

bir etki yaratması yönünden olumlu etkiler.


13<br />

7. REKLAM İLE İLGİLİ YASAL DÜZENLEMELER<br />

Ekonomik ve sosyo kültürel alanda bu kadar önemli ve vazgeçilmez bir<br />

uygulama olan reklamın doğru ve ilkelere uygun bir şekilde icra etmek sorunu ve bu<br />

anlamda yapılabilecek yanlış uygulamalara karşı tüketicinin reklama karşı korunması<br />

reklamlarla ilgili hukuki düzenlemelere gidilmesi gereğini ortaya çıkarmıştır.<br />

Ayrıca; Gümrük Birliği’ne giriş sürecinde çıkarılan uyum yasaları, reklamlarının<br />

devlet kurumlarınca denetlenmesine olanak yaratmıştır.<br />

İki kamu denetim organı vardır. Birincisi Tüketicinin Korunması Hakkında<br />

Kanun ile kurulan Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Reklam Kurulu’dur. İkincisi ise Radyo<br />

ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK)dur.<br />

Reklam ajansları, reklamverenler ve reklam mecrası kuruluşların ortaklaşa<br />

kurdukları Reklam Özdenetim Kurulu (RÖK) hiçbir hukuksal dayanağı olmadığı halde<br />

yanıltıcı reklamların önlenmesi konusunda 1994’ten beri başarılı çalışmalar<br />

yapmaktadır.<br />

7.1. Tüketici Hukuku Bakımından<br />

4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 16’ncı maddesi “ Ticari<br />

reklam ve ilanların yasalara ve genel ahlaka uygun, dürüst ve doğru olmaları esastır.<br />

Tüketiciyi aldatıcı, yanıltıcı veya onun tecrübe ve bilgi noksanlıklarını istismar edici,<br />

tüketicinin can ve mal güvenliğini tehlikeye düşürücü, şiddet hareketlerini ve suç<br />

işlemeyi özendirici, kamu sağlığını bozucu, hastaları, yaşlıları, çocukları ve özürlüleri<br />

istismar edici reklam ve ilanlar yapılamaz” hükmünü getirmektedir.<br />

-Reklamlarda uyulması gereken genel ilkeler<br />

Hukuka uygunluk<br />

Genel ahlaka uygunluk<br />

Dürüstlük ve doğruluk<br />

• Rakipler karşısında dürüstlük ve doğruluk<br />

• Tüketiciler karşısında dürüstlük ve doğruluk<br />

Yasaklanmış reklamlar<br />

• Aldatıcı ve yanıltıcı reklamlar<br />

• Hisleri veya zayıf kişileri istismar edici reklamlar<br />

Hisleri istismar edici reklamlar<br />

Zayıf kişileri istismar edici reklamlar<br />

• Tüketicinin can ve mal güvenliğini tehlikeye düşürücü reklamlar<br />

• Kamu sağlığını bozucu reklamlar<br />

Reklamların hukuka uygunluğunun denetimini ve özellikle aldatıcı reklamlar<br />

karşısında tüketicinin korunmasını sağlamak amacıyla 4077 sayılı Tüketicinin<br />

Korunması Hakkında Kanun’un 17 nci maddesiyle getirilen Reklam Kurulu<br />

kurulmuştur.<br />

Bu kurulun görevleri, çalışma yöntemi ve Reklam Kurulu Kararları Kanun’un<br />

17nci maddesinde ve Reklam Kurulu Yönetmeliği’nin 8nci maddesinde belirtilmiştir.


14<br />

7.2. Radyo Ve Televizyon Mevzuatı Bakımından<br />

3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluşu ve Yayınları Hakkında<br />

Kanun’un 19., 20., 21., 22., 23. maddeleri hükümleri, reklamlara ilişkin düzenlemeler<br />

getirirken, bu Kanun uyarınca kurulmuş bulunan Radyo ve Televizyon Üst Kurulu bir<br />

yönetmelik yayımlayarak, radyo ve televizyon reklam yayın ilkeleri ve usullerini<br />

belirlemiştir.<br />

7.3. Öz Denetim<br />

Reklam öz denetiminin temelini oluşturan Milletlerarası Ticaret Odası’nın<br />

“Uluslararası Reklam Uygulama Esasları” temel ilkeler başlığı altında “Bütün<br />

reklamlar, yasal, ahlaki, dürüst ve doğru olmalıdır. Her reklam,toplumsal<br />

sorumluluğun bilincinde hazırlanmalı ve hayatında genel kabul gören dürüst rekabet<br />

ilkelerine uygun olmalıdır.<br />

Ülkemizde özdenetim işlevi; reklam ajansları, reklam verenler, yazılı görsel<br />

medya temsilcilerinden oluşan ve 1994 yılında kurulan Reklam Öz Denetim Kurulu<br />

(RÖK) tarafından yapılmaktadır.<br />

Öz denetim kuruluşlarınca verilen kararlar, reklamın durdurulması veya<br />

reklamdaki ifadenin değiştirilmesi gibi hem şikayetçinin isteği, hem de idari denetime<br />

veya hukuk davasına maruz kalma tehdidine nazaran reklamcının razı olduğu<br />

kararlardır. Bu nedenle, bu kuruluşlarca verilen kararların yaptırım gücü<br />

bulunmamasına rağmen bu kararlara uyulduğu görülmektedir.<br />

7.4. İstanbul Ticaret Odası Dürüst <strong>Reklamcılık</strong> Değerlendirme Kurulu<br />

İstanbul Ticaret Odası haksız rekabetin önlenmesi, mesleki ahlak ve<br />

dayanışmanın kurulması, tüketicinin korunması, halkın reklamcılığa güvenini<br />

sağlamak amacıyla Oda’nın faaliyet sınırları içinde yapılan ve yapılacak her türlü mal<br />

ve hizmet reklamlarını kapsayan uyulması zorunlu bir Dürüst <strong>Reklamcılık</strong> Mesleki<br />

Kararı ∗ kabul etmiştir.<br />

Kararda reklamla ilgili bütün tarafların uyması gereken kurallar tespit edilerek<br />

reklamların yasalara ve genel ahlaka uygun dürüst ve doğru olması amaçlanmıştır.<br />

Karara uymadığı gerekçesiyle şikayet edilen reklamların kontrolü ise yine<br />

İstanbul Ticaret Odası tarafından kurulan Değerlendirme Kurulu tarafından<br />

gerçekleştirilmektedir.<br />

Kurul, Oda Yönetim Kurulundan bir üyenin Başkanlığında iki reklam firması<br />

sahip veya yöneticisi, üç gazetenin reklam müdürü, Oda Hakem-Uzlaştırıcı Hakem<br />

∗ 5590 sayılı "TİCARET VE SANAYİ ODALARI", "TİCARET ODALARI”,"SANAYİ ODALARI", "DENİZ TİCARET ODALARI”,<br />

"TİCARET BORSALARI", VE "TÜRKİYE TİCARET, SANAYİ, DENİZ TİCARET ODALARI VE TİCARET BORSALARI BİRLİĞİ"<br />

Kanun’un 5/1 maddesi hükmüne göre Odalarca, ticaret ve sanayi erbabınca uyulması mecburi mesleki kararlar alabilmekte, bu<br />

kararlara riayet edilmemesi halinde anılan Kanun’un 74. ve 75. maddelerinde belirtilen disiplin cezaları uygulaması cihetine<br />

gidilebilmektedir


15<br />

Bilirkişi listesinden seçilecek 3 üye, TRT’den bir temsilci, iki özel TV kuruluşu ile iki<br />

özel radyo kuruluşundan birer temsilci, reklam verenleri temsilen seçilecek bir üye ve<br />

merkezi İstanbul’da bulunan Tüketici Derneklerinin kendi aralarından seçecekleri bir<br />

temsilciden oluşmaktadır.<br />

Mesleki karara aykırılığın tespiti halinde,<br />

Uygulamanın durdurulması,<br />

Reklam verenden, daha sonraki reklamlarda karara uymayan hususları<br />

düzeltici duyurma veya uygulama yapması,<br />

İstenebilmektedir.<br />

8. TÜRKİYE’DE REKLAM HARCAMALARI<br />

Reklam taşıma potansiyeli bulunan medya kuruluşları olarak 16’sı ulusal, 15’i<br />

bölgesel, 229’u yerel ölçekte yayın yapan 260 televizyon kanalı (53’ü kablolu), 30<br />

ulusal, 108 bölgesel 1062 yerel yayın yapan 1200 radyo istasyonu, tüm ülkede<br />

dağıtımı yapılan 32 gazete ve 85 dergi sayılabilir.<br />

Türkiye’de reklam harcamalarında genelde bir artış eğilimi gözlemlenmektedir.<br />

Ancak bu harcamalara ilişkin tahminler çok farklıdır ve ilgili meslek kuruluşu olan<br />

“Reklamcılar Derneği (R.D.)’ne göre, gerçek değerin 5 katı kadar abartılı tahminler<br />

bile bulunmaktadır. (Örneğin, 1995 yılı için R.D.’nin tahmini 32 trilyon TL. iken, 110<br />

trilyon tahmini de mevcuttur. Tablo.3’te 2000-2003 döneminde ülkemizdeki reklam<br />

harcamalarının ana mecralara dağılımı görülmektedir.<br />

Tablo 3 :2000-2003 Yılları Arası Reklam Harcamalarının Mecralara Dağılımı<br />

Milyon<br />

USD<br />

2000 2001 2002 2003<br />

Trilyon Pay Milyon Trilyon Pay Milyon Trilyon Pay Milyon Trilyon<br />

TL. (%) USD TL. (%) USD TL. (%) USD TL.<br />

Televizyon 450 284,5 31,9 232 294,6 31,6 347 524,6 36,4 462 693 39,3<br />

Basın 430 271,8 30,5 231 293,3 31,5 271 410 28,5 315 472 27<br />

Açıkhava 90 56,9 6,4 45 57,1 6,1 55 83 5,7 51 76 4,3<br />

Radyo 75 47,4 5,3 37 47,6 5,1 36 54,4 3,8 40 60 3,4<br />

Sinema 13 8,2 0,9 5 6,7 0,7 6 9 0,6 12 18 1,0<br />

Ara<br />

Toplam 1058 668,8 75 550 699,3 75 715 1081 75 879 1.319 75<br />

Diğer* 307 223,2 25 184 233,1 25 238 360 25 293 440 25<br />

TOPLAM 1365 892 100 734 932,4 100 953 1.441 100 1.173 1.759 100<br />

Kaynak : www.rd.org.tr<br />

Türkiye'deki reklam harcamalarının %80'ini gazete, dergi ve televizyon<br />

reklamları oluşturmaktadır. Radyo, sinema ve açıkhava (outdoor) reklamcılığının payı<br />

ise %20 dolayındadır. 1998 yılında ölçülebilir belli başlı alanlara ödenen yayın<br />

ücretleri olarak toplam 930 milyon dolarlık bir reklam harcaması gerçekleştirilmiştir.<br />

Bu sayıya reklam yapım, basılı malzeme giderleri, reklam ajansı komisyonları ve<br />

ölçülemeyen yerel medya gelirleri eklendiğinde sektörün gerçek büyüklüğü 1 milyar<br />

230 milyon dolar olarak hesaplanmaktadır.<br />

Pay<br />

(%)


16<br />

2003 yılı reklam sektörü açısından iyi geçti. Savaş nedeniyle bu yılı aslında iki<br />

ayrı dönem olarak değerlendirmek daha doğru olur. Savaşın etkisinin hakim olduğu<br />

ilk dört ayda reklamverenler beklemede olduğu için sektör büyüme olmamıştır. 2002<br />

yılında 4 aylık dönemde 211 milyon dolar olan reklam yatırımları 2003 yılının ilk dört<br />

ayında 204 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Savaşın bitmesiyle birlikte reklam<br />

sektöründe %31 oranında bir büyüme gerçekleşmiştir.<br />

Yapılan açıklamalara göre <strong>2004</strong> yılın ilk yarısında sektörde yaklaşık yüzde 41<br />

reel büyüme gerçekleşmiştir. Yılın ilk yarısında ana mecralardaki reklam<br />

harcamalarının toplamının 369 milyon 400 bin dolar olarak gerçekleştiği<br />

belirtilmektedir.<br />

Reklam harcamalarının yıllar itibariyle değişimini incelediğimizde (Tablo.4)<br />

2003 yılında 2002 yılına göre USD olarak %23’lük bir büyüme gerçekleşmiştir. Buna<br />

rağmen 2000 yılı yatırımları düzeyine erişilememiştir.<br />

Tablo 4. Türkiye’de Reklam Harcamaları Değişimi(2000-2003)<br />

Artış (00-03)<br />

(%)<br />

Artış (01-02)<br />

(%)<br />

Artış(02-03)<br />

(%)<br />

Televizyon 2,67 49,57 33,14<br />

Basın -26,74 17,32 16,24<br />

Açıkhava -43,33 22,22 -7,27<br />

Radyo -46,67 22,70 11,11<br />

Sinema -7,69 20,00 100<br />

Diğer* -4,56 29,35 23,11<br />

Toplam -14,07 29,84 23,08<br />

Kaynak: www.rd.org.tr<br />

*Diğer başlığı, reklam prodüksiyonlarını, basılı malzemeleri “below the line” giderleri,<br />

ajans komisyonlarını, yerel TV ve basın mecralarının reklam yayın gelirlerini içermektedir.<br />

Bütün kuruluşlar, ölçülebilir belli başlı mecralar olan ulusal televizyon kanalları,<br />

ulusal gazete ve dergiler, ulusal ve bazı bölgesel radyolar, tüm sinemalar ve tüm açık<br />

hava mecra kuruluşlarına ödenen yayın ücretleri (USD ölçeğinde) ile ilgili hazırlanan<br />

aşağıdaki grafikten çok daha net anlaşılacağı üzere genel ekonomik kriz yılları olan<br />

1994 ve 2001 yıllarındaki %50 gibi oldukça dikkat çekici bir düşüş olmuştur.


17<br />

Grafik 2. Türkiye’de Reklam Harcamaları<br />

Kaynak : www.rv.org.tr<br />

8.1. <strong>Sektör</strong> Bazında Reklam Harcamaları<br />

Türkiye’deki sektörlerin 2002 ve 2003 yıllarında yaptıkları reklam<br />

harcamalarını karşılaştırdığımızda, İletişim sektöründe yapılan reklam harcamasında<br />

herhangi bir artış olmadığı, finans sektöründe % 6’lık, ev temizlik ürünlerinde % 8 ‘lik<br />

bir düşüş görülmektedir. En büyük artış %73’lük bir oranla Turizm sektöründe<br />

yaşanmıştır.<br />

Tablo 5: <strong>Sektör</strong>ler bazında tahmini<br />

reklam harcamaları-2003 11 aylık<br />

2002<br />

Milyon<br />

USD<br />

2003<br />

Milyon<br />

USD<br />

Değişim<br />

%<br />

Otomotiv 49 65 33<br />

Finans 88 83 -6<br />

İletişim 70 70 0<br />

Gıda 47 70 49<br />

Kozmetik-Kişisel Bakım 38 49 29<br />

İçecek 34 39 15<br />

Elektronik Ev Eşya. 28 37 32<br />

İnşaat 19 26 37<br />

Tekstil 16 24 50<br />

Ev Temizlik Ürünleri 25 23 -8<br />

Mobilya ve Ev Tekstili 20 23 15<br />

Turizm 11 19 73<br />

Sigorta 11 15 36


18<br />

Eğlence Kültür-Sanat 14 16 14<br />

Perakende 15 17 13<br />

Kaynak: www.marketingturkiye.com.tr<br />

8.2. Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) ve Reklam Harcamaları<br />

Gelişmekte olan ülkelerde reklam harcamaları GSMH'nın yüzde 1'i üstündedir.<br />

Türkiye'de ise reklam sektörünün (GSMH)’dan aldığı pay sadece yüzde 0.4<br />

seviyelerindedir (Grafik.3), bu düzeyin gelişmiş ülkelerde olduğu gibi yüzde 1.5'e<br />

çıkartılması gerekir.<br />

Grafik 3. Türkiye’de Reklam Harcamalarının GSMH’ya Oranı<br />

Kaynak: www.marketingturkiye.com.tr<br />

9. DÜNYA’DA REKLAM HARCAMALARI<br />

Milli gelir düzeyinde gelişmiş ülkelerden açık farkla önde olan ABD, Japonya ve<br />

Almanya’dır. Tablo 6’da görülen ülke bazında en büyük 10 reklam veren ülke<br />

arasında (1997 verilerine göre) ABD 1. sırada (112 milyar Dolar), Japonya 2. (38<br />

milyar Dolar) ve Almanya 3. (22 milyar dolar) sıradadır. İngiltere, Fransa, İtalya ve<br />

Kanada en sanayileşmiş ve zengin ülkelerden oluşan G-7 grubu üyeleri olarak bu<br />

listede yer alırken, Brezilya İspanya ve Avustralya’da ilk 10 arasında görülmektedir.<br />

Tablo.6 Ülke Bazında Dünyanın En Büyük 10 Reklam Vereni ve<br />

Harcamalarının Dağılımı, 1997 yılı<br />

Toplam Harcama<br />

(Milyar USD)<br />

Televizyon<br />

%<br />

Gazete<br />

%<br />

ABD 112,4 39,0 36,1<br />

Japonya 37,9 45,5 27,5<br />

İngiltere 22,3 24,6 43,1<br />

Fransa 10,6 34,5 23,3<br />

Brezilya 10,1 60,8 22,1<br />

İtalya 7,2 54,8 21,5<br />

İspanya 5,2 38,5 33,8<br />

Avustralya 5,1 35,3 41,5<br />

Kanada 4,9 36,0 40,7


19<br />

Kaynak : Pazarlama İlkeleri, İsmet Mucuk<br />

ABD’deki Ajans Gelirleri<br />

Dünyanın en büyük ekonomisine sahip ABD’deki 2001-2002-2003 yıllarındaki<br />

Advertising Age’in ajans raporuna göre ajansların gelirlerinde 2001 yılında %2,2’lik<br />

bir düşüş olmuştur. 2002 yılında % 6’lık bir artış ve 2003 yılında ise reklam ve medya<br />

operasyonlarının geliri %3,7 artış sağlanarak 10.66 milyar Dolara ulaşmıştır.<br />

ABD’nin <strong>2004</strong> Yılı Reklam Harcamaları<br />

ABD’de <strong>2004</strong> yılının ilk çeyreğinde reklam harcamaları 24.2 milyar dolara<br />

yükselmiş olup reklam harcamalarındaki bu artış, kablodan ve normal yayın yapan<br />

televizyonlarda yayınlanan reklamlardan kaynaklanmıştır.<br />

Kablodan yayın yapan televizyonların reklam gelirleri yılın ilk 3 ayında yüzde<br />

16 oranında artarak 4,35 milyar dolara, normal yayın yapan televizyonlarda ise yüzde<br />

10’luk bir artışla 5,7 milyar dolara ulaşmıştır. Yerel radyo istasyonları bu pastadan en<br />

küçük dilimi alırken, yüzde 2,7’lik bir artışla 947 milyon dolarlık gelir elde etmişlerdir.<br />

İspanyolca yayın yapan televizyonların ise reklam gelirleri ise yüzde 13’lük bir<br />

gerileme yaşayarak 458 milyon dolara düşmüştür.<br />

ABD’de <strong>Sektör</strong>lere Göre Reklam Harcamaları<br />

ABD’de 2002-2003 yıllarında en fazla reklam harcaması yapan sektörlerin<br />

sıralamasına (Tablo.7) bakılacak olursak ilk üç sırayı perakende, otomobil, finansal<br />

servisleri-sigorta sektörleri paylaşmaktadır.


20<br />

Tablo 7. SEKTÖRLERE GÖRE REKLAM HARCAMASI YAPAN 10 BÜYÜK FİRMA<br />

Reklam harcamalarının 2003 yılının ilk yarısına göre toplam ABD ölçümlerine göre oranları.<br />

Sıra Kategori /<br />

En büyük firma<br />

2003<br />

USD<br />

2002<br />

USD<br />

Değişim<br />

%<br />

2003<br />

USD<br />

2002<br />

USD<br />

Değişim<br />

%<br />

1 Perakende 9,657 8,951 7.9 2,514 2,324 8,2<br />

Sears department 284 264 7.9<br />

Stores<br />

2 Otomotiv 9,146 8,093 13 4,529 3,919 15,6<br />

Ford araçları 401 371 8,1<br />

3 Finansal Servisler ve 4,291 4,068 5,5 1,357 1,286 5,5<br />

Sigorta<br />

American Express 150 120 24,7<br />

4 Film ve Medya 3,943 3,679 7,2 907 635 42,9<br />

Sony Corp. 288 269 7<br />

5 İlaç 3,427 2,927 17,1 1,257 980 28,2<br />

Nexium heartburn 113 111 1,8<br />

Rx.<br />

6 Yiyecek 3,359 3,326 1 1,268 1,183 7,2<br />

General Mills<br />

144 111 29,4<br />

cereals<br />

7 Telekomünikasyon 2,513 2,306 9 2,436 2,122 14,8<br />

Verizon<br />

575 540 6,5<br />

Telekomüniksyon<br />

8 Kişisel Bakım 2,477 2,041 21,3 1,204 909 32,5<br />

L’oreal Cosmetics 162 122 32,4<br />

9 Seyahat 2,246 2,293 -2 250 197 31,4<br />

Southwest Airlines 66 67 -1,6<br />

10 Hazır yiyecek ve 2,029 1,975 2,7 1,381 1,356 1,8<br />

Restoranlar<br />

McDonald’s<br />

305 316 -3,5<br />

Restaurants<br />

Kaynak: www.adage.com.tr<br />

10. REKLAM MARKA İLİŞKİSİ<br />

Marka, üretici veya satıcıların malını tanıtan, onu başkalarının mallarından<br />

ayırmaya yarayan isim, terim, sembol, şekil veya bunların bileşimidir.<br />

Marka, tescil edildiğinde yasallaşır ve yasal korunma sağlar. İşletme bakımından<br />

marka kullanmanın yasal korunma dışında çeşitli faydaları vardır.<br />

‣ Tutundurmaya yardımcı olur ve talep yaratmada etkilidir.<br />

‣ Tüketicide firmaya bağlılık yaratır.<br />

‣ İkame malları yüzünden satış kaybı tehlikesini önler.<br />

‣ Marka kullanılması malı pazarlama kanallarına doğru çeker; zira iyi tanınan<br />

marka aracı kuruluşlarca aranır.<br />

‣ Fiyat istikrarına olumlu etki eder.<br />

‣ Aracılar marka adı olan malları tercih ederler.


21<br />

Diğer yandan bir markanın gücü, satın alma davranışını etkileme yeteneğinde<br />

yatar. Bu nedenle markanın ikinci fonksiyonu, pazarlama süreci açısından reklamdır.<br />

Markanın üçüncü fonksiyonu kalitedir.<br />

Markanın tüketiciler açısından, malın tanınmasını sağlaması, kalite açısından<br />

güven unsuru olması, mal hakkında bilgi vermesi ve tüketiciye korunma imkanı<br />

vermesi açısında faydaları vardır.<br />

Bir mal veya hizmetin marka haline gelmesi için markanın yayılma alanını<br />

geniş tutmamak gerekir. Yani Markayı bir işletmenin tüm mal ve hizmetlerinde<br />

kullanmaya çalışmak markanın gücünü zayıflatmak anlamına gelir. Bazı markalar<br />

vardır ki hemen hemen hiç reklam yapmazlar veya reklam harcamaları büyüklükleri<br />

ile karşılaştırıldığında son derece küçüktür. Buna karşın son derece güçlüdürler.<br />

Örneğin Amerikan şirketleri içinde ilk sırayı alan Wall-Mart’ın reklam harcaması<br />

hemen hemen yok denecek kadar azdır. Bununla beraber marka doğduktan sonra<br />

reklam yapmak son derece önemlidir. Fakat tek başına reklam marka gücü açısından<br />

yeterli olmamaktadır.<br />

10.1. Markanın İmaj Yaratması<br />

Markanın güçlü bir imaj yaratması için tüketici nezdinde bir kelimeye sahip<br />

olmaya çalışması gerekir. Yani her marka taşıdığı yan anlam itibariyle bir değere<br />

karşılık düşmelidir. Yani sizin markanızdan söz edildiğinde tüketicinin zihninde ne<br />

uyanmaktadır? “Güvenlik ” , “prestij” , “ucuzluk”, “doğruluk”, “kusursuzluk” vs. Bilinen<br />

araba markalarından örnekler verecek olursak, tüketici açısından Mercedes prestij<br />

(pahalı ve lüks araba) , Volvo güvenlik, BMV zevk çağrışımları yapar. Bu nedenle<br />

markanın daraltılmış alanda faaliyet göstermesi son derece önemlidir. Mercedes’in<br />

ucuz ve çok satan alt sınıf araba yapması markasını baltalamaktan başka bir işe<br />

yaramayacaktır.<br />

Birçok ürünün adeta yarıştığı bir piyasa ortamında özellikle benzer ürünler<br />

arasından sıyrılabilmenin ve bir fark yaratabilmenin yolu, markadan geçer. Markanın<br />

akılda kalıcılığı, kolay telaffuz edilebilir olması ve herşeyden önemlisi yüklendiği imaj,<br />

onu pazarda avantajlı bir konuma yükseltir. Önemli bir diğer noktada markanın temsil<br />

ettiği ürünün kalitesidir. Eğer kalite açısından pazardaki benzer ürünlerden aşağı<br />

kalmayan bir ürünü temsil ediyorsa, marka iyi bir reklamcının elinde ait olduğu ürün<br />

kategorisinde pazarın lideri olabilir. (Çetinkaya, 1992)<br />

Reklamlarla gönderilen her imaj, insanların sahip olma duygularına gönderilen<br />

mesajlardır. İzleyiciye, farklılık konumlandırması yaparak sahip olması gerektiğini<br />

söyler. Reklamlar bizi bir takım şeylerden mahrum olduğumuz sonucuna ulaştırmaya<br />

(en azından öyle düşündürtmeye) çalışmaktadır. Ardından da bu mahrum olduğumuz<br />

şeylere sahip olmamız gerektiğini söylerler. (Çetinkaya, 1992).<br />

10.2. Markanın İnsanlar Üzerindeki Etkisi<br />

Günümüzde insanların bir bölümü marka bağımlısı halindedir. Bir ürünü satın<br />

alırken dikkat edilen ilk şey o ürünün markası olmaktadır. Markası olmayan ürünlerle<br />

ilgilenilmediği giderek yaygınlaşmaktadır. Bu markaların bir kaliteyi


22<br />

simgelemelerinden daha çok sahip oldukları imajlardır. Kimisi zenginlik ve soyluluk<br />

imajı, kimisi güçlülük ve bir kesime ait olma imajıdır.<br />

Üçüncü dünya ülkeleri halkları yaşam savaşı verirken, aynı topraklarda<br />

kıyasıya bir markalar savaşı sürüp gitmektedir. Bu markalar savaşı sürerken, bütün<br />

yerel kültürel değerlerde yara olmaktadır. Escada, Lee Cooper, Lewis, Coca Cola,<br />

Mc.Donald’s v.b. markalar girdikleri ülke topraklarında bütün yerel tüketim biçimlerini,<br />

mutfak geleneklerini, yerel giysileri ortadan kaldırırlar. Çünkü yerel unsurların bir<br />

markası ve kullanıcılarına kazandırdığı farklı bir statü yoktur. Modernliği<br />

yakalayabilmenin yolu markayı tercih ederek gerekli imajı yakalama eğilimi ağır<br />

basmaktadır. Günümüz tüketicisi ürün tüketmeden çok marka ve imaj<br />

tüketmektedir.Reklamın marka ile ilgili; marka olan bir mal veya hizmetin hala aynı<br />

olduğunu, aynı faydaları sağlayacağını markanın güvenilir ve sağlam olduğunu<br />

hatırlatma, müşterinin güvenini tazelemek veya yeni bir marka imajı tasarlamak, bir<br />

marka imajını korumak, markanın arzu edilen imajını değiştirip yerine yenisini<br />

koymak v.b. gibi rolleri vardır.<br />

10.3. Markanın Gelişimi<br />

Marka'nın gelişimi açısından en önemli olay, 1988 yılında Phillip Morris'in<br />

Kraft'ı kağıt üzerindeki değerinin 6 katına yani 12.6 milyar Dolara satın almasıydı.<br />

Aradaki fark, "Kraft" kelimesinin bedeliydi.<br />

Bu noktadan sonra, reklam "Özsermayeye yapılan yatırım" anlamında<br />

değerlendirilmeye başlandı. Reklamcılar "ne kadar harcama yaparsanız, şirketiniz o<br />

kadar değerli olur" ifadesini kullanmaya başladılar. Reklam bütçeleri büyük oranda<br />

yükseldi. Marka'ya yatırım yapıldı. Marka konusunda özünün ne olması<br />

gerektiğinden, genişletilebileceği yeni alanları bulmaya kadar uzanan araştırmalar<br />

yapılmaya başlandı.<br />

11. DOLAYLI TANITIM TÜRÜ: SPONSORLUK<br />

Globalleşmenin bir sonucu olarak sınırların ortadan kalkmasıyla birlikte<br />

kurumlar artık ürettikleri ürünler ile değil, topluma kattıkları değerler ile ön plana<br />

çıkmaya başladılar. Kurumsal sosyal sorumluluğun temelinde ise 'topluma geri<br />

verme' ilkesi yatıyor.<br />

Günümüzde şirketlerin, kurumların topluma ve çalışanlarına karşı olan<br />

saygısını ifade eden sosyal sorumluluklarını yerine getirirken kullandıkları en önemli<br />

araçlardan birisi 'sponsorluk' çalışmaları. Bu çalışmalar, satışı doğrudan etkileyecek<br />

ürün odaklı pazarlama ile kuruluşlara farklı rekabet avantajı yaratmasının yanı sıra<br />

imaj ve saygınlık kazandırarak sağlık, çevre, eğitim, kültür-sanat, spor gibi farklı<br />

alanlarda topluma fayda sağlar.<br />

Sponsorluk, özellikle ekonomik kriz dönemlerinde kısıtlı bütçelerle sonuca<br />

ulaşmak için çok etkin bir pazarlama aracı olarak kullanılabilecek ve bilinçli bir şekilde<br />

uygulandığında kamuoyu ve hedef kitleler üzerinde çok olumlu sonuçları olabilecek<br />

bir pazarlama tekniğidir.


23<br />

Özellikle KOBİ'ler sponsorlukla reklamdan çok daha düşük maliyetle<br />

kendilerini tanıtma fırsatı bulabilirler.<br />

Geri dönüşümünün uzun bir süreç aldığı sponsorlukta devamlılığın da önemi<br />

büyüktür. Böylece Dünya Kupası ve Avrupa Basketbol Şampiyonası'nda yaşanan<br />

başarıların sponsor şirketlere önemli getirileri olmuştur.<br />

Sosyal sponsorlukların Türkiye'deki başarılı örneklerinin bazılarını şu şekilde<br />

sıralayabiliriz:<br />

a- Sağlık Sponsorluğu: Türkiye'de sağlık sponsorluğunun başarılı<br />

örneklerinden birisi olarak Becel'in Türk Kalp Vakfı'nın her yıl düzenlediği Kalp<br />

Haftası organizasyonuna sponsor olması gösterilebilir. Böylelikle bir margarin<br />

markası olan Becel, tüketicilerinin dikkatini sağlıklı yaşam, bilinçli beslenme ve kalp<br />

sağlığı üzerine çekmiş, kamuoyunun bu konularda bilinçlenmesinde önemli rol<br />

oynamıştır.<br />

b- Çevre Sponsorluğu : Türkiye'deki çevre sponsorluklarına en güzel<br />

örneklerden birisi 'Rama Cansuyu Projesi'dir. Ege Denizi'nin birleştiği yerde olan<br />

yağış alamadığı için sazlıklarının kurumaya başladığı İzmir Kuş Cennetinin<br />

kurtarılmasını sağlamıştır.. Bu proje IPRA'nın Uluslararası Halkla İlişkiler Ödülü'nü ve<br />

Birleşmiş Milletler Özel Ödülünü alarak ülkemizin tanıtımına da katkıda bulunmuştur.<br />

c- Eğitim Sponsorluğu : Türkiye'de eğitim sponsorluğuna başarılı bir örnek<br />

olarak Turkcell'in, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'yle ortaklaşa yürüttüğü<br />

'Çağdaş Türkiye'nin Çağdaş Kızları' projesini gösterebiliriz., Kalkınmada öncelikli 32<br />

ilin kırsal kesimindeki 5.000 kız öğrenciye eğitim bursu veren Turkcell, bu projesiyle<br />

IPR Excellence Awards yarışmasında 'Kurumsal Sosyal Sorumluluk' kategorisinde<br />

birinci seçildi. Turkcell'in yürütmüş olduğu bu sponsorluk çalışması, devlet, özel<br />

sektör, vakıf işbirliğinin eğitim alanındaki en başarılı örneklerinden birisidir.<br />

d- Kültür Sanat Sponsorluğu: Türkiye'de kültür - sanat alanında devlet, özel<br />

sektör dayanışmasıyla yapılan başarılı projelerden birisi Tofaş ana sponsorluğunda,<br />

Kültür Bakanlığı işbirliği ile yürütülen, bir çok kuruluşun destek verdiği 'Belkıs-<br />

Zeugma Hala Yaşıyor' projesidir. Tofaş bu sponsorluk ile, Zeugma antik kenti<br />

kurtarılmasına destek vermiştir.<br />

Topkapı Sarayının restorasyonunda Cif’in “Topkapı Sarayı Restorasyonu ve<br />

Konversiyonu”i ile Gilan'ın “Topkapı Sarayı Hazine Dairesi restorasyonu” projeleri<br />

önemli rol oynamıştır.<br />

Sabancı Holding'in düzenlemiş olduğu Altın Harfler: "Osmanlı Hat<br />

Koleksiyonu'' sergileri, kültür - sanat sponsorluğunun ülkemizdeki güzel örneklerinden<br />

biridir. Bu proje ile Sabancı Holding ülkemizin kültürel mirasına sahip çıkmıştır. ''Altın<br />

Harfler'' projesi Türkiye Halkla İlişkiler Derneği tarafından düzenlenen 'Altın Pusula'<br />

yarışmasında hem Kültür Sanat ödülünü hem de 'Büyük Ödül' ü kazanmıştır.


24<br />

e- Spor Sponsorluğu: Spor sponsorluğunun güzel örneklerinden birisi ise<br />

Axa Oyak'in sponsorluğunda düzenlenen ilkokul, liseler ve üniversitelerarası 'Axa<br />

Oyak Satranç Turnuvası' dır.<br />

12. REKLAMCILIK SEKTÖRÜ VE AVRUPA BİRLİĞİ<br />

Dünyadaki globalleşme süreci ile uyum içindeki Türkiye’de reklamcılık,<br />

harcanan para olarak değilse de, nitelik olarak çok hızlı gelişmiştir. <strong>Sektör</strong>ün yapısı<br />

geleneksel ölçülerden pazar ekonomisinin standartlarına doğru gelişme göstermiştir.<br />

Dış ticaretin serbestleşmesi, dünya markalarının Türk pazarına girmesine, hatta<br />

üretim yatırımı yapmalarına neden olmuştur. Bu gelişmenin yarattığı rekabet ortamı,<br />

yerli üreticilerin bir bölümünde reklamın gerekliliği konusunda bir inanç oluşmasına<br />

neden olmuştur.<br />

Aynı zamanda, sağlıklı medya planlama ihtiyacı, başta izlenme verileri olmak<br />

üzere medya verilerinin derlenmesi ve kullanımı gibi bilimsel yöntemleri getirmiştir.<br />

Şimdi reklamın etkililiğinin ölçülmesinde de çağdaş yöntemlerin daha fazla<br />

uygulandığı aşamaya gelinmiştir. Söz konusu gelişmeler reklam ajanslarının<br />

yapılanmalarında da benzer sonuçlar yaratmıştır. Türk reklam ajansları çok uluslu<br />

reklam ajansları ile ortaklık ve işbirliği ilişkilerine girmişlerdir. Özetle; Türk reklam<br />

sektörünün AB ve Hizmet Ticareti Genel Anlaşması (GATTS) standartlarını<br />

benimseme ve uygulamada diğer birçok sektörün önünde olduğu söylenebilir.<br />

Nitekim Hükümet, adı geçen anlaşmalar çerçevesinde reklam sektörünü her<br />

türlü dış rekabete dayanabilecek güçte görerek taahhüt listesine koymuş ve GATTS’a<br />

bildirmiştir.<br />

Reklam ajanslarının çok uluslu şirketlerle kurduğu ortaklıklar, ürettikleri reklam<br />

ürünleri, kurum olarak yapılanma ile yönetim kural ve uygulamaları açısından da aynı<br />

standartlara ulaştıkları söylenebilir.<br />

Son yılların en önemli gelişmesi reklamların denetlenmesidir. Gümrük Birliği’ne<br />

giriş sürecinde çıkarılan uyum yasaları, reklamların devlet kurumlarınca<br />

denetlenmesine olanak yaratmıştır. İki kamu denetim organı vardır. Birincisi<br />

Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile kurulan Sanayi ve Ticaret Bakanlığı<br />

Reklam Kurulu’dur. İkincisi ise Radyo Televizyon Üst Kurulu’dur.<br />

13. SONUÇ<br />

Son yıllarda Türkiye’de reklamcılık artan kalitesi ve popülaritesiyle daha büyük<br />

kitlelerin ilgisini çekmeyi başardı. Bunda şüphesiz reklamcılık sektörünün dünyadaki<br />

gelişmeleri yakından takibi ve reklamlardaki yaratıcılık düzeyinin gelişmesi çok büyük<br />

rol oynadı.


25<br />

Buna, yerli ajansların yabancı ortaklarla işbirliği yapmasıyla beraber artan bilgi<br />

birikimi ve teknolojik gelişmeler eklenince sektörün başarı grafiği hızla yükseldi.<br />

Ancak; bütün bu gelişmelere rağmen ülkemizdeki ekonominin istikrarsız oluşu<br />

ve reklam bilincinin yeterince gelişmemesi nedeniyle istenilen boyutlarda bir gelişme<br />

sağlanamamıştır.<br />

Reklamverenler herhangibir ekonomik kriz sonucunda öncelikle reklam<br />

harcamalarını kısıtlama yoluna gitmektedir. Bu da kriz dönemlerinde reklam<br />

sektöründe büyük bir gerilemeye neden olabilmektedir. Bunun önlenmesi için<br />

reklamverenler; reklamı yapılan mal veya hizmetin katma değerinin fazla olduğu<br />

yönünde eğitim verilerek bilinçlendirilmelidir.<br />

Bununla birlikte; sektörün başarıya ulaşabilmesi için sektör bileşenlerinin kalite<br />

seviyelerini ve standartlarını daha da yükseltmeye; reklamlardan iyi sonuç<br />

alabilecekleri mecraları tespit edebilmeleri için ise doğru ve bilimsel bilgiye sahip bir<br />

veri havuzuna ihtiyaçları vardır.<br />

Tüm bu sorunların çözümü ve sektörünün gelirinin artması için sektör<br />

bileşenlerin farklı temsil bölünmeleri yerine tek bir çatı altında birleşerek hareket<br />

etmeleri çok daha yararlı olabilecektir.


26<br />

Kaynaklar:<br />

1) Prof. Dr. İsmet Mucuk, Pazarlama İlkeleri, Türkmen Kitabevi,İstanbul 2001<br />

2) DPT,Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, Hizmet Ticaretinin Serbestleştirilmesi, Özel<br />

İhtisas Komisyonu Raporu,Ankara 2000<br />

3) Kocabaş, Füsun ve Elden, Müge (2001), <strong>Reklamcılık</strong> – Kavramlar, Kararlar,<br />

Kurumlar, İletişim Yayınları, İstanbul.<br />

4) İstanbul Ticaret Odası Gazetesi, 20 Mart 1998<br />

5) www.tbb.gen.tr<br />

6) www.bornova.ege.edu.tr<br />

7) www.deu.edu.tr<br />

8) www.mef.gazi.edu.tr<br />

9) www.aksam.com.tr<br />

10) www.hurriyetim.com.tr<br />

11) www.rtuk.org.tr<br />

12) www.rd.org.tr<br />

13) www.rv.org.tr<br />

14) www.adage.com<br />

15) www.turk.internet.com<br />

16) www.soymen.com.tr<br />

17) www.danismend.com.tr<br />

18) www.hurriyetim.com.tr<br />

19) www.sanayi.gov.tr<br />

20) www.mediacat.org.<br />

21) www.milliyet.com.tr<br />

22) www.dunyagazetesi.com.tr

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!