Turkey Turkish
Turkey Turkish
Turkey Turkish
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Türkiye<br />
Çocuk yaşta evlilik<br />
Çocuk yaşta evlilik, insan haklarının korkunç bir ihlalidir ve kız çocuklarını eğitimlerinden, sağlıklarından ve<br />
uzun vadeli olanaklardan mahrum bırakmaktadır. Çocuk yaşta evlenen bir kız çocuğu artık tam potansiyeline<br />
ulaşamayacaktır. Birçok ebeveyn ve toplum kız çocukları için en iyisini istediğinden, birlikte çalışmalı ve çocuk<br />
yaşta evliliğe dur demeliyiz.<br />
Dr. Babatunde Osotimehin, İcra Yöneticisi, UNFPA<br />
Üç çocuğum var. İlk çocuğumu doğurduğumda 17 yaşındaydım. 19’umda ikinci çocuğumu doğurdum.<br />
Üçüncü çocuğum şimdi beş aylık. Kocamla doğum kontrolü hakkında hiç konuşmadık. Hamileliklerim<br />
sırasında çeşitli hastalıklar geçirdim. – Çocuk gelin, Türkiye<br />
ÇOCUK YAŞTA EVLİLİK<br />
Çocuk yaşta evlilik, ya da diğer bir ifadeyle erken evlilik, en az biri<br />
onsekiz yaşından küçük olan iki kişinin, yasal ya da resmi olmayan<br />
bir sekilde, evlilik bağıyla birleşmesi anlamına gelir. 1 Çocuk<br />
oldukları için, çocuk eşler özgür ve tam rıza gösterme yetisine<br />
sahip olmayan bireyler olarak kabul edilirler; kısacası, çocuk<br />
yaştaki evlilikler insan haklarının ve çocuk haklarının bir ihlali<br />
olarak değerlendirilmelidir. Türkiye’de, çocuk yaşta evlilik tüm<br />
bölgelerde görülmekte olup, diğer faktörlerin yanı sıra kız<br />
çocuklarına yönelik takınılan ataerkil tutumlarla bağlantılıdır.<br />
Çocuk yaşta evlilik kız ve erkek çocukları farklı şekillerde etkileyen<br />
bir olgudur. Toplamda, dünya genelinde çocuk yaşta evlilik yapan<br />
erkek çocukların sayısı kız çocuklara göre çok daha düşüktür. Kız<br />
çocuğu eşler, eşitliğin bulunmadığı evlilik ilişkileri içinde aile içi<br />
şiddete ve cinsel istismara karşı da savunmasızdır; hamile<br />
kalmaları halinde ise, bedenleri henüz çocuk doğurmaya hazır<br />
olmadığı için çoğu zaman gebelikte ve doğumda sorunlar yaşarlar.<br />
Evlenir evlenmez, hem kız hem de erkek çocuklar işgücüne<br />
katılmak ve/veya evdeki sorumlulukları üstlenmek üzere çoğu<br />
zaman eğitim hayatlarına son vermek zorunda kalmaktadır.<br />
Çeşitli uluslararası antlaşmalar, sözleşmeler ve eylem<br />
programlarında çocuk yaşta evlilik olgusu ele alınmıştır. Bu<br />
belgeler aşağıdakileri içermektedir: 1962 tarihli Evlilik İradesi,<br />
Evlilikte Asgari Yaş ve Evliliklerin Kaydedilmesine Dair Sözleşme;<br />
Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Tasfiye Edilmesine Dair<br />
Sözleşme (1979); Çocuk Hakları Sözleşmesi (1989), ve; 1995 Pekin<br />
Eylem Platformu (BM Dördüncü Dünya Kadınlar Konferansının<br />
akabinde kabul edilmiştir). Bu uluslararası belgeler zarar verici<br />
gelenek ve adetlerin ortadan kaldırılması, kız çocuklarına yönelik<br />
şiddet, evliliğe rıza gösterme, asgari evlilik yaşı, evliliklerin<br />
kaydedilmesi ve bir eş seçme özgürlüğünü ele almaktadır.<br />
Bu bilgi notu, Türkiye’de çocuk yaşta evlilik sorunu hakkında bilgi<br />
vermekte ve sorunun nasıl ele alınabileceğine yönelik tavsiyeler<br />
sunmaktadır. Bu not kapsamında ulusal mevzuat kısaca gözden<br />
geçirilmekte, konuyla ilgili olarak ülkenin onamış olduğu çeşitli<br />
uluslararası standartlara değinilmekte, çocuk yaşta evlilik<br />
konusundaki güncel uygulamalar ve tutumlar analiz edilmekte ve<br />
çocuk ve kadın hakları alanlarında çalışan uzmanlar ve çocuk<br />
yaştaki eşler ile yapılan röportajlara yer verilmektedir.<br />
ÖNERİLER<br />
� Türkiye İstatistik Kurumu ve Nüfus ve Vatandaşlık İşleri<br />
Genel Müdürlüğü tarafından toplanan veriler çocuk yaşta<br />
evliliklerin gerçek sayısını vermediğinden, 18 yaşından<br />
küçük bireylerin yaptığı evliliklerin sayısını bulmak için<br />
alternatif bir araştırmaya ihtiyaç vardır. 2 Ayrıca, il ve<br />
ilçelerdeki İnsan Hakları Kurulları resmi olmayan evlilikleri<br />
gerekli mercilere bildirmek konusunda aktif rol almalı, bu<br />
amaçla muhtarlardan veya yerel yetkililerden bilgi toplamak<br />
gibi alternatif yöntemlere başvurmalıdırlar. 3<br />
� Çocuk Koruma Kanunu, Türk Medeni Kanunu ve Türk Ceza<br />
Kanunu’nda yer verilen çocuk tanımları arasındaki<br />
farklılıklar giderilmeli, tüm ilgili mevzuatta evlilik için asgari<br />
yasal yaş 18 olarak belirlenmelidir.<br />
� Sağlık kurumları, tespit eder etmez erken evlilikleri<br />
kaydedip gerekli mercilere bildirmelidir. Bu kurumlar aynı<br />
zamanda ergen kız çocuklarını çocuk yaşta hamileliğin ve<br />
anneliğin ortaya çıkarabileceği riskler konusunda<br />
bilgilendirmelidir.<br />
� Çocuk yaşta evliliklerle ilgili olarak tüm ülke çapında ulusal<br />
gündem oluşturulmalı, yerel yetkililer ve hükümet<br />
temsilcileri bu gündemi uygulamak için yerel paydaşlarla<br />
işbirliği içinde çalışmalıdır. 4 Ayrıca, Diyanet İşleri Başkanlığı<br />
tarafından, çocuk yaşta evlilik konusunda bir strateji<br />
geliştirilmeli ve tüm dini yetkililere duyurulmalıdır. 5<br />
� Eğitim kurumlarında öğretmenlerle ve okul idarecileriyle<br />
yapılacak özel eğitimler yoluyla farkındalık arttırılmalıdır. 6<br />
Eğitimler cinsiyet eşitliği, insan hakları olarak kadın hakları<br />
ve kız çocuklarının eğitim alma hakları üzerine hazırlanmış<br />
modülleri içermelidir. Toplumsal cinsiyet eşitliği, aile<br />
planlaması ve üreme sağlığı konuları ise okul müfredatında<br />
yer almalıdır.
YASAL MEVZUAT VE ÜLKE BAĞLAMI<br />
Türkiye hem Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Tasfiye Edilmesine<br />
Dair Sözleşme (CEDAW)’yi hem de<br />
BM Çocuk Hakları Sözleşme<br />
(CRC)’sini onamıştır. 2005 yılında<br />
kabul edilen Çocuk Koruma Kanunu,<br />
Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde yer<br />
alan ilkelerin çoğunu kapsamaktadır<br />
ve Sözleşme doğrultusunda çocukları<br />
“18 yaşını doldurmamış kişi” olarak<br />
belirlemektedir (Madde 3). 7 Türk<br />
Medeni Kanunu’nun 11. Maddesi,<br />
“erginlik onsekiz yaşın<br />
doldurulmasıyla başlar” ifadesini<br />
içermekle birlikte, evliliğin kişiyi<br />
ergin kıldığını, yani evlenmesi durumunda 18 yaşından küçük bir<br />
kişinin bir yetişkinle aynı hak ve sorumluluklara sahip olduğunu<br />
belirtmektedir. 8<br />
Çocuğun yüksek yararı, politika<br />
oluşturma çalışmalarının tüm<br />
aşamalarında korunmalıdır.<br />
Çocuk yaştaki evlilikler çocuk<br />
haklarını uygulamada gözetmek<br />
yoluyla önlenebilir. (Çocuk<br />
Hakları Savunucusu)<br />
Ancak, Türkiye’nin<br />
kanunlarında, onsekiz<br />
yaşını doldurmamış<br />
bireylerin çocuk olduğunu<br />
belirten ortak bir tanım<br />
bulunmamaktadır.<br />
Örneğin, Türk Ceza<br />
Kanunu’nun 6’ncı<br />
maddesi, henüz onsekiz<br />
yaşını doldurmamış kişileri çocuk olarak tanımlarken, aynı<br />
kanunun çocuğun cinsel istismarıyla ilgili 103 ve 104’üncü<br />
maddelerinde çocuk, onbeş yaşın altındaki birey olarak<br />
tanımlanmaktadır. 9<br />
Kız ve erkek çocuklarının eşit eğitim hakkı mevzuatta<br />
desteklenmektedir. Anayasa’nın 42’nci maddesi eğitim hakkını<br />
düzenlemekte ve şöyle demektedir: “Kimse, eğitim ve öğrenim<br />
hakkından yoksun<br />
bırakılamaz” ve<br />
“ilköğretim, kız ve erkek<br />
bütün vatandaşlar için<br />
zorunludur ve Devlet<br />
okullarında parasızdır.”<br />
Ancak, Mart 2012’de,<br />
Türkiye Büyük Millet<br />
Meclisi “222 sayılı<br />
İlköğretim ve Eğitim<br />
Kanunu”nda değişiklik<br />
yaparak zorunlu eğitimi<br />
sekiz yıldan oniki yıla<br />
çıkaran mevzuatı kabul etmiştir. 10 Yeni kanun, okul sisteminin<br />
dörder yıllık üç kademeye ayrılmasını öngören bir hükmü de<br />
içermektedir. Birinci ve ikinci dört yıllık kademe zorunlu örgün<br />
eğitimi içerirken, üçüncü dört yıllık kademe ise örgün veya yaygın<br />
eğitim şeklinde olabilecektir. ‘Yaygın (formel olmayan) eğitim’<br />
kavramı uzaktan öğrenmeyi de içerdiğinden, bu çalışma için<br />
görüşülen uzmanlar bazı ailelerin bu durumu kız çocuklarını okula<br />
göndermemek için bir bahane olarak algılayabileceği ve bunun da<br />
kız çocukları için çocuk yaşta evlilik rakamlarında bir artışa neden<br />
olabileceği yönündeki kaygıları dile getirmişlerdir.<br />
KİMLER EVLENEBİLİR?<br />
Türkiye’de yasal<br />
evlilik yaşı BM<br />
Çocuk Haklarına<br />
dair Sözleşme ile<br />
tutarlı görünse de,<br />
uygulamada erken<br />
yaşta evlilikler<br />
önlenememektedir.<br />
(Kadın Hakları<br />
Savunucusu)<br />
2012’de yürürlüğe giren son<br />
eğitim reformlarıyla, zorunlu<br />
eğitim dörder senelik üç<br />
kademeye bölünmüştür. Yasa<br />
evde eğitime izin<br />
verdiğinden, kız çocukları<br />
erkeklere oranla yasadan<br />
daha fazla etkilenecektir ve<br />
çocuk gelinlerin sayısı<br />
artabilir. (Akademik)<br />
On yıl öncesine kadar, evlilik için kanuni asgari yaş kadınlar için 15,<br />
erkekler için ise 17 idi. 2002 yılında revize edilen Türk Medeni<br />
Kanunu kanuni asgari yaşı kadınlar için 17’ye çıkararak (madde<br />
124) erkeklerde aranan yaş şartıyla eşitlemiştir. 11 Ne var ki, şu<br />
anda uygulanan asgari yaş (17), evlilik için asgari yaşın 18 olması<br />
gerektiğini benimseyen uluslararası normlara uygun değildir. 12<br />
2002 tarihli Türk Medeni Kanunu ayrıca şöyle demektedir:“hakim,<br />
olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple onaltı yaşını<br />
doldurmuş olan erkek veya kadının evlenmesine izin verebilir. 13<br />
Şunu belirtmek gerekir ki evlilik için aranan asgari yaş şu anda<br />
kadın ve erkek için eşit olsa da, uygulamada erken yaşta evlilikler<br />
hala görülmektedir ve çoğunlukla kız çocuklarını etkilemektedir.<br />
Medeni Kanun’a göre, evliliğe zorlanan kadın şikâyette bulunabilir;<br />
kadın ayrıca evliliğin ilk beş yılında evliliğin iptali için dava açma<br />
hakkına sahiptir. 14 Türk Ceza Kanunu çocuk yaşta evliliklere karşı<br />
özel bir yaptırım içermemektedir. 15 yaş ve altındaki bir çocuğa<br />
karşı işlenen cinsel saldırılar, mağdurun şikâyetine tabi olup suç<br />
sayılmaktadır. Ancak, şikâyette bulunma hakkı sadece çocuğa<br />
verilmekte, 15 ama çocuk da polise gitmenin doğurabileceği<br />
sonuçlardan korkabilmekte veya şikâyette bulunma hakkına sahip<br />
olduğunun çoğunlukla farkında olmamaktadır.<br />
Türkiye’de, sadece Nüfus Müdürlüklerinde kayıtlı olan resmi<br />
nikâhlar yasal olarak tanınmaktadır. Medeni Kanun’un 143’üncü<br />
maddesine göre, dini nikâh<br />
ancak resmi nikâhtan sonra<br />
kıyılabilir, Ceza Kanunu’nun<br />
230’uncu maddesine göre ise<br />
resmi nikâhın<br />
gerçekleşmesinden önce dini<br />
nikâh kıydıran kadın ve erkek<br />
iki ila altı ay hapse mahkûm<br />
Resmi nikah için yaş sınırı<br />
olduğundan, gayriresmi dini<br />
nikahlar yapılmaktadır. Dini<br />
nikahların yöntemi ise<br />
hukuki bir sorun teşkil<br />
etmektedir. (Devlet yetkilisi)<br />
edilmektedir. 16 Dini nikâhlar çok yaygın olup, bazı durumlarda<br />
çiftler önce resmi nikâh kıydırmamaktadır. Dini nikâhların resmi bir<br />
yürürlüğü yoktur ve aynı zamanda resmi nikâh yaptırmamış olan<br />
kadınların kanunlar çerçevesinde çok az hakkı bulunmaktadır.<br />
Kocanın ölümü halinde, dul kadın ve çocukları adamın malını miras<br />
alamamaktadır ve çiftin ayrılması durumunda kadın nafaka<br />
ödenmesi talebinde bulunamamaktadır.<br />
Nüfus Müdürlüklerinde kayıtlı olan resmi nikâhlar Belediye Başkanı<br />
veya görevlendirdiği yetkili tarafından kıyılırken, dini nikâhlar çoğu<br />
zaman bir imam ya da dini bilgiye sahip başka bir kişi önünde<br />
kıyılmaktadır. Çocuk yaşta evliliklerin çoğu bu yolla<br />
gerçekleşmektedir. Dini nikâhlarla ilgili resmi veri olmadığı için,<br />
Türkiye’deki çocuk evlilikleri ile ilgili doğru istatistiksel verilere<br />
ulaşmak mümkün değildir.<br />
AİLE PLANLAMASI VE ÜREME HAKLARI<br />
Türkiye’de, doğum kontrol yöntemlerine ve üreme sağlığı<br />
hizmetlerine erişim hakkı, Nüfus Planlama Kanunu’nda<br />
vurgulanmıştır. 17<br />
Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması (kısaca TNSA) 2008 verilerine<br />
göre, hâlihazırda evli olan 15-19 yaş kadınların yüzde 62,4’ü<br />
herhangi bir zamanda bazı aile planlama yöntemlerini kullanmış<br />
olup, yüzde 38,5’i modern bir doğum kontrol yöntemi<br />
kullanmıştır. 18 Araştırmanın yapıldığı tarihte evli olan 15-19 yaş<br />
kadınların yüzde 40,2’si herhangi bir aile planlama yöntemini<br />
kullanırken, sadece yüzde 17,6’sı modern yöntemler<br />
kullanmaktaydı. 19 Hem geleneksel hem de modern yöntemlerin en<br />
düşük kullanım oranına sahip olduğu yaş grubu ise en genç kadın<br />
grubu (15-19 yaş) olmuştur. 20<br />
Türkiye’de okutulan müfredat cinsel sağlık ve üreme sağlığı<br />
konularında yeterli bilgi sağlamamaktadır. Ayrıca, hem müfredat<br />
hem de Milli Eğitim Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen ek proje<br />
ve inisiyatifler sadece üreme sisteminin özelliklerine odaklanmakta<br />
olup, bu nedenle doğum kontrol yöntemleri ve üreme sağlığıyla<br />
ilgili diğer konularda ergenlerin bilgi ihtiyaçlarını<br />
karşılayamamaktadır. 21 Türkiye Gençlerde Cinsel Sağlık ve Üreme<br />
Sağlığı Araştırması 2007 verilerine göre, gençler (15-24 yaş grubu)<br />
cinsel sağlık ve üreme sağlığı hakkında bildiklerinin çoğunu<br />
arkadaşlarından ve yazılı ve görsel medyadan öğrenmektedir. 22<br />
2
Okullarda yeterli bilgi sağlanmadığından, arkadaşlardan ve<br />
medyadan alınan bilgiler gençleri istenmeyen gebelik ve HIV dâhil<br />
cinsel yolla bulaşan hastalıklar konusunda daha büyük bir riske<br />
sokabilmektedir.<br />
TÜRKİYE’DE ÇOCUK YAŞTA EVLİLİKLER<br />
Çocuk yaşta evlilik,<br />
Türkiye’de iyi araştırılmış<br />
bir sorun değildir. Ancak,<br />
son yıllarda konuyla ilgili<br />
kamu farkındalığı büyük<br />
ölçüde artmış, sivil toplum<br />
kuruluşları ve<br />
akademisyenler<br />
tarafından konuyla ilgili<br />
araştırmalar yapılmıştır.<br />
İlk olarak, bir Kadın STK’sı<br />
olan Uçan Süpürge<br />
tarafından Türkiye’de<br />
erken yaşta ve zorla<br />
yaptırılan evlilikler konusunda kapsamlı bir rapor yayınlanmıştır.<br />
Çocuk yaşta evliliklerin Türk medyasındaki görünürlüğü de<br />
artmıştır.<br />
Elde mevcut olan az sayıdaki araştırma gözden geçirildiğinde,<br />
çocuk yaşta evliliklerin Türkiye’nin tüm bölgelerinde gerçekleştiği,<br />
ancak bölgesel bir farklılaşmanın da olduğu ortaya çıkmaktadır.<br />
Çocuk yaşta çocuk doğurma olgusunun (ki çocuk yaşta evliliği<br />
temsil eden bir olgu olarak görülmektedir) en çok görüldüğü bölge<br />
Orta ve Doğu Anadolu (%10) iken, en düşük görüldüğü yer Doğu<br />
Karadeniz Bölgesi’dir (%3). 23 Kırsal alanlardaki gençlerin (20 yaşın<br />
altı) çocuk doğurmaya başlamış olma olasılığı, kentsel alanlarda<br />
yaşayan akranlarına göre daha yüksektir (%9’a karşılık %5). 24<br />
2009’da, Türkiye Büyük Millet Meclisi Kadın ve Erkek Fırsat Eşitliği<br />
Komisyonu, Türkiye’deki çocuk evlilikleri sorununa ışık tutmak için<br />
“Erken Yaşta Evliliklerin İncelenmesine Dair Alt Komite”<br />
kurmuştur. Alt Komite, Türkiye’nin dört ilinde gerçekleştirilen<br />
araştırmalardan, akademisyenlerden, kamu görevlilerinden ve STK<br />
aktivistlerinden aldığı bilgilere dayanarak Erken Yaşta Evlilikler<br />
konulu bir rapor yayınlamıştır. 25 Söz konusu raporda, çocuk yaşta<br />
evlilik sorununun cinsiyetler arası eşitsizlikle ve ayrıca kız<br />
çocuklarının eğitimleriyle bağlantılı olduğu kabul edilmiştir. Eğitim,<br />
kız çocuklarının geleneklere meydan okumasına olanak vererek<br />
evliliğin ertelenmesini sağlamaktadır. Bunun aksine, kızlarını okula<br />
göndermeyen aileler, henüz çok küçük yaşlardayken kız çocukları<br />
için evlilikler ayarlama eğilimindedir. Evlilik ve nişanlılık ilkokulda<br />
20 günden fazla devamsızlık yapmak için istisnai sebepler arasında<br />
sayıldığından, bu tür devamsızlıkların ne kadar sık gerçekleştiğini<br />
gösteren kayıtlar mevcuttur. Bu istatistikler, kız çocuklarının çocuk<br />
yaşta evliliklerden erkek çocuklarına göre daha fazla etkilendiğini<br />
göstermektedir: E-okul verilerine göre, Mart 2008 – Mart 2009<br />
dönemi için,<br />
Toplumsal zihniyet dönüşümü<br />
sağlamanın zor olmasının nedeni, kız<br />
çocuklarının erken yaşta<br />
evlendirilmesinin toplumca<br />
meşrulaştırılmasıdır. Kızlar oğlanlara<br />
göre daha dezavantajlı konumlarda<br />
olduğundan, onları korumak için<br />
gerekli tebdirleri almalıyız. Erken<br />
yaştaki evliliklerin erkek<br />
çocuklarındansa kız çocuklarının<br />
haklarını ihlal etme olasılığı daha<br />
yüksek olduğundan, kız çocuklarının<br />
farkındalığını da arttırmalıyız.<br />
(devlet görevlisi)<br />
Ülke genelinde belirlenmiş bir<br />
ulusal gündem yok; ancak<br />
STK’lar erken evlilikler<br />
konusunda halkın<br />
farkındalığını arttırmıştır.<br />
Kamu yetkilileri de konuyla<br />
ilgili endişe duyduğundan,<br />
etkili ve kapsamlı bir ülke<br />
stratejisi geliştirmenin zamanı<br />
çoktan gelmiştir. (Kadın<br />
Hakları Savunucusu)<br />
evlilik/nişanlılık<br />
sebebiyle<br />
devamsızlık yapan<br />
kız çocuklarının<br />
sayısı 675, erkek<br />
çocukların sayısı ise<br />
sadece 18<br />
olmuştur. 26<br />
TBMM Kadın ve<br />
Erkek Fırsat Eşitliği<br />
Komisyonu Erken<br />
Yaşta Evlilikleri<br />
Araştırma Alt Komisyonuna göre, çocuk yaşta evliliğin sebepleri de<br />
değişiklik göstermektedir, ancak ekonomik yoksunluk, geleneksel<br />
ve dini inançlar, eğitimsizlik, evde aile içi şiddetten kaçma arzusu<br />
ve sosyal baskılar temel sebepler arasında yer almaktadır. 27<br />
Bazı aileler kız çocuklarını sosyoekonomik bir yük olarak<br />
görmektedir. Geleneksel ve ataerkil görüşlere sahip yoksul aileler,<br />
kızlarını evlendirmeyi beslemek zorunda oldukları kişi sayısının<br />
eksilmesi ve başlık parası olarak görmektedir. Türkiye’de başlık<br />
parası yasal olmasa da, TNSA’ya göre, evlenen kadınların<br />
%14,6’sının ailesi başlık parası almıştır; bu da geleneğin hala<br />
devam ettiğini göstermektedir. 28 Başlık parası uygulamasının<br />
yaygınlığı, kadınların eğitim düzeyinden etkilenmektedir. Başlık<br />
parasının en yaygın olduğu (%40) grup, hiç bir eğitim almamış veya<br />
ilkokulu bitirmemiş olan kadınlar olmuştur. 29<br />
Kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmesi uygulaması ayrıca<br />
ataerkil anlayıştan,<br />
göreneklerden ve<br />
geleneklerden de<br />
kaynaklanmaktadır.<br />
Bazı aileler, çocuk<br />
yaşta evliliğin kız ve<br />
ailesinin namusunu<br />
koruduğuna, zira kızın<br />
bekâretini evlenmeden<br />
kaybetmesine ve evlilik<br />
Ailem kimseye güvenmez.<br />
Kızların erkeklerden daha erken<br />
evlendirilmesi gerektiğine<br />
inanırlar. Kızların korunması<br />
gerektiğini, evliliğinse onları<br />
koruyacağını düşünüyorlar.<br />
(Çocuk eş, 18)<br />
dışı cinsel ilişkiye girmesine engel olduğuna inanmaktadır. Kız<br />
çocuklarının evlendirilmesini meşrulaştırmak için kullanılan<br />
ifadeler, genç yaşta evlendirme yönündeki sosyal baskının ve<br />
ataerkil anlayışın dile ne kadar girmiş olduğunu, cinsiyet<br />
eşitsizliğini nasıl körüklediğini göstermektedir. 30 “Onbeşinde kız, ya<br />
erde gerek ya yerde” ve “kız beşikte çeyizi sandıkta” gibi deyişler,<br />
kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmesinin kaçınılmazlığının dile<br />
nasıl yansıdığını gözler önüne sermektedir. 31<br />
Çocuk yaşta evliliklerin büyük çoğunluğu görücü usulü ve ailenin<br />
kararına dayalı olsa da, bazı durumlarda çocukların kendileri de<br />
evlenmeye karar verebilmektedir. Evde şiddet ve baskı görmek,<br />
evdeki anlaşmazlıklar, erken yaşta anne ve/veya babanın<br />
kaybedilmesi ve/veya üvey anne veya baba bakımına girmek,<br />
çocukların evliliği bir çözüm ve kurtuluş yolu olarak görmelerine<br />
neden olabilmektedir. 32 Bu gibi durumlarda, genç kızlar görücü<br />
usulü evlendirilmeyi kabul edebilmekte veya kaçmak için kendileri<br />
evlenmeyi tercih edebilmektedir.<br />
Aile planlaması ve üreme sağlığı hakkında bilgili olunmaması<br />
nedeniyle, çoğu zaman çocuk yaşta evlilik ergen yaşta gebelik ve<br />
annelik anlamına gelmektedir. 2008 TNSA sonuçları, genç (20<br />
yaşından küçük) annelerin düşük yapma, ölü doğum yapma ve<br />
doğumla ilişkili sorunlardan hayatını kaybetme olasılığı yetişkin<br />
kadınlara oranla daha yüksektir. 33 Ayrıca, erken yaşta çocuk<br />
doğurmak, çocuk eşin eğitim ve iş olanaklarına erişimini<br />
engellemektedir. 34<br />
Türkiye’de çocuk yaşta evlilik yapan kız çocukları çoğunlukla<br />
kendilerinden yaşça büyük erkeklerle evlenmektedir. Türkiye’de,<br />
kadınlar ve eşleri arasındaki ortalama yaş farkının en büyük olduğu<br />
grup genç kadınlar, özellikle de 20 yaşın altındaki kadınlardır (6,6<br />
yıl). 35 Yaşça büyük erkeklerin HIV dâhil cinsel yolla bulaşan<br />
hastalıkları taşıma riski genç erkeklere oranla çok daha yüksektir,<br />
zira muhtemelen daha fazla cinsel deneyime sahiptirler. Ek olarak,<br />
aradaki yaş farkının büyük olması kadının güvenli seks ve doğum<br />
kontrol yöntemi kullanma konusundaki pazarlık gücünü<br />
zayıflatmaktadır. 36 Bu iki faktör nedeniyle, 15-19 yaş grubundaki<br />
evli kadınlara HIV bulaşma riski daha büyük yaş gruplarındaki<br />
kadınlara kıyasla daha yüksektir.<br />
3
Erken yaşta<br />
evlenen kadınlar<br />
ayrıca daha geç<br />
yaştaki<br />
hemcinslerine göre<br />
fiziksel ve cinsel<br />
şiddete karşı daha<br />
savunmasızdır.<br />
Türkiye’de Kadına<br />
Yönelik Aile İçi<br />
Şiddet<br />
Araştırmasına<br />
Kocam evde her zaman kaynanamın<br />
sözünü dinliyor. Kimse benim<br />
isteklerimi düşünmüyor. Kaynanamın<br />
ben çocuk olduğum için oğlunu benle<br />
evlendirmek istediğini biliyorum.<br />
Çocuk olduğumdan, onların<br />
kurallarına kolayca uyacağımı<br />
düşündüler. Erken yaşta evlilik<br />
erkekler için değil, kızlar içn zararlı.<br />
(Çocuk Hakları Savunucusu)<br />
(2008) göre, evlenmiş kadınlar arasında son oniki aylık dönemde<br />
eşlerinden fiziksel ve cinsel şiddet görmüş olanların en fazla<br />
olduğu (%21) grup, en genç kadınlardan (15-24 yaş) oluşan grup<br />
olmuştur. 37<br />
Çocuk yaşta evlenen kız çocukları genellikle kocalarının aileleriyle<br />
birlikte yaşamaktadır. Bu kızlar nadiren eğitimlerine devam<br />
etmekte veya iş bulmaktadır, zira damadın anne-babası çoğu<br />
zaman bu tür şeyleri desteklememektedir. Bu evliliklerin çoğunda<br />
özgürlük kısıtlanmıştır. Hanehalkı içindeki kararlar çoğu zaman<br />
kayınbaba/anne tarafından verilmekte, genç çiftin bu kararlara<br />
etki etme gücü bulunmamaktadır.<br />
ÇOCUK EVLİLİKLERİYLE MÜCADELEDE İYİ<br />
UYGULAMALAR<br />
Mevzuatta cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırılması. 2002’de<br />
Türk Medeni Kanunu’nda (Türkiye’de kadın hareketlerinin<br />
gösterdiği çabaların izinde) yapılan değişiklikler kadın ve erkek<br />
arasındaki kanuni yaş farkını ortadan kaldırmıştır. Daha önceki<br />
Medeni Kanun’da evlilik için asgari yaş sınırı kadınlar için 15,<br />
erkekler için 17 iken, yeni Medeni Kanun’da yaş sınırı hem kadın<br />
hem erkek için 17 olarak değiştirilmiştir. Yine de, kız çocuklarının<br />
erken yaşta evlendirilmesine veya kanunun uygulamasında<br />
cinsiyetler arası gözetilen farklara karşı bu mevzuatta hiç bir<br />
yaptırım bulunmamaktadır.<br />
Türkiye Büyük Millet Meclisinde Sorunun Kabulü. 2009’da,<br />
Türkiye Büyük Millet Meclisi Kadın ve Erkek Fırsat Eşitliği<br />
Komisyonu “Erken Evlilikleri Araştırma Alt Komisyonu”nu kurmuş,<br />
kurulan bu yeni alt komisyon ise konuyu bir sosyal sorun olarak<br />
soruşturmak suretiyle “Erken Yaşta Evlilikler” başlıklı bir rapor<br />
yayınlamıştır. Komite aynı zamanda 2012 yılında “Toplumsal<br />
Cinsiyet Açıcından Anayasa” başlıklı yeni bir rapor da yayınlamıştır.<br />
Her iki rapor da asgari kanuni evlilik yaşı konusunda Medeni Kanun<br />
ile Çocuk Koruma Kanunu arasındaki farklılıkların giderilmesi<br />
yönündeki ihtiyacı vurgulamış ve tüm ilgili kanunlardaki çocuk<br />
tanımının yenilenmesini önermiştir.<br />
İlköğretimde cinsiyet eşitliğinin iyileştirilmesi. BM Çocuk Fonu<br />
(UNICEF) ve T.C. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından 2003-2010<br />
yılları arasında gerçekleştirilen Haydi Kızlar Okula! Kampanyası,<br />
ülke genelinde ilkokula kayıtlarda kız-erkek eşitliğini iyileştirmiştir.<br />
Kız ve erkek çocukların ilkokula kayıt yaptırma oranları arasındaki<br />
fark Kampanyanın ilk başlatıldığı 2003 yılında yüzde 7,15’ken,<br />
2008 ve 2009 yılları arasında yüzde 1,02’ye düşmüştür. 38<br />
Kampanya sayesinde, 200.000 kız çocuğu ilkokula kayıt<br />
yaptırmıştır. Kampanya sonucunda okula kaydolan kız çocuklarının<br />
hangi yaşlarda evlendiklerine dair elde veriler olmasa da, bu<br />
kızların en erken 14 yaşında evlenebilecekleri (zira kampanya<br />
döneminde ilköğretimi bitirme yaşı 14 idi) göz önüne alınmalıdır.<br />
STK’lar ve Çocuk Hakları Savunucuları tarafından yürütülen<br />
kampanya ve projeler. Sosyal Demokrasi Vakfı 2008-2010 yılları<br />
arasında çocuk evliliklerine karşı bir kampanya yürütmüştür.<br />
Kampanya bünyesinde, TBMM’de erken yaşta evlilikleri incelemek<br />
üzere bir araştırma komisyonu kurulması için dilekçe verilmiştir.<br />
Ayrıca, yerel yetkililerle ve paydaşlarla işbirliği içinde İzmir,<br />
Diyarbakır, Şanlıurfa, Batman, Mardin ve Balıkesir’de, çocuk yaşta<br />
evlilikler konusunda kamu farkındalığını arttırmaya yönelik<br />
toplantılar düzenlenmiştir. 2010’da, çocuk yaşta evlilikle ilgili bir<br />
diğer proje de, kadın hakları için çalışan bir STK olan Uçan Süpürge<br />
tarafından Türkiye’nin 54 ilinde gerçekleştirilmiştir. ‘Çocuk<br />
Gelinler: Yıkıcı Gelenekler Ataerkil Sosyal Mirasın Mağdurları” adlı<br />
proje uzmanlarla yapılan toplantıları, erken evliliklerle ilgili film<br />
gösterimlerini, çocuk yaşta evlenmiş kadınlarla yapılan tartışma ve<br />
röportajları ve TV programlarına katılımı içermiştir. 39 2010’da,<br />
insan hakları, kadın ve çocuk hakları ve üreme hakları ile ilgili<br />
çalışmalar yürüten bir STK olan Uluslararası Çocuk Merkezi bir<br />
“Çocuğa Yönelik Şiddeti Bildirme ve İzleme Haritası”<br />
oluşturmuştur. 40 Çocuğa yönelik şiddetle ilgili diğer haberler<br />
arasında, erken yaşta ve zorla yaptırılan evliliklerle ilgili haberler<br />
de bu harita sayesinde Ağustos 2011 tarihinden itibaren<br />
toplanmaya başlanmıştır. Çocuklara Yönelik Ticari Cinsel<br />
Sömürüsüyle Mücadele Ağı ise 2012 yılında “Gelin<br />
Göndermeyelim” adlı bir kampanya başlatmıştır. Kampanya, kız<br />
çocuklarının erken yaşta evlendirilmesine son verilmesi için imza<br />
toplamış ve çocuk gelinlerin başlık parası için cinsel ve ticari olarak<br />
sömürüldüğü gerçeğine odaklanmıştır. Bu kampanya ve projeler,<br />
Türkiye’de çocuk evliliklerinin görünürlüğünün arttırılmasına<br />
yardımcı olmuştur.<br />
4
BAŞLICA NOKTALAR ALINTILAR<br />
Medeni Kanun’a göre 17 yaşındaki iki kişi evlilik akdine girebilse<br />
de, evlilikler daha küçük yaşlarda gerçekleşmektedir. Kanunların<br />
uygulaması, çocuk yaşta evliliklerin önlenmesinde etkili<br />
olamamaktadır.<br />
Türkiye Büyük Millet Meclisi erken yaşta evlilikleri toplumsal bir<br />
sorun olarak kabul etmiştir; ancak, çocuk tanımı Çocuk Koruma<br />
Kanunu’nda (18 yaşını doldurmamış bireyler olarak<br />
tanımlanmaktadır), Ceza Kanunu’nda (bazı maddelerde 18 yaşını<br />
doldurmamış, bazılarında ise 15 yaşını doldurmamış birey olarak<br />
tanımlanmaktadır) ve Türk Medeni Kanunu’nda (evlilik için yasal<br />
asgari yaşı 17 olarak tanımlamaktadır) hala farklı şekillerde yer<br />
almaktadır.<br />
Yasal açıdan, medeni nikâh kıyılmadan dini nikâhın kıyılmasına<br />
izin verilmese de (Medeni Kanun, Madde 143), uygulama<br />
Türkiye’de yaygındır. Erken evliliklerin çoğu resmi olmayan dini<br />
nikâhlar biçimindedir. Dini nikâhlar kaydedilmediğinden, çocuk<br />
yaşta evlilikler hakkında doğru istatistiksel verilere ulaşmak<br />
mümkün değildir.<br />
Doğum kontrolü ile ilgili bilgi eksikliği yüzünden, Türkiye’de<br />
erken evlilikler erken annelikle sonuçlanmaktadır. Hem<br />
geleneksel hem de modern doğum kontrol yöntemlerinin en az<br />
kullanıldığı grubun 15-19 yaş grubu olması, ergen kız çocukları<br />
arasında üreme sağlığıyla ilgili farkındalığını arttırılması<br />
gerektiğini göstermektedir.<br />
Çocuk yaşta evlilik, ülkenin tüm bölgelerinde yaygın olan bir<br />
toplumsal sorundur ve temel olarak kızları etkilemektedir.<br />
Geleneklerle ve değerlerle yoğrulmuş olan cinsiyet eşitsizliği,<br />
yoksulluğun artması ve eğitimsizlik sonucunda artmakta, kız<br />
çocuklarının erken yaşta evlendirilmeleriyle sonuçlanmaktadır.<br />
Türkiye’de kanunlar erken yaşta evliliğe izin vermektedir.Medeni<br />
Kanun, hakim izniyle 16 yaşındaki çocukların evlenmelerini<br />
desteklemektedir. Hakimlerin çoğu eril bir zihniyete sahip<br />
olduğundan, 16 yaşındaki kız çocuklarının evlenmelerine izin<br />
vermektedirler. Uygun evlenme yaşı hakimin kararına bağlı<br />
olmamalı, bu konuda mevzuat izlenmelidir. (Kadın Hakları<br />
Savunucusu)<br />
Mevcut yasalar nedeniyle, çocuk yaşta evlilikleri önlemek<br />
mümkün olmamaktadır. Farklı çocuk tanımları yasalardan<br />
çıkarılmalıdır. Evlilik yaşı, BM Çocuk Hakları Sözleşmesi olduğu<br />
gibi mevzuatta 18 olarak belirlenmelidir. Çocuğun nişanlanması ve<br />
evlenmesi, Ceza Kanunu’nda da suç olarak tanımlanmalıdır.<br />
(Çocuk Hakları Savunucusu)<br />
18 yaşın altındaki bireylerce yapılan evliliklerle ilgili veri<br />
toplanması noktasında zoluklar bulunmaktadır. Türkiye İstatistik<br />
Kurumu evliliklerle ilgili istatistikleri Nüfus Müdürlüklerinden<br />
almaktadır. Nüfus Müdürlükleri gayriresmi dini nikahları kayıt<br />
altına almadığından, 14-15 yaş çocukların yaptığı evliliklerle ilgili<br />
istatistiklerden söz etmek mümkün değildir. Gayriresmi evlilikleri<br />
kayıt altına almak için bir yol bulunmalı ve erken evlilikler<br />
hakkında doğru istatistiksel verilerin toplanması sağlanmalıdır.<br />
(Akademik)<br />
Ergenlerin üreme sağlığı ile ilgili farkındalıklarını arttırmak, erken<br />
yaşta yapılan evliliklere karşı alınabilecek önleyici tedbirlerden<br />
biridir. Ergenler daha nitelikli cinsel sağlık ve üreme sağlığı<br />
hizmetlerine erişebilmelidir. Bu amaçla, kısa süre önce Türkiye’de<br />
“Gençlik Danışma ve Sağlık Hizmetleri Merkezleri” açılmıştır.<br />
(Devlet görevlisi)<br />
Liseye gitmek istiyordum, ama babam izin vermedi. Evlenmem ve<br />
evde kalmam gerektiğini söyledi. O zamanlar erkek kardeşim<br />
okula gidiyordu. Neden ben 15’imde evlendim de o 20’lerinde<br />
evlendi? Biliyorum, hepsi kız olduğum için. (Çocuk eş, 22)<br />
5
VERİLERE GENEL BAKIŞ<br />
Toplam nüfus (2011): 74,724,269 (2011) 41<br />
Doğumda ömür beklentisi (2011): 74,6 yıl (2011 tahm.). 42<br />
2011 itibariyle doğumda beklenen ortalama ömür: erkeklerde 71,5; kadınlarda 76,1. 43<br />
2011 itibariyle 15 yaşın altındaki nüfusun yüzdesi: %25,3 (toplam 18.886.575). 44<br />
2011 itibariyle 15-19 yaş nüfusun yüzdesi: % 8,45 (tolam 6.317.583). 45<br />
Ulusal yoksulluk sınırının altında yaşayan nüfus (2010): % 18 46<br />
İşsizlik oranı (2012): % 9 47<br />
Gençlerde okuryazarlık oranı (erkeğe oranla kadınlardaki<br />
oran,<br />
% 98 (2009).<br />
ages 15-24):<br />
48<br />
Kişi başı sağlık harcaması/yıl (2010): 678 US$. 49<br />
Başlıca etnik gruplar: Türk, Kürt 50<br />
Başlıca dinler (2009): İslam, Hıristiyanlık, Yahudilik 51<br />
Başlıca (en çok konuşulan) diller: Türkçe (resmi dil), 52 Kürtçe 53<br />
ÇOCUK YAŞTA EVLİLİK İSTATİSTİKLERİ<br />
Tablo 1 Gelinin ve damadın yaşına göre evlilikler (2010) 54<br />
2010’da<br />
gerçekleşe<br />
n toplam<br />
evlilik<br />
sayısı<br />
15 yaş<br />
altı<br />
Gelinin yaşı (yıl) Damadın yaşı (yıl)<br />
19’a kadar<br />
15 yaş<br />
altı<br />
19’a kadar<br />
582715 yok 134874 (%23) yok 14824 (%0,02)<br />
Tabl0 2 İlk Evlilik Yaşı (2008) 55<br />
İlk Evlilikte Yaş % Kadınların Sayısı<br />
25 13,3 1.822.257<br />
Erkeklerin ilk evlenme yaşı ile ilgili veri mevcut değildir.<br />
� TSNA’ya göre, 15-49 yaş kadınlarda ilk evlilik için ortalama yaş 20,8 olup, bu da söz konusu yaş grubundaki kadınların yarısının bu<br />
yaştan önce evlendiğini göstermektedir. 56 Erkeklerde ilk evlilik için ortalama yaşa dair veri bulunmamaktadır.<br />
� 15-19 yaş arası kadınlar için yaşa özel doğurganlık oranı 35’tir. 57<br />
� 15-19 yaşındaki tüm kadınların yaklaşık yüzde 4’ü en az bir doğum yapmıştır. 15-19 yaş grubundaki evli kadınların yaklaşık yüzde<br />
40,8’i en az bir çocuk doğurmuştur. 58<br />
� Evlilik yapmış 15-19 yaş arası kadınların yaklaşık yüzde 2,9’u indüklenmiş (istemli) düşük yapmıştır. 59<br />
Tablo 3 Yirmi Yaş altı Gebelik ve Annelik (2008) 60<br />
Yaş Grubu<br />
Yaşı<br />
Canlı doğum yapmış<br />
olanlar (%)<br />
Canlı doğum yapmış<br />
olanlar (%)<br />
İlk çocuğuna<br />
hamile olanlar<br />
(%)<br />
İlk çocuğuna<br />
hamile olanlar (%)<br />
Çocuk doğurmaya<br />
başlamış olanlar<br />
(%)<br />
15-19 4 2 6<br />
Çocuk doğurmaya<br />
başlamış olanlar<br />
(%)<br />
15 0,4 0,0 0,4<br />
16 1,7 0,5 2,2<br />
17 1,3 3,1 4,4<br />
18 6,6 3,1 9,7<br />
19 9,4 3,5 12,9<br />
Ölü doğumlarla ilgili yaşa özel veriler mevcut değildir.<br />
6
NOTLAR VE REFERANSLAR<br />
1 “Bu Sözleşme uyarınca, çocuğa uygulanabilecek olan kanuna<br />
göre daha erken yaşta reşit olma durumu hariç, onsekiz yaşına<br />
kadar her insan çocuk sayılır." BM Çocuk Haklarına dair Sözleşme<br />
(1989): http://www2.ohchr.org/english/law/crc.htm (erişim tarihi:<br />
29 Mayıs 2012).<br />
2 Türkiye Büyük Millet Meclisi Kadın ve Erkek Fırsat Eşitliği<br />
Komisyonu (2009) Erken Yaşta Evlilikler Hakkında Alt Komisyon<br />
Raporu, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Ankara, s.33.<br />
3 A.e.<br />
4 Uçan Süpürge (2011) Erken Evlilikler Politika Notu, Uçan Süpürge,<br />
Ankara, s.8.<br />
5 A.e.<br />
6 A.e., s. 9.<br />
7 Türkiye Cumhuriyeti Çocuk Koruma Kanunu. Madde 3.<br />
8 Türk Medeni Kanunu. Madde 11.<br />
9 Türk Ceza Kanunu. Madde 6, 103 ve 104.<br />
10 222 Sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanununda Yapılan Değişiklikler<br />
11 Nisan 2012 tarih ve 28261 sayılı Resmi Gazete’de<br />
yayınlanmıştır.<br />
11 Türk Medeni Kanunu. Madde 124.<br />
12 21 Sayılı Genel Görüşünde (1994), Kadına Yönelik Ayrımcılığı<br />
Önleme Komisyonu evlilik için asgari yaşın hem kadın hem de<br />
erkek için 18 olması gerektiği değerlendirmesini yapmıştır,<br />
http://www.un.org/womenwatch/daw/cedaw/recommendations/<br />
recomm.htm#recom21 (erişim tarihi: 30 Temmuz 2012). Çocuk<br />
Hakları Komitesi de 2003’te (4 no.lu Genel Görüş) kadın ve erkek<br />
için minimum evlilik yaşının 18 olması gerektiğini belirtmiştir,<br />
http://tb.ohchr.org/default.aspx?Symbol=CRC/GC/2003/4 (erişim<br />
tarihi: 30 Temmuz 2012).<br />
13 Türk Medeni Kanunu. Madde 124. 2002’deki değişikliklerden<br />
önce, evlilik için asgari yaş erkekler için 15’e ve kadınlar için 14’e<br />
indirilebiliyordu.<br />
14 Türk Medeni Kanunu. 148-152. Maddeler.<br />
15 Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 01/05/2007 tarihli 2007/3649 E.<br />
2007/3120 K. sayılı kararı. Türkiye Büyük Millet Meclisi Kadın ve<br />
Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu (2009) tarafından alıntılanmıştır,<br />
a.g.e., s. 8.<br />
16 Türk Medeni Kanunu. Madde 143. Türk Ceza Kanunu. Madde<br />
230.<br />
17 1965’te kabul edilen ilk Nüfus Planlama Kanunu 1983’te<br />
değiştirilmiş, yeni yasaya aile planlama hizmetlerini iyileştirmeye<br />
yönelik çeşitli tedbirler eklenmiştir.<br />
18 Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü (2009). Türkiye<br />
Nüfus ve Sağlık Araştırması, 2008, Hacettepe Üniversitesi Nüfus<br />
Etütleri Enstitüsü, Ankara, s.78. TNSA, 10.525 hanehalkından<br />
oluşan, olasılık temelli bir temsili örneklem üzerinde<br />
gerçekleştirilmiştir: Üreme çağında olup evlenmiş 8.003 kadın (15-<br />
49).<br />
19 A.e., s.79.<br />
20 A.e.<br />
21 Özcebe H. (2009) “Okullarda Sağlık Hakkı” Tüzün, I (ed.) Eğitim<br />
Hakkı ve Eğitimde Haklar. Uluslararası İnsan Hakları Belgeleri<br />
Işığında Ulusal Mevzuatın Değerlendirilmesi, Yelken Yayınları,<br />
İstanbul, s.249.<br />
22 Özcebe H. ,Ünalan T. , Türkyılmaz S., Coşkun Y. (2007) 2007<br />
Türkiye Gençlerde Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Araştırması Ana<br />
Raporu, UNFPA, Ankara, s.167.<br />
23 Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü (2009), a.g.e.,<br />
s.74.<br />
24 A.e.<br />
25 Türkiye Büyük Millet Meclisi Kadın ve Erkek Fırsat Eşitliği<br />
Komisyonu (2009), a.g.e., s.1. Bu dört il Kırıkkale, İzmir, Şanlıurfa<br />
ve Diyarbakır’dır.<br />
26 A.e., s.17.<br />
27 A.e., s.13.<br />
28 Yüksel-Kaptanoğlu İ, Ergöçmen B., (2011) “Geleneksel Evlilikler”,<br />
Türkiye Büyük Millet Meclisi Kadın ve Erkek Fırsat Eşitliği<br />
Komisyonu, Çocuk cinsiyeti nedeniyle kadın üzerinde oluşturulan<br />
psikolojik şiddet, başlık parası ve geleneksel evlilikler hakkında<br />
komisyon raporu, Yayın No: 5, Ankara, s.67.<br />
29 A.e., s.68.<br />
30<br />
Doğan S. (2011) Çocuk Gelinler, Uçan Süpürge Yayınları, Ankara,<br />
s.22.<br />
31<br />
Doğan S. (Uçan Süpürge), 08/06/2009 tarihli Altkomite<br />
Toplantısının Tutanakları, Türkiye Büyük Millet Meclisi Kadın ve<br />
Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu (2009) içinde, a.g.e., s. 14.<br />
32<br />
A.e.<br />
33<br />
Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü (2009), a.g.e.,<br />
s.73<br />
34<br />
A.e.<br />
35<br />
A.e., s.187.<br />
36<br />
Clark S., Bruce J., Dude A. (2006) “Protecting Young Women<br />
from HIV/AIDS: The Case against Child and Adolescent Marriage,”<br />
International Family Planning Perspectives, Cilt.32, No.2, s.79.<br />
37 Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Kadının Statüsü Genel<br />
Müdürlüğü, Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü , ICON<br />
Institute Public Sector GmbH ve BNB Danışmanlık (2009)<br />
Türkiye’de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet, Elma Teknik Basım,<br />
Ankara, s.48.<br />
38 Otaran N., Uluç Ö.F (2011) “The Girls Education Campaign,”<br />
Educating Women and Girls, E journal USA, US Department of<br />
State/Bureau of International Information Programs, Cilt 15, Sayı<br />
12, s.23-24; erişim için:<br />
http://photos.state.gov/libraries/america/475/pdf/EducatingWo<br />
menandGirls_Vol15_No12.pdf (erişim tarihi: 12 Ağustos 2012).<br />
39<br />
Projeyle ilgili ayrıntılı bilgi için:<br />
http://www.ucansupurge.org/english/index2.php?Id=44.<br />
40 Bu bildirim ve izleme aracı, “Çocuk Hakları İzleme ve Raporlama<br />
Web Sitesi” aracılığıyla toplanan raporlar sayesinde yaratılmıştır.<br />
Söz konusu internet sitesi iyi uygulamaları ve günlük olayları<br />
medyadan takip ederek Türkiye’deki takipçilerine ve tüm<br />
paydaşlara Türkiye’de Çocuk Haklarına dair Sözleşmenin<br />
uygulanması ile ilgili bilgi vermekte ve ilgili literatürü sunmaktadır.<br />
http://www.cocukhaklariizleme.org/.<br />
41 TUİK (2011) 2011 için yaş grubuna ve cinsiyete göre nüfus.<br />
http://www.TUİK.gov.tr (erişim tarihi: 6 Ağustos 2012).<br />
42<br />
TUİK (2011) Doğumda beklenen yaşam süresi:<br />
http://www.TUİK.gov.tr (erişim tarihi: 6 Ağustos 2012).<br />
43 A.e.<br />
44 TUİK (2011) 2011 yılı için yaş grubuna ve cinsiyete göre nüfus,<br />
a.g.e.<br />
45 A.e.<br />
7
46 TUİK (2010) Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması:<br />
http://www.TUİK.gov.tr (erişim tarihi: 7 Ağustos 2012).<br />
47 TUİK (2012) İşgücü İstatistikleri: http://www.TUİK.gov.tr (erişim<br />
tarihi: 7 Ağustos 2012).<br />
48<br />
Dünya Bankası (2012) Türkiye:<br />
http://data.worldbank.org/indicator/SE.ADT.1524.LT.FM.ZS<br />
(erişim tarihi: 7 Ağustos 2012).<br />
49 A.e.<br />
50 Levinson D. (1998) Ethnic Groups Worldwide: A Ready Reference<br />
Handbook, Oryx Press, Phoenix, Arizona, s.291.<br />
51 United States Department of State, Bureau of Democracy,<br />
Human Rights and Labor (2011) International Religious Freedom<br />
Report: <strong>Turkey</strong>: http://turkey.usembassy.gov (erişim tarihi: 10<br />
Ağustos 2012).<br />
52 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası. Madde 3.<br />
53 Central Intelligence Agency (2012) The CIA World Fact Book:<br />
<strong>Turkey</strong> https://www.cia.gov/library/publications/the-worldfactbook/geos/tu.html<br />
(erişim tarihi: 31 Ağustos 2012).<br />
54 TUİK (2011) Evlenme ve Boşanma İstatistikleri 2010, Türkiye<br />
İstatistik Kurumu Yayın Dairesi, Ankara, s.18.<br />
55 Yüksel-Kaptanoğlu İ, Ergöçmen B., (2011), a.g.e., s.66.<br />
56 Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü (2009), a.g.e.,<br />
s.109..<br />
57 A.e., s.60. Yaşa özel doğurganlık hızı, belli bir yaş grubundaki<br />
kadınların, söz konusu yaş grubundaki her 1000 kadın için<br />
gerçekleştirdiği doğum sayısı olarak ifade edilmektedir.<br />
58 A.e.,.s.68.<br />
59 A.e., s.97.<br />
60 A.e., s.73.<br />
8
ANA MESAJLAR<br />
Bir kız çocuğu evliliği geciktirdiğinde, herkes fayda sağlar. Geç<br />
evlenen kız çocuğunun okula devam etme, çalışma ve elde ettiği<br />
geliri tekrar ailesine yatırma olasılığı daha yüksektir. Özellikle, geç<br />
yaşta evlenen kız, çocuk yapıp yapmayacağına, ne zaman ve kaç<br />
çocuk doğuracağına karar vermek için daha yetkindir. Kız<br />
çocuklarına yatırım yapıldığında, bundan herkes fayda sağlar: kız<br />
çocuklarının aileleri, içinde yaşadıkları toplumlar ve daha da<br />
önemlisi, kız çocuklarının kendileri.<br />
Çocuk yaşta evlilik konusunda bir şey yapmamanın maliyeti çok<br />
yüksektir. Politika oluşturanların, parlamenterlerin, toplumların,<br />
ailelerin ve gençlerin bu sorunu derhal ele almalarının zamanı<br />
gelmiştir. Gelin istenmeyen gebeliklerin olmadığı, her doğumun<br />
güvenli olduğu ve her gencin tam potansiyeline ulaşabildiği bir<br />
dünya kuralım. Bırakalım kız çocukları kız çocuk olarak kalsın.<br />
Çocuk yaşta evlilik kız çocuklarının haklarını ihlal etmekte, onları<br />
çocukluklarından mahrum bırakmakta, eğitimlerini aksatmakta,<br />
sağlıklarını tehlikeye atmakta ve ellerindeki olasılıkları<br />
sınırlandırmaktadır. Çocuk yaşta evliliğe dair öne sürülebilecek<br />
hiçbir kültürel, dini veya ekonomik gerekçe, bu evliliklerin genç<br />
kızlara ve potansiyellerine verdiği zararı haklı gösteremez. Bir kız<br />
çocuğu ne zaman ve kiminle evleneceğini seçme hakkına sahip<br />
olmalıdır. Anne babalar çocukları için en iyisini isterler ve kız<br />
çocuklarının tercihlerini ve evlilikle ilgili kararlarını<br />
desteklemelidirler.<br />
UNFPA, savunmasız durumdaki evli kız çocuklarının ihtiyaçlarını ele<br />
alan, geçim kaynaklarına, sosyal destek ve cinsel sağlık ve üreme<br />
sağlığını da içeren sağlık programlarına erişim sağlayan kapsamlı<br />
programlarla toplumun her düzeyinde hükümetlerle ve ortaklarla<br />
çalışmaktadır. Nihai amaç, çocuk yaşta evliliği bu nesilde bitirmek<br />
ve kültürel tutumlarda kız çocuklarının haklarını koruma yönünde<br />
bir kayma sağlamaktır.<br />
ÇOCUK YAŞTA EVLİLİK KONUSUNDAKİ<br />
SESSİZLİĞİ KIRMAK İÇİ NE YAPILMALI?<br />
Evli kız çocuklarının ve çocuk yaşta evlilik riskiyle karşı karşıya olan<br />
kızların durumuna dikkat çekmek ve bu kız çocuklarının haklarını<br />
güçlü bir şekilde savunmak. Çocuk yaşta evlilik ne kız çocukları<br />
açısından ne de kalkınma açısından iyi bir şey değildir. Dünya, her<br />
gün binlerce kız çocuğunun haklarının, sağlıklarının ve<br />
potansiyellerinin heba edilmesine göz yumma lüksüne sahip<br />
değildir.<br />
Ergen kız çocuklarının yetenek ve becerilerini arttıran, özellikle<br />
eğitim alanında yapılacak yatırımların desteklenmesi. Kız<br />
çocuklarının özellikle ilköğretim ve ortaöğretim sonrası eğitimi,<br />
evlilik yaşıyla bağlantılı en önemli faktördür. Kız çocukları, özellikle<br />
yaşam becerileri, okuryazarlık ve bir geçim kaynağı sağlayan,<br />
örneğin aile planlaması ve hayat kurtaran anne sağlığı hizmetleri<br />
gibi cinsel sağlık ve üreme sağlığı hakkında bilgi ve hizmet veren<br />
programlara erişme ve sosyal destek alma ihtiyacı içindedir.<br />
ERGEN KIZ ÇOCUKLARINA YATIRIM!<br />
Yatırımlar, savunmasız konumdaki kız çocuklarının yaşamsal<br />
becerilerini geliştirip yaşamsal sağlık bilgileri edinebileceği, cinsel<br />
sağlık ve üreme sağlığı ve HIV önleme dâhil çeşitli sosyal<br />
hizmetlere erişebileceği, mesleki ve istihdam edebilirliği arttıran<br />
beceriler kazanabileceği ve arkadaşlara ve danışmanlara<br />
erişebileceği platformlar sağlamalıdır.<br />
Evli kız çocukları eğitime, yaşam becerilerine, cinsel sağlık ve<br />
üreme sağlığı ile HIV önleme dâhil sağlık hizmetlerine ve topluma<br />
tam katılım olanaklarına erişim sağlayan ve özellikle onları<br />
hedefleyen stratejilere ihtiyaç duymaktadır. Ana sağlığı<br />
programları en genç yaş grubundaki, ilk kez anne olmuş bireyleri<br />
hedefleyecek ve onların antenatal (doğum öncesi), gerekli ve acil<br />
doğum hizmetlerinden ve doğum sonrası hizmetlerden<br />
yararlanmasına imkân sağlayacak şekilde yeniden<br />
düzenlenmelidir.<br />
TEŞEKKÜRLER VE İRTİBAT BİLGİLERİ<br />
Bu bilgi notu, UNFPA’nın çocuk yaştaki evliliklerin ortadan<br />
kaldırılmasına yönelik gerçekleştirdiği çalşımanın bir parçasıdır.<br />
Belge Işıl Bayraktar tarafından UNFPA için hazırlanmıştır. Işıl<br />
Bayraktar, kendisiyle görüşmeyi kabul eden uzmanlara ve çocuk<br />
eşlere, ayrıca görüşmelerin ayarlanmasına yardımcı olan sağlık<br />
personeline teşekkür eder. Işıl Bayraktar ayrıca Türkiye ve Orta<br />
Asya Ekip Lideri Joanna Hoare’a ve UNFPA EECARO’dan Blanka<br />
Hancilova’ya teşekkürlerini sunar. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu<br />
Doğu Avrupa ve Orta Asya Bölge Ofisi stajer olarak raporun<br />
bitirilmesi için destek veren Mengchu Wang ve Tülin Baş’a, UNFPA<br />
Türkiye Ofisine ve Toplumsal Cinsiyet Program Koordinatörü<br />
Meltem Ağduk’a teşekkürlerini sunar.<br />
Yasal uyarı: Bu çalışmada yer alan görüşler yazarlarına ait olup,<br />
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu, Birleşmiş Milletler ya da bağlı<br />
kurumlarının görüşlerini temsil etmemektedir.<br />
İletişim Bilgileri:<br />
UNFPA Türkiye: Birlik Mahallesi 2. Cadde No:11, Çankaya<br />
Ankara; unfpa@un.org.tr<br />
UNFPA EECARO: Hakkı Yeten Caddesi, Selenium Plaza, No:10/C<br />
Kat 18-19, 34349 Beşiktaş, İstanbul, Türkiye; eecaro@unfpa.org<br />
Ekim 2012, 1. Versiyon<br />
Her hamileliğin istenilen, her doğumun güvenli ve her gencin<br />
içindeki gücü ortaya çıkarabildiği bir dünya için…<br />
10