02.04.2014 Views

TMMOB ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI 2. Çevre Mühendisliği ...

TMMOB ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI 2. Çevre Mühendisliği ...

TMMOB ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI 2. Çevre Mühendisliği ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

<strong>TMMOB</strong> <strong>ÇEVRE</strong><br />

<strong>MÜHENDİSLERİ</strong> <strong>ODASI</strong><br />

<strong>2.</strong> <strong>Çevre</strong><br />

<strong>Mühendisliği</strong> Eğitimi<br />

ve Meslek Alanındaki<br />

Gelişmeler Çalıştayı<br />

25-26 Mart 2011<br />

ANTALYA


Çalıştay Kitabı<br />

3<br />

İÇİNDEKİLER<br />

SUNUŞ .......................................................................................................................5<br />

Açılış Konuşması ......................................................................................................9<br />

<strong>ÇEVRE</strong> MÜHENDİSLİĞİ EĞİTİM PROGRAMLARININ ...............................13<br />

DEĞERLENDİRİLMESİ<br />

TÜRKİYE’DE ve DÜNYA’DA <strong>ÇEVRE</strong> MÜHENDİSLİĞİ EĞİTİMİ ...............35<br />

<strong>ÇEVRE</strong> MÜHENDİSLİĞİ BİLGİ BİRİKİMİ ........................................................45<br />

<strong>ÇEVRE</strong> MÜHENDİSLİĞİ EĞİTİMİNDE AKREDİTASYON VE ....................55<br />

AKREDİTASYON ÖLÇÜTLERİ<br />

<strong>ÇEVRE</strong> MÜHENDİSLİĞİ EĞİTİMİNDE AKREDİTASYON...........................73<br />

ÜLKEMİZDEKİ <strong>ÇEVRE</strong> MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMLERİ’NDE .....................87<br />

YAPILAN BİLİMSEL ÇALIŞMALARIN DEĞERLENDİRİLMESİ<br />

<strong>ÇEVRE</strong> MÜHENDİSLİĞİNİN GELECEĞİNE YÖNELİK GÖRÜŞLER .......117<br />

TÜRKİYE’DEKİ <strong>ÇEVRE</strong> MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMLERİNDE ....................131<br />

ÖĞRETİM ÜYESİ PROFİLİ<br />

<strong>ÇEVRE</strong> MÜHENDİSLİĞİ ALANINDAKİ ARAŞTIRMALARA ...................151<br />

ELEŞTİREL BİR BAKIŞ<br />

<strong>ÇEVRE</strong> TEKNOLOJİLERİNDE YENİ YAKLAŞIMLAR VE <strong>ÇEVRE</strong> ............159<br />

MÜHENDİSLİĞİ EĞİTİMİ


4 Çalıştay Kitabı<br />

SUNUŞ<br />

Türkiye’de 1978 yılında üniversitelerde lisans eğitimi verilmeye başlanmış<br />

olan çevre mühendisliği bölümleri bugün sayı olarak 38’i bularak<br />

yaklaşık 15.000’ni aşkın çevre mühendisini mezun etmiştir.. Ülkemizde<br />

30 yıllık kısa bir zaman diliminde gerçekleşmiş olan bu hızlı değişim çevre<br />

mühendisliği mesleği ve eğitimi ile ilgili bir değerlendirmenin yapılması<br />

gerekliliğini doğurmuştur.<br />

<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü ve mezun sayılarındaki hızlı artış, çevre mühendisliği<br />

eğitimine ve haliyle mesleğin uygulanmasına yönelik sorunları<br />

da beraberinde getirmektedir. Yeni kurulmuş bölümlerde, yeterli öğretim<br />

üyesi ve eğitim alt yapısının bulunmaması nedeniyle eğitime dair problemleri<br />

ortaya çıkartmıştır. Bu durum çevre mühendisliğinin ve uygulama<br />

alanlarının toplum tarafından yeterince anlaşılamamış olması da bu<br />

sorunları arttırmaktadır.<br />

İlki 1992 yılında Odamız tarafından düzenlenen “<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Eğitimi<br />

ve Sorunları” başlığı altında yapılan toplantının devamı sayılabilecek<br />

<strong>2.</strong> buluşma 25-26 Mart 2011 tarihlerinde “<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Eğitimi ve<br />

Meslek Alanındaki Gelişmeler” Çalıştayı Antalya’da gerçekleştirildi. 26<br />

Bölüm Başkanlığının, <strong>Çevre</strong> ve Orman Bakanlığı yöneticilerinin ve özel<br />

sektör temsilcilerinin katılım sağladığı Çalıştay’da, <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong><br />

Bölümlerinin eğitim programları ve akreditasyon süreçleri başta olmak<br />

üzere bölümlerdeki öğretim üyelerince yapılan akademik çalışmalar,<br />

çevre mühendisliği mesleki alanındaki gelişmeler ve çevre mühendisliği<br />

eğitiminin geleceğine yönelik öngörüler üzerine sunumlar ve tartışmalar<br />

yapılmıştır.<br />

Ülkemizde yıllardan beri tartışılan çevre sorunlarının artarak devam ettiğine<br />

ve çevre ile ilgili idari yapılanmanın 19 yıl sonra hala netleştirilemediğinin<br />

vurgusu Çalıştayda yapılmışken, Kitabın yayınlanma sürecinde<br />

çevre yönetiminde varolan idari yapının sil baştan bir gecede kanun hükmünde<br />

kararname ile değiştirilebilmesi bizlere ancak daha çok fazla mücadelenin<br />

ve doğruların gösterilmesi için ODAmıza dünden yarına daha<br />

fazla sorumluluğu ortaya koymaktadır.


Çalıştay Kitabı<br />

5<br />

<strong>Çevre</strong> mühendisliğinin hızlı gelişimi, mesleğe özgün bir disiplin kimliğini<br />

kazandırırken, çevre mühendisliği eğitimi ve meslek alanında ortaya sınırları,<br />

yenilikleri, gelişmeleri ve gereksinimleri çıkarmıştır. Bu olumlu ve<br />

olumsuz gereksinimler doğrultusunda değişimler ve güncellemeler yapılması<br />

kaçınılmazdır. Hiçbir altyapısı olmadan üniversitelerimize yeni<br />

bölümler açılmamalı, yeni bölümlerin kısa süre içerisinde akreditasyon<br />

sürecine dahil olabilecek hazırlıkları tamamlanarak açılması yoluna gidilmelidir.<br />

<strong>TMMOB</strong> <strong>Çevre</strong> Mühendisleri Odası, 19. yılında 3 şubesi, 9 temsilciliği ve<br />

9000’i aşkın üyesi ile mesleki mücadele ve Türkiye’nin <strong>Çevre</strong> Politikası<br />

konularında hem meslektaşlarına hem de topluma hizmet vermektedir.<br />

Bu kapsamda meslektaşlarımızdan bizlere ulaşan en büyük taleplerden<br />

biri de, çevre mühendisliği eğitim kalitesinin artırılması konusunda Odamızın<br />

öncülük etmesidir. Düzenlenen çalıştayın bu anlamda önemli bir<br />

boşluğu doldurduğu tüm katılımcılar tarafından ifade edilmiştir. Odamız<br />

toplumsal duyarlılığı gereği mesleğine ve meslektaşlarının eğitiminde varolan<br />

sorunların çözümü için önümüzdeki süreçte de çalışmalarına devam<br />

edecektir.<br />

Dr. Vedat YILMAZ<br />

Editör


6 Çalıştay Kitabı<br />

Değerli meslektaşlarımız ve akademisyenler,<br />

Odamızın tarihinde önemli bir yere sahip olacak olan, çalıştayımızın parçası<br />

olan bu yayını sizlerle paylaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz.<br />

Kuşkusuz düzenlediğimiz bu çalıştay, tesadüfler üzerine kurulmadı. Oda<br />

10. Dönem Yönetim Kurulu’na aday olduğumuz süreçte, çalışma programımızda<br />

mesleğimiz üzerindeki tartışmalar da göz önünde bulundurularak,<br />

çevre mühendisliği formasyonunun değerlendirilmesine yer verdik.<br />

Çalıştayın detaylı planlarını yaptığımız dönemde, mesleğimiz <strong>Çevre</strong> ve<br />

Orman Bakanlığı tarafından yayımlanan <strong>Çevre</strong> Görevlisi ve Danışmanlık<br />

Firmaları Hakkında Yönetmelik ile tartışmaya açıldı. <strong>Çevre</strong> mühendisliği<br />

mesleki alanına başka meslek dalları, formasyonlarında olmamasına rağmen<br />

dahil edilmeye çalışıldı. Meslektaşlarımız bu alanda çalışabilmek için<br />

eğitim almaya ve bilim dışı sınavlara girmeye zorlandı. Öte yandan, diğer<br />

meslek gruplarına da sertifika verilerek çevre mühendisliği hizmetlerini<br />

yapmalarının önü açılmaya çalışıldı.<br />

Meslektaşlarımız ve Odamız bu bilim dışı yönetmelik ve uygulamalara<br />

karşı, kurum, kuruluş ve ilgili kişilerle temasa geçerek, tepkilerini iletti ve<br />

mesleki haklarımızın geri alınması için mücadele etti.<br />

Akademisyenlerin, çevre mühendisliği öğrencilerinin ve üyelerin de desteğini<br />

alan Odamız, tüm birimleri ile birlikte bu yanlış uygulamanın sonlanmasını<br />

sağladı.<br />

Bu tartışmalarda, ön plana çıkan en önemli konu, mesleğimizin formasyonu<br />

üzerineydi. <strong>Çevre</strong> mühendisliği eğitiminin çeşitliliği ve sorunları<br />

sürekli olarak gündemde tutuldu.<br />

Odamız, üniversitelerdeki çevre mühendisliği eğitime dair ilk ve tek etkinliğini<br />

18 Aralık 1992 yılında yine akademisyenlerin katıldığı bir çalıştayla<br />

tartışmıştı. 19 yılın ardından, Odamız geç olmakla birlikte, yeni gelişmeleri<br />

de değerlendiren bu etkinliği hayata geçirdi.


Çalıştay Kitabı<br />

7<br />

Hiç şüphesiz, ülkemizde ve dünyamızdaki sosyal, ekonomik ve politik<br />

gelişmeler, diğer meslek alanlarını olduğu gibi çevre mühendisliği alanını<br />

da etkilemekte ve kendisini yenilemeye yönlendirmektedir. İşte, tam da<br />

bu noktada, ülkemizdeki çevre mühendislerinin yegane örgütlülüğü olan<br />

Odamızın, çevre mühendisliği eğitimine dair yeni teknolojik gelişmeleri<br />

takip ederek öneriler oluşturması bir süreçtir. Bu sürecin başlangıcı olarak<br />

gördüğümüz çalıştayımızda, değerli akademisyenler önemli bilimsel<br />

verilerle sunuşlar gerçekleştirmiş ve zihin açıcı tartışmalar yapılmıştır. Bu<br />

kitapta, bu tartışmaların altlığını hazırlayan, ön bilgiler sunan bir kaynak<br />

olarak tarihe not düşecektir.<br />

Çalıştayımıza katılarak çalışmalarını, görüş ve önerilerini bizlerle paylaşan<br />

değerli akademisyenlere, kişi ve kurumlara Odamız adına teşekkür<br />

ediyoruz.<br />

Saygılarımızla,<br />

<strong>TMMOB</strong> <strong>Çevre</strong> Mühendisleri Odası<br />

10. Dönem Yönetim Kurulu<br />

Baran BOZOĞLU<br />

Mert GÜVENÇ<br />

Hasan Şevki ÇİFÇİ<br />

Tuğçe SERÇE<br />

Özge ERGEN<br />

Ezgi AKAR<br />

Fatma AKKUŞ<br />

Başkan<br />

II.Başkan<br />

Genel Sekreter<br />

Genel Sayman<br />

Üye<br />

Üye<br />

Üye


Prof. Dr. Göksel N. DEMİRER


<strong>ÇEVRE</strong> MÜHENDİSLİĞİ EĞİTİM<br />

PROGRAMLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ<br />

Ayşegül AKSOY, Göksel N. DEMİRER, Tuba H. ERGÜDER,<br />

İpek İMAMOĞLU, Dilek F. SANİN, Gürdal TUNCEL<br />

<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü Orta Doğu Teknik Üniversitesi 06800 Ankara<br />

GİRİŞ<br />

Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de çevre mühendisliği lisans derecesi veren<br />

üniversitelerin eğitim programlarının genel bir değerlendirmesinin yapılmasıdır.<br />

Bu çalışmada :<br />

• Ortak ve farklı olan derslerin belirlenmesi,<br />

• Program geliştirme/akreditasyon sürecindeki Bölümlerin <strong>Çevre</strong><br />

<strong>Mühendisliği</strong> eğitimindeki ulusal/uluslararası gelişmeler hakkında<br />

bilgilendirilmesi,<br />

• ABET ve MÜDEK tarafından belirlenen program ölçütleri ile örtüşme/farklılaşma<br />

alanlarının seçilmiş örnekler için belirlenmesi,<br />

• Uluslararası gelişmeler ışığında, çevre mühendisliği eğitiminin geleceğine<br />

yönelik çıkarsamalarda bulunulması, ve<br />

• <strong>Çevre</strong> mühendisliği lisans eğitimi konusunda gelecekte yapılacak<br />

çalışmalar için bir altlık oluşturulması amaçlanmıştır.<br />

<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> çevre sistemlerinin karmaşık olması, yeni çevresel<br />

problemlere dinamik bir şekilde çözüm bulma gerekliliği ve çevre problemlerinin<br />

giderek çeşitlenmesi gibi nedenlerle, artık tüm dünyada kabul<br />

edilen ayrı bir disiplin haline gelmiştir (Kilduff, 2008). <strong>Çevre</strong> mühendisliği<br />

lisans eğitim programları, belki de bu karmaşık sorunlardan ötürü,<br />

ülkelere, bölgelere ve kurumlara göre bazen önemli sayılabilecek türden<br />

farklılıklar gösterebilmektedir. <strong>Çevre</strong> mühendisliği eğitiminin akreditasyonu<br />

bu nedenle büyük önem taşımaktadır.


10 Çalıştay Kitabı<br />

<strong>ÇEVRE</strong> MÜHENDİSLİĞİ ABET/MÜDEK PROGRAM<br />

ÖLÇÜTLERİ<br />

Farklı ülkeler ve kurumlardaki lisans eğitim programlarının aynı bilgi<br />

düzeyinde ve kalitesinde mezun vermesini sağlayabilmek amacıyla tüm<br />

dünyada eğitimin akreditasyonu çalışmaları yapılmaktadır. Mühendislik<br />

lisans eğitiminin akreditasyonunda, uluslararası ölçekte Accreditation<br />

Board for Engineering and Technology (ABET), ulusal ölçekte de Mühendislik<br />

Eğitim Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği (MÜ-<br />

DEK) görev almaktadır. Bu kurumlar, diğer meslek dalları için olduğu<br />

gibi, çevre mühendisliği lisans eğitimi kapsamında daki programların<br />

değerlendirilmesi amacıyla “program ölçütleri” belirlemiştir. Bu program<br />

ölçütleri ise başlıklarında “çevre” ve benzeri nitelemeler bulunan programlar<br />

içindir. ABET/MÜDEK akreditasyonu için söz konusu program<br />

mezunlarının aşağıdaki niteliklere sahip olduğu kanıtlanmalıdır:<br />

• türevsel denklemleri de içerecek biçimde matematik,<br />

• olasılık ve istatistik,<br />

• matematiğe dayalı fizik,<br />

• genel kimya,<br />

• program amaçları doğrultusunda bir yer bilimi (jeoloji, meteoroloji,<br />

toprak bilimi gibi),<br />

• program amaçları doğrultusunda bir biyoloji bilimi (mikrobiyoloji,<br />

su biyolojisi, gibi)<br />

• program amaçları doğrultusunda akışkanlar mekaniği konularında<br />

yeterlilik;<br />

• hava, yer ve su sistemleri ve ilgili çevre sağlığı etkileri konularında<br />

giriş düzeyinde temel bilgi;<br />

• hava, yer ve su sistemleri temel odaklanma alanlarının en az birinde<br />

deney yapabilme ve verileri analiz edip yorumlayabilme becerisi;


Çalıştay Kitabı<br />

11<br />

• ders programında meslek eğitimiyle entegre biçimde yürütülecek<br />

tasarım deneyimleri aracılığıyla kazanılmış tasarım becerisi;<br />

• program amaçları ile ilgili ileri ilkeler ve uygulamalarda yeterlilik;<br />

• mesleki uygulamalar ile kamu ve özel kuruluşların çevre mühendisliğine<br />

ilişkin rolleri ve sorumluluklarına ilişkin kavramlar hakkında<br />

bilgi.<br />

Türkiye’de çevre mühendisliği lisans eğitimi vermekte olan üniversiteler<br />

arasından ABET ve MÜDEK akreditasyonu bulunanlar aşağıda listelenmiştir.<br />

Son yıllarda eğitim akreditasyonu konusu önem kazandığından,<br />

lisans programları akredite olan çevre mühendisliği bölümlerinin sayısının<br />

giderek arttığı gözlemlenmektedir.<br />

ABET Akreditasyonu:<br />

• Orta Doğu Teknik Üniversitesi, 2010-2016<br />

ABET 2000 Denkliği (Substantial Equivalency):<br />

• Orta Doğu Teknik Üniversitesi<br />

• İstanbul Teknik Üniversitesi<br />

MÜDEK Akreditasyonu:<br />

• Anadolu Üniversitesi, 2009-2014<br />

• Atatürk Üniversitesi, 2008-2013<br />

• Dokuz Eylül Üniversitesi, 2005-2011<br />

• Sakarya Üniversitesi, 2010-2012<br />

• Selçuk Üniversitesi, 2006-2011<br />

• Yıldız Teknik Üniversitesi, 2009-2011


12 Çalıştay Kitabı<br />

ÇALIŞMA KAPSAMINDA SEÇİLEN <strong>ÇEVRE</strong><br />

MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMLERİ<br />

Bu çalışma kapsamında, Türkiye’deki çevre mühendisliği bölümlerinden<br />

on tanesi seçilerek lisans eğitim programları irdelenmiştir. Bu kapsamda<br />

seçilen bölümlerin listesi Tablo 1’de verilmektedir. Seçilen Bölümlerin<br />

ders programları ve varsa ders içerikleri internet sayfalarındaki bilgilerden<br />

elde edilmiştir. Ancak, tüm programlar için ders içerikleri elde edilemediğinden,<br />

değerlendirmeler ders isimleri üzerinden yapılmıştır. Ayrıca<br />

Bölüm internet sayfalarının güncel olmaması nedeniyle aşağıdaki değerlendirmelerin<br />

eksik olması söz konusudur. Tarafımıza iletildiği koşullarda<br />

varolan olası eksiklikler giderilecektir.<br />

Tablo 1. Programları detaylı olarak incelenen <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümleri<br />

listesi.<br />

Çalışma Kapsamında İncelenen <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümleri<br />

• Anadolu Üniversitesi, Eskişehir<br />

• Atatürk Üniversitesi, Erzurum<br />

• Dokuz Eylül Üniversitesi, İzmir<br />

• İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul<br />

• Marmara Üniversitesi, İstanbul<br />

• Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Ankara<br />

• Selçuk Üniversitesi, Konya<br />

• Süleyman Demirel Üniversitesi, Isparta<br />

• Uludağ Üniversitesi, Bursa<br />

• Yıldız Teknik Üniversitesi, İstanbul


Çalıştay Kitabı<br />

13<br />

ÜNİVERSİTE SINAVLARINDA ÖĞRENCİLERİN<br />

GİRİŞ TABAN PUANLARI, PUAN ARALIKLARI VE<br />

KONTENJANLARI<br />

Araştırmada kapsanan 10 <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü için 2005 yılından<br />

bu yana Üniversite giriş sınavında öğrencilerin kabul taban puanlar incelenmiş,<br />

taban ve tavan puanları arasındaki fark ortaya çıkarılmıştır (Şekil<br />

1). Bu değerlendirmeye göre 2005 yılından sonra tüm bölümlerin taban<br />

puanında bir düşüş görülmüştür. Bunun üniversite giriş sınav sisteminde<br />

olan değişiklikten kaynaklandığı düşünülmüştür. İzleyen yıllarda ise<br />

taban puanlarının bölümlere göre hem düşebildiği hem de yükselebildiği<br />

görülmüştür. Buna ek olarak, 2010 yılında üniversite sınav sisteminin<br />

değişmesi dolayısıyla puanlar farklılaşmıştır. ODTÜ <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong><br />

Bölümü’nün yıllar bazında incelendiğinde en yüksek taban puanla öğrenci<br />

kabulü yapan bölüm olduğu görülmektedir.<br />

Taban tavan puanları arasındaki farklar ise öğrencilerin dağılımını göstermesi<br />

açısından incelenmiştir (Şekil 2). Yıllar içinde taban-tavan puanları<br />

arasındaki farklar incelendiğinde kimi bölümler için bu farkın oldukça geniş<br />

(örneğin 2009 yılında DEÜ) kimi bölümler içinse oldukça dar olduğu<br />

(örneğin 2010 yılında ODTÜ) göze çarpmaktadır. Bu durum bölümlerin<br />

geniş veya dar bir yüzdelik dilimden öğrenci kabul ettiğini göstermektedir.


14 Çalıştay Kitabı<br />

500<br />

450<br />

400<br />

Taban Puan<br />

350<br />

300<br />

250<br />

200<br />

150<br />

100<br />

50<br />

2005 Taban puani<br />

2006 Taban puani<br />

2007 Taban puani<br />

2008 Taban puani<br />

2009 Taban puani<br />

2010 Taban puani<br />

0<br />

Anadolu U<br />

Ataturk U<br />

DEU<br />

ITU<br />

Marmara U<br />

ODTU<br />

Selcuk U<br />

SDU<br />

Uludag U<br />

YTU<br />

Şekil 1. İncelenen 10 Üniversitenin <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümlerinin Taban<br />

Puanlarının Yıllara Göre Değişimi (NOT: İTÜ 2010 yılı için İngilizce programın puanı<br />

gösterilmiştir).<br />

İncelenen üniversitelerin kontenjanları da değerlendirmede önemli olabileceğinden<br />

Tablo 2’de 2010 yılı itibarıyla incelenen bölümlerin kontenjanları<br />

verilmiştir. En yüksek çevre mühendisliği kontenjanına sahip üniversiteler<br />

sırasıyla Atatürk Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi ve İngilizce<br />

ve Türkçe program kontenjanları toplamıyla İstanbul Teknik Üniversitesi<br />

olarak göze çarpmaktadır. En düşük kontenjana sahip bölümlerin ise Orta<br />

Doğu Teknik Üniversitesi ve Marmara Üniversitesi <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong><br />

Bölümleri olduğu görünmektedir.


Çalıştay Kitabı<br />

15<br />

2008 Taban-Tavan Puanlar<br />

Taban - Tavan Puan<br />

350<br />

340<br />

330<br />

320<br />

310<br />

300<br />

290<br />

280<br />

270<br />

260<br />

250<br />

Anadolu U<br />

Ataturk U<br />

DEU<br />

ITU<br />

Marmara U<br />

ODTU<br />

Selcuk U<br />

SDU<br />

Uludag U<br />

YTU<br />

2009 Taban-Tavan Puanlar<br />

Taban - Tavan Puan<br />

350<br />

340<br />

330<br />

320<br />

310<br />

300<br />

290<br />

280<br />

270<br />

260<br />

250<br />

Anadolu U<br />

Ataturk U<br />

DEU<br />

ITU<br />

Marmara U<br />

ODTU<br />

Selcuk U<br />

SDU<br />

Uludag U<br />

YTU<br />

2010 Taban-Tavan Puanlar<br />

550<br />

Taban - Tavan Puan<br />

500<br />

450<br />

400<br />

350<br />

300<br />

250<br />

Anadolu U<br />

Ataturk U<br />

DEU<br />

ITU<br />

Marmara U<br />

ODTU<br />

Selcuk U<br />

SDU<br />

Uludag U<br />

YTU<br />

Şekil <strong>2.</strong> 2008, 2009 ve 2010 yıllarında <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümlerinin taban ve tavan<br />

puanları arasındaki farklar.


16 Çalıştay Kitabı<br />

Tablo <strong>2.</strong> İncelenen <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümlerinin kontenjanları.<br />

Üniversite<br />

2010 Yılı Kontenjan (kişi)<br />

Anadolu Üniversitesi 67<br />

Atatürk Üniversitesi 88<br />

Dokuz Eylül Üniversitesi 77<br />

İstanbul Teknik Üniversitesi 72*<br />

Marmara Üniversitesi 52<br />

Orta Doğu Teknik Üniversitesi 50<br />

Selçuk Üniversitesi 67<br />

Süleyman Demirel Üniversitesi 57<br />

Uludağ Üniversitesi 67<br />

Yıldız Teknik Üniversitesi 67<br />

* İTÜ <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü kontenjanı = 31 (İngilizce) + 41 (Türkçe)<br />

DERS PROGRAMLARININ KARŞILAŞTIRMALI DEĞERLENDİRMESİ<br />

Daha önce sıralanan ABET/MÜDEK program ölçütleri arasından ders<br />

isimleri ile ilintilendirilebilecek olan ilk sekiz ölçüt, seçilen çevre mühendisliği<br />

programlarında incelenmiştir. Bulgular aşağıda özetlenmiştir.<br />

Genel Mühendislik Dersleri<br />

Genel mühendislik temelini oluşturmaya yönelik derslerde incelenen üniversitelerin<br />

çok büyük oranda aynı programa sahip olduğu Tablo 3’den<br />

anlaşılmaktadır.


Çalıştay Kitabı<br />

17<br />

Tablo 3. <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümlerinde verilen genel mühendislik<br />

dersleri.<br />

Dersin Adı<br />

Programlarda Bulunma ABET/MÜDEK<br />

Yüzdesi (%)<br />

Program Ölçütleri<br />

Matematik I 100 <br />

Fizik I 100 <br />

Kimya 100 <br />

Matematik II 100 <br />

Fizik II 100 <br />

Mühendislik Çizimi 100 <br />

Diferansiyal Denklemler 100 <br />

İstatistik 100 <br />

<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> İle İlgili Genel Mühendislik Dersleri<br />

<strong>Çevre</strong> mühendisliği ile ilgili genel mühendislik temeli olarak düşünülebilecek<br />

dersler programlarda incelendiğinde, uyumun biraz azaldığı görülmektedir<br />

(Tablo 4). Tüm bölümlerde istisnasız akışkanlar mekaniği<br />

zorunlu ders programında bulunurken, termodinamik ve organik kimya<br />

incelenen bölümlerin yarısında veya daha azında zorunlu programda bulunmaktadır.<br />

Tablo 4. <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümlerinde verilen çevre mühendisliği ile<br />

göreceli yakından ilgili genel mühendislik dersleri.<br />

Dersin Adı<br />

Programlarda Bulunma ABET/MÜDEK<br />

Yüzdesi (%)<br />

Program Ölçütleri<br />

Akışkanlar Mekaniği 100 <br />

Hidroloji 90 (yer bilimi)<br />

Statik/Mukavemet 90 <br />

Toprak Mekaniği/Malz Bilimi 90 <br />

Programlama 80 <br />

Nümerik Metodlar 80 <br />

Termodinamik 50 <br />

Organik Kimya 40


18 Çalıştay Kitabı<br />

Temel <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Dersleri<br />

Temel çevre mühendisliği dersleri incelendiğinde tüm üniversitelerin<br />

programlarının çok büyük oranda örtüştüğü görülmektedir (Tablo 5).<br />

Üniversitelere bağlı olarak, su, atıksu arıtma, v.b. alanlardaki zorunlu ders<br />

sayıları farklılık göstermektedir. Ders sayılarında, herbir dersin kredisi de<br />

bir faktör olarak rol oynamaktadır. Örneğin, ODTÜ’de hemen hemen tüm<br />

Bölüm dersleri 3 kredi olurken, diğer üniversitelerde (ör. DEÜ, İTÜ, v.d.)<br />

ders kredileri 1, 2, 3 veya 4 olabilmektedir.<br />

Tablo 5. <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümlerinde verilen temel çevre mühendisliği<br />

dersleri.<br />

Dersin Adı<br />

Programlarda Bulunma ABET/MÜDEK<br />

Yüzdesi (%)<br />

Program Ölçütleri*<br />

<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong>ne Giriş 90 <br />

<strong>Çevre</strong> Kimyası 100 <br />

<strong>Çevre</strong> Kimyası Lab. 100 <br />

<strong>Çevre</strong> Mikrobiyolojisi 100 (biyoloji bilimi)<br />

Hava Kirliliği 100 <br />

Su Arıtma 100 <br />

Atıksu Arıtma 100 ~<br />

Su Temini 100 ~<br />

Temel İşlemler ve Prosesler 100 ~<br />

Atıksu Toplama/Müh. 100 ~<br />

Katı Atık Bertarafı 100 <br />

<strong>Çevre</strong> modellemesi 80 ~<br />

* “~” işareti, program ölçütlerinden “program amaçları ile ilgili ileri ilkeler ve uygulamalarda<br />

yeterlilik” kapsamına giren konuları göstermektedir.<br />

<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong>’nde Tasarım Dersleri<br />

ABET/MÜDEK program ölçütleri arasında açık olarak belirtilmiş “tasarım<br />

becerisi” ile ilgili olarak, tamamen tasarıma ayrılmış, ders isminde “tasarım”<br />

veya “proje” geçen derslerin incelenen programlara göre dağılımı


Çalıştay Kitabı<br />

19<br />

Tablo 6’da verilmektedir. Bu dersler programlarda incelenirken, “Bitirme<br />

projesi” isimli dersler, tasarım içerikleri bilinmediğinden bu kapsamda<br />

değerlendirilememiştir. <strong>Çevre</strong> mühendisliği bölümlerinin çoğunda “bitirme<br />

projesi” veya benzer isimli derslerin bulunduğu görülmüştür.<br />

Tablo 6. <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümlerinde tasarım dersleri.<br />

Tasarım Dersi<br />

Son yıl programında en az bir<br />

zorunlu ders<br />

Son yıl programında en az iki<br />

zorunlu ders<br />

Programlarda Bulunma<br />

Yüzdesi (%)<br />

80<br />

50<br />

<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong>’nde Diğer Dersler<br />

ODTÜ çevre mühendisliği lisans programında zorunlu ders olup, diğer<br />

bölümler incelendiğinde göreceli az sıklıkta görülen dersler ise Tablo 7’de<br />

listelenmiştir. ABET akreditasyon süreçlerinde Bölümümüzde yerleştirilen<br />

kalite sisteminin uygulanması çerçevesinde lisans programı çeşitli<br />

aşamalarda değerlendirilmiş ve bazı değişiklikler yapılmıştır. Tablo 7’de<br />

belirtilen dersler, Bölüm öğrencilerinin öğrenmesi gerekenler ve başarı<br />

düzeyleri gözönüne alınarak akredite eğitimde iyileştirme döngüleri sonucu<br />

programa son on yılda eklenen derslerdir. Bu derslerden bazılarının<br />

diğer üniversite programlarında hâlihazırda bulunan zorunlu derslerin<br />

içerisinde kısmen ya da tümüyle işleniyor olması da muhtemeldir. Ancak<br />

ders içeriklerinin tümüne erişilemediğinden ders isimleri üzerinden değerlendirme<br />

yapılmıştır.


20 Çalıştay Kitabı<br />

Tablo 7. ODTÜ <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölüm’ünde zorunlu olan bazı derslerin<br />

diğer mühendisliği programlarında görülme sıklığı.<br />

Dersin Adı<br />

Programlarda<br />

Bulunma Yüzdesi (%)<br />

<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong><br />

Prensiplerinin Temelleri<br />

10 ~<br />

<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong>nin<br />

Fizikokimyasal Prensipleri<br />

20 ~<br />

Termodinamik 50 û<br />

Organik Kimya 40 û<br />

ABET/MÜDEK<br />

Program Ölçütleri*<br />

* “~” işareti, program ölçütlerinden “program amaçları ile ilgili ileri ilkeler ve uygulamalarda<br />

yeterlilik” kapsamına giren konuları göstermektedir.<br />

ABET/MÜDEK program ölçütleri arasında açık olarak belirtilmemiş ve<br />

ODTÜ programında zorunlu olarak bulunmayan diğer çevre mühendisliği<br />

derslerinin, incelenen 10 üniversitenin zorunlu programında görülme<br />

sıklıkları da incelenmiş ve Tablo 8’de özetlenmiştir. Bu dersler ülkemizdeki<br />

farklı çevre mühendisliği lisans programlarının disiplinimizi nasıl<br />

farklı algılandığını da göstermektedir.<br />

Tablo 8. <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü lisans programında bulunan diğer<br />

derslerin farklı programlarda görülme sıklığı.<br />

Ders Adı<br />

Zorunlu Programlarda<br />

Bulunma Yüzdesi (%)<br />

Ekoloji 80<br />

Hidrolik 60<br />

Ekonomi/<strong>Çevre</strong> Ekonomisi 60<br />

<strong>Çevre</strong> Yönetimi/Hukuk 50<br />

Arıtma Çamurlarının Arıtımı/Kontrolü 50<br />

Endüstriyel Atıksu Arıtımı/ Kirlenme Kontrolü 40<br />

Deniz Kirliliği/ Deşarjı 40<br />

Yapı 40<br />

İş Güvenliği/ Mühendislik Etiği 30<br />

Katı ve/veya Tehlikeli Atıkların Yönetimi 30


Çalıştay Kitabı<br />

21<br />

<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong>’nde Teknik Seçmeli Dersler<br />

Lisans programları degerlendirilen üniversitelerin çevre mühendisliği bölümünlerinin<br />

kataloglarında bulunan teknik seçmeli derslerin sayıları ve<br />

konulara göre dağılımı da incelenmiştir (Şekil 3). Şekilden de görülebileceği<br />

üzere, su kirliliği/kontrolü, hava kirliliği/kontrolü ve katı ve tehlikeli<br />

atıkların kontrolü başlıklarında gruplandırıldığında, tüm üniversitelerde<br />

ağırlıklı olarak su kirliliği/kontrolü alanında teknik seçmeli ders açıldığı<br />

görülmektedir. Toplam ders sayıları incelendiğinde en çok sayıda teknik<br />

seçmeli dersin sırasıyla DEÜ, İTÜ ve MÜ’de açıldığı göze çarpmaktadır.<br />

Dersler sayı bazında incelendiğinde, herbir dersin kredisi de önemli bir<br />

faktör olarak rol oynamaktadır. Üniversitelerin bazılarında (ör. DEÜ, İTÜ,<br />

v.d.) teknik seçmeli derslerin kredileri 1, 2 veya 3 olabilirken, bazılarında<br />

da (ör. ODTÜ) tüm Bölüm teknik seçmeli dersleri 3 kredili olarak verilmektedir.<br />

Şekil 3. İncelenen üniversitelerin teknik seçmeli ders sayılarının temel konu<br />

kategorilerine göre dağılımı.<br />

Dünyadaki önde gelen üniversitelerin lisans programları incelendiğinde,<br />

eskiye oranla daha esnek yapıda programların olduğu, öğrencinin seçim<br />

şansının arttırıldığı görülmektedir. Stanford, Cornell, MIT, Johns Hopkins,<br />

v.b. üniversitelerde seçmeli derslerin kredi toplamı zorunlu dersle-


22 Çalıştay Kitabı<br />

rinkilerle yarışır boyutlara gelmiştir. Bunun yanında, Türkiye’de elektif<br />

derslerin tüm derslere oranı (kredi olarak) %15’i geçmemektedir. Dağılım<br />

değerlendirilmek istenirse, çalışmamızda incelenen programlarda teknik<br />

seçmeli ders kerdilerinin toplam ders kredilerine oranının %6 - %13 arasında<br />

değişkenlik göstermekte olduğu anlaşılmaktadır. İncelenen programların<br />

%60’ında seçmeli ders kredilerinin toplam ders kredisine oranının<br />

%10’dan fazla olduğu görülmektedir. Buna göre ODTÜ ve İTÜ, %13’e<br />

yaklaşarak esnekliği en yüksek programlara sahiptir.<br />

DÜNYADAKİ <strong>ÇEVRE</strong> MÜHENDİSLİĞİ PROGRAMLARI<br />

Dünyanın önde gelen bazı üniversitelerinin çevre mühendisliği lisans<br />

programları incelenerek ön plana çıkan alanlar derlenmiştir. Bu çalışmada<br />

incelenen üniversiteler, ön plana çıkan ders isimleri ve kaynak web sayfaları<br />

Tablo 9’da özetlenmiştir. Bu kapsamda, daha önce çevre mühendisliği<br />

lisans programlarının değerlendirilmesi sırasında bahsedilen derslerin dışında,<br />

tabloda koyu renkle de gösterilmiş ve Şekil 4’de ana başlıklar olarak<br />

özetlenen konuların önem kazanmakta olduğu ortaya çıkmaktadır.


Çalıştay Kitabı<br />

23<br />

Tablo 9. Dünyadaki çeşitli üniversitelerin çevre mühendisliği lisans programında öne çıkan yeni dersler.<br />

ÜNİVERSİTE DERS ADLARI WEB SAYFASI<br />

MIT<br />

Environmental Law, Policy, and Economics: Pollution<br />

Prevention and Control<br />

Environmental Fluid Transport Processes and<br />

Hydrology Laboratory<br />

http://cee.mit.edu/undergraduate/<br />

courses<br />

Stanford<br />

Sustainable Development<br />

Environmental Planning Methods<br />

Environ. Economics & Policy<br />

http://ughb.stanford.edu/<br />

OSA/handbook/handbookfiles/<br />

handbooks/06-07/hb2006-07.pdf<br />

UC Berkeley Engineered Systems and Sustainability<br />

http://sis.berkeley.edu/catalog/<br />

gcc_list_crse_req?p_dept_name=Civ<br />

il+and+Environmental+Engineering<br />

&p_dept_cd=CIV+ENG<br />

Carnegie<br />

Mellon<br />

Introduction to Green Chemistry<br />

Energy and the Environment<br />

LEED Buildings and Green Design<br />

Project Management<br />

http://www.cmu.edu/esg-cat/pdf/<br />

CIT/civil.pdf


24 Çalıştay Kitabı<br />

Johns Hopkins<br />

Environmental Policy Analysis<br />

Mathematical Models for Managing Urban and<br />

Environmental Systems<br />

Sediment Transport and River Mechanics<br />

Eng Aspects of Public Health Crises<br />

Global Climate Change: Intro<br />

Transport Phenomena<br />

Georgia Tech<br />

Environmental Transport Modeling<br />

Environmentally Conscious Design and Manufacturing<br />

Designing Sustainable Engineering Systems<br />

Yale<br />

Green Engineering and Sustainable Design<br />

Greening Business Operations<br />

Environmental Transport Processes<br />

Drexel Environmental Transport and Kinetics<br />

Michigan Tech<br />

Application of Sustainability Principles &<br />

Environmental<br />

Environmental Process & Simulation<br />

Green Engineering Design for Sustainability<br />

Transport and Transformation of Organic Pollutants<br />

http://www.jhu.edu/~admis/<br />

catalog/eng/geography_environ_<br />

eng.pdf<br />

http://www.catalog.gatech.edu/<br />

colleges/coe/ce/ugrad/bsee/<br />

electives.php<br />

http://www.seas.yale.edu/<br />

departments-chemical-environmentalundergraduate-courses.php<br />

https://duapp1.drexel.edu/<br />

webplanofstudy/plan.asp?plan_<br />

id=141<br />

http://www.cee.mtu.edu/classes.<br />

html


Çalıştay Kitabı<br />

25<br />

Şekil 4. Dünyadaki çevre mühendisliği programlarında öne çıkmakta olan konular.<br />

2007 yılında Arizona’da ABD Ulusal Bilim Vakfı (NSF), <strong>Çevre</strong> Bilimleri<br />

ve <strong>Mühendisliği</strong> Profesörleri (AEESP) ile Amerikan <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong><br />

Akademisi (AAEE) sponsorluğunda bir çalıştay gerçekleştirildi. <strong>Çevre</strong><br />

<strong>Mühendisliği</strong> disiplinin pekçok farklı paydaş grubundan (akademi, endüstri,<br />

hükümet, mesleki kuruluşlar, özel sektör, vd.) 60’ın üzerinde katılımcının<br />

yer aldığı bu çalıştayın temel amacı <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> eğitimindeki<br />

gelişmeler, yenilikler ve ihtiyaçların değerlendirilmesiydi.<br />

Bu çalıştay <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> ders programlarına ilişkin temel çıktıları<br />

şöyle özetlenebilir:<br />

Ders programları küreselleşme, sürdürülebilik, gelişmekte olan<br />

teknoloji, artmakta olan karmaşık ve disiplinler arası konular gibi<br />

faktörler göz önüne alınarak yaratıcılık, karar verme, uyum sağlama<br />

ve “öğrenmeyi bilme” yetilerini edindirmeyi öne çıkarmalı ve<br />

esnek olmalıdır.<br />

<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bilgi Birikimi göz önünde bulundurularak,<br />

ders programları Tablo 10’da belirtilen yeterlilikleri edindirecek<br />

biçimde formüle edinilmeli ya da geliştirilmelidir.


26 Çalıştay Kitabı<br />

Tablo 10. <strong>Çevre</strong> mühendisliği öğrencilerinin edinmesi beklenen yeterlilikler.<br />

Bilgi Düşünme Biçimi Yetiler Tutum/Davranış<br />

Matematik ve<br />

temel bilimler<br />

Sistem yaklaşımı<br />

İletişim<br />

Teknolojinin<br />

toplumdaki yeri<br />

Sosyal bilimler<br />

Problem çözme<br />

Deney tasarlama<br />

ve yapabilme<br />

Etik<br />

Karmaşık çevresel<br />

sistemler<br />

Tasarım Hesap yapabilme Çeşitliliğe saygı<br />

<strong>Çevre</strong>sel<br />

dinamikler<br />

Kritik<br />

değerlendirme<br />

Takım çalışması<br />

Demokrasiye saygı<br />

Sistem<br />

mühendisliği<br />

Proje yönetimi<br />

Kamu hizmeti<br />

Enerji ve maddesel<br />

döngüler<br />

Bilgi yönetimi<br />

Mesleki hizmet<br />

Teknoloji<br />

Sürdürülebilirlik<br />

<strong>Çevre</strong> mühendisliği ders programları öğrencilere kimya, fizik,<br />

biyoloji, yer bilimleri, termodinamik, madde ve enerji dengeleri,<br />

akışkanlar mekaniği, ekoloji, toksikoloji, sistem mühendisliği, karar<br />

verme, hesap yapabilme, vd. konularını da içeren güçlü bir teknik<br />

altyapı sağlayabilmelidir.


Çalıştay Kitabı<br />

27<br />

Geleneksel konulara ek olarak, <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> ders programları<br />

yaşam döngüsü analizi, endüstriyel ekoloji (simbiyoz), çevre<br />

için tasarım, kaynak yönetimi, vb. konuları da içermelidir.<br />

Sürdürülebilirlik tüm mühendislik disiplinleri için ama özellikle<br />

<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> için vazgeçilmez bir bileşen haline gelmiştir.<br />

Boru-sonu yaklaşımlardan kirlilik önleme yaklaşımlarına geçiş<br />

ders programlarında işlenmelidir.<br />

Günümüzdeki karmaşık çevre sorunları ile başedebilmeleri için<br />

yeni nesil <strong>Çevre</strong> Mühendislerinin eğitiminde disiplinler arası ve<br />

topluma hizmet bazlı projeler ile sürdürülebilirlik kavramı ve uygulamalarının<br />

eğitim programlarına entegre edilmesi gereklidir.<br />

Kaynaklar<br />

Kilduff, J. (2008). “Workshop synopsis: Frontiers of environmental engineering<br />

education”. Proceedings of the 38th ASEE/IEEE Frontiers in Education<br />

Conference, Saratoga Springs, NY, S3E-9-S3E-14


Prof. Dr. İbrahim PEKER


TÜRKİYE’DE ve DÜNYA’DA <strong>ÇEVRE</strong><br />

MÜHENDİSLİĞİ EĞİTİMİ<br />

Prof. Dr. İbrahim PEKER<br />

Erciyes Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, <strong>Çevre</strong> Müh. Bölümü<br />

Modern anlamda mühendis, bilim insanlarının ürettiği teorik bilgiyi tekniker<br />

ve teknisyenlerin uygulayabileceği pratik bilgiye dönüştüren kişidir.<br />

<strong>Mühendisliği</strong>n karakteristik özelliği, ihtiyaçların karşılanmasında<br />

Emniyet, Ekonomi ve Estetiği göz önüne almak olmalıdır. <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong>,<br />

‘’<strong>Çevre</strong>yi, zararlı insan faaliyetlerinden ve insanları da olumsuz<br />

çevre şartlarından korumayı amaçlayan mühendislik dalıdır.’’ <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong>,<br />

diğer mühendislik dallarından farklı olarak, doğanın kaynaklarını<br />

tüketmeyi değil, doğaya sahip olduklarını geri vermeye çalışan bir<br />

mühendislik dalıdır. Eğitim genellikle öğrenim yoluyla gelişme olarak<br />

tarif edilmektedir. Bu bağlamda eğitmen, eğitim için gerekli ortamı ve koşulları<br />

hazırlar fakat öğrenimi öğrenci yapar.<br />

Mühendislik eğitiminde özellikle gerçekleştirilmesi gereken kavram ve<br />

kabiliyetler aşağıdaki gibi sıralanabilir.<br />

1.<br />

<strong>2.</strong><br />

3.<br />

4.<br />

Düşünme seviyesinin yükseltilmesi<br />

Düzen ve dikkat alışkanlığının geliştirilmesi<br />

Düşüncelerini anlatma kabiliyeti<br />

Mühendislik mesleğinin ideallerinin anlaşılmasını sağlayan bir<br />

mesleki tutum geliştirilmesi<br />

Avrupa’da <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Eğitimi<br />

Avrupa’daki üniversitelerin çoğunda <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Eğitiminde<br />

yapısal farklılıklar bulunmaktadır. Pek çok üniversitede <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong><br />

Eğitimi lisans veya yüksek lisans programı olarak inşaat ve kimya<br />

mühendisliklerine entegre olarak verilmektedir.


30 Çalıştay Kitabı<br />

Genellikle, <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong>nde uzmanlık edinmeye çalışan öğrenciler,<br />

diplomalarını inşaat ve kimya mühendisliğinden almakta ancak diplomalarda<br />

öğrencilerin ağırlıklı olarak çevre mühendisliği dersleri aldığı belirtilmektedir.<br />

<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> diploması ise yüksek lisans eğitiminden<br />

sonra verilmektedir.<br />

Avrupa’da <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> eğitimi kapsam olarak belirgin tanımlamalara<br />

ve sınırlamalara sahip değildir. Üniversitelerde <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong><br />

eğitimi alt yapısını oluşturan geleneksel meslek dallarından (halk sağlığı<br />

ve hijyen, inşaat mühendisliği, makine ve kimya mühendisliği, kimya,<br />

mikrobiyoloji, biyoloji gibi.) fazlasıyla etkilendiğinden, eğitim programlarında<br />

çok çeşitlilik bulunmaktadır.<br />

Amerika’da <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Eğitimi<br />

Amerika’da çevre mühendisliği eğitimi veren 140 yüksek lisans ve doktora<br />

programı bulunmaktadır. Bu programlardan mezun olanlardan bir bölümü<br />

çevre mühendisi bir bölümü ise çevre derslerinin alındığı belirtilen<br />

inşaat mühendisliği diploması vermektedir. Yaklaşık 220 üniversitede bulunan<br />

inşaat mühendisliği bölümleri lisans seviyesinde çevre mühendisliği<br />

dersleri vermektedir. Bugün yaklaşık 30 üniversitede bağımsız <strong>Çevre</strong><br />

<strong>Mühendisliği</strong> Bölümü bulunmaktadır.<br />

Türkiye’de <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong><br />

<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü ilk olarak 1973 yılında Ortadoğu Teknik<br />

Üniversitesi’nde (ODTÜ) kurulmuştur. Türkiye’de bulunan vakıf ve devlet<br />

üniversiteleri baz alındığında toplam 132 adet üniversite bulunmaktadır.<br />

Bu üniversitelerin 94’ü devlet üniversitelerinden oluşurken 38’i ise vakıf<br />

üniversitelerinden oluşmaktadır. Devlet üniversitelerinin 31’inde, vakıf<br />

üniversitelerinin 2’sinde çevre mühendisliği bölümü bulunmaktadır.<br />

Türkiye’deki üniversitelerin yaklaşık %24’ünde çevre mühendisliği bölümü<br />

(ÇMB) bulunmakta ve <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> eğitimi veren üniversitelerin<br />

%80’inde örgün öğretim, geri kalan kısmında ise ikinci öğretim de


Çalıştay Kitabı<br />

31<br />

verilmektedir. Üniversitelerin ÇMB’nde genel olarak öğrenim dili Türkçe<br />

olmakla birlikte İngilizce öğrenim dili de kullanılmaktadır.<br />

ÇMB bulunan üniversitelerin illere göre dağılımı Şekil 1’deki gibidir.<br />

Şekil’de koyu renkle gösterilen illerde ÇMB bulunmaktadır.<br />

Şekil 1. <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bulunan Üniversitelerin İllere Göre Dağılımı<br />

<strong>Çevre</strong> mühendislikleri genellikle Marmara ve İç Anadolu Bölgelerinde<br />

yoğunlaşmıştır. Bölümlerin Bölgelere göre yüzde dağılımı Şekil 2’deki gibidir.<br />

Şekil <strong>2.</strong> <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümlerinin Bölgelere Göre Dağılımı


32 Çalıştay Kitabı<br />

Ülkemizdeki çevre mühendisliği bölümlerine verilen kontenjan artış göstermektedir.<br />

2004-2008 yılları itibariyle çevre mühendisliği bölümlerindeki<br />

kontenjan artışları Tablo 1’de verilmiştir.<br />

<strong>Çevre</strong> mühendisliği dalının disiplinler arası çalışıyor olması ve günün<br />

şartlarına göre sürekli yenileniyor olması, çevre mühendisliğinde eğitim<br />

konusunu sürekli tartışılır hale getirmiştir.<br />

<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> eğitiminin ilk yılında temel mühendislik dersleri,<br />

ikinci yılında temel branş dersleri, üçüncü ve dördüncü yıllarında ise<br />

mesleki dersler verilmektedir. <strong>Çevre</strong> mühendisliği derslerini Tablo 2’deki<br />

gibi temelde 6 farklı gruba ayırmak çevre mühendisliği bölümlerinde verilen<br />

dersleri daha net olarak anlaşılır hale getirecektir.<br />

Tablo 1. Türkiye’de <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümlerine Verilen Kontenjan<br />

Artışları<br />

2004 2005 2006 2007 2008<br />

I. Öğretim 1026 1107 1344 1389 1728<br />

II. Öğretim 211 263 226 257 464<br />

Toplam 1237 1370 1570 1646 2192<br />

Yerleştirilen Öğrenci 1232 1370 1484 1625 2166<br />

(Topal, M., Arslan E.I., 2010, Yükseköğretim Kurulu Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi<br />

, http://www.osym.gov.tr)<br />

<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü’nü okuyan bir öğrencinin dört yıl boyunca<br />

almış olduğu dersler, üniversiteden üniversiteye değişmektedir. Bu eğitim<br />

öğretim farklılığının muhtemel sebebi, öğretim üyelerinin branşlaşmış<br />

oldukları konularla ilişkilidir.<br />

Ülkemizde özellikle Avrupa’daki ülkelerde <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> programlarının<br />

yaşadığı yapısal farklılıklardan kaynaklı problemler yoktur.


Çalıştay Kitabı<br />

33<br />

Yani çevre mühendisliği bölümleri genellikle lisans ve yüksek lisans programlarını<br />

içermektedir. Fakat Ülkemizde <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> eğitimi ile<br />

ilgili,<br />

• Ders programlarındaki farklılıklar,<br />

• Yeni açılan bölümlerin yaşadığı akademik alt yapıdaki eksiklikler,<br />

• Araştırma projelerinin azlığı gibi birçok sorun yaşanmaktadır.<br />

Özellikle ders programlarındaki ve içeriklerindeki değişikler, üniversitelerden<br />

farklı formasyonlarda çevre mühendisleri yetişmesine sebep olmaktadır.<br />

Ayrıca yapılan araştırmalar sonucu birçok üniversitede, mesleki<br />

derslerde genellikle su/atıksu mühendisliği konularına çok fazla yer<br />

verildiği ve bu bağlamda, su kirliliği ve kontrolü, su getirme ve kanalizasyon,<br />

su/atıksu arıtımı ve ileri arıtım gibi derslerin oldukça yoğun gösterildiği<br />

tespit edilmiştir.<br />

Katı atık yönetimi, hava kirliliği ve kontrolü, toprak kirliliği ve kontrolü<br />

gibi çevre mühendisleri için su/atıksu konuları kadar önemli olan diğer<br />

konular ise birçok üniversitede eğitim programlarında sınırlı sayıda derslerle<br />

verilmektedir.


34 Çalıştay Kitabı<br />

Tablo <strong>2.</strong> <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Derslerinin Gruplanmış Halleri<br />

Temel Dersler<br />

Matematik<br />

Fizik<br />

Kimya<br />

Teknik Resim<br />

Temel Bilişim Teknolojileri<br />

Diferansiyel Denklemler<br />

İstatistik<br />

Temel Bilgisayar Bilimleri<br />

Mühendislik Matematiği<br />

Bilgisayar Destekli Çizim vb.gibi<br />

dersler<br />

Mesleki Dersler<br />

İnşaat-Jeoloji<br />

Dersleri<br />

<strong>Çevre</strong> Ekonomisi<br />

Termodinamik<br />

<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong>ne<br />

Akışkanlar<br />

Giriş<br />

Mekaniği<br />

<strong>Çevre</strong> Ekolojisi<br />

Hidrojeoloji<br />

<strong>Çevre</strong> Kimyası<br />

Jeoistatistik<br />

<strong>Çevre</strong> Sorunları<br />

Statik ve<br />

<strong>Çevre</strong> Mikrobiyolojisi Mukavemet<br />

<strong>Çevre</strong> Kirlilik Kontrolü Ölçme Bilgisi<br />

Katı Atıklar<br />

Malzeme Bilgisi<br />

<strong>Çevre</strong>sel Etki<br />

Hidrolik<br />

Değerlendirme<br />

Zemin<br />

<strong>Çevre</strong> Hukuku<br />

Mekaniği<br />

Su Temini ve<br />

Hidroloji<br />

Uzaklaştırılması<br />

Yapı<br />

Su Kalitesi ve Kontrolü <strong>Mühendisliği</strong><br />

Tehlikeli Atıklar Jeoloji vb.gibi<br />

Hava Kirlenmesi ve dersler<br />

Kontrolü<br />

<strong>Çevre</strong>sel Modelleme<br />

Toprak Kirliliği ve<br />

Kontrolü<br />

<strong>Çevre</strong> Yönetimi<br />

Şehircilik ve <strong>Çevre</strong><br />

Planlama<br />

Yeraltısuyu Kirliliği<br />

Gürültü Kirliliği ve<br />

Kontrolü vb. gibi dersler


Çalıştay Kitabı<br />

35<br />

Arıtmaya Yönelik Dersler Sosyal Dersler Seçmeli Dersler<br />

Temel İşlemler<br />

Arıtmanın Temelleri<br />

Arıtma Tesisi Tasarımı<br />

Arıtma Tesislerinin İşletilmesi<br />

Atıksu <strong>Mühendisliği</strong><br />

İçme Sularının Arıtılması<br />

Kullanılmış Suların Arıtılması<br />

Endüstriyel Atıksuların Arıtılması<br />

Arıtma Çamurları<br />

Anaerobik Arıtma<br />

Deniz Deşarjları vb.gibi dersler<br />

Atatürk İlkeleri ve<br />

Inkılap Tarihi<br />

Türk Dili<br />

Yabancı Dil<br />

Üniversiteler tarafından<br />

verilen diğer sosyal<br />

dersler<br />

Üniversite<br />

ve bölüm<br />

tarafından<br />

verilen seçmeli<br />

dersler<br />

<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> eğitimi ve öğretimi veren üniversitelerin genel ders<br />

sayısı ortalamaları Şekil 3’de verilmektedir.<br />

Şekil 3. <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Eğitimi ve Öğretimi Veren Üniversitelerin Genel Ders<br />

Sayısı Ortalamaları


36 Çalıştay Kitabı<br />

Ayrıca hızla değişen ve gelişen yeni çevre teknolojilerinin yer aldığı dersler<br />

ve çevre kirliliğini önleme ve minimizasyonu konularını kapsayan<br />

dersler çok az sayıdadır. Bunlara ek olarak, servis dersleri olarak da tabir<br />

edilen ve büyük bir kısmı diğer bölümlerin öğretim elemanları tarafından<br />

sağlanan Temel ve sosyal bilimler dersleri ile Mühendislik bilimleri dersleri,<br />

çevre mühendisliği bakış açısıyla yürütülmediği ve bu derslere iştirak<br />

eden öğretim elemanlarının bölümlerle yeterli olarak koordineli çalışmadığından<br />

dolayı bu dersler birçok yerde amacından sapmıştır.<br />

Ders programlarındaki ve içeriklerindeki farklılıkları ortadan kaldırmak<br />

adına bir standardizasyonun geliştirilmesi gerekmektedir. En azından<br />

mesleki dersler için gereken temel mühendislik dersleri belirlenerek bu<br />

derslerin tüm bölümlerin programlarında yer alması sağlanmalıdır.<br />

Sonuç olarak;<br />

<strong>Çevre</strong> mühendisliğinde eğitim Türkiye’de, Avrupa’da ve Kuzey<br />

Amerika’da incelendiğinde Türkiye açısından en önemli farkın ağırlıklı<br />

olarak su arıtımı, su getirme ve kanalizasyon derslerinin verilmesidir. Fakat<br />

Avrupa ve Kuzey Amerika’daki üniversitelerde verilen derslerin üçte<br />

bir Toprak Kirliliği, üçte bir Su Kirliliği ve geriye kalan kısım ise Hava<br />

Kirliliği konularında ağırlıklı olmaktadır. Bu nedenle Türkiye’de <strong>Çevre</strong><br />

<strong>Mühendisliği</strong>, İnşaat <strong>Mühendisliği</strong>nin yan dalı konumundan çıkamamaktadır<br />

ve bu fark tam olarak ortaya konulamamıştır.<br />

Avrupa’da <strong>Çevre</strong> mühendisliği eğitimi veren üniversitelerin ders programları<br />

çok farklılıklar göstermekte ve bu nedenle mezunlar farklı konular<br />

üzerinde branşlaşmaktadır. Kuzey Amerika ele alındığında ise ABET<br />

sayesinde bölümlerin çekirdek ders programları aynı düzeyde olmakta<br />

ve hangi üniversiteden mezun olursa olsun mühendislerin eğitim aldıkları<br />

dal içerisindeki bilgiler paralellik göstermektedir. Ders programları<br />

ve içerikleri olarak Türkiye’deki üniversitelerde çok farklılık göstermekte<br />

fakat buradaki farklılık akademik personelin branşlaşma dallarından kaynaklanmaktadır.


Çalıştay Kitabı<br />

37<br />

Kaynaklar<br />

ABET 1998, ABET Accreditation Yearbook, Accreditation Board for Engineering<br />

and Technology, Baltimore, MD.<br />

Alha, K., Holliger, C., Larsen, B., S., Purcell, P., Rauch, W., 2000. “Environmental<br />

Engineering Education-Summary Report of the 1 st European<br />

Seminar”, Water Science and Technology, 41 (2), 1-7.<br />

Bishop, P.L., 2000. ”Environmental Engineering Education in North America”.<br />

Water Science and Technology, 41 (2), 9-16.<br />

Burnstein, D., 1990 Environmental Engineering in Standard Handbook of<br />

Environmental Engineering Editor: Corbitt, R.A., Mc. Graw-Hill, Inc.,<br />

USA.<br />

Crofton, F.S., 2000. “Educating for Sustainability: Opportunities in Undergraduate<br />

Engineering”. Journal of Cleaner Production, 8(5), 397-405.<br />

Çınar, A., 1996. “<strong>Çevre</strong> ve Kimya <strong>Mühendisliği</strong> Bölümünün Tanıtım Broşürü.<br />

“Illinois Institute of Technology, ABD.<br />

Demirer Uludağ, S., Duran, M., Demirer, G., N., 2000. “Ülkemizde ve Dünyada<br />

<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Eğitimine Genel Bir Bakış”. 4. Ulusal <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong><br />

Kongresi, Mersin.<br />

Goncaloğlu, B. İ., Karadağ, D., 2000. “Mühendislik Eğitim Fonksiyonu Yönünden<br />

İstanbul’daki <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Eğitimi Veren Üniversiteler”<br />

4. Ulusal <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Kongresi, Mersin.<br />

İmam, A., 1993. “Mühendislik Ahlakı, Teknoloji Benim Neyim Oluyor?” Alamuk<br />

Yayınları.<br />

Kınacı, C., 2001. “<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong>: Eğitim, Araştırma ve İstihdam”, Su<br />

Kirlenmesi Kontrolü Dergisi, 11(1), 3-5.<br />

Peavy, H.S., Rowe, D.R., TchoBanoglous, G., 1985. Environmental Engineering,<br />

., Mc. Graw-Hill, Inc., USA.<br />

Taşdemir, Y., 2000. “<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Eğitimi Üzerine Bazı Yaklaşımlar”,<br />

4. Ulusal <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Kongresi, Mersin.


Arş. Gör. Dr. Vedat YILMAZ


<strong>ÇEVRE</strong> MÜHENDİSLİĞİ BİLGİ BİRİKİMİ<br />

Vedat YILMAZ 1 , Metin DURAN 2 , Göksel N. DEMİRER 3<br />

1<br />

Akdeniz Üniversitesi, <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü, Antalya;<br />

2<br />

Villanova Üniversitesi, İnşaat ve <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü, Villanova, PA, ABD;<br />

3<br />

ODTÜ <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü, Ankara.<br />

GİRİŞ<br />

Amerikan <strong>Çevre</strong> Mühendisleri Akademisi’nin (AÇMA) 50. Kuruluş yıldönümünü<br />

kutladığı 2005 yılında gerçekleştirdiği yıllık mütevelli heyeti toplantısında<br />

<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bilgi Birikimi (ÇMBB) Çalışma Grubu’nu<br />

oluşturdu. Bu çalışma grubunun görevi “21. yüzyılda çevre mühendislerinin<br />

sahip olması gereken bilgi birikimi ve yapabilirliklerin, AÇMA’ya,<br />

mesleğe, çevre mühendisliği akademik programlarına ve bu programların<br />

akreditasyon süreçlerine etkilerinin tanımlanması” olarak belirlendi.<br />

ÇMBB çevre mühendisliği mesleğinin öğrenilmesi ve uygulanması için<br />

önemli olan bilgi ve yeterlilikleri kapsamaktadır. Tüm mühendislik dallarlı<br />

için geçerli olan ABET (Accreditation Board for Engineering Technology)<br />

çıktıları üzerine inşa edilen ÇMBB’ye çevre mühendisliğine özgü<br />

spesifik çıktılar eklenmiştir. ÇMBB her bir çıktının lisans ve yüksek lisans<br />

eğitimi ve mesleğin icra edilmesi seviyeleri ile kavramsal ve uygulamaya<br />

yönelik ilgisini tanımlamıştır. Birer hedef olarak görülmesi gereken bu<br />

çıktı ve performans düzeyleri ilgili paydaşlar tarafından benimsendikleri<br />

ölçüde, mesleki yeterlilik ve akreditasyon süreçlerinde yaygın olarak kullanılabilecektir<br />

(Environmental Engineering Body of Knowledge, 2009).<br />

ÇMBB çevre mühendisliğinin hızla gelişmekte ve değişmekte olduğunu<br />

kabul eder. Dolayısıyla, ÇMBB çevre mühendisliği eğitim programları<br />

ile bireysel mesleki gelişim için özümsenmesi gereken bir kılavuz olarak<br />

tasarlanmıştır. En önemli hedefi çevre mühendislerinin geleceğe yöne-


40 Çalıştay Kitabı<br />

lik mesleki gereksinimlere yönelik eğitilmesi/hazırlanmasıdır. Mezuniyet<br />

aşamasında ya da mesleği icra etmekte olan bir çevre mühendisinin<br />

ÇMBB’de tanımlanan yeterliliklerin tümüne sahip olması beklenmemelidir.<br />

Eğitim programları hedeflerini bileşenlerinin gereksinimlerine göre<br />

oluşturacak ve bu hedeflere uygun ÇMBB çıktılarına ve yeterliliklere<br />

daha çok vurgu yapacaktır. Benzeri bir biçimde çevre mühendisleri yaşam<br />

boyu öğrenme (meslek içi eğitim) etkinlikleri aracılığıyla, kendilerini<br />

bireysel kariyer hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olacak ÇMBB çıktıları<br />

konusunda geliştireceklerdir. Dolayısıyla ÇMBB bir dizi katı kurallar<br />

dizininden çok, geleceğe yönelik, yön gösteren, “bir pusuladan çok bir<br />

yol haritası” olarak algılanması gereken bir kılavuz olarak algılanmalıdır<br />

(Kilduff, 2008).<br />

ABD ile Türkiye arasındaki eğitim sistemi, çevre mühendisliği çalışma<br />

alanları, mezunlardan beklentiler, vb. bazlı önemli farklılıklar söz konusudur.<br />

Buna rağmen, ülkemize özgü bir bakış açısı ile bu çalışmada kısaca<br />

özetlenen <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bilgi Birikimi Çalışmasının ülkemizdeki ilgili<br />

eğitim programlarının değerlendirilmesinde/geliştirilmesinde önemli<br />

bir araç oluşturabileceği düşünülmektedir.<br />

<strong>ÇEVRE</strong> MÜHENDİSLİĞİ BİLGİ BİRİKİMİNİN YAPISI<br />

ÇMBB ABET 2000 kriterleri ile uyumlu olarak tanımlanmıştır. Her bir çıktı<br />

için performans düzeyleri ve bilgi alanları belirlenmiştir. ÇMBB’de kullanıldıkları<br />

biçimiyle bu kavramlar şöyle tanımlanmıştır:<br />

• Çıktı bir işi ya da görevi yapabilmek, hizmeti üretebilmek,<br />

• Performans Düzeyi söz konusu işin, görevin ya da hizmetin entelektüel<br />

derinliği,<br />

• Bilgi Alanı ise tarih ya da matematik gibi insan kavrayışının organize<br />

bir çalışma alanı<br />

olarak tanımlanmıştır.


Çalıştay Kitabı<br />

41<br />

ÇMBB’de temel yeterlilikler çıktılar ile tanımlanmış ve her çıktı için gerekli<br />

olan bilgi alanları belirlenmiştir. ÇMBB çevre mühendislerinin sahip<br />

olması gereken nitelikleri tanımlamakla kalmayıp, ilgili eğitim programları<br />

için bir çerçeve çizmenin yanı sıra işverenlerin çevre mühendislerinin<br />

bilgi altyapısını daha iyi tanımaları için bir araç oluşturmaktadır. ÇMBB<br />

çerçevesinde tanımlanan yeterlilik ve beceriler 1991 ve 1996’da gerçekleştirilen<br />

<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Eğitimi Konferanslarında tanımlananlar ile<br />

uyumludur (Baillod vd., 1991; Marini, 1996).<br />

1. Çıktılar<br />

<strong>Çevre</strong> mühendisliği çıktıları üç grup halinde düzenlenmiştir (Tablo 1). Birinci<br />

grup çevre mühendisliği eğitimi için temel dayanağı oluşturan bir çıktıyı<br />

içermektedir. Bu ana çıktı çevre mühendislerinin gelecekteki yenilikçi<br />

teknolojik değişim çağında mesleklerini etkin olarak icra edebilmeleri için<br />

gereken temel bilimler ile bulgu ve tasarım alanlarındaki yapabilirlikleri<br />

ile ilintilidir.<br />

İkinci grup problem çözme süreçleri için gerekli olan çıktıları tanımlamaktadır.<br />

Problem çözme süreçleri problemi tanımlamayı, kısıtları ve alternatifleri<br />

belirlemeyi, alternatifleri analiz etmeyi, uygun çözümü seçmeyi,<br />

optimize etmeyi ve uygulamayı kapsamaktadır. Bu yinelemeli (iteratif)<br />

bir süreçtir. Dolayısıyla bu süreçte yeni bilgiler edinildikçe, problemin<br />

yeniden tanımlanması, rafine edilmesi ve çözüm uygulandıktan sonra<br />

sonuçların sınanması (verifikasyonu) gerekir. Problem çözme hem analitik<br />

yetenekler hem de yaratıcılık gerektirir. Analitik yetenekler algılama,<br />

problemi tanımlama ve analiz edebilme için, yaratıcılık ise alternatif<br />

çözümleri tanımlayabilme ve çözümün göz önünde bulundurulmamış<br />

olabilecek sonuçlarını öngörebilmek için gereklidir. <strong>Çevre</strong> mühendisliği<br />

alanındaki problemlerin formülasyonu ve çözümü sürdürülebilirlik çerçevesinde<br />

gerçekleştirilmeli, toplumsal gereksinimleri gözetmeli ve küresel<br />

etkileri dikkate alınmalıdır.<br />

Üçüncü grup çıktılar çevre mühendislerinin başarılı çözümler üretebilmeleri<br />

için sahip olmaları gereken mesleki bilgi, beceri ve özellikleri kapsa-


42 Çalıştay Kitabı<br />

maktadır. Bu çıktılar yeterli iletişim, proje yönetimi ile diğer mühendisler<br />

ile çalışabilme beceri ve özelliklerine sahip olmaya karşılık gelmektedir.<br />

<strong>Çevre</strong> mühendisleri kariyerleri boyunca teknoloji, çevre sorunları, politikaları<br />

ve mevzuatındaki değişimleri izleyebilmelidirler. <strong>Çevre</strong> mühendisleri<br />

mesleklerini icra ederken toplumsal bakış açısına ve etik değerlere<br />

sahip çıkmalıdırlar.<br />

Tablo 1. <strong>Çevre</strong> mühendisliği bilgi birikimi çıktıları<br />

Çıktı Başlığı<br />

Ana Çıktı<br />

1. Temel çevre<br />

bilimleri bilgisi<br />

Çıktı İçeriği<br />

Bilgi ve Beceriye İlişkin Çıktılar<br />

<strong>2.</strong> Deney tasarlamak<br />

ve yapmak<br />

3. Modern<br />

mühendislik araçları<br />

4. Kapsamlı yetkinlik<br />

5. Risk,<br />

güvenilebilirlik ve<br />

belirsizlik<br />

6. Problem<br />

formülasyonu ve<br />

kavramsal analiz<br />

<strong>Çevre</strong> mühendisliği problemlerini anlayabilmek ve<br />

çözebilmek için gerekli olan matematik, fizik, kimya,<br />

biyolojik bilimler; yer bilimleri, kütle, enerji, kütlenin<br />

korunumu ve taşınım (transport) prensipleri.<br />

Analiz ve tasarım süreçleri için gerekli olan verileri<br />

üretmeye yönelik deneylerin tasarlanması ve<br />

yapılması.<br />

Mühendislik uygulamaları içingerekli olan teknik,<br />

beceri ve modern mühendislik araçları.<br />

<strong>Çevre</strong> mühendisliği mesleğinin uygulanması için<br />

gerekli olan ileri düzey bilgi ve beceriler.<br />

İnsan sağlığı ve çevresel süreçlerde kirleticilere maruz<br />

kalma sonucu ortaya çıkabilecek riskler ile bu riskleri<br />

azaltmaya, insan sağlığı ve çevreyi korumaya, halk<br />

sağlığını, refahını ve güvenliğini geliştirmeye yönelik<br />

olarak tasarlanan, inşaa edilen ve işletilen mühendislik<br />

yapılarına ilişkin belirsizlik ve güvenilebilirlik<br />

prensipleri.<br />

<strong>Çevre</strong> mühendisliği alanındaki problemlerin<br />

formülasyon ve analizi, problemin altyapısına<br />

ilişkin bilgi toplanması, alternatiflerin geliştirilmesi<br />

ve değerlendirilmesi, varolan gereksinim ve/<br />

veya kısıtların anlaşılabilmesi ve etkin çözümlerin<br />

önerilebilmesi.


Çalıştay Kitabı<br />

43<br />

7. Yaratıcı tasarım<br />

8. Sürdürülebilirlik<br />

9. Çoklu ortamlarda<br />

etkileşimler<br />

10. Toplumsal etki<br />

11. Güncel ve küresel<br />

konular<br />

<strong>Çevre</strong> mühendisliği alanındaki bir problem ile ilgili<br />

bir gereksinimin karşılanmasına yönelik olarak bir<br />

sistemin, bileşenin ya da sürecin tasarlanması.<br />

Sürürülebilirlik kavramının mühendislik sistemleri<br />

analiz ve tasarımına entegre edilmesi.<br />

Temel çevre bilimleri bilgisinin kirleticilerin hava, su<br />

ve toprak fazlarında ve mühendislik sistemlerinde<br />

akibet ve taşınımlarının tahmin edinebilmesine yönelik<br />

uygulanması.<br />

<strong>Çevre</strong> mühendisliği ile ilgili konuları etkileyen kamu<br />

politikalarının toplumsal etkisi.<br />

<strong>Çevre</strong> mühendisliği için yaşamsal öneme sahip<br />

küreselleşme ve diğer güncel konular.<br />

Mesleki Çıktılar<br />

1<strong>2.</strong> Disiplinlerarası<br />

takım çalışması<br />

13. Mesleki ve etik<br />

sorumluluklar<br />

14. Etkin iletişim<br />

15. Yaşamboyu eğitim<br />

16. Proje yönetimi<br />

17. İş ve kamu<br />

yönetimi<br />

18. Liderlik<br />

Karmaşık mühendislik problemlerinin çözümü için<br />

farklı disiplinlerden oluşan takımlarda etkin olarak<br />

çalışabilmek.<br />

<strong>Çevre</strong> mühendisliği ile ilgili mesleki ve etik konular.<br />

Teknik uzmanlar ve diğer toplum kesimleri ile etkin<br />

iletişim kurabilmek.<br />

Teknoloji, mevzuat, sanayi, kamu, vd. ile ilgili<br />

konulardaki bilgi ve becerileri güncel tutmaya ve<br />

geliştirmeye yönelik yaşamboyu eğitim.<br />

<strong>Çevre</strong> mühendisliği ile ilgili konularda proje yönetimi<br />

becerisi.<br />

Hem kamu hem de özel kuruluşların yönetimi için<br />

gerekli olan bilgi ve iletişim becerileri.<br />

Ortak misyon, vizyon ve amaçları gerçekleştirebilmek<br />

için gerekli oan yükümlülük, motivasyon ve liderlik<br />

özellikleri.


44 Çalıştay Kitabı<br />

<strong>2.</strong> Bilgi Alanları<br />

Bilgi alanları çıktıları gerçekleştirmek için gerekli olan spesifik öğrenme<br />

alanlarını tanımlar. Bunlar bir eğitim programı kapsamında verilen ayrı<br />

ayrı dersler olabileceği gibi farklı düzeylerde verilen birden fazla ders<br />

kapsamındaki konular ile de sağlanabilir. Tablo 2 bilgi birikimi alanları<br />

ile çıktılarını ilintilendirmektedir.<br />

3. Performans Düzeyleri<br />

Bir çevre mühendisinin ÇMBB çerçevesinde sahip olması gereken nitelik<br />

ve yapabilirlikler çıktıların performansını kavramsal bilgi ve uygulama ile<br />

ilintisi bazında tanımlayan iki boyutlu bir skala ile tanımlanmıştır (Şekil<br />

1).<br />

Şekil 1’in y-ekseni bilginin kavramsal düzeylerini, x-ekseni ise bilginin<br />

disipliner/disiplinlerarası ve tahmin edilebilen/edilemeyen durumlar<br />

için uygulama ile ilintisinin düzeylerini içermektedir. Farkılı bilgi ve ilinti<br />

düzeylerine karşılık gelen bölgeler farklı nitelik ve yetkinliklere karşılık<br />

gelmektedir. Örneğin “A-Edinme” düzeyinde temel bilgilerin edinimi söz<br />

konusu iken “B-Uygulama” düzeyinde edinilen bilginin problem çözümünde,<br />

tasarımda ve özellikle yeni ve önceden tahmin edilemeyen durumlar<br />

için kullanımı söz konusudur. “C-Özümseme” ve “D-Uyarlama”<br />

düzeyleri daha önce edinilen bilginin analiz ve karmaşık problemlerin çözümünde<br />

rutin olarak kullanılabilmesini kapsamaktadır.<br />

Şekil 1’de verilen performans düzeyleri ile bu düzeylerin tanımlanmasında<br />

kullanılan bilgi ve ilinti çerçevesi çevre mühendisliği disiplini özelindeki<br />

uygulamarı Environmental Engineering Body of Knowledge (2009)<br />

Raporunun Ek A bölümünde yer almaktadır.


Çalıştay Kitabı<br />

45<br />

Tablo <strong>2.</strong> Bilgi birikimi alanları ve çıktıları matrisi<br />

Gerekli Bilgi<br />

Alanları<br />

Matematik,<br />

Bilgisayar Dilleri<br />

Fizik, Mekanik<br />

Kimya<br />

Biyoloji, Ekoloji<br />

Kütle Korunumu<br />

Enerji Korunumu<br />

Kütle Taşınımı<br />

Isı Taşınımı<br />

Akışkanlar<br />

Mekaniği<br />

Yer Bilimleri<br />

Sistem Analizi<br />

Olasılık ve İstatistik<br />

Beşeri ve Sosyal<br />

Bilimler<br />

Ekonomi<br />

Teknik İletişim<br />

İş Yönetimi<br />

Çıktılar<br />

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18


46 Çalıştay Kitabı<br />

Şekil 1. Dagget’in bilgi ve uygulama ile ilinti çerçevesi<br />

Sonuç<br />

Ülkemizde çevre mühendisliği akreditasyon çalışmalarının gittikçe yayılmakta<br />

olduğu son dönemde ABET (Accreditation Board for Engineering<br />

Technology) çıktıları üzerine inşa edilmiş olan <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bilgi<br />

Birikimi (ÇMBB) çevre mühendisliği mesleğinin öğrenilmesi ve uygulanması<br />

için önemli olan bilgi ve yeterlilikleri kapsamaktadır.<br />

Çeşitli paydaş gruplarına mensup önemli sayıda uzmanın katkısı ile hazırlanmış<br />

bu çalışmanın ülkemizde sayısı son yıllarda çok hızlı artan çevre<br />

mühendisliği bölümlerine eğitim programlarını gözden geçirmeleri<br />

için önemli bir olanak sunduğunu düşünmekteyiz. ÇMBB ve olası diğer<br />

değerlendirme yöntemlerinin böylesi bir kullanımı, verilmekte olan çevre<br />

mühendisliği eğitimi kalitesini ve dolayısıyla mezunlarımızın mesleki<br />

yaşama ilişkin donanımlarını geliştirmelerine önemli bir katkı sağlama<br />

potansiyeline sahiptir.


Çalıştay Kitabı<br />

47<br />

Kaynaklar<br />

Baillod, C.R. et al 1991., “Development of Environmental Engineering Baccalaureate<br />

Programs and Degrees”, Proceedings, Sixth Conference on<br />

Environmental Engineering Education, ed by K.J. Williamson and M.R.<br />

Miller, Oregon State University, sayfa 49-74.<br />

Environmental Engineering Body of Knowledge, 2009. The Environmental<br />

Engineering Body of Knowledge Task Force, January 2009.<br />

Marini, R.C., 1996. “Skills and Attributes Required of the Environmental Engineer:<br />

A Practitioner’s View” in Environmental Engineering Education,<br />

The Relationship to Engineering Practice, Proceedings of the 1996 Environmental<br />

Engineering Education Conference, ISBN 1-883767-16-4, sayfa<br />

57-60.<br />

Kilduff J., 2008. “Developing a Body of Knowledge for Environmental Engineering”,<br />

38th ASEE/IEEE Frontiers in Education Conference, October<br />

22 – 25, 2008, Saratoga Springs, NY, ABD.


Doç. Dr. Deniz DÖLGEN


<strong>ÇEVRE</strong> MÜHENDİSLİĞİ EĞİTİMİNDE<br />

AKREDİTASYON VE AKREDİTASYON<br />

ÖLÇÜTLERİ<br />

Deniz Dölgen ve M. Necdet Alpaslan<br />

Dokuz Eylül Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü,<br />

35160 Buca, İzmir<br />

ÖZET<br />

Akreditasyon kaliteyi sağlamaya yönelik yapılan, gönüllülük esasına dayanan<br />

bir kalite güvence sistemidir. Yükseköğretimde akreditasyon, bir yükseköğretim<br />

kurumunun ya da öğretim kurumu tarafından uygulanmakta olan herhangi<br />

bir programın, ulusal ve/veya uluslararası düzeyde belirli performans<br />

standartlarına (kalite, verimlilik, etkinlik, vb.) sahip olduğunu ortaya koymayı<br />

amaçlar. Bu çalışmada akreditasyon süreci hakkında bilgi verilmiş, çevre<br />

mühendisliği eğitiminde akreditasyon için sağlanması gereken standartlar<br />

(ölçütler) tanıtılmış, bu bağlamda akreditasyon sürecinde karşılaşılan<br />

sorunlar irdelenmiştir.<br />

Anahtar Kelimeler: Akreditasyon, Kalite güvencesi, <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong>,<br />

Uygunluk değerlendirmesi<br />

YÜKSEKÖĞRETİMDE AKREDİTASYON<br />

Akreditasyon, yüksek öğretim kurumlarının ve/veya yürütülen programların<br />

belirli standartlara sahip olduğunu ortaya koymayı amaçlayan<br />

bir kalite güvence sürecidir. Akreditasyon sürecinin eğitim-öğretimin kalitesini<br />

arttırmak, sürekli izleyerek ve geliştirerek kaliteyi güvence altına<br />

almak, öğrenci ve akademisyen değişimini arttırmak, kurumlar arasında<br />

kredi transferini kolaylaştırmak, mezunların meslek yaşantılarına girişlerinde<br />

temel standartları belirlemek gibi yararları olduğu ifade edilmektedir<br />

(Aktan ve Gencel, 2007).


50 Çalıştay Kitabı<br />

Yükseköğretimde akreditasyon sürecinin başlıca aşamaları i) standartların<br />

tespit edilmesi, ii) hazırlık ve özdeğerlendirme çalışmaları, iii) dış<br />

değerlendirme ve ziyaret, iv) izleme, v) akreditasyon kurumu tarafından<br />

kararın verilmesi, vi) periyodik gözden geçirme şeklinde sıralanabilir.<br />

İlk aşamada (standartların tespit edilmesi), akreditasyon kurumu tarafından,<br />

yükseköğretim kurumu/programının değerlendirilmesinde kullanılacak<br />

standartlar belirlenir. Standartlar yüksek nitelikli eğitim programlarının<br />

geliştirilmesi için neler yapılması gerektiğini ifade eden değerlerdir.<br />

Yükseköğretim programının kabul edilebilir düzeyde olması için hangi<br />

öğelerin bulunması gerektiğini gösterir. Muhtelif akreditasyon kurumlarının<br />

ortaya koyduğu standartlar arasında bazı farklılıklar olmakla birlikte<br />

genelde bunların i) öğrencilere yönelik standartlar, ii) eğitim ve öğretimin<br />

amaçlarına yönelik standartlar, iii) program çıktıları ve değerlendirme yönelik<br />

standartlar, iv) öğretim kadrosunun kalitesine yönelik standartlar,<br />

v) altyapıya yönelik standartlar, vi) kurumsal destek ve mali kaynaklara<br />

yönelik standartlar, vii) program kriterleri başlıkları altında toplanabildiği<br />

görülmektedir.<br />

Akreditasyon sürecinin ikinci aşamasında (hazırlık ve özdeğerlendirme),<br />

akreditasyon sürecine tabi olmak isteyen yükseköğretim kurumu/program,<br />

ön hazırlık çalışmalarını yaparak kurum içi özdeğerlendirmesini<br />

tamamlar. Yükseköğretim kurumu/programa dair başarı belgeleri ve diğer<br />

dökümanlar hazırlanır. Bunlar akreditasyon kurumunun standartları<br />

doğrultusunda yazılı bir rapor haline getirilir (Özdeğerlendirme raporu).<br />

Raporun akreditasyon kurumuna takdiminin ardından, akreditasyon kurumu<br />

tarafından belirlenen uzman kişiler tarafından yerinde incelemeler<br />

yapılarak kurumun/programın değerlendirmesi yapılır (dış değerlendirme<br />

ve ziyaret).<br />

İzleme aşamasında yükseköğretim kurumu/program belirli süre ile yakından<br />

takip edilerek istenen standartlara uyum gösterip göstermediği<br />

gözlemlenir.


Çalıştay Kitabı<br />

51<br />

Tüm bu aşamalardan sonra, akreditasyon kurumu ilgili komisyonunu<br />

toplayarak akreditasyona tabi kurumun/programın mükemmeliyet standartları<br />

yönünden statüsünü onaylama veya reddetme kararını alır.<br />

Akreditasyon sürecini başarıyla geçmiş olan yükseköğretim kurumu/<br />

program periyodik dönemler itibariyle dış değerlendirmeye tabi tutulur.<br />

Böylelikle sürekli izleme ve değerlendirme yapılarak akredite edilmiş kurumun/programın<br />

sağlamış olduğu standartları koruması güvence altına<br />

alınır.<br />

KALİTE GÜVENCESİ VE AKREDİTASYON KONUSUNDA<br />

ULUSAL ÇALIŞMALAR<br />

Yükseköğretim Kurumu (YÖK), 1990’lı yılların sonlarından itibaren<br />

yükseköğretimde akreditasyonla ilgili değişik çalışmalar yapmıştır.<br />

ABD ve İngiltere’deki akreditasyon çalışmaları incelenmiş, bir proje<br />

neticesinde eğitim fakültelerinde akreditasyon uygulamasına geçilmesi<br />

için çalışmalar yapılmış ancak bu çalışmalar uygulamaya konmamıştır<br />

(Özer ve arkadaşları, 2010). 2005 yılında YÖK tarafından “Yükseköğretim<br />

Kurumlarında Akademik Değerlendirme ve Kalite Geliştirme”<br />

başlıklı bir yönetmelik yayınlamış ve Yükseköğretim Akademik Değerlendirme<br />

ve Kalite Geliştirme Komisyonu (YÖDEK) oluşturulmuştur.<br />

Yönetmelik, yükseköğretim kurumlarında kalitenin artırılması<br />

konusunda bazı ilkeler belirlemiştir. Bu yönetmelik, üniversitelerde<br />

akademik değerlendirme ve kalite geliştirmeyle ilgili kurullar kurulmasını<br />

şart koşmuştur. Bu anlayışla, üniversiteler bünyesinde kalite ile<br />

ilgili kurullar kurulmuş, ancak bu değişiklikler, kurum kültüründe ve<br />

kalitede ciddi bir dönüşüme neden olamamıştır (Özer ve arkadaşları,<br />

2010).<br />

Bu çalışmalar sürerken, 2002 yılında Türkiye ve KKTC’de mühendislik<br />

eğitimi veren fakültelerin dekanlarından oluşan Mühendislik Dekanları<br />

Konseyi (MDK) tarafından, bu fakültelerin bünyelerindeki mühendislik<br />

lisans programlarının değerlendirilmesi için ayrıntılı bir program düzenlemek<br />

ve uygulamak üzere Mühendislik Değerlendirme Kurulu adı ile


52 Çalıştay Kitabı<br />

anılan bağımsız bir sivil toplum platformu olarak kurulmuştur. Bu platform,<br />

25 Ocak 2007 tarihinde Mühendislik Eğitim Programları Değerlendirme<br />

ve Akreditasyon Derneği (MÜDEK) adında bir dernek haline<br />

dönüşerek tüzel kişilik kazanmıştır. MÜDEK, YÖK Genel Kurulu’nun 16<br />

Kasım 2007 tarihli kararı ile yükseköğretim kurumlarının mühendislik<br />

programlarında ulusal, sektörel ve program yeterlilikleri odaklı ulusal bir<br />

kalite güvence kuruluşu olarak resmen tanınmıştır.<br />

Ayrıca, MÜDEK, Avrupa Mühendislik Eğitimi Akreditasyon Ağı ENA-<br />

EE (European Network for Accreditation of Engineering Education) tarafından,<br />

21 Ocak 2009 tarihinden itibaren akredite edeceği mühendislik<br />

eğitimi programlarına EUR-ACE Etiketi vermek üzere yetkilendirilmiştir.<br />

MÜDEK 25 Haziran 2010 tarihinden itibaren IEA (International Engineering<br />

Alliance) Washington Accord’un geçici üyesi olmuştur. 2003 yılından<br />

itibaren değerlendirme ve akreditasyon çalışmalarını yürütmekte<br />

olan MÜDEK, Haziran 2010 itibariyle 16 farklı disiplinde toplam 164 mühendislik<br />

lisans programının değerlendirmesini gerçekleştirmiştir. Bunlar<br />

arasında 6 tanesi örgün eğitim, 2 tanesi ikinci öğretim olmak üzere toplam<br />

8 çevre mühendisliği programı akredite olmuştur. Akredite olan <strong>Çevre</strong><br />

<strong>Mühendisliği</strong> programlarının listesi aşağıda verilmiştir.<br />

• Anadolu Üniversitesi, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, <strong>Çevre</strong><br />

<strong>Mühendisliği</strong> Örgün Öğretim Programı (2009-2014)<br />

• Atatürk Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong><br />

Örgün Öğretim Programı (2008-2013)<br />

• Atatürk Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong><br />

İkinci Öğretim Programı (2008-2013)<br />

• Dokuz Eylül Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong><br />

Örgün Öğretim Programı (2005-2011)<br />

• Sakarya Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong><br />

Örgün Öğretim Programı (2010-2012)<br />

• Sakarya Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong><br />

İkinci Öğretim Programı (2010-2012)


Çalıştay Kitabı<br />

53<br />

• Selçuk Üniversitesi, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong><br />

Örgün Öğretim Programı (2006-2011)<br />

• Yıldız Teknik Üniversitesi, İnşaat Fakültesi, <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong><br />

Örgün Öğretim Programı (2009-2011)<br />

Ayrıca, MÜDEK dışında akreditasyon kurumlarından akredite olmuş<br />

çevre mühendisliği programları da bulunmaktadır. ODTÜ ve İTÜ <strong>Çevre</strong><br />

<strong>Mühendisliği</strong> programları Mühendislik ve Teknoloji Programları Akreditasyon<br />

Kurulu (ABET- Accreditation Board for Engineering and Technology)<br />

tarafından verilmekte olan Akreditasyon Belgesi “ABET EC 2000”<br />

belgesine sahiptir.<br />

AKREDİTASYON SÜRECİ VE DEĞERLENDİRME<br />

Akreditasyon Sürecinin ilk adımı kurumların akreditasyon başvurusu<br />

yapmak istedikleri programlarını akreditasyon kuruluşuna bildirmeleri<br />

ile başlar. Değerlendirmeye alınabilecek programların ilgili kurumlara<br />

bildirilmesinin ve akreditasyon kuruluşuna ödemelerin yapılmasının ardından<br />

programların hazırlayacağı Özdeğerlendirme Raporlarını teslim<br />

etmesi gerekir. Özdeğerlendirme Raporları değerlendirme heyetlerince<br />

incelenir, gerektiğinde kurumlardan ek bilgi de istenebilir. Bu aşamaya<br />

kadar geçen süreçte, raporların detaylı biçimde tetkik edilmiş olması, kurum<br />

ziyareti sırasında yerinde incelenmek üzere hazırlanması istenen ek<br />

bilgi ve belgelerin kuruma bildirilmesi, kurum ziyareti sırasında yapılacak<br />

belge incelemeleri, görüşmeler ve mekan ziyaretleri için bir ziyaret<br />

planının hazırlanması ve kurum yetkilileriyle kesinleştirilmesi gerekir.<br />

Özdeğerlendirme Raporlarının incelenmesinin ardından değerlendirme<br />

heyetleri kurum ziyaretleri yaparak yerinde incelemelerde bulunur. Kurum<br />

ziyareti kapsamında değerlendirme heyeti üyeleri öğretim üyeleri,<br />

öğrenciler, yöneticiler ve diğer paydaşlarla görüşmeler yaparak yazılı<br />

bir raporda (özdeğerlendirme raporu) belgelenemeyecek tüm unsurların<br />

niteliksel olarak değerlendirilmesini sağlar. Kurumun ve programların<br />

altyapı olanaklarını yerinde inceler. Üç günlük kurum ziyareti sonunda<br />

heyetin gerçeklere dayalı bulguları, üniversitenin rektörüne ya da yerine


54 Çalıştay Kitabı<br />

gösterdiği kişiye ve kendisinin uygun göreceği kurum akademik personelinden<br />

oluşan gruba sözlü olarak sunulur (çıkış bildirimi).<br />

Kurum ziyareti sonrasında kurum/programa, akreditasyon kararından<br />

önce ek görüş belirtme olanağı verilir. Otuz günlük süre içerisinde ziyaret<br />

sırasında belirtilen konulara ilişkin kurumun ilave olarak gösterebileceği<br />

kanıt, belge vb. dokümanlar eklenerek açıklamada bulunulur. Bundan<br />

sonra, akreditasyon kuruluşu tarafından kurumun ve değerlendirilen<br />

programların güçlü yönleri ile akreditasyon ölçütlerini sağlamadaki yetersizliklerin<br />

nedenlerinin açıklandığı bir değerlendirme raporu (taslak<br />

rapor) hazırlanır. Hazırlanan taslak raporun gereken kontrolleri yapıldıktan<br />

sonra onaya sunulur. Onaylanan raporlar için akreditasyon kararları<br />

alınmış olur ve sonuçlar ilgili kurumlara iletilir.<br />

Mühendislik Eğitim Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği<br />

(MÜDEK) tarafından yapılan akreditasyon değerlendirmelerinde bulgular<br />

güçlü yönler ve yetersizlikler şeklinde belirtilir. Eksiklik, bir ölçütün<br />

sağlanmadığının bildirimidir. Program ölçütler ile uyum içinde olmadığını,<br />

kurumun bu konuda acil önlemler alması gerektiğini gösterir. Zayıflık,<br />

bir ölçütün zorlukla ya da kısmen sağlandığını, ancak bir sonraki genel<br />

değerlendirmeye kadar programın niteliğinde bir bozulma olmayacağı<br />

garantisi bulunmadığını gösterir. Ölçütlerin daha kuvvetli bir şekilde sağlanması<br />

için kurumca düzeltici önlemler alınması gereklidir. Kaygı, bir<br />

ölçütün halen sağlandığını, ancak bu durumun yakın bir gelecekte değişme<br />

potansiyelinin olduğunu ve bu ölçütün ileride sağlanmayabileceğini<br />

gösterir. Ölçütlerin sağlanmasının devamını garanti etmek için kurumca<br />

olumlu bir girişim yapılması gerekmektedir. Gözlem ise değerlendirmede<br />

kullanılan ölçütler ile doğrudan ilgili olan ya da olmayabilen bir izlenim,<br />

yorum ya da öneridir. Kurumun programlarını daha da geliştirmek için<br />

gösterdiği sürekli çabalara yardımcı olmak üzere önerilmiştir (http://<br />

www.mudek.org.tr).<br />

Bir programın akreditasyonu, genellikle iki (2) ile beş (5) yıl arasında belirli<br />

bir süre için yapılır. Ölçütlerde belirtilen asgari koşulların tümünün<br />

sağlanması (programla ilgili hiç bir ölçütte “eksiklik” ve/veya “zayıflık”


Çalıştay Kitabı<br />

55<br />

değerlendirmesi yapılmaması durumu) durumunda beş (5) yıllık akreditasyon<br />

verilir. Bir programın genel değerlendirmesinde herhangi bir<br />

ölçütte “eksiklik” değerlendirmesi yapılmamış olmasına rağmen bir ya<br />

da daha fazla ölçütte “zayıflık” değerlendirmesi yapılmışsa, akreditasyon<br />

yalnızca iki (2) yıl için verilir. İki (2) yıl süreli akreditasyon verilen<br />

programların akreditasyon geçerlik süresinin son yılı (ikinci yıl) içinde<br />

ara değerlendirmeleri yapılır. Ara değerlendirme, genel değerlendirme<br />

sırasında “zayıflık” ve “kaygı” değerlendirmesi yapılmış ölçütlere odaklı<br />

olarak gerçekleştirilir. Ara değerlendirme sırasında herhangi bir ölçüt için<br />

“eksiklik” ya da “zayıflık” değerlendirmesi yapılması “eksiklik” olarak<br />

kabul edilir ve bu sonuca varılan tarihten itibaren bir (1) yıl içinde bu ölçütlere<br />

odaklanmış “kanıt göster” ara değerlendirmesi gerekir. Bu odaklanmış<br />

“kanıt göster” ara değerlendirmesi sonucunda ilgili ölçütlerdeki<br />

eksikliklerin hala sürmekte olduğu saptanırsa, programın akreditasyonu<br />

uzatılmaz. Diğer taraftan, ara değerlendirmede herhangi bir ölçütte “eksiklik”<br />

ya da “zayıflık” değerlendirilmesi yapılmayan programların akreditasyon<br />

süreleri en fazla üç (3) yıl süre ile bir sonraki genel değerlendirme<br />

tarihine kadar uzatılır (http://www.mudek.org.tr).<br />

Akreditasyonu olan bir programın genel değerlendirmesinde bir ya da<br />

daha fazla ölçütte “eksiklik” değerlendirmesi yapılmışsa bu sonuca varılan<br />

tarihten itibaren bir (1) yıl içinde bu ölçütlere odaklanmış bir “kanıt<br />

göster” ara değerlendirmesi gerekir. Eğer bu odaklanmış “kanıt göster”<br />

ara değerlendirmesi sonucunda ilgili ölçütlerdeki “eksiklik”lerin hala sürmekte<br />

olduğu saptanırsa, programın akreditasyonu uzatılmaz (http://<br />

www.mudek.org.tr).<br />

<strong>ÇEVRE</strong> MÜHENDİSLİĞİ EĞİTİMİNDE AKREDİTASYON<br />

ÖLÇÜTLERİ<br />

Akreditasyon kurumlarının ortaya koyduğu standartlar arasında bazı<br />

farklılıklar olmakla birlikte temel hedef, mühendislik programlarının<br />

kalite güvencesini sağlamak ve bu programların sürekli iyileştirilmesini<br />

desteklemektir. MÜDEK tarafından belirlenen Mühendislik Lisans Programları<br />

Değerlendirme Ölçütleri; i) öğrenciler, ii) eğitim amaçları, iii)


56 Çalıştay Kitabı<br />

program çıktıları, iv) sürekli iyileştirme, v) eğitim planı (müfredat), vi)<br />

öğretim kadrosu, vii) altyapı, viii) kurum desteği ve parasal kaynaklar,<br />

ix) organizasyon ve karar alma süreçleri, x) programa özgü ölçütler alt<br />

başlıklarında toplanmaktadır.<br />

Lisans düzeyindeki bir mühendislik programının değerlendirilmesi için<br />

başvuruda bulunan yükseköğretim kurumu/program belirtilen ölçütleri<br />

yerine getirdiğini kanıtlamakla yükümlüdür. Aşağıda bu ölçütlere dair<br />

açıklamalara yer verilmiştir.<br />

Ölçüt 1 (Ö1): Öğrenciler<br />

Bir mühendislik programının değerlendirilmesinde, öğrencilerin niteliği,<br />

gelişimi ve başarıları önemlidir. Programa kabul edilen öğrencilerin,<br />

programın kazandırmayı hedeflediği çıktıları (bilgi, beceri ve davranışları)<br />

öngörülen sürede edinebilecek altyapıya sahip olması gereklidir. Öğrencilerin<br />

kabulünde göz önüne alınan göstergeler izlenmeli ve bunların<br />

yıllara göre gelişimi değerlendirilmelidir.<br />

Ayrıca, ÖSS dışında ülkedeki diğer üniversitelerin çevre mühendisliği bölümlerinden<br />

yatay ve dikey geçiş yolu ile öğrenci kabulü kıstaslarını belirlemeli;<br />

çift ana dal, yan dal ve öğrenci değişimi uygulamaları ile başka<br />

kurumlarda ve/veya programlarda alınmış dersler ve kazanılmış kredilerin<br />

değerlendirilmesinde uygulayacağı politikaları bulunmalıdır.<br />

Kurum ve/veya program tarafından başka kurumlarla yapılacak anlaşmalar<br />

ve kurulacak ortaklıklar ile öğrenci hareketliliğini teşvik edecek ve<br />

sağlayacak politikalar oluşturmalıdır. Gerek öğrenci gerekse akademisyen<br />

değişimlerinin akreditasyon sürecinde önemi bulunmaktadır. Erasmus,<br />

Sokrates gibi değişim programlarından yararlanılması ancak belli<br />

kriterleri sağlayan öğrenciler için gerçekleşmektedir. Bunun için öğrencilerin<br />

ilk yıllardan itibaren bilgilendirilmesi önem taşımaktadır.<br />

Öğrencileri ders ve kariyer planlaması konularında yönlendirecek danışmanlık<br />

hizmeti verilmesi de önemli bir başka konudur. Bunun için akademik<br />

danışmanlık hizmetinin verilmesi ve takip edilmesi gereklidir.


Çalıştay Kitabı<br />

57<br />

Öğrencilerin program kapsamındaki tüm dersler ve diğer etkinliklerdeki<br />

başarıları şeffaf, adil ve tutarlı yöntemlerle ölçülmeli ve değerlendirilmelidir.<br />

Öğrencilerin mezuniyetlerine karar verebilmek için, programın gerektirdiği<br />

tüm koşulların yerine getirildiğini belirleyecek güvenilir yöntemler<br />

geliştirilmiş ve uygulanıyor olmalıdır.<br />

Ö2: Program Eğitim Amaçları<br />

Değerlendirilecek her mühendislik programı için, program mezunlarının<br />

yakın bir gelecekte erişmeleri istenen kariyer hedeflerini ve mesleki<br />

beklentileri tanımlayan genel ifadelerden oluşan program eğitim amaçları<br />

olmalıdır. Bu amaçların (a) kurumun, fakültenin ve bölümün özgörevleriyle<br />

uyumlu olması (b) iç ve dış paydaşlarının gereksinimleri dikkate<br />

alınarak belirlenmiş olması önemlidir. Eğitim amaçları, program mezunlarının<br />

mesleki beklentilerine yanıt verdiği için özellikle dış paydaşların<br />

(özel sektör ve kamu sektörü; meslek örgütlerinin temsilcileri, vb.) katkısı<br />

önemli olmaktadır. Bunun için danışma kurulu olarak isim verilebilen,<br />

çevre mühendisliği alanında aktif çalışanlar, öğretim elemanları, öğrencilerden<br />

oluşan kurul/komisyonların oluşturulması ve düzenli aralıklarla<br />

bir araya gelmesi sağlanabilir.<br />

Programlar, eğitim amaçlarına ulaşıldığını belirlemek ve belgelemek için<br />

bir ölçme ve değerlendirme süreci kurmalı ve işletmelidir. Bu süreç yardımıyla<br />

program eğitim amaçlarına ulaşıldığı kanıtlanmalıdır. Ayrıca, akreditasyon<br />

sürecinin temel gereklerinden biri şeffaflık olduğu için eğitim<br />

amaçlarının kolayca erişilebilecek şekilde yayımlanmış olması da önemli<br />

bir gerekliliktir.<br />

Ö3: Program Çıktıları<br />

Öğrencilerin programdan mezun oluncaya kadar kazanmaları gereken<br />

bilgi, beceri ve davranışları tanımlayan ifadeler program çıktıları olarak<br />

isimlendirilmektedir. Program çıktıları;


58 Çalıştay Kitabı<br />

• Program eğitim amaçlarına ulaşabilmek için gerekli bilgi, beceri ve<br />

davranış bileşenlerinin tümünü kapsamalıdır. Bu nedenle iç ve dış<br />

paydaşların katkılarıyla belirlenmelidir.<br />

• MÜDEK tarafından belirlenmiş program çıktılarını içermelidir.<br />

• Eğitim amaçlarıyla tutarlı olmalıdır.<br />

MÜDEK tarafından belirlenmiş program çıktıları aşağıda sıralanmıştır:<br />

• Matematik, fen bilimleri ve kendi dalları ile ilgili mühendislik konularında<br />

yeterli bilgi birikimi; bu alanlardaki kuramsal ve uygulamalı<br />

bilgileri mühendislik problemlerini modelleme ve çözme<br />

için uygulayabilme becerisi.<br />

• Karmaşık mühendislik problemlerini saptama, tanımlama, formüle<br />

etme ve çözme becerisi; bu amaçla uygun analiz ve modelleme<br />

yöntemlerini seçme ve uygulama becerisi.<br />

• Karmaşık bir sistemi, süreci, cihazı veya ürünü gerçekçi kısıtlar ve<br />

koşullar altında, belirli gereksinimleri karşılayacak şekilde tasarlama<br />

becerisi; bu amaçla modern tasarım yöntemlerini uygulama<br />

becerisi.<br />

• Mühendislik uygulamaları için gerekli olan modern teknik ve<br />

araçları geliştirme, seçme ve kullanma becerisi; bilişim teknolojilerini<br />

etkin bir şekilde kullanma becerisi.<br />

• Mühendislik problemlerinin incelenmesi için deney tasarlama,<br />

deney yapma, veri toplama, sonuçları analiz etme ve yorumlama<br />

becerisi.<br />

• Disiplin içi ve çok disiplinli takımlarda etkin biçimde çalışabilme<br />

becerisi; bireysel çalışma becerisi.<br />

• Türkçe sözlü ve yazılı etkin iletişim kurma becerisi; en az bir yabancı<br />

dil bilgisi.<br />

• Yaşam boyu öğrenmenin gerekliliği bilinci; bilgiye erişebilme, bilim<br />

ve teknolojideki gelişmeleri izleme ve kendini sürekli yenileme<br />

becerisi.


Çalıştay Kitabı<br />

59<br />

• Mesleki ve etik sorumluluk bilinci.<br />

• Proje yönetimi ile risk yönetimi ve değişiklik yönetimi gibi iş hayatındaki<br />

uygulamalar hakkında bilgi; girişimcilik, yenilikçilik ve<br />

sürdürebilir kalkınma hakkında farkındalık.<br />

• Mühendislik uygulamalarının evrensel ve toplumsal boyutlarda<br />

sağlık, çevre ve güvenlik üzerindeki etkileri ile çağın sorunları<br />

hakkında bilgi; mühendislik çözümlerinin hukuksal sonuçları konusunda<br />

farkındalık.<br />

Program çıktılarının sağlanma düzeyini dönemsel olarak belirlemek ve<br />

belgelemek için kullanılan bir ölçme ve değerlendirme süreci oluşturulmuş<br />

ve işletiliyor olmalıdır. Bu noktada, programların en çok kullandıkları<br />

araç anketler olmaktadır; ancak anketlerin dışında, eğitim performansının<br />

değerlendirilmesine yönelik çalışmalar yapılarak program çıktılarının<br />

sağlandığı/sağlanmadığına yönelik bilgi üretilmesi sağlanması önemli<br />

görülmektedir.<br />

Ö4: Sürekli İyileştirme<br />

Sürekli iyileştirme faaliyetleri akreditasyon sürecinin önemli bir bileşenidir.<br />

Yapılan her türlü uygulamanın, ölçme veya değerlendirmenin sonuçları<br />

mutlaka izlenmeli; gerekiyorsa yeniden yapılandırılmalıdır. Ayrıca,<br />

kurulan ölçme ve değerlendirme sistemlerinden elde edilen sonuçların<br />

programın sürekli iyileştirilmesine yönelik olarak kullanıldığına ilişkin<br />

kanıtlar sunulmalıdır.<br />

Ö5: Eğitim Planı<br />

Her programın, eğitim amaçlarını ve program çıktılarını destekleyen bir<br />

eğitim planı (müfredatı) olmalıdır. Eğitim planı bu ölçütte verilen ortak<br />

bileşenler ile programa özgü bileşenleri içermelidir. Eğitim planında yer<br />

alan dersler program çıktılarını ve amaçları ile uyumlu olmalıdır.


60 Çalıştay Kitabı<br />

Akreditasyon için eğitim planı aşağıdaki koşulları sağlamalıdır;<br />

(a) En az bir yıllık ya da en az 32 kredi ya da en az 60 AKTS kredisi tutarında<br />

matematik ve temel bilim eğitimi içermelidir. Temel bilim eğitimi ilgili<br />

disipline uygun olmalı ve deneysel çalışmalarla desteklenmelidir.<br />

(b) En az bir buçuk yıllık ya da en az 48 kredi ya da en az 90 AKTS kredisi<br />

tutarında temel mühendislik bilimleri ve ilgili disipline uygun mühendislik<br />

meslek eğitimi yer almalıdır.<br />

(c) Eğitim programının teknik içeriğini bütünleyen, proje yönetimi ve işletme<br />

konularına da aşinalık sağlayacak şekilde, program amaçları doğrultusunda<br />

genel eğitim bulunmalıdır.<br />

Öğrenciler, önceki derslerde edindikleri bilgi ve becerileri kullanacakları,<br />

mühendislik standartlarını ve gerçekçi koşulları/kısıtları (ekonomi, çevre<br />

sorunları, sürdürülebilirlik, üretilebilirlik, etik, sağlık, güvenlik, sosyal ve<br />

politik sorunlar gibi) içerecek bir ana tasarım deneyimiyle mühendislik<br />

uygulamasına hazır hale getirilmelidir.<br />

Ö6: Öğretim Kadrosu<br />

Öğretim kadrosu herhangi bir eğitim programının temel unsurudur. Bu<br />

nedenle, öğretim kadrosunun sayıca yeterli olması önemlidir. Bu sayı,<br />

(a) her biri yeterli düzeyde olmak üzere, öğretim üyesi-öğrenci ilişkisini,<br />

öğrenci danışmanlığını, üniversiteye hizmeti, mesleki gelişimi, sanayi,<br />

mesleki kuruluşlar ve işverenlerle ilişkiyi sürdürebilmeyi sağlamalı ve (b)<br />

programın tüm alanlarını kapsayacak biçimde olmalıdır. Öğretim kadrosu<br />

yeterli niteliklere sahip olmalı ve programın etkin bir şekilde sürdürülmesini,<br />

değerlendirilmesini ve geliştirilmesini sağlamalıdır.<br />

Ö7: Altyapı<br />

Sınıflar, laboratuarlar ve diğer teçhizat, eğitim amaçlarına ve program çıktılarına<br />

ulaşmak için yeterli ve öğrenmeye yönelik bir ortam hazırlamaya<br />

yardımcı olmalıdır. Öğrencilerin ders dışı etkinlikler yapmalarına olanak


Çalıştay Kitabı<br />

61<br />

veren, sosyal ve kültürel gereksinimlerini karşılayan, mesleki faaliyetlere<br />

ortam yaratarak mesleki gelişimlerini destekleyen ve öğrenci-öğretim<br />

üyesi ilişkilerini canlandıran uygun altyapı mevcut olmalıdır. Programlar<br />

öğrencilerine modern mühendislik araçlarını kullanmayı öğrenecekleri<br />

olanakları sağlamalıdır. Bilgisayar ve enformatik altyapıları, programın<br />

eğitim amaçlarını destekleyecek doğrultuda, öğrenci ve öğretim üyelerinin<br />

bilimsel ve eğitsel çalışmaları için yeterli düzeyde olmalıdır. Öğrencilere<br />

sunulan kütüphane olanakları eğitim amaçlarına ve program çıktılarına<br />

ulaşmak için yeterli düzeyde olmalıdır.<br />

Ö8: Kurum Desteği ve Parasal Kaynaklar<br />

Üniversitenin idari desteği, yapıcı liderliği, parasal kaynaklar ve dağıtımında<br />

izlenen strateji, programın kalitesini ve bunun sürdürülebilmesini<br />

sağlayacak düzeyde olmalıdır. Kaynaklar, nitelikli bir öğretim kadrosunu<br />

çekecek, tutacak ve mesleki gelişimini sürdürmesini sağlayacak yeterlilikte<br />

olmalıdır. Program için gereken altyapıyı temin etmeye, bakımını yapmaya<br />

ve işletmeye yetecek parasal kaynak sağlanmalıdır. Ayrıca, program<br />

gereksinimlerini karşılayacak destek personeli ve kurumsal hizmetler<br />

sağlanmalıdır. Teknik ve idari kadrolar, program çıktılarını sağlamaya<br />

destek verecek sayı ve nitelikte olmalıdır.<br />

Ö9: Organizasyon ve Karar Alma Süreçleri<br />

Kurum/Programın tüm karar alma süreçleri, program çıktılarının gerçekleştirilmesini<br />

ve eğitim amaçlarına ulaşılmasını destekleyecek şekilde düzenlenmelidir.<br />

Program özelinde Ana Bilim Dalı, Bölüm Kurulu, Bölüm<br />

Akademik Kurulu, Komisyon/Kurulların görev tanımları yapılmalı, periyodik<br />

olarak toplanmalı, yıl bazında faaliyet raporlaması yapması sağlanmalıdır.<br />

Birçok durumda kurul/komisyonlarda olgunlaşan konuların, bir<br />

sonraki aşamada Bölüm Akademik Kurullarında tartışılarak karara bağlanması<br />

yararlı olmaktadır. Kurumda ise Yönetim Kurulu, Fakülte Kurulu<br />

gibi oluşumların karar alma sürecinde kullanılması söz konusudur.


62 Çalıştay Kitabı<br />

Ö10: Programa Özgü Ölçütler<br />

Programa özgü ölçütler, belirli bir mühendislik disiplinindeki eğitim<br />

planına yönelik ek ölçütleri tanımlamaktadır. <strong>Çevre</strong> ve Benzeri Adlı Mühendislik<br />

Programları Program Ölçütleri başlığında mezunların aşağıdaki<br />

niteliklere sahip olduğu kanıtlanmalıdır: türevsel denklemleri de içerecek<br />

biçimde matematik, olasılık ve istatistik, matematiğe dayalı fizik, genel<br />

kimya, program amaçları doğrultusunda bir yer bilimi (jeoloji, meteoroloji,<br />

toprak bilimi gibi), program amaçları doğrultusunda bir biyoloji bilimi<br />

(mikrobiyoloji, su biyolojisi, toksikoloji gibi) ve program amaçları doğrultusunda<br />

akışkanlar mekaniği konularında yeterlilik; hava, yer ve su<br />

sistemleri ve ilgili çevre sağlığı etkileri konularında giriş düzeyinde temel<br />

bilgi; bu temel odaklanma alanlarının en az birinde deney yapabilme ve<br />

verileri analiz edip yorumlayabilme becerisi; ders programında meslek<br />

eğitimiyle entegre biçimde yürütülecek tasarım deneyimleri aracılığıyla<br />

kazanılmış tasarım becerisi; program amaçları ile ilgili ileri ilkeler ve uygulamalarda<br />

yeterlilik; mesleki uygulamalar ile kamu ve özel kuruluşların<br />

çevre mühendisliğine ilişkin rolleri ve sorumluluklarına ilişkin kavramlar<br />

hakkında bilgi sahibi olunmalıdır.<br />

SONUÇ VE ÖNERİLER<br />

Yükseköğretimde akreditasyon, bir kurumun/programın, ulusal ve/<br />

veya uluslararası düzeyde belirli performans standartlarına sahip olduğunu<br />

ortaya koyan bir uygunluk değerlendirmesidir. Akreditasyon<br />

ilgili yükseköğretim kurumuna, öğrencilere ve tüm paydaşlara;<br />

• başarılı öğrencileri çekme,<br />

• yetenekli araştırmacı ve öğretim üyelerini istihdam etme,<br />

• uluslararası hareketliliği arttırma (öğrenci ve akdemiysen),<br />

• diploma denkliği sağlama,<br />

• şeffaflık ve hesap verebilirlik sağlama gibi yararları vardır.


Çalıştay Kitabı<br />

63<br />

Ancak, akreditasyon sürecinde en önemli husus program çıktılarının sağlanıp<br />

sağlanmadığının değerlendirilmesidir. Öğrenme çıktılarının nasıl<br />

ölçülebileceği, bir başka deyişle herhangi bir dersten geçen öğrencilerin<br />

veya herhangi bir programdan mezun olanların o ders veya programın<br />

öğrenme çıktılarına sahip olduklarının nasıl değerlendirileceği (veya<br />

emin olunacağı) tartışma konusudur. Bologna süreci ile de yükseköğretim<br />

kurumlarının karşılaştırılabilirliği, dolayısıyla şeffaflığı sağlanmaya<br />

çalışıldığı için öğrenme çıktılarının ölçülebilir/ değerlendirilebilir olması<br />

gereği önem kazanmıştır. Bu nedenle, öğrenme çıktılarının sağlanması<br />

için güvenilir ölçüm yöntemlerinin kullanılmasına yönelik öneriler geliştirilmelidir.<br />

Öte yandan, ülkemizde 2010 yılı ÖSYM verilerine göre toplam 34 üniversitenin<br />

çevre mühendisliği programlarında eğitim verilmektedir. Eğitim<br />

programlarında benzerlikler bulunmakla birlikte eğitim kalitesinde akademik<br />

kadro, laboratuarlar, kütüphane, vb. değişik faktörlerin etkisiyle<br />

farklılıklar olduğu bir gerçektir. Bu farklılıkların giderilmesi için, gerek<br />

mezunlarının gerekse de programların birbirleriyle karşılaştırılabilmesini<br />

sağlayacak daha somut değerlendirme araçlarının kullanılmasına ihtiyaç<br />

vardır.<br />

Program çıktılarının sağlanıp sağlanmadığının değerlendirilmesinin yanı<br />

sıra öğrenme çıktılarının tanımlanması noktasında hem ülkeler arasında<br />

hem de aynı ülkelerin farklı yükseköğretim kurumları arasında farklılıklar<br />

bulunması da üzerinde durulması gereken bir diğer önemli konudur.<br />

Bu noktada öğrenme çıktılarının öğrenci ve iş piyasası temsilcilerinden<br />

alınacak geri besleme ile belirlenmesi ve buna dayalı olarak müfredatların<br />

yeniden oluşturulması ve belirli aralıklarla güncellemelerin yapılması<br />

yükseköğretimin eğitim kalitesini olumlu etkileyeceği kuşkusuzdur.<br />

Sonuç olarak, bir program/kurum akredite edildiğinde, eğitim-öğretimin<br />

kalitesinin artması, sürekli izleme ve geliştirme ile kalitenin güvence altına<br />

alınması, tanınma, güvenilirlik gibi bir takım avantajlar elde etmektedir.<br />

Akreditasyon süreci, kurumların/programların bir defaya mahsus<br />

gerçekleştirdikleri bir süreç olmayıp, bir kez başvuru yapıldıktan sonra


64 Çalıştay Kitabı<br />

yapılan ölçümler, sorgulamalar ve değerlendirmeler ile sürekli gündemde<br />

kalması gereken bir süreçtir. Yapılan tüm çalışmaların belgelendirilmesi,<br />

kanıtlarının tutulması, ölçme ve değerlendirme hizmetleri için sistematik<br />

bir çalışmayı gerektirmektedir. Bu nedenle, tüm iç ve dış paydaşların akreditasyon<br />

koşullarını iyi anlaması ve sürece katkı koyması çok önemlidir.<br />

Kalite güvencesinin bir anlayış olarak gelişmediği ve kültürel bir pratiğe<br />

dönüşmediği kurumlarda dışarıdan zorlamalarla kalite güvencesinin sağlanmasının<br />

kolay olmayacağı düşünülmektedir.<br />

Kaynaklar<br />

Aktan, C.C., Gencel, U., (2007): Yüksek Öğretimde Akreditasyon. Yaşar Üniversitesi<br />

Yayını, 2007.<br />

Altbach, P.G., Reisberg, L., Rumbley, L.E. (2009): Trends in Global Higher Education:<br />

Tracking an Academic Revolution. Paris: UNESCO.<br />

http://www.mudek.org.tr(Değerlendirme Ve Akreditasyon Uygulama Esasları<br />

Yönergesi, 26.03.2010)<br />

Schwarz, S., Westerheijden, D.F. (2007): Accreditation and evaluation in the European<br />

higher education area, Springer.<br />

Özer, M., Gür, B.S., Küçükcan, T., (2010): Yükseköğretimde Kalite Güvencesi,<br />

SETA Yayınları X, I. Baskı Ağustos, 2010 , ISBN : 978-605-4023-08-0<br />

ÖSYM. (2010). 2009-2010 öğretim yılı yükseköğretim istatistikleri. Ankara:<br />

ÖSYM<br />

UNESCO. (2004) Higher Education in a Globalized Society: UNES-<br />

CO Education Position Paper. Paris: http://unesdoc.unesco.org/<br />

images/0013/001362/136247e. pdf.


Çalıştay Kitabı<br />

65


Dr. Barış KAYMAK


<strong>ÇEVRE</strong> MÜHENDİSLİĞİ EĞİTİMİNDE<br />

AKREDİTASYON<br />

Emre Alp, Tuba Hande Ergüder, Barış Kaymak<br />

Orta Doğu Teknik Üniversitesi, <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü, 06531 Ankara<br />

Giriş<br />

<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> mesleği geçtiğimiz yüzyılın ortalarında sık olarak telaffuz<br />

edilmeye başlanmış olsada kökleri insanlık tarihinin erken dönemlerine<br />

kadar uzanır. Ülkemizde de 1970’lerin sonlarından bugüne <strong>Çevre</strong><br />

<strong>Mühendisliği</strong> eğitimi verilmektedir. Şu an Türkiye’de 32 yüksek öğretim<br />

kurumunda <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> lisans eğitimi verilmektedir. Çok geniş<br />

bir ilgi alanını kapsayan bu branş, sosyal ve beşeri bilimler gibi fen bilimleri<br />

ve klasik mühendislik uygulamalarını da bünyesinde kapsar. Böyle<br />

geniş kapsamlı bir branşın eğitiminde de eitim veren bölümlerin kurulduğu<br />

zamaki çevre teknolojilerinin değişikliği, imkânlar, kurum öğretim<br />

üyelerinin branşları ve kadro nedeniyle değişiklikler gözlenebiliyor. Ayrıca,<br />

<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> bilim ve teknolojideki gelişmelere paralel olarak<br />

diğer teknik branşlar gibi gelişmekte ve eğitim müfredatınında bu gelişimin<br />

arkasında kalmaması gereken bir branştır.<br />

Günlük hayatımızda bir çok şeyin belli standardta olmasını talep etmekte,<br />

Türk Standardlar Enstitüsü, ISO ve benzeri kurumları tarafından belgelenmiş<br />

olmasına dikkat etmekteyiz. Benzeri şekilde, Türkiye ve dünyada<br />

da eğitim üzerine benzeri çalışmalar yapan ve yüksek öğrenim için<br />

uluslararası kabul görmüş belli standardlar, kriterler geliştirmiş kurumlar<br />

vardır. Bir öğrenim kurmununun eğitim verdiği programda akreditasyon<br />

alabilmesi için ilgili akreditasyon kurmunun standard ve kriterlerine<br />

uyması gerekir. Bir yüksek öğrenim programının kalitesinin uluslararası<br />

olarak tanınması için gerekli en önemli unsurlardan biriside budur, uluslararası<br />

bir kurum tarafından akredite edilmiş olması.


68 Çalıştay Kitabı<br />

Yüksek öğretim kurumlarının eğitim verdikleri programlar farklı açılardan<br />

diğerlerleri ile karşıltırıldığında farklı sıralamalar oluşabilir, bu da<br />

öğrencilerin seçimlerinde yanlış yönelmelere neden olabilir. Diğer taraftan<br />

akreditasyon gereksinimleri, programın eğitimin yanı sıra, programın<br />

çıktıları, kendini değerlendirme sistemi, mesleki eğitim, mezunlarının<br />

mesleki başarısı, öğretim kadrosu, altyapısı, kurumsal yapısı gibi programa<br />

çok geniş bir açıdan inceler.<br />

Türkiye’nin bulunduğu coğrafi konum itibariyle Mühendislik eğitimi,<br />

<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> dahil, üzerine akreditasyon veren en önemli kurumlardan<br />

biri Avrupa Mühendislik Eğitimi Akreditasyon Ağı (ENAEE - European<br />

Network for Accreditation of Engineering Education ve bu kurumun<br />

verdiği Avrupa’da Akredite Almış Programlar (EUR-ACE - European<br />

Accredited Engineering programmes) belgesidir. Türkiye ve KKTC’de<br />

mühendislik eğitimi veren kurumların akreditasyonu için kurulmuş olan<br />

Mühendislik Değerlendirme Kurulu’da (MÜDEK) ENAEE’ye bağlı olarak<br />

çalışmakta EUR-ACE belgesi düzenlemektedir. Mühendislik eğitiminde<br />

akreditasyon veren ve uluslararası tanınan diğer bir kurumda Mühendislik<br />

ve Teknoloji Akreditasyon Kurulu (ABET - Accreditation Board for<br />

Engineering and Technology).<br />

Accreditation Board for Engineering and Technology (ABET)<br />

Accreditation Board for Engineering and Technology (ABET, Mühendislik<br />

ve Teknoloji Akreditasyon Kurulu) akreditasyonu, üniversitelerin mühendislik<br />

lisans programlarında verilen eğitimde, uzun yıllar süren çalışmalar<br />

sonucu oluşturulan nitelik ölçütlerini sağlamasını amaçlamaktadır.<br />

ABET, nitelik ölçütlerini, farklı alanlarda çalışan profesyoneller ve teknik<br />

krumlardan gelen geri beslemelere dayanarak belirlemektedir ve akreditasyon<br />

kapsamında başvuran bölümlerin bu ölçütleri yerine getirmesini<br />

beklemektedir. 1932 yılında Engineers’ Council for Professional Development<br />

(ECPD) ismiyle kurulan ABET, 1980 yılında bügünkü ismini almış<br />

ve 1989 yılından itibaren Amerika Birleşik Devletleri (A.B.D) dışındaki<br />

üniversitelere “denklik akreditasyon” hizmeti vermeye başlamıştır. 2007<br />

yılından itibaren hem A.B.D hem de A.B.D dışındaki üniversitelere aynı


Çalıştay Kitabı<br />

69<br />

ölçütler kullanılarak ayrımsız aynı akreditasyon hizmeti ve sertifikası vermeye<br />

başlamıştır. 1997 yılı ABET için dönüm noktası olmuştur ve on yıllık<br />

bir süreç içinde oluşturulup geliştirilen Mühendislik Ölçütleri 2000 (Engineering<br />

Criteria 2000, EC2000) uygulamaya konulmuştur. Mühendislik<br />

Ölçütleri 2000, küçük değişikliklere uğrayarak günümüzde de uygulanmakta<br />

olan ve temeli üniversitelerin ve lisans programlarının misyonları<br />

ile uyumlu olacak şekilde “Sürekli İyileştirme” prensibine dayanan ölçütlerdir.<br />

Türkiye’de ODTÜ <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü ABET akreditasyonunu,<br />

İTÜ <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü ise ABET akreditasyon denkliğini<br />

almışlardır.<br />

Akreditasyon Süreci<br />

Akreditasyon başvuruları gönüllülük prensibine dayandığı için, ABET<br />

tarafından akredite olmak isteyen üniversiteler başvurularını yaptıktan<br />

sonra süreç işlemeye başlar ve ABET’in denetimini yapacağı zamana kadar<br />

programların, içsel değerlendirmelerini yapıp “Öz Değerlendirme Raporlarını”<br />

tamamlamaları gerekmektedir. Öz Değerlendirme Raporu, öğrenciler,<br />

öğretim görevlileri, eğitim planı, başvuru, kabul ve mezuniyet<br />

süreci, akademik ve sosyal alanda sunulan hizmetler ve mali kaynaklar<br />

açısından ABET Ölçütlerinin sağlanıp sağlanmadığının değerlendirildiği<br />

rapordur. Başvuruyu yapan program Öz Değerlendirme Raporunu hazırlarken,<br />

ABET komisyonu denetimi yapacak olan ekibi oluşturmaya başlar.<br />

Denetim ekibi bir başkan ve program değerlendiricilerinden oluşur.<br />

Program değerlendiricileri o alanda çalışan akademisyenlerden, kamu,<br />

endüstri veya o özel şirketlerde çalışanlarından seçilebilmektedir. ABET<br />

ekibinin yerleşke ziyareti sırasında ders materyalleri, öğrenci projeleri,<br />

ödevleri ve sınavları incelenir ve öğrenciler, öğretim üyeleri ve idari personel<br />

ile görüşmeler yapılır. ABET denetçileri, ABET ölçütlerinin, Öz Değerlendirme<br />

Raporunda kapsamlı şekilde irdelenip bu ölçütlerin sağlanıp<br />

sağlanmadığını değerlendirirler. Yerleşke ziyareti sonunda ABET takımı<br />

yazılı bir rapor ile değerlendirme sonucunu üniversiteye bildirir. ABET’in<br />

yıllık olağan toplantısında denetlenen bölümlerle ilgili sonuç raporları akreditasyon<br />

önerileri ile birlikte sunulur. Denetçilerin bulguları doğrultu-


70 Çalıştay Kitabı<br />

sunda, ABET komisyon üyeleri akreditasyon sonucu için oylama yaparlar<br />

ve üniversiteye oylama sonucu bildirir. ABET tüm bu sürecin sonunda,<br />

akreditasyon sonucu olarak bölümlerin güçlü yanları, fırsatlar, zayıf yanları<br />

ve eksiklikleri ve programlarını geliştirmeye yönelik önerilerinden<br />

oluşan değerlendirme çıktılarını üniversiteye bildirirler. Akreditasyon en<br />

fazla 6 yıl için verilir ve akreditasyonu yenilemek için kurum yeni bir değerlendirme<br />

için başvurması gerekmektedir.<br />

Öz Değerlendirme Raporu<br />

Öz Değerlendirme Raporu, akreditasyon için başvuran bölümlerin ABET<br />

ölçütlerini ne oranda sağladıklarını ve bu amaçla hangi aşamaları izlediklerini<br />

açıkladıkları rapordur. Her yıl ufak değişiklikler gösterse de ana yapısı<br />

2000 yılından bu yana aynı kalan Öz Değerlendirme Raporunun 2011-<br />

2012 yılları için önerilen formatında aşağıdaki bölümler bulunmaktadır:<br />

Genel Bilgiler: Programla ilgili iletişim bilgileri, programın tarihi, yandal,<br />

gece, ortak program bilgileri, kurumsal organizasyon şeması, varsa bir<br />

önceki akreditasyon sürecinin özeti ve eksikliklerin giderilmesi için alınan<br />

önlemler genel bilgiler başlığı altında verilir.<br />

Ölçüt 1. Öğrenciler: Öğrenci kabul koşulları, performans izleme ve değerlendime<br />

yöntemleri, mezuniyet şartları, yatay geçiş şartları, ders saydırma<br />

koşulları, akademik ve sosyal danışmaklık hizmetleri ve son yılda mezun<br />

olan bazı öğrencilerin not çizelgeleri öğrenciler başlığı altında irdelenen<br />

konulardır.<br />

Ölçüt <strong>2.</strong> Program Eğitim Amaçları: Kurumun misyonu ve bu misyonla<br />

uyumlu eğitim amaçları bu bölümde irdelenir. Sürekli İyilesştirme süreci<br />

içinde Program Eğitim Amaçlarının ABET ölçütleri kullanılarak nasıl ve<br />

hangi ölçülerde sağlandığı açıklanır. Eğitim amaçları öğrenciler mezun<br />

olduktan sonra uzun vadede sahip olmaları gereken bilgi ve yetenekleri<br />

açıklar. Program paydaşları (öğrenciler, mezunlar, iş verenler, akademik<br />

kadro, özel sektör ve kamu kurumları çalışanları, ve çevre mühendisliğinde<br />

alanında söz sahibi meslektaşlar) sıralanır ve eğitim amaçlarının tüm


Çalıştay Kitabı<br />

71<br />

paydaşların gereksinimlerini nasıl karşıladığı açıklanır. Bu bölümün en<br />

sonunda program eğitim amaçlarının değerlendirme ve geliştirme süreci<br />

tanımlanır ve paydaşların bu süreç içindeki konumu açıklanarak yapılan<br />

değişiklikler, iyileştirmeler nedenleri ile birlikte somut şekilde açıklanır.<br />

Ölçüt 3. Öğrenci Çıktıları: Öğrenci çıktıları, öğrencilerin mezun oldukları<br />

anda sahip olmaları gereken bilgi ve yetenekleri ifade eder. Bu bölümde<br />

öğrenci çıktıları ile eğitim amaçları arasındaki bağıntı gösterilir. ABET,<br />

aşağıda a-k ya kadar sıralanan ve 2010-2011 değerlendirme döngüsünde<br />

yer alan öğreci çıktılarını bölümlerin sağlamasını bekler. Bölümler ihtiyaç<br />

duyarlarsa bu listeyi uzatabilirler.<br />

a) Matematik, fen bilimleri ve kendi dalları ile ilgili mühendislik konularındaki<br />

bilgi birikimini uygulayabilme becerisi<br />

b) Deneyleri tasarlama, uygulama aynı zamanda analiz etme ve verileri<br />

yorumlama becerisi<br />

c) Bir sistemi, sistemin parçasını veya süreci ekonomik, çevresel, sosyal,<br />

politik, etik, sağlık ve güvenlik, üretilebilirlik ve sürdürülebilirlik gibi gerçekçi<br />

kısıtlar ve koşullar altında, belirli gereksinimleri karşılayacak şekilde<br />

tasarlama becerisi<br />

d) Disiplinler arası takımlarda çalışabilme becerisi<br />

e) Mühendislik problemlerinin belirlenmesi, oluşturulması ve çözülmesi<br />

becerisi.<br />

f) Mesleki ve etik sorumluluk bilinci.<br />

g) Sözlü ve yazılı etkin iletişim kurma becerisi<br />

h) Mühendislik çözümlerinin küresel, ekonomik, çevresel ve sosyal boyutlarını<br />

kavrayabilecek eğitim seviyesi<br />

i) Yaşam boyu öğrenmenin gerekliliği bilinci ve becerisi<br />

j) Günümüz sorunları hakkında bilgi sahibi olmak<br />

k) Mühendislik uygulamaları için modern mühendislik araçlarını, tekniklerini<br />

kullanma becerileri


72 Çalıştay Kitabı<br />

Ölçüt 4. Sürekli İyileştirme: Öz değerlendirme raporunun bu bölümünde<br />

program eğitim amaçlarının ve öğrenci çıktılarının bölüm tarafından<br />

değerlendirilmesi süreci açıklanır. Bu süreç devamlılık gösteren ve tüm<br />

paydaşların içinde olduğu bir döngüdür. Değerlendirme süreci verilerin<br />

toplanması, analiz edilmesi ve sürekli iyileştirmeye yönelik olarak önlemler<br />

alınması ve uygulanması aşamalarını kapsar. Bu süreç içinde sınav<br />

kâğıtları, ödevler, projeler gibi doğrudan ölçme yöntemleri, mezunlar,<br />

işverenler ve akademisyenler ile yapılan dolaylı yoldan yapılan değerlendirmeye<br />

örnek gösterilebilecek anketler yer alabilir. Sürekli iyileştirmenini<br />

parçası olarak bölümler, veri toplama analiz etme ve değerlendirme sürecini,<br />

hangi sıklıkta veri toplandığını, başarı ölçütlerini, değlerlendirme<br />

sonuçlarının özetini ve verilerin ve sonuçların nasıl sunulup arşivlendiğini<br />

göstermelidir. Değerlendirmeler sonucunda eğitim amaçları ve öğrenci<br />

çıktıları sürekli olarak iyileştirme döngüsü içinde gelişim gösterir.<br />

Ölçüt 5. Eğitim Planı: Eğitim Planı, bir öğrencinin mezun oluncaya kadar<br />

alması gereken dersleri listeler ve 2010-2011 Mühendislik Programları için<br />

ABET Ölçütlerini sağladığını gösterir. Eğitim Planının, eğitim amaçları ve<br />

öğrenci çıktıları arasındaki bağıntısının gösterilmesi ve aşağıda 3 bileşeni<br />

verilen ders gruplarında belli oranlarda dersin eğitim planı içinde yer aldığı<br />

gösterilmelidir:<br />

a) Bir yıl için (%25) lisans seviyesi düzeyinde matematik ve temel bilimlerden<br />

oluşan ders grubu<br />

b) Bir buçık yılı kapsayacak şekilde (%37) programın ilgili alanı içinde<br />

kalacak şekilde mühendislik bilimi ve teknolojisi konuları ve tasarım bileşenleri<br />

olan mühendislik dersleri<br />

(c) Program amaçları ile uyumlu genel eğitim dersleri<br />

Ölçüt 6. Öğretim Kadrosu: Bölümler öğretim kadrolarının nitelik ve nicelik<br />

yönünden yeterli olduklarını gösterirler. Öğrenci-öğretim elemanı<br />

etkileşimi, öğrenci danışmanlık hizmeti, kurumsal görevler, endüstri ve<br />

kamu kuruluşları ile ilişkiler ve bilimsel aktiviteler açısından istenen seviyelere<br />

gelebilmek için sayıyal açıdan yeteri sayıda öğretim elemanı ol-


Çalıştay Kitabı<br />

73<br />

malıdır. Öğretim kadrosu, yapılan bilimsel aktiviteler, topluma hizmetler,<br />

danışmanlık hizmetleri açısından değerlendirilerek nitelik açıdan yeterliliği<br />

irdelenir.<br />

Ölçüt 7. Altyapı: Sınıflar, laboratuvarlar, bilgisayar donanımı ve teçhizat<br />

imkanlarının program amaçlarını sağlama yönünde sağliklı bir atmosfer<br />

oluşturduğu gösterilmelidir.<br />

Ölçüt 8. Kurumsal Destek: Kurumsal destek ve mali kaynaklar programın<br />

sağlıklı şekilde sürdülmesine, altyapı olanaklarının geliştirilmesine<br />

ve modern mühendislik araçlarının öğrencilerin profesyonel mühendislik<br />

altyapısı oluşturmasına yönelik imkanları sağlayacak şekilde olanak vermelidir.<br />

Program Ölçütleri:<br />

Aşağıda sıralanan 2010-2011 ABET program ölçütleri başlıklarında “çevre”<br />

ve benzeri nitelemeler bulunan programlar içindir.<br />

1. Eğitim Planı: Mezunların aşağıdaki niteliklere sahip olduğu kanıtlanmalıdır:<br />

türevsel denklemleri de içerecek biçimde matematik, olasılık ve<br />

istatistik, matematiğe dayalı fizik, genel kimya, program amaçları doğrultusunda<br />

bir yer bilimi (jeoloji, meteoroloji, toprak bilimi gibi), program<br />

amaçları doğrultusunda bir biyoloji bilimi (mikrobiyoloji, su biyolojisi,<br />

toksikoloji gibi) ve program amaçları doğrultusunda akışkanlar mekaniği<br />

konularında yeterlilik; hava, yer ve su sistemleri ve ilgili çevre sağlığı<br />

etkileri konularında giriş düzeyinde temel bilgi; bu temel odaklanma<br />

alanlarının en az birinde deney yapabilme ve verileri analiz edip yorumlayabilme<br />

becerisi; ders programında meslek eğitimiyle entegre biçimde<br />

yürütülecek tasarım deneyimleri aracılığıyla kazanılmış tasarım becerisi;<br />

program amaçları ile ilgili ileri ilkeler ve uygulamalarda yeterlilik; mesleki<br />

uygulamalar ile kamu ve özel kuruluşların çevre mühendisliğine ilişkin<br />

rolleri ve sorumluluklarına ilişkin kavramlar hakkında bilgi.


74 Çalıştay Kitabı<br />

<strong>2.</strong> Öğretim Kadrosu: Tasarım bileşeni yüksek seviyede olan derslerden sorumlu<br />

olan öğretim üyelerinin çoğunluğunun profesyonel hayattan veya<br />

eğitiminden gelen yeterli altyapıya sahip olmaları beklenir<br />

Ekler: Ders İçerikleri, Akademik personelin özgeçmişleri, teçhizat desteği,<br />

kurumsal özet<br />

Mühendislik Eğitim Programları Değerlendirme ve Akreditasyon<br />

Derneği (MÜDEK)<br />

Amerika Birleşik Devletleri’nde mühendislik lisans eğitimi programlarında<br />

uygulanan ABET:2000’nin Türkiye’deki karşılığı diyebileceğimiz akreditasyon,<br />

MÜDEK (Mühendislik Eğitim Programları Değerlendirme ve<br />

Akreditasyon Derneği) akreditasyonudur. Bir sivil toplum kuruluşu olan<br />

MÜDEK, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ve Türkiye’de bulunan<br />

devlet ve vakıf üniversitelerinin mühendislik ve mühendislik-mimarlık<br />

fakülteleri dekanlarından oluşan Mühendislik Dekanları Konseyi (MDK)<br />

tarafından 2002 yılında kurulmuştur (1). Tüzel kişiliğini Ocak 2007 yılında<br />

alan MÜDEK, Yükseköğretim Kurumu (YÖK) tarafından Kasım 2007’de<br />

mühendislik programlarının yeterliliklerini hedefleyen ulusal bir kalite<br />

güvence kuruluşu olarak tanınmıştır (1).<br />

MÜDEK’in amacı, mühendislik alanındaki eğitim kalitesini yükseltmek<br />

amacıyla mühendislik lisans eğitim programlarının değerlendirilmesi, akreditasyonu<br />

ve bilgilendirilmesini yapmaktır (1). Bir başka değişle, Türkiye<br />

ve KKTC’deki mühendislik lisans eğitimi programlarında kalite yönetiminin<br />

uygulanmasını sağlayarak farklı disiplinlerdeki bu programların<br />

ve bu programlardan mezun olacak nitelikli mühendislerin sahip olması<br />

gereken özelliklerin standardizasyonunda ve sürekli gelişiminde yol göstermektir.<br />

Bu sayede, mühendislik alanındaki eğitim programlarının ilerletilmesinde<br />

ve yeni programların geliştirilmesinde rol alarak ülkemizde<br />

mühendislik eğitiminin gelişimini teşvik etmeyi amaçlamaktadır (2).<br />

MÜDEK mühendislik programlarını değerlendirmeye 2003 yılında başlamıştır.<br />

2006 yılında Avrupa Mühendislik Eğitimi Akreditasyon Ağı’nın


Çalıştay Kitabı<br />

75<br />

(ENAEE-European Network for Accreditation of Engineering Education)<br />

bir üyesi olan MÜDEK, ENAEE tarafından verilen yetki ile 2009 yılından<br />

itibaren ERA-ACE etiketini vermeye başlamıştır. Ayrıca, MÜDEK<br />

Haziran 2010 tarihinden itibaren IEA (International Engineering Alliance)<br />

Washington Accord’a geçici üye (Provisional Signatory) olarak kabul<br />

edilmiştir (1). Washington Accord, mühendislik lisans programlarının<br />

akreditasyonundan sorumlu kurumlarca 1989 yılında imzalanan uluslararası<br />

bir anlaşmadır (3). Akreditasyon kurumlarca akredite edilen<br />

programların denkliklerini tanır, ve üyeliği bulunan tüm akreditasyon<br />

kurumlarının akredite olunan programlardan mezun olan mühendisleri<br />

‘mühendislik alanında akademik yeterliliği sağladığı’ şeklinde tanımalarını<br />

sağlar. Washington Accord’da, Amerika Birleşik Devletleri’nin temsilcisi<br />

ABET’in yanı sıra Avustrulya, Kanada, İrlanda, Kore, Yeni Zelanda,<br />

Malezya, İngiltere gibi toplam 13 ülkenin akreditasyon kurumlarının<br />

üyeliği bulunmaktadır. Türkiye’yi temsil eden MÜDEK gibi, Washington<br />

Accord’a geçici üye kabul edilen akreditasyon kurumları arasında Almanya,<br />

Hindistan, Rusya, Sri Lanka ve Pakistan temsilcileri de bulunmaktadır.<br />

Geçici üyeliği bulunan kurumlar, üye ülke kurumlarınca henüz tanınmasa<br />

da, Washington Accord kapsamında potansiyel olarak uygun olan<br />

ve tam üyelik için gerekli prosedürlerin geliştirilmekte olduğu kurumlar<br />

olarak tanımlanmaktadırlar (3).<br />

Eğitim Programlarının Değerlendirilmesi ve Akreditasyonundaki<br />

Aşamalar<br />

Mühendislik lisans programlarının değerlendirilmesi ve akredite edilmesi<br />

görevi MÜDEK’in bağımsız organı olan Mühendislik Eğitim Programları<br />

Akreditasyon Kurulu (MAK) tarafından yürütülmektedir. Akreditasyonun<br />

değerlendirilmesi, mühendislik programı değerlendirilecek olan<br />

her bir kurum için, MAK tarafından oluşturulan farklı program değerlendirme<br />

takımlarınca gerçekleştirilmektedir. MAK’ın çalışma esaslarına<br />

yönelik bilgi Mart 2010’da yenilenen MÜDEK Çalışma Yönetmeliği’nde<br />

bulunabilir (2). Yenilenen bu yönetmelikle, mühendislik fakültesi dekanlığı<br />

bünyesindeki programlara akreditasyon verme yetkisine sahip


76 Çalıştay Kitabı<br />

olan MÜDEK’in yetki kapsamı genişletilmiştir. Yeni yönetmelikle, MDK<br />

kapsamında olmayan fakültelerce yürütülmekte olan mühendislik programlarının<br />

da akreditasyonları gerçekleştirilebilecektir. Diğer bir değişle,<br />

Mart 2010 tarihi itibariyle, programında ‘mühendislik’ kelimesi olan, ve<br />

Türkiye ve KKTC’de bulunup YÖK tarafından tanınan yüksek öğretim<br />

kurumlarındaki lisans ve lisansüstü eğitim programları akreditasyon için<br />

başvuru yapabileceklerdir (4).<br />

Mühendislik eğitimi programlarının akreditasyonu için uygulanan<br />

esaslar MÜDEK Değerlendirme ve Akreditasyon Uygulama Esasları<br />

Yönergesi’nde verilmiştir (4). Bu yönergeye göre, bir mühendislik programının<br />

akredite olup olmayacağı belirlenirken kullanılan değerlendirme<br />

ölçütleri (5) şu şekildedir;<br />

Genel Ölçütler<br />

Ölçüt 1. Öğrenciler<br />

Ölçüt <strong>2.</strong> Program eğitim amaçları<br />

Ölçüt 3. Program çıktıları<br />

Ölçüt 4. Sürekli iyileştirme<br />

Ölçüt 5. Eğitim planı<br />

Ölçüt 6. Öğretim kadrosu<br />

Ölçüt 7. Altyapı<br />

Ölçüt 8. Kurum desteği ve parasal kaynaklar<br />

Ölçüt 9. Organizasyon ve karar alma süreçleri<br />

Ölçüt 10. Programa özgü ölçütler


Çalıştay Kitabı<br />

77<br />

Program Ölçütleri<br />

Program ölçütleri, MÜDEK değerlendirme ölçütleri belgesinde (5), çeşitli<br />

mühendislik grupları için ayrı ayrı verilmiştir. Bu çalışmada, <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong><br />

programının akreditasyonu dikkate alındığı için, program özelindeki<br />

ölçütlerde, ‘<strong>Çevre</strong> ve Benzeri adlı Mühendislik Programları’ için<br />

belirtilen ölçütlere yer verilmiştir (5). Belirtilen program ölçütlerine göre,<br />

mezunların şu niteliklere sahip oldukları kanıtlanmalıdır: 1) matematik,<br />

olasılık ve istatistik, matematiğe dayalı fizik, genel kimya; 2) program<br />

amaçları doğrultusunda bir yer bilimi, bir biyoloji birimi ve akışkanlar<br />

mekaniği konularında yeterlilik; 3) hava, yer ve su sistemleri ve ilgili çevre<br />

sağlığı etkileri konularında giriş düzeyinde temel bilgi; 4) bu temel alanlardan<br />

en az birinde deney yapabilme ve verileri analiz edebilme yetisi;<br />

5) meslek eğitimiyle paralel yürütülebilecek tasarım becerisi; 6) program<br />

amaçlarına yönelik ileri ilkeler ve uygulamadaki yeterlilik; 7) mesleki uygulamalar<br />

ve kamu/özel kuruluşların çevre mühendisliğine ilişkin rolleri<br />

/ sorumluluklarına yönelik bilgi.<br />

Mühendislik programlarının değerlendirilmesinde, öğrencinin kalitesi,<br />

programın eğitim amaçlarının tanımlanması ve program çıktılarıyla karşılaştırılarak<br />

hedeflere ulaşılıp ulaşılmadığı, bunun anlaşılması için gerekli<br />

ölçme ve değerlendirme sistemlerinin/araçlarının olması ve uygulanması,<br />

bu uygulama sonucunda programdaki güçlü/eksik/zayıf yönlerin<br />

belirlenmesi ve eksik/zayıf yönlerin iyileştirilmesi, ve programla ilgili<br />

sürekli geliştirme/iyileştirmeye yönelik planların yapılması ve uygulanması<br />

önemli yer teşkil etmektedir. Dolayısıyla, akredite olacak olan mühendislik<br />

programlarının, bir çeşit kalite yönetim sistemini benimsemiş ve<br />

uyguluyor olması, ve bu sayede programın ürünü olarak güncel bilim ve<br />

teknolojik gelişmelere ayak uydurabilen ve belli bir kalitede mühendisler<br />

yetiştirmesi hedeflenmektedir.<br />

Yukarıda belirtilen değerlendirme ölçütleri, bir mühendislik programının<br />

akreditasyonu için sağlanması gereken asgari koşulları belirlemektedir.<br />

Kalite yönetim sistemini içermesi gereği, değerlendirme ölçütleri sürekli<br />

gelişimi ve yenilenmeyi içermelidir. Bu sebeple, ölçütlere yönelik yapı-


78 Çalıştay Kitabı<br />

lacak değişiklerde, iç paydaşların (MÜDEK ve MAK üyeleri, değerlendiriciler)<br />

ve dış paydaşların (<strong>TMMOB</strong>, mühendislik-mimarlık fakülteleri,<br />

ilgili bölümler, mühendislik öğrenci temsilcileri, ilgili meslek odaları, v.b.)<br />

görüşleri alınmaktadır (2).<br />

Programlarının akreditasyon için değerlendirilmesini isteyen yükseköğretim<br />

kurumları bu değerlendirme ölçütlerini sağlamak durumundadırlar.<br />

Akreditasyon değerlendirmesi için başvuruda bulunacak kurumlar öncelikle<br />

MÜDEK tarafından belirlenmiş format ve içerikteki özdeğerlendirme<br />

raporlarını hazırlarlar. Formatı uygun bulunan programların değerlendirilmesi<br />

işlemi MAK tarafından başlatılır. Sonrasında uygulanan değerlendirme<br />

aşamaları, özdeğerlendirme raporunun incelenmesi, kurum<br />

ziyareti ve değerlendirme takımı tarafından taslak raporun hazırlanarak<br />

MAK’a sunulmasını içermektedir. MÜDEK, MAK tarafından uygun bulunan<br />

programları akredite etmekte, ve her yıl akredite olmuş programların<br />

listesini topluma duyurmaktadır (1). MÜDEK akreditasyon süresi 2 ile 5<br />

yıl arasındadır. MÜDEK, değerlendirme ölçütlerinin hepsini tamamlayan<br />

programlara (eksiklik veya zayıflık değerlendirilmesi olmayan programlara)<br />

5 yıllık akreditasyon vermektedir. Akreditasyon sürecinin sonunda,<br />

akreditasyonun devamı için kurumlar MÜDEK Değerlendirme ve Akreditasyon<br />

Uygulama Esasları Yönergesi (4) doğrultusunda yeniden başvuru<br />

yapmalıdırlar, aksi takdirde ilgili programın akreditasyonu akreditasyon<br />

süresini doldurmasını takiben sona ermektedir.<br />

Ülkemizde Akredite olan <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümleri<br />

MÜDEK tarafından ülkemizde 1 Temmuz 2010 tarihi itibariyle akredite<br />

edilmiş olan <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümleri Tablo 1’de gösterilmiştir (1).<br />

Bu tabloda ‘normal ve ikinci öğretim’ şeklinde bir açıklamanın olmadığı<br />

üniversitelerde ikinci öğretimin olmadığı, dolayısıyla, akreditasyonun<br />

ve/veya ERA-ACE etiketinin normal öğretim programını kapsadığı bildirilmektedir.


Çalıştay Kitabı<br />

79<br />

Tablo 1. MÜDEK tarafından akreditasyon ve ERA-ACE etiketi verilmiş<br />

olan <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümlerinin bağlı olduğu üniversiteler (1)<br />

<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Programının bağlı<br />

olduğu üniversite<br />

MÜDEK<br />

akreditasyon süresi *<br />

EUR-ACE<br />

etiket süresi *<br />

Anadolu Üniversitesi 2009-2014 2009-2014<br />

Atatürk Üniversitesi<br />

(normal öğretim ve ikinci öğretim)<br />

2008-2013 2008-2013<br />

Dokuz Eylül Üniversitesi 2005-2011 -<br />

Sakarya Üniversitesi<br />

(normal öğretim ve ikinci öğretim)<br />

2010-2012 2010-2012<br />

Selçuk Üniversitesi 2006-2011 -<br />

Yıldız Teknik Üniversitesi 2009-2011 2009-2011<br />

*Tüm akreditasyonlar ve EUR-ACE etiketleri ilgili yılın 30 Eylül tarihi itibariyle<br />

geçerlidir.<br />

Tablo 1’de görüldüğü üzere, ülkemizde <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> lisans programı<br />

kapsamında MÜDEK/ERA-ACE akreditasyonu olan 6 üniversite<br />

bulunmaktadır. Daha önce de belirtildiği gibi ODTÜ <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong><br />

Bölümü ABET akreditasyonunu, İTÜ <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü<br />

ise ABET akreditasyon denkliğini almışlardır. Ülkemizde <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong><br />

lisans programı olan 32 üniversitenin olduğu düşünüldüğünde,<br />

MÜDEK/ERA-ACE veya ABET akreditasyon ve/veya denkliğini almış<br />

toplamda 8 <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> programının oluşu dikkat çekicidir. Ülkemizde<br />

akredite kuruluşlarca kalite güvencesi sağlanmış ve sürekli iyileşmeyi<br />

hedefleyen çevre mühendisliği bölümlerinin sayısının artması, hem<br />

ülke refah düzeyinin artması hem de bu bölüm mezunlarını dolayısıyla<br />

ülkemizi uluslararası arenada daha güçlü kılması açısından önemlidir.


80 Çalıştay Kitabı<br />

Kaynaklar<br />

URL-1, http://www.mudek.org.tr/tr/ (Erişim tarihi: 28 Ekim 2010) MÜDEK<br />

Çalışma Yönetmeliği- Sürüm 1.1– 20.03.2010. http://www.mudek.org.<br />

tr/tr/dernek/cyonet20100320.shtm (Erişim tarihi: 28 Ekim 2010).<br />

URL-2, http://www.washingtonaccord.org/Washington-Accord/signatories.cfm<br />

(Erişim tarihi: 29 Ekim 2010).<br />

URL-3, MÜDEK Değerlendirme ve Akreditasyon Uygulama Esasları Yönergesi-<br />

Sürüm 1.1 – 20.03.2010. http://www.mudek.org.tr/doc/tr/<br />

MUDEK-DAUE_Yonergesi_(1.2).pdf (Erişim tarihi: 28 Ekim 2010).<br />

URL-4, MÜDEK Lisans Programları Değerlendirme Ölçütleri- Sürüm <strong>2.</strong>0 –<br />

26.1<strong>2.</strong>2008 http://www.mudek.org.tr/doc/tr/MUDEK-Degerlendirme_<br />

Olcutleri_(<strong>2.</strong>0).pdf (Erişim tarihi: 29 Ekim 2010).<br />

URL-5, ABET, Accreditation Board for Engineering and Technology, Kasım<br />

2011, www.abet.org.


Çalıştay Kitabı<br />

81


Prof. Dr. Gürdal TUNCEL


ÜLKEMİZDEKİ <strong>ÇEVRE</strong> MÜHENDİSLİĞİ<br />

BÖLÜMLERİ’NDE YAPILAN BİLİMSEL<br />

ÇALIŞMALARIN DEĞERLENDİRİLMESİ<br />

Ayşegül Aksoy, Göksel Demirer, Tuba H. Ergüder,<br />

İpek İmamoğlu, F. Dilek Sanin, Gürdal Tuncel<br />

Orta Doğu Teknik Üniversitesi, <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü, Ankara<br />

Özet<br />

Yapılan çalışma bu güne kadar ülkemizdeki <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümlerinde<br />

yürütülen bilimsel çalışmaların ürünleri olan yayınlar üzerinden<br />

değerlendirilmesini içermektedir. Yayınlar bazında yapılan değerlendirmeler<br />

daha geniş kapsamlı bir çalışmanın parçasıdır. Değerlendirmelerde<br />

üniversitelerimizdeki <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümlerinin SCOPUS veri tabanında<br />

bulunan makale sınıfındaki yayınları baz alınmıştır. Türkiye’deki<br />

bütün <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümlerinde (ÇMB) bu güne kadar 3000 dolayında<br />

makale yayınlanmıştır. 2000 yılı öncesinde oldukça düşük seyreden<br />

makale sayıları 2000 yılından sonra hızla artarak 2008 yılında en yüksek<br />

düzeyine ulaşmıştır. Bu gelişme ülkemizdeki yayın politikasının bir başarısı<br />

olduğu kadar, öğretim üyesi sayısındaki artış ve bilimsel araştırmalara<br />

ayrılan kaynağın artması ile de ilişkilidir. Bu güne kadar yapılan benzer<br />

çalışmalarda daha ziyade bölümlerde yapılan yayın sayıları, bazen de kişi<br />

başına yayın sayıları, göz önüne alınmıştır. Her türlü göstergenin kendine<br />

göre bir değeri ve önemi olduğunu kabul etmekle birlikte, bu çalışmada<br />

yayın sayıları ve kişi başı yayın sayıları ile birlikte dergilerin etki faktörlerinin<br />

(impact factor) (EF) de göz önüne alınmasının gerektiği düşünülmüş<br />

ve hem yayın sayısını hem de etki faktörünü birlikte değerlendirebilmek<br />

için “Görünürlük Faktörü” olarak tanımlanan bir indeks kullanılmıştır.<br />

<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümlerinde yapılan yayın sayısı ile yayınların yapıldığı<br />

dergilere ait etki faktörlerinin (impact factor) çarpılması ile elde<br />

edilen Görünürlük Faktörü metin içersinde daha geniş olarak tartışılmıştır.


84 Çalıştay Kitabı<br />

I. Giriş<br />

Ülkemizde <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümleri 1980’li yıllarda aktif olarak faaliyet<br />

göstermeye başlamış ve 2000 yılından sonra da sayıları hızla artarak<br />

bu gün 36’ya ulaşmıştır. Yaklaşık otuz yılı bulan bu sürecin değerlendirilmesi<br />

ve yapılan değerlendirmeden çıkan sonuçların önümüzdeki yıllarda<br />

ÇM bölümlerindeki bilimsel çalışmaları nitelik ve nicelik olarak geliştirmeye<br />

yönelik politikaların oluşturulmasında kullanılması gerekmektedir.<br />

Değerlendirme verilen lisans ve lisansüstü eğitimdeki gelişmelerin,<br />

akademik kadrolardaki gelişmelerin ve yapılan bilimsel çalışmalardaki<br />

gelişmelerin değerlendirilmesi şekillerinde olabilir. Bu çalışmada sadece<br />

bilimsel çalışmalarla ilgili geçmiş otuz yıl içersinde olan gelişmeler incelenmiştir.<br />

Benzer değerlendirmeler, özellikle <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> eğitimi konusunda,<br />

daha önce de yapılmıştır (Sarı ve Yüceer, 1999; Orhon ve Görgün,<br />

1997; Topal ve Diğerleri, 2010). Bu konuda yapılan yayınların büyük bir<br />

bölümü, <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> konusuna deneyimli kişilerin (çoğunlukla<br />

öğretim üyelerinin) kişisel görüşleri formatında olmuştur. Bu çalışmada<br />

yapılan değerlendirmeler, objektif olabilmek için, mevcut yayın verilerine<br />

dayandırılmaya çalışılmıştır.<br />

Çalışmaya ODTÜ <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> bölümünün bir iç değerlendirmesini<br />

yapmak hedefiyle başlanmıştır. Burada sunulan değerlendirme,<br />

bölüm içi değerlendirmeyi yapmak üzere kurulan bir çalışma grubunun<br />

ürünlerinden birisidir. Makalenin başlığındaki yazar isimleri bu çalışma<br />

grubunun üyeleridir. Ancak, bölümümüzü Türkiye’deki diğer <strong>Çevre</strong> Mühendisleri<br />

bölümleri ile karşılaştırmak için veri toplanmaya başlayınca<br />

ülke bazında bir değerlendirmenin gerekliliği, eksikliği ve yapılabilirliği<br />

görülmüş; bunun üzerine çalışmalar kendi bölümümüzden, Türkiye’deki<br />

bütün <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> bölümlerini içerecek şekilde genişletilmiştir.<br />

Çalışmanın hedefi ülkemizdeki mevcut <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölüm’lerinde<br />

yapılan yayınların ilk yayının yapıldığı 1983 yılından bu yana nasıl bir<br />

değişim göstermiş olduğunu ortaya koymaktır. Bu makalede sunulanlar<br />

yaptığımız daha geniş kapsamlı çalışmanın bir bölümüdür. Bu bölümde


Çalıştay Kitabı<br />

85<br />

<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümlerinde yayınlanan makaleler ve bunlara ait<br />

etki, görünürlük faktörleri ile bölümlerdeki öğretim üyesi sayıları tartışılmıştır.<br />

Yayınların yanında, bölümlerimizde yürütülen TÜBİTAK projeleri<br />

ile ilgili bir değerlendirmeye de yer verilmiştir. Bunların dışında makalelerin<br />

yayınlandığı dergilerin nitelikleriyle ilgili bölüm başka bir çalışmada<br />

sunulacaktır. Yayınların araştırma alanlarına dağılımı, atıflar ve makale<br />

başına atıf sayısı gibi kavramlar halen üzerinde çalıştığımız konular olup<br />

bu çalışmada yer almamıştır.<br />

Tartışma bölümünde kullanılan şekillerde değişik üniversitelerdeki <strong>Çevre</strong><br />

<strong>Mühendisliği</strong> Bölümlerinin değişik kategorilerdeki durumları da gösterilmiştir.<br />

Bu çalışmanın amacı üniversiteleri karşılaştırmak değil, ileriye<br />

dönük yayın ve araştırma politikalarının oluşturulması için bir referans<br />

geliştirmektir. Bu nedenle de üniversiteler bazında bir karşılaştırmanın<br />

çalışmaya dahil edilip edilmemesi uzun süre tartışılmıştır. Sonunda böyle<br />

bir değerlendirmeyi çalışmaya dahil etmemenin bir eksiklik oluşturacağına<br />

karar verilmiş ve üniversiteler bazında hazırlanan şekiller de çalışmaya<br />

dahil edilmiştir.<br />

<strong>2.</strong> Veri Tabanı<br />

Çalışmada yapılan bütün değerlendirmelerde SCOPUS arama motorundan<br />

bulunan yayınlar baz alınmıştır. Üniversitelerin yayınları araştırılırken<br />

arama motorundaki “affiliation” (çalıştığı kurum) alanı kullanılmıştır.<br />

Bu alanda anahtar kelime olarak “Environmental Engineering” ve<br />

“üniversitenin adı” yazılarak arama yapılmıştır. Yazar isimleri, bildiri adı<br />

ve bibliyografik bilgisi (dergi, sayı, sayfa numarası ve yayınlandığı yıl),<br />

yazarların çalıştıkları kurumlara ait bilgiler o makalenin hangi yıl kaç atıf<br />

aldığı (makalenin yazarları dışındaki araştırıcılardan) bilgileri bir dosya<br />

halinde depolamıştır. Bu işlem <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> bölümü bulunan bütün<br />

üniversiteler için yapılmış ve her bölüm için bir dosya oluşturulmuştur.<br />

Daha sonra bu dosyalardaki yayınlar teker teker gözden geçirilmiş ve<br />

yayının ilgili üniversiteye ait olduğu teyit edilmiştir. Teyit aşamasından<br />

sonra yayın verileri sorgulama yapmaya müsait EXCELL ve LOTUS dosyalarına<br />

çevrilerek birleştirilmiştir.


86 Çalıştay Kitabı<br />

Birleştirilen dosyalardan iki farklı veri tabanı oluşturulmuştur. Bunlardan<br />

birincisi ülke bazında yapılacak değerlendirmelerde kullanılacak veri tabanı,<br />

diğeri ise, üniversiteler bazında yapılacak değerlendirmelerde kullanılacak<br />

veri tabanıdır. İkisi arasındaki fark mükerrer yayınların ülke<br />

bazında yapılacak değerlendirilmelerde tek bir yayın haline getirilmiş<br />

olmasıdır.<br />

Değişik üniversitelerdeki araştırıcıların birlikte yaptıkları yayınlar, doğal<br />

olarak, her iki (veya daha fazla) üniversite için yapılan aramalarda da çıkmaktadır.<br />

Türkiye için yapılan değerlendirmelerde (o yıl ülkemizde kaç<br />

makale yazıldığı gibi) mükerrer yayınlar tek bir yayın haline getirilmiştir.<br />

Ancak, üniversiteler bazında yapılan değerlendirmelerde mükerrer yayın<br />

her üniversitenin ayrı bir yayını olarak değerlendirilmiştir. Daha sonraki<br />

aşamalarda, oluşturulan veri tabanları değişik şekillerde sorgulanmış ve<br />

sonuçlar değerlendirilmiştir.<br />

SCI tarafından taranan dergiler dışında yapılan yayınlar, ulaşılmasındaki<br />

zorluklar nedeniyle, bu çalışmada yer almamıştır. Aynı şekilde tebliğlerin<br />

yayınlandığı bildiri kitaplarında yer alan makaleler de aynı nedenle çalışmaya<br />

dahil edilmemiştir. Bu tür bildiri kitaplarının çok ufak bir bölümü<br />

SCI tarafından tarandığından, bu bölümün toplam bildiri sayısını temsil<br />

etmeyeceği düşünülmüştür.<br />

<strong>2.</strong>1. Yayın verilerindeki belirsizlikler<br />

Gerek, bu çalışmada kullanılan SCOPUS olsun, gerekse diğer bilimsel arama<br />

motorları olsun harf – harf arama yaptıklarından yazar isimlerinde<br />

bölüm isimlerinde ve üniversite isimlerinde yapılacak en ufak hata bile<br />

makalenin bulunmasını imkansız kılmaktadır. Bu nedenle çıkartılan yayınlarda<br />

bazı eksiklerin olması söz konusudur. Bu tür eksikliklerin giderilmesi<br />

için, verilerin ilgili bölüme gönderilerek doğrulanması uygun olacaktır.<br />

Bizim bu çalışma için böyle bir kontrol yapmaya vaktimiz ve olanağımız<br />

olmadığından söz konusu belirsizliklerin üzerine gidilememiştir.<br />

Kendi bölümümüz için bir kontrol yapılmış ve SCOPUS’tan “Environ-


Çalıştay Kitabı<br />

87<br />

mental Engineering” ve “Middle East Technical University” anahtar kelimeleriyle<br />

bulunan yayınlar, üniversitemiz web sitesinde “staff-roaster”<br />

linkinde gösterilen ve öğretim üyelerimizin kendi beyanlarıyla doldurulan<br />

yayınlarla karşılaştırılmıştır. İkisi arasındaki küçük fark, ülke bazında<br />

yayınlanan 3000 makale içersinde bulunamayanların sayısının sonuçları<br />

değiştirecek kadar büyük olmayacağı sonucuna varmamızı sağlamıştır.<br />

Böyle bir çalışmanın bölümler arası işbirliğinde yapılması halinde, arama<br />

motorlarının duyarlılığından kaynaklanan bu tür belirsizliklerin yok edilmesi<br />

de mümkündür.<br />

<strong>2.</strong>3. Projeler<br />

Bu çalışma çerçevesinde değerlendirdiğimiz diğer bir konu üniversitelerde<br />

yapılan projelerle ilgili sayılar olmuştur. Üniversitelerde çok değişik<br />

türlerde projeler yürütülmektedir. Bunlar arasında TÜBİTAK 1001 programı<br />

çerçevesinde yapılan “ileri araştırma projeleri”, yine TÜBİTAK desteği<br />

ile yürütülen KAMAG (1007) projeleri, son yıllarda katılmaya başladığımız<br />

Avrupa Birliği projeleri (FP ve diğer), üniversitelerin Araştırma<br />

Fonu projeleri, Döner Sermaye projeleri sayılabilir. Ancak bu projelere,<br />

üniversiteler arasında bir işbirliği olmadan ulaşmak mümkün değildir.<br />

Bu çalışmada bütün üniversitelere teker teker ulaşıp söz konusu bilgileri<br />

toplamak mümkün olmamıştır. Çalışmanın daha ileriki aşamalarında<br />

böyle bir çabanın ortaya konması, üniversitelerimiz <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong><br />

Bölümlerinde yürütülen projelerin daha kapsamlı olarak değerlendirilmesini<br />

(projelerden yapılan tezler ve projelerden yapılan yayınlar gibi<br />

değerlendirmelerle birlikte) sağlayabilir.<br />

Bu çalışmada, araştırıcıların ulaşımına açık, merkezi bir veri tabanında<br />

bulundurulan TÜBİTAK destekli 1001 ve 1002 programları altındaki projeler,<br />

yine TÜBİTAK’ın, Türkiye ile diğer ülkeler arasında imzalanan ikili<br />

anlaşmalar çerçevesinde desteklediği, uluslararası projeler ve KAMAG<br />

projeleri (1007) değerlendirilmiştir.


88 Çalıştay Kitabı<br />

3. Sonuçlar ve Tartışma<br />

Yayınların yıllar içersindeki dağılımı<br />

Daha önce de ifade edildiği gibi bu makalenin dayanağı Ülkemizdeki<br />

<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölüm’lerinde yapılan yayınlar ve TÜBİTAK projeleri<br />

olmuştur. Böyle bir baz alınırken, yayınların bölümlerdeki proje ve proje<br />

dışındaki bilimsel araştırmalardan kaynaklandığı var sayılmaktadır ve<br />

bu şekilde yapılan yayın ve projelerin bölümlerdeki bilimsel faaliyetlerin<br />

bir göstergesi olduğu düşünülmüştür. Bu kötü bir varsayım olmamakla<br />

birlikte, bütün projelere ve tezlere ulaşmak mümkün olmadığından, kanıtlamak<br />

pek mümkün değildir.<br />

Ülkemizdeki üniversitelerde yer alan <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümlerinde<br />

SCI tarafından taranan dergilerde yayınlanmış makale sayısı Şekil 1’de<br />

gösterilmiştir. Türkiye’de <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> bölümlerinden yayınlanan<br />

ulaşabildiğimiz ilk makale Celal F. Gökçay ve Coşkun Yurteri tarafından<br />

1983 yılında Fuel dergisinde yayınlanan “Microbial desulphurization of<br />

lignites by a thermophilic bacterium” başlıklı makaledir. <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong><br />

Bölümleri’nin birer disiplin olarak gelişmeye başladığı bu yıllarda<br />

yayın sayıları oldukça azdır. 1980 – 1990 yıları arasında yayınlanan makale<br />

sayısı toplam 3000 makalenin 28 tanesini oluşturmuştur. 1990’lı yıllarda<br />

yayın sayısının yavaş yavaş artmaya başladığı görülmektedir. 1990 – 2000<br />

yılları arasında <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölüm’lerinde toplam 390 dolayında<br />

yayın yapılmıştır. Ancak yayın sayısındaki esas patlama 2000 yılından<br />

sonra gerçekleşmiştir. Yayın sayısı 2000 yılından sonra hızla artarak 2008<br />

yılında en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Şekilden de görülebileceği gibi,<br />

sadece 2008 yılında yayınlanan makale sayısı 350 dolayında olup, 1990<br />

– 2000 yılları arasında yayınlanan toplam makale sayısı ile aynı mertebededir.<br />

<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümleri tarafından yapılan yayın sayısı 2009<br />

ve 2010 yıllarında ise 2008 seviyesinin altında kalmıştır.


Çalıştay Kitabı<br />

89<br />

Şekil 1. <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> konularında makalelerin yıllara dağılımı<br />

2000 yılından sonra yapılan yayın sayısındaki hızlı artış, <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong><br />

bölümlerinde bundan sonra uygulanacak araştırma politikaları<br />

açısından doğru değerlendirilmesi gereken olgulardan önemli birisidir.<br />

Geleceğe yönelik araştırma politikalarının tamamen yayın sayısına bağlanması<br />

doğru değilse de, yayın sayısının göz önüne alınması gereken parametrelerden<br />

önde gelen birisi olduğu da yadsınamaz.<br />

2000 yılından sonra görülen yayın artışında birden fazla faktörün rol oynadığı<br />

düşünülebilir. Her şeyden önce bu yıllarda <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong><br />

Bölüm’lerinin sayısı hızla artmış, bu da araştırıcı sayısının artması sonucunu<br />

doğurmuştur. İkinci olarak Avrupa Birliğine giriş sürecinde Ülkemizin<br />

araştırma bütçesinin genel bütçenin %0.01 inden %2 sine çıkartılması<br />

gibi bir hedef konulmuş ve bu amaçla 2005 yılında TÜBİTAK bütçesine<br />

279 milyon € aktarılmıştır. Bu şekilde 1990 yılında Genel Bütçe’nin<br />

%0.012 si, 2000 yılında %0.01 seviyesinde olan araştırma harcamaları 2005<br />

yılında genel bütçenin %0.046 sı seviyesine yükselmiştir. Her ne kadar bu<br />

araştırma bütçesi tamamen Çere <strong>Mühendisliği</strong> (ÇM) alanında değilse de,<br />

çevre bilim dalları da bu artıştan payını almış ve artış bölümlerde yapılan<br />

araştırmalara ve yayınlara yansımıştır. Diğer önemli bir neden de Üniversiteler<br />

ve dolayısı ile <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> bölümlerindeki yükselme ve<br />

atama kriterlerinin bu yıllardan başlayarak gittikçe artan bir şekilde yapılan<br />

yayınlarla ilişkilendirilmesidir. 2000 yılının doçentlik sınavlarında


90 Çalıştay Kitabı<br />

yayınların değerlendirildiği ilk yıl olduğu düşünülürse, Doçentlik sınavı<br />

için yayın baskısının yayın sayısındaki artışta önemli bir faktör olduğu<br />

söylenebilir. Bir de, son olarak, TÜBİTAK ve üniversitelerin yapılan yayın<br />

sayısına bağlı olarak öğretim üyelerine maddi destek, seyahat desteği gibi<br />

ödül mekanizmalarını uygulaması da bu artışta rol oynamış olabilir.<br />

Bütün bu sayılan nedenlerin her birisinin toplam yayın sayısını ne kadar<br />

arttırdığını bulmak pek mümkün değildir. Doçentlik sınavlarında yayınların<br />

değerlendirme aşamasının 2000 yılında başlaması belki en önemli<br />

faktörün bu olduğunu işaret etmektedir. Gerçek olan, bütün bu etmenlerin<br />

2000 yılından sonra ÇM alanında yapılan yayınlarda çok önemli bir<br />

artışa neden olduğudur.<br />

Şekil 1’de dikkati çeken diğer bir nokta 2009 ve 2010 yıllarında yayın<br />

sayılarında gözlenen düşüş eğilimidir. Yayın sayısındaki bu azalmanın<br />

nedenleri bilinmemektedir. Belki bu azalma kısa süreli bir döngü olup<br />

önümüzdeki yıllarda gözlenmeyecek de olabilir. O nedenle bu değişimi<br />

dikkatle izlemek ve sürekli hale gelmesini engellemek gerekmektedir.<br />

Yapılan 3000 dolayında yayına üniversitelerin katkıları Şekil 2’de gösterilmiştir.<br />

1982 ile 2010 arasında yapılan bütün yayınlara bakıldığında (Şekil<br />

2a) sıralamanın İTU, DEU, ODTÜ şeklinde olduğu ve bu üç üniversiteyi<br />

Boğaziçi üniversitesi, Gebze YTE ve Yıldız TÜ’nin takip ettiği görülmektedir.<br />

Türkiye’deki ÇM bölümlerinde 1982 yılından beri yazılan 3000<br />

dolayındaki makalenin %21 kadarını İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ),<br />

ÇM bölümündeki araştırıcılar yazmıştır. Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ),<br />

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ), Boğaziçi Üniversitesi , Gebze<br />

Yüksek Teknoloji Enstitüsü (Gebze YTE) ve Yıldız Teknik Üniversitesi<br />

(Yıldız TÜ)’deki araştırıcıların da yayınların sırasıyla, %1<strong>2.</strong>7, %10.2, %7.7,<br />

%4.2 ve %4.0’ını yaptıkları görülmektedir.


Çalıştay Kitabı<br />

91<br />

Şekil <strong>2.</strong> <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> alanında yapılan yayınlara üniversitelerin katkıları, (a)<br />

bugüne kadar yapılan bütün yayınlar, (b) 1995 öncesindeki yapılan yayınlar, (c) 1995-<br />

2000 yılları arasında yapılan yayınlar, (d) 2000-2005 yılları arasında yapılan yayınlar,<br />

(e) 2005-2010 yılları arasında yapılan yayınlar.


92 Çalıştay Kitabı<br />

1982 – 2010 arasında kalan 28 yıllık süre oldukça uzun bir zaman dilimi<br />

olduğundan, bu süre zarfında yayın dağılımlarında bir değişim olup olmadığını<br />

anlayabilmek için üniversitelerin yayınlara katkıları beşer yıllık<br />

dönemlerde de incelenmiştir (Şekil 2, b,c, d ve e). Bu şekilde zaman dilimleri<br />

bazında yapılan değerlendirme oldukça ilginç bir noktayı ortaya<br />

çıkarmıştır.<br />

1996 öncesi dönemde yapılan yayınların çok büyük bir bölümü ITÜ ve<br />

ODTÜ, özellikle de İTÜ tarafından yapılmıştır. Bu dönemde ÇM bölümleri<br />

tarafından yayınların %72’si İTÜ ve ODTÜ ÇM bölümleri kaynaklı olmuştur<br />

(İTÜ %45 ve ODTÜ %27). DEU ve Boğaziçi üniversitelerinin toplam<br />

yayına bu dönemdeki katkıları yaklaşık olarak %10 mertebesindedir.<br />

1996 – 2000 yılları arasında da bu iki üniversitedeki ÇM bölümlerinin yayın<br />

sayısına katkıları diğer üniversitelerden yüksek olsa da, domine ettiklerini<br />

söylemek mümkün değildir. Söz konusu dönemde İTU toplam<br />

yayının %30 kadarını ODTÜ de %22 kadarını yapmıştır. DEÜ ve Boğaziçi<br />

Üniversitesinin yayın sayısına katkıları ise geçen döneme göre mütevazi<br />

bir artışla %13 seviyesine ulaşmıştır.<br />

2000 – 2005 yılları arasında yapılan yayınlara en büyük katkı yine İTÜ tarafından<br />

yapılmıştır. Ancak üniversiteler arasında, yayınlara yapılan katkılar<br />

açısından, artık büyük farkların kalmadığı görülmektedir. İTÜ’nün<br />

yayınlara katkısı, bir önceki dönemde %30 iken 2000 – 2005 döneminde<br />

%23’e gerilemiştir. İkinci sırada artık ODTÜ değil %13.4 katkı ile DEÜ<br />

yer almaktadır. ODTÜ <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü %10 kadar bir katkıyla<br />

üçüncü sıradadır. 2005 yılı sonrasında ise İTÜ’nün katkısının %16,<br />

DEU’nin katkısının %13 mertebesinde olduğu, diğer üniversitelerin toplam<br />

yayınlara katkısının %7 ve altında olduğu görülmektedir.<br />

Bu şekiller bir iki önemli değişikliği gözler önüne sermektedir. Bunlardan<br />

birincisi 1990’lı yıllarda diğer üniversitelere göre çok yüksek olan İTÜ<br />

ve ODTÜ katkıları 2000 yılından sonra azalmıştır. ITÜ’nün yayın katkısı<br />

%45’lerden %16’ya gerilemiş, ODTÜ ise %27’den %7’lere düşmüştür. Dönemler<br />

içerisinde gözlenen değişikliğin en önemli nedeni yeni kurulan<br />

ve başlangıçta akademik personel sayısı az olan üniversitelerin de yavaş


Çalıştay Kitabı<br />

93<br />

yavaş katkılarının artması olmuştur. Yayın sayılarına bakıldığında gerek<br />

ODTÜ’nün ve gerekse İTÜ’nün yaptığı yayınların zaman içerisinde arttığı<br />

görülmektedir. Örneğin 1996 – 2000 yılları arasında 77 olan İTÜ yayın sayısı<br />

2005 – 2010 yılları arasında yaklaşık dört kat artarak 293’e ulaşmıştır.<br />

Aynı şekilde 1996 – 2000 yılları arasında 51 olan ODTÜ makale sayısı 2005<br />

– 2010 yılları arasında 131 olarak gerçekleşmiştir. Ancak her iki üniversitenin<br />

<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> bölümleri tarafından yapılan yayınlarındaki artış<br />

da Türkiye genelindeki artışın çok altında kalmıştır.<br />

Şekil 2’de dikkati çeken diğer bir nokta DEÜ’nin yayın performansındaki<br />

zaman içerisinde görülen artıştır. DEÜ, <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü tarafından<br />

1996 öncesinde yayınlanan makale sayısı 13’dür. DEÜ, ÇMB’nün<br />

bu dönemde yayınlanan toplam makale sayısına katkısı %9 kadar olmuştur.<br />

1996 – 2000 yılları arasında aynı bölümde 24 makale yazılmıştır ve bu<br />

bölümün o dönemde yazılan makalelere katkısı %12 dolayında olmuştur.<br />

2000 – 2005 yıları arasında yazılan 109 makalenin katkısı %13.4’dür.<br />

Son olarak 2005 – 2010 yılları arasında DEÜ, ÇM bölümü kaynaklı 234<br />

yayın yapılmış ve bu sayının toplam yayındaki yüzdesi 1<strong>2.</strong>8 olmuştur.<br />

Bu rakamlara bakıldığında DEÜ - ÇM bölümünün, toplam yayın sayısına<br />

katkısını


94 Çalıştay Kitabı<br />

yayın sayısı arasında istatistik olarak anlamlı bir ilişki olduğu da görülmüştür.<br />

Dolayısı ile üniversitelerin personel politikaları bundan sonraki<br />

yıllarda araştırma potansiyelini belirleyecektir. Bu konuda yanıtlanması<br />

gereken bir çok soru vardır. Örneğin, ÇM Bölümü’nde olması gereken<br />

optimal öğretim üyesi kaçtır veya böyle bir optimal sayı düşünmek doğru<br />

mudur? Öğretim üyesi sayısı nasıl bir hızla artmalıdır. Kişi başına yapılan<br />

yayın sayısı için ideal bir rakam kaç olabilir. Yardımcı Doçent, Doçent<br />

ve Profesör ünvanına sahip araştırıcılar arasındaki optimal kabul edilecek<br />

oranlar nedir?<br />

Bu soruların yanıtları gerçekte çok önemli olmakla birlikte, bu çalışma<br />

çerçevesinde geleceğe dönük yanıtlar vermemiz pek de mümkün olmamıştır.<br />

Zaten yukarıda sunulan soruların bazıları da spekülatif olup tek<br />

bir doğru cevabı olmayabilir. Bu çalışmada 2009 ve 2010 yıllarında üniversitelerimizdeki<br />

öğretim üyesi durumu ortaya konmuş ve bazı üniversitelerimiz<br />

için personel sayısının zaman içerisinde ne şekilde değiştiği<br />

gösterilmiştir. Bu değerlendirmeye sadece Yardımcı Doçent, Doçent ve<br />

Profesör kadrosunda görev yapan öğretim üyeleri dahil edilmiştir. Bazı<br />

ÇM bölümlerinde Araştırma Görevlisi ve Uzman kadrolarında yer alan<br />

akademisyenlerin de araştırma faaliyetlerine aktif olarak katıldığı bilinmektedir.<br />

Ancak bu tür veriye ulaşmak mümkün olmadığından söz konusu<br />

kadrolar değerlendirmede yer almamıştır.<br />

Üniversitelerin ÇM bölümlerinde 2009 ve 2010 yıllarında Yardımcı Doçent,<br />

Doçent ve Profesör olarak görev yapan öğretim üyesi sayıları üniversitelerin<br />

web sitelerinden alınmıştır. Ancak bu verileri geriye dönük<br />

olarak elde etmek genellikle mümkün değildir. O nedenle, kişisel ilişkilerimizi<br />

kullanarak, Akdeniz Üniversitesi, Anadolu Üniversitesi, DEÜ ve<br />

Bolu İzzet Baysal Üniversiteleri ÇM bölümlerindeki Yardımcı Doçent, Doçent<br />

ve Profesör sayılarını yıllar bazında temin etme şansımız olmuştur.<br />

Bunlara ODTÜ ve İTÜ ÇM bölümleri de eklenmiştir. İTÜ ÇM bölümüne<br />

ait web sitesinde öğretim üyelerinin hangi yıllarda Yardımcı Doçent, Doçent<br />

ve Profesör olduklarına dair bilgi verildiğinden, söz konusu bölümün<br />

öğretim üyesi sayısını yıllar bazında web sitesinden çıkarmak mümkün<br />

olmuştur.


Çalıştay Kitabı<br />

95<br />

2010 yılı itibarıyla üniversitelerimizdeki 32 ÇM bölümünde Yardımcı<br />

Doçent, Doçent, ve Profesör Kadrolarında yer alan öğretim üyesi sayıları<br />

Tablo 1’de verilmiştir. Tablodan da hesaplanabileceği gibi, üniversitelerimiz<br />

ÇM bölümlerinde 158 tanesi Yardımcı Doçent, 102 Tanesi Doçent<br />

ve 108 tanesi Profesör kadrosunda olmak üzere toplam 368 öğretim üyesi<br />

görev yapmaktadır. Eski bölümlerde Profesör sayısı fazla iken (örneğin<br />

İTÜ, DEÜ ve ODTÜ’de Profesör kadrosunda bulunan öğretim üyeleri<br />

toplam öğretim üyesi sayısının sırasıyla %51, %53 ve %80’ini oluşturmaktadır),<br />

yeni kurulmuş bölümlerde Yardımcı Doçent ve Doçent sayılarının<br />

fazla olduğu görülmektedir (örneğin Çorlu Namık Kemal Üniversitesinde,<br />

Süleyman Demirel Üniversitesinde ve 18 Mart Üniversitesinde Yardımcı<br />

Doçent sayıları toplam öğretim üyesi sayısının, sırasıyla %85, %82<br />

ve %80’ini oluşturmaktadır). Bu şekilde bir dağılım önümüzdeki yıllarda<br />

yeni üniversitelerimizin yayınlara katkısının artacağını gösteren bir işaret<br />

olarak düşünülebilir.


96 Çalıştay Kitabı<br />

Tablo 1. 2010 itibariyle Türkiye’deki <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümlerinde<br />

istihdam edilen öğretim üyesi sayıları<br />

Y. Doç. Doç. Prof. Toplam<br />

İTÜ 7 12 20 39<br />

YILDIZ TEKNİK Ü. 12 4 5 21<br />

ATATÜRK Ü. 9 6 5 20<br />

DEU 5 4 10 19<br />

İSTANBUL Ü. 11 4 3 18<br />

GEBZE YTE 5 7 3 15<br />

BOĞAZİÇİ Ü 2 4 9 15<br />

SAKARYA Ü. 10 1 3 14<br />

SAMSUN 19 MAYIS Ü. 5 4 5 14<br />

ÇORLU NKÜ. 11 1 1 13<br />

ANADOLU Ü. 3 4 6 13<br />

SELÇUK Ü. 4 5 2 11<br />

SÜLEYMAN DEMİREL Ü. 9 1 1 11<br />

ULUDAĞ Ü. 3 4 4 11<br />

FIRAT Ü. 5 3 3 11<br />

KOCAELİ Ü. 5 4 1 10<br />

HARRAN Ü. 7 3 10<br />

ODTÜ 2 8 10<br />

ÇUKUROVA 2 6 1 9<br />

CUMHURİYET Ü. 4 3 2 9<br />

AKDENİZ Ü. 4 1 3 8<br />

FATİH Ü. 5 2 1 8<br />

MERSİN Ü. 2 4 1 7<br />

ERCİYES Ü. 5 1 1 7<br />

ABANT IBÜ. 5 2 7<br />

HACATTEPE Ü. 2 1 3 6<br />

BAHÇEŞEHİR Ü. 2 1 3 6<br />

AKSARAY Ü. 4 1 1 6<br />

KARAELMAS Ü. 1 2 2 5<br />

PAMUKKALE Ü. 2 3 5<br />

ÇANAKKALE 18 MAYIS Ü. 4 1 5<br />

BALIKESİR Ü. 3 1 1 5


Çalıştay Kitabı<br />

97<br />

Temin edebildiğimiz bazı ÇM bölümlerinde öğretim üyesi sayısının yıllar<br />

içersindeki değişimi Şekil 3a ve 3b’de gösterilmiştir. Şekil 3a’da veri temin<br />

edebildiğimiz üniversitelerin her birisindeki öğretim üyesi sayısının kuruluşlarından<br />

itibaren ne şekilde değiştiği, Şekil 3b’de ise bu üniversitelerdeki<br />

toplam öğretim üyesi sayısının yıllar itibarıyla ne şekilde değiştiği<br />

gösterilmiştir.<br />

Bazı Üniversitelerde Ö.Ü. sayısının yıllara göre değişimi<br />

Şekil 3. İstanbul Teknik Üniversitesi, Akdeniz Üniversitesi, Anadolu Üniversitesi,<br />

Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi ve Bolu İzzet Baysal<br />

Üniversitesinde öğretim üyesi sayılarının yıllar içerisindeki dağılımı


98 Çalıştay Kitabı<br />

Burada yer alan altı üniversiteden ODTÜ dışında kalan beş tanesi araştırıcı<br />

sayısını yıllar içersinde arttırmışlardır. Sadece DEÜ’nde artış 2004<br />

yılı sonrasında durmuştur. İTÜ, ÇM öğretim üyesi sayısını 1986 yılından<br />

başlayarak sürekli olarak arttırmayı başarmıştır. Öğretim üyesi sayısı itibarıyla<br />

ikinci sırada DEÜ ÇM bölümü gelmektedir. DEÜ ÇM bölümü öğretim<br />

üyesi sayısı 1998 yılı ile 2004 yılı arasında oldukça düzenli bir artış<br />

göstererek 15’den 22’ye ulaşmıştır. Ancak bu yıldan sonra öğretim üyesi<br />

sayısı çok değişmemiştir. Veri temin edilebilen üniversiteler arasında sadece<br />

ODTÜ ÇM bölümü 1988 yılından beri hiç bir değişim göstermemiştir.<br />

Söz konusu bölümde 1988 yılında 11 olan öğretim üyesi sayısı 2010<br />

yılında 10’dur.<br />

Yukarıda tartışılan altı üniversitedeki öğretim üyesi sayılarının yıllar bazında<br />

toplanmasıyla elde edilen toplam öğretim üyesi sayılarının zaman<br />

içerisindeki değişimi Şekil 3b’de gösterilmiştir. 1990 yılında 19 olan öğretim<br />

üyesi sayısı 2010 yılında 93’e ulaşmıştır. 1990 – 1995 yılları arasındaki<br />

beş yıllık süreçte öğretim üyesi (öü) artış hızı <strong>2.</strong>4 öü/yıl olmuştur. Bunu<br />

takip eden beş yıllık dönemde ise artış 5.4 öü/yıl olarak hesaplanmıştır.<br />

2000 – 2005 ve 2005 – 2010 dönemlerindeki artışlar ise sırasıyla <strong>2.</strong>2 ve 4.8<br />

öü/yıl olmuştur. Diğer bir deyişle bu üniversitelerin ÇM bölümlerindeki<br />

ortalama değişim hızı kabaca 3 öğretim üyesi/yıl şeklinde değerlendirilebilir.<br />

Bu değerlendirmeye dahil olan üniversitelerdeki toplam öğretim<br />

üyesi sayısı bütün üniversiteler toplamının %26 kadarını oluşturmaktadır.<br />

Kişi başı makale sayıları<br />

Makale sayılarının bilimsel performansın göstergesi olarak kullanmanın<br />

birkaç farklı yolu bulunmaktadır. Yayın sayısı fazla olan büyük bölümler<br />

daha ziyade yayın sayısının performans kriteri olarak kullanılmasını<br />

yeğlerken, belirli sayıda yayın yapan daha az kalabalık bölümler kişi başı<br />

yayın sayısının kriter olarak kullanılmasını tercih etmektedir. Esasında<br />

hangi yöntemin doğru olduğu hakkında sağlıklı bir yorum yapabilmek<br />

için öncelikle neden makale yazıldığı gibi oldukça felsefi bir soruyu doğru<br />

yanıtlayabilmek gerekir. Bu soru ile ilgili kişisel yanıtımız ve bu konudaki


Çalıştay Kitabı<br />

99<br />

doğru bulduğumuz yaklaşım bundan sonraki bölümde kısaca tartışılacaktır.<br />

Önceki bölümlerde Türkiye’deki <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölüm’lerinin toplam<br />

yayın sayısına katkıları tartışılmıştı. Bu bölümde ise ÇM Bölümleri’nin<br />

kişi başı yayın sayıları kısaca tartışılacaktır.<br />

2009 ve 2010 yılları için Türkiye’deki <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümlerinin<br />

kişi başı yayın sayıları Şekil 4’de gösterilmiştir. Kişi başı yayın değerlendirmesinin<br />

sadece 2009 ve 2010 yılları için yapılmasının nedeni Bütün ÇM<br />

bölümlerinin öğretim üyesi sayılarının sadece bu iki yıl için üniversitelerin<br />

web sitelerinden temin edilebilmesi olmuştur. Şekil 4’de gösterilen<br />

sıralama 2010 yılı rakamları baz alınarak yapılmıştır. 2009 yılı baz alınarak<br />

yapılacak bir değerlendirmede ufak tefek yer değiştirmeler olmakla<br />

birlikte genel eğilim çok değişmeyecektir. 2009 yılı ile 2010 yılı arasındaki<br />

önemli farklılıklar genellikle öğretim üyesi sayısı az olan üniversitelerde<br />

görülmektedir. Bu bölümlerde yayın sayısında bir yıldan diğerine olan<br />

küçük bir oynama bile kişi başı yayın sayısını önemli boyutta etkileyebilmektedir.<br />

Öğretim üyesi sayısı arttıkça bu tür oynamalar azalmaktadır.<br />

2010 yılı baz alınarak yapılan değerlendirmede kişi başına yapılan yayında<br />

başta öğretim üyesi başına <strong>2.</strong>0 gibi bir makale sayısıyla DEÜ ÇM bölümü<br />

gelmekte ve onu Selçuk Üniversitesi ve ODTÜ <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong><br />

bölümleri izlemektedir. Kişi başı yayın sayıları sadece iki yıl için hesaplanabildiğinden<br />

ve elde edilen rakamlar da farklılıklar gösterebildiğinden,<br />

kim kimin önünde şeklinde bir değerlendirme yapmak yerine, genel eğilime<br />

bakmak yeterli görülmelidir. Örneğin sıralamada 2009 yılı baz alınsaydı<br />

ilk üç, Selçuk Üniversitesi, ODTÜ, DEÜ şeklinde olacaktı.


100 Çalıştay Kitabı<br />

Şekil 4. Türkiyedeki <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümlerinde 2009 ve 2010 yıllarında yapılan<br />

kişi başı yayın sayıları<br />

Etki ve Görünürlük faktörleri<br />

Toplam yayın sayısının da, kişi başına yayın sayısının da, bölümlerin tek<br />

performans kriterleri olarak kullanılmaları doğru değildir. Çok basit bir<br />

örnek vermek gerekirse, bir araştırmacıdan oluşan bir bölüm olsa ve bu<br />

kişi kimsenin okumadığı dergilerde 200 tane yayın yapsa, bu bölüm rahatlıkla<br />

hem yayın sayısında hem de kişi başına yayın sayısında Türkiye’nin<br />

bir numarası olurdu. Yapılan yayınları kimse okumadıysa bu makaleleri<br />

yazmak ne kadar anlamlıdır? Sanırız bu noktada bir önceki bölümde sorduğumuz<br />

soruya geri dönmek ve yanıt aramak gerekmektedir. Soru “neden<br />

makale yazıldığı” şeklindeydi. Bu soruya bir çok değişik şekillerde<br />

yanıt vermek mümkün olabilir, kişilere bağlı olarak farklı yanıtlar da olabilir.<br />

Örneğin, bazı araştırıcılar Yardımcı Doçent, Doçent, Profesör olmak<br />

için yayın yapabilirler. Bazı bölümlerde “mahalle baskısı” olarak tanımlanabilecek<br />

bölüm içi baskılarla yayın yapılabilir, bazan gerek TÜBİTAK<br />

ve gerekse üniversiteler tarafından verilen para, seyahat gibi ödüller için<br />

yayın yapılabilir. Bütün bu gerekçeler belirli araştırıcı grupları için geçerli<br />

olabilir, ancak yayın yapmanın evrensel gerekçesi yabancıların “recogniti-


Çalıştay Kitabı<br />

101<br />

on” olarak tanımladığı, gerek kişisel ve gerekse kurumsal “görünürlüğü”<br />

veya “tanınırlığı” arttırmaktır. Bu nedenle de kimselerin okumadığı makalelerin<br />

yazılması çok anlamlı olmamaktadır. Bütün bu değerlendirmelerin<br />

ışığı altında, eğer üniversitelerimiz ÇM bölümlerinin performanslarını<br />

gösteren bir parametre bulunmak isteniyorsa, bu parametrenin okunurluğu<br />

göstermesi gerekmektedir. Dergilerin etki faktörleri (impact factor) bu<br />

amaçla kullanılabilecek bir parametredir.<br />

Etki faktörü, Thomson Institute of Scientific Information (ISI) tarafından<br />

bilimsel dergileri kantitatif olarak değerlendirebilmek için geliştirilmiş bir<br />

araçtır. Bu indeks, dergide o yıl kaç makale yayınlandığına ve her makalenin<br />

yayınlandıktan sonraki iki yıl içerisinde kaç atıf aldığına dayanmaktadır.<br />

Dolayısı ile etki faktörü dergilerde yayınlanan makalelerin ne kadar<br />

sıklıkla okunduğuna dayanan bir indekstir. Çok okunan, etki faktörü yüksek<br />

dergilerde yayın yapmak önemlidir. Ancak bunun da tek başına bireysel<br />

ve kurumsal görünürlüğün yeterli bir göstergesi olduğunu düşünmek<br />

doğru değildir. Bütün sene, etki faktörü (EF) 5 gibi oldukça yüksek bir<br />

dergide yayınladığınız tek bir makalenin size ve kurumunuza sağlayacağı<br />

görünürlük (tanınırlık veya recognition), EF 1.5 dolayında olan dergilerde<br />

yayınlanan 6 makalenin sağlayacağı görünürlük kadar olmayacaktır. Bu<br />

nedenle de makalelerin bölüm ve kişilere sağlayacağı görünürlüğü ne etki<br />

faktörü ne de yayın sayısı tek başına ifade etmekte yeterlidir.<br />

Çalışmanın bu bölümünde, yayınların kurumlara sağlayacağı görünürlüğü<br />

daha iyi ifade ettiğini düşündüğümüz ve “görünürlük faktörü” (GF)<br />

olarak tanımladığımız bir indeks geliştirilmiş ve kullanılmıştır. Görünürlük<br />

faktörü basit olarak etki faktörü ile yayın sayısının çarpılmasından<br />

oluşmaktadır. GF iki şekilde hesaplanabilir. Ya yayın yapılan bütün dergilerin<br />

etki faktörlerinin ortalaması alınarak toplam yayın sayısı ile çarpılır<br />

ya da her yayın hangi dergide yayınladıysa, o derginin etki faktörünü alır<br />

ve bütün etki faktörleri sonunda toplanır. İkinci yöntem ağırlıklı hesaplama<br />

yöntemi olup, bu çalışmada tercih edilen yol olmuştur.<br />

Yapılan çalışma çerçevesinde etki ve görünürlük faktörleri çok kapsamlı<br />

bir şekilde değerlendirilmiştir. Ancak bu makaleyi kabul edilebilir bir


102 Çalıştay Kitabı<br />

uzunlukta tutabilmek için o tartışmanın çok kısa bir özeti burada sunulmuştur.<br />

Çok ilginç sonuçlar verdiğini düşündüğümüz bu konudaki daha<br />

kapsamlı bir değerlendirme, “<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümlerinde yapılan<br />

yayınların niteliği” başlıklı başka bir yayında sunulacaktır.<br />

1983 – 2010 yılları arasında <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölüm’lerinde yapılan yayınların<br />

yıllık ortalama etki ve görünürlük faktörleri Şekil 5a ve 5b’de gösterilmiştir.<br />

Yıllık ortalama etki faktörü, o yıl yayın yapılan dergilerin etki<br />

faktörlerinin ortalamasıdır. Yıllık ortalama görünürlük faktörü hesabında<br />

ise önce her derginin etki faktörü, ÇM bölümleri tarafından o dergide<br />

yapılan yayın sayısı ile çarpılmış ve daha sonra bu rakamlar toplanarak<br />

yıllık ortalaması alınmıştır.<br />

Şekil 5a’dan da görüleceği gibi yıllık ortalama etki faktörü 2005 yılından<br />

sonra artmıştır. Bu da yapılan yayın kalitesinin son yıllarda arttığını<br />

göstermektedir. Bu makalede gösterilmeyen farklı istatistik testler de<br />

aynı şekilde son yıllarda yayınlanan makalelerin niteliklerinin daha iyi<br />

olduğunu göstermektedir. Şekil 5’de 1990 yılından önce ve 1991 yılındaki<br />

etki faktörlerinin 2010 yılından bile yüksek olduğu görülmektedir. Bunun<br />

nedeni söz konusu yıllarda etki faktörü çok yüksek olan “Nature” (EF =<br />

34) ve “Journal of the American Chemical Society” (EF = 8) dergilerinde<br />

yapılmış olan iki yayındır. O yıllarda her yıl yayınlanan makale sayısı az<br />

olduğundan tek bir yüksek etki faktörü bile ortalamayı çok etkilemiştir.<br />

2000 yılından sonra yapılan yayın sayısı çok arttığından, bir iki tane yüksek<br />

etki faktörlü yayının ortalama etki faktörünü değiştirmesi söz konusu<br />

değildir. Bu nedenle 2004 yılından sonra ortalama etki faktörlerinde<br />

görülen artış genel bir eğilim olup, yüksek etki faktörlü birkaç yayın ile<br />

açıklanamaz.


Çalıştay Kitabı<br />

103<br />

Şekil 5. Etki ve Görünürlük faktörlerinin yıllar içerisindeki değişimi<br />

Bölümlerimizin görünürlüğü ise, yayınlarda olduğu gibi 2000 yılından<br />

sonra artmaya başlamış, 2009 yılında en yüksek değere ulaştıktan sonra<br />

2010 yılında biraz düşmüştür. Daha önce de belirtildiği gibi görünürlük<br />

faktörü hem yayın sayısını hem de etki faktörünü içeren bir indeks olduğundan<br />

Şekil 5b hem yayın sayısının hem de etki faktörünün yıllar içerisindeki<br />

değişiminin özelliklerini taşımaktadır.<br />

Üniversitelerin ortalama etki ve görünürlük faktörleri Şekil 6a ve 6b’de<br />

gösterilmiştir. ÇM Bölümlerinde bu güne kadar yapılan yayınların ortalama<br />

etki faktörleri Pamukkale Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi ve Dokuz<br />

Eylül Üniversitesi şeklinde sıralanmaktadır. Aynı şekilde bölümlerde<br />

bu güne kadar yapılmış yayın sayıları da gösterilmiştir. DEÜ’de bu güne


104 Çalıştay Kitabı<br />

kadar 350 – 400 dolayında yayın yapılmıştır. Bunların ortalaması tabii ki<br />

anlamlıdır.<br />

Ancak bazı üniversitelerde çok az sayıda yayın yüksek etki faktörlü dergilerde<br />

yapılmıştır.<br />

Şekil 6. Türkiyedeki <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümlerinin ortalama etki ve görünürlük<br />

faktörleri<br />

Bunun ana resmi ne kadar sağlıklı gösterdiği biraz şüphelidir.<br />

Görünürlük faktör ise daha kabul edilebilir bir sıra izlemektedir. GF’i en<br />

yüksek olan bölüm İTÜ ÇM bölümüdür. Her ne kadar İTÜ ortalama etki<br />

faktörü sıralamasında önlerde değilse de, bu bölümde yapılan çok fazla<br />

sayıda yayın İTÜ ÇM bölümünü en görünür (veya tanınırlığı en yüksek)<br />

<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü haline getirmektedir. Görünürlük açısından<br />

İTÜ ÇM Bölümü’nü DEÜ ve ODTÜ ÇM bölümleri izlemektedir.


Çalıştay Kitabı<br />

105<br />

<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümlerinde yürütülen TÜBİTAK<br />

destekli projeler<br />

Çok doğal olarak bölümlerde yürütülen projeler bilimsel aktivitenin somut<br />

bir göstergesidir. Proje faaliyetlerinin bilimsel aktivitelerin önemli<br />

bir göstergesi olmasının yanında projelerden çıkan tez sayıları, projelerden<br />

kaynaklanan yayınlar da bölümde yürütülen bilimsel faaliyetlerin<br />

ne kadar sağlıklı olduğunu gösteren parametrelerdir. Projelerden bütün<br />

bu bilgileri çıkarabilmek için proje bilgilerinin tam olarak bilinmesi gerekmektedir.<br />

ÇM bölümlerinde, üniversitelerin kendileri tarafından desteklenen<br />

“Araştırma Projeleri” (BAP), DPT projeleri, AGÜDOS projeleri,<br />

TÜBİTAK projeleri, Avrupa Birliği Çerçeve Programı Projeleri, AB tarafından<br />

desteklenen Çerçeve Programı dışında kalan projeler gibi çok farklı<br />

türde projeler yürütülmüş ve yürütülmektedir. Bütün bu projelerle ilgili<br />

bilgilere, diğer üniversitelerin desteği olmadan ulaşmak mümkün değildir.<br />

Dolayısı ile bu makalede internet üzerinden ulaşılabilen TÜBİTAK<br />

veri tabanında bulunan projeler değerlendirilebilmiştir. Proje bilgileri konusundaki<br />

eksiklikler nedeniyle proje dağılımlarına çok büyük anlamlar<br />

yüklenmemiştir. TÜBİTAK proje desteğinin ülkemizdeki en önemli (tutar<br />

itibarıyla) destek olduğu düşünülürse, bu projelerin dağılımının toplam<br />

proje faaliyetleri ile ilgili bir fikir verebileceği de düşünülmüştür.<br />

TÜBİTAK veri tabanında değişik türde projelere ulaşmak mümkündür.<br />

Çalışmada 1991-2011 yılları arasında yürütülmüş olan projeler göz önünde<br />

bulundurulmuştur. Bunların toplam sayı ve toplam bütçe açısından<br />

en önemlisi 1001 programında dağıtılan proje desteğidir. Herne kadar<br />

KAMAG proje bütçeleri 1001 projelerinin bütçelerinden çok daha büyük<br />

olabiliyorsa da, KAMAG projelerinin sayısı 1001 projelerine nazaran çok<br />

daha az olduğundan, toplam dağıtılan bütçe açısından 1001 programı<br />

daha büyüktür. Bu çalışmada KAMAG (1007) projeleri ve TÜBİTAK ile<br />

başka ülkelerin araştırma kurumları arasında imzalanan ikili anlaşmalar<br />

çerçevesinde verilen projelere ve 1002 programı kapsamındaki projelere<br />

de ulaşmak mümkün olmuştur.


106 Çalıştay Kitabı<br />

Üniversitelerimizin ÇM bölümlerinde 2005 yılı öncesinde tamamlanmış<br />

olan TÜBİTAK projeleri, 2005 yılından sonra tamamlanmış TÜBİTAK<br />

projeleri, halen yürürlükte olan TÜBİTAK projeleri ve yürürlükte olan<br />

kişi başına TÜBİTAK projeleri Şekil 7’de gösterilmiştir. Şekil 7’de gösterilen<br />

projeler TÜBİTAK, 1001 programı projeleridir.<br />

2005 yılı öncesinde İTÜ ve ODTÜ’de 19’ar DEÜ’nde ise 18 proje tamamlanmıştır.<br />

Bu üç üniversiteyi 10 dolayında tamamlanmış proje ile Boğaziçi<br />

ve Marmara Üniversiteleri takip etmektedir (Şekil 7).<br />

2005 – 2011 yılları arasında yürütülmüş olan TÜBİTAK projelerinde de<br />

benzer bir dağılım görülmektedir. Bu dönemde İTÜ’de 24 proje yürütülmüştür.<br />

ODTÜ ve DEÜ ÇM Bölümlerinde ise sırasıyla 21 ve 17 adet proje<br />

yürütülmüştür (Şekil 7).<br />

Şekil 7. TÜBİTAK projeleri, (a) Üniversitelerde 2005 yılı öncesindeki tamamlanmış<br />

TÜBİTAK projeleri, (b) 2005 yılından sonra tamamlanmış TÜBİTAK projeleri,<br />

(c) Halen yürürlükte olan TÜBİTAK projeleri ve (d) Yürürlükte olan kişi başına<br />

TÜBİTAK projeleri


Çalıştay Kitabı<br />

107<br />

Halen yürütülmekte olan TÜBİTAK projelerinde ise sıralama İTÜ, Yıldız<br />

Teknik Üniversitesi, ODTÜ, Gebze YTE şeklindedir. Halen İTÜ’de 11, Yıldız<br />

Teknik Üniversitesi, ODTÜ ve Gebze YTE ise 9’ar proje yürütülmektedir.<br />

Halen yürürlükte olan projelerin kişi başına yapılan değerlendirmelerinde<br />

0.7 proje/ÖÜ ile ODTÜ ilk sırada bulunmaktadır. ODTÜ ÇM bölümünü<br />

0.62 proje/ÖÜ ile Hacettepe Üniversitesi ve 0.53 proje/ÖÜ ile Gebze<br />

YTE izlemektedir.<br />

1991-2011 yılları arasındaki TÜBİTAK destekli uluslararası projeler ile (ki<br />

bu projeler daha çok TÜBİTAK ile diğer ülkelerin benzer kuruluşları arasında<br />

yapılan ikili anlaşmalar çerçevesinde verilen projelerdir), KAMAG<br />

projelerinin üniversiteler arasındaki dağılımı Şekil 8’de gösterilmiştir.<br />

Şekil 8. TÜBİTAK tarafından uluslararası nitelikli projeler ve KAMAG projeleri


108 Çalıştay Kitabı<br />

Uluslararası nitelikli projelerde Boğaziçi Üniversitesi <strong>Çevre</strong> Bilimleri Enstitüsü<br />

açık ara ile ilk sırada yer almaktadır. Sekiz uluslararası nitelikli projeyi<br />

yürütmüş olan Boğaziçi Üniversitesini 3 proje ile İTÜ ÇM bölümü izlemektedir.<br />

Abant İB, Akdeniz, Yıldız Teknik, Anadolu, Hacettepe, Marmara<br />

Üniversiteleri, ODTÜ ve Gebze YTE’nün her birinde ise uluslararası<br />

nitelikte ikişer proje yürütmüşlerdir.<br />

KAMAG projelerinde ilk sırada sekiz proje yürüten İTÜ ÇM Bölümü bulunmaktadır,<br />

İTÜ’yü dört KAMAG projesi ile ODTÜ ÇM Bölümü, üçer<br />

proje ile Yıldız Teknik Üniversitesi ÇMB ve Gebze YTE ÇM Bölümleri izlemektedir.<br />

Daha önce de ifade edildiği gibi, ülkemizdeki ÇM Bölümleri tarafından yapılan<br />

projeler önemli bir bilgi kaynağıdır. Ancak diğer projeler hakkında<br />

bilgimiz olmadan, sadece TÜBİTAK destekli projelere bakarak (ki onların<br />

da bütçelerine ulaşmak mümkün olmamıştır) bölümlerin performansları<br />

hakkında çok kapsamlı değerlendirmeler yapmanın doğru olmadığı düşünüldüğünden,<br />

projelerle ilgili bu bölüm oldukça kısa tutulmuş ve çok<br />

fazla yorum yapmaktan kaçınılmıştır.<br />

SONUÇLAR<br />

Ülkemizdeki ÇM Bölümleri tarafından 1982 yılından bu yana 3000 dolayında<br />

makale yayınlanmıştır. İlk makale 1983 yılında yayınlanmış ve<br />

makale sayısı 2000 yılından sonra hızla artıp 2008 yılında en yüksek düzeyine<br />

ulaşmıştır. 2009 ve 2010 yıllarında yayın sayısındaki, yavaş da olsa,<br />

azalmaya önümüzdeki yıllarda dikkat edilmesi gerekmektedir.<br />

Atamaların yapılan yayınların nitelik ve nicelikleriyle ilişkilendirilmesi,<br />

TÜBİTAK proje bütçelerinin artması, yurtdışı proje olanaklarının artması,<br />

yeni bölümlerin oluşması sonucu araştırıcı sayılarındaki artış, yayınlara<br />

gerek TÜBİTAK gerekse üniversitelerin kendileri tarafından ödüllerin<br />

verilmesi gibi nedenlerin makale sayısındaki gözlenen artışın nedenleri<br />

olduğu düşünülmektedir. Bu parametrelerden hepsi büyük bir olasılıkla<br />

yayın artışında rol oynamış olmakla birlikte, yayın sayısının Doçent-


Çalıştay Kitabı<br />

109<br />

lik atamalarında yayınların değerlendirilmeye alınmasıyla (2000 yılından<br />

beri uygulanmaktadır) eş zamanlı olarak artması dikkat çekicidir.<br />

ÇM bölümlerinde toplam 368 öğretim üyesi görev yapmaktadır. Eski bölümlerdeki<br />

kadrolarda Profesör ve Doçentlerin ağırlıklı olarak bulunduğu,<br />

Yeni kurulan ÇM bölümlerinde ise Yardımcı Doçent ve Doçentlerin<br />

daha çok olduğu görülmektedir. Bir bölümdeki ideal öğretim üyesi sayısını<br />

tanımlamak zor olsa da, eski ve öğretim üyesi çekmenin zor olmadığı<br />

büyük şehirlerdeki ÇM bölümlerinde öğretim üyesi sayısının 20 dolayında<br />

toplandığı görülmektedir. Bundan çok daha düşük (ODTÜ gibi) ve çok<br />

daha fazla (İTÜ gibi) öğretim üyesine sahip ÇM bölümleri varsa da, 20<br />

ulaşılabilecek makul bir öğretim üyesi sayısı gibi görünmektedir. Eğer zaman<br />

içersinde bütün ÇM bölümlerinin 20 öğretim üyesine sahip olacağı<br />

düşünülürse bu gün 368 olan toplam ÖÜ sayısının 600 ile 700 dolayında<br />

stabil olacağı beklenebilir. Böyle bir gelişme, yayın sayısının zaman içersinde<br />

bugünkünün iki katına çıkacağı anlamına gelmektedir.<br />

Yayın sayısı ve kişi başı yayın sayısı baz alınarak yapılan değerlendirmelerde<br />

farklı sonuçlar çıkmaktadır. Bu iki kriterin ÇM bölümlerinin performanslarını<br />

göstermekteki avantaj ve dezavantajları tartışılmış ve gerçek<br />

performans kriterinin sadece yayın sayısı veya kişi başı yayın sayısı olamayacağı,<br />

yayınların yapıldığı dergilerin etki faktörlerinin de göz önüne<br />

alınması gerektiği sonucuna varılarak, hem yayın sayısını hem de etki<br />

faktörünü içeren “Görünürlük faktörü” şeklinde bir indeks oluşturulmuştur.<br />

Görünürlük faktörü, etki faktörü ile yayın sayısının çarpımından oluşmaktadır.<br />

Etki faktörü 2005 yılı ve sonrasında artmıştır. Yapılan yayınların<br />

niteliğinin arttığını gösteren bu gelişme olumlu bir işarettir. Görünürlük<br />

faktörü ise 2000 yılından sonra hızla artarak 2009 yılında en yüksek<br />

seviyesine ulaşmıştır. Bu sonuç, ÇM bölümlerimizin tanınmışlığının 2000<br />

yılından sonra memnuniyet verici bir şekilde arttığını göstermektedir.<br />

Yapılan çalışmada ÇM bölümlerinde yapılmış ve halen yürütülen TÜBİ-<br />

TAK destekli projeler de incelenmiştir. Ancak bu TÜBİTAK projelerinin


110 Çalıştay Kitabı<br />

bölümlerde yürütülen projelerin bir bölümünü oluşturması ve diğer proje<br />

gruplarına ulaşmanın mevcut koşullarda mümkün olmaması nedeniyle<br />

projelerin değerlendirilmesine çok ağırlık verilememiş ve sadece TÜBİ-<br />

TAK projelerinden hareketle ÇM bölümlerinin performansları konusunda<br />

yorumda bulunmanın çok doğru olmayacağı sonucuna varılmış ve bu<br />

bölüm bulguların sunulmasıyla sınırlandırılmıştır.<br />

Teşekkür<br />

Bu çalışmada yapılan hesapların bazılarında ve veri tabanlarını taramakta<br />

yardımcı olan bölümümüz asistanları Eftal Yalçın, Okan Tarık Komesli,<br />

Deniz Genç Korkusuz, Özge Can, Caner Yosunçığır, Elif Küçük’e teşekkür<br />

ederiz. Ayrıca, bize bölümlerinin personel sayılarını yıllık bazda veren<br />

DEÜ, Akdeniz Ü, Bolu İBÜ, Anadolu Ü, Atatürk Ü, <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong><br />

bölümlerine de teşekkürü borç biliriz.<br />

Kaynaklar<br />

Sarı B. ve Yüceer A. (1999). Türkiye’de <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> eğitimi ve sonrasında<br />

karşılaşılan güçlükler. 3. Ulusal <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Kongresi,<br />

25-26/11/1999, İzmir.<br />

Orhon, D., Görgün, E. (1997). Türkiye’de <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Eğitiminin Temel<br />

Sorunları <strong>2.</strong> Ulusal <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Kongresi, <strong>TMMOB</strong> <strong>Çevre</strong><br />

Mühendisleri Odası, İstanbul.<br />

Orhon D. (1987).4, Trends in Academic Education and Man Power Requirement<br />

in Environmental Engineering NATO CCMS.<br />

Topal M. ve Arslan E. I. (2010). Türkiye’de çevre mühendisliği bölümleri ve<br />

eğitimi, Erciyes Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 26(1): 34-49.<br />

ÖZER U. (1991). <strong>Çevre</strong> eğitimi. Türkiye’de <strong>Çevre</strong> Kirlenmesi Öncelikleri Sempozyumu<br />

Kitabı, Cilt I., 240, İstanbul.<br />

ÖZER U. (1993). Yüksek öğretimde çevre için eğitim. Türkiye <strong>Çevre</strong> Vakfı<br />

<strong>Çevre</strong> için Eğitim Toplantısı Kitabı, 53-63, Ankara.


Çalıştay Kitabı<br />

111<br />

Taşdemir Y. (2001). <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Eğitimi Üzerine Bazı Yaklaşımlar. IV.<br />

Ulusal <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Kongresi, Bildiriler kitabı, 222-229, İçel.<br />

Zeren O. (1997). Türkiye`de <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Eğitimi Ve Karşılaşılan Sorunlar.<br />

Environmental Engineering Education in Turkey And It’s Problems,<br />

Ekoloji, 23, 4-15.


Dr. Barış KAYMAK


<strong>ÇEVRE</strong> MÜHENDİSLİĞİNİN GELECEĞİNE<br />

YÖNELİK GÖRÜŞLER<br />

Ayşegül Aksoy, Doç. Dr. İpek İmamoğlu<br />

<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü Orta Doğu Teknik Üniversitesi 06800 Ankara<br />

Giriş<br />

<strong>Çevre</strong> mühendisliği, atıksu arıtımı, temiz su getirme gibi kentsel problemlere<br />

çözüm bulmak amacıyla ortaya çıkan bir mühendislik dalı iken, çözülmesi<br />

gereken çevre problemlerinin boyut ve şekil değiştirmesiyle, ilgi<br />

alanları genişlemektedir. Küresel ısınma, eser miktarda insan kaynaklı<br />

kirleticilere uzun süre maruz kalma nedenleriyle oluşan kronik problemler<br />

ve benzeri sorunlar, çevre mühendisliği için yeni araştırma ve çalışma<br />

alanlarının doğmasına sebep olmaktadır (Vesilind, 1993, Arnold,2000).<br />

Bugün çevre mühendisleri toprak ve yeraltısuyu temizleme, toksikoloji,<br />

risk analizi, kirlilik taşınımı, ve proses tasarımlarını içeren konularla da<br />

ilgilenmektedir (Kilduff, 2008).<br />

<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> çevre sistemlerinin kompleks olması, yeni çevresel<br />

problemlere dinamik bir şekilde çözüm bulma gerekliliği ve çevre problemlerinin<br />

çeşitliliği nedenleriyle, artık tüm dünyada kabul edilen ayrı bir<br />

disiplin haline gelmiştir (Kilduff, 2008). Son yıllarda çevre mühendisliği<br />

alanında çalışan akademisyen ve profesyoneller, gelecekteki çevre mühendisliği<br />

araştırma alanları ve eğitimi konularındaki öngörülerini çeşitli<br />

platformlarda (akademik dergi, rapor, çalıştay, ve/veya sempozyum)<br />

beyan etmektedirler. Bu çalışmada, yaklaşık son onbeş yıl içerisinde bu<br />

kapsamda yapılan yayınlardan alıntılar yapılarak, çevre mühendisliğinin<br />

geleceğinde önem kazanacağı vurgulanan konular özetlenmeye çalışılmıştır.<br />

Gelecekteki <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Uygulamaları<br />

Geleceğin çevre mühendisliği uygulamalarında nanoteknolojinin, diğer<br />

tüm mühendislik dallarında da olduğu gibi, önem kazanması beklenmek-


114 Çalıştay Kitabı<br />

tedir (Sharpe, 2006; Glenn 2006; Dionysiou 2004). Atom boyutunda gereç<br />

ve sistemlerin oluşturulması olarak tanımlanabilecek nanoteknolojinin<br />

çevresel boyuttaki önemi iki ana tema üzerinde düşünülebilir:<br />

(1) <strong>Çevre</strong> kirliliği problemlerinin çözümünde kullanılacak araştırma<br />

teknolojilerinin geliştirilmesi: Bu başlık altında örnek olarak, su arıtımında<br />

membran teknolojisi (Leiknes, 2006, Logan ve Rittman 1998;<br />

Ujang ve diğerleri, 2004), TiO 2<br />

nanopartiküllerininin su içinde kirleticilerle<br />

etkileşiminin araştırılması, klorlu hidrokarbonların indirgenmesi,<br />

biyolojik arıtımın performansının arttırılması, nano tüpler ile dioksinlerin<br />

sorplanması sayılabilir. Bunların yanında izleme ve ölçme amacıyla<br />

sudaki nano parçacıkları tespit edebilecek sensörlerin geliştirilmesi de<br />

söz konusudur (Sharpe, 2006; Glenn 2006; Dionysiou 2004).<br />

(2) Nano ölçekli materyallerin çevre ve insan sağlığı için risklerinin<br />

araştırılması: Nanopartiküller, soluma, beslenme ve deriden temas yoluyla<br />

insan vücuduna girebilirler. Eldeki kanıtlar aynı ağırlık için bir<br />

kimyasalın nano boyutta olan parçacıklarının daha büyük boyuttaki<br />

parçacıklara göre çok daha toksik olabileceğini göstermektedir (Sharpe,<br />

2006). Nano parçacıkların su, toprak, besin zinciri üzerindeki etkileri<br />

ve akıbetleri henüz bilinmemektedir. Kirlilik önleme prensibi ile<br />

bu maddelerin yüksek miktar ve çeşitte kullanılmadan önce çevresel<br />

ve sağlık riski konularının ele alınması, toksikolojik ve diğer ilgili çalışmaların<br />

yürütülmesi gerekmektedir (Sharpe, 2006; Dionysiou 2004).<br />

Bu amaçla, ABD <strong>Çevre</strong> Koruma Ajansı (US EPA) 2005-2008 yıllarında<br />

nanoteknoloji ile ilgili araştırmaların desteklenmesi için 3.7 milyar dolar<br />

bütçe ayırmıştır. Ayrıca FP7 kapsamında nanoteknoloji araştırmaları<br />

için ayrı bir program oluşturulmuştur.<br />

Çok çeşitli çevre problemlerine çözüm üretme sürecinin başlangıç noktası,<br />

bilim ve teknolojinin sağladığı yeni araçlar ve çevre kalitesini etkileyen temel<br />

süreçler hakkında daha iyi ve kapsamlı bilgi edinmektir (Logan ve diğerleri,<br />

1998). Her ne kadar münferit bilimsel araştırmalar yoluyla önemli<br />

bazı noktalar açığa çıkarılabilse de, sistemleri daha geniş ve entegre bakış<br />

açısı ile ele almak gerekmektedir (Logan ve diğerleri, 1998; Pohl, 2005).<br />

<strong>Çevre</strong> mühendisliği, moleküler ölçekten başlayarak tüm ekosistemi içine


Çalıştay Kitabı<br />

115<br />

alan global ölçeklerdeki araştırmaları ve bu farklı ölçekler arasındaki ilişkileri<br />

de ele almalıdır (Sulzberger, 2006; Logan ve diğerleri, 1998; Vesilind,<br />

1993). Küçük ölçekte araştırmalardan bahsedildiğinde, nanoteknoloji gibi<br />

uygulama ağırlıklı araştırmaların yanısıra, temel bilim çatısı altında yeralan<br />

araştırmalar da söz konusu olmaktadır (Kuypers ve Jorgensen, 2007;<br />

Dethlefsen ve Relman, 2007).<br />

Timmis (1999) çevre korumada, çoğu sistemin çalışma prensibi hakkında<br />

yeterli detayda bilgiye sahip olunmadığını ve bu nedenle bu sistemlerin<br />

optimum çalışabilirliğinin sağlanamadığını belirtmektedir. Bunu sağlamanın<br />

yolunun da moleküler düzeydeki çalışmalarla mekanizmaların<br />

belirlenmesi olabileceğine işaret etmektedir. Örneğin, abiyotik proseslerde<br />

parçacık yüzeyi ve kirletici arasındaki etkileşimin anlaşılabilmesi için,<br />

parçacıkların heterojen olan yüzey özelliklerinin ve moleküler seviyedeki<br />

süreçlerin araştırılması gerekmektedir. Logan ve diğerleri (1998) de benzer<br />

şekilde moleküler biyoloji uygulamalarının 21. yüzyıla dek oldukça<br />

kısıtlı olduğunu, ancak bundan sonra çok büyük artış göstereceğini belirtilmiştir.<br />

Bu uygulamaların çevre mühendisliğinde giderek önemli olacağına<br />

işaret etmekte ve çevre mühendisliğinde temel ve uygulamalı bilim<br />

araştırmalarının en yeni ve önemli odak noktalarından biri olacağını ifade<br />

etmektedir. Aktif çamur biyolojik arıtım sistemlerinde filament organizmaların<br />

ani artışı ve sistem veriminin düşmesinin izlenmesi bu alandaki<br />

çalışmalara örnek olarak verilebilir. Moleküler düzeyde spesifik reaksiyonların<br />

tasarlanabilmesiyle aynı zamanda yeni teknolojilerin geliştirilmesi<br />

de söz konusu olacaktır. Örneğin, karmaşık kimyasal karışımlardan<br />

yalnızca hedef kirleticilerin tek başına giderilebilmesi mümkün olabilecektir<br />

(Logan ve diğerleri, 1998). Bunların yanında, yeni gelişmekte olan<br />

moleküler kimya ve moleküler biyoloji araçları ile birlikte kullanımının<br />

önemli ufuklar açacağı belirtilmektedir. Ancak bu araçların verimli kullanımının<br />

teknoloji ile değil, sonuçları değerlendirecek kullanıcılar ile sınırlı<br />

olduğu vurgulanmaktadır. Bunun için yeni nesil çevre mühendislerinin<br />

yetiştirilmesinde temel bilim ve mühendislik uygulamalarının entegrasyonuna<br />

önem verilmesi gerekmektedir (Logan ve diğerleri, 1998).<br />

Karasal ve kıyı kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı ve korunmasında<br />

çevre mühendislerinin, jeoloji, hidroloji, toprak ve biyoloji bilimleri gibi


116 Çalıştay Kitabı<br />

diğer dallardan uzmanlar ile birlikte çalışmaları, bu sistemlerdeki kimyasal,<br />

fiziksel ve biyolojik ilişkilerin çok daha iyi anlaşılmasına olanak sağlayacaktır.<br />

Buna bağlı olarak, bu kaynakların kısıtlı soğurma kapasitelerinin<br />

daha doğru değerlendirilmesi yapılabilecektir (Logan ve diğerleri, 1998).<br />

Halihazırdaki empirik yaklaşımlar sistemlerin karmaşık ve değişken doğasını<br />

gerçek anlamda anlamaya yardımcı olmamaktadır. Bu eksikliğin<br />

önemli bir sonucu olarak da risk değerlendirmesi ve maruziyete bağlı<br />

metotlar kirlilik yönetimi senaryolarına entegre edilememektedir (Logan<br />

ve diğerleri, 1998). Belirli bir sistem için geçerli mekanizmalar bilindiği<br />

takdirde, bertaraf teknolojileri geliştirilebileceği gibi, halihazırda kullanılan<br />

teknolojilerin (kirlenmiş sahaların iyileştirmesi, sıvı veya katı atıkların<br />

toprağa uygulanması, vs) optimum uygulaması da sağlanabilecektir. Logan<br />

ve Rittman (1998), gerek DNA bazlı yeni moleküler biyolojik araçların,<br />

gerekse de yeni moleküler kimya araçlarının (spektroskopik teknikler,<br />

Synchrotron radyasyon kaynakları, vs) kullanımı ile çok küçük ölçekte<br />

ve düşük hedef derişimlerde çalışmalar gerçekleştirilebileceğine işaret<br />

etmektedirler. Mikrobiyal ekoloji alanında yapılacak önemli çalışmalar<br />

mevcuttur. Özellikle çevre mühendislerinin bu alana sürekli stres altındaki<br />

ekosistemler ile uğraşıyor olmaları nedeniyle özgün bir bakış açısı<br />

getirme imkanı vardır. Örneğin, stres altındaki ekosistemlerde yaşayan<br />

mikroorganizmaların işleyişi tanımlanabilir. Bu sayede, doğal sistemler<br />

manipüle edilerek seçici ortamlar yaratılıp kirleticilerin doğal arıtımı sağlanabilir<br />

(örneğin daha etkin biyoiyileştirme) veya arıtma sistemlerinin<br />

performansı arttırılabilir. Bu çalışmalar sayesinde empirik yaklaşımlar<br />

gerçek mekanizmalar ile aydınlatılabilir (Timmis, 1999).<br />

Zor ve karmaşık olan global ölçekli çevre problemlerini (ör. iklim değişikliği)<br />

izleyebilmek için, yukarıda değinilen küçük ölçekli çalışmalardan<br />

farklı yöntemlere ihtiyaç duyulmaktadır (Pohl 2005; Logan ve Rittman<br />

1998). Enformasyon teknolojileri, Coğrafi Bilgi Sistemleri, Karar Destek<br />

Sistemleri, yeni-nesil uzaktan algılama teknikleri şimdiden çevre mühendisliğinde<br />

kullanılan araçlar haline gelmeye başlamıştır (Gujer, 2000; Logan<br />

ve diğerleri,1998). Önümüzdeki yıllarda sucul ve büyük ölçekli ekosistemlerin<br />

izlenmesinde çevre gözlem ağlarının kurulması planlanmaktadır.<br />

Bu ağlar, sensörlerin geliştirilmesi için yapılacak çalışmalara, enfor-


Çalıştay Kitabı<br />

117<br />

masyon teknolojilerinin kullanılmasına ve geliştirilmesine yönelik araştırmalara<br />

daha da önem verilmesine neden olacaktır. Bu ağlar, özellikle<br />

büyük ölçekli su ve buna bağlı biyokimyasal döngülerin incelenmesinde,<br />

çevre ve kaynak yönetiminde daha etkin geniş ölçekli ve esnek yöntemlerin<br />

geliştirilmesine olanak verecektir. Bu tür çalışmalara bir örnek olarak<br />

NSF tarafından desteklenen büyük ölçekli veri toplama, analiz etme ve<br />

karar verme sitemi NSF-CLEANER projesi verilebilir (Brezonik, 2005).<br />

Büyük ölçekte ele alınması gereken önemli konulardan biri de atmosferik<br />

sistemlerdir. Örneğin, gaz ve partikül kirleticilerden oluşan karmaşık<br />

kentsel atmosfer sistemlerinin mekanizmalarının incelenmesi, insan<br />

ve canlı sağlığına olumsuz etkilerinin daha iyi anlaşılması ve önlenmesi<br />

açısından önemlidir. Sera gazlarının kaynakları, kayıpları ve atmosferik<br />

derişimleri gelecekte araştırılması gereken konular olarak önerilmekte,<br />

bunun yanında kara ve su ile etkileşimlerin de önemine değinilmektedir<br />

(Logan ve diğerleri,1998).<br />

Modelleme ve sistem analizi çevre mühendisleri için giderek önemli hale<br />

gelmektedir (Gujer, 2004; Morgenroth ve diğerleri, 2004; Wieland ve diğerleri,<br />

2002). Modeller, saha çalışmaları ve gelişen ölçüm tekniklerinden<br />

elde edilen verilerin kullanılmasıyla, gelecekte de kirleticilerin doğadaki<br />

akıbetinin tahmin edilmesinde önemli bir araç olarak kullanılmaya, ve<br />

hatta doğadaki mekanizmaların anlaşılmasında yardımcı olmaya devam<br />

edecektir (Logan ve diğerleri, 1998). Ancak, moleküler düzeydeki mekanizmaların<br />

büyük ölçekteki proseslere etkilerini inceleyebilmek için yeni<br />

modellere ihtiyaç söz konusu olabilir (Sulzberger, 2006). Örneğin, moleküler<br />

ölçekte çalışılan karbon döngüsünün iklim değişikliği üzerindeki<br />

etkilerini modelleme yolu ile tahmin edebilmek için moleküllerden tüm<br />

ekosisteme yayılan ölçeklerde çalışmak gerekliliğinden bahsedilmektedir<br />

(Sulzberger, 2006). Karmaşık biyojeokimyasal sistemlerin anlaşılmasında<br />

holistik yaklaşımlara gelecekte daha da önem verilmesi ile çeşitli sistem<br />

bileşenlerinin etkileşimleri incelenebilecektir (Logan ve diğerleri, 1998).<br />

Bununla birlikte, çeşitli organizmaların tepkime ve taşınım mekanizmalarına<br />

etkileriyle sistem dinamiklerinin matematiksel olarak ifade edilmesinde<br />

de yine modellere ihtiyaç duyulacağı vurgulanmaktadır.


118 Çalıştay Kitabı<br />

<strong>Çevre</strong> mühendisliğinin gelecekte karşılaşacağı çevresel sorunlar ve çözüm<br />

önerileri ile ilgili olarak Pohl (2005), beşeri bilimlerin katkısının yadsınamayacak<br />

düzeyde olduğunu belirtmektedir. Akut çevre problemlerine<br />

(ör. kentsel atıkların bertarafı, kirlenmiş toprakların iyileştirilmesi,<br />

vs) büyük ölçüde teknolojik çözümlerin bulunduğu, ancak kronik tabir<br />

edilebilecek büyük ölçekli ve karmaşık çevre problemlerinin (ör. iklim<br />

değişikliği, biyoçeşitlilikteki azalma, vs) çözümünün yalnızca teknoloji<br />

veya mühendislik yaklaşımlarıyla değil, insan ve toplum davranışlarını<br />

anlamak ve bunlarda değişikliği teşvik etmekle başarılabileceği savunulmaktadır<br />

(Pohl, 2005; Kilduff, 2008). Bu nedenle, gelecekteki çevre sorunları<br />

ile gerektiği gibi başedebilmek için beşeri, temel bilim ve mühendislik<br />

yaklaşımlarının birbirlerini destekledikleri entegre çözümler gerekmektedir<br />

(Kilduff, 2008). Logan ve diğerleri (1998) de benzer şekilde kirlilik<br />

önleme ve arıtma konularında önemli ilerlemelerin ancak uygulamalı ve<br />

sosyal bilimciler, çevre mühendisleri ve diğer mühendisler arasında daha<br />

iyi etkileşim ile gerçekleştirilebileceğini vurgulamaktadır. Bu, aynı zamanda,<br />

çevre mühendislerinin eğitim süreçlerinde bu tür disiplinlerarası<br />

çalışmaları gerçekleştirebilecek, hatta yönetebilecek yetiye sahip olmalarını<br />

sağlayacak şekilde değişikliklerin olmasını da beraberinde getirecektir<br />

(Morgenroth ve diğ., 2004; Bishop, 2000; Crofton 2000). Etik sorumluluk,<br />

uygun risk analizi stratejilerinin yeşil mühendislik konuları ile birlikte<br />

eğitime dahil edilmesinin olumsuz çevresel etkilerin azaltılmasına önemli<br />

katkı sağlayacaktır (Dionysiou 2004).<br />

Sürdürülebilir kalkınma ve genel anlamda sürüdürülebilirlik kavramı,<br />

ortaya çıktığı 1972 yılından bu yana çevre mühendisliği uygulamalarına<br />

çok önemli ölçüde etki etmiştir. Örneğin, kısıtlı tatlısu kaynaklarının daha<br />

iyi değerlendirilmesine yönelik olarak ileri arıtım sistemleri veya akifer<br />

arıtım sistemi uygulamaları ile suyun yeniden kullanımı (water reuse) ön<br />

plana çıkmaktadır (Logan ve diğerleri, 1998). Banks (2003) çevre mühendisliği<br />

disiplini için yeni bir gelişme yönü olarak sürdürülebilirliği tartışmakta<br />

ve bu kavramın aslında yalnızca çevre mühendisliğine değil, tüm<br />

mühendislik dallarına entegre edilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Bu<br />

bağlamda da sürdürülebilirliğe giden yolda anahtar olarak çevre koruma<br />

için düşük maliyetli, yüksek verimli teknolojilerin geliştirilmesi konusu-


Çalıştay Kitabı<br />

119<br />

nun önemine işaret etmektedir. Bu yaklaşımın bir parçası olarak yaşam<br />

döngüsü değerlendirmesinin gerek temiz üretim/kirlilik önleme prensipleri<br />

ile süreç tasarımı yapılması aşamasında, gerekse de yeni geliştirilecek<br />

veya halihazırda varolan teknoloji alternatiflerinin karşılaştırmalı değerlendirilmesi<br />

için önem kazandığı kabul edilmektedir (Batterman, 2004).<br />

Boru-sonu teknolojilerden öte, kirlilik önleme prensipleri kapsamında<br />

yeni kimyasallardan veya teknolojilerden kaynaklanabilecek olumsuz<br />

çevresel etkilerinin önlenebilmesi ve çevreye duyarlı teknolojilerin tasarlanması,<br />

çevre mühendisliğinin geleceği olarak gösterilmektedir (Vesilind,<br />

1993; Logan ve diğerleri, 1998; Demirer, 2001; Ela 2005; Kilduff, 2008).<br />

Yeni kimyasalların kullanımı ve doğaya karışmaları ile birlikte bunlara<br />

karşı oluşabilecek biyolojik adaptasyon veya bu kimyasalların çevredeki<br />

akıbetini etkileyen mekanizmalar hakkında çok az bilgi bulunmaktadır.<br />

Oysa ilgili mekanizmalar kirleticilerin arıtma sistemlerindeki veya doğadaki<br />

akıbetini birebir etkilemektedir. <strong>Çevre</strong> mühendislerinin yukarıda belirtilen<br />

beklentileri karşılayabilmesi için endüstriyel ve doğal süreçler ile<br />

ilgili çok kapsamlı bilginin yanısıra, daha önce de belirtildiği gibi, çevre<br />

ekonomisi ve sosyal mekanizmalar konusunda da yeterliliğe sahip olması<br />

gerekmektedir (Vesilind, 1993). İlgili politika, mevzuat ve ekonomi konularındaki<br />

yeterliliğin karşılaşılacak problemlerin çözümü için mutlaka<br />

gerekli olduğu belirtilmektedir. Bu bağlamda çevre mühendisliğinin<br />

diğer mühendislik dalları ile işbirliğinin geliştirilmesi, hatta yeniden tanımlanması<br />

gerektiği ve çevre problemlerinin azaltılması veya tamamen<br />

önlenmesi amacıyla pek çok farklı daldaki uzmanlardan oluşan teknolojik<br />

takımların oluşturulması gerektiği belirtilmektedir (Banks, 2003). Crofton<br />

(2000), çevre mühendisliği öğrencilerinin de disiplinler arası çalışmalarda<br />

yer alabilecek yetiye sahip olarak mezun olmalarının önemine işaret<br />

etmiştir. Bunun bir uzantısı olarak da “çevre için tasarım” konusundaki<br />

verimliliğin, elektrik, makina, kimya ve biyomedikal mühendisliğinin<br />

yanısıra, malzeme bilimleri, bilgisayar, analitik kimya, genetik, nanoteknoloji<br />

dallarındaki uzmanlar ile ortak çalışarak sağlanabileceğini savunulmaktadır.<br />

Araştırma için parasal kaynakların özellikle de bu amaçlı<br />

teknoloji geliştirmeye yönelik programlar için olduğu vurgulanmaktadır<br />

(Banks, 2003). Buna örnek olarak, atmosferdeki artan CO 2<br />

derişimi ile il-


120 Çalıştay Kitabı<br />

gili bertaraf teknolojilerinin geliştirilmesi verilebilir (Logan ve diğerleri,<br />

1998). Süreç teknolojilerinde öncü konular olarak reaktif ayırım sistemleri<br />

ile odaklı kirletici giderimi, yeraltı sistemlerinin mühendisliği, yeni<br />

membran teknolojileri, arıtma teknolojilerinin güvenilirliğinin (ör. bilgisayar<br />

bazlı süreç kontrol teknolojileri) ve sürdürülebilirliğinin tutarlılıkla<br />

sağlanması ve gelişmekte olan ülkeler için süreç teknolojileri sıralanmıştır<br />

(Logan ve diğerleri, 1998).<br />

Literatürde çevre mühendislerinin teknoloji geliştirmedeki rolüne yönelik<br />

olarak farklı görüşler bulunmaktadır. Theis (1994) çevre mühendislerinin,<br />

etki değerlendirmesi veya iyileştirme çalışmalarından, süreç modifikasyonu<br />

ve kaynak kullanımının azaltılmasıyla atık azaltmaya doğru uzanan<br />

çevresel kontrol mekanizmalarının değişimi süreçlerinin tartışmasız bir<br />

parçası olduğunu belirtmektedir. Ancak bunun yanında, temiz üretimde<br />

esas sorumluluğun ilgili sistemin yöneticilerinde veya süreç mühendislerinde<br />

olacağını ifade etmektedir. Dolayısıyla makina, kimya, elektrik mühendislerinin,<br />

şirket yöneticileri de dahil olmak üzere, çevresel kavramları<br />

kendi disiplinlerine entegre etmelerinin zorunlu olduğu tartışılmaktadır<br />

(Theis, 1994; Brennecke ve Stadtherr, 2000). Bu gelişmelere bağlı olarak<br />

Arnold (2000), çevre mühendislerinin gelecekteki araştırma yönelimlerini<br />

doğru belirlemelerinin kritik olduğunu öne sürmektedir. Aksi takdirde<br />

çevre mühendislerinin kendilerini çevre araştırmaları arenasında giderek<br />

daha az söz sahibi olarak bulabileceklerini belirtmiştir.<br />

Artan enerji ihtiyacı göz önüne alındığında, fosil yakıtlar gibi yenilenemeyen<br />

yakıtlardan enerji elde edilmesi, hem ekonomik açıdan hem de çevre<br />

açısından sürdürülebilir olmaktan uzaklaşmaktadır. Yeni ve yenilenebilir<br />

enerji kaynakları kullanan teknolojilerin geliştirilmesi çalışmaları sürmektedir<br />

(Goldemberg, 2005; Demirbas, 2007; Liu and Cheng, 2005). Ancak,<br />

genel olarak bakıldığında 2001 yılında yenilenebilir enerji (hidroelektrik<br />

dahil olmak üzere) tüketimi toplam enerji tüketiminin sadece %4.4’ünü<br />

oluşturmuştur (Goldemberg, 2005). Dolayısıyla, fosil enerji kaynaklarının<br />

bir süre daha kullanılmaya ve çevre sorunları yaratmaya devam edeceği<br />

savunulmaktadır. Bu da özellikle bu sistemlerin enerji çevrim performanslarının<br />

arttırılması ve fosil kaynaklı yakıtlardan oluşan kirliliğin ber-


Çalıştay Kitabı<br />

121<br />

taraf edilmesi yönündeki çalışmaların devam etmesi gerekliliğine işaret<br />

etmektedir (Spivey, 2005).<br />

<strong>Çevre</strong>sel değer belirleme teknikleri politika belirlemede sıklıkla kullanılmaktadır.<br />

Buna rağmen, literatürde görülen araştırmalara oranla gerçek<br />

hayatta kaynak yönetiminde bu tekniklerin yeterli derecede kullanılmadığı<br />

bellirtilmektedir (Adamowicz, 2004). Gelecek on yıl içinde ekolog<br />

ve ekonomistlerin ortak çalışmalarının çevresel değer belirleme alanında<br />

önemli gelişmelere ön ayak olacağı ileri sürülmektedir (Adamowicz,<br />

2004). Bunun sonucunda çevre politikalarında doğru kaynak dağılımı<br />

yapılarak ekonomiye de katkı sağlanabilecektir. Bu bağlamda, çevre mühendisleri<br />

çevre yönetimi alanında daha etkin yer almalıdır. Bununla paralel<br />

olarak, dünyada çevre mühendisliği eğitimlerinin kapsamına bakıldığında,<br />

sosyal içerikli (ekonomi, psikoloji, çevre etiği, vs) derslerin daha<br />

fazla yeralmaya başladığı görülmektedir (Morgenroth ve diğerleri, 2004).<br />

<strong>Çevre</strong> mühendisliği mezunları, temelleri itibarıyla farklı dallardan gelen<br />

kişilerden oluşan interdisipliner takımları yönetebilecek bilgi ve beceriye<br />

sahip olmalıdırlar. Dolayısıyla, entegre yaklaşımlar çevre mühendisliğinin<br />

liderlik potansiyelinin daha çok ortaya çıkmasına olanak sağlayacaktır<br />

(Morgenroth ve diğerleri, 2004).<br />

Yukarıda değinilen tüm konulardan farklı olmak üzere Arnold (2000),<br />

gelecek yıllarda üstüne önemle düşülmesi gereken konular arasında risk<br />

hesaplamaları veya değerlendirmelerindeki belirsizliklere işaret etmektedir.<br />

Bu hesapların politika ve hedef değerlerin belirlenmesine doğrudan<br />

etki etmesi nedeniyle, bu belirsizliklerin azaltılması önemlidir. Risk hesaplarındaki<br />

belirsizliklerin bir sonucu olarak, ilgili mevzuatta giderek<br />

daha küçük hedef kirletici derişimleri listelenmektedir. Bu durumda, su,<br />

hava veya toprak ortamlarından çeşitli kirleticilerin nasıl daha iyi giderilebileceğini<br />

çalışmanın yanında, bu risk tahminlerindeki belirsiziklerin<br />

azaltılması yönünde araştırmalar yapmanın da en az diğeri kadar önemli<br />

olduğu savunulmaktadır. Bunun gerçekleştirilebilmesi için çevresel toksikoloji<br />

alanında çalışmaların yapılması gerektiği belirtilmektedir (Arnold,<br />

2000). Bu amaçla, Amerikan Ulusal Sağlık Bilimleri Enstitüsü - Superfund<br />

Temel Araştırma Fonu ve Amerikan <strong>Çevre</strong> Koruma Ajansı, son yıllarda


122 Çalıştay Kitabı<br />

çevre mühendisleri, toksikolojistler ve diğer bilim insanlarının bir araya<br />

getirilmesini teşvik etmiştir (Arnold, 2000). Benzer şekilde Logan ve diğerleri<br />

(1998) sürdürülebilir su kaynakları yönetimi konusunda toksikoloji<br />

çalışmalarının önemini vurgulamakta ve örnek olarak östrojen-taklidi<br />

kimyasalların insan ve ekosistemler üzerindeki etkilerinin incelenmesi<br />

gerektiğini belirtmektedir. Eser düzeydeki çok çeşitli organik ve inorganik<br />

kirleticilere kronik olarak maruz kalmaya bağlı insan sağlığı etkilerinin<br />

incelenmesinde, çevre mühendislerinin çok önemli rol oynayacağı<br />

belirtilmektedir. <strong>Çevre</strong> mühendislerinin bu sürece katkısının özellikle de<br />

kirletici kaynakları, kirleticilerin doğadaki taşınımı, transformasyonu ve<br />

genel akıbeti konusundaki bilgi birikimleri dolayısıyla önemli olduğu<br />

vurgulanmaktadır.<br />

<strong>Çevre</strong> Mühendisleri için gelecekte önemli olabilecek konulardan birisi<br />

de, başta su kaynakları olmak üzere, insan sağlığı üzerinde önemli olabilecek<br />

kaynak ve sistemlerin güvenliğinin sağlanmasıdır (Casson, 2005).<br />

Bu da çevre sistemlerinin tasarımında güvenlik gibi yeni kıstasların göz<br />

önünde bulundurulmasını gerektirecektir. Örneğin, su ve atıksu altyapı<br />

sistemlerinin kasıtlı olarak kirletilmesini veya zarar görmesini engelleyici<br />

çalışmaların yürütülmesinin önemi vurgulanmaktadır. Tasarımlardaki<br />

yeniliklerin yanısıra, izleme ve erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesi, bu<br />

amaçla analitik tekniklerin tasarlanması, kullanılması ve entegre fiziksel<br />

koruma sistemleri oluşturulması söz konusu olacaktır (Casson, 2005). Bu<br />

bağlamda, güvenlik amaçlı kimyasal ve biyolojik sensörler geliştirilmesi,<br />

içme suyu ve iç ortam havası güvenliğine yönelik çalışmalar örnek olarak<br />

verilebilir (Banks, 2003). <strong>Çevre</strong> mühendislerinin bu sürece en azından bir<br />

paydaş olarak katılması beklenebilir.<br />

Sonuç<br />

<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> alanında söz sahibi olan araştırmacıların öngörülerine<br />

göre çevre mühendisliği araştırma ve ilgi alanında önemli gelişmeler<br />

beklenmektedir. Araştırmaların moleküler boyuttan geniş alanlardaki<br />

ilişkileri içerecek boyutlara uzanan geniş bir yelpazeye yayılması söz konusudur.<br />

Bununla birlikte, diğer disiplinlerdeki uzmanlarla gerçekleştirilecek<br />

çalışmalar, çevre kirliliği ve kirletici akıbetini etkileyen mekanizma-


Çalıştay Kitabı<br />

123<br />

ların araştırılması, entegre çevre yönetimi yaklaşımlarının gerçekleştirilebilmesi<br />

için çok daha önem kazanacaktır. Yeni sorunlar ve yaklaşımlarla<br />

yüzleşebilmek, çözüm üretebilmek için çevre mühendisliğinin yeniden<br />

şekillenmesi gereklidir. <strong>Çevre</strong> mühendisliği eğitiminin de değişime ayak<br />

uydurması gerekmektedir. Ancak bu şekilde çevre mühendisleri, çevre<br />

mühendisliği alanlarını ilgilendiren araştırmalar ve uygulamalar konularında<br />

daha çok söz sahibi olacaklardır.<br />

Kaynaklar<br />

Adamowicz, W.L. (2004). “What’s it worth? An examination of historical trends<br />

and future directions in environmental valuation”, Australian Journal of Agricultural<br />

and Resource Economics, 48(3): 419-443.<br />

Alha, K., Hollinger, C., Larsen, B.S., Purcell, P., Rauch, W. (2000). “Environmental<br />

Engineering education-summary report of the 1st European Seminar”, Water<br />

Science and Technology, 41(2): 1-7.<br />

Arnold, R.G. (2000). “Research Frontiers in Environmental Engineering, Journal<br />

of Environmental Engineering”, 126(1): 1-<strong>2.</strong><br />

Banks, K. (2003). “Continuing Evolution of Environmental Engineering”, Journal<br />

of Environmental Engineering”, February: 97-98.<br />

Batterman, S. (2004). “Life-Cycle Assessment and Environmental Engineering”,<br />

Journal of Environmental Engineering”, 130(11): 1229-1230.<br />

Bishop, P.L. (200). “Environmental Engineering Education in North America”,<br />

Water Science and Technology, 41(2): 9-16.<br />

Brennecke, J.F., Stadtherr, M.A. (2000). “A course in environmentally conscious<br />

chemical process design”, 24: 1375-1380.<br />

Brezonik, P.L. (2005). “The collaborative large-scale engineering analysis network<br />

for environmental research-hydrologic observatory Network: A vision for<br />

transforming environmental research”, Journal of Environmental Engineering,<br />

131(11): 1480-1480.<br />

Casson, W.S. (2005). “Water and wastewater infrastructure security issues: Impacts<br />

on environmental engineering research and design”, Journal of Environmental<br />

Engineering, 131(10): 1359-1359.<br />

Crofton, F.S. (2000). “Education for sustainability: opportunities in undergraduate<br />

engineering”, Journal of Cleaner Production, 8:397-405.


124 Çalıştay Kitabı<br />

Dethlefsen, L., Relman, .A. (2007). “The importance of individuals and scale: moving<br />

towards single cell microbiology”, Environmental Microbiology, 9:1-<br />

11.<br />

Demirbas, A. (2007). “Progress and recent trends in biofuels”, Progress in Energy<br />

and Combustion Science, 33(9):1-18.<br />

Demirer G.N., 2001. “Temiz Üretim/Kirlilik Önleme Kavramı ve <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong><br />

Eğitimi”, IV.Ulusal <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Kongresi, ÇMO, 212-221, 7-10<br />

Kasım 2001, İçel.<br />

Dionysiou, D.D. (2004). “Environmental applications and implications of nanotechnology<br />

and nanomaterials”, Journal of Environmental Engineering,<br />

July:723-724.<br />

Ela, W.P. (2005). “Environmental engineering: Training for the next round”, Journal<br />

of Environmental Engineering, 131(6): 831-83<strong>2.</strong><br />

Glenn, J.C. (2006). “Nanotechnology: Future military environmental health considerations”,<br />

Technological Forecasting and Social Change, 73, 128-137.<br />

Goldemberg, J. (2006). “The promise of clean energy”, Energy Policy, 34(15): 2185-<br />

2190.<br />

Gujer, W. (2000). “Environmental Engineering Education at the Swiss Federal Institute<br />

of Technology in Zurich”, Water Science and Technology, 41(2): 37-45.<br />

Gujer, W. (2004), “Systems analysis in environmental engineering: how far should<br />

we go?, Water Science and Technology”, 49(8): 37-4<strong>2.</strong><br />

Kilduff, J. (2008). “Workshop synopsis: Frontiers of environmental engineering<br />

education”. Proceedings of the 38th ASEE/IEEE Frontiers in Education Conference,<br />

Saratoga Springs, NY, S3E-9-S3E-14.<br />

Kuypers, M.M.M., Jorgensen, B.B., (2007). “Environmental Microbiology”, 9:1-11.<br />

Leiknes, T. (2006). “Membrane technology in environmental engineering-meeting<br />

future demands and challenges of the water and sanitation sector”, Desalination<br />

199(1-3), 12-14.<br />

Liu, C., and Cheng, H.M. (2005). “Carbon nanotubes for clean energy applications”,<br />

Journal of Physiscs D- Applied Physics; 38(14): R231-R25<strong>2.</strong><br />

Logan, B.E., O’Melia, C.R., Rittman, B.E. (Eds.) (1998). “Research Frontiers in Environmental<br />

Engineering: A Report of a Workshop sponsored by the National<br />

Science Foundation and the Association of Environmental Engineering<br />

Professors”, Januray 14-16, Monterey, California.


Çalıştay Kitabı<br />

125<br />

Logan, B.E., O’Melia, C.R., Rittman, B.E. (Eds.) (1998). “Finding Solutions for<br />

Tough Environmental Problems”, Environmental Science and Technology,<br />

32(21): 502A-507A.<br />

Morgenroth, E., Daigger, G.T., Ledin, A., and Keller, J. (2004), “International evaluation<br />

of current and future requirements for environmental engineering<br />

education”, Water Science and Technology, 49(8): 11-18.<br />

Pohl, C. (2005). “Transdisciplinary collaboration in environmental research”, Futures,<br />

37(10): 1159-1178.<br />

Rauch, W., Shilling, W., Vanrolleghem, P., Krebs, P. (2000). “Integrated urban water<br />

systems (IWWS)-an international postgraduate course, Water Science and<br />

Technology, 41(2): 67-74.<br />

Sharpe, M. (2006), “Small wonders, big future: the development of environmental<br />

nanotechnology”, Journal of Environmental Monitoring, 8(2): 235-239.<br />

Spivey, J.J. (2005). “Catalysis in the development of clean energy technologies”,<br />

Catalysis Today, 100(1-2): 171-180.<br />

Sulzberger, B. (2006). “Why do we need to span the range from molecular level to<br />

whole ecosystem scale studies in environmental research”, Aquatic Science,<br />

68(1): I-I.<br />

Technological Forecasting and Social Change, 73(2): 128-137. Theis, T.L. (1994).<br />

“Discussion: Editorial: Future of Environmental Engineering”, Journal of Environmental<br />

Engineering. 120: 265-268.<br />

Timmis, K.N. (1999). “An urgent need to reassess the balance between fundamental<br />

and applied environmental research”, Environmental Microbiology, 1(3):<br />

187-188.<br />

Ujang, Z., Henze, M., Curtis, T., Schertenleib, R., and Beal, L.L. (2004). “Environmental<br />

engineering education for developing countries: framework for the<br />

future”, Water Science and Technology, 49(8): 1-10.<br />

Vesilind, P.A. (1993). “Editorial: Future of Environmental Engineering”, Journal<br />

of Environmental Engineering, 119(4): 595-599.<br />

Wieland, D., Wotawa, F., and Wotawa, G. (2002). “From neural networks to qualitative<br />

models in environmental engineering”, Computer-Aided Civil and<br />

Infrastructure Engineering, 17(2): 104-118.


Prof. Dr. İsmail Ayhan ŞENGİL


TÜRKİYE’DEKİ <strong>ÇEVRE</strong> MÜHENDİSLİĞİ<br />

BÖLÜMLERİNDE ÖĞRETİM ÜYESİ PROFİLİ<br />

İ. Ayhan Şengil, Meral Yurtsever<br />

Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü - SAKARYA<br />

Özet<br />

Bu çalışmada Türkiye’deki Üniversitelerin <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümlerindeki<br />

akademisyen sayıları, ünvanlara ve meslek gruplarına göre dağılımları<br />

incelenmiş olup, geleceğe dönük bir projeksiyon yapılmıştır. <strong>Çevre</strong><br />

<strong>Mühendisliği</strong> çok disiplinli bir mühendislik dalı olduğundan, bölümlerin<br />

ilk kuruluş yıllarında bu bölümlerde değişik meslek gruplarına mensup<br />

olan öğretim üyeleri yer almıştır. Mezun olan mühendisler, aynı unvanlara<br />

sahip olmalarına rağmen, öğretim elemanlarının mesleki temellerinin<br />

farklı olmasından dolayı, farklı nitelik ve yetkinliklere sahip olmaktadır.<br />

Halen bölümlerde faaliyet gösteren farklı meslek gruplarından öğretim<br />

üyeleri çalışmaya devam etmekle birlikte, bölümlerin ilk mezunlarını<br />

verdiği yıllardan itibaren bölümlerde görev alan araştırma görevlileri<br />

<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> mezunu olup, günümüzde öğretim üyelerinin % 53<br />

gibi ağırlıklı kısmını oluşturmuş bulunmaktadır. Gelecek 10 yılda ise bu<br />

oranın %90 ı geçeceği öngörülebilir. Ancak çevre mühendisliği alanında<br />

yapılacak olan bilimsel araştırmalarda hiç şüphesiz farklı disiplinlerden<br />

akademisyenlerin de çevre mühendisliği bölümlerinde görev yapması<br />

uygun bir yaklaşım olacaktır.<br />

Giriş<br />

<strong>Çevre</strong> sorunlarının insanlığın yerleşik toplum yaşamına geçmesiyle birlikte<br />

ortaya çıktığı ve bunlara çözümler üretilmeye çalışıldığı görülmektedir.<br />

Örnek olarak, erken Mısır dönemine ait (M.Ö. 3400-2450 ) arkeolojik kazılarda<br />

yağmur sularının toplanması ve evsel atıksuların deşarjı için bakır<br />

boruların kullanıldığı anlaşılmıştır. M.Ö. 1850-1400 yılları arasında Girit


128 Çalıştay Kitabı<br />

adası’nda ortaya çıkan Minos uygarlığında çevre sağlığı, drenaj ve havalandırma<br />

konularında çalışmalar yapıldığı belirlenmiştir. Erken Yunan tarihinde<br />

de çok sayıda çevre sağlığı ve tıp uygulamaları ile karşılaşılmıştır.<br />

M.Ö.2000 li yıllara ait Hint kaynaklarında, içme suyunun kömür içinden<br />

filtre edilmesi ve bakır kaplarda saklanması konusunda belgelere rastlanmıştır.<br />

Roma döneminde (M.Ö.900- M.S. 476) büyük su kemerleri, sarnıçlar<br />

ve kanalizasyon sistemleri inşa edilmiş, içme suyunun tad ve berraklığını<br />

geliştirmek için birçok doğal maddeler kullanılmıştır. Sağlık konusunda<br />

en büyük devrim bakteriyoloji biliminin gelişmesiyle yaşanmıştır.<br />

Daha sonraki dönemlerde İngiltere’de inşaat mühendisliği kapsamında<br />

Halk Sağlığı <strong>Mühendisliği</strong> (Public Health Engineering) adında bir disiplin<br />

ortaya çıkmıştır. Bu mühendislik dalı, içme suyu temini ve arıtılması,<br />

atıksuların uzaklaştırılması ve hava kirliliği gibi konular ile ilgilenmiştir.<br />

1800 lü yılların başlarında ABD de Hidrolik <strong>Mühendisliği</strong> çerçevesinde<br />

içme suyu temini ve atıksuların uzaklaştırılması üzerinde çalışılmaktaydı.<br />

1956 da Washington Üniversitesi’nde Sağlık <strong>Mühendisliği</strong> (Sanitary Engineering)<br />

adı altında çevre kirliliği ve çevre yönetimi sahasında faaliyet<br />

gösteren bir mühendislik dalı kurulmuştur (Corbitt, 1989).<br />

ABD İnşaat Mühendisleri Odası (ASCE), çevre mühendisliğinin amaç ve<br />

tanımını şu şekilde yapmaktadır. <strong>Çevre</strong> mühendisliği; çevre sağlığı problemlerinin<br />

çözümünde teori ve pratiğin öğretildiği bir mühendislik dalıdır.<br />

<strong>Çevre</strong> Mühendisleri ve bu alanda çalışan bilim insanları, özellikle<br />

halk sağlığının korunması için aşağıdaki konularda araştırma yapar ve<br />

teknoloji üretirler;<br />

• Temiz, lezzetli ve yeterli içme suyu temini<br />

• Atık suların arıtılması veya tekrar kullanımı<br />

• Katı atıkların bertarafı veya geri dönüşümü<br />

• Şehir ve kırsal bölgelerde yeterli kanalizasyon ve atıksu arıtma tesislerinin<br />

yapımı<br />

• Hava, toprak ve su kirliliğinin sürekli kontrolünü yapmak<br />

• Bu çözümlerin sosyal ve çevresel etkilerinin kontrolünü yapmak<br />

• Teknolojik gelişmelerin çevre üzerindeki etkilerini araştırmak


Çalıştay Kitabı<br />

129<br />

<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong>nin çerçevesi içinde biyoloji, kimya ve kimya mühendisliği,<br />

inşaat mühendisliği, makine mühendisliği, ekoloji, jeoloji, çevre<br />

hukuku, halk sağlığı ve nükleer mühendisliği gibi birçok bilim dalı yer<br />

almaktadır. Doğal dengeyi koruyarak gelişen teknolojiye paralel olarak<br />

sürdürülebilir kalkınmayı sağlayabilecek çevre politikaları geliştirebilmek<br />

için, yetkin <strong>Çevre</strong> Mühendislerinin yetiştirilmesi çok önemli bir konudur.<br />

Türkiye’de <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Eğitimi<br />

Türkiye’de <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Eğitimi 1975 yılında Ege Üniversitesi’nde<br />

başlamıştır. 1978 yılında ise İTÜ ve ODTÜ de <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> bölümleri<br />

öğretime başlamıştır (Samsunlu, 1991). Bugün 35 Üniversitede <strong>Çevre</strong><br />

<strong>Mühendisliği</strong> bölümünde lisans öğrenimi yapılmaktadır. Lisans programları<br />

Tablo 1’de ve Şekil 1’de ise taban puanların bölümlere göre dağılımı<br />

görülmektedir (ÖSYM, 2010). <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong>’nde sadece lisansüstü<br />

öğretim yapan kurumlar Tablo 2’de verilmiştir.<br />

Tablo1 ve Şekil 1 incelenecek olursa, <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> bölümlerine yerleşme<br />

sonuçlarına göre en küçük puanlar dikkate alındığında, en yüksek<br />

puanla öğrenci alan ilk beş üniversitenin <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> bölümleri;<br />

ODTÜ, İTÜ, Bahçeşehir (tam burslu), Marmara ve YTÜ dir.<br />

Üniversitelerde <strong>Çevre</strong> Mühendisliklerinin bağlı oldukları fakültelere bakıldığında<br />

24 tanesinin mühendislik fakültelerinde, 9 tanesinin mühendislikmimarlık<br />

fakültelerinde ve 2 tanesinin inşaat fakülteleri bünyesinde yer<br />

aldığı görülmektedir. İnşaat fakülteleri bünyesinde yer alan <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong><br />

bölümleri İTÜ ve YTÜ de bulunmaktadır. Sadece <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong><br />

lisans üstü öğrenim yapan bölümler ise, Boğaziçi Üniversitesi<br />

, Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü ve<br />

Hacettepe Üniversitesi bünyesinde yer almaktadır.


130 Çalıştay Kitabı<br />

Tablo 1. Türkiye’de <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> lisans programı bulunan üniversiteler (ÖSYM 2010)<br />

Üniversite Adı Fakülte<br />

Kontenjan<br />

0.12<br />

AOBP’li<br />

Başarı<br />

Sırası<br />

En<br />

Küçük<br />

Puanı<br />

Üniversite<br />

Adı<br />

Fakülte<br />

Kontenjan<br />

0.12<br />

AOBP’li<br />

Başarı<br />

Sırası<br />

A. İ. Baysal Müh. – Mim. 45 158000 291 İstanbul Müh. 70 93700 341<br />

Akdeniz Müh. 55 143000 302 İTÜ İnşaat 40 37900 416<br />

K.Maraş<br />

Aksaray Müh. 50 188000 274<br />

Müh. – Mim 45 203000 265<br />

Sütçü İmam<br />

Anadolu Müh. – Mim 65 128000 313 Kocaeli Müh. 75 132000 310<br />

Atatürk Müh. 85 225000 264<br />

Kocaeli (II.<br />

Müh. 75 149000 298<br />

Öğr)<br />

Atatürk (II.Öğr) Müh. 85 270000 240<br />

Marmara<br />

Müh. 50 64000 375<br />

(İngilizce)<br />

Bahçeşehir (Tam<br />

Müh. 5 54900 388 Mersin Müh. 65 183000 276<br />

Burslu)<br />

Bahçeşehir (%50<br />

Müh. 40 216000 259 Namık Kemal Müh. 50 180000 278<br />

Burslu)<br />

Balıkesir Müh. 45 155000 293<br />

Namık Kemal<br />

(II.Öğr)<br />

Müh. 50 199000 267<br />

Balıkesir (II.Öğr) Müh. – Mim 45 - - Niğde Müh. 55 208000 263<br />

Bartın Müh. 45 - - 19 Mayıs Müh. 65 153000 295<br />

19 Mayıs (II.<br />

Bartın (II.Öğr) Müh. 45 - -<br />

Müh. 65 204000 265<br />

Öğr)<br />

Cumhuriyet Müh. 80 220000 256 ODTÜ Müh. 50 23200 446<br />

En<br />

Küçük<br />

Puanı


Çalıştay Kitabı<br />

131<br />

Cumhuriyet (II.<br />

Müh. 80 289000 225 Pamukkale Müh. 35 181000 288<br />

Öğr)<br />

Çanakkale Müh. – Mim 45 149000 298 Sakarya Müh. 75 158000 292<br />

Çukurova Müh. – Mim 65 145000 300<br />

Sakarya (II.<br />

Öğr)<br />

Müh. 75 189000 273<br />

Çukurova (II. Öğr) Müh. – Mim 65 204000 265 Selçuk Müh. – Mim 65 176000 280<br />

Dokuz Eylül Müh. 75 107000 330 Selçuk Iı.Öğr) Müh. – Mim 65 - -<br />

Erciyes Müh. 45 173000 282 S. Demirel Müh. – Mim 55 180000 278<br />

Fatih (Tam Burslu) Müh. 6 69900 367<br />

Fatih (Türkçe-Tam<br />

Burslu)<br />

Fatih<br />

(Türkçe%50burslu)<br />

S. Demirel (II.<br />

Öğr)<br />

Müh. – Mim 55 222000 255<br />

Müh. 6 78700 357 Tunceli Müh. - - -<br />

Müh. 14 277000 227 Uludağ Müh. – Mim 65 106000 330<br />

Fırat Müh. 65 228000 252 YTÜ İnşaat 65 65800 372<br />

Fırat (II.Öğr) Müh. 65 258000 238 YTÜ (II.Öğr) Müh. 65 - -<br />

Harran Müh. 55 215000 259 Yüzüncü Yıl Müh. - - -<br />

Z. K.Elmas Müh. 45 200000 267<br />

Tablo <strong>2.</strong> <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> alanında lisansüstü öğretim yapan kurumlar<br />

Üniversite<br />

Boğaziçi Üniversitesi <strong>Çevre</strong> Bilimleri Enstitüsü<br />

Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü<br />

İzmir İleri teknoloji Enstitüsü<br />

Hacettepe Üniversitesi


132 Çalıştay Kitabı<br />

Tablo 1 den görüldüğü üzere <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> lisans öğrenimi yapan<br />

35 değişik üniversiteden 33’ü devlet üniversitesi, 2’si vakıf üniversitesidir.<br />

Şekil 1. Türkiye’deki Üniversitelerin <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> taban puanları (ÖSYM, 2010).


Çalıştay Kitabı<br />

133<br />

Türkiye’deki <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümlerinin illere göre dağılımları Şekil<br />

2 de görülmektedir.<br />

Şekil <strong>2.</strong> Türkiye’deki <strong>Çevre</strong> Mühendsiliği bölümlerinin coğrafi dağılımı.<br />

Şekil 2 den görüldüğü üzere Türkiye’nin batısından doğusuna kadar birçok<br />

ilde <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> bölümü bulunmaktadır. 30 farklı ilde kurulu<br />

bulunan üniversitelerin lisans öğrenimi yapan <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> bölümlerinden<br />

her biri bulunduğu ilde tek olmalarına rağmen, İstanbul’da<br />

4’ü devlet 2’si vakıf olmak üzere 6 adet üniversitede <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong><br />

bölümü mevcuttur. Lisans üstü öğrenim yapan bölümler ise İstanbul, Ankara,<br />

İzmir ve Kocaeli’de bulunmaktadır.<br />

Ülkemizdeki üniversitelerin <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> bölümlerinin, gerek kuruldukları<br />

yılların farklı oluşundan ve gerekse kurucu öğretim üyelerinin<br />

mesleki farklılıklarından dolayı, ders müfredatlarında da farklılıklar oluşmuştur<br />

(Varınca, 2007).<br />

<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümlerinde Öğretim Elemanlarının<br />

Sayısal Dağılımı<br />

<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong>nin ilk kurulduğu yıllarda öğretim üyelerinin hemen<br />

tamamı farklı meslek gruplarından gelen bilim insanlarından oluşmaktaydı.<br />

Günümüzde de bu farklılık kısmen devam etmektedir. Tablo 3 ve


134 Çalıştay Kitabı<br />

Şekil 3 de <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> bölümlerindeki öğretim elemanlarının unvanlarına<br />

göre dağılımları verilmiştir.<br />

Tablo 3 den görüldüğü gibi, Türkiye’de üniversitelerin <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong><br />

bölümlerinde 680 kişi ve Enstitülerde 88 kişi olmak üzere toplam 768<br />

öğretim elemanı bulunmaktadır. Öğretim elemanlarının 431 kişilik (%56<br />

lık) kısmını Öğretim Üyeleri (Prof.Dr., Doç.Dr., ve Yrd.Doç.Dr.) 337 kişilik<br />

(%44 lük) kısmını ise Öğretim Yardımcıları (Öğr.Gör., Arş.Gör ve Uzman)<br />

oluşturmaktadır. Şekil 3 den görüldüğü gibi Öğretim Üyelerinin yaklaşık<br />

yarısı (%46) yardımcı doçent kadrosunda bulunmaktadır.


Çalıştay Kitabı<br />

135<br />

Tablo 3. Türkiye’deki üniversitelerin çevre mühendisliği bölümlerindeki öğretim elemanı dağılımı.<br />

Öğr.Gör.<br />

Üniversite Adı Prof.Dr. Doç.Dr. Y.Doç.Dr.<br />

Dr.<br />

Arş.Gör.<br />

Öğr.Gör. Arş.Gör. Uzman Toplam<br />

Dr.<br />

Abant İ.Baysal - 2 5 - 3 10<br />

Akdeniz 3 1 4 - 2 5 15<br />

Aksaray 1 1 4 - 1 3 11 1 22<br />

Anadolu 4 4 5 2 1 7 23<br />

Atatürk 5 6 9 - 4 24<br />

Bahçeşehir 2 1 2 - 2 1 8<br />

Balıkesir 1 1 3 - 1 2 1 9<br />

Bartın - - 6 - 3 9<br />

Cumhuriyet 2 2 4 - 3 11<br />

Çanakkale - 1 4 - 4 1 10<br />

Çukurova 1 6 2 2 1 9 21<br />

Dokuz Eylül 10 4 6 1 7 6 4 38<br />

Erciyes 1 1 5 - 3 10<br />

Fatih 1 2 4 2 1 8 18<br />

Fırat 3 3 5 - 2 3 16<br />

Harran - 3 7 - 1 5 16<br />

İstanbul 3 4 9 - 5 1 3 25<br />

İtü 20 10 11 - 4 16 61<br />

K.M.Sütçü İmam - 1 3 - 4


136 Çalıştay Kitabı<br />

Kocaeli 1 4 5 - 4 1 5 20<br />

Marmara 5 4 5 - 1 1 16<br />

Mersin 3 5 2 - 1 4 15<br />

Namık Kemal 1 1 13 - 2 3 20<br />

Niğde 1 - 5 - 1 7<br />

Ondokuz Mayıs 5 4 5 - 11 25<br />

Odtü 9 2 3 - 35 49<br />

Pamukkale - 3 2 - 2 7<br />

Sakarya 3 1 10 - 2 10 1 27<br />

Selçuk 2 5 4 - 6 6 23<br />

Süleyman Dem. 1 1 9 - 5 3 19<br />

Tunceli - - 4 - 5 9<br />

Uludağ 4 4 3 8 1 7 27<br />

Ytü 5 4 12 - 4 12 1 38<br />

Yüzüncü Yıl 1 - 3 - 5 9<br />

Kara Elmas 2 2 1 - 1 4 10<br />

Boğaziçi 9 5 2 - 2 16 34<br />

Gyte 3 7 5 1 10 1 8 2 37<br />

İyte 7 7 3 - 17<br />

Hacettepe 3 1 2 2 1 9<br />

Toplam 122 113 196 18 59 17 232 11 768


Çalıştay Kitabı<br />

137<br />

Şekil 3. Türkiye’deki <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> bölümlerinde mevcut öğretim elemanlarının<br />

unvanlarına göre dağılımları.<br />

Öğretim üyelerinin üniversitelerdeki <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> bölümlerine<br />

göre dağılımları Şekil 4 de görülmektedir. Şekilden görüldüğü gibi <strong>Çevre</strong><br />

<strong>Mühendisliği</strong> bölümlerindeki öğretim üyesi sayısında ilk dört sırayı İTÜ,<br />

YTÜ, Dokuz Eylül ve Atatürk Üniversitesi <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> bölümleri<br />

almaktadır.


138 Çalıştay Kitabı<br />

Şekil 4. <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> bölümlerinde öğretim üyesi sayılarının dağılımı.<br />

Şekil 5 incelenecek olursa 18 üniversitenin <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> bölümlerinde<br />

5-9 arası öğretim üyesi bulunurken, 14 üniversitenin bölümlerinde<br />

10-15 öğretim üyesi bulunmaktadır. Buna karşılık 16-20 arası öğretim üyesi<br />

bulunan üniversite sayısı 5 ve 21-41 öğretim üyesi bulunan üniversite<br />

sayısı sadece 2 dir. Buna göre 32 üniversitenin <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> bölümlerinde<br />

5-15 arası öğretim üyesi görev yapmaktadır.


Çalıştay Kitabı<br />

139<br />

Şekil 5. Öğretim üyesi sayılarının üniversite sayılarına göre dağılımı.<br />

<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümlerinde Öğretim Üyelerinin<br />

Mesleki Dağılımları<br />

Türkiye’deki 35’i lisans 4’ü lisansüstü öğrenim yapan 39 adet <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong><br />

bölümünde mevcut öğretim elemanlarının branşlara göre dağılımları<br />

Tablo 4 ve Şekil 6 da verilmiştir.


140 Çalıştay Kitabı<br />

Tablo 4. Türkiye’deki üniversitelerin çevre mühendisliği bölümlerindeki<br />

öğretim elemanı mesleki dağılımı.<br />

Meslek Öğretim Üyesi Öğretim Yardımcısı<br />

<strong>Çevre</strong> Mühendisi 159 186<br />

Kimya Mühendisi 35 4<br />

İnşaat Mühendisi 25 3<br />

Biyoloji 21 5<br />

Kimya 15 3<br />

Ziraat Mühendisi 11 -<br />

Jeoloji Mühendisi 8 2<br />

Orman Mühendisi 4 -<br />

Maden Mühendisi 3 -<br />

Makina Mühendisi 2 1<br />

Gıda Mühendisi 2 -<br />

Su Ürünleri Mühendisi 2 -<br />

Peyzaj Mimarı 1 1<br />

Endüstri Mühendisi 1 -<br />

Fizik Mühendisi 1 -<br />

Nükleer Mühendisi 1 -<br />

Meteoroloji Mühendisi 1 -<br />

Fizik 1 -<br />

İşletme 1 -<br />

Otomotiv Öğr. 1 -<br />

Coğrafya 1 -<br />

Moleküler Biyoloji 1 -<br />

Mimar - 1<br />

Seramik Mühendisi - 1


Çalıştay Kitabı<br />

141<br />

Şekil 6. Türkiye’deki üniversitelerin çevre mühendisliği bölümlerindeki öğretim elemanı<br />

mesleki dağılımı.<br />

1970’li yıllarda ilk <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> bölümlerinin kurulmaya başlandığı<br />

ve kadrolaşmanın da bunun devamında geliştiği ilk yıllarda <strong>Çevre</strong><br />

<strong>Mühendisliği</strong>ndeki akademisyenlerin ağırlıklı olarak, Kimya <strong>Mühendisliği</strong>,<br />

İnşaat <strong>Mühendisliği</strong>, Biyoloji bölümü, Kimya bölümü, Ziraat <strong>Mühendisliği</strong>,<br />

Jeoloji <strong>Mühendisliği</strong> ve Orman <strong>Mühendisliği</strong> gibi çeşitli mesleki<br />

gruplarından oluşmaktaydı. Birçok üniversitede <strong>Çevre</strong> Mühendisi kökenli<br />

öğretim üyesi yoktu. Olanlarda ise genel öğretim üyesi sayısı içersinde<br />

oldukça düşük sayıda <strong>Çevre</strong> Mühendisi kökenli öğretim üyesi mevcut idi<br />

(Zeren, 1997). Günümüzde ise Şekil 6 dan görüldüğü gibi Türkiye’deki<br />

üniversitelerin <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> bölümlerindeki öğretim üyelerinin<br />

ağırlıklı olarak çevre mühendislerinden oluştuğu görülmektedir. Gelecek<br />

dönemde bu oranın artması beklenebilir. Tablo 4 incelenecek olursa, öğretim<br />

yardımcılarının çoğunlukla çevre mühendisi olduğu görülecektir.


142 Çalıştay Kitabı<br />

<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> bölümlerinde görev yapmakta olan öğretim üyelerinin<br />

lisansüstü eğitimlerine bakıldığında ise eskiden atanan öğretim üyelerinin<br />

daha çok yurtdışında lisansüstü eğitimi aldığı fakat, yeni atanan<br />

öğretim üyelerinin çoğunlukla yurtiçinde mevcut üniversitelerde veya<br />

kendi lisans mezuniyet derecesi aldıkları üniversitelerin yüksek lisans<br />

ve doktora programlarında lisansüstü eğitimlerini tamamladıkları görülmektedir.<br />

Türkiye’de ancak 36 yıllık bir geçmişi söz konusu olan <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong><br />

bölümlerinin verdiği mezun sayısı arttıkça bu kadrolaşmada <strong>Çevre</strong><br />

Mühendislerinin ağırlıklı olarak yer almaya başladığı görülmektedir. Bu<br />

nedenle yakın gelecekte <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> bölümlerinde çalışacak olan<br />

öğretim üyelerinin hemen tamamı (%90’ı) çevre mühendislerinden oluşacaktır.<br />

Ancak çevre mühendisliği alanında yapılacak olan bilimsel araştırmalarda<br />

hiç şüphesiz farklı disiplinlerden akademisyenlerin de çevre<br />

mühendisliği bölümlerinde görev yapması, bilimsel çalışmaların gereği<br />

olarak uygun bir yaklaşım olacaktır.<br />

Kaynaklar<br />

Corbitt,R.A.,”Standart Handbook of Environmental Engineering” McGraw-<br />

Hill Inc,1989.<br />

ÖSYM “ 2010 Yükseköğretim Programları ve Kontenjanlaru Kılavuzu”<br />

Samsunlu,A.,”<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Eğitimi” Türkiye’de <strong>Çevre</strong> Kirlenmesi Öncelikleri<br />

Sempozyumu I.Boğaziçi Üniv. İstanbul, 284-302, 1991.<br />

Varınca,B.K., “www.yildiz.edu.tr/~kvarinca/Dosyalar/Yayinlar/yayin014.pdf,<br />

2007.<br />

Zeren,O., “Türkiye’de <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Eğitimi ve Karşılaşılan Sorunlar”<br />

Türkiye’de <strong>Çevre</strong> Kirlenmesi Öncelikleri Sempozyumu II. Gebze,Kocaeli,<br />

813-827, 22-23 , 1997.<br />

Abant İzzet Baysal Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong><br />

Bölümü internet sitesi, http://www.cevre.ibu.edu.tr/<br />

Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü internet<br />

sitesi, http://cevre.muhfak.akdeniz.edu.tr/tr


Çalıştay Kitabı<br />

143<br />

Aksaray Üniversitesi Mühendislik Fakültesi <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü internet<br />

sitesi,<br />

http://muh.aksaray.edu.tr/Bolumler/cevre/index.htm<br />

Anadolu Üniversitesi Mühendislik-MimarlıkFakültesi <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong><br />

Bölümü internet sitesi, http://www.mm.anadolu.edu.tr/cevre/<br />

Atatürk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü internet<br />

sitesi, http://www.atauni.edu.tr/#birim=cevre-muhendisligi<br />

Bahçeşehir Üniversitesi Mühendislik Fakültesi <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü<br />

internet sitesi, http://www.bahcesehir.edu.tr/fakultesayfa/muhendislik/bolum/cevre/id/01<br />

Balıkesir Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong><br />

Bölümü internet sitesi, http://cevre.balikesir.edu.tr/new/<br />

Bartın Üniversitesi Mühendislik Fakültesi <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü<br />

internet sitesi, http://muh.bartin.edu.tr/sayfa.asp?git=2&fak_<br />

kodu=102&bolum=%C7evre%20M%FChendisli%F0i<br />

Cumhuriyet Üniversitesi Mühendislik Fakültesi <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü<br />

internet sitesi, http://muhendislik.cumhuriyet.edu.tr/bolumler/cevre/<br />

turkce/index.htm<br />

Çanakkale Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong><br />

Bölümü internet sitesi, http://cevremuh.comu.edu.tr/<br />

Çukurova Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong><br />

Bölümü internet sitesi, http://www.mmf.cu.edu.tr/cmb/index.htm<br />

Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü<br />

internet sitesi, http://web.deu.edu.tr/cevre.<br />

Erciyes Üniversitesi Mühendislik Fakültesi <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü internet<br />

sitesi, http://cevre.erciyes.edu.tr.<br />

Fatih Üniversitesi Mühendislik Fakültesi <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü internet<br />

sitesi,<br />

http://env.fatih.edu.tr.<br />

Fırat Üniversitesi Mühendislik Fakültesi <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü internet<br />

sitesi, http://web.firat.edu.tr/cevremuh.


144 Çalıştay Kitabı<br />

Harran Üniversitesi Mühendislik Fakültesi <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü internet<br />

sitesi, http://eng.harran.edu.tr/cevre/index.php?name=home<br />

İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü internet<br />

sitesi, http://www.istanbul.edu.tr/eng2/cevre/static.<br />

İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü internet<br />

sitesi, http://www.cevre.itu.edu.tr.<br />

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi<br />

<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü internet sitesi, http://cm.ksu.edu.tr.<br />

Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü internet<br />

sitesi, http://cevre.kocaeli.edu.tr/<br />

Marmara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü internet<br />

sitesi, http://eng.marmara.edu.tr/index.php?bolum=2<br />

Mersin Üniversitesi Mühendislik Fakültesi <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü internet<br />

sitesi, http://www.mersin.edu.tr/bolumler.php?fid=8&id=43<br />

Namık Kemal Üniversitesi Mühendislik Fakültesi <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü<br />

internet sitesi, http://cevmuh.nku.edu.tr/<br />

Niğde Üniversitesi Mühendislik Fakültesi <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü<br />

internet sitesi, http://muhendislik.nigde.edu.tr/cevre/index.<br />

php?option=com_frontpage&Itemid=1<br />

19 Mayıs Üniversitesi Mühendislik Fakültesi <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü internet<br />

sitesi, http://www.omu.edu.tr/a/tr/akademikbirimler/fakulte/<br />

muhendislik/bolumler/cevre/<br />

Ortadoğu Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü<br />

internet sitesi, http://www.enve.metu.edu.tr/_bolum/bolumTanitim.html<br />

Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Fakültesi <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü<br />

internet sitesi, http://cevre.pamukkale.edu.tr/<br />

Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü internet<br />

sitesi, http://www.cevre.sakarya.edu.tr/<br />

Selçuk Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü<br />

internet sitesi, http://www.mmf.selcuk.edu.tr/cevre/


Çalıştay Kitabı<br />

145<br />

Süleyman Demirel Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong><br />

Bölümü internet sitesi, http://mmf.sdu.edu.tr/bolumler/cevre/<br />

Tunceli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü internet<br />

sitesi, http://www.tunceli.edu.tr/akademik/fakulteler/muhendislik/cevre/tanitim.html<br />

Uludağ Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong><br />

Bölümü internet sitesi, http://cevre.uludag.edu.tr/<br />

Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü internet<br />

sitesi, http://www.cem.yildiz.edu.tr/<br />

Yüzüncüyıl Üniversitesi Mühendislik Fakültesi <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü<br />

internet sitesi, http://www.yyu.edu.tr/altbirim_bilgi.aspx?bolumno=87<br />

&fakulte=6&fad=%c7evre+M%fchendisli%f0i+B%f6l%fcm%fc<br />

Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Mühendislik Fakültesi <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong><br />

Bölümü internet sitesi, http://cevre.karaelmas.edu.tr/<br />

Boğaziçi Üniversitesi <strong>Çevre</strong> Bilimleri Enstitüsü internet sitesi, http://www.<br />

esc.boun.edu.tr/main/indextr.aspx<br />

Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü internet sitesi,<br />

http://www.gyte.edu.tr/environment/<br />

İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü internet sitesi,<br />

http://web.iyte.edu.tr/environ/indextr.htm<br />

Hacettepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü<br />

internet sitesi, http://www.cevre.hacettepe.edu.tr/


Doç. Dr. Aykan KARADEMİR


<strong>ÇEVRE</strong> MÜHENDİSLİĞİ ALANINDAKİ<br />

ARAŞTIRMALARA ELEŞTİREL BİR BAKIŞ<br />

M. Kemal Korucu, Aykan Karademir<br />

Kocaeli Üniversitesi, <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> Bölümü<br />

Özet<br />

<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> alanındaki araştırmalar, konu ve kapsam bakımından<br />

kimya, biyoloji vb. alanları da ilgilendirdiğinden genellikle çok disiplinli<br />

çalışmalardır. Ancak bu çalışmalarda insan-çevre ilişkisi bakımından<br />

bir bütünsellik kurulamaması ve araştırma konularının belirli yönlere<br />

yoğunlaştırılması sorunların içerdiği çok yönlülüğünün yeterince ele alınamamasına<br />

ve eksik değerlendirmelere yol açmaktadır. Burada mevcut<br />

araştırmalara ve bu araştırmaların eksenine ilişkin eleştirel bir bakış ortaya<br />

konulmaya çalışılmış ve yeni bir yaklaşım önerilmiştir. Son olarak,<br />

sorunların bütüncül bir yaklaşım içinde çok yönlü olarak kavranmasının<br />

önemine ve bu tür çalışmaların açacağı yeni olanaklara dikkat çekilmiştir.<br />

Giriş<br />

Günümüzde yaşanmakta olan ekolojik kriz ve bu krizin birer alt bileşeni<br />

olarak tanımlayabileceğimiz tekil tüm çevre sorunlarının her birinin ayrı<br />

ayrı ya da bir bütün halinde çözüme ulaştırılabilmesi için, tüm bu tekil<br />

bileşenlerin tarihsel bir süreç içerisinde olgunlaşmış ve mevcut durumlarına<br />

erişmiş patolojik birer anomali olduklarını ve bir araya gelerek ekolojik<br />

kriz dediğimiz bütünü oluşturduklarını görerek başlatılabilecek köklü<br />

bir algı değişiminin gerçekleştirilmesi gerekmektedir (Foster, 2002). Sözü<br />

edilen bu algısal değişim her ne kadar problemlerimizin çözümü için yeterli<br />

olmasa da çözüme yönelik olarak atılacak en önemli adımdır. Niha-


148 Çalıştay Kitabı<br />

yetinde çözüm bu tarihsel çarpık yapılanmanın yerine yeniden yapılandırılmış<br />

başka bir formu koymakla sağlanabilecektir (Gorz, 1993). Sözünü<br />

ettiğimiz patolojik durumların ortaya çıkmasına sebep olan temel neden<br />

ise gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki mevcut insan-çevre ilişkisinin,<br />

bir başka deyişle çevre olgusunun kavramsal olarak son derece sorunlu<br />

noktalarda konumlandırılmış olmasıdır.<br />

<strong>Çevre</strong> kavramı en genel anlamıyla insan (toplum) ve insan dışında kalan<br />

tüm varlıkların (doğa) toplamı olarak tanımlanır. Buradan yola çıkarak<br />

insan-çevre ilişkisinin; hem insanın insanlarla hem de insanın kendi türü<br />

dışında kalan tüm çevresi yani doğa ile olan ilişkisini kapsayan bir olgu<br />

olduğu söylenebilir. Günümüzde bu ilişki biçimi doğrudan “ekonomik<br />

kazanımlar ve belirli sınırlamalar içerisinde çevrenin korunması” gibi<br />

sorunlu bir düzleme oturtulmuş olduğundan, kavramın bütününe yani<br />

çevrenin insan ve insan dışındaki diğer bileşenlerine ilişkin bozulmaların<br />

ortaya çıkması büyük oranda sıradanlaşmıştır. Ekoloji ve dolayısıyla<br />

çevre alanına ilişkin yürütülen herhangi bir çalışma konusunda ortaya<br />

çıkabilecek anomalilerin ne olduğunu ya da ne olabileceğini kesin sınırlarla<br />

belirlemek oldukça güç bir konu olmakla birlikte sorunların ortak<br />

doğasına ilişkin çeşitli öngörülerde bulunmak hiç de zor değildir. Gerek<br />

sözünü ettiğimiz çarpık insan-doğa ilişkisi pratiklerimiz gerekse de<br />

mevcut “çevrecilik” 1 reflekslerimizin bir araya getirip oluşturduğu “çevre<br />

sorunlarına ve bu sorunların çözümüne yönelik olarak geliştirdiğimiz<br />

yaklaşımlarımız”ın büyük çoğunluğunun ekolojik krize ilişkin sorunlara<br />

çözüm bulma konusundaki yetersizlikleri gün gibi ortadadır. <strong>Çevre</strong> kavramını<br />

sadece “çevre korumacılık” 2 temelinde değerlendiren bir yakla-<br />

1 <strong>Çevre</strong>cilik; mevcut toplumun temelinde yatan insanın doğaya hükmetmesi gerektiği<br />

anlayışını sorgulamaz; aksine, tahakkümün neden olacağı tehlikeleri azaltacak teknikler<br />

geliştirerek, bu tahakkümün önünü açmayı gözetir. Tahakküm kavramının kendisini sorgulamaz<br />

(Bookchin, 1996).<br />

2 <strong>Çevre</strong>cilik anlayışının bir yansıması olan çevre korumacılık; çevrenin hava, su, toprak gibi<br />

her hangi bir bileşeninin çeşitli yasal sınırlamalar ve mevzuatlar yardımıyla koruma altına


Çalıştay Kitabı<br />

149<br />

şım, yukarıda da sözünü ettiğimiz gibi kavramın kendi yapısı ile çeliştiği<br />

için sorunludur. <strong>Çevre</strong>, insanın tahakküm altına alıp koruyup kollayacağı<br />

değil, uyum içerisinde yaşaması ve bunun yollarını araştırması gereken<br />

bir olgudur.<br />

Araştırmaların Sınıflandırılması<br />

Yukarıda sözü edilen sorunlu konumlandırma ediminin 3 <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong><br />

alanında yapılan çalışma ve uygulamalar açısından ne anlama<br />

geldiğini, <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> alanında yapılan çalışmaların kaba bir biçimde<br />

sınıflandırılması ile başlayarak açıklamaya çalışmak daha kullanışlı<br />

olabilir.<br />

<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> alanında yapılan çalışma türlerinin bir diğer çalışma<br />

türünden bağımsız olduğunu söylemek oldukça zordur. Bir çalışma türünde<br />

elde edilen kazanımlar bir başka türden <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> uygulamasının<br />

gerekçeleri olabileceği için bu türden bir ayırım sıkıntılı sonuçlar<br />

doğurabilir. Öte yandan anlatım kolaylığı oluşturması gerekçesiyle <strong>Çevre</strong><br />

<strong>Mühendisliği</strong> alanında yürütülen çalışmaları kabaca bir sınıflandırmaya<br />

tabi tutacak olursak bu alanda yapılan çalışmaları ana hedefleri açısından<br />

şu alt başlıklara ayırmak mümkündür:<br />

1.<br />

<strong>2.</strong><br />

<strong>Çevre</strong> açısından sorun yaratması muhtemel olguların tanımlanması<br />

ve bu amaçla kullanılabilecek araçların geliştirilmesi (Tanımlama)<br />

<strong>Çevre</strong> açısından sorun yaratması muhtemel olayların mevcut durumunun<br />

ne olduğuna ilişkin yürütülen izleme çalışmaları (İzleme)<br />

alınmasını hedefleyen bakış açısını tanımlamak için kullanılan bir kavramdır. Bu yolla, çevrenin<br />

tahrip edilmesi belirli sınırlamalar dahilinde meşrulaştırılır.<br />

3 İnsan-çevre ilişkisinin sorunlu bir biçimde konumlandırılması kendiliğinden süre gelen<br />

bilinçsiz bir sürecin ürünü değil, aksine mevcut yapının sürdürülebilirliği açısından gerekli<br />

olan ve tam da bu nedenle bilinçli bir biçimde gerçekleştirilen bir tutumdur.


150 Çalıştay Kitabı<br />

3.<br />

4.<br />

5.<br />

<strong>Çevre</strong> açısından sorun yaratması muhtemel herhangi bir olayın ortaya<br />

çıkmadan önce önlenmesi için yeniliklerin araştırılması ve ya<br />

mevcut durumun iyileştirilmesi (Önleme)<br />

<strong>Çevre</strong> açısından sorun yaratması muhtemel herhangi bir olayın<br />

kontrol altında tutulması için araştırılması ve ya mevcut durumun<br />

iyileştirilmesi (Kontrol Altında Tutma)<br />

<strong>Çevre</strong> açısından sorun yaratması muhtemel olayların boyutlarının<br />

ne olabileceğine ilişkin yürütülen modelleme çalışmaları (Modelleme)<br />

<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> alanına ilişkin sözü edilen bu uygulama sınıflarının<br />

hangisinin bir diğerine göre daha önemli olduğu tartışması ve bu tartışmanın<br />

seyri, <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> alanında yapılan çalışmaların ağırlık<br />

merkezinin neresi olacağı ile ilgili olarak büyük bir belirleme gücüne sahiptir.<br />

<strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> alanında üretilecek bir ürün ya da yapılacak<br />

bir çalışmanın ekonomik değerinin olması gerektiği şeklinde genel bir<br />

yargısı bulunanların, bu türden bir gereksinime cevap verebilecek (örneğin<br />

4 numaralı sınıf) çalışmaları daha önemli bulması son derece doğal bir<br />

sonuçtur. Ancak ilk bölümlerde de vurgulamaya çalıştığımız gibi mevcut<br />

çevre sorunlarına ilişkin olarak <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> alanından beklenen<br />

çözüm sadece ekonomik kazanımları kapsamadığından, ağırlık merkezi<br />

konusunda belirlenen eğilimin hatalı sonuçlar doğurmasına neden olacaktır.<br />

Mevcut durum, insan-çevre ilişkisi konusunda bütüncül yaklaşımlar<br />

ve bu yaklaşımlara temel teşkil eden dayanakların yeniden sorgulanması<br />

gerekliliğini zorunlu bir hale getirmektedir. Bu açıdan bakıldığında<br />

hangi çalışma sınıfının daha önemli olduğunu tartışmak yerine, bu sınıfların<br />

hangi temeller üzerinde şekillendirildiğini sorgulamak daha somut<br />

sonuçlar doğurabilir.<br />

Sözünü ettiğimiz disiplinler arası etkileşim ve çevresel araştırmaların bir<br />

birleri üzerindeki olumlu etkilerini bir örnek üzerinden açıklamak, yazının<br />

sonuca ulaştırılması açısından faydalı olabilir. Bu nedenle, sonuç kıs-


Çalıştay Kitabı<br />

151<br />

mına geçmeden hemen önce ülkemizde çevre ile ilgilenen hemen herkesin<br />

son derece aşina olduğu bir konu olan Dilovası sorununun kısa bir değerlendirilmesi<br />

yapılmaya çalışılacaktır.<br />

Dilovası, 1960 yılların sonu ve 1970’li yılların başında İstanbul tabanlı sanayileşme<br />

sürecinin bir ürünü olarak ortaya çıkan bir bölgedir 4 . Dilovası,<br />

son yıllarda kendisini daha açık bir biçimde göstermeye başlamış olan<br />

“Kültür Başkenti İstanbul” anlayışının ağır ve kirli sanayiyi İstanbul merkezinin<br />

doğu ve batı kesimlerine ihraç etme eğiliminin bir sonucu olarak<br />

da değerlendirilebilir.<br />

Dilovası çevresel tahribat ve halk sağlığı anlamında bugün pek çok kesim<br />

tarafından dikkatle incelen bir konudur. Pek çok kesimin üzerinde bu<br />

denli bir etki bırakan Dilovası’nın bu duruma geliş süreci elbette bölgede<br />

yapılan pek çok araştırma ve çalışmanın bir ürünüdür. Bugün değersiz<br />

olarak değerlendirilen çevresel kirliliğin tespiti ve izlenmesine ilişkin çok<br />

sayıda çalışmanın geçmişte Dilovası’nda yürütülmüş olması sayesinde,<br />

sorunun ciddiyeti bu denli açık bir biçimde ortaya koyulabilmiştir. Geçmişte<br />

bölgede yapılan kirlilik tespiti çalışmalarından elde edilen veriler<br />

sayesinde bugün Dilovası’nın süreç içerisinde izlediği yol açık bir biçimde<br />

ortaya koyulabilmekte ve sorunun çözümü için yapılması kaçınılmaz olan<br />

yeni çalışmalara zemin oluşturulabilmektedir. Öte yandan, Dilovası’nda<br />

yaşanan sorun sadece hava veya su kirliliği gibi tekil bir boyutu ilgilendiren<br />

bir sorun değildir. Bölgede yaşanan durumunun ne olduğuna ilişkin<br />

sağlıklı bir çerçeve çizilmek isteniyorsa, eldeki çevresel verilerin diğer<br />

başka disiplinlerin de yardımıyla iyi bir biçimde analiz edilmesi gerekir.<br />

Geçmişte yapılan çevre kirliliği izleme çalışmaları neticesinde elde edilen<br />

verilerin iyi bir biçimde yorumlanması ile görülecek ilk husus buradaki<br />

sorunun yalnızca bir kirlilik sorunu değil aslında çarpık bir insan-çevre<br />

ilişkisi sorunu olduğudur. Dilovası çevresel bir boyutu olduğu kadar sos-<br />

4 Dilovası bölgesinin oluşumunun ne gibi toplumsal ve politik süreçlerin bir etkileşimi sonucunda<br />

ortaya çıktığını iyi bir biçimde analiz eden bir çalışma için: Dinçer, 2007.


152 Çalıştay Kitabı<br />

yal, sosyal bir boyutu olduğu kadar ekonomik bir boyutu olan bir problemdir.<br />

Dilovası; işsizlik, yoksulluk, ırkçılık ve buna benzer pek çok sosyal<br />

problemin yanlış politikalarla harmanlanması sonucu ortaya çıkan bir<br />

anomalidir. Bu anomalinin yalnızca bir boyutu olan çevre kirliliği sorunun<br />

küçük bir kısmını yansıtmaktadır. Bu karmaşık yapısı gereği, bölgedeki<br />

problemin çözümüne yönelik olarak yapılacak her hangi bir araştırmayı<br />

bir diğerinden daha değerli kılacak bir öncelik tanımlamak oldukça<br />

zordur. Öte yandan geçmişte yapılmış pek çok değerli çalışmanın bölgedeki<br />

duruma ışık tutan nitelikleri zaten görevlerini iyi bir biçimde yerine<br />

getirmişlerdir. Sözü edilen çalışmaların doğru bir insan-çevre ilişkisi zeminine<br />

oturtulup oturtulmadığını söylemek şu an için bizlere önemli bir<br />

kazanım sağlamaz. Ancak bu çalışmaların elde ettiği verilerin önemi de<br />

her hangi bir biçimde ortadan kaldırılamaz. Yapılması gereken şey, ilerleyen<br />

zamanlarda yapılacak çevresel çalışmaların doğru bir zemin üzerine<br />

oturtularak yürütülmesi ve sorunun çözümü için kullanılabilir verilerin<br />

sağlanması için gerekli etkileşimlerin sağlanmasıdır.<br />

Sonuç<br />

Tüm bu anlatılanlardan yola çıkarak; <strong>Çevre</strong> <strong>Mühendisliği</strong> alanında yapılan<br />

çalışmalardan her hangi birinin, getirdiği kazanım ve ilerleme (!)<br />

açısından bir başka çalışmaya karşı bir üstünlük sağlayabileceğini söylemek<br />

oldukça güçtür. Asıl sorun çalışmaların hangi ana eksen üzerinde<br />

inşa edildiğine ilişkindir. İnsanoğlunun çevre ile olan ilişkisinin doğru bir<br />

biçimde tanımlandığı ve çalışma metodolojisinin bu tanımlama etrafında<br />

şekillendirildiği her hangi bir uygulamanın, bir diğer çalışmaya göre değersiz<br />

olduğu düşünülemez. Doğru bir insan-çevre ilişkisi anlayışı üzerine<br />

inşa edilen her çalışma değerlidir ve bir başka çalışma için değerli<br />

sonuçlar doğurabilir.


Çalıştay Kitabı<br />

153<br />

Kaynaklar<br />

1- J. B. Foster, Savunmasız Gezegen: <strong>Çevre</strong>nin Kısa Ekonomik Tarihi, Ankara: Epos<br />

Yayınları, 200<strong>2.</strong><br />

2- A. Gorz, Kapitalizm, Sosyalizm, Ekoloji: Yönelim Bozuklukları-Arayışlar, Ayrıntı<br />

Yayınları,1993.<br />

3- M. Bookchin, Ekolojik Bir Topluma Doğru, 1. ed.: Ayrıntı Yayınları, 1996.<br />

4- M. E. Dinçer, The Transformation of an Industrial Location: Dilovası from 1990s<br />

to Present, Master Thesis, Atatürk Institute for Modern Turkish History,<br />

Boğaziçi University, 2007.


Prof. Dr. Bülent KESKİNLER


<strong>ÇEVRE</strong> TEKNOLOJİLERİNDE YENİ YAKLAŞIMLAR<br />

VE <strong>ÇEVRE</strong> MÜHENDİSLİĞİ EĞİTİMİ<br />

Bülent KESKİNLER<br />

GYTE Müh. Fak. Çev. Müh. Böl<br />

İçinde bulunduğumuz bilgi çağında iktisadi sektörlerin tümünden elde<br />

edilen ürünler, yan ürünler ve atıklar belirli kalite standartlarına bağlanmakta<br />

ve bu standartlar gün geçtikçe globalleşmektedir. Günümüzde teknoloji,<br />

kalite, endüstriyel gelişim ve iktisadi kalkınma “sürdürülebilir” anlamı<br />

ile birlikte bir anlam ifade etmektedir. Bu nedenle üretilen her türlü<br />

mal ve hizmetin ancak çevre ile bütünleştiği ölçüde sürdürülebilir olduğu<br />

söylenilebilir. Bu gün dünyada çevreye duyarlı teknoloji, geri dönüşümlü<br />

madde ve benzer birçok ürün ve hizmet üretilirken ülkemizin bu pazarda<br />

vakit kaybetmeden yerini alması gerekmektedir.<br />

Klasik arıtma teknolojileri olarak bugüne kadar kullanılan “arıtma teknolojileri”<br />

diğer alanlardaki teknolojilerle karşılaştırıldığında oldukça geri<br />

ve hantal teknolojiler olarak kabul edilmektedir. Büyük alan ihtiyaçları,<br />

işletme zorlukları ve artan deşarj standart kalitesi karşısında yetersiz<br />

arıtma verimleri yeni çevre teknolojileri arayışını hızlandırmıştır. <strong>Çevre</strong><br />

teknolojisinde bu arayışlar,aynı zamanda bütün alanlardaki endüstriyel<br />

proses tasarım kriterlerinde de köklü değişimlere neden olmaktadır.Bu<br />

nedenle günümüzde klasik arıtma teknolojileri çağın teknolojileri kullanılarak<br />

daha az yer kaplayan,verimi yüksek teknolojiler haline dönüştürülmeye<br />

çalışılmakta,diğer yandan yeni arıtma teknolojileri arayışları hızla<br />

gelişmektedir.<strong>Çevre</strong> teknolojilerindeki bu arayışlar özellikle gelişmiş ülkelerde<br />

çevreyi aşırı derecede kirleten üretim prosesleri yerine,çevreye<br />

duyarlı üretim proseslerine geçiş sürecini hızlandırmıştır.<br />

<strong>Çevre</strong>ye Duyarlı Teknolojilerin (ÇDT) Türkiye gündemine gelmesine<br />

neden olan ilk bilimsel rapor TÜBİTAK-TTGV nin oluşturduğu Bilim-<br />

Teknoloji-Sanayi Tartışmaları Platformunca sunulmuştur. Söz konusu


156 Çalıştay Kitabı<br />

rapor konuyu çarpıcı yönleri ile ele alırken, ilgili kurum, sanayici ve araştırmacılara<br />

çağın teknolojisinin yakalanması açısından gerekli uyarı ve ön<br />

bilgileri aktarmaktadır. Ülkemizde genelde ileri teknoloji olarak bilinen<br />

ÇDT in uygulanması zor, pahalı teknolojiler olduğu ve ülke standartlarına<br />

uymayacağı şeklinde yanlış bir görüş hakimdir. Söz konusu rapor<br />

ÇDT i “çevreyi koruyan, daha az kirleten, tüm kaynakları daha sürdürülebilir<br />

şekilde kullanan,atık ve artıkları daha yüksek oranlarda yeniden dönüştürebilen<br />

ve atıkları daha kabul edilebilir şek,lde bertaraf eden teknoloji” şeklinde tanımlamaktadır.<br />

Bu yeni yaklaşım boru sonu arıtma teknolojilerinden ÇDT e geçiş sürecini<br />

hızlandırmaktadır. Ülkemizin Avrupa Birliği uyum süreci çalışmaları<br />

“entegre kirlilik Önleme ve Kontrol” (EKÖK) kavramının uygulamaya<br />

geçmesi ile başlamış bulunmaktadır. Bilindiği gibi EKÖK AB üyesi ülkelerde<br />

sanayi kuruluşlarının sadece deşarj ve emisyonlar için limit değerler<br />

konularak kirlenmenin kontrolü yerine, kirlenmenin üretim süreci<br />

ile birlikte değerlendirildiği bir yaklaşımdır. EKÖK yönetimi bu yönde<br />

düzenlemeler içermekte, çalışma izinlerinin çevresel performans adına<br />

denetlenmesini getirmektedir. Bu kapsamda ülkemizde “Mevcut en iyi<br />

teknikler referans dokümanları” çeşitli sektörler için <strong>Çevre</strong> Bakanlığınca<br />

başlatılmış bulunmaktadır.<br />

Arıtma ve üretim teknolojilerindeki bu hızlı dönüşüm çevre mühendisliği<br />

eğitimi veren üniversitelerimizce yeterince değerlendirilememekte ve<br />

eğitim programlarının bu değişim ve dönüşüme uyum sağlayacak şekilde<br />

revize edilmesinde geç kalınmaktadır. Teknolojilerdeki bu değişim çevre<br />

mühendisliği eğitiminde yeni ders programlarının lisans ve yüksek lisans<br />

düzeyinde açılmasını ve özellikle mühendis adaylarının bu yeni kavramları<br />

anlamaları için temel ve uygulamalı yeni derslerin programlanması<br />

gerekmektedir. Bütün meslek dallarında olduğu gibi dinamik yapıya sahip<br />

çevre mühendisliğinin yeni gelişmelere göre pozisyon alması gerekmektedir.


Çalıştay Kitabı<br />

157


158 Çalıştay Kitabı


Çalıştay Kitabı<br />

159


160 Çalıştay Kitabı

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!