14.09.2014 Views

nasıl böyle varıp geldin hoşgeldin çıngı kaymış yalazlanmış gözlerin ...

nasıl böyle varıp geldin hoşgeldin çıngı kaymış yalazlanmış gözlerin ...

nasıl böyle varıp geldin hoşgeldin çıngı kaymış yalazlanmış gözlerin ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

nasıl böyle varıp <strong>geldin</strong> hoş<strong>geldin</strong><br />

çıngı kaymış yalazlanmış gözlerin<br />

sol yüzünde güneş südü sıcaklık<br />

ellerinden öperim mustafa kemal<br />

senin dalın yaprağın biz senin fidanların<br />

biz bunları yapmadık<br />

sen elbette bilirsin bilirsin mustafa kemal<br />

elsiz ayaksız bir yeşil yılan<br />

yaptıklarını yıkıyorlar mustafa kemal<br />

hani bir vakitler kubilay'i kestiler<br />

çün buyurdun kesenleri astılar<br />

sen uyudun asılanlar dirildi<br />

mustafa'm mustafa kemal'im<br />

Sayın müdürlerim, öğretmen arkadaşlarım ve sevgili öğrenciler,<br />

Bundan aylar önce yapılan bir toplantıda,10 Kasım Atatürk'ü Anma Töreninde konuşma<br />

yapacak öğretmen olmayı kendim istemiştim; yani gönüllü olmuştum. Bir görev, bir yük<br />

olmamalıydı bu konuşma benim için; aksine sizin şimdi oturduğunuz sıralarda otururken<br />

tanımaya,anlamaya, sevmeye başladığım Atatürk'le, ilgili hislerimi, düşüncelerimi tüm<br />

samimiyetimle sizlerle paylaşmak için sabırsızlanmalıydım.<br />

Elbette içten olacaktı konuşmam, sıradan olmayacaktı peki ama tam da birçok polemiğe<br />

yol açan, kimseyi mutlu etmek gibi bir amacı olmadan yola çıktığını iddia eden bir<br />

belgeselin, ''Mustafa''nın vizyonda olduğu bugünlerde hangi açıdan, açılardan ele<br />

almalıydım Atatürk'ü? Ben de dahil olmalı mıydım tartışmalara, yenilerini getirmeli miydim<br />

okulun gündemine, bizim gündemimize? Kararım kesindi:Gönül Hoca'nın Mustafa<br />

Kemal'inden yola çıkacaktım; o an aklıma okulumuzun çatı katındaki o zamanki havasız,<br />

ışıksız video salonu geldi ve bugün kendi öğrencilerimle film izlediğim modern salonlarla<br />

bir kıyaslama bile yapamayacağımı kendime hatırlatıp gülümseme ihtiyacı duydum. O<br />

salonda bizi ''Kurtuluş''la, ''Cumhuriyet'' le tanıştırmıştı Gönül Hoca, ne kadar da iyi<br />

yapmıştı! Teknoloji sayesinde, görsel malzemeler eşliğinde görebilmiştik, tanıyabilmiştik<br />

Mustafa Kemal' i... Neler hedeflemişti, neler yapmıştı, ömrü neleri yapmaya yetmemişti;<br />

bunları öğreniyor ve geleceğimizi belleklerimize kazınan bu görüntüler -aslında su<br />

götürmez gerçekler de diyebiliriz-üzerine inşa ediyorduk.<br />

Bugün size tarih dersi vermek gibi bir hedefim ;daha doğrusu bir iddiam yok. Zaten çok iyi<br />

biliyorum ki bizim alıştığımız anlamda, bildiğimiz metotlarla yapılan tarih dersleri de yok<br />

bugün. Sözel tarih var galiba, ''tarih yalnızca yazılı metinlerde var olamaz, ansiklopediler,<br />

ders kitapları tarih biliminin sınırlarını belirlemeye yetmez'' diyen bir tarih anlayışı olsa<br />

gerek bu. Peki ama ya gerçekler, Atatürk'le ya da bizden pek de farkı olmayan Mustafa'yla<br />

ilgili gerçekler?<br />

Merak etmek doğamızda var, herşeyi merak ediyoruz:varoluşla ilgili meraklar, dinlerle ilgili<br />

meraklar ama en çok da birbirimizle ilgili meraklar bunlar. Düşündüğümüzün, aklımızın<br />

çalıştığının, hiç durmadığının göstergesi olan meraklar bunlar. Ama hep özel hayatı merak<br />

ediyoruz; kim kiminle beraber, kim evleniyor, kim boşanıyor, kimin çocuğu oldu, kimi kim<br />

aldattı vs. Popüler kültürün yarattığı bu sorulara cevap almak için didinip duruyoruz ama<br />

durmak, soluklanmak, dinlenmek nedir bilmiyoruz bu koşuda. Ne işimize yarar bu cevaplar<br />

demiyoruz. Hayattaki amaçlarımızı belirlemeye çalışmanın giderek zorlaştığı; ayakta<br />

kalmak için çabalayan insanoğlunun önüne, her gün, türlü engellerin çıkarıldığı bugünlerde


daha başka konulara, alanlara merak sarmalıyım dememiz gerekirken, neden bu soruların<br />

cevaplarını aramak?<br />

Her insan gibi Mustafa Kemal' in de zaafları, yalnızlıkları, hayal kırıklıkları olmuştur ama<br />

onu ulusu için, hatta dünya barışı için yaptıklarıyla; ileri görüşlülüğüyle, askeri dehasıyla,<br />

dilci, tarihçi, matematikçi kimlikleriyle; çok okuyan, çok yazan; bildiği yabancı dilleri o<br />

dillerde mizah yapacak ve tartışmalara girecek kadar iyi bilen bir politikacı, öğretmen,<br />

asker olarak tanıtmanın nesi yanlış ya da eksik?<br />

Milyonların gönlünde haklı olarak taht kurmuş bir insanı evet evet sizin gibi, benim gibi bir<br />

insanı anlatmak onun düşüncelerini kimseye zor kabul ettirmek gibi bir niyet taşımaz onu<br />

derslerde anlatmak, filmlerde anlatmak ama illa ki içki içti, sevgilileri de vardı, yalnız bir<br />

adamdı, diktatördü, din düşmanıydı demek de demokrat olmak demek değildir.<br />

Sevgili öğrenciler, değerli meslektaşlarım ne kadar zaman geçerse geçsin, anlayışlar,<br />

yöntemler değişirse değişsin; değişmeyecek, değişemeyecek değerleri vardır Türk<br />

ulusunun. Öğrenmeye, araştırmaya evet; mesnetli eleştirilere evet; ama yargısız infaza,<br />

özel hayata saldırıya hayır. Vakit, Mustafa'nın Latife'si, Fikriye'si; rakısı, peyniri, aşk<br />

mektupları, dostluklarıyla vakit geçirme, oyalanma vakti değildir. Atatürk ilke ve<br />

inkılaplarını 2008 Türkiyesi'nde uygulayabiliyor muyum, 85 yıl önce doğan ve hala genç<br />

olan cumhuriyeti büyütebilmiş miyim? Yoksa 2 ileri 1 geri mi gitmişim bunca zaman?<br />

Vakit, bunları masaya yatırma, bunları belgeselleştirme, gündem yaratma vaktidir.<br />

Biz de önümüzdeki hafta hep birlikte meraklarımızı gidermeye gideceğiz; kimilerimiz mutlu<br />

kimileriz mahzun ayrılacağız sinema salonundan; kimilerimizse biraz daha büyümeyi ve<br />

anlamayı öğrenmeyi beklemeye karar vermiş olacak dönüş yolunda. Ama Gönül hocanın<br />

yetiştirdiği ben ''Kurtuluş''u, ''Cumhuriyet''i iyi ki izlemişim ve anlamışım, teşekkürler hocam<br />

diyerek gireceğim okulumun kapısından içeri.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!