31.10.2014 Views

Türkiye'nin Basın Özgürlüğü Krizi - Committee to Protect Journalists

Türkiye'nin Basın Özgürlüğü Krizi - Committee to Protect Journalists

Türkiye'nin Basın Özgürlüğü Krizi - Committee to Protect Journalists

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

“GÜNLÜK GAZETELERİN TAMAMI TÜRKİYE’DE NEYİN YANLIŞ<br />

OLDUĞUNUN FARKINDA AMA DOĞRU DÜZGÜN GAZETECİLİK<br />

YAPAMAYACAK KADAR SİNDİRİLMİŞ DURUMDALAR.”<br />

— Aslı Aydıntaşbaş, Milliyet gazetesi köşe yazarı<br />

cevabı eleştirmek için, ünlü bir AK Parti şarkısının<br />

sözlerini değiştirmek suretiyle hakaret ettiği gerekçesiyle<br />

dava açtı. Erdoğan’ın avukatları söz konusu makalenin<br />

sadece Başbakan’ı aşağılamakla kalmayıp “ifade<br />

özgürlüğünün sınırlarını aştığını” iddia ettiler. Aynı yıl<br />

Erdoğan bu kez de BirGün gazetesi yazarı Erbil Tuşalp<br />

hakkında, Aralık 2005’te yayınlanan bir makalesinde<br />

hükümet politikalarının giderek o<strong>to</strong>riterleştiğini söylediği<br />

için hakaret davası açtı. Erdoğan geçen sene de Taraf<br />

gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan hakkında<br />

suç duyurusunda bulundu. Sebep Ocak 2011’deki<br />

yazısının başlığıydı: “Erdoğan ve kof kabadayılık.” Daha<br />

sonra şikayetini geri çeken Başbakan, Altan’ı Mart 2012’de<br />

bir kez daha, bu kez başyazısında Erdoğan’a “küstah, bilgisiz<br />

ve ilgisiz” dediği için şikayet etti. Bianet’in haberine<br />

göre Erdoğan’ın avukatları, yazının amacının Başbakan’ı<br />

küçük düşürmek olduğunu öne sürdü.<br />

Hakaret davaları ve adli kovuşturmalar neticesinde<br />

haberlerin <strong>to</strong>nu düştü, haberler rötuşlanmaya başladı.<br />

Siyasilerin, haber kurumlarının patronları üzerindeki<br />

nüfuzlarının önemli bir dondurucu etkisi olduğunu<br />

söyleyen Milliyet köşe yazarı Aslı Aydıntaşbaş “Her gün<br />

çıkan gazeteler Türkiye’de yanlış giden herşeyi biliyor,<br />

ama doğru dürüst gazetecilik yapmaya korkuyorlar” diyor.<br />

Avrupa Gazetecilik Merkezi 2010 yılında yaptığı analizde,<br />

Türkiye medyasının büyük bölümünün inşaat, bankacılık,<br />

turizm ve finans gibi farklı sektörlerde de şirketleri olan<br />

bir kaç holdingin elinde olmasının haber kuruluşlarını siyasi<br />

baskı karşısında savunmasız kıldığının altını çizmişti.<br />

2011 yılında ülkenin en büyük medya holdingi olan<br />

Doğan Grubu, önce 2,5 milyar dolar olarak belirlenen,<br />

ancak daha sonra düşürülen devasa bir vergi cezasını<br />

ödeyebilmek için aralarında Milliyet gazetesinin de<br />

bulunduğu medya kuruluşlarından bazılarını satmak<br />

zorunda kaldı. Vergi davasının şirkete boyun eğdirmeyi<br />

amaçlayan siyasi bir dava olduğu görüşü hakim. Şirketin<br />

en önemli gazetesi olan Hürriyet, hükümet politikalarını<br />

eleştirerek kamuoyunu yönlendirebiliyordu. Dört yıl<br />

öncesinde Türkiye Bankacılık Düzenleme Kurumu<br />

dönemin en büyük medya şirketlerinden biri olan<br />

Ciner grubunun malvarlığına el koymuş, daha sonra da<br />

hükümet Sabah gazetesini ve diğer medya kuruluşlarını<br />

açık arttırmayla satmıştı. Medyada yer alan haberlere<br />

göre ihaleye katılan tek şirket, Erdoğan’ın damadı<br />

Berat Albayrak tarafından yönetilen bir şirketti ve iki<br />

devlet bankasından aldığı krediler sayesinde medya<br />

kuruluşlarının yeni sahibi oldu.<br />

CPJ’ye konuşan Aydıntaşbaş, “Herşey hükümetin<br />

2007 yılında Sabah gazetesini ele geçirmesiyle başladı<br />

ve Doğan medya grubuna verilen devasa vergi cezasıyla<br />

da durum iyice kötüledi” dedi. “Ondan sonra gazetelerin<br />

yazı işlerinde değişiklikler oldu, muhalif gazeteciler<br />

işten atılmaya başladı ve yavaş yavaş ancak istikrarlı<br />

bir biçimde hükümeti eleştiren ya da hoşnut olmayan<br />

yorum ve haberlerden uzaklaşılmaya başlandı. Gazeteler<br />

rutin bir biçimde o<strong>to</strong>-sansür uyguluyor ve eleştirel<br />

bilgi ve haberleri, tirajlarda düşme olmasına rağmen<br />

yayınlamıyorlar” dedi.<br />

Hükümeti sert bir biçimde eleştiren ulusalcı web sitesi<br />

Odatv davası iyi bir örnek teşkil ediyor. Özetlemek<br />

gerekirse, hükümet İnternet portalının çalışanlarının<br />

-araştırmacı gazeteciler Şener ve Şık’la birlikte- Ergenekon<br />

çetesine yardım ettiklerini iddia ediyor. Sanıklara<br />

yöneltilen suçlamalar arasında, diğerlerinin yanı sıra 15<br />

yıl ve üstü hapis cezası öngören “terör örgütüne yardım<br />

etmek” ve “halkı nefret ve düşmanlığa tahrik etmek”<br />

bulunuyor. Ancak iddianamedeki deliller ikna edici değil:<br />

yayınlanmış makaleler, çalışanlar arasında haberlerle<br />

ilgili yapılan gizlice kaydedilmiş konuşmalar ve Odatv<br />

gazetecileri ile haber kaynakları arasındaki e-postalar.<br />

Şubat ve Mart 2011’de görülen davada bir düzine gazeteci<br />

hakkında suçlamada bulunuldu ve 1 Ağus<strong>to</strong>s 2012 itibariyle<br />

en az dördü hala tutuklu yargılanıyordu.<br />

Hala tutuklu bulunan Odatv imtiyaz sahibi Soner<br />

Yalçın, cezaevinde yazdığı ve Bianet’te yayınlanan mektubunda<br />

“Suç delili olarak gösterilen yazılar, haberler sadece<br />

ODA TV’de yer alan makaleler değil, diğer gazetelerden<br />

iktibas ettikleridir... Haber merkezinin fihristi, santralinden<br />

yapılan görüşmeler suç kanıtı yapılmıştır,” diyor.<br />

Ancak Türkiye’deki gazeteciler Odatv davasını<br />

eleştirme konusunda çekingen davranıyorlar. Habertürk<br />

gazetesindeki işini kaybeden muhalif köşe yazarı Ece<br />

Temelkuran, Index on Censorship için Ocak ayında<br />

kaleme aldığı yazıda “Böyle bir davanın müthiş bir<br />

medya ilgisine mazhar olacağı ve meslektaşlarından<br />

büyük destek göreceği düşünülür. Ama hayır... Başbakan<br />

Erdoğan davayı eleştiren gazetecileri şahsen tehdit<br />

ettiğinden beri, sadece bir avuç gazeteci duruşmalara<br />

geldi. Büyük ihtimalle meslektaşlarım benim birkaç<br />

“HABER MERKEZİNİN FİHRİSTİ, SANTRALİNDEN YAPILAN<br />

GÖRÜŞMELER SUÇ KANITI YAPILMIŞTIR. ”<br />

— Soner Yalçın, Odatv yayıncısı<br />

12 Gazetecileri Koruma Komitesi

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!