31.10.2014 Views

Türkiye'nin Basın Özgürlüğü Krizi - Committee to Protect Journalists

Türkiye'nin Basın Özgürlüğü Krizi - Committee to Protect Journalists

Türkiye'nin Basın Özgürlüğü Krizi - Committee to Protect Journalists

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

“TÜRKİYE’DE TAHAMMÜL KÜLTÜRÜ GELİŞMEMİŞ.<br />

ÇOK BASİT ELEŞTİRİLER İÇİN AÇILMIŞ DAVALAR VAR.”<br />

— Yasemin Çongar, Taraf gazetesi Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı<br />

yandan Türkiye’de yargının etkin biçimde çalışmasını<br />

sağlarken bir yandan temel hak ve özgürlükler için daha<br />

güçlü garantiler getireceğini” söylüyor.<br />

İşin aslı Türkiye’de yargı erkinin elinde kullanabileceği<br />

- cumhurbaşkanına, Atatürk’ün hatırasına ya da yaşayan<br />

ya da ölmüş herhangi bir kişinin hatırasına hakaret<br />

suçu gibi - öylesine kapsamlı bir hukuki malzeme var<br />

ki, Temmuz 2012’de kabul edilen yasa gibi parça parça<br />

yapılan bu reformlar, eleştirel yazılar yazan gazeteciler<br />

için çok bir şey değiştirmiyor. AK Parti’nın aynı ay<br />

yaptığı anayasa değişikliği önerisi kabul edilirse, bu<br />

sadece en ufak kazanımı bile ortadan kaldırmakla<br />

kalmayacak, aynı zamanda kamu hayatının büyük bir<br />

bölümünün haberleştirilmesini kısıtlayan ve anayasada<br />

baskıyı savunan büyük bir geri adım atılmış olacak.<br />

Ne var ki, gerçek reformların yapılması yönündeki<br />

teşvikler yerel düzeyde ilgi görmedi. Bağımsız siyasi<br />

analist, blogcu ve eskiden Türkiye’de gazetecilik<br />

yapan Yigal Schleifer, halk arasında bu konunun çok<br />

önemsenmediğini, vatandaşın hükümetin ekonomiyi<br />

iyi idare ettiğini düşündüğünü, haber medyasını da -en<br />

azından tarihsel olarak- “alenen hükümet politikalarının<br />

aracı” olarak gördüğünü söylüyor.<br />

Schleifer “Gördüğümüz şeyin reform yorgunluğu<br />

olduğunu düşünüyorum” dedi. “AK Parti devlet karşıtı<br />

bir alternatif olarak geldi. Şimdi iktidarda oldukları için<br />

onlar da geleneksel Türk devleti perspektifini benimsedi.”<br />

Bu demektir ki, Avrupa liderlerinin sivil özgürlüklerin<br />

genişletilmesi ve özellikle Kürtlerin uzun süredir var<br />

olan bağımsızlık taleplerinin ışığında merkezi yönetimin<br />

yetkilerinin azaltılması çağrılarına karşı iktidar son derece<br />

direnç gösteriyor. Gerçekten de Avrupa’da yaşanan mali<br />

krizle birlikte AB üyeliği beklentisi azaldıkça, Erdoğan<br />

tek başına hareket etme yaklaşımını benimsedi. The New<br />

Yorker’dan Dexter Filkins’in Mart ayında yayınlanan bir<br />

yazısında dediği gibi, Erdoğan bir mitingde Avrupa’nın<br />

kur karmaşasıyla “paramparça” olduğunu, öte yandan<br />

“Türkiye’nin onların sayesinde değil, kendi halkı sayesinde<br />

ayakları üstünde sapasağlam durduğunu” iddia etti.<br />

Türkiye’nin eksiklerinin muhaliflerce kendi siyasi<br />

amaçları doğrultusunda abartıldığı algısı, Adalet Bakanı<br />

Ergin’in CPJ’ye gönderdiği 10 Temmuz tarihli mektubunda<br />

da görülüyor. Ergin yetkililerin gazetecileri fikirlerini<br />

ifade ettikleri için değil, suç teşkil eden fiilleri nedeniyle<br />

hapsettiklerini öne sürüyor ve “Türkiye şiddeti övmek<br />

ve terör propagandası yapmak ile ifade özgürlüğünün<br />

genişletilmesi ihtiyacı arasında doğru dengeyi tutturmak<br />

için çabalıyor” diyor. Ama CPJ’nin analizi, Türkiye’de<br />

basın özgürlüğüne yönelik saldırıların iddia edilen terör<br />

propagandasının kökünü kazıma çabasının çok ötesine<br />

geçtiğini ortaya koyuyor. Erdoğan, kendini eleştirenlere<br />

sürekli saldırıyor, politikalarına meydan okuyan gazetecileri<br />

karalamaya çalışıyor ve muhalif olarak gördüğü<br />

medya kuruluşlarına baskı yapıyor. Doğan Grubu’na ait<br />

Hürriyet gazetesi ve diğer medya organları 2008 yılında<br />

Almanya’daki bir yardım kuruluşunun AK Parti liderlerine<br />

para gönderdiğine dair iddialarla ilgili yürütülen<br />

soruşturma hakkında haberler yayınlamaya başladığında<br />

Erdoğan köpürdü ve yandaşlarına “böyle yalanlar yazan<br />

gazeteleri satın almayın” dedi. Ertesi yıl hükümet, şirket<br />

hakkında vergi yolsuzluğu davası açtı ve 2,5 milyar dolar<br />

ceza kesti. Doğan Holding yaptıkları uzun pazarlıkla, Hürriyet<br />

gazetesinin yazı işleri müdürünü değiştirip Milliyet<br />

dahil medya kuruluşlarını sattıktan sonra nihayet cezayı<br />

600 milyon dolara düşürebildi.<br />

İşini kaybetme korkusuyla adının verilmesini istemeyen<br />

önemli bir günlük gazetede yazan bir köşe yazarı,<br />

“Kimse bana hükümeti eleştirme demiyor ama bunu<br />

ortamdan hissediyorsun. Başbakan basının eleştiri işleri<br />

müdürü rolünü üstlendi.”<br />

Taraf gazetesinin genel yayın yönetmen yardımcısı<br />

Yasemin Çongar misafirlerini birbirinden farklı sandalyelerin<br />

ve eski bir kanapenin olduğu sıkış tepiş bir odada<br />

ağırlıyor. Dekor, Taraf’ın bağımsızlığını ve Türkiye’nin<br />

uzlaşmacı olarak görülen kurumsallaşmış medyasının<br />

karşı dengesi olduğu imajını destekler bir görüntü arz ediyor.<br />

Gazete yayın hayatına 2007 yılında ailesi Taraf gazetesinin<br />

şu an üst katında çalıştığı işlek kitabevinin sahibi<br />

olan Başar Aslan’ın sermayesiyle başladı. Gazete Erdoğan’ı<br />

devirmek için 2003 yılında tasarlanmış bir askeri komplo<br />

olduğu iddia edilen Balyoz planı haberini yayınlayınca<br />

büyük çıkış yaptı. Bu haber birçok aferin alsa da aynı<br />

zamanda tartşmalıydı. Bazıları darbeciler aleyhindeki<br />

kanıtlardaki uyumsuzlukları eleştirerek bunun orduyu<br />

etkisizleştirmek isteyen hükümetin hazırladığı bir komplo<br />

olduğunu söyledi. Çongar bu eleştiriyi doğal karşılıyor.<br />

“Türkiye’de gazetecilikte inanılmaz para var” diyen<br />

Çongar, paranın “şoförleri ve özel asistanları”olan ama<br />

mücadele edecek cesareti olmayan elit gazeteciler<br />

arasındaki kayıtsızlık kültürünü şiddetlendirdiğini öne<br />

sürdü. Eleştirel yazıları nedeniyle hakkında açılmış<br />

onlarca dava olan Çongar “‘daha önce hiç bu kadar kötü<br />

olmamıştı’ diyen meslektaşlarıma katılmıyorum. Ama<br />

28 Gazetecileri Koruma Komitesi

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!