23.12.2014 Views

Fark Yaratanlar Program Metni: Dr. Ayhan Tokgöz ... - Sabancı Vakfı

Fark Yaratanlar Program Metni: Dr. Ayhan Tokgöz ... - Sabancı Vakfı

Fark Yaratanlar Program Metni: Dr. Ayhan Tokgöz ... - Sabancı Vakfı

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Sabancı Vakfı, “<strong>Fark</strong> <strong>Yaratanlar</strong>” projesini Türkiye’de toplumsal gelişmeye<br />

katkıda bulunanların öykülerini ve çalışmalarını gündeme getirerek, onları teşvik<br />

etmek ve topluma ilham vermek amacıyla destekliyor.<br />

<strong>Fark</strong> <strong>Yaratanlar</strong> <strong>Program</strong> <strong>Metni</strong>: <strong>Dr</strong>. <strong>Ayhan</strong> Tokgöz (20 Aralık 2009)<br />

Alan: Sağlık<br />

Yer: Gebze<br />

İstanbul‟dan İzmit‟e doğru yola çıktığınızda, İstanbul‟dan sonra İzmit‟ten önce büyük bir<br />

ilçe çıkıyor karşınıza.<br />

Gebze, arada kalmış bir ilçe aslında. Ne İzmit‟tedir, ne İstanbul‟da. İki büyük şehrin<br />

ortasında, küçük bir şehir havasında.<br />

Yıllardır Anadolu‟dan göç alan Gebze, fabrikalarda asgari ücret ile çalışan, banliyo<br />

trenleriyle İstanbul‟a gidip gelen nüfusuyla tam bir bekleme odası gibi.<br />

Gebze, iki büyükşehirin kıyısında, bir küçük kasaba şartlarında, büyük hayallerin içinde,<br />

küçük gerçeklerle yaşayan insanların, daha iyi bir hayat için çalıştıkları kocaman bir emek<br />

yuvası.<br />

Gebze‟deki, Anadolu ile İstanbul arasında kalmış, yoksulluk ile orta direk arasına sıkışmış,<br />

arafta kalmış insanların hikayesi aslında bir Türkiye maketi.<br />

Türkiye‟nin varoş diye tabir edilen yüzlerce bölgesinde yaşanan şartlar ne ise, Gebzeliler<br />

de aynı şartlarda yaşıyorlar. Özellikle sağlık sistemi konusunda Türkiye‟nin yaşadığı<br />

açmaz, Gebze‟de vücut buluyor, insanların hayatına yansıyor.<br />

Türkiye’de bugün 4 milyon 50 bin kişinin herhangi bir sosyal güvencesi<br />

bulunmuyor. Yani ülkemizde yetişkin nüfustaki her 5 kişiden 1’i sağlığıyla ilgili hiçbir<br />

sosyal güvence altında olmadan yaşamını sürdürüyor.<br />

Ve maalesef her 100 kişiden 13’ü sağlıkla ilgili hizmet alabilmek için gerçekten<br />

yoksul olduğunu beyan ve ispat etmek zorunda kalıyor.<br />

Sağlık Bakanlığı‟nın 2008 verilerine göre ise her 1000 kişiye 1.4 doktor düşüyor.<br />

Tüm bu rakamların sağlaması, Gebze gibi birçok ilçede insanların yüzüne derin çizgilerle<br />

kazınıyor.<br />

Fakat her şeye rağmen sağlık konusunda duyarlılığı kaybetmeyen, insanların hayatlarına<br />

dokunmak isteyen doktorların emeği ile Gebze‟den fark yaratan bir ışık da yükselebiliyor.<br />

******<br />

1<br />

©Sabancı Vakfı, 2009. Sabancı Vakfı’nın yazılı izni olmadan kullanılamaz.


Sabancı Vakfı, “<strong>Fark</strong> <strong>Yaratanlar</strong>” projesini Türkiye’de toplumsal gelişmeye<br />

katkıda bulunanların öykülerini ve çalışmalarını gündeme getirerek, onları teşvik<br />

etmek ve topluma ilham vermek amacıyla destekliyor.<br />

<strong>Ayhan</strong> Tokgöz iç hastalıkları uzmanı bir doktor. Onu <strong>Fark</strong> Yaratan bir hikayeye imza attıran<br />

süreç ise Hakkari‟de görev yaptığı yıllarda başladı.<br />

Mecburi hizmetini Hakkari‟de yaptıktan sonra Gebze‟ye atanan <strong>Ayhan</strong> Tokgöz, sadece<br />

hastanede görev yaparak buradaki insanlara yeteri kadar faydası olamayacağını anlamış.<br />

Tokgöz, kendisi gibi idealist 3 doktor arkadaşı İrfan Gökçay, Gülbin Gökçay ve Aydın<br />

Arıcı‟yı ikna ederek 1987 yılında derme çatma bir gecekonduya küçük bir poliklinik açıyor.<br />

Burayı özel kılan ise, ihtiyacı olan her hasta için ücretsiz olmasıydı. <strong>Ayhan</strong> Tokgöz ve<br />

arkadaşları devlet hastanesinde çalıştıkları zamandan arta kalan vakitlerinde, bu<br />

poliklinikte sağlık güvencesi olmayan hastaları ücretsiz tedavi ediyorlardı.<br />

<strong>Dr</strong>. <strong>Ayhan</strong> Tokgöz ile röportaj:<br />

******<br />

<strong>Dr</strong>. <strong>Ayhan</strong> Tokgöz: “O zamanlar bu bölge 15 bin nüfuslu, hiçbir yol veya asfaltı olmayan,<br />

kanalizasyon ve su sistemi olmayan, içinde bir tek doktor olmayan 15 bin nüfuslu izole bir<br />

gecekondu mahallesiydi. Yani burası ile Gebze arası tam olarak birleşmiş durumda değildi.<br />

Burada hizmet vermeye başladık. Önce bir gecekondu dükkan kiraladık aşağıdaki cadde<br />

üzerinde. 90 metrekareydi ve tavanlarından su damlıyordu. Düz ve beton bir çatısı vardı.<br />

1987 yılı, 7 Temmuz‟da hasta bakmaya başladık, çok düşük bedelli olarak. Şöyle diyelim;<br />

bir paket sigara 1.200 Lira iken, biz 1.000 Lira bağış karşılığı hasta bakıyorduk. Hatta bir<br />

ara ücretsiz yaptık, ama istismarlar söz konusu oldu. Herkes parasının olmadığını<br />

söylüyordu. Köşedeki bakkal bile ücretsiz tedavi olmak istiyordu. Bir yandan da işşiz, sefil<br />

bir çocuk geliyordu ve „benim param var, ben 1.000 Lira vermek istiyorum‟ diyordu. Bu<br />

şekilde bir çok trajik, trajikomik olaylar yaşadık.<br />

İlk gün 2-3 hasta baktık, ikinci gün 7 hasta baktık. Sonra birden hasta sayısı artmaya<br />

başladı. Bu da bize ciddi bir talep olduğunu, aldıkları hizmetten memnun olduklarını ve bu<br />

hizmete ihtiyaç duyduklarını bize gösterdi.”<br />

******<br />

1989 yılında ise daha büyük bir adım atarak, Lokman Hekim Sağlık Vakfı‟nı kurdular.<br />

Sonrasında Vakıf için yaklaşık 10 bin kişiden topladıkları bağışlarla, bugün Gebze‟de<br />

hizmet veren 5 katlı Lokman Hekim Vakfı Hastanesi‟ni hayata geçirdiler.<br />

2<br />

©Sabancı Vakfı, 2009. Sabancı Vakfı’nın yazılı izni olmadan kullanılamaz.


Sabancı Vakfı, “<strong>Fark</strong> <strong>Yaratanlar</strong>” projesini Türkiye’de toplumsal gelişmeye<br />

katkıda bulunanların öykülerini ve çalışmalarını gündeme getirerek, onları teşvik<br />

etmek ve topluma ilham vermek amacıyla destekliyor.<br />

Bu hastanede şu an göz hastalıkları, ortopedi, cildiye, onkoloji, kadın doğum gibi<br />

neredeyse bir hastanede olabilecek tüm alanlarda, ya ücretsiz ya da çok cüzi bir ücret<br />

karşılığında hizmet veriliyor.<br />

Hiçbir sağlık güvencesi olmayan hastalar, burada dertlerine derman ararken, ödeyecekleri<br />

ücreti düşünmüyor.<br />

Hizmet alan bir kadın ile röportaj:<br />

******<br />

Kadın: “Benim kardeşim akciğer kanseri. Fenalaştı ilaçlardan sonra. Getiriyoruz, serum<br />

takıyorlar. Kardeşimin kimsesi yok, eşi kendisini bıraktı. O yüzden onunla ilgileniyorlar, onu<br />

buraya getiriyoruz. Maddi ve manevi açıdan bize çok destek oldular. Arabayla getirdiler,<br />

götürdüler, ameliyatında yardımcı oldular. Allah razı olsun.”<br />

<strong>Dr</strong>. <strong>Ayhan</strong> Tokgöz ile röportaj:<br />

******<br />

<strong>Dr</strong>. <strong>Ayhan</strong> Tokgöz: “Bizim burada bir altyapımız var. Bu altyapımızla film çekiyoruz,<br />

ultrason çekiyoruz, tahlil yapıyoruz, vesaire. Asıl hastaları hırpalayan muayene ücreti değil.<br />

Tahliller, tetkikler, röntgenler, ultrasonlar hastaları çok düşündürüyor ve üzüyor. Biz de<br />

bunları inanılmaz makul ve indirimli fiyatlara sunuyoruz vakıf hastalarına. 170 bin hastaya<br />

ücretsiz ya da çok ufak bir bağış karşılığında müteaddit, yani defalarca farklı hizmetler<br />

verdik. Halen de vermeye devam ediyoruz.<br />

İhtiyacı olan hastaların bize başvurmalarını bekliyoruz. Ancak bazı insanlar başka insanları<br />

bize refere ediyorlar, tavsiye ediyorlar. Kendilerinin geldiğini ama bazı hastaların<br />

utandığını, gelemediklerini söylüyorlar, onları değerlendirmemizi istiyorlar. Vakfımızın bir<br />

sosyal komitesi var, o aileyi ziyaret edip ailede kaç kişi yaşıyor, eğitim ve gelir düzeyleri ne<br />

diye bir araştırma yapıyoruz. Hatta bu çok ciddi bir araştırma oluyor; telefon, su ve elektrik<br />

faturalarına, evde televizyon ve fırın olup olmadığına bakıyoruz. Muhtarla, komşuyla ve<br />

bazen bakkalla konuşuluyor ve o evin gerçek durumu anlaşılıyor.<br />

Başlangıç kriterimiz şu: Asgari ücret ve altında gelir ve kirada olmak. Bu kategorilerden<br />

başlayarak farklı kategorilerde toplam 600 adet bize kayıtlı, düzenli olarak arayıp<br />

sorduğumuz aile var.”<br />

******<br />

3<br />

©Sabancı Vakfı, 2009. Sabancı Vakfı’nın yazılı izni olmadan kullanılamaz.


Sabancı Vakfı, “<strong>Fark</strong> <strong>Yaratanlar</strong>” projesini Türkiye’de toplumsal gelişmeye<br />

katkıda bulunanların öykülerini ve çalışmalarını gündeme getirerek, onları teşvik<br />

etmek ve topluma ilham vermek amacıyla destekliyor.<br />

Tedavi gören bir genç ile röportaj:<br />

Genç: “Baş ağrım vardı, böbreklerim ağrıyordu. Geldiğimde doktorlar hemen muayeneye<br />

aldılar, acile aldılar. Param olmadığı zaman geliyorum, yol parası vereceğime buraya<br />

veriyorum cebimdeki parayı.”<br />

******<br />

Ücretsiz hizmet vermeye çalışılanı bu hastanenin giderleri ise Lokman Hekim Vakfı‟na<br />

yapılan bağışlarla ile karşılanıyor. Tabii ki bu alanda <strong>Dr</strong>. <strong>Ayhan</strong> Tokgöz‟un önemli çabası<br />

da öne çıkıyor. Levent‟te özel muayanehanesinde hizmet veren <strong>Ayhan</strong> Tokgöz, hem<br />

arkadaşlarından topladığı bağışları hem de kendi gelirinden yüksek bir miktarı her ay vakfa<br />

aktarıyor.<br />

<strong>Dr</strong>. <strong>Ayhan</strong> Tokgöz ile röportaj:<br />

******<br />

<strong>Dr</strong>. <strong>Ayhan</strong> Tokgöz: “Bazı arkadaşlarımız 100 TL, bazıları 50 TL, bazıları farklı düzeylerde,<br />

fakat her ay bize düzenli bağış yapıyorlar. Bu bizim çok önemli bir gelirimiz. İkincisi ve<br />

daha önemlisi; ben önceden full-time İstanbul‟da, part-time Gebze‟de çalışıyordum. O<br />

zaman İstanbul‟daki hastalarımızdan aldığımız yüksek ücretin yarısını Gebze‟ye<br />

aktarıyorduk. Bazı hastalarımızdan da eğer imkanları varsa bağış yapmalarını istiyorduk.<br />

Her gelişlerinde 200, 300, 500 TL bırakıyorlardı.<br />

Biz bu bağışları hep Gebze‟ye kanalize ettik. Bu hastane binamızın değeri yaklaşık 2-2,5<br />

milyon dolar. Bu tamamen bağışlarla gerçekleştirildi.”<br />

******<br />

Tedavi gören başka bir kadın ile röportaj:<br />

Kadın: “Ben burayı aşağı yukarı 20 seneden fazladır biliyorum. Çok eski zamanda<br />

balkondan düştüm ayağım kırıldı ama gidebileceğim hiçbir yer yoktu. Ben buraya<br />

geldiğimde bu hastane yeni açılmıştı, benden beş kuruş para almadılar, ayağımı alçıya<br />

aldılar, ayağımın filmlerini çektiler.<br />

Torunum yanımda kalıyor. O hastalandı gece 05.00-05.30 sıralarında. Onu aldım buraya<br />

getirdim, doktorlar, hemşiler başında toplandı. Kan tahlili yaptılar, idrar tahlili yaptılar, ilaç<br />

verdiler, hastaneye yatırdılar ve serum verdiler. Beş kuruş para da ödemedim. Zaten<br />

4<br />

©Sabancı Vakfı, 2009. Sabancı Vakfı’nın yazılı izni olmadan kullanılamaz.


Sabancı Vakfı, “<strong>Fark</strong> <strong>Yaratanlar</strong>” projesini Türkiye’de toplumsal gelişmeye<br />

katkıda bulunanların öykülerini ve çalışmalarını gündeme getirerek, onları teşvik<br />

etmek ve topluma ilham vermek amacıyla destekliyor.<br />

benim verebilecek bir şeyim de yok, tüm mahalle beni tanıyor, muhtar beni tanıyor…ama<br />

buraya, Lokman Hekim Vakfı‟na geldiğim zaman çok iyi maumele görüyorum.”<br />

******<br />

Hastanenin bir diğer geliri ise herkesin gönüllü katılımı ile bir çöp toplama tesisinden elde<br />

ediliyor. <strong>Ayhan</strong> Tokgöz‟ün Amerika‟da öğrenci iken gördüğü ve Türkiye‟de çok zor hayata<br />

geçirdiği, geri dönüşebilir atıkların toplanması projesi bugün vakıfın en büyük gelir<br />

kaynağını oluşturuyor.<br />

<strong>Ayhan</strong> Tokgöz, hastaneye gelir kapısı olması için katı atık toplamaya karar verdiğinde, ilk<br />

ay kendi başına kapı kapı dolaşıp atık toplamış. Bu süreç birkaç ay devam ettikten sonra<br />

ise katı atık ayrıştırma tesislerinin ilk adımı atılmış.<br />

<strong>Dr</strong>. <strong>Ayhan</strong> Tokgöz ile röportaj:<br />

******<br />

<strong>Dr</strong>. <strong>Ayhan</strong> Tokgöz: “Vakfı 1986‟da kurduktan sonra 1989 yılında geri dönüşüm<br />

faaliyetlerinde bulunmaya ve eğer üretilebilirse, üretilecek gelirin vakfımıza aktarılmasına<br />

karar verdik. İlk ay, yani Ekim 1989‟da, yani tam 20 yıl once Çarşamba geceleri ben kendi<br />

çabalarımla ve kendi özel aracımla eşi dostu arayıp, artık atılabilir kağıtlarınızı,<br />

dergilerinizi, broşürlerinizi atmamalarını, saklamalarını ve benim vakıf adına gelip bu<br />

atıkları onlardan alacağımı söyledim.<br />

Bunu birçok eşimize, dostumuza, hastamıza, yardımsever, duyarlı insanlara ilettikten<br />

sonra ilk Çarşamba 5 yer, sonra 10 yer, sonra 20 yer gezip atıkları toplamaya ve sırtımda<br />

taşımaya başladım. 1989 Ekim ayında 4 seferde 230 kilo, Kasım ayında 600 kilo ve<br />

Aralık‟ta 1 ton dönüşebilir nitelikli atık topladık. Arkasından vakfın ciddi bir geri dönüşüm<br />

faaliyeti başladı.”<br />

******<br />

Gebze‟de yaşayan bu kadınlar, kar kış demeden gönüllü olarak haftanın bir günü gelip<br />

burada Lokman Hekim Vakfı için çalışıyorlar. Bedava hizmet aldıkları hastaneye,<br />

emekleriyle katkıda bulunuyorlar. Bir anlamda, “olmaz” denilen, “bu ülkede yürümez”<br />

denilen gönüllülüğü, hayata geçiriyorlar.<br />

5<br />

©Sabancı Vakfı, 2009. Sabancı Vakfı’nın yazılı izni olmadan kullanılamaz.


Sabancı Vakfı, “<strong>Fark</strong> <strong>Yaratanlar</strong>” projesini Türkiye’de toplumsal gelişmeye<br />

katkıda bulunanların öykülerini ve çalışmalarını gündeme getirerek, onları teşvik<br />

etmek ve topluma ilham vermek amacıyla destekliyor.<br />

Çöplerden toplanan atıklar bu tesislerde ayrıştırılıyor ve geri dönüşüme yollanıyor. Yılda<br />

yaklaşık bin tona yakın atık ayrıştırılıyor ve hastanenin masrafları bir nevi çöpten çıkıyor.<br />

******<br />

Atık merkezinde çalışan bir kadın ile röportaj:<br />

Kadın: “Duydum, haftada bir gün gönüllü olarak dediler. Çalışıyoruz işte burada.”<br />

******<br />

Atık merkezinde çalışan başka bir kadın ile röportaj:<br />

Kadın: “Hastanede, arkadaşların vasıtasıyla tanıştık. 2,5 senedir haftada 1 gün geliyoruz,<br />

memnunuz. İsteğimizle geliyoruz, zorlayan yok. İnsanlara yardıma bir katkı payı oluyor,<br />

geri dönüşüm oluyor…iyi bir şey yani!”<br />

<strong>Dr</strong>. <strong>Ayhan</strong> Tokgöz ile röportaj:<br />

******<br />

<strong>Dr</strong>. <strong>Ayhan</strong> Tokgöz: “Gönüllü insanlar burada yaşayan dostlarımız, bu hastanenin<br />

çevresinde yaşayan insanlar. Onlar bize “siz bizim için bunları yapıyorsunuz, acaba biz<br />

sizin için neler yapabiliriz” talebiyle geldiklerinde biz de onlardan bu şekilde yararlandık.<br />

Her gün aşağı yukarı 8-10 kişi gelip geri dönüşüm tesisimize karışık halde gelen karışık<br />

halde gelen kağıt, naylon, mukavva ve kutuları ayrıştırıyorlar. Yaklaşık olarak 100 bin dolar<br />

kaynak transfer edildi hastanemize bu şekilde.”<br />

******<br />

Lokman Hekim Vakfı‟nın fark yaratan çalışmaları bununla da sınırlı değil. <strong>Ayhan</strong> Tokgöz<br />

sadece insanlara hasta olduğunda yardım etmenin yeterli olmadığını düşündüğü için,<br />

çeşitli etkinliklerle çevresini değiştirmeye çalışıyor. Vakıf bünyesinde Gebze‟de yaşayan<br />

kadınlar için eğitici kurslar düzenlenirken, maddi durumu yeterli olmayanlara 280 aileye her<br />

ay giyecek yiyecek yardımı yapılıyor. Okumak isteyen 250 gence de burs imkanı da<br />

sağlanıyor. Böylece sadece hastalık değil, insanlar hasta eden şartlar, yaşam koşulları da<br />

iyileştirmeye çalışılıyor.<br />

******<br />

6<br />

©Sabancı Vakfı, 2009. Sabancı Vakfı’nın yazılı izni olmadan kullanılamaz.


Sabancı Vakfı, “<strong>Fark</strong> <strong>Yaratanlar</strong>” projesini Türkiye’de toplumsal gelişmeye<br />

katkıda bulunanların öykülerini ve çalışmalarını gündeme getirerek, onları teşvik<br />

etmek ve topluma ilham vermek amacıyla destekliyor.<br />

Burs alan bir öğrenci ile röportaj:<br />

Genç kız: “Bu vakfı biliyorduk, semtimizde bulunduğu için. Ama bire bir irtibatım<br />

üniversiteyi kazandığım yıl, babam vasıtasıyla oldu. O burayı aramış, kızını üniversitede<br />

okutmak istediğini ama maddi sıkıntılar çektiğini söylemiş, ne yapabileceğiyle ilgili<br />

danışmak istemiş.<br />

Ben buradan hem maddi hem manevi destek aldım. Benim aldığım burs sadece benim<br />

eğitimime katkı sağlayacak ama manevi destek, sosyal aktiviteler ve bilinçlenme çok<br />

önemli.”<br />

Tedavi gören başka bir kadın ile röportaj:<br />

******<br />

Kadın: “Ramazan‟da bize bir koli yiyecek veriyorlar, bunların içerisinde her şey var.<br />

Başımız ne zaman sıkışsa buradan bize yardım ediyorlar. Torunuma kalem, defter ve<br />

ayakkabı verdiler. Çok yardımlarını görüyoruz.”<br />

<strong>Dr</strong>. <strong>Ayhan</strong> Tokgöz ile röportaj:<br />

******<br />

<strong>Dr</strong>. <strong>Ayhan</strong> Tokgöz: “Bir çok hastamızın gerçekten gözleri yaşararak „Allah razı olsun‟<br />

demeleri, dese de demese de sizin o hastanın tarzında, hayata yaklaşımında, ilaçlara<br />

yaklaşımında yarattığınız farkı hissetmeniz, doktorlara ve sağlık kurumlarına<br />

yaklaşımındaki farkı hissetmeniz size çok değiştiriyor.<br />

Herkes kendi çapında muhakkak bir şeyler yapabilir. Kimse çok çalışmak istediğini,<br />

topluma fayda sağlamak istediğini söyledikten sonra, “ama” gibi bir sözcük sarfedemez. Bu<br />

mümkün değil.<br />

******<br />

<strong>Dr</strong>. <strong>Ayhan</strong> Tokgöz yıllar önce 3 arkadaşıyla yola çıktı. Zamanla bayrağı tek başına<br />

devraldı. Modern zamanlarda inanılmazı inanılır kılan, filmleri aratmayan, masallarda<br />

bulunan bir hikaye yazdı.<br />

Bugüne kadar binlerce kişinin hastalığına çare, derdine derman oldu. Önüne çıkan<br />

engeller karşısında yılmadı, mücadele etti. Gebze’de bir gecekondu semtinde bir ışık<br />

gibi yükseldi ve binlerce insanın hayatında kocaman bir <strong>Fark</strong> Yarattı.<br />

7<br />

©Sabancı Vakfı, 2009. Sabancı Vakfı’nın yazılı izni olmadan kullanılamaz.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!