Toplumsal Cinsiyet EÅitliÄi:El kitabı - Türkiye Ä°Å Kurumu
Toplumsal Cinsiyet EÅitliÄi:El kitabı - Türkiye Ä°Å Kurumu
Toplumsal Cinsiyet EÅitliÄi:El kitabı - Türkiye Ä°Å Kurumu
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Türkiye’nin kadın istihdamında hedefi nedir<br />
2008 yılında 27 AB ülkesinde kadınların istihdama katılımı ortalaması %59.1 iken Türkiye’de<br />
%24.3’tür. Bu durum, Türkiye’de kadınların istihdam edilebilirliklerinin artması için özel çaba sarf<br />
edilmesi gereğini bir kere daha ortaya koymaktadır. Uygulama dönemi 2007–2013 olan 9. Kalkınma<br />
Planında, aktif işgücü politikalarıyla istihdam edilebilirliğin artırılması, işgücü piyasasına girişin<br />
kolaylaştırılması ve teşvik edilmesi yoluyla kadınların işgücüne katılma oranının yükseleceği tahmin<br />
edilmekte ve 2013 yılında bu oranın %29,6 olması beklenmektedir.<br />
Bu hedefe ulaşmakta ne tür engeller var Neden kadınların<br />
istihdamında artış isteniyor ama bu gerçekleşemiyor<br />
Bu sorunun tek bir cevabı yoktur. Kadının istihdamındaki düşüklük ve istihdam edilememesi, çok<br />
boyutlu, çok faktörlü bir durumdur.<br />
Türkiye ciddi ve uzun süren bir köyden kente göç süreci yaşadı, ve hala da yaşamaktadır. Bu<br />
nedenle köylerde, içinde bulundukları tarımsal faaliyetler nedeniyle işgücü istatistiklerinde yer alan<br />
kadınlar, kentlere geldiklerinde ev kadını oldular. Ev kadınlığı statüleri ile de, işgücü tanımının dışında<br />
kaldılar.<br />
Ancak cevap bu kadar basit değil tabii. Esas olarak kadınların istihdamını engelleyen faktörler, iki<br />
temel grupta incelenmelidir. İlk grup içinde, kadınların emeklerini ev dışında ücretli bir işte çalışmak<br />
için sunamamalarına yol açan faktörler vardır. İkinci grupta ise, kadınların emeklerini talep edecek<br />
bir piyasanın zayıflığı ve bazı durumlarda büsbütün yokluğu vardır.<br />
Birinci grup faktörler, daha açık olarak nelerdir<br />
Bu faktörlerin birçoğu ‘kadın olmak’ ile yakından ilgilidir. Kız çocuklar genel olarak erkek<br />
çocuklardan daha kısa eğitim alırlar. Son yıllarda ilköğretimde kız ve erkek öğrencilerin okullulaşma<br />
oranlarının birbirine yaklaşmış olması sevindiricidir. Bununla birlikte kızlar, orta öğretim<br />
kademesinde ilköğretime kıyasla, hem sayıca hem oranca azalırlar. 2006-2007 öğretim yılında orta<br />
öğretimdeki kız öğrencilerin oranı toplam öğrencilerin %43.4 ü kadardır. Orta öğretimde başka bir<br />
önemli nokta da mesleki teknik öğretiminin hala erkek ağırlıklı bir alan olmasıdır. 2006-2007 ders<br />
yılında mesleki ve teknik öğretimde kızların oranı %38.9’dur. Bu arada meslek okullarına giden<br />
öğrencilerin geleneksel kadın ve erkek mesleği tercihleri de sürmektedir 12 .<br />
Ayrıca birçok sınıftan aile için ‘kadın olmak’, beraberinde erken evlenmeyi, erken çocuk sahibi<br />
olmayı getirir. Toplumun bir kadından beklentileri iyi bir eş ve anne olmaktır, yaşlıları sevip saymak,<br />
10 11<br />
onlara bakmaktır. Çocuk bakımı, yaşlı bakımı, hasta ve engellilerin bakımı kadınların sorumlu<br />
görüldüğü alanlardır. Okul öncesi yaşlardaki çocuklar için kurum bakımının pahalılığı, kamu<br />
kuruluşlarının kreşlerinin çok sınırlı sayıda olması, işyerlerinde işverenler tarafından kreş ve çocuk<br />
yuvaları gibi hizmetlerin sağlanmaması, bu yaşlarda çocukları olan kadınları eve bağlar, ev dışında<br />
bir iş aramaktan ve çalışmaktan alıkoyar.<br />
Hem düşük düzeyli eğitim ve bu nedenle işgücü piyasasının istediği bilgi ve becerilerden yoksun<br />
olma, hem de ailenin/hanenin iş yükünü üstlenme kadınların istihdam edilebilirliklerini zorlaştırır.<br />
Buna ataerkil bir toplumda kadınlarla ilgili beklentiler ve değer yargıları da eklenmelidir. Örneğin,<br />
kadınlardan, eğer çalışacak iseler, evlerine yakın mekanlarda çalışmaları, uzun çalışma saatlerini<br />
kabul etmemeleri, erkek yoğun iş yerlerinde çalışmamaları, evlenene kadar çalışıp sonra işten<br />
ayrılmaları, çalışsalar bile ev ve çocuklarla ilgili işleri aksatmamaları beklenir.<br />
Kadın işgücüne talep ile ilgili engeller neler<br />
Her şeyden önce, ekonominin büyüyüp büyümediği, büyüme varsa bunun ne tür bir büyüme<br />
olduğu çok önemlidir. Türkiye’de ekonomi büyüyorsa da bu büyümenin ‘istihdamsız’ yani istihdam<br />
yaratmayan bir büyüme olduğu, önde gelen iktisatçılar tarafından ifade edilmektedir 13 . Böyle bir<br />
durumda, işgücünü sunmaya hazır kadınların iş bulma fırsatları çok az olacaktır.<br />
İkinci nokta, sektörlerden hangisinin kadınların istihdamına elverişli sektörler olduğudur. Tarım hala<br />
birinci sektör olmaya devam etmekte ancak kadınlar bu sektörde esas olarak ücretsiz aile işçisi<br />
statüsü ile yer almaktadırlar. Kadınların en yoğun bulundukları sektör, hizmetlerdir. Bu nedenle bu<br />
sektörde kadınların istihdamını artıracak işkollarının gelişmesinin kadın istihdamına faydası olacaktır.<br />
Ayrıca bu sektörde kadın işleri ile erkek işleri ayrımına neden olan ön yargıların silinmesi de,<br />
kadınların istihdam edilebilecekleri işlerin sayısını artıracaktır.<br />
Üçüncü nokta, kadınların çalışmasının uygun görüldüğü sektörlerin gelişmişlik düzeyi ve büyüklüğü<br />
ile ilgilidir. Tekstil, gıda, kimya gibi kadın işgücünün yoğun olarak çalıştığı sektörlerde büyüme yoksa,<br />
bu sektörlerde kadınların istihdamı zorlaşacaktır.<br />
Uygulanan sosyo-ekonomik politikalardan, krizlerden ve küreselleşmeden doğrudan ve yoğunlukla<br />
etkilenen Türkiye ekonomisinde kadınların işgücüne katılımını artırabilmek için, bir taraftan kadın<br />
emeği hakkında önyargıların olumsuz etkisinin azaltılması bir taraftan da bu emeğe talebi artıracak<br />
girişimlerde bulunulması gerekir.<br />
12 TÜSİAD (2008) Türkiye’de <strong>Toplumsal</strong> <strong>Cinsiyet</strong> Eşitsizliği: Sorunlar, Öncelikler ve Çözüm Önerileri. TÜSİAD ve<br />
KAGİDER ortak yayını. Yayın No: TÜSİAD-T /2008-07/468. 44,46,48.<br />
13 Bağımsız Sosyal Bilimciler 2007 Raporu. http:www.bagimsizsosyalbilimciler.org. ; Yeldan, E. (2009) Turkey’s<br />
Responses to the Global Crisis: An Initial Assessment of Employment and Labor Markets. Yayınlanmamış rapor.