25.12.2014 Views

ypksulluk yolsuzluk

ypksulluk yolsuzluk

ypksulluk yolsuzluk

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

YOLSUZLUK VE YOKSULLUK GÖSTERGELERİ ARASINDAKİ<br />

İLİŞKİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ<br />

Yrd. Doç. Dr. Birol ERKAN *<br />

Yrd. Doç. Dr. Oğuz KARA **<br />

Özet<br />

Kalkınmanın önündeki en önemli engellerden birisi olarak karşımıza çıkan <strong>yolsuzluk</strong>,<br />

uluslararası alanda özellikle son zamanlarda olağanüstü bir hız almıştır. Çoğu ülke, kalkınma<br />

projelerinde yolsuzluğun ortadan kaldırılmasına öncelik vermektedir. Yolsuzluk, tüm ülkelerde<br />

çeşitli şekillerde ve derecelerde hüküm süren kompleks bir politik, ekonomik ve özellikle de<br />

sosyal bir olgudur. Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün her yıl gerçekleştirdiği <strong>yolsuzluk</strong> algılama<br />

indeksi verileri ile ülkelerin yoksulluk göstergeleri arasındaki yüksek korelasyon dikkat çekicidir.<br />

Zira, ülkelerde <strong>yolsuzluk</strong> düzeyi azaldıkça (<strong>yolsuzluk</strong> algılama indeksi yükseldikçe), yoksulluk<br />

düzeyi de azalmaktadır. Çalışmanın amacı, Türkiye’de <strong>yolsuzluk</strong> ve yoksulluk göstergeleri<br />

arasındaki karşılıklı nedensellik ilişkisini belirlemektir. Çalışmanın amacına yönelik olarak<br />

Yoksulluk İndeksi, Yolsuzluk Algılama İndeksi, Reel GSYH, TÜFE, İktisadi Hoşnutsuzluk<br />

İndeksi, Eğitim Harcamaları ve İşsizlik Oranı gibi makro ekonomik değişkenleri içeren veri tabanı<br />

kullanılmıştır. Elde edilen ampirik bulgulara göre, yoksullukla <strong>yolsuzluk</strong> arasında karşılıklı bir<br />

nedensellik ilişkisinin olduğu gözlemlenmiştir. Ayrıca, <strong>yolsuzluk</strong> ve yoksulluğun belirleyicileri<br />

modellendiğinde; eğitim harcamalarının, ekonomik büyümenin, enflasyon ve işsizlik oranlarının<br />

etkili olduğu görülmüştür. Analiz sonuçlarına bağlı olarak, yoksulluk ve yolsuzluğun<br />

mücadelesine yönelik uygulanabilir politik argümanlara yer verilmiştir.<br />

Anahtar Kelimeler: Yolsuzluk, Yolsuzluk Algılama İndeksi, Yoksulluk Endeksi<br />

1. Yolsuzluk ve Yoksulluk; Kavramsal Analiz<br />

Literatürde <strong>yolsuzluk</strong>; yaygın olarak, kamu gücünün özel çıkarlar için<br />

kötüye kullanımı olarak tanımlanmaktadır. Uluslararası alanda birçok çalışma,<br />

yolsuzluğun nedenleri olarak aşağıdaki kurumsal faktörler üzerinde<br />

yoğunlaşmıştır (BSOS, http://www.bsos.umd.edu/gvpt/uslaner, erişim: 2010):<br />

-Demokrasi eksikliği -Yetersiz yargı -Adil olmayan seçimler<br />

* Kilis 7 Aralık Üniversitesi, MYO Pazarlama ve Dış Ticaret Bölümü, birolerkan@kilis.edu.tr<br />

** Düzce Üniversitesi, İşletme Fakültesi, İşletme Bölümü, , oguz.kara@deu.edu.tr


-Bağımsız olmayan medya<br />

Yolsuzluk temel olarak aşağıdaki şekillerde ortaya çıkmaktadır (ROHWER,<br />

2009: 42):<br />

-Rüşvet -Zimmete para geçirme -Sahtekarlık -Haraç<br />

-Torpil -Adam kayırma -Devlet dairelerinden özel kazanç elde etme<br />

Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün yolsuzluğa yönelik yaptığı araştırmalara<br />

göre, <strong>yolsuzluk</strong>la en fazla yüz yüze olan kurumlar sırasıyla şöyledir<br />

(http://www.transparency.org, erişim: 2010):<br />

-Politik partiler -Kamu daireleri -Parlamento<br />

-Özel sektör, şirketler -Yargı -Medya<br />

Günümüzde, yolsuzluğun ölçümüne ilişkin en önemli gösterge, Uluslararası<br />

Şeffaflık Örgütü (International Transparency-TI) tarafından her yıl yayınlanan<br />

<strong>yolsuzluk</strong> algılama indeksi (Corruption Perception Index) dir. Yolsuzluk algılama<br />

indeksi (YAİ), uluslararası faaliyet gösteren şirketlerde yönetici olarak çalışan<br />

kişilerin ve işadamlarının yolsuzluğa ilişkin algılamalarının yansıtıldığı bir anket<br />

çalışmasıdır. Araştırmada her ülke ile ilgili olarak en az dört farklı anket<br />

yapılmaktadır. Birden fazla anket yapılarak sonuçlardaki varyans farklılıkları da<br />

ortaya konulmaya çalışılmaktadır (Aktan, 2001: 129). Her bir araştırma konusu<br />

ülkede elde edilen indeks değeri 0 (en yüksek <strong>yolsuzluk</strong> değeri) ile 10 (en düşük<br />

<strong>yolsuzluk</strong> değeri) arasında yer almaktadır. Yolsuzluk algılama indeks değerleri,<br />

Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından en yüksekten en düşüğe göre ülkelere<br />

göre sıralanmaktadır. Elde edilen sonuçlar, kamu sektöründen hangi oranda özel<br />

kazanç elde edildiğinin, zimmete para geçirme, torpil, rüşvet ve sahtekarlık<br />

düzeyinin hangi boyutlarda olduğunun bir göstergesidir (Eigen,<br />

http://www.anticorruption.info, erişim: 2010).<br />

Yolsuzluk algılama indeksi, Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün ülkelerdeki<br />

<strong>yolsuzluk</strong> düzeyini ölçmek amacıyla kullandığı tek değişken değildir. Bununla<br />

birlikte, <strong>yolsuzluk</strong>ların ölçümü amacıyla rüşvet alma indeksi (Bribe Payers Index)<br />

ve global <strong>yolsuzluk</strong> barometresi (Global Corruption Barometer) de


kullanılmaktadır. Rüşvet alma indeksi, işadamları ve işletmecilerin <strong>yolsuzluk</strong> ve<br />

rüşvet konusundaki görüşlerinden elde edilir. Global <strong>yolsuzluk</strong> barometresi,<br />

halkın <strong>yolsuzluk</strong> hakkındaki görüşlerini ölçerken, <strong>yolsuzluk</strong> algılama indeksi<br />

itibarlı işadamlarının ve uzmanların <strong>yolsuzluk</strong> hakkındaki görüşleri üzerinde<br />

odaklanır.<br />

Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından <strong>yolsuzluk</strong> algılama indeksine ilişkin<br />

en son çalışma 2010 yılı için yapılmıştır. 2010 YAİ, 10 bağımsız kurum<br />

tarafından yapılan 13 farklı anket ve araştırmaya dayanır. 180 ülkeye ilişkin<br />

yapılan araştırmada en yüksek YAİ değerine (en düşük <strong>yolsuzluk</strong>) sahip 3 ülke<br />

sırasıyla Yeni Zelanda (YAİ=9.3), Danimarka (YAİ=9.3) ve Singapur (YAİ=9.3)<br />

dur (Transparency Internatıonal, http://www.transparency.org, erişim: 2010).<br />

Yolsuzluğu önleme programlarının başarısı için aşağıdaki koşulların<br />

gerçekleşmesi kaçınılmazdır (International Development Law Organization, 2006:<br />

1-2):<br />

Ekonomik eşitsizlikle savaş, sosyal refah programlarıyla eşitliği sağlama,<br />

politika değişiklikleri, yolsuzluğu önlemeye yönelik yeni yasaların çıkarılması,<br />

mevcut yasaların güçlendirilmesi, kamu denetimlerinin arttırılması (BSOS,<br />

http://www.bsos.umd.edu/, erişim: 2010), güçlü bir parlamento yönetimi,<br />

performansı iyi bir yargı, bağımsız ve dürüst anti-<strong>yolsuzluk</strong> birimleri, kamunun<br />

bütçe, gelir ve parasal akımlarında şeffaflık, bağımsız medya, aktif sivil toplum,<br />

kamu ve özel sektör işbirliği.<br />

2. Yoksulluk ve Yolsuzluk Arasındaki İlişki<br />

Yoksulluk, temel hizmetlere, temel insan haklarına ulaşma eksikliğini<br />

kapsayan, farklı faktörlerce nitelenen çok boyutlu bir olgudur (Transparency<br />

Internatıonal, 2008: 2). Genellikle satın alma gücü paritesine göre günde kişi<br />

başına gayrisafi yurtiçi hasıla düzeyi 1$’dan düşük olan gelirliler yoksul olarak<br />

tanımlanmaktadır. Yoksulluk, gelir düzeyinin, eğitim ve sağlık harcamalarının<br />

düşük düzeyde olması şeklinde de ifade edilmektedir (CHETWYND, 2003: 6).<br />

Yoksulluğun kompleks bir kavram olması, yoksulluğun ortadan kaldırılması<br />

amacıyla uygulanacak politikaların da çok kapsamlı olmasını gerektirmektedir.


Yoksulluğa neden olan veya yoksulluğun azaltılmasını engelleyen en önemli<br />

faktörlerden birisi <strong>yolsuzluk</strong>tur. Yoksullukla savaş, <strong>yolsuzluk</strong>la savaşı gerektirir.<br />

Aslında, her iki değişken arasında karşılıklı ilişki mevcuttur (Eberlei, Fuhrmann,<br />

2004: 1-6). Keza;<br />

• Yolsuzluk yoksulluğun bir sebebidir. Yoksulluğun azalmasını engeller.<br />

• Yoksulluk yolsuzluğun sebebidir. Yolsuzlukla savaşı engeller.<br />

• Politikaların ve bütçelerin belirlenmesi sürecinde kamuoyu ile müzakere<br />

etmeyen, faaliyetlerinde hesap verilebilirlik ilkesine uymayan toplumlarda<br />

<strong>yolsuzluk</strong> ve bunun sonucunda ortaya çıkabilecek eşitsizlik kaçınılmaz olur.<br />

• Özellikle en yoksul ülkelerde, aynı oranda hem <strong>yolsuzluk</strong>la hem de<br />

yoksullukla savaşıldığı, her iki sorunun çözümüne yönelik koordineli bir biçimde<br />

mücadele edildiği takdirde başarı sağlanabilir.<br />

Yolsuzluğun ekonomik büyüme oranı, gelir gibi bir çok ekonomik<br />

değişken üzerindeki etkisine ilişkin ampirik çalışmaların sayısı son zamanlarda<br />

hızla artmaktadır. Yolsuzluk sadece gelir ve büyüme oranını etkilememekte, aynı<br />

zamanda gelir eşitsizliği ve yoksulluğa neden olmaktadır. Yolsuzluk özellikle<br />

düşük gelir grupları üzerinde orantısız bir yük olarak kendisini hissettirmektedir.<br />

Keza, düşük gelir gruplarındaki insanların <strong>yolsuzluk</strong> karşısında ödediği bedel ve<br />

refah kaybı nispi olarak çok yüksektir (Dinçer, Günalp, 2008: 3).<br />

Yolsuzluk ve yoksulluk arasındaki bağlantı özellikle ekonomik ve<br />

yönetimsel açıdan ortaya çıkmaktadır. Yolsuzluk, özellikle ekonomik büyüme<br />

üzerinden dolaylı olarak yoksulluğu ve gelir eşitsizliğini etkilemektedir<br />

(Chetwynd, Chetwynd, Spector, 2003: 15).<br />

Ekonomik büyüme yoksulluktaki azalmayla ilişkilidir. Ekonomik<br />

büyümenin yavaşlaması sorunu özellikle fakirler üzerinde kendisini<br />

hissettirmektedir. Yolsuzluk ekonomik büyümenin yavaşlamasıyla ilişkilidir,<br />

yurtiçi yatırımları ve doğrudan yabancı yatırımları azaltır, hükümet harcamalarını<br />

arttırır, kamu sektörü verimliliğini azaltır, kamu harcamalarında sapmaya yol açar.<br />

Daha iyi eğitim ve sağlık göstergeleri düşük yoksullukla yakından ilişkilidir.


Yolsuzluk kamu gelirlerini azaltır, kamu altyapısının kalitesinin düşürür, sosyal<br />

sektörlere yapılan harcamaları azaltır, gelir dağılımı eşitsizliğini arttırır.<br />

Yolsuzluğun yoğun olduğu ülkelerde düşük gelirli kesim daha fazla rüşvet<br />

ödemektedir. Keza, yolsuzluğun arması; ekonomik büyüme, yatırım düzeyi ve<br />

diğer kalkınmaya ilişkin araçları olumsuz etkiler. Bu durum, yoksul halkı temel<br />

mal ve hizmetlere ulaşma karşılığında rüşvete başvurma yoluna iter. Yoksulluk ve<br />

<strong>yolsuzluk</strong> birbirine karışmış olur (Transparency Internatıonal, 2008: 3).<br />

Daha iyi yönetim ekonomik büyümeyi çarpıcı bir şekilde etkiler. Daha iyi<br />

yönetim daha düşük <strong>yolsuzluk</strong> ve daha düşük yoksullukla ilgilidir. Organize ve<br />

kurumsal yönetim ile kararlı politik rekabet daha düşük <strong>yolsuzluk</strong>la ilişkilidir.<br />

Yolsuzluk kamuya ve diğer kurumlara duyulan güveni azaltır, sosyal sermayenin<br />

azalmasına ve yoksulluğun artmasına yol açar, vergi sisteminin gelişmesini<br />

engeller. Yoksulluğu gözetmeyen, aksine çıkar gruplarının ve zenginlerin lehine<br />

olan vergi sistemi yoksulluğu ve gelir eşitsizliğini arttırır.<br />

Toplumda varlık sahipliğinin küçük bir elit kesimde olması ve söz konusu<br />

kesimin ülkeyi yönetenlere yakınlığı, fakirlerin borçlanabilme ve uzun dönem<br />

gelirlerini arttırabilme yeteneklerini sınırlar, yolsuzluğu ve gelir eşitsizliğini<br />

arttırır (Gupta, Davoodı, Terme, 1998: 7).<br />

Yoksulluğun azaltılması, gelir dağılımı eşitliğinin ve sürdürülebilir kalkınmanın<br />

sağlanması, devletin söz konusu kesime yapacağı yardımlara bağlıdır.<br />

Yardımların amacı, ekonomik büyümeyi ve istikrarı sağlamak amacıyla ülkelerin<br />

sosyal, ekonomik, fiziksel ve yönetimsel altyapılarını gerçekleştirebilmelerini ve<br />

güçlendirebilmelerini sağlamaktır. Yoksulluğun hakim olduğu toplumlarda,<br />

yoksulluğun ortadan kaldırılması amacıyla uygulanan yardım programlarında da<br />

<strong>yolsuzluk</strong>lar ortaya çıkmaktadır. Yardımlarda yolsuzluğun ortadan kaldırılması<br />

amacıyla yönetim reformu, politik ve kurumsal halk desteği gerekmektedir.<br />

Bununla birlikte, yardımlarda şeffaflığın ve bilgiye ulaşma kolaylığının<br />

sağlanması gerekmektedir (Transparency International, 2007: 4-5, 9).


Tablo 1: Yönetim Eksikliği, Yolsuzluk ve Yoksulluk<br />

Yoksulluğun Önemli Sebepleri<br />

1)Düşük yatırım ve büyüme<br />

2)Fakirlerin büyümeden düşük<br />

pay alması<br />

3)Kamu hizmetlerinden<br />

faydalanma düzeyinin azalması<br />

4)Eğitimsiz ve sağlıksız bir yapı<br />

Yönetim Eksikliği ve Yolsuzluk Nasıl Yoksulluğa<br />

Sebep Olur<br />

-Çıkar gruplarını ortaya çıkaran bozuk ekonomik ve<br />

kurumsal politikalar<br />

-Kamu yatırımlarının ve harcamalarının tahsisinde<br />

sapmalar<br />

-Düşük beşeri sermaye birikimi<br />

-Çıkar gruplarının eline geçen kanunlar ve politikalar<br />

-Kanun, kural ve insan haklarının yokluğu<br />

-Özel sektörün kalkınmasını engelleyen yönetim kısıtları<br />

-Kaynak dağılımı ve politikaların çıkar gruplarının eline<br />

geçmesi<br />

-Kamu yatırımlarının ve harcamalarının gerilemesi<br />

-Eşit olmayan gelir dağılımı<br />

-Rüşvet sonucu vergi gelirlerinin azalması<br />

-Temel eğitim, sağlık ve adalet hizmetlerinin kalitesinin<br />

düşmesi<br />

-Politik hizmetlerin özel şahıslarca kullanımı<br />

-Düşük beşeri sermaye birikimi<br />

-Eğitim ve sağlık kalitesinin düşüklüğü<br />

Kaynak: EBERLEI Walter, FÜHRMANN Bettina; (2004), “Fighting Poverty and Corruption”,<br />

Integrating the Fight Against Corruption into the PRS Process Analysis and Recommendations for<br />

Development Cooperation, Federal Ministry for Economic Cooperation and Development,<br />

Eschborn, p.6


Ülkelerin <strong>yolsuzluk</strong> algılama indeksleri (YAİ) ve insani kalkınma indeksleri<br />

birlikte ele alındığında aralarında güçlü bir korelasyon olduğu görülmektedir.<br />

Düşük <strong>yolsuzluk</strong> düzeyine (yüksek YAİ) sahip ülkelerde (Danimarka, Finlandiya,<br />

Yeni Zelanda, İsveç, İsviçre vb.) insani kalkınma endeksi de yüksektir (UNDP,<br />

2010: 157). Bununla birlikte, yüksek <strong>yolsuzluk</strong> düzeyine (düşük YAİ) sahip<br />

ülkelerde de (Myanmar, Afganistan, Özbekistan vb.) insani kalkınma indeksi<br />

düşük, yoksulluk ve eşitsizlik yüksek düzeydedir 1 .<br />

Tablo 2’de, gelişmiş ve az gelişmiş ülkelere ait Birleşmiş Milletler İnsani<br />

Kalkınma Endeksi (2010) ile <strong>yolsuzluk</strong> algılama indeksi (2010) verileri birlikte<br />

gösterilmiştir. Buna göre, gelişmiş ve az gelişmiş ülkelerde iki değişken<br />

arasındaki bağlantı çarpıcı bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Zira, <strong>yolsuzluk</strong> algılama<br />

indeksi sıralaması yüksek olan gelişmiş ülkelerin, aynı durumunun insani<br />

kalkınma endeksi sıralamalarında da geçerli olduğu görülmektedir.<br />

Tablo 2: Gelişmiş ve Geri Kalmış Ülkelerde Yolsuzluk ve Yoksulluk Arasındaki İlişki (2010)<br />

Ülkeler YAİ İKE Ülkeler YAİ İKE<br />

Danimarka 9,3 (1.) 0,866 (19.) Somali 1,1 (178.) Veri Yok<br />

Y. Zelanda 9,3 (2.) 0,907 (3.) Myanmar 1,4 (177.) 0,4151 (132.)<br />

Singapur 9,3 (3.) 0,846 (27.) Afganistan 1,4 (176.) 0,349 (155.)<br />

Finlandiya 9,2 (4.) 0,871 (16.) Irak 1,5 (175.) Veri Yok<br />

İsveç 9,2 (5.) 0,885 (9.) Özbekistan 1,6 (174.) 0,617 (102.)<br />

Kanada 8,9 (6.) 0,888 (8.) Türkmenistan 1,6 (173.) 0,669 (87.)<br />

Hollanda 8,8 (7.) 0,890 (7.) Sudan 1,6 (172.) 0,379 (154.)<br />

Avustralya 8,7 (8.) 0,937 (2.) Çad 1,7 (171.) 0,295 (163.)<br />

İsviçre 8,7 (9.) 0,874 (13.) Burundi 1,8 (170.) 0,282 (166.)<br />

Norveç 8,6 (10.) 0,938 (1.) Ek. Gine 1,9 (169.) 0,538 (117.)<br />

Kaynak: (1)UNDP, “The Real Wealth of Nations: Pathways to Human Development”, Human<br />

Development Report 2010, s.157, (2) http://www.transparency.org, erişim: 2010<br />

YAİ:Yolsuzluk algılama indeksi, İKE:İnsani kalkınma endeksi<br />

1 İnsani kalkınma indeksi, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı tarafından hesaplanmakta ve<br />

eğitim, sağlık, ortalama yaşam beklentisi gibi kavramları kapsamaktadır.


3. Literatür Araştırması<br />

Yoksulluk ve <strong>yolsuzluk</strong> göstergeleri arasındaki ilikiye yönelik yapılan<br />

çalışmalardan biri V. Negin, Z. Rashid, H. Nikopour tarafından, 97 gelişmekte<br />

olan ülke üzerinde 1997-2006 yıllarına ilişkin panel data analiziyle yapılan<br />

çalışmadır. Çalışmada, <strong>yolsuzluk</strong> ile yoksulluk arasındaki nedensellik ilişkisi<br />

incelenmiştir. İnsani kalkınma indeksinin temel yoksulluk göstergesi olarak ele<br />

alındığı çalışmada, <strong>yolsuzluk</strong> ve yoksulluk arasında çift yönlü nedensellik ilişkisi<br />

olduğu sonucuna varılmıştır. Bununla birlikte; <strong>yolsuzluk</strong>la mücadelenin başarısı,<br />

söz konusu ülkeler arasında konuya ilişkin entegrasyonla sağlanabilecektir<br />

(Negin, 2010: 1-13).<br />

W. Eberlei ve Bettina Führmann tarafından yapılan, 54 fakir ülkeye ilişkin<br />

yoksulluğu azaltma stratejisi ve özellikle de <strong>yolsuzluk</strong>la savaş konu edildiği<br />

çalışmada, özellikle 5 ülke (Etiyopya, Gana, Kamerun, Nikaragua, Zambia)<br />

derinlemesine ele alınmış, <strong>yolsuzluk</strong>la savaş ile yoksulluğun azalışı ve iyi yönetim<br />

arasında genel olarak korelasyon bulunduğu sonucuna varılmıştır (Eberleı,<br />

Fuhrmann, 2004: 1-18).<br />

C.Allan tarafından Afrika ülkelerine ilişkin yapılan çalışmada, <strong>yolsuzluk</strong>,<br />

sosyal hesap verilebilirlik ve yoksulluk arasındaki bağlantı incelenmiştir. Afrika<br />

ülkelerindeki yoksulluğun ve yoksulluğun, söz konusu ülkelerdeki sosyal hesap<br />

verilebilirlik sistemindeki zayıflıkla bağlantı kurularak açıklanabileceği ifade<br />

edilmiştir(Allan, 2007: 1-40).<br />

E. Gundlack ve M. Poldam tarafından yapılan çalışmada, korelasyon ve<br />

regresyon analiziyle gelir düzeyiyle <strong>yolsuzluk</strong> arasındaki ilişki incelenmiştir.<br />

Buna göre, iki değişken arasında sadece uzun dönemli ilişki bulunmaktadır.<br />

Ülkeler zenginleştikçe <strong>yolsuzluk</strong> düzeyi azalmaktadır (Gundlack, Poldam, 2008:<br />

146-148).<br />

O.C. Dinçer ve B. Güralp tarafından 1981-1997 yılları arasında 50 ülkeye<br />

ilişkin yapılan çalışmada, yolsuzluğun gelir eşitsizliği ve yoksulluk üzerindeki<br />

etkisi zaman serisi ve yatay kesit analiziyle incelenmiştir. Yolsuzluğa ilişkin resmi<br />

rakamlara yansımış suç sayıları ve <strong>yolsuzluk</strong> göstergeleri ile birlikte, Atkinson


indeksi, Gini indeksi, yoksulluk oranı, kişi başına düşen gelir ve eğitim gelir<br />

eşitsizliği ve yoksulluk göstergeleri olarak ele alınmıştır. Yolsuzluktaki artış<br />

karşısında, gelir eşitsizliğinin ve yoksulluğun arttığı konusunda kuvvetli bulgulara<br />

ulaşılmıştır (Dinçer, Güralp: 2008, 1-36).<br />

M. Mutua tarafından Kenya’da yoksulluğun nedenlerinin analiz edildiği<br />

çalışmada, <strong>yolsuzluk</strong> sonucu okul, altyapı yatırımları ve sosyal hizmetlerin<br />

azaldığı, özellikle de söz konusu sapmalar sonucu politikacıların gelirlerinde artış<br />

olduğu vurgulanmıştır. Bazı tahminlere göre, Kenya’nın kamu gelirlerinin yüzde<br />

40’ından fazlası politikacıların zimmetine geçmiş, tüketilmiş ya da Avrupa<br />

bankalarında gizlenmiştir(Mutua, 2008: 15).<br />

Yolsuzluğun ekonomik büyüme kanalıyla diğer yoksulluk göstergeleri<br />

üzerindeki etkilerini ele alan çalışmalar çoğunluktadır. Bu bağlamda;<br />

S. Gupta, H. Davoodi, R. Alonso-Terme tarafından 1980-1997 yıllarını<br />

kapsayan döneme ilişkin yapılan çalışmada, <strong>yolsuzluk</strong>, gelir eşitsizliği ve<br />

yoksulluk arasındaki bağlantının ortaya koyulabilmesi amacıyla regresyon analizi<br />

yapılmıştır. Yüksek oranda ve artan yolsuzluğun gelir eşitsizliğini ve yoksulluğu<br />

arttırdığı sonucuna varılmıştır. Yolsuzluğun artması; ekonomik büyümenin<br />

yavaşlaması ve vergi sistemini zenginlerin lehine çevirmesi, sosyal harcamaların<br />

azalması, eğitim hizmetlerine ulaşmadaki eşitsizlik ve fakirlerin yatırım kararları<br />

almasındaki yüksek riskler yoluyla gelir eşitsizliğini ve yoksulluğu<br />

arttırmaktadır(Gupta, Davoodi, Alonso-Terme: 1998: 1-41).<br />

Asian Development Bank tarafından yapılan, Filipinler’deki yoksulluğun<br />

nedenlerinin ayrıntılı bir şekilde ele alındığı çalışmada, yolsuzluğun etkisi<br />

üzerinde de durulmuştur. Buna göre, <strong>yolsuzluk</strong> özellikle ekonomik büyümenin<br />

yavaşlaması yoluyla gelir dağılımı eşitsizliğine ve yoksulluğa neden olmaktadır<br />

(Asean Development Bank: 2005: 100).<br />

F. Fofana N’zue ve C. Jose Francis N’guessan tarafından 1996-2001<br />

dönemine ilişkin 18 Afrika ülkesi üzerinde panel data yöntemi kullanılarak<br />

yapılan çalışmada, <strong>yolsuzluk</strong>, yoksulluk ve ekonomik büyüme arasındaki<br />

nedensellik ilişkisi incelenmiştir. Buna göre, yoksulluk ekonomik büyümenin


azalmasına yol açmaktadır. Bunla birlikte, <strong>yolsuzluk</strong> büyümeyi direk etkilemez.<br />

Aksine, büyümedeki yavaşlamalar yolsuzluğu arttırır. Gelir dağılımı eşitsizliği de<br />

yolsuzluğun nedeni değildir. Yolsuzluk gelir dağılımı eşitsizliğini arttırmaktadır<br />

(N’ZUE, N’GUESSAN, 2006: 1-18).<br />

E. Chetwynd, F. Chetwynd, B. Spector, yoksulluğun yolsuzluğu<br />

arttırdığını ortaya koyan çalışmasında konuyu ekonomik ve yönetimsel açıdan ele<br />

almıştır. Çalışmada, yolsuzluğun yoksulluk üzerinde direk etkide bulunmadığı,<br />

özellikle ekonomik büyüme üzerindeki olumsuz etkisiyle yoksulluğu arttırdığı<br />

üzerinde durulmuştur. Bu bağlamda, yolsuzluğun azaltılması da ekonomik<br />

büyümeyi arttırıcı ve gelir dağılımı adaletini sağlayıcı yönde yoksulluğu<br />

azaltacaktır. Yönetimsel açıdan ele alındığında, <strong>yolsuzluk</strong>; yönetim etkinliğini ve<br />

kalitesini, kamu hizmetlerini, sağlık ve eğitim harcamalarına verilen önceliği<br />

azaltmaktadır (Chetwynd, Chetwynd, Spector, 2003: 1-21).<br />

3. Veri Seti ve Yöntem<br />

Çalışmada kullanılan Yoksulluk İndeksi (YE) ve Yolsuzluk Algılama<br />

İndeksi (YAİ) verileri temel değişkenler, sağlık harcamaları (SH), eğitim<br />

harcamaları (EH), maaş ve ücretler (ÜC), tüketici fiyat indeksi (TÜFE), milli gelir<br />

(RGSYH) ve iktisadi hoşnutsuzluk indeksi (İHE) verileri ise kontrol değişkenler<br />

olarak kullanılmıştır. Analizlerde kullanılan veriler Türkiye İstatistik<br />

Kurumu’ndan (TUİK), T.C.Merkez Bankası’nın “Elektronik Veri Dağıtım<br />

Sisteminden” (EVDS) ve Uluslararası Şeffaflık Örgütü (TI) istatistiklerinden elde<br />

edilmiştir. Parasal nitelik taşıyan GSYH, SH, EH ve ÜC değişkenleri GSYH<br />

zımni deflatörü ile reelleştirilmiştir. Özellikle yoksulluk indeksi ve <strong>yolsuzluk</strong><br />

algılama indekslerinin geçmiş yıllara ilişkin verileri üretilemediğinden temel ve<br />

kontrol değişkenler 1998-2008 dönemini kapsayan yıllık verilerden<br />

oluşturulmuştur.<br />

Yoksulluk ve <strong>yolsuzluk</strong> arasındaki koentegre ilişkinin olup olmadığına<br />

yönelik olarak Ange-Granger (1969, 1980, 1982, 1986), Granger nedensellik ve<br />

eşanlı denklem sistemi (Vektör Otoregresif Model (VAR)) metodolojisinden<br />

yararlanılmıştır. Koentegre ilişkisi sorgulanan serilerin durağan olması<br />

gerekmektedir. Bu nedenle serilerin durağan olup olmadığının belirlenebilmesi


için standart genelleştirilmiş Dickey-Fuller (ADF) ve Phillips-Peron (PP) birim<br />

kök testi yapılmıştır. Birim kök testi sonuçları aşağıda gösterilmiştir:<br />

Tablo 3: ADF Birim Kök Testi Sonuçları<br />

Değişkenler<br />

ADF Testi<br />

PP Testi<br />

Sabitli Sabitli-Trendli Sabitli Sabitli-Trendli<br />

Düzey<br />

1. Fark<br />

YAİ -0.958 (1) -1.209 (1) -0.162 0.136<br />

YE 0.176 (1) -2.226 (1) 0.535 -1.793<br />

YAİ -1.254 (1) -6.367* (1) -0.746 -2.04<br />

YE -2.738 (1) -4.495 **(1) -2.216 -1.582<br />

- Parantez içindeki değerler Akaike Bilgi Kriterine göre belirlenen optimal gecikme<br />

uzunluklarıdır. (*) %1 anlamlılık düzeyinde (**) ise %5 anlamlılık düzeyinde serilerin durağan<br />

olduğunu ifade etmektedir.<br />

Tablo 3’de de görüldüğü gibi, YAİ ve YE değişkenleri ile yapılan ADF ve<br />

PP birim kök testi sınaması sonucu, serilerin düzeylerinde durağan olmadıkları<br />

ancak, birinci farkları alındığında I(1) durağan hale geldikleri görülmektedir. Her<br />

iki değişkenin trend içerdikleri görülmektedir. Gecikme uzunluklarının<br />

belirlenmesinde “Modified Akaike” kriteri kullanılmıştır.<br />

ADF testi ile durağan hale getirilen seriler arasında uzun dönemli bir ilişki<br />

(cointegration) olup olmadığının test edilmesi gerekmektedir. Bu ilişkinin tespiti<br />

için Angle-Granger ve Johansen eşbütünleşme test tekniği kullanılmıştır. Angle-<br />

Granger metodolisinin iki aşaması bulunmaktadır. İlk aşamada seriler arasındaki<br />

ilişkinin doğrusal bileşimlerinin durağanlığı test edilir. Modelden elde edilecek<br />

hata teriminin (u t ) düzeyde durağan olması durumunda seriler arasına koentegre<br />

ilişkinin olduğu söylenir. Uzun dönemli model ve modelden elde edilen hata<br />

teriminin durağanlık analiz sonuçları şu şekildedir:


Denklemde parantez içindeki değerler t-istatistiğini göstermektedir.<br />

Yolsuzluk algıma indeksi büyüdükçe yolsuzluğun azaldığı dikkate alındığında;<br />

modelde yoksulluk oranlarındaki artışın yolsuzluğu arttırdığı görülmektedir.<br />

Modelden elde edilen hata teriminin durağanlık testi yapıldığında, hesaplanan<br />

değerin kritik değerden büyük olması nedeniyle<br />

( ) durağan olmadığı görülmüştür. Bu durumda<br />

seriler arasında koentegre ilişkinin olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.<br />

Koentegre ilişkinin sorgulanmasına yönelik olarak ayrıca Johansen<br />

metodolojisi kullanılmıştır. Johansen yönteminin tercih edilmesinin nedeni, hangi<br />

değişkenin içsel değişken olacağı konusunda bir belirleme yapmanın zorunlu<br />

olmaması ve aralarında ilişki olan iktisadi değişkenleri belirlemede etkileşimlere<br />

izin verecek nitelikte olmasıdır. Johansen koentegrasyon sonuçları ise aşağıda<br />

gösterilmiştir:<br />

Tablo 4: Johansen Eş Bütünleşme Testi Sonuçları<br />

Ho<br />

λ trace ( iz istatistik<br />

değeri )<br />

%5 Kritik değer Özdeğer Olasılık (Prob)<br />

r = 0 18.430 15.494* 0.771 0.017<br />

R ≤ 1 5.136 3.841 0.434 0.023<br />

*Trace (iz) ve max. özdeğer testleri 0.05 anlam düzeyini göstermektedir.<br />

İz testi sonuçlarına bağlı olarak r≤1 şeklindeki hipotez reddedilemez iken,<br />

r=0 hipotezi reddedilmektedir. Buna göre, r=0 şeklindeki sıfır hipotezi,<br />

hesaplanan iz testi istatistik değerinin (18.430) %5 anlam düzeyinde tablo kritik<br />

değerinden (15.494) büyük olması nedeniyle reddedilmektedir. Bu nedenle YAİ<br />

ile YE arasında serileri koentegre edici bir vektör olduğu, değişkenler arasında<br />

uzun dönemli istikrarlı bir ilişki olduğu görülmektedir.


Koentegrasyon sonuçları nedenselliğin yönünü göstermemektedir. İki<br />

değişken arasında nedensellik ilişkisinin yönünü belirlemek amacıyla çeşitli<br />

nedensellik testleri (Granger, Sims, Geweke-Meese-Dent, Pierce-Haugh ve<br />

Geweke) kullanılabilmektedir. Bu testlerden Granger nedensellik testi, hem<br />

uygulama kolaylığı hem de test sonucundaki bazı çıkarsamaları nedeniyle diğer<br />

nedensellik testlerine tercih edilmektedir. Tablo 5’de Granger nedensellik testi<br />

sonuçları gösterilmiştir.<br />

Tablo 5: Granger Nedensellik Testi Sonuçları<br />

Nedensellik İlşkisi Opt. Gecikme F Testi Olasılık<br />

YE’den YAİ’ne 2 5.23744 0.0764<br />

YAİ’den YE’ne 2 1.95285 0.265<br />

Bu verilere göre yoksulluk yolsuzluğun nedenidir hipotezi %10 anlamlık<br />

düzeyinde reddedilmiştir. Bu nedenle yoksulluktan yolsuzluğa doğru tek yönlü bir<br />

nedensellik ilişkisi belirlenmiştir.<br />

Değişkenler arasında etki-tepki fonksiyonları ve varyans ayrıştırması<br />

yoluyla yoksulluğun yolsuzluğa olan etkisinin büyüklüğü hesaplanmaya<br />

çalışılmıştır. Etki-tepki fonksiyonları, rassal hata terimlerinden birindeki bir<br />

standart sapmalık şokun içsel değişkenlerin şimdiki ve gelecekteki değerlerine<br />

olan etkisini yansıtmakta ve etkide bulunan değişkenin veya bu değişkenin<br />

belirleyicilerinin bir politika aracı olarak kullanılabilmesi konusunda fikir<br />

vermektedir.


Şekil 1: Etki Tepki Analizi Sonuçları<br />

Etki tepki analizlerinden özellikle <strong>yolsuzluk</strong>ta meydana gelecek şokların<br />

yoksulluğun vereceği tepkilerin üçüncü döneme kadar etkili olduğu üçüncü<br />

dönemden sonra ise azaldığı görülmektedir. Yolsuzluktaki bir şokun ise yoksulluk<br />

üzerindeki etkilerinin ikinci dönemden sonra kalıcı hale geldiği görülmektedir.<br />

Değişkenler üzerinde meydana gelecek rassal şokun karşılaştırmalı önemini<br />

belirlemek üzere varyans ayrıştırması yapılmıştır. Varyans ayrıştırması yöntemi


ile modeldeki değişkenlerin varyansındaki değişmenin kaynakları<br />

ayrıştırılabilmekle birlikte, değişmenin kendisinden ve öteki değişkenlerden<br />

kaynaklanan yüzdesi kolaylıkla anlaşılmaktadır.<br />

Tablo 6’dan elde edilen sonuçlara göre yoksullukta meydana gelecek bir<br />

değişme özellikle üçüncü dönemden sonra <strong>yolsuzluk</strong> değişkendeki değişmelerden<br />

etkilenmektedir. Yolsuzluk değişkeni ise dördüncü döneme kadar kendisinden<br />

dördüncü dönemden sonra ise yoksulluktaki değişmelerden etkilenmektedir.<br />

Tablo 6: Varyans Ayrıştırması Sonuçları<br />

Dönem Standart Hata YE Standart Hata YAİ<br />

1 1.657095 100.0000 0.148993 99.84252<br />

2 2.343850 98.87834 0.255947 96.21310<br />

3 2.817009 98.00995 0.284433 96.42123<br />

4 3.598338 85.18176 0.325990 73.43615<br />

5 4.554231 70.38127 0.435944 48.33869<br />

6 5.209234 60.09492 0.560504 42.08323<br />

7 5.486726 54.23071 0.661485 45.14273<br />

8 5.691283 55.17758 0.726573 50.97383<br />

9 6.207250 62.10479 0.758757 55.03068<br />

10 7.176281 66.94594 0.786233 53.04687<br />

Yoksulluk ve <strong>yolsuzluk</strong> arasındaki ilişkiden hareketle politik önermelerde<br />

bulunabilmek amacıyla hem yoksulluk hem de <strong>yolsuzluk</strong> üzerinde etkili olan


makro ekonomik kontrol değişkenler modele dahil edilmiştir. Yapılan regresyon<br />

analizleri sonucunda aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır.<br />

Tablo 7: Yoksulluk ve Yolsuzluğun Belirleyenleri<br />

MODEL<br />

Bağımsız Değişkenler<br />

Bağımlı<br />

Değiş.<br />

Sabit<br />

Terim<br />

EH SH UCR RGSYH İHE TÜFE<br />

Model 1<br />

YAİ<br />

-32.0392<br />

(-3.5637)<br />

1.8931<br />

(3.9423)<br />

1.4536<br />

(5.3563)<br />

-0.2090<br />

(-2.5327)<br />

Model 2<br />

YAİ<br />

205.031<br />

(2.056)<br />

1.8990<br />

(3.5771)<br />

-10.716<br />

-2.2240<br />

Model 3<br />

YE<br />

17.566<br />

(9.1680)<br />

0.1634<br />

(4.2889)<br />

Model 4<br />

YE<br />

301.482<br />

(18.844)<br />

-12.899<br />

(-17.301)<br />

Model 5<br />

YE<br />

389.9227<br />

(21.946)<br />

-18.3808<br />

(-20.556)<br />

Model 6<br />

YE<br />

2780.74<br />

(3.2573)<br />

-123.504<br />

(-3.228)<br />

Model 7<br />

YE<br />

-86.6995<br />

(-2.3463)<br />

5.85133<br />

(3.0169)<br />

Model 8<br />

YE<br />

19.37648<br />

(12.393)<br />

0.1550<br />

(4.2843)


Tablo 7 incelendiğinde, birinci modelden elde edilen sonuçlar eğitim ve<br />

sağlık harcamalarındaki artışın yolsuzluğu azaltırken enflasyonun yolsuzluğu<br />

arttırdığı görülmektedir. İkinci modelden elde edilen sonuçlara göre eğitim<br />

harcamalarındaki artış yolsuzluğu azaltırken ücretlerdeki artış yolsuzluğu daha da<br />

arttırmaktadır. Türkiye’de, kamunun toplam maaş ve ücret ödemelerindeki artışın<br />

yolsuzluğu arttırması şaşırtıcı bir gelişme değildir. Keza, son yıllarda kamu<br />

çalışanlarının sayısının artıyor olması, söz konusu alandaki kamu harcamalarının<br />

artması sonucunu doğurmakla birlikte; çalışan sayısının artması yolsuzluğu<br />

kaçınılmaz kılmaktadır.<br />

Sonuç ve Değerlendirme<br />

Yapılan analiz sonuçlarından elde edilen bulgulara göre yoksullukla<br />

<strong>yolsuzluk</strong> arasında uzun dönemli bir ilişkinin olduğu Türkiye örneklemi açısından<br />

doğrulanmıştır. İlişkinin yönü ise yoksulluktan yolsuzluğa doğru olup tek yönlü<br />

bir nedensellik söz konusudur. Model 3 ile model 8 arasındaki modeller<br />

yoksulluğu belirlemeye yönelik olup model sonuçları birlikte değerlendirildiğinde<br />

iktisadi hoşnutsuzluk, milli gelir ve enflasyon oranı arttıkça yoksulluğun arttığı,<br />

eğitim harcamaları, sağlık harcamaları ve ücret düzeyi arttıkça yoksulluğun<br />

azaldığı görülmektedir.<br />

Model sonuçları genel olarak değerlendirildiğinde özellikle eğitim<br />

harcamalarındaki artış hem <strong>yolsuzluk</strong> hem de yoksullukla mücadelede etkili<br />

olmaktadır. Ayrıca enflasyon ve işsizlik oranları toplamından oluşan iktisadi<br />

hoşnutsuzluk düzeyindeki artışlar yoksulluğu doğrudan, yolsuzluğu ise dolaylı<br />

yoldan etkilemektedir. Politika yapıcılarının uzun dönemde eğitim harcamalarının<br />

yanı sıra ekonomik istikrara önem vermek suretiyle birbirleri ile etkileşim halinde<br />

olan yoksulluk ve <strong>yolsuzluk</strong>la mücadele edebilecekleri yapılan analiz sonuçları<br />

çerçevesinde anlaşılmaktadır.


Kaynaklar<br />

AKTAN Coşkun Can; (2001), “Yolsuzluklar ile Ekonomide Serbestleşme<br />

ve Demokratikleşme Arasındaki İlişki”, Yolsuzlukla Mücadele Stratejileri, Hak-İş<br />

Yayınları, Ankara, ss.129-141.<br />

ALLAN Colm; (2007), “Social Accountability, Power, Corruption and<br />

Poverty”, South Africa Netherlands Research Programme on Alternatives in<br />

Development (SANPAD) Conference, South Africa, pp.1-40.<br />

Asian Development Bank; (2005), “Poverty in the Philippines: Income,<br />

Assets, and Access”, p.100.<br />

CHETWYND Eric, CHETWYND Frances, SPECTOR Bertram; (2003),<br />

“Corruption and Poverty: A Review of Recent Literature”, Final Report,<br />

Management Systems International, pp.1-21.<br />

DİNÇER Oğuzhan C., GÜRALP Burak; (2008), “Corruption, Income<br />

Inequality, and Poverty in the United States”, Fondazione Eni Enrico Mattei,<br />

pp.1-36.<br />

EBERLEI Walter, FÜHRMANN Bettina; (2004), “Fighting Poverty and<br />

Corruption”, Integrating the Fight Against Corruption into the PRS Process<br />

Analysis and Recommendations for Development Cooperation, Federal Ministry<br />

for Economic Cooperation and Development, Eschborn, pp.1-18.<br />

FOFANA N’ZUE Felix, N’GUESSAN Coffi Jose Francıs; (2006), “The<br />

Causality Between Corruption, Poverty and Growth: A Panel Data Analysis”,<br />

SISERA Working Paper Series, pp.1-18.<br />

GUNDLACK Eerich, POLDAM Martin; (2008), “The Transition of<br />

Corruption: From Poverty to Honesty”, Economic Letters, 103(3), pp.146-148.<br />

GUPTA Sanjeev, DAVOODI Hamid, ALONSO-TERME Rosa; (1998),<br />

“Does Corruption Affect Income Inequality and Poverty”, IMF, Working Paper<br />

No:98/76, pp.1-41.


International Development Law Organization (IDLO); (2006), “Anti-<br />

Corruption: A Capacity Building Approach”, Development Law Update (DLU),<br />

Rome, (7), pp.1-2.<br />

MUTUA Makau; (2008), “Why Corruption is The Root Cause of Poverty”,<br />

Economic Woes, Sunday Review, Sunday Nation, p.15.<br />

NEGIN Vahideh, RASHİD Zakariah B Abd, NİKOPOUR Hesam; (2010),<br />

“The Causal Relationship between Corruption and Povery: A Panel Data<br />

Analysis”, MPRA, Paper No:24871, pp.1-13.<br />

ROHWER Anja; (2009), “Measuring Corruption: A Comparison Between<br />

The Transparency International’s Corruption Perceptions Index and The World<br />

Bank’s Worldwide Governance Indicators”, CESifo DICE Report 3, p.42.<br />

Transparency International; (2008), “Poverty and Corruption”, TI Working<br />

Paper, No:02/2008, p.2.<br />

Transparency International; (2007), “Poverty, Aid and Corruption”, Policy<br />

Paper, pp.4-5,9.<br />

UNDP; (2010), “The Real Wealth of Nations: Pathways to Human<br />

Development”, Human Development Report 2010, p.157.<br />

BSOS; (2010), The Roots of Corruption”,<br />

http://www.bsos.umd.edu/gvpt/uslaner>(Erişim Tarihi: 21.02.2010).<br />

EIGEN, PETER; (2010), “Corruption is a Major Cause of Poverty As Well<br />

As a Barrier to Overcoming It”, Zero Tolarance For Corruption, The Corruption<br />

Perceptions Index&White-Collar Crime, Part 4,<br />

http://www.anticorruption.info>(Erişim Tarihi:12.02.2010).<br />

http://www.transparency.org>(Erişim Tarihi:11.04.2011).

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!