You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Sayı 40 / 3-16 Ekim 2014<br />
❱ TUNA KİREMİTÇİ<br />
SEKSİN KASETLE İMTİHANI<br />
❱ NEŞE MESUTOĞLU<br />
BAYRAMDA KENT<br />
❱ BARIŞ AKPOLAT<br />
ROCK, BU DÜNYADA ÖLEMEZ!<br />
RÖPORTAJLAR<br />
❱ SEVİM GÖZAY, CANAN<br />
ANDERSON İLE KONUŞTU:<br />
“BİR FİLMİ YAŞATAN EN ÖNEMLİ ŞEY;<br />
İÇİNDEKİ GERÇEK, DOĞAL SESLERDİR”<br />
❱ IRAZ YÖNTEM<br />
TİYATRO HÂL ALTI<br />
OYUNLA PERDE AÇIYOR<br />
❱ AYDIN ORAK<br />
YEDİ YILDIR MUSA ANTER’İ ANLATIYORUM<br />
TÜRK SİNEMASININ 100. YAŞINA<br />
CEM YILMAZ’DAN ŞIK HEDİYE<br />
OKAN ARPAÇ YAZDI<br />
PEK YAKINDA
EDİTÖR<br />
Neşe Mesutoğlu<br />
Yayın Yönetmeni<br />
nese.mesutoglu@mybilet.com<br />
İyi bayramlar<br />
Perşembe gününden başlayan bir bayram trafiği, kent<br />
merkezlerini sakin bir atmosfere bıraktı.<br />
Bayramın en güzel yanı, elbette sevdiklerimizle buluşmak,<br />
onlarla bol bol vakit geçirmek. Hem hava güzel, hem<br />
kalabalık yok, hem tatil… Daha ne olsun, şans bizden yana.<br />
Muhakkak ki yapacak çok şey var ama tercihiniz<br />
sinemadan yana olursa MyBilet e-dergi’den vizyondaki<br />
filmlere dair fikir alabilirsiniz.<br />
Bu hafta Okan Arpaç ‘Pek Yakında’, Tuna Kiremitçi<br />
‘Kaset İşi’ ve Sevim Gözay konuğu Canan Anderson<br />
ile ‘Dünyada 20.000 Gün’ isimli filmleri seyretti ve bize<br />
izlenimlerini yazdılar.<br />
Zeynep Geylan, Musa Anter’in hayatını ele alan ‘Asasız<br />
Musa’nın yönetmeni Aydın Orak ile konuştu.<br />
Begüm Yılmaz ise altı farklı oyunla 8 Ekim’de perdelerini<br />
açacak olan Tiyatro Hâl’in Sanat Yönetmeni Iraz Yöntem’e<br />
yeni dönem hazırlıklarını sordu.<br />
İyi seyirler dileriz. Sevdiklerinizle keyifli, bol kahkahalı<br />
bayramlar.<br />
Saygı ve sevgilerimle<br />
2 www.mybilet.com
İÇİNDEKİLER<br />
8<br />
SAYFAYA<br />
GIT<br />
KAPAK<br />
Okan Arpaç yazdı:<br />
Kimsenin itiraz edemeyeceği<br />
kalitede, adeta Türk<br />
Sineması’nın 100. yıl<br />
dönümüne Cem Yılmaz’dan<br />
şık ve değerli bir armağan<br />
diyebileceğimiz ‘Pek Yakında’,<br />
bir de ‘arzu kamçılıyor’. Filmin<br />
finalinde fragman şeklinde<br />
izlediğimiz ‘Şahikalar’ı uzun<br />
metraj çekilmiş halde ‘pek<br />
yakında’ vizyonda görmek<br />
istiyor insan…<br />
SAYFAYA<br />
GIT<br />
20<br />
RÖPORTAJ<br />
Televizyoncu-yazar Sevim Gözay’ın,<br />
bu hafta Röp-seans konuğu müziğin<br />
Bond kızı Canan Anderson. Birlikte,<br />
Nick Cave hakkında bir doküdrama<br />
olan ‘Dünyada 20.000 Gün’ isimli filmi<br />
izleyen ikili yine eğlenceli bir sohbete<br />
imza attı.<br />
PORTRE<br />
‘Seçilmiş’ isimli filmin başrolünde<br />
Oscar rekortmeni Meryl Streep yer<br />
alıyor. 65 yaşındaki efsanevi oyuncu<br />
“Aile kavramına o kadar bağlıyım ki,<br />
bekâr yaşamayı düşünemiyorum”<br />
diyor. 3 Oscar’ı, 18 Oscar adaylığı<br />
olan 4 çocuk annesi, 36 yıldır mutlu<br />
bir evlilik sürdürüyor.<br />
14<br />
SAYFAYA<br />
GIT<br />
ÖZEL<br />
J<br />
4 www.mybilet.com<br />
R<br />
Ö<br />
P<br />
O<br />
T<br />
R<br />
A
İÇİNDEKİLER<br />
RÖPORTAJ<br />
Kürt yazar Musa Anter’in hayatını ele<br />
alan ‘Asasız Musa’ bugün vizyona giriyor.<br />
Filmde yönetmen ve oyuncu olarak<br />
karşımıza çıkan Aydın Orak, Zeynep<br />
Geylan’ın sorularını yanıtladı. ‘Asasız<br />
Musa’nın bir belgesel olmadığını söyleyen<br />
Orak “Musa Anter’in hayatını, ‘Araf’ isimli<br />
tiyatro oyunuyla yedi yıldır anlatıyorum.<br />
On yıldır onun hayatı üzerine çalışıyorum.<br />
Tiyatroda aktaramadığım şeyleri uzun<br />
metraj filmle anlatmak istedim” diyor.<br />
35<br />
26<br />
SAYFAYA<br />
GIT<br />
SAYFAYA<br />
GIT<br />
31 SAYFAYA<br />
GIT<br />
VİZYONDAKİLER:<br />
Gösterime giren diğer<br />
filmlere de göz atmakta<br />
fayda var.<br />
KÜLTÜR-SANAT: Öne<br />
çıkan etkinlikler arasından<br />
seçim yapmak zor.<br />
Kaçırılmaması gerekenleri<br />
hatırlatalım dedik.<br />
TUNA KİREMİTÇİ<br />
‘Kaset İşi’ anlaşılır nedenlerle bir seks<br />
komedisi olarak sunuldu ama aslında<br />
bizim kuşağın teknoloji karşısında<br />
nasıl maymun olduğunu anlatıyor.<br />
Gördüğüm kadarıyla dünyada filme bu<br />
açıdan yaklaşan ilk kişiyim. Ne kadar<br />
gurur duysam az!<br />
BARIŞ AKPOLAT<br />
Artık burada filmlerdeki müzik<br />
kullanımı, soundtrack ve<br />
filmlerin içinde yakaladığım<br />
detaylardan bahsedeceğim. Bu<br />
hafta The Equilazer’i izledim.<br />
ABD’deki gişe performansı ve<br />
Denzel Washington’u görünce<br />
The Equilazer’dan umudum<br />
artmıştı ama bu kadar da keyif<br />
alacağımı beklemezdim.<br />
5 www.mybilet.com
İÇİNDEKİLER<br />
39 SAYFAYA<br />
GIT<br />
RÖPORTAJ<br />
Altı farklı oyunla 8 Ekim’de<br />
perdelerini açacak olan Tiyatro<br />
Hâl’in Sanat Yönetmeni Iraz<br />
Yöntem “Biz her şeyden<br />
önce gündemle çok ilgiliyiz.<br />
Bu yüzden gündeme dair<br />
söylemek istediklerimizi<br />
içinde barındıran oyunlar<br />
sahnelemeyi tercih ediyoruz”<br />
diyor. Begüm Yılmaz’a konuşan<br />
Yöntem, sanata dair elimizde<br />
olan imkânlara hep beraber<br />
sahip çıkmamız gerektiğini<br />
hatırlatıyor.<br />
47<br />
KÜLTÜR SANAT<br />
Nefes kesici bir<br />
sihirbazlık gösterisi 13<br />
Kasım’dan itibaren Zorlu<br />
Center Performans<br />
Sanatları Merkezi’nde<br />
sahneleniyor. 20’den<br />
fazla ülkede kapalı gişe<br />
oynayan ‘The Illusionists’<br />
sizi imkânsıza tanık<br />
olmaya davet ediyor.<br />
SAYFAYA<br />
GIT<br />
KIRMIZI GÖZLÜKLÜ KIZ<br />
Gywneth Paltrow eski eşi Chris<br />
Martin’e çocuklarını sevgilisi Jennifer<br />
Lawrence ile tanıştırması için izin<br />
vermedi… Son ‘James Bond’ Daniel<br />
Craig, Bond kızı olarak Rihanna’yı<br />
görmek istediğini söyledi…<br />
Dünyadaki açlığı durdurmak için<br />
savaş veren Michael Kors, bağışçılar<br />
için bir saat koleksiyonu hazırladı.<br />
SAYFAYA<br />
GIT<br />
50<br />
KÜNYE<br />
MyBilet e-dergi<br />
YAYIN YÖNETMENİ<br />
Neşe Mesutoğlu<br />
GÖRSEL YÖNETMEN<br />
Murat Çavdar<br />
KATKIDA BULUNANLAR<br />
Barış Akpolat, Okan Arpaç,<br />
Tuna Kiremitçi, Sevim<br />
Gözay, Begüm Yılmaz,<br />
Zeynep Geylan<br />
İLETİŞİM<br />
Muallim Naci Caddesi No:47<br />
Ortaköy 34347 İSTANBUL<br />
Telefon: 0212 259 20 60<br />
e-dergi@mybilet.com<br />
MyBilet e-dergi’de kullanılan<br />
tüm yazılar, kaynak gösterilerek<br />
yayınlanabilir.<br />
6 www.mybilet.com
SİNEMA<br />
TÜRK SİNEMASININ 100. YAŞINA CEM YILMAZ’DAN ŞIK HEDİYE<br />
PEK YAKINDA<br />
Neredeyse 20 yıldır<br />
hayatımızda bir Cem Yılmaz<br />
figürü var. Seveniyle, nefret<br />
edeniyle, ayakkabısının<br />
ucunu görür görmez kahkaha<br />
atanıyla veya tüm bir gösteri<br />
boyunca oflayıp puflayanıyla<br />
belki de bir ‘sevgi-nefret’ objesi<br />
kendisi. Sadece sahnedeki standup<br />
şovlarıyla değil, BKM’nin<br />
filmlerinde aldığı roller başta olmak<br />
üzere, bizzat kendisinin yazıp<br />
yönettiği filmlerle de sinemaya olan<br />
aşkını biliyoruz Yılmaz’ın…<br />
Kaldı ki sahne şovlarında da<br />
neredeyse tek kişilik bir ‘sinema<br />
oyunculuğu’ performansı sergileyen<br />
sanatçı, kim ne derse desin el attığı<br />
her işiyle popüler kültürümüzün<br />
en parlak vitrinlerinden biri.<br />
1996’daki “Eşkıya” fırtınasıyla<br />
yeniden seyircisiyle kucaklaşan<br />
Türk Sineması’na 1998’de Mazhar<br />
Alanson’la rol aldığı “Her Şey Çok<br />
Güzel Olacak” ile ivme kazandıran,<br />
“Vizontele” (2001), “G.O.R.A.”<br />
(2004) gibi yeni dönemin gişesi<br />
yüksek yapıtlarında gözüken Cem<br />
Yılmaz, malum, 2006 yılında<br />
‘rejisör’ koltuğuna oturarak<br />
“Hokkabaz”ı çekmişti.<br />
Komple bir aktör-sanatçı<br />
Takipçileri açısından şaşırtıcı bir<br />
Okan Arpaç<br />
okan.arpac@mybilet.com<br />
YÖNETMEN Cem Yılmaz<br />
OYUNCULAR Cem Yılmaz,<br />
Zafer Algöz, Zerrin Tekindor,<br />
Özkan Uğur, Cengiz Bozkurt,<br />
Ozan Güven, Tülin Özen, Can<br />
Yılmaz, Ayşen Gruda, Çağlar<br />
Çorumlu<br />
YAPIM Türkiye 2014<br />
SÜRE 134 dk.<br />
DAĞITIM Warner Bros.<br />
(CMYLMZ – Fikirsanat)<br />
8 www.mybilet.com
SİNEMA<br />
134 DAKİKA SÜRESİNCE,<br />
ARAYA SON DERECE<br />
KOMİK ESPRİLER, GÖZ<br />
YAŞARTMAYA ADAY<br />
DRAMATİK SAHNELER<br />
GİRİYOR VE YAPIT<br />
KENDİNCE SAĞLAM BİR<br />
ATMOSFER YAKALIYOR.<br />
filmdi “Hokkabaz”. Onu kahkaha<br />
makinesi olarak gören, ağzından<br />
çıkan her kelimeyle gülmeye hazır<br />
seyircisi, gayet sağlam bir dramatik<br />
yapıya sahip olan “Hokkabaz”ı<br />
izleyince, onun artık başka bir<br />
yola girmekte olduğunu fark<br />
etti. Yuvarlak hesap ilk 10 yılını<br />
‘güldürmeye’ vakfeden Yılmaz, bu<br />
tarihten sonra tıpkı Jerry Lewis<br />
ya da Jim Carrey’nin izlediği yolu<br />
takip ederek, komple bir aktörsanatçı<br />
olduğunu ispata koyuldu.<br />
“Hokkabaz”dan iki sene<br />
sonra, “G.O.R.A.”nın devamı<br />
niteliğindeki “A.R.O.G.”u yönetti<br />
ancak gişe hasılatı uğruna ‘bel<br />
altı’ komedisine fazlaca yaslanan<br />
ve maalesef “G.O.R.A.” kadar<br />
dahi komik olamayan bu filmle<br />
çıtasını bir parça düşürdü Yılmaz.<br />
Sinemayı ve sinema yapmayı çok<br />
sevmesine karşın, “A.R.O.G.”un<br />
aldığı kötü eleştirilerden ötürü,<br />
sinema yazarlarının kendisini<br />
bir türlü takdir etmediğini ve<br />
hatta SİYAD’dan belki de hiç<br />
ödül alamayacağını şaka yollu<br />
ifade ederek, biraz da nerede hata<br />
yaptığını anlamaya çalışıyordu<br />
belli ki… “Av Mevsimi”nde<br />
(2010) Yavuz Turgul’la, “Şahane<br />
Misafir”de (Magnifica Presenza,<br />
2012) ise Ferzan Özpetek’le<br />
‘oyuncu’ olarak çalışmanın<br />
avantajlarını cebine koyan Cem<br />
9 www.mybilet.com
SİNEMA<br />
BAŞTAN BELİRTELİM,<br />
“PEK YAKINDA” AŞAĞI<br />
YUKARI “HOKKABAZ”<br />
TONLARINDA SEYREDEN<br />
ANCAK ÇOK DAHA<br />
ALENGİRLİ BİR HİKAYE<br />
YAPISINA, ARADA<br />
SAĞLAM GÜLMECE<br />
UNSURLARINA VE<br />
UNUTULMAZ SİNEMASAL<br />
GÖNDERMELERE YER<br />
VEREN, ANLIK KAHKAHA<br />
ATTIRMAKTAN ZİYADE<br />
‘KALICI’ OLMAYI<br />
HEDEFLEMİŞ BİR YAPIT.<br />
Yılmaz, film kariyerinin en sağlam<br />
çalışmasıyla karşımıza çıkıyor bu<br />
defa.<br />
Baştan belirtelim, “Pek Yakında”<br />
aşağı yukarı “Hokkabaz” tonlarında<br />
seyreden ancak çok daha alengirli<br />
bir hikaye yapısına, arada sağlam<br />
gülmece unsurlarına ve unutulmaz<br />
sinemasal göndermelere yer veren,<br />
anlık kahkaha attırmaktan ziyade<br />
‘kalıcı’ olmayı hedeflemiş bir yapıt.<br />
Film, ilk saygı duruşunu daha<br />
açılışta, Türk sinemasını 1996’da<br />
yeniden ayağa kaldıran “Eşkıya”ya<br />
sunuyor. “Eşkıya”nın setindeyiz<br />
ve final sahnesi çekiliyor. Şener<br />
Şen terasın ucuna dikilmiş, havai<br />
fişekler patlıyor, peşinde ise ona<br />
ateş eden polisler… Figüran polisler<br />
arasında Zafer (Cem Yılmaz) de<br />
var. Kendini gösterebilmek adına<br />
birden Şener Şen’in ayaklarına<br />
sarılarak atlamasına engel olmaya<br />
çalışıyor ve filmi çeken Yavuz<br />
Turgul’un sesi duyuluyor;<br />
“Atın bu adamı setten!”…<br />
Velhasıl “Pek Yakında”nın baş<br />
karakteri Zafer’in figüranlıktan<br />
oyunculuğa bu sebepten dolayı<br />
geçememiş bir ‘sinema sevdalısı’<br />
olduğunu anlıyoruz. Günümüze<br />
geldiğimizde Zafer’in yine de<br />
sinemadan vazgeçmediğini<br />
ancak korsan DVD’cilerin ‘piri’<br />
olduğunu görüyoruz. Uluslararası<br />
bağlantılarla kopyalanıp çoğaltılan<br />
korsan DVD işinden nefret eden<br />
ama semtine göre ‘sanat filmleri’nin<br />
bile korsanlarını dağıtıp bir nevi<br />
kendince ‘sinema kültürüne hizmet’<br />
eden Zafer, artık bu işi bırakmak<br />
istiyor.<br />
Sırf işi yüzünden karısıyla ayrılma<br />
aşamasında olan, oğlunu dahi<br />
çok zor görebilen Zafer, işe veda<br />
partisi sırasında patronundan son<br />
bir ‘görev’ alıyor. Sözde, James<br />
Cameron “Avatar 2”yi çekmiş ve<br />
bu filmin korsan kopyalarının<br />
Türkiye’ye girip dağıtılabilmesi<br />
ancak Zafer’in sayesinde mümkün.<br />
Derken ortalık karışıyor, patron<br />
10 www.mybilet.com
SİNEMA<br />
vuruluyor. Zafer de avans olarak<br />
aldığı yüklüce parayla kendini<br />
bambaşka bir macerada buluyor.<br />
Arkadaşı Ejder’in (Özkan Uğur)<br />
karşı komşusu Ahben’le (Zafer<br />
Algöz) tanışıyor Zafer… 1977’de<br />
yazdığı “Şahikalar” adlı senaryosu<br />
bir türlü filme alınamayan bu<br />
yönetmen eskisi, hafif sıyrık ve<br />
elbette beş parasız bir halde halen<br />
‘kapris’ peşindeyken ve kendini<br />
yakarak öldürmek isterken, Zafer’in<br />
aklına bu filmi eldeki ‘avans’<br />
parayla çekmek geliyor. Şayet bu<br />
film çevrilebilirse hem ‘helal’ yoldan<br />
para kazanacak, hem yapımcı<br />
olarak ‘kendini göstermeden’<br />
ayrılmak üzere olduğu oyuncu<br />
karısı Arzu’yu (Tülin Özen) bu<br />
filmde oynatabilecek, hem de<br />
film vizyona girdiğinde evliliğini<br />
kurtarabilecek…<br />
Ama evdeki hesaplar elbette<br />
çarşıya uymuyor. Yönetmen Ahben,<br />
kafayı 1970’lerde hayran olduğu<br />
Enis Fosforoğlu’na takmış ve onu şu<br />
anki yaşlı haliyle dahi filmin ‘jön’ü<br />
yapmak istiyor. Red cevabı gelince<br />
de devreye Boğaç Boray (Ozan<br />
Güven) adlı popüler dizi oyuncusu<br />
giriyor. Çok para isteyeceğini<br />
düşündükleri Boğaç’ı bir ‘oyun’<br />
yaparak kadroya katmak isterlerken,<br />
ünlü oyuncuya kamyon çarpıyor<br />
ve kötürüm kalıyor. Buna karşın<br />
çekimler başlıyor ve bir yandan<br />
“Pek Yakında”yı izlerken, öte<br />
yandan “Şahikalar”ın çekimlerini de<br />
izlemiş oluyoruz.<br />
Geniş tuttuğumuz özetten de<br />
anlaşılacağı üzere, “Pek Yakında”<br />
hayli katmanlı, curcunalı bir<br />
senaryoya sahip. Anlattığımız<br />
kısım zaten filmin yarısı bile değil,<br />
sadece ana hatları… 134 dakikalık<br />
süresince, araya son derece komik<br />
espriler, göz yaşartmaya aday<br />
dramatik sahneler giriyor ve yapıt<br />
kendince sağlam bir atmosfer<br />
yakalıyor.<br />
Film “Eşkıya”ya göndermeyle<br />
başlıyor demiştik. Süre ilerledikçe<br />
yine Yavuz Turgul’un başka filmleri<br />
de geliyor akla… Cem Yılmaz’ın<br />
karakteri uzaktan uzağa “Muhsin<br />
Bey”i çağrıştırırken, Zafer Algöz’ün<br />
canlandırdığı Ahben sanki “Aşk<br />
Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni”<br />
filminden fırlamış gibi… Bu arada<br />
11 www.mybilet.com
SİNEMA<br />
İNTERNET<br />
GİŞESİ<br />
SİTEYE<br />
GIT<br />
Ahben’in yıllar önce ‘alkolik’ karısı<br />
Meral’den (Zerrin Tekindor)<br />
ayrıldıktan sonra Zeki (Çağlar<br />
Çorumlu) ile yaşamaya başlaması;<br />
her ikisinin de davranışlarının ‘gay’<br />
tanımına uyması “Kuş Kafesi”ni<br />
(The Birdcage) akla getiriveriyor.<br />
Bu noktada Zafer Algöz’ün<br />
filmdeki (ve kendi kariyerindeki)<br />
en iyi performansı çıkardığının da<br />
altını çizelim. Hele ki kendisine<br />
“dürrük” dendiğinde “A-a dürrük<br />
ne ayol” diye sorarken kahkahayı<br />
koyvermemek imkansız.<br />
Unutulmaz sinemasal göndermeler<br />
Öte yandan filminde iki gay<br />
karaktere yer açan Cem Yılmaz’ın<br />
bunu çok belli belirsiz yansıttığını,<br />
ülkenin her acısında en önde<br />
bayrak sallayan LGBT bireylerin<br />
beyazperdede daha cesur temsil<br />
edilmeyi hak ettiklerini dile<br />
getirmekte fayda var. Evet hem<br />
Ahben hem de Zeki her halleriyle<br />
çok keyifliler, neşeliler ve filmin<br />
belkemiği durumundalar ancak<br />
yalnızca ‘gülmece’ unsuru olmaktan<br />
fazlasını hak ediyorlar sanırız.<br />
Ertem Eğilmez’in “Süt Kardeşler-<br />
Gulyabani” filminde kullandığı<br />
dev Gulyabani kostümünün<br />
görüldüğü anlar, “Şahikalar”<br />
filminin sahnelerinin 1970’lerin<br />
melodramlarıyla B sınıfı<br />
bilimkurguları arasında gidip<br />
gelmesi, bir ara 70’lerin seks filmleri<br />
furyasına değinilmesi, Yeşilçam’ın<br />
emektar figüranlarının rol alması<br />
ve tüm bir filmin Steve Martin’in<br />
İLK 10 YILINI ‘GÜLDÜRMEYE’ VAKFEDEN YILMAZ,<br />
BU TARİHTEN SONRA TIPKI JERRY LEWIS YA DA<br />
JIM CARREY’NİN İZLEDİĞİ YOLU TAKİP EDEREK,<br />
KOMPLE BİR AKTÖR-SANATÇI OLDUĞUNU İSPATA<br />
KOYULDU.<br />
meşhur “Çatlak Yönetmen”i<br />
(Bowfinger) anımsatması, Cem<br />
Yılmaz’ın sinema üzerine ne kadar<br />
kafa yorduğunun da ispatı bir<br />
anlamda…<br />
Bütün bir kadronun oyunculuk<br />
konusunda harikalar yarattığını<br />
ama Cengiz Bozkurt’un ‘kötü adam<br />
Suat’ta ve Ayşen Gruda’nın onun<br />
annesi Remziye rolünde bir parça<br />
harcandığını da belirtelim. Son<br />
yarım saatlik bölümde Bozkurt’un<br />
karakterine biraz daha ağırlık verilse,<br />
hem filmdeki sarkmalar ortadan<br />
kalkabilir, hem de film daha vurucu<br />
hale gelebilirmiş.<br />
Ancak mevcut haliyle de kimsenin<br />
itiraz edemeyeceği kalitede,<br />
adeta Türk Sineması’nın 100. yıl<br />
dönümüne Cem Yılmaz’dan şık ve<br />
değerli bir armağan diyebileceğimiz<br />
“Pek Yakında”, bir de ‘arzu<br />
kamçılıyor’. Filmin finalinde<br />
fragman şeklinde izlediğimiz<br />
“Şahikalar”ı uzun metraj çekilmiş<br />
halde ‘pek yakında’ vizyonda<br />
görmek istiyor insan…<br />
12 www.mybilet.com
SON 30 YILIN EN<br />
YETENEKLİ OYUNCUSU<br />
Gelecek hafta vizyona girecek ‘Seçilmiş’ isimli filmin başrollerini Oscar rekortmeni<br />
Meryl Streep ve usta oyuncu Jeff Bridges paylaşıyor. Fantastik- bilimkurgu<br />
türündeki filmde ütopik bir dünya düzenine ayak uydurmaya çalışan ‘Şef Elder’<br />
karakterine hayat veren 65 yaşındaki efsanevi oyuncu “Aile kavramına o kadar<br />
bağlıyım ki, bekâr yaşamayı düşünemiyorum” diyor. Çeviri: Begüm Yılmaz<br />
OPERA SANATÇISI OLMAK İSTİYORDU Çocukluk ve gençlik yılları<br />
Portre<br />
SİNEMA<br />
Birçok eleştirmen ve sinema<br />
otoritesi tarafından yaşayan<br />
en iyi sinema oyuncusu<br />
olarak gösterilen Meryl<br />
Streep, ‘Mary Louise Streep’ olarak<br />
22 Haziran 1949’da Amerika’da<br />
doğdu. Küçükken sürekli opera<br />
sanatçısı olmak isteyen güzel yıldız,<br />
12 yaşında şan dersi almaya başladı.<br />
Bu tutkusunu zamanla hobi olarak<br />
devam ettirme<br />
Meryl<br />
Streep<br />
kararı alan Streep,<br />
liseye başladığı<br />
yıllarda ilgisinin<br />
oyunculuğa<br />
kaydığını fark<br />
etti. Okuldaki temsillerde farklı<br />
rollerde seyirci karşısına çıkan güzel<br />
yıldız, Vassar Üniversitesi’nde<br />
drama okudu. 1971 yılında<br />
mezun olan Streep, eğitimine Yale<br />
Üniversitesi’nde yüksek lisans<br />
yaparak devam etti. New York’ta<br />
pek çok kez farklı temsillerde<br />
rol alan başarılı oyuncu, sahne<br />
tecrübesini arttırdı ve 1977<br />
yılında Robert Markowitz’in ‘The<br />
Deadliest Season’ adlı dizisiyle<br />
14 www.mybilet.com
SİNEMA<br />
televizyon dünyasına adım attı.<br />
Aynı yıl beyazperdede rol aldığı<br />
‘Julia’ isimli filmde küçük, ama<br />
önemli bir rol üstlendi. Verdiği<br />
röportajlarda oyunculuktaki ilk<br />
yıllarının oldukça zorlu geçtiğine,<br />
fakat asla pes etmediğine değinen<br />
güzel yıldız “Benim oyunculuğa<br />
başladığım dönemlerde kadınlar ya<br />
öğretmen olurlardı ya da hemşire…<br />
Ben erkeklerin egemen olduğu<br />
ortamda farklı bir şey yapmak<br />
istedim. 20 yaşındaydım ve para<br />
kazanmakta zorlanıyordum. Yeterli<br />
para kazanamadığım bir gece<br />
Londra’daki Green Park’ta açıkta<br />
yatmak zorunda kaldım. Karşımda<br />
Ritz Hotel manzarası vardı. Günün<br />
birinde orada kalacağıma dair yemin<br />
ettim ve bu yeminimi de tuttum”<br />
diyor.<br />
“CANINIZI SIKMAYAN AKTÖRLERLE ÇALIŞIN”<br />
Büyük roller arayışında olan<br />
Streep, ertesi yıl Robert<br />
De Niro ve Christopher<br />
Walken ile oynadığı ‘Avcı’<br />
(The Deer Hunter) isimli filmle ilk<br />
Oscar adaylığını elde etti. Vietnam<br />
savaşını farklı bir açıdan ele alan<br />
film, güzel yıldızın kariyerinde<br />
ciddi bir çıkış noktası olarak<br />
nitelendiriliyor. Hatta aynı yıl<br />
rol aldığı mini dizi ‘Holocaust’ta<br />
sergilediği performansla ilk Emmy<br />
Ödülü’nün sahibi olan Streep’in<br />
Hollywood’daki önlenemez<br />
yükselişi de böylece başlamış oldu.<br />
Verdiği röportajlarda oynadığı<br />
karakterlerin benimsenebilmesi için<br />
diğer aktörlere bağımlı olduğunu<br />
dile getiren güzel yıldız “Bu işte<br />
nasıl göründükleri konusunda<br />
canınızı sıkmayacak iyi aktörlerle<br />
çalışmak çok önemli” diyor.<br />
Dönüm Noktası<br />
15 www.mybilet.com
SİNEMA<br />
18 OSCAR, 25 ALTIN KÜRE ADAYLIĞI BULUNUYOR Kariyeri<br />
ÖNEMLİ ÖDÜLLERİ<br />
OSCAR- En İyi Kadın Oyuncu Ödülü,<br />
2012<br />
‘Demir Leydi’ (The Iron Lady)<br />
Altın Küre- En İyi Kadın Oyuncu<br />
2012 Ödülü/ Drama, ‘Demir Leydi’ (The<br />
Iron Lady)<br />
Berlin Uluslararası Film Festivali-<br />
2012<br />
Altın Ayı Onur Ödülü<br />
2011 Kennedy Merkezi Onur Ödülü<br />
Altın Küre- En İyi Kadın Oyuncu<br />
Ödülü/ Komedi-Müzikal, ‘Şeytan<br />
2007<br />
Marka Giyer’(The Devil Wears<br />
Prada)<br />
2004 AFI Yaşam Boyu Başarı Ödülü<br />
2003 César Sinema Ödülleri- Onur Ödülü<br />
Gotham Bağımsız Film Ödülleri-<br />
1999<br />
Yaşam Boyu Başarı Ödülü<br />
Cannes Film Festivali- En İyi Kadın<br />
1989 Oyuncu Ödülü, ‘Karanlıkta Bir<br />
Çığlık’<br />
OSCAR- En İyi Kadın Oyuncu Ödülü,<br />
1983<br />
Sophie’nin Seçimi (Sophie’s Choice)<br />
OSCAR- En İyi Yardımcı Kadın<br />
1980 Oyuncu Ödülü, Kramer Kramer’e<br />
Karşı (Kramer vs.Kramer)<br />
1979’da dönemin en iyi<br />
oyuncularından Dustin<br />
Hoffman ile ‘Kramer Kramer’e<br />
Karşı’ (Kramer Vs. Kramer)<br />
isimli film için kamera karşısına<br />
geçen Streep, gişede büyük başarı<br />
yakalamakla kalmayıp ‘En İyi<br />
Yardımcı Kadın Oyuncu’ dalında<br />
Oscar’ı kucakladı. Hatta filmin<br />
yapım sürecinde, canlandırdığı<br />
‘Joanna Kramer’ karakterinin<br />
mahkemede yapacağı konuşmayı<br />
inandırıcı bulmayan güzel yıldız,<br />
yönetmenin inisiyatifini alarak<br />
konuşmasını kendisi yazdı. 1982<br />
yılında ise bu kez ‘Sophie’nin<br />
Seçimi’ (Sophie’s Choice)<br />
isimli filmde sergilediği başarılı<br />
performansla ‘En İyi Kadın<br />
Oyuncu’ dalında Oscar kazanan<br />
Streep’e filmin yönetmeni Alan<br />
Pakula’dan unutulmaz bir yorum<br />
geldi: “Eğer yönetmenler için bir<br />
cennet varsa, o da tüm hayatınız<br />
boyunca Meryl Streep’i yönetmek<br />
olmalıdır…” Bu olumlu eleştirilerin<br />
ardından Akademi ve Altın Küre<br />
Ödülleri’ne en fazla aday gösterilen<br />
oyuncu olarak tarihe geçen Streep,<br />
üçü ‘En İyi Yardımcı Kadın<br />
Oyuncu’ dalında olmak üzere<br />
toplam 18 kez Oscar’a aday oldu<br />
ve üç kez kazandı. 25 kez de Altın<br />
Küre adaylığı bulunan güzel yıldızın<br />
bu alanda da toplam sekiz ödülü<br />
var. Oscar adaylığı konusunda<br />
sınırları zorlarken, kendisini hiç<br />
sevmeyen Katharine Hepburn ve<br />
onu varisi olarak gösteren Bette<br />
Davis’in rekorlarını da egale etti.<br />
Hepburn’ün, Streep’in beyninde<br />
dönen çarkları kastederek, “Klik,<br />
klik, klik” dediği, Davis’inse<br />
yazdığı mektuplarda bir numaralı<br />
Amerikan aktrisi olarak yerine<br />
güzel yıldızın geçeceğini belirttiği<br />
söyleniyor. 1984-1990 yılları<br />
arasında ‘Favori Sinema Oyuncusu’<br />
dalında altı kez ‘People’s Choice<br />
Ödülü’nü kazanan Streep, 1990’da<br />
ise ‘dünyanın en çok tercih edilen<br />
oyuncusu’ seçildi. 1990’lardan<br />
sonra rol çeşitliliğine giden<br />
güzel yıldız oyunculuk dışında<br />
‘Simpsonlar’ (The Simpsons), ‘King<br />
of the Hill’ gibi animasyon ve film<br />
seslendirmeleri de yaptı. Hatta<br />
16 www.mybilet.com
SİNEMA<br />
JEFF BRIDGES KİMDİR<br />
Amerikalı yazar Lois Lowry’nin aynı adlı<br />
romanından uyarlanan filmde, ‘The Giver’<br />
isimli yaşlı bir adamı canlandıran Oscar’lı<br />
aktör Jeff Bridges’in hayatını merak<br />
ediyorsanız, 8’inci sayımıza göz atabilirsiniz.<br />
ARŞİVE<br />
GIT<br />
‘Streep Specials’ olarak tanımlanan<br />
ses ve aksan çalışmaları, güzel<br />
yıldızın en ilginç özelliklerinden<br />
biri… Streep’in bu başarısı New<br />
York valisini bir ‘Meryl Streep<br />
Günü’ yapmaya teşvik etti ve<br />
‘Susam Sokağı’ adlı çocuk klasiğinin<br />
Amerikan versiyonunda oyuncunun<br />
onuruna ‘Meryl Sheep’ adında<br />
bir karakter eklendi. Güzel yıldız<br />
beyazperde ve televizyon dışında<br />
birçok Broadway yapımında da rol<br />
aldı. Ancak beyazperdedeki hızlı<br />
yükselişi sonucu sahnelere ara veren<br />
Streep, 2001’de tiyatroya geri dönüş<br />
yapabildi. Verdiği röportajlarda<br />
sahne görselliğiyle ilgili zaman<br />
zaman dış görünüşünden dert<br />
yanan Streep “Bu konuda kızlarım<br />
bana çok yardımcı oldular.<br />
Yeterince güzel olmadığımı;<br />
Jessica Lange’ın vücudunun,<br />
şunun bunun bacaklarının bende<br />
olmadığını düşünerek yıllarımı<br />
ziyan etmişim. Ne büyük kayıp!”<br />
diyerek pişmanlığını dile getirdi.<br />
2012 yılında üçüncü Oscar’ını<br />
getiren ‘Demir Leydi’ (The Iron<br />
Lady) isimli filmde Margaret<br />
Thatcher’ı canlandırırken oldukça<br />
heyecanlandığını ve hayatının<br />
rolünü oynadığını itiraf eden<br />
Streep “Thatcher’ı oynamadan<br />
önce onu pek sevmiyordum.<br />
O çok sevilmeyen hatta nefret<br />
edilen bir politikacı. Onu hiçbir<br />
zaman duygularını gösterirken<br />
göremiyorsunuz. Hep kontrollü<br />
ve soğuk. Tüm bu özellikler ve<br />
çizdiği köşeli imaj beni Thatcher’ı<br />
oynamaya itti” diyor. Her kılığa<br />
girebilen mükemmeliyetçi bir<br />
oyuncu olarak tanınan güzel<br />
yıldız, Margaret Thatcher<br />
performansından önce Julia<br />
Child, Ethel Rosenberg, Susan<br />
Orlean gibi başka önemli kişileri<br />
de canlandırmıştı. Hatta Eva<br />
Péron’un hayatını konu alan 1996<br />
yapımı ‘Evita’ isimli filmde, Péron<br />
rolünü kendisi yerine Madonna’nın<br />
oynaması gerektiği hakkındaki<br />
yorumlara “Ondan daha iyi şarkı<br />
söyleyebilirim” şeklinde cevap<br />
vermiş ve popun kraliçesine<br />
meydan okumuştu. Streep, verdiği<br />
röportajlarda Leonardo DiCaprio’ya<br />
olan hayranlığını dile getirirken<br />
güzel yıldızın fanları ise kendilerini<br />
‘Streepers’ olarak nitelendiriyor.<br />
17 www.mybilet.com
SİNEMA<br />
DÖRT ÇOCUĞU VAR<br />
Evlilik kurumu hakkında “Bir<br />
ailenin nasıl sürdürüleceği<br />
konusunda yol haritası<br />
yoktur. Büyük bir müzakere<br />
İNTERNET<br />
GİŞESİ<br />
sürecinden geçiliyor. Ben hayatımda<br />
sevgi bağları olmasına ihtiyaç<br />
duyarım. Ailemden birini diğerine<br />
tercih edebileceğimi hayal bile<br />
edemiyorum” diyen Streep, 36<br />
yıldır sürdürdüğü mutlu evliliği<br />
ve huzurlu aile yaşantısıyla<br />
Hollywood’un hayranlık duyduğu<br />
isimlerin başında geliyor. Heykeltıraş<br />
eşi Don Gummer ile evlenmeden<br />
SİTEYE<br />
GIT<br />
önce kendisinden 14 yaş büyük<br />
İtalyan asıllı aktör John Cazale ile<br />
nişanlanan güzel yıldız, Cazale ile<br />
1976’da rol aldığı ‘Measure for<br />
Measure’ isimli filmde tanıştı. Sette<br />
başlayan arkadaşlıkları zamanla<br />
Özel hayatı<br />
aşka dönüşen ünlü çift, ‘Avcı’ (The<br />
Deer Hunter) filminin çekimleri<br />
sırasında nişanlanmaya karar verdi.<br />
1977 yılının yazında kemik kanseri<br />
olduğunu öğrenen ünlü aktör,<br />
bir yıl sonra hayatını kaybetti.<br />
Cazale’nin ağırlaştığı dönemde<br />
kariyerine ara vererek tüm vaktini<br />
ona ayıran Streep “Son haftalarda<br />
hastaneye taşınmıştım. John’a her<br />
gün mutlaka ruhunu besleyecek<br />
yazılar ve gazetelerin spor sayfalarını<br />
okuyordum. Onu o şekilde görmek<br />
çok üzücüydü” diyor. Cazale’nin<br />
ölümünden 30 yıl sonra ‘I Knew<br />
It Was You’ isimli bir belgesel<br />
hazırlayan Streep; Al Pacino, Robert<br />
De Niro ve daha birçok yıldız<br />
isimden ünlü aktörün ne kadar özel<br />
bir oyuncu olduğunu anlatmalarını<br />
istedi. Cazale’yi kaybettiği yıl Don<br />
Gummer ile hayatını birleştirmeye<br />
karar veren Streep “Don olmasaydı<br />
ne yapardım bilemiyorum.<br />
Onunla tanışmamış olsaydım<br />
ölürdüm herhalde. En azından<br />
duygusal açıdan… Aile kavramına<br />
çok bağlıyım. Bekâr yaşamayı<br />
düşünemiyorum” diyor. Profesyonel<br />
hayatında başarılı olduğu kadar<br />
annelik görevlerini de eksiksiz yerine<br />
getirdiğini ifade eden Streep’in iki<br />
kızı ve iki oğlu var. Henry ve Mamie<br />
Willa’nın meslek olarak oyunculuğu<br />
tercih etmelerinden gurur duyan<br />
güzel yıldız “Hayallerinin peşinden<br />
gitmelerini takdir ediyorum,<br />
ama aynı zamanda onlar için<br />
korkuyorum da... Çünkü eleştiri<br />
okları her zaman yazdığınız,<br />
yönettiğiniz ya da oynadığınız<br />
metne ya da oyuna gelmeyebiliyor.<br />
Ama onlara asla kariyerlerinden<br />
vazgeçmelerini öğütlemem. Çünkü<br />
oyunculuk tarifsiz bir tutku” diyor.<br />
18 www.mybilet.com
SİNEMA<br />
Sevim Gözay<br />
sevim.gozay@mybilet.com<br />
Canan Anderson’la ‘Dünyada 20.000 Gün’ seansı:<br />
“BİR FİLMİ YAŞATAN EN<br />
ÖNEMLİ ŞEY; İÇİNDEKİ<br />
GERÇEK, DOĞAL SESLERDİR”<br />
Bugünkü röp-seans konuğum, müziğin<br />
Bond kızı Canan Anderson. Her dilde<br />
konuşturduğu sihirli kemanı, sınır<br />
tanımayan ezgileri, sesi ve şovlarıyla<br />
sahneden sahneye konan bir müzik perisi<br />
o. Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen 21.<br />
Altın Koza Film Festivali’nde icra ettiği<br />
‘Yeşilçam Müzikleri’ performansıyla alkış<br />
üstüne alkış alınca, onunla buluşmanın<br />
tam sırası olduğunu düşündüm. Altın<br />
Koza ertesi, yoğun sahne trafiği arasında<br />
bir randevu yapmayı başardık. Ve birlikte,<br />
Nick Cave hakkında bir 'doküdrama olan<br />
‘Dünyada 20.000 Gün’ adlı filmi izledik.<br />
Bir müzisyenle, ilham verici bir müzik<br />
filmi izlemek isabetti doğrusu. Vizyon<br />
melekleri bizden yanaydı. Film biter<br />
bitmez kafeye geçip birer kahve söyledik<br />
ve sohbete daldık. İşte kayıt!<br />
20 www.mybilet.com
SİNEMA<br />
İtalya’da doğdun değil mi, ne<br />
kadar kaldın orada<br />
İki buçuk sene, babam askerdi<br />
(Amerikalı). Türkiye’de mecburi<br />
hizmetini yaparken annemle<br />
tanışıyor, evleniyorlar. Annem<br />
hamileyken İtalya’ya gidiyorlar.<br />
Orada ben doğuyorum ve 2,5<br />
yaşına kadar benim dinlediğim<br />
müzikler İtalyanca long play’ler.<br />
Annem hep onları çalıyordu<br />
evde. Sonra Amerika’ya döndük<br />
ve 4 yaşıma kadar orada kaldık.<br />
Annemle babam ayrılınca da<br />
annemle Türkiye’ye geldik. Kültür<br />
farkları çok fazlaydı tabii. Annem<br />
İstanbul hayatını çok seven,<br />
sinemaya tiyatroya giden bir kadın.<br />
Babam ise tam tersi, iki ev arasında<br />
400 metre mesafe olan bir hayat<br />
yaşıyordu. Şehirden uzak, hiçbir<br />
komşu yok. Babam işe gidiyor,<br />
annem bütün gün evde. Bayağı<br />
zorluk çekmiş.<br />
Amerika’nın neresi<br />
Kentucky, tam Orta Amerika.<br />
Aile o kadar önemli ki… Yaşadığın<br />
tüm o şeyler ister iyi olsun ister<br />
kötü, seni çok besliyor, eğer<br />
sanatçıysan. Seyrettiğimiz filmde de<br />
öyleydi ya…<br />
Evet, nasıl buldun ‘Dünyada<br />
20.000 Gün’ü<br />
Güzel buldum. Çünkü adamın<br />
hayat tarzını, müzik tarzını bayağı<br />
detaylandırarak anlatmışlar.<br />
Özellikle de ilk gençliğinde<br />
yaşamış olduğu şeylerle nasıl<br />
yoğurulduğunu ve onları müziğine<br />
nasıl yansıttığını çok güzel anlatan<br />
bir filmdi.<br />
Yaşadığı yer ve iklimle<br />
müziğinin ilişkisi de ilginçti,<br />
değil mi<br />
Tabii! “Mekân insanı çeker”<br />
diyor ya zaten filmde de. Benim<br />
yurt dışında yaşarken bir anda<br />
buraya gelmemin nedeni oydu belki<br />
de. Nick Cave de onu söylüyor.<br />
İngiltere’de Birmingham o kadar<br />
fırtınalı, yağmurlu, kara bir yer ama<br />
ona, onun müziğine yarıyor işte.<br />
Ve orada duyduğu sesleri müziğine<br />
taşıyor –fırtına, martılar, denizin<br />
sesi– farklı enstrümanlarla. Martı<br />
seslerini kemanla vermiş meselâ.<br />
Ben de kendime baktığımda hem<br />
Türk müziği seviyorum, hem klasik<br />
seviyorum, hem yabancı müzik,<br />
hem türkü seviyorum. Tango da<br />
çalıyorum, Çigan da çalıyorum,<br />
Macaristan’da da yaşadım…<br />
Tam listeyi alabilir miyim,<br />
nerelerde yaşadın<br />
İtalya, Amerika, Avusturya,<br />
Almanya, Macaristan, Hindistan ve<br />
Türkiye.<br />
“Bir anda Türkiye’ye döndüm”<br />
dedin, onu açar mısın Niye<br />
Barbra Streisand’ı çok severim, her şeyini.<br />
dönmüştün<br />
Hastalandım, ağır bir depresyon<br />
gibiydi. Doktora gittim ve bana<br />
‘yurt özlemi’ teşhisi koydu.<br />
Vay canına! Sıla hasreti yani<br />
Evet, ben de inanamadım ama<br />
Türkiye’ye gelince geçti. Bunu<br />
yaşayarak gördüm ve sonra kesin<br />
olarak döndüm. Ve bak, filmde<br />
şu da çok ilginçti, ne zaman<br />
babasından söz etse psikiyatristle<br />
konuşurken sol eli kasılıyordu<br />
Nick Cave’in. Sol el, kalbe giden<br />
el. Demek ki babası onu bir şekilde<br />
çok etkilemiş, yaptığı her şeyde.<br />
İster miydin, senin hakkında<br />
böyle bir film yapılsın<br />
Psikoterapiye gir böyle, anlat.<br />
Sonra herkes izlesin…<br />
İsterdim. Şu an ben de hayatımı<br />
kâğıda döküyorum hattâ. Şimdi<br />
için değil tabii, ilerisi için. Kendi<br />
21 www.mybilet.com
SİNEMA<br />
“İLK ALBÜMÜMDEKİ<br />
‘SULTAN-I YEGÂH<br />
SİRTO’ BÜTÜN KEMAL<br />
SUNAL KOMEDİLERİNİN<br />
İÇİNDEKİ MELODİDİR.”<br />
“DÜNYADA SEVİLEN FİLMLERİN MÜZİKLERİNİ<br />
SAHNEYE TAŞIYACAĞIM”<br />
müziğimi (bestelerimi) de ortaya<br />
çıkarttıktan sonra anlatacağım çok<br />
şey var. Neden bu kadar sevgiyi<br />
anlatmak istiyorum sahnemde<br />
Neden müziğimi bu kadar sevgiyle<br />
yapıyorum ve neden insanlar bana<br />
bu kadar sevgiyle geri dönüyor<br />
Bunlarla ilgili.<br />
Altın Koza’da izlediğimiz<br />
‘Yeşilçam Müzikleri’ projesi nasıl<br />
doğdu<br />
Ben Tanrı’ya, Allah’a çok<br />
inanırım. Enerjiye de çok inanırım.<br />
Bundan iki sene önce bir canlı<br />
yayında bir performans yaptığımda<br />
Türkan Şoray, “Sen nasıl bir<br />
şeysin” diye yerinden kalktı. O<br />
kadar gururlandım, o kadar mutlu<br />
oldum ki o an. Altı ay önce de özel<br />
bir sinema gecesinde sahne aldıktan<br />
sonra, Belkıs Özener ve Ediz Hun<br />
beni tekrar sahneye davet etti ve<br />
iltifatlarda bulundu. Alkış kıyamet.<br />
O zaman dedim ki, “Benim bir<br />
şekilde Türkiye’ye mâl olmuş<br />
film müziklerini yapmam lazım”.<br />
Ben böyle düşünürken Altın<br />
Koza’dan teklif geldi... Tamamen<br />
enerjiyle doğduğunu düşünüyorum<br />
bunların.<br />
Bu film konsepti bir albüme<br />
dönüşecek mi peki<br />
Evet ama öncelikle hazırladığım<br />
başka bir albüm geliyor. Türk Sanat<br />
Müziği eserlerini kendi yorumumla<br />
sunacağım, 2015 başı gibi. Ayrıca<br />
çok büyük bir sürpriz de piyanoda<br />
olacak, yurt dışından inanılmaz<br />
biri çalacak. Sonrasında bir film<br />
müziği projem var. Orada da sadece<br />
Yeşilçam değil dünyada sevilen<br />
filmlerin müziklerini sahneleye<br />
taşıyacağım, koro ve orkestrayla<br />
birlikte. Onun da adımları atıldı.<br />
Bayağı konser şeklinde müzik<br />
seyredeceğiz.<br />
Harika. Peki İtalya’da doğdun,<br />
sonra Amerika. Yeşilçam’la ne<br />
zaman tanıştın merak ediyorum<br />
7-8 yaşında televizyonlardan<br />
seyrederek tanıştım Yeşilçam’la.<br />
Kemal Sunal’lar, İlyas Salman’lar,<br />
Şener Şen’ler, Hababam Sınıfları,<br />
çok çok severim. Hâlâ revaçtalar ve<br />
ben de hâlâ o filmleri milyon kere<br />
seyrederim.<br />
Neden böyle sence<br />
Türkiye çok zor şartlarda<br />
büyümüş bir ülke. Güleriz<br />
ağlanacak halimize denir ya, bu<br />
süreçleri insanlara gülümsemeyle<br />
anlatmak çok zor bir iş. O nedenle<br />
ben bu komedyenlerin çok<br />
başarıyla, doğru yerlere parmak<br />
bastığını düşünüyorum. Kemal<br />
Sunal dendiği zaman sevmeyen bir<br />
22 www.mybilet.com
SİNEMA<br />
kişi yoktur...<br />
Hayatında sinemaya ilk ne<br />
zaman gittin ve hangi filmdi<br />
Söyliyim mi Bakırköy’de Sinema<br />
74’te, ‘101 Dalmaçyalı’! Çizgi filme<br />
götürmüştü anneannemle dedem<br />
beni. (Gülüyor) Ağzım gözlerim<br />
kocaman açılmış, hayranlıkla<br />
seyreden halimi hatırlıyorum.<br />
JÖN MÜ, CENTİLMEN Mİ<br />
Beyazperdede kalbini çalan ilk<br />
erkek<br />
Gülmek yok ama… Don<br />
Johnson! (Kahkahalar) Bütün<br />
duvarlarımda onun, bir de Rob<br />
Lowe’un posterleri vardı.<br />
Sonraki favori adamların<br />
Sean Connery, George Clooney,<br />
bir de ‘İngiliz Hasta’daki Ralph<br />
Fiennes.<br />
Gelelim kadınlara…<br />
Meryl Streep ve Jodie Foster.<br />
Eskilerden de, Ali MacGraw’u çok<br />
severim. Barbra Streisand’ı çok<br />
severim, her şeyini. Greta Garbo<br />
müthiş ve Elizabeth Taylor.<br />
Yeşilçam’daki esas kadının ve<br />
esas adamın<br />
Hülya Koçyiğit. Onun<br />
hanımefendiliği, naifliği beni çok<br />
etkiler. Esas adamım da iki tane<br />
var, Ayhan Işık ve Ediz Hun. Jön<br />
jön adamlardan çok, kadınına değer<br />
veren centilmenler benim daha çok<br />
hoşuma gidiyor.<br />
Nasıl filmler seyretmekten<br />
hoşlanırsın Türler arası<br />
favorilerin<br />
10-15 yaş arasında devamlı<br />
gerilim-korku filmi seyrettim.<br />
Sonraları ise her türlü filmi<br />
seyrederim genel olarak. Ama<br />
en sevdiklerim, halkın içinden<br />
olan, halkı anlatan filmler. Emir<br />
Kusturica’nın ‘Siyah Kedi, Beyaz<br />
Kedi’ (1998) ve ‘Çingeneler<br />
"Eskilerden de,<br />
Ali MacGraw’u çok<br />
beğenirim."<br />
Zamanı’ (1988) filmleri meselâ.<br />
İzlediğin en romantik şey<br />
‘Gazap Kuşları’, Richard<br />
Chamberlain.<br />
Oyunculuğu hiç düşündün ya<br />
da teklif aldın mı<br />
Üç sene önce bir filmde başrol<br />
teklifi aldım, fakat kabul etmedim.<br />
Ailem dâhil “Nasıl kabul etmezsin”<br />
dedi herkes. Sonra üç dört ayrı dizi<br />
teklifi geldi ama onları da kabul<br />
etmedim. Seçimler çok önemli. Ben<br />
zaten müzisyenim ve sevdiğim şeyi<br />
sahnede zaten yapıyorum. Öyle<br />
bir teklif gelmesi lâzım ki, “Ben<br />
bunu oynamayı çok istiyorum”<br />
diyebilmeliyim. Teklif geldi diye<br />
kabul etmek söz konusu değil<br />
bence.<br />
Film müzikleri arasında en<br />
sevdiklerin<br />
Bir kere Charlie Chaplin ‘Smile’,<br />
çalmaktan da çok büyük mutluluk<br />
duyuyorum. ‘As Time Goes By’<br />
(‘Casablanca’, 1942). Müzikallerin<br />
hemen hepsi ve ‘Neşeli Günler’<br />
(‘The Sound of Music’, 1965), çok<br />
da eğlencelidir. ‘The Godfahter’,<br />
kemana da çok yakışan parçaları<br />
seçiyorum tabii. ‘Zorba’nın<br />
müzikleri, ‘Amelie’. Sonra<br />
‘Damdaki Kemancı’, bayıla bayıla<br />
23 www.mybilet.com
SİNEMA<br />
da çalıyorum. Türklerden de ‘Selvi<br />
Boylum, Al Yazmalım’, çaldım<br />
da zaten Altın Koza’da. Cahit<br />
Berkay’ın eserlerini çok seviyorum.<br />
Favori bestecilerin<br />
Hans Zimmer’in bütün<br />
müziklerine bayılıyorum. ‘Karayip<br />
Korsanları’, ‘Aslan Kral’, ‘Da<br />
Vinci’nin Şifresi’, hepsi. Sonra John<br />
Williams, ‘Er Ryan’ı Kurtarmak’,<br />
‘Indiana Jones’… ‘Game of<br />
Thrones’un (TV dizi) müziklerini<br />
de çok beğeniyorum, Ramin<br />
Dwajadi.<br />
Sessiz film döneminde<br />
yaşasaydın, kesinlikle o filmlerin<br />
müziklendirmesinde çalışır ve<br />
her bir mimiği verebilirdin bence<br />
müziğinle…<br />
A, bestelerimi dinleteyim sana.<br />
Bir tango yaptım meselâ, bir de<br />
‘Kayıp Ruh’ var. Dinleyen herkes<br />
aynı şeyi söylüyor, “Gözünü kapat,<br />
filmi kur kafanda”.<br />
Sence sinemaya gitmenin en iyi<br />
yanı<br />
Bir kere dolby stereo olması,<br />
çünkü sinemada en sevdiğim şey<br />
seslerdir benim. Genelde müzik<br />
koyuyorlar ama bence filmi<br />
yaşatan en önemli şey içindeki<br />
gerçek (doğal) sesler. Sinemada<br />
o ortam seslerini çok daha iyi<br />
duyarsın ve filmin içine daha<br />
iyi girersin. İkincisi, geniş ekran<br />
olması. Üçüncüsü de, sadece film<br />
seyretmeye gitmiş olmak. Daha<br />
konsantre olursun. Sevmediğim<br />
şey ise, o konsantrasyonu dağıtacak<br />
sesler, çıtır pıtır bir şey yemek vs.<br />
Çünkü ben sinemaya giderken<br />
kapatırım telefonumu her şeyimi.<br />
Çünkü o bir sanattır, sanata<br />
da saygı duyulması lâzımdır.<br />
Karşımdakilerden de o saygıyı<br />
beklerim.<br />
Sinemalı bir hayalin<br />
gerçekleşecek olsa hangisini<br />
istersin A) Bir filmin müziğini<br />
yapmak B) Bir filmde oynamak<br />
C) Kendi filmini yapmak<br />
Biraz abartılı olacak ama kendi<br />
filmimi yapmak! (Gülüyor) Hem<br />
oynamak isterim, hem de müziğini<br />
yapmak. Bunu arzu ederim, neden<br />
olmasın<br />
Bugüne kadar sinemada başına<br />
İNTERNET<br />
GİŞESİ<br />
SİTEYE<br />
GIT<br />
gelen en tuhaf şey<br />
Amerikalı olmaktan utandığım<br />
bir anı anlatayım sana o zaman. Bir<br />
gün Kentucky’de sinemaya gittim.<br />
Orada koltuk satılmıyor, bilet<br />
alıyorsun ve istediğin yere veya boş<br />
olan yere oturuyorsun. Girdiğimde,<br />
insanların ayaklarını ön taraflara<br />
uzatıp ellerinde patates kızartmaları<br />
ve dondurmalar yedikleri, mısırları<br />
birbirine fırlattıkları saygısız bir<br />
ortam görmüştüm. Sinemada<br />
yaşadığım en üzücü ve hayal<br />
kırıklığına uğradığım anlardan<br />
biriydi.<br />
Ve “The End” sevgili MyBilet<br />
e-dergiciler. Müzik perimiz Canan<br />
Anderson’la seansımız burada bitti.<br />
Yeni sayıda sürpriz bir isimle, yeni<br />
bir filmde buluşuncaya kadar herkese<br />
dolby stereo seyirler! Hoşçakalın.<br />
24 www.mybilet.com
SİNEMA<br />
ONUN YAZDIĞI HER<br />
CÜMLEYE HAYRANIM<br />
Kürt yazar Musa Anter’in hayatını ele<br />
alan ‘Asasız Musa’ bugün vizyona giriyor.<br />
Filmde yönetmen ve oyuncu olarak<br />
karşımıza çıkan Aydın Orak, sorularımızı<br />
yanıtladı. ‘Asasız Musa’nın bir belgesel<br />
olmadığını söyleyen Orak “Tam olarak<br />
ne çektiğimizi kimse bilmiyordu. Aslında<br />
çektiğimiz, derinliğine inmeye çalıştığım<br />
bir hayata duygu geçişidir” diyor.<br />
Aydın Orak<br />
Zeynep Geylan<br />
zeynep.geylan@mybilet.com<br />
1992’de bir cinayete kurban giden Kürt<br />
yazar, gazeteci ve şair Musa Anter’in<br />
hayatını film yapmaya nasıl karar verdiniz<br />
Musa Anter’in hayatını, ‘Araf’ isimli tiyatro<br />
oyunuyla yedi yıldır anlatıyorum. On yıldır<br />
onun hayatı üzerine çalışıyorum. Türkiye’nin ve<br />
Avrupa’nın birçok yerinde tiyatro oyunumuzun<br />
turnesini yaptık. Tüm turnelerde edindiğim<br />
birikimi kendi süzgecimden geçirdim. Tiyatroda<br />
onun hayatıyla ilgili anlatamadığım şeyleri uzun<br />
metraj filmle anlatmak istedim. Bu film aslında<br />
benim onun hayatıyla ilgili bilmediklerimin bir<br />
arayışıdır.<br />
‘Araf’ isimli tiyatro oyununda Anter’in<br />
hayatının hangi evrelerini anlattınız Oyuna<br />
nasıl tepkiler aldınız<br />
Musa Anter’i çoğu insan tanımıyor. II’inci<br />
Dünya Savaşı’nda neler yaşadığını, Türk<br />
Edebiyatı’yla ne tür bir ilişkisi olduğunu<br />
kimse bilmiyor. ‘Araf’ta Anter’in çocukluğu,<br />
gençliği ve cezaevi yıllarını ele alıyoruz. Oyun<br />
sahnelendikten sonra, onunla iletişimi olanlar<br />
anılarını anlatırdı. Bunlar her sahne sonrasında<br />
26 www.mybilet.com
SİNEMA<br />
birikti. Her gün onunla ilgili bilmediğim şeyler<br />
öğrendim. Metafizik’te bir kural vardır; ‘Bir<br />
şeyin gerçekliğine somut olgularla ulaşamayınca<br />
bir düş kurup, somut olgu yaratıp gerçekliğe<br />
ulaşırsın. Ben de bu entelektüel hayata somutlarla<br />
ulaşamayınca, kendi düşümü kurarak onu<br />
tanımaya çalıştım. ‘Asasız Musa’ derinliğine<br />
inmeye çalıştığım bir hayata duygu geçişidir.<br />
Kısa filmleriniz ‘Berivan’ ve ‘Cevher’<br />
de ‘Asasız Musa’ gibi belgesel türünde.<br />
Neden belgesel türünde film çekmeyi tercih<br />
ediyorsunuz<br />
‘Berivan’ bir katliamı anlatır. ‘Cevher’ ise,<br />
komedi belgeselidir. Filmde, Musa Anter’in<br />
fıkralarına ve politik mizahi taşlamalarına yer<br />
verdik. ‘Asasız Musa’, genel kadrajda bir belgesel<br />
değildir. Biz bir düş kurduk ve kurduğumuz<br />
dünyadaki tek gerçeklik, Musa Anter’in çocukları<br />
oldu.<br />
Rahşan Anter babasına bir mektup yazdı<br />
Filmde, Musa Anter’in çocukları Rahşan<br />
Anter, Dicle Anter ve Anter Anter de yer alıyor.<br />
Hem yönetmen hem oyuncu olduğunuz filmin<br />
çekimlerinde onlarla iletişiminiz nasıldı<br />
İtiraf etmeliyim ki, kameramanından<br />
oyuncusuna hiç kimse ne çektiğimizi tam olarak<br />
bilmiyordu. Sette Rahşan’dan (Anter) babasına<br />
bir mektup yazmasını istedim. O da öyle bir<br />
dünya kurdu ki; o<br />
AYDIN ORAK KİMDİR<br />
Aydın Orak 1982 yılında Mardin’in<br />
ilçesi Nusaybin’de doğdu. İlk<br />
ve ortaokulu Mardin'de okudu.<br />
Gösteri Sanatları Merkezi’nde iki yıl<br />
Tiyatro Yönetmenliği eğitim gören<br />
Orak’ın, iki çeviri tiyatro oyunu<br />
ve bir şiir olmak üzere toplam üç<br />
tane yayımlanmış kitabı var. 2003<br />
yılında Tiyatro Avesta’yı kuran<br />
yönetmen, aynı zamanda oyuncuk<br />
ve çevirmenlik de yapmaktadır.<br />
dünyada, mektubu<br />
babası okuyor çocuklar<br />
da dinliyordu. Zaten<br />
film bunun üzerine<br />
kuruldu. Tamamen<br />
babalarına olan özlemle,<br />
hasretle sanki babaları<br />
onları izliyormuş gibi<br />
kamera karşısına geçtiler.<br />
Duygu ve düşüncelerini<br />
aktardılar. Tiyatroda<br />
da çok destek verdiler,<br />
filmde de. Sağ olsunlar.<br />
Filmde neden Musa<br />
27 www.mybilet.com
SİNEMA<br />
FİLMOGRAFİSİ<br />
Asasız Musa (Uzun Metraj)/ 2014 Yönetmen, Senarist, Oyuncu<br />
5 Kadın (Uzun Metraj)/ 2013 Yardımcı Yönetmen<br />
Cevher (Kısa Film)/ 2012<br />
Yönetmen, Yapımcı<br />
Berivan (Kısa Film)/ 2010 Yönetmen, Yapımcı<br />
Ölümün Rengi (Kısa Film)/ 2010 Yönetmen, Senarist, Oyuncu<br />
Anter’in şahsi eşyaları fötr şapka, pardösü,<br />
tahta bavul kullanmayı tercih ettiniz ‘Asasız<br />
Musa’da ünlü yazarın çocukları yanı sıra<br />
eşyalarının da yer alması, gerçekliğin daha<br />
fazla yansıtılmasına nasıl bir etkisi oldu<br />
Film, Musa Anter’in doğduğu Mardin'e<br />
bağlı Nusaybin ilçesinin Eskimağara (Zivingê)<br />
köyünde çekildi. Mezarı, şimdi müze olan<br />
evi ve yaşadığı çevrede çekildi. Onun bire bir<br />
çocukluğunun geçtiği yerde, onun kullandığı<br />
eşyalara simgelere yer verdik. Tespihi, kalemi,<br />
daktilosu, izlediği televizyonu hepsi birer<br />
oyuncuydu. Filmin devamlılığını simgelerle<br />
vermeye çalıştık. Çocuklarının ve eşyalarının<br />
filmde yer alması gerçekliğin daha fazla<br />
yansıtılmasını sağladı tabii ki. Ayrıca Musa<br />
Anter’in hayatıyla Kürt coğrafyasını paralel olarak<br />
aktarmaya çalıştık beyazperdeye.<br />
İnsanlar ‘Asasız Musa’yı neden izlemeli<br />
Musa Anter’in bir sözü vardır: “Ben Türkiye’nin<br />
55 yıllık girdisinin, çıktısının yeminli, canlı<br />
bir şahidiyim. Hem yalnız şahidi mi Değil!<br />
Sanığıyım. Mahkûmuyum”. İnsanlar, sadece bir<br />
şair veya 22 yıl önce katledilen bir Kürt yazarın<br />
hikâyesiyle yüzleşmek için bile izleyebilirler.<br />
Dahası, bir aydının hayatına ve gazeteciliğine<br />
saygı duyduklarından izleyebilirler. Ayrıca filmin<br />
sinemasal olarak farklı bir anlatımı var. Karakter<br />
devamlılığını oyuncularla değil imgelerle sağladık.<br />
Diğer filmler gibi giriş, gelişme ve sonuç bölümü<br />
yok. İzleyiciye soru soran ve soru sorduran, bu<br />
bakımdan aktif rol veren bir filmdir.<br />
Musa Anter’in entelektüel hayatının sizin<br />
için anlamı nedir<br />
28 www.mybilet.com
SİNEMA<br />
MUSA ANTER KİMDİR<br />
Musa Anter, 20 Eylül 1920’de Mardin’in Nusaybin<br />
ilçesinin Eskimağara (Zivingê) köyünde doğdu.<br />
Kürt yazar, şair ve gazeteci olan Anter, ilkokulu<br />
Mardin’de ortaokul ve liseyi Adana’da okudu.<br />
Lakabı Apê Musa (Musa Amca) olarak bilinen aydın,<br />
üniversite eğitimini İstanbul Üniversitesi Hukuk<br />
Fakültesi’nde tamamladı. Hatıralarım I, Hatıralarım<br />
II ve Vakayiname eserlerinden bir kaçıdır. Yaşamı<br />
boyunca toplam 11,5 yıl hapis yatan Anter, 20 Eylül<br />
1992'de Diyarbakır’da uğradığı silahlı saldırı sonucu<br />
öldürüldü.<br />
Musa Anter’in hayatını okuduğumda bu<br />
ülkenin tarihi geçmişini öğreniyorum. Basında<br />
yazılmayan, bilmediğim bir sürü şey öğreniyorum.<br />
‘Asasız Musa’ Musa Anter’in entelektüel yaşamına<br />
bir giriştir aslında. Çünkü o kadar çok şey<br />
yaşamış ki, o kadar derinlemesine bir hayat ki<br />
ele aldığımız; bir tiyatro oyunu yetmiyor, bir<br />
uzun metraj film yetmiyor hatta iki sezonluk dizi<br />
bile yetmeyebilir. Mahkemelerdeki traji-komik<br />
durumu, Türk aydınlarla olan iletişimi, ölümü<br />
bile başlı başına bir film zaten.<br />
Evliya Çelebi gibi hep bir yolculuk halindeydi<br />
Musa Anter’in film boyunca elinden<br />
düşürmediği bavulu filmde açılacak mı<br />
Bavulda neler var<br />
Bavul açılıyor tabii. Musa Anter Evliya Çelebi<br />
gibi hep bir yolculuk halindeydi. Mardin’den<br />
Diyarbakır’a, Diyarbakır’dan İstanbul’a… Filmde<br />
de her gittiği yerde bavulundan düşüncelerini,<br />
fikirlerini çıkarıyor ve yenilerini ekliyor.<br />
Sinemadan önce tiyatro çalışmaları<br />
gerçekleştirdiniz ve 2003’de Tiyatro Avesta’yı<br />
kurdunuz. Tiyatronuzda yeni sezonda hangi<br />
oyunlar sahnelenecek<br />
‘Araf’ yedi sezondur sahneleniyor, bu sezon<br />
da sahnede olacak. ‘Aktör’ ve ‘Kapan’ isimli<br />
oyunlarımız da yeni sezonda tiyatro severlerin<br />
karşısında olacak. Bunların dışında yeni oyun<br />
programı belirliyoruz. Tiyatronun yanı sıra yine<br />
bir uzun metraj film yapmayı planlıyoruz.<br />
Yeni film projesi demişken, ‘Asasız Musa’yla<br />
giriş yaptığınız Musa Anter’in hayatına<br />
bir gelişme ve sonuç yapmayı düşünüyor<br />
musunuz<br />
Aslında bunu düşünmemiştim iyi bir fikir<br />
verdiniz bana. (Gülüyor) Hatta bir üçleme<br />
yapılabilir. Anlatacak çok şey var.<br />
Musa Anter’in<br />
yazılarını mı şiirlerini mi<br />
daha çok seversiniz<br />
Aslına bakarsanız Musa<br />
Anter’in daha çok politik<br />
taşlamaları ilgimi çekiyor.<br />
Kullandığı dili sade ve<br />
yazılarını çok eğlenceli<br />
buluyorum. Hapishane<br />
hayatını bile mizahla<br />
birleştirip, hâkimleri<br />
İNTERNET<br />
GİŞESİ<br />
SİTEYE<br />
GIT<br />
Musa Anter<br />
yargıçları gülmekten kırıp<br />
geçiren yazarın yazdığı her<br />
cümleye hayranım.<br />
29 www.mybilet.com
SİNEMA<br />
Tuna Kiremitçi<br />
tuna.kiremitci@mybilet.com<br />
Seksin kasetle imtihanı<br />
‘Kaset İşi’ anlaşılır nedenlerle<br />
bir seks komedisi olarak<br />
sunuldu ama aslında bizim<br />
kuşağın teknoloji karşısında<br />
nasıl maymun olduğunu anlatıyor.<br />
Gördüğüm kadarıyla dünyada filme<br />
bu açıdan yaklaşan ilk kişiyim. Ne<br />
kadar gurur duysam az!<br />
Şaka bir yana, biz yaştakilerin<br />
Steve Jobs’un ürünlerine yaklaşımı<br />
oldukça ikircikli. Bir kısmımız “Ay<br />
ben teknolojiden hiç anlamam,<br />
çocuklar oynasın diye alıyoruz”<br />
makamında takılırken bazılarımız<br />
da birdenbire Steve Jobs kesildiler.<br />
Aslında onlar Commodore 64<br />
oynarken de öyleydiler, yaptıkları<br />
duayenliklerini ‘upgrade etmek’<br />
oldu.<br />
Ama Commodore 64’ten<br />
bugüne internet diye bir şey çıktı<br />
ve teknoloji denen şey kolay kolay<br />
duayeni olunamayacak kadar<br />
karmaşıklaştı. Ne kadar her şeye<br />
hakim olduğumuzu, yenilikleri<br />
yakından izlediğimizi iddia etsek de<br />
faka basıveriyoruz işte.<br />
31 www.mybilet.com
SİNEMA<br />
ANA FİKİR FİLMDE<br />
KARŞIMIZA YOUPORN<br />
YÖNETİCİSİ OLARAK<br />
ÇIKAN JACK BLACK’İN<br />
SÖZLERİNDE:<br />
“SEVİŞMELERİNİ FİLME<br />
ÇEKEN ÇİFTLER,<br />
GENELLİKLE NİYE<br />
SEVİŞTİKLERİNİ<br />
UNUTMUŞ<br />
OLANLARDIR.”<br />
O zaman verdiğimiz tepkiler de<br />
hangi kuşaktan olduğumuzu lamba<br />
gibi gösteriyor. ‘Kaset İşi’ filminde<br />
olduğu gibi.<br />
‘Kaset İşi’ hoş zaman<br />
geçirtebilir diyorum<br />
Annie ve Jay’in bir sıkıntısı var:<br />
Uzun yıllardır evli ve iki çocuklu<br />
olmaları. Bu da bir zamanların<br />
sekste sınır tanımayan çiftinin<br />
sevişemez olmasına yol açmış.<br />
Güzel... Evli ya da evlenmeyi<br />
düşünen her çiftin ilgisini çekecek<br />
bir konu işte.<br />
Günün birinde bu sorunlarını<br />
popüler bir fanteziyle aşmaya<br />
karar veriyorlar: Yani sevişmelerini<br />
‘kasete çekerek’ tahrik olmaya.<br />
Yeni aldıkları tabletin kamerasını<br />
kullanarak.<br />
Bu sayede son zamanların en iyi<br />
seksini yaşıyorlar ama felaket de<br />
kapıda: Jay’in şirket promosyonu<br />
olarak eşe-dosta hediye ettiği<br />
tabletler evdekine senkronize<br />
olunca görüntü kendisini<br />
kopyalayıp dağıtıyor ve kabus<br />
başlıyor. Çiftimizin sabaha kadar<br />
koşturup bütün tabletlerden ‘seks<br />
kasetlerini’ silmesi gerek.<br />
Film bir uzun metraj Apple<br />
reklamı gibi... Ama ne yalan<br />
söyleyeyim, Apple’ın yerinde olsam<br />
yapanları mahkemeye verirdim.<br />
Çünkü içinde bilgisayar-tabletcep<br />
telefonu senkronizasyonlarını<br />
zaten anlamakta zorlanan 40 yaş<br />
üstü tüketiciyi dehşete düşürecek<br />
sahneler var. Aslında başta<br />
bahsettiğim komedi de bundan<br />
doğuyor.<br />
“Teknoloji benden sorulur”<br />
havalarındaki çiftimiz hemen<br />
paniğe kapılıp sorunu gayet analog<br />
32 www.mybilet.com
SİNEMA<br />
yollardan çözmek istiyorlar:<br />
Görüntüleri uzaktan silmek<br />
mümkünken kapı kapı dolaşıp<br />
tabletleri toplamaya çalışıyorlar<br />
mesela. Ya da porno sitesi<br />
yöneticisine mail atmak varken<br />
şirketin merkezini basıp ana<br />
bilgisayarı parçalamaya kalkıyorlar.<br />
Son analog kuşağın dijital dünyayla<br />
imtihanı!<br />
Demek istediğim, aynı şey<br />
bugün 20 yaşında olan bir çiftin<br />
başına gelse bu panik muhtemelen<br />
doğmaz, her şey uzaktan halledilir,<br />
komedi de yaşanamazdı.<br />
Bizi idare ediyor hınzırlar<br />
Filmin bir başarısı varsa böyle<br />
muzır bir konudan neredeyse aile<br />
komedisi çıkarmasında herhalde.<br />
Hem de cüretkâr olmaktan<br />
imtina etmeden! Bu sadece<br />
FİLMİN BİR BAŞARISI<br />
VARSA BÖYLE MUZIR BİR<br />
KONUDAN NEREDEYSE<br />
AİLE KOMEDİSİ<br />
ÇIKARMASINDA<br />
HERHALDE. HEM DE<br />
CÜRETKÂR OLMAKTAN<br />
İMTİNA ETMEDEN!<br />
filmin cinsel komplekslerini<br />
çözmüş bir toplumda çekilmiş<br />
olmasıyla açıklanamaz. Doğallıkla<br />
açıklanabilir. Belki.<br />
Cameron Diaz ve Jason<br />
Segel nasıl derler, iyi bir kimya<br />
yakalamışlar ki zaten o kimya<br />
olmasaymış iki seksen çakılırmış<br />
film. Senaryonun ikna edici<br />
olmadığı yerlerde bile bizi idare<br />
ediyor hınzırlar.<br />
İşin ‘seks’ ve ‘kaset’ kısımlarından<br />
illa bahsetmek gerekiyor mu<br />
O zaman şöyle diyelim: Filmin<br />
bu konuyu seçmiş olmasının<br />
sebebi, muhtemelen dünyada aynı<br />
fanteziyi aklından geçirmemiş<br />
pek az çiftin olması. Ana fikir<br />
ise filmde karşımıza YouPorn<br />
yöneticisi olarak çıkan (nedense<br />
adı jeneriğe yazılmamış) Jack<br />
Black’in sözlerinde: “Sevişmelerini<br />
filme çeken çiftler, genellikle niye<br />
seviştiklerini unutmuş olanlardır.”<br />
Herhalde burada bir ‘kaset’ ve<br />
‘tape’ cenneti olan memleketimizin<br />
haline de değinmek gerek<br />
ama itiraf edeyim hiç içimden<br />
gelmiyor. Onun yerine bir<br />
yerlerde rastlarsanız ‘Kaset İşi’ hoş<br />
zaman geçirtebilir diyorum. Hele<br />
hâlâ ‘kaset’ sözcüğünü kullanan<br />
kuşaktansanız. Rob Lowe ya da<br />
Slayer size bir şey ifade ediyorsa!<br />
33 www.mybilet.com
MÜZİK<br />
Barış Akpolat<br />
baris.akpolat@mybilet.com<br />
Aretha mı<br />
Seve seve<br />
‘Diva’larımızı düşünün bir.<br />
Rahmetli Zeki Müren’in<br />
Birsen Tezer, Bülent<br />
Ersoy’un Yasemin<br />
Mori veya Müzeyyen<br />
Senar’ın Şebnem Ferah<br />
şarkılarını yorumladığını<br />
bir düşünelim. Ne büyük<br />
olay... Düet yapıldı ama bu<br />
isimler gençlerin şarkılarını<br />
yorumlamadılar hiç. Bir<br />
albümde de toplamadılar.<br />
Aretha Franklin, 21 Ekim'de<br />
bir albüm yayınlayacak.<br />
72 yaşındaki 'Diva' 26'lik<br />
Adele'in şarkısını ilk single<br />
olarak çıkarttı bile.<br />
35 www.mybilet.com
MÜZİK<br />
Bazı anlarda yaşanan bir şeyi o<br />
yılın en büyük olayı olduğunu<br />
hemen anlarsınız. Led<br />
Zeppelin, 2008'de Arif Mardin<br />
için tek seferliğine toplanıp bir<br />
konser vermişti. O günden sonra<br />
Zeppelin'i bir daha bir arada<br />
görmedik, ödül törenleri hariç.<br />
Bu hafta uzun uzun Aretha<br />
Franklin üzerine düşünüp eski<br />
şarkılarını hatırladım ve bol<br />
bol dinledim. Tekrar tekrar<br />
ne muhteşem sesi olduğunu<br />
düşünürken son bombasına her<br />
seferinde hayret ettim. Kendisi,<br />
Adele, Etta James, Alicia Keys<br />
gibi farklı dönemlerden pek çok<br />
farklı kadın şarkıcının şarkısını<br />
yeniden yorumladığı bir albüm<br />
yaptı. Şu anda bu albümden sadece<br />
Adele'den dinlediğimiz ve Adele'i<br />
Adele yapan şarkılardan 'Rolling In<br />
The Deep'i dinleyebildik ama bu<br />
bile yetti. 'Ders vermiş' diyemem<br />
çünkü sonuç ortada Adele 26,<br />
Aretha Franklin 72 yaşında. Ama<br />
Franklin inanılmaz yorumlamış<br />
şarkıyı. Geçen hafta David<br />
Letterman'ın programına konuk<br />
olduğunda da aynı şarkıyı söyledi<br />
ve ben videoyu korkarak açtım.<br />
Korktuğum gibi çıkmadı. Evet,<br />
sesi tabii ki eskisi gibi değil ve<br />
şarkının sonunda sesi ısındığı için<br />
daha iyi söylüyor ama Franklin'in<br />
yorumuna ufak bir kötü yorum<br />
yaparsam kendimi vurabilirim.<br />
Aretha Franklin, 'Rolling In<br />
The Deep'e bambaşka bir hava<br />
katmış. Bunda tabii ki Amerikan<br />
aksanı, nakarattaki Marvin Gaye<br />
ve Tammi Terrell'in mucizesi<br />
olan 'Ain't No Mountain High<br />
Enough' sentezlemesinin etkisi<br />
büyük. E tabii arkasında da sağlam<br />
bir gospel korosu olması da ayrı bir<br />
keyif veriyor şarkıya. 21 Ekim'de<br />
yayınlanacak albümde dinleme<br />
fırsatı bulacağımız ve fazlasıyla<br />
merak ettiğim şarkıların içinde<br />
Prince bestesi olan ve genellikle<br />
Sinead O'Connor'dan bildiğimiz<br />
'Nothing Compares To You',<br />
The Supremes'den "You Keep<br />
Me Hangin' On", Alicia Keys'den<br />
'No One', Chaka Khan'dan "I'm<br />
Every Woman" ve Etta James'den<br />
blues etkili 1960'lar klasiği 'At<br />
Last' bulunmakta. Onların dışında<br />
Dinah Washington, Barbra<br />
Streisand, Glady's Knight şarkıları<br />
bulunuyor. En merak ettiğimse<br />
Franklin'in Gloria Gaynor'dan<br />
yorumladığı 'I Will Survive'.<br />
Yazının başında da bahsettiğim<br />
o sonunu bildiğimiz hikayelerden<br />
biri bu. Aretha Franklin bence bu<br />
hareketle 2014 Grammy'lerinden<br />
en az birini kazanır. Çok<br />
kesin konuşmayı sevmem ama<br />
Grammy'lerin 'Ustaya Saygı'<br />
kuşağı yapmayı sevdiğini biliyorum<br />
PLAYLIST<br />
Aretha demişken klasik soul<br />
ve r'nb listesi yapmadan<br />
duramazdım<br />
1- Aretha Franklin - Respect<br />
2- Marvin Gaye - Ain't No<br />
Mountain High Enough<br />
3- Gil-Scott Heron - Grandma's<br />
Hands<br />
4- Curtis Mayfield - Superfly<br />
5- Sly & The Family Stone -<br />
Dance To The Music<br />
6- Bill Withers - Just The Two Of<br />
Us<br />
7- James Brown - Papa's Got A<br />
Brand New Bag<br />
8- Isaac Hayes - The Look Of<br />
Love<br />
9- Stevie Wonder - Superstition<br />
10- Bob & Earl - Harlem Shuffle<br />
36 www.mybilet.com
MÜZİK<br />
İNTERNET<br />
GİŞESİ<br />
SİTEYE<br />
GIT<br />
Film<br />
Müzikleri<br />
The Equilazer - Adalet/ Denzel Washington<br />
Geçen sayımızda bahsettiğim gibi<br />
artık burada filmlerdeki müzik<br />
kullanımı, soundtrack ve filmlerin<br />
içinde yakaladığım detaylardan<br />
bahsedeceğim. Sinema eleştirmeni<br />
değilim, hatta iyi bir film izleyicisi<br />
bile değilim o yüzden "Şu filme<br />
gitmeyin, bunun kurgusu çok<br />
kötü" filan gibi üstten üstten laflar<br />
edersem kafama patlamış mısır<br />
atabilirsiniz. Ancak filmin çok kötü<br />
olduğunu ben bile anlıyorsam onu<br />
da söylerim. Otorite değilim, kafam<br />
rahat.<br />
Bu hafta The Equilazer'i<br />
izledim. Aksiyon ve özellikle de<br />
ikinci sınıf olanlarını çok severim.<br />
ABD'deki gişe performansı ve<br />
Denzel Washington'u görünce<br />
The Equilazer'dan umudum<br />
artmıştı ama bu kadar da<br />
keyif alacağımı beklemezdim.<br />
Washington'un oyunculuğu<br />
müthiş. Filmde ağırlığını koyan<br />
bir şarkı yok ama müzikler bütünü<br />
var. Bununla birlikte filmde çok<br />
sağlam ve gerginliği iyi yansıtan<br />
ağır başlı bir beste var. Öyle<br />
birbirini tamamlayan şarkılar ki<br />
bunlar aksiyon sahneleri müthiş<br />
bağlanmış. Filmin müziklerine<br />
imza atan Justin Caine Burnett'in<br />
işçiliği muhteşem. Filmin karanlık<br />
yapısı ve ağır duruşuna çok uygun<br />
müzikleri dinlemeye doyamadım.<br />
Özellikle Washington'un oynadığı<br />
karakter McCall ile Rusların<br />
son karşılaşmasındaki müzikler<br />
gerginliği daha da arttırdı. Ve<br />
sadece bir yerde adamımız<br />
McCall'un 'Glady's Knight<br />
and The Pips' grubuna yaptığı<br />
gönderme ve funk dansı yüzümü<br />
güldürdü.<br />
37 www.mybilet.com
TİYATRO<br />
OYNADIĞIMIZ HER<br />
OYUNUN BİR DERDİ VAR<br />
Altı farklı oyunla 8 Ekim’de perdelerini açacak olan Tiyatro Hâl, yenilenen<br />
yüzüyle tiyatroseverlerin karşısında! Sezona hazırlanırken repertuarlarını<br />
gündemin ışığında belirlediklerine dikkat çeken Sanat Yönetmeni Iraz Yöntem<br />
“Görevimiz, dünyanın ve toplumun problemlerini kendi meşrebimizden seyirciye<br />
yansıtmak. Bu yüzden söylemek istediklerimizi içinde barındıran oyunlar<br />
sahnelemeyi tercih ediyoruz” diyor.<br />
Uluslararası İlişkiler<br />
Bölümü’nden mezun<br />
olduktan sonra oyunculuk<br />
eğitimi almaya<br />
karar vermişsiniz.<br />
Aile mesleğini<br />
benimsemeniz<br />
kaçınılmaz mıydı<br />
Ben konservatuar sınavına<br />
girmeden iki hafta önce ayağımı<br />
kırdım, hasbelkader üniversiteye<br />
girdim. Ege Üniversitesi’nde<br />
okurken üniversite<br />
bünyesinde ve Buca<br />
Belediyesi’nde<br />
tiyatro yapmaya<br />
devam ettim. Sonrasında iki<br />
sene İstanbul’da ‘Şahika Tekand<br />
Studio Oyuncuları’nda çalıştım.<br />
Kadir Has Üniversitesi İleri<br />
Oyunculuk Bölümü’nde yüksek<br />
lisans yaptım ve bu süreç içerisinde<br />
de çalışmaya hep devam ettim.<br />
Sanırım hayatımda verdiğim en<br />
Iraz Yöntem<br />
Begüm Yılmaz<br />
begum.yilmaz@mybilet.com<br />
39 www.mybilet.com
TİYATRO<br />
doğru kararlardan biri üniversiteyi<br />
bitirmek olmuş. Çok beslendim,<br />
çok faydasını görüyorum. Yazdığım<br />
‘Kırmızı’ isimli oyunu bu bölümü<br />
okumasaydım yazamazdım<br />
herhâlde... Bilgi öyle evrensel bir<br />
şey ki, edindiğiniz zaman nerede, ne<br />
şekilde ve ne zaman kullanacağınızı<br />
siz bile bilmiyorsunuz. ‘Kırmızı’<br />
bir adalet eleştirisi… Bu oyun için<br />
çok fazla hukuk hatmettim, Türk<br />
Ceza Kanununu, Terörle Mücadele<br />
Kanununu ve Anayasa’yı çok<br />
irdeledim. İyi ki de biliyordum.<br />
Çünkü bunlar bambaşka bir jargon.<br />
Aksi halde okurken alışmam,<br />
öğrenmem zaman alırdı. Burada<br />
yöneticilik yaparken de yine<br />
faydalanıyorum.<br />
Tiyatro Hâl ekibine ne zaman<br />
ve nasıl dâhil oldunuz<br />
Geçen sezonun başında birlikte<br />
güzel işlere imza atmak üzere bu<br />
ekibin bir parçası oldum. Yumuşak<br />
bir geçiş süreciydi, beni çok sıcak<br />
karşıladılar. Bugüne kadar farklı<br />
tiyatrolarla çok sık çalıştığım ve<br />
hepimiz arkadaş olduğumuz için en<br />
sonunda kendimi burada bulmak<br />
istedim. Bu kararımdan da çok<br />
memnunum.<br />
Yeni sezonda seyirciyi nasıl bir<br />
oyun seçkisi bekliyor<br />
Öncelikle geçen sezondan<br />
devam eden bazı oyunlarımız var.<br />
Mesela ‘Kırmızı’ geçen senenin<br />
sonunda çıkan oyunlarımızdan<br />
biriydi. Bu yüzden yeni sezonda<br />
da yer almaya devam edecek.<br />
‘Soytarılar’ ve ‘Canavar Cafer’ de<br />
aynı şekilde, fakat bu kez sınırlı<br />
sayıda sahneleyeceğiz. Çünkü<br />
gerçekleştirmek istediğimiz<br />
pek çok farklı proje var. Yine<br />
geçtiğimiz sezon oldukça beğenilen<br />
‘Örümcek Kadının Öpücüğü’ de<br />
devam edecek, ancak henüz Ekim<br />
takvimimizde yer almıyor. ‘Kırık<br />
Merdiven’ isimli oyunumuza ise<br />
yenilenen yüzümüzle bu sezon<br />
jübile yapmak istedik, o yüzden<br />
oyunumuz son kez 9 Ekim<br />
Perşembe günü tiyatroseverlerle<br />
buluşacak. Sezonun ikinci<br />
yarısında ise yepyeni bir projeyle<br />
seyircilerimizin karşısına çıkmayı<br />
planlıyoruz.<br />
Söylemek istediklerimiz var<br />
‘Soytarılar’ ve ‘Canavar Cafer’in<br />
TİYATRO HÂL’DE KAMPANYA VAR!<br />
Tiyatro Hâl gişelerinden temin<br />
edebileceğiniz Hâl a Kart, sezon<br />
boyu tiyatroseverlere %50<br />
indirim sağlıyor. Kartın ücreti 125<br />
TL, ancak iki adet almaya karar<br />
verdiğinizde ikincisi 100TL’ye geliyor.<br />
Öğrencilerin faydalanabildiği Askıda<br />
Bilet kampanyasında, seyirciler<br />
tiyatroya geldiğinde iki bilet alıyor<br />
ve birini askıya asıyor. Böylelikle<br />
Tiyatro Hâl ekibi de önceden<br />
rezervasyon yaptırmaları kaydıyla<br />
öğrencilerin yerlerini ayırarak<br />
onların ücretsiz oyun izlemelerini<br />
sağlıyor. Sandalye’de ise sezonluk<br />
500 TL ücret karşılığında bütün<br />
oyunları ücretsiz izleyebiliyor,<br />
gerçekleştirilen tüm etkinliklerden<br />
haberdar olabiliyorsunuz. Üstelik<br />
sandalyelerinizin üzerinde isminiz<br />
yazıyor. Son uygulama Beşi Bir<br />
Yerde’de ise oyunlar için bilet<br />
aldığınız zaman gişede size bir kart<br />
veriliyor ve her izlediğiniz oyun için<br />
kutulardaki halkalara birer tik atılıyor.<br />
Beş sayısını elde ettiğinizde altıncı<br />
oyun Tiyatro Hâl tarafından size<br />
hediye ediliyor.<br />
başarısının sırrı nedir<br />
‘Canavar Cafer’, basın dünyasının<br />
yandaşlığını ve muhalifliğini<br />
irdeleyen bir oyun ve bu temsillerin<br />
çıkışında zamanlamalar oldukça<br />
manidar oldu. Hâlbuki böyle bir<br />
şeyi hiç tasarlamamıştık. Aslında ne<br />
acıdır ki, metin 1960’ta yazılmasına<br />
rağmen hâlâ güncelliğini koruyor.<br />
Biz bu oyunu vodvil yerine<br />
biraz daha kara komedi olarak<br />
sahnelemeyi tercih ettik. Seyirciyle<br />
de çok güzel buluştu. Sayın Refik<br />
40 www.mybilet.com
TİYATRO<br />
Erduran’ın desteğiyle oyunun içine<br />
güncel enstrümanlar ekledik ve<br />
bu da seyircinin çok ilgisini çekti.<br />
‘Soytarılar’ ise bir sistem eleştirisi.<br />
İnsanları hem güldüren, hem<br />
düşündüren hem de canını yakan<br />
bir oyun. Bizim yaptığımız her<br />
oyunun bir derdi var aslında. Bir<br />
‘SABIR TAŞI’ YENİ SEZONDA<br />
TİYATRO HÂL’DE!<br />
Atiq Rahimi’nin aynı adlı ödüllü<br />
romanından uyarlanan ‘Sabır Taşı’,<br />
24 Ekim Cuma günü prömiyerini<br />
yapacak. Romanın uyarlamasını<br />
Iraz Yöntem, yönetmenliğini ise<br />
Güney Zeki Göker üstleniyor. Oyun,<br />
Ortadoğu’da ya da aslında dünyanın<br />
neresinde olursa olsun Müslüman<br />
ülkede yaşayan bir kadının kendisiyle<br />
ve hayatla olan yüzleşmesini<br />
anlatıyor. Ve bunu bildiği tek şey<br />
olan kendi bedeni üzerinden yapıyor.<br />
Hepimizi yakından ilgilendiren<br />
bu güncel oyun, 24-25 ve 31 Ekim<br />
tarihlerinde saat 20.30’da Tiyatro<br />
Hâl’de. Tam bilet 30.00 TL, indirimli<br />
20.00 TL’dir.<br />
İNTERNET<br />
GİŞESİ<br />
SİTEYE<br />
GIT<br />
şekilde suya sabuna dokunuyoruz.<br />
Çünkü söylemek istediklerimiz<br />
var. Fakat bunu da belli bir yerden<br />
ve sadece belli bir hedef kitle<br />
seçerek yapmak istemiyoruz. Biz<br />
herkese ulaşmak istiyoruz. Çünkü<br />
Tiyatro Hâl’in temel meselesi<br />
‘insan’… Dolayısıyla herkesin<br />
sorunlarını irdeliyoruz ve her oyun<br />
kendi derdini kendi meşrebinden<br />
anlatıyor. Metnin ihtiyacı olan<br />
nasıl bir reji, nasıl bir oyunculuksa<br />
onun üstüne eğiliyoruz. Bu yüzden<br />
de seyircilerimize geniş bir oyun<br />
yelpazesi sunabiliyoruz.<br />
Tiyatronuz bünyesinde<br />
çıkarttığınız ‘Gazete Müstehak’<br />
nasıl bir anlayışla doğdu<br />
Müstehak’ın hikâyesi biraz<br />
enteresan… Biz onu aslında<br />
‘Canavar Cafer’in oyun broşürü<br />
olarak tasarlamıştık. Çünkü<br />
oyun bir gazetede geçiyordu.<br />
Sonra baktık ki, biz bir gazete<br />
çıkarabiliyoruz. Bunu daha da<br />
genişletelim dedik. Bünyemizdeki<br />
oyuncularla ve üstadlarla<br />
gerçekleştirdiğimiz röportajlara,<br />
‘Canavar Cafer’de geçen köşe<br />
yazılarına ve bulmacalara yer<br />
verdik. Şimdiyse bu oluşumu<br />
‘gazetemüstehak.com’ isimli<br />
bir internet portalına taşıyoruz.<br />
Okurlarımıza artık içinde<br />
gazeteciler, yazarlar, oyuncular<br />
ve seyircilerin de yazabileceği<br />
interaktif bir ortam sunacağız.<br />
Seyircilerimizin oyunlar hakkındaki<br />
görüşlerini çok merak ediyoruz,<br />
onlar da yazma konusunda oldukça<br />
hevesliler. İlk başta sadece tiyatro<br />
üzerine konuşacağız, sonrasında ise<br />
hedefimiz bir kültür sanat portalına<br />
dönüşmek… Hatta Ece Saruhan,<br />
Özlem Özdemir, Beyti Engin ve<br />
Barış Atay gibi isimler de Gazete<br />
Müstehak’ta yazacaklar.<br />
Şimdiye kadar nasıl geri<br />
dönüşler aldınız<br />
Çok güzel tepkiler alıyoruz.<br />
Özellikle internet portalına<br />
geçişimizi canı gönülden<br />
destekliyorlar. Pek çok kişi aramıza<br />
katılmak istediğini dile getiriyor,<br />
çünkü şahane bir öğrenme<br />
süreci var burada. Basında yer<br />
41 www.mybilet.com
TİYATRO<br />
bulamadığınız için de, şartlar<br />
sizi kendi basınınızı yaratmaya<br />
zorluyor. Bir keresinde insanların<br />
tepkilerini ölçmek için Müstehak’ı<br />
metroda dağıtmaya çalıştık.<br />
Kimileri merakla karşılarken,<br />
kimileri hiç ilgilenmedi.<br />
Toplu taşıma araçlarında açıp<br />
okuduğumuzda, meraklı gözleri<br />
hemen fark ediyorduk ve inerken<br />
gazeteyi bırakıyorduk. İndikten<br />
sonra bir de bakıyorduk ki,<br />
eller hemen kalan gazeteye<br />
uzanmış, inceliyor. Biz de hemen<br />
fotoğraflarını çekiyorduk.<br />
Oyuncu kadronuzu ağırlıklı<br />
olarak genç bir ekip mi<br />
oluşturuyor<br />
Evet, ama sahneleyeceğimiz<br />
oyunun cast’ı neyi gerektiriyorsa<br />
ekibimizi o ihtiyaç doğrultusunda<br />
şekillendirebiliyoruz. Bizim bir<br />
oyuncu havuzumuz var. Burada<br />
düzenli olarak bizimle çalışan<br />
oyuncularımız ve dışarıdan bize<br />
destek olan arkadaşlarımız var.<br />
Aslında burası kocaman bir aile,<br />
kimse misafir değil. Biz doğru bir<br />
kadro oluşturabilmek için çok özen<br />
gösteriyoruz ve sanırım bu konuda<br />
da fena sayılmayız.<br />
Sezona hazırlanırken<br />
repertuarınızda yer alacak<br />
oyunları hangi kriterler<br />
doğrultusunda belirliyorsunuz<br />
Biz her şeyden önce gündemle<br />
çok ilgiliyiz. Bu yüzden de<br />
gündeme dair söylemek<br />
istediklerimizi içinde barındıran<br />
oyunlar sahnelemeyi tercih<br />
ediyoruz. Çünkü tiyatrocular<br />
olarak bizim görevimiz, dünyanın<br />
ve toplumun problemlerini<br />
kendi meşrebimizden seyirciye<br />
yansıtmak… Hep beraber oyunları<br />
okuyoruz, tartışıyoruz. “Hangisinin<br />
içimizi tırmalayan bir tarafı var”<br />
,“Ne demek istiyor”, “O günün<br />
koşulları neyi gerektiriyor”, “İronik<br />
mi olmalıyız yoksa konjonktüre<br />
göre daha sert cümleler kurabilir<br />
miyiz” vb. konulara odaklanıyoruz.<br />
Kısacası hayatın içindeki bütün<br />
duygulara oyunlarımızda yer<br />
vermeye çalışıyoruz.<br />
Tiyatro Hâl’in temel meselesi<br />
‘insan’<br />
Tiyatro Hâl, kendi bünyesinde<br />
konuk ekiplere ev sahipliği<br />
yaparak seyirciye repertuar<br />
zenginliği de sunuyor. Bağımsız<br />
tiyatrolarla aranızda nasıl bir<br />
etkileşim oluyor<br />
Tiyatro Hâl’in temel meselesi<br />
insan olduğu için bu tarz bir<br />
paylaşımdan keyif duyuyoruz.<br />
Konuk ekipler burada kendilerini<br />
çok rahat hissediyorlar ve burayı<br />
42 www.mybilet.com
TİYATRO<br />
çok samimi bulduklarını ifade<br />
ediyorlar. Bu da bizim için<br />
mutluluk verici. Öte yandan<br />
sirkülasyonu yüksek bir seyirci<br />
profiliyle karşılaşıyoruz ve bu<br />
tam da bizim istediğimiz şey…<br />
Burası bir oyun alanı ve ne<br />
şanslıyız ki istediğimiz temsilleri<br />
sahneleyebileceğimiz alanlarımız<br />
var. Özellikle Devlet Tiyatroları’nın<br />
sahneleri kapatılırken, diğer<br />
ödenekli kurumların sahneleri<br />
dönüştürülürken, elimizdeki<br />
imkânlar imha edilirken bizim gibi<br />
oyun alanlarının var olması çok<br />
önemli. Çünkü sonunda dönüp<br />
dolaşıp, geleceğimiz yerler bir<br />
bodrum katı, bir apartman dairesi<br />
ya da garaj olabiliyor. Hâlbuki biz<br />
AKM’de, Taksim Sahnesi’nde,<br />
kocaman kültür merkezlerinin<br />
içindeki tiyatro sahnelerinde<br />
olmalıyız. Fakat ne yazık ki bunlar<br />
gerçekleşemiyor. Bu yüzden<br />
elimizde olan imkânlara hep<br />
beraber sahip çıkmamız gerekiyor.<br />
Alternatif tiyatro mekânlarının<br />
çoğu maalesef devlet desteği<br />
alamıyor. Sizin özel ya da<br />
kurumsal sponsorluklarınız var<br />
mı<br />
Evet, bu sene iki sponsorumuz<br />
var. Keten İnşaat ve Üçge<br />
Ekipmanları’na çok teşekkür<br />
ediyoruz. Kültür -sanata ve Tiyatro<br />
Hâl’e büyük destekleri oldu.<br />
Tüm dünyada özel, alternatif ya<br />
da bağımsız tiyatrolar destekçiler<br />
vasıtasıyla ayakta kalırlar. Biz sanat<br />
etkinlikleri adı altında bir hizmet<br />
sunuyoruz ve bütün faturalarının<br />
iş yeri üzerinden tertip edildiği,<br />
vergisini ödeyen bir kurumu<br />
finanse etmek takdir edersiniz<br />
ki, pek kolay değil. Bu yüzden<br />
seyircilerimize daha iyi oyunlar<br />
sunabilmek ve etkileşimimizi<br />
Iraz Yöntem<br />
arttırmak adına sponsorluklarımızın<br />
daha da artmasını umut ediyoruz.<br />
Türkiye’de alternatif<br />
mekânlarda tiyatro yapmanın<br />
kolaylıkları ve zorlukları<br />
nelerdir<br />
Alternatif sahneler bizim<br />
bildiğimiz şekliyle Türkiye’de çok<br />
yeni bir kavrammış gibi algılanıyor,<br />
fakat Şahika Tekand bu konunun<br />
öncülerinden biridir. Kurmuş<br />
olduğu ‘Studio Oyuncuları’ tiyatro<br />
topluluğu bu sene 25’inci yaşını<br />
doldurdu ve hâlâ aynı yerde, küçük<br />
bir bodrum katında oyunlarını<br />
sahnelemeye devam ediyor.<br />
Aslında tiyatro dediğimiz şey, oyun<br />
oynamak ve ihtiyaç duyduğumuz<br />
en temel şey de seyirci… Sahne,<br />
dekor, kostüm, ışık bunların hepsi<br />
43 www.mybilet.com
TİYATRO<br />
Begüm Yılmaz, altı farklı oyunla 8 Ekim’de perdelerini açacak olan Tiyatro<br />
Hâl’in Sanat Yönetmeni Iraz Yöntem’e yeni dönem hazırlıklarını sordu.<br />
çok efektif süsler... Bana göre bu<br />
kuşakta alternatif mekânlarda sahne<br />
alan grupların en büyük şansları,<br />
birbirlerini tanıyor olmaları. Bu<br />
yüzden daha kolektif çalışabiliyor,<br />
birbirimizden daha sık haberdar<br />
olabiliyor ve paslaşarak doğruyu<br />
bulabiliyoruz.<br />
Sizce bu akımın ülkemizde<br />
gelişebilmesi için Oyuncular<br />
Sendikası, mesleki kuruluş<br />
birlikleri gibi çeşitli örgütler<br />
farkındalık yaratabilir mi<br />
Ben Oyuncular Sendikası’nın<br />
yeni Yönetim Kurulu Üyeleri’nden<br />
biriyim. Sendika bugüne kadar<br />
kısa sürede pek çok başarılı işe<br />
imza attı. Şimdiyse bayrağı biz<br />
devraldık ve umuyoruz ki daha<br />
da ileriye taşıyacağız. Demokratik<br />
bir seçim süreci geçirdik.<br />
Aldığımız kararlar doğrultusunda<br />
ben özellikle alternatif tiyatro<br />
mekânları ve bağımsız tiyatro<br />
toplulukları üzerine çalışıyorum.<br />
Sercan Gidişoğlu, dublaj ve<br />
seslendirmeyle ilgili sorunlara dair<br />
kendi grubuyla çalışıyor. Ceyda<br />
Düvenci çocuk oyuncularla ilgili,<br />
Genel Sekreterimiz Tilbe Saran ise<br />
iş güvenliği, bizim deyimimizle can<br />
güvenliği konusunda çalışmalarını<br />
yürütüyor. Yeni Başkanımız<br />
Meltem Cumbul. Özgür Çevik,<br />
telif haklarıyla ilgili, Candaş<br />
Baş ise dansçıların daha verimli<br />
çalışabilmesi için çeşitli girişimlerde<br />
bulunuyor. Kısacası artık hepimiz<br />
temsil ediliyoruz ve her grubun<br />
en çok neye ihtiyacı varsa oradan<br />
ilerliyoruz.<br />
Babanız, Selçuk Yöntem’in<br />
Türk Sinema ve Tiyatrosu’ndaki<br />
yerini bir de sizden dinleyebilir<br />
miyiz<br />
Ben aslında bir memur<br />
çocuğuyum. Annem emekli Devlet<br />
Opera ve Balesi sanatçısı, babam da<br />
emekli Devlet Tiyatrosu sanatçısı…<br />
Bu yüzden bütün hayatım sahne<br />
ve kulislerde geçti. Babam o<br />
zamanlar bu kadar popüler değildi.<br />
Televizyon yoktu. Ama sokakta<br />
gezerken insanlar babamı tanır<br />
“Selçuk Bey, dün akşam sizi izledik.<br />
Oyununuz çok güzeldi” derlerdi.<br />
Dolayısıyla benim çocukken de<br />
44 www.mybilet.com
TİYATRO<br />
tanık olduğum şey; orada bir oyun<br />
oynanıyor, sahnedekiler zevkle<br />
oynuyor ve izleyiciler bu durumdan<br />
oldukça keyif alıyor… Ben annem<br />
ve babamdan çok şey öğrendim,<br />
öğrenmeye de devam ediyorum.<br />
“Nerden, ne kapabilirim”<br />
gözüyle bakmak çok zor, ama tüm<br />
içtenliğimle ve tarafsız olarak şunu<br />
söyleyebilirim ki, Selçuk Yöntem<br />
çok iyi bir oyuncu ve çok iyi bir<br />
insan. Sezgileriyle hareket eden,<br />
bu konuda hiç yanılmayan ve bana<br />
hep önderlik eden biri. Öğrenmek,<br />
merak etmek gibi sadece gençlere<br />
atfedilen özelliklerin hepsini hâlâ<br />
taşıyan ve bu anlamda sürekli<br />
ileriye doğru giden örnek bir<br />
oyuncu… Aynı zamanda kafası<br />
bambaşka çalışan bir yönetmen,<br />
ama oynamayı daha çok seven<br />
bir çocuk olduğu için daha<br />
çok oynamayı isteyen… Bence<br />
Türk Sinema ve Tiyatrosu’nda<br />
değerlendirilmesi çok keyifli olan<br />
bir oyuncu… Çünkü plastiği<br />
çok kuvvetli, bambaşka rollere<br />
bürünebiliyor. Ve hepsinden sonra<br />
“Nasıl, sence oldu mu” diye de<br />
hâlâ soran meraklı küçük bir çocuk<br />
gibi… Annem (Cihan Yöntem) de<br />
aynı şekilde benim için inanılmaz<br />
bir örnek. Dans etmeyi erken<br />
yaşta bırakıp, koreografi yapmaya<br />
başladı. Çok uzun zamandır da<br />
tiyatrolarla birlikte çalışıyor.<br />
Hatta ‘Kırmızı’da onunla birlikte<br />
hareket ve beden kontrolü üzerine<br />
çalıştık. Onun da inanılmaz bir<br />
dramaturji yeteneği vardır. Çalıştığı<br />
yönetmenle ilişkisi öyle bir yere<br />
gelir ki, sanki yönetmen yardımcısı<br />
ya da oyunun dramaturgudur. O<br />
şekilde aydınlatır sizi. Annem ve<br />
babam olmaları dışında onlardan<br />
hocam olarak da faydalanabildiğim<br />
için çok şanslı olduğumu<br />
düşünüyorum.<br />
Gelecekte hayalini kurduğunuz,<br />
imza atmak istediğiniz projeler<br />
neler<br />
En büyük hayalim, müstakil<br />
bir tiyatro binası ve bunun<br />
içinde tiyatro yapıyor olmak...<br />
Ayrıca Tiyatro Hâl’in de 30’uncu<br />
yaşını kutlamayı, bulunduğu<br />
durumdan çok daha ileride olduğu,<br />
bütün çalışanlarını ve seyircisini<br />
memnun edebildiği günleri<br />
görmek istiyorum. Bu benim için<br />
bir hayal değil, bir arzu aslında.<br />
Bunun içinde elimden ne geliyorsa<br />
yapacağım. Çünkü biz burada çok<br />
şahane bir ekip olarak çalışıyoruz ve<br />
bunu başaracağımıza inanıyoruz.<br />
45 www.mybilet.com
MAGAZİN<br />
Kırmızı Gözlüklü Kız<br />
begum.yilmaz@mybilet.com<br />
FEMİNİZM EŞİTLİK İNANCIDIR DAHA FAZLASI DEĞİL<br />
BM Kadınlar örgütünün iyi niyet elçisi seçilen<br />
Emma Watson, kadın erkek eşitliği için başlatılan<br />
#heforshe kampanyası etkinliğinde konuşma yaptı. Bu<br />
kampanyaya özellikle erkekleri davet eden Watson,<br />
feminizmin yanlış anlaşıldığını aktardı ve “Feminizm<br />
tanımı gereği; kadın ve erkeğin eşit hak ve fırsatlara sahip<br />
olduğu inancıdır. Bu düşünce siyasal, ekonomik ve<br />
toplumsal eşitliği içeriyor. Erkeklerden nefret etmek<br />
anlamına gelmiyor” dedi. Emma Watson’ın konuşması<br />
için: http://www.youtube.com/<br />
watchv=cYIugUh6TzY&feature=youtu.be<br />
JENNIFER’A ONAY VERMEDİ<br />
Zor günler geçiren Jennifer Lawrence’a yeni sevgilisi Chris Martin’den tam<br />
destek geldi! Geçtiğimiz ay iCloud hesabı hacklenen ve özel görüntüleri<br />
internete sızdırılan güzel yıldız, Martin ile her şeyden uzaklaşabileceği tatil<br />
planları yapıyor. Hatta bazı kaynaklara göre Lawrence’ın, Martin’in ayrıldığı eşi<br />
Gywneth Paltrow’dan manevi destek gördüğü yönünde söylentiler dolaşıyor…<br />
Ancak Paltrow İngiliz müzisyenin, çocukları Apple ve Moses’ı Lawrence ile<br />
tanıştırma fikrine pek sıcak bakmıyor. Verdiği röportajlarda bu kararın yersiz<br />
olduğuna dikkat çeken güzel yıldız “Chris’in böylesine önemli bir adım atarken<br />
ilişkisinin boyutlarını sorgulaması gerekir” diyor.<br />
47 www.mybilet.com
MAGAZİN<br />
‘BOND KIZI’ İÇİN REKABET BÜYÜYOR<br />
Ekim 2015’te vizyona girmesi<br />
planlanan ‘Bond 24’ için ‘Bond<br />
kızı’ arayışları tam gaz devam ediyor! Son<br />
‘James Bond’ Daniel Craig, verdiği<br />
röportajlarda Bond kızı olarak Rihanna’yı<br />
görmek istediğini, çünkü hem çok güzel<br />
hem de tehlikeli bir yanı olduğunu dile<br />
getirmişti. Sunday Mirror gazetesinin<br />
haberine göre, yapımcıların teklifine<br />
oldukça sıcak bakan güzel şarkıcı, filmde<br />
oynamak için can atıyormuş. Ancak son<br />
zamanlarda ‘Anna Karenina’ filmindeki<br />
başarılı performansıyla dikkat çeken<br />
İngiliz model Cara Delevingne de<br />
geçtiğimiz hafta role talip olduğunu<br />
açıkladı. Her yerde Bond kızı olma<br />
isteğini dile getiren ünlü model, şu sıralar<br />
yapımcıların radarında…<br />
ÇOCUKLARIM OYUNCU OLMASIN<br />
Glamour Dergisi’ne konuşan Keira Knightley, olgunlaşma<br />
sürecine girdiğini ve 30 yaşın kendisine neler getireceğini<br />
değerlendirdi. Oyuncu bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen 29<br />
yaşındaki güzel yıldız “Rol model olarak anne-babamı<br />
benimsediğim ve sahnelerde büyüdüğüm için oyuncu olmaktan<br />
başka bir seçeneğim yoktu. Fakat ben çocuklarıma doktor, avukat<br />
ya da insanlığa yararlı başka meslekler edinmelerini öğütleyeceğim.<br />
Aktör olmalarını kesinlikle istemiyorum” dedi.<br />
DÜNYADAKİ AÇLIĞI DURDURUN!<br />
Ünlü moda tasarımcısı Michael<br />
Kors’un dünyadaki açlığı<br />
durdurmak için verdiği savaşa Victoria’s<br />
Secret modelleri de katıldı! ‘Dünya<br />
Gıda Programı’ (World Food Program)<br />
ile ortaklaşa başlattıkları kampanya<br />
doğrultusunda bir yıl boyunca açlık<br />
sorunu çeken çocuklara 5 milyon öğün<br />
dağıtan Kors, sonbahar kampanyası için<br />
bu kez100 adet sınırlı sayıda üretilmiş<br />
saat koleksiyonunu beğeniye sunacak.<br />
Kampanyaya destek olmak isteyen ünlü<br />
modeller Chrissy Teigen, Lily Aldridge<br />
ve Candice Swanepoel de Kors’un<br />
tasarladığı ‘Dünyada açlığı durdurun’<br />
yazılı tişörtlerle podyumda boy<br />
gösterecek.<br />
48 www.mybilet.com
KÜLTÜR - SANAT<br />
100 YILDA YEŞİLÇAM<br />
İstanbul Modern, Türk sinemasının<br />
100’üncü yıldönümüne dair özel bir<br />
seçki sunuyor. Sinemanın seyirciyle<br />
buluşma anlarına ve bu buluşmanın<br />
yarattığı büyülü dünyalara yer<br />
veren ‘Yüzyıllık Aşk’ isimli sergi,<br />
oluşumundan bugüne seyircinin<br />
bakışından Türkiye'de sinema<br />
olgusunu değerlendirmeyi amaçlıyor.<br />
25 Eylül’de kapılarını açan sergi, 4<br />
Ocak’a kadar ziyaretçilerini bekliyor.<br />
İNTERNET<br />
GİŞESİ<br />
SİTEYE<br />
GIT<br />
CAN ÇAKMUR<br />
PİYANO<br />
RESİTALİ<br />
Beş yaşında piyano<br />
ile müzik hayatına<br />
adım atan Can<br />
Çakmur, Ankara’nın<br />
sanat ve konser<br />
evi Mozarthaus<br />
sahnesinde! Bugüne<br />
kadar uluslararası<br />
birçok yarışmadan<br />
ödülle dönen 16<br />
yaşındaki genç yetenek,<br />
15 Ekim Çarşamba<br />
günü sahne alıyor.<br />
Piyano resitalinin<br />
başlama saati 20.00.<br />
50 www.mybilet.com
INTERNATIONAL FEDERATION OF<br />
ORGANIC AGRICULTURE MOVEMENT<br />
w w w. ORGANIC-<br />
Market.<br />
Info<br />
KÜLTÜR - SANAT<br />
İNTERNET<br />
GİŞESİ<br />
SİTEYE<br />
GIT<br />
ORGANİK TARIMI YAŞATMAK İÇİN<br />
Üç yılda bir farklı bir ülkede düzenlenen Dünya Organik Kongresi, Buğday<br />
Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği ev sahipliğinde bu kez İstanbul’da!<br />
18’inci Uluslararası Organik Tarım Hareketleri Federasyonu (IFOAM) Dünya<br />
Organik Kongresi, ‘Organik Köprüler Kurmak’ temasıyla yola çıkıyor. Dünyaca<br />
ünlü biyolog ve ekosistem düşünürü Allan Savory’in de konuşmacı olarak<br />
katılacağı etkinlik, 13-15 Ekim 2014 tarihlerinde İstanbul Kongre Merkezi’nde.<br />
Bilgi için: www.owc2014.org/lang=tr<br />
İKİ KARDEŞİN SIRRI<br />
Joseph Kesselring’in yazdığı ‘Ahududu’,<br />
Fazla Mesai Tiyatro Grubu tarafından<br />
sahneleniyor. Oyun, çevresindeki herkese<br />
iyilik yapmakla tanınan iki yaşlı kız<br />
kardeş Müşfike ve Mürşide’nin, kimsenin<br />
bilmediği kutsal<br />
görevlerinin ortaya<br />
çıkışını mizahi bir dille<br />
anlatıyor. İsmail Can<br />
Törtop’un yönettiği<br />
Ahududu, 14 Ekim<br />
Salı günü Barış Manço<br />
Kültür Merkezi<br />
sahnesinde sizleri<br />
bekliyor. Oyunun<br />
başlama saati 20.30.<br />
İNTERNET<br />
GİŞESİ<br />
SİTEYE<br />
GIT<br />
İNTERNET<br />
GİŞESİ<br />
SİTEYE<br />
GIT<br />
GERİ DÖNÜŞÜM<br />
KONUSUNDA BİR<br />
MÜZİKAL<br />
‘<br />
Ben Çöp Değilim’ müzikali,<br />
kuklalar, canlı orkestralar, danslar<br />
ve şarkılar eşliğinde çocuklara geri<br />
dönüşüm konusunda düşünme ve<br />
üretmeyi aşılıyor. Kutu kola, pet<br />
şişe, plastik poşet ve gazete… Her<br />
gün görmeye alıştığımız bu çöpler<br />
bir daha yerlere asla atılmayacaklar.<br />
Her birinin birbirinden güzel<br />
eşyalara dönüşümünü hayretle<br />
izleyeceksiniz. Tiyatro Alkış<br />
tarafından sahnelenen oyun, 11<br />
Ekim Cumartesi günü saat 14.00’te<br />
Kozyatağı Kültür Merkezi’nde!<br />
51 www.mybilet.com
KÜLTÜR - SANAT<br />
İNTERNET<br />
GİŞESİ<br />
SİTEYE<br />
GIT<br />
NEFES KESİCİ BİR<br />
SİHİRBAZLIK GÖSTERİSİ<br />
The Alchemy Project, 20’den fazla ülkede<br />
kapalı gişe oynayan ‘The Illusionists-<br />
Witness the Impossible’ (İmkânsıza Tanık<br />
Olun) gösterisini sunar. Gerçeğe meydan<br />
okuyan dünyanın en iyi yedi sihirbazı<br />
İstanbul’da! Uluslararası şöhrete sahip<br />
illüzyonistler Dan Sperry, Jinger Leigh,<br />
Andrew Basso, Mark Kalin, Kevin James,<br />
Philip Escoffey ve Jeff Hobson’un akıllara<br />
durgunluk veren gösterisine geri sayım başladı.<br />
Yedi sihirbaz, optik illüzyon şovlarının yanı<br />
sıra, insanı koltuğa kilitleyen Rus Ruleti,<br />
ağızları açık bırakan uçma gösterileri, şaşırtıcı<br />
akıl okuma ve ortadan kaybolma oyunlarıyla<br />
büyülü bir şova imza atacak. 13 Kasım’dan<br />
itibaren Zorlu Center Performans Sanatları<br />
Merkezi'nde sahne alacak illüzyonistler, sizi<br />
imkânsıza tanık olmaya davet ediyor. Bu eşsiz<br />
gösteri 13- 14 Kasım’da saat 22.00’de, 15- 16<br />
Kasım’da ise saat 16.00- 19.00 ve 22.00’de<br />
gerçekleştirilecek.<br />
52 www.mybilet.com
VİZYONDAKİLER<br />
3 EKİM<br />
WINX CLUB:<br />
OKYANUSUN GİZEMİ<br />
(WINX CLUB: IL MISTERO DEGLI<br />
ABISSI)<br />
Trix, Politea ve Tritannus<br />
ile ‘Karanlık Büyü Takımı’<br />
tamamlandı. Neredeyse<br />
yenilmezler… Ama bunların hiçbiri,<br />
Winx’in gücüyle kıyaslanamaz.<br />
Sevginin gücü Bloom, ‘Sihirli İnci’yi<br />
düşmanlarından önce bulmak ve<br />
Trix’in okyanusta hapsettiği prens<br />
Sky’ı kurtarmak için, şimdi daha<br />
azimlidir. Winx’in kaybedecek<br />
zamanı yoktur. Çok geç olmadan<br />
düşmanlarını durdurması gerekir.<br />
Türü: Çizgi Film<br />
Süre: 84 dakika<br />
Yönetmen: Iginio Straffi<br />
Seslendirenler: Figen Sümeli,<br />
Buket İrtem Görmüş, Elif<br />
Acehan<br />
DRACULA: BAŞLANGIÇ (DRACULA UNTOLD)<br />
Gerçek bir efsane olan ‘Vlad the Impaler’ın hikâyesine odaklanan<br />
‘Dracula: Başlangıç’, vampir mitolojisinin köklerine iniyor. Dracula’ya<br />
dönüşen adamın ailesini ve halkını korumak için nasıl bir dönüşüm<br />
geçirdiğini gözler önüne seren film, onun hiç değinilmeyen hikâyesini<br />
beyazperdeye aktarıyor.<br />
Türü: Korku, Macera, Aksiyon<br />
Süre: 92 dakika<br />
Yönetmen: Gary Shore<br />
Oyuncular: Luke Evans, Sarah Gadon, Dominic Cooper<br />
54 www.mybilet.com
VİZYONDAKİLER<br />
3 EKİM<br />
PRENS (THE PRINCE)<br />
Las Vegas polis departmanından<br />
emekli olan dedektif Paul, kızının<br />
kaçırılması üzerine sahalara geri<br />
dönmek zorunda kalır. Paul bunu<br />
yapanların yanına bırakmayacaktır.<br />
Öte yandan görevdeyken edindiği<br />
düşmanlar, uzun zamandır pusuya<br />
yatmış, intikam için onun geri<br />
dönmesini bekliyorlardır. Paul,<br />
artık sakin günlerini geride bırakır<br />
ve ne pahasına olursa olsun kızını<br />
kurtarmak için savaşır.<br />
Türü: Gerilim, Aksiyon<br />
Süre: 93 dakika<br />
Yönetmen: Brian A. Miller<br />
Oyuncular: Jason<br />
Patric, Bruce Willis, John<br />
Cusack<br />
ASASIZ MUSA<br />
1992 yılında Diyarbakır'da öldürülen Kürt aydın Musa Anter'in hayatını<br />
ele alan ‘Asasız Musa’, alt metninde bölgedeki yaşam şartlarını gözler<br />
önüne seriyor. Anter’in çocukluğunun geçtiği Nusaybin’de çekilen filmin<br />
oyuncu kadrosunda Anter’in çocukları da yer alıyor.<br />
Türü: Biyografi<br />
Süre: 80 dakika<br />
Yönetmen: Aydın Orak<br />
Oyuncular: Turgay Tanülkü, Şenay Aydın, Aydın Orak, Selamo<br />
55 www.mybilet.com
VİZYONDAKİLER<br />
10 EKİM<br />
SEÇİLMİŞ (THE GIVER)<br />
Ütopik bir dünya düzeninde geçen filmde, insanların zihinlerinde<br />
bulunan geçmişe dair anılar ve bilgiler tamamen silinir. Bu geçmişi<br />
ayrıntılarıyla bilen tek kişi ise ‘The Giver’ (Seçilmiş) isimli yaşlı bir<br />
adamdır. 12 yaşındaki Jonas, yaşlı adamın yanında çalışmaya başlayınca<br />
insanlığın hafızalarından silinen geçmişini öğrenmeye başlar. Zamanla bu<br />
sırların acımasızlığıyla yüzleşen Jonas'ın hayatı tam bir kaosa dönüşecektir.<br />
Türü: Bilim-Kurgu, Fantastik, Dram<br />
Süre: 97 dakika<br />
Yönetmen: Phillip Noyce<br />
Oyuncular: Brenton Thwaites, Jeff Bridges, Meryl Streep<br />
ÖLÜMCÜL OYUN (GOOD PEOPLE)<br />
Tom ve Anna, tüm maddi birikimlerini çocuklarının tedavisi için<br />
kullanmıştır ve şimdilerde maddi sıkıntı çekmektedirler. Ancak<br />
kiracılarının ölü bulunduğu bir gün, şanslarının bu kez döndüğünü<br />
hissederler. Kiracının apartman dairesinde 400 bin dolar bulan çift, bu<br />
parayı borçları için kullanma konusunda tereddüt etmez. Ne var ki bu<br />
karar, onların adım adım belaya bulaşma süreçlerini tetikler.<br />
Türü: Gerilim, Suç, Aksiyon<br />
Süre: 91 dakika<br />
Yönetmen: Henrik Ruben Genz<br />
Oyuncular: James Franco, Kate Hudson, Tom Wilkinson<br />
KAYIP KIZ (GONE GIRL)<br />
Nick ve Amy evliliklerinin beşinci yıl dönümünü kutlamaya<br />
hazırlanmaktadırlar. Fakat o gün Amy aniden ortadan kaybolur.<br />
Geri dönmeyince, polislerin gözünde Nick tüm şüpheleri üzerine çeker.<br />
Nick'in ise kafası karışıktır. Çünkü üst üste rüyalarında karısı Amy'yi<br />
vahşice öldürdüğünü görmektedir. Masum olduğu konusunda ısrar etse<br />
de, çevresi yalanlar. Fakat karısının gizli bir defterinin ortaya çıkmasıyla<br />
her şey bir anda değişecektir.<br />
Türü: Gerilim<br />
Süre: 149 dakika<br />
Yönetmen: David Fincher<br />
Oyuncular: Ben Affleck, Rosamund Pike, Neil Patrick Harris<br />
56 www.mybilet.com
VİZYONDAKİLER<br />
10 EKİM<br />
SİHİRLİ AY IŞIĞI (MAGIC<br />
IN THE MOONLIGHT)<br />
S<br />
tanley, birtakım psişik güçleri<br />
olduğu iddia edilen genç kadın<br />
Sophie’yle tanışır. Amacı gerçek<br />
kimliğini açığa vermeden Sophie'ye<br />
yaklaşmak ve insanları kandırıp<br />
kandırmadığını anlamaktır. Fakat<br />
Sophie'nin sevimli cazibesine<br />
kapılmamak Stanley için hiç de kolay<br />
değildir. Aralarında gelişen yakınlık<br />
Stanley’i bir hayli zorlamaktadır.<br />
Türü: Komedi, Dram<br />
Süre: 97 dakika<br />
Yönetmen: Woody Allen<br />
Oyuncular: Colin Firth, Emma<br />
Stone, Eileen Atkins<br />
EVRİM (TRANSCENDENCE)<br />
Bilim adamı Will, terörist bir grup tarafından istenen teknolojik yardımı<br />
yapmadığı için öldürülür. Eşi Evelyn, Will'in beynini süper-bilgisayara<br />
entegre eder. Will'in bedeni ölmüştür ama beyni eşiyle yeniden iletişime<br />
geçer. Dahası Will, bağlı olduğu bilgisayardan tüm dünyayı yaklaşan<br />
tehlikeye karşı uyarmaya başlar. Fakat terörist grup Will'in hala hayatta<br />
olduğunu fark edince, süper-bilgisayarı yok etmek için harekete geçer.<br />
Türü: Bilim- Kurgu, Aksiyon<br />
Süre: 119 dakika<br />
Yönetmen: Wally Pfister<br />
Oyuncular: Johnny Depp, Rebecca Hall, Paul Bettany<br />
57 www.mybilet.com
INTERNATIONAL FEDERATION OF<br />
ORGANIC AGRICULTURE MOVEMENT<br />
w w w.<br />
ORGANIC-<br />
Market.<br />
Info