Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
MOBİL TEKNOLOJİNİN NABZI BARCELONA’DA ATTI<br />
<strong>IT</strong> ADVISOR www.itadvisor.com.tr NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>41</strong><br />
www.itadvisor.com.tr<br />
FİNANS SEKTÖRÜNDE <strong>IT</strong><br />
NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>41</strong><br />
DÜNYANIN YENİ<br />
KORKUSU:<br />
SİBER SAVAŞ<br />
TÜRKİYE’NİN EN<br />
MODERN VERİ<br />
MERKEZİ<br />
AVRUPA<br />
BİRLİĞİ’NDEN<br />
5G ATAĞI<br />
TEKNOLOJİNİN<br />
KALBİNİN ATTIĞI<br />
CeB<strong>IT</strong> <strong>2013</strong>’TEYDİK
02 mayıs’11
İş Dünyasının Yükselen<br />
Değeri Mobil Cihazlar<br />
Kurumlarda “mobil hayat” çağı başlayalı uzun<br />
zaman oldu. Günümüzde artık kurumsal hayatımızın<br />
büyük kısmını akıllı telefonlar ve tabletler üzerinden<br />
yönetiyoruz. Peki şirketler mobil hayata ve cihazlara<br />
ne ölçüde yatırımlar yapıyorlar<br />
G<br />
ünümüzün iş dünyasının<br />
yükselen trendi “mobil<br />
hayat”. Yapılan araştırmalara<br />
baktığımızda firmalar mobil cihazlardan<br />
kurumsal bilgilere erişilebilirlik<br />
konusunda ciddi şüphe duyuyor olsa da,<br />
bu kullanımı kontrol etmek için çözüm<br />
üretmek konusunda hala gerideler.<br />
Araştırmaların sonuçlarına göre dünyadaki<br />
şirketlerin yaklaşık yarısı kurumsal<br />
ağlarındaki mobil cihazların yönetimi<br />
ve korunması için çözümler sunuyor.<br />
Aynı araştırma, şirketlerin sadece yüzde<br />
32’sinin akıllı telefonlar ve tabletler<br />
için özel olarak ayrılmış bir güvenlik<br />
politikası benimsediklerini ortaya<br />
çıkarıyor. Dünya çapındaki şirketlerin<br />
sadece %28’i ise kapsamlı bir “Mobil<br />
Cihaz Yönetimi” (MDM) teknolojisini<br />
kullanmayı tercih ediyor. Kurumların<br />
yalnızca %9’u, çalışanlarının iş için<br />
kişisel akıllı telefonlarını kullanmalarının<br />
yasaklanabilir olduğunu düşünüyor. Diğer<br />
taraftan, kurumların %29’u çalışanların<br />
mobil cihazlar üzerinden kurumsal<br />
ağlardaki verilere ulaşımı için tam erişim<br />
izni sağlıyor.<br />
Bu rakamlar ışığında, akıllı telefonların ve<br />
diğer mobil cihazların iş için kullanılması,<br />
çalışanların daha esnek olmasını, nerede<br />
ya da ne zaman olursa olsun görev ve<br />
sorunlar ile her şekilde başa çıkabilmeyi<br />
sağlayarak, iş ortamında ciddi bir rekabet<br />
avantajı sağladığı söylenebilir. Ancak<br />
hali hazırda yıllardır faaliyet gösteren<br />
kurumsal altyapılara bu tarz cihazların<br />
dahil olması bilişim güvenliği için yeni<br />
yaklaşımların ortaya çıkmasına ortam<br />
İlkay Zaman<br />
Yayın Koordinatörü<br />
ilkay@itadvisor.com.tr<br />
hazırlıyor. Bu konuda çalışmalarını<br />
sürdüren ve kurumlara bu konuda<br />
destek veren güvenlik firmaları mevcut<br />
ve bu firmalar sundukları çözümler ile<br />
kurumlara daha güvenli altyapı sağlamanın<br />
yollarını gösteriyorlar. Bu sayede zararlı<br />
yazılım saldırısı veya bir cihazın kaybı gibi<br />
herhangi bir ihmal olması durumunda,<br />
şirketin önemli miktarda veri kaybetmesi<br />
riskinin önüne geçilmiş oluyor.<br />
Eğer kurumsal bir şirketin altyapısına<br />
mobil cihazlar tarafından erişim<br />
sağlayacaksanız birkaç altın kuralı<br />
uygulamalısınız. Kurumsal mobil cihazlara<br />
program yüklenmesine ve çalıştırılmasına<br />
kısıtlamalar koymalısınız. Bu sayede<br />
kurumsal ağlar düzenlenmemiş yeni<br />
yazılımların kontrolsüz eklentilerinden<br />
dolayı ciddi zararlar görmez. Akıllı<br />
telefon ve tabletlerin uzaktan kontrolünü<br />
sağlamalısınız. Böylece kaybolma veya<br />
çalınma durumunda erişim engellenebilir<br />
ve cihazdan bilgiler silinebilir. Cihazların<br />
PIN kodları, kurumsal verilere erişimi<br />
sağlayan uygulamaların ise güçlü şifrelerle<br />
korunmasını sağlamalısınız. Bunun<br />
yanı sıra güvenilir bir mobil anti-virüs<br />
yazılımı kullanmalısınız ki, cihazlar ağ<br />
üzerine erişmeseler dahi güvenli şekilde<br />
çalışmalarını sürdürebilsinler.<br />
Mobil sektörün çok hızlı büyüdüğünü<br />
fark eden ve bu konuda yatırımlarını<br />
yapan şirketler önümüzdeki günlerde<br />
bu yatırımlarının meyvelerini<br />
yemeye başlayacak. Eğer bu konudaki<br />
yatırımlarınız yapmadıysanız hiçbir şey<br />
için geç kalmadınız. Zararın neresinden<br />
dönerseniz kardır.<br />
EDİTÖRDEN
İ.Z. Halkla İlişkiler Danışmanlık ve<br />
İletişim Adına Sahibi<br />
İlkay Zaman<br />
nisan’13 / SAYI <strong>41</strong><br />
34<br />
Kapak Konusu<br />
50<br />
Özel Dosya<br />
Yayın Koordinatörü<br />
İlkay Zaman<br />
ilkay@itadvisor.com.tr<br />
Genel Yayın Yönetmeni<br />
Ecevit Bıktım<br />
ecevit@itadvisor.com.tr<br />
Genel Yayın Yön. Yrd.<br />
Ali Yavuz Şahin<br />
yavuz@itadvisor.com.tr<br />
Editörler<br />
Aykut Göker<br />
aykut@itadvisor.com.tr<br />
Ahmet Gözütok<br />
ahmet@itadvisor.com.tr<br />
44 36<br />
46<br />
Avşar Özgen<br />
avsar@itadvisor.com.tr<br />
Görsel Yönetmen<br />
Orçun Peköz<br />
orcun@itadvisor.com.tr<br />
Reklam Müdürü<br />
Çiğdem Ergönül<br />
cigdem@itadvisor.com.tr<br />
56 36<br />
60<br />
06. Haberler<br />
32. 5 yılda 5 Devrim<br />
34. Finans Sektöründe <strong>IT</strong><br />
44. Gelecekten Gelen Akıllı Telefon<br />
46. Avrupa’da İnternet Politikaları, Siber Suçlar ve Sansür<br />
50. Dünya Mobil Kongresi <strong>2013</strong><br />
56. Dünyanın Yeni Korkusu: Siber Savaş<br />
58. Avrupa Birliği’nden 5G atağı<br />
60. CeB<strong>IT</strong> <strong>2013</strong><br />
62. <strong>IT</strong> <strong>Advisor</strong> Test Merkezi<br />
Fotoğraf<br />
Adem Başaran<br />
adem@itadvisor.com.tr<br />
Yönetim Adresi<br />
Değirmen Sok. Şaşmaz Sitesi A Blok<br />
Cemal Bey İş Merkezi No.: 11 Kat: 1 Daire: 4-6<br />
Kozyatağı / Kadıköy- İstanbul<br />
Tel: 0216 478 31 18 PBX<br />
0216 478 31 86<br />
Faks: 0216 478 45 02<br />
info@itadvisor.com.tr<br />
Abone Hizmetleri<br />
abone@itadvisor.com.tr<br />
Dağıtım<br />
Detay Dağıtım<br />
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü<br />
Cüneyt Tepe<br />
cuneyt@itadvisor.com.tr<br />
Baskı ve Cilt<br />
ÖZGÜN OFSET<br />
Aytekin Sokak 21 4.Levent/İSTANBUL<br />
T: 0212 280 00 09<br />
F: 02122647433<br />
e-Posta: sanem@ozgun-ofset.com<br />
04 nisan’13
Değerli IBM Çözüm Ortaklarına<br />
Teşekkürlerimizle...<br />
Avnet Technology Solutions Sanayi ve Ticaret A.Ş.<br />
19 Mayıs Cad. Nova Baran Plaza No: 4 K: 8 Şişli, İstanbul, Türkiye<br />
Tel: (0212) 315 49 00 Faks: (0212) 315 49 99 e-posta: ibmteam.tr@avnet.com
HABER<br />
Kurumlarından Bilgi Sızdıran MiniDuke’ü<br />
Bitdefender Yakaladı<br />
Bitdefender, özellikle Avrupa ve civarındaki ülkelerin hükümetlerle<br />
bağlı kurumlarını hedefleyen ve 21 aydır aktif olarak çalışan Mini-<br />
Duke isimli kötü amaçlı yazılımın yeni bir sürümünü ortaya çıkardı.<br />
MiniDuke virüsünün 20 Haziran 2011 tarihli örneği neredeyse bir yıl<br />
önce yine Bitdefender tarafından bulunmuştu. Avrupa hükümetlerinden<br />
ve çeşitli kurumlardan bilgi çalmak üzere yazılmış 2011 türevi,<br />
kendisinden çok daha yeni olan virüslerle aynı şekilde davranmak<br />
üzere hazırlanmış görünüyor.<br />
Bitdefender kıdemli güvenlik stratejisti Catalin Cosoi’ye göre, bu en eski<br />
MiniDuke türevinin bulunuşu, 2012 yılına ait örneğin kaynağı hakkında<br />
pek çok soru işareti yaratıyor. Virüsü tasarlayanlar, Amerikan saatinden<br />
Çin saatine geçiş yapmak suretiyle kimliklerini örtmeye çalışıyorlar. Virüsün<br />
tüm sürümlerinin casusluk yapmak üzere tasarlandığını söyleyen<br />
Cosoi, konuyla ilgili olarak “MiniDuke kesinlikle siber casusluk yaparak<br />
hükümetlerin hassas verilerine göz dikmiştir. Bu da MiniDuke virüsünü<br />
kimin tasarladığı konusunda ciddi şüphe uyandırıyor” şeklinde konuştu.<br />
Büyük Veri İçin Ölçeklenebilir<br />
İş Zekası Platformu<br />
Software AG geçtiğimiz günlerde BT sektörüne yepyeni bir<br />
ürün kazandırdığını açıkladı. Büyük Veri işlemlerinde gerçek<br />
zamanlı öngörüler ve akıllı eylemler tasarlayabilen Terracotta In-<br />
Genius adındaki bu özgün bellek içi platform, kurumların kuytuda<br />
kalan verileri ortaya çıkarmasını ve bu verilere göre eylem planı<br />
oluşturmasını sağlıyor. Üçüncü çeyrekte satışa çıkacak Terracotta<br />
Data Market OnBase Çözümünü Anlattı<br />
In-Genius, riskleri azaltmanın yanı sıra, iş süreçlerini otomatiğe<br />
bağlıyor ve yeni ürün, hizmet ve seçenekleri gerçek zamanlı olarak<br />
konuşlandırabiliyor.<br />
Terracotta CEO’su Robin Gilthorpe, “Cihazların büyük bir hızla<br />
yaygınlaşması, veri toplama, yönetme, analiz etme ve aktarma<br />
görevlerini üstlenen <strong>IT</strong> firmalarının gereksinimlerini önemli ölçüde<br />
değiştirdi” dedi ve Software AG’nin yeni ürünüyle ilgili şunları<br />
söyledi: “Günümüzün rekabet ortamında firmaların bir adım önde<br />
olabilmesi, yalnızca masaüstü ve dizüstü bilgisayarlar gibi geleneksel<br />
cihazlardan değil, aynı zamanda akıllı telefon, tablet ve POS<br />
cihazlarından da en hızlı ve basit şekilde gerçek zamanlı veri toplayabilmesine<br />
ve bu cihazlardan veri aktarabilmesine bağlı. Bu talepler<br />
ise, şirketlerin büyük ölçekli verilere anında ulaşmasını ve zaman<br />
kaybetmeden harekete geçmesini sağlayan In-Genius gibi çözümlere<br />
yönelik ihtiyaçların artmasını da kısa sürede tetiklemiş oldu.”<br />
Data Market’ in Gümüş Sponsor olarak desteklediği Microsoft<br />
Sektörel Çözümler Günü, 26 Şubat tarihinde İstanbul’da<br />
gerçekleşti. Türkiye’nin kendi sektörlerinin lider firmaları, etkinlik<br />
süresince Microsoft çözümlerinin kurumlarına sağladığı fayda ve<br />
deneyimleri paylaştı. Data Market etkinliğe, 2011 yılında ülke temsilciliğini<br />
aldığı ve yerelleştirmesini tamamladığı, Kurumsal İçerik<br />
ve İş Akış Yönetimi çözümü - OnBase ile katılım gösterdi. Şişecam<br />
Bilgi Teknolojileri Teknoloji Geliştirme Yöneticisi Canan Özcan’ın,<br />
Data Market adına gerçekleştirdiği sunumda, Şişecam Kurumsal<br />
İçerik Yönetimi (ECM) Sistemi’nin kuruluşu ve bu sürecin detayları<br />
aktarıldı.<br />
Özcan, ürünün Microsoft platformuna kolayca entegre edilebiliyor<br />
oluşunun, kolay kullanılabilir arayüze sahip oluşunun ve Onbase’in<br />
kompleks iş akışlarını yönetmedeki fonksiyonelliğinin altını çizdi.<br />
Cam Ambalaj Grubu’nda “Müşteri Şikayetleri Sistemi” ve “Kalite<br />
Entegre Doküman Yönetim Sistemi” başlıkları altında 2 kapsamda<br />
gerçekleşen ve ilk fazı tamamlanan projeye, Şişecam Topluluk Şirketleri<br />
ve Yönetim Merkezi Birimleri arasında yapılan yazışmaların<br />
yönetileceği “Yazışma ve Evrak Takip Sistemi” ile devam ediliyor.<br />
06<br />
nisan’13
mart’13 07
HABER<br />
ESET Türkiye Ekibi Büyüyor<br />
ESET’in Türkiye ofisi, müşteri ihtiyaçları doğrultusunda büyüyor.<br />
Şirket bünyesinde oluşturulan Katma Değerli İş Ortakları<br />
Yöneticiliği’ne, <strong>IT</strong> sektöründe güçlü deneyime sahip Bahar Bedenlier<br />
getirildi.<br />
Bilgi teknolojileri sektöründe 10 yılı aşkın iş tecrübesine sahip<br />
olan Bahar Bedenlier, stratejik satış teşkilatlarının planlanması, bayilerin<br />
yönetimi ve pazarlama odaklı yeni iş süreçlerinin oluşturulması<br />
konusunda uzman. İş yaşamına 2000 yılında başlayan Bahar<br />
Bedenlier, Microsoft ve 3A Bilgisayar şirketlerinde Kurumsal Kanal<br />
Bayi Yöneticisi, Satış Direktörü ve İş Geliştirme Yöneticisi olarak<br />
görev yaptı. Bedenlier, <strong>2013</strong> Mart ayı itibarıyla ESET Türkiye Katma<br />
Değerli İş Ortakları Yöneticisi olarak göreve başladı.<br />
Yeni görevinde, ESET’in genişleyen ürün ve hizmet yelpazesinin<br />
doğru hedef kitleyle buluşmasına destek verecek olan Bahar<br />
Bedenlier, müşteri odaklı özel projelerin yürütülmesi, kurumsal<br />
yapılara daha nitelikli hizmet götürülmesi ve iş süreçlerinin daha<br />
verimli hale getirilmesine odaklanacak.<br />
ESET, NOD32 ve Smart Security ürünleriyle, internet güvenliği<br />
konusunda Türkiye’de pazar lideri olarak öne çıkıyor. Ülkemizde<br />
%33’lük kullanım oranına sahip olan ESET, farklı boyut ve sektördeki<br />
binlerce kuruluşa hizmet veriyor.<br />
HP’nin Yeni Veri Depolama Çözümü Kapasitede<br />
2 Kat Artış Sağlandı<br />
HP’nin yeni çözümü HP StoreEver Depolama<br />
Portföyü, LTO-5 (Linear Tape-Open)<br />
teknolojisini altıncı kuşak Doğrusal Açık Teyp<br />
Veri Depolama LTO-6 teknolojisiyle geliştirerek,<br />
depolama kapasitesini 2 kat artırdı. LTO-6<br />
teknolojisi, LTO-5 teknolojisine göre 2 kat fazla<br />
kapasite ve yüzde 44 daha yüksek performans<br />
sağlıyor.<br />
Kurumsal veri merkezlerinde veri depolamanın<br />
birbirine entegre edilmemiş dağınık<br />
sistemler üzerinden yapılması, organizasyonların<br />
yasal ve finansal açıdan riske girmesine<br />
neden oluyor. Teknoloji açısından<br />
ise maliyetleri artırarak, dağınık yapılar<br />
sebebiyle yönetim sürecini zorlaştırıyor.<br />
HP Türkiye Veri Depolama Sistemleri Ülke<br />
IBM ve Koç Üniversitesi El Ele Verdi<br />
IBM, Koç Üniversitesi ile ortak bir<br />
araştırma projesine başlıyor. Lojistik ve<br />
taşımacılık optimizasyonuna yönelik olan<br />
araştırma projesi, online proaktif operasyon<br />
yönetimi çözümleri geliştirmeyi hedefliyor.<br />
Proje; gerçek zamanlı analitiği ve<br />
iyileştirmeleri kullanarak ulaşım ve tedarik<br />
zincirindeki büyüyen zorlukları çözmeyi<br />
amaçlıyor.<br />
IBM Hayfa Araştırma Laboratuvarı Direktörü<br />
Oded Cohn konu hakkında “Koç<br />
Üniversitesi ile yaptığımız işbirliği gerçek<br />
zamanlı analitiği ve iyileştirmeleri kullanarak<br />
lojistik ve tedarik zincirindeki büyüyen<br />
sorunları birlikte ele almak ve bugünün<br />
büyüyen sorunları çözmek için bize yeni bir<br />
fırsat sunacak” dedi.<br />
Projenin başında bulunan Koç Üniversitesi-<br />
IBM Tedarik Zinciri Araştırma Merkezi<br />
Direktörü Prof. Dr. Metin Türkay; IBM ile<br />
yürütülecek bu yeni ortak araştırma projesi<br />
ile ise 21’inci yüzyılın en önemli teknoloji<br />
alanlarından birisi olan bilişimde işbirliğine<br />
başladıklarını belirterek şunları söyledi;<br />
“Günümüzde hayatımızın pek çok alanına<br />
yerleşmiş olan, farklı nitelik ve boyuttaki<br />
kaynaklardan gelen verilerin işlenerek bir<br />
sistem veya süreç ile ilgili bilgiye dönüştürülmesi<br />
ve bu bilginin daha sonra karara<br />
dönüştürülmesinin önemi oldukça büyük”.<br />
Yöneticisi İlker Rodoplu, HP StoreEver Depolama<br />
Portföyü ile ilgili açıklamasında şu<br />
noktaları vurguladı: “Büyük veri arşivlerinin<br />
zorluklarıyla mücadele eden şirketler, veri<br />
koruma ve saklama konusunda dağınık ve<br />
ayrık altyapı yaklaşımının maliyetleri ve<br />
riskleri artırdığının farkına vardı. Bununla<br />
birlikte, teyp veri depolama talebi de<br />
yeniden yükselişe geçti. HP StoreEver’ın<br />
yüksek kapasite ve esnekliği ile daha da<br />
güçlenen HP Bütünleşik Depolama portföyü;<br />
veriyi depolama, optimize etme ve koruma<br />
konusunda sektörün en kapsamlı ve entegre<br />
yaklaşımıyla, kurumların altyapıyı daha<br />
da sadeleştirerek maliyetleri azaltmasını<br />
sağlıyor.”<br />
08<br />
nisan’13
DENETİM MASASI<br />
Ecevit Bıktım / Genel Yayın Yönetmeni<br />
ecevit@itadvisor.com.tr twitter.com/ecevitBIKTIM<br />
İş Hayatı Tabletlere Emanet<br />
Her ne kadar iyi zaman geçirebileceğiniz bir ürün gibi lanse edilse<br />
de tabletler dokunmatik ekran ve mobilitenin yanı sıra çok yönlü<br />
olmaları sayesinde iş hayatına yeni bir rüzgar estirmeyi başardı<br />
T<br />
ablet bilgisayarlar ciddi anlamda yükselişe geçti.<br />
Apple’ın iPad ürünü ile başlayan bu yükseliş<br />
günümüzde resmen bir trend haline geldi. İşin<br />
komik tarafı ise iPad piyasaya çıktığında birçok pazar<br />
araştırmacısı bu ürüne gülmüştü. Oysa iPad bu yılın ilk<br />
çeyreğinde %111’lik bir artış ile 15.43 milyonluk bir satış<br />
adetine ulaştı.<br />
Apple, bu piyasanın %58’ine hakim olmasına karşın Android<br />
cihazlar (%39) gün geçtikçe artıyor. Tablet ve akıllı telefonların<br />
satışı PC pazarını %44 geçeceği tahmin ediliyor.<br />
Hatta 2014’de bu ürünler olmazsa olmaz ürünlerin başına<br />
geçeceği de söyleniliyor.<br />
Durum böyle olunca iş hayatımız da önemli bir değişime<br />
ayak uyduracak. Günümüzde iş çevreleri için birçok tablet<br />
bilgisayar geliştiriliyor. Uygulamalar B2B olmaya başladı.<br />
İşin ilginç tarafı ise işletim sisteminin eskisi kadar önemli<br />
olmaması. Uygulamanın önemi çok daha da büyük. Dolaysıyla<br />
tablet bilgisayarların en büyük özelliği kişiselleştirilmiş<br />
uygulamalarda yatıyor. Neredeyse her ihtiyaca yönelik<br />
bir uygulamanın olması kullanıcılara önemli avantajlar<br />
sağlıyor. Aynısı iş çevreleri için de geçerli. Yönetim uygulamalarından<br />
tutun, online toplantılar, eğitim programları,<br />
veri depolama ve stok takibi gibi birçok uygulama bu yeni<br />
nesil ürünlerde sorunsuzca çalışabiliyor.<br />
Bu ürünlerin rahatça her yere taşınabilmesi, büyük ekranlara<br />
sahip olması ve pil ömürlerinin dizüstü sistemlerine<br />
göre daha fazla olması kesinlikle bir tercih nedeni oluyor.<br />
Bu ürünlerin diğer bir avantajı 3G teknolojisine uyumlu<br />
olmaları. Bu esasında çok önemli bir özellik. Çünkü seyahatteyken<br />
her zaman kablosuz ağ bulunmayabilir.<br />
Tablet Bilgisayarların En Büyük<br />
Avantajları<br />
Yoldayken verilere ulaşmak veya toplamak, tablet<br />
bilgisayarların üstün ergonomileri ve uzun pil ömürleri<br />
kullanıcıları dizüstü sistemlerinden vazgeçmesini sağlıyor.<br />
Bir tablet bilgisayar ile anket yapan birini düşünün. Kağıt<br />
kullanılmıyor ve toplanan tüm veriler bilgisayara giriyor.<br />
Bu veriler anında işleme sokuluyor ve gerçek zamanlı bir<br />
anket sonucu ortaya çıkıyor. Benzer bir durum stok sayımı<br />
ve takibi için de düşünülebilir.<br />
Tablet bilgisayarların diğer bir avantajı toplantılarda ortaya<br />
çıkıyor. İster sunum olsun isterse de birebir görüşmelerde.<br />
Tablet ürünlerle müşteri sunumu çok daha iyi takip<br />
edebiliyor. Bazı firmalar satış temsilcilerini bu ürünlerle<br />
donattıkları biliniyor. Bunun avantajı müşterinin ihtiyacını<br />
daha iyi anlayabilmek ve istediklerine anında karşılık<br />
vermek. Buna ek olarak sürekli online olan temsilciler yeni<br />
bilgileri müşterilerine anında ulaştırabiliyor.<br />
Tablet bilgisayarlarının diğer bir kullanım alanları kuşkusuz<br />
video konferanslar. Bu ürünlerle her yerde bu işlemi<br />
gerçekleştirebilirsiniz. Öyle ki, Citrix ve Cisco tablet ürünleri<br />
için servis ve hizmetler geliştirdiler.<br />
Tablet mi PC mi<br />
Tablet ürünlerin hemen hemen hepsinde fiziksel bir klavye<br />
bulunmuyor. Sanal klavye ile bu ihtiyacınız giderilebilir.<br />
Fakat sanal klavye kullanıldığında ekran küçülüyor. Bunun<br />
en büyük dezavantajı karmaşık dokümanları tam olarak<br />
görülmemesi ve bu sayede kullanıcının çok zorlanması.<br />
İş çevrelerinde özellikle tablet ürünleri ciddi sorunlar yaşatıyorlar.<br />
<strong>IT</strong> yöneticileri özellikle kendi cihazını kendin getir<br />
akımını hiç sevmiyor. Özellikle bu ürün Android tabanlı<br />
bir tablet olursa… Android cihazlarının en büyük sorunu,<br />
trojan ve virüslere karşı etkin bir koruma sağlamamaları.<br />
Buna karşın iPad daha kapalı bir mimariye sahip olduğundan<br />
dolayı bu ürünleri iş için kullanmak herhangi bir<br />
problem teşkil etmiyor.<br />
Buna rağmen tablet bilgisayarlar bu alanda PC ürünlerinin<br />
yerini alacaklar mı Tablet cihazlar henüz optimal<br />
olgunluğa ulaşmış değiller. Fakat özelleştirme ile çok<br />
büyük avantajlar sağlayıp etkin kullanılabiliyorlar. En<br />
büyük hata ise, bazı firmalar masaüstü uygulamalarını<br />
tablet ürünlerine kopyalamaları. Etkin bir kullanım söz<br />
konusu olacaksa, uygulamanın bu ürünler için optimize<br />
edilmesi şart. Burada dikkat edilmesi gereken, son kullanıcıya<br />
yönelik uygulamalarının tercih edilmemesi. Aksine<br />
iş alanı için geliştirilen uygulamalar tercih edilmeli. Bu<br />
ayırım çok iyi yapılmalı.<br />
Günümüzde iş çevreleri için ürünler de geliştiriliyor.<br />
Doktorlar için farklı, avukatlar veya eğitmenler için farklı<br />
donanım özellikli ürünler bulmak mümkün. Android<br />
cephesinin çok esnek olması yakın zamanda farklı iş kolları<br />
için farklı ürünlerin piyasada olması an meselesi.<br />
10<br />
nisan’13
Tekfen İnşaat, kurumsal kaynaklarını daha etkin kullanabilmek<br />
için hayata geçirdiği “Oracle ERP Projesini” İnnova<br />
danışmanlığında başarıyla tamamladı...<br />
“Günümüz ihtiyaçlarına uygun, verimliliğimizi artıran, insan hatasını minimize etmek üzere entegre çalışma anlayışını kazandıran, üretim kalitesini<br />
yükselten, zaman ve işgücü tasarrufu sağlayan bir teknoloji altyapısına geçildi. Ayrıca, fabrika bazında birim maliyetin değil, daha detaylı olarak<br />
departman bazında maliyetlerin izlenebilmesi, dolayısıyla teklif oluşturma sürecinin gerçek verilere dayanması, sağlıklı ve doğru tekliflerin<br />
hazırlanabilmesi mümkün oldu.”<br />
Ahmet Hamdemirci , Tekfen İnşaat Kurumsal İş Uygulamaları Proje Lideri<br />
Tekfen İnşaat olarak Ceyhan<br />
Çelik Fabrikanızda Oracle<br />
E-Business Suite implementasyonu<br />
gerçekleştirerek ihtiyaç<br />
duyduğunuz modülleri devreye<br />
aldınız. Bize uygulamanın geçmişi<br />
ve projenin başlatılma nedenleri<br />
hakkında bilgi verebilir misiniz<br />
Ahmet HAMDEMİRCİ (Tekfen İnşaat,<br />
Proje Lideri): Tekfen İnşaat’a ait Ceyhan<br />
Çelik Fabrikası’nda tüm üretim süreçleri<br />
proje yönetim mantığıyla yürütülüyor. Seri<br />
olmayan bir üretim söz konusu ve her üretim<br />
birbirinden çok farklı özelliklere sahip<br />
olduğu için her biri ayrı bir proje olarak<br />
isimlendiriliyor. Mühendislikten başlayıp işin<br />
planlanması, üretimin takibi, paketleme ve<br />
sevkiyatın sağlıklı bir şekilde yürütülmesi<br />
gerekiyor. Proje sayısı arttıkça, yönetim zorlaştı.<br />
Departmanlar arasında çok yoğun bir<br />
iletişim trafiği ve takibi hiç kolay olmayan,<br />
hataya açık manuel işlemler söz konusuydu.<br />
Bunların önüne geçilmesi, bu doğrultuda<br />
ciddi bir kurumsal kaynak planlama ve süreç<br />
takibi altyapısının kurulması ve çok sayıdaki<br />
projeyi güncel olarak tutabilecek, analiz<br />
edilmesine izin verecek bir veri ambarının<br />
oluşturulması gerekiyordu. Böyle bir yapı,<br />
geçmiş proje deneyimlerinden ders alınması<br />
ve geleceğin daha iyi planlanabilmesi anlamına<br />
gelecekti.<br />
Üretim sürecinizin veri ambarı ve<br />
ERP yapısına ihtiyaç duyulmasını<br />
gerektiren özellikleri hakkında<br />
biraz daha detay verebilir misiniz<br />
Ahmet HAMDEMİRCİ (Tekfen İnşaat, Proje<br />
Lideri): Proje sayısının çok fazla artması<br />
nedeniyle ciddi bir takibe ihtiyacımız vardı,<br />
ayrıca aynı nedenle parça listesi sayısı da<br />
çok fazlaydı. Takip için kullanılması gereken<br />
insan kaynağı sayısı da çok fazla artmıştı.<br />
Proje bazlı çalıştığımız ve sevkiyatların yüzde<br />
90’ını yurtdışına gerçekleştirdiğimiz için<br />
sayı arttıkça hata yapma riski de artmaya<br />
başlamıştı. Öncelikle oluşabilecek hataları,<br />
riskleri minimize etmemiz, harcanan insan<br />
kaynağı ve zaman anlamında da verimliliğimizi<br />
artırmamız gerekiyordu.<br />
SOLDAN SAĞA:Sezgin Arslan – İnnova İş Geliştirme Koordinatörü, Yavuz Selim Kılınç - İnnova ERP<br />
Üretim Sektörü Takım Lideri, Gamze Hale Cömert - Oracle İş Uygulamaları Satış Yöneticisi,<br />
Ahmet Hamdemirci -Tekfen İnşaat Kurumsal İş Uygulamaları Şefi,Yalçın Terlemez – İnnova ERP<br />
Çözüm Yöneticisi, Özgür Azizoğlu - Tekfen İnşaat Kurumsal İş Uygulamaları Müdürü, Ahmet Afşar -<br />
Tekfen İnşaat Kalite Yönetim ve Eğitim Birimi Oracle Uzmanı<br />
Oracle çözümünü kullanmaya<br />
nasıl karar verdiniz<br />
Ahmet HAMDEMİRCİ: İlk önce fabrikamıza<br />
ve özellikle çelik üretimine özgü bir yazılım<br />
arayışına gittik. Tekfen İnşaat’ta 2005<br />
yılından bu yana, Oracle E-Business Suite’in<br />
Satın Alma, Envanter, Muhasebe, Mali İşler<br />
ve İnsan Kaynakları modülleri kullanılıyor.<br />
Ceyhan Çelik Fabrikası’nda da Satın Alma<br />
ve Envanter modülleri Oracle E-Business<br />
Suite üzerinden devam ettiği için çelik<br />
üretimine özel sektörel bir çözümün<br />
entegrasyonunda sıkıntılar yaşanacağını<br />
gördük. Çok ciddi bir entegrasyon çalışması<br />
gerektirecekti. Ayrıca, teklif sürecinde ciddi<br />
maliyet süreçlerinin izlenmesi ve detaylı<br />
maliyet analizlerinin yapılmasına ihtiyaç<br />
vardı ve bu ihtiyacımız sektörel çözümlerle<br />
tam olarak karşılanamıyordu. Böylece, yola<br />
Oracle E-Business Suite ile devam etme<br />
kararı aldık.<br />
Kısa zaman içerisinde hangi<br />
faydaları elde ettiniz<br />
Ahmet HAMDEMİRCİ: Kısa vadede<br />
departmanlar arasındaki iletişimi ciddi<br />
oranda hızlandırdık. Verinin kaydedilmesi,<br />
departmanlar arasında yanlış bilgi<br />
aktarımını engelledi. Üretimin iç süreçleri,<br />
işin başından sonuna kadar detaylı bazda<br />
izlenebilir hale geldi. En önemlisi, kalite<br />
süreçlerinde de tam entegrasyon ve tam<br />
izlenebilirlik elde edildi.<br />
Oracle ürününü ve Oracle iş<br />
ortağı İnnova’nın desteğini tercih<br />
etmenizin sebebi nedir<br />
Ahmet HAMDEMİRCİ: Bu çözümü Oracle<br />
üzerinde geliştirmemizin en büyük sebebi<br />
Tekfen bünyesinde daha önceden Oracle<br />
E-Business Suite kullanılması ve kullanıcı<br />
deneyimine verdiğimiz önemdir. Üçüncü<br />
parti yazılımların ekstra lisans, sunucu gibi<br />
ek maliyetlerinden bizi kurtaran bu karar,<br />
aynı zamanda bizi entegrasyon süreçlerinin<br />
sıkıntılarından da uzak tuttu.<br />
İnnova’yı tercih etmemizdeki en önemli<br />
neden ise deneyim ve uzmanlığıdır. Bu<br />
konuda özellikle tekstil sektöründeki<br />
tecrübesi dikkatimizi çekti, çünkü çelik<br />
üretimi de tekstil sektöründekine benzer<br />
bir esnek üretim ve üretim takibi anlayışına<br />
gereksinim duyuyordu. Sonuç olarak,<br />
beklentilerimizi karşılayacağına inandığımız<br />
ve deneyimine güvendiğimiz İnnova ile<br />
çalışmaya karar verdik.<br />
advertorial<br />
nisan’13 11
HABER<br />
Kobiler İşlerini İnternetten Kolayca Yönetebilecek<br />
Akbank, KOBİ’leri, dünyanın teknoloji devi Microsoft’un yenilikçi<br />
Office 365 ürünü ile tanıştırıyor. Akbank-Microsoft Türkiye<br />
işbirliği kapsamında, KOBİ’ler, e-posta, kurumsal web sitesi, alan<br />
adı, Word ve Excel dosyalarını internet üzerinden görüntüleme ve<br />
düzenleme, anlık ileti, görüntülü görüşme, dosya saklama ve paylaşımı<br />
gibi içeriğe sahip Microsoft’un “Office 365” ürününden %50<br />
indirimli yararlanarak, işlerini internette kolayca yönetebilecek.<br />
Proje ile KOBİ’ler, e-postalarını ve dokümanlarını, Microsoft alt<br />
yapısı ile sağlanan Office 365 Bulut Çözümü üzerinde saklayabilecek.<br />
Ayrıca çalışanlar tüm bu şirket dosyalarına internet bağlantısı<br />
olan her yerden, her cihazdan, her an erişebilecek ve işlerini<br />
internet üzerinden izleyip yönetebilecek. Bu benzersiz üretkenlik<br />
ve esneklik avantajı ile evde başlanılan bir dokümanı yolda ya da<br />
bir toplantıda tamamlamak da mümkün olacak. Office 365’in birlikte<br />
çalışabilme özelliği ise KOBİ’lerin şirket giderlerini azaltarak<br />
karlılıklarını artırmalarına katkı sağlayacak.<br />
Sektör Liderleri Microsoft Çözümlerini Anlattı<br />
Microsoft Türkiye tarafından düzenlenen<br />
“Microsoft Sektörel Çözümler Günü”nde<br />
ülkemiz ekonomisinin lokomotif sektörlerinin<br />
liderleri, Microsoft çözümlerinin kurumlarına<br />
sağladığı faydaları ve deneyimlerini<br />
paylaştı. Finans, üretim, enerji, mobilite,<br />
perakende ve tüketici ürünleri sektörlerine<br />
yönelik olarak sunulan yeni teknolojik<br />
çözümlerin aktarıldığı etkinliğe, çok sayıda<br />
bilişim profesyoneli katıldı.<br />
Açılış konuşmasını Microsoft Türkiye<br />
Genel Müdür Yardımcısı Tolgar Elverici’nin<br />
gerçekleştirdiği etkinliğin panel bölümünde,<br />
Akbank Genel Müdür Yardımcısı Tunç Akyurt,<br />
Tofaş CEO’su Kamil Başaran ve Teknosa<br />
Genel Müdürü Mehmet Nane konuşmacı<br />
olarak yer aldı. Panelin moderatörlüğünü ise<br />
Prof. Dr. Kerem Alkin gerçekleştirdi.<br />
Açılış konuşmasında, Microsoft çözümlerinin<br />
kurumların verimliliklerini artırmalarına ve<br />
uluslararası pazarda da rekabete katkı sağladığını<br />
vurgulayan Microsoft Türkiye Genel<br />
Müdür Yardımcısı Tolgar Elverici, “Teknolojinin<br />
yaşamımıza maksimum katkı sağladığı bu<br />
dönemde kendimizi sadece teknoloji firması<br />
olarak nitelendirirken tereddüt ediyoruz.<br />
Hayatı daha başarılı ve daha verimli kılan<br />
NetApp İş Ortaklıklarını Genişletiyor<br />
teknolojiler ortaya koyarak, hem bireysel hem<br />
de kurumsal hayata katkı sağlama amacımız<br />
çerçevesinde, yolumuza devam ediyoruz” dedi.<br />
NetApp, iş ortaklıklarını geliştirmeye<br />
hızla devam ediyor. Bilişim dünyasının<br />
iki dev firması NetApp ve SAP, SAP HANA<br />
platformu ve SAP NetWeaver Landscape<br />
Virtualization Management (LVM) yazılımının<br />
dahil olduğu gelecek nesil çözümlerini<br />
desteklemek amacıyla işbirliklerini<br />
derinleştirdiklerini açıkladılar. SAP’nin<br />
yenilikçi veritabanı çözümlerini NetApp’ın<br />
depolama ve veri yönetim çözümleri ile<br />
tamamlayan şirketler, SAP uygulamalarına<br />
yönelik, rekabet avantajı sağlayan ve sahip<br />
olma maliyetini azaltan çevik veri altyapısına<br />
sahip oluyorlar.<br />
Konu hakkında açıklamalar da bulunan<br />
NetApp Saha Operasyonlarından Sorumlu<br />
Başkan Yardımcısı Rob Salmon, “SAP ile<br />
büyüyen ilişkimiz sayesinde müşterilerimiz<br />
toplam işletim maliyetini azaltmaya ve daha<br />
fazla şirket çevikliği elde etmeye yardımcı<br />
olan entegre çözümlere artık erişebiliyor.<br />
NetApp depolama çözümleri, SAP çözümleri<br />
çalıştıran altyapıların kurulumunu ve<br />
yönetimini kolaylaştırırken, müşterilerimizin<br />
bulut-tabanlı çevik veri altyapılarına<br />
geçişlerini hızlandırıyor” dedi.<br />
12 nisan’13
ocak’13 13
SİYAH BEYAZ<br />
Ali Yavuz Şahin / Genel Yayın Yön. Yrd.<br />
yavuz@itadvisor.com.tr twitter.com/AliYavuzSahin<br />
Finans ve Bankacılıkta<br />
Mobil Yatırımlar Ön Planda<br />
Geçtiğimiz ay mobil sektörün kalbi Barselona ve Hannover’de<br />
attı diyebiliriz. Gerçekleştirilen iki fuar kapsamında tanıtılan<br />
yeni mobil ürün ve çözümler <strong>2013</strong>’ün nasıl bir yıl olacağının<br />
sinyallerini verdi<br />
G<br />
eçtiğimiz ay teknolojik gelişmeler açısından<br />
gündemimiz fazlasıyla yoğundu. Şubat<br />
ayının sonunda gerçekleştirilen Dünya Mobil<br />
Kongresi <strong>2013</strong> ve ardından Mart ayında gerçekleştirilen<br />
CeB<strong>IT</strong> <strong>2013</strong> fuarı ile birçok yeni teknoloji, ürün ve<br />
hizmet gün yüzüne çıktı.<br />
Tabii ki bunlar arasında en popüler olanlar yeni akıllı<br />
telefonlardı. HTC, One adındaki yeni akıllı telefonunu<br />
tanıttı. Buna ek olarak Samsung’da Mart ayı içerisinde<br />
gerçekleştirdiği tanıtım ile Galaxy S serisinin yeni<br />
modeli Galaxy S4’i kullanıcıların beğenisine sundu.<br />
Tüm bunlar gerçekleşirken bizde gelişmeleri yakından<br />
takip ederek sizlere aktarmaya çalıştık. Bu ayki sayımız<br />
içerisinde Dünya Mobil Kongresi <strong>2013</strong>, CeB<strong>IT</strong> <strong>2013</strong><br />
fuarı ve Samsung’un yeni akıllı telefonu Galaxy S4 ile<br />
ilgili ayrıntılı makaleleri bulacaksınız.<br />
<strong>2013</strong>’ün Yükselen Değerleri<br />
Bu yılın başlıca trendlerinden bir tanesi mobil platformlar<br />
ve bu platformlar üzerinde geliştirilen yazılım<br />
çözümleri olacak. Son kullanıcılar her ne kadar mobil<br />
cihazlara farklı özellikler sunan aksesuarlara yönelse<br />
de, mobil platformun gerçek değerini ortaya çıkartacak<br />
çözümler ise yazılım ve hizmet sektöründen gelecek.<br />
Tabii ki bu sektörde, özellikle Türkiye’deki büyük firmalar<br />
sunduğu farklı çözümler ile öncülük yapıyor.<br />
Bu ayki kapak konumuzun içerisinde de belerttiğimiz<br />
gibi, finans sektörü mobil hizmeti fazlasıyla sunan<br />
sektörlerin başında geliyor. Her geçen yıl katlanarak<br />
büyüyen bu sektör akıllı telefon pazarının büyümesine<br />
paralel olarak gelişiyor. Türkiye’de yaklaşık 10 milyon<br />
adet akıllı telefon olduğu tahmin ediliyor ve son bir<br />
yılda mobil bankacılık alanında finansal olmayan bankacılık<br />
işlemlerinin 18,5 milyon adetten 117,2 milyon<br />
adede çıktığını görüyoruz. Finansal işlem adedine bakıldığında<br />
ise yine mobil cihazlardan yapılan işlemlerin<br />
arttığını görüyoruz ve 6,9 milyon adet işlemden, 20,1<br />
milyon adet işleme çıkıldığı belirtiliyor. Sanırım bu rakamlar<br />
mobil bankacılığın önemimin günden güne ne<br />
kadar arttığını sizlere göstermiştir. Tabii ki bu durum<br />
güvenliğin önemini bir kat daha arttırmış durumda.<br />
Aman Güvenliği Elden Bırakmayın<br />
Deloitte 2012 Küresel Finans Hizmetleri Endüstrisi<br />
Güvenlik Araştırması’na baktığımızda bunu daha iyi<br />
anlıyoruz aslında. Bu araştırmada Türkiye’den de 11<br />
şirket bulunuyor. Toplamda ise bankacılık, sigortacılık<br />
gibi sektörlerden 250 şirketle birlikte gerçekleştirilen<br />
bir araştırma. Bu araştırma sonucunda bilgi güvenliği<br />
yönetimi, kimlik ve erişim yönetimi, bilgi güvenliği<br />
stratejisi ve yol haritası firmaların BT öncelikleri arasında<br />
ilk üçte yer alıyor.<br />
Bankacılık sektörüne baktığımızda 55 milyon adede<br />
yakın kredi kartı olduğunu görüyoruz. Genel harcamaların<br />
yüzde 30’unun kartla yapıldığını biliniyor ve<br />
önümüzdeki dönemde bu yüzdenin daha da artması<br />
bekleniyor. Rakamlara baktığımızda mobil cihazların<br />
kullanım oranının artacağını görmemek imkansız. Bu<br />
durumu önceden tahmin eden Türkiye’deki finans ve<br />
bankacılık sektöründe faaliyet gösteren firmalar mobil<br />
cihaz ve çözümler için yatırımlarını çoktan yapmış<br />
gözüküyorlar. Son kullanıcı tarafında talep arttığında<br />
yaptıkları yatırımların karşılığını da fazlasıyla alacaklar.<br />
14<br />
nisan’13
HABER<br />
Arena’ya Güneydoğu Avrupa’nın<br />
En İyi Distribütörü Ödülü<br />
Teknoloji dünyasının önde gelen şirketleri ile Avrupa, Orta<br />
Doğu ve Afrika’da bulunan distribütörler, DISTREE EMEA <strong>2013</strong><br />
etkinliğinde bu yıl 5. kez bir araya geldi. Etkinliğe, Avrupa, Ortadoğu<br />
ve Afrika bölgesinden 1000’i aşkın firma temsilcisi katıldı.<br />
21 Şubat akşamı, etkinlik kapsamında düzenlenen ‘EMEA Channel<br />
Academy:<strong>2013</strong> Awards’ Ödül Gecesi’nde, Türkiye’yi temsil eden<br />
Arena Bilgisayar, 2010 ve 2011 yıllarında olduğu gibi bu yıl da<br />
“Güneydoğu Avrupa’nın En İyi Distribütörü Ödülü”’nü kazandı.<br />
Etkinlik sırasında yüzlerce teknoloji üreticisi ve distribütör yetkililerinin<br />
aktif olarak yaptığı oylama sonucu kazanılan ödülde, Arena<br />
Bilgisayar’ın sunduğu inovatif hizmetler, yaygın dağıtım ağı ve<br />
üreticiler ile kurduğu güçlü işbirliği etkili oldu.<br />
Arena Bilgisayar Genel Müdürü Tarık Tüzünsü ödül ile ilgili olarak:<br />
“DISTREE EMEA Etkinliği, dünyanın en büyük teknoloji üreticileriyle<br />
Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Bölgesi’nin önde gelen distribütörlerini<br />
bir araya getiren son yılların en önemli organizasyonu. Böyle büyük<br />
bir organizasyonda, bölge çapından katılan 100’lerce firmanın<br />
oylarıyla 3. kez “Güneydoğu Avrupa’nın En İyi Distribütörü” ödülünü<br />
almış olmaktan gurur ve mutluluk duyuyoruz” dedi.<br />
Tukcell Mobil İnternetini Güçlendiriyor<br />
Türkiye’de 35 milyondan fazla abonesi olan Turkcell, son kullanıcısına<br />
ve şirketlere yeni mobil internet hizmetleri sağlamak<br />
için altyapı yatırımı gerçekleştiriyor. Bu kapsamda Turkcell artık<br />
Cisco ASR 5000 Series platformu kullanacak.<br />
Turkcell, Cisco ASR 5000 serisini uzun dönemli GPRS Ağ Geçidi<br />
(Gateway GPRS Support Node - GGSN) olarak tercih etti. Cisco ASR<br />
5000 Serisi üzerinde desteklenen GGSN uygulaması bant genişliği,<br />
sinyalleşme kapasitesi, paket işleme yetenekleri ve bellek kaynakları<br />
açısından önemli bir alt yapı sağlıyor. Cisco ASR 5000 Serisi<br />
çözümü, GGSN uygulaması ile Turkcell gibi dünyanın birçok lider<br />
ağ operatörünün de tercih oldu.<br />
Cisco Görsel Ağ Endeksi (VNI) ; akıllı telefon ve tablet gibi güçlü<br />
yeni mobil cihazların artan popülaritesi ve mobil video içeriği ile<br />
daha hızlı mobil veri hızı talebinin artışının mobil veri trafiğindeki<br />
yükselişi hızlandıracağını öngörüyor. Çalışmaya göre 2012 ve 2017<br />
yılları arasında mobil veri trafiği 13 kat artacak. Bu artan talep<br />
karşısında mobil operatörler işlemlerin, bağlantıların ve oturumların<br />
birbirinden bağımsız ağlarda güvenle ve kolaylıkla boyutlandırılabilmesini<br />
sağlayacak esnek paket ağ alt yapısı teknolojilerine<br />
ihtiyaç duyuyor.<br />
Bilinçli Yazılım Kullanıması Şart<br />
The Software Alliance (BSA)’nın sağladığı<br />
son verilere göre, lisanssız yazılım<br />
kullanımının Türkiye ekonomisine maliyeti<br />
2012 yılında 1,5 milyon TL’yi aştı.<br />
BSA Türkiye Direktörü Semih Sağman konuyla<br />
ilgili açıklamasında şunları söyledi:<br />
“Geçtiğimiz yılda, BSA lisanssız yazılımlarla<br />
ilgili yasal takip çalışmalarını hızlandırdı.<br />
Ancak, Türkiye’deki bazı şirketlerde bilinçli<br />
ya da bilinçsiz olarak lisanssız yazılım kullanımı<br />
devam ediyor. Bilgisayarlara kurulan<br />
lisanssız yazılımlar, korsan kopya çoğaltmak<br />
veya internetten korsan yazılım indirmek<br />
gibi çeşitli yöntemlerle elde ediliyor. BSA<br />
Türkiye üyeleri, bu bakış açısından hareketle,<br />
2012 yılında yasal takip programını<br />
kararlılıkla uyguladılar. BSA olarak lisanslı<br />
yazılım kullanımının önemi ve lisanssız yazılım<br />
kullanmakla ilgili mali riskler ile prestij<br />
kaybı konusunda kamuoyunu bilinçlendirmeye<br />
yönelik faaliyetlerimizi de sürdürüyoruz.<br />
Kamuoyunu ve meslek profesyonellerini<br />
bilinçli yazılım kullanımında bilgilendiriyor,<br />
yazılımların bu şekilde doğru kullanılmasının<br />
aynı zamanda kaynak tasarrufu anlamına<br />
geldiğini anlatıyoruz.”<br />
16<br />
nisan’13
Ali Yavuz Şahin<br />
yavuz@itadvisor.com.tr<br />
RÖPORTAJ<br />
En Önemlisi Risk Yönetimi<br />
IBM, Çözümler Zirvesi <strong>2013</strong>’te sektörlerin gelecek trendlerini<br />
derinlemesine inceledi. Oturumlarda Bankacılık, Sağlık,<br />
Perakende, Şehircilik, Telekom, Sigorta gibi alanlardaki yeni iş<br />
modelleri ele alındı<br />
G<br />
erçekleştirilen zirvede 27 çözüm<br />
ortağı 200’ün üzerinde demo yaptı<br />
ve IBM müşterileri Türkiye’deki en<br />
yeni ve somut başarı hikâyelerini anlattı. Hayatımızı<br />
değiştirecek teknolojilerin yanı sıra IBM<br />
Türk’ün yeni ve ilk kadın Genel Müdürü Isabel<br />
Gomes Cagigas Türkiye’deki 75. yılında IBM’in<br />
yakın dönem stratejilerini ve önceliklerini<br />
paylaştı. Bizde <strong>IT</strong> <strong>Advisor</strong> ekibi olarak Çözümler<br />
Zirvesi <strong>2013</strong>’ü yerinden takip ettik. Ayrıca<br />
IBM’de Değer Yaratım Yöneticisi olarak çalışan<br />
Pawel Stefanski ile birlikte kısa bir söyleşi<br />
yapma fırsatı bulduk. Pawel Stefanski müşteri<br />
değeri yaratma, iş stratejisi, çözüm geliştirme,<br />
ittifaklar ve ortaklıklar, sosyal işletme, pazarlama<br />
ve iletişim, sigortacılık ve finansal servisler<br />
konusunda uzman. Pawel Stefanski’ye ilk<br />
sorumuz sigorta ile ilgili olacak.<br />
Sigortanın bir firma için önemi<br />
nedir<br />
Ticari anlamda sigortanın değeri firmanın<br />
ekonomik yolu ve ekonomik zenginliği için<br />
oldukça önemli. Ticarette her zaman risk vardır<br />
ve sigorta yaptıran şirketler bu riskler ile<br />
işlerini devam ettirmek istemezler. Bu yüzden<br />
sigorta şirketleri de bir bedel karşılığımda bu<br />
riskleri üzerine alarak şirketlerin yaptıkları<br />
işe devam etmelerini sağlarlar. Sigortalar<br />
özelliklerine göre farklılaşırlar. Sigorta firması<br />
belki büyük bir inşaat projesini üstlenmiş olabilir,<br />
verilen taahhütler içerisinde her türden<br />
operasyon olabilir, uzay mekiği yolculuğu veya<br />
bir müze içerisindeki eserler sigortalanmış<br />
olabilir. Deloitte dünyanın en büyük kurumsal<br />
risk alanında (sigortacı) faaliyet gösteren<br />
firması. Bu firmanın genel işleyişine baktığımızda<br />
sigortacılığın mantığını anlayabiliriz.<br />
Sigorta ikinci plana atılacak bir operasyon<br />
değil çok ciddi bir iş ve sorunsuz gerçekleştirilmesi<br />
gerekli.<br />
Firmalar sigorta yaptırırken nelere<br />
dikkat etmeli<br />
IBM Değer Yaratım Yöneticisi<br />
Pawel Stefanski<br />
Öncelikle firmalar hangi risklerini sigortalatmak<br />
istedikleri iyice araştırmalı ve buna göre<br />
hareket etmeli. Bunun yanı sıra doğru sigortacıyı<br />
bulmaları da gerekiyor. Ticari sigortalar<br />
oldukça karmaşıktır ve genel, standart ve<br />
hayat sigortalarına göre farklılık gösterirler.<br />
Bu alanda boşlukları doldurmak için bu konuda<br />
uzmanlaşmış insanlarla çalışmak en doğru<br />
karar olacaktır.<br />
IBM sigortacılık sektörüne ne gibi<br />
hizmetler sunuyor<br />
Biz sigortacılık sektörü ile global olarak çok<br />
yakın çalışıyoruz. Çalıştığımız firmalar arasında<br />
çok büyük firmalarda var ve aynı zamanda<br />
küçük çaplı firmalarla da çalışıyoruz. Bizler<br />
esas olarak sigortaya ihtiyacı olan firmaları<br />
hedeflemiş durumdayız. Bunun için Blueprint<br />
adı verdiğimiz bir çözümümüz bulunuyor.<br />
Blueprint çözümümüz birkaç kategoriyi<br />
içerisinde barındırıyor. Bunlardan birincisi<br />
işbirliklerini dönüştürmekle ilgili. Bu çözüm<br />
sayesinde kullanıcılar operasyon sürecinde<br />
daha esnek ve akıllıca davranabiliyorlar.<br />
İkinci kategorimiz ise müşteri memnuniyetiyle<br />
ilgili ve müşteri değerini daha üst<br />
değerlere çekmek için kullanılıyor. Üçüncü<br />
kategori ise sigorta ürünlerinin satışını kolaylaştırmak<br />
ve elde etmek için müşterilere<br />
hizmet veriyoruz. Biz bu kategoriyi Çoklu<br />
Kanal Dağılımı olarak adlandırıyoruz. Bizim<br />
sunduğumuz çözümün son kategorisi<br />
ise risk yönetimi. Bildiğiniz gibi sigortacılıkta<br />
riskleri üzerinize almak doğal bir<br />
hareket. Fakat bu konuda tüm riskleri çok<br />
dikkatli yönetmeniz gerekiyor. Bu durum<br />
isteklere göre farklılık gösterebiliyor. Bazı<br />
durumlarda risk yönetimi kolay olurken<br />
bazı durumlarda ise çok spesifik olabiliyor.<br />
Bu çözümlerin tüm uyarlamalarını müşterilerimize<br />
sunuyoruz.<br />
nisan’13<br />
17
HABER<br />
Autodesk’in Değişimini Yansıtan Yeni<br />
Kurumsal Kimliği Tanıtıldı<br />
Son 30 yıldır tasarım ve yaratıcılık içeren projelerde önemli<br />
bir rol oynayan Autodesk teknolojisi bu kez markanın kendi<br />
kurumsal kimlik çalışması için kullanıldı. 1982 yılından bu yana<br />
sadece renk ve çizgilerde değişiklik yaparak başarılı kurumsal<br />
kimlik değişiklikleri gerçekleştiren Autodesk, kağıt katlama sanatı<br />
olan origaminin ruhundan esinlenerek tasarladığı yeni kimliğinin<br />
tanıtımını TED konferansında gerçekleştirdi.<br />
3 boyutlu tasarım, mühendislik ve eğlence yazılımlarında dünya<br />
liderleri arasında yer alan Autodesk, yeni kurumsal kimliğinde 10<br />
yılı aşkın bir süredir ilk defa görsel sembol içeren bir değişiklik<br />
yapmasıyla dikkat çekti. Değişen kurumsal kimlik hakkında TED<br />
konferansında bilgi veren Autodesk Başkan Yardımcısı ve Pazarlama<br />
Direktörü Chris Bradshaw “Autodesk’in yeni görünümünü<br />
Şirketler Oyun Oynayarak Büyüyor<br />
Sosyal KOBİ oyunu, KOBİ’lerin, sıfırdan kurdukları sanal şirket<br />
ile Akbank ürünlerini kullanarak büyüme modelleri oluşturmasını<br />
temel alıyor. Gerçek zamanlı Facebook oyununda, firmalar<br />
büyümek için fabrikasını geliştirirken yeni üretim makineleri<br />
alarak kapasitesini artırıyor, yeni departmanlar kurarak yönetim<br />
kadrosunu genişletiyor, depo ve nakliye filosu alarak lojistik alt<br />
yapısını güçlendiriyor.<br />
Akbank’ın bu yeni uygulaması ile ilgili olarak bir açıklama yapan<br />
Akbank Ticari ve KOBİ Bankacılığı’ndan Sorumlu Genel Müdür<br />
Yardımcısı Kaan Gür, oyunun eğlencenin yanı sıra bilgi verme<br />
işlevine de dikkat çekerek, “Finansal olmayan hizmetler ile de her<br />
zaman KOBİ’lerin yanındayız. KOBİ’lerin hem iyi vakit geçirmesi,<br />
hem de strateji geliştirmeleri amacıyla “Sosyal KOBİ” oyununu hazırladık.<br />
Bu oyunun girişimcilerimize de önemli bir fırsat sunduğunu<br />
düşünüyoruz. Girişimcilerimiz ve KOBİ’lerimiz bir işletme kurarak<br />
oyunun başlarında daha çok atölyeyi andıran şirketlerini geliştiriyor<br />
ve sanal ortamda iş yaşamının sert rekabet ortamı için son derece<br />
değerli deneyimler kazanıyorlar” dedi.<br />
Türk Telekom “Müşteri Hizmetleri”<br />
Alanında İki Stevie Ödülü Aldı<br />
tanıtmak için teknolojinin, eğlencenin ve tasarımın bir arada olduğu<br />
daha uygun bir platform düşünülemezdi. Autodesk’in yeni logosu<br />
yüzeydeki bir değişiklikten ibaret olmaktan öteye giderek daha<br />
köklü bir değişimi simgeliyor. Autodesk’in yaratıcı ekibi, markanın<br />
kendi yazılımları sayesinde son 30 yılın en kapsamlı kurumsal kimlik<br />
değişikliğini fark yaratacak bir görsellik ekleyerek hayata geçiriyor”<br />
diye konuştu.<br />
Türk Telekom, ABD’nin en prestijli ödül organizasyonlarından olan<br />
Stevie Awards for Sales & Customer Service’te iki ayrı kategoride<br />
ödül kazandı. ABD’nin Las Vegas kentinde 25 Şubat’ta düzenlenen<br />
törende Türk Telekom, “Yılın Müşteri Hizmetleri Şikayet Takımı” ve<br />
“Müşteri Hizmetlerinde Yenilikçilik” kategorilerinde bronz ödüllerin<br />
sahibi oldu. Ödülleri, Türk Telekom Şikayet Yönetimi Müdürü Şenol<br />
Yılmaz aldı.<br />
Şenol Yılmaz, Türk Telekom’un müşteri odaklı entegre iletişim<br />
çözümleri sağlayarak müşterilerine hızlı, kaliteli, ekonomik hizmetler<br />
sunduğunu belirterek, “Bu ödülleri almamızda Türk Telekom çalışanlarının<br />
özverili çalışmalarının ve müşteri odaklı yaklaşımlarının büyük<br />
rolü var” dedi.<br />
Türk Telekom “Yılın Müşteri Hizmetleri Şikayet Takımı” ve “Müşteri<br />
Hizmetlerinde Yenilikçilik” kategorilerinde geliştirdiği “Müşterinin<br />
Kahramanı” projesiyle rakiplerini geride bıraktı. Bu yıl 7.’si düzenlenen<br />
Stevie Awards for Sales & Customer Service için dünya çapındaki<br />
çeşitli kuruluşlardan 1.100’den fazla başvuruda bulunuldu.<br />
18<br />
nisan’13
HABER<br />
Oracle “E–Business Suite” Uygulamalarını “Exadata”<br />
Platformuna Geçiren Teknosa, Yüksek Hız ve<br />
Verimlilik Artışı Elde Etti<br />
“Exadata” geçişini tamamladıktan beş dakika sonra tebrikler gelmeye başladı. Çok ciddi bir hız kazandık. “Exadata” bize hem iş verimliliği ve kalitesi<br />
anlamında hem de iş tarafının emniyeti anlamında kritik önem taşıyan faydalar sağladı.”<br />
Pınar Görgen, Yazılım ve Sistem Geliştirme Müdürü, Teknosa<br />
"Farklı tedarikçilerle farklı bakım işlemleri yapmak, farklı kutuları bir araya getirmek, bundan bir performans elde etmek ve bunun bakımını<br />
sağlayıp, ileriye yönelik işlerimizi sorunsuz olarak yürütmek durumundaydık. Sorun yaşanmaması için çok fazla efor sarf ediyor ve asıl işimiz olan<br />
proje geliştirme işine yeterli kaynakları ayırmakta güçlük çekiyorduk. “Exadata” bütün bu işleri basitleştiren tek bir kutuyla bütün sorunlarımızı hızla<br />
çözdü ve çok yüksek verimlilik ve hızın yanı sıra, gereksiz zaman ve işgücü harcamalarını da minimize etmemizi sağladı.”<br />
Veli Yılmazkaya, Donanım ve İşletim Müdürü, Teknosa<br />
Teknosa ve kullandığınız teknolojiler<br />
hakkında bilgi alabilir miyiz<br />
PINAR GÖRGEN (Yazılım ve Sistem Geliştirme<br />
Müdürü-Teknosa): 2000 yılında beş mağaza ile<br />
faaliyete başlayan Teknosa, bugün Türkiye’nin<br />
77 ilinde 284 mağazasıyla hizmet veriyor.<br />
Türkiye’nin lider ve en yaygın teknoloji<br />
perakendecisi olarak, tüketicilerin teknoloji<br />
ürünlerinde aradıkları her şeyi mağazalarımızda<br />
bulabilmesini hedefliyoruz. “Herkes<br />
için teknoloji” felsefesi doğrultusunda, yaygın<br />
mağaza ağı ile elektronik araçlardan iletişim<br />
araçlarına, kişisel bakımdan ev ürünlerine kadar<br />
her türlü teknoloji ürününü müşterilerimize<br />
sunuyoruz. Ayrıca İklimsa markamız ile<br />
toptan satış ve www.teknosa.com üzerinden<br />
online satış da gerçekleştiriyoruz.<br />
Oracle teknolojilerine dayandırdığımız bir<br />
yazılım altyapısı kurmuş durumdayız. Oracle<br />
Veri Tabanı dışında “Oracle E-Business Suite”<br />
(Oracle EBS) ve perakende modüllerini kullanıyoruz.<br />
Oracle İş Zekası, “Oracle Data Guard”<br />
ve “Siebel CRM” ürünleri de kullandığımız<br />
Oracle teknolojileri arasında yer alıyor. 2010<br />
yılında “Siebel Call Center” ve Kampanya<br />
Yönetimi’ni kurduk. CRM altyapımızı güçlendirmek<br />
amacıyla Siebel Loyalty Management<br />
projesini de sürdürmekteyiz.<br />
Uçtan uca Oracle uygulama ve teknolojileriyle<br />
ilerlemiş bir kuruluş olarak, Oracle bizim<br />
tam anlamıyla sırtımızı dayadığımız bir iş<br />
ortağımız.<br />
Neden “Exadata” ortamına geçmek<br />
için ihtiyaç duydunuz<br />
VELİ YILMAZKAYA (Donanım ve İşletim<br />
Müdürü-Teknosa): Teknosa gibi çok yüksek<br />
miktarda veri ile çalışan kuruluşlarda, geleneksel<br />
sistemler üzerinde yazılım ve işletim<br />
sistemlerini, donanım ve disk katmanlarını<br />
bir araya getirmek, hatırı sayılır miktarda zaman<br />
ve işgücü gerektiren bir iş. Bu bileşenler<br />
arasında uyum sağlanması, konfigürasyonların<br />
ayarlanması da son derece zor ve riskli<br />
bir süreci göze almak anlamına geliyor. Sorun<br />
yaşanmaması için çok fazla efor sarf ediyor ve<br />
asıl işimiz olan proje geliştirme işine yeterli<br />
Soldan Sağa:<br />
ÖRGE AYDIN / Oracle Türkiye Teknoloji Satış Yöneticisi, VELİ YILMAZKAYA / Donanım ve İşletim<br />
Müdürü - Teknosa , PINAR GÖRGEN/ Yazılım ve Sistem Geliştirme Müdürü - Teknosa, FERHAN<br />
ÖZERSON / Sistem Geliştirme Şefi - Teknosa<br />
kaynakları ayırmakta güçlük çekiyorduk.<br />
Tam SAN yapımızı değiştirmek üzereyken<br />
“Exadata” karşımıza çıktı. “Exadata”da şunları<br />
gördük: Sunucu ve disk aynı kutu içerisindeydi,<br />
kabin içerisindeki tüm bileşenler ve<br />
yazılım önceden en iyi şekilde konumlandırılmış<br />
ve birbirleriyle bağlanmış durumdaydı...<br />
“Exadata” bütün bu işleri basitleştiren tek bir<br />
kutuyla bütün sorunlarımızı hızla çözüyordu<br />
ve çok yüksek verimlilik ve hızın yanı sıra,<br />
gereksiz zaman ve işgücü harcamalarını da<br />
minimize etmeyi vaat ediyordu. Aşağı yukarı<br />
bir buçuk günlük bir zaman diliminde tüm bileşenleriyle<br />
kurulum işlemini gerçekleştirdik.<br />
Burada karar vermemizde etkili olan bir<br />
başka çok önemli unsur da büyümeye açık bir<br />
sistem olmasıydı, çünkü biz çok hızlı büyüyen<br />
bir şirketiz.<br />
Bakım maliyetleriniz nasıl bir<br />
düşüş gösterdi<br />
VELİ YILMAZKAYA: “Exadata” ile tanışmadan<br />
önce yapmayı düşündüğümüz yatırımla<br />
ve bu yatırım için gerekecek bakım ve<br />
yönetim maliyetleriyle karşılaştırdığımızda,<br />
“Exadata”nın sahip olma maliyetlerimizi<br />
ciddi oranda düşürdüğünü görüyoruz. Aynı<br />
zamanda sistem odalarında da çok az yer<br />
kaplıyor. Kablo karmaşası yaşamıyorsunuz.<br />
İş kullanıcılarınız bu geçişle<br />
birlikte verimlilik artışı yaşadı mı<br />
PINAR GÖRGEN: “Exadata” geçişini<br />
tamamladıktan beş dakika sonra tebrikler<br />
gelmeye başladı. Çok ciddi bir hız kazandık,<br />
rapor alma süremiz ortalama 20 kat,<br />
yedek alma süremiz ortalama 6 kat kısaldı.<br />
O yüzden “Exadata” bize hem iş verimliliği<br />
ve kalitesi anlamında hem de iş tarafının<br />
emniyeti anlamında çok ciddi avantajlar<br />
kazandırdı.<br />
Bu projede Oracle iş<br />
ortağı Experteam ile<br />
çalıştınız. Experteam’i nasıl<br />
değerlendiriyorsunuz<br />
PINAR GÖRGEN: Kullandığımız 15’i aşkın<br />
modül ve yaptığımız yerelleşmelerimize<br />
rağmen tereyağdan kıl çeker gibi bir proje<br />
tamamladık. Teknosa gibi 7*12 çalışan bir<br />
firmada geçiş için geçici ekranlar yapıp<br />
mağazalarımızında satışa devam etmesini<br />
sağladık. Experteam ekibinin hepsine bu<br />
konuda müteşekkiriz.<br />
advertorial<br />
nisan’13 19
HABER<br />
Turkcell 2012’de Çift Haneli Büyüdü<br />
Turkcell, 2012 dördüncü çeyrek ve<br />
yılsonu finansal ve operasyonel sonuçlarını<br />
açıkladı. 2012’de Turkcell Grup<br />
gelirleri, bir önceki yıla göre %12 oranında<br />
büyüyerek 10,507 milyar TL oldu. Bu<br />
büyümede Türkiye’de %6 oranında artan<br />
ses ve %44 artan mobil internet gelirleriyle<br />
% 33 oranında büyüyen yurtiçi ve yurtdışı<br />
grup şirketlerinin katkısı etkili oldu. Grup<br />
AVFÖK, bir önceki yıla gore %11 artışla<br />
3.242 milyon TL olarak gerçekleşti. Ayrıca<br />
Turkcell tarihindeki en yüksek çeyrek gelirini<br />
de 2012’nin son çeyreğinde kaydetti.<br />
Turkcell’in 2012 yılı finansal ve operasyonel<br />
sonuçlarını değerlendiren Turkcell<br />
VMware’den Kullanıcı Bilişimini<br />
Basitleştirecek Sanal İş Alanı<br />
VMware, hareket halindeki çalışanların verilerine, uygulamalarına<br />
ve masa üstlerine herhangi bir cihazdan, BT güvenliği ve<br />
kontrollerinden feragat etmeden bağlanabilecekleri kapsamlı platformu<br />
VMware Horizon Suite’i hizmete sundu. VMware Horizon<br />
Suite; yeni bir ürün olan VMware Horizon Workspace ile VMware<br />
Horizon View ve VMware Horizon Mirage için yapılan güncellemelerle<br />
birlikte BT bölümlerine kullanıcılara cihazlar üzerinden<br />
uyumlu ve ilgi uyandıran bir deneyim sunan güvenli ve yönetilmesi<br />
kolay sanal bir iş alanı sağlayacak.<br />
VMware Horizon View 5.2, geleneksel fiziksel PC’leri merkezileştirilmiş<br />
BT hizmetlerine dönüştürürken kullanıcı deneyimi,<br />
yönetimi ve hizmeti için esneklik ve tam kontrol sağlayan sanal<br />
bir iş alanı olarak esnek masa üstü hizmetleri veriyor. VMware’in<br />
sunduğu Horizon Workspace, son kullanıcı deneyimini basitleştiren,<br />
verileri, uygulamaları ve masa üstlerini basit toplanmış bir iş<br />
alanında birleştirerek kullanıcılara herhangi bir cihaz üzerinde güvenli<br />
bir şekilde ulaştıran, böylece BT harcamalarını düşüren yeni<br />
bir ürün. VMware Horizon Mirage 4 ise online ve offline üretkenlik<br />
Yedek Varsa, Felaket Yok!<br />
Double-Take’in Türkiye distribütörlüğünü üstlenen Stratus<br />
Bilişim Sistemleri, Ankara’da bilişim firmaları ve kamu kuruluşlarına<br />
yönelik olarak iş sürekliliği çözümleri konusunda bilgi ve<br />
eğitim verdi. Bilgilendirme çalışmasını Dubai’den gelen Double-<br />
Take Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesi Çözüm Mimarı Shahbaz<br />
Wadiwala gerçekleştirdi.<br />
Dünyada özellikle finans kurumlar ve bankaların veri yedekleme<br />
konusunda Double-Take’i tercih ettiğini aktaran Shahbaz Wadiwala,<br />
“Aslında büyük ya da küçük, şirketin ölçeği ne olursa olsun,<br />
yapılan işin herhangi bir kesinti yüzünden durması, büyük çaplı zararlarla<br />
eşdeğer hale geldi” açıklamasını yaptı. Wadiwala, sözlerini<br />
şöyle sürdürdü: “7 gün 24 saat çalışılan global ekonomi dünyasında,<br />
kısa süreli bile olsa çalışmaya ara verilmesi, kurumun felaketine<br />
dönüşebilir. Dünyanın en gelişmiş replikasyon teknolojisini sunan<br />
Double-Take, her hangi bir felaket anında riskleri azaltıyor ve pürüzsüz<br />
iş sürekliliği sağlıyor. Özetlemek gerekirse şirketin yedeği varsa,<br />
felaketi olmuyor.” Türkiye’nin gelişen ekonomisiyle birlikte dijital<br />
Genel Müdürü Süreyya Ciliv “2012 finansal<br />
sonuçlarımız konsolide olarak yüzde 12 büyüdüğümüzü<br />
gösteriyor. 2012 yılında eşsiz<br />
müşteri deneyimi sağlamaya verdiğimiz<br />
önem ve teknolojik çözümlerimizle müşterilerin<br />
tercihi olmaya devam ettik. 2007<br />
yılında başlattığımız ‘bir GSM şirketinden,<br />
iletişim ve teknoloji şirketine dönüşüm’ yolundaki<br />
yolculukta, bu yıl da önemli adımlar<br />
attık. Başarıyla kapattığımız zorlu bir yılın<br />
ardından, <strong>2013</strong> yılında da bu ivmeyi devam<br />
ettireceğimize inanıyorum” diyen Süreyya<br />
Ciliv Turkcell’in müşterileri, çalışanları, iş<br />
ortakları ve hissedarlarına destekleri için<br />
teşekkür etti.<br />
için en uygun son kullanıcı deneyimi sağlıyor, masaüstü hizmetlerini<br />
hiç dokunmadan yöneterek BT harcamalarını da azaltıyor.<br />
veri üretiminin de hızla büyüdüğünü hatırlatan Shahbaz Wadiwala,<br />
kritik veriyi replike etmenin artık kaçınılmaz bir güvenlik önlemi<br />
haline geldiğini sözlerine ekledi.<br />
20<br />
nisan’13
Ali Yavuz Şahin<br />
yavuz@itadvisor.com.tr<br />
RÖPORTAJ<br />
Felaketten Kurtulmak İçin<br />
Doğru Tercih Yapmalısınız<br />
Gelişen teknolojiyle birlikte verinin önemi daha da artıyor. Artık firmalar<br />
veri kaybetmeyi göze alamayacak pozisyona geldiler ve bu konudaki<br />
yatırımlarına ağırlık yapıyorlar<br />
T<br />
ürkiye’de Stratus distribütörlüğünde kullanıcıların beğenisine<br />
sunulan Double-Take yazılımı Windows, Linux ve IBM<br />
platformları için erişilebilir, uygun fiyatlı, kolay kullanılabilir<br />
felaketten kurtarma ve iş sürekliliği yazılımları sunuyor. Bizde sizler<br />
için Double-Take yazılımının geliştiricisi Vision Solution’ın Bölge Satış<br />
Direktörü Wouter Vancoennolle keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.<br />
Vision Solution ve Double Take olarak<br />
kullanıcılarınıza nasıl çözümler sunuyorsunuz<br />
Biz bir yazılım firmasıyız ve müşterilerimize özel yazılım çözümleri<br />
sunuyoruz. Double Take ile birlikte kullanıcılarımıza iş sürekliliği ve<br />
felaketten kurtarma çözümü sunuyoruz. Bu çözüm içerisinde gerçek<br />
zamanlı replikasyon ve yük devretme ile kritik sistemlerin erişilebilirliği<br />
ve aynı zamanda sistemin doğru çalışmasının yanı sıra güvenli<br />
çalışmasını sağlamakta yer alıyor. Vision Solution olarak Double Take ile<br />
birlikte yazılım tarafına odaklanmış durumdayız. Bu yüzden çözümlerimiz<br />
içerisinde yazılım dışında herhangi bir donanım veya depolama<br />
cihazı yer almıyor.<br />
Sunduğunuz yazılım çözümü ile hangi marketleri<br />
hedeflenmiş durumdasınız<br />
Sunduğumuz felaketten kurtarma çözümü tüm sektörleri ilgilendiriyor<br />
ve bizde özel olarak bir marketi hedef almıyoruz. Bizim hedefimiz tüm<br />
marketlerde faaliyet gösteren firmalara ulaşmak. Hali hazırda finansal<br />
sektörde veya bankacılık sektöründe çok yakın çalıştığımız firmalar var.<br />
Bunun yanı sıra petrol sektöründeki firmalarla da birlikte çalışıyoruz.<br />
Başta da söylediğim gibi bizim özel olarak ilgilendiğimiz bir sektör yok.<br />
Çünkü tüm sektörler felaketten kurtarma yazılımına ihtiyaç duyuyor.<br />
Fakat taleplere baktığımızda finans sektörünün diğer sektörlere göre<br />
bizim yazılımımız konusunda biraz daha fazla talepkâr olduğu söylenebilir.<br />
Bu sektörün regülasyonlarının daha fazla olması talebin artmasına<br />
da sebep oluyor.<br />
Yazılım sektörüne baktığımızda felaketten kurtarma<br />
işlemi yapan Double Take’ın yanı sıra birçok yazılım<br />
bulunuyor. Sizin yazılımınızı rakiplerine göre farklı<br />
kılan şey nedir<br />
Bizim sunduğumuz çözüm sadece saf bir yazılımdan ibaret. Müşterilerimize<br />
sunduğumuz bu çözüm ile birlikte özel bir depolama<br />
çözümü veya özel bir donanım kullanmanıza gerek yok. Sadece<br />
bir yazılım ile gerçek zamanlı replikasyon yapabildiğimiz gibi<br />
aynı zamanda sistemin işleyişini koruma ve servisi düzenli tutma<br />
gibi işlemleri sadece yazılım ile gerçekleştirebiliyoruz. Bu durum<br />
altyapının bağımsız olması konusunda büyük bir avantaj sunuyor.<br />
Yazılımımız fiziksel ortam üzerinde çalışabildiği gibi sanal ortamlar<br />
üzerinde de çalışabiliyor. Hem sanal hem de fiziksel ortamlarda<br />
da çalışabilen çözümümüz aynı zamanda markadan bağımsız her<br />
Vision Solution Bölge Satış Direktörü<br />
Wouter Vancoennolle<br />
türlü sunucu üzerinde çalışabildiği gibi yine markadan bağımsız<br />
depolama çözümleri üzerinde de kolaylıkla çalışabiliyor. Başta da<br />
söylediğim gibi Double Take’in ana avantajı bağımsız bir altyapıya<br />
sahip olması ve bu özelliği sayesinde tüm ortamlara kolaylıkla<br />
uyum sağlayabilmesi.<br />
Sanıyorum 7 ay önce son sürümünüz Double Take 6.0<br />
yazılımını müşterilerinizin beğenisine sundunuz. Bu<br />
yeni yazılımın eski sürüme göre avantajları neler<br />
Yeni yazılımımız üzerinde eski sürüme göre önemli güncelleştirmeler<br />
var. Bunların arasında dikkat çekenlerden birisi Hyper-V<br />
için özel yenilikler sunulması. Kullanıcılar Windows Server 2011<br />
üzerinde Hyper-V’yi bundan böyle Double Take 6.0 ile daha güvenli<br />
kullanabilecekler. Bunun yanı sıra yeni sürüm ile birlikte Hyper-V<br />
üzerinde CSV desteği de sunuyoruz. Ayrıca yeni yazılımımız ile tüm<br />
uygulamaları basit bir konsol üzerinden yönetebiliyorsunuz.<br />
Bunların yanı sıra VMware üzerinde de birkaç yeniliğimiz var.<br />
Artık kullanıcılar VMware üzerinde çoklu servisleri seçebiliyorlar.<br />
Tabii ki yeniliklerin hepsini saymamız burada mümkün değil ama<br />
yeni ara yüzümüzde de kullanım açısından büyük değişiklikler<br />
olduğunu söylemeliyim.<br />
nisan’13 21
HABER<br />
Vodafone Türkiye ve Huawei’den<br />
İnovasyon Ortaklığı<br />
Vodafone Türkiye’nin teknoloji ekibi ile teknoloji devi Huawei<br />
ortak inovasyon takımı kurdu. Stratejik işbirliğiyle Vodafone<br />
ve Huawei’nin teknik ekipleri bundan böyle “Joint Business<br />
Innovation Team-Teknoloji ve İnovasyon için Girişim Takımı-JB<strong>IT</strong><br />
adı altında çalışarak birlikte son teknolojileri üretecek. Vodafone<br />
Türkiye ve Huawei arasında yapılan stratejik işbirliği, İspanya’nın<br />
Barselona kentinde düzenlenen Mobil Dünya Kongresi <strong>2013</strong>’te<br />
duyuruldu. İki yıl önce Vodafone’un tüm operasyonları içinde “Küresel<br />
İnovasyon Merkezi” seçilen Oksijen Ar-Ge mühendislerinin<br />
de yer aldığı JB<strong>IT</strong>’de Vodafone ve Huawei ekipleri birlikte projeler<br />
ve katma değerli ürünler geliştirecek.<br />
“Joint Business Innovation Team” bünyesinde geliştirilen ilk teknoloji<br />
için noter huzurunda gerçekleştirilen testte Vodafone Türkiye,<br />
3G’de 11.3 Mbps veri yükleme (upload) hızına ilk ulaşan operatör<br />
olduğunu tescil ettirdi. Vodafone Türkiye, Huawei işbirliğiyle, test<br />
şebekesinde gerçekleştirdiği testle 3G’de veri yüklemede bir üst<br />
aşama olan 11.5 Mbps veri yükleme hızını destekleyen altyapıya<br />
sahip olduğunu gösterdi. Söz konusu teknolojiyle cepten çekilen<br />
Xerox Impika’yı Satın Aldı<br />
Xerox, dakikada 375 metre baskı yapabilen teknolojilere sahip<br />
Impika şirketini satın alarak, geniş ebat su bazlı inkjet baskı<br />
teknolojilerinin kullanıldığı endüstriyel baskı pazarına da adım<br />
atıyor. Üretime yönelik inkjet pazarında 2015 yılına kadar yıllık<br />
yüzde 21 büyüme bekleniyor.<br />
Impika; endüstriyel, ticari, güvenli dokümanlar, etiket ve paketleme<br />
baskılarında kullanılan inkjet baskı çözümlerinin dizayn,<br />
üretim ve satışını gerçekleştiren lider şirketler arasında yer alıyor.<br />
Patentli bir teknolojiye dayanan su bazlı inkjet baskıda geniş bir<br />
portföye sahip olan Impika’nın ürün gamı içerisinde, dakikada 375<br />
metre baskı hızına sahip sürekli besleme (continupus feed) baskı<br />
sistemleri grubu “iPrint” ve 2400 x 1200 dpi çözünürlüğe sahip<br />
50 megabayt’lık (MB) bir video 70 saniye yerine 35 saniyede, 2 kat<br />
daha hızlı video paylaşım sitelerine yüklenebilecek.<br />
dijital baskı sistemleri grubu “iPress” de bulunuyor.<br />
Xerox’un mevcut xerografik üretim sitemlerine ek olarak Impika<br />
teknolojileri, dünyanın tek yüksek kapasiteli susuz inkjet baskı<br />
sistemleri Xerox CiPress Production Inkjet Sistemleri’nin daha da<br />
geliştirilmesine ve pazarlanmasına katkı sağlayacak. Impika’nın<br />
sunduğu teknolojilerin de eklenmesiyle Xerox, sektörün en geniş<br />
dijital baskı sistemleri ürün gamını sunuyor olacak.<br />
Dell Yeni Yedekleme ve Kurtarma Çözümü<br />
DR<strong>41</strong>00 Cihazını Tanıttı<br />
Dell, işletmelerin şirket verilerini yedekleme ve kurtarma<br />
maliyetlerini, daha etkin şekilde kontrol altında tutmalarına<br />
ve düşürmelerine yardımcı olmak amacıyla Fluid Data mimarisi<br />
üzerine kurulu ‘gelecek nesil diske yedekleme cihazını’ satışa<br />
sunuyor. Yeni, yüksek performanslı diske yedekleme cihazı olan<br />
Dell DR<strong>41</strong>00, Dell’in cihazda yerleşik olan veri tekilleştirme ve<br />
sıkıştırma teknolojileri sayesinde, işletmelerin yedekleme için ihtiyaç<br />
duydukları depolama kapasitesini 15 kata kadar düşürmeye<br />
yardımcı olabilecek.<br />
Dell Veri Depolama Sistemleri Türkiye İş Geliştirme Müdürü Şükrü<br />
Ergür konuyla ilgili olarak: “Dell DR<strong>41</strong>00, teybe yedekleme ortamlarını<br />
büyütmek ya da daha hızlı ve güvenilir disk tabanlı ortamlarla<br />
değiştirmek isteyenler için, yedekleme ve kurtarmayı basitleştirirken,<br />
veri depolama kaynaklarını da en uygun hale getiriyor. Genişletme<br />
raflarının eklenmesi, gelişmiş veri tekilleştirme ve sıkıştırma teknolojilerimiz,<br />
işletmelere veri korumayı yönetmek için de basit, uygun<br />
fiyatlı ve ölçeklenebilir bir yöntem sunuyor” dedi.<br />
C<br />
M<br />
Y<br />
CM<br />
MY<br />
CY<br />
CMY<br />
K<br />
22<br />
nisan’13
HABER<br />
ERP Komitesi Akademisyenleri ve Yönetim<br />
Danışmanlarını Göreve Çağırdı<br />
DuPont Türkiye’ye Taze Kan<br />
ERP Komitesi, Akademisyenler ve Yönetim Danışmanlardan<br />
oluşan kurulunda Türkiye’deki firmaların kurumsallığı, kurumsal<br />
yönetim sistemlerine olan yakınlığı, operasyonel verimlilik konularını<br />
masaya yatırmak ve çözüm önerileri geliştirmek, aksiyonlar<br />
belirlemek üzere yakında bir araya geliyor olacak. ERP Komitesi’nin<br />
faaliyete geçiyor olan diğer kurulu ise ERP kullanıcılarının sorunlarının<br />
ve çözüm önerilerinin tartışıldığı ERP kullanıcıları kurulu. 07<br />
Mayıs 2012 tarihinde faaliyetlerine başlayan ERP üreticilerinin ve<br />
hizmet sağlayıcılarının buluştuğu ERP üreticileri ve hizmet sağlayıcıları<br />
kurulu çalışmalarına devam ediyor.<br />
ERP Komitesi, işbirlikleri ve iletişim platformu olma özelliği sayesinde<br />
kurumlar farklı politikalara sahip olsa da yönetim sistemleri<br />
oluşturma, verimlilik artışı ve operasyonel mükemmellik için anlayış<br />
ve kuralların birlikte oluşturulmasına zemin teşkil etmek üzere<br />
Şubat 2012 tarihinde kuruldu ve 1.800’den fazla bireysel ve kurumsal<br />
üyesi var.<br />
Detaylı bilgi için komite resmi web sitesi: www.erpcommittee.org<br />
DuPont Türkiye, İnovasyon Merkezi Müdürlüğü görevine atanan<br />
Mehmet Demiray, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki eğitimini tamamladıktan<br />
sonra, ABD Akron Üniversitesi’nde Polimer Mühendisliği<br />
ve West Virginia Üniversitesi’nde işletme alanında eğitim almış.<br />
200 yılı aşkın köklü bir geçmişi olan, dünyanın en saygın şirketlerinden<br />
birinde çalışmaktan her zaman büyük mutluluk duyduğunu<br />
belirten Mehmet Demiray şöyle konuştu: “Bir bilim firması olan<br />
DuPont tarafından İstanbul’da açılacak olan Inovasyon Merkezi<br />
müdürlüğü görevimden dolayı onur duymamın yanı sıra, büyük bir<br />
sorumluluk hissediyorum. Dünya’nın farklı ülkelerinde bulunan<br />
DuPont Inovasyon Merkezleri’nin 11ncisi olan bu merkezde sürdüreceğimiz<br />
çalışmalardaki amacımız, işbirliğine dayalı inovasyon<br />
yaklaşımımızla, Türkiye’de farklı sektörlerin ihtiyaçlarına yönelik<br />
çalışmalar yapmak ve büyümeye katkı sağlamak olacaktır.”<br />
DuPont’un geliştirdiği DuPont İnovasyon Merkezleri global ağı,<br />
inovasyon ve işbirliğine yeni bir bakış açısı getiriyor. Müşterilerini<br />
ve potansiyel müşterilerini, hükümetler, STK’lar, üniversiteler ve<br />
diğer stratejik düşünür ve uzmanlarla bir araya getirerek, bölgesel<br />
ve küresel sorunların çözümü için bir işbirliği ortamı hazırlamayı<br />
amaçlıyor.<br />
En Prestijli IBM Ödülleri ComPro ve Avnet’in!<br />
IBM’in her yıl değişik kategorilerde en yenilikçi<br />
çözümleri üreten, iş mükemmeliyeti,<br />
gelişmiş yetenekleri ve sıra dışı bir müşteri<br />
deneyimi sunma konusunda en iyi performansı<br />
gösteren çözüm ortakları arasından seçerek,<br />
dünya çapında yüzlerce başvuru içerisinden<br />
sadece sayılı şirkete verdiği <strong>2013</strong> “IBM Beacon<br />
Awards” ve “IBM Choice Awards” ödüllerinin<br />
sahipleri belli oldu.<br />
Dünyada farklı kategorilerde 30 şirkete verilen<br />
IBM Beacon Ödülü’nü Türkiye’den “Bulut<br />
Hizmetleri Çözüm Sağlayıcısı” kategorisindeki<br />
başarısıyla ComPro kazandı. Değişik coğrafyalardan<br />
çözüm ortaklarının müşterilerle<br />
çalışma ilişkilerinin ve IBM çözümlerini satma<br />
becerilerinin ödüllendirildiği IBM Choice<br />
Ödülü’nü ise “En iyi Distribütör” kategorisindeki<br />
performansıyla ülkemizden Avnet<br />
kazandı. ComPro Genel Müdürü Abdurrahman<br />
Keklik, “iki yıl üst üste bu gururu yaşamak<br />
elbette tesadüf değildir. Ekip olarak yıllardır<br />
önceliğimizi müşteri memnuniyeti olarak belirledik<br />
ve tamamladığımız yüzlerce projede de bu<br />
ilkeyi amaç edindik” dedi. Avnet Genel Müdürü<br />
Hakkı Eren, “geçtiğimiz yıl bizim için ayrıca<br />
önemliydi çünkü birçok ilke de imza attık, bu<br />
ödül süregelen başarımızın ve bu ilklerin bir<br />
yansımasıdır” dedi.<br />
24<br />
nisan’13
HABER<br />
Yapı Kredi Bankacılık Ekranları<br />
OBSS ile Tek Çatı Altında<br />
Farklı teknolojilerle geliştirilmiş olan ekranlarını, Java teknolojisi altında biraraya<br />
getirmeye karar veren Yapı Kredi, yazılım sektörünün önde gelen şirketlerinden biri<br />
olan OBSS’yi seçti. OBSS, Önyüz Yenileme Projesi ile verimliliğini artırmak isteyen Yapı<br />
Kredi’nin Oracle Forms ekranlarını, işlevlerini aynen koruyarak yeni platforma taşıdı<br />
Önyüz yenileme projesi kapsamında Oracle Forms ekranlarını, işlevlerini aynen koruyarak Java<br />
Teknolojileri ile yeniden geliştiren OBSS, projenin gelişim sürecinde bankanın geliştirdiği mimaride<br />
“olduğu gibi taşıma” (as-is migration) standartlarının belirlenmesini sağladı.<br />
Vural ERKOÇ<br />
Yapı Kredi İş Akışı ve İştirakler Yazılım Geliştirme Direktörü<br />
Servis Odaklı Mimariye Dayanan Tek Bir Önyüz<br />
Platformu İhtiyacı<br />
Yapı Kredi İş Akışı ve İştirakler Yazılım Geliştirme Direktörü M. Vural<br />
Erkoç neden böyle bir konsolidasyon projesine ihtiyaç duyduklarını<br />
şöyle açıklıyor: “Bankada farklı platformların kullanılıyor olması, bizim<br />
de tüm bu teknolojilere hakim olmamızı gerektiriyor. Bu da hepimizin<br />
zamanını daha fazla dolduran bir durum. Yapı Kredi’nin hedef mimarisi<br />
olarak belirlediği servis odaklı mimariye dayanan, web tabanlı, en son<br />
teknolojilerin kullanıldığı Önyüz Yenileme Projesi bankanın bir çok<br />
uygulamasını Java tabanlı tek bir platforma bir kısmı “as-is” olarak, bir<br />
kısmı da verimliliğimizi artıracak ve zamanı kısaltacak şekilde yeniden<br />
tasarlanarak aktarıldı.”<br />
M. Vural Erkoç neden OBSS ile çalışmayı tercih ettiklerini şöyle<br />
açıklıyor: “OBSS’nin uyguladığı iş süreçleri gerçekten çok etkileyici. Belirli<br />
standartlarda ilerleyen bir süreç izlerlerken, insan kaynağı gerektiğinde<br />
hızlı bir şekilde kaliteli kaynak bulup eğiterek projelerimiz için mobilize<br />
edebiliyorlar. Bu kaynakları bulurken üniversitelerle yaptıkları<br />
işbirliklerinin, açtıkları yarışmaların ve eğitim programlarının çok etkili<br />
olduğunu düşünüyoruz.”<br />
Erkoç, OBSS’nin projedeki performansını ise şöyle değerlendiriyor:<br />
“OBSS yaptığı işi çok kaliteli yapıyor. Hem gerektiğinde projenin önceden<br />
belirlenen zamanda yetişmesi için özverili çalışıyorlar, hem de sonrasında<br />
yaptıkları işin desteğini çok iyi sağlıyorlar. OBSS bilgi birikimi ve insan<br />
kaynağıyla projenin başından sonuna kadarki değişik aşamalarında<br />
farklı roller üstlendi. OBSS her şartta hep yanımızda, üretken bir biçimde<br />
çalıştı.”<br />
Tümüyle Java tabanlı olan yeni platformun önyüzlerine web tarayıcıyla<br />
erişilirken arka tarafta servis odaklı mimari ve veritabanı katmanı<br />
yer alıyor. İş süreçlerinin işletildiği bir süreç motoru bulunan yeni<br />
platformda, banka iş birimlerinin parametrik karar mekanizmalarını ve<br />
karar ağaçlarını içeriyor.<br />
Yüksek Verimlilik<br />
Vural Erkoç, Önyüz Yenileme Projesi kapsamında iş süreçlerinin<br />
iyileştirildiğini ve belirli bir öğrenme süreci sonrasında kullanıcıların<br />
verimliliğinin artacağını beklediklerini belirterek, şu bilgileri veriyor:<br />
“Proje kapsamında süreçler elden geçirilerek yalınlaştırılıyor. Yeni<br />
platformla birlikte ekranlara belirli bir kullanılabilirlik standardı<br />
getiriliyor. Standartlar öncelikle Bilişim Tekonolojileri Yönetimi’nin işini<br />
kolaylaştırıyor ve üretkenliğini artırıyor. Ayrıca çok sayıda platformdan<br />
tek bir platforma geçerek sistemlerimizi konsolide ediyor olmak, pek çok<br />
yönden tasarruf sağlıyor.”<br />
Son olarak Önyüz Yenileme Projesi’nin yazılım yaşam döngüsü<br />
metodolojisine tümüyle uygun şekilde hayata geçirildiğini vurgulayan<br />
Vural Erkoç, “Bu metodolojiyi kullanmanın önemli bir başarı faktörü<br />
olduğunu düşünüyoruz; çünkü analiz aşamasından son kullanıcı<br />
testlerine kadar disiplinli bir süreç içeriyor. Özellikle bankacılık<br />
önyüzlerinin yenilendiği gibi büyük çaplı, karmaşık projelerde bu<br />
metodolojinin izlenmesi bir zorunluluk. Proje kapsamındaki aşama<br />
paketlerinin önceden belirlenen zamanlarda, gecikme olmaksızın hayata<br />
geçiriliyor olması doğru yolda ilerlediğimizin bir kanıtı” diyor.<br />
OBSS Hakkında<br />
2005 yılında kurulan OBSS, finans ve telekom sektöründe Türkiye’nin<br />
en büyük ve prestijli kurumlarına yazılım hizmeti vermektedir. OBSS,<br />
170 kişilik kadrosuyla, Java ve .Net alanında anahtar teslim projeler<br />
gerçekleştirmekte ve dış kaynak hizmeti vermektedir. Kurumsal<br />
mimari, proje yönetimi, sürüm ve konfigürasyon yönetimi, yazılım<br />
kalite güvence testleri, <strong>IT</strong> offshore hizmetleri ve mobil uygulamalar<br />
başlıklarındaki tecrübesi, öne çıkan özellikleri olmaktadır. Oracle ve<br />
Atlassian’ın iş ortakları arasındadır.<br />
nisan’13 25
RÖPORTAJ<br />
Ali Yavuz Şahin<br />
yavuz@itadvisor.com.tr<br />
Büyük Veriyi Yönetmenin<br />
Zamanı Geldi<br />
“Büyük Veri” uygulamalarında kapsamlı ürün portföyü yenilikleri sunan<br />
DDN, Scaler serilerine bir yenisini daha ekledi. Hadoop Scaler adındaki bu<br />
yeni aracı DDN Ülke Müdürü Oğuzhan Bayburs’a sorduk<br />
‘Büyük Veri’ gereksinimi olan kurumlara DDN neler<br />
sunuyor<br />
DDN henüz “Büyük Veri” terimi bulunmadan önce, “Büyük Veri” ile<br />
ilgili zorluklar üzerinde 10 yıldan uzun süredir pek çok yönden uzmanlık<br />
kazanmıştır. Yeni nesil veri merkezlerinde, endüstrinin önde gelen<br />
dağıtımlı bulut depolama uygulaması çözümünü Türkiye’de kullandırmaya<br />
başladık.<br />
Bu devrim niteliğindeki nesne tabanlı bulut depolama sistemi ile<br />
içeriğin küresel çapta dağıtılmasına dair ihtiyaçlara hitap etmekle kalmayıp<br />
organizasyonların coğrafi yönden dağıtık alanlar boyunca kendi<br />
depolama bulutlarını kolayca kurmalarına ve çalıştırmalarına da imkan<br />
tanımalarını sağladık.<br />
Sadece “Büyük Veri” değil aynı zamanda “Hızlı Veri” kavramını da beraberinde<br />
getiren DDN ürünleri; Hyper-Ölçeklenebilir, dağıtık mimari,<br />
yeterlilik ve güvenilirlik sunmaktadır.<br />
Yeni nesil veri merkezlerinde web, masaüstü veya akıllı telefon istemcileri<br />
üzerinden her zaman her yerden erişim; büyük dosyaları e-posta<br />
kullanmadan, bilişim teknolojileri politikalarını ihlal etmeden kolayca<br />
paylaşmak ve yayınlamak kullanıcılar için hızlı ve kolay depolama<br />
kurulumuyla karmaşıklığı azaltmaktadır. Aygıt kaybı ve arızasından<br />
kaynaklanan veri kayıplarına karşı koruma sağlayan ürünlerimizle<br />
kullanıcılara kusursuz çözümler getiriyoruz.<br />
DDN’in yeniliklerinden bahseder misiniz<br />
Dünyanın en yüksek veri yoğunluklu ortamları için optimize edilmiş<br />
“Büyük Veri” uygulamalarında kapsamlı ürün portföyü yenilikleri<br />
gereklidir. Dünyanın en büyük dosya depolama sistemlerinin ve titiz<br />
uygulamaların performans ve ölçeklenebilme eşiğindeki gereksinimleri<br />
giderek artmıştır. DDN, Dünyanın en yüksek veri yoğunluklu ortamları<br />
için optimize edilmiş “Büyük Veri” uygulamalarında kapsamlı ürün<br />
portföyü yenilikleri sunmaktadır. Son olarak Scaler serilerine bir yenisini<br />
daha ekledi. Hadoop Scaler.<br />
Hadoop Scaler’in sağladığı avantajlar nelerdir<br />
Supercomputer, Medya, CCTV, Yaşam Bilimleri, Bulut Bilişim alanlarının<br />
ünlü kovboyu DataDirect Networks (DDN), efsane Scaler serilerine<br />
Scale-Out Hadoop disk sistemini getirirken, Big Data (Büyük Veri) konseptini<br />
Hadoop ile yoğurarak hem depolama hem de hesaplama tarafını<br />
tek bir platformda birleştirdi. Bu yöntem ile Hadoop iş yüklerinde yavaşlayan<br />
sunucu kümelemelerindeki veri transfer darboğazları ortadan<br />
kaldırılmış oldu. Bunun için DDN, dünyanın en hızlı disk sistemi SFA12K<br />
platformunu, 40Gbps Infiniband üzerinden sunucularla, Hortonworks<br />
Hadoop dağıtımını baz alarak entegre etti.<br />
xStreamScaler, GridScaler, ExaScaler ve Web Object Scaler’dan sonra<br />
şimdi de hScaler . Yani meşhur Hadoop Scaler .<br />
DDN filinin ayak seslerini şimdiden duymaya başladınız bile…<br />
DDN Ülke Müdürü<br />
Oğuzhan Bayburs<br />
Acaba buna analitik performans canavar mı demek<br />
lazım Yoksa dünyanın en hızlı Hadoop aracı mı<br />
hSCaler içinde yer alan SFA12K disk sistemi 40GB/saniye performansı<br />
ve 1.4 milyondan fazla IOPS kabiliyeti ile dünyanın en hızlı depolama<br />
aygıtına dönüştürüyor.<br />
Cihaz paket olarak Hadoop ve ETL (Extract-Transfer-Load) araçlarını<br />
da içeriyor. Beraberinde 200 den fazla konnektörden veriyi ingest eden<br />
DDN hScaler, 8.000 node’lu bir Hadoop Cluster’dan alınan performansa<br />
eş değer bir rakamla karşımıza çıktı.<br />
DDN hCluster’da çok esnek bir konfigürasyonlama yöntemi uyguluyor.<br />
Dilerseniz yüksek erişilebilir hesaplama, dilerseniz kapasite ölçeklendirebilen<br />
bağımsız veri node’ları. Hem hesaplama hem de depolama,<br />
ölçeklenebilen unitelere ayrı ayrı eklenebiliyor. Hem 10K 15K disk hem<br />
de flash teknoloji desteği olan sistemde 2 rack kabinette, 1.680 adet<br />
diske kadar çıkabiliyor. Gerek hScaler gerekse de Hadoop operasyonları<br />
DirectMon Analytics kümeleme yazılımı üzerinden yönetilebiliyor. Bakalım<br />
DDN önümüzdeki zamanda hangi Scaler aile bireyini duyuracak<br />
merakla bekleyin.<br />
26<br />
nisan’13
HABER<br />
FİNANS SEKTÖRÜNE YÖNELİK<br />
ÇÖZÜMLER<br />
PORTAL ve<br />
iŞ AKIŞI<br />
ÇÖZÜMLERİ<br />
KURUMSAL İÇERİK<br />
ve DOKÜMAN YÖNETİMİ<br />
Döküman Arşivleme<br />
Hasar Yönetimi<br />
Sözleşme Yönetimi<br />
BÜYÜK VERİ<br />
YÖNETİMİ<br />
MOBİL HİZMETLER<br />
Cihaz Seçimi<br />
Yönetilebilirlik<br />
Güvenlik<br />
Uygulama Geliştirme<br />
Entegrasyon<br />
VERİ MERKEZİ<br />
ÇÖZÜMLERİ<br />
DİJİTAL FORM<br />
İŞLEME<br />
DİJİTAL BAŞVURU<br />
TAKİBİ<br />
Finans sektörü için standart ve regülasyonların gerektirdiklerini<br />
yerine getirmek üzere teknolojinin uyarlanması ve kullanımı ön plana<br />
çıkarken, aynı zamanda operasyonel verimliliğin arttırımı, sektörel<br />
rekabette avantajlı olmak gibi stratejik konular, bilginin yönetimini<br />
çok daha önemli hale getirmektedir.<br />
www.datamarket.com.tr<br />
info@datamarket.com.tr<br />
(0212)337 07 07<br />
mart’13 27
RÖPORTAJ<br />
Ali Yavuz Şahin<br />
yavuz@itadvisor.com.tr<br />
Dış ve İç Tehditlere Karşı<br />
Firmanız Ne Kadar Güvende<br />
Bu ayki röportajlarımızdan bir tanesini Cyber-Ark firmasının Bölge<br />
Direktörü Ana-Maria Boldizsar ve Cyber-Ark’ın Türkiye’deki mümessili<br />
<strong>IT</strong>way VAD firmasından Ürün Müdürü Özlem Öksüz ile gerçekleştirdik<br />
C<br />
yber-Ark uçtan uca güvenlik fikrinden yola çıkarak, etkili<br />
güvenlik sunan bir çözümü üretmek amacı ile sektörde kabul<br />
gören güvenlik uzmanlarından oluşan bir ekip tarafından<br />
1999 yılında kurulmuş. Kurumların içeriden ve dışardan oluşan<br />
tehditlere karşı korunması ve yönetiminde uzmanlaşmış global bir bilgi<br />
güvenliği firması olan Cyber-Ark hakkındaki sorularımızı öncelikle Ana-<br />
Maria Boldizsar’a yöneltiyoruz.<br />
Bizlere Cyber-Ark hakkında bilgi verebilir misiniz Cyber-<br />
Ark neler yapıyor, firmalara ne gibi çözümler sunuyor<br />
Cyber-Ark güvenlik alanında faaliyet gösteren imtiyazlı bir kimlik<br />
yönetim çözümü. Bu çözümümüzü kurumların daha güvenli iletişim<br />
sağlaması için sunuyoruz. Kısacası Cyber-Ark yazılımı sayesinde kurumlar<br />
kullanıcılarının, uygulamalarının ve hassas bilgilerinin hem içeriden<br />
oluşan tehditlere hem de gelişmiş dış tehditlere karşı korunması ve<br />
yönetimini sağlıyor.<br />
Cyber-Ark kurumlara bir yazılım çözümü sunuyor ve<br />
bu çözümler arasında Privileged Identity Management<br />
(PIM) Suite, Privileged Session Management (PSM)<br />
Suite ve Sensitive Information Management Suite (SIM)<br />
yazılımları bulunuyor. Bu yazılımlar kullanıcılara ne gibi<br />
yararlar sağlıyor<br />
Hesap bilgileri ve şifreleri saklamak her zaman zorlu bir işlemdir. Bu<br />
bilgileri gerektiğinde kullanmak ve yönetmek gerektiğinde karşınıza<br />
Cyber-Ark’ın Privileged Identity Management (PIM) Suite uygulaması<br />
çıkıyor. Bu uygulama sayesinde kullanıcılar network içerisindeki<br />
bilgilere (bu bilgiler bir veritabanında veya sunucuda olabilir) güvenli<br />
bir şekilde erişebiliyorlar. Privileged Session Management (PSM) Suite’i<br />
ise PIM’in kız kardeşi olarak düşünebilirsiniz. PSM ücretsiz bir yazılım<br />
ve kritik sistem üzerinden akan verileri izlemenize ve kaydetmenize<br />
olanak sağlıyor. SIM ise hassas bilgilerin yönetimi ve korunmasının yanı<br />
sıra şirket dışı aktarımlarda güvenli bir platform oluşturmasıyla öne<br />
çıkıyor.<br />
Piyasada birçok güvenlik firması var ve size benzer<br />
çözümler sunuyorlar. Cyber-Ark’ın çözümlere<br />
baktığımızda rakiplerine göre farklı kılan şey nedir<br />
Öncelikle biz patentli bir teknolojiye sahibiz. Bunun anlamı, bizim<br />
kullandığımız teknolojiyi başka bir firma veya yazılım kullanmıyor, anlayacağınız<br />
biz bu teknolojiyi kullanan tek firmayız. Bizi diğer firmalardan<br />
farklı kılan birkaç ana neden var. Bunlardan ilki herhangi bir şirkette<br />
kullanılan yazılım ne olursa olsun sisteme entegre olabiliyoruz. Bir<br />
diğeri ise müşterilerimize sistemleri üzerindeki bilmedikleri noktaları<br />
gösterebiliyoruz. Genel olarak Cyber-Ark’ın sunduğu çözümlere baktığımızda<br />
eşsiz çözümler sunduğumuzu söyleyebiliriz. Bu sayede diğer<br />
firmalardan ayrılıyoruz.<br />
Cyber-Ark Bölge Direktörü<br />
Ana-Maria Boldizsar<br />
Önümüzdeki günlerde firmaları ne gibi tehlikeler<br />
bekliyor olacak Bir güvenlik firması olarak firmalara<br />
önerileriniz neler<br />
Bu günlerde birçoğumuz siber ataklar hakkında konuşuyoruz ve bu<br />
ataklar genellikle firmalar üzerine yapılıyor. Siber atak yapılan firmaların<br />
belirli bir sektörü yok her sektörden veya her türden firma bu tarz<br />
siber ataklardan etkilenebiliyor. Bizim çözümlerimiz bu tarz ataklara<br />
karşı konulması için geliştirilmiş çözümler ve ürünlerimize sahip firmalar<br />
bu tarz ataklara karşı çok hızlı tepki gösterebiliyorlar.<br />
Cyber-Ark’ın Türkiye’deki yapılanması ve <strong>IT</strong>way ile ilgili sorularımızı da<br />
<strong>IT</strong>way VAD firmasından Ürün Müdürü Özlem Öksüz’e soracağız.<br />
<strong>IT</strong>way ve Cyber Ark’ın birliktelik macerasından bizlere<br />
bahsedebilir misiniz<br />
<strong>IT</strong>way ve Cyber Ark’ın birlikteliği 2012 yılının son çeyreğinde başladı.<br />
Hali hazırda Cyber Ark’ı Türkiye’nin önde gelen finans kuruluşları ve<br />
bankalarında kullanılıyor. Bildiğiniz gibi <strong>IT</strong>way sunduğu çözümlerle<br />
ilgili eğitimlerde veriyor ve dönem içerisinde Cyber Ark’la ilgili de<br />
eğitimler açmayı düşünüyoruz. Muhtemelen yılın ikinci yarısı gibi çeşitli<br />
workshoplarla bu konudaki gereklilikleri yerine getireceğiz.<br />
Cyber Ark ile güvenliğin kritik olduğu firmalara hizmetler sunmak<br />
istiyoruz. Çünkü bizim ürünümüz bulmacanın eksik parçasını tamamlıyor.<br />
<strong>IT</strong>way, bünyesine kattığı Cyber Ark ve diğer çözümleriyle birlikte<br />
müşterilerine uçtan uca bir güvenlik çözümü sunuyor. Bu konuda da<br />
her geçen gün kendimizi geliştirmeye devam ediyoruz.<br />
28<br />
nisan’13
HABER<br />
Ferrari Infor’dan Güç Alıyor<br />
Yüksek performanslı otomobilleriyle dünyaca tanınan Ferrari<br />
otomobillerinin alıcıları, müşteriye duyarlılık ve hizmet<br />
anlamında en iyisini talep eder. Müşterilerin bu değerli ürünün<br />
teslimatı için standart süre olan 12 ay boyunca beklemeye çok<br />
daha isteksiz olduğu Çin ve Orta Doğu gibi yeni pazarlarda artan<br />
taleple birlikte, Ferrari, giderek artan talebi kaliteden ödün vermeden<br />
karşılamak için üretim miktarını ve hızını artırmak zorunda<br />
olduğunun farkında vardı.<br />
Ancak bu ciddi bir sorun yarattı; çünkü her Ferrari kendine özgüdür.<br />
Her müşteri, sadece kendi otomobiline özgü renk seçiminden,<br />
koltukları ve araç içini kaplamada kullanılan malzemeye kadar<br />
birçok ayrıntıyı kendi zevkine göre tasarlatma lüksüne sahiptir.<br />
Dolayısıyla birbirinin eşi iki Ferrari bulunmaz. Her müşteri, eşsiz<br />
bir araç satın alır. Ferrari bu noktadan yola çıkarak, müşterilerin<br />
beklentilerine cevap verebilen, esnek bir üretim yapısına ihtiyaç<br />
duyduğu sonucuna vardı. Bu yapı, yeni üretim yaklaşımı için<br />
belirlenen hedefleri yakalayabilecek çeviklikte bir iş yazılımı<br />
ile desteklenmeliydi. Bu yüzden Ferrari, dünyanın önde gelen<br />
kurumsal bilişim teknolojileri uygulayıcısı Infor ile altyapılarının<br />
yenilenmesi konusunda işbirliği gerçekleştirdi.<br />
Kobiler İşlerini Dışarıdan Yaptırma Eğiliminde<br />
Freelancer.com gerçekleştirdiği Küçük Ölçekli İşletmeler Araştırması<br />
geçtiğimiz günlerde yayınlandı. Araştırmaya katılan<br />
2500 Türk küçük ölçekli işletme sahibinin %52’si, geçtiğimiz 12<br />
ay boyunca işi danışmanlara ve serbest çalışanlara yaptırmanın<br />
büyüme kapasitelerinde merkezi bir rol oynadığını belirtmiş. 2500<br />
kobi’nin %57’si, belirli becerileri istedikleri gibi ve istedikleri<br />
zaman elde edebilmenin sağladığı esneklikten yararlanarak, tam<br />
zamanlı çalışanlar istihdam etmek yerine, işi serbest çalışanlara<br />
yaptırmaya tercih etmiş.<br />
“Araştırma, rekabetçi kalmak ve büyümek için, kobi’lerin yapamadıkları<br />
işler için uzmanlar tuttuğunu gösterdi; şirketlerini ve dinamik<br />
e-ticaret sitelerini daha verimli çalıştırmak için <strong>IT</strong> sistemleri<br />
tasarlamaktan pazarlama, finans ve hesap uzmanlarına kadar,” diye<br />
konuşan Freelancer.com CEO’su Matt Barrie sözlerine şöyle devam<br />
ediyor: “2012 yılında kobi’lerin çoğu, kendi kendilerine yapamadıkları<br />
işleri görmezden gelmek yerine, dışarıdan çalışanlara yaptırabileceğini<br />
fark etti. Bu şekilde, başka türlü şirketlerine katamayacakları<br />
uzmanlığı elde ediyorlar. Ve kaynakları kısıtlı olduğundan,<br />
yalnızca ihtiyaç duydukları zaman hizmetlere para ödeyeceklerini<br />
fark ettiler.”<br />
Türkiye İle İşbirliğimizi Genişletmek İstiyoruz<br />
İsveç ve Türkiye arasındaki kültürel ve<br />
stratejik işbirliğini geliştirmek amacıyla<br />
Stockholm’e resmi bir ziyaret yapan Cumhurbaşkanı<br />
Abdullah Gül, İsveç Dışişleri Bakanlığı<br />
tarafından desteklenen, TeliaSonera’nın<br />
sponsoru olduğu Stockholm Üniversitesi Türk<br />
Enstitüsü’nün açılışını da yaptı. Cumhurbaşkanı<br />
Gül tören sırasında TeliaSonera CEO’su Per<br />
Arne Blomquist’le de görüştü.<br />
90’ların başında Turkcell’in kurucu<br />
ortaklarından ve en büyük hissedarı<br />
olarak Türkiye’ye geldiklerini ve 20 yıldır<br />
Türkiye’de hizmet verdiklerini ve Türkiye’de<br />
bulunmaya devam edeceklerini belirten<br />
Blomquist TeliaSonera’nın Avrasya operasyonunun<br />
merkezinin İstanbul’da olmasının<br />
bir tesadüf olmadığını söyleyerek sözlerine<br />
şöyle devam etti:<br />
“TeliaSonera olarak Türklerin yönetim<br />
becerileri ve Türkiye’nin coğrafi ve kültürel<br />
konumu Avrupa ve Asya kıtaları için stratejik<br />
önem taşıyor. Bu nedenle Türkiye’yi Avrasya<br />
operasyonlarımızın yönetim merkezi olarak<br />
kullanmaya devam edeceğiz. Türkiye’de<br />
büyük bir potansiyel görüyoruz. Türkiye<br />
sadece kendi içinde başarılı bir ülke değil, aynı<br />
zamanda civar ülkeler için de ekonomik ve<br />
politik önemi her geçen gün artan bir ülke.”<br />
30<br />
nisan’13
Büyük Veri Dev<br />
Fırsatlar Getiriyor<br />
D<br />
ünyanın en büyük şirketlerine veri ambarı, kampanya yönetimi ve Büyük Veri (Big<br />
Data) çözümleri sunan Teradata, faaliyetlerini temelde yalnızca veri ambarı ve analitik<br />
çözümler odaklı olarak sürdürüyor. Teradata, ABD’nin en etik 10 şirketi ve en iyi 10<br />
yazılım şirketi listesinde yer alıyor. Bugün Büyük Veri yönetimi dendiğinde akla ilk gelen şirketler<br />
arasında Teradata’nın yer alması rastlantı değil. Teradata kurulduğu günden bu yana büyük<br />
veriyi kullanarak derin analitik çözümler sunmayı amaçlıyor ve bunu başarıyla gerçekleştiriyor.<br />
Günümüzde adını sıkça duyduğumuz MPP (Massively Parallel Processing) mimarisi, Teradata<br />
Veritabanı’nın 34 yıldır yapıtaşını oluşturuyor.<br />
Teradata’nın gerçekleştirdiği çalışmalar, “Büyük Veri’nin iş dünyası ve iş süreçleri açısından<br />
önemi nedir” sorusunu da net bir biçimde yanıtlıyor. Açıkça ifade etmek gerekirse, günümüzün<br />
en büyük teknolojik fenomenlerinden biri haline gelen “Büyük Veri”, şirketlerin içinde olup olmamayı<br />
seçebilecekleri bir konu değil. Bu aslında ‘büyük para’ diye de adlandırabilecek pazarları ve<br />
beraberinde getirdiği fırsatların içeriğini ifade ediyor. Büyük Veri çözümleri iş yaşamında oyunun<br />
kurallarını değiştiriyor, bir anlamda ezber bozuyor. Geleneksel yaklaşımı kullanan şirketler,<br />
‘transaction’ yani gerçekleşmiş işlemleri analiz ederken, Teradata’nın Büyük Veri çözümlerinden<br />
yararlanan şirketler daha işlem gerçekleşmeden davranışları analiz edebilme şansına sahip<br />
bulunuyorlar. Bu da rekabette onları bir adım ileriye taşıyor.<br />
Geleneksel veri yapıları üzerinden yapılan analizlere, yapılandırılmamış verilerin de eklenmesi<br />
ile kurumlara daha önce sahip olmadıkları öngörü ve planlama imkanı sağlanabiliyor. Müşteriye<br />
360 derecelik bir vizyonla yaklaşılmasına olanak veriyor. Örneğin yapılandırılmış geleneksel<br />
veri analizleri ile “Müşteri neyi, ne zaman, ne kadara almış; ne sıklıkla alıyor; başka ürünü alma<br />
eğilimi nedir” sorularına cevap bulunabiliyor.<br />
Veriyi Doğru Kullananlar Daha Kârlı<br />
Yapılan bir araştırma, veriyi kullanan şirketlerin verimlilik konusunda eşitlerinden yüzde 4<br />
daha verimli, kârlılıkta ise yüzde 6 daha kârlı olduklarını gösteriyor. Bu durumda da veri, tüm<br />
kurumlar için en önemli hammadde haline geliyor. Veri doğru araçlarla bilgiye çevrildiğinde, bu<br />
bilgi her aşamada paraya, prestije veya güce dönüşebilir. Veri, bir firmayı müşterilerinin gözünde<br />
diğer rakiplerimizden “Farklı” kılabilir ve “Tek” konumuna getirebilir. Bir firmanın müşterileri ile<br />
ilgili şahsi bilgileri işlemesi ile kişiye özel kampanyalar üretmesi ve satışları artırması mümkün<br />
olabilir. Teradata, farklı iş ihtiyaçlarına göre optimize edilmiş platform ailesi, veri ambarına özel<br />
olarak tasarlanmış veritabanı, veri madenciliği konusunda geliştirilmiş çözümleri, sektörlere özel<br />
çözümleri ile veri ambarı modelleri, analitik kampanya yönetimi ve büyük veri yönetimi çözümleri<br />
ile geniş bir ürün ailesine sahip bulunuyor.<br />
Sorunsuz ve Yüksek Performanslı Platformlar<br />
Teradata’nın optimize veri ambarı platformları veritabanı yazılımı, sunucu ve veri depolama<br />
ünitesinin en iyi performans sağlayacağı şekilde tasarlanmış, yüzde 99.5 gibi son derece yüksek<br />
bir oranda erişilebilirlik sunan ve veri yüklemeye hazır sistemler. Teradata müşterileri bu sayede<br />
ilk günden itibaren veri ambarlarını oluşturmaya ve kullanmaya başlayabiliyorlar. Teradata<br />
bugün geldiği noktada 6 farklı veri ambarı platformu sunuyor. Bu sistemler GB’lar seviyesinden<br />
186 PB’a kadar ölçeklenebilen ve her biri farklı amaçlar için optimize edilmiş sistemler olarak<br />
öne çıkıyor. Bugün aralarında Türk Telekom, Turkcell, Migros, Ziraat Bankası, Nüfus ve Vatandaşlık<br />
İşleri Genel Müdürlüğü, Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü, HSBC, eBay, BNP<br />
Paribas, Lufthansa, American Airlines, Barclays, Nokia, Metro ve Carrefour gibi farklı sektörlerde<br />
hizmet veren dev şirketler ve kurumlar Teradata’nın Büyük Veri çözümlerinden yararlanıyor.<br />
SEKTÖRÜN SESİ<br />
Gamze Aydın<br />
Teradata Türkiye Ülke Müdürü<br />
nisan’13<br />
31
Avşar Özgen<br />
avsar@itadvisor.com.tr<br />
ÖZEL HABER<br />
Teknolojik Bir Devrim<br />
Yaşıyoruz<br />
AK Parti Adana Milletvekili Necdet Ünüvar’la Bilişim ve İnternet<br />
Komisyonu Başkanlığı döneminde elde ettiği bilgileri ve <strong>IT</strong><br />
sektörüne getirdiği önerilerini konuştuk<br />
G<br />
eçtiğimiz yıl mecliste çalışmalarını<br />
tamamlayan Bilişim ve İnternet<br />
Araştırma Komisyonu yoğun<br />
bir çalışmanın ardından hazırladığı raporu<br />
tamamlayarak TBMM’ye sunmuştu. Biz de<br />
<strong>IT</strong> <strong>Advisor</strong> olarak o raporun ayrıntılarını<br />
sizlerle paylaşmıştık.<br />
AK Parti Adana Milletvekili Prof. Dr. Necdet<br />
Ünüvar her ne kadar 31 Ocak <strong>2013</strong> tarihinden<br />
bu yana TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve<br />
Sosyal İşler Komisyonu Başkanlığı yapsa<br />
da geçtiğimiz yasama yılında Bilişim ve<br />
İnternet Araştırma Komisyonu başkanlığını<br />
yürütmüştü. Yeni komisyon başkanlığı<br />
görevinde başarı dileklerimizi ilettiğimiz<br />
Necdet Ünüvar’la Bilişim ve İnternet Komisyonu<br />
Başkanlığı döneminde elde ettiği<br />
bilgileri ve <strong>IT</strong> sektörüne getirdiği önerilerini<br />
konuştuk.<br />
“2007 – 2010 döneminde ABD’de BİT<br />
sektörünün GSYH’ya katkısı yüzde 8’lerden<br />
yüzde 9,5 civarına çıkarken, AB için bu<br />
oran yüzde 5,5’lardan yüzde 6’lara çıkmıştır.<br />
Bu karşılaştırmadan yola çıkarak, AB <strong>Sayı</strong>sal<br />
Gündem Değerlendirme Raporunda,<br />
AB ekonomisinde BİT’in katkısının anılan<br />
dönemde arttığı; fakat yeni inovasyon<br />
dalgasında AB endüstrisinin ABD şirketleri<br />
kadar başarı sağlayamadığı değerlendirilmesine<br />
yer verilmiştir.<br />
Ülkemizde ise BİT sektörünün GSYH<br />
içindeki payı 2007 – 2010 döneminde<br />
yüzde 3,4 düzeyinde kalmıştır. Bu oran,<br />
hem ABD hem de AB-27 ortalamasına göre<br />
çok düşüktür. Bu durum, bilişim 2023 milli<br />
gelir hedefimiz için önemli bir potansiyel<br />
barındırdığını göstermektedir.<br />
Bilişimin Milli Gelire Katkısı;<br />
ABD’de Yüzde 9,5, Türkiye’de<br />
Yüzde 3,4<br />
6,3 milyar nüfusa karşılık 500 milyon,<br />
bütün bu teknolojik cihazlara bağlıymış.<br />
2011 yılında dünya nüfusu 6,8 milyar, bağlı<br />
cihaz sayısı 12,5 milyar. 2020’de, dünya<br />
nüfusunun 7,8 milyar olacağı, bağlı cihaz<br />
sayısının da 50 milyar olacağı öngörülüyor.<br />
Anonimleşmiş bir ifadedir, televizyon<br />
dünyayı evimize taşıyordu, internet evimizi<br />
dünyaya taşıyor. Bilişim sektörü ekonomik<br />
krizden en az etkilenen ve katma değeri en<br />
yüksek sektör olarak değerlendirilebilir.<br />
2001’de nüfusumuzun yüzde 5’i internet<br />
sahibiyken bugün mobil erişimle birlikte<br />
düşünüldüğünde bu oran yüzde 55’lere<br />
çıktı. Bilişim gelirlerimiz 2003 yılında 11,5<br />
milyar dolarken 9 yılda 34 milyar dolara<br />
yükseldi. Geniş bant abone sayısı incelendiğinde,<br />
2003 yılında 200 bin seviyesindeyken<br />
2012 yılına gelindiğinde 19,5 milyon<br />
AK Parti Adana Milletvekili<br />
Necdet Ünüvar<br />
seviyesine ulaştı. Tüm bunlar sevindirici<br />
gelişmeler. Dünyada da gerek sosyal medya<br />
kullanım oranları gerekse günlük hayatta<br />
internetin edindiği yere, kullanıcı rakamlarına<br />
ve gelir değerlerine baktığımızda,<br />
önümüzdeki dönemde bilişim sektörünün<br />
dünyaya hükmedeceğini söylemek yanlış<br />
olmaz.<br />
İnternette Çocuğu Kontrolsüz<br />
Bırakmamak Gerekiyor<br />
İnternet her yönüyle sosyal ekonomik, toplumsal<br />
aklınıza gelen her alanda hayatımızda.<br />
Çünkü insanlar işlerini daha kolay hızlı<br />
ve daha farklı noktalardan çözmek istiyor.<br />
32<br />
nisan’13
ÖZEL HABER<br />
Örneğin alacağı şeyi kısa sürede elde etmek<br />
istiyor. Üstelik de güvenli. Bu nedenle<br />
TBMM Bilişim ve İnternet Komisyonu çok<br />
doğru bir zamanda kuruldu. Komisyon<br />
çalışmalarımız kapsamında çıkardığımız<br />
sonuçlara göre Türkiye’de sektöre ilişkin<br />
bir değerlendirme yapacak olursak,<br />
kurumların ayrı ayrı kendi alanlarında iyi<br />
işler yaptığını görüyoruz. Ama birden çok<br />
kurumun aynı anda birlikte yapabileceği işlerle<br />
ilgili bağlantı noktalarını geliştirmesi<br />
gerektiğini not ettik. Bir de e-devlet, siber<br />
güvenlik vs. falan gibi konularda kurumlar<br />
iyi çalışmalar yapıyor. Bunu gördük.<br />
Ama öbür yandan da vatandaşın bilinçlendirilmesi<br />
gerektiğinin farkına vardık.<br />
Örneğin çocuğu kontrolsüz bırakmamak<br />
gerektiğini gördük. Çocuğu kendi başına<br />
bırakmak yerine onunla daha yakından<br />
ilgilenmek gerektiğini biliyoruz. Bunun için<br />
anne-babaların dijital okur-yazarlıklarının<br />
artırılması gerekiyor. Çünkü çocukla ebeveyn<br />
arasındaki iletişim eksikliği bu şekilde<br />
giderilebilir.<br />
Bunların yanında 2023 vizyonumuz<br />
kapsamında, Türkiye’nin bilgi toplumuna<br />
dönüşümü gibi önemli bir hedefimiz var.<br />
Bu konuda yapılması gereken hususlar<br />
geçtiğimiz haftalarda TBMM Başkanlığı’na<br />
sunduğumuz raporumuzda farklı açılardan<br />
ele alındı ve buna göre pek çok öneride<br />
bulunduk. Bu bağlamda bilişim sektörünün<br />
gelişimi ve bilgi toplumuna dönüşme hedef<br />
ve stratejilerinin gerçekleştirilmesini ve<br />
sayısal uçurumun giderilmesini teminen<br />
yapılması gerekenleri şöyle sıralayabiliriz:<br />
Bilişim sektörü, stratejik önem ve önceliğe<br />
sahip bir alan olarak değerlendirilmeli,<br />
bilişim teknoloji ve imkânları ülke<br />
yönetiminde etkin bir şekilde kullanılmalı,<br />
özellikle yazılım sektörü başta olmak<br />
üzere, bu alandaki tüm yatırım ve yeni<br />
teknolojiler, araştırma geliştirme faaliyetleri<br />
ve istihdam desteklenmeli, gerektiğinde<br />
vergisel avantaj ve kolaylıklar sağlanmalı,<br />
yerli ve yabancı tüm yatırımcıların yatırım<br />
kararlarını olumsuz yönde etkileyebilecek<br />
ve yeni yatırımların önünde engel teşkil<br />
edebilecek hukuki ve fiili koşullar ortadan<br />
kaldırılmalıdır.<br />
Ülkemiz Veri Merkezi<br />
İşletmeciliği İçin Bir Cazibe<br />
Merkezi Haline Getirilmeli<br />
Hem sabit fiber altyapının hem de mobil<br />
altyapının kurulmasında işletmecilerin karşılaştığı<br />
idari ve mali güçlükler giderilmeli,<br />
bürokrasi minimize edilmeli, işletmecilerin<br />
kamu mülkiyetindeki arazilerden, doğalgaz,<br />
petrol, elektrik ve enerji nakil hatlarından,<br />
karayolu, demiryolu ağlarından ve bunların<br />
haberleşme atıl altyapı ve kapasitelerinden<br />
uygun koşullarla istifadesi sağlanmalıdır.<br />
Ülkemiz veri merkezi işletmeciliği için bir<br />
cazibe merkezi haline getirilmelidir. Bu<br />
durum, bilgi güvenliği, kişisel verilerin<br />
korunması, vergilendirme, uluslararası<br />
platformlarda bu alanda söz sahibi olunması,<br />
hukuki anlaşmazlıklarda avantajlı konumda<br />
olabilmek gibi fırsatları bünyesinde<br />
barındırmaktadır.<br />
Yerli içeriğin üretiminin özendirilmeli<br />
ve içeriğin yurt içinde barındırılması<br />
sağlanmalıdır. Türkiye’nin internet değişim<br />
ve barındırma merkezi olarak gelişimi<br />
teşvik edilmelidir. Barındırma hizmetlerinin<br />
yurt dışından sağlanması yerine<br />
trafiğin ve içeriğin yurt içinde kalmasını<br />
sağlayacak tedbirler alınmalıdır. Kamu<br />
kurum ve kuruluşlarının içeriklerinin yurt<br />
içinde tutulması zorunlu hale getirilmeli,<br />
yurt içinde üretilen içerik ve verinin yurt<br />
içinde tutulabilmesi hatta yurt dışında<br />
faaliyet gösteren şirketlerin de barındırma<br />
hizmetlerinin Türkiye’den sağlanması için<br />
gereken güvenli ve cazip ortam sağlanmalı,<br />
bu amaçla öncelikle Kişisel Verilerin Korunmasına<br />
İlişkin Kanun Tasarısı yasalaşmalı<br />
ve diğer yapısal tedbirler alınmalıdır.<br />
Barındırma hizmetleri için ihtiyaç duyulan<br />
enerji ve iklimlendirme maliyetlerini<br />
nispeten azaltacak bölgelere geniş bant<br />
internet yatırımı başta olmak üzere gereken<br />
yatırımlar acilen yapılmalı, barındırma<br />
hizmetlerinin gerektirdiği enerji ve diğer<br />
altyapı maliyetleri ile bu hizmetlerden alınan<br />
vergiler hizmeti teşvik edici mahiyette<br />
gözden geçirilmelidir.<br />
Bulut bilişim fırsatlarından azami olarak istifade<br />
edilebilmesi için; hizmet alıcıların ve<br />
sağlayıcıların sorumlulukları netleştirilmeli,<br />
kişisel verilerin gizliliğinin korunmasına<br />
ilişkin düzenlemeler yapılmalı, genişband<br />
internet bağlantı kapasitesi ve kalitesi<br />
arttırılmalı, hizmet kalitesi seviyesi belirginleştirilmeli,<br />
ulusal düzeyde bulut bilişim<br />
politika ve stratejileri oluşturulmalıdır.<br />
Pazarda Etkin ve Sürdürülebilir<br />
Rekabet Sağlanmalı<br />
İşletmeciler tarafından, mükerrer altyapı<br />
yatırımları yerine mevcut altyapı yatırımlarının<br />
geliştirilmesi ve ihtiyaç bulunan<br />
yerlere ulaşılmasını teminen, elektronik<br />
haberleşme ve yayıncılık tesis ve alt yapıları,<br />
işletmeciler tarafından müştereken<br />
kurulmalı ve mevcut tesislerin paylaşılması<br />
sağlanmalıdır.<br />
Bilişim sektörüne yatırım yapan ve bu<br />
sektörde faaliyet gösteren işletmelere<br />
pazar alanları oluşturulmalı, pazarda etkin<br />
ve sürdürülebilir rekabet ile hukuki güven<br />
ve istikrar sağlanmalı, gerektiğinde bilişim<br />
teknolojisi ürün ve hizmetlerine ilişkin<br />
yatırımlara yönelik kredi olanakları artırılmalı<br />
ve belirli bir miktar alım garantisi<br />
verilmelidir.<br />
Çağrı merkezleri ve rehberlik gibi hizmetler,<br />
bilişim alanındaki istihdamın artırılmasına,<br />
ev–ofis gibi alternatif çalışma yöntemleriyle<br />
engellilerin, öğrencilerin, ev hanımlarının,<br />
emeklilerin ve diğer sosyal kesimlerin işgücü<br />
piyasasına kazandırılmasına yönelik birer<br />
fırsat olarak değerlendirilmeli ve bu alandaki<br />
yatırımlar desteklenmelidir.<br />
Know-how üretime konu olan bilişim teknolojileri<br />
ürünlerinde katma değer vergisi<br />
istisnası veya indirimi yapılmalı, yerli<br />
üretime konu olan parçalarda fiziki değer<br />
ve işlevsel değere göre katma değer vergisi<br />
indirimine gidilmeli, ayrıca henüz yerli<br />
üretimi olmayan ürünler için de vergisel<br />
teşvikler sağlanmalıdır”.<br />
nisan’13 33
Hasan Selman<br />
hasan@itadvisor.com.tr<br />
Ali Yavuz Şahin<br />
yavuz@itadvisor.com.tr<br />
KAPAK KONUSU<br />
‘in katkılarıyla hazırlanmıştır.<br />
34<br />
nisan’13
KAPAK KONUSU<br />
Finans<br />
Sektöründe <strong>IT</strong><br />
Bankacılık ve finans sektörünün çıktığı teknoloji<br />
yolculuğu, süreçleri ve hizmet kalitesini sürekli<br />
gelişime mecbur bırakıyor. Bu da sürekli<br />
artan beklentiler ve daha da zorlaşan rekabet<br />
şartları demek. Her sürecin domino taşları gibi<br />
periyodik ve beklendik şekilde ilerlemesi şart.<br />
Şayet bir sorun çıkar da süreç sekteye uğrarsa,<br />
bunun birçok ağır sonucu ve pek de iyi olmayan<br />
geri dönüşleri olacaktır…<br />
nisan’13 35
KAPAK KONUSU<br />
G<br />
ünümüz dünyasında birçok insan<br />
için en önemli olgu para. İnsanlar<br />
para için çalışıyor ve para üzerine<br />
hayaller kuruyor. Bu nedenle, genç yaşlı fark<br />
etmeksizin bankalar her insanın hayatında<br />
öyle ya da böyle rol oynuyor. İnsanları, zamanlarının<br />
büyük bir bölümünü kazanmak için<br />
harcadıkları şeyin iyi muhafaza edilmesini ve<br />
onun olanı kolayca yönetebilmek istemesini<br />
yadırgayamayız. Konu para olunca, insanlar<br />
çok daha farklı bir yaklaşım tarzı benimsiyor.<br />
Sonuçta söz konusu varlık onların ve bu varlık<br />
bankadayken de, ona tam erişim ve üzerinde<br />
tam yetki sahibi olmak istiyorlar.<br />
Bireysel müşteri temel olarak bunları isterken,<br />
kurumsal tarafta işler çok daha karışık.<br />
Kurumsal müşteri, seçtiği bankanın ona bir<br />
yardımcı gibi hareket etmesini ve kolaylıklar<br />
sağlamasını bekliyor. Aslında bu biraz da karşı<br />
taraftan bir minnet göstergesi beklemeye<br />
benziyor. Sonuçta dışarıda onlarca banka var<br />
ve işletme söz konusu bankayı seçiyor.<br />
Beklentilerin temelde basit ancak yüksek<br />
dikkat ve hızlı tepki gerektirdiği ortada. Kullanıcılar<br />
bu beklentilerinin karşılanmadığını<br />
ya da süreçlerde zorluk çektiğini gördüğünde,<br />
direkt olarak markanın üzerini çiziyor. Çünkü<br />
bankacılık ve finans sektöründe kendini kanıtlamış<br />
onlarca kurum ve bunların birbirlerine<br />
üstünlük sağlamak için yaptıklarından oluşan<br />
çok sert bir rekabet ortamı var. Bu durum,<br />
finans kuruluşu için zorluk yaratırken, müşteri<br />
için de seçim şansı teşkil ediyor. İşte tam da<br />
bu noktada sektörün yolu <strong>IT</strong> ve onun getirdiği<br />
avantajlar ile kesişiyor. Belki de <strong>IT</strong>’nin bu<br />
denli zorunluluk halini aldığı tek sektör olan<br />
bankacılık ve finans, sürekli artan beklentiler<br />
ve rekabet şartları nedeniyle <strong>IT</strong> konusunda<br />
öncülüğü yıllardır hiçbir sektöre kaptırmıyor.<br />
Bankacılık ve finans sektöründeki büyük<br />
yatırım gücü ve analiz yeteneği, teknoloji<br />
trendlerinin hızla benimsenmesini ve diğer<br />
sektörlere örnek olmasını sağlıyor. Bankacılık<br />
ve finans sektörü için bu yeni yaklaşımın<br />
ATM’ler ile benimsenmeye başlandığı söyleyebiliriz.<br />
Ardından gelen internet bankacılığı,<br />
mobil bankacılık trendleri ve bu trendlerin<br />
üzerine konulan katma değerler ile teknolojinin<br />
hizmet ve servis anlamında ne denli fark<br />
yaratabildiğinin en büyük kanıtı oldu.<br />
Üzücüdür ki bu sektörün sürekli gözden<br />
kaçırılan marifetleri var; mesela adaptasyon<br />
ve vizyon. Yazılarımızda yeni teknolojiler<br />
benimsenirken bunu yarım yapmamak<br />
gerektiğinin ve her yeni benimseme ardından<br />
veri güvenliği için yeni bir cephe yaratıldığının<br />
altını çiziyoruz. Bankacılık ve finans sektörü<br />
bu konuda da örnek alınacak birçok yaklaşıma<br />
ev sahipliği yapıyor. En büyük teknoloji trendlerini<br />
erkenden benimseyen sektör, en önemli<br />
olgu olan güvenlikten de ödün vermiyor.<br />
Teknolojiyi Değere Dönüştürmek<br />
Teknolojinin bankacılık ve finans sektöründe<br />
nasıl çözümlere dönüştürüldüğü, en az teknolojinin<br />
bankacılıkta kullanılması konusu kadar<br />
önemli. Çünkü sektör artık tamamen insan<br />
odaklı işliyor ve teknolojilerin minimalist bir<br />
bakış açısıyla elden geçirilip, müşteriler için<br />
işlevsel çözümler haline getirilmesi gerekiyor.<br />
Bu süreçte “eş zamanlılık” olgusu benimsendi.<br />
Teknolojiler bir bina misali üst üste inşa edilmeli<br />
ve eş zamanlı olarak işlemeliydi. Öyle de<br />
oldu, tüm teknolojiler şube bankacılığı sisteminin<br />
üzerine inşa edildi. Bir süre sonra da, çok<br />
kritik işlemler haricinde şubeye gidilmesine<br />
gerek kalmayacak hale getirildi.<br />
Bank of Switzerland’ın eski tepe yöneticilerinden<br />
Nikolaus Senn, “Bankacılık müşterinin<br />
olduğu yerde yapılır” diyor. Senn’in cümlesinden,<br />
bankacılık teknolojilerinin insan odaklı<br />
olması gerektiği, çıkarılabilecek modern bir<br />
anlam. Bankanın sunduğu teknoloji her ne<br />
kadar iyi olsa da, müşteriye ulaşamadığı, müşteri<br />
ile banka arasında bir bağ oluşturmadığı<br />
sürece değersiz olacaktır.<br />
Teknolojiden değer yaratma konusunda en<br />
başarılı sektörlerden biri olan finans ve bankacılık,<br />
bu yeteneğini veri odaklı iş yapış şeklinde<br />
borçlu. Bakıldığında yine bu sektörün veri<br />
odaklı iş yapma şeklinde ilk geçtiği ve hızlıca<br />
da geliştirdiği görülüyor.<br />
Kurumun ya da pazarın yıllar boyunca ürettiği<br />
ve topladığı veriler, bu önemsiz gibi görünen<br />
bir parametre dahi olabilir, istenildiği takdirde<br />
veriden bilgi, bilgiden ise değer yaratmak için<br />
kullanılabilir.<br />
Müşteri odaklı iş yapma şekillerinin çoğunlukta<br />
olduğu finans ve bankacılık sektöründe,<br />
toplanan her bir verinin önemli olduğu su<br />
götürmez bir gerçek. Bu noktada yalnızca dışarıdan<br />
elde edilen verilerden bahsetmediğimizi<br />
de vurgulamamızda fayda var. Kurumun doğrudan<br />
gösterdiği faaliyet alanında “elde ettiği”<br />
verileri, sürekli müşterileri ile aynı sayfada<br />
kalmak için kullanmasından bahsediyoruz.<br />
Öte yandan, yığınlarca çöp verinin arasından<br />
toplanması gereken kıymetli dış verilerin de<br />
önemi büyük.<br />
Çoğu kurum ellerindeki veriler ile başa<br />
çıkamamaktan yakınıyor. KOBİ’lerin büyük<br />
bir bölümü ise alacaklarını dahi dijital veri<br />
formunda gösterecek durumda değil. Bu<br />
uçurumun iki tarafı da sorun demek. Büyük<br />
ölçekte yığılan veriler kurumların gözünü<br />
korkutuyor. Hatta büyük verinin yönetiminden<br />
kaçınan kurumlara bile rastlıyoruz ki bu yapılabilecek<br />
en büyük hata. Kurumlar, gözlerinin<br />
“Artan beklentileri<br />
karşılamak ve sert<br />
rekabet ortamına<br />
ayak uydurabilmek<br />
için tek çözüm erken<br />
benimseyenlerden biri<br />
olmak”<br />
önünde akan giden veriyi, bilgiyi ve değeri<br />
yalnızca seyrediyor. Sonra da arşivlerini sık sık<br />
sıfırlayarak, potansiyel çöplerini depolamaya<br />
başlıyor.<br />
Verinin depolanması, analiz edilmesi ve<br />
bundan bilgi yaratılması için gereken doğru<br />
yaklaşımda, arşivlerinizi olabildiğinde uzun<br />
süre depolamaya odaklanmalısınız. 10 yıl önce<br />
depolanan verilerden değer yaratılamayacağını<br />
düşünmek yanlış. Verinin cambazları, dünyanın<br />
dört bir yanında bu verilerden dramatik<br />
geri dönüşler sağlıyor.<br />
Sürekli ve Her Şeye Hazır<br />
Olmalısınız!<br />
Hizmetlerin ve servislerin sürekliliği bankacılık<br />
ve finans sektöründe kritik önem taşıyor.<br />
Bu genel olarak iş dünyası için geçerli bir<br />
gereklilik olsa da, işler bu sektörde bir hayli<br />
kritik hal alıyor. Çünkü finans ve bankacılıkta<br />
yaşanan bir süreklilik sorunu müşteri kaybının<br />
yanı sıra direkt maddi kayıp olacaktır.<br />
Veri odaklı kurumların başarılı iş süreçleri<br />
zamanla sarmal ve birbirine bağımlı hale gelir.<br />
Bu duruma paralel olarak veriye olan ihtiyaç,<br />
daha doğru bir terimle “bağımlılık” da artar.<br />
Bir noktadan sonra işin sürekliliği tamamen<br />
veriye bağlıdır ve büyük ya da küçük bir veri<br />
parçacığında yaşanacak problem işlerin sarpa<br />
sarmasına neden olabilir.<br />
Genel olarak tüm <strong>IT</strong> çözümlerine bir göz atın.<br />
Hepsinin birkaç ortak noktası ve amacı vardır.<br />
İş sürekliliği de bunlardan bir tanesi. Kurumun<br />
veri tabanında çığ gibi büyüyen veri, dışarıya<br />
hizmet ve iş olarak yansır. <strong>IT</strong>’nin rolü de tam<br />
olarak bu çığın merkezinde başlar. Muhafaza<br />
etmek, daha iyi yönetmek, ondan değer yaratmak…<br />
Ne kadar kaynağa sahip olduğunuz, onları<br />
nasıl kullanmayı bilmediğinizde önemsiz<br />
bir bilgiden başka bir şey değildir.<br />
İşin sürekliliği kurum için hayati önem taşır.<br />
Sonuç olarak yapılan her iş sürekli olduğu<br />
sürece başarılı olma potansiyeline sahiptir.<br />
Teknolojinin geldiği son noktada, işin<br />
sürekliliğini sağlarken; hız, maliyet tasarrufu<br />
ve güvenlik gibi avantajlar da elde edilebiliyor.<br />
Şu an okuduğunuz makale de buna en iyi<br />
örneklerden biri olan “tekilleştirme” teknoloji<br />
ile alakalı…<br />
36 nisan’13
KAPAK KONUSU<br />
Dış Kaynak Kullanımı<br />
HP’nin, NelsonHall araştırma şirketi ile<br />
Avrupa’daki bankaların üst düzey yöneticilerine<br />
yönelik gerçekleştirdiği araştırmada,<br />
bankalarının yüzde 44’ünün iş süreçlerinde<br />
dış kaynak kullanımını tercih ettiği ve bankaların<br />
dış kaynak kullanımıyla gelirlerini artırdığı<br />
ortaya çıktı.<br />
Avrupa’da bireysel bankacılık hizmeti veren<br />
kurumların üst düzey yöneticileri 3 büyük önceliklerini<br />
şöyle tanımladı: Mevcut müşterilere<br />
satış yoluyla cüzdan payının artırılması (yüzde<br />
91), iş çevikliğinin artırılması (yüzde 88) ve<br />
işletim modelinin iyileştirilmesi (yüzde 76).<br />
Buna ek olarak araştırmaya katılan bankaların<br />
tümü en azından bir iş sürecini dış kaynak<br />
kullanımına aktardığını belirtti. Dış kaynak<br />
kullanımına aktarılan süreçler arasında borç/<br />
alacak yönetimi yüzde 82 ve müşteri hizmetleri<br />
yüzde 56 ile başı çekiyor.<br />
İlk ortaya atıldığında tamamen maliyetleri<br />
azaltması nedeniyle cezbedici bulunan dış<br />
kaynak kullanımı, günümüzde kurumun<br />
söz konusu alandaki yetkinliğini artırırken<br />
maliyetleri azaltan ve kuruma gerçek stratejisine<br />
odaklanma şansı sunan bir iş yapma modeli<br />
olarak öne çıkıyor. Bu iyileşmede finans<br />
sektörünün yine büyük bir payı var. Çünkü<br />
finans sektörü gelişen teknolojinin değiştirdiği<br />
rekabet şartlarında büyük <strong>IT</strong> yatırımları<br />
gerçekleştiriyor. Bu denli büyük yatırımların<br />
eşi benzerine bir ya da birkaç sektörde daha<br />
rastlamak mümkün. Durum böyleyken, finans<br />
kurumlarından her konuda sıfırdan yaratma,<br />
sahip olma ve üstün hizmet kalitesi sunma<br />
gibi beklentiler biraz hayali olacaktır. İşte tam<br />
da bu noktada dış kaynak kullanımı işin içine<br />
giriyor.<br />
Finans sektörünü diğer sektörlerden ayıran en<br />
önemli özelliklerinden bir tanesi yatırım konusunda<br />
çok cüretkar olması. Büyük yatırımlar<br />
ile <strong>IT</strong> alanında büyük işler yapan bu kurumlar,<br />
müşterilerini artırmak, müşteri memnuniyetini<br />
artırmak, farklı projeler geliştirerek farklılaşmak<br />
gibi konulara odaklanıp yatırımlarını<br />
bu yönde şekillendirirken, iş verimliliğini<br />
sağlamak, yasal süreçlere uyum sağlamak,<br />
maliyetleri azaltmak ve ürün geliştirmek gibi<br />
iş yükleri ile uğraşıyor. Bu noktada kaliteli<br />
otomasyon finans kuruluşuna düşünmek<br />
ve stratejisini uygulamak için yeterli zaman,<br />
kaynak ve kabiliyet sağlıyor.<br />
Finans kuruluşunun başarılı bir otomasyonda<br />
aradığı bazı temel özellikler olmalı. Mesela<br />
güvenlik. Dış kaynak kullanımına gidilen<br />
hizmet veya servis, tıpkı banka içerisinde<br />
yapılıyormuşçasına güvenli olmalı. Yine finans<br />
nisan’13<br />
37
KAPAK KONUSU<br />
“Teknolojinin<br />
Uyarlanması ve<br />
Kullanımı Ön Planda”<br />
Murat Boyla<br />
Data Market Genel Müdürü<br />
Data Market olarak <strong>2013</strong> yılında da Finans Sektöründe yenilikçi<br />
çözümlerimizle iz bırakmaya devam edeceğiz. Finans sektörü<br />
için standart ve regülasyonların gerektirdiklerini yerine getirmek<br />
üzere teknolojinin uyarlanması ve kullanımı ön plana çıkarken, aynı<br />
zamanda operasyonel verimliliğin artırımı, sektörel rekabette avantajlı<br />
olmak gibi stratejik konular, bilginin yönetimini çok daha önemli hale<br />
getirmektedir. Bu nedenle portföyümüzde özellikle Kurumsal İçerik<br />
Yönetimi, Dokuman Yönetimi, Portal ve İş Akış Yönetimi çözümleri<br />
öne çıkmakta, Microsoft teknolojileri ile geliştirdiğimiz kullanımı kolay,<br />
desktop ve mobil "önyüz"’ler aracılığı ile de bu çözümlerimizi her<br />
yerden erişilebilir şekilde müşterilerimize sunmaktayız. Bunlara ek<br />
olarak; Kontrat Yönetimi, Kalite Yönetimi, Sigorta acente yönetimi,<br />
İK Yönetimi ve Servis Yönetimi gibi çeşitli sektörlere uyarlanmış hazır<br />
uygulamalarımızı kullanarak uçtan uca çözümler sağlıyoruz. Digital form<br />
işleme ve mobil çözümlerimiz geçtiğimiz yıldan bu yana ülkemizde 2<br />
banka tarafından kredi kartı başvuru, imza kartonu üretim ortamlarında<br />
aktif olarak kullanılmaktadır. Son kullanıcı tarafında, aynı anda tablet ve<br />
akıllı kalem kullanabilen çözümümüz sayesinde Finans müşterilerimize<br />
alternatif bir dağıtım kanalı sunmaktayız. Bilgiye her yerden erişilebilirlik<br />
kurumlar için bilgi güvenliğinin önemini her geçen gün arttırmaktadır.<br />
Bilgi Güvenliği ve Kimlik Yönetimi çözümlerimiz ile müşterilerimizin<br />
güvenlik seviyelerini arttırmalarına yardımcı olmaktayız. Veri depolama,<br />
yedekleme, tekilleştirme, sunucu, network, sanallaştırma çözümlerini<br />
kullanarak yeni nesil veri merkezi ve felaket kurtarma merkezlerini tüm<br />
bileşenleri ile birlikte uzman ekiplerimiz sayesinde hayata geçirmekteyiz.<br />
Bütün bu yazılım ve hizmet portföyü, Data Market Teknolojik Hizmetler<br />
Bölümü tarafından, servis yönetimi, yazılım geliştirme standart<br />
ve metodolojilerine uygun olarak sağlanmakta ve yönetilmektedir.<br />
2012’de 52 farklı projeye imza attık. Müşterilerimizin bize olan güveni<br />
ve desteği sayesinde onlarla birlikte daha büyük projelere imza atmak<br />
ve sunduğumuz kurumsal çözümlerle <strong>2013</strong> yılında da müşterilerimize<br />
esneklik, iş sürekliliği ve verimlilik kazandırmayı hedeflemekteyiz.<br />
sektörünün olmazsa olmazı olan “riskleri kontrol altına almak” olgusu,<br />
dış kaynak kullanımında da geçerli. Hizmet sürekliliği, üstün performans<br />
ve eğer söz konusu dış kaynak kullanımı müşteriler ile ilgili ise<br />
müşteri memnuniyeti bu listede yer alıyor.<br />
Dış kaynak hizmet sağlayıcıları, ihtiyaç duyan kurumlara hazır altyapı,<br />
personel, hizmet gibi kurumu sıfırdan yatırıma sürüklemeyen hizmetler<br />
sunuyor. Bu belirli bir ürün veya hizmet üzerine kurulmuş bir nevi<br />
ortaklığa benzetilebilir. Dış kaynak kullanan finans kurumu iş süreci,<br />
yatırım gibi konular yerine doğrudan iş sonucuna odaklanabilir.<br />
Türk Finans Sektörü Örnek Teşkil Ediyor<br />
Türk finans sektörünün geldiği son nokta, dünyayı etkileyen büyük<br />
krizlerden Türkiye’deki bankaların etkilenmeyişiyle kanıtlandı. İyi bir<br />
düzene sahip olan bankalar, sistemleri ve altyapıları istikrarlı bir şekilde<br />
dönüştürerek ekstra yatırım maliyetlerinden kurtuluyor. Bu durum,<br />
bankaların zor dönemlere daha rahat önlem almalarını sağlarken,<br />
yatırım avantajları da ortaya çıkabiliyor.<br />
Yatırım avantajlarına baktığımızda da ürün, servis ve yazılımların ön<br />
plana çıktığını görüyoruz. Son dönemde birçok ülkedeki bankalar<br />
kredileri kurtarmak, tekrar düzene girmek için uğraşırken, Türkiye’de<br />
birçok yenilikçi ürün ve servis ön plana çıkıyor. Hatırlarsak birkaç<br />
yıldır Türkiye’de işleyen otomatik ödeme sistemi, halen büyük ülke<br />
bankalarının bazılarında yok. Ayrıca internet ve telefon bankacılığında<br />
Türkiye’de yürürlükte olan hizmetler de dünyanın birçok ülkesinde<br />
henüz bulunmuyor.<br />
Dolayısıyla Türkiye’de bankalar, yakaladıkları istikrarı yenilikçi yatırımlarla<br />
besleyerek büyük bir ilerleme kaydetmiş durumda. Hem donanım<br />
üretici ve entegratörleri, hem de yazılım üretici ve entegratörleri<br />
Türkiye’de bankaların <strong>IT</strong> sistemlerini öve öve bitiremiyor.<br />
Dünya geneline kıyaslandığında Türkiye’de bankacılık sistemi ve sahip<br />
oldukları <strong>IT</strong> altyapılarının oldukça iyi olduğunu rahatça söyleyebiliriz.<br />
Gerek istikrar, gerekse de ürün ve hizmetler bu durumun net bir kanıtı.<br />
Fakat inovasyonda bir an bile durmanın büyük zararları olabildiğinden,<br />
ilerlemenin devam etmesi gerekiyor. Şu an birçok ülkede halen<br />
bankaların zor durumda olduğunu düşünürsek, Türkiye’deki bankalar<br />
avantajını daha da artırabilir.<br />
Mobil Devrim Geldi Çattı<br />
Tüm teknolojilerin git gide daha fazla mobilleştiği günümüzde, önemli<br />
konu başlıklarından biri de mobil uygulamalar. Profesyonel hayatın da<br />
vazgeçilmezlerinden olmayı başaran mobil uygulamalara aslında başlı<br />
başına bir sektör muamelesi yapmamız daha doğru olacaktır.<br />
İş dünyasının yolunun mobil cihazlar ile kesişmesi çok zaman almadığı<br />
gibi, bu alanda hizmetler sunan mobil odaklı teknolojilerin ve servislerin<br />
de hızla türemesi hiç şaşırtıcı bir gelişme değil. İnsan hayatının çok<br />
önemli bir parçası olan çağın bu gözde oyuncakları, profesyonel ellerde<br />
hayat kurtarıcı bir yardımcı haline dönüşebiliyor.<br />
Genel anlamda baktığımızda belki de dünyadaki teknolojik dönüşümlerin<br />
en hızlısı mobil sektörde yaşandı. Günlük yaşamda mobil cihazların<br />
hakim olduğu pay, hiç şüphe yok ki iş dünyasının da konuya böylesine<br />
hızlı entegre olmasında önemli bir etken.<br />
Mobil Cihazlar Müşterilerin İlk Tercihi<br />
2012 yılına gelene kadar ve sonrasındaki dönemde mobil dünyadaki<br />
devrim hız kesmeden devam etti elbette ancak aynı yıl, hem mobil dünya<br />
hem de bilgisayar satışları adına bir dönüm noktası olarak tarihin<br />
sayfalarındaki yerini aldı.<br />
Akıllı telefon satışları 2012’de kişisel bilgisayar satışlarını geride bıraktı.<br />
Bu durum aslında yeni bir çağın da başladığının ayan beyan gösterge-<br />
38<br />
nisan’13
KAPAK KONUSU<br />
siydi bir anlamda. Artık dijital teknolojilere yatırım yapılırken, karar<br />
alıcıların kesinlikle göz ardı etmemesi hatta verilen hizmet doğrultusunda,<br />
öncelikli konuma taşıması gereken bir alan oldu mobil servis ve<br />
hizmetler.<br />
Sadece akıllı telefonlar odağında konuşuyoruz belki ama önem derecesi<br />
her geçen gün daha da yükselen bir tablet bilgisayarlar pazarı var ki<br />
kişisel bilgisayar satışlarını çok daha fazla tehdit ediyor. Büyük ekranları<br />
ile bilgisayarları aratmayan bu teknolojik cihazların kalbinde yatan<br />
mobil odaklı teknolojiler, tabletlere bir geçiş ürünü olmaktan çok apayrı<br />
değerlendirilmesi gereken bir sektör niteliği kazandırıyor.<br />
Mobil İş Gücü Artıyor<br />
Mobil internet erişiminin yaygın olarak kullanılması ve geniş bant mobil<br />
ağların hızlı bir şekilde yaygınlaşması sayesinde iş yeri ve mesai saatleri<br />
kavramı biraz geri planda kalmaya başladı. Çalışanlar için artık tablet<br />
bilgisayarların, akıllı telefonların, dizüstü bilgisayarların olduğu her<br />
yer, çalışmalarına kaldıkları yerden devam edebildikleri birer ofis aynı<br />
zamanda.<br />
Çalışanlar için belki bazen pek hoş karşılanmayan 7/24 ulaşılabilir olma<br />
durumu, mobil iş gücü kavramının da yükselmesine zemin hazırlayan<br />
en büyük etken. Mobil cihazların müthiş katkısıyla artan mobil üretkenlik,<br />
genel anlamda verimliliği de artırıcı bir unsur.<br />
Mobil verimliliğin artan önemi çalışanların üretkenliği konusundaki<br />
çeşitliliği de ilginç parçalara ayırarak yükseltiyor. Global ölçekte yapılan<br />
bir araştırmanın sonuçları, çalışanların %46’sının ofiste, %38’inin evde,<br />
%2’sinin uçak, otel, kafe gibi yerlerde, %1’inin de toplu taşıma araçlarında<br />
kendilerini daha üretken hissettiğini ortaya koyuyor.<br />
Profesyonel hayatta mobil cihazların önemi böylesine yüksekken, bu<br />
alanda faaliyet gösteren şirketlerin, iş dünyasına ve son kullanıcıya<br />
yönelik çeşitli spesifik hizmetler sunmaması büyük bir boşluk olurdu.<br />
Nitekim öyle de olmadı. Bugün baktığımızda başta GSM operatörleri<br />
olmak üzere birçok büyük ismin, mobil odaklı çözümler ve hizmetler<br />
sunmak adına adeta birbiri ile yarıştığını görüyoruz.<br />
Para Bulutlar Üzerine Çıkıyor<br />
<strong>IT</strong> sektörünün yükselen yıldızı olan bulut, finans sektöründe de gündemin<br />
önemli maddelerinden biri. Fakat güvenlik ve sürdürülebilirliğin<br />
oldukça önemli olduğu bankalar açısından bulut halen kapalı bir kutu<br />
“Dış Kaynak Kullanımı<br />
Hızla Gelişiyor”<br />
Akın Akalın<br />
Turkcell Global Bilgi Yurtiçi İş Geliştirme Direktörü<br />
Dünyada ve Türkiye’de finans ve bankacılık sektöründe dış<br />
kaynak kullanımı hızla gelişiyor. Finans sektöründe yer alan<br />
oyuncuların artan rekabet ortamında sürdürülebilir ve verimli<br />
bir iş modeline sahip olabilmeleri için daha hızlı ve esnek<br />
operasyonlara sahip olmaları gerekiyor. Firmalar, <strong>IT</strong> alanında<br />
değişime uyum gösterebildikleri ölçüde operasyonel verimliliklerini<br />
iyileştirebiliyorlar. Finans sektörü için müşteri sayısını artırmak,<br />
memnuniyeti en üst düzeyde tutabilmeyi sağlamak için farklılık<br />
yaratacak projeler ve teknolojik yatırımlar gerekiyor. Finans<br />
kurumları ürün geliştirmek, yasal süreçlere uyum sağlamak,<br />
maliyetleri azaltmak ve verimliliklerini artırmak isterken belli<br />
iş yüklerini de üzerlerine almış oluyorlar. Otomasyon yolu ile<br />
bu yükü azaltmaya çalışsalar da risk kontrolü, bilgi güvenliği,<br />
iş sürekliliği ve performans odaklanılması gereken faktörler<br />
olarak karşılarına çıkıyor. Bu durumda doğru teknoloji kullanımı<br />
ile ihtiyaca yönelik çözümler ve bu çözümleri uygulayacak<br />
uzman dış kaynak firmalarından yararlanılması gerekiyor. Finans<br />
sektöründeki müşterilerimize son teknoloji dialer ile dış arama<br />
hizmeti veriyoruz. Standart çağrı merkezi hizmetlerimize ek olarak;<br />
kampanya yönetimi, tahsilat, tele satış, tele pazarlama, teknik<br />
destek, şikayet ve bilgi yönetimi, saha müşteri yönetimi, dijital<br />
arşivleme, fatura basımı gibi katma değerli hizmetler sunuyoruz.<br />
Kullandığımız ürünler ve geliştirdiğimiz uygulamalarla elde<br />
ettiğimiz açık ve parametrik sistem yapısı sayesinde, şirketlerin;<br />
implementasyon sürelerinin kısalmasına, web servislerle müşterilere<br />
anlık bilgilendirme yaparak memnuniyetin artırılmasına ve yüksek<br />
operasyonel verimlilik elde edilmesine katkı sağlıyoruz. Bunların<br />
yanı sıra raporlama altyapı çalışması, web servis entegrasyonları,<br />
arama listelerinin temizlenerek yüklenmesini sağlayan uygulama ve<br />
ses kayıt dönüşüm/aktarım uygulamaları ile firmaların iş süreçlerini<br />
de iyileştiriyoruz. Bu hizmetlere ek olarak bankalara sosyal medya<br />
ve ATM mimari tasarımı konusunda da hizmet veriyoruz.<br />
nisan’13 39
KAPAK KONUSU<br />
“Teknolojinin Sağladığı<br />
Avantajlar Verimli<br />
Kullanıyor”<br />
Selen Kocabaş<br />
Turkcell Kurumsal Pazarlama ve Satıştan Sorumlu<br />
Genel Müdür Yardımcısı<br />
Finans sektörü, teknolojinin sağladığı avantajları en verimli şekilde<br />
kullanan sektörlerden biri. Mobil finans alanındaki çözümlerimizle<br />
Turkcell olarak biz, en son teknolojileri sektörün hizmetine sunuyoruz.<br />
Toplu Data çözümümüz, müşterilere ilgili bankanın WEB ve WAP<br />
sayfalarını hiçbir ücret ödemeden gezme imkanı sunuyor. Turkcell<br />
Cüzdan ise, cep telefonuyla TL yükleme, paket satın alma, para<br />
gönderme gibi işlemleri yapabilmeyi; günlük fırsat ve özel alışveriş<br />
sitelerinden kişiye özel sunulan fırsatları takip edip satın alabilmeyi;<br />
cep telefonuyla temassız ödemenin yanı sıra internette sadece cep<br />
telefonu numarasıyla güvenli alışveriş yapabilmeyi sağlıyor. POS<br />
Takip ile, sahadaki MobilPOS hatlarının, Turkcell tarafından sağlanan<br />
web arayüzü üzerinden sabah, öğle ve akşam periyodik veya anlık<br />
olarak sorgulayarak, hatların takılı olduğu POS cihazlarının konumunu<br />
haberleşme tekniklerinin sağladığı imkanlar dahilinde tespit etme<br />
imkanı sunuyor. Finans Sektöründe dijital güvenlik büyük önem<br />
taşıyor. Mobil İmza ve Turkcell Tek Kullanımlık Şifre (OTP) ile bu alanda<br />
da Turkcell güvencesi sunuyoruz. Elektronik ortamlarda ıslak imza<br />
yerine kullanılabilen yasal kimlik doğrulama sistemi, Mobil İmza'da;<br />
evrak onaylama, kredi değerlendirme süreci, insan kaynakları ve satın<br />
alma süreçleri gibi mail veya kâğıt üzerinden yürüyen işleri kolayca<br />
yapılabiliyor. Turkcell Tek Kullanımlık Şifre (OTP), firmaların müşterilerine<br />
ya da çalışanlarına anında iletilmesi gereken şifre, alarm, onay gibi<br />
bilgileri en hızlı ve güvenli bir şekilde ileten bir servis. Buna ek olarak<br />
En Yakın Nerede hizmetimiz ile web/wap üzerinden sorgulama<br />
yapılabiliyor. Müşteriler, en yakın ATM, servis, mağaza veya şube bilgisini<br />
SMS ile alabiliyorlar. Bankalara özel sunduğumuz SIM kart değişikliği<br />
sorgulama servisi ile, müşterilerin şüpheli işlemlerde, SIM kartlarını<br />
değiştirip değiştirmediğini öğrenilebiliyor. Bunun dışında, sanal sunucu,<br />
yedekleme, DDOS saldırı önleme gibi hizmetler sayesinde finansal<br />
altyapının sağlam temeller üzerine oturmasını sağlıyoruz.<br />
gibi. Zira buluta geçildiğinde veriler, üçüncü parti bir sağlayıcı<br />
tarafından sağlanan altyapı üzerinde kullanılıyor. Bu, bankalar için<br />
verilmesi zor bir karar.<br />
Ancak bulutun sunduğu avantajları hemen göz ardı etmek de<br />
mümkün değil. Özellikle her noktadan kullanılabilir olması ve<br />
maliyet avantajı sunması CIO’ların iştahını kabartıyor. Fakat yine<br />
de güvenilirlik konusunda soru işaretleri giderilebilmiş değil.<br />
Bunun yanında üçüncü parti bir sağlayıcı ile sürdürülebilirlik de<br />
önemli bir başlık. Bu konuda henüz yeterine uzmanlaşmış şirket<br />
bulunmadığını düşünen yöneticiler, bu yüzden bulutun bir süre<br />
daha izlenmesi gereken bir yöntem olduğunu düşünüyor.<br />
Yapılan araştırmalara göre şirketlerin %25’i veri merkezlerinin<br />
halen geçerli olduğunu düşünüyor. Bu araştırmada elde edilen<br />
sonuçlar buluta geçmeyi düşünmeyen şirketlerin, en az 10 yıl daha<br />
kendi veri merkezlerini kullanmayı planladıklarını belirtiyor. Fakat<br />
buluta geçmeyi planlayan şirketlerin oranı yükselmeye devam<br />
ediyor. Kendi veri merkezleri kullanmayı düşünen şirketlere oranla<br />
buluta geçmeyi düşünen şirketler %31’lik paya sahip.<br />
Bulut konusunda ikiye ayrılan şirketlerin bir kısmı, bu teknolojiyi<br />
yeterince güvenli bulmuyor. Altyapıyı dışarıda barındırmanın<br />
halen çok riskli olduğunu düşünen bu şirketler, sistemin sürdürülebildiğini<br />
sorguluyor.<br />
Bu konudaki verilere baktığımızda bankalarda CIO’ların %23’ü sistemlerini<br />
buluta entegre etmeyi düşünmüyor. Bu CIO’lar, sistemin<br />
daha esnek ve verimli olduğunu kabul ediyor ancak güvenilir ve<br />
sürdürülebilir olma noktasında soru işareti yarattığını düşünüyor.<br />
CIO’lara bulutu tercih etmeme konusunda sebepler sorulduğunda<br />
en çok verilen cevap güvenlik oluyor. %46’lık bir bölüm, bulutun<br />
güvenli olmadığını düşünüyor. İkinci cevap ise servis devamlılığı<br />
(%36). Bunların ardından ise sırasıyla servis hızı ve data entegrasyonu<br />
gibi cevaplar geliyor.<br />
Buluta geçmeyi tercih eden şirketler ise sistemin sunduğu<br />
avantajların büyük olduğunu belirtiyor ve sistemin oldukça stabil<br />
olduğunu düşünüyor. Üstelik diğer sektörlerde genelde küçük<br />
şirketler buluta geçmeyi tercih ederken bankacılık sektöründe büyük<br />
bankaların buluta geçtiğini görüyoruz. ING, Bank Of America<br />
gibi dünya çapında büyük bankalar, buluta geçmeyi tercih eden<br />
şirketler arasında. Türkiye’de de <strong>IT</strong> ile yakından ilgilenen bankalar<br />
40<br />
nisan’13
KAPAK KONUSU<br />
bulunsa da genelde sağlayıcılar bu isimleri açıklamıyor.<br />
Buluta geçen bankalar, özellikle maliyet konusunda büyük avantajlar<br />
elde ettiklerini belirtiyor. Giderleri ciddi biçimde düşürmeyi<br />
başaran bu şirketler, sistemin esnekliğinin de bankacılık faaliyetleri<br />
açısından yeni fırsatlar yaratabileceğine dikkat çekiyor.<br />
Bu şirketlere baktığımızda buluta geçirilmesine en çabuk karar<br />
verilen katman depolama (%37). Onu %28 ile veri merkezi, %27<br />
ile sunucular ve %26 ile CRM izliyor.<br />
Dijital Okyanusa Yelken Açıyoruz<br />
Yaşadığımız bilgi çağı, bizlere bilgiyi bir yerden başka bir yere saniyeler<br />
içerisinde taşıma olanağı sunuyor. Aslında bu olanağı büyük bir lüks<br />
olarak tanımlamak daha doğru olur. Bilginin hızla yer değiştirmesi ve<br />
kolayca kullanılabilir olması onu global yapıyor. Artık dünyanın herhangi<br />
bir yerinde üretilen en küçük bir bilgi, tüm insanlığın kullanımına<br />
sunuluyor. Öte yandan, bakıldığında bu bilgilerin büyük bir çoğunluğu<br />
da çöp niteliğinde.<br />
Sosyal ağlarda yapılan geyikler ve diğer önemsiz kendini tekrarlayan<br />
bilgi akışları da veri patlamasının bir parçası olduğundan, şirketlerin<br />
bu yapılandırılmamış ve dağınık halde duran verinin içerisinden<br />
değerli olanları analiz etmesi ve iş verimliliği adına kullanması bir hayli<br />
meşakkatli ve önemli hal alıyor. İşte tam da bu noktada, Büyük Veri’nin<br />
kurumsal tarafı devreye giriyor. Sorumuz şu: Dağınık haldeki yapılandırılmamış<br />
bu veri içerisindeki verimli bilgileri nasıl ayıklayacağız,<br />
analiz edeceğiz ve süreçlerimizde kullanacağız Bu sorunun cevabını<br />
aramadan önce, yapılandırılmamış verinin iş dünyasındaki rolünün<br />
nasıl değiştiğine göz atmakta fayda var.<br />
Büyük Veri trendini oluşturan 4 ana etken var. Bunlar, verinin çok fazla<br />
olması, hızlı çoğalması, çok çeşitli ve değerli olması.<br />
Son 3 yıl içerisinde iş dünyasıda çok büyük bir artış gösteren yapılandırılmamış<br />
dağınık veriler, Büyük Veri ile kullanılabilir hale gelecek.<br />
Oracle’ın yaptırdığı bir araştırmaya göre iş dünyası yapılandırılmamış<br />
verilerin önemli olduğunu düşünüyor. İş insanlarına yöneltilen “Büyük<br />
veri işiniz için ne kadar önemli” sorusuna verilen cevaplar şu şekilde;<br />
çok önemli (%39), bir şekilde önemli (%30), aşırı önemli (%18), bugün<br />
için önemli değil (%8) ve bilmiyor/emin değilim (%6).<br />
Günümüzde 5 alanda yoğun olarak kullanılan Büyük Veri teknolojileri,<br />
en küçük detayları, bilgileri bile karar verme sürecine dahil ediyor.<br />
Büyük Veri teknolojilerinin ilk durağı sağlık sektörü. Bu sektör hastaların<br />
durumlarını sürekli güncelleyerek onların sağlık durumlarını<br />
gözlem altında tutuyor. Gelecekte Büyük Veri sayesinde, hastanın süregelen<br />
sağlık durumu göz önünde bulundurularak, baş göstermesi olası<br />
hastalıklara önceden müdahale edilebilecek.<br />
İmalat sektöründe ise yüz yüze destek konusuna odaklanılıyor.<br />
Ürünlerin üzerindeki sensörler sürekli olarak merkeze veri<br />
gönderiyor ve olası bir sorunda üretici firma doğrudan müşteri ile<br />
iletişime geçerek sorunu çözüyor. Gelecekte ise otomatik olarak<br />
sorunu algılama ve çözüm yollarını gösterme gibi olanaklar hayatımıza<br />
girebilir.<br />
Lokasyon bazlı servislerin şu anda yapmaya çalıştığı şey gerçek<br />
zamanlı lokasyon bilgisini kullanarak trafik, hava durumu, lokal<br />
aramalar ve lokal/kişiselleştirilmiş reklamlar sunmak. Kamu sektörü<br />
de Büyük Veri konusunda çalışmalar yapıyor. Vatandaşlardan<br />
aldığı irili ufaklı tüm geri dönüşleri değerlendirmeye çalışan kamu,<br />
bu şekilde kamu hizmetlerini en iyi standarda çıkarmayı amaçlıyor.<br />
Son olarak perakende sektörü de Büyük Veri’den bir hayli yararlanıyor.<br />
Şu an sosyal medyadan gelen geri dönüşleri toplayan<br />
perakende sektörü, ileride yeni segmentler yaratmak ve duyarlılık<br />
ölçmek için bu teknolojileri kullanacak.<br />
“Nitelikli İnsan Kaynağı<br />
Yetiştiriyoruz”<br />
Zafer Şen<br />
OBSS Genel Müdür ve Yönetici Ortak<br />
2005 yılında kurulan OBSS, finans ve telekom sektöründe faaliyet<br />
gösteren Türkiye’nin en büyük ve prestijli kurumlarına yazılım<br />
hizmeti vermektedir. OBSS, 170 kişilik kadrosuyla, ağırlıklı olarak<br />
Java ve .Net alanında hizmet sunduğu firmalara anahtar teslimi<br />
projeler gerçekleştiriyor ve buna ek olarak sunduğu hizmetler<br />
arasında dış kaynak hizmetleri de yer alıyor. OBSS tarafından<br />
TÜBİTAK destekli olarak geliştirilen Graymound Framework,<br />
OBSS’nin en güçlü taraflarından bir tanesi. Dört banka şu an OBSS<br />
tarafından geliştirilen altyapılar üzerinde temel bankacılık dahil tüm<br />
uygulamalarını geliştiriyor ve bu durum rakiplerimize göre OBSS’yi<br />
herhangi bir yazılım şirketine göre bir kaç adım öne çıkartıyor.<br />
Graymound'dan sonra geliştirilen ikinci framework Redmound<br />
ile kurumsal ölçekteki projelerin yanı sıra, büyük küçük tüm<br />
internet projelerinde kullanılabilecek, kullanımı kolay, öğrenmesi<br />
kolay, genişleyebilen, uyarlanabilen ve sağlam bir framework<br />
oluşturulması hedefleniyor. Proje yönetim süreçlerinin tamamı PMI<br />
standartlarına uygun olarak yapılandırılıyor. Çalışan ve iş ortaklarına<br />
yönelik PMP sınavına hazırlık eğitimleri süreçleri bulunuyor. Bu<br />
sebeple proje yönetimi ve insan kaynakları süreçleri OBSS için en<br />
kritik alanlar olarak gösterilebilir. Yazılım sektöründeki en donanımlı<br />
insan kaynağını yetiştirme vizyonundan hareketle, Java’ya gönül<br />
vermiş genç yeteneklerle tanışmak için üniversitelerde bir çok<br />
etkinlik düzenliyor. Buna ek olarak uluslararası arenada hizmet<br />
verme hedefleri doğrultusunda ilerleyen ve büyüme sürecine giren<br />
OBSS, hem pazara hem de kendi bünyesine nitelikli insan kaynağı<br />
kazandırma yolunda önemli bir katkı sağlıyor. Proje testlerinin<br />
gerçekleştirilmesi amacıyla kurulan test ekibi ise, müşterilerimizin<br />
yazılım ürünlerinin zamanında, beklenen kalitede ve performansta<br />
çalışır bir şekilde pazarda yer almasına katkıda bulunmayı, projenin<br />
hayata geçirilmesi sonrası yaşanması olası hataları minimize ederek<br />
zaman, efor ve maliyet tasarrufu sağlamayı hedefliyor.<br />
nisan’13<br />
<strong>41</strong>
Ali Yavuz Şahin<br />
yavuz@itadvisor.com.tr<br />
RÖPORTAJ<br />
Rekabette En Güçlü<br />
Silah Teknoloji<br />
Finans sektöründe rekabette en güçlü silah, teknolojik<br />
gelişmelere ve yeniliklere sahip olmak. Amaç verimliliği ve<br />
karlılığı artırmak, bu yüzden teknolojinin iyi yönetilmesinin<br />
çok önemli olduğu bir dönemden geçmekteyiz<br />
B<br />
u ay ki kapak konusu röportajını<br />
Mirsis firmasının Kurucu Ortak,<br />
Genel Müdürü Gül DÜZGİDER ve<br />
diğer bir Kurucu Ortağı Ece KUTLUCAN’la<br />
gerçekleştirdik.<br />
Mirsis, 2008 yılında kurulmuş genç bir şirket<br />
olarak bilgi işlem sektöründe, bankacılık<br />
ve finans üzerine uzmanlaşmış kadrosu<br />
ile müşterilerine hizmet veriyor. Firmanın<br />
vizyonu, yazılım, dış kaynak ve iş geliştirme<br />
alanlarındaki deneyim ve iş bilgisi ile,<br />
müşterilerinin kendi sektörlerinde başarıya<br />
ulaşmalarını sağlamak. Kurumun misyonu,<br />
doğru teknolojiler ile anahtar teslimi projeler<br />
sunan, çalışan ve paydaşlar memnuniyetini<br />
en üst düzeyde tutan, yerli ve yabancı<br />
müşterilerimizin tercih ettiği dış kaynak<br />
sağlayıcı ve yazılım evi olmak. Şimdi sözü<br />
değerli Mirsis yöneticilerine bırakıyoruz.<br />
Bize Mirsis hakkında bilgi verebilir<br />
misiniz Müşterilerinize ne gibi<br />
hizmetler sunuyorsunuz<br />
Gül DÜZGİDER- 2008 Temmuz ayından<br />
itibaren, bilgi işlem sektöründe, bankacılık<br />
ve finans üzerine uzmanlaşmış kadromuz ile<br />
müşterilerimize hizmet veriyoruz. Kurumların<br />
iş gereksinimlerini karşılayabilmesi için<br />
kapasite artırımlarına destek oluyoruz.<br />
Kurumların kaynak ihtiyaçlarını karşılarken<br />
aynı zamanda danışmanlık hizmeti de<br />
verebiliyoruz. Bizim amacımız müşterinin<br />
iş hedeflerini gerçekleştirmesi için hedefin<br />
bir parçası olarak profesyonel iş gücü temini<br />
sağlamak.<br />
Bunun yanı sıra Teknopark’ta kendi<br />
yazılımlarımızı yaptığımız şubemiz var. Bu<br />
yazılımlar hem bireysel hem de kurumsal<br />
çözümler sağlayabiliyor. Şu anda finans ve<br />
mobil üzerine çözümlerimizi üretiyoruz. Bu<br />
iki sektör için geliştirdiğimiz ürünlerimiz<br />
var. Finans sektöründe özellikle denetim<br />
ürünlerimiz; denetim süreçlerinin<br />
otomasyonunu sağlayan, yasal kurallarla<br />
uyumlu çalışabilen bir yapıya sahip.<br />
Yazılım geliştirme çözümlerimiz ile birlikte<br />
Test yönetimi odaklı hizmetler ve Sistem<br />
Danışmanlığı hizmetleri de sunuyoruz. Kendi<br />
iç süreçlerimizi uluslararası standartlara<br />
göre organize ederken bu konudaki uzman<br />
kadromuz ile süreç danışmanlığı hizmetimizi<br />
de oluşturuyoruz. Mirsis de Süreç Analizi<br />
çalışması yapıldı, bunu takiben belgelendirme<br />
sürecine girdik, ISO belgemizi aldık, CMMI<br />
yolunda ilerliyoruz.<br />
Süreci kurmak yeterli olmuyor, sıkı takip<br />
yapmak lazım, bunun için de içeride süreçlere,<br />
bizim yoğurt yiyişimize uygun otomasyon<br />
gerçekleştiriyoruz, fazlı projemiz bunun için,<br />
Gül DÜZGİDER<br />
Kurucu Ortak, Genel Müdür<br />
Bu proje ile süreçlerimizi yönetebileceğimiz<br />
hızı ve verimliği sağlayacak bir alt yapı<br />
kurma hedefindeyiz.<br />
Süreçlerle yönetim güzel, tabi bunlar<br />
hedefe koşmazsa pek anlamlı değil. Bunun<br />
için de stratejik haritamızı çıkarıyoruz her<br />
yıl, buna uygun hedeflerimizi belirliyoruz<br />
ve ölçüyoruz. Kurum karnemizi takip<br />
ediyoruz. Periyodik değerlendirmelerimizde<br />
doğrularımızı yanlışlarımızı belirliyor,<br />
gerekli olan konuları masaya yatırıyor,<br />
detayı ele alıyoruz.<br />
Ve tabi riskler, yönetilmesi çok önemli,<br />
her türlü riski ortadan kaldırmak mümkün<br />
değil, ancak etkisini azaltmak da çok önemli,<br />
bu depremde biriken enerji gibi, küçük<br />
küçük depremler, olası büyük bir depremin<br />
etkilerini azaltıyor diye seviniyoruz.<br />
42<br />
nisan’13
RÖPORTAJ<br />
Son yıllarda mobil teknolojilerin<br />
ön planda olduğunu görüyoruz. Bu<br />
konuda verdiğiniz hizmetler var mı<br />
G. D. - Hizmet verdiğimiz sektörlerden<br />
olan Bankacılıkta mobil iletişim oldukça<br />
önem kazanmış durumda. Kullanıcılar en<br />
hızlı ve kolay şekilde ihtiyaçlarını gidermek<br />
istediklerinden dolayı şube ve internet<br />
bankacılığının yerine mobil bankacılığa<br />
yöneliyorlar. Özellikle yeni nesil için mobil<br />
uygulamaların bankacılıkla nerdeyse tek<br />
iletişim kanalı olduğunu gözlemliyoruz.<br />
Bizde bu alandaki gelişmeleri takip ederek,<br />
sektöründe ihtiyaçlarına hitap eden mobil<br />
yazılımlar geliştirme başlangıç aşamasındayız.<br />
Geliştirdiğimiz, %100 yerli bir uygulama<br />
olan Browse2Go ürünü ile artık iPhone ve<br />
iPad'de Flash video, uygulama ve oyunlar<br />
görüntülenebiliyor. Bu yeni uygulama<br />
getirdiği teknolojik çözüm ile son kullanıcıya<br />
web üzerindeki flash içeriklere özgürce erişim<br />
imkanı sağlıyor. Geliştirilen teknolojinin arka<br />
planında bulut teknolojileri üzerine bir yapı<br />
bulunup, kullanıcılara istedikleri içeriğe erişim<br />
serbestliği sunuyoruz.<br />
Eğitim ve danışmanlık konusunda<br />
sunduğunuz hizmetlerden<br />
bahsedebilir misiniz<br />
G. D. -Mirsis'in çatısı altında iki firma var.<br />
Mirsis Bilgi Teknolojileri ve Mirsis Kariyer<br />
Danışmanlık. Kariyer Danışmanlıkta İK<br />
istihdam belgesi mevcut. Farklı olarak diyelim<br />
ki müşterinin bir talebi olursa talebe uygun<br />
kaynağa yönlendirdi. Bir süre çalıştıktan sonra<br />
müşteri memnun kalırsa kendi kadrosuna<br />
da almak istiyor. Danışmanlık hizmeti<br />
verilen kurumlarda böyle bir hizmet yok.<br />
Bu arkadaşlarımızı daha sonra kurumların<br />
kadrosuna da katabiliyoruz ya da kadroya<br />
talepler olabiliyor. Müşteri için avantajlı<br />
oluyor. Kurum kültürüne uyum bununla<br />
anlaşılıyor. Teknik tecrübe her zaman elde<br />
edilebilir ama kurumla uyum bir süre sonra<br />
anlaşılıyor. Bu da bir avantaj oluyor.<br />
Bizim seçme yerleştirme danışmanlarımız<br />
teknik bilgiye sahip, seçme yerleştirme<br />
eğitimleri almış bu konuda uzmanlaşmış<br />
kişiler. Bu şekilde çok daha hızlı<br />
müşterilerimizin ihtiyaçlarını anlıyor ve<br />
karşılayabiliyoruz.<br />
Eğitim alanında ise Mirsis Akademi<br />
oluşumumuz ile bilişim sektörü çalışanlarının<br />
ve Mirsis çalışanlarımızın gelişimine<br />
yönelik eğitimleri sağlayıp, yetkinliklerini<br />
artırma konusunda çalışmalarımız mevcut.<br />
Üniversitelerle sağladığımız işbirlikleri ile<br />
genç arkadaşlarımızın gelişimine ve sektöre<br />
kazandırılmasına destek olmaya çalışıyoruz.<br />
Mirsis genellikle hangi sektörlerde<br />
faaliyet gösteriyor<br />
Ece KUTLUCAN - Hizmet sektöründe<br />
bilişim teknolojileri konusunda çalışmalar<br />
yapmaktayız. Finans ve bankacılık alanında<br />
hem danışmanlık hem de yazılım geliştirme<br />
alanlarında destek hizmetleri veriyoruz.<br />
Finans sektöründe çalışmanın<br />
zorlukları neler<br />
E. K. - Günümüzde bankacılık sektöründe<br />
yoğun rekabet yaşanıyor. Durum böyleyken<br />
hız, esneklik, maliyet gibi konular önem<br />
kazanıyor. Özellikle Finans sektöründe<br />
rekabette en güçlü silah, teknolojik<br />
gelişmelere ve yeniliklere sahip olmak olarak<br />
özetlenebilir. Buradaki amaç verimliliği ve<br />
karlılığı artırmak. Bu yüzden teknolojinin<br />
iyi yönetilmesinin önemli olduğu bir<br />
dönemdeyiz.<br />
Teknolojide yaşanan hızlı gelişime paralel<br />
olarak finans sektöründe müşteri talep ve<br />
ihtiyaçları her geçen gün değişiyor, müşteri<br />
memnuniyetinin yüksek derecede önem<br />
taşıdığı sektörde bu talep ve ihtiyaçlara<br />
sağlanan çözümlerin hızlı ve kaliteli olması<br />
gerekiyor.<br />
Müşteri ihtiyaçlarını doğru anlamak,<br />
uygun çözümler konusunda danışmanlık<br />
yapabilmek, aynı hedefi benimsemek ve<br />
stratejik ortak olmak, kurumların çözüm<br />
ortağı seçerken tercih nedeni olarak karşımıza<br />
çıkmakta. Bu anlamda deneyimlerimiz bize,<br />
iş odaklı yaklaşımların yanı sıra kurum<br />
kültürüne uygun bir çalışma metodu<br />
olmasının, başarılı bir yaklaşımın ilk adımı<br />
olduğunu öğretti.<br />
Ece KUTLUCAN<br />
Kurucu Ortak<br />
<strong>2013</strong> yılındaki hedeflerinizden<br />
bizlere bahsedebilir misiniz<br />
E. K. -Hedeflerimizi belirlerken hizmet<br />
verdiğimiz sektör ihtiyaçlarından<br />
ve gelişmelerinden yola çıkıyoruz.<br />
Bankacılıkta süreçlerin iyileştirilmesi,<br />
ölçme, analiz, değerlendirme ve verimlilik<br />
konularının teknolojide en çok pay alan<br />
yatırımlar olduğunu görmekteyiz.<br />
<strong>2013</strong> yılında bu yaklaşımın daha müşteri<br />
odaklı pozisyonlanacağını, müşterinin<br />
sesine daha çok önem verileceğini ön<br />
görüyoruz.<br />
Dolayısıyla bizim başarılarımızın nedenini<br />
müşteri odaklı olaya bakabilmek olarak<br />
yorumluyoruz. Bir dönem masanın<br />
öbür tarafında oturduğumuz için<br />
müşterinin beklentilerini ve önceliklerini<br />
anlayabiliyoruz. Müşterilere sunduğumuz<br />
çözümlere kendimiz inanmıyorsak, bu işi<br />
müşteriye sunmuyoruz. İnce eleyip, sık<br />
dokuyoruz anlayacağınız. Bir işi yapmış<br />
olmak için yapmıyoruz, işte bunlar bizleri<br />
başarıya taşıyan etmenler. İş yaparken az<br />
kaldı hedefe koştuk diye bir bakışımız yok.<br />
Bu işi nasıl daha iyi yapabiliriz sorusunun<br />
yanıtını bulmaya çalışıyoruz her zaman.<br />
Bu düşünce işin daha çabuk gelişmesine<br />
de yardımcı oluyor. Bu bakış açısını da<br />
hedef olarak alıp, müşteri ve çalışan<br />
memnuniyetini üst seviyelerde tutmaya<br />
çalışıyoruz. En verimli yatırımın ise çalışan<br />
memnuniyeti olduğunun da farkında<br />
olarak, hedeflerimiz içinde önemli bir pay<br />
ayırdığımız Mirsis ailesinin her gün biraz<br />
daha büyüdüğünü ve geliştiğini görmek<br />
bizi daha da çok mutlu ediyor.<br />
nisan’13 43
Ahmet Gözütok<br />
ahmet@itadvisor.com.tr<br />
ÖZEL HABER<br />
Gelecekten Gelen Akıllı<br />
Telefon: Samsung Galaxy S4<br />
Herkesin merakla beklediği akıllı telefon Samsung Galaxy S4<br />
geçtiğimiz günlerde iş dünyasını sevindirecek türden yenilikleri ve<br />
ilgi çekici özellikleri ile resmi olarak New York’ta tanıtıldı<br />
D<br />
aha tanıtılmasına aylar varken konuşulmaya<br />
başlanan ve fazlasıyla<br />
merak edilen Samsung Galaxy<br />
S4, New York’ta gerçekleştirilen özel bir<br />
etkinlikte geçtiğimiz günlerde kullanıcıların<br />
karşısına çıktı. Tasarımından, donanımına<br />
ve hatta kasasında kullanılacak materyal<br />
yapısına kadar hakkında çok konuşulan akıllı<br />
telefonun, sahip olduğu özellikler bugünden<br />
itibaren gündemi daha çok meşgul edeceğe<br />
benziyor.<br />
Yüksek Performans Sunan 8<br />
Çekirdekli İşlemci<br />
Üzerinde 8 çekirdekli bir işlemci bulunan<br />
Samsung Galaxy S4, ARM’nin big. L<strong>IT</strong>TLE<br />
mimarisini kullanıyor. Exynos 5 Octa olarak<br />
adlandırılan bu işlemci, 4 adet süper güçlü<br />
ARM Cortex A15 tabanlı çekirdeğe, dört<br />
adet de Cortex A7 tabanlı çekirdeğe sahip.<br />
Enerji tüketim değerleri ile ön plana çıkan<br />
ve telefonun standart işlemleri yerine<br />
getirmesi için kullanılan dört çekirdekli<br />
Cortex A7 tabanlı işlemci, 1.2 GHz saat<br />
hızında çalışırken, Cortex A15 tabanlı diğer<br />
güçlü yapı, 1.6 GHz saat hıza erişebiliyor.<br />
Bu iki ayrı yapı asla aynı anda görev yapmıyor.<br />
Müzik dinlemek, mesaj göndermek,<br />
internet erişimi gibi temel görevlerde enerji<br />
tüketim değerlerine ihtiyaç varsa yavaş<br />
çekirdekler, oyunlar, yüksek çözünürlüklü<br />
videolar gibi durumlarda ise güçlü yapı<br />
devreye giriyor. Bu sayede en temelden<br />
başlanarak pilden tasarruf sağlanmış<br />
oluyor.<br />
Exynos 5<strong>41</strong>0 kod adlı işlemcinin 28nm<br />
mimarisiyle üretiliyor olması nedeniyle<br />
geçmişteki ürünlere ve rakiplerine göre<br />
çok daha az ısınan Galaxy S4, <strong>IT</strong> PowerVR<br />
SGX544MP3 GPU grafik birimi ile biraz<br />
hayal kırıklığı yaratsa da işlemci mimarisi<br />
sayesinde mevcut dönemin tüm üst düzey<br />
ihtiyaçlarını karşılayabilecek kapasiteye<br />
fazlasıyla sahip bir akıllı telefon olarak<br />
göze çarpıyor.<br />
Büyük İşlem Hacmini<br />
Yönetebilmek İçin Güçlü Bir<br />
Bellek Şart<br />
2GB LP DDR3 bellek ile desteklenen<br />
Samsung Galaxy S4, bu yönüyle modern<br />
anlamdaki ihtiyaçların fazlasıyla karşılandığı<br />
bir cihaz olarak karşımıza çıkıyor. Bunun<br />
yanı sıra akıllı telefon 16 GB, 32 GB ve 64 GB<br />
olmak üzere üç farklı kapasite seçeneğine<br />
sahip olarak kullanıcıların beğenisine sunulacak.<br />
Bu seçenekler yeterli olsa da Samsung<br />
microSD bellek kartı yuvasını yeni gözdesinden<br />
de esirgememiş ve ürün 64GB’a kadar<br />
hafıza kartlarını da destekliyor.<br />
En Büyük Yenilik Ekran ve Görüntü Kalitesi<br />
4.99 inçlik 1080p Full HD bir ekrana sahip<br />
olan Samsung Galaxy S4’te inç başına düşen<br />
piksel sayısı ise 4<strong>41</strong> ppi olarak yapılandırılmış<br />
durumda. Retina ekran berraklığında<br />
bir Super AMOLED ekran ile karşı karşıya<br />
olduğumuzu belirtmemizde fayda var.<br />
Telefonun üzerinde 13 megapiksel çözünürlüğünde<br />
arka ve 2 megapiksellik bir ön<br />
kamera yer alıyor. Arka kamera ve ön kamera<br />
video çekimi esnasında eş zamanlı olarak<br />
kullanılabiliyor. Bu sayede videoyu kaydeden<br />
kişi de kendi görüntüsünü videoya aktarabiliyor.<br />
Bu özelliği geçtiğimiz günlerde farklı<br />
Android’li modellerde de görmüştük.<br />
Tasarımdaki Değişikler Neler<br />
7.9 mm inceliğe sahip olan Galaxy S4, 130g<br />
ağırlığında. Tahmin edildiği gibi polykarbondan<br />
üretilen cihazın, esneklik ve sağlamlık<br />
konusunda başarılı olduğu iddia edilmiş olsa<br />
da bu durumun tüketicileri memnun edeceği<br />
pek de söylenemez.<br />
Görsel olarak Samsung Galaxy S3’ün bir<br />
kopyası gibi duran cihaz, yapısal gelişmeye<br />
karşın incelen çerçeve yapısıyla boyut olarak<br />
çok da fazla büyümemiş. Yani yüzey verimliliği<br />
çok daha etkili bir şekilde kullanılmış.<br />
Heyecan Verici İnovatif Özellikler<br />
Samsung Galaxy S4’ün üzerinde alışıldığı<br />
üzere ivmeölçer, jiroskop, dijital pusula ve<br />
44<br />
nisan’13
ÖZEL HABER<br />
Samsung Galaxy S4 ile S3’ün dikkat çeken öncelikli farkları<br />
Şekil 1<br />
Özellik Samsung Galaxy S4 Samsung Galaxy S3<br />
İşletim Sistemi Android 4.2.2 JellyBean Android 4.1 JellyBean<br />
İşlemci 1.6GHz sekiz çekirdekli mimari 1.4GHz dört çekirdekli mimari<br />
Bellek 2GB 1GB<br />
Ekran 5inç Full HD Super AMOLED 4.8inç Super AMOLED<br />
Çözünürlük 1920x1080 1280 x 720<br />
Ekran Koruması Gorilla Glass 3 Gorilla Glass 2<br />
Piksel Yoğunluğu 4<strong>41</strong>ppi<br />
306ppi<br />
Depolama 16, 32 ve 64GB + microSD 16GB, 32GB + microSD<br />
Ana Kamera 13 megapiksel BSI sensör 8 megapiksel BSI sensör<br />
Ön Kamera 2 megapiksel BSI sensör 1.9 megapiksel BSI sensor<br />
Şebeke GSM, EDGE, UMTS, DC-HSPA+, GSM, EDGE, UMTS, HSPA+,<br />
LTE<br />
LTE<br />
Wi-Fi 802.11 a/ac/b/g/n, HT80 802.11 a/b/g/n, HT40<br />
Bluetooth 4.0 LE 4.0 LE<br />
Konumlama GPS ve GLONASSS GPS ve GLONASS<br />
Bağlantı NFC, MHL 2.0, IR LED NFC, MHL<br />
Sim Kart Micro-SIM Micro-SIM<br />
Batarya 2600mAh 2100mAh<br />
Ağırlık 130g 133g<br />
Ebatlar 136.6 x 69.8 x 7.9 mm 136.6 x 70.6 x 8.6 mm<br />
Renkler Siyah ve Beyaz Çakıl taşı mavisi ve mermer beyazı<br />
ışık sensörü mevcut. Buna e olarak ise birçok<br />
güzel işlev cihaza entegre edilmiş. Bunlardan<br />
bir tanesi kızıl ötesi yuvası olmuş. Bu sayede<br />
uzaktan kumanda işlevleri bu arabirim ile<br />
sağlanabilecek.<br />
Bir diğer detay güzel ise barometre ile termometre<br />
özelliklerinin telefona yerleştirilmesi.<br />
Yakın gelecekte bu işlevlerin kullanıldığı<br />
yaratıcı uygulamalar karşımıza çıkabilir. Ayrıca<br />
RGB uyarı ışığına da ayrı bir yer açmakta<br />
yarar var. Samsung Galaxy S4’ün üzerinde yer<br />
alan uyarı ışığının renkleri RGB renk kanalları<br />
yardımı ile özgürce düzenlenebiliyor.<br />
Yazılımsal Yenilikler<br />
Samsung, Galaxy S4’ü bir dizi yeni yazılım<br />
ile donatmış durumda. Bunlardan en dikkat<br />
çekici olanı S Translate. Bu özellik Türkçe olarak<br />
desteklenmiyor ancak Çince, Fransızca,<br />
Almanca, İtalyanca, Japonca, Korece, Portekizce,<br />
İspanyolca ve İngilizce olmak üzere 9<br />
dil desteğine sahip. Bu sayede kullanıcıların<br />
telefonlarını temel işlevler için bir çevirmen<br />
gibi kullanabilmeleri amaçlanmış. Özellikle<br />
sık yurtdışı seyahatlerine çıkan kullanıcılar<br />
için ideal.<br />
Ayrıca bir diğer güzel özellik ise S-Voice Car<br />
olmuş. Bu özellikle de Galaxy S4’ün araba<br />
kullanırken bile kolaylıkla kullanılabilmesi<br />
amaçlanmış. Telefonunuz siz araç kullanırken<br />
bildirimler hakkında bilgi verebilecek,<br />
mesajları sesli okuyabilecek, yol tarifi yapabilecek.<br />
Bu işlev de ne yazık ki Türkçe olarak<br />
desteklenmiyor.<br />
Smart Scroll ve Smart Pause<br />
Samsung Galaxy S4’ün günlerdir en çok<br />
konuşulan detaylarından biri de akıllı göz<br />
takip sistemi olmuştu. Bu özelliğin cihazda<br />
yer alacağının duyulmasından sonra birçok<br />
varsayım ortaya atılmıştı ki Samsung beklentileri<br />
boşa çıkarmayarak bu yenilileri de<br />
tanıttı.<br />
Smart Scroll işlevi sayesinde Galaxy S4 göz<br />
hareketlerinizden bir takım aksiyonlar gerçekleştirebiliyor.<br />
Bir sonraki fotoğrafa geçme,<br />
e-book okurken sayfa değiştirme gibi temel<br />
işlevler olsa da heyecan verici ve faydalı<br />
olduğu kesin. Ayrıca Smart Pause özelliği ile<br />
video izlerken ekrana bakmadığınız bir anda<br />
video hemen duraklatılabiliyor.<br />
Diğer Önemli Yazılımsal Yenilikler<br />
Drama: Bu özellik sayesinde Galaxy S4, 4<br />
saniye içersinde 100 kare fotoğraf yakalayabiliyor.<br />
Eraser: Eğer bozuk kareler varsa bunları<br />
hızlı bir şekilde görüp temizleyebiliyorsunuz.<br />
Dual Mode: Her iki kameranın da video<br />
kaydı esnasında aktif olarak kullanılabilmesi<br />
sağlanmış.<br />
S Travel: Bu özellik ile telefonunuz seyahatlerinizi<br />
algılayabiliyor. Mesela bulunduğunuz<br />
şehirden farklı bir yere tatile gittiğinizde Galaxy<br />
S4 gittiğiniz yerde çektiğiniz fotoğrafları<br />
özel bir albüm oluşturarak saklayabiliyor.<br />
S Health: Galaxy S4’ün S Band, Body Scale,<br />
Heart Rate Monitor aksesuarları ile kullanılabilecek<br />
olan bu özellik, telefonunuzu gerçek<br />
zamanlı bir sağlık tarayıcısına dönüştürüyor.<br />
Air Call Accept: Gelen çağrıları kabul etmek<br />
için kolaylaştırılmış bir dokunmatik ekran işlevi.<br />
Ekranda elinizi dalgalandırmanız çağrıyı<br />
yanıtlamak için yeterli oluyor.<br />
Bağlantı<br />
4G LTE desteğine sahip olan Samsung Galaxy<br />
S4, dünyanın her yerindeki 4G şebekelerinde<br />
çalışabilecek. Bunun yanı sıra Wi-Fi a/b/g/n/<br />
ac desteği mevcut. Cihazın Bluetooth versiyonu<br />
ise 4.0 LE. Ayrıca MHL 2.0 desteği de<br />
atlayamadığımız ayrıntılardan olmuş.<br />
Galaxy S4 ile S3 Arasındaki<br />
Farklılıklar<br />
Galaxy S4’ün ilgi çekici birçok yeniliğinden<br />
bahsettik ve bu cihazın mobil tutkunu<br />
herkesi heyecanlandırmış olduğuna şüphe<br />
yok . Kısa bir süre öncesinde kadar pazarın<br />
en iddialı modellerinden biri olan ancak bir<br />
anda Galaxy S4’ün gölgesinde kalan Galaxy<br />
S3 muhtemelen bir süre daha tüm dünyada<br />
ilgi görmeye devam edecektir.<br />
Fiyat olarak da biraz daha gerilemesi beklenen<br />
Galaxy S3, görsel olarak ve boyutları<br />
itibariyle Galaxy S4 ile çok benzeşiyor. (bkz.<br />
Şekil 1)<br />
Ne Zaman Çıkacak<br />
<strong>Nisan</strong> ayının sonuna doğru vitrinlerde<br />
yer alacağı belirtilen Samsung Galaxy S4,<br />
dünyanın birçok ülkesinde eş zamanlı olarak<br />
kullanıcılarla buluşmuş olacak.<br />
nisan’13 45
Avşar Özgen<br />
avsar@itadvisor.com.tr<br />
MAKALE<br />
Avrupa’da İnternet<br />
Politikaları, Siber Suçlar<br />
ve Sansür<br />
Dünyada internet kullanımıyla siber suçlardaki doğru orantılı<br />
artış, devletlerin internet politikalarını sürekli gözden<br />
geçirmesine, hatta zaman zaman sansüre bile başvurmalarına<br />
neden oluyor<br />
D<br />
ünyada internet kullanım<br />
oranlarının yüksek olduğu ya da<br />
hızla yükseldiği ülkelerde yapılan<br />
birçok ankette insanların bir gün boyunca<br />
internetsiz kalmaktansa aç kalmayı yeğlediklerini<br />
ortaya koyuyor. İnsanların açlığı<br />
bile göze almalarına neden olabilecekleri<br />
kadar bağımlısı oldukları internet, her geçen<br />
gün sınırlarını kontrol edilmesi daha da güç<br />
çizgilere doğru hızla çekiyor.<br />
Günümüzde bu sınırları kontrol etmek<br />
için artık devreye direkt olarak devletler<br />
giriyor. Yalnızca Türkiye’de değil tüm dünya<br />
çapında siyasetçiler arasında siber suçlar,<br />
yasadışı içerik ve kanuna aykırı internetten<br />
yüklemeyle nasıl başa çıkılacağı konusunda<br />
tartışmalar sürüyor. Ancak yasama süreçlerinin<br />
yavaş işlemesi, yasa koyucuların temel<br />
haklar ve internet güvenliği konularında bir<br />
uzlaşıya varmalarını engelliyor.<br />
Örneğin internetle bizden çok daha önce<br />
tanışan Avrupa Birliği üyesi ülkelerde bu<br />
konuda günümüze kadar birçok adım atıldı.<br />
Her biri ‘mihenk taşı’ sayılabilecek bu<br />
adımlara şöyle bir bakacak olursak, Avrupa<br />
Ağ ve Bilgi Güvenliği Ajansı’nın (ENISA) 1<br />
Eylül 2005 yılında tam anlamıyla faaliyete<br />
46<br />
nisan’13
MAKALE<br />
başladığını görüyoruz. Bu tarihten bir yıl<br />
kadar sonra 29 Haziran 2006’da Avrupa<br />
Komisyonu Telekom sektörü konusunda<br />
istişareleri başlattı. Yine aşağı yukarı bir<br />
yıllık bir aradan sonra Mayıs 2007’de çevirim<br />
içi terörizmi gözlemlemek için Avrupa<br />
Polis Ofisi (Europol) tarafından ‘Webi (ağı)<br />
kontrol et” isimli güvenlik portalı kuruldu.<br />
Ardından 13 Kasım 2007 tarihinde Avrupa<br />
Komisyonu Telekom reformları ‘paketi’ni<br />
sundu. Aradan iki yıl geçmeden 29 <strong>Nisan</strong><br />
2009’da Avrupa Parlamentosu ve Avrupa<br />
Konseyi Telekom paketinin ana konuları ile<br />
ilgili dönüm noktası niteliğindeki anlaşmayı<br />
onayladı.<br />
6 Mayıs 2009’da şaşırtıcı bir şekilde, Avrupa<br />
Parlamentosu üyeleri, daha önce Avrupa<br />
Konseyi ile uzlaşıya varılan anlaşmayı reddederek<br />
internet kullanıcılarının haklarına<br />
dair daha titiz bir metin önerdi. Ardından<br />
24 Kasım 2009 tarihinde ise Telekom paketi<br />
nihai olarak kabul edildi. Aradan dört ay<br />
geçtikten sonra 29 Mart 2010’da Avrupa<br />
Komisyonu çevirim içi çocuk pornografisini<br />
filtreleyecek öneriyi masaya koyarken, <strong>Nisan</strong><br />
2010’da AB bakanları, merkezi siber suç<br />
ajansına ihtiyacın araştırılması için Avrupa<br />
Komisyonu’na çağrıda bulundu. Ekim<br />
2010’da ise Avrupa Komisyonu bilgi sistemi<br />
saldırılarına karşı yeni bir önerge sundu. Ve<br />
nihayet 9 Aralık 2010’da çevrimiçi radikalleşmeyi<br />
de kapsayan Terörle Mücadele<br />
Çerçeve Belgesi’nin tüm üye ülkelerde uygulanması<br />
için adım atıldı. Bu arada 2011 yılı<br />
içinde radikalleşme ve güçlendirme karşıtı<br />
tebliğin planlanması da yapıldı.<br />
Yargı Yetkileri Zaman Zaman<br />
Yetersiz Kaldı<br />
Yargı yetkilerinin erişemediği sanal bir alanın<br />
suç aktivitelerini kontrol altına almanın<br />
zorluğu nedeniyle siyasetçiler için internet,<br />
sıkıntı yaratan bir unsur halini aldı.<br />
Örneğin İngiltere’deki meclis üyeleri<br />
çocukların pornografik görüntülerinin<br />
internette dolaşımını engellemek adına bir<br />
yasa tasarısı önerisinde bulundu. Ancak bu<br />
görüntülerin ülke dışındaki web sitelerinden<br />
kaynaklandığını fark etmeleri üzerine<br />
öneri duvara toslamış oldu.<br />
Sorunu ulusal düzeyde çözemeyen Avrupalı<br />
siyasetçiler, konuyla ilgili yasalar hazırlamakta<br />
ve yasadışı çevrim içi içerik ve<br />
aktiviteye ilişkin bağlayıcılığı olan kararlar<br />
vermesi için yeni organlar yaratma çabasına<br />
girdiler. Çabaları Avrupa Parlamentosu<br />
üyelerinin ve ulusal meclislerindeki üyelerin<br />
itirazlarına maruz kalan siyasetçiler,<br />
internet filtrelenmesindeki aşırı önlemlerin<br />
Cecilia Malmström: Vatandaşlar kendilerine dair hangi kişisel verilerin saklandığını<br />
ve değiş tokuş edildiğini bilmeliler<br />
sonunda konuşma özgürlüğü gibi temel hak<br />
ve özgürlüklerin etkisini azaltacağından<br />
korkuyorlar.<br />
İnternette yasadışı yükleme konusunda<br />
küresel bir çözüm halihazırda Sahteciliğe<br />
Karşı Ticaret Anlaşması (ACTA) başlığı altında<br />
tartışılıyor. Buna karşın görüşmelerin<br />
yüksek güvenlik seviyesi hem işadamlarını<br />
hem meclis üyelerini bir hayli geriyor.<br />
Konuşmalardan sızan bilgilere göre hükümetler<br />
yasadışı yüklemenin ve içerik dosya<br />
paylaşımının engellenmesi için daha sıkı<br />
yasalar istiyor. İnternet servis sağlayıcılarının<br />
korkusu ise bunun kendi iş modellerini<br />
değiştirerek daha az rekabetçi bir konuma<br />
sokabileceği.<br />
Avrupa Birliği için 2020 Önemli Bir Tarih<br />
2020 itibariyle internet güvenliği öncelik<br />
sahibi konulardan biri oluyor. Brüksel, tüm<br />
Avrupalıların yüksek hızlı geniş banda<br />
sahip olmasını istiyor. AB’nin internet<br />
güvenliği ajansı ENISA, bilgi ağlarını<br />
güvenlik altına almaya çalışıyor. Ancak şu<br />
anki durumda ajans başa çıkmasını sağlayacak<br />
yasal dayanağı olmayan bir merkez<br />
konumunda. Örneğin 2008’de ajans mobil<br />
iletişimin güvenlik tehditlerine karşı ne<br />
kadar savunmasız olduğu konusunda bir<br />
bildiri yayınlamıştı.<br />
Siber suçlarla mücadelede Europol de<br />
devrede. Kurum, çocuk pornografisi gibi<br />
sınır ötesi siber suçların engellenmesinde<br />
yürütme organlarına yardım adına faaliyet<br />
gösteren çeşitli çalışma gruplarını denetliyor.<br />
Buna karşın, gittikçe artan bir kullanıcı<br />
sayısının sosyal paylaşım sitelerinde bilgilerini<br />
paylaşmaları, siber suçun çoğalması<br />
için ortam hazırlıyor.<br />
Siber Suç<br />
Facebook ve Twitter gibi sosyal paylaşım<br />
sitelerinden yayılan riskler birçok web<br />
güvenlik şirketinin yayımladığı raporlarda<br />
elektronik tehlike listesinin başında<br />
geliyor. Dijital tüketicileri rahatsız edenler<br />
listesinde ikinci sırada ise e-postalarla,<br />
‘akıllı telefonlar’a yapılan saldırılar ve<br />
e-dolandırıcılık geliyor.<br />
Bazı ülkelerin interneti kontrol altına almak<br />
için köklü birimleri bulunuyor. Hollanda’da<br />
Felemenk polisi siber suçla savaş için bir İnternet<br />
Ekibi kurarken, İngiltere’de İnternet<br />
İzleme Derneği, yasa dışı içeriği raporlaması<br />
adına, halkın ve Bilgi Teknolojileri (BT)<br />
personelinin kullanımı için bir internet<br />
‘yardım hattı’ çalışmasını sürdürüyor.<br />
Buna ek olarak ENISA’nın izlediği internet<br />
güvenliği konuları arasında; spam, botnet,<br />
e-dolandırıcılık, kimlik hırsızlığı, menkul<br />
kıymetler borsasında hackerlar, yazılım<br />
konusundaki hassasiyetler ve kimi cihazlardaki<br />
güvenlik eksikliği bulunuyor.<br />
Ellerinde yeterli yasal güç olmadığını fark<br />
eden AB bakanları <strong>Nisan</strong> 2010’da Avrupa<br />
Komisyonu’na çevrim içi sahtecilik ve çocuk<br />
pornografisini engellemek için merkezi bir<br />
siber suçla savaş birimi kurma konusunda<br />
talepte bulundu.<br />
Eskiden siber suça karşı merkezi bir AB<br />
organına en büyük itiraz İngiltere, Fransa ve<br />
Almanya’dan gelirdi. Zira bir AB kurumunun<br />
kendi ülkelerinde süregelen işleyişi çiğneyeceğinden<br />
en çok korkan bu üç ülkeydi.<br />
Bilgi sistemlerine saldırıyı engellemek için<br />
bir önerge hazırlayan Avrupa Komisyonu,<br />
çalışmasını siber güvenliğin önemli bir<br />
unsuru olan AB İç Güvenlik Stratejisi’nde<br />
nisan’13 47
MAKALE<br />
sundu. AB idaresinin bildirdiği üzere siber<br />
suçun AB’ye maliyeti yıllık 750 milyar Euro<br />
ile uyuşturucu trafiğinin maliyetini de<br />
aşarak küresel GSMH’nın yüzde 1’i olarak<br />
kayda geçti.<br />
Avrupa Komisyonu aynı zamanda<br />
Avrupa’da siber atağa karşı bir anında müdahale<br />
sistemi kurma çabasında. Buna ek<br />
olarak komisyonun hedefleri arasında bilgisayarlar<br />
için bir acil yanıt takımı (Certs)<br />
kurma planı ve ENISA’nın rolünü arttırmak<br />
da bulunuyor.<br />
İnternet Korsanlığı<br />
Paris’te bulunan TERA danışmanlık<br />
şirketinin yaptığı bir internet korsanlığı<br />
araştırmasına göre, yasa dışı yüklemeler<br />
sonucu önümüzdeki 3 yıl içinde AB’de bir<br />
milyondan fazla iş ve iş çevrelerinde 240<br />
milyar Euro’luk bir para kaybı söz konusu<br />
olabilir.<br />
Geçtiğimiz yıllarda hava ya da karadan<br />
yapılan yasa dışı nakliyatların üçte birini<br />
durdurmayı başaran Avrupa Birliği gümrük<br />
yetkilileri, internet üzerinden yapılan yasa<br />
dışı mal satışında artış olduğuna dikkat çekiyor.<br />
Verilerin olduğu yıllık yasa dışı ticaret<br />
akışı raporunu Avrupa Komisyonu’nun<br />
vergilendirme ve gümrük birliği departmanı<br />
yayınlıyor.<br />
Avrupa Parlamentosu çevrim içi korsanlığı<br />
ile başa çıkmak için boğuşurken pek çok<br />
Avrupa Parlamentosu üyesi korsanlığı suç<br />
kapsamına sokmanın fazla sert olduğu konusunda<br />
ısrar ederek bunun ticari kazanç<br />
için içeriği topluca yağmalayanlardan çok<br />
ara sıra dosya paylaşan insanları cezalandırmak<br />
olacağını belirtiyor.<br />
Bu konuda yasa önerisinde bulunan ilk<br />
ülke olan Fransa’nın hukuku pek çok siyasetçi<br />
tarafından fazla bağlayıcı kabul ediliyor.<br />
Yasa dışı içerik yükleyen kullanıcıların<br />
üçüncü kez de yakalanması halinde şebeke<br />
bağlantılarının kesilmesini ön gören üç hak<br />
yasası, halen Fransız ulusal meclisinden<br />
geçmeyi bekliyor.<br />
Eircom internet servis sağlayıcısının yasa<br />
dışı içerik yüklendiği iddiasıyla İrlanda<br />
Plak Derneği tarafından mahkemeye verilmesinin<br />
ardından İrlanda üç hak politikasını<br />
uygulamaya sokan ilk ülke oldu.<br />
İngiliz hükümeti ve internet servis sağlayıcıları<br />
(ISP’ler) BT ve Talk Talk’ın arası<br />
ülkenin dijital ekonomik faturası nedeniyle<br />
açılmış halde. Açılan davada yüksek mahkemenin<br />
istediği yasa dışı içerik yükleyen<br />
müşterilere bir mektup yollanması, hatta<br />
bağlantılarının kesilmesi yönünde.<br />
Yasa dışı yükleme yapılmasında internet<br />
servis sağlayıcılarının rolü hem AB’de<br />
hem de dünya çapında tartışılan bir konu.<br />
Mevcut durumda Avrupa Parlamentosu<br />
Sahteciliğe Karşı Ticaret Anlaşması’nın<br />
(ACTA) yaptırımları üstüne kafa yoruyor.<br />
Öne çıkan fikirlere göre, küresel müzakereler<br />
sonucu ISP’ler yasa dışı içerik<br />
yükleyen müşterilerini cezalandıracak.<br />
ACTA görüşmelerine katılan 12 ülke var<br />
ve Avrupa Birliği’nin çıkarları Avrupa<br />
Komisyonu’ndan müzakereciler tarafından<br />
temsil ediliyor.<br />
İsveçli Yeşiller / Avrupa Özgür Birliği üyesi<br />
ve İsveç Korsan Partisi’nin kurucu üyesi<br />
Christian Engström, ACTA’dan aldığı bilgileri<br />
kendi meclisinin üyeleriyle paylaşmasına<br />
izin verilmemesi üzerine Avrupa Komisyonu<br />
ile görüşmeleri terk etmişti.<br />
Terör<br />
Avrupa Birliği 2007 yılında 27 üye ülkenin<br />
İslam propagandası yapan verileri Lahey’deki<br />
Avrupa Polis Ofisi’nde bir havuzda<br />
topladığı “İnterneti Kontrol Et” isimli bir<br />
yüksek güvenlik portalı kurmuştu. Yakın<br />
zaman içinde, terörle mücadelede internet<br />
servis sağlayıcıları ve internet üzerinden<br />
çalışan özel şirketlerin de işbirliğine<br />
katılmalarında artış yaşandı. İnternet bazlı<br />
propaganda ve radikalleşme aktivitelerine<br />
karşı sert tutum, Kasım 2008’de kabul edilen<br />
Avrupa Birliği terörle mücadele Çerçeve<br />
Kararı’ndan doğuyor.<br />
Belgede açıkça belirtildiği üzere “internet<br />
Avrupa çapındaki yerel terörist ağlarına ve<br />
bireylere ilham vermek ve onları mobilize etmek<br />
için kullanılıyor. Ayrıca terörist yöntemler<br />
konusunda bir bilgi kaynağı olarak sanal bir<br />
eğitim kampı görevi görüyor.”<br />
Avrupa Komisyonu, iletişim hattındaki yeni<br />
önlemler sayesinde suç işleyenlerin ve saldırı<br />
planlayanların daha kolay takip edileceğini<br />
düşünüyor. Buna karşın, internetten bomba<br />
yapım tarifleri almak gibi dolaylı yoldan<br />
terörizmi destekleyen bireyler de bundan<br />
etkileniyor. İnternet üzerinden olanlar da<br />
dahil radikalleşmeyi hedef alan yeni önlemler<br />
paketi 2011’de öneri olarak sunuldu.<br />
Çocuk Pornografisi<br />
Buna ek olarak Avrupa Komisyonu, üye ülkelerin<br />
çocuk pornografisi yayınlayan sitelere filtre<br />
uygulamasını ve insan kaçakçılığı konusunda<br />
daha sert cezalar uygulanmasını istiyor. Buna<br />
karşın Avrupa Parlamentosu’nun yeni AB<br />
kanunlarının yeterince sert olacağı konusunda<br />
şüpheleri bulunuyor. Mart 2010’da önerilen<br />
yeni kurallarla internette çocuk pornografisi<br />
yayınlayan sitelere yasak getiriliyor, çevirim içi<br />
sohbet odalarında tacize maruz kalan kurbanların<br />
dava açma hakları doğuyor ve tacizcilerin<br />
başka bir AB ülkesinde yeniden aynı suçu<br />
işlememesi için önlem alınıyor.<br />
Ancak AB, öneri konusunda üye devletlerden<br />
gelen bir ihtilafla karşı karşıya kalmış<br />
durumda. Pek çok üye devlete göre internetin<br />
filtrelenmesi, hükümetlerin istemediği içeriğe<br />
yasak getirmesiyle konuşma özgürlüğüne zarar<br />
verecek. Öneriyi reddeden Almanya, çocuk<br />
pornografisini toptan yasaklamanın içeriği<br />
filtrelemekten daha mantıklı olduğu görüşünü<br />
savunuyor.<br />
48 nisan’13
MAKALE<br />
Avrupa Birliği’nden Farklı Sesler<br />
Yükseliyor<br />
Siber suçlarla mücadelede yeni önlemler<br />
konusunda görüş belirten AB İçişlerinden<br />
Sorumlu Komisyon Üyesi Cecilia Malmström,<br />
“Vatandaşlar kendilerine dair hangi kişisel<br />
verilerin saklandığını ve değiş tokuş edildiğini<br />
bilmeliler” diyerek çocuk pornografisi<br />
yayını yapan internet sitelerinin filtrelenmesi<br />
konusundaki görüşlerini açıklıyor. Malmström,<br />
“Eğer polis çocuk pornografisi içeren broşür,<br />
kitap ve videolara el koyabiliyorsa demek ki bu<br />
içerikteki internet sitelerini de kapatabilmeli.<br />
İnternet suçlular için bir güvenli barınak değil”<br />
diyor.<br />
Alman Adalet Bakanı Sabine Schnarrenberger<br />
ise bu görüşe katılmıyor. İlerleyen zamanlarda<br />
daha geniş bir görüş bildirme ortamının<br />
olacağını düşünen Almanya Adalet Bakanı,<br />
“Ben o noktada ‘çocuk pornosu sitelerini<br />
yasaklamak yerine kaldırmak’ prensibini savunuyor<br />
olacağım” derken, bunun için destek<br />
alabilmek adına Avrupa Konseyi ve Avrupa<br />
Parlamentosu’nda da mümkün oluğunca<br />
lobicilik yapacağını ifade ediyor.<br />
Geçtiğimiz yıllarda Avrupa Komisyonu, çevirim<br />
içi terörist aktivitelerini tetkik etmekle ilgili<br />
bir rapor yayınladı. Belgeye göre, “Terörist<br />
suçlar işlemesi için halkı kışkırtmaya yönelik<br />
hareketler, terörizm için destek toplanması ve<br />
eğitim verilmesi son derece düşük bir maliyet<br />
ve riskle katlanarak artmış durumda.”<br />
Europol’un çevirim içi kontrol portalı olan<br />
‘Web sitesini kontrol et’ hakkında yorum<br />
yapan Europol’ün başkanı Max-Peter Ratzel,<br />
“AB üyesi devletlerin internet sitelerini kontrol<br />
ederek sorumluk paylaşımında bulunmalarına<br />
olanak tanıyoruz. Eğer bir sitenin daha<br />
önce başka bir ülke tarafından denetlendiğini<br />
görürseniz zaman kaybetmekten kurtulmuş<br />
olursunuz” diyor.<br />
ACTA görüşmelerinin yoğun güvenlik ortamını<br />
eleştiren İsveç Yeşiller/ Avrupa Özgür<br />
Birliği üyesi ve Korsan Partisi’nin kurucu<br />
üyesi Christian Engström ise “AP üyelerinin<br />
resmi olmayan sızıntı bilgilere bağlı kalmak<br />
durumunda olması utanç verici” ifadelerini<br />
kullanıyor.<br />
ACTA’nın korsana karşı üç hak yasasının<br />
yolunu açacağına dair dolaşan dedikoduları<br />
değerlendiren Avrupa Komisyonu ticari biriminden<br />
Luc Devigne da, “Üç hak olmayacak.<br />
İnternet servis sağlayıcılarının mesuliyetlerinde<br />
bir değişim olmayacak. Veri gizliliğine<br />
saygı gösterilecek ve gümrük aramalarında<br />
tedbir söz konusu olmayacak” görüşünü dile<br />
getiriyor.<br />
AB Telekom Operatörleri Birliği ETNO’nun<br />
başkanı Michael Bartholomew’e göre, internet<br />
sitelerini filtreleme, hatta Sahteciliğe Karşı<br />
Ticaret Anlaşması (ACTA) ile internet kullanıcılarının<br />
erişimini kesmek gibi geniş çaplı ve<br />
orantısız önlemler ETNO’yu endişelendiriyor.<br />
Bu tarz bir hareket, AB hukukunda belirtilen<br />
ve kabul edilen Avrupa Birliği Telekom<br />
Paketi’nde yeniden takviye edilen kullanıcı<br />
haklarıyla tamamen çelişebilir.<br />
Telif hakları yasasını denetleyen Fransa<br />
merkez sağından Avrupa Parlamentosu üyesi<br />
Marielle Gallo da kullanıcılarına yasa dışı içerik<br />
sağlayan web sitelerinin hakim kararıyla<br />
kapatılmasını öneren İspanyol yasa taslağını<br />
desteklediğini belirtiyor.<br />
Bulgar internet öncüsü Veni Markovski ise<br />
Avrupa Komisyonu’nun internet politikasında<br />
çok temel hataları olduğundan bahsederken,<br />
“Son zamanlarda gördüğümüz şey Avrupa<br />
Birliği üyesi bazı devletlerin daha güvenli bir<br />
internet kullanımı sağlamak yerine kullanıcıların<br />
cezalandırılması. ‘Üç hak yasası’ olarak bilinen<br />
kural daha fazla güvenlik sağlamak yerine<br />
daha fazla korku ve kullanıcıların mahremiyeti<br />
konusunda endişeye neden oluyor” diye de ekliyor.<br />
Bunun yerine kullanıcılar, iş sahipleri ve<br />
hükümetlerle daha fazla iş birliğine gidilmesi<br />
için çağrıda bulunan Markovski, reddedilen<br />
alternatif önerilerden birini örnek veriyor:<br />
“10 yıl önce Bulgaristan’da internet operatörleri<br />
telif hakkı dernekleri için bir çalışma modeli<br />
önermişti fakat bu reddedildi. Model sadece<br />
Bulgaristan’daki telif hakkı sahiplerine bile bir<br />
yılda ortalama 50 milyon Euro kazanç getirebilirdi.<br />
Çevrim içi suçla savaşta Avrupa Birliği<br />
çevrim içi özgürlüğü büyük yazılım şirketleri<br />
ve müzik yapımcılarının çıkarları uğruna bir<br />
kenara atmamalı.”<br />
nisan’13<br />
49
Ahmet Gözütok<br />
ahmet@itadvisor.com.tr<br />
ÖZEL DOSYA<br />
Mobil Teknolojinin<br />
Nabzı, Barcelona’da Attı<br />
GSM Birliği tarafından organize edilen Dünya Mobil Kongresi<br />
(MWC <strong>2013</strong>) uzunca bir süredir olduğu gibi Barcelona’da<br />
düzenlendi. Fuarda heyecan verici teknolojileri ve <strong>2013</strong>’ün<br />
mobil trendlerini tanıma fırsatı bulduk<br />
50<br />
nisan’13
ÖZEL DOSYA<br />
M<br />
obil dünyadaki yenilikçi teknolojilerin<br />
ve en yeni mobil ürünlerin<br />
tanıtıldığı MWC <strong>2013</strong>, yine ilgi<br />
çekici cihazlar ile dolu dolu yaşanan bir<br />
süreç olarak geride kaldı. Ülkemizden<br />
markaların da çeşitli tanıtımlar yapmak,<br />
anlaşmalar gerçekleştirmek ve yenilikçi<br />
ürünleri kendi ekosistemlerine entegre<br />
etmek adına yer aldığı fuarda, onlarca yeni<br />
hizmet ve servis de boy gösterdi.<br />
MWC <strong>2013</strong>, mobil dünya odaklı bir etkinlik<br />
olması nedeni ile daha çok son kullanıcıya<br />
hitap eden ürünlerin tanıtılacağı bir kongre<br />
imajı çizse de artık aradaki kalın çizginin<br />
çok daha hassas bir hale gelmesi nedeniyle,<br />
her amaca uygun çözümlerin karşımıza<br />
çıktığı bir yer oldu denilebilir.<br />
Tüm bunların yanı sıra, gözlemleme fırsatı<br />
bulduğumuz bir takım şaşırtıcı yazılımsal<br />
değişimler, <strong>2013</strong>’ün de mobil dünyadaki<br />
rekabet dozajının hiç düşmeyeceği bir yıl<br />
olmasına iddialı bir işaretti. LG’nin HP tarafından<br />
satın alınmış olan WebOS için satın<br />
alma girişiminde bulunduğunu açıklaması,<br />
Ubuntu’nun mobil sürümünü fuarda<br />
sergilemesi, Mozilla’nın Firefox OS işletim<br />
sistemine LG, ZTE, Huawei gibi isimlerden<br />
sonra Sony desteğini de eklemesi, gidişatın<br />
yönünü fark etmek adına yeterli unsurlardan<br />
bazıları.<br />
MWC <strong>2013</strong>’te heyecan verici birçok ürün<br />
boy gösterdi belki ancak yılın en çok ilgi<br />
gören veya görecek ürünlerinin ilk uğrak<br />
noktası Barcelona olmadı. Firmalar artık<br />
bu tür büyük etkinliklerde tüm dünyanın<br />
yakın ilgi gösterdiği ürünleri tanıtmaktan<br />
kaçınıyor. Bunun yerine sadece o ürüne<br />
has bir tanıtımın yapılması tercih ediliyor.<br />
Nitekim Barcelona’da Samsung Galaxy<br />
S4’ün boy göstermemesini yahut Nokia’nın<br />
üst düzey bir Windows Phone 8’li ürün<br />
tanıtmamasını da tam olarak böylesi bir<br />
temele dayandırmak gerekir.<br />
Türk Markaları da Fuarda<br />
Barcelona’da elbette ki sadece dünyanın<br />
dev markaları yer almadı. Bunun yanı sıra<br />
daha küçük çözümler, ürünler ve hatta<br />
yazılımlar geliştiren küçük ölçekli onlarca<br />
marka bu dev arenada ziyaretçiler ile<br />
buluştu.<br />
Ülkemizden de bu yıl etkinliğe katılan<br />
teknoloji şirketi sayısı bir hayli yüksekti.<br />
Sadece fuarda çeşitli görüşmeler yapmak,<br />
yenilikleri yerinde görmek için gelen markalara<br />
ek olarak, tüm dünyadan ziyaretçilere<br />
bizzat kendi teknolojilerini tanıtmak<br />
adına stantları başında bekleyen isimler de<br />
buradaydı.<br />
İstanbul Ticaret Odası, ARTI Teknoloji,<br />
Ersel Elektronik, Etiya, Komtel Telekomünikasyon,<br />
Mikro Ödeme – 3Pay, Nefas<br />
Bilişim, Netaş, P.I. Works, Piranha, Sentez<br />
Yazılım, Türkcell Teknoloji, 70.500 metre<br />
karelik alanda büyük bir adayı kiralayarak<br />
ziyaretçiler ile buluştu.<br />
Akıllı Telefonlar Sahne Aldı<br />
MWC <strong>2013</strong> söz konusu olunca herkesin aklında<br />
tanıtılacak yeni akıllı telefonlara dair<br />
soru işaretleri uyanıyor. Elbette ki bu yıl da<br />
birçok yeni ürün karşımıza çıktı. Özellikle<br />
“Kendi Cihazını Getir (Bring Your Own Device)”<br />
trendinin tüm dünyada yaygınlaşması<br />
ile birlikte akıllı telefonlar, her ölçekteki<br />
kurumların öncelikli gündem maddelerinden<br />
biri haline gelmeye başlamıştı.<br />
Belki fuarda markalar, doğrudan bu odakta<br />
beklentileri karşılayacak veya çözümler<br />
sunan ürünleri tanıtmadı ancak işin seyri<br />
zaten iş hayatında profesyonel ihtiyaçlara,<br />
iş bittikten sonra da özel hayatın keyifli<br />
temposuna uyum sağlayan ürünler sunma<br />
yoluna çoktan girdi. Haliyle tanıtılan her<br />
yenilikçi teknoloji, her taraftan mobil kullanıcısını<br />
alakadar edebiliyor.<br />
Turkcell’in Yerli Telefonu<br />
Android tabanlı T serisi akıllı telefonları ile<br />
ülkemizde kendine has bir başarı yakalayan<br />
Turkcell, ilk yerli cep telefonu için de<br />
düğmeye bastı ve Gebze kod adlı projesine<br />
Barcelona’da gerçekleştirilen bir tanıtım<br />
ile resmiyet kazandırmış oldu. Ulaştırma<br />
Bakanı Binali Yıldırım’ın da katılımıyla<br />
gerçekleştirilen tanıtım toplantısında, tasarım<br />
ve yazılım anlamında tamamen Türk<br />
mühendislerinin çalışması neticesinde<br />
geliştirileceği belirtilen akıllı telefonun, Qualcomm<br />
temelli bir donanımsal mimariye<br />
sahip olacağı belirtildi.<br />
Bu cihazda Turkcell’e özel kullanıcı arabirimi<br />
ile Türk kullanıcıların ihtiyaçları<br />
doğrultusunda şekillenmiş donanımsal<br />
özellikler ve yazılımsal yenilikler yer<br />
alacak. Turkcell’in yerli telefonu <strong>2013</strong> yılı<br />
içersinde kullanıcılara sunulacak ve uygun<br />
bir fiyat politikasıyla satışta olacak. Ayrıca<br />
bu ürünün çevre ülkelere de yine Turkcell<br />
markasıyla pazarlanacağını belirtelim.<br />
Turkcell’in Gebze projesinin yanında ülkemiz<br />
adına sevindirici olarak nitelenebilecek<br />
bir başka güzel gelişme ise Qualcomm ile<br />
Turkcell arasında imzalanan cep telefonu,<br />
tablet bilgisayar ve makineler arası iletişim<br />
(M2M) cihazları geliştirme odağındaki<br />
AR-GE anlaşmasıydı. Bu sayede Turkcell,<br />
dünyadaki sayılı operatörlerden biri olarak,<br />
çeşitli inovatif ürünlerin geliştirilmesinde<br />
Qualcomm ile birlikte çalışacak.<br />
Nokia Lumia 720 ve 520<br />
Nokia da olmasa Barcelona’da Windows<br />
Phone 8’li ürünlere rastlamamız biraz zor<br />
olacaktı sanki. Orta seviye olarak konumlandırabileceğimiz<br />
Lumia 720 ve 520<br />
modellerini tanıtan Finlandiyalı üretici,<br />
nisan’13 51
ÖZEL DOSYA<br />
Windows Phone 8 işletim sistemine sahip<br />
cihazlarda fiyat ölçeğinde biraz daha tabana<br />
inmeyi başarmış.<br />
Daha çok çoklu ortam yetenekleri ile öne<br />
çıkan ürünler, uzun bekleme süreleri<br />
ve güçlü işlemcileri ile hemen her işin<br />
üstesinden gelebilecek potansiyele sahip.<br />
Windows Phone 8’in de desteği ile fark<br />
yaratan ürünler, Microsoft’un bulut tabanlı<br />
depolama çözümü SkyDrive entegrasyonu<br />
ile geliyor. Nokia, kullanıcılarına 7 GB<br />
kapasiteli ücretsiz SkyDrive alanını da bu<br />
cihazlarla birlikte hediye ediyor.<br />
HTC One<br />
Yepyeni bir tasarıma sahip akıllı telefonu<br />
One’ı duyuran HTC, fuarın ilgi çekici<br />
isimlerindendi. Yenilikçi, modern ve agresif<br />
çizgileri ile ilk bakışta etkilemeyi başaran<br />
ürün, güçlü donanımı ile modern anlamdaki<br />
mobil ihtiyaçları fazlasıyla karşılıyor.<br />
1.7 GHz saat hızında çalışan Qualcomm<br />
Snapdragon 600 işlemcisi ile fark yaratan<br />
akıllı telefon, 2 GB RAM ile hem eğlencenin<br />
hem de işlerin aksamamasını daim edecek<br />
bir güce sahip. Üzerindeki 2300mAh<br />
kapasiteli batarya, ortalama bir kullanım<br />
ile kullanıcısının enerjisi yettiği ölçüde<br />
performansından bir şey kaybetmiyor.<br />
Sense 5.0 arayüzü ile gelen HTC One, bu<br />
sayede bir takım avantajlara da sahip. HTC<br />
özellikle önceki cihazındaki verileri yeni<br />
telefonuna taşıma konusunda endişe eden<br />
kullanıcıları düşünmüş ve Sense 5.0 arayüzüne<br />
bir entegrasyon özelliği eklemiş. Bu<br />
sayede iPhone’dan HTC One’a geçmek son<br />
derece kolay hale geliyor. Sizin için hayati<br />
önem taşıyan kişi kayıtlarını, mesajları<br />
hatta önemli dokümanları iTunes üzerinden<br />
alacağınız bir yedek ile doğrudan yeni<br />
telefonunuza taşıyabiliyorsunuz.<br />
Asus Padfone Infinity<br />
Kurumsal odaklı mobil değişimin belki de<br />
en iyi uyarlanabileceği veya bu alandaki<br />
ihtiyaçlara en iyi yanıt verebilecek mobil<br />
ürünlerin başında ise hiç şüphe yok ki<br />
Asus’un Padfone Infinity adlı tablet bilgisayar<br />
– akıllı telefon modeli geliyor. İlki 2011<br />
yılında tanıtılan bu konseptin ana hatlarında<br />
iki ürün var. Bunlardan bir tanesi<br />
standart özelliklere sahip bir akıllı telefon,<br />
diğer ise dev bir ekran. Burada tablet<br />
bilgisayar ifadesini özellikle kullanmadık<br />
çünkü 10.1 inçlik bölüm tek başına sadece<br />
ekrandan başka bir şey değil.<br />
Bu ekranın üzerinde telefonun girebileceği<br />
bir yuva bulunuyor. Bu yuva sayesinde 10.1<br />
inçlik ekran, telefonun donanımsal gücünü<br />
kullanarak bir tablet bilgisayar haline<br />
gelmiş oluyor. Bu kullanışlı konsepti Asus<br />
sürekli geliştirdi. Son çıkan versiyon ise<br />
artık bir ustalık eseri halini aldı.<br />
An itibariyle bir benzeri daha bulunmayan<br />
bu sıra dışı tasarım, özellikle kurumsal<br />
odaklı müşterilere hitap ediyor. Zaten “Kendi<br />
Cihazını Getir” trendinin hızla dünyaya<br />
yayılması ile birlikte mobil dönüşümün<br />
daha çok çalışanların inisiyatifinde şekillenmeye<br />
başladığı profesyonel hayatta bu<br />
cihaz, iş – özel hayat çizgilerinin hassasiyetine<br />
saygılı kalarak, hem çalışanların<br />
seveceği hem de işlerin zaman ve mekan<br />
problemi olmadan aksamamasını sağlayacak<br />
olması nedeniyle kurumların karşı<br />
koyamayacağı bir model hüviyetinde.<br />
Mobil odaklı olmaktan kaynaklanan, aklınıza<br />
gelebilecek tüm sorunları rafa kaldıran<br />
Padfone Infinity, tablet – akıllı telefon<br />
masrafını tek bir bütün olarak düşünüldüğünde<br />
azaltacağından peşinen bir kazanç<br />
da sağlamış oluyor. Üstelik 40 saati bulan<br />
kullanım ömrü, Android 4.2 JellyBean<br />
işletim sistemi, 1.7 GHz’lik dört çekirdekli<br />
Qualcomm Snapdragon 600 işlemci, 2<br />
52 nisan’13
ÖZEL DOSYA<br />
GB RAM ile yaygın bağlantı alternatifleri,<br />
ürünün cazibesini artıran unsurlar olarak<br />
dikkat çekmeyi başarıyor.<br />
HP Slate 7<br />
Kurumsal odaklı çözümler üreten HP, bu<br />
alanda Android’in popülaritesine de başvurmayı<br />
ihmal etmiyor. Her ne kadar kendisinden<br />
WebOS tabanlı ürünler beklenmiş<br />
ve bu beklentiyi ödenen yüklü meblağlara<br />
rağmen boşa çıkarmış olsa da tabletleri<br />
ile özellikle dünya genlinde iş dünyasının<br />
tercih edilen markalarından HP.<br />
Uygun fiyata optimum performansı sunmak<br />
adına geliştiren HP Slate 7, çift çekirdekli<br />
1.6 GHz’lik bir işlemci ile donatılıyor.<br />
Üzerinde 1 GB RAM bulunan ürün, berrak<br />
ve keskin görüntüler sunmak, metinlerin<br />
okunabilirliğini kolaylaştırmak ve grafiklerdeki<br />
hassas çizgilerin daha net görülebilmesini<br />
sağlamak adına FFS teknolojisini<br />
kullanıyor. Ayrıca yine bu teknoloji, güneş<br />
ışığı altında dahi belirginlik ölçüsünde iyi<br />
bir performans sergiliyor.<br />
Heyecan Verici Yeni Teknolojiler<br />
MWC <strong>2013</strong>’te ziyaretçiler akıllı telefonlardan<br />
veya tabletlerden ziyade, destekli<br />
ürünlerin ve hizmetlerin sergilendiği<br />
stantlarda daha çok vakit geçirdi.<br />
Fuarda yeni akıllı telefonlar ve tablet<br />
bilgisayarlar olduğu kadar mobil odaklı<br />
geliştirilmiş bir çok yeni hizmet, servis,<br />
yazılım, aksesuar da tanıtıldı. AR-GE<br />
departmanlarının, özellikle NFC teknolojisinin<br />
geliştirilmesi ve bu odakta ürünlerin<br />
pazara sunulması adına yoğun mesai<br />
yaptığı görülüyor.<br />
Bunun yanı sıra bulut tabanlı teknolojiler,<br />
otomotiv firmalarının mobil odaklı yenilikleri<br />
ve dönüşümleri, mobil pazarlama<br />
stratejileri dikkat çekici konulardandı. Bu<br />
durum da aslında mobil cihazların, hayatın<br />
her anına ne kadar sokulmuş olduğunun da<br />
önemli bir göstergesi.<br />
Araç Paylaşım Hizmeti!<br />
GSMA tarafından Dünya Mobil Kongresi<br />
kapsamında “Otomotivde En İyi Mobil Servis”<br />
kategorisi ödülüne uzanan Vodafone’a<br />
bu ödülü getiren inovatif hizmetin adı ise<br />
DriveNow. “Araç Paylaşım Hizmeti” olarak<br />
nitelendirebileceğimiz bu hizmet, modernleştirilmiş<br />
ve mobil dünyaya uyarlanmış<br />
bir çeşit araç kiralama hizmeti aslında.<br />
Vodafone’un yaygın erişim alt yapısını kullanan<br />
bu yenilikçi servis, NFC teknolojisi ile<br />
güçlendiriliyor. Sistemin işleyiş mantığı da<br />
son derece basit ve ilgi çekici. DriveNow’a<br />
kayıt olan kullanıcılara bir RFID etiketi<br />
veriliyor. NFC destekli telefonlara da<br />
tanımlanarak NFC üzerinden kullanılabilen<br />
bu etiket, araçlara erişim için gerekli giriş<br />
anahtarını içeriyor.<br />
Bu sayede bir harita sistemi üzerinden kullanılabilir<br />
durumda olan araçları görebiliyorsunuz.<br />
Dilediğiniz yerdeki araca giderek<br />
şifreyi NFC alıcısından okutup aracı kullanmaya<br />
başlayabiliyorsunuz. Hiçbir prosedür<br />
ile uğraşmadan araç ihtiyacını anlık olarak<br />
karşılamaya yönelik olarak geliştirilen bu<br />
hizmetin güzel yanı ise aracı dilediğiniz<br />
yere bırakabilmeniz oluyor. Böylelikle yine<br />
ihtiyacı olan bir başka kullanıcı aracı sizin<br />
bıraktığınız yerden teslim alarak kullanmaya<br />
başlıyor.<br />
BMW ve Mini tarafından desteklenen projenin<br />
yönetimi ise Sixt araç kiralama şirketi<br />
tarafından sağlanıyor. Proje kapsamında<br />
Münih’te 300, Berlin’de 500, Düseldorf’ta<br />
150 BMW ve Mini marka araç kullanımda.<br />
İlerleyen süreçte daha fazla araç ve daha<br />
fazla şehir Drive Now sistemine entegre<br />
edilmiş olacak.<br />
Bu heyecan verici teknoloji özellikle sık<br />
seyahat eden müşterilerin ilgisini çekecektir<br />
muhtemelen. Mesela herhangi bir iş<br />
için gittiğiniz şehirde taksilerle uğraşmak<br />
istemiyorsanız, haritadan bakıp bulunduğunuz<br />
civardaki en yakın araç ile istediğiniz<br />
noktaya ulaşabilir, sonrasında da aracı<br />
hiçbir şey olmamış gibi bölgenizdeki bir<br />
alana bırakarak işinize bakabilirsiniz.<br />
Bu son derece pratik hizmetin fiyatı da<br />
kullanılan araca göre değişmek üzere 29<br />
cent’ten başlıyor. Ülkemiz için ise böylesi<br />
bir proje henüz planlanmış değil.<br />
nisan’13<br />
53
ÖZEL DOSYA<br />
Samsung Knox ile Yüksek<br />
Güvenlik Hassasiyeti<br />
Akıllı telefon pazarının lider ismi Samsung,<br />
kurumsal pazarda da en çok tercih edilen<br />
isim olmak adına ciddi çalışmalar yürütüyor.<br />
An itibariyle Kendi Cihazını Getir trendinin<br />
ciddi etkisi ile bölünmüş bir şekilde<br />
olan ve kesin bir dominant durum mevcut<br />
diyemeyeceğimiz kurumsal odaklı pazara<br />
yönelik Samsung, alt yapıyı oluşturma<br />
çabasında.<br />
Bu bağlamda MWC <strong>2013</strong>’te tanıtılan Samsung<br />
Knox adlı güvenlik çözümü, Güney<br />
Koreli üreticinin bu işi ne kadar ciddiye<br />
aldığını fazlasıyla ortaya koyuyor.<br />
Samsung Knox, kurumsal odaklı olarak<br />
kullanılan akıllı telefonlarda, kullanıcıların<br />
iş için de kendi cihazlarını kullanmaya başlamasıyla<br />
ortaya çıkan güvenlik kaygılarını<br />
ortadan kaldırmak adına geliştirilmiş bir<br />
sistem.<br />
Daha önceki çözümlerden farklı olarak çok<br />
daha komplike bir güvenlik faaliyeti sunan<br />
hizmeti, yıllardır BlackBerry’lerde yer alan<br />
güvenlik çekirdeğinin daha da geliştirilmiş<br />
ve Android’e uyarlanmış hali olarak tanımlayabiliriz.<br />
5 katmanlı Android yapısına, her bir katman<br />
için özel olarak tasarlanmış güvenlik<br />
duvarları entegre eden Samsung, en<br />
tepedeki ve en kolay erişilebilir uygulama<br />
katmanından yazılımsal olarak başlayarak,<br />
donanımsal ölçekte işlemciyi de içine alan<br />
bir güvenlik yapısı kuruyor. Bu sayede<br />
gizlilik hassasiyeti sekteye uğramadan<br />
akıllı telefonların her durumda güvenle<br />
kullanılabilmesi sağlanmış oluyor.<br />
Samsung Knox’ın içerisinde AES 256 bit<br />
şifrelenmiş dosya sistemi, gelişmiş VPN<br />
desteği, Knox konteynır ile kurumsal<br />
uygulamaların yalıtımı, güvenli boot yapısı,<br />
Linux çekirdeği üzerinden komplike bir<br />
şekilde izolasyonu, tek merkezden kolay<br />
cihaz yönetim entegrasyonu, yöneticiler,<br />
çalışanlar ve iş ortakları için alternatif özelleştirmeler<br />
gibi birçok hayati önem taşıyan<br />
işlev yer alıyor.<br />
Tüm Galaxy serisi akıllı telefonlarda kullanılabilir<br />
olacağı belirtilen Samsung Knox’ın<br />
özel bir ROM yüklenerek cihazlarda aktif<br />
hale geleceği ve sonrasında kişiselleştirilebileceği<br />
belirtiliyor. Yazılımsal güncelleme,<br />
hali hazırda piyasadaki cihazlarda donanımsal<br />
katmana kadar olan tüm güvenlik<br />
çözümlerine sahipken, donanımsal temelde<br />
bir güvenlik sağlamak içinse yeni bir cihaza<br />
ihtiyaç olacağı belirtilmiş. Samsung, standart<br />
olarak bu özellikteki cihazları <strong>2013</strong><br />
yılı içersinde satışa sunacak. Exynos 5 Octa<br />
serisi işlemciye sahip modellerin bu işlevi<br />
entegre olarak sunması ve bir ROM ile aktif<br />
olması da beklentiler arasında yer alıyor.<br />
MasterCard’dan MasterPass<br />
2012 yılında PayPass adlı ödeme sistemini<br />
duyuran MasterCard, MWC <strong>2013</strong> kapsamında<br />
bu teknolojinin geldiği noktayı<br />
bir basamak yukarı taşıyan MasterPass’i<br />
tanıttı. Sadece NFC destekli mobil cihazlar<br />
üzerinden çalışan PayPass’den farklı olarak<br />
yeni sistemde QR kodlar ve RFID etiketleri<br />
hizmete entegre olarak kullanılabiliyor.<br />
Hem elektronik ticaret ortamında hem<br />
de mağazalarda kullanılması planlanan<br />
MasterPass, komplike bir elektronik alışveriş<br />
ortamı sunacak. Program dahilindeki<br />
tüketiciler, çeşitli kampanyalardan ve promosyon<br />
fırsatlarından da çeşitli kriterler<br />
ölçüsünden anında haberdar olabilecek.<br />
Yeni teknolojisini bulut tabanlı bir yapıda<br />
sunacak olan MasterCard, kullanıcıların<br />
yüksek güvenlik hassasiyeti gerektiren tüm<br />
verilerini (adres bilgisi, hesap kayıtları,<br />
geçmiş dönem hesap dökümleri gibi) MasterCloud<br />
adlı alanda saklayacak.<br />
54<br />
nisan’13
ÖZEL DOSYA<br />
Ticari işletmelere de büyük kolaylık sağlayacak<br />
olan yeni hizmet, kolay entegrasyon<br />
seçenekleri ile dikkat çekerken, tek tıkla<br />
ödeme, hızlı alışveriş, özelleştirilebilir promosyon<br />
sistemi gibi avantajlar vadediyor.<br />
Şimdiden birçok Finans kuruluşunun desteğini<br />
arkasına alan MasterCard, Master-<br />
Pass ile dünyanın önde gelen bankalarının<br />
yanı sıra, yine dünya çapındaki 6000’e<br />
yakın iş yerinde kullanılabilir olacak.<br />
Hizmetin sağlanması konusundaki yol<br />
haritasında öncelikli ülkeler ise Avustralya,<br />
Kanada, ABD, İngiltere, Çin, Fransa, İtalya,<br />
Hollanda, Singapur, İspanya ve İsveç şeklinde<br />
sıralanıyor. Diğer ülkelerde ise servisin<br />
hayata geçirilmesi en erken 2014 yılına<br />
sarkacak.<br />
Samsung Wallet<br />
Hemen her alanda Apple’ın ürün ve<br />
hizmetlerine benzer çözümler sunan<br />
Samsung’un MWC <strong>2013</strong>’te tanıttığı ilgi çekici<br />
yeniliklerinden bir tanesi de Samsung<br />
Wallet oldu. Apple’ın 2012 yılında tanıttığı<br />
Passbook uygulamasının bir benzeri olan<br />
Wallet, tüketicilerin satın aldığı biletleri tek<br />
bir ekrandan görebilmesini, kampanyaları<br />
da yine bu yapı üzerinden takip edebilmesini<br />
sağlıyor.<br />
Şu anda sadece Android uygulaması olarak<br />
geliştirilen ve kare kod destekli sunulacak<br />
olan hizmet, kart, kupon gibi materyallerin<br />
dijital olarak saklanmasını ve takibini<br />
sağlayacak. Havayolu şirketleri başta olmak<br />
üzere, sinema, otel rezervasyonlar gibi<br />
birçok sektörde ilgi göreceği tahmin edilen<br />
teknoloji, Samsung’un VISA ile gerçekleştirdiği<br />
NFC temelli ödeme alt yapısı ile de<br />
ilerleyen süreçte entegre olarak çalışabilir.<br />
Her ne kadar şu anda böylesi bir durumdan<br />
bahsedilmemiş olsa da iki anlaşmanın<br />
güç birliği sektörde daha büyük pay sahibi<br />
olmak adına stratejik bir öneme sahip<br />
olacaktır.<br />
Henüz beta aşamasında olan Samsung<br />
Wallet API üzerinden üçüncü şahıs yazılım<br />
geliştiricilerine de açılan Samsung Wallet<br />
hizmeti, Android ekosisteminde öncü<br />
bir hizmet olarak daha geniş bir temele<br />
yayılabilir. <strong>2013</strong> yılında pazara sunulacak<br />
olan Samsung modellerinin tanıtımlarında<br />
Samsung Wallet ögesiyle yaygın olarak<br />
karşılaşacağız gibi görünüyor.<br />
Viber, Operatörler ile Anlaşacak<br />
Akıllı telefonların yaygınlaşması, mobil internet<br />
erişiminin hızlanması ve fiyat olarak<br />
uygun hale gelmesiyle anlık mesajlaşma ve<br />
VoIP yazılımlarına olan ilgi hızlı bir şekilde<br />
artış gösterdi. Bu bağlamda Viber, sunduğu<br />
komplike hizmet ile en hızlı büyüyen isimlerden<br />
biri.<br />
Birçok platformda yer alan Viber, MWC<br />
<strong>2013</strong>’te boy gösteren isimlerden biriydi.<br />
Şirket CEO’su Talmon Marco, gerçekleştirilen<br />
bir panelde, Viber’ın geleceğine ve<br />
VoIP’in mobil pazardaki durumuna ilişkin<br />
yaptığı değerlendirmeler ile sektörün<br />
durumuna adeta ışık tuttu.<br />
Buna göre Viber operatörler ile anlaşmalı<br />
olarak, internet paketlerinden bağımsız bir<br />
şekilde hizmet sunmak adına girişimlere<br />
başladı. İlk olarak Hindistan’da böylesi bir<br />
anlaşmaya imza atan Viber, çok yakında<br />
bu odakta daha fazla anlaşmayı hayata<br />
geçirmek istiyor.<br />
Kurumsal odakta da bir hayli önemli olan<br />
VoIP servisleri, özellikle uzak lokasyonlarda<br />
şubeleri bulunan kurumlarda etkin<br />
olarak kullanılıyor. İnternet üzerinden<br />
gerçekleştirildiği için bir kez kurulduktan<br />
sonra maliyetleri çok düşüren hatta<br />
sıfırlayan VoIP hizmetlerine dair atılan her<br />
adım, özellikle kurumsal ölçekte ilgiyle<br />
karşılanacaktır.<br />
Mobil İşletim Sistemleri<br />
MWC <strong>2013</strong> belki de ilk defa mobil işletim<br />
sistemleri adına böylesine zengin bir yıl<br />
olarak geride kaldı. Önceki birkaç yılda<br />
Android’in baskın hali dikkatlerden kaçmıyordu<br />
ancak bu kez Android ismi biraz geri<br />
planda kaldı.<br />
Fuarda birçok mobil işletim sisteminin adı<br />
geçti. Android ve Windows Phone temelli<br />
cihazların var olacağı zaten en baştan<br />
belliydi ancak heyecan verici olan Tizen OS,<br />
WebOS, Mozilla Firefox OS ve Ubuntu gibi<br />
isimlerin yoğun ilgi görmesiydi.<br />
Android, iOS ve Windows Phone’un hakimiyetine<br />
karşı çıkmak adına oluşturulan mobil<br />
platformların ne kadar başarılı olacağını<br />
şimdiden kestirmek belki güç ancak adı<br />
geçen tüm isimlerin ilk sınavdan başarıyla<br />
geçtiğini söyleyebiliriz.<br />
Özellikle Tizen, Ubuntu ve Firefox için<br />
kurumsal odaklı daha esnek bir yapı sunma<br />
planlarının mevcut olduğunu biliyoruz.<br />
Her ne kadar Kendi Cihazını Getir trendleri<br />
bir özgürlük sağlamış olsa da, güçlenen<br />
yeni isimler, bu noktadaki özgür tablonun<br />
korkutucu yanını dizginlemek adına çeşitli<br />
çözümler sunabilir.<br />
Bahsi geçen tüm işletim sistemlerinin<br />
büyük hamleyi yapmak adına 2014 yılının<br />
başını beklediği gelen bilgiler arasında yer<br />
alıyor. Bu demek oluyor ki rekabet, içinde<br />
bulunduğumuz yıldan sonra çok daha sert<br />
bir hal alacak. Belki projelerin hepsi başarı<br />
ile sonuçlanmayacak ancak ortaya çıkacak<br />
olan tablonun, kurumsal müşteri ve son<br />
kullanıcı odağında olumlu getiriler sağlaması,<br />
beklentiden çok kesin olarak görülen<br />
bir durum halini aldı.<br />
nisan’13 55
Avşar Özgen<br />
avsar@itadvisor.com.tr<br />
MAKALE<br />
Dünyanın Yeni Korkusu:<br />
Siber Savaş<br />
Teknoloji şirketleri birbiri ardına siber saldırıya maruz kalan<br />
ABD’nin yaşadığı siber savaş endişesinin gün geçtikçe arttığına<br />
dikkat çekerken analistler, her gün kişisel bilgi ve fikri mülkiyetinin<br />
çalındığı milyonlarca saldırı olduğunu belirtiyor<br />
İ<br />
ran’ın nükleer tesislerini vuran<br />
2010 yılında Stuxnet virüsünün<br />
ABD Başkanı Barack Obama’nın<br />
emriyle kullanıldığının ortaya çıkması, “küresel<br />
siber savaşın Pearl Harbor saldırısı”<br />
olarak tanımlanmış ve ABD’nin sayısı katlanarak<br />
artacak siber saldırılara karşı hazırlıklı<br />
olması gerektiği birçok güvenlik analisti<br />
tarafından vurgulanmıştı.<br />
Bu saldırı, Obama ve kendisinden önce<br />
Başkan olan George Bush’un, İran’ın nükleer<br />
programına karşı gizlice yürüttükleri siber<br />
saldırı planları hakkında önemli bilgiler<br />
ortaya koydu. Yıllardır ABD, İran ve Çin’in öne<br />
çıktığı küresel siber saldırılarda ilk defa, bir<br />
hükümetin doğrudan saldırılarda rol aldığına<br />
dair önemli detaylar öne sürüldü. Stuxnet’in<br />
arkasında en başından beri ABD ve İsrail’in<br />
olduğunu öne süren İran’ın beslediği şüphelerin<br />
bir anlamda doğrulanması, siber savaş<br />
alanında bir dönüm noktası olarak karşımıza<br />
çıkıyor.<br />
ABD’nin bu siber saldırılarının ardından<br />
Stuxnet virüsü, İran’ın Natanz tesisindeki beş<br />
bin santrifüjün yaklaşık bin tanesini kullanılamaz<br />
hale getirdi ve İran nükleer programı<br />
en az iki yıl geri adım attı. Tabi bu durum<br />
ABD’nin de bundan böyle siber saldırılara<br />
açık bir ülke olacağını ortaya koyuyor. Örneğin,<br />
California merkezli ağ güvenlik sistemleri<br />
şirketi RedSeal Networks teknoloji şefi Mike<br />
Lloyd, “ABD olarak sırtımıza resmen ‘beni vur’<br />
yazdık” yorumunu yapıyor. Lloyd, “Stuxnet<br />
gibi bir siber silah üretmeyi ve kullanmayı seçen<br />
ABD, kendisini benzer tehditlere tamamen<br />
açık bıraktı. Tarihteki çatışmalarda öğrendiğimiz<br />
bir şey varsa, insanların düşmanlarını,<br />
onlardan gördükleri silahlarla vurmaları.<br />
Siber silahların, politik çıkmazları çözmek<br />
için kullanılabileceğini öne sürenler de artık<br />
ebediyen susabilir” diyor.<br />
Aslında Lloyd bu görüşünde hiç de haksız<br />
sayılmıyor. Mesela ABD’de demiryolu taşımacılığı<br />
yolcular tarafından pek tercih edilmiyor<br />
olsa da, yük trenleri ülke ekonomisi için<br />
oldukça önemli bir unsur. Birçok modern<br />
altyapı gibi demiryolları da karmaşık dijital<br />
sistemler ile kontrol ediliyor. Bu tür bilgisayarların<br />
ya da modern toplumun dayandığı<br />
diğer elektronik sistemlerin siber saldırıya<br />
uğrayabileceği endişesi artık giderek daha<br />
yüksek sesle dile getiriliyor. Yani ABD dijital<br />
anlamda yeni bir 11 Eylül yaşayabilir.<br />
Geçen sene eski ABD Savunma Bakanı Leon<br />
56<br />
nisan’13
MAKALE<br />
Panetta, bu sefer “ABD’ye karşı dijital bir<br />
Pearl Harbor” yaşanabileceğini söylemiş<br />
ve ABD’nin ulaşım ve enerji altyapısına<br />
karşı siber saldırı yapılması ihtimalinden<br />
söz etmişti. Hatta geçtiğimiz haftalarda ABD<br />
Başkanı Barack Obama da bu uyarıyı tekrarladı.<br />
Hackerların insanların kişisel bilgilerini<br />
çaldığı, e-maillerine girdikleri bilinen bir<br />
gerçek. Bunun yanında başka ülkelerin ya da<br />
şirketlerin şirket sırlarını çaldığı da biliniyor.<br />
Şimdi ABD’nin düşmanları ülkenin enerji<br />
ağlarını, finans kurumlarını ve hava trafiği<br />
kontrol sistemlerini sabote etmeye çalışıyor.<br />
Başta ABD olmak üzere gelişmiş onlarca ülkede<br />
yüzlerce özel şirket dijital kıyamet günü<br />
ihtimaline karşı hazırlanıyor. Eski FBI genel<br />
müdür yardımcısı ve dünya genelinde siber<br />
soruşturmalardan sorumlu Shawn Henry<br />
bunun sonuçlarının ağır olacağını söylüyor.<br />
Henry şu anda özel şirketlerin hackerlara<br />
karşı kendilerini korumalarına yardım eden<br />
Crowdsrike adında bir şirketin başkanı. “Kitle<br />
imha silahları dışında, siber saldırı, karşı karşıya<br />
olduğumuz en büyük risklerden biri” diyor.<br />
Henry, gündelik yaptığımız her şeyin sanal<br />
alandaki iletişimlere dayandığını ve finans<br />
sektörünü, altyapı ve enerji ağını hedefleyen<br />
gruplar olduğunu belirtiyor.<br />
Siber Savaşçılar İşe Alınıyor<br />
İnternet güvenliği uzmanlarının birçoğuna<br />
göre yenidünya düzeninde her zaman ciddi<br />
anlamda bir siber savaş riski bulunuyor. Uzmanlar,<br />
enerji ağlarına ya da kritik önemdeki<br />
altyapı sistemlerine başarılı saldırılar olduğunu,<br />
biraz abartılı olmakla beraber askeri<br />
sonuçları olabilecek siber faaliyetlere izin<br />
veren bir temelin var olduğunu kabul etmek<br />
gerektiğini belirtiyor.<br />
Her ne kadar bu konularla ilgilenen birçok<br />
uzman siber savaşları yeni bir 11 Eylül ya da<br />
3. Dünya Savaşı gibi senaryolarla bağdaştırsa<br />
da bunun tam tersini düşünenler de var.<br />
Örneğin Londra’da King’s College’da Savaş<br />
Çalışmaları bölümünde öğretim görevlisi<br />
Thomas Rid, siber tehdit ile ilgili net konuşuyor.<br />
Yeni kitabının adı da “Siber Savaş Olmayacak”.<br />
Rid, “Siber Pearl Harbor ya da siber 11<br />
Eylül senaryoları biraz abartı” diyor. Pentagon<br />
yetkililerinin bu tür açıklamaları abartılı<br />
bulduğunu da belirten Rid, bunun özellikle<br />
ABD’de Kongre üzerinde siber güvenlik yasasının<br />
çıkarılması için baskı uygulamak amaçlı<br />
kullanıldığını söylüyor.<br />
Öte yandan, siber saldırı tehdidi ABD’yi<br />
savunmasını güçlendirmeye itiyor. Pentagon<br />
4 bin yeni ‘siber savaşçı’ işe alıyor. ABD’nin<br />
altyapı sistemini hackerlardan korumak için<br />
yeni bir başkanlık önergesi de imzalandı.<br />
Dijital saldırı riskine karşı korunma giderek<br />
büyüyen bir sektöre dönüştü. Askeri ve özel<br />
şirketler de kendilerine düşen payı almak için<br />
şimdiden rekabete girişmiş durumda.<br />
ABD ile Çin Arasındaki Gerilim Tırmanıyor<br />
ABD ve Çin arasında giderek tırmanan siber<br />
gerilim, milyarlarca dolarlık ekonomi yarattı.<br />
ABD’li devler, sırlarını Çinli hackerlara kaptırmamak<br />
için kesenin ağzını sonuna kadar<br />
açıyor. Coca-Cola’nın formülü, Apple’ın planlama<br />
aşamasındaki ürünleri, Microsoft’un<br />
gizli kodları, Amerikan savaş uçaklarının<br />
gizli teknolojileri, ABD’nin ulusal güvenlik<br />
sırları ve benzeri pek çok şey Çinli hackerların<br />
hedefinde. ABD ve Çin arasında başlayan<br />
“siber gerilim” geçtiğimiz aya damga vurdu.<br />
Amerika’nın en büyük şirketlerine siber güvenlik<br />
hizmeti veren Mandiant isimli şirket,<br />
Çin ordusu kaynaklı bir hacker grubunun<br />
Amerikan kurumlarına ve firmalara siber<br />
saldırılar düzenlediğini açıkladı.<br />
“Bilgisayarların ya<br />
da modern toplumun<br />
dayandığı diğer<br />
elektronik sistemlerin<br />
siber saldırıya<br />
uğrayabileceği endişesi<br />
artık giderek daha yüksek<br />
sesle dile getiriliyor”<br />
Obama Yasal Düzenleme İstedi<br />
Çin resmi makamları suçlamayı kabul etmese<br />
de Pentagon kaynakları Çin’den Amerika’yı<br />
hedef alan saldırıları ve Mandiant’ın<br />
raporunun doğruluğunu teyit etti. Başkan<br />
Barack Obama, kongreyi bir an önce siber<br />
saldırılara karşı yasal düzenleme yapmaya<br />
çağırdı. Obama’ya göre son dönemde artan<br />
siber saldırılar hem ekonomiyi hem de ulusal<br />
güvenliği tehdit ediyor. Obama, “Önlem alınmazsa<br />
bedeli ağır olur” diyor.<br />
Mandiant’ın raporuna göre saldırılar şu ana<br />
kadar 115 Amerikan şirketini, birçok kamu<br />
kurumunu ve bazı düşünce kuruluşlarını hedef<br />
aldı. Saldırılar bazen bir ticari sırrı bazen<br />
devletin çok özel bir bilgisini bazen de kapalı<br />
kapılar ardında hazırlanan sadece belli bilgisayarlarda<br />
depolanan siyasi projeleri ele geçirmek<br />
üzere yapılıyor. Siber saldırılara karşı<br />
yapılacak yatırımlar eski savaş mantığını<br />
tamamen değiştirecek. Yakın gelecekte düşman<br />
devletler birbirlerinin askeri sistemlerini<br />
konvansiyonel savaş araçları kullanmadan<br />
çökertmeye çalışacak. Yeni bir füze yapmak<br />
için harcanan zaman ve para, yabancı bir devletin<br />
insansız hava aracının kontrolünü ele<br />
geçirmek için kullanılacak. Siber savunmaya<br />
yatırım yapıldıkça saldırılar daha karmaşık<br />
bir hal alacak. Çatışmalar büyüdükçe “siber<br />
savunma” lobisi güçlenecek.<br />
Korku, Savunma Ekonomisini Büyütüyor<br />
<strong>2013</strong>’te küresel siber güvenlik şirketlerinin<br />
toplam cirosunun 70 milyar dolar olması<br />
bekleniyor. 2018’de ise 120 milyar dolarlık bir<br />
pazar oluşacak. Müşterilerin en yoğun olduğu<br />
yer yüzde 40’la ABD. İkinci sırada ise Batı Avrupa<br />
var. Devletlerin yanı sıra şirketlerin ticari<br />
bilgilerini koruma zorunluluğu siber savunma<br />
pazarını daha da büyütecek. Siber güvenlik<br />
firmaları dünyadaki pek çok şirkete “ortam<br />
kötü sizi koruyalım” mesajı ile gidecek. Oluşturulan<br />
algı sonucunda şirketler bu firmalara<br />
muhtaç hale gelecek. Artık güvenlik denilince<br />
ilk olarak akla üniformalı, eli silahlı, atletik yapılı<br />
güvenlik personelleri gelmeyecek. Onların<br />
yerini yüz binlerce dolarlık sözleşmeleri olan<br />
“siber koruyucular” alacak.<br />
nisan’13 57
Avşar Özgen<br />
avsar@itadvisor.com.tr<br />
ÖZEL HABER<br />
Avrupa Birliği’nden 5G atağı<br />
Türkiye’nin 30 Temmuz 2009 yılında 3G teknolojisine geçen<br />
121’inci ülke olmasının üzerinden 4 yıl bile geçmeden, Avrupa<br />
Birliği 5G’yi araştırmaya başladı<br />
T<br />
ürkiye 2009 yılında dünyada 3G<br />
teknolojisine geçen 121’inci ülke<br />
olduğunda, operatörlerin 3.75, 3.90<br />
gibi teknolojilerden 3G’ye geçtikleri ve dünyada<br />
hiçbir ülkede olmayan ileri altyapıya sahip<br />
oldukları söyleniyordu. O dönemde yetkililerin<br />
dile getirdiği gibi Türkiye, numara taşımada<br />
olduğu gibi 3G’de de en başarılı ülkelerden<br />
biri oldu.<br />
Ancak Türkiye’nin, yıllardır tartıştığı cep<br />
telefonunda üçüncü nesil (3G) teknolojisine<br />
geçerek dünyada bu teknolojiyi kullanan<br />
121’inci ülke olmasının üzerinden henüz daha<br />
dört yıl bile geçmeden Avrupa Birliği Komisyonu,<br />
mobil iletişimde 5G Ar-Ge çalışmalarında<br />
kullanılmak üzere 50 milyon Euro tahsis etti.<br />
Avrupa Birliği’nden yapılan açıklamaya göre,<br />
Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Neelie<br />
Kroes, 2020 itibarıyla 5G mobil teknolojisinin<br />
kullanıma sunulması için bu yıldan itibaren<br />
tahsisat ayrılacağını belirtti. Kroes tahsisatın,<br />
Avrupa’nın yeniden küresel mobil endüstrisinin<br />
öncüsü haline gelmesi amacıyla ayrıldığını<br />
bildirdi ve “Avrupa sanayiinin 5G’ye öncülük<br />
etmesini, ürünün Avrupa’da yapılan araştırmalarla<br />
ortaya konulmasını ve Avrupa’da istihdam<br />
yaratmasını istiyorum, sözümüzü yerine<br />
getireceğiz” dedi.<br />
Avrupa Birliği Komisyonu açıklamasına göre,<br />
2020 itibarıyla dünya çapındaki mobil trafik<br />
2010’a göre 33 kat artacak. Bu dönemde internete<br />
erişim ağırlıklı olarak, akıllı telefonlar,<br />
tabletler, makineler ve sensör gibi kablosuz<br />
cihazlarla yapılacağından dolayı, veri trafiğini<br />
taşımaya yönelik daha etkin ve yaygın teknoloji<br />
gerekecek. Ekonomide bütün sektörler<br />
dijitale kayarken, her Avrupa Birliği işyeri ve<br />
vatandaşı hareket halinde kolay kullanımlı,<br />
daha güvenilir ve hızlı internetten yararlanacak.<br />
Açıklamada, “Yeni dalga araştırma projeleri,<br />
Avrupalıların günlük hayatları için üstün<br />
ultra yüksek hızlı mobil geniş bant teknolojisi<br />
vaat ediyor” deniliyor.<br />
5G Otomobillerde de<br />
Kullanılacak<br />
METIS, 5GNOW, iJOIN, TROPIC, Mobile<br />
Cloud Networking, COMBO, MOTO and<br />
PHYLAWS adını taşıyan projelerin, 5G için<br />
mimari ve işlevselliğe yönelen araştırma<br />
projeleri olduğu belirtilen açıklamada,<br />
“Avrupa Birliği sanayiinden oyuncular, dünyanın<br />
önde gelen telekom işletmecilerinden<br />
(British Telecom, Deutsche Telekom, France<br />
Telecom/Orange, Telecom Italia, Telefonica,<br />
Portugal Telecom) dünyanın büyük telekom<br />
pazarlayıcılarına (Alcatel-Lucent, Ericsson,<br />
Nokia Siemens Networks, Thales Communications),<br />
dünyanın önde gelen iş yazılımı<br />
tedarikçilerine (SAP) ve aynı zamanda<br />
dünyaca ünlü otomotiv üreticilerine (BMW)<br />
uzanan bu projelere katılan akademi ve<br />
araştırma enstitüleriyle güçlerini birleştiriyorlar”<br />
deniliyor.<br />
5G konusunda sadece METIS projesine<br />
yeni 16 milyon Euro ayrıldığı kaydedilen<br />
açıklamada, 2007-<strong>2013</strong> arasında, gelecekteki<br />
ağlar için araştırmalara 700 milyon<br />
Euro yatırım yapıldığı, bunun yarısının 4G<br />
ve üzeri teknolojilerin gelişmesine katkıda<br />
bulunmak üzere kablosuz teknolojilere tahsis<br />
edildiği belirtildi.<br />
58<br />
nisan’13
ÖZEL HABER<br />
Videolar 4G’ye Göre 5 Kat Hızlı<br />
İnecek<br />
Projelerden METIS’in teknik hedefi şöyle<br />
açıklandı:<br />
l Alan başına bin kat daha fazla mobil veri:<br />
Ağ operatörleri aynı anda birçok kullanıcıya<br />
hizmet edebilecek.<br />
l 10 ila 100 kat daha fazla sayıda birbirine<br />
bağlanmış araç: Arabanıza, buzdolabınıza,<br />
evdeki enerji kaynağına ve su kontrollerine<br />
bağlanıldığında işe yarayacak yeni akıllı<br />
teknolojiler bulunacak.<br />
l 10 ila 100 kat daha fazla tipik kullanıcı<br />
veri oranı: Hareket ederken zengin video<br />
içeriği izlenebilecek.<br />
l Makine-Makine iletişiminde düşük enerji<br />
ve 10 kat daha uzun pil ömrü: Hareket<br />
halinde daha fazla bağımsızlığa ve düşük<br />
enerji tüketimine sahip olunacak.<br />
l Büyük bant genişliği gerektiren uygulamalarda<br />
daha pürüzsüz bir etkileşim ve 5<br />
kat daha az bekleme süresi sağlanacak.<br />
Türkiye’de de 4G ihalesi için<br />
düğmeye basıldı<br />
Her ne kadar Avrupa Birliği Komisyonu 5G<br />
araştırmaları için şimdiden kaynak ayırmaya<br />
başlasa da aslında 4G teknolojisi bile şu<br />
anda tüm dünyada 3G kadar yaygın değil.<br />
Ama 4G’ye geçen ülke sayısı her geçen<br />
gün hızla artıyor. Teknoloji tutkunları ve iş<br />
dünyası 4G mobil İnternet hızının ülkemize<br />
geliş zamanını merakla bekliyor. Telefon<br />
ve tabletler 2012 itibariyle 4G desteklerini<br />
standart hale getirdi. Firmalar daha verimli<br />
çalışmak için 4G’nin sunacağı nimetleri<br />
bekliyor. 2008’den bu yana üzerinde çalışılan<br />
4G için İngiltere devlet eliyle seferberliği<br />
geçtiğimiz aylarda başlattı. Asya ülkeleri<br />
ise geçtiğimiz yıl 4G hizmetlerini yüzde<br />
60’a yükseltiler. Peki, Türkiye’de 4G ne<br />
zaman kullanılmaya başlanacak<br />
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun<br />
(RTÜK) karasal sayısal yayıncılığa geçiş için<br />
ihale açması, UHF bandının 790-862 MHz<br />
bölümünün kullanıma açılmasını sağladı.<br />
Turkcell: Henüz Gelişme Aşamasında<br />
4G teknolojisinin kullanımının, 4G’yi destekleyen cihaz sayılarının da artmasıyla<br />
yaygınlaşabileceğini söyleyen Turkcell Genel Müdür Yardımcısı Koray Öztürkler,<br />
“3G şebekemizdeki HSPA+ teknolojisi ile bugün 43.2 Mbps’e varan hızda mobil<br />
internet hizmeti sunuyoruz. Gelecekte 3G teknolojisi ile 168 Mbps’e varan hızları<br />
da görebileceğiz. 4G için halen pek çok ülke hazırlık sürecinde. Düzenlemelere<br />
paralel olarak, 4G teknolojilerinde de liderlik yapmaya devam edeceğiz” diyor.<br />
Vodafone: 3G’nin Geç Gelmesi Avantaj<br />
Vodafone Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Hasan Süel, 4G’nin Türkiye’ye geç<br />
gelmesinin bir avantaj olduğunu savunarak, “3’üncü nesil teknoloji Türkiye’ye<br />
Avrupa’ya göre daha geç geldi. Bu bence avantajda sağladı. En son teknoloji<br />
üzerinden yatırım yapılmış oldu. Çok iyi altyapılarla hizmet veriyoruz. Dördüncü<br />
nesil için biraz daha zaman var. Tabi ki bu bir hükümet politikasıdır. Eğer bu<br />
alanda çalışma olursa bizde hazır oluruz” diye konuşuyor.<br />
Avea: 4G’nin Gelmesi 2015’i Bulur<br />
4G-LTE altyapısı yeni kullanmaya başlanan ülkelerde, işletmecilere tahsis<br />
edilen frekans bandının 4G için uygun hale gelmesinin 2015 yılını bulacağını<br />
anlatan Avea Teknolojiden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Coşkun Şahin,<br />
“Bu tarihe kadar hazırlıklarımızı sürdüreceğiz. Bu tarihten önce ülkemizdeki<br />
frekans dağılımının etkin rekabet sağlayacak şekilde düzenlenmesi gerektiğini<br />
düşünüyoruz. Aksi halde adil rekabetin sağlanması ve yatırımların sürdürülmesi<br />
zorlaşacak” diyor.<br />
Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Neelie Kroes: Avrupa sanayinin 5G’ye öncülük<br />
etmesini ve Avrupa’da istihdam yaratmasını istiyorum<br />
RTÜK yönetimi, Ulaştırma Denizcilik ve<br />
Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ile görüşerek<br />
bu bandın 4’üncü nesil teknoloji için<br />
kullanılabileceğini söyledi. Görüşmenin ardından<br />
frekans bandının GSM haberleşmesi<br />
için kullanılmak üzere BTK’ya devredileceği<br />
öğrenildi. 4 yıl önceki 3G ihalesiyle devletin<br />
kasasına 2 milyar lira girmişti. 4G ihalesiyle<br />
de devlet için yeni kazanç kapısı açılacak.<br />
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı<br />
Binali Yıldırım’ın, RTÜK üyeleriyle yaptığı<br />
görüşmenin ardından frekans bandıyla<br />
ilgili çalışma yapması için BTK’ya talimat<br />
verdi. 4G için tüm şartlar oluşsa da, operatörlerin<br />
3G için yaptığı yüksek yatırımlar ve<br />
4G’nin yüksek bütçesi nedeniyle kullanıma<br />
başlanması için en az 5 yıllık bir zamana<br />
ihtiyaç duyulduğu söyleniyor.<br />
İhale yapılsa da kullanım hakkının daha<br />
sonraki yıllara verilmesi gibi formüller<br />
üzerinde de duruluyor. İhale için en yakın<br />
tarih genel seçimler sonrası. 3G ihalesinde<br />
lisanslar için Turkcell KDV dahil 858<br />
milyon, Vodafone 600 milyon, Avea da 512<br />
milyon lira olmak üzere toplam 1 milyar<br />
970 milyon TL ödemişti.<br />
Hızla gelişen mobil cihazlar, 1’inci nesil<br />
(1G) ile iletişime başladı. 2G sayesinde<br />
dijital telefonlar kart boyutuna indirildi.<br />
3G ile akıllı telefonlar ortaya çıktı ve veri<br />
paylaşımı sağlandı. 4G sayesinde cep telefonları,<br />
bilgisayar gibi çalışacak ve aynı ya<br />
da daha yüksek veri paylaşım hızına sahip<br />
olacak. 4G’nin resmi tanımlamasına göre<br />
hız saniyede 1 gigabit olarak verilse de, cep<br />
telefonu operatörleri saniyede 30 megabit<br />
ve üzerini 4G olarak tanımlıyor.<br />
nisan’13 59
Ali Yavuz Şahin<br />
yavuz@itadvisor.com.tr<br />
ÖZEL HABER<br />
Dünyanın En Büyük Bilişim<br />
Teknolojileri Fuarını Sizler İçin Gezdik<br />
CeB<strong>IT</strong> <strong>2013</strong> fuarı Mart ayının 5’i ile 9’u arasında Almanya’nın<br />
Hannover kentinde kapısını ziyaretçilere açtı. Dijital dünyanın tüm<br />
gelişmelerini yakından takip etmek için <strong>IT</strong> <strong>Advisor</strong> ekibi olarak<br />
bizde oradaydık<br />
Y<br />
eni teknolojik ürünlerin tanıtıldığı,<br />
en son araştırmaların kullanıcıların<br />
beğenisine sunulduğu, gelecek iş<br />
çözümleri hakkında detayları bilgiler verildiği<br />
ve gelişen teknoloji trendlerinin tartışıldığı<br />
CeB<strong>IT</strong> <strong>2013</strong> fuarı bu yılda geçmiş yıllarda<br />
olduğu gibi büyük bir şölen ile kapılarını<br />
ziyaretçilerine açtı. Öncelikle sizlere çok az da<br />
olsa rakamlardan bahsetmek istiyorum. CeB<strong>IT</strong><br />
<strong>2013</strong> fuarı için teknoloji piyasasındaki genel<br />
algı her yıl daha da kötüye gittiği yönünde.<br />
Son 8 – 10 yıldır fuara ziyaretçi olarak katılan<br />
biri olarak bunun gerçeği yansıtmadığını<br />
belirtmeliyim. CeB<strong>IT</strong> fuarı her yıl katılımcıları<br />
ve içerisinde gösterilen gelişmeler açısından<br />
kendini yeniliyor. Geçtiğimiz dönemde donanım<br />
üreticilerinin ağırlıkla katıldığı bir fuar<br />
olan CeB<strong>IT</strong> günümüzde <strong>IT</strong> çözümlerinin daha<br />
ön planda olduğu bir fuar olarak gözümüze<br />
çarpıyor. Fakat fuarın heyecanını kaybetmediğini<br />
belirtmeliyim. Fuardaki stantların geneline<br />
baktığımızda ise geçmişte son kullanıcı<br />
ürünlerinin daha popüler olduğu gözükürken<br />
şimdilerde ise kurumsal firmalara yönelik<br />
ürünlerin daha ön planda olduğunu söyleyebiliriz.<br />
Fakat son kullanıcı ürünleri yok olmadı,<br />
donanım ağırlığı şimdilerde mobil ürünlere<br />
ve mobil aksesuarlara verilmiş durumda. Bu<br />
durumu geçtiğimiz yıllarda tahmin etmiş ve<br />
size yazdığımız yazılarda bu tarz fuarlara katılan<br />
firmaların daha çok mobil çözümler sunan<br />
firmalar olacağının bilgisini vermiştik. Mobil<br />
trend sadece akıllı telefon ve Tablet bilgisayarlar<br />
ile sınırlı değil. Bu ürünler için geliştirilen<br />
aksesuarların yanı sıra mobil cihazların iletişimi<br />
için yapılandırılan ürünler ve yazılımlarda<br />
CeB<strong>IT</strong> <strong>2013</strong>’te popüler olan konuların başında<br />
geliyordu. Bunun yanı sıra güvenlik sektörü de<br />
yavaş yavaş mobil cihazlar üzerine yoğunlaşmaya<br />
başladı. Eskiden birkaç firmanın güvenlik<br />
yazılımını görürken CeB<strong>IT</strong> <strong>2013</strong> fuarında<br />
nerdeyse tüm PC güvenlik şirketlerinin mobil<br />
cihazlara yönelik yeni ürünlerini sergilediğini<br />
gözlemedik. Başta da söylediğim gibi CeB<strong>IT</strong><br />
fuarı eski gücünü kaybetmiyor, bu durum<br />
gelişen teknoloji ile birlikte gelen popülerliğin<br />
değişmesinden kaynaklanıyor. Teknolojinin<br />
hangi yönü popüler ise fuarlarda o tarz<br />
ürünlerin, teknolojilerin ve çözümlerin öne<br />
çıktığını görüyoruz.<br />
Gelelim CeB<strong>IT</strong> fuarının katılımcı ve ziyaretçilerinin<br />
istatistiklerinde. Bildiğiniz gibi<br />
Almanya’nın Honnavoer kentinde gerçekleştirilen<br />
CeB<strong>IT</strong> fuarının her yıl bir partner<br />
ülkesi bulunuyor. Birkaç yıl önce bizde fuara<br />
partner ülke olarak katılmış ve teknoloji<br />
geliştiren firmalarımız (özellikle yazılım<br />
alanında) fuara fazlasıyla ilgi göstererek Türkiye<br />
Salonu’nu doldurmuş ve hizmetlerini ziyaretçilere<br />
göstermişti. Bu yıl ki partner ülke<br />
ise Polonya’ydı. Polonya Salonu’nun Türkiye<br />
kadar coşkulu olmadığını fakat bu fuarın<br />
Polanya’nın tanıtımı ve ürettiği teknolojik<br />
ürün ve hizmetlerinin ön plana çıkarılması<br />
için iyi bir fırsat olduğunu belirtmemizde<br />
fayda var. Fuarın katılımcılarına baktığımızda<br />
ise 4000’den fazla girişimcinin CeB<strong>IT</strong><br />
<strong>2013</strong> fuarına katılarak hizmet ve ürünlerini<br />
ziyaretçilere gösterdiğini görüyoruz. Bu<br />
katılımcılar 70 farklı ülkeden gelmekte ve<br />
fuar kapsamında ilk kez gösterime sunulan<br />
200’den fazla yeni teknoloji veya ürün yer<br />
almış durumda. Buna ek olarak bir bilgi de<br />
katılımcılar konusunda vermek istiyorum.<br />
120 farklı ülkeden gelen ziyaretçilerin genel<br />
istatistiklerine bakıldığında yüzde 84’nün <strong>IT</strong><br />
profesyonellerinden oluştuğu gözüküyor ki<br />
bu durum CeB<strong>IT</strong> fuarının geleceğe yön veren<br />
bir ortam haline büründürüyor. Kısacası teknoloji<br />
konusunda bilgi paylaşımı için CeB<strong>IT</strong><br />
fuarının günümüzdeki önemi büyük.<br />
60<br />
nisan’13
ÖZEL HABER<br />
Bulut Bilişim Bu Yılda Gündemin<br />
En Üst Sıralarında<br />
Alman bilişim sektörü birliği B<strong>IT</strong>KOM’un<br />
verilerine göre Almanya’da Bulut Bilişim<br />
sektörü <strong>2013</strong> yılında yüzde 47 büyüyerek<br />
7.8 milyar avroluk bir boyuta ulaşacak. Bu<br />
rakamlar ışığında kurumsal sektöre baktığımızda<br />
en hızlı büyüyecek bölümün Bulut<br />
Bilişim olduğu söylenebilir. Türkiye için ise<br />
Bulut Bilişim konusunda henüz bir araştırma<br />
yapılmış değil. Bu konuda hem sektör hem<br />
de yatırımlar açısından biraz geç kaldığımız<br />
söylenebilir, fakat yine belirtiyorum bu tarz<br />
araştırmalar yapılmazsa firmalar geleceklerini<br />
planlamak konusunda zorlanabilirler. Bu<br />
sebepten araştırma firmalarının Türkiye’ye<br />
biraz daha fazla önem vermelerini rica<br />
ediyorum. Çünkü genç insan kaynağı sayımız<br />
oldukça fazla ve gelecekte Bilişim Teknolojileri<br />
konusunda çalışan sayımız birçok Avrupa<br />
ülkesine göre daha fazla sayıda olacak. Hatta<br />
bu Avrupa ülkeleri bizlerden çalışan almak<br />
için sıraya girecek. Bunların gerçekleşmesi de<br />
önümüzdeki 7-8 yıl içerisinde olacak.<br />
Kurumların depolama ihtiyacı <strong>2013</strong> yılında<br />
kat kat artacak. Bunun sinyallerini CeB<strong>IT</strong><br />
<strong>2013</strong>’te gördük. Tabii ki bu depolama alanları<br />
dokumanlar, videolar ve fotoğraflar için<br />
kullanılacak. İşle Bulut Bilişimin önemi de<br />
buralarda ortaya çıkacak.<br />
Büyük Verinin Önemi Artıyor<br />
Her gün yeni veriler depoluyoruz ve depolama<br />
kapasitelerimiz günden güne artıyor.<br />
Yapılan araştırmalara göre dünya genlinde<br />
her gün 2.5 exabyte kapasitesinde yeni veri<br />
ortaya çıkıyor. Tabii ki bu verilerin tekrar<br />
kullanılabilir şekilde depolanması gerekiyor.<br />
CeB<strong>IT</strong> fuarı kapsamında Büyük Veri konusundaki<br />
çözümlerde ön plandaydı. IBM, SAP,<br />
T-Systems International ve Software AG gibi<br />
firmalar katılımcılara iş operasyonlarını daha<br />
kolaylaştırabilecek ürünlerini gösterdiler. Bu<br />
çözümler <strong>2013</strong> yılı içerisinde firmalara daha<br />
fazla katma değer sağlamak için büyük bir<br />
rekabet içinde olacak.<br />
Mobil Sektör Çok Hızlı Büyüyor<br />
CeB<strong>IT</strong> <strong>2013</strong> fuarında mobil ürün ve iletişim<br />
cihazlarının da fazlasıyla sergilendiğini<br />
gözlemledik. Forrester araştırma şirketinin<br />
yaptığı araştırmalar göre 2016 yılında<br />
dünya genelinde yaklaşık 760 milyon akıllı<br />
telefon satılacak. Bu rakamın ne kadar büyük<br />
olduğunu tahmin edersiniz. Bu yüzden<br />
teknoloji üreticilerin çoğu mobil cihazlarla<br />
ilgili çalışmalarına hız vermiş durumdalar.<br />
CeB<strong>IT</strong> <strong>2013</strong> fuarında gördüğümüz yeni mobil<br />
cihazlara değinirsek; İlk olarak Çinli üretici<br />
Huawei’nin Ascend P2 ve Ascend Mate adlı<br />
akıllı telefonlarını söyleyebiliriz. Bu yeni<br />
ürünler yakın geçmişte tanıtıldı ve birçok<br />
ülkede de satışa sunulmadı. Bu ürünlerin<br />
yanı sıra ZTE firması da Grand Memo<br />
modelini CeB<strong>IT</strong> <strong>2013</strong> kapsamında gösterdi.<br />
Bu yeni ürünün ziyaretçilerden fazlasıyla<br />
ilgi gördüğünü söylemeliyiz. Samsung<br />
geçtiğimiz günlerde yeni ürünü Galaxy<br />
Note 8.0’ı tanıtmıştı bu yeni üründe CeB<strong>IT</strong><br />
fuarında gösterimdeydi. Buna ek olarak<br />
Microsoft’un Surface Pro Tablet PC’de yine<br />
Microsoft’un geniş ürün yelpazesi içerisindeki<br />
yerini almıştı. Amerika ve Kanada’da<br />
satışa çıkan ürünün ne zaman Türkiye’ye<br />
geleceği ise bilinmiyor.<br />
Bu mobil cihazların yanı sıra Deutsche<br />
Telekom ve Vodafone stantlarında Sony,<br />
Nokia, HTC ve BlackBerry’nin yeni ürünlerinin<br />
sergilendiğini gördük. Bu stantlarında<br />
diğer stantlara göre kalabalık olduğunu<br />
belirtmemizde fayda var. Tabii ki bu<br />
stantların yanı sıra bu yeni akıllı cihazlara<br />
yönelik aksesuarlarında önem kazandığını<br />
belirtelim. Fuarda en ilgi çeken ürünlerden<br />
bir tanesi akıllı telefonlar için hazırlanan<br />
sualtı koruma kılıflarıydı. Bu stantlarda<br />
isterseniz 10 avro karşılığında bu tarz<br />
ürünlere sahip olabiliyordunuz. Bizde bu<br />
fırsatı bulmuşken birkaç farklı ürün için<br />
sualtı koruma kılıfı almadan geçmedik. Bu<br />
kılıflar ile su altında dahi akıllı telefonunu<br />
kolaylıkla kumanda edebildiğiniz gibi güzel<br />
fotoğraflarda çekebiliyorsunuz.<br />
Genel olarak CeB<strong>IT</strong> <strong>2013</strong> fuarını ele aldığımızda<br />
kurumsal tarafta Büyük Veri ve<br />
Cloud çözümlerinin ön plana çıktığını görüyoruz.<br />
Buna ek olarak baskı çözümlerinde<br />
de değişiklikler var. Özellikle Xerox’un<br />
kendi cihazlarıyla sunduğu baskı yönetim<br />
uygulaması firmaların maliyet avantajı açısından<br />
fazlasıyla hoşuna gidecek gibi. Tüm<br />
bunların yanı sıra Mobil sektörün çok hızlı<br />
büyüdüğü bir gerçek ve gelecekte kendilerine<br />
katma değer sağlayacak firmaların bu<br />
sektörü göz ardı etmemeleri gerekiyor.<br />
nisan’13 61
Bu bölümde birçok farklı segmentten<br />
teknolojik ürünü mercek altına<br />
alıyoruz. Bu ürünler arasında Tablet<br />
PC’ler’den tutun da KVM Switch’lere,<br />
işletmelere tasarruf sağlayacak yazıcı<br />
çözümlerinden, müzik keyfini gittiğiniz<br />
her yere taşımanızı sağlayacak bir MP3<br />
oynatıcıya, hatta enerji tasarrufu ve kolay<br />
yönetilebilirlik sunan Blade sunuculara<br />
kadar birçok ürün bulunuyor.<br />
Deneyimli ve tarafsız <strong>IT</strong> <strong>Advisor</strong> Test Merkezi<br />
editörleri tarafından her ay piyasaya<br />
yeni sunulan onlarca ürün arasından en dikkat<br />
çekicileri sizlerle paylaşıyoruz. Kişilere<br />
ve kurumlara avantaj sağlayacak ürün incelemelerimizle,<br />
sizlerin pazardaki son ürünler<br />
hakkında daha fazla bilgi edinmenizi ve ihtiyacınız<br />
olan en doğru satın almayı yapabilmenizi<br />
amaçlıyoruz. Bilişim dünyasının sürekli<br />
bir gelişim sürecinde olduğu şu günlerde,<br />
test merkezimizin incelediği ürünleri yalnızca<br />
donanım ürünleriyle sınırlandırmayarak,<br />
en son yazılım incelemelerine de <strong>IT</strong> <strong>Advisor</strong><br />
Test Merkezi’nde yer veriyoruz.<br />
Bizce hakkında bilgi sahibi olmadığınız ve<br />
size ne sunacağını bilmediğiniz bir ürünü<br />
verimli olarak kullanmanız mümkün değil. <strong>IT</strong><br />
<strong>Advisor</strong> Test Merkezi olarak sizlere, günümüzün<br />
en değerli olgusu olan bilgiyi, donanım<br />
ve yazılım incelemeleriyle sunuyoruz.<br />
Bu <strong>Sayı</strong>da Test Ettiklerimiz:<br />
67<br />
Acer Aspire S7<br />
68<br />
ASUS ProArt PA248Q<br />
68<br />
Exper Ultrabook F4B-530<br />
69<br />
TP-Link TL-WDR4300<br />
69<br />
Acer Aspire V3-551G<br />
70<br />
Sony Xperia Z<br />
62<br />
nisan’13
Acer Aspire S7<br />
Beyazın Asilliği ile İnceliğin Buluşması<br />
İncelik ve hafifliği bir arada sunan Ultrabook’lar iyice yaygınlaşmaya<br />
başlarken, farklı markalardan farklı ürünler kullanıcıların beğenisine<br />
sunuluyor. Bunlardan bir tanesi de Acer’ın Aspire S7 adlı yeni Ultrabook’u.<br />
Ürünün beyaz renkli tasarımı asil ve şık bir görünüş sunuyor. Hafif ve<br />
ince yapıya sahip olan Aspire S7, sade tasarlanmış. Bu sadelik de cihazın<br />
görünüşünü daha güzel kılıyor. Bazı ürünlerin kasasında parmak izi oluyor,<br />
ancak bu durum S7’de yaşanmıyor.<br />
Tasarım olarak etkileyici olan S7 gücünü Intel Core i5-3317U işlemciden<br />
alıyor. Çift çekirdekli olan bu işlemci 1.7 GHz hızında çalışıyor ve genel<br />
olarak başarılı bir performans sunuyor. İşlemci yoğun veya gündelik kullanımda<br />
kullanıcısını memnun ediyor. İşlemcide entegre Intel HD Graphics<br />
4000 grafik işlemcisi yer alıyor. HD 4000 eski nesle göre daha kuvvetli ve<br />
daha iyi bir performansa sahip. Bu açıdan da S7 için başarılı diyebiliriz.<br />
Cihazın iyi olduğu noktalardan bir tanesi ise gelişmiş ekranı. Aktif matris<br />
TFT renkli LCD olan ekran 13.3 inç genişliğinde ve ekran 1920 x 1080<br />
piksel yani Full HD çözünürlük sunuyor. Ekranın görüntü kalitesini oldukça<br />
beğendiğimizi söylemeliyiz. Farklı açılardan ekrana baktığınızda görüntü<br />
kaybının oluşmadığını görüyoruz. Ayrıca ekranın dokunmatik olduğunu<br />
da belirtelim. Peki, S7’nin dokunmatik özellikleri nasıl Bazı cihazların<br />
dokunmatik ekranlarında tepkime süresi geç olabilir veya algılayamama<br />
gibi hatalar olabiliyor. Ancak S7 bu konuda üst düzey bir performans<br />
tutturmuş durumda. Normal olarak S7’yi kullanırken veya dokunmatiği<br />
test ederken, ekranda herhangi bir anormallik veya tepkimede gecikme<br />
gibi sorunlar olmadı. Ürünün ekranı arkaya doğru düz şekilde yatabiliyor,<br />
belli bir açıda kalmıyor. Böylece cihazı daha rahat açılarda kullanabiliyorsunuz.<br />
Ancak kasanın arkasına kadar tamamen yatmadığını da belirtmeden<br />
geçmeyelim.<br />
Kullanıcıların dikkat ettiği noktalardan biri klavye ve touch pad olur.<br />
Klavye genel olarak işini düzgün yapıyor. Bir şeyler yazarken tuşlar geç<br />
tepkime vermiyor, ancak tuşların biraz daha dışarı çıkık olması daha iyi<br />
olabilirmiş. Touch pad de başarılı, kullanımda sorun çıkarmıyor. Touch pad<br />
üstünden iki parmağınızla isterseniz yakınlaştırma veya uzaklaştırma da<br />
yapabilirsiniz. Windows 8’le gelen S7, dokunmatik ekranı ile Windows 8’in<br />
arayüzünü rahatça kullanılmasını sağlıyor. Windows 8 yeni özellikleri ve<br />
işlevselliği ile de kolay ve keyifli bir kullanım tecrübesi yaşatıyor. Tabii ki her<br />
geçen gün büyüyen Windows mağazası da farklı uygulamalar sunuyor.<br />
S7’de 2340 mAh batarya bulunuyor, bu batarya genel kullanım için yeterli<br />
bir süre sunuyor. Ancak sürenin kullanımdan kullanıma göre farklılık<br />
gösterebileceğini es geçmeden söyleyelim.<br />
Acer Aspire S7’yi genel olarak ele aldığımızda başarılı bir Ultrabook.<br />
Zarif, şık görünüşü ve üst seviyeye yakın performansı ile oldukça tatmin<br />
edici. Diğer yandan Ultrabook platformu olduğu için hafif olması ve ufak<br />
boyutlarda olması taşınmasını kolaylaştırıyor. Böylece evden işe veya tatile<br />
giderken rahatlıkla yanınızda götürebilirsiniz.<br />
Teknik Özellikler:<br />
İşletim Sistemi: Windows 8<br />
İşlemci: Çift çekirdekli Intel Core i5-3317U<br />
Boyutlar: 323,3 mm genişlik, 223,5 mm<br />
derinlik<br />
Bellek: 4 GB<br />
Depolama Alanı: 128 GB<br />
Ekran Boyutu: 13.3 inç (1920 x 1080<br />
Çözünürlük)<br />
Bağlantılar: 2 adet USB 3.0, mini HDMI, kart<br />
okuyucu, kulaklık girişi<br />
Batarya: 2340 mAh<br />
Ağırlık: 1.3 KG<br />
nisan’13<br />
63<br />
www.itadvisor.com.tr
ASUS ProArt PA248Q<br />
Tasarımcılar İçin En İyi Monitör Seçeneklerinden Biri<br />
Asus’un ProArt serisinden olan PA248Q, aslında isminden de<br />
anlaşılacağı gibi tasarımcılar, grafik, çizim veya fotoğraf işleriyle<br />
uğraşanların işine yarayacak bir monitör. Mat siyah rengi olan monitör<br />
sade ve şık bir görüntüye sahip olduğunu ilk görüşte anlıyorsunuz.<br />
1920 x 1200 piksel çözünürlüğünde olan üründe IPS panel<br />
kullanılmış ki, ürün kesin ve gerçekçi renkleri ekrana yansıtabilsin<br />
diye. Monitör gerçek renklerle ekrana yansıyan renkler arasındaki<br />
farkı Delta E ölçümünde 5’in altına indirerek sunuyor. Ayrıca ürün<br />
nereden bakarsanız bakın görüntünün kalitesinden düşürmüyor.<br />
Bunu da 178 derecelik açıyla sağlıyor.<br />
PA248 ilklere imza atan bir monitör, ürün üstünde 4 adet USB<br />
3.0 girişi yer alıyor. Tabii ki bir üründe en önemli detaylardan biri<br />
kullanıcıya işlevsel bir yapı sunması. Asus kullanıcıların en rahat ve<br />
hızlı biçimde monitörü kullanabilmelerini sağlamış. PA248 belirli<br />
bir dereceye kadar yukarı kaldırılıyor veya aşağı eğrilebiliyor.<br />
Ayrıca kendi açışınıza uygun olarak yüksekliğini kolayca ayarlayabilir,<br />
sağa sola döndürebilirsiniz. Diğer yandan dik olarak kullanma<br />
imkanınız da var. Böylece baskısı olabilecek dik portre resmi tüm<br />
hatlarıyla görebilir, düzeltmeler yapabilirsiniz. Profesyonel kullanıcılara<br />
iyi bir çözüm sunan ASUS ProArt PA248Q fiyat açısından<br />
yüksek sayılabilecek bir bedel ile satışa sunulmuş durumda.<br />
Teknik Özellikler:<br />
Ekran: 24.1 inç<br />
Çözünürlük: 1920x1200 piksel<br />
Tepkime Süresi: 6 ms<br />
Görüntü Oranı: 16:10<br />
Bağlantılar: HDMI,D-Sub,<br />
DisplayPort, DVI-D, HDMI 1.3,<br />
3.5mm Mini-Jack, 4 adet USB 3.0<br />
Exper Ultrabook F4B-530<br />
Exper Yeni Ultrabook’unu Kullanıcıların Beğenisine Sundu<br />
İş dünyası geçtiğimiz yıldan bu yana daha hafif taşınabilir bilgisayarlara<br />
yöneldi. Bu tarz bilgisayarlara baktığımızda ise Ultrabook’ların son<br />
dönemin en popüler ürünleri olduğunu görüyoruz. Dizüstü bilgisayar<br />
üreticileri birer birer yeni ürünlerine <strong>2013</strong> ile birlikte tanıtmaya başladı.<br />
Bu firmalardan biri de Exper. Geçtiğimiz günlerde yeni Ultrabook serisi<br />
F4B ürününü kullanıcıların beğenisine sunan firmanın bu yeni ürün<br />
ince yapısı ve alüminyum malzemeden üretilmiş dış yapısı ile dikkatleri<br />
üzerine çekiyor. Bu yapı ürünü dışarıdan gelen darbelere daha dayanıklı<br />
kılmak için sağlanmış.<br />
Bizim test ettiğimiz ürün serinin F4B-530 adı verilen modeli. 14 inç<br />
ekrana sahip olan bu model 1.5 kg ağırlık ve 16.65 mm kalınlığıyla kullanıcılara<br />
hizmet etmesi için yapılandırılmış. Üzerinde Intel Core i5-3317U<br />
adında 3. Nesil işlemci bulunan ürün 4 GB bellek ve 128 GB SSD depolama<br />
birimiyle donatılmış durumda. Performans açısından üst seviyeye<br />
yakın değerler sunan ürün özellikle SSD depolama birimi sayesinde<br />
veri kopyalama veya disk üzerinden yapılan işlemlerde rakiplerine göre<br />
oldukça hızlı sonuçlar elde ediyor. Fiyat açısından da uygun değerler ile<br />
satılan ürün Windowss 8 işletim istemiyle birlikte geliyor.<br />
Teknik Özellikler:<br />
İşlemci: Intel Core i5-3317U<br />
(3MB Cache, 1.7 GHz)<br />
Bellek: 4 GB DDR3 1333 MHz<br />
Sabit Disk: 128 GB SSD<br />
Ekran kartı: Intel HD Graphics<br />
4000<br />
Ekran: 14 inç 1366 x 768 piksel<br />
Boyutlar: 336 x 232 x 16,65 mm<br />
Ağırlık: 1.5 kg<br />
www.itadvisor.com.tr<br />
64 nisan’13
TP-Link TL-WDR4300<br />
Bu Hıza Veri Dayanmaz<br />
Gün geçtikçe günlük hayatımızda kullandığımız routerların önemi daha da<br />
artıyor. Bunun başlıca sebeplerinden bir tanesi bağlantı hızının artması ve<br />
bir diğeri kablosuz bağlantı özelliklerinin gün geçtikçe daha fazla kullanılması.<br />
Geçtiğimiz döneme göre internet üzerinden indirdiğimiz paketlerin<br />
kapasiteleri artıyor ve buna bağlı olarak mobil kullanıcıların internete bağlı<br />
kalma süreleri de artış eğiliminde. Hal böyle olunca eski nesil routerlar bazı<br />
durumlarda hizmetlerini yavaşlatabiliyor hatta iş göremez duruma gelebiliyorlar.<br />
TP-Link’in kullanıcıların beğenisine sunduğu yeni ürünü TL-WDR4300<br />
sunduğu 750 mbps kablosuz bağlantı özelliğiyle öne çıkıyor. Hem 5 Ghz hem<br />
de 2.4 Ghz kablosuz bağlantı desteği sunan bu yeni router iki farklı frekans<br />
bandının birleşmesiyle birlikte toplamda 750 mbps hızında transfer yapabiliyor.<br />
Bunun yanı sıra üzerindeki iki adet USB yuva sayesinde bir medya sunucu<br />
olarak kullanabileceğiniz cihaz bu arabirimler üzerinden yazıcı bağlayarak<br />
ağa açabilir, medya oynatıcıları bağlayabilir, USB depolama çözümlerini<br />
paylaşabilir veya depolama aygıtınızı FTP sunucu olarak kullanabilirsiniz. WPS<br />
desteği de sunan bu gelişmiş özelliklere sahip üç antenli router fiyat açısından<br />
da uygun değerler ile kullanıcıların beğenisine sunulmuş durumda.<br />
Teknik Özellikler:<br />
Arayüz: 4 x 10/100/1000Mbps LAN, 1 10/100/1000Mbps WAN,<br />
2 USB 2.0<br />
Buton: WPS/Reset, Wireless On/Off, Güç On/Off<br />
Boyutlar: 243 x 160.6 x 32.5 mm<br />
Anten: 3 adet dual band<br />
Kablosuz desteği: IEEE 802.11a, b, g, n<br />
Frekans: 5GHz, 2.4GHz<br />
Kablosuz güvenlik: 64/128-bit WEP,WPA / WPA2,WPA-PSK/<br />
WPA2-PSK<br />
Acer Aspire V3-551G<br />
Acer’dan Farklı Bir Dizüstü Seçeneği<br />
Daha önce başarılı dizüstü bilgisayarlara imza atan Acer, Aspire V3-551G<br />
modelinde AMD’nin gücünü kullanıyor. Cihazda 4 çekirdekli A10-4600M<br />
işlemci bulunuyor ki, bu aslında bir APU. İşlemci normalde 2.3 GHz hızında<br />
çalışıyor, ancak turbo modunda bu hız 3.2 GHz’e kadar yükseliyor. Diğer<br />
yandan cihazda grafik işlemcisi olarak AMD Radeon HD 7660G + HD<br />
7670M ikilisi yer alıyor. HD 7660G APU içine gömülü, HD 7670M ise harici<br />
grafik işlemcisi olarak gözümüze çarpıyor. Bu yöntem aslında Crossfire<br />
kombinasyonu olarak nitelendirilebilir, “AMD Dual Graphics” olarak<br />
adlandırılıyor. Mesela hafif yük isteyen işlemlerde düşük güç çeken ekran<br />
kartı devreye girerek, daha az enerji harcanmasını sağlıyor.<br />
Aspire V3-551G, 15.6 inçlik HD LED LCD ekrana sahip. Ancak<br />
dokunmatik değil, bu açıdan Windows 8’in arayüzünü fare ile<br />
kullanıyorsunuz. Ekranda biraz yansıma da olabiliyor. Diğer yandan<br />
dizüstü bilgisayarda 6 GB RAM, 500 GB depolama alanı bulunuyor.<br />
Ürün genel manada iyi bir performans gösterse de, test etmeden<br />
bırakmadık. Mesela yüksek kaliteli grafiklere sahip Crysis 3’ü denedik.<br />
Ancak Aspire V3-551G yüksek ayarlarda bekleneni veremedi.<br />
Bu yüzden ayarları aşağıya çekip Crysis 3’ü rahatça oynayabildik.<br />
Sonuç olarak Aspire V3-551G çok üst düzey olmasa da, genelinde<br />
başarılı performansı ile sahibini tatmin ediyor.<br />
Teknik Özellikler:<br />
İşletim Sistemi: Windows 8<br />
İşlemci: 4 Çekirdekli AMD A10-4600M<br />
Boyutlar: 253 x 381,6 x 33.2 mm<br />
Bellek: 6 GB<br />
Depolama Alanı: 500 GB<br />
Ekran Boyutu: 15.6 inç (1366 x 768<br />
Çözünürlük)<br />
Kamera: 1.3 megapiksel<br />
Bağlantılar: DVD yazıcı, 2 adet USB 2.0, 1 adet<br />
USB 3.0, HDMI, VGA, mikrofon, kulaklı, LAN<br />
girişi, kart okuyucu<br />
Batarya: 4400 mAh<br />
nisan’13<br />
65<br />
www.itadvisor.com.tr
Sony Xperia Z<br />
Sony’nin Su Geçirmeyen Yeni Amiral Gemisi<br />
Çıkmadan önce hakkında spekülasyonlar dönen ve birçok dedikodunun<br />
odak noktası olan Sony Xperia Z, sonunda kullanıcılarla buluştu.<br />
Full HD ekranlı olan Xperia Z, genel olarak zarif ve şık bir tasarıma<br />
sahip. Xperia Z’nin asıl dikkat çekici özelliği ise suya ve toza karşı<br />
dayanıklı olması ki, cihaz 1 metre suya yarım saat dayanabiliyor. Ayrıca<br />
darbelere ve çizilmelere karşı koruması var. Bu açılardan memnun<br />
edici bir ürün olduğu söylenebilir. Yekpare olan kasada girişler için kapakçık<br />
kullanılmış ve bu kapakçıklar su ve toza karşı olan tasarımın bir<br />
parçası olsa da, uzuvlarından kopabilir. Bu açıdan kapakçıkları açarken<br />
biraz nazik davranmanız gerekiyor.<br />
Telefonun 1920 x 1080 piksel çözünürlüğündeki Full HD ekranı 443<br />
ppi sunuyor. Mobile Bravia Engine 2’yi kullanan ekran, dokunmatik<br />
tepkimelerde gecikme yaşatmıyor, cihaz bu açıdan başarılı. Ekran<br />
renkler konusunda aslında iyi bir performans gösterse de, bazı renklerde<br />
solukluklar olduğunu söylemeliyiz. Bu durumu gözle kolayca<br />
fark edebiliyorsunuz. Mesela siyah tam siyah olarak değil, biraz griye<br />
çalabiliyor. Xperia Z gücünü 4 çekirdekli 1.5 GHz’de çalışan Snapdragon<br />
S4’ten alıyor. Bu işlemciye Adreno 320 GPU’su ve 2 GB bellek eşlik<br />
ediyor. Donanımsal olarak güçlü olan cihazın genel performansı hızlı.<br />
Farklı uygulamalar ve oyunlarda Xperia Z’yi denedik ve bazı oyunlarda<br />
ne yazık ki takılmalar yaşadık. Mesela yüksek grafikleri olmayan Highway<br />
Rider’a girişte ve oyun içindeki kaza anlarında bir iki saniyelik gecikmeler<br />
oldu. Ancak bu takılmaların yazılımsal olduğu kanaatindeyiz.<br />
Yapılacak bir iki ufak güncelleme ile stabilite rahatça sağlanabilir. Diğer<br />
yandan uygulamaların açılmaları, arayüz geçişlerinde ise takılmalar<br />
yaşadığımız söylememizde fayda var.<br />
Xperia Z’de dikkat çeken diğer özellik ise 13.1 megapiksel olan arka<br />
kamera. Kamerada yeni nesil BSI ışık sensörü ve Exmor RS teknolojisi<br />
kullanılıyor. Telefondaki Superior Auto özelliği ile en uygun ayarlarda<br />
otomatik olarak çekim yapılabiliyor. Böylece rahat şekilde kamera ile<br />
çekim yapabilirsiniz. Genel olarak başarılı performansı olan arka kamera<br />
dışında 2.2 megapiksellik ön kamera bulunuyor.<br />
Akıllı telefonlarda kullanıcıların en çok dikkat ettiği noktalardan biri<br />
ise şarj süresidir. Xperia Z bu konuda tatmin edici. 2400 mAh değere<br />
sahip olan Xperia Z’nin bataryası gündelik kullanımda 1 günü çıkartıyor.<br />
Cihazda daha uzun batarya kullanım süresi için “Stamina” modu<br />
bulunuyor. Bu mod ekranın kapanmasını algılıyor ve gerekli olmayan<br />
işlemleri kapatıyor. Diğer yandan istediğiniz işlevleri de açık tutuyor.<br />
Böylece daha uzun bir kullanım süresi sağlıyor. Yalnız bataryanın yerleşik<br />
olduğunu ve değiştirilemediğini belirteyim. Bazı kullanıcılar telefonlarını<br />
video izlemek ve müzik dinlemek için yoğun şekilde kullanır.<br />
Bu yüzden geniş depolama alanına ihtiyaç duyar. Xperia Z’de 16 GB’lık<br />
dahili depolama alanı dışında 32 GB’a kadar microSD kart desteği<br />
bulunuyor ki, bu da telefonun artı özelliklerden bir tanesi. Genel olarak<br />
ürünü ele aldığımızda yeni bir yazılım güncellemesine ihtiyaç duyduğu<br />
söylenebilir. Bakalım Sony bu konuda nasıl hareket edecek.<br />
C<br />
M<br />
Y<br />
CM<br />
MY<br />
Teknik Özellikler:<br />
Ekran: 5 inç<br />
Çözünürlük: 1920x1080 piksel<br />
Kamera: 13.1 megapiksel<br />
Renk: Siyah, beyaz, mor<br />
Dahili depolama: 16 GB<br />
Harici depolama: 32 GB’a kadar<br />
microSD<br />
Bellek: 2 GB<br />
Ağırlık: 146 gram<br />
Boyutlar: 139 x 71 x 7.9 mm<br />
CY<br />
CMY<br />
K<br />
www.itadvisor.com.tr<br />
66 nisan’13
nisan’13<br />
67<br />
www.itadvisor.com.tr
Numaranızı<br />
Vodafone’a taşımanız için<br />
bir neden daha!<br />
En<br />
çok tavsiye<br />
edilen<br />
operatör<br />
Bağımsız pazar araştırma kuruluşu GfK Türkiye, Haziran 2010 - Eylül 2012 tarihleri arasında yaptığı<br />
pazar araştırmasında, cep telefonu kullanıcılarına operatörlerini tavsiye edip etmediklerini sordu.<br />
16<br />
kasım’10<br />
Türkiye’nin kendi kullanıcıları tarafından en çok tavsiye edilen operatörü Vodafone oldu.