29.12.2014 Views

Nisan 2013 Sayı 41 - IT Advisor

Nisan 2013 Sayı 41 - IT Advisor

Nisan 2013 Sayı 41 - IT Advisor

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

MOBİL TEKNOLOJİNİN NABZI BARCELONA’DA ATTI<br />

<strong>IT</strong> ADVISOR www.itadvisor.com.tr NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>41</strong><br />

www.itadvisor.com.tr<br />

FİNANS SEKTÖRÜNDE <strong>IT</strong><br />

NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>41</strong><br />

DÜNYANIN YENİ<br />

KORKUSU:<br />

SİBER SAVAŞ<br />

TÜRKİYE’NİN EN<br />

MODERN VERİ<br />

MERKEZİ<br />

AVRUPA<br />

BİRLİĞİ’NDEN<br />

5G ATAĞI<br />

TEKNOLOJİNİN<br />

KALBİNİN ATTIĞI<br />

CeB<strong>IT</strong> <strong>2013</strong>’TEYDİK


02 mayıs’11


İş Dünyasının Yükselen<br />

Değeri Mobil Cihazlar<br />

Kurumlarda “mobil hayat” çağı başlayalı uzun<br />

zaman oldu. Günümüzde artık kurumsal hayatımızın<br />

büyük kısmını akıllı telefonlar ve tabletler üzerinden<br />

yönetiyoruz. Peki şirketler mobil hayata ve cihazlara<br />

ne ölçüde yatırımlar yapıyorlar<br />

G<br />

ünümüzün iş dünyasının<br />

yükselen trendi “mobil<br />

hayat”. Yapılan araştırmalara<br />

baktığımızda firmalar mobil cihazlardan<br />

kurumsal bilgilere erişilebilirlik<br />

konusunda ciddi şüphe duyuyor olsa da,<br />

bu kullanımı kontrol etmek için çözüm<br />

üretmek konusunda hala gerideler.<br />

Araştırmaların sonuçlarına göre dünyadaki<br />

şirketlerin yaklaşık yarısı kurumsal<br />

ağlarındaki mobil cihazların yönetimi<br />

ve korunması için çözümler sunuyor.<br />

Aynı araştırma, şirketlerin sadece yüzde<br />

32’sinin akıllı telefonlar ve tabletler<br />

için özel olarak ayrılmış bir güvenlik<br />

politikası benimsediklerini ortaya<br />

çıkarıyor. Dünya çapındaki şirketlerin<br />

sadece %28’i ise kapsamlı bir “Mobil<br />

Cihaz Yönetimi” (MDM) teknolojisini<br />

kullanmayı tercih ediyor. Kurumların<br />

yalnızca %9’u, çalışanlarının iş için<br />

kişisel akıllı telefonlarını kullanmalarının<br />

yasaklanabilir olduğunu düşünüyor. Diğer<br />

taraftan, kurumların %29’u çalışanların<br />

mobil cihazlar üzerinden kurumsal<br />

ağlardaki verilere ulaşımı için tam erişim<br />

izni sağlıyor.<br />

Bu rakamlar ışığında, akıllı telefonların ve<br />

diğer mobil cihazların iş için kullanılması,<br />

çalışanların daha esnek olmasını, nerede<br />

ya da ne zaman olursa olsun görev ve<br />

sorunlar ile her şekilde başa çıkabilmeyi<br />

sağlayarak, iş ortamında ciddi bir rekabet<br />

avantajı sağladığı söylenebilir. Ancak<br />

hali hazırda yıllardır faaliyet gösteren<br />

kurumsal altyapılara bu tarz cihazların<br />

dahil olması bilişim güvenliği için yeni<br />

yaklaşımların ortaya çıkmasına ortam<br />

İlkay Zaman<br />

Yayın Koordinatörü<br />

ilkay@itadvisor.com.tr<br />

hazırlıyor. Bu konuda çalışmalarını<br />

sürdüren ve kurumlara bu konuda<br />

destek veren güvenlik firmaları mevcut<br />

ve bu firmalar sundukları çözümler ile<br />

kurumlara daha güvenli altyapı sağlamanın<br />

yollarını gösteriyorlar. Bu sayede zararlı<br />

yazılım saldırısı veya bir cihazın kaybı gibi<br />

herhangi bir ihmal olması durumunda,<br />

şirketin önemli miktarda veri kaybetmesi<br />

riskinin önüne geçilmiş oluyor.<br />

Eğer kurumsal bir şirketin altyapısına<br />

mobil cihazlar tarafından erişim<br />

sağlayacaksanız birkaç altın kuralı<br />

uygulamalısınız. Kurumsal mobil cihazlara<br />

program yüklenmesine ve çalıştırılmasına<br />

kısıtlamalar koymalısınız. Bu sayede<br />

kurumsal ağlar düzenlenmemiş yeni<br />

yazılımların kontrolsüz eklentilerinden<br />

dolayı ciddi zararlar görmez. Akıllı<br />

telefon ve tabletlerin uzaktan kontrolünü<br />

sağlamalısınız. Böylece kaybolma veya<br />

çalınma durumunda erişim engellenebilir<br />

ve cihazdan bilgiler silinebilir. Cihazların<br />

PIN kodları, kurumsal verilere erişimi<br />

sağlayan uygulamaların ise güçlü şifrelerle<br />

korunmasını sağlamalısınız. Bunun<br />

yanı sıra güvenilir bir mobil anti-virüs<br />

yazılımı kullanmalısınız ki, cihazlar ağ<br />

üzerine erişmeseler dahi güvenli şekilde<br />

çalışmalarını sürdürebilsinler.<br />

Mobil sektörün çok hızlı büyüdüğünü<br />

fark eden ve bu konuda yatırımlarını<br />

yapan şirketler önümüzdeki günlerde<br />

bu yatırımlarının meyvelerini<br />

yemeye başlayacak. Eğer bu konudaki<br />

yatırımlarınız yapmadıysanız hiçbir şey<br />

için geç kalmadınız. Zararın neresinden<br />

dönerseniz kardır.<br />

EDİTÖRDEN


İ.Z. Halkla İlişkiler Danışmanlık ve<br />

İletişim Adına Sahibi<br />

İlkay Zaman<br />

nisan’13 / SAYI <strong>41</strong><br />

34<br />

Kapak Konusu<br />

50<br />

Özel Dosya<br />

Yayın Koordinatörü<br />

İlkay Zaman<br />

ilkay@itadvisor.com.tr<br />

Genel Yayın Yönetmeni<br />

Ecevit Bıktım<br />

ecevit@itadvisor.com.tr<br />

Genel Yayın Yön. Yrd.<br />

Ali Yavuz Şahin<br />

yavuz@itadvisor.com.tr<br />

Editörler<br />

Aykut Göker<br />

aykut@itadvisor.com.tr<br />

Ahmet Gözütok<br />

ahmet@itadvisor.com.tr<br />

44 36<br />

46<br />

Avşar Özgen<br />

avsar@itadvisor.com.tr<br />

Görsel Yönetmen<br />

Orçun Peköz<br />

orcun@itadvisor.com.tr<br />

Reklam Müdürü<br />

Çiğdem Ergönül<br />

cigdem@itadvisor.com.tr<br />

56 36<br />

60<br />

06. Haberler<br />

32. 5 yılda 5 Devrim<br />

34. Finans Sektöründe <strong>IT</strong><br />

44. Gelecekten Gelen Akıllı Telefon<br />

46. Avrupa’da İnternet Politikaları, Siber Suçlar ve Sansür<br />

50. Dünya Mobil Kongresi <strong>2013</strong><br />

56. Dünyanın Yeni Korkusu: Siber Savaş<br />

58. Avrupa Birliği’nden 5G atağı<br />

60. CeB<strong>IT</strong> <strong>2013</strong><br />

62. <strong>IT</strong> <strong>Advisor</strong> Test Merkezi<br />

Fotoğraf<br />

Adem Başaran<br />

adem@itadvisor.com.tr<br />

Yönetim Adresi<br />

Değirmen Sok. Şaşmaz Sitesi A Blok<br />

Cemal Bey İş Merkezi No.: 11 Kat: 1 Daire: 4-6<br />

Kozyatağı / Kadıköy- İstanbul<br />

Tel: 0216 478 31 18 PBX<br />

0216 478 31 86<br />

Faks: 0216 478 45 02<br />

info@itadvisor.com.tr<br />

Abone Hizmetleri<br />

abone@itadvisor.com.tr<br />

Dağıtım<br />

Detay Dağıtım<br />

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü<br />

Cüneyt Tepe<br />

cuneyt@itadvisor.com.tr<br />

Baskı ve Cilt<br />

ÖZGÜN OFSET<br />

Aytekin Sokak 21 4.Levent/İSTANBUL<br />

T: 0212 280 00 09<br />

F: 02122647433<br />

e-Posta: sanem@ozgun-ofset.com<br />

04 nisan’13


Değerli IBM Çözüm Ortaklarına<br />

Teşekkürlerimizle...<br />

Avnet Technology Solutions Sanayi ve Ticaret A.Ş.<br />

19 Mayıs Cad. Nova Baran Plaza No: 4 K: 8 Şişli, İstanbul, Türkiye<br />

Tel: (0212) 315 49 00 Faks: (0212) 315 49 99 e-posta: ibmteam.tr@avnet.com


HABER<br />

Kurumlarından Bilgi Sızdıran MiniDuke’ü<br />

Bitdefender Yakaladı<br />

Bitdefender, özellikle Avrupa ve civarındaki ülkelerin hükümetlerle<br />

bağlı kurumlarını hedefleyen ve 21 aydır aktif olarak çalışan Mini-<br />

Duke isimli kötü amaçlı yazılımın yeni bir sürümünü ortaya çıkardı.<br />

MiniDuke virüsünün 20 Haziran 2011 tarihli örneği neredeyse bir yıl<br />

önce yine Bitdefender tarafından bulunmuştu. Avrupa hükümetlerinden<br />

ve çeşitli kurumlardan bilgi çalmak üzere yazılmış 2011 türevi,<br />

kendisinden çok daha yeni olan virüslerle aynı şekilde davranmak<br />

üzere hazırlanmış görünüyor.<br />

Bitdefender kıdemli güvenlik stratejisti Catalin Cosoi’ye göre, bu en eski<br />

MiniDuke türevinin bulunuşu, 2012 yılına ait örneğin kaynağı hakkında<br />

pek çok soru işareti yaratıyor. Virüsü tasarlayanlar, Amerikan saatinden<br />

Çin saatine geçiş yapmak suretiyle kimliklerini örtmeye çalışıyorlar. Virüsün<br />

tüm sürümlerinin casusluk yapmak üzere tasarlandığını söyleyen<br />

Cosoi, konuyla ilgili olarak “MiniDuke kesinlikle siber casusluk yaparak<br />

hükümetlerin hassas verilerine göz dikmiştir. Bu da MiniDuke virüsünü<br />

kimin tasarladığı konusunda ciddi şüphe uyandırıyor” şeklinde konuştu.<br />

Büyük Veri İçin Ölçeklenebilir<br />

İş Zekası Platformu<br />

Software AG geçtiğimiz günlerde BT sektörüne yepyeni bir<br />

ürün kazandırdığını açıkladı. Büyük Veri işlemlerinde gerçek<br />

zamanlı öngörüler ve akıllı eylemler tasarlayabilen Terracotta In-<br />

Genius adındaki bu özgün bellek içi platform, kurumların kuytuda<br />

kalan verileri ortaya çıkarmasını ve bu verilere göre eylem planı<br />

oluşturmasını sağlıyor. Üçüncü çeyrekte satışa çıkacak Terracotta<br />

Data Market OnBase Çözümünü Anlattı<br />

In-Genius, riskleri azaltmanın yanı sıra, iş süreçlerini otomatiğe<br />

bağlıyor ve yeni ürün, hizmet ve seçenekleri gerçek zamanlı olarak<br />

konuşlandırabiliyor.<br />

Terracotta CEO’su Robin Gilthorpe, “Cihazların büyük bir hızla<br />

yaygınlaşması, veri toplama, yönetme, analiz etme ve aktarma<br />

görevlerini üstlenen <strong>IT</strong> firmalarının gereksinimlerini önemli ölçüde<br />

değiştirdi” dedi ve Software AG’nin yeni ürünüyle ilgili şunları<br />

söyledi: “Günümüzün rekabet ortamında firmaların bir adım önde<br />

olabilmesi, yalnızca masaüstü ve dizüstü bilgisayarlar gibi geleneksel<br />

cihazlardan değil, aynı zamanda akıllı telefon, tablet ve POS<br />

cihazlarından da en hızlı ve basit şekilde gerçek zamanlı veri toplayabilmesine<br />

ve bu cihazlardan veri aktarabilmesine bağlı. Bu talepler<br />

ise, şirketlerin büyük ölçekli verilere anında ulaşmasını ve zaman<br />

kaybetmeden harekete geçmesini sağlayan In-Genius gibi çözümlere<br />

yönelik ihtiyaçların artmasını da kısa sürede tetiklemiş oldu.”<br />

Data Market’ in Gümüş Sponsor olarak desteklediği Microsoft<br />

Sektörel Çözümler Günü, 26 Şubat tarihinde İstanbul’da<br />

gerçekleşti. Türkiye’nin kendi sektörlerinin lider firmaları, etkinlik<br />

süresince Microsoft çözümlerinin kurumlarına sağladığı fayda ve<br />

deneyimleri paylaştı. Data Market etkinliğe, 2011 yılında ülke temsilciliğini<br />

aldığı ve yerelleştirmesini tamamladığı, Kurumsal İçerik<br />

ve İş Akış Yönetimi çözümü - OnBase ile katılım gösterdi. Şişecam<br />

Bilgi Teknolojileri Teknoloji Geliştirme Yöneticisi Canan Özcan’ın,<br />

Data Market adına gerçekleştirdiği sunumda, Şişecam Kurumsal<br />

İçerik Yönetimi (ECM) Sistemi’nin kuruluşu ve bu sürecin detayları<br />

aktarıldı.<br />

Özcan, ürünün Microsoft platformuna kolayca entegre edilebiliyor<br />

oluşunun, kolay kullanılabilir arayüze sahip oluşunun ve Onbase’in<br />

kompleks iş akışlarını yönetmedeki fonksiyonelliğinin altını çizdi.<br />

Cam Ambalaj Grubu’nda “Müşteri Şikayetleri Sistemi” ve “Kalite<br />

Entegre Doküman Yönetim Sistemi” başlıkları altında 2 kapsamda<br />

gerçekleşen ve ilk fazı tamamlanan projeye, Şişecam Topluluk Şirketleri<br />

ve Yönetim Merkezi Birimleri arasında yapılan yazışmaların<br />

yönetileceği “Yazışma ve Evrak Takip Sistemi” ile devam ediliyor.<br />

06<br />

nisan’13


mart’13 07


HABER<br />

ESET Türkiye Ekibi Büyüyor<br />

ESET’in Türkiye ofisi, müşteri ihtiyaçları doğrultusunda büyüyor.<br />

Şirket bünyesinde oluşturulan Katma Değerli İş Ortakları<br />

Yöneticiliği’ne, <strong>IT</strong> sektöründe güçlü deneyime sahip Bahar Bedenlier<br />

getirildi.<br />

Bilgi teknolojileri sektöründe 10 yılı aşkın iş tecrübesine sahip<br />

olan Bahar Bedenlier, stratejik satış teşkilatlarının planlanması, bayilerin<br />

yönetimi ve pazarlama odaklı yeni iş süreçlerinin oluşturulması<br />

konusunda uzman. İş yaşamına 2000 yılında başlayan Bahar<br />

Bedenlier, Microsoft ve 3A Bilgisayar şirketlerinde Kurumsal Kanal<br />

Bayi Yöneticisi, Satış Direktörü ve İş Geliştirme Yöneticisi olarak<br />

görev yaptı. Bedenlier, <strong>2013</strong> Mart ayı itibarıyla ESET Türkiye Katma<br />

Değerli İş Ortakları Yöneticisi olarak göreve başladı.<br />

Yeni görevinde, ESET’in genişleyen ürün ve hizmet yelpazesinin<br />

doğru hedef kitleyle buluşmasına destek verecek olan Bahar<br />

Bedenlier, müşteri odaklı özel projelerin yürütülmesi, kurumsal<br />

yapılara daha nitelikli hizmet götürülmesi ve iş süreçlerinin daha<br />

verimli hale getirilmesine odaklanacak.<br />

ESET, NOD32 ve Smart Security ürünleriyle, internet güvenliği<br />

konusunda Türkiye’de pazar lideri olarak öne çıkıyor. Ülkemizde<br />

%33’lük kullanım oranına sahip olan ESET, farklı boyut ve sektördeki<br />

binlerce kuruluşa hizmet veriyor.<br />

HP’nin Yeni Veri Depolama Çözümü Kapasitede<br />

2 Kat Artış Sağlandı<br />

HP’nin yeni çözümü HP StoreEver Depolama<br />

Portföyü, LTO-5 (Linear Tape-Open)<br />

teknolojisini altıncı kuşak Doğrusal Açık Teyp<br />

Veri Depolama LTO-6 teknolojisiyle geliştirerek,<br />

depolama kapasitesini 2 kat artırdı. LTO-6<br />

teknolojisi, LTO-5 teknolojisine göre 2 kat fazla<br />

kapasite ve yüzde 44 daha yüksek performans<br />

sağlıyor.<br />

Kurumsal veri merkezlerinde veri depolamanın<br />

birbirine entegre edilmemiş dağınık<br />

sistemler üzerinden yapılması, organizasyonların<br />

yasal ve finansal açıdan riske girmesine<br />

neden oluyor. Teknoloji açısından<br />

ise maliyetleri artırarak, dağınık yapılar<br />

sebebiyle yönetim sürecini zorlaştırıyor.<br />

HP Türkiye Veri Depolama Sistemleri Ülke<br />

IBM ve Koç Üniversitesi El Ele Verdi<br />

IBM, Koç Üniversitesi ile ortak bir<br />

araştırma projesine başlıyor. Lojistik ve<br />

taşımacılık optimizasyonuna yönelik olan<br />

araştırma projesi, online proaktif operasyon<br />

yönetimi çözümleri geliştirmeyi hedefliyor.<br />

Proje; gerçek zamanlı analitiği ve<br />

iyileştirmeleri kullanarak ulaşım ve tedarik<br />

zincirindeki büyüyen zorlukları çözmeyi<br />

amaçlıyor.<br />

IBM Hayfa Araştırma Laboratuvarı Direktörü<br />

Oded Cohn konu hakkında “Koç<br />

Üniversitesi ile yaptığımız işbirliği gerçek<br />

zamanlı analitiği ve iyileştirmeleri kullanarak<br />

lojistik ve tedarik zincirindeki büyüyen<br />

sorunları birlikte ele almak ve bugünün<br />

büyüyen sorunları çözmek için bize yeni bir<br />

fırsat sunacak” dedi.<br />

Projenin başında bulunan Koç Üniversitesi-<br />

IBM Tedarik Zinciri Araştırma Merkezi<br />

Direktörü Prof. Dr. Metin Türkay; IBM ile<br />

yürütülecek bu yeni ortak araştırma projesi<br />

ile ise 21’inci yüzyılın en önemli teknoloji<br />

alanlarından birisi olan bilişimde işbirliğine<br />

başladıklarını belirterek şunları söyledi;<br />

“Günümüzde hayatımızın pek çok alanına<br />

yerleşmiş olan, farklı nitelik ve boyuttaki<br />

kaynaklardan gelen verilerin işlenerek bir<br />

sistem veya süreç ile ilgili bilgiye dönüştürülmesi<br />

ve bu bilginin daha sonra karara<br />

dönüştürülmesinin önemi oldukça büyük”.<br />

Yöneticisi İlker Rodoplu, HP StoreEver Depolama<br />

Portföyü ile ilgili açıklamasında şu<br />

noktaları vurguladı: “Büyük veri arşivlerinin<br />

zorluklarıyla mücadele eden şirketler, veri<br />

koruma ve saklama konusunda dağınık ve<br />

ayrık altyapı yaklaşımının maliyetleri ve<br />

riskleri artırdığının farkına vardı. Bununla<br />

birlikte, teyp veri depolama talebi de<br />

yeniden yükselişe geçti. HP StoreEver’ın<br />

yüksek kapasite ve esnekliği ile daha da<br />

güçlenen HP Bütünleşik Depolama portföyü;<br />

veriyi depolama, optimize etme ve koruma<br />

konusunda sektörün en kapsamlı ve entegre<br />

yaklaşımıyla, kurumların altyapıyı daha<br />

da sadeleştirerek maliyetleri azaltmasını<br />

sağlıyor.”<br />

08<br />

nisan’13


DENETİM MASASI<br />

Ecevit Bıktım / Genel Yayın Yönetmeni<br />

ecevit@itadvisor.com.tr twitter.com/ecevitBIKTIM<br />

İş Hayatı Tabletlere Emanet<br />

Her ne kadar iyi zaman geçirebileceğiniz bir ürün gibi lanse edilse<br />

de tabletler dokunmatik ekran ve mobilitenin yanı sıra çok yönlü<br />

olmaları sayesinde iş hayatına yeni bir rüzgar estirmeyi başardı<br />

T<br />

ablet bilgisayarlar ciddi anlamda yükselişe geçti.<br />

Apple’ın iPad ürünü ile başlayan bu yükseliş<br />

günümüzde resmen bir trend haline geldi. İşin<br />

komik tarafı ise iPad piyasaya çıktığında birçok pazar<br />

araştırmacısı bu ürüne gülmüştü. Oysa iPad bu yılın ilk<br />

çeyreğinde %111’lik bir artış ile 15.43 milyonluk bir satış<br />

adetine ulaştı.<br />

Apple, bu piyasanın %58’ine hakim olmasına karşın Android<br />

cihazlar (%39) gün geçtikçe artıyor. Tablet ve akıllı telefonların<br />

satışı PC pazarını %44 geçeceği tahmin ediliyor.<br />

Hatta 2014’de bu ürünler olmazsa olmaz ürünlerin başına<br />

geçeceği de söyleniliyor.<br />

Durum böyle olunca iş hayatımız da önemli bir değişime<br />

ayak uyduracak. Günümüzde iş çevreleri için birçok tablet<br />

bilgisayar geliştiriliyor. Uygulamalar B2B olmaya başladı.<br />

İşin ilginç tarafı ise işletim sisteminin eskisi kadar önemli<br />

olmaması. Uygulamanın önemi çok daha da büyük. Dolaysıyla<br />

tablet bilgisayarların en büyük özelliği kişiselleştirilmiş<br />

uygulamalarda yatıyor. Neredeyse her ihtiyaca yönelik<br />

bir uygulamanın olması kullanıcılara önemli avantajlar<br />

sağlıyor. Aynısı iş çevreleri için de geçerli. Yönetim uygulamalarından<br />

tutun, online toplantılar, eğitim programları,<br />

veri depolama ve stok takibi gibi birçok uygulama bu yeni<br />

nesil ürünlerde sorunsuzca çalışabiliyor.<br />

Bu ürünlerin rahatça her yere taşınabilmesi, büyük ekranlara<br />

sahip olması ve pil ömürlerinin dizüstü sistemlerine<br />

göre daha fazla olması kesinlikle bir tercih nedeni oluyor.<br />

Bu ürünlerin diğer bir avantajı 3G teknolojisine uyumlu<br />

olmaları. Bu esasında çok önemli bir özellik. Çünkü seyahatteyken<br />

her zaman kablosuz ağ bulunmayabilir.<br />

Tablet Bilgisayarların En Büyük<br />

Avantajları<br />

Yoldayken verilere ulaşmak veya toplamak, tablet<br />

bilgisayarların üstün ergonomileri ve uzun pil ömürleri<br />

kullanıcıları dizüstü sistemlerinden vazgeçmesini sağlıyor.<br />

Bir tablet bilgisayar ile anket yapan birini düşünün. Kağıt<br />

kullanılmıyor ve toplanan tüm veriler bilgisayara giriyor.<br />

Bu veriler anında işleme sokuluyor ve gerçek zamanlı bir<br />

anket sonucu ortaya çıkıyor. Benzer bir durum stok sayımı<br />

ve takibi için de düşünülebilir.<br />

Tablet bilgisayarların diğer bir avantajı toplantılarda ortaya<br />

çıkıyor. İster sunum olsun isterse de birebir görüşmelerde.<br />

Tablet ürünlerle müşteri sunumu çok daha iyi takip<br />

edebiliyor. Bazı firmalar satış temsilcilerini bu ürünlerle<br />

donattıkları biliniyor. Bunun avantajı müşterinin ihtiyacını<br />

daha iyi anlayabilmek ve istediklerine anında karşılık<br />

vermek. Buna ek olarak sürekli online olan temsilciler yeni<br />

bilgileri müşterilerine anında ulaştırabiliyor.<br />

Tablet bilgisayarlarının diğer bir kullanım alanları kuşkusuz<br />

video konferanslar. Bu ürünlerle her yerde bu işlemi<br />

gerçekleştirebilirsiniz. Öyle ki, Citrix ve Cisco tablet ürünleri<br />

için servis ve hizmetler geliştirdiler.<br />

Tablet mi PC mi<br />

Tablet ürünlerin hemen hemen hepsinde fiziksel bir klavye<br />

bulunmuyor. Sanal klavye ile bu ihtiyacınız giderilebilir.<br />

Fakat sanal klavye kullanıldığında ekran küçülüyor. Bunun<br />

en büyük dezavantajı karmaşık dokümanları tam olarak<br />

görülmemesi ve bu sayede kullanıcının çok zorlanması.<br />

İş çevrelerinde özellikle tablet ürünleri ciddi sorunlar yaşatıyorlar.<br />

<strong>IT</strong> yöneticileri özellikle kendi cihazını kendin getir<br />

akımını hiç sevmiyor. Özellikle bu ürün Android tabanlı<br />

bir tablet olursa… Android cihazlarının en büyük sorunu,<br />

trojan ve virüslere karşı etkin bir koruma sağlamamaları.<br />

Buna karşın iPad daha kapalı bir mimariye sahip olduğundan<br />

dolayı bu ürünleri iş için kullanmak herhangi bir<br />

problem teşkil etmiyor.<br />

Buna rağmen tablet bilgisayarlar bu alanda PC ürünlerinin<br />

yerini alacaklar mı Tablet cihazlar henüz optimal<br />

olgunluğa ulaşmış değiller. Fakat özelleştirme ile çok<br />

büyük avantajlar sağlayıp etkin kullanılabiliyorlar. En<br />

büyük hata ise, bazı firmalar masaüstü uygulamalarını<br />

tablet ürünlerine kopyalamaları. Etkin bir kullanım söz<br />

konusu olacaksa, uygulamanın bu ürünler için optimize<br />

edilmesi şart. Burada dikkat edilmesi gereken, son kullanıcıya<br />

yönelik uygulamalarının tercih edilmemesi. Aksine<br />

iş alanı için geliştirilen uygulamalar tercih edilmeli. Bu<br />

ayırım çok iyi yapılmalı.<br />

Günümüzde iş çevreleri için ürünler de geliştiriliyor.<br />

Doktorlar için farklı, avukatlar veya eğitmenler için farklı<br />

donanım özellikli ürünler bulmak mümkün. Android<br />

cephesinin çok esnek olması yakın zamanda farklı iş kolları<br />

için farklı ürünlerin piyasada olması an meselesi.<br />

10<br />

nisan’13


Tekfen İnşaat, kurumsal kaynaklarını daha etkin kullanabilmek<br />

için hayata geçirdiği “Oracle ERP Projesini” İnnova<br />

danışmanlığında başarıyla tamamladı...<br />

“Günümüz ihtiyaçlarına uygun, verimliliğimizi artıran, insan hatasını minimize etmek üzere entegre çalışma anlayışını kazandıran, üretim kalitesini<br />

yükselten, zaman ve işgücü tasarrufu sağlayan bir teknoloji altyapısına geçildi. Ayrıca, fabrika bazında birim maliyetin değil, daha detaylı olarak<br />

departman bazında maliyetlerin izlenebilmesi, dolayısıyla teklif oluşturma sürecinin gerçek verilere dayanması, sağlıklı ve doğru tekliflerin<br />

hazırlanabilmesi mümkün oldu.”<br />

Ahmet Hamdemirci , Tekfen İnşaat Kurumsal İş Uygulamaları Proje Lideri<br />

Tekfen İnşaat olarak Ceyhan<br />

Çelik Fabrikanızda Oracle<br />

E-Business Suite implementasyonu<br />

gerçekleştirerek ihtiyaç<br />

duyduğunuz modülleri devreye<br />

aldınız. Bize uygulamanın geçmişi<br />

ve projenin başlatılma nedenleri<br />

hakkında bilgi verebilir misiniz<br />

Ahmet HAMDEMİRCİ (Tekfen İnşaat,<br />

Proje Lideri): Tekfen İnşaat’a ait Ceyhan<br />

Çelik Fabrikası’nda tüm üretim süreçleri<br />

proje yönetim mantığıyla yürütülüyor. Seri<br />

olmayan bir üretim söz konusu ve her üretim<br />

birbirinden çok farklı özelliklere sahip<br />

olduğu için her biri ayrı bir proje olarak<br />

isimlendiriliyor. Mühendislikten başlayıp işin<br />

planlanması, üretimin takibi, paketleme ve<br />

sevkiyatın sağlıklı bir şekilde yürütülmesi<br />

gerekiyor. Proje sayısı arttıkça, yönetim zorlaştı.<br />

Departmanlar arasında çok yoğun bir<br />

iletişim trafiği ve takibi hiç kolay olmayan,<br />

hataya açık manuel işlemler söz konusuydu.<br />

Bunların önüne geçilmesi, bu doğrultuda<br />

ciddi bir kurumsal kaynak planlama ve süreç<br />

takibi altyapısının kurulması ve çok sayıdaki<br />

projeyi güncel olarak tutabilecek, analiz<br />

edilmesine izin verecek bir veri ambarının<br />

oluşturulması gerekiyordu. Böyle bir yapı,<br />

geçmiş proje deneyimlerinden ders alınması<br />

ve geleceğin daha iyi planlanabilmesi anlamına<br />

gelecekti.<br />

Üretim sürecinizin veri ambarı ve<br />

ERP yapısına ihtiyaç duyulmasını<br />

gerektiren özellikleri hakkında<br />

biraz daha detay verebilir misiniz<br />

Ahmet HAMDEMİRCİ (Tekfen İnşaat, Proje<br />

Lideri): Proje sayısının çok fazla artması<br />

nedeniyle ciddi bir takibe ihtiyacımız vardı,<br />

ayrıca aynı nedenle parça listesi sayısı da<br />

çok fazlaydı. Takip için kullanılması gereken<br />

insan kaynağı sayısı da çok fazla artmıştı.<br />

Proje bazlı çalıştığımız ve sevkiyatların yüzde<br />

90’ını yurtdışına gerçekleştirdiğimiz için<br />

sayı arttıkça hata yapma riski de artmaya<br />

başlamıştı. Öncelikle oluşabilecek hataları,<br />

riskleri minimize etmemiz, harcanan insan<br />

kaynağı ve zaman anlamında da verimliliğimizi<br />

artırmamız gerekiyordu.<br />

SOLDAN SAĞA:Sezgin Arslan – İnnova İş Geliştirme Koordinatörü, Yavuz Selim Kılınç - İnnova ERP<br />

Üretim Sektörü Takım Lideri, Gamze Hale Cömert - Oracle İş Uygulamaları Satış Yöneticisi,<br />

Ahmet Hamdemirci -Tekfen İnşaat Kurumsal İş Uygulamaları Şefi,Yalçın Terlemez – İnnova ERP<br />

Çözüm Yöneticisi, Özgür Azizoğlu - Tekfen İnşaat Kurumsal İş Uygulamaları Müdürü, Ahmet Afşar -<br />

Tekfen İnşaat Kalite Yönetim ve Eğitim Birimi Oracle Uzmanı<br />

Oracle çözümünü kullanmaya<br />

nasıl karar verdiniz<br />

Ahmet HAMDEMİRCİ: İlk önce fabrikamıza<br />

ve özellikle çelik üretimine özgü bir yazılım<br />

arayışına gittik. Tekfen İnşaat’ta 2005<br />

yılından bu yana, Oracle E-Business Suite’in<br />

Satın Alma, Envanter, Muhasebe, Mali İşler<br />

ve İnsan Kaynakları modülleri kullanılıyor.<br />

Ceyhan Çelik Fabrikası’nda da Satın Alma<br />

ve Envanter modülleri Oracle E-Business<br />

Suite üzerinden devam ettiği için çelik<br />

üretimine özel sektörel bir çözümün<br />

entegrasyonunda sıkıntılar yaşanacağını<br />

gördük. Çok ciddi bir entegrasyon çalışması<br />

gerektirecekti. Ayrıca, teklif sürecinde ciddi<br />

maliyet süreçlerinin izlenmesi ve detaylı<br />

maliyet analizlerinin yapılmasına ihtiyaç<br />

vardı ve bu ihtiyacımız sektörel çözümlerle<br />

tam olarak karşılanamıyordu. Böylece, yola<br />

Oracle E-Business Suite ile devam etme<br />

kararı aldık.<br />

Kısa zaman içerisinde hangi<br />

faydaları elde ettiniz<br />

Ahmet HAMDEMİRCİ: Kısa vadede<br />

departmanlar arasındaki iletişimi ciddi<br />

oranda hızlandırdık. Verinin kaydedilmesi,<br />

departmanlar arasında yanlış bilgi<br />

aktarımını engelledi. Üretimin iç süreçleri,<br />

işin başından sonuna kadar detaylı bazda<br />

izlenebilir hale geldi. En önemlisi, kalite<br />

süreçlerinde de tam entegrasyon ve tam<br />

izlenebilirlik elde edildi.<br />

Oracle ürününü ve Oracle iş<br />

ortağı İnnova’nın desteğini tercih<br />

etmenizin sebebi nedir<br />

Ahmet HAMDEMİRCİ: Bu çözümü Oracle<br />

üzerinde geliştirmemizin en büyük sebebi<br />

Tekfen bünyesinde daha önceden Oracle<br />

E-Business Suite kullanılması ve kullanıcı<br />

deneyimine verdiğimiz önemdir. Üçüncü<br />

parti yazılımların ekstra lisans, sunucu gibi<br />

ek maliyetlerinden bizi kurtaran bu karar,<br />

aynı zamanda bizi entegrasyon süreçlerinin<br />

sıkıntılarından da uzak tuttu.<br />

İnnova’yı tercih etmemizdeki en önemli<br />

neden ise deneyim ve uzmanlığıdır. Bu<br />

konuda özellikle tekstil sektöründeki<br />

tecrübesi dikkatimizi çekti, çünkü çelik<br />

üretimi de tekstil sektöründekine benzer<br />

bir esnek üretim ve üretim takibi anlayışına<br />

gereksinim duyuyordu. Sonuç olarak,<br />

beklentilerimizi karşılayacağına inandığımız<br />

ve deneyimine güvendiğimiz İnnova ile<br />

çalışmaya karar verdik.<br />

advertorial<br />

nisan’13 11


HABER<br />

Kobiler İşlerini İnternetten Kolayca Yönetebilecek<br />

Akbank, KOBİ’leri, dünyanın teknoloji devi Microsoft’un yenilikçi<br />

Office 365 ürünü ile tanıştırıyor. Akbank-Microsoft Türkiye<br />

işbirliği kapsamında, KOBİ’ler, e-posta, kurumsal web sitesi, alan<br />

adı, Word ve Excel dosyalarını internet üzerinden görüntüleme ve<br />

düzenleme, anlık ileti, görüntülü görüşme, dosya saklama ve paylaşımı<br />

gibi içeriğe sahip Microsoft’un “Office 365” ürününden %50<br />

indirimli yararlanarak, işlerini internette kolayca yönetebilecek.<br />

Proje ile KOBİ’ler, e-postalarını ve dokümanlarını, Microsoft alt<br />

yapısı ile sağlanan Office 365 Bulut Çözümü üzerinde saklayabilecek.<br />

Ayrıca çalışanlar tüm bu şirket dosyalarına internet bağlantısı<br />

olan her yerden, her cihazdan, her an erişebilecek ve işlerini<br />

internet üzerinden izleyip yönetebilecek. Bu benzersiz üretkenlik<br />

ve esneklik avantajı ile evde başlanılan bir dokümanı yolda ya da<br />

bir toplantıda tamamlamak da mümkün olacak. Office 365’in birlikte<br />

çalışabilme özelliği ise KOBİ’lerin şirket giderlerini azaltarak<br />

karlılıklarını artırmalarına katkı sağlayacak.<br />

Sektör Liderleri Microsoft Çözümlerini Anlattı<br />

Microsoft Türkiye tarafından düzenlenen<br />

“Microsoft Sektörel Çözümler Günü”nde<br />

ülkemiz ekonomisinin lokomotif sektörlerinin<br />

liderleri, Microsoft çözümlerinin kurumlarına<br />

sağladığı faydaları ve deneyimlerini<br />

paylaştı. Finans, üretim, enerji, mobilite,<br />

perakende ve tüketici ürünleri sektörlerine<br />

yönelik olarak sunulan yeni teknolojik<br />

çözümlerin aktarıldığı etkinliğe, çok sayıda<br />

bilişim profesyoneli katıldı.<br />

Açılış konuşmasını Microsoft Türkiye<br />

Genel Müdür Yardımcısı Tolgar Elverici’nin<br />

gerçekleştirdiği etkinliğin panel bölümünde,<br />

Akbank Genel Müdür Yardımcısı Tunç Akyurt,<br />

Tofaş CEO’su Kamil Başaran ve Teknosa<br />

Genel Müdürü Mehmet Nane konuşmacı<br />

olarak yer aldı. Panelin moderatörlüğünü ise<br />

Prof. Dr. Kerem Alkin gerçekleştirdi.<br />

Açılış konuşmasında, Microsoft çözümlerinin<br />

kurumların verimliliklerini artırmalarına ve<br />

uluslararası pazarda da rekabete katkı sağladığını<br />

vurgulayan Microsoft Türkiye Genel<br />

Müdür Yardımcısı Tolgar Elverici, “Teknolojinin<br />

yaşamımıza maksimum katkı sağladığı bu<br />

dönemde kendimizi sadece teknoloji firması<br />

olarak nitelendirirken tereddüt ediyoruz.<br />

Hayatı daha başarılı ve daha verimli kılan<br />

NetApp İş Ortaklıklarını Genişletiyor<br />

teknolojiler ortaya koyarak, hem bireysel hem<br />

de kurumsal hayata katkı sağlama amacımız<br />

çerçevesinde, yolumuza devam ediyoruz” dedi.<br />

NetApp, iş ortaklıklarını geliştirmeye<br />

hızla devam ediyor. Bilişim dünyasının<br />

iki dev firması NetApp ve SAP, SAP HANA<br />

platformu ve SAP NetWeaver Landscape<br />

Virtualization Management (LVM) yazılımının<br />

dahil olduğu gelecek nesil çözümlerini<br />

desteklemek amacıyla işbirliklerini<br />

derinleştirdiklerini açıkladılar. SAP’nin<br />

yenilikçi veritabanı çözümlerini NetApp’ın<br />

depolama ve veri yönetim çözümleri ile<br />

tamamlayan şirketler, SAP uygulamalarına<br />

yönelik, rekabet avantajı sağlayan ve sahip<br />

olma maliyetini azaltan çevik veri altyapısına<br />

sahip oluyorlar.<br />

Konu hakkında açıklamalar da bulunan<br />

NetApp Saha Operasyonlarından Sorumlu<br />

Başkan Yardımcısı Rob Salmon, “SAP ile<br />

büyüyen ilişkimiz sayesinde müşterilerimiz<br />

toplam işletim maliyetini azaltmaya ve daha<br />

fazla şirket çevikliği elde etmeye yardımcı<br />

olan entegre çözümlere artık erişebiliyor.<br />

NetApp depolama çözümleri, SAP çözümleri<br />

çalıştıran altyapıların kurulumunu ve<br />

yönetimini kolaylaştırırken, müşterilerimizin<br />

bulut-tabanlı çevik veri altyapılarına<br />

geçişlerini hızlandırıyor” dedi.<br />

12 nisan’13


ocak’13 13


SİYAH BEYAZ<br />

Ali Yavuz Şahin / Genel Yayın Yön. Yrd.<br />

yavuz@itadvisor.com.tr twitter.com/AliYavuzSahin<br />

Finans ve Bankacılıkta<br />

Mobil Yatırımlar Ön Planda<br />

Geçtiğimiz ay mobil sektörün kalbi Barselona ve Hannover’de<br />

attı diyebiliriz. Gerçekleştirilen iki fuar kapsamında tanıtılan<br />

yeni mobil ürün ve çözümler <strong>2013</strong>’ün nasıl bir yıl olacağının<br />

sinyallerini verdi<br />

G<br />

eçtiğimiz ay teknolojik gelişmeler açısından<br />

gündemimiz fazlasıyla yoğundu. Şubat<br />

ayının sonunda gerçekleştirilen Dünya Mobil<br />

Kongresi <strong>2013</strong> ve ardından Mart ayında gerçekleştirilen<br />

CeB<strong>IT</strong> <strong>2013</strong> fuarı ile birçok yeni teknoloji, ürün ve<br />

hizmet gün yüzüne çıktı.<br />

Tabii ki bunlar arasında en popüler olanlar yeni akıllı<br />

telefonlardı. HTC, One adındaki yeni akıllı telefonunu<br />

tanıttı. Buna ek olarak Samsung’da Mart ayı içerisinde<br />

gerçekleştirdiği tanıtım ile Galaxy S serisinin yeni<br />

modeli Galaxy S4’i kullanıcıların beğenisine sundu.<br />

Tüm bunlar gerçekleşirken bizde gelişmeleri yakından<br />

takip ederek sizlere aktarmaya çalıştık. Bu ayki sayımız<br />

içerisinde Dünya Mobil Kongresi <strong>2013</strong>, CeB<strong>IT</strong> <strong>2013</strong><br />

fuarı ve Samsung’un yeni akıllı telefonu Galaxy S4 ile<br />

ilgili ayrıntılı makaleleri bulacaksınız.<br />

<strong>2013</strong>’ün Yükselen Değerleri<br />

Bu yılın başlıca trendlerinden bir tanesi mobil platformlar<br />

ve bu platformlar üzerinde geliştirilen yazılım<br />

çözümleri olacak. Son kullanıcılar her ne kadar mobil<br />

cihazlara farklı özellikler sunan aksesuarlara yönelse<br />

de, mobil platformun gerçek değerini ortaya çıkartacak<br />

çözümler ise yazılım ve hizmet sektöründen gelecek.<br />

Tabii ki bu sektörde, özellikle Türkiye’deki büyük firmalar<br />

sunduğu farklı çözümler ile öncülük yapıyor.<br />

Bu ayki kapak konumuzun içerisinde de belerttiğimiz<br />

gibi, finans sektörü mobil hizmeti fazlasıyla sunan<br />

sektörlerin başında geliyor. Her geçen yıl katlanarak<br />

büyüyen bu sektör akıllı telefon pazarının büyümesine<br />

paralel olarak gelişiyor. Türkiye’de yaklaşık 10 milyon<br />

adet akıllı telefon olduğu tahmin ediliyor ve son bir<br />

yılda mobil bankacılık alanında finansal olmayan bankacılık<br />

işlemlerinin 18,5 milyon adetten 117,2 milyon<br />

adede çıktığını görüyoruz. Finansal işlem adedine bakıldığında<br />

ise yine mobil cihazlardan yapılan işlemlerin<br />

arttığını görüyoruz ve 6,9 milyon adet işlemden, 20,1<br />

milyon adet işleme çıkıldığı belirtiliyor. Sanırım bu rakamlar<br />

mobil bankacılığın önemimin günden güne ne<br />

kadar arttığını sizlere göstermiştir. Tabii ki bu durum<br />

güvenliğin önemini bir kat daha arttırmış durumda.<br />

Aman Güvenliği Elden Bırakmayın<br />

Deloitte 2012 Küresel Finans Hizmetleri Endüstrisi<br />

Güvenlik Araştırması’na baktığımızda bunu daha iyi<br />

anlıyoruz aslında. Bu araştırmada Türkiye’den de 11<br />

şirket bulunuyor. Toplamda ise bankacılık, sigortacılık<br />

gibi sektörlerden 250 şirketle birlikte gerçekleştirilen<br />

bir araştırma. Bu araştırma sonucunda bilgi güvenliği<br />

yönetimi, kimlik ve erişim yönetimi, bilgi güvenliği<br />

stratejisi ve yol haritası firmaların BT öncelikleri arasında<br />

ilk üçte yer alıyor.<br />

Bankacılık sektörüne baktığımızda 55 milyon adede<br />

yakın kredi kartı olduğunu görüyoruz. Genel harcamaların<br />

yüzde 30’unun kartla yapıldığını biliniyor ve<br />

önümüzdeki dönemde bu yüzdenin daha da artması<br />

bekleniyor. Rakamlara baktığımızda mobil cihazların<br />

kullanım oranının artacağını görmemek imkansız. Bu<br />

durumu önceden tahmin eden Türkiye’deki finans ve<br />

bankacılık sektöründe faaliyet gösteren firmalar mobil<br />

cihaz ve çözümler için yatırımlarını çoktan yapmış<br />

gözüküyorlar. Son kullanıcı tarafında talep arttığında<br />

yaptıkları yatırımların karşılığını da fazlasıyla alacaklar.<br />

14<br />

nisan’13


HABER<br />

Arena’ya Güneydoğu Avrupa’nın<br />

En İyi Distribütörü Ödülü<br />

Teknoloji dünyasının önde gelen şirketleri ile Avrupa, Orta<br />

Doğu ve Afrika’da bulunan distribütörler, DISTREE EMEA <strong>2013</strong><br />

etkinliğinde bu yıl 5. kez bir araya geldi. Etkinliğe, Avrupa, Ortadoğu<br />

ve Afrika bölgesinden 1000’i aşkın firma temsilcisi katıldı.<br />

21 Şubat akşamı, etkinlik kapsamında düzenlenen ‘EMEA Channel<br />

Academy:<strong>2013</strong> Awards’ Ödül Gecesi’nde, Türkiye’yi temsil eden<br />

Arena Bilgisayar, 2010 ve 2011 yıllarında olduğu gibi bu yıl da<br />

“Güneydoğu Avrupa’nın En İyi Distribütörü Ödülü”’nü kazandı.<br />

Etkinlik sırasında yüzlerce teknoloji üreticisi ve distribütör yetkililerinin<br />

aktif olarak yaptığı oylama sonucu kazanılan ödülde, Arena<br />

Bilgisayar’ın sunduğu inovatif hizmetler, yaygın dağıtım ağı ve<br />

üreticiler ile kurduğu güçlü işbirliği etkili oldu.<br />

Arena Bilgisayar Genel Müdürü Tarık Tüzünsü ödül ile ilgili olarak:<br />

“DISTREE EMEA Etkinliği, dünyanın en büyük teknoloji üreticileriyle<br />

Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Bölgesi’nin önde gelen distribütörlerini<br />

bir araya getiren son yılların en önemli organizasyonu. Böyle büyük<br />

bir organizasyonda, bölge çapından katılan 100’lerce firmanın<br />

oylarıyla 3. kez “Güneydoğu Avrupa’nın En İyi Distribütörü” ödülünü<br />

almış olmaktan gurur ve mutluluk duyuyoruz” dedi.<br />

Tukcell Mobil İnternetini Güçlendiriyor<br />

Türkiye’de 35 milyondan fazla abonesi olan Turkcell, son kullanıcısına<br />

ve şirketlere yeni mobil internet hizmetleri sağlamak<br />

için altyapı yatırımı gerçekleştiriyor. Bu kapsamda Turkcell artık<br />

Cisco ASR 5000 Series platformu kullanacak.<br />

Turkcell, Cisco ASR 5000 serisini uzun dönemli GPRS Ağ Geçidi<br />

(Gateway GPRS Support Node - GGSN) olarak tercih etti. Cisco ASR<br />

5000 Serisi üzerinde desteklenen GGSN uygulaması bant genişliği,<br />

sinyalleşme kapasitesi, paket işleme yetenekleri ve bellek kaynakları<br />

açısından önemli bir alt yapı sağlıyor. Cisco ASR 5000 Serisi<br />

çözümü, GGSN uygulaması ile Turkcell gibi dünyanın birçok lider<br />

ağ operatörünün de tercih oldu.<br />

Cisco Görsel Ağ Endeksi (VNI) ; akıllı telefon ve tablet gibi güçlü<br />

yeni mobil cihazların artan popülaritesi ve mobil video içeriği ile<br />

daha hızlı mobil veri hızı talebinin artışının mobil veri trafiğindeki<br />

yükselişi hızlandıracağını öngörüyor. Çalışmaya göre 2012 ve 2017<br />

yılları arasında mobil veri trafiği 13 kat artacak. Bu artan talep<br />

karşısında mobil operatörler işlemlerin, bağlantıların ve oturumların<br />

birbirinden bağımsız ağlarda güvenle ve kolaylıkla boyutlandırılabilmesini<br />

sağlayacak esnek paket ağ alt yapısı teknolojilerine<br />

ihtiyaç duyuyor.<br />

Bilinçli Yazılım Kullanıması Şart<br />

The Software Alliance (BSA)’nın sağladığı<br />

son verilere göre, lisanssız yazılım<br />

kullanımının Türkiye ekonomisine maliyeti<br />

2012 yılında 1,5 milyon TL’yi aştı.<br />

BSA Türkiye Direktörü Semih Sağman konuyla<br />

ilgili açıklamasında şunları söyledi:<br />

“Geçtiğimiz yılda, BSA lisanssız yazılımlarla<br />

ilgili yasal takip çalışmalarını hızlandırdı.<br />

Ancak, Türkiye’deki bazı şirketlerde bilinçli<br />

ya da bilinçsiz olarak lisanssız yazılım kullanımı<br />

devam ediyor. Bilgisayarlara kurulan<br />

lisanssız yazılımlar, korsan kopya çoğaltmak<br />

veya internetten korsan yazılım indirmek<br />

gibi çeşitli yöntemlerle elde ediliyor. BSA<br />

Türkiye üyeleri, bu bakış açısından hareketle,<br />

2012 yılında yasal takip programını<br />

kararlılıkla uyguladılar. BSA olarak lisanslı<br />

yazılım kullanımının önemi ve lisanssız yazılım<br />

kullanmakla ilgili mali riskler ile prestij<br />

kaybı konusunda kamuoyunu bilinçlendirmeye<br />

yönelik faaliyetlerimizi de sürdürüyoruz.<br />

Kamuoyunu ve meslek profesyonellerini<br />

bilinçli yazılım kullanımında bilgilendiriyor,<br />

yazılımların bu şekilde doğru kullanılmasının<br />

aynı zamanda kaynak tasarrufu anlamına<br />

geldiğini anlatıyoruz.”<br />

16<br />

nisan’13


Ali Yavuz Şahin<br />

yavuz@itadvisor.com.tr<br />

RÖPORTAJ<br />

En Önemlisi Risk Yönetimi<br />

IBM, Çözümler Zirvesi <strong>2013</strong>’te sektörlerin gelecek trendlerini<br />

derinlemesine inceledi. Oturumlarda Bankacılık, Sağlık,<br />

Perakende, Şehircilik, Telekom, Sigorta gibi alanlardaki yeni iş<br />

modelleri ele alındı<br />

G<br />

erçekleştirilen zirvede 27 çözüm<br />

ortağı 200’ün üzerinde demo yaptı<br />

ve IBM müşterileri Türkiye’deki en<br />

yeni ve somut başarı hikâyelerini anlattı. Hayatımızı<br />

değiştirecek teknolojilerin yanı sıra IBM<br />

Türk’ün yeni ve ilk kadın Genel Müdürü Isabel<br />

Gomes Cagigas Türkiye’deki 75. yılında IBM’in<br />

yakın dönem stratejilerini ve önceliklerini<br />

paylaştı. Bizde <strong>IT</strong> <strong>Advisor</strong> ekibi olarak Çözümler<br />

Zirvesi <strong>2013</strong>’ü yerinden takip ettik. Ayrıca<br />

IBM’de Değer Yaratım Yöneticisi olarak çalışan<br />

Pawel Stefanski ile birlikte kısa bir söyleşi<br />

yapma fırsatı bulduk. Pawel Stefanski müşteri<br />

değeri yaratma, iş stratejisi, çözüm geliştirme,<br />

ittifaklar ve ortaklıklar, sosyal işletme, pazarlama<br />

ve iletişim, sigortacılık ve finansal servisler<br />

konusunda uzman. Pawel Stefanski’ye ilk<br />

sorumuz sigorta ile ilgili olacak.<br />

Sigortanın bir firma için önemi<br />

nedir<br />

Ticari anlamda sigortanın değeri firmanın<br />

ekonomik yolu ve ekonomik zenginliği için<br />

oldukça önemli. Ticarette her zaman risk vardır<br />

ve sigorta yaptıran şirketler bu riskler ile<br />

işlerini devam ettirmek istemezler. Bu yüzden<br />

sigorta şirketleri de bir bedel karşılığımda bu<br />

riskleri üzerine alarak şirketlerin yaptıkları<br />

işe devam etmelerini sağlarlar. Sigortalar<br />

özelliklerine göre farklılaşırlar. Sigorta firması<br />

belki büyük bir inşaat projesini üstlenmiş olabilir,<br />

verilen taahhütler içerisinde her türden<br />

operasyon olabilir, uzay mekiği yolculuğu veya<br />

bir müze içerisindeki eserler sigortalanmış<br />

olabilir. Deloitte dünyanın en büyük kurumsal<br />

risk alanında (sigortacı) faaliyet gösteren<br />

firması. Bu firmanın genel işleyişine baktığımızda<br />

sigortacılığın mantığını anlayabiliriz.<br />

Sigorta ikinci plana atılacak bir operasyon<br />

değil çok ciddi bir iş ve sorunsuz gerçekleştirilmesi<br />

gerekli.<br />

Firmalar sigorta yaptırırken nelere<br />

dikkat etmeli<br />

IBM Değer Yaratım Yöneticisi<br />

Pawel Stefanski<br />

Öncelikle firmalar hangi risklerini sigortalatmak<br />

istedikleri iyice araştırmalı ve buna göre<br />

hareket etmeli. Bunun yanı sıra doğru sigortacıyı<br />

bulmaları da gerekiyor. Ticari sigortalar<br />

oldukça karmaşıktır ve genel, standart ve<br />

hayat sigortalarına göre farklılık gösterirler.<br />

Bu alanda boşlukları doldurmak için bu konuda<br />

uzmanlaşmış insanlarla çalışmak en doğru<br />

karar olacaktır.<br />

IBM sigortacılık sektörüne ne gibi<br />

hizmetler sunuyor<br />

Biz sigortacılık sektörü ile global olarak çok<br />

yakın çalışıyoruz. Çalıştığımız firmalar arasında<br />

çok büyük firmalarda var ve aynı zamanda<br />

küçük çaplı firmalarla da çalışıyoruz. Bizler<br />

esas olarak sigortaya ihtiyacı olan firmaları<br />

hedeflemiş durumdayız. Bunun için Blueprint<br />

adı verdiğimiz bir çözümümüz bulunuyor.<br />

Blueprint çözümümüz birkaç kategoriyi<br />

içerisinde barındırıyor. Bunlardan birincisi<br />

işbirliklerini dönüştürmekle ilgili. Bu çözüm<br />

sayesinde kullanıcılar operasyon sürecinde<br />

daha esnek ve akıllıca davranabiliyorlar.<br />

İkinci kategorimiz ise müşteri memnuniyetiyle<br />

ilgili ve müşteri değerini daha üst<br />

değerlere çekmek için kullanılıyor. Üçüncü<br />

kategori ise sigorta ürünlerinin satışını kolaylaştırmak<br />

ve elde etmek için müşterilere<br />

hizmet veriyoruz. Biz bu kategoriyi Çoklu<br />

Kanal Dağılımı olarak adlandırıyoruz. Bizim<br />

sunduğumuz çözümün son kategorisi<br />

ise risk yönetimi. Bildiğiniz gibi sigortacılıkta<br />

riskleri üzerinize almak doğal bir<br />

hareket. Fakat bu konuda tüm riskleri çok<br />

dikkatli yönetmeniz gerekiyor. Bu durum<br />

isteklere göre farklılık gösterebiliyor. Bazı<br />

durumlarda risk yönetimi kolay olurken<br />

bazı durumlarda ise çok spesifik olabiliyor.<br />

Bu çözümlerin tüm uyarlamalarını müşterilerimize<br />

sunuyoruz.<br />

nisan’13<br />

17


HABER<br />

Autodesk’in Değişimini Yansıtan Yeni<br />

Kurumsal Kimliği Tanıtıldı<br />

Son 30 yıldır tasarım ve yaratıcılık içeren projelerde önemli<br />

bir rol oynayan Autodesk teknolojisi bu kez markanın kendi<br />

kurumsal kimlik çalışması için kullanıldı. 1982 yılından bu yana<br />

sadece renk ve çizgilerde değişiklik yaparak başarılı kurumsal<br />

kimlik değişiklikleri gerçekleştiren Autodesk, kağıt katlama sanatı<br />

olan origaminin ruhundan esinlenerek tasarladığı yeni kimliğinin<br />

tanıtımını TED konferansında gerçekleştirdi.<br />

3 boyutlu tasarım, mühendislik ve eğlence yazılımlarında dünya<br />

liderleri arasında yer alan Autodesk, yeni kurumsal kimliğinde 10<br />

yılı aşkın bir süredir ilk defa görsel sembol içeren bir değişiklik<br />

yapmasıyla dikkat çekti. Değişen kurumsal kimlik hakkında TED<br />

konferansında bilgi veren Autodesk Başkan Yardımcısı ve Pazarlama<br />

Direktörü Chris Bradshaw “Autodesk’in yeni görünümünü<br />

Şirketler Oyun Oynayarak Büyüyor<br />

Sosyal KOBİ oyunu, KOBİ’lerin, sıfırdan kurdukları sanal şirket<br />

ile Akbank ürünlerini kullanarak büyüme modelleri oluşturmasını<br />

temel alıyor. Gerçek zamanlı Facebook oyununda, firmalar<br />

büyümek için fabrikasını geliştirirken yeni üretim makineleri<br />

alarak kapasitesini artırıyor, yeni departmanlar kurarak yönetim<br />

kadrosunu genişletiyor, depo ve nakliye filosu alarak lojistik alt<br />

yapısını güçlendiriyor.<br />

Akbank’ın bu yeni uygulaması ile ilgili olarak bir açıklama yapan<br />

Akbank Ticari ve KOBİ Bankacılığı’ndan Sorumlu Genel Müdür<br />

Yardımcısı Kaan Gür, oyunun eğlencenin yanı sıra bilgi verme<br />

işlevine de dikkat çekerek, “Finansal olmayan hizmetler ile de her<br />

zaman KOBİ’lerin yanındayız. KOBİ’lerin hem iyi vakit geçirmesi,<br />

hem de strateji geliştirmeleri amacıyla “Sosyal KOBİ” oyununu hazırladık.<br />

Bu oyunun girişimcilerimize de önemli bir fırsat sunduğunu<br />

düşünüyoruz. Girişimcilerimiz ve KOBİ’lerimiz bir işletme kurarak<br />

oyunun başlarında daha çok atölyeyi andıran şirketlerini geliştiriyor<br />

ve sanal ortamda iş yaşamının sert rekabet ortamı için son derece<br />

değerli deneyimler kazanıyorlar” dedi.<br />

Türk Telekom “Müşteri Hizmetleri”<br />

Alanında İki Stevie Ödülü Aldı<br />

tanıtmak için teknolojinin, eğlencenin ve tasarımın bir arada olduğu<br />

daha uygun bir platform düşünülemezdi. Autodesk’in yeni logosu<br />

yüzeydeki bir değişiklikten ibaret olmaktan öteye giderek daha<br />

köklü bir değişimi simgeliyor. Autodesk’in yaratıcı ekibi, markanın<br />

kendi yazılımları sayesinde son 30 yılın en kapsamlı kurumsal kimlik<br />

değişikliğini fark yaratacak bir görsellik ekleyerek hayata geçiriyor”<br />

diye konuştu.<br />

Türk Telekom, ABD’nin en prestijli ödül organizasyonlarından olan<br />

Stevie Awards for Sales & Customer Service’te iki ayrı kategoride<br />

ödül kazandı. ABD’nin Las Vegas kentinde 25 Şubat’ta düzenlenen<br />

törende Türk Telekom, “Yılın Müşteri Hizmetleri Şikayet Takımı” ve<br />

“Müşteri Hizmetlerinde Yenilikçilik” kategorilerinde bronz ödüllerin<br />

sahibi oldu. Ödülleri, Türk Telekom Şikayet Yönetimi Müdürü Şenol<br />

Yılmaz aldı.<br />

Şenol Yılmaz, Türk Telekom’un müşteri odaklı entegre iletişim<br />

çözümleri sağlayarak müşterilerine hızlı, kaliteli, ekonomik hizmetler<br />

sunduğunu belirterek, “Bu ödülleri almamızda Türk Telekom çalışanlarının<br />

özverili çalışmalarının ve müşteri odaklı yaklaşımlarının büyük<br />

rolü var” dedi.<br />

Türk Telekom “Yılın Müşteri Hizmetleri Şikayet Takımı” ve “Müşteri<br />

Hizmetlerinde Yenilikçilik” kategorilerinde geliştirdiği “Müşterinin<br />

Kahramanı” projesiyle rakiplerini geride bıraktı. Bu yıl 7.’si düzenlenen<br />

Stevie Awards for Sales & Customer Service için dünya çapındaki<br />

çeşitli kuruluşlardan 1.100’den fazla başvuruda bulunuldu.<br />

18<br />

nisan’13


HABER<br />

Oracle “E–Business Suite” Uygulamalarını “Exadata”<br />

Platformuna Geçiren Teknosa, Yüksek Hız ve<br />

Verimlilik Artışı Elde Etti<br />

“Exadata” geçişini tamamladıktan beş dakika sonra tebrikler gelmeye başladı. Çok ciddi bir hız kazandık. “Exadata” bize hem iş verimliliği ve kalitesi<br />

anlamında hem de iş tarafının emniyeti anlamında kritik önem taşıyan faydalar sağladı.”<br />

Pınar Görgen, Yazılım ve Sistem Geliştirme Müdürü, Teknosa<br />

"Farklı tedarikçilerle farklı bakım işlemleri yapmak, farklı kutuları bir araya getirmek, bundan bir performans elde etmek ve bunun bakımını<br />

sağlayıp, ileriye yönelik işlerimizi sorunsuz olarak yürütmek durumundaydık. Sorun yaşanmaması için çok fazla efor sarf ediyor ve asıl işimiz olan<br />

proje geliştirme işine yeterli kaynakları ayırmakta güçlük çekiyorduk. “Exadata” bütün bu işleri basitleştiren tek bir kutuyla bütün sorunlarımızı hızla<br />

çözdü ve çok yüksek verimlilik ve hızın yanı sıra, gereksiz zaman ve işgücü harcamalarını da minimize etmemizi sağladı.”<br />

Veli Yılmazkaya, Donanım ve İşletim Müdürü, Teknosa<br />

Teknosa ve kullandığınız teknolojiler<br />

hakkında bilgi alabilir miyiz<br />

PINAR GÖRGEN (Yazılım ve Sistem Geliştirme<br />

Müdürü-Teknosa): 2000 yılında beş mağaza ile<br />

faaliyete başlayan Teknosa, bugün Türkiye’nin<br />

77 ilinde 284 mağazasıyla hizmet veriyor.<br />

Türkiye’nin lider ve en yaygın teknoloji<br />

perakendecisi olarak, tüketicilerin teknoloji<br />

ürünlerinde aradıkları her şeyi mağazalarımızda<br />

bulabilmesini hedefliyoruz. “Herkes<br />

için teknoloji” felsefesi doğrultusunda, yaygın<br />

mağaza ağı ile elektronik araçlardan iletişim<br />

araçlarına, kişisel bakımdan ev ürünlerine kadar<br />

her türlü teknoloji ürününü müşterilerimize<br />

sunuyoruz. Ayrıca İklimsa markamız ile<br />

toptan satış ve www.teknosa.com üzerinden<br />

online satış da gerçekleştiriyoruz.<br />

Oracle teknolojilerine dayandırdığımız bir<br />

yazılım altyapısı kurmuş durumdayız. Oracle<br />

Veri Tabanı dışında “Oracle E-Business Suite”<br />

(Oracle EBS) ve perakende modüllerini kullanıyoruz.<br />

Oracle İş Zekası, “Oracle Data Guard”<br />

ve “Siebel CRM” ürünleri de kullandığımız<br />

Oracle teknolojileri arasında yer alıyor. 2010<br />

yılında “Siebel Call Center” ve Kampanya<br />

Yönetimi’ni kurduk. CRM altyapımızı güçlendirmek<br />

amacıyla Siebel Loyalty Management<br />

projesini de sürdürmekteyiz.<br />

Uçtan uca Oracle uygulama ve teknolojileriyle<br />

ilerlemiş bir kuruluş olarak, Oracle bizim<br />

tam anlamıyla sırtımızı dayadığımız bir iş<br />

ortağımız.<br />

Neden “Exadata” ortamına geçmek<br />

için ihtiyaç duydunuz<br />

VELİ YILMAZKAYA (Donanım ve İşletim<br />

Müdürü-Teknosa): Teknosa gibi çok yüksek<br />

miktarda veri ile çalışan kuruluşlarda, geleneksel<br />

sistemler üzerinde yazılım ve işletim<br />

sistemlerini, donanım ve disk katmanlarını<br />

bir araya getirmek, hatırı sayılır miktarda zaman<br />

ve işgücü gerektiren bir iş. Bu bileşenler<br />

arasında uyum sağlanması, konfigürasyonların<br />

ayarlanması da son derece zor ve riskli<br />

bir süreci göze almak anlamına geliyor. Sorun<br />

yaşanmaması için çok fazla efor sarf ediyor ve<br />

asıl işimiz olan proje geliştirme işine yeterli<br />

Soldan Sağa:<br />

ÖRGE AYDIN / Oracle Türkiye Teknoloji Satış Yöneticisi, VELİ YILMAZKAYA / Donanım ve İşletim<br />

Müdürü - Teknosa , PINAR GÖRGEN/ Yazılım ve Sistem Geliştirme Müdürü - Teknosa, FERHAN<br />

ÖZERSON / Sistem Geliştirme Şefi - Teknosa<br />

kaynakları ayırmakta güçlük çekiyorduk.<br />

Tam SAN yapımızı değiştirmek üzereyken<br />

“Exadata” karşımıza çıktı. “Exadata”da şunları<br />

gördük: Sunucu ve disk aynı kutu içerisindeydi,<br />

kabin içerisindeki tüm bileşenler ve<br />

yazılım önceden en iyi şekilde konumlandırılmış<br />

ve birbirleriyle bağlanmış durumdaydı...<br />

“Exadata” bütün bu işleri basitleştiren tek bir<br />

kutuyla bütün sorunlarımızı hızla çözüyordu<br />

ve çok yüksek verimlilik ve hızın yanı sıra,<br />

gereksiz zaman ve işgücü harcamalarını da<br />

minimize etmeyi vaat ediyordu. Aşağı yukarı<br />

bir buçuk günlük bir zaman diliminde tüm bileşenleriyle<br />

kurulum işlemini gerçekleştirdik.<br />

Burada karar vermemizde etkili olan bir<br />

başka çok önemli unsur da büyümeye açık bir<br />

sistem olmasıydı, çünkü biz çok hızlı büyüyen<br />

bir şirketiz.<br />

Bakım maliyetleriniz nasıl bir<br />

düşüş gösterdi<br />

VELİ YILMAZKAYA: “Exadata” ile tanışmadan<br />

önce yapmayı düşündüğümüz yatırımla<br />

ve bu yatırım için gerekecek bakım ve<br />

yönetim maliyetleriyle karşılaştırdığımızda,<br />

“Exadata”nın sahip olma maliyetlerimizi<br />

ciddi oranda düşürdüğünü görüyoruz. Aynı<br />

zamanda sistem odalarında da çok az yer<br />

kaplıyor. Kablo karmaşası yaşamıyorsunuz.<br />

İş kullanıcılarınız bu geçişle<br />

birlikte verimlilik artışı yaşadı mı<br />

PINAR GÖRGEN: “Exadata” geçişini<br />

tamamladıktan beş dakika sonra tebrikler<br />

gelmeye başladı. Çok ciddi bir hız kazandık,<br />

rapor alma süremiz ortalama 20 kat,<br />

yedek alma süremiz ortalama 6 kat kısaldı.<br />

O yüzden “Exadata” bize hem iş verimliliği<br />

ve kalitesi anlamında hem de iş tarafının<br />

emniyeti anlamında çok ciddi avantajlar<br />

kazandırdı.<br />

Bu projede Oracle iş<br />

ortağı Experteam ile<br />

çalıştınız. Experteam’i nasıl<br />

değerlendiriyorsunuz<br />

PINAR GÖRGEN: Kullandığımız 15’i aşkın<br />

modül ve yaptığımız yerelleşmelerimize<br />

rağmen tereyağdan kıl çeker gibi bir proje<br />

tamamladık. Teknosa gibi 7*12 çalışan bir<br />

firmada geçiş için geçici ekranlar yapıp<br />

mağazalarımızında satışa devam etmesini<br />

sağladık. Experteam ekibinin hepsine bu<br />

konuda müteşekkiriz.<br />

advertorial<br />

nisan’13 19


HABER<br />

Turkcell 2012’de Çift Haneli Büyüdü<br />

Turkcell, 2012 dördüncü çeyrek ve<br />

yılsonu finansal ve operasyonel sonuçlarını<br />

açıkladı. 2012’de Turkcell Grup<br />

gelirleri, bir önceki yıla göre %12 oranında<br />

büyüyerek 10,507 milyar TL oldu. Bu<br />

büyümede Türkiye’de %6 oranında artan<br />

ses ve %44 artan mobil internet gelirleriyle<br />

% 33 oranında büyüyen yurtiçi ve yurtdışı<br />

grup şirketlerinin katkısı etkili oldu. Grup<br />

AVFÖK, bir önceki yıla gore %11 artışla<br />

3.242 milyon TL olarak gerçekleşti. Ayrıca<br />

Turkcell tarihindeki en yüksek çeyrek gelirini<br />

de 2012’nin son çeyreğinde kaydetti.<br />

Turkcell’in 2012 yılı finansal ve operasyonel<br />

sonuçlarını değerlendiren Turkcell<br />

VMware’den Kullanıcı Bilişimini<br />

Basitleştirecek Sanal İş Alanı<br />

VMware, hareket halindeki çalışanların verilerine, uygulamalarına<br />

ve masa üstlerine herhangi bir cihazdan, BT güvenliği ve<br />

kontrollerinden feragat etmeden bağlanabilecekleri kapsamlı platformu<br />

VMware Horizon Suite’i hizmete sundu. VMware Horizon<br />

Suite; yeni bir ürün olan VMware Horizon Workspace ile VMware<br />

Horizon View ve VMware Horizon Mirage için yapılan güncellemelerle<br />

birlikte BT bölümlerine kullanıcılara cihazlar üzerinden<br />

uyumlu ve ilgi uyandıran bir deneyim sunan güvenli ve yönetilmesi<br />

kolay sanal bir iş alanı sağlayacak.<br />

VMware Horizon View 5.2, geleneksel fiziksel PC’leri merkezileştirilmiş<br />

BT hizmetlerine dönüştürürken kullanıcı deneyimi,<br />

yönetimi ve hizmeti için esneklik ve tam kontrol sağlayan sanal<br />

bir iş alanı olarak esnek masa üstü hizmetleri veriyor. VMware’in<br />

sunduğu Horizon Workspace, son kullanıcı deneyimini basitleştiren,<br />

verileri, uygulamaları ve masa üstlerini basit toplanmış bir iş<br />

alanında birleştirerek kullanıcılara herhangi bir cihaz üzerinde güvenli<br />

bir şekilde ulaştıran, böylece BT harcamalarını düşüren yeni<br />

bir ürün. VMware Horizon Mirage 4 ise online ve offline üretkenlik<br />

Yedek Varsa, Felaket Yok!<br />

Double-Take’in Türkiye distribütörlüğünü üstlenen Stratus<br />

Bilişim Sistemleri, Ankara’da bilişim firmaları ve kamu kuruluşlarına<br />

yönelik olarak iş sürekliliği çözümleri konusunda bilgi ve<br />

eğitim verdi. Bilgilendirme çalışmasını Dubai’den gelen Double-<br />

Take Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesi Çözüm Mimarı Shahbaz<br />

Wadiwala gerçekleştirdi.<br />

Dünyada özellikle finans kurumlar ve bankaların veri yedekleme<br />

konusunda Double-Take’i tercih ettiğini aktaran Shahbaz Wadiwala,<br />

“Aslında büyük ya da küçük, şirketin ölçeği ne olursa olsun,<br />

yapılan işin herhangi bir kesinti yüzünden durması, büyük çaplı zararlarla<br />

eşdeğer hale geldi” açıklamasını yaptı. Wadiwala, sözlerini<br />

şöyle sürdürdü: “7 gün 24 saat çalışılan global ekonomi dünyasında,<br />

kısa süreli bile olsa çalışmaya ara verilmesi, kurumun felaketine<br />

dönüşebilir. Dünyanın en gelişmiş replikasyon teknolojisini sunan<br />

Double-Take, her hangi bir felaket anında riskleri azaltıyor ve pürüzsüz<br />

iş sürekliliği sağlıyor. Özetlemek gerekirse şirketin yedeği varsa,<br />

felaketi olmuyor.” Türkiye’nin gelişen ekonomisiyle birlikte dijital<br />

Genel Müdürü Süreyya Ciliv “2012 finansal<br />

sonuçlarımız konsolide olarak yüzde 12 büyüdüğümüzü<br />

gösteriyor. 2012 yılında eşsiz<br />

müşteri deneyimi sağlamaya verdiğimiz<br />

önem ve teknolojik çözümlerimizle müşterilerin<br />

tercihi olmaya devam ettik. 2007<br />

yılında başlattığımız ‘bir GSM şirketinden,<br />

iletişim ve teknoloji şirketine dönüşüm’ yolundaki<br />

yolculukta, bu yıl da önemli adımlar<br />

attık. Başarıyla kapattığımız zorlu bir yılın<br />

ardından, <strong>2013</strong> yılında da bu ivmeyi devam<br />

ettireceğimize inanıyorum” diyen Süreyya<br />

Ciliv Turkcell’in müşterileri, çalışanları, iş<br />

ortakları ve hissedarlarına destekleri için<br />

teşekkür etti.<br />

için en uygun son kullanıcı deneyimi sağlıyor, masaüstü hizmetlerini<br />

hiç dokunmadan yöneterek BT harcamalarını da azaltıyor.<br />

veri üretiminin de hızla büyüdüğünü hatırlatan Shahbaz Wadiwala,<br />

kritik veriyi replike etmenin artık kaçınılmaz bir güvenlik önlemi<br />

haline geldiğini sözlerine ekledi.<br />

20<br />

nisan’13


Ali Yavuz Şahin<br />

yavuz@itadvisor.com.tr<br />

RÖPORTAJ<br />

Felaketten Kurtulmak İçin<br />

Doğru Tercih Yapmalısınız<br />

Gelişen teknolojiyle birlikte verinin önemi daha da artıyor. Artık firmalar<br />

veri kaybetmeyi göze alamayacak pozisyona geldiler ve bu konudaki<br />

yatırımlarına ağırlık yapıyorlar<br />

T<br />

ürkiye’de Stratus distribütörlüğünde kullanıcıların beğenisine<br />

sunulan Double-Take yazılımı Windows, Linux ve IBM<br />

platformları için erişilebilir, uygun fiyatlı, kolay kullanılabilir<br />

felaketten kurtarma ve iş sürekliliği yazılımları sunuyor. Bizde sizler<br />

için Double-Take yazılımının geliştiricisi Vision Solution’ın Bölge Satış<br />

Direktörü Wouter Vancoennolle keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.<br />

Vision Solution ve Double Take olarak<br />

kullanıcılarınıza nasıl çözümler sunuyorsunuz<br />

Biz bir yazılım firmasıyız ve müşterilerimize özel yazılım çözümleri<br />

sunuyoruz. Double Take ile birlikte kullanıcılarımıza iş sürekliliği ve<br />

felaketten kurtarma çözümü sunuyoruz. Bu çözüm içerisinde gerçek<br />

zamanlı replikasyon ve yük devretme ile kritik sistemlerin erişilebilirliği<br />

ve aynı zamanda sistemin doğru çalışmasının yanı sıra güvenli<br />

çalışmasını sağlamakta yer alıyor. Vision Solution olarak Double Take ile<br />

birlikte yazılım tarafına odaklanmış durumdayız. Bu yüzden çözümlerimiz<br />

içerisinde yazılım dışında herhangi bir donanım veya depolama<br />

cihazı yer almıyor.<br />

Sunduğunuz yazılım çözümü ile hangi marketleri<br />

hedeflenmiş durumdasınız<br />

Sunduğumuz felaketten kurtarma çözümü tüm sektörleri ilgilendiriyor<br />

ve bizde özel olarak bir marketi hedef almıyoruz. Bizim hedefimiz tüm<br />

marketlerde faaliyet gösteren firmalara ulaşmak. Hali hazırda finansal<br />

sektörde veya bankacılık sektöründe çok yakın çalıştığımız firmalar var.<br />

Bunun yanı sıra petrol sektöründeki firmalarla da birlikte çalışıyoruz.<br />

Başta da söylediğim gibi bizim özel olarak ilgilendiğimiz bir sektör yok.<br />

Çünkü tüm sektörler felaketten kurtarma yazılımına ihtiyaç duyuyor.<br />

Fakat taleplere baktığımızda finans sektörünün diğer sektörlere göre<br />

bizim yazılımımız konusunda biraz daha fazla talepkâr olduğu söylenebilir.<br />

Bu sektörün regülasyonlarının daha fazla olması talebin artmasına<br />

da sebep oluyor.<br />

Yazılım sektörüne baktığımızda felaketten kurtarma<br />

işlemi yapan Double Take’ın yanı sıra birçok yazılım<br />

bulunuyor. Sizin yazılımınızı rakiplerine göre farklı<br />

kılan şey nedir<br />

Bizim sunduğumuz çözüm sadece saf bir yazılımdan ibaret. Müşterilerimize<br />

sunduğumuz bu çözüm ile birlikte özel bir depolama<br />

çözümü veya özel bir donanım kullanmanıza gerek yok. Sadece<br />

bir yazılım ile gerçek zamanlı replikasyon yapabildiğimiz gibi<br />

aynı zamanda sistemin işleyişini koruma ve servisi düzenli tutma<br />

gibi işlemleri sadece yazılım ile gerçekleştirebiliyoruz. Bu durum<br />

altyapının bağımsız olması konusunda büyük bir avantaj sunuyor.<br />

Yazılımımız fiziksel ortam üzerinde çalışabildiği gibi sanal ortamlar<br />

üzerinde de çalışabiliyor. Hem sanal hem de fiziksel ortamlarda<br />

da çalışabilen çözümümüz aynı zamanda markadan bağımsız her<br />

Vision Solution Bölge Satış Direktörü<br />

Wouter Vancoennolle<br />

türlü sunucu üzerinde çalışabildiği gibi yine markadan bağımsız<br />

depolama çözümleri üzerinde de kolaylıkla çalışabiliyor. Başta da<br />

söylediğim gibi Double Take’in ana avantajı bağımsız bir altyapıya<br />

sahip olması ve bu özelliği sayesinde tüm ortamlara kolaylıkla<br />

uyum sağlayabilmesi.<br />

Sanıyorum 7 ay önce son sürümünüz Double Take 6.0<br />

yazılımını müşterilerinizin beğenisine sundunuz. Bu<br />

yeni yazılımın eski sürüme göre avantajları neler<br />

Yeni yazılımımız üzerinde eski sürüme göre önemli güncelleştirmeler<br />

var. Bunların arasında dikkat çekenlerden birisi Hyper-V<br />

için özel yenilikler sunulması. Kullanıcılar Windows Server 2011<br />

üzerinde Hyper-V’yi bundan böyle Double Take 6.0 ile daha güvenli<br />

kullanabilecekler. Bunun yanı sıra yeni sürüm ile birlikte Hyper-V<br />

üzerinde CSV desteği de sunuyoruz. Ayrıca yeni yazılımımız ile tüm<br />

uygulamaları basit bir konsol üzerinden yönetebiliyorsunuz.<br />

Bunların yanı sıra VMware üzerinde de birkaç yeniliğimiz var.<br />

Artık kullanıcılar VMware üzerinde çoklu servisleri seçebiliyorlar.<br />

Tabii ki yeniliklerin hepsini saymamız burada mümkün değil ama<br />

yeni ara yüzümüzde de kullanım açısından büyük değişiklikler<br />

olduğunu söylemeliyim.<br />

nisan’13 21


HABER<br />

Vodafone Türkiye ve Huawei’den<br />

İnovasyon Ortaklığı<br />

Vodafone Türkiye’nin teknoloji ekibi ile teknoloji devi Huawei<br />

ortak inovasyon takımı kurdu. Stratejik işbirliğiyle Vodafone<br />

ve Huawei’nin teknik ekipleri bundan böyle “Joint Business<br />

Innovation Team-Teknoloji ve İnovasyon için Girişim Takımı-JB<strong>IT</strong><br />

adı altında çalışarak birlikte son teknolojileri üretecek. Vodafone<br />

Türkiye ve Huawei arasında yapılan stratejik işbirliği, İspanya’nın<br />

Barselona kentinde düzenlenen Mobil Dünya Kongresi <strong>2013</strong>’te<br />

duyuruldu. İki yıl önce Vodafone’un tüm operasyonları içinde “Küresel<br />

İnovasyon Merkezi” seçilen Oksijen Ar-Ge mühendislerinin<br />

de yer aldığı JB<strong>IT</strong>’de Vodafone ve Huawei ekipleri birlikte projeler<br />

ve katma değerli ürünler geliştirecek.<br />

“Joint Business Innovation Team” bünyesinde geliştirilen ilk teknoloji<br />

için noter huzurunda gerçekleştirilen testte Vodafone Türkiye,<br />

3G’de 11.3 Mbps veri yükleme (upload) hızına ilk ulaşan operatör<br />

olduğunu tescil ettirdi. Vodafone Türkiye, Huawei işbirliğiyle, test<br />

şebekesinde gerçekleştirdiği testle 3G’de veri yüklemede bir üst<br />

aşama olan 11.5 Mbps veri yükleme hızını destekleyen altyapıya<br />

sahip olduğunu gösterdi. Söz konusu teknolojiyle cepten çekilen<br />

Xerox Impika’yı Satın Aldı<br />

Xerox, dakikada 375 metre baskı yapabilen teknolojilere sahip<br />

Impika şirketini satın alarak, geniş ebat su bazlı inkjet baskı<br />

teknolojilerinin kullanıldığı endüstriyel baskı pazarına da adım<br />

atıyor. Üretime yönelik inkjet pazarında 2015 yılına kadar yıllık<br />

yüzde 21 büyüme bekleniyor.<br />

Impika; endüstriyel, ticari, güvenli dokümanlar, etiket ve paketleme<br />

baskılarında kullanılan inkjet baskı çözümlerinin dizayn,<br />

üretim ve satışını gerçekleştiren lider şirketler arasında yer alıyor.<br />

Patentli bir teknolojiye dayanan su bazlı inkjet baskıda geniş bir<br />

portföye sahip olan Impika’nın ürün gamı içerisinde, dakikada 375<br />

metre baskı hızına sahip sürekli besleme (continupus feed) baskı<br />

sistemleri grubu “iPrint” ve 2400 x 1200 dpi çözünürlüğe sahip<br />

50 megabayt’lık (MB) bir video 70 saniye yerine 35 saniyede, 2 kat<br />

daha hızlı video paylaşım sitelerine yüklenebilecek.<br />

dijital baskı sistemleri grubu “iPress” de bulunuyor.<br />

Xerox’un mevcut xerografik üretim sitemlerine ek olarak Impika<br />

teknolojileri, dünyanın tek yüksek kapasiteli susuz inkjet baskı<br />

sistemleri Xerox CiPress Production Inkjet Sistemleri’nin daha da<br />

geliştirilmesine ve pazarlanmasına katkı sağlayacak. Impika’nın<br />

sunduğu teknolojilerin de eklenmesiyle Xerox, sektörün en geniş<br />

dijital baskı sistemleri ürün gamını sunuyor olacak.<br />

Dell Yeni Yedekleme ve Kurtarma Çözümü<br />

DR<strong>41</strong>00 Cihazını Tanıttı<br />

Dell, işletmelerin şirket verilerini yedekleme ve kurtarma<br />

maliyetlerini, daha etkin şekilde kontrol altında tutmalarına<br />

ve düşürmelerine yardımcı olmak amacıyla Fluid Data mimarisi<br />

üzerine kurulu ‘gelecek nesil diske yedekleme cihazını’ satışa<br />

sunuyor. Yeni, yüksek performanslı diske yedekleme cihazı olan<br />

Dell DR<strong>41</strong>00, Dell’in cihazda yerleşik olan veri tekilleştirme ve<br />

sıkıştırma teknolojileri sayesinde, işletmelerin yedekleme için ihtiyaç<br />

duydukları depolama kapasitesini 15 kata kadar düşürmeye<br />

yardımcı olabilecek.<br />

Dell Veri Depolama Sistemleri Türkiye İş Geliştirme Müdürü Şükrü<br />

Ergür konuyla ilgili olarak: “Dell DR<strong>41</strong>00, teybe yedekleme ortamlarını<br />

büyütmek ya da daha hızlı ve güvenilir disk tabanlı ortamlarla<br />

değiştirmek isteyenler için, yedekleme ve kurtarmayı basitleştirirken,<br />

veri depolama kaynaklarını da en uygun hale getiriyor. Genişletme<br />

raflarının eklenmesi, gelişmiş veri tekilleştirme ve sıkıştırma teknolojilerimiz,<br />

işletmelere veri korumayı yönetmek için de basit, uygun<br />

fiyatlı ve ölçeklenebilir bir yöntem sunuyor” dedi.<br />

C<br />

M<br />

Y<br />

CM<br />

MY<br />

CY<br />

CMY<br />

K<br />

22<br />

nisan’13


HABER<br />

ERP Komitesi Akademisyenleri ve Yönetim<br />

Danışmanlarını Göreve Çağırdı<br />

DuPont Türkiye’ye Taze Kan<br />

ERP Komitesi, Akademisyenler ve Yönetim Danışmanlardan<br />

oluşan kurulunda Türkiye’deki firmaların kurumsallığı, kurumsal<br />

yönetim sistemlerine olan yakınlığı, operasyonel verimlilik konularını<br />

masaya yatırmak ve çözüm önerileri geliştirmek, aksiyonlar<br />

belirlemek üzere yakında bir araya geliyor olacak. ERP Komitesi’nin<br />

faaliyete geçiyor olan diğer kurulu ise ERP kullanıcılarının sorunlarının<br />

ve çözüm önerilerinin tartışıldığı ERP kullanıcıları kurulu. 07<br />

Mayıs 2012 tarihinde faaliyetlerine başlayan ERP üreticilerinin ve<br />

hizmet sağlayıcılarının buluştuğu ERP üreticileri ve hizmet sağlayıcıları<br />

kurulu çalışmalarına devam ediyor.<br />

ERP Komitesi, işbirlikleri ve iletişim platformu olma özelliği sayesinde<br />

kurumlar farklı politikalara sahip olsa da yönetim sistemleri<br />

oluşturma, verimlilik artışı ve operasyonel mükemmellik için anlayış<br />

ve kuralların birlikte oluşturulmasına zemin teşkil etmek üzere<br />

Şubat 2012 tarihinde kuruldu ve 1.800’den fazla bireysel ve kurumsal<br />

üyesi var.<br />

Detaylı bilgi için komite resmi web sitesi: www.erpcommittee.org<br />

DuPont Türkiye, İnovasyon Merkezi Müdürlüğü görevine atanan<br />

Mehmet Demiray, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki eğitimini tamamladıktan<br />

sonra, ABD Akron Üniversitesi’nde Polimer Mühendisliği<br />

ve West Virginia Üniversitesi’nde işletme alanında eğitim almış.<br />

200 yılı aşkın köklü bir geçmişi olan, dünyanın en saygın şirketlerinden<br />

birinde çalışmaktan her zaman büyük mutluluk duyduğunu<br />

belirten Mehmet Demiray şöyle konuştu: “Bir bilim firması olan<br />

DuPont tarafından İstanbul’da açılacak olan Inovasyon Merkezi<br />

müdürlüğü görevimden dolayı onur duymamın yanı sıra, büyük bir<br />

sorumluluk hissediyorum. Dünya’nın farklı ülkelerinde bulunan<br />

DuPont Inovasyon Merkezleri’nin 11ncisi olan bu merkezde sürdüreceğimiz<br />

çalışmalardaki amacımız, işbirliğine dayalı inovasyon<br />

yaklaşımımızla, Türkiye’de farklı sektörlerin ihtiyaçlarına yönelik<br />

çalışmalar yapmak ve büyümeye katkı sağlamak olacaktır.”<br />

DuPont’un geliştirdiği DuPont İnovasyon Merkezleri global ağı,<br />

inovasyon ve işbirliğine yeni bir bakış açısı getiriyor. Müşterilerini<br />

ve potansiyel müşterilerini, hükümetler, STK’lar, üniversiteler ve<br />

diğer stratejik düşünür ve uzmanlarla bir araya getirerek, bölgesel<br />

ve küresel sorunların çözümü için bir işbirliği ortamı hazırlamayı<br />

amaçlıyor.<br />

En Prestijli IBM Ödülleri ComPro ve Avnet’in!<br />

IBM’in her yıl değişik kategorilerde en yenilikçi<br />

çözümleri üreten, iş mükemmeliyeti,<br />

gelişmiş yetenekleri ve sıra dışı bir müşteri<br />

deneyimi sunma konusunda en iyi performansı<br />

gösteren çözüm ortakları arasından seçerek,<br />

dünya çapında yüzlerce başvuru içerisinden<br />

sadece sayılı şirkete verdiği <strong>2013</strong> “IBM Beacon<br />

Awards” ve “IBM Choice Awards” ödüllerinin<br />

sahipleri belli oldu.<br />

Dünyada farklı kategorilerde 30 şirkete verilen<br />

IBM Beacon Ödülü’nü Türkiye’den “Bulut<br />

Hizmetleri Çözüm Sağlayıcısı” kategorisindeki<br />

başarısıyla ComPro kazandı. Değişik coğrafyalardan<br />

çözüm ortaklarının müşterilerle<br />

çalışma ilişkilerinin ve IBM çözümlerini satma<br />

becerilerinin ödüllendirildiği IBM Choice<br />

Ödülü’nü ise “En iyi Distribütör” kategorisindeki<br />

performansıyla ülkemizden Avnet<br />

kazandı. ComPro Genel Müdürü Abdurrahman<br />

Keklik, “iki yıl üst üste bu gururu yaşamak<br />

elbette tesadüf değildir. Ekip olarak yıllardır<br />

önceliğimizi müşteri memnuniyeti olarak belirledik<br />

ve tamamladığımız yüzlerce projede de bu<br />

ilkeyi amaç edindik” dedi. Avnet Genel Müdürü<br />

Hakkı Eren, “geçtiğimiz yıl bizim için ayrıca<br />

önemliydi çünkü birçok ilke de imza attık, bu<br />

ödül süregelen başarımızın ve bu ilklerin bir<br />

yansımasıdır” dedi.<br />

24<br />

nisan’13


HABER<br />

Yapı Kredi Bankacılık Ekranları<br />

OBSS ile Tek Çatı Altında<br />

Farklı teknolojilerle geliştirilmiş olan ekranlarını, Java teknolojisi altında biraraya<br />

getirmeye karar veren Yapı Kredi, yazılım sektörünün önde gelen şirketlerinden biri<br />

olan OBSS’yi seçti. OBSS, Önyüz Yenileme Projesi ile verimliliğini artırmak isteyen Yapı<br />

Kredi’nin Oracle Forms ekranlarını, işlevlerini aynen koruyarak yeni platforma taşıdı<br />

Önyüz yenileme projesi kapsamında Oracle Forms ekranlarını, işlevlerini aynen koruyarak Java<br />

Teknolojileri ile yeniden geliştiren OBSS, projenin gelişim sürecinde bankanın geliştirdiği mimaride<br />

“olduğu gibi taşıma” (as-is migration) standartlarının belirlenmesini sağladı.<br />

Vural ERKOÇ<br />

Yapı Kredi İş Akışı ve İştirakler Yazılım Geliştirme Direktörü<br />

Servis Odaklı Mimariye Dayanan Tek Bir Önyüz<br />

Platformu İhtiyacı<br />

Yapı Kredi İş Akışı ve İştirakler Yazılım Geliştirme Direktörü M. Vural<br />

Erkoç neden böyle bir konsolidasyon projesine ihtiyaç duyduklarını<br />

şöyle açıklıyor: “Bankada farklı platformların kullanılıyor olması, bizim<br />

de tüm bu teknolojilere hakim olmamızı gerektiriyor. Bu da hepimizin<br />

zamanını daha fazla dolduran bir durum. Yapı Kredi’nin hedef mimarisi<br />

olarak belirlediği servis odaklı mimariye dayanan, web tabanlı, en son<br />

teknolojilerin kullanıldığı Önyüz Yenileme Projesi bankanın bir çok<br />

uygulamasını Java tabanlı tek bir platforma bir kısmı “as-is” olarak, bir<br />

kısmı da verimliliğimizi artıracak ve zamanı kısaltacak şekilde yeniden<br />

tasarlanarak aktarıldı.”<br />

M. Vural Erkoç neden OBSS ile çalışmayı tercih ettiklerini şöyle<br />

açıklıyor: “OBSS’nin uyguladığı iş süreçleri gerçekten çok etkileyici. Belirli<br />

standartlarda ilerleyen bir süreç izlerlerken, insan kaynağı gerektiğinde<br />

hızlı bir şekilde kaliteli kaynak bulup eğiterek projelerimiz için mobilize<br />

edebiliyorlar. Bu kaynakları bulurken üniversitelerle yaptıkları<br />

işbirliklerinin, açtıkları yarışmaların ve eğitim programlarının çok etkili<br />

olduğunu düşünüyoruz.”<br />

Erkoç, OBSS’nin projedeki performansını ise şöyle değerlendiriyor:<br />

“OBSS yaptığı işi çok kaliteli yapıyor. Hem gerektiğinde projenin önceden<br />

belirlenen zamanda yetişmesi için özverili çalışıyorlar, hem de sonrasında<br />

yaptıkları işin desteğini çok iyi sağlıyorlar. OBSS bilgi birikimi ve insan<br />

kaynağıyla projenin başından sonuna kadarki değişik aşamalarında<br />

farklı roller üstlendi. OBSS her şartta hep yanımızda, üretken bir biçimde<br />

çalıştı.”<br />

Tümüyle Java tabanlı olan yeni platformun önyüzlerine web tarayıcıyla<br />

erişilirken arka tarafta servis odaklı mimari ve veritabanı katmanı<br />

yer alıyor. İş süreçlerinin işletildiği bir süreç motoru bulunan yeni<br />

platformda, banka iş birimlerinin parametrik karar mekanizmalarını ve<br />

karar ağaçlarını içeriyor.<br />

Yüksek Verimlilik<br />

Vural Erkoç, Önyüz Yenileme Projesi kapsamında iş süreçlerinin<br />

iyileştirildiğini ve belirli bir öğrenme süreci sonrasında kullanıcıların<br />

verimliliğinin artacağını beklediklerini belirterek, şu bilgileri veriyor:<br />

“Proje kapsamında süreçler elden geçirilerek yalınlaştırılıyor. Yeni<br />

platformla birlikte ekranlara belirli bir kullanılabilirlik standardı<br />

getiriliyor. Standartlar öncelikle Bilişim Tekonolojileri Yönetimi’nin işini<br />

kolaylaştırıyor ve üretkenliğini artırıyor. Ayrıca çok sayıda platformdan<br />

tek bir platforma geçerek sistemlerimizi konsolide ediyor olmak, pek çok<br />

yönden tasarruf sağlıyor.”<br />

Son olarak Önyüz Yenileme Projesi’nin yazılım yaşam döngüsü<br />

metodolojisine tümüyle uygun şekilde hayata geçirildiğini vurgulayan<br />

Vural Erkoç, “Bu metodolojiyi kullanmanın önemli bir başarı faktörü<br />

olduğunu düşünüyoruz; çünkü analiz aşamasından son kullanıcı<br />

testlerine kadar disiplinli bir süreç içeriyor. Özellikle bankacılık<br />

önyüzlerinin yenilendiği gibi büyük çaplı, karmaşık projelerde bu<br />

metodolojinin izlenmesi bir zorunluluk. Proje kapsamındaki aşama<br />

paketlerinin önceden belirlenen zamanlarda, gecikme olmaksızın hayata<br />

geçiriliyor olması doğru yolda ilerlediğimizin bir kanıtı” diyor.<br />

OBSS Hakkında<br />

2005 yılında kurulan OBSS, finans ve telekom sektöründe Türkiye’nin<br />

en büyük ve prestijli kurumlarına yazılım hizmeti vermektedir. OBSS,<br />

170 kişilik kadrosuyla, Java ve .Net alanında anahtar teslim projeler<br />

gerçekleştirmekte ve dış kaynak hizmeti vermektedir. Kurumsal<br />

mimari, proje yönetimi, sürüm ve konfigürasyon yönetimi, yazılım<br />

kalite güvence testleri, <strong>IT</strong> offshore hizmetleri ve mobil uygulamalar<br />

başlıklarındaki tecrübesi, öne çıkan özellikleri olmaktadır. Oracle ve<br />

Atlassian’ın iş ortakları arasındadır.<br />

nisan’13 25


RÖPORTAJ<br />

Ali Yavuz Şahin<br />

yavuz@itadvisor.com.tr<br />

Büyük Veriyi Yönetmenin<br />

Zamanı Geldi<br />

“Büyük Veri” uygulamalarında kapsamlı ürün portföyü yenilikleri sunan<br />

DDN, Scaler serilerine bir yenisini daha ekledi. Hadoop Scaler adındaki bu<br />

yeni aracı DDN Ülke Müdürü Oğuzhan Bayburs’a sorduk<br />

‘Büyük Veri’ gereksinimi olan kurumlara DDN neler<br />

sunuyor<br />

DDN henüz “Büyük Veri” terimi bulunmadan önce, “Büyük Veri” ile<br />

ilgili zorluklar üzerinde 10 yıldan uzun süredir pek çok yönden uzmanlık<br />

kazanmıştır. Yeni nesil veri merkezlerinde, endüstrinin önde gelen<br />

dağıtımlı bulut depolama uygulaması çözümünü Türkiye’de kullandırmaya<br />

başladık.<br />

Bu devrim niteliğindeki nesne tabanlı bulut depolama sistemi ile<br />

içeriğin küresel çapta dağıtılmasına dair ihtiyaçlara hitap etmekle kalmayıp<br />

organizasyonların coğrafi yönden dağıtık alanlar boyunca kendi<br />

depolama bulutlarını kolayca kurmalarına ve çalıştırmalarına da imkan<br />

tanımalarını sağladık.<br />

Sadece “Büyük Veri” değil aynı zamanda “Hızlı Veri” kavramını da beraberinde<br />

getiren DDN ürünleri; Hyper-Ölçeklenebilir, dağıtık mimari,<br />

yeterlilik ve güvenilirlik sunmaktadır.<br />

Yeni nesil veri merkezlerinde web, masaüstü veya akıllı telefon istemcileri<br />

üzerinden her zaman her yerden erişim; büyük dosyaları e-posta<br />

kullanmadan, bilişim teknolojileri politikalarını ihlal etmeden kolayca<br />

paylaşmak ve yayınlamak kullanıcılar için hızlı ve kolay depolama<br />

kurulumuyla karmaşıklığı azaltmaktadır. Aygıt kaybı ve arızasından<br />

kaynaklanan veri kayıplarına karşı koruma sağlayan ürünlerimizle<br />

kullanıcılara kusursuz çözümler getiriyoruz.<br />

DDN’in yeniliklerinden bahseder misiniz<br />

Dünyanın en yüksek veri yoğunluklu ortamları için optimize edilmiş<br />

“Büyük Veri” uygulamalarında kapsamlı ürün portföyü yenilikleri<br />

gereklidir. Dünyanın en büyük dosya depolama sistemlerinin ve titiz<br />

uygulamaların performans ve ölçeklenebilme eşiğindeki gereksinimleri<br />

giderek artmıştır. DDN, Dünyanın en yüksek veri yoğunluklu ortamları<br />

için optimize edilmiş “Büyük Veri” uygulamalarında kapsamlı ürün<br />

portföyü yenilikleri sunmaktadır. Son olarak Scaler serilerine bir yenisini<br />

daha ekledi. Hadoop Scaler.<br />

Hadoop Scaler’in sağladığı avantajlar nelerdir<br />

Supercomputer, Medya, CCTV, Yaşam Bilimleri, Bulut Bilişim alanlarının<br />

ünlü kovboyu DataDirect Networks (DDN), efsane Scaler serilerine<br />

Scale-Out Hadoop disk sistemini getirirken, Big Data (Büyük Veri) konseptini<br />

Hadoop ile yoğurarak hem depolama hem de hesaplama tarafını<br />

tek bir platformda birleştirdi. Bu yöntem ile Hadoop iş yüklerinde yavaşlayan<br />

sunucu kümelemelerindeki veri transfer darboğazları ortadan<br />

kaldırılmış oldu. Bunun için DDN, dünyanın en hızlı disk sistemi SFA12K<br />

platformunu, 40Gbps Infiniband üzerinden sunucularla, Hortonworks<br />

Hadoop dağıtımını baz alarak entegre etti.<br />

xStreamScaler, GridScaler, ExaScaler ve Web Object Scaler’dan sonra<br />

şimdi de hScaler . Yani meşhur Hadoop Scaler .<br />

DDN filinin ayak seslerini şimdiden duymaya başladınız bile…<br />

DDN Ülke Müdürü<br />

Oğuzhan Bayburs<br />

Acaba buna analitik performans canavar mı demek<br />

lazım Yoksa dünyanın en hızlı Hadoop aracı mı<br />

hSCaler içinde yer alan SFA12K disk sistemi 40GB/saniye performansı<br />

ve 1.4 milyondan fazla IOPS kabiliyeti ile dünyanın en hızlı depolama<br />

aygıtına dönüştürüyor.<br />

Cihaz paket olarak Hadoop ve ETL (Extract-Transfer-Load) araçlarını<br />

da içeriyor. Beraberinde 200 den fazla konnektörden veriyi ingest eden<br />

DDN hScaler, 8.000 node’lu bir Hadoop Cluster’dan alınan performansa<br />

eş değer bir rakamla karşımıza çıktı.<br />

DDN hCluster’da çok esnek bir konfigürasyonlama yöntemi uyguluyor.<br />

Dilerseniz yüksek erişilebilir hesaplama, dilerseniz kapasite ölçeklendirebilen<br />

bağımsız veri node’ları. Hem hesaplama hem de depolama,<br />

ölçeklenebilen unitelere ayrı ayrı eklenebiliyor. Hem 10K 15K disk hem<br />

de flash teknoloji desteği olan sistemde 2 rack kabinette, 1.680 adet<br />

diske kadar çıkabiliyor. Gerek hScaler gerekse de Hadoop operasyonları<br />

DirectMon Analytics kümeleme yazılımı üzerinden yönetilebiliyor. Bakalım<br />

DDN önümüzdeki zamanda hangi Scaler aile bireyini duyuracak<br />

merakla bekleyin.<br />

26<br />

nisan’13


HABER<br />

FİNANS SEKTÖRÜNE YÖNELİK<br />

ÇÖZÜMLER<br />

PORTAL ve<br />

iŞ AKIŞI<br />

ÇÖZÜMLERİ<br />

KURUMSAL İÇERİK<br />

ve DOKÜMAN YÖNETİMİ<br />

Döküman Arşivleme<br />

Hasar Yönetimi<br />

Sözleşme Yönetimi<br />

BÜYÜK VERİ<br />

YÖNETİMİ<br />

MOBİL HİZMETLER<br />

Cihaz Seçimi<br />

Yönetilebilirlik<br />

Güvenlik<br />

Uygulama Geliştirme<br />

Entegrasyon<br />

VERİ MERKEZİ<br />

ÇÖZÜMLERİ<br />

DİJİTAL FORM<br />

İŞLEME<br />

DİJİTAL BAŞVURU<br />

TAKİBİ<br />

Finans sektörü için standart ve regülasyonların gerektirdiklerini<br />

yerine getirmek üzere teknolojinin uyarlanması ve kullanımı ön plana<br />

çıkarken, aynı zamanda operasyonel verimliliğin arttırımı, sektörel<br />

rekabette avantajlı olmak gibi stratejik konular, bilginin yönetimini<br />

çok daha önemli hale getirmektedir.<br />

www.datamarket.com.tr<br />

info@datamarket.com.tr<br />

(0212)337 07 07<br />

mart’13 27


RÖPORTAJ<br />

Ali Yavuz Şahin<br />

yavuz@itadvisor.com.tr<br />

Dış ve İç Tehditlere Karşı<br />

Firmanız Ne Kadar Güvende<br />

Bu ayki röportajlarımızdan bir tanesini Cyber-Ark firmasının Bölge<br />

Direktörü Ana-Maria Boldizsar ve Cyber-Ark’ın Türkiye’deki mümessili<br />

<strong>IT</strong>way VAD firmasından Ürün Müdürü Özlem Öksüz ile gerçekleştirdik<br />

C<br />

yber-Ark uçtan uca güvenlik fikrinden yola çıkarak, etkili<br />

güvenlik sunan bir çözümü üretmek amacı ile sektörde kabul<br />

gören güvenlik uzmanlarından oluşan bir ekip tarafından<br />

1999 yılında kurulmuş. Kurumların içeriden ve dışardan oluşan<br />

tehditlere karşı korunması ve yönetiminde uzmanlaşmış global bir bilgi<br />

güvenliği firması olan Cyber-Ark hakkındaki sorularımızı öncelikle Ana-<br />

Maria Boldizsar’a yöneltiyoruz.<br />

Bizlere Cyber-Ark hakkında bilgi verebilir misiniz Cyber-<br />

Ark neler yapıyor, firmalara ne gibi çözümler sunuyor<br />

Cyber-Ark güvenlik alanında faaliyet gösteren imtiyazlı bir kimlik<br />

yönetim çözümü. Bu çözümümüzü kurumların daha güvenli iletişim<br />

sağlaması için sunuyoruz. Kısacası Cyber-Ark yazılımı sayesinde kurumlar<br />

kullanıcılarının, uygulamalarının ve hassas bilgilerinin hem içeriden<br />

oluşan tehditlere hem de gelişmiş dış tehditlere karşı korunması ve<br />

yönetimini sağlıyor.<br />

Cyber-Ark kurumlara bir yazılım çözümü sunuyor ve<br />

bu çözümler arasında Privileged Identity Management<br />

(PIM) Suite, Privileged Session Management (PSM)<br />

Suite ve Sensitive Information Management Suite (SIM)<br />

yazılımları bulunuyor. Bu yazılımlar kullanıcılara ne gibi<br />

yararlar sağlıyor<br />

Hesap bilgileri ve şifreleri saklamak her zaman zorlu bir işlemdir. Bu<br />

bilgileri gerektiğinde kullanmak ve yönetmek gerektiğinde karşınıza<br />

Cyber-Ark’ın Privileged Identity Management (PIM) Suite uygulaması<br />

çıkıyor. Bu uygulama sayesinde kullanıcılar network içerisindeki<br />

bilgilere (bu bilgiler bir veritabanında veya sunucuda olabilir) güvenli<br />

bir şekilde erişebiliyorlar. Privileged Session Management (PSM) Suite’i<br />

ise PIM’in kız kardeşi olarak düşünebilirsiniz. PSM ücretsiz bir yazılım<br />

ve kritik sistem üzerinden akan verileri izlemenize ve kaydetmenize<br />

olanak sağlıyor. SIM ise hassas bilgilerin yönetimi ve korunmasının yanı<br />

sıra şirket dışı aktarımlarda güvenli bir platform oluşturmasıyla öne<br />

çıkıyor.<br />

Piyasada birçok güvenlik firması var ve size benzer<br />

çözümler sunuyorlar. Cyber-Ark’ın çözümlere<br />

baktığımızda rakiplerine göre farklı kılan şey nedir<br />

Öncelikle biz patentli bir teknolojiye sahibiz. Bunun anlamı, bizim<br />

kullandığımız teknolojiyi başka bir firma veya yazılım kullanmıyor, anlayacağınız<br />

biz bu teknolojiyi kullanan tek firmayız. Bizi diğer firmalardan<br />

farklı kılan birkaç ana neden var. Bunlardan ilki herhangi bir şirkette<br />

kullanılan yazılım ne olursa olsun sisteme entegre olabiliyoruz. Bir<br />

diğeri ise müşterilerimize sistemleri üzerindeki bilmedikleri noktaları<br />

gösterebiliyoruz. Genel olarak Cyber-Ark’ın sunduğu çözümlere baktığımızda<br />

eşsiz çözümler sunduğumuzu söyleyebiliriz. Bu sayede diğer<br />

firmalardan ayrılıyoruz.<br />

Cyber-Ark Bölge Direktörü<br />

Ana-Maria Boldizsar<br />

Önümüzdeki günlerde firmaları ne gibi tehlikeler<br />

bekliyor olacak Bir güvenlik firması olarak firmalara<br />

önerileriniz neler<br />

Bu günlerde birçoğumuz siber ataklar hakkında konuşuyoruz ve bu<br />

ataklar genellikle firmalar üzerine yapılıyor. Siber atak yapılan firmaların<br />

belirli bir sektörü yok her sektörden veya her türden firma bu tarz<br />

siber ataklardan etkilenebiliyor. Bizim çözümlerimiz bu tarz ataklara<br />

karşı konulması için geliştirilmiş çözümler ve ürünlerimize sahip firmalar<br />

bu tarz ataklara karşı çok hızlı tepki gösterebiliyorlar.<br />

Cyber-Ark’ın Türkiye’deki yapılanması ve <strong>IT</strong>way ile ilgili sorularımızı da<br />

<strong>IT</strong>way VAD firmasından Ürün Müdürü Özlem Öksüz’e soracağız.<br />

<strong>IT</strong>way ve Cyber Ark’ın birliktelik macerasından bizlere<br />

bahsedebilir misiniz<br />

<strong>IT</strong>way ve Cyber Ark’ın birlikteliği 2012 yılının son çeyreğinde başladı.<br />

Hali hazırda Cyber Ark’ı Türkiye’nin önde gelen finans kuruluşları ve<br />

bankalarında kullanılıyor. Bildiğiniz gibi <strong>IT</strong>way sunduğu çözümlerle<br />

ilgili eğitimlerde veriyor ve dönem içerisinde Cyber Ark’la ilgili de<br />

eğitimler açmayı düşünüyoruz. Muhtemelen yılın ikinci yarısı gibi çeşitli<br />

workshoplarla bu konudaki gereklilikleri yerine getireceğiz.<br />

Cyber Ark ile güvenliğin kritik olduğu firmalara hizmetler sunmak<br />

istiyoruz. Çünkü bizim ürünümüz bulmacanın eksik parçasını tamamlıyor.<br />

<strong>IT</strong>way, bünyesine kattığı Cyber Ark ve diğer çözümleriyle birlikte<br />

müşterilerine uçtan uca bir güvenlik çözümü sunuyor. Bu konuda da<br />

her geçen gün kendimizi geliştirmeye devam ediyoruz.<br />

28<br />

nisan’13


HABER<br />

Ferrari Infor’dan Güç Alıyor<br />

Yüksek performanslı otomobilleriyle dünyaca tanınan Ferrari<br />

otomobillerinin alıcıları, müşteriye duyarlılık ve hizmet<br />

anlamında en iyisini talep eder. Müşterilerin bu değerli ürünün<br />

teslimatı için standart süre olan 12 ay boyunca beklemeye çok<br />

daha isteksiz olduğu Çin ve Orta Doğu gibi yeni pazarlarda artan<br />

taleple birlikte, Ferrari, giderek artan talebi kaliteden ödün vermeden<br />

karşılamak için üretim miktarını ve hızını artırmak zorunda<br />

olduğunun farkında vardı.<br />

Ancak bu ciddi bir sorun yarattı; çünkü her Ferrari kendine özgüdür.<br />

Her müşteri, sadece kendi otomobiline özgü renk seçiminden,<br />

koltukları ve araç içini kaplamada kullanılan malzemeye kadar<br />

birçok ayrıntıyı kendi zevkine göre tasarlatma lüksüne sahiptir.<br />

Dolayısıyla birbirinin eşi iki Ferrari bulunmaz. Her müşteri, eşsiz<br />

bir araç satın alır. Ferrari bu noktadan yola çıkarak, müşterilerin<br />

beklentilerine cevap verebilen, esnek bir üretim yapısına ihtiyaç<br />

duyduğu sonucuna vardı. Bu yapı, yeni üretim yaklaşımı için<br />

belirlenen hedefleri yakalayabilecek çeviklikte bir iş yazılımı<br />

ile desteklenmeliydi. Bu yüzden Ferrari, dünyanın önde gelen<br />

kurumsal bilişim teknolojileri uygulayıcısı Infor ile altyapılarının<br />

yenilenmesi konusunda işbirliği gerçekleştirdi.<br />

Kobiler İşlerini Dışarıdan Yaptırma Eğiliminde<br />

Freelancer.com gerçekleştirdiği Küçük Ölçekli İşletmeler Araştırması<br />

geçtiğimiz günlerde yayınlandı. Araştırmaya katılan<br />

2500 Türk küçük ölçekli işletme sahibinin %52’si, geçtiğimiz 12<br />

ay boyunca işi danışmanlara ve serbest çalışanlara yaptırmanın<br />

büyüme kapasitelerinde merkezi bir rol oynadığını belirtmiş. 2500<br />

kobi’nin %57’si, belirli becerileri istedikleri gibi ve istedikleri<br />

zaman elde edebilmenin sağladığı esneklikten yararlanarak, tam<br />

zamanlı çalışanlar istihdam etmek yerine, işi serbest çalışanlara<br />

yaptırmaya tercih etmiş.<br />

“Araştırma, rekabetçi kalmak ve büyümek için, kobi’lerin yapamadıkları<br />

işler için uzmanlar tuttuğunu gösterdi; şirketlerini ve dinamik<br />

e-ticaret sitelerini daha verimli çalıştırmak için <strong>IT</strong> sistemleri<br />

tasarlamaktan pazarlama, finans ve hesap uzmanlarına kadar,” diye<br />

konuşan Freelancer.com CEO’su Matt Barrie sözlerine şöyle devam<br />

ediyor: “2012 yılında kobi’lerin çoğu, kendi kendilerine yapamadıkları<br />

işleri görmezden gelmek yerine, dışarıdan çalışanlara yaptırabileceğini<br />

fark etti. Bu şekilde, başka türlü şirketlerine katamayacakları<br />

uzmanlığı elde ediyorlar. Ve kaynakları kısıtlı olduğundan,<br />

yalnızca ihtiyaç duydukları zaman hizmetlere para ödeyeceklerini<br />

fark ettiler.”<br />

Türkiye İle İşbirliğimizi Genişletmek İstiyoruz<br />

İsveç ve Türkiye arasındaki kültürel ve<br />

stratejik işbirliğini geliştirmek amacıyla<br />

Stockholm’e resmi bir ziyaret yapan Cumhurbaşkanı<br />

Abdullah Gül, İsveç Dışişleri Bakanlığı<br />

tarafından desteklenen, TeliaSonera’nın<br />

sponsoru olduğu Stockholm Üniversitesi Türk<br />

Enstitüsü’nün açılışını da yaptı. Cumhurbaşkanı<br />

Gül tören sırasında TeliaSonera CEO’su Per<br />

Arne Blomquist’le de görüştü.<br />

90’ların başında Turkcell’in kurucu<br />

ortaklarından ve en büyük hissedarı<br />

olarak Türkiye’ye geldiklerini ve 20 yıldır<br />

Türkiye’de hizmet verdiklerini ve Türkiye’de<br />

bulunmaya devam edeceklerini belirten<br />

Blomquist TeliaSonera’nın Avrasya operasyonunun<br />

merkezinin İstanbul’da olmasının<br />

bir tesadüf olmadığını söyleyerek sözlerine<br />

şöyle devam etti:<br />

“TeliaSonera olarak Türklerin yönetim<br />

becerileri ve Türkiye’nin coğrafi ve kültürel<br />

konumu Avrupa ve Asya kıtaları için stratejik<br />

önem taşıyor. Bu nedenle Türkiye’yi Avrasya<br />

operasyonlarımızın yönetim merkezi olarak<br />

kullanmaya devam edeceğiz. Türkiye’de<br />

büyük bir potansiyel görüyoruz. Türkiye<br />

sadece kendi içinde başarılı bir ülke değil, aynı<br />

zamanda civar ülkeler için de ekonomik ve<br />

politik önemi her geçen gün artan bir ülke.”<br />

30<br />

nisan’13


Büyük Veri Dev<br />

Fırsatlar Getiriyor<br />

D<br />

ünyanın en büyük şirketlerine veri ambarı, kampanya yönetimi ve Büyük Veri (Big<br />

Data) çözümleri sunan Teradata, faaliyetlerini temelde yalnızca veri ambarı ve analitik<br />

çözümler odaklı olarak sürdürüyor. Teradata, ABD’nin en etik 10 şirketi ve en iyi 10<br />

yazılım şirketi listesinde yer alıyor. Bugün Büyük Veri yönetimi dendiğinde akla ilk gelen şirketler<br />

arasında Teradata’nın yer alması rastlantı değil. Teradata kurulduğu günden bu yana büyük<br />

veriyi kullanarak derin analitik çözümler sunmayı amaçlıyor ve bunu başarıyla gerçekleştiriyor.<br />

Günümüzde adını sıkça duyduğumuz MPP (Massively Parallel Processing) mimarisi, Teradata<br />

Veritabanı’nın 34 yıldır yapıtaşını oluşturuyor.<br />

Teradata’nın gerçekleştirdiği çalışmalar, “Büyük Veri’nin iş dünyası ve iş süreçleri açısından<br />

önemi nedir” sorusunu da net bir biçimde yanıtlıyor. Açıkça ifade etmek gerekirse, günümüzün<br />

en büyük teknolojik fenomenlerinden biri haline gelen “Büyük Veri”, şirketlerin içinde olup olmamayı<br />

seçebilecekleri bir konu değil. Bu aslında ‘büyük para’ diye de adlandırabilecek pazarları ve<br />

beraberinde getirdiği fırsatların içeriğini ifade ediyor. Büyük Veri çözümleri iş yaşamında oyunun<br />

kurallarını değiştiriyor, bir anlamda ezber bozuyor. Geleneksel yaklaşımı kullanan şirketler,<br />

‘transaction’ yani gerçekleşmiş işlemleri analiz ederken, Teradata’nın Büyük Veri çözümlerinden<br />

yararlanan şirketler daha işlem gerçekleşmeden davranışları analiz edebilme şansına sahip<br />

bulunuyorlar. Bu da rekabette onları bir adım ileriye taşıyor.<br />

Geleneksel veri yapıları üzerinden yapılan analizlere, yapılandırılmamış verilerin de eklenmesi<br />

ile kurumlara daha önce sahip olmadıkları öngörü ve planlama imkanı sağlanabiliyor. Müşteriye<br />

360 derecelik bir vizyonla yaklaşılmasına olanak veriyor. Örneğin yapılandırılmış geleneksel<br />

veri analizleri ile “Müşteri neyi, ne zaman, ne kadara almış; ne sıklıkla alıyor; başka ürünü alma<br />

eğilimi nedir” sorularına cevap bulunabiliyor.<br />

Veriyi Doğru Kullananlar Daha Kârlı<br />

Yapılan bir araştırma, veriyi kullanan şirketlerin verimlilik konusunda eşitlerinden yüzde 4<br />

daha verimli, kârlılıkta ise yüzde 6 daha kârlı olduklarını gösteriyor. Bu durumda da veri, tüm<br />

kurumlar için en önemli hammadde haline geliyor. Veri doğru araçlarla bilgiye çevrildiğinde, bu<br />

bilgi her aşamada paraya, prestije veya güce dönüşebilir. Veri, bir firmayı müşterilerinin gözünde<br />

diğer rakiplerimizden “Farklı” kılabilir ve “Tek” konumuna getirebilir. Bir firmanın müşterileri ile<br />

ilgili şahsi bilgileri işlemesi ile kişiye özel kampanyalar üretmesi ve satışları artırması mümkün<br />

olabilir. Teradata, farklı iş ihtiyaçlarına göre optimize edilmiş platform ailesi, veri ambarına özel<br />

olarak tasarlanmış veritabanı, veri madenciliği konusunda geliştirilmiş çözümleri, sektörlere özel<br />

çözümleri ile veri ambarı modelleri, analitik kampanya yönetimi ve büyük veri yönetimi çözümleri<br />

ile geniş bir ürün ailesine sahip bulunuyor.<br />

Sorunsuz ve Yüksek Performanslı Platformlar<br />

Teradata’nın optimize veri ambarı platformları veritabanı yazılımı, sunucu ve veri depolama<br />

ünitesinin en iyi performans sağlayacağı şekilde tasarlanmış, yüzde 99.5 gibi son derece yüksek<br />

bir oranda erişilebilirlik sunan ve veri yüklemeye hazır sistemler. Teradata müşterileri bu sayede<br />

ilk günden itibaren veri ambarlarını oluşturmaya ve kullanmaya başlayabiliyorlar. Teradata<br />

bugün geldiği noktada 6 farklı veri ambarı platformu sunuyor. Bu sistemler GB’lar seviyesinden<br />

186 PB’a kadar ölçeklenebilen ve her biri farklı amaçlar için optimize edilmiş sistemler olarak<br />

öne çıkıyor. Bugün aralarında Türk Telekom, Turkcell, Migros, Ziraat Bankası, Nüfus ve Vatandaşlık<br />

İşleri Genel Müdürlüğü, Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü, HSBC, eBay, BNP<br />

Paribas, Lufthansa, American Airlines, Barclays, Nokia, Metro ve Carrefour gibi farklı sektörlerde<br />

hizmet veren dev şirketler ve kurumlar Teradata’nın Büyük Veri çözümlerinden yararlanıyor.<br />

SEKTÖRÜN SESİ<br />

Gamze Aydın<br />

Teradata Türkiye Ülke Müdürü<br />

nisan’13<br />

31


Avşar Özgen<br />

avsar@itadvisor.com.tr<br />

ÖZEL HABER<br />

Teknolojik Bir Devrim<br />

Yaşıyoruz<br />

AK Parti Adana Milletvekili Necdet Ünüvar’la Bilişim ve İnternet<br />

Komisyonu Başkanlığı döneminde elde ettiği bilgileri ve <strong>IT</strong><br />

sektörüne getirdiği önerilerini konuştuk<br />

G<br />

eçtiğimiz yıl mecliste çalışmalarını<br />

tamamlayan Bilişim ve İnternet<br />

Araştırma Komisyonu yoğun<br />

bir çalışmanın ardından hazırladığı raporu<br />

tamamlayarak TBMM’ye sunmuştu. Biz de<br />

<strong>IT</strong> <strong>Advisor</strong> olarak o raporun ayrıntılarını<br />

sizlerle paylaşmıştık.<br />

AK Parti Adana Milletvekili Prof. Dr. Necdet<br />

Ünüvar her ne kadar 31 Ocak <strong>2013</strong> tarihinden<br />

bu yana TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve<br />

Sosyal İşler Komisyonu Başkanlığı yapsa<br />

da geçtiğimiz yasama yılında Bilişim ve<br />

İnternet Araştırma Komisyonu başkanlığını<br />

yürütmüştü. Yeni komisyon başkanlığı<br />

görevinde başarı dileklerimizi ilettiğimiz<br />

Necdet Ünüvar’la Bilişim ve İnternet Komisyonu<br />

Başkanlığı döneminde elde ettiği<br />

bilgileri ve <strong>IT</strong> sektörüne getirdiği önerilerini<br />

konuştuk.<br />

“2007 – 2010 döneminde ABD’de BİT<br />

sektörünün GSYH’ya katkısı yüzde 8’lerden<br />

yüzde 9,5 civarına çıkarken, AB için bu<br />

oran yüzde 5,5’lardan yüzde 6’lara çıkmıştır.<br />

Bu karşılaştırmadan yola çıkarak, AB <strong>Sayı</strong>sal<br />

Gündem Değerlendirme Raporunda,<br />

AB ekonomisinde BİT’in katkısının anılan<br />

dönemde arttığı; fakat yeni inovasyon<br />

dalgasında AB endüstrisinin ABD şirketleri<br />

kadar başarı sağlayamadığı değerlendirilmesine<br />

yer verilmiştir.<br />

Ülkemizde ise BİT sektörünün GSYH<br />

içindeki payı 2007 – 2010 döneminde<br />

yüzde 3,4 düzeyinde kalmıştır. Bu oran,<br />

hem ABD hem de AB-27 ortalamasına göre<br />

çok düşüktür. Bu durum, bilişim 2023 milli<br />

gelir hedefimiz için önemli bir potansiyel<br />

barındırdığını göstermektedir.<br />

Bilişimin Milli Gelire Katkısı;<br />

ABD’de Yüzde 9,5, Türkiye’de<br />

Yüzde 3,4<br />

6,3 milyar nüfusa karşılık 500 milyon,<br />

bütün bu teknolojik cihazlara bağlıymış.<br />

2011 yılında dünya nüfusu 6,8 milyar, bağlı<br />

cihaz sayısı 12,5 milyar. 2020’de, dünya<br />

nüfusunun 7,8 milyar olacağı, bağlı cihaz<br />

sayısının da 50 milyar olacağı öngörülüyor.<br />

Anonimleşmiş bir ifadedir, televizyon<br />

dünyayı evimize taşıyordu, internet evimizi<br />

dünyaya taşıyor. Bilişim sektörü ekonomik<br />

krizden en az etkilenen ve katma değeri en<br />

yüksek sektör olarak değerlendirilebilir.<br />

2001’de nüfusumuzun yüzde 5’i internet<br />

sahibiyken bugün mobil erişimle birlikte<br />

düşünüldüğünde bu oran yüzde 55’lere<br />

çıktı. Bilişim gelirlerimiz 2003 yılında 11,5<br />

milyar dolarken 9 yılda 34 milyar dolara<br />

yükseldi. Geniş bant abone sayısı incelendiğinde,<br />

2003 yılında 200 bin seviyesindeyken<br />

2012 yılına gelindiğinde 19,5 milyon<br />

AK Parti Adana Milletvekili<br />

Necdet Ünüvar<br />

seviyesine ulaştı. Tüm bunlar sevindirici<br />

gelişmeler. Dünyada da gerek sosyal medya<br />

kullanım oranları gerekse günlük hayatta<br />

internetin edindiği yere, kullanıcı rakamlarına<br />

ve gelir değerlerine baktığımızda,<br />

önümüzdeki dönemde bilişim sektörünün<br />

dünyaya hükmedeceğini söylemek yanlış<br />

olmaz.<br />

İnternette Çocuğu Kontrolsüz<br />

Bırakmamak Gerekiyor<br />

İnternet her yönüyle sosyal ekonomik, toplumsal<br />

aklınıza gelen her alanda hayatımızda.<br />

Çünkü insanlar işlerini daha kolay hızlı<br />

ve daha farklı noktalardan çözmek istiyor.<br />

32<br />

nisan’13


ÖZEL HABER<br />

Örneğin alacağı şeyi kısa sürede elde etmek<br />

istiyor. Üstelik de güvenli. Bu nedenle<br />

TBMM Bilişim ve İnternet Komisyonu çok<br />

doğru bir zamanda kuruldu. Komisyon<br />

çalışmalarımız kapsamında çıkardığımız<br />

sonuçlara göre Türkiye’de sektöre ilişkin<br />

bir değerlendirme yapacak olursak,<br />

kurumların ayrı ayrı kendi alanlarında iyi<br />

işler yaptığını görüyoruz. Ama birden çok<br />

kurumun aynı anda birlikte yapabileceği işlerle<br />

ilgili bağlantı noktalarını geliştirmesi<br />

gerektiğini not ettik. Bir de e-devlet, siber<br />

güvenlik vs. falan gibi konularda kurumlar<br />

iyi çalışmalar yapıyor. Bunu gördük.<br />

Ama öbür yandan da vatandaşın bilinçlendirilmesi<br />

gerektiğinin farkına vardık.<br />

Örneğin çocuğu kontrolsüz bırakmamak<br />

gerektiğini gördük. Çocuğu kendi başına<br />

bırakmak yerine onunla daha yakından<br />

ilgilenmek gerektiğini biliyoruz. Bunun için<br />

anne-babaların dijital okur-yazarlıklarının<br />

artırılması gerekiyor. Çünkü çocukla ebeveyn<br />

arasındaki iletişim eksikliği bu şekilde<br />

giderilebilir.<br />

Bunların yanında 2023 vizyonumuz<br />

kapsamında, Türkiye’nin bilgi toplumuna<br />

dönüşümü gibi önemli bir hedefimiz var.<br />

Bu konuda yapılması gereken hususlar<br />

geçtiğimiz haftalarda TBMM Başkanlığı’na<br />

sunduğumuz raporumuzda farklı açılardan<br />

ele alındı ve buna göre pek çok öneride<br />

bulunduk. Bu bağlamda bilişim sektörünün<br />

gelişimi ve bilgi toplumuna dönüşme hedef<br />

ve stratejilerinin gerçekleştirilmesini ve<br />

sayısal uçurumun giderilmesini teminen<br />

yapılması gerekenleri şöyle sıralayabiliriz:<br />

Bilişim sektörü, stratejik önem ve önceliğe<br />

sahip bir alan olarak değerlendirilmeli,<br />

bilişim teknoloji ve imkânları ülke<br />

yönetiminde etkin bir şekilde kullanılmalı,<br />

özellikle yazılım sektörü başta olmak<br />

üzere, bu alandaki tüm yatırım ve yeni<br />

teknolojiler, araştırma geliştirme faaliyetleri<br />

ve istihdam desteklenmeli, gerektiğinde<br />

vergisel avantaj ve kolaylıklar sağlanmalı,<br />

yerli ve yabancı tüm yatırımcıların yatırım<br />

kararlarını olumsuz yönde etkileyebilecek<br />

ve yeni yatırımların önünde engel teşkil<br />

edebilecek hukuki ve fiili koşullar ortadan<br />

kaldırılmalıdır.<br />

Ülkemiz Veri Merkezi<br />

İşletmeciliği İçin Bir Cazibe<br />

Merkezi Haline Getirilmeli<br />

Hem sabit fiber altyapının hem de mobil<br />

altyapının kurulmasında işletmecilerin karşılaştığı<br />

idari ve mali güçlükler giderilmeli,<br />

bürokrasi minimize edilmeli, işletmecilerin<br />

kamu mülkiyetindeki arazilerden, doğalgaz,<br />

petrol, elektrik ve enerji nakil hatlarından,<br />

karayolu, demiryolu ağlarından ve bunların<br />

haberleşme atıl altyapı ve kapasitelerinden<br />

uygun koşullarla istifadesi sağlanmalıdır.<br />

Ülkemiz veri merkezi işletmeciliği için bir<br />

cazibe merkezi haline getirilmelidir. Bu<br />

durum, bilgi güvenliği, kişisel verilerin<br />

korunması, vergilendirme, uluslararası<br />

platformlarda bu alanda söz sahibi olunması,<br />

hukuki anlaşmazlıklarda avantajlı konumda<br />

olabilmek gibi fırsatları bünyesinde<br />

barındırmaktadır.<br />

Yerli içeriğin üretiminin özendirilmeli<br />

ve içeriğin yurt içinde barındırılması<br />

sağlanmalıdır. Türkiye’nin internet değişim<br />

ve barındırma merkezi olarak gelişimi<br />

teşvik edilmelidir. Barındırma hizmetlerinin<br />

yurt dışından sağlanması yerine<br />

trafiğin ve içeriğin yurt içinde kalmasını<br />

sağlayacak tedbirler alınmalıdır. Kamu<br />

kurum ve kuruluşlarının içeriklerinin yurt<br />

içinde tutulması zorunlu hale getirilmeli,<br />

yurt içinde üretilen içerik ve verinin yurt<br />

içinde tutulabilmesi hatta yurt dışında<br />

faaliyet gösteren şirketlerin de barındırma<br />

hizmetlerinin Türkiye’den sağlanması için<br />

gereken güvenli ve cazip ortam sağlanmalı,<br />

bu amaçla öncelikle Kişisel Verilerin Korunmasına<br />

İlişkin Kanun Tasarısı yasalaşmalı<br />

ve diğer yapısal tedbirler alınmalıdır.<br />

Barındırma hizmetleri için ihtiyaç duyulan<br />

enerji ve iklimlendirme maliyetlerini<br />

nispeten azaltacak bölgelere geniş bant<br />

internet yatırımı başta olmak üzere gereken<br />

yatırımlar acilen yapılmalı, barındırma<br />

hizmetlerinin gerektirdiği enerji ve diğer<br />

altyapı maliyetleri ile bu hizmetlerden alınan<br />

vergiler hizmeti teşvik edici mahiyette<br />

gözden geçirilmelidir.<br />

Bulut bilişim fırsatlarından azami olarak istifade<br />

edilebilmesi için; hizmet alıcıların ve<br />

sağlayıcıların sorumlulukları netleştirilmeli,<br />

kişisel verilerin gizliliğinin korunmasına<br />

ilişkin düzenlemeler yapılmalı, genişband<br />

internet bağlantı kapasitesi ve kalitesi<br />

arttırılmalı, hizmet kalitesi seviyesi belirginleştirilmeli,<br />

ulusal düzeyde bulut bilişim<br />

politika ve stratejileri oluşturulmalıdır.<br />

Pazarda Etkin ve Sürdürülebilir<br />

Rekabet Sağlanmalı<br />

İşletmeciler tarafından, mükerrer altyapı<br />

yatırımları yerine mevcut altyapı yatırımlarının<br />

geliştirilmesi ve ihtiyaç bulunan<br />

yerlere ulaşılmasını teminen, elektronik<br />

haberleşme ve yayıncılık tesis ve alt yapıları,<br />

işletmeciler tarafından müştereken<br />

kurulmalı ve mevcut tesislerin paylaşılması<br />

sağlanmalıdır.<br />

Bilişim sektörüne yatırım yapan ve bu<br />

sektörde faaliyet gösteren işletmelere<br />

pazar alanları oluşturulmalı, pazarda etkin<br />

ve sürdürülebilir rekabet ile hukuki güven<br />

ve istikrar sağlanmalı, gerektiğinde bilişim<br />

teknolojisi ürün ve hizmetlerine ilişkin<br />

yatırımlara yönelik kredi olanakları artırılmalı<br />

ve belirli bir miktar alım garantisi<br />

verilmelidir.<br />

Çağrı merkezleri ve rehberlik gibi hizmetler,<br />

bilişim alanındaki istihdamın artırılmasına,<br />

ev–ofis gibi alternatif çalışma yöntemleriyle<br />

engellilerin, öğrencilerin, ev hanımlarının,<br />

emeklilerin ve diğer sosyal kesimlerin işgücü<br />

piyasasına kazandırılmasına yönelik birer<br />

fırsat olarak değerlendirilmeli ve bu alandaki<br />

yatırımlar desteklenmelidir.<br />

Know-how üretime konu olan bilişim teknolojileri<br />

ürünlerinde katma değer vergisi<br />

istisnası veya indirimi yapılmalı, yerli<br />

üretime konu olan parçalarda fiziki değer<br />

ve işlevsel değere göre katma değer vergisi<br />

indirimine gidilmeli, ayrıca henüz yerli<br />

üretimi olmayan ürünler için de vergisel<br />

teşvikler sağlanmalıdır”.<br />

nisan’13 33


Hasan Selman<br />

hasan@itadvisor.com.tr<br />

Ali Yavuz Şahin<br />

yavuz@itadvisor.com.tr<br />

KAPAK KONUSU<br />

‘in katkılarıyla hazırlanmıştır.<br />

34<br />

nisan’13


KAPAK KONUSU<br />

Finans<br />

Sektöründe <strong>IT</strong><br />

Bankacılık ve finans sektörünün çıktığı teknoloji<br />

yolculuğu, süreçleri ve hizmet kalitesini sürekli<br />

gelişime mecbur bırakıyor. Bu da sürekli<br />

artan beklentiler ve daha da zorlaşan rekabet<br />

şartları demek. Her sürecin domino taşları gibi<br />

periyodik ve beklendik şekilde ilerlemesi şart.<br />

Şayet bir sorun çıkar da süreç sekteye uğrarsa,<br />

bunun birçok ağır sonucu ve pek de iyi olmayan<br />

geri dönüşleri olacaktır…<br />

nisan’13 35


KAPAK KONUSU<br />

G<br />

ünümüz dünyasında birçok insan<br />

için en önemli olgu para. İnsanlar<br />

para için çalışıyor ve para üzerine<br />

hayaller kuruyor. Bu nedenle, genç yaşlı fark<br />

etmeksizin bankalar her insanın hayatında<br />

öyle ya da böyle rol oynuyor. İnsanları, zamanlarının<br />

büyük bir bölümünü kazanmak için<br />

harcadıkları şeyin iyi muhafaza edilmesini ve<br />

onun olanı kolayca yönetebilmek istemesini<br />

yadırgayamayız. Konu para olunca, insanlar<br />

çok daha farklı bir yaklaşım tarzı benimsiyor.<br />

Sonuçta söz konusu varlık onların ve bu varlık<br />

bankadayken de, ona tam erişim ve üzerinde<br />

tam yetki sahibi olmak istiyorlar.<br />

Bireysel müşteri temel olarak bunları isterken,<br />

kurumsal tarafta işler çok daha karışık.<br />

Kurumsal müşteri, seçtiği bankanın ona bir<br />

yardımcı gibi hareket etmesini ve kolaylıklar<br />

sağlamasını bekliyor. Aslında bu biraz da karşı<br />

taraftan bir minnet göstergesi beklemeye<br />

benziyor. Sonuçta dışarıda onlarca banka var<br />

ve işletme söz konusu bankayı seçiyor.<br />

Beklentilerin temelde basit ancak yüksek<br />

dikkat ve hızlı tepki gerektirdiği ortada. Kullanıcılar<br />

bu beklentilerinin karşılanmadığını<br />

ya da süreçlerde zorluk çektiğini gördüğünde,<br />

direkt olarak markanın üzerini çiziyor. Çünkü<br />

bankacılık ve finans sektöründe kendini kanıtlamış<br />

onlarca kurum ve bunların birbirlerine<br />

üstünlük sağlamak için yaptıklarından oluşan<br />

çok sert bir rekabet ortamı var. Bu durum,<br />

finans kuruluşu için zorluk yaratırken, müşteri<br />

için de seçim şansı teşkil ediyor. İşte tam da<br />

bu noktada sektörün yolu <strong>IT</strong> ve onun getirdiği<br />

avantajlar ile kesişiyor. Belki de <strong>IT</strong>’nin bu<br />

denli zorunluluk halini aldığı tek sektör olan<br />

bankacılık ve finans, sürekli artan beklentiler<br />

ve rekabet şartları nedeniyle <strong>IT</strong> konusunda<br />

öncülüğü yıllardır hiçbir sektöre kaptırmıyor.<br />

Bankacılık ve finans sektöründeki büyük<br />

yatırım gücü ve analiz yeteneği, teknoloji<br />

trendlerinin hızla benimsenmesini ve diğer<br />

sektörlere örnek olmasını sağlıyor. Bankacılık<br />

ve finans sektörü için bu yeni yaklaşımın<br />

ATM’ler ile benimsenmeye başlandığı söyleyebiliriz.<br />

Ardından gelen internet bankacılığı,<br />

mobil bankacılık trendleri ve bu trendlerin<br />

üzerine konulan katma değerler ile teknolojinin<br />

hizmet ve servis anlamında ne denli fark<br />

yaratabildiğinin en büyük kanıtı oldu.<br />

Üzücüdür ki bu sektörün sürekli gözden<br />

kaçırılan marifetleri var; mesela adaptasyon<br />

ve vizyon. Yazılarımızda yeni teknolojiler<br />

benimsenirken bunu yarım yapmamak<br />

gerektiğinin ve her yeni benimseme ardından<br />

veri güvenliği için yeni bir cephe yaratıldığının<br />

altını çiziyoruz. Bankacılık ve finans sektörü<br />

bu konuda da örnek alınacak birçok yaklaşıma<br />

ev sahipliği yapıyor. En büyük teknoloji trendlerini<br />

erkenden benimseyen sektör, en önemli<br />

olgu olan güvenlikten de ödün vermiyor.<br />

Teknolojiyi Değere Dönüştürmek<br />

Teknolojinin bankacılık ve finans sektöründe<br />

nasıl çözümlere dönüştürüldüğü, en az teknolojinin<br />

bankacılıkta kullanılması konusu kadar<br />

önemli. Çünkü sektör artık tamamen insan<br />

odaklı işliyor ve teknolojilerin minimalist bir<br />

bakış açısıyla elden geçirilip, müşteriler için<br />

işlevsel çözümler haline getirilmesi gerekiyor.<br />

Bu süreçte “eş zamanlılık” olgusu benimsendi.<br />

Teknolojiler bir bina misali üst üste inşa edilmeli<br />

ve eş zamanlı olarak işlemeliydi. Öyle de<br />

oldu, tüm teknolojiler şube bankacılığı sisteminin<br />

üzerine inşa edildi. Bir süre sonra da, çok<br />

kritik işlemler haricinde şubeye gidilmesine<br />

gerek kalmayacak hale getirildi.<br />

Bank of Switzerland’ın eski tepe yöneticilerinden<br />

Nikolaus Senn, “Bankacılık müşterinin<br />

olduğu yerde yapılır” diyor. Senn’in cümlesinden,<br />

bankacılık teknolojilerinin insan odaklı<br />

olması gerektiği, çıkarılabilecek modern bir<br />

anlam. Bankanın sunduğu teknoloji her ne<br />

kadar iyi olsa da, müşteriye ulaşamadığı, müşteri<br />

ile banka arasında bir bağ oluşturmadığı<br />

sürece değersiz olacaktır.<br />

Teknolojiden değer yaratma konusunda en<br />

başarılı sektörlerden biri olan finans ve bankacılık,<br />

bu yeteneğini veri odaklı iş yapış şeklinde<br />

borçlu. Bakıldığında yine bu sektörün veri<br />

odaklı iş yapma şeklinde ilk geçtiği ve hızlıca<br />

da geliştirdiği görülüyor.<br />

Kurumun ya da pazarın yıllar boyunca ürettiği<br />

ve topladığı veriler, bu önemsiz gibi görünen<br />

bir parametre dahi olabilir, istenildiği takdirde<br />

veriden bilgi, bilgiden ise değer yaratmak için<br />

kullanılabilir.<br />

Müşteri odaklı iş yapma şekillerinin çoğunlukta<br />

olduğu finans ve bankacılık sektöründe,<br />

toplanan her bir verinin önemli olduğu su<br />

götürmez bir gerçek. Bu noktada yalnızca dışarıdan<br />

elde edilen verilerden bahsetmediğimizi<br />

de vurgulamamızda fayda var. Kurumun doğrudan<br />

gösterdiği faaliyet alanında “elde ettiği”<br />

verileri, sürekli müşterileri ile aynı sayfada<br />

kalmak için kullanmasından bahsediyoruz.<br />

Öte yandan, yığınlarca çöp verinin arasından<br />

toplanması gereken kıymetli dış verilerin de<br />

önemi büyük.<br />

Çoğu kurum ellerindeki veriler ile başa<br />

çıkamamaktan yakınıyor. KOBİ’lerin büyük<br />

bir bölümü ise alacaklarını dahi dijital veri<br />

formunda gösterecek durumda değil. Bu<br />

uçurumun iki tarafı da sorun demek. Büyük<br />

ölçekte yığılan veriler kurumların gözünü<br />

korkutuyor. Hatta büyük verinin yönetiminden<br />

kaçınan kurumlara bile rastlıyoruz ki bu yapılabilecek<br />

en büyük hata. Kurumlar, gözlerinin<br />

“Artan beklentileri<br />

karşılamak ve sert<br />

rekabet ortamına<br />

ayak uydurabilmek<br />

için tek çözüm erken<br />

benimseyenlerden biri<br />

olmak”<br />

önünde akan giden veriyi, bilgiyi ve değeri<br />

yalnızca seyrediyor. Sonra da arşivlerini sık sık<br />

sıfırlayarak, potansiyel çöplerini depolamaya<br />

başlıyor.<br />

Verinin depolanması, analiz edilmesi ve<br />

bundan bilgi yaratılması için gereken doğru<br />

yaklaşımda, arşivlerinizi olabildiğinde uzun<br />

süre depolamaya odaklanmalısınız. 10 yıl önce<br />

depolanan verilerden değer yaratılamayacağını<br />

düşünmek yanlış. Verinin cambazları, dünyanın<br />

dört bir yanında bu verilerden dramatik<br />

geri dönüşler sağlıyor.<br />

Sürekli ve Her Şeye Hazır<br />

Olmalısınız!<br />

Hizmetlerin ve servislerin sürekliliği bankacılık<br />

ve finans sektöründe kritik önem taşıyor.<br />

Bu genel olarak iş dünyası için geçerli bir<br />

gereklilik olsa da, işler bu sektörde bir hayli<br />

kritik hal alıyor. Çünkü finans ve bankacılıkta<br />

yaşanan bir süreklilik sorunu müşteri kaybının<br />

yanı sıra direkt maddi kayıp olacaktır.<br />

Veri odaklı kurumların başarılı iş süreçleri<br />

zamanla sarmal ve birbirine bağımlı hale gelir.<br />

Bu duruma paralel olarak veriye olan ihtiyaç,<br />

daha doğru bir terimle “bağımlılık” da artar.<br />

Bir noktadan sonra işin sürekliliği tamamen<br />

veriye bağlıdır ve büyük ya da küçük bir veri<br />

parçacığında yaşanacak problem işlerin sarpa<br />

sarmasına neden olabilir.<br />

Genel olarak tüm <strong>IT</strong> çözümlerine bir göz atın.<br />

Hepsinin birkaç ortak noktası ve amacı vardır.<br />

İş sürekliliği de bunlardan bir tanesi. Kurumun<br />

veri tabanında çığ gibi büyüyen veri, dışarıya<br />

hizmet ve iş olarak yansır. <strong>IT</strong>’nin rolü de tam<br />

olarak bu çığın merkezinde başlar. Muhafaza<br />

etmek, daha iyi yönetmek, ondan değer yaratmak…<br />

Ne kadar kaynağa sahip olduğunuz, onları<br />

nasıl kullanmayı bilmediğinizde önemsiz<br />

bir bilgiden başka bir şey değildir.<br />

İşin sürekliliği kurum için hayati önem taşır.<br />

Sonuç olarak yapılan her iş sürekli olduğu<br />

sürece başarılı olma potansiyeline sahiptir.<br />

Teknolojinin geldiği son noktada, işin<br />

sürekliliğini sağlarken; hız, maliyet tasarrufu<br />

ve güvenlik gibi avantajlar da elde edilebiliyor.<br />

Şu an okuduğunuz makale de buna en iyi<br />

örneklerden biri olan “tekilleştirme” teknoloji<br />

ile alakalı…<br />

36 nisan’13


KAPAK KONUSU<br />

Dış Kaynak Kullanımı<br />

HP’nin, NelsonHall araştırma şirketi ile<br />

Avrupa’daki bankaların üst düzey yöneticilerine<br />

yönelik gerçekleştirdiği araştırmada,<br />

bankalarının yüzde 44’ünün iş süreçlerinde<br />

dış kaynak kullanımını tercih ettiği ve bankaların<br />

dış kaynak kullanımıyla gelirlerini artırdığı<br />

ortaya çıktı.<br />

Avrupa’da bireysel bankacılık hizmeti veren<br />

kurumların üst düzey yöneticileri 3 büyük önceliklerini<br />

şöyle tanımladı: Mevcut müşterilere<br />

satış yoluyla cüzdan payının artırılması (yüzde<br />

91), iş çevikliğinin artırılması (yüzde 88) ve<br />

işletim modelinin iyileştirilmesi (yüzde 76).<br />

Buna ek olarak araştırmaya katılan bankaların<br />

tümü en azından bir iş sürecini dış kaynak<br />

kullanımına aktardığını belirtti. Dış kaynak<br />

kullanımına aktarılan süreçler arasında borç/<br />

alacak yönetimi yüzde 82 ve müşteri hizmetleri<br />

yüzde 56 ile başı çekiyor.<br />

İlk ortaya atıldığında tamamen maliyetleri<br />

azaltması nedeniyle cezbedici bulunan dış<br />

kaynak kullanımı, günümüzde kurumun<br />

söz konusu alandaki yetkinliğini artırırken<br />

maliyetleri azaltan ve kuruma gerçek stratejisine<br />

odaklanma şansı sunan bir iş yapma modeli<br />

olarak öne çıkıyor. Bu iyileşmede finans<br />

sektörünün yine büyük bir payı var. Çünkü<br />

finans sektörü gelişen teknolojinin değiştirdiği<br />

rekabet şartlarında büyük <strong>IT</strong> yatırımları<br />

gerçekleştiriyor. Bu denli büyük yatırımların<br />

eşi benzerine bir ya da birkaç sektörde daha<br />

rastlamak mümkün. Durum böyleyken, finans<br />

kurumlarından her konuda sıfırdan yaratma,<br />

sahip olma ve üstün hizmet kalitesi sunma<br />

gibi beklentiler biraz hayali olacaktır. İşte tam<br />

da bu noktada dış kaynak kullanımı işin içine<br />

giriyor.<br />

Finans sektörünü diğer sektörlerden ayıran en<br />

önemli özelliklerinden bir tanesi yatırım konusunda<br />

çok cüretkar olması. Büyük yatırımlar<br />

ile <strong>IT</strong> alanında büyük işler yapan bu kurumlar,<br />

müşterilerini artırmak, müşteri memnuniyetini<br />

artırmak, farklı projeler geliştirerek farklılaşmak<br />

gibi konulara odaklanıp yatırımlarını<br />

bu yönde şekillendirirken, iş verimliliğini<br />

sağlamak, yasal süreçlere uyum sağlamak,<br />

maliyetleri azaltmak ve ürün geliştirmek gibi<br />

iş yükleri ile uğraşıyor. Bu noktada kaliteli<br />

otomasyon finans kuruluşuna düşünmek<br />

ve stratejisini uygulamak için yeterli zaman,<br />

kaynak ve kabiliyet sağlıyor.<br />

Finans kuruluşunun başarılı bir otomasyonda<br />

aradığı bazı temel özellikler olmalı. Mesela<br />

güvenlik. Dış kaynak kullanımına gidilen<br />

hizmet veya servis, tıpkı banka içerisinde<br />

yapılıyormuşçasına güvenli olmalı. Yine finans<br />

nisan’13<br />

37


KAPAK KONUSU<br />

“Teknolojinin<br />

Uyarlanması ve<br />

Kullanımı Ön Planda”<br />

Murat Boyla<br />

Data Market Genel Müdürü<br />

Data Market olarak <strong>2013</strong> yılında da Finans Sektöründe yenilikçi<br />

çözümlerimizle iz bırakmaya devam edeceğiz. Finans sektörü<br />

için standart ve regülasyonların gerektirdiklerini yerine getirmek<br />

üzere teknolojinin uyarlanması ve kullanımı ön plana çıkarken, aynı<br />

zamanda operasyonel verimliliğin artırımı, sektörel rekabette avantajlı<br />

olmak gibi stratejik konular, bilginin yönetimini çok daha önemli hale<br />

getirmektedir. Bu nedenle portföyümüzde özellikle Kurumsal İçerik<br />

Yönetimi, Dokuman Yönetimi, Portal ve İş Akış Yönetimi çözümleri<br />

öne çıkmakta, Microsoft teknolojileri ile geliştirdiğimiz kullanımı kolay,<br />

desktop ve mobil "önyüz"’ler aracılığı ile de bu çözümlerimizi her<br />

yerden erişilebilir şekilde müşterilerimize sunmaktayız. Bunlara ek<br />

olarak; Kontrat Yönetimi, Kalite Yönetimi, Sigorta acente yönetimi,<br />

İK Yönetimi ve Servis Yönetimi gibi çeşitli sektörlere uyarlanmış hazır<br />

uygulamalarımızı kullanarak uçtan uca çözümler sağlıyoruz. Digital form<br />

işleme ve mobil çözümlerimiz geçtiğimiz yıldan bu yana ülkemizde 2<br />

banka tarafından kredi kartı başvuru, imza kartonu üretim ortamlarında<br />

aktif olarak kullanılmaktadır. Son kullanıcı tarafında, aynı anda tablet ve<br />

akıllı kalem kullanabilen çözümümüz sayesinde Finans müşterilerimize<br />

alternatif bir dağıtım kanalı sunmaktayız. Bilgiye her yerden erişilebilirlik<br />

kurumlar için bilgi güvenliğinin önemini her geçen gün arttırmaktadır.<br />

Bilgi Güvenliği ve Kimlik Yönetimi çözümlerimiz ile müşterilerimizin<br />

güvenlik seviyelerini arttırmalarına yardımcı olmaktayız. Veri depolama,<br />

yedekleme, tekilleştirme, sunucu, network, sanallaştırma çözümlerini<br />

kullanarak yeni nesil veri merkezi ve felaket kurtarma merkezlerini tüm<br />

bileşenleri ile birlikte uzman ekiplerimiz sayesinde hayata geçirmekteyiz.<br />

Bütün bu yazılım ve hizmet portföyü, Data Market Teknolojik Hizmetler<br />

Bölümü tarafından, servis yönetimi, yazılım geliştirme standart<br />

ve metodolojilerine uygun olarak sağlanmakta ve yönetilmektedir.<br />

2012’de 52 farklı projeye imza attık. Müşterilerimizin bize olan güveni<br />

ve desteği sayesinde onlarla birlikte daha büyük projelere imza atmak<br />

ve sunduğumuz kurumsal çözümlerle <strong>2013</strong> yılında da müşterilerimize<br />

esneklik, iş sürekliliği ve verimlilik kazandırmayı hedeflemekteyiz.<br />

sektörünün olmazsa olmazı olan “riskleri kontrol altına almak” olgusu,<br />

dış kaynak kullanımında da geçerli. Hizmet sürekliliği, üstün performans<br />

ve eğer söz konusu dış kaynak kullanımı müşteriler ile ilgili ise<br />

müşteri memnuniyeti bu listede yer alıyor.<br />

Dış kaynak hizmet sağlayıcıları, ihtiyaç duyan kurumlara hazır altyapı,<br />

personel, hizmet gibi kurumu sıfırdan yatırıma sürüklemeyen hizmetler<br />

sunuyor. Bu belirli bir ürün veya hizmet üzerine kurulmuş bir nevi<br />

ortaklığa benzetilebilir. Dış kaynak kullanan finans kurumu iş süreci,<br />

yatırım gibi konular yerine doğrudan iş sonucuna odaklanabilir.<br />

Türk Finans Sektörü Örnek Teşkil Ediyor<br />

Türk finans sektörünün geldiği son nokta, dünyayı etkileyen büyük<br />

krizlerden Türkiye’deki bankaların etkilenmeyişiyle kanıtlandı. İyi bir<br />

düzene sahip olan bankalar, sistemleri ve altyapıları istikrarlı bir şekilde<br />

dönüştürerek ekstra yatırım maliyetlerinden kurtuluyor. Bu durum,<br />

bankaların zor dönemlere daha rahat önlem almalarını sağlarken,<br />

yatırım avantajları da ortaya çıkabiliyor.<br />

Yatırım avantajlarına baktığımızda da ürün, servis ve yazılımların ön<br />

plana çıktığını görüyoruz. Son dönemde birçok ülkedeki bankalar<br />

kredileri kurtarmak, tekrar düzene girmek için uğraşırken, Türkiye’de<br />

birçok yenilikçi ürün ve servis ön plana çıkıyor. Hatırlarsak birkaç<br />

yıldır Türkiye’de işleyen otomatik ödeme sistemi, halen büyük ülke<br />

bankalarının bazılarında yok. Ayrıca internet ve telefon bankacılığında<br />

Türkiye’de yürürlükte olan hizmetler de dünyanın birçok ülkesinde<br />

henüz bulunmuyor.<br />

Dolayısıyla Türkiye’de bankalar, yakaladıkları istikrarı yenilikçi yatırımlarla<br />

besleyerek büyük bir ilerleme kaydetmiş durumda. Hem donanım<br />

üretici ve entegratörleri, hem de yazılım üretici ve entegratörleri<br />

Türkiye’de bankaların <strong>IT</strong> sistemlerini öve öve bitiremiyor.<br />

Dünya geneline kıyaslandığında Türkiye’de bankacılık sistemi ve sahip<br />

oldukları <strong>IT</strong> altyapılarının oldukça iyi olduğunu rahatça söyleyebiliriz.<br />

Gerek istikrar, gerekse de ürün ve hizmetler bu durumun net bir kanıtı.<br />

Fakat inovasyonda bir an bile durmanın büyük zararları olabildiğinden,<br />

ilerlemenin devam etmesi gerekiyor. Şu an birçok ülkede halen<br />

bankaların zor durumda olduğunu düşünürsek, Türkiye’deki bankalar<br />

avantajını daha da artırabilir.<br />

Mobil Devrim Geldi Çattı<br />

Tüm teknolojilerin git gide daha fazla mobilleştiği günümüzde, önemli<br />

konu başlıklarından biri de mobil uygulamalar. Profesyonel hayatın da<br />

vazgeçilmezlerinden olmayı başaran mobil uygulamalara aslında başlı<br />

başına bir sektör muamelesi yapmamız daha doğru olacaktır.<br />

İş dünyasının yolunun mobil cihazlar ile kesişmesi çok zaman almadığı<br />

gibi, bu alanda hizmetler sunan mobil odaklı teknolojilerin ve servislerin<br />

de hızla türemesi hiç şaşırtıcı bir gelişme değil. İnsan hayatının çok<br />

önemli bir parçası olan çağın bu gözde oyuncakları, profesyonel ellerde<br />

hayat kurtarıcı bir yardımcı haline dönüşebiliyor.<br />

Genel anlamda baktığımızda belki de dünyadaki teknolojik dönüşümlerin<br />

en hızlısı mobil sektörde yaşandı. Günlük yaşamda mobil cihazların<br />

hakim olduğu pay, hiç şüphe yok ki iş dünyasının da konuya böylesine<br />

hızlı entegre olmasında önemli bir etken.<br />

Mobil Cihazlar Müşterilerin İlk Tercihi<br />

2012 yılına gelene kadar ve sonrasındaki dönemde mobil dünyadaki<br />

devrim hız kesmeden devam etti elbette ancak aynı yıl, hem mobil dünya<br />

hem de bilgisayar satışları adına bir dönüm noktası olarak tarihin<br />

sayfalarındaki yerini aldı.<br />

Akıllı telefon satışları 2012’de kişisel bilgisayar satışlarını geride bıraktı.<br />

Bu durum aslında yeni bir çağın da başladığının ayan beyan gösterge-<br />

38<br />

nisan’13


KAPAK KONUSU<br />

siydi bir anlamda. Artık dijital teknolojilere yatırım yapılırken, karar<br />

alıcıların kesinlikle göz ardı etmemesi hatta verilen hizmet doğrultusunda,<br />

öncelikli konuma taşıması gereken bir alan oldu mobil servis ve<br />

hizmetler.<br />

Sadece akıllı telefonlar odağında konuşuyoruz belki ama önem derecesi<br />

her geçen gün daha da yükselen bir tablet bilgisayarlar pazarı var ki<br />

kişisel bilgisayar satışlarını çok daha fazla tehdit ediyor. Büyük ekranları<br />

ile bilgisayarları aratmayan bu teknolojik cihazların kalbinde yatan<br />

mobil odaklı teknolojiler, tabletlere bir geçiş ürünü olmaktan çok apayrı<br />

değerlendirilmesi gereken bir sektör niteliği kazandırıyor.<br />

Mobil İş Gücü Artıyor<br />

Mobil internet erişiminin yaygın olarak kullanılması ve geniş bant mobil<br />

ağların hızlı bir şekilde yaygınlaşması sayesinde iş yeri ve mesai saatleri<br />

kavramı biraz geri planda kalmaya başladı. Çalışanlar için artık tablet<br />

bilgisayarların, akıllı telefonların, dizüstü bilgisayarların olduğu her<br />

yer, çalışmalarına kaldıkları yerden devam edebildikleri birer ofis aynı<br />

zamanda.<br />

Çalışanlar için belki bazen pek hoş karşılanmayan 7/24 ulaşılabilir olma<br />

durumu, mobil iş gücü kavramının da yükselmesine zemin hazırlayan<br />

en büyük etken. Mobil cihazların müthiş katkısıyla artan mobil üretkenlik,<br />

genel anlamda verimliliği de artırıcı bir unsur.<br />

Mobil verimliliğin artan önemi çalışanların üretkenliği konusundaki<br />

çeşitliliği de ilginç parçalara ayırarak yükseltiyor. Global ölçekte yapılan<br />

bir araştırmanın sonuçları, çalışanların %46’sının ofiste, %38’inin evde,<br />

%2’sinin uçak, otel, kafe gibi yerlerde, %1’inin de toplu taşıma araçlarında<br />

kendilerini daha üretken hissettiğini ortaya koyuyor.<br />

Profesyonel hayatta mobil cihazların önemi böylesine yüksekken, bu<br />

alanda faaliyet gösteren şirketlerin, iş dünyasına ve son kullanıcıya<br />

yönelik çeşitli spesifik hizmetler sunmaması büyük bir boşluk olurdu.<br />

Nitekim öyle de olmadı. Bugün baktığımızda başta GSM operatörleri<br />

olmak üzere birçok büyük ismin, mobil odaklı çözümler ve hizmetler<br />

sunmak adına adeta birbiri ile yarıştığını görüyoruz.<br />

Para Bulutlar Üzerine Çıkıyor<br />

<strong>IT</strong> sektörünün yükselen yıldızı olan bulut, finans sektöründe de gündemin<br />

önemli maddelerinden biri. Fakat güvenlik ve sürdürülebilirliğin<br />

oldukça önemli olduğu bankalar açısından bulut halen kapalı bir kutu<br />

“Dış Kaynak Kullanımı<br />

Hızla Gelişiyor”<br />

Akın Akalın<br />

Turkcell Global Bilgi Yurtiçi İş Geliştirme Direktörü<br />

Dünyada ve Türkiye’de finans ve bankacılık sektöründe dış<br />

kaynak kullanımı hızla gelişiyor. Finans sektöründe yer alan<br />

oyuncuların artan rekabet ortamında sürdürülebilir ve verimli<br />

bir iş modeline sahip olabilmeleri için daha hızlı ve esnek<br />

operasyonlara sahip olmaları gerekiyor. Firmalar, <strong>IT</strong> alanında<br />

değişime uyum gösterebildikleri ölçüde operasyonel verimliliklerini<br />

iyileştirebiliyorlar. Finans sektörü için müşteri sayısını artırmak,<br />

memnuniyeti en üst düzeyde tutabilmeyi sağlamak için farklılık<br />

yaratacak projeler ve teknolojik yatırımlar gerekiyor. Finans<br />

kurumları ürün geliştirmek, yasal süreçlere uyum sağlamak,<br />

maliyetleri azaltmak ve verimliliklerini artırmak isterken belli<br />

iş yüklerini de üzerlerine almış oluyorlar. Otomasyon yolu ile<br />

bu yükü azaltmaya çalışsalar da risk kontrolü, bilgi güvenliği,<br />

iş sürekliliği ve performans odaklanılması gereken faktörler<br />

olarak karşılarına çıkıyor. Bu durumda doğru teknoloji kullanımı<br />

ile ihtiyaca yönelik çözümler ve bu çözümleri uygulayacak<br />

uzman dış kaynak firmalarından yararlanılması gerekiyor. Finans<br />

sektöründeki müşterilerimize son teknoloji dialer ile dış arama<br />

hizmeti veriyoruz. Standart çağrı merkezi hizmetlerimize ek olarak;<br />

kampanya yönetimi, tahsilat, tele satış, tele pazarlama, teknik<br />

destek, şikayet ve bilgi yönetimi, saha müşteri yönetimi, dijital<br />

arşivleme, fatura basımı gibi katma değerli hizmetler sunuyoruz.<br />

Kullandığımız ürünler ve geliştirdiğimiz uygulamalarla elde<br />

ettiğimiz açık ve parametrik sistem yapısı sayesinde, şirketlerin;<br />

implementasyon sürelerinin kısalmasına, web servislerle müşterilere<br />

anlık bilgilendirme yaparak memnuniyetin artırılmasına ve yüksek<br />

operasyonel verimlilik elde edilmesine katkı sağlıyoruz. Bunların<br />

yanı sıra raporlama altyapı çalışması, web servis entegrasyonları,<br />

arama listelerinin temizlenerek yüklenmesini sağlayan uygulama ve<br />

ses kayıt dönüşüm/aktarım uygulamaları ile firmaların iş süreçlerini<br />

de iyileştiriyoruz. Bu hizmetlere ek olarak bankalara sosyal medya<br />

ve ATM mimari tasarımı konusunda da hizmet veriyoruz.<br />

nisan’13 39


KAPAK KONUSU<br />

“Teknolojinin Sağladığı<br />

Avantajlar Verimli<br />

Kullanıyor”<br />

Selen Kocabaş<br />

Turkcell Kurumsal Pazarlama ve Satıştan Sorumlu<br />

Genel Müdür Yardımcısı<br />

Finans sektörü, teknolojinin sağladığı avantajları en verimli şekilde<br />

kullanan sektörlerden biri. Mobil finans alanındaki çözümlerimizle<br />

Turkcell olarak biz, en son teknolojileri sektörün hizmetine sunuyoruz.<br />

Toplu Data çözümümüz, müşterilere ilgili bankanın WEB ve WAP<br />

sayfalarını hiçbir ücret ödemeden gezme imkanı sunuyor. Turkcell<br />

Cüzdan ise, cep telefonuyla TL yükleme, paket satın alma, para<br />

gönderme gibi işlemleri yapabilmeyi; günlük fırsat ve özel alışveriş<br />

sitelerinden kişiye özel sunulan fırsatları takip edip satın alabilmeyi;<br />

cep telefonuyla temassız ödemenin yanı sıra internette sadece cep<br />

telefonu numarasıyla güvenli alışveriş yapabilmeyi sağlıyor. POS<br />

Takip ile, sahadaki MobilPOS hatlarının, Turkcell tarafından sağlanan<br />

web arayüzü üzerinden sabah, öğle ve akşam periyodik veya anlık<br />

olarak sorgulayarak, hatların takılı olduğu POS cihazlarının konumunu<br />

haberleşme tekniklerinin sağladığı imkanlar dahilinde tespit etme<br />

imkanı sunuyor. Finans Sektöründe dijital güvenlik büyük önem<br />

taşıyor. Mobil İmza ve Turkcell Tek Kullanımlık Şifre (OTP) ile bu alanda<br />

da Turkcell güvencesi sunuyoruz. Elektronik ortamlarda ıslak imza<br />

yerine kullanılabilen yasal kimlik doğrulama sistemi, Mobil İmza'da;<br />

evrak onaylama, kredi değerlendirme süreci, insan kaynakları ve satın<br />

alma süreçleri gibi mail veya kâğıt üzerinden yürüyen işleri kolayca<br />

yapılabiliyor. Turkcell Tek Kullanımlık Şifre (OTP), firmaların müşterilerine<br />

ya da çalışanlarına anında iletilmesi gereken şifre, alarm, onay gibi<br />

bilgileri en hızlı ve güvenli bir şekilde ileten bir servis. Buna ek olarak<br />

En Yakın Nerede hizmetimiz ile web/wap üzerinden sorgulama<br />

yapılabiliyor. Müşteriler, en yakın ATM, servis, mağaza veya şube bilgisini<br />

SMS ile alabiliyorlar. Bankalara özel sunduğumuz SIM kart değişikliği<br />

sorgulama servisi ile, müşterilerin şüpheli işlemlerde, SIM kartlarını<br />

değiştirip değiştirmediğini öğrenilebiliyor. Bunun dışında, sanal sunucu,<br />

yedekleme, DDOS saldırı önleme gibi hizmetler sayesinde finansal<br />

altyapının sağlam temeller üzerine oturmasını sağlıyoruz.<br />

gibi. Zira buluta geçildiğinde veriler, üçüncü parti bir sağlayıcı<br />

tarafından sağlanan altyapı üzerinde kullanılıyor. Bu, bankalar için<br />

verilmesi zor bir karar.<br />

Ancak bulutun sunduğu avantajları hemen göz ardı etmek de<br />

mümkün değil. Özellikle her noktadan kullanılabilir olması ve<br />

maliyet avantajı sunması CIO’ların iştahını kabartıyor. Fakat yine<br />

de güvenilirlik konusunda soru işaretleri giderilebilmiş değil.<br />

Bunun yanında üçüncü parti bir sağlayıcı ile sürdürülebilirlik de<br />

önemli bir başlık. Bu konuda henüz yeterine uzmanlaşmış şirket<br />

bulunmadığını düşünen yöneticiler, bu yüzden bulutun bir süre<br />

daha izlenmesi gereken bir yöntem olduğunu düşünüyor.<br />

Yapılan araştırmalara göre şirketlerin %25’i veri merkezlerinin<br />

halen geçerli olduğunu düşünüyor. Bu araştırmada elde edilen<br />

sonuçlar buluta geçmeyi düşünmeyen şirketlerin, en az 10 yıl daha<br />

kendi veri merkezlerini kullanmayı planladıklarını belirtiyor. Fakat<br />

buluta geçmeyi planlayan şirketlerin oranı yükselmeye devam<br />

ediyor. Kendi veri merkezleri kullanmayı düşünen şirketlere oranla<br />

buluta geçmeyi düşünen şirketler %31’lik paya sahip.<br />

Bulut konusunda ikiye ayrılan şirketlerin bir kısmı, bu teknolojiyi<br />

yeterince güvenli bulmuyor. Altyapıyı dışarıda barındırmanın<br />

halen çok riskli olduğunu düşünen bu şirketler, sistemin sürdürülebildiğini<br />

sorguluyor.<br />

Bu konudaki verilere baktığımızda bankalarda CIO’ların %23’ü sistemlerini<br />

buluta entegre etmeyi düşünmüyor. Bu CIO’lar, sistemin<br />

daha esnek ve verimli olduğunu kabul ediyor ancak güvenilir ve<br />

sürdürülebilir olma noktasında soru işareti yarattığını düşünüyor.<br />

CIO’lara bulutu tercih etmeme konusunda sebepler sorulduğunda<br />

en çok verilen cevap güvenlik oluyor. %46’lık bir bölüm, bulutun<br />

güvenli olmadığını düşünüyor. İkinci cevap ise servis devamlılığı<br />

(%36). Bunların ardından ise sırasıyla servis hızı ve data entegrasyonu<br />

gibi cevaplar geliyor.<br />

Buluta geçmeyi tercih eden şirketler ise sistemin sunduğu<br />

avantajların büyük olduğunu belirtiyor ve sistemin oldukça stabil<br />

olduğunu düşünüyor. Üstelik diğer sektörlerde genelde küçük<br />

şirketler buluta geçmeyi tercih ederken bankacılık sektöründe büyük<br />

bankaların buluta geçtiğini görüyoruz. ING, Bank Of America<br />

gibi dünya çapında büyük bankalar, buluta geçmeyi tercih eden<br />

şirketler arasında. Türkiye’de de <strong>IT</strong> ile yakından ilgilenen bankalar<br />

40<br />

nisan’13


KAPAK KONUSU<br />

bulunsa da genelde sağlayıcılar bu isimleri açıklamıyor.<br />

Buluta geçen bankalar, özellikle maliyet konusunda büyük avantajlar<br />

elde ettiklerini belirtiyor. Giderleri ciddi biçimde düşürmeyi<br />

başaran bu şirketler, sistemin esnekliğinin de bankacılık faaliyetleri<br />

açısından yeni fırsatlar yaratabileceğine dikkat çekiyor.<br />

Bu şirketlere baktığımızda buluta geçirilmesine en çabuk karar<br />

verilen katman depolama (%37). Onu %28 ile veri merkezi, %27<br />

ile sunucular ve %26 ile CRM izliyor.<br />

Dijital Okyanusa Yelken Açıyoruz<br />

Yaşadığımız bilgi çağı, bizlere bilgiyi bir yerden başka bir yere saniyeler<br />

içerisinde taşıma olanağı sunuyor. Aslında bu olanağı büyük bir lüks<br />

olarak tanımlamak daha doğru olur. Bilginin hızla yer değiştirmesi ve<br />

kolayca kullanılabilir olması onu global yapıyor. Artık dünyanın herhangi<br />

bir yerinde üretilen en küçük bir bilgi, tüm insanlığın kullanımına<br />

sunuluyor. Öte yandan, bakıldığında bu bilgilerin büyük bir çoğunluğu<br />

da çöp niteliğinde.<br />

Sosyal ağlarda yapılan geyikler ve diğer önemsiz kendini tekrarlayan<br />

bilgi akışları da veri patlamasının bir parçası olduğundan, şirketlerin<br />

bu yapılandırılmamış ve dağınık halde duran verinin içerisinden<br />

değerli olanları analiz etmesi ve iş verimliliği adına kullanması bir hayli<br />

meşakkatli ve önemli hal alıyor. İşte tam da bu noktada, Büyük Veri’nin<br />

kurumsal tarafı devreye giriyor. Sorumuz şu: Dağınık haldeki yapılandırılmamış<br />

bu veri içerisindeki verimli bilgileri nasıl ayıklayacağız,<br />

analiz edeceğiz ve süreçlerimizde kullanacağız Bu sorunun cevabını<br />

aramadan önce, yapılandırılmamış verinin iş dünyasındaki rolünün<br />

nasıl değiştiğine göz atmakta fayda var.<br />

Büyük Veri trendini oluşturan 4 ana etken var. Bunlar, verinin çok fazla<br />

olması, hızlı çoğalması, çok çeşitli ve değerli olması.<br />

Son 3 yıl içerisinde iş dünyasıda çok büyük bir artış gösteren yapılandırılmamış<br />

dağınık veriler, Büyük Veri ile kullanılabilir hale gelecek.<br />

Oracle’ın yaptırdığı bir araştırmaya göre iş dünyası yapılandırılmamış<br />

verilerin önemli olduğunu düşünüyor. İş insanlarına yöneltilen “Büyük<br />

veri işiniz için ne kadar önemli” sorusuna verilen cevaplar şu şekilde;<br />

çok önemli (%39), bir şekilde önemli (%30), aşırı önemli (%18), bugün<br />

için önemli değil (%8) ve bilmiyor/emin değilim (%6).<br />

Günümüzde 5 alanda yoğun olarak kullanılan Büyük Veri teknolojileri,<br />

en küçük detayları, bilgileri bile karar verme sürecine dahil ediyor.<br />

Büyük Veri teknolojilerinin ilk durağı sağlık sektörü. Bu sektör hastaların<br />

durumlarını sürekli güncelleyerek onların sağlık durumlarını<br />

gözlem altında tutuyor. Gelecekte Büyük Veri sayesinde, hastanın süregelen<br />

sağlık durumu göz önünde bulundurularak, baş göstermesi olası<br />

hastalıklara önceden müdahale edilebilecek.<br />

İmalat sektöründe ise yüz yüze destek konusuna odaklanılıyor.<br />

Ürünlerin üzerindeki sensörler sürekli olarak merkeze veri<br />

gönderiyor ve olası bir sorunda üretici firma doğrudan müşteri ile<br />

iletişime geçerek sorunu çözüyor. Gelecekte ise otomatik olarak<br />

sorunu algılama ve çözüm yollarını gösterme gibi olanaklar hayatımıza<br />

girebilir.<br />

Lokasyon bazlı servislerin şu anda yapmaya çalıştığı şey gerçek<br />

zamanlı lokasyon bilgisini kullanarak trafik, hava durumu, lokal<br />

aramalar ve lokal/kişiselleştirilmiş reklamlar sunmak. Kamu sektörü<br />

de Büyük Veri konusunda çalışmalar yapıyor. Vatandaşlardan<br />

aldığı irili ufaklı tüm geri dönüşleri değerlendirmeye çalışan kamu,<br />

bu şekilde kamu hizmetlerini en iyi standarda çıkarmayı amaçlıyor.<br />

Son olarak perakende sektörü de Büyük Veri’den bir hayli yararlanıyor.<br />

Şu an sosyal medyadan gelen geri dönüşleri toplayan<br />

perakende sektörü, ileride yeni segmentler yaratmak ve duyarlılık<br />

ölçmek için bu teknolojileri kullanacak.<br />

“Nitelikli İnsan Kaynağı<br />

Yetiştiriyoruz”<br />

Zafer Şen<br />

OBSS Genel Müdür ve Yönetici Ortak<br />

2005 yılında kurulan OBSS, finans ve telekom sektöründe faaliyet<br />

gösteren Türkiye’nin en büyük ve prestijli kurumlarına yazılım<br />

hizmeti vermektedir. OBSS, 170 kişilik kadrosuyla, ağırlıklı olarak<br />

Java ve .Net alanında hizmet sunduğu firmalara anahtar teslimi<br />

projeler gerçekleştiriyor ve buna ek olarak sunduğu hizmetler<br />

arasında dış kaynak hizmetleri de yer alıyor. OBSS tarafından<br />

TÜBİTAK destekli olarak geliştirilen Graymound Framework,<br />

OBSS’nin en güçlü taraflarından bir tanesi. Dört banka şu an OBSS<br />

tarafından geliştirilen altyapılar üzerinde temel bankacılık dahil tüm<br />

uygulamalarını geliştiriyor ve bu durum rakiplerimize göre OBSS’yi<br />

herhangi bir yazılım şirketine göre bir kaç adım öne çıkartıyor.<br />

Graymound'dan sonra geliştirilen ikinci framework Redmound<br />

ile kurumsal ölçekteki projelerin yanı sıra, büyük küçük tüm<br />

internet projelerinde kullanılabilecek, kullanımı kolay, öğrenmesi<br />

kolay, genişleyebilen, uyarlanabilen ve sağlam bir framework<br />

oluşturulması hedefleniyor. Proje yönetim süreçlerinin tamamı PMI<br />

standartlarına uygun olarak yapılandırılıyor. Çalışan ve iş ortaklarına<br />

yönelik PMP sınavına hazırlık eğitimleri süreçleri bulunuyor. Bu<br />

sebeple proje yönetimi ve insan kaynakları süreçleri OBSS için en<br />

kritik alanlar olarak gösterilebilir. Yazılım sektöründeki en donanımlı<br />

insan kaynağını yetiştirme vizyonundan hareketle, Java’ya gönül<br />

vermiş genç yeteneklerle tanışmak için üniversitelerde bir çok<br />

etkinlik düzenliyor. Buna ek olarak uluslararası arenada hizmet<br />

verme hedefleri doğrultusunda ilerleyen ve büyüme sürecine giren<br />

OBSS, hem pazara hem de kendi bünyesine nitelikli insan kaynağı<br />

kazandırma yolunda önemli bir katkı sağlıyor. Proje testlerinin<br />

gerçekleştirilmesi amacıyla kurulan test ekibi ise, müşterilerimizin<br />

yazılım ürünlerinin zamanında, beklenen kalitede ve performansta<br />

çalışır bir şekilde pazarda yer almasına katkıda bulunmayı, projenin<br />

hayata geçirilmesi sonrası yaşanması olası hataları minimize ederek<br />

zaman, efor ve maliyet tasarrufu sağlamayı hedefliyor.<br />

nisan’13<br />

<strong>41</strong>


Ali Yavuz Şahin<br />

yavuz@itadvisor.com.tr<br />

RÖPORTAJ<br />

Rekabette En Güçlü<br />

Silah Teknoloji<br />

Finans sektöründe rekabette en güçlü silah, teknolojik<br />

gelişmelere ve yeniliklere sahip olmak. Amaç verimliliği ve<br />

karlılığı artırmak, bu yüzden teknolojinin iyi yönetilmesinin<br />

çok önemli olduğu bir dönemden geçmekteyiz<br />

B<br />

u ay ki kapak konusu röportajını<br />

Mirsis firmasının Kurucu Ortak,<br />

Genel Müdürü Gül DÜZGİDER ve<br />

diğer bir Kurucu Ortağı Ece KUTLUCAN’la<br />

gerçekleştirdik.<br />

Mirsis, 2008 yılında kurulmuş genç bir şirket<br />

olarak bilgi işlem sektöründe, bankacılık<br />

ve finans üzerine uzmanlaşmış kadrosu<br />

ile müşterilerine hizmet veriyor. Firmanın<br />

vizyonu, yazılım, dış kaynak ve iş geliştirme<br />

alanlarındaki deneyim ve iş bilgisi ile,<br />

müşterilerinin kendi sektörlerinde başarıya<br />

ulaşmalarını sağlamak. Kurumun misyonu,<br />

doğru teknolojiler ile anahtar teslimi projeler<br />

sunan, çalışan ve paydaşlar memnuniyetini<br />

en üst düzeyde tutan, yerli ve yabancı<br />

müşterilerimizin tercih ettiği dış kaynak<br />

sağlayıcı ve yazılım evi olmak. Şimdi sözü<br />

değerli Mirsis yöneticilerine bırakıyoruz.<br />

Bize Mirsis hakkında bilgi verebilir<br />

misiniz Müşterilerinize ne gibi<br />

hizmetler sunuyorsunuz<br />

Gül DÜZGİDER- 2008 Temmuz ayından<br />

itibaren, bilgi işlem sektöründe, bankacılık<br />

ve finans üzerine uzmanlaşmış kadromuz ile<br />

müşterilerimize hizmet veriyoruz. Kurumların<br />

iş gereksinimlerini karşılayabilmesi için<br />

kapasite artırımlarına destek oluyoruz.<br />

Kurumların kaynak ihtiyaçlarını karşılarken<br />

aynı zamanda danışmanlık hizmeti de<br />

verebiliyoruz. Bizim amacımız müşterinin<br />

iş hedeflerini gerçekleştirmesi için hedefin<br />

bir parçası olarak profesyonel iş gücü temini<br />

sağlamak.<br />

Bunun yanı sıra Teknopark’ta kendi<br />

yazılımlarımızı yaptığımız şubemiz var. Bu<br />

yazılımlar hem bireysel hem de kurumsal<br />

çözümler sağlayabiliyor. Şu anda finans ve<br />

mobil üzerine çözümlerimizi üretiyoruz. Bu<br />

iki sektör için geliştirdiğimiz ürünlerimiz<br />

var. Finans sektöründe özellikle denetim<br />

ürünlerimiz; denetim süreçlerinin<br />

otomasyonunu sağlayan, yasal kurallarla<br />

uyumlu çalışabilen bir yapıya sahip.<br />

Yazılım geliştirme çözümlerimiz ile birlikte<br />

Test yönetimi odaklı hizmetler ve Sistem<br />

Danışmanlığı hizmetleri de sunuyoruz. Kendi<br />

iç süreçlerimizi uluslararası standartlara<br />

göre organize ederken bu konudaki uzman<br />

kadromuz ile süreç danışmanlığı hizmetimizi<br />

de oluşturuyoruz. Mirsis de Süreç Analizi<br />

çalışması yapıldı, bunu takiben belgelendirme<br />

sürecine girdik, ISO belgemizi aldık, CMMI<br />

yolunda ilerliyoruz.<br />

Süreci kurmak yeterli olmuyor, sıkı takip<br />

yapmak lazım, bunun için de içeride süreçlere,<br />

bizim yoğurt yiyişimize uygun otomasyon<br />

gerçekleştiriyoruz, fazlı projemiz bunun için,<br />

Gül DÜZGİDER<br />

Kurucu Ortak, Genel Müdür<br />

Bu proje ile süreçlerimizi yönetebileceğimiz<br />

hızı ve verimliği sağlayacak bir alt yapı<br />

kurma hedefindeyiz.<br />

Süreçlerle yönetim güzel, tabi bunlar<br />

hedefe koşmazsa pek anlamlı değil. Bunun<br />

için de stratejik haritamızı çıkarıyoruz her<br />

yıl, buna uygun hedeflerimizi belirliyoruz<br />

ve ölçüyoruz. Kurum karnemizi takip<br />

ediyoruz. Periyodik değerlendirmelerimizde<br />

doğrularımızı yanlışlarımızı belirliyor,<br />

gerekli olan konuları masaya yatırıyor,<br />

detayı ele alıyoruz.<br />

Ve tabi riskler, yönetilmesi çok önemli,<br />

her türlü riski ortadan kaldırmak mümkün<br />

değil, ancak etkisini azaltmak da çok önemli,<br />

bu depremde biriken enerji gibi, küçük<br />

küçük depremler, olası büyük bir depremin<br />

etkilerini azaltıyor diye seviniyoruz.<br />

42<br />

nisan’13


RÖPORTAJ<br />

Son yıllarda mobil teknolojilerin<br />

ön planda olduğunu görüyoruz. Bu<br />

konuda verdiğiniz hizmetler var mı<br />

G. D. - Hizmet verdiğimiz sektörlerden<br />

olan Bankacılıkta mobil iletişim oldukça<br />

önem kazanmış durumda. Kullanıcılar en<br />

hızlı ve kolay şekilde ihtiyaçlarını gidermek<br />

istediklerinden dolayı şube ve internet<br />

bankacılığının yerine mobil bankacılığa<br />

yöneliyorlar. Özellikle yeni nesil için mobil<br />

uygulamaların bankacılıkla nerdeyse tek<br />

iletişim kanalı olduğunu gözlemliyoruz.<br />

Bizde bu alandaki gelişmeleri takip ederek,<br />

sektöründe ihtiyaçlarına hitap eden mobil<br />

yazılımlar geliştirme başlangıç aşamasındayız.<br />

Geliştirdiğimiz, %100 yerli bir uygulama<br />

olan Browse2Go ürünü ile artık iPhone ve<br />

iPad'de Flash video, uygulama ve oyunlar<br />

görüntülenebiliyor. Bu yeni uygulama<br />

getirdiği teknolojik çözüm ile son kullanıcıya<br />

web üzerindeki flash içeriklere özgürce erişim<br />

imkanı sağlıyor. Geliştirilen teknolojinin arka<br />

planında bulut teknolojileri üzerine bir yapı<br />

bulunup, kullanıcılara istedikleri içeriğe erişim<br />

serbestliği sunuyoruz.<br />

Eğitim ve danışmanlık konusunda<br />

sunduğunuz hizmetlerden<br />

bahsedebilir misiniz<br />

G. D. -Mirsis'in çatısı altında iki firma var.<br />

Mirsis Bilgi Teknolojileri ve Mirsis Kariyer<br />

Danışmanlık. Kariyer Danışmanlıkta İK<br />

istihdam belgesi mevcut. Farklı olarak diyelim<br />

ki müşterinin bir talebi olursa talebe uygun<br />

kaynağa yönlendirdi. Bir süre çalıştıktan sonra<br />

müşteri memnun kalırsa kendi kadrosuna<br />

da almak istiyor. Danışmanlık hizmeti<br />

verilen kurumlarda böyle bir hizmet yok.<br />

Bu arkadaşlarımızı daha sonra kurumların<br />

kadrosuna da katabiliyoruz ya da kadroya<br />

talepler olabiliyor. Müşteri için avantajlı<br />

oluyor. Kurum kültürüne uyum bununla<br />

anlaşılıyor. Teknik tecrübe her zaman elde<br />

edilebilir ama kurumla uyum bir süre sonra<br />

anlaşılıyor. Bu da bir avantaj oluyor.<br />

Bizim seçme yerleştirme danışmanlarımız<br />

teknik bilgiye sahip, seçme yerleştirme<br />

eğitimleri almış bu konuda uzmanlaşmış<br />

kişiler. Bu şekilde çok daha hızlı<br />

müşterilerimizin ihtiyaçlarını anlıyor ve<br />

karşılayabiliyoruz.<br />

Eğitim alanında ise Mirsis Akademi<br />

oluşumumuz ile bilişim sektörü çalışanlarının<br />

ve Mirsis çalışanlarımızın gelişimine<br />

yönelik eğitimleri sağlayıp, yetkinliklerini<br />

artırma konusunda çalışmalarımız mevcut.<br />

Üniversitelerle sağladığımız işbirlikleri ile<br />

genç arkadaşlarımızın gelişimine ve sektöre<br />

kazandırılmasına destek olmaya çalışıyoruz.<br />

Mirsis genellikle hangi sektörlerde<br />

faaliyet gösteriyor<br />

Ece KUTLUCAN - Hizmet sektöründe<br />

bilişim teknolojileri konusunda çalışmalar<br />

yapmaktayız. Finans ve bankacılık alanında<br />

hem danışmanlık hem de yazılım geliştirme<br />

alanlarında destek hizmetleri veriyoruz.<br />

Finans sektöründe çalışmanın<br />

zorlukları neler<br />

E. K. - Günümüzde bankacılık sektöründe<br />

yoğun rekabet yaşanıyor. Durum böyleyken<br />

hız, esneklik, maliyet gibi konular önem<br />

kazanıyor. Özellikle Finans sektöründe<br />

rekabette en güçlü silah, teknolojik<br />

gelişmelere ve yeniliklere sahip olmak olarak<br />

özetlenebilir. Buradaki amaç verimliliği ve<br />

karlılığı artırmak. Bu yüzden teknolojinin<br />

iyi yönetilmesinin önemli olduğu bir<br />

dönemdeyiz.<br />

Teknolojide yaşanan hızlı gelişime paralel<br />

olarak finans sektöründe müşteri talep ve<br />

ihtiyaçları her geçen gün değişiyor, müşteri<br />

memnuniyetinin yüksek derecede önem<br />

taşıdığı sektörde bu talep ve ihtiyaçlara<br />

sağlanan çözümlerin hızlı ve kaliteli olması<br />

gerekiyor.<br />

Müşteri ihtiyaçlarını doğru anlamak,<br />

uygun çözümler konusunda danışmanlık<br />

yapabilmek, aynı hedefi benimsemek ve<br />

stratejik ortak olmak, kurumların çözüm<br />

ortağı seçerken tercih nedeni olarak karşımıza<br />

çıkmakta. Bu anlamda deneyimlerimiz bize,<br />

iş odaklı yaklaşımların yanı sıra kurum<br />

kültürüne uygun bir çalışma metodu<br />

olmasının, başarılı bir yaklaşımın ilk adımı<br />

olduğunu öğretti.<br />

Ece KUTLUCAN<br />

Kurucu Ortak<br />

<strong>2013</strong> yılındaki hedeflerinizden<br />

bizlere bahsedebilir misiniz<br />

E. K. -Hedeflerimizi belirlerken hizmet<br />

verdiğimiz sektör ihtiyaçlarından<br />

ve gelişmelerinden yola çıkıyoruz.<br />

Bankacılıkta süreçlerin iyileştirilmesi,<br />

ölçme, analiz, değerlendirme ve verimlilik<br />

konularının teknolojide en çok pay alan<br />

yatırımlar olduğunu görmekteyiz.<br />

<strong>2013</strong> yılında bu yaklaşımın daha müşteri<br />

odaklı pozisyonlanacağını, müşterinin<br />

sesine daha çok önem verileceğini ön<br />

görüyoruz.<br />

Dolayısıyla bizim başarılarımızın nedenini<br />

müşteri odaklı olaya bakabilmek olarak<br />

yorumluyoruz. Bir dönem masanın<br />

öbür tarafında oturduğumuz için<br />

müşterinin beklentilerini ve önceliklerini<br />

anlayabiliyoruz. Müşterilere sunduğumuz<br />

çözümlere kendimiz inanmıyorsak, bu işi<br />

müşteriye sunmuyoruz. İnce eleyip, sık<br />

dokuyoruz anlayacağınız. Bir işi yapmış<br />

olmak için yapmıyoruz, işte bunlar bizleri<br />

başarıya taşıyan etmenler. İş yaparken az<br />

kaldı hedefe koştuk diye bir bakışımız yok.<br />

Bu işi nasıl daha iyi yapabiliriz sorusunun<br />

yanıtını bulmaya çalışıyoruz her zaman.<br />

Bu düşünce işin daha çabuk gelişmesine<br />

de yardımcı oluyor. Bu bakış açısını da<br />

hedef olarak alıp, müşteri ve çalışan<br />

memnuniyetini üst seviyelerde tutmaya<br />

çalışıyoruz. En verimli yatırımın ise çalışan<br />

memnuniyeti olduğunun da farkında<br />

olarak, hedeflerimiz içinde önemli bir pay<br />

ayırdığımız Mirsis ailesinin her gün biraz<br />

daha büyüdüğünü ve geliştiğini görmek<br />

bizi daha da çok mutlu ediyor.<br />

nisan’13 43


Ahmet Gözütok<br />

ahmet@itadvisor.com.tr<br />

ÖZEL HABER<br />

Gelecekten Gelen Akıllı<br />

Telefon: Samsung Galaxy S4<br />

Herkesin merakla beklediği akıllı telefon Samsung Galaxy S4<br />

geçtiğimiz günlerde iş dünyasını sevindirecek türden yenilikleri ve<br />

ilgi çekici özellikleri ile resmi olarak New York’ta tanıtıldı<br />

D<br />

aha tanıtılmasına aylar varken konuşulmaya<br />

başlanan ve fazlasıyla<br />

merak edilen Samsung Galaxy<br />

S4, New York’ta gerçekleştirilen özel bir<br />

etkinlikte geçtiğimiz günlerde kullanıcıların<br />

karşısına çıktı. Tasarımından, donanımına<br />

ve hatta kasasında kullanılacak materyal<br />

yapısına kadar hakkında çok konuşulan akıllı<br />

telefonun, sahip olduğu özellikler bugünden<br />

itibaren gündemi daha çok meşgul edeceğe<br />

benziyor.<br />

Yüksek Performans Sunan 8<br />

Çekirdekli İşlemci<br />

Üzerinde 8 çekirdekli bir işlemci bulunan<br />

Samsung Galaxy S4, ARM’nin big. L<strong>IT</strong>TLE<br />

mimarisini kullanıyor. Exynos 5 Octa olarak<br />

adlandırılan bu işlemci, 4 adet süper güçlü<br />

ARM Cortex A15 tabanlı çekirdeğe, dört<br />

adet de Cortex A7 tabanlı çekirdeğe sahip.<br />

Enerji tüketim değerleri ile ön plana çıkan<br />

ve telefonun standart işlemleri yerine<br />

getirmesi için kullanılan dört çekirdekli<br />

Cortex A7 tabanlı işlemci, 1.2 GHz saat<br />

hızında çalışırken, Cortex A15 tabanlı diğer<br />

güçlü yapı, 1.6 GHz saat hıza erişebiliyor.<br />

Bu iki ayrı yapı asla aynı anda görev yapmıyor.<br />

Müzik dinlemek, mesaj göndermek,<br />

internet erişimi gibi temel görevlerde enerji<br />

tüketim değerlerine ihtiyaç varsa yavaş<br />

çekirdekler, oyunlar, yüksek çözünürlüklü<br />

videolar gibi durumlarda ise güçlü yapı<br />

devreye giriyor. Bu sayede en temelden<br />

başlanarak pilden tasarruf sağlanmış<br />

oluyor.<br />

Exynos 5<strong>41</strong>0 kod adlı işlemcinin 28nm<br />

mimarisiyle üretiliyor olması nedeniyle<br />

geçmişteki ürünlere ve rakiplerine göre<br />

çok daha az ısınan Galaxy S4, <strong>IT</strong> PowerVR<br />

SGX544MP3 GPU grafik birimi ile biraz<br />

hayal kırıklığı yaratsa da işlemci mimarisi<br />

sayesinde mevcut dönemin tüm üst düzey<br />

ihtiyaçlarını karşılayabilecek kapasiteye<br />

fazlasıyla sahip bir akıllı telefon olarak<br />

göze çarpıyor.<br />

Büyük İşlem Hacmini<br />

Yönetebilmek İçin Güçlü Bir<br />

Bellek Şart<br />

2GB LP DDR3 bellek ile desteklenen<br />

Samsung Galaxy S4, bu yönüyle modern<br />

anlamdaki ihtiyaçların fazlasıyla karşılandığı<br />

bir cihaz olarak karşımıza çıkıyor. Bunun<br />

yanı sıra akıllı telefon 16 GB, 32 GB ve 64 GB<br />

olmak üzere üç farklı kapasite seçeneğine<br />

sahip olarak kullanıcıların beğenisine sunulacak.<br />

Bu seçenekler yeterli olsa da Samsung<br />

microSD bellek kartı yuvasını yeni gözdesinden<br />

de esirgememiş ve ürün 64GB’a kadar<br />

hafıza kartlarını da destekliyor.<br />

En Büyük Yenilik Ekran ve Görüntü Kalitesi<br />

4.99 inçlik 1080p Full HD bir ekrana sahip<br />

olan Samsung Galaxy S4’te inç başına düşen<br />

piksel sayısı ise 4<strong>41</strong> ppi olarak yapılandırılmış<br />

durumda. Retina ekran berraklığında<br />

bir Super AMOLED ekran ile karşı karşıya<br />

olduğumuzu belirtmemizde fayda var.<br />

Telefonun üzerinde 13 megapiksel çözünürlüğünde<br />

arka ve 2 megapiksellik bir ön<br />

kamera yer alıyor. Arka kamera ve ön kamera<br />

video çekimi esnasında eş zamanlı olarak<br />

kullanılabiliyor. Bu sayede videoyu kaydeden<br />

kişi de kendi görüntüsünü videoya aktarabiliyor.<br />

Bu özelliği geçtiğimiz günlerde farklı<br />

Android’li modellerde de görmüştük.<br />

Tasarımdaki Değişikler Neler<br />

7.9 mm inceliğe sahip olan Galaxy S4, 130g<br />

ağırlığında. Tahmin edildiği gibi polykarbondan<br />

üretilen cihazın, esneklik ve sağlamlık<br />

konusunda başarılı olduğu iddia edilmiş olsa<br />

da bu durumun tüketicileri memnun edeceği<br />

pek de söylenemez.<br />

Görsel olarak Samsung Galaxy S3’ün bir<br />

kopyası gibi duran cihaz, yapısal gelişmeye<br />

karşın incelen çerçeve yapısıyla boyut olarak<br />

çok da fazla büyümemiş. Yani yüzey verimliliği<br />

çok daha etkili bir şekilde kullanılmış.<br />

Heyecan Verici İnovatif Özellikler<br />

Samsung Galaxy S4’ün üzerinde alışıldığı<br />

üzere ivmeölçer, jiroskop, dijital pusula ve<br />

44<br />

nisan’13


ÖZEL HABER<br />

Samsung Galaxy S4 ile S3’ün dikkat çeken öncelikli farkları<br />

Şekil 1<br />

Özellik Samsung Galaxy S4 Samsung Galaxy S3<br />

İşletim Sistemi Android 4.2.2 JellyBean Android 4.1 JellyBean<br />

İşlemci 1.6GHz sekiz çekirdekli mimari 1.4GHz dört çekirdekli mimari<br />

Bellek 2GB 1GB<br />

Ekran 5inç Full HD Super AMOLED 4.8inç Super AMOLED<br />

Çözünürlük 1920x1080 1280 x 720<br />

Ekran Koruması Gorilla Glass 3 Gorilla Glass 2<br />

Piksel Yoğunluğu 4<strong>41</strong>ppi<br />

306ppi<br />

Depolama 16, 32 ve 64GB + microSD 16GB, 32GB + microSD<br />

Ana Kamera 13 megapiksel BSI sensör 8 megapiksel BSI sensör<br />

Ön Kamera 2 megapiksel BSI sensör 1.9 megapiksel BSI sensor<br />

Şebeke GSM, EDGE, UMTS, DC-HSPA+, GSM, EDGE, UMTS, HSPA+,<br />

LTE<br />

LTE<br />

Wi-Fi 802.11 a/ac/b/g/n, HT80 802.11 a/b/g/n, HT40<br />

Bluetooth 4.0 LE 4.0 LE<br />

Konumlama GPS ve GLONASSS GPS ve GLONASS<br />

Bağlantı NFC, MHL 2.0, IR LED NFC, MHL<br />

Sim Kart Micro-SIM Micro-SIM<br />

Batarya 2600mAh 2100mAh<br />

Ağırlık 130g 133g<br />

Ebatlar 136.6 x 69.8 x 7.9 mm 136.6 x 70.6 x 8.6 mm<br />

Renkler Siyah ve Beyaz Çakıl taşı mavisi ve mermer beyazı<br />

ışık sensörü mevcut. Buna e olarak ise birçok<br />

güzel işlev cihaza entegre edilmiş. Bunlardan<br />

bir tanesi kızıl ötesi yuvası olmuş. Bu sayede<br />

uzaktan kumanda işlevleri bu arabirim ile<br />

sağlanabilecek.<br />

Bir diğer detay güzel ise barometre ile termometre<br />

özelliklerinin telefona yerleştirilmesi.<br />

Yakın gelecekte bu işlevlerin kullanıldığı<br />

yaratıcı uygulamalar karşımıza çıkabilir. Ayrıca<br />

RGB uyarı ışığına da ayrı bir yer açmakta<br />

yarar var. Samsung Galaxy S4’ün üzerinde yer<br />

alan uyarı ışığının renkleri RGB renk kanalları<br />

yardımı ile özgürce düzenlenebiliyor.<br />

Yazılımsal Yenilikler<br />

Samsung, Galaxy S4’ü bir dizi yeni yazılım<br />

ile donatmış durumda. Bunlardan en dikkat<br />

çekici olanı S Translate. Bu özellik Türkçe olarak<br />

desteklenmiyor ancak Çince, Fransızca,<br />

Almanca, İtalyanca, Japonca, Korece, Portekizce,<br />

İspanyolca ve İngilizce olmak üzere 9<br />

dil desteğine sahip. Bu sayede kullanıcıların<br />

telefonlarını temel işlevler için bir çevirmen<br />

gibi kullanabilmeleri amaçlanmış. Özellikle<br />

sık yurtdışı seyahatlerine çıkan kullanıcılar<br />

için ideal.<br />

Ayrıca bir diğer güzel özellik ise S-Voice Car<br />

olmuş. Bu özellikle de Galaxy S4’ün araba<br />

kullanırken bile kolaylıkla kullanılabilmesi<br />

amaçlanmış. Telefonunuz siz araç kullanırken<br />

bildirimler hakkında bilgi verebilecek,<br />

mesajları sesli okuyabilecek, yol tarifi yapabilecek.<br />

Bu işlev de ne yazık ki Türkçe olarak<br />

desteklenmiyor.<br />

Smart Scroll ve Smart Pause<br />

Samsung Galaxy S4’ün günlerdir en çok<br />

konuşulan detaylarından biri de akıllı göz<br />

takip sistemi olmuştu. Bu özelliğin cihazda<br />

yer alacağının duyulmasından sonra birçok<br />

varsayım ortaya atılmıştı ki Samsung beklentileri<br />

boşa çıkarmayarak bu yenilileri de<br />

tanıttı.<br />

Smart Scroll işlevi sayesinde Galaxy S4 göz<br />

hareketlerinizden bir takım aksiyonlar gerçekleştirebiliyor.<br />

Bir sonraki fotoğrafa geçme,<br />

e-book okurken sayfa değiştirme gibi temel<br />

işlevler olsa da heyecan verici ve faydalı<br />

olduğu kesin. Ayrıca Smart Pause özelliği ile<br />

video izlerken ekrana bakmadığınız bir anda<br />

video hemen duraklatılabiliyor.<br />

Diğer Önemli Yazılımsal Yenilikler<br />

Drama: Bu özellik sayesinde Galaxy S4, 4<br />

saniye içersinde 100 kare fotoğraf yakalayabiliyor.<br />

Eraser: Eğer bozuk kareler varsa bunları<br />

hızlı bir şekilde görüp temizleyebiliyorsunuz.<br />

Dual Mode: Her iki kameranın da video<br />

kaydı esnasında aktif olarak kullanılabilmesi<br />

sağlanmış.<br />

S Travel: Bu özellik ile telefonunuz seyahatlerinizi<br />

algılayabiliyor. Mesela bulunduğunuz<br />

şehirden farklı bir yere tatile gittiğinizde Galaxy<br />

S4 gittiğiniz yerde çektiğiniz fotoğrafları<br />

özel bir albüm oluşturarak saklayabiliyor.<br />

S Health: Galaxy S4’ün S Band, Body Scale,<br />

Heart Rate Monitor aksesuarları ile kullanılabilecek<br />

olan bu özellik, telefonunuzu gerçek<br />

zamanlı bir sağlık tarayıcısına dönüştürüyor.<br />

Air Call Accept: Gelen çağrıları kabul etmek<br />

için kolaylaştırılmış bir dokunmatik ekran işlevi.<br />

Ekranda elinizi dalgalandırmanız çağrıyı<br />

yanıtlamak için yeterli oluyor.<br />

Bağlantı<br />

4G LTE desteğine sahip olan Samsung Galaxy<br />

S4, dünyanın her yerindeki 4G şebekelerinde<br />

çalışabilecek. Bunun yanı sıra Wi-Fi a/b/g/n/<br />

ac desteği mevcut. Cihazın Bluetooth versiyonu<br />

ise 4.0 LE. Ayrıca MHL 2.0 desteği de<br />

atlayamadığımız ayrıntılardan olmuş.<br />

Galaxy S4 ile S3 Arasındaki<br />

Farklılıklar<br />

Galaxy S4’ün ilgi çekici birçok yeniliğinden<br />

bahsettik ve bu cihazın mobil tutkunu<br />

herkesi heyecanlandırmış olduğuna şüphe<br />

yok . Kısa bir süre öncesinde kadar pazarın<br />

en iddialı modellerinden biri olan ancak bir<br />

anda Galaxy S4’ün gölgesinde kalan Galaxy<br />

S3 muhtemelen bir süre daha tüm dünyada<br />

ilgi görmeye devam edecektir.<br />

Fiyat olarak da biraz daha gerilemesi beklenen<br />

Galaxy S3, görsel olarak ve boyutları<br />

itibariyle Galaxy S4 ile çok benzeşiyor. (bkz.<br />

Şekil 1)<br />

Ne Zaman Çıkacak<br />

<strong>Nisan</strong> ayının sonuna doğru vitrinlerde<br />

yer alacağı belirtilen Samsung Galaxy S4,<br />

dünyanın birçok ülkesinde eş zamanlı olarak<br />

kullanıcılarla buluşmuş olacak.<br />

nisan’13 45


Avşar Özgen<br />

avsar@itadvisor.com.tr<br />

MAKALE<br />

Avrupa’da İnternet<br />

Politikaları, Siber Suçlar<br />

ve Sansür<br />

Dünyada internet kullanımıyla siber suçlardaki doğru orantılı<br />

artış, devletlerin internet politikalarını sürekli gözden<br />

geçirmesine, hatta zaman zaman sansüre bile başvurmalarına<br />

neden oluyor<br />

D<br />

ünyada internet kullanım<br />

oranlarının yüksek olduğu ya da<br />

hızla yükseldiği ülkelerde yapılan<br />

birçok ankette insanların bir gün boyunca<br />

internetsiz kalmaktansa aç kalmayı yeğlediklerini<br />

ortaya koyuyor. İnsanların açlığı<br />

bile göze almalarına neden olabilecekleri<br />

kadar bağımlısı oldukları internet, her geçen<br />

gün sınırlarını kontrol edilmesi daha da güç<br />

çizgilere doğru hızla çekiyor.<br />

Günümüzde bu sınırları kontrol etmek<br />

için artık devreye direkt olarak devletler<br />

giriyor. Yalnızca Türkiye’de değil tüm dünya<br />

çapında siyasetçiler arasında siber suçlar,<br />

yasadışı içerik ve kanuna aykırı internetten<br />

yüklemeyle nasıl başa çıkılacağı konusunda<br />

tartışmalar sürüyor. Ancak yasama süreçlerinin<br />

yavaş işlemesi, yasa koyucuların temel<br />

haklar ve internet güvenliği konularında bir<br />

uzlaşıya varmalarını engelliyor.<br />

Örneğin internetle bizden çok daha önce<br />

tanışan Avrupa Birliği üyesi ülkelerde bu<br />

konuda günümüze kadar birçok adım atıldı.<br />

Her biri ‘mihenk taşı’ sayılabilecek bu<br />

adımlara şöyle bir bakacak olursak, Avrupa<br />

Ağ ve Bilgi Güvenliği Ajansı’nın (ENISA) 1<br />

Eylül 2005 yılında tam anlamıyla faaliyete<br />

46<br />

nisan’13


MAKALE<br />

başladığını görüyoruz. Bu tarihten bir yıl<br />

kadar sonra 29 Haziran 2006’da Avrupa<br />

Komisyonu Telekom sektörü konusunda<br />

istişareleri başlattı. Yine aşağı yukarı bir<br />

yıllık bir aradan sonra Mayıs 2007’de çevirim<br />

içi terörizmi gözlemlemek için Avrupa<br />

Polis Ofisi (Europol) tarafından ‘Webi (ağı)<br />

kontrol et” isimli güvenlik portalı kuruldu.<br />

Ardından 13 Kasım 2007 tarihinde Avrupa<br />

Komisyonu Telekom reformları ‘paketi’ni<br />

sundu. Aradan iki yıl geçmeden 29 <strong>Nisan</strong><br />

2009’da Avrupa Parlamentosu ve Avrupa<br />

Konseyi Telekom paketinin ana konuları ile<br />

ilgili dönüm noktası niteliğindeki anlaşmayı<br />

onayladı.<br />

6 Mayıs 2009’da şaşırtıcı bir şekilde, Avrupa<br />

Parlamentosu üyeleri, daha önce Avrupa<br />

Konseyi ile uzlaşıya varılan anlaşmayı reddederek<br />

internet kullanıcılarının haklarına<br />

dair daha titiz bir metin önerdi. Ardından<br />

24 Kasım 2009 tarihinde ise Telekom paketi<br />

nihai olarak kabul edildi. Aradan dört ay<br />

geçtikten sonra 29 Mart 2010’da Avrupa<br />

Komisyonu çevirim içi çocuk pornografisini<br />

filtreleyecek öneriyi masaya koyarken, <strong>Nisan</strong><br />

2010’da AB bakanları, merkezi siber suç<br />

ajansına ihtiyacın araştırılması için Avrupa<br />

Komisyonu’na çağrıda bulundu. Ekim<br />

2010’da ise Avrupa Komisyonu bilgi sistemi<br />

saldırılarına karşı yeni bir önerge sundu. Ve<br />

nihayet 9 Aralık 2010’da çevrimiçi radikalleşmeyi<br />

de kapsayan Terörle Mücadele<br />

Çerçeve Belgesi’nin tüm üye ülkelerde uygulanması<br />

için adım atıldı. Bu arada 2011 yılı<br />

içinde radikalleşme ve güçlendirme karşıtı<br />

tebliğin planlanması da yapıldı.<br />

Yargı Yetkileri Zaman Zaman<br />

Yetersiz Kaldı<br />

Yargı yetkilerinin erişemediği sanal bir alanın<br />

suç aktivitelerini kontrol altına almanın<br />

zorluğu nedeniyle siyasetçiler için internet,<br />

sıkıntı yaratan bir unsur halini aldı.<br />

Örneğin İngiltere’deki meclis üyeleri<br />

çocukların pornografik görüntülerinin<br />

internette dolaşımını engellemek adına bir<br />

yasa tasarısı önerisinde bulundu. Ancak bu<br />

görüntülerin ülke dışındaki web sitelerinden<br />

kaynaklandığını fark etmeleri üzerine<br />

öneri duvara toslamış oldu.<br />

Sorunu ulusal düzeyde çözemeyen Avrupalı<br />

siyasetçiler, konuyla ilgili yasalar hazırlamakta<br />

ve yasadışı çevrim içi içerik ve<br />

aktiviteye ilişkin bağlayıcılığı olan kararlar<br />

vermesi için yeni organlar yaratma çabasına<br />

girdiler. Çabaları Avrupa Parlamentosu<br />

üyelerinin ve ulusal meclislerindeki üyelerin<br />

itirazlarına maruz kalan siyasetçiler,<br />

internet filtrelenmesindeki aşırı önlemlerin<br />

Cecilia Malmström: Vatandaşlar kendilerine dair hangi kişisel verilerin saklandığını<br />

ve değiş tokuş edildiğini bilmeliler<br />

sonunda konuşma özgürlüğü gibi temel hak<br />

ve özgürlüklerin etkisini azaltacağından<br />

korkuyorlar.<br />

İnternette yasadışı yükleme konusunda<br />

küresel bir çözüm halihazırda Sahteciliğe<br />

Karşı Ticaret Anlaşması (ACTA) başlığı altında<br />

tartışılıyor. Buna karşın görüşmelerin<br />

yüksek güvenlik seviyesi hem işadamlarını<br />

hem meclis üyelerini bir hayli geriyor.<br />

Konuşmalardan sızan bilgilere göre hükümetler<br />

yasadışı yüklemenin ve içerik dosya<br />

paylaşımının engellenmesi için daha sıkı<br />

yasalar istiyor. İnternet servis sağlayıcılarının<br />

korkusu ise bunun kendi iş modellerini<br />

değiştirerek daha az rekabetçi bir konuma<br />

sokabileceği.<br />

Avrupa Birliği için 2020 Önemli Bir Tarih<br />

2020 itibariyle internet güvenliği öncelik<br />

sahibi konulardan biri oluyor. Brüksel, tüm<br />

Avrupalıların yüksek hızlı geniş banda<br />

sahip olmasını istiyor. AB’nin internet<br />

güvenliği ajansı ENISA, bilgi ağlarını<br />

güvenlik altına almaya çalışıyor. Ancak şu<br />

anki durumda ajans başa çıkmasını sağlayacak<br />

yasal dayanağı olmayan bir merkez<br />

konumunda. Örneğin 2008’de ajans mobil<br />

iletişimin güvenlik tehditlerine karşı ne<br />

kadar savunmasız olduğu konusunda bir<br />

bildiri yayınlamıştı.<br />

Siber suçlarla mücadelede Europol de<br />

devrede. Kurum, çocuk pornografisi gibi<br />

sınır ötesi siber suçların engellenmesinde<br />

yürütme organlarına yardım adına faaliyet<br />

gösteren çeşitli çalışma gruplarını denetliyor.<br />

Buna karşın, gittikçe artan bir kullanıcı<br />

sayısının sosyal paylaşım sitelerinde bilgilerini<br />

paylaşmaları, siber suçun çoğalması<br />

için ortam hazırlıyor.<br />

Siber Suç<br />

Facebook ve Twitter gibi sosyal paylaşım<br />

sitelerinden yayılan riskler birçok web<br />

güvenlik şirketinin yayımladığı raporlarda<br />

elektronik tehlike listesinin başında<br />

geliyor. Dijital tüketicileri rahatsız edenler<br />

listesinde ikinci sırada ise e-postalarla,<br />

‘akıllı telefonlar’a yapılan saldırılar ve<br />

e-dolandırıcılık geliyor.<br />

Bazı ülkelerin interneti kontrol altına almak<br />

için köklü birimleri bulunuyor. Hollanda’da<br />

Felemenk polisi siber suçla savaş için bir İnternet<br />

Ekibi kurarken, İngiltere’de İnternet<br />

İzleme Derneği, yasa dışı içeriği raporlaması<br />

adına, halkın ve Bilgi Teknolojileri (BT)<br />

personelinin kullanımı için bir internet<br />

‘yardım hattı’ çalışmasını sürdürüyor.<br />

Buna ek olarak ENISA’nın izlediği internet<br />

güvenliği konuları arasında; spam, botnet,<br />

e-dolandırıcılık, kimlik hırsızlığı, menkul<br />

kıymetler borsasında hackerlar, yazılım<br />

konusundaki hassasiyetler ve kimi cihazlardaki<br />

güvenlik eksikliği bulunuyor.<br />

Ellerinde yeterli yasal güç olmadığını fark<br />

eden AB bakanları <strong>Nisan</strong> 2010’da Avrupa<br />

Komisyonu’na çevrim içi sahtecilik ve çocuk<br />

pornografisini engellemek için merkezi bir<br />

siber suçla savaş birimi kurma konusunda<br />

talepte bulundu.<br />

Eskiden siber suça karşı merkezi bir AB<br />

organına en büyük itiraz İngiltere, Fransa ve<br />

Almanya’dan gelirdi. Zira bir AB kurumunun<br />

kendi ülkelerinde süregelen işleyişi çiğneyeceğinden<br />

en çok korkan bu üç ülkeydi.<br />

Bilgi sistemlerine saldırıyı engellemek için<br />

bir önerge hazırlayan Avrupa Komisyonu,<br />

çalışmasını siber güvenliğin önemli bir<br />

unsuru olan AB İç Güvenlik Stratejisi’nde<br />

nisan’13 47


MAKALE<br />

sundu. AB idaresinin bildirdiği üzere siber<br />

suçun AB’ye maliyeti yıllık 750 milyar Euro<br />

ile uyuşturucu trafiğinin maliyetini de<br />

aşarak küresel GSMH’nın yüzde 1’i olarak<br />

kayda geçti.<br />

Avrupa Komisyonu aynı zamanda<br />

Avrupa’da siber atağa karşı bir anında müdahale<br />

sistemi kurma çabasında. Buna ek<br />

olarak komisyonun hedefleri arasında bilgisayarlar<br />

için bir acil yanıt takımı (Certs)<br />

kurma planı ve ENISA’nın rolünü arttırmak<br />

da bulunuyor.<br />

İnternet Korsanlığı<br />

Paris’te bulunan TERA danışmanlık<br />

şirketinin yaptığı bir internet korsanlığı<br />

araştırmasına göre, yasa dışı yüklemeler<br />

sonucu önümüzdeki 3 yıl içinde AB’de bir<br />

milyondan fazla iş ve iş çevrelerinde 240<br />

milyar Euro’luk bir para kaybı söz konusu<br />

olabilir.<br />

Geçtiğimiz yıllarda hava ya da karadan<br />

yapılan yasa dışı nakliyatların üçte birini<br />

durdurmayı başaran Avrupa Birliği gümrük<br />

yetkilileri, internet üzerinden yapılan yasa<br />

dışı mal satışında artış olduğuna dikkat çekiyor.<br />

Verilerin olduğu yıllık yasa dışı ticaret<br />

akışı raporunu Avrupa Komisyonu’nun<br />

vergilendirme ve gümrük birliği departmanı<br />

yayınlıyor.<br />

Avrupa Parlamentosu çevrim içi korsanlığı<br />

ile başa çıkmak için boğuşurken pek çok<br />

Avrupa Parlamentosu üyesi korsanlığı suç<br />

kapsamına sokmanın fazla sert olduğu konusunda<br />

ısrar ederek bunun ticari kazanç<br />

için içeriği topluca yağmalayanlardan çok<br />

ara sıra dosya paylaşan insanları cezalandırmak<br />

olacağını belirtiyor.<br />

Bu konuda yasa önerisinde bulunan ilk<br />

ülke olan Fransa’nın hukuku pek çok siyasetçi<br />

tarafından fazla bağlayıcı kabul ediliyor.<br />

Yasa dışı içerik yükleyen kullanıcıların<br />

üçüncü kez de yakalanması halinde şebeke<br />

bağlantılarının kesilmesini ön gören üç hak<br />

yasası, halen Fransız ulusal meclisinden<br />

geçmeyi bekliyor.<br />

Eircom internet servis sağlayıcısının yasa<br />

dışı içerik yüklendiği iddiasıyla İrlanda<br />

Plak Derneği tarafından mahkemeye verilmesinin<br />

ardından İrlanda üç hak politikasını<br />

uygulamaya sokan ilk ülke oldu.<br />

İngiliz hükümeti ve internet servis sağlayıcıları<br />

(ISP’ler) BT ve Talk Talk’ın arası<br />

ülkenin dijital ekonomik faturası nedeniyle<br />

açılmış halde. Açılan davada yüksek mahkemenin<br />

istediği yasa dışı içerik yükleyen<br />

müşterilere bir mektup yollanması, hatta<br />

bağlantılarının kesilmesi yönünde.<br />

Yasa dışı yükleme yapılmasında internet<br />

servis sağlayıcılarının rolü hem AB’de<br />

hem de dünya çapında tartışılan bir konu.<br />

Mevcut durumda Avrupa Parlamentosu<br />

Sahteciliğe Karşı Ticaret Anlaşması’nın<br />

(ACTA) yaptırımları üstüne kafa yoruyor.<br />

Öne çıkan fikirlere göre, küresel müzakereler<br />

sonucu ISP’ler yasa dışı içerik<br />

yükleyen müşterilerini cezalandıracak.<br />

ACTA görüşmelerine katılan 12 ülke var<br />

ve Avrupa Birliği’nin çıkarları Avrupa<br />

Komisyonu’ndan müzakereciler tarafından<br />

temsil ediliyor.<br />

İsveçli Yeşiller / Avrupa Özgür Birliği üyesi<br />

ve İsveç Korsan Partisi’nin kurucu üyesi<br />

Christian Engström, ACTA’dan aldığı bilgileri<br />

kendi meclisinin üyeleriyle paylaşmasına<br />

izin verilmemesi üzerine Avrupa Komisyonu<br />

ile görüşmeleri terk etmişti.<br />

Terör<br />

Avrupa Birliği 2007 yılında 27 üye ülkenin<br />

İslam propagandası yapan verileri Lahey’deki<br />

Avrupa Polis Ofisi’nde bir havuzda<br />

topladığı “İnterneti Kontrol Et” isimli bir<br />

yüksek güvenlik portalı kurmuştu. Yakın<br />

zaman içinde, terörle mücadelede internet<br />

servis sağlayıcıları ve internet üzerinden<br />

çalışan özel şirketlerin de işbirliğine<br />

katılmalarında artış yaşandı. İnternet bazlı<br />

propaganda ve radikalleşme aktivitelerine<br />

karşı sert tutum, Kasım 2008’de kabul edilen<br />

Avrupa Birliği terörle mücadele Çerçeve<br />

Kararı’ndan doğuyor.<br />

Belgede açıkça belirtildiği üzere “internet<br />

Avrupa çapındaki yerel terörist ağlarına ve<br />

bireylere ilham vermek ve onları mobilize etmek<br />

için kullanılıyor. Ayrıca terörist yöntemler<br />

konusunda bir bilgi kaynağı olarak sanal bir<br />

eğitim kampı görevi görüyor.”<br />

Avrupa Komisyonu, iletişim hattındaki yeni<br />

önlemler sayesinde suç işleyenlerin ve saldırı<br />

planlayanların daha kolay takip edileceğini<br />

düşünüyor. Buna karşın, internetten bomba<br />

yapım tarifleri almak gibi dolaylı yoldan<br />

terörizmi destekleyen bireyler de bundan<br />

etkileniyor. İnternet üzerinden olanlar da<br />

dahil radikalleşmeyi hedef alan yeni önlemler<br />

paketi 2011’de öneri olarak sunuldu.<br />

Çocuk Pornografisi<br />

Buna ek olarak Avrupa Komisyonu, üye ülkelerin<br />

çocuk pornografisi yayınlayan sitelere filtre<br />

uygulamasını ve insan kaçakçılığı konusunda<br />

daha sert cezalar uygulanmasını istiyor. Buna<br />

karşın Avrupa Parlamentosu’nun yeni AB<br />

kanunlarının yeterince sert olacağı konusunda<br />

şüpheleri bulunuyor. Mart 2010’da önerilen<br />

yeni kurallarla internette çocuk pornografisi<br />

yayınlayan sitelere yasak getiriliyor, çevirim içi<br />

sohbet odalarında tacize maruz kalan kurbanların<br />

dava açma hakları doğuyor ve tacizcilerin<br />

başka bir AB ülkesinde yeniden aynı suçu<br />

işlememesi için önlem alınıyor.<br />

Ancak AB, öneri konusunda üye devletlerden<br />

gelen bir ihtilafla karşı karşıya kalmış<br />

durumda. Pek çok üye devlete göre internetin<br />

filtrelenmesi, hükümetlerin istemediği içeriğe<br />

yasak getirmesiyle konuşma özgürlüğüne zarar<br />

verecek. Öneriyi reddeden Almanya, çocuk<br />

pornografisini toptan yasaklamanın içeriği<br />

filtrelemekten daha mantıklı olduğu görüşünü<br />

savunuyor.<br />

48 nisan’13


MAKALE<br />

Avrupa Birliği’nden Farklı Sesler<br />

Yükseliyor<br />

Siber suçlarla mücadelede yeni önlemler<br />

konusunda görüş belirten AB İçişlerinden<br />

Sorumlu Komisyon Üyesi Cecilia Malmström,<br />

“Vatandaşlar kendilerine dair hangi kişisel<br />

verilerin saklandığını ve değiş tokuş edildiğini<br />

bilmeliler” diyerek çocuk pornografisi<br />

yayını yapan internet sitelerinin filtrelenmesi<br />

konusundaki görüşlerini açıklıyor. Malmström,<br />

“Eğer polis çocuk pornografisi içeren broşür,<br />

kitap ve videolara el koyabiliyorsa demek ki bu<br />

içerikteki internet sitelerini de kapatabilmeli.<br />

İnternet suçlular için bir güvenli barınak değil”<br />

diyor.<br />

Alman Adalet Bakanı Sabine Schnarrenberger<br />

ise bu görüşe katılmıyor. İlerleyen zamanlarda<br />

daha geniş bir görüş bildirme ortamının<br />

olacağını düşünen Almanya Adalet Bakanı,<br />

“Ben o noktada ‘çocuk pornosu sitelerini<br />

yasaklamak yerine kaldırmak’ prensibini savunuyor<br />

olacağım” derken, bunun için destek<br />

alabilmek adına Avrupa Konseyi ve Avrupa<br />

Parlamentosu’nda da mümkün oluğunca<br />

lobicilik yapacağını ifade ediyor.<br />

Geçtiğimiz yıllarda Avrupa Komisyonu, çevirim<br />

içi terörist aktivitelerini tetkik etmekle ilgili<br />

bir rapor yayınladı. Belgeye göre, “Terörist<br />

suçlar işlemesi için halkı kışkırtmaya yönelik<br />

hareketler, terörizm için destek toplanması ve<br />

eğitim verilmesi son derece düşük bir maliyet<br />

ve riskle katlanarak artmış durumda.”<br />

Europol’un çevirim içi kontrol portalı olan<br />

‘Web sitesini kontrol et’ hakkında yorum<br />

yapan Europol’ün başkanı Max-Peter Ratzel,<br />

“AB üyesi devletlerin internet sitelerini kontrol<br />

ederek sorumluk paylaşımında bulunmalarına<br />

olanak tanıyoruz. Eğer bir sitenin daha<br />

önce başka bir ülke tarafından denetlendiğini<br />

görürseniz zaman kaybetmekten kurtulmuş<br />

olursunuz” diyor.<br />

ACTA görüşmelerinin yoğun güvenlik ortamını<br />

eleştiren İsveç Yeşiller/ Avrupa Özgür<br />

Birliği üyesi ve Korsan Partisi’nin kurucu<br />

üyesi Christian Engström ise “AP üyelerinin<br />

resmi olmayan sızıntı bilgilere bağlı kalmak<br />

durumunda olması utanç verici” ifadelerini<br />

kullanıyor.<br />

ACTA’nın korsana karşı üç hak yasasının<br />

yolunu açacağına dair dolaşan dedikoduları<br />

değerlendiren Avrupa Komisyonu ticari biriminden<br />

Luc Devigne da, “Üç hak olmayacak.<br />

İnternet servis sağlayıcılarının mesuliyetlerinde<br />

bir değişim olmayacak. Veri gizliliğine<br />

saygı gösterilecek ve gümrük aramalarında<br />

tedbir söz konusu olmayacak” görüşünü dile<br />

getiriyor.<br />

AB Telekom Operatörleri Birliği ETNO’nun<br />

başkanı Michael Bartholomew’e göre, internet<br />

sitelerini filtreleme, hatta Sahteciliğe Karşı<br />

Ticaret Anlaşması (ACTA) ile internet kullanıcılarının<br />

erişimini kesmek gibi geniş çaplı ve<br />

orantısız önlemler ETNO’yu endişelendiriyor.<br />

Bu tarz bir hareket, AB hukukunda belirtilen<br />

ve kabul edilen Avrupa Birliği Telekom<br />

Paketi’nde yeniden takviye edilen kullanıcı<br />

haklarıyla tamamen çelişebilir.<br />

Telif hakları yasasını denetleyen Fransa<br />

merkez sağından Avrupa Parlamentosu üyesi<br />

Marielle Gallo da kullanıcılarına yasa dışı içerik<br />

sağlayan web sitelerinin hakim kararıyla<br />

kapatılmasını öneren İspanyol yasa taslağını<br />

desteklediğini belirtiyor.<br />

Bulgar internet öncüsü Veni Markovski ise<br />

Avrupa Komisyonu’nun internet politikasında<br />

çok temel hataları olduğundan bahsederken,<br />

“Son zamanlarda gördüğümüz şey Avrupa<br />

Birliği üyesi bazı devletlerin daha güvenli bir<br />

internet kullanımı sağlamak yerine kullanıcıların<br />

cezalandırılması. ‘Üç hak yasası’ olarak bilinen<br />

kural daha fazla güvenlik sağlamak yerine<br />

daha fazla korku ve kullanıcıların mahremiyeti<br />

konusunda endişeye neden oluyor” diye de ekliyor.<br />

Bunun yerine kullanıcılar, iş sahipleri ve<br />

hükümetlerle daha fazla iş birliğine gidilmesi<br />

için çağrıda bulunan Markovski, reddedilen<br />

alternatif önerilerden birini örnek veriyor:<br />

“10 yıl önce Bulgaristan’da internet operatörleri<br />

telif hakkı dernekleri için bir çalışma modeli<br />

önermişti fakat bu reddedildi. Model sadece<br />

Bulgaristan’daki telif hakkı sahiplerine bile bir<br />

yılda ortalama 50 milyon Euro kazanç getirebilirdi.<br />

Çevrim içi suçla savaşta Avrupa Birliği<br />

çevrim içi özgürlüğü büyük yazılım şirketleri<br />

ve müzik yapımcılarının çıkarları uğruna bir<br />

kenara atmamalı.”<br />

nisan’13<br />

49


Ahmet Gözütok<br />

ahmet@itadvisor.com.tr<br />

ÖZEL DOSYA<br />

Mobil Teknolojinin<br />

Nabzı, Barcelona’da Attı<br />

GSM Birliği tarafından organize edilen Dünya Mobil Kongresi<br />

(MWC <strong>2013</strong>) uzunca bir süredir olduğu gibi Barcelona’da<br />

düzenlendi. Fuarda heyecan verici teknolojileri ve <strong>2013</strong>’ün<br />

mobil trendlerini tanıma fırsatı bulduk<br />

50<br />

nisan’13


ÖZEL DOSYA<br />

M<br />

obil dünyadaki yenilikçi teknolojilerin<br />

ve en yeni mobil ürünlerin<br />

tanıtıldığı MWC <strong>2013</strong>, yine ilgi<br />

çekici cihazlar ile dolu dolu yaşanan bir<br />

süreç olarak geride kaldı. Ülkemizden<br />

markaların da çeşitli tanıtımlar yapmak,<br />

anlaşmalar gerçekleştirmek ve yenilikçi<br />

ürünleri kendi ekosistemlerine entegre<br />

etmek adına yer aldığı fuarda, onlarca yeni<br />

hizmet ve servis de boy gösterdi.<br />

MWC <strong>2013</strong>, mobil dünya odaklı bir etkinlik<br />

olması nedeni ile daha çok son kullanıcıya<br />

hitap eden ürünlerin tanıtılacağı bir kongre<br />

imajı çizse de artık aradaki kalın çizginin<br />

çok daha hassas bir hale gelmesi nedeniyle,<br />

her amaca uygun çözümlerin karşımıza<br />

çıktığı bir yer oldu denilebilir.<br />

Tüm bunların yanı sıra, gözlemleme fırsatı<br />

bulduğumuz bir takım şaşırtıcı yazılımsal<br />

değişimler, <strong>2013</strong>’ün de mobil dünyadaki<br />

rekabet dozajının hiç düşmeyeceği bir yıl<br />

olmasına iddialı bir işaretti. LG’nin HP tarafından<br />

satın alınmış olan WebOS için satın<br />

alma girişiminde bulunduğunu açıklaması,<br />

Ubuntu’nun mobil sürümünü fuarda<br />

sergilemesi, Mozilla’nın Firefox OS işletim<br />

sistemine LG, ZTE, Huawei gibi isimlerden<br />

sonra Sony desteğini de eklemesi, gidişatın<br />

yönünü fark etmek adına yeterli unsurlardan<br />

bazıları.<br />

MWC <strong>2013</strong>’te heyecan verici birçok ürün<br />

boy gösterdi belki ancak yılın en çok ilgi<br />

gören veya görecek ürünlerinin ilk uğrak<br />

noktası Barcelona olmadı. Firmalar artık<br />

bu tür büyük etkinliklerde tüm dünyanın<br />

yakın ilgi gösterdiği ürünleri tanıtmaktan<br />

kaçınıyor. Bunun yerine sadece o ürüne<br />

has bir tanıtımın yapılması tercih ediliyor.<br />

Nitekim Barcelona’da Samsung Galaxy<br />

S4’ün boy göstermemesini yahut Nokia’nın<br />

üst düzey bir Windows Phone 8’li ürün<br />

tanıtmamasını da tam olarak böylesi bir<br />

temele dayandırmak gerekir.<br />

Türk Markaları da Fuarda<br />

Barcelona’da elbette ki sadece dünyanın<br />

dev markaları yer almadı. Bunun yanı sıra<br />

daha küçük çözümler, ürünler ve hatta<br />

yazılımlar geliştiren küçük ölçekli onlarca<br />

marka bu dev arenada ziyaretçiler ile<br />

buluştu.<br />

Ülkemizden de bu yıl etkinliğe katılan<br />

teknoloji şirketi sayısı bir hayli yüksekti.<br />

Sadece fuarda çeşitli görüşmeler yapmak,<br />

yenilikleri yerinde görmek için gelen markalara<br />

ek olarak, tüm dünyadan ziyaretçilere<br />

bizzat kendi teknolojilerini tanıtmak<br />

adına stantları başında bekleyen isimler de<br />

buradaydı.<br />

İstanbul Ticaret Odası, ARTI Teknoloji,<br />

Ersel Elektronik, Etiya, Komtel Telekomünikasyon,<br />

Mikro Ödeme – 3Pay, Nefas<br />

Bilişim, Netaş, P.I. Works, Piranha, Sentez<br />

Yazılım, Türkcell Teknoloji, 70.500 metre<br />

karelik alanda büyük bir adayı kiralayarak<br />

ziyaretçiler ile buluştu.<br />

Akıllı Telefonlar Sahne Aldı<br />

MWC <strong>2013</strong> söz konusu olunca herkesin aklında<br />

tanıtılacak yeni akıllı telefonlara dair<br />

soru işaretleri uyanıyor. Elbette ki bu yıl da<br />

birçok yeni ürün karşımıza çıktı. Özellikle<br />

“Kendi Cihazını Getir (Bring Your Own Device)”<br />

trendinin tüm dünyada yaygınlaşması<br />

ile birlikte akıllı telefonlar, her ölçekteki<br />

kurumların öncelikli gündem maddelerinden<br />

biri haline gelmeye başlamıştı.<br />

Belki fuarda markalar, doğrudan bu odakta<br />

beklentileri karşılayacak veya çözümler<br />

sunan ürünleri tanıtmadı ancak işin seyri<br />

zaten iş hayatında profesyonel ihtiyaçlara,<br />

iş bittikten sonra da özel hayatın keyifli<br />

temposuna uyum sağlayan ürünler sunma<br />

yoluna çoktan girdi. Haliyle tanıtılan her<br />

yenilikçi teknoloji, her taraftan mobil kullanıcısını<br />

alakadar edebiliyor.<br />

Turkcell’in Yerli Telefonu<br />

Android tabanlı T serisi akıllı telefonları ile<br />

ülkemizde kendine has bir başarı yakalayan<br />

Turkcell, ilk yerli cep telefonu için de<br />

düğmeye bastı ve Gebze kod adlı projesine<br />

Barcelona’da gerçekleştirilen bir tanıtım<br />

ile resmiyet kazandırmış oldu. Ulaştırma<br />

Bakanı Binali Yıldırım’ın da katılımıyla<br />

gerçekleştirilen tanıtım toplantısında, tasarım<br />

ve yazılım anlamında tamamen Türk<br />

mühendislerinin çalışması neticesinde<br />

geliştirileceği belirtilen akıllı telefonun, Qualcomm<br />

temelli bir donanımsal mimariye<br />

sahip olacağı belirtildi.<br />

Bu cihazda Turkcell’e özel kullanıcı arabirimi<br />

ile Türk kullanıcıların ihtiyaçları<br />

doğrultusunda şekillenmiş donanımsal<br />

özellikler ve yazılımsal yenilikler yer<br />

alacak. Turkcell’in yerli telefonu <strong>2013</strong> yılı<br />

içersinde kullanıcılara sunulacak ve uygun<br />

bir fiyat politikasıyla satışta olacak. Ayrıca<br />

bu ürünün çevre ülkelere de yine Turkcell<br />

markasıyla pazarlanacağını belirtelim.<br />

Turkcell’in Gebze projesinin yanında ülkemiz<br />

adına sevindirici olarak nitelenebilecek<br />

bir başka güzel gelişme ise Qualcomm ile<br />

Turkcell arasında imzalanan cep telefonu,<br />

tablet bilgisayar ve makineler arası iletişim<br />

(M2M) cihazları geliştirme odağındaki<br />

AR-GE anlaşmasıydı. Bu sayede Turkcell,<br />

dünyadaki sayılı operatörlerden biri olarak,<br />

çeşitli inovatif ürünlerin geliştirilmesinde<br />

Qualcomm ile birlikte çalışacak.<br />

Nokia Lumia 720 ve 520<br />

Nokia da olmasa Barcelona’da Windows<br />

Phone 8’li ürünlere rastlamamız biraz zor<br />

olacaktı sanki. Orta seviye olarak konumlandırabileceğimiz<br />

Lumia 720 ve 520<br />

modellerini tanıtan Finlandiyalı üretici,<br />

nisan’13 51


ÖZEL DOSYA<br />

Windows Phone 8 işletim sistemine sahip<br />

cihazlarda fiyat ölçeğinde biraz daha tabana<br />

inmeyi başarmış.<br />

Daha çok çoklu ortam yetenekleri ile öne<br />

çıkan ürünler, uzun bekleme süreleri<br />

ve güçlü işlemcileri ile hemen her işin<br />

üstesinden gelebilecek potansiyele sahip.<br />

Windows Phone 8’in de desteği ile fark<br />

yaratan ürünler, Microsoft’un bulut tabanlı<br />

depolama çözümü SkyDrive entegrasyonu<br />

ile geliyor. Nokia, kullanıcılarına 7 GB<br />

kapasiteli ücretsiz SkyDrive alanını da bu<br />

cihazlarla birlikte hediye ediyor.<br />

HTC One<br />

Yepyeni bir tasarıma sahip akıllı telefonu<br />

One’ı duyuran HTC, fuarın ilgi çekici<br />

isimlerindendi. Yenilikçi, modern ve agresif<br />

çizgileri ile ilk bakışta etkilemeyi başaran<br />

ürün, güçlü donanımı ile modern anlamdaki<br />

mobil ihtiyaçları fazlasıyla karşılıyor.<br />

1.7 GHz saat hızında çalışan Qualcomm<br />

Snapdragon 600 işlemcisi ile fark yaratan<br />

akıllı telefon, 2 GB RAM ile hem eğlencenin<br />

hem de işlerin aksamamasını daim edecek<br />

bir güce sahip. Üzerindeki 2300mAh<br />

kapasiteli batarya, ortalama bir kullanım<br />

ile kullanıcısının enerjisi yettiği ölçüde<br />

performansından bir şey kaybetmiyor.<br />

Sense 5.0 arayüzü ile gelen HTC One, bu<br />

sayede bir takım avantajlara da sahip. HTC<br />

özellikle önceki cihazındaki verileri yeni<br />

telefonuna taşıma konusunda endişe eden<br />

kullanıcıları düşünmüş ve Sense 5.0 arayüzüne<br />

bir entegrasyon özelliği eklemiş. Bu<br />

sayede iPhone’dan HTC One’a geçmek son<br />

derece kolay hale geliyor. Sizin için hayati<br />

önem taşıyan kişi kayıtlarını, mesajları<br />

hatta önemli dokümanları iTunes üzerinden<br />

alacağınız bir yedek ile doğrudan yeni<br />

telefonunuza taşıyabiliyorsunuz.<br />

Asus Padfone Infinity<br />

Kurumsal odaklı mobil değişimin belki de<br />

en iyi uyarlanabileceği veya bu alandaki<br />

ihtiyaçlara en iyi yanıt verebilecek mobil<br />

ürünlerin başında ise hiç şüphe yok ki<br />

Asus’un Padfone Infinity adlı tablet bilgisayar<br />

– akıllı telefon modeli geliyor. İlki 2011<br />

yılında tanıtılan bu konseptin ana hatlarında<br />

iki ürün var. Bunlardan bir tanesi<br />

standart özelliklere sahip bir akıllı telefon,<br />

diğer ise dev bir ekran. Burada tablet<br />

bilgisayar ifadesini özellikle kullanmadık<br />

çünkü 10.1 inçlik bölüm tek başına sadece<br />

ekrandan başka bir şey değil.<br />

Bu ekranın üzerinde telefonun girebileceği<br />

bir yuva bulunuyor. Bu yuva sayesinde 10.1<br />

inçlik ekran, telefonun donanımsal gücünü<br />

kullanarak bir tablet bilgisayar haline<br />

gelmiş oluyor. Bu kullanışlı konsepti Asus<br />

sürekli geliştirdi. Son çıkan versiyon ise<br />

artık bir ustalık eseri halini aldı.<br />

An itibariyle bir benzeri daha bulunmayan<br />

bu sıra dışı tasarım, özellikle kurumsal<br />

odaklı müşterilere hitap ediyor. Zaten “Kendi<br />

Cihazını Getir” trendinin hızla dünyaya<br />

yayılması ile birlikte mobil dönüşümün<br />

daha çok çalışanların inisiyatifinde şekillenmeye<br />

başladığı profesyonel hayatta bu<br />

cihaz, iş – özel hayat çizgilerinin hassasiyetine<br />

saygılı kalarak, hem çalışanların<br />

seveceği hem de işlerin zaman ve mekan<br />

problemi olmadan aksamamasını sağlayacak<br />

olması nedeniyle kurumların karşı<br />

koyamayacağı bir model hüviyetinde.<br />

Mobil odaklı olmaktan kaynaklanan, aklınıza<br />

gelebilecek tüm sorunları rafa kaldıran<br />

Padfone Infinity, tablet – akıllı telefon<br />

masrafını tek bir bütün olarak düşünüldüğünde<br />

azaltacağından peşinen bir kazanç<br />

da sağlamış oluyor. Üstelik 40 saati bulan<br />

kullanım ömrü, Android 4.2 JellyBean<br />

işletim sistemi, 1.7 GHz’lik dört çekirdekli<br />

Qualcomm Snapdragon 600 işlemci, 2<br />

52 nisan’13


ÖZEL DOSYA<br />

GB RAM ile yaygın bağlantı alternatifleri,<br />

ürünün cazibesini artıran unsurlar olarak<br />

dikkat çekmeyi başarıyor.<br />

HP Slate 7<br />

Kurumsal odaklı çözümler üreten HP, bu<br />

alanda Android’in popülaritesine de başvurmayı<br />

ihmal etmiyor. Her ne kadar kendisinden<br />

WebOS tabanlı ürünler beklenmiş<br />

ve bu beklentiyi ödenen yüklü meblağlara<br />

rağmen boşa çıkarmış olsa da tabletleri<br />

ile özellikle dünya genlinde iş dünyasının<br />

tercih edilen markalarından HP.<br />

Uygun fiyata optimum performansı sunmak<br />

adına geliştiren HP Slate 7, çift çekirdekli<br />

1.6 GHz’lik bir işlemci ile donatılıyor.<br />

Üzerinde 1 GB RAM bulunan ürün, berrak<br />

ve keskin görüntüler sunmak, metinlerin<br />

okunabilirliğini kolaylaştırmak ve grafiklerdeki<br />

hassas çizgilerin daha net görülebilmesini<br />

sağlamak adına FFS teknolojisini<br />

kullanıyor. Ayrıca yine bu teknoloji, güneş<br />

ışığı altında dahi belirginlik ölçüsünde iyi<br />

bir performans sergiliyor.<br />

Heyecan Verici Yeni Teknolojiler<br />

MWC <strong>2013</strong>’te ziyaretçiler akıllı telefonlardan<br />

veya tabletlerden ziyade, destekli<br />

ürünlerin ve hizmetlerin sergilendiği<br />

stantlarda daha çok vakit geçirdi.<br />

Fuarda yeni akıllı telefonlar ve tablet<br />

bilgisayarlar olduğu kadar mobil odaklı<br />

geliştirilmiş bir çok yeni hizmet, servis,<br />

yazılım, aksesuar da tanıtıldı. AR-GE<br />

departmanlarının, özellikle NFC teknolojisinin<br />

geliştirilmesi ve bu odakta ürünlerin<br />

pazara sunulması adına yoğun mesai<br />

yaptığı görülüyor.<br />

Bunun yanı sıra bulut tabanlı teknolojiler,<br />

otomotiv firmalarının mobil odaklı yenilikleri<br />

ve dönüşümleri, mobil pazarlama<br />

stratejileri dikkat çekici konulardandı. Bu<br />

durum da aslında mobil cihazların, hayatın<br />

her anına ne kadar sokulmuş olduğunun da<br />

önemli bir göstergesi.<br />

Araç Paylaşım Hizmeti!<br />

GSMA tarafından Dünya Mobil Kongresi<br />

kapsamında “Otomotivde En İyi Mobil Servis”<br />

kategorisi ödülüne uzanan Vodafone’a<br />

bu ödülü getiren inovatif hizmetin adı ise<br />

DriveNow. “Araç Paylaşım Hizmeti” olarak<br />

nitelendirebileceğimiz bu hizmet, modernleştirilmiş<br />

ve mobil dünyaya uyarlanmış<br />

bir çeşit araç kiralama hizmeti aslında.<br />

Vodafone’un yaygın erişim alt yapısını kullanan<br />

bu yenilikçi servis, NFC teknolojisi ile<br />

güçlendiriliyor. Sistemin işleyiş mantığı da<br />

son derece basit ve ilgi çekici. DriveNow’a<br />

kayıt olan kullanıcılara bir RFID etiketi<br />

veriliyor. NFC destekli telefonlara da<br />

tanımlanarak NFC üzerinden kullanılabilen<br />

bu etiket, araçlara erişim için gerekli giriş<br />

anahtarını içeriyor.<br />

Bu sayede bir harita sistemi üzerinden kullanılabilir<br />

durumda olan araçları görebiliyorsunuz.<br />

Dilediğiniz yerdeki araca giderek<br />

şifreyi NFC alıcısından okutup aracı kullanmaya<br />

başlayabiliyorsunuz. Hiçbir prosedür<br />

ile uğraşmadan araç ihtiyacını anlık olarak<br />

karşılamaya yönelik olarak geliştirilen bu<br />

hizmetin güzel yanı ise aracı dilediğiniz<br />

yere bırakabilmeniz oluyor. Böylelikle yine<br />

ihtiyacı olan bir başka kullanıcı aracı sizin<br />

bıraktığınız yerden teslim alarak kullanmaya<br />

başlıyor.<br />

BMW ve Mini tarafından desteklenen projenin<br />

yönetimi ise Sixt araç kiralama şirketi<br />

tarafından sağlanıyor. Proje kapsamında<br />

Münih’te 300, Berlin’de 500, Düseldorf’ta<br />

150 BMW ve Mini marka araç kullanımda.<br />

İlerleyen süreçte daha fazla araç ve daha<br />

fazla şehir Drive Now sistemine entegre<br />

edilmiş olacak.<br />

Bu heyecan verici teknoloji özellikle sık<br />

seyahat eden müşterilerin ilgisini çekecektir<br />

muhtemelen. Mesela herhangi bir iş<br />

için gittiğiniz şehirde taksilerle uğraşmak<br />

istemiyorsanız, haritadan bakıp bulunduğunuz<br />

civardaki en yakın araç ile istediğiniz<br />

noktaya ulaşabilir, sonrasında da aracı<br />

hiçbir şey olmamış gibi bölgenizdeki bir<br />

alana bırakarak işinize bakabilirsiniz.<br />

Bu son derece pratik hizmetin fiyatı da<br />

kullanılan araca göre değişmek üzere 29<br />

cent’ten başlıyor. Ülkemiz için ise böylesi<br />

bir proje henüz planlanmış değil.<br />

nisan’13<br />

53


ÖZEL DOSYA<br />

Samsung Knox ile Yüksek<br />

Güvenlik Hassasiyeti<br />

Akıllı telefon pazarının lider ismi Samsung,<br />

kurumsal pazarda da en çok tercih edilen<br />

isim olmak adına ciddi çalışmalar yürütüyor.<br />

An itibariyle Kendi Cihazını Getir trendinin<br />

ciddi etkisi ile bölünmüş bir şekilde<br />

olan ve kesin bir dominant durum mevcut<br />

diyemeyeceğimiz kurumsal odaklı pazara<br />

yönelik Samsung, alt yapıyı oluşturma<br />

çabasında.<br />

Bu bağlamda MWC <strong>2013</strong>’te tanıtılan Samsung<br />

Knox adlı güvenlik çözümü, Güney<br />

Koreli üreticinin bu işi ne kadar ciddiye<br />

aldığını fazlasıyla ortaya koyuyor.<br />

Samsung Knox, kurumsal odaklı olarak<br />

kullanılan akıllı telefonlarda, kullanıcıların<br />

iş için de kendi cihazlarını kullanmaya başlamasıyla<br />

ortaya çıkan güvenlik kaygılarını<br />

ortadan kaldırmak adına geliştirilmiş bir<br />

sistem.<br />

Daha önceki çözümlerden farklı olarak çok<br />

daha komplike bir güvenlik faaliyeti sunan<br />

hizmeti, yıllardır BlackBerry’lerde yer alan<br />

güvenlik çekirdeğinin daha da geliştirilmiş<br />

ve Android’e uyarlanmış hali olarak tanımlayabiliriz.<br />

5 katmanlı Android yapısına, her bir katman<br />

için özel olarak tasarlanmış güvenlik<br />

duvarları entegre eden Samsung, en<br />

tepedeki ve en kolay erişilebilir uygulama<br />

katmanından yazılımsal olarak başlayarak,<br />

donanımsal ölçekte işlemciyi de içine alan<br />

bir güvenlik yapısı kuruyor. Bu sayede<br />

gizlilik hassasiyeti sekteye uğramadan<br />

akıllı telefonların her durumda güvenle<br />

kullanılabilmesi sağlanmış oluyor.<br />

Samsung Knox’ın içerisinde AES 256 bit<br />

şifrelenmiş dosya sistemi, gelişmiş VPN<br />

desteği, Knox konteynır ile kurumsal<br />

uygulamaların yalıtımı, güvenli boot yapısı,<br />

Linux çekirdeği üzerinden komplike bir<br />

şekilde izolasyonu, tek merkezden kolay<br />

cihaz yönetim entegrasyonu, yöneticiler,<br />

çalışanlar ve iş ortakları için alternatif özelleştirmeler<br />

gibi birçok hayati önem taşıyan<br />

işlev yer alıyor.<br />

Tüm Galaxy serisi akıllı telefonlarda kullanılabilir<br />

olacağı belirtilen Samsung Knox’ın<br />

özel bir ROM yüklenerek cihazlarda aktif<br />

hale geleceği ve sonrasında kişiselleştirilebileceği<br />

belirtiliyor. Yazılımsal güncelleme,<br />

hali hazırda piyasadaki cihazlarda donanımsal<br />

katmana kadar olan tüm güvenlik<br />

çözümlerine sahipken, donanımsal temelde<br />

bir güvenlik sağlamak içinse yeni bir cihaza<br />

ihtiyaç olacağı belirtilmiş. Samsung, standart<br />

olarak bu özellikteki cihazları <strong>2013</strong><br />

yılı içersinde satışa sunacak. Exynos 5 Octa<br />

serisi işlemciye sahip modellerin bu işlevi<br />

entegre olarak sunması ve bir ROM ile aktif<br />

olması da beklentiler arasında yer alıyor.<br />

MasterCard’dan MasterPass<br />

2012 yılında PayPass adlı ödeme sistemini<br />

duyuran MasterCard, MWC <strong>2013</strong> kapsamında<br />

bu teknolojinin geldiği noktayı<br />

bir basamak yukarı taşıyan MasterPass’i<br />

tanıttı. Sadece NFC destekli mobil cihazlar<br />

üzerinden çalışan PayPass’den farklı olarak<br />

yeni sistemde QR kodlar ve RFID etiketleri<br />

hizmete entegre olarak kullanılabiliyor.<br />

Hem elektronik ticaret ortamında hem<br />

de mağazalarda kullanılması planlanan<br />

MasterPass, komplike bir elektronik alışveriş<br />

ortamı sunacak. Program dahilindeki<br />

tüketiciler, çeşitli kampanyalardan ve promosyon<br />

fırsatlarından da çeşitli kriterler<br />

ölçüsünden anında haberdar olabilecek.<br />

Yeni teknolojisini bulut tabanlı bir yapıda<br />

sunacak olan MasterCard, kullanıcıların<br />

yüksek güvenlik hassasiyeti gerektiren tüm<br />

verilerini (adres bilgisi, hesap kayıtları,<br />

geçmiş dönem hesap dökümleri gibi) MasterCloud<br />

adlı alanda saklayacak.<br />

54<br />

nisan’13


ÖZEL DOSYA<br />

Ticari işletmelere de büyük kolaylık sağlayacak<br />

olan yeni hizmet, kolay entegrasyon<br />

seçenekleri ile dikkat çekerken, tek tıkla<br />

ödeme, hızlı alışveriş, özelleştirilebilir promosyon<br />

sistemi gibi avantajlar vadediyor.<br />

Şimdiden birçok Finans kuruluşunun desteğini<br />

arkasına alan MasterCard, Master-<br />

Pass ile dünyanın önde gelen bankalarının<br />

yanı sıra, yine dünya çapındaki 6000’e<br />

yakın iş yerinde kullanılabilir olacak.<br />

Hizmetin sağlanması konusundaki yol<br />

haritasında öncelikli ülkeler ise Avustralya,<br />

Kanada, ABD, İngiltere, Çin, Fransa, İtalya,<br />

Hollanda, Singapur, İspanya ve İsveç şeklinde<br />

sıralanıyor. Diğer ülkelerde ise servisin<br />

hayata geçirilmesi en erken 2014 yılına<br />

sarkacak.<br />

Samsung Wallet<br />

Hemen her alanda Apple’ın ürün ve<br />

hizmetlerine benzer çözümler sunan<br />

Samsung’un MWC <strong>2013</strong>’te tanıttığı ilgi çekici<br />

yeniliklerinden bir tanesi de Samsung<br />

Wallet oldu. Apple’ın 2012 yılında tanıttığı<br />

Passbook uygulamasının bir benzeri olan<br />

Wallet, tüketicilerin satın aldığı biletleri tek<br />

bir ekrandan görebilmesini, kampanyaları<br />

da yine bu yapı üzerinden takip edebilmesini<br />

sağlıyor.<br />

Şu anda sadece Android uygulaması olarak<br />

geliştirilen ve kare kod destekli sunulacak<br />

olan hizmet, kart, kupon gibi materyallerin<br />

dijital olarak saklanmasını ve takibini<br />

sağlayacak. Havayolu şirketleri başta olmak<br />

üzere, sinema, otel rezervasyonlar gibi<br />

birçok sektörde ilgi göreceği tahmin edilen<br />

teknoloji, Samsung’un VISA ile gerçekleştirdiği<br />

NFC temelli ödeme alt yapısı ile de<br />

ilerleyen süreçte entegre olarak çalışabilir.<br />

Her ne kadar şu anda böylesi bir durumdan<br />

bahsedilmemiş olsa da iki anlaşmanın<br />

güç birliği sektörde daha büyük pay sahibi<br />

olmak adına stratejik bir öneme sahip<br />

olacaktır.<br />

Henüz beta aşamasında olan Samsung<br />

Wallet API üzerinden üçüncü şahıs yazılım<br />

geliştiricilerine de açılan Samsung Wallet<br />

hizmeti, Android ekosisteminde öncü<br />

bir hizmet olarak daha geniş bir temele<br />

yayılabilir. <strong>2013</strong> yılında pazara sunulacak<br />

olan Samsung modellerinin tanıtımlarında<br />

Samsung Wallet ögesiyle yaygın olarak<br />

karşılaşacağız gibi görünüyor.<br />

Viber, Operatörler ile Anlaşacak<br />

Akıllı telefonların yaygınlaşması, mobil internet<br />

erişiminin hızlanması ve fiyat olarak<br />

uygun hale gelmesiyle anlık mesajlaşma ve<br />

VoIP yazılımlarına olan ilgi hızlı bir şekilde<br />

artış gösterdi. Bu bağlamda Viber, sunduğu<br />

komplike hizmet ile en hızlı büyüyen isimlerden<br />

biri.<br />

Birçok platformda yer alan Viber, MWC<br />

<strong>2013</strong>’te boy gösteren isimlerden biriydi.<br />

Şirket CEO’su Talmon Marco, gerçekleştirilen<br />

bir panelde, Viber’ın geleceğine ve<br />

VoIP’in mobil pazardaki durumuna ilişkin<br />

yaptığı değerlendirmeler ile sektörün<br />

durumuna adeta ışık tuttu.<br />

Buna göre Viber operatörler ile anlaşmalı<br />

olarak, internet paketlerinden bağımsız bir<br />

şekilde hizmet sunmak adına girişimlere<br />

başladı. İlk olarak Hindistan’da böylesi bir<br />

anlaşmaya imza atan Viber, çok yakında<br />

bu odakta daha fazla anlaşmayı hayata<br />

geçirmek istiyor.<br />

Kurumsal odakta da bir hayli önemli olan<br />

VoIP servisleri, özellikle uzak lokasyonlarda<br />

şubeleri bulunan kurumlarda etkin<br />

olarak kullanılıyor. İnternet üzerinden<br />

gerçekleştirildiği için bir kez kurulduktan<br />

sonra maliyetleri çok düşüren hatta<br />

sıfırlayan VoIP hizmetlerine dair atılan her<br />

adım, özellikle kurumsal ölçekte ilgiyle<br />

karşılanacaktır.<br />

Mobil İşletim Sistemleri<br />

MWC <strong>2013</strong> belki de ilk defa mobil işletim<br />

sistemleri adına böylesine zengin bir yıl<br />

olarak geride kaldı. Önceki birkaç yılda<br />

Android’in baskın hali dikkatlerden kaçmıyordu<br />

ancak bu kez Android ismi biraz geri<br />

planda kaldı.<br />

Fuarda birçok mobil işletim sisteminin adı<br />

geçti. Android ve Windows Phone temelli<br />

cihazların var olacağı zaten en baştan<br />

belliydi ancak heyecan verici olan Tizen OS,<br />

WebOS, Mozilla Firefox OS ve Ubuntu gibi<br />

isimlerin yoğun ilgi görmesiydi.<br />

Android, iOS ve Windows Phone’un hakimiyetine<br />

karşı çıkmak adına oluşturulan mobil<br />

platformların ne kadar başarılı olacağını<br />

şimdiden kestirmek belki güç ancak adı<br />

geçen tüm isimlerin ilk sınavdan başarıyla<br />

geçtiğini söyleyebiliriz.<br />

Özellikle Tizen, Ubuntu ve Firefox için<br />

kurumsal odaklı daha esnek bir yapı sunma<br />

planlarının mevcut olduğunu biliyoruz.<br />

Her ne kadar Kendi Cihazını Getir trendleri<br />

bir özgürlük sağlamış olsa da, güçlenen<br />

yeni isimler, bu noktadaki özgür tablonun<br />

korkutucu yanını dizginlemek adına çeşitli<br />

çözümler sunabilir.<br />

Bahsi geçen tüm işletim sistemlerinin<br />

büyük hamleyi yapmak adına 2014 yılının<br />

başını beklediği gelen bilgiler arasında yer<br />

alıyor. Bu demek oluyor ki rekabet, içinde<br />

bulunduğumuz yıldan sonra çok daha sert<br />

bir hal alacak. Belki projelerin hepsi başarı<br />

ile sonuçlanmayacak ancak ortaya çıkacak<br />

olan tablonun, kurumsal müşteri ve son<br />

kullanıcı odağında olumlu getiriler sağlaması,<br />

beklentiden çok kesin olarak görülen<br />

bir durum halini aldı.<br />

nisan’13 55


Avşar Özgen<br />

avsar@itadvisor.com.tr<br />

MAKALE<br />

Dünyanın Yeni Korkusu:<br />

Siber Savaş<br />

Teknoloji şirketleri birbiri ardına siber saldırıya maruz kalan<br />

ABD’nin yaşadığı siber savaş endişesinin gün geçtikçe arttığına<br />

dikkat çekerken analistler, her gün kişisel bilgi ve fikri mülkiyetinin<br />

çalındığı milyonlarca saldırı olduğunu belirtiyor<br />

İ<br />

ran’ın nükleer tesislerini vuran<br />

2010 yılında Stuxnet virüsünün<br />

ABD Başkanı Barack Obama’nın<br />

emriyle kullanıldığının ortaya çıkması, “küresel<br />

siber savaşın Pearl Harbor saldırısı”<br />

olarak tanımlanmış ve ABD’nin sayısı katlanarak<br />

artacak siber saldırılara karşı hazırlıklı<br />

olması gerektiği birçok güvenlik analisti<br />

tarafından vurgulanmıştı.<br />

Bu saldırı, Obama ve kendisinden önce<br />

Başkan olan George Bush’un, İran’ın nükleer<br />

programına karşı gizlice yürüttükleri siber<br />

saldırı planları hakkında önemli bilgiler<br />

ortaya koydu. Yıllardır ABD, İran ve Çin’in öne<br />

çıktığı küresel siber saldırılarda ilk defa, bir<br />

hükümetin doğrudan saldırılarda rol aldığına<br />

dair önemli detaylar öne sürüldü. Stuxnet’in<br />

arkasında en başından beri ABD ve İsrail’in<br />

olduğunu öne süren İran’ın beslediği şüphelerin<br />

bir anlamda doğrulanması, siber savaş<br />

alanında bir dönüm noktası olarak karşımıza<br />

çıkıyor.<br />

ABD’nin bu siber saldırılarının ardından<br />

Stuxnet virüsü, İran’ın Natanz tesisindeki beş<br />

bin santrifüjün yaklaşık bin tanesini kullanılamaz<br />

hale getirdi ve İran nükleer programı<br />

en az iki yıl geri adım attı. Tabi bu durum<br />

ABD’nin de bundan böyle siber saldırılara<br />

açık bir ülke olacağını ortaya koyuyor. Örneğin,<br />

California merkezli ağ güvenlik sistemleri<br />

şirketi RedSeal Networks teknoloji şefi Mike<br />

Lloyd, “ABD olarak sırtımıza resmen ‘beni vur’<br />

yazdık” yorumunu yapıyor. Lloyd, “Stuxnet<br />

gibi bir siber silah üretmeyi ve kullanmayı seçen<br />

ABD, kendisini benzer tehditlere tamamen<br />

açık bıraktı. Tarihteki çatışmalarda öğrendiğimiz<br />

bir şey varsa, insanların düşmanlarını,<br />

onlardan gördükleri silahlarla vurmaları.<br />

Siber silahların, politik çıkmazları çözmek<br />

için kullanılabileceğini öne sürenler de artık<br />

ebediyen susabilir” diyor.<br />

Aslında Lloyd bu görüşünde hiç de haksız<br />

sayılmıyor. Mesela ABD’de demiryolu taşımacılığı<br />

yolcular tarafından pek tercih edilmiyor<br />

olsa da, yük trenleri ülke ekonomisi için<br />

oldukça önemli bir unsur. Birçok modern<br />

altyapı gibi demiryolları da karmaşık dijital<br />

sistemler ile kontrol ediliyor. Bu tür bilgisayarların<br />

ya da modern toplumun dayandığı<br />

diğer elektronik sistemlerin siber saldırıya<br />

uğrayabileceği endişesi artık giderek daha<br />

yüksek sesle dile getiriliyor. Yani ABD dijital<br />

anlamda yeni bir 11 Eylül yaşayabilir.<br />

Geçen sene eski ABD Savunma Bakanı Leon<br />

56<br />

nisan’13


MAKALE<br />

Panetta, bu sefer “ABD’ye karşı dijital bir<br />

Pearl Harbor” yaşanabileceğini söylemiş<br />

ve ABD’nin ulaşım ve enerji altyapısına<br />

karşı siber saldırı yapılması ihtimalinden<br />

söz etmişti. Hatta geçtiğimiz haftalarda ABD<br />

Başkanı Barack Obama da bu uyarıyı tekrarladı.<br />

Hackerların insanların kişisel bilgilerini<br />

çaldığı, e-maillerine girdikleri bilinen bir<br />

gerçek. Bunun yanında başka ülkelerin ya da<br />

şirketlerin şirket sırlarını çaldığı da biliniyor.<br />

Şimdi ABD’nin düşmanları ülkenin enerji<br />

ağlarını, finans kurumlarını ve hava trafiği<br />

kontrol sistemlerini sabote etmeye çalışıyor.<br />

Başta ABD olmak üzere gelişmiş onlarca ülkede<br />

yüzlerce özel şirket dijital kıyamet günü<br />

ihtimaline karşı hazırlanıyor. Eski FBI genel<br />

müdür yardımcısı ve dünya genelinde siber<br />

soruşturmalardan sorumlu Shawn Henry<br />

bunun sonuçlarının ağır olacağını söylüyor.<br />

Henry şu anda özel şirketlerin hackerlara<br />

karşı kendilerini korumalarına yardım eden<br />

Crowdsrike adında bir şirketin başkanı. “Kitle<br />

imha silahları dışında, siber saldırı, karşı karşıya<br />

olduğumuz en büyük risklerden biri” diyor.<br />

Henry, gündelik yaptığımız her şeyin sanal<br />

alandaki iletişimlere dayandığını ve finans<br />

sektörünü, altyapı ve enerji ağını hedefleyen<br />

gruplar olduğunu belirtiyor.<br />

Siber Savaşçılar İşe Alınıyor<br />

İnternet güvenliği uzmanlarının birçoğuna<br />

göre yenidünya düzeninde her zaman ciddi<br />

anlamda bir siber savaş riski bulunuyor. Uzmanlar,<br />

enerji ağlarına ya da kritik önemdeki<br />

altyapı sistemlerine başarılı saldırılar olduğunu,<br />

biraz abartılı olmakla beraber askeri<br />

sonuçları olabilecek siber faaliyetlere izin<br />

veren bir temelin var olduğunu kabul etmek<br />

gerektiğini belirtiyor.<br />

Her ne kadar bu konularla ilgilenen birçok<br />

uzman siber savaşları yeni bir 11 Eylül ya da<br />

3. Dünya Savaşı gibi senaryolarla bağdaştırsa<br />

da bunun tam tersini düşünenler de var.<br />

Örneğin Londra’da King’s College’da Savaş<br />

Çalışmaları bölümünde öğretim görevlisi<br />

Thomas Rid, siber tehdit ile ilgili net konuşuyor.<br />

Yeni kitabının adı da “Siber Savaş Olmayacak”.<br />

Rid, “Siber Pearl Harbor ya da siber 11<br />

Eylül senaryoları biraz abartı” diyor. Pentagon<br />

yetkililerinin bu tür açıklamaları abartılı<br />

bulduğunu da belirten Rid, bunun özellikle<br />

ABD’de Kongre üzerinde siber güvenlik yasasının<br />

çıkarılması için baskı uygulamak amaçlı<br />

kullanıldığını söylüyor.<br />

Öte yandan, siber saldırı tehdidi ABD’yi<br />

savunmasını güçlendirmeye itiyor. Pentagon<br />

4 bin yeni ‘siber savaşçı’ işe alıyor. ABD’nin<br />

altyapı sistemini hackerlardan korumak için<br />

yeni bir başkanlık önergesi de imzalandı.<br />

Dijital saldırı riskine karşı korunma giderek<br />

büyüyen bir sektöre dönüştü. Askeri ve özel<br />

şirketler de kendilerine düşen payı almak için<br />

şimdiden rekabete girişmiş durumda.<br />

ABD ile Çin Arasındaki Gerilim Tırmanıyor<br />

ABD ve Çin arasında giderek tırmanan siber<br />

gerilim, milyarlarca dolarlık ekonomi yarattı.<br />

ABD’li devler, sırlarını Çinli hackerlara kaptırmamak<br />

için kesenin ağzını sonuna kadar<br />

açıyor. Coca-Cola’nın formülü, Apple’ın planlama<br />

aşamasındaki ürünleri, Microsoft’un<br />

gizli kodları, Amerikan savaş uçaklarının<br />

gizli teknolojileri, ABD’nin ulusal güvenlik<br />

sırları ve benzeri pek çok şey Çinli hackerların<br />

hedefinde. ABD ve Çin arasında başlayan<br />

“siber gerilim” geçtiğimiz aya damga vurdu.<br />

Amerika’nın en büyük şirketlerine siber güvenlik<br />

hizmeti veren Mandiant isimli şirket,<br />

Çin ordusu kaynaklı bir hacker grubunun<br />

Amerikan kurumlarına ve firmalara siber<br />

saldırılar düzenlediğini açıkladı.<br />

“Bilgisayarların ya<br />

da modern toplumun<br />

dayandığı diğer<br />

elektronik sistemlerin<br />

siber saldırıya<br />

uğrayabileceği endişesi<br />

artık giderek daha yüksek<br />

sesle dile getiriliyor”<br />

Obama Yasal Düzenleme İstedi<br />

Çin resmi makamları suçlamayı kabul etmese<br />

de Pentagon kaynakları Çin’den Amerika’yı<br />

hedef alan saldırıları ve Mandiant’ın<br />

raporunun doğruluğunu teyit etti. Başkan<br />

Barack Obama, kongreyi bir an önce siber<br />

saldırılara karşı yasal düzenleme yapmaya<br />

çağırdı. Obama’ya göre son dönemde artan<br />

siber saldırılar hem ekonomiyi hem de ulusal<br />

güvenliği tehdit ediyor. Obama, “Önlem alınmazsa<br />

bedeli ağır olur” diyor.<br />

Mandiant’ın raporuna göre saldırılar şu ana<br />

kadar 115 Amerikan şirketini, birçok kamu<br />

kurumunu ve bazı düşünce kuruluşlarını hedef<br />

aldı. Saldırılar bazen bir ticari sırrı bazen<br />

devletin çok özel bir bilgisini bazen de kapalı<br />

kapılar ardında hazırlanan sadece belli bilgisayarlarda<br />

depolanan siyasi projeleri ele geçirmek<br />

üzere yapılıyor. Siber saldırılara karşı<br />

yapılacak yatırımlar eski savaş mantığını<br />

tamamen değiştirecek. Yakın gelecekte düşman<br />

devletler birbirlerinin askeri sistemlerini<br />

konvansiyonel savaş araçları kullanmadan<br />

çökertmeye çalışacak. Yeni bir füze yapmak<br />

için harcanan zaman ve para, yabancı bir devletin<br />

insansız hava aracının kontrolünü ele<br />

geçirmek için kullanılacak. Siber savunmaya<br />

yatırım yapıldıkça saldırılar daha karmaşık<br />

bir hal alacak. Çatışmalar büyüdükçe “siber<br />

savunma” lobisi güçlenecek.<br />

Korku, Savunma Ekonomisini Büyütüyor<br />

<strong>2013</strong>’te küresel siber güvenlik şirketlerinin<br />

toplam cirosunun 70 milyar dolar olması<br />

bekleniyor. 2018’de ise 120 milyar dolarlık bir<br />

pazar oluşacak. Müşterilerin en yoğun olduğu<br />

yer yüzde 40’la ABD. İkinci sırada ise Batı Avrupa<br />

var. Devletlerin yanı sıra şirketlerin ticari<br />

bilgilerini koruma zorunluluğu siber savunma<br />

pazarını daha da büyütecek. Siber güvenlik<br />

firmaları dünyadaki pek çok şirkete “ortam<br />

kötü sizi koruyalım” mesajı ile gidecek. Oluşturulan<br />

algı sonucunda şirketler bu firmalara<br />

muhtaç hale gelecek. Artık güvenlik denilince<br />

ilk olarak akla üniformalı, eli silahlı, atletik yapılı<br />

güvenlik personelleri gelmeyecek. Onların<br />

yerini yüz binlerce dolarlık sözleşmeleri olan<br />

“siber koruyucular” alacak.<br />

nisan’13 57


Avşar Özgen<br />

avsar@itadvisor.com.tr<br />

ÖZEL HABER<br />

Avrupa Birliği’nden 5G atağı<br />

Türkiye’nin 30 Temmuz 2009 yılında 3G teknolojisine geçen<br />

121’inci ülke olmasının üzerinden 4 yıl bile geçmeden, Avrupa<br />

Birliği 5G’yi araştırmaya başladı<br />

T<br />

ürkiye 2009 yılında dünyada 3G<br />

teknolojisine geçen 121’inci ülke<br />

olduğunda, operatörlerin 3.75, 3.90<br />

gibi teknolojilerden 3G’ye geçtikleri ve dünyada<br />

hiçbir ülkede olmayan ileri altyapıya sahip<br />

oldukları söyleniyordu. O dönemde yetkililerin<br />

dile getirdiği gibi Türkiye, numara taşımada<br />

olduğu gibi 3G’de de en başarılı ülkelerden<br />

biri oldu.<br />

Ancak Türkiye’nin, yıllardır tartıştığı cep<br />

telefonunda üçüncü nesil (3G) teknolojisine<br />

geçerek dünyada bu teknolojiyi kullanan<br />

121’inci ülke olmasının üzerinden henüz daha<br />

dört yıl bile geçmeden Avrupa Birliği Komisyonu,<br />

mobil iletişimde 5G Ar-Ge çalışmalarında<br />

kullanılmak üzere 50 milyon Euro tahsis etti.<br />

Avrupa Birliği’nden yapılan açıklamaya göre,<br />

Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Neelie<br />

Kroes, 2020 itibarıyla 5G mobil teknolojisinin<br />

kullanıma sunulması için bu yıldan itibaren<br />

tahsisat ayrılacağını belirtti. Kroes tahsisatın,<br />

Avrupa’nın yeniden küresel mobil endüstrisinin<br />

öncüsü haline gelmesi amacıyla ayrıldığını<br />

bildirdi ve “Avrupa sanayiinin 5G’ye öncülük<br />

etmesini, ürünün Avrupa’da yapılan araştırmalarla<br />

ortaya konulmasını ve Avrupa’da istihdam<br />

yaratmasını istiyorum, sözümüzü yerine<br />

getireceğiz” dedi.<br />

Avrupa Birliği Komisyonu açıklamasına göre,<br />

2020 itibarıyla dünya çapındaki mobil trafik<br />

2010’a göre 33 kat artacak. Bu dönemde internete<br />

erişim ağırlıklı olarak, akıllı telefonlar,<br />

tabletler, makineler ve sensör gibi kablosuz<br />

cihazlarla yapılacağından dolayı, veri trafiğini<br />

taşımaya yönelik daha etkin ve yaygın teknoloji<br />

gerekecek. Ekonomide bütün sektörler<br />

dijitale kayarken, her Avrupa Birliği işyeri ve<br />

vatandaşı hareket halinde kolay kullanımlı,<br />

daha güvenilir ve hızlı internetten yararlanacak.<br />

Açıklamada, “Yeni dalga araştırma projeleri,<br />

Avrupalıların günlük hayatları için üstün<br />

ultra yüksek hızlı mobil geniş bant teknolojisi<br />

vaat ediyor” deniliyor.<br />

5G Otomobillerde de<br />

Kullanılacak<br />

METIS, 5GNOW, iJOIN, TROPIC, Mobile<br />

Cloud Networking, COMBO, MOTO and<br />

PHYLAWS adını taşıyan projelerin, 5G için<br />

mimari ve işlevselliğe yönelen araştırma<br />

projeleri olduğu belirtilen açıklamada,<br />

“Avrupa Birliği sanayiinden oyuncular, dünyanın<br />

önde gelen telekom işletmecilerinden<br />

(British Telecom, Deutsche Telekom, France<br />

Telecom/Orange, Telecom Italia, Telefonica,<br />

Portugal Telecom) dünyanın büyük telekom<br />

pazarlayıcılarına (Alcatel-Lucent, Ericsson,<br />

Nokia Siemens Networks, Thales Communications),<br />

dünyanın önde gelen iş yazılımı<br />

tedarikçilerine (SAP) ve aynı zamanda<br />

dünyaca ünlü otomotiv üreticilerine (BMW)<br />

uzanan bu projelere katılan akademi ve<br />

araştırma enstitüleriyle güçlerini birleştiriyorlar”<br />

deniliyor.<br />

5G konusunda sadece METIS projesine<br />

yeni 16 milyon Euro ayrıldığı kaydedilen<br />

açıklamada, 2007-<strong>2013</strong> arasında, gelecekteki<br />

ağlar için araştırmalara 700 milyon<br />

Euro yatırım yapıldığı, bunun yarısının 4G<br />

ve üzeri teknolojilerin gelişmesine katkıda<br />

bulunmak üzere kablosuz teknolojilere tahsis<br />

edildiği belirtildi.<br />

58<br />

nisan’13


ÖZEL HABER<br />

Videolar 4G’ye Göre 5 Kat Hızlı<br />

İnecek<br />

Projelerden METIS’in teknik hedefi şöyle<br />

açıklandı:<br />

l Alan başına bin kat daha fazla mobil veri:<br />

Ağ operatörleri aynı anda birçok kullanıcıya<br />

hizmet edebilecek.<br />

l 10 ila 100 kat daha fazla sayıda birbirine<br />

bağlanmış araç: Arabanıza, buzdolabınıza,<br />

evdeki enerji kaynağına ve su kontrollerine<br />

bağlanıldığında işe yarayacak yeni akıllı<br />

teknolojiler bulunacak.<br />

l 10 ila 100 kat daha fazla tipik kullanıcı<br />

veri oranı: Hareket ederken zengin video<br />

içeriği izlenebilecek.<br />

l Makine-Makine iletişiminde düşük enerji<br />

ve 10 kat daha uzun pil ömrü: Hareket<br />

halinde daha fazla bağımsızlığa ve düşük<br />

enerji tüketimine sahip olunacak.<br />

l Büyük bant genişliği gerektiren uygulamalarda<br />

daha pürüzsüz bir etkileşim ve 5<br />

kat daha az bekleme süresi sağlanacak.<br />

Türkiye’de de 4G ihalesi için<br />

düğmeye basıldı<br />

Her ne kadar Avrupa Birliği Komisyonu 5G<br />

araştırmaları için şimdiden kaynak ayırmaya<br />

başlasa da aslında 4G teknolojisi bile şu<br />

anda tüm dünyada 3G kadar yaygın değil.<br />

Ama 4G’ye geçen ülke sayısı her geçen<br />

gün hızla artıyor. Teknoloji tutkunları ve iş<br />

dünyası 4G mobil İnternet hızının ülkemize<br />

geliş zamanını merakla bekliyor. Telefon<br />

ve tabletler 2012 itibariyle 4G desteklerini<br />

standart hale getirdi. Firmalar daha verimli<br />

çalışmak için 4G’nin sunacağı nimetleri<br />

bekliyor. 2008’den bu yana üzerinde çalışılan<br />

4G için İngiltere devlet eliyle seferberliği<br />

geçtiğimiz aylarda başlattı. Asya ülkeleri<br />

ise geçtiğimiz yıl 4G hizmetlerini yüzde<br />

60’a yükseltiler. Peki, Türkiye’de 4G ne<br />

zaman kullanılmaya başlanacak<br />

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun<br />

(RTÜK) karasal sayısal yayıncılığa geçiş için<br />

ihale açması, UHF bandının 790-862 MHz<br />

bölümünün kullanıma açılmasını sağladı.<br />

Turkcell: Henüz Gelişme Aşamasında<br />

4G teknolojisinin kullanımının, 4G’yi destekleyen cihaz sayılarının da artmasıyla<br />

yaygınlaşabileceğini söyleyen Turkcell Genel Müdür Yardımcısı Koray Öztürkler,<br />

“3G şebekemizdeki HSPA+ teknolojisi ile bugün 43.2 Mbps’e varan hızda mobil<br />

internet hizmeti sunuyoruz. Gelecekte 3G teknolojisi ile 168 Mbps’e varan hızları<br />

da görebileceğiz. 4G için halen pek çok ülke hazırlık sürecinde. Düzenlemelere<br />

paralel olarak, 4G teknolojilerinde de liderlik yapmaya devam edeceğiz” diyor.<br />

Vodafone: 3G’nin Geç Gelmesi Avantaj<br />

Vodafone Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Hasan Süel, 4G’nin Türkiye’ye geç<br />

gelmesinin bir avantaj olduğunu savunarak, “3’üncü nesil teknoloji Türkiye’ye<br />

Avrupa’ya göre daha geç geldi. Bu bence avantajda sağladı. En son teknoloji<br />

üzerinden yatırım yapılmış oldu. Çok iyi altyapılarla hizmet veriyoruz. Dördüncü<br />

nesil için biraz daha zaman var. Tabi ki bu bir hükümet politikasıdır. Eğer bu<br />

alanda çalışma olursa bizde hazır oluruz” diye konuşuyor.<br />

Avea: 4G’nin Gelmesi 2015’i Bulur<br />

4G-LTE altyapısı yeni kullanmaya başlanan ülkelerde, işletmecilere tahsis<br />

edilen frekans bandının 4G için uygun hale gelmesinin 2015 yılını bulacağını<br />

anlatan Avea Teknolojiden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Coşkun Şahin,<br />

“Bu tarihe kadar hazırlıklarımızı sürdüreceğiz. Bu tarihten önce ülkemizdeki<br />

frekans dağılımının etkin rekabet sağlayacak şekilde düzenlenmesi gerektiğini<br />

düşünüyoruz. Aksi halde adil rekabetin sağlanması ve yatırımların sürdürülmesi<br />

zorlaşacak” diyor.<br />

Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Neelie Kroes: Avrupa sanayinin 5G’ye öncülük<br />

etmesini ve Avrupa’da istihdam yaratmasını istiyorum<br />

RTÜK yönetimi, Ulaştırma Denizcilik ve<br />

Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ile görüşerek<br />

bu bandın 4’üncü nesil teknoloji için<br />

kullanılabileceğini söyledi. Görüşmenin ardından<br />

frekans bandının GSM haberleşmesi<br />

için kullanılmak üzere BTK’ya devredileceği<br />

öğrenildi. 4 yıl önceki 3G ihalesiyle devletin<br />

kasasına 2 milyar lira girmişti. 4G ihalesiyle<br />

de devlet için yeni kazanç kapısı açılacak.<br />

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı<br />

Binali Yıldırım’ın, RTÜK üyeleriyle yaptığı<br />

görüşmenin ardından frekans bandıyla<br />

ilgili çalışma yapması için BTK’ya talimat<br />

verdi. 4G için tüm şartlar oluşsa da, operatörlerin<br />

3G için yaptığı yüksek yatırımlar ve<br />

4G’nin yüksek bütçesi nedeniyle kullanıma<br />

başlanması için en az 5 yıllık bir zamana<br />

ihtiyaç duyulduğu söyleniyor.<br />

İhale yapılsa da kullanım hakkının daha<br />

sonraki yıllara verilmesi gibi formüller<br />

üzerinde de duruluyor. İhale için en yakın<br />

tarih genel seçimler sonrası. 3G ihalesinde<br />

lisanslar için Turkcell KDV dahil 858<br />

milyon, Vodafone 600 milyon, Avea da 512<br />

milyon lira olmak üzere toplam 1 milyar<br />

970 milyon TL ödemişti.<br />

Hızla gelişen mobil cihazlar, 1’inci nesil<br />

(1G) ile iletişime başladı. 2G sayesinde<br />

dijital telefonlar kart boyutuna indirildi.<br />

3G ile akıllı telefonlar ortaya çıktı ve veri<br />

paylaşımı sağlandı. 4G sayesinde cep telefonları,<br />

bilgisayar gibi çalışacak ve aynı ya<br />

da daha yüksek veri paylaşım hızına sahip<br />

olacak. 4G’nin resmi tanımlamasına göre<br />

hız saniyede 1 gigabit olarak verilse de, cep<br />

telefonu operatörleri saniyede 30 megabit<br />

ve üzerini 4G olarak tanımlıyor.<br />

nisan’13 59


Ali Yavuz Şahin<br />

yavuz@itadvisor.com.tr<br />

ÖZEL HABER<br />

Dünyanın En Büyük Bilişim<br />

Teknolojileri Fuarını Sizler İçin Gezdik<br />

CeB<strong>IT</strong> <strong>2013</strong> fuarı Mart ayının 5’i ile 9’u arasında Almanya’nın<br />

Hannover kentinde kapısını ziyaretçilere açtı. Dijital dünyanın tüm<br />

gelişmelerini yakından takip etmek için <strong>IT</strong> <strong>Advisor</strong> ekibi olarak<br />

bizde oradaydık<br />

Y<br />

eni teknolojik ürünlerin tanıtıldığı,<br />

en son araştırmaların kullanıcıların<br />

beğenisine sunulduğu, gelecek iş<br />

çözümleri hakkında detayları bilgiler verildiği<br />

ve gelişen teknoloji trendlerinin tartışıldığı<br />

CeB<strong>IT</strong> <strong>2013</strong> fuarı bu yılda geçmiş yıllarda<br />

olduğu gibi büyük bir şölen ile kapılarını<br />

ziyaretçilerine açtı. Öncelikle sizlere çok az da<br />

olsa rakamlardan bahsetmek istiyorum. CeB<strong>IT</strong><br />

<strong>2013</strong> fuarı için teknoloji piyasasındaki genel<br />

algı her yıl daha da kötüye gittiği yönünde.<br />

Son 8 – 10 yıldır fuara ziyaretçi olarak katılan<br />

biri olarak bunun gerçeği yansıtmadığını<br />

belirtmeliyim. CeB<strong>IT</strong> fuarı her yıl katılımcıları<br />

ve içerisinde gösterilen gelişmeler açısından<br />

kendini yeniliyor. Geçtiğimiz dönemde donanım<br />

üreticilerinin ağırlıkla katıldığı bir fuar<br />

olan CeB<strong>IT</strong> günümüzde <strong>IT</strong> çözümlerinin daha<br />

ön planda olduğu bir fuar olarak gözümüze<br />

çarpıyor. Fakat fuarın heyecanını kaybetmediğini<br />

belirtmeliyim. Fuardaki stantların geneline<br />

baktığımızda ise geçmişte son kullanıcı<br />

ürünlerinin daha popüler olduğu gözükürken<br />

şimdilerde ise kurumsal firmalara yönelik<br />

ürünlerin daha ön planda olduğunu söyleyebiliriz.<br />

Fakat son kullanıcı ürünleri yok olmadı,<br />

donanım ağırlığı şimdilerde mobil ürünlere<br />

ve mobil aksesuarlara verilmiş durumda. Bu<br />

durumu geçtiğimiz yıllarda tahmin etmiş ve<br />

size yazdığımız yazılarda bu tarz fuarlara katılan<br />

firmaların daha çok mobil çözümler sunan<br />

firmalar olacağının bilgisini vermiştik. Mobil<br />

trend sadece akıllı telefon ve Tablet bilgisayarlar<br />

ile sınırlı değil. Bu ürünler için geliştirilen<br />

aksesuarların yanı sıra mobil cihazların iletişimi<br />

için yapılandırılan ürünler ve yazılımlarda<br />

CeB<strong>IT</strong> <strong>2013</strong>’te popüler olan konuların başında<br />

geliyordu. Bunun yanı sıra güvenlik sektörü de<br />

yavaş yavaş mobil cihazlar üzerine yoğunlaşmaya<br />

başladı. Eskiden birkaç firmanın güvenlik<br />

yazılımını görürken CeB<strong>IT</strong> <strong>2013</strong> fuarında<br />

nerdeyse tüm PC güvenlik şirketlerinin mobil<br />

cihazlara yönelik yeni ürünlerini sergilediğini<br />

gözlemedik. Başta da söylediğim gibi CeB<strong>IT</strong><br />

fuarı eski gücünü kaybetmiyor, bu durum<br />

gelişen teknoloji ile birlikte gelen popülerliğin<br />

değişmesinden kaynaklanıyor. Teknolojinin<br />

hangi yönü popüler ise fuarlarda o tarz<br />

ürünlerin, teknolojilerin ve çözümlerin öne<br />

çıktığını görüyoruz.<br />

Gelelim CeB<strong>IT</strong> fuarının katılımcı ve ziyaretçilerinin<br />

istatistiklerinde. Bildiğiniz gibi<br />

Almanya’nın Honnavoer kentinde gerçekleştirilen<br />

CeB<strong>IT</strong> fuarının her yıl bir partner<br />

ülkesi bulunuyor. Birkaç yıl önce bizde fuara<br />

partner ülke olarak katılmış ve teknoloji<br />

geliştiren firmalarımız (özellikle yazılım<br />

alanında) fuara fazlasıyla ilgi göstererek Türkiye<br />

Salonu’nu doldurmuş ve hizmetlerini ziyaretçilere<br />

göstermişti. Bu yıl ki partner ülke<br />

ise Polonya’ydı. Polonya Salonu’nun Türkiye<br />

kadar coşkulu olmadığını fakat bu fuarın<br />

Polanya’nın tanıtımı ve ürettiği teknolojik<br />

ürün ve hizmetlerinin ön plana çıkarılması<br />

için iyi bir fırsat olduğunu belirtmemizde<br />

fayda var. Fuarın katılımcılarına baktığımızda<br />

ise 4000’den fazla girişimcinin CeB<strong>IT</strong><br />

<strong>2013</strong> fuarına katılarak hizmet ve ürünlerini<br />

ziyaretçilere gösterdiğini görüyoruz. Bu<br />

katılımcılar 70 farklı ülkeden gelmekte ve<br />

fuar kapsamında ilk kez gösterime sunulan<br />

200’den fazla yeni teknoloji veya ürün yer<br />

almış durumda. Buna ek olarak bir bilgi de<br />

katılımcılar konusunda vermek istiyorum.<br />

120 farklı ülkeden gelen ziyaretçilerin genel<br />

istatistiklerine bakıldığında yüzde 84’nün <strong>IT</strong><br />

profesyonellerinden oluştuğu gözüküyor ki<br />

bu durum CeB<strong>IT</strong> fuarının geleceğe yön veren<br />

bir ortam haline büründürüyor. Kısacası teknoloji<br />

konusunda bilgi paylaşımı için CeB<strong>IT</strong><br />

fuarının günümüzdeki önemi büyük.<br />

60<br />

nisan’13


ÖZEL HABER<br />

Bulut Bilişim Bu Yılda Gündemin<br />

En Üst Sıralarında<br />

Alman bilişim sektörü birliği B<strong>IT</strong>KOM’un<br />

verilerine göre Almanya’da Bulut Bilişim<br />

sektörü <strong>2013</strong> yılında yüzde 47 büyüyerek<br />

7.8 milyar avroluk bir boyuta ulaşacak. Bu<br />

rakamlar ışığında kurumsal sektöre baktığımızda<br />

en hızlı büyüyecek bölümün Bulut<br />

Bilişim olduğu söylenebilir. Türkiye için ise<br />

Bulut Bilişim konusunda henüz bir araştırma<br />

yapılmış değil. Bu konuda hem sektör hem<br />

de yatırımlar açısından biraz geç kaldığımız<br />

söylenebilir, fakat yine belirtiyorum bu tarz<br />

araştırmalar yapılmazsa firmalar geleceklerini<br />

planlamak konusunda zorlanabilirler. Bu<br />

sebepten araştırma firmalarının Türkiye’ye<br />

biraz daha fazla önem vermelerini rica<br />

ediyorum. Çünkü genç insan kaynağı sayımız<br />

oldukça fazla ve gelecekte Bilişim Teknolojileri<br />

konusunda çalışan sayımız birçok Avrupa<br />

ülkesine göre daha fazla sayıda olacak. Hatta<br />

bu Avrupa ülkeleri bizlerden çalışan almak<br />

için sıraya girecek. Bunların gerçekleşmesi de<br />

önümüzdeki 7-8 yıl içerisinde olacak.<br />

Kurumların depolama ihtiyacı <strong>2013</strong> yılında<br />

kat kat artacak. Bunun sinyallerini CeB<strong>IT</strong><br />

<strong>2013</strong>’te gördük. Tabii ki bu depolama alanları<br />

dokumanlar, videolar ve fotoğraflar için<br />

kullanılacak. İşle Bulut Bilişimin önemi de<br />

buralarda ortaya çıkacak.<br />

Büyük Verinin Önemi Artıyor<br />

Her gün yeni veriler depoluyoruz ve depolama<br />

kapasitelerimiz günden güne artıyor.<br />

Yapılan araştırmalara göre dünya genlinde<br />

her gün 2.5 exabyte kapasitesinde yeni veri<br />

ortaya çıkıyor. Tabii ki bu verilerin tekrar<br />

kullanılabilir şekilde depolanması gerekiyor.<br />

CeB<strong>IT</strong> fuarı kapsamında Büyük Veri konusundaki<br />

çözümlerde ön plandaydı. IBM, SAP,<br />

T-Systems International ve Software AG gibi<br />

firmalar katılımcılara iş operasyonlarını daha<br />

kolaylaştırabilecek ürünlerini gösterdiler. Bu<br />

çözümler <strong>2013</strong> yılı içerisinde firmalara daha<br />

fazla katma değer sağlamak için büyük bir<br />

rekabet içinde olacak.<br />

Mobil Sektör Çok Hızlı Büyüyor<br />

CeB<strong>IT</strong> <strong>2013</strong> fuarında mobil ürün ve iletişim<br />

cihazlarının da fazlasıyla sergilendiğini<br />

gözlemledik. Forrester araştırma şirketinin<br />

yaptığı araştırmalar göre 2016 yılında<br />

dünya genelinde yaklaşık 760 milyon akıllı<br />

telefon satılacak. Bu rakamın ne kadar büyük<br />

olduğunu tahmin edersiniz. Bu yüzden<br />

teknoloji üreticilerin çoğu mobil cihazlarla<br />

ilgili çalışmalarına hız vermiş durumdalar.<br />

CeB<strong>IT</strong> <strong>2013</strong> fuarında gördüğümüz yeni mobil<br />

cihazlara değinirsek; İlk olarak Çinli üretici<br />

Huawei’nin Ascend P2 ve Ascend Mate adlı<br />

akıllı telefonlarını söyleyebiliriz. Bu yeni<br />

ürünler yakın geçmişte tanıtıldı ve birçok<br />

ülkede de satışa sunulmadı. Bu ürünlerin<br />

yanı sıra ZTE firması da Grand Memo<br />

modelini CeB<strong>IT</strong> <strong>2013</strong> kapsamında gösterdi.<br />

Bu yeni ürünün ziyaretçilerden fazlasıyla<br />

ilgi gördüğünü söylemeliyiz. Samsung<br />

geçtiğimiz günlerde yeni ürünü Galaxy<br />

Note 8.0’ı tanıtmıştı bu yeni üründe CeB<strong>IT</strong><br />

fuarında gösterimdeydi. Buna ek olarak<br />

Microsoft’un Surface Pro Tablet PC’de yine<br />

Microsoft’un geniş ürün yelpazesi içerisindeki<br />

yerini almıştı. Amerika ve Kanada’da<br />

satışa çıkan ürünün ne zaman Türkiye’ye<br />

geleceği ise bilinmiyor.<br />

Bu mobil cihazların yanı sıra Deutsche<br />

Telekom ve Vodafone stantlarında Sony,<br />

Nokia, HTC ve BlackBerry’nin yeni ürünlerinin<br />

sergilendiğini gördük. Bu stantlarında<br />

diğer stantlara göre kalabalık olduğunu<br />

belirtmemizde fayda var. Tabii ki bu<br />

stantların yanı sıra bu yeni akıllı cihazlara<br />

yönelik aksesuarlarında önem kazandığını<br />

belirtelim. Fuarda en ilgi çeken ürünlerden<br />

bir tanesi akıllı telefonlar için hazırlanan<br />

sualtı koruma kılıflarıydı. Bu stantlarda<br />

isterseniz 10 avro karşılığında bu tarz<br />

ürünlere sahip olabiliyordunuz. Bizde bu<br />

fırsatı bulmuşken birkaç farklı ürün için<br />

sualtı koruma kılıfı almadan geçmedik. Bu<br />

kılıflar ile su altında dahi akıllı telefonunu<br />

kolaylıkla kumanda edebildiğiniz gibi güzel<br />

fotoğraflarda çekebiliyorsunuz.<br />

Genel olarak CeB<strong>IT</strong> <strong>2013</strong> fuarını ele aldığımızda<br />

kurumsal tarafta Büyük Veri ve<br />

Cloud çözümlerinin ön plana çıktığını görüyoruz.<br />

Buna ek olarak baskı çözümlerinde<br />

de değişiklikler var. Özellikle Xerox’un<br />

kendi cihazlarıyla sunduğu baskı yönetim<br />

uygulaması firmaların maliyet avantajı açısından<br />

fazlasıyla hoşuna gidecek gibi. Tüm<br />

bunların yanı sıra Mobil sektörün çok hızlı<br />

büyüdüğü bir gerçek ve gelecekte kendilerine<br />

katma değer sağlayacak firmaların bu<br />

sektörü göz ardı etmemeleri gerekiyor.<br />

nisan’13 61


Bu bölümde birçok farklı segmentten<br />

teknolojik ürünü mercek altına<br />

alıyoruz. Bu ürünler arasında Tablet<br />

PC’ler’den tutun da KVM Switch’lere,<br />

işletmelere tasarruf sağlayacak yazıcı<br />

çözümlerinden, müzik keyfini gittiğiniz<br />

her yere taşımanızı sağlayacak bir MP3<br />

oynatıcıya, hatta enerji tasarrufu ve kolay<br />

yönetilebilirlik sunan Blade sunuculara<br />

kadar birçok ürün bulunuyor.<br />

Deneyimli ve tarafsız <strong>IT</strong> <strong>Advisor</strong> Test Merkezi<br />

editörleri tarafından her ay piyasaya<br />

yeni sunulan onlarca ürün arasından en dikkat<br />

çekicileri sizlerle paylaşıyoruz. Kişilere<br />

ve kurumlara avantaj sağlayacak ürün incelemelerimizle,<br />

sizlerin pazardaki son ürünler<br />

hakkında daha fazla bilgi edinmenizi ve ihtiyacınız<br />

olan en doğru satın almayı yapabilmenizi<br />

amaçlıyoruz. Bilişim dünyasının sürekli<br />

bir gelişim sürecinde olduğu şu günlerde,<br />

test merkezimizin incelediği ürünleri yalnızca<br />

donanım ürünleriyle sınırlandırmayarak,<br />

en son yazılım incelemelerine de <strong>IT</strong> <strong>Advisor</strong><br />

Test Merkezi’nde yer veriyoruz.<br />

Bizce hakkında bilgi sahibi olmadığınız ve<br />

size ne sunacağını bilmediğiniz bir ürünü<br />

verimli olarak kullanmanız mümkün değil. <strong>IT</strong><br />

<strong>Advisor</strong> Test Merkezi olarak sizlere, günümüzün<br />

en değerli olgusu olan bilgiyi, donanım<br />

ve yazılım incelemeleriyle sunuyoruz.<br />

Bu <strong>Sayı</strong>da Test Ettiklerimiz:<br />

67<br />

Acer Aspire S7<br />

68<br />

ASUS ProArt PA248Q<br />

68<br />

Exper Ultrabook F4B-530<br />

69<br />

TP-Link TL-WDR4300<br />

69<br />

Acer Aspire V3-551G<br />

70<br />

Sony Xperia Z<br />

62<br />

nisan’13


Acer Aspire S7<br />

Beyazın Asilliği ile İnceliğin Buluşması<br />

İncelik ve hafifliği bir arada sunan Ultrabook’lar iyice yaygınlaşmaya<br />

başlarken, farklı markalardan farklı ürünler kullanıcıların beğenisine<br />

sunuluyor. Bunlardan bir tanesi de Acer’ın Aspire S7 adlı yeni Ultrabook’u.<br />

Ürünün beyaz renkli tasarımı asil ve şık bir görünüş sunuyor. Hafif ve<br />

ince yapıya sahip olan Aspire S7, sade tasarlanmış. Bu sadelik de cihazın<br />

görünüşünü daha güzel kılıyor. Bazı ürünlerin kasasında parmak izi oluyor,<br />

ancak bu durum S7’de yaşanmıyor.<br />

Tasarım olarak etkileyici olan S7 gücünü Intel Core i5-3317U işlemciden<br />

alıyor. Çift çekirdekli olan bu işlemci 1.7 GHz hızında çalışıyor ve genel<br />

olarak başarılı bir performans sunuyor. İşlemci yoğun veya gündelik kullanımda<br />

kullanıcısını memnun ediyor. İşlemcide entegre Intel HD Graphics<br />

4000 grafik işlemcisi yer alıyor. HD 4000 eski nesle göre daha kuvvetli ve<br />

daha iyi bir performansa sahip. Bu açıdan da S7 için başarılı diyebiliriz.<br />

Cihazın iyi olduğu noktalardan bir tanesi ise gelişmiş ekranı. Aktif matris<br />

TFT renkli LCD olan ekran 13.3 inç genişliğinde ve ekran 1920 x 1080<br />

piksel yani Full HD çözünürlük sunuyor. Ekranın görüntü kalitesini oldukça<br />

beğendiğimizi söylemeliyiz. Farklı açılardan ekrana baktığınızda görüntü<br />

kaybının oluşmadığını görüyoruz. Ayrıca ekranın dokunmatik olduğunu<br />

da belirtelim. Peki, S7’nin dokunmatik özellikleri nasıl Bazı cihazların<br />

dokunmatik ekranlarında tepkime süresi geç olabilir veya algılayamama<br />

gibi hatalar olabiliyor. Ancak S7 bu konuda üst düzey bir performans<br />

tutturmuş durumda. Normal olarak S7’yi kullanırken veya dokunmatiği<br />

test ederken, ekranda herhangi bir anormallik veya tepkimede gecikme<br />

gibi sorunlar olmadı. Ürünün ekranı arkaya doğru düz şekilde yatabiliyor,<br />

belli bir açıda kalmıyor. Böylece cihazı daha rahat açılarda kullanabiliyorsunuz.<br />

Ancak kasanın arkasına kadar tamamen yatmadığını da belirtmeden<br />

geçmeyelim.<br />

Kullanıcıların dikkat ettiği noktalardan biri klavye ve touch pad olur.<br />

Klavye genel olarak işini düzgün yapıyor. Bir şeyler yazarken tuşlar geç<br />

tepkime vermiyor, ancak tuşların biraz daha dışarı çıkık olması daha iyi<br />

olabilirmiş. Touch pad de başarılı, kullanımda sorun çıkarmıyor. Touch pad<br />

üstünden iki parmağınızla isterseniz yakınlaştırma veya uzaklaştırma da<br />

yapabilirsiniz. Windows 8’le gelen S7, dokunmatik ekranı ile Windows 8’in<br />

arayüzünü rahatça kullanılmasını sağlıyor. Windows 8 yeni özellikleri ve<br />

işlevselliği ile de kolay ve keyifli bir kullanım tecrübesi yaşatıyor. Tabii ki her<br />

geçen gün büyüyen Windows mağazası da farklı uygulamalar sunuyor.<br />

S7’de 2340 mAh batarya bulunuyor, bu batarya genel kullanım için yeterli<br />

bir süre sunuyor. Ancak sürenin kullanımdan kullanıma göre farklılık<br />

gösterebileceğini es geçmeden söyleyelim.<br />

Acer Aspire S7’yi genel olarak ele aldığımızda başarılı bir Ultrabook.<br />

Zarif, şık görünüşü ve üst seviyeye yakın performansı ile oldukça tatmin<br />

edici. Diğer yandan Ultrabook platformu olduğu için hafif olması ve ufak<br />

boyutlarda olması taşınmasını kolaylaştırıyor. Böylece evden işe veya tatile<br />

giderken rahatlıkla yanınızda götürebilirsiniz.<br />

Teknik Özellikler:<br />

İşletim Sistemi: Windows 8<br />

İşlemci: Çift çekirdekli Intel Core i5-3317U<br />

Boyutlar: 323,3 mm genişlik, 223,5 mm<br />

derinlik<br />

Bellek: 4 GB<br />

Depolama Alanı: 128 GB<br />

Ekran Boyutu: 13.3 inç (1920 x 1080<br />

Çözünürlük)<br />

Bağlantılar: 2 adet USB 3.0, mini HDMI, kart<br />

okuyucu, kulaklık girişi<br />

Batarya: 2340 mAh<br />

Ağırlık: 1.3 KG<br />

nisan’13<br />

63<br />

www.itadvisor.com.tr


ASUS ProArt PA248Q<br />

Tasarımcılar İçin En İyi Monitör Seçeneklerinden Biri<br />

Asus’un ProArt serisinden olan PA248Q, aslında isminden de<br />

anlaşılacağı gibi tasarımcılar, grafik, çizim veya fotoğraf işleriyle<br />

uğraşanların işine yarayacak bir monitör. Mat siyah rengi olan monitör<br />

sade ve şık bir görüntüye sahip olduğunu ilk görüşte anlıyorsunuz.<br />

1920 x 1200 piksel çözünürlüğünde olan üründe IPS panel<br />

kullanılmış ki, ürün kesin ve gerçekçi renkleri ekrana yansıtabilsin<br />

diye. Monitör gerçek renklerle ekrana yansıyan renkler arasındaki<br />

farkı Delta E ölçümünde 5’in altına indirerek sunuyor. Ayrıca ürün<br />

nereden bakarsanız bakın görüntünün kalitesinden düşürmüyor.<br />

Bunu da 178 derecelik açıyla sağlıyor.<br />

PA248 ilklere imza atan bir monitör, ürün üstünde 4 adet USB<br />

3.0 girişi yer alıyor. Tabii ki bir üründe en önemli detaylardan biri<br />

kullanıcıya işlevsel bir yapı sunması. Asus kullanıcıların en rahat ve<br />

hızlı biçimde monitörü kullanabilmelerini sağlamış. PA248 belirli<br />

bir dereceye kadar yukarı kaldırılıyor veya aşağı eğrilebiliyor.<br />

Ayrıca kendi açışınıza uygun olarak yüksekliğini kolayca ayarlayabilir,<br />

sağa sola döndürebilirsiniz. Diğer yandan dik olarak kullanma<br />

imkanınız da var. Böylece baskısı olabilecek dik portre resmi tüm<br />

hatlarıyla görebilir, düzeltmeler yapabilirsiniz. Profesyonel kullanıcılara<br />

iyi bir çözüm sunan ASUS ProArt PA248Q fiyat açısından<br />

yüksek sayılabilecek bir bedel ile satışa sunulmuş durumda.<br />

Teknik Özellikler:<br />

Ekran: 24.1 inç<br />

Çözünürlük: 1920x1200 piksel<br />

Tepkime Süresi: 6 ms<br />

Görüntü Oranı: 16:10<br />

Bağlantılar: HDMI,D-Sub,<br />

DisplayPort, DVI-D, HDMI 1.3,<br />

3.5mm Mini-Jack, 4 adet USB 3.0<br />

Exper Ultrabook F4B-530<br />

Exper Yeni Ultrabook’unu Kullanıcıların Beğenisine Sundu<br />

İş dünyası geçtiğimiz yıldan bu yana daha hafif taşınabilir bilgisayarlara<br />

yöneldi. Bu tarz bilgisayarlara baktığımızda ise Ultrabook’ların son<br />

dönemin en popüler ürünleri olduğunu görüyoruz. Dizüstü bilgisayar<br />

üreticileri birer birer yeni ürünlerine <strong>2013</strong> ile birlikte tanıtmaya başladı.<br />

Bu firmalardan biri de Exper. Geçtiğimiz günlerde yeni Ultrabook serisi<br />

F4B ürününü kullanıcıların beğenisine sunan firmanın bu yeni ürün<br />

ince yapısı ve alüminyum malzemeden üretilmiş dış yapısı ile dikkatleri<br />

üzerine çekiyor. Bu yapı ürünü dışarıdan gelen darbelere daha dayanıklı<br />

kılmak için sağlanmış.<br />

Bizim test ettiğimiz ürün serinin F4B-530 adı verilen modeli. 14 inç<br />

ekrana sahip olan bu model 1.5 kg ağırlık ve 16.65 mm kalınlığıyla kullanıcılara<br />

hizmet etmesi için yapılandırılmış. Üzerinde Intel Core i5-3317U<br />

adında 3. Nesil işlemci bulunan ürün 4 GB bellek ve 128 GB SSD depolama<br />

birimiyle donatılmış durumda. Performans açısından üst seviyeye<br />

yakın değerler sunan ürün özellikle SSD depolama birimi sayesinde<br />

veri kopyalama veya disk üzerinden yapılan işlemlerde rakiplerine göre<br />

oldukça hızlı sonuçlar elde ediyor. Fiyat açısından da uygun değerler ile<br />

satılan ürün Windowss 8 işletim istemiyle birlikte geliyor.<br />

Teknik Özellikler:<br />

İşlemci: Intel Core i5-3317U<br />

(3MB Cache, 1.7 GHz)<br />

Bellek: 4 GB DDR3 1333 MHz<br />

Sabit Disk: 128 GB SSD<br />

Ekran kartı: Intel HD Graphics<br />

4000<br />

Ekran: 14 inç 1366 x 768 piksel<br />

Boyutlar: 336 x 232 x 16,65 mm<br />

Ağırlık: 1.5 kg<br />

www.itadvisor.com.tr<br />

64 nisan’13


TP-Link TL-WDR4300<br />

Bu Hıza Veri Dayanmaz<br />

Gün geçtikçe günlük hayatımızda kullandığımız routerların önemi daha da<br />

artıyor. Bunun başlıca sebeplerinden bir tanesi bağlantı hızının artması ve<br />

bir diğeri kablosuz bağlantı özelliklerinin gün geçtikçe daha fazla kullanılması.<br />

Geçtiğimiz döneme göre internet üzerinden indirdiğimiz paketlerin<br />

kapasiteleri artıyor ve buna bağlı olarak mobil kullanıcıların internete bağlı<br />

kalma süreleri de artış eğiliminde. Hal böyle olunca eski nesil routerlar bazı<br />

durumlarda hizmetlerini yavaşlatabiliyor hatta iş göremez duruma gelebiliyorlar.<br />

TP-Link’in kullanıcıların beğenisine sunduğu yeni ürünü TL-WDR4300<br />

sunduğu 750 mbps kablosuz bağlantı özelliğiyle öne çıkıyor. Hem 5 Ghz hem<br />

de 2.4 Ghz kablosuz bağlantı desteği sunan bu yeni router iki farklı frekans<br />

bandının birleşmesiyle birlikte toplamda 750 mbps hızında transfer yapabiliyor.<br />

Bunun yanı sıra üzerindeki iki adet USB yuva sayesinde bir medya sunucu<br />

olarak kullanabileceğiniz cihaz bu arabirimler üzerinden yazıcı bağlayarak<br />

ağa açabilir, medya oynatıcıları bağlayabilir, USB depolama çözümlerini<br />

paylaşabilir veya depolama aygıtınızı FTP sunucu olarak kullanabilirsiniz. WPS<br />

desteği de sunan bu gelişmiş özelliklere sahip üç antenli router fiyat açısından<br />

da uygun değerler ile kullanıcıların beğenisine sunulmuş durumda.<br />

Teknik Özellikler:<br />

Arayüz: 4 x 10/100/1000Mbps LAN, 1 10/100/1000Mbps WAN,<br />

2 USB 2.0<br />

Buton: WPS/Reset, Wireless On/Off, Güç On/Off<br />

Boyutlar: 243 x 160.6 x 32.5 mm<br />

Anten: 3 adet dual band<br />

Kablosuz desteği: IEEE 802.11a, b, g, n<br />

Frekans: 5GHz, 2.4GHz<br />

Kablosuz güvenlik: 64/128-bit WEP,WPA / WPA2,WPA-PSK/<br />

WPA2-PSK<br />

Acer Aspire V3-551G<br />

Acer’dan Farklı Bir Dizüstü Seçeneği<br />

Daha önce başarılı dizüstü bilgisayarlara imza atan Acer, Aspire V3-551G<br />

modelinde AMD’nin gücünü kullanıyor. Cihazda 4 çekirdekli A10-4600M<br />

işlemci bulunuyor ki, bu aslında bir APU. İşlemci normalde 2.3 GHz hızında<br />

çalışıyor, ancak turbo modunda bu hız 3.2 GHz’e kadar yükseliyor. Diğer<br />

yandan cihazda grafik işlemcisi olarak AMD Radeon HD 7660G + HD<br />

7670M ikilisi yer alıyor. HD 7660G APU içine gömülü, HD 7670M ise harici<br />

grafik işlemcisi olarak gözümüze çarpıyor. Bu yöntem aslında Crossfire<br />

kombinasyonu olarak nitelendirilebilir, “AMD Dual Graphics” olarak<br />

adlandırılıyor. Mesela hafif yük isteyen işlemlerde düşük güç çeken ekran<br />

kartı devreye girerek, daha az enerji harcanmasını sağlıyor.<br />

Aspire V3-551G, 15.6 inçlik HD LED LCD ekrana sahip. Ancak<br />

dokunmatik değil, bu açıdan Windows 8’in arayüzünü fare ile<br />

kullanıyorsunuz. Ekranda biraz yansıma da olabiliyor. Diğer yandan<br />

dizüstü bilgisayarda 6 GB RAM, 500 GB depolama alanı bulunuyor.<br />

Ürün genel manada iyi bir performans gösterse de, test etmeden<br />

bırakmadık. Mesela yüksek kaliteli grafiklere sahip Crysis 3’ü denedik.<br />

Ancak Aspire V3-551G yüksek ayarlarda bekleneni veremedi.<br />

Bu yüzden ayarları aşağıya çekip Crysis 3’ü rahatça oynayabildik.<br />

Sonuç olarak Aspire V3-551G çok üst düzey olmasa da, genelinde<br />

başarılı performansı ile sahibini tatmin ediyor.<br />

Teknik Özellikler:<br />

İşletim Sistemi: Windows 8<br />

İşlemci: 4 Çekirdekli AMD A10-4600M<br />

Boyutlar: 253 x 381,6 x 33.2 mm<br />

Bellek: 6 GB<br />

Depolama Alanı: 500 GB<br />

Ekran Boyutu: 15.6 inç (1366 x 768<br />

Çözünürlük)<br />

Kamera: 1.3 megapiksel<br />

Bağlantılar: DVD yazıcı, 2 adet USB 2.0, 1 adet<br />

USB 3.0, HDMI, VGA, mikrofon, kulaklı, LAN<br />

girişi, kart okuyucu<br />

Batarya: 4400 mAh<br />

nisan’13<br />

65<br />

www.itadvisor.com.tr


Sony Xperia Z<br />

Sony’nin Su Geçirmeyen Yeni Amiral Gemisi<br />

Çıkmadan önce hakkında spekülasyonlar dönen ve birçok dedikodunun<br />

odak noktası olan Sony Xperia Z, sonunda kullanıcılarla buluştu.<br />

Full HD ekranlı olan Xperia Z, genel olarak zarif ve şık bir tasarıma<br />

sahip. Xperia Z’nin asıl dikkat çekici özelliği ise suya ve toza karşı<br />

dayanıklı olması ki, cihaz 1 metre suya yarım saat dayanabiliyor. Ayrıca<br />

darbelere ve çizilmelere karşı koruması var. Bu açılardan memnun<br />

edici bir ürün olduğu söylenebilir. Yekpare olan kasada girişler için kapakçık<br />

kullanılmış ve bu kapakçıklar su ve toza karşı olan tasarımın bir<br />

parçası olsa da, uzuvlarından kopabilir. Bu açıdan kapakçıkları açarken<br />

biraz nazik davranmanız gerekiyor.<br />

Telefonun 1920 x 1080 piksel çözünürlüğündeki Full HD ekranı 443<br />

ppi sunuyor. Mobile Bravia Engine 2’yi kullanan ekran, dokunmatik<br />

tepkimelerde gecikme yaşatmıyor, cihaz bu açıdan başarılı. Ekran<br />

renkler konusunda aslında iyi bir performans gösterse de, bazı renklerde<br />

solukluklar olduğunu söylemeliyiz. Bu durumu gözle kolayca<br />

fark edebiliyorsunuz. Mesela siyah tam siyah olarak değil, biraz griye<br />

çalabiliyor. Xperia Z gücünü 4 çekirdekli 1.5 GHz’de çalışan Snapdragon<br />

S4’ten alıyor. Bu işlemciye Adreno 320 GPU’su ve 2 GB bellek eşlik<br />

ediyor. Donanımsal olarak güçlü olan cihazın genel performansı hızlı.<br />

Farklı uygulamalar ve oyunlarda Xperia Z’yi denedik ve bazı oyunlarda<br />

ne yazık ki takılmalar yaşadık. Mesela yüksek grafikleri olmayan Highway<br />

Rider’a girişte ve oyun içindeki kaza anlarında bir iki saniyelik gecikmeler<br />

oldu. Ancak bu takılmaların yazılımsal olduğu kanaatindeyiz.<br />

Yapılacak bir iki ufak güncelleme ile stabilite rahatça sağlanabilir. Diğer<br />

yandan uygulamaların açılmaları, arayüz geçişlerinde ise takılmalar<br />

yaşadığımız söylememizde fayda var.<br />

Xperia Z’de dikkat çeken diğer özellik ise 13.1 megapiksel olan arka<br />

kamera. Kamerada yeni nesil BSI ışık sensörü ve Exmor RS teknolojisi<br />

kullanılıyor. Telefondaki Superior Auto özelliği ile en uygun ayarlarda<br />

otomatik olarak çekim yapılabiliyor. Böylece rahat şekilde kamera ile<br />

çekim yapabilirsiniz. Genel olarak başarılı performansı olan arka kamera<br />

dışında 2.2 megapiksellik ön kamera bulunuyor.<br />

Akıllı telefonlarda kullanıcıların en çok dikkat ettiği noktalardan biri<br />

ise şarj süresidir. Xperia Z bu konuda tatmin edici. 2400 mAh değere<br />

sahip olan Xperia Z’nin bataryası gündelik kullanımda 1 günü çıkartıyor.<br />

Cihazda daha uzun batarya kullanım süresi için “Stamina” modu<br />

bulunuyor. Bu mod ekranın kapanmasını algılıyor ve gerekli olmayan<br />

işlemleri kapatıyor. Diğer yandan istediğiniz işlevleri de açık tutuyor.<br />

Böylece daha uzun bir kullanım süresi sağlıyor. Yalnız bataryanın yerleşik<br />

olduğunu ve değiştirilemediğini belirteyim. Bazı kullanıcılar telefonlarını<br />

video izlemek ve müzik dinlemek için yoğun şekilde kullanır.<br />

Bu yüzden geniş depolama alanına ihtiyaç duyar. Xperia Z’de 16 GB’lık<br />

dahili depolama alanı dışında 32 GB’a kadar microSD kart desteği<br />

bulunuyor ki, bu da telefonun artı özelliklerden bir tanesi. Genel olarak<br />

ürünü ele aldığımızda yeni bir yazılım güncellemesine ihtiyaç duyduğu<br />

söylenebilir. Bakalım Sony bu konuda nasıl hareket edecek.<br />

C<br />

M<br />

Y<br />

CM<br />

MY<br />

Teknik Özellikler:<br />

Ekran: 5 inç<br />

Çözünürlük: 1920x1080 piksel<br />

Kamera: 13.1 megapiksel<br />

Renk: Siyah, beyaz, mor<br />

Dahili depolama: 16 GB<br />

Harici depolama: 32 GB’a kadar<br />

microSD<br />

Bellek: 2 GB<br />

Ağırlık: 146 gram<br />

Boyutlar: 139 x 71 x 7.9 mm<br />

CY<br />

CMY<br />

K<br />

www.itadvisor.com.tr<br />

66 nisan’13


nisan’13<br />

67<br />

www.itadvisor.com.tr


Numaranızı<br />

Vodafone’a taşımanız için<br />

bir neden daha!<br />

En<br />

çok tavsiye<br />

edilen<br />

operatör<br />

Bağımsız pazar araştırma kuruluşu GfK Türkiye, Haziran 2010 - Eylül 2012 tarihleri arasında yaptığı<br />

pazar araştırmasında, cep telefonu kullanıcılarına operatörlerini tavsiye edip etmediklerini sordu.<br />

16<br />

kasım’10<br />

Türkiye’nin kendi kullanıcıları tarafından en çok tavsiye edilen operatörü Vodafone oldu.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!