EKİM - Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası
EKİM - Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası
EKİM - Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
MERHABA<br />
Merhaba...<br />
<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odasının<br />
sevgili üyeleri, değerli meslektaşlarımız,<br />
değerli dostlar, 2008 sonbaharında<br />
bültenimizin yeni sayısı ile birlikteyiz.<br />
Sizlerle birlikte olmanın, sizlerle buluşmanın<br />
güzelliğini, dostluğunu, sıcaklığını <strong>ve</strong><br />
mutluluğunu yine sizlerle paylaşmak<br />
istediğimizi belirtmek istiyoruz. Bültenimizin<br />
son sayısının yayımlandığı Temmuz 2008<br />
den bu yana ülkemizde, bölgemizde <strong>ve</strong><br />
dünyada yaşanılan siyasi, toplumsal,<br />
ekonomik <strong>ve</strong> politik gelişmelerle birlikte<br />
mesleki alanımızdaki gelişmeler, yaşanılan<br />
sıkıntılar <strong>ve</strong> bu süreç içerisindeki görev<br />
<strong>ve</strong> sorumluluklarımızın hızla arttığı bir<br />
dönemi yaşıyoruz. Bu ülkenin aydın <strong>ve</strong><br />
çağdaş mühendisleri olarak, bir yurttaş<br />
olarak; gözlerimizi kapamadan, görmedik,<br />
duymadık, haberimiz yok demeden,<br />
bağımsız, sömürüsüz <strong>ve</strong> özgür bir ülkede<br />
birlikte, kardeşçe <strong>ve</strong> bir arada yaşamanın<br />
bizlere yüklediği sorumlulukları yok<br />
saymadan, gelecek günlerin güzelliği için<br />
şimdiden üzerimize düşenleri yapmanın<br />
gerekliliğini bir kez daha ifade ediyoruz.<br />
Değerli dostlar,<br />
Emperyalizmin 1929’da yaşadığı bunalım<br />
<strong>ve</strong> gündeme gelen büyük dünya krizi,<br />
ardından yıllarca süren etkileri, 1940’lı<br />
yıllarda devam eden ikinci dünya paylaşım<br />
savaşı, 1970’li yıllarda yaşanılan yeni<br />
ekonomik bunalım, hayata sokulan yeni<br />
politikalar <strong>ve</strong> emperyalist sömürünün<br />
giderek artması <strong>ve</strong> sonucunda ülkelerin<br />
daha da yoksullaşması, baskı altına<br />
alınması, demokrasi <strong>ve</strong> özgürlüklerin<br />
yok edilmesi, ekonomik <strong>ve</strong> siyasi<br />
bağımsızlıklarının her geçen gün tehdit<br />
altına girmesi <strong>ve</strong> ülkelerin işgal edilmesi<br />
ile emperyalizm yeni bir bunalım sürecine<br />
girmiştir. Geçen yüzyıla damgasını vuran<br />
işgal <strong>ve</strong> savaş bu yüzyılda da kendini<br />
göstermektedir. Kan <strong>ve</strong> gözyaşı, ekonomik<br />
<strong>ve</strong> siyasi bunalımlar, dünyanın her<br />
köşesinde halka fatura edilmeye devam<br />
etmektedir. Kapitalizmin dünya ölçeğinde<br />
uyguladığı emperyalist programlara,<br />
projelere bakıldığında neredeyse aynı<br />
tablonun her ülkede benzer şekilde hayata<br />
geçirildiği görülmektedir.<br />
Tek kutuplu dünyamızda jandarmalığa<br />
soyunan <strong>ve</strong> üretim ekonomisi olmayan<br />
ABD, özellikle enerji kaynakları üzerinde<br />
hegemonyasını sağlamak üzere dünya<br />
halklarına saldırılarını sürdürmektedir.<br />
Günümüzde emperyal devletlerin hem<br />
hasım hem de hısım ilişkileri hızla yol<br />
almaktadır. ABD, AB, Rusya <strong>ve</strong> Çin çeşitli<br />
düzeylerde bu ilişkilerini sürdürmektedirler.<br />
Kafkasya’da yaşanan turuncu <strong>ve</strong> kadife<br />
devrimleri, Yugoslavya’nın parçalanarak<br />
yok edilmesi, Gürcistan da gündeme gelen<br />
işgal <strong>ve</strong> savaş, Afganistan <strong>ve</strong> Irak’ın işgali,<br />
Lübnan, Suriye <strong>ve</strong> İran’a askeri müdahale<br />
girişimleri emperyalizmin egemenlik<br />
alanlarını genişletmek için yaptığı askeri<br />
girişimleri açıkça göstermektedir. Özgürlük<br />
<strong>ve</strong> demokrasi getirme söylemlerinin yalan<br />
olduğu artık dünya ölçeğinde bilinmektedir.<br />
Küresel sermayenin yeni bir dünya krizine<br />
adım adım girmekte olduğu özellikle<br />
son dönemlerde sürekli dile getirilen bir<br />
tahlildi. Ancak bu gerçeğin saklanması<br />
için <strong>ve</strong>rilen çabalar, kapitalizmin vahşiliği<br />
<strong>ve</strong> kural tanımaz uygulamaları <strong>ve</strong> daha<br />
fazla kar hırsı bir taraftan dünyanın<br />
doğal dengesini hızla zora sokarken<br />
diğer taraftan, sömürülen ülkelerde<br />
açlık, fakirlik, yoksulluk <strong>ve</strong> baskıların<br />
artmasını gündeme getirmiştir. Kapitalist<br />
sistem doğası gereği ekonomik krizlerden<br />
birisini daha üçüncü bin yılın ilk yıllarında<br />
üretmiştir. 1970’li yılların sonlarına doğru<br />
uygulamaya sokulan neo liberalizm eğik<br />
düzlemde kaymaya devam etmektedir.<br />
Özelleştirmeler ile satılan bankalar, stratejik<br />
kurum <strong>ve</strong> kuruluşlar <strong>ve</strong> tesisler yeniden<br />
devletleştirilmektedir. Batan kuruluşların<br />
kurtarılması için devlet kasasından<br />
milyarlarca dolar devreye sokulmaktadır.<br />
Kapitalizm yaşadığı bu bunalımdan bir<br />
şekilde çıkacak <strong>ve</strong> bunalımın bedelini dünya<br />
halklarına ödettirecektir.<br />
Başta ABD olmak üzere emperyalist<br />
ülkeler bu krizi atlatmak için başvuracağı<br />
adımlardan biri olan askeri müdahaleleri,<br />
işgal <strong>ve</strong> savaşları zaten başlatmıştı. Bu<br />
süreçte yeni savaşlar yaratmak için her<br />
çabayı gösterecekleri unutulmamalıdır.<br />
Yaratılacak bu savaşta mutlaka<br />
kendilerine birer yerli ortak bulacaklardır.<br />
Emperyalizm ile iş birliği yapmanın ne<br />
özgürlük <strong>ve</strong> demokrasi ne de mutluluk<br />
<strong>ve</strong> refah getirdiği, tam aksine kan <strong>ve</strong> göz<br />
yaşını, savaşı, sömürüyü <strong>ve</strong> yoksullaşmayı<br />
getirdiği <strong>ve</strong> hakim kıldığı bilinmektedir.<br />
Emperyalizmin kirli yüzü bilinmesine<br />
rağmen bu yönde yapılan girişimlerin<br />
kabul görmesi doğru değildir. Emperyalist<br />
ülkelerin bu süreçteki yeri <strong>ve</strong> rolü, doğal<br />
olarak başta ABD’nin yönetimine egemen<br />
olan silah <strong>ve</strong> petrol şirketlerinin karlarındaki<br />
şişkinlik ile paralellik içermektedir. Sadece<br />
2007 yılında ABD’deki 29 petrol şirketinin<br />
toplam 166 milyar dolar kâr ettiği gözden<br />
kaçmamalıdır.<br />
Dünyanın tek kutuplu yapıdan çıkmakta<br />
olduğu günümüzde Türkiye’nin jeopolitik<br />
<strong>ve</strong> stratejik konumu, doğal <strong>ve</strong><br />
kültürel zenginliği, Orta doğu, Kafkaslar<br />
<strong>ve</strong> Hazar Bölgesindeki petrol <strong>ve</strong> doğal<br />
gaz kaynaklarının Avrupa <strong>ve</strong> dünyaya<br />
açılımındaki enerji koridorundaki rolü<br />
nedeniyle önemi her geçen gün daha<br />
da artmaktadır. Türkiye, emperyalist<br />
işgale karşı halkıyla bağımsızlık savaşı<br />
<strong>ve</strong>rerek özgürlüğüne kavuşan bir ülke iken<br />
günümüzde dışa bağımlı bir ülke haline<br />
gelmiştir.<br />
Ülkemizde 1980 askeri darbe sonrası<br />
küreselleşme <strong>ve</strong> yeniden yapılanma adı<br />
altında emperyalizmin kurumları olan IMF,<br />
Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü<br />
<strong>ve</strong> AB tarafından dayatılan neo liberal<br />
politikalar doğrultusunda programlar<br />
hayata geçirilmiş <strong>ve</strong> birçok alanda yapısal<br />
değişiklikler yapılmıştır. Özelleştirmeler<br />
sonucu ülkenin iç dinamikleri, stratejik<br />
öneme sahip kamu kuruluşları, bankaları,<br />
fabrikaları, tesisleri, hazine arazileri,<br />
toprakları, orman alanları, madenleri,<br />
limanları, havalimanları, yolları, barajları;<br />
kısaca ne varsa satılığa çıkarılmış<br />
durumdadır.<br />
Halkımız için ciddi bir istihdam kaynağı<br />
olan KİT’lerin birçoğunda özelleştirme<br />
sonrasında kapanmalar yaşanmış; halka<br />
sağlıklı <strong>ve</strong> ucuz gıda, giyim gibi temel<br />
gereçleri sağlayan kamuya ait işletmeler<br />
de özelleştirme sonrası bu niteliklerini<br />
kaybetmişlerdir.<br />
Örneğin, SEK’te özelleştirilen 31 fabrikadan<br />
23’ünde; ORÜS’te özelleştirilen 20<br />
fabrikadan 16’sında; Sümerbank’ta<br />
özelleştirilen 21 fabrikadan 18’inde <strong>ve</strong><br />
EBK’da özelleştirilen 16 kombinadan<br />
9’unda bugün üretime tamamen son<br />
<strong>ve</strong>rilmiştir. Binlerce insana istihdam<br />
sağlayan TEKEL’de de aynı şeyler<br />
yaşanmaktadır. 25 yaprak tütün işleme<br />
müdürlüğü ile 8 suma, kibrit <strong>ve</strong> tuz<br />
fabrikaları kapatılmıştır. Kapatılan sigara<br />
Ekim 2008<br />
3