21.01.2015 Views

Merakla Beklediklerimiz: Film Ekimi

Merakla Beklediklerimiz: Film Ekimi

Merakla Beklediklerimiz: Film Ekimi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

<strong>Film</strong>ekimi<br />

DÜŞLER-DİYARI<br />

Yönetmen: Benh Zeitlin<br />

Oyuncular: Quvenzhané Wallis, Dwight Henry, Lowell Landes, Levy Easterly<br />

ABD, 2012<br />

35 mm / Renkli / 92’<br />

İngilizce; Türkçe altyazılı<br />

6 yaşındaki küçük bir kızın fantastik yolculuğu<br />

bu yıl iki önemli film festivalinde büyük beğeni topladı.<br />

Sundance’te jüri büyük ödülünü kazanan film, Cannes’dan<br />

da Altın Kamera ödülü ile ayrıldı. Altın Kamera ödülünün<br />

yönetmenlerin ilk filmlerine verildiğini hatırlatarak Düşler<br />

Diyarı (Beasts of the Southern Wild, 2012)’nın yeni bir<br />

yönetmen ve ilk film keşfetmek isteyenler için kaçırılmaz bir<br />

fırsat olduğunu belirtelim. Çocuk kahramanlığı ve masumiyeti ile harmanlanan bu epik macera,<br />

<strong>Film</strong>ekimi’nde merakla beklenenlerden...<br />

Mehmet Taner Demir<br />

MELEKLERİN PAYI<br />

Yönetmen: Ken Loach<br />

Oyuncular: Paul Brannigan, Siobhan Reilly, John Henshaw, Gary Maitland, William Ruane<br />

İngiltere-Fransa-Belçika-İtalya, 2012<br />

35 mm / Renkli / 101’<br />

İngilizce; Türkçe altyazılı<br />

Ladybird Ladybird (1994), Ülke ve Özgürlük<br />

(Land and Freedom, 1995), İşte Özgür Dünya (It’s a<br />

Free World, 2007) gibi filmleriyle dikkat çeken İngiliz<br />

yönetmen Ken Loach son filmi Meleklerin Payı (The<br />

Angels’ Share, 2012) ile <strong>Film</strong>ekimi’ne konuk oluyor. 2012<br />

Cannes <strong>Film</strong> Festivali’nde Jüri Özel Ödülüyle dönen<br />

yapımın senaristliğini ise Loach’ın pek çok filminden<br />

aşina olduğumuz Paul Laverty üstlenmiş. İskoçyada<br />

geçen film adını bir viski üretimi teriminden alıyor; tabi<br />

doğal olarak viskiyi filmin merkezine yerleştiriyor. Sosyal hizmete mahkum edilen bir grup insanın<br />

kaderlerini değiştirmeye ve gelmiş geçmiş en büyük viski kaçakçılığıyla köşeyi dönmeye karar<br />

vermesini konu alan film; acı-tatlı anları, kendine özgü mizahi anlatımıyla yansıtmasıyla tanınmış<br />

yönetmeni hesaba katılınca görülmeye değer gibi görünüyor.<br />

Sevgihan Oruçoğlu<br />

8


<strong>Film</strong>ekimi<br />

BİZ VE BEN<br />

Yönetmen: Michel Gondry<br />

Oyuncular: Michael Brodie, Teresa Lynn, Laidychen Carrasco, Raymond Delgado<br />

ABD, 2012<br />

DCP / Renkli / 103’<br />

İngilizce; Türkçe altyazılı<br />

Sil Baştan (Eternal Sunshine of the Spotless Mind, 2004)<br />

ile hafızalarımızda yer edinen Michel Gondry, dünya prömiyerini<br />

Cannes’da yapan Biz ve Ben (The We and the I, 2012) ile <strong>Film</strong>ekimi’ne<br />

dahil oluyor. Eve dönüşte aynı otobüsü kullanan Bronx’lu bir grup<br />

ortaokul ve lise öğrencisinin okulun son günü yaşadıklarından yola<br />

çıkan film, gençlerin psikolojilerine ve ilişkilerine odaklanıyor. Sil<br />

Baştan’ın etkileyici görselliği ve kurgusu sebebiyle beklentileri bir<br />

hayli yükselmiş olan izleyici, eleştirmenlerin olumlu yorumlarına<br />

bakılırsa aradığını bulacak gibi gözüküyor.<br />

CENNETTEKİ ÇÖPLÜK<br />

Yönetmen: Fatih Akın<br />

Almanya, 2012<br />

DCP / Renkli / 98’<br />

Türkçe<br />

Nazlı Özüm Gündüz<br />

Almanya’da yaşayan Fatih Akın’ın ‘’En Türk <strong>Film</strong>im’’<br />

olarak nitelendirdiği Cenneteki Çöplük (Der Müll im Garten<br />

Eden, 2012)’ün yapım fikri Yaşamın Kıyısı (2006) filminin<br />

final sahneleri çekimlerine dayanıyor. Belgesel, Çamburnu’nda<br />

geçim kaynağı çay toplayıcılığı olan halkın, tarlalarının<br />

arasına kurulmuş çöp arıtma tesisine karşı gösterdikleri<br />

direnişi anlatıyor. İlk olarak yetkililerle görüşüp çöplüğün<br />

kaldırılmasını talep eden Fatih Akın, ‘’Bu işlerle uğraşma. Sen git filmini çek’’ cevabını aldıktan<br />

sonra bu savaşın filmini çekmeye karar veriyor. Belgesel kuşkusuz ki, kentsel dönüşümü anlatan<br />

Ekümenopolis (2011)’e yakınsayan duruşuyla seyircilerin ilgisini çekecek gibi görünüyor.<br />

Ezgi Çoban<br />

7


<strong>Merakla</strong> <strong>Beklediklerimiz</strong><br />

ACI<br />

Yönetmen: Kim Ki-duk<br />

Oyuncular: Jo Min-soo, Lee Jeong-jin, Woo Gi-hong, Kang Eun-jin, Jo Jae-ryong<br />

Güney Kore, 2012<br />

35 mm / Renkli / 104’<br />

Korece; Türkçe altyazılı<br />

2008’de çektiği Rüya (Bi-mong) filminden sonra<br />

inzivaya çekilmiş olan Kim Ki Duk, kendisiyle yüzleştiği,<br />

içini açtığı, sinemayla arasına koyduğu mesafeyi açıklığa<br />

kavuşturan belgeseli Arirang’la (2011) tekrar izleyici karşısına<br />

çıkmıştı. Tabi Arirang’ı özgün ve samimi bulanlar kadar “sahte”<br />

olduğunu düşünenler de vardı.<br />

Yönetmen, dört yıl aradan sonra çektiği Pieta (Acı,<br />

2012)’yla asıl dönüşünü yapıyor. Türkiye’deki izleyicisiyle<br />

<strong>Film</strong>ekimi’nde buluşacak filmin merkezinde mafya için para toplayan, ailesi olmadığı için kaybedecek<br />

hiçbir şeyi de olmayan bir adam ve yıllar sonra ortaya çıkıp genç adamın annesi olduğunu iddia<br />

eden bir kadın var. Venedik’ten Altın Aslan’la dönen film içerdiği şiddet yüzünden Güney Kore’de<br />

tartışma konusu oldu bile. Biz de ustanın nasıl bir dönüş yaptığını görmek için merakla bekliyoruz.<br />

Serhad Mutlu<br />

TEPELERİN ARDINDA<br />

Yönetmen: Cristian Mungiu<br />

Oyuncular: Cosmina Stratan, Cristina Flutur, Valeriu Andriuta, Dana Tapalaga<br />

Romanya-Fransa-Belçika, 2012<br />

35 mm / Renkli / 150’<br />

Rumence; Türkçe altyazılı<br />

Chrsitian Mungiu yabancı olmadığımız,<br />

<strong>Film</strong>ekimi’nde çokça yer alan yönetmenlerden. 2007<br />

yılında <strong>Film</strong>ekimi kapsamında gösterilen 4 Ay, 3 Hafta,<br />

2 Gün (4 luni, 3 saptamâni si 2 zile, 2007) ile yönetmen,<br />

izleyicinin politik ve sosyal konulara yoğunlaşmasına<br />

izin vermemişti. Çünkü yönetmene göre asıl olan<br />

durumların kendileri değil, yarattıkları zor koşullarda<br />

var olmaya çalışan insan hayatlarıydı. Bu kez Tepelerin<br />

Ardı (Beyond the Hills, 2012) ile dokunulmaz hatta kutsal olarak görülen iki kavramı, inancı ve<br />

sevgiyi; iyi, kötü, doğru ve yanlış gibi ahlaki değerlerle yani yine insan hayatının ta kendisiyle<br />

irdelemeye çalışıyor. <strong>Film</strong>, kavramların ve ideolojilerin ancak insan hayatları içerisinde anlam<br />

kazandığını anlatmaya çalışacak gibi görünüyor.<br />

Beste Yamalıoğlu<br />

6


<strong>Film</strong>ekimi<br />

NO<br />

Yönetmen: Pablo Larraín<br />

Oyuncular: Gael García Bernal, Alfredo Castro, Antonia Zegers, Marcial Tagle<br />

Şili-ABD-Meksika, 2012<br />

35 mm / Renkli / 115’<br />

İspanyolca; Türkçe altyazılı<br />

Tony Manero (2008) ve Post Mortem (2010)<br />

filmleriyle İstanbul <strong>Film</strong> Festivali arşivinde yeralan Şilili<br />

Yönetmen Pablo Larrain, bu kez de ‘88 referandumunda<br />

Pinochet rejimine büyük zarar veren “No” adlı reklam<br />

kampanyasını işliyor.Önceki iki filmi ile Şili politik<br />

tarihini kara mizah içeren güçlü bir anlatımla yansıtan<br />

yönetmen “NO” (2012) filmiyle bir anlamda üçlemesini<br />

tamamlıyor. Buram buram nostalji kokan filtreleri ve<br />

hareketli kamerasıyla sinema izleyicisini cezbedecek<br />

film, Şili’nin Oscar adayı olmaya en yakın filmlerden biri olarak nitelendiriliyor.<br />

Bu seneki Cannes <strong>Film</strong> festivalinden ödülle dönen film, deli dolu reklamcı Rene<br />

Saavedra’nın bir ülkenin kaderini etkileyen 15 dakikalık kampanyasının hem toplumsal hem de<br />

teknik tarafını iktidarın ve muhalefetin bakış açılarından inceliyor. Politik filmleri ile parlayan Latin<br />

Amerika sinemasının yegane örneklerinden biri olmaya aday “NO”, benzer politik tepkilere hiç<br />

yabancı olmayan ülkemizin insanı için önemli bir seyirlik olacaktır.<br />

Zübeyir Çelen<br />

SEVMEK GİBİ<br />

Yönetmen: Abbas Kiarostami<br />

Oyuncular: Tadashi Okuno, Rin Takanashi, Ryo Kase<br />

Fransa-Japonya, 2012<br />

35 mm / Renkli / 109’<br />

Japonca; Türkçe altyazılı<br />

<strong>Film</strong>lerinin çoğunda gerçeklik temasına değinen Kiyarüstemi,<br />

özellikle bir önceki filmi Aslı Gibidir (Certified Copy, 2010)’de<br />

tüm anlatısını bu kavram üzerine kurmuş, batıya gelebilecek; fakat<br />

doğuda bizim de tasavvuf anlayışından ve hatta Metin Erksan’ın<br />

Sevmek Zamanı (1965)’ndan da hatırlayabileceğimiz gibi gerçeksuret<br />

ilişkisini batıda geçen bir hikayede irdelemiştir. Sevmek Gibi<br />

(Like Someone in Love, 2012) filminde yönetmenin Japonya’yı seçme<br />

sebebini hikayesini doğuya taşıması olarak düşünebiliriz. Eskort kız,<br />

emekli profesör ve kızın erkek arkadaşı arasındaki ilişki üçgenini<br />

muğlak kimlikler üzerinden anlatan yönetmen hikayesini 24 saatte anlatmayı seçerken; film Cannes’da pek<br />

olumlu eleştiri almasa da Kiyarüstemi filmi olması sebebiyle izlenmeyi hak ediyor.<br />

Serkan Küpeli<br />

9

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!